YEDİKITA 96 (AĞUSTOS 2016)

February 4, 2018 | Author: hamza.firat | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

TR YEDİKITA DERGİSİ SAYI 96 (AĞUSTOS 2016)...

Description

AYLIK TARİH VE KÜlTÜR DERGİSİ AGlmOS2016 SAYI 96 fİYATI 9UIIA

EK Kanuni'nin

Tahta Çıkış Merasimi

• SAHİBiNDEN SATILIK CAMİLER

Posteri

-BİSİKLETLE DEVR-i ALEM

-19. ASRIN KANSIZ HACLI SEFERLERİ









ILISTIN' iN SON

Osaaı Cizi'deı Sıltan Vahididdiı Haı'a

OSMANLI TARİHİ YENİDEN YAZILDI Osman Gazi'den Sultan Vahidüddin Han'a 36 Osmanlı padişahı. .. Osmanlı Devleti tarihine dair 3304 sayfalık muazzam bir çalışma ... Akıcı üslubuyla, kuru ve sıkıcı bir anlatımdan uzak, herkesin okuyabileceği muhteşem bir eser.. . Mevzulara uygun arşiv belgeleri, minyatürler, gravürler, resimler, fotoğraflar ve haritalarla zenginleştirilmiş renkli sayfalar.. .

Ömer Faruk Yılmaz, Ebat: 16 x 23 cm (6 cilt)

ÇAMLICA Doğru

bilgi doğru kaynaktan alınır...

www.camllcabaslm.com



YEDIKITA

Yedikıta'dan

AYllK TARİH V[ KÜlTÜR mGİ Sİ Ağustos 2016 · Sayı 96 ÇAMLICA BASIM YAYIN VETİC . A.Ş. Adına Sahibi Ahmet TEMİZ

S. Yazı İşleri Müdürü Kemal ERKAN Genel Yayın Koordinatörü Ömer Faruk YILMAZ Yayın Koordinatörü Ahmet APAYDIN Editör Tunahan KANICI Editör Asistanı Emre BOYACI Yayın Kurulu Selman SOYDEMİR - Osman DOGAN Soner DEMİRSOY - İbrahim COŞKUN - Faruk ÇINAR Yasin ÖZKAN Grafik Tasarım Kerem NALIN Tasarım Uygulama Süleyman KÖKLÜ Grafik Koordinatörü Eyyüp ÇA~IRGÖZ Kurumsal İletişim Hüseyin GUNEY İsmail GÜR - Kemal AYDIN Dijital Arşiv Çamlıca Dijital _ Hukuk Müş§viri Av. Ali ÇAVUŞOGLU Web Tasarım Siraceddin EL Kütüphane ve Arşiv Kemal ÖNCEL - Abdullah AKAR Zeynel Abidin AYGÜN· Cemil KOCABIÇAK Yönetim Yeri Alemdar Mah. İncili Çavuş Sokak No:9A Sultanahmet / Fatih · İstanbul Baskı

ve Cilt Fazilet Neşriyat ve Tic. A.Ş. Mh. Mimar Sinan Cd. No 52 Güneşli - Bağcılar/ İSTANBUL Matbaa Sertifika Na: 16384 Bağlar

ISSN 1308-5379

Avrupa Bayii ENDER GMBH Melatener Weg 18 - 50825 KÖLN Tel. +49 221 690 58 90 - Fax. +49 221 690 589 29 [email protected] YEDİKITA Dergisi'nin bütün yayın hakkı. Çamlıca Basım Yayın ve Tic. A.Ş.'ye aittir. Dergiye gönderilen yazılar, yayınlansın yahut yayınlanmasın iade edilmez. Dergimiz yazılar üzerinde gerekli müdahaleyi yapma hakkına sahiptir. Dergide çıkan yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Dergide yayınlanan yazı ve reklamların her türlü mesuliyeti yazarlarına ve sahiplerine aittir.

İRTİBAT ve ABONE

ultan İkinci Abdülhamid'den Filistin topraklarını isteyen ancak bu emeline kavuşamayan, politik Siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl'in Avrupalılara söylediği, "Biz Batı'nın dogudaki ileri karakolu olacağız, bizi destekleyin" sözü aslında bütün meseleyi izah ediyor. Bu söz, as ırlardır Yahudileri bünyesinden atmaya çalışan Batı için bulunmaz bir ftrsatın da kapıs ını aralamıştır. Böylelikle Avrupalılar hem Yahudilerden kurtulmuş olacaklar hem de Müslüman Osmanlı topraklarında, kendilerin in bes led iği hakikaten bir ileri karakol elde edeceklerdir. Yahudileri kullanarak Osmanlı üzerinde siyasi baskı kurmak da bir taşla vurulacak üçüncü kuştur. Yahudi asıllı İngiltere başbakanı Benjamin Disraeli'nin, 1851 'de Yahudilerin Filistin' e yerleştirilmesinden bahsetmesiyle zihinlerde yer eden bir h ayal, 1880' de İngiliz Yahudilerinin ilk defa Sultan İkinci Abdülhamid'e müracaatlarıyla ete kemiğe bürünmüştü. Fakat onların bu talepleri, "devlet içinde devlet kurulamaz, eğer kurulursa bu, Os manlı ve İslam alemi için ebedı b ir leke olacaktır" düşünceleriyle hep reddedilecekti. Sultan Abdülhamid Han' ın ardından Birinci Dünya Savaş ı'na giden süreçte yaşananlar ise umumiyetle Yahud ilerin lehine old u. Kurulan gizli ittifaklar ve ihanetler Filistin'in sonunu getirerek, ilk düşüncelerin üzerinden yaklaşık bir asır geçmiş de olsa bu topraklarda bir Yahudi devleti kuruld u. Mevzunun tafsilatını tarihçi yazarlar Ömer Faruk Yılmaz ve Ahmet U çar kaleme aldı.

(0212) 657 88 00 - 7102 Bağlar Mh. Mimar Sinan Cd. No: 52 Güneşli· Bağcılar/ İSTANBUL [email protected] Yazı İşleri (0212) 657 88 00 - 7103 WhatsApp H attı: 0530 285 38 04

Sahibinden(!) satılık camileri, Ahmet H amdi Bülbül; 19. asrın kans ız haclı seferleri olan misyonerlik faaliyetlerini Doc. Dr. Mustafa G ündüz; Güney Afrika'nın Kaf Dağı'nı Safiye Yıldız, Sarıkamış 'ta esir düşüp esareti esir alan Osmanlı paşasını Mesut Demir yazdılar.

Çamlıca Basım Yayın ve Tic. A.Ş. Ziraat Bank. IBAN TR81 0001 0021 0550 7231 7750 02 Akbank IBAN TR60 0004 601 1 9388 8000 0135 18 www.yedikita.com.tr [email protected] - [email protected]

Kutü'l-Amare Zaferi' nin de kazanıldığı Irak Cephesi'nde bizzat cephe katib inin elinden cıkmış muharebe kayıtlarının tutuld uğu bir defteri literatüre kazandıran İrfan Dağd elen ile yaptığımız röportajı da bu sayımızda okuyabilirsin iz.

11 @)

/yedikitadergisi

~ /yedikita

Gelecek sayımızda buluşmak üzere ... SA'ı100/Aa!SfDS201 6 YEOİKITA 3

Dr. Ahaıt Uçar

FİLlSTİN'E YERLEŞMEK İÇİN

YAHUDiLERCE HAZIRLANAN İLKPROJELER

Oaır Fııık Yılaız »iili1I

GİZLİ -i ·ı· rİFAKLAR

.

'

iHANETLER VE

FİLİSTİN'İN SONU 4

VEDİKIJAAG.!SlOS 2016/SA'ı100

58 Mesut Demir ESARETİ ESİR AlAN

OSMANLI PAŞASI

Ahmet Hamdi Bülbül

SAHiBiNDEN. SATILIK CAMiLER

SOSYAL DERGİ AGUSTOS'DA NE OLDU? HABERLER DE1\1Z J 11AHI ANIN Hiı4YESİ TARİH AMBARI DİKİZ AYNASI UNlJl1lJHUIAN ZAFEH'İN DEFTERİ

6 7 8 16 36 44

50 52

BULUNDU BERCESTE 55 İSİMDEN

56

MÜSEMMAYA NE HALDE? 65 TARİJ~m~N

66

SAYFAIAR

"19.YÜZVILIN K~SIZHAÇI) SEFERLERJ" VES. ARASINDA OSI\ BASININDAN BULMACA

68 72 74

78

Safiye .. Yıldız .

UMIT -· BURNU'NDAKI . ""

lv\F DAGI SA'ı100/Aa!SfDS201 6 YE0İKITA

5

Sosyal Dergi Facebook Marisha Polat Ç ok beğeniyorum güzel bir d ergi. Okumayanlara tavsiye ederim. Fazıl

Ahmet

Şahane

bir eser. Emeği geçen herkese teşekkürler. Bir sayınızda da Türk beyliklerini ve Selçuklu ilişkisini işlerseniz seviniriz. Teşekkürler.

Ümit Soyer Bu sayı çok güzeldi, ama yeni sayınız daha güzel olmuş. U fak değişiklikler çok hoş duruyor.

Mümtazer Serteser H er sayısı okumaya değer gerçek bir dergi, emeğinize sağlık.

Twitter @kalende24409793 Unutturulmuş

gerçek tarihi ortaya çıkaran tek dergi YEDİKITA.

@ali35cpc Yed ikıta

Dergisi'nin merak edilen kon ulan belge ış ığında ele almas ı ve yanında verilen ekler çok gü zel. Teşekkürler @Yed ikita

Bu Sayfa Sizin .. Siz de yorum ve

İnstagram

fotoğraflarınızı Yedikıta

@slcklgn1907

Dergisi'nin facebook, twitter ve instagram hesaplarına

@gokhankopuz

mesaj atarak veya # yedikita etiketiyle

H aziran sayısı her zamanki gibi dopdolu yine. Geçmişten ibret alarak günümüzü yorumlayabilmek tarihle mü mkün. #yediki ta

paylaşabilirsiniz.

6

H erkesin evinde, elinde olması okunması gereken b ir dergi #yedikıta

VEDİKIJAAG.!SlOS 2016/SA'ı100

@kundun_55

VEYSEL SEKMEN

AGUSTOS'TA

Estergon Kalesi Fethedildi Macaristan' ın

İlk Atom Bombası

Hirosima'ya

kuzeyinde Tuna Nehri'nin kıyısında yer alan Estergon, 1529' daki Birinci Viyana Seferi s ırasında geçici o larak zabtedildi. 1541'de Budin' in merkeze baglı bir eyalet haline getirilmesinden sonra, 1543'teki Macaristan seferi sırasında 12 günlük bir muhasarayı müteakip Estergon da fethedildi ve Budin eyaletine baglı bir sancak merkezi oldu. Kale, 1684 yılına kadar Osmanlı hakimiyetinde

Atıldı İkinci Dünya Savaşı sıras ında ABD H ava Kuwetleri'nin Hiroşima'ya attıgı atom bombası, insanlık tarihinde kullanılan ilk atom bombasıdır. 15 bin tonluk TNT'nin patlayıcı gücüne eşdeğer bu bomba, resmi kayıtlara göre 140 bin kişinin ölümüne, on binlerce insanın da radyasyondan ağır şekilde etkilenmesine neden oldu. Şehrin yüzde 60'ı haritadan silinirken şehir üzerinde 13 kilometrekarelik bir radyasyon bulutu oluştu.

( 6 Ağustos 1945)

kalmıştır.

(10 Ağustos 1543)

Malazgirt Zaferi Kazanıldı Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan ile Bizans İmparatoru N. Romen Diyojen arasında gerçekleşen ve Selçukluların zaferi ile neticelenen Malazgirt Meydan Muharebesi'yle Anadolu'nun kapısı Türklere sonuna kadar açıldı. Zaferin ardından Sultan Alp Arslan, başta Bağdat Abbasi halifesi olmak üzere, diğer bütün İslam ülkelerine fetihnameler göndererek kazandığı zaferi müjdelemişti. Bu haber İslam dünyasında sevinç ve heyecan meydana getirdi.

( 26 Ağustos 1071)

Hicaz Demiryolu'nda ilk Sefer Gerceklesti İkinci Abdülhamid Han' ın İslam dünyasına

en büyük hediyelerinden biri olan Hicaz Demiryolu Hattı'nın 1900 yılında baslayan çalış maları 1908 yılında tama mlandı. Hicaz Demiryolu'ndaki ilk sefer, 27 Agustos Perşembe günü, İstanbul' dan gelen misafirlerle beraber, Şam' dan Medine-i Münewere istikametinde yapıldı. Trende, devlet adamlarından müteşekkil kalabalık

bir heyetten başka yerli ve yabancı pek çok gazeteci de bulunuyordu. Tren Pazar günü ögleden sonra Medine-i Münewere'ye vardı.

( 30 Ağustos 1908) SA'ı100/Aa!SfDS201 6 VEDİKITA

7

TU NAHAN

K A NIC I

TARİHE $AHİTLİK EDEN YİVLİ •

MiNARE ntalya'nın

alametlerinden Selçuklu devrinde yapılan 8 asırlık Yivli M inare, zamana meydan okuyor. Gövde kısmı tugla ve firuze renkli çinilerden oluşan, 90 basamaklı merdiven ile çıkılan 38 metre yüksekligindeki tarihi yapı, şehri ziyarete gelenlerin en çok ugradıgı mekanların başında geliyor. Kaleiçi'ndeki tarihi surlar ve eski evler aras ında ihtişamıyla boy gösteren minare, şehrin simgesi haline gelmiş.

A

4 BİN 112 YAŞINDA AGAÇ onguldak'ın Alaplı ilçesine baglı Gümeli beldesinde yeni tespit ed ilen bir porsuk agacının uzmanlar tarafından yap ılan incelemeler sonucu tam 4 bin 112 yaşında oldugu ortaya çıktı. Ve bu tespitle agacın dünyanın en eski 5 agacından biri ve dünyanın bilinen en yaşlı porsuk agacı oldugu belirtildi. Zonguldak Doga Koruma ve Milli Parklar İl Şube Müdürlügü'nce bulunan agacın yaş tespiti ise Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından yapıldı.

Z

8

VEDİKIJAAG.!SlOS 2016/SA'ı100

.

-

KARADAG'DAKI OSMANLI BELGELERİ TERCÜME EDİLECEK

ürk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü işbirliğiyle Karadağ arşivlerinde yer alan 17. ve 18. yüzyıllara ait Osmanlıca ferman ve beratların Latin harflerine aktarılmas ı için çalışma başlatıldı. Projeyle ilk olarak tarihi Kotar şehrinde bulunan Perast Müzesi arşivinde yer alan Osmanlı ferman ve beratları günümüz harflerine çevrildi. Belgeler, daha sonra Karadağca ve İngilizce dillerine tercüme edilecek.

T

••

••

'KUÇUK • VENEDIK'TE ÇALl$MALAR BA$LADI

ilüfer Belediyesi tarafından, 2300 yıllık geçmişe sahip ve "Küçük Venedik" olarak isimlendirilen Gölyazı Mahallesi'nde arkeolojik kazı çalışmaları başlatıldı. Nilüfer Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile imzalanan ortak hizmet protokolü çerçevesinde Gölyazı'nın geçmişinin gün yüzüne çıkarılması amaçlanıyor.

N

SA'ı100/Aa!SfDS201 6 VEDİKITA

9

ÇİN SEDDİ'NİN BATAN

KISMI ORTAYA ÇIKTI in Seddi'nin 40 yıl önce suya gömülerek "kaybolan" kısmı yeniden gün yüzüne çıktı. Çin Seddi'nin kayıp bölümü, tarım ve endüstri faaliyetleri sebebiyle ülkenin kuzeyindeki Panjiakou Barajı'nın suyunun çekilmesiyle ortaya çıktı. Ç in'in kültür köprüsü Ç in Seddi, yıkılmış kısımlarıyla beraber 20 bin kilometreden fazla uzunlugu ile dünyanın en büyük tarihi yapısı olarak biliniyor.

1 o YEDİKITA AGJSTOS2016 / SAYI 00

ULUSLARARASI NASREDDİN HOCA

SEMPOZYUMU

GELECEK PROGRAMLAR OSMANLI MEZARLARI GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMAYI • BEKLiYOR osna Hersek'in gü neybatıs ındaki G lamoc kasabas ında bulunan Kovacevci mezarlığında yapılan arkeolojik kaz ılarda, Osmanlı dönemine ait yaklaşık 10 mezar taşı bulunurken uzmanlar, bölgedeki mezar taşı sayısının 100' e yakın olabileceğini açıkladı. G ün yüzüne çıkarılan mezar taşlarının 16. yüzyıla ait olduğu tah min ediliyor. Mezar taşlarının tamamının çıkarılması için yetkililer T ürk kurumlarına yardım çağrısında bulundu. Ayrıca yetkililer, Bosna H ersek'te bulunan Fatih Sultan Mehmed Camii'nin de restore edilmeyi bekled iğini belirtti.

B ••

••



• •

BUYUK ISTANBUL TARiHi ANSİKLOPEDİSİ YAYINLANDI



4. Uluslararası Türkoloji Kongresi Düzenleyen: Varşova Ü niversitesi Tarih: 21-23 Eylül 2016 İrtibat: http://www.orient.uw.edu.pV congress_of_turkology.html Yer: Varşova / Polonya Komı: Türk dünyasının kültürü, tarihi ve dili. Uluslararası Nasreddin Hoca Sempozyumu

Düzenleyen: Anadolu Üniversitesi Tarih: 30 Eylül-2 Ekim 2016 İrtibat: http:// nasreddinhocasempozyumu.anadolu. edu.tr Yer: Eskişehir Konu: Türk edebiyatının ve geleneğin in en önemli isimlerinden biri Nasreddin Hoca'nın kişiliği, fikirleri, birey ve toplum görüşünün, mizah anlayışının ele alınarak değerlend irilmesi.

stanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.$. ve İSAM ' ın ortak çalışmas ıyla hazırlanan "Antik Çag'dan 21. Yüzyıla Büyük İstanbul Tar ihi Ansiklopedisi" 10 cilt olarak yayınlandı. Alanında uzman 270 akadem isyen tarafından kaleme alınan eserde şehrin tarihini ortaya koyan harita, minyatür, gravür, resim, fotoğraf, ferman , berat vb. arş iv belgelerinin yanı s ıra yazma, hat, tezhip gibi sanat ürünleri de yer almakta. Aynı zamanda ansiklopedi, 4000 civarındaki materyal ile İstanbul'un tüm tarihi dönemlerini ele alan en hacimli ve kapsamlı eser olma

I

özelliği taş ıyor. SAYl96/AGUSTDS2016VEDİKITA

11

12

YEDİKITA AGJSTOS 2016 / SAYI 00

1 1 \ 1 1

,,

'

'

~ Thomas Ailen Jr. ve William

Sachtleben'in meşhur seyahatlerine önce Londra'da bir stüdyoda çektirdikleri fotoğraf çıkmadan

.. ~ İki kafadarın seyahatleri sırasında Osmanlı tahtında Sultan İkinci Abdülhamid oturuyordu. İ kili ~ bul'a geldiklerinde sultanın Cuma selamlığ ına da katılmı ş, fotoğraflarını da çekmişlerdi bir berberi seyr~derken

1'

1

\

"Y Seyyahlardan biri Semarkant'ta

1 1

n b üyük hayalin iz nedir?" sorusuna en popüler cevaplardan biridir dünya turuna çıkmak. Hayat meşgales inden usanan insanların sığınd ıkları bir limandır adeta. Ve bu limandan bir gün açılmanın hayaliyle yaşar çoğU zaman insanlar. Fakat yine hayat meşgalesi bırakmaz onları. Şimdi bu dünya turu hayalini 1891 gibi günümüz imkanlarıyla kıyas edilemeyecek bir devirde gerçeğe dönüştüren iki seyyahla tanışın.

Thomas Allen Jr. ve William Sachtleben... 1890 yılında Washington Üniversitesi'nden mezun olan bu iki arkadaş, uzun soluklu seyahatlerinin ilk adımına trenle New York' a giderek başlarlar. Eski zamanların bu çılgın seyyahları oradan da gemiyle Liverpool' a geçerler. İngiltere' den ald ıkları fotoğraf makinesi ile "Küçük Asya Turu" isimli seyahatlerine 1891 yılında Yunanistan' dan başlarlar. Yola bisikletleriyle çıktıkları bu turda s ırasıyla; Yunanistan, Türkiye, İran, Türkmenistan ve Özbekistan (tabi bu ülkelerin o dönemdeki s ınırları ve isimleri farklıydı) diyarlarını dolaş ırlar. Ayrıca bu ülkeleri gezdikten sonra yeniden yollara koyulan ikili Kazakistan' a sonra da Gobi Çölü üzerinden Çin'e doğru yolculuklarını sürdürmüşlerdir. $angay' dan gemi ile SAY196/AGUSTOS2016VEDİKITA

13

,, ..... Seyyahlar Osmanlı'nın çekildi ği topraklardan, Yunanistan'd9n geçerken hali< yoğun ilgi gösteriyor. Arkada minaresi Ytkılmış eshbir Türk camii görülüyor

..... İkiliye poz veren Semerkant sakinleri

T

Sivas'ta bir nehirden geçerlerken

Vancouver' a oradan da San Fran cisco'ya 1892 yılının son aylarında ulaşan

gençler seyahatlerini başladıkları nokta olan New York'a 1893 yılında ulaşarak tamamlamışlard ır.

Fakat kaynaklarda ikilinin yapmış oldugu Küçük Asya turuna dair fotograflar yer alırken daha sonra belirtilen ülkelere ait fotoğraflar yer almamaktad ır.

'

.... Kazvin şehrinin girişinde bisikletlerini de fotoğrafa dahil etmişler

.... Seyyahlarımızdan biri tarihi dokusuyla meş hur Beypazarı'na tepeden bakarken poz vermiş

Seyahatleri boyunca yaklaşık 18 bin mil (28 bin kilometre) yol kat eden seyyahlarımız bu arada gezdikleri şehirleri ve karş ılaştıkları insanları fotoğraflamayı da ihmal etmemişlerdir. Yaklaşık 3 yıl süren seyahatleri boyunca 1000' in üzerinde fotoğraf çekmişlerd ir. Sadece üçte biri günümüze ulaşan bu fotograflar 1984'ten beri UCLA (University of California, Los Angeles) Kütüphanesi özel koleksiyonunda yer almaktadır.

Hem tarihi bir yolculuğa çıkaran hem de farklı coğrafyalardaki ülke ve insanların hallerini gözler önüne seren fotoğraflarla sizleri baş başa b ırakıyoruz.

il

K aynak: http:// newsroom. ucla.edu/ releases/ fowlermuseum-to-present-photos-of-duos1891-bicycle-trip-from-greece-touzbekistan

SAYl96/AGUSTOS2016VEDİKITA

15

GENÇ

I 1

~I~ [~[r

1

1

1

1

M[~[NIY[llNIN ~[Nll~[~I A~~I •

enıı amanı arı "Eskiden de yaz gelirdi. Yeni icad edilmedi yal Yine böyle sıcaklar olurdu, fakat bu türlü deniz çılgınlığı, plaj iptilası yoktu. Has zaten plaj diye bir şey de duymuş değildik. Bu rivayet yeni çıktı. Bizim bildiğimiz deniz hamamı idi. Bu hamamlar da sayılı yerlerde vardı. İstanbul'un en canlı ve hareketli sayfiye yeri olan Kadıköy'de bile topu topu birkaç yerde erkeklere ve kadınlara mahsus olmak üzere hamam kurulurdu ... " Ragıp Akyavas İLK ER SÜLEYMAN DOGAN

16

YEDİKITA AGJSTOS 2016 / SAYI 00

smanlı insanının

denizle münasebetine dair kayıtlar çok az oldugu için bu konu hakkında derli toplu malumat elde etmek hiç kolay degildir. Mevcut malumatın da küçük bilgi kırıntılarından bir araya getirildigi malumdur. Osmanlılar denizden her alanda yararlanmakla

birlikte denizde yüzmek, güneşlenmek ve eglenmek düşüncesi o nlarda her zaman geri planda kaldı. Osmanlı için deniz, yüzülecek bir havuzdan ziyade; seferler ve ticaret için bir ulaşım yolu ve kazanç kapısıydı. Denizin mehtabı seyredilir, temiz ve güzel havasından istifade edilirdi. Buna ragmen denizin yüzmek için hiç kullanılmadıgı da söylenemez. Bazı araştırmacılar Osmanlı' da yüzmenin 19. yy' da yaygınlaştıgını belirtir. Ancak Türklerin asırlardan beri yüzdügü, fakat bunu alışkanlık haline getirmedigi es geçilir. Ne daha eski devirlerde, ne de Osmanlı' da "plaj" diye bir kültür vardı. Deniz hamamlarının henüz yaygınlaşmadıgı 19. yy ortalarına kadar Osmanlılar, Müslüman evlerinin olmadıgı yerlerde, bugüne göre gayet kapalı kıyafetlerle münferiden denize girerlerdi. Fakat bu da eglence maksatlı degil; atlama, spor, yıkanma ve tabii ki bir sünneti ifa etmek içindi.

Deniz Hamamları Bir İhtiyaçtı Makinelerin hayata hakim olmadıgı Sanayi İnkılabı öncesi Osmanlı toplumunda 'dinlenmek', bedenden ziyade ruhu ve zihni tatmin etmek içindi. Fakat son devirdeki savaşlar, işgaller ve göder, İstanbul başta olmak üzere Türk şehirlerinde sosyal hayatı karmaşık hale getirmiş; başka faktörlerce de desteklenen bu karmaşıklık, insanların rahatlama ihtiyacını daha da artırmıştı. Modemizmin sosyal hayata iyice hakim olmaya başlamasıyla, artık bedeni tatmin etme isteginin de ön plana çıktıgının emareleri görülüyordu. Bu emarelerden biri de deniz hamamlarıydı. ~ Boğaz'da,

Büyükdere Caddesi üzerinde bulunan deniz hamamı T Kız Kulesi karşısında, Üsküdar Salacak'taki deniz hamamı

Deniz Hamamı Nasıl Olurdu? Osmanlı Devleti her şeyden önce bir İslam devletiydi. Dolayısıyla 'mahremiyet' meselesini göz ardı etmesi

düşünülemezdi. Nitekim deniz hamamları, İslami anlayışa uygun

olarak yüzme, eglenme ve denizden yararlanma gayesinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Reşat Ekrem Koçu, deniz hamamlarının 19. asırda toplum hayatında yaygınlaştıgını söyler. Bununla beraber, Evliya Çelebi'nin bahsettigi Eyüp ve Langa' daki deniz hamamları 17. yüzyılda da var oldugunu gösteriyor. Fakat bu hamamlar 1800'lere kadar birkaç taneden fazla degildi. SAYl 96 /AGUST0S20l 6 YEDİKITA

17

Bu tarihten sonra hamamların sayısı hızla artmaya başladı. 1875'e gelindiginde İstanbul'da; 34'ü erkekler, 28'i de kadınlar için olmak üzere 62 deniz hamamı mevcuttu. Ayrıca Karadeniz sahillerinde, İzmir' de, hatta Batum' da bile deniz hamamları vardı. Böyle muhtelif sahillerde halk için yapılmış deniz hamamlarıyla beraber hususi hamamlar da yalı sahipleri tarafından yalıların önüne kurulurdu. Deniz hamamları, deniz zeminine çakılan kazıklar üzerine bina edilir, hamama karadan uzatılmış tahta bir iskeleyle geçilirdi. Dışarıdan içerisi, içeriden dışarısı görülmezdi. Hamamların en büyügü 20x30 metre ebatlarındaydı. Bir hamam, 15 veya 30 soyunma odası; kahve, çay, limonata gibi meşrubatın satıldıgı bir büfe; suları denize karışmayan heladan ve havuzdan ibaretti. Kadınlar için ayrı hamamlar olurdu. Bunlar erkek hamamlarından hemen hemen farksızdı. Bu hamamlar ya müstakillen kurulur veya çifte hamam şeklinde erkek hamamının biraz uzagında kurulurdu. Çifte hamamların arasında mahremiyeti muhafaza için, zaptiyeler sandallarla devriye gezerdi.

• Boğaz'a nazır Büyükdere Caddesi boyunca dizilmiş deniz

Hamamların içinde bir belediye çavuşu ve cankurtaran

bulunuyordu. Hamamda içki içmek, sarhoşken hamama girmek ve hamamın tahta duvarı altından çıkıp açılmak yasaktı. Erkeklerin kıyafeti göbekten diz kapağına kadar olan şortlar, çıkmalık peştamal ve havlulardı. Kadınlarsa, boğazdan ayak bileğine uzanan gecelik veya diz altına kadar uzun giysiler giyiyordu.

hamamları

~ İstanbul'un geç

dönem deniz hamamlarından biri. Bu fotoğrafta deniz hamamının ortasını da

görmek mümkün T Osmanlı devrinde Üsküdar sahilinde yüzen çocuk

Ah Şu Ruslar, İngilizler! 17. yüzyıldan beri var olan deniz hamamları, 20. asrın başlarında tarih sahnesinden silinmeye başladı. 1917'de Rusya'da patlayan Bolşevik İhtilali'nin sebep olduğu iç savaştan kaçan Rusların bir kısmı İstanbul' a göç etti. Mütareke yıllarına denk gelen bu dönemde mülteci Ruslar ve İstanbul' u işgal eden İngilizler kadın-erkek karışık olarak denize girmeye ve plajlar kurmaya başladı. Florya'da kurulan plajla İstanbul, tarihinde ilk defa plaj görmüş oldu. Bundan sonra deniz hamamları devri kapandı ve plaj kültürü sahillere yavaş yavaş hakim oldu. Kısa bir süre daha devam eden deniz hamamları, 1960-70'lerde tamamen İstanbul' un ve tarihin sularına gömüld ü.

L

Deniz hamamlarının, Türk-İslam kültürünün sayısız eserinden biri olarak tarihteki yerini almasıyla beraber Osmanlı medeniyetinin denizdeki aksi darmadağın oldu. Zira deniz hamamıyla beraber, mehtaplı gece zevkimiz, sandal gezintileri, deniz methiyelerimiz de sessizce çekip gittiler. Artık deniz; bir ilham kaynağı, bir harikalık olmaktan çıkıp; çöplerin, kargaşanın ve karmaşık plaj ların tahakkümü altında girdi... il Kaynaklar: Süleyman Beyoğlu , "Osmanlı Deniz Hamam ları", Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları dergisi, S. 5, 2004; $ah murat Arık, "Türk Romanında İlgi nç Bir Mekan Unsuru: Deniz Hama mları, Kastamonu Eğitim Dergisi, c.13, 2005; R. E. Kaçu, "Deniz Hamamları", İst. A., c.8, s. 4438-41, 1966; Kamil $ahin, "Deniz Hamamı", DİA, c. 9, s. 155, 1994; Ragıp Akyavas, "Deniz Hamamları", Asitane, c.2, s. 39, 2008; O. Nuri Ergin, Mecelle-i Umür-ı Belediyye, c. iV, s. 2142-2143, 1995; Tülay Alim Baran, "Mütareke Döneminde İstanbul'daki Rus Mültecilerin Yasamı", ATAM dergisi, c. XXI!, sa. 64-65-66, 2006.

SAYl96/AGUSTOS2016VEDİKITA

19

.•' ' ....,,,.,

. ..

~

..

.•

. .. \.



'

Yahudi asıllı İngiltere Başbakanı Benjamin Disraeli, 1851 'de yakın arkadaşı Lord Stanley'e ilk kez Yahudilerin Filistin'e yerleşmesi hayalinden söz etmişti. Bu tarihten sonra Yahudiler Filistin'e yerleşme isteklerini her fırsatta gündeme getirecekler ancak Sultan II. Abdülhamid onların Filistin'e yerleşmelerine "Osmanlı Devleti ve İslam alemine ebedi bir leke olacağı" için asla müsaade etmeyecekti... DR. AHMET UÇA R

~e u l85I f

Yahudi

asıllı İn~ilt~re

..., Yahudi asıllı İ ngıltere Başbakanı Benjamin Disraeli ..., Edmond de Rothschild ömrü boyunca Filistin'deki göçmen Yahudilere IYishuv'a) 5.600.000 Sterlin yard ımda bulunmuştu. Bu sebeple. Filistin'e yerleşen Yahudiler ona Yahudi Yerleşimlerin Babası

Başbakanı BenJ amın

Disraeli, yakın arkadaş ı Lord Stanley ile bir parkta sohbet ederken , ona ilk kez Yahudilerin Filistin' e yerleş mes i hayalinden söz etmişti. Benjamin Disraeli, Lord Stanley' e Filistin' de s ınırs ız nimetler bulunduğunu , bunun için tek ihtiyacının ise çalışacak çiftçiler ve onların korunması olduğunu söylemişti. Disraeli, bunun için gerekli toprağın Osmanlı Devleti'nden satın alınabileceğini, paranın Rothschildler ve diğer ileri gelen Yahudi zenginlerden alınacağını; iflas ın eş iğinde olan Osmanlı Devleti'nin gelir sağlamak için her şeye razı olacağını ileri sürmüştü. O n a göre bu konuda yapılacak şey; satın alınan toprak üzerin de çeş itli haklara sahip koloniler kurmak ve bunların güvenliğini sağlamaktı. Vatandaşlık konusu bunlar çözüldükten sonra da halledilebilirdi.

diyorlardı



İngilız Yahudisi Lawrence Oliphant

T

Filistin'e getirilen Yahudiler için hazırlanmış propaganda afişi

Başbakan

Benjamin Disraeli'ye göre bu konular son zamanlarda sık sık Yahudi halkının gündemine gelmekte ve kendisi de dahil tüm Yahud iler bunları gerçekleştirecek yeni bir Mes ih beklemekte ve bu Mesih'in Yahudi milletinin gerçek kurtarıcıs ı olacağına inanmaktaydılar. Ancak İngiltere Başbakanı Benjamin D israeli bu fıkirlerinin uygulanmaya konulmas ı için hiç bir giriş imde bulunmamıştı. 1879' da Yahudilerin Filistin' e iskanını organize etmek üzere bir merkez kurmaya çalışan Yahudiler adına İngiliz Yahudi hayırseverlerd en Lawrence O liphant; 4 N isan 1880'de -93 H arbi sebebiyle Türkiye'de bulunanFransız askeri müşavir Dreysse Paşa aracılığıyla Sultan II. Abdülhamid 'e başvurarak ilk kez Yahudilerin Filistin' de

REBUILDING THE LAND OF ISRAEL

Belka'ya yerleşmeleri için izin istemişti. Mösyö Oliphant, raporunda "yabancı sermayenin Osmanlı ülkesinin içine sokulmas ının mahzurlarından bahsederek, Yahudilere Kudüs civarınd a bir miktar arazi verilmesine karş ılık; onlar tarafından yapılacak akçe temininin kapitülasyonların kalkmas ına sebep olup, Devlet-i Aliyye'nin Avrupa' da itibar kazanmasını sağlayacağını" söylemekteydi.

Yahudilerin Filistin' e yerleşmeleri konusu ndaki ilk girişim, Lawrence O liphant tarafından 1879' da Osmanlı Devleti'ne sunulan bir teklifle ortaya çıkmıştı. Oliphant' ın teklifi.ne göre, Belka Sancağı' na bağlı büyük bir arazi Yahud i yerleşimine açılacak, buraya bir çeşit özerklik verilecek ve böylece Yahudiler kendi iç işlerini yürütebileceklerdir. Yahudilerin bölgeye yerleşimi, Osmanlı Devleti ve diğer devletlerle olan ilişkileri "İskan-ı Muhacirin Osmanlı Kumpanyası" tarafından düzenlenecekti. 16 Nisan 1880'de Os manlı Hükümeti tarafından Lawrence Oliphant' ın bu teklifinin tercüme edilerek Bakanlar Kurulu'nda görüşülmesi ve raporun tercümelerinin Sultan II. Abdülhamid'e de su nulmas ı kararlaştırılmıştı.

Devlet İçinde Devlet 8 Haziran 1880' de bu teklif padişahın ve Hükümetinin incelemeleri sonrası ; "Filistin' de Yahudilere iskan izni verilmesinin devlet içinde devlet kurulmasına sebep ?lacağı " gerekçesiyle redded ilmişti. Başlangıçta lngiliz çıkarlarına hizmet amacıyla, sonradan da Avrupa' nın çeşitli ülkeler inde zor durumda kalan Yahud ileri kurtarmak için Filistin' e Yahudi yerleştirmeyi düşünen Oliphant' ın girişimi, Osmanlı devlet adamlarının dikkatini bu bölgede Yahudiler lehine değişecek nüfus dengesine çekmiş ve bunun bölgedeki yönetimi olumsuz yönde etkileyeceği kanaatini doğurmuştur. Ç ünkü nüfusun çoğUnluğUnu Müslümanlar oluşturmas ına rağmen buradaki d ini cemaatler arasında hassas b ir denge bulunmaktaydı. Ayrıca 19. yüzyılın başından itibaren giderek artan misyonerlik faaliyetleri sonucunda bölgede Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya' nın yönetiminde kiliseler, dini okullar ve dernekler kurulmuştu . Osmanlı

Cemaatler arası dengen in bozulmasının Osmanlı Devleti yönetimini ve Kudüs'ün konumunu olumsuz yönde etkileyeceğinin farkında olan Sultan Abdülhamid, genel olarak Osmanlı Devleti topraklarına Yahudi göçüne itiraz etmemesine rağmen, Filistin' e Yahudi yerleşimine karşı kesin bir tavır sergilemiştir. Bu çerçevede O liphant'a verilen cevapta, dışarıdan gelen Yahudilerin asla Filistin' e yerleştirilmeyecekleri, ancak isterlerse bunların Mezopotamya, Anadolu ve Rumeli bölgelerine dağınık olarak yerleştirilebilecekleri bild irilm işti. Ayrıca

sultan, 8 H aziran 1880' de hususi bir irade ile Belka' daki mahallı yöneticileri de bu konuda kendisinden habersiz olarak Yahudilere iskan izni verilmemesi için bir kez daha ikaz etmişti. 1881'de Rusya'da başlayan Yah udi soykırımı üzerine Rusya Yahudilerinden Odessalı Dr. Yehuda Leib Pinsker (1821-1891), aynı yıl "H oveve Zion" (Siyan Aşıkları) Cemiyeti'ni

ııı,. 1940'11 yıllarda Filistin'e Yahudi göçü devam ediyor. Dünya'nın çeşitli

ülkelerindeki Yahudiler gemilerle Filistin

topraklarına taşınıyordu

kurarak siyasi Siyonizm'i başlatmıştı. Dr. Pinsker 1882' de yayınlanan "Kendi Kendine Kurtuluş" adlı eserinde ise Yahudi aleyhtarlığının Doğu ve Batı dünyasında psikolojik ve irsi b ir hastalık olduğunu, bu hastalığın ancak Yahudilerin Filistin' de bağımsız bir devlet kurmalarıyla sona ereceğini iddia ediyordu. Filistin' de Yahudi kolonileri kurmak isteyen Siyon Aşıkları Cemiyeti hızla örgütlenmişti. 1882/1883'te 12 yerde şube açan cemiyet, 1889/1890'da 138 şubeye ulaşmıştı. Kasım 1885'te örgütün 14.000 üyesi vardı. Ancak cemiyetin yıllık geliri 5.000 dolar olup, bir Yahudi ailes inin Filistin' e yerleş im bedeli 3.000 dolar olduğu için Filistin'e yönelik çok da aktif bir faaliyeti yoktu.

İslam Alemine Ebedi Bir Leke

Haziranında İstanbul' dan geçerek Yafa'ya gitmek istemişlerse de, Osmanlı Devleti'nin yasakları sebebiyle bunlardan ancak birkaçı Filistin' e ulaşabilmiş, fakat bunlar da orada herhangi bir faaliyette bulunamamış lardı. İstanbul'daki Biluim grubu 1882'de "Bilu Manifestosu" adı ile bir bildirge yayınlamışlardı. Bu, Filistin' de bir Yahudi yurdu kurulmasını isteyen ilk Siyonist belgeydi.

Lawrence O liphant; 1882' de İstanbul' daki yeni Amerikan Elçisi Lewis Wallace vasıtas ı ile Babıali'ye bir kez daha başvurarak Yahudilerin Filistin' e yerleşmeleri için izin istemişti. Buna karşılık 12 Temmuz 1882' de yeni sadrazam olan Mehmed Said Paşa, Yahudilerin s ıkıntı çeken bir kısmının Osmanlı tebaası olmaları halinde, onların "Bilu'nun Öncüleri" imzasını taşıyan Osmanlı Devleti'nin Filistin dışında her hangi manifestoda, Yahudi milletinin, mabetleri bir yerine -mesela Mezopotamya'ya- dağınık yüzlerce yıl önce yakılıp yıkıldıktan sonra, olarak yerleştirilebileceklerini söylemişti. Yahudilerin dünya üzerinde bir "sürgün" Ancak Sultan II. Abdülhamid onların hayatı yaşamaya başladığı, fakat bu sürgünün Filistin' e yerleşmelerine "Osmanlı Devleti ve İslam alemine ebedi bir leke olacağı" için asla müsaade etmeyeceğini her fırsatta gösteriyor ve belirtiyordu. Siyon Aşıkları Cemiyeti'nden ayrılan 500 kadar Yahudi genci "Biluim Hareketi" adı ile ayrı bir hareket başlatmışlardı. Biluim' a mensup gençlerden küçük bir grup 1882

bir uyku ve rüyadan başka bir şey olmadığı, ancak Yahudilerin canlanmak için hiçbir şey yapmadığı vurgulandıktan sonra, kendilerinin "Bilu" adlı bir cemiyet kurarak bu canlanmayı başlatacakları ileri sürülüyordu. Aynı bildiride cemiyetin merkezinin Kudüs olacağı, Filistin'in kendi ülkeleri olduğu

vurgulanarak; "bu vatan (Filistin) bize Allah tarafından verilm iştir. Tarihimizin arşivinde kayıtlı olduğu gibi, bu vatan bizimdir. Bu vatanı bize vermesini Sultan' dan (iL Abdülhamid' den) rica edeceğiz. Eğer bu vatanı elde etmek mümkün olmaz ise hiç değilse, bu büyük devletin (Osmanlı Devleti'nin) içinde bizim de küçük bir devlete sah ip olmamızı rica edeceğiz. Bu devletin iç idaresi bize ait olacak; burada medeni ve siyasi haklarımıza sahip olacağız. Dış politikada Osmanlı Devleti ile birlikte hareket edeceğiz" denilmekte ve zengin - fakir bütün Yahudilere bu amaca ulaşmak için ellerinden geleni yapma çağrıs ı yapılmaktaydı. Ancak Bilu hareketi, Yahudiler arasında çok fazla ilgi görmemişti. Siyon Aşıkları ise aynı tarihte Rothschild ailesinin girişimi ile Filistin' de ilk kolonileri kurmaya başlayacaklardı. 1882 yılında Yafa yakınlarında, Mikveh Israel' den sonra ilk Yahudi kolonisi olarak "Siyon' da Birinci" anlamına gelen Rishon Le-Zion kurulmuştu. Bu koloniyi daha sonra "Yakub'un Hatırası"

.6. Filistin'e Yahudi göçü Osman lı sonras ı dönemde h ızlandı. 1940'1ı yıllarda yerleştirilmek

üzere Filistin'e

getirilen Yahudi kafile ~ Filistin'e gelen ilk Yahudi kafilesinin yerleştirileceği

topraklar için kura çekı lişi yaparken ... Biluim Hareketi'nin yazı lı kuralları

Jtwltltl....ı

anlamında

Zikhron Ya'akov, "Köşe Taşı" diye tercüme edilen Rosh Pina ve "Ümit Kapısı" anlamına gelen Petah Tikva gibi küçük koloniler izlemişti. Bu ilk kolonilerdeki Yahudi göçmenler, Filistin coğrafyas ını tanımadıkları, nasıl tarım yapılacağını bilmedikleri için ve s ıtma yüzünden çok sayıda insan kaybederek zor durumda kalmışlardı.

Maddi Destek Rothschild Ailesinden Bu göçmenlere Siyon Aşıkları Cemiyeti adına ilk ciddi yardımı, adının gizli kalmas ı şartıyla Rothschild ailesinden Baron Edmond de Rothschild yapmıştı. 1883-1889 yıllan arasında tüm Siyon Aşıkları cemiyetlerinin üyelerinden topladıkları yardım miktarı 87.000 Sterlin iken aynı tarihte Baron Edmond de Rothschild'in yaptığı toplam yard ım 1,5 milyon Sterlin' in üzerindeydi. Edmond de Rothschild, ömrü boyunca Filistin' deki göçmen Yahudilere (Yishuv'a) 5.600.000 Sterlin yardımda bulunmuştu. Bu sebeple, Filistin'e yerleşen Yahudilerce ona "Yishuv'un (Yahudi Yerleşimlerin) Babası" ünvanı verilmişti.

Bu arada Baron Rothschild, ileride fırsat bulursa Yahudilerin iskanına açmak üzere Şam ve Beyrut vilayetlerinde bazı boş arazileri de satın almış ve oralarda çiftlikler kurmuştu. Rothschild'den sonra Yahudi kolonizasyonu için en büyük yard ımda bulunan bir diğer ünlü Yahudi zengin ise Alman Yahudi'si, banker, Baron Maurice (Zvi) von Hirsch (1831 - 1896) olmuştu. Türk kamuoyunda ismi daha çok Rumeli 1869 yılında gündeme gelen ve tarihin tanıdığı en büyük sahtekarlardan b irisi olan Siyonist Baron Hirsch, 1874'te hatları teslim almak üzre Babıali tarafından kurulan komisyonun raporuna göre, coğrafi yapı son derece müsait olduğu halde, basit tüneller ve köprüler inşa etmemek için yolu lüzumsuz kıvrımlarla uzatmış ve yerleşim merkezlerine demiryollarının imtiyazını aldığı

uğramak

için en ufak bir

fedakarlıktan

b ile

kaçınmıştı. Öyle ki, birkaç köprü ve tünel

yapmaktan kaçınıldığı için, şehir merkezleri demiryollanndan bir hayli uzak mesafede kalmıştı. Komisyon, yaptığı inceleme sonunda hat boyunca istasyonsuz şehir ve kasabalar, hatta şehirsiz ve kasabas ız istasyonlar tespit edecekti. Üstelik b irbirinden çok uzak mesafelere yapılan istasyonlarda binalar da komik denecek derecede küçük bir şekilde inşa edilmişti.

,.,..,

t....ı

ISRAEL

Öteden beri büyük sıkıntılar içinde bulunan ve sürekli aç ık veren Osmanlı maliyesine aş ırı bir yük getiren Rumeli demiryolları, Baron Hirsch'i, Avrupa'nın sayılı -hatta dolandırdığı Os manlı Devleti'ne borç verecek güçte- zenginlerinden biri haline getirmişti. Daha da önemlisi, Baron Hirsch, Osmanlı Devleti'ni dolandırarak kazandığı paralarla Siyonizm' e çok büyük hizmetlerde bu lunmuş, hatta 1890 yılında Yahudi Kolonizasyon Örgütü'nü kurarak Anadolu'da Yahudiler için geniş topraklar satın almayı bile planlamıştı. Buna karşılık Osmanlı yönetimi Anadolu' da ve Filistin' de Yahudiler için toprak satılması yolundaki ağır baskılara karşı koymayı başarmıştı.

il

Kaynaklar: Paul Joh nson, Yahudi Tari hi, (Çev. Filiz O rman), İsta nbul, 2000; BOA. HR. TO. 521/74; Y. PRK. MYD. 1/47; Y. PRK. BŞK. 3/7; Y. A. RES. 5/ 58; İ. DH. 1295/ 101862; İ.MMS. 66/3 114; Bayram Kodaman - Nedim İpek, "Yahudilerin Filistin'e Yerleşti r ilm ele ri yle İ lgil i Olarak il. Abdülhamid'e 1879'da

A 1946 - 201Oyılları aras ında Filistin'in yıllara oranla Yahudilerce nasıl işgal edi ldiğini gösteren grafik -ıııll Filistin'e ilk Yahudi göçmenler geldiğinde Filıstin, İttihatçıların yönettiği Osmanlı

Devleti'nin hakimiyeti altındaydı "f" İngil iz mandas ı altındaki Filistin'de, Filistin'in ileri gelenleri. Önde sarıklı şahıs Kudüs Müftüsü Muhammed Emin El-Hüseyni

Su nulan Layiha", Belleten, C . LVII, Ağ u stos, 1993, S. 2 19, s. 568-571; Tufan Buz pınar, "il. Abdülha mid Dönemin in tik Yıllarında Filistin'de Yahudi İskanı Girişimleri (1879-1882)", Türkiye G ünlüğü , S. 30, (Eylül-Ekim 1994), s. 58-63; Mim Kemal Öke, Kutsal Topraklarda Siyonistler ve Masonlar: İhanetler, Komplolar, Aldanmalar, İstanbul , 1990; Fahir Armaoğlu, Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları, (1948 - 1988), Ankara 1989; Walter Laquer & Barry Rubin (ed), The lsrael Arab Reader, New York 1984, s. 3-4'den naklen Tu fan B uz p ınar, "11. Abdülhamid Döneminde Filistin'e Yahudi Göçü Meselesi (1878-1908)", Türkler, (Ed. Hasan Celal Güzel vd .), Ankara 2002, C . Xlll, s.7886; Celal Tevfik Karasapan, Fi listin ve $arkü'l-Ürdün, İstanbul 1942; Dan Giladi, "The Agronomic Development of the O ld Colonies in Palestine (1882-19 14)", Studies on Palestine During the O ttoma n T imes, (Ed . Moshe Ma'oz) Jerusalem, 1975, pp. 176; Süleyman Kocabaş, "Vaat Ed ilmiş Toprak" Filistin İçin Mücadele: Türkiye ve Siyonizm, Kayseri 1994 ; Vahdettin Engi n, Rumeli Dem iryolları, İstanbul 1993.

Filistin'in işgali öncesinde Birinci Dünya Savaşı'nda yaşananlar, yapılan gizli anlaşmalar, kurulan teşkilatlar ve kullanılan piyonlar... İttihatçılardan Balfour Deklarasyonu'na, istihbarat teşkilatı NILI' den San Remo Konferansı'nda Filistin'in İngiliz mandasına verilmesine giden yol. ..

•ırmcı • • ~~~if:~ie,i B D ..

ÖMER FARUK YILMAZ

S

felaketlere sebep olmuştu. Savaşın çıkışının hemen ardından, Osmanlı'nın savaşa dahil oluşu tam bir tertip idi. Asıl mühim hadise ise bir taraftan bütün cephelerde direnmeye çalışan Osmanlı Devleti'nin diger taraftan kışkırtmaların n eticesinde yüzyıllardır baglı oldukları devlete karşı ayaklanan milletlerle de uğraşmak durumunda kalmas ı idi. Savaş s ırasında Osmanlı-Alman ittifakı karş ıs ında yer alan Avrupalı güçler ve Siyonistler, Osmanlı topraklarındaki Türk olmayan unsurları devlet otoritesine karşı kışkırtmaya başladılar. Osmanlı topraklarında ayrılık taraftarı teşkilatlar, gizli cemiyetler tamamen Siyonistlerin kontrolünde çalışıyordu. İttihat ve Terakki iktidarı, Ocak 1914'te Musevilerin Filistin' e yerleşmesine mani olmak için alınan tedbirleri "işe yaramadıkları" gerekçesiyle kaldırma kararı almış ve böylece Yahudilerin Filistin' e yerleşme süreci daha da hızlanmıştı.

Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde ve savaş esnasında Yahudiler, İttihat ve Terakki hükümetinin verdiği serbestlikler ile Filistin'de artık büyük güç tesis etmiş lerdi. H er yerde Yahudi kolonileri kurulmuştu ve bunlar dış güd erin ve Yahudi lobilerinin destekleriyle büyük maddi imkanlara da sahip olmuşlardı. Devletin temelini sarsacak faaliyetler, kanuni düzenlemeler ve anlaşmalar yapılıyor, Filistin'in bir Yahudi yerleşim mekanı haline gelmesine dair birçok faaliyetler yürütülüyordu.

Cemal Paşa'yı da Kullandılar Bir yandan İngiltere ve Mısır' daki Siyonistler Osmanlı

ı,.. İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur

James Balfour'un teşebbüsüyle 2 Kasım 1917'de yayınlanan ve "Balfour Deklarasyonu" olarak bilinen bildiri T Cemal ve Enver Paşa lar Kudüs'te Kubbetü's-Sahra'dan çıkarken

Devleti'ne karşı İtilaf kuvvetlerine askeri destek sağlamak için uğraş ırken, diğer yandan Filistin' deki Yahudi yerleşimciler de istihbarat teşkilatı NILI vasıtas ıyla aynı amaca hizmet ediyordu. Bu teşkilat, 1916' dan beri Osmanlı ordusunu Suriye ve Filistin' de takip ederek hareketlerini düzenli olarak İngiltere'ye rapor ediyordu. 1917'nin sonlarına doğru NILI, Kudüs'teki Ermeni ajanlar ile işbirliği yaparak Cemal Paşa'nın İstanbul hükümetini devirmek için İngilizlerle görüştügü ve Osmanlı hükümetinin başına geçmesini sağlayacak bir antlaşma yapacağı söylentisini yaydı. Böylece, Osmanlı yöneticileri birbirine düşürülerek Balfour Deklarasyonu'nda verilen sözlerin yerine getirilmesi için İngiliz işgalinin önü açılacaktı.

NILl'nin başında, tarım araştırmacıs ı ajan Aaron Aaronsohn bulunuyordu. Aaronsohn

. . . &*". . . . . . . lııl,

, ... ... ,ı ..... ....... , .. ... ,..,..

, ...u

ıır

•1•

...ıtrn, . . .

.ıo

MJ•nıı ••

......,...,.

ll!!t tıtu..-wı.

., . . . . . . . . . . . , .

u .... , . .....u ..

........ .... , .... .. . . . ....... . ..

-

. .... .....,_.,

ııa.:

ınt• .-ı•

11ııııcı-taı ~

ma,

uı.

, uu u.. . ., ıa ~ u.. tıl • ıo,_, - ,- tıaıı • ...,........l, , .. ..u • • llıı lt . . ., .......... .. t ıa u ı.w • ...,..., .r • ı• ' """'-"- n . .. ,.. •YıWtır - ~ .... ......,

-

ıııruıtıc •



uwı &

..u ..... "-la

... ,....,,_

.-wı• tıt

•~ uas .......... c. . .ııı.• ~ ..a-ua.. ., ., .. ,.. ı.. .,. ••huoU • ı.uııa ,..,... "' ,_ u • t ,.,...

~

-.,._uraı

u ,-

waWwtqa ıı

u • w .,. ...,.,. .. • - u . .n

,...,.u.

ve kendisine yardımcı olan kızı, birkaç yıl Filistin' deki Yahudi yerleşimciler arasında bulunmuşlar ve ciddi manada istihbarat toplamışlardı. Üstelik Aaron Aaronsohn, Osmanlı Devleti'nin Şam valisi Cemal Paşa'nın baş danışmanı olmayı da başarmıştı. Bu pozisyonunu kullanarak, Osmanlı Devleti'nin Müslüman eyaletlerini savunma planını çaldı ve Kahire' deki İngilizlere gönderdi. Almanya'ya yaptığı kısa bir gezide Cemal Paşa'nın nüfuzunu kullanarak yeni bilgiler edindi ve bunları da İngiliz yetkililere ulaştırdı. Savaşın sonuna kadar Londra' da kaldı. 1916' da N ILI, Osmanlıların Süveyş Kanalı 'na ikinci bir saldırı gerçekleştirmek için yeni kuvvetler toparlad ığından İngilizleri haberdar etti. İngilizlere verilen diğer önemli b ilgi, Osmanlı Devleti'nin Filistin çapındaki, özellikle Bi'rüssebi çevresinde yoğunlaş mış savunma birliklerinin mevki ve durumlarıyla ilgiliydi. Bu bilgi, Şubat 1917' de başlayan Edmond Allenby kumandasındaki İngiliz saldırısında çok işe yaradı. 31 Ekim 1917'de Mareşal Allenby kumandasındaki İngiliz ordusu Filistin'in Birüssebi bölgesini ele geçirdi. İngiltere ve Amerika Birleşik D evletleri' ndeki N ILI ajanları, Londra' da Arnold Toynbee'nin propaganda biriminde geliştirilen Osmanlı düşmanı propagandaları

yayarak, Amerika'nın İngiltere safında savaşa katılmasını sağlamak için çok çaba sarf ettiler. Ayrıca bu uğurda, Osmanlı Devleti'nin Filistin' deki sözde Yahudi zulmü ile ilgili kendi uydurdukları hikayeleri de kullandılar.

Cemal Paşa emrindeki

Osmanlı

ordusunun başarısızlığı karşısında artık yapılacak pek bir şey kalmamıştı. Her ne kadar Osmanlı istihbaratı Yahudilerin İngilizlerle olan programlarını Cemal Paşa'ya iletmiş olsa da artık her şey alt üst o lmuştu. Cemal Paşa, hala bir dostluk kurabilme gayesi ile Filistin' deki Yahudilere daha cana yakın davranmaya başlamış, savaştan etkilenen Yahudilerin daha fazla s ıkıntı çekmelerini önlemek için, Siyonistler ile sıkı ilişkiler içinde bulunan yerli Yahudi liderlerle işbirliği bile yapmıştı. Fakat zaman Yahudilerin lehine iş liyordu. Savaşın başlamasından kısa

bir süre sonra İngiltere, Rusya ve Fransa, Osmanlı Devleti'ni nasıl bölüşecekleri konusunda bir anlaşma imzalamıştı. Tarihe "Sykes-Picot Anlaşması" (16 Mayıs 1916) olarak geçen bu Osmanlı Devleti'ni paylaşma planına göre, İngiltere ve Fransa, Filistin'i aralarında bölüşüyorlardı. Beyrut, Sur ve Sayda şehirlerini içine alacak şekilde Kuzey Filistin Fransa'ya bırakılırken, Osmanlı Filistin'inin Yafa, H ayfa, Tel Aviv sahil şehirleri de başta olmak üzere bütün güney Filistin'in İngilizlerin hakimiyetine geçmes i öngörülüyordu. Nitekim 1918 Eylülünde General Allenby idaresindeki müttefik kuwetlerinin Osmanlıları Suriye ve Filistin' den çıkarmaları üzerine Sykes-Picot Anlaşması bilfiil uygulanmıştı.

Arthur James Balfour, 2 Kasım 1917'de yayınlanan ve "Balfour Deklarasyonu" olarak bilinen bildirisinde, "Sevgili Lord Rothschild" diye hitap ettiği Yahudi liderine, bu kararı şöyle duyuruyordu:

Siyonizm'in En Büyük Başarısı

"Kabine'ye sunularak onaylanan ve Yahudi, Siyonist emellerine sempati gösteren aşağıdaki bildiriyi Majeste Kral Yönetimi adına size göndermekle pek memnunum.

Musevi önderlerinden C haim Weizmann ' Lord Rothschild ailesi, Musevi yandaşı İngiliz politikacıları Lloyd George, A. J. Balfour, A. Milner ve diğerlerinin yardımıyla İngiliz Kabinesi, 31 Ekim 1917 tarihindeki oturumunda, Filistin' de b ir Yahudi vatanı kurulması konusunda karar almış; bu kararın Siyonist Federasyonu'na sunulması için Lord Rothschild' e bildirilmesi konusunda Dışişleri Bakanı Balfour' a yetki verm işti. Siyonizm öncülerinden olan İngiltere Dışişleri Bakanı

"Majeste Kral Yönetimi, Filistin'de var olan ve Yahudi olmayan toplumların sivil ve dini haklarında veya herhangi bir ülkedeki Yahudilerin hakları ve siyasi statüleri konularında ön yargıya varılmasını sağlayacak hiçbir davranışta bulunulmamak şartıyla, Yahudi halkı için Filistin' de milli bir yurt kurulmasını olumlu karş ılar ve bu amacın gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için en iyi davranışta bulunmayı üstlenir."

Osmanlı Vatandaşları Osmanlı'nın Karşısında

• İngıltere Dışişleri. Bakan!. Arthur James Balfour Filistın'de kurulan(!) lbrani Universitesi'nin açılış merasiminde konuşma yaparken

T Filistin Cephesi'nde Osmanlılar tarafından esir alınan İngiliz askerleri

İttihatçı Siyonistler ve Yahudiler Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere yardım ediyorlar, kurdukları Yahudi Lejyoner kuwetiyle onlar için savaşıyorlardı. Siyonist hareket, Yahudi gönüllüleri teşvik edip teşkilatlandırıyordu. Bu haberler önceden beri Osmanlı istihbarat raporlarında açıkça yer almasına rağmen İttihatçılar tarafından hiçbir tedbir alınmadı. Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesinden sonra, o sırada Filistin' de yaşayan bazı Museviler gizlice silah biriktirmeye ve İngilizlerden yana casusluk faaliyetlerinde bulunmaya başlamışlardı. Vlademir Jabotinski adında bir Rus Yahudi'sinin liderliğinde ve Rus ordusunda uzun yıllar askeri tecrübe kazanmış yine bir Rus Yahudi'si olan Yossef Trurripeldör'un da yardımıyla, 3 Mart 1915'te "Siyon Katır Alayları" kuruldu. Albay John Henry Patterson tarafından Kahire' de eğitilen birlik, 500 asker, 750 katır ve 20 subaydan oluşan mevcuduyla 17 Nisan 1915'te Osmanlılarla savaşmak üzere Çanakkale Cephesi'ne gönderildi.

1917'nin başlarında yine Jabotinski'nin teşebbüsüyle kurulan yeni bir "Yahudi Lejyonu" 5000 kişiden oluşuyordu ve Filistin' de yaşayan çok sayıda Osmanlı vatandaşı Yahudi birliğe gönüllü olarak katılmıştı.

Böylece, Osmanlı yenilip bölgeden çekilince İngiliz destek ve himayesinde kurulacak olan İsrail devletinin temeli atılmış oluyordu. Balfour Bildirisi, Orta Doğu' da milliyetçilik ve İslami hareketlerin yaygın biçime geldiği ve İngiliz sömürge idare sisteminin sarsıldığı bir sırada, İngiltere'nin 'böl ve yönet' siyasetinin sonuçlarından biriydi. İngilizler, İslam dünyasını bölmek, Osmanlı halifeliğinin dirilmesini ve İslam' ın yayılmasını önlemek amacıyla, Orta DoğU' da bir Yahudi devleti kurulmasını destekliyordu. Britanya' daki Siyonist Yönetim Kurulu liderleri, Chaim Weizmann ve Vladimir (Ze' ev) Jabotinsky' nin öncülüğünde Britanya' nın (İngiltere) Filistin'i işgal ederek Yahudi vatanı yapma politikasını savunuyorlardı. Neticede Chaim Weizmann'ın çabaları İngiltere'yi Yahudilere daha da yakınlaştırdı ve artık ciddi bir koruyucu ve müttefik haline getirdi. 11 Aralık 1917' de Kudüs, İngilizler tarafından edildi. Allenby, şehre girdiğinde A Osmanlı Devleti'nin Filistin'i savunan birliklerinin yoğun etrafındakilere Haçlı seferlerinin ancak olarak bulunduğu Bi'rüssebi kasabası şimdi bittiğini söyledi. Fakat daha mühimi, ..., Mukaddes Filistin toprakların ı İngilizlere karşı Siyonizm'in en büyük başarısı olan Balfour savunmak için Filıstin'de bulunan Osmanlı askerleri Deklerasyonu'nun yayınlanmas ıdır. işgal

T

Filistin "Manda"ya Teslim Balfour Deklerasyonu'nun taahhütlerini yerine getirmek üzere Siyonistler İtalya ve Fransa' dan üyelerin de katıldığı Weizmann başkanlığında bir komisyon oluşturdular. Bu komisyon, Yahudilerin Filistin' e yerleştirilmesini hızlandırmıştı. 1914'te 38.754 olan Yahudi nüfusu 1918'de 58.728'e çıktı. Böylece İngilizler, Filistin'in Yahudi devleti haline gelmesi için bütün güçlerini ortaya koymuşlar ve devlet olmalarının önündeki bütün engelleri kaldırmışlardı. Osmanlıların yüzyıllarca

idare ettiği Kudüs'ün düşüşü bu topraklar için sonun başlangıcı oldu. Eylül 1918' e kadar İngilizler Filistin topraklarının tamamını işgal ettiler.

devırlerinde

Osmanlı'nın Filistin'de hüküm sürdüğü son

askeri tabipler tarafından muayene edilen yerli halk

belgesinin 25. maddesinde verilen yetkiye dayanarak Yahudi milli yurdu hükümlerinin uygulanacağı sahayı belirledi. Metne, "Yahudi halkının Filist in'le tarihı bağları ve bu ülkede yeniden milli yurt edinmelerine hakları olduğunu tanıma" şeklindeki ifadeleri eklemekle kalmadı, mandater devletin bu hakkın gerçekleşmesi için şartları oluşturma ve göçle gelenlere toprak edinme imkanı sağlama maddesini de dahil ettirdi. Bunun neticesi ise İngiltere'n in idareyi ele alışıyla rahatlık kazanıp 1919' da başlayan Yahudi göçleri ile 1923'e kadar hızı kesilmemek üzere Filistin' e daha sistemli bir yerleşim oldu. Yahudi nüfusu 1925 yılında 104.000'e ulaştı. Bu arada, Osmanlı Devleti yıkılmış yerine yeni bir devlet kuru lmuş ve Filistin toprakları da artık Yahudilerin işgali altında kalmıştı. Osmanlı topraklarının her köşes inde

kan, gözyaşı, hastalık, açlık ve ızdırap vardı. Buna İttihatçıların, devleti idare etmedeki Mütarekesi sadece Osmanlı Devleti için savaşı basiretsizliklerin i ve bazılarının da ihan etlerini bitirmekle kalmayıp, devletin de sona ermesine eklersek görünen manzaranın dehşeti ortaya sebep oldu. Çünkü ateşkesin 7. maddesine çıkar. il dayanan galip devletler ülkenin her tarafına Kaynaklar: Salahi R. Sonyel, "Osmanlı İmparatorlug u'nun asker çıkardılar ve daha barış anlaşmas ı Sonu Kurtuluş Savası ve Museviler", Osmanlı Araş tırma ları , XIII, İstanbul-1993, s. 1-10; Ömer Osman U mar, "Osmanlı Döneminde imzalanmadan Arap topraklarıyla b irlikte Yahud ilerin Filistin'e Yerleşme Faaliyetleri ", Fırat Ün iversitesi Filistin de Os manlı Devleti'nin sınırları dışında Sosyal Bilimler D ergisi , C. XII, S. 2, El az ı ğ 2002, s. 421-438; M.

Ardından gelen 30 Ekim 1918 Mondros

kaldı.

İngiltere, San Remo Konferansı'na

dayanarak, Filistin' de 1920 Temmuzunda manda idaresini başlattı. Konferans, Filistin' i Şeria Nehri'nin doğusundaki topraklarla birlikte İngiliz mandas ına verdi. Çok geçmeden Doğu bölgesi de İngiltere tarafından ayrılarak Ürdün Emirliği oluşturuldu. Emirliğin başına da Şerif Hüseyin'in oğlu Emir Abdullah geçirildi. Bu idareyle birlikte Yahudilerin, bölgede toprak alımı kolaylaştırıldı ve daha da hızland ırıldı.

Milletler Cemiyeti, 1922 yılı 24 Temmuzunda Filistin ve Ürdün üzerindeki İngiliz manda idaresini tasdik etti. İngiltere ertesi yıl manda

Lütfullah Karaman, "Siyonizm", DİA, c. XXXV II , s. 329-335; ___ , "Filistin", DİA, c. XIII, s. 89-103.

36 YEDİKITA AGJSTOS 2016/ SAYI 00

SAYl96/AGUSTDS2016VEDİKITA 37

38 YEDİKITA AGJSTOS 2016/ SAYI 00

smanlı

Devleti'nde vakıflann gelişimi, devletin içinde bulundugu siyasi, sosyal ve ekonomik durum ile dogrudan alakalı olmuştur. Nitekim, Osmanlı'nm son devrinde meydana gelen savaşlar, tabii afetler, yangmlar vs. yanmda siyasi kanşıklıklar yüzünden vakıflar idaresi işlemez duruma gelmişti. Tekkelerin kapatılması ve medreselerin yerine yeni mekteplerin yapılmaya başlamasıyla pek çok vakıf eseri kaderine terk edilmiştir. BirçoğU da Milli Egitim Bakanlıgı idaresine geçmiştir. Vakıflar Genel Müdürlügü'nün kurulmasından sonra dini yapıların tamamına yakını bu idarenin kontrolüne girmiştir. Bir vakıf devleti olan Osmanlı' dan kalan kültürel miras ya zamanın ya da insanların tahribatına yenik düşmüştür. Kuruluş yahut vakfediliş amaçlarına uygun olmayacak şekilde tahsislerin yap ılması sonucu pek çok tarihi eser harap duruma gelmiş, hatta satışı bile yapılmıştır. 3.3.1924 gün ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu, bazı gayretli ulemanm dini ilimleri fahri olarak ögretmelerine bir set teşkil ettigi gibi tüm medrese ve arsalarmın Maarif Vekaleti'ne, mekteplerin ve arsalarının özel idarelere devredilmes ini öngörmüştür. Maarif Vekaleti ayrıca, mescit arsa ve enkazlan ile, cami ve mescid avlularındaki medreselerin de kendilerince satılmasını istem iştir. Buna göre, illerde vali başkanlıgında oluşturulacak bir komisyon, yerinde tespitler yapacak, • Öksüzce Hatip bunun sonucunda 'tarihi ve bedii (sanat) Mescidi'nin henüz kıymeti olmayan' yapılar satılarak paras ıyla satılıp yıkılmadan önce, yeni okullar yaptırılacaktır. Konuya Encümen 1939 yı lında çekilmiş fotoğrafı (İ.A.M . E.A.) Umum Müdürlügü'nün itirazı üzerine, durum Başvekalet' e iletilmiş , Başvekalet, 1.9.1925 gün ve 6/4115 sayılı bir yönergeyle, 'tarihi ve bedii kıymeti' yetkili makamlarca tesbit edilecekler dışında kalan yapıların Maarif Vekaleti ve Özel İdare'lere devredilmesine, kullanılabilecek durumda olanların onarılarak kullanılmasına, hiçbir şekilde kullanılamayacak yapıların da satılmas ma karar vermiştir.

Cami Ayaktayken "Boş Arsa" Raporu Verildi 1928 yılmda İstanbul' da başlatılan çalışmalarda, 128 cami tasnif d ışı b ırakılmış, daha sonra Müze Müdürlüğü bunlardan 30 tanesinin korunmas ı gerekli eser oldugu konusunda görüş belirtmiş ve sınıflamaya alınmasını saglam ıştır. SAY196/AGUSTOS2016VEDİKITA 39

'~--!'..M~.,..:.I.,~ .,J,.'.ıı\

~ıı.,.J~.;,_,r, .)""'.:.:\.

--..

,..,-4, ~, ' ' ··-· ... ,. "" - •..s ... ,..,. ,

.ıı'· . .. ......... . ("..

~ Yakup Ağa Camii arsası, Dilek Camii arsası ve taşla rı, Molla Ahaveyn Camii meşrutası arsası, Akşemseddin Camii, İlyas Çelebi Camii satı ş ilanları (Cumhuriyet 24.1 1.1935)

T

Mehmed Nureddin Tekkesi ile ilgili İstanbul Arkeoloji Müzesi Encümeni'nin yazısı

-

.,,- -.,,;;:;;;;;;:

"-, . .....__ _,, _ _ _ , .

, .. ...... . ~.~-·/-; ,...,,, • ,,, ..... ,,._, .....

o



· - s·.ı.;.,.

. .- .,,

I"'' '"

.. ...

.,-.\.

1,... ,

":,'.:.:.. I-~ :!!'..·;·-;~~

....,...1

,,_ ..... ,, .....,.,. ..

' •• ; .... ,........ ....... ...~ ,,_,
View more...

Comments

Copyright ©2017 KUPDF Inc.
SUPPORT KUPDF