ZigZag
ZULKARNEYN
1 KAYNAK
Hans Von AIBERG
Derleyen Metin KILIÇ
[email protected] 1.Yayım KASIM 2004 2.Yayım ARALIK 2009 Amacımız, HANİF kazanmaktır, onlara hangi milletten olursa olsun ulaşmaktır. Hans Von AIBERG
Hac-78. Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir ŞAHİD olsun, siz de insanlar üzerine ŞAHİDLER olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O
İÇERİK: Bölüm A Hans Von Aiberg Bölüm B Yecüc-Mecüc Bölüm C Zülkarneyn Bölüm D Dabbet Bölüm E Hızır(ve Yahya) Bölüm F SONuç
Bölüm A HANS VON ÄİBERG Bismillahirrahmanirrahim HUD(6). Ve ma min dabbetin fil erdı illa alellahi rizkuha ve ya'lemü müstekarraha ve müstevdeaha* küllün fı kitabim mübın
Ben 14 Şubat 1945 yılında Greenwich meridyeninin üzerinden geçtiği Far Öer (Bağımsız ada-devlet) başkenti Thornshaven'da sabah 09.15 (Türkiye saatiyle 07.15) cıvarında doğdum. İlgilendiğiniz eğer burcum ise Kova burcundanım. Ayrıca o gün st.Valentine (Dünya Sevgililer günü)...bir başka ayrıntı da 1945 yılı "Aquarius Cycle" yani Kova Evresinin başladığı yıldır. Yani Güneş sistemi o yıl, Balık burcu evresinden Kova burcu evresine girmiştir. Beraberinde ikinci dünya savaşı bitmiş, barış ve teknoloji çağı gelmiştir. Burcun yönetmeni "Bilim, yenilikler, deha gezegeni Uranüs'tür. Kova Evre'sinin yönetmeni de Kur'an'da Necm Suresi ilk ayette açıklanan, 49.ayette de adı Şi'Ra olarak verilen (Şi'ra Yıldızının da Rabbi O'dur)çok özel bir sistemdir. Şi'ra'nın anlamı "Şuur=Bilinç" kökünden gelmektedir. Herşey, tüm atomaltı parçacıklar, yıldızlar (Güneşler) çifter çifter yaratılır. Evrenler de çifter çifter yaratılır. Bizim evrenimizin çifti
olan paralel evren de aynı anda bizimle birlikte ayrı odaklarda genişlemektedir. Genişlemeler iki evrenin birbirine değeceği bir tek noktada Şi'Ra da son bulacaktır. (İki küre birbirine bir tek noktada değerler) O Paralel evrenimizden teğet değme yüzünden "Karşılıklı ödemeler Dengelemeler" geçidi açılacaktır. Şi'Ra kapısından girişte o evrenin yaratığı olan Deccal ve Hz. İsa'nın birlikte girişi olacaktır. Deccal can düşmanı olan Hızır as.ı öldürecek; onu da İsa as. öldürecektir. Evrenimizin canlılarının organik doğası Karbon kimyasına ve su esasına göre kurulmuştur. Öteki paralel evrenin doğası Silisyum ve (su yerine) Nişadır üzerine kurulmuştur. Bizim doğamız da Su ve Tuz vazgeçilmezdir. Öteki evrenin doğasında da Tuz asidi (HCl) ve Sudkostik (NaOH) esastır. Bu ikisi asit-baz tepkimesine girdiğinde geriye H2O ve NaCl kalmaktadır. O yüzden Deccal ile ilgili verileri araştırıp okursanız, Deccal'in insanlara cennet gibi su manzaraları gösterdiği ya da kendisini izlemeyenler için ateş manzaraları gösterdiği bildirilmiştir. Oysa gösterdiği su Nişadır'dır. Nişadır yakıcıdır hatta öldürücüdür. (Halk arasında poposuna nişadır değmiş at gibi delice koştu" deyimi vardır ki, bunu inceleyiniz) İlahi uyarı "Deccal'in gösterdiği ateşe girin buz gibi sular içersiniz; sakın onun gösterdiği aldatıcı suya girmeyin" diye bildirilmiştir. Pekiyi sen neyin nesisin Hans Ayberg? Buna benim bile yanıt vermem çok zor. Ama bir yerinden tutunup işe girelim. Örneğin adımdan, ülkemden başlayalım: Hans von Äiberg: Kitaplardan tanıdığınız! Hansel van Heiberg: Şu Gretel'in Hansel'i Far Øer-ne diye bir ada-ülke duydunuz mu? Danimarka'nın Grønland ile birlikte "Bağımsız" ülkesi... Halen inatla eski normanca olan dillerinde "Foroyar" deniyor. Grönland'ın adı eski efsanelerde "İnsula Thule ve Ultima Qarnac" diye geçer. Dünyanın en büyük adası, "Bücür" bir ülkeye bağlanmış, Foroyar ise yine eski esatirlerde "Hyperboreal=Uzakkuzey" diye geçer. Valhalla mitlerinde "Norsemanniskaland" olarak bilinirken, en eski Germen efsaneleri de "Hvetteramanniskaland=Bembeyaz insanlar ülkesi" diye belirtir. Türçesi ile Far Öer adalarıdır. Grönland ne kadar büyükse, Far öer adaları da o kadar küçük... (Ama Türk milli takımıyla golsüz berabere kalacak kadar da adı var) Anlayacağınız, Hans Ayberg "Bir uzakkuzeyli, Hyperboreal"dir. Bayrağı Norveç bayrağını andırır. Çünkü "Yüzyıllarca bir adada soyutlanmanın bedeli olarak anakara'nın dili olan Danca yerine en eski Norseman dilini konuşuyorlar. Yani halen ölmemiş yaşayan Viking dili olan Far Öerce'yi konuşurlar. Devlet olarak amblemi bir koçbaşıdır. Bunun üç anlamı var: 1. Kuzeyde KOYUN'un en son yetiştiği adadır. Anlamı da Koç-Adasıdır. 2. Tanrı THOR'un tepegözü ve iki boynuzu vardır. Başkent halen Thornshavn'dır=Thor'un limanı! Eski adıyla Niflheim=Sisli, buz puslu kent... Buraya bir süre sürgün gelmiştir.
3. Thor'un rakibi başlıca Tanrı VATN (wooden, Odin, Odino) kendi Gözcü-gardiyanı (Gaard) Thulgard'a ünlü Viking kaskı olan iki boynuzlu sihirli RUNİK miğferini vermiştir. Böylece Thor ve şeytanları oraya hapsedilmiştir, ama bir gün hapsedildikleri yerden çıkacak ve dünyayı ele geçirecekler(miş) Tam bir Zülkarneyn efsanesi. Ve adım, ANA-KARA ve kültür emperyalisti Danimarka dilinde Hansen vån Æiberg'dir. Ancak Grönland ve Far Öer "BAĞIMSIZ" olunca, anadilleri serbest bırakılmış Danca, dışarlanmış ve eski nüfus kütüklerindeki "Zoraki Danca" isimler dışarlanmıştır. Hansen vån Æiberg de Faroyar diliyle Hansen Aiberg von Heiberg olmuştur. Hans+en=Hz.Yahya+gillerden demek. Ai+berg=Yarım yumurta, kubbe+Dağ demektir. Bir de "Soylu" kanının nişanesi olan von Heiberg zümre ismi bindirmişler. Heiberg (Ayberk okunur, çünkü fransızca gibi ilk h harfi çok siliktir adeta okunmaz, sondaki b,d,g harfleri de Türkçe kuralında olduğu gibi p,t,k okunur.) Birinci Dünya Savaşı ile birlikte aile bu kez "Almanya" şubesini açınca Hans von Äiberg kulunuz oluveriyorsunuz. Bunlar olurken, siz henüz kundakta yeni doğmuş bebeksiniz. Bu garip garip isim enflasyonu içinde zavallım Hans, Türkiye'de kırk yaşında kitap yazacak. Acaba hangi ismi kullansam? Türklerin ikinci vatanı olan Almanca" uygun geldi. Ama bu kez ilk harf Danca Æ yerine Ä biçiminde noktalanıyordu. (Umlaut) Kitapların yazarına "Harf" bulamamıştık da, A'yı noktalamıştık (Äiberg gibi) , vån yerine von ve van gibi iki seçenek yazmıştık. (fon okunur) Sonra vazgeçtik ve Türkçe okunuşuyla Hans Ayberg yaptık. Şimdi ben O kişiyim işte... Bir alfabe kurbanı... Daha "Vaftiz ismim Peter" ile orta ismim "Edström"ü de kullanmadım, haberiniz ola! Şu ne yazdığını bilmeyen Tevfik Yener'in yazdığı von Aytek diye asla bir soyadım olmadı.) Şimdi yeniden bir isim değişikliğine gitmek için dava açtım, kazanacağım kesin olduğu için ismimi size şimdiden açıklayabilirim: Hunnes Ayberk... (Tekvir 15'de geçen bu isim "Dinidir, reddilir" denirse, bu kez "Ayberg Ayberk" ad ve soyadını alacağım, şimdiden duyurulur! Böylece şu isim soyadı "KAOS ve ENİGMA"sı bir bitsin de kurtulayım. Önüne gelen bana bir ad takıyor, Hasan, Mehmet, Muhammed, Bülent-Ecevit vb. bu işgüzarlık niye?) Gelelim asıl konuya: Acaba Hans Ayberg de mi şaşırdı da kendini Son peygamber ya da İsa, Mehdi, Evliya vb. ilan eden (Yukarıda saydıklarım) gibi bir şey mi ilan ediyor? Zaman yolcusu falan olduğunu mu ima ediyor? Vah vah bir "Aklı başında Hans Ayberg" kalmıştı, "Sizlere ömür" onu da kaybettik... (Mi acaba?) Beni kaybetmediniz. "Ötekileri" kaybettiniz. Beni kazandınız. Ben de sizi kazandım. Birbirimizi hak ediyoruz. HAK'a GİDİYORUZ. Hakça kalınız
Yaşar Nuri Öztürk, Ahmed Hulusi, Harun Yahya (Adnan hoca) Fethullah Gülen, Edip Yüksel vb. ile aynı kategoriden değiliz. Her biri İpek Kaftan giyip, sahte peygamber, çifter çifter Mehdi, evliya-veli olunca bana geriye sadece "Bilim adamlığı" kaldı. Aramızdaki tek ortak payda "Hepimizin Müslüman Yazar olduğunu" söylemesi iken, benim başlıca farkım, "Hanif" olduğumu ve "Rabbim ilmimi artır" söyleminden geçiyor. İlahi olarak kutsanmış bu iki kelamullah'ı nedense "Hiç kullanamıyorlar. Benimle özdeşleştirilen bu klasman grubunun tersine TEK "Bilim adamı ve Bankası-medyası olmayan tek ZÜĞÜRT kişiyim. Amerikan vatandaşı da değilim. Çift çift sahte peygamber, çift çift Mehdi ve veli olmayan "SIRADAN" tek insan da benim/Ben iken Birden tuhaf bir biçimde ve yerdiğim o kişilere benzercesine "Kozmik sırları" vermeye başladım. Çünkü "Yolçatalına" yol ayırıma gelince, statüler değişmişti ve "Tarihi belgelerle yazmak ile yükümlendirilmiştim. Bunlar beni aşan "İDARİ" yapılanmanın itiraz edilemeyen emirkomuta zincirinin doğal sonucu olarak ortaya çıktı. Bu yeni durumda "Gerçekten tarih yazılıyor ve ben geleceğe kuşaklar-aşırı BELGE yazıyorum derken, geleceği, bugüne getirdiler ve şimdi geleceğin İLKİ SİZLER oldunuz. Bunu son Zigzag mesajlarına kadar bilmiyordum. Ama bir MİLAT başlatıldı. Hızır Tezkireleri bitmişti. Artık elimizde o bitmeyeceğine inandığımız ilahi kaynak yoktu. Zaten 1986 yılından beri K.M.Allein' da yoktu. Yeniden yapılanma ZİP-ZAPP vasiyetiyle Hızır Tezkirelesi bize "ELVEDA" dedi. Geriye tam 313 tane öksüz-yetim bırakıldı. Jorge Luis Borges (1899-1986) Argentine poet, essayist, and short-story writer, whose tales of fantasy and dreamworlds are classics of the 20th-century world literature. Borges was profoundly influenced by European culture, English literature, and such thinkers as Berkeley, who argued that there is no material substance; the sensible world consists only of ideas, which exists for so long as they are perceived. Most of Borges's tales embrace universal themes - the often recurring circular labyrinth can be seen as a metaphor of life or a riddle which theme is time. Although Borges's name was mentioned in speculations about Nobel Prize, Borges never became a Nobel Laureate. "When the end draws near, there no longer remain any remembered images; only words remain. It is not strange that time should have confused the words that once represented me with those that were symbols of the fate of he who accompanied me for so many centuries. I have been Homer; shortly, I shall be On One, like Ulysses; shortly, I shall be all men; I shall be dead." (from 'The Immortal') "A librarian wearing dark glasses asked him: 'What are you looking for?' Hladik answered: 'I am looking for God.' The librarian said to him: 'God is in one of the letters on one of the pages of one of the four hundred thousand volumes of the Clementine. My fathers and the fathers of my fathers have searched for this letter; I have grown blind seeking it.'" (from 'The Secret Miracle')
Kaynak: www.kirjasto.sci.fi Ekim Bey "Benim görevim bitmiştir, DOĞU dalı kurumu kapatılmıştır, Kendini Batı dalından Bayan Siegsaga'ya (Codex=Missouri) devretmiştir." diyordu. Borges'in Scheriffin=Dişi şerif'i, Şerifesi olan Bn.Siegsaga da, yardımcılığım bitmiştir. Ekim Bey ve ben kendimizi ve ZİGZAG'ı feshetmiş oluyoruz. Yeni statü olarak, aynı ekip Zig-Zag yerine ZİP-ZAPP olarak yeniden yapılanacaktır ve içinde ben bir üye olarak kalacağım. Artık bir lider yok, yerine "10SCE çifti" birlikte "Zaman Şerifleri" olarak SONUNCU HIZIR TEZKİRESİ tarafından görevlendirilmişlerdir." Bu deklarasyona en uygun 10SCE ikilisi olan Mrs.cp ve Miss.ccp.dir. 2050 yıllarında "Zigzag'ın kendi kendini lağvetmesi, iptal etmesi, kendini feshetmesi" iptal olunmuştu. Bayan Şerif Misouri'nin bir çift yardımcısı olan Tennessee'den yani Missisipi'den biri de bendim. Zig-Zag(114) olmaktan çıkarılmış, çünkü "Doğru Doğu Hanifleri-104" ile birlikte ve birleşik mütalaa edileceklerdi. Doğru Doğu Hanifleri(ZİP kodu: DD-104) ve Batın Batı Hanifleri(Zip kodu: BB-114) ZİP-ZAP adlı tek bir çatı altına (Asrı Saadet-110) zapp'lanacaklardı. Bu işin kurucusu olmak bana düşünce, bilen-bilmeyen hakkımda "Zaman yolcusu olduğumdan kuşkulanacaklar ya da yüzyılın sahtekarı" olarak beni düşüneceklerdi. Üstelik her iki düşünceye de "Evet veya hayır" diyemeyecektim. Çünkü, "Oops, eğer bir zaman gezmeni değilsen bu grubun içinde ne işin var, nasıl bu kadar sırrı biliyorsun?" diyeceklere yanıtım hazır "HAVET" Çünkü ben Südenbock=günah keçisiyim, ama günahsız bir kefaret keçisiyim. Ötekisi felçli olduğundan tek KURBAN ben seçildim. Böylece "Tennessee"den ZİP-ZAP çıktı. Artık sonradan müslüman olmuş batılı bilim adamı" olmak gibi bir şart ortadan kalktı. Doğu-batı, bilim adamı ya da değil ama İLLA Kİ H A N İ F olması koşuluyla önce sizlere "Başvurdum" Çünkü "Benim sizden başka şu an KİMSEM yok" Yani ben size DAHA ÇOK MUHTACIM. Bana Gücünüzle yardım edeceksiniz ki ben de size "SEDDİ" yapan Zülkarneyn olayım. Ki-sizler de HANİF olasınız. Hanif'e Tarif gerekir mi? (Hanif kelimesinin tam anlamı, "protesto eden, protest olan, koparıp alan, darbeci; yani, atalarının dininden olmayan, dini kendi başına bulan ve Allah'ı bulup alan" anlamındadır. Üstelik lütfen sevgideğer okurlar, iyi inceleyiniz, göreceksiniz ki Allah'ımız zaten Müslüman olan Resulullah'a "Sen de atan İbrahim gibi Hanif ol, kupkuru Müslümanlıkla yetinme" buyurmaktadır.) HVA Hemen hızlandırılmış biçimde bunu yapacağım. Kişisel sorularınızdan kaçacağım. İsterseniz sizin yerinize ben kendim sorup yanıt vereyim, size zahmet olmasın! 1.Ben bir Zaman Gezmeni miyim? Yanıt HA-VET
2.Ben bir şarlatan mıyım? Yanıt HA-VET Çünkü birincisi değilsem yanıt ikincisidir. Eğer İkincisi değilsem yanıt birincisidir. Baştaki sorudan itibaren siz sevgideğerleri "Muğlak ve muallakta bırakacak olan, HA(yır+e)VET ile NET yanıt vermediğim için yerden göğe kadar şarlatanlığımdan kuşkulanmak sizlerin en doğal hakkıdır. Ama benim de polemik bitirmek için "HA-VET" demem duble hakkımdır. AYNI BİÇİMDE "PARTNERİM" S.W.HAWKİNG'in de "HA-VET" demek ya da "Kaçamak yanıtlarla" KAÇAK GÜREŞMEK hakkıdır. (Örnek: 1-) ---muirad: do u know hans aiberg? ---hawking: IM MRS.CP UR MÜSS.CCP VR 10SCE 2-) ---muirad: r u a HANIF?or muslim? ---hawking: L= (.) Vowels (/) ..//./h/../.h Kaynak: Wav 04) O ve ben Pair-Production'ız: O ki: Tennessee Nights=Tennessee geceleri şarkısıdır. (10SCE KNIGHT) Ben: Tennessee Waltz=Tennessee Valsi'yim. (10SCE Walhalla-Time Zug) O ki Mis(no)tres(passing)CP (Commander Pilot)
Ben: Miss(lost)CCP (Com.co-pilot) Zigzag 2050'lerde "Zamanda yolculuğun" mekanizması (Timechanics&Timachine) bulununca yani Tic-Toc (Saatin Tik Tak'ları gibi)dönemi girince kendini ilga edecekti. Ama zaman savaşlarının şimdiki raundu Zigzag lehine 50 yıllık bir zaman telafisi kazanınca bu etkinin tepkisi olan "ZAMAN ZELZELESİ" olarak ZİP-ZAP omuzlarımıza angarya edildi. TEMEL: 110 ASRI SAADET ÜZERİNDE MERKEZ VE ÖZÜMÜZ OLAN HANİF SİSTEM İSE DOĞU: 104 ve BATI 114 ARTIK AYRIK DEĞİL BİRLEŞİK HANİF OLARAK BİR ARAYA GELECEKLER. BİR ARAYA GELMENİN BATI (114) KUTBUNUN KOORDİNATÖRÜ MRS.CP DOĞU (104) KUTBUNUN KOORDİNATÖRÜ DE MİSS.CCP TARAFINDAN DERUHTE EDİLECEKTİR. Doğu Şeyhülislamlığı Kurumu "Ekim Bey'lik" kaldırılmıştır. Batı Şerifül İslam Kurumu" ise ŞERİF ül HANİF (Hanif Şerif) adıyla ve ÇİFT K.M.ALLEİN tarafından üstlenilecektir. Artık Hızır vasiyeti olan, "Doğu ve Batı dalları birbirinden ayrı tutulsun, asimile edilmesinler" ambargosu da kaldırılmıştır. Bu yeni düzenin adı ZİP-ZAPP olmakla birlikte ZİG-ZAG ARŞ KATI SEMBOLÜ içindedirler. Bu da Hızır'ın vasiyetidir. Zig-Zag ile Tic-Toc arasındaki dolguyu ZİP-ZAPP üstlenecekti. Sonra sırf CİFİR (Chifree) koduyla yazılı olarak şu mesaj vardı: "Doğru Doğu Hanif-104 ile Batın Batı-114, bu milattan itibaren orta (Resulullah ve Sahabeyi temsilen, onların Hanif dinini bugüne ileten Merkez-110 submitter'i HIZIR nirengisinde "BİRLEŞECEKLERDİR." "BİRLEŞME ZİGZAG DÖNEMİNDE YASAKLIYKEN" "ŞİMDE ZİP-ZAP DÖNEMİNDE SERBEST BIRAKILMIŞTIR." ZAMANIN KISALMASI ZAMAN ZELZELESİ GETİRMİŞTİR" "ARTIK 104'LER İLE 114'LER" HIZIR-110 KONTROLÜNDE" "HANİF ÇATISI ALTINDA BİRLEŞMELERİ İÇİN İLAHİ İZİNE MEZUNDURLAR" Bunun anlamı şu: Beni yazmaktan, sizlerle 50 yıl daha birleşmekten alıkoyan o "YASAKLI" durum, o sıkıyönetim kalktı. Bunun için Milat dedim. Bunun için "Tarihe belge" dedim. Bunun için "ŞU AN TARİH YAZILIYOR" dedim. Hans Ayberg'i sizlerin ve başkaca kuşkucuların "tipik, klasik saldırılarına açmak" bahasına, Hans Ayberg'den "Hah o zaman yolcusudur, şimdi yakaladım, ya da ne biçim bilim kurgu uyduruyor bu adam ya da demedim mi, al sana o da diğerleri gibi
saçmalamaya başladı, kendini bir şey zannediyor" demenizi göze alarak "Günah keçisi" olarak kendimi feda ediyorum. Ne düşünürseniz düşünün, haklısınız! Yaşayan her insanın arkasında 31 ölü olduğuna göre Ve yaşayan 1,5 milyar (Biz mümin sayısına bir milyar diyelim ve 622 yılından bu yana hesaplayalım.) müslümanın arkasında 31 öleni olduğuna göre en az 13 Milyar müslüman geldi geçti. Ama 14 yüzyıldır GÖREMEMİŞLER. Görselerdi yazarlardı biz de okurduk. O bildiğiniz bütün "İslam Alimleri" görmediler... Şu yukarıda saydığım Yaşar Nuri ve diğerleri görmediler. Hatta, "Cuma gününün resmi tatil olması için yürüyüş tertiplediler" Kimse görmediyse, ben gördümse suç bende mi? Görmek için bir tek önkoşul var: BAKMAK DEĞİL GÖRMEK! Görengözler gerek... Gördüklerimi yazmasam ya Mehdi de "GÖRMESE" Biz çocuklarımızın geleceğini hazırlar gibi "Çocuğumuz olan" Mehdi"nin geleceğini hazırlıyoruz. Onun için hem "Mehdi"nin bize dua etmesi gerekiyor hem de ikinci alternatifinizdeki gibi şimdilik mütevazi bir çalışma olarak da kalabilir. Çünkü "Eser" veren her sanatçı kaldırımlarda sersefil ölmüştür, tabloları ise yıllar sonra en büyük değeri kazanarak "Müzelerin baştacı" olmuştur. Benim bu öğüten sistem içinde mütevazi olmam ile ortaçağda her bilim adamı gibi "Engizisyona" tabi tutulup, zulmedilerek öldürülmem arasında bir fark yok. Geçmişteki Borges ve gelecekteki Borges: Tek fark Biri J.L. Borges diğeri L.J. Borges... "İki zamanlı=Zülkarneyn" gibi iki zamanı ayrılsın diye... Küçük bir detay ama önemli. Biri doğmamış olan diğeri çoktan ölmüş olan.(Sembolik de olsa öldü varsayalım.) Sen White Holes uzmanıydın, yazdın yayınlamadın. Bir öykü yaptın "Yolları çatallanan Bahçe" tıpkı James Joyce gibi, anlaşılmasın, gelecekteki "O KİŞİLER" anlasın diye... Sen "Aleph" noktalarının ELİF'in Cantor'dan sonraki en büyük matematikçisiydin. Kısa bir öykü yazdın "Tha Aleph" diye, yayınlamadın. Sen ki o "Alias Carlos Miguel Allende" idin... Sen ki zamanın efendisinin emanetlerini EKİM Bey'den alan, 313 mürsellere/"114"lere dağıtan "TEZKİRE"yi "Mektup mektup" iletendin. Bilimi coşturan, koşturan sendin. "Gitmeseydin" eğer, "Geldiğin yere bir TARİQ ile... Gitti 9SCE geldi mi? 10 SCE? Borges, Zigzag(Batılı Müslüman bilim adamları 114 plaka no’nun Şerifidir yani Karl M. Allein takma adıyla süregelen geleneğin sonuncusudur. Bu da 9SCE=NaynESsee ZİP'ini almaktadır. Ancak 1986'daki "ÖLÜMÜ" ardından 12 yıl boyunca "YERİNE 10 SCE" konmadı. Bunun yerine SİEGSAGA adlı "Lobi Kaptanı=İmamı Prof. Siegfried Saga K.M.Allein NAİPLİĞİNİ üstlendi.
Elbette bunun da isbatı yapılamaz. Ama aşağıdaki mesajda bir rastlantı olarak Sieg Saga kendini belli ediyor: Türkçe Forum 39:18-------------------------------------------------Yargisiz Infaz Gönderen: Z.Q.R Tarih: Perşembe, 26 Nisan 2001, 3:56 p.m. Yanıtlanan: Re: Hans Von Ayberg de kim? (Baris) Sevgili Baris, Herkes gibi sende inancini ifade etmekte özgürsün (pozitivist ve materyalist düsünceye yakin oldugunu bildirmen gibi)! Ne varki bazilari farkli inanc yada düsüncelere sahip olan kisileri birtürlü hazmedemiyorlar:(( Materyalist yada darvinist görüse karsi olanlar yada sahip cikanlarin kavgasi gibi. Örnegin senin düsüncelerine karsi kisiler seni ya kafir yada mecnun olarak sucluyabilirler:-) Gelelim sadete, Hans Ayberg'in eserlerini bilmedigini söylüyorsun. Ayberg'in Hadis ve Sünnet hakkinda söylediklerini daha iyi anlamak icin bütün eserlerini okumak gerekir. "Arz'dan Ars'a Evren 2" dizisinin Apendix 22,23,24,25,26 bölümlerinde bu konu hakkinda detayli bilgi vermektedir. Ayberg'in eserlerini henüz tanimadan Almanya'da Televizyonda 4 Alman müslüman bilimadamlarinin röportajini seyretmistim. Bunlarin arasinda Prof. SIEGFRIED SAGA adindaki (muhtemelen bir künye isim) bilgin yaklasik 50 yildir müslüman oldugunu ve sadece Quran'i otorite kabul ettigini söylüyordu. Aralarinda tesettür tasimayan, Islamiyette basörtü emri olmadigini savununan bir Dr. Hanimda vardi. Acikca bi kisiler Ayberg'in bahsettigi Sieg-Sag cemaatininden olabilirler. Olayin icyüzünü bilemiyecegim ama Ayberg'in atmasyon yapmadigini söyleyebilirim. Selam, Z.Q.R---------------------------------------------------------------Sevgideğer dostum, Yukarıda adı geçen Siegfried Saga, "Sieg Saga=Zafer destanı" denen Zigzag "Subsdiary" kuruluşun kurucusudur. SiegSaga departmentinde "Müslüman olmayı seçen batılı bilim adamlarının" DİN LİGİ ve BİLİM KLÜBÜ hobilerinin "Birleştirildiği" bir KOZA ÖRME SÜRECİ'nin okuludur. Buraya tırtıl olarak girersiniz, sonra da KOZA'dan Kelebek olarak çıkar ve uçarsınız. O zaman Zigzag'a "Terfi edersiniz." Prof.Siegfried Saga, (Kahire'ye bitişik bir kent olan) Zagazig'deki "Doğulu müslüman 104'lerin Ekim Bey (Hekim Bey de deniyor.) takma adlı Şeyhülislam ile "İlişki kuran" tek, biricik KOORDİNATÖR'dür. Ekim Bey'in emanetindeki Hızır Tezkirelerini sayfa sayfa
elden alarak" Karl M. Allein'a teslim etmektedir. Allein ise "Eşsiz dehasıyla" bunları gereken kimselere yine posta yoluyla iletmektedir. Hızır Tezkireleri "Kapalı devre bir yayındır" Bunun anlamı "Tıpkı kurumlar arasındaki yazışmalar, LAN ağları gibi" dışarıya yayınlanamazlar. Bugün ABD'den örnek verirsek, "Blue book Project" yani Pentagon'un "UFO dosyası" Kapalı devre olduğu için açıklanmaz ve dışarıdan soranlara "Reddedilir" Bunun gibi CETİ (Akıllı yaşamlar dosyası) da bir dev bölümde yer alır ama, "Kapalı Devredir" açıklanamaz. ABD 51. Silo vardır: Çünkü orada bir de kazaya uğramış bir UFO hurdası vardır. Askeri tesislerde "LİSTE" olarak gösterilir, ama bir sivil sorduğunda "Böyle bir Silo yoktur" yanıtı verilir. Oysa Daytona RedRock askeri üssünde sayısız "UFO malzemesi" raflara konmuştur. Ama sivillere "Varlığı" reddedilir. Başkan Eisenhower "Torunları" olan UFOnotlar tarafından resmen görüşmüştür. Musevi bu torunların deşifre olmaması için, piyasaya bol miktarda "Alien=Yaratık" fotoğrafı sürülmüş, böylece "Geleceğin savaşlarının iki karşıt torun grubu tarafından yapıldığı örtbas" edilmiştir. Bunu planlayan bizzat DEVLET'tir. Roswell olayı %90'a yakın DOĞRUDUR. Yalnız işin içinde "Uzaylı" yoktur, onlar sizlerin torunlarıdır. Geleceğin ileri teknolojisiyle (TARIK) zamanda geriye gitmek mümkün olacaktır. Hemen her kurgu bilimde ve filmde olduğu gibi "İyiler" ile "Kötüler" iki grup halinde savaşım vereceklerdir. (Vermektedirler) Birinci grup, "Dünya ekonomi devleti" kurma peşinde olanlardır. Diğer grup ise "Dünyada eşit ve eşgüdümlü WEMB=Mehdist/Mehdianist sistemin" savunucularıdırlar. (The almighty system/The mighties sys.) Bu savaşlar Kur'an'da M İ S A L olarak iki surede verilmişlerdir. Birincisi kalem 17 ila 33 (Dahil) ayetler ikincisi ise Kehf suresi 32 43 ve biraz da 44-46) Aslında bunlar birbirinin devamıdır ama, nedense, iki ayrı sureye dağıtılmıştır. Yani orada gördüğün "İKİ BAĞ'IN SAHİPLERİ MİSALİ" öyle kupkuru bir anlam içermiyor, zaten Allah'a da "BASİT YAZMAK" yaraşmaz. Orada yazılan, başkalarının sandığı gibi "Müteşabih" ayetler değildir. Allah doğrudan "MİSAL" demektedir. Ankebut-43. ayet ise "ALLAH bu MİSALLERİ TÜM İNSANLAR için veriyor. Ama onu ALİMLERDEN BAŞKASI ANLAMAZ!" diye AÇIK bir senet vermiştir. MİSALLER KUR'AN=İLİM ayeti gereği vardır. Kur'an'ın muhkem denen ayetleri bile yarı yarıya MİSAL'dir. Eğer kur'an programın varsa ve buradan "Misal, Emsal(Çoğulu) Temsil, Mesel, misli, Mesela vb. kelimelerini aratırsanız ne demek istediğimi daha da iyi anlayacaksınız. Hemen her yerde "Biz misalleri düşünsünler diye indiriyoruz" ibaresini görebilirsiniz. Nur-35. ayette "Onun MİSALİ" diye başlar ve üç yerde daha MİSAL kelimesi geçer. "Biz Kur'an'ı dağlara indirseydik.....bu misalleri düşünenler için veriyoruz." Şu ayetlerdeki MİSAL terimlerini inceleyiniz. 39/27=Her çeşit misalin getirildiği,
29/43:Bunu sadece Alimlerin anlayıp yorumlayabileceği, 17/41: Kur'anda her yerde misal verildiği ve böylece ÇIKARIM, ÇIKARSAMA yapılabileceği, fakat tersine bu misallerin insanlarca Haktan, hakikatten kaçınmalarına ters tepki verdiği yani Alimler'den başkasının DOĞRU'yu bulamayacağı, 17/89: Kur'an'da her türlü ve bol MİSAL getirildiği fakat insanların bu Misalleri kabul etmediği, 17/12: Kur'an'da herşeyin (Misal=Modelleme yöntemiyle) tüm ayrıntılarıyla açıklandığı, 6/38: Kur'an'da hiç birşeyin eksik bırakılmadığı, (Misalleri anlayıp çözümleyecek tek mercii olan alimler sayesinde...) 25/50:Kur'an'da insanlara çok sayıda MİSALLER verildiği fakat (Alimler dışında) kimsenin bunun kıymetini bilmediği... 30/58: Kur'an'da insanlara her türlü misal getirildiği ve benzeri ayetlerde ISRARLA anlatılmıştır. Acaba Allah'ımız niçin bu kadar ısrar ediyor dersiniz! Orada belirtilen "Misal" deki "İki bağ sahibi" de, böyle bir MİSAL'dir. Tefsircilerin (Yaşar Bey dahil) bunu anlamaları mümkün değildir. Çünkü Bağ=Kamp, Bağçe/Bahçe kampus anlamındadır. Burada anlatılana örnek, "Düşman KAMPLARA bölünmek" anlamında bir MİSAL'dir. Yani özetle, Gelecekten geçmişe taşınan teknoloji ve rekabetle "İki düşman Kamp"tan kamplaşmaktan söz edilmektedir. Zigzag "Dünyayı ele geçirmek isteyenlerin" karşısında, "12 ana-devlet (dil birliği, ırk birliği değil) düzeninde ve düzineye indirgenmiş (WorlDosen) "eşit, eşgüdümlü, eşkatılımcı, paylaşımcı, hakkaniyetli" bir düzenden yana kuruluştur. Konfederasyon (Aslında BloCamPact=Bloklar, kamplar, paktlar" düzeyinde Mehdist yapılanmadan yanadır. Nasıl ki, ABD'yi geçmişte 300 kadar aile ve kervanlarından oluşan Pioneer denen öncüler keşfe açtılarsa, ZigZag da karınca kararınca kendine düşeni yapmaya soyunmuş bir PİONEER ön-kuruluştur. Pioneer olmayı küçümsemeyiniz: Adem ve Havva "İKİ KİŞİLERDİ" bakın şimdi on milyarlarca kişiler... Resulullah ve Hatice Anamız, "İki kişiydiler" Resulullah mağarada başına gelenleri anlattı: "Ya Hatice, sevgili eşim, yeni bir din emri geldi, birgün bütün dünya müslüman ümmetinden olacakmış. İyi ama, biz iki kişiyiz, nasıl olur bu?" diye
ümitsizce konuştu. Ama İkra=Alak suresinin üzerinden 23 yıl geçince ve son sure olan "NASR=Allah'ın yardımı ve fethi 2geldiğinde İNSANLAR AKIN AKIN İslama girerken görürsün" ile daha yaşarlarken o kerametin en başını çektiler, gördüler ve yaşadılar. Onlar da ZigZag'da 313 kişiyle birer Pioneer'dir. Hızır Tezkireleri de böyle "Kapalı yayınlar"dır. Yayınlanmasını beklemeyin, (Belki zaman aşımından sonra yayınlalanabilir. Ama bu kez, "Nereden bilelim, kim yazdı, doğru mu? tezgah mı?" gibi sorular karşımıza çıkacaktır. Gelecekte biz doğrulanana kadar, şimdilik "Ha-vet"ler ile idare edeceğiz. Bir LAN sistemi kanalıyla asla dışarıya direkt olarak sızdırılmayan ama açılması gerektiğinde özellikle benim kitaplarımda deşifre ettiğim ya da Hawking'in "Karadelik buharlaşması, mini karanoktalar ve relativite ile quantum kuramlarının birleştirilmesi, başlangıç tekillikleri" gibi bulguların tamamı, "Hızır Tezkiresi"dir. Benim Arz-Arş dizisinde ise "AÇIKÇA" belgeleyip yazdığım-yorumladığım pasajlar da "Hızır Tezkiresi"dir. KM. Allein olarak bize posta yoluyla tevdi/distrübte edilenler de "Hızır Tezkiresi"dir. Üstelik "BİTMİŞ" yani tamamı yayınlanmış durumda... Sadece bende "Yeniden yapılanma=Zil-Zal (Biz Zip-Zapp dedik) bölümü kaldı. Onu da zaten şöyle ya da böyle, örtülü-açık yazıyorum, sizlere "Saydamlıkla" naklediyorum. Kalan bir kaç paragrafı da yine siz okurlarıma transfer edeceğim. Böylece tüm "Hızır Tezkireleri" deşifre edilmiş ve "Kapalı Devre yayın halinde kalmaktan kurtarılmış" oluyor. Bu "Tezkire" Ekim Bey'de idi. Tezkire bitince "Ekim Bey=Şeyhülislam"lık kurumu da tarihe karışmış oluyor, yerine "Şerif ül İslamlık" kurumu geçmiş oluyordu. Ekim Bey gibi, SiegSaga' yani koordinatör kurum da kendini leğvetti. Böylece 50 yıllık bilgi birikimiyle 1986'dan bu yana KM.Allein Borges (9SCE) yerine NAİP olarak bakan Siegfried Saga'da kendini lağvetmiş oluyor. Son sayfa tezkireye kadar, (ZQR'nin yazdığı Hanım Müslüman yani Bayan Siegsaga) da koordinatörlük görevini bitirdi. Bunların tamamı on gün içinde ve aniden oluverdi. Pekiyi ne olacak şimdi? ZigZag ismen kalacak. Sieg Saga yerine Zip Zap kurulacak. KM. Allein olarak artık bir değil İKİ KİŞİ görev yapacak. 10 SCE (Tennessee) olan bu iki kişi:
Kaptan: 10SCE/mrs.cp (Zig-Zag ve SiegSaga'yı yönetecek.) co-Capt.10SCE/miss.ccp (Zip Zap adıyla Doğulu 104 hanifler ile 114 Batılı Hanifleri" BİRLEŞTİRECEK.) Yani "Bir ağacın iki dalı olarak ayrılsınlar" vasiyeti sona ermiş bulunuyor. Bunun yerine 150 yıldır ayrı yaşayan Batı ve Doğu dalları "TEK BİR VÜCUT" olarak içiçe birleşecekler. Bunlar Zigzag içi İÇMESELELER... Kimseyi ilgilendirmeyebilir diye düşünenler de haklı... Ama bana verilen ilk talimat: "Milat başladı/Tarih yazılıyor/Tarihe açık belge bırak." Yani bu kadar şey yazmakla sadece, istemeyerek ve Ha-vet kaypaklığına da bürünüp, ilkelerimi feda etmek bedelinde son emri yerine getirdim. O Emir ki, Bağdadi'den öte "Küçük Patron"un vasiyetidir. Büyük Patron kim derseniz "O ALLAH"tır. (MONONOME=Monom) Allah dilemezse, küçük Patron hiçbirşeydir. Ben gibi NONENOME=NONOM'dur. mrs.cp ile miss.ccp ise BİNOM'dur. 10SCE karşısındaki "Öteki Kamp" ise birbirinin ANTİNOM'udur. Matematik bilen bilir son ikisini... Ama NONOM ile MONOM'u henüz "Sizlere dökümlemedik.) Evet bunlar isbat edilemez şeyler! Ama arayanlar için ipuçları verebilirim: İlk K.M. Allein olan "Axel Heiberg"adına Kanada Kuzeyinde aynı adlı bir ada'yı görebilirsiniz. İlk deneyler orada yapıldı. Çünkü eskiden kuzey MAGNETİK kutbu oradaydı. (Biliyorsunuz kutuplar her yıl yürüyerek yer değiştirir.) Görönland adasının en kuzeyindeki buruna bakın: Orada Morris Ketchum Jessup Burnu yazıyor. Bu kişinin "Philadelphia deneyini yapan kişi olduğunu bilen biliyor. Jessup adını alan Burun ile Axel Hebirg adası arasında LİNK kurdu ve böylece Philadelphia deneyinin önkoşulu hazırlandı. Bu deneyi kendisine yaptıran http://www.parascope.com/en/articles/allende.htm linkindeki K.M.Allein'dır. Ekim Bey'i de link'e yazarsanız. Arama motoru sizi bir Önceki KM.Allein olan Gurdjeff'e götürecektir. “Yüreğin gerçeğini özleyen, arayan, hayatın getirdiği problemleri çözmeye çabalayan, şeylerin ve olayların özüne ve kendi varlıklarının içine nüfuz etmeye çalışan sorgulayıcı zihinler vardır. Bir insan sağlam şekilde muhakeme eder ve düşünürse, bu problemleri çözerken hangi yolu takip ederse etsin, kaçınılmaz şekilde kendisine dönmeli ve işe, kendisinin ne olduğu ve içinde bulunduğu dünyadaki yerinin ne olduğu probleminin çözümüyle başlamalıdır.” G. I. Gurdjieff
Orada ilk ya da ikinci EKİM BEY'i göreceksiniz: 1885 summer G. visits Constantinople (where he meets Ekim Bey) to study the Mevlevi and Bektashi dervishes. He returns to Alexandropol, where his parents now again live, via Hadji Bektash, Konya, and Aksehir. Kaynak: www.gurdjieff.org DAHA ÇOK AYRINTI İÇİN, ATA NİRUN'a yazınız ya da ellerinde "Bilinmeyen Dergisinin ciltleri olanlar" Ekim Bey maddesine baksınlar. Çooook ilginç bir kaç yazı bulacaklar. Hatta, bir arkadaşımız kendini görevlendirebilir ve (Galiba fenomen dergisinin başyazarı olan AtaNirun'dan bu yazıları sanal ortamda isteyebilir ve buraya asabilir.) Kahire bitişiğindeki Zagazig kenti bu ismi nereden alıyor? Grönland Batısındaki Thuleqaanaq (Zülkanak okunur=İkiboynuzlu) kenti bu ismi nereden alıyor? Neler oluyor? Einstein'ın ünlü bir demeci var: "Uçan Daireler gerçektir, KAYNAKLARINA dönüyorlar" demiştir ve kayıtlı bu cümle ile ne demek istedi acaba? Son nefesindeki "Tarık beni götürsün anlamındaki Dhurakhapalam" sözü neydi acaba? Bir link daha vereyim: http://www.google.com/search? q=cache:9MlG6wGoV4:home.planet.nl/~brom0022/AZT.htm+dhurakhapalam&hl=tr Orada flamanca yazılı bölümde şu paragraf ne diyor acaba? Russische universiteiten reeds met middelen experimenteert, die de telepathische eigenschappen eventueel zouden kunnen bevorderen. Tsaar Nicolaas II heeft de russen het nieuws over de dhurakhapalam nagelaten. Hij bestudeerde nl. geestdriftig de verhandelingen, die een zekere Sédir, een Franse expert van de "geheime wetenschappen" over dit bizarre thema schreef. Deze schilderde in een boek met de titel Initations, de ontmoeting van zijn meester met de scheppers en piloten van het mysterieuze vehikel. Het privé-archief van de laatste Russische tsaar, moet echter nog veel meer bijzonderheden bevatten, daar de heerser zeer intensieve vriendschappelijke betrekkingen met Sédir onderhield. Als we de heilige Indische "Kaap Kennedy" bereiken willen, moeten we ons nogmaals naar de legendarische onderaardse gangen begeven. Het bevindt zich nl. in een onbereikbare dode stad in het hoogland van Dekan, waar alleen ingewijden kunnen komen en wel door een steile tunnel, die van de voet tot aan de top van een berg loopt. De monniken van deze eigenaardige hermitage zouden o.a. weten, hoe men "metalen van het aardmagnetisme isoleren" kan. Ze kunnen metalen ook buitengewone eigenschappen verlenen, ze doorzichtig maken en met een geheimzinnige energie opladen. Dat bereiken
ze allemaal door onophoudelijk te werken met bijzonder kleine hamertjes, waarvan de klank een heel grote rol speelt in het veranderingsproces. Op deze manier zou de dhurakhapalam vervaardigd zijn. Een doorzichtige kubus met gouden weerschijn en zijden die ongeveer anderhalve meter lang zijn. Binnenin zit - volgens Sédirs woorden - de piloot op een kistje vol met laurieras, die als isolatiemateriaal dienst doet. Voor zijn ogen heeft hij een plaat van donker goud, waarmee hij de route controleert. De enige instrumenten voor de besturing zijn twee kristallen knoppen, die twee zilveren draden met een accumulator voor geluidsenergie verbinden. De kubus beweegt zich in de eerste plaats dank zij deze onbekende krachtbron, hoewel alle elementen van de Indische mystiek aan de opstijging meewerken. Met een stormachtig gebulder verheft de dhurakhapalam zich en verdwijnt uit het gezicht van de aanwezigen om naar onbekende gebieden te ijlen. Het rijst door de hyperkosmos, "een grijs niets, waar lichtflitsen en witachtige explosies" doorheen schieten, om daarna weer in de wereldruimte op te duiken en met ongelofelijke snelheid van de ene planeet naarde andere, van zon tot zon en wellicht van Melkweg naar Melkweg te suizen. Ben neyi nasıl isbat edebilirim bilmiyorum ama, verdiğim bir kaç ipucu size yazdıklarımın afaki ve muallakta-muğlak şeyler olmadığına ilişkin hiç değilse bir fikir verecektir. 1N/10SCE/Miss.CCP 10SCE:HOTEL 14 yıl (1986?-2000?) 10.K.M.Allein (1942-?) Hawking 2nd Sheriff:Miss.ccp 9SCE.BRAVO 9.K.M.Allein: (1899-1986?) Borges Carl Miguel Allende 2nd.Sheriff: (1920-1997) Louis Pawels (Şiddetli felç yüzünden) 2ndSheriff: (1926-?) O.M.Bilaniuk 2nd Sheriff, Feinberg vb. 8.K.M.Allein: (1908 – 1983?) Kozirev/KEY (Stalin tarafından tutuklandığı için) 7.Yerine geçici olarak 7SCE (1908-??) Hansel Heiberg (Alias Carlos M. Allende) baktı. (Morris Ketchum Jessup MIB şehidi.) 6.K.M.Allein: (1877?-1949?) Gurdjieff/GOLF (2nd Sheriff: (1878-1947) Ouspensky MIB şehidi) (TiMessengers: Hanusen, Haushoffer MIB şehidi)
Zigzag'ın Philadelphia deneyini yapmaya yoğunlaşmasını fırsat bilerek ThuleCorns (Zülkarneyn) içindeki bir kaç faşist/mason vb. THULE denen bir cemiyet ayırmak istemişler ve bu cemiyeti Kızıl Gül adlı bir başka satanist grupla tek bünyede birleştirmek istemişlerdi. Ancak, bunu kurtardık ve ZigZag o günden beri bir örgüt gibi organize olmadı. Herkes kendi başına davrandı. Bu gelenek halen sürüyor, yoksa mutlaka MIB ve şer güçler, organize olmuş tüzüklü bir grubu ele geçirebilirler. Ben bir ZÜLKARNEYN'im para ve şirketle zerreçe işim yoktur. Sadeçe bana GÜCÜNÜZLE yardım edebilirsiniz. (Ayet öyle diyor. Ücret ve parayı reddediyor Kehf sunraesindeZülkarneyn....) Yani Yecüc-Mecüc ile "ADAMIZA" sed yapman için SANA ÜCRET VERELİM dediklerinde, Zülkarneyn "Rabbimin bana vereceği ücret her şeyden üstündür. Bensizden ücret istemiyorum. Bana sadece GÜCÜNÜZLE yardım ediniz... diyor Zülkarneyn (İki çağın adamı) Güç de şu: "Peynir ekmeğimi verin. Ekmek için buğday ekecek, peynir için hayvan besleyip, sütündenprosedür yapacak halimiz ve vaktimiz yok diyor Zülkarneyn... Siz bana PEYNİR EKMEK VERİN ben de sizinle Yecüc-Mecüc arasına BİR SED yapayım.... Böyle diyor kur'an'da ZÜLKARNEYN. İki bahçenin (Yolları çatallanan Bağın), Yahudi ve yahudi olmayan İKİ TARAFI vardır. Adler YAHUDİ olmayan taraftandır. Ben soyadımı yaklaşık MS. 950 yılından itibaren alıyorum. Kahrolası sülalemde bir tek Yahudi yok. (Buna atalarım heiberg'ler de dahil) Gelecekte doğmuş birinin geçmişte birkaç ömrü farklı çağlarda yaşaması mümkün mü? Özel şartlarda bu olabilir. Ama çoooooook özel şartlar bunlar... (Bir halka tekillikli dönen ve elektrik yüklü karadeliğe ekvatorundan gidmek gibi) bu özeller dışında bir de "Zülkarneyn'in zamanı geriye çalışmadan gitmesi var... Bugün ilk kez benimle ilgili olarak 2Door mesajını aldım. Daha önce olmayan birşey çünkü mesleği ve yeteneği Telepatlık Messenger'in. Ben de yoğuştum ve guess who mesajı verdim ve ümitsizdim, çünkü ben telepat değilim bana gelen mesaj çok önemliydi: 2Door bu da benim ilk telepati mesajı almam oldu. Üstelik beni iyi tanıdığını da anladım çünkü Zümre adım ile bana hitap etti. Evet Ama tudor diye göndermedi iki kapı gösterdi resim yazıda. Ben Zülkarneyn gibi (İki zamanlı gibi) düşündüm değilmiş Tudor demiş meğer. Ben bir Zülkarneyn GİBİYİM ücret alamam. Gücünüzü isteyebilirim Çok iyi bir isim
Khaniffated LTD der gibi) khaniffated haliyle "İMECE" çağrıştırıyor farkındaysan. Evet bunları mailleşeceğiz ve "Gücüyle katılan herkes büyük-küçük ortaklar olarak (yüzde ve senet Allah emri ayetlerdir.) bir arada bir imecede olacağız tıpkı WEMB imecesi gibi ben hariç tüm gelir Hanicandaşlarındır. Ve mağdurlarımızın ve yoksullarımızın. Bu şirket bir VAKIF gibidir ve çok zengin olacaktır. Ben türk olmakla çok gururluyum Ne mutlu bizlere Ve sizler şu bir avuç insan. İşaretli Rabbin askerleri. Elinde KARA SANCAK tutan. Bu sancak asla ve asla KAZANANA kadar BAŞKA RENK OLMAYACAKTIR. KAPKARA OLACAKTIR Ta ki Süfyanizm bitirilene kadar Bu sancağa hiç bir renk vermeyin. Bu sancak KAPKARA KALACAKTIR. (Adler'in YAŞANMAMIŞ TARİHİ Mein Kampf) KEHF açılacak Magarada uyuyan Adler'ler oradan çıkacak bir kaç saatlik bir zaman boşluğuna (Magara) düştüğünü sanacak üç asır geçtiğini görecek. O Kehf'in aynı zamanda ANA RAHMİ olduğunu görecek. Danseden Kraliçe'nin BELDEN YUKARI bir RAHMİNDE. O Kehf'ten Adler yeniden dogacak. Mighty denecek ona. Cave=Kehf demişler. (Türkçesi de yakın=Kovuk, aslı kofuk, kof=Mağaradan gelmedir) Mighty'ye de Mehdi demişler. Dilleri dönmemiş Arapların herhalde. Mighty diyememişler de Mehdi demişler. KEHF demişler Cave diyeceklerine. (Fransızca Cavern) Ve Yaşanmamış bir tarih 350 yıl öteye TEHİR ediliyor. Mağarada 8 saat kaldık ama o 360 yıl tutuyor... birgün= 3 X 8 = 24 saat Yani yaklaşık BİN yıl Allah'ın bir günü sizin saydıklarınızla BİN YILDIR (Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an'da dördünde birden şu an yazılı bu ayet, ayrıca BRAHMA dininde de aynen vardır.) Bizler ise geçmişteki Üç majisyen ile gelecekteki üçlü arasında birer köprüyüz. Eskiden bir İsa vardı... Resul idi. Gelecekte dönecek ama artık Resul olmayan RESUL eskiden bir adler vardı. Ama eskiden mehdi olmayan gelecekte Mehdi olacak olan Mehdi Resul. Messiah, Mehdi ve üçüncüsü: Maitrea. O da hızır. Geçmişte yer aldılar. Gelecekte de yer alacaklar. Bunlarla aynı kaderi paylaşan bir üçlü grup daha var: 1. Üç majisyen 2. Zülkarneyn'ler (Gelecekten geçmişe geçenler) 3. Ashabı Kehf ve Rakim (Geleceğe geçenler)
Geçmişten geleceğe gitmek KEHF işi. 8 saat uyursunuz kalkarsınız ki 333 yıl geçmiş. Bu kolay. Adler de böyle. İsa 'da böyle. Ama zülkarneyn olmaz inanılmaz zor. Gelecekten geçmişe geçiyorsunuz. İşte bu akıl almaz, inanılmaz bir olay Kendinizi ışıkhızına kaptırın "İKİZİNİZ"in geleceğine geçersiniz... Yani yaşıtınız olan ikiz'in sizden 300 yıl daha yaşlı olduğunu görürsünüz. Ama şu PARANORMALDİR. Torun geçmişteki dedesiyle buluşuyor. Bu buluşmanın önemini vurgulayalım: Torun (ki doğmamış henüz) dedesiyle (Ki çoktan ölmüş) DİPDİRİ ve AYNI ANDA BULUŞUYORLAR. İşte tuhaf olan bu. Paranormal olan bu. Zülkarneyn olmak Kehf'ten daha zor. Adler geçmişin insanıdır ve gelecege 333 yıllık bir sıçrama yapmıştır. İsa da geçmişin insanıdır, geçmişten geleceğe 2 günlük (2000 yıllık) sıçrama yapmıştır. Ama Zülkarneyn'ler GELECEKTEN geçmişe Sıçrama yapmışlar. Birini tanıyorsunuz: Kur'an'da bildirilen Zülkarneyn bu. (YecüMecüc bağlamında) Ne var ki, Zülkarneynler bir TEK değildir. ilki bildiğiniz ikincisi ÜÇLÜ zülkarneynler diğeri Beşli zülkarneynler ve bir diğeri YEDİLİ zülkarneynler ve Kehf (Mağara) ehlini de biliyorsunuz. 7 uyurlar diyorsunuz. Ama BEŞ uyurlar da var. Üç uyurlar da var. BİR TEK uyur da var. Tıpkı Zülkarneynler gibi 1-3-5-7 Kehf de öyle. Kur’anda bildirilen Kehf 7 tane olanı. Ya beşliler. Üçlü kehfler ve BİR TEK KEHF. Bunlar neden Kur'an'da belirtilmiyor? O ayetleri yazalım: 22,23,24,25 Ashabı kehf'in ADEDİNİ anlatan ayetleri siz bulana kadar ben buradayım. Artık Milenium başlatılmıştır. Biz başlatmadık. Mesela Hızır Sorumlu. Onun tabi Olduğu Rabbim başlattı, başlatmasalardı???? Ben emir kuluyum. BAŞLATILMIŞ olana katılımcıyım. BEN BAŞLATMADIM. Benden lider olursa, Marslıdan da Cumhurbaşkanı olur. Ben ilder değilim. Ben başlatmadım Ben başlatılmış olan üzerinde konuşuyorum sadece... ALLAH başlattı Benim suçum yok! Ben Allah'ın basit bir kuluyum. Allah'ın başlattığını görmemezlikten gelemezdim. Millenium/Miladium bunun için ilan edildi. Ben ilan etmedim, ben uydurmadım, benim zannım, halüsinasyonum falan değil bunlar .
Milat başladı Yazdığım her satır (Geleceğe yön verecek her satır) çok anormal değil! Jules Verne e bize yığınla ROMAN yazmadı mı? Natilus, Aya Seyahat. Bu romanlar "Geleceği biçimlendirmedi mi?" İlk denizaltı böyle yapıldı. Ay'a giden Apollo aracını kaldıran Satürn roketi ile Jules Verne'nin ki arasında sadece 75 cm. oynuyor. İki roket de birbirinin aynısı. Benimki de böyle bir şey işte... Ayet şöyle "ALLAH'A ÖDÜNÇ VERİNİZ!" "ALLAH'A BORÇ VERİNİZ" Al bir paranormal daha. Zaten Malikül Mülk, herşeyin sahibi ALLAH'IMIZ değil mi? O Evsahibi, malsahibi ve biz KİRACI ve rızkımızı veren ALLAH'ımız'ın verdiği rızktan HAYIR (Zekat, fitre, sadaka vb.) yaparak ALLAH'a ÖDÜNÇ BORÇ veriyoruz. Bana gücünüzle yardım edin sadece. Biz "Kaptanlar" KUR'AN'I YAŞAMAK zorundayız. Kur'an'a tutkal/zamk ile yapıştırılmışız. Ücretimizi Allah'tan almışız nefsimizi öldürdü Allah'ımız. Bizim gibileri zaman içinde şehid etti Allah'ımız. Yaşamımızı bilim-kurguya çevirdi Allah'ımız. İlmimizi artırdı Allah'ımız. Ama PARAYI yasakladı Allah'ımız. Ben zengin olamam. Yasaklıyım. Sadece gücünüzle olan yardımı alabilirim. Onun adı da fitre/sadaka'dır. (Zekat bile alamam) Ayda 240 bin dolara TV'de bile çalışmam İZNE BAĞLI izin yoksa çalışamam. Ah bir anlayabilseniz Ah! Bu yasağı Resullerin, Zülkarneynlerin, Hızırların ve bu kategorideki insanlar ile ilgili ayetlere bakınız anlayacaksınız. Bana gücünüzle yardım edin sadece Mesela X bir para gönderdi. İki kısımda ve bir HAYAT KURTARDI. 6 yaşındaki lösemili bir çocuk şu anda biz kadar sağlıklı. İlik ve kan nakli gerekmeden. Bunu X başardı. Bana gelenler de oralara gider böyle... Ben yine zavallı zülkarneyn kalırım. Hızır da 80'lerdeki ayetlerde Musa'yı kovuyor. Nedeni ise P A R A Musa diyor ki, "Bir duvarı doğrulttun ve hem de hiçbir ÜCRET istemedin" Hızır Musa'yı kovuyor: "İşte bu (Para) seninle benim AYRILMA nedenimdir." diyor (Zülkarneynlerin tamamı Dabbet'tir Ve de kıyamet alametidir :((((( Kıyamet alameti bizzat siz olursanız, bu nasıl bir duygu acaba? Gelelim Kur'an inişinden sonraki Dabbetlere... Yine Dancing Queen'lerden ve hurilerden biri olan Meryem'in Rahminden daha doğrusu
Kaburga/göğüsünden doğan İsa da bir Müddesir (Kehf) içindedir. Ve kapsadığı zaman Kur'an'dan hem önce hem de sonradır. (Sonraki adı Messiah, önceki adı YSA) Yecüc Mecüc de İZDÜŞÜM uzayındadır ve orası Dabbet'tir (Bu Arz'da olmakla birlikte, Zülkarneyn'in kendisi Karanokta imal ederek, olay ufkunu yani KOZASINI oluşturmuştur. Bu da Dabbet vak'asıdır.) Sonra gelen Zülkarneynler de vardır. Kur'an'da çoğul olarak bahsedilmemesinin nedeni, bunların KUR'AN indikten sonra yani ayetler bittikten sonra inmeleridir. Tarık bile bir Dabbet'tir. Hele hele GRİ HİÇLİK, Mezarımız, Ana rahmi Kaburga-omurga Hep birer KOZA/Dabbettir. Bir canlı içlerinde DEBELENMEKTEDİR. Adler ve Meryem gibi doğuştan RAHMİ olmayan fakat KABURGA'dan doğuran DancingQueen de bir Dabbettir. Pekiyi Hans von Aiberg nasıl bir Dabbettir. Bunu düşündümüz mü? Dabbetül Arz ayetini bir daha yazarsanız, size açıklayacağım. 27/82. O söz baslarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesinbir iman getirmemiş olduklarını söyler. 82. Ve iza vekaal kavlü aleyhim ahracna lehüm dabbetem minel erditükellimühüm ennen nase kanu bi ayatina la yukinun Şimdi ayet kelimelerini veriyorum. ZAMANDA YOLCULUK GERÇEKLEŞTİĞİNDE ONLARA ARZ'DAN (Tüm kozalardan) çıkarttığımız kimseleri çıkarırız. Buraya kadar herhangi bir zaman yolcusu DABBET olabilirdi Hans ise AYETTE ayrıntılı: Dikkat: bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. BU HANS insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş ayetlerimize kesin bir iman Yani 1400 yıldır AYNI KUR'AN elimizde ama Yeryüzü tarihinde, insanlık tarihinde ilk kez YUKARIDAN AŞAĞIYA KUR'AN OKUDUNUZ! DİGİTAL BİNARY İKİLİ SİSTEM
OLDUĞUNU GÖRDÜNÜZ. ARŞ'A DÖRT DİREK DİKİP NELER YAPTIK NELER! Yeryüzü tarihinde ilk kez 7, 14, 49 MEAL/YORUM BİRDEN BULDUNUZ! Defalarca okuduğunuz Kur'an'da mesela, Musa-Hızır ve Yuşa üçlüsünün ne olduğunu kökten ve detaylandırarak anlatan bir DABBET ile buluştunuz. İlk okuduğunuza hiç benziyor muydu? ahracna lehüm dabbetem minel erdi tükellimühüm ennen nase kanu bi ayatinala yukinun Ben bunu yapmadım mı? Kalbinde kuşku olan var mı? Kur'an'ın kendisini (Ayetleri, delilleri) size bir DABEBT anlattı. O benim... İnsanlık tarihinde ilk kez, "İlham ettik atlı melekle Hira Kozasında... diyen ya da La ilahe illallah ve El evvela'nın matematiğini veren bir kişi daha var mıydı? Asal sayılardan Tüm yaşam forumlarını, DNA'yı ve neden döndüğünü anlatan biri daha var mıydı? Evet biz kazandık. MIB SON seferini yapıyor. Bir daha MIB olmayacak. Zaman gangsterleri dolaşmayacak artık, katiller Zigzag'den bir kişi daha öldüremeyecekler Biz kazandık. GERİYE GİDEMEYECEK MIB! Yeniden tarihi değiştiremeyecekler. Dhurakhapalam'ı BU NOKTADAN geriye imal edemeyecekler. Bu noktadan geriye bir daha gidilmeyecek. Biz kazandık Casio Tesla kimi aklına getirirsen getir biz kazandık. Geriye gidiş yok. MIB şu: Hani Kudüs sokaklarında uzun siyah frak giyip melon şapka takarak dolaşanşu hahamlar var ya... İşte o tip adamlara MIB deniyor, Majisyenler yani.... Ve bir canandaşımız, birazdan gireceğim konuya girmiş: Yusuf KUYU içinde... DABBET>>>KUYU Bebek Musa bir kapalı sandık içinde>>>>DABBET=SANDIK İşte size "ARZ DEBELENENLERİ" Biri de ben! Ben BİR SÜRÜ Zülkarneyn'den biri olabilirim, Kehf'in 7+5+3+1 popülasyonundan biri de olabilirim, 49 Dabbet'ten biri olabilirim. Ama 3M'den biri değilim.
Bir dabbet kelimesinin bile 49 anlamı var... Evet benim görevim, HİÇ YAZILMAMIŞLARI, HİÇ SÖYLENMEMİŞLERİ, HİÇBİLİNMEYENLERİ, İLK VE TEK OLARAK BURADAN SÖYLEMEKTİR. Dabbet'e (Ben Kur'an'ım diyene) BU YAKIŞIR. Bundan aşağısı ancak ŞIHLARDA ve Şeyhlerde menkuldür. Annenin babanın da TARIK olması gerekiyordu. İbrahim olması gerekiyordu. DOĞRUYU KENDİ KENDİNE BULMASI gerekiyordu. Allah'tan doğruyu istemesi gerekiyordu. Ben taaaaa uzun yıllar önce belki 15 yıl önce Timmighty'nin YAZDIĞIM GİBİ YAKARDIĞINI DUYDUM. ve Rabbime Lütfen bizi buluştur dedim. Buluştuk... O gözler bende de var. Ben Kayicasi'yi de başkasının GÖZÜNDEN, ta kamyon sürerken gördüm Onlar DUA ETTİLER. Allah'dan MUTLAK DOĞRUYU İSTEDİLER Allah'ın yeryüzüne bunun için inecek hali yok. O duaları levh'e yazıyor, bir ayet gibi (Oraya ne yazılırsa ayettir ve kitaplar o ayetlerden inerler) onu Zamanın efendisi (Misak elçisi) okuyor. Zülkarneynlere iletiyor. Allah gelmiyor, ama gönlünüze DUALARINIZIN karşılığı olanı koyuyor. Buna hidayet deniyor. Mesela Elbistan... O kadar dindar o kadar emektar ve Allah sevdalısı insanlardı ki... Fakat HANİF dini bilmiyorlardı. Bir yandan ATALARI bir yandan da ALLAH'ın iyi kulu olmaları... Yılllar önce bu BANA TEVDİ EDİLDİ. Elbistan'ın DUALARINA icabet etmem istendi. Bir kişiyi bile tanımıyordum Nasıl olacaktı acaba? Ama oldu işte elhamdülillah. Allah beni Hidayet aracı kıldı. Bunun sevabı çok büylük ve ben bu sevabı Allah'ın huzurunda senetleyerek aranızda en günahkar olana HİBE EDİYORUM,. Ben sevap istemiyorum. Sevaplarım sizin olsun. Helaliniz olsun Dabbet olmanın sevabı çok büyüktür Bu sevabı SİZE SENETLİYORUM. Ben SİZ İYİ insanların samimi insanların DUALARININ karşılığı olan bir GÖREVLİYİM. Siz beni çağırdınız. Ben >>>>KUR'AN'IM Ben dostunuzum. Duydum geldim. Buralarda bir vesileyle BULUŞTUK kimi hazan yaprağı olup düştü kimi de bahar yaprağı olup açtı. Ben dostunuz Kur'an'ım, benim ANAM ise Levhi Mahfuz'dur. BEN KUR'AN'IM. Yerlerde sürünen, debelenen KUR'AN'IM. Aynı zamanda HANS'ım. Allah dilediğinde YA SİZ ya da BİR İYİ KUL SİZE DUA ETMİŞTİR-duanız kabul olduğunda... Ben HANS iken size KUR'AN olarak da seslenebilmekteyim. Hüüüp derken Asereje derken HANS'ım ama onun dışında ben KUR'AN'IM. 1450 yıldır HİÇ DABBETİNİZ olmadığı için SİZİ KANDIRDILAR SİZİ KUR'AN'AN
UZAKLAŞTIRDILAR. EVLİYA MASALLARINA İNANDIRDILAR. Ama MİLLENİUM oldu. Kanadım kırıldı. Düştüm yere Secdeyle Ve artık birlikte debeleneceğiz. Çok seyrek olarak sizlerden KENDİM İÇİN "Zülkarneyn'e gücünüzle yardım edin" diyorum, çok nadirdir bu... Sizlerden BAŞKALARI (Yetimler, yoksul öğrenciler vb.) için İNFAK istiyorum. Bilseniz KITAL yerine İNFAK yapmanın ALLAH'a borç vermek olduğunu, şimdi iççamaşırınızı satar en yakınınızdaki yetime, öğrenciye, yoksula hediye ederdiniz. BEN BUNUN İÇİN ARANIZDAKİ EN FAKİRİM! Para göndermeye teşebbüs eden arkadaşlara ise BİLİYORLAR ve tanıklık yapacaklardır ki, "BEN ALAMAM, RABBİMİN BANA VERECEĞİ BUNLARDAN ÜSTÜNDÜR" diyorum. Bu biçimde 10 bin dolar geri çevrildi. Benim alacağım kişiler, sadece Kur'an'da "Zülkarneyn'e KONUŞAN kişilerdir: "Dedi ki: Zülkarneyn sana bir ücret verelim mi?" İşte o KİŞİLERDEN başkasından alamam. Onlar da ismen verildi ve onlar Şerik (Partner, Ortak) olarak sunuldu. Dilerim ki sizlerin de zamanla ismi verilir ve ALLAH'A BORÇ VERMENİN İNANILMAZ DOYUMSUZLUĞUNUN HAZZINI yaşarız. Şirketin ORTAĞI OLAN tüm arkadaşlarımız gibi... Biz 313 ORTAK olduğumuzda, işte sizlerin adı İSMEN VERİLECEKTİR. Bedir gazileri gibi isimsiz değil, HANİF PROTESTANTLIĞIN KURUCULARI diye.. Ve siz BENİMLE BİRLİKTE YAZACAKSINIZ. ÇÜNKÜ SİZ MÜRSELSİNİZ. (Risale üretmektesiniz. Mehdi Mürsel ile birlikte 313 MÜRSEL olarak YAZARLARSINIZ/NUN-KALEM! Bu yıl BİRLİKTE YAZACAĞIZ! 313 kişiyi bulunca YAZACAĞIZ. Kurban olayım o kalem tutan ellerinize... YAZIN VE YAZIN Okumaktan sonraki İKİNCİ EMİR YAZMAKTIR! Allah'ın ikinci ŞARTINI yerine getiriniz. Size ZİGZAG Web diye bir nimet sağladı, toplayın görsel malzemeyi ve YAZIN PAYLAŞTIKLARIMIZI... SANATI DA YAZIN ŞİİRİ DE YAZIN! BİLİMİ VE İMANI da yazın -iki kere imanı- İki kez selamlaşın. İkinci cenneti alın size orası kurban olsun! Orası bile sizlere AZ! Çünkü göğsünüzdeki imana VAKIFIM, hissediyorum. O imana ben kurban olayım! Kalbinize kurban olayım. Ellerinizi değil ayaklarınızı öpeyim. Kendisine "Babaannenin İBRAHİM atamız ile birebir yaptığı bir dua var ki, Levhi Mahfuz'u değiştirdi, Babaannenin senin YAŞLILIĞINDIR diye bir yazı astım. Öyle bir yazıydı ki HUYSUZ DEDEM bile (ikinci kez) "AFERİM sana 15.Zülkarneyn" dedi. Tüm candaşları uyardım: Gelecekte bana HAZRETİ HANS diyecekler! Bana mezhebi Aybergi'nin kurucusu diyecekler, bana Tarikatı Hanefiyye Şeyhi diyecekler, bana Allah'ın sonuncu evliyası diyecekler... Bunu önlemek için önlemleri GELECEK ile birlikte koordine olup belirledik. Onlar, benim ağzımdan YAŞADIĞIM PARANORMALLERİ açıklıkla yazmamı istediler. İşte, HIZIR DEDEM GELDİ, JANA BANA şunu-şunu
İLETTİ... Manken kızkardeşimle birlikte namaz kıldık... Ve yazmayı H İ Ç istemediğim bir çok özel şeyi niye yazdım? Nefsim için mi? Hayır: Gelecekte beni evliya diye uçuracaklara karşı belge gösterecekler: "ADAM, ŞUNLARI YAPMIŞ, SİZİN SÖYLEDİKLERİNİZ İSE İFTİRA!" diyecekler. En sevmediğim ŞEY kendimden/nefsimden söz etmektir. Üstelik tonlarca yazıda ÇOK AZ kendimden söz etmişim. HANS olduğum zamanlar çok azdır. O kadar azdır ki, kendi reklamımı bile mizah olsun diye yaparım. Yani reklamımı da ben yapıyorum. Benim Hans olduğum zaman çok azdır. BEN KUR'AN'IM derim; BEN DABBET'im derim; BEN ZÜLKARNEYN'im derim. Onlar ZATEN BEN=HANS değil; ORADA BEN BEN DEĞİLİM! Kişisel fikirlerimi özenle ayırırım, "Bu şahsi fikrimdir" diye... Kur'an olan BEN ile karışmasın diye... Zaman zaman derim ki : "Ben oradaydım! Gördüm!" Diyebilirsiniz ki; mesela, "Abese suresinde görmeyen Maktum'un yanındaki Allah'ın düşman olduğu kişinin EBU SÜFYAN olduğunu nereden biliyordun gördün mü?" Kur'an LEVHİ MAHFUZDAN indi. ANA KİTAP'ın bir Summary/synopsis'idir. Eğer Abese suresinde Levhi Mahfuzdan (Cebrail'siz ve Resulullah'ın ağzının hoperlör olmadığı biçimde sadece görme özürlü İbni Maktum'un KULAK ŞAHİTLİĞİ ve HİFZ gücüyle aklında tuttuğu ve kaybolmasını, unutulmasını önlediği ayetlerde orada şahit olan BEN değildim, bana ödünç verilmiş İbni Maktum'un GÖZLERİYDİ. Zaman boyutunu çek al! Kalan şudur: Herkes herkese ŞAHİTTİR! Şahitlik DEV bir hologram olarak tüm şahitlerin gören gözlerinin ortaya koyduğudur. (Kalu bela en dev hologramdır, herkes şahittir.) Bundan daha az şahitlikler var: Sadece peygamberlerden alınan bir MİSAK vardır. Buna tüm peygamberler şahittir. (kalan İnsanlar değil. Kalan insanlar adına da LEVHİ MAHFUZ'UN ŞAHİDİ HIZIR ve şahidin şahidi Yahya'dır. Resulullah dahil TÜM peygamberler, Şahidin (Hızır) şahidinin (Yahya) Şahitleridir. Cebrail BİR KEZ OLSUN Levhi Mahfuz'u görmemiştir. O ŞAHİT değildir ama Levhi Mahfuz denen Anakitabın şahidi Misak resulü (Maitreya) HIZIR'dır. Allah'ımız Hızır'a peygamberlikten çoooook yukarıda bir makam vermiştir: KUDRET demiştir. (Almighty=El Maitreya, Mehdi ise sadece Mighty, Almighty değil! YAHYA'ya da YAŞAM demiştir. Messiah İsa'ya da ALLAH'IN KELİMESİ demiştir ve Ruhül kudüs ile takdis ve takdir etmiştir.) Bunun altında ise "Ashabı Kehf verRakim (Toplam 16) ile Zülkarneyn(ler) MEŞHUD yani tanık var. Ashabı kehf 3 asır sonrasının ŞAHİDİ'dir. Bunu siz yapabilir misiniz? (ŞEHİT İSENİZ EVET YAPABİLİRSİNİZ. 3 asır sonraki bir savaşta da devam edersiniz, mübarek görevinize...) Zülkarneynlerin yani zamanın iki ucuna NASIL ŞAHİT olduğunu şimdilik atlayalım. Hele Zülkarneynlerden biri Tarık seması yanında Dabbet Arz'ını da idrak ettiyse, o zaman "İbni Maktum'un gözleri/Şahidin gözleri" olduğunu da aynı zamanda AL WALİ "Yasağı" ile es geçelim. HA/VET de kalsın!
Aramızda AYBERGİZM'e, Aybergistliğe özenen yok! Kimse Aybergçi değil! Başta ben yasakladım. Biz ALLAHİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ'yiz. Bizler ALLAHÇI'yız! Dini yalnızca Allah'ımıza has ve mahsus kılarız. Bunun tersini yapan zaten HANİF değildir. Ben hep dedim ki, bana g ü c ü n ü z l e yardım edin! Aslında SEDD yapıyorum (İlaç gibi) kendime değil; ölümcül hastaya! Sonuç çok iyi: (Ölecek denen umutsuz) 47 hastadan sadece 21'i vefat etti. "ÖLECEK DİYE TABURCU EDİLEN"lerden söz ediyorum, yeni kanser olanlardan söz etmiyorum. Bu bir SEDD değil midir? 47'de 47 ölmesi gerekirken, yarısından azı vefat etti. Bu bir SEDD değil mi? Ölen 21 kişiden 13'ü "Kocakarı ilacıdır, ne olur ne olmaz ben ayrıca şuaya gireyim" kaygısıyla kendilerini öldürdüler. (Radyoaktif terapi ilacın etkisini durduruyor, hatta geriletiyor. O zaman sadece hasta biraz daha fazla yaşamış oluyor.) Kalan 8 kişi de her ilacın, her hastaya aynı reaksiyonu vermeyişi nedeniyle öldü diyebilirim. (Melanoma'yı iyileştiremedim. Rahmetli Büyükkoca ile Melanomlara çare ararken, tesadüfen Sakarya Üniversitesinde AKNE'leri iyileştirmenin çaresini bulduk.) Hatta gruptan ayrılan bazı artniyetli kişiler, böyle bir ilacın olmadığını, uydurduğumu söylediler. Oysa o ilacı Edip Büyükkoca ile ikimizin bulduğumuzu 1980'li yıllardaki kitaplarımda çıtlatmıştım ve İstanbul Sigorta hastanelerinde 20 yıl denedik. Allah'tanki F.Soykan isimli dostumuz, ilacın yapımında asistanlık ettiğini ve benden gıyaben haberi olduğunu gruba yazdı da, ötekilerin çenesi kapandı. (Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum:))) Daha beterini söyleyeyim mi? İlacı enseme enjekte ederek, kendimi yapay olarak "İyi huylu" kanser gibi bir şey enjekte ettim, ya kötü huylu/habis olsaydı????? Bunu tarihte bir Louis Pasteur yaptı, bir de ben! Pasteur, kuduz aşısını önce kendinde denedi: Kendine kuduz mikrobu bulaştırdı ve AŞIYI kendi bağışıklık sisteminden elde etti. Benim yaptığım ense operasyonum da aynıdır. Bütün bunlara karşı teşekkür ve ücret beklemedim. Zülkarneynlerden biri olmak kolay değil! Zülkarneyn "Kredinizi=ödünç imkanınızı=Gücünüzü" istemiştir, hibe değil... BEN NEYİM? Gelecekten tasdikli olarak yazıyorum: Bir Zülkarneyn'im/iki zamanlıyım AMA iki boynuzlu değilim... Bazı kanallarda ve forumlarda yazıldığı gibi HAYVAN değilim. Hiçbir hayvan Tarık SEMA'sına çıkmadı ve çıkmayacak. Ben üstüne üstlük DABBET'in 49 anlamından biriyim. Yani 49'da bir HİSSEM var. (Bu minicik orantıyı bana çok görenleri, yakıştırmayanları Allah'ın huzurunda kınıyorum. Ayrıca mahşerde ARZ'dan dirildiğimizde HERKES yani her bilinçli varlık DABBET olacaktır. O gün beni anımsayınız, çünkü sizler de MEZAR saksısındaki topraktan biten Dabbetler olacaksınız. Karakabir tekilliği ikinci kez sizleri yeniden yaratacaktır.)
Ve de: DABBET HAYVAN demek değildir. Olsa olsa terbiyesizliktir. Ama hayvan (yaşayan kanlı canlı) tüm organizmalar Mahşerde yaratılacaktır. Bu bakımdan hayvan isem, "İnsanların her biri de omurgalı/memeli/Maymungillerden HAYVAN diye tasnif edilmiyor mu? Ruhlar tek'tir demedim mi? (Ayşekadın fasulya, Karafatma böceği ve ben aynı ruhul KÜLL'ü paylaşırız diye yazmadım mı? Farklı olan, karmaşık yapısı olan sadece AYRIK NEFSlerdir demedim mi?) silisyum chip'ini, silicon Valley'i, yeniden gen yoluyla (Jurasic park örneği) nesli tükenmiş hayvanları (ör.dinozor) yapan teknolojilerin, ahıretteki yeniden dirilişlerimizin (rejuction) ve sayılmayacak kadar çok 49 yorumun tamamı DABBET demek değil midir? Elbette DERNEK kurabilirdik. Ama o dernek bir yıl içinde Zero-n eline geçerdi ve "Hanifliği" onlar saptırarak satmaya ve dejenere etmeye başlardı ve ruhunuz duymazdı. Şura kurmakta fiyasko veren bizler nasıl olur da Dernek kurmayı bu kadar kolay sanırız? WEMB'den vazgeçmemizin nedeni "Bu kutsal ismin, çok ucuza gitmemesi ya da ticari deyimle "Marka"nın eskitilmemesiydi. Yineliyorum: Aidat vermeyenlere kırgın, kızgın sitemli matemli değilim. Ben Zülkarneyn'im: Sedd yapacağım diyorum. İsteyen verir vermez. Ama Zülkarneyn 34 kişiden alıp YİNE de SEDDİ yapabilir. Kur'an bir Tarih kitabıdır aynı zamanda... Tarih de bir tekerrürdür. (Peryodik olarak kendini yineler) HANİF'liğin ilk aşamasında kuşkusuz İbrahim atamızın dünyanın en yoksul yeri olan o zamanki haliyle çöl olan kabe coğrafyasına gitmesinin bir anlamı vardı. Biz de FAKİR başladık. Yoksulluğum İbrahim atamız kadar ONURLUDUR. Kimseden hiç bir şey istemeden onurumla yaşadım. İşte bunlar MEKKE'deki İbrahim dönemidir. Ama artık ZEMZEM fışkırmalı MEKKE sulak olmalı! Yani bizler artık "Refah"a -AMA BİRLİKTE- eşit refaha gitmeliyiz. İnsanca yaşamalıyız. Bu çok önemli: Düşünün Zülkarneyn'in "Ben size bedenimle ve mali gücümle yardım edeceğim" diyerek Y-Mecüc'den müşteki kavimlere yardım etmesini... Bu çok mantıksız ve ben bunu hep yaptım. Ta ki artık bu davranışın Kur'an'a AYKIRI olduğunu öğrenene kadar. O zaman sizlerden "Okutamayacağım 7 öğrencim var" diye yardım istedim. Ben bir zülkarneyn'im ama, onu bile beceremiyorum. Ben yardım göreceğime tersine yardıma koşturuyorum. (Ama bu davranışım KUR'AN'A TERS! Diyorum ki: "Ben Zülkarneyn isem, bana GÜCÜYLE yardım etmeliler" (Hep bunun tersini yaptım.) Bu bakımdan artık "OLTA" almak istememde bir sakınca yok. Balığı kendim tutmak istiyorum Tutup sizinle paylaşmak için. Dünyadaki en büyük SATIŞ bilgi sektörüdür. MC Donalds değil, Bill Gates kazanır. O halde bu bilgi SATIŞINA ŞURA olarak ARTIK başlayalım. Kur'an tefsiri olacağı için o fasiküllerden benim bir tek kuruş kazanç almam mümkün değil. Ama onun dışında bir şeylerden (ilaç, buluş vb.) bence bir sakıncası yok. Hakkıma düşeni alırım (örneğin 313'de bir hisse) İşte böyle sevgideğer Jüri ve saygıdeğer hanımefendiler Hatta, belli zamanlarda bir çalışma grubu (Redaksiyon gibi) de oluşturmalıyız.
Ve ilk bomba şu: HANİF İSLAM el kitabı! Artık bu kitabı BİZİM DIŞIMIZDA dünya okumalı DÜNYA OKUMALI! İlk bombamız bu! İlk kitap.... İlk devrim! Siyonizmin Zero/N kampına karşı çoook iyi bir strateji ve taktik kitabı yazabilecek içimizde redaktörler var. MÜRSELLER işbaşına... Üç zülkarneyn'in üç sacayağının BUGÜNE ve BUNUN İÇİN bu ÇAĞA gönderildiğini ve gönderenin DOĞRUDAN ALLAH olduğunu artık biliyoruz. Bilmeyene de bildiriyorum. MİLAT_YUM bugünler için ALLAH tarafından ilan edilmesi istendi. 7 bin yıllık HANİF din bunun için yeniden ve yine ve en son DİN olarak BİZLERE teslim edildi. Bu benim SAĞ ELİMDİR. Daha önce hiç bir şekilde HANİFLİĞİ SAĞ ELİMLE YAZMAMIŞTIM. Yed-i yemin ve Yed-i emin bu benim ellerim! Bu ellerden HANİFLİĞİ öğreneCEK. Mesih Mehdi. Onlar bu satırlardan sonra HANİF oldular, bu satırlar bugün için yazıldı. Yoksa onlara kimse Hanifliği anlatmadı BİZDEN BAŞKA... İbrahim milleti, Haniyf vb. bunları hep okuyordunuz yıllarca ve yıllarca... Mesih-Mehdi de yıllarca okudular ama ANLAMINI bilemediler İŞTE BİZLER ONLARA ÖĞRETMEN OLDUK! HANİFLİK/PROTESTANT MÜSLÜMANLIK diye öğrettik. BİZ ÖĞRETTİK. O ayetler 1400 küsur yıldır orada yok muydu? O ayetler binlerce yıldır eski bir dini vurgularcasına yok muydu? KİMSE UYANMADI Milyarlık islam alemi uyanmadı. Birgün MİLATYUM dedik. Uzun bir ara verdiRDİLER bana. Azıcık İdris oldum ölüme teğet yaşadım. Azıcık Hızır oldum karnı olmadan yaşadım. Azıcık Zülkarneyn oldum güç istedim bugün. Ve Dabbet olmaktan hiç söz etmeyeceğim. Umarım redaksiyon sizlere "Şehitliğin" mekanizmasını bilim ışığı altında derleyip toplarlar. Böylece "GELECEĞİNİZİN MAKAMINI" bilerek ve çözerek karşılarsınız/karşılarım. Selam selam İŞBAŞINDAYIM! Salat'ımda ALAK'ı okudum. Bir kıkırdaksı organik cisimdi. Sanki organik bir midye ya da UFO biçimindeydi. Midye açıldı: İki tane kulakmış meğer. Hiç bu kadar büyük insan kulağı görmemiştim. İyice baktım: Orada bir CENİN vardı!
Secde halindeydi. O bendim! Kendime baktım tahminen 85 yaşlarında bir CENİN idim. Yine de ÇOCUKTUM! Çook yaşlı bir çocuk! Neredeyse boyum yarı yarıya kısalmıştı. Hele secde durumunda kendimi derleyip toplayınca yarım metreden az olmuştum. O bendim. Kulağa baktım, üzerindeki çıkıntılardan Semi'u yazısını okudum. Allah'ın beni işittiğini anladım ve yeniden ağlamaya vesile oldu. Ağlatan namazlarımı arada bir yazmaktan kendimi alamıyorum. Bunlar hayal, kurgu, halusinasyon vb. değildi. Sadece Alak suresini okurken olup biten bir görüngüydü. Kulak ve Alak arasındaki Alakayı merak ediyorum şimdi... OKUMAK ile DUYMAK arasındaki bir ilgi gibi... Acaba bu ne olabilir diye bayağı meraklandım şimdi... Tecessüsüsümü yazdım sadece... 31/27 Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz daha katılarak yardımcı olsa, Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah Aziz'dir, Hakim'dir. Bir ayet ki, bir ayet... Evrenimizde başka sistemlerde 7 deniz olduğunu bildiriyor. (7 Gök ve 7 yer DİK; 7 Deniz ve 7 iklim ise ENLEME olarak evrenin şifresini tutuyor.) KALEM >> DİK olanı ve ELİF harfi. Mürekkep ile kastedilen ise B harfi (yatay olanı). (Arapça B olarak düşünün.) Kelimeleri bir gün açarız. Bunlar evren tarihinde İLK kez yazılıyor. Hiçbir yerde hiçbir zaman okuyamayacaksınız. Hepsi yepyeni, KUR'AN YENİLEŞİYOR çağlar geçince... Her şey İLK kez yapılıyor: DABBET bunun için yaratılmıştır (49'u birden). Dabbet >>> MELAMİ kelimesinde saklıdır, yerle/bir demekten öte, YERİN DİBİNDE (Depth anlamında), yani mütevazılığı da aşmış, YOKOLMUŞ demektir. Bunun için benim kıymetimi bilmeleri çok zor. Kasıntı, kibirli, hiddetli, hırçın olanların kıymetini biliyor insanoğlu... Ben “in the deep” olarak asla değeri bilinemeyecek biriyim. Dedim ya TESLA gibi "Yahu bu adam kimdi, öldü gitti?" diyecekler emin olunuz! Bendeki bilgiyi değil, gizemliliği, esrarı öne çıkarıp, TESLA gibi ansiklopedilere yazacaklar -Hanifler hariç-. Gurdjieff gibi "gizemci, majisyen" diye söz edecekler. Oysa DABBET olmak bir imtihandır/fitnedir... Hans'ın aktüalitesine, magazinine yönelerek, TESLA gibi, İLMİNİ anlayamayacaklar. Ta ki, Haniflik gibi, bir gün 3M meclisi kurulduğunda beni hatırlayacaklar.
7/184. Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Mübin bir UYARICIdan başkası değildir o. Evet benim de cinnetli olmama imkan yok. Zülkarneyn'ler bundan arındırılmıştır. Dünya'yı İbrahim atamızdan sonra İKİNCİ KEZ sallayan ve ikinci kez darbe yapan yetenekli bir çekirdek gruba (A.İmran 104=ZipZap) sahibiz. Bizim de sahibimiz muhakkak ALLAH'tır. Yeryüzüne ilk kez PROTESTANT İSLAMİYET olan HANİF DİNİ lanse ettik. Milletimizin atasına Allah'ın biricik dostu olan Duayenimiz İBRAHİM dedemize dost olmaya and içtik. OMNİSCİENCE gibi bir ilmi, Kur'an AYET (Delil)leriyle birleştirmeyi ilk kez akıl ettik. "Hiç ilimsiz Kur'an olur mu?" sırrına ulaştık. Hikmetsiz "Şu meşhuuur alimlerimiz" diye yutturulan evliya bozuntularının iplerini pazara çıkardık. ALİM'in niteliğini gösterdik ve dilinden düşmeyen duası olan "Rabbi Zıdni İlmi"yi bizler bayrak edindik. Küçük bir çekirdeğiz. Üye sayımızın 450'ye vurmasına asla aldanmayınız. Resulullah'ın yanında sözüm ona 5000 kişi vardı. Ama Bedir savaşına 313 kişi katıldı. Diğerleri ASKER kaçağıydı. İçinizdeki MÜRSELLER'e sesleniyorum: Kitaplarımı ve bunu izleyerek chat adıyla biriken sayısız kitaplarımızı artık bir düzene sokalım. Bunlardan edebi, görsel malzemeleri Web'den alınmış, harika kitaplar üretip, şirketimize armağan edelim. Bir grup arkadaşımız, şimdiye kadar benim çıkan gerçek ve korsan kitaplarımı (Mesela zaman gezmenleri vb.) günde şu kadar sayfa olarak yeniden PC'ye uyarlanmış olarak yazmalıdır. Bu kitaplardan ve sonraki chatlerimizden ANAKİTAPLAR entegre ve modernize edilerek yazılmalıdır. (Modernizasyondan kasıt sadece tekniklerin ilerlemesi değil. Millennium öncesi SIRLARI yazamıyordum, yasaktı. Millenium bilgilerimizi, bundan önceki kitaplarla birleştirerek ve görsel malzemeyle zenginleştirerek, yazmalıyız. Özellikle bundan önceki kitaplarımın tamamının dosya halinde yazılmış olarak buraya alınmasıyla yeni düzenlemeyle tümleşik bir öğreti yazmamız çok gereklidir. Bütün bunlar insanlık idealimiz dışında ŞİRKETİMİZ (AL_SET)in de bereketli gelir kaynağı olduktan başka, Kur'an ansiklopedimizin de ÇIKIŞ kitabı olacaktır.
Kalemi mükemmel Editoryal candaşlarımız sözkonusu önermelerimizi redakte ederse, ortaya çıkacak külliyatımız-hele hele yabancı dillere de çevrilince- inanılmaz bir yerli ve yabancı HANİF akımına vesile olacaktır. Amacımız, HANİF kazanmaktır, onlara hangi milletten olursa olsun ulaşmaktır. Bu görev bilinciyle stratejilerimize fikir, öneri ve katkılarınızı bekliyorum. Dil bilen dostlar da boş durmamalı ve zamanları elverdikçe yabancı dilde siteler açmalıdırlar. Bu görev kutsaldır, rastgele alınmış bir karar değildir. Kudsiyetine binaen önemle vurgulanmıştır. (ZİPZAP ÜYELERE SESLENİŞ) selam hanifcandaşlar selam Kadir gecesini "İDRAK" ettik. İtikaftan çıktım. Ne çıkıştı ama, Size başımdan geçenleri anlatmazsam çatlarım. Hem de yasakları delerek anlatacağım: Resulullah efendimiz 40 yaşındaydı, aylardan Ramazan idi. Gecelerden Kadir gecesiydi. Sonsuz evrenin sonsuz kutsal kitabını içeren ANA KİTAP Levhi Mahfuz'dan "Kur'an" Sidre'ye indirilmişti. Sidre'den ise sayısız evrenler içinden "BİZİMKİ" seçilmişti. Bizim evrenimiz ise DÜNYA ile temsil ediliyordu. Dünya semasına ise Şİ'RA'dan giriliyordu. Cebrail ss, elbette biliyordu ki, Sidre'deki "Cennet'ten" insanoğlunun ilk atası olan çift –ve dolayısıyla zürriyetleri- "Dünya" denen gezegene sürgün edilmişti. Cebrail ss elbette, 228 bin NEBİ'den sonuncusuna muhatap olduğunu da biliyordu. Kendi soyadını taşıyan hitam ül Nebi'ye ilk kez iniyordu. Cibril ül Emin soyadaşı olan Muhammed ül Emin'e "Tenezzelül melaiketehi ve ruhü sırrınca Kadir gecesi Hacerül Esved içindeki "SAKLI UZAYDA" yerini aldı. O gece efendimiz de bir tuhaf huzur ve/veya huzursuzluk içinde, eşinden izin isteyerek, beytullah'a gitti. Elini karataş'a sürdü. Dış dünyaya tamamen kapalı olan karataş sanki bir gösteri yaptı: Nefhi Sur'dan Levhi Mahfuz'a; NEVH-LEVH yolundan geleni Sidre tül münteha'dan alıp hatemül enbiya'ya götürmesi gerekiyordu. Şi'ra'dan girip Hira'dan çıkması ile birgün (Bize göre 50 bin yıl) tamamlanacaktı. (Göksel takvimde önce GECE girer, sonra gün gelir. Ör. Cuma gecesi dendiğinde akşam ezanıyla birlikte giren perşembe gecesidir. Sabah ezanıyla başlayan Gün ise Cuma'dır.) Resulullah efendimiz karataşa elini koyduğunda bunları gördü adeta... Bu gece yürüyüşü (İSRA) ona sonun başlangıcını yaşatıyordu sanki... Gün ışıyınca bundan rahatsız oldu, gecenin bitmemesini istiyordu. Karataş'ın sızdırdığı adrese, Hira dağındaki mağaraya gitti.
Yakıcı Hicaz güneşinden kaçarak, ashabı kehf gibi HİRA mağarasına sığınarak koza sürecine girdi. Koza içinden yankılanan "FİKRA, FİKRA" sesine uyarak, ikindi güneşine kadar öylece tefekkür etti. Sonra içindeki ses dışa vurdu: "İKRA!" Yıllardan 611, aylardan ramazan, günlerden KADİR GÜNÜ idi! Kadir gecesini izleyen gün! Yani Kadir günü! İşte dostlar size bir KADİR GÜNÜNDEN yazıyorum. Kadir gecesi neler oldu bana neler! Allah'tan "YÜRÜ/ARŞ İLERİ" komutunu aldığımdan beri ilk kez, chat veya normal sohbet dışında kendi başıma kaldım. Spil'in tek kovuğunda idim. Tekbaşına olmadığımı da çok geçmeden öğrendim. Bana 7 şey verildi: 1. Yedi Mesani beratı 2. Alimlik beratı 3. Dabbet olduğum beratı ve Arz beratı 4. Şehitlik beratı 5. Protestant İslam kurulumu için "İbrahim beratı" 6. 3M+ ya bağlı olarak 40lar Jury beratı. 7. Hans ül Emin adının beratı. Kadir gecesini bir idrak ettim ki "Wema edrake ma leyletil Kadr?" sırrı gözlerimin önüne serildi. Yarım yamalak bildiklerimi de TAM bildim dün gece... 1. YEDİ MESANİ BERATI----------------------------------------Her ayetin 7 ASLİ anlamı olduğunu bildirmiştim. Özellikle "7 Mesani"nin bir anlamı da SANA TEKRARLANAN 7'yi verdik (7 renk, 7 nota, 7gün,7 Gök ve 7 yer, Kur'an'ın 7 harf üzerine inmesi, Yediler meclisi, 7.dereceden denklemler, böleni 7 olan Pİ sayısı, hologramın 7 çeşidi, 7 gizli öğretinin omniscience cinsinden açılımı, sanal ve reel xyz takımı ve ortada ayna olan boyutla 7 adet boyut. Yedi açılmayan, kıvrılı kalmış boyut vb.) Eğer bu ayet müteşabih=MİSAL ise 7+7 anlamı vardır. Eğer Misal kelimesi ayet içinde iki kez yineleniyorsa (Nur 35, Ankebut vb.) 49 anlamı vardır. Tahkim=AMME ayetlerini DAHİL tüm ayetlerin 7 anlamı vardır. Fakat bir şeyi farkettim: Dünden beri rastgele bir ayete doğrudan 49 anlam verebiliyorum. (50 olmuyor) Üstelik bunlar bildiğim şeyler ama, artık neyi bildiğimi iyice biliyorum, unutma olayı
tamamen yokoldu! Sabaha karşı 7 gökün kendisini gördüm. Eskiden onu salyangoz kabuğu gibi giderek üzerine sarılarak genişleyen bir evren modeli olarak düşünürdüm. Dün gece onun "NEFHİ SUR" olduğunu ve iki borunun Yin-Yang'ın 3D modeli gibi gördüm. Evrenimiz çift idi. Biri madde diğeri antimadde idi ve içiçe ama illa ki birlikteydiler ve her ikisi de bir kürenin içindeydiler. 2. ALİMLİK BERATI----------------------------------------7 MESANİ'yi içinde taşıyan Kur'an'ın sadece BİRİNCİSİNİN bile anlamını vermekten uzak kişiler mübarek Kur'an'ı 14 küsur asırdır maskara ettiler. Bunun daha dosdoğru yedisi var geride! Pekiyi 14 ve 49 anlamlı Müteşabih=MİSALLERİ nasıl çözecekler? Ankebut 43'de "Allah bu Misalleri tüm insanlara verdiği halde sadece ALİMLER anlıyorlar." buyuruyor. Alim/BİLGİN yok ki! En fazla İslam okültizminden Arif/BİLGE çıkmıştır. Ama ayetler demiyor ki, "Allah'ın verdiği bu misaller var ya, onları tüm insanlara irad ettiğimiz halde, yalnızca ALİMLER ve ARİFLER anlıyor..." Ariflerden hiç söz edilmez ki. Çünkü Arifler ya aşk ehlidir ya fıkıh ehlidir. İLİM ehli değillerdir. İlim ehli olan sadece ALİMLERDİR. Üstelik Ariflikten aşk ve fıkıhtan sonra terfii etmişlerdir. Ayet şöyle diyor: "Bütün kulları içinde sadece ALİMLER Allah'tan korkar=Müttekidir." Aşk, fıkıh ehli Allah'a ya aşk ile ya da hukuk olarak yaklaşırlar. Korktukları bildirilmemiştir. Allah'tan korkan tek kategori ALİMLERDİR. Bunun bedeli olarak da onlar Allah'ın MİSALLERİNİ anlayan tek klasman grubudur. Haniflik nasıl İslam dini içinde TEK GÜZEL ayrıcalık ise, ALİMLİK de tüm insan kullar içinde TEK GÜZEL AYRICALIKTIR! Düne kadar şuna hayıflanmıştım: "Ben ölümü teğet olarak taddım, fakat bana Alim olup olmadığım söylenmedi, yoksa değil miyim?" Bunun yanıtını ise DABBETLİK beratında buldum: İzlerseniz anlayacağız, 3. DABBETLİK ve ARZ BERATLARI------------Daha önce "Gelecek teyidi ile" Dabbet olduğumu kabaca sezmiştim. Ama şimdi iş başka: Eğer bizlerin Alim sandığı/Alim diye yutturulan Din papazları, mezheb imamları, tarikat şeyhleri ve Kur'an'ı en az anlayan, Arapça bilmeyen ARAP ustalarına bağlı mealciler, müfessirler Kur'an'ı GERÇEKTEN anlamış, tevil ile yorumlamış olsalardı, "Doğrusu Allah'ın ayetlerini hiç anlamıyorsunuz" diyen bir DABBET'e ihtiyaç doğmazdı ve bugün herkes Hanif olurdu! Dün şunu öğrendim:
Unutmayın ki Dabbet, bir talebin ARZ'ıdır. Bunun içindir ki, ARZ'ın ikinci anlamı olan ARZ+ETMEK sonucu benim adım DABBETÜL ARZ'DIR. Diplerden, derin 7 ve misli anlamlardan sizlerin taleplerine Kur'an denen yegane doğruyu ARZ etmekteyim. Bunun sonucu olarak: a)Üstler RİCA eder/astlar ise ARZ eder. (Dilekçeleri hatırlayınız) Ben ASTIM! Yani tabii melami, doğal alçakgönüllü ve fıtraten mütevazıyım. Ben talep edenden AŞAĞIYIM! b) Talep eden TLB kökünden TALEBE'dir. Ama tüm alçakgönüllüğüne rağmen ARZ eden=Dabbet, bakınız telebenin öğretmeni olan muALliM'dir. ALM kökünden.... Ben sizlerden aşağıyım alçak-alçakgönüllüyüm fakat öğretmeninizim. O halde ben doğal bir Alim'im, son nefesimi beklemeye de gerek yok, ama ben o nefeste teyid edilmedikçe asla ALİM'im demiyeceğim. c) DABBE-tül-ARZ'ın bir anlamı da şudur: ŞİMDİ hepinizden yaşça o kadar küçüğüm ki, sizler büyüklerimsiniz. Sizlere üff demek dahil, hiçbir saygısızlık yapmamakla emrolundum. Yani ben, doğal atalarınız-ki sizi yanılttılar-gibi sizlere ATA DİNİ veriyor değilim. Ben hepinizden yüzyıllarca küçüğünüz olarak ata dinini SUNAMAM! Bu olsa olsa TORUN dini olur ama asla (İbrahim atamız dışında) ata dini olamaz! Büyüklerim olduğunuz için sizden RİCA ederim diyemem. Büyüklerim olduğunuz için size ancak ARZ ederim. Bu nedenle Dabbetül Arz denen kıyamet alameti, sizlere ESKİDEN verilmiş bir şey değil, İLERİDE çıkacak bir alamet idi. İlerisi her iki zamanlı için geniş bir zaman yelpazesidir. İki zamanlıların ön karakteristiği şudur: 4. ŞEHİTLİK BERATI--------------------------------------Zülkarneynlerin hiçbiri "Geçmişten gelmiş" değillerdir, (daha sonra=KIYAMET ALAMETİ demek, daha sonra demektir, ortaya çıkacaklardır. Her çağın kitabı Kur'an, geçmişte kalanlara "ARZ(dan veya arz eden) DABBE'si çıkarırız da "Allah'ın ayetlerine (Bilimsel kanıtlarına) yeterince (HANİFLİK HER ŞEYE YETER) inanmadığınızı (İKİ KEZ İMAN ETMEDİĞİNİZİ) söyler!" Bu gelecek yelpazesi süreğendir. Mesela 200 yıl sonra dahi Dabbet onların "GELECEĞİNDEDİR" Dabbet öldürülmüş ve geri Şehid olarak geri verilmiştir. O halde Dabbet ölümlü İsa'nın da Mehdi'nin de geleceğindedir. Çünkü açık senet var: Şehitler ölmez! Dün öğrendim ki, şehidlik için başka veriler de varmış: a)Dabbet kişinin geleceğe dönmesi yasaklıdır. O artık yemyeşil bir Arz'a yapışmış kalmıştır ve Tarık'a zıplama şansı yoktur, kanadı kırılmıştır. Buna üzülürken:
b) Şehid olan İKİ ZAMANLI ise mutlaka İKİNCİ ZAMANDA'da uğraş verecektir, savaşacaktır. Kendimi 3M ardında işaretli, üniformalı ve sadece düşmana görünen bir asker olarak gördüm. Yanımda siz çekirdekten kişiler de vardı. Arkamızda da çok düzenli bir ordu. Bu ordunun sırrını da Mürselat ve Naziat her ikisinin de 1 ila 5inci ayetlerinde idi. Ben ve diğer Hanif şehidler bu ordunun içinde ve ayetlerde anlatıldığı üzere savaşıyorduk. 5000 kişilik nurlu/beyaz bir ordu içindeki YEŞİL RENK ile ayırt edilen "İNSAN LEJYONERLERİ" müfrezesiydik. Karasancak düştükçe ayağa kaldırdık, Mehdi'yi kaç kere koruduk, tüylerim diken diken oldu ve halen yatışamadım... 5. İBRAHİM MİLLETİ BERATI--------------------------------------Her üç müslümandan birinin akın akın HANİF dine girdiğini gördüm! Mahşerden farksızdık. Bunu başlatanın burada 460 kişilik bir grup olacağına halen inanamıyorum. Çizdiğimiz karasancak'ların üniformalara apolet ve yakalara kadar dikildiğini, Laser projektörlerince post-bayrak olarak gökyüzünde ışıdığını gördüm. Klasik bayrakları gördüm, düşman süfyanistler ne yakabiliyor; ne yırtabiliyorlardı. Barışı ve İbrahim milletini gördüm! Hristiyanların Mesih'in emrine uyup, karasancak altında din değiştirdiklerini gördüm! Tüm Japon toplumunun Hanif müslüman olduğunu gördüm! Çoğaldıkça yürüdük! Yürüdük yürüdük ve mahşere geldik "En öndekinin" İbrahim atamız olduğunu gördüm. Mahşerde Karasancak'ı gördüm, İsmail ss.elindeydi, Resulullah'ın İsmail as.dan bayrağı kapmaya yarıştığını gördüm. Şehidin ve şahidin gözleri bunları gördü. 6. 3M+KIRKLAR MECLİSİ ve 313 MÜRSELLER BERATI-----------------M harfinin sırrından söz edeceğim: Elif-Lam-MİM-Ra'nın M harfi... Elif=Allah, Lam=Lema/Söz vermek ve M=Misak/söz alan, R=Rasuleyn! M harfi (Allah'ın isimleri ve efendimizin ismi dışında) en başta MİSAK kelimesinin ta kendisidir. Bunu izleyerek MECLİS, MUCİZE ve MUCİD kelimelerinin operatörüdür. Mucize naklolan=Majisyen, Messiah=İsa, Mighty=Mehdi ve Maîtrea=Hızır üçlemesi... a). Hızır hem İdris ve Yahya'nın üçgeninde; 3LER b). hem Mesih ve Mehdi'nin üçgeninde üçüncü tekrarle kendisi olarak toplam BEŞLER meclisi
c). hem de Lokman+Üzeyr ikilisinin üçüncüsü olarak 7ler meclisinde d) Ayrıca BİRİNCİ Zülkarneyn ve Zülkifl (Hezekiel)ikilisinin ÜÇÜNCÜSÜ olarak, dokuzlar meclisinde yer almaktadır. Diğer ashabı kehf (3+5+7) ve kalanı BİZİM BAĞIN zülkarneynleri olmak üzere hepsinin toplamı olarak Şi'ra Şurası (40lar jurysi/meclisi) başkanıdır. Zülkarneynlerden biri aynı zamanda Dabbe olduğundan (Bir eksik sayılarak)toplamları kırktır. Kırklar meclisinin diğer adı ALLAHLAW'dır. Bunu izleyerek 313 Mürseller meclisi vardır ki, biri yine Hızır, biri Dabbet ve Zülkarneyn olan Mürsel, biri de yine tekrar ile Mehdi Resul'dür. Allah bizden üç kademede Misak almıştır: a) Kalu Bela'da tüm BİLİNÇLİ (Şİ'RA/Şuurlu) varlıklardan; b) Halife olarak yaratılan tüm insanlardan c) Tüm cin ve insan peygamberlerinden alınan misak Misak Kalubela GENEL; Kalubela insanaü ÖZEL sonrası ÜÇÜNCÜ celse olan tüm peygamberlerin katıldığı kalubela'nın da adıdır. Bu üçüncüsüne diğer insanlar/RUH(lar) katılmamıştır. Misak'ın biri peygamber (Yahya) diğeri tüm insanları temsilen HIZIR olmak üzere iki temsilcisi vardır. Yahya as. doğrudan Misak elçisidir! (Resul=Peygamber) Fakat Hızır elçi değildir. Tüm ilk kalubela'nın tüm ruhların/insanlarının adına müvekkil ve müekkel olarak TEMSİLCİSİDİR. Tüm kitap bilgileri bir Rahmet ve ilim olarak kendisine tevdii edilmiştir. Levhi Mahfuz'un da tanığıdır. Pekiyi neden Yahya as. Levhi Mahfuz'u HIZIR gibi bilememektedir? Çünkü o peygamberdir ve peygamberler Levh'e çıkamaz; Levhden vahy alırlar. Altın kural gereği ölümsüz Yahya (Muhyi'den HAYAT sahibi anlamında, geçici ÖMÜR değil EBEDİ HAYAT anlamında. İbranicesi HYATT'tan hyahannes=Ebedi diri=Yohannes, John, Jean, Juan, ian, ivan, janos, ohannes, Johannes, Jens, Johann, Hans, Yahya vb.) RUH'un bilinçaltında bu misak saklı olduğundan, dünyada en çok kullanılan isim YAHYA'dır. Yahya Rahmet'i; İdris İLMİ, Hızır ise hem Rahmeti hem ilmi birlikte üstlenmiştir. İdris "Yüce bir kattadır" o sadece ALİMLERİN GÖNLÜNDE zuhur eder, onu alim olandan başkası göremez. Yahya as. çok seyrek olarak zuhur eder,Allah'ın sevgili ve infakçı kullarına görünür ve hatta konuşur. Asıl bağlantı ise herçağın dirisi olan Levhi Mahfuz tanığı ve Yahya'nın devralışına kadar MİSAK elçisi olan kişidir. Onu sevmeyen yoktur. Tüm myth'lerde vardır. (Maitrea/Mitra)
tüm folklorlarda (Dede Korkut) tüm çocukların sevgisinde (Santa) tüm Alimlerin rehberidir. (Başöğretmen anlamında) o tüm başı dara gelenlerin HAZIR bulduğudur. (Hızır) Tüm Haniflerin parental directory'sidir (Turgut) Kâh dede (Yaş ve)görüntüsüyle çıkagelir, kâhi de 18 yaşında görünür ve siz daha yaşlı olmanıza rağmen size "Evlat/Oğul" diye hitap ederek şaşırtır. Gelecek olan İsa ve tüm Zülkarnreynler eceliyle ölecektir. Öldürülecek olan Hızır ve Kıyametle ölecek olan Lokman, Üzeyr ve Zülkifl as.da devre dışı kalacaktır. Yahya ss. Misak Rasulü görevini Hızır mahşerde herkesle birlikte dirilene kadar üstlenecek ve MİSAK kesintisiz ve sürekli yaşatılacaktır. 7. HANSÜL EMİN beratı--------------------------------Bunu size açıklayamayacağım. İşte böyle dostlar! Bir Kadir gecesi idrak ettim ki, idrakım durdu! TANYERİ ağarınca içime bir şey (İndi mi sindi mi bilmiyorum) yanımdan ayırmadığım radyoaktivite ölçer kol saatimdeki değerler o anda SIFIRA indi.
BÖLÜM B YECÜC-MECÜC Bismillahirrahmanirrahim KEHF(94). Kalu ya zel karneyni inne ye'cuce ve me'cuce müfsidune fil erdı fe hel nec'alü leke harcen ala en tec'ale beynena ve beynehüm sedda Günün birinde Rabbimiz maddeyi yaratmayı diledi. (E=mc2 uyarınca önce evrende sadece E vardı, Ama bir gün yaratıcı başlangıç tekili olan Rabbimiz, salt enerji bir evren yerine madde ile birlikte bir evren yaratmayı diledi. Yani yokluğa göre varlık mevcut oldu.) Kısaca İNSAN yaratıldı. 40 gün öylece bekledi. Cennet takviminde YEWM=Gün birimi bir günün ellibin yıla, yani ışık hızının 50000x365 bin katı olduğu TAKYON hızındaki bir takvime endeksli olduğundan bu bitmez tükenmez uzun yıllarda yeryüzü ateştop olmaktan çıkıp soğumaya, metan, amonyak, Karbonoksitleri ve subuharı bulutlarının şiddetli yağmurlarına, saniyede milyonlarca kez çakan yıldırımların yarattığı kimyasal
reaksiyonların ikinci sonucu olan organik kimya (Levo sol elli moleküller) oluşumuna başladı. Bu İnsan'ın çamuruydu ve 40 gün beklemekteydi. Dünyada ise kırk günün sadece iki günü geçmişti... Cansız proteinler, "Yukarıda izdüşümünü aldıkları" insanın oluşma sürecinde, Adenin, Guanin Cytocin ve Guanin dörtlü şifresinden oluşan bir dizi DNA'ya döndüler, önce tomurcuklanarak çoğalan çekirdeksiz, prionlara, sonra çekirdekli, kristalize, isterse cansız gibi binlerce yıl yapay biçimde uyuyan, tohum gibi bekleyen, isterse canlanan yani cansız ve canlı arasında davranan Vire'lere dönüştüler. Bunları ne hayvan ne bitki olan, oksijenden zehirlenen, yanardağ içindeki sıcaklarda yaşayan, mağma yiyen archeovire'ler izledi. Bunlar daha sonra yanardağ kraterlerinden giderek soğumakta olan dünya'ya çıktılar. Bunlar da ikiye ayrıldılar. Oksijenden zehirlenenler bitki kategorisine geçtiler. Gündüz, CO 2 alıp, O2 verdiler ve dünya oksijence zenginleşmeye başladı. Gece ise tersine oksijen alıp, Karbondioksit vermeye başladılar. Bu bir tür ikili yaşam (Örneğin amfibiler, hem karada hem denizde yaşamak gibi... Bitkileri ayıran özellik klorofil çeperidir) Diğerleri ise ikili değil tek yaşam biçimindeki primitiv, prototip hayvancık tek hücreli mikroorganizmalar oldular. Sonra Diğerleri oksijen ile yaşayanlar olarak ayrıldılar. Bundan sonraki iki gün ise çok hücrelilere geçildi. Yüksek yapılı hayvan ve bitkiler görünmeye başladı. Tek hücreli algea (ALG=Yosun) yerine çok hücreli bildiğimiz yosunlar ortaya çıktı. Hayvanlarda kimi amfibik, kimi sembiyoz kimi karasal yaşama dönük örgütlendiler. Yumuşakçalar, balıklar vb. suda erimiş oksijeni, diğerleri (Yunus, balina fok, mors vb.) dalgıçlığı yani arada bir hava alma şartıyla oksijen depolamayı öğrendiler. Ata hayvanlar(örneğin hyparion'dan at, eşek, zebra vb türedi, o ata ise yok oldu. Dinazorlar yerlerini küçük kelerlere bırakıp yokoldular. Uçucular türedi, bu kez deniz ve karadan sonra hava da fethedildi. Maymunsulardan maymunlara yeryüzü yaratıkları daha akıllı varlıklar oldular. Kur'an'da anlattığım yerin yayılıp döşenmesi tarihçesi 2+2+2=6 gün diye anlatılır. Bu (Cennet'teki çamur halinde bekleyen salsal=Balçık) İnsan'ın 40 gününün sadece altı günüdür. O İNSAN şimdiye dek saydığım tüm organik yaşamın tamamını salsal çamuru içinde yaşadı. Yani altı günde yeryüzündeki maymunların bilincine ulaşmıştı. Yeryüzündeki tüm varlıklar ve EVRİM, işte bu çamur-insan'ın İZDÜŞÜMLERİ'nden başka bir şey değildi. 6 günde beslenme savunma ve üreme içgüdüleri kazanıldı. (Nefsin fazlarından ilki) Kalan 24 gün ise hayvan-ötesi yani İNSAN denen Halife'nin yaratılma evresidir. (Nefsin diğer fazları, mülheme, levvame vb.)
24 gün içinde yeryüzünde bir çift ilkel yaşam türü daha çıktı. Bunların yeşil renkli ve bitki yiyen (otçul) türüne 70 cm boyundan oldukları için cüce, CÜCE'lmiş anlamında MECÜC ( Tevratta Megog ya da Mog) denilmektedir. Diğer grup ise aynı aileden fakat beyaz albino kürklü, et yiyen (Etçil) türü ise 3.20 metre boyunda olduklarından kendilerine YÜCE, YÜCELMİŞ anlamında YECÜC (Tevratta Yegog ve Gog) denmekteydi. (Onların akibetlerini, izlerlerime Zülkarneyn yazımda anlatacağım.) >Yecüc Mecüc (gog-Magog) hangi ırktır. Atası kimdir. Dünya aslında YM-cüc'ün YURDU idi. Tıpkı insanların yurdunun CENNET olması gibi. İnsanlar sürgüne geldiler. Çoğaldılar. Zamanla gog-mog ile SICAK temas kurdular. (Daha önce yazdığım Zülkarneyn ileri teknolojileriyle) izdüşüm dünyasına (KİRİŞ altına) sedd arkasına gönderildiler. Bir gün bu kiriş açılacak ve onlarla YENİDEN BİR ARAYA GELECEĞİZ. Onların ataları MAĞARA maymunları. (Homo Abilis'e kadar olan yaratıklar)
BÖLÜM C ZULKARNEYN (ZAMAN YOLCUSU) Bismillahirrahmanirrahim KEHF(83). Ve yes'eluneke an zil karneyn* kul seetlu aleyküm minhü zikra Zaman yolculuğu ve bunu gerçekleştiren aygıt (Tarık suresi 1. ayet, arapça TARİQ alındığı orijinal kelime Sanskritçe Darık, ingilizcedeki DARK'karanlık ile de ilgili) Hint ve Tibet efsanelerinde Dhurakhapalam=Mutlak karanlıkta tek başına parlayan anlamındadır. Daeniken'in de kitaplarında ve net'te de bulacağın "Tek kişilik bir uzay aracı gravürünü" anımsadın mı? Anımsamadınsa ben ve haber grubundan arkadaşlar bu konuda eminim yardımcı olacağız. Üstelik o aracın içindeki kişinin adı Zielgarth (Zülkarneyn?)olarak yazılmış. Ayrıca bu TARIK aygıtlarının tarih boyunca görüldüğü ve kaydedildiği de bir gerçek. Bu aygıtların özel isimleri birbirine çok benziyor: Wanen (Uçan dev midyeler) Waidorg, (Tibetçe "Geri dönecek olan vaad) Wareg (Eski İsveççe çok uzun mesafelere gezgin Tüccar
gemileri) Walkiria (Eski Germen efsanelerinde Cennet'in huri kızları) Walhalla (aynı efsanelerde savaşçıların ölünce gittikleri Cennet) demek. Ben sadece volvo-WANEN-2247 olanını gördüm, hem videoya alındı hem de Fotoğrafları (200 kadar) tek tek elimden geçti. Tam anlamıyla bir UFO idi... Işık hızı aşıldığında kesinsizlik ilkesi (İndeterminizm, Heisenberg'in belirsizlik ilkesinin p ve delta değişkenleri ışık hızıyla kısıtlı olduğundan dağılırlar. Elektronun r=2,7 değerindeki çapı r=0 yani intrinsic(soyut, imajiner) olur. Aynı anda elektronun hangi zamanda hangi hızda ve nerede olduğuna ilişkin belirsizlikler kalktığından, kesinlilik/belirlilik yani DETERMİNİZM ortaya çıkar. Zaman ters çalıştığı için Yarın bizim dünümüz olup BİLİRİZ. (Determine oluruz) Ama ışık hızından küçük evren için ise Allah'ın evreni kontrol sırrı olan Kesinsizlik indeterminizm ilkesi gereği yarın ne olacağımız ĞAYB'dedir ve bilinmez. ĞAYB ise herşeyi bir bir yazan, sayan o YÜCE KADİR'i mutlakın (Kaderi ıtlak olarak belirleyen İSMİ ALA=EL EVVELİ'nın elindedir. Bakınız ALA suresi ilk ayet) Allah dilediğinin ömrünü kısaltır. (Kehf suresinde bir çocuğun Hızır tarafından öldürülmesi) Kiminin ise ömrünü uzatır. (Kur'an'da DEHR=Hızır, İsa, Zülkarneyn, Lokman, Üzeyr, ayrıca Zülkifl=Hezekiel ile İdris=Enouch vb.) Es geçiyorum çünkü ayrıntı içinde ayrıntı konuyu dağıtır. Yeri gelirse ve buradan kovulmazsam, hepsine de sırayla yanıt verebilirim. Amacım, beyin kanallarına bir ışık çakmaktan çok beynin tamamına BEYİN fırtınası oluşturmak. Bunlar WEB'de bulamayacağınız ilk ve tek yazılmış tez ötesi DOKTRİN niteliğindedir. Bunları tüm tevazumla söylüyorum, amacım Kur'an'ın SADECE VE SADECE ALİMLERE verdiği MİSALLERİ (Ankebut-43'e bakınız) SİZE GÜNCELLEYEREK YÖNELTMEK. Kur'an'ın kendisi ise kıyamete kadar UPGRADE özelliklidir. Her çağın bilenleri 620'lerin Kur'anını kıyamete kadar UPDATE edeceklerdir. "Allah Nur'unu tamamlayacaktır" ayetinin ve "Ne zaman görseniz Allah bir yaratım üzerinedir" ayetleri tecelli edecektir. Zülkarneyn'e "Yecüc-Mecüc ile aralarında bir SEDD yapması şartıyla ücret teklif ediliyor. Zülkarneyn "Siz bana gücünüzle yardım edin. Benim Allah'tan alacağım çok daha hayırlıdır." diyor. Siz bana gücünüzle yardım edin diyor. Güç ise "PARA" değil ama, "Peynir ekmek, kahvaltı vb.yi siz getirin" demek, gayet açık. Zamanda ileriye, Bermuda'daki babam da gider. Binersin ışık hızındaki dalgaya seni parçacık gibi 309 yıl zıplatır. Ama geriye gelmek için önce zamanın sonuna gideceksiniz. Işık hızına ulaştığınızda maddeniz enerjiye dönecektir ve bu arzu edilmez. Zamanın sonu kıyamettir elbette. Kıyamet kopmadığı içindir ki oraya bir bilardo masasının bandına çarpıp, aynı açıyla yansırsınız. Yani tokmak gibi duvara çarpar ve aynen yansırsızınz.
Yansıma BAND'dan G E R İ Y E olmaktadır. (Zamanda geriye gitmenin 4 yolu vardır.) (1.) Bir halka tekillikli dönen karadelik bulursunuz. Halka tekillik boyunca geri gelirken yola çıkmakta olan kendinize rastlarsınız. Yani GEÇMİŞE dönersiniz. Bunu tarihte ilk kez Zülkarneyn'ler başardı. ZigZag düzeyinde de Pau1 kamensberg, iki yıl önceki haline gitti. (KLMN deneyleri ve Montauk vb.) (N deneyi eklendi. Montauk diye bir projedir.) Zulkarneynler, Kehfler BİR TEK değildir. Kehf suresindeki tüm zikredilenler için sabit bir sayı vardır. Onlar üçtür, dördüncüleri HYBRİD'dir Onlar Beştirr altıncıları HYBRİD'dir Onlar 7'dir sekizincileri Hybrid'dir. (Adana'da Sabancı'nın meşhur çekirdeksiz KARPUZU yetiştirilir ve ihraç edilir. Bu karpuzun bir tek çekirdeği yoktur. O karpuz bu yüzden kendisi üreyemez. Kısır bir dişi gibidir. Onu üreten sır ise Sabancı'nın "At ve eşek" çiftleştirmesi olan anne ve baba karpuzdan geçiyor.) Kıtmir=Çekirdeksiz meyve. HYBRİD bu demektir. Kıtmir=Katır=Hybrid hepsi bir. Zulkarneynler TEK değildir, Kehf'ler de tek değildir. "Mağaranın ağzında" yani kollarını öne uzatırsa. Bu ne demek Kehf suresinden bulabilirsiniz. "Köpekleri de ayaklarını mağaranın girişinde uzatmıştı" Sistemin içinde ama bir parçası dışında. Hybrid'ler böyle yaşayabilir. Sistemin tam içinde ya da dışında kalamazlar ölürler. Onları bir kuvvet, perçemlerinden ve topuklarından yakalamıştır. 18 Çünkü bunlar da muhkem değil müteşabih ayetler. Müteşabih=MİSAL=İLERİ İLİM AYETLERİ. Ehli kehf zaten geleceğe gittiler. Zamanları bize göre: bir saat= 309:8 yıl=??? bir saat= 30,5 yıl X 60 dakika=/ bir dakika=?????
Ya bir saniye? Hangisi? Şimdi bu rakam bu faktör çok önemli, bir saniyemize karşılık 14 gün geçmektedir. (Bunu daha sonra açacağım) Düşünün, sizin tiktaklarınız birer saniye arayla ama orada gördüklerinizin tiktakları ise hafta aralıkla çalışıyor. Yani siz fişek gibi koşarken Onlar öylece mağaralarında blok zaman düşmüş - donmuş gibi duruyorlar. Ölü olsalar ölüdür der geçersin gidersin. Diridir deseler, oturup konuşursun, uyandırır kahvaltı edersin. Ne ölü ne diri Ne gömebiliyorsun ne konuşabiliyorsun. "Sen onları görseydin, DEHŞETLE KORKUP KAÇARDIN" ÇÜNKÜ??? Ne ölü ne diri. Peki nedir diye kaçardın. Doğru mu? ???? Bir canlı heykelsiniz çünkü. Onlar bizi görseydi salisenin binde birinde biz yok olacaktık. Onlar korkar mıydı? Birden görünüp de kaybolduğumuz için belki. Ama köpekleri korkmazdı. Çünkü biz gözlemciye kollarıyla değiyor olacaktı. Şöyle bir düşünelim: Cinler ışık hızına yakın giden enerji olmuş (Madde olamayan) insanlardır. Bizler de enerji olamayan ama madde olan Cinleriz. İkiz gibiyiz. E=mc2 gereği onlar E biz ise m. Onların 1 yılına karşılık bizim 14 yılımız geçmektedir. Yani biz yüz yaşında isek, bizimle birlikte doğan ikizimiz CİN 1400 yaşında olacaktır. Oysa ikimiz de 100 yıl yaşamaktayız. Kimse kimseden uzun yaşamıyor. Sadece görecelik var. Bize göre onlar 1400 yaşındalar (Yanlış) Onlara göre ise, tam on nesil bizler hızla büyüyor, yaşlanıp ölüyoruz. On kuşak böyle oluyoruz. Evet Ashabı Kehf ve dışarıdakiler aynı yaşıyorlar. Ömürleri yetmiş yıl ise yetmiş yıl. Ama birinin zamanı hızlandıysa ya da yavaşladıysa birbirlerini göreceli olarak izliyorlar. Ayet ne diyordu? SEN ORADA OLSAYDIN (Yani fizikteki, relativitedeki GÖZLEMCİ FAKTÖRÜ) burada bildirilen GÖZLEMCİLİK AKSİYON VE POSTULATI. Yani RELATİVİTE haber veriliyor SEN GÖZLEMCİ OLSAYDIN, DIŞARIDAN BAKSAYDIN DİYOR ALLAH,* Korkup dehşetle kaçardın. Adamlar donmuşlar kalmışlar. Öyle bir donmuşlar ki 309 yıl gibi geliyor insana. Bu arada gözlemci de on kuşak önce ölmüş olurdu. Bilirsiniz şu relativiteyi. Hep böyle şaşırtır ama Kur'an'ın bunu HABER VERMESİ çok şaşırtıcı. Üstelik Kur'an oradaki bir KARANOKTAYI da haber veriyor. Mağara dediği yer KARADELİK OLAY UFKU. Köpek daha tam girmemiş, tekilliğe girmemiş. Sağa sola dönmekten söz ediyor ki bu da DÖNEN BİR KARANOKTA olduğunu gösteriyor KEHF denen topolojik yapının. Orada bir de YAPAY KARANOKTA var. Kehf suresinde Zulkarneyn'e bir bakınız. "Getirin bana demir
kütleleri" diyor. Bu ipucundan ne çıkartırsınız. 95,96,97 Rabbinin verdiği TAM BİR DONANIM, GELECEĞİN TEKNOLOJİSİ, SİZ GÜCÜNÜZLE YARDIM EDİN=Bana peynir ekmek vb. verin besleyin size bakayım, para pul istemem diyor. Çünkü Ayette bu donanım anlatılıyor. "Biz Ona daha nice nice şeyler (Teknolojiler)vermiştik" diyor. Demir kitleleri dediği yapay karanoktacık için: (Bilirsiniz ve bunu Web'den arayabilirsiniz. Benim kitaplarımda da var.) 84 YANİ BİZ ONU UZAY-ZAMANDAKİ O TARİHTEKİ YERYÜZÜNE YERLEŞTİRDİK. (Gelecekteki yeryüzü değil, geçmişte getirildiği yeryüzü) (Zülkarneyn = İki zamanlı, iki çağ sahibi "Kuşaklar boyu sahibi" demek değil mi?) Gelecekteki yeryüzünden geçmişteki YERYÜZÜNE yerleştirilmiş. Alet edavat da yanında. Muazzam bir basınç oluşturacak bir 1N içinde çünkü. 1 ve n, ikisini de ingilizce oku: Wanen. Wanen'i bilen var mı? Wanen Walkyrie Walhalla W ya da V ile de yazıp bir web search edelim mi, mesela Wanen, Valhalla. İşte o Zülkarneyn. Almanca Luft Wanen dediği de ufo. Germendir. Valhalla'ya bakarsanız germen efsanesi olduğunu görürsünüz. Oradan Valhalla'ya bakınız. (Wothan, Odin) Valhalla'yı bulun. Gelecekte de valhalla var. Walhalla da deniyor. Ama ben Tennessee ve Mississippi Vikingiyim. Mythos olarak bakarsanız size şunu yazacaktır: “Bulutların üzerinde havada duran ve germen savaşçılarının ölünce gittiği Cennet” ŞİRA da havada durmuyor muydu? Es scheint auch ein "Atlantis" oder Götterreich in der buddhistischen Sagenwelt zugeben, nämlich das mythische Reich SHAMBHALA, denkt man noch die indogermanischen Wurzeln der Europäer, klingt das wie Walhalla, dem nordischen Paradies). Es soll im Nordosten Indiens oder am Nordpol (das Walhalla??) liegen, aber genaues weiß keiner so richtig. (nordischen paradies yazdığı Kuzeylilerin cenneti ya da kuzeydeki cennet demek, kuzey kutbu yönündeki Valhalla.) The twelve nymphs of Valhalla. They were mounted on swift horses, and held drawnswords in their hands. In the melec of battle they selected those destined to death,... First, the initial lie of Wotan, when he promises Freia as payment to the giants, apayment he never intended to deliver. Second, Wotan's habitual infidelity towards his wife, Fricka. This…
Evet WALHALLA'nın inşa edilmesinden söz ediyor. Yukarıda gökyüzünde duran Cennetimsi bir şey. Şüphesi olan var mı? Valhalla ismi nedir biliyor musunuz: Walhalla'yı TERS okuyunuz. Allah ve Law Allah yasaları Allah Love Allah sevgisi İşte Nur-36 ve Necm suresindeki Şi'ra budur. Allah'ın isminin (ALLAHlaw) anılmasına izin verdiği Büyyutin=Yerleşim birimleri ve Tarık hangarları vb. Nur-35'de Tarık'ın içi yazılıyor. Nur-36'da ise Tarıkların "UÇAK GEMİSİ MİSALİ" konuşlandığı uzay yerleşimi, kolonisi anlatılıyor. ALLAHLAW yüksek tutuldu. Orada Allah taraftarı olarak (Karşı grup değil) ALLAH+law adıyla anılmasına izin verilen bir Şira bu. Dünya çevresine inşa edilecek olanı ise VALHALLA yani tersi. Dünya çevresine yerleştirilmiş olduğunu nereden anlıyoruz? Çünkü SABAH AKŞAM diyor ayet, Yani dünyanın zamanına tam eşitlenmiş. Mars'ta ya da Andromeda'da değil. Ama şira'daki Allahlaw yöresinde zaman yolculuğuna izin veren bir dönen karadelik var. Zülkarneyn "Terminatör gibi" olduğu gibi zamanda geriye gitmesini bu halka tekilliğe borçlu. Fakat Shira çok uzak ve yüksek hızda gitmeye kalksanız İki yaşınızdaki çocuğunuz döndüğünüzde 16 yaşında oluyor. Eşinizle yaşıtsanız, o da sizden 14 yaş büyük oluyor Kim ister ki Shira gibi bir yere gitmeyi. Gidiyorsunuz, döndüğünüzde gencecik anneniz, yaşlılıktan ölmüş oluyor. İşte bu yüzden Şi'ra'nın ALLAH+LAW'ı uzakta. Ama onun yeryüzü şubesi olan WAlhalla ise dünya çevresinde. İşte bunun için Necm suresindeki ile Nur-36'daki iki istasyon farklı Bunun için "İKİ BAĞ SAHİBİ" adlı misallerden iki tane var. Kehf'teki işte Adler-Hitler kavgası ya da Alias ile Alois savaşı diyoruz. Bazıları da Armageddon diyor. Eğer Kalem suresindeki İKİ BAĞ sahibine bakarsanız, Kehf ile olandakinden aynı görünüyor ama, birinde ALLAHLAV var. Yani illa ki iyilik ergeç kazanacak. İkincisinde ise farklı bir şey var. İki bağ birden bozuluyor. Hissettiniz mi? Şimdilik şu bir iki notu daha ekleyeyim. 1n adını geçmişteki atalar mı koydu, yoksa gelecekteki torunlar mı?
Allahlaw ve Walhalla Almanca Allahohe ALLAH'IN ADININ ANILMASINA İZİN VERDİĞİ EVLER BUNLAR İKİ EVLER, BİRİ VALHALLA, DİĞERİ ŞİRA'DAKİ ALLAHLAW Almanca'da ALLAHOHE diye bir kelime vardır zaten. Bazı kelimeler gelecekten geçmişe birr geri sekme (Feedback) ile gelmiştir. Dilmaç gibi, Türkçedir. Tercüman demektir. Almancasını bulabilir misiniz? Çevirmen, tercüman. Dol......? ile başlıyor. (Verdeutscher) bu DİLMAÇ DEMEKTİR. Almanca'da bir kökü bir anlamı var mı? Yok elbette. Resmen türkçe işte. Dilmaç+Er (Meslek eki) evet ama bu TÜRKÇE Valhalla, wanen vb. Şimdi şöyle düşünelim. Aya ilk giden roketi tıpatıp kitabında anlatan kimdi? Boyuna kadar vermişti Yıllar sonra aynı satürn roketi yapıldı 75 santim daha kısaydı. Bu bir rastlantı mı? Daha denizaltının bilinmediği bir devirde Naitilus adlı ve ATOM enerjisiyle giden denizaltıyı kim yazdı? Evet Kaptan Nemo'nun Natilus'u oldu dünyanın ilk atom denizaltısı... Tarih bir tekerrürdür. mü????? Yoksa gelecek ile geçmiş arasında PASSENGER'lerden başka bir de MESSENGERLER'mi var. Bu geritepme mekanizması kurulmuş dersiniz? Dilmaç, Walhalla Wanen 10SCE MRS.CP MİSS.CCP 1N Alaska Athabaska Nebraska (Zülkarneyn yolu, rotası) 10SCE ingilizce okunup, okunuşu yazılacak. 10 S C E harfleri tek tek okuyunuz. Tennessee Amerikada bir eyalet. Bir de MRS.C P var. Aynı yöntemle okuyunuz. Miss C C P bunu da okuyunuz. Graceland albümündeki Paul Simon'ın MİSS. C C P Delta'sı. O şarkıyı bana Barny Bud armağan etmişti, onun için yazdım. Bütün bunları sonra anlatacağım. Bu Adler düzeni neden Hitler düzeni oldu. Bunu önlemeye gelen İKİNCİ EKİP yani Timebulance kimlerdir? Timebulance Ne anlama geliyor. Time+Ambulance kısaca Timebulance. İşte birincinin tersine MEHDİ'CİLER yani Allahlaw'dan gelenler. Ve Valhalla'dan gidenlerin karıştırdığı bu dünyayı nasıl düzeltecekler dersiniz? Ama onlar ayrıca MİB indirdi. Yani Kalem suresindeki "İKİ BAĞ SAHİBİNİN HER İKİSİ" birden. Oysa SHİRA'DAN (Allahlaw'dan) gelenler ise doğrudan Kehf suresindeki iki bağ sahibinden "İYİ OLANI". Ben doğrudan Kur'an'ın içindeki 7 içiçe anlamı veriyorum. Kur'an'da her şey vardır. Üstelik burada asla ve asla sci-fi bilim kurgu da yapmadık. Zorlayarak da bir şeyler yapmadık, herşey kendi kendine yerini buldu. Vortex nedir? Kod adı VORTEX. Bunun sözlük karşılığı var. Çünkü kökü Latince. Ama
çok merak ediyorsanız biraz söyleyeyim. Acaba insanoğlu gelecekteki torunlarının yardımıyla bir TARIK (1N) yapabilir mi? Şimdiki imkanlarla. Bir de, düşmüş bir UFO ile şimdiki imkanları birleştirerek yapabilir miyiz? Bir UFO düşmüş müdür? (İçindeki otopsi yapılıyor ya) Kimya bilen arkadaşlarınız bilirler ki 164 numaralı element yine kararlı. Sure sayısı relatiftir. Ama 114 geçtiği zaman (TaHa-114, Ali İmran-114 vb. gibi Ya da Ali İmran 104, Enbiya 104 gibi ayetler) hakikaten Kur'an'da kilit öneminde. Kilit gibi. 114, (Elementer tabloda kararlı adalar altalta geldiğinde) 146 ve 164 elementler kararlı adalarda bulunuyor. Hani soygazlar gibi, altalta geliyorlar Radyoaktif değil, tam tersine çok zararsız ama kurşundan iki kat ağır. O yüzden UFO'ların (Gerçek olanlarının) ÇOK KABA olduğunu bilirsiniz. Sanki dökme demir gibi. Eski Türk havanları vardır ya, çan gibi TARIK öyle bir kabalıktadır. Bunun nedeni var: Dökme ve bütün olması gerekiyor. Çünkü zamanda geriye gidecek. Her bir parça zamanda geldiği yere dönecek. Mesela kol saatim geri gidecekse kayışı gidip bir timsahın derisi olduğundan timsaha gidecek. Kristali yapıldığı tarihin gerisine gidecek. Mekanik aksam, ya hurdacıya ya da toprak altındaki çıktığı maden ocağına gidecek. O bundan sonraki konumuz. Ama şunu bilmeni isterim ki gerçek ufo'lar çok ama çok kabadır. Siz o zarif, tuhaf şeylere aldanmayın. Gerçek ufo bir tencere kapağından daha yüksektir. Eni ile boyunun farkı 1:2'dir. İçindeki çalışması ise Nur-35'de anlatılmaktadır. Dhurakhapalam (Tarık'ın Sankritçesi, Web'de var) Keşke birinizde Peter Kolosimo'nun kitabının türkçesi olsaydı. Le Matine de magiciens gibi bir ismi vardı. Zamanın gizli sahipleri sizde var mı? İşte bu Dhurak+apalam Tarık yani. İşin ilginci Kur'an'da aynı ismi veriyor. Lyre çalgısı lirizmin (Şimdi adıyla Rap müzik tekstleri oldu) simgesi. Tamamen kapalı u harfi gibi. (Ay ile ilgisi yok.) Tam anlamıyla bir Y harfi benzerinde. Yuvarlatılmış bir ye harfi, bunun uçları da dışa kıvrılmış. Bütün büyük camilerimizde o var. Lale gibi Ama kesit olarak. (zülkarneyn-çift boynuz misali mi) Zülkarneyn doğru yanıttı. Bunu resulullah Medine'de elleriyle tarif etti. Boynuz Kehf suresinde kutsanmıştır. Aynı surede köpek de kutsanmıştır. Aynı surede "İki denizin birleştiği çatal" Hızır-Yuşa-Musa'da bir ÇATAL'dan söz ediliyordu. Hani Balık canlanmıştı ve bir kayanın çatalından yol bulmuştu???? Kehf suresinde bunlar "Kutsanmış"tır. Hristiyanlarda Cuma günü uğursuzdur Yahudilerden geçme bir adettir. Cuma günleri diken üzerinde yaşarlar, onların inananları. Hele bir de Cuma ayın 13.üne rastlarsa evinden çıkmayan, evine kapanan bin manyak tanıyorum. O KARNEYN sembolünü bir de şeytanın resminin eline (aslında Neptün) tutuşturmuşlar ve şeytan güya dürdüyor.
İslam'ın kutsandığı Cuma günü ve Çatal sembolü, onlarda şeytani semboller haline getirilmiştir. Resulullah, Medine'de ilk "Düzgün" mescide, bir haç sembolünü iki ucunu yukarı atnalı gibi kıvırmış, ortadakini de aşağı eğerek bunu şerefe olarak soğuk demir işçiliğiyle yapmıştır. Ağzını yukarı çevirmiştir. Kılıç kabzaları "Haçlıları" anımsattığından Kılıcını da çatal 'Karneyn' biçiminde yaptırtmıştır. Bunu da hazreti ali'ye bilahare hediye etmiştir. Zül- fi Kar(n) "Sana zülkarneyn'i sorarlar" (Soranlar Kurayzalılardı, çünkü Tevrat'ta zulkarneyn vardır.) Yahudiler böylece kitabın (Kur'an'ın) semavi olup olmadığını anlamaya çalışıyorlardı. SiegSaga'nın bizlerden sakladığı bir çok isim var. Ben sadece 7SCE, 9SCE ve 10SCE'yi biliyorum. 1SCE halen bizim için meçhul. Bir de bir rivAyet var ki 1SCE doğrudan Zülkarneyn'in kendisidir. Bunu Dr.SiegfriedSaga söyledi. Ama "Kur'an'da zikredilen isimler üzerinde ŞAKA bile olmaz" diyerek uyardık. Olumlu-olumsuz hiçbirşey söylemedi Sieg Saga bunun üzerine... Yani o maçhulde kaldı. Kafa patlattık acaba Vanessi Zülkarneyn mi diye? (Zülkarneyn'in aracının adı da vanessi çünkü). 10SCE (1-N=Vanen) ama Vanessi serisi Tarıkların Vanen Tarıklardan bir farkı var: Vanessi'ler karadelik tekilliğini kullanarak geçmişe "Oldukları gibi" giderler. Yani yaşça küçülüp bebek olarak doğmaksızın, kendileri, araçları yanlırında ne varsa (Hamburger, ketçap, özel notları, dev bir fabrika vb.) olduğu gibi geçmişe gidebilirler. Buna Veloction yoluyla nakil deniyor. Geçmişte yapılmış bir çok belge de zaten bu nakille gerçekleşmiştir. Bir örnek: Hint Wimana resimleri... Walhalla'nın adı, Walkirie'nin adı. Bir çok efsanenin adı "Gelecekten geçmişe" veloction belgelerden ibarettir. Veloctionun tam bir kelime anlamı yok ama şöyle düşünebirsiniz: "Gelecekten geçmişe bırakılmış arkeolojik bulguların teleportasyonu". Bunu yapmak için dönen ve halka tekilliği olan, üstelik güvenli bir dönme hızı olan karadelik bulmak gerekir. Bunu Zülkarneyn'nin bulduğu (1SCE) bir gerçek gibi... Çünkü Zülkarneyn üç yolculuğunda da "Geleceğin teknolojilerini" kullanmıştır. Batı-Doğu ve ORTA yolculuklarında üç imalat yapmıştır. Bunlardan "Orta" olan sedd mimarisinde Stephen Hawking'in bulgusu olan "Minikaranokta" teknolojisi yaratmıştır. Demir kütlelerini hidrojen atomundan küçük bir minikaranoktacık yapmıştır. Yüce-Cüce (Yecüc-Mecüc) bu sayede bir zaman bükülümü altında izdüşümlü bir radyan dünyada yaşayagelmektedirler. Minikaranoktacık sayesinde önce bu Gog/Mog'lar geçici olarak diskalifiye edilmiş (Uzay-Zaman çekmecelerinden birindeki paralel cosmos'da yaşamaktadırlar) Aynı karanokta kaldığından, bu kez Ashabı Kehf'in MAĞARASI (Yani karadelik tekillik hunisi) için de etkisini sürdürmüştür. Aynı karanoktacık enerjisi "Tabutüssekine ile LİNK kurmuştur. Denizin ayrılmasında rol
almıştır. Aynı karanoktacık patlayıp akdelik biçiminde açılınca (Çünkü bir karanokta ne kadar küçükse o kadar çabuk Hawking buharlaşmasına uğrayarak patlayıp açılır. Her minikaranokta yarattığınızda, karşılığında otomatikman bir "Aknokta" oluşur.) bu aknokta da tam tersine çekimci dalgaları emerek yok eder ve sığası=Kapasitesi dolunca da elektrik yükünü yok ederek açılır. Bu bir tür mini-minnacık Big-Bang gibidir. İşte bu sayede, sözkonusu karadelik akdelik genleşmesi yapınca Hz. İsa göğe alındı. (Uzay-zaman küresi dışına çap doğrultusunda çıktı) Mini karanokta da ileride patlayıp içeriğini boşaltınca Yecücü-Mecüc istilası başlayacak. Çünkü dünyamız ile izdüşüm dünyamız, birleşecektir. Hatırlarsanız, uykuda ya da bir deneyde "Elektrik ve magnetik" alanlarımızın, birbirine dik olarak ayrıldığını, uyanınca da birleştiğini söylemiştim. Böylece elektrik alan'da bizim dünyamız magnetik DİK alanda ise "Yecüc-Mecüc dünyası AYRIK DURMAKTADIRLAR. Bunu beceren minikaranotcak yani Zülkarneyn'in yapay karadelik imalatıdır. Bu sentetik karanoktacık Hawking Buharlaşması’yla içini boşalttığında Kiriş=Sedd olarak dünyamıza dik dipolarizasyon oluşturan Yecüc-Mecüc dünyaları da birleşmiş olur. O zaman Yecüc-Mecüc her tepeden (Osilasyonun tepe noktası) dünyaya yayılırlar ve/veya biz onların dünyasına yayılmış oluruz ve/veya kiriş ile yay parçası birleşip aynı şey olur. Bu olay olmazsa Hz. İsa'nın Aknoktacık kanalıyla dönmesi imkansızlaşır, yani iki olay birbirine takma geçmedir. Dolayısıyla Yecüc-Mecü'ün yok edilmesi de "Hz. İsa'nın" görevidir. Hz. İsa’nın göğe gidip gelişi iki gündür. Bir KOZMİK gün= BİN YILDIR. Bir gün gidiş= ms. bininci yıl (İlk millennium) Dönüş de bin yıl=İkinci millenium yani, ms. 2000 yılı. Pratik olarak gitti-döndü ms.2000 yılıdır. Ancak "Yukarıda ne kadar kaldı?" Mesela 7,4 saat kaldıysa eder 309 yıl yani yaklaşık 8 saat kaldıysa bu 333 yıl eder demek istiyorum. Zaman da bir boyuttur. (V-1 kök içinde sanal bir boyut, Minkowski uzunluğu) Aynı zamanda Kozirev'in "ALAN=Zaman enlemi x zaman boylamından oluşmuş soyut iki uzunluğun oluşturduğu evren yüzeyi (km2/s2) Sarfatti-Eiberg postulatına göre ise bu üç boyutludur. (Zaman küresi) yani km küp / saniye küp. O halde zaman da üç boyutlu fakat SANAL bir uzayın ta kendisidir. Bu uzayda öyle ya da böyle yürüyorsak ve/veya uzay bize yürüyorsa Aynı mantıkla zaman-küre içinde biz yürüyoruz ve/veya zaman bize yürüyor. Resulullah Mescidi Aksa'ya gitmedi. Mescidi Aksa ona YÜRÜDÜ. DEHR denen bu üçüncü tip zamanda HIZIR özel bir yetkiye sahiptir. Zamanı bir ÇARK gibi düşünün, ya da Rulet masası gibi
Top çevrede dönüyor ve istenilen numaraya/bölmeye düşüyor. Hızır zamana DEHR (CPT-4) tipi giriyor. Yani zaman küresine veya çemberine TEĞET Ama Zülkarneyn öyle değil: Daireyi kesen bir KİRİŞ gibi "İKİ ZAMANLI" yani biri ÖNCE diğeri SONRA olan İKİ ZAMAN=KARNEYN, CPT-3 tipinde Hızır gibi HER NOKTADAN değil, TEĞET değil, Sadece İKİ NOKTA=KİRİŞ'den giriyor. Kiriş ise Kur'an'da SEDD diye geçiyor. Zülkarneyn seddi. CPT-2 impulsiftir. Osilasyoniktir. Elektrik akımı yani şebeke cereyanı gibi AC'dir, bir ileri bir geri akar. Bu zaman türüne sadece NÖTRİNOLAR uyarlar. Evrende başka hiç bir parçacık daha buna uyamaz. Nötrinolar aranılıp da bulunmayan ESİR (Ether)in ta kendisidir. Tamamen hayalettirler. Zamanda bir ileri sonra düzgün biçimde bir değeri akarlar. (Nötrino ve antinötrinoların sanıldığı gibi zamanları birbirine ters akmaani biri ileri diğeri geri gitmez. Her ikisi de BİR İLERİ-BİR GERİ akarlar. Düz gidene ANTİNÖTRİNO zamanda geri dönene de NÖTRİNO denmektedir. Yani zamanda ileri akan bir antinötrino, geriye çevrilen oku nedeniyle bu kez NÖTRİNO olur. Sonra yeniden Alternatif akım gibi yine zamanda ileri akar, sonra yine geri akar ve bu çok düzenlidir. Şeytan nasıl "UNUTTURUR" Bu Kur'an da beş-altı ayette geçer. "Şeytan unutturdu" diye... Sizce nasıl bir unutturma mekanizması? Yani şeytan'ın zamanına "Geriye" doğru birlikte akmaktalar. Orada o özel gün ve anda CPT'nin tüm T simetrileri birden işbaşında. 1. Zaman ilme akarken 2. Geri de aktı. 3. Ama hep geri akmadı Yani bir ileri bir geri aktı. Dolayısıyla orada uzay-zaman burulması oldu. Orada Zülküarneyn (İki zaman, iki kuşak sahibi)'nin KARNEYN kirişi de oluştu. Tüm simetriler birbirine girdi. Zülkarneyn zamanı demek İKİ zaman demek. Öyleyse denizin YARILDIĞI bir an var bir de YARILMADIĞI... İki deniz kavuşmadan önce yarılmışlardı. Bu "Musa'nın gelecekte geçtiği deniz" idi. Nasıl ki Zülkarneyn "Geçmişte Yecüc ve Mecüc'ü bir SEDD arkasına kavuşamaz biçimde hapsetmişti. Ancak gelecekte iki SEDD birbirine kavuşacak ve Yecüc Mecüc ile BİR ZAMANLI (Eş-Anlı, senkronize) olacağız. İşte burada ayet bir şeyi daha haber veriyor. "İKİ ZAMANLI" bir olgu var. Gelecekte (Yecüc Mecüc çıkacak gibi=Gelecekte deniz buradan yarılacak) haber veriliyor.
Teleportasyonu neredeyse yapıyoruz. Hatta ekipte iki türk doktorun da parmağı var. OPTİK KARADELİK uzmanları. Tıb ile ilgili değiller Optik karadelikler laboratuar şartlarında oluşturulabilir. Hiç duydunuz mu? Işığı tekilliğinden naklediyor dilediğiniz yere. (Tesla karadeliği) Optical Blackholes diye bir Web Search belki çıkarabilirsiniz. Bekliyorum bakalım çıkacak mı? Zulkarneyn asker-yönetici-bilim adamı.... Hızır bilim adamı-timecop(polis) .... lockman bilim adamı genetikçi yönetici Thule Qaanaaak'ın Zülkarnak okunması gibi Thule=Zül diye okunur. (th biraz dad harfinin z okunuşudur. The gibi değil de daha velaZZalin gibi sondaki e ise okunmuyor ve Thule=Zül oluveriyor.) Eskimo/inniut dilinde ve efsanelerinde QarNAAK. QAARN=Boynuz AK=Çift (Türkçedeki yan*AK, Dud*AK, Şak*AK, dam*AK gibi...) (Daha önce sizlere Turanca gramerini yazıyordum oradan hatırlayınız.) Eskimolar TURANCA konuşurlar. Su=Su Kayak=Kayık Kasak=Kızak Tope=Tepe Yay=Yaz Kobus=Mızrak (topuz gibi) Omuk=Yumurta agu=Ayı HOT=Ot ve ateş (od) Daha çok var aklıma gelmiyor Çift boynuzlu SAHİP demek ThuleQaanaak
ZülkarnEYN Bir tek ve bir tek BİZİM DİNİMİZ BİZE diyecek bir topluluk vardır: Onlar bir istisnadır Bir millettir İbrahim'in milletidir... Hanif atbaşı-yarışmadanyardımlaşarak bir rally gibi paylaşarak gider... Hanifler zaten ÖNE geçmişlerdir. (Mukarrebun öne geçmek demektir) Hanifler arasında ASLA daha da öne geçeceğim savaşı yoktur. Benim bilgim sizindir. Kazancım da sizindir. Hans Aiberg de sizindir. Doğru hedefi gösterirken "Önde" değil, en gerideyim, orayı işaret ediyorum ve "Ta orada mukarebun hedefte buluşalım." Uzak bir hedef gösterirken en önünüzde değil en gerinizdeyim. Bir hanif tüm hanifler adına rahatlıkla "BİZİM dinimiz de BİZE" diyebilir, Allah ruhsat vermiştir. Ama bir Hanif müslümanlar adına bunu söyleyemez. Herkesin dini kendinedir... Yani herkesin bildiği Muhkem ayetlere bir örnek: Yalan söylemeyin, Domuz eti yemeyin gibi... Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Teşbihlidir. Bunlar iki bölümlüdür: 1. Asal olanlar: Bir örnek Kehf suresinde allah Resulüne "Sen bunun ardına düşme..."diye çıkışıyor. (Ashabı Kehf'in sayılarının tartışılmasına kızıyor Allah) Bu Asal Müteşabih ayetleri muğlak olarak dini sömürenler daima kullanmışlardır. Bunlar ile insanlar imtihan olur (Fitne) örneğin 19 fitnesi gibi (Müddesir suresini anımsayınız. 19 ASAL sayısının insanların nasıl başını yediğini ve Sekar'a yolladığını hatırlayınız) Müteşabih ayetlerin ASAL olanının ikincisi ise MİSAL'dir. 2. Misal: Bunlar da müteşabih'tir. Ama orada MİSAL verildiği anda TOP ALLAH'ın El-Alim isminden Kullarından Alim olanlara ikram ediliyor... Hatırlayınız bir Nur suresini nasıl açmıştık ve daha üçte birine bile gelememiştik Nur-35. Allah göklerin(Melek) ve Yerin(Süflilerin Şeytan) Nuru'dur. (Elektrik de öyle değil miydi: Faz ve toprak demiştik.) İnsanı iyiye ve kötüye ayartan da bir çift meleğimiz ile özel şeytanımızdır. Şeytanı Cinlerden ayrı kılan yani hayalet nötrino/vesvese akımı gibi tutan ise "Onun nurudur". Onun nurunun misali: İçinde Sakıb (Sevakib, yıldızların güneşlerin FUZYON enerji dönüşümü ve reaktörü) diye ayet devam etmekte. Atom reaktörleri kapalıdır. (Fission=Çekirdek bölünmesi) Ama hidrojen reaktörleri fusionik'tir. Yani tamamen tehlikesizdir ve CAM içinde tutulabilir. TOKAMAK denen enerji santralleridir. O fanus göbeğinde H reaksiyonu olmaktadır... Yani H santralleri tamamen tehlikesizdir. Bir evin bahçesine monte edilebilir. Saydam olduğundan içi görülebilir. Yakıtı sadece SU'dur. Radyoaktif değildir. (Radyasyon kaçağı yoktur) Es kaza
olsa bile (Sabotaj gibi) Kozmik primerler sözünü ettiğim fanus'a (Sinildirdir) çarpar ve geri dönerek oradan dışarı çıkamadığı gibi, reaktörün kalbini de otomatikman söndürür. (H Reaktörleri en fazla bir Tuvalet kabini büyüklüğünde olacaktır. Her yerleşim birimine, çiftliklere, okullara KENDİNE yeterli enerji üretecektir. Eli kulağında on yıl içinde bu geliyor. O da NUR 35 inci ayetten...) Yani aynı kategoriden O Cifir çizimlerinde bir şekil vardı, SANDIK gibi hatırladınız mı? Hani Arş'ın 4 direğinden oluşturulmuş ve metal (Simya) kökenli bir sandık. O sandık Tabutüssekine=Sakin duran SANDIK tır. Sakin çünkü:
Arş’ın dört direği ve üç yatay katmanının hologramı... Dört direk bir kutu yapıyor. Cu, Pb, Fe, Au, Ag direkleri dik ama en altta Zigzag Arş’ında, Hg ve Sn direkleri dikey değil yatay ve kare prizmadan kopuk görünüyor. Sanki bir sandık ve aşağıda kapağı var. Bu şeklin adı: 1. Tabutüssekine (Ahit Sandığı = Fusion) 2. Tennur ( Hz. Nuh’un Tandır’ı, geminin Fission Reaktörü ) HVAYY34 Hidrojen reaktörü Yani su ile çalışan, radyasyon içermeyen H santrali.. Yeter ki O santralin her hangi bir
yerine dokunup da deşarjı yüklenmeyin. O sandık SAKİN olarak mesela evinizin bahçesinde durmaktadır. O çizimde bu da vardı: Sandığın bir direği Bakır. Ötekisi Demir. Diğeri Yarı yarıya altın-gümüş (Soymetal çubuğu) ve asıl işlevi yüklenen de dördüncü direk/çubuk Kurşun ve hemen bitişindeki radyoaktif kurşun=Uranyum. Ayetleri anımsayalım: Zülkarneyn demişti ki: "Bana D E M İ R kütleleri getirin." "Sonra onun üzerini B A K I R ile kapladı" Reaktör yapılmaya başlanmıştı. Bunlardan SİMYA (Atomfiziğinde kimya=Simyadır. Uranyum iki ayrı elemente bölünür.) yoluyla yarısı ALTIN yarısı GÜMÜŞ üçüncü bir çubuk elde etti. Sonra da "Onu körükletti" Kurşun-Uranyum çubuğu oluştu... Arş'ın dört direğinin CİFİR MİSALLERİDİR bunlar... Tabutüssekine ... Gelelim Zigzagtr'nin söylediği Nuh'un gemisinin tandırına, Tennur'a. O sandığın altında bu dört dikey direğe YATAY olarak karşı gelen bir de EN ALTTA KAPAK var. Kapağın bir yatay çubuğu Cıva (Bu aslında termostatik görevi yapmaktadır.) ötekisi de Sitanni. (Kalay) Onun da görevi "Ara eriyici"dir. Orada bir sandık ve altında BELİRLİ bir uzaklıkta KAPAĞI durmaktadır Onu farkettiniz mi?(Zigzag arşının olduğu son katman) YAPILDI bile dedim sana. Daha önce de Yahudi kralı Talut'a Allah tarafından bu Tabutüssekinedenen reaktör yapılmıştı zaten. Nuh'un gemisini hareket ettiren tennur da oydu. Bu düzeni o matematiksel verilerle yapabilen birisi sandığı ve kapağını "Nötron tepkimesine meydan vermeyecek uzaklıkta tutarak, kritik kütle hesabını iyice ayarlamak şartıyla Çelik-BakırSoymetal halitası ve Radyoaktif kurşun kullanarak bunu da Yatay polarize ederek biri tam sıvı (Cıva) ötekisi yarı sıvı(Sitanni=Kalay ama Sitanno olan değil Sitanni olan kalay elementi) Sonra daha zor sıvılaşan kurşun ve tepkime başlıyor. Kurşun tüm radyasyonu emiyor. (Canım kurşun ne kadar da fedakar) (gemiyi sürekli net dalgalarına burnunu dik tutmak için) Elbette o tarz bir şey. Soy elementler de oksitlenmeyi reddediyor. Demir ve Bakır elektrolize giriyor. Cifir çizimleri bir yana bunların tümü yine Nur-35'inci ayette vardı. Elektroliz de buna dahil ve tüm galvanometreler. Şeytan-Melek ikilemi de aynı ayetteki 49 anlamdan biri olarak bize göz atıyor. Bir H reaktörü kendiliğinden kozmik primer üretir. Bunlara biz Hyperon kur'an da ise Şıhab (Şahab) denmekte. Allah semavi müekkellerin ve süfli müvekkillerin (toprak ve fazın )NURU'dur. Bizinullah Ayetleri izleyiniz göreceksiniz ki Şeytan ve meleklerin işleyiş
mekanizması Nur-35. ayette belirecektir. Şu anda mısır yiyorum (Konserve) Nur-35'e uyarlayalım: Evet şu anda baby corn denen bir MISIR yiyorum. Bizim ufaklıklar çok seviyor. Mini haşlanmış mısır bebekleri... Evet MISIR yediğim için Mısır'ı Nur-35. ayete uygulayacağım: Ayıklanmış Mısır Maserasyona (Kükürt di oksit tanklarına) konarak kabukları şişirilme yöntemiyle ayrıltılır. Sonra da SİLİNDİR ve üzerinde CAM LUMBOZLARI olan bir VAKUM tankına konur. Orada ne olur biliyor musunuz? Dünyalar tatlısı GLİKOZ. Ondan bir kısmı NİŞASTA ve Modifiye nişasta (Tutkal için) Dekstroz. Artan her yerinden bir şey. (Protain grizi, Yağlı kek denen hayvan yemleri) Ve glikozun yakılması dolayısıyla KARAMEL yani meşrubat tatlandırıcısı. (Mısır soya sosu ya da pekmezi gibi) Bütün bunlar dışında bir şey daha vardır. Diğer işlemler yatay iken bu anlatacağım işlem DİKEY'dir. Mısırözü yağı... Tüm bitkisel yağlar ve Zeytin de buna dahil TEK BİR STANDART'tır. Kuzey-güney yönünde Kontüne edilerek BİTKİSEY YAĞ elde edilir. Bitkisel yağ ve Hayvansal yağ farkı çok önemlidir. Pamuk bitkidir ve pamuklu dokuma başka; Hayvan yapağısı olan YÜN ile yapılmış triko başka başka şeylerdir. Biri yazlık biri kışlıktır. Biri bitki(pamuk) diğeri hayvansal üründür (Yün) Bitkisel ve Hayvansal YAĞLAR da çok farklıdır. Yünlü ve pamuklu kadar farklı Yaz-kış. Eğer Nur-35.ayetin içine dalarsanız "Anlatıklarımın" tümünü RAFİNE aşamasına kadar bulacaksınız. Mısır yediğim için MISIR'dan söz ettik, bir rastlantı... Mesela gofret de yiyebilirdim. Ya da kaşar peyniri ve gelelim 28. ayete 28 Bu ayet'te bir önceki ayetin HELALLERİ içinden karapara olarak kaçırılmış avrupa birliğine girince AVRUPALI ehli kitab kafirden değil İÇİMİZDEKİ çok sevdiğimiz KAFİRLERDEN korkun Hanifcanlar. Evet şimdi de 49+1 ayet. Yani ellinci ayet. Ali İmran 49 ve 50 (BİRLİKTE) Burada "AHİT SANDIĞI" olayının Kur'an tarafından DOĞRULANMASI=Tabutüssekine olayını ayırabilirsiniz. Ahit sandığı=Tabutüssekine. Ya da Arşi el maleh. Bunun yabancı dillerdeki karşığılığını duyan var mı? İbraniceydi. Arş aynı bildiğimiz Arş. El Maleh =arş taşıyıcı melek. Dört direk dört taşıyıcı. ARCH-ANGEL'e bir bakınız. Web'de bir bakınız ne demek? ???? Archie angel de deniyor. Ama doğrusu Archangels. Arkh engeln de deniyor. Bunlardan birini bulabilirsiniz. Bulundu mu?
It's Christmas Eve and Laurel is waiting for her father to return fromwork. It's taking so long that Laurel finally falls asleep, dreaming aboutheaven-a place run much like her father's office. Here at Paradise's corporateheadquarters, Michael "Archie" Angel is busy finalizing plans for the arrival ofthe Savior's son, but things aren't going well. Evet onlardan biri Michael=Mikail "Archie" Angel =ARŞ TAŞAYICI MELEK Bizde bunlar KARİb ya da Mukarreb meleklerdir. Tevrat'ı tasdik ediyor Kur'an... Çünkü archie (Arş ) melekleri gibi Karib=Kerrubi (Qerruby, Queruby, Qerubie, Qeruby diye de araya bilirsiniz) Görüyorsunuz ki ayette bildirildiği gibi: Ali İmran 50. "Tevrat'tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım." demektedir. Bu bakımdan müteşabih ayetlere her önüne gelen girmemeli, atlamamalı. Yoksa Tevrat içinde kaybolur ve yoldan çıkar. O Müteşabihler içinde Misaller vardır. (Tabutüssekine gibi) Onu sadece alimler Anlar ve açıklar ve Tevrat'ın bize olan sızma teşebbüslerini engellerler... Yoksa kriptoloji içinde kaybolur ve "Bilmediğin şeyin ardına düşme. Bundan göz ve ayak sorumlu tutulur" ayetinin şerrine uğratılırız. "Bilmediğin" diyor ayet... Bilinmeyeni BİLİNİR yapmak BİLEN(Alim) işidir. Yani Müteşabih ayetleri Alimler açacaktır, ardından da bu mayından temizlenmiş bölgeden hepimiz gideceğiz... Orası artık selametli bir yoldur.. Şu kerrubileri daha öncede bulamamıştık. Hezekiel bu dört direk ve altında tekerleklerden oluşmuş Archangel taşıtı olan kerrubileri çok iyi anlatıyor Tevrat'ta. Web search'e Hezekiel ve Kerrubi (Qeruby vb.) diye yazabilirsiniz. Hezekiel, bir İbrani peygameridir. Tevrat'ın Hezekiel bölümünü yazmıştır. Hezekiel'den bazı bölümler: Ve baktım, ve işte, şimalden buran yeli, durmadan ateş saçan büyük bir bulut geliyordu, çevresinde parıltı, ve ortasında, sanki ateş ortasında ışıldayan maden. Ve onun ortasında dört canlı mahluk benzeri çıktı. Ve görünüşü şöyle idi: onlarda insan benzeyişi vardı; ve her birinin dört yüzü vardı, ve onlardan her birinin dört kanadı vardı. Ve ayakları doğru ayaklardı. Ve ayaklarının tabanı buzağı ayağının tabanı gibi idi, ve tunç gibi parıldamakta idiler. Ben canlı mahluklara bakarken, işte, canlı mahlukların yanında, onların her dört yüzü için, yerde bir tekerlek vardı. Tekerleklerin ve yapılarının görünüşü gök zümrüt gibi idi; ve dördünün benzeyişi birdi. Ve görünüşleri ve yapıları sanki tekerlek içinde tekerlek. Yürüdükleri zaman dörtyanlarına da gidiyorlardı. Dönmiyerek yürüyorlardı. Tekerlek çemberleri ise, yüksekti, ve korkunçtu. Ve dördünün çemberleri çepeçevre gözlerle dolu idi. Ve canlı mahluklar yürüd tekerlekler de onların yanında yürüyorlardı. Ve canlı
mahluklar yerden yükseldikçe tekerlekler yükseliyorlardı. Ve canlı mahlukların başları üzerinde gök kubbesi benzeyişi, korkunç billur gibi, yukarıdan başları üzerine yayılmıştı. Ve kubbe altında kanatları birbirine doğru dümdüzdü. Ve herbirinin bedenlerini bu yandan örten ve iki kanadı, ve obir yandan örten iki kanadı vardı. ve yürüdükleri zaman kanatlarının gürültüsünü işittim. Bunların adının Kerrubi olduğu da yazılı bu baplarda Bir şansını dene bakalım: Çünkü Kur'an bu tevrat'ı TASDİK ediyor! Yani bu kısımlarını Kur'an ONAYLIYOR!!!! dört canlı mahluk benzeri çıktı. Ve görünüşü şöyle idi: onlarda insan benzeyişi vardı; ve her birinin dört yüzü vardı, ve onlardan her birinin dörtkanadı vardı. Ve ayakları doğru ayaklardı. Ve ayaklarının tabanı buzağı ayağının tabanı gibi idi, ve tunç gibi parıldamakta idiler. Bunlar Kerrubiler (Arapçası Karibun/Mukarrebun) 4 insansı 4 yüzü var dört kanadı var "Tunç gibi parıldamakta" onların her dört yüzü için, yerde bir tekerlek Tekerleklerin ve yapılarının görünüşü gök zümrüt gibi idi; (Kur'an'da İNCİ TANESİ" diye anlatılıyor. Burada da KRİSTAL zümrüt olarak yer alıyor şimalden buran yeli =Kuzey kutbu akı yoğunluğu ya da gerilim farkının sıçraması durmadan ateş saçan büyük bir bulut =Katod ışınları, elektron bulutu çevresinde parıltı, ve ortasında, sanki ateş ortasında ışıldayan maden. Nur-35 iyice meydana çıkmaya başladı değil mi? Ne doğuda ne batıda yetişen zeytin ağacı örneği Ve onun ortasında dört canlı mahluk benzeri çıktı. Dört canlının dört yüzü var ve DÖRT yönü işaret ediyor. Ama bize gerekli olan "Kuzeyden gelen ve güneye akan" yön. Doğu ve batıdan olmayan yön.... Kuzeyden güneye elektron bulutu olarak akan..... dördünün benzeyişi birdi. Ve görünüşleri ve yapıları sanki tekerlek içinde tekerlek. Yürüdükleri zaman dört yanlarına da gidiyorlardı. Dönmiyerek yürüyorlardı.. Ve dördünün çemberleri çepeçevre gözlerle dolu idi. (UFO'ların 6 ya da 8 lumbozu vardır)
Ve canlı mahlukların başları üzerinde gök kubbesi benzeyişi, korkunç billur gibi, yukarıdan başları üzerine yayılmıştı. Daha fazla UFO olmaya başladı ve özellikle Nur35'deki ve Tarıksuresindeki PARLAYAN YILDIZ/İNCİ züccac=Kristal (Burada Zümrüt diye verilmiş) Setu bu kadar bildiği için TASDİK edilen Tevrat'ı bu kadar yazabildim. 35. Allah göklerin ve yerin Nur'udur. O'nun nuru, içinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; bu ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli zeytin ağacından yakılır. Ateş değmese bile, nerdeyse yağin kendisi aydınlatacak! Nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara misaller verir. O, herşeyi bilir. içinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; (Orada inci değil kristal=Züccac diyor) doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan Ne doğuda ne batıda Kuzeyde mesela... Kuzeyden gelen elektron bulutu gibi, bereketli zeytin ağacından yakılır= Zeytun ARTI /ZAİD idi anımsayınız. Ateş değmese bile, nerdeyse yağın kendisi aydınlatacak! Ateş değmese bile, nerdeyse yağın kendisi aydınlatacak! Sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; Nur-35'in kardeşi olan tarık suresinin ilk üç ayetini yazar mısınız? 1. Andolsun o göğe ve Tarık'a 2. Tarık'ın ne olduğunu idrak edeceksiniz. 3.Karanlıkta tekbaşına parlayandır o... Nur suresi ne diyordu: Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o. Demek ki Nur-35 aynı zamanda bir UFO MODELLEMESİDİR. Allah göklerin (Projektörle aydınlatılan) ve yerin (Resmi bulunan)nurudur. (Nur=E=hV yani h planck sabiti V dalga boyu olan IŞIK FOTONU) O'nun nurunun MİSALİ içinde ışık bulunan bir Sakıb (karanlığı delen) gibidir. E^3/C^3 MELEKİN tarifi midir? Takyon ve esir dinamiği ile ilgili bir formül verdin çünkü ;)))
Etherodynamics=Takyondinamiği Cuk diye yerini buldun tebrikler... Meleklerin (takyon eksi kütleli ve eksi kartezyan koordinatları olan canlıların) içinde hareket ettiği ortam sonsuzda-bir yani sıfıra eşdeğer olan "Külli şey'in= E S İ R" takyonların hareket ettiği bir ortamdır. Esir'i asla hissetmeyeceğiz. Çünkü sonsuzda-bir külli şey'in= SIFIRDIR. Sıfır hissedilmez... Bilim de hissetmeyecek ve bulamayacak. Ancak ve ancak onu ölüm ile birlikte "Yeşil, Mavi mor" gibi soğuk renkler olarak PK sisteminden olmak üzere ESP gözümüzle, üçüncü gözümüzle göreceğiz... Göreceğiz ama Esir'i değil IŞIMASINI göreceğiz. Verdiğin formül melekten çok bu tarafa doğru gidiyordu da ondan bu açıklamaya girdim. E=hV normal ışıktır. Bu ışığı bir zümrüt, Yakut kristali veya kuartz Ruby taşıyla E=2hv yaptığınızda onun adı ayetteki gibi: Nur ustune nurdur. Yani iki kez hV'dir.... Yani Laser'dir. Yani Hologram'ın anahtarıdır. Nur-35'deki düzeneğe bakarsanız, bir LASER donanımını hem de Laser (Faser ve Taser topları dahil) bir Cam tüp içinde üretilmekte ve ışığı yönlendirilmektedir. O'nun nuru, içinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; Normal ışık konisi her yöne parlarken LASER haline getirilip tek dalga boyunda tutulduğunda kohorent olduğundan bir tek NOKTA atışı yapar. Laser pointerleri, şu kırmızı ışıklı Laser maskotlarını mutlaka görmüşsünüzdür. Kilometrelerce ileri gider ve dağılmaz. Ve bir tek NOKTAYI işaretler. Sadece orası IŞIK OLARAK parlar. Hele Laserin bu ışığı bir an gözünüze tutulsa İNCİ GİBİ gözünüzün içinin parladığını hissedersiniz. (Bunu denerken dikkat! Laser göz retinasının hücrelerini öldürücü etkisi vardır.) Allah insanlara misaller verir. O, herseyi bilir. Burada ayrıca Laser de anlatılmaktadır. Mısır bile anlatılmaktadır. geçmişteki saçma büyük iskender (alexsander the great) tezini çürütüp yerine gelecekte doğacak bir zaman yolcusu olduğu tezini savunuyor hocam iskender türe başlıca isabeti bu ama thule quarneyn i ve bu ismin kaynağını çözememiş Bunların tümü O kitapda mı var? İlginç bir kitap olmalı. Adı neydi? Kısaca Zülkarneyn mi? İlginç bir varsayım. Ama "Büyük İskender" düzmecesinden çok daha tutarlı. İnsanların birgün uzayda sistemleri turlayacağı doğru...
Ancak onların "İleri bir uygarlık" olması gerekirdi. Eğer böyle ileri bir uygarlık iseler, çoktan gelmeliydiler. Oysa gelenlerin sadece "Torunlar=zaman gezmenleri" olduğuna ilişkin kanıt var. Zaten onlardan her biri için bir Zülkarneyn de diyebiliriz. Tüm zaman gezmenlerini (hayırlı olanları) Zülkarneyn olarak nitelendirebilir ve Kehf Suresi'ndeki bahsi tümüne uygulayabilir miyiz? Yoksa Zülkaneyn belirli bir kişilik mi? Ashabı kehf gibi: Ashabı kehf üç kişidir dördüncüleri köpekleri, ashabı kehf beş kişidir altıncısı köpekleri, kehf ehli 7 kişidir sekizincisi de köpekleri. Zülkarneyn de böyle. "KAÇ KİŞİDİR" 83. ayetten başlayıp yazalım. Unutmayınız ki 82. ayette HIZIR biter/ ve / veya Zülkarneyn başlar... Birbirine TAMAMEN bağlılar. Ama birden bir giriş yapar ve "Sana Zülkarneyn'i sorarlar" der. Ben burada hiç kitaplarımı kullanmıyorum. Hep yeni bilgi veriyorum. Her geçen gün ve her saat başı bunların tümü yenidir. Bir sitemiz var. Bir de Haber grubu... 18/82,83. "Duvar ise, şehirde iki yetim erkek çocuğa aitti. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı; babaları da iyi bir kimseydi. Rabbin onların erginlik cağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi. Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin içyüzleri budur. Biz Hızır'ın "bunları zaman içinde ileri-geri giderek yaptığını biliyoruz. Şimdi Zülkarneyn'e bağlanan kelime (Misal) şu: Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin içyüzleri budur. İç yüzü kelimesine dikkat ediniz. SEBEP ve NETİCE (Neden-sonuç) içyüzü de bir S E B E B dir. Yani nedensellik ilkesi (Causality) gereği... "Neden ve sonuç" yer değiştirmiştir. Sonuç nedenden önce geldiğinde bize "Tuhaf gelen şeyler olur ve bunları bir büyü sanırız." (Balığın canlanması gibi) Eğer Allah katından ise mucize sanırız. Hızır olayını bir daha anımsayalım: Çünkü Zülkarneyn'e buradan direkt köprü oluşacaktır. Zaten ayet aslında şöyle yazılıyor: 82. "Duvar ise, şehirde iki yetim erkek çocuğa aitti. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı; babaları da iyi bir kimseydi. Rabbin onların erginlik cağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi. " ve 83: "Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin içyüzleri
budur. Sona Zülkarneyn'den sorarlar de ki size ondan da haberlerim olacaktır." Aslında 83. ayet budur. Tamamen devamı. Öyle kopuk değil... Tersine girift olmuş... Hızır'ın zamanı DEHR tipi zamandır. Yani bir tek noktada her yere değer zaman. "Her yere girebilen" T E Ğ E T zaman. Dehr=Teğet zamandır, bunu anımsatmak için yine Satelit örneğini vereceğim: 1. Uzaya attığımız bir cismin 9,81 değerini aşması gerekir. Yoksa atılan balistik (Mermi, roket, taş vb.) geri düşer. 2. Bu değerden yukarı bir ivme verilmelidir: Bu da 11 değeridir. Bundan büyük bir değer de attığımız balistik araç uzayda sonsuza açılır ama tam olarak 11 değerinde ise DÜNYA yörüngesine oturur. Bunun anlamı şu... Roket/uydu vb. her neyse kritik orbitale oturmuştur. Yani ne uzaya açılabiliyor; ne de yeryüzüne düşebiliyor... Zaten yörüngeye oturmak demek şudur: O araç dünyaya HER NOKTTADAN düşmek istemekte: fakat HİÇBİR noktadan düşememektedir. DEHR budur işte: DEHR = Hızır'ın HER ZAMANA DÜŞMESİ'dir. Sayısı yoktur, sonsuz zamana girebilir, her zamana noktasal olarak değer=Teğet yani noktasal olarak TÜM ZAMANLARIN hakimidir. 1. Bizim gibi zamanda ileri 2. İblis ve anti madde evrenindeki gibi zamanda geri 3. Tüm zamanlarda ve blok evrende(Zamansız uzayda) olabiliyor (Sebe kraliçesinin tahtını böyle getirmişti) 4. İki zamanlı da olabiliyor 5. vs. vsb Hızır-Musa ve Yuşa olayından epeyce bir edinim edindikti. Hızır'ın Musa ve Yuşa'nın zamanına TERS yönden girdiğini anlamıştık. (Balık canlanmıştı ve de ikinci MİSAL "Şeytan bunu bana unutturdu" diyen yuşa'nın ifadesinden iblise ÖZEL olan ve bir İLERİ sonra BİR GERİ akan zamana dahil olduğunu hatırlayacaksınız.) "Şeytan bana bunu unutturdu" bu MİSAL cümle ile OSİLASYONİK yani Alternatif akım gibi "İleri ve sonra geri" çalışan bir zaman oku var demekti. Hatırlıyorsunuz değil mi? ????? Sonra Musa'yı aldı HIZIR... Onu şuradan anlıyoruz: "...bunun üzerine izleri üzerinde G E R İ döndüler"
Zamanda geriye gidildi. Yuşa (Musa'nın öldürdüğü GELECEKTEKİ YUŞA) zamanda geriye gidince çok genç olduğundan küçülerek cenin oldu. Musa ve Hızır da yaklaşık zamanda 17 yıl geriye gitmiş oldular. (Yuşa da o yaştaydı zaten) Musa daha katil olmamıştı Yuşa'yı öldürmemişti. Hızır ise çok önemli bir söz söyledi: "İÇYÜZÜNÜ=SEBEBİNİ" bilmediğin şeyler yapılacaktır, bunlar sana ne kadar mantıksız gelirse gelsin, sakın işimde engel olma... Gördüğünüz gibi yeniden SEBEP kelimesine daha doğrusu NEDEN ve SONUCUN ikisini de kapsayan tek bir kavrama "İÇYÜZÜ" MİSALİNE girdik. Soru sormak engel değil. Ama engel olan şey şu: zaman kaybetmemek... (Hızır için bir sorun yok) Ancak Musa'nın "Geriye çalışan zamanı" daha sonra "İleri çalışacaktır" Musa zamana bağımlı olacağından HIZLA yetiştirilmesi gerekli... Hani çocuğunuzu sabah okula yetiştireceksiniz. Ama bir türlü uyanmak ve gitmek istemiyor. Onun gibi bir şey... "Senin yetiştirilmen gerekli görevin var: Balığın canlandığı o yerden ileride ümmetini geçireceksin. O kaya ağzını unutma. Orada tam o kanalda deniz ikiye ayrılacak. Oradan İsrail oğulları özgürlüğe kaçacaklar. Hızır öncelikle bunu anlatıyordu. Sözkonusu o noktadan az ileride bir GEMİ vardı. O gemi gelecekte, Yuşa denen bir zalim hükümdarın Amiral gemisi olmuş ve onunla denizlerin hakimi olmuştu. Çok zalim bir Yuşa idi. Ve şöhretini o geminin fazlalığına yani dengeyi bozmasına borçluydu O gemi olmasaydı o savaşı kaybedecekti. İyi ki Zalim Yuşa'nın böyle bir HASSAS gemisi vardı. Ama Yuşa şimdi bir çocuktu pardon doğmamış bir embrio durumunda. O halde bu gemi "Parçalanmalıydı". Yani alttan delinirse orada kalırdı. Sonra Hızır musa'yı azarladı. "İÇYÜZÜNÜ" bilmediğin bir şeyi benimle muahaza etme demedim mi? Derken O gemiye en yakın bir derme çatma eve girdi Hızır... Ve orada uykuda olan çocuğun ağzını eliyle kapatarak onu ÖLDÜRDÜ... Musa kahrolmuştu: "Bir kısas hakkı olmadan bir bebeği öldürmek çok büyük bir cürümdür. Ben de seni bir adam zannetmiştim, meğer sen bir K A T İ L mişsin, sen İ S M E T sahibi değilmişsin. Bu yaptığını hiç bir şeyle açıklayamazsın, sen çok kötü bir insansın..." Musa böyle düşünüyordu. Hızır ise her bilen ALİM gibi içerliyordu bu densize ve şöyle düşünüyordu içinden: "Ben bu Yuşa'yı öldürmesem ileride SEN ÖLDÜRECEKSİN" Katil sen olacaksın. Dua et de Allah, Levhi Mahfuz'da anne-babanın DUASINI kabul etti. Dua şöyleydi: "Ya rabbi EĞER H A Y I R L I olacak ise oğlumuzu ömürlü kıl." "Onu ıslah et ey ulu Rabbimiz" Allahüuekber bu duanın gücüdür ve Levhimahfuz'daki ilahi bilgisayar bu programa uydu. Hızır da o programa uydu... Musa da kurtuldu katil olmaktan. Tam tersine İ S M E T sıfatını geri alıverdi. Yani gelecekte katil olmadı. Tılsımlı bir dua yoktur. İHLAS ile yapılan içtenlikli her yakarış MUCİZELER yaratır. Levhi Mahfuz'u
baştan yazar Arş sallanır. Tüm arş taşıyan mukarrebun melekler korkuyla mütteki olur ve en girgin titreşimlerle kendilerinden geçerler. Kerrubiler ve grafiklerimizdeki meleklerden söz ediyorum. Ve Balığın canlandığı yerden AZ ilerideki gemiyi delerek, gemiye enyakın evdeki bir çocuğu öldürerek... Evet elini çocuğun ağzına kapadı. Çocuk boğuldu. HIZIR K A T İ L (mi) Oldu? Yuşa zamanda geri gitmekle zaten ÖLMÜŞTÜ. Yani hiç doğmamış olmuştu. Hiç doğmamak da bir tür ÖLMEK değil midir? Yuşa öldü... En sonunda zaman oku ileriye doğru çalıştığında "BİR YUŞA DOĞDU". Minicik bir bebek gözlerini dünyaya açtı... Çok ama çoooook iyi bir insan ve evlat olarak YUŞA doğdu... O Yuşa Musa'ya rakip değil tam tersine at uşağı, silah arkadaşı, kamarot vb. HER ŞEY oldu. Katipliğini, bodyguardlığını yaptı. Bir SAHABE ötesinde HAVARİ oldu.. İşte kötü YUŞA öldürülmeseydi BU HAYIRLI MÜKEMME YUŞA doğmamış olacaktı. (Parçacık Yuşa yerine dalgacık yuşa gibi) Yani POLARİZE bir YUŞA doğdu. POLARİZE bunu unutmayınız çünkü bu ZÜLKARNEYN'in de öyküsüdür. Polarizlenmek DİPOLE olmak. Dİ=İKİ POLE=KUTUP veya KARN+EYN Zaman da İKİLEŞİR ve (DEHR=TEK, TEĞET) ama KARN=KİRİŞ zaman Yani bir küreye bir tek noktada değen HIZIR'ın DEHR zamanı değil! bir küreyi KİRİŞ olarak İ K İ noktada amma illa ki İKİ noktada olmazsa olmaz bir şart olarak sadece İKİ noktada kesen zaman demektir KARNEYN. İki tane ışık konisini darboğazından (Berzah) birleştiriyoruz ve ortaya çıkan bu şemle (Kum saatine) de KARNEYN deniyor. Karn=Işık kınisi Konisi (Koni=Cony=Hûni) ama sanırım bir tanesi yecüc mecüc istilasını zamanda ileriye ertelemekle özelleşiyor. TEHİR ediyor. (Tehir=Sonuç=Resultance) Yani hızır gibi EBEDİ olarak düzeltmiyor. T E H İ R ediyor ve erteliyor. O ALLAH vaadi'dir çünkü... Allah da vaadinden dönmeyeceğinden ve VAAD= Va'de tanımak olduğundan TEHİR ile yani kiriş veya şiş diyelim bir triko yumağına saplanıyor. "İKİ NOKTADAN" ÖNCE bir uçtan (Geçmişten) giriyor. Sonra da öteki uçtan çıkıyor. (Gelecekten) Aynen böyle günahlar affoluyor: 1. Settar=Var olan günahı ÖRTÜYOR, başkalarına açıklatmıyor, kamufle ediyor. 2. Afivv=Bu günahlar affa uğruyor. (Kırgın bir babanın, eninde sonunda çocuğunu
affetmesi gibi) 3. Ğafur=Sen İSTİĞFAR edersen, sen günahlarını kendin içtenlikli olarak ve kimseye söylemeden ALLAH'ın ile şahdamarının içinden monolog gibi konuşursan ya da bir kez ALLAH dersen Ğafur ismi operatör oluyor... İşbaşına geçiyor... 4. Tevvab=tevbeleri kabul edici... Bu isim BÜYÜK günahları da SİLİYOR. Kul hakkı dışında ANADAN DOĞMA olarak sıfırlanıyorsunuz. 5. Rahman: ve 6. Rahim ve 7 = İlahinnas İşte tevbe mekanizması bunlardan ibaret Ve geminin bulunduğu liman köyüne gittiler. Su istedi Hızır… Yabancı fobisi ve üstelik de bedava suyu satmaya kalktılar. (Musa'nın cebindeki sikkeler zamanda geri gidince YOK olmuştu. Musa bu yüzden parasızdı.) Hızır ise yaptığı hiç bir işe bir karşılık almaz.. (Sebe melikesinin tahtını getirir ama bir ekmek parasından başka alacağı şey yoktur.) Hızır su içemedi. Musa da... Yakıcı sina güneşi altında Bir yıkılmakta olan duvar enkazını İNCİ GİBİ dizdiler. Musa söylene söylene yapıyordu bu işi... Kendisine istediği an SU verecek, tulumunu taşıyan YUŞA YOKTU artık... Kendisi Hızır'ın Yuşa'sı olmuştu. Hızır'a döndü dedi ki? (Onu siz yazınız: 80, 81 ve 82. ayetler) (Derken bir kasabaya geldiler. Oranın ahalisi çok fenaydı.... ) 80. "Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk." 81. "Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin." 82. "Ve duvar. Duvar, o kentte yaşayan iki yetim oğlanındı. Altında, oğlanlara ait bir define vardı. Oğlanların babası da hayır ve barış seven birkimse olarak yaşamıştı. Rabbin istedi ki, o çocuklar ergenliklerine ulaşsınlarda Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar. Ben bunları kendi buyruğumun sonucu olarak yapmadım. İşte senin sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin içyüzü budur." Artık 80.inci ayeti ÇOOOOK İ Y İ anlıyor ve biliyorsunuz. Yorumlamıyorum. Farkında mısınız? Siz Kur'an'ı DİREKT ve dolaysız ANLIYORSUNUZ... Bu Allah'ın HANİFLERE bir ÖNCÜ armağanıdır... Geçen yıl okuduğunuz ya da estkiden alıp da anlar-anlamaz okuduğunuzKUR'AN DEĞİL bu artık...
Bu Kur'an'ın 80. ayetini SİZ ARTIK biliyorsunuz. Yuşa'yı, -m ve +m olan Yuşayı biliyorsunuz değil mi? Cinayete kurban giden ve / veya gitmeyen iyi ve veya kötü Yuşa'yı katil ve / veya ismet Musa'yı biliyorsunuz değil mi? Zaman yeniden düz çalışınca... İşte orada bir çocuk doğdu. Çünkü HIZIR onu nefessiz bıraktı boğdu. Boğmasaydı Yuşa için doğdu demiyecektik... Artık bunları da biliyorsunuz... Artık Kur'an'ın NE MÜKEMMEL OLDUĞUNU biliyorsunuz. Ve bir tek şeyi BİZLER hep beraber bilemiyoruz: "Neyin hayır neyin şer olduğunun İÇYÜZÜNÜ ALLAH'tan başkası bilmez" BU AYETİ de anladık. Bırakın kötü yuşa öldürülsün. Zülkarneyn=Kum Saati??? O uzay-zaman konisinin sembolü 2 boynuz da deniyor. Schwarschild HUNİSİ ve karşı HUNİ Orada boğazlaşıyorlar. (Kıstak/Berzahları boğazda birleşiyor) Ortaya bir çift ANKEBUT çıkıyor. Uzay-Zamanın distorsiyon FİLESİ... Altlı üstlü iki tabaka gibi görünüyor sanki ama aslında onu yatay degil dikey olarak düşüneceksin ve içindeki bir çizgiyi koyu olarak göstereceksin. U harfi gibi bir şey çıkıyor ortaya. İşte o U benzeri (Aslında bir lyr çalgısına daha çok benziyor.) Heiberg'lerin de armalarında bu sembol var. Ama en önemlisi İslam'ın sembolü putperestlerin AY'ı değil! Bu garip u harfi artık Ay'a mı benziyor orasını bilemem? Ama sanırım biz AY olmayan bu bir çift boynuzu logo edinmeliyiz. (Pek de sevimli değil ama, bu ilahi bir tercih Michel Angello "Musa"yı iki boynuzlu olarak yonttu. makedonyayı Alexander de öyle) "Sana zülkarneyn'den sorarlar..." peygamberimizin ilk caminin şerefesine astığı sembolün aynısı Evet "zülkarneyn"in sembolü. Dünyanın "Geçmişinin kurtarıcısı" Karanoktacığı yaparak "İZDÜŞÜM" dünyasını bizden ayırdı. Y-Mecücleri senkronize fakat "Mirror World"a aldı. Onlar bir gün gelene kadar rahatız. Zülkarneyn (Birinci ve Kur'an'da geçen Zülkarneyn) bir kurtarıcıdır. İnsan soyunu kurtarmıştır kendini de... O da o soyun içinde. bu istilayı geleceğe ertelerken yecüc & mecüc ile baş edile bilinecek teknolojik gelişim için zaman da kazandırmış oldu değil mi hocam? Elbette... Zaten zamanda "GELECEKTEN" olanların daha Kur'an indiğinde doğmadıkları için> ADLARI verilmez. Lakapları vardır. (İki boynuzlu gibi, Hazır gibi) Hızır gelecekte değil geçmişte değil DEHR denen bir zamana alındığından HERÇAĞDA var oluyor ve
böylece onun HİÇ Mİ HİÇ İSMİ GEÇMEMESİ GEREKİYOR. Kur'an'da HIZIR ismen yok ama tam 111 yerde de bir şekilde var... Zülkarneyn'den sonra 3, 5, 7, zülkarneyn daha İKİ ZAMANLI oldu. Ama birinci büyük istisna... Çünkü zaman yolculuğunu değil doğrudan BİR ÇIPLAK KARADELİĞİN elektrik yüklü halka tekilliğini kullanarak yaşça küçülmeden ve TÜM ALET EDAVATIYLA takım teklavatıyla GEÇMİŞE taşındı. Yani "Ağzının kenarında ketçap bile duruyordu" Tam 49 anlamlı. Elbette başlıcalarından biri de o Rakim bildiğimiz matimatik sayılar sistemi. 1 ila 100 arası yazıyorsun mesela. Ama bir şey anlatmıyor. Oysa onu (Cifir holografiklerimde olduğu gibi) KEHF=GÖRÜNÜR ve boyutlandırılmış olarak görürsün. Üstelik o kehf herşeye uygulanan TOE (Herşeyin teorisi gibi) birşeydir. Orada arş var. 7 tabakası (mesani) dört direği, üç katmanı, simyası, kimyası biyolojisi DNA'sı. Elektrik yükü, fosfatları, urasil grubu asitleri. Tabutüssekine. Nuh'un kazanı. Fission Ufsion. Yani yok yok! Oysa 1-110 diye Rakim'i ardışık olarak yazdığımızda bu özelliklerin hiçbiri yoktu. Ama onu KEHF haline getirdiğimizde O Levhi mahfuz ayrıntıları ortaya çıkıverdi. Virüsler uyudu-uyandı. Dna'lar kıvrıldı, helis/sarmal oldu. YYy/YYx'ler ve daha buraya sığamayacak herşey orada yazılı 1 ila 110 sayıları arasında. Kur'an'da böyle RAKİM olarak okuduğunda seni din tüccarları her yöne çekerler. Ama KEHF olarak okuduğunda inanılmaz sırları, kozmik tüm bilinmezleri orada bir tek ANAHTAR halinde bulabilirsin. Basit bir şekil gibiydi ama değil. Olamaz da. ARŞ bile o şekle girmiş! Dört direğiyle birlikte... Ama Rakim olarak ortada ne direk ne bir şey yoktu... Değiştirgeçi kullandığında bu şablon ve ızgaralar var. (Ya da kafes ya da raumgitter) İnsanlık tarihi boyunca hiçbir kimse tutup da asal sayıları şöyle bir dizeyim falan dememiş. Bir anlayayım da dememiş. (Reklam olacak ama) sonunda yine Hans'a bıraktınız. Bazen kendimi bayağı bayağı adam sanıyorum. Pek boş olmadığıma inanıyorum. Evet Kehf iki zamanı birden açık kimselerin (İsa, Ashabı kehf, Zülkarneyn, Hızır vb.) KOZASIDIR. Ayet ne diyor? "Allah'ın diledikleri dışında herkes, Sur üflendiğinde BAYILIR" Yani Kehf'e giren (ki oraya çağıran Allah'tır) bu kozada bayılmaz. Sur'dan bile korunur. Kehf bir elif noktasıdır. Her yerde hazır ve nazırdır. Çünkü geometridir. Rakim ise matematiktir ve niceliğe dayanır. Ama Kehf geometrisi HOLOGRAMA yani niceliğe değil NİTELİĞE dayanır. Demir tozları=Quantlar. Mıknatısın akılarının KEHF biçimi= NİTELİK. Kalite, kalifiye olayı.
Kehf soğana soğan biçimini veren NİTELİKTİR. Onu dokuyan bu niteliktir. Ötekiler (Soğan hücreleri) niceliktir ve aslında her bir kendi başınabir tek varlıktır. Ama NİTELİK hologramı yani KEHF onları tek tek değil BİR SOĞAN biçimi almaya zorlar. Mıknatısın akıları da bunu yapmıyor mu? Tek başına duran demirtozlarına, "Böllük Hizaya geeel, sıraya giiir!" komutu vermiyor mu? Ana rahminde bir topçuk iken... Bir minyatür leblebi taneciği ve tostoparlak iken yani nicelik halinde ikiye katlanıp çoğalırken birden "Bölük ileri marş marş" deniyor ve hücreler birden GÖÇ ediyor. Beyin hücreleri bir yana, böbrek hücreleri öteki tarafa... Kehf olmasaydı herkes bir mikro organizma (Tek hücreli) olup kalırdı. O hep var, heryerde Adı Elif noktası ve EVLERE SERVİS Özellikle SADRIMIZDA. Orası inşirah olur. (Kehf genişler) Omurga-kaburga bu ikisini hatırladınız mı? Tarık suresinde geçiyordu... O bölge yani kaburgalarımız ile omurgamızın arasında kalan EN BOŞ organımız. Ki adı Akciğer Ya da KEHF Resulullah'a Rabbi buyuruyor: Biz senin göğsünü genişletmedik mi? Ve bunun tersi de var: "Mücrimler simalarından tanınır da canları alınırken, sanki gökyüzüne çekiliyormuş gibi gögüsleri daralır. Onlar Deve iğne deliğinden geçmedikçe Cennet’e giremezler" Suçlular perçemlerinden ve topuklarından yakalanırlar İşte bunlar KEHF'in DARALTILDIĞI ayetler... soğan derken, H.A.A.R.P. plazmasını kastettiniz aynı zamanda değil mihocam...fayları tetikleyen /yağmur bulutlarını yönlendiren/düşünceyi yönlendirmeye çalışılan henüz deney halindeki teknoloji ......atmosferde oluşan plazmanın şekli de soğan biçiminde (montauk project) Evet ;=) valkrye'nin Evet sembolik bir isim. HURİ demek. Ya da bir tür Lakap. Valhalla da Cennet demek. Valkyrie de Huri kızı. Vanen (wanen) ise uçan araç. Bunlar Germen efsaneleri mi? Yoksa germenlerin sagalarında Zülkarneyn mi vardı? Bu adları acaba Zülkarneyn mi koydu? Germenler ne zamandan beri "İki boynuzlu miğfer" giymeye başladılar dersiniz? Nedeni mi sonuç izliyor. Yoksa Hızır-Musa-Yuşa öyküsünde olduğu gibi ZAMAN ZAMAN da SONUÇ mu nedeni izliyor. Taş atmadan CAM KIRILIYOR önce!!! Aaa! Keramet bu, olağanüstü bu! diyoruz. Sonra da taş atılıyor. Cam zaten kırık. Germenler mi sadece?
Hint efsanelerinde ÇİZİMLERİNE kadar Vimana'lar var. Tibet'de uçan tabaklar=Vaidorglar var. Wanen=Uçan deniz kabukları var. Bir de 1N var. İngilizce okuyorsunuz: one-en Wanen... Geçmiş mi geleceği etkiliyor. Yoksa gelecekten geçmişe bir GERİ TEPME mekanizması mı var? Çok seyrek de olsa TARİH değişebiliyor. Yazılan bozulmuş oluyor. Zalim bir hükümdar beşikte çocukken öldürülüyor. Zalim hükümdar gidiyor yerine B şıkkı yani Y U Ş A as. geliyor. Yuşa'yı Musa öldürüyor daha ileride. Ama Hızır Yuşayı bebekken öldürdüğünden, Yuşa da Musa tarafından öldürülmüyor. Hızır öldürüyor onun yerine.. Ve bu kez Yuşa doğuyor. Ne Musa öldürmüş Ne Hızır öldürmüş. O sadece kötü bir Yuşa'nın iyi olan GİZLİ DEĞİŞKENİ. Kimse kimseyi öldürmüyor Ya da herkes birbirini öldürüyor. Tarih böyle değişiyor. Lokman Hekim (Lukman) ölümsüzlüğün sırrını TIBBEN ağır Hidrojen suyunda yakaladı. yani hücre yaşlanmasını durdurmasını kastediyorsunuz değil mi kaptan Evet Bunun sırrını Lokman yakaladı ve halen ÖLÜMSÜZ daha ölmedi. HIZIR ile birlikte ölümsüz. (EN SON ÖLECEKLER) Hızır ZAMAN İÇİNDE rulet oynayarak ölümsüz. Lokman abıhayat (Bengisu) içerek ölümsüz. Yani Anti-ağır Hidrojen suyu üreterek ölümsüz. Ve Zülkarneyn ise "İKİ ÇAĞ" tutarak çağlar içinde iki noktadan (Kirişten) geçerek ölümsüzdür. İKİ ZAMANLI HERKES Zülkarneyn'dir. Alias Adler. Tüm KEHF uyurları. Hızır ile yolculuk yapanlar. Bunlar ZÜLKARNEYN'lerdir. Ve Tarık ile yolculuk yapan herkes (Bin sionist, bir Hawking, bir Hybrid vb.) bunlar Zülkarneyn katigorisindendir. Kur'an'da geçen Zülkarneyn "UZAY-ZAMANDA" gençleşmeden olduğu gibi nakledilen YEGANE kişidir. Zülkarneyn'in TARIK'ı bambaşka bir yoldan GEÇMİŞE gitmiştir ve Yapay bir karanokta oluşturmuştur ve geçmişteki Yecüc Mecüc istilasını geleceğe (Bilgiçağına, teknolojik nimetler çağına) ertelemiştir. (Bunların her birinin 7 anlamı vardır) O Allah'a ödünç verenlerden Zülkarneynler istemeden GÜCÜYLE yardım edenlerden Kur'an 7 anlamıyla ve Allah'ımızın indirdiği biçimde Ya-zı-la-cak. Kur'an'ın adı nurdur içinde 7 ışık ve A L L A H n u r u n u tamamlayacak. 86/15. Gerçekten onlar düzen kuruyorlar. 86/16. Ben de bir düzen kurmaktayım. 86/17. Sen inkarcılara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri birak.
Zaman yolcuları, iki bağ sahipleri iyi ve kötüler. Kötüler. Kötüler YAHUDİLER bir düzen kurdular. Zamanda gezen araç Durakapalam'ı bir gece kaçırdılar sinsice. Marx, Freud, Einstein, Wolf Messing.... WEMB değil, ZİON düzeni kurmak için... Allah onların düzenlerini elbette MEHDİ, MESİH yani HANİFLERİN liderleri olarak karşı taarruz ile bozacaktır. 1945 yılında Alias "Mighty" Adler'in kurduğu 12 Düzine düzeni bozuldu... Mighty 300 yıl ileriye zaman çekmecesinde 8 saat kadar beklemeye alındı. Radar, Bilgisayar, Roket, Helikopter, elektronik teknolojileri hepsi AYNI YIL bulundu. Philadelphia deneyi ve ABD ilk atom bombası deneyi de savaş içinde yapıldı. Her neyse. 1945 yılındaki WEMB yerine NSDAP diye bir rezalet geldi. WEMB arması olan bu dört harf yerine SVASTİKA denen resalet geldi. Gamalı haç skandalı. Alias yerine Alois. Adler yerine Hiedler. Yezidler yani... Allah onlara bir FIRSAT TANIYOR elbette. 86/15. Gerçekten onlar düzen kuruyorlar. 86/16. Ben de bir düzen kurmaktayım. 86/17. Sen inkarcılara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri birak. * Onların İLK gelişleri nedeniyle TARİHİ İLK ONLAR DEĞİŞTİRİYOR. İkinci ekip (Vol.1N) Timebulance=Zaman Ambulansı ile gelmekle birlikte SONRADAN geldiği için Tarih değişmiş oldu. 86/16. Ben de bir düzen kurmaktayım. 86/17. Sen inkarcılara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri birak. * * Ve ikinci ekip volvanen geldiğinde (Volume:1/N) Herşey bitmişti. Dünya yangın yerine çevrilmiş, Adler 365 yıl ileriye TEHİR edilmek üzere KEHF'e alınmıştı. Bütün bunların üzerine YENİDEN dünyayı kurmaya çalışan Tüm KMA'lara ve Tennessee'nin Atmacasışahini Hawking'e insanlık çok şey borçludur. Passangerler'a ve Messenger Janna'ya çok şey borçludur insanlık. İslamiyet Mighty bile varlığını Zaman ambulansı olan İKİNCİ araca TARIK'a borçludur... Onlara bir süre tanıdı "onlara mukabeleyi biraz geri bırak. * BİRAZ çünkü 50 yıl kadar LEHİMİZE bir oynama şansımız da var! BİRAZ'IN diğer adı MİLLENİUM idi HANİF Miladı idi... Bu iki-zamanlı/iki boynuzlulara tüm gücünüzle yardım ediniz. Zülkarneyn'inler insanlığı siyonizm'den kurtaracaktır. Mehdi'yi de Kehf mağarasından. (Mighty in Graceland Cave) Mehdi Kureyşland(Hira) mağarasında. Bilmem anlatabiliyor muyum? Oradan kurtaracak olan Mississippililer sizin için burada... Allah'ın Kur'an'ına sarılın.
Z'nin büyükannesi bir bakıma KENDİSİDİR demiştim Biz doğarız ve GELECEĞE DOĞRU yaşlanır en sonra ölürüz. Evren çekim etkisiyle YUVARLANDIĞINDAN biz aslında DOĞDUĞUMUZ noktaya ulaşınca ölürüz. Yani ÖMÜR bir çember/felek/yörünge turundan ibarettir. OL'duğumuz güne İLERİ YÖNDE yine ve yeniden ulaşırız... Doğum öncesi ana rahmindeyiz ve/veya aynı yerde KABİRDEYİZ. Ana rahmi(Akdelik) ile kabir (Karadelik) BİTİŞİKTİR. OL=ÖL neden=Sonuç'tur. İki polarize kutuptur ama birleştiği için aynı anda iki ayrı kutup değil MONOPOL=TEK KUTUPLUDUR. Biliyoruz ki, karadelikler ile akdelikler evrenin en uzak iki noktasına açılan kapılardır. Yine biliyoruz ki aynı anda KARADELİK ve akdelik BİTİŞİKTİR. Yani sıfır cm aralıktadır. Bu kapıyı geçince paralel evrenlere bile gidebiliriz. Biliyoruz ki, karadelik maddeyi yutar; Akdelik ise tam tersine kusar. (Yutulanı nakleder) Ama Messenger kişi Takyonların bizim ışıkhızına girişiminden oluşan CERENKOV ışınlarının TERSİNE gitmesinden yararlanır. Çünkü gönderilen MESSAGE (İleti, bilgi) artık elektromagnetik değildir. Işıktan hızlıdır ve zamanda TERSİNE de gidebilmektedir. Çünkü bu kez TAKYON bir kütleyi KARADELİK YUTMAZ tam tersine KUSAR. Ama bu kez AKDELİK takyonları yutar. Ayeti anımsayınız: "Meleklerden kim ben de varım derse onu (KENDİ) CEHENNEMİ(Quasar/Akdelik) ile cezalandırırız." Messenger şunu yapıyor demiştim: Gelecekteki (Bize göre doğmamış birinin) bir vericinin(Messenger) mesajını. Messenger, gelecekteki birinin CERENKOV (Carrier Wave) taşıyıcı dalgasına bindirilmiş ve TAKYONLAŞTIRILMIŞ bir mesajı Geçmişteki birine TERSİNİR yoldan iletebiliyor. Media(Tekili medium) görevi yapabiliyor. Bunu şuna benzetebiliriz: GELECEKTE KABİRDEKİ BEN Bir adım GERİDE bulunan DOĞMAMIŞ ve ANA RAHMİNDEKİ BEN ile haberleşebiliyor. Ben çürüdüğüm için o CENİN(Embrio)GELİŞİYOR. Zaten bizler böyle doğuyoruz. GELECEKTEKİ en yaşlı halimiz(ölüm) ile geçmişteki en GENÇ halimiz arasında bir Cerenkov ışımasıyla kendimizi biçimlendirip oluşturuyoruz. ÜÇ KARANLIK ayetinin sırrı da bu... Laf lafı açıyor AMA beni iyice anladığınızı ve MESSENGER'den hangi yöntemle mesaj aldığımızı sanırım İYİCE ANLADIK. Bunları niçin yazdım? Geçmiş ve gelecek artık koordine. Doğmamış torun ile çoktan ölmüş ataları CAPCANLI koordine olmuşlar... Geçmiş geleceği hep etkiler ama bunun
tersi PARANORMALDİR. (Yani şaşırmayacağız artık) Gelecek de geçmişi (Tarihi) ender/seyrek de olsa etkiliyor. (Hızır'ın çocuğu öldürmesi gibi) Bunlara bir örnek Germen mitoslarındaki WANEN'ler. Daha ingilizce yokken, one=Van okunmazken N=En sayılmazken 1N = Wan-en ortaya çıkıyor. Ya da Zülkarneyn Batı'da Missisipi deltasına gidiyor. Orada Kızılderililer ile karşılaşıyor. Ona ilk uyan ve iman eden ise Kuzey Amerika Algonikan'larının bir kolu (Athabaskangöçmenleri) olan şef Tennessee.... Missisipi deltasındaki ÇAMURA bulanmış Zülkarneyn Tarık'ının indiği yere "Kurayş" adını veriyor. Ve bu olay (7 anlamından biridir) Kureyş Suresinde bile yer alıyor. Onun size Grace (Land) olduğunu taa en başta NEREDEYSE açıklamıştı ;)) Geçmiş ve gelecek birbirini böyle etkileyebiliyor... Valhalla=Allahlaw Valkyrie vb. VAL=Valentine(Sevgililer sevgilisi) Cennetin adı vs. vs. Kısa kesiyorum çünkü, asıl söylemek istediğim konuyu şifreliyorum: From:Almighty To: Mighty From Mighty (Messagency/ Message Agency) Message-Agent (Messenger) Janna... From Janna To Miss CCP & Mrs.CP "Mighty tüm BUGÜNÜN HANİFLERİNİ ŞİMDİ SELAMLIYOR. Bu satırlar şimdi okunuyor. Adler ve ana kraliçe BİZLERİ Janna aracılığıyla kutluyor. Bizlere teşekkür ediyor. "İyi ki varsınız" diyor. HANİF KELİMESİNİ EVRENE İLK KEZHATIRLATAN SİZSİNİZ diyor. Algoritma için bozguncu Sema için "Senin bulguların bilime yol açacak" diyor. ŞİMDİ söylüyor. Janna LAPTOP için teşekkür ediyor. (ŞU AN) Şu anda herşey oluyor. Ve sahipsiz değiliz. Gelecek bize KATILDI artık. Başıboş ve ürkerek karar vermekten kurtulduk. Feed-back ile birbirimizle koordine olduk. Janna K. ile tanışmak istiyor. Şimdi aynen böyle yazıyor. Z.'ye de randevu veriyor. Ben elçiyim zeval yok bana... Hawking'in bilgisayarı özeldi. Ve şahsi BİR TEK PENNY bile parası yok. Messenger'a LAPTOP'u iletenlere Allah'a BORÇ VERENLERE çok teşekkür ediyorum. Yine iki rekatım tuttu. İSMEN HERKES BİLDİRİLDİ. 78 kişi. Paranormallere ha/vet'lere alışmış olmalısınız artık... NORMAL olanı sevmeyiniz, bundan sonra. Seçilmiş gen şudur: Doğal seleksiyon yerine DOĞAL OLMAYAN (Panranormal) seleksiyon... ÇİFT ÇİFT genler gemiye binerler. Ötekiler ise boğulur. (Irk olarak nesepleri soyları tükenir) Seçilmiş genlerin erkek çocukları hiç olmaz ya da çocukken ölür... Soyları kızlarından devam eder.
(DAMARLAR SADECE ANNE'NİN GENLERİNDEN CENİNE GEÇER, babadan geçmez. Allah ŞAHDAMARINDAN da yakındır.) Şahdamar mutlaka ANNENİZDEN geçer... Gen anneden geliyor demek istemedim. Mesela Nuh da SEÇİLMİŞ biri. Nuh'un damarı ANNESİNDEN idi, bunu demek istedim. Soyadı hakkı (Beni Adem) babadan. Doğum işlemi ve işlevi de Anneden geçer. Bir istisna olarak, Meryem İsa'ya SOYADINI vermiştir. O Meryem oğlu Mesih İsa'dır... Eğer Beni Adem İsa'dır derseniz ”Allah İsa'ya KUTSAL R U H'undan üfledi” ayetini inkar edersiniz. Çünkü Adem'e Allah RUHUNDAN üfledi. İsa'ya ise "Ruhül Kuddüs'den üfledi" Cebrail ile ve Yahya ile. Yahya, İdris, Lokman, Zülkarneyn, Hızır, İsa vb. henüz ÖLMEDİLER. Hatta Janna bile... Taa üç kusur asır sonra ÖLECEK. Einstein lanetlisi bile ölmedi. Üç kusur asır sonra ölecek... Gelecekten geçmişe Tarık ile nakillerde iki görev kadrosu vardır: 1. Passanger'lar (Zaman gezmenleri) 2. Messenger'lar (Telepatlar) Janna bir KARDONUN kayıp olan Telepatıydı. Ortaya çıktı... Kehf suresinde Hızır-Musa-Yuşa öyküsü gelecek ile geçmişin 30 yıl kadar birbirine girift olmasıdır. En basit örnek bu... Geçmişe TARIK yolculuk yapabiliyor. Yola çıkmakta olan kendinize rastlayıp kendinize yolculuğun nasıl geçtiğini anlatabiliyorsunuz. (Kaç Paul kamensberg Kaç/Sen kimsin?/Ben senim!) Pail Kamensberg 1971 ile 1972 yılları arasında zamanda bir yıl geri gitti. Ama Kehf suresindeki İLK ZÜLKARNEYN hariç diğer Zülkarneyn'ler için zaman yola çıktığı YAŞIN 14 birim ile çarpılıp zaman içindeki atalarının Kaburga-omurga K E H F mağarasına kadar geri gidiyor. Örneğin Messenger Janna Yaşının 14 ile çarpımı olan 1980'lere geldi. Geldiğinde hem kendi cenin oldu. Hem de aracı (1N/Tarık) CENİN oldu. Mehdi'nin TAM öyküsü ve serüveni için Ashabı KEHF (ve Rakim)'i yeniden okumalıyız. 7 genç bir mağaraya sığındılar, biraz uyukladılar, acıktılar, birini kente gönderdiler. Ancak o kişinin elindeki para 3 yüzyıl öncesinin parasıydı... Yani Ehli Kehf 3 asır sonraya TEHİR/Talik olarak ertelendiler. Şimdi oraya Ehli Kehf demeyin de Adler, Mighty diyin. Bir mağaraya girdi. Uyuyakaldı. 8 saat sonra
uyandığında 2300 yılı olmuştu. 1940'tan 2300 (AC)ye geçmişti. Ehli Kehften hiç bir FARKI var mı???????????? ?????????????? Kur'an bunları anlatıyordu zaten... Onlar üç kişilerdir dördüncüleri köpekleridir derken Mighty(Mehdi) kastediliyordu. Onlar beş kişiler altıncısı köpekleridir derken Zülkarneyn'ler kastediliyordu. 22-(Kimileri): "Üçtür. Dördüncüleri köpekleridir." diyecekler;(kimileri de): "Beştir, altıncıları köpekleridir." diyecekler. Her ikisi de gaybi taşlama=bilinmeyen şey hakkında tahmin yürütmektir. (Bir kısmı da):"Yedidir, sekizincileri köpekleridir." diyecekler. De ki: "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir; onları insanlardan ancak pek azı bilir." Artık bunlar hakkında bildirilenin dışında bir tartışmaya girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye bir… Onlar 7 kişilerdir sekizincisi köpekleridir derken de ASHABI KEHF anlatılıyordu. Onlarla birlikte Bermuda benzeri yerde kaybolanlar vb. Adler= ""Üçtür. Dördüncüleri köpekleridir." diyecekler; " Diyecekler diyor RABBİMİZ... Çünkü O TARİH YAZILMADI, yazılamadı. Alias Adler yerine Alois Hiedler ve Yezid oğlu Adolf çıkageldi. Onun için diyecekler diyor rabbimiz... Yazılmamış TARİH olarak...(Yazılı Tarih'e Tarih, yazılmamışa da TARİK deniyor) Bildiniz mi tarik ne? "Beştir, altıncıları köpekleridir." diyecekler. Her ikisi de gaybi taşlama=bilinmeyen şey hakkında tahmin yürütmektir. Tabii ki tercümeler yanlış: Yazılmamış tarih yani yolları çatallanan bahçeler elbette spekülatiftir yani olmayana ergi metodu ile ararsınız. Yazılı tarih GERÇEKLEŞEN tarihtir. TEHİR edilen TARİH (Tarık) değildir." "Yedidir, sekizincileri köpekleridir." diyecekler. De ki: "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir; " Burada anlatılanlar ise bildimiz Ashabı kehf. Bir de R A K İ M ler var. Yani yıllardır elektromagnetik doğa fırtınalarında kaybolup, 8 saat kadar kehf tünelinde kalıp 3 asır sonraya tehir olunanlar... Ki onların sayısını ALLAH BİLİR. "De ki: "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir; onları insanlardan ancak pek azı bilir." " İnsanlardan pek azı bilir deniyor ya İŞTE o insanlardan pek azı şimdi SİZLER oldunuz. Böyle buyrun. ”Artık bunlar hakkında bildirilenin dışında bir tartışmaya girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye bir şey söyleme” Orada Rabbimizin "kimseye ağzını açma" dediği kişi Resulullah'dır. Resulullah Alim değildir. Sadece Alimler böyle şeyleri bilir. Bizler ona men edilenin ARDINA DÜŞEBİLİRİZ. Biz ilim ile bilme yükümlülüğünü BAŞARMIŞIZ. Bizlere Hanif denir, Var
mı biye yan bakan? Bir zaman yolcusu, diyelim ki 25 yaşında ve eşi de 20 yaşında. Yola çıkınca 25 yıl geriye SİLİNİYOR. O bu zamanda doğduğunda eşi 45 yaşına gelmiş oluyor. Felç hali geldiğinde yani kendisi yola çıktığı yaşa geldiğinde eşi bu kez 20+25/25=70 yaşında oluyor. Anne ve babası çoktaaaaan ölmüş oluyorlar. Bu kişi 25 yaşında geleceğe döndüğünde, kendinden beş yaş küçük eşinin 70 yaşında bir nine olduğunu görerek dehşet duyuyor. Bunlar da zaman hastalıkları. :(( Geri döndüğünde sen yine baştan 25 yaşındasın ama yeni doğmuş oğlun 50 yaşında ve senden büyük oluyor... Akıllara ziyan bir durum. Zamanda geriye gitmek çok karmaşık şeylere neden oluyor. Bir iyi tarafı var. Şöyle ki; 25 yaşında yola çıkan biri yaşça sıfırlanıyor, yani yeniden doğuyor 25 yaşına geliyor ve gerçek durumunu kavrıyor. 25 yıl daha hizmet veriyor, yaşı 50'ye geldiğinde, kendisiyle birlikte zamanda geriye gelen ve küçülen TARIK orada birden VAR oluyor. O servis aracına bindiğin anda yaşından (reel ve sanal zaman oklarının farkı olan 50-25=25 yaşında) geleceğe dönüyorsun yani yaşın 50 iken birden 25 oldun! Tek vantaj bu... Ama eşin 70 yaşında sen ise 25 yaşındasın hem de bu kaçıncı 25 yaş birinci 25'i izleyerek, zamanda geri ikinci ve tersine bir 25 yaş yaşıyorsun. Sonra yeniden düzüne bir 25 yaş doğum pastanı kesiyorsun. 50 yaşına geliyorsun Durakapalam'a biniyorsun ve yeniden 25 yaşındasın... Yani yola çıkmadan amacına ulaşmış GİBİ oldun. Çok karışık gelmiyordur umarım... Sonra oraya dönüyorsun ve 25 yaşından sonra Allah'ın verdiği ömür ne ise orada yaşıyorsun. Diyelim ki normalde ömrün 80 yıl olsun (Aslında gelecekte 120-150 yaşlar normal) tekrar geçmişe dönebilir mi bu kişi Evet dönebilir ama, AYNI çağa gelemez. Mesela biri 20 diğeri 25 yaşında olan iki zaman yolcusu düşünün. Birincisi 25 yaş x 14 yıl = ? 350 Diğeri de 20 yaş x 14 yıl = ? 280 Ve zamanda geriye düşüyorlar ama aralarında artık 5 yaş değil 70 yıl oynuyor. Mesela biri 1970'de doğduysa ötekisi (5 yaş büyük olan) 1899 yılında doğmuş oluyor. Ve bunların birbirini GÖRMESİ çok zor. Janna ve Hawking arasında yıl farkı bile yok.
Ama biri 60 yaşında diğeri 22 buçuk yaşında. Oysa AYNI YILIN çocukları. (Gelecekte tabii) Ama geçmişte aralarına 40 yıla yakın zaman giriyor. 40 : 14 = ? 3 Evet üç ay 40 yıl ediveriyor. Zaman paradoksları böyle bir şey işte... Ne siz sorun ne ben anlatayım, aklım şaşıyor, bu konunun tek uzmanı olduğum halde tuhafsıyorum. Öldürülen tt lerin aracı? 51.bölgeyi mi soruyorsun? O ilk araç. Hybrid aracı. İLK DENEY. Men İn Black. Ya da Black Cohens. Zaman zelzelesiyle birlikte geliyorlar, zelzelenin etkilediklerini buluyorlar. Karşı taraftan ise öldürebiliyorlar. Jessup da öyle öldü. Onlar da araca muhtaç. Yani Tarık (İlk Zülkarneyn dışında) standart araç. Jessup'unki de, Hawking'inki de AYNI araç. TEK BİR ARAÇ servis topluyor. En yaşlı yola çıkan ile birlikte VAR oluyor. Bu kişi gelecege dönerken zaman dilimlerini HIZLI% aşıyor. Yani Tesla Gurdjieff'i alıyor. Sonra ikisi Boges'i alıyor, sonra üçü Hawking'i alıyor vb. Aralarında yaş farkı çok az ama 14 faktörü nedeniyle doğum tarihleri arası çok büyüyor. Tesla Atatürk'tan büyük öyle görünüyor ama Janna ile tesla arasında kaç yaş olduğunu aradaki farkı 14 'e bölerek bulabilirsin. Hiç duymadığınız, düşünmediğiniz şeyleri ne kadar da rahatlıkla anlatıyorum değil mi? (Gizli reklamdı) Mighty'nin tarafında eşiyle birlikte gelen yok. Çünkü ikinci (Mighty) ekip apar topar ve zaman acil ambulansıyla geldiler. Yani bir saatin 14 saat oynadığı bir yerde, zaman yitirilemezdi. Hanif ekip Şi'ra'dan (Allahlaw) bindiler oysa öteki ilk ekip doğrudan Walhalla'dan bindiler. Evet üç Tarık yapılmıştı. Birincisi 1+k (Wan-ki) Hybrid getirdi. (Otopsi gören köpek+kurbağa+insan karışımı) Yani KATIR(Kıtmir=Kısır dişi) O Sector 51.e kadar gelince, ve tarih yazınca zamanda yolculuğun OLASI olduğu anlaşıldı. İlk araç Walhalla'da yapılmıştı. Diğer iki araç ise birincisi yine Walhalla'da 1L (Wanel) idi, Kafdağına düştü, ifritlerle çarpışıp kaza gördü. Androidler feda edildi.
1m (Wan-Em) Einstein ekibi kaçırdı. Hemen ardından Şi'ra (Allahlaw) Timebulance yola çıktı ama 14 sayısı yüzünden işler değişti. GEÇ kalınmış gibi oldu. Adler yerine Hiedler'i koymuşlardı vs. vs. Sonuncu ekip ise 1n (Wanen) ile geldiler. Bir daha da zaman yolculuğu yapılmayacak. (Hızır bile Musa'ya üç kere yaptırmadı mı?) zamanda geriye gitme, bir enerji kazancı doğuruyor. (Piliniz azalacağı yerde, geçmişe gidince yeniden DOPDOLU oluyor.) Bu birikim (Zaman zelzelesine yol açıyor) Düşünsene bir koşuya çıkıyorsun bütün kaloriyi harcıyorsun. Ama zamanda geri gidince o aldığın kaloriler harcanmamış olarak seni bekliyor. Oldukça ters bir durum değil mi? İşte ZAMAN ENERJİSİ (Kozirev) tepmesi (Geri tepme) bu anlama geliyor. Hocam Janna'nın bahsettiği resmini bulamadık??? JAL diye bakmak gerekiyormuş. (JAL Japan Air Lines değil) Ben de aradım ama bulamadım. Çok zayıf bir ihtimalle, "Çifte hafıza karışıklığı" olabilir. Bir kadın bu beyaz bulutsu ve yarım şal başörtülü. Böyle bir resimden söz etti. Sözde "Venüs UFO'sundan inmişmiş, Venüslüymüş falan diye yazmışlar. Venüs Misyonu diye yazmışlar... Billy Meier diye biri çektiğini iddia ediyor bir tek. O süslemeler dışında resmin doğru olduğunu söylüyor "Samjase" diye bir kadının resmini çekmiş... (Venüslü falan yok, ZG var sadece) Evet içinde JA var, o olabilir. Linki var mı? Çok önemli 25 inç hattı diye bir effekt yüzünden resmi bulutsu olabilir. Bulabilirsen Messenger'i messenger'e çağıracağım.
http://www.figu.org/us/ufology/photos/down30.htm Very exciting. EVET Elhamdülillah bu Jana 25" Effect resmi. Bravo Bağlanıyorum ve
resmi gönderiyorum. Evet bu Jana'nın "Zamanda geriye sardığındaki" resmi. Yani çok eski TARIK ile birlikte geldiği dönemdeki resmi. Bu resmin arkasından BEBEK olarak doğacak. Acaba kaç yılında çekilmiş bu resim? Billy Meier'in birçok ufo fotoğrafı var, uzaylılarla görüştüğünü söylüyor ancak bunlar Pleides'den gelmişler! http://www.billymeier.com/Contents.html Bu Billy Meier'in sitesi... William Meier bir parazit alıcısıdır. Dolayısıyla beyni ve içgüdüleri birbirine girift oluyor. O önemsiz ama çektiği bu resim önemli.
Jana: Resim benim diyor, ufo'lar ise ?????? (Böyle yazdı) (Soru işareti>>>Bunlar nedir diye bana soruyor) Tarık'ın tek doğru fotoğrafını daha önce Adamski'nin çektiklerinden vermiştik. Böyle UFO olmaz! Jana PDX dedi. (Felçli olduğu için ben açıyorum:) PDX şu: Hatırlarsanız bir ara "Jana tanısın diye" benim 37 yaş ve 57 yaş ik ifotoğrafımı Yahooo Home'a koymuştuk. Hatırladınız mı? Aynı durum Jana için geçerli İki resim de onun. (muş) Esmer dediğiniz "ŞİMDİKİ" hali. Huzurunuzda Jana. (selam ve selam) Asked=Platin Nera=Esmer demekmiş. Şu andaki durumu Nera. (Sadece naklediyorum.) Yılını soruyor? Hangi tarihte çekilmiş olabilir diyor? Bilen var mı? Bir de alttaki MIB yazısını soruyor.???????? (Soru işareti gönderiyor. Copy Paste yaptım.) Benim uzun bir hesap yapmam gerekiyor. 1945 doğumluyum. Kitaplardaki resmim 37 yaş
fakat ben iki yıl sonra yazdım. (Arz'dan Arş'a serisini) Ben 37 yaşındayken yıl kaç oluyor? 1982 Evet, bundan 14 çıkarılacak 1968 Bu resim 1968 yılında çekilmiş ve Meier (Zaten yahudi ismidir, haham sakalı da bunu doğruluyor.) muhtemelen bir MIB'dir. "İki bağ arasındaki zaman savaşının amacını gizlemek için FANTAZİLER uydurmuş belli ki... Ve böylece bir resmin daha sırrı ortaya çıktı. Sağolasın Jana... Sormasaydı bilemeyecektik. Hele benim hiç haberim yoktu. Yani insan yaşadıkça neler öğreniyor. Hergün yeni bir gücn oluyor sanki... Şimdi yazacaklarım Haniflere ve daha çok geleceğe.... ZAG (Zamanda Arkaya Gezmenlik) Eşya(Tarık) ve kişiyi(Passanger, Messenger) yola çıktığı yaşla orantılı olarak yaşı çarpı 14 olarak geriye, genomlarına en yakın ATA çiftine götürüyor. O kişi mevcut yaşını geriye sıfırlıyor. Sonra FRENAJ bitince doğuyor ve yaşı kadar ileri yaşıyor. (14 faktörsüz normal yaşam) Dolayısıyla REEL olarak aslında yaşının iki katı yaşta oluyor. Diyelim ki yaşı 20 çarpı 2 40 ama 20 yaşında görünüyor. Yaşını dakik olarak Felç günü belirliyor. Bundan sonra bir yirmi yaş daha yaşıyor ve 40 yaşında oluyor. (Aslında toplam 60 yaşında) Tarık(Servis aracı) o yaşta beliriyor. O da doğmuş oluyor. Tarık bir nesne olmasına rağmen "Doğuyor" ya da BİRDEN VAR OLUYOR. İşte onunla ZİG (Zamanda İleri Gezmenlik) yapabiliyor. Zamanda ileri gidiyor ve ışık hızıyla seyrettiğinden yine 14 faktörüyle "Geleceğe " gidiyor. Ama asla kendi zamanına değil! Yani yola çıktığı zamana gidemiyor. Onun daha ilerisine düşüyor. Çocukları kendinden büyükoluyor, eşi ninesi-dedesi yaşta oluyor. (Oysa yaşıttılar) Geleceğin geleceğine gitmiş oluyor. Gittiği tarih o kişiye de yabancı.... 25 inç efekti şu: Geçmişte Tarık (UFO) birden ortaya çıkıyor. Yani daha önce UFO malzemesi olarak dağılmıştı. (Örneğin eğer Bor elementi boraks falan içeriyorsa, o imalat ünitesi toprak altında MADEN olarak geçmişe yolculuk yapıyor. Aynı biçimde İNSAN(Gezmen, iki zamanlı) da ANA RAHMİNE bir yolculuk yapıyor. Yeni o da bir anlamda anne rahminde "Maden" gibi oluyor. O rahim gibi Tarık'ın da bir "Rahmi" var. Tarık 3DARK denen ve de Suredeki Omurga-Kaburga ikilisi gibi Kehf ve Rakim ikilisi içinde saklı bulunuyor. KEHF bir rakimdir. Kehf bir MAĞARA'dır. Kehf bir "ZAMAN ÇEKMECESİ"dir. Adler'i de saklayan ve "Gelecekteki Kaburga-Omurga" arasındaki RAHİM modülünde 3 asır barındıran fenomendir.
Adler Zülkarneyn'lerden biridir. A tarihi yerine alternatif B tarihi oluştuğunda geçmişteki anne-baba iptal olur. Gelecekten geçmişe gelen için daima GENOM'unu taşıyan bir ATA anne-baba vardır. Ama geleceğe nakil olan Adler (Mighty) durumundaki kişiler için "Anne baba" HAZIR yoktur. O kişiler HURİ genomu taşıyan ve normalde doğum yapamayan, ama bu doğumu sadece "Kaburga-Omurga" KEHF'i içinde gerçekleştiren özel birileri mutlaka ve çok az sayıda bulunur. Meryem gibi "Ana kraliçe"dir.... Meryem'in geçmişte "Fahişe" diye suçlanması gibi; Gelecekte de "Belkıs"lar çocuk yapamaz, çünkü Androiddir, siborg'dur diye iftiralar olacaktır. (Oldu) Aynı durum, Süleyman ile Saba Kraliçesi arasında da gerçekleşmişti. (Kur'an içindeki paranormaller, peryodik olarak aynen bir daha yinelenir. (Türkler için 899, 1299, 1699 ve ileride 2099'u hatırlayınız. Ya da Abe Lincoln ile JFKennedy benzerliklerini anımsayınız.) Salome'nin dansı, Belkıs'ın Süleyman önündeki dansı ve Dancing Queen'in dansı....) Yazmam gerekenler var: 1. Kur'an'da İKİLİ SİSTEM vardır, GIT, İnput-output (I/O), 1 ve 0,Kehf ve Rakim, Nun ve Kalem vb. artı ve eksi, Dişi ve erkek, Hunnes ve Künnes, Yin-Yang, Perçem(Kahkül) ve Topuk. Perçemin diğer adı boynuz. (KARN/Corn) Boynuz baştan da yukarıdadır. (Geyik gibi düşünün.) Topuk ise DEHR diye geçer Kur'an'da. (Bu ikinci anlam) Dehr=Antipod Yani Kuzey kutbundaki bir fok ile güney kutbundaki fok'un ayaklarının birbirine değmesi. (Dünyayı aradan çekip alırsanız, ayakucu (antipod) olarak OKLAR birbirine zıt durur. (Bunları Jana istediği için yazıyorum, konuyla bağlantılı) Yani Topuk=Spinler ama ZIT spinler (Kur'an misalleri ve ayrıntıları uyarınca) Exclusion ilkesi uyarınca... Ve tüm bu ÇİFTLERE türlü adlar verilir: Stereo mesela Ya da Duality. TezAntitez. Dalgacık-Parçacık belirsizliği. (Schrödinger kedisi) Hidden Variables=Gizli değişkenler. Polarize çiftlerin şaşırtılamaması. Alfa ışınlarının kurşun kabdan dışarı ışıması. (Çok nadir olarak BİR kere oluşur. Kurşun kabdan dışarı çıkar. Zaten ölüm de budur. Biz BİR KEZ dışarı (üst uzaya) çıkarız ve ölmüş oluruz.) Ve daha nice nice çiftler... Bunlara Dİ öneki ya da Bİ öneki geliyor. Ya da Anti madde ya da Antinom ya da anti Hologram gibi Anti eki geliyor. Bi (Bikini=İki parça) gibi Dİ (Dial, Duall gibi) yine ikili sistem demek. Bir başka önek RE (Rewrite) gibi ama İKİ KEZ olunca yine bineer özelliğe sahiptir. (Binary cebire bakınız.)
Bütün bu İKİLEMELER Sankritçe GİD diye yazılır. (Bizdeki biçimiyle GIT) ve Dİ-GİT = Kehf ve Rakim ikili Sayısalı. Gelecekteki biçimiyle Dİ-GİT-ALL. (Herşey çifttir ilkesi) (Digital ayrı Digitall ayrı) Herşey sayıdır. (Rakim) Sayılar iki tanedir. (Al ve LA) Her digitAll sayının mutlaka bir HOLOGRAMI (K E H F =Cave) vardır. Bu ruhun, meleklerin vb. her nesnenin biçimidir. İster somut (Aktüel, Afaki) ister soyut (Virtual-Enfusi) herşey, xyz koordinatları ve Xj,Yj,Zj soyut koordinatları uzayı ve bunların BİLEŞKESİ olan Mirror. (Osmos bölgesi, tünel bölgesi, birbirinin uzantısı olma ya da ödeme-dengeleme bölgesi, SERP ve EPR hemzemin geçitleri) Yani 7 Mesani... (İçuzay) (Şahdamarının içi, Superstring'lerin tünel-içi, Quantum teoremininTÜNELLEME süreci vb.) Rakim denen matematiğin ortaya koyduğu hologeometri ise ÇİFT MAĞARA biçimindedir. Bu iki mağara birbirine BOĞAZLAŞIR. (Berzah da değer) ve dolayısıyla. İki tane boynuz (Corn) kum saati gibi birbiriyle birleşir. (Karadelik tekilliklerinin değdiği iki uzayı da boynuz biçiminde burması, KUM SAATİ) Her kehf tüm mikro ve makro sistemlerde daima ÇİFTTİR. Örneğin eğer elektronların atomlardaki ORBİT modellerine bakarsanız, Kimi orbitalin olasılık aralığı bir halkanın (tekillik) üzerinde zıt duran iki gülle gibidir. Kimi orbital de secde etmiştir. (Gövdeyi ve başı görürsünüz vb. vb.) Mikro ve makro sistemlerde bu KARNEYN vardır. Çift karn. Çift zıt spin oku. Çift zaman oku vb. ve Kehf ile Rakim'in (Geomatrix ile Metamatriss) yani (Zül) Karneyn'in sırrı da budur. Mehdi ve Mesih'in "ANNELERİ" ile birlikte sırları budur. Mesih ve Mehdi ÇİFT zamanlıdır. Kur'an'daki Zülkarneyn sadece BİR TANESİ'dir. Bir orbitte YECÜCÜ-MECÜC izdüşümlü trapping evreni, diğerinde bildiğimiz evren. İki evren arasında 25 inç UZAKLIK vardır. Ve bu iki metre içinde 300 yıl vardır. Nesneler birbirine 25 inç yakındır (Rakim) ama 300 yıl UZAKTIR. Eğer bu mesafe alınsaydı neler olurdu, birbakalım! Derken Jana'dan yeni mesaj. 1 dk. j1m (just a minute) Rahatsızlanmış, izin istiyor. Selamlar söylendi (İlaç alma saatiymiş) slm slm general janna dark 2G dedi. (Greetings) Ve Jana 3 Dark Montauk=Mina Tau(Dağ) K(Taşlandı) diyor. Anlayana ;)) Meier'in kendisine namus iftirası attığını söylüyor, inanmamanızı istiyor. Gitti! Bizlere döndük bizler yeniden... 25 inch kaç santim? (2,54) 63,5 İşte bu İKİ KARN'ın (Zamanın 300 yılı bulan iki ucunun) arasındaki mesafe! Bakalım bu mesafede neler oluyor. Bir ufo buluyorsunuz. (İyi ama bir ufo nasıl bulunur?) Bir ufo YAŞI gereği VAR OLUR birden ortaya çıkar! Çıkar ama,YOLCUSUNU da alması gerekir!!!!!!!!!!
Yolcular ise YAŞIT değildir. Mesela 20 yaşındaki ile 21 yaşındaki arasında Geçmişe geldiklerinde 14 yaş oynar. Yani BİR yıl yerine biri 34 diğeri 20 yaşında olur. 22 yaşındaki için ise 48 yaş olur... 3 yaş için 62 yaş olur. Akrandılar halbuki, bir iki yaş fark vardı aralarında, üçü de aynı akademide okuyorlardı. Şimdi biri dede ya da nine (62 yaş) ötekisi Baba ya da Anne (48 yaş) en genci ise 20 yaş (Torun) oluverdi... (Ah şu 14Factor'un gözü körolsun!) Dolayısıyla bir ufo önce 62 yaşa göre VAR OLUR. Bu ÇIKIŞ UCUDUR. (Zamanda en geri uç= Zülkarneyn'in EN GEÇMİŞ KUTBU) Varış ucu ise en gencin aşıdır.(20 yaşındaki) 62 yani en büyük FELÇ geçirir. (Kur'an'daki N Ü Z U L ayetlerinin sırlarından biri: VAHY'de her RESUL mefluç=Felçli olur.) Yani İNME iner ve VAHY de beraberinde iner. İNME(Felç) inmezse VANY de inmez. Vahy sadece FELÇ ederek iner. Onun için R E S U L lerin işi çoook z o r d u r. Geçici felç geçirirler böylece ayetler iner. Beynin ÖTEKİ yarımküresinden (Parasembapit sistem=ARŞ) diğerine (Sempatik sistem=ARZ) İNER..... Uyku/Rüya bile bir FELÇTİR. Siz uykudasınızdır, bir bakıma VÜCUDUNUZU KULLANAMAZSINIZ. Ama V A H Y (Rüyayı) görürsünüz. Yatağınız soğumadan nerelere gidersiniz nerelere... Geçmişe... geleceğe ("Ben bu anı sanki yaşadım dedirten deje vu'lara) Beni anlayor musunuz? Milyonlarca yıllık insanlık tarihinde İLK KEZ bunlar yazılıyor. Ve ilk kez burada yalnızca size yazılıyor. Hanif+can+daş+larıma.... Evrenin sırları yetmez... Kur'an sonsuz sayıda evreni içinde barındırır. Sizlere evrenlerin sırları. Sonsuz sayıda evrenlerin sırları. Yani K U R ' A N anlatılıyor. Hepsini kapsayan, tümüne şamil K U R ' AN. İşte ben o kur'an'ım. Mighty dinliyor. Danseden kraliçe dinliyor. Ve H A N İ F L İ K limitleri evrenleri aşıyor. Allah'ın Arş'ına taşıyor... Arş'a Mir'ac ettirir bilim i l i m. İlim=Kur'an'ın bir diğer ismi. (Ayete bakınız) İlim kupkuru olmayınca yeni bir adı var: H i k me t. İşte Kur'an denen ilim ve hikmet size, ayağınıza geliyor... Evlere servis. Evlere şenlik. Allah'ın adının anıldığı (Nur-36) evlere esenlik. Okuyor bu İLKİ. Okuyor Mighty. "Wow" diyor. Mesih okuyor. "Waw" diyor. Üçüncü M okuyor ve VAY diyor... Aç ve Obur, iştahı dinmez cehennem ise "Weyl" diyor, yazık bana diyor. Tüm insanları istiyordum, perçeminden ve topuğundan yakalayamadıklarım var. Boyunduruk geçiremediklerim (Davetime gelmeyenler) var diyor. Cehennem bizim muhatabımız değil; biz cehennemden değil ALLAH'tan korkarız! Cehennem bize vız gelir tırıs gider. Cehennem bize "Sirk'teki ateş yutan sihirbaz kadar vız
gelir... Biz İbrahim milletiyiz! Allah bize VAAD etti: "Ey ateş, İbrahim'e SERİN ve SELAMETLİ OL" dedi... HANİF'e cehennem vız gelir! Cennet'te vız gelir! "Bana seni gerek seni!" işte Hanif'e bu reçete iyi gelir... Hanif dediğin Sabıkun'un Naim aleminde kendine yuva edinir... İbrahim'e selam ve selam demek için. Allah Cemaline mukarrebun olmak için... Cehennem sen kork HANİFLERDEN. Şimdi iki rekatnamaz kılarım. Mutlaka ağlarım ve iki damla gözyaşım düşer. Sen de sönersin. Seninle dalga geçerim ben ey cehennem. Kusura bakma sen benim vuslatım değilsin. Benim vuslatım Allah'ımdır, en yakını, en yakîn Cemal'i...Hu! Ya Hu! İki rekat ağlayacağım bana müsaade. 2 dedim kübünü aldım. slm ve slm Gun(silah) Ay'daki canlıları sordu. Geçmişte ve şimdi yok ama gelecekte KLONİZER çoooook. Bu cevap yeterli mi? Ay(Luna) Lunaris Uydu devlet. Ve orada Luna Park bile var, adına yakışır biçimde... “Gerçek ilk Lunapark” 2031 yılında açılacaktır. Daha öncekiler sadece askeri ve ticari amaçlı, azıcık da pahalı turizm... Çünkü henüz W E M B yok... Devletlerin kısır çekişme ve rekabeti var. EŞİT eşgüdümlü müsavatçı bir elbirliği, işbirliği yok. İ M E C E yok. Yarış var.... Ama gelecek güzel gelecek bizlere... Bundan öte yanıt veremem. Çünkü geçmişte bir YAŞAM BİÇİMİ yok... Şimdi ise ayda bir takım bakteriler var ama yerlisi değil! Armstrong ve Aldrin'den başlayarak, bir takım ilkel ufonotlar oraya kakalarını yaptılar. Kakalarında ise bakteri vardı bolca... Kimi orada yaşıyor (Demir yiyen ve oksijenden zehirlenen bakteri türleri de var gaitamızda, doktorlarımıza sorabilirsiniz.) mutmain oldun mu? ????????? Ben CİDDİ yanıtlar verdim sana. (Şaka yok içinde.) Pegasus(Uçan kanatlı at) Bunlar GELECEĞE MESAJ. Taşanı yakala. Bugüne de yazıyorum kuşkusuz. Ama gelecekte "Alfabe bekleyen" öğrenciler var. Öğretmen bekleyenler var. TARİH okuyup bundan zevk alanlar var. Geleceğin TARİHİ bugünün geleceğidir ki, bugün ise geleceğin Tarihidir. İlim tüm varlıkların ORTAK nimetidir. İlim=Kur'an'dır. Kur'an olmadan ilim olmaz. İlimsiz Kur'an da olmaz..., Bunlar felsefe değil. EN YÜCE HAK OLAN GERÇEKLERİN dillenişidir, dile gelişidir.
Ali İmran 79. ayet benim için ONAYLANDI. Vakıa-76 ise Zülkarneyn'in ilk yolculuğa çıktığı ve HALKA TEKİLLİKLİ karadelikin adı. Yıldızların yerleri Meva+kunü-cmU= Disk+oluşturulmuş+topaklanma (İcma'dan) "Bilsen bu ne büyük yemindir!" diyor ayet. Vela=(And+0 Fakat Vela demiyor. Fe La diyor. (Fe=And'in tersi ve 0) Or'un tersi=Nor nox ve And'in tersi NOT'tur. Digital sistem burada da var.) 68-70 cm.den söz edelim. UFO var oluyor orada... İyi de bunu nasıl SAKLAYACAKSINIZ? Çok kolay: Zaten doğasında “Saniyede 36 resim geçecek biçimde titreşmek” var ve bunu 400 kareye kadar artırabilirsiniz. Göz denen kamera ise 24 resmi arka arkaya getirir ve HAREKETİ görür, izler. Ama bundan fazla KARE sayısı görünmez... (Şu göz perdesi ne olaki?) Elinize bir kalem alınız ve giderek hızla ileri geri sallayınız.>FLU'laşacak... İZDÜŞÜMÜ görünecek. Netliği itecek netliği kaybolacak. Şimdi o kaleme öyle bir hız verin ki HİÇ G Ö R E M E Z olun. (Kalem var ama siz görmüyorsunuz) Bir ufo'yu kolay saklarsınız, yanıbaşınızdaki arsaya bile saklarsınız ve kimse (Kediler dışında) göremez. Ve kimse de o 70 cm. yukarıdaki bordasına zıplamazsa Ona dokunamaz. O öyle hızlı titreşmektedir ve frekansı öylesine girgindir ki İçinden geçersiniz. (Kurşun içinizden geçiyor ya bunun tersi) Ama ruhen hissedersiniz: Bir sıcaklık yakalar enseniz. (Omurilik soğanı) enseniz kaşınır sanki, bir sıcaklık vardır orada sanki... Ensenizde bir göz vardır sanki... RUHEN hissedersiniz, hiçbir şekilde göremezsiniz. (Allah'ın cezası cinler de aynı yöntemle göz perdemiz dışında kalıyorlar) (İçimizden geçerler ve/veya biz onların içinden geçeriz. Ama bir SICAKLIK???? illa ki o var. O sıcaklıktan başka şansımız da yok... Eğer o sıcaklık vücuda yerleşik olarak girerse, YEL alırsınız. (Romatizmal) Dişinize inanılmaz bir yel ağrısı oturur. Bu soğuk ve sıcağın farkıdır. Geleceğin tıbbında, Cinlerin bu neurotic aşırı sıcak-aşırı soğuk farklarından oluşan siyatik gibi ağrılara (Ki sinirseldir) CİNYELİNE karşı ilaç bulunacak dersem, hanifcandaş doktorlarım herhalde beni tefekorlar ;))) Ama CİDDİ idi söylediğim... Sinirsel tüm ağrılarda ve hatta sinirucu iltihabında ve benzeri enfeksiyonlarda illa ki CİN denen enerji parmağı var.(Hans demedi demeyin, ben şimdiden söyledim) 70 cm. de neler olur? Biz o konuya dönelim! Bir UFO'yu titreştirerek belirsizlik ilkesi değiştirgeç sayılarına (pve q delta gibi) dönüştürebilirsiniz. Bir ufo bu durumda dev hatta devasa bir ELEKTRON gibi olur. Yani bir olasılık aralığı vardır. BULUTSU (Flu)görünür.
(Çanakkale'deki kayıp ingiliz alayını içine alan yuvarlak ve alçak bulut sadece bir TARIK"tır.) (GPS bilgisi: N40derece 18.715' ve E026derece 17.386' Simnot) Onun içindeki kişiler de bulutsu görünür. (Platin ve Esmer Jana'ya dikkatle bakınız, NET değil!!!!!!!!) Ve görünürlük frekansına inen ufo'lara bakınız: Turuncu yeşil ışık izleri. (Spekturm renkleridir, bunlar motor ya da ışık-ampul fonksiyonları değildir.) Çünkü morötesi titreşimden giderek YEŞİL'e ve sonra netleştiği anda TURUNCA'YA dönmektedir, elektromagnetikSPEKTRUM. (Tayf, Newton prizmasını anımsayınız. Daha iyi bir örnek olarak, birCD'nin etiketsiz yüzünü ışığa tutun ve bakın, renkleri göreceksiniz) Tarıkların ışıkları yoktur. Tarıkların bir tek ışığı vardır: O da kendine parlayan ışığıdır. Başka kimse onu göremez... (Tarık suresini anımsayınız.) Tarık=Kendine ışıyan demektir. BAŞKASINA ışırsa T A R I K olamaz. Çünkü uzay üstü uzayda (Tek sema'da) değildir , bizimledir o zaman.... Bizimle olanı biz de görürüz herhalde... Ama bizim GÖKLERİMİZDE değil; GÖK'te ise göremeyiz. Evrenle ışık aracılığıyla heberleşiriz. Işık gelmezse KARKANLIK olur. (Adı boşuna karadelik değil (Işığı yutan anlamında) Karanlık ise ÜÇ'tür 1. Evrenin karanlığı (Bildiğimiz uzay) 2. Karadelik olay ufku (Bunun içinde karadelik saklıdır. ASLA göremezsiniz!) 3. Akdelik (Karadelik arkasındaki öteki bilinmeyen bölge: karadelik yutar, ama AKDELİK ÜFLER!!!! Yani ruh üflenir ve siz ÜÇ karanlıktan Annenin akdeliğinden doğarsınız.) 3 Karanlık biliyorsunuz ki AYETTİR. Allah bizi bir yaratılıştan ötekine geçirmektedir= Tek(Kalil ruh) boyuttan, İki boyutluya(Alak) ve sonra da gürbüz bir bebeğe doğru bizi evrimleştirerek, üç karanlıktan bir ruh BEDEN KAZANARAK çıkar. (Karanlık=Koza'dır diğer anlamı... Bir diğeri de karadelik olayufku (Karapeçe arkası)dır. Nasıl olsa beni anladığınızı bilerek konuyu derinleştirmiyorum. (Kitaplarıma bunları yazmıştım) Jana'nın resmi NEDEN 1. FLU (Net değil, bulutsu gibi) ve 2. Neden Jana'nın iki resmi var. (Önceki 23 yaş ve sonraki (Yola çıkacağı yaş) iki ayrı resmi var... Neden acaba?
(İpucu: Karn+eyn=İki zamanlı ya da ikiboynuzlu (Corn Hole) demek....) Kur'an bildiğiniz gibi detay kitabı, ben burada iki yıllık detay da çıkarırım. (Önemli olan ben değilim, KUR'AN'ın inanılmaz kapasitesi: “Denizler mürekkep olsa, tüm ağaçlar yontulup kalem yapılsa, yine de ALLAH'ın sözleri(Kur'an'ı) B İ T M E Z”) Jana'nın resmini bir elektron gibi düşünün. Yani BULUTSU 'İndeterminizm ilkesine göre, belirtici noktalarının YERİ, ZAMANI ve HIZI a y n ı anda b e l i r l e n e m e z !!!!! Onu bir OLASILIK (Probability)aralığı halinde gösterebiliriz. Elektron bunun dışında değildir. Bu olasılık zarfının içinde bir yerdedir. Yani N E F S İ N İ N sınırları vardır. O bulutun dışına çıkamaz! Biz de öyle değil miyiz? Kirlian beden ışımamız, örneğin parmağımızda ya da tüm çepeçevre vücudumuzda bir saçak tabakası (Aura ışıması) biçiminde sanki TEL ÖRGÜ örmüştür. Sınır-hudut çizmiştir. İşte NEFSİMİZ BUDUR. Bu olasılık bulutu nefsimizdir. Bunun dışındaki bir şey bizi etkilemez. Ama içine giren bir şey (Kurşun vb.) bizi yere devirir. Elektron ATOMUN N E F S İ 'dir. Flu'dur, NET değildir. Jana'nın fotoğrafı da öyle... Bu olasılık bulutu içinde (Nefs)Elektronun yerini (Coğrafyasını) ve zamanını (Tarihini) belirleyemezsiniz. Ve de hızını... Bu üçünün aynı anda belirnememesine BELİRSİZLİK İLKESİ (Heisenberg'e bakınız) deniyor. Jana'nın coğrafyasını belirleyelim: Bu dünya, şu karşı bahçe. Ama bu kez tarihini (Jana'nın yaşını) belirleyemezsiniz. Coğrafyayı belirlediğinizde Tarihin İKİ UCU (Karneyn) oluşur. Hızı ışık hızına yükseltirseniz. O zaman İKİ adet JANA fotoğrafını YANYANA ve BULUTSU olara görürsünüz. GençJana (Esmer=Nera) ve Sarışın Jana... Bu sonuncusu Yaşlıdır İkisi yanyanadır: Çünkü İKİ UÇ(karn+eyn) yani iki tarih (Genç ve yaşlı) BİR TEK coğrafyada (Aynı yerde, mesela şu anda sizin odanızda) bir araya gelir. Tek coğrafya gösterirseniz, iki tarih (Karn) ucu ortaya çıkar. Ve o kişiyi en az İKİ resim halinde görürsünüz. İki resim yanyana. İkisi de kendisi aynı yerde(Lokalize coğrafya) fakat iki ayrı ZAMANDA. (Genç Nera ve Platin yaşlı Jana) Kitaplarıma yazmıştım: Süper uzayda cenin-bebeklikten ta ölüm yaşımıza kadar tüm an be an(her anda) görüntülerimizi, mesela filme çekseydik, bu filmleri üst üste koysaydık, görecektik ki genç, orta ve yaşlı her yılın fotoğrafından oluşan üst üste binmiş ve netliği olmayan pek anlaşılmayan bir resim çıkardı. Bu resim de değil; OLASILIK BULUTU olurdu.
Ama bu resimlerin baştan birini (Nera) ve sondan birini (Askit) iskambil kartı gibi çekip alsaydınız. Ya da tam doğrusuyla, BAŞ VE SON birleşseydi, bu birleşme noktasındaki iki resim BİR ARAYA gelirdi. Genç ve Yaşlı iki tane Jana... (Fotoğrafın sırrı budur) AYNI coğrafyada lokalize olduklarından iki ayrı tarih görüntüsü YANYANA gelmiştir. Yine kitaplarımdan anımsayacaksınız Halka biçimindeki bir dönen karadelikte, ekvator düzleminde edönme yönünde düz gidip de geri dönen birisi YOLA ÇIKMAKTA olan KENDİSİNE rastlayacaktı. İşte DÖNEN ASKİT. Yola çıkmaya hazırlanan ise NERA olan JANA idi. Zamanda arkaya gezmenlik (Z A G ) zaten böyle bir mekanizmadır. Hele araya bir yaşa karşı 14 yaş girince, yaş farkı da üç-beş olunca, YAŞLI olan (üç yaş yaşlı) diğerine 42 yıl fark atacağından birbirlerini gelecekte YAŞIT akran (Same age) olarak tanıyanların, zamanda geriye gitmeleriyle "Yaşlılık" halleri yüzünden birbirlerini tanımama ihtimaline karşılık, daima ÇİFT resim konmalıdır. (Ki genç olan tanısın ve MIB tuzağına düşmesin) İşte çift resmin sırrı buydu! Pekiyi iki Jana arasında neler oldu bitti? Jana şimdi 22 yaşında. (23'den gün alıyor) Jana ileride 44 yaşına gelecek. (UFO'su birden belirecek yanıbaşında) Ve ufo 70 cm yukarıda durmaktadır. Jana yukarı çıkacak, çıktığı anda neler olacak bilmek istemezsiniz! 70 cm yukarısı AYNI coğrafyada (Şu karşı arsada) 300 yıl sonrasıdır. 70 cm. yukarıya "Hooop" dediği anda. Tam o anda... Çoluk, çocuğu, tüm sevdikleri, bu çağdaki anne-baba takımı (İkinci takım ebeveyn) geride bıraktığı herkes birden MEZARA girecek. Yani 70 cm hopladığınızda geride bıraktığınız iki yaşındaki çocuğunuz 302 yaşına gelmiş olacak. (yani anında iskelete dönecek) Bir saniyede 300 yıl... Ve siz aynı arsada orada VARSINIZ. (UfO kendi çevresinde ışık hızıyla dönmekte olduğundan, kalkıp uzaya aya gitmeniz, lineer yolculuk yapmanız gerekmiyor. Zülkarneyn'in tuttuğu SEBEP=YOL da budur. Doğudan batıya batıdan doğuya dönen iki coğrafya (Zıt spin, Cosmos ve Chaos) ve ortada spinsiz evren (Osmos) yani Yecüc-Mecüc dünyası. Ve bu da iki zamanlı/ikiboynuzlu zülkerney'in Kur'an’da anlatılan "BİR SEBEP = YOL tuttu" anlatımının ta kendisi... İnanılmaz bir dizi sır verdim. Kur'an’ı en uç noktada (7. anlamlarda) tefsir ettim. Bu fırsatı kaçırma. Fotoğrafların çekildiği tarih: Şöyle söyleyeyim: Jana 44 yaşına gelecek, (2023-4 gibi) bir ufo belirecek, 70 cm yukarı zıplayacak. Uzay-zamanda üçyüzyıl katedecek. Ve Jana, 70 cm. yukarıda 44 değil 22 yaşında olacak. Yeniden ve üçüncü kez 22 yaşında olacak. Kolay olsun diye 20 diyorum: 20 yaşındaki bir jana Zamanda geriye yolculuğa çıktığında
yirmi yaş geriye gidecek. Çünkü sıfır yaşa dönmesi gerekiyor ki omurga-kaburgadan doğsun. (Kehf'te 300 yıl bekliyor) Ama bu kendisine 8 saat gibi geliyor. (Kehf ehli de dörtyedi saat kadar mağarada uyuya kalmışlardı) Hocam bir de anlatımınız gelecek zamanı içeriyor. Gelecek ile ilgili kesin bilgi nasıl verilebilir? Bu konu ile ilgili mutlaka Hızır-Musa-Yuşa olayını oku yeniden. Çünkü Kur'an'da GELECEKLERİ anlatılıyor. Örneğin: Eğer O gemi delinmeseydi, zalim bir hükümdar o gemiyi iyi niyetli sahiplerinin elinden alaCAK idi. Eğer Hızır çocuğu öldürmeseydi, o çocuk çokzalim bir hükümdar olaCAK idi. O duvar yıkılaCAK idi. Cak-cek demek geleCEK zaman demek... Ben de bunu yapıyorum... İşte biz henüz gerçekleşmemiş, ama ileride olaCAK, vukubulaCAK şeylere H A - V E T diyoruz. Çünkü olaCAK (EVET) ama şimdi henüz olmadı (HAYIR) ikisi birden schredinger'in kedisi gibi HA-VET oluyor... Böyle kavramaya çalışalım. Mesela 2063 yılında Bir ABD başkanı Sukaste uğrayıp öleCEK. Onun katilini de başka biri öldüreCEK. Aralarında inanılmaz BENZERLİKLER olaCAK. Tarih yeniden tekerrür edeCEK. Abraham Lincoln'a deseler di ki: ”Senden yüz yıl sonra bir ABD başkanı daha aynı biçimde ve 41 benzerlikte öldürüleCEK.” Buna herhalde Lincoln kahkahalar atardı ve bunu kendisine söyleyene de "Sen nostradamus musun, falcı mısın" diye alay edebilirdi. Peki, bu bilinip başkan korunursa zamanda değişim olacak mı?(2063yılında) Hayır: Çünkü 84 yılda bir kez ABD'de önemli olaylar oluyor. İstiklal savaşı, Sivil(iç) savaş, Pear Harbour ile başlayan 2. dünya savaşı. Ve 1943 üzerine bir 84 yıl daha korsan, ABD'de bir İÇSAVAŞ daha ÖNGÖRÜ ileri sürebilirsin. 41 sayısını linklerden bulabilirsin. Mesela Linkoln Kennedy tiyatrosunda vuruldu, kennedy'de Lincoln marka arabasında vuruldu. İkisi de enselerinden vuruldu ve öldü. İkisinin de eşleri yanındaydı. Linkolnün katili tiyatrodan bir anbara kaçtı ve orada başkası tarafından öldürüldü. Kennedy'nin katili Oswald ise bir ambardan ateş edip, Linkoln tiyatrosuna sığındı, orada onu Booth adlı bir başka katil öldürdü. İkisinin de başkan seçilme yaşları arasında tastamam yüz yıl var. İkisi de aynı partidendi. İkisi de kendilerinden sonra gelen başkanların adı Johnson idi. İkisinin de metresi vardı ve adları Norma Jeans (İkincisinin takma adı Marilyn Monroe) idi. İşte bu benzerlikler 41 tane. Ama bir şey çok tuhafınıza gidecek:
Zamanda geriye gelen bir zaman yolcusu (20 yaş örneğinde) tam ÜÇ kere 20 yaş pastası kesecek.... Çünkü zamanda geriye giderken bir 20 yaş siliniyor. Sonra siz doğup 20 yaşına geliyorsunuz. Felç geçirip bir 20 yaş daha yaşıyorsunuz(40 yaşındasınız) ve 70 cm. yukarı hopladığınızda 40-20=20 yaşında oluyorsunuz. Çünkü zamanda geriye gitmek demek YOLA ÇIKMADAN AMACA ULAŞMAK DEMEK. Zaman enerjisi harcanmıştı sizin için... Bu enerji zamanda geriye gittiğinizde harcanmamış, yeniden dolu pil (batarya) gibi yüklü oluyor. İşte bu durum "Yola çıkmadan amacınıza ulaşmak" babından bir zaman zelzelesi oluşturuyor ve 40 yaşında iken 20 yaşında çıtır bir genç (Yola çıktığınız tarihe geri dönüyorsunuz) Böylece 20-20+20+20-20 diye bir tuhaf şey doğuyor. Gittiğinizde yeniden 20 yaşındasınız. Ondan sonra kalan hayatınız kaç yaş ise onu yaşayacaksınız. Yola çıkmış kendisiyle karşılaşması güneşin batıdan doğması mıdır? (% 100 haklısın ;)) Bu arada kötü haberler var: 1. 20 yaşındaki eşiniz. Yirmi yaşında bir eşiniz vardı siz de 20 yaşında idiniz. Siz geri döndünüz yine 20 yaşındasınız Ama eşiniz 60 yaşında :((( Oysa yaşıttınız!!!!!!!!! Düşünün. 20 yaşta gidiyor yine 20 yaşında dönüyorsunuz. Arası bir tekgün olsun. O bir tek günde eşiniz. 40 yaş yaşlanıyor... Akıllara ziyan.... Yani kendi çağınıza dönemiyorsunuz. Kendi çağınızın 40 yıl sonrasına düşüyorsunuz. 40 yıl bir KAYIP var. Teknik daha ilerlemiş ve siz yabancı kalmışsınız. Jana yeniden online: İki resmim arasında 21 x 2 var diyor. Nera=21c ve Askit=42 diyor. Askit yaşında Nera olarak dönecek. Şu anda Nera. (Nera=esmer, Negra=Zenci) Nera beyaztenli. Timar (DAL universe) July 17, 1975 Asket Timar (DAL universe) 1953-1964 and July 17, 1975 Evet ben de öyle hesaplamıştım kabaca Onun nedeni şu: Bir tek UFO (Mesela 1953-64-75-86-97-2008 gibi yıllar içinde görünecek. (Görünüyor zaten) AMA TEK BİR UFO (Tarık) bu zamanda hızla bu yılları kat ettiğinden, sen onu AYRI AYRI ufolar sanıyorsun. Oysa aynı ufo ve sen bunu örneğin her yıl görünce (Senin geleceğine hızlanıp geçiyor, gelecekte de sen, ertesi yıl ve sonraki yıl AYNI ufo'yu görüyorsun fakat) herbirini ayrı ayrı sanıyorsun, oysa bir tek TARIK tek araç yani... Yılları verdiğim tarihten 14 yıl geri giderek bulabilirsin. Ben1980'lerden 14 saydım sen 28
sayabilirsin Bunu çıkarırsan verdiğin tarihler oluşuyor. Mesela ilk verdiğin tarih (en eskisi) Norbert Wiener diye bir Zigzagçı.... Ondan önceki (Her yaşa 14) Kozirev, Gudrjieff, Tesla, Borges vb. Tamam??????? Bir zaman arka gezmeni (ZAG) 20 yaşında yola çıktı, 20 yaş B'nin bulduğu ayetlerde olduğu gibi SİLİNDİ yeniden doğdu. (Tarık suresinde işlemiştik) Yola çıktığı 20 yaşa kadar BEYNİN SOL YARIM KÜRESİNDEKİ hafızalarını edindi. Hatırlamıyor. Ama bunun Amnezia ile ilgisi yok... Sadece zaman TERSİNMİŞ ve İLK 20 yaş anıları SİLİNMİŞ (Kehf boşluğuna alınmış) Günü-saati gelince bir Felç ile birden İLK (El evveli) 20 yaş anılarını da anımsıyor. Bir de ikinci 20 yaş (Vel Ahiri) yani BU ÇAĞDAKİ anıları var İDİ. KEHF (Zaman boşluğunda bekleyen) EVVEL anıları, beynin SOL YARIM KÜRESİNE oturuyor ve öteki (Sonraki) ise Sağ yarıkürede yer alıyor. Böyle bir TIBBİ vaka görülmediğinden elbette şimdilik Tıb için Ha-vet diyeceğiz. Beynin iki yarım küresinde iki ayrı GERÇEK YAŞANMIŞ ANI olması elbette tıbbi müşahadede İKİ YARI KÜRENİN BİRDEN KULLANILMASI şaşırtıcıdır. Çünkü biyoorganik canlılık SOL ELLİDİR. (Sol testis ve Over'i anımsayınız) Ötekisi DUMUR halindedir. Böyle olunca BEYNİN SOL yarım küresinde İKİNCİ bir hafıza olması BİR KİŞİLİK bölünmesi (Multy personality) değildir. Çünkü zaman gezmenlerinin hiçbiri akıl hastası olmamıştır. (Einstein, Marx, Freud, velikowsky, Tesla, Gurdjieff, Borges, Kozyrev,vb. vb.) (Mrs.CP'yi de unutmayalım. CP=Kaptan, CCP=Ko-Kaptan (Beni karıştırmayın ama) P=Passenger) Artık sırları (Geleceğe dönük olması emri gereğince) açıyoruz. (Sakın beni karıştırmayın) M(Mighty, Messiah, Maitrea majisyenlerden ONAYLI) Şimdilik bu kadar 3M yeter. Yani bu kadar Dahi insan saydım: Hangisinin akıl hastası olduğunu söyleyebilirsiniz? Bir tek Messing'in psikiyatr tedavisi var, o da Telepat(Misstersspassinger) olduğundan. Demek ki bir zaman gezmeninin çok-kişilik hastalığı yoktur ve olamazda... Kişiliği bölünemez. Bölünen sadece zamanın iki ucundaki (Karneyn) iki ayrı anısıdır. Yani kişiliğinden dolayı bir akıl hastalığı yoktur. Zaten korunmuştur: "Sen mecnun değilsin. Yakında kimin mecnun olduğunu görecekler"ayetlerini anımsayınız.(Müzemmil ya da müddesir girişiydi sanırım.) Bunlarda da özneler Hu=O gibi ÇEŞİTLİ kişilere aittir sadece"ENTE=SEN" dediği resulullah değildir.
Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. (2) Zülkarneyn'lerin (Geçmiş ve geleceği bir kiriş seddi içinde ya da Kehf gibi zaman çekmecesi içinde) yaşayanların tamamı MECNUN (Büyülü, cinli, akıl hastası) değildir. Olsalardı, Allah'ın misyonunu yürütemezlerdi. Dolayısıyla sadece Resulullah değil; O'nun gibi misyonları olanlar için de bu geçerli bir güvencedir. O yüzden bana kaçık filan diyenlere tüm bedenimle gülüyorum... Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.(5) derken YAKINDA=Gelecekle Rabıta...(Messenger) Kimin Mecnun olduğunu görecekler derken de ismen değil ama adres olarak Jana bile var. Ve Mecnun olmamanın bir ekstası daha var: Mecnun=Cinli demek... İçindeki ikinci anlam ise "Şeytanın ileri-geri çalışan zamanı"dolayısıyla "Bunu bana şeytan unutturdu DEMEMEK!" Bunu Resuller de söyleyemez. (Yuşa Resul değildi) İki-zamanlılar da söyleyemez. (Unutmaları ŞEYTANDAN değil; yeniden doğduklarından yani hafızalarının silinip KEHF'de BEKLETİLMESİNDEN.) Konu ağır değil değil mi? Anlaşılıyor mu? Beyin kanallarını indüklemek için bunları yazmaya mecburum. Bunları bana yazdırmaları bir NİMET, bugünlere kadar izin yoktu. Jana canlı bir örnek olduğundan ve "Geleceğin bunu BİLİM olarak kabuledeCEĞinden dolayı yazmamı istedi. Bence sakınca yok. Böylece sır bir adam görünmekten kurtulurum. Zülkarneyn ve izleyen Zülkarneynlerin tamamı "Gücü Mağdurdan" alarak SULTA (Silah) kullanacak olan kimselerdir Zülkarneynler. Onlardan biri, tüm bilim adamlarının gizemli sırlı dediği NikolaiTesla'dır. Edison maddi güç vermiştir ve o da inanılmaz ve halen bilinmezlerde olan buluşlarını yapmıştır. Kehf 83 öyle bir ayettir ki.... Tüm Kur'an'ın Dijgital sıralamasında EN ortaya düşer. Yasin'in 83. ayeti. Nuh'un 83 kişilik İNSANLARI. Ve Asal sayılar içinde (Cifirsel) önemi çok büyük bir sayıdır. 83. Elementi de anlatır. (Kimya peryod tablosuna bakınız.) 83. Herşeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz. Evet bu ayet çok spesifiktir. Boomerang'ı (Raci) anlatır. 83 kimsenin kurtulacağını, diğerlerinin boğulacağını anlatır. Zülkarneynlerin ÇİFTE hatıraları olduğunu anlatır. 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuycağım." Burada ÇİFTE hatıra var. "Önceki>>>>>Yecüc+Mecüc'ün Sed arkasına Hapsi v e sonraki>>>>>Dere tepe onların
birbirine karıştırılmış olarak salınması....Yani gelecek zaman ANILARI... Jana 23.yy çocuğudur. Hawking ondan sadece üç yaştan daha az büyüktür. Yani akranlar, aynı Nextranssiencenter'in ve Centerminal'in ya da bugünkü diliyle Akademi'nin çocukları. Onlar Walhalla'dan değil; Allahlaw'daki centerfold'dan. Şi'ra ki orası asla Karşı bağ tarafından ele geçirilemez! Orası ki Nur-36'daki kolonizasyondur. Ama bu üç yaş kadar fark 14 ile çarpılınca araya 42 yaş (Aslında daha az ama rakamları yuvarlamak için böyle dedim.) Akranlar arasındaki küçük yaş farkı perspektif sayı yüzünden büyüyor. Allah'ın isminin anıldığı Büyutin orası... Bir dönen ve disk tekillikli karadeliğin (Şi'ra'nın ikizi olan "Alçalan yıldız" kollapsar) Deccal'in geldiği kapı da orası... Hocam Hz Muhammed Miraç ta ALLAHLAWı görmüş olabilir mi? Eğer Deccal'i gördüyse... Orayı da görmüş olabilir... (Bu kur'an'dan değil, BENİM FİKRİM. Ayet değildir dikkat!) (ayetten konuşmadıklarıma dikkat çekiyorum, BENİM FİKRİMDİR sadece.) (Ben yanılabilirim, Yanılmaz olan Allah ve kelamıdır elbette, amenna) (Kur'an'da belki O olay da gizlidir, anlatılmıştır ama ben HENÜZ BULAMADIM, onun için benim zannım-zehabımdır diyorum.) Yazacaklarım ile "Gelecek biçimleniyor" Gelecekte "BOŞLUK" oluşuyor. Yani Geleceği Allah'tan başkası (Bildirdiklerinden başkası ayrıca) bilemez. Bildirdiklerinin de bilmedikleri bir gelecek vardır: Gelecekten gelen kişi dönüşte kendi çağına gidemiyor. Kendi çağının "GELECEĞİNE" geçiyor. Ehli Kehf(ve Mighty)nin üç asır tutan 8 saatlik bir zaman diliminde mağara(Kehf) dışındaki TARİHİ b i l m e s i mümkün olmuyor. Ehli Kehf'in cebindeki dinar(sikke) 300 yıl öncesine ait oluyor... 8 saatte bu madeni paralar 3 asırlık bir TAŞIMA'ya uğruyorlar. Tarık(UFO) materyali de böyle: Zamanda geri giderek, 8 saatte 3 asırlık bir yol alıyor ve varlığının 3 asır önceki başına dönüyor. Mesela yer altında altın'a dönüşüyor. Yani madenipara doğmamış oluyor. Ashabı Kehf'in ALTIN paraları zamanda İLERİ GİTMİŞTİR. Ama Zülkarneyn ve Kehf'i ayıran en büyük tek şey şu: Zülkarneyn'in zamanı ise GERİYE gitmektedir. Yani zamanda geriye giderek yanındaki METALLERİ Geriye taşımaktadır. Bunlar ASIL Zülkarneyn için Demir ve Bakır'dan
ibarettir. Demir'i bir KARANOKTA olarak ve Bakır'ı da Elektrik yüklü karanokta olarak hatırlıyoruz. Ama dikkat ediniz ki, DEMİR KÜTLELERİNİ geçmişteki bir kavim madencilik yaparak çıkartmıştır ve teslim etmiştir. Zülkarneyn'e demir kütleleri getirip onu ön işlem olarak eritmişlerdir. (Magnetik özelliği kaybolsun diye) Evet "Geleceğin sorularına geçmişten yanıt vermek gibi paranormalötesinde transnormal bir işlem gereği yazıyorum bunları... Soran GELECEK.... "Gelecekte 60 yıllık bir BİLİNMEZ var/MIŞ onun nedenini soruyorlar ve ben burada bunları anlatmaya çalışıyorum. Beni mazur görün, ben biraz devam etmeliyim. Bu bilinmezliği, Yecüc ve Mecüc "Kiriş zamanın GEÇMİŞ ucuna girdikten ve kirişin çemberi kesen GELECEKTEKİ ucu arasında kalan bölge olarak düşünmeleri gerektiğini İLK kez burada anlatmaya çabalıyorum, ama KİRİŞ zamanın GELECEK ucunda olanlara öncelik tanıyoruz ŞİMDİLİK. Kiriş(Sedd)in iki ucu iki zaman ucudur. (Karneyn) Ve bu iki zaman sahibi olanlardan ilki Zül+Karneyn'dir. En büyük ayrıcalağı almıştır. Çünkü zamanda yolculuğu yaparken Jana gibi geçmişe gelerek küçülmüş yeniden doğmuş değildir. Şi'ra yıldızının İKİZİ olan ve ideal (Dönen, elektrik yüklü, halka biçiminde tekilliği olan, ergosfer ve kronosferi DENETLENEBİLEN) bir karadelik aracılığıyla, Zamanda geriye gitmeyi "Filmi ters oynatarak, yani bebekleşip doğarak değil; Kendini taşıyarak, kendini OLDUĞU gibi kendi yaşında ve yanında teknik malzemesiyle birlikte zamanda geriye "NAKLET"miştir. Bu mekanizma için uygun bir karadelik tekilliğinin (Allahlaw bunun öteki ucudur) girişinde ve çıkışında oluşan birer CORN HOLE şansını Allah o günler için hazır tutmuştur. (Allah'tan nimettir, çünkü Şi'ra nın yani Necm suresindeki ayetlerin 7anlamında bunlar gizlidir.) Örneğin: Necm-1: Tarık anlamından başka; “KOLLAPSAR yıldıza” and ederek başlamaktadır. Karadeliğe ÇÖKEN yıldızdır bu... Şi'ra yıldızının ikizidir bu... ÇÖKMÜŞTÜR. Orada bir Karn (Corn, boynuz biçiminde bir tekillik oluşmuştur) ve elbette bir de çıkışı vardır. Aradaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun, iki KARN'ı (Double corns) birbirine BOĞAZLAŞARAK (Berzahlaşarak) birbirine bağlamaktadır. Şöyle düşünün: Dünya yöresinde WEMB için Walhalla var. Walhalla denen uydu megapolis/makropol ve aynı zamanda ORTAK(Common=Bireşik) d ü n y a BAŞKENTi bir Mini Akdelik (Quasar) ve ona ardından bitişik olan collapsar ŞANSINI elde eder. (Allah'tan bir rahmetttir, rastlantı değildir.)
Öyleyse bu KARN'dan yani girdap/vortex biçimindeki Corn'dan girerek, karşı karadelik girdabından çıkarsınız. Orası Şi'ra'nın karadelik biçiminde çoktan çökmüş (Vakıa-76'daki en büyük yemin bu çöken yıldız yeridir) ve CORN HOLE olmuş çıkış ucudur. Oraya çıkan kişi ne yapar? Mecburen EN YAKIN GÜNEŞ'e yönelir-ki Şi'ra'dır adı... O Güneş'in gezegenleri vardır ki, ikisi BİZİM GÜNEŞ SİSTEMİNİN (Solarsystem) İKİ GEZEGENİ'dir. Kayıp İKİ GEZEGEN, yani Pluton'dan ötedeki ve Tietz-Bode dizgesine uygun iki gezegen, Güneş'in karadelik biçiminde sönmüş meşhur ORTAĞI'nın oluşturduğu "CORN/Karn'dır. Walhalla bu sırrı yakalaMIŞtır. O CORN'dan içeri giren, bu kez karşıdaki (ki bitişik, fakat aradaki mesafe 83 yıldır, ama BİR ANDA oraya çıkarsınız) Şi'ra Akdeliğinden dışarı fırlar. O zaman Şi'ra'nın ikizinin oluşturduğu karadelik CORN HOLE'undan girer, Güneş'in çöken ikizinin bulunduğu karadelik CORN HOLE'undan Güneş sistemine girersiniz. Yani bir trafik var ki, gidiş ve geliş otoyolları ayrıdır. Walhalla işte bu Express yolun "BİLET GİŞESİ" gibi bir ileri karakolunda bulunmaktadır. Buradan (Walhalla) giren karşıdan (Allahlaw) çıkar ve çok kısa bir anda bin aylık bir yol kateder. Ötede iki gezegenimiz bulunmaktadır. Bu iki gezegenimiz "Mahvedilmemiş" yani CORN HOLE'dan geçerek öteki tarafta var oldurulmuşlardır. (Allah'ın özel seçimi) Bir anlamda "Güneş sistemimiz ışık hızına yakın bir hız ile 83 yıllı kbir güzergaha yayılmış, uzatılmıştır diyebiliriz. O iki gezegenin adları var: Tabii kod adları var. Ama benden ŞİMDİ yazmam isteniyor. O yüzden kodluyorum. 1. Sahel yıldızı (Süheyl olarak da biliniyor) Anlamı Sahra gibi (Sahara=Çöl, Sahel=Onun sahili, yani subtropik step iklimi benzeri) Sahel'de "Bitki yetiştirilebilir, Buğday=Sümbül" özellikle... Sümbüle=Başak burcunun yönetmen yıldızıdır. (Cifir'deki Burç anlamında) 2. Diğer gezegen ise hasar görmüştür. Adı Mahvedilmiş Ay anlamında Mavikam'dır, Mizan (Terazi) da deniyor. Yusuf suresindeki "Güneşi, Ayı ve 12 yıldızı bana secde ederken RÜYAMDA gördüm" sırrının parçalarıdır bunlar... Öteki Güneş, Öteki Ay (Allahlaw) 9 bizim gezegen, onuncu bizim mahvedilmiş ay'ımız olan "Asteroid kuşağı... (Ki önceden gezegendi. Sistemi güneşin ikizi ve Şira'nın ikizi olan iki çökmüş karadeliğin boğazlaştığı Karneyn köprüsü oluşurken, Şu'ra'nın MAHV adlı karadelik biçiminde çöken ikizinin ilk CORN'u, Bizim Mars ile Jüpiter arasında kalan gezegeni parçalamıştır. Orada bin kadar büyük asteroid vardır. Aynı olgu MARS ve JÜPİTER'i de etkilemiştir elbette. (Komşuda pişer bize de
düşer) Mars kanalları o sürtüşmenin imzasıdır. Jüpiter'in gözü (Yafes) ise Venüs gezegeni biçiminde bir nova ile fırlamıştır ve dünya ile merkür arasına girmiştir. Dünyada TUFAN koparken, Merkür'ü de iyice Güneş'e itmiştir ve öyle ki Merkür, çevresinde dönemez olmuştur ve kül haline gelmiştir. (Utarid Kamerinin Mahvı) (Velikowski'nin yazdıklarına itibar ediniz, çünkü O bir Zaman gezmenidir.) (Ben Velikowski'nin atladığı yerleri yazıyorum.) Öteki (Şi'ra'nın Mahv edilen ikizi olan karadelik tekilliği) diğer kalan gezegenleri etkilemiştir: Titus sayısına bağlı bu sistem bozulunca, Uranüs'ün ekseni 90 açı derecesi dönmüştür. En dış gezegen Pluton ile Neptün'ün yörüngeleri birbiri içinde kalmıştır. Bu yüzden bazen Pluton, bazen Neptün EN UZAK gezegen olurla rnöbetleşe... Ama asıl MAHV şudur. Ötesindeki iki gezegeni (Sahel ve Mizan) Şi'ra'nın ortağı karadelik "NAKLETMİŞ"tir. Mizan bizim Asteroid kuşağı gibi dağılırken, Sahel de (Sahil, kıyı, Sahra kıyısı) YERLEŞİME çok uygun olmuştur. Çünkü Şi'ra GÜNEYİ ile arasındaki mesafe 131 milyon km.dir. (Dünya-Güneş 150 milyon km) Eğer Sahel BU YANDA kalsaydı, Güneş'e uzaklığı 16 milyar km olacaktıki, Güneş'i seher yıldızı kadar küçük bir nokta olarak görecekti ve nimetinden (Isı gibi) yararlanamayacaktı. Sahel'in SAHRA(Sahara) bölümü zaten o buzulun kalıntısıdır. Yani Su naklolunmuştur. Sahel (Step, Praire) bölümü ise istihdam, ihdas ve iskân edilebilir özelliktedir. Aslında O Şi'ra'nın değil Güneş'in bir gezegenidir. Ama Güneş'e 83 ışık yılı öteye GÖTÜRÜLMÜŞTÜR. Buna rağmen Walhalla'nın çıkış ucu olan ALLAHLAW Sahel (Süheyl) de değil, özel bir akdelik=Karadelik bölümündedir. Onun tarifi şöyle: Oradaki Karadelik özeldir: Elektrik yükü ve ışık hızında dönmesi nedeniyle ÇIPLAK KARADELİKTİR. Yani olay ufku yoktur. İçi görünmektedir, karadelik demek bile abestir. Asıl en önemli sırrı ise Düzgün bir dev güneş iken, bir başka gezgin galaktik karadeliğe yakın geçmiş ve yumurta gibi ovalleşmiştir. Böyle yıldızlar karadelik olarak çökerken eliptik olduklarından bir tek merkeze değil: Elipsin iki odağına doğru çökerler. Yani sistemleri kararsız kalır ve çökmeyi başka türlü gerçekleştirirler: İki odakta önce İki hörgüç (Asya devesini anımsayınız) oluşur. (Gamma tipi çökme) O
arada iki odak dışında bir de MERKEZ (Özek) olduğundan, o noktaya üçüncü bir hareket daha oluşur. O zaman inanılmaz bir manzara ortaya çıkar: İki hörgüçe bir de uzun boyun ve merkeze toplanmış kitlenin oldurduğu küçük bir baş ekleyiniz. Evet orada bir DEVE oluşur (Ters çevirirseniz Arapça Allah yazısını okuyabilirsiniz.) Ya da GÖK YILANI... Ya da bu biçimde ÇATLAMIŞ bir gökyüzü... Arkasını gösteren bir çatlak. (Crunch) Çatlaktan görünen manzara ise paralel evrenin ta kendisi... Ama kıyamete doğru bir Paralel evren... Orada genişleme durmuştur ve geriye doğru büzülme başladığından öteki(Else) evren kararıp soğuyacağına tersine büzüldükçe ısınmaktadır. Zaman oku tersine dönmüştür, Termodinamik oku da... Paralel evreni bizim ikizimiz olan Anti-evren ile karıştırmayalım, bunun adı Negatif evrendir. Ya da zıt-paralel evren... (Rabbil Alemin'inin o kadar çok alemi var ki....) (Hamdolsun Alemlerin Rabb'ine...) Anti(Madde)evreni ile aynı zamanda aynı şeyleri yaşayacağız. Ama bu sözünü ettiğim evren ile senkronize değiliz. Çatlağın arkasında görüneCEK olan bu evren sanki biri elinizde okuduğunuz gazeteyi çaktırmadan tutuşturmuş gibi ALEV ALEV yanmaktadır. Gazetenin arkasında bu alevi görmektesiniz. Gökyüzü kızarmış bir gül gibi alev almıştır. Orası adeta bir Cehennem'dir... İşte Deccal o DOĞANIN yaratığıdır. Çatlak (Yani gök yarığı olan asimetrik çıplak tekillik) Deve biçiminden başı kalın, kuyruğu çok ince bir gök çatlağına dönüşmüştür o gün... Başı(Perçem) ve topuğu(kuyruğu) arası binlerce ışık yılıdır. Artık iki evren orada boğazlaşmıştır. Ama bir çatlak biçiminde BERZAH olmuştur ki artık ona Berzah değil; "Devenin iğne deliğinden geçmesi" demekteyiz. Baş'tan İSA(Mesih) topuktan ise DECCAL bu evrene transfer olurlar. Baş(Perçem) bölümü bir başka paralel evrene (İlliyyin) açılmakta, fakat tam tersine kuyruk sokumu olan en uc ise Siccin denen bir paralel evrene açılmaktadır. (Bir karadelik yeteri kadar büyükse, tüm paralel evrenlerin ORTAK kapısı olur.) (Kur'an'daki MİSALİ "Açık sayfaların bir tomar gibi bükülmesi'dir=Büken ise karadeliktir. Ayrıntı Enbiya 104'de) Açık sayfalar ise SONSUZ TANEDİR. (Yani kalın bir cildin SIRTI olarak düşününüz uygun bir Karadeliği....) İki evren birbirine Şi'ra kapısında değer. O çatlak ardındaki içerik bu tarafa geçmez. (“Kaldır başını bak gökte bir çatlak görecek misin?” ayetini anımsayınız.) Üstelik ötedeki evrenin doğası oradaki canlılara uygundur. (Ters termodinamik yasasını bir gün yazarım Allah inşa...) Deccal'in yurdudur orası... Asitler ve bazlardan oluşan bir
dünya. Corn Hole (Worm Hole da deniyor, bilindiği gibi giriş ve çıkış uçları birer akdelikkaradelik olan mini-Sur borularına Kur'an ve bizim Omni-bilimimiz "CORN-HOLE" demektedir..) (ZülKARNeyn'in k a r n 'ı>>>>>>CORN=Boynuz, berzah zamanı.. Cozmos'un yani düzenliliğin olmadığı yerde CAHAOS vardır. Bu nedenle aşağı misal aleminin bilimsel yapısından söz ederken, Kozmoloji demeyiz, Kaoloji diyoruz. Kozmogoni/Kozmogeni (Yaratılış bilim) demek yerine artık "Chaogony, Chaogenie" diyoruz/DiyeCEKler... Bunlar da bilindiği gibi HUNNES (Kaos) ve Künnes(CKozmos) olarak Kur'an'da yer alırlar.
Jana Zülkarneyn kategorisinden. Cadının işi sadece benimle. Kimseye hükmetmeye kalkamaz, bütün emekleri, hayır ve hasenatı, Zülkarneynliği BİTER gider. Geleceğin menfaatleri kadar, yaşanan geçmişin de menfaatleri vardır. Gelecekte 3M varsa geçmişte de şu anda 3M vardır. Geleceğin üç majisyeni ile geçmişin üç majisyeni EŞİTTİR! ÜÇLER MECLİSİ aslında 7'ler meclisidir! GELECEKTEKİ üç ve GEÇMİŞTEKİ üç diye ikiye ayrılamaz. Çünkü: Gelecekteki üçlüden Almighty, AYNI ANDA BURADADIR, Geçmiştedir aynı zamanda! DEHR yasası bunu söyler! Gelecekteki üçlüden Messiah aynı zamanda şimdiki zamanın GEÇMİŞİNDEKİ Messiah'tır. Geleceğe ait değildir sadece! Gelecekteki Mighty, aslında Adler olarak geçmişe aittir. O halde bu geçmiş-gelecek üçler ayrımına son verilmelidir. Çünkü: Geçmişteki Zülkarn(TEK)/zülkarneyn(ÇİFT)/zülkarnların(ÇOK) tamamı aynı zamanda GELECEKTEN geçmişe gelenlerdir. Yani geleceğe aittirler. O halde "Geçmişteki" ve "Gelecekteki" üçler meclisi diye ayırım yoktur! Yediler vardır: Almighty, Messiah, Mighty ve BENİM çağımın üçlüsü olan altılı! 7nci kim? Belli: öteki altılının da oluşturduğu 12'linin başı olandır. 13üncüsü! Öteki altılı kimlerdir? Lokman, İdris, Üzeyr, Zülkifl, Hızır ve Zülkarneyn! Başlarında İsa! (13) Son üçü aynı zamanda öteki altılı içindedir. HENÜZ ÖLMEMİŞLERİ gelecekte ölecekleri (İdris istisnadır) sayıyorum: Hızır, İsa, Mehdi, Lokman, Üzeyr, Zülkifl Geçmişte kalan üçlü (Yakında ikiye inecekler) Yani DOKUZLAR MECLİSİ şu anda işbaşında ve 9 üyeden her birinin söz hakkı var. Bu da yetmez: Sırada Kırklar meclisi var ALLAHLAW üyeleri!
Ashabı kehf (3 köpek hariç) 7+5+3+1=16 kişidir. Zülkarn'lar: 1+3+5+7=16 kişi 41.kişi ise başkanları: Bu da aynı zamanda Zülkarn'ın biri ve yine kendisi olan Ashabı Kehf biridir. 40'lar meclisinin böylece her birinin Allah yolunda olmaları nedeniyle SÖZ HAKKI vardır. "Haksızsın ne demek?" "Bedenin, belleğin davaya aittir ne demek?" Böyle bir anlaşma/misak mı yaptık? Bilmeden böyle bir imza mı attım? Benim ve 40'ların tamamının bedenleri/bellekleri birbirine değil SADECE A L L A H 'a aittir. Geleceği şekillendiren analiyst ve strategist benim! "Benim öğrencim olduğunuzu söyleyen sizler değil miydiniz?" "Yazdığım her satırı, Mighty öğretisi olarak okuyan kimdi? Allah'ın Hz. İbrahim'den beri UNUTTURDUĞU kimsenin aklına gelmeyen ve Milatium ile ortaya koyan TEK KİŞİ, Hanif'liği Yeniden bulan tek kişi ben değil miydim? Eğer öğrencilerim iseniz, Kur'an'a uygunluğu şartıyla her dediğimi iyice öğrenin! Melamiliğimi, tevazumu bu kadar istismar etmeyin. Üçler, yediler, dokuzlar, kırklar tüm mensupları eşittir! Kimse daha az mütevazi, daha çok mütevazi diye ayrılamaz. Ben ASİLİK derecesinde özgürlüğüme düşkünüm ve dokundurmam! Saydığım tüm Resullere-nebilere Kur'an'da adı geçen peygamberliği tescil edilmemişlere, yani hiyerarşilerine bakmadan ASİ'yim. Black Flamme/Black Flag'ı ilk eline alan benim! 4 yöne Allah ve Wemb armalarını KARASANCAK'a dizayn eden de benim! Ben ettim, siz kullanıyorsunuz. Siyah içinde o armayı/armamı kullanıyorsunuz. Ben Analist ve Strategist değil miyim? Belirleyici!.. Şu anda İŞLEVSİZ kalan 10SCE-Nites/mrs.ccp ne demek? Tomahawking Alias M. Allende demek! Onun görevini de bana verdiğinizin farkında mısınız? Bu kadar çok EMANET'i nasıl tek başına bana yüklüyorsunuz? 10SCE-Waltz/miss.cp ne demek? staretejist ve analistim. 10SCE-Walkyrie mistresspasseger ne demek? Taktisyen ve Messenger demek! Onun elinden taktisyenliği alıp bana veriyorsunuz. Beni hem Alias Allende, hem strategist hem Analist hem Taktisyen hem Ekim Bey yapıyorsunuz! İNSAF! Emanet üstüne emanet! Hz.Eyyub'un sabrı yok bende, Hz.Yunus gibi istifa mı etmeliyim? Beni de Balinanın KEHF'i mi yutsun? Bu EMANET İNSANA verilmişken, TEK
BİR İNSANA veriyorsunuz? EMANET'i dağlar kaldırmadı İNSANLAR'a yüklendi. Amenna! İyi de TEK insan ben miyim? Kur'an'daki Zülkarneyn "İKİ DAĞ arasına gitti" Emaneti iki dağ bile kaldıramıştı. İki dağ arasına bir SEDD yaptı. Emanet budur! İki zamanlı olmayan iki zamanlı birini asla anlamaz! Yola çıkarılırken neden yaş farklarını çok yakın tutmadınız? Çağdaş tüm insanlar aralarındaki küçük yaş farkı nedeniyle türlü zamanlara dağıldılar! Axel Heiberg'den başlayarak, Heiberg Family ve Gurdjieff, Kozyrev, Borges... Ve döndü hepsi! Kala kala üç kişi kaldı. Yakında iki! Ve kalan ikili de birbirlerine düştüler. Messenger'ın, Passenger'leri link kullanmaya hakkı var elbette. Devre tamamlayıcı olduğumuzu biliyorum, amplifikatör olduğumuzu da! Fakat Messenger, işlevsiz Link'i kullanamadıysa, ben AKLIMIN tankı olan kapasitemin bilmemkaç-kaçını İKİ İNSAN yerine kullanamam. Haklı olduğunuz bir tek şey var: "Bunu bana şeytan unutturdu" gereği unutmadığım! Ve 10SCE-Walkyrie Misstrespassenger&Messenger'ın şeytan olmadığı... Bunun dışında kendimi HAKLI hissediyorum. Bu bir ültimatom değilse de tarihi bir Manifestodur! Yeniden yargılanmamı talep ediyorum! Savunma yazmamıştım. Şimdi savunmamı yazıyorum. Yok, yeniden yargılanmamı reddederseniz, o zaman alın karasancağı elimden gönderin karatakım elbiselileri! Hans Von AIBERG