ZigZag
ZULKARNEYN
3 KAYNAK
Hans Von AIBERG
Derleyen Metin KILIÇ
[email protected] 1.Yayım KASIM 2004 2.Yayım ŞUBAT 2010 Amacımız, HANİF kazanmaktır, onlara hangi milletten olursa olsun ulaşmaktır. Hans Von AIBERG
Hac-78. Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir ŞAHİD olsun, siz de insanlar üzerine ŞAHİDLER olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O
İÇERİK: Bölüm A Hans Von Aiberg Bölüm B Yecüc-Mecüc Bölüm C Zülkarneyn Bölüm D Dabbet Bölüm E Hızır(ve Yahya) Bölüm F SONuç
Eğer Jana denen bir sigortam olmazsa, bana bile İNANMAYIN! Montauk inanılmaz güçlü bir proje... Burada bilmemkaç milyar dolarlık TESİS kurulması önemli değil! önemli olan bu tesisten YAYIN YAPACAK t e l e p a t yani psiko-spiker... O beni zaman zaman etkiledi. (Elde etmedi, etkiledi: İntiharı düşündüm vb.) Geller denen şeytanın spikerini PARALİZE EDEN ve akıl tedavisine mahkum eden JANA bizim sigortamızdır. Jana'nın kapsama alanı Jüpiter'in İO uydusuna kadardır. Orada kurulacak bir Montauk yayını,> yeniden başımıza MONTAUK projesini bela edecektir. Dünyada 7 tane KAF dağı vardır. (Bunu şimdi anlatttırmayınız) Sadece biri BİZİM dağlar ile ortaktır. Cebel dağlar kategorisinde bu sanıldığı gibi KAFKAS dağları değil; Manisae da bir MİLLİ PARK'ın ortasındaki dağdır. İşte Montauk'u engelleyen O dağdır. Ve nasıl bir rastlantıysa TÜRKİYE'dedir. (Başka bir ülkede de olabilirdi) Jana'nın tele-tensor yayınları sadece buradan olmaktadır. Ve koca dağda, sadece bir tek CİHAZ vardır. Bu yayını yapan cihaz (Toshiba olan değil) CASİO markalı minicik bir tensor'dan ibarettir. Bu tensor'un adı SPİL'dir (Sipel değil) (Spiel, Zero-n'in zaman tensor sensorunun adıdır. Bizim BAĞIN ki Spil (Spiel değil) Zero-N (Zion bağı ve DAĞI) Arafat dağından önceki TENSOR dönemine ait. Tıpkı Kabe'den önce Kudüs; ondan önce de Kahire'nin KIBLE olması gibi) Zion dağından dolayı Siyoinzm kavramı ortaya kondu. Siyonizmin aslı Zion bunun da aslı Zero(sıfır) N serisi ANTİ-TARIK! (Bunlarla ilgili soru sorulmasın, sadece geleceğe MESAJ geçildi. Unutmayınız ki, TUTANAK da vermek benim görevim.) Zero-en'izmin çıkışı geçmişte değil; GELECEKTEN kaynaklandı Zion dağına ismini veren ya da Walhalla ve Wanen'e ismini veren mekanizma aynıdır. Wanen, Zero-en'in karşıtıdır. Gelecekte dünya başkenti olan "Walhalla" devasa yapay uzay platformunun tam kripto merkezinde oluşturulan bir sistem ile "Bir YAPAY AKDELİK" yaratılarak (Yapay aknokta'nın tersi olan yapay karanoktayı Zülkarneyn Yecüc-Mecü'e karşı yapmıştı. Gelecekte de yapay aknokta yapılacaktır. Bu yapay aknokta ile NEGATİF evrenin bize EN YAKIN olduğu ER (Koordinat) olan Şİ'RA kapısına direkt bir Akdelik tüneli ile BİR ANDA çıkmak mümkün. (Bu mesafe 18 dakikadır) Walhalla'dan girdiğinizde Allahlaw olan diğer kapı çıkışındaki PLATFORM ile karşılarsınız. Deccal de oradan "OSMOS" yoluyla geçmek istemektedir. Sadece Kosmos çiftinin (Künneseyn) birbirine TEĞET olup, değme noktasındaki KARIŞIKLIK Chaos=Hunnes anaforundan yararlanmaktır Deccal'in amacı...Böylece iki kozmos teğetleşmesinden doğan Chaos (kaos) yapıtaşından OSMOS denen transfer doğmaktadır. Geleceğin TARİHİNDE ilk kez, bir Musevi topluluğu kötü Zülkarneyn'ler, Zero-N (SıfırN) olan deney (polarize çifti olan) Tarık'ı sinsi bir organizasyon ile kaçırdılar. Geçmişe geldiler. Marxizmi, Freudismi Einsteinizmi vb. oluşturdular. Dünyayı Musevi Yobazlığı ve/veya Yahudi Faşizmi " üzerine bina ettiler. Tarih değişti. Aynı anda 1N (Wanen) ya da
Timebulance denen bir TTT(Time Trip Team) de acilen değişen tarihi olumlu anlamda değiştirmeye geldiler. Bunların geldiği yer, Manisa'da en yüksek bir yerdir. Ve Manisa tarzanı onların CANLI şahitlerinden biridir. (Aslında öldü ama her bir şeyi anlattı.) (Elbette bir çıplak tarzana kim inanırdı ki? :))))))) Kozirevin batıya kaçırılan notunda Deccalin tarihe atadığı 7 şeytan diyordu. Evet DECCAL yani Armageddon savaşlarının bir üyesi Bu konuyu kapatmadan, sorularınız var mı? (Sorular YASAK bölge ile ilgili olmasın) O zaman ben yine Salat'a kaçar! Az sonra görüşmek üzere... Ashab-i kehf olmak kolay zülkarneyn olmak zor neden ? zor? Ashabi kehf İLLA ki ""ZAMAN İÇİNDE İLERİ=ZIG) gider ve ikinci kez doğmasına neden kalmaz." Ama Zülkarneyn'ler zamanda Arkadan Gezmenlerdir. (ZAG) onun için GELECEKTEN gelip GEÇMIŞTE (Tarik suresindeki gibi) YENIDEN DOĞARLAR ve felç falan yaşarlar, iki anne babaları iki kimlikleri vardir. Ashabı Kehf'in böyle bir sıkıntısı yoktur! Magnetik şişe şudur: Dünyanın EN GÜÇLÜ yakıtı! Bu yakıt doğrudarn GAMMA PATLAMASIDIR. Gama ışını patlaması... En ideal TARIK yakıtıdır. Bu yakıtta katı-sıvı-gaz hiçbir yakıt kullanılmaz. PLAZMA yakıtı kullanılır. Maddenin dördüncü halini (Ateş anasırı) kullanırsınız. Bunun için, bir ARACA(mesela Tarık/UFO vb.) tabak bölümünün altına üç tane kondansatör korsunuz. Bunlardan biri "Yüksek eksi elektromagnetik alanı" diğeri yüksek artı magnetik alanı DEPOLAR! Üçüncü kondansatör (iniş takımına benzeyen yarım kürelerden bahsediyorum) ise MAGNETİK şişedir. Mesela "1 mol" ANTİMADDE imal edilir: Bu diyelim ki Anti-BOR atomları olsun! Bu "Bırakılır" dolayısıyla öteki kondansatördeki normal BOR atomu ile birleşir. Ve ikisi birbirini yok ederek, BİR ÇİFT gamma patlamalı foton halinde ŞİDDETLE tepki yaparak JET etkisi yaparlar. Yani püsküren IŞIĞIN ta kendisi olur. İşte buna PLAZMA yakıtı diyoruz. Buraya kadar anlaşıldı mı? (Soru yoksa devam edeceğim) cem'an teknolojisini kullanan bir zırh imal edilebilirmi ? ONU ANLATIYORUM, konuya girdim! Buraya kadar anlaşıldı mı? Böylece FOTON (Gamma patlamalı) bu jet tepkisi sayesinde içinde bulunduğunuz araç (Tarık) ve bunun motoru(Adiyat-1700) (3 asır sonraki Adiyat suresi) IŞIK HIZIYLA hareket etmiş olur. Çünkü yakıtı ışık olunca, ve ışık hızı saniyede 300 bin km olunca, ARAÇ da mecburen bu hızla gider. "Hiçbir şey ışık hızıyla gitmez" dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız: Madde bu hızda çözünüp ENERJİ olur. Ama işin içyüzü başka: Işık hızına hızlandığınızda hareket yönünde "BOYUNUZ KISALIR" Bir metrelik cetvel sırayla yarım metre, çeyrek metre vb. olur. Pekiyi bunun sonunda ne olur? Cetvel, öyle kısalır ki "SIRAT KÖPRÜSÜ" oluverir. Kıldan ince...
Şimdi bunu biraz açalım. Hareket doğrultusu ENİNE'dir. Bir metre uzunluğunda ve diyelim ki iki cm. kalınlığındaki bir cetvelin alanı>>>>200 cm karedir. Eğer bu cetvel yarım metre olursa, bu kez dört santim eninde VE DİKİNE kalınlaşacaktır. Çeyrek metre olduğunda ise kalınlığı 8 cm. olacaktır. vb. vb. Tam ışık hızında boyu SIFIR santim olacaktır. Hareket doğrultusunda boyu SIFIR olduğunda PEKİ DİKİNE ne kadar olacaktır? Yani enine bir cm olması demek; DİKİNE 200 cm olması demek. EN TÜKENDİ (x ve y sıfırlandı) fakat DİK>>>Z ekseni ise evrendeki SAKLI DÜZLEME, görünmeyen boyuta geçti. Bu Z ekseni (Sultan güç vb.Rahman 33) hatırladınız değil mi? Ve aynı olguyu "Karadeliklere çekilen maddenin İPLİK gibi tek boyut olduğunu=Devenin iğne deliğinden geçtiğini" hatırladınız değil mi? Karadelikler Z dikindeki UZAY UÇURUMLARIDIR demiştik. anımsadınız mı? İşte SULTAN güç denen bu Z ekseni, ışık hızı yasağına KARŞI GELMEDEN sizi DİK BİR YERE TAŞIMAKTADIR. Yani enine madde halinde gidemezken DİKİNE madde halinde ve zarar görmeden gidebiliyorsunuz. ORASI TEK SEMA>>>>>VE SİZİN ADINIZ TARIK'tır. Ve siz ENERJİYE dönüşmeden MADDE halinde oraya gidebiliyorsunuz. Buraya kadar da anlaşıldı mı? hint fakirinin iç uzayına girmesi gibi mi? (O başka bir şey , iç uzay>>>Evren-kürenin İÇ ÇAPI boyunca yani kürenin içindedir. Benim söylediğim ise KÜRENİN DIŞINA (Sema budur>>>>Z dikine yani iççapyın UZANTISI OLAN SULTAN BOYUT'a çıkıyorsunuz. İççapta DABBET; dışçapta ise TARIK SEMASI vardır. İç çap ARZ'dır(dabbet) DIŞ ÇAP UZANTISI ise SEMA (Tarık)dır. Tamam mı ?) uzay üstü uzay anlaşıldı Yukarıdaki yazdığımı bir kere daha okuyunuz ki Hint fakiri ile Zülkarneyn'i ayıralım ve böylece, herkesin fakir olabileceğini ama Zülkarneyn olamayacağını GÖSTERELİM) Okudunuz mu? (Tekrar) Pekala soru var: Evreninimizin yüzeyi BİR BALONUN YÜZEYİ (alanı=en ve boy çarpımı yerine geçen x ve y koordinatlarıdır) Bu görünen yüzeydir. Çünkü üzerinde yaşarız. Geziniriz. Ve bunun zamanı "ŞİMDİ" şu andır. Ama evren sürekli genişlediği için, DÜN ya da bir saniye önceki YÜZEY daha küçüktür. Şimdiki yüzeyimiz ise bir saniye sonrakinden küçüktür. (Buna evrenin genişlemesi diyoruz) VE BİZ HEP İKİ BOYUTLU EVREN YÜZEYİNDE yaşıyoruz, yani bu alana yapışmış kalınlıksız resim gibiyiz. Bir tür kalkan balığı gibiyiz. Kalınlığı olmayan bir kalkan balığı gibi... Hani ÜÇÜNCÜ BOYUT>>>SULTAN boyut>>>Z (Hu) O geçmişte kalan evren katmanlarıdır. Eğer zamanda geriye giderseniz, mesela 10 yıl öncesine>>>>Kendinizi o YÜZEYDE on yıl daha GENÇ görürsünüz Eğer on yıl geleceğe geçerseniz, kendinizi on yaş yaşlı görürsünüz. Dikkat ediniz hep iki boyutlu yüzeyde kaldık. ÜÇÜNCÜ boyuta gecemiyoruz.
Üçüncü boyut şudur: Bigbang (gittikçe şişen balon) merkez noktasından YUKARI çıkan boyuttur. Orada değilsiniz (Daha önce küçükken oradaydınız) O merkezi noktadan ŞİMDİ/şu AN evren yüzeyine değen Z dikmesine >>>>İÇ ÇAP denir>>>>>GEÇMİŞLERİN TOPLAMI DENİR. Bunun uzantısını alınız>>>>>>>Bir günün 50 bin yıl olduğu (her saniyeyi ışık hızıyla çarpınız) yukarıdaki Z dikmesi uzantısı ise İÇ UZAY değildir, çünkü kürenin içinde değil, (Kürenin daha genişlemediği, gelecekte genişleyeceği) iç çapın uzantısıdır. Küre kısıtlı (riemann) iken bu çap Lobatçevski uzayı olarak sonsuz bir dikmedir. BURASI iç uzay (Dabbetül Arz mekanı) değil; DIŞ UZAY(Tarık seması)dır. Buraya kadar anlaşıldı mı? (Tüm karadelimkler ve dolayısıyla tüneller MUTLAKA İÇ UZAY içindedir) bizim uzay ile ilgisi yoktur. Çünkü karadelikler uzayın YÜZEYİNİ öyle eğerki, artık x ve y düzlemini tam dik kesen bir Z UÇURUMU (iç çap) yaparlar. Bu uçurumun dibinde saklı olduklarındandır ki, KARADELİKLER (adı üzerinde) HİÇ GÖRÜNMEZLER. Ayrıca her karadelik ucunda bir akdelik vardır: İşte bu da DIŞ ÇAP uzayında yer alır. Yani GELECEKTE genişleyeceğimiz yerlerdir ve ŞİMDİDEN görünürler. Bu akdeliklere kadar uzanan tüm tünellere(Worm Hole/Aslında CORN HOLE=Mini sur borucuğu)diyoruz ve genel adı "Quantum tünel süreci ve/veya quantum köpüğü" olup, SÜPER UZAY denen evrenimizin dışındaki DIŞ ÇAP uzayı (Aşağı misal alemi) dokusunu oluştururlar. dünyada şu an kaçtane AKDELİK uzmanı var? hocam (tek ben kaldım. Zaten belli olmuyor mu?) (Hangi biri ya da eserde bunlar yazılı ki?) (Kim yazmışsa, o BENDEN BAŞKA ÖTEKİ AKDELİK UZMANIDIR. Çünkü benim bulduğum Aiberg uzayı Wheeler süper uzayı ile Sarfatti Hyper uzayının da ÜSTÜNDE.) (Üstünde dediğim şu: Tüm Corn Hole'lar/mini sur borucukları-boynuzları tümü SİDRE'ye kadar tek bükülmüş halakt olur ve bundan ÜSTTE>>>>H O R N H O L E (Asıl sur borusu, tek boru-Akdelik çıkışı olmayan TEK yer) bunu benden başkası BULAMADIĞI İÇİN tek UZMANIM -şimdilik- Daha bu yazdıklarımı anlayacak karadelik uzmanı bile yok dünyada... Bırak yazmayı, anlamaları için fırınlar dolusu ekmek yemeleri gerekirdermişim- Nerede kalmıştık? (Ah çekme karşıki dağlar yıkılır sonra ;)> :) kendime yanıyorum hocam boş geçen yıllara ve yerimde sayışıma Merak etme senin boş yıllarını MUTLAKA dolduran ALLAH ALİMLERİ vardır ve onlar muallimlerdir. Onlardan öğrenirsin-Rabbi zıdni ilmi-dediğin sürece Allah dualara MUCİB'dir. Hele hele zatının övdüğü ve yol gösterdiği dualara (Ta-Ha/114) Zaten ayet ne diyor "Okurken ACELE etme>>>>>Bunu sen BOŞ GEÇEN yıllar olarak görmemelisin M.! Yine unuttum, nerede kalmışız bir bakayım! Madde ve antimadde birbirinin eşleniklerine rastladıklarında birbirlerini yok ederek, MADDEYİ bir çift ENERJİ fotonuna (gamma ışınına) çevirirler diye yazmışım başlarda...) Hayır orada kalmamıştım. Orası araya giren bir soruya yanıttı.
Şimdi başka konuya atlıyorum: Bir TARIK içinde dört doğa kuvveti denetlenebiliyor. 1. ÇEKİM>>>>UFO'nun yarattığı kendi 3G veya saniyede 11,8 km kaçış hızı, dünyanın 9,8 km/s hızını aştığından, UFO, dünya çekiminden (Moment sakınımından vb. ) etkilenmez. Ancak kendi hızında bir şeyden etkilenir. (Kafdağı ifritleriyle bu yüzden çarpışabiliyorlar) 2. Elektromagnetik kuvvet: UFO'nun topuzu ve dibindeki MERCEK ikisi birer ELEKTROMAGNETİK ŞİDDET kutbudur. Bu öyle dehşetlidir ki, Philadelphia'daki gemiyi, bir saniyede AY'a götürüp getirir. Bir saniyeden de az! UZAY YÜRÜYÜMÜ yaptırır. Bunu açalım: Philadelphia deney gemisi kendi elektron-atom kafesine sığmadığı icin bir dakikada 800 km ötelere ışınlanmıştı. Yine de "Uzayda yürümüştü" UFO'da ise "Uzay SİZDE YÜRÜR>>>>İSRA GECE YÜRÜYÜŞÜ" İsra suresi ilk ayeti yazar mısınız? 1. Bütün varlıkların tespihi o kudretdir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye kulunu, gecenin birinde Mescit-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya yürütmüştür. Hiç kuşkusuz, O'dur Semî' ve Basîr. tşk. Şimdi irdeleyelim: Girişte SONSUZ ÖZÜNLÜ(sonuşmaz enerji olan) NUR KUDRETİNİ (ennoorgy) anlatılıyor (Tesbih azalacağına çoğalan TAKYON enerjisinin adıdır) 1. Bütün varlıkların tespihi o kudretdir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye Bunu Resulullah'a bir kaç kez gösterdi. Cebrail (Ki takyon) YÜKSEK bir ufukta idi (sidre) ve Dünya izdüşümü vermişti. Daha önce de Resulullah onu görmüştü (Hira dağında KEHF'de) Gelelim devamına: kulunu, gecenin birinde Mescit-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya yürütmüştür. Şimdi : İKİ KIBLE arasında bir YÜRÜMEDEN söz ediliyor. Yani eski Kıble KUDÜS ile şimdiki kıble KABE arası... Resulullah yürümüyor. Resulullah sanki 5 cm kadar Z boyutunda havada duruyor onun altından x ve y (dünya yüzeyi) yürüyor. Yani bir mescidde ayağını kaldırıyor, diğeri altından geçerken İNİYOR. Ve yatağı bile soğumamış oluyor! (Bunun için Philadelpiha deneyi başarılı olmuştu) x ve y arasında iki noktayı ENİNE geçtikten sonra DİKİNE Z boyutunda ise Mir'acını tamamlıyor (Sema'ya çıkıyor) Buraya kadar anlaşıldı mı? ? Uzay yürümünü böylece anlattıktan sonra (Ki illa ki ayetlerden anlatıyoruz.) Şimdi Tarık altında UZAY YÜRÜYÜMÜ nasıl oluyor? İsra-ilk ayetleri zaten tafsilatlı tek kitap olan Kur'an'ın BU AYETİNDE saklıdır. Yani Philadelphia, Şeytan üçgenleri ve UFOloji bu AYETİN ŞİFRESİ içinde haber verilmiştir. -anlayana/görene= innehu hüves semıul besıyr (Allah işitici ve görücü"dür. Semiu aynı zamanda >>>>>>DUYURAN, ilan eden, önceden bildiren-demektir. Tıpkı El
Habir>>>Hem haberdar olan hem haber veren ismi gibi... Tarık "Mekke-Kudüs arasını YATAY olarak kat ediyor zaten. Ama bundan ötesinde Tarık MİR'ac'ın bir etabına (Tarık Semasına) çıkabiliyor. Yani UZAY YÜRÜYÜMÜNÜ philadelphia gemisindeki gibi enine değil DİKİNE başarıyor. Pekiyi tarık semasına çıkınca ne olur? DİKİNENİN sonu vardır (Bir günün 50 bin yıl olduğu hız) DİKİN SONUNDA, GÖK>>TEK GÖK OLUR VE YER TEK YER OLUR. İkisi MAHŞER MEYDANI denen yine İKİ BOYUTLU ve dümdüz (De sitte uzayı) haline gelirler. YER VE GÖK BİTİŞİKTİR ARTIK (en başta da öyleydi) Yani ayrılmışken yeniden bir MEYDAN düzleminde birleşirler. Yer bir mezar kalınlığında; gök ise sadece bir mızrak boyundadır. Ve burası artık mahşer meydanıdır. Yeniden Z boyutu (Rahman-33>>>Sultan KUVVET BOYUTU) oluşturulana kadar, İnsan( madde) ve Cin (enerji) bu iki boyutlu Ayna gibi sahte derinlikli MAHŞER meydanından çıkamıyorlar. (Ekranda açtığınız pencereler de öyle değil mi? Hepsi monitorun iki boyutlu yüzeyinde ama sanki, dizilince önde ve arkadaymış gibi duruyorlar= Bunları zaten zamanında anlatmıştık. UFO'nun elektromagnetik fırtınası öylesine güçlüdür ki, TARIK'a uzay yürüyümü yapabiliyor. Ve bir diğer doğa kuvveti olan Güçlü nükleer kuvvet, GAMMA /Yapay aknoktacık oluşturacak kadar güçlü. Bir şey daha: Sonuncu kuvvet olan ZAYIF ÇEKİRDEK kuvveti ise inanılmaz şiddetli nötrino rüzgarı oluşturuyor. Böylece içerideki kötü/yakıcı/ısı ışık vb. bilhassa da "Magnetik şişenin" bıraktığı ölümcül gamma ışınları NÖTRİNO rüzgarı halinde dağıtılıyor ve kimse yanmıyor! (Zayıf nükleer kuvvet çekirdekteki dehşetli enerjiyi, NÖTR olarak, yani kimseyi yakmadan, evreni yok etmeden çekirdek dışınma alarak, çekirdeği KARARLI halde tutar) Böylece doğganın dört kuvvetinin de TARIK/Dhurakhapalam içinde EN ŞİDDETLİ olarak üretildiğini görebiliyoruz. Şimdi gelelim 24-25.yy kalkanına... Madde ve antimaddeyi birbirinden nasıl ayırabiliriz? Yani antimaddeyi öyle bir yerde tutmalıyım ki, maddeye hiç rastlamasın. Bunun için Tungsten falan yetmez. Pekiyi ne yapmalı? Basit: Madde ve antimadde bolca kullanıldığında birbirine temas eden eşlenik atomlar bir çift fotona (gamma ışınına) dönüşürler. Yani aralarına BİR FOTON RÜZGARI duvarı girer. Fotonlardan biri dışa diğeri içe (çünkü zıt iki yöne tepkime yaparlar) rüzgar - daha doğrusu- duvar-ayıraç-separatör- foton duvarı oluştururlar. Bu sayede madde ve antimadde birbirine karışmadan KESİN olarak ayrılmış, antimadde ise "Bir küresel foton rüzgarı içine HAPSOLMUŞTUR! Fotonlar buna nasılm dayanıyor? Foton erimez ki? Daha bigbang'in ilk dehşet saliselerindeki cehennemi sıcaklarda oluşan bu Girgin GAMMA ışını fotonları denen quantlar değil miydi? Onlar erimezliklerini zaten kanıtlamışlar ;) Demek ki eremiz bir duvar (daha doğrusu tecrit/izolasyon KÜRESİ elde edebiliyoruz. erimez bir KÜRESEL hazine yapabiliyoruz. Buraya kadar anlaşıldı mı? ? Neyse gelelim NASIL BİR ELEKTROMAGNETİK kalkan yapabiliriz. Bunun yanıtını
verelim ve taaa 24.yy'a gidelim. Bütün koloniler (ki şimdiki dünya nüfusu kadar insan popülasyonu var) bütün gezegenler ve gezegenciklerde (jüpiter uydular gibi) yerleşik duruyorlar. Ve KENTLERE sahipler. Bir kentin büyüklüğüne örnek olarak, mesela İstanbul'un bakırköy semtini bir KUBBE altına alınız. Bundan bin tane var, onbin tane de var... Şimdi Kubbeyi yapacağız. Ama bu bilim kurgu filmlerinden farklı olacak: Çünkü onların magnetik kalkanının adı var kendisi yok. Pekiyi bir magnetik kalkanı yapabilirmiydik? Cevabı HAYIR! Ama ama ama TERS KALKAN YAPABİLİRMİYİZ? EVET! Bu yarım küre olan kalkanı TERS çevirmek değil. Pekiyi ne olabilir? Fikri olan var mı? Şimdi ilgiyi yeniden topladıktan sonra, sırrı açıklıyorum. Bir magnetik şişe yaparsınız. Bundan yararla, bir de FOTON DUVARI içine hapsedilmiş ANTİMADDE deposu yaparsınız. Antimadde 24.yy düzeneği şudur>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Bildiğimiz MADDİ ELEKTRO MAGNETİK ALAN KALKANI(hani yapılamayan) yerine ANTİMADDE NEGATİF ELEKTROMAGNETİK KALKANI oluşturursunuz. Yani pozitif enerjiyi (dış etkileri, şıhab, meteorid, komet, oksijen kaybı vb vb.) negatif enerji kalkanınız BİR FOTON DUVARI (görünmez duvar) ile ENGELLER. Dışarıdan girdi gelmez. Ve içeriden kayıp olmaz. İkisi birbirini FOTON DUVARI dengelemesinde TERAZİLERLER. Ama tek bir yerden giriş vardır. GÖKTEN DEĞİL! Pekiyi bu Bakırköy kadar koloniye nasıl gireceğiz? Öyle ya kargo gemimiz var, yolcu gemimiz var. Nasıl gireceğiz içeri? GÖK/sema yasak ise ARZ da mı yok? Bunun sırrı şu ayetlerde (iki tanesi vereyim çünkü düzinelerle var) ŞİD HUD SALİH AD SEMUD ve ???? Eykeliler Önce Şid peygamberin ayetini yazar mısınız? Araf65 den itibaren 79'a kadar yazınız lütfen 79 dahil SIRLAR burada DİŞİ DEVE'de. 71. Ayette "FOTON RÜZGARI" deliniyor ve Kavimin sığındığı kent yerle bir oluyor. 72'de bunların çok azının kurtulduğunu görüyoruz. 73 Semud Kavmi>>>>Salih geliyor. Size Rabbinizden açık bir delil geldi. İşte şu, Allah'ın devesi, size bir mucizedir; bırakın onu Allah'ın yeryüzünde yesin (içsin), sakın ona bir kötülük etmeyin, yoksa sizi acı bir azap yakalar." Bu dişi deve nedir: DEVE>>>>>GAMMA(ışını) Yani foton rüzgarı Ama DİŞİ (negatif ALAN) Artık sırlar belli oluyor mu? (Dabbet konuşuyor) Dişi olduğunu nasıl anladık? (Deve dişidir. O dört ayağı üstündedir >>>Arş'ın dört direği gibi dört kuvvet KULELERİ ile kalkan yapılır. Deve erkek olsaydı>>>>Bildiğimiz elektromagnetik kalkan olurdu. Ama TERSİ>>>NEFATİF/DİŞİ kalkan! Negatif/anti kalkan! 74- Düşünün ki (Allah) Âd'dan sonra sizi hükümdarlar kıldı. Ve yer yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın.
Ve yer yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. İşte uzay kolonileri: 1. yer yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, 2.dağlarında evler yontuyorsunuz. Uzay yerleşimi (Kolonik gezegenler de ARZ'dır) iki yöntemle oluyor. Ya GAMMA kalkanı ya da bildiğimiz gibi DAĞLARA falan girerek KORUNMAK!(Ucuz yöntem) Buraya kadar da anlaşıldı mı? Dikkat ediniz peygamberin adı SALİH'dir (WEMB düzeni gibi sulhçu vb. ) Kolonilerde bazıları DÜZENE KARŞI oligarşi oluşturmaya kalkışırlarsa ne olur? Yanıtı kur'an'da: Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın. 75- Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayıf görünen müminlere: "Siz, dediler, Sâlih'in, gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" (Onlar da): "(Evet), doğrusu biz onunla gönderilene inananlarız!" dediler. Koloni iktidarı kavgaları... Bakalım neler yapmışlar? Daha doğrusu bu duruma nasıl gelmişler de başkaldırmışlar. Şimdi bir düşünün, kolonilerde mesela on kuşak boyu doğup yaşayan var. WEMB onlara baskıcı geliyor. (Hatırlayınız sapık devletler vb. demiştim-ki bunlar serbest bırakılmışlardı: External devletler) Allah'ın düzeni onlara baskı gibi geliyor. WEMB kumandanlığını işgalci, kendilerini KOLONİ/GEZEGENİN YERLİSİ sanmışlar kuşaklar boyu... Bir yere sahiplenmek içgüdüsü: Ben yerliyim, siz yabancısınız, yabancılar defolun, işgalciler dışarı! Başkaldırıyorlar ama SIR GİBİ saklanan dört direk teknolojisinden yani negatif kalkanın dört direğinden/kulelerinden İLMEN haberdar değiller. Ayetlere bakalım: 77- Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar; "Ey Sâlih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! "dediler. Ayette devenin boğazlanması>>>HAVASIZLIK yanında dört ayağının kesilmesi de var. ONU BULUNUZ lütfen, dişi devenin DÖRT ayağının kesildiğini de göreceksiniz. 77. Ayet Derken o dişi deveyi tepelediler, ayaklarını keserek öldürdüler, Rablerinin emrine baş kaldırdılar ve: "Hey Salih, sen gerçekten peygamberlerden isen, bizi tehdit etmekte olduğun azabı getir de görelim!" dediler. 77. Ayet Derken o dişi deveyi tepelediler, ayaklarını keserek öldürdüler, ayaklarını keserek öldürdüler, ayaklarını keserek Devenin dört ayağı olur örneğinden yola çıkarak... Devam ediyoruz : 11. Semûd kavmi, azgınlığı yüzünden yalanladı.
12. En haydutları ortaya fırladığı zaman, 13. Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun." 14. Fakat elçiye inanmadılar da deveyi devirip boğazladılar. Bunun üzerine, Rableri onların günahlarını kendi başlarına geçirdi de o yurdu dümdüz etti. önce UZAY KOLONİ YERLİLERİNİN LİDERLERİ: 11. Semûd kavmi, azgınlığı yüzünden yalanladı. 12. En haydutları ortaya fırladığı zaman, yukarıdaki eylemi yapıyorlar. 77. Ayet Derken o dişi deveyi tepelediler, ayaklarını keserek öldürdüler, Rablerinin emrine baş kaldırdılar ve: "Hey Salih, sen gerçekten peygamberlerden isen, bizi tehdit etmekte olduğun azabı getir de görelim!" dediler. Böylece KALKAN giderek zayıfladı. Ama daha önce en önemli şey bitti: Bu nedir? S.(11,12,13,14)ayetlerini DİKKATLE okuyunuz. EN ÖNEMLİ besin nedir? (Havadan sonra>>Hava daha devam ediyonrdu, çünkü kalkan zayıflamıştı ve daha hava vardı) EVET SU Ayeti bir daha yazar mısınız? SU ile ilgili olanı. (Bu hem ATLANTİS hem de Kolonilerin suyunun kesilmesi, susuzluktan ölmeleri) 11. Semûd kavmi, azgınlığı yüzünden yalanladı. 12. En haydutları ortaya fırladığı zaman, 13. Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun." 14. Fakat elçiye inanmadılar da deveyi devirip boğazladılar. Bunun üzerine, Rableri onların günahlarını kendi başlarına geçirdi de o yurdu dümdüz etti. 15. Allah, işin sonundan korkacak değil ya! WEMB elçisi onları uyarıyor: DİKKAT havaya güvenmeyin, suyunuz ÖNCE BİTECEK! diyor 13. Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun." Kalkan SU ile (Ağır hidrojen izotopları ötesinde bir bulgu) ile varlığını sürdürmektedir. Bu su>>>>ANTİ-H2O Yani ANTİ -SU! Buraya kadar anlaşıldı mı? Ve devam edelim: 77- Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar; "Ey Sâlih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! "dediler. 78- Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar. 79- Sâlih de o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! And olsun ki ben
size Rabbimin elçiliğini tebliğ ettim ve size öğüt verdim, fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz." Şimdiki sırrımız şu: KALKANA GÖKTEN/semadan girilemediğine göre, nereden GİRİLİR? 78- Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar. APTALLAR, "Yukarıdan girmeyeceklerdi" KOLONİ Komutanlığı YERALTINDAN girilmesini "birinci ve tartışılmaz emir olarak " bildirmişti. 78- Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar. Bunun devamı da Yasin ortalarındaki ayetlerde... Lütfen 41-42-43-44 41. Zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamız da onlar için bir ayettir. 42. Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık. 43. Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar. 44. Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar daha nimetlensinler diye kurtarılırlar. Şimdi bunun yorumunu size bırakıyorum: Kolonist Asilere ne olmuş dersiniz? Ve Kolonilere İNSAN ZÜRRİYETİ nasıl taşınmıştarihçesi-anlatabilir misiniz? WEMB kurtarmış Çünkü WEMB'i oluşturan 3M BENİM (DABBET OLARAK) BAŞLARINA GELECEK ŞEYİ İLK KEZ ve YEGANE yazmamdan zdolayı KURTARICI OLARAK BEKLİYORLAR! Ben yazmasaydım kimi kurtulur denemezdi. TAMAMI KURTULAMAZDI. Sırrın biri de "Suda boğulmak" Acaba ne demek! Elbette birincisi havasızlıktan boğulmak. İkincisi de Ağır hidrojen suyu infilakları... Şimdi konuyu DARK'a anlattık. Ve KALKANI bitirdik. Bu konuda soru yoksa, 1size "Saklı tutun " dediğim soruları bana sorabilirsiniz. Yeni soruları "Saklı tutun" dediklerimin arkasına ekleyiniz. Hani arada girdiğiniz soruları "saklayın" dediklerimi şimdi yazınız. Yenileri ötekilere ekleyiniz. Bana koskoca metni okatmak niyetinde değilsiniz herhalde! Dark bitirdiğimiz konu ile ilgiliyse bana sor. üstlerin kalkanları anlaşıldı ama bireysel askeri amaçlı magnetik kalkan zırhları yokmu? enbiya 80 ve sebe 11 de ise savaş sıkıntılarından korunmaktan bahsediyor BİREYSEL ASKERİ AMAÇLI MAGNETİK ZIRHLAR YOK MU? veya benzeri bir zırh teknolojisi Evet söz hakkı Dark'ın. Elbette yüksek askeri teknolojiler senin dediğin bireysel kalkanları yapmaya daha yüz yıl içinde bile muktedir. (Bunun ayrıntılarını yazdırırsan MIB eline geçebilir. Bu yanıt yeterli mi?) benim asıl kastım bunlar idi bizim için idi... CYBORG SORU:Deggalin telepati veya messenger yeteneği var mı? Geçmişe mesaj(bilgi)
gönderebilir mi? Deccal/Deggalo Paralel evrenimizin yaratığı. Ama tesadüfen KÖTÜ (iyi bir cins de olabilirdi) SEMADAN giriyor. ONU DEŞİFRE EDEN tek paralel yaratık ise DABBET. Deccal-Dabbet ikilisi... Biri negatif semadan öteki pozitif yerden geliyor. (Tek Dabbet BEN değilim, ben BİRİSİYİM) (Dabbetlerden bir DAbbet) İSA (S&S) mı? (Önce İsa POZİTİF SEMADAN, DECCAL NEGATİF SEMADAN, farka dikkat ) Düşünce hızı ışık hızından hızlı bir takyon hologramı olduğuna göre, DECCAL'in geçmişe mesaj gönderebilmesi her zaman mümkün. Ama illa ki üç zaman diliminin ortasında: Önde HIZIR ortada Deccal En arkada onu yok etmek için izleyen İSA (Messiah) (Peygamber değil-emekli peygamber-yeni MESİH isa) Hızır kaçar gibi yaparak, GERİ döner (zaman durur) onu öldürmek için Deccal de durur. Deccal Hızır'ı öldürürken, durduğu için İSA da yetişir ve Deccal'i öldürür. Yani TELEPATİ yeteneği bu üç zaman diliminde oluveriyor. Bunları sıraya koyabilirsin ... Ya da sorunu daha açmalısın. Yani açıkcası gelecekten bugünlere karşı bağcılara bir taktik veya strateji veriyor mu? (Daha spesifik olarak soruyu böyle sorayım.) Tamam. Ama yanıtı YAZDIM. Çünkü İsa'nın geleceğinde Deccal/onun geleceğinde HIZIR var. Hızır senin önerdiğin görevi yapıyor. ÖLDÜRTEREK kendini, hiç bir zaman ona yetişemeyecek olan İsa'nın da onu öldürmesi için feda ediyor. DECCAL ile Hızır'ın kendini feda edip şehid etmesi dışında hiçbir kuvvet (Allah'tan başka hiç bir kuvvet) ETKİ edemez. Negatif evren ile aramızda mikro saniyelik ZAMAN FAZI KAYMASI var! Buna "bir çeşit kanat indirme " demiştiniz. Evet dilerse HIZIR kanadını indirmeyip YAHYA peygamber YERİNE GEÇERDİ. Kendi elindeydi kanat indirmek. Ve kendini feda etti. (Edecek>>>HA/VET!) Kanat indirmek şudur: Hızır doğal bir Zülkarneyn'dir İki değil sonsuz zaman ucu vardır. İsteseydi TARIK semasında kalırdı. AMA KALMIYOR, DABBET olmayı yeğliyor. Bu onun fedakarlığı ve feragatı hayatıdır. Zaten buna karşı çıksa bile Deccal onu parça parça ederdi. Önce elinin başparmağını almıştı, sonra karnını, sonra mesela kalbini falan diye devam edecekti. 1200 ton demirden yapılan bir karanokta demek, 12 katrilyondan öte 10 üzeri 36 (Süper simetrinin parçacık başına düşen maksimum enerjisi) katını YUTABİLİYOR! Yani 1200 ton demir EVRENİ bile yutabiliyor. (Zülkarneyn sen ne yaptın öyle?) Yeri gelmişken; alimine değer vermeyen, zulkarneyne kulak asmayan, arzın dabbesini dinlemeyen milletin başına ne gelir, sonu ne olur??? YÖNETENLERİMİZLE İMTİHAN EDİLİYORUZ! Bir millet kendini düzeltmezse... Yani : Millet seçtiklerinden sorumludur. Seçtikleri MİLLETİ düzeltmeli İDİ... Yönetenler,
yönetenler, yönetenler... Yönetenleri seçen biziz, ama "UNZURNA" özürlüyüz. Yani denetleyemiyoruz, yönlendiremiyoruz. Zülkarneyn'lerin CEZA verme yetkisi EVET VAR! Bu çok ayrıntılıdır: MIB'den tutun, SÜFYANİLERİN TAMAMINI HİÇ ACIMADAN yoketmeye kadar var bu yetki... 18/86. Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin." 18/87. Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker." 18/88. "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz." Ama BARIŞÇI/SELAM SELAM diyen bir Zülkarneyn'in nasıl olur da KATİL olmasını bekleriz? KİNİNİZLE GEBERİN noktasına gelinceye kadar BARIŞ'ın tüm yollarını denemeliyiz. BARIŞARAK utandırırsınız. Kötülüğe kötülükle karşılık verirseniz, KİN ve KAN gütme doğar ve rakibiniz asla pişman olmaz. Ama kötülüğe iyilikle yanıt verdiğinizde O UTANIR, size yaptığına utanır, insanlığından utanır, kan ve kin gütmekten vazgeçer. HANİFler önce utandırmalı, Allah'ımız buyuruyor ki: "Kolay olanı tavsiye edin, nefret ettirmeyih sevdirin." İyiliği emredin, Ehli kitab kafirlere bile GÜZELLİKLE davranın, Hayır ve barış için yarışın, koşuşturun.. Allah bunları emreder. Ta ki CİHAD emni inip de "KİNİNİZLE GEBERİN" denen D-Day gününe kadar... 7/199. Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslam’a) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir. Evet cahillerden hemen dönüp gitmek gerekir. Cehalet ile barış aynı yerde durmaz. BARIŞ >>> İLİM ile gelir. Çünkü kişi bilmediğine DÜŞMANDIR. Düşman nereden bilsin ki BARIŞ nedir? İLİM SAHİBİ "BİLİR" ve bilgiyle DOST olur, yani barışıktır. Hoşgörün, ayıpları örtün, kimsenin açığını yakalamaya gitmeyin, tam tersine ÖRTÜN ayıpları.. Allah bunları EMREDİYOR! O yüzden ZÜLKARNEYN(ler) ellerindeki imkan ile bunu başarabilirler, her kötü toplumu genocyd derecesinde yok edebilirlerdi. Örneğin Kur'an'da geçen BİRİNCİ ANLAMDAKİ Zülkarneyn, (Grup ekip başı olan komutan) elinde zaten demiri bakırı sıkıştırıp da karanokta yapacak imkanları vardı. Dileseydi, istediği kavimi, TASER toplarıyla ya da yapay akdelik silahlarıyla yerle bir ederdi. Bunu yapmadı, ta ki Portekizli ve İspanyol "Fatihler" maya-inka-azteklerin milyonlarcasını öldürdüler ve bunu kutsal katoliklik adına yaptılar. USA süvarileri ve sivilleri, milyonlarca kızılderiliyi öldürdü üçyüz yıl... Bugün yarım milyon kızılderili kaldı, Koca ABD'de yarım milyona indi nüfusları... Sadece AND dağlarında öldürülen kızılderili sayısı (Bunlar 1500 yıllarında oluyor, yani üzerine 5 asır geçti). Beş asır önce 2 milyon PERU indios'u öldürüldü. Demografik hesabıma göre: Tokyo ve Newyork toplamına muadil bir nüfus soykırımına denk bu! Bütün Orta ve
Güney Amerika kızılderilileri hep O zülkarneyn'in "Tanrı" olduğuna inançlarından dolayı gelen sarışın ve beyaz ırktan conqiustador'lara bir avuç beyaz askere kendilerini kıydırdılar. 18/96. "Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği vakit: "Ateş yakıp körükleyin" dedi. Demiri bir ateş koru haline getirince. "Bana erimiş bakır getirin üzerine dökeyim" dedi. 18/97. Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler. ZÜLKARNEYN tanrı değildi! Ama onu Tanrı yaptılar, Quetzalcoatl adını verdiler. (Quet=Baş tanrı) TANRI(!) döneceğini söylemiş ve gitmişti. Sarışın açık renk gözlü, topsakallı ve başında viking kaskı bulunan bir "TANRI" idi. Günün birinde ispanyolportekizliler GELDİLER, tipleri aynen anlatılana çok benziyordu. Miğferleri vardı, uzun sakalları vardı... İŞTE TANRILAR dönmüşlerdi. Tanrılar da buna şaşırdılar: Kendilerine tapıyorlardı milyonlarca kızılderili.. VE ALTIN -bin tonlarca altın- onlara verildi. Ve karşılığında ÖLDÜRÜLDÜLER! Çünkü katolik kilise "BUNLAR KAFİRDİR" mutlaka telef ederek Allah'ın emrini yerine getirin" böyle EMRETMİŞTİ ROMA'DAKİ PAPA! Vatikan'daki YOBAZ KATİL! Aynı emri bu katiller protestantlara da verdiler! AYET DİYOR Kİ: “Ey zülkarneyn, bunlara KÖTÜLÜK YAPABİLİRSİN" Ayette "İleride İLLA Kİ BUNLARA KÖTÜLÜK GELECEĞİNİ" Allah peşin ve baştan bildiriyor. Zülkarneyn DEĞİL ama, İspanyol-portekizler bunu çok rahat yapıyorlar. Ve AYETTEKİ ÖNGÖRÜ er-geç ortaya çıkıyor. Yani Zülkarneyn'in yerine ötekiler BUNLARA kıyım uyguluyorlar. Allah Kehf suresinde bu KATLİAMIN "yüzlerce yıl sonra YAPILACAĞINI" önceden haber vermiş oluyor İDİ. Pekiyi kötülük yapanların sonu ne olur? (Sadece katolik İspanyolların değil, onlara elini öptüren PAPA'nın sayesinde yapılıyor bu kötülük) Dönemin PAPALARInın tamamı şunun muhatabıdır: 18/87. Dedi ki: "Kim zulmederse biz onu azablandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiş bir azabla azablandirir." “O da onu görülmemiş bir azabla azablandırır... görülmemiş bir azabla... görülmemiş... görülmemiş... görülmemiş... görülmemiş...” HİÇ BİR CİNAYET cezasız kalmaz! Papaların ve Patriklerin ÇOOOOOK ÇEKECEĞİ var! Dinimizde bu ruhban saltanatı ve zorbalığı KALDIRILMIŞTI, ama İslamiyetle yeniden papazlık geri döndü. (Dinimiz derken, HANİFLİĞİ kastediyorum) Bizim kolejli ruhumuz takım ruhumuz ÇOK BEĞENİLDİ (beğenilecek), bunun için ayrıca teşekkür ediyorum. Kolejliliği hiç sevmezdim ama bu yaşa nasip oldu. Şimdi seviyorum. Evet MİLAT diye özellikle bu chat'i istemiştim/kararlaştırmıştım. Birinci yıl doldu. Demek ki Mighty'ye 307 yıl kaldı. (İnsanlar hep "Mehdi ne zaman gelecek?" diye merak ediyorlar. Biz biliyoruz artık ;)
Yüzyılda dört kuşak geçse; 12 kuşak var... (Aslında daha az ama bu 25 yıl için hesaplanmış rastgele bir rakam.) Çünkü Ashabı kehf'in "Para" ile alışveriş etmesi arasında 11 kuşak geçmiş idi. Jana ve büyük büyük ninesi arasında da 13 kuşak var. 20 yaşında bir yolcu değil de mesela 45 yaşında birisi wanen'e binerse, geçmişte en uzun hangi ömrü yaşayabilir? Bir yolcu hangi yaşta yola çıkarsa yaşını 14 ile çarpınız. 45 yaşı 14 ile çarpıp, mesela 2247'den çıkarınız. Çıkan yıl, o kişinin ZAMANDA geri gideceği maksimum TARİH olur. Ancak TTT-ttt ekipleri /ufonotları arasında FAZLA bir yaş farkı olmaMALIdır. zamanda çok geriye düşülmüş olunuyor ve iki kişi arasındaki yaş farkı 14 ile çarpılınca büyük ayrılıklar çıkıyor. 1 yaş için 14, 2 yaş farkı 28 yıl oluyor. 4 yaş 56 yıl; 8 yaş 112 yıl (Bir asır). şimdi 2247'den 20 yaşındaki şahıs geçmişte 2247-280 yılına geliyor. Benim sorum ise geçmişte doğduktan sonra veya felcinden sonra kaç yıl daha kalma suresi vardır? Bu kendi yaşına değil; bindiği TARIK'ın "YAŞINA" bağlı. Tarık'ın imalat yaşı, en yaşlıdan KÜÇÜK olamaz. (Zaman yürüyümü oluşamaz, kişi Yolları çatallanan bahçede kaybolur ve bulunamaz.) En yaşlı UFONOT mutlaka Tarık'ın yaşından küçük olmalı... Böylece Tarık "HER İNDİRDİĞİ"ni hatırlıyor ve tek tek topluyor. Bunun için en yaşlı ufonaut (tarık'ın imalat tarihinden küçük olmak kaydıyla), diyelim ki 45 yaşında olsun: Bu en yaşlının (Ki kaptandır, diğerlerini toplamakla yükümlüdür) kalma süresi "SON İNSAN"ı da alıp gitmeye endekslidir. Zamanda İLERİYE yolculuk zaten çok basit, bir daha doğmuyorsunuz. bir metre zıplayıp, zamanda üç asır sonrasına gidiyorsunuz. En yaşlı astronotumuz ise 1820'lere kadar uzanıyor. Axel Heiberg! Yaşını bulmak için, bu tarihi 14'e bölebilirsin. Cantor ile yaşları hemen hemen aynı. Gurdjieff ve Tesla da hemen hemen aynı.. Karşı bağ'ınki Theodor Herzl... Marx, Freud, Einstein, Velikovski bunlar da yaşıt olarak yol aldılar. Burada önemli olan "Zaman geri gezmenin" kaç yaşında olduğudur. Bu da mutlaka TARIK'ın imalat yaşından KÜÇÜK olmalıdır. Bu konu tamam mı? mesela şimdi jana kaç yıl kalabilecek? veya wanen ona hangi senede uğrayacak? veya daha genel olarak wanen yolcusuna wanen hangi senede uğrar? TimeBulance'ın yaşı 1806 yaşına kadar geri gidebiliyor. Jana ise SONUNCU (en küçük yaşta olan) bir Gezmen. Tarık'ın imal yaşı ile Jana'nın yaşı arasındaki mesafe -yıl cinsinden- 121 yıl. Zamana müdahale bundan da önceye dayanıyor. 1806 diyebilirsiniz. UFO'ların (Wanen) görünmeleri 1806'dan beri var. Daha öncekiler, ASIL ZÜLKARNEYN'in ufosu. O zamanda geriye gitmeyi, Walhalla'dan değil; halka tekillikli bir karadeliğin (BH-m-6305 kodlu) kullanarak geriye gitti. Yani teknik bambaşka... wanesse Evet vanessi. Vanessi tekniği bir daha da oluşamadı. (Şu anda orası Karadelik değil bir kırmızı dev yıldız, ikinci yüzyılda çökecek ve halka tekillik halinde ortaya çıkacak.) Halka
tekillik bulduğumuz TEK ŞANS olmuştu (olacak). Ancak halka tekillik daha sonra moment değerleri değiştiği için, "Bu evren ile değil, başka bir evren ile boğazlaştı." Yani halka tekillik sonsuz evrene açılıyor >>> HANGİSİ BİZİM EVREN! Nasıl bulacağız, nereden bileceğiz? Bu yüzden Asıl Zülkarneyn dışında bir daha da o kapı kullanılmadı. O kapı şöyle elde edilir: Çok yeni bir halka tekillikli karadelik bulunur (Simit biçiminde ve hızla dönmektedir. Hızı ne kadar çoksa, o kadar -mesela %99,9-BU DÜNYANIN GEÇMİŞİNE girersiniz. Girersiniz dedim: Halka tekilliğe tam yatay (ekvator düzleminden) tastamam 0 (sıfır=0,0000) açı ile yanaşırsınız. Sonra dönme yönüne ters olarak istediğiniz hızda geri gidersiniz. O arada 565-595 metre açıklığında bir KAPI (Babüssema) ortaya çıkar: Orası ÖTEKİ EVREN'dir (Ama hangi evren???) O kapıdan dalarsanız, hangi evrene-sayısız sayıda-çıkacağınız meçhuldür. Bunun için TEDBİR SİZDEN >>> Yeni çökmüş bir halka tekillik bulunacak. Tevekkül Allah'tan >>> İZİN VERİR -ise- YENİDEN bu evrene çıkarsınız. Bu evrenin geçmişlerinden birine... Sizin geri gitme hızınızla orantılıdır, çünkü ergosferde zamanı denetlemek ya hız ya da yaklaşma (çap) mesafesi olarak denetlenebilmektedir. Zülkarneyn'e ALLAH diledi ve yardım etti. O kapıdan geçen aracı yarım kilometre çapındaydı. Bu bile risk... Çünkü kapı 30 metre kadar daralıp genişliyor. (Evrenler arası impulsmoment yasaları gereği=Her evren genişleme yani hareketlilik halindedir. Evrenin genişlemesi bu gök kapısının 30 metre kadar impuls dolayısıyla genleşip-daralmasına yol açıyor.) Allah diledi ve Zülkarneyn bu kapıdan geçti. Allah diledi ve Zülkarneyn bu evrene GİRDİ. Allah diledi ve Yecüc-Mecüc dönemindeki DÜNYA tarihine girdi. Allah diledi ve gerekenleri yaptı. Kehf83 ve 84 lütfen... "Sana zülkarneyn'i sorarlar!" KİM SORUYOR? Geçmiştekiler mi? HAYIR GELECEKTEKİLER! Nasıl mı? Ayetleri yazınız anlatalım. 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım." 84. Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik. 85. O da bir sebebi izledi. 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." Devam (7 anlamından birini yazacağım da ondan tamamını istedim). 87. Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker." 88. "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz." 89. Sonra bir sebebi daha izledi. 90. Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper
yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. 91. İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. 92. Sonra yine bir sebebi izledi. 93. Nihayet, iki set arasında ulaştı. Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı. Bitene kadar devam (Zülkarneyn konusu). 94. Dediler: "Ey Zülkarneyn! Ye'cûc ve Me'cûc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi?" 95. Dedi: "Rabbimin beni içinde tuttuğu imkân ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim." 96. "Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi. 97. Artık onu ne aşabildiler ne delebildiler. 98. Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır." 99. O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır. 100. O gün, cehennemi, inkârcılara öyle bir sunmuşuzdur ki!... Tamam 100'e kadar yeterli. Şimdi 83.ayeti paste eder misiniz? 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım." BİR ANI anlatılacak... Dikkat ediniz: ANI???? Bunu aklımızda tutup, devam eden ayeti yazıyorsunuz. 84. Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik. Yeryüzü >>> NEDEN YERYÜZÜ? Yeryüzü=Bizim evrenimizdeki BİZİM ARZ'IMIZ/Paralel evrenlerden birinde DEĞİL! İKİ AYRI TARİHTE TEK YERYÜZÜ var -ki bunun için adı Zülkarneyn >>> Aynı yerde (arz'da) İKİ AYRI ZAMANIN SAHİBİ demek. İKİ AYRI ZAMANDA TEK YERYÜZÜ... Bunun tersini ele almamızı da istiyor AYET! Nasıl? TEK ZAMANDA iki ayrı YERYÜZÜ? Tek zamanda ama İKİ AYRI yeryüzü? ???? Yecüc-Mecüc işte bu İZDÜŞÜMLÜ ÖTEKİ y e r y ü z ü n e gömüle+cek idiler. Buraya kadar anlaşıldı mı? İZDÜŞÜMLÜ dünyamızı hatırladınız mı? Hani bir karanoktacık, dünyamızın KİRİŞ'ini oluşturuyor, yani İKİNCİ bir yeryüzü ortaya çıkarıyordu. Kiriş nedir? Teğet bir tek noktadan değer iken, Kiriş (Kur’an’daki adıyla SEDD) İKİ noktadan girer. Bunun için ZÜLKARNEYN "İki noktadan girip çıkan KİRİŞ'in de sahibi" anlamıa geliyor. Karanoktacık, içeride dünyayı ÖYLE polarizliyor ki, 45 derece açıyla ve bizimkine KİRİŞ
oluşturacak bir Radyan dünya daha ortaya çıkıyor. AYNI ZAMANDA İKİ AYRI YERYÜZÜ... Şimdi tersine dönelim: İKİ AYRI ZAMANDA TEK YERYÜZÜ VAR -önce-. Çünkü henüz yapay karanokta oluşturulmamış! Bu durumda İKİ AYRI ZAMANDA TEK YERYÜZÜ VAR! 84. Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik. Demek ki YERYÜZÜ'nün yorumu şöyle: 1. AYNI EVRENE GELMİŞ (Paralel evrenlerden birinde kaybolmamış) 2. AYNI EVRENDE İKİ AYRI ZAMANIN İKİSİNE de sahip: Gelmecekte doğacak (Daha doğmadı Zülkarneyn). Fakat, geçmişe GELMİŞ! (İkinci ANI'sını da yaşıyor). Yineliyorum: Zülkarneyn'in doğması için daha üç asır var! Burayı anladık mı? Geçmişteki BİRİ değil, daha doğmadı!!!!! Doğacak! Ve gelelim anılarına: İki zamanda iki ayrı anısı var, bu anıları merak eden İKİ ayrı zamanda topluluk var: 1. Gelecekte Zülkarneyn'i uğurlayanlar ve yakınları "ACABA ZÜLKARNEYN'E NE OLDU? Yola çıktı ama nereye gitti?" diye soruyorlar. (Ha/vet soracaklar!) 2. Başta koskoca Kur'an'da adı geçen bir Allah kulu'nun yaptıklarıyla ilgili GEÇMİŞ anıları da olmalı değil mi? Şimdi 83’ü bir kez daha yazalım: 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım." Ve oradaki kelimeye dikkat >>> aynı zamanda >>> ONDAN SİZE HABERLER vereceğim >>> Zülkarneyn bulundu! ibaresi var.Lütfen dikkat ediniz; ve de Kur'an'ın dili ile >>>>>> CEK denen gelecek zaman eki var. Dikkat ediniz. Size ondan bir hatıra okuya+CAK+ım. Gelecek zamandakiler (henüz doğmamış torunlar) ZÜLKARNEYN'e ne olduğunu BİLMİYORLARDI. Gidiş o gidiş gitmişti ve hiç bir haber yoktu. NE ZAMAN HABERDAR oldular? ???? BİRİ BİLDİRİNCE >>> ALLAH BİLDİRDİ >>> KUR'AN'DA KEHF SURESİNDE... A L L A H >>> GELECEKTEKİLERİN DE KİTABI OLAN KUR'ANI VASITASIYLA >>> ZÜLKARNEYN'İ BİLDİRDİ. 83 ve 84. birleşik olarak yazıp bir daha okuyunuz. 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuycağım." 84. Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik. Ve 84' e geldik: “YERYÜZÜNDE (her iki yeryüzünde/izdüşümlü yeryüzünde ve her iki zamanda) GÜÇ (Geleceğin teknolojisi-ki Macid=Mucidi Allah'tır) ve SALTANAT hazırladık (Bir not, GÜÇLÜ SALTANAT, saltanattır ve yeryüzüne hakimdir. Güç ise bilim-
teknoloji gücüdür) ve ona herşeyden bir sebep verdik.” SEBEP????? (Daha önce anlatımlarımızda basitçe yol-rota idi. Ama şimdi ikinci anlamını yazıyorum ki, artık basit değil.) Causality/Nedensellik der ki, zamanın iki ucu vardır: (Zülkarneyn bu iki ucu tutan anlamında.) Bu iki uc >>>>>> önce (NEDEN=S E B E P) ve sonuç (Netice/Tehir).. Gelecekte DOĞACAK birinin SONUÇ olması için; geçmişte o kişinin SEBEP olması gerekiyor. Her nedeni izleyen bir sonuç vardır. Zülkarneyn de zamanda geriye gelenlerden. SONUÇTAN geriye SEBEBE geliyor. Tıpkı Hızır dedemizin Musa-yuşa'daki SEBEP'leri gibi... (Sebebini sorma deyip azarlıyordu: Sebebini bilmediğin şeyin BEN SONUÇLARINI değiştirmek için SEBEBİNİ de geriye dönüp değiştiriyorum" diyordu. Hatırladınız mı?) 70. Dedi: "Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!" Kehf suresi "SEBEPLER" üzerine kuruludur. Ehli Kehf'in de sebepleri vardı hatırlayınız. Ama onların sebepleri ZAMANDA İLERİYE gittikleri için, Hızır ve Zülkarneyn'inki gibi değil.. Bu ikisi ise zamanda-GERİYE-gidiyorlar ve sebep ile sonuç arasındaki ok yönü tersine dönüyor. 84. Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik. 85. lütfen; 85. O da bir sebebi izledi. ÜÇ SEBEP verilmiş. ÜÇ SEBEBİ izleyecek. 86 lütfen; 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." Burayı daha önceki basit 7 anlamdan biri olarak, BASİT (Amerika kıtasının ve yerlilerinin bulunuşu) diye anlatmıştım. Yerliler, Amerika'ya Ortaasya'dan göç eden ve kimi Türklerin akrabaları olan bir toplum. Bunlar Kuzey Kırgız ve Kazaklarıyla akrabadır. İkinci değişimde ise Kuzeybatı Sibirya’ya giderler. Oradaki yerlileri de oluştururlar. (Saha/Yakut, Dolgan, Çukçi, Aleut, Eskimo vb.) Eskimolar orada kalırken, Alaska GEÇİDİNDEN Kuzey Amerika'ya gelirler. Sonra da orta ve Güney Amerika'ya (Maya, Toltek, Zapotek, İnca vb)... İşte Zülkarneyn ABD kıtasını ilk bulan Kızılderililerden sonra ikinci kaşiftir. (Üçüncü vikingler/Kensington taşını hatırlayınız, sonuncusu da Christopher Colombus.) (Dünya ters : Halen
Colomb'un keşfettiğini sanırız ;) Amerika kıtasına Zülkarneyn iki yönden girer : 1. Mexican Gulf >>> Meksika körfezi 2. Amazon nehrinin DELTASI (İkisi de kara balçıklıdır.) Orada kızılderililer ile rastlaşır.Bu ikisini niye saydım? Çünkü kuzey Amerika göçebelerinin ANI'larında KIZILDERİLİ Zülkarneyn yoktur. Zülkarneyn sadece MAYA ve AMAZON-İnka kızılderirilerinin ANISI'dır. Kur'an böylece daha önce bilmeyen atalarımız için Amerika kıtasını da HABER VERİYORDU! Bu basit tefsirimdi. Gelelim zor olanına: 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." Zülkarneyn'e HER TÜR TEKNİK DONANIM verilmiş. Dev bir gemisi var (TARIK veya UFO değil). Bildiğimiz sci-fi filmlerindeki star trek gibi bir şey, yarım km çapında... Ve güçlü bir motor servisi var (Fusion reaktörleri başta olmak üzere, daha da ileri teknikler). Motorların basıncı/ivmesi/itmesi öyle güçlü ki, bir yapaüy karanokta bile yapabilirsiniz. NİHAYET SEBEP tutu >>> Yola çıktı >>> GEÇMİŞE g i d e c e ğ i iyice belli oldu. SEBEP dendiğinde >>>>>> Sonuçtan (gelecekten) sebebe (GEÇMİŞE) dönersiniz -ki aşikar belli-. Bakalım nereye gidecek ????? Güneş'in battığı yere. Güneş >>> YILDIZDIR >>> YILDIZLAR n e r e d e BATAR????? Karadelik! Şimdi dikkat ediniz: 1. Güneş'in de diğerleri gibi BİR YILDIZ olduğu bildirilmiş. (Bu daha yeni bulundu, bu yüzyıldan az önce.) 150-180 yıl önce...Daha 1927'de galaksilerin de yıldız olduğu sanılıyordu. Ama Hubble bir çoğunun SAMANYOLU gibi galaksi olduğunu buldu.) 2. GİTTİĞİ GÜNEŞİN RENGİ NE? O rengin adı Colarado ve Amazon deltasındaki RENK ile aynıdır. Colarado "Kızıl nehir demek. Colarado nehrini niye örnek verdim? Çünkü o rengi hemen hatırlamanız için. Amazon deltasının ne renk olduğunu bilen var mı? WEB'den bulabilirsiniz, kıpkızıl! (Okyanus mavi, fakat döküldüğü yer kızıldır.) Şimdi "GÜNEŞ BATARKEN" ne renk olur? (Ayette Güneşin battığı yazılı.) KIZIL GÜNEŞLER >>>>>> KIZIL DEVLER (Web'den seyredebilirsiniz). Zülkarneyn yola çıktığında bir kızıl devin süpernova ile çökmesini bekliyordu. Bu dev en az 3 güneş kitlesinde olduğundan, kaçınılmaz sonuç olarak >>> KARADELİK olacaktı... Bakalım bu karadeliğin vasfı/niteliği neymiş? 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu...
GÖZE=KOZA=KARADELİK olay ufku alanı.. GÖZE=(Kaynaktan başka) GÖZLENEN YER /Kapı /pencere /geçit.. GÖZE=Göz biçimi (Göz küresi değil, dışarıda kalan bölümü).. GÖZE=DİSK veya HALKA /Simit. 86. ... Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." Halka tekilliğin eşlek düzleminin sıfır açısından ve karadeliğin dönme hızına ayarlanmış bir hızda tekilliğe girmeden uzaktan 565-595 metre (Babüssema>>>Ayetlere bakınız) bir GÖK KAPISI açılıyor. Arkadaki evren görünüyor. Ama daha girmeye niyeti yok! Çünkü arkada sonsuz sayıda evren var! O arada Allah'ımız ona yardım ediyor: 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu... “Onun yanında bir de kavim buldu... kavim buldu...” İşte burası BİZİM EVRENDİ. Bizim dilimizi konuşan insanlar vardı. Zülkarneyn oradan içeri giriverdi. 86. ... Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." Ve ekleyerek: 87. Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker." İşte bu bizim evrenimizden ötede bir mucize daha >>> DÜNYAYI buluyor! Evrenimizi bulduk ama katrilyonlarca gök cismi var. DÜNYAYI BULMAK bir mucizeydiki tüm mucizeler Allah katındandır- (Bu ayettir). Dünyanın geçmişini de buluyor. İzleyen ayet lütfen. 88. "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz." 89. Sonra bir sebebi daha izledi. 90. Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. Güneşin doğduğu yer >>>>>> ?????? Güneşler gaz-toz bulutları içinden doğarlar. Ama güneşin battığı yerdeki >>> karadelik tekilliğinden giren herkes nereden çıkar??? Ucundaki Akdelikten. Çünkü bir kişi BİRİNCİ SEBEP olarak bir KARADELİĞE girmişse; İKİNCİ SEBEP OLARAK otomatikman AKDELİKTEN dışarı da yolculuk eder. İşte İKİNCİ sebep de buydu: Karadelik yuttuğunu illa ki arkadan çıkarıyor, yuttuğunu kusuyor. Ayete devam lütfen. 90. ... ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. 90. ... bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu.
Buradaki SİPER nedir? (Karadelik kozası siperdir. Karadelik yutar daima.) Şimdi bunun tersine bana OLAY UFKU (siperi) olmayan bir şey söyleyiniz! Ki akdeliktir... Olay ufku yoktur ve karanlık değildir. Ve yutmaz tersine yutulanı kusar. 91. İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. İşte böyle >>> DURUM BU (gelecektekilere anlatılıyor). Ya da işte böyle denilen GELECEKTEKİLERİN anlayacağı 7 anlamdan ileri olanları... İşte böyle demekle, İKİ AYRI ÇAĞIN İKİ AYRI ANISI anlatılıyor. Nitekim devamında bu doğrulanıyor: 91. İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. Şimdi bunun tefsirlerini verelim: 1.Teknolojinin mucidi elbette EL-MACİD'dir. (Maymunlar, cinler, baraj yapan kunduzlar vb teknoloji sahibi değillerdir.) Bundan anlıyoruz ki, Zülkarneyn'in bilimi sadece insan teknolojisidir. (İçeride CİN olmadığı da belli.) 2. KUŞATMIŞTIK (ihata) O kapı kadar bir uzay gemisini 30 (otuz) metre gibi bir boşluğu kalan kritik bir yerden, bir kapıdan geçiriyor. Bu kapının ardı Akdelik. (Akdeliğin ucu da evrenleredn biri veya bizim evrenimiz.) Güneşin batıdan batması >>> Karadelik tekilliğinin dönme yönüne TERS dönmesi demek. Halka tekilliğe TERS yönde döndüğünü anlıyoruz. İkinci sebepte ise bu kez halka tekilliğin döndüğü yönde (güneşin doğduğu yer anlamında) yolculuk yapıyor. Şimdi garip bir durum ortaya çıkıyor: ÜÇ SEBEP var ise üç tane "AYNI" kişi olan Zülkarneyn de vardır. Üç tane HANS olmak gibi... Tamam mı? Bir kişi nasıl bir kaç AYNI kişi olur? Hatırlayan var mı? Hatırlatayım: Bir halka tekillik bulursunuz. Onun tersi yönde geriye doğru dönersiniz. O zaman "YOLA ÇIKMAKTA OLAN" k e n d i n i z e rastlarsınız. Siz ikiniz oturup konuşurken, yeniden geriye gidersiniz ve size gelmekte olan siz İKİ KİŞİYE daha rastlarsınız. Böylece dördünüz buluşursunuz. Sonra 8-16-32-64 olarak KENDİNİZİ ÇOĞALTMIŞ OLURSUNUZ. Bunu benim önceki kitaplarımda okuyan ve hatırlayan var mı? (Hani meleklerin multyçopy'si gibi.) gudjirefin şatosu ile urallar arası 1971 Paul Kamensberg deneyi (Evet, 2 yıllık arayla kendinize rastlamanız.) Şimdi yeniden bir ve ikinci yolculukların ayetlerini yapıştırır mısınız? 85. O da bir sebebi izledi. 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." 87. Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker." 88. "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz."
89. Sonra bir sebebi daha izledi. 90. Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. 91. İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. Güneşin battığı birinci yolculukta ZATEN dünyaya girmişti Zülkarneyn öyle değil mi? Ama birden nasıl oldu da İKİNCİ sebebe yani güneşin doğduğu yolculuğa çıktı. (7 anlamı birden verince aklınız karışıyor ama, ne yapalım ki Kur'an BÖYLE -işinize gelirse-.) İşte "KENDİNE RASTLAYAN HERKES -otomatikman- ZÜLKARNEYN >>> İKİ ADET kendisi oluyor". Zülkarneyn TEK değil çift çift olan evren gezmeni DEMEKTİR (7 anlamlarını veriyorum). Birinci zülkarneyn BATI yönünde dönerken ikincisi DOĞU yönünde dönüyor. FARKI FARKETTİNİZ Mİ? Güneş'in battığı yere varınca Güneş'in doğduğu yere varınca Aynı kişi Halka tekilliğin çevresinde ileri giderken (doğuya) sonra dönerse ne olur? Batıda gelmekte olan kendisine rastlar. Kendisine yolculuğun nasıl geçtiğini anlatır. İKİ adet ZÜLKARNEYN (Şu lakabın güzelliğine bakınız. Allah'tan başka kim bu lakabı takabilir ki?) 89. Sonra bir sebebi daha izledi. 90. Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. 91. İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. “Bir süre sonra...” kendine rastlayacak; “Güneş'in doğduğu yere varınca...” dönme yönüne göre batıdaki ve doğudaki AYNI zülkarneyn kendine rastlıyor; “ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu.” Bu topluluk kim? 2-4-8-16-32-64.. İşte Kur'an'da hiçbir şeyin eksik olmadığını, bir halka tekillik bulununca, kendinize rastlayıp sonra topluluk olacak kadar matematik katlı oranlarda çoğaldığınızı KUR'AN size bildiriyor, -anlayana-.. Doğar bulmak ne demek? HEP aynı yönde gidersen >>>>Geometrik artışla topluluk olacaksınız demektir, -anlayana-.. Kurban olayım bunu anlatan EL ALİM'e... 91. İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. diyor... Allah bunun için ÇOOOOOOOOOOOO......OOOOOOOOK büyük; “...her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.” Külle şey'in bilgimizle kuşatıldı diyor Rabbim... Bunları ZORLAYARAK tefsir ettiğimi sanan varsa, bu İFTİRADIR. Ve bu konuda MUTMAİN olmayanlar için soru hakkı verelim. Zorlama var diyorsanız, soru sorabilirsiniz. İçinizde kuşku bırakmayın, İbrahim atamız gibi DİK olun! Varsa sorunuz,
Allah İbrahim'e gocunmadı, ben mi gocunağım candaşlarıma... Mutmainliği aramak doğal hakkınızdır. Varsa sorunuz. Sadece 1 ve 2. anlamlardan ötekiler KARMAŞIK ve kısıtlı zamanda bir kaç anlamı birden vermeye çalışıyorum. Birden yükleniyorum, bunlardan mutmainlik elde edememiş olabilirsiniz. Bunları evren tarihinde (16 milyar yıldır) DABBET'ten başkası açıklayamaz. Onun için sorabilirsiniz diyorum. Başkası asla size açıklayamayacaktır. Bunlar 5 milyar yıllık dünya tarihinde İLK, TEK, BENZERSİZ yorumlardır. Yorumlanan ise bilim kurgu değil; K U R ' A N !!! Tarık suresinde "Tarık ve buna bağlı doğumlar vb. ile yeniden doğmak" gibi, yeni şeylere binaen Allah şöyle buyuruyordu: "Kur'an bir eğlence değildir". Zaten biz eğlenmiyoruz! Bilimin keyfinden daha büyük eğlence ve zevk almak var mıdır? Üstelik bunları KUR'AN'DAN yazıyoruz -ki yüzde- sonsuz doğru-. İzleyen ayet ltf, üçüncü yolculuk; 92. Sonra yine bir sebebi izledi. 93. Nihayet, iki set arasında ulaştı. Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı. 94. Dediler: "Ey Zülkarneyn! Ye'cûc ve Me'cûc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi?" Bu konunun birinci anlamını vermiştik. İkinci anlamı ise uzayacak. O yüzden başka bir gün yapacağız. Mesela "Bir kavim var hiç bir sözden anlamıyor ama yine de Zülkarneyn ile konuşuyor". Bu bir ÇELİŞKİ gibi durmuyor mu? Mesela hiç bir sözden anlamayan bir böcek nasıl anlar ve konuşur? Bu da bilindik bir teknoloji... Hani şu avuç içi cep tercüme cihazları var ya... Hatırladınız mı? Siz mesela türkçesini yazıyorsunuz, o İspanyolcaya çeviriyor. (Veya tersi.) O halde AYETTE ÇELİŞKİ YOK demektir! Hoisan kültürünü duydunuz mu? Namibia çölünde ve G.Afrika Birliğinde yaşıyorlar. Web de bir search ediniz. Cinsel organları tamamen mavi. 30 yaşını geçemiyor ve ölüyorlar. Onların dili 200 küsur SESTEN (harften) oluşuyor. Khoisan da deniyor. Bir bakın bakalım. 200 küsur sesten oluşuyor, böyle dil olur mu? Tıslama sesi, gıcırtı sesi, ıslık ve tüm doğanın yazılamayan (harfe dökülmeyen) sesleri, rüzgar sesi, tüm hayvanların sesi... http://www.khoisan.org/ Buşmanlar zaten Hoisan'ların bir alt kabilesidir. Ben bunları niçin yazdım biliyor musunuz? Bizim alfabenin 29 falan sesinden fazla olarak 200 daha sesten oluşmuş alfabeleri var. Kapı gıcırtısından tutun da yüzme sesine kadar (splash diye yazmıyorlar, resmen AYRI bir alfabedir bu); her sesin yer
aldığı bir dilleri var Khoisan(Bushiman)ların. Chat'tan sonra bu dili ilgili linklerden bulup dinleyebilirseniz, ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. HOİSANLAR -n e r e d e y s e- hiç bir bilmeyen ve anlamayan bir millettir. Zülkarneyn tarafından oraya taşınmışlardır. (Yecüc mecüc elinden kurtulup kalanlar.) Zülkarneyn'e güçleriyle yardım edenler onlardı. Dünya ise Pangea biçimindeydi. (Hiç bir yer hiçbir yerde değildi.) Bu kavimin cinsel organlarının tamamen MASMAVİ olduğunu (boyamaksızın) doğal MAVİ olduğunu da hayretle ilgili linklerden gözleyebilirsiniz. Karınları çok gariptir, zenci değillerdir. (Renkleri koyu ama ZENCİ değiller.) Ömürleri ise 30'u aşamıyor. Khoisan kültürünü bir ara iyice araştırınız. Onların ataları CAPCANLI olarak Yecüc Mecü'ü gördü. nuh tufanından sonrasına mı naklolundular? Elbette, Zülkarneyn Nuh'tan hemen sonraki dönemde ve dünyanın bilinmedik yerlerinde yer aldı. Khoisanlar bazen mecüc esir alırlardı. (Yecücler 2-3 metre kadar ve tutulamazdı. Ama 70 cm boyundaki YEŞİL'e yakın mavi renkteki bitki yiyen Mecüclerden esir alabiliyorlardı.) (Kaynak:Zülkarneyn'in ileride bulunup da kitaplıklara gireCEK olan anıları ;) Hatta cinsel obje olarak Khoisanlar Mecüc'leri kullanıyorlarmış ve mecüc rengine bulanıyorlarmış. Zülkarneyn bunlara bir son verdi. Zülkarneyn'in A N I L A R I ... Bunu anlamak için yeniden 83. ayeti yazar mısınız? 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım." okuna*CAK! Ahit sandığı gibi o da buluna+cak listesinden... Zülkarneyn'in üçüncü sebebini bir başka gün yazmak üzere; şimdi diğer sorulara geçebiliriz (3. sebep iki chat sürebilir, çok ayrıntılı ve kısaltılamıyor.): zero-n in yoğunlaştığı ilk kritik siyasal stratejik ödev amerikan iç savaşının şartlarını şekillendirmek olabilir mi.. Sonrasında kuzeyin yahudi baronları güneyinde kaynaklarını tam anlamı ile ele geçirmişlerdi (1860lar) ayrıca amerikan iç savaşı denizaltından telgrafa, makineli tüfekten 20 yüzyıl top teknolojinin ilk unsurlarına askeri alanda hep ilklerin yaşandığı bir deney alanı olmuştu... 1806'dan beri sözünü ettikleriniz zaten tarihe müdahale edebiliyorlardı. Siyonizmin hakimiyetine 1806 da (B ihtimali dünyasında) son verilmişti. Tam o andan itibaren ataları gibi klasik değil; şu anda bildiğimiz siyonizmi canlandırmak için tarihe müdahale ettiler. A öne geçince B "Kehf'te" kaldı. Tarihler A ihtimali üzerine kuruldu. Bu durum taaaa 1938'de tarafımızca önlendi. (BERABERLİK SAĞLANDI: Daha önce komünizmin Afrika, Orta ve Güney Amerika, Türkiye dahil tüm Asya'ya ve en batı ve kuzey batı ile ABD+Kanada dışında tüm ülkelerin halklarının komünizmin emrine verilip, bunun dışında kalan efendileri (saydığım istisna ülkeler) tarafından yönetildiğini sanırım YAZMIŞTIM.) Bu durumu engelleyen "TimeBulance'tır" ama yenişme olmamıştır. Bu berabere kalmak ile sonlanmıştır ki, bu da BİLDİĞİMİZ TARİHİ oluşturuyor. Komünizm yine vardı ve yaygındı ama, İLK durumdaki gibi değil...
değiştirilen tarihte Adler WEMB düzenini kurmuştu değil mi? Adler'in WEMB düzeni için önce garip bir şey söyleyeceğim. Zero-N tarihe MUSEVİ dini üzerine indi. Ancak karşı bağ öyle değildi: 10SCE ekibi içinde hristiyanlar vardı. Mesela Hawking Hristiyan idi, ama BU ZAMANDA müslüman oldu. Jana büyük nineleri aracalığıyla MÜSLÜMANDI. Ama unutmuş ve Hristiyan olmuştu – normal olarak-. Felç ile aklı başına gelip, hatırlayınca, hızla ve bir tek saatte HEMMMMEN H a n i f oldu. Adler'e gelince o HRİSTİYAN FANATİĞİ idi.. Protestantlığı bile yobazlıkta abartmıştı. O, B ihtimali evreninde, doğu milletlerine hiç de sevimli bakmamıştı. WEMB'i o kurmadı (BİZLER KURDUK -ŞİMDİ BİZLER KURDUK/OLUŞTURDUK/STRATEJİSİNİ YAPTIK. Bizler=Sizler). Onun kurduğu düzende Hakkaniyet yoktu, eşit paylaşım yoktu ve dil birliğine bağlı ülke sayısı iki düzineydi. A ve B yer değiştirince ADLER Alias ile Alois Hiedler yer değiştirdi. Adler KEHF içinde üç asır kaldı. Ve çıktığında şoku (Hızır dede sayesinde)atlatınca, (Adapte etti onu) ve özellikle BİZLERİ ve yazdıklarımızı okuyunca, WEMB düzenini BİZDEN (siz ve bizden 114+104) alınca, bu satırları okuyunca, Jana aracılığıyla bizlerden BİLGİLENİNCE, M Ü S L Ü M A N oldu. Hem de H A N İ F bir müslüman! İşte böyle! Danseden kraliçenin oğludur, KEHF'den Huri çocuğu olarak çıkmıştır. Onların en başı Mighty'dir. Onlar mağaralarında 5 yiğit ve bir de köpekleri vardı. Sonra katılanlarla toplam 9 kişi oluyorlar (OlaCAKlar ha/vet). Allah Mehdi'yi MÜSLÜMAN HANİF kıldıktan başka, Onu İsa'nın imamı bile yapmıştır. (GeleCEKteki Messiah olan İsa'nın.) Allah hidayetini BİZLERİ vesile kılarak vermiştir Mighty'ye... Mighty'nin MAĞARAYA (kehfe, B ihtimaline) girdikten sonraki görevini yani bir tür MEHDİ başlangıçlığını 104+114 bileşimi üstlenmiştir. SEBEP biziz. SONUÇ ise MİGHTY. Bütün sistemleri incelemiş, kendinden sonraki (1938 sonrası) 309 yıllık tarihi okuyup, tüm sistemleri ve idiolojileri didik didik inceledikten sonra: 1. MÜSLÜMAN HANİF olmuştur. 2. Hanifliği kendilerine sunan BU ÇEKİRDEĞE aşık olmuştur. Hele hele Dabbet ve Zülkarneyn destekli oluşu, hele hele , kendisinin KEHF SÜRECİNDE KALDIĞINI yazan bizlerden öğrenince. Biz burada ne yazdık ise ve Allah inşaa ne yazaCAK isek, ondan WEMB düzeni kurulmuş ve işlerlik kazanmış oldu/olaCAK (Ha/vet). WEMB'i başta soruyu soran candaş olmak üzere BİZLER KURDUK! Bunun peşinden gelen biri daha var. (Selam ona selam) İsaMesih de WEMB'çidir... Allahüekber! BİZ YAZDIK ONLAR UYGULADI! Biz onların öğretmeniyiz. Öğretmenleri bizleriz. 3M in biri mighty olduğuna göre o zaman mesih ve misak elçisi de gelmiş mi oluyor? Ya da gelmiş olması gerekmiyor mu?
Misak elçileri "YERYÜZÜ= x ve y " boyutunda GÖRÜNMEYEN ve Z de DİRİ olan ÖLMEMİŞ olan HIZIR ile HİÇ ÖLMEMİŞ VE ÖLMEYECEK OLAN Yahya olup Z boyutunda ve bize GÖRÜNMEDEN, sosyal yaşamda ev-adres bulundurmadan işlevlerini yaparlar. Oysa kalan 2M yani Mighty ve Messiah ise bubun tersine "sosyal yaşamda ve bizim xy boyutlarında yer alan" fakat bir zamanlar Z boyutunu da idrak etmiş (Biri Kehf'de kalarak diğeri de Z dikmesinden başka evrene alınarak). Bizim gibi evi adresi, eşleri çocukları olan kimselerdir. İkisi de ecelleri gelince vefat edeceklerdir. Ama İsa'dan pek az önce Hızır da (Deccal tarafından) öldürülecektir. Misak elçiliği O ANDAN İTİBAREN EMANETÇİ ve ölümsüz sahibi YAHYA/Muhyi as.a geçecektir. hz. İsa’nın yaşı belli mi, gidişinde veya dönüşünde? 33 yaşında "Yukarı" alındı. Z boyutunda iki tane bin gün olan zaman diliminde gidip geldi. (Gelecek) sonra normal ömrünü yaşayacak ve daha sonra da vefat edip, Medine'de Resulullah yanına gömülecektir. 33 yaş+2 gün+kalan yaşı >>> İSA'nın yaşıdır diyebiliriz. Veya ikibin+33 +.... da diyebilirsiniz yaşına, bakış açınıza göre değişebilir. (Zamandan kazanmak için hızlı ve özensiz yazmak zorundayım. İstemeden yanlışlar felaket cümle ve meram düşüklükleri oluyor. Artık bunlar Redaktörlere emanet.. Düşük cümle ve sıkıntılı yerleri redaktör candaşlar açacak veya tashih edecektir. Bu da “ALLAH İÇİN BUGÜN NE YAPTIN?” sorusunun göğsünüzü gere gere, "İşte bunu yaptım" demenize çanak tutan bir sevab.) Yecüc&mecüc'e olanların benzer şekli, mehdi'ye de yapılmıştır diyebilir miyiz? Zamandan şutlanma bakımından! Zero-N de onların zülkarneyn'i diyebilirmiyiz? Evet bütün sorularının yanıtı EVET! Mighty zamandan şutlanarak; 1. HİDAYETE erdirilmiştir. 2. Doğum yapma yetisi olmayan Dancing queen denen YYx cinsinin DOĞUM yapmasına (Tarık suresine bakınız) neden olmuştur. Danseden kraliçe olmasaydı Adler "Kehf"ten DIŞARI>>>DOĞUM biçiminde yeniden doğmayacaktı. Onu doğuran Adalet Hanımdır (Adalaid). adelhide Evet Adler+HİDDEN/hide. Adalet hanım ise BELKIS ile aynı olanın tekrarıdır. Onlar BELKIS'ın soyudurlar. Jana da öyle... Onlar DANCİNG QUEEN'dirler. Danseden kraliçe neden bu kadar önemli? Çünkü en iyi HURİLER bu işi yaparlar (Cennet ehli olunca bunu görürsünüz ;) Jive-Queen Evet ABBA'ya "Gelecekten nakledildi". Jive. O jive'li mısrayı yazar mısınız? (Dancing queen şarkısının sözleri vardı galiba sizlerde.) Tercüme eder misiniz? You can dance, you can jive Siz dans edebilirsiniz, jive yapabilirsiniz JİVE nedir???? Sözlüklerde JİVE için ne yazıyor?
Jive Dans Temelde Amerika kökenli olduğu sanılan dans aslında Avrupa kökenli olup ilk popülerliğini 1940’larda yakaladı. Genelde Latin salon dansları grubunda öğretilir. Swing, jitterburg, lindy, çarliston gibi farklı adlarla anılabilir ama bu dansların hepsinde adımlar birbirinden bağımsızdır ve bu da Jive’ dan farkı demektir. En belirgin özelliği hızlı olmasıdır.İçerisinde abartmalı sıçrayışlar olan öğrenmesi de izlemesi de çok zevkli bir danstır. Kaynak: www.danset.net JİVE şudur: Gelecekten geçmişe verilen, TORUNLARDAN DEDELERİNE aktarılan, BESTELENMEMİŞ (ha/vet) melodilerdir. O şarkıyı dinlediniz. Tüyleriniz ürperdi değil mi? Müthiş bir melodi=Dancing Queen.. Onu İsveç kralı Gustave'ın 17 yaşındaki eşi Sylvie için yazdırdığını söylerler. Kraliyet düğünüdür. Ama onu kim GETİRDİ ve verdi ABBA'ya... Kim? Kureyş+land'ı bir ZENCİ kız yazdı ve Paul Simen'a verdi (Graceland), Paul Simon+Garfunkel. Zamanda geriye yolculuğa çıkanların duası-requiem'i olan "Take my breath away". Berlin mi besteledi Topgun filmi için? Onlar hep zibidi ve anlamsız müzik yaparlardı. Birden bire NE OLDU da böyle asil bir müzik ürettiler? Allahlaw'dan Walhalla'nın çıkması.. 1N'in Wanen diye binlerce yıl önce anılması.. Vildan Hurilerin Valkuriye adıyla anılması.. Bunların tümü JİVE'dir. Mighty'nin annesi ADALET, Adler'in annesi olan 1939'ların kadını değil! O danseden kraliçedir ve Allah'ın izniyle (doğurmaması gerekirken) doğurmuş ve GERÇEK annesi olmuştur. Adler'in kaldığı KEHF'in tanımı >>>>>> TARIK suresinde var. 4. Hiçbir benlik yoktur ki, üzerinde bir koruyucu/bir bekçi bulunmasın. 5. İnsan, neden yaratılmış olduğuna bir baksın! 6. Fırlayan bir suyun bir parçacığından yaratıldı o. 4. Hiçbir benlik yoktur ki, üzerinde bir koruyucu/bir bekçi bulunmasın. ALLAH DANSEDEN KRALİÇEYE, daha önce Zekeriya ve Yakub as gibi ÇOCUK verdi. 7. Omurga ile kaburgalar arasından çıkar o su. KEHF BURASI KABURGA (Kehf) ve OMURGA (Rakim) 8. O Allah, o insanı tekrar hayata döndürmeye elbette kadirdir. 9. Sırların/gizlilerin yoklanıp ortaya çıkarılacağı gün, (Yolculuğa çıktıkları yaşa geldiklerinde beynin sağ-sol lobu arası bilgi transferi, yolculuğa çıkış nedeni ve misyonun hatırlanması) 10. Artık onun için ne bir kuvvet vardır ne de bir yardımcı. (Tarıq yolcularının yolculuğa çıktıkları yaşa geldikten sonraki durumu) 11. Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe,
(Uzay- zaman değişimi/Tayyı zaman ) 12. Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu yere de yemin olsun, (Uzay-Mekan değişimi/Tayyı mekan ) İŞTE İKİNCİ KEZ NASIL DOĞUYOR ADLER (ve gezmenler). Sır ayet bu: 8. O Allah, o insanı tekrar hayata döndürmeye elbette kadirdir. 9. Sırların/gizlilerin yoklanıp ortaya çıkarılacağı gün, (Yolculuğa çıktıkları yaşa geldiklerinde beynin sağ-sol lobu arası bilgi transferi, yolculuğa çıkış nedeni ve misyonun hatırlanması) 10. Artık onun için ne bir kuvvet vardır ne de bir yardımcı. (Tarıq yolcularının yolculuğa çıktıkları yaşa geldikten sonraki durumu) 11. Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe, (Uzay- zaman değişimi/Tayyı zaman ) 12. Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu yere de yemin olsun, (Uzay-Mekan değişimi/Tayyı mekan ) Ayetleri lütfedenlere teşekkürler. 9. Sırların/gizlilerin yoklanıp ortaya çıkarılacağı gün, 9. Sırların/gizlilerin yoklanıp ortaya çıkarılacağı gün, 9. Sırların/gizlilerin yoklanıp ortaya çıkarılacağı gün, 9. Sırların/gizlilerin yoklanıp ortaya çıkarılacağı gün, O gün gelmiştir. Kur'an'daki sırları TARIK'ın semasından DABBET'in arzına indirdik. Hayırlı uğurlu olsun! Milat hepimize hayırlı gelsin. Millenium'un bu güzel gününde beni sabırla dinlediğiniz için teşekkürler. geçen chatte sn.Aiberg'in Yecüc Mecücle ilgili daha doğrusu Zülkarneyn ile ilgili chat kaydını hatırlarsınız kısaca sormak gerekirse yecüc ve mecüc Nuh tufanından nasıl kurtuldu? onlarda mı gemiye alınmıştı (ki böyle bir ihtimal yok)? Zülkarneyn "NUH'TAN SONRA" yeryüzünde yer alır. Şimdi yanıt şu: SEBEP kelimesi. Sebebi öne alırsanız herşey normaldir. Ama SONUCU öne alırsanız, TERSİNE döner>>>>ZAMAN OKU DA TERSİNE döner. Önce SEBEP sonra SONUÇ gelecek iken önce SONUÇ sonra SEBEP geliyor. Bunun anlamı şu: ZAMAN OKU TERSİNE işliyor. Zülkarneyn demirden KARANOKTA üretiyor. Bu da sebep ve sonucu TERSİNDİRİYOR. Şimdi normalde bir çember çizersek, ve saat yönünde zaman (Sebepten sonuca) işlemektedir. Yani bu çembere bir başlangıç noktası koyup, o'cloackwise yönünde "YAŞLANIRSINIZ" Sıfır noktası diyelim ki canlıların başlangıcı
olsun. Çemberi katedelim: Gelelim Yecüc-Mecüc dönemine, oraya da mesela A noktası diyelim. Tam o noktada, Zülkarneyn ve insanlar için birçok yarar vardır. denilen demirden bir karanoktacık üretiyor. Biz bunu üretmediğini varsayılım ve devam edelim.. B noktası da işaretliyelim bu çemberde... Şimdi A ve B noktalarını BİR KİRİŞ (Zülkarneyn SEDDİ budur) ile çember içinden birleştirelim. Buraya kadar anladık mı? (Bir çembere çap değil'de kiriş çiziyorsunuz) evet, hatta cizdik:) Güzel. Zülkarneyn, A noktasında Yecüc-Mecüc'ü BU KİRİŞ UZAYINA ALIYOR (Karadelik uzay-zamanı büküyor) Bizler A ve B arasındaki yay parçasını "DIŞARIDAN" kat ederken Y-Mecüc ise KİRİŞ(sedd) içinden, bir izdüşüm ile KAT EDİYORLAR>>>İKİSİ DE BU DÜNYA, mesela benim bilgisayarımı yazdığım yer ile onların YERİ de aynı. Ama burada onlar yok. Veya orada BEN yokum. İzdüşüm olarak AYNI YERDEYİZ. Çok kaba bir örnek vereyim. Dünyamız yuvarlak ya, N kutbunda ben dik duruyorum. Biri de S kutbunda DİK duruyor. İkisini çizelim. Sonra da dünyanın yuvarlak olduğunu unutup içini boşaltalım ve DÜMDÜZ yapalım. Şöyle bir manzara: Ben kaldırımda DİK duruyorum ama, kaldırımın hemen altında (artık dünya yok) biri de benimle taban tabana duruyor. AMA ONDAN HABERİM yok, onun da benden haberi yok. YER AYNI ZAMAN AYNI ama biz ve o T E R S 'iz. Buraya kadar anlaşıldı mı? AYNA gibi oldu Aynen ayna gibi... Burada vurgum bir TERSLİK (spinlerimizin ve üçüncü bileşenlerimizin tersliği) Terslik ne anlama geliyor? Terslik YERÇEKİMİNDE Mİ? Onları çekmiyor mu? (Hayır terslik bu değil!) (Onlar da çekim ile ayak tabanları yere basıyor) Peki terslik nerede? zamanda zaman içindeki mekanda ZAMAN da aynı terslik BAKANDA Mekan da aynı terslik bunlarda da değil. boyut farklılığı! (paralellik de var gibi!) SPİN dedim zaten, açıketmiştim. Spinlerimiz ters Elektronda falan spini (spinnary) anladık da MAKRO dünyada SPİN NE MENEM BİR ŞEY? Exclusion(çıkarma-dışarlama) ilkesini hatırladınız mı? Basit olarak, mesela Helyum atomunda, 2 proton olduğundan (2 de nötron var,toplam dört) iki de ELEKTRON olmak zorunda. Aynı yörüngede İKİ ELEKTRON aynı rotada çarpışmazlar mı? O zaman da EVREN taaa en baştan beri kurulamazdı. Biz olamazdık ki... İEşte bu iki elektrondan biri + 1/2 SPİN (Başyukarı) diğeri de -1/2 spin yapıyor ve ÇARPIŞMIYORLAR. Bunu neye benzetelim hemen? Benim üzerinde durduğum aynadaki hayalim başaşağı duruyoruz.
dunyayi n kutbundan kazan adamin s kutbundan cikarken hem inip hem cikmasi gibi bir durum mu h abi Ya da insan ile Yecüc Mecüc Tabana tabana ETKİLEŞEMİYORLAR! Buraya kadar da anlaşıldı mı? ?
antipodlar
ama,
birbirleriyle
beden ile ruh gibi gibi gibi... arada NEFS'mi var (RuH takyon, Beden madde, Nefs enerji) Konuyu dağıtmadan, şimdi SPİNLERİMİZİN ZIT olması bizlere nasıl bir özellik kazandıracak? Antipodum ve ben birbirimizi "AYNI YÖRÜNGEDE" zıt spin ile taciz etmeyiz, hatta haberimiz bile olmaz. (Kim diyebilir ki, Yecüc-Mecüc yukarı mahallede oturuyor? ...diye) Konu karmaşık fakat sabırla adım adım gideceğiz. Biz çizimi yaptığımızda çember yuvarlak fakat onu kesen KİRİŞ düz idi. Aslında bu öyle değil! Bizim çemberimizi kesen bir Çember daha var. Dolayısıyla yayparçası bir MERCEK gibi düşünülmeli. Hemen Kur'an'dan işareti almak için, Yecüc mecüc geçen İKİ AYETİ lütfen yazalım. Biri Kehf'de idi. kesişim yeri!(kümesi) Evet Ayetler yazılınca MODEL hemen ortaya çıkacak. "Benim ARZ'ım(yeryüzüm) G E N İ Ş T İ R diyor ayette, Allah'ımız.) Cinni, Meleği, İnsanı, Yecüc-Mecüc'ü bir arada yaşıyoruz. Ama Cehennem geniş değildir. Arz dolmaz ama cehennem dolar. Tıkıp tepiş, koğuş gibi ... "O gün onları bırakıvermişiz..." diye GELECEKTE çıkaCAKları dönemi yazmanızı rica ediyorum. Ve bir de Enbiya97 lütfen ENBIYA-097-[DV]-Ve gerçek vaad (ölüm, kiyamet) yaklasinca, birden, inkâr edenlerin gözleri donakalir! "Yaziklar olsun bize! (derler) , gerçekten biz, bu durumdan habersizmisiz; hatta biz zalim kimselermisiz. " İşte önce bu sonuncu ayeti yorumlayalım: Orada yanmış MEAL var: Ve gerçek vaad (ölüm, kiyamet) yaklasinca, birden, inkâr edenlerin gözleri donakalir! inkâr edenlerin gözleri donakalir! gözleri donakalir! Donakalır DEMİYOR, BAŞKA BİR ŞEY diyor! NBIYA-097-[HZ]-ve gerçek va'd yaklastigi vakit, iste o zaman o küfredenlerin gözleri belerecek (bir noktaya dikilip kalacak) : "Eyvah bizlere, biz bundan gaflet ettik! Hayir, kendimize zulmetmis olduk!" diyecekler. 97. Vakterabel va'dül hakku fe iza hiye ºahysatün ebsarullezyne keferu* ya veylena kad künna fy ğafletim min haza bel künna zalimyn İşte o zaman o küfredenlerin gözleri belerecek Orijinal ayette şunu söylüyor: GÖZKÜRESİ! Gözü yuvasından çıkardığınızda EVET BİR KÜREDİR ama NASIL BİR KÜRE? bir yeri BOMBELİ değil mi? Yani mercek D I Ş A R I D A değil mi?
ŞİMDİ ALLAH'IN bu m i s a l i n i ÇİZİMİMİZLE özdeşleştirin! Küre dünyamız, dışarlar olan ve mini bir kürenin yayparçası gibi duran da ÖTEKİlerin dünyası... 018-KEHF-099-[DV]-O gün (kiyamet gününde bakarsin ki) biz onlari, birbirine çarparak çalkalanir bir halde birakmisizdir; Sûr'a da üfürülmüs, böylece onlari bütünüyle bir araya getirmisizdir. biz onlari, birbirine çarparak çalkalanir bir halde birakmisizdir; birbirine çarparak çalkalanir bir halde birakmisizdir; birbirine çarparak çalkalanir bir halde birbirine çarparak çalkalanir bir halde birbirine çarparak çalkalanir bir halde Bu meal de yanlış! Bunu başka bir yerden bulalım ltf. (İçiçe geçmek anlamında olacak meal) KEHF-099-[HZ]-Ve o gün Biz onlari, birbirlerinin içinde dalgalanir bir durumda birakivermisizdir Sura da üfürülmüstür, artik hepsini toplamis da toplamisizdir. birbirlerinin içinde dalgalanir bir durumda birakivermisizdir O gün onlari birakmisizdir, birbirleri içinde dalgalanirlar. 018-KEHF-099-[YN]-O gün onlari birakmisizdir, birbirleri içinde dalgalanirlar. Sûra da üflenmistir; hepsini bir araya toplamisizdir. Bu daha doğru meal. 7 anlamlı elbette. Fakat GÖZKÜREMİZİN kendisi ve dışarlak olan MERCEĞİ açısından düşününüz. İki KÜRE de EŞİTLENİYOR. AYNI ŞEY oluyorlar. SPİN kalkıyor Ve aynı yörüngede çarpışıyorsunuz. İKİ KÜRE içiçe idi ama bırakıldı artık! Peki bu zıtspin küresi(dünyası) NASIL oluştu? Yanıtı izleyen cümlede... Ve o gün Biz onlari, birbirlerinin içinde dalgalanir bir durumda birakivermisizdir Sura da üfürülmüstür, dalgalanir bir durumda birakivermisizdir Sura da üfürülmüstür, Sura da üfürülmüstür, Sura Sura Sura SUR'a....Nefhi SUR. SUR=CORN HOLE (Worm Hole denmekle beraber, ona Corn Hole adını koyan ALLAH'ımızdır, bunun için BOYNUZLU DELİK diye ad koymuştuk) Demek ki orada bir T Ü N E L var. Tünelin olduğu yerde GİRİŞ(çekim) kapısı >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>KARADELİKTİR! (Çıkış ise akdelik) Şimdi, Zülkarneyn NE İMAL ETMİŞTİ? (Kehf suresi) NE İMAL ETMİŞTİ???? yapay karadelik karadelik Evet mini yapay karanoktacık. demirden karanokta KEHF-096-[YN]-"Bana demir kütleleri getirin!" Iki ucu tam denklestirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ates haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimis bakir / katran dökeyim!" diye seslendi. 018-KEHF-097-[DV]-Bu sebeple onu ne asmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler. Bir karadelik bu kadar küçük olursa (proton büyüklüğünde) o kadar da AÇTIR [018.095] [E0] Dedi ki: rabbımın beni içinde bulundurduğu ıktidar çok hayırlıdır. haydin siz bana kuvvet ile yardım edin de ben onlarla sizin aranıza bir redim yapayım
Uzay zamanı (polarizleyerek, İZDÜŞÜM dünyası oluşturacak olan KİRİŞ ile betimlenir. Bir karanoktacığın ömrü en fazla MİLYON yıldır. En fazla. (Karanoktacık, makrofizik yerine MİKROFİZİĞE girdiği için daha ayrıntılı bir mekanizması var) Mini karanoktacık içeriğini boşaltmak zorundadır. Yani patlayarak açılması gereken bir VADE'si vardır. (Karadelik buharlaşması Hawking'in kanıtıdır, isbatlanmıştır. Dolayısıyla minikaranoktacık, quantum ilkelerine uyduğundan NÖTRON gibi 13 dakika niyetine KENDİNİ çevirmek zorundadır, yani açılmak durumundadır.) Bu vade Ayette'de yer alıyor: KEHF-098-[DV]-Zülkarneyn : Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktir, dedi. 018-KEHF-099-[DV]-O gün (kiyamet gününde bakarsin ki) biz onlari, birbirine çarparak çalkalanir bir halde birakmisizdir; Sûr'a da üfürülmüs, böylece onlari bütünüyle bir araya getirmisizdir. [018.098] [E0] Bu, dedi: rabbımdan bir rahmettir, rabbımın va'di vakit de onu düm düz edecektir, rabbımın va'di hakkoldu KEHF-098-[DV]-Zülkarneyn : Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktir, dedi. 018-KEHF-099-[DV]-O gün (kiyamet gününde bakarsin ki) biz onlari, birbirine çarparak çalkalanir bir halde birakmisizdir; Sûr'a da üfürülmüs, böylece onlari bütünüyle bir araya getirmisizdir. Bu, dedi: rabbımdan bir rahmettir, rabbımın va'di vakit de onu düm düz edecektir, rabbımın va'di hakkoldu Bu VADEDE bir buharlaşma ve günü gelince AÇILMA vaadini mahfuz tutuyor. SUR ve VADE ile artık oradaki minikaranoktacık RESMEN bildirilmiş. Ayet ayeti açıkladığına göre bunun tevafuku neredeydi? "Bana demir kütleleri getirin" diyen Zülkarneyn'in yer aldığı ayetlerdeydi. [018.096] [E0] Bana demir kütleleri getirin, tam iki ucu denkleştirdiği vakit körükleyin dedi, tam onu bir ateş haline koyduğu vakit getirin bana dedi: üzerine erimiş bakır dökeyim Demirden>>>MİNİ KARANOKTACIK>>>>yani SUR=CORN HOLE TÜNELİ Şifreler ve misaller yerine oturdu mu? evet Orada artık bir mini karanoktacık ve quantum matematiğinin olduğu RESMEN anlaşılıyor değil mi? Mars>>>>>>>>>>>>>>>İnsanların ÜÇÜNCÜ dünyası, Koloniler dünyaya yakın olmaya can atıyorlar. 300 yıl kadar sonra sadece dünya çevresindeki yapay UÇAN KENTLERDE yaşayanların sayısı 100 milyonu aşar. Metalden dev kentler... Yunan adaları
büyüklüğünde... Bu birinci halka... İkinci elbette Kur'an'da haber verilen AY iskanı... İkinci dünyamız.... Bir milyar nüfusu kaldıracak güçte... Üçüncü olarak MARS var. (Merkür'ün dönmeyişi bir dert, 450 santigret sıcaklık bir yüzünde -180 derece ise öteki yüzünde.. Yine Venüs, inanılmaz yoğun atmosferi nedeniyle gözgözü görmüyor, İlla ki koloniler çok iyi izole olmak zorunda) Ama MARS biraz uzak da olsa, Nevada çölü kadar YAŞANIR bir yer. Kanalların üzeri saydam kapatıldığında "IHLARA VADİSİNİN GÜZELLİĞİİNİ" yaşayabiliyorsunuz. Veya Mersin'deki Cennet ve Cehennem'i... Mars iyidir Dr. Tavsiye ederim ;) 76/30. Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 81/29. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz! Kur'an'ın tamamında AYETLER anlamdaş olarak çifttir. (Çift olması da AYETTİR, TEVFAFUK için Allah'ımız ayetlerin ÖTEKİ çiftini de gönderdiğini Ayet ile beyan eder.) Verdiğin iki ayet de böyle. Soruyu ayrıntılarsan, memnuniyetle yanıt vereceğim -Allah inşaa etsin-. Ateistlerin en çok işine gelen ayet bu sanırım. Mesela ateist şunu diyebilir: Allah dilediği için ben ateist oldum? İstersen ben gireyim: BİRİNCİ ayette >>> BİZİM EVRENE (A ihtimaline) ve ikinci ayette de >>> Tüm ihtimallere (Özellikle paralelimiz olan B ihtimali evrenini) kastediyor! Birinci de doğrudan biz varız. İkincisinde PARALEL EVREN=B EVRENİ >>> DECCAL cinsinin evreni de var. Artı (üstüne üstlük) DİĞER TÜM SONSUZ ihtimallar ( c,d,e,f........n) ikinci ayette yer alıyor. Mesela: Paralel evrenimiz ve biz POLARİZE olduğumuz için, aynı hızda ve "Sınırlı" bir alanda "sürekli" genişliyoruz. Dolayısıyla birbirimize DEĞECEĞİZ. Ve KAPI (Universegate) oluşacak. Bunu DECCAL dilemiyor... BUNU ALLAH dilemiş >>> İKİ EVREN GENİŞLEYECEK diyen ALLAH'ımız! Yine, "İki evren sınırlı alanda birbirine teğet olarak değecek” diyen de ALLAH'IMIZ! Dileyen ALLAH = MUTLAK VE KÜLLİ İRADE! Ama oradan içeri geçmeyi deneyen yaratık (Deccal) ise >>> CÜZİ irade... Mesela, macera seven biri olmasaydı, o (kötü) DECCAL değil de ÇOOOK İYİ bir Deccal gelebilirdi. Burada SEÇİMİ YAPAN ALLAH değil! (Hatırlayınız: Bir kavim = Kişinin kavli >>> KENDİNİ DÜZELTMEZSE ALLAH DA YARDIM ETMEDİĞİ GİBİ tam tersine A Z D I R I R !) Yani hidayetin tersi oluşur.
ALLAH KADER GİBİ (İki evren birbirine değecek) diye yazmış. Ama burada "KÖTÜ" (kendi kavlini düzeltmemiş) olan DECCALDİR. Yani KADER yerini bulmuş, ama "Özgür iradesiyle" o yaratık "İyi değil" KÖTÜ olarak bize ithal olmuş. En iyi yanıt'ı Kur'an'dan verelim: "Ey zülkarneyn >>> DİLERSEN (Özgür iraden var) >>> ONLARA KÖTÜLÜK EDEBİLİRSİN" diyen RABBİM'dir. "Dilersen de İYİLİK edersin" diye BİR ÇİFT ÖNERME yapan Rabbimizdir. İKİ YOLU da yapıyor (A ve B). Burada ÖZGÜR S E Ç İ M hakkı, KİŞİNİNDİR. Ayeti yazarsanız göreceksiniz ki : İYİ KİŞİ olan ZÜLKARNEYN, ayetin devamında İYİ ŞEYLERİ söylüyor. 18/86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." 18/87. Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker." 18/88. "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz." Demiyor ki, ben bunlara KÖTÜLÜK edeceğim, ama bunu YAPTIRAN DA SENSİN! Böyle deseydi Zülkarneyn "Züylkarneyn" olmadığı gibi; tam bir ATE+İST olurdu. O zaman da Kur'an'da ANILMAZDI Zülkarneynler. Şimdi iki tip Zülkarneyn var: 1N ve 0N! Birincisi -kuşkusuz- iyi (Bunu özgür iradesiyle seçmiş). İkincisi kuşkusuz kötü (O da bunu özgür iradesiyle seçmiş). Şimdi Einstein grubu diyebilir mi ki "Bunu ben dilemedim, Allah diletti, ben masumum" diyebilir mi??? BEN İYİ OLDUM İSEM, o da iyi olsaydı. Ben tahkiki müslüman isem, bizim Sünnetçiler de öyle olsaydı. Ben akli müslüman isem öteki Nakli(mukallit) müslümanlar da benim gibi olsaydı! Ben Hanif Müslüman isem, onlar da HADİS müslümanı değil; benim DİNİMDEN olurlardı. Allah'ımız hem bize hem ATEİSTLERE "Senin dinin sana benimki bana, ben senin taptığına tapmam, sen de benim taptığıma..." (Eyyuhel kafirun)! O zaman bir HIRSIZ, BİR KATİL, BİR ATEİST suçu kendinde arasın. Çünkü özgür seçim "KADER" üzerine bina edilmemiştir. Allah'ın hayır ve şerri "KAZA" olarak iner durur. Mesela birinin tansiyonu aniden düşer ve senin otomobilinin önüne düşer ve ölür! Bu k a z a d ı r (Allah'tandır). Ama bu ölen kişinin "Ben hırsızım, ben ateistim" dediğini düşünün! Rabbimi kim suçlayabilir ki? Bizi sınav için yaratmadı mı? Bunu unutturmadı mı? Ateist olan KENDİ TERCİHİNİ yapmıştır. FATALİZM (cehriyecilik) Allah'ımızın lanetlediği, fakat şeriat+tasavvuf+hadislerin EN SAPTIRDIĞI bir afettir. Allah bizi kadercilikten korusun. Zülkarneyn'e Allah'ımız teklif ediyor: "İstersen iyi >>> (saklı olarak istersen kötü) davranırsın" diyor. ALLAH FATALİZMİ yaratmadı... İnsanlar yarattı! Nankör insanlar... Süfyaniler!
Geocities'deki kardeşimiz olan ve zztr'ce içinde yer alan Heiberg2 resmini açar mısınız? Birinci arma değil ama ikinci arma/amblem gerçekten Zülkarneyn'den kalma. (have u ever seen be4? c-d U find pix -end of the 1080 sec.-) SİTE'mizdeki Heiberg2 resmini bulursanız, açıklamayı sürdürebilirim. Önce sizi duymak istiyorum. Resmi bulan candaş var mı? Bir kişi bulsa bile anlatabileceğim. heiberg aile arması var Hangisi? İki arma zülkarenyn'in..
var.
Biri
ÖZGÜN
alttaki çift kalkanlı kuş ve kuru kafa OK. Bunu anlatıyordum. Resim karşında mı? Şimdi onu anlatacağım: Önce terminoloji: Neden adı MEDUS (Erkek Medüza)? SanSkritçe=Koruyucu kalkan demek. Bunu Sanskritçe konuşan ilk klanlar (Eolyalılar) aynen ismi koruyarak getirmişler. Fakat sonraki yunanlılar (Akhailar) bundan MEDUZA'nın kalkanı mitolojisini çıkarmışlar. Akhaia(Aka)lar şöyle diyor: İYİ OLAN'ın iyiliğini kötü olanın KÖTÜ RUHUNU yüze yansıtır. Ayna görevi yapar. Kötü olan ise "CUCULCAN"ın hışmına uğrar. İyi olan ise Quetzalcoatl tarafından iyilik bulur. Kötü olan tüylü-yılan yumağını (Sonradan meduza'nın saçları) ile ölümü bulur. Ama zamanın efendisi dilemezse... (kirios xronos) Kirya Harun? Kalkanın açılımı şöyle: Heiberg'lerin amblemi olan kalkandan söz ederken öncelikle, yukarıdaki BOYNUZ çiftinin "İslamiyet" başta daha bir çok dinlerin ve (Musa, İskender gibi) kişilerin boynuzu olduğunu hatırlatırım. Diğer dinlerden mesela Budizm bunu İKİ BOYUTLU (yin-yang/Hunnes-Künnes/Cosmoschaos vb.) olarak bir çember içinde (Güney Kore bayrağındakinin aynı) biri AK diğeri KARA olan ve ters duran bir çift CENİN gibi grafike etmiş. Bu iki boyutluyu eğer ÜÇ boyutlu olarak açarsanız; göreceksiniz ki, bunlar aslında birbirinin "NOKTA"sıdır/larıdır. Yani iki boyutluda, başı kalın kuyruğu İNCE olan ve birbirine dolanmış gibi duran ve bir daireye düzgün/izotropik olarak sığan Yin Yang sembolünün, siyah içnde beyaz olan; ve beyaz içinde siyah olarak gösterilen noktalarına, kuyruğun en ince uçları yerleştirilince fractaller kapanıyor (B evreni); fakat bizler A evreninde olduğumuza göre; YUKARIDAKİ şekle göre Rakim'in KEHF'ini açtığımızda bir çift AYRIK boynuz (Karneyn) çıkmaktadır. İşte bu sembol, Zülkarneyn'e adını veren semboldür. Aynı mağarada (Yine Zülkarneyn'in mini karanoktacığı ETKİSİNDE) olan ASHAHBI KEHF de, 309 yıl sonraya nakledilip, arkasından vefat edince (Ayeti bulunuz) onların kapı ağzına (Köpeğin durduğu kulubeye) yani Kehf girişine, kulübe yerine bir BİNA yaptılar
(Mescid de deniyor). O mescid'de BİR TEK işaret vardı. O da kubbemsi (Kerpiç) tepesinde olan ve tıpatıp bizim ARMA'daki şekliyle yer alan TEK sembol. (Bu halenn tüm ünlü camilerimizde de vardır. Bu çatalı HİLAL sananlar da vardır.) 18/18. Bir de onları uyanık sanırdın, halbuki uykudadırlar ve biz onları sağa sola çevirirdik; köpekleri de giriş kısmında iki kolunu uzatmıştı. Onları görseydin mutlaka onlardan kaçar ve elbette için dehşet ile dolardı. Şekil "BİRBİRİNİ ÜFLEYEN" değil; birbirinden AYRIK duran (yani dipten birleşen) ve kandırıcı olarak HİLALE benzeyen ama HİLAL olmayan GERÇEK BİR İSLAM (Hanif) sembolüdür. Hemen altında duran MİĞFER değildir (Grafikerin hatası :); TARIK'ın (Zülkarneyn'in bindiği Tarık'ın) kubbesi, lumbozları (pencereleri - ki miğfere benzetilmiş-), altında ÜÇLÜ iniş takımı görünümündeki TRANSİSTORLAR (Nur-35). Tabii ki grafiker kolları da yanlış yapmış. Camel sigarasındaki resim sözde TÜRKİYE / hem de İSTANBUL -İstanbul'da mısır piramitleri :)))) Önce bir Allah (Arapça yazınız) sonra bunun tersini (aynadaki görüntüsünü) C olarak alınız ve ikisini birleştiriniz. Sonra bu ikisini P olarak TERS yapın. Ortaya çıkan şekil (İki hörgüçlü deve gibi) ALLAH yazısıdır. Bu ikisi >>>>>>>>>>>> MUHİT / ihata eden isminin piktogramıdır. Ayette, "Zülkarneyn'i İLMİMİZLE kuşatmıştık" tecellisinin resmidir. Yumurtalara geçelim: (Aslında adları İYİ medus ve KÖTÜ medusa.) Onlar yumurta değil=KALKAN, bir çift kalkan. ŞER'ri temsil eden kalkan da üstte KUM saati var. İKİ ZAMANLI olmayı ve İKİ İHTİMALLİ (A ve B) olmayı simgeliyor. Kurukafa ve kemikle KORSAN bayrağı değil elbette... Kurukafa "SAVAŞI savaşkanlığı ve savaşın bedelini" anlatıyor. Kemiklerin de relatif anlamı var: Örneğin: Afganistan'da + işareti yasaktır, TOPLAMA yapamazsınız bu işaretle... Çünkü o Salib=istavroz, haç'tır :) :(((((((((((((((( Ama x işareti serbesttir. :)))))))))))))))))) Allah'ını seven, başını şöyle bir eğip çarpıya baksın, o + işareti değil midir? Ah yobazlık ah süfyanilik, ah şeriatçılık! Veya tersi... Yani burada bizden istenen EN EVRENSEL KURALLARDAN BİRİ: 45 açı derecesiyle POLARİZLENMEK! (Başımızı 45 derece eğince DÜZ görünüyor ya CP ilkesi .....) Demek ki EVREN POLARİZLENMESEYDİ ölüm kaçınılmaz olacaktı -tüm insanlık için / Zülkarneyn'e yalvaran insanlar için-. CP tamam, eksik olan ne? T İyi işte. O da Kemiklerin üzerinde "Evrensel Zülkarneyn sembolü olan KUMSAATİ olarak" ve RESİM olarak yer alıyor. Tek (teğet) evrenin efendisi ZülKARN dede, nasıl ki zaman içinde düzeltme yapıyorsa, çift (kiriş) zamanın efendisi ZülkarnEYN de aynı yeteneğe sahip. Ama kısıtlı yetenekler. Mesela "İlla ki Yecüc Mecüc seddi (kirişi) açılaCAK! Hızır'ınki böyle değil: Belkıs'ın tahtını getirdiyse TAHT tekrar yerine ÖDENECEK demek d e ğ i l ! Farkı anladık mı? Hızır bir
çembere KARN olarak sonsuz noktada DEĞEBİLİR (teğet=değen, tek noktada değen); ama aynı uzay-zaman çemberine zülKARN+EYN >>> adı üzerinde >>> sonsuz değil; sadece İKİ noktada (kiriş) değebilir. Tamam? Soldaki kalkanda CP+T var. Buna kani oldunuz mu? (T=Kum saati / ters de düz de AYNI görüntüyü verir. Ayrıntı için CPT ilkelerini hatırlayınız.) Soldaki kalkanın ambleminin piktogram (hiyeratik) kriptolojisininm çevrimi şu: ŞER! (Hani OSMOS yoluyla Chaos'da etkili olmayan; fakat buraya/cosmos'a geçince ETKİLİ olan ŞER!) Elbetteki SAĞDAKİ ise öteki BAĞI yani SELAM (BARIŞ) diyenleri simgeliyor. Sağdaki kalkanda neler var? Bir güvercin, bir de ZEYTİN dalı veya zeytin bilmeyen yerlerde DEFNE dalı... Zeytin sadece AKDENİZ kuşağında yetişir, diğer yerler –California haricinde- Zeytin'i bilmez. Örneğin: İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu + Karadeniz ZEYTİN'i bilmez. Ancak bakkaldan alabilir, kendisi ekemez. Ege + Marmara + Akdeniz kuşağı dışında tüm Türk dünyası –Orta Asya dahil- tereyağı, içyağı kullanır. Güneydoğulular beni doğrular mısınız? Mesela Palandöken eteklerinde ZEYTİN var mıdır? Allahuekber dağı eteklerinde? Defneyi ise tüm dünya bilir. Meyvesi olmayan bir tür ZEYTİN+gil gibidir. Balık gibi yemeklere de iyi bir tad ekler (ama yaprakları yenmez, serttir). Ayrıca baharatı da olmaz! Buraya kadar söylediklerime itiraz var mı? Gelelim dinlerin söylencelerine: Nuh tufanı kopar. 40 gün tufan + 6 ay gemi konacak bir YER aramakta... Sanki sular hızla çekiliyor gibi... (Tevrat ve İncil'den anlatıyorum.) Nuh, gemide gıda stokunun bittiği an, AŞURE yapar! Bu son yemekleridir, başka da yoktur. Kalan tüm hububatlar ve bakliyatları karıştırıp, on besinden aşure yapar ve bu son yemektir. Ya sonra? Hızla acıkan yaratık, obur kargadır! Nuh onun bu biyosferik zaafını bildiğinden; aç kalan kargalardan en zindesini "Biyosferik DİL / Esir hologramıyla” bir KARA aramak için gönderir. Tufanın asit suları cesetleri parçalamıştır. Leş kargası, orada kendine bir ziyafet çeker ve BULDUĞU karayı unutur. Tevrat'a göre Nuh "Nankör kuzgun"a beddua eder. Onun yerine Güvercin gönderir. (Zülkarneyn hatıratında seagull kuşu.) ????? martı Evet doğrusu bu: MARTI! Ecevit'in güvercini; Kabalah kitabının GÜVERCİNİ değil! Martı'nın İngilizce diğer adını bilen var mı? (Önemli bir sır için anlatacağım.) Hani İspanyolca La Paloma olmayan kuş! Bakınız, araştırınız, inanılmaz bir şey göreceksiniz. İngilizcede ayrıca SANSKRİTÇE olan bir MARTI daha var! Fransızcasına bakınız. mouette O da değil! Pekiyi bir şey daha size yol gösterecek: Dolphin dersem ne demek? goelan? yunus baligi? Onun ikinci bir ismi DAHA var mı? Yunus'un ikinci ismi? Üçüncü ismi? Sanskritçeden sadeleştirerek >>> Arm (kara, toprak parçası, land). Gideon=? Armugideon=Leşkargası, ceset soyucu, mezar soyguncusu. Yani İngilizceye
"Operasyon/ameliyat yapan cerrah anlamında giriyor. Daphne Pigeon=? Ceset soymayan bir kuş! pigeon=guvercin Evet güvercin ama, Daphne ne? Veya Daphnee (il e harfinde aksan var), ilk e harfinde escent var. defne güvercini Doğru. Yani Armageddon'un kuşu ve karşılığında bir de DEFNE "Martısı" var. (İngilizce tüm dillere açık olduğundan, Sanskritçe dahil her kelime çifter-beşer var.) Bu konuya girmemin nedeni, "TEVRAT'IN -VARSA-YANLIŞI/YALANI" inceden inceye analiz ederek bulmaktı. Ama YOK! Sadece MARTI ile güvercin yer değiştirmiş görünüyor. Bu biliyorsunuz BARIŞ sembolüdür. Olaya Masonik heretic diye bakmayınız. Tevrat onların tekelinde değil; bizim güvercin/martılarımızı da kabala sembolü yapacak değiller! Mesela 6 köşeli Davut yıldızı (Süleyman mührü) KUTSALDIR! İsrail bayrağında da olsa KUTSALDIR! Bizim takıntımız şimdiki ve gelecekteki karşı BAĞIN Siyonistlerine karşı. Yoksa Siyonist olmasın/yahudi dostum olsun! İnsan insandır! Ama Siyonist ASLA! İnsandan aşağıdır. Hayvanlar gibi masum olmadığından onlardan ve bitkilerden de aşağılıktır. LANETLİDİR! Lanetleyen ALLAH'tır (Kur'an'ında). Lanet tüm siyonistlerin üzerine olsun! Rabbim bu kadar önemsediği, kırk yıl gökten inen yiyecek ve içeceklerle beslediği BENİ İSRAİL'i neden lanetlesin! Ya da siyoninizm organizasyonu neden lanetlensin? EĞER siyonizm, SADECE BU ÇAĞIN bir yahudi organizasyonu olsaydı, Rabbim onları Kur'an'da LANETLEMEZDİ! Ama lanetlenmelerinin gerekçesi ŞUDUR: "ZAMAN İÇİNDE TAŞIMALI SİYONİZM" ile dünyanın (en başta İsa'nın) canına okudular. Bunun için LANETLENDİLER! Evet yeniden ARMA'mıza dönüyoruz: Güvercin'in (Aslında Martı) NEDEN Martı diyorum ben ısrarla! Martının yiyeceği belli : BALIK VB. Etçil! Ama ağzında BİTKİ taşıyor! NEDEN? Balık olsaydı "GETİRİR MİYDİ?" Gemiye geri getirir miydi? Defne dedim. NEDEN ZEYTİN DALI değil de DEFNE dedim ısrarla? Cevabı basit: Güvercinin altına bakınız. Neyin üzerinde duruyor? DAĞIN zirvesinin, hani tufan öncesi ancak kartalların konduğu zirvenin üstünde duruyor. Orada ZEYTİN yetişmesi mümkün değil! Hem de NUH döneminin Tanrı dağları (CUDİ)... Grafikasyon çok acemi ama; YÜKLENEN ANLAM ÇOK büyük, bundan kuşku duyulmasın. Daha önce de Arş'ın dört direğini taşıyan dört hayvanın Heretic bir Kabala sembolünü inceleyip, oradan da KERRUBİ denen bir ilahi makinayı anlatmıştık, anımsadınız değil mi? (Tevrat'a sarılmamanız için, çooook ara vererek bu işleri yapıyorum. Daha Kur'an'ın ruhuna girmeden, Tevrat'ta dinden çıkabiliriz değil mi? Çok dikkatli olmalıyım, ÖNCE KUR'AN!) Gelelim DEFNE'ye: Defne Kur'an'da NUR-35'de, İncil ve Tevrat'ta bir çok yerde; Hinduizm'in VİMANA öğretilerinde; Lamaizmin Vadorg öğretilerinde ve FOHAT kitabında (Mısır'daki PTAH kitabı) Vaidorg ve Vimana öğretileri birbirinden alıntıdır.
İKİSİ DE AYNI ŞEYİ yazıyor >>> DHURAKHAPALAM (DH Sanskritçide çok sert okunan T / Arapça TI harfidir.) Ve Rus çarı 2. Nikola ile Çinli Kumitang'ların aynı anda aradığı "DURAKAPALAM" efsane miydi? Bir efsane için 750 milyon Ruble verir misiniz? 1400 işçiye de ayrıca maaş verir misiniz? Mesela Nuh'un gemisini, Ahit sandığına niçin böyle bir EKİPMAN ve finans sağlanmadı? İnsan neden nefret ettiğine karar vermeli: 1. KENDİNDEN Mİ NEFRET EDİYORSUN? 2. KENDİNİ GÖSTEREN AYNADAN MI? (Aynanın suçu ne? Alt tarafı cam parçası. Örneğin yaşlandığını kabul etmeyen, aynaların materyalini suçlar ;) Kendinden mi nefret ediyorsun? O halde Nefsinden Allah'a (tevbe ile) sığın. Böyle dersem KLASİK bir anlatım oldu. NEFRET nedir? >>> KENDİNLE BARIŞIK OLMAMAK! Barışçı olmamak! Kendinle barışamazsan => Kendinden nefret edersen, nasıl nasıl nasıl bana selam(barış) selam (barış) diyebilirsin ki? Önce sen KENDİNLE barış, suçladığın kendin ol! AYNA falan bahane olmasın! Ayna'nın hesap defteri bile yok! Davacı dahi olamazsın! HEPİMİZE yazıyorum: KENDİNİZLE BARIŞIK MISINIZ? Bunun kolayı var: EGOİST(nefsani) olmayınız. Mesela şu anda, iki parmağı ve gözlerinden başka hiçbir yerini kıpırdatamayan bir tekerlekli sandalye mahkumu, Güney kutbunda İDİ. Yakında Brezilya'ya geçecek. Onu bekliyorum ben de gitmek için! SİZ BU FELÇLİ İNSANDAN DAHA MI KÖTÜ DURUMDASINIZ? Egoist olmayınız derken BUNU KASTEDİYORUM! Yoksa rakısının yanına gelen suyun buzunun neden iki tane olup da üç tane olmadığını eşine soran HYPER EGO'lardan söz etmiyorum. Haydi, 10SCE gibi siz de kendinizle barışın -ki kırıldıklarınızla barışasınız-. Kendinizi BEĞENMEYİN, sevmeyin ama mutlaka SAYIN kendinizi. Mütteki olursunuz. Kendinize aşık olmak nasıl ki Narcistlik ise, Narsizm ise, kendinizden nefret etmek de "İNTİHARA ilk adımdır". Bir bildiğim var, bunun için yazdım! Nefsimden yazmadım. Biliyordum. Bir dk... Salat da ikame oldu! Daha rahatım. Bu gece de chat var biliyorsunuz, dayanabilecek misiniz? Allah kimseye kaldıramayacağı yükü vermesin -amin herkes adına-. Arzın Dabbesine dinlenme hakki yok mu? Ben devam etmek zorundayım, çünkü bu YORUMU benden isteyen "uzun yıllar ötesi". Defne KUR'AN'DA geçiyor. Vez Zeytuni / Tin suresindeki Zeytin. Ama Nur-35 DEFNE'dir. Bu iki sureyi yazabilir miyiz? 24/35. Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur. (Bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. (Bu ışık) nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal>> 98/1. Andolsun o incire, o zeytine
“...doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur...” “...doğuya da batıya da...” >>> Kaliforniya ve bizim Akdeniz ikliminde YETİŞMEYEN demek. (Bir Atlas'da iklim haritasına bakarsanız, dünyada sadece KALİFORNİYA ve AKDENİZ ÇEVRESİNDE "Akdeniz iklimi olduğunu ve başka bir yerde ASLA olmadığını göreceksiniz. Beni teyid ettikten sonra devam edeceğim Allah inşa.) Teyid eden var mı? Portakal, üzüm, zeytin her ikisinde de var. Başka hiç bir yerde YOK! İşte 49 anlamdan biri olarak Nur suresinden "Cal. ve Mediteranean olmayan KUZEY VE GÜNEY defnesinden söz ediyor. Nederlands bir metinde "Dhurakhapalam'ı yazmıştım ve bunun yakıtının DEFNE KÜLÜ olduğunu" yazmıştım. Hatırladınız mı o metni? Şimdi; Nur 35'de ZEYTİN'den değil; onun yağından / mübarek bir ağaç (çalı vb) oluşundan söz ediyor. Yine tin (incir) suresinde ZEYTUN'a değil; onun çağrıştığı bir şeye yemin ediliyor. Bazı meallerde bu İncir ÇEKİRDEĞİ ve Zeytin YAĞI diye yer alır. Farkettiniz mi? "Andolsun İncir çekirdeğine ve Zeytinden süzülene" diye mealler var. Neyse bu başka bir günün konusu olsun. Biz o zaman "HEİBERG ŞİLT"ine dönelim. Shcild/Skild/Shield >>> GERMEN DİLLERİNDE KALKAN demektir. Türkçeye de ŞİLT olarak girmiştir -bilirsiniz: Filancaya şilt verildi ...gibi- OK? celt, celtic buradan gelme olabilir mi? Hayır o PİCT kelimesinden gelme, asıl kelime Pict+çeltik; İskoçların ataları (Scott). shield=kalkan, shelter kelimesi de ayni kökten değil mi Evet sığınak ile aynı kökten; hatta gölgeye sığınmak derken shadow da aynı kökten. Bunlar ANGLOCA (Dan/Jut) İngilizcesidir. Wind+OFF Rüzgar girmez (Pencere). Shad+OFF Gölgede kalmak (Shadow) vs. vs. Böylece hayır ve şer olmak üzere İKİ ŞİLT (arma, kalkan) tanımladık. Şimdi yeniden devam edelim: Altta; bir ters çiçek gibi bir şey var. O kaç yaprak ve DAMLALAR kaç yaprak? ve Defne dalı kaç yaprak? Beş! (Kendi aile kalkanımızı bilmez miyim? Kaç kere görüp dokundum.) Biri çiçeğin sırtında BEŞ DAMLA var. Ters çiçek de 5 eleman (yaprak). İki şilt birbirlerine teğet dokunuyorlar: Biri (Sol/Hunnes) ötekisi Künnes; yani KARA ve AK sembolleri veya ŞER ile HAYIR sembolleri.. Onları bir DAĞ gibi düşünün... Damlalar nereden akıyor? İki dağ arasındaki vadiden. "Yecüc-mecüc" buradan serbest kalacaklar. Ve kanatlara benzeyen en yukarıdaki şeyi neye benzetebiliriz? Evinizdeki oyma sanatı klasik koltuk başlarına değil mi? Orada oturan biri var: Adı yazılı: HEİBERG! B harfinin üzerinde de illa ki NOKTA var. Axel Heiberg'in dizaynıdır. (Kendisi tarif eder, grafiker çizer.) Klasik havası verilmiş. Axel Heiberg, doğrudan HEM ZÜLKARNEYN'in soyundan gelmiştir; hem de onun GELECEKTE gelmeden önceki büyük büyük atasıdır, hem de gelecekteki Axel Heiberg yine Zülkarneyn'in atasıdır. Bağdatlı Halid dışında hiçbir MÜSLÜMAN ile bağlantısı olmamıştır. Jana nasıl ki, Amazon'a gittiyse; o da Bağdat'a GELMEK zorunda idi. Ve hatta ondan önce
CANTOR orada bulunmak zorunda idi. David Hilbert ve Norbert Wiener ile ekip böylece tamamlandı. Gurdjieff ve Kozyrev de DOĞU'ya gittiler. Eivind (Edwin) Heiberg ile Hansel Heiberg de bu ekibin "CO-Travellers"i. Bu kalkandan bir kitap çıkarılabilir. Abartmam hiç yok, gerçekten burada bir de saklı ÇİN yazısı gibi "YAZI" var. O ince buklelere yerleştirilmiş bir resim yazı. Kemik dört boyutlu evreni anlatıyor ve FANİ olduğumuzu... O Vadi (Y-M'nin çıkacağı) vadi ise BİZİM OSMOS tünelimiz dediğimiz şeyi anlatıyor... (Y-M=Yecüc Mecüc.) Şimdi GELECEĞE yayınımız bitti. Kendimize dönebiliriz. Bunlar SİZ için değil -özür dilerim- gelecek için yazıldı. Gereksiz bulabilirsiniz ama, öyle istendi...
Tallahasee'nin anlamını bilen var mı? Yani o kente neden bu kızılderili ismi verilmiş? Anlamı ne? Büyük bir şef mi yine? Search lütfen. Bu ismi KUR'AN'da adı geçen "Kaptan Zülkarneyn" vermişti. Binlerce yıldır YAŞIYOR! İsim Tennesee gibi "Gelecekten geçmişe nakil". Çünkü her sebep izlendiğinde, bir "İSİM" yani "Koordinat/rendez vous” yeri gerekiyor. Şimdi buranın önemi ne? Burası SON WANEN'in oluşacağı SON YER! Wanen (1N) nasıl oluşur? O imalat tarihinden itibaren zamanda geriye yolculuk yaparak gider. Gelecekte GRACELAND (kureyş) Missisipi deltasının tam üstünde duran World-Wide Capital city olan WEMB-WALHALLA'nın izdüşümüdür burası. 1N serisi imal edildiğinde, ANA MADDE (iumium) TALLAHASEE'den elde edildi. Onu oraya bırakan da BİNLERCE yıl önce, Zülkarneyn idi. Batıya yolculuğunda "Güneş'i Missisipi deltasında KARAÇAMUR'a / BALÇIĞA (bu maddenin pastasına) batarken
bulmuştu. Hatırlamışsınızdır. Pastayı "Uranyum pastası gibi" düşünün. Şimdi bana o BALÇIK kelimesinin arapçasını bulup yazabilir misiniz. Tamamını değil sadece kara balçık yeterli! 18/86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." fi aynin hamietin Şimdi bu ayetin bir SIRRINI anlatmaktayım: AYN göz demek. Aynin? Göze evet ama 49 anlamından biri! Yani quelle, source diye çevirmeyiniz. Hani Musa ve Yuşa’da da balık canlanmıştı. Nereye kaçmıştı? 18/61. Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu. fil bahri seraba Denize. Deniz ama, HASSAS koordinat olarak NEREYE? "iki denizin birleştiği yer" Yecüc-Mecüc ün kirişi! “fi aynin hamietin” ve yukarıdaki arasında bir bağ kurdunuz mu? Yani MUSA'ya denizin ayrılacağı ADRES! Denizin ikiye yarılacağı adres. Tüm yanıtlarınız doğru. Kur'an'ımız biliyorsunuz, TEVAFUK'ludur. Sina'daki o bölgenin adını biliyor musunuz? Kızıldeniz çatalından geçiliyor ve musa kavmini Tur (Sina) dağına götürüyor. O bölgenin YEREL adını biliyor musunuz? Hassas olarak adını... Orası inanılmaz bir çöldür; gece sırtüstü yattığınızda, yıldızlar bildiğiniz gibi değildir, çok yakındır, sanki birkaç metre yukarıdadır. Oraya yolunuz düşünce şaşıracaksınız. Nasıl ki bası doğa olaylarında (Batarken doğarken) Güneş ve Ay bir kaç kat büyüyorsa, burada da YILDIZLAR bir kaç kat büyüyor. Bunu duymuş muydunuz daha önce? Ama araştırmak boynunuzun borcu olsun. Yıldızlar orada dünyaya sanki ÖZEL olarak yaklaşmışlardır. Tam O HASSAS nokta, Pîrî Reîs nereden çizdi harîtasını (Evet lafı ağzımdan aldınız.) Piri reis'in MİR'ACI noktasıdır. Neden başka yerler değil de Piri Reis haritaları, MUSA'nın balığının geçtiği yerden çizilmiştir. Veya gözlemci olarak gördüğünü betimlemiştir.. İpucunu verdim: MİR'AC dedim. Bu mini bir Mir'ac! ve sadece TİN-ZEYTUN-TURu SİNA-BELEDÜL EMİN(Mekke) dörtgeninde oluşmaktadır. Sina'daki o vadinin ismini anımsıyor musunuz? Tuva! Ve Kutsaldır. Kutsanmıştır. Vadide bol miktarda zeytinlik ve incirlik vardır. Gelelim MUSA'nın balığının kaçtığı GÖZE'ye: Orasının tam adı, yerli dilinde Tallahisina'dır. Ve Allahi, Bi Allahi (Billahi) gibi bir de Tallahi diye yemin vardır bunu duymuş muydunuz? Bu yemin nereden geliyor?
Ve Allahi >>> V'ALLAHi diye kısalıyor. Bi Allahi >>> B'illahi diye kısalıyor. Sırada T'Allahi var! ????? Anlamı nedir? Teala ile ilgisi yok. ????? Sözlükte bulacağınızı da sanmıyorum. tuva? TUVA! Doğru yanıt! Tecelli yeri Tuva olan Allah! T'Allahassena (Sina kelimesi SENA/ÖVGÜ'den geliyor). Tam o noktada FİRAVUN'un cesedi bulunmuştu. Firavun'u hatırladınız değil mi? Londra'da müzede doğal mumyalanmış bir halde bulunuyor. Secde halinde... Musa'yı izlemişti. Deniz üzerine kapanmıştı ve boğulmuştu. Ayeti bile vardı. Hatırladınız mı? Kanıt olarak ayet lütfen. (Firavun son nefesinde secde etmişti ve bu kabul edilmemişti.) 2/50 Hani önünüzde denizi yarmıştık da sizi kurtarmış, Firavun hanedanını boğmuştuk.Siz de bunu bakıp görüyordunuz. (Aynen böyle korunarak binlerce yıl sonra BALIĞIN kaçtığı yerden dışarı bırakılacağı üzerine ayet va) SECDE halinde iade edileceği ayeti... ltf. 10/92. Biz de bugün senin bedenini arkandan gelenlere bir ibret olsun diye kurtaracağız. Bununla beraber, insanların birçoğu âyetlerimizden yine de gafildirler Devam, ayetin devamı lütfen; 10/93. Yemin olsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve kendilerine temiz yiyeceklerden rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilafa düşmediler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, tartışmakta oldukları şey hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. “senin bedenini arkandan gelenlere bir ibret olsun diye kurtaracağız.” Burada diğerleri gibi ÇÜRÜMEYECEĞİ; iki denizin AYRILDIĞI konservasyon alanında (ki mikroorganizma içermez) mumya gibi saklamıştır Rabbimiz... Balık, Mısır tarafındaki Sina ÇATALINdaki gözeye kaçmıştı. Sözünü ettiğim yer ise, SİNA tarafındaki çıkışı... Buraya Tallahasena deniyor. (Axel Heiberg adası ve dağı gibi bir isim.) Herşey çift kutupludur! Bunu anlatmadan önce, BALIĞIN zaman içinde canlanmasıyla ve Mısır'daki girişten nereye çıktığına bir bakalım. Tallahasena.. Yani Firavun da AYNI yerden çıktı. BALIK da bir tür MUMYA olmuştu. Firavun gibi... (14 anlamından birini açıkladım.) Herşey çift kutuplu diye söze başladım (2 ve katları....64'e kadar). Arctica-Antarctica gibi iki kutupludan başlayarak Şeytan üçgenleri (so called) gibi çok kutupludurlar. Bermuda başta olmak üzere 16 böyle kutup vardır. (Sagasso denizi vb.) (Sargasso denizi şeytan denizi gibi.) Bunlar DOĞAnın kendi yaptığı "Philadelphia" elektrnomagnetizmasıl uzay kafesinin belli başlı (Melei Ala BELLİ menzilleri gibi) bir yapıya sahiptirler. Taklamakan , Büyük Sahra'dakiler
Evet daha bir çok yer var. Şimdi bir de AYN (GÖZ) kelimesine bakalım! AYN göz demek, sürme demek, göze çekilen sürme demek... Aine (Ayna). İşte dikkatinizi bu kelimeye çekiyorum! Ayna ne yapar? Üzerine HANGİ görüntü düşmüşse, onu A Y N E N yansıtır! Bu Aynadaki görüntü, yansıtanın AYNI'sıdır! Acaba niçin AYNA, AYNEN, VE AYNI kelimelerini VURGULU yazdım dersiniz??? Türkçedeki AYNEN veya AYNI (tıpkısı) kelimelerinden söz ediyorum. AYNI >>> TIPKISI. AYNEN >>> BİREBİR! Şimdi niçin ayetin arapçasını istediğim belli oldu sanırım! Zülkarneyn BATI'da AYNİN Hamien'e gitmişti. AYNİN sadece GÖZE mi demek? AYNEN/AYNI kelimesi de içeriyor. Yansı/Yankı da içeriyor. Bunu vurgulamaya çalıştım. Oranın adı Missisipi deltası. Ve oradaki ÇAMUR / Balçık var. Bir teknolojinin pastası... (Uranyum'un sarı pastası gibi. Uranyum bundan elde edilir.) Yeryüzündeki KUTSAL alanlardan (Kur'an'da geçtiği ve kutsandığı için kutsal diyorum) biridir. İşte bir WANEN için İKİNCİL dereceden şart olan iumium elementi yeryüzünde sadece bu bölgede vardır. aynin, ein in, one en BİR SEBEP TUTARAK, Zülkarneyn bu bölgeye gitti. Orada Hamien (Sonradan indian denen) bir kavimle karşılaştı. Onu kısa yoldan öldürmek istediler. (Yabancı fobisi) Zülkarneyn kendini savunmak için onlara TASER ile ateş etti. Gerisi filmlerdeki gibi... Şaman (Sihirbaz) ondaki gücün ve donanımın kıskançlığı içindeydi. Zülkarneyn onlara AZAP etmedi. Tam tersine , efsanevi QUETZALCOATL olarak orada saygı gördü. Teknoloji öğretti. (Meyve sirkesini çok severdi.) Oradan Amazonya'ya indi. Dönüşte yeniden Kuzey Amerika’ya geçti ve yeryüzünün AYNA bölgelerinden biri olan T'ALLAH'ASEE'ye gitti. Oraya bir emanet bıraktı. Bu emanet orada taaaa 2003 yılı Eylül 26'ya kadar saklı kaldı. Bu bir MİR'AC idi! Nasıl mı? Tıpkı PİRİ reis "AYN+A"sıyla/gözüyle görülen dünya haritası gibi... AMERİKA haritaları >>> TALLAHASEE üzerinden (Sina gibi) çizilmiştir. Bunların bir kısmı kayıptır, bir kısmı (Brezilya vb.) ise halen vardır. O haritalara bir daha gözatarsanız, birebir (AYNI) uydu çizimi olduğunu göreceksiniz. Onun için mir'ac dedim. Neden öteki kıtada seçilmiş Z noktası (Sina ikizi gibi) TALLAHASEE'dir? Z dik koordinat boyutu anlamında. Biz buna Z-1 veya Z-ONE diyoruz. Ayrıca birleştirirseniz onun Zone olduğunu, yani ZONE (zon) diye okunacağını da anlamışsınızdır. Aynı noktaya karşı BAĞ Zion da diyor. (Biz zeyvan veya zon okunanını tercih ediyoruz.)
MİSSİSİPİ deltasının pastasına İKİNCİL dereceden en önemli demiştim. BİRİNCİL dereceden en önemli olan ise bu sözünü ettiğim TALLAHASEE. Wembium buradan elde edilemez. Onu oraya EMANET bırakan Zülkarneyn'dir. Kendisi ayrı bir teknikle (Karadelik tekilliğinden) devasa bir spaceship ile gelmişti bu çağlara... Ama ondan sonrakiler için YENİ bir teknik olarak TALLAHASEE'ye bir WANEN'in birincil dereceden önemli olan ANA MADDESİNİ (Wembium adını alacak olan madde) rafine edip bıraktı. Zaten BATI yolculuğunun/sebebinin NEDENİ de buydu! Yoksa Amerika'yı (En eski ve en gelecekteki adı artık ANTİLLİA olacak) tanımıyor değildi. Amerika gelecekte sadece iki federasyon ile temsil edilecek: Kuzey Amerika (Anglo-Saxonca konuşanlar) için ANTİLLAND (Bundan önce AmeriKanada gibi uzun bir isim söyleniyordu. Antilland ile yer değiştirdi). Diğeri de Meksika dahil ve itibaren tüm Latin-Amerikan ülkeleri (ispanyolportekiz veya İberik dil birliği). Bunları da Antillia diye ayırıyoruz, (Antilland'dan ayırıyoruz.) Antilyanın anlamı belli ANTİ'den geliyor. Eski kıtaya zıt duran kıta anlamında... Kıt'a... Anakara... Tallahasee planı bu! Önemi bu! Zamanlamasına gelince BUGÜN başlıyor. Mars'ın yakın geçişi bugün sona erdi. Ana maddesi, birincil strüktüreli WEMBİUM olan madde, TALLAHASEE'deki "EMANET" yerinden alınmıştı. Bu madde taaaaa o binlerce yıldan beri orada hiç değişmeden muhafaza edildi. Niçin? Çünkü diğer zaman gezmenliği için "TÜMLEŞİK/EŞ TARİHLİ olmak şartı vardır. Bu atom düzeyinde bir şarttır! Hepsi AYNI yaşa olmak zorunda-ki UFO dediğiniz araç KOMPLE yapılsın. Zamanda geriye gittiğinizde ise her bir parça Ayrı bir zamana gitmesin! Hepsi birden AYNI anda A Y N I anda ve A Y N E N zamanı geldiğinde toparlanabilsin! Giyindiğinizi düşünün: Pantolonu geçen yıl, gömleği bu ay satın aldığınızı düşünün. Sizi zamanda bir ay geriye gönderirsem, gömleğiniz olmayacaktır (Mesela üstünüz yarıçıplak kalacaktır) bir yıl geriye gönderirsem ise pantolonunuz olmayacaktır. Ama ikisini TALLAHASEE planı gibi AYNI ANDA aldığınızda, böyle bir derdiniz olmayacaktır. Bundan şu sonuçlar çıkar: FAKE resimde neden GELLER yarıçıplak? (Ama Jana giyinik ve ondan genç. Aslında aynı yaştalar -gelecekte tabii-.) Onlar PK (ESP+OBE parapsişik) Academy’de birlikteydiler. Çünkü aynı TELEPATİSYEN YETENEĞE sahiptiler. En güçlü seçimini birinci olarak WOLF MESSİNG kazandı. O kuşakta Hanusen ve Haushoffer kaybettiler. Bu yarışma şöyle oluyor: Telepat match'ında, kim kimi SOYARSA, yani soyunmak burada GÜLÜNÇLÜK oluyor, yenilgi oluyor. O başat telepat oluyor (Messenger) bunlardan zaman yolculuğu yapılıyor. (Passenger messenger) Diğerleri kalıyor. Taaaa o HA/VET'li academy yıllarında ikisi kapışmışlardı (Gelecekte kapışacaklar anlamında Ha/vet). Jana
Domunasyon olarak URİ'yi yarıbeline kadar SOYMUŞTU! Yani telkinle onu çıplaklığa zorlamak yarışını Jana kazanmıştı). Şimdi yorum istiyorum: Ben neden "BU RESMİ niye astığımı sormayın" demiştim! "Bu nasıl bir şakadır" diye soracaklarınız var, ama izin verin de bu şakanın ne olduğu sırrı BENDE kalsın demiştim. Şimdi anlatmış ve kurtulmuş oldum! Evet yorumlayınız lütfen! taa ki müfterinin biri\birileri iftira atıncaya kadar???? Evet... O resim ORADA vardı. Elbette Academy yıllarındaki YAŞIT resimleri bulunamazdı. Resim nakledilemiyor. Ne yapmış SiegSAGA, tutmuş iki resmi, YAŞ farkını da göstererek, FAKE yapmış. Jana porno kelimesine kızmadı! Jana, BEN GİYİNİĞİM diye ısrar etti. Bu utandığından değil! O BAŞAT BİR TELEPAT idi. Fakat bazı mühürlü gözler, resimde Janayı soyunuk, Geller'i giyinik gördüler! Dönüp o resme bir daha bakıp, bunun neresi porno söylesinler! Resmin orijinalinde Uri Geller, siyah pantolon üzerinde beyaz gömleği ile sahneye çıkıyor ve orada GÖSTERİ gereği soyunuyor. O fotoğraf ile Jana'nın okul yılları fotoğrafı. (Ki bu özel bir okul olup, uluslararasıdır ve psişik yetenekli çocuklar için ÖZEL bir ASKERİ programdır.) Seçme YETENEKLİ çocuklar, hem public okullar gibi normal okuyorlar hem de bir taraftan psişik yeteneklerini geliştiriyorlar. Onları başta Pentagon olmak üzere askeri izleme grubu "Özel savaş" için elverişlilik kaydıyla okutuyorlar. Jana o okulda iki yıl okudu. Ancak, bu program tepeden inme bir emirle bitirildi ve çocuklar ülkelerine (Çoğu rus idi) gönderildiler. Bu da Area-51 (ve devamı 52,53,54 gibi) sırlardan biridir. Benden duydunuz. Jana'nın lakabı bu yaşamında Bewitched idi. Gelecekte ise Witch idi (OLACAK). Anlamı CADI. Uri'nin tam adı ise: Uriah Stu Geller. Stu >>> Stewart gibi Stuart'ın kısaltılmışı. Onun için ona STUPİD demekteyiz. PİD aynı zamanda ikinci telepat olan Andreja Puharich'in de lakabıdır. (Search edebilirsiniz.) Puharich ise MIB'lerin "Time Traffic Policeman'ı... Puharich diye arayınız. Oturduğu yer Tel Aviv. Şimdi bulunduğu yer ise TALLAHASEE! T-TraffiCOP ise lakabı. Puharich'i buldunuz mu? Size bir MIB lanse ediyorum, haydi biraz heyecanlanın. Sadece filmlerde yok MIB, filmlerden çooook önce mesela JESSUP'u öldürdüler.
Evet Uri Geller ile birlikte anılır ismi. O yüzden mutlaka WEB'de vardır. Geller ve puharich diye arayabilirsiniz. Veya belki de Pucharih de olabilir. Bizim MIB dediğimize onlar PID diyor veya POD diyorlar (P >> Zaman polisi; Iİ >> İN ama O olduğunda ON anlamında; D >> DUTY.) İn date veya on duty. PİD veya POD. STU*PİD olduğundan birincisi hoşuma gidiyor. :)) http://www.uri-geller.com/books/magician-ormystic/chapter15.htm bu linkte ikiside var!!! Teşekkür. Bir MIB'in linkini verdin. ;) Evet, benim tek kusurum, hiç ama hiç surfer olmadım. Zaten normalde de surf'ten anlamam. O yüzden bu angaryalar hep size devroluyor. Rabbi Zıdni İlmi sırrınca, KUR'AN detaylı bir KOZMİK WEB olarak bende mevcut. Bu yüzden, WEB surfer'liğim zayıf aldı. Neyi öğrenmek istersem KUR'AN WEB'inde hazır buluyorum. Puharich BUGÜN özellikle orada TALLAHASEE'de, belki de bir otelin kayıt defterinde ismi bile vardır. Bazı sonuçları sıralarken, önce Jana'yı anlatttım sizlere... Şimdi gelelim ikinci sonuca: Bu da KITMİR hastalığı... Yani 70 cm.den dışarıda bir organınızın kalması. UFO'ya bir metre sıçrayamamak neyse; bu da öyle! Bu durumda bir zaman yolcusunun TAMAMI geçmişe nakledilemez. Nakledildiğinde o organlar zamanla işlemezlik kazanıyor. KEHF içinde kalırsanız, geçmişe gelirsiniz ve YARIM felç ile kurtulursunuz bir kaç ay sonra da onu da atlatırsınız. Ama KITMİR durumunda neler olur? Kıtmir >>> KİMDİ? Ayet lütfen! (Kehf suresi) 18/18. Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı. “Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu.” Nerede yatıyordu köpek? Ve neden sağa-sola dönmüyordu? Bu iki soruya yanıt bulalım: Köpek TAM KEHF'in içinde değildi. Vücudu mağaranın İÇİNDE fakat iki kolu D I Ş I N D A idi. Bu mrs.cp'nin TAM TERSİ durum. Yorumlayınız lütfen. yarım felç??? yani dışarıdaki organlar ön ayaklar felç geçiriyor Mrs.cp'nin İKİ GÖZÜ ve İKİ PARMAĞI kurtuldu, gerisi ÖLÜ! Yani TAM nakledilmedi! Mağaranın dışında kalan DÖRT parmağı (ikişerden dört parmağı). Ashabı Kehf'in köpekleri (Kısır/katır dişi) anlamındaki kıtmir; bu 309 yıldan çıkışta FELÇ olmuştu. Ön ayakları tutmuyordu. Çünkü sağa-sola çevrilemiyordu. mrs.cp de ÇEVRİLEMEDİ! Başını ve iki elinin dört parmağını KEHF'e sokabilmişti! Kalanı maalesef .... Dolayısıyla sağ ve sol çevrimi yapılamadı. (Bir anlamı da beynin sağ ve sol yarıkürelerinin veya sempatik sistem ile parasempatik sistemin yer değiştirememesi...)
Eğer zaman yolcusu GELECEKTEKİ anılarını depoladığı beyin küresini geriye yolculukta boşaltıp, sonra geçmişte yeniden doğduğunda, o yeni anılarını aynı yarıküreye koyarsa, çakışma anında (yola çıktığı tarih ve saniye ile çakışan yaşında) beynin anıları PARTİTİON oluyor ve gelecekte birden HATIRLANAN anıları öteki partition'a geçmek zorunda kalıyor. Bu da bizim MOTOR NÖRON dediğimiz bir arızaya neden oluyor. Bu geçici oluyor. Yeniden partition kaldırılıyor. İki anı da aynı yarıküreye konuyor. (Sabit D diskinden, C diskine dosyaların taşınması bir zaman alır. Buna felç diye örnek verelim.) Taşıma işlemi bitince partisyonun ötekisi boşaltılmış ve yeniden formatlanmış oluyor. Ama sistemde PARTİSYON olamıyorsa, bu kez NÖRON'lar bu işlevi üstleniyorlar. Beyin motoru kalıcı hasar görüyor. Bu durumda o zaman yolcusu baştan felç olmuyor. Ama sonradan yavaş yavaş tüm vücudunu biteviye saran yarım değil-tam felç geliyor. Diğerleri için sorun yok. Çünkü beynin sağ yarısı çapraz olarak vücudun soy tarafını yönetiyor. veya tersine sol beyin tarafımız, gövdemizin sağ yanını yönetiyor. Ayetteki SAĞ ve SOLA ÇEVİRMEYİ anladık mı??? (7-14-49 anlam bunların sonu gelmez ;) peki Hawking neden ayrı? yani diğerlerinden Bunun yanıtı şu: TimeBulance'a binen TeamBulance ekipmanı (Team) aynı günlerde klonlanmış olmalıydı. Yani doğum tarihleri (yıl farketmez) AYNI GÜN olmalıdır. Mesela 14 Şubat! (Yıl farketmiyor, burada Allah'ımızın and iççtiği BURÇ önemli.) (Buruc-1.) Fakat Time Patrol denen bekleyen ekipte o gün bir 14 Şubat'lı eksikti. Plan ise ACİL idi. Ya bir eksikle yola çıkılacak; ya da bir başkası alınacaktı. Tarık yolculuğunda son anda o meşhuuuur bir metreye tutunan GÖNÜLLÜ işte mrs.cp idi. Kalan kimse gönüllü değildi. Binenler de gönüllü değildi. Sadece fireman'ler gibi, acil yangın çıkmasına hazırlıklıydılar. O bir metrelik Tarık-Dabbet arası/gök ve yer arası kalınlıkta kurşuni hiçliğe (KEHF diyelim) girişte, mrs.cp KAPI ağzında kaldı. herkes uyuyor mu???? Uyku değil, 309 yıllık bir yolculuk bu! Ama içeridekiler için günün dörtte-biri, dışarıdakiler için her bir saniyesi 1080 kez yavaşlayan bir relativistik fark! MOTOR dönüyordu sağa-sola, fakat DAHİL olanlar için dönüyordu. Ama mrs.cp tamamen dahil olmamıştı, meDHaL'de kalmıştı. O yüzden bu zamana tamamıyla transfer olamadı. Sadece gözleri / beyninin yarısı ve dört parmağı GELEBİLDİ! Diğerleri aslında fiilen ölü! Ama bu da bir şehitlik! Tüm organlarınız ÖLMÜYOR anlamında bir şehidlik. Başka bir mealden, MEDHAL kelimesini yazar mısınız? Yani köpekleri de iki kolunu mağaranın MEDHAL'inden dışarıya uzatmıştı biçiminde bir meal yazar mısınız? (meDHaL>>>Dahil kökünden türemedir.) DHL, meDHaL.. 18/18. Ve tahsebühüm eykazav ve hüm rukudüv ve nükallibühüm zatel yemıni ve zateş şimali ve kelbühüm basitun ziraayhi bil vesıyd* levit tala'te aleyhim le velleyte minhüm firarav ve le müli''e minhüm ru''a 18/18. Bir de onları uyanıklar zannedersin, halbuki uykudadırlar ve biz onları sağa sola çeviririz, köpekleri de medhalde iki kolunu uzatmış, üzerlerine çıkıversen mutlaka onlardan döner kaçardım ve her halde onlardan dehşet dolardın
Sağol ;) O Medhal'e bir örnek verelim: UFO'nun neresine zıplıyorsunuz? MEDHAL'ine yani MEDHAL >>> GİRİŞ'ine. Bir anlamda da Board veya Deck diyebilirsiniz. Veya source >>> Tabak diyebilirsiniz. Bunların Kur'an'da tek ismi var >>> MEDHAL! mrs.cp sistemle birlikte dönemedi! Dönen yerleri TRANSFER oldu! Bu kişi nakli değil de sanki ORGAN nakli gibiydi. Vücut ölü/şehit ama bir kaç organınız (göz/beyin vb.) GAZİ! (ĞAAZİ). UFONOT değil de sanki ORGAN nakli ... Kur'an böyle paranormalliklerle dopdolu... 17/80. De ki: "Rabbim! Beni, mudhal'e doğrulukla dahil et, muhrac'den doğrulukla haric et. Ledün'ünden bana bir sultan yardımcı ver." İlgili mi? (Onu da konuşuruz, yine esaslı bir ayet!) 18/22. "Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkıda bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma. 23. Hiçbir şey için, "Ben bunu yarın kesinlikle yapacağım." deme. 24. "Allah dilerse" şeklinde söyleyebilirsin. Unuttuğunda, Rabbini an. Ve de: "Umarım ki Rabbim beni, bundan daha yakın bir zamanda başarıya/aydınlığa ulaştırır." Ashabı KEHF kaç kişiydi? Tek bir ekip miydi? Bunun yanıtını sayıları toplayarak bulabilirsiniz. Bir ekip 3, ikinci ekip 5, üçüncü ekip 7, üç de deney yaratığı. 18 (Bunlar hybrid katır/insanlar, bunlardan önce gerçek cyborg canlımsılar vb.) KEHF suresi'nde saklı zaten Evet :) Bir ipucu daha: Kur'an kaç sayfa (NET olarak) 606 Bunun yarısı olan 303 hangi ayete denk geliyor? kehf (75-83) Ve bir şey daha: Ehli Kehf'den ve sayılardan başka kimler yer alıyor? (Musa-Yuşa-Hızır ve bunların KITMIR'i olan Balık gibi tek tek sayacağın insanların sayısı KEHF'de kaç kişidir?) 18 kişi! İsimsiz ve hayvanlar ile bunun iki katı! 79. ayet lütfen 79. "Gemiden başlayayım: O gemi, denizde işçilik yapan bir grup yoksulundu. Ben onu kusurlu hale getirmek istedim. Çünkü biraz ötelerinde bir kral vardı; tüm gemilere zorla el koyuyordu." Burada sayılan bir grup yoksul ile 78 oluyor. Kral ile 79. Ayetin numarası kaçtı?
79 ve devamında 82 kişi var. (yoksul iki kardeş, köy halkından SU istenenler vb.) Etti 82 ve bu kez başka bir SAFİNEYE'ye (gemi/uzay gemisine geçiyoruz>>>ZÜLKARNEYN'in komutasında... O ayet kaçıncı? 18/83. Sana Zu'l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim. Zülkarneyn ismi hangi ayette geçiyor? 83 Evet. Kehf suresinin tamamı kaç ayet? 110 (Kehf Suresi, Kalem Suresindeki 17 ilâ 33 nolu ayetlerle birlikte, toplam 127 ayettir.) Ve bugüne dek TARIK ile gelen yolcu sayısı 27 (Biri kıtmir olan barbarella). Aklınızda kolay kalsın diye söylüyorum: Zaman yolcularının sayısı onbir rakamının KARESİ kadardır. Bunun sadece 7'si bildiğimiz ASHABI KEHF+sekizincisi de köpekleri... 121 121-8=113 Evet bu rakam önemlidir. 113 kişi... Şimdi Ali İmran 113'ü yazalım. 3/113. Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran / Allah huzurunda el bağlayan / hak ve adaleti ayakta tutan / kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar. İKİ BAĞIN ikisi de bir değildir. Bizim tercihimiz 113'dekilerdir. Bu rakam niye önemli? Zülkarneyn KOSKOCA bir battleship içinde TEK kişi değildi! Yani neredeyse star trek gibi bir gemi içinde TEK olduğu düşünülebilir mi? Zülkarneyn sadece EKİBİN başıdır. İnsansılarla (Birinci kuşak humanoid) 83 kişilerdi >>> NUH gibi. Argonotlar gibi Ufonotlar da vardı aynı sayıda... Onun için ayetler SAYI tartışmasını İSTEMİYOR! YANİ RAKİM istemiyor. Rakam istemiyor! Ne istiyor >>> GEometri=KEHF'ini yapın diyor! Matematik tartışması bizi elma+armut gibi bir toplamaya götürür. Kaç kişilerdi? Söyleyeyim; mesela 100 kişilerdi. Ama insan, insansı, hybrid, kıtmir gibi köpekler vb bunları nasıl toplayacağız. Elma ile Armut toplanır mı? Rakamı boşverip, bunları madde/eleman olarak KÜME'ye almamız gerekiyor. Yani kapsamı KEHF denen geometri oluyor. Şu kadar bir topolojik uzayda şu kadar BİRİM var demek daha doğru... Elma ve armut toplanmaz ama, aynı SEPETE (Kehf'e ) konur. 18/22. "Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkıda bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma. Sayıları BOŞVERİYORUZ! Allah bilir! Ama Allah'ımızın bildirdiği bir şey var: Çooook
önemli! “Onlar hakkıda bilgisi olan, çok azdır.” Böyle diyor ayet! Yani tamamen ğayb taşlanmamış oluyor. Bunu kaç kişi bilebilir? Sayalım: Mağaraya girenler, Kozaya girenler, Tarık Semasına çıkanlar ve Dabbet Arzına yerin dibine geçenler! Başka kim bilebilir? “Onlar hakkında bilgisi olan, çok azdır.” Ayeti, gerçekten insanlık tarihinde bunu 113 kişiden/birimden başkasının bilemeyeceği doğrultusunda... Adam gidiyor, mağaralarda arıyor Ashabı Kehf'i... Bu Yecüc Mecüc'ü arka bahçemizde aramaya benzemek kadar komik. "Yavrum bi yol git bak bakalım, mecüc var mı oralarda?" diye çocuğunu gönderen baba-anneler halen mağara mağara dolaşıyorlar. Bir kere MEDHAL'den arkası KEHF yani zıplarsan üstü gök veya zıplamazsan altı Arz dibi (Dibi=Dabbet alanı) Medhal sözü geçince artık arkasında bildiğimiz mağara aramayacaksın. Hele ki KEHF VER RAKİYM diyor ayet... GEOMETRİ VE MATEMATİK! Matematiği ikinci plana atıyor ve sayılarla uğraşmayınız diyor. Siz GEOMETRİYE bakınız diyor! 18/9. Sen yoksa Kehf ve Rakim Ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın? Ve MEDHAL'e zıplasaydınız dehşet içinde kalır ve geri kaçardınız diyor. MEDHAL'in üzerine çıksaydınız ....anlamında... Oradaki sır kelime MEDHAL. MEDHAL=MİSAL olan bir kelimedir. Onu gerçekten pek az kişi anlayabilir. TARIK'a zıplayan veya DABBET olup yerin dibine geçen! Tarık'a zıplamayan zaman gezmenine argo olarak "Kanadı kırık çaylak" deniyor. Eğer Tallahasee'de SON seferini yapacak olan o araca zıplamayan ne olacak? "Hiiç yere düşecek" demeyiniz! Yani bir metreden aşağı poposu üzerine düşmüyor. dabbetül arz olacak PLUS olarak bir de yerin dibine geçiyor! Bir metreden iki metre derinliğe düşüyor. Yaşayan bilir! Onun için yüzeysel tartışmaları bırakıp çooook derinlere indik, başından beri... Biz de sığlık yok, derinlik var! Bir metre yukarısında zaman 1 güne 14 gün geçiyor. Dünyada 1 güne bir gün... Ve yerin altında dabbet kehfinde ise 1080 saniyede 1 tek saniyeyi katediyorsunuz... Bilen bilir bunu! Matematikleri bile dehşet verici! Yaşlı kadına Akçay'da taksi çarptığı ANDA! mutlaka ölmesi gereken yaşlı kadına 1080 saniye veriliyor. O sürede, orada bulunan biri kadını çarpma anından itibaren kurtarıyor. İki kızışmış ve düello eden kişi kendilerine müdahale etmek isteyen polis memuruna ateş ediyor. Aralarındaki mesafe üç metre bilemedin dört metre... Kurşun bu 3-4 metreyi 1080 saniyede alıyor! 18 dakikada gidip vuracak. Orada olan biri, polis memurunu 18 dakika içinde ölümden kurtarıyor. Dedesi de kıs kıs gülüyor: "Aferim çırak, işimi öğreniyorsun!" gibilerden... İşte debelenmenin AVANTAJLARI! Ortalık yemyeşil olduğunda, her ALLAH'ın emri olan olumsuzluğu giderebiliyorsunuz. Üç takla atan ve otomobilin öncamını tuzbuz eden yaşlı kadın "Bana niye bir şey olmadı, hiçbir acı duymadım" diye halen anlatıyor! Polis halen, ateş edenin tabancasında EKSİK olan kurşunun kovanını arıyor. Ne polisin vücudunda ne de olay yerinde... Bir kurşun EKSİK! İşte zamanın paradoksları... Güler misiniz, ağlar mısınız? Jana Uri'yi soydu! Soydu soğana çevirdi. Hawking bir zaman gezmeni değil; bir ORGAN nakli, bir başkası da bir metrelik yerden İKİ METRE aşağıya (Gerçek KEHFe) düşüyor! Sema ve arz arası bir metre. Ama DABBET(altı dibi)ÜL ARZ (arzın dibi) ile, Sema ve arz
arası bir metre. Ama DABBET(altı dibi)ÜL ARZ (arzın dibi) ile 2 metre aşağı düşen tek salak benim dünyada! Bütün bunlara güler misiniz ağlar mısınız? weiner de kalmadı mi? Wiener evet, ama ben onun gibi değildim. Dışarıda organım yok. Karnım bile yok! Neyse, gelelim şimdi Tallahasee'ye KAPILAR kapanacak, son bir ay! Neml 82. O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler. O söz >>>>>> GÜNÜ gelince TEPELERİNE İNDİĞİNDE (Tarık yere konduğunda) yeryüzünden=Arz >>>ALTINDAN çıkarırız... Yerden ZATEN çıkmaz! Bu define gibi, yeraltından çıkıyor. YER ALTI >>>>>> K E H F mağara süreci... DABBE >>> The Deep/depth... Almanca Der Dieb. Türkçe DİP. Dip demek. YERALTI demek! Mesela Himalayalar 9 km ise bu deniz seviyesinden yüksekliği demektir. Pekala bu dağlar deniz altında devam ediyor mu? Evet inanmayan Mariana çukuruna baksın, o da on km derinlikte ve Himalaya/Dekan yarımadası oluşumunun DİP'deki görüntüsü... Tıpkı buzdağının su üstü ve sualtı kesimleri gibi... Demek ki Dabbetül Arz'ı birebir çevirirsek; ARZ=YER, DABBET=DİP, YERİN DİBİNDEKİ demek! Oradaki CANLI kelimesinin ARAPÇASINI yazar mısınız? ahracna lehüm dabbetem minel erdı dabbeten min el erdı dabbeten Ahracna >>> iHRaC >>> İhraç etmek, harice çıkmak anlamında; nereden harice çıkıyorsunuz? Hatırlayınız, Ala suresinde "Ahracel Mer'a >>> YEŞİLİ de bitirdik, yeşili ARZ'dan DIŞARI verdik. YEŞİL YEŞİL YEŞİL! Ağacın kökü.... O gökyüzünü göremiyor, sürünüyor TOPRAK altında... Ama bazen o da oluyor YEŞİL YEŞİL YEŞİL! Bu kadar sözden sonra yine Tallahasee planına gelelim. MIB ile ilk kez, nasıl olduysa ilk kez CENTİLMENLİK (Beyefendy) anlaşması yaptık. Protokol şu: Kutsal yerler korunacak (Başta Mekke, Kudüs), bu konuda kesin işbirliği yapılacak. İkinci Kore savaşını başlatacağız. Yine iki tarafın da işine gelen İran'ın parçalanması ve Suriye'nin Irak ile birleştirilmesi planlarına OKEY dedik. Türkiye'de bir Rodeo ustamız var. En iyi at binicisi... Onun sayesinde , Türkiye planı 8 yıl ertelendi. Türkiye'deki en iyi rider veya joker! Salına salına Kasımpaşalı gibi yürür. Bu kişiyi SATIN ALDIKLARINI Puharich o n a y l a d ı ! "Yeni haber değil, biliyordum" dedim. Centilmenlik anlaşmasının zararlı ve gizli taraflarını açıklıyorum: Jana, Uri üzerindeki kontrolü ve paralizasyonu tedricen kaldıracak. DENGE gereği, ZigZag ve ZipZap'dan Fire çıkacak. Aramızdan ayrılanlar olacak ve onlar artık URİ'nin isteği doğrultusunda ayrılıyorlar. ZigZag 17 kişi fire verdi, sadece on günde oldu bu...
Bizden de nedensiz ayrılanlar ve ayrılacaklar olacak. Çünkü ne olursa olsun, biz HANİFLER karşı bağın da (Genot) en korkulu düşüyüz. Maalesef, benim de bulunduğum o zirvede Jana'nın kuşatmayı kaldırmasını onaylamak zorunda kaldım. Kimi kimseler, aramızdan ayrılıp gidecekler. Göreceksiniz, biz bir veya iki ayda bugün chat'e katılanlar kadar bile olamayacağız. Hergün daha az kişi chatlere katılacak, bu sayı düştükçe düşecek. Uri'yi YARI-SERBEST bırakmak zorunda kaldığımızdan beri dikkat ediniz katılım BİRDEN AZALDI. B i r d e n! Nedensiz olarak bizleri terk edecek candaşların nedeni aslında Uri'nin bir tür minik Montauk yapması... ALLAH bize yeter Amenna zayıf olanlar mı etkileniyor? Hayır, etkilenenler, tam tersine DOYUMSUZ olanlar. Neye karşı doyumsuz? Bu çok önemli: Kelimeyi anımsayalım: Mutmain >>> TATMİN Çok benzer bir kaç kelime daha: TAHMİN Tatmin ise TEMİN etmekten geliyor, bir ihtiyacınızı gideriyorsunuz. Temin ediyorsunuz. Nereye kadar gidersiniz. İbrahim atamız TATMİN olduğu yere kadar -haşa-rabbimizi zorladı-. Allah'ımız onu DOSTLUĞU ile TESKİN etti. Kelimeye dikkat TESKİN! SüKûN, SeKıNete 48/4. O odur ki, müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, sekınet indirdi. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Alîm'dir Allah, Hakîm'dir. Şimdi tatmin nasıl Mutmain oluyorsa Teskin de MÜSEKKİN oluyor, yani sükunet buluyorsunuz, sakinleşiyorsunuz. Kimimiz bunu ters anlayabiliyor. Mutmainliği müsekkinlik ile bir tutuyor. Yani doyumsuzluğu sürüyor. Allah dostluğunu verse bile, "Ben tatmin olmadım" demeye devam eden bir nefis türü vardır. NEFSİ MUTMAİN'den öteye geçmek isteyen nefis. O nedir? Mülhem mi Levame mi? Sizce HANGİ nefis? Melheme veya Levvame, hangisi sizce? 75/2. Öyle değil! Kendisini ısrarla kınayan benliğe de yemin ederim. Ve la uksimu binnefsillevvameti. Muhlime ilham alan nefs (mülhime), kendini kınayan nefs (levvame), en üstünü >> mutmain olanı Bizler MUTMAİN olmuş NEFS safındayız. (Kısaca sizlerin MİH dediği) Atamız gibi. Yerimiz belli değil mi arkadaşlar? Milleti İbrahim +Haniyfa >>> MİH demişti bir candaşımız. Onun nefsi MUTMAİN olan nefistir. Mutmainlik ardından TESKİN gelir. GELMELİ ... Gelmiyorsa, İkinci moda gireriz. Bu da şu: MELAMİ (Dabbet bunun maksimum hali) bu da bize KENDİNİ KINAMA, ÖZELEŞTİRME cezası veren nefs türüdür. Buram buram özeleştiri ve tevazu vardır. Kibir hiç yoktur. Melheme ile işim yok! Şimdilik işim yok. Ben İLHAM almıyorum. Ben İLMİ kopararak gidip ALLAH'tan söke söke aldım diyebilirim! Ben koparıp aldım! Bana İLHAM vermedi Rabbim!
İlham sanatın işidir, sanatçının işidir. Hayatım boyunca 24 saat müzisyen veya Balekt kalacak değildim ya! Ben üstelik "Mülhem" ile ilham ile AŞK ehlinden olamam, ARİF de olamam. Ben sadece ALİM olmayı diliyorum. Ariflik istemiyorum. Ben Şuara gibi düşünemem. Benden Mürşidi Kamil Veli-Deli olmaz. Ben aşk ehlinden çok ilim ehliyim. O yüzden ben AŞK ehlinden olsaydım derdim ki, "Ben nefsi Mülheme istiyorum". AŞK ehli başka İLİM ehli başka! Aşk ehli İLHAM alırken; yani Elham derken, pek mütteki değildir. Ama ilim ehli ELHAM (ilham) yerine EL HAMD diyendir. Kime? Alemlerin Rabbine... ALEM kelimesini anımsadınız mı? Allah Alemlere zulmekmek istemez örneği.. Ben (Nefsim) için sadece LEVVAME diyebilirim. Ama BİZLER toplu olarak MUTMAİN NEFS'iz. Çünkü bu kelimenin mucidi bile İBRAHİM ATAMIZDIR! O milletimizin malıdır.Haaa! Dersin ki, "Beni tatmin olmak KESMİYOR" "Ben eskisi gibi İLHAM istiyorum. İlham... Yani AŞK ehlinin işi! Ama her AŞK ehli Yunus mu? Rumi mi? Kısakürek mi? Şeyhler ve evliyaların fing attığı bir yüzkarası İslam aleminde ŞAİRDEN geçilmiyor. Hani benim şiirlerim. Hani Elbistanlılarımın şiirleri! İşte böyle bir İLHAM'ı kastediyor ALLAH'ımız... Nerede? Yukarıdaki ayette! Yani "intikamı alınacak ŞAİRLER"den olmamız şartıyla MÜLHEME nefse izin var. Şairliğimiz, KUR'AN'DAKİ GİBİ KUTLU şairliklerden olsun! Yoksa şuara-muara gibi mecnun ve şeytanın üzerine indiği, dere-tepe gezen şairlerden değil! Ben bunun için AŞK ehli olmaktan, tarikatten, barikatten korktum ve kaçtım. Ben Hakikat'ten yanayım! Hakikat ise İLİM (bilm sanatı) yolundan geçer. Su kıldan ince, kılıçtan keskindir ama DOSDOĞRU yoldur. Hüda'nın KALEMİ ile çizdiği dosdoğru hidayet çizgisidir. Allah bizi o sıratel müstakıymden ayırmasın. Milleti İbrahim'in Hanif (protestant) islamından ayırmasın! Allah bizleri birbirimizden ayırmasın. Sakın HANS kaçtı diye düşünmeyin. Sadece BAGLANAMADIM, çünkü XP professionel, ve buna bağlı 64 bit ve buna bağlı uydu ile bağlı düzeneği sağladık. tarih belli mi? Geliş tarihi JANA'nın dönmesiyle kesinleşecek. O halen Nursery yapıyor... ben gidip mib kulağını çekeyim önceden o zaman:)) puharicih yani Aman Puharich bana gerekli. Onu affedelim. :) Şimdilik affedelim. Resulullah bile kendine inananlarla Mekke'ye Hacc için gelmedi mi Medine'den? Müşriklerle kafirlerle anlaşma yapmadı mı? Bizim de öyle bir anlaşmamız gerekiyor. Bu saf değiştirmek veya lanetli Yahudi milletine uymak bağlamında düşünülmesin lütfen! Muhacir ve Ensar'ın Mekkeli müşriklerle yaptığı ANLAŞMA gibi bir şey bu. Yani biz Cennet değiştirmiyoruz, cenah değiştirmiyoruz -Allah korusun-. Resulullah ve Mekke hükümdarı Ebu Süfyan arasındaki bir anlaşma bu! HARAM AYLAR anlaşması... SAVAŞILMIYOR! Yani bir süre ara veriyoruz. "Onlara bir süre mühlet ver"! Bizim yerli Cowboy yüzünden 8 yılımız (Kerkük ve Musul'da içinde bu sekiz yılın) uçtu gitti. Buna yanıyorum.
1N kimin için konacak??? Wanen'i sonra anlatalım. Derli toplu olur. Belki katılım çoğalır. Dediğim gibi, biraz Uri'nin tasmasını gevşettik. Bu gece (iki tarafta da gece) MİRAC 'dır (Kandil demiyorum, Mirac dedim). Ve bu geceyi hasret çekenler ikame etsinler diye ben ayrılıyorum. Allah bizi birbirimizden ayırmasın. inşaAllah. Allah bizi doğru yoldan ayırmasın. Amin. O kadar dua ediyoruz ki, artık Allah'ımızın bizi doğru yoldan ayırması sözkonusu olmamalı bence! DUA bu mucizedir! El Mucib DUAlarımızı kabul eder inşaa ALLAH. Evet VECİBE sahibidir ve İÇABET edicidir. Bu arada ilginç bir soru daha almıştım. "Vitir" nerede yazılı ? diye sorup duranlar var. Yahu bunu açık açık yazmadık mı? Hatta yanıtı ben değil SİZLER buldunuz kur'an'da... Halen istiyorlar. İnanmıyorlar. Sanki tutup ben Kur'an'dan başka bir Kur'an yazıyormuşum gibi... Namaz esaslı bir konu. Mesela 450 kişi isek, bunun üçte biri yani 150 kişi namaz kılıyorsa, bunun sadece üçte biri üç vakit kılıyorlar. Diğer inanmış dostlarımız ise "Ne olur ne olmaz, diyerek beş vakit ve sünnetleriyle namaz kılıp, ama inançta HANİF olan candaşlarımız var. Ben böyle size yüz isim bulurum. ... (Kanser hastası) bir taksici tamamen iyileşti. Ama kaza yapıp öldü! Kanseri yendi. Hem de nasıl yenmek biliyor musunuz? 24 saat yataktan kalkamayan biri, iyileşti ve bir yıl kadar sonra, taksisiyle kaza yapıp kazada öldü. Böyle durumlardan Edoferon suçlu değil! Yarın ben de, olmazsa öbür gün. “Külli nefsin zaikatül Mewt” diyor Rabbim. Nefsin en korktuğu şey ölümdür. Ürperirsiniz, titrersiniz. Hatta bu yüzden karacübbeli kilise ve bizim süfyanist islam dini denince akla bu AŞAĞILIK kasvetçiler geliyor, mezarcılar, definciler vb. Ahıret ticareti yüzünden ölüm size soğuk duruyor. Ama O KAPIDIR! Allah'a RÜCU etme kapısı. Sürgün gezegeninden ASIL RAHİME dönme kapısı. Kalu Bela'ya DEVAM kapısı... Mahşerde DİRİLME kapısı, Ebedi hayat kapısı! KİM ölmeyecek ki? Hızır’ın ölümü evrenin en korkunç ölümlerinden biri olacak. 7200 yılda KAÇ KEZ ölmesi gerekiyorsa, o kadar ÖLECEK AYNI ANDA! Ve en gaddar yaratık tarafından, Deccal tarafından... 3/185. Her nefs el mewti tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. Dünya hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir. Kur'an'da anlatılan Zülkarneyn! Çoktaaaaan öldü değil mi? Her nefs gibi ölmeli zaten! İyi ama aynı Zülkarneyn, daha DOĞMADI Kİ! Gelecekte bir doğsun bakalım. Sonra uygun
bir BH tekilliği bulsun bakalım. Sonra da bir tesadüf bu evrene çıksın bakalım! Sonra da SEBEP'ler tutturup, bir çok işler yapsın bakalım. YapTI ki Kur'an'da YER ALIYOR! İyi ama püf noktasını kaçırmayalım. O DAHA DOĞMADI Kİ? Daha doğmasına benim bildiğim 2 küsur asır var! DOĞMAMIŞ'ın serüveni anlatılıyor Kur'an'da... Zülkarneyn çok mu acizdi 3 bin ton demir+bakır bulmaktan? Sadece kendi uzay gemisi bundan kat kat ağırdı. Al sana materyal! Ama o TALEP edenlerden istedi! Onlar buldu getirdi, hatta Zülkarneyn kendi bile körüklemedi, "Körükleyin" dedi! Kendi manyetik şişesinin jeneratöründe bunları yapacak gücü yok muydu? "Durun ben körükleyeyim" demedi. Kur'an'a İYİ BAKACAK kişiler bunu görürler. İzleyen konu: Zülkarneyn'in Batı yolculuğunda MAYA'lara verdiği inanılmaz doğruluktaki Takvim ve Güneyden gelen ve şimdiki adları KORYAK ve KUMYAK olan TURAN kabilelerinin Saha-İskit'lerle olan SIR birlikteliği) Gerçekten Türe, şayanı hayret ve mesnedi güçlü bir kitap yazmış. Ben çok takdir ettim. Ettim çünkü: Öncelikle: Kur'an'da her ayetin 7 anlamı var. Eğer Misal içeriyorsa veya MİSLİ diye bir kelime geçiyorsa 14 anlamı var. Eğer misal kelimesi aynı ayetlerde İKİ KEZ geçiyorsa 49 anlamı vardır. Dolayısıyla Türe'nin söyledikleri niçin bu 14 ve 49'lardan birisi olmasın? Çok değil, Cumhuriyetin kuruluşunun 100.yılında AY'da pek pahalı olmayan bir bedelle TATİL yapabileceksin. Oradaki LUNApark ve Otellerde konaklayabileceğiz. Ağırlıksız ortam turlarına katılacağıksınız. İzleyen 3 asır içinde ise uzay şimdiki dünya nüfusuna eşit bir KOLONİ nüfusu barındıracaktır. Şimdi mars'a 130 günde gidiyoruz. Ama bu yüzüncü yılda 80 güne inecek ve daha sonra da iki güne inecek. Farketmişsinizdir. Geleceğe/olacaklara bir hayli yakın ve haberdarım. Haklı olarak, "Acaba şu devasa evrende, insandan başka hiç mi canlı yok?" (Melek-Cin vb. bunu atlayalım ve insan türünü soruşturalım.) Yıldızlar=Güneşler, tüm galaksiler hep ÇİFT ÇİFT yaratılır. Aynı şey evrenin de başında: Bizim ile aynı karakteristiği taşıyan yani canlısı, suyu, yiyeceği olan bir evren/paralel evren var. Suyu nişadır, yiyecekler asit ve bazdan oluşuyor. kimyası karbon değil de silisyum, canlı türü ise DECCAL adını alıyor. Onun geleceği Kur'an'da bildirilmiştir. Anladığımız anlamda bir ALİEN veya outspace yaratık bekliyorsan, bunu Kur'an zaten bildiriyor. Bunun Şira denen ve Kur'an'da yer alan bir YILDIZ/Güneş sisteminden bu evrene GİRİŞ yapacağını bildiriyor. Bu girişi de büyük kıyamet alameti olarak lanse ediyor. (Deccal de ismen Hızır, gelecek olan Mesih ve Mehdi ile Misak peygamberi=Maitrea vb. gibi direkt olarak geçmez. Bunu ayetlerden feraset gözünle ve bilimsel analizinle çıkarabilirsin.) Ama Yecü-Mecüc İSMEN geçmektedir. Bunlar iki
topluluktur. Uzaylı olabilirler mi? Mümkün değil, çünkü Yecüc (Gog/Yegog) her üç kitapta da İLKEL dev maymun türü, primat/primitive olarak tanımlanıyor. Bunların uzaydan gelmesi için, önce uygarlık ve teknoloji oluşturmaları gerekirdi. Orangutanlar bunu milyonrlarca yıldır yapamamış, birkaç yüzyılda bir tür orangutan olan Yecüc nasıl yapsın? Onların YETİ/kocaayakkaradamı adıyla gerçekten ayak numaraları tesbit idiliyor. 120 numara ayakkabı boyunu birim olarak ele alırsak, biyogeometrik yasalara göre ayakkabı boyunun 7 katı uzunlukta boyu ve iki ayakkabı eninde olmalıdır. Böyle bir varlığın ağırlığı da elbette akstan (belkemiğinden) uzaklığın karesinin dördüncü kuvvetine göre belirleneceğinden, 450 kg ila bir ton arasında ağırlığı olmalıdır. Tamamen vejeteryan ve fruitan olan kısa boylu, yeşil klorofil derili LGM diye dalga geçtiğimiz -fakat gerçektir- 10 kilo ağırlığında 45-60 cm. boyunda olmalıdır. Bu yaratıkların filanca galaksi veya şu takım yıldızdan süper teknolojiler isteyen uzay gemileri yaparak dünyaya gelmeleri mümkün mü ayrıca tartışılır. Elimizde Caspar izimli bir de ismi olmayan ve iki sivil polis ortasında kelepçelenmiş bir meti (Mecüc/megog/mog) resmi var ve bu resim Vatikan'da korunmasına rağmen, bir ara basının eline geçmiş, yayınlanmıştır. Himalaya kar adamlarının ayak izleri, beyaz tüyleri kalıntıları ve de pigment izleri onların bir uygarlık ve teknoloji yaratamayacağını sadece barbar olduklarını, goriller gibi kabile düzeninde ylaşadıklarını göstermektedir. Ateş yakmayı bile bilmeyen çiğ et yiyen bir yaratık nasıl olur da bir uzay gemisi yapabilir? Zaten sorunuz bu değildi. Ama sözkonusu Zülkarneyn ise, o başka! O uygun bir halkatekillikli karadelik BABÜS SEMA=Gökkapısını kullanarak, uzay gemisiyle (Bu UFO değil, bayağı kocaman ve sci-fi filmlerindeki kargo gemileri türünden)geçmişe bir yolculuk yapmış ve bizim geleceğimizden geçmişimize NAKİL olmuştur. (Ayetlerin tamamı bunu vurgulamaktadır.) Geçmişte o işleri başarmıştır. Ama nerede? Dünyada! Yecüc ve Mecüc'ün olduğu bir dünyada... Bizim epey geçmişimizde, Kızılderililerin Asya'dan Amerika kıtasına büyük göçlerinin olduğu dönemden az sonraki dünyada... İskender Türe'yi bir şekilde haklı görürüm: O da şu: Zülkarneyn, karadelik tekilliğindeki açık kapıda sayısız PARALEL EVRENİ bir arada görür. (Dönme dolap gibi bir şey düşünün) Bu evrenler paralel evren, anti paralel evren, anti evren, negatif evren vb. gibi bizimle tıpatıp karakteristik taşıyorlar. (Alemler diye Kur'an'da geçer) Acaba Zülkarneyn, orada BİR TÜR CANLILAR GÖRDÜ MÜ? Kapı arkasından zamanı denetleyerek (Dönme hızınızı veya tekilliğe yaklaşıp uzaklaşarak zamanı uzatıp kısaltabildiğiniz bir ergosfer vardır.) uzun uzadıya da seyredebilirdiniz o canlıları... Ama arkada evrenler sistematiği dönme dolap gibi geçmekte olduğundan net bir şey anlayamazsınız. Karadelik kapısından geçmeye kalkarsanız, bu kez saniyenin 400 milyonda-biri zamanda ÖTEKİ evrene çıkardınız ki, bu kadar kısa sürede, göz ne bir kare film çekebilir ne de beynimizin algı merkezi onu yorumlayabilir. Türe'nin yorumuna saygılıyım, ama, teknik imkansızlıklar el vermiyor. Kısa zamanlarda nasıl DOĞU-BATI ve İKİ DAĞIN birleştiği yere yolculuk yapabilirsiniz ki?
Sonra sayısız uyduya ve planete yayılmış böylesine bir uygarlık varsa, buna nasıl SED yapabilirsiniz ki? (Tek KOZMİK sed yapma imkanı sadece yapay karanoktacık imaliyle mümkündür. Uzay ve zaman öylesine bükülür ki, SED denen bir izdüşümü dünya daha oluşur.)vs. vs. DE Kİ ifadesi Kur'an'da peygamberlerden önce CEBRAİL'e, sonra peygamberlere, sonra da onların vahyi naklettiği ümmetlerine iletilen tek bir şifredir. Ayet Resulullah'a "Sana Zülkarneyn'den sorarlar. DE Kİ size ondan haberler vereceğim..." biçimindedir. Ama ilerleyen ayetlerde bu farklıdır: "Dedik ki" biçimindedir. Örneğin: "Dedik ki ey Zülkarneyn, ister bunlara iyilikle muamele edersin ister...." gibi Dikkat ediniz "DEDİK Kİ" biçimindedir. Pekiyi Allah'ımız gerçekten nasıl DEDİK Kİ ifadesi kullanıyor. Yani Allah'ın mesela melekleriyle vb. çoğul olarak "DEDİK Kİ...." biçiminde Zülkarneyn'e MUHTAP olması gerekiyor. Düz mantık ile Zülkarneyn de bir peygamber gibi duruyor. Ama iş öyle değil. Bir masal anlatacağım: Diyelim ki, bundan 200 yıl sonra doğan biri var. Yani şu anda doğmadı. O çağlarda elbette ki uzay araçları fing atacak ortalıkta... Hızlı ve çok ileri teknikler içererek... Bu arada insanoğlu binlerce Karadelik de bulacak. (Bunun için uzayda mayın arama gemisi gibi dolaşmak yeterli, uzaya açıldıktan sonra mesele yok, binlerce bulacaksınız.) Bu çok miktarda karadeliklerden biri-birkaçı tesadüfen HALKA tekillikli olacak. O halkaya eşlek yönünden sıfır açıyla yanaşıp, hızınızı dönme hızına eşitleyip, ters yönde gittiğinizde inanılmaz birk Kur'an ayeti zuhur edecektir ve gökte 565 metre aralığında bir BABÜSSEMA>>>GÖKKAPISI açılacaktır. Bu çıplak tekillik gibi arkasını (Arkadaki rulet biçiminde dönen paralel evrenler katarını) sırayla gösterecektir. Vira deyip o pencereden girerseniz sonsuz sayıda evrenlerden birine çıkarsınız ve artık kaybolursunuz. Ama ne olduysa bizim geleceğin çocuğu Zülkarneyn, ya bu tesadüfü yakaladı ve veya son anda girmekten vazgeçti ve geri döndü ama, bu kez de dünyanın GEÇMİŞİNE gelmiş oldu ve çağını kaybetti. Mecburen o çağdaki şeyleri yaşadı/yaptı ve bir daha da geleceğe kendi zamanına dönemedi. Geçmişte öldü! Şimdi yeniden 200 yıl sonrasına yani Zülkarneyn'in genç bir astronom olduğu çağa uzanalım. Zülkarneyn'in eline bir kitap geçer. Adı Kur'an'dır. Ve biz şimdi nasıl okuyorsak, o kitabı ve zülkarneyn denen kişiyi okur. Bu sen de olabilirdin. Kur'an'da Zülkarneyn'i okumuyor muyuz? Ve Zülkarneyn zamanda geriye giderek çoook önceki bir döneme düşer. Kitap aklındadır veya yanındadır. Bir de bakar ki, GELECEKTE okuduğu kitapta, sözü edilen kişi taaaa kendisiymiş. Kitap yanında ya, bu kez bir kavime rastlar. Bunlara ne yapacağını düşünürken, birden Kur'an aklına gelir ve o ayeti açar: "DEDİK Kİ, Ey Zülkarneyn, istersen......." VE KUR'AN daha inmediği dönemlerden çok öncesindeki bir dönemde Zülkarneyn'in yanındadır ve kendisine REHBER olmuştur. Ne diyeceğini, ne yapacağını anlatmaktadır.
O zaman Resulullah efendimize "DE Kİ...." (Geniş zaman) Zülkarneyn'e "DEDİK Kİ" (Dİ'Lİ GEÇMİŞ ZAMAN) İkisi arasında tam on fark var. Birgün onları da yazar Dabbet.. 14/1/2002 tarihli chat sohbetinizde ; Hızır'ın üç onarılması)var.
ayrı
sonucu(geminin
delinmesi,çocuğun
öldürülmesi,duvarın
Zülkarneyn'de üç nedeni var.üç yolculuk, üç nedenden geçiyor.üçüncüsünü biliyoruz(yecüc-mecüc).birincisini de biliyoruz (güneşin batıdan doğması),İKİncisini elbette daha sonra anlatacağım inşallah….. Diyorsunuz cevaplarsanız aydınlanmış oluruz Yani güneşin doğduğu yere gidiyor ve orada örtünmeyi bilmeyen bir kavimle rastlaşıyor... O bölümün ayetlerini yazar mısınız? Bir dostumuz da web'den DOGON 'ları search etsin ltf. Hocam Sirius yildizi ile baglantili bilgileri var 89- Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu. 90 - İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan herşeyi bilgimizle kuşatmıştık. 89-90-91 olabilir. ŞİFRE ŞU: "Güneşin doğduğu yerde ÖRTÜNMEYİ akıl etmeyen bir ırk buldu. Onlara DOGON deniyor. (Tibetçe Dagon) The Dogon are an ethnic group located mainly in the administrative districts of Bandiagara and Douentza in Mali, West Africa. Sirius ise çok farklı: Hatta inanılmaz efsaneler türetmişler. Tibetliler mesela: DOGON denen Köpek bir ırktan söz ediyorlar. Dogonlar Sirius'dan gelmişler Sözde (!) Küçük köpek ve büyük köpek takım yıldızlarındaki en parlak yıldız bu... Süheyl (Orion) ve Süreyya (Sirius :) Resimleri olabilir ve abartılmış olabilir. In 1976 Robert Temple published the Sirius Mystery claiming that the extraordinary astronomical knowledge of the Egyptians and the Dogon of Mali(1) was due to visitations from inhabitants of the Sirius system. These claims were dealt with in a article in The Skeptical Inquirer (Ridpath 1978). Since that time, however, the Afrocentrist movement has revived and expanded these claims (Adams 1983a; 1983b; 1990; Van Sertima 1983; Ortiz de Montellano 1>> Ama fikir vermesi açısından onları yahoo'ya türkçe ve özetli olarak astıktan sonra 89-9091. ayetleri açıklayabilirim. 90 ve 91.ayetleri yazar mısınız? Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu. (90)
İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup-biten her şeyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık. (91) 89 ayrıca... Sonra (yine) bir yol tuttu. (89) Yani tuttuğu yol, güneşin doğduğu yön! 89. Sümme etbea sebeba 90. Hatta iza bela a matlia º emsi vecedeha tatlüu ala kavmil lem nec'al lehüm min duniha sitra 91. Kezalik* ve kad ehatna bima ledeyhi hubra (Dünya yuvarlak bunu nasıl bulacağız?) gunesin dogusunu gormek icin batisinda bulunmak gerekir yani batidan doguya bakilmali veya gidilmeli Evet K. :) Şimdi bir de (Nasıl arayacağınızı bilemiyorum ama, ortasına çubuk geçirilmiş, değirmen taşlarından oluşan bir YAZI sistemi var. Bunun üzerinde Daeniken de çok durmuştu ve hatta fotoğraflarını kitaplarından birine eklemişti. Bu yüz kadar dibek taşı üzerinde sadece spiral/helezonlar vardır. Bunu da bulabilir miyiz? Bu bir yazı biçimidir. (Holo-grafik denen yazı) dolmen ve menhirler herhalde Hayır sadece dibek taşları ilkel fakat yazı denen helixler ŞAŞIRTICI! (Zülkarneyn'in marifetleri) Keşke onu bulabilsek! İsimlerini bilmiyorum, arama motoruna ne yazılır bilemiyorum. adi mill alpabet mi hans??? may be perhaps Bu kanıtlar olmadan konuya girmem ANLAŞILIR gelmeyecektir. M_Y yaman bir soru sordun ama kanıtları bulma açısından hazırlıksızız. http://d.webring.com/hub?ring=stonecircle burada dibek taşlarına benzeyen nesneler var http://ireland.aov.com/ var ama onlar değil galiba... Evet sorunun ön malzemesini ve kanıtlarını iyice ortaya sermeden 89-91'i açıklamak havada kalacaktır. Hazırlanıp gelmeliyiz. Merak etmeyin Kur'an bitmez bir yoldur, ben her zaman onları size anlatabilirim. Ama KANITSIZ asla! Kanıtın olmadığı her şey HADİS hükmündedir yani yalanda kalır. Hiç değilse bir fikriniz oluştu sanırım. Açıklanamayan herşey Kur'an'da açıklanmıştır. Eğer o silindirik taşları bulabilseydik, daha da kolay olacaktı. Hatta size üzerindeki spiralleri OKUYACAKTIM! Nasıl okuyacaktım? Buna ilişktin bilgi vereyim. Laser Hologramlarını görmüştünüz değil mi? http://users.bart.nl/~jbmeijer/frntpage.htm http://www.mesoweb.com/chichen/resources/CAA21hires/plate_13c.html
Hayır bunlar kabataşlar, dolmenler evet bunlar Hunnabed denilen taslar, alakasi yok Benimkiler basbayağı değirmentaşı. Sanki buğday öğütürken üzeri spiral biçiminde helozonik çizgilerle kaplı... alfabemi yoksa yazimi aradigimiz??? Bir iki değirmentaşını anlarım da 150 tanesinin birden AYNI YERDE ve amaçsız bulunmasını açıklamak zor! Daniken bunların "Para" yerine geçtiğini bile yazmıştı kitabında.. İyi ama, bu ağırlıkta paraları Flintsones bile taşımaz. http://users.bart.nl/~jbmeijer/hpiceng.htm burada çok resim verilmekte Herneyse , bunu erteleyelim ama bunların nasıl okunduğunu size açıklayacağım. Laser hologramı (Üç boyutlu fotoğraglar) mutlaka görmüşsünüzdür. Bir filmin üzerine laser reflektörü tutulur ve resim filmden fırlayıp canlanır 360 derecelik 3D görüntüsü kazanır. Bu konuda mutmain misiniz? Yani en azından duymuşsunuzdur. Benimki çok düzgün ve 150 kadar hepsi tek kalıpla yontulmuş... Erich von Daeniken'in kitaplarını taramak gerekecek sanırım. Neyse cümleyi bitireyim: Hiç içinizden laser FİLMİNİ gören oldu mu?Yakından gören???? filim degildi sadece camin uzerinde adam konusuyordu Filmini kastediyorum. Ona laser reflektörü yansıttınız mı, fotoğraf dışarı fırlıyor. http://www.world-mysteries.com/pex_3.htm İki boyutlu olarak o filmde içiçe ve birbirini kesen illa ki helis biçiminde izler göreceksiniz. Bu linki kaydettim. İçinde aramayı deneyeceğim. Eğer sözünü ettiğim taşların da resmini görseydik, BİREBİR aynı olduğunu sizlere kanıtlayacaktım. Biz onlara codec olarak "Zülkarenyen'in imzası" diyoruz. Sorulan ayetle bunların ilgisi var. Bu kez hazırlıksızdık, gelecek sefere inşallah... O zaman yeni konu bulalım. Ama altyapısı böyle uzun olmasın araştırmak zamandan çalıyor. Phaistos stones seceninde yuvarlak taslar var, bu olabilir mi? : http://www.world-mysteries.com/sar_9.htm pardon phistos disks phaistos Resimlere baktım ortaları delik değil, çubuk (Mill) yok ve resim yazı... Benim dediğim doğrudan CD gibi disk-taşlar Sadece anlamsız helezonlar var. Hep yuvarlak, hiç köşeli bir şey içermiyor. zülkarneyn zamanda geri halka tekilligini kullanarak gemisiyle geldi geri dönmedigine göre gemisi bulunacakmı? Karadelik tekilliğinde zamanda geri giderken, KÜÇÜLMÜYORSUNUZ, olduğun gibi taşınıyorsun candaş!
http://membres.lycos.fr/rr0/dropa.html sayfa ortalarinda foto var. Evet bunlar AYNI aileden... İşin tuhafı ben diğerlerini biliyordum ama, bu taşları bilmiyordum. Lütfen verilen son linki tıklayınız. Zülkarneyn'den miras var size... evet gördüm :) Ötekileri de buluruz inşaallah. Çünkü onlar doğrudan Laser filmi gibi hazırlanmış. Bunlar da yazı var. Onlarda yok. Ama hangi kanıtı aradığımı aşağı yukarı anladınız. Teşekkür ederim. Biri gidip, o taşları mutlak karanlıkta bırakmalı ve üzerine Laser reflektörü tutmalı. Bu esnada da taşlar mil çevresinde döndürülmeli... İşte Zülkarneyn'in imzası.... Paranormal dünyaya hoşgeldik yeniden! Taşlar niye döndürülmeli? Çünkü o devirde 360 derece fotoğraf çeken teknik yerine, taşların döndürülmesiyle 360 derece 3D elde edilecektir. Bu taşlara ışık vurduğunuz anda, kuars gibi inanılmaz bir parlaklık kazanacaklardır. Sanki sarımsı-kahverengimsi bir CAM'mış gibi Bunlara burada muttali olmayınca, söylediklerim askıda kalıyor. Onları yaşamak gerekir diye düşünüyorum. Belgesiz/kanıtsız=Ayetsiz konuşmaktan nefret ediyorum. Cennetten veya okten (hemel) elen taslar diye yaziyor Bunun için saatlerdir hababam araştırıyoruz. Ama ben sonuca ulaştım sayılır. Taşların ötekilerini de bulduk mu, konu tamamdır. Bunlar bize Dogonları da açıklayacaktır. O zaman ÜÇ AYETİN sırrına kanıt getirmiş olacağız. Çünkü anlatacaklarım İskender Türe'ninkinden de ekstrem olacaktır. Onunki bir tahmin ama bizimki doğrudan AYET olacağı için farklı olacaktır. Dogonlara da hazırlıklı olmalı ve etüd etmeliyiz. Sonra legoyu tamamlarız. 91. ayette ne diyor? Yazar mısınız ltf. 91- Iste Zülkarneyn'in kudret ve saltanati böyleydi. Ve biz bonun yaninda olan her seyi bilgimizle kusatmistik. İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup-biten her şeyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık. (91) İşte burada anlatılan, ileri tekniklerini basit taşlara bile uygulayabildiği ve o kavimlere MEKTUB/KİTABE bıraktığıdır. Vakıa 76'daki yemin de Zülkarneyn'edir. bir tane daha: http://www.20kweb.com/weird_stuff/wimages/disk2.gif sanırım CD veya DVD'imizi bulduk k... :))))) Mac Guiver gibi, kendi tekniğiyle ilkel teknikleri birleştirip imza koyabilmiş. Laser altında taş olmaktan çıkıyor ve kuvars gibi gözkamaştırıcı parlıyor ve bir takım HOLO-GRAFİKLER bırakıyor. Diskotek ışınlmarı gibi görüyorsunuz. (Test eden dr.Siegfried Saga) Bunlar ben de vardı. 240 GB tutearındaydı. Ama Jana ile 2054 yılına uçtu. Ondan ben size adlarını veremedim. Bu kadar bilgiyi nasıl aklımda tutarım? OK? :) Bir sorunun altından bakın neler çıktı? Zülkarneyn'in seyir defteri gibi notlara ulaştık. Belki chat size tatsız gibi geldi ama, önemli ve KURANİ bir paranormaliteyi yakaladık.
adi: Drapas Stones geciyor Bunu aklıma kaydettim. Teşekkür. You don't have permission to access /weird_stuff/ on this server diye yazıyor. Şifreyi kırmayı deneyeceğim-daha sonrahttp://www.20kweb.com/weird_stuff/wimages/disk1.gif Bu da sanki onlardan biri-emin değilimOnlar detay bilmez , Detay/tafsil Kur'an'da-ki hiçbir şey eksik bırakılmamıştırEmin değilim, disk 1 de de Laser izleri var. Bilim adamına yakışır biçimde gidip yakından görmek gerekir. Sonuç olarak böyle taşlar varmış demek ki? Neye yaradığını da ben anlattım. Ben sıradan bilgi vermem. Zordur, her sefer şaşırırsınız. Hoppala bu da nereden çıktı diye hayretlere düşersiniz. O yüzden gerçekten hazmı zordur. Ama RZİ dediniz mi, kaymak gibi sindirirsiniz. Kısa zamanda çok bilgi veriyorum. Hızlandırılmış ve hiçbiri diğerine benzemeyen bilgiler... Daha birini sindirmeden diğeri şok ediyor. Hani, hangi taşın altına baksanız HANS çıkıyor, farkında mısınız? Abartmıyorum, ciddi söylüyorum. Mesela dibek taşından söz ediyıorum... Müzelik taşlar orada sakin sakin dururken, birden Zülkarneyn'in h-signature'u oluverdi... bizim burlarda cok tas var hepsine bakdim hansi goremedim :)) Göremezsin çünkü ben yeraltı yaratığıyım. Taşlar benim üstümde... Taşlar Dabbet'in üstünde. Taşların altında ben varım, kuşkunuz olmasın. Efendimizin sancağını gören oldu mu? Bileniniz var mı? Topkapı sarayında "Sancağı Şerif", bir Etüd edelim lütfen; yani sizler web search ediniz. Bulursanız bir link ltf. http://www.kultur.gov.tr/portal/arkeoloji_tr.asp?belgeno=3746 Sancak yok! Bunun anlamı nedir? www.murathanhat.com da şöyle bilgi var..... Mukaddes Emanetler arasında Peygamberimiz (s.a.s.)'e ait hatıralar şunlardır: 1-Hırka-i Saadet (Peygamberimizin Ka'b Bin Züheyr'e hediye ettiği hırka) 2-Seyf-i Nebevi (Peygamberimizin Kılıçları) 3- Name-i Saadet (Peygamberimizin Mektub-u Şerifi) 4-Mühr-ü Saadet 5-Dendan-ı Saadet (Peygamberimizin Mübarek Dişi) 6-Lihye-i Saadet (Peygamberimizin Sakal-ı Şerifleri) 7-Nakş-ı Kadem-i Şerif 8-Sancak-ı Şerif 9-Teyemmüm Taşı Sancak nerede candaş? (Sancaktar Eyyub as.) (Eyüp Sultan.) O EKİM BEY'de! Oldum olası Ekim Bey'de ve tam bir Yin-Yang sembolü benzerinde, sol üst köşede de "Uranus"un simgesi var. Sancaktaki sembolü AY sandılar. Hilal yoktu, birbirine bakan Hunnes-Künnes sembolü vardı. Ay palavradır, Ay tapınmaktır. Ay'a secde etti Ibrahim atamız! Bin pişman oldu! Ama biz pişman olmuyoruz halen! AY'a tapıyoruz. Eski dinler gibi... İslam simgesi
ay ile anlatılıyor. Ay/Hilal nedir? Biz gezegenin, bir kısmının GÜNEŞ ile aydınlanması... Yani biz GÜNEŞE'de tapıyoruz. Güneş nedir >>>>>>>>>>>>>>>>>> YILDIZ! Biz yıldıza da tapıyoruz. Tıpkı gafletteki İbrahim atamız gibi. Ama o bu üç secde ettiği şeye LANET etti! Biz ise lanet edilene tapıyoruz. Bayrağımızda olabilir. Ama İslam sembolünde asla olamaz! Bizim sembolümüz bile YANLIŞ! Yahudilerin david yıldızı, hristiyanların Salip'i var. Onlar hiç değilse gerçekçi –yanlış takıntı olsa bile-; bizimkinde o şahsiyet bile yok! AY'a (Hilal içindeki YILDIZ olan GÜNEŞ'e) neden tapayım? İşte bunun için BİZİM KARASANCAĞIMIZ ÇOOOOOOOK AŞIRI ÖNEMLİ! Grubumuzun Yahoo'daki sembolü! İki doğu ve iki batının RABBİ olan ALLAH'ın sembolü! Üstelik Kufi/Nebati biçiminde dizayn ettim. Tıpatıp Levhi Mahfuz'daki gibi... Suudiler ise Zülkarneyn sembolünü (Şi'ra=Uranüs bağlamında) İKİ KILIÇ haline getirdiler. BARIŞ dininde kılıç sembolünün NE İŞİ VAR? Karasancağın/siyahbayrağımızın değerini ÇOK İYİ BİLİNİZ! Misak'ın ve 3M'nin elinde yükselecektir o! Rahman suresindeki gibi >>> İKİ DOĞU ve İKİ BATI'NIN RABBİ sembolüdür o! O dört rengin değerini de biliniz, çünkü WEMB renkleridir onlar... Efendimizin sakalı, makalı, ayak izi, süslü kılıçları, mektubu vb hep yalandır. Öyle bir şey yoktur! Osman Kur'an'ının DOSDOĞRU olması için, İNİŞ sırasına göre yazılı olması gerekir. Bizans mektubunun doğru olması için, Kufi karakterli Nıbti alfabesi üzerine olması gerekir. Daha S ve Ş (Sin ve şın) harflerini ayırt etmeden nasıl mektup yazarsınız? Bunu Bizanslı NASIL okuyacak? İşte sizlere MUKADDES EMANETLER palavraları... Topkapı sarayı Turizminden ibaret palavralar! Spil dağındaki ağlayan NIOBE kayası gibi... Niobe'yi Zeus taşlaştırmış! Ne farkı var şimdi? Mesaj yerine ulaştı mı? Aydınlık ve düşünen berrak beyinlere mesaj ulaştı mı? “Kutsal Emanetlerle Aynı Şehirde Bulunması” LİNK'in başlığını okur musunuz, çok ilginç. Sancak orada anlatılıyor. Ama sancak EKİM BEY'de, oldum olası onda! Ve orada >>> HİLAL falan yok! Hunnes- Künnes+ Şi'ra sembolü var! Siyah üzerinde dört renk (Sarı, kırmızı, mavi, yeşil). Uranüs yıldızının sembolü ile ilgili bir link verebilir misiniz? (O Camii kubbelerimizde de var.) Uranus sembolünü kastettim. Hani Mars'ın erkek; Venüs'ün dişi sembolü olan fontları kastettim. Uranüs'ünki ise SANCAK'ta üst köşede ve camii kubbelerinin tepelerinde var. (AY BIÇIMINDE OLMAYANLARI KASTEDIYORUM.)
Evet bu sembol, fakat onu yan yatırmışlar. Zülkarneyn boynuzları ÜSTE gelecek. Alttaki yuvarlakta da Kore bayrağındaki sembol olacak! (Yin-Yang) Kazan şekli gibi mi?..uçları dışa doğru kıvrık (ion nizamı gibi)
Sağol candaş, fakat nedense şekli yana yatırmışlar, o dik olmalı. Yuvarlak içinde de YinYang'ı ayıran cenine benzer şeklin dalgalı çizgisi... Gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? http://taekwon.8k.com/bayrak.htm kore bayrağı Kaptan "Lir" hatırlayabildiniz mi?
diye
bir
çalgı
aleti
var
Evet Lir'in yapısında ZÜLKARNEYN var. İnsanlık tarihi boyunca, iki şekil kullanılır: 1. Bayrak. 2. Ülkenin amblemi. Bizde de bayrak ve amblemimiz olan (Subay kokardı) defne dalları içeren ayyıldız gibi. Efendimiz de bu iki olguyu kendi bayrağına vermiştir. insan rüyasında o sancağı görüp okşaması lazım Ben de gördüm ve okşadım -gerçekten-! :))) Protestantlık odur ki - tüm yerleşik ve kökleşmiş inançları dahi- sorgulayandır. Allah yazısı üzerindeki ŞEDDEYI bile -duraksamadan- ELEŞTIREN yegane insanım! Tüm tabular yıkılsın! Savulsunlar HANIFLIĞIN Re-Dönüşü geliyor! EX-ISLAM devri bitti! Soul Hanives! Silbaştan başlıyoruz. HERŞEYI eleştirerek başlıyoruz. Eleştirirken ELE ALARAK başlıyoruz. Yerleşik herşeyi yeniden sorguluyoruz. AY'a tapmayacağız! Güneş ve Yıldıza 'da... Kutsal emanetlerden sadece biri duruyor: Sancak! Hırkayı kaç kişi giydi, kimin belli değil! Efendimizin kıymetli taşlarla kabzası süslenmiş kılıçları hiç olmadı. O ve Ali ss, birlikte çatal kılıcı (Zülfikaar) kullandılar. Özellikle bunu ilk baskı kitaplarımda belirttim ama, kimse anlayamadı. Efendimizin LÜKS ile ilişkisi olmadı. Şah İsmail tahtı ve hançeri benzeri hiçbir şey kullanmadı! Efendimize iftira ediliyor! Yecüc-Mecüc ile ilgili Zülkarneyn TARIK ile gelmedi. Ama sonraki Zülkarneynler (İki zamanlılar, geçmişte bir daha doğanlar) ise hepsi Tarık (Dhurakhapalam) ile geldiler. Zülkarneyn hasbel kader, Firavun dönemine de gidebilirdi. O Zülkarneyn alet-edavat, ekipmanını ve kendini olduğu gibi götürebiliyor geçmişe... Yani gençleşmiyor, yeniden doğmuyor ama yine de İKİ ZAMANLI oluyor. Diğer Zülkarneynler için şu esas var: Yola çıktığı yaşı 14 ile çarpınız ve yola çıktığı tarihten çıkarınız, geçmişte "BEBEK" olarak hangi zamanda doğacağını hesaplayabilirsiniz. 2000 yılında 10 yaşındaki biri 140 yıl geriye gider (2000-140=1860 yılına) 20 yaşında biri 280 yıl geriye gider. 50 yaşında biri 700 yıl geriye; 100 yaşındaki biri de 1400 yıl geriye gidebilir. Bundan daha öncesi yoktur çünkü, kendini var eden neden anne ve babanın yumurta aşılamasıdır. O andan itibaren RESMEN vardır. Daha öncesi olamaz!
Zülkarneyn'in çizimleri UFO biçiminde değildir. Mesela Hint Wimana'larına bakınız, o UFO değil, kargo gemisidir. Cinlerin oluşturduğu ateştoplar da UFO'lara benzetilebiliyor. Ama bunlar evine inince futbol topu kadar olduğunu ve seni kovaladığını görüyorsun. (Bunlar için Web search etmelisiniz. Vimana'lar özellikle ZÜLKARNEYN cockspit'inin çizimidir ve gerçeğe yakındır.) Kehf suresi'nde Allah'ın zülkarney'le konuşması misaldeki zülkarneyn'in nebi, resul veya rasul'lerden birisi olduğuna mı işarettir? Allah'ımız ZÜLKARNEYN ile hiç konuşmadı... Allah KUR'AN'A yazmıştı konuşacaklarını... Kur'an'ın inişinden 1740 yıl sonra biri doğdu. Viking idi, ona çift boynuzlu derlerdi, uzay akadamisinde, çünkü dileyen dilediği pilot nick ve şapkasını serbestçe takabiliyordu. Bu genç, bir karadelik gibi MUTLAK ÖLDÜRÜCÜ deneye tek talip olan gözü pek bir viking idi. Yoksa öyle ahım şahım bir diploması veya space cruise birincisi falan değildi. Hatta bir dönen karadelikten geçmenin küçük bir şans olduğunu, sonsuz evrenden hangisine çıkap, orada bir süre sonra havasızlıktan öleceğini hatta mutlaka öleceğini düşünüp bu işe talip oldu. TEK GÖNÜLLÜ! (Paralel sonsuz everenlere hybrid gönderilse bile YANIT alınamaz.) Zülkarneyn'lerin başı/birincisi olan space wiking'i hep havai idi. Hep havai, hep aero.. Ama idam mahkumunun son gecesi vardır ya! İşte öyle bir gece yaşadı. Eli Kur'an'a uzandı akademide... Birşeyler okumak ihtiyacı duydu. Aldı Kur'an'ı o Kur'an'ı tam ikiye bölmesi için bilgisayara emir verdi -sesli-, onu böldü bilgisayar. Bunun da ortasını istedi: Sonuçta 83. ayet çıktı Kur'an’ın (Bilgisayardaki Kur'an'ın e-qoran'ın). Orada "İKİ BOYNUZLU DAN SORUYORLAR" dedi. Zülkarneyn bunu "Komutanların araması” zannetti. Oysa bilgisayar sesli olarak ona Kur'an'ın tam ortasını okuyordu. İki boynuzlu onun zaten doğal lakabıydı. Onun için komutanlar aradı sanmıştı. Kur'an olduğunu anlayınca o kitabı da yanına almak zorunda kaldığını hissetti. Ertesi gün deney ertelendi. (Karadelik cıvarında gamma patlamaları -bu da modern bir meteo sanki-. İki kez countdown ertelendi. Onu okudu... Zülkarneyn'i hep okudu. Hani o sıkıcı bekleme ve erteleme anında okuyacağı tek şeydi. Okudu ve okudu. Sonra yolculuğu başladı. Yolculuk zamanın berisinde fakat BİR TESADÜF yine bu evrende (Sonsuzda bir ihtimaldir, dikkatinizi çekerim) sonsuzda bir ihtimalle yine aynı evrene çıktığını hayretle gördü. Zamanda geriye düşmüştü. Ama evren aynı evrendi. Amazon aynıydı, İndonezya biraz farklıydı vb vb. Startrek minyatürü gemisiyle yine bu evrene
çıkmıştı. Durum değerlendirdikten sonra önce batıya gitti. Orada İndios/indianları gördü. Bunlarla ne yapacağını bilemiyordu. Kur'anı (holoscreen) ile okudu: KUR'AN'DAKİ KİŞİ KENDİ MİYDİ YOKSA? YOKSA ALLAH ONUNLA MI KONUŞUYORDU? O AYETLER TAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA GELECEK İÇİN Mİ YAZILMIŞTI/VE KENDİ İÇİN Mİ? "İnanmıyorum dedi" Zülkarneyn, "Yüce ve koca Kur'an niye benim için yazılsın ki?" YOLU DOĞUYA DÜŞTÜ >>>>>> ORADA ÖRTÜNMEYİ BİLMEYEN MİLLETİ BULDU. Yine inanmadı. Sonra ÜÇÜNCÜ SEBEP SONUCUNDA bir kavime rastladı. Onlar, hiçbir dili konuşmamakla birlikte ESP+OOBE+PK olarak "Ey zülkarneyn şunlar Yecüc ve Mecüc'dür, bizleri öldrürüyor, giderek tüm dünyayı istila ederken, su kaynaklarını, bütün bitki örtüsünü, ne kadar hayvan varsa hepsini kurutuyorlar. Bizim bu iki dağ arasında sıkışmışlığımız var. Aramıza bir şey yap geçmesinler." Artık Zülkarneyn Zülkarneyn'in ta kendisi olduğunu anlamıştı. Ama nasıl bir engel yapacaktı? Hiç bir çözüm bulamadı. Ta ki Kur'an'da yoğunlaştı ve orada 1700 küsur yıl önce FORMÜLÜN, Kur'an'ın tek yazmanı olan ALLAH tarafından yazıldığını buldu. "Benden mini karanokta >>> HAWKİNG karanoktası yapmam isteniyor" diye sevinçle bağırdı ve Rabbine, kendisiyle 17 asır sonra HALEN A L İ V E (capcanlı) konuşan ve ÇÖZÜMÜ HABER VEREN Rabbine hamdetti. Müslüman oldu. Kur'an'da yazan tüm emirleri yerine getirdi. Yecüc ve Mecüc istilası ertelendi. Şimdi bana lütfen bir daha sorunuz.
en
başta
sorduğunuz
soruyu
sorar
mısınız?
Lütfen
Kehf suresi'nde Allah'ın zülkarney'le konuşması misaldeki zülkarneyn'in nebi, resul veya rasul'lerden birisi olduğuna mı işarettir? CEVABINI VERDİM! Siz de Resul olup olmadığına yorum konuşmadı. Cebrail gelmedi. Ama AYET GELDİ. Mutmain misiniz?
yapınız.
Allah
Ayet zaten vardı Vardı. İŞTE BUNUN İÇİN KUR'AN bir m u c i z e . Kur'an sizinle konuşur derken BU MUCİZELERİ KASTETMİŞTİM. 42:51 Kendisiyle Allah’ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. Evet >>> B İ N G O :))))))) RZİ'nin işte bu faydaları var :)))))))) Zülkarneyn'e VAHYİN melek veya Allah'ın türlü türlü VAHY yolları var.
Hızır
ile
GÖNDERİLMEDİĞİNİ
biliyoruz,
Kur'an ile konuşmaya/Kur'an seninle konuşmaya başlamış bile! Geleceğin (Sonuç) Zülkarneyn'i ile Geçmişteki Kur'an (sebep) ayetlerinin konuştuğu gibi...
Thule deneyimi tekerrür etmesin. Dernek vb kurup sonra bunu ele geçirmesinler. Evet Thule'ü Naziler ve Siyonistler sırayla kullandılar. Oyza ZÜLKARNEYN gibi şerefli bir isim ve misyonun simgesiydi. ZigZag o günden beri GİZLİLİK ilkesine uydu. MIB denen zaman çetesi, hiç de MIB filmindeki gibi komik değiller. Tam tersine soğuk buz gibi adamlar. Tallahasee'de sonlarını getirdik bu pisliklerin. Morris K. Jessup'un kapalı garajında, ekzost'tan içeriye hortum bağlayarak onu öldürmelerini affetmem mümkün bile değildi. Scherk'e verilen şeker koması şoku iğnesi. Bununla 11 boyutlu sicim teoremine inanılmaz bir darbe vurdular. Bu teorem, en sonunda, YAPAY AKNOKTACIK üretecekti. Bu da taaa 2050'lede ertelendi. Zülkarneyn'in yapay karanoktasının AÇILDIĞI kapıydı bu . Neden 0N’le gitmediler geri, 1N’e bindiler? (Onlar 1n ile gitti. Biz onları teslim aldık. Bunun için birlikte B'B' majisyenleriyle protokol anlaşması yaptım. (Yaptım, diyorum, çünkü bunu yapacak tek yetkili KMA 'dır.) ZigZag'ın ZİCK-ZACK isimli THULE (Zül) subsdiary grubu ikinci dünya savaşında, resmen örgütlendiğinde, her resmileşen örgütü ele geçirmekle yükümlü SİYONİZM'in gizli adamı HİTLER ve yandaşları tarafından ele geçirilmiş ve daha sonra gerideki asıl sahipleri olan siyonistlere peşkeş çekilmiş İDİ, Bunun üzerine ZigZag derhal Thule ile ilişkisini keserek yerine "AÇIK değil; GİZLİCE Thule Qarnaak=Zülkarneyn örgütünü kurmuştur. Ancak, ESKİ THULE, Masonry Brethren (Mason Biraderliği) olarak gizlice sürdürülegelmiştir. Adı geçen locanın adı : The Sublime Lodge of the Holy Blue Brethren olup, insanların aklını çelmek için "Project Blue book, H.A.A.R.P ve MONTAUK vb. gibi sansasyonel konuları WEB SİTES ve PAGES üzerinden vermektedir. THULE QARNAAQ (Asıl ZickZack) tamamen BENİM (Hans von Aiberg) kontrolündedir. Bundan kimse kuşku duymasın, çünkü RESMİ örgüt değiliz, bizi kimse dernek oyunlarıyla ellerine geçiremez. Ancak ESKİ Thule'nin denetimi tamamen B'B' denen üç Majisyen elindedir. Bunun denetimi "Sacerdotal Knights of National Security" diye püfürük bir Mason Locasına verilmiştir. (B:.B:.) Bu siyonistler insanların ilgisini çeken şu konularda: Project Blue Book© Liber 0 :: On the Nature of our Holy Order Liber I :: Beyond the Word and the Fool Liber II :: Holy Mer:.Ka:.Ba:. Meditation Liber III :: Holy Alien Tryptamine Glossalalia Liber IV :: The Holy Agriglyphs of the Gods Liber V :: The Holy H:.A:.A:.R:.P:. Lodge Liber VI :: The BABALON Working Liber VII :: Enoch and the Nephilim
Liber VIII :: On LAM, Jinn & Etc. Liber IX :: Liber Caeruleus Liber X :: The Holy Qaballah [coming soon] Liber XI :: The Abyss Liber XII :: The Sorceries of Zos Liber XIII :: Novus Ordo Draconis ZigZag ve siz ZipZap'a ait birçok TELİF'i elimizden almak istemektedirler. Bu karar (WEMB ve VAMP) Centilmenlik anlaşması bozulunca alınmıştır. Onların SATRANÇ hamlesine göre, Bağdadi'den başlayarak bir çok kimseyi, özellikle Allende Carlos Miguel Allende (KMA) olan herkesi kendi BİRADERLERİ gibi göstermek üzere SİTELER açmışlardır. Sözde Alias Carl M. Allan'ların tamamı (BEN DAHİL) Big Brother olarak Siyonist B'B' (Big Boss)ların emrinde gibi gösterilmek istenmekteyiz. ZigZag'ın tüm mensupları (Kozyrev, Gurdjieff, Morris Jessup, Borges, Hawking ve Edström Tudor) için "BB" (Bizim Biraderler) diye yayın yapmaktadırlar. Satranç hamlesinden olmak üzere bu yaptıkları yayınların ZİGZAG ve siz ZİPZAP ile hiçbir ilgisi yoktur, kuru iftiradır. Sözde Heiberg'lerin tamamı ve dolayısıylma bendeniz MASON'muşuz. Bunlara asla itibar edilmemesini arz ederim. WEB'de rastlayacağınız ve "Blue" simgeli hiçbir Mason derneği ve locasıyla ne 104 (ZipZap) ne 114(ZigZag) SiegSaga, ThuleQarnaaq ve ne de şimdiki ZickZack ile siyonizmin ve masonluğun en ufak bir ilgisi yoktur. KMA'ların tamamı ve bağlıları (M.K.Jessup gibi şehitlerin) hiçbir YAHUDİ kökenli kurum ve kuruluş ile uzaktan bile bir alakası yoktur. Tüm çağlara arz ederim. Yeri gelmişken, Zülkarneyn'in ana gemisininin cockpit'ini görmek istiyorsanız, PALENQUE'i arayınız. THE ASTRONAUT OF THE TEMPLE OF PALENQUE. Evet ZÜLKRNEYN ile de grafik olarak tanışmış bulundunuz :))))) Zülkarneyn'in BATI yolculuğu ;) Şaka değil, çok ciddiyim. Eğer Vimana (Hind VEDD) bulabilseydik, çok daha şaşıracaktınız. Tüm çabalarınıza teşekkür -sonsuz kez- Amacım, Kerrubi ve vimana denen sistemleri
göstermekti. (Sansasyondan SÜPER kaçındığım için bunları zamanında vermeden, şöyle bir değinip geçmiştim.) Bunlar da Zülkarneyn'in kanıtlarıdır. (Kanıt sorgulaması >>> Kehf 83. ayet.) İşte bu sorgulamanın yanıtı >>> ARKEOLOJİK olan H A T I R A L A R idi. Yeryüzü deyince de tümünü kapsıyor. HERYERDE, Hindistan'da, Mayalarda vb.. kehf, 18/ 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuycağım." 84. Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik. 85. O da bir sebebi izledi. 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." Evet, BATI yolculuğu... t-mail (Time Mail)kuşaklar arasında bir Messenger haberleşme şeklidir. Tarih üzerine ve WEMB bağı lehine (A, B, AB, 0) ihtimallerinden birini yazmak, var olanın değiştirilmesi için iptal edilen yerine diğer üçünden birini yazmak durumunda olan bir OverWriter'ım. Bunlar iki bağ (WEMB ve VAMP) arasındaki bir tür satrançın sonuçlarıdır. OverWrite "Tarihin nasıl değiştirileceğini" yazan bir Analist ve stratejisttir. OverReader ise Taktisyen 3M+ (Allahlaw) ve MessAgency (Walhalla) agents olan WEMBassistance WEMBürOffice departmenleridir. OverWriter sadece benim. (TimeWalker-miss.ccp) Benim kontrolörüm de TimeWalker-mrs.cp. Bizler ThuleQaanaq (Zülkarneyn) yani Karn'ın NEDEN ucundanız, sonuç ucundakiler Zülkarneyn değillerdir majisyenlerdir. Aradaki iletişim sadece Time-Walkyrie misTresPassenger (Ayrıca misis-pi diye de kısaltabiliyoruz.) tarafından sağlanmaktadır. (Jana d'Arc nickname, bizim nick'lerimiz ise nite/Knight/Tennessee Nights ve bendeniz Tennesse Waltz/Vals fakat bu anlamda değil; WALhalla'nın WAL'i ile TicToc-zigzag başharfleri) Üçüncü ve 2054 yılında bulunan diğer partnerimin kodu olan missTressPassenger: mistress (Miss:Kayıp'tan stress'size kadar bir çok anlamı var. Bir telepatın ruhsal durumu perfect olmalıdır.) Trespassing (Geçilmezleri tek geçen authority) Passenger (Yolcu) bileşimidir. Male Passenger'ların ingilizcedeki ms yani Miss ve Mrs olan dişi kelimelerleilgisi yoktur. Jana ve Stephen MRS ben ise MİSS'im. MRS mürseller demeksede Miss ise "Misal solüsyon/çözücü" anlamına gelmekle birlikte en önemlisi MİSAK'tır. Sadece ben Miss'im bunun anlamı M.İ.S.A.K. ana bilgisayarına girebilen anlamında Benim çözümlediğim misaller tamamen Kur'an'dır. female Miss+tress solüsyonlarımı öteki KARN'a (corn2) iletmekte veya tersi- Trio'nun ayrı görevleri vardır. Birimiz sentetisyen, ben Misal teknisyeniyim diğeri de Telepatisyen (tele-pastense) Mrs ve Miss'in Son s harfleri (Time) +Scheriff'in Sheriff anlamına gelmektedir. Aynen SCE'deki S de Sheriff demektir. Üçümüz
de Passenger Sheriffe'iz (KMA) ama şimdi aramızda olmayan ayrıca Messenger. Yani dünyanın en en en iyi telepati savaşçısı 2054'ü de sayarsak "Üç zamanda birden yer aldı" Yani tarihin nerede değiştirilmesi gerektiği anlamında ben stratejiyi OverWrite ederim. İngiltere'deki partnerim OW'uma onay ve karar verir-ise- 2054 transmitter'imiz bunu ileri(zig) ve geri(zag) iletir. OverWrite konusunda tek belirleyici benim. Ama bunun nedeni var: Kur'an MİSAL'lerinden çıkarıp belirlerim. Çünkü bu konuda dünyadaki tek kompedan benim. İkincisi yok ve epeyce de olmayacak. (Misalleri gruba yazarsam, okunursa ve bundan bir Misal solüsyoncusu daha yetişirse olacak İnşallah. Halihazırda tekim, yapayalnızım :((( Gelelim büyük olaya: overWrite'ı yazmıştım ve onaylanmıştı. Ama onu WEMB krypto merkezi (NExTransScienCenTerminal' deki TiMenergy gerçekleştirir. O ZilZal enerjisiyle geçmişe bir ETKİ gönderir. Biz de onu TARİH içinde okuruz. Hybrid Barbarella da böylece geçmişte Silo/zone 51 kayıtlarına "Autopsy" diye geçmişti. Son yazdığım OverWrite'ın da İKAME etmeleri gerekiyordu. Ancak bu yazdığım "Tarih tutanaklarına geçmemişti" : (((( Çünkü bir 3207 adet UYGUR türkü erkeğin "KURTARILMASI" gerekiyordu ve bunları isteyen de Mighty idi. Fakat biz bunu Web dahil hiçbir yerde bulamadık. 1. Ya Gözümüzden kaçmıştı (Olabilir) 2. Ya da ancak OverWrite >>>Over Read biçiminde sonuçlanamadan ve "Şimdiki zaman tarihinde" bilgi olarak yer almamıştı henüz. Dolayısıyla bulamamıştık. Ben çok ümitsizdim, bir terslik vardı. Tek overWriter idim ve Mighty sinkiang/sincan Uygur lejyonunu istiyordu. OverWrite'ım kusursuzdu. Ama oluşturduğum nedenin SONUCU oluşmamıştı. Kayıtlarda yoktu. DERKEN sen o kaydı buldun! :))))))))))))))))))))))))) overWrite'ım yerine gelmişti. Ben her nasıl olduysa senin mesajını görmemişim. Bir sonlardan kişilere bir de rastgele mesage no. ile kur'a çekerek geçmişteki candaşlara yanıt veriyorum. Karşıma senin mesaj çıktı. Sevinçten havalara uçtum.
Bölüm D: DABBET KİMDİR? Bismillahirrahmanirrahim CASİYE(4). Ve fı halkıküm ve ma yebüssü min dabbetin ayatül li kavmiy yukınun Açık uyarıcı asla Y.N.Öztürk vb. değildir. KANADI kırık DABBETLERDİR. Zaten Dabbet kelimesi ÇOĞULDUR. Sankritçedir (Tapet>>>Zemin altı, bodrum, Halı-kilim, tandır, erzaksaklanan kiler vb.) tabii en ünlü anlamı da DEBELENMEK (Debi ve Rejim'e de atıftır. Debibir suyun saniyede akıttığı su miktarı" densede de aslında suyun açtığı yeraltıgalerisidir... Yani bir mağaranın KEHF'in sığasıdır/kapasitesidir. Su hazinesidir Havza-Havuzdur B ile yazıldığında ise Dinozordur Eğer iki Bi ile yazılırsa SİLİKON (Bilgisayar tekniği)dir vb. Tabii noktasız B harfi (Yani P harfi, Kureyşçeden
kaldırılınca kelimede zorunlu Dapet yerine daBBet oldu) Ashabı Kehf bir Dabbet ehlidir, dabbete sığınmışlardır. Kıtmir deorada Dabbet hayvanı bir hybrid'dir. Zülkarneyn Seddi ardındaki izdüşüm dünyamızda yaşayan Y-Mecücler debir Dabbet hayvanıdır. Fakat Jana Dappet Al-Ard'dır Dabbet değil! Kureyşçe mecburen Dabbet diyoruz artık! 49 anlamlı bir kelime MİLLENİUM 'dan itibaren Dabbetül Arz'a yol açılmıştır. CUMA günü de kanatlar kırılmıştır. Yani Dabbetül Arz denen kıyametin on büyük alametinin ilkigerçekleşmiştir. Bu demektir ki 3000 diye bir yılı kutlayamayacağız, bir Millenium dahaolmayacaktır artık! Ve her zaman DERS almalıyım. Hata üzerine hata yaptım: 1. NE DEDİM; "Dağlara yüklediğin ve kaldıramadığı yükü bena yükledin!" Allah'a asi oldum 3M meclisinden haksızlık kararı çıktı. Tanımadım onları! Sen Misak'ın peygamberini, Allah'ın kutsal ruhundan üflediğipeygamberi ve Zaten Dabbset hayatı yaşayan Adler'i tanıma! Almighty dedi ki: Demedi ayet okudu: "Amenerresulü..."nün "Bize kaldıramayacağımız yükü yükleme" duasını... Ve mosmor oldum! kendimi bir adam sanmışım meğer! İsyan edeceğime bakara duasını edebilirdim. BEN HAKSIZDIM! 2. CUMA GÜNÜ CHAT'de görüşelim derken İNŞAALLAH'ı unuttum Çarşambagecesi... Cuma HİÇ GELMEDİ. Cuma yerine Cumartesi gecesi oldu. Bugün de Pazar gecesi oldu ve ben CUMA CHAT'ini yapıyorum sizinle... İNŞAALLAH'sız asla ve asla bir şey demeyin. İKİ BAĞ SAHİBİNİ unutmayın Bunfu yarın yaparım dememeliyim. Şu işi hemen yaparım YANLIŞ bunlar! BİZİM HATA YAPMAMAMIZ GEREKİYOR! Kehf 23,24 DOSDOĞRU AYETLERLE YAZMAMIZ GEREKİYOR KURGUSUZ BİLİM YAPMAMIZ GEREKİYO>R. BİLİM KURGU DEĞİL! Dabbet demek, Arz'da kalan sema'ya dönmeyen ve böylece köprüleri atan,sadece ve sadece Kur'an'dan konuşan, Zero-En'in (Zion) tuzağını boşa çıkarmakiçin kendini feda eden kişilerdir. Böylece o zero-n'lerle aralacrına ZÜLKARNEYN seddi yaptılar veinsanlığı kanatlarının altına alarak kurtardılar. Bedeli olarak da birden YAŞLANDILAR! Aniden! "Bir TOPLULUK kendini düzeltmedikçe Allah yardımı zooooooooor'dur. Topluluk bireylerden yani uyumluluktan doğar. bizler de birer toplumuz. 104/114 ama daha bu ilahi adreste olmamızı bilmemize rağmen ISLAHI NEFS olmuş Salih kullardan mıyız? Ben de ehli değilim -YEMİN EDERİM- Ehil olmak ELİMİZDE. Ehlileşmeye çalışıyorum. Resulullah İSMEN Kur'an'da geçer. bizlerin ise lakabı var (Zülkarneyn, Dabbet vb.) O yüzden Resulullah dönemi gibi algılayamayız. Bizim adreslerimiz var (Zigzag gibi-114, 104 gibi) Resulullah LİDER idi. ben değilim Resulullah'ın getirdiği vahy idi. ben vahy alamıyorum. Ona kayıtsız şartsız itaat edilirdi. Ben resulullah olmadığımdan dayatamam. Zaten dayatırsam da beni KARŞINIZA alıp uyarın Sıradan bir insanım ben. Resulullah
liderdir. Ben lider değilim. Olmayacağımda. Strateji verebilirim o kadar Ebu süfyan saltanata kadar çocukları torunlarıyla Şurada değildi. Bunun intikamını zaten Sophianism (İslam siyonizmi) yaratarak tüm İslam dünyasından aldı zaten. Ve benden VAAZ vermem isteniyor. Oysa ben va'iz değilim, bilgiç bilgiç nasihat etmek ise Dabbetleşmiş Zülkarneynlerin işi değildir. Hiç Zülkarneyn'i "Vaiz verirken gösteren ayetler var mı?" Gücünüzle yardım edin diyor, sizin verdiğiniz hiçbir ücret Rabbiminkiyle değiştirelemez diyor! Ve VAAZ etmiyor. Oysa vaizlik yetkisi bile var: "Ey zülkarneyn dilersen bunlara azap edersin, dilersen güzellikle nasihat edersin" diye... Ama Zülkarneyn(ler) her ikisinden de kaçarlar. Ne eziyet ederler ne de vaaz verirler. Herkes aklı başında insanlar! Koskocaman akil-baliğ kullarız. Tarık başaşağı Dabbet olunca bu kişilerin EN UFAK HATASI onları İPTAL EDER. Bu da felakettir. Tıpkı Zülkarneyn'in hata yapıp, SED yapmayetkisinin elinden alınması ve tüm insanlığın boyut vahşileri tarafındansoylarının kurutulmasıyla son bulurdu. Şimdi hiçbirimiz olmazdık kadın içgüdüsel olarak evlendiği eşinden;fiziksel güzellik tutkusu ve maneviyat olarak akıllı erkeğin zekasını çocuklarına geçmesini ister kadın diyorsunuz açar mısınız? Bunun nedeni 7 kare diye bir faktör sayı. Erkek ve kadın (Sadece ikisi) birbirinden ayrılırken (İnsandan=49> Havva (4 kare) çıkartılıp ayrıldığında geriye49-16=33 yani Y faktörü kalmıştı. Bunu bir yerden de hatırlayacaksınız: Cennet'te erkekler 33 ve kadınlar 16 yaşında SABİTLENECEKLERDİR. Böyle bir şey KİTABİ olduğuna göre YAŞLI diyeceğimiz Adem'in yarıyaşındaki Havva ile evlenmesiNORMALİZE edilmiş; ancak, tersi YADIRGANMIŞTIR. (Ki Resulullah efendimiz Hatice anamızdan15 yaş küçüktü.) Bu temele bağlı olarak, kadınların iki seçeneği var: 1. Klasik seçenek: Zengin, genç, yakışıklı, centilmen, romantik,anlayışlı, bilgili, kültürlü, boylu poslu espritüel bir erkek... Bunların tamamının AYNI erkekte olması ancak milyarda bir şans. Yani gönül en iyisini ister... Ama bir sorun var: Bakalım böyle Yusuf peygamber gibi bir erkeğin hemen ayşe -fatma istedi diye ona koşacağını mı sanıyoruz? Yeşil gözlü olsun, son model otomobilleri olsun, yazlığı olsun,benden başkasını gözü görmesin, benim her kaprisime katlansın! Yani klasik istekler listesi bitmez! 2. Gerçek yaşamda bunlar olmaz. Erkeğin daha yaşlı olduğu, oturaklı bir evlilik makbulsayılmıştır. Çünkü yaşıt olup evlenenler ya birbirleriyle EVCİLİK oynayıp, küsüpayrılmaya kalkıyorlar. ya da Bunlar hiçbir erkekte BİRLİKTE olamayacağından, APTAL SARIŞINdenen ünlü kadın tiplemesi hep hüsrana uğramıştır. Batılı kadın tipidir bu. Yakışıklı erkekle birkaç saat... Sonra tek taraflı gözyaşları... Aptal sarışın kadının olduğu yerde Aptal sarışın erkek de olmazmı? Kur'an, APTAL evliliklerine karşıdır.
AKIL ve İMANIN GENETİKTEN DEVAMINI tavsiye eder. Akıl yani bilim sahibi İman yani Allah'a yönelen... İşte buydu sorunun yanıtı. Kendimi örnekseyeyim: Klasik tercihe çok uygundum. Talep çoktu. Sonuç: etrafımı APTAL SARIŞINLAR kuşattı. Birinden kaçarken, ötekisi beni çekip "Gel ben seni saklayayım"diyordu. İkisi de sarışın, biz de Kraliyet ailesinin yakın akrabasıyız ya... 37 yaşında öğretim görevlisiyken (Kitaplardaki resmim) O zaman herkes beni öğrenci sanıyordu, öğretmen olduğumu ikinciderste anladılar. Ondan sonra da tüm sınıflardan ilanı aşk mektupları falan. Bunları İBRET olsun diye anlatıyorum. Çünkü en sonuncu eşimden örnek vereceğim. Aydınlı bir Üniversite ilk sınıf öğrencisi... Komünist üstelik. Ama kalbinde bir arayış var. "ALLAH'a yalvarıyor-sözde komünist-" "Bana doğruyu ver Ya rabbi, ben bu müslümanlara hiç inanmıyorum.Doğru din var mı?" Uzatmayalım, bir gün Arz'dan Arş'a Sonsuzluk Kulesi birinci ciltve Mir'ac ikinci cilt eline geçiyor. Arayış uğruna okuduğu tüm kitapları itiyor ve bu kitaplarla yatıpkalkmaya başlıyor. Sonra kitabın yazarını araştırıyor. Ne mümkün? Adamın çevresinde aptalsarışın kuşağı... Bunalmış... "Ben bu halkaya hiç giremem diyor, Ama kızımız platonik olarak aşık olmuş durumda... Okudukça bilgileniyor, bilgilendikçe takıyor kafasını yazara... Hiç bir çaresi yok ALLAH'TAN istediği "Doğru yolu ver" duasına bir de "Bu adamı bana DOĞRUYU anlatması için ver" duasınıekliyor. Levhi Mahfuz karışır. Karışınca Dedem işe el kor. BİRİYLE EVLENECEKSİN VE İKİ KIZIN OLACAK! (Beşinci evliliğimden henüz boşanmış olan BANA bu yapılır mı?) Dört tana da kızım var ayrıca, iki tane daha geliyor !?!?!? Kim bu belli değil? Verilen bir tarih var: 22 Haziran Burç değişme yani HIZIR RANDEVUgünü. Sultanahmet camii DUVARDİBİNE gidiyorum. Orada sıra sıra masalar var ve ortalık mahşer kadar kalabalık.Zaten çoğu öğrenci kızlar. Birden uzay-zaman yürümesinin meşhur UZAY BURULMASI girdabınadüşüyorum. Herşey, tüm evren "TIP" dersin durursunuz ya, o oyun misaliDONMUŞ KARE gibi oluyor. Sadece ben kıpırdıyorum, herşey blmok zamanda Yukarı Misal Alemimisali heykelleşmiş. Ben kıpırdıyorum... ama o da ne? Biri daha kıpırdıyor! İmkansız birşey bu, bu sadece Kehf ve Zülkarneyn sırrınıbilenlere verilmiştir. Uçan zkuş havada duruyor, yaprak yere düşemeden askıda duruyor. Ama biri kıpırdıyor. Jana olması mümkün değil, taaa on yıl sonra Jana bizimle eşleşecek. Üstelik onunla evlenmem mümkün değil, çünkü o bir Huri. Kardeşim
Peki kim bu? Ona gidiyorum ve sayısız masalardan birinde kıpırdayan TEK kişiyegidiyorum. O da şaşkın? Beni nasıl tanıdınız? Heyecandan kuşların sesi kesildi, trafik tüm gürültü yok oldu... gibilerden anlatmaya başladı. (Aslında haklıydı, heyecandan değildi.) Ben müstakbel eşimi görücü usulü incelemeye başladım. Seni buraya getiren nedir? diye sordum Ben bir şey yapmadım diye panikledi. Ama etrafında olup biteni de farketmeye başladı. İnsanlar hareketlenmeye mi başladılar ne? diye sordu. Daha sonra ağzından aldım ki, DEDEM'i (Rüyada değil) BİZZATgörmüş. O'na CAMİİ'NİN DUVAR DİBİNE GİT demiş. DUA Levhi Mahfuz'u böyle değiştirir işte... Aptal sarışınlar ise YOKOLDULAR... Gerçekten iki kızım oldu. Şimdi bu hayat hikayesinde bir SONUÇ var: Benim GENİMİ taşıyacak ve geleceğe zincirleme götürecek olan BENİM GENLERİMİN benden 30 yaş bir gençkadın aracılığıylasürmesi... Bu genlerdeki fiziki özellik umurumda değil. Ama Kızlarımdan BİRİNDEN üç asır sonra TIPKI ben gibi biri var olacak. İşte canlı bör örnekti ama , YORUMSUZ olarak sorduğunsoruya YANIT'tır bu... tek yanıt. Dancing Queen'lerle ilgili Aklimizi kari$tiran bir soru vardi prof : Hangisi ? Salome mi? gelecekten mesaj geldimi prof bununla ilgili? Belkıs mı? Adalet hanım mı? Jana ile ilgili Jana YY'dir ama Kur'an'da adı geçmez ve bir peygamber doğurmadı. Ne İsa'yı ne Yahya'yı doğuran dancing queen'lerden biri olamadı. Onun için çatlıyor Mehdi'yi doğurabilirdi mesela... Ama olmadı, Danseden kraliçe yani Mighty'nin annesi Adalaide'dir. Onu kıskanıyor. Önce bunda mutmain oldun mu? Iki chat arasinda degi$iklik mi ya$andi? (meselaJana'nin kanat indirip feda oldugunda "Dancing Queen"ligi alinmi$ ve Uri Gellerkanat indirmekten vaz geçtiginde kendisi de "veda" etmeye karar verdiginde DQueen'ligi geri mi verildi?) Uri centilmenliği bozdu. Gelecekteki B-B majisyeni kanat indirmekten onu caydırdı. Bire bir'dir bu işler. Madem öyle, Maitreya da (Bizim Majisyenimiz) aynı biçimdeJana'nın kanat indirmeszini engelledi. Olan BANA OLDU! Kanadı kırık bir kuşum beeeen! (Şarkı söylüyorum) neml, 27/82. O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler. SÖZ DEĞİL >>> HADİSE ; yeryüzünden DEĞİL >>> YER ALTINDAN! “.. onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız..”
DABBE >>> DEEP, DEPTH; YÜRÜMEK diye bir şey yok AYETTE! “bir canlı çıkarırız” >>> CANLI KELİMESİ yok ayette! Arapçası lütfen. neml, 27/82; we idhâ weqaA el qawlü Aleyhim aHracnâ lehüm dâbbeten min el arDı tükellimühüm inne el nâse kânû Ayâtinâ lâ yûqınûne e iza vekaal kavlü aleyhim ahracna lehüm dabbetem minel erdi tükellimühüm ennen nase kanu bi ayatina la yukinun “Ve iza vekaal kavlü aleyhim” VE => Ve iza (Whenever) ve => ve kaal >>> To say aleyhim => Üzerlerine (towards to, onto) (DİKKAT yerden, yeraltından değil, YUKARIDAN ÜZERLERİNE.) ahracna lehüm => İhrac'dan harice çıkarılmak. (Ahracel Mer*a'yı hatırlayınız >>> Ala suresi.) lehüm => To him “dabbetem minel erdi“ DABBE (Yer altı) “minel erdi“ minel => den dan (from) Erd => earth Şimdi buraya kadar olan ayeti sizler yanyana getirip yazar mısınız -ltf-? O HADİSE YUKARIDAN dâbbe/debelenir çıkarırız.
ÜZERLERİNE
indiğinde,
yeraltından
onlara
bir
Şimdi bunun kim olduğunu anlayalım (Neden yukarı?). “Ve iza vekaal” >>> VE iza VEkaal; iki tane AND var. Bunun anlamı şu; iza >>> ortaların ortası (digi fonksiyon => determinant ana sayı); ZAMAN kelimesidir aynı zamanda... (When U come => Geldiğinde, geldiği zaman -soru edatı değil-.) Ortaların ortasına >>> ZAMAN FONKSİYONU olarak >>> BAĞLAN. Ortaların ortası şudur: KEHF; onun ortası da 83. ayet (Başlarına gelen söz)? Neml-82'yi Kehf-83'e bağlıyor. kehf, 18/83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım." Dabbe'nin >>>>>> ö n c e l i k l e ve kesin >>>>>> ZÜLKARNEYN(ler) DEN olması gerekir. Bu teyid ediliyor. YUKARIDAN GELMEK >>>>>> TARIK SEMASI >>>>>> Dabbe'nin Tarık Semasından gelmesi OLMAZSA OLMAZ ŞARTTIR! Sema'ya (TEK SEMA) çıkarsanız, TEK ARZ'A yani YERALTINA (Mahşer toprağına) GİRERSİNİZ. Pekiyi nedir yukarıdan gelen SÖZ? KUL (de ki) kapsamından mı, yoksa HADİS kapsamından mı? Tarık suresindeki "HADİS" kelimesi lütfen (ilgili ayet). Târıq, 86/13; innehu li qavlün faSlün 86/13. Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür Hadis => Hadis diye geçiyor. Tarık içindeki "O bir HADİS eğlencesi DEĞİLDİR" ayeti, devamı; 86/14. Ve o bir şaka değildir. Lokman, 31/6 İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak ve o
yolu oyalanma aracı yapmak için laf eğlencesi/hadis eğlencesi satın alır. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. Bunun Arapçası lütfen; Târıq, 86/14; we mâ hüwe bi el hezli luqmân, 31/6; ve minen nasi mey yeşterı lehvel hadısi li yüdılle an sebılillahi bi ğayri ılmiv ve yettehızeha hüzüva* ülaike lehüm azabüm mühın “lehvel hadısi”; “hadısi”; HADİS >>>>>> ŞAKA SÖZ.. ALLAH SÖZÜ (Kavli) İLE ŞAKA (Kul sözü => HADİS) OLMAZ anlamında. Kur'an'ı birbirine tamamlatma REML işi yapıyorum. Bu sizi sıkıyor ama bilmek zorundayız. Şimdi Ala suresi 4. ayet ltf. Alâ, 87/4. O ki otlağı çıkardı. Yani “ahracel mer*a”. Yani GÖZLE GÖRÜNÜR bitkiler, görünmeyenler değil! Şimdi de Süleyman'ın asa'sındaki WORM (kurtçuk) ile ilgili ayet ltf. sebe’, 34/14. Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı. onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Dabbetül ARZ bir tane daha... Ama buradaki "GÖZLE GÖRÜNMEYEN ve üstelik HAYVAN" kategorisinden, öteki ise ahracelmer*a >>> Gözle görünen BİTKİ. Aradaki fark için bir yorum lütfen, sizden bekliyorum. 1. Gözle görünür bitkiler. 2. Gözle görünmez HAYVAN. Birincisinde saklı olan GÖZLE GÖRÜNMEZ BİTKİ (Hani petrol olan toplu mezarlık). İkincisinde ise gözle görünür hayvan GİZLİ (opposite olarak). Süleyman'ınki???????? Pekiyi etüd için şu ipuçlarını veriyorum: 1. Bitkiler kloroform taşır. 2. Yeraltı hep YEŞİL IŞIKTIR (NUR). 3. Pardon klorofil, daima yeşildir. 4. Yeşil olmayan BİTKİ de vardır. (Bitkinin eti denir.) Acaba nedir? Cmampignon, champignon nedir? Mantar. Mantar bir parazittir, çünkü klorofili, yani enerji jeneratörü yoktur. Bir ağaca tutunur. Bir ağıcın özsuyunu emer. Bunu yapamazsa ZEHİR üretir. Mantar >>> ASALAKTIR. Çünkü klorofili (yeşil bitki çeperli hücre) yoktur. Ve mikroskopik mantarlar da vardır. Bunlar da diğer bitkilere tutunur ve özsuyunu emerler. (Fauna değil, fiona olan asalakları kastediyorum.)
mer*a => Fiona, planctons. Bunlar mikroskopik olduklarından bir ağaca değil, onun HÜCRE ÇEPERİ olan klorofil'e tutunurlar. Hücresel asalaktırlar. Şimdi siz bir ağaçtan baston yontabilirsiniz. Ama içinde biliniz ki bir mikroskobik MANTAR olabilir. AĞAÇ KURDU gözle görünebilir; ama buradaki WORM değil, plancton, fakat klorofili yok. İfritler bu YEŞİLİ göremezler. Onlara "KÖR" etkisi yapar. Radyasyonun kurşun kab içinde saklanması gibi. Göremezler. YEŞİL'de kamufle olmuşlardır. YEŞİL >>>>>> ARZ'IN DEEP OLAN YERİNİN FİKS RENGİ. Hani bitki biter gibi mezarımızdan çıkacağımız MAHŞER meydanının, bir metre altındaki alem. İyiler orada BİTKİ biter gibi çıkacaklardır ve NUR(Yeşil alev, yeşil ışık)LARI ile çevrelerini aydınlatacaklardır. TARIK >>> GRİ HİÇLİKTİR. Semadır. DABBE ise "YERALTI"dır. (Yeryüzü bile değil, esfeli safilin.) Yeraltı ise >>>>>> YEŞİL ışıklıdır. Tarık'da kişi KENDİNE parlarken, Dabbe'deki kişi YEŞİLE (klorofil yeşiline) YAPIŞMIŞTIR. SEMA >>> ÖZGÜR. ARZ'IN DEEP olan yeri ise özgür değil, YAPIŞIKTIR. Zaman bile yapışır kalır! Zaman 1080 kez genleşir. Çünkü in the DEEP, ışık hızı sizin yarışacağınız kadar YAVAŞLAR! Yeryüzündeki bir saniyeye karşılık 18 dakika (bazı durumlarda 24 dakika) GENÇ kalırsınız. Müthiş bir radyasyon vardır. Ancak bu yeşil ortamda o size ulaşamadan ZAMAN ENERJİSİNE (ZilZal) dönüştürülür. (Enerji daima birbirine dönüştürülebilir bir niceliktir.) Ancak, siz YERYÜZÜNE b e l l i noktalardan çıkarsınız. O noktaları geçmişte "Yürüyen kayalar" belirliyordu. Veya "Yokuş yukarı kendiliğinden çıkan otomobiller vb." Yokuş yukarı çünkü >>>>>> in the deep (underground/subway galerileri) DÜZDÜR! (Mahşerdir.) HER YÖNE akar! Ama dışarıdan baktığınızda (Quantum köpüğü dışından baktığınızda) sanki tepeler- vadiler varmış gibidir. Aslında yoktur. Bir uçak geçiyor, engebeli bir arazi üzerinden >>>>>> Gölgesi TEPE çıkıyor veya vadi iniyor. Ama uçak aslında DÜMDÜZ bir rotada hiç deforme olmadan gidiyor. YUKARIDA gidiyor. Aşağıya düşen ise gölgesi/yansıması ve yanılsatması. O gölgeyi gören bir mağara adamı mutlaka o aracın uzayıp kısaldığını sanacaktır. (Gölge ayetlerinden bir kaç örnek, ben yine hüpleyeyim.) naxl, 16/81. Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler oluşturdu. Dağlardan sizin için sığınak evler yaptı. Sizin için, sıcaktan koruyacak elbiselerle savaşta koruyacak elbiseler de yaptı. İşte nimetini üzerinizde böyle tamamlıyor ki, O'na teslim olup esenliğe ulaşabilesiniz. furqân, 25/45. Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız! Yeterli! Çünkü bu ikisi birden size ANLATTIĞIMI anlatan MİSALLERDİ. Gölgenin olmadığı (en küçük olduğu) tek bir zaman vardır >>> VUSTA. Şimdi onu da lütfen! baqara, 2/238. xâfiZû Alà el Salewâti we el Sala~ti el wüsTà we qûmû lillâhi qânitîn
Salatları koruyun/belleyin/hafızalayın ve salatı vüstayı; ve Allah için kıyam (qûmû/iqâme) edin, qâni olarak. VUSTA (Vasat/Avareg) olmakla birlikte bir de şu anlamı içerir: GÖLGENİN OLMADIĞI TEK YER/EVREN ??????????? (Cehennemde bile yakıcı dumanın gölgesi vardır. Cennet hep gölgeliktir.) Bana öyle bir yer söyleyin ki, orada sadece bir tek gölge >>>>>> ARŞ'IN GÖLGESİ olsun. Mahşer Evet mahşer meydanı. SÜREKLİ VUSTA halinde! Yani herkesin gölgesi KENDİ DİBİNE düşüyor ve GÖRÜNMEZ oluyor. Gece görüş araçlarında bile varlıkların mutlaka GÖLGESİ vardır. Gölge geceleyin de vardır. Ama VUSTA ve VİTİR anında GÖLGE yoktur. O an sadece >>>>>> SAKLI ARŞ'ın gölgesi vardır. Bunun şahidi (MEŞHUD) sabah (Subh gözleyen) melekleridir. VASAT girdiğinde SEMA'ya bakarsan, gölgesini değil, ÇIPLAK uçağı görürsün. VİTİR girdiğinde SECDE ettiğin yere bakarsan, ÇIPLAK uçağın ŞEHADETİNİ (içini) görürsün. Yani dışından öte içine girmiş olursun. İşte o söz başınıza geldiğinde bunları size açıklayan bir Dabbet vardır (in the deep). Yoksa Allah neden G Ö L G E üzerinde bu kadar dursun? Misal idi! Açıklamam için verilmiş idi. (Haşyeteh gereği.) İtteka, Allah'ı BİLEREK, şahid olarak, kalu bela'da göirdüğümüzü UNUTsak bile, HATIRLATILDIĞINDA veya doğum öncesi bildiğimiz KORKU'dur. Ama “Haşiye”, daha ALİM olduğun sana SON NEFESTE bildirileCEK olan korkunun tanımıdır. Ya Alim değilsen?????? Sana hiç fısıldanmayacaksa? O zaman dünya hayatında Haşy olan, son nefesteki MÜTTEKİLİĞİ yakalar. Allah'tan Haşyen ve ittekan korkun Hanif candaşlar! Ali Imrân, 3/193; rabbenâ innenâ semI'nâ münâdiyen yünâdî lil îmâni en Aminû bi rabbiküm fe Amennâ rabbenâ fağfir lenâ dhünûbenâ we keffir Annâ seyyiâtinâ we teweffenâ meA el ebrâr Rabbimiz; şüphesiz işittik, bir münâdînin/nidâcının, imân için nidâsını / nidâ ettiğini, “Rabbinize inanın” diye; o hâlde imân ettik. Rabbimiz; öyleyse bağışla bizi günâhlarımızı, kötülüklerimizden ört ve bizi ebrar ile birlikte mevt et / weff et. Kur'an da bir ŞAKA => HADİS değildir; kul sözü değildir. Şu misalleri Allah bütün kullarına verdiği halde (Melek, cin ve insan) sadece onu MÜTTEKİ kulları anlar/anlatır. Ankebût, 29/43; we tilke el emthâlü naDribühâ lil nâsi we mâ yA'qılühâ illâ el Âlimûne İşte misâller; biz onları insanlara darb ederiz; (ama) onlara akıl erdiremezler, âlimler müstesnâ. O söz, o kavl, şimdi size VAKİ oldu. VASAT'ı daha iyi anladık mı? Vasat >>> DİREK >>> ARŞ'ın direği! Z => HU boyutu. Axe/Eksen/ASA. Sultan kuvvet! veya KAWL. Allah'ın saltanatının DİKMESİ. Arş taşıyıcalarının YÜKLENDİĞİ eksen. Orası SANAL olarak Kalu Bela; REEL olarak da >>> MAHŞER MEYDANI'dır.
İskemle => Sandalye. Takunya => Nalın! Kova => Sitil. Kuşhane => Tencere. KAVL => KALBİNDEKİ ALLAH'A VERİLMİŞ kalubela => Mahşer SÖZÜ! KAVL => KALBİNİN SÖZÜ. Kelimeler yerine oturdu mu? VİTİR.. VASAT.. GÖLGE.. Gölgesiz tek ZAMAN; Gölgesiz tek MEKAN (Mahşer). Allah'a VERDİĞİNİZ söz (KAVL/Misak) vardı! MİSAK unutturulup hatırlatılır (İlk ve son nefesler); ama unutsanız bile KALBİNİZDE yaşayan o KAVL, yani Allah'a verdiğiniz söz HEP VARDIR! Kavl de anlaşıldı mı? Arâf, 7/172. Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, şahidiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz. KAVLİNİZ ve KALBİNİZ bir olsun. Amin.
Olduğun gibi görün göründüğün gibi ol (Yesevi ve Mevlana). Hoşgörün deniz gibi olsun. İnfakın (Cömertliğin, yardımın) akarsu gibi olsun. Selam/Barış ve rahmette güneş gibi ol! Başkalarının kusurunu örtmede GECE (Vitir => Gölge vermeyen gece) gibi ol. Alçak gönüllülük, tevaza ve melamilikte Dabbetül Arz (Toprak altı) gibi ol! Öfkende ÖLÜ GİBİ OL! Müslümanlıkta sadece ve sadece HANİF ol! Rabbi zıdni ilmi derken "İLMİN KENDİSİ" ol! İşte size Yesevi ve öğrencilerinin Evamişi Aşeresi! (Evamir => Emirler) Ve Allah'tan bir not: KUR'AN İLE ARKADAŞ OL! Hiçbir şey yapamıyorsan s a d e c e kupkuru => Müslüman / minumum iman olarak CANVERenlerden ol! İbrahim milletinden ol! (Resullulah'ın çağrıldığı toplama kampı.) Mukallit değil; Muhakkik ol!
Naklen değil, Aklen AKLEDENLERDEN ol! Naklen değil Aklen RZİ. Kur'an'ı okurken unuturum diye acele etme, RZİ diyenlerden ol! İki kez iman edenrlerden ol! İki kez selam verenlerden ol! (Yoksa ötekilerden seni MELEKLER bile ayırt edemez.) Herşeyin başı OL'maktır! Kun! diyen OLDURDU bunları! Ona KUL OL! Çünkü KÜLLİ ŞEY*İN'İ KULLUK İÇİN YARATTI! Bu sonsuz şey içinde sadece HALİF insanı KENDİ SURETİNDE yarattı! O'na kendi RUHUNDAN üfledi. TARIK VE DABBE BİTİŞİK İKEN ŞİŞTİ ve ayrıldı! SEMA VE ARZ BİR TEK MAHŞER İKEN AYRILDI! Ayrıldıysa, sen RÜCU EDENLERDEN OL! TAKVA ELBİSESİNİ giyenlerden ol! İlla ki SALİH AMELLERİ OLANLARDAN OL! Sen CENNETLİK DEĞİL; SABIKUNLUK OL! OL=ÖL! ALLAH'TAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY YOKTUR! La ilahe illallah! Ölmeden olamazsınız. Olmadan ölemezsiniz! OLANA değil, OLDURANA BAK! Olan-bitenin değil; olduran-hiç bitmeyenin KULUSUNUZ siz Hanifler! O zaman Allah'a "Rabbim, biz senden razıyız, sen de bizden razı OL!" dersiniz. İşte “Kun feyekun” denen MİSAL budur. OLDURAN'IM, BENİ/bizleri OLUNANLARDAN en mükemmeli OLDUR! Rabbi Zıdni İlmi! Rabbim ilmimi ziyade et! Amin. İlim sana olan KULLUK borcumun ta kendisidir! Beni aşağılık maymun ve Hınzır'lardan AYIRT et! Seni bilme borcumun/misakımın şahidi ile DOST kıl! Bana cennet verme, bana NAİM'i ver ki YUHYİ => YAHYA olayım! Cennet beni İHYA etmiyor! Bana Sabıkun üstündeki o dostluğu ver!
DÜNYADA bir tek İbrahim'i dost edindin! Ama DÜNYA'DA...... Bunun ahıreti de var! BİZLERİ DOSTLARINDAN ET! "Bize gel dostum OL!" de yarabbi! Ancak sana Abit'lik ederiz! ve iyyake nestain! Kur'an'dakilerle birlikte: Dede, Zülkarneyn, Dabbe. Haniflere Kur'an'dan kişilerin gelmesi bir Rahmettir! Rahim olan Allah'a şükrediyorum. Namazım geldi! Hızla kaçıyorum. RZİ ALLAHA EMANET OLUNUZ TÜM HANİFCANDAŞLAR
Bölüm E: HIZIR (ve YAHYA) KİMDİR? Bismillahirrahmanirrahim MERYEM(12). Ya yahya huzil kitabe bi kuvveh* ve ateynahül hukme abiyya O zamanın efendisi (Haşa sanki tanrı Chronos'tur) Zaman onun için yoktur. zaman "Zülkarneyn denen zaman yolcuları" için vardır. AİBERG'İ BOŞVERELİM! O MÜTEVAZI BİR KULDUR. Kâh çıkar SEMA'ya seyreyler ARZ'ı Zülkarneyn misali; Kâh iner ARZ'A seyreyler SEMA'yı Dabbet misali; Nesimi'nin söylediği gibi... ------------------------------------------------------------------------------HIZIR'I DA BOŞVERELİM: "O Kullarımızdan bir kuldur; Katından Rahmet verilmiş; Katından İLİM ALMIŞ, TAHTLARI GETİREN, MUSA'YI GÖTÜREN BİR KULDUR. Kullardan bir kul! BİZ HIZIR DEDİK! ÇÜNKÜ İSMEN VERİLMEZ. CİSMEN DE ADI "MİSAK RESULÜ"DÜR. TÜM PEYGAMBERLER ONDAN VE YARDIMCILARINDAN(Yahya vb.) SÖZ ALIP-SÖZ VERMİŞTİR. ÖYLE BİR KUL VAR: RAHMET VE İLİM VERİLMİŞ BİR KUL! HIZIR DEĞİL DİYORSANIZ, SİZ ADINI KOYUN! AYETLERİ AÇIKLAYIN, BİZLERİ MUTMAİN EDİNİZ! MİSALLERİ ÇÖZEN O ALİM SİZ OLUNUZ! ALLAH'IN AYETLERİN AÇIKLAYAN DABBET SİZ OLUNUZ. İKİ ZAMANLI ZÜLKARNEYN SİZ OLUNUZ! BENİM HİÇBİR İTİRAZIM YOKTUR VE
OLMAYACAKTIR DA! Kırklar meclisi hakkında bilgi verir misiniz? Hangi mekanda ya dahangi zamandalar? Sevgideğer S. 40'lar meclisi TEK bir meclis değildir. üçyüzlük birhiyerarşinin ilk kırklarıdır İnanışa göre ölümsüz elçiler var: İdris (ölmedenyüce bir makama kaldırıldı) İsa (Döneceği söyleniyor) Ve Yahya as Ya da MisakınElçisi Sonra resul olmayanlar var: Zülkarneyn+ler, Lokman, Hızır, Üzeyir(Ezra) Zülkarneynlerin görevi örneğin, Yecüc Mecüc gibi GELECEKTE olacakalametleri GÖĞÜSLEYECEKLER gibi ya da Dabbet olmak gibi Zülkarneynler var Hızırise Misak'ın Elçisidir. Tüm resullerden misak alınmıştır ve şahit olarak HIZIRgösterilmiştir. Yahya direkt olarak Allah'ın "HAYY" adının bir türevinialmıştır. yaH(a)Ya demek ölümsüzleştirilmiş demektir. Bunlar dikkat edilirseüçler, sonra yediler vb. diye peşpeşe toplanarak KIRKLARI oluşturmaktadırlar. Vebunun da bir devamı var (313 mürseller) İsa'nın döneceğini bildiren ayet Aliİmran 68 miydi neydi unuttum. O gelince bir çok görevi var. Bunlar gelecekteolaCAK şeyler. O halde Kırklar Meclisi derken Kıyametin alametlerinin tamamınıngerçekleşeceği GELECEK çağları da kapsayan "Continuum bir zaman içinde yeralmaktadırlar. Böyle düşünüyorum. S.? 40 lar meclisinde geleceğimiz( ya da geçmişimiz) planlanıyor Geçmişin değiştirilmesi yetkisi sadece HIZIR'dadır! Kehf suresinde Hızır GEÇMİŞTE bir gemiyi delerek, bir çocuğuöldürerek, bir duvarı onararak GELECEĞİ değiştirme yetisine sahiptir. Özelden bir arkadaş diyor ki: "Ne malum o kişinin hızır olduğu?" O birmelek olması gerekiyor. Diyelim ki Hızır değil AMA GEÇMİŞİ değiştirerek GELECEĞİ etkileyen BİRİ var! Adını ne korsanızkoyun Onun melek olması mümkün değil, çünkü Allah meleklerini mutlaka "MELEKdiye tescil ederek bildirir. Örneğin Harut ve Marut'un Babil'e inen iki melekolduğunu bildirir (Bakara-102) Lut kavmine gazaba giderken üç meleği betimler kur'an (İbrahim deonları görür) Her nefis ölümü tadacaktır Allah dilediğinin ömrünü relativistik olarak UZUN tutmaktadır. Adem ve Nuh On asır yaşadılar Hızır Sebe Melikesi'nin tahtınıgetirdiğinde 1 saniye 18 dakika olmuştu. Mağarada Ehli kehf bir günü 309 yıl olarak yaşadılar 33. "Selam bana doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarakkaldırılacağım gün." Evet buydu. "diri olarak kaldırılacağım gün." Şöyle ki : Doğdu ve öldü Ama aradaDİRİ olarak indi/inecek "Ey bizim Rabbimiz bizi İKİ KEZ öldürdün; İKİ KEZdirilttin" bu da ayettir. İki kez dirilmeler ÖZELLİKLE "Yeniden doğmuş gibi olanlara atıftır.Bazı zülkarneynler gibi... Yani kıyamet öncesi bu dünyada İKİ kez doğmak mümkünGELECEKTE d o ğ m u ş bir Zaman yolcusu GEÇMİŞE geldiğinde zaman geriye sardığıiçin "Küçülür, bebekleşir ve embrio olup İKİNCİ KEZ yeniden DOĞAR ve normalolarak ömrünü sürüp ÖLÜR Tarık suresinde de bu vardır ve "Ahıretteki" dirilmeÖNCESİNDE böyle iki kez DOĞMANIN Kur'an paranormallerine tıpatıp uyduğunubiliyoruz. İsa da zaman yolcusudur. Göğe
alınmak örneğin bir gün gitmek ve birgün de dönmek birer gün ise BİNER yıl (İlahi takvimde) olduğundan İsa'nın ikincigelişi İKİNCİ doğum gibidir Bunları daha önce konuşmuştuk. Sadece S. içinyazmaya çalışıyorum Sanırım kendisiyle dost olarak da tanışıyoruz. :) Kısaca zaman yolculuğu iki türlü: 1. Zamanda YÜKSEK HIZLA ileri gitmek Kibu kişi kendisini ZATEN biliyor. 2. Zamanda geri gitmek... Bu kişi de bebekleşipYENİDEN doğduğu için ve de YOLA ÇIKTIĞI YAŞA GELİNCE bunu şipşak hatırlıyor Bugün sembolik hıdırellez günü. Web hadislerinde Hızır (Hıdır) ile Ilyas'ın bulushması diye bildirilen gün. Hadis ve bundan bulushturmaktay1z.
esinlenen
külliyatlar
inancında,
Hızır'ı
Ilyas
peygamberler
Ilyas'ın "Ölümsüzlük otunu" buldugu ve ölümsüz oldugu yine bu hadis ve uydusu külliyatlarda uydurulmaktadır. Iki ayrı peygamber olan Ilyas ve Elyesa da bu hadislerde karıshtırılmaktadır. (Bu büyük bir yanlıshtır) Oysa ölümsüzlük sırrını bulan "Lûkman/Lokman" diye bilinmelidir. Ilyas veya Elyesa degil! Ilyas ve Elyesa ikisi de ölümle vefat etmishlerdir. Sürekli diri olduklarını söylemek için tüm diger peygamberlerin de ölmedigini söylemek gerekir. (Tafdil yoktur çünkü) Zaten Lukman, Üzeyr (Ezra), Zülkifl(Hezekiel) özel elçilerdir. Üzeyr, Zülkarneyn, Lokman'ın ve artı olarak Hızır'ın peygamber oldugu Kur'an'da yer almaz. Tersine bunların KARN ve DEHR'i (CPT'nin T fazlarını) denetleyenler oldugu "Anlayan" için "Apaçık" bildirilmishtir. Hızır'a ait terminolojiyi biliyoruz: Türk, fin ve mogolların ortak atası olan Yafes'in TURGUT kökeninden gelmektedir. Bir de kafiye olsun diye (Aniden görünüp kayboldugu için) Korkut DADA (Dede korkut) diye de bilinmektedir. DADA=ATA ve ADAM olup sanskritçedir. (Hatırlarsanız. Veya ingilizcedeki Daddy, türkçedeki dede ile irdeleyebilirsiniz. Kesin erkek ve ata/dede) Öte yandan YAHYA ve IDRIS'in de ölmemish olduğunu yüce bir makama alındığını ve Misak elçisi oldugunu da aklımızda tutalım.) Kök dil sanskritçe'de ikisini karsh1layan bir kelime var : HAY=Hayatta>>>>>YAHYA ve de bunun BILESHTIRIRILMISH biçimi olan HAY+DEHR=HAYDAR Dehr Hızır'ın imtiyazlı zamanıdır ve Allah'ın bize uyum zamanı olan DEHR'i sadece HIDHIR (hızır, Hıdır) ile paylashmıshtır. (Allah'ımızın Alim, Mucid gibi isimlerini paylashması bir shirk degil paylashma yani bize yansısı'dır. Halil=Mutlak yalnız olana TEK DOST anlamındadır. Allah'ımız mutlak yalnızlgını Ibrahim ile paylashmıshtır. Bunun gibi DEHR denen özel zamanını da SADECE ve SADECE Hızır ile paylashmıshtır. Rakibi yoktur, tıpkı Haliluürrahman kelimesinde oldugu gibi. Cebrail bile Levhi Mahfuz'u göremez, vahy onun katına (Sidre)ye indirilirken, Hıdır Levhi mahfuz'un gayb
olmayan/ıshıyan SIR'larına(esrarına) muttalidir. Hızır (Khıdhr) da bir lakaptır, ilahi takma bir isimdir. Kelime kökeni Sanskritçe'de iki esh anlamlı sözcüktür. 1. Hazır (Haziran ayı=Hızır ayı /hazır olmak, Hazirun=Bir mecliste hazır olanlar vb.) 2. DEHR (ZülKARNeyn gibi) DEHR (Haydar)Yani Ö Z E L bir zamanı olan, zamanını Allah takvimi ile paylashan demektir. Bu sayede hızır DEHR, LEVH ve NEFH denen evrenin üç ilahi katmanına "Vize"lidir. Çünkü rahmeti Allah verirken, Ilmi de "Üç karanlık kata giderek" almıshtır. YAHYA yine allah'ın Dehr gibi bir ismidir. DEHR ölü olabilir (Allah'tan bashka hiçbir varlık o an , mesela kıyametten sonraki veya yaratılmadan önceki dönemler gibibulunmayabilir) Ama SHEHID Allah'ımız SHAHID (tanık) dilediginde yani varlık yarattıgında HAY+DEHR adı gerekmektedir. (Sanskritçesi HAYDAR, hatta Haydarabat derken Abat=Kent) Bunun bir benzeri: 1. Ol dediginde o shey >>>>CANSIZ>>>>>olarak oluverir. (Atomlar gibi) 2. ÜFF dediginde (Ruhundan üflediginde o CANSIZ, canlı oluverir: Tıpkı bedenimizin CANSIZ atomlardan olushtugu halde RUH üflendiginde CANLANMASI gibi) Bunun gibi : 1. DEHR >>>Alalh'ın kendisinden bashka hiç bir shey olmadıgı ZAMAN'dır. (Ezeli-ebedi, El Evvel/vel Muahhar, BAKI/Beka isim ve sıfatları gibi) 2. Zamanın idrakına ancak Shehid Allah'ımız SHAHID (varlık) yarattıgında muttali oluruz, kavrarız. HAY denen kavram olmasa DEHR asla anlashılmaz. Çünkü bir gözlemci yoktur! Mutlak "La ilahe illallah" statüsü devam etmektedir. (Devam, daim, daima, idame bunlar ZAMAN'ın DEHR olgusu ile ilgili ve ilintili kavramlardır.) Iyi ama kim ALLAH'ın tek olduguna tanıklık (Shehadet) edecek? HAY yani diri olan ya da YARATILMA ADAYI olan yaratık! O olmazsa "La ilahe illallah" diyecek tek tanık/kendisine tanıklık yapmak durumunda olan Rabbimiz>>>>ESH-SHEHID'dir. DEHR denen Allah zamanı ve takvimi bir HAYY (Diri) d a h a oldugunda ishlevseldir (Fonksiyonunu yerine getirir.) DEHR bunun için "ALLAH'IN özel zamanıdır, ortada kul/tanık/varlık yoktur. HU diyecek bir kishi daha yoktur! Bir kez daha yineliyorum: kelamdan Kun+ruh'undan üffün olmazsa HUN canlanamaz, cansız (Külli shey*in yani hiçbir shey olarak) kalır. DEHR denen Allah zamanı da HAY(at) bulmush bir varlık yaratılmazsa shahidsiz kalır yani ALLAH'a shehadet getiremezsiniz. (Siz asla zırcahil Saidi Nursi ve karacahil halifeleri Gülen, Kutlular'ın, Aczmendicilerin palavralarına revaç etmeyiniz. Bunlar hayatımda gördügüm en büyük yalancılar ve Kur'an'a alternatif ve de karshı yazılmısh yeni bir
Kur'an gibi külliyat uydurmaya çalıshan kürdistan militanlarıdır. Her nurcu aynı zamanda Türkiye'nin üniterligini bozmaya çalıshan vatan haini Ingiliz destekli yudaik kürdo GOYIM (konushan hayvan) devletinin KÜRT militanıdır bunu A S L A unutmayınız!!!!!!!) Yahya peygambere bir göz atalım: Annesinin huriligi, (Kaburgadan) dogumu her bir benzerligi ile sanki ISA'dır. Ölümsüzdür, henüz ölmemishtir>>>>Tıpkı Idris ve Hısır gibi... (Üçler meclisi) Hızır'ın (Dehr sahibinin) yani Misak elçisinin: a) Hızır Deccal tarafından öldürülene kadar "YARDIMCI SHAHIDIDIR, muavin Misak peygamberidir) b) Hızır'ın öldürülmesiyle ASLÎ misak elçisi olacaktır. Yani misak elçisi IKI ashamalıdır. (Bunu çok iyi kavrayınız, çünkü, bazı e-maillerde bana misak elçisi konusunda kendimle çelishtigim söyleniyor ;)))))))) MISAK ELÇILERI bu durumda iki tanedir: HAYY(Yahya: lakabıdır asıl adı Kasım/quazeem) ve de DEHR (hızır:Lakabıdır) Ikisi birden Yahya+dehr>>>>HAYDAR'dır... Yani HAYDAHR!!!!!!! Hıdırellez yoktur ama HAYDAR bulushması vardır. Bunu Kars yöresi türk folkloru da bilir: Dede korkut (Sünni kökenli türklerde) Hayder baba ($ii kökenli türkelrde, meselaü Azerilerde) Her iki mezhebde de literatüre geçmishlerdir. (Dede korkut hikayeleri ve Heyder baba shiirleri. Bu ikincisini de arashtırınız, dede korkut ve Haydar baba aynı kishilerdir) Yılın yarısı HAZIRAN yarısı da KASIM'dır. Neden acaba???????
Bölüm F: SONUÇ Bismillahirrahmanirrahim İBRAHİM(1). Elif lam ra* kitabün enzelnahü ileyke li tuhricen nase minez zulümati ilen nuri bi izni rabbihim ila sıratıl azızil hamıd
"NEDEN ile SONUÇ'un arası çok uzadığından, bize Allah SABIR tavsiye etmektedir. Eğer ışık hızıyla giden canlılar olsaydık bize "SABIR" tavsiye edilmeyecekti. Allah'ımızın dediği gibi "O gün gelecektir ve işiniz bitmiştir bile, sizler artık mahşerde hesap vermektesiniz" ya da "Kıyamet kıskıvrak gelmiş sizi yakalamıştır, Cennet veCehennem'i paylaşmışsınızdır bile..." 98,99 Biz onları (Osilasyonik dalga) olarak içiçe (iki ayrı fazı birlikte)bırakırız dalgalar halinde birbirlerine girereler. Şimdi dikkat ederseniz. "Gelecek zamanı uzun bir tehir ile anlatıyor ayet... Ama "O gür sur'a üflenmiştir. hepsini bir araya toplaMIŞızdır diyor. Yani Allah
katında İŞ bitmiş. ve de MİŞLİ GEÇMİŞ ZAMAN İLE BİTMİŞ Bu ifadeyi kasten seçtik ki "SABIR" olayını anlatmak için. Sabrın arkasında birden herşey bitmiş oluyordu. Halbuki sabır çok uzun ve zor geliyor bize... Bir gün=bin yıllık bir ilahi takvimde ise saliselerden ibaret... Kur'an'ın kendisi zaten olağanüstü (Mucize olarak kur'an yeter ayetinianımsayınız) Hayır bunlara şaşırmayın! Annesiz babasız doğan üstelik cennet diye bir başka evrende yaşayan Adem'e, Babasız doğan İsa'ya, İnanılmaz bir sabır gösteren Eyyub'a, Okuma-yazma dahil konuşmayı ve bildiğiniz herşeyi icat eden İdris'in ölümsüzlüğüne, İbrahim'in ALLAH DOSTU, Allah'ın YEGANE, BİRİCİK dostu olduğuna, Hızır'ın Belkıs'ın tahtını getirdiğine (Anında görüntü), Zülkarneyn'in koskoca Yecüc-Mecüc istiasını ertelediğine, Hiçbir duası kabul olmayan ve hayatında yaptığı ilk ve son tek bedduası yüzünden TUFAN yağdıran NUH'un öyküsü... Her hayvandan BİR ÇİFT... Hem de kendi kendilerine geliyor ve gemiye giriyorlar... Aslan yanında zürafa Kedi fareye binmesi için yardım ediyor. Bunları sakın ve sakın birer FANTAZİ kabul etmeyiniz. KUR'AN BUDUR arkadaşlar. Ve o kitap o mübarek dostumuz. Kur'an Asla bir Ş A K A söz eğlence ve hadis gibi iftira değildir. İdris, Yahya, Lokman, Zülkarneyn, Hızır, Üzeyr henüz ölmediler... Ve de İsa... Canlılar daha... Zülkarneyn bile "Hiç bir dilden anlamayan bir kavim ile konuşmadı mı?" Kehf suresinde aynen böyle yazıyor... "Hiç bir dilden" olmayan bir bilgfisayar Kur'an'a göre olası... O gün CUMA İDİ. RESULULLAH'IN SON CUMASI İDİ. SON KEZ HUTBE VERDİ.HUTBE BİTTİĞİNDE DÜŞÜYORDU KOLUNA GİRDİLER. RESULULLAH EVİNE GİTTİ. ZATEN BİR DAHA DA KALKAMADI!:(((( Şimdi dostlarım, Resulullah o gün size VEDA HUTBESİ verdi. VERDİ O AN! O AN VERDİ Kİ! ŞİMDİ BU AN ANINDA OKUYORSUNUZ! İşte benim olayım da bu! Şu anda yazıyoru. O ANDA OKUNUYOR! Nasr gibi, Veda Hutbesi gibi... Siz NASR'ı okuduğunuzda BU ZAMANA GÖRE, RESULULLAH RAHMETLİ ama DEĞİL! O ZAMANA GÖRE RESULULLAH SAĞ HALEN SAĞ! BİZ İSE HENÜZ DOĞMAMIŞIZ! İşte doğmamışlara/ama illaki doğacaklar/ ZÜRRİYET deniyor. Geleceğin mimarları şu anda ZÜRİRYET halindeler! Zürriyetteler. Adler Dancing Queen'in ZÜRİRYETİNDE yani kehf'te İsa MERYEM'in Zürriyetinde! Yani Kehf'te Hızır HER ZAMAN KEHF'te (Bu sürekli kehf'e DEHR deniyor) Tarık yolcusu KEHF'te Erkeğin omurgası-kadının kaburgası boşluğu olan KEHF'te.. Yunus as. BALİNA'nın karnı denen KEHF'te! Zülkarneynlerin tamamı Kehf'te Yecüc Mecüc Sed ardı KEHF'te Üç
karanlıkta doğan herkes KEHF'te Sur borusunun içi , RAHİM adının içi KEHF'te. Ruhlar Kehf'te Pardon, RUHLAR yanlış oldu: TEK BİR RUH VARDIR, kısmen bizim nefsimize tahsis edilir ve bizim ruhumuz olur. Bazen ben de ağız alışkanlığı yanlışlar yapıyorum. Samimi olarak özür dilerim. Zülkarneyn gerçekleşti mi EVET! Dabbetül Arz çıktı mı EVET İsa İndi mi? HA/VET! HERKES YAZSIN! Ki herkes gelecekte okunsun! Zürriyetleriniz sizden KIVANÇLA söz etsin: "Bak bu soyadı benim büyüyükbabam/annem"diye! Çocuklarınıza MİRAS bırakınız! GELECEK, gelecektir! HERKES YAZSIN! Önce OKU/İkra bunu aşınca herkes YAZ/Kalem olmalıdır! Bana şu Laptop Heyecanını vermeyi başaran dostlar çok teşekkür! Jana'ya aldınız, bir bayan zülkarneyn'e ALMIŞIZ meğer! Önceden bilmiyordum, ama onun alınmasının nedeni JANA'NIN benimle h a b e r l e ş m e s i içinmiş. Öteki forumlarda ne dedikodular çıkmış gülersiniz. "Yaz tatiline çıkmışım da bir KILIF bulmuşum" Ashabı Kehf bunu duymasın onları çiğ çiğ yer Zülkarneynler bile Yecüc Mecüc'ü üzerlerine salarlar, ben karışmamsonra! :) (Ben asla internet kullanmam, hep yanıltabilir.) (Siz kullanmak durumundasınız, Zülkarneyn'e gücünüzle yardım etmekiçin) Çok iyisiniz bugün varGÜCÜNÜZLE zülkarneyn'e yardım ediyorsunuz :)))) Tamam bunları okumaya zamanım yok. YAZMAK SİZİN işiniz olmalı. Azazil, (İdris gibi) öldürülmeden öldürülerek, Cennet'e alınıyor. Sonrasını biliyorsunuz. Ve artık İBLİS olarak kovuluyor. Yeniden yeryüzüne geliyor. Tüm CİNLERİNİ ayaklandırıyor. "Ben size Allah hakkında hiç yalan söylemem" demedim mi? Evet zamanında İSBAT etmiş, Allah eri olarak çalışmış. (Zülkarneyn de dileseydi, tüm yolculuklarında KATİL olabilirdi ama istemedi. Bu cin ise VAHŞETLE kesti-biçti ve ona DİLERSE verilmiş bir imtiyazdı. Bu imtiyazı kötüye kullandı.) İBLİS'e (eski Azazil'e) tüm cinler ELBETTE inandılar. Allah'a kim infak ederse, dünyada görülmemiş bir bereketle ve Ahirette (zaten anlatmaya gerek yok) ÇİFTE bereket ve kazanç var. Allah'a borç vererek, siz rüştünüzü isbat ettiniz. Sıra RABBİM'in vereceği rızık ve berekette. O sizlerin HELALİDİR, dilediğiniz gibi
bölüşünüz. Zülkarneyn'e ÜCRET vermeyin (Maaş denen güç dışında) Allah şahidim ki, tüm ŞAHSİ buluşlarım ve WEMB imeceleşmesi ürünleri TAMAMEN bu HANİF ÇEKİRDEĞE devredilmiştir. (Şu maaşımı isterim sadece, az bir şeye razıyım) 2054'de de Ramazan'da tutulma olacaktır / Şu anda oluyor. (Merkez Manisa yine.) Jana'nın beklediği işaret de odur. Zülkarneyn WANEN tekniği kullanmadan, doğrudan bir karadelik tekilliği üzerinden geçmiş zamana giderken, onun sonsuz sayıda evren arasında kaybolmasını önleyen de, RAMZAN'da AY ve GÜNEŞ'in tutulması ANIYDI: Zülkarneyn (TSİ ile) 01.30 ila 05.30 arasında, 4 saatte, KUR'AN'DA bildirilen YERİNE, Allah'ın korumasıyla ulaştı. Sonsuzda bir ihtimalle, sonsuz evrenden herhangibirine değil; YİNE AYNI EVRENE ÇIKTI! Başka zamana! Dünyanın çapındaki bir mini karanoktayı imal etti. O çap, çevreyi SPİL diye bir yerde kesmektedir! Karanoktanın yerini bilmek isteyen, RAKİM anlamına gelen SPİL dağını baz alsın. Spil dağı Kehf suresinde geçmektedir. "BİR KONİ, BİR ANIT DİKİLDİ" diye, o ayeti bulabilir misiniz? Ashabı Kehf için... "Mescid" diye de zikrediliyor. Hepinize minnettarım. Canla başla infakların hak etmediğim borçlara kapatılmasında yönetici rolünüzü tüm zamanlar olarak takdir ediyorlar. Ben ise teşekkür etmek kadar basit bir şey söylemekle yetiniyorum. Bu teşekkürün arnıdaki heyecanı anlatmam mümkün değil. Birikimler UCLA/BERKELEY/LAWRANCE LABORATORY'ye T-jr'ı göndermeme yetecek kadar olunca, siz inanılmaz bir şeyi başarmış olacaksınız. Tamamlanmamış, noktası konmamış İLAHİ görevi tam anlamıyla SİZLER BİTİRMİŞ olacaksınız. İşte organizason yani JURY/ŞURA budur! Şimdi ümitvarım. Pentaquarkı siz bulmuş olacaksınız. Bunu burada tüm zamanlara tescil ediyorum. Allah çabalarınızın karşılığını görülmemiş bir nema ile verecektir. Herkes ektiğini biçer. Ahırete ekilen ekin ise infakdır. Cenneti yeşertir! İnfak cennete ekilen tohumlardır. Allah kabul etsin! Müsterih olun, bunu dünyanın en fakir insanına verdiniz. Ayda 8 öğün yemek yiyen birine... Tüm dünya nüfusunda böyle biri yok. (52 gün bir cam hücrede aç kalan sihirbazı saymaz isek) ondan sonraki en yoksula yardım ettikten başka inşallah PentaQuark'ı da buldurmuş olacaksınız. Bunun insanlığa yararını anlatmam mümkün değil! Pentaquark soyüsyonunu kullanmasaydı, Zülkarneyn "YAPAY KARANOKTAYI" imal edemeyecekti. Siz KUR'AN'IN başardıklarının başarımcılarısınız.
Tüm gruba/candaşlara infaklarından dolayı medyun ve minnettarım. En doğru yere ulaştırdınız. Yoksul doyar ama İLİM EHLİ GİBİ bu satırları yazamaz. İlim ehli doyarsa bu satırları yazar ve herkes okur. İftiharla söylüyorum: İsa as. gibi dünyanın en yoksulu olmak bana TED verdi, şüküre vesile oldu. Şükrün hazzını verdi. Bundan şikayetçi olmadım. Bunları yazmak da kendimi acındırmak veya başka şeytani ardniyetlerden biri değildir. Yoksulluğumla gurur duydum. Yoksulu daha iyi anlıyorum. İftara Spil'den "Yer elması" toplarken, bu nimetin böyle güzel bir tadı olacağını hiç düşünmemiştim. Yerelması için Allah'a hamdolsun. Mevlam neylerse güzel eyler. En güzelleri sizlerin olsun. Zülkarneyn MUTLAK bir mobilizer idi. Dünyada istediği yere istediği (mesela adı) verdi ve yaşadı. Thule Qaanaaq gibi, 10SCE gibi, Mrs.cp gibi. O Kızılderililerin (bronz ırkın) peygamberi GİBİ idi. Peygamber olamazdı. Çünkü, Resulullah’tan 1700 yıl sonra D O Ğ D U . Hatemül Enbiya ardından doğanlar resul değildir, R A S U L ‘dur. Resul ve RASUL çoooook derinden farklıdır. Hristiyandı. Ama geçmişte MÜSLÜMAN oldu. Müslümanlıktan ÖNCE müslüman oldu! Onun uzay aracında Kur’an da vardı. O Kur’an şimdi bazı GARİP disklerde yazılı, holografik olarak. Benim codec’lerim bile onun verdiği isimler, miss.ccp ve 10SCE. AmaZONE da onun koyduğu bir isim (Amazonas). Gelecekte bir hristiyan, geçmişte müslümanlıktan binlerce yıl önce MÜSLÜMAN olabiliyor. İşte bu Allah’ın RAHMETİDİR. Allah’ın kontrol sırrıdır.
Hans Von AIBERG