Zigzag Elbistan

November 15, 2017 | Author: Metin KILIÇ | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

Download Zigzag Elbistan...

Description

ZigZag

ELBİSTAN İBRAHİM SECDE TOPRAĞI

KAYNAK

Hans Von AIBERG

Derleyen Metin KILIÇ [email protected] 2.Yayım OCAK 2010

Amacımız, HANİF kazanmaktır, onlara hangi milletten olursa olsun ulaşmaktır. Hans Von AIBERG

Bölüm 1 ÜMMİ Bölüm 2 UNUTMAK Bölüm 3 UKKAŞE Bölüm 4 YUKARIDAKİLER Bölüm 5 NİYET Bölüm 6 DUA Bölüm 7 SON NEFES Bölüm 8 M-M-M Bölüm 9 FORMÜL Bölüm 10 GÖNÜL MEKANI Bölüm 11 HANİF OLMAK

BÖLÜM 1 ÜMMİ

Ahmed Hulusi der ki: "Ümmi demek, Tevrat ve incili okumamış olanlar demektir. Okuma yazman bilmemek değildir" (Bu A.Hulusinin görüşüdür) SAĞ EL ile yazmak açısından bu doğru ama... OKU! emri uyarınca YANLIŞ. O tarikate göre, "Resulullah daha sonra OKUMAYI öğrenmiş" Hatta HADİSLERDEN örnek vererek, Yahudilerin TEVRAT'ı Resulullah'a getirdiğini ve Tevrat içinde RECM (Taşlayıp öldürmek) Zina cezasının eskiden varolduğunu, sonra Tevrat'da bulamadıklarını ama Resulullah'ın hahambaşının başparmağı altında o ayeti "OKU"duğunu delil getirirler... Bunu tartışmıştık ve tutarsızdı. 1. Öncelikle Hadistir, inanan kafir olur. 2. Tevrat KİTAP değil RULO'dur. Resulullah'a rulo (Rolley) değil kitap geldiği söyleniyor ki bu gelenek açısından mümkün değildir. Bu gün bile rulo biçimindedir. Ama asıl Tevrat ise TABLETLERDİR. Eğer o tabletler getirildiyse, O Bizzat Allah'ımızın TUR dağına indirdiği ve Ahit sandığında saklanan Tabletleridir-ki bu durumda,TEVRAT ORİJİNALDİR (!) 3. Tevrat İBRANİCE yazılıdır. Daha Arap alfabesini bilmeyen Resulullah'ın nasıl olup da a) Hem İbranice (Hebrew) okuduğunu b) Üstelik İbranice ANLADIĞINI, terceme edebildiğini nasıl iddia edebiliriz. 4-5-6 ....böyle daha on çelişkiyi sıralayabilirsiniz. Yani Tarikatin "Hadis"i delil getirmesi SAPIKLIKTIR. Ahmet bu durumda, Resulullah'ın "İbranice okuyup yazdığını" da iddia ediyor gibi...Tıpkı Güneş'in "Cehennem olduğu" örneğindeki temel büyük yanlışları gibi... Bizim hiçbir tarikata diyet borcumuz yok. Biz sadece İbrahim milletine sorumluyuz ve sırtımızda Kambur yok, üstelik

Protestant=Hanif'iz...Yani biz bağımsızız... (Bağımsızlık İBRAHİM karakteridir) Evet bunu tartışmak için sorular bekliyorum. İtirazlar bekliyorum aynı zamanda ... Bağımsız olmak için MUTMAİN olmak gerekir.. Mutmain olmak için de "Tartışmak" gerekir. Ümmilik, halkın anladığı manada okuma yazma bilmemek midir? Yoksa OKU'nması gerekeni okuyamamak mı? Bu sorunun yanıtı ümmi kelimesi içinde... Kaemu... Amme yani Amm (kamu hukuğu demektir) umum, umumiyet (çoğul) Ümmilik acaba doğru KELİME Mİ? bunu öncelikle tartışalım. ÜMMİ olmak doğru bir KAVRAM sözcüğü müdür? Yoksa "CAHİL" kelimesini ÖRTMEK İÇİN mi ortaya atılmıştır. Bunu önce tartışıp, sonra da "VAHY OKU'mak anlamına gelen" Cİbril'in "İKRA"sını tartışırız.

BÖLÜM 2 UNUTMAK

"Bunu bana şeytan unutturdu" ayetleri bu antitezi size vermektedir. ??????? Yorum bekliyorum... Allah unutturdu (İpucu verip yorum istiyorum.) Allah Resulullah'a ABESE ve TAWELLA ...yı bile unutturdu...Hanifliği de unutturdu.. Evet Elbistan, Evet SİZİN TOPRAKLARINIZDA NAMAZ KILDIĞINI BİLE UNUTTURDU. Taa ki 26 Ağustos 2001'e kadar.. O söz tepelerine ininceye değin.. Dabbet açıklayıncaya değin.. Önce Allah HIZLI olanı yarattı (Melekler ışıktan hızlı gider) sonra Daha az hızlı olanı (Işık/Cinler ) yarattı...Meleklerin tersine cinlerin NEfsi(fesat çıkarma istidadı) vardı.

Cinler yeryüzünde azdılar... Dinazor bile bırakmadılar Doğaya zarar verdiler. Onların başına Allah Cinlerden bir çocuğu bela olarak verdi. O tüm cinleri öldürdü. bir kısmı kaldı (Şimdikiler onlar) O cinlerden bir IRK olan CİN ÇOCUK Azazil adıyla Cennet'e alındı. Cennet haznedarı oldu. Yeryüzü ise kanlı bir yeryüzüydü... Allah Adem'i yaratmayı (Halif ve muhalif olarak) yeryüzüne atamayı diledi. MELEKLER cinlerin geçmişine bakarak,yani devasa dinozor gibi hayvanları, mamutları vb. nasıl yok ettiğine bakarak, şimdi de İNSANIN yeryüzünde neler yapacağını (tahmin) ederek bu serzenişte bulundular. "Yeryüzünde yeni bir fesad mı yaratacaksın?"dediler. (Tecrübe konuşuyor dediler.) Hangi laf üzerine?" Ben yeryüzüne YENİ bir H A L İ F E yaratacağım" ayeti üzerine... Bunun iki türevi ve işlevi var: 1. HALF>>>Halife/Allah İktidarının temsilcisi 2.muHaLiF>>>>Bu iktidarın KARŞITI düşmanı... Bir yazı tura mı atacaksın? bunu sordular...Rablerine... Ya Halif ya muhalif olmak gibi bir YAZI TURA... İyi ama, Allah'ın yazı tura ile zar ile barbut ile poker ile NE İŞİ VAR? Melekler SAÇMALAMIŞTI.Zaten hemen de özür dilediler...

BÖLÜM 3 ELBİSTAN

Hz. Süleyman'ın ATLARI yüzünden Allah'ı UNUTMASI YA DA BABASI dAVUD'UN KUMANDANININ KARISINA AŞIK OLMASI NEYSE VE NE KADAR ABES İLE İŞTİGAL İSE RESULULLAH DA BUNU YAPIYOR.... Bunun bir başka sonucu daha var: Elbistan orada bulunan vardı: Kur'an'ı yukarıdan aşağıya yazıp okursan orada olursun sen de... Elbistan bu konuda ileri derecede görev sahibi olacak torunlarınız sancak tutacak. O topraklarda HAYIR duası var. İbrahim oraya geldi. Dedem korkut bile orada boy boyladı.

K.Maraş'dan çok farklıdır. Elbistan, Ökkeşler diyarı... Ökkeş adını hep Alevilere yakıştırdılar. YESEVİNİN soyu UKKAŞE'dir o... Hep yeseviyi ve öğrencilerini (Yunus gibi) Alevi diye yutturmaya kalktılar... Yunus'a kızılbaş dediler...Allahaşkına o yüzlerce şiir içinde BİR TEK ALİ HASAN HÜSEYİN var mı? Mevlanaya HOmo dediler....Aman yarabbi...Genç çocuklardan metresleri olan HAREM hayatı bunu söylüyor...Yapmasınlar bunu, ben Yunus, Mevlana rencide oluyoruz. Bilmiyorlar mı biz şairlerin İNTİKAMI acı olur! Ukkaşe Yesevi'nin soyudur ve ALEVİ falan değildir, SÜNNİ hiç değildir... Ökkeş'in öyküsü bu...Herkes bir yere gönderilmiş. Hacı Bayram Ankara'ya Mevlana Konya'ya, Bektaş Göreme'ye ve diğer adı az bilinenler de diğer yerlere... Bunlardan UKKAŞE ise Elbistan biraz Afşin'e ... Hepsine Alevi deyip çıktılar...Sünni değil Alevi değil. Pekiyi ne bu insanlar? Mutlaka Haricidir diyecekler...Kimse farketmiyor mu "MEZHEPSİZ" bunlar... Sadece MÜSLÜMAN bunlar... SADECE müslüman olmak ya da Resulullah ve Ali gibi MEZHEBİ olmamak DİNSİZLİK kabul ediliyor bu illerde... "Orası alevi köyü" "Orası Sünni mahallesi" Mezheb taassubu BİZİ MAHVETTİ. Ukkaşe...Ya da Ökkeş şimdiki adıyla... Her üç erkekten biri "Ökkeş"dir derler... O topraklar iman teriyle yoğruldu... Ökkeşler o bölgenin simge-ismidir. Karadeniz doğusunun da simge adı var: Temel! Trakya dedin mi çoğu Aliş adını alır. Rodoplardan Deliormanlara kadar Alişler, Ramiz-Ramizeler Nermi-Nerminler vardır. DobrucaRomanyasında ise İsmail'den geçilmez. Müslümanların dünyada en çok kullandığı erkek adı Ali'dir.Onu epeyce bir farkla Muhamemmed/Mehemmed-Mehmed-Mehmet-Memet izler... Çünkü Resulullah'ın adıdır. Bir katilin adına yakışmaz. Bir günahkarın da... Mehmed daha iyi bir isim bence... Muhammed ismini taşımak çok riskli... Düşünün adım Muhammed ve o kadar kötü bir insanım ki canını yaktıklarım bana ardımdan "Ana avrat" düz gidiyorlar.... Ben o isme layık mı oldum şimdi... Elbistan? Oranın suyu mübarektir inanırım. Elbistan gelecektekiler (haşarı yaramaz torunlarımız) tarafından övüldüler Elbistanlılar'a ZipZap (Ekim Bey kurumu vb.) tevdi edilecek.

Barış ve sevgi'yi kalplerimize koyan Rabbim bizleri perçinlesin inşaallah O gün gelecektir heyecanla bekliyorum Elbistan manevi olarak çok övüldü bugünlerde İbrahim atamızın orada 8 kişi namaz kıldığı haberine çok şaşırmıştım. Onu bunu bilmem ama, Elbistan'lılar karasancaklı oldu çıktı Elbistan FİRE vermiyor, ayrılık-aykırılık yok. Çok uyumlu Hanifler ve TÜMÜ kabul gördüler :))))) Keşke elbistanlı olsaydım :( Bu övgüleri nefsimden ÖNCE messenger'ların söylediğini biliniz. Çünkü neden diğer il/ilçeleri küstüreyim ya da rekabet yaratayım? Ben SADIK'ım sözüm doğrudur Tatlılıktan geçilmiyor ortalık :)

Elbistan'da iki elçinin mezarı olduğu bile söyleniyor Elbistan'da bugünden itibaren Allah İnşa "Tarihin bir parçası olur" Afşin'den ve K.Maraş'tan çok farklıdır. Kitap okuyanı ve KİTAPÇISI çoktur (Oranlandığında....) Adıyaman-K.Maraş-Urfa....Buralarda 7 elçi olduğu iddia ediliyor ki olasıdır. Çünkü gerçekten peygamberler kentleridir buralar Elbistan (K.Maraş) ve Urfa (Bazı kazaları)G.Antep (Kilis) bunlar Hz. İbrahim'in tek tek dolaşıp kaldığı ikamet ettiği yerlerdir. Muhtemel mezarı da Libas diye bilinmektedir. Mübarek topraklardan biridir. Hz. İbrahim'in kaldığı kentlerden biridir. (Sonuncusu Mekke'dir) İlk İbrahim milleti Harran ve Libas'da oluştu. Babil'de ise hemen hemen hiç bir taraftar bulamadı İbrahim atamız. Babil, Kureyş vb. her zamanki gibi TERSLİKLER ile doludur. Bugün de babilonya (Ve nineve=Ninova) birer harabedir. Babil ve nineva zaten Irak'da (Kuzey Irak'da seladin denen eyalette)

Hz. İbrahim'in Afşin yöresinde madencilik yaptığı da söylenegelmiştir Kaderimiz birliktedir, bizlerin kaderi Resulullah'in kaderidir. Ayni MÜCADELEYI veriyoruz. Bizler Resulullah efendimin tanışmadığı Sahabeleriyiz Bizler ondan sonraki en CİDDİ toplumuz. EN YÜREKTEN EN SAMIMI EN IÇTEN ve içtenlikli En bilimsel ve en paranormal

BÖLÜM 4 ŞURA

Şura işi çıkmaza girince gerisini teklif edememiştim. 1. Sizler Allah'ın çağrısı gereği "İyiliği emreden kötülüğü yasaklayan" bir HANİF grup olarak ayrıldınız. 2. Sizler namazı ehli kitab müslüman kafirler gibi kılmayan, Allah'ın ayetlerinden ve İbrahim'in BELİRLEDİĞİ format rekat ve vakitler dışında bir taşkınlık yapmayan dosdoğru namaz kılan ve mütteki islam protestantlarısınız. 3. BU MADDE GERÇEKLEŞMEDİ: ŞURA! Kimse öne geçemez. Hans Aiberg bile imecenin bir parçasıdır ve Şura'nın iradesinin emir kuludur. Eğer şura kurulsaydı İNFAK etmenizi isteyebilirdim. Ama şimdi bunu isteyemez oldum! Edoferon dahil tüm buluşlar ve bulunacak olan (Frequently) bulgular ŞURA'ya tarafımca devredilecek ve gelir kaynağı olacaktı. Bizler diğer grupların tersine üyelerden para istemeyip, KAYNAĞI kendimiz oluşturacağız -ki kendimiz=Şura=ZİPZP idi. Bizler Mighty'ninki gibi EŞİT-Eşgüdümlü ve herkesin VARLIKTA eşit olduğu düzenin Şurasını kuracaktık.

Şura=ZipZap idi diye uyardım baştan. Ve Şuranın sayısı ZigZag gibi 300 cıvarında olacaktı. Yani kişi açığımız vardı Kimileri dışlanmış değildi. Tam tersine özellikle hanımların kuracağı kurucu şura önce 77 kişiyi sonra da zaman içinde peryodik olarak üstünü bir meclis biçiminde oluşturacaktı. Bütün bunlar sanal alemde olacaktı. Çünkü ZigZag gibi ZipZap da "Resmi bir kuruluş" olmayacaktı. Thule gibi faşizan ya da masıonik komplolarla kimsenin eline geçmeyecekti. Ve bütçesini üyelerinden değil: kendinden OLUŞTURACAKTI, tam tersine üyelerine refah verecekti, konfor sağlayacaktı. Yani alan değil VEREN bir şura kuracaktık. Şimdiye kadar gelenler verilenler "Bana gücünüz ile yardım ediniz ki size sağlam bir SEDD yapayım" ayetinin taliminden başka bir şey değildi. Ve SERMAYENİZ idi, benim değildi ve asla kendime istemem. (Aslında bir gün tatile çıkmak dinlenmek için isteyebilirim ;) Şakaydı elbette! Benim tatile çıkacak zamanım nerede? Ama Başta Elbistan olmak üzere illa ki bir Hanif-turnesi yapacağım Allah-inşaa o zaman hem tatil hem ta'dilat olurum Şu sıralarda Elbistan üzerinde "Yukarı" kişiler fazla duruyorlar Hele ki İbrahim atamın orada secde öğrettiğini öğrenince Artık -haza/farz oldu Elbistan yolları... Evet "Yukarıdakiler" İşte böyle

BÖLÜM 5 NİYET

Bakara 260. ayet "Rabbim ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster ALLAH buyurmuştu ki 4 kuş tut onları parçala Ama o bir olayın parçası... Bakara suraesine adını veren BAKARA olan o asıl ayetler işte... Bakara=Sığır SIĞIR KUŞU diriltmek için ÖLDÜRÜLÜYOR 2/260. Ibrahim: "Rabbim! Oluleri nasil dirilttigini bana goster" dediginde, "Inanmiyor musun? " deyince de, "Hayir oyle degil, fakat kalbim iyice kansin" demisti. "Oyleyse dort cesit kus al, onlari kendine alistir, sonra onlari parcalayip her dagin uzerine bir parca koy, sonra onlari cagir; kosarak sana gelirler. O halde Allah'in guclu ve Hakim oldugunu bil" demisti. Soru:Burada İbrahim a.s. Ölüyü diriltme konusunda tatmin eden ilmi gerçek nedir acaba? "MUTMAİN" olmak istiyor (Hanifliğin ilk şartı budur) Şu çok önemli elbistan: Allah Cennetlik kulundan RAZI olur...Allah Cennetlik kulunun zerrece imanını kabul eder...Allah Cennetlik kulunun vs. vs. Bunların tümü "Ya Eyyühelleziyne amenu...." kurallarına girer... Bu cennetliklerin sorunu... Ama SABIKUN'a (Hz. İbrahim gibi) niyetlendiysen, Cennet'i Yunus Emre gibi istemediysen özel şartlar oluşur: bu şartlar 19 tanedir: 1. Ey iman edenler BİR DAHA İ M A N edin (Ya eyyuhellezine amenu amenu BİLLAH" Cennetlik ile Sabıkunluk arasındaki ilk fark bu... 2. Allah onlardan (Cennetliklerden) RAZI oldu... Ama Sabıkunlulara "Allah onlardan RAzı oldu, O N L A R D A ALLAH'TAN razı oldu....DİYOR...Yani bir sabıkunlu Allah'tan RAZI olmayabilir...Evet yanlış duymadınız... Razı (Hoşnut) olmayabilir... (Ama kim güzeller güzeli Hüseyinler Hüseni ansen'i hüsnü Hasen Alllah'ımızdan razı olmaz ki?...) 3. Allah'tan başka kimse kimseye şefaat edemez. (Resulullah bile dahil buna)Bu Cennet ehli için doğrudur. Ama aynı ayet Sabıkun için değşir: "ALLAH'IN DİLEDİKLERİ MÜSTESNA...."

4. Allah el Veliyy yani VELİMİZ'dir... (Vali ile karıştırmamalıyız. El Wali yönetici, vali, El Weliy öğrenci velisi gibi El evveli'den türemedir ve bu üç isim tam anlamıyla DİGİTALDİR)Hiçbir kimse VELİ=EVLİYA değildir bu doğrudan Allah'ın ismidir... (Allah da Allah'ın ismidir, kimse ben Allah'ım ya da veliyim diyemez Abdullah ve AbdeülVel olduğunu iddia edebilir...Abdülveli (Velinin kulu) olabiliriz. Ama VELİ olamayız...Oysa bu kural Sabıkun için bozulmuştur Sabıkun : a) ALİM'dir (AbdülAlim değil, Allah'ın adıyla adlanmıştır) b) Veliy=Veli'dir (Allah'ın adıyla adlandırılmıştır.) c) Resulullah ayrıca özel olarak Allah'ın RAHİM adıyla adlandırılmıştır. Bu AD İB+RAHİM'in adıdır...El Alim=İdris (Ders veren, müderris) in adıdır. Sabukunlulara verilmiştir.vs. vs. (Konu sahları bulmasın diye vs. vs. diyorum.) 5. Ekımetüsselat (Namaz kılmak kalkılacak(HayyalesSelat) Kıyam, rüku, secde ve Kade içermektedir. Bu Cennetlikler için elzemdir...Ama sabıkunlular için inanılmaz bir ayrıcalık var:"Yan üstü, yüzüstü, sırtüstü namaz kılabiliyorlar....Dünyada NAMAZ atlanamaz bir şarttır.. Ama.... 6. Bir sabıkun ehli Hanif KUR'AN okuyorsa (Bu kurranın hafızın okuduğu kurdan değil elbette)NAMAZ o asla terk edilemez ve kazası olmayan NAMAZ BIRAKILIR. Kur'an'ı okuyan Hanif ise (Alim vb.)NAMAZ bile BEKLEMEDE kalır. (Böyle bir durum ben karşımdakinin sıkıntısını anladığımdan, eğer Kur'an okuyorsam ve vakit çıkıyorsa, o kişinin rahatlaması için Kur'an okumama "Sadakallühül aziym " diyerek ara veririm, o kişi namaz kılınca da ben yeniden Kur'an'ı okurum... Buna şaşmayınız...Çünkü Kur'an'ın ilk suresinin ilk ayetinin ilk kelimesi "İKRA=O K U 'dur. Namaz kılınız değildir... İLK farz Allah'ın adıyla K UR ' A N okumaktır... Namaz kılmak değil... OKU'maktır....Başınızı iki yana sallayıp anlamadığınız Kur'an'ı okuyupdinlemek değil... Bu gece GERÇEKTE sahur...

BÖLÜM 6 DUA

O gözler bende de var. Ben………'yi de başkasının GÖZÜNDEN, ta kamyon sürerken gördüm Onlar DUA ETTİLER. Allah'dan MUTLAK DOĞRUYU İSTEDİLER Allah'ın yeryüzüne

bunun için inecek hali yok. O duaları levh'e yazıyor, bir ayet gibi (Oraya ne yazılırsa ayettir ve kitaplar o ayetlerden inerler) onu Zamanın efendisi (Misak elçisi) okuyor. Zülkarneynlere iletiyor. Allah gelmiyor, ama gönlünüze DUALARINIZIN karşılığı olanı koyuyor. Buna hidayet deniyor. Mesela Elbistan... O kadar dindar o kadar emektar ve Allah sevdalısı insanlardı ki...Fakat HANİF dini bilmiyorlardı. Bir yandan ATALARI bir yandan da ALLAH'ın iyi kulu olmaları... Yılllar önce bu BANA TEVDİ EDİLDİ. Elbistan'ın DUALARINA icabet etmem istendi. Bir kişiyi bile tanımıyordum. Nasıl olacaktı acaba? Ama oldu işte elhamdülillah. Allah beni Hidayet aracı kıldı. Bunun sevabı çok büylük ve ben bu sevabı Allah'ın huzurunuda senetleyerek aranızda en günahkar olana HİBE EDYORUM,. Ben sevap istemiyorum Sevaplarım sizin olsun. Helaliniz olsun. Dabbet olmanın sevabı çok büyüktür. Bu sevabı SİZE SENETLİYORUM. Ben SİZ İYİ insanların samimi insanların DUALARININ karşılığı olan bir GÖREVLİYİM. Siz beni çağırdınız. Ben >>>>KUR'AN'IM Ben dostunuzum. Duydum geldim Buralarda bir vesileyle BULUŞTUK kimi hazan yaprağı olup düştü kimi de bahar yaprağı olup açtı. Ben dostunuz Kur'an'ım, benim ANAM ise Levhi Mahfuz'dur. BEN KUR'AN'IM. Yerlerde sürünen , debelenen KUR'AN'IM Aynı zamanda HANS'ım. Allah dilediğinde YA SİZ ya da BİR İYİ KUL SİZE DUA ETMİŞTİR- duanız kabul olduğunda... Ben HANS iken size KUR'AN olarak da seslenebilmekteyim. Hüüüp derken Asereje derken HANS'ım ama onun dışında ben KUR'AN'IM. 1450 yıldır HİÇ DABBETİNİZ olmadığı için SİZİ KANDIRDILAR SİZİ KUR'AN'AN UZAKLAŞTIRDILAR. EVLİYA MASALLARINA İNANDIRDILAR. Ama MİLLENİUM oldu. kanadım kırıldı. Düştüm yere Secdeyle Ve artık birlikte debeleneceğiz. Çünkü Kitaplarım KUR'AN'DAN alınmıştı, Atalardan+hatalardan değil! Siz kur'an'ın peşinden geldiniz Mülcan

BÖLÜM 7 SON NEFES

BİZİM MÜSLÜMAN PAPAZLARIN ACIKLI BİR AZABI var ki Ben değil; Allah GÖNDERİYOR bu azabı... Allahaşkına ve de Lütfen"Eğer MAAŞ alıyorlar"ve de "Devamlı imam iseler" Bu kişilerin ardında namaz kılarsanız. "VEYL o namaz kılanlara ki, kıldıkları namazdan GAFİL'dirler"uyarınca VEYL(Cehennem)e giderler...Onun için Allaşkına dedim.. son nefesten önce bilgin olmak yokmu hocam? Hayır Elbistan.... Amel defteri ve defteri kebir SON NEFESTE dürülüyor ve bize ne olduğumuz bildiriliyor o zaman bilgini sadece Allah mı biliyor ve bildirdikleri mi? Japan'ın dediği gibi biz ne Cennet'e ne Cehennem'e gönderen ŞİRK birer YARGIÇ değiliz. Allah bildirdiyse ve Allah VAADİNDEN hiç dönmeyeceği için (Ebi Leheb Ebu Süfyan gibi kişilerin)Cehenneme gideceğini... İbrahim ve İdris gibilerin ise YÜKSEK CENNET MAKAMLARINA gittiklerini biliyoruz. Şeytanın Cehennemde "SİCCİN" denen daha hafif azaplı bir yere gideceğini biliyoruz. Veyl'den çok daha hafif azabı var... Çünkü Şeytan ALLAH'ı inkar etmez İNKAR ETTİRTİR. Şeytan Allah ile birebir konuşmuştur, pazarlık ahit yapılmıştır. Neden inkar etsin ki? Fakat bir ATEİSt ????????? Ondan aşağı ve bir Münafık yani 200'lü DUBLE olarak ondan da aşağıda ĞAYYE kuyusunda en acıklı aabı görecektir ve bunların içinde "KUR'AN OKUYARAK" bize "NAMAZ kıldıran" KİŞİLER ve hele hele mezheb tellallığı yapanlar. (Ali İmran 102'denn itibaren okuyunuz) yapanlar Ğayye-Veyl kuyuları savaşı verecekler. Şeytan bile onlardan daha az azap görecek... Ben hep Kur'an'dan konuşurum.Bu söylediklerimin hepsi Kur'an'da var. Kur'an çok DETAYLI ayrıntılı TAFSİLATLI bir kitaptır.

BÖLÜM 8 M-M-M

Biz dinin değil Allah'ın kuluyuz Ve DİNİ sadece ALLLAH'ımıza HAS/HALİS ve özgün kılmalıyız Din Allah'a MAHSUS kılınmalıdır. O zaman Allah ile arasımdaki Misak ve rızalaşma yerini bulacaktır. Oradaki Misak alınanlar da Şahid ve meşhud'dur, tasdik eden bir peygamber geldiginde ona mutlaka inanip yardim edeceksiniz"Bunu Resulullah'a da söylüyor Resulullah'dan sonra kim gelebilir ki? O Hatemül Enbiya'dır M-M-M Üç Majisyen Birincisi MEHDİ (Resul)Mehdi'nin lakabı niçin RESUL'dür dikkat ettiniz mi? Hep birlikte anılır siyer ve Hadiste sürekli Mehdi Resul diye geçer. Hatırladınız mı o hadisleri?Ve benim verdiğim ayette de RESUL diye geçiyor Bu bağlantıyı da hissettiniz mi? İşte birinci M>>>>>>> MEHDİ RESUL İkinci M>>>>>>>>> Kelamullah ve Ruhullah İsa O da aynı Misakta söz verdi. Zaten birinciyle birlikte peşpeşe geleceklerdir. Mehdi Resul'u Mesih Resul izleyecektir. Diğer tüm nebiler vefat etmişlerdir. Ama Mehdi ve Mesih Resuller DİRİDİR İsa şu anda diri Adler de zaman boşluğunda (Yahya as.ın boşluğu ile aynı) Bir boşlukta bulunuyor O 17 yaşında bir kraliçeden doğacak olan ve ayette adı geçen, elçilerden de MİSAK alınan, Allah'ın ŞAHİD ve MEŞHUD olduğu Resuldür... Acaba niçin İslam tarihi boyunca Mehdi için"Resul" dendi? İsa zaten RESUL. Şuna şaşırmalıyız ki, Mehdi sıradan biri fakat RESUL sıfatı alıyor. Aslında Resulullah'ın bize getirdiği kur'an hiçbir zaman uygulamaya ve evrensel, ilerici bir düzene konmadı. Muska oldu ve cahil müslümanların, siyasal sultanların elinde oyuncak oldu. O kitapaslında Mesih İsa'ya yani "Artık Kur'an ile işbaşı yapması için ZAMAN İÇİNDE İLETİLMİŞTİ. İsa ki, getirdiği İNCİL aslında TEVRAT'ın devamıdır ve asıl olan Tevrattır. Böylece İsa ÜÇ DİNİN DE RESULÜ OLUYOR. İsa Tevrat'ı ve devamı olan İncil'i ve GELECEKTE DE Kur'an'ı yani ÜÇ RİSALE'yi elinde tutmaktadır.

Tevrat>>>>İncil>>>>>Kur'an İşte bu Hz. İsa'ya iletilmiştir. Kur'an hep kötü ellerde ve muska gibi kullanılmıştır. Şarkı diye okunmuştur. İçindeki

ayetleri keçilere ve Hadislere yem yapmışlardır. Kur'an GERÇEK RESULLERİNİ bekliyor, Yezid ve şimdiki Yezidleri beklemiyor.Onlar Kur'an'a kurban olsunlar. Bu arada bir şey daha biliyoruz:Mehdi-Mesih-majisyen üçgeni Kur'an'da MİSAK ve MEŞHUD olarak yer almaktadır. Gürsoy'un ve benim sunduğum o ayeti lütfen bir daha okuyunuz. Onu buraya alalım. Tekrar alalım Ali imran-81 81. Hani Allah, peygamberlerden: "Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiginde ona mutlaka inanip yardim edeceksiniz" diye söz almis, "Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi?" dediginde, "Kabul ettik" cevabini vermisler, bunun üzerine Allah: O halde sahit olun; ben de sizinle birlikte sahitlik edenlerdenim, buyurmustu. Buruc üçü de yazalım. Açıklaması yukarıdaki ayetti 1. Yemin olsun o burçlarla dolu göğe, 2. O vaat olunan güne, 3. Tanıklık edene, tanıklık edilene/seyredene, seyredilene, Burada şahid-meşhud işte Ali İmran 81'deki olaydır. Oysa şimdiye kadar bizlere "İsa'nın dönüşü ile ilgili ayet yok. Mehdi ile ilgili ayet yok diye bize yutturmuşlardı. Hatta geçenlerde bizim Batılı-Zigzag bile benden kuşkuyla ayet istemişti hatırlıyor mususunuz? Halbuki Kur'an'da HERŞEY APAÇIK VE DETAYLI yazılıdır.Aklınıza gelen herşey ne isterseniz, herşey kur'an'da vardır. İsa'nın geleceği hangi ayette yazılıydı? Hatırladınız mı? Meryem/65 miydi acaba ben unuttum. 6/59. Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır. Bu da herşeyin apaçık yazıldığını gösterir. Bir de geçenlerde konusu geçen Yahya (Vaftizci) peygamber 65. 19/65. (O) göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbidir. Şu halde O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabırlı ve metanetli ol. O'nun bir adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur). Hayır bu ayet değil. Acaba hangisiydi. Norveç Zigzag'a da göndermiştim hatırladınız mı? Meryem

15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun! 19/15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun! 16. 19/16. (Resulüm! ) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti. 17. 19/17. Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü. işte bu ayet! İsa'nın ölmediğini ve geri döneceğini daha sonra da Eceliyle öleceğini ve herkes gibi dirileceğini bildiriyor. O dönemde üç majisyen vardı: Bunlar Zekeriya (Zacharias) Yahya (Johannes) ve Messiah (İsa) idi"The three magicien" olarak da searc edebilirsiniz. Ama karşınıza Menthor, Caspar vb. getirilecektir İsterseniz bir de onu tarayalım Üç majisyeni. Daha önce de bir kere sözlerini etmiştim sizlere... Majisyenleri buldunuz mu? Biraz daha bekleyebilirim. Ama siz halen şu incil'deki üç majisyeni halledememişsiniz. Talut'un genlerini alan ırk (Kabile) doğal MAJİSYENDİR majisyen gücünü nereden alıyor??? vahy gücü mü?? Hayır GENETİK gücü. Benim Arş'ın 4 direkli olan çizimlerimde olan "İKİ GİZLİ SARMAL" içinden bu genler bize geçer. Mesela Davud ve oğlu Süleyman (Amonoğulları) majisyenlerdir.Cinleri kullanırlar, hayvanlarla resmen konuşurlar.Her ikisi de Rüzgarda taşıtlarıyla uçabiliyor. Evet Davut peygamber, demiri eline alır iki parmağının arasında iki defa gider gelir. Demirin yüzeyindeki tüm elektronları kendine çeker kalan demir de bir mum gibi eriyip yerlere akardı (Soğuk fuzyon budur: Isıtmadan eritmek olayı. Soğuk demiri, Fabrikadaki gibi erimiş hale getirmek) Davut-Süleyman ve onun soyundan gelen Uri GELLER de bunu yapıyor. Çünkü o kral peygamber olan atalarının kanını taşıyor. (Yahudiler soykütüklerini 4500 yıldır tutarlar. Herkes kimin ne olduğunu binlerce yıl öncesine dayanarak bilir.ayrıca Siyonizmin en başında da üç majisyen vardır.Bunlar o kral soylarından gelen çok özel Yahudi Cohenler (Majisyenler)dir

BÖLÜM 9 FORMÜL

Hepiniz yüreğimdesiniz Allah'ın sığabildiği tek yerde Allah Haniflerin sayılarını arttırsın İnşaallah. Fakat büyük bir risk hatta riziko var: Allah açık senet verdi: "Kendini düzeltmeyen kavmi ANDOLSUN ben de düzeltmeyeceğim. Azmak isteyeni azdıracağım." Bu yüzden Hanifler için Ali İmran-104 "İçinizden bir grup ayrılsın" diyor. Yani Taklidi ve ataların hatalarına dayalı imana bir fazladan bir daha iman ettirmeye çalışıyor ulu Allah'ımız... bu hanifler içinmi hanif olmanın mı rizikosu var hocam?? Hanif olmanın hiçbir rizikosu yok. Tam tersine şeytanın en korktuğu ve uğraştığı kişi HANİFlerdir. 104+110+114...> Şeytan bunlardan nefret eder. Çünkü bu insanlar "Karşı-teşkilat"tırlar, (Karşı-İstihbarat gibi)Oysa bu saydığım sacayağı dışında diğer kalanlar mesela Afgan halkıdır... Ayet şöyle diyor:"Şeytanın en büyük tuzağı T A A S S U B 'dur. Kim bu tuzağa düşerse ...." diye devam ediyor. Oysa bizim 1000 küsur yıldır dilimize doladığımız lanetli kelimeyi anımsayınız. "Biz mutaassıb bir ailedeniz..." gibi... Sportalılar da da "Hırsızlık helal; fakat yakalanmak ÇOK A Y I P "idi. "Biz mutaassıb/taassub sahibi bir ailedeniz demek de bizim arabesk spartaküslüğümüz... Tarihsel sürece bakınca bunu görürsünüz: Ama bunun bir sosyolojik formülasyonu da var. O da quantum teoremi istatistik ve olasılık matematiğinden (Dinamik değişkenler gibi) geçiyor... Fakat sonuç şu: "Bir kavim kendini düzeltmez ıslah etmezse ALLAH da onları ıslah etmeyecektir." Niyet bireyde başlar. Önce bir NEFİS kendini ıslah eder. Sonra bu tekkillik çoğul olur. "Bir kavim(Zümre, inanç grubu) kendini ıslah etmeye yönelir." Ya da yönelmez ve ıslah/salih olanın karşısına İBLİS gibi dikilir. İnsanın bireyselliği psikolojik;fakat İnseyn=İki insan olarak SOSYOLOJİK toplumdur. Temelden bir örnek verirsek: Bir H atomu ile bir O atomu "Hidroksil kökü=Hidroksit"tir. (OH)2 H atomu da bir moleküldür ve iki O da... 0 dikkat ederseniz "Sosyalleşmede DEĞİŞİK EĞİLİMLER

oluşmaya başladı. Bununla da kalmıyor: 2 H bir O ile birleşiyor ve BAMBAŞKA bir şey SU oluyor... H2O2=Hidrojen peroksit de var... H2O3 asit kökleri de var.Su var ağır su (Deuterium ve tritium) da var... İşte bunlar SOSYAL AYRILIKLARIN, parçalanmaların ta kendisidir... Ama kalıcı değildir! İyonize olur mesela... (Ölüm ya da göç gibi) Bir kavim nasıl helak olur. 1. Başka bir topluluğa memluk olur-köle olur ve içinde asimile olur (OH köklerinin bağlanması gibi) 2. H2O yararlı iken... 3. H2o2 ise O3 (Ozon ailesi) gibi AŞIRI TEMİZLEYİCİ=Öldürücüdür. Deterjan çamaşırımı yıkar tertemiz olur AMA o temiz çamaşırı giyecek olan sahibi ise ÖLÜR (Yaralanır, elleri tahriş olur) Eğer DİN için yaşarsanız bu örneğimdeki gibi ÇAMAŞIR (Afganistan) temiz ama giyecek olan maalesef KİRLİdir (Ölüm bir kirlenme değil midir? Hangi mezar MİS gibi kokmuş ki?) Bırakın DİN sizin için yaşasın... Siz din için yaşamayın (Millet mi devlet için vardır; devlet mi millet için vardır?) Dostlarımız FORMÜLE bir çözüm mü istiyorlar? Türkiye'nin peryodları var:1299-1699-2099 gibi Bu sorunun yanıtı 2099 yılında MAKSİMUM iyi, optimum iyi oluşur. Demek ki, bizler bir geçiş dönemindeyiz ve daha 97 yıl var... O güzel günlere erişemedik...Dedelerimizin Chat yapamadığı gibi, TV izleyemediği gibi...Bizler de 97 yıl boyunca dedelerimiz ile aynı kaderi paylaşacağız. Kaos (Hunnes) Düzensizliğin DÜZENİ'dir... Sular bulanmadan durulmaz misali, "Bigbang patlamasa da KOZMOS (Künnes, kainat) olmazdı. Önce düzensizlik ve bundan giderek düzenlenen DETERMİNİZM yasaları çıkarımlanır. Bizim İYİ OLMAMIZ istenmemektedir. Dünyada enflasyonu bukadar yüksek ve sürekli bir tek BİZ varız. Ve dünya tarihinde (Bilinen tarihte) büyüme hızı % 110 olan TEK ÜLKEYİZ! Pardon %-10 yani KÜÇÜLME. İşsizlik ve istihdamsızlığın REKORu 180 ülke içinde yalnızca BİZDEDİR. Doyma sınırı 660 milyon, Asgani ücret 163 milyon. Metropollerde asgari kira ile eşitlendirildi. KİRA için yaşıyoruz. 97 yılı beri almak için KAOS hızlandırılabilirmi? diyor 97 yılı beri almak için KAOS hızlandırılabilirmi?sorusunun yanıtı kocaman bir hayır. Siyonizmin protokolleri gereği bunu imkansız kıldılar.

"Onlar bir tuzak kuruyorlar. Ama ALLAH da onlara bir tuzak kuruyor...

BÖLÜM 10 GÖNÜL MEKANI

Gönül mekanı aslında ruhların bir psichospheridir...Nasıl ki tüm canlılar biosphere'de yaşamı gerçeklestiriyorlarsa. Psikosfer de gönüldaşların buluştuğu - ama/illa ki B A R I Ş ile buluştuğu ve barısçıl eylemler yaptığı ortamdır. Gönül mekanının fonksiyonsuz ve jeodezi üssü kurgusunu "Külli Şey'in " denen sıfırımsı noktacıklar oluşturur. Boyutsuzdur: ve / veya Sonsuz boyutludur. Bir Ş E Y tüm şeyler ile (Külli şey'in) HOLOGRAM oluştururlar, bir şey herşeyi temsil eder. Herşey birşeydir aynı zamanda... Ve Cantor'un E L İ F noktaları yanı sonsuz ötesi setleridir Ve o öyle tümleşiktir ki, herkes ve her Ş E Y tümden ve gerçek olarak BİRLİKTEDİR. Ruh kardeşliği... Ruh da bütündür aslında. Allah'ımız ayetlerinde RUH'u hep T E K İ L olarak göstermiştir "Ruh iner o gece" der, "Sana Ruh'tan sorarlar" der "Ruh O'na 50 bin yıl tutan bir tek günde yükselir der." Ve en önemlisi bu ruh'un (Ruh ül Küll) köşegenleri de var. Kur'an=Ruh der Rabbimiz Cebrail=Ruh der Ruhundan üfler "Kutsal ruhundan İsa'ya üfler" Ruh dendi mi işte O GÖNÜL MEKANININ O sonsuzda-bir ŞEYLERDEN yapılmış sıfırımsı ŞEY birimlerinin yani Cantor Esirinin devasa mekanıdır orası. Takyon dinamiğinin ta kendisidir orası. Gönüller beraberdir gönüller birliktir, bunun adi BİZLERCİLİKTİR. Bizler, bizciliz, vericiyiz-senciliz, insancıl, hayvancıl, bitkiciliz. O bütünlükte her şey dengelidir. Çünkü mutlak olmayan sıfırlar(Şey'lerin her biri) süper denge halindedir. Siz maydanozu yerken; aslında Maydanoz da sizi yemiştir. Bu ruhların birbirine katılımıdır.

Cesedim , mezardaki bitkilere GÜBRE olacak, yem olacak Olsun... DENGE bu... Onlar da beni yiyecekler.. Benim onlari yediğim gibi. Orada benim gübremden YEŞİL çayırlar yeşerecek. Onu bir inek yiyecek-yesin-İneği de benim çocuğum yiyecek_yesinKaba örnekler ama, RUHLAR memnun bu tasarruf evreninden... Hatırlar mısınız? "Tuvalete bıraktığımızı cinler yiyor (Üre asitleri, metan, amonyak vb.) Bu onların yiyeceği. Onlar bunları (Karbon oksitlerini, su metan ve amonyaki) afiyetle yerler... Enerjileri nedeniyle onları "yıldırım gibi Çakarak" değiştirirler... Ve yedikleri yemeği gaitaleri olarak bırakırlar... O gaitanın adı Adenin, Sitosin, Timin ve Guanin'dir. Bu onların kakasıdır. Bizim de yemeğimiz... Evren böyle bir tasarrufta işte... Birinin pisliği ötekinin yemeği... Ruhlar da MEKANDAŞ'tırlar non-fonksiyon ve para-geodezik bir evrende oldukları için oraya GÖNÜL MEKANI deniyor. Gönül (Kalb) öyle büyüktür ki, öyle geniştir ki .... Cebrail de benim bitişikteki kardeşim oluverir... Ve Kur'an denen V A R L I K Yani arkadaşımız, ahretliğimiz, kankamız Kur'an da bu RUH'un ta kendisidir... Kur'an herkeste yazılıdır. Yazılı olmasaydı " O K U ! " denmezdi. Yazılmış ki OKUYORUZ. Yazılmamış olanı nasil okur ALAK (Genetik) O Belleğin gizli sürekliliğidir. Ataların mirasıdır... Zamanda tersine giderseniz bazen de torunların mirasi olur... Çok çok seyrek olsa da, buna doğa sistemleri izin veriyor. Bazen torun ATA oluyor. Çok nadir olsa da buna ilahiden izin var. Allah, aort damarımızın içindeki EN GENİŞ yerde (Gönül Mekanında) bize yaklaşmıştır. Gönül mekanının bir matematiği vardır. Öyle tasavvuf demagojisi değildir, fonksiyonsuz da olsa bir fiziko-matematiği bulunmaktadır. O sanki bir piksel dokusudur. Sonsuzda-bir (Yani sıfırlardan) oluşmuş pikseller... Öyle küçükler ki, birbirlerine bitişikler... Öyleyse AYRI değiller... İşte gönül mekanı böyle bir bütündür. Hem de ayrıktır. Sonsuzda birlerden sonsuz tane var. Yani şeyler'den KÜALLI Külli (Tümel, bütünlüklü) ayrıklık var. Fakat sonsuzda-bir (Şey)den SONSUZ tane var. Sonsuzda-bir çarpı Sonsuz =1'dir. İşte o bir GÖNÜL mekanıdır. Hepimiz BİR mekandayız. Şahdamarının içi ya da saniyenin 400 milyonda-biri zamanda geçtiğimiz (Geçtiğimizin

farkına bile varamayacağımız kısa bir süredir bu) Bir Worm Hole tünelidir... Uzayın tüm şeyleri birbiriyle BİTİŞİK olur. (Hologram teorisi : Whole-gram) Mesafe ve dolayısıyla zaman da ortadan kalkar. Tüm Worm Hole'lar ise burulup CORN HOLE'da buluşurlar... Orası Sidre'dir. Tüm mekanların bittiği yer. Herşeyin tek mekan olduğu bir yer. Corn Hole'lar ise buradan başlayarak BİR TEK HORN HOLE yani NEFHİ SUR (İsrafil'in üflediği boynuzlu boru) oluverir. Artık onun içi vardır, dışı yoktur (Dışı Allahl'ındır) Orada tüm ruhlar (Amip, sinek, eğrelti otu, karpuz, insan, cin ve melek vb.) BÜTÜNLEŞİK (Külli şey'in)dir. Horn Hole'un içinde ruh (ruhlar demiyorum çünkü kuantlaşıp kendi başına NEFS gibi bir birim oldurmazlar. Orası kuantlaşmamış bölgedir.) bir bütün olarak (Ruh ül Küll) bulunurlar. Ortamın adı çok basittir: G Ö N Ü L mekani. Horn Hole'un içindeki Nefhi sur içindeki ruhların (ruhun) yer aldığı ortama G Ö N Ü L mekanı diyoruz. Hepsi bu kadar B A S İ T işte... Gerçekten basit... Ama bize basit anlatamamışlar ya da akıl edememişler, bir GÖNÜL hikayesi anlatılıyordu hep...Tasavvufta özellikle... Anlatamamışlar. La mevcude İlla Hu=Ondan başka hiçbir şey mevcut değildir." derken bunun anlamını bilememişler. Bilselerdi ki... O VAR dediğimiz ŞEY'ler BİR SIFIR (Esir yani yokluk) denecek kadar küçük ŞEYler... Bilselerdi ki Evren, bir YANSIMA'dır. Hologram teoreminin ta kendisidir, ? Hülyadır, hayaldir, Hologramdır, bir KEHF 'dir, Hole-gramdır (Kara-akdelik, Worm-Corn HOLE'un H o l e - gramıdır. Yani hayaldir, halüsinasyondur. Belki de Ta ki, hayalden uyanacağımız zaman gelecek:" Ö l e r e k, yaşama doğacağız. Ölüm Ömürü bitirir ama (ebedi) hayatı BAŞLATIR. O kapıya ÖLEREK gireceğiz... Yani biz DİRİ olacağız. Kalanlar da ö l ü. (Yaşayanların ölü olduğu ayetle sabittir.) Gönül mekanına geri döneceğiz.. Üflendigimiz yere Yani sur borusunun (Horn Hole) içine... Sonra sur bir daha üflenecek ve yeniden ve gerçekten VAR EDİLECEĞİZ... Artık orada hayal yok GERÇEK var... Cennet-Cehennem gibi gerçekler, ebedi ölümsüz yaşam gibi gerçekler. Bir rüya görüyoruz burada... Kısa bir rüya. Koskoca ömür sanıyoruz bunu... Ömür HAYVA denen sonsuz paydanın sonsuzda-bir payıdır yani şey kadar güdük ve kısa...

Ebedi yaşam ise doğrudan HAYY'in bizi İHYA etti (Muhyi) HAYAT'ıdır. Ebedidir, bakidir.... Süreklidir. Onun için Cennet ve Cehennem yaşamlarını ASLA buradaki yaşamlarımıza benzetmemeliyiz. Burası bir rüya... Ölürük olur biter... Rüyadan uyanırız, Ebedi yaşama doğarız.. Ebedi oluruz RABBİMİZ ile birlikte... Ölüm bizi müebbed diri yapan TEK yoldur tek çözümdür... Sıfırdan büyük ve ışık hızından küçük evrenin sıfırdan küçük (Kök eksi dört gibi) ve ışıktan hızlı hale getirilmesidir ölüm. Dönüş Allah'adır. ÖLEREK dönüş elbette... Ve biliyor musunuz, şu anda bunları okurken ÖLMEDEN ÖLDÜNÜZ... Çünkü size MÜTTEKILIK vermeye çalıştım Itteka sahibi olduk: Allahtan korktuk, hakkınca korktuk artık Allah'tan korkulması gerektiği gibi korkmaya müttekilik=Ölmeden ölünüz emri deniyor... 102. Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmanın/Allah'a teslim olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin. Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. İşte sizi korkuttum. Ben umacı-umay değilim ama ÖLMEDEN öldünüz. Ölümün soğuk yüzünü gösterdim. (Kur'an gösterdi.) Soğuk olan nedir? Itteka=Allah'tan korkmaya yakışır bir korku=Ölmeden ölmektir. Artık ölüm AZAP vermeyecektir. Allah müttekilerin antremanlı olmasını (ölmeden ölmeyi PROVA etmesini) diliyor. O zaman Azrail' ile çekismeye gerek kalmayacak... "Sen zahmet etme, ben ölürüm" diyebilecegiz... Ve hiç acımayacak... "Korktuğumuz ölüm bu muydu?" diye şaşıracağız. (Ayettir) Ama ölmeden ölmeyi hiç bilmeyenler için dikenli telin çuvaldan çikarılması gibi zor bir çırpınış var... Onlar Lut'un karısı gibi "ARKAYA bakacaklar"dır... Arkaya bakmak=Sola meyletmek Çırpınacak olan NEFS'tir. Beden cesettir, acı duymaz, eşya gibidir... Ruh, kurtulmuştur (Gökçekimi yasalarına uymuştur, mutludur) ama şu NEFS var ya hani o bileşke O biyoelektromagnetik alan ışıması O vektör var ya... İste o çırpınır O korkar ölümden.

Beden (Kök içinde artı dört) ve ruh (Kök içinde eksi dört) bileşkesi kocaman bir sıfırdır. Artı eksiyi; somut sayı soyut sayıyı götürmüştür. Cebirsel işlem sonucu = Kocaman bir sıfır yani N E F S denen cerbeze ve vaveylacı ASİ... Şımarık, kibirli züppe, snob kişilik... Onun adı NEFs'tir... Onu sevdiği şeylerle (Öfke, kibir, horgörü vb.) beslemeyin. O besin LANETLİ AĞAÇTA (Seceretil Mel'une) de AYNEN vardı. Adı Zakkum'dur. Zakkum nefse EZİYET eder... Nefse eziyetin tersi yani kurtuluş NEFSİ öldürmekten geçer... Allah bizleri ıslah etsin. Biz dilemezsek, Allah yardım etmez... Önce biz nefsimizi ve kavmimizi DÜZELTMEYE niyet etmeliyiz -ki-Allah'ımız inanılmaz yardımına boğsun bizi...

BÖLÜM 11 HANİF OLMAK

Ey bizim Rabbimiz, bu satırlar ve bu duygular seni zikretmekte ve tenzih ile tesbih etmektedir. Ey Rabbimiz bizler kendimizi ISLAH etmeye niyet ettik Sana tevekkül olduk. Ey VEkil Allah'ımız El VEKIL yaratanımız. Niyet bizden tevekkül bizden Ve HANİF oldurmak senden ... Senden başka hiç bir yardımcımız ve mabudumuz yoktur. Sadece sana mütteki olduk ve senin El Hadii adına sığındık, senin ipine tutunduk. Senin elimizden tutup, bizleri Siratel Müstakiym'den ve dosdoğru olan HAKK'tan saptırmadan, sana gelmemiz ve sana en yakin (Sabikun) olmamız için BİZLER hazırız. Bizler Hanif'iz, neme lazımcı değiliz. Hefifmeşreb de değiliz. Eslemna demeyiz, Selam deriz sen EL SELAM'a... Allah'ım Hızır ve İbrahim'in olan bu dualarla sana BUGÜNDEN itibaren MÜTTEKİ olmaya geldik. Sen bizim Anamız-babamızsın, çünkü Rahman-Rahim'sin... Rahim'sin... Anamın karnındaki üç karanlık.... Onun adı Rahim... Şu yumurtanın adı da RAHIM... Sadece karında değil... dışarıdaki bir rahim... Sabah yediğim rafadan, kayısı, alakok her

neyse.. O bile R A H İ M 'dir yani senin adın... Ve Bizler Ibnül Rahim'iz... İbrahim gibi, ib+Rahim gibi... O Rahimi biliyordu , Anneyi biliyordu... Bilmediği BABA idi... Azer ötesinde bir baba Baba=Rahman O zaten Rahim (Anne) ile dosttu... Dost olmadığı tek güç RAHMAN idi... Onu da başardı HalilürRAHMAN oldu.. HalilULLAH oldu... Biz de istesek acaba çok mu olurdu ? Allah'ım İbrahim milleti Haniflerimiz için hiç bir şey ÇOK değildir, AZDIR hatta... Daha çok istiyoruz... RÜŞVET Cennet değil SENİ İSTİYORUZ... Ve Yunus'u anlıyoruz... Taptuktan öğrenmişti... Taptuk'u da anlıyoruz... Ahmet Yesevi'den ögrenmişti... Türkmenbaslarına da Dedem Korkut ögretmişti. Dedem Korkut BİZİMLEDİR... Selam ve selam Korkut Dedem'e... (Mütteki=Korkut, Çagatayca ve Kıpçakça) Az izin verin Secdesedim yine... Secdesedim biraz da çaysadiı. Şekeri karıştırıp bir fırt çekerek yazacağım Allah inşa... Secde coşkusu olmasa kendimi tam kaptırıp dervişliğin duvarını asacağım. Secde iyi bir sübop oluyor... Teneffüs oluyor... Evet yeniden dünyaya döndüm... Dünya da ÇOK GÜZEL... Yaşamın tadını çıkarmalı... Çiçekler pembe, erikler buğday kadar pörtlemiş. Yasemen ve hanımeli kokusu genzime doluşuyor (Cam açık hava sıcak şu anda) Bitişikteki ağaçlıkta sanırım çok güzel sesli bir kuş ötüyor. (Bülbül değil) Gerçekten dünya ŞİMDİLİK ve GEÇİCİ olarak çok çok güzel... Bu RUH kardeşliği...Dünyanın biyosferinin ruhu... Ön bahçede Leylak kokuyor. Çok güzel açtığını görmüştüm. Bunların yerine sadece diken olsaydı... Cennet'e hayal etmek imkansız olurdu.... Yaratıklar bize Cenneti anlatan ALLAH m i s a l l e r i d i r...

Hans Von AIBERG

View more...

Comments

Copyright ©2017 KUPDF Inc.
SUPPORT KUPDF