Zigzag Sabikun 3

May 12, 2017 | Author: Metin KILIÇ | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

Download Zigzag Sabikun 3...

Description

ZigZag

SABIKUN Mukarrebun / Naim

(3) KAYNAK

Hans Von AIBERG

Derleyen Metin KILIÇ [email protected] 1.Yayım MAYIS 2006 2.Yayım ŞUBAT 2010 Amacımız, HANİF kazanmaktır, onlara hangi milletten olursa olsun ulaşmaktır. Hans Von AIBERG

BÖLÜM 18 MÜDESSİR BÖLÜM 19 GİZLİ HAZİNE BÖLÜM 20 TABAN/TAVAN BÖLÜM 21 ÖZ BÖLÜM 22 ÖLMEDEN ÖLÜN BÖLÜM 23 HURİ/HANNAS BÖLÜM 24 GÖREV BÖLÜM 25 MİH BÖLÜM 26 ESİR BÖLÜM 27 BİLMENİN BEDELİ BÖLÜM 28 EŞİDİZ

BÖLÜM 18 MÜDESSİR

İnsan TEK yaratılmıştır! Hoppala bu nasıl söz? Evet insan tek yaratılmıştır! TANRI da tek'dir çünkü... Allah RUH'undan üfledi. TEK BİR RUH bu! İnsan tek yaratılmıştır! İlk insan bile cinsiyetsiz ve üçe bölünmemiş olarak bir TEK MÜDDESİR idi. "OL" denir, mesela bir sönük balon oluşur! Buna "RUH" üflenir ve balon artık iki boyutlu mahşerden kurtulup ÜÇ BOYUTLU olarak şişer! Şişen nedir? Balon denen bir kılıf. Yani KILIF ile sınırlı! İşte o kılıfın adı >>>>>>>MÜDDESİRDİR! İnsan tek yaratıldığından hep bir kılıf içinde kalmak zorundadır. Yani kılıf dışında yaşam olmaz., Kalu Bela bir SURBORUSU kılıfı içinde cereyan etti candaşlarım. Bizi ANA RAHMİNE ÜFLEDİ bu kılıf. Orada üç kılıf içinde yeniden RAHİM KILIFINA ve insan kılığına (biyolojik olarak) girdik. Ana rahminde YAPAYALNIZDIK! Üç karanlık içindeydik çünkü! Alak'ın ÜÇ KILIFI ve perdesi var! Sonra dünyaya doğduk! SOSYAL olduk ve asla yalnız kalmayacağımızı düşünürken bir de baktık ki ÖLMÜŞÜZ! Karakabir içinde YAPAYALNIZ VE TEK olmuşuz! Eyvah yine mi yalnızlık ? Berzah alemine dönmüşüzdür: Sadece kendimize PARLAMAKTAYIZ yani orada tarık seması örneği yapayalnız ve tekiz! İnsan tek ve yalnız yaratılmıştır! Bu yalnızlığı Kıyametle daha beter yaşarız! Kıyamette RUH bile kabzedilmiştir ve MUTLAK olarak tek ve yalnız kalmışızdır. Sur üflenir ve MAHŞER denen ikinci bir sosyal ortamda yeniden HERKES buluşur! Yalnız değiliz artık! Bir daha da yalnız kalmayacağız! Cehennem milletiy ile Hanif milletiyy ikisi de artık yalnız olmayacaklar. Biz tanrı değildik ki yalnız olalım! Yalnızlığın nedeni basit: Bize üflenen ALLAH'tan gelen RUH, TEK BİR RUH! (Bu ruh gümüş kordonla diğer her birime bağlanmıştır) TEK BİR RUH ALLAH'tandır ve ALLAH gibi TEK ve de YALNIZDIR! Biz de onun için yalnızız.

Ama yalnızlığımızı gideren bir dostumuz var: K I L I F 'lar ve üç karanlıklar ve HİCAPLAR. Müddesir bir kılıf'tır ÜÇÜNCÜ anlam olarak! ÖRTÜ değil; KILIF! (İsterseniz kutu deyin, şase deyin, kasa deyin) ama Müddesir >>>>>>>BİR ÖRTÜDÜR. Balona üfleneni emanet olarak taşıyan "KILIFI"dır. Allah üflemeye devam eder (Sadrımız böylece genişlemektedir) Veya Allah'ın üflediği ruh Allah'tan gelmiştir Allah'a dönmektedir. (Raci, rücu) O zaman sadrımız daralır ve sanki devenin iğne deliğinden geçeceği bir gök çukuruna (siccin kapısına/karadeliğe) gir insan! Ya da tersine iyi ise İLLİYYİN'de göğsü bir balon gibi genişlemiş olarak AK-DELİKTEN geçerek Rabbine rücu eder! Allah her sisteme bu MÜDDESİR'i koymuştur. Hem de kendinden başlayarak: Arş bir kılıftır! İtirazı olan var mı? Arş altındaki 70 bin perde de sayısı kadar KILIFTIR Müddesir >>>>>>>BİR ÖRTÜDÜR. Yoksa KILIFTIR mı? Müddesir aslında MODÜL olan bir KOZA'dır. Ana modülüne RAHİM diyoruz. Ölüm MOD'undaki modüle de "Kabir/Mezar" diyoruz. İlk insan ÜÇ KARANLIK içinden yani üç zulmet müddesirinden çıkarıldı! Bu kozanın içeriği: a) Adem b) Havva c)Huri (arıbeyi=anaarı olan) Bir insan ÜÇ karanlıktan geçerek ÜÇ CİNS halinde yaratıldı. Adem'den Havva ve Huri aynı anda ayrıldı. Huri çamuru bir meşeme gibiydi yani DOĞUM EŞİ gibiydi. Sonradan canlandı. Çünkü Adem'in hiçbir toprağı ziyan edilmedi ve çöpe atılmadı. Toplamının >>>>>>>>>> XXXYYY olması gerekiyordu. Üç cinse bunu nasıl bölmüşüz? ? XX+XY+YY Adem ve Havva giderek vesveseyle mutsuz oldular! Çünkü KOZALARI yani bir anlamda güvenceleri yoktu. Huri cinsi ise mutluydu. Çünkü kendileri zaten KOZA'nın ta kendisiydi! Kılıfın kılıfı diye bir olgu yoktur (Cennet en büyük kılıftır/ilahi güvencedir)

Ama Adem ile Havva kılıfsız kaldılar. Şeytan da yapıştı onlara vesveseyle! Ve şeytan da kılıf/kılık değiştirdi. (Rivayet olunur ki YILAN kılığına girmiş) Yılanın ağzından içeri saklanmış ve Tavuskuşu denen bekçiyi kandırmış. Sonra da yılanın ağzı içinden adem ve havva'ya vesvese vererek "KILIFINIZ=GÜVENCENİZ" yok! O ölümsüzlük ağacından yiyiniz! Zakkumu böylece ilk kez tattık! Ve o lanetli ağaç bize bir şey hatırlattı DERHAL/HEMEN! O neydi biliyor musunuz? KILIFSIZ KALDIĞIMIZI ANLADIK. Yani artık DSR'miz, müddesir'imiz yoktu. Ayet verir misiniz? Niye örtündüler? NİYE KILIF aradılar? 20/121 Nihayet onlar ondan yediler. Bunun üzerine çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etmiş, şaşırıp kalmıştı. Araf-22 : üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. Çıplak olduklarını anladılar ve yapraklarla örtünmeye çalıştılar! İnsan Ç I P L A K olduğunu nasıl anlar? Çünkü MÜDDESİR'i yoktur! Bakınız bir midye kabuksuz yaşayabilir mi? O da bu yaratığın MÜDDESİR'i Şimdi Müddesir suresi birinci ayeti yeniden yazalım Çünkü CENNET yaprakları o ayette geçiyor! [074.001] [E1] Ey (sarılıp) bürünen, 1. Ya eyyuhelmuddessiru. Şimdi de DÜNKİ bilgilerimiz içinde yazalım: YA EYYÛH neydi dostlar? Hemen unutmamışsınızdır umarım! Döl eşi olan plesenta/meşeme olmasaydı BEBEK DOĞAR MIYDI? O KOZA/yani Müddesir denen AKVARYUM olmasaydı alak denen tırtıl KELEBEK olur muydu? Veya ipek böceği güvesi? Balonun kılıfı insanın da kılıfı var. Rahim var. Bunun karanlığı/kılıfı içinde bir tane daha kılıf/karanlık/perde var! O da ALAK'ın evrim balığı gibi yüzdüğü o DÖL EŞİ! En dıştaki karanlık/üçüncü müddesir ise BERZAH alemi yani ALLAH'ın R A H M İ.

Şimdi üç karanlık ile ilgili ayet lütfen (Sizi şekilden şekile soktuk...) 39/6 Sizi bir tek canlıdan yarattı; sonra o canlıdan onun eşini vücuda getirdi. Ve sizin için davarlardan sekiz çift indirmiştir. Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratıştan öbürüne geçirerek oluşturuyor. İşte Allah! Budur sizin Rabbiniz! Yalnız O'nundur mülk ve saltanat! İlah yoktur O'ndan başka! Hal böyle iken nasıl oluyor da gerçeğin tersine döndürülüyorsunuz?! Ayete dikkat edelim candaşlar: BİR TEK CANLIDAN yaratıldınız! Yani XXXYYY'den... Ayete dikkat yeniden: Ondan da eşini yarattı diyor! ADEM'in eşi kaç tane biliyor musunuz? iki tane 1. Bayan Adem olan Havva 2. DÖVL DÖLEŞİ olan HURİ! (DSR) Dikkat ediniz BİR TEK eş değil biri hayat arkadaşı olan EŞ ve diğeri de DÖLEŞİ olan Cennet arkadaşı EŞ! "haleka küm min nefsin wahıdetin sümme ceale min ha zevce ha..." "Sizi bir tek nef'ten yarattı, sonra ondan eşini/çiftini yaptı..." ZEVC=ERKEK ZEVCE=DİŞİ Muzzevvac evlenmek demek. ZEVC ÜÇ SINIF demek. ÜÇ SINIF (Üç cins) ve ÜÇ SINIF (Cennet, sabıkun ve cehennem) Vakıanın o ayetinde Allah bize ÜÇ SINIF olduğumuzu söylerken hangi KELİMEYİ kullanıyor? Ezvâce >>> 3x2 Cins. Yani eZVaCe, ZEVC diyor! 7. Ve kuntum ezvacen selaseten. (Oysa SıNıF kelimesi taSNiF kelimesindeki gibi ZATEN arapçadır! Allah üç sınıf yerine (SNF yerine (ZVC'yi s e ç m i ş! Kawlini hissediyor musunuz Allah'ımızın? Allah KUr'an ile sizinle konuşur, HİSSETMENİZ gerekiyor. Allah Kur'an dışında asla kıyamete kadar hiçbir kuluyla koNU konuşmayacak! KUR'AN'I verdi bize KAWLİNİ anlattı bize

Anlatacakları alamet kıldı bize! Kur'an Allah ile aranızdaki TEK DİYALOG'dur! Allah sizinle oradan konuşuyor. KULAKLARIMIZ DUYMAZ ama en azından HİSSET+meye çalışırız! Allah'ın aklından geçeni (kawli) hissediyor musunuz şimdi? Üç insan yaratıldı. Üç eZVaCe ÜÇ TANE ZEVC var: a) Erkek olan zevc Adem b) Dişi olan havva ZEVCE'dir c) Nötr olan HURİ (Arıbeyi ile kraliçe arı aynı şey olduğu için) Bunun gibi CENNET CEHENNEM ve bir de NAİM SABIKUN da ÜÇ sınıf oldu. Ve bizler Allah RAHMİ, Ana rahmi ve DÖLEŞİ kılıfı (DSR) olmak üzere yine ÜÇ karanlık içinden doğduk. Müddesir işte budur. Mazruf olanın ZARFI'dır. Kawli Allah'ı hissettiniz mi? Demek ki EY örtünüp bünen peygamber diye bir şey yokmuş o ayette! Bir tek EY (Ya) doğru, kalanı PALAVRA. Eyyuhel'i bilmezsen, MÜDDESİR denen kılıf/kozayı bilmezsen, anlatacağım hiçbir şeyi de bilemezsin! (Sözüm onlara!) Adem ve Havva üzerlerinde HURİ kılıfı var sanıyorlardı. Ama o ağaç lanetlediğinden üzerlerindeki HURİ KILIFI DSR kalmıştı. Hemen örtünmeye başladılar. Ve artık Cennet ağaçları onlara LİBAS (elbise) vermiyordu (Giysiler Tuba ağacından biter-cennette-) Yapraklarla örtünmeye çalıştılar. Yani TEMEL yanlışı yaptılar: DSR'yi kaybetmiş olduklarından STR ile kapanmaya çalışıyorlardı. Ben şimdi ne dedim ? ;) DSR>>>>>Sündüs'tü STR ise >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>İLBAS'tır (elbise ağacı) veya LİBAS (eLBiSe) Sündüs'ü yitirdiler yani DSR'den mahrum kalıp bunu STR ile telafi etmeye çalıştılar. Ama candaşlarım Elbise ağacı onlara elbise vermeyi reddetti! Ve çıplak kaldılar! Elbise ağacından elbise koparamadılar, bunun yerine yapraklarını koparıp örtündüler! OYSA onlar çıplak değillerdi. Bunu anlatmadan önce ayetler lütfen 1. Elbise ağacı

2. Sündüs 3. Yapraklarla ördüntükleri ayetler ltf. 18/31 Bunlar için, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyip koltuklar üzerine kurulacaklar. O ne güzel karşılık, o ne güzel dayanak! 20/121 Nihayet onlar ondan yediler. Bunun üzerine çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etmiş, şaşırıp kalmıştı. Araf-22 : üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. 44/53 İnce ipekten, parlak atlastan giymiş olarak, karşılıklı oturmaktadırlar. FÂTIR (33) Onlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altin bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir. INSAN (21) Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir. SÜNDÜS doğal CENNET derimizdir yani bizim TEK PARÇA OLUŞUMUZUN k ı l ı f ı'dır (Hücre tek parçadır ve zarı vardır) insan-21. 'Aliyehum siyabu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullu esavire min fiddatin ve sekahum rabbuhum seraben tahuren. Yukarıda size ters gelen birk şey yazmıştım: OYSA onlar çıplak değillerdi. OYSA onlar çıplak değillerdi. OYSA onlar çıplak değillerdi. SÜNDÜS vardı>>>DSR Böylece kılısız kalınca ÇIPLAK olduklarını gördüler! ve Elbise ağacı onlara artık elbise vermedi! Bunun yerine "CENNET yapraklarıyla" STR ettiler ve bir daha da DSR edemeyeceklerdi! Sündus DSR Libas STR Sündüs bizim DERİMİZDİR (Bu deri değil elbette) CENNET DERİSİDİR Yani bir cennetlik kimse TEK PARÇA kuanttır TEK bir şeydir ve yüzeyi SÜNDÜS'tür Yani TEN=CİLT sündüs BİZE AİTTİR Ama elbise ağacından giyilen (MODA Cennette çok büyük bir sektördür) bizim bedenimden değildir!

Bedenimizden olana DSR dışarıdan giyilene STR diyoruz! 20/121 Nihayet onlar ondan yediler. Bunun üzerine çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etmiş, şaşırıp kalmıştı. Araf-22 : üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. 20/121 Nihayet onlar ondan yediler. Bunun üzerine çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etmiş, şaşırıp kalmıştı. Araf-22 : üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. ... ondan yediler. Bunun üzerine çirkin yerleri kendilerine açıldı; ÇİRKİN kelimesi burada şu anlamda kullanılıyor : SUNDUS soyulmuş KOZASIZ kalmışlardı. Düşünün kü bizim derimizi yüzmüşler! Derisi yüzülünce insan ne olur biliyor musunuz? en yakın örnekle birinci dereceden yanık görüntüsü verir! Bu insan ne yapar? Hemen bir şeyler bulup örtünmeye çalışır (STR) çünkü YANAN DSR'sidir ve yerine gelmeyecektir! Kawli hissettiniz mi? "Ayıp/Çirkin Yerler" diye meâllendirilen kısım, Karganın Hâbil'in CESEDİNİ ÖRTMESİ âyetinde de geçiyor. Evet zaten derisi yüzülen biri CESEDE benzer, altında ciğer renginde kas vb. dokusu çıkar ortaya. Çok merak eden kendi iç organlarının evrenine baksın! ;) Çıplak kaldıklarını zannettiklerinde aslında sündüz henüz üzerlerindeydi, Cennetten kovulduklarında sündüz çıkarıldı? Ayet şöyle der: "SOYUNUN VE İNİN AŞAĞI!" İşte o gerçek SOYUNMAK idi! Biz artık DSR sahibi değiliz! STR ile örtünüyoruz! Oysa DSR üzerine giyilen 360 kat Libas ne terletir ne ağırlık verir! ne de birbirlerini örterler! SÜNDUS yine en alttan görünür! Cennet'te elbise M O D A gereği vardır. Yani ihtiyaç

değildir. settar kelimesi de buradan geliyor değil mi? evet STR'den SETTAR meSTuR veya meskure teSetTüR vb. vb. türer Sütre nedir? Namazda birisi karşından geçerse konan bir BATIL inançtır Setre nedir? kâtibimin uzun olan giysisi (eteği çamur) (Arapçanın doğası budur ÜÇ harften türetirsin. Bu üç harf ise sanskritçeden gelmiştir. Harfler sanskritçeden dil ise Arapça'dan) Sırada Müddesir ikinci ayet var. ltf. 74/2 - Kalk artık uyar Kum feenzir. KUM fe eNZiR Tırtıl kelebek oldu ve çıktı kozadan! İlk canlı nasıl yaratılmıştı! Kozasından çıkmış ve bir de dişisini oluşturmuştu. yani ortada KOZA (kazurat, kalıntı anlamında kullanmayın) ADEM HAVVA üçlüsü vardı! Ya da ADEM+HAVVA+DÖLEŞİ Demek ki HURİLER DÖL EŞLERİMİZDİR! Karşıt cins EŞLERİMİZ ama bu ayrıca DÖLEŞİMİZ hem de doğumdan sonra çöpe atılan döleşi değil! HURİ olacak kadar YETERLİ bir malzeme. Adem'in yaratılışı az sulu TOPRAK ama meşeme plesenta-amniyöz sıvısı içerdiğinden HURİLER az toprak ve yoğun SU'dur. Pişen tarafımız Adem ve Havva'ya gitmiştir, ıslak kalanı ise HURİLERE... Hurilerin bünyesinde K E V S E R denen özel bir sıvı vardır. Huriler krolonojik olarak şöyle yaratıldı: Önce "ÇAMUR"dan TEK CANLI yaratıldı. Çamur'un kuru tarafından BİR TEK CANLI, kalanından da (Kozadan yani döleşi, Müddesir olan nesneden de) ikinci bir TÜR yaratıldı. Dikkat ediniz ki candaşlar! Adem'in daha Havva ile birlikte TEK olduğu dönemdeki EŞİ DÖLEŞİDİR (Müddesirdir) Daha ortada HAVVA yok! Bunu farkettiniz mi? DÖLEŞİ var ama daha EŞİ yok (Havva yok) Şimdi ikisini inceleyelim: İNSMAN (ki daha er-dişi ayrılmamış) CİNSSİZDİR! ve döleşi de MECBUREN CİNSSİZDİR! Burayı anladık mı?

Sonra İNSAMN'dan bir kısmı alındı ve ortaya bir adam bir de kadın çıktı. DÖLEŞİ ise, CİNSİYETSİZ kaldı. Ama ARI'ya gelen VAHY sayesinde o da karşısındaki (cennet arkadaşı) ERKEK ise karşıt olarak DİŞİ oluyor. Eğer Cennetlik kadın oraya gelmişse bu kez Erkek oluyor! Oysa Adem ve Havva KESİN ikiye ayrıldılar ve birbirlerine dönüşemezler! Fakat HURİ cinsinde inanılmaz bir %1 vardır. Onu kullandığında (ihtiyaca yanıt olarak) cinsiyetini belirliyor. BAKARA (25) İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Halbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedi kalacaklardir. Diyelim ki 30 milyar kişi Cennet'e girdi. Bunun beşte dördü (ileride bunu yaşayacağız) KADIN ise Baştan bir kontenjan yaratılmış değil! Gelenin cinsiyetine göre CİNSİYET alabiliyor HURİ cinsi... Nitekim Cennet'teki "Genç erkekler" yani hizmet eden ğılmanlardan söz ediyor ayetler. Öyle değil mi? 52/24. Ve yetufu aleyhim ğılmanil lehum keennehum lu'luum meknun Bunların GENÇ olduğu i l l a ki vurgulanmıştır. Oysa ERKEKLER=33 yaşında olacaklardı??????????????????? Bunlar erkeklerin yarı yaşından bir fazla yaştalar! Ve Erkekler! Kadınlar da zaten o yaştalar! Eeee? Şimdi ERKEK HURİLERİN 33 yaşında olması gerekmez miydi? Neden 17 yaşındalar? Çünkü DİŞİ ve ERKEK iki Huri cinsi de 16 yaşındadır. Erkek huri (ğılman) 17 yaşında ve kadın huri ve de cennet kadınları 16 yaşındalar (Bakınız total olarak %1 ortaya çıktı) Şimdi bir daha dönüp okumanız gerekiyor bir kaç adım gerisini... Ben buradayım beklemedeyim. %1'i nasıl hesaplarsınız? (XXXYYY=İlk canlıdır) Konuyu sindirdikm mi? Matmatiksel olarak : xx=16 => x=8, xy=33 => y=25; yy=50 : x+y+yy=16+33+50=99 Evet, benim %1 nereye gitti? ;)))) Ciddi bir yanıt vermek gerekirse

ana arı ile arıbeyi'nin farkı %1'dir İşte "Arı'ya da VAHYETTİK" kelimesi buradan çıkıyor! "Cennnetteki DOĞAL akan bal ırmaklarının bir benzerini insanlara sunun" dedik! Irmak değil de petek olarak! Kovandan çıkarın dedik! Şimdi Kovan O Ğ U L verecek Yani yeni bir kraliçe oldurmak gerekiyor. Bu çok kolay. Çünkü işçi arılar KISIR DİŞİDİR (hybrid) kısır bir dişiyi doğurgan dişi yapabilirsiniz (Nitekim HURİLER de çooook az olmak üzere doğurabiliyorlar. Ama Hurilerin DOĞAL olarak doğurmaması gerekiyor.) (Doğum yapan Huriler en çok buna şaşırıyorlardı-anımsayınız ha/vet'lerimi-) ZOR olan şu: Kısır bir dişi (Vildan) olan arıların başındaki Danseden kraliçe arı bunu kim dölleyecek? O zaman inanılmaz bir şey oluyor: %1 devreye giriyor ve ARIBEYİ oluyor Vildanlardan biri... Ğılman oluyor! ve kraliçe de OĞUL vermek üzere gerdeğe giriyor... Bir kadını nasıl erkek yaparsınız? (Tersi mümkündür: Çünkü erkekte bir kısmı dişi olan X var. Hormonla bile onu dişiMSİ yapabilirsiniz, göğüsleri falan çıkar-bilirsiniz işte- Çünkü o XY'dir yarı dişi gibi bir şey. Erkeğin bir yanı kraliçe arı=x diğer yanı bey arı=Y'dir ve xx olan DİŞİYE nasıl Y verirsiniz? (Mesela nasıl penis sahibi olup ayrıca ve sperm üretmesini sağlarsınız kadının)? İşte bunları da okuduktan sonra ARIBEYİNİN (Ğılman arının) aynı zamanda VİLDAN arı olduğunu yani ARI (Nahl) suresinden arılardan öte HURİ'lerin oluşumu anlatılmaktadır. (Anlayana tabii) ... KUM=Kalk mı acaba NZR ??? Nezir=Uyarıcı mı acaba? (Cifirde Z harfleri ze, Zı ve Zel aynıdır) nezir (zeyle yazılan) = çok, küçük... %1? Cifir açısından bu Kurban/adak veya Unzurna'daki gibi (Nazır, nezaret, nazar vb.) olabiliyor Ve bilindiği Z ile yazıldığında ise UYARICI olabiliyor Cifir açısından diyor ki KUM=Çık kozadan sen artık ADAK oldun bana adandın

Sen artık Nezaret edicisin Sen artık uyarıcısın! Nazır, Nezir ve Nezirk üçü de ayrı z harfleriyle yazılıyor Demek ki Allah efendimizin kendisine ADANMASINI istiyor Nezaret etmesini istiyor ve NEZİR yani uyarıcı olmasını istiyor NAZIR (bir tür bakan) olmasını istiyor! Nezaretçi olmasını istiyor Kendisini peygamberliğe adamasını istiyor. Ayetin devamı (3.ayet ltf. Elbise konusu çok önemli) 74/3. Ve rabbeke fekebbir. Bunu açmaya gerek yok Çünkü zaten içinde misal yok Rabbi+ni (senin) rabbini, fe Kebbir (ekber, kebir, büyük kıl) dördüncü ayet ltf. 74-4. Ve siyabeke fetahhir. İşte işin başına geldik! ÇIPLAK UYARICI koza'dan çıktı ve ELBİSESİ YOK! Ki o elbiseyi atası adem ve Havva'da acı deneyimle biliyorlardı. DUT AĞACI! Vesiy+abek+afet+ahir Vesiy=Dut ağacı Abek=Ondan yiyen Afet (o belli) Ahir (unutmayın üç H harfi de cifirde aynıdır) Ahir de belli. Dut yiyen nedir? ipek böceği Bursalılar belli oldu; İpekten ne olur? Giysi, libas Libas-hem de en güzelinden-

AFET nedir? Biz ipek giyeceğiz de zavallı tırtıl oraya KELEBEK olmak kanatlanmak için GİRMİŞTİ! Ama biz aldık kozayı haşladık, tel tel ipek yaptık ipek böceği de öldü/afet yaşadı. AHİR=Ya da SONUNDA kelebek oldu (ölmedi) Şimdi birinci anlamında "Elbiseni temiz tut" diye çıkan meal, üçüncü anlamında bu boyutlara varıyor ve buradan KOZA=MÜDDESİR olduğunu yani üç karanlıktan biri olduğunu anlıyoruz. 40 yaşına kadar tırtıl olan efendimiz. Hira mağarasında tefekkür üzerine tefekkür ediyordu. Çünkü genlerinde İbrahim atamızın bu huyu vardı, miras kalmıştı. Ve Tırtıl HİRA'da kozasını örmüştü. Nübüvvet gelince de ilk vahy ile birlikte yeniden kozasına dönmek istedi "Beni örtün!" Allah buyurdu: "Kanatlarını taktın artık, sen kozaya dönemezsin, sen KUM yapmalısın (Tersine çıkıp uçmalısın/uyarmalısın/Nazır olmalısın vb.) ... Ayetin devamı lütfen 74/5. Verrucze fehcur. / Ve o pislikleri artik def' eyle 74-5. Verrucze fehcur. / pislikleri artık uzaklaştır, NECS kelimesi yok ki? acaba pislik mi? NCS ve KRH bunlar pisliktir THR temizliktir Burada PİSLİK nerede candaşlar? Adem ile Havva elbiseleri kirlendi diye mi utanıp örtündüler? Pis mi oldu elbiseleri? Yoksa kendileri mi "UTANDILAR" kabahat elbisede miydi? Kendilerinde miydi? Ya da Suçlu ağaç mıydı? Suçlu Adem ve Havva mıydı? Ben ne demek istiyorum? İnsan yanılır doğasında vardır. Şeytan ise yine doğası gereği YANILTIR! Yanıltır insanları. Onları ÇIRILÇIPLAK bırakan şeytan mıydı KENDİLERİ MİYDİ?

Uzatmıyorum, AYETİN NE DEMEK İSTEDİĞİNİ buradan çıkarabilirsiniz. Bir dk. daha geri-okuma payı bırakıyorum. Harut ve Marut bunlar insanları yoldan mı çıkarıyorlardı? Yoksa insanlar mı çıkıyorlardı. Bakara 102 bir daha lütfen 102. Tuttular Süleyman'ın mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeylerin ardına düştüler. Oysa, Süleyman kafir olmadı, ama o şeytanlar kafir oldular; İnsanlara büyücülük ve Babil'de Harut, Marut adında iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardi. Halbuki o ikisi: "Biz ancak bir imtihan için gönderildik, sakın sihir yapıp kafir olma!" demedikçe bir kimseye büyü öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı-koca arasını ayıran şeyler öğreni>> Harut, Marut adında iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardi. Halbuki o ikisi: "Biz ancak bir imtihan için gönderildik, sakın sihir yapıp kafir olma!" demedikçe bir kimseye büyü öğretmezlerdi. Şimdi Harut ve Marut mu suçlu Yoksa büyü yapanlar mı? Harut ve marut şeytan değillerdi elbette meleklerdi nitekim şeytan gibi vesvese vermiyor AÇIKÇA söylüyorlardı: BİZ FİTNE İÇİN GÖNDERİLDİK. ÖĞRETTİĞİMİZ SİHİR İLE KAFİR OLUP OLMAMAK elinizde! Sonraki ayet ltf. 74-6. Ve la temnun testeksiru. / çoksunarak (yaptığını çok görerek) başa kakma MN=Yasaklamak KSR=kesir'den kesret ÇOKluk Bir önceki ayete bağlı olarak 1. Sana (Harut ve Marut gibi bir melek olan) CEBRAİL vahy getiriyor. 2. Sen ilk iki atan gibi ŞEYTAN'A uyma (Rics) sen MELEĞE uy Şeytan senin apaçık düşmanındır. Bu bir önceki ayet tefsirlerinden devam edersek temin (sağlamak) MNEN (yasaklamak) Yani burada LA >>>Olumsuzluk eki ama ayet içinde TAKAZA kelimesi yok! başa kalkmak takazadır devamında TEKSİR kelimesi zaten açılacak: … 7.ayet ltf.

7. Ve lirabbike fasbir. ve=AND li=...ne ...na Rabb=Rab ke=Senin FA+SBR=Sabr sabır şimdi anlamını vermemiz için türkçesini yazınız (meallerden) 7. Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği! 7. Rabbinin rızasına ermek için sabret 074.007] [DI] Rabbin için sabret veli(dostun olan Allah'ın adı) veli/Rabbi/kefa SBİR (Ara vermemin nedeni bunları yazmak ile Harut ve Marut'un öğrettiği aynı... Olası cinlere bir sihir olmasın diye bozarak ve durarak yazıyorum) Bir önceki ayette kesret (çokluk) ile bu ayetteki SABIR birbiriyle direkt ilintili KEF ASBİR fincancı katırları ürktü galiba bunun yorumunu size bırakıyorum Aslında cifiri kullanmamamız gerekiyor .... 8.ayet lütfen 74/8. Feiza nukire fiynnakuri./ DV] O Sûr'a üfürüldügü zaman var ya,/E0] Çünkü o boru öttürüldü mü bir/[E1] Çünkü o boru (Sur) bir öttürüldü mü, İşte bu noktadan itibaren yeniden HABL denen upuzun ipekböceği teline değinmek gerekecek Göbek bağına ve onun BİTTİĞİ yer olan NKR,,,NKR'ye 9.ayet lütfen 9. Fezalike yevmeizin yevmun 'asiyrun. 9. İşte o gün çok zorlu, çok çetin bir gündür. ve On 10. 'Alelkafiriyne ğayru yesiyrin. 10. Kâfirler için hiç kolay değildir Sonraki ayet Muğiyre'nin "MÜDDESİR"liğini anlatmaya başlayacak. O TEK OLARAK yarattığım (insan hep tektir ve yalnızdır) onu bana bırak... (Burası Ebi leheb suresine bağlanıyor)

İpek böceğinin fıstık kadar kozasından çıkan o ipliğin boyunu Hablil verid'in boyunu ve Ankebut'un ağının/iplerinin boyutlarını inceleyeceğiz. Böylece TEKSİR edilenin ne olduğunu anlayacağız ipek böceğinin NASIL sabr gösterdiğini ve göbek bağının (evet gerçek göbek kordonu, çünkü O da bir RH ve canlı) ruhu var! Ruhu olanın ise mutlaka TEKSİR edilebilen bir göbekbağı vardır. O göbek bağını kendine KOZA diye örmektedir. Kendi tabutu veya yeniden doğumu olan Koza'nın adı müddesir'dir Örümcek de, ipek böceği de kendi hablilveridlerini kullanmaktadır. Arının karnında o kordon vardır. (Göbek halkalarını hakeret ettirerek oradan bal ve mumunu yapar) Karıncalar o kordonu ARİTER olarak kullanırlar (düzgün bir trafik ile akarlar) Ve bizler de ALLAH'ın içinde olduğu o kordon/kablo sayesinde hem KALUBELA'da hem de işte buradayız! Kalbimiz burada kalpazan gibi atıyor. Gerçek kalbimiz ise taaaa orada Berzah'da GÖNÜL MEKANINDA atıyor.

BÖLÜM 19 GİZLİ HAZİNE

Soldaki listeye bakın: Orada aranızda görmediğiniz bir isim var! A L L A H Arkanıza ensenizdeki göz ile bakın. Arkanızda saf tutmuş bir cemaat var: Allah'ın melekleri! Kaldırın başınızı göğe/Tavana bakın, orada Z boyutu (HU!) var! Tabana bakın! mahşer var! Evin temeline bakın: Orada Dabbet var! Ayak bastığınız yerdeyim. selam ve selam!

Cennet annelerin ayağının altında; sabıkun ise Haniflerin ayağının altındadır. Ayaklarınız öpülesi ayaklarınız! O ayaklar ile ALLAH'a gittiniz, Hanif oldunuz. Bilmediğinizin değil BİLDİĞİNİZİN peşinden gittiniz. Az gittiniz uz gittiniz! Abdullah'tan Abdüllat'a furkanı kavradınız. Az-uz gittiniz; Aziz den Uzza'ya kadar Furkanı kavradınız. Az-uz gittiniz! Mennan ile Menat'ın furkanını/farkını anladınız. Ve sizler artık bir cemaat değilsiniz-cemaat adını yasaklıyor 3MSizler kabile/aşiret de değilsiniz! Onlar mukallit atalarının dininden giden tüm dünya ekonomi imparatorluğunun "Yeşil sermayedar"larıdır. Renkleri böyle! Siz+biz=BİZLER artık bir milletiz! Gen-genomu aşmış; soy-sop'u geçmiş; MİLLET kavramına ulaşmış, ve ataları yerine ataların atası olan İbrahim'i kabul etmiş İBRAHİM MİLLETİyiz biz+ler! Allah'ın indindeki en güzel ve bir tek geçerliliği olan HANİF müslümanlığın protestleriyiz biz+ler! Allah'ın Ali İmran ailesine madden verdiği; ve bizim AİLEMİZE de manen verdiği GİZLİ HAZİNE'nin yani İBRAHİM MİLLETİNİN HANİF DİNİNİN mensuplarıyız bizler! Listede bir isim daha var-görmediğiniz- Nick'i ES-Selam O sizin Rabbinizdir! Bizim rabbimizdir İbrahim'in Rabbidir! Adem'in Rabbidir! Adem'in Rahman babası; Rahim annesidir. Halilür+RAHMAN; İB+RAHİM! Allah'ımızın tek dostu! Biricik, yegâne ARKADAŞI! uğruna sabıkun denen konukevini yarattığı yer! İbrahim makamına baktığında, dudak büktü: "Ben milletim olmadan buraya girmem" Allah'ımız Levhi yazan Kalem'e emretti! "NUN-Kalem yaz!" dedi. Kalem sordu "Ne yazayım ey Seriulhısab yaradanım!" "Bütün ve tüm kitaplara/okunacaklara "İbrahim milleti" diye yaz. MİLLET kavramını ekle! " Allah indinde BAŞKA BİR MİLLET daha olmayacaktır. Tescil edildi: İBRAHİM m i l l e t i diye! Başka millet yok! Artık hadislerde Resulullah efendimiz ağzından söyletilen yalan yok:

Sözde, "İlla ümmetim, illa ümmetim" demiş! Cemaat yok, ümmet yok! Artık MİLLET VAR! İster çekik gözlü, ister negro, o bizim milletimizdendir. Yeter ki kimliği (NEFSİN manevi nüfus kağıdı) HANİF yazsın. Müslümanlık beşbuçuk milyar yıldır var. Ama Haniflik İBRAHİM atamız ile NEDEN kazandı. O nedenin sonucu ise BİZİZ! Yani unutulmuş olan Haniflik hazinesini YENİDEN bulanlar! O bizim MİLLETİMİZ! Bir avuç olsak da biz bir MİLLETİZ! Hanif İbrahim'in milletiyiz! "İlla da milletim, illa da milletim!" dedi bize ezelde! Selam millet selam! 15.de MÜTTEKİLERİ>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>ALLAH'TAN KORKANLARI da göreceksiniz. İlim onlara orada SÜT (Tardyon)=İLİM (Tachyon) olarak amazon nehri gibi akıtılacaktır. 15. Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu? Ve 16. ayette yurdunu cehennemden seçmiş (Mitrea gibileri) görünüz. 16. Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir. Bunlara Allah hidayet etmez. Hidayeti önce siz kendiniz kabul edeceksiniz. Yani kapıyı açacaksınız ve sonra İSTEYECEKSİNİZ. Buna takva denir. 17. Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar. Ve size ben bir KIYAMET ALAMETİ olarak gönderildim. Ben küçük ve ortanca değil, BÜYÜK kıyamet alametlerinden İLKİYİM. Ve ben "LA İLAHE İLLALLAH'DAN BAŞKA BİR ŞEY DEMEDİM " sizlere şimdiye kadar. Bir de Allah'ın ayetlerini yeterince anlamayanlara gönderildim-ben son şansımAllah tüm Hanif , Hanifelerin ve benim de günahlarımı bağışlasın.

BÖLÜM 20 TABAN/TAVAN

Nefhi ruh, SULTAN ile alakalı mıdır? Yukarısı (ARŞ ve direkleri, Kürsi=Kürsü) bunlar riemann değil lobatçevski değil bunlar doğrudan ÖKLİD'dir riemann bir kürede küre yüzeyine hapissinizdir ama öklid Düzlem çarpı Z dikmesinde YUKARI alınırsınız. Yani bir düzleme (mahşer) verilen bir noktadan bir tek DİKME (Z=Sultan dikme) çizilebilir. Böylece yukarıya (üç sınıfın İKİSİ yukarıdadır) çıkarılırsınız. Çıkamayanlar ya arasatta (mahşer meydanında) kalır ya da negatif dikme ile çukura (cehenneme) düşerler. SULTAN kelimesi burada ÖKLİD'i anlatıyor, oysa riemann gauss ve lobatçevski uzay modellerinde siz küre yüzeyine hapissiniz. Oradan asla çıkamazsınız. Yani bir sultan kuvvet yoktur. Riemann uzayda hiçbir paralel çizemezsiniz, ötekinde ise sonsuz yani yine sıfır paralel vardır. Oysa ÖKLİD (kürsi gibi Arş gibi) öklidyan uzayda, o yüzeyden çıkıp YUKARIDAKİ düzlemlere (İlki cennet, bunun üstünde de Sidre bunun üstünde de Sabıkun ve bunun üstünde de Arş Düzlemi var) çıkabilirsiniz. İşte Cennet'ten Sabıkun'a dek bu düzlemlere giden Z dikmesi (asansör gibi) sultan güçtür Mahmud makamının Sabikundan altta olduğunu aklımızla mı anlıyoruz, yoksa açık ayet var mı? Allah'ın Arş'ına en en en yakın yerin adı (Allah misafirhanesi) MAKAMI İBRAHİM'dir. Bu zirvenin altında İbrahim milleti bulunur . (Naim Sabıkun ve mukarrebun) Bunun altında ayetlere göre SİDRE bulunur. Burası varılacak olan İLK (ikinci sabıkun daha yukarıda) CENNETTİR.

Sidre Sabıkun'un ZEMİNİDİR. Buranın tek sahibi >>>>>>CEBRAİL'dir. Bunun altında ise 1400 yıldır bildiğimiz CENNET var. O cennetin zirvesi ise CEBRAİL vasıtasıyla yukarı NAİM cennete açılmakta olan TEK kapı>>>MAKAMI MAHMUDİYE'dir. Bir anlamda, TAVAN MAKAMI İBRAHİM TABAN MAKAMI MAHMUD'DUR. SINIRLAR BİRAZ KAYPAKTIR. EFENDİMİZ HER İKİ CENNETTE DE OLABİLİR! Efendimizin ümmetinin çokluğundan çok niteliğine ve dualarına ihtiyacı var. Benim de var, senin de... Efendimiz de ben ve sen gibi İNSAN=BEŞER! Onun da duaya ihtiyacı var. Mahmudiye'ye ihtiyacı var. 017-ISRA-079-[DV]-Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama (Makamı Mahmud) göndereceğini umabilirsin. "Allah ve melekleri onun mahmudiyeye alınması için selatı selam ederler. Ey iman edenler siz de ediniz." (Bu etüd ayetidir) Diğer etüd ayetlerini de sunuyorum. MUKARREBUN>>>>NE DEMEK? (Araştırınız) MUKARREB veya Allah'a en yakın yaklaşım noktası. Allah misafirhanesi demektir. Şimdi lütfen sorunuzu yeniden sorunuz. Mahmud makamının Sabikundan altta olduğunu aklımızla mı anlıyoruz, yoksa açık ayet var mı? Üç sınıfın en ÜSTÜ Sidre'nin de ÜSTÜ Öteki Cennet SİDRE'NİN ALTI bunların tamamı AYETTİR! (Makamı İbrahim ve makamı Mahmud da elbette birer ayettir.) 53-NECM: 14 - Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında. 2-BAKARA: 125 - Biz ta o zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven

yeri kıldık. Siz de Makam-ı Ibrahim'den kendinize bir namazgah edinin. Ayrıca İbrahim ile İsmail'e şöyle ahid verdik: "Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!" 53-NECM: 16 - Sidre'yi kaplayan kaplıyordu. Bir ayet daha var: "İnnallehe ve melaiketehi yusalluna alen nebiyy" diye başlıyor. 033-AHZAB-056-[DV]-Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. 56. Innellahe ve melaiketehu yüsallune alen nebiyy* ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu EFENDİMİZİ ATASI İBRAHİM'İN TAVAN OLDUĞU YERİN HİÇ DEĞİLSE LİMİTİNE TAŞIMAK İÇİN BİZİM DUALARIMIZ GEREKLİ! Çünkü çağlar boyunca on milyar gelmiş-geçmiş gelecek müslümandan HANİF sayısı çok azdır. Siz sübhaneke'yi namaz içinde okursanız, namazı dört rekat kılarsanız, sonra da ellerinizi açıp da efendimiz için selatüs selam derseniz, biliniz ki BUNLAR KABUL OLMUYOR! Altın kural 1. ÖNCE NAMAZINIZ KABUL EDİLECEK! 2. ONDAN SONRA DUANIZ KABUL EDİLECEK! DUANIZIN KABUL EDİLMESİ İÇİN ÖNCE NAMAZINIZ KABUL OLUNACAK. Sırf bu dangalaklık yüzünden ALLAH ve MELEKLERİ ha bire yusallune alennebiyy Dünyadaki gelmiş geçmiş en küçük topluluk kimdir biliyor musunuz? (The most minority) MIH Evet MİH İBRET almamız gereken şu ki, ibrahimin dua bereketi MuhamiD nebi bile DUA ya muhtac :O Allah'ımız ve melekleri bunun için TAKVİYE'deler. ALLAH ADİLDİR! İbrahim efendimiz dostudur ve Muhammed efendimiz -dost tek olduğundanOLMAYACAKTIR! Kısaca, ALLAH'IN TEK DOSTU >>>>>>İLLA Kİ İBRAHİM'dir>>>>İKİNCİ BİR DOSTU YOKTUR/OLMAYACAKTIR! Yani Resulullah efendim için İKİNCİ DOSTU OLACAKTIR diye bir umut beslemeyin. Ama yine de her ikisi birbirinden üstün değillerdir. Sakın bunları tafdil sanmayın. Bu da

Allah'ımızın eşsiz adaleti. TÜM ELÇİLERİ EŞİT! Biri dostu, diğerine ruhundan üflemiş, diğerini cinlere ve insanlara peygamber yapmış vb. fakat HEPSİ EŞİT! İlk elçi ADEMDİR Son elçi Resulullah! AMA İKİSİ DE EŞİT! Çünkü günahları İ S M E T sıfatı nedeniyle affedilmiş ELÇİLERİN eşit olması gerekir. ÇÜNKÜ BİZ GİBİ TAKVA ELBİSESİ ile boğuşmuyorlar. Bizim günahlarımızın affı diye hiçbir garanti olmadığı için, bizler TAKVA'da üstünlük için yarışabiliriz. Bizim İSMET sıfatımız yok. Hele ben günah yumağıyım. Bir gün yalan söylemedim diye sevinen bir dangalağım ben! ADEN kelimesi var: Beyyine98/8-Onların mükafatı Rableri katında altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. İçlerinde ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı, onlar da O'ndan razı. İşte bu, rab'bin den haşya duyanlar için. 8. Cezaühüm 'ınde rabbihim cennatü 'adnin tecriy min tahtihel'enharü halidiyne fiyha ebeden radıyallahü 'anhüm ve radu 'anhü zalike limen haşiye rabbeh Bakınız A D E N diyor NAİM cennet (Sabıkun değil) Ama Allah İLİM sahibinden RAZI ADEN (hadramuth) bölgesi tipi CENNET tıpkı KARŞIBAĞIN hayal ettiği cennettir. Cennet=Bahçe demektir. Aden de VAHA, ÇÖL İÇİNDEKİ münbit yer. (Oasis) (İng. Eden) Aden cennetleri (ki sekiz türdür) yeri neresidir? Sidre'nin üstü mü altı mı? ? altında ipucu: 13.23 Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. Meleklerin sokulamadığı sidre üstü cennet neresidir? (Cebrail dahil giremez)

sabıkun Sabıkun=NAİM cennettir. Ni'met kelimesinin sonsuz ile çarpımına N A İ M denir! (nimetler amaaaa SONSUZ nimetler) Vakia/(89): (ona) ravh (rahmet, ferahlık, daimi bir hayat), güzel bir rızık ve naim cennet vardır. Haniflik artık boynumuzun borcu, vazgeçilmez/geri dönülmez sıratel müstakıym olduğuna göre, bu ayetlerden çıkacak iki sonuç var: 1. İçinizde ADEN ile yetinecekler olabilir Mİ? 2. Sizler NAİM cennet'e gittiğinizde Size ATA/AŞ ve nesliniz için Allah'ın izniyle ve rızasıyla KREDİ açılmıştır. Ata-eş-çocuklarınız vb. Onlar da ADEN cennetlerine alınacaktır. Ama Aden cenneleriyle yetinmeyin! Allah rızasıyla yetinin! tevbe/72 Allah mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır. Allah’ın rızası Allah’ın rızası Allah’ın rızası .... [005.065] [IK] Eğer Ehl-i Kitab, iman edip de sakınsalardı; kötülüklerini örterdik ve onları Naim cennetlerine koyardık. Ehl-i Kitab, 1. Musevilik ve Davudilik ikisi de üzerlerine DİN gelene kadar MÜSLÜMANDI 2. Üzerlerine gelen DİN hristiyanlık idi ve bunun üzerine henüz bir din inmediğinden, onlar da müslümandı. 3. İslam geldi ve önceki iki din battal oldu. 4. İs.lam hızla bozundu ve ehli kitab dini oldu! Yani islam diye bir şey yok! Siyasi harekatlar ve ruhbanlar (yerli papazlar dini) var. İslam BİTTİ. (İnanmayan ASR suresini okusun) 53 yıl İSLAM vardı. Ama BİTTİ. 54 yıl bile yaşayamadı. Bunun 23'ü efendimizin ASR'ı, 30 yıl ise şöyle-böyle kurtardı... Sonra İslam kalmadı: Ehli kitab kâfir dini oldu.

Fakat Allah ÜÇ ŞEYİ saklamıştı: 1. Kur'an tepetaklak olsa da ZİKİR korundu. 2. İslam ehli kitab kafir dini olsa da Allah beklenmedik biçimde HANİFLİĞİ yeniden gündeme getirdi-7000 yıl sonra3. Allah bazı kullarını İKİ KEZ kullandı (Mighty/Messiah/Maitrea vb.) Böylece ZİKİR denen Allah kawli, HANİFLERİN kitabı oldu ve de Haniflere başharfleri M ile başlayanlar Y E N İ D E N gönderildi. Onlar ahir zamandaki sizin DİNDAŞLARINIZ yani sizden sonraki HANİFCANDAŞLARDIR! Onların liderleri ise SİZİN öğrencilerinizdir! Allah Zikri korudu Hanifliği SON KOZ olarak sakladı Allah bu ikisinin yaptırımı için 3M+M+M'leleri size MUSAHHAR kıldı!

BÖLÜM 21 ÖZ

Şeytan inanılmaz güç(süz)lü'dür. Fısıldar vesvesesini. O halde HUNNES (Hayat veren) Hans ile birliktesiniz. Gök Künnes'tir açılır açılır genişler YERALTI ise Huness'tir Büzer de büzer>>>>ÖZÜ bulur. Biri çepeçevre çember-Kubbe (Künnes/Cosmos) biri özek merkezdeki o "Pür" noktadır. Nokta Chaos'tur=Hunnestir İnsanın özüdür. Nokta olduğu için "Kaos, kargaşa sanırız" İlla ki büyütüp "Obje" olarak görmek isterken OBJE=Dünya yaşamı bize AHİT'leri perdeler/sübjeleri örter. Nefs denen o şey genişleyip OBJE olmak ister, Akıl denen şey ise SÜBJE olmak kaynağına büzüşmek ister. OBJE evren gibi bir SABUN köpüğüdür. Hayat ise bir "Soap Opera" Obje tamamen ANKEBUT ağında ağın kendisi gibi güçsüzdür Evren nasıl aniden şiştiyse (Hunnes'ten Künnes'e geçtiyse) Öylece de "PUFF!" diye sönecek... Künnes'ten Hunnes'e dönecek.

Örümcek ağının (Quant örgün örgütünün) yapısı elbette Riemann ve benzeri Gauss uzayları için geçerlidir. Ama bu geçici yaşam hologramının yapısıdır, kurgusudur.

Aslolan asıl olan şu adını yerip durduğumuz Eukleides (Öklid) uzayıdır. Arş öyledir Kürsü öyledir Mahşer öyledir.

Mahşeri anımsayalım: Bir metre DBB üstünde birkaç metre SÖZDE Gök... Güneş bile dünya gibi açılmıştır (Eukleides)tir. Yuvarlaklar yok artık. Mahşer düzlemi var. Buna ancak "Verilen bir tek noktadan" bir tek DİKME ve paraleli çizilebilir.

Riemann'ın paraleli yoktur (sıfırdır)

Lobatçevski'ninki ise Sonsuz paraleldir. Birinde ihtimal sonsuz; ötekinde sıfırdır. Ama gerçek olan Eukledes uzayında BİR TEK GERÇEK (dikme ve buna bağlı paralel) vardır.

Arş dümdüz Sidre dümdüz Mahşer dümdüz (Güneş bile dümdüz) Peki katmanlararasına nasıl bir geçiş yapılabilir. Rahman 33 "Ey enerji (cinler vb.) ve insanlar (Madde) gücünüz yetiyorsa çıkın bakalım "Aktarıssemavat"tan (Gök katmanları, yukarıdaki Sidre ve ötesindeki Sabıkun ile Arş düzlemi ve ek olarak kürsi ve levh) Bir sultan güç (Verilen noktadan çıkılan ve oraya ulaşıp paralelinizi olduracak olan) olmasa! 33. Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz. Demek ki tek ihtimal var. O da sıfır ve sonsuz değil: Tam anlamıyla>>>>>%-100 Ona kur'an "Gerçeklerin üstündeki HAK olan tek gerçek" diyor. Hak olan tek gerçek her kademede var. Tüm dinler (sonsuz din) İSLAM'dır Ama Hangi İSLAM tek ve üst-gerçektir. Hangi İslam? hanif islam İbrahim atamızın milleti olan bize va'z ettiği (giydirdiği takva elbisesi biçtiği) Tek islam. "Müslüman olarak can verin">>>>Cennete gidersiniz, onlara selam olsun! bu anlama geliyorken (İpucu : Ayet diyor ki, "Varılacak olan CennetLER>>>>>>>SİDRETÜL MÜNTEHA düzlemi ile limitlendirilmiştir.) Ama İki kez iman ederek iki kez katmerli islam (Hanif olarak) bunun da üzerine çıkarsınız. Bu Allah vaadidir. HANİF'e... Malumu ilan ettim... Bildiğiniz şeyler (as U know) Mahşer'in altında, saksı gibi çıktığımız toprağı bilmiyorduk. O meçhuliyetteydi, meçhul idi.

O kabir>>>HUNNES evreni Orada gözü kör edilenler için SİMSİYAH orada gözü açılacaklar için YEMYEŞİL! Size yemyeşil bir dünyadan böyle seslendim. MER'A acaba bu toprağın altındaki (DBB) yeşili mi? Yani aşağıdaki Nur'un yukarıda RENK vermesi mi? Why not? Cennet neden yeşil? (Bitki örtüsü) neden Mavi (ırmaklar vb) Yani sıcak değil soğuk renkler Soğuk dediğim nedir extreme olarak cehennemin en üst tabakası olan ZEMHERİR soğuğu hayır bu değil, biz COOL'den söz ediyoruz. "Gözleri aşka gülen taze söğüt dalından" yani başka bir yeşilde ve sevgililerden (Gözleri gülenlerden) söz ediyoruz. Pekala! En en en en yeşil nedir? Vakıa suresindeki Sabıkun (Naim mukarrebun) katmanın varlıklarının GÖZ rengi değil mi? O göz rengi neden aşağıdaki diğer Cennetlerden F A R K L I bir yeşil! Sidre altındaki kulların gözleri neden üsttekilerden farklı bir yeşil? Sidre altındakilerin gözleri neden "Üsttekiler" gibi öp-özel bir yeşil değil! Neden şehitler yeşil üniformalıdır? Neden işaretli meleklerin/orduların üniformaları (sündüzleri) yeşildir? Neden cehennem kırmızıdır? Yeşil nedir? Yeşil diye bir renk yoktur? Ağaçlar yeşil====Yanlış pekiyi yapraklar yeşil>>>>Yanlış (Aslında kahverengi ortalaması veren renklerdir gözenekleri) Işık düzeyinde yeşil nedir? Bir ara renk mavi ile sarı'nın bileşiminin ortalaması>>>Yanlış! Diğer renkler seyyardır (büzüşür veya daralır) evren genişlerse kırmızıya; büzüşürse Mor'a kayar (tayf) Pekiyi FİX durursa?????????????????????? Yeşil bir otomobil bize yaklaşırken violet rengi alır, bizden uzaklaşırken ise kırmızı olur. Yaklaşmasın-uzaklaşmasın D U R S U N yerinde! O yeşildir Herşey dinamik olduğundan biz "Hanif cennetinin varlıklarının GÖZLERİNDEKİ yeşili ve bu evrende gerçek bir yeşili henüz görmedik!

Gerçek/doğru bu! Ve Vakıa'daki ayetin "Açılımı da bu" "Onların gözleri" özeldir. SABİT Mİ SABİT olduklarından ama alt cennetlerin (sub-paradises) varlıklarının gözleri "sadece çoooooooooooooooooooooook güzeldir" Yukarıdaki varlığın göz rengi onda yoktur! Çünkü alt cennetler SABİT(fikstüre) değildir Cehennemlikler de öyle... dinamik/devingendirler sözgelimi: "Derileri bir yanar bir yenilenir" bu bir devinimdir. Yani fikslik sabite yoktur. "Zaman bir ileri bir geri akmakta" sonsuz böyle yaşanmakta... Bu sidre'ye kadar böyledir. Sidre'den sonra ise "SABİT A R Ş " başlar. İleri geri yok, durmak da yok. Allah EBEDİ >>>>>>EŞİTTİR>>>>>>aynı mekanizmayla EBEDİSİNİZ! O halde ebedi cennet derken SABIKUN (Sabitlendirilmiş) anlamı da var. Çünkü ARŞ SABİTTİR (dönmesi dönüsü yoktur) O Sabitlik Arş ile raptedilmiştir. Yani Sidre'ye değil; ARŞ'a sabitlenmiştir. Halilullah/Halilürrahim candaşlar için ve de yoldaşlar için bu ikisine bir tek MİLLET diyoruz. M İ H gibi... Kalanı ise Cehennem milleti! Halilurrahman? Evet Halilürrahman (İkisi de RHM kökünden onun için dikkatsiz yazıyorum) (meRHaMet gibi) Ve mahşeride henüz yeraltındayken gözleri mühürsüz olanlar benim tanık olduğum bir yeşili görecekler. O yeşili herkes görecek. Yeter ki "Gözlere mil çekilmesin!" Müslüman olarak Can verin>>>Cennet sizin! (Er-geç) Hanif müslüman olarak canverilmez. Canverilmez ÇÜNKÜ ŞEHİTTİR diridir! Şehit'in cesedi can verebilir! Ama BİZZATİHİ şehadeti dipdiridir! Allah'ın adının anıldığı EVİMİZE hoşgeldiniz.

Allah sizleri EBEDİYEN Sabıkun'da bir arada tutsun. Şimdi bir şeye dikkat ediniz: SOL_ARKA/SAĞ-ÖN Yani tersyüz olunuyor. SİCCİN yolu iliyyin'in tersine CEHENNEM'e meyleder. Cennetteki Antigravitasyona karşın; Cehennemde onbin Jüpiter gibi bir çekim var. İşte bu bir tür KARADELİK gibidir. GİBİ dedim. Çünkü (Lütfen Deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar Cennete giremezler ayetini yazar mısınız?) Araf: 40. Ayetlerimizi yalanlayan ve onlara imanı kibirlerine yediremeyen kimselere kesinlikle gök kapıları açılmayacak ve deve iğnenin deliğinden geçmedikçe onlar cennete giremeyeceklerdir. İşte Biz suçluları böyle cezalandırırız. BABÜSSEMA zaten karadelik demek (Ucundaki AKDELİKTEN illiyin'e çıkıyorsunuz-GİBİ düşünün) deve iğnenin deliğinden geçmedikçe onlar cennete giremeyeceklerdir Deve 49 anlamlı... Şimdi şu ilahi pasaja bakalım: yehdiyehu yeşrah sadrahu lil islam İSLAM! 6/125. Fe mey yüridillahü ey yehdiyehu yeşrah sadrahu lil islam ve mey yürid ey yüdılehu yec'al sadrahu dayyikan haracen ke ennema yessa'adü fis sema' kezalike yec'alüllahür ricse alellezıne la yü'minun (Ali İmran benzeri ayetlerde "Ancak İslam üzere can verin" gibi 7 ayet var.) (Sanırım 102,ayetti) 102. Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkup gerektiği gibi sakının ve kesinlikle müslüman olarak can verin! Buradaki İslam'ın bir anlamı da SADR'ın açılmasıdır. Yani son nefesin İSLAM üzere verilmesi demek; SADR'ın açılması demektir. Çünkü Sadr bizim özmezarımızdır Özkehfimizdir. Orada enterne oluruz. Ve bir kozadır o bizi -Allah inşa ederse- İlliyyin'e götürecektir. Ya da tersine SADRIMIZ (mezarımız) daralacak ve bir devenin iğnedeliğine tıkıştığı bir rahatsızlık ve azap ile Siccin'i boylayacağız. Cehennemde HAVA YOK! Duman, pis koku vb. var.

Şimdi dikkat edelim: İslam üzere CAN VERDİK ve İLLİYYİNE gittik (İyikulların defterlerinin saklandığı yerbiliyorsunuz AYETTE ismi var) İslam üzere can verdik İliyyin'e GENİŞ SADRIMIZLA (inşirah neşreh ile) ulaştık. Orada SİDRE(tül münteha) var. Orada durduk. Pekiyi şimdi ne olacak? Mekanımızı bulmamız gerekiyor. Orada İKİ CENNET var. İkisi de MÜSLÜMANLAR için. Aşağıdaki Cennet "Asgari" İSLAM mensubu için... Öyle ya İki Cennet'in de adayı İSLAM ÜZERE can verdiler. Ya ÜSTTEKİ -Hani sabıkun olan- Siz yorumlayınız. HANİF kulların Cenneti HANİF+MÜSLÜMAN olanların CENNETİ Hanif müslümanların Cenneti O halde SADECE MÜSLÜMAN olarak can vermeyin. BIRAKIN YAŞAYIN! ŞEHİT OLARAK DEVAM EDİN KIYAMETE KADAR! Ölümü tadmadan tadmış olun. Ölmeden ölmüş, şehid olmuş olun! Sadece kupkuru MÜSLÜMAN olarak can vermeyin. ŞEHİD olarak HANİF İSLAM EHLİ OLARAK canvermeden ÖLÜN! HAYATA değil ama söyleyeceğim HAYATA bağlanın! Şu ölüm bir BABÜSSEMA kapısından geçmek olsun. Orada uzay-zaman inanılmaz akar ucundan ŞEHİT olarak MİGHTY'nin ACEH'ine gidiniz. Orada yeşillenin. SÜFYANİ ile 300 yıl sonrasında bile savaşın. Eğer İslam olarak can verirseniz, herkes gibi kabirlere gidersiniz. Ama eğer HANİF islam ÜZERE ölürseniz, işte size bir HAYAT daha... Benim Kawlimde YALAN YOKTUR! Size ayetleri böyle açıklıyorum. Yaşayacak ve göreceksiniz-ölümden sonra ölü değil DİRİ olduğunuzu, asıl ölülerin ise sadece islam üzere taklidi imanla yaşayan ve ölenler olduğunu... İbrahim atamızı TEK DOSTU kabul eden Rabbimiz, Siz İbrahim ve dolayısıyla Allah dostu kullarını ŞEHİD olmadan hiç ÖLDÜRÜR MÜ? Sizden şehitliği esirger mi? İbrahim'e makamını veren Allah size niçin ŞEHİTLİĞİ (Yani diriliği) vermesin! Allah'tan ümidinizi mi kestiniz yoksa? inşallah Allah dualarımızı kabul eder. bize şehitliği layık görür. Ne o şehid olmak size imkansız veya masal mı geliyor. DİLE ALLAH'TAN! Allah dileğini kabul etsin! A M İ N Size Dabbenin sırrını vereceğim:

DABBE ÖLÜDÜR. Ama burada DİRİYİM. Dabbe bir kaç kez öldü Ama DİRİ olarak görevini sürdürüyor! Bilmem anlatabildim mi? Dabbe ölü mü diri mi dememek için, schrödinger'in kedisi gibi açmaza düşmemek için, ne ölü ne diri deyin Dabbe'ye Ş E H İ D deyin

BÖLÜM 22 ÖLMEDEN ÖLÜN

İbrahim atamız ÖZGÜR İRADESİYLE ÖZGÜN'ü seçti. Yani "Olmayana ergi metoduyla-if/eğer-birden fazla tanrı olsaydı beni hangisi MUTMAİN ederdi? Yanıtı İbrahim buldu: Sonsuz tane tanrı da olsa, burada DEĞERLENDİRMEYİ yapacak olan BENİM(bilincim/tercihim) olup, ben seni seçtim. M U T M A İ N oldum dedi. Allah da İbrahim'i dost edindi. Ona hem Halillullah hem Halilürrahman dedi! Resulullah efendimize selatüsselam var da İbrahim atamıza neden yok? (Onun salata ihtiyacı yok o Allah dostu zaten) Demek ki Selat yerine >>>SELAM diyeceksiniz. Selatüsselam yerine SELAMEN SELAME diyeceksiniz! İbrahim atamız ALLAH'ın tek dostudur (Resulullah değil) Onun selatüsselama ihtiyacı yok. SELAM SELAM demeniz yeterlidir. O sabıkun'da Makamı İbrahim'in tutmuştur. Ama daha sabıkun altındaki en yüksek nokta olan Makamı Mahmud'a Resulullah efendimizin YERLEŞTİĞİ kur'an'da BEYAN edilmemiştir. (umulmaktadır sadece) Onun için Resulullah'a SELAT>>>DUA ediyorsunuz ve + selam diyorsunuz. Ama ataların atası İbrahim atamız'ın SALAT'ınıza ihtiyacı yok. İbrahim atamıza selam selam Selam selam Sabıkun mukarrebun Naim Cennet-ki makamat el İbrahim- selam selam MİH Salim ve selametli olunuz. Allah size Hablillahi'yi (üçüncü boyut ipini/mümin miracı ipini) uzatır ey iman edenler TOPLUCA (Cuma*ten) Allah'ın ipine tutunun, sakın ayrılmayın (benim

mezhebimin tadili erkanı farklı falan demeyin) Size Allah'ın üzerinize olan nimetlerini (Naim=Sabıkun) hatırlayın. Hani sizler birbirinizin CANDÜŞMANI (halife ve muhalif) idiniz. Siz Habil ve Kaabil idiniz. Allah sizlerin gönüllerini UZLAŞTIRDI aranıza sevgi ve barış koydu, bu sayede sizler KARDEŞLER oldunuz. Demek ki Habil ve Kaabil SÖZDE kardeştiler GERÇEK KARDEŞ değillerdi Onlar biyolojik kardeşler/sosyal kardeşler/politik kardeşlerdi pekiyi nasıl ÖZBEÖZ sahici ve ruhsal kardeş olunur? Bunun yanıtı Ali İmran 102 ve devamında 3/102 Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin. 3/103 Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı.Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız . 3/104 İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirleneni emreden, kötülük ve çirkinliği belirlenenden alıkoyan bir topluluk olsun.Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır. .Ateşten bir çukurun kenarında idiniz .Ateşten bir çukurun kenarında idiniz .Ateşten bir çukurun kenarında idiniz Bu kenar neresidir? Sırat'tan bakınız KENARI göreceksiniz Sırat nedir? Mizan nedir? "ve küntüm ala şefa hufretin min el nari" Mizan size DOSDOĞRU salatı VUSTA'yı gösteren bir HASSAS ALETTİR Onun ibresi (iki kefesi eşitlendiğinde) size salatı vustayı gösterir. Eşitlenmezse iş farklıdır>>>SIRAT incelip uzamaya başlar (kilometrelerce) altı da o sözü edilen cehennem çukuru/uçurumudur. Böylece bizim Kalu beladan başlayan yolculuğumuz MEŞHUD'dan VUSTA'ya gelir Sonra sırat ile (dümdüz meşhud'un öteki kutbu olan işaya'ya gider, oraya ulaştığınızda gün batmış olur ve bunun ardından iki aydınlık görülür: ya yakan NAR ya da okşayan nur nar ve Nur adeta Halife habil ile muhalif Kaabil gibidir İkisi birden olmaz, biri SİZİN AYDINLIĞINIZDIR Kaabil kardeşini "Yiyerek bitirmeyi" yani cesedini yemeyi planladı. Ama Karga ona bir yol gösterdi, gömdü. Siz de kaabil olup kardeşiniz olan masul Habil'i öldürmeyi denediniz

mi? Evet denediniz/denedik. İpucu: Zann'dan kaçının ...ayeti.) 49/12 Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin sucunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır. hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Eminim ben bu iğrenç eylemi ZANNEDEREK bir çok kez yapmışımdır Allah beni ve bizleri bağışlasın Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır. Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır. Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır. Ya Tevvab ben bu iğrençliği yaptım bana ve bizlere merhamet et 3/135 Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler.Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. Allah'ım ben kardeşim Habil'i öldürdüm- zannederekYa Tevvab merhamet et! 39/53 Onlara bildir: "Kendilerine karşı sınırı aşan kullarım, ALLAH'ın rahmetinden ümit kesmeyin. ALLAH tüm günahları affedicidir. O Bağışlayandır, Rahimdir." 17/25 Benliklerinizi içindekini Rabbiniz daha iyi bilir. Eğer siz barışsever/iyi kişler olursanız O, tövbeye sarılanları affeder. Allah'ım ben ZANNEDEREK e m p a t i yapacağım yerde ANTİPATİ yaptım beni affet ve acı Empati çok önemli çünkü kökü kökeni şudur: RUH BİR TANEDİR yani empatiktir. kardeşinin ruhu=SENİN RUHUNDUR Beni seni bölen NEFSİM'dir. RUH bölünmez, ruh hisseder öleni de öldüreni de, ruh EMPATİKTİR empati nedir? Kendini nefsini İPTAL (battal) kılıp karşındakinin NEFSİYLE BİREBİR ÖZDEŞ olmaktır, o acı çekiyorsa, bil ki sen çekiyorsun. Empati BENCİL değil SENCİL olmaktır, empati alıcı değil verici olmaktır.

Bilseydi ki KAABİL, onu en en en en çok seven kişi >>>KARDEŞİ HABİL idi, öyle severdi ki CANINI BİLE VERDİ kardeşi için. Nasıl verdi? D İ R E N M E D İ kendini savunmadı, kardeşini mutlu kıldı. İşte empati budur Empati yi SUiSTiMAL edenler çok oluyor malesef kaptan :( Evet nalıncı keseri gibi rabbena hep bana'dır KENUD insanlığın öyküsü. Hep kendimize (nefsimize) yontarız. Empathy'nin kelime anlamı -sözlükten-lütfen 1. Duygudaşlık. 2. i., psik. bir başkasının duygularını anlayabilme ,empati. Yani NEFSİNİZİ ÖLDÜRÜP karşınızdaki NEFS olabiliyorsanız siz empatiksiniz demekkir NEFSİNİZİ ÖLDÜRÜN! ÖLMEDEN ÖLÜN! 102. Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmaniı/Allah'a teslim olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin. Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. İşte sizi korkuttum. Ben umacı-umay değilim ama ÖLMEDEN öldünüz. Ölümün soğuk yüzünü gösterdim. (Kur'an gösterdi) Soğuk olan nedir ? İtteka=Allah'tan korkmaya yakışır bir korku=Ölmeden ölmektir. Artik ölüm AZAP vermeyecektir. Allah müttekilerin antremanlı olmasını (ölmeden ölmeyi PROVA etmesini) diliyor. O zaman Azrail' ile çekismeye gerek kalmayacak... "Sen zahmet etme, ben ölürüm" diyebilecegiz... Ve hiç acımayacak... "Korktugumuz ölüm bu muydu?" diye şaşıracağız. (Ayettir) Ama ölmeden ölmeyi hiç bilmeyenler için dikenli telin çuvaldan çıkarılması gibi zor bir çırpınış var... Onlar Lut'un karısı gibi "ARKAYA bakacaklar"dır... Arkaya bakmak=Sola meyletmek Çırpınacak olan NEFS'tir, beden cesettir, acı duymaz, eşya gibidir... Ruh, kurtulmuştur (Gökçekimi yasalarına uymuştur, mutludur) ama şu NEFS var ya hani o bileşke, O biyoelektromagnetik alan ışıması, O vektör var ya... İşte o çırpınır, O korkar ölümden.

Beden (Kök içinde artı dört) ve ruh (Kök içinde eksi dört) bileşkesi kocaman bir sıfırdır. Artı eksiyi; somut sayı soyut sayıyı götürmüştür. Cebirsel işlem sonucu = Kocaman bir sıfır yani N E F S denen cerbeze ve vaveylacı ASİ... Şımarık, kibirli züppe, snob kişilik... Onun adı NEFs'tir... Onu sevdiği şeylerle (Öfke, kibir, horgörü vb.) beslemeyin O besin LANETLİ AĞAÇTA (Seceretil Mel'une) de AYNEN vardı. Adı Zakkum'dur. Zakkum nefse EZİYET eder... Nefse eziyetin tersi yani kurtuluş NEFSI öldürmekten geçer... Allah bizleri ıslah etsin. Biz dilemezsek, Allah yardım etmez... Önce biz nefsimizi ve kavmimizi DÜZELTMEYE niyet etmeliyiz -kiAllah'ımız inanılmaz yardımına boğsun bizi... Ey bizim Rabbimiz, bu satırlar ve bu duygular seni zikretmekte ve tenzih ile tesbih etmektedir. Ey Rabbimiz bizler kendimizi İSLAH etmeye niyet ettik Sana tevekkül olduk. Ey Ekil Allah'ımız El VEKIL yaratanımız. Niyet bizden tevekkül bizden Ve HANİF oldurmak senden ... Senden başka hiç bir yardımcımız ve mabudumuz yoktur. Sadece sana mütteki olduk ve senin El Hadii adına sığındık, senin ipine tutunduk. Senin elimizden tutup, bizleri Siratel Müstakiym'den ve dosdoğru olan HAKK'tan saptırmadan sana gelmemiz ve sana en yakin (Sabikun) olmamız için BİZLER hazırız Bizler Hanif'iz, neme lazımcı değiliz. Hefifmesreb de degiliz. Eslemna demeyiz, Selam deriz sen EL SELAM'a... Allah'im Hızır ve İbrahim'in olan bu dualarla sana BUGÜNDEN itibaren MÜTTEKİ olmaya geldik. Sen bizim Anamız-babamızsın çünkü Rahman-Rahim'sin... Rahim'sin... Anamın karnındaki üç karanlık.... Onun adı Rahim... Şu yumurtanın adı da RAHİM... Sadece karında değil... dışarıdaki bir rahim... Sabah yediğim rafadan, kayisi, alakok her neyse... O bile R A H İ M 'dir yani senin adın... Ve Bizler Ibnül Rahim'iz... İbrahim gibi ib+Rahim gibi... O Rahimi biliyordu , Anneyi biliyordu... Bilmediği BABA idi... Azer ötesinde bir baba. Baba=Rahman O zaten Rahim (Anne) ile dosttu... Dost olmadığı tek güç RAHMAN idi... Onu da başardı. HalilürRAHMAN oldu.. HalilULLAH oldu...

Biz de istesek acaba çok mu olurdu ? Allah'ım Ibrahim milleti Haniflerimiz için hiç bir sey ÇOK değildir, AZDIR hatta... Daha çok istiyoruz... RÜSVET Cennet değil SENİ İSTİYORUZ... Ve Yunus'u anlıyoruz... Taptuktan öğrenmişti... Taptuk'u da anlıyoruz... Ahmet Yesevi'den öğrenmişti... Türkmenbaşlarına da Dedem Korkut öğretmişti. Dedem Korkut BİZİMLEDiR... Selam ve selam Korkut Dedem'e... (Mütteki=Korkut, Çagatayca ve Kipçakça)

BÖLÜM 23 HURİ/HANNAS

Huri kadar (aynı yöntemle) Hannas da üretirsiniz. (Hannas=Nas suresi ltf) Elinizde bir A bomb var. İster caydırır/savunursunuz, ister saldırırsınız. EŞİT sizin niyetinize bırakılmıştır HURİ ve HANNAS 4. Min şerrilvesvasil hannas 5. Elleziy yüvesvisü fiysudurinnas 6. Minel cinnetivennas Anlayan anladı mı? ? Bir huri ve bir Hannas7ı EŞİT olarak yaratabilirsiniz (birini tercih edersiniz) Ahırette bir erkeğe 9 kadın cehenneme girecek, bu kadınlara iftira mı? hayır! Kadın nüfusu çok artacak. Orantı bundan ibaret. Kadınların HURİ olması gerekiyor Hannase değil (Hannisa) Hannisa nasıl yaratılır buna yasaklıyım. Ama Huri nasıl oluşturulur, buna İPUCU verebilirim. Vakıa suresi ÜÇ sınıf, üçüncü (cehennemülletiy dışarıda dursun) NAİM cennete gireceklerin HURİLERİ ile bunun altındaki SAĞCILARIN gireceği cennetin Hurileri arasındaki farkı İRDELEYİNİZ. Üşenmeyiniz, irdeleyiniz. Vakıa'nın NAİM ve SAĞCI

HURİ kategorilerine bir bakınız. yazınız. . . Vakıa 7 Ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman, Vakıa 8 Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! Vakıa 9 Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar! Vakıa 10 (Hayırda) önde olanlar, (ecirde de) öndedirler. Vakıa 11 İşte bunlar, (Allah'a) en yakın olanlardır, Vakıa 12 Naim cennetlerinde 56.22 Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü. 56.23 Titizlikle korunan inciler misali; 56.24 Yaptıklarına karşılık olarak. 56.35 Biz kadınları da güzel bir biçimde yeniden yaratmış, 56.36 Hepsini bakireler yapmışızdır, 56.37 Yaşıt cilveli dilberler halinde, 56.38 Uğur ve mutluluk yâranı için. (Evet bunlar MEYMENE=uğur/sağ HURİLERİ NAİM (sabıkun/mukarrebun HURİLERİ????) Naimeler????? Peki en üsttekiler için???? Vakıa 35 Gerçekten biz hurileri apayrı biçimde yeni yarattık. Vakıa 36 Onları, bakireler kıldık. Vakıa 37 Eşlerine düşkün ve yaşıt. Vakıa 38 Bütün bunlar sağdakiler içindir.. Vakıa 22 İri gözlü huriler, Vakıa 23 Saklı inciler gibi. Vakıa 24 Yaptıklarına karşılık olarak (verilir). 15. 'ala sururin medunetun. 16. Muttekiiyne 'aleyha mutekabiliyne. 17. Yetufu 'aleyhim veldanun muhalledune. 18. Biekvabin ve ebariyka ve ke'sin min ma'ıynin. 19. La yusadda'une 'anha ve la yunzifune. 20. Ve fakihetin mimma yetehayyerune. 21. Ve lahmi tayrin mimma yeştehune. 22. Ve hurun 'ıynun. 23. Keemsalillu'luilmeknuni. 24. Cezaen bima kanu ya'melune. İKİ TİP HURİ var: Meymene HURİLERİ ile Sabıkun Hurileri... FARKI????? Üşenmeyin ikisini de ayrı ayrı yazın Mesela başlık koyun: Bunlar SAĞ EHLİNİN HURİLERİDİR diye Bunlar da En üsttekilerin hurileri diye...

vakıa 15 den 26 ya kadar Sabikun....27 den 40 a kadar sağ vektör cennetlikler için olanlar açıklanmış Evet güzel bir yöntem naim cennet hurieri için...ölümsüz gençler...iri gözlü saklı iniciler gibi.. denmiş evet :) Başka? (Bakirelik vb.) sağdaki meymeneti huriler için ...bakire denmiş..yaşıt denmiş .apayrı bi yaradılış ve eşlere çok düşkün....DENMİŞ. Evet ötekiler için ne denmiş? (Naimeler için) naim cennet hurileri için...ölümsüz gençler...iri gözlü saklı iniciler gibi.. denmiş yani bakire değil, eşlere düşkün değil mi:))naimeler alttakilere ölümlü gençlermi? :)) :)) sağ vektör cennet hurileri için bu ifade var >>> 36. Fece'alnahunne ebkaren..... Sabikunluklar için ise >>22. Ve hurun 'ıynun. 23. Keemsalillu'luilmeknuni. "yetâfü aleyhim wildânün muhalledûne" Cehennem (meşeme) Arasat+mahşer ve Meymune (Cennet) ehlinin zamanı????? Bu zaman BİR TEKTİR ama Naimelerinki (Vildan/Valkyrie) zaman DEHR'di cennet ehli Dehr / osilasyonik (her tik tak , her nabız atışında yenilenen) zamana tabiler... Sabikunlukların ise sonsuza akıyor Dehr zamanıdır. Yani cehennemliklerin derileri bir yanıyor bir yenileniyor bir daha yanıyor bir daha yenileniyor. Arasat ve Mahşer'de de aynı ve de SAĞelli cennette de aynı, bir ileri-bir geri ebediyet... Ama yukarıda iş bambaşka Vildanlar için Allah'ın EBEDİ oluşuna denk bir ZAMAN (Dehr) var, hep ileri akıyor, bir ileri bir geri değil! cenetliklerin akılları/memorileri yenileniyor ama sabikunlukların akılları vakıa 19. ayette belirtildiği gibi >> 19. Ne başları döner ondan ne de akılları karışır. Evet tastamam bravo! Allah akılsızlara bir cennet, akıllılara bir başka cennet yarattı. (Bir daha okuyunuz) Allah bizleri aklımız ile sınadı, akılsızlığımız ile değil! (bir daha okuyunuz) Akıllı ve akılsız (Zümer-9) EŞİT Mİ? cennetleri de EŞİT Mİ? zamanları da EŞİT Mİ? Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? 39.9 Böyle birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, âhiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır."

Allah'ın VECHESİNİ & CEMALİNİ gören göz ile görmeyen kör (cennet ehli) bir olur mu? Görenle görmeyen bir olur mu? Yakin ve Sabikun KARDEŞTİRLER kimi cehenneme ki sekar'a kimi arasat'a kimi cennete kimi de Sabıkun'a YAKİNDİR iman dereceleridir bunlar Yakin >>>FULL olarak >>>>Mukarrebun olmaktır. Arşı Ala ve aşağısı (sabıkun, kürsi, Levhi mahfuz, nefhi sur vb.) tamamı BİLGİSAYAR (Sibernetik) den başka bir şey değildir. Orada hem Huri, hem insanlar hem de cinsellik bambaşkadır. Oranın atmosferi, kalbinizi çarptıran ve ilk aşk gibi ilk aşkın "Hani kalbim duracak gibi oldu" dediğiniz o anıdır. O an süreklidir. Cennetteki tüm ekstra zevkler ise bu bazın üzerindeki sonsuz zevklerdir. O zevkleri (Vehhab) bilmek mümkün değildir. Ama en üstteki o mekanda "Allah'a yakınlık ölçüsünde" her şey daha tutkun, daha yüksek frekanslı, daha doyurucudur. Yani kötü bir benzetme ile "Adrenalin" sürekli ve yüksektir.

BÖLÜM 24 GÖREV

"SANA KULLUK ETMEK=SENİ BİLMEK üzerine" Bunun için bu alemde yaşadığımı bana unutturma ! Ve aklımı BİLİM denen seni bilmek yakıtıyla doldurmak için "Rabbi zıdni İlmi" Allah'ım İLMİM artmazsa SENİ BİLMEK BORCUMU (kulluk) BİLEMEM! Rabbim, Kur'an denen İLİM+NUR kitabını biz+LER'e KABİR KARDEŞİ yapar mısın lütfen! Rabbim, aldığım her nefese şükürler olsun. Bir iki salise de olsa buradayız. Burası bekleme salonu bir iki salise bekliyoruz. Ardında ebediyete açılan biri yeşil biri kırmızı iki kapı var. Orada salise kelimeleri komik kalacak. Bir gün bin yıl olacak ve bu BİR TEK GÜNLERDEN de s o n s u z tane olacak.

Artık orada oturup bilgisayarınıza tüm evrenlerin toplam bilgisini indirip koleksiyon yaparız. Yasak ağacı görürüz. Adem atamızı ziyarete koşarız. Efendimizi görürüz. İbrahim atamızın sırtımızı şifayla/şefkatle sıvazladığını görürüz. "Demedim mi sana" der Cebrail'e -aşağıda- "Bunlar benim milletim! Ve sekiz cennetten İKİ MİSLİNİ yani CEMAL'i görürüz. 16 Cennet geride dursun "Bana seni gerek seni" diyen Yunus'u anlarız. Ve güzelliğimizle YUSUF'u kıskandırırız. Orada herkes YUSUF veya Yusfa (dişi yusuf: Ali-Aliye gibi) O yusuf güzelliklerinin çirkin kaldığı CEMALİ görürüz. CEMAL CEMAL CEMAL-i şerif... Sabıkunüs sabıkun mukarrebun Yaklaştıkça daha da güzel O Celle Celalühü ve Latif cemal ile BİRLENEMEZ ama birlenilmez ammaaaaa BİRLEŞMİŞ olabilirsiniz. Bunu Sidre altındakiler yaşayamasa da... Naim cennet ve Makamı İbrahim komşuları görecek! Allah İbrahim'e söz verdi: "Pekala mutmainlik kavgamızı bitirelim dostum İbrahim" dedi. "Nereye kadar mutmainlik limiti/sınırı istiyorsun?" "seninle yüzyüze değene kadar isterim YaRabbi" dedi "O zaman sana en sabık makamı, en Mukarrib (yaklaşmış bitişik olmuş) makamı ve HALİL'liğimizi veriyorum. Andolsun bu mevkiye onurlu melek kullarım bile ulaşamadı. Cebrail olan başkanları bile gelemedi. Senden başka herkese "70 bin perde arkasında" saklı kalacağım. (Resulullah bu perdeler arkasında mir'ac'da idi.) Sen geldiğinde sen ve M İ L L E T İ N E (Getirdiklerine, senin kanından değil yolundan olanlara) CEMALİMLE sonsuz mutmainliği sunacağım dostum İbrahim. Söyle o milletine, ayrılsınlar öteki cennet ehlinden, iyiliği ve güzelliği emredip kötülüğü horgörüyü yasaklasınlar. Senin gibi olsunlar (Atalarının dininden değil) onlar atalarının dininden ayrılırlar ve sana uyarlarsa cemalim ve Halilliğim onlara da armağandır." İbrahim dedi ki: "Rabbim, ben ölüp gideceğim benim dinim bile unutulacak, beni kim hatırlayacak, kim artık benim milletim olacak, kim ben Hanif’im diyecek?" "Mahzun olma dostum, günü gelince yerden birini çıkartacağım hitabı kitab olacak, seni ve hanif dinini gömüldüğü yerden çıkaracak. Senin şanını kıyametin başına kadar

taşıyacak(lar) işte onlar SENİN MİLLETİNDİR. İshak ve İsmail'in soyundan gelenlerin bile UNUTTUĞU hanifliği hatırlayacaklar ve kıyamete kadar alametlerine (İsa'nın dönüşü vb.) akın akın bu Hanif dine koşacaklar. " "Ya Rabbi sana koştukları gibi önce bana koştur. Ben oğullarımı istemem, milletimi isterim, illa ki milletim" (MİSAK'tan konuştum) 043-ZUHRUF-028-[DV]-Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak biraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler. 43/28. Ve cealeha kelimetem bakıyeten fı akıbihı leallehüm yarciun Unutmayınız bizler PROTESTANT MÜSLÜMANLIK ALLAH EMRİNİN ÖNCÜLERİYİZ. Bizler pioneer(leriz. Haniflik denen bu olgunun ilk ve tek çekirdeğiyiz. Allah'ın en makbul dininin yeniden kurucularıyız. Bakınız iddialı bir söz değil bu: binlerce yıl sonra HANİFLİĞİ YENİDEN kuran tek topluluğuz. Allah'ımız bizi memur etti! Nasib etti. BİZLERE piyango vurdu.. Sabıkun SADECE bizim elimizde KEŞFEDİLDİ. O kadar sözde "İslam alimi" vardı, şeyhlerden ortalıktan geçilmiyordu. Milyon kitap yazdılar. DAHA SABIKUNDAN, DAHA HANİFLİKTEN haberleri yoktu. Cuma'yı tatil; Orucu katil yaptılar. Namazın kaç rekat olduğu kur'an'da yazmıyormuş :)))) BİZLER gösterince gördüler. ALLAH BİZLERE GÖSTERDİ -Allah'ın dilediği ayetler müstesna-olarak BEKLEDİ, BEKLEDİ, BEKLEDİ ve bizLERi buldu. Ala suresindeki unutturulanlar nelerdi? 6. Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın. 7. Allah'ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir. HANİF OLMAK en başta! Anlamıyor musunuz, SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ. Seçen Allah! SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ. SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ. SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ. SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ. SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ.

SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ. Az ve öz Ama sizler SİZLER SEÇİLMİŞLERSİNİZ. seçen BİZZATİHİ ALLAH'ımız. Sizi şehid olarak uğurlayacak ve sabıkun'da ağırlayacak olan ALLAH'IMIZ! Allah sizin değerinizi biliyor, SİZ KENDİ DEĞERİNİZİ BİLİYOR MUSUNUZ? evrensel görevinizin ne olduğunu biliyor musunuz? Elbette biliyorsunuz, idrakımızı tekrarlamak için yazdım. Geronimooo böyle dedi. ALLAH diğer kullarıyla Hallak/Halik - Mahluk ilişkisi içinde İKEN sizinle D O S T Farkınızı farkediniz. Hanif dine, Protestant İslam'a daha sıkı yapışın Ve bugün şu dolunay hakkı için iki kez değil ÜÇKEZ iman ediniz. Sabıkunüs sabıkun derken bunun iki, üç, dört...yedi kez İMAN anlamına geldiğini biliniz! Bir kez iman bir yana iki kez iman bile bunları yazdıktan sonra AZ GELDİ 4/125 Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in dinine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. İşte siz İbrahim atamızın OCAĞINDASINIZ. O ocak baba yadiğarı, o ocağı alacaksınız ve gelecekte olanlara -torunlarınıza- EMANET edeceksiniz. Unutmayınız, Hanif islam ilkelerini belirleyen ve gelecekteki majisyenleri MOTİVE eden sizlersiniz. Bunu bir an bile aklınızdan çıkarmayınız. Size gelecekte kapanmayan bir ecir var. Hep dua ile anılacaksınız. Çünkü geleceğin mimarları sizlersiniz! Bir milyar kelle müslüman değil! Bir avuç kişisiniz. Siz ve ben bir aileyiz. ALİ İMRAN ailesi gibi Yani bizler az sayıdayız. O Ailenin ismini alan surede 104 numarada siz adreslendiniz. İslam mensupları değil! Allah onlara "Kelle hesabı" gibi söz ederken sizin "Ayrılmanızı" istiyor! 104. İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır. Yani İslam yelpazesi (Ortodoksluk, katoliklik, Hizbullahçılık, Şeriatçılık, El Kaide falan filan) denen CÜMBÜŞ içinden, kakafoni içinden doğacağınızı ve atalarınızdan ayrılacağınızı bildiriyor. SİZLER insanlar içinden çıkarılmış HAYIRLI bir topluluksunuz. Bunu ilk kez gerçekleştirdiniz. Bu ayet sizin için bekletilmişti. Sizin için yazılmıştı.

Yani siz adresliydiniz-ezelden- çünkü Levhi mahfuz ezelde yazılmıştır. Bundan kuşku duymayınız. Benim duymadığım gibi>>>İşte 113 içinde "Ehli kitab"a yani Yahudi Bağ sahiplerine de değiniliyor ve karşı bağ olan BİZİ (bizleri değil biz) Yine SİZ olan 104 gibi 114 sayılı Ali İmran ayetinde birlikte kılıyor ve SİZ+BİZ=BİZLER oluyoruz! Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (113) Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. (114) Biz burada ADRESLENDİĞİMİZDEN nasıl ki kuşku duymadıysak, SİZLER DE kuşku duymayın>>>Ali İmran 104 SİZİN İÇİN EZELDEN YAZILDI ve siz ADRESLENDİNİZ. İlk bilinçli sahabeler (Ali İmran 110) gibi biz (114) ve siz (104) AYNI emir ile aynı AYETLERLE BİRBİRİMİZE E Ş İ T kılındı. sırayla yazalım: 104 110 114 3/104 İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirleneni emreden, kötülük ve çirkinliği belirlenenden alıkoyan bir topluluk olsun.Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır. 3/110 Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiyi-güzeli emredersiniz, kötü ve çirkinden alıkoyarsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için elbette hayırlı olurdu.İçlerinde müminler vardır ama onların çokları fasıklardır. 3/114 Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiyi-güzeli emrederler, kötüyü ve çirkini yasaklarlar.Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir. Bakınız İYİLİĞİ EMRETMEK ve KÖTÜLÜKTEN sakındırmak, işte bu ORTAK PAYDA. Üç kurucu adresidir. Allah niçin bu ayetleri TEKRARLAR gibi üç kez yazdı dersiniz? 3/104 Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (SimNot: 104 ZipZap) 3/110 Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiyi-güzeli emredersiniz, kötü ve çirkinden alıkoyarsınız, (SimNot: 110 TicToc) 3/114 Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiyi-güzeli emrederler, kötüyü ve çirkini yasaklarlar. (SimNot: 114 ZigZag) NEDEN ÜÇ KEZ YİNELENDİ? niçin? ? 3.sınıf Evet bunun yanında; HANİF olmanın "Parolası" verilmiş bu üç grup (ŞİMDİ TEK

GRUBUZ) H A N İ F olmanın yegane adresi ve parolasıdır. İyiliği emretmek nedir? Kötülükten sakındırmak nedir? Vaaz vermek mi? "Bak evladım iyi ol, beşvakit namaz kıl" demek mi? İşte bunun yanıtı baştan verilmişti>>>>>>Ali İmran-102 3/102 Ey inananlar! Allah'tan, sakınılması gerektiği gibi sakının, sizler ancak müslüman olarak can verin. 3/103 Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz.Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı.Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız . 3/104 İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirleneni emreden, kötülük ve çirkinliği belirlenenden alıkoyan bir topluluk olsun.Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır. 3/105 Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın.Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır. 3/106 Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır.Yüzleri kararanlara şöyle denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz?Hadi, saptığınız küfür yüzünden tadın azabı." 3/107 Yüzleri ağaranlara gelince, onlar, Allah'ın rahmeti içindedirler.Sürekli ondadır onlar. İşte bu iki grubun farkını anlatıyor. Sevgi, barış ve kardeşlik burada MASONİK terimler değil>>>ALLAH kelamıdır Ve Allah barışı sevgiyi kardeşliği emrediyor. Ama aynı surede "KİNİNİZLE GEBERİN" demek yetkisini de veriyor. Bizim iki yanağımız var: Birine tokat atarlarsa katlanırız (Biz onları severiz ama onlar bizi sevmezler) ikincisine de tokat atabilirler! buna da katlanırız. Ama ÜÇÜNCÜ yanağımız yok "Kininizle geberin pislikler" demeye hakkımız doğuyor (Ali İmran 116'dan itibaren) 3/116 Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da kendilerine Allah'a karşı bir yarar sağlamayacaktır. Ateşin dostlarıdır onlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde. 3/117 Bu dünya hayatında harcamakta olduklarının durumu, bir rüzgar örneğine benzer: Onda kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir topluluğun ekinine değmiş de onu mahvetmiştir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine zulmediyorlardı. 3/118 Ey iman sahipleri!Kendi dışınızda hiç kimseyi sırdaş edinmeyin.Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı vercek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.

3/119 Siz öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz.Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız. Onlar ise sizinle karşılaştıklarında inandık derler; başbaşa kaldıklarında size öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar.De ki onlara: "Öfkenizle geberin." Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir. De ki onlara: "Öfkenizle geberin."Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir. BÖYLECE islam ortodoksluğu ve katolikliği olan iki mezheb ile ilişkimiz kalmadı, onlar kinleriyle gebersinler. Süfyanilik her çağın en mel'un belasıdır, her çağı kapsayan bir ŞEYTAN TUZAĞI(0Taassub) afetidir. Bizim modelimiz 110 olup onlar çoktan vefat ettikleri için ve üzerlerine geçen 1400 küsur yıl sonra ortaya çıkardığım >>>>>>>114 ve 104'dür. Yani doğu ve batı kalktığı için>>>tek vücut>>>110'uncu ayet gibi olduk (ZipZag ve ZigZap gibi) Şimdi dikkat ediniz 104 ve 114 SANKİ 110 içinde BULUŞTURULMUŞ, harmanlanmış ve ZigZag-Zipzap buluşması anlatılmış. 3/110 Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiyi-güzeli emredersiniz, kötü ve çirkinden alıkoyarsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için elbette hayırlı olurdu.İçlerinde müminler vardır ama onların çokları fasıklardır. Hissettiniz mi HARMANLANMAYI? Tick-Tock?Ehlikitap da iman etseydi... Ehlikitap da iman etseydi...(Tick-Tock fazla gitti.) 3/110 Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı topluluksunuz...... İyiyi-güzeli emredersiniz, kötü ve çirkinden alıkoyarsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için elbette hayırlı olurdu.İçlerinde müminler vardır İşte T'nin Tic-Toc'u, bu harmanlanma içinde yatıyor 5/65,66,67,68,69 Elbette akla şu geliyor: Acaba batılılar (mesela hans) bizden önce nasıl HANİFLİĞİ farkettiler? neden önce biz değildik? Önemli bir soru değil mi? Bir kere Batılılar ÖNCE değil SONRA farkettiler ;) Daima DEDE önce gelir TORUN sonra ;) Bakalım batılı nedir? Ali imran 113 ila 115 dahil lütfen 113-114-115 Sebep-Sonuç yerdeğiştirir 3/113 Ancak hepsi bir değil. Kitap halkından bir grup var ki geceleri ALLAH'ın ayetlerini okuyup secde ederler.se iş değişir. 3/114 ALLAH'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği öğütler kötülükten sakındırır ve iyi

işlere koşuşurlar. İşte onlar iyilerdendir. 3/115 Yaptıkları hiç bir iyilik karşılıksız kalmıyacaktır. ALLAH erdemlileri çok iyi bilir. Gölgem gibi birlikte yaşıyoruz. Arada bir öldüm diye seviniyorum, bir de bakıyorum ki yine dönmüşüm. A ve B arasında beynamaz kaldım "Allah Alemlere zulmetmek istemez" ALEMLER nedir? (Ayeti bulur musunuz 112 olabilir) 3/108 Bunlar sana Allah'ın ayetleri. Hak olarak okuyoruz sana onları. Allah, alemlere zulüm istemiyor. 108. Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* vemallahü yürıdü zulmel lil alemın ALEMLERE örnek 1. Musa ve Yuşa...Katil-maktul var mı gibi 2. Kan grupları olan paralel alemler>>>>0-A-B-AB İkisini birleştirip örnekseyelim: A aleminde Musa katil (Yuşa'yı öldürür) B aleminde Hızır Katil (Yine Yuşa'yı öldürür) AB aleminde Hepsi birbirine girift olur (İki ayrı karışımdır çünkü) 0 (sıfır) aleminde ise ne hızır ne musa katildir ne yuşa öldürülmüştür hepsi EN İYİLERDİR AB aleminde ise Yuşa bir canavardır. Anne babasını dinden çıkaracaktır, zalim bir eşkiya hükümdar olacaktır (O bakımdan girift diye yazdım) ALE M LE R Alemlere ZULÜM ne demek anlaşılıyor mu? ? 3/108 Bunlar sana Allah'ın ayetleri.Hak olarak okuyoruz sana onları Allah, alemlere zulüm istemiyor. Bunlar Allah'ın delilleri, HAK (Doğru ötesi doğru) olarak okuyoruz (Doğrular A, B, AB ve 0) HAK ????? Levhi Mahfuzda KADER edilen EN SONUNCU ALEM ihtimali olan şıktır. alt gurup, beklemede kalan

Evet Alt grup, Düşünün ki Levhi Mahfuz CEHRİ (fatal) bir YAZGI olsaydı, hiçbir şeyi değiştiremezdiniz. Musa Katil olurdu ve ebedi öyle kalırdı. Yuşa cehennemlik bir zorba olurdu öyle kalırdı, hızır yine çocuk katili olur öyle kalırdı. Cehriyyecilik (Fatalizm) İslamda hep tartışılır ya KADERCİLİK, CEHRİ görüş vb. İşte bu islam ortodoksluğunun da sonunu getiriyor. Cehriyeciler derler ki "Rüzgar eser yaprak kıpırdamaz" A ihtimaline göre yaprak kıpırdamıyor Ama yaprak yerine B ihtimali olarak >>>RÜZGAR kıpırdatılıyor (yani estiriliyor) AB ihtimalinde ise Yaprak kıpırdıyor ama rüzgar esmiyor. 0 ihtimalinde ise NORMAL olarak rüzgar esiyor ve Yaprak da kıpırdıyor. Bu dört doğru içinde biri HAKK olan doğru oluyor. Demek ki fatalizm iflas etmiş bir görüş. Eğer öyle olsaydı-yineliyorumtşk. ALEMLERE örnek 1. Musa ve Yuşa...Katil-maktul var mı gibi 2. Kan grupları olan paralel alemler>>>>0-A-B-AB İkisini birleştirip örnekseyelim: A aleminde Musa katil (Yuşa'yı öldürür) B aleminde Hızır Katil (Yine Yuşa'yı öldürür) AB aleminde Hepsi birbirine girift olur (İki ayrı karışımdır çünkü) 0 (sıfır) aleminde ise ne hızır ne musa katildir ne yuşa öldürülmüştür hepsi EN İYİLERDİR AB aleminde ise Yuşa bir canavardır. Anne babasını dinden çıkaracaktır, zalim bir eşkiya hükümdar olacaktır (O bakımdan girift diye yazdım) Yani Haşa Rabbimiz fatalizmi dayatsaydı bir kere hiçbir tevbemiz kabul edilmeyecekti ve illa ki bir cehennemi boylayacaktık. İşte bu durumlara Borges "Yolları çatallanan bahçe" diyor Kuantumcular ise "schrödinger kedisi paradoksu" diyorlar. Şimdi ALEMLERE zulmetmek istemez üzerinde duralım: 3/108 Bunlar sana Allah'ın ayetleri.Hak olarak okuyoruz sana onları Allah, alemlere zulüm istemiyor. Allah'ın DÖRT GERÇEĞİ. Bunlardan bir tanesi (sonuncusu) HAKK oluyor, diğerleri iptal oluyor (Musa ve Hızır katil olmuyorlar yani AB PARADOKSU) AB'ye paradoks dememin nedeni var: Aynı Kağıdı kaç kere yakabilirsiniz? ? Yuşa'yı kaç kere öldürebilirsiniz? ? Yani bu öldürülmüş ise ikinci kişi KATİL olamaz. Bu süper uzay durumu nasıl çözülür? Basit. Birinci adamın öldürmesini engelleyip geçmişe gidersiniz ve o kişiyi katilden önce öldürürsünüz. Yani katil siz olursunuz, burada anlaştık mı? Ama halen ortada bir çift katil var! İki katili birden nasıl kurtarırsınız? (Aslında yuşa ipucunu

veriyor: "Balık canlandı ve gitti" diyordu ;) maktülü ortadan kaldırırız. Yuşanın yaşaması gerek katil(lerin) olmaması icin Doğmamış öldürülemez. yerine iyisini koyarak Hepiniz doğruyu söylediniz. Cehri görüşün tersine dört doğrudan bu sonuncusu SEÇİLİYOR ve O HAKK (gerçek üstü gerçek) oluyor. Bu LEVHİ MAHFUZA yazılıyor ve KADER bu sonuncusu oluyor yani Yuşa İYİ ve sağ ortada çifte katil de yok. Herkes sütten çıkmış ak kaşık! Kaderin değişmesi de bir KADERDİR hatta bunun da değişmesi bir kaderdir. YANİ şu: En son seçilen HAKK olan doğru asıl KADERDİR. Yuşa'nın anne ve babası eğer HAYIR duası etmeselerdi, bu da Arş ve Levh'i sallamasaydı Ve de Hızır da Levh görevlisi olarak bunu görünce A (Musa Yuşa'yı öldürdü) B (Hızır daha önce yuşayı öldürdü) AB (Chaos) 0 (Kimse öldürülmedi) Kur'an'da sık geçen İKİ bağ savaşları da bu esas üzerine yapılır. Yani A ve B ihtimalleri arada bir "Vektör ihtimal" ve DOĞRUNUN galebe gelmesi (Sıfır ihtimali)

BÖLÜM 25 MİH

Şeytanın göremediği iki yer var: 1. Sabıkun 2. Dabbe ARZI Şeytan Cennetten kovuldu Ama bu cennet SABIKUN değildi. O sabıkun'u hiç görmedi ve görmeyecek. O Cenneti gördü ve The deepest of Earth'ı görmedi.. Eğer Allah affetmeye MECBUR o l s a y d ı önce şeytanı AFFEDERDİ! Allah mecbur olsaydı önce şeytana mecbur olurdu! Onu affederdi! Değil mi? ? Allah'ın karar verme iradesine ipotek konulamaz. Bilhassa Berat Kandili falan kandırmacalarıyla.

Evet, en başta ben, kimse CENNETİN TAPUSUNU cebine koyamaz! Bu da bir ipotektir. Biz Hanifler yola çıkarken şunu biliyoruz: EN AZINDAN C E H E N N E M İ N tapusu cebimizde! beni hissettiniz mi? Hissediniz ki bizlerin ishalıyla onlarınki arasındaki FARKI biliniz. Onlar cennet tapularını aldılar. Bizim böyle bir iddiamız yok. En azından CEHENNEMİ garantiledik. Bundan daha kötüsü var: HİÇ YARATILMAMAK Evet! hiç yaratılmamak cehennemden daha kötüdür! Öteki dünyada UYANMAMAK! Bundan daha kötü bir cehennem olabilir mi? Bin şükür ki BİZLER en azından CEHENNEMİN TAPUSUNU elde ettik! Cennetin tapusu? Onu da RABBİM bilir! Biz MİH böyle yanaşacağız Allah KORKUSUNA (itteka'ya...) Ve mangalda kül bırakmayan ortodoks ve katolik müslümanlar ise CENNETİN TAPUSUNU d a i m a ceplerine koydular-14 asırdır- BANA TAPU KALMADI! Allah'ımız tapu kadastro müdürü değil elbette! Fakat iki kez iman edip iki kez selametli olanlara Allah'tan razı olunması için iki yol vardır: 1. HANİF OLACAKSIN-aşağısı kurtarmazHanif olan adı CENNET olan (bahçe, bağ demek) fakat CENNETTEN en en en en en Allah'a bitişik yakın ve yükümlüdür! Allah'a dostluk HUDUDU olan bu cenneti candaşlar! Dünyada TAPUSUNU değil Ahırette kendisini hayatüddünya yazılı... Kawli hissetiniz mi?

BİRBİRİNDEN çok farklı 8 yakin olanını DİLEMEKLE isteyiniz, ötekileri boşverin isteyiniz. Bunun için ayette

Dünyada tapu mapu istemeyin. Boş kağıt ile ne işimiz var? Biz tarikat mıyız? Sapık veya kredisi bitmiş ortodoks ve katolik müslümanlar mıyız? BİZ MİH'iz! Sadece MİH bu birinci maddeyi isteyebilir! Diğerlerinin cenneti vardır ama özgedir... (Üç sınıf ayeti gereği) [035.032] [TK] Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi kendi orta yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır-öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir. İkinci maddeye gelince: 2. Allah'a bedenini (şehid) beynini (bilim) ve malını (infak) edenler İSTEYEBİLİR! Eğer iki maddeyi tek madde haline getirebilirseniz, yani HANİF+ALİM+ŞEHİD+İNFAKÇI iseniz Siz=İbrahim olursunuz! İbrahim atamızı da

hissettiniz mi? O zaman tapu kelimesi mizah olacaktır. Siz Allah'a HANİF DİN İLE ONU BİLME BORCUNU yerine getirip mübarek alınteriniz olan İLİM ve mübarek emeğiniz olan İnfak ile Allah'ı BORÇLANDIRDIĞINIZI biliyor muydunuz? Allah'ımız bu durumda "Ben sizden razı oldum; siz de benden razı olun ey Hanif kullarım!" diyecektir! Sizin affedileceğinizi falan yazmıyorum-ben iblis değilim- ama size öyle bir şey yazıyorum ki ALLAH'ı borçlandırıyorsunuz! diyorum! Eğer Allah'a gönül hoşluğuyla bir şey borç verirseniz O, onu sizin için katlayarak artırır ve sizin hatalarınızı bağışlar. Allah Şekûr'dur, şükredenlere karşılık verir; Halîm'dir, yumuşak ve merhametli davranır.(teğabün-17) Bir kez iman eden, bir kez selam veren onlar+onlardanmışız gibi BİZLER de aff, mağfiret dileyelim. Günahlarımızın SETR'ini isteyelim. Ama, iki kez iman ettiysek, iki kez SELAM dediysek o zaman bir dakika!!!!!!!!!!!!!!!! ALLAH'ı borçlandırıyorsunuz! Af maf geride kalıyor! Allah'ımızın İbrahim'e olan nimeti SABIKUN'u şimdi hissettiniz mi? Sabıkun/mukarrebun SİZİN olsun! TAPU ise sizden aşağıdakilerin.. Size tapu gerekmez! Allah kullarına TAPU verir ama DOST+KULLARINA bambaşka şeyler verecektir. İbrahim atamıza verdiği NİMETLER gibi... O nimetleri YAŞAR VE GÖRÜRSÜNÜZ! Ne anlatabilirim ki? Oraya gitmedim ki! Ama atomu nasıl görmeden "Hayal ettiysek" oraları AYETLERİN BİLİMİ ile "Hayal ederek" anlatabiliyorum! İlim denen Allah'ı bilme aracının asli görevi şudur: GÖRMEDEN GÖZÜYLE GÖRMÜŞ GİBİ anlatmak... Tevhid gibi, şehadet kelimesi gibi GÖZLERİMLE GÖRMÜŞÇESİNE İNANIYORUM Kİ ALLAH'TAN BAŞKA MABUT YOKTUR Görmüşçesine... Hayır bu da MUĞLAK bir ifade! Kalu Bela'da Z A T E N GÖZLERİMLE GÖRDÜM (şahidin gözleri) Kİ ALLAH TEKTİR VE ĞAYRISI DA YOKTUR ve ELÇİLERİNE ve MELEKLERİNE ve KİTAPLARINA inandım. Sonra unutturulup dünyaya doğdum. Son nefesimde hatırladım ve kendimi yine Kalu Bela sahne-2 (Mahşer)de buldum. Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz.(Araf-172) BEN GÖZLERİMLE GÖRMÜŞTÜM: Eşhedü enla ilahe illallah

ve bütün elçiler için>>>>>>>>enbiya+rüsulihi şehadeti... Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır."(Bakara-285) Elbette Muhammeden resulullah! İyi ama İbrahim atamızı nereye koyacağız? Mesih'i? Gelin diyelim ki şu: Gözlerimle gördüm Allah'tan gayrısı yoktu ve elçileri de onun kuluydu. (Misak budur) İlla efendimiz Muhammed ss'yi TEK BAŞINA DAYATMAYALIM! Ona kurban olalım, ama öteki elçilerin başına getirmeyelim! Alemler onun yüzü hürmetine yaratılmadı! Alemler KUL'un yüzüsuyu hürmetine yaratıldı! BEN DE K U L U M ! Sen de KULSUN! Efendimiz de KUL'DUR! Ben sen o KUL isek Alemleri Allah BEN kulu, sen kulu, O kulu yüzüsuyu hürmetine yaratmıştır demeliyiz! Beni ve Yukarıdaki ayeti hissettiniz mi? Sadece insanoğlu-başka hiçbir canlı değil- YÜZ KASLARI GÜLMEK ÜZERE yapılmış (Maymunlar güler gibi yaptıklarında aslında SİNİRLİDİRLER, uzak durun) Hayvanlar gülmez, neşelenirler. Örneğin kediler köpekler... Yunuslar "Güler gibi" yaratılmıştır. Ama insandan başkası GÜLMEZ ve KAHKAHA ATMAZ Evet sadece İNSANLAR güler ve kahkaha atar! NEDEN? evt:) Çünkü el-Latif olan Allah'a benzer de Kuşkusuz LATİFliğimiz Allah verisi/üflediğiPekiyi neden güleriz? Gülünecek bir konu oluşmuştur ya da "DOSTLUK" adına karşımızdaki bizi güldürmüştür. Demek ki gülmek "BİR İLETİŞİM biçimi" Kimler güler ve kimler gülemez? Önce gülemeyenleri anlatalım: ŞEYTAN KAHKAHA ATAR MI? Atar! Fakat onun ki, düşmanı ZELİL olduğunda, hata yaptığında ardından yapılmış bir KİNAYE'dir. Cinler sinirli sinirli gülerler. Bu saldırı başlangıcıdır. Yani gülen bir cin/şeytan mutlaka MAYMUN gibi sinirlenmeye başlamıştır. Melekler gülemez! Cinler gülemez! Hayvanlar

gülemez, bitkiler gülemez vb. Melekleri anlarım-nefsleri yok- Cinler ise hep DÜŞMAN (Onlar bizleri kurban bayramında keseceğiniz bir koyunu BESLERKEN neşelenmeniz gibi yani timsah gözyaşları. T. alınmasın diye düzeltiyorum : Dinozor gözyaşları ile gülerler. Aslında AĞLIYORLAR ama ağlanacak haline gülüyorlar! Özellikle cin ve şeytanlar!... Dinozor gözyaşları dökerek GÜLÜYORLAR 53/43. Ve ennehu huve adhake ve ebka (Hiç kuşkusuz, güldüren de O'dur, ağlatan da...) Ama insandan şeytanlaşmış olanları dışarıda bırakırsak; İNSANLAR fıtratları gereği>>>>BARIŞ ortamında yaratıldıkları için DOSTANE gülüyorlar, Sevdiklerinize çolukçocuğunuza DÜŞMAN değil; DOST olduğunuz için gülüyorsunuz, en azından bessamsınız (Gülümsemek, tebessüm etmek) 27/19 Bunun üzerine Süleyman, karıncanın sözüne güldü ve dedi: "Rabbim, bana ve ebeveynime lütfettiğin nimetine şükretmeme, hoşnut olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş yapmama imkan ver. Ve rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok." Özellikle ayette dikkat ediniz: sözüne güldü ...hoşnut olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş yapmama imkan ver. Ve rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok." GÜLMEK SEVGİ BARIŞ İYİLİK aynı Y E R D E içiçe ve takma geçme olarak bir kombinezon oluşturuyor. "Gülümsemesini bilmeyen, dükkanını açmasın." (Çin Özdeyisi) O halde HANİF hep güleryüzlüdür? yüzü güler" Gülümseyiniz, kiramen katibin fotoğraflarınızı çekiyor-sürekliİnsan yeryüzüne kovulana kadar Cennette bilmediğimiz çooook uzuuuuuuuun bir süre kaldı. (Yeryüzünde bu arada milyar yıl geçti) (Yani cinlerin kovulmasından sonraki ilk evrim ve canlılar dünyada idi ama TOPRAKLARI ilk yaratılan BEŞER'de idi. Onlar aslında dünyada değil; CENNETTEki izdüşümlü dünyada evrimleştiler-evrim her nedemekseBu uzun milyar yıllar içinde Adem-Havva-Huri bunlar HEP GÜLDÜLER! Güldüler! Güldüler! Gülmek için zekice espriler yapılıyordu çevrelerinde veya kendi aralarında. Milyarlarca yıl güldüler. Çünkü CENNET GÜLMEK yeridir-başka bir alternatifi yok-

Her şeyi isimlendiren Adem özellikle sonsuz kelimeden ESPRİ üretiyordu. (Onun esprileri ve yeteneği biz zürriyetine kalıt bırakıldı, biz devam ediyoruz. Melekler MANTIKLIDIR yani espri yetenekleri yerine MANTIK devreleri hakimdir. Şeytan ise dediğim gibi ağlanacak haline gülüyordu-bu gülme sayılmaz: ALAY etmek, dalkavukluk gereği gülmek bunlar GÜLMEK değildir. Sevgiyle gülmekten, dost meclislerinden söz ediyorum. Gülerek başlayıp, sonra o meclislerde birbirlerine saldırmak da DOST MECLİSİ değildir. (Yukarıda örneksediğiniz dinazor gülüşüne örnek ; Necm ;59. Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz? 60. Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz. 61. Ve siz, kibirlenip kafa tutarak sersemce somurtuyorsunuz. (önce şeytanca alay edip sonrada somurtuyor) (Evet çok yerinde bir ayet teşekkür) Cennet ehlinin GÜLÜMSEMEYE nasıl başladığını biliyor musunuz: Vakıa 25-26 Orada ESPRİLER bile kaliteli>>>>BOŞBOĞAZ espriler yok! 25 Orada ne bos bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. 26 Sadece “selam!”, “selam!” sözünü işitirler. Selam=BARIŞ ve BARIŞ diyorsunuz! Barış diyorsunuz çünkü karşınızdakiyle BARIŞIKSINIZ. Barış diyorsunuz çünkü kendinizle barışıksınız. Kendini bilmeyen karşısındakini nasıl bilecek? Kendiyle barışık olmayanlara "AKIL HASTASI" denmektedir-haberiniz olsun- İşte GÜLMENİN mekanizması! Allah, efendimiz, ibrahim atamız hep güldüler. Nuh tam anlamıyla bir espri makinesiydi. Tufanda gemiye tıkıldıklarında uzun aylar boyunca SADECE ESPRİ yaparak insanlarını/ümmetini morali yüksek ve zinde tuttu! Bir huri kadını kocası olan Zombi halindeki Eyyub'u sırtından indirmemecesine taşırken; onun moralini tutan en güzel konuşmaları, en güldüren esprileri yaptı. Erkeği erkek yapan KADINDIR! Kadınlar da gülmeli/güldürmeli. Kadını kadın yapan erkeğidir, erkekler de gülmeli güldürmeli. Bir yastıkta 40 yıl yaşıyorsunuz, o evde barış nasıl olacak? Gülümsetmekle... İnsan en çok eşini görür, aynı çatı altında yaşar! 40 yıl EŞLER gülmeden nasıl bir arada tutulurlar? Gülmek onların doğrudan KATALİZANT yapıştırıcısıdır-mecazen ATALAR gülmeyi hafiflik saydılar yıllarca. Evet: Atalarımız "Ağır delikanlı" takıldılar=Arap erkeği kesiliverdiler. En iyi arap erkeği şöyle tasvir edilir: KIZINI DİRİ DİRİ GÖMMEZSEN SEN ERKEK DEĞİLSİN!

gülen kadını da kınadılar(( Değil gülen kadını; DUL kalan kadını kınadılar! Erkekler şehid oldu. Acı haber geldi şehid eşlerine... Ve ERKEKLER onları "İçeri kilitlediler ve ev hapsinde tuttular. Bunu yapan kültürler helak oldu (osmanlı) oluyor (ortadoğu) olacak... Evet bunu yapan kültür>>>El a'rabü ve a'rabin kültürü (Hicr ve Tevbe sureleri) Hureyre yumurtluyor : "...Gülmeyi az yap, zira çok gülmek kalbi öldürür." Espri ishaline tutulan tiplerden değilseniz, tam tersine gülmek kalbi diriltir-sürekli ye's ve keder mutlaka öldürücüdür çünkü bağışıklık sistemimiz böyle stresler altında önce zayıflar sonra da çöker. (Üzüntüden verem/kanser oldu tekerlemesi doğrudur, tıbbidir) "Delikanlı ağırdı, delikanlı yalakalar gibi gülmez, delikanlı=Maço gülmemelidir vb. vb. gülenlerden tek feto$u sevmedim! Çünkü fetoş az gülüp çok ağlıyor! Yani gülmüş sayılmaz! Bir de kendi kendine ağlasa ya! (Ben ağlarım ama kimse bunu görmez ve göstermem) GÜL'meyi de sizlerden öğrendik hocam GÜLMENİN VE AĞLAMANIN r i y a s ı OLMAZ! olmamalı, çünkü bu biz samimi kulların kul hakkını yemektir. Böyle yapanlar (Ali İmran 120'li ayetlerdeki gibi) sahte gülüşlerinin=Şeytanca gülmelerinin yani espri gereği değil de sizi çekiştirmek için gülmelerinin bedelini KİNLERİYLE gebererek ödeyeceklerdir. 3/119 Siz öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız.Onlar ise sizinle karşılaştıklarında inandık derler; başbaşa kaldıklarında size öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle geberin."Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir. Şunlardan hiç birini tanıma; Alaycı, koğuculuk için dolaşan, hayrı engelleyen, saldırgan, günaha batmış, kaba, bütün bunlardan soyu buzk, kötülükle damgalı. (Kalem10-13) Evet, işte şeytan adına kahkahalar atanlar bunlar. Şeytan kahkahalarını bunlara ihale etmiş! Ötkeki dünyada da vay hallerine... Onlar kahkaha atarlar ama bunlar HİSTERİS/isteri krizidir. onlan sevinirler=Kahkaha atarlar! bu Kur'an'daki tanımıdır. 3/120 Size bir iyilik dokunsa bu onları rahatsız eder. Size bir kötülük dokunsa

bununla sevinir, ferahlarlar. Eğer sabreder, sakınır/korunursanız onların tuzakları size hiçbir şekilde zarar veremez.Allah, Muhit'tir, yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır. "HER KAVİM KENDİ ELİNDEKİYLE/yağcılarıyla vb SEVİNİR. Yani aşiret olmak bir afettir. Sürü başı gülerse güleceksiniz. Kuru kalabalığınızla sevineceksiniz. Biz aşiret değiliz>>>BİZ MİLLETİZ! MİH Biz bir mezheb, tarikat değiliz>>>>>>BİZ HANİF İSLAMIZ! MİH'in önderi yoktur! Onursal başkanı>>>>İbrahim atamızdır. Onun dışında asla MİH lideri yoktur!

BÖLÜM 26 ESİR

Şimdiki konumuz ise atmosfer dışı rüzgarların tanımı: 1. UZAY RÜZGARI>>>>havasız yelsiz alanda yolculuklar 2. ZAMAN RÜZGARI (esir) Yani magnetik şişe ile ışıkhızında giden spaceCraftların durumu Michelson ve Morley ışığı (ki hızı sabit) her yöne gönderdiler ve AYNI DEĞERDE geri döndü. Yani esir yoktu! Oysa bizden olan BİRİ Hendrik Lorenz "Esir'in kendi içinde bir saati de GERİ bırakacağını" söyledi. MM deneyini reddetti. Lorenz bildiğiniz gibi DEĞİŞTİRGEÇLERİ (dönüşüm formülleriyle) ünlü bir ZigZag müslüman bilim adamı "Esir'in kendi içinde bir saati de GERİ bırakacağını" ESİR'in ışık hızıyla giden bir SAATİ G E R I bırakacağını formülle kanıtladı Saatin g e r i kalması ne demek? Geri zamanda ileri midir geri midir? Zamanda GERİ gitmenizi sağlıyor. Aksi halde hiçbir zaman yolcusu GERİYE gidemezdi! Dünyanın dönme yönüne (ileride halka tekilliğin dönme yönüne) TERS bir ışık hızında giderseniz saatiniz geri kalır yani bunun anlamı ESİR saatinizi geri bıraktırmış ve siz geçmişe (bir tek saniye bile olsa) gitmişsinizdir ESİR rüzgarı zaman yolcusunun EMRİNE verilmiş bir YEL'dir.

Saatiniz yavaşlıyorsa>>>İKİZLER ÇELİŞKİSİ gereği siz zamanda ikizinizden çok daha hızlı olarak İLERİ yönde gidiyorsunuz demektir. Saatiniz GERİ çalışıyorsa siz ikizinizin (ve kendinizin) babasının YAŞITI oluyorsunuz yani geçmişe gidiyorsunuz demektir. Bu yüzden ESİRİ zaman içinde algılayamazsınız (GERİ GİTMENİZ ALGI'nın ta kendisidir zaten) esiri FİZİK olarak da algılayamazsınız Çünkü onun tam adı KÜLLİ ŞEY*İN MA(denizi)dır O sonsuzda bir (0.000000000000000000000000000000000p00000000000000000000001'dir sıfıra en yakın sayıdır. O Elif sonsuzda-birdir, bu da sıfırdır. Oysa bileceğiz ileride-ölünceTAKYONLAR (melekler, bilinçler, ruh vb.) ESİR İÇİNDE giderler, yol alırlar (Siz onu gözle göreceksiniz) Eğer esir olmasaydı "Elektromagnetik dalgalar/ışık vb.ye DESTEK ortamı olmazdı. Bir başka deyişle ışık olmazdı , bir başka deyişle de NUR olmasaydı, NAR onun içinde yol alamazdı. Fermion varsa Boson da var Evet. Allah ise Esir için "MA" DENİZ diyor yani esir denizi diyor(Onun arş'ı su üstündeydi) ayet ltf. (6 günde istiva etti...) 11/7 Arş'ı su üzerinde iken, hanginizin daha güzel işi işleyeceğini ortaya koymak için, gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur. And olsun ki, "Siz gerçekten, ölümden sonra dirileceksiniz" desen, inkar edenler: "Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" derler. 11/7 Arş'ı su üzerinde Birincisi bu, ikincisi Kesir, küsur, kevser kelimeleri ve türevleri (esir bu sözcükten türetilmiştir) Kesret alemi de denir. Teksir, kevser hepsi aynı kökten zaten enine ve dikine matris mebranlardan oluşuyor >> Esir>Kesir>Küsür Multycopy=TEKSİR edilen şey ESİR kalıbından (matrix) alınan şeydir. Melekler böyle tıpkı-kopya olurlar-demiştik- Üçüncü olarak da Esir'in BÜTÜNÜ anlamında (Ambiyans) KÜLLİ ŞEY*İN esirdir. Esir alt cennete kadar girmiştir. (Kevser suresi ltf) 108.1 Hiç kuşkusuz, biz verdik sana Kevser'i/iyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezini. inna atayna kel kevser

ama böyle değil bu TEFSİR, sallamış mealci... KEVSER MAHMUDİYE CENNETİNE KADAR DOKUYAN ESİR'in biçimidir, bunun üstünde (mesela sabıkun'da) ise MA haline gelir. Alttakileri (mesela Hurileri) Kevser DOKUSU/ana maddesi oluştururken Naim cenneti SU halindeki (kevser değil artık) ESİR dokur. Çünkü bunda şaşacak bir şey yok. İlk Cennet SİDRE'dir, bunun üstünde fakat ARŞ'a (Arş su üstünde) BİTİŞİK olan ise NAİM cennettir. kevser nerede? Kevser SINIR nehir>>>KAYNAĞI SİDRETÜL MÜNTEHA'DAKİ BİR SEDİR AĞACIDIR. Kevser sadece SİDRETÜL MÜNTEHA'da vardır. Bunun üstü RAFRAF katlardır (shelves) katlar ARŞ dibinde -ibrahim makamında-biter. Dolayısıyla oraya KEVSER asla ulaşamaz. (Kevser=Matrix yapılabilen ESİR) Şöyle de diyebiliriz: Naim cennetteki MA, Sidreye selale yaptığında adı KEVSER (ırmağı mesela) olur. Bunu farkettik mi? (yani 11 boyutlu süper kütle çekimine tabiyet ile MA denizinin farkı = 11 boyutlu Cennetler ile boyutlar üstü olan sabikun farkı) desek eksik olur mu Hayır, yani yaklaşımın güzel. MA, KEVSER, KÜLLİ ŞEY*İN ve Kesret'i ayırt ettik mi? Esir'in türlü fazları Ama bir soru sormanız gerekiyor: Kevser suresinin muhatabı hakkında... ??????? Efendimiz SİZİN DUALARINIZA MUHTAÇ Bunu sakın aklınızdan çıkarmayınız. Kendinizden çok Naim cenneti onun için isteyiniz! Yalvarıyorum. O bu dini/kitabı/ahlakı indirmeseydi. BİZLER BURADA olabilir miydik? Elhamdülllah müslümanız diyebilir miydik? Kur'an'ı bu EVLERDE okuyup tefsir edebilir miydik? O bize KİTABI getirdi. O kitab sayesinde BURADAYIZ ve de HANİF'iz. Son kitap -mesela Johanna incili olsaydı- biz o incilden HANİF dini bulabilecek miydik? Efendimiz getirdi o son kitabı. Ona çok ama çok dua ediniz -tapınmadan ve şefaat asla istemeden- efendimize çok dua ediniz-onun Hadis ve sünnetlerinin peşinden gitmeden- Efendimiz bu saydıklarım yüzünden CEZALIDIR, bu cezayı hak ediyor mu? Çok büyük bir şiddet ve titizlikle Sünneti muhamme'diyi Hadisleri YASAKLAMALIYDI. Dinimizi perperişan olmaktan kurtarmalıydı. Herçağın belası Ebu Süfyan ve tohumlarını KENDİ BEYTİNE değiştirmemeliydi. Ve de H A N İ F kelimesi üzerinde

çooooooooooooooooooooooooook düşünmeliydi. Kör İbni maktum ardından abeseyle iştigal etmemeliydi Aişe'ye "OHA ÇÜŞ!" demeliydi. Allah'tan ayetler bekledi "Acaba eşim beni Ali ile aldatıyor mu?" diye. BEKLEYEMEZSİN ARKADAŞ! Allah'ı neyle meşgul ettiğine bakar mısın? Aişe ve Hafsa iki eşin kapışmasına Allah Ayet gönderiyor,. ÖNLEM ALMALIYDIN, Allah'a terbiyesizlik ettin! Ama sen benim efendimsin ya resulullah, senin tırnağına kurban olurum. Beni hissediniz/tefekkür ediniz yazdıklarımı... Eğer Allah Abese suresini göndermeseydi, bugün SÜNNET şu olacaktı: Tüm özürlülere sahip çıkın ama nerede KÖR görürseniz yüzünüzü buruşturup aşağılayarak bakın! beni hissediyor musunuz? ? Aişe "Defiu haced'e gidiyor yolculukta... Aişe niçin ALİ'yi istiyorsun yanına? O senin bekçin mi? Ali'nin yani damadının tüm soyunu Muaviye ve Yezid'e SEN KURUTTURMADIN MI? Sen bir cani değil misin Aişe? Ve efendimiz bunu bilmiyor muydu? Annemizi HİÇ Mİ TANIMIYORDU. Allah ha bire ayet gönderdi aişe hakkında... Bu nasıl bir skandaldır? Allah'a bırakmayacaktı efendimiz. Genç, güzel vız gelir! BOŞA ARKADAŞ BOŞAMALIYDIN! Bak Kur'an7ı aldı yatağının altına doldurup üstüne yattı (yatak odasında) ve Muaviye'nin mızraklılarına ceylan derisi ve parşömen olanları koparıp taktı İSLAM o gün orada kaybetti. Yerini şimdiki YEZİDİLİK (Ebu Süfyancılık) aldı. Ebu Süfyan Sivas'ta Madımak otelini de yaktı, Ebu Süfyan meclise Turbanı da soktu, İran'da bile yarım başörtüsü var arkadaşlar! Saçlar yarıyarıya ortada, görmediniz mi? KEVSER >>>Mahmudiye makamının bulunduğu Cennet'te vardır. İbrahim makamında MA vardır Efendimiz BEŞERDİR-şaşar elbette- saydıklarımı ve şahidin gözleri gereği görüp de SAYMADIKLARIMI GİZLEDİKLERİMİ de toplarsak Naim cenneti ve HANİFLİĞİ hak edecek bir DÜNYA yaşamı sürmüyor. Ama hesap defteri, ecri ve selat-selamları için AÇIK HESAP TUTULUYOR. Bugün onun için 3M ve ben de dua ediyorum Çünkü ecir defteri kıyamete kadar açık Salat ü Selam yalnızca tek Nebi için mi geçerli? Ben efendimizden söz ediyorum.

Ben İbrahim milletinden, muhammed ümmetindenim İbrahim atamız kurtuldu-zirvedeEfendimize ise BİZ SALAT(dua) ile destek vereceğiz. Efendimizden başka hiçbir Allah elçisinin defteri ÖLÜMÜNDEN SONRA bile açık değildir. Fark bu işte... Ama kuru kalabalığın edeceği duadan ne olur? Zerkawi, Ladin bunlar da dua etmiyorlar mı efendimize... HANİF'ten başkasının duası KABUL DEĞİLDİR. Açık senet veriyorum. Hanifler efendimize olamadığı HANİFLİĞİ dua ile nakledeceklerdir. Bunu vurguluyorum Rabbimiz MİH ve Efendimizle bizleri Sabikun'da buluştur(Amin) "Elçilerin arasını ayrırmayız" uyarınca tüm Nebilere (alen nebiyyi) "Salat ü Selam" getirmek (İbrahim'e Selam Selam) doğru değil mi? Yanlışsam düzletilsin. Yanlışsam düzleteyim. Allah buyuruyor zaten: "Selam üstlerine olsun" diye (Bir iki örnek ayet) ltf. (şunu şunu da an, selam üstlerine olsun onlar....elçilerdi) 37/79 Selam olsun Nuh'a alemler içinde! 37/120 Selam olsun Musa'ya ve Harun'a! 37/130 Selam olsun İlyas'a! 37/181 Selam olsun tüm hak elçilerine!... Allah zaten onları SELAMLIYOR ben İbrahim Milletindenim Resulullah ümmetindenim Benim için bu VARDİYA GÖREVİ verilmiş. Her ümmet kendi peygamberine dua eder. Ben bu zincirin sonuncu halkası olan MUMHAMMED SS için dua ediyorum. Peygamberlere selam olsun Ama efendimizin DUA'ya ihtiyacı olduğunu Kur'an def'aten yazıyor. Öyle değil mi?

BÖLÜM 27 BİLMENİN BEDELİ

1.HADİSÇİLER>>> Onlardan da nefislerine zulmeden var,

2.HAFİFLER>>>orta giden yolu tutan var, (ki bunlar da cennete gidecek) 3.HANİFLER (sabıkun mukarrebun sırrı) Allah'ın izniyle hayırlarda ileri geçenler var. işte büyük lütuf odur. Allah'ın izniyle hayırlarda ileri geçenler var. işte büyük lütuf odur. Allah'ın izniyle hayırlarda ileri geçenler var. işte büyük lütuf odur. İleri geçenleri hatırladınız mı? Mukarrebunlar ve sabukunlular Evet biz EŞİDİZ Bu arada Hadis-Hafif-Hanif üçlüsünü RESMEN fark ettiniz mi? ALLAH CEMALİNDEN S O N R A EN GÜZEL sizsiniz! SİZ! Siz ne güzelsiniz! Allah sizi kendi suretinde yaratmış! Güzellerim benim! Sizleri çok seviyorum! tek tek hepinizi çok seviyorum! Ben size CENNET'i anlatırım, diğerleri gibi TAPUSUNU satmam! Ben HANİF CENNETİNE nasıl gidileceğini tarif ederim. (Ben gelmeyebilirim) Ben size CENNETİN ANAHTARLARINI SATMIYORUM dinimizi mahveden şeyhler gibi... Ben çok risk altındayım! Belki de SEKAR'a gideceğim! ALLAH korusun! Bilmenin BEDELİ budur Muğiyre de BİLİYORDU ALİM olup da ALLAH'ı BİLMEK dışında herşeyi bilen MUĞİYRELERİN yeri SEKARDIR. Ateşin kaynağıdır. Cehennem çukur çukurdur, uçurum uçurumdur, dardır, is-pis içindedir. Nehirleri irin ve kezzabdır, içtikçe daha çok susumsarsınız! Daha çok içersiniz! Zakkum'un yanında içkiniz! Beni dinleyin oraya gitmeyin! Büyük sözü dinleyin diyeceğim ama ben hepinizden küçüğüm! O halde KÜÇÜK sözü dinleyin ve engin-zengin o cennetlere gidin! İbrahim atamızla sarmaşın! sarmaşın! sarmaşın! Allah'ın dostundan Allah hakkında bildiklerini dinleyin ve mest olun! Ve Allah'ın cemali şerifini; sizden güzel olan şemalini görün Görün ki size NAİM (sabıkun) cennet bile Y A V A N gelsin! O sizleri sadece kulluk için yarattı. Yarattı da sizi yere mi attı? İŞTE KULLUK için yaratan kulluk (bil ibad) kelimesini ve şifresini size YÜZ olarak tecelli etmek üzere SÖYLEDİ! Allah'a kulluk ederiz ama Allah'tan alacağımız haklarımız var: Kulluğun karşılığını Allah öyle bir ödeyecek ki.... EBEDİYEN hiç durmamacasına

Allah'ın işi-gücü meşgalesi siz olacaksınız. Hep sizinle ilgilenecek (Secde ayetidir) Kul demek (dilim varmıyor ama yine de söyleyeceğim) Allah'ın evlatları gibi olacağız demektir. (Haşa tevbe/sadece kötü bir teşbih idi) KUL demek evlat demektir (Köle demek değildir) TÂ HÂ (46) Allah şöyle dedi: “Korkmayın, çünkü ben sizinle beraberim. İşitirim ve görürüm.” Kulluğun ibadet ile de ilgisi yoktur! Çünkü cennette namaz, oruç YOKTUR! Zekat yoktur, Hacc yoktur-yasaktır/orada bunlar haramdır. Peki ya ne vardır? B İ L İ M çünkü Adem sayısız sonsuz NESNEYE isim verdi, sonsuz nesne diyorum. Birinciden başlayın, mesela şu hurinin gözü... İşte orada İBAD(et) yoktur. Ya kulluk nedir? Allah'ı BİLME BORCU! Neyle biliriz? BİLİM İLE (adı üzerinde) Cennette vakit namazına kalkarak değil! BİLİM sizin herşeyiniz. Ve Allah'ımız KÜLLİ ŞEY*İN'in ALİMİDİR (bilenidir) CENNETTE de sizlere KÜLLİ ŞEY'in (nimetler, hobiler uğraşlar vb.) İLMİ oluşacaktır. Yani ALİM olacaksınız! Bu gökten size düşmeyecek. EBEDİYET İÇİNDE HERŞEYİ ama herşeyi ama herşeyi HERBİR ŞEYİ, ADEM'in isimlendirdiği onyüz katrilyon binbir şeyi TEK TEK ÖĞRENECEKSİNİZ! Unutma diye bir şey yok! Zahmet diye bir şey yok! Yoruldum< artık bilime biraz ara vereyim diye bir şey de yok-çünkü yorgunluk yok) (Enerjiniz bu hızlı sistemde ASLA TÜKENMİYOR tam tersine artıyor! EBEDİ ENERJİ O enerjinin adı NUR'DUR Allah nurunu böylece açıkladı sizlere... Sana TURANCA'dan örnek vereyim. KÖR>>>GÖRmek demek (âmâ haline sonradan geldi) KÖR>>>TEK GÖZ demek. Turanca imlasına göre : İKİ tanesi>>>>KÖRÜZ>>>>GÖRÜZ>>>>GÖ(rü)Z oluyor. GÖĞÜS>>>>İKİ GÖZE BENZEYEN >>>meme ucu (nipples) Atamız bir olduğu için; MEALCİLER de aynı (tüm kadim milletlerin) düştüğü hataya düşmüşler. Orada bildirilen GÖZ'dür.

GÖĞÜS(sadır) değil GÖ(rü)Z ile bir çift meme GÖĞÜS aynı şey gibi duruyor. ĞALATI meşhurlardan biri... ve keva'ibe etraben nebe 33/ğögüsleri turunç gibi yaşıtlar GÖĞÜS değil GÖZLERİ 1. Cennet gözleri TURUNCU denen Kor gibi yakan bakışlar. 2. SABIKUN cenneti HURİ gözleri>>>>>>??????????? (Ayeti var zaten) (Karagözlü diye çeviriyorlar) CENNETTEKİ tüm yeşillerin ortasındaki EN yeşil'in tarif bu... Vakıa suresinde "İri siyah gözlü" diye bildirilen göz/göğüs budur. TURUNÇ? Bunu kim yamamış? Göz CENNETTE DIŞA vuran! Sabıkun denen ÜSÜ naim cennette (Absorb) eden>>>>"Gözlerine dalıp yüzyıl gittim" dedirten gözler. Yani alt cennette emisyon ediyor. Üst cennette ise Absorbe(soğuruyor) ediyor. Seni senden alıyor. Seni yüzyıl oyalıyor. Bu konuyu devam ettirmekten ziyade "GİDİP ONLARI GÖRMENİZE" niyet etmenizi öneririm. "Ne gözler be!" dedirten gözler... Aşağı cennette ise "Gözleri ÇOK güzel, hep böyle birini istemiştim-dünyada iken- dedirten gözler. GÖZ ve GÖĞÜS'ü TUR>ANCA dahil tüm kadim uluslar karıştırmıştır. Hani KAR(beyaz) ve KARA(Siyah) örneği... CANLI chat'e katılanlar "Heyecanı" HİSSEDEREK yaşıyorlar LİVE demek anında yanıt demek. Bir şey söyleyeyim mi? Dünyada "araştırırım haftaya yazarım" demeyen tek insanım, soru sorarsınız anında yanıt alırsınız. Bu LİVE ötesi capcanlı bir yayın değil mi? (Notlarıma bakayım, araştırayım...vs dedim mi size hiç?) NOTUM bile yok. Cascavlakım. Bir tek kur'an...onu da size arattırıyorum-arz ederek- zaman kaybolmasın diye. Ben Kur'an'ı chat dışında okuyorum. ÇOK HA(I)ZIR CEVAPSINIZ ,reklam-Evet Reklam iyi, çünkü Kur'an HAZIR Soracağınız her soruya yetişMİŞ İDİM bile... Kur'an KAWLİ bende çünkü-emanet- ihanet edildiğinde Eman olanı sekar'a götürecek bir EMANET. KAWL'i takdim ederken yapılacak en küçük hata>>>>>>>>>>SEKAR ile biter

Siz muğayir bir kişi olursunuz -Kur'an'a- Allah bu EMANETİ dağlara yükledi ama İNSAN'dan başkası üstlenemedi. İNSAN BUNA MÜSTEHAK! insan iki tiptir: 1. Tamam! Bundan fazlasını bana yükleme diyen 2. RZİ diyen Bunları bir daha okuyun bir dk. tefekkür ediniz ve Sabıkun ile Sekar farkını görün

BÖLÜM 28 EŞİDİZ

Biz cennetten kovulduk Anayurdumuz CENNET'tir Cehennemlik de burada bir ŞUBE açmış durumda. Bunu farkettiniz mi? Sadece ŞEYTAN istisna Onun hem CENNETİ hem CEHENNEMİ yine kendisi Bunu da farkettik mi? Onun için DÜNYA'dan CENNET'e oradan CEHENNEM'e kaydırılarak tüm karşıtlarını bir kerede yerine getirmiş oldu. Şeytan dışında herbirimizin bir CEHENNEMLİK bir de CENNETLİK karşılığı var. Sadece HANİFLERİN istisnası var: ME'VA cenneti diye bu cennetin üzerine alınanlar CEHENNEMDE bir ŞUBE açmıyorlar, İbrahim atamız gibi kurtuluyorlar (Me'wa ayeti ltf. İpucu>>>Sidretül münteha) 79/41 " O cennet var ya o cennet, o me'va dır " 053.015] [E0] Ki Cennetül'me'vâ onun yanında Me'wa sanskritçesi MİDİ/MEZZO/MEDİ Arapçası >>>Mavera Arapça bilim dilinde MEWA=BİLEŞKE yani tüm mekanların bileşkesi (Maveraünnehir=El Cezire/Cezayir=MESOpotamia gibi düşünün)

Me'wa cennetinin anlamı şu: BİLEŞKE yani tüm mekanların bileşkesi, tüm mekanları burada BİTER, bileşke=Me'wa Ama burası NAİM cennet değildir, onun çoook altındadır anımsadınız mı? Sidretül Münteha'da (Son sedir ağacında) tüm MEKANLAR biter, anımsadınız mı? Önce bir HANİF Sidretül münteha'ya gider oradan ME'WA'ya aktarılır Burası ARA konaktır bunun üstünde BURAK/REFREF ile anlattığımız bir ÜST bölüm vardır. Bu da a) Mukarrebun'lar (En yakınlar, Mukarrebler, Allah ile Kerrubi derecesinde bileşik olanlar) b) Sabıkunüs Sabıkun (yaklaştırıldıkça yaklaştırılanlar>>>Yani REFREF'e binip efendimizin yaptığı MİR'AC'ı yapacaksınız. Meva'da konaklayacaksınız. Burası geçici konak Asıl yer ise NAİM cennet. Sadece bu cennete alınanların CEHENNEMDE birer "günahkar dubleleri" Y O K bu farkı farkediniz. Diğer aşağı cennetlerde ise "Derileri yanar-yenilenir"in tersi olan "Hiç yıpranmazlar, bekaretler onarılır) EŞLENİĞİ birlikte vardır Ayetin üçüncü anlamı size şunu müjdeliyor EFENDİMİZ için dua ederseniz O zaten Mİ'RAC yolunu biliyordu ve açmıştı ve de neredeyse NAİM cennette ulaşmıştı Demek ki DENEYİMİ var, demek ki efendimiz için açık ecir defteri, onu bir kez daha MİR'ACA (Naim cennete) götürebilir. İşte efendimize bunun için DUA EDİYORUZ sevgideğer Hanifler Çünkü o Sidre'yi geçti. Burak ve Rafraf'a da bindi. Rabbine neredeyse İbrahim makamı civarında ulaşıp buluştu. Demek ki GİDEBİLİR yine gidebilir Ama HANİF duasıyla gidebilir İbrahim atamız ona dua edemez (onun soyundan gelmedi, tersine efendimiz onun soyundan geldi) İbrahim atamız ÇAĞDAŞI olmayan birine nasıl dua edebilir ki? O zaten

soyunun tümünü bereketli kılsın diye GENEL/umumi bir DUA etmişti Ama efendimizi tanımıyordu ki (sizler 28inci torununuzu tanıyor musunuz? dua edebilir misiniz?) Demek ki Efendimizin DUASINI ikinci kuşak HANİFLERE >>>SİZLERE bıraktı/devretti onun çağında muhammed ss efendimiz henüz gelmemişti ki... Ama bizim çağımızda biliyoruz ki O GELDİ O halde birinci kuşak HANİFLERİN yapamadığı DUAYI SİZLERE nakletti/devretti. İbrahim atamız Muhammed ümmetinden değildi; ama SİZLER Muhammed ss efendimiz ümmetindensiniz. DUA EDİNİZ Onun ecir defteri kapanmadı ve/veya SİZ HANİFLERE ilk kez açıldı... Sizin duanız ile efendimiz Buraka ve Refref'e binip yeniden NAİM CENNET kapısına gidebilir. Beni hissettiniz mi? Allah'ın KAWLİ'ni hissettiniz mi? Efendimize dua ediniz. SİZDEN BAŞKA HİÇBİR KİMSE onun cehennemdeki dublesini YOKEDİP=NAİM CENNETE alamaz. ltf. iki dk. DUA edelim ve yeniden yazışalım Duanız şu: Allahümme salli ve sellim Muhammed bu kadar basit Salli ala muhammed demeye gerek yok Selatüs selam sana muhammed deyin yine bu duadır Dua değil DUAYI EDEN KALİTE önemli Yani kredisi bitmişler muhammed'e tanrı diye tapanlar ve şefaati için yaşayanlar değil SİZLER sizin HANİF NİTELİĞİNİZ önemli ötekiler kuru kalabalık. Yemin ederim bu böyle. Beni hissettiniz mi? Efendimizin Cehennemdeki DUBLESİNİ yokediniz ki, o Naim cennete gelsin Kendi dublenizi (Nefsi menfii'nizi) de yok edin (Nefsinizi öldürün) siz de cehenneme hiç bir vekil bırakmadan NAİM cennette olunuz. İşte verdiğiniz ayetin üçüncü anlamı buydu Ayetin ifadesi "SALLu aley hi ve SELLİMu teslimen" >>> ALlâhümme SALLi ve SELLİM muhammed Efendimize teslim olma fiilini dışarıda bıraktık bizim için verilen birincil ŞİFRE SELAMEN SELAM'dır, iki kez selam (Zaten teslim demek) Allah'ın selameyn'i (biri selam diğeri salat) onun üzerine olsun veya kısaca Salli ve Sellim Muhammed, bu yeterli (Âlâ=Üzerine demek gerekmez)

SS Muhammed Çünkü Allah'ımız "Selam onların ÜZERİNE olsun" diye bazı peygamberleri ANmamızı/zikretmemizi/yad etmemizi buyurur Ama bu NAİM CENNETTE SELAM SELAM olduğundan zaten DUAya (Salat) ihtiyaç yok. Efendimiz dualarımız ile zaten orada olacak. Orada bir kez daha dua edilmeyecek ve başka bir boş laf daha söylenmeyecek (Vakıa 25 ve 26) çünkü oraya SALAT=dualarla gidilmiş yani salat bir araç (Otobüs gibi) Otobüs yerine vardıysa/amaca ulaştıksa "Dua sana ey otobüs, selam sana ey yolcu" dememiz gerekmiyor. O halde vakıa 25 ve 26'ya HİÇBİR ŞEY eklemeyin (ayet ltf.) [056.025] [E0] Ne bir boş lâf işidirler orada ne de bir te'sîm SELAM SELAM >>>ORADA [056.026] [E0] Ancak bir kelâm: Selâmen selâm TEK kelam İKİ tekrar burayı bir dikkat ediniz. Tefekkür ediniz Tek kelam=SELAM SELAM SALAT yok Salat >>>>>>>>>>>>DÜNYADA idi Biz CENNET'in NAİM olanından söz ediyoruz. Orada yeniden ibadet ve dua mekanizması kurulmayacak ki? Efendimize SALAT ve SELAM diliyoruz ki SALAT BİTSİN YERİNE SELAM SELAM gelsin. Efendimiz Allah'a teslim idi. Biz de efendimize teslim olursak (Uyarsak) Allah'ımıza uymuş olacağız. T E S L İ M yetmez ki!!!! iki kez iman edip iki kez SELAM demişiz. TESLİM bir anlamda ESLEMNA diyen araplar için gönderilmiştir. Eğer Efendimize ve Allah'a teslimiyetle uyarlarsa onların günahlarının affedileceği bildirilmiştir. Biz orayara çoktaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan geçtik. Biz sahabe değiliz ki oralarda kalakalalım OK? O dönemi aştık Efendimiz buyuruyor "Önceki sahabem mi sonraki (HANİF) sahabem mi?" Sonraki SAHABESİ yani bizler onu görmedik ki! Göreniniz var mı? Ama o bizi GÖRMÜŞÇESİNE "Sonraki sahabem" diyor Yani bizlerden SALATÜSSELAM bekliyor. Anlamadık mı? Milyarlarca Müslümandan değil H A N İ F kaliteden bunu bekliyor, bir avuç müslümandan Pardon HANİF MÜSLÜMANDAN (Herkes müslüman, kendime böyle aşağılık bir deyimi yakıştıramam. Ben HANİF MÜSLÜMANIM. Cinler ve 128 bin peygamber ümmeti de müslümandı. Ben o kadar alçaldım mı?

56/14 kalilün min el ahirine Muhammed SS den >>Tolsa/Tudor
View more...

Comments

Copyright ©2017 KUPDF Inc.
SUPPORT KUPDF