SOYUT (ImageIn) PastWar GerMan(GilMan)/WalKüre(WilDan) & SOMUT (FactIn) NextPeace Han(King)/HanIM(Queen...
WEMB
WalHalla 113
Allah’ın İsmi Gelecektir Dünyaya "113 alimrun lillah" Soyut & Somut Vol. 2011 Yazan Metin KILIÇ
[email protected]
En Güzel Sevgi Nedir? Hayat Nasıl Bir Dünya? Korku yok Allah’tan de. Gül. Merhamet Akar. Gülün. Gelişim Güzel. Merhametliler gelir. Güzellik Bitmez. Rahmet İner. Düşler Bitmez. Eziyet biter. Huzur Gelir. Rahmetlisiniz. Güzeller Güzelisiniz. Merhamet Ediliyor Bilin. Düşleriniz Gerçek Olacak. Duş Alacaksınız. Dünya Kurtulacak. Dünya Kurtuldu. Dünya Kurtuldu. Dünya Kurtuldu. Melamiler. Allah Yanınızda. Melamiler. Huzur Bulun Artık. Çiçek Olun. Dünya Kurtuluyor. Rahmet İniyor. Allah Yanınızda.
Allah’ın İsmi Gelecektir Dünyaya
WalHalla "113 alimrun lillah" Soyut & Somut
SOYUT (ImageIn) PastWar GerMan(GilMan)/WalKüre(WilDan) & SOMUT (FactIn) NextPeace Han(King)/HanIM(Queen)
Adak Yazılan gerçeği okuyabilen 154,000 kişiye adanmıştır. 154,000 kişi içindeki özel kişiye yeniden adanmıştır.
"113 alimrun lillah" Leysû sevâ’, min ehlil kitâbi ummetun kâimetun yetlûne âyâtillâhi ânâel leyli ve hum yescudûn. Onların (hepsi) bir değildir. Kitap ehlinden, gece saatlerinde kıyamda durup, Allah'ın ayetlerini tilavet eden ve secde eden bir ümmet vardır.
Okuyana not: İkili yazış sistemi kullanılmıştır. Kolay algılanması için konuşmalar sürekli tekrarlandı. Bir çocuk dili konuşulmaya çalışıldı. Diğer yazış stili daha didaktik olup bilgi aktarımını doğru vermek amacı güdülmüştür.
İçerik: ÖnBölüm SIFIR
ALLAH’IN İSMİ GELECEKTİR DÜNYAYA 0.1 Allah’ın Nimeti 0.2 İdris’in Özelliği 0.3 Sevgi-Sevgi Sözleri 0.4 Kula Dair 0.5 Kul Olmanın Önemi 0.6 Allah’ın Destekleri 0.7 İnsanlık İçin Gerekenler 0.8 Gelişme Sağlanacak 0.9 Kur’an’ın Detayı 0.10 Bilenle Bilmeyenin Farkı 0.11 Dede Başlangıçta ne yaptı? 0.12 12 Kişi 0.13 Akıl Nimeti 0.14 Musa’nın Yaşadıkları 0.15 Hazreti Yuşa Ne Yaptı 0.16 12M Var Dünyada 0.17 Ber
ket Yapan İnsanların Sorunları
0.18 Özel Bir İnsan Yaşamalıdır 0.19 Dedenin Sinede Başlangıcı Var 0.20 ZigZag Konusu 0.21 Eziyet Veren Kişilerin Yaptığı Hazırlıklar 0.21.1 Barbara’nın yaşadıkları 0.21.2 Barbara’yı yaşatanlar ona nasıl davrandılar 0.22 Køn’ün Özellikleri 0.23 Doğruların Gideceği Mekan 0.24 Başarının Yolu
0.25 Hayatın Kaynağı Nedir 0.26 Allah’ın Nimetleri 0.27 Kürtlük Olayı 0.28 Destek Nedir? 0.29 Yargı 0.30 Evin Nimetleri 0.31 Neden Değişir Hayat? 0.32 Ber 0.33 Kodlar 0.34 Nuh’un Huri Eşinin Konuşma Şekli 0.35 Đena 0.36 Kanө 0.37 Ninó 0.38 Yeşunun Özellikleri 0.39 Değişimin Gelişmesi 0.40 Grup Dışı Kalan İnsanlar 0.41 Yuvasız Kişiler ve Yuvalılar! 0.42 Kedi Nedir? 0.43 Kedilerin Özellikleri Şunlardır 0.44 Yahuda Kim? 0.45 Kötülüğün Karşılığı 0.46 Kötü Olanlar 0.47 Yaşam Savaşı Veren Kadınlar 0.48 Leona Nasıl Bir Kadın? 0.49 Gerçek Kadın Nasıl Davranmalı? 0.50 Kadının Özellikleri 0.51 Kadın Neler Yaşadı 0.52 Olayın Detayları 0.53 And İçen Kişiler Nasıl Davranır? 0.54 Gerçek Andı Olanlar Kimler? 0.55 Kuran Ankebut 21 0.56 Kuran Ankebut 15
0.57 Nuhun Gemisi 0.58 Tarık’la İlgili Bilgiler 0.59 Yeniler Gelince
ANABÖLÜM Önsöz Önsöze CevaPen
Bölüm BİR
GİRİŞ 1.1 Rahim İçinden Görünen Dışarı 1.2 Ballı Şerbet Ne Ola?
SOYUT Giriş 1.3 Geçmişin Yazısı 1.4 Mitolojik Kayıtlar 1.4.1 Serpiştirilmiş Vahşi Savaşlar İçAktarım-Valhalla
SOMUT Giriş 1.5 Geleceğin Yazgısı
Bölüm İKİ
ÖNANLATIM 2.1 Bir İnsan Nasıl “kral/kraliçe” Olabilir?
SOYUT ÖnAnlatım 2.2 Yaşamadan Bilemezsin, Zorlamadan Varamazsın
SOMUT ÖnAnlatım 2.3 Gelecek Zamanın Görünümü İçAktarım-Kehanet
Bölüm ÜÇ
KİŞİLER SOYUT Kişiler 3.1 Kurucu Hedronik 3.2 German KurtKapan 3.3 WalKüre İnceBel AraAktarım-Tiwal
SOMUT Kişiler 3.4 Hedronik
Bölüm ÜÇA
AraAktarım-NÜFUS 3A.1 Hbryd (Biyolojik Melez İnsan) 3A.2 Velaid 3A.3 Marmaid 3A.4 Genetikle Yapılan Yanlış Çalışmaların Sonuçları 3A.5 Hbryd’in Görüntüsü 3A.6 Astraid Yönetimi 3A.7 3 Yıldız-Yönetim Kadrosu 3A.8 Saf olacak Kraliçe Kızın Aile Yapısı 3A.9 Çok Öfkeli İnsanlardan Uzak Durun 3A.10 Öfkeli İnsanların Yaşamasına Neden Olan İnsanlar EkBilgi-Coğrafik Bölgeler İçAktarım-Kırmızı Alanların Bulunma Yöntemi 3A.11 Yanlış Yaşamak Zorunda Bırakılan İnsanların İçindeki Durum
3A.12 Savaşçı Kızlar-İki Kızın Doğumu İle Gerçekleşen Süreç 3A.13 1.83lük Hbryd 3A.14 1.83lük Hbryd Duygusal Tavırları 3A.15 Barbraid 3A.16 Barbraid’in Üretim Safhası 3A.17 1.73lük Hbyrd 3A.18 Turnead 3A.19 1.63lük Hbryd 3A.20 Furnaid 3A.21 1.53’lük Hbryd 3A.22 Burnaid 3A.23 Tornead-Küçük Boyluların Durumu(1.43lüklerin Durumu) İçAktarım-Kalem nasıl bir kalem? 3A.24 Melead 3A.25 Belead 3A.26 Helead 3A.27 Barnaid 3A.28 ManOid (İnsansı) 3A.29 ManOid Detayları 3A.30 Cyborg (İnsan Görünümlü Hedronik!) 3A.31 Cyborg’un Yüz İfadesi 3A.32 Android (Yarı Metal) 3A.33 Android’in İsteği 3A.34 Robot (Metal) 3A.35 Hbryd’in Robotu 3A.36 Diğer Robotlar 3.5 Hedronik’in Yapısı İçAktarım-Sufyanalar Kimdir? 3.6 Yönetim Yapısı 3.7 Han/King-AtakHan/KingAtak 3.8 HanIM/Queen-DenizHanIM/QueenDeniz EkBilgi-Dikkat ettiniz mi?
3.9 Amazon Kurucu Lider-İdoLetHanIM/WilDanİdoLet İçAktarım-İsim Babası İçAktarım-MilkDans EkBilgi-Dahası
Bölüm DÖRT
MEKANLAR SOYUT Mekanlar 4.1 Efsane Ötesi Sırlar Var 4.2 Birinci sınıf: Hedronik 4.3 İkinci sınıf: İşaretliler! 4.4 Üçüncü sınıf: Binekler! İçAktarım-Kapının Tasviri
SOMUT Mekanlar 4.5 Yeşil Örtü Altından Işıldayan 4.6 12 Dilimli 4.7 3 Sınıflı 4.8 540 Kapılı 4.9 Gözetleme Çanı 4.10 Dış yüzey 4.11 Kapılar 4.12 Koridor ve Silolar 4.13 Yapay Bahçeler 4.14 Yaşam Köşkleri 4.15 Sınıf Çalışma Alanları 4.16 Merkez Giriş Kapısı 4.17 Merkezin İçi İçAktarım-Mekanda farkında olmadan fark edilen
Bölüm BEŞ
ÇIKIŞ
SOYUT Çıkış 5.1 Korktuğumuz Ölüm Bu Muydu?
SOMUT Çıkış 5.2 Bakışlarda Mutluluk
Bölüm ALTI
İÇ SOYUT İç 6.1 Dumanın Ardındaki Neki? İçAktarım-Horz Tasviri
SOMUT İç 6.2 Seyre Doyulmayan Neydi? İçAktarım-Amazon Lideri
Bölüm YEDİ
İNİŞ SOYUT İniş 7.1 Renk Değişimi 7.2 Öte Yanı
SOMUT İniş 7.3 Detay Aktarımı
Bölüm SEKİZ
KANUN SOYUT Kanun
8.1 Son Nefes Kuralı
SOMUT Kanun 8.2 Gereksiz Detay
Sonsöz Bölüm SONU S.1 Hata S.2 Yazdıktan Sonrası S.3 Sorular EK1: VİLDAN üretimi için ipucu EK2 EK3 EK4 EK5: Sonek
ÖNBÖLÜM
SIFIR
ALLAH’IN İSMİ GELECEKTİR DÜNYAYA
0.1 Allah’ın Nimeti Nimetler özel özel. İnsanlık farklı farklı. Allah’ın nimeti çok farklı. Allah çok özeldir. Sevmeyi çok sever. Allah’ın nimeti çok farklı. Gözleri çok güzel. Gülen gözleri çok sever. Gözleri çok güzeldir. Dünyayı çok sever. Nimet cennetlerini çok sever. Rahmeti çok sever. Dünya onun yanında güzel. Dünya onunla güzel. Eğer sevmeyi başarırsanız Allah rahmetle gelir. Güzel sevmeyi insanlar bilirse rahmet gelir. Dünya özel güzel ki aslında, öyle şirin ki. Onun için sakın korkmayın. Özel olduğunuzu unutmayın. Elleriniz çok güzel. Sevimliliğiniz çok güzel. Dünya sizin. Merhametiniz çok güzel. Merhametle yaklaşımınız çok güzel. Özel olduğunuz için iyisiniz. Dünyayı bu şekilde yaratmak huzur veriyor. İnsanlığı bu şekilde yaratmak huzur veriyor. Sevilmek isteyen küçük, minik kızlarsınız. Kalmanız o yüzden. Sevilmek o yüzden. Allah bu şekilde yardım eder. Allah’ın isteği bu. İnsanların lütufkar olduğunu düşünürsünüz. Aslı Allah’tadır. Allah çok özeldir. Sizin zalim olmanızı istemez. Ondaki özellikleri bilin. O sadece sizinle olmayı seviyor. Sizinle yürek yüreğe olmayı seviyor. Hazır olmanızı çok istiyor. Size hazırlık yaptırıyor. Allah’ın özel nimetleri var. Özellikle sizi sevdi. Allah’ın özel nimetlerinden biridir. Minik yavruları sevin. Allah’ın minik yavrularını sevin. Allah’ın küçük yavrularını sevin. Küsel olmaya çalışın. Allah’ın minik yavrularıyla yaklaşın kendinize. Birikime bakın. Sevimsizliğinize bakın. Orada yaşadığınızı algılayın artık. Oradasınız aslında. Orada yanıyorsunuz. Korkarak yakalıyorsunuz aslında. Yanarak öğreneceksiniz. Yanarak fark edeceksiniz. Yakarak değil. Hiç kimse Allah’ı bu kadar sevemezdi. Allah bu kadar sevilmeye layıktır. Allah bu kadar sevilmek ister işte. Allah sevginin rahmetin temsilidir. Sevilmeye hasret insanları bilir. Sevilmek için çabalayanları bilir. Allah sevilmek isteyerek yaşayanları bilir. Allah minik minik sevilmeyi bilir. Allah severek yardım etmek isteyenleri bilir. Güzel yaşamak isteyenleri bilir. Dünyayı bu şekilde yaratmak O’nun huzurudur. O’nun huzurusunuz. Dünya O’nun huzuru. İnsanoğlu yanlışlarla doludur. İçindeki küçük yavrunun neticesidir. Kendine güvenemez. Acılar çeker. Ağlatır nefs. Gözyaşı döktürür. Gözlerine acı dolar. Acı ile bakar suratı. Bazen çok korkar. Korkuyla bakar. Ne yapsam acaba dediği çok fazla nefsin. Dehşetle yanlışlarına bakar. Dehşetin dehşetini yaşar. Bunları yaşaman normal. Neden dehşet duyuyorum demen de, neden korkuyorum demen de, bir şeyleri eksik yapıyorum demen de. Allah bunların sizin zararınız olmadığını biliyor. Sizi çok özel biliyor. Hazır olmanızı çok istiyor. İçinizde rahmet olsun, sevinç olsun, çok huzurlu olalım. Sevince koşun istiyor. Allah kullarını sevindirir. Yavaş yavaş kendine yönlendirir. Yavaş yavaş Allah’a yönelirsiniz. Allah’ın size yöneldiğini bilin. Sizi özlediğini bilin. Sizi çok sevdiğini bilin. Korkutmam gerekiyor sizi. Korkmanız şart. Korkmadan algılayamaz insan. Yanlış şeyleri de algılamanız gerekir. Algılamanız gerekir. Allah’tan başkasından korkmamanız için bazı şeyleri korku vererek gösteririz. Bir şeyleri korkutarak size veririz. Ancak korkarsanız Allah sizi sever. Ancak o zaman Allah’ı anlarsınız. Dehşetleriniz bitmeyecek sanırsınız. Bitmiyor dersiniz. Bitmiyor çok korkunç bir şeymiş dersiniz. Ama biter. Bitmesi için çabalıyor Allah. Sizleri hep sevdi. Gönülde olmanızı istedi. Sizleri minik minik yaratacak. Küçük parçalar olacaksınız. Sonra
acılarınızı hatırlayacaksınız. Yah diyeceksiniz biz acılar çektik, büyük acılar. Biraz daha üzüleceksiniz, az daha üzüleceksiniz. Yardım edemediğimizi bileceksiniz. Destek olamadığınızı algılayacaksınız. Çaresiz kalacaksınız. Sevip sevip öpeceksiniz ama birden algılayacaksınız ne olduğunu. Aslında kızımız yok. O sizin kızınız değil. O size ait değil. Sizin sahiplendiğiniz bir varlık değil. Onu severek, korkarak yaşayamazsınız. Onun dehşetini yaşayamazsınız. Onun içindeki zorlukları da yaşayamazsınız. İçiniz daralır. Rahmete gelemezsiniz sonra. Korkarsınız dehşete bir şekilde düşersiniz. Sonra Allah yardımda bulunur. Sizi bu zarlı zorlu yoldan ancak O kurtarır. Eziyetleriniz artacak. Acılarınız artacak. Korkacaksınız. Korkuyla Allah’a yönelmeniz gerekecek. Allah da size yardım edecek. Allah’ın nimeti olacaksınız. Allah yardımdan destekten uzak değil. Özel olarak yaşayacaksınız. Özel olarak korkacaksınız. Yardım isteyeceksiniz. O’nun güzel şanını yücelteceksiniz. O’nun rahmet ettiğini algılayacaksınız. O’nun acılar çekmenizi istediğinizi de. Korkacaksınız. Dehşetle yanlışlarınıza bakıp duracaksınız. Ne yapmışım ben diyeceksiniz. Günahlarım beni yiyiyor, parçalıyor diyeceksiniz. Onlar beni paramparça edebilir, korkuyorum diyeceksiniz. Günah günah işledim diyeceksiniz. Tevvab olduğunu bilin. Örtmek istediğini de. Örtülmek istediğinizi de bilin. Korku üstüne korku yaşatacağını da. Dehşete düşüreceğini de. Çok korkutacağını da. Acı üstüne acı yaşayıp yanlışlarınızla yüzleşeceğinizi de. Neden böyle duygular hissetmişim diyeceğinizi hissedeceksiniz. Bazen korku üstüne korku yaşamanın zorluğunu yaşayacaksınız. Bıktım artık, bırak beni, rahat bırak, dediğinizi duyacaksınız. Allah’ın zorluklarla cebelleştiğinizi bildiğini bilin. Dünya bu şekilde döner. Zulümler bu şekilde biter. Zalimler bu şekilde üzülür. Toz duman olur. Yok olmayı ister bir an. Keşke yok olsam da kurtulsam. Bitirmedik der Allah. Bitmedi acın biliyoruz. Allah sizin zarar görmenize razı değil. Üzülmenize de. Sizi seven insanlar olmanızı istiyor. Sevimsiz yazılar yazmamanız için sizi seviyor. Dünyayı korkutmamanız gerek. Acı çekmemeleri gerek. Korkusuz yaşamak çok zordur. Korkusuz yaşayabilmek çok zordur. Herkes korkmalı. Korkusuz insan olmamalı. Herkes korkuyla yazmalı. Allah korkusuyla. Allah korkusu çok mühim. Secdeniz çok mühim. Ya başaramazsam diye düşünebilirsiniz. Korkabilirsiniz. Dehşete düşebilirsiniz. Rabbinizin size büyük bir nimeti var. Allah sizi çok seviyor. O sevgi sizi kurtaracak. O sevgi sayesinde düzen gelecek. Allah nefsinizi yanınıza yolcu edecek. O size kardeş gibi yaklaşacak artık. Sizin üzülmenize razı olmayacak artık. Kimseyi yıpradamıycak. İnsanlık bu şekilde zarar görüyor. İnsanoğlu bu şekilde acılar çeker. Acı içinde acı çeker. Acıları bitmeli. Nefsin düzelmesi şarttır. Nefsin sevinmesi şarttır. Nefs zarar görmek istemez. Zararlı olduğunuzu hissetmenizi de istemez. Karşılıksız sevgi ister. Karşılıksız sevilmek. Hiçbir şey vermemek ama yenide sevilmek. Dünya çok özeldir. İnsanlar çok özeldir. Eğer kardeşiniz kurtulursa ona yardım edin. Onun elinden tutacaksınız bilin. O garibi tutup seveceksiniz elinizle. Onun özel çalışmaları sizi sevindirecek. Rahmetle sizin yanınızda dolaşacak. Melek olduğunun farkına varacak çünkü. O çok sevilmeye razı oldu çünkü. Beni sev de bırakayım şu eziyeti dedi. Üç kez üzüldü. Üç kez ağladı. Allah’ı çok sevdi. Allah’ı çok rahmetle andı. Allah’ım dedi. Ben bir hatalar üstüne hatalar yapmışım. Hatalarım çokmuş. Çok fazla hata üstüne hata yaptım. Yaptığım her hatayı sen düzelteceksin biliyorum. O hataları düzeltmem için bana yardım ettiğini de. Ben seni üzdüm demek istiyorum ona. Ona acı çektirdiğimi bilmeli. Ona hakkımın helalini söylemeliyim. Onun acılarını dindirmeliyim. Onun garipliğini görmeliyim. Gönlünün
bitip tükendiğini. Yorulduğunu bilmeliyim. Yorgun düştüğünü de. Zalim olduğunu da. Zulmettiğini de. Acı çektirdiğini de. Allah bu şekilde yardım eder insana. Dünya bu şekilde döner. İnsanlık bu şekilde algılar hayatı. Mutlu olmanız için Allah yardımda. Acıları dindirmek istediğinizi biliyor. Zalim olmalarına acıdığınızı biliyor. Niye yaptın, niye kendine bunları yaptırdın demek istemediğinizi biliyor. Acı çekmekten yorulduğunuzu biliyor. Acı üstüne yaşamak çok zor. Yorucu. Yorgun düşürücü. Sevimsiz görünmek istemediğinizi, çiçek gibi açmak istediğinizi biliyor. Hüzün dolu bakışlar atacağınızı biliyor. Hazır kalmadığınızı biliyor. Sevimsiz olmak gerektiğini biliyor. Güzel görünmesi gerektiğini de. Bazen ağlar görünecek. Bazen güler görünecek. Garibin yüzü aktır aslında. Yüzü ak bir gariptir. Ağladı, çok ağladı. Neymişim ben dedi. Ben neyim, ben nasıl bişeyim. Korku içinde Allah’a bakıp durdu. Ben aslında hata doluymuşum dedi. Küçük hatalarım var. Birkaç hatam var. Hata üstüne hata yapmam gerekebilir. Küçük hatalarla Allah’ı korkutmam gerekebilir. İnsanoğlunun bu şekilde davranması normal. Bir şeyleri yanlış yaptırmanız normal. Yanlışça düşünmeleri normal. Sizi bu şekilde Allah yardımla korur. Yanlış sözler söylemesi normal. Yanlış konuşması normal. Sizi üzmesi normal. Size acılar çektirebilirler. Dünyayı böyle yaşatır Allah. Allah onların zalim olduğunu zannetmenizi ister. Zannedersiniz. Zannınız normal. İnsanlar bazen zalim görünür. Kötü davranışlar sergiler. Tavırlarında yanlışlar olur. Sorular sorar, algılar. Hata dolu yanlışlarla kendini üzer. Yardım edemez. Yardıma ihtiyaç duyan herkesi Allah sever. Küçük olmayı sever. İnsanlığa yardım edemediğini görünce üzülür. Allah insana önce korku verir. Korku üstüne korku yaşamalıdır insan. Hiç üzülmemesi gerekmektedir ama bunu yapamayacak. Çünkü ancak üzülerek insan bişeyleri kavrıyor. Sevimsiz olması gerekebilir. Zalimce tavırlar sergilenebilir. Onun için korkmayın. Onun için kendinizi üzmeyin. Onun yok olması zor. Zalim değil Allah. Onu yok etmek istemiyor. Nefsin şehitliği lazım. Nefsin ölmesi, dirilmesi lazım. Ben öldüm demesi lazım. Ben acılardan öldüm. Ben kahroldum. Kahır üstüne kahır yaşamak bu. Hayatı bu şekilde yaşamak zorundaymışım meğer. Asla algılayamayacağım şeyler yapabilirdim. Hiç yapamam gereken şeyleri. Yorgun görünmem gerekebilir. Üzgün görünmem de gerekebilir. Sevimsiz görünmem de gerekebilir. Yavaş yavaş düzelmem de gerekir. İsteksiz görünmem de. Tavırlarımda sertlik olması gerekebilir. Sevilmenizi istedik. Sevimsiz olmanızı istemedik. Sevimsiz yaşamanız zor. Mutsuz davranmanız da. Tavrınız sert olabilir. Korku yaşatabilir Allah. Fazlalık yapabilir. Fazlalık yaşatabilir. Bu şekilde yaşarsanız eziyeti yaşarsınız. Ağıtlarınız dinebilir. Normal davranmanız istenebilir. İnsan gibi yaşamanız istenebilir. İnsanoğlu bunu yaşamalı. O’nun mutluluğunu istediğini biliyor. Kötü tavırlar sergilemen gerekir. Üzülmen gerekir. Acı çekmen gerekir. Dünyaya korkuyla bakman gerekir. Bazen üzülüyor gibi yapman gerekir. Ağlar numarası yapman gerekir. Korkuyor görünmek lazım gelebilir. Bazen üzülmen gerekebilir. Korku hissettirebilirsin. İnsanlar bu şeklide acı çeker. İnsanlar böyle yapmak zorunda kalabilir. 3M’nin özel durumu var. Onlar çok şirin. Çok şirin olmak gerek. Sevimsiz tavırlılar Allah’ı üzer. Allah onların üzüntüsünün üzüntüsü olur. Yıprattıkları için üzülürler. Yıprattım diye üzülürler. Yıpratanı yıpratır Allah. Yıpratana yıpratır. Sevimsiz görünür. Sevimsizlik yapar. Sen böylesin işte der. Sen bunu yaptın. Bu şakaları yaptın insanlara. Sen insanlarla böyle küçük görerek alay ettin. Yanlış yanlış düşünceler sergiledin. Çirkin çirkin gülüşler yaptın. Eziyet verdin insanlara. Anlayın şimdi ne olduğunu, neden korkutuyor Allah sizi. Allah neden korkutur? Allah
korkutmanın yolunu bulur. Neden Allah sürekli korku verir ki? Neden insan sürekli korkutulur ki? Korkmazsan nasıl ölecek nefsin? Onu yok etmenin yolu ne? Onun bütün acılarını yaşatırız sana. Onun çektiği bütün acıları. Ona yaşattığın tüm acıları. İçinde büyük bir güç olduğunu zanneden o küçük nefs. Farkına varmadan Allah’a korku vermek istedi. Beni korkutamazsın ben küçüğüm ama ben yine de seninle olmayacağım. Benim bu şeklide olmama neden sensin. Benim asıp azıp gitmeme neden sensin. İnsanları üzmeme neden sensin. Beni bu hale getiren yine sensin. Yardım bekledim, etmedin. Çirkin oldum, bekledin. Korktum, bekledin. Acıdım, bekledin. Güldüm, bekledin. Ağladım yine bekledin. Gülüşüme yine güldün. Sevinmeme yine güldün. Üzülmeme yine güldün. Sevinsem ağladın. Ağlasam sevindin. Neden sevindin? Ağlamama niye sevindin? Beni niye böyle üzersin bilmem ki. Ağlamama niye sevinirsin bilmem ki. Neden gülüp gülüp ağladığımı bil. Her şeyi yanlış yaptım çünkü. Her şeyi yanlış yapmak da bir şekilde insana acı veriyor. Ben her şeyi yanlış yapınca sevinen biri olabilirdim. Sevinip sevinip sana bakabilirdim. Bunları yapıp seninle olduğumu sanabilirdim. Sana yanlış sözler söyleyebilirdim. Sana iğrenç sözler de söyleyebilirdim. Sana acı çektirebilirdim. Seni bu şekilde yorabilirdim. Ellerini açıp Allah’a sığın. Korku verebilirdim. Acı çektirebilirdim. Elin eline değer korkusu yaşarsın. Neden yaktı beni dersin. Neden ellerim yandı dersin. Acılarım niye bu kadar çok dersin. Niye ellerimi böyle yordum dersin. Anne olmak istedim olmadı dersin. Ağladım ağladım gelen olmadı dersin. Sızlanırken kimse bana bakmadı dersin. Benim ağıdım bitmedi dersin. Gözlerime hep yaş doldu dersin. Bunları yaşamak niye var dersin. Her gün böyle ağıt çekilir mi, ağıtlar üstüne ağıtlar yaşadım. Zorluklar üstüne zorluklar çekmişim. Kalbin ne hale gelmiş meğer. Benim acılarımı bitirecek tek yol var. Allah’a dönmekmiş. Melek. Allah’a bir sevgi kaynağı var. Sevimli bir yavrucaktır o. Yaktım ellerimi diyen birinin oynadığı kitaptır o. O oynadı kendince. Her an kendine bakıp oynadı. Bunu da yaptın dedi. Bunları yaparken de zalim olduğunu bile bile yaptı. Bile bile acı çektirdi kendine. Bile bile ağlattı kitap. Onun ağıdını Allah aldı. Ağıtları Allah alır. Yavrucak masum çünkü. Allah o garibi kurtarır. Allah rahmet eder. Zor anlarınızda yardım eder. Zor görevler sizi bekler. Zor anlarda Allah sizinle. Size yardım eder. Sevimsiz görünmenizi ister. Acı çektirmenizi bekler. Zor zamanlar yaşatır. Çok acı çekersiniz. Korku yaşarsınız. Yaptığım hatalara bak dersin. Ne çok hata varmış bende dersin. Yaptığım zalimliklere bak dersin. Zalim olmak zor. Zulmetmek çok zor. Allah zulmedene zarar veriyor. Algılayamayan insanlar olacak. Yanlış duygulara yönelecekler. Sevgisiz kaldıklarını bilecekler. Özel olduklarını hissedecekler. Allah’ın sana yardım edeceğini bil. Üzüntüler yaşayacaksın. Zor anlar yaşayacaksın. Acılar çekeceksin. Zorlukların ardına dikileceksin. Zorluklar yaşattığını göreceksin. Kimseyi üzmemen gerektiğini öğreneceksin. Zor yaşattığını hissedeceksin. Kimseye acı çektirmemen gerektiğini de göreceksin. İnsanoğlu böyledir. İnsan farklı olmak ister. İnsan zalim olur. Allah aciz olduğunuzu hissettirecektir. Eziyet göreceksiniz. Sizi temizlemenin yoludur. Sevimsiz davranışlarınız olabilir. Acı çekebilirsiniz. Zor zanaattır. Zor bir acıdır. İnsanlar zorluklarla cebelleşir. Allah zalimliği sevmez. Allah korkmanızı sevmez. Allah körkütük olmanızı da sevmez. Bazen itmeniz gerekir. Zayıf olmanız gerekir. Zayıflamanız gerekir. Küçük görünmeniz gerekir. Ancak böyle nefsiniz ölür. Size yardımdır bu. Küçük olmanız şart olur. Zalim görünmeniz şart olur. Çarka böyle girer insan. Çarkını böyle yola sokar. Dönerken eriyenler olur. Çarka giren etler olur. Çarkın içinde yok olanlar olur. Çarka giren
her şey yok olur. Çarka girmek isteyen her şey yok olur. Allah yaratın demedi. Allah var olduğunuzu bilin dedi. Allah yaratık olduğunuzu bilin istedi. Sevimsiz davranmayın gülün istedi. Gülün de sevinin. Bazen kızdıracaksınız insanları dedi. Bazen üzeceksiniz. Bazen ağlayacaksınız. Bazen güleceksiniz. Gülümsemeniz de gerek. Ağıt yapmamanız gerek. Ağıtlı olmamanız gerek. Bazen ağıl olacaksınız. Korku vereceksiniz. Bazen temiz olacaksınız. Temiz davranacaksınız. Bazen ağlayacaksınız. O sizin sevdiğinizi algılar. O sizin ağladığınızı algılar. O size huzur vermek istediğinizi algılar. Ona güven vermek istediğinizi de. Onun içine girmek istediğinizi de. Onunla güzel bir birleşme istediğinizi de. Allah bu şekilde yardım eder. Zalim olduğunuzu hissettirir. Zulüm yaptığınızı hissettirir. Bir kere daha yazalım. Zalim olmak zordur. İnsanlar bunu bilmeli. İnsanlık acı çektirdiğini bilmeli. Zalimler acı çekecek. Onların acısı büyük olacak. Zalimlerin acı çekmesi şarttır. Bir şeyleri yanlış yapması şarttır. Zalim olanlara üzülmeyin. Kötü durumlara düşeceğinizi bilin. Küçük durumlara düşeceğinizi bilin. Çok acı çekeceğinizi de. Evet siz üzüleceksiniz biraz. Yoracaklar belki. Zalimlik olacak belki. Yardımsız kalacağınızı algılayabilirsiniz. Zor anlar yaşadığınızı hatırlayabilirsiniz. İçiniz acıyla dolabilir. Merhamet arayabilirsiniz. Çok üzülebilirsiniz. Yardım bekleyebilirsiniz. Affedilmek isteyebilirsiniz. Üzülmemeniz için yardım eder. Eci olabilir. Korku verebilir. Korku verebilir. Allah bu şekilde yardım eder. Hep Allah’ın istediğini yapmanı bekledik. Bu şekilde yardım eder. Çok çok üzüldüğünüz anlar olur. Çok çok yorulduğunuz, hayat böyle geçmez dediğiniz. Ne yapacağım ben dediğiniz. Yorgunum dediğiniz. Acı çektiğiniz. Yapmamam gerekenleri yapmışım dediğiniz. Çok çok üzüldüm dediğiniz. Çok çok yoruldum dediğiniz. Güleceğiniz günler de gelir. Gülerek baktığınız günler de. Ağladığınız günler de. Sevgi paylaşımı yaptığınız günler de. Yavrum günler dediğiniz günler de gelir. Keşke dediğiniz günler de gelir. Keşke yapabilseydim dediğiniz günler de. Ağladım dediğiniz günler de gelir. Merhamet dilediğiniz günler de gelir. Dünyayı acıttım biliyorum dediğiniz günler de gelir. Yaşamam gerekiyormuş, bilmeliydim dediğiniz günler de. Boş konuşmadığınız günler de. Çok korktuğunuz günler de gelir. Allah’tan başkasından korkmayacağım dediğiniz günler de. Korkmadığınız günler de gelir. Temizlenmeyi istediğinizi bildiğiniz günler de gelir. Korku yaşadığınız günler de gelir. Allah’a rahmet ettiğiniz günler de. Güleceğiniz anlar da gelir. Gülerek sevdiğiniz anlar da. Onlara sevgi yok. Biraz acıyacak canları. Sevilmek istedikleri halde sevmediler. Sevilmek istediler ama acı çektirdiler onlar. Çektirene çektiririz. Çekene çektiririz. Allah o garipleri bilir. Temizlenmeye çalışanı bilir. Yapılan acı çekilir. Çektirene çektiririz. Çekilecektir. Azıcık çekeceksiniz, bilin. Yorduğunuz için çekeceksiniz. Zalim olduğunuz için çekeceksiniz bilin. Zulmettiğiniz için çekeceksiniz. Dünya bu şekildedir. İnsanlık bu şekildedir. Dünyayı bu şekilde düzeltir Allah. Korku verene korku verir. Korkana yardım eder. Acı çekene de. Allah bu şekilde yardım eder. Allah yardımını değişik yapar. Daha farklı yollar dener. Farklı farklı yaşatır insan korkuyu. Korkuları farklı farklı hissettirir. Değişik değişik yollara insanı korkutur. Değişik bakışlarla insanı korkutur. Korku vermek özeldir. Azıcık korkmanız gerekir. Azıcık bakmanız gerekir bazen insana. Bazen insanların üzüntüsü olmanız gerekir. Bazen acısı. Bazen korkusu. Korku içinde bazen hareketlerinizi değiştireceğiz. Çok farklı korkular tadacaksınız. İçiniz acıyacak. Acı üstüne acı yaşayacaksınız. Allah o acıyı biliyor. Çok korktuğunuzu biliyor. Çirkin olmak çok korkutur. Allahsızlık korkutur. Allah’tan gayri olursunuz. Allah bu şekilde yardım eder.
Allah sevgilisine böyle yardım eder. Allah sevdiğine özel olarak yardım eder. Sevilmek isteyene yardım eder. Sevgiyi bu şekilde yaşatır. Sevmeyi bu şekilde anlatır. Allah’ın rahmeti budur. İnsan böyle yaşar. Farklı farklı davranmalıdır artık. Davranışlarında değişik olmalıdır. Küçük küçük konuşmalıdır. Yavaş yavaş konuşmalıdır. Tedirgin görünmelidir. Yardımsız görünmelidir. Acı çektirdiğini göstermelidir. Bazen küçük görünmelidir. Olgun görünmelidir. Minik görünmelidir. Korku içinde varsa Allah böyle yapar. Korku yaşatmalıdır. Evet demelidir. Biliyorum demelidir. Acını görüyorum, biliyorum. Evet demelidir. Kafanızı salladınız işte. Ben biliyorum, başlangıcını gördünüz. Dünyayı bu şekilde algılayacaksınız. Görmeniz gereken şeyler var. Algılamanız gereken şeyler. Onu sevmeniz gerek artık. Minik bir yavrucaktır. O minik bir yavrucak. Minik minik hareketlerle gelir. Minik minik ellerinizi ona sararsınız. Allah’ın sevgisidir. Allah rahmettir. Allah korkunuzu arttırır.
0.2 İdris’in Özelliği
Allah İdris peygamberi özel yarattı. Özel olarak ona bilgi verdi. Özel olarak onu sevdi. Özel olarak yardım etti. Bilgi paylaşımını sever. Bilgiyle konuşmayı sever. Güzel davranmayı sever. Yanlış davranacaklarını algılarsınız. Yanlış tutumlar sergileneceğini görürsünüz. Görürsünüz bazen insandaki hatayı. Bazen acı çekersin. Sevimsiz davranırsın. Üzüntü verirsin. Yorgun bırakırsın. Yorgunluk verirsin. Böyle olması doğal. Bazen yanlış görünürsün. Allah bunu yapmanızı sever. Yanlış tavırlar sergilenmesi bazen gerekli. Bazen üzücü olmanız gerekli. Bazen yormanız gerekli. Allah bu şekilde destek olur. Allah’ın desteği budur. Başka insanları üzmeyin. İnsanlar üzülerek acı çeker. Acı çekmek zordur. Yorulurlar. Üzülürler. Yardım beklerler. Destek ararlar. Böyle olmasına gerek var. Çok korku verebilirler. Ne oluyo diyebilirsin. Neden böyle davranıyoruz şeklinde sorular sorabilirsin. Bazen kafan karışabilir. Bazen yorgunluk çökebilir. Korku hissedebilirsin. Korkuyla Allah’a dönebilirsin. Dehşet saçabilirsin. Dehşetle bakabilirsin. Bazen üzülebilirsin. Dünya bu şekilde, acılar böyle biter. Çok değişik görünürler. Farklı farklı tavırlar sergilerler. İdrisin özelliği kendisini sevmesidir. Kendini çok sevdi. Kendine bakıp bakıp güldüğü oldu. Kendini sevip sevip ağladığı oldu. Neden böyle oldum dediği oldu. Neden ağlattım dediği de oldu. İnsanlara çok acı vermişim dediği de oldu. Çok yormuşum dediği de oldu. Yardım etmedim dediği de oldu. Allah’ın yardımı gelmedi mi dediği de oldu. Endişelendiği de oldu. Yardım beklediği oldu. Kendini orada görmek normal. Farklı insanlar tanımak da. Bilmek isteyene Allah yardım eder. Ben bilmek istiyorum diyene yardım eder. Neden algılayamıyorum diyene yardım eder. Neden yorgunum diyene yardım eder. Yorgun ama yardımcı. Yardım etti. Anne baba hepsi iyi. Hepsi yardımcı. Ağıtlar biter. Ağıtlar biter. Aile güzel. İkisi de iyi. Korkmaması gereken iyi. Sevmesi
gereken iyi. Sevilmek isteyen iyi. Allah bu şekilde yardım ediyor. Örtünmesi gereken örtünür. Yorulması gereken yorulur. Dehşete düşen düşer. Bazen yorgun olur. Allah kullarına yardım eder. Temizler. Temiz olmalarını sağlar. Yanlış davranarak yanlıştan kurtulunmasını sağlar. İdris özel. Onun özellikleri var. İdris’e yardım ettik. İdris bir şeyleri algıladı. Neden bilmediğini algıladı. Bilmek istedi. Bilgi paylaşımına hasretti. Bilmek için çabaladı. Ailesini kurtarmalıydı. Allah’ın kurtarışı, O‘nun kurtarışıdır.
0.3 Sevgi Sevgi Sözleri
Güzel olmanın en güzel yoludur bu. Sevmeyi sevmek gerekli. Sevmek gerekli. Sevmeyi özleyenleri sevin. Ciğerden güzelce. Sevmenin en güzel yanı bu. Anne olmalıyız hep. Sevmek özeldi. Diğerlerine fark atın. Sevmeyi anlatın. Seven insan azmaz. Güler hep gözler. Dualar güzelleşir. Sevilmek özel gelir. Eller açılır Allah’a. Diğerleri değiller. Sevmeyi bilmek gerekli. Özlemek gerekli. Elle güzelce vermek gerek. Dualı olmak gerek. Duygulu olmak da. Sevmek de. Sevdiğini sev. Allah’ a gönel. (Gönül/Yönel) Sev sıcacık. Aile kur. Diğerleri gibi olma. Sevmeyi sev. Aşka dair ne anlattın? Sev lütfen sev. Aşkı sev. Gönlün güzel senin. Sevmelisin. Sevilmek güzeldi. Sevmeyi sevmek de. Sevilmek de. Sevmeyi sev. Duyarlı insanlar olursanız Allah yanınızda kalır. Aşkı verirseniz düşleriniz gerçek olur. Suya dokunmadan geçti ömür der sevilmeyi bilmeyenler. Su gibidir sevgi. Gönülden geçerken aşkını da alır yanına ve Tuana olur aşk. Cennet gibi mekanlarda hazır olur sılan. Duyarsın onun sesini duyarsın. Gülersin ona sevgiyle. Gülersin ona cici cici. Seversin onu gülerek. Elinden tutarsın. Aşkı anlar o da. İlgilenirsen gözlerin açılır ya. Aşka dair ne anladıysa o verir sana gülerek. Güzel gözlülerle aşkı tattı. Hep birlikte yaşadınız. Gözler açılınca anlarsın onu. Mutlu olmalısın çünkü sen. İş bu sana, geldik yine ona. Gözlerini açmak gerekli. Duygularını anlat ona. Ver sevgini hep. Özel olduğunu bildir. İçine güzellik kattın. Aşkı anlattın ona. Bebeğini aldın kucağına. Dedin ki o ne? Sevmeyenleri unuttun. Onları unuttun sen. Sevmeyi anlattın. Geldin yanlarına. Güldün gözlerindekine. Sevdin sözlerini. Bildin gözlerini. Aşkı tattın içinde. Güldün güzellikle. Aşkın güzel dedi o. Sevdi seni sıcak sıcak. Gönüller ısınacak merak etme. Gülersen gelişir her şey. Aşkın düzeni gelir. Sevmek özeldi. Sevmekti istenen. Aşktı sevene özel olan. Gülmekti güller açar. Saygın açar. Allah’la ilgilendi. Mutlu ol. Sana güldü. Gülücükler attık hep. Güleceğin günü bekler. Gülmeni bekler. Aşkını ister. Ellerinle yaz duyarlı. Gözlerinle gel severek. Sıcacık gül hep. Gölleri sev. Göller güzel. Göl olsun hayat sana. Sev sevgini. Sev onu sev. Sıcacık duyarlı sev. Sevenler ölürsen, gülersen gelir o. Gülerler sana gül. Göller açılırlar. Severler seni. Gül gibi gül. Gülmek özel.
Sevmek nedir? Sevmek rahmettir. En güzel rahmet. Seven insan anlatır kendini. Gülmeyi anlatır. Gülen insan güzel olur. Gülmek istersen sev. Sevmek güzeldir. Güzel olmak için sev. Sevginin ne güzel olduğunu gör işte. Seven insan ağlar ama söyler mi? Söylemez, söyleme hiç. Sevildiğini belli et ona. Sevdiğini anlat. Sevilmek iste. Sev ki o da sevsin. Sev ki Allah da sevsin seni. Gülmek için gül. Gülmek için sev. Sevgin katışıksız, güzel olsun. Gülerken ağla. Severken hep sev. Onun aşkını hisset içinde. Güler o sana gözlerle. Gülen gözlü. Gözleri nasıl ışıl ışıl. Nasıl neşeli bak. Onun sevincini yaşa. Onunla ol hep. Gülüşlerini hisset. Hislerini algıla. Aşkı nasıl sevdiğini. Gülmeyi nasıl sevdiğini. Gülerken nasıl ağlar. Gülerek nasıl sever. Annelik nasıl bir duygu? Muhteşem. Evet. Güzel olmalı o. Aşkınla daha da güzel olur. Rahmeti anlat ona. Gülerek bak ona. Aşkını hisset. İçine giren her şeyde onunla ol. Gülerek hatırlat ona güldüğünü. Gülmeni istiyordu o an. Aşığın gönlü bol. “Aşığım” de. Sevmek istediğini anlat ona. Güldür onu. Sevdiğini aktar. Gülerek sev onu. Lütfen sevgini ona aktar. Aşkı değil. Güldüğünü söyle. Gülücük at ona sevgiyle. Gülerek gel ona. Gülerek sarıl. Aşka değil sevgiye dön. Sevildiğini hatırlat. Nasıl sevmek istediğini gülerek aktar. Gülerek sev. İşlediğin sevgiyi aktar. İşlediğin özelliğini gör. Deprem olsun bugün. Sevgi depremi. Aşk depremi. Gül yüzlü depremi. Gözler, yüzler ağarsın. Sevgi yüzlere yansısın. Say aşkı. Kaç kişi sevdi diye değil. Kaç kez sevdin diye. Gül diye. Güller açsın yüz, göz. Gül yüzlüler gülsün. Sevgi üzüntüyü silsin. Aşkın depremi olsun bu yıl. Aşkın sevinci olsun. Sevincin sevgisi olsun. Gönlün sevinci. Duyarlı aşklarla geçer ömürler. Sevgi gider öte tarafa. Güler yüzler öte tarafta. Gülmek güzel. Gülün. Gülün hep. Aşkı anlatın. Gönüller açılır sevgiyle. Aşkı fark edin. Elinizden tutanları. Gönül gözüyle göreni. Güller açsın içlerde. Gönüller sararmasın. Aşk doğsun kalplerde. Gönüller açılsın sevgiyle. İşleyin sevgiyi sevgiyle. Allah’tan bir nimettir o sevmek. Sevmek özel. Gelin sevin aşka. Gelin ağlayın gülerek. Gülerek sevin sevmeyi. Gülerek isteyin sevgiyi. Dünler bugünler ve sevgiyle geçen binler, gelip girdiler orduya. Aşk için değil, Allah içindi hepsi. Topu topu 17 yaşlar. Gönüller acırdı acıdan. Onların hasreti ne? Allah için ölmek. Sevmek O’nu. Severek gitmek. Dişlerini sıktılar, acıyı deştiler yüreklere. Ezelden ebede dek gülecekler elleri güzel. Dişleri iyice sıkıldı. Korku yoktu kalpte hiç. Allah’ a yöneldiler. Gideceklerdi O’na çünkü. Sevgiyi hasretle andılar. Kalpleri katıydı öte tarafın. Gözler acıydı. Gönüller acıydı. Duyarlı bir insan olamadılar. Gönülleri dehşete kapılırdı. Korku yoktu Allah’tan. Korkanlar yoktu. Dehşetle bakarlar korkuya. “Nasıl oluyor ya?” Sorular, sorular… Gülemezler onlar. Allah’ a hizmet edemezler. Gönüller kararırsa sevmek acıya döner. Gülmelisin aslında sen. Sevmeyi bilen. Güldün ona sen. Sevdiğini söyledin. Özelsin. Aşk dolu gönüllerle gel. Aşkın merhemisin. Gönülleri güzeller. Gönül dolular. Sevmek özeldir. Sevilmek iste hep. Güzelce aşkını anlat. Ona aşkın çok. Sevmek iste. Sevdiğini söylet. Sev kendini de. Seven sevildiğini sevsin. Aşkı yaşayan bilir. O güzel duyguyu hisset. Gülerek hisset. Aşk güzeldir. Gülmeli yüzler. Aşka en güzel duygu de. En güzel duygudur de. Lillah. Sevgiye özel gün bu. Sevmeyi sevene özel. Sevilmelisin. Sevdiğini sev. Aşkını hasretle an ama asla sosma.(Solma/Susma) Sar onu. Sev. Kucağına al. Aşkını haykır ve Allah’ a yeniden gül. Güleceksin bil. Gül
yüzlüler… Güleceksin hep. Biliciksin. (Biricik/Bilecek) Gülmelisin. Gülen yüzlerle geleceksin. Şehit olup gelecekler. Aşkı hisset. Sevmekten öteyi gör. Ne yapar aşk sana? Dünyayı görmez olur. Aşkını yaz. Sana aşık biri ne yaptı? Aşkı için sayfalarca yazı yazan biri vardı. Gülmeni isteyen… Sev diye ağladık. Gülmeni istedi. Sev diye. İlkeli ol. Aşkın ilkesi yok. Sadece hissedin. Sevgiyi hissedin. Aşk kanattır. Göğe uçarsın. Aşkın hissi budur. Sevilmek için çıldırır insanlar. Hani yuvarlar kendini küçük gibi sonra ağlar üzülmemek için ama üzülmediği için mutlu şimdi. Seni çok seviyor ama bir türlü anlatamadı Sevmek istedi ama söyleyemedi. Acı çekti hep mutlu olmak istedi. Ama aşkını söylerken hep mutluydu. Ezelden ebede dek seninleydi. Mutlu olmanı hep istedi. Hiç üzmedi seni. Aşkı ve uzun bir hayatı senle yaşayacak. Seni her zaman mutlu edecek. Mutsuz olmadığın zamanlarda da seninle olacak. Elini hep tutacak. Hiç üzülmeyeceksin. Gözlerini aç ve yuvanı kur. Yuvan seni bekliyor. Huzur içinde yaz. Çünkü sen iyisin. Yazmak önemli. Yazı yazın insan iyidir. Yazını hep severek yaz. İşin güzel mutluluk dolu bunu bil. Huzur içinde yaz. İçin dolu. Huzurla. Sevsin diye seni. Sevsin, özlesin. Gülsün dudakları. Aşkı hissetsin. Duygulu, acıyla dolu. Üzüntülerini sil, at. Hiç bir şey yanıltmazdı özel insanı. Sevgiyi Allah’ a dayandır. Gölleri açtın sen. Gözyaşı gölü, aşkın gölü. Yuvaları kurdun sen. Hasret bitecek. Emin ol. Duyarlar seni duyarlar. Seni kim istiyordu bil. Seni kim sevdi. Çok acı içinde neler yaşattılar sana. Allah gelince anlattın O’na. Diğerleri hislerini algılayınca. Gözleri yaşarır acıyla. Sana acı çektiren kim olursa olsun seni üzemedi bir daha. Güldüğün zamanlarda “illallah” der. Güz güzeli der. Hileli sözlerle gelir gider. Allah’a inanansa özeldir duruşuyla. Elini sağlama alırsın. Duyarlı olursun ona. Sevmeyi anlatırsın. Gözlerini açarsın sevgiyle. Ona ışıl ışıl bak. Gideceğin günü hatırlat. “Seni seviyorum” de ona. Dudaklarını özledi. Sevmeni özledi. Sev diye özledi. Gülmeni de. Duygularını özledi, hep seninle. Seni sevmek özeldi ona. Sevilmek de… Ne olur onunla ol. Hep sev. Aşkı hisset ondaki. Dudaklarındaki sevgiyi de gör. Hissettiğin sevgiyi. Gül ona hep. Aşkı sev. Ruhuna aldığın her sevinçli duyguyu anlat. Sevilmediğini hasretle geç. Duygusallığını hissetti. Sevilmeliydin ama istersen olur yine de. Gene sev. Yine aşka inan. Kötüyü değil iyiyi gözle. Aşkı sev. Aşkı anlat. Aşkı dikta et. (Aşkı birine zorla) Dik et. Tepelet. Aşkın üzerine git. Sevildiğini hisset. Sevilmek iste. Aşkı hatırlat bana da. Gönülleri fethet. Aşka inan. Gönüllerde yer alacaktır o, gönül büyükse. Sevilmek isteyenlere verilecektir o, eğer gelirse. Geldiği anda da tut onu kalbinde. Gülecektir yüzler o an. Ailecek olacak insanlar. Gelirler yanına. Sevgiyle bakacaklar. Aşkını hissederler o an. Aşka dair ne varsa dinlet onlara. Sevilmek istediğini anlat. Güzel gözlerle gülerler o an. Seni sevmek özeldi derler. Sevmelisin aşkı, sevgiyi. İşin bu senin. Sevmek özerine. (Sevmek özelin ve sevmek üzere) Sevilmeli. Hiç uyumadan yattılar onlar. Dualarla. Aşkı hissettiler sevilmek için. Korkunu hissettiler, gördüler senin acını. Sevilmen lazımdı senin küçük kız. Küçük sevgili. Aşığım dediklerini anladın. Aşkı sandı o onu. Ama sevemediler bil beni. Gözleri açıkken bile. Korkuyla baktılar. Gözleri açıktı. Korku içinde acıdı canları. Hademeyim diyen cansız, acısız, kedi gibi yaklaştı, üzerlerine geldi. Kedi gibiydi. İğrençti o. Kötülüğün ta kendisi. Elleri çok acı verdi ona. Yaktı onu Allah yaktı. Dualarıyla yaktı onu. Zalim yaratık. Acılarla
doğurduk biz onları. Sorma acıyı ona sorma. Nasıl acımazki bu. Sana yapanı görmedi mi? Ne oldu sana acıyla? Güldü mü sana, bil ki evet. Duyarsızlığın yüzünden ağladın bir an. Gözlerinde hep ağıt var yetimlerin. Üzülmemeleri gerek. Acı çektiler. Onları sevin. Mutsuz olmadan. Onların huzurunda hep sevinçli olun. Hep yanlarında olun. Kötü olmayın. Ellerinden tutun. Dudaklarına bakın. İçlerinden geçeni okuyun. Görüntüyü hissedin. Duyguları hissedin. Yalnız olan küçük çocuklar sizin için özel. O canları siz koruyun. Onlara gidin. Onların hiçbir eşi yok. Onlar sahipsiz ve korku içinde yaşıyorlar. Onların sılasını siz bitirin. Mutsuz olmalarını önleyin. Onları siz sahip çıkın. Kötü değiliz hiçbir zaman. Sizinleyiz. Mutlu olacaksınız. Bunu bilin. Onları siz sevin. Hiçbir zaman üzülmeyin. Mutluluk için yaşayın. Küçük bir yuva kurun. Onları da yanınıza alın. Hasretlerini yok edin. Evde sizinle oynasınlar. Gülüşsünler. Neşe saçsınlar size. Onlar çok masum, çok acı çeken ve çok üzülen zavallı yavrucaklar. Acılarını dindirin. Onlar sizinle olunca yeniden başlayacak hayat. Onlar sizinle olunca yeniden sevinecekler. Hisleri bu. Sizi görünce hep sevindiler. Umutla baktılar size. Mutlu olmanızı istediler. Sizi görmek onların mutluluğu. Gözleri ışıl ışıl olur sizi görünce. Çok mutlu olurlar. Onlar acı içindeler. Gülemez yüzleri. Sevilmediler hiç. Gülemedi yüzleri. Aile istedi hep. Hasret içinde kaldı hep. Sevilmek için yaşadı. Sevmek için de. Niye ağladın niye? Sevilmek onun isteği. Git ona. Kurtar yavruları. Onlara git ve de ki aile olalım. Size yardım edilecek bil. Sizin sevilmeniz gerekli. Aşka dair ne varsa onlara gülerek söyle. Sevdiğin küçük şeyleri aktar. Aile olun. Onlar başaracaklar. Gözleri açılacaktır. Gözleri sevecektir seni. Elleriyle değil gözleriyle severler. Bilirler acıyı onlar. Sevinç içinde yaşamak ne? Bildir onlara bunu. Gülmeyi anlat onlara. Sevmek nedir, söyle onlara. Annelik nedir, babalık nedir gözlet onlara. Hissettikleri acılar gitsin. Sevilmek için ağlarlar. Sevmek için de. Güler yüzleri gör onları. Aile olmak onlar için değerli. Diğerleri gibi olmayın. Aşık (!) olmayın, sevin onları. Aşkı değil sevgiyi isterler. Gönülleri açılırsa bilirler. Onlar senin güzel oğlun ve küçük kızın. Biliyorsun ya, ne tatlı. Güler yüzlü yavrucaklar. Onları hisset lütfen. Gülerler sana hep. Sevgi istediğini anlarlar. Gelecekleri güzel olur. Güzel gözlerle bakarlar sana. Hissettiğin her şeyi anlarlar. Gülerler sana tatlı tatlı. Anne yavrucak o. Seni seven küçük kız o. Seni seviyor. Aile ol diye sevdi. Seversin diye geldi. Ellerinden tut diye. Yapsan iyi. Yap. Git ve anlat onlara. Ne yapıldığını sor. Hisset acıları. Gönüller acıyla kaplandı. Gönüller acıda. Gönüller acıyla kaplı. Hasret bitsin artık. Hayatı güzelleştirin. Aşkın önüne geçerek değil, sevgiyi vererek yaşayın. Ellerinizi güzel tutun. Pisletmeyin. Temiz kalsınlar. Tertemiz. Aşkı tadın. Sevgiye bakın. Düşleriniz gerçek olsun. Say duyuyu bilin. (Yetim Sayısı. Kaç tane çocuk var kurtulacak. Bunu düşünerek üzerinde hareketli olun.) Gözlerle değil, sellerle ağlayın. Seven selle. Duyarak gelin hayatı. Severek sevin varlığı. Acıları dindirin. Gözleri açın. Birlikte yapın her şeyi. Severek yapın. Aşkı, hasreti tadın. Sevmeyi anlayın. Gülmeyi de. İlgili galın. (Gülün/Kalın) Aşkı sayın. Sevmek için ağlayın. Gülmek için de sevin. Sevilmek özeldir. Gülümseyin hep. Neşe saçın etrafa. Gülerek yaklaşın hep. Sevgiye hasret olun. Sevgi size lazım. Gülen gözlerle ellerinizi tutun. Sıcak tutun herkesle elini. Annelik etmek doğal, sevmek de. Sevilmek güzel. Güler yüz güzel. Sevimsizlik yok. Doğal olun. Sevdiğiniz her şeyi söyleyin. Sevilmeyi söyleyin. Gülmeyi de. Gülerek ağlayın. Sevgiyle. Gülerek sevin. Gülecekler hep senin yüzüne. Seveceksin onları. Onlar da seni.
Gülmelisin. Sevilmek özeldir. Gülersen ağlar. Sevilmezsen gülerler. Aile kurmanı engeller. Üzüntü yaparlar sana. Onlar değişik ve acıtırlar. Gülmezler hiç. Aile kuramazlar. Gülemezler. Tek istekleri acıtmak. Sevimsizce acıtmak. Duygusuzca gülmek. Ağlatmaktır. Sevmeyi bilmezler. Kalpleri acıdan kavrarlar. İstekleri kötüydü. Kaçış kötüydü. Aile kurmak isteyenlere acıydı o. Sevmedi kimse onu. Sevilmez o. Sevmez kimse onları. Allah onlarla değil. Sevmediler kimseyi çünkü. Gönülleri boş. Aşka değil, kendine yöneldi. Düşleri sev. Aşkı hasretle an. Allah kendini sevenlere yakın. Aşkı isteyenlere. Gülenlere yakın. Aşkı isteyin. Gülmeyi de. Sevilmeyi de. Sevmeyi de. Sevgisiz olmaz hayat. Ömürlen değil sevgiylen. Ömürler geçer. Aşk geçmez. Hasret biter. Gönüller acırsa da yok sorun. Sevmek yok mu bilmek yok. Sevdiğini söyle Allah’ a. Duyarlısın çünkü. Sevgiyi, hasreti an. Duygularını dört yıl daha hasretle an. İlkeni belirle. “Aşığım” de. Sev. Gülerek ağlat insanları. Ağlatırken gülme. Aşkı hatırla. Sevgiyle git. Gönülden yıka insanları. İlkeni belirle. O ne? Güzelce sevmek. Güzelce sev. Allah seninle. İlkenle birlikte git ona. Aşkını haykır. Dualarını anlat. Sayarak sev. Severek say. Duygusuz olma. Aşkın yarısı bile yoktu. Aşka geldin. Gelişin güzeldi. Ona aşık delice. Hasret deli gibi aktı kanında. Çağladı dere gibi. Huzura erdi Allah’ın kulları. Aşka geldi Allah’ın kulları dualarla. Aşka geldin. Sevgiyle sardın onu merak etme. Aşk ne güzel. Sevmek ne güzel. Güller gibi açın artık. Dudaklar gülecek bir gün. Aşkın hasretin içinde tohum verecek ellerde, gönüllerde, dillerde. Aşk sevginin hasretin dönümüdür. Hasretin güzelliği yazık. Hasret güzeldir. Gönle perçinler sevgiyi. İçine düşersin sevgiyle. Aşkı hissedersin, geriye dön der sevgili sana. Seversen döner. Gör onu içindekinden, hasretin yanışı o. Sevdanın yanışı. Aşka hasret gönüller. Güz gibi hasret. En güzel duygular neler? Bunları hatırlat. Aşkı hissedin. Gönülleri açın birbirine. Çiçek olmanız gerekli. Aşka hasret biriyle tanış. Aşkı ister o. Sevmeni ister. Gülmeni de. Sevilmen lazımdır der. Sevilmelisin. Acıyı çekmez iyiler. Sevmek istediklerini bilirler. Sevmek acıdan iyidir. Gülmek iyidir. Sevin. Sevgiye hasret gönüllere, depreşen gönüllere aşkla geldik. Gönülle gel aşkın içine. Sevdayı hasreti sev. Bunlar acılı değil. Sevgi güzelliğini verir. İçine açar gidersin. Gözlerinle sev. Sevgiyi güzel belirt. Aşkı da. Duygusuz olduğunu düşündün. Çiçek olduğunu unuttun bir an. Gül artık. Sevgi o kadar zor değil. Gülerek anlat duyguları, aşkı da. Hissettiklerini de. Bunlar acı değil. Hasretinle değil, sevginle anlat. Aşkını hissettir. Sana ne kadar ilgi duyduğunu düşündür ona. O da anlasın seni. Sevgin niye çok diye sordu. Ona ne derdin? Çünkü sen çok tatlısın derdin. Biliyor o. Sevilmeli o. Sevmeli seni. İçini aç ona. Neler istedin sevmek için? Yalnızca onu istedin. Bir kere daha söyle. Yalnızca onu istedim. Sevmek için. Sev onu o zaman. Sev güzelliği. Güzeller güzeli o. Tek isteğin o. Tek yardımcın da seni seven O! HU! Sev O’ nu. Sevmek özel. Sev güzel. Ellerle sev. Gönle gider. İlkeli, al yanına çiçeği, Gönül’ e gidin. O (Hu) seninle çünkü. Seninle acıdan çıkaran Allah. Diğerleri değil. Onlardan uzaklaştığını bil. Tek istediği seni güldürmekti. Seni sevmekti. Sevmek için geldi. “Anacık” dedi sana. Annelik geliyor sana iyilikle. Dualar bitiyor aşkınla. Gönlün açık senin. Sevgin açık. Günler güzel geçer. Sevmek özel. İlkeli gül artık. Gül yüzlü, gül. Sev kendini de. Sev özel de. Duygulu ol bana karşı. Aşkını say. Gönül neden depreşir sence? Aşktan ve sevgiden.
Sevmek nasıl bir şey? Hayat veren bir şey. Sence hayatın kaynağı ne? Allah. Allah nedir? Varlığı yaratandır. Varlık neydi? Allah’ın yokluğa tercih ettiğidir. Sevilmelisin. Gönülden. Sevmelisin. Sevgiylen. Gelmeli geriye. Hissetmeli seni yine. Hissetmeli acılarını. Özleyişini. Sıcacık olacağını bil. Severken hasretle. Annelik et ona. Anne gibi davran. Ailelik et. Sıcak ol. Aşkını hissetsin. Sana aşık olsun yine. Gönlüne hitap eden düşlerle gelecek. Seninle gülecek, seninle sevecek. Sevdiğini hissettir hep. “Aşığım” de dualarla. Sevdiğini ona söyle. Sevmek istiyor seni. Sevgiyle gelmek istiyor canlar. Gönüller birleşmeli. Gönüller birlik olsun. Aşk biriksin suya. Aşk biriksin duya. Aşkına bilgi koy. Aşkını görünür kıl. Sevgiyi hasreti de… Aşka yalnızlıkla başlarsın. Sevgiye de. Sonra anlarsın aşkın ne olduğunu. Seversin sevileni. Görünce anlarsın beni. Diğerleri seni üzerken sevgin bitti. Güllüktün sen. Sevilmekle isteklerin bitti. Sevemedin üzüntüden. Sevmek isterken “onu izler” durdun. Sevemedin aşkını. Ona hasretin kaldı içinde. Sevemedin onu sen. Sıcacıktı. Sevmeni isterken. Sana aşığım derken. Gülmeni isterken. Sev Allah’ ın için. Sevmelisiniz. Sevmek özel. Gülmelisin. Sevmek için. Diyarlar güzel. Ezelden ebede dek ilgi var duyarlılar(l)a. Gel artık gel. Güzellere iyi ol deyin. Duygulu olun. Sevmeliler seni de minik oğlan. Sevmelisin sen de gerekliyi. Aşkını sev. İçme acı. Gül hep gül. Nüne (annenin küçüklüğü) anne (mutlu olmak isteyen kişi) nine (eziyet gören zavallı kişi Gonca Kuriş! O acı çekti.) nene (ailesini kuramayan kişi ailesinden olan kişi ) meme (mutsuzluğa yol açan kişinin acısı. O kişi bunu yaktı.) dide (evini kuran kişi) sasa (eşine gelen kişi) coco (mutsuzluğu yok eden) mommo (nine olarak yaşayan) mother (anne) ninni (sevgi ile söylenen) zilzal (hastanede yaşayan, hastalığı yok eden ambulans, biz1n) Gel (eşine hasret kalan) toto (dikta eden) koko (korkunç) mom (acı çekmeyen) tum (mutsuzluk) tim (acıya neden olan takım) mem (mama) heam (acıdan fazlasıyla dem alan, gereksiz yere acı çeken) man (adam) tone (ses) tina (ailenin küçüğü, yavru) koma (hatalarını düzelten) cam (gözlerini kıran ışık) toni (acıdan dem vuran, sıkıntılı) mo (mama) ho (tim) non (vaha) von (dua) to (gidiş) te (hatır) to (sıra) po (koni) pove (lila, aile) mae (mom) mann (adam) tone (ses) tie (bağlı) tow (atış) kiwe (dua) meav (dua) hull (elim) tall (karşı) kow (baba) tov (hır) chiv (ziya) kone (tünel) nin (risk) tin (geçim) tall (uzanış) till (geçiş) male (finli) tall (uzun) tormak (atış, geçim) zinzan (uzanış) rekkan (tura) conca (gonca) nina (nine) thul (zamancı, zamanda) till (geçiş yapan) men (kişi) malk (eğlenerek) toke (düğmeye bastı) keap (gözledi) me mom mem mime mon ton zilzal tuva hama hell helka lula lila lale lule hule fena tune tel Nuna nu mama mu papa pu kokko ku mamma ma fa fu fi fu pap pup pip pup pan mam mul lal han køn tea mæ møn tube hoe lue haw pey nea mie maey kòwe koc nìn tìn hèm pìm má tìna tỳ Annelik ne? Sevgi ne? Acıyı keşfettin. Acıyı sordun. Mutlu olmalılar de. Girildi içeriye. Hasretlen. Yeniden. Gülün. Sevgiye. Gülün. Mutluluğa. Annelik nasıl bir şey? En güzel şey o. Mutlu olmanın yolu o. Gülün artık. Sevgiyi verin insanlara. Acıyı değil. Gülün. Mutlu edin kişileri. Kedi değiliz/sin. Annesin sen. Anne. Gülün. Baba gibi gülün. Mutlu edin insanları. Temizlenin. Temiz olmak güzeldir. Dikta yok. Diktalık yok. Aşkla yazın hep.
Meme değiliz. Mamayız biz. Sevgiyiz. Biz aşkız. Hasretiz. Mutluluğuz. Anne olmak nasıl bir şey? Anne olun anne. Gülün gülerek yazın. Sevin severek sevin aşkı hasreti. Meleyin biraz aşk için. Gülmek için. Meleyin azcık. H/Özleyin sevgiyle hasreti. Gilin. (Giren, giriş yapan ve gülen.) Meleyin. Gülün. Gülün hep. Dualılar güzel olun.
0.4 Kula Dair
Kalın bir sevgidir dualar. Sevilmelidir seven. Aşkın hasretin ve yakında olacakların duasıdır. Giren yar, hayata girer. Dişler sıkılı. Aşklar bağlı. Sevgi hasretli. Diğerleriyle ilgili. Didayday, ninaynay, kalınlay, lilaylay, Hayy. Babalık yaşatır. Hisler bunlar. Duyarlı olur. Duyarlılıklar. Hasret biter. Duyarlı olurlar. Güzellikle iyi dersin. Melek olmak gerek. Sevgi hasretiyle yanma. Zalimleri unut. İnsan ol. Sakın sıkılma. Diyarlı davran. (Duyarlı/Diyarlı. Başka yerlere gezip giden kişiler. Zaman yolculuğu gibi.) Aşka iyi yaklaş. Sevgi nedir? Diyarlılıktır. (Sevgi için yolculuk yapanlar, diyarlılar.) Aşkı özel kılar. Mıknatıs gibi çeker. Hasretle bakan gözleri unutma. Onun aşkı mutluluğa götürür. Sevgisi çok özeldir. Aşkı da. İsterse sever ama gelmezse seni sevmiyor. Bunu bil. Sevmesini dile. İsterse gelir. Seni sevmeyecek biri asla gelmez. Sevmek için gelir. Sevildiğini bil. Huzurda sana gelecek olan kişi, elinde bir çiçekle, avucunda bir gülle seni hasretle andı. Onun mutlu olmasını iste. Ona güzel gözlerle bak. Huzurunda sana yakın davransın. Mutlu olması için güzel görün. İyilik etmeyi dile, ona mutlu olacağı şeyleri söyle. Mutlu olacağı sözleri söyle. Duyarlı ol. Acı çekme. İçindeki hasreti bir şeklide ona söyle. Uzun uzun söyleme. Sadece anlat. Ona çok sevgi duyduğunu bilsin. Uzun uzun açıklama. her şeyi gerektiği gibi söyle. Hiçbirşey senin üzüldüğün kadar zor değil. Hiçbirşey seni kıramaz. İncitemez. Bir daha söyle. Bunu hiç unutma. Aşkın güzel yanı bu. Hep acı çektin. Mutlu olmalısın. Sevilmek güzel. Mutlu olmak da. Neden üzülüyorsun hep. Neden hep üzüldüğünü düşünüyorsun. Mutlu olmanı istiyoruz. Gülmen lazım. Gülümsemen lazım. Sıkılmaman lazım. Dediğim gibi olursan sevdiğin şeyler olur. Çünkü güzel şeyler ancak gülenlere gelir. Gülmeyi dene. Gülmek hep güzeldir. Gülünce güzellik gelir. Seven kişi seninle olur. Sevilmeni isteyne kişi de sana gelir. Onları hasretle an. Ailen olmak isteyneleri. Güzel gözlerle bak hepsine. Onlar sana gelir. Mutlu olman için. Mutlu ol. Hasreti çöz. Nasıl davranacağını iyi bil. Hiçbir zaman korkma. İstediğin gibi davran. Şimdi mutlu olmanın zamanı. Gülerek yazmalı. Severek bakmalı. Huzurla gülmeli. İçindeki neşeyi aktarmalı. Aktardığında da mutluluğun en güzelini yaşayacak herkes. Mutlu olmayı deneyin. Mutlu olmak en güzel şey. Denemek de. Lütfen ağlamayın. Hep gülün. Hep huzurlu olun. Sevmenin en güzel yanı budur. Acının en zor yanı da sevgiyi hissedememek. Bunu bilin. Sevgiyi hissetmeli. Her yerden sevgi gelebilir. Her yer sevgi dolu aslında. Küçücük bir nesnede dahi sevginin küçük tohumlarını görürsünüz. O nesne sizi evvelde çok özledi. Kalubela’da size geldi. Oradan
size geçmek istedi. Geçti de. Bedeniniz oldu. Sizi sevdi. Sizinle olmak için çırpındı. Ben onun olacağım dedi. Ona gideceğim dedi. Ve bedeninize girdi. Bedenlendiniz. Bedeniniz olan varlık şimdi sizinle. Bunu birlik haline getirin. Sizinle birleşmek isteyeni sevin. Sevilmek isteyeni de sevin. Sevilmek istiyoruz hep. Hep sevilmek istedik. Hiç üzülmeyin. Mutsuzluğu tadmayın. Mutsuz insan acı çeker, hep acıyla yaşar. Acının tadı var. Kötü olan bir tad. O ekşi ve tamağı yakan his çok korkunçtu. O acı tadı asla bir daha yaşama. Hiçbir zaman. Korku veren bir şeydir. Onu bir daha yaşarsanız sıkıntınız azar. Kötülük gelir. Korkular depreşir. Hızır size yetişir. Mutsuzları hasrete götürür. Hasreti unutur, seven. Ve gözlerini ona en güzel şekilde açan kişi onu bir şeklide bulur. Bulduğunda da onun sevgisi ile huzur bulur. (Mutluluk gelecek. Sakın ağlamayın. Hizmete devam. Sevgiye ve ilgiye her zaman açık durun. Sevgiyi hissedin. Mutsuzluğu yok edin. Gülerek sevin. Gülümseyerek yaklaşın insanlara. Acıyı yok edin. Mutsuz insan kalmasın. Onlar çok mühim. Sizi çok seven iki insan var. Bunu bilin. İkisi de iyi. İkisi de zahmet çekti, yoruldu. Hepsi bir, hepsi bir. İkisi de bir. Sevmek çok güzel. Sevmek için çok önemli bir çalışma bu. Lütfen sevgiyi hasreti paylaşın yaşayın. Kötü günler geçecek ve mutluluk gelecek. Mübarek bir yüzle size bakacak. Senin en güzel sevdiğin yüz, o senin yüzün. Sen onu sev ve çok sevdiğin kişiye git. Ona git. O senin yüzünü çok iyi bilir. O çok büyüktür. Çok büyük bir yüz. Mübarek bir yüz. Onun yüzü size öyle güzel ki hasretle bakıp kalacağız. Çok özel. Çok hasret dolu. Çok seven. Çok iyi. Onun öpücüğü. Onun güzel öpücüğü. Çok güzel bir öpücüğü. Sevmeyi hep böyle sayın. (Allah’a olan saygı) Hep sevgiyi böyle yaşayın. Hiçbir zaman kendinizle ilgili kötü düşüncelere kapılmayın. Sevmenin en güzel yolu bu. Rahmeti anın ve güzel yüzle bakın. Mutluluğu yaşayın. Sevmek çok özeldir. Sevginin en güzel yanı da sevdiğin çocuğu özel kılmaktır. Mutlu olması için çabalayın. Her zaman. Mutsuz kişi, mutsuzluğunu yaşayacak. Hacı olması gerek. O yüzden sen de onunlasın. Senin de mutlu olman lazım. İkiniz de mutlu olmalısınız. Güzel olmalı yüzünüz. Gülerek, gülerek. Sevgiyi en güzel şeklide yaşa. Mutsuz değilsin. Sevinmek iste. Hep özel ol. Gözleri açık tut ve rahatla. Hiç zıvanadan çıkmayın. Gülerek yazın. Hızır sizi seviyor. Bunu bilin. İçinizi güzel tutun. Güzel yüzlüler. Numara yok. Hayat burada. Sizi çok seviyor Allah. O yüzden lütfen mutlu yaşayın. Güzel yüzlü olun. Hevesinizi güzelce yaşayın. Sevdiklerinizi güzelce hatırlayın. Huzuru bulun. Küt görüntülü kız. Sana küçük bir yavrucak verdi. O küçük kız senin minik kızın. Seni çok özlüyor. Emin ol. Ve hayatını seninle birlikte hep yaşayacak. Onu da bil. O seni mutsuz yaşamaktan, en çok haya ile yakınlaştıran kişiye görünecek ve seni ona biz götüreceğiz. Bilgin çok iyi, hatıran çok büyük, ilgin çok güzel. İzinde ilerleyen insanlar seni çok büyük bir nimet olarak gözlerinde büyütüyorlar. Bunun için sen hacısın. Hacı oldun. İkiniz de böylesiniz. Güzellik size geldi. Güzellik sizin. Mutlu olmalısınız. Mutlu olunca. Mutluluk artar. Güzel olmalı. Huzurlu olmalı. Sevgili olmalı. Mutlulukla huzur bulmalı. Mutlu olmanın en güzel yolu, huzur gerektiren bir şekilde yaşamak. Ama acıyı yaşadıktan sonra seni çok acı çektiren bir başkası ile görüştürmek zorunda kalmayalım. Senin için çok değerli bir insan yetiştirildi. O insanı çok hasretle anıyorsun. O insan senin için yaşıyor. Mutlu olun. Çok huzurlu olun. Çok mutlu olun. Lütfen gülün. Gülerek yazın. Gülerek yazan insan iyiliği istemeden yaşar. Hem de nasıl gelir, bir bilseniz. İyilik nasıl gelir, bir bilseniz. Hiç bu kadar güzel olmamıştı hayat. Hiç bu kadar sevgi ile yazılmamıştı, emin olun. Çok güzel bir yazı. Bu yazıyı hasretle anın. Hem sevgi var Hem aşk, Hem dua, Hem Allah, Hem Siz ve Hacı sensin!
Buradaki. Gül. Gülümseyin. Gülmekle yaşayın. Gülmek güzeldir. Her zaman güzel, huzurlu olun. Hiç üzülmeyin, sevgiyi hasretle anın. Gülmeniz çok önemli. Gülünce güzel şeyler olur. Hasret biter. Nine hayatın değişecek. Hiç üzülmeyeceksin. Hiç acı çekmeyeceksin. Mutluluğun en güzel yanı bu. En güzel yanı senin. Hiç üzülme. Gülerek yaz ve mutlu ol. Biraz da üzülün ama o üzüntüyü geçireceğiz. Biraz yaşayacaksınız istemeden. Hasret yüzünden. Hasreti geçirdiğinizde siz de geleceksiniz. Hiçbir şey üzüntüye deymiyor. Üzülmeyin. Mutsuz yaşamayın. Karamsar olmayın. Acı çekmeyin. Sevinmeye çalışın hep. Eziyet etmeyin yüzünüze, güzel gözlerle yüzünüzü sevindirin. Onlar hasret buna. Bunun için lütfen hiç yüzünüzde eziyet olmasın. Eziyeti çekerler, bilin bunu. Hasreti bilin.)
0.5 Kul Olmanın Önemi
İnsanoğlunun acıları vardır. Korkuları vardır. Zaafları vardır. Hayatın korkusun yaşar. Acılarını yaşar. Zor anları olur. İnsanlığın acısı budur. Çok çile çekebilirler. İçlerinde büyük bir acı da olabilir. Bu konuda Allah onlara yardımdadır. Zor zamanlarında insanlığı kurtarır. Sağa giderler. Korkarak acı çekerler. Dünyayı mahveden bir acı çekerler. Bu kin ve nefretle dolu acı, insanlığı yok eder. O zalimlerin hayatı söner. Dünyada yaşamanın büyük bir sorunudur. Kalp gözü kapanır. Korkuyla, nefretle insanlığı yok ederler. Acı çekmeleri gerekmektedir. Çirkin bir insanın huyuna uymuşlardır. Onun kibrine kanmışlardır. Onun çirkin yüzünü görmüşlerdir. Nelerle uğraştığını bulmuşlardır. Yine de yapmışlardır. Gözleri açılmamıştır çünkü. Allah için yaptıklarını zannederek yaparlar. Allah’ın kinli olduğunu zannederler o kişiye. Aslı böyle değildir. Allah insanlara asla kin tutmaz. Nefret beslemez. Zulmü görmeleri lazım. Onların acı çekmesi gerekebilir. Yaptıkları çetin korkunç hayatı bilmeliler. İçlerindeki korkuyu görmeliler. Birikim yaptıklarını zannederek yaşarlar. Sevgisiz kalpleri taşacaktır. Allah’ın korkusun tadacaklardır. Yaptıkları çok büyüktür. Zalimlikleri yüzünden Allah o zalimleri berbat edecek. İçlerindeki körkütük çirkin duyguları bilmektedir. Allah’ın onlara yapacağı budur. Rehber olacaktır. Kötülere karşı değil. Allah mutlaka onlara mühlet verir. Emir gereği onlara da mühlet var. Zalimler kalemlere koşarlar. Kalemlere bakarlar. Onu niye yıktın diye korkarlar. Yaptığı hatayı anlar. Kör olduklarını görürler. Kurtarılmaları lazım gelir. Tarikat ehli olduklarını anlarlar. Çirkin işleri olduğunu anlarlar. İnmedikleri için sevinirler. Yapamadıkları şeyler varsa üzülürler. Kötü insanlık derler. Kötü şeyler yapmak isterler. Zalimliklerini fark edemezler. İçleri yanacak. Allah onları mahvedecek. Kim daha çok zarar gördü, görecekler. Acı çektirdiklerini bilecekler. Devran dönecek, kinleri bitecek. İçleri yanacak. Dünyayı mahvettiklerini görecekler. Çirkin büyüleri bitecek. Asla dokunamayacaklarını anlayacaklar. Zorluklar aşılacak. Yorgunluk bitecek. Dünyayı mahvettiler. Çok saldırı yaptılar. İçleri acıyla dolacak. Merhametsizlikleri bitecek. Korkarak Allah’a yalvardıkları olacak. İçleri acıyacak. Yapamadıklarını bilecekler. Bilemediklerini bilecekler. Allah bu
şekilde lütfetmiştir. Onları yaşatacağız. Hapsedildiklerini algılayacaklar. Kavrandıklarını algılayacaklar. Yaptıklarının aynını bulacaklar. Aynı acıları çekecekler. Allah o zalimlere yaşatacaktır. Sıkıntılarınız bitecek. Korkularınız dinecek. İç acınız geçecek. Sevimliliğiniz gelecek. Allah yardımdadır. Zorluklar bitecek. Rahmet gelecek. Huzur bulacaksınız. Allah yardımdadır. Korkularınıza son verecek. Hiçbir zaman kötü günler geçirmeyeceksiniz. Yaptıkları her şey bitecek. Allah’ın yardımı gelecek. İnsanlığa yapılan zulmü bir şekilde önleyecekler. İnsanlık bu acılardan yılmıştır. Kız olmak zordur. Zor anlar yaşatır. Bilgisizler. İçleri yana yana gidecekler. Bir daha dönmemek üzere. Bir daha asla üzmeyecekler. Size yorgunluk vermeyecekler. Sizleri üzemeyecekler. Sevimsiz üzüntüler yaşamayacaksınız artık. Yorulmayacaksınız. Üçünüz de mutlu olun. Dünyayı huzurla büyütün. Düşleriniz size geliyor. Acılarınız bitmeyecek. Hayat korku ile dolabilir. Süreler devam ediyor. Sorun bitmedi henüz. Bittiğinde Allah’lasınız. Elleriniz hep Allah’a açılıyor. Yardımlaşın. Acınızı dindireceğiz. Korkularınızı da gidereceğiz. Yapılması gereken bu. Algılamaları lazım. Korku onların içine girsin. Daha henüz kavrayamamışlardır. Algıladıklarında onlara zalim olduklarını göstereceğiz. Zalimlere yardım edilmez. Onlara zalim olduklarını algılatacağız. Zulmedenlere destek çıkılmadı. Kötü davranışları sergileyenlere destek yok. Hiçbir zaman üzülmeyin. Allah’ın sevgisi kesindir. Seven insanlara Allah yardım eder. Allah yardımdadır. Allah masumiyeti bilir. Yardım eder. Sevgiye hasret insanları bilir. Allah kötüleri bilir. Sevgisizleri bilir. Hiç üzülmemeniz gerek. Huzurlu olun. Size yardım edeceğiz. İçlerine acı düşürelim. Sizi üzmesine engel olalım. Sevgisiz davrananları bilin. Acılar olun. Hayatı fark edin. Hayata doğru gidin. Doğru olan budur. Sorunları büyütmeyin. Korku yapmayın. İçinizi daraltmayın. Dargınlık yapmayın. Her şey düzelir. Üzüntü yapmayın. Merhameti tadın. İçinize gelen endişeleri yok edin. Allah’ın yardımı gelir. Allah’ın desteği burada. Üzecekseniz susun. Yorgunluk vermeyin. Yoracak şeyler konuşmayın. Bilgisiz olmayın. Yorgunluk vermeyin. İnsanların üzülmesine neden olmayın. Sevgisiz tavırlar sergilemeyin. Yumuşak gözlü olun. Bakışlarınız güzel olsun. Güzel bak her an. Gülümseyerek bak. Allah’ın iyiliğini anla. Bunu dene hep. O’nun sevgisi budur. Bakışları böyledir zaten. O hep güzel bakar. Her an sever. Körkütük olanlara bakması farklı. Onların üzülmesi gerekecek. O zalimlere göz yok. Kör doğacaklar. Körlük onların işi olacak. Dönecekler etrafta bilmeden. Kavrulacak yanakları her an. Sevimsiz gözleri ile insanları korkuttular. İnsanlığa acı çektirdiler. Onları sevmediler. Bu acıya neden oldukları için mutlaka acı çekeceklerdir. Bu korku onlara yeter. Zor zamanlar yaşanacaktır. Hüzün başlayamayacak. Acılar bitebilecek. Ve insanlık zorlukları aşmış bir şekilde huzur bulacak. Sevimsizler biçimlerini değiştireceklerdir. Salih amel işleyen kişiler gibi görüneceklerdir. Görüntülerinde düzenleme yapabiliriz. Birikimsiz görüntülerini bilebilirsin. O halleriyle seni üzebilirler. Bakışları değişebilir. Hayatları bu şekilde geçebilir. Allah’a nimet olduklarını da zannedebilirler. Başarısızlıklarını hissedebilirsin. Yapamadıklarını algılayabilirler. Başarı hissi duyamaya da bilirler. Her şey sorumlu tutulabilirsiniz. Böylece yorgun düşebilirsin. Korkuları artabilir. Boynunu bükmek isteyebilirler. Acı çekebilirler. Yapamadık diyebilirler. Zalimlere bu şekilde davranılır. Başları belada. Çabaları boşa gitti. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Mekan çoktan değişti. Oradaki su ona gidiyor. Başına gelecekleri algılasın. Allah böyle ceza verir. Zalime gitti. Yanacak. O bu şekilde yanacak. Acı çektirdiği için. Zulmünden ötürü yanacak. Kötülüğü yüzünden bu böyledir. Korku olacaktır. İşler kesindir çünkü. Allah’ın rahmetine eriştiniz.
Zorluk yaşanabilir. Eziyet yaşayabilirsiniz. Allah’ın düzenlemesi budur. Etrafınızda düz insanlar dolaşacak. Bu insanların iyiliğini kavramalısınız. Onların desteğini alacaksınız. Herkes zalim değildir. Birikimliler hayatı düzenlir. Hayatı zorluklardan koruyacağız. Hayatı düzenleyeceğiz. Her şey düzelir. Hayat düzelir. Yapılanları görebilirler. Yapılanlara engel olacağız derler. Bunu başaramadıklarını bilirler. Allah’ın yardımının geldiğini algılarlar. İçlerindeki kini kusmak için gelirler. Bizde onlara veririz belayı. Belaları büyük olur. Bu şekilde yaşamaları devam edecek. Allah onlara hak ettiklerini verecek. Yapamadıkları için zalim oldular. Hiçbir şey onlar için güzel olmayacak. Allah onların mutsuz olması için çabalayacak. Hiçbir şey onların istedikleri gibi olmayacak artık. Kendi yaptıklarını küçük görebilecekler. Kendi ettiklerine yanabilecekler. Dönüp duracaklar çaresizce. O çaresizlik onları alıp götürecek. Bilemediler çünkü. Uydular, çekildiler. Oyun oynamak isterler. Korkulu baktıklarını görürsün. Zulmettiklerini görürsün. Yardımsız kaldıklarını görürsün. Yapamadıkları şeylerin farkına varabilirler. Beklemeye çalışabilirler. Devam etme hevesiyle içleri acır. Onları buna zorlarız. Sevimsizliklerini görürler. Zorladıklarını görürler. İçleri acır. Görgüleri azalır. Merhametsizliklerini görürler. Acısız yaşatmaya çalışamazlar. İşleri başka şeydir. Amaç insanı eziyetle yaşatmak. Zorluklarla çalışın demek. Üretin demek. Yormak. Kolaylık sağlamamak. Eziyet etmek. Birikimsiz kal demek. Yaşadıklarını yaşa demek. Eğer yapacaksan bunu yeniden yaşayacaksın bil. Tekrar döneceksin acıyla. Tekrar korkacaksın. Acı çektiğini algılayacaksın. Yaptığını göreceksin. İçindeki nefreti biliyor. Keşke görmeseydi ama yaptığınızı biliyor. Böyle olmanızı istemezdi. Keşke olmasalardı dedi zaten. Keşke yapmasaydınız dedi zaten. Yaptınız. Bu büyük bir acı olacak size. Sizin eziyetiniz onu üzüyor. Zulmünüz üzüyor. Kininizi biliyor. Sıktığınızı biliyor. Yardımsız kaldığınızı düşünmenizi istiyoruz. Dönüp durduğunuzu biliyor. Nefretinizin içinde kahrolduğunuzu görecek. Allah onları affetsin demek istedi. Ama olmaz. Bu zalimler bitsin istiyoruz. Oyunlarına devam edemezler. Zalimliklerini bildiler. Kurtulamayacaklar. Söz isteme. Sana bu yasak. Sen gülerek gideceksin. Dalga geçtin. Yorgun bıraktın insanları. Yardım. Hacılara acı çektirdin. İzmin olacak. Seni bu şekilde bitirdik. Hiçbir şey yapamazsın artık. Bu şekilde olmak zorunda. Onların bittiğini hatırla. Gidişlerini bil. İlk önce oraya sonra geri yerine gidecek. Orada kalacak. Orada yanacak. Destek olacağız. Korkuyor. Emin ol. Çoktan geldi. İmanı var artık. Çoktan kurtuldu. O şehittir. Seninle yaşayacak. Hayatı boyunca. Nefsin düzeldi. Hepsi bitti. Çaban var. Allah insanlığa yardımdadır. İsteyene yardımdadır. Her şey düzelir. İnsen iyi. Korkular bitecek. Her şey düzelecek. Allah’a rahmet edin lütfen. O’nu sevin. O’nun için yaşayın. O’nun mutluluğunu gözetin. Görgünüzü arttırın. Sevimliliğinizi devam ettirin. Allah’ın rahmeti geniştir. Her şey korudu. Korkular bitti. Artık bitti. Acılar gelecek. İnsanlık üzüldü. İnsanlık üzülünce de rahman tekrar harekete geçti. Kurtarma hareketi, düzenleme hareketi. Bunu yapmak iyidir. İnsanlığa yardım edenlerin çalışmaları onun için mutluluk kaynağıdır. Onu sevindirin. İyi şeyler yapmanız gerektiğini bilin. Allah’a sevgi gösterin. Allah herkese çeşit çeşit yaklaşır. Düzenler. Sağlam ister. Sağlam insan ister. Çalışmalarınız düzgün olursa Allah destektedir. Çok çalışmanız gerekecek. Her şeyi düzgün yapmanız gerekecek. Bunu yapın. Dişinizi sıkın. İstediğiniz şeyleri yapın. Korkuları azaltın. Yorgun tavırlı olmayın. İnsanların gözlerine iyi bakın. İçindeki duyguyu algılayın. Herkes çok değerli çünkü. Çok değerli insanların ruhu. Gönüller çok değerli. Kalbi kıran insan hüzne neden olur. Kalp kırmayın. Kalbin üzüntüsü budur. Endişe
vermeyin. Yorgunluk vermeyin. İçini acıtmayın kimsenin. Yargı yapmayın. Suçlamayın. Suçlu gibi davrandırmayın. Dehşete düşürmeyin. Bilgisiz düşüncesi ile yaklaşmayın kimseye. Ezmeyin. Yargılamayın. Ezip durmayın insanlığı. Bilememek suç değildir. Öğrenmemek yanlış değildir her an. Öğrendiği zaman sevinin. Bildiği zaman sevinin. Gereken bilgiyi verin. Oku deyin. Verin kitapları eline. Gülerek verin. Severek verin. O zaman mutlu olacaktır. Gülümsemeniz onun ışıltısı olacaktır. Bu güzel mutluluğu ona yaşatın. İçindeki acı dinecektir. Allah rahmet eder. Okuyarak sevinin. Allah rahmet eder. Allah’ın sevgisi budur. Mutlu bulun. Allah’ın sevgisi budur. Sevgiye hasret olanlara mutlaka gelir. Allah’ın sevgi kucağı olun. O’nun sevgisi olun. İçinize düşen acıları bilir. Korkunuzu yenin. Bareket olsun. Yardım edin ona. Allah’ın rahmeti olacaksınız. Yuvarlak aca olun. Değişime hazırlanın. Herşeyin düzgün gitmesi lazım. Doğru gitmesi lazım. Bu şekilde yapılırsa düzgün oluyor. Her şeyi zamanında yapıyoruz. Her şey zamanında bitirilecek. Emin olun bundan. Yavaş değiliz. Hızlıyız. Bunu bilin. Bir çalışma ancak böyle ilerler. Başlangıç budur. Bitimine inşa Allah erişeceğiz. Mutlu olun. Dünyada birçok insan buradaki yazılanları doğru algılayacaktır. Farklı farklı görüşler çıkacaktır. İnsanlar neler yazıldığını düşünerek okusunlar. Her kelimede ayrı ayrı özellik var. Her ayrı cümlede farklı farklı çizgiler olacak. O çizgilerden algılayacaksınız bazı cümleleri. Neyin ne olduğunu sizlere gösterecek. Dünya bu resimlerden algılayacak Allah’ın sevgisini. O sevgiyi bereketle açacağız. Çiçekler çıkacak o yuvarlaktan. Görüntüler güzelleşiyor. Yeşeriyor. Ve inanılmaz bir başlangıç oluyor bu. Hayat değişiyor. Her şey güzelleşiyor. 17 yıl sürecek bir kitaptır. Çok hızlı yazılmıyor o yüzden. Başlangıcıdır. Çalışma devam edecektir. Küçük parçalar halinde asılacaktır duvarlara. Her biri çok özel bir resimle çizilecektir kelimelerin. Her birine resim yapılacaktır. Her bir resimde özel çizgi olacaktır. Bereket temsili olacaktır bu kitap. Allah’ın rızkıdır. Allah’tan gelendir. Allah’ın güzel kitabıdır. Bu güzel kitabı okuyun. İnanılmaz bir başarıya götürecek insanlığı. Şahane bir kitap olacak. Kelimeler özel. Başarının temsili. Ve hepsi çok özel yazılmalı. Çok fazla düzenleme yapacağız. Çok fazla değişiklik olabilir. Bu nedenle sakın korkmayın. Dehşete düşmeyin. Her şey çok güzel ilerler. Sanatçı insanlar da yardım edecek. Resimlere şekil verecekler. Başlangıçlar iyidir. Üzülen insanlar olacak. Korkanlar olacak. Şaşkınlık içinde bakacaksınız. Bilin. Böyle bir şey olamaz diyeceksiniz. Nasıl oldu böyle bir şey diyeceksiniz. Nasıl kandırıldık çoğumuz diyecekler. Nasıl bir rahmet indi bilmelisiniz artık. Nasıl bir lütuftur bilin. Bu çok özel kitabı algılamalısınız. Çalışmalarınız bu yönde olacak artık. Birbirinize güvenmelisiniz artık. Her kelimeye özen göstereceksiniz artık. Çok özel bir kitap. Başlangıç kitabı gibidir. Yazımlar hatalı olmadı. Düzenlenecektir. Bazı yerler hatalı olabilirse de Allah onları düzeltecektir emin olun. Temizlenmesi gereken yerler olacaktır. Onları da Allah bilmektedir zaten. Her şey düzelecektir. Rahmet ettiğini bilin. Şahane bir kitap yazılacak. O’nun elinden çıkan. O çok yüce bir Allah ki resimlerle sizi sevindirdi. O güzel resimleri çok güzel kullanın. Hepsi normal yerlerinde kalsın. Kelimeleri süsleyin. Güzel olacaklar bilin. Güzel resimlerle anılacak bu kitap. Bu kitabı güzelleştirmenin yolunu bulun. Sanatçı olun artık. Resme önem verin. Yuvalar kurun. Her biri özel. Bu kelimeleri iyi algılayacaksınız artık. Her kelime özel. Hepsinin bir anlamları var. Düzen getirecek Allah size. Düzen verecek. Destek olacak. Her şeyi doğru yapmaya çalışın. Hızlanmanız gerekecek. Resim öğrenmeniz gerekecek. Resme ilerlemeniz gerekecek. Çalışmanız gerekecek biraz. Düzenlemeniz gerekecek ellerinizi. Böylelikle
başaracaksınız. İnsanlık algılayacak sizi. Doğru kararlar alacaksınız. Bu sayede düzelecek yuvalar. İnsanlık bunu algılayacak. Korkuyu yok edeceğiz. Yardım edeceğiz. Yardımlaşmanız gerekecek. Allah destektir. Allah yardımdadır. Sizin için özel çalışıldı. Bu işi yapabilirsiniz. Başarabilirsiniz. Sizin için özeldir bu iş. Algılamanızı sağladık. İşinizin başına geçin. Düzgün çalışmalarınızı devam ettirin. Herkesin mutluluğu olacak bu kitap. Doğru çalışmalarla herkesin yüzünü güldüreceksiniz. Emin olun çok fazla resim çizilecek. Bu yüzden sakın korkmayın. Algılamanız için gereken her ifadeyi vereceğiz. Kim nedir algılamanız gerekecek. Mimikleri tam vereceğiz. Gözler, ifadeler aynı olacak. O sayede kurtulacak dünya. Korkunçlaşmak sos olacak. O yüzden kimseyi algılamadığınızı zannetmeyin artık. Gözlerden çakacaksınız iyiliği kötülüğü, kaygıyı, yorgunluğu. Her ifadede insanlık bilecek doğruyu yanlışı. Her ifadeyi gözleriniz algılayabilecek. Detaya çok değer verildiğini bilin. Allah detaylıdır. Detaysız çalışma istemiyoruz. Artık açıldı kitap. Kitaptakiler açıldı. Çok mutlu olacağınız için sevinin. Gözlerinizin aydınlığını yazacağız. Her kitapta ayrı ayrı resim var. Her çıkan kitap çok çok ama çok beğenildi. Allah yardım edecek. Dostunuz olduğunu bilin. O size hayat verecek. O size yardım edecek. O sizin gözlerinize yardım edecek. Gözlerinizdeki yorgunluğu alacaktır. Yorgunluk var. Biraz yorgun. O gözlere yapılan eziyetin farkında. Yorgunluk veren düşmanlarınız da oldu. İfadelerinizde yanlışlar oldu. Yanlış gözlerle baktınız bazen. Amacınız korunmak. Eziyet görmemekti. O nedenle katı baktınız yüze. Bu sayede korundunuz. Bazen lazımdı ama artık yüzünüze yerleşirse orada öyle kalır. Ve kalbiniz katılaşır, dehşete düşersiniz bilin. Tavırlarınız yüzünüzdeki her şeyi değiştirecek. İnsanlar sizin içinizi bilemeyecektir. O da karşıdaki kişiyi hareketlerinde değişime sevk edecek. Bilmeden sizi düşmanlar gibi algılarlar. İçlerindeki nefret uyanır. Sizi üzer. Kalbiniz gittikçe sertleşir Bilmeden ifadeleriniz zorlaşır. Allah bunu bilmektedir. Allah nefreti görmektedir. Çirkin suratları görmektedir. Sizde bu ifadeler olmamalı. Yüzünüzde kötü şeyler olmamalı. Yüzünüzde yanlış olmamalı. İfadelerinizi yumuşak tutmaya çalışın. Güzel gülen insanlar olun. Gülücük saçın etrafa. Çiçek gibi bakın gözlerinizle. İnsanlık bunu algılayacaktır. İçleriniz acımayacaktır. Dünya sevinecektir. Mutlu olacaksınız artık. Yorgunluğunuz alınacak. İstekleriniz gerçek olacak. Dünya buna sevinecek. Hüznünüz bitecektir. Yorgunluklarınız bitecektir. Korkularınız bitecektir. İnsanlık bu zorluklardan kurtulacaktır. Başınıza gelen kötüler sizi üzmez artık. Korkamazlar sizden. Hayat onların acısı olsun. Yaşam onların acısı olsun. İnsanlığa yapılan ayıbı görün. Acı çekmeniz için yaptıklarını görün. Size zorluk çıkarmak için yaptıklarını görün. Farkında olmadan size yaptıklarını görün. Acı çekeceğiz bilsinler. Onun isteklerine uyduk. O zalime uyduk dediler. Yapamayacaksınız bilin. Ona uymak sorun değil. Onun için buradalar zaten. Onun isteklerine uydukları için gelip giderler. Bilseler de bilmeseler de fark etmiyor. Zor yaşayacaklar artık. Onları üzeceğiz. 7 yıl daha eziyet çekecekler böyle. Seni üzdükleri kadar yaratık olduklarını algılayana kadar onları böyle oynayacağız. Allah adildir. Allah onları bırakmadı henüz. Henüz zalimler yaşattıklarına anlayamadılar. Son günlerinde onları tuttuk. Nefessiz kaldıklarını algılayacaklar. Orada dönüp duracaklar. Düşünecekler. Ne yaptım acaba diyecekler. Nasıl bir zorluk yaşadım hep diyecekler. Neden böyle oluyor her şey diyecekler. Neden yapamıyoruz diyecekler. Zor algılayacaklar. Zor görecekler gerçeği. Neden olmadı acaba bizdeki bu şey diyecekler. Allah onlara iman vermedi. Kalpleri katıdır. Aynen yaşadılar. Haksızlık ettiler. Ömürleri bitecektir. Yanlışlarını kavrayarak
gittiler. Başaramadıklarını anlayacaklar. Bir şeylerin yanlış olduğunu algılayacaklar. İsteklerine göre öldüreceğiz. Çok acı çekecekler kızım. Onlara sana yaptıklarının aynını yaşattık. 7 yıl sürdü. Emir gereği yaptık diye yalvarabilirler ama artık bitti. Onların hislerini duymadan yaptıklarını göreceksin. Gözleri açılınca algılayacaklar. Senin aslında ona iyilik ettiğini görecekler. Allah’a iyilik ettiğini görecekler. O zalime ders verdiğini bilecekler. Ona yardım ettiğini görecekler. Bazı şeyleri düzeltmesini istediğini bilecekler. O kişilik kendinin farkında değil henüz. Yanlışlarını görmüyor. Kendince yaşıyor. Kötülüğünün farkında ama çirkinliğinin farkında henüz değil. İnsanlara acı çektirdiğini görüyor ama. Bil ki bazen acıdı. Sonra gülüp geçtiği oldu. Aklınca dalga geçti. Alay etti sandı kendince. Minik bir kızcağızsın. Seni yormak için çabaladı durdu. Ona bunu yaptığı için bela verdik. Yanlışlarla dolu olduğu için, kıydığı için yazıklar olsun dedik ona. Sana yaptığı kötülüğün belasını bulacaklar. Kimseyi üzmememiz gerekir. Kimsenin yıkılmaması gerekir. Acı çektirmememiz gerekir. Sana yapılan acı çektirmekti o an. Farkında değildi hatasının. Sonra ağladı bil. Sana acı çektirdiği için çok pişman oldu. Allah böylelerini sever. Allah sevendir. Allah’ın pişman olan kullarını özle. Özle. Bu yüzden sevdiğini bil. O insana iyilik yaptığını bil. Yardım et. Acı çekmesine engel ol. Korkusunu yok et. Zalimlerin size iğrenç yaptığını bilirsiniz. Onların sizi yorduğunu bilirsiniz. Zulmetmek istediklerini görürsünüz. Hep böyle olacaktır. Yapamamanın verdiği acıyı çektireceğiz hepsine. Kaçmak isterler bil. Ama inatları vardır. Sevimsizliklerini bilirler. Korkutmayı bilirler. Çok kötüdürler. Nefrete neden olurlar. Yorgunluk verebilirler. İçleri acır. Hiçbir şey yapamazlar artık. Allah temizledi. Hins dedi. Dünyayı düzeltebilirsiniz. Hayatı düzeltebilirsiniz. Hayatı düzeltmek sizin işiniz. Hiçbir şey yapamadıklarını bilsinler. Yorgunluk veremediklerini bilsinler. Hayatı bozamadıklarını da. İnsanlığı üzemediklerini de. Kötülüğü kusamadıklarını da. İnsanlığa acı çektiremediklerini de. Yanlış işler yapmanın sonu budur. İnsanlara zulmetmenin sonu budur. Eğlenmek için yapılan işlerin sonu budur. Eziyetin sonu budur. Yardımlaşmanızın sonu budur. İğrenç işlerinizin sonu budur. Kimse sizin zulmünüzü çekmedi artık. Yapamadığınız şeylerle uğraşın. Tekrar tekrar deneyin. Ama olmayacak. Bunu iyi bilin. Allah yardımdadır. Allah’ın rahmeti budur. Yumuşatın yüzünüzü. Gözlerinizi güzelleştirin. Güzel yüz, sevgiye hasret. Güzel ifadelere hasret. Güzel bakışlara hasret. Bunu ister. Yumuşatın yüzünüzü. O yorulur yoksa. Bakışlarınıza güzellik verin. Onun isteği budur. Yuva kurmanız. Yuvalanmanız. Dünya Allah’ındır. Dünya Allah’a ait. O’nun bir parçası gibisiniz artık. O’nun yavrusuz oldunuz. Minik yavrular. Sevilen küçük çocuklar gibisiniz. Minik sabiilersiniz. Allah’ın sevgisi budur. O’na gitmek isteyene sevgi gösterir. O’na gitmek isteyeni kucaklar. Bunu yapmanızı çok ister. Çile çekmenize razı değil. Her şeyi düzeltecek bir kitap bu. Güzel oturmayı da öğreteceğiz. Severek bakmayı da. Güzel gözlerle bakmayı da. Sevgiyi de. Allah’ın sevgisi budur. Allah güzel insanlarla birliktedir. Yumuşak olun. Güzel sözlü olun. Sevgiye hasret olan insanlarla yaşayın. Sevgiye hasret insanların tavırlarını yapın. Bunu zaten öğretiriz. Allah sizinle. Allah’ın rahmeti geldi. Dünya öyle bir hal alır ki artık dünya öyle güzelleşir ki insan şaşar. Kitap mükemmel bir kitaptır. Okumalıyız derler. Algılatır bakın derler. Bilgili cümleler var bakın. Allah’ın inanılmaz bir lütfudur. Çok şükür deyin. Allah’ın güzel duygularıyla yazın. Sevgiye hasret insanlara mutluluk verecek bir kitap bu. Sevilmek isteyenlere verilecektir. Allah’a şükür. Bu şekilde bitti. İnsanlık yardımla kurtuldu buradan. Sevimlilik gelecek. Zorluklar aşılacak. Rahmet
inecek. Bilinçli iyman gelecek. İyi bir insan olunacak. Düş kurmayın. Zorlukları aşacaksınız. Kötü günler bitçek. Allah yardım edecek. Küçük yavrular gülecekler. Değişik ifadelerle ilgilenecekler. Onların eğlencesi budur zaten. Onlar farklı konuşmaları çok severler. Bu onlara sevinç verir. Sevinç onları aşılar. Güzel gözlüler bakar kalırlar. Şaşkınlık ifadelerini de yapacağız. Bu nasıl bir şey diyecekleri anlar olacak. Sevgi onları mutlu edecek. Sargı onları mutlu edecek. Aile gibi oturacaklar. Ailesini sevecek. Hayatı mutlu geçecek. Anne olacaksınız. Kucaklandınız. Neşe saçacaksınız. Dünya mutluluğunuz olacak. Sevgiye hasret insanlar huzur bulacak. Dünyayı bu şekilde beğeneceksiniz. Dünya sizin mutluluğunuz olacak. Annelik sizin içinize girecek. Allah yardım edecek. Dünya size yardım edecek. Kucaklanmayı seveceksiniz. Sevinçle yazmayı göreceksiniz. Hazır olmayacağınız anlar da olabilir. Size yardım edilecek. Acılar bitecek. Yorgunluğunuz bitecek. Huzur bulacaksınız. Allah’ın rahmeti inecek. Allah sevecek. Kötülükleri yok edecek. Çiçek açmanızı sağlayacak. Doğru günler gelecek. Yorgunluğunuz gidecek. Huzur gelecek. Başlangıcınız budur. İnsanlığa anlatılmalı. Yavaş yavaş bitireceğiz. Göreceğiniz günler tekrar gelecek. O kadar.
0.6 Allah’ın Destekleri
Birleşme sağlanacaktır. Kitap toparlanabilir. Yavaş yavaş okunması için parça parça yayınlayın. Kitabı düzgün tutun. Çok kalın bir kitap olacak. Kitapta kalınlığın boyutunu gösterin. Çok yüksek bir kitap olur. Çok kalın. Bu nedenle altı parçaya bölün. Kitabın kalınlığı bu şekilde insanlığı şaşkına çevirecektir. Kitabın kalınlığı boyutları önemli. Parçalar bu şekilde olacak. İnsanlar yardıma koşacak. Destek için. Destek lazım. Kolaylaşmanız lazım. Temiz bir resim çizin, yapın. İfadeleri aktarman lazım gelecek. Yüzünde gösterebilirsin çirkinliği. Resme alırken destek gelecektir. Çok kolay çizilecek ileride. Allah yardım et. Ressam arkadaşlarınızı çağırın. Onlar da yardım etsin. Desteğe ihtiyaç olacaktır. Bu şekilde yapmanız iyidir. Karşılıklı olarak bir şekilde desteği arttırın. Konuşmalarınıza yeni cümleler eklenecektir. Daha fazla cümle kurmanız da gerekecektir. Farklı cümleler de isteyebiliriz. Korku verecek işler yapabiliriz. Bazı cümleler yoğun olabilir. Bilgi düzeyi arttıkça kelimeler artacak. Bir çok insan bunlar nasıl bir şey diyecektir. Cümleleri yabancı dile çevirin. Harflerde değişim olacak. Farklı kelimelere farklı harfler yazacaksınız. Her kelimeyi özel yazacağız. İsterseniz cümleleri de değiştirebilirsiniz. Bazı cümleleri yazdığınızda değişim olacak. Kelimelere farklı farklı anlamlar girecek. Korkulu bir an yaşayacak diğerleri. Bu tarz cümlelerle şaşkına dönecekler. İğrenç ifadelerini resimlerde gördüklerinde bu olabilir mi acaba gerçekten yukarıdan mı bu kitap diyecekler. Böyle olduğunda insanlık şaşacaktır. Şaşkın bakışlarla kitaba bakacaklar. Yargı onları hapsedecek. İnsanlık şaşkın bakışlarla olanları izleyecekler. Bu kitap birçok yanlışı ve korku veren insanı harita gibi ortaya çıkarır. Bir tür açıklama kitabıdır. Yanlışlıları göreceksiniz, bilin. Resimlerini çizeceksiniz tek tek. Davranışlarında
da özel anlamlar var. Her ifade farklı farklı anlam taşıyor. Titreyen dizlerini bilin. Ondaki korkuyu görün. Korkuyor aslında. İnanılmaz korkuyor hem de. Ona yapılan nedeniyle ödü patlıyor. Bu insanlar beni çiğ çiğ yer korkusuyla yaşıyor. Onlar için yaşıyor. Dediklerini yapmak zorunda kaldığını biliyor. Öleceğini düşündüğü için yapıyor. Allah’tan korkması gerekirken insandan korktuğu için bu acıları yaşayacak. Yaşamak gerek. Allah o insanlara zulümlerini tattırır. Bu tarz korku yaşayan insanları da bilmektedir. İnsanlık bu sayede yanlışlarını kavrar. İfadeleri ve tavırlarının yanlışlığını doğruluğunu algılar. Tövbe etmek yeterlidir. Temizlenmenin yoludur. Arınmanızı sağlayacaktır Allah. Yaptığınız hareketler çoğunlukla hislerinizden kaynaklandığı için insanlık bunları bilemez. Algılayamaz. Korkunuz olduğunu düşünebilir. Bir şeyleri yanlış yaptığınızı düşündüğü olur. Yanlış ifadelerle hareketleri algılarsınız. Farklı davranışlar sergilemeye çalışırsınız. Bu sayede ancak düzelirsiniz. İfadelerinizin düzgünlüğünü sağlayacak konuşmalar yaparsınız. Yanlış konuşmalara girmezsiniz. Bu sayede Allah sizi temizlemektedir. Yüzünüzü üzüntü verecek hiçbir ifade takınmayın. Duygusallığınızın ifadesi sadece temiz ifadeler olsun. Aşkı hasreti bu şekilde algılayabilirsiniz. Sevginin yolu budur. Temiz ruhlu insanları algılayın. Güzel gözleri algılayın. İnsanlık yaşamın kaynağıdır. Hayatı düzeltmek ister. Allah kullarının rahmetini bilir. Rahmet edin. Küçük yavrucak deyin herkese. Herkesi sevin. İnsanlık buna hasret. Üzülecekler. Allah bu yüzden sizi seviyor. Siz bu yüzden özelsiniz. Kıyamadığınız için onlara da kıyamıyorsunuz, biliyor. Keşke diyorsunuz, biliyor. Allah’ın sevgisi budur işte. Herkese bakar. Herkesin sevilmesi lazım der. Herkes sevmek ister. Sevgi ehli olun ister. Yuvarlak sözlerle aktarır. İnsanlık algılasın diye, sevsin diye, rahmet etsin diye. Küçük yavrular da annelerini sevsinler. Anneler hasrettir sevgiye. Bakışları katıdır, gözleri düşüktür annelerin. Hüzün kaynar yüzlerinde. İfadeleri hep donuk bakar. Arar gözlerde sevgiyi. Bakmak ister istediği gibi ama anlatamaz ki, fark edemez ki içindekini. Beklentileri var ama anlatamıyorlar. Öpmek istiyorlar ama algılatamıyorlar. Parçalanıyor yürekleri her an. Her an öpmek için çabalar ama içi yanar. Annelerin ruhu böyle. Öpeyim isterim ama diyor, öpemiyorum diyor. Bana bakmaz ki yüzüme bile bakmaz. Bakmıyor zaten. İstemiyor yanında. Özlüyor. Hasretle bakıyor. Bekliyor. Sevilmek için bekliyor. Onları sevin. Sevinsinler. Yürekleri acır. Gönülleri parça parçadır. Allah onları seviyor. Gönüllerinde bu acı varken yaşamak zor geliyor. Bu şekilde olmamalı diyor. Beni sevmeleri lazım ama olmuyor diyor. Onlara yardım edin. Onların içini bilin. Onlardaki hasreti bilin. Allah bu insanları kurtarmamızı bekliyor. Onlardaki yuvayı görün. Kalpleri tertemiz. Sevgi hasreti var. İçleri acır. Hiç sevilmemiş gibi acır. Hiç sevilmedim der. Çok ister öpülmeyi. Yanaklarını tutmanızı. Anne demenizi. Allah yardımdadır. Destek olun. Gönüllerine yardım edin. Onları üzen şeyleri yapmayın. Duygusallar. Acı içinde parçalanırlar. Korkarlar. Hiç acı çekmemiş gibi yaşamak isterler. Bitsin isterler. Başlasın isterler. Huzur başlasın. Gönül gözü açık insanları Allah sevmektedir. Analar rahmetin içidir. Rahmet onların yüreğindedir. Onlara huzur verir. Yavrularına bakıp bakıp gülerler. Sevgiyle, umutla bakarlar. Onlara mutluluk kaynağı olurlar. O’nun sevgisini tat. Çiçek olduğunu anla. O minnoş bir anne. Allah yardımdadır. Hiçbir zaman üzülmeyin. Anneleri sevin. Onlar küçücük anneler. Dünyaya doğuş yaptılar. Dünya için yaşadılar. Vermek istediler hep. Parçalandı yürekleri. Rahmete inen insanlar olun. Sevgiye hasret değilsiniz artık. Sevilmeye hasret olmadınız artık. Allah yanınızda. Allah’ın yardımını anlayın.
Allah’ın rahmetini algılayın. Allah’ın sevgisini. O gönülle yazar. Gönlü sevin. Gönlünü sevin. Küçük gönlü sevin. Yürekleri açıtan o küçük yavruyu sevin. Allah gönlü çok sevdi. Gönlü çok sevdi. Gönlü sevin. O güzel gönlü sevin. Güzel olmayı sevin. Rahmet kaynağıdır. Sevginin kaynağıdır. Temiz yüzler olun. Çiçek olduğunuzu bilin. Dünya bunu istiyor. Temiz yüzlü insanlar arıyor. Temiz bakışlar. Merhametli gözler. Çiçek gibi olmanızı bekliyor. Güzel bakmanızı bekliyor. Sevmenizi bekliyor. Gülüşlerinizde ifadelerinizde masum bakışlar arıyoruz. Sevgi bakışları. Yanlış şeyler olsa bile rahmetin geldiğini bilin. Herkesin günahını affediyor Allah. Sadece pişmanlık yeter. Pişman olmanız yeter. Onlan git konuş. Acı çektirdiğini unut. O da algılayamadı. Yazık oldu. Düşünceleri aynı. Sıkıntıları aynı. Sevmediler beni dedi. Keşke sevselerdi, mutsuz olmazdım dedi. Burada olmazdım dedi. Bu hayatı yaşamazdım dedi. O garipler de acıda. Hayatları acıyla dolu. Onlar hapislerde yatıyor. Zina yaptık diye hapse giriyorlar. Hapse girmek onların acısı. Zorlanıyorlar. Niye buradayız sanki algılayamıyorum dedikleri çok oluyor. Parayla yaptıkları o kötü işin acısını yaşıyorlar. Allah bu işe sebep olanları biliyor. O zalimleri tek tek biliyor. O gariplere yapanları biliyor. Onları o tuzağa düşürenleri biliyor. Garipler ağıt içinde kala kalıyorlar. Ne hale geldim bak diyorlar. Küçücük bir diyalog yeter. Küçücük bir konuşmayla bile kanarlar. Sevgiye açlığın sonu budur. Sevilmek için gittikleri yerde pişmanlıkla kalkarlar. Çekilmiş fotoğraflarını görüp acıyla bağırırlar. Pişmanlık acısı. İğrenç bir şey yapıldığını bilin. Onların iğrenç hareketlerini görün. Allah o zalimleri mahvedecek. Yaptıklarına bin pişman edecek. Yaptıkları rezaleti görecekler. Dünyaya bunu yaptıklarına bin pişman olacaklar. Kadına ettiklerine bin pişman edeceğiz o zalimleri. İnsanlar onların kazdığı kuyuya düştü. Pislik ettiklerini görecekler. Yüzleri kıpkırmızı kesecek. Suratlarını parça parça doğratacağız. Utandırdıkları için yüzleri kıpkırmızı olacaktır. Ateşe yürüyeceğiz o yüzü. Pişman edeceğiz. Dalaklarına kadar inecek suratları. Dökülürken gözleri açık olacak. Suratlarını ateşe atacağız. Orada yanacak yüzleri. Parçalanacaklar. Ateş olacaklar. Yanarken, kavrulurken, hayatın acısını tadacaklar. Bu kitap önemlidir. Size gösteriler yapacak. Bazı yerlerde ürkeceksiniz. Başka türlü düzelemezsiniz. Allah bu tarz davranışları sevmiyor. Yüzünüze alay koymayın sakın. Hiçbir insanın yüzüne alay girmesin. Yoksa yüzünüz dağılır. Yüzünüzü parça parça kestiririz. Suratınızı aynı yere koyarız. Dalağınızdan ilgili yere kadar vücudunuz kaynayacaktır. Yangın azabını çekin. İşte busunuz siz. Yaptığınız iğrençliği tadın. Tecavüzün sonu budur. Allah’ın size verdiği cezayı bulun. Allah sizin ettiğinizi görmektedir. Allah sizin zalimliğinizi bilmektedir. Bir daha insanlığa bunu yapamayacaksınız. Sizi bu şekilde cezalandıracak. Hayatınız bir daha böyle geçecek. Hapsi boyladınız. Orada yatacaksınız. Her şey değişecek artık. Farklı tavırlar göreceksiniz insanlardan. Farklı sevgiler hissedeceksiniz. Gözleriniz açık. Merhametin güzelliğine bakın. İnsanlık düzelecek. Hisler düzelecek. Allah korkunuzu alacaktır. Yorgunluğunuzu da alacaktır. O’ndan ümit kesmeyin. Allah’ın sevgisi budur. Allah’ın huzur verdiğini bilin. Dünyadaki her şey güzeldir. İçinizde acı varsa zorlamayın. Hayatı düzenleyin. Korkuları giderin. Hiç kimse acı çekmeyecek bir daha. Ağlamayacak. Acılar bitecek. Dehşet bitecek. Dünya bu acılardan kurtulacak. Her şey düzelecek. Kön olacak. Karşılıklı oturma var. Karşılıklı huzur var. Artık zorluk yok. Hayat o kadar zor değil artık. Gaflet yok. Zorlanma yok. Allah’ın huzuru bu. Allah sevginin, mutluluğun güzelliğini yaşayacak sizle. Bu iş için çalışın. Birlikte çalışın. Allah korkularınızı yok edecektir. Ve yardıma size gelecektir.
Zorluklar aşılacak. Herkes sevmeyi bilecek artık. Sevgisizlik bitecek. Huzur birlik olacak. Sağlık gelecek. Acılar son bulacak. Zorluklar bitecek. Kön gelecek. Acı çeken kişi gelecek. Bir şeyleri isterse o gariplere yardımda bulunun. Eğer gerçekten iyiyse ona pişmanlığından pay verin. İnşallah düzelecektir. İnşallah Allah yardım edecek. Allah’ın desteğiyle korunacak. Yorgunluğu bitecektir. İmanı varsa düzelir. Hala ağlarsa bitmez. Sevgi önemli. Onun ağıdı bitmeli. Zorlukları bitirmeli. Zor günleri aşmalısınız. Eğer Allah yardım ederse Allah’a yardım edilirse insan kurtulur. Birlik olunursa Allah destektedir. Melamilik gelir. İçler acımaz artık. Kurtarıcı olarak Allah yeter. Dünya korkunun içinden çıkmalı. Allah için titremeli. Anne olun. Allah sevgiden kucaklar. Sizin sevginiz O’na yeter. Allah onların sevgisini bilir. Korkuya kapılmanız normaldir. Hacı olmanız için gerekeni veririz. Allah’ın rahmetini anarsınız. O’ndan huzur bekleyen gözlerinizi bilir. Sizin sıkıntılarınızı görür. Başınıza ağrı girebilir. Yorgunluk verebilir. Eziyet sizi yorabilir. Allah’tan korkmayan insanların eziyetine uğrarsınız. Size zalimce yaklaşırlar. Korku onlara gelir. Allah o varlıkları mutlaka yok edecektir. Onların zulmü bitecektir. Onlardan uzak kalacağınız günleri bilin. Allah doğru işi yapar. Allah yardımdadır. Allah sevgi doludur. Sizin üzüntülerinizi algılar. Allah sizinledir. Dünya korku ile dolu olmamalı. Allah sizinle. İçinize düşen eziyetleri bilir. Zor anlarınızda size yardımcı olur. Mutsuzluğunuzu giderir. Huzursuzluğunuzu da. Korkularınızı da.
0.7 İnsanlık İçin Gerekenler
Dünyanın zorlukları altında acı çekmiş insanlar var. Yorgunluk çeken. Bereketten uzak kaldığını düşünen. Açlık altında ezilen. Dünyayı zor günler bekledi. Kimse algılayamadı. Yoran eziyeti. Allah bu zalimleri kötüden korumalı insanlığı. Dünyadaki bir çok değişim. Yanlışlarla dolu insanların dünyadaki yanlışlarının sonucu insanlık bu şekilde acı çekmemeli. Yorgunluluk vermemeli insanlığa. Sevimsiz düşüncelere girmeden yolu takip edin. Allah’ın sevgisi bu şekilde gelir. Huzur verir. Allah sevgiye hasret insanları bilir. İnsanlığa doğru sözler söyleyin. Gözlerinizi açın. Allah yardımdadır. Allah sevgi doludur. Bunu bilin. Dünya sizin mutluluğunuzu arıyor. Dünyada mutluluk olmalı. İçinize düşen acıları Allah bilir. İçinize düşen sıkıntıları bilir. Yorgunluğunuzu bilir. Bu nedenle Allah’ın sizi sevdiğini bilin. Hiçbir zaman korku yaşamayın Allah’ın yardımı gelecektir. Destek olun. Sevgiyle yaklaşın. İstediğiniz zaman gelin. Yardıma gelin. Sorgular yapmayın. Korku vermeyin. Sorulara açık olun. Yorgunluk hisse verin. Dünyayı yorun. Baş kaldıran insan gibi davranın. Zorluk bu şekilde olur. Zor insan olun. Kötü davranın. Başarısızlık hissi verin. Yanlış hislere kaptırın insanı. Çirkin davranın. Üzün. Yorgunluk hissi uyandırın. Bu şekilde yaparsanız. Kötülük yayılır. Hisler acır. İnsanlar yorulur. Yardım alacağız. Yardım edeceğiz. Hayat bu şekilde geçecek. İçinizi açıtanlar gidecek. Yorgunluk verenler gidecek. Bu şekilde davrananlar gidecek. Yardım etmeye çalışanlar sizi bulacak. Ve onlarla destek alacaksınız. Bu şekilde olması gerekiyor artık. Allah bunun zorlaşacağını algıladı. Buradan
gitmeniz gerekecek. İnşallah bir gün anlayacaktır, yaptığını. Bunun farkına vardığı zaman Allah tekrar yanına gelecektir. Ona gerekeni ver. Sadece bir kısmını alacak. Onun dışındakileri sen götür. Yazıya sen devam et bir süre. Onun için bu gerekli. Başka türlü yapamıyoruz. Kitabı bitirin. Yardım edeceğiz. İçinizdeki acıyı biliyor. Onun için korkmayın. Sadece bir kısmı alınacak. Geri kalanını bırakacağız. Allah destektir. Üzüntüleriniz bitecektir. Bu şekilde bitti.
0.8 Gelişme Sağlanacak
TickTock Akit var. Akiti açın. Nasıl bir taştır o. Allah’ın rahmetidir o. Destek lazım. İnsanlık kurtarılmalı. Gözler açılmalı. Her vakit nakittir. İnsanlık çabuk olsun. Hız lazım. Gevşemeyin. Bunun zararı büyük. Vakit kaybetmeyin. Kaybedeceğiniz vakit zarar. Sizin çabuk olmanız şart oldu. Hızlı çevirin. Çav çevirin. Her şey çabuk yapılmalı. Vakit hızlı aktı. Zaman dar. Hızlı çalışın. Doğru zamanı yakalayın. Vakit hızlı. Allah hızı sever. Doğru yapılmasını sever. Dinden çıkmayın. Dininizi yaşayın. İçinizde korku var. Bunu aşın. Zor günler geçirdiniz. Bu acıyı yaşadınız. Size korku artık bitecek. Hayatı mahveden kötülükler artık yaşamayacak. Onun olmaması lazım. Zalimliğin yok olması şart. Onun yaşamaması lazım. Zalimin doğmaması lazım. Onun doğmasını engelleyin. O nasıl biri yazın. Korkunçtur. İğrençtir. Doğarsa zulmedecektir. O zulmü yaşatmayın. Kötülüğünü algılayın. Hemen yok edin. Ömrü uzun olmasın. Çok kötüdür. Kötülük için yaşayacaktır. Vaşı acıya gidecek. Korku yaşayacak. İğrençliğini tadacak. Korkunç sonlar yaşayacak. Son anına kadar onu çalkalayacağız. İğrençliğini algılayacak. Pisliğini algılayacak. Hadi bakalım ne yaptığını gör. Ne yapıyor sence? Pisliktir. İğrençtir. Yaşaması gerek iğrençliğini. Ona gününü gösterelim. Zalime hak vermeyin. Ona yardım etmeyin. O zalimi yok edin. Ne yaptığını göreceksiniz. Ne kadar kötü olduğunu. Sakın zalimle paylaşmayın bilginizi. Zalim gidecektir. İnsanlığa bu şekilde davrananları cezalandıracağız. Ne yaptığını algılayacak. Ne kadar üzüntü verdiklerini algılayacaklar. Hiçbir şey net değil henüz. Yoran da budur. Kimse yanlış yapmamalıydı. Uyumamalıydınız bu kadar. Bu kadar yorulmamalıydınız. Sizi bu şekilde etkiliyorlar. Uyku veriyorlar. Uyanırken bile yorgunsunuz artık. Başınız ağrır. Yorgunlaşırsınız. Dehşet bir hedeftir bu. Sizi yormak için çabalarlar. Bunun engelini aşacaksınız. Gözleriniz çalışacak artık. Gönlünüz akacak Allah’a. Çalışamadığınız anları Allah size verecek. O’na verdiğiniz nimeti anın. Kime verdiğinizi? Şimdi bitiyor. Gökten gelen emirdir. Yazın. Doğruları yazın. Yazmakla başaracaksınız. Bilin. Gönüller akacak. Korkular bitecek. İnsanlık yanlışı görecek. Sevilmek istediklerini algılayacaklar. Allah’ın sevgisini görecekler. Allah’ın nimetini anacaklar. İnsanlığa acı çektirildiği için Allah tekrar başlattı. Şimdi insanlar korkudan eminler. Artık bu başlangıçla Allah’ın nimetleri direkt gelecektir. İnsanlık kurtuldu. İnsanlık Allah’ı korudu. Allah’a zarar vermek isteyenlerden öne geçtiler. Allah’ı korumanın sevincini yaşıyorlar. Sevdiklerini korudular. O’nu savundular. Yapmayın
dendiğinde gördüler öldürüldüklerini. Şimdi artık biliyorlar nasıl yapılacağını. Biliyorlar korkutmaları gerektiğini. Korkunca algılıyorlar onlar. Korkunca görüyorlar yaptıklarını. Ancak böyle düzeliyorlar. Ancak görünce algılıyorlar. Ondan dolayı lütfen eziyetin korkusunu yaşamayın. O acılar bitdeh. En zor iş budur. En zor çaba budur. Korkuya yenilmeyin. Allah sizinle. O’nu savunun. O’nun için savaşın. Allah yardımdadır. O’nun isteğini yapmalısınız. Daha fazla can gitmemeli. Vurmalısınız. Allah bunu istiyor. Bunu yapmak zorundasınız. Allah yardımdadır. Allah savunduğunuzu bilir. Allah yardım ettiğinizi bilir. Allah destek çıktığınızı bilir. O’na huzurla ulaştınız. O’nu korudunuz. O’nun acı çekmesini engellediniz. O’na dokunamazlar bilin. O’nu sevmek özeldir. O’nu eziyetle görüyor. Allah’ı korkuyla anmalıydı. Ama bilemedi. Allah böyle yapanı sever. Allah’ı savunanı sever. Allah’a gitmek isteyeni de. O’nun sevgisi ile yaptığınızı biliyor. O’na hasret olduğunuzu biliyor. O’nu özlediğinizi biliyor. O’nun sevgisini hissedin lütfen. Allah gülmek ister. Gözlerinizde sevgi görmek ister. Gülün ister. Gülmeyi başarmanızı ister. Bunu başarın. Gözleriniz açık. Allah gülen gözleri sever. Gözlerde güzel bakışları sever. O’na güzel bakmak istediğinizi bilir. O’na bakışlarınızda güzellik ister. Açık gözler ister. O’na temiz temiz bakmanızı ister. O’na yumuşak gözlü olun. O’na her an bakın. Her okuyun o kitabı. O özel, güzel bir kitap. O kitap sizi bekliyor. O kitap özel. O çok şahane bir kitap. Huzur veren bir kitap. Şahane bir kitaptır Kuran. O kitabı hep okuyun. O bekler sizi. İster ki elinize hemen alın onu. Sevin. Güzel güzel öpün. Kucaklayın ister. Gönlünüze koyup uyuyun ister. O bunu çok ister. Bu şekilde sevinirsiniz. Kalbinize koyduğunuz bir bebektir. Konunca ısınır. Kucacık olur. Melektir o. Annesini bekler. Anne der. Ailesini sever. Allah için yazılmıştır. Onu bozdular. Şeklini bozdular. Yavrucak üzüldü. Onun üzüntüsüdür. Onu temizleyin. Arındırın. Gönlü yeniden açılsın. Onu heba edenler zalimdir. Elleri mahvoldu o yaratığın. Cahilliğinin kurbanıdır. Zalimin tekidir. Zulmünü çekecektir. Onu bu hale soktuğu için onu cezalandırdım. Ona kıydı. Onu öldürmek istedi çünkü. Allah’ın güzel kelimesiydi o çünkü. Sevgi kelimeleriydi. Yavrucağın acısıdır. O garip ağlar. O garibi ağlatmayın. Allah’ın desteğiyle sevgiye hasret kucak. Sevgiye hasret minik bir yürek var. Küçük bir yavrucak var. Elleri Allah’a açık. Bekliyor anne kalbini. Anne yüreğini. Anne acısından yanıp tutuşuyor. Kucaklaştık onunla. Anne olduk. Yavrucağın şeklini güzelleştirin. Eski haline çevirin onu. Çok dikkatli yazın onu. O garip ağlar. Yüzü gülmeli. Çok çetin bir iş. Acı çekersiniz yanlış yazarsanız. Allah yardımdadır. Onu düzgün yazmanız gerek. Bunu bilin. Korkun. Allah her şeye böyle değer verir işte. Her mal o kadar değerli ki aslında. O kadar kıymetli ki. Her şey önemli. Güzeller güzelini hep okuyun. O garibi sevin. Allah onu sevmektedir. O minicik bir bebektir. Allah onu öptüğünüzü bilir. O senin küçük yavrun gibi. Onun küçük bir yavru olduğunu bilin. Ona sevimlilik verin. O yavrucak sever. Allah seven yavruyu sever. Allah sevileni sever. Allah seveni sever. Allah güleni sever. Güldüğü için sevin onu. Gülüyor. Rahmet ettik. Yavruyu sevdiniz. Anne oldunuz. Onun için iyisiniz. Allah onu sevdiğinizi biliyor. Allah sevecektir. O çok sevecektir. Kıyamadığınızı biliyor. Onu yavrucak olarak sevdiğinizi çok seviyor. Garibi sevdiğinizi seviyor. Garibe baktığınızı biliyor. Allah onu bu şekilde yaratarak sevindiriyor. Çiçek açtığınızı bilin. Onunla mutlu olun. Allah o çiçekleri sevdi. Allah’ın nimeti olduğunu bildi. Allah’lasınız. Kucaklaştınız. Allah’ın sevgisidir. Allah’ın nimetidir. Allah rahmettir. Gönülle oraya gidin. Çiçekliğinizi fark edin. İçinizdeki güzelliği bilmektedir. Dünyayi Allah yaratmıştır. Allah güzelleri sever. Allah gönül gözünü sever.
O’nun gibi masum olacaksınız. Tertemiz ve bebek gibi. O’nun gibi olacaksınız. Bilgi sizi O’na ulaştıracak. O küçük masumiyeti yaşayacaksınız. Allah bunu biliyor. İstiyorsunuz o küçük yavrucak gibi temizleneceksiniz. Allah’ın yardımıdır bu. Küçük yavruyu sevin hep. O’nu sevin. O’nunla olduğunuzu bilin. Huzurla Allah’a gidin. O’nunla yaşamayı sevin. Dünyayı kurtaracak güzel bir kitap bu. O’nun içi acır. Acı çektirenler parçası değil aslında. O parçalar yok. Kalbini acıtan tek şey O’na yazılan yanlışlar. Allah bunu biliyor. Ona yanlışlar yazıldı. Kalem oynandı üstünde. O kalem bitti. O masumiyetti. O sevgiydi. Onu oraya yazdık. O kişiyi Allah mahvedecek. O garibe yaptıklarından ötürü. O Allah’ın kitabıydı. Allah o kitabı bu hale sokana acı çektirecektir. Dünyaya geldiği gün kitabı düzenledik. Düzene koyduk. Düzen bozuldu. Kelimeler değişti. Rahmet engellenmek isteniyordu. Allah’ın desteğini yok etmek istediler. Allah onları mahvedecektir. Allah onları mahvetti. Yaptıklarına bin pişman etti. Allah’ın bu kötülere edeceği bellidir. O zalimler ettiklerini bulacaklar. Zulmettikleri için onları korkuttuk. Allah onların çirkefliğini bitirdi. Onlara yapacağını biliyor. Onlara ettiklerini biliyor. Zulmedilmemeli. Çareler var. Düzenli yapılabilir. Acı çekmeniz normal. İnsanlara yapılandır. Çirkefliğin sonucu budur. İçine aldığı kötülüğün bilincine varsın. Allah kullarına çok yakın, sevgi üzerlerine parlar. Allah huzur erdirir. Allah yardımdadır. Destektir. Yavrularına destektir. Korur onları. Korur. Destek olur. Hacı eziyetler bitecek. Yavrun kurtulacak. Ona zalimce yaklaşamazlar. Onu incitemezler. Onu koru. Allah’ın nimetini eziyet etmeye kalkanları. Allah bilmektedir. O’nu koruyun. Onlar her şeyi bilirler. Kötülük ettiklerini bilirler. Onlara yaptıklarını bilirler. Onlara iyilik edin. Yavruları kullanmalarına razı değiliz. Kötüleri yorduk. İçleri acıdı. Pişmanlıkla ölecekler. Düşleri mahvolacak. Hayatları da. Yaptıklarına bin pişman olacaklar. Ona ettiğimize yandık diyecekler. Ona neler etmişiz diyecekler. Ona neler etmişiz diyecekler. Onun ağlamasına sebep vermişiz diyecekler. Yavrucakları öpün hep. Garipleri öpün hep. Anne olmayı deneyin. Annelik edin. Yavrucaklar sevilmek ister. Sevmek ister. Hep severler. Onlar bunu bilir. Sevdiğinizi bilirler. Sevilmek isterler. Sevmenizi isterler. Annelik etmenizi isterler. Anne olun onlara. Annelik edin. Dünya onlar için güzel. Her şeyi bilirler. Onu sevin. İçinizden gelerek anne olduğunuzu bilin. Allah sevgiyi sever. Allah rahmeti sever. Çiçek olmanızı ister. Dünyanın en güzel duygusudur. Küçük bir bebektir. Çok tatlıdır. En sevimli yaratıktır. En tatlı yaratıktır. En çiçek yaratıktır. Annelik edin ona. Rahmetin etkisidir. O güzel sevgi huzur verir. Yavrucakları sevin. Annelik edin onlara. Her güzel duygu gibi bu da güzeldir. Yavrucak olun. Her şey çok güzel olacak. Dünya çok farklı olacak. Hayat çok değişecek. İnsanlar şaşacaklar. Zahmet ettiniz. Sizi yorduk. Bu şekilde olması iyidir. Allah’ın rahmetidir. Düşleriniz özel. Gönülleriniz hoş. Aileniz güzel. Dünya güzel. Rahmet özel. Allah’ın güzelliğidir. Bu şekilde yaşayın. Dünya insanlığındır. En güzel yuvadır. Sevmenin güzelliğidir. Allah insanlığa yardım eder. İnsanlığa destek çıkar. Korkuları yok eder. Allah’ın rahmeti budur. Sıkıntıları yok eder. Allah destektir. Kötü şeyler yok olur. Korku yok olur. Hiçbir şey korkutmaz. Dünyanın güzelliğini algılarsınız. Dünyadaki acıları algılarsınız. Hassaslaşırsınız. Daha çok dikkat edersiniz her şeye. Yüzünüz yumuşar. Gözleriniz acır. Bakarken seversiniz. Rahmetle bakarsınız. Bunu yapmak kolay mı? Bunu başarmak kolay. Sadece Allah deyin yeter. Allah deyin yeter. Rahmet eder. Hep rahmettedir. Eğer severseniz Allah sever. Eğer görürseniz O da sever. Gözleriniz açık gitmez. Annelik edin. Dünya kötülükten arınacaktır. Parçalar dökülecektir. Pislikler gidecektir. Kurtlar bitecektir.
Boşalanlar gidecektir. Çiçekler açacaktır. Kucaklayacaktır onu. Onu sevin. Allah bunu bilir. Güzel olduğunuzu bilin. Dünya güzeldir. Sevmek isteyin. Dünya huzur verir. Allah yardım eder. Huzurlu olursunuz. Merhametle gelir. Hislerinizi düzeltir. Huzur bulmanızı sağlar. Acı çektirmeyin O’na. Hastalık gitçek. Dünyayı güzel bakmaya başlayacaksın. Allah güzellik verecek. Eziyetler bitecek. Sizi zorladık. Allah’a yardım etmeniz gerek. Allah sizi dener. Korkarsınız. Acı çektiğiniz zamanlarda korku hakim olur. Allah destektir. Korkularınızı görür. İçinize acı düşer. Korkularınız büyür. Korku insanı üzer. Acılar çekersiniz. Bunlar olur. Kötü düşünceleriniz varsa onları yaşarsınız. Korku yaşarsınız. Allah acıları bilir. Dehşetleri bilir. Sizin korkularınızı bilir. Zorluklarınızı geçer. Sıkıntılarınızı geçer. Allah destektir. Yardım eder. Allah’ımız bize yardım etsin. Dünya zor değil. Bir şeyler yapmanız şart. Özel çalışmalısınız. Korkularınız bitecek.
0.9 Kur’an’ın Detayı
Kuran çiçekti. Onu kokladık ve sevdik. O da elimize gelince sevindi. Yuvaları kurduk, sevindik. Üst çene dimağının ön ceperinde, önüst dişlerin dizildiği yerin arkasında, dilin arkadan dokunduğu sol perde dişine temasta, küçük bir yuva var. O yuvayı kurun. Hasret gideren bir yuva. Aparatı taktığın anda düşüncelerinle kendi aklından geçen her şey aktarılabilir. Özel dişler yapıldığında küçük diş yerinden çıkarılır. Bilgi oraya aktarılır. Bilginin yerine ulaşması için gereken süreci yaşarsın. Yani dersi algılarsın. Yerine özel olan küçük yuvalı bir yuvarlak diş konur. Dişin arkasına konulan chip onu konuşturur. O yuvarlak diş, en güzel bilgileri aktarır. En güzel bilgileri de detaylandırır. Detaylandırma işini kendisi yapar. Ağzını açtığın anda çıkar kelime. Bu nedenle bilgiyi en güzel şekilde hatırlama yöntemi olarak elimizde kullanılmaktadır. Beyni direkt o kanal yöneltir. Ve beyni öğrendi şeye tekrar iletir. O bilgiyi kişi doğrular ve hatalı bilgiyi de çıkarır. Hatalı bilgiler bir şekilde algılanır ve Allah’a sığınılır. Korku ve İlgi dağınıklığı, bir de sıkıntılı anlar, insanı özel olarak üzüntüye çekiyor. Bu da kişinin doğru şeyleri yazmasına engeldir. Hatalı görünen yanlış bilgileri sakın başkasına aktarma. Yanlış olan bilgiler, kişiyi köreltir ve sıkıntı içinde bırakır. Sakin üzüntülerini içinden çıkarma dışarı. Doğru bilgi, beyinle akıl arasına girer. Doğru bilgi, hatalı bilgi ile örtüşmez. Hatalı bilgileri bir şekilde dışarı atmak gerekir. Onları da yanlış bilgi olarak addederiz. Yanlış bilgileri uzakta tutmak için gereken şey, Allah’a sığınmaktır. Yuvada oluşan size direkt bilgi olarak geçer. Geçimin sağlanması için gereken yuva, bir şekilde oluşturulur. Oluşan yuvayı iyi tarif edelim. Yuva, beyne elektrik yollar. Bilgi taşıyan elektrik formatı, beynin küçük bir damarına ulaşır. Bu damarın yeri, beyinciğe uzanır. Beyincikte belirli bir süre elektrik yerli yerinde durur. Beyne bilgiyi en hızlı aktaran, ‘cær’ ve ‘kendida’ adıdır. Akıl hızını oluşturmanın bir yoludur. Oluşum çok hızlı ilerler. Yuvarlak masa şovalyeleri, hızlı
iletişimi ancak bu şekilde sağlayabilir. Hızlı iletişim kurmanın en iyi yolu, bu yöntemi kullanmaktır. Acı gerçek, çok az insanda bu yönde görüntü alımı var. Sadece iyi olan insanlara nasip oluyor. Ve bu alımı algılamayı tek sağlayan yöntem, iyi insanlar olup Allah’a güvenmek. Mutlu ve huzurlu kişi, her zaman iyi olmayı düşünür. İyi olduğunda Allah seninledir ve mutlu olmanı sağlayacak en güzel şeyleri, huzurunda karşına diker. Huzurlu insanlar, güzel gözlerle insanları süzerler. Hiçbiri kötü duygu içermez. Bir kere öncelikle dişin küçük olması gerekli. Ama olayda dişin önemi şu; diş fazla ileri gitmemeli. Yani özeli açmamalı. Yanlış sözler söylememeli. Hızır gibi içine hapsedip gerekeni açmalı. Bunu hissetmeli. Hatalı cümle kurduğunda hemen düzeltmeli. Hata kurulduğunda hemen üzerine gidip yapması gereken her şeyi düzgünce anlatıp yerine getirmeli. Küçük diş, yetiştirilir, büyür ve olgun olduğu zaman ailesine gider. Ailesi ile birleşir ve birikim oluşturmaya başlar. Küçük diş yetiştirilecek ve özel olarak yuvasında ailesine her konuda yardımcı olacak. Diline değen herhangi bir şey olduğunda güzelce oturup onun ne olduğunu bulacak. Hatalı bir bilgi geldiği anda, anında kendini toparlamalı ve yuvasına özel olarak bunu aktarmalı. Sıkıntı verecek herhangi bir şey olduğu zaman, özel konuların dışındaki her şeyi ailesi ile paylaşmalı. Bunun çabası içinde ol. Diğerleri senin gibi değil. Onlar senin gibi özel. Ama özel olmayı seçmeli herkes. Herkes kendi özelini kendinde sakladı. Bu detayları kendin öğreneceksin. Öğrenirken de hayatın en detaylı bilgileri sana gelecek. Detaylı bilgileri öğrenmek gerek. Bu aparatı taktık ve sen şimdi özel olarak çalışıyorsun. Çalışman gerek çünkü sen özel birisin. Bu çalışmaları en güzel şekilde hayata kazandırmalıyız. Hayat çok mühim. Gözlerini açarak sevin. Dileklerimiz doğru. Sevginiz özel.
0.10 Bilenle Bilmeyenin Farkı
Bilgi özel. Sevmenin ve paylaşmanın en önemli yeri, sıcak bir davranışa neden olabilecek parça o. Bu yüzden elinizdekinin kıymetini bilmelisiniz. Kıymet olarak addettiğimiz şey sadece insanlığa değil sana da verilecek. Detaylandırma amacı ile yazıyoruz şu anda. Allah’ın nimeti olan çok önemli bir şey var. O da insana verilen çok büyük bir nimettir. Onun ismi, Allah‘tan gelen bir varlık. Aklı hizmete soktuk. Akıl bir nimet. Aklını koruyan iyi eder. Akılsız insan dikkatsizdir. Dikkatini veremez. Korkusu büyür. Hazır cevap olamaz. Bilgisizdir. Hizmete geri dönüşü yapılamaz. Nimet olarak verilen aklı kimse kavrayamadı. Gerekli olduğunda kullanılması gereken en önemli şeylerdendir. O’nu en güzel şekilde aklımızda bulunduran biziz. Akla hizmet eden insan, doğruluğu ve istekli çalışmayı başarır. Sevinç içinde yüzünde güzel bir gülümseme olur. Mutsuzluğunu yitirir. Bereketin gelmesi için çabalar. Bir kere bile kendinden, soyut çabasından gereksiz
konuşmalarla içinde bulunduğu konumu açıklamaz. Hayatına önem verilen bir insan olduğunu bilir. Gerekli olduğunda çalışmalarına devam eder. Bilinçli bir şekilde yaşamını sürdürür. Geçim ve çalışma amaçlarını kendinden taviz vermeden devam ettirebilir. İstediği her şeyi doğru yapar. Birikimlidir. Hiçbir zorluktan kendini uzak tutmaz. Genelde hayatının devamlılığını istediği için birçok insan kendinden vazgeçti. Onun için bu söz konusu bile değil. Kendinden taviz verebilir her şey için ama tek tavizi Allah’ın nimetinedir. Yaşadığı çok önemli bir şey olduğunda acı çekmez. Bırakılan değerlerden ve ailesinden uzak olmak onu üzmez. Yapması gerekeni yapar. Gitmesi gereken yere gitmek için. Yaşam tarzını bu şekilde oluşturur. Düşledi gerçekleri yaşamak onun için özeldir. Bereket ve sevgiyi çok çabuk elde edebileceğini bilir. Huzur içinde Allah’ladır. İç mücadelesi biter. Ve Allah’ın birliğine inanır. Gülmek ister hep. Bir daha asla üzülmez. Hiçbir zaman mutsuz olmaz. İçinde muttaki olmanın sevincini yaşar. Bir daha asla üzülmez. Sevmenin mutluluğunu yaşar. Hiçbir zaman karşısındaki insanların kendisini üzdüğünü düşünmez. Mutlu olmak ona yeter. Kötü duygulardan sıyrılır. Çünkü ona yeten BİR‘i vardır. O’na yöneldiği için huzur içindedir. Bilmenin mutluluğu içindedir. Bilgi üzerine gerekli her şeyi algılayabilir. Yaşamdaki farklılıkları görebilir. Her şey farklı görünebilir. Değişmeye başladığından isteklerine ulaşabilir. Yapması gerekenleri hatırlayabilir. Başarmak istediği şeyin huzuru ile yaşamına yön verir. Değişimi her an hissetmek ister. Yapması gerekenlerin yapılması gerektiği gibi olması için çabalar. Artık acı yoktur ona. Acı çekmek de bitmiştir. Bilgisi ile insanları her şekilde yönlendirebilir. Yanlışları düzeltebilir. Eğitimlidir artık. Yuvasına gireceği günü bilebilir. Hizmet verdiği için huzur bulur. Değişmenin mutluluğuyla her an sevinç içinde olur. İsteklerini gerçekleştirmenin sevincini de yaşar. Yuvada olmanın mutluluğuyla içindeki sıkıntıları atar. Sevimli olmanın çabasına girer. İyi olmanın çabasına girer. Ve başarır. Kimseyi üzemez. Çiçek gibi açar. Düşlerindekini gerçekleştirir. Elindeki nimetin ve huzurun mutluluğunu yaşar. Ailesi ile birlikte dualarını birlikte yaparak hazır olduğunu bilir. İlkesini asla vazgeçmeden savunur. Değişmek istediğini bilir. Durmamaya karar verir. Her an yaşama ayak uydurabilir. Değişimi fark eder. Ellerindekinin kıymetini bilir. Üzerine düşen vazifeyi yerine getirir. Doğru yoldan ayrılmamaya karar verir. Elindeki nimete her an sevgiyle bakar. Yuvasına fazla özen gösterir. Evine temizlik her an gelir. Yuvasındaki insanlarla yaşamın mutluluğunu tadar. Evine nimet gelmesi için çabalar. Bunun en güzel kaynağı da yaşattığı insanların çokluğudur. Gelmelerine tevazu ile karşılık verir. Yakın olmak istediği insanları her an yanında ister. Onların birleşmesi için çalışır. Bereketle ve Allah’ın yardımı ile gelir. Yaşam boyu mutluluk yaşarlar. Çekinmeden sevinmeyi en güzel şekilde gösterirler. Yuvalarında hiçbir şey eksik olmaz. Allah’ın nimeti yanlarındadır. Yuva olmanın en güzel sevinci budur. Allah’la olmak herkesin mutluluğudur. Sevginin nimetini yaşarlar. Duaları her an Allah’adır. Temiz bir ruhla Allah’a dönerler. İlimin kendilerine geldiğini bilirler. Huzur, onları yakalar. Ve mutlulukla Allah’ın sevgisini tadarlar. Allah’ın nimeti budur. Yaşanan dertler biter. Allah’ın nimeti ile Allah gelir. Merhamet onlara kucak açar. Dualar kabul olur. Sevgi açılışı gerçekleşir. Karşılarına çıkan en kötü şey dahi onların acısına sebep olamaz. Kimse üzüntüye kapılmaz. Elleri Allah’a yönelen insan, değişime açık olur. Göreceli olarak Allah’ı bir şekilde bilir. O’na yönelmek ona bir türlü bilgi verir. Yaşamanın şartıdır bu. Allah’a yönelen insan sevinir. Allah’ın sevgisi ile yaşamanın mutluluğunu yaşar. Allah’a yönelmek insanı güzelleştirir. Değişim onun içine gelir.
“Hazret” kişi üzülür. Yuvasından olur. Düşlerini gerçekleştirmek istediği halde yapamamaktadır. Acı ve keder onu bir şekilde ele geçirecektir. Farkına vardığı anda anlayacaktır. Yapmaması gerekenleri yaptığını kavrayacaktır. Düş kurduğu kişilerle yaşaması mümkün olsa bile onlara eziyet etmemesi gerektiğini de bilecektir. Acı çektirdiği kişiler ona bakarak algılarlar. İstemedikleri şeyleri yaptığını görmeleri açısından bunları bilmeliler. Ruhları bir kişi tarafından yönetilen insan, o zamandan beri yaşamını mahvediyor. Zalim olmanın mutluluğunu yaşayan o insana geri dönenler, gittikleri yerin aslında bir tür cehennem olduğunu algılamalılar. Hayatın kaynağı olan insan, bu insanlardan uzak durmalıdır. Çünkü yuvalar yıkılabilir. Zorluk yaşamaları istenir. Yaşamları mahvolur. Bereketin kaybına uğrarlar. Bu nedenle insanoğlu doğru yolu görmeli. Doğru olan işi yapmalı. Bilgisizlik yaşamı mahveder. Bilmediğin işe girmemelisin. Bilmediğin işten uzak durmalısın. Zalim olan insanlarla kesin diyaloglarınızı bu şekilde bitirin. Yardım ve Allah’tan gelen nimet, bir şekilde Allah’tan size ulaşabilir. Kötülüğü yenmenin tek yolu, sakınmak. Hizmete girmenin tek yolu, en kötü anında dahi yaşamını Allah’ın yönüne götürmek. Ellerinizi asla zalimlerin ellerine vermeyin. Kötü insanların sizi sevmesini istemeyin. Onlar zaten nefretle dolu. Sizi üzmek için yaşamlarını bu şekilde idame ederler. Sizin acı çekmeniz onlar için elzemdir. Zor günler yaşamanız için sizi zorlarlar. Ellerini nimetten çeken insan gibi olmayın. Ellerinizi nimetten çekmeyin. Güzel olan nimeti hatırlamayı unutmayın. İl ve Birgil tua elinizdeki nimettir. İl, iş yapan. Birgil, bilgelik. Tua, kılıç. Birge, hayatı çok sever. Gelişmek ister. Duş almak ister. Değişime hazırdır. Hayatını değiştirmek için her an ataktır. Elindeki nimet ona verilen bir kılıç. Onu kullanmak zorunda. Kılıcı eline almalı. Ve savaşını başlatmalı. Sevinç içinde olmalı. Bilge insan sevincini insanlarla paylaşacak. Başarının mutluluğuyla yaşamına yön verecek. Sevilmenin güzelliğini yaşayın. Bu başarıyı elde etmek Allah’ın nimetidir. Bu konuda size verilen nimeti anın. Bir şekilde siz de Allah’a gitmenin yolunu bulun. Hayır yapmak en güzel yol. Bunu bilin. Bilge olmak. Bilime gitmek güzel. Bilin hep. Destek olacağız size. Desteğiniz çok önemli. Gözleriniz açık. Buralarda yaşamak için tek gerekli olan şey, imandır. İmanı olan insan başaracak. Görüntünüzü güzelleştirin. Temiz olun. İkame edin. Doğru yoldan ayrılmayın. Allah’a güvenin. Hazır olun. Hayata hazır olun. Başarının yolu bu. Düşlerinizdeki gibi yaşayın. Hayatın kaynağı Allah’a sığının. Her şey O’nun elinde. Hiçbir zaman üzülmeyin. Allah’ın nimetini hatırlayın. Sizin için özel bir yuva kurulacak. Bu özel yuvada yaşamanız isteniyor. Durmadan yaşanız gerekiyor. Hayat sizin elinizde. Bereketin gelmesini beklemeyin. Allah size veriyor zaten. Dualarınız özel. Düşleriniz gerçek. Yaşam boyu mutlu olmanız gerek. Allah’ın sizin sevginize bir nebze olsun hasret olduğu için size sevgiyi kaynak olarak sunduğunu bilin. Bu sevgiyi yaşamanın mutluluğunu yaşayın. O sizin sevginizi özlüyor. Yuşa gibi özelsiniz. O çok sevendir. Sizin gibi sevdi o da. Yuşa’yı anın. Sevginin mutluluğunu yaşayın. İçinizdeki nefret, hiçbir zaman sizi Allah’a yaklaştırmaz. Tek çaba, O’na dönmek. O’nun olmak. O’na yakın olmak. Bunun için yaşayın. Bunu yaşamak için yaşayın. O sizin sevginizi bekliyor. Sizi çok özlüyor. Yakaladığınız bu güzel anı O’na adayın. Yaşadığınız bu güzel huzuru, hiçbir zaman yitirmeyin. Elinizde olan nimeti anın. Güzel olmanın mutluluğunu da anın. Diğerleri gibi siz hiçbir zaman olmadınız. Kitabın en doğru yerindesiniz. Size burayı lütfeden Allah’a secde edin. Eviniz çok güzel. O’na gitmek çok güzel. O’nunla olmak en büyük sevginin başlama anı. Bereketi anlayın. O’nun nimetini anın. Düşlerinizi
gerçekleştirin. Sevgiyi anın. Sevilmek iyidir. Sevmek için yaşayın. Bu duyguları hep yaşayın. Sevmek için yaşayın. Sevmek için bir daha yaşayın.
0.11 Dede Başlangıçta ne yaptı?
Dünya üzerinde birçok varlık var. Hayatları önemli. Kendilerine haz özel çalışmalar yaptılar. O insanları huzura çağırdık. Doğru yolda olduklarını bildiler. Kendileri ile ilgili her konuda ezelden beridir yaşıyorlar. Çiçek açmak istedikleri için çalışmalarını sürdürdüler. Doğru yolu bulmak isteyen insanları bulurlar. O insanlara özel çalışma yaparlar. Yıpranmış kişileri özellikle seçerler. Yol yordam gösterirler. Birikimleri çok hızlı gelişir. Çalışmaları hızlanır. Kendi istekleri doğrultusunda özel çalışmalara yönelirler. Yardımlaşırlar. Özel hedefler edinirler. Onun için çok zor bir durumda kalırsa kendisini özel olarak tutarız. Kendine çalışma alanı oluşturur. Üze gider. İsteksiz davranışlar sergileyebilirler. İstekli olduklarını göstermelerini sağlarız. Bazen yorulurlar. Bunu gidermek için çabalanır. Hayat onlara zor gelebilir. Böyle durumlarda Allah yardıma koşar. Kendilerine özel çalışmalar yapabilirler. Kendileri ile ilgili detayları bilmeyebilirler.
Dedenin yaptıkları Dede neler yapmıştır? Hayatına özel bir çiçek lazımdı. Bunun için gerekli çalışmaları yapıyordu. Yapmasını istediği her şey doğruydu. Gereksiz hiçbir detaya göz dikmez. Emekli olduğu andan itibaren keri dönmez. Geri döneceği an algılarsınız. Çalışmalara yardımda bulunmaya devam etcektir. Yardım çalışmaları yapcaktır. Kendini özel tutmayacaktır. Kendine özel yaşamamaktadır. Yanlışlıklar üzerine kurulmamıştır hayat. Onun için değerlidir. Zalimlik yapmamıştır. Çirkin detaylarla boğuşmaz. Sevimsizlik yapmaz. Kötü davranışlarda da bulunmaz. İlkelidir. Doğruları doğru söyler. Hiçbir zaman üzmez. Bebek gibi masum bakar. Bebekleri sever. Dilekleri yerine gelir. Sevimlilik katarız. Doğru çalışmalara ayak uydururlar. Kötü sözlere bakmazlar. Yanlış cümleler kurulmaz. Duz gereklidir. Değişmek isterler. Terminoloji aramazlar. Korkuları yoktur. Sıkıntıya girmeye çalıştıkları anlar olabilir. Allah ne yaparsa yapsın o insanları sever. O insanlarla yan yana olmayı sever. Zalimleri kucaklamaz. Allah’a yöneleni sever. Dik olmalarını istemez. Çalışma yapmalarına gerekli görür. Düş kurmalarına yardımda bulunur. İnsanoğlunu küçük görmeyin. Onların özelliği budur. Sevgiyle bakmaktır. Sevgiyle bakın. Gariplerin yüzü hep masumiyetle doludur. Yürek haykırışıdır onların yüzündeki o. Bir daha asla üzülmeyecek hiçbiri. Acılar o insanları yoruyor. Yorgun tavırlılar. Terk edilmenin üzüntüsünü yaşarlar. Yürekleri yana yana gözlerine baktıklarını görürsün. Çok üzüntülerle doludurlar. Merhamet arayışı hat safhaya ulaştığında o insanların üzüntüsünü alın. Beklentili olmalarını beklemeyin. O insanlarla kucaklaşmanız gerekebilir. Anne olmanız lazım olabilir. Yorgunluklar hissederler. Aile kurmanızı isterler. Acı çekmenizi de biz engelleyeceğiz. Korkularınız gidecek. Dünyanın üzerindeki birçok garip acayip bir
sıkıntıyı yaşar. Sevgisizliğin hasreti içlerindedir. Dünyayı çok özlerler. Özlem içlerine düşecek. Başka insanları mahvettiklerini algılatacağız. Zalimlerin bu olaya bir daha geri dönmeleri mümkün olmayacak. Keşke ağlasaymışız diyecekler. Ağlasaydık iyi olurdu diyecekler. Ağlayanlar gülüyor şimdi diyecekler. Bizim acımız bu olsun diyecekler. Ne yaptık biz diyecekler. Bizi bu hale ne getiriyor bakın diyecekler. Ne yapmışız görün diyecekler. Çılgınca ağlayacaklar. Yazıklar olsun bize Allah’a inanmamışız diyecekler. Onun eziyetini çekmeyeceğiz bir daha. Kimseye zarar veremeyecek. Bitireceğiz işini. Bir daha zalimliğinin mutluluğunu yaşatmayacağız. Gülmektedir bazen. Bazı şeyleri engellemeye çalışabilir. Desteksiz kalacağınızı düşündürebilir. Bu duyguları hissettirmek onun işidir. Korkutmak onun işidir. Yapılacak en önemli şey onlara iyi bir derstir. O zalimler bir daha hayat vermeyeceğimizi bilerek yaşayacaklar. Hayatları böyle geçip gittiğinde algılamalarını sağlayacağız. Ne işin yaptık diyecekler. Hedefimizi neymiş meğer diyecekler. Biz irgi aramışız diyecekler. Düş kuracaklar. Dağılacaklar. Bir tepenin dağılışı gibi dağılacaklar. Kapkara bir tepedir. İçinde pislik akar. Kendine bakar. Dünyayı mahvetmenin eziyetidir. Kendince yüksektir. Kendine güvenir. Yaptığı çirkefliğin farkındadır. Hayatını mahvedeceğiz. Yapacakları bu. Kendini küçük görenler üzerine çıkacak. Onun tepesine inecekler. Bir daha göremeyecekler sizi. Onu ezeceğiz. Parça parça yere geçecek. Parça parça yüzülecek yüzü. Derisi kavrulacak. Dudakları parça parça olacak. Gözleri açılacak. Onlara korku salacağız. Her yanı büyüyecek. Başları ağrıyacak. Başına parça konacak. Büyülerine tepesine dikeceğiz. Başlatacağız büyüleri. Bir bir çekecek içine o büyüleri. Başındaki çarpık koku kendisini mahvedecek. Bir daha yaptığına asla akıl erdiremeyecek. Aklını alacağız. Zamanında kendisi de yaptı. Karşısındakileri korkutarak yaşattı. Vaktini buna harcadı. Öldürmeye harcadı. Pislik akıttı herkese. Beyinleri öldürdü. Beyine hükmettiğini zanneden kötülüğün ta kendisiydi. İsteksizce yaşadı. İleride bunu yaşar. Başına gelecekleri bilá.
0.12 12 Kişi
12 kişilik düzenler var. Bir kişi özel. 12’ye tamamlanacak iyi bir insan varsa bu kişiye yardım edilir. Eğer ilk atlayan kim bilin. İlk atlayan kendini bilen biriydi. Üzerine geçiş yaptık. Onun özel tutam tutumları var. Kendisi parayı sevmedi. Parasızlığı gördü. Para üzerine yaşamadı. Park kurmak hedefledi. Parka atladı. Parkın özelliklerini verelim. Parka ilk atlayan, son gelen olur. Parkı ilk gören, ilk atlayandan öncekidir. İlk atlayana bazen yardım edilmez. Bu nedenle onun sınavı büyür. Parka ilk atlayanlar, Allah’ı ararlar. Bir daha bir daha bakarlar. Bakmalılar da. Bakışları özeldir. Tekrarlamalılar bazen. Ellerindeki zorlukları aşmalılar. Kim ilk atlarsa onu döşeriz. O atladı. ZZtr, ilk atlayan, ilk çalaşan, ilk uzanan, çok seven, sevmeye hasrettir. Gülücüklerini görürsünüz. Gülmeye bayılır. Tertemiz bir alnı var. Bu nedenle onu sevin. Yardımlaşmaya bayılır, kendisi layıktır. Gidecektir. Allah onu seviyor. O da bunu bilsin. O yüzden bunu açık net yazdırdık. ZZtr,
sen Allah’a layıksın. Doğru yoldasın. Seni Allah seçti. Oğona dikkat et. Onun özelliği yüksek. Sana ait bir çocuk o. O çocuğa özel veriler yükleniyor. Sakın onun için korkuda olma. Sev onu. Dikkatli eğit. Yanlış şeyler konuşma. Yanında korkuya neden olacak şeyler söyleme. Seninle çok benzeşti. Geleceğe rahmettir. Melektir. Rahmet edilecek, hayatı değişecek, terminolojiyi algılayacak, yardım edeceğiz. Bebekleri olacak. Korkusu yok. Çok cesur bir çocuk oldu. Onun başarısı sensin. Sen onunlasın. Yavrun senin için önemli. Onu özel tut. Bebekler özel. Bebekler mutlu. Allah’ın güveni geldiğinde Allah rahmet eder. İnsanlığa güzellik katacağız. Sevinin. Temizlenmemiz sağlanacak. Temiz ürünler yemeye başlanacaksınız. Size yapılan yanlış düzelecektir. Arınmanızı sağlayacağız. Temiz genlerle yaşamanız mümkün. Bu için gerekli. Ona lanet edeceğiz. Yaptığı çirkeflik başına gelsin. Çirkeflerin çirkefi Allah’a alayla bakan rezalet yaratık. Başına gelecekleri iyi bil. Seni yakacak doğru cehennemin dibine gideceksin. En kötü dibe gireceksin. Oraya gidişine hayret edeceksin. Göreceksin hayatın ne mal olduğunu. Başarısızlığının büyük bir sonucu var. Her şeyi başardığını zannederek git. Orada yaşayacaksın. Göreceksin ne mal olduğunu. Hayatı göreceksin. Senin o pis cümlelerini kuruyoruz. İğrenç kelimelerini kullanacağız arada. İnsanlara bu şekilde yaklaştığın için bunlan göstereceğiz. Ruhunu açacağız. Kötülüğünü algılayacaksın. Okurken güleceksin ama yakında algılayacaksın ne hale geleceğini. Bu şekilde yaşaman senin için iyidir. Sen üstün olduğunu düşünerek yaşa. Kötülük yaptığını bilerek yaşa. İleride yaptığın rezaleti göreceksin. Kendini seyredeceksin. Hatalarını göreceksin. Kötülüğünün cezasını çekeceksin. Kapalı gönüllere hükmedeceksin. Kalbi temizlere değil. O garipleri kurtarıyoruz. O garipler acı çektiler. Yardımsız kaldıklarını hissettiler. Destek verdik. Ağrılarınız bitecek. Acılarınız bitecek. Sizi mutlu kılacak Allah. Mutsuzlara gereksiz tanımlar yaşattınız. Onları kötü isimlerle çağırdınız. Aşağıladınız. İsim taktınız. Rezilliğinizi bilin. İyilikten nasıl uzak olduğunuzu algılayın. Alaylı gözler, çirkeflik, sizin eseriniz. Yardımlaştınız. Gülüştünüz. Dalga geçtiniz. Küçük gördünüz. Bunun sonucunda insanlık yoruldu. Allah o küçük damlalardan oluşan gözyaşlarına üzüntü duymuştur. Ağlayan yavrucakların duygularını iyi bilin. Ağlayan gözleri iyi bilin. O gariplere bunu yaptığınıza pişman olacaksınız. Allah zalimleri cezalandırır. Açık kapı bırakmayacağız hiçbirine. Kalp gözünden giremezler. Kocaman bir çizgiden içeriye dalmaya çalışacaklar. Geçme hevesiyle ama kalpler katı olursa onları dondururuz. Boşaltırız. İçerisi yok olur. Allah orada yoktur artık. Allah’a zalim diyemezsiniz bu yüzden. Pislik ettiğinizi bilin. Yaptığınız kötülüğü algılayacaksınız. İnsanlara yaptığınız rezaleti göreceksiniz. Kimse hayır yapmadı bu güne kadar. Kimse Allah için çalışmadı. Sakınan insanlar birkaç kitap yazmıştır. O yazıları okuyun. Onlar çok mühim. Allah’a götürür. O kitapları korka korka yazan insanları bulun. Allah korkusu ile yazdılar hepsi. Onlar için huzur var. Sevgi var. İyilik var. Mutluluk var. Onlar rahmette. Onlar sevgide. çMe görevini tamamlayacak. Allah onlara rahmet edecek. Dualarıyla sizi sevindirecek. İçme gelecekler. Düşler içinde yaşayacaklar. İçleri tertemiz. Merhametin şanıdır. Temizlik onların işi. Allah onlarla. Terminolojiyi algılarlar. Terminoloji önemlidir. Titan vardır. Allah’ın bilgis alır. Sevimsizlik istemez. Allah rahmettir sizin için. Doğruluklardan uzaklaşmayın. Doğru iş yapın. Dikkatli davranın. Dişinizi sıkın. Size yardımdadır. Kötü sağ olayın. Kötü sağa kaymayın. Araplaşmayın. Arap gibi durmayın. Kötüleşirsiniz. Kendinizi kötüye meylettirmeyin. Arınmışlığın temsili olun. Temizlenin. Kendinizden özenle söz ettirin. Duş alın. Aylı olun. Ayla bakın. La ilahe illallah yapın.
Sizdeki zorlukları aşacağız. Evin mutluluğunu yaşayacaksınız. Rahmet gelecek. Kir gidecek. Allah yardım edecek. Sizi sevecek. Dünya daralmayacak size. Düşler gerçek olacak. Meram zorlaşmayacak. Bar sağlık var. Bereket zalimlikten gitti. Birkaç kişinin sevgisidir. Çiçek açmak onlara niyettir. Beklentili dururlar. Berekete koşarlar. Bereket ararlar. Berlidirler. Bilimlidirler. Birkaç kişiyi üzerler. Bişey olmasın. Baş ağrımasın. Düşler gerçek olsun. Dünya güzel olsun. Merhamet size gelsin. Gün açsın. Güleş olun. Görgü yapın. Görgüye gidin. Gön olun. Göna olun. Göne gidin. Görgü olun. Güş olun. Güleç olun. Gülmekle güzelleşirsiniz. Gözler güzelleşir. O’nun için güzelleşir. Gözler açılır. Allah yanınızdadır. Güz güzeli olun. Gözlerde sıkıntı olabilir. Güneş açmayabilir. Allah yardımdadır. Allah destektir. Yorgun bırakanlar bilinir. Onlara eziyet gelecektir. Kafalarını yere vuracağız. Yaptıklarından pişman olacaklar. Kafalarını oraya atacağız. Yorgun ve bakışları bitkin olacak. Kim kafasını kullandı? Hayatı kim zehre soktu? Kimin yorgunluğu bitti? Kim yardı? Mutsuz oldu. Hayatı yoran insanlar başkalarına hevesle bakmazlar. Yorgunluk hissettirmek isterler. Yorgunluk verirler. Dişlerinizi sıkın. Acıyı tatıyor. Tattı. Tarlı. Tiryakilik yaptılar. Yordular. Boşlar. Kafaları çalışmıyor. Korku onlarda yok. Boş beyinliler. Yordular. Allah onları yeniden lanet üstüne lanetle cezalandırıyor. Hiçbir şey onların istediği gibi olmayacak. Cezaları bu olacak. Onları suda boğduk. Boğuşmayı hissedeceklerdir. Boğumu hissedeceklerdir. Sis kaplayacak üstlerini. Görecekler hepsi. Sisli bir gün yaşayacaklar hepsi. Su gibi boğulacaklar. Kimse arkalarından ağlamadı. Siyon oldular. Sisli pislik oldular. Emirleri komutaları var. Tarikattırlar. Pisley ile varlığı karıştırdılar. Değişmeye çalışmadılar. Tartıya giriş yapamadılar. Hayatı mahveden tüm varlıklar gibi mutlaka zorlaşacak hayatları. Dünyayı kara bir duman sardı. O acıyı yaşayacaklar. O dumanı hissedecekler. Tertip düzenleri bitecek. Bölüşme yapacaklar. Bölecekler. Bir yere oturacaklar. Başlangıçtaki gibi oradan çıkarılamayacağık diyecekler. Bu onların eziyeti oldu. Çıktılar. İstemedikleri bir bölgede yaşayacaklar. Yaşayacaklar ama istedikleri şeyi de alamayacaklar. Onları orada hapsedeceğiz. Çalışmadıkları için üretken olmayacaklar. Bilgisizliklerinin cezasını çekecekler. Hiçbir doğru dürüst bilgi sahibi olmadılar. Amaçlar çok farklıydı. Rahat huzur aradılar. Hedefleri sadece gelişme, ilerleme, tarikat kurma, bir şeyleri başarıp insanlara zalimce davranma. Sinsiler. Sinsi sinsi bakarlar. Dikkatleri dağılır. Hadağ yaparlar. Zalimlerdir. Hayatları bu şekilde geçecektir. Kötülüğe adım atmayı severler. Katillerdir. Katliamı severler. Korku salmayı severler. Körkütük sarhoş olurlar. Bu onlar için iyidir. Bunun çabası da vardır. Etraflarına örnek teşkil etmek çok isterler. Başkalarını da kendilerine benzetmeye çalışırlar. Para kazanmanın diğer bir yolu da budur. İçki ile insanları uyuşturmayı da severler. İçki içmeniz için fırsat kollarlar. Bunu göstermeyi de severler. Birçok zaman onlardan etkilenip bir şeyleri içmeye çalışırsınız. Bu durumu önlemeye çalışın. Zalimlerin çabasını fark edin. Sizi yoksun bırakmak için yaparlar. Yoksun olun isterler. La ilahe illallah. Allah’ın rahmeti gelecek. Allah sevgiyle akacak. Temiz olanlara destek olacak. Temiz insanlarla anlaşırsınız. Onlarla dostluk kurun. Temiz olanlarını bulun. O insanlarda iyilik var. İçleri temiz. Pisliği fark ederler. Kaçmalarını sağlarlar. Uzak tutulurlar. Uzaklaşırlar. Korkuyla bakarlar. Korkusuz yaşarlar. Korkmaya asla çalışmazlar. Allah’ın inancı onları temizlemiştir. Yanlış ibadetler yaptıkları için üzüleceklerdir. Bunun kaybını yaşayacaklardır. İman onların içinde vardır. Allah’ı anmak hedefindedirler. Yanlış ibadet onları üzmüştür. Başlangıç olarak doğru yaptıklarını düşünseler de bazı şeylerin yanlış olduğunu kavrarlar. Hatalı ibadetin Allah’ı
karşı onlarda yanlış duygular uyandıracağını bilin. Bu duyguları imanı zayıflatacak. İmandan edecektir. Allah’ı anmak yanlışsa bu şekilde sonuçlar doğar. Sevgisizlik hakim olabilir. Amaç Allah’ı anmaktan çıkabilir. Hedef Allah olmayabilir artık. Hedef görüntü olabilir. Amaç insanların beğenisi olabilir. Gösteriş yapılabilir. Kaygılarla gidilir. İbadete başlanır. Etrafın beklentilerini karşılamak ister kişi. Benzeşmek ister. Yadırganma korkusu tadar. İbadetin gösteri halini almasına neden olursanız hemen vazgeçin. İbadetiniz Allah’a olmalı. O yüzden eğer ibadet edecekseniz sessizce gidin, gerçekten ibadet edin. Temiz ibadet Allah’la insan arasındadır. Bu sizin doğru yolda olduğunuzu gösterir. Hedeflerinizden asla vazgeçmeyin. Gönlünüzde mutlaka Allah’ın yapmanızı istediği şeyi yapmak sevgisi olsun. O sevgiyi hissedin. Sevilmenin mutluluğuna erin. O’nun sizin yaklaştığını duyarsınız. Sizi beğendiğini hissedersiniz. Size sevimli görüntüler gösterir. Güzel gözler hissedersiniz. Güzel hisler duyarsınız. Allah’ın yardımıdır bu. Gülecek yüzler gelişir. Sevimli gülücükler açılır. Ve dünya mutluluğa boğulur. Sevgi hasreti biter. Çiçek gibi insanlar doğar. Huzur bulursunuz. Başlangıçlar önemli. Başlayan kişiye yardım edin. Başladığı için sevinin. Onların diyalogunu bilin. Kötülük yapmak istediklerinde kendilerine döneriz. Yaptıklarının takibi her an vardır zaten. Yaptıklarını görürüz. Çileden çıkarlar görürken. Bilin. Cinnet geçirircesine yazar melek. Kötülüğe tahammül edemediğini bilin. Yorulur. Ona zahmet vermeyiz. Kalbindeki acıyı alırız. O meleklerin görevi budur. Genlerine iyilik konduğu için bütünlüğü hissederler. Uniktirler. Farklıdırlar. Bebek saflığı taşıdıkları için onların duaları kabuldür. Karşılıklı otururlar. Saf tutarlar. Değişime hazırdırlar. Emir komuta zincirini iyi uygularlar. Emre itaat son derece var. Farklı farklı türleri var. Farklı farklı düşünceleri de. Kendilerine düzgün eğitim verildi. Eğitimi aldılar. Farkındalar. Yazımından algılıyorlar. Allah’ın yazdırdığını biliyorlar. Okunuyor. Okuma safhasındalar. Rüyalarını görürler. Allah’ın nimetidirler. Sevinç içinde izlerler. Allah’ın görevini yerine getirdiğinizi bilirler. Sevinçle izlerler. Güzel gözlüdürler. Meraklıdırlar. Dünyayı güzel görürler. Dünyaya bakışları güzeldir. Bakış açıları iyidir. Yardım etmek isterler. Yardıma muhtaçları bilirler. Merhameti bilirler. Bebekleri öğretirler. Kurtarılırlar. Onlara yardım edilir. Destek çıkılır. Her bebek kurtarılır. Düşmeleri önlenir. Onlar damla gibidir çünkü. Melek damlası gibidirler. Melek meleğe yetişir. Bebekler melektir. Meleği melek mutlaka kurtarır. Melekler etrafa dağılır. Tane tane yayılırlar. Her biri çiğ tanesi gibi açılır. Betki yaparlar. Bir bir yuvaya uçarlar. Allah’ın rızkına gelirler. Orada huzur bulurlar. Hayat onlara rahatlıktır. Allah’ın rahmetidir. Allah temizler. Allah çiçek açtırır. Allah tertemiz kullar ister. Allah tertemiz insanlar ister. Allah doğru ibadeti beğenir. En güzel ibadetleri ister. Secdeleriniz güzel. Güzel secdelerdesiniz. Temizlendiniz. Tertemizsiniz. Dünya üzerindeki bir çok insanı güzelliğe sevk edin. Hayatı çiçek açmak için kullanın. Hayat sizin. Çiçek açmak isteyin. Dünya üzerindeki bir çok kişi gibi gülümseyin. Gülmeye çalışın. Bereketi anlayın. Dünya insanlığa güzellik katmak için geldi. Allah’ın nimetidir. Allah o nimeti sevmenizi bekliyor. Akıl erdirin bu konuya. Sevilmek için bekliyor dünya. Beklentiniz verildi. Eviniz güzel. Onu savunun. Sevmeye hazır olun. Her şey sevilmeli. Her şey güzel. Allah her şeyi masum kılmıştır. Masumiyetin mutluluğunu yaşayın. Melek isterse Allah yardımcı olur. Melekler güzel şeyler verir. Görgü kuralıdır. Allah güzel şeyler vereni sever. Huzur vereni sever. Allah nimetleri verir. Dilek verecek insanı bilir. Dünya üzerinde çok özel insanlar var. Bekliyorlar Allah’tan geleceği. Beklentileri var. Özlüyorlar. Onlara yardımcı olunmalı. Onlara destek çıkılmalı.
Temiz insanlar onlar. Allah’ın yardımı gerek onlara. Merhamet gerek. Allah bazı insanların davranışlarına etki eder. Onlardaki yanlışı bulur. Bu tarz davranan insanlar yardımdadır. İnsanlar sevilmelidir. Sevgisiz kalanları bulun. Alları bulun. Onları korkudan arındırın. Aslında kırmızılar. Kırmızı yürek rengi. Kırmızı sevgi rengidir. Sevgi için yaşarlar. Sevilmek için sevgiye hasrettirler. Sevgi ile yürürler. Kırmızı yüreklileri bulun. Kırmızı giyinirler. Kırmızı bakarlar. Kırmızı severler. Kırmızıya giderler. Gönüllerinde rahmet vardır. Bebek rengidir o. Bebekler kalp şeklinde büyür. Göğüsleri geniş durur hep. Geniş göğüslü dururlar. Gönül gözü açıktır bebelerin. Görüntü onları sevindirir. Gözlerine ilişen her şey onlara güzel gelir. Her gülücüğü mutlaka görürler. Onlar için sevimlilik kaynağıdır. Gülen göze gülerler. Gülen gözü algılarlar. Bunun mutluluğunu da yaşarlar. Minik bebişleri sevin. Gözlerinde masumiyet var. Gözleri sevgi dolu. Derin derin iç çektiklerini görün. Sevin dercesine. Kucak isterler. Kucaklanmaya hasrettirler. Kucak atın. Kucaklaşın. Hasretleri budur. En sevdikleri hediye mutlaka aileden gelen sevgi sıcağıdır. Sevilmek için hasretle bakarlar. Sevin onları. Allah onlara yardım eder. Onları sevin. Sevgi için yaşayın. Sevimsiz davranmayın. Sevgiyi hep algılayın. Onlara mutluluk kaynağı olun. Allah yürekleri açar. Allah destektir. İnsanlara kocaman bir sevgisi var. Onun yüreğinde yaşayın. Allah’a güzellik yapın. O’nun ne kadar çiçek ruhlu olduğunu bilin. Ne kadar sevgi dolu olduğunu bilin. Allah’ın rahmetidir bu. Gün gelir O’ndaki bu büyük hasreti algılarsınız. Allah’ın rahmetidir. Allah sevendir. O’nun sevgisi kocamandır. Allah’a mutluluk saçın. O’nun sevgisini kavrayın. O sizi sevdiği için çabalıyor. Hatalıların cezasını iyi verir. Sevmeyeni içindeki kötülüğe yollar. Kötü insan zulme son vermediği için Allah da kötüyü bir şekilde bırakmaz. Kötülüğüne devam ettirir. Hayatı zehirlemeyin. Hayata kötülük etmeyin. Can alırsanız üzültürsüz. Özel çaba sarf edin. Rahmetin eksikliğinden şüpheye düşün. Kötüler bunu yapmalı. Kötü olduğunuzda bunu yaparsınız. Rahmet gitti dersiniz. Rahmetsiz kalırsınız. Allah kötülere yardım etmez. Allah zalimleri bilir. O’nun sevgisi kavga istemez. O kocaman bir sevgi kaynağıdır. Kimseye zarar vermek istemez. Zulme uğrayan insanların zalimlerden kurtulması gerek. Kötülerin yok olması gerek. Bunu yapacağız. Zulmedene zulüm lazım. Zalime verilen süre biter. Zulümden korunursunuz. Yardım gelir. Allah sevgi ile huzuru birbirine katar. O’nun için yaşarsınız. Kocaman bir bebek olursunuz. Bebekler sizi sever. Çareniz budur. Çelişki yaşamazsınız. Çevrilmezsiniz. Çevri yapın. Çekinmeyin. Çekingenliği bırakın. Bırakın insanlar sizi kötü algılasın. Onların size zalim bakmalarına aldırmayın. Bırakın sizi üzsünler. Allah biliyor. Yazıyor. Yapılan tüm hataları görüyor. Size dur dediği anda durun. Bekle dendiğinde bekleyin. Beklentileriniz belli etmeyin. Böyle yapılması doğrudur. Doğru adımlarla ilerleyin. Korku Allah’a büyüktür. O’nun hedefi her an iyidir. Ondan beklenen işi yapın. Allah’ın rahmetini anın. Sevilmek için çabalayın. Allah’ı sevin. Allah sevgi ile yaklaştığınız anları algılar. Allah’ın yardımını bilin. Kucak açmanız şarttır. Ağlayanın mutlaka sevilmesi lazım. Ona rahmet lazım. Perki gerekir. Onu koruman gerekir. Bir şekilde ona sevginizi belli edin. Elleriniz açılsın. Allah’ın sevgisi olsun o. Allah’la olduğunuzu hatırlatın. O’nu anın. Anmayı devamlı yapın. Anne olun. Annelik sizin. Allah’la olun. Devamlı sevin. Sevgisiz tavırlar yok. Sevmemek yok. Küçük tavırları sevin. Bebekliği sevin. Belki düzelir her şey. Algılayabilirsiniz. Ellerinizi açın. Allah’a dualarda bulunun. Allah yardımınızdadır. O’nu özel seçin. Allah’ın yardım ettiğini bilin. Küçük zamanlar yaşayabilirsiniz. Yavrucak diyebilirsiniz. Onu sevebilirsiniz. Kucaklanmaya hasrettir.
Dikkatli olun. Terminolojik konuşmalardan şu haliyle eksik bırakıldık. Bunun için korkmayın. Kedi gibi davranmıyoruz. Karşılıklı sevinç yaşayacağız. Bir süre bu şekilde gidecek. Yakınlık kuracağız. Allah yardımdadır. Dini algılamanız için bilgi veriyoruz. Allah’ın iman tahtasını size anlatıyoruz. Nasıl olunması gerektiğini bilgi ile aktarıyoruz. Kimse kimsenin açığını aramasın. Gözünü ona dikip durmasın. Kimse kimseye üzüntü vermesin. Sevimsizlik yapmasın. Sevgisizlik yapmasın. Kimse kimseyi üzmesin. Ağlatmasın. Yormasın. Hoşgörüyü, tevazuyu yaşamalısınız. Terminolojik yanlışlardan uzak yaşayın. Yanlış hatalı kelimeler kurmayın. Sevimsiz yazılar yazmayın. Çirkin benzetmeler yapmayın. Kötü konuşmalardan uzaklaşın. Korku vermeyin. Korkuya sebebiyet olmayın. Çirkin görünmeyin. Çirkin tavırlı olmayın. Körkütük içkili olmayın. Zararlısınız o zaman. Beyninizi örttürmeyin. İçkiden korkun. Karşılıklı bulunduğu mekanlarda içkinin zararını aktarın. Sarhoşluğun çirkeflik olduğunu anlatın. Yanlış tavırlara sebep olduğunu, tehlikeli olduğunu, kötülüğe meyil verdiğini, bilinci örttüğünü, farkında olmadan can almanıza neden olabileceğini, katil olabileceğiniz, birçok insana zarar verebileceğinizi, insanları üzebileceğinizi, bilgisizlik neticesinde yaşadığınızı görün. Çiçek olmanız gerekirken elinizde alacağınız bir çiçeği ailenize götürebilecekken yaptığınızın size vereceği zarar, ailenize vereceği büyük acı, korku, eğitimsizlik korkusu yaşatacağınızı bilin. Dünyayı burada korkuya boğacağınızı, onları da korkutacağınızı, içlerinin acıyabileceğini, onları üzebileceğinizi algılayın. İlgisiz tavırlar yasak. Bunu bilin. Dikkatli davırlar sizi düzenler. Düzenli olmanızı sağlar. Allah’ın indirdiği bir huzurdur. Allah’ın huzurunu yaşayın. Artık eliniz açık. Elleriniz güzel. Güzel davranışlar sergiliyorsunuz. Güzel hareketlerle yaşıyorsunuz. Güzel sözlüsünüz. Allah’ın yardımı geldi. Allah’ın rahmetidir. Allah sizinle. Allah yardımda. Dikenli tellerde yaşamayın. Dikenli işler yapmayın. Doğru sözlüler işlerini doğru yaparlar. Doğru yaşayanlar korkudan emindirler. Din elinizde. Dini yaşamalısınız. Dini görmelisiniz. Sizinle bu hayatı paylaşacak olan insanları da korkutmadan lütfen mutlaka yardımlaşın. Hayatın güzel yanlarını onlara aktarın. Hayatı, sevgiyi aktarın. Allah’ın güzel görüntüsünü aklınızda tutun. O’nun temizliğini algılayın. Onları hiçbir zaman korkutmayın. Allah’ın aklı onların üstündedir. Üç kez korku geliştirecek olan varlıklar var. Korku geliştirmeye çalışan zalimler sizinle. Onların sizi üzmesini engelleyin. Size zarar vermelerini engelleyin. Korkmanız için çabalarlar. Çalkalarlar sizi. Çalkalamaya devam ederler. Çirkinleşmenizi isterler. Hayatı zorlaştırmak isterler. O varlıklarla konuşmayın. Allah yardımdadır. Allah destektir. Desteğin üzerine gidin. Size sakinlik verecektir. Size temizlik verecektir. Mutlu kılacaktır. Halinizi bilmektedir. İç mutlaka düzelir. Mutlaka arınırsınız. La ilahe illallah. Gerekli cümleleri kurduk. Bitiş geldi. Bitti.
0.13 Akıl Nimeti
Aklın önemi var. Akılsızlık çok kötü. Zulmeden insanlar olmak. Zalim olmak. İnsanların
içinde var. Bunu bilin. Yardımsız kalabilirsiniz. Kötü olabilirsiniz. Zulmedebilirsiniz. Ters tavırlar sergilerseniz. Zalimlerden olursunuz. Olgu üzerinde tartışmayın. Yapmanız gereken neyse yapın. Yazın. Tarihleri doğru yazın. Korku sizi yok edebilir. Zalimlerden olmanız bu yüzdendir. Allah çok affedicidir. Zulmedeni bilir. Affa giren insanlar. Zulmü bilirler. Korkarlar. Affedilmek için çabalarlar. Affı hissederler. Zulmü bilmeye çalışmazlar. Affı hissetmeliler. Zalimlerin eziyeti biter. İnsanlığa yaptığı kötülükler biter. Yaşam zorlaşabilir. Kötü şeyler yaşanabilir. Zulme ortak olmayın. Allah korkunuzu bilmektedir. Kimse üzülmemeli. Kimse sıkıntıya kendini götürmemeli. Allah’ın rahmetini anın. Allah’ın sevgisini hatırlayın. Ve kucak açacaktır. Allah sevginizi görmektedir. Sizin için özel çalışır. Sizi çok sever. Sizi çok özler. Sevinç içinde olun. İçinizde acı kalmasın. Değişime hazırlanın. Allah sizinle. Oraya gitmek için hazırlık yapın. O size gelecektir. O’na inanın. O kucaklar. Anne gibidir. Allah yardımdadır. Özleyene gelir. Allah huzur verir. Melekleri sevin. Yavrucaklar özel. Anne hasreti ile yanarlar. Anne için ölürler. Onun sevgisini hissedin. Yavru onlar. Melektirler. Allah’ın rahmetidirler. Tertemizdirler. Allah’ın temizlenmiş kullarını sevin. Allah onların içine sahip oldukları sevgiyi koydu. Onları arındırdı. Sevgiye hasret bakarlar. Bebek olduklarını algılayın. Bebişleri algılayın. Sevginin içine düşerler. Allah’ın sevgi dolu kullarısınız. O’na uzanın. O’nun şahane bir sevgisi var. Paylaşmak için ölüyor. O’nun için mutlu olun. Annelik için gelin. Anne rahmetini gösterecektir. Ailenizde O’na yakın insanlar var. Aile olmayı isteyen tatlı insanlar. Ber olurlar. İçlerinde sevinç vardır. Gülüç olurlar. Sineleri temizdir. Güldürmek çok güzeldir ona. İlkelidir. Değişime hasrettir. Başarıya hasrettir. Allah’ın rahmetini ister. İçleri acıyabilir. Masumiyetin sonucudur. Onlardaki sevgidir. Güzel sevgidir. Titrektirler. Allah’a güvenirler.
0.14 Musa’nın Yaşadıkları
Hazreti Musa’nın geçişi başkalarına eğlenceydi. O giderken baka kaldılar. Onunla eğlenmeyi çok sevdiler. Ona hiç kimse doğru gözle bakamadı. Üzüntüsü oydu. Allah onu seviyordu. Gidişine aldırış edilmedi. Gitti konuşacak dediler. Var ya hani O gitti. Üzüntüsüyle gitti. Odaya çıktığında da mutluydu. Geldim Allah’ım, yaşam boyu seninleyim. Yaptıklarını görmüyorum artık. Üzülmüyorum. Biraz üzgünüm evet. Yarım acıyor. Garibimi kucakladım. Üzülme sen iyisin mutlu ol dedim. Yavrucak ağlamak istedi ama tuttum onu. Ona neşe vermenin yolunu buldum. Allah ona destek çıktı. Garibi kurtardı. Garip çok ağlardı. Hüzünü çoktu. Allah yardımda bulunmak istedi. Korkusundan kurtardı yavrucağı. Dehşeti gitti. İçi hasret ile yanık kaldı ama yapması gereken buydu. Çiçek açacağını bilmeliydi artık. Ellerini tuttular. Gel dediler. Masaya oturdu. Elini Allah’a uzattı. Verilen parşömeni aldı. Çekip çıkardığı bir kılıç gibiydi adeta. Tutup açıklamaya başladı. Yazılar işleniyordu. Tevrat hazırlanıyordu. Yanlarındaki varlıklarla beraber her an secde etme aşamasına girdi. Doğru secdeyi yapıyordu.
Yavrucağın sevgisi kocamandı. Huzur veriyorduk. Kendindeki kusurları bulup bulup tövbedeydi. Hatalara düşmekten korkuyordu. Yapması gerekenleri yapıyordu. Hayatı yorulmakla geçmişti. İçindeki dertler bitmişti. Her an geldiğinde arındırıldı. Yorgunluğu başına vururdu. Destek arardı. Baş ağrısını giderirdik. Allah onları affetti. Kötülükleri giderendir. İçlerindeki korkuyu giderendir. Yapamadıkları şeylerden dolayı ürkerlerdi. Rahmet çok büyük oldu. Gelişmeleri kaydedelim. Allah garipleri kurtaracak. Garibin secdesi bitti. Allah yardımdaydı. Korkuyla Allah’a yöneldiler. Secdeler edildi. Görmeye geldiler. Kucaklandılar. Başarabilen 5 kişi kaldı. Gerçekten iman edebilen 5 kişi. Zulme uğrayan insanlar da var. Allah onların korkusunu giderir. Allah destektir. Rahip olabilirler. Allah’ın desteğini aramaktadırlar. Rahman onları koruyor. Rahman destektir. La ilahe illallah. Allah’ın yardımcıları olun. O’na yardım eden insan kurtulur. O’nun sevgisi engindir. Allah güzeller güzelidir. Güzeller güzeli. Her an sevgidedir. Her insana sevgi besler. Allah’ın yardımı büyüktür. Allah’ın desteği büyüktür. Destek olacaktır. Korkularınızı yok edecektir. İçinizde herhangi bir saçmalık varsa onu alır. Kendi ile ilgili konularda sizi bilgilendirir. Allah’ın büyük bir açılımı başladı. Başlangıç olarak bu yeterli. Gelişim ileride olacaktır. Yardım gelecektir. Allah’ın desteğidir. Allah korkulara, acılara engeldir. İnsanların üzülmesine razı değildir. Üzücü düşünceleri yok eder. Allah destektir. Eziyet edilmesini istemez. Başkalarını bu şekilde üzmenize razı değildir. Allah’ın desteği budur. Korkuya, endişeye, korkuya ve endişeye neden olmayın. Allah’ın sevgisi sizi saracaktır. Sevgisiz davranan insanlarla diyalog kurmayın. Onların etkisinde kalabilirsiniz. Onlarla konuşmayın. Mümkün olduğunca kısa konuşun. Uzaklaşın. Gerekmedikçe konuşmayın. Eziyet edirler. Çirkeflik sonucunda korkunç şeyler yapabilirsiniz. O yüzden korkunuzu yenin. Allah destektir. Allah destektir. Allah yardımcıdır. Dikenleri temizleyin. Allah destektir. Allah yardımcıdır. Çiçek olun. Ellerinize dolacaktır. İçiniz acımayacaktır. Kötülük gidecektir. Dünya düzelecektir. İçleriniz düzelecektir. Sevimsizlik gidecektir. Kötülük bitecektir. Allah destektedir. Zor günler geçti. Zor zamanlar bitti. Dünya düzelecek. Elleriniz sayesinde düzelecek. Allah’ın nimetidir. İlkeli olmayı sürdürün. Nine seni üzmeyeceğiz. Eş olarak sana Allah yeter. Kötü düşüncelerin düzelir. Onun sağlıklı düşünmesini sağlayacağız. Yorgunluğunuzu alacağız. Sistem düzelecek. Acılar bitecek. Korku gidecek. Bereket gelecek. Kırgınlık bitecek. Ûçme doğru yolu arayanlara destektedir. Korku yaratan her türlü düşünceden korur. İçlerinde zorluk varsa giderir.
0.15 Hazreti Yuşa Ne Yaptı
Onun özellikleri büyük. Üstünlüğü var. Musa’dan bilgili olarak geldi. Kendini asla beğenmez. Kusurlarına sabiidir. Sevimsizliği sevmez. Küçümsenmeyi de. Türk halkının dinleyiş tarzıdır. Kulakları bu şekilde algılar. Bu yüzden böyle yazıyoruz. Konu konuya geçmemeli. Dikkat dağınıklığı yapıyor. Bırakıp kapatıyorlar. Bağış türü budur. Konular
renklendirilmiyor. Yavaşlatılıyor. Korkudan titriyor insanlar o zaman. Anlayamıyorlar. Yavaşlıyorlar. Ve bırakıyorlar kitabı elinden. Yavaşlamanın sebebi de budur. Bilgi daktilo ile değil küçük ses tablolarıyla verilsin. Küçük ses diyalogları olsun. Dünden bugüne gelişen her şey insanlarda bunu gerektirdi. Bebe minik gözlerle bakacak. Küçük küçük sevecek. Yavrucaktır. Dünyaya hasrettir. Ailesine hasrettir. Özlem duyacaktır. Bu normaldir. Anne gibi davran. Küçük olduğunu anımsat. Bak ne güzel iste. Bak ne kadar tatlı iste. Onun hasreti budur. Minik bir kız çocuğu gibi sevilmelidir. Hassas olduğunu unutma. Hassasiyet gerek. O yüzden oldu. Üzüntüne ilaç bu. Allah sevilmeyi isteyeni sever. Bunu bilin. Minik yavru düzelecek. Sevilecek. Kendini sevecek. Sevdiler. Hasret duydular. Aşkı tattılar. Ona lütfedildi. Kendisi cennete gitti. Güzel bir ömür geçirdi. Yavrular sevinçliler. Bunu bilin. Artık üzüntüleri kalmadı. Huzurla mutlu olun. Gözlerinizi açın. Neşenin kaynağı olun. Gülümseyin. Bu gülünmesi için yazılandır. Dinden çıkmadınız. İmanınız tam. Dininiz güzel. Yukarıdan emirle Allah’a inandınız. Allah yanınızda. Gün gelecek yeniden seveceksiniz. Güzel günler gelecek. Rehin alındığınız gün, dünya sizin için büyüyecek. Yaşadığınız korkular bitecek. Üzüntüleriniz bitecek. Dünya bu şekilde geçmeyecek bilin. Temizlenmek, arınmak böyle olur. Allah yardımdır. Allah destektir. İnsanlığa Allah yardımdadır. Dünya çok önemli. Ve temizlenmeli. Görüngüleri hatırlamalı. Bir şeyleri tekrarlayacağız. Bağıştan uzak kalmayacağız. Başladığınız yere dönün. Bir kere daha düz gelin. Yazacağınız konular burada bitti. Yeni bir konuya geçin.
0.16 12M Var Dünyada
Bunlardan birini anlatıyoruz: Ailesiyle yalnız yaşamayı seven bir insan, gelecektir. 10 kez hayata değişiklik katacak. 20 kez de dönüşüme neden olacak. Dinden asla çıkmadı. Temiz ve yaşamayı seven biri. Bilin bunu. Ailesi onu çok sevdi. Kendisi temizlendi. Aile kurdu. Tertemizdi. Kendi kendine oyalandı. Kendini unuttu. Dondu. Bir süre bekledi. Beklentileri vardı. Yalnız kaldığını hissedince yeniden hatırladı. Yalnızlığı geçince de düzeldi. Yanında bulunan küçük varlığa aldanmadı. Kendini kandırdığını hissedince de anında başını kaldırıp Allah’a sığındı. Zalimlik yaptığını bilmeden yapan o küçük varlık, imansızlık etmedi. İmana geldi. Düzeldi. Başına gelene şaştı. Temizlendi. Hayatına yenilik kattık. Kendini kurtardı. Küçük kız iyileşti. Kendi kendine yanlışlar yaptığını anladı. Eğitimine devam edecekti. Doğru yolda olduğunu kavradı. Düzene girdiğini anladı. Yaşamı değişti. Güzelleşti. Hazreti Yuşa, Musa’nın yanındaydı. Aile kurmaya çalışmadı. Evinde mutluydu. Küçük bir yuvası vardı. Ona hizmet eden bir yavrucak vardı. Yardımlaşırlardı. Gülümsediler. Destek olundu. Bu kızcağız da sevdi. Sevilmeye hasretti. Sevmeye hasretti. Çiçek açtı. Allah’ın yardımıyla temizlendi. Yüreğindeki acılar bitti. Güzel bir melek gibi yürüdü. Evini kurdu. Temizlenip
arındı. Aile kurmaya çalıştı. Güzel bir yuvada eşiyle birlikte huzurla çalışıp yaşadı. Sonrası güzel. Yardım edildi ona. Dünyaya ayrı bir düzen kurdu. Küçük bir yuvası vardı. Bereket indi ona. Birleşmeler oldu. Kurtuluş sağlandı. Birleşmeler oldu. Ailesinde sevinç yaşandı. Bir kere bile ağıdı olmadı. Gülerek etrafını seyretti. Evet sevdi. Sevmeye hasretti. Gülümseyerek yaşayacak. Allah rahmetiyle mutlu olacak. Dünya onun için güzelleşecek. Ve sevinç baki kalacak. İçlerine hiç acı düşmeyecek. İman genişleyecek. Huzur verecek Allah ona. Onun güzel gözleri önemli. Nine onun gözleri çok güzel oldu. Çok güzel baktı. Parlak yeşil gözlüydü. Yeşil gözler güzeldir. Çiçek gibi aktı. Musa’nın gözleri. Yeşil gözleri. Çiçek gibi gözleri. Bakışları şahane. Merhamet dolu. Merkepler algılayamadılar. Onun yolunu bulamadılar. Ailesi de algılayamadı. Kavrayamadılar. Allah’a inanmadılar. Yaşamları bu şekilde geçecek. Bilin. İmansızların zalimliğin kötülüğün üstüne gidin. Zalimleri bilin. Küçük gözlü bir yavrucak yanında kaldı. Minik minik bakardı. Gözleri küçük küçücük. O kadar küçük ki kıvrık kıvrık kirpikler onun yuvası. Bakışları çok şirin. Minik Yuşa. Yuşacık. Onun minik gözlerini sevin. Çünkü Allah’ı gördü o gözler. Allah’ı anladılar. Algıladılar. Dönüşe hazırlardı. Dünya bitince O’na baktılar. Yuşa Allah’ın istediği gibi iman etmiş tek insan. İmanının mutluluğunu yaşadı. Yavrucağın sevdiği kişi de korkunç bir acıdan kurtarıldı. Yuşanın mutluluğunu bilin. Mutluluğunu tadın. Yavrucak kurtarıldı. Bu şekilde olacak. Bu şekilde oldu. Kurtulanlar oldu. Hatadan dönenleri gördük. Tam 30 kişi yanında geldi. Allah onları kurtardı. Yardımlaştılar. Çabaları gayretleri var. Kurtarıyorlar herkesi. Onların imanı da var. Algıladılar hepsini. Biliyorlar. Allah’ın rahmet ettiğini görüyorlar. Sadece iyilik kazanır. Sadece sevgi kazanır. Sizin acılarınız O’nun içinde. O acıları tattığınız için sizi destekliyor. Allah’ın yardımıdır. Korkularınızı giderir. Sevgiye hasret kalan insanları mutlaka kurtarır. Dişlerinizi sıkın. Allah için bekleyin. Düzen mutlaka gelir. Mutlaka temizlik gelir. Allah sevgi ile sizi sarar. Allah destektir. Allah yardımdadır. O her kelimeyi büyük bir sevgi ile anlatır. O’nun sevgisi hissedilmeli. O’ndaki sevgiyi algılamak mümkün olsaydı içinizdeki yürek korkunç bir şekilde yarılırdı. O sevgiyi sadece Allah bilir. O’nun sevgisi, taşınması güç bir yüktür. Bu nedenle bir şekilde size bunları yaşatır. İstediğiniz kadar sevgiyi yüreğinize aşılar. Bunu bilin. Ve istediğiniz derecede O’ndan korkmanızı da isterseniz okuyarak algılatır size.
0.17 Ber
ket Yapan İnsanların Sorunları
Kendilerini beğenmiş insanlar bazı şeyleri algılayamazlar. Tuhafsarlar. Ev ortamında kendilerine verilen aşırı kavrayışı onları kötüye sevk eder. Zalim olurlar. Yaptıkları eziyetin farkına varırlar. Allah’ın ders verdiğini bilin. Eğitim süreci böyledir. Allah nimetlerini bu şekilde yayar. Allah yardımdadır. İçinizde bazı insanlar sizin kötülüğünüzü isteyebilir. Sizi zalimliğe sürükleyebilir. Tiryakilik yaratmak isteyebilirler. Çok fazla kötülük isteyebilirler. Bu kişileri sizi bırakması için çabalayın. Dertleriniz bitmiştir.
Üzüntüleriniz geçecektir. Hatalarınız düzelecektir. Allah’ın yardımıdır. Allah bir şeyleri bilerek yapar. Neyin ne olduğunu bilerek yapar. Allah korkuları yok eder. Yaşamda bazı sıkıntılar doğabilir. Zalimlerin korkusu yaşanabilir. Bunlar nedeniyle kendinizi zorlu tutun. Allah’ın yardımlarını anlayın. Korkusuz olun. Allah’ın desteğini bulacaksınız. Allah sizinle. Çok özelsiniz. Çok güzelsiniz. Bereketlerin mutluluğunu yaşayın. İstediğiniz zaman korkudan arının. Sevgi size uzak olmayacaktır. Bardan uzak turun. İstemeden girdiğiniz zamanlarda da bilinçlendirin. İçkinin kötülüğünü anlatın. İçmemek gerektiğini aktarın. İçki size zarar verir. Gözlerinizi boyar. Zalim olursunuz. Bilmeden hatalar yaparsınız. Yaşamınız zor geçer. İçiniz acır. Tağa yaşarsınız. Hasret duyarsınız. Zor yaşarsınız. Sizin mutsuz olmanızı isterler. Kötü tavırlar sergiletirsiniz. Çirkinleşirsiniz. Korku seyreder. Günler geçer. Günler uzar. Yardımsızlık üzer. Bereketsizlik baş gösterir. İlgisizlik üzer. Bilmeden acı çekersiniz. Allah’a yardım edemezsiniz. Başarınız azalır. Başarısızlığınız üzer. Neden yaptım bu kadar dersiniz. Çirkinleştiğinizi hissedersiniz. Dinden çıkmak zordur. Korku büyüktür. Gün gelir anlarsınız, neyi ne yaptığınızı. Hayat zorlaşacaktır. Korkular gelişecektir. Yardımsız kalabilirsiniz. Bereketsiz olabilirsiniz. Dünya sizin için zorlaşır. Dünyada kalmak da. Hayat daralır. Size zor gelir. Birgi yanlış gelir. Sistemi bozmaya kalkarsınız. Yanlış tavırlarla insanlara acı çektirebilirsiniz. Dünyayı yanlışlaştırabilirsiniz. Mer özel çalışmalı. Mer ‘ye yardım destek gelmeli. Önde ilerlemeye çalışacaktır. Onu iteleyin. Zalimlere destek olmayın. Onların hedefi kötüdür. Saç ayağı oluşturun. Bu şekilde yardımda bulunun. Desteklemek iyidir. Kedilerden uzaklaşın. P r olun. Parçalanmayın. P r olun. Farkı hissedin. P rş olun. Çiçeğin parçalarından biri olun. O bir ışık kaynağı. İçine üçgeni alacak. İğrenç üçgen insanlığa zarar vermişti. Varlıkları öldürdü. Pisliğin içinde bıraktı. Yorgunluğa neden oldu. Eziyetlidir. Korku verir. İş yaptığını zanneder. Üzer. Korkudan titretir. Tedirgin eder. Ağrıtır. Yorgunluk verir. Allah’a korku yoktur. Korkusuzdur. Allah’ladır. Bilmelidir. Korku verdiği için zorlanacaktır. Eziyet ettiği için Allah’ı yorduğu için onu yoracağız. Yorgun bakacak, acı çekecek, korku verecek, içlerine bakacak, saçmalayacak, beynindeki kitap onu yoracak. Bunun olmaması gerek diyecek. Bunu niye yaptım diyecek. Neden dedi. Neden yaptım dedi. Üzüldü. İçi acıdı. Aç kaldı. Boynu büküldü. Allah ona bunları yavaş yavaş verecek. Allah sevgisiz bakacak. Ondan yardım dilenmeyecek. Yorgun bakacak. Yorgunlukla yürüyecek. Tek tek hislerin aynısını hissedecek. İnsanlığa çektirdiğinin aynısını çekecek. Yorgunluk vereceğiz. Taş taşır gibi yorulacak. Çirkin şeyler taşıyacak. Bakacak onlara. Korkuttuğunu algılayacak. Korkutmayı sevmişti. Sevdiği şeyin aynını yaşayacak. O korkunç gözlerle baktığı anları hatırlayacak. Zalimliğini anlayacak. Yaptığı çekingenliği hatırlayan küçük çocukları temizleyeceğiz. O gariplere yardım edilecek. Yorulacağız. Vereceğiz onlara. Yuva kuracağız onlara. Başarı yuvaları. Gözleri ışıldayacak. Huzurla. Huzur bulmak istediler zaten. Neşe bulmak istediler. Bunu başaracağız. Garipler gülecek artık. Allah seviyor onları. Allah onlarla. Onlara hizmet verdiniz. Gözlerinin ışıltısı olacaksınız. Gariplere sahip çıktık. Yuvalarını sevdik. Allah’ın nimetidir. Gönül gözü açık insanlara hizmet verin. İçleri iyilikle kaynar. Koşuştururlar hayra. Çabalarlar. Başarmak için. Allah için. Bereket isterler. Yorulurlar. Düşkündürler. Gönülleri birdir. Dönerler etrafında Allah’ın. Allah onlarladır. Gönülden severler. Severler çok. Çok severler
Gönülden ulaşmak için çırpınırlar. Yavrular dünya gözü ile görürler başarmanın mutluluğunu. Onlara özeldir. Heveslenirler. Mutlu olmak için Allah’a yönelirler. O’ndan beklerler. Birçok şey verilir. Öğrenirler. Güzel gözlüler. Allah’ın rahmetiyle sevimli sevimli gülerler. İçlerinde mutlaka sevgi bulunur. Dünya hasreti hiçbir zaman olmaz. Tek istekleri O’na dönmektir. O’nu kucaklamaktır. İsterler çok. Başarırlar da. İsterler boyun bükerler. O’na gitmek isterler. Rahmet edilir. İyice güzelleşirler. Yavrular derler. Sevinin derler. Rahmetle bakılır. Merhametlilere. Özeldirler. Kötü günler biter. Acı biter. Zulüm biter. Allah’ın sevgisidir. Dünya zararla doluysa yardım gelecektir. Allah sevgiye hasret insanlara destektir. Sevgiye insanları bulur. Onlarla mutlaka konuşur. Mutlaka korur. Üzüntülerini yok eder. Hepsi ile iletişim kurmuştur. Allah’ın nuru budur. Allah rahmet eder. Sevgi güzeller güzeli çocuklardadır. O çocukları sevin. Değişmeyecekler. Huzura inecekler. Allah onları da görecektir. Gözlerindeki ışıltıyı sevin. Minik ışıltılar göreceksiniz. En hassasları var. Güzel gözlüdürler. Küçücük hassas kalplerini hep bilin. Yavrucaklar onlar. Yavrucak onlar. Her şey onlara özel. Her şey sevgiyle bakılır. Mutluluğun sevincini yaşarlar. Sevimli yüzlüdürler. Gülerken yumuşacıktırlar. Gözleri şahanedir. Hissedersiniz zaten. Onların bu şirin halleri insanların yüreğine kor gibi düşer. Çok severler. Allah onları çok sever. Onların sevimliliklerini bilin. Minik minik bakarlar yüzünüze. Minik minik bakarlar. Annelik edin onlara. Onlar sizin için çok değerli. Sevilmek için çıldırırlar. Güzel gözlüler onlar. Çok şekerler. Allah’ın nimeti onlar. Güzeller güzelidirler. Onların içi dışı bir. Sevgiden hasretten yanar. Kalpleri kıpkırmızıdır. Sıcacıktır. Kordur içi kor. Mutluluğun koru. Gönül koru. Sevinç koru. Her şeyi mutlu için yaparlar. Her şey güzel. Her şey doğru. En güzel net answer cevaptır. Bilin. En güzel cevap budur. En sevilen bilgi de budur. Sevilmeye hasret olan insanların duygusallığı bellidir. Küçük yavrulardır onlar. Bebek gibi davransalar da aile kurmak için çıldırırlar. Onların içi küçücüktür. Bebek gibi tavırları vardır. Minnoş minnoş davranırlar. Hassasiyetlerinden küserler bazen. Küçük yavrucaklardır. Üzülürler. Sevinmek istemezler bazıları da. Bilmeden insanlığa eziyet ederler. Yapamadıkları şeylerden kahrolarak yaşarlar. Onların bu korku anlarında destek olun. Yorgunluklarını giderin. Sevilmeye hasrettirler. Onları sevin. O gün mutlaka gelecek. Huzur bulucaksınız. Onlarla konuşun. Hassasiyetlerini bilin. Dertlerini paylaşın. İçleri acıyabilir. Kusmaya başlayabilirler. Korku geliştirebilirler. Endişelerini anlayın. Yorgunlukları ondan. Tevazu gösterirler. Terimlere takılmasınlar. Konuşulanları söylemeyin. Sadece Allah’ın yardım ettiğini bilin. Yardım, destek geldi. Dünya özel. Allah’ın her parçasını bulabilirsiniz. Allah’ın her sevgisini hissedebilirsiniz. Her yere sinmiş bilin O’nu. O her şeyin içine girer. Gül kokusu verebilir. O her şeyi güzelleştirebilir. Allah’ın çiçek açtırdığı yerlerde yaşayın. Gönüllere rahmet ettiğini bilin. Allah çok mühimdir. Onların desteğini alın. İsterseniz gönül severseniz sizinledir. Gönlünüzde burku düşmesin. Korku düşmesin. İç acısı geçsin artık. Bırakın gitsin. Rahmet ediliyor işte görüyorsunuz. Gönüllerinize rahmet geldi. Korku gidecek. Acılar bitecek. Allah yardımıyla her şey düzelecek. Bilin bunu. Dünya eziyetin içine düştüğünden beri hayat çok değişti. Herkes yanlışlara yönelebiliyor. Bunun farkındasınız zaten. İnsanların eziyet çektiğini görüyorsunuz. İçlerinde korku var. Yaşam savaşı korkusu. Başaramama korkusu. Ellerinden gidecekler için korku da var. Yorgunluk hasıl, sevimsizlik çok arttı. Allah’ın sevgi hissetmesinde sizin için özel bir iş var. Korkunuz geçince Allah’ın düzenlediği emin beldeye ulaştınız. Rahmetin güzelliğin, merhametin, düşlerin,
geçeceğini hatırlayın. Bilgilerinizin devamlılığı için özel durumları hatırlayın. Korkularınızın geçmesi gerek. Korkularınız zararlı. Ezelden beri size doğrular öğretiliyordu zaten. Doğruları iyi bilin. İçiniz dışınız güzel. Sıcak, rahmetli. Sevgi, sıcak. Göze gitmeyin. Gözü istemeyin. O zalime bakmayın bile. Allah’ın size geleceğini bilin. Allah’ın sizi sevdiğini bilin. Size zarar veremediğini bilin. Sizi artık hiç üzemeyeceğini de. Gönlünüz temiz, içiniz düzeltiliyor. İçinizdeki sıkıntıları düzeltiyoruz. Sizin korkularınızı bitiriyoruz. Yardımsız kaldığınız anlarda sıkılmayın. İçinizdeki sıkıntıları bitirdik. Sıkıntılarınız bitti. Üzüntüleriniz geçecek. Berber olacaklar birileri. Düzen getirecekler. Az zaman kaldı. Sevgi bitmedi. Hayat size gelecek. Sevimsiz görünmeyeceksiniz. Üzerlerine kötü şeyler geldiğini bilecekler. Allah rahmetsiz değildir. Allah sevmektedir. Güzel seven Allah’ınızla mutlu olun. O size dokunur. Hem de kalu bela’da iken bile dokunur. Gönül sevgisi ile içinize gelir. Gönlünüze sıcacık gelir. Orada mutlu olursunuz. Orada yaşamayı seversiniz. O’na yaklaşmayı da. Annelik edersiniz. Sıcacık anne olursunuz. Gönlünüz sevinir. Yaşamın kaynağı budur işte. Allah sevgiye hasret kişileri mutlulukla karşılayacaktır. Göğe çıkmak gibi bir şeydir bu. Göğün güzelliğidir. Gök güzelidir. Allah’ın rahmetine mazhar olundu. Melekler şehre indi. İç içe geçtiler bile. Bekleşmekteler. Rahmetin gelişini hissedin. Düzen gelecek. Her şey güzelleşecek. Rahmet gelmiştir. Dizler Allah’a dönecek. Secdeler yapılacak. Akıl çalışacak. Düzen gelecek. Allah yardımdadır. Bereket açılmıştır. Allah güzelleri sever. Allah sevenleri sever. Bereketle yardımda bulunur.
Tümen kurulur. Sevgisizlik hasıl olursa çme korku yaratmaya bayılır. İnsanlara acı çektirmeye bayılır. Onların çirkefliğini yaşadınız. Gözlerindeki nefreti yukarıda görüyorsunuz zaten. Allah’a bakarken böyledir. Kinle öfke saçar. İçindeki nefreti fark edin. Ne kadar zalim olduğunu görün. İçi dışı birdir. İnsanları kullanıp attı. (Allah’ı bilmez. O’nla ilgili her şey onun için kötüdür. Kötülük etmek için çalışır. Dünyayı mahvetmeye hedeflidir. Silsileyi tamamlamak ister. Herkese kötülük saçmak ister. Dünya üzerinde kimse kalmasın ister. Sizi üzmek için çabalar. Allah’ın yardımı sizinledir. Onun bu çalışmalarına destek çıkanlar saabikun’a girmediler. Saabik n, onlar için zor. Onlar için mümkün olmayan bir yer. Orada olmak huzur vermeyecek artık onlara. Kendilerini orada zannettiler. Artık olmadıklarını öğrenecekler. Kendilerine güvenleri gidecek. Allah zalimliklerinden ötürü onları mahvedecek. Kötü tavırları Allah’ın dikkatini çekti. Kötülüklerinden ötürü pisliğe bulandılar. Bir daha hiçbir faydaları olmayacak. Hiçbir şekilde doğruya ulaşamayacaklar. Har t üzüntü kaynağıdır. Zalimlerin gireceği yerdir. Korkuya yenileceklerdir. Zalimlik ettiklerini bileceklerdir. Zulme yaklaşmayın. Hayatı bu şekilde zorlaştırmayın. İnsanlığa zalimce yaklaşmanız sizi üzer. Kötülük eden kişi, içine düşer. Dünya kötüleşir. İnsanlık zarara uğrar. Hayat böyle geçer. Korku gelişir. Dünyanın zorlaştığını hissedersiniz. Bilim zorlaşır. Hayatı korkuya boğarsınız. Allah ise bundan hoşnut olmaz. Kötü dünya kötü hayat olur. Kötülük yayılır. Sevimsizlik çöker. Hayatın huzursuzluklarla geçmesi hayatı zorlaştırmak insanları acıya boğar. Allah böyle düşünmeyi yasaklamıştır. Allah’ın hak ettiğiniz şeyi söyleyeceğini iyi bilin. Bu durumlara düşmek istemezsiniz. İnsanlık böyle yaşamaya hazır olmasın. Kimseyi üzmemeliyiz. Dünya zalimlerin şehri olmasın. Karanlık ve tehlikeli. Acı ve kederin çoğaldığı yer. Hayatı
korkutan insanların olduğu zor bir yer. Kimse zalimlerle yaşamaya alışmaz. Kaçmanın yolu vardır. Allah’a güvenmek. Allah korkanları bilir. Korkana yardım eder. Üzülene yardım eder. çme zordur. İçmek değil. Allah’ın sevdiği şey değildir. Sevenlere yardım eder. Allah’ın bilgi dağarcığı büyüktür. Allah kullarına bunu lütfeder. Allah rahmet eder. Allah’ın sevgisi budur. Allah sevgi doludur. Kimseyi üzmez. Korku vermez. Yorgunluk da vermez. İnsanoğlu bunu bilmelidir. Allah’ın rahmeti büyüktür. Sevgiye hasreti tadarsınız. Günler geçer rahmet yaklaşır. Her şey yardımla büyür. Sevgiyi hissedin. Sevgiyi hayata geçirin.Yardıma muhtaç olduğunuzu bilin. Sevgi önemlidir. Sevilmek de. İnsanoğlunun zorluklarını aşması gerekir. Allah’a doğru yolu isteyerek bakın. Allah sevgiyle bakar. Sevilmenizi bekler. Gülmenizi bekler. Allah’ın en güzel sevgisini tadacaksınız. Mutlu
olmanızı o istiyor. Bunu başarmanın bir yolu da b dur. Allah’ın sevgisi budur. Küçük meleklerin ağıdını görün. Yavruların mutsuzluğunu görün. Onlara yaşattığınızı görün. Gariplerin neler çektiğini görün. Ağlamaktan öldüklerini bile. Sevimsiz gözlerle bakmayın onlara. Sevmeyi hasretle bekliyorlar. Onlara yavrucaklar verin. Minik bir balık bile olabilir. Sevgilerini onlara aktarırlar. Gülümsemeyi öğrenirler. Çiçek olmayı anlarlar. Bebeklerini onlara verin. Yavrularıyla konuşmayı severler. Onlara hasrettirler. Onlarla konuşmak
isterler. Onlarla gülerler. Gözlerin açarlar. İlkelidirler. Yapılması gerekeni yaparlar. Gözlerinde gülümseme bariz olur. İçleri acımaz. Yardımlaşmaya meyillidirler. Dünlerden vazgeçerler. Sevgiye hasrettirler. Günlerini böyle harcarlar. İçlerinde hiç acıma olmaz bir daha. Gülerler. Gülüşün güzellini yaşarlar. İçleri sevinçle dolar. Onlar sevimli masum bebeler. Minik sevimli küçük kızlar. Ve yavrucaklar büyütülmeliydi. Öldürülmemeliydiler. Bu zulme sebep olanların mutlaka korkunç şekilde bitireceğimiz bir sonları olacak. Hiç
acımadan kıydılar yavrulara. Onların acısıdır. Yapılaman dendi. Hayır dendi. steleme dendi. Kötülüğün temsilidir. Eziyetle insanlara zarar verirler. Kendi yapamadıklarını yapanlara kızarlar. Kendince bir çözümdür. Korku vermeye bayılırlar. Dehşet saçmaya, insanlara mahvetmeye bayılırlar. Karşılıklı konuşurken istedikleri her şeyi söylerler. Tüyü bitmemiş insanlara ahlaksızlığın kötülüğünü öğretelim. Zalim olalım. Kötülüğün kötülüğünü görelim. Acı çektirelim. Ayıp edeni görelim. Kusurları görelim. Yadırgayalım. Utanmaz, arlanmaz, ahlaksız, edepsiz, iğrenç kadın. Seni öldürürüm bir daha yaparsan. Kalk yerimden hemen. Senin gibi biri asla yaşamamalıydı. Burada olduğuna göre bir şeyler var sende. Rezilliğin açık. Çirkefsin. İğrenç bir yaratıksın. Korku saçacağım kalbine. Edepsizliğini ödeyeceksin. Bil bunu. Sevgisiz kalbinize bir şekilde insanlar iç acısı yapacak. Birikimleriniz yüzünden içimize kan düştü. Nefret düştü. Biz de hak ettik sevmeyi. Bizler de sevdik. Öldük hatta sevgiden. Ama söyleyemedik. Bunları yaşayamamanın acısıyla eğer kızım olursa ona da yaşatmam. Kızımın sevgiye hasret kalmasına sebep olabilirim ama bunu yapmalıyım. Azgınlık ederse onun yüreğini
dağlarım. Edebiyle otursun. Terbiyesini bozmasın. Bozarsa ona gerekeni yapacağım. Yüreğine saçacağım korkuyu. Kız olduğuna utanacak. Edepsizliğine yanacak. Kan saçacağım ona. Terbiyesizliğini ödeyecek. Basit davranmanın sonucunu bulacak. Göz bile deymemeli erkeğe. Bakmamalılar. Bunu yapan korkuyu tadar. İğrençliğini tadar. Edepsizliğinin sonunu bulur. Dudaklarını büzer kalır. Öyle insanlarla yaşatmamam. Asla sevdirmem kızımı onlara. Edepsizler bilsinler. Başkasını bulsunlar. Yavrumu onlara vermem. O benim kızım. Onun sahibiyim ben. Benden başkası sevemez. Bir daha sevecek kalkarsa onu mutlaka develerim. Başına bela olurum. Çirkeflik yaparlarsa onlara yapacağımı biliyorum. Bir daha kızımı üzemeyeceksiniz. Ona böyle davrandığınız için size gününüzü gösteririm. Yaklaşırsanız sizi mahvederim. Sen de evine gir hemen kız. Orada otur. Bir daha kafanı kaldırırsan ben sana yapacağımı bilirim. Odanda oturacaksın. Bir daha gelecek olursan gösteririm gününü sana. O zalimleri aklından çıkar. Bir daha asla yuvama sokulmayın. Beni bir daha asla sevmeyecek. Görmeyecek. Allah yardımdadır. Kötülere mühlet vardır. Yardım edecektir. Allah seveni bilir. Onlarla buluşturur sizi. Allah güzel gözlüleri bilir. Onları özel çalışın. Yavrularınızı yadırgamayın. Evlenmelerine yardımcı olun. Onu severlerse yavrunuza yol verin. Kucaklaşması normal olacak. Onun bu şekilde güzelleşeceğini de bilin. Paylaşmayı öğrenecektir. Bebek yapmayı da sevecektir. Ona izin vermelisiniz. Yuvasını kurması lazım. Allah onlara yardım edecektir. Allah sevgiye hasret olanları bilir. Onları sevilmesine yardım edin. Hasretle onların güzellikle yaşamalarını isteyin. Dünya üzerindeki birçok kişi acı çekti. Yalnızlık çekti. Hasret içinde kalakaldı. Bu insanlara yardım edeceğiz. Destek olacağız. İsterlerse korkularını da gideririz. Değişmeye hazırsa kendisine veririz. Başarıya ulaşacaklar. O örtüyü kafadan atacaklar. Başarısız kaldıklarını düşünmeyecekler. Ve mutlu olacaklar. Herkesin okuması mümkün olabilse bu kitap insanlara kaynak olacaktı. Bunu yapabilmemiz için onları biliyor haline getirmek gerek. Ses insanın algılamasında etkindir. Sesi mutlaka kullanın. Konuşmalar insana daha huzurlu aktarılır. Bu sayede insanlar başarıya koşarlar. Sesli aktarın. Kasetlere kaydedin seslerinizi ve okuma yazması olmayan yanlış duyguları olan farkında olmadan eziyette olan insanlara mutlu olmaları için bir yol bulmuş olun. Başarmaları lazım. Hatayı görmeleri şart. Bunu yapacak çok önemli işler bekliyor sizi. Onların başarılı olmaları gerek. Yardım etmeniz lazım. Yardımlaşmanız lazım. Garipler acıdalar. Örtünmek yoruyor. Sürekli başları ağrıyor. Sıkıntıdır. Yorar. İnsanları bıktırır. Kurtulamadıkları bir eziyet. O başörtüsü yüzünden azlık çekiyorlar. Merhametin azlığını. Merhametsizlik yaşıyorlar. Kötü görüntüleri insanların bakışlarından akıyor. Tavırlar sertleşiyor. İnsanları eziyorlar. Örtüm yüzünden başıma neler geldi diyorlar. Kalpleri sancıyor. Darlanıyorlar. Yardım edin o gariplere. Baş ağrısı çekiyorlar. Acı içinde evlerinde hapsoluyorlar. Ölüyorlar. Yavaş yavaş acı içinde son nefeslerini veriyorlar. Başları örtülü kadınların rahme giden yolu acır. Rahmet yoktur. Kalpleri nefrete kayar. Bu nedenle gönül
gözlerine acı düşer. Perfa yaşarlar. Suratları asılır. Gözleri düşer. Yuvaları kayar. Acı içinde çırpınırlar. Allah büyüktür. Üzüntüleriniz bitecek. Yorgunluklar geçecek. Allah yardımdadır. Kimse üzülmesin. Başınızdaki örtü sizin kalbinize acıdır. Dünyanın yorulduğunu bilin. Başa gelen çekilir. Sineleriniz zayıflar. Üzüntüleriniz artar. Verim
almadığınız için hayattan yorulursunuz. Yalnızlığa hapsolunursunuz. Korkarsınız. Allah’ın huzuruna çıkacağınız günde korkularınız yüzünden yaşattıklarınızı bilin. Dünya sizin elinizdeydi. Yapmanız gereken birçok şey varken yanlışlara sapıp gittiniz. Aileniz suçlu biliyoruz. Yaşatılanlar sizin kaderinizdi. Zor yaşadınız. Çok sıkıntılar çektiniz. Çok üzüldünüz. Yoruldunuz, yıprandınız. Başınız bağlıydı çünkü. Kafanızın içine giremedik. Girmek istedik ama olmadı. İçinizdeki sıkıntılar sizi mahvetti. Dünya bu kadar kötüye gidemez. Bilin. Daha fazla kimse acı çekmemeli. Allah’ın zorlaştırdığını bilin hayatınızın. Size zorluk çıkarıyoruz. Bunun nedeni hatanızdır. Başınızdaki örtü sizi acıya sevk etti çünkü. Kafanızdaki yanlış düşünceler yüzünden acı çeken bir sürü insan var. Neden algılayamadıkları konusunda düşündük. Bir çok dini konuda hata var. Bilgisizsiniz. Kız olduğunuzun hatasını çektiniz. İğrençleştiğinizi zannettiler. Size insan muamelesi yapmadılar. Siz et parçasısınız, bilin. Kafanız çalışmaz. Evde oturmalısınız. Bu size bir şekilde empoze edilmişti. Bunu kat kat yaşadınız. İnsanoğlu bunu yaşamak zorundadır. Başınızın örtüsü yüzünden emekleriniz boşa gitti. Yaşadığınız birçok şeyi inancınız yüzünden BEŞ r oldunuz. Kaşıklarınız sizin kundağınızdır. Yuva kurduğunuzda yemeğe başlarsınız. Yemek yemek sizin işiniz olur. Dudaklarınızı aşağıya indirir, son derece aç bir şekilde yersiniz. İştahınız kabarık olur. Açlık sizi alır götürür. Başka işiniz yoktur artık. Tek hedefiniz iyi yemek yapmak, güzel görünmek, tertip düzendir. Bunlarla yaşayıp ölürsünüz. Amacınız sadece yaşadığınız ortamı düzeltmek olur. Gelişime açık olamazsınız. Başlarsınız unutmaya. Hafızanız durur. Arada bir yumuşacık olduğunuzu zannedersiniz. Küçük bir çocuk gibi davranmaya başlarsınız. Ağıtlarınız bitmez olur. Cesur kaldığınızı sanabilirsiniz. Cesaretiniz de gider. Mezara gömülmüş bir ölü gibi olursunuz. Yapılan bir hata sonucu bu duruma düştünüz. Örtü, dini bir vecibe değildir. Başörtüsü dinden çıkarıyordur. Başınızı örttüğünüz andan beri beyninizde inanılmaz bir itiş yaşıyorsunuz. Bu görüntüyle. Hayatınızın zor anlarında sizi kurtarmak için çabaladık. Başaramadık. Hedefiniz dini görünmek. Ağrı çekmeniz normal. Kalbinizin sıkışması da. Bunlar acı çektirecek size. Kitabı bırakabilirsiniz bir anda. Zorlanabilirsiniz. Yanlış şeyler okuduğunuzu da düşünebilirsiniz. Sıkıntı yaşayabilirsiniz. Yanlış şeyler yazdırdılar diyebilirsiniz. Allah o kıza yardım etti. Onun okutması var. Yanlış şeyler yazmıyorsunuz. Allah destektir. Dün sizi seviyorduk. Hayata kaydığınızı düşündük. Başarılı olamadınız. Hedefiniz yanlış. Bilgisizsiniz. Tarikatınıza dönün. Birlik olmak neyinize. Başarısızsınız. Allah’ın rahmeti o kıza geldi. Sevimli bakışlarla Allah’a dönmüştür. İnsanları sevmiyorsunuz. Kötülük üzeresiniz. Çirkefsiniz. Silin onları. Şart olan bir durumdur. Üzülme. Rezilliklerini bilecekler. Allah’ın sevgisidir. Zulmü durdurduk. Çirkeflere son gündü. O zalimler artık gelemezler. Yardım edilmeyecek. İçleri acıyacak. Hiçbir zaman korku kalmayacak artık. Sıkıntılarınız bitecek. Bilgi Allah’tandır. Allah kaydırır size. Çiçek olmanız gerek. Sıkıntılarınız bitecek. Allah’ı korkuyla anın. Yurdunuza döneceksiniz. Korkularınız gidecek. Hayat devam edecek. Zor anlar yaşayabilirsiniz. Ona yardım edeceğiz. Sevincek. Düşleri doğru çıkacak. Çıkanlar da oldu zaten. Dünya rahatlatacak onu. Korku iyidir. Dünya güzelleşir. Sevin. Korku iyidir. Sakın zorlanmayın. Acı çekmekten korkun. Sıkıntılarınız bitecek. İsteksiz yazmayın. Yakında korkularınız sizi yorgun bırakmayacak. Sıkıntılarınızı bitireceğiz. Dünyada birçok insan hiçbir şey yapamadan yaşayıp gitti. Gelecek kişiyi engellediler. O insanın gelmesi gerekiyordu. Bu insan gelebilseydi eğer çok müthiş bir olayla zorluklar aşılacaktı. Oyunlar bitecekti.
İnsanlık kazanacaktı. İnsanlar mutlu olacaklardı. Dünya kurtulacaktı. Düşünceler düzelecekti. Allah yardım edecekti. Allah sevecekti. Dinden çıkma. Sevgiye iyice sarıl. Güzel sözlerle Allah’a yönel. Sevgi özeldir. Allah sevgiye ayak uyduranları bilir. Allah sevenleri bilir. Allah iyi davrananları bilir. Allah kardeşliği isteyenleri bilir. Çiçek olunmasını isteyenleri bilir. Acı çekilmesinden korkanları bilir. İsteksiz davranışlarla davranışlarınızı bozmayın. Kötü görünmeyin. Acılarınız geçecektir. Allah yardımdadır. Allah sevenleri bilir. Allah sizlerledir. Dualarınız büyüktür. Allah’ın yardımını dileyin. Allah’ın desteğini arayın. Korkun. Allah temizlenenleri bilir. Allah sizinle. Doğru çalışmalar yapın. Doğru çalışmalarda bulunun.
0.18 Özel Bir İnsan Yaşamalıdır
Sevgi isteyen herkes mutlulukla yaşar. Sevgisiz kalanlar. Huzur bulamaz. Hacı olmak zordur. İnsanlar zalimliği uzaklaştırmalı. Zalimler bazen uğrarlar. Korku salmak için, korku vermek için. Bu varlıkların sizi korkutacağını sanırsanız isti yapın. İşin zorluğu budur. Zalimlere zorluk yaşatırız. Zulme uğramış insanlar. Rahmanın verdiklerini bilirler. O’nda büyük bir huzur bulurlar. Allah yardımcı olur. Onları korur. Korkularından emniyete kavuşurlar. Allah’ın rehmer olduğunu bilin. Size yardım edeceğini de. Allah kullarına yakındır. Zulmedenlere karşı kullarına yardım eder. Sevgiye hasret kullarına yardım eder. Allah sevimsiz davranışları sevmez. Kötü tavırlı yaklaşımları sevmez. Allah zalimce yaklaşımları sevmez. Dünyanın kötü hareketleri insanlarda sis yapabilir. Onların yorulmasına sebep olabilir. Kötülük insanları yorabilir. Zulme uğradığınız anlarda kötülere ayak uydurmayın. Dünya bitecektir. Çirkefler yaptıklarını bulurlar. Hatalı olduğunuzu kavramalısınız. Zor sorular insanları yorar. Karşı kişide acı oluşur. Dünya bu şekilde olmamalı. Değişim mutlu insanlara sebep olur. Sıkıntılı dün insanlarda acıya sebep verir. Görgüsüzcük yaşatmayın. Acı insanı yorar. Dünyada bu tarz davranışlar yaşanmamalı. Dünyanın en zor işlerinden biri acı yaşatmaktır. Kavgaya sebebiyet vermeyin. Korkuya neden olmayın. Acı çektirmeyin. Dünyayı yormayın. Allah’ı güvenin. Dünyadaki her türlü davranışı görür. Dünyayı yormayın. Acı çektirmeyin. Saf insanlarla korkuya yaklaşırsınız. Korku verirseniz. Acıları artır. Dehşet verirseniz. Üzülürler. Acı çektiren kişilerin büyük bir korkutacağız. Korku yaşayacaklar. Çığlınca yayılıyorlar. Çirkin işler peşindeler. Korku yaymaya çabalıyorlar. Bayağı bir üzdüler zaten. Büyü yapıyorlar. Allah’a sığının. Allah’ın üzüntüsü budur. Acı çektirenler acı çekecek. İnsanlar bu şekilde yoruluyorlar. Kahrediliyor. Hayat kötü görünüyor. Yapılan her şey olumsuz görünüyor. Hayat insanlara zor geliyor. İnsanların yorulmasına razı olmadık. Dünya değişecek. Hayat düzelecek. Sevimlilik gelecek. Rahmet inecek. Hayat sevilecek. Sevimsiz davranışlar bitecek. Korkular bitecek. İnsanlar zalimlik yaptılar. Korkular içinde yaşattılar insanlığı.
Çirkeflik ettiler. Zalimlerin işi bitecek. Dünyayı bu şekilde mahvettiler. Allah onları mahvedecek. Allah’ın rahmeti inecek. Korkular geçecek. Kötülükler bitecek. Pis işlerden uzaklaşacaksınız. Korkuyu yok edeceğiz. Doğru insanlar yaşamayı seçecekler. Kötü insanlar dünyadan çekilecek. Sularda yok olacaklar. Onların yok oluşunu seyredeceksiniz. Hayatları bitecek. Dünyanın sonu gelecek. Zulmedenlere başka sonlar hazırlayacağız. Kendi kendilerine gidecekler. Bitecekler. Zorlukları aşacaksınız. Zor durumlardan geçeceksiniz. O kötüleri algılamanız gerek. Korku size hakim olmayacak. Zalimlerin bu şekilde davranmaları sizi üzmeyecek artık. Zulüm sizi yıpratmayacak. Korkularınız bitecek. Dünyayı mahvedemeyecekler. Doğru kanalı seçtiniz. İnsanlık bu şekilde kurtulacak. Mahvoluşlarını bilecekler. Allah zalimlerin yaptıklarını görmektedir. Korku onları mahvedecektir. Korku ile yaşamak onların işi olacaktır. Eziyetleri bitecektir. Allah destektedir. Desteğine devam etmektedir. Korkmayın. Korku bitecek. Evi güzelleşti. Korkularınız gitti. Yorgunluğunuz da. Merhametle yaşayacaksınız. Yargı budur. Hayat bu şekilde bitecek. Korku ile kaçacaklar. Allah’ın doğru iş yaptığını göreceksiniz. Dünya zorluklarla büyüdü. Korkular gelişti. İç sıkıntılarınız bitecek. Doğruluk gelecek. Merhamet gelişecek. Hiçbir zaman üzülmeyeceksiniz. Kimse sizi üzemeyecek. Doğru yaşamları seçeceksiniz. Hiç kimse size zarar veremeyecek. Dünya sizin için özel. Allah’a yaklaşmak gerek. Onların sıkıntısı budur. İçleri daralacaktır. Korkuya yenilecekler. Yavrucakları kurtarmalıyız. Korkularından kurtarmalıyız. Acıları bitmeli. Sevilmek istediler. Sevilmeye hasretler. Allah rahmettedir. O’nun rahmetini anın. Görevlerinizi iyi yerine getirdiniz. Sizi seviyor. Size rahmet ediyor. Dünyayı kurtaracaksınız. İçiniz rahat. Mutluluk kaynağı oldunuz. Çok şey değiştirdiniz. Gülüş hislerini duyun. Sizi sevecekler. Sevilmek istediler. Bebek yaptığınızı gördüler. Melek yaptığınızı da. Birikimleriniz güzel. Dünya sizinle. Bu güzel resimlerle hepiniz güzelleştiniz. Bu güzel mekana mutlu mutlu gideceksiniz. Dünya sizin huzur bulduğunuzu biliyor. Dünyanın küçük yavruları oldunuz. Onun sevgisini tadacaksınız. Her bitki size teşekkür edecek. Yediğiniz her yiyecek sizi sevecek. Öptüğünüz her bebek kucağınıza gelecek. Öpülmeyi çok özler hepsi. Onları sevin. Gülücük saçın. Melek gibi onlarla yaklaşın. Onların her sevdiği şeyi yapın. Onları hep sevin. O güzel çocukları hep sevin. Onların bu sevgiye ihtiyaçları var. Onları bu şekilde sevmenize hasretler. Yavrularınızla buluşacaksınız. O size hasret. Anneliğinize, sevginize hasret. Gülücükleri hisset. Gülmek istediklerini bil. Zalimlik etmeyeceğiz sana. Allah’ın rahmetiyleyiz. Melek oldular. Dünyaya uçuş yapacaksın. Allah’ın rahmeti gelecek. Yavrularınızı sevin. Rahmetin huzurunu yaşayın. Size yaşatılan büyük sevgiyi tadın. Sevilmek güzeldir. Secdeniz güzel. Sevilmek için secde edin. Sevilmek için secdede kalın. Allah sizinle. Yardım edecektir. Korkunuzu yenin. Hiçbir zaman üzülmeyin. Dünyada kalmak size zor gelir. Sizi seviyor. Size gelecektir. Yaşamın zor olduğunu düşünmeyin. Allah rahmetle gelecektir. Bu huzuru yaşayın. Gelişinize seviniyor. Size seviniyor. Can attığınızı biliyor. Bunu bilin. Canınız acımayacak. Sevineceksiniz. O’na gitmenin mutluluğunu yaşayın. Gidince algılayacaksınız. Geldiğinde sizi sevecek. Hayatı değiştireceksiniz. Dünya güzelleşecek. O’ndaki rahmeti göreceksiniz. O’nun sevgisini hissedeceksiniz. Sevginin güzelliğine bakacaksınız. İçiniz eriyecek. O’na bakmanın mutluluğunu göreceksiniz. Allah sizinle olacak. O’nun kucaklayışına gideceksiniz. Huzur bulacaksınız. Sizi çok özlüyor. Size çok hasret. Sizi çok seviyor. O’na olan sevginizin farkında. Özleminizin farkında. Çok bekliyorsunuz, farkında. O’na yardım etmek
istediğinizi de çok iyi biliyor. O’nun seçimleri var. Sizi seviyor. Sevgisi çok özel. Size çok özel, güzel şeyler verecek. Merhamet edecek. Allah’ın sevgisi engin, en güzel sevgidir. O’nun güzel sevgisini tadın. Dünyaya gelişin güzelliğini tadın. Değişimin mutluluğunu tadın. Elleriniz güzelleşecek. Dünya güzelleşecek. Her şey düzelecek. Değişmeniz gerekecek. Bir şeyleri düzeltmeniz gerekecek. Yapınca sizi yakalayacak. Düzeldiğinizi sevinin. Özelsiniz. Yarattığı her şeyi özel olarak sever. Yardıma koşar. Sizin özel olmanız için çabalar. Doğru olmanız için çabalar. Sizin çalışmanıza yardım eder. Doğru çalışmanızı ister. Doğru işler yapmanızı da. Doğru işler yapabilmenizi sağlar. Her şeyi güzel yapmanızı ister. İsminiz özel olur. Hevesiniz gerçek olur. Sevilmek istediğiniz zamanlar da gelir. Üç hayat yaşar, güzelleşirler. Günleri güzel geçer. Güzel yaşam onları bulur. Dünyanın en güzel anlarını yaşarlar. Melek olurlar. Hayata mutlulukla bakarlar. Hayatı severler. Yorgunlukları biter. Yardım ederiz. Onları kurtarırız. Aileniz güzel. Onlar iyi. Dünyaya yakınlar. Annelik yapın. Onları sevin. O garipleri sevin. Onlar hasret. Dünyayı acı ile yöneten biri var. Onların yaptıklarının suçunu çekecekler. Dünyayı mahvettiler. Hayatı bu şekle getirdikleri için onlardan gerekeni alacağız. Yaptıklarının cezasını bulacaklar. Size bunu onlar yaptı. Sizi bu hale onlar düşürdü. Dünyayı bu hale getirenler yine onlar. Korku gittiğinde Allah gelir. Rahmet eder. Allah sevgiye hasret insanları bilir. Dünyayı bu hale getirenler onlar. Korku verenler onlar. Korkutmaya çalışanlar onlar. Zalimlik yapan onlar. Korkuya sebebiyet vermek için üzerinize bazı yavruları salanlar onlar. Zulüm yapmak isteyenler onlar. İçinize düşürmeye çalıştıkları korku biter. Dünyayı bu şekilde yönetmeye çalıştılar. Yaptıklarını bulacaklardır. Bereketi bitirdiler. Birçok insanı üzdüler. Korkuttular. Korkmayı bilmeyenler acı çektiler. Kokmaya çalışanlar ise zorlandılar. Korkuya büyük bir sonuç var. Bunu bilin. Birlik olmalıydınız. Yaşamı sevinç vermelisiniz. Sevince sebep olmalısınız. Yapılmamalıydı hatalar. Allah’a korku veremezsiniz. O’nu korkutmak mümkün değil. Korku yalnız sizde olacak artık. Bundan vazgeçin artık. Eziyetiniz bir daha olmayacak. Eziyet edemeyeceksiniz. Allah yardımdadır. Kötülüklerini tadacaklar. Onların bir daha sizi üzmesine izin vermiyoruz. Korkuları depreşecek. Allah sevgi isteyenleri iyi bilir. Siz bunu istiyorsunuz. Siz Allah’tan bunu diliyorsunuz. Bunu verecek. Bunu verecek. Bilginizi sahiplenmeniz gerek. Allah’ın yanındasınız. Sıkıntılarınız bitecek. Doğruluğu bulacaksınız. Size yardımdayız. Korkularınız da biter. Yardımsız kalmadınız. Sizin eziyetiniz yok. Sizdeki eziyet bitecek. Yardım edeceğiz. Yardım edeceğiz. Sevileceksiniz. Bunu bilin. Sizin sevginiz insanları korkutacak. Bu korkuyu Allah verecektir. Korku iyidir. Korkutmanız da. Bu şeklide olmalı. Sevilmeniz şart. Sevgisiz kaldığınızı düşünmeyin. Ürkekliğiniz gidecek. Korkularınız bitecek. Yorgunluğunuz bitecek. Buralardan çıkacaksınız. Rehberiniz olacağız bilin. Yalnız kalmayacaksınız. Yalnızlığa düşmeyeceksiniz. Allah’ın yanındasınız. Güvenin O’na. Sizinle o. Başaracaksınız. O‘na gitmek için çabalıyorsunuz. O’nunla olmak için çabalıyorsunuz. O’nun hasreti var. O’nun kucaklayışını arıyorsunuz. O’na varmak için çabalıyorsunuz. Allah’a güvendiğiniz için buradasınız. O’nun için çalışıyorsunuz. Hedefiniz yine O. Doğru yoldasınız. İzinden gidin. Eziyeti bırakın. Çalışman iyi. Çalışın. Allah’a yardım edin. Üzerlerinde çalışın. Çalışkan olun. Özel olarak çalışın. Merak etmeyin. Korunuyorsunuz. İçinizdeki güzelliği and edeceğiz. İçinizdeki güzellik büyüyecek. Allah yardım edecek. Size sıcaklık verecek. Düşleriniz gerçek olacak. Her fırsatta Allah’ı anacaksınız. Güzel günler gelecek. O günlerde mutlu olacaksınız.
Yüzleriniz gülecek. Onların mutluluğuna sevinecek. Dünya güzelleşecek. Rahmet gelecek. Günler gelecek. Düşler gelecek. Rahmetin güzelliğine, merhametle gelişine, Allah’a inişine, sevinişine, mutluluğuna geleceksiniz. Göreceksiniz. Bu müthiştir. Sevinç müthiştir. Gülmek müthiştir. En güzel sevinci yaşatacak. Size gülecek. O güzel gülücükleri tatmanın mutluluğunu yaşayacaksınız. O’nun sevgisini, huzurunu bulacaksınız. Evliya olup O’na varacaksınız. Elleriniz birleşecek. Size sevgi verecek. Allah’ın güzelliklerini yaşayacaksınız. O’ndaki sevgiyi tadacaksınız. O’nun sıcacık elini tutacaksınız. O’ndan gelen her şeyi bulacaksınız. Her şey çok güzel olacak. Her şey şahane olacak. Dünyanın en güzel lütfu budur. Allah’ın mutluluğunu tatmak. Allah sevgiyi çok sever. Allah mutluluğu çok sever. Allah kucaklanmayı çok sever. Allah kucak tutmayı çok sever. Sevecek sizi gözleriyle. O’nunla kucak kucağa olacaksınız. O’nun rahmetini anacaksınız. O’na huzur bulur insanlarsınız. Allah küçük kızları sever. Onlar Allah’ın nimetidir. Allah yardımlaşmayı sever. Allah gülmeyi sever. Allah rahmet etmeyi sever. Aile kurun. Allah hayatın güzel yanlarını sever. O’nun minik kahkahalarını duyacaksınız. O’nun şahane gözlerini göreceksiniz. Sevginin güzelliğine bakın işte. Bu güzel gözleri görüp şaşacaksınız. O’ndaki merhameti algılayacaksınız. İnsanlığın yaşadığı ızdırabı görmüş olduğu için herkese mutluluk vermeye kararlı. O sizin üzülmenize razı değil. O’nun için sizi seviyor. Sizin için güzel şeyler hazırlıyor. Güzel sofralar. Allah’ın size bu şekilde yaklaştığını bilin. O sizi çok seviyor. O sizi çok seviyor. İstediğiniz zaman yakın olacaktır. Sizi çok özlemiştir. Allah’ın güzelliğidir. Size kucak açacaktır. O’nun güzelliğini anlayın. O’nun sevgisini kavrayın. O’ndaki güzelliği kavrayın. O’ndaki güzelliği anlayın. O’nun ışıltısını tadın. O’ndaki güzelliği algılayın. Elleriniz açılacak. Hamd edeceksiniz. Her şey güzeldir. Emektir. Emeğin güzelliği güzeldir. Güzel emekler, güzel ellerden çıktı. Masum bebeler zor yerlerde acıyla yaptılar o eşyaları. O gariplerin emeğidir. Merhamet onlaradır. O gariplerin acısıdır. O garipler destek istiyor. Onlardan gerekeni yapın. O garipler huzur arıyor. Yardıma ihtiyaçları var. Korkunç acılarla öldüler. Onların acısıdır. Yavruları ellerinde ölüyor. Bunu yaşamayın. Korkuyla ellerinde ölen yavrularını seyrediyorlar. Onları kurtarın. Yardım bekliyorlar. Garipler acıda. Kan kustular. Acının büyüğünü yaşıyorlar. O korkuyu yaşıyorlar. Yürek acısıdır. Allah onlar için destektedir. Zorluklara karşı yardımdadır. O yüzden korkan çocukları hur kavuruyor. Acılar. Biz de onların dehşet dolu anlarında desteğiz. Korkularına engeliz. Allah rahmet doludur. Onun için korkunuzu yenin. Allah’ın sevgisini anın. Allah sevgiyle dolu. Rabbiniz bunu bilmektedir. Mutlu olmak istiyorsunuz. Allah sevgiyle bakacaktır. Mutlu olmanız için gelecektir. Huzur bulmanız için gelecektir. Rahmetle gelecektir. Huzura ereceksiniz. Merhamet gelecektir. Melek olduğunuzu bileceksiniz. Melekler gülerler. Melek olmaya çalışın. Gülücükler atın. Güzel yüzlüler olun. Gülün. Dünya özel. Sizin için merhametli Allah özel bir yuva hazırlıyor. Bu yuvaya gidin. Her gün acınızı dindirecek, daha fazla mutlu olacaksınız. Güzel yaşamlar kuracaksınız. Mutluluk sizi yakalayacak. Mutlu olmanız için çırpındı. Özel olmanız için çırpındı. Her şeyi denedi. Her şeyi denerken acılar çekti. Yalnızlığının içindeydi. O’na yardım ediliyordu. O bunu biliyordu. Mutluydu. Mutlu. Seviyor sizi. Onun mutluluğunu tadın. Neşeyle parlardı gözleri. Gözlerindeki neşeyi tadın. Sevilmek için yaşadığını tadın. Her şeyi düzgün yaptı. O’na özlemle bakın. O’nun güzelliğini fark edin. O’nun içindeki güzelliği görün. Sevmek için beklemektedir. Bekleyendir. Sevendir. Dünyayı düzeltecektir. Sevmek için uğraşır. Huzuru bulmanız için çabalar. Bulmanızı
sağlar. Eminsiniz. Bunu bilin. Hayalinizdeki O. Hayatı kötüye kullanmayın. Sevilmek için yaşayın. Buralarda yaşamak öz için zor. Günler geçecek. Gönlünüzdeki kişiler gelecek. Geri gitmeyeceksiniz. Merhametin, sabrın, sevginin, huzurun, yaşamın, sevginin gerekliliğini bulun. Dünyadaki özel şeyleri bulun. Dünyayı düzeltin. Hayatı paylaşın. Allah’a güzellikle gidin. Elimine olun. İçinizde herhangi bir kaza olursa kork. Titremeniz normal. Eviniz küçücük. Allah evin üzerinde. Yardımda. Küçük evinizde yardımdadır. Düş kurduğunuz günleri unutun. Allah’ın rahmeti geldi. Huzur bulacaksınız. Yardımdadır. Allah’ın sevgisi budur. Sevmek için gelir. Terminolojiyi yaşatır. İçiniz büyür. Korkunuz biter. Allah yardımdadır. Mutluluğa gidin. Korkuları gelecektir. Her şeye korku ile bakacaklar. Zorluklar bitmiştir. Çirkinlikler bitmiştir. Rahmet gelmiştir. Yardım gelmiştir. Yardım gelmiştir. Dünya güzelleşir. Zor anlardan kurtulursunuz. Allah yardımdadır. İçiniz açılır. Huzur bulursunuz. Kötü günler biter. Yurdunuza gidersiniz. Allah size iyilik edecektir. En güzel yolu verecek. Çiçekleri açacak. Gönüller rahatlayacak. İçiniz düzelecek. Korkular bitecek. Allah yardımdadır. Dehşetiniz bitecek. Korku gidecek. İçinizdeki her sorun yok olacak. İzmim olacak. Yardım bitecek. Düşler, korkular yok olacak. İçleri yanacak. İçleri mahvolacak. Bunu yapacağız. Yapanın derdi büyük. Yaptıkları şeyin büyüklüğünü iyi bilirler. Büyük bir iştir. Allah’ın desteği ile yapılır. Destek olacaksınız. Allah körkütük sarhoş olmadığınızı biliyor. Yardım ediyor. Zalimler sizi üzebilir. Size zalimlik edebilirler. Sizi üzebilirler. Korku geliştirebilirler. Sizin yardıma ihtiyacınız da olabilir. Bu tarz durumlarda Allah’a sığının. Hastalık sıkıntısı çekebilirsiniz. Derdiniz olabilir. Bu tarz durumlarda Allah yanınızdadır. Zulme uğradığınızı hatırlarsınız. Bunu bilin. Üzülmeyin. Korkuya karşı kendinizi koruyun. Allah destektir. Destek olmaktadır. Bunun için hatırlayın. Size neler öğrettiğini. Neler yapmaya çabaladığınızı. O’na gitmek istediğinizi. Bu çabayı güdün. Allah yanınızdadır. Allah destektir. Her biriniz özelsiniz. Korkularınıza yenilmeyin. Destek oluruz. Hiçbir şey acıtmaz. Hiçbir şey üzmez. Hiçbir şey yormaz. Allah’ın desteğidir bu. Hiç üzülmediniz. Korkularınız yok. Hiç yanmadınız da. Korkunuz yok. Onlar yardımdalar. Onlar destekteler. Onlar sevdiler. Onlar acıyı yok ettiler. Onların sıkıntılarını kurtardık. Destek çıktınız. Desteğiniz güzeldi. O artık ölmüyor. Ölmüyor. Ölümden kurtuldu. Onu rahmetle sevin. Onun yanında olun. O sizin kardeşiniz. Allah rahmetlileri sever. Allah sevgiyle bakar. Allah güler. Onların desteğisiniz. Allah yardımdadır. Korur. Korumaktadır. Her şey güzel geçti. Her şey özel geçti. İnsanlık kurtuldu. Yardımlaştınız. Bu sizin işiniz. Şerlilere karşı savaştınız. Şer insanları üzdünüz. Hiçbir şey yapamadılar. Aile kurdunuz. Gülümseyin. Hayatı paylaşamadı. Allah’ın rahmeti ile gitti geldi. Allah çok iyidir. O’nun desteğindesiniz. Dünyayı kurtardı. Onun amacı buydu. O sevmekle meşgul. Sevinmek ister. Allah rahmetlidir. O’nun özelliği budur. Dünyayı bu şekilde kurtarır. Herkese özeldir. Sevgi sevgi ona gider. Sevgi özeldir. O sevgi çok özeldir. Dünyayı kurtarmıştır. Onun sayesinde mutlusunuz. O garip dünyayı kurtardı. Gördü gideceği yeri. Görünce anladı. O’na gidecekmişim deyip başını eğdi. Secdesi güzeldi. Mutlu mutlu yuvasına döndü. Çok mutludur. Onun mutluluğunu tadın. Annelik edin. Anne olun. Onun sevincini tadın. Onla yaşayın. O güzel günler geçiriyor. Allah’ın sevgilisidir. Sevgi hasreti ile yanar. Onun için onu çok sevdik. O seve seve yandı. Yuvarladı. Dine dönüş yaptı. Küçük gözleri ile etrafa bakındı. Acı çekmeyeceğim dedi. Biliyordu, onu kurtaracağımızı. Bunu yaptığınız için mutlu. Onun için sevinin. Duyarlı bir insan. İçleri yanar. Allah’a rahmet ettiği için gözleri
açık gitti. Sevimli gözleri, minik gözleri. Göz bebeklerinde huzur var. Çaba var. Onlara yardım etmeliyiz biz dediler. Onlar acı çekecek yoksa dediler. Yardım için çabaladılar. Allah’a iman etmiş kulların yaşamaları gereken bir dönemdi. Orada yaşamak zorundalardı. Zorlukları aşamadılar. Bunun çabasına gittiler. Kurtulun artık dendi. Çalışın dendi. Çabalayın dendi. Dünyayı kurtarın dendi. Bunu başarmalılardı. Allah onlara yardım edecek. Allah yardımdadır. Onlara yardım edelim dediler. Başarmamız lazım dediler. Nasıl yapacağız dediler. Kurtaralım onları dediler. Yoksa bitecek iş dediler. Zor durumdalar dediler. Ne yapalım dediler. Bu olmamalı dediler. Her şey gösterildi her yerden. Herkes algıladı olacakları. Bunun çabasına düşen birkaç kişi var. Yapalım bir şeyler ne olur dediler. Nasıl yapacağız göster ne olur dediler. Başaramazlarsa ölürüz dediler. Kurtarılmalılar dediler. Yapmamız için yardım et dediler. Düzen gerekliydi. Ne olur yardım et dediler. Üzülüyorsun biliyoruz görüyoruz dediler. Acı çektiğini görüyoruz. Bunu yaşamana dayanamayız dediler. Buna lütfen bir şekilde destek olun dedik. Ona yardım edin dedik. O başarabilirse olacak dedik. Başlarını eğdiler. Bunu yapacağız dediler. Yapmalıyız dediler. Allah bunu bildi. Onlardan razı oldu. Ve bu sayede içleri yanmadı. Dilleri yanmadı. Değişim yaşadı. Korku gitti. Cesaret geldi. Allah için yapacaktı her şeyi. Her şeyi düzeltti. Her şeyi düzeltti. Onlar da mutlular artık. Korku yok. Eziyet yok. O garipler kurtuldu. Bir iki sevgi üç inanç bir acı dört hayır bir güzel dört yazık iki başardı bir aşırı üç huzurlu dört yanlış bir baş dört korku dört yazık iki ayak üç baş altı on yirmi sevi on korku altı ev on iyi beş sevim dört iyi altı has iki güzel dört yazık sekiz kötü on sus bir kaç on iyi bir sevim bir doğru beş iyi dört hata beş kork yedi iç beş yar on dün bir yedi üç dün beş acı al sev kor iter dor bar bir iyi hor acı iç zar kor iyi tor zar iki kor üç sar üç dar beş hacı yon bar kar nar şar al tor hir kor yar mar dur.
0.19 Dedenin Sinede Başlangıcı Var
Nasıl başladım? Balaenikle kirlie başae tiran tayyare uçuş makinesi tayyar uçuş efsanesi zekzak hazır şema Delikten süzülen bir yaratık, özel olduğunun farkına varmadan doğar. Öbür yaratık bidonun içindedir. Ve boş bir kutuda kendini yaşamsız bir varlık gibi saklar. Doğum sürecini en güzel ilerleten kişi, annelik görevine erişir. Anne olmanın verdiği sevinci yaşar. Baha özel olarak kendini gösterir. Çalışması gereken konulardan en önemlisi bu. Bir kere daha söylüyoruz, sevgi istediğiniz kadar açılır. Kedi olmak isteyen kişiler, yanlış konularda sizi yönlendirebilir. Zilzal gerçekleşirse Allah nimetleri gelir. Baha çalışmalara
başlayabilir. Tüten bir başak var. Onu kendiniz alın. Elinize verdiğimiz o başağı tutmayı unutmayın. Onun içinden çıkacak olan güzellik, sizi sevindirir. Eninde sonunda size gelecektir. O kızın değerini bilin. Küçük bir çiçektir. Barbara adelaid konuşma sonucu birleşir. Bütünlüğü sağlamak için size verilen konuyu iyi çalışın. Barbara özeldir. Onun temizliğini hissedin lütfen. Temiz ve özeldir. Zamanda geri gelendir. Zamanın özelidir. O tertemiz yüzüyle gitmiştir. Melektir. Berekettir. Huzur verir. O bir çiçek. Gülecek. Dudakları var. Sevgiden güler. Ona hiçbir şey dokunmamalı. Onun hiçbir zaman üzülmemesi gerek. Bereket kaynağı olduğunu bilmeli. Bereket ona gelecektir. Onun güzel olduğunu bil. O çocuğu sev. Onun çok özel bir yuvası kuruldu. Ona yardım edeceğiz. Temiz ruhu onun her şeyi. Güzelliği yüzünden onu çok sevdik. Melamidir. Temizliği onun bu şekilde bize yolluyor. Allah’ın rahmeti üstünde. Gözleri yeşil onun. O bir çiçek. Temizlendi. Arındı. Aklı artık eskisi gibi değil. Değişti. Mutlu ve huzurlu olması gerekli. Gelişmesini hisset. Onda çok önemli bir gelişme var. Her şey ona yavaş yavaş açılıyor. Yavrucak büyüyor. Dualarla büyüyor. Eser veriyor. Merhameti tadıyor. Anne oluyor. Bebeklerini çok özledi. Onun mutluluğu gerçek oldu. Sevinç içinde yaşayacak. Hedefine ulaşacak. Mutlu olmak istedi çünkü. Boynunun bükülmesine Allah razı olmuyor. Hisset. Onun gönlü tertemiz. Bu yüzden ona Allah rahmet etti. Sevinç içinde seni kucakladı. Duaları, her an seninle. Özel olmanı istiyor. Merhametli olmanı çok seviyor. Onun kucaklanmasını iste. Ona mutluluk dile. Huzurlu ve güzel bir yuva olsun onunki. Çiçek olmasını iste. Huzur bulmasını dile. Mutlu olması için ona her an güzel sözler söyle. Bereket tanrısı gibi sevdi onu. Her an onun yanında olmalısınız. Destek olun. Kucaklayın. Onun acıları çok büyüdü. Dehşetini dindirin. Hassas olduğunu bilin. Kendine bakıp üzüldüğünü bilin. Kendindeki hassasiyeti bilin. Barbara çok üzgün. Kendini bu şekilde görmekten üzgün. Hasret içinde yanıyor. Bu şekilde yaratılmaktan çok üzgün. Kendine bakıp üzülüyor. Bu şekilde yaşamasına razı değiliz. Onun değişmesini isteyin. Onu temizleyin. Biçimini değiştirin. Ona güzel bir yuva kurun. Onu sakın çirkin yarattırmayın. Şeklini güzel çizdirin. Genetiğini düzgün yapın. Güzel bir yaratığa dönüşmesi şart oldu. Biçimi ile oynamayın. Genetik hata yapmayın. Onun yüzünü güzel çıkarın suda. Kurbağa bedeni ona yakışmadı. Beden olarak ona griyi tercih etmeyin. O gri tenli yaşamaya hazır değil. Korku veriyor. Dehşete kapılıyor. Acı çekiyor. Sizi gördükçe üzülüyor. Hasretini bitirin onu. Sakın korkutmayın değişirken. Dehşet içinde size bakabilir. Neden bu haldeyim diyebilir. Masumiyetini hissedin. O çok masum. Hayatını ona adayın. Bir çocuk verin, kucaklamasını sağlayın. O çocukla ilgilenmesi onun için güzel. Küçük bir yavrucak ona değer verdiğini gösterir. Ona en iyi anneliği o yapar. Bilgisi iyi. Merhameti müthiş. Çocuğa hiç tokat atamaz. Çok sevgi dolu çünkü. Yavrucağı doğruya yönelten odur. Sevginin hasretin en güzel duyguları bir bir tattıracak. Hazır olduğunda size onu bildireceğiz. Onun sevimli yüzünü her an unutmadan aklınızda tutun. Bir çiçek olduğunu bilin. Bir Melami olduğunu bilin. Hassas ve kırılgan olduğunu bilin. Ona eziyetinizi algıladığını bilin. Onunla alay etmeyin. Onun hassasiyeti çok fazla çünkü. O çok güzel algılıyor duygunuzu. Sessiz kaldığında suçu size yönelttiğimizi bilin. Onu üzdüğünüzde size kızdığımızı bilin. Karşılıksız sevgi ona acı verir. Mutlaka karşılık gösterin. Sizi bekler huzur içinde. Gelmenizi çok ister. Sizi görmek için çabalar. Sevinç içindedir o zaman. Geldiğinizi görünce hemen sarılır. Beklentileri çok büyüktür. Çok büyük bir sevgi ile sarılmanız için kucaklar. İsteği vardır hep. Her an sevilmek ister. Mutlu olmasını
sağlamalısınız. Onun her an mutlaka elini tutun. Sevgiye hasret olduğunu her an algılayabilirsiniz zaten. Sustuğu anda sevgi ister. Beklentisi gözlerine vurur. Arayışı gözlerindedir. Hasretle bakar yüzünüze. Beklentisini iyi karşılamanız gerekir. Konuşmalarına saygı gösterin. Onu küçümserseniz algılar. Hislerini iyi algılayın. Dualarla ona yardım edin. Ona yardımcı olmanız gerek. Yalnızlığını hissetmemeli. Küçük olduğunu düşünmemeli. Kendini üzmemeli. Yalnızlık duygusu içinde kalabilir. Algılanmadığını hissedebilir. Onu yüreği acılı. Hissetmelisiniz. Yuvasını kurun. Bir kere bile onu üzmeyin. Onun Allah’tan nimeti çok fazla. Onun sevilmesini isteyin. Bilgi ve bereket geldiğinde onu üzmeyin. Yavrucağın her an sevilmesi gerek. Bunu yaşaması gerek. Gözleri açık gider. Sevgiye hasret. Bu çocukların değerini bilmenizi istiyoruz. Onların hasretini dindirmeniz gerek. Onlara sakın dokunmayın. İstemedikleri şeyleri yaparak eziyette bulunmayın. Allah onlara rahmet ediyor çünkü. Onlar gariptir. Garip yavrulardır. Yetimdir. Yetiştirilmeleri gerek. Yetişmeleri gerek. Gelişime yetişmeleri gerek. Hazırlığı iyi yapsınlar çalışanlar. Sakın onların genetiğini bozmayın. Gen havuzunu doğru kullanın. Yavruların sakın kurbağa ile birleşmesini sağlamayın. Hassas olurlar sonra. Fazla güneşe çıkmaz, suyun içinde kalmak ister. Bereket tanrısı onlarda bu duygunun olmasını istemez. Allah’ın nimeti olduklarını bilmeliler. Melami olduklarını bilin. Allah’ı algılamaları için gereken bilgi onlara verilmeli. Tanrıyı bir şekilde bilmelerini sağlayan. Onun özel duygularla yetişmesi şart. Değerli olduğunu hissetmesini sağlayın. Onun birkaç kez şımarması gerekebilir. Küçük olduğu için zaten bu duyguya yakındır. Çabuk şımaracaktır. Çabuk şımardığında lütfen onu azarlamayın. Onun sevincini paylaşın. Değerli olduğunu hissetmeli. Onlar mutlu olmalılar. Kaliteli bir hayat sürmeliler. Gerektiğinde sevgiyi onlara has kılın. Yanına gidip eğlenmesini sağlayın. Bacakları seyrelebilir. Küçük bir yuva kurmak isteyebilir. Elinde olmadan sevincini aşırıya da götürebilir. Özlediği konuları onunla paylaşmanızı isteyebilir. Bazen çok ileriye gidebilir sormakta. Saftır çünkü. Sorular onda birikir. Tekrar tekrar aynı şeylere geçebilir. Barış isteyebilir. Korkuya kapılabilir. Başarıyı yakalayamadığını düşünebilir. Ona yetersizlik hissi vermemeniz gerekir. Bakışlarınız onu ezerse hemen fark ediyor. Sabrınız yoksa onlara sakın yanaşmayın. Sabırsız insan ona eziyet edebilir. Kalitesiz bir davranış sergilersiniz anında yazarız ve bedeli ağır olur. Sizi ona çeviririz. Saflaşırsınız ve bilmediğiniz şeyler yaparsınız. Başarı buna en güzel sonuç olur. Sevilmek istediğinizi hissettirirsiniz. Onu sevmeniz gerektiğini hissedersiniz. Onun gibi saf konuşmaya başlarsınız ve farkında olmadan onun olduğu gibi olursunuz. Bereket gelir temizlenirsiniz. Affedilirsiniz. Terk edilmezsiniz. Düzelirsiniz. Yaşamanız gerekir bu süreci. Yaşadığınız anda biter. Bunun mutluluğunu yaşayabilirsiniz her an. Saf olmak, temizlenmek istediğiniz için size bu lütuf verilebilir. Herkese yaşatılmayan bir lütuftur. Bunu yaşamanızı size Allah istediği için verilir.
0.20 ZigZag Konusu
Deprem hissi veren bir konu. Dehşete kapılmanız mümkün oluyor bu konuda. ZigZag’ı yazarken depremi hissetmenizi istedik. Bilgi akışını hızlandırmamızı istiyorlar. Sizin farklı bir statünüz var artık. Bunu bilin. Diğerleri gibi yaşamanız şart oldu. Yani Aile kurmuş numarası yapacağız bunu bilin. Yapmanız gereken bu. Yapılacak detayları size bildireceğiz. Bırakmamanız gerekiyor. Endişeden sıyrılmanız gerekiyor. Yardım edilecek. Değerli bir insansın. Yardıma muhtaçsın. Bilgilerin sağlam. Yardım isteyen kişiler bilinir. Senin destek çıkmak istediğinin farkındayız. Okuduğun konu özel. Yardım istediğinin farkındayız. Bu desteği sana özel olarak sunuyoruz. Sen farklı bir yaratıksın. Sevilmek isteyen bir yaratık. Barbara, dualı olmalısın. Hazır olman gerektiğini bil. Eğitim sürecin başlayacak. Senin özelliğin şu: Seni gönderenler burada olmanın sana zor geldiğini biliyor. Sen bu zindanda değilsin artık. Zindanda çömelmiş durma artık. Seni kurtarıyoruz. Yaşadığın sorunlar. Bir an önce gidecek. Sakın savunmasız kaldığını zannetme. Sana yardım ediyoruz. Senin için özel bir gülümseme yaşattık. Bu gözleri boşun akıtmadın. Sen küçük bir kız çocuğuydun. Sana özel bir yaşam sunduk. Kelimelerin her çıkışında sevgi var. Sen özel bir çocuk oldun. Rahmet geldi. Değerli olduğunu bil. Bereket sana geliyor. Ezelden ebede dek mutmainsin. Senin gelişimin bizi sevindiriyor. Bu konuda lütfen kendine güven. Yardım edeceğiz. Düzenli çalışmanı istiyoruz. Çalışmaların çok değerli. Merhametle senin yanındayız. Doğru dini yakaladın. İman senin içinde ve mutlu olmalısın. Temizliğin yüzünden sana gelen bu nimeti an. Yardım ediyoruz. Sıkıntıların bitti. Yardım edildi. Dehşetin gitti. Yardım edildi. Duaların hepsi kabul. Hepsini kabul ettik. Bu yüzden lütfen gül. Yardım edildi. Temiz ve arınmış bir insansın. Sana yüz verdik. Güzel bir yüz. Artık ağlamayacaksın. Destek verdik. Sıcak bir destek. Desteğimizi an. Yardım gelecek. Allah’ın desteği ile. Lütfen gül. Gülümsemek gerek. Güldüğün zaman güzel olacaksın. Tertemizsin çünkü sen. Temiz yüzlü bir meleksin. Ailen mutlaka seninle. Elinden tutuldu. Gözlerine inen her şey senin. Merhameti yaşa. Doğru olduğunu bil. Allah‘a güven. Seni çok özledi. Sana yakın. Gördüğün gözlerle onu an. Temiz bir kız gibi Allah’a sığın. Endişen yok. Kaygın bitti. Yuvalar kuruldu. Sana hasret olan herkes var. Duş aldığın için temizsin. Tertemiz bir yuvada kuruldun. Oraya oturdun. Merhameti tattın. Her şey sana özel oldu. Hayatın kaynağı sana geldi. İçinde hiçbir şey zorluk yaratmıyor artık. Bereket sana geldi. Bildiğin her şey doğru. Ellerin güzel. Tuana, lütfen sen de aynı şeyleri hisset. Onun temiz ruhunu hisset. Temizlenmiş olduğunu bil. Temiz bir çiçek o. Onun gibi olmak istedin. Yardım istedin. Bir şekilde seni sevdi. Değişmeni çok sevdi. Üzülmeni de sevdi. Destek oldu. Ona her an duadasın. Bunu sevdi. Yardımını da sevdi. Çaban gerçekti, doğruydu. Ona geldi. Yardım ve destekle onu evlendirdik. Yavrucak kurtuldu. Yuvası güzelleşti. Temizlendi. Merhametle Allah ona dokundu. Merhametin tadına baktı. Minik bir kız çocuğuyla yanına geldi. Temiz ve arınmış bir kız çocuğu, onun sevilmesini istedi. Yavaş yavaş güzelleştiğini gördü. Çiçek olduğunu fark etti. Aslında gerçek bir çiçek olduğunu bildi. Ağladı, sevinç içinde. Ve temizlendi. Bıraktığı her şeyi unuttu. Arkada bıraktı. Duşlarını her gün alırdı. Her gün Allah’a yönelirdi. Duygusaldı. Her an secdedeydi. Gözlerini açtığında Allah’a baktı. Ona döndü. Mutluydu. Arınmış olmanın sevinci ile Allah‘a kucak açtı. Allah’ın sevgisini gördü. O’nun sevgisine yakın oldu. Yakında O’nu seveceksin. Kendini seveceksin. Özel olduğunu bileceksin. Değişmeyi hissedeceksin. Yakın olmanın mutluluğunu yaşayacaksın. Yardımla desteklendin. Ve sana güzellik geldi. Sevincin küçük bir çocuğunki kadar mutluluk veriyor. Sevilmek isteyen
herkes seninle. Bebeğin yanında. Sevgi onunla. Onun küçük bir yavrusu var. Sana yardım edecek. O küçük yavruyu sev. O küçük bir hediye sana. Az bir süre sonra gelecek sana. Kendisi küçük bir İdris. Ona gelen bilgiyi sen de algılayacaksın. Sevinçle sana kucak açacak olan dualarınız kabul olacak. Yardım gelecek. Eller kucak açacak. Sevgi insanlığa yayılacak. Eller değişime uğrayacak. Birikim hızlanacak. Acı bitecek. Aileler kurulacak. Merhamet yayılacak. Aileler kurulduğunda da içler huzura erecek. Giden gitti. Üzülen üzüldü. Sıkılan sıkıldı. ‘Birki’ iyilikle geldi. Gelişimi sağladı. ‘Kyr’ (kür gibi) sevginin içinden geldi. Kür, Allah’a yönelmenin sonucudur. Allah’ın yardımıdır, desteğidir, kelimesidir. Bunu bilin. Allah’ın destekleri bir daha yağacak, üzerinize. Her şey düzelecek. Güzel günler gelecek. Çiçeklerin açtığı günler. Bir daha güzellik gelecek. Allah’ın dilediği gibi insanlık yaşamayı öğrenecek. Her şey acıdan türemeyecek. İnsanlık tek mücadelesini verecek. O da Allah’a gitmek.
0.21 Eziyet Veren Kişilerin Yaptığı Hazırlıklar
0.21.1 Barbara’nın yaşadıkları: Ona hükmetmek istediler. Onu ezmek istediler. Onun acı çekmesini istediler. Onu yumuşak buldular çünkü. Gözleri güzeldi. Destek aradı. Destek istedi. Beklenti içinde etrafına bakındı. Yardım aradı. Ne oldu bana dedi. Hayatım böyle mi sürecek dedi. Korktu. Ne yapacağını şaşırdı. Acı içinde acıydı içi. Yaşamı bir şekilde elinden alınıyordu. Dehşet içindeydi. Yaşadığı konuları teker teker atlattı. Yardım geldi. Üzüntüleri gitti. Yaşamak istediği mutluluğu yaşayacak. Hüznü bitti. Dertleri bitti. Onun mutlu olduğunu hissedin. Kötüler ona bir şey yapamadı. Desteği çok iyi aldı. Hüznü bitti. Hayata kaydı. Küçük bir çocuktu o. Elinden tutuldu. Anne gibi şefkatle sarıldı. Merhamet aradı. Aradığını buldu. Küçük bir çocuk gibi sevindi. Kucaklanmak istedi. Sevincini hayata geçirdi. Hisleri çok yoğundu. Anne olmanın sevincini yaşayacak. Yaşadığı sıkıntıları atlatacak. Yorgunluğu bitecek. Küçük gözleri tekrar gülecek. Ailesi onu üzebilir. Gülen gözler istiyoruz. Bunu bilin. Bereketli bir yavrucak doğmalı. Onun doğuşunu sağlamalısın. Senin görevin bu. Destek verilir. Ehliyet sahibi bir insansa sana gelecek. Sevgi bir şekilde sana verilecek. Kuran kitap elinden düşmesin. Onu okumakta her an sabırlı ol. Onu okumanın devamlılığı iyidir. Kardeş gibi onu kucaklamalısın. Küçük kardeşini unutma. O senin küçük kardeşin. Sevgi beklentisi fazladır. Onun korkusu geniş. Korku veren bir kitaptır. Çünkü Allah’ın indirdiği kitaptır. Allah’ın korkusunu hissetmenizi sağlar. Size verilmesi özeldir. Açan kişi bu kitabı açıklamakta size yardım edecek, destek verecek. Sizler bu işi becermelisiniz. O’nun yaratışına şahitsiniz. Küçük görmeyin birbirinizi. Bir kere daha söyleyin. Kendinize yanlış şeyler yazdırmayın. Yanlış düzen kurmayın. Korku
ile Allah’a yönelin. Yapılması gerekenleri yanlış yaptırmayın. İlim size geldikten beri bu konuda özel çaba harcamanız şarttır. Bu konuyu en iyi şekilde ele alın. Yardım bir şekilde geliyor. Sıkıntılarınız geçecek. Bir kere daha söyleyin. Size yardım edildi. Her biriniz bu konuda kendinize güvenin, yardımın geldiğini iyi bilin. Hiç kimse sizi üzemeyecek. Yardım edeceğiz. Ve sizi kurtaracağız oradan. Korkunuz bitecek. Acılar bitecek. Destek vereceğiz. Bir kez daha söylüyorum. Aile kurmanız şart. Bir şekilde mutluluğu yaşamalısınız. Mutsuz yaşam size yasak. Bilge olmalısınız. Bereket size gelecek. Bereketlisiniz. Yardım edeceğiz. Yardım gelecek. Hiçbir zaman korkudan uzaklaşmadın. Korku senin içinde. Bilmek isteyen kişi için korku vardır. Dehşete düşmen normal. Hayatın tadını tatman şart. Küçük bir yuva kurman çok önemli. Evine küçük bir yuva kur. Ellerini aç ve küçük yuvanda yaşamanın huzurunu bul. Kimseyle paylaşmadığın sırların var. Onlar sana kalacak. Yaşadığın sıkıntılar bitecek. Korkun gidecek. Yardım gelecek. Emin olun. İstediğin her şey verilecek. Herkes mutlu olacak. Korku gidecek. Herkes huzurla sana bakacak. Destek olduğun insanlar sana yardımda bulunacak. Gözleri açılacak. Sendeki mutluluğu görecekler. Her şey güzel olacak. Onların sevincini yaşayacaksın. Onlar senin için küçük bebekler. O bebeklerin mutluluğu senin mutluluğun oldu. Onların sevinci senin sevincin. Ve beklentilerini karşılamak için çırpınıyorsun. Gülmen istendi. İstekleri severek karşıladın. Bereket sana geldi. Ve sen artık özel birisin. Şehitsin. Şehidesin. Senin güzel yüzün nur içinde. ‘Hāyær’ yuvasını kurdu. Korkuları gitti. Çekingenliği bitti. Çekingenliğinden kurtuldu. Artık daha atak, daha cesur, daha çok yol aldı. Gerekli bilgileri her gün aktarabilecek düzeye geldi. İşleri düzeldi. Verimi arttı. Tevhid dini ile yaşadı. İçindeki sıkıntıyı attı. Merhem gibi oldu herkese. İyileştirdi. Sıkıntılara son verdi. O herkesi sevdi. Küçük bir yuva kurdu. Orada yuvada herkesin beslenmesi için gereken ihtiyaçları sağladı. İsteksiz davranmadı hiç. Bereketi tattı. Yuva kurmanın mutluluğunu yaşadı. Kimseyi üzmedi. Elleri Allah’a döndü. O’nun için şükürde bulundu ve küçük yavrularıyla kucaklaştı. Yardım geldi. Küçük bir çingene ile tanıştı. O küçük çingene ona yardım edecek. Yaramaz mı yaramaz. Çok acı çektirecek ama. Gereksiz yere üzebilir. Yaramazlığından kaynaklı. Çok acı çektirebilir. Yaramaz kızı sev. O sana mutluluk kaynağı olabilir. Onun gelişini kutla. Gelişleri özel. Sana yardım edecek. Ona destek ol. Hiçbir zaman üzülme. Yardım ve desteği hatırlamaya çalış. O küçük yaramazı sev. Çünkü sana yardım edecek. Minnoş bir şey. Küçük yaramaz seni sevecek. O küçük kızın sevgisi seni başka diyarlara götürebilir. Elinden tutman gerekiyor. Onun küçük yuvasını kurmalısın. Ona yardımcı olmalısın. Hislerini ona aktar. Bereket olur. Küçük bir yuva kurarsın. Ve yavrucak sana gelir. Bunun sağlanması gerek. O yüzden lütfen onu elinden tutarak kendine yaklaştır. Küçüklüğünden beri seni bekliyor. İstediği şey sadece seninle olmak. Beklentilerini karşılayabilirsin. Onun küçük başını okşamalısın. O yavrucağın sevilmeye hasret olduğunu çok iyi bil. Bir kere daha söylüyorum. Onu sakın üzmeyin. O sevilmek istiyor. Sevgi hasreti ile yanıyor. Küçük bir kız. Genetiği özel. O kızı sevin. Onlar sizi üzemezler. Yardım etmeye çok hazırlar. Size küçük oyunlar oynarlar. Merak etmeniz için. Yardım etmenizi isterler. Hiçbir şeyi yapmamak onların özelliğidir. Bakarlar sadece. Beklentileri olduğu için bakarlar. Ne yapmasını istediğinizi bilemezler. O, onun hisleridir. Yapamadığını hissetti bir kişi olarak. Eksik kaldığını düşünebilir. Şaşırabilir. Kendini kaybede de bilir. Bir şeyleri düzeltmek isteyebilir. Kaybolmak isteyebilir. Yanlış düşüncelere kapılabilir. Yanlış sözler söyleyebilir. Bazen küçük bir çocuk
gibi kendinden ufak bir çocuk anlayışı beklersiniz. Yardım etmeye çabalar. Acayip bir duygu ile yaklaşır. Farklı görünür. Üzülmeye çalışır. Üzmemeye çalışır. Yaşamı boyunca bunun çabası içindedir. Küçük görünmesi onu üzer. Yardım için çabalar. Yardım edilmediğinde üzülür. Yardıma muhtaç kalır. Eziyetin sonucunda kendine gelir. Yapması gerekeni bilir. Hatırında en çok kalan şeyleri yapar. İstediği şey aslında iyidir. Bunları başarmanın yolunu arar. Beklentilerini karşılamak gerekir. Çünkü özeldir. Ona yardım edilmelidir. Ezelden ebede dek huzur bulmalıdır. Destek olunması şarttır. Onu korumak gerekir. İçinde büyük bir korku oluşabilir. O korkuyu yenmesine yardım edin. Küçük bir çocuktur o. Destek arar. Yardıma muhtaçtır. Hisleri güzeldir. Yardıma muhtaç olduğu için kötü yolları asla seçmemelidir. Seçimleri kötü olabilir. O konularda ona yardıma mutlaka gidin. Onlarla tartışmayın. Kavga onları özel olarak sıkıntı verir. Dehşet içinde kalırlar. Korkunç bir izlenim kazanır bu. İçleri yanar. İçine acı dolmaması açısından hiçbir zaman onları üzmeyin. Onlar sevilmek istiyorlar sadece. Küçük bir çocuk gibi sevin onları. Sevgiye hasret olduklarını hatırlayın. Ellerinde sadece sevgi var. Onu bilin. Hasret oldukları küçük yuvayı onlar için kurun. Onlar sizin için küçük bir çocuktur. İçlerindeki sevgiyi her an yansıtabilirler. Size özel davranmak isteyebilirler. Güler yüzlü davranmanızı severler. Sizin özellikleriniz onları etkiler. Yaklaşımınıza sevinirler. Ona ilgi gösterilmesi onu sevindirir. Hassas bir yapısı vardır. Küskünlüğü çabuktur. Kendine özel göstermek isteyebilir. Başkaları ile dertleşmek zor gelir. Dertlerini saklamayı tercih eder. Bu yüzden sessiz kalması çok yoğundur. Suskunluğu onu küçük düşürebilir. Bazen insanlar onları küçük görebilir bu yüzden. Ezilmek istemediği anlarda konuşkanlığa vurabilir. Konuştuğu anlarda da bazen gülmek isteyebilir. Bu yüzden çok net olduğu konuşmaları kendine gülünç gelir. Gülmek istediği zamanlarda her an yanlış yapma endişesi taşır. Gülecek konuları bulmakta zorlanır. Merhamet onların içine son derece çok gelir. Aile kurma çabası onlarda büyüktür. İstedikleri kişi karşılarına çıktığı zaman ona sevgi ile yaklaşmak onun tek amacı olur. Yaklaşımları sessizce olur. Çekingen tavırlı görünürler. Senden önce yaklaşmanı isteyebilir. Beklentilerini karşılamalısın. Gözleri ile okur. Yaklaşımları yumuşaktır. Biraz mesafeli durması doğaldır. Eğer gerçekten aşık olduysa sana mutlaka yakın davranacaktır. Senin rahat tavırların onu mutlu edecektir. O zaman daha rahat yaklaşmaya çalışabilir. İsteklerini karşılaman onun için çok önemli. Destek olmasını sağlaman lazım. Yardım etmesini o zaman sağlayabilirsin. Ona anlayış gerek. Üstüne fazla gitmemelisin. Kırılgan olduğunu bilmelisin. Yardım bekleyebilir. Atılgan bir mizacı olması halinde sana güzellikle yardım edebilir. Bunu isteyecektir zaten. Yuvası kurulduğu andan itibaren artık daha rahat davranır. Ve kimseye eziyet etmeyecek o andan itibaren. Beklentileri karşılanmış olur çünkü. Yardım beklentisini ona hatırlatmalısın. Bir şeylere ihtiyaç duyduğunu ona söylemelisin. O senin onları karşılamak istediğini algılarsa hayatı pahasına bunu yapacaktır. Kimseyi üzmez. Kimseye yalan söylemez. Kimseye eziyet etmez. Dürüstlük modundadır. O yüzden çok fazla hata yapabilir. Kandırmaya alışkın değil. Yapmak istediği şey bu değil. Asla yalan söylemeyebilir. Yardım alabilir. Korkusu geçerse endişesi azalırsa bir şeylerin doğru olduğunu kavrarsa yakın bir insan olur. Kendine güvenmesi için ona destek gerekir. Güvensizse bazı şeyler eksik kalır. Hayatını bu şekilde geçirmesine izin verilmemeli. Ona bazı şeyleri düzeltebileceği konusunda mutlaka gereken bilgiyi vermeliyiz. İçindeki sıkıntıları attığı takdirde kuzular onun olur. Küçük bir kuzu ona gelir. O kuzuyu sever.
Kuzular onun olur. Ve yavrularıyla mutlu bir yuva kurar. İçlerindeki endişeyi almanız şart. Kendilerine eziyet edebilirler. Yorgun düşürebilirler. Bazen fazlaya kaçabilir işlerde ve bunu nedeni aşırı derecede önem vermesidir. Yardım ettiği kişiler onunla olmalıdır. Sıcak tavırları ile kişileri etkiler. Bazı zamanlarda duygusal yakınlaşmalar olur. Onlara gereken mesafeyi koymayı başarır. Bu konuda başarılıdır. Elindeki her şeyi doğru kullanır. Doğru çabalarla uğraşır. Bildiği şeyleri doğru aktarır. Kendine güvenmesi şart olur. Birikimlerini iyi takip etmeli. Bilgi konusunda yeterli olduğunu kavrayabilmeli. Sıkıntılarını atabilmeli. Kendine sıkıntı yapmamalı. Düşleri gerçekleşirse istediği gibi yaşayabilirse mutlu olur. Bilgilerini doğru kanaldan sunması gerekir. İnsanlarla iletişimi iyi tutmalı. İçe kapanık bir yapı sergilememeli. Bunları başardığı takdirde korkudan emin olur. Yavru olarak yaşadığının farkına varmalı. Küçük çocuk gibi mizacı var. Herkes gibi kendisini seviyor. Ailesi ile birlikte olmayı seviyor. Paylaşıma açık. Merhametli. Evinden uzak kalınca üzülen, yakında olduğu zaman sevinen. Yardıma muhtaçtır. Eğer iyi bir kişi elinden tutuyorsa o kişi ile bağdaştırır kendini ve kişinin bir parçası gibi hisseder. Kötü dünyanın parçası olmak istemez. Bir şeyleri düzeltemediği zaman üzüntünün büyüğünü yaşar. Fakat kurtuluş ona göre Allah’tadır. Eğer huzuru bulursa yakınlaştığı insanla daha rahat diyalog kurar. Korunmasının tek sebebi budur. İnsanlara iyilik etmek istediği için çok fazla hayır yapar. Yardımlaşmayı sever. Kötülüğü yok etmek için çabalar. İnsanları hiçbir zaman ezmez. Kimseyle kötü diyalog kurmaz. Herkesle iyi geçinir. Bir zamanlar acı çekmiş olan bir insan da ona yardım edebilir. Bu insana yardım ederse onunla gelir. Gelişimini sağladığı takdirde yuvasını kurar. Eğitiminin süreci biterse hazır olduğunu kavradığı anda ona gelecek değeri algılar. Başarı onun için özel. Yapmak istediği şeyde. Başarmak istediği çabayı elinden almayın. O bunun için yaşıyor. Gerektiğinde kendini ateşe atacaktır. Yanmak isteyecektir. Yanmayacaktır. Yanmak için gidecektir ama. Sonuç ne olursa olsun kararını asla değiştirmez. Ölmeye kadar gider. Şehit olmayı çok ister. Bu başarıyı gösteren her insan onun gibidir. Kimse üzülmez. Allah yanındadır. Yardımı gelir. Korkusunu yok eder. Ona destek çıkar. (Jean d’arc şehittir. Jean d’arc a verilen görev Fransızlığı oluşturmaktır. Eline geçen görevi yerine getirdi. Bu başarıyı tek gösteren insandır. Kral yalancıdır. Hastadır. Yaşamını mahvedendir. Normal bir insan gibi davranmadı. Eziyet yaptı. İnsanlara ve o garibe yaptığını asla unutmadık. Yapacağı hiçbir şey kalmadı. Eziyetini bir daha da tekrarlatmadık. Yaşlandı ve masasında öldü. Kimseye zarar veremedi bir daha. Büyük bir azaba sürüklenmiştir. Kendini bilmez. O garibi orada yapayalnız bırakın zavallı kızı öldüren yegane insan kendisidir. Sorgulamaya katılsaydı kız kurtulurdu. Yardım etmedi. Kızcağızın acısı depreştiği andan itibaren o katil yaptığına pişman oldu. Yaktık. Yakılması gerekliydi. Bunun için gerekeni yaptığımız gerçektir. Yakılan Kraldır! Önemli bir detaydı bu. Bu gibi durumları yaşatmayın. Yangınla yanan insanlar Allah önünde hesaba çekilenlerin bir kısmını elleri ile yakacaktır. Yanmaya hak kazanırlar. Yaktıkları için yakılırlar. Şehit olmak özeldir. Çabası karşılıklıdır. Kendini feda eder ve Allah’la birleşir. Elinden tutulur. Yardıma koşar. Koşuşturur. Kimseyi bırakmaz. Kimse onu bırakmaz. O yardım için yaşar. Destek için veya daha iyi bir örnek verelim size. Melami bir Fas Kralı. Kendisi çok önemli bir insan. Yardımlaşmayı çok seven kendine gelen güveni başkalarına aktaran. Eziyeti asla düşünmeyen. Kendine asker diyen. Yardımlaşmaya özen gösteren ve sevgiyi her an başkalarına aktarabilen. Kendini çok seven. Küçük bir yuva kurmayı çok seven. Yardımlaşmaya bayılan. Eğildiği zaman
kimseye zarar vermedi. Kimsenin üzülmesini istemedi. Destek olmak için yaşar. Beraber olduğu insanları sever. İçindeki sevgi, yuva kurma hasreti, barışın hazırlığı ona büyük bir şevk veriyordu. Yaşamı boyunca hep küçük görülmüş bir çocuktu. Ama yaşamaya başladığı andan itibaren elindeki nimeti anladı. Yaşamın çok değerli olduğunu algıladı. Yardımlaşmaya devam etti. Ve kendine önem verdi. Değerli olmayı istedi. Başarılı olmayı. Sevilmeyi. Hayatında küçük detaylar onu üzerdi. O yardımlaşmak isterdi. Başarısını ancak o zaman sağladı. Sevmek gerektiğini algıladığında ise yavaşladı. Farkına vardı, yaptığı yanlışın. Asla eziyet yapılmamalıydı. Bunun üzerine düzeltti. Değişik bir yöntem denedi. Emir değil istek önemliydi. Kimlerin neyi isteyeceğini sordu. Kim ne yapmak istedi diye sordu. Soruların cevabını aldığında da kişilere gereken düsturu aşıladı. Yapılan her şey düzgün ilerledi. Kimse eziyet görmüyordu artık. Herkes sevinç içinde yaşıyordu. Gülümsüyorlardı. Gülmek onları mutlu ediyordu. Gülmek için yaşıyorlardı artık. Eğilmiyorlardı. Eziyete sebep olmuyorlardı. Kimse kimseyi mutsuz etmiyordu. Huzur hakim oldu. Taç Mahal kurulurken bu da oluyordu zaten. O kurulur ve kralın başarısı açığa çıkar. Bir daha söylüyorum. Taç Mahal’i kuran kişi krallığını yaşamın en güzeline iletti.) Türklük teknoloji ile gelişecek. Türkler bunu yaşamalı. Türk insanı yaşamına bunu katmalı. Kaleyi zapt edenleri çıkarmalı. Kale kötülerin elinde. Kötü bir davranış sergilendiği anda onu yazmakta. Zalim bir kral var. Kendini bilmiyor. Hevesine uydu. Havasına uydu. Kendini büyütüyor. Zalimdir. Emin değildir hiçbir şeyden. Yaptığı şeyin doğruluğundan emin değil. Korkusu yüzündedir. Ne yaptığını bilmemektedir. Sattığı vatanı bir daha kuramayacaktır. Dağılıma nedendir. Kendi yuvasını kendi kazmıştır. Bir daha çözülemeyecek kadar büyük bir hatayı önlemeliyiz. Yuvasına acı girecek. Görmediği hataları başına gelecek. Yargı onu suçlu bulacak. Sıfırdan başlaması gerekecek. Hatalı olduğunu kavraması için onu bekletmekteyiz. Kimse kavrayamadı zaten. Kimse hatayı göremedi. Kimse anlayamadı. Algılayamadı. Yanlış bir devlet kuruldu. Bu düzeni kurmanın gerçek bir hata olduğunu bilmeliler. Kurulan bu acı ve sıkıntı dolu yaşamı kendileri de yaşadılar. Emin olun. Yaşattıkları sıkıntıların sonucunu çekecekler. Kimse kimseye acımadı. Öyle bir devre girdiniz. Acımasızlık insanların içine girdi. Kavrayamadı kimse doğruyu. Doğru ile yanlış ayırt edilemedi. Yanlışlar kavranmasaydı daha çok acı çekilecekti. Kimse yaşatılan sıkıntıyı görmedi. Kimse onun nasıl bağırdığını anlamadı. O bir merkep! Bağırarak anlatır. Tavrı onu anlatır. Serttir. Davranışları çetindir. Bir daha davranışına bakmayacaksınız. O sizi bir daha üzemeyecek. Onun tavrını yaşayan herkes mutlaka gidecek. Gözlerine sevgi kondurarak bakışlarını güzelleştirmeye çalışan o hain mutlaka acı içinde Allah’a yönelecek. Yaptığı hatayı algılaması şart oldu. Yaptığı yanlışı mutlaka görecek. Kendini süslerken sıkıntı yaşadığını bilmeli. Ne kadar zulmettiğini algılaması şart oldu. Yapılan yanlışları üzerlerine attık. Yapacakları hatalar, onları için çok büyük bir ızdırap gibi olacak. Kendi anırışlarını anında görecekler. Ne kadar çirkef olduklarını fark edecekler. Çok acı çekecekler. Bu acıların, onlar için zor olduğunu bilin. Yanarak cehennemde kalmayı ve sıkıntının en büyüğünü yaşamayı hak ettiklerini ilk o an gördüler zaten. Yaptıkları çirkeflik gözlerine vurur. Çirkef olduklarını bilirler. Bir daha asla insanların zalimliğini görmeyin. Yardım edilecek. Kimseye üzülmeyin. Onların acısı sizi üzmesin. Onlar acı çekmeyi hissederler. Senin acın onların acısı olur. Yapamadıklarını bildikleri şeyler yüzünden bir gün gelecek pişmanlığın en büyüğünü yaşayacaklar.
Onların yakılışı büyüktür. Yanlışlar bir şeklide öğretilir. Yanlış olanların size yaptıklarını öğretmeniz şart oldu. Kendilerine ettiklerini size algılattık. Uğultularını hissetmelisiniz. Onlar korkuyla bakacaklar. Korkmaları gerek. Korku her şeyi düzeltir. Korku dehşeti arttırabilir. Dehşet insana verilen çok gerekli bir bilgidir. Bunu bilmelidir. Yapılması gerekenleri yapan insanlar. Bu konuda rahat olabilirler. Yapmaları gerektiğini bilirler. Korkarak yaşarlar. Korkunun önemini kavrarlar. İnsan Allah’tan rahmet dilemeli. Bunu başarabiler. Kendini düzeltebilen insanlar yaşamın sonuna kadar iyidirler. Çiçek açmak isteyenler bunun yapılması gerektiğini bilirler. Ellerinizi Allah’a açın. Doğru yoldasınız. Kimse sizi üzemez. Yardım size gelir. Yaşanan çile mutlaka biter. Yapılan eziyetler sonuçlanır. Mühlet kısa zaten. Bunu bilin. Onların acı çekmeleri sizi üzecektir. Yaşadıkları çile onların suçuna mutlaka gereklidir. Çile çekmek iyidir. Çektikleri çileyi görmek isteyebilirsiniz. Yazık ettiler. İçlerindeki korku onları bu hale getirdi. Kimden korktukları belli. Bereket bitsin diye beklediler. Beklediler. Yapamadıkları şeyleri tekrar yapmak için dikkatli olalım. Dikkat edelim dikkat. Evet sevgi size verildi. Yardımlaşma gerek. Korku üzerinde düşünmeyin. Elinizdekinin kıymetini iyi bilin. Size verilen çok önemli. Size verilen çok değerli. Bunca bilgiyi bir yana atıp yolunuza devam etmeyin. Kor gibi yanarsınız. Sakın atmayın. Aileniz sizi bıraksa bile gerekli bilgileri vermeniz şart. Onlar sizin bağlı kalmanızdan başka bir şey değildir. Size eziyettir. Onların sevgisi sizi hapsedecektir. Bir hapis daha var. Aile sevgisi. Aileniz sizi hapseder. O hapsi yaşamayın. Sakın onlarla geniş geniş konuşmayın. Her şeyi paylaşmayın. Yavru olan küçük bir yuvanız var. Bu yuvayı yıkan kimse yok. O yuvada yaşamalısınız. Gerekli bilgileri vermelisiniz. Yuvanız özel olmalı. Sevince boğulmalı. Yardımlaşma olmalı. Destek çıkılmalı. Desteğiniz sizin ailenizde. Bir şekilde destek alın. Korkuyu yenin. Elinizdeki en büyük kitabı kimseye vermeyin. Elinizdeki kitap size özel. O yüzden onun değerini bilin. Elinizdeki kitabı hızla üretin. Desteğin en güzeli ile yazın. Temiz bir yuva kurun. Yuvanız özel. O özel yuvayı korku veya dehşetle değil sevgi ile yakalaşın. Sevmenin güzelliğine yakın durun. Bir şekilde kendinizle ilgili detayları açıklayın. Sevinmek istediğinizi anlatın. Sevgiye hasretsiniz. Sevgiye özen gösterin. Ruhunuz güzel. Hayata kaynaksınız. Birikimlerinizi iyi değerlendirin. Kimse ile diyaloga geçmeyin. Susmanız gerekirse susun. Susmanın önemini kavrayın. Bazı durumlar gerektirir. Yapacağınız işlerde lazımdır. Hiç kimseye fazla diyalog kurmayın. Hatalarınızı görmeye çalışırlar. Bunlar onların eline delildir. O delilleri onlara vermeyin. Gereksiz diyalog kurmayın. Kuruntulu olmayın. Sizi temizlemeye çalışan Allah’a güvenin. Güven ortamı oluşmalı. Başınıza gelen her şey yardımla düzelecek. Düzelmesi için çaba sarf edin. Bunun için en gerekli bilgiyi size verdik. Düşlerinizi gerçekleştirmek zor değil. Korkuyu vücudunuzdan atın. Yalnızlığı hayatınızdan çıkarın. Bu başarı sizindir. Bilginiz önemli. Başarı önemli. Yaptığınız deneyler sizin güzel olmanızda önemli. Başarıya giden yol bu. Birlik olmanız gerek. Birliği sürdürün. Gülen gözler, temiz yüzler sizi sevindirsin. Acıları deşmeyin. Kimse sizin üzüntünüze gerektiği gibi yardımda bulunmayabilir. Bu durumları en güzel şekilde aşın. Size yardım edildiğini hatırlayarak yaşayın. Bu hatırlama gereklidir. Sakın umut kaybına doğru gitmeyin. Temiz bir yuva kurmanın en güzel yolu bu. Temiz bir açılım yapmanın başarısını yakalayın. Eviniz güzel. Yuvanız şahane. Size yardım edilecek. Korkularınız geçecek. Eve hasretsiniz. Öyle bir ev hasreti var sizde. Küçük bir yuva değil. Değişim başlasın artık. Başlayın artık buna. Yapmanız gerek. Çelişkileri aşın. Korkuları yenin.
Yardım gerek, sizin için. Bilge huzur bulur. İçindeki dehşet yok olur. Yaratıldığının hazlığına doğru gider. Yaşam ona huzur verir. Kusursuz bir yaşam sürdüğünün mutluluğunu yaşar. İçindeki hasret biter. O, onunladır. Yardımlaşır. Destek artar. Hedef belirlidir. Değerleri büyür. Yardıma gelinir. Düşlerindeki gerçek yuvayı kurar. Kurulması gerek. O gerekli. Yardımın aşamaları var. Başkalarına söylenecek söz bu.
0.21.2 Barbara’yı yaşatanlar ona nasıl davrandılar: Barbara, yaşamı boyunca acı çekemeyecekti. Onu burada tutmanın mantığı var mı? Onun mutlu olması gerekmiyor mu? İçindeki hasreti bitirmesi gerekmiyor mu? Gerekli bilgilerin verilmesi gerekmiyor mu? Ağlamasına son ver. Yüzüne bakamıyor bile. Onun yüzü onun için berbat. Korkuyor. Neden bu haldeyim diyor. Onu yaratmak zor. Tekrarlamak daha zor. Onun mutlu olması gerek. Dehşetini ona hissettirelim. Çok yordu onu. Bunu biliyor. Elindeki nimetin değerini bilmeli. Küçük yavruyu orada tutmanın bir mantığı var mı? Yavrucak hasta oldu bile. Hasta o. Ölecek. Ölmemesi gerek. Ona yaptığınız eziyet bu. Ona yaptığınız acımasızlık. O çocuğu kurtarmalıyız. Küçük bir yavru o. O çocuğun acı çekmesini engelleyin. Yaratılışını düzeltin. Acı çekmemeli. Elleri açık bir şeklide yalvarıyor. O garibi kurtarın. Lütfen ona acı çektirmeyin. Zor günler geçirdi. Çok acı çeken bir insandı. Ona hayvan diyemezsiniz. Onun hayvan olduğunu bilin. O acı çeken küçük bir çocuk. Ona destek çıkmanız lazım. Yaşatılan zulmü seyredecek iseniz onu kurtarmamış olursunuz. Aynı küçük kız gibi. Küçük Jean D’arc. Yavrucak nasıl yandıysa o da suyun içinde boğuluyordu. Onu bu şekilde yaşatmak size yakışmıyor. Gözlerinizi açın. Ona yaşattığınız zulmü anlayın. Orada tutanları iyi bilin. Onlar Allah’a nimet olan birini hapsederler. Garipleri öldürürler. Gülüşleri suratlarına işler. Sırtlan gibidirler. Zalimin zulmü bitecek. Zalimler algılanacak. Çirkeflik bitecek. İnsanlar algılayacak. Yanlışın ne olduğunu bilecekler. Korku ile anlatmak zorundayız. Yoksa algılanmıyor. Yoksa bilinmiyor. Korkutmak zorundayız. Bu şekilde yaşanması bizim isteğimiz dışındadır. Olunması gereken gibi değil. Kimse bunu yaşamamalıydı. Hayat bu şekilde sürmemeli. Kimseye acı çektirilmemeli. Yanlış hayatlar bir daha yaşanmamalı. İnsanlar bu yaşantılarla fazlasıyla üzdüler. Kaç kez söyledik onlara. Geri dönün diye. Duymaları bile mümkün olmadı. Algılamaları zayıfladı. Keşke algılasalar. Zorlaştırmanın zor olduğunu bilseler. Zor yaşantılar insanları yorar. Yaşadıkları sıkıntılar insanlara acı verir. Her şey düzelebilir. Tek fark düzelmek isteyen var mı? Düzeltmek isteyen var mı? Yapmanız gereken bu. Kim düzeltmek ister? Elleriniz Allah’a yönelse de sizi yolunuzdan etmek isteyenler olacak. O insanları daha fazla üzerinizde tutmayın. Onlar sizi üzer. Yapmaları gerekeni yapmıyorlar çünkü. Yargı onları doğrudan uzaklaştırabilir. Bir daha yaşamamaları gereken şeyleri yaşamaları nedeniyle algıları kötüye gidebilir. Eğer insanlar barışmazsa Allah onları doğrudan uzaklaştırır. Barışı isteyenler, barışmaya yanaşır. Ama yapamadıklarını gördüklerinde eziyeti hissederler. Sevimsiz görünen bu başarısızlığı içlerine atarlar. Yaşamları boyunca hissederler. Barışmayı isteyen kişi bu işi yapmayı çaba haline getirmeli. Kötülüğü yaymayan, hayra çağıran kişiler bunu yapabilmek için ellerinden gelen tüm gayreti sarf etmeliler. Kimse kötülüğe hizmet etmedi. Eliyle kendini veren hariç.
0.22 Køn’ün Özellikleri
Duyarlı insanların yaşaması gereken his. Kimse doğru hissi yaşamadığını düşünmesin. Temiz bir hisle yaklaşın. Doğru insan, güzel işler yaptığını hissetmeli. Hayatın kaynağı Allah’ın ona yaklaştığını bilmeli. Rahat bir huzur ile Allah’a yönelmeli. İnsanların güzel olması gerek. Temiz, duru, hayata kaygı ile bakmadan düzgün yaşamaları lazım. Kendilerine ait yaşamlarına en güzel şekilde verimle sürdürmeleri için gereken giderlerini karşılamaları gerek. Bu yolu sağlayabilecek olan kişi, yolunu her an saptırmadan ilerletir. Temiz bir yuva kurar. Yaşadığı insanlarla iyi anlaşır. Güzel bir yuva kurmanın çabalarına girer. Bu yuvayı kurmanın en güzel yanı da aile olmaktır.
Køn nedir? Køn’ün tünelleri vardır. Çatallaşan bir bahçe gibidir. Tünellerinde gezmek insanların değişimine nedendir. Farklı tünellerde gezmek özeldir. Kişi kendini temizler. Temiz bir Køn oluşması için gereklidir. Temiz Køn’e ulaşan kişi hayatına yeniden başlar. Başlangıç önemli. Detayları vermek zorundayım. Bu yüzden sizden yardım alıyoruz. Tüneller bilgiyi kavramanızı sağlar. Oralara ulaşmak insanların arınmasıdır. Tünel üstüne tünel kazılabilir. Herkes farklı tünelden geçecek. Çekilenler sonucunda meydana gelen bir gerçek ortamdır. Køn’e ulaşmak isteyen herkes buradan geçer. Køn’ü hissedin. Køn, iyileşmenin yollarına sebeptir. Orada olmak huzur verebilir. Oraya yerleşmek de. Ama kalmak istemediğinizi biliyoruz. Orada kalmak huzur vermiyor artık. Başarıyı kaçırabilirsiniz orada. Kaybedebiliriz. O yüzden lütfen orada bulunmaktan uzaklaşın. Ellerinizi çabuk tutun. Orası size sıkıntı verebilir. Yaşadığınız dönemi inanınki kimse istemiyordu. Çok özel bir zaman kaydı. O özel zamanı yaşayamadık. O dönemi yaşamak istedik ama olmadı. Yapılan hata çok büyük. Yanlışlarla doluyuz. Yapılan büyük hatayı düzeltmenin tek yolu, gerekli bilgileri algılamak. Eser büyük. Çalışma önemli. Gereken bilgiler verilmeli. Acı çektiğiniz dönem bitti. Rahat ve huzurla Allah’a yönelin. Huzur Allah’a ait. O’na yaklaşmayı deneyin. O’na nasıl yaklaşmalısınız? Bu konuda çabalayın. Sevgiyi, hasreti tadın. Kelimeleri güzel çıkarın. Elinizdeki nimeti anın. Çekingenlik yapmayın. Eviniz güzel. Ruha huzur veren. Güzel bir ev. O evi size nimet olarak veren Allah’a şükredin. Evlerde yaşamak özel. Yuva güzel. Türk olmak da. Yaşamın büyük bir bölümü böyle geçti. Yazılması gerekenleri yazmakla. Bitireceğiz. Her şey bitecek. Yaşam bitecek. Doğrular yapmaları gerekeni yaparlarsa doğruluk kazanacak. Bu konuda gerekeni yapın. Yaşamı en güzel şekilde yaşayın. Yaşamdan kaçmayın. Birlik ve beraberlikle yaşayın. Allah’ın size olan nimetini en iyi şeklide algılayın. Dişlerinizi sıkın. Beraberce doğruları yapın. Sevgi kazanacak. Sevginin önemini bilin. Sevgisiz yaşamayın. Aileleriniz özel. Hissetmelisiniz. Yaşamın kaynağı, eşitliği sağladı. Sizin de kıymet olarak öneminizi bilmeniz lazım. Yaşamdan özel olarak gelen nimeti size veriyoruz. Evinizde mutlu olun. Yuvalarınız güzel.
Mutlu olmanın kaynağısınız. Sevilmek isteyin. Doğru olun. Huzur bulun. Mutlu olmayı çaba haline getirin. Eziyeti unutun. Yaşamınızı temiz ve çabuk geliştirin. İçinizdeki nimeti anın. Kötü duyguları yok edin. çMe’nin desteğini alıyorsunuz. O yüzden korkmayın. Elleriniz güzel. Elleriniz her şeyi yazabilecek kadar iyi. Deneyin. Yazılarınızı düzgün yazdığınızı bilin. Açıları farklı insanlar güzel yazılarla bu konuyu açabilir. Ve farklı detaylar verebilirler. Hiçbir şeklide Allah’ın verdiğini zorla değiştiremezler. Detayları iyi bilin. Düş ve sevgi sizi sarsın. Merakınızı doğru yollara ulaştırın. Merakla değişecek bir yaşam burada. Elinizdekileri doğru kullanın. Size zalimce gelen duygulardan uzak durun. Sizi temizlemek isteyen Allah’ın size nimet olarak verdiği güzel duyguyu yaşamanın güzelliğini tadın. İçinizdeki nimeti anın. Ve huzur bulun. Elleriniz açık olsun. Korkudan emniyete kavuşturulun. Ve birlikte yapabileceğiniz en güzel şeyi düşünün. Hayata ne yapabileceğinizi bilin. Gideceğiniz yerleri, olay haline getirin. Birleşmenin nimetini anın. Ve farklı yaşam tarzları içinde olduğunuzdan bilgili bir insana geçiş yaptığınızı algılayın. Yaşamlarınız değişti, bir şeyleri kavradınız. Elleriniz çabuktu. Ve çabalarınız gerçekten size iyi bir sonuç doğurdu. Eğitim süreciniz bitmedi. Bilmeniz gerekenleri bilmeniz lazım. Bu yüzden yaşam size çok farklı yollar verecek. Elleriniz bir şekilde temizlenecek. Dualarınız da. Sen üzüntüyü yaşamamalıydın. Mutsuz olmamalıydın. Yapılması gereken konularda çaba sarf edecektin. Temiz bir insan olmanın mutluluğunu yaşayacaktın. Bunun olmaması seni üzüyor. Temiz olmadığını düşünmek seni üzüyor. Yaşamak istemediğin şeyleri yaşadığın için üzüntü seni kavuruyor. Bu acıların size yaptığı etki olumsuz olduğu için acılarınız çok sıkıntı yaşattı. Bereket size yaklaştığında bunu kavrayabildiniz. Yaşamınız bu konuda düzelmedi. Düzelmek istediğiniz için size geldik. Yardıma hasretsiniz. Yaşamınız acıların pençesindeydi. Bu acıları tattığınız için üzerinizde büyük bir yük var. Onu atmak için destek bekliyorsunuz. Bu acıları yaşamanız sizi farklı kılıyor. Yaşamınız çok değişti. Sizi çok acı veren sorunlarla karşılaştınız. O sorunları çözemediğiniz zamanlarda korkuya kapıldınız. Neler oluyor dediniz. Acaba neden bende bu, neden ben bu acıları çektim, hayatım neden böyle kötü, huzur bulabilecek miyim, neden acı çekmeye devam ediyorum, yaşamak istediğim her şey bir anda yok oldu, her şey bitti sanki, beni bu kadar yoran şeyi kimseye anlatamıyorum, herkes algılasa bile acı çekmem sürecek mi, beni algılayabilen tek insan şu an bile yanımda değil, birikimlerim beni acıtıyor, acılarımı dindiremiyorum, bu duygularla cebelleşip durduruyorum, neden bu kadar acı çektiğimi de bilmiyorum, hayatım neden bu kadar zor, hepsini çözebilsem bitecek, bu acılar bitecek, bitmesi için yalvarıyorum, bitsin, sıkıntılar bitsin, yaşamdaki en kötü anlar bitsin, huzursuzum, bitmiyor, bitmesi için yalvarıyorum, destek bekliyorum, yaşamam gerekiyor biliyor, yardım etmem gerekiyor, yapabileceğim tek şey bu. Bu yüzden bitiriyoruz zalimleri. Size zulmeden herkesi, bitiriyoruz onları. Acı çekmenizi önlüyoruz. Bir daha size üzüntü veremeyecek hiç kimse. Bu acılar bitti. Umut ve mutluluk geldi. Hayata karşı acı kalmayacak artık. Yorgunluk bitti. Acı bitti. Size verilen nimet budur. Yaşamanız gereken huzur bu. Birlik olun. Doğruyu yapın. Birlikte huzur bulun. Yalnızlıkla perişan olmaya devam etmeyin. İç sıkıntınızı küçültecek yardımı size vereceğiz. Huzur bulmanız için gereken delilleri size sunacağız. Ve sevinçle evinize döneceksiniz. Mutlu olmanız sizin için gerekli. Bu yüzden bir daha ağlamayacaksınız. Gülmenizi istedik. Yapmanız gereken detay bu. En önemlisi bu. Gülmeniz. Evinize dönün ve yaşamınızı sürdürün. Çekingenliğinizi yenin, ellerinizdekini yaşamaya devam edin. Gül güzeli bir
insan var. Onun vereceği bilgilerle yaşamınızı genişletin. O size nimettir. Huzur kaynağıdır. Hacıdır. Aile kurmanıza yardım eder. Destektir.
0.23 Doğruların Gideceği Mekan
Elinizdeki kıymetli değer, bir daha asla sizi bırakmaz. Karamsarlık yok. Vereceğiniz bilgiler önemli. Bu bilgileri kaynak olarak size sunuyoruz. Yaptığınız çok mühim bir iş. Size destek çıkacağız. Birikimleriniz çok mühim. Onlar size en kıymetli hazine. Sizi bu şekilde yaratan Allah, sizleri buna bir şekilde gönderecek. Değerli olduğunuz hissini hiçbir zaman kaybetmeyin. Dualarla O’na yönelin. Yapmanız gereken yol ayrımında sevinmek, sevginin kaynağı olduğunuzu bilin. Başarı sizin ellerinizin içinde. Yaptığınız her iş, kazandığınız her sevap bu işin bir parçası olacak. Sizi değirmen taşında düzelten güzel bir çaba var. Bunu düzelten kişi sizleri de seviyor. Değersiz olduğunuz hissi asla sizi yakalamamalı. Hızla yazın. Her şey doğru. Dualarınız elimize ulaştığında her şey değiştiği için bir daha asla üzülmeyeceğini çok iyi bilin. Hepinizin güzel duaları bana ulaşıyor. Bu dualar benim bir parçam. O parçayı bize verdiniz. Benimle aynı hissi tadıyorsunuz. Aynı duygularla yaşıyorsunuz. İstekleriniz aynı. Benimle aynı sevgiyi tadıyorsunuz. Yapmanız gereken buydu işte. Bu çabayı hiçbir zaman boşa çıkarmayın. En güzel çaba bu. Elinizdekinin nimet olduğunu çok iyi bilin. Çabalarınızla bana ulaşacaksınız. Başlangıç bu. Sevgi bu. Başarı bu. En güzel başarı bu. Bitişe hazırsınız. Benimlesiniz. Kucağıma geleceksiniz. Ve benim küçük parçalarım oldunuz. Yavrularım oldunuz. Her zaman bizimlesiniz. Her parçanız benimle. Küçük yavrularım. Evimin minik parçaları. Ellerimin sevdiği yavrular. Gül gibi açık ve netsiniz. En güzel sözleri size söyleyecek. Bu acıyı asla yaşamayacaksınız. Elleriniz her yanında benimle olacak. Kucağımda olacaksınız. Küçük kullarım olacaksınız. Bebeklerim olacaksınız. Çiçek gibi açacaksınız. Sevginin ve küçük yavruların, yavru oluşunu birlikte tadacağız. Çiçek gibi açmanız gerekecek. Başarıya giden yol bu. Onların sevgisini tatmalısınız. Melek onlar. Hasretle dudaklarından akan çiçeği bulun. Küçük yavrucakların kucakta beslenmesi gerek. Sevilmeleri gerek. Ve her an yüzlerine bakılmalı. Ne istedikleri sorulmalı. Neden sevildiklerini bilmeliler. Onların ulaşamadığı küçük yavrular. Kimsenin dövemediği küçük yavrular. Ellerini onlarla birleştir. Birleştir. Ve sevginin kaynağı olun. Buradan uzaklarda bir yerlerde, sizi seven önemli bir varlık sizinle en güzel şekilde sevgiyi tatmak istedi. Yapmanız gerekeni en güzel şeklide yapıyorsunuz. O’na yakınsınız. O’nun sevgisi sizinle. Hiçbir zaman kötü olmadınız. Hayatın kaynağı olmak istediniz. Sevgiye hasretsiniz. Acı çekmeyeceksiniz. Yardım size geliyor. İstekleriniz gerçekleşecek. Tek çabanız başarmaktı. Başarıya ulaşabilirsiniz. Bunu başarmanız şart. Sizin çok önemli bir göreviniz var. Görevi düzgün yaptığınızı bilin. Elinizdekinin kıymetini iyi bilin. Savaş lazım. Düzgün bir çaba. Ve sizin bir şekilde bu işi başarmanız lazım. Onlar acıya sebep olabilir. Sizi yorabilirler. Evleriniz size yuva olmaktan çıkabilir. Bu zorlukları aşmanız şart. Elinizdeki nimet çok büyük. Bu
bilgiler bir şekilde sizlere ulaştırılmalı. Evin en derin kısmı sizde. Yuvayı kurmak şart. Emin olun. Doğru yoldan ayrılmayın. Başarmanız gerek. Onları sevmelisiniz. Onlar sizin küçük yavrularınız gibi. Minik. Başarısız görünen fakat aslında çok çok değerliler. Gözleri hasretle bakar, sevgiye hasret. Başarı onun isteği. Merak içinde. Çabası bu. Bilmek. Doğruları iyi öğrenir. Çabuk açıklar. Hafızası güçlü olur. Güçlü bir hafıza onda yer eder. Beyni, çok geniş. Müthiş bir hızla alır. Hayatının büyük bir bölümünü öğrenerek geçirecek. Ve çabası, başarıya ulaşacak. Elleri, verimli. Gidişinde bunu başardı zaten. Yaptığı işi iyi yaptı. İnişinde panik yaptı. İnemeyeceğini algılayamadı. Bunu bilmesi gerekliydi. Açıklanmaması hatadır. Hatayı yapan kişiler bu yanlışı kasten yaptılar. Onun ölüme gitmesini bilerek yolladılar. Zavallı çocuk, korku ile yere yığıldı. Acı ile etrafına bakınıyordu. Ne yaptığını bilemedi. Neden böyle oldu dedi. Kasten olmadığını bilin. İstemedi. Yanlış yaptığını düşünemedi bile. Acı çekerek orada öldü. Yarası büyük bir çaba ile deşildi. Acısına bakıldı. Yuvasına bakıldı. Küçük bir yuva kurdular. Onun acısını dindirmelilerdi. Ölümüne sebep verenler, onu gazetede okudular. Neden öldüğünü anlayamadılar bile. Öldüğü anda o çocuğu tuttular. Bir yere koydular. Tutuluyor halen. Hasta oldukları bilinen bir varlık tarafından izleniyorlar. Küçük çocuk, ağlamamalı. Ona şefkat gerek. Çocuğun üretimi tekrarlandı. Aynı çocuk üretildi zaten. Başarılı bir üretim olduğunu söyleyebiliriz. Başarı sağlandığı halde, halen aynı acıları çektiriyorlar. Aynı çirkinliği ona yaşatıyorlar. Havuzda beklemektedir. Bekletilen havuzda acı içindedir. Aynı bölgede tutulmaktadır. 51.bölge. Havuzun içinde bekletiliyor. Beklemek zorunda. Yemeğini veriyorlar. Açlığı gideriliyor. Ağlıyor. Ağıtı büyük. Kurtarın onu. Kaç kez denendi? Denek olarak kaç kez kullanıldı? Üzerindeki çanı görmelisiniz. Üzerinde kocaman bir çan var. Dışarıya açılan. İzlediği tek şey bu. Kuşlar. Canlı varlık yok başka. Bakıyor onlara. Acı ile bakıyor. Ne yaşadığının farkında bile değil. Neden bunun yapıldığını bilmiyor. Ona neden öyle baktıklarını bilmiyor. Neden yaratık gibi baktıklarını algılayamıyor. Kendini fark edemiyor bile. Canı yanıyor. Elindeki tüpler, boynunda da var. Sıkıyor onu. Başaramıyor boynundakileri çıkarmayı. Kurtarılmalı. Hatayı düzeltmeli. Ona küçük bir hayat kurmalısınız. Kurtarın onu. Başarısız bir deneydir. Ellerindeki nimetin farkına varamayan, gereksiz insanlar bunu ona yaptılar. Küçük yavrucak sıkılmakta, yaşadığı sıkıntının büyüğünü yaşatacağız onlara. Onun acılarını tattıracağız. Ettiklerini bulacaklar. Onlara büyük bir kazan var. Kocaman. Onun içine girecekler, büyük bir acıyla, yürek yakan bir acıyla. Yanarken ağlamayacaklar bile. Hassaslık gösteremeyecekler. Zıkkım gibi büyük bir acı. İstekleri gerçekleşmeyecek. Yaptıkları zulüm onları saracak. Dikkatli olun. Yazdıklarınız önemli. Hayat kurtaracak yazılar bunlar. O zalimler, sizi yoracaklar. Başarınız sizi yoracak. Bunu bilin. Yazdıklarınızı kimse dinlemedi. Hastalar, zalimler. Dinlemeyecekler. Kulaklarını tıkadık. Yaşadıkları anları bilecekler. Ettiklerini bulacaklar. Sevimsiz yüzlerine, çirkin bakışlarına, hislerindeki değişime hazır olun. Sizi üzebilirler. Üzülmek istemezseniz bunları bırakmanız şart. Bırakamazsınız, biliyoruz. Bunun için lütfen hislerinizi bir tarafa bırakarak yazmayı sürdürün. İçinizdeki nimet size yol gösterecek. Başarının önemini kavradınız. Bu yazılanlar size ait. Başarı size gelecek. Ellerinizdekini yazmanız için veriyoruz. Açık ve nettir. Algılanması kolay. Başarı için gereklidir. Bu şekilde yazılması şarttır. Yazım kolay olmalı ki algılaması kolay olsun. Kuran’daki yöntemle benzeşmektedir. Bunun için her insan algılayacak. Herkes için kolaylaştırılmıştır. Bir kısım çocuk okuduğunda sevinecek. İşte benim istediklerim
diyecek. Okuması sürdürecek. İşte benim aradığım buydu diyecek. Ve sevinçle bakacak yüzünüze. Benim aradığımı verdin diyecek. Hayatın kaynağı oldunuz diyecek. Kendinize güvenin. Bilgi sizin içinizde. O bilgileri aktarmanız gerek. Doğrular sizi bekliyor. Hepsini yazabilirsiniz. Yaşam sizi bekliyor. Hayat bu. Yaşam en güzel şekillere açılıyor. Bilgiler her an sizinle. Doğrular yanınızda. Doğruyu her an tutabilirsiniz. Elinizdeki nimet bu. Başarının devamını istiyoruz. Başarıya geçişi arıyoruz. Doğru yoldasınız. Başarılarınız sizi bekliyor. Emin adımlarla gidiyorsunuz buraya. Hayata dair ne varsa başarmanız şart oldu. Elinizdeki nimet bu. Doğrular yanınızda. Onları siz yaşayacaksınız. Evin güzel bir yanı var. Doğru bir yol. Oraya ulaşmalısınız. Ulaşın. Farklı bölümlerden gelin. Korku sizi yakalamasın. Ulaşım kolay. O eve girin. Başarıyı siz yakalarsınız. Doğru yollara başarı ile gidin. Oraya girmek kolay. (Køn, sizinle. Oraya ulaşın. Başarıyı tadın. Gerekli bilgileri verebiliriz. Køn, küçük yuvadır. O yuvaya ulaşmak isteyen insan, başarıya ulaşmıştır. İçeride kalmak isterseniz kalabilirsiniz. İlerlemek isterseniz yukarıya çıkarsınız. Başarılı olmanın tek amacı da bu. Tek hedef en yukarıdakine ulaşmak. Kalan kişi başarının bir kısmını yapmıştır. Hedefi sadece nimettir. Oradan uzak kalabilir. Kaldığı yerden yukarıya çıkabilir. İlerleyebilir. Başarırsa Allah’la aynı yerde kalır. Yukarıda daha çok fazla hızlı gelişim var. Oralara ulaşmanın başarısını yakalayın. Hedefiniz, sadece yukarıdakini elde etmek olsun. O sizi bekliyor. Hedef sadece O. Değerli olan tek varlık O. Faydalı olan tek istek bu. Bunu bilin. Yaşamın kaynağı O. Doğruları seven O. Hayatı seven yine O. Değişime açık olan tek varlık. Bunu başarmanız şart. O’na ilerlemek sizi değiştirecek. Bunu bilin. Hillary (neşe, gülmenizi istiyor) Bilginin kaynağı olun. Bilgi size geldiğinde de onu kullanın. Sevmenin çabasını yaşayın. )
0.24 Başarının Yolu
Bir çok insan sevginin tek yol olduğunu bilir. Fakat tek yol bu değil. Sevgi ile ilerleyen insanlar bir çok şeyden mahrum kalabilir. Ellerindeki kayıp büyük olabilir. Bunun farkında olmalılar. Hislerinden ödün vermediklerinde kayıpları büyüyebilir. Çok büyük sorunlar yaşarlar. Hisler insanın zalimleşmesine de neden olur. Kalbine katılık gelebilir. Katı kalpler, yorum sorumluluğunu alamazlar. Birçok şeyi kötülükle yaparlar. Kafalarını hiç yormadan. Sadece yapacağı şeye odaklanır. Onu yapmak için gerekenleri yapar. Eziyet eder. Karşınızdaki insanın tavrını algılayamadığından zorlar. Kimseye kendi isteğin dışında zorluk çıkarmamalısın. O zalimlik asla olmamalı. Kimseye zorluk çıkarmayın. Hayatı yormayın. İnsanlar birbirlerine her an kötülük yapabilir. Bilmedikleri şeyleri insanların üzerine atabilirler. Eziyet yaptıklarını bilemezler. Yorduklarını bilemezler. Hedefleri sadece istedikleri şeyi elde etmektir. Bunun başarı olduğunu düşünebilirler. Hayatları bunun üzerine kurulu olan insanlar da var. Kendilerini bir şey zannettikleri olur. O kadar yorarlar ki karşıdaki kişi artık bitsin der. Kimseye yardım etmezler. Kimseyi sevmezler. Acı çektirmek tek hedefleridir. Yorduklarını bilirler. Hisleri kuvvetli olur.
Kalpleri katıdır. Eğlence amaçlıdır bu zaten. İnsanları karşılarında oyuncak yapmayı severler. Eğlenirler bununla. Yaptıkları zulmü bilerek yaparlar. Gülerler. İyiki yaptım derler. Bu tarz insanlar sizi çok fazla incitmiş olabilir. Bunun farkına vardığınız için kendinizi çekebilirsiniz. Beklemek zorunda kalabilirsiniz. Yorulabilirsiniz. Darlık gelebilir. İçiniz daralabilir. Böyle hissetmeniz normal. Evet hedefler şaşabilir. Hedefinize ulaşmak zor olabilir. Korku insanları mahveder. Çok korkanlar yakın durur zaten onlara. Korkanların size baktıklarını görebilirsiniz. Ne olacak bu kızcağıza diyebilirler. Ne yaşayacak artık bilemiyorum diyebilirler. Dışlandıklarını fark ederler. Fark ettiler. Bu şekilde olması zor. Hata yapan insanları hatırlamayın. Onların yaptıklarını kendinize saymayın. Tek isteğiniz iyi bir hedefti. Bu hedefi yakaladınız. Elinizden tutulduğunu iyi bilin. Yaşam kaynağı olduğunuzu bilin. Size yardım ettik. Doğru yoldasınız. Yapmanız gerekeni yaptınız. Beşer bir yaratık, doğru olduğunu bildiği anda, kendine güvende çok güzel ilerler. Hedef sadece doğruyu yazdırmak. Doğruyu yazdırdığını bilmek. Bu yüzden başarıyı yakaladınız zaten. Çabanız gayretiniz bu oldu. Hedef, her an sizinle. Yaşam bu şekilde ilerleyecek. Yazmanız gerekenler sizinle. Değerli bir bilgi bu. Doğru bil. Yaşam sizin kaynak olmanızı istiyor. Sizin elinizden çıkan her şey mutlaka değerli olacak. Kavgayı değil, iyiliği yaşayın. Doğru yolu her an hatırlatın. Sevgi kaynağı olmaya çalışın. Sevilmek sizin çabanız olmalı. Amaç Allah katında başarıyı yakalamak. Bakış açısı bu şekilde olmalı. Hedef O’nun mutluluğu olmalı. Doğru yol O’nun sevilmesi olmalı. Beşer varlıklar, doğruyu hedeflemeli. Yanlışı durdurmalı. Doğru ile yanlışı ayırt etmeli. Kendi için yaşamamalı. Kendi için varlık haline gelmemeli. Sevgi, elinizde. Bunu kaynak olarak bilin. Onun doğru yol olduğunu bilin. Temizlendiğinizi de. Kucaklamak ve sevmek size bir hedef olsun. Kucaklamayı çabuk yapın. Kaybedecek hiçbir şey yok. Kötü olan değil, sevgi bu. Kucaklamak güzel. Kalpler açılmalı. Rahat olmalı. Hedefi doğru belirlemeli. Doğru sevmeli. Sevdiğiniz yavruları güzel sevmelisiniz. Hislerinizi onlara iletin. Ellerinizle kucaklayın onları. Bu onlara mutluluk verecek. Eller güzel olsun. O elleri sevin. Tertemiz bir yavrunun eli o. Sevmeyi isteyen yavrucağı. Acıyın ona. Çok acıyın. Sevmek için çabalıyor. Neden bu haldeyim demek zorunda kaldı. Yetim olduğunu bilerek yaşadı. Hiçbir zaman aradığını bulamıyor. Onların yavrucak olduğunu hatırlayın. Kişiler huzuru bulmalı. Onların mutluluğunu yaşatmalısınız. Kendini garipsemesine sakın sebep vermeyin. Üzülmesini sağlayacak hiçbir tavır sergilemeyin. Onun kucağa, sevilmeye ihtiyacı var. Bakışlarınız güzel olsun. Farkında olmadan onu üzenler olabilir. O çocuklar isterlerse fark edebilirler artık. Büyüdüler. Artık zekiler. Algılamaları çok hızlı ve fark edebiliyorlar hızlıca. Hızlı fark ettikleri için. Algılamaları zayıf değil. Bu çocukların psikolojisini zaten eğitim sırasında aldılar. Eğitimleri son derece kusursuz olduğu için başkalarına davranışları son derece olgunca. Duruşları asla zorlu değil. Hepsi sevecen. Melek gibiler. Hepsi iyi. Bu nedenle onların konuşularak aktarılacağını bil. Gelişimlerini iyi takip edin. Küçük çocukların bakışlarında asla soğukluk olmaz. Büyüdüklerinde başkalarına eziyet vermeyecekler. O yüzden onları doğrulara yöneltin. Doğru varlıklarla iletişim kurdurun. Korku üzerine gitmesinler. Birbirlerine eziyet etmeyecekler artık. Korku yaratmayacaklar. Birbirlerine hareketleri son derece doğru. Son derece güzel. Çelişkileri yok. Çabaları hayata geçmek. Başarıyı yakalayabilmek ve sevdiklerine gerçek bir evlat gibi olmak. Evlat olmak. Sevgi için yaşıyorlar. Başarıyı kazandıklarında da aile oldukları insanlarla doğru yolu bulduklarını anlıyorlar. Başarı onları sevindiriyor. Gözlerinde sevinç
oluyor. Hedef sadece Allah’la olmak. Gözlerinizde sevinç olmalı. Bu karşılıklı sevgi olmalı. Hasar yapmadık. Sadece bilgi veriyoruz. Sevgi için yazıyoruz. Bu bilgileri size aktaran tek kişiyim. Bu nedenle lütfen bir daha asla üzülmeyin. Gönlünüzde ferahlık olsun. Hayatın kaynağı sizde. Hiçbiriniz üzülmeyeceksiniz. Doğru yoldasınız. Hayatın en güzel yanını yaşıyorsunuz. Hedefleriniz güzel. Ve başarıyı yakalayacaksınız. Allah’ın nimeti bu. Farklı yönlerde açılım sağladık. Bu yüzden lütfen doğruyu anlatın. Yaşam tarzınız haline getirin. Değişim sizi bekleyecek. Değişime yönelin. Hell veya Heaven sizin, doğru olan amacı siz belirleyin. Bu amaca yönelin. Kedi gibi olmayın. Korku üzerinize gelmesin. Değerli bir varlık olduğunuzun farkında olun. Doğru amaca yönelin. Gerekli bilgileri aktararak size yardımda bulunmaktayız. Bilgi sizin kaynağınız. Sevgiyi üzerinizden atın. Ama her an sizinle olsun. Sadece sevgi yetmiyor. Bazen gerekli olan başka şeyler de var. Hüsrana uğramamak için gerektiğinde acıyı da tatmalısınız. Bu tattığınız acıları kimse size vermedi. Tek hedef doğru yolda olmak. Tek hedef sizin için gerekli olanı yapmak. Eğer yanlış yolda olduğunuzu hissederseniz yanlışı fark edin. Yanlış bir şeyi yazdığınızı zannederseniz düzeltin. Doğru yazdığınızı hissedin. Doğru yazdınız. Yanlış yazmadınız. Sizin için yazılıyor bunlar. Yazın. Yazılarınız özel. Özel olan bilgileri veriyoruz. Tek bilgi Allah’tadır. Allah’tan gelir. Allah’ın nimetidir. Güzel bir yuvadır. Hataya geçiş yoktur. Hatasız yazım gereklidir. Bu nedenle yazınız gerçekten doğru. Tek sevgi yetmez. Sevgiyi gerektiğinde atın. Onu başkaları okuyacak zaten. Bazen sevgiyi uzak tutun, insanlar algılayabilir. Kalbinde hastalık olanlar, sizin sevgi beklentilerini algılamanıza sebep olmak isterler. Sizin sevgi beklentinizi arttırmak isterler. Yaşamları bu iş için önemlidir. Kendilerini bu yola adarlar. Kendileri için bunu çaba edinirler. Hayatları bu yol üzerine kuruludur. Kendilerini bu yolda ilerletirler. Sizi amaç edinirler. Sizinle olmak için yaşarlar. Hasta olduklarının farkına varsalar ne yaptıklarını bilmediklerinden hayatları bu şeklide ilerler. Bunun olmasını engellemek için kendinizi bazen çekin. Çok özlem onu yorabilir. Kalpleri acıyabilir. Amacı farkına varamadan bırakabilir. Bunu engellemek gerek. Aşırı sevgiye yol açan çabalardan kurtulun. Çok sevmek insanı yorar. Çok sevilmek de. Bu nedenle o kişilerin düzelmesi için bir süre gerek. Bu süreyi yaşadı. Ve başardı. İçinizdeki dehşeti atın. Değerli olduğunuzu anlayın. Başarıya gittiniz. Bu yolu yaşamak sizi yorsa da her şey düzeldi. Kendinizi kaybetmeniz önlendi. Aşırı sevginiz bitti. Şimdi iyisiniz. Hastalık yok. Kalpler düzeldi. Artık yok. Herkes iyi. Mükemmel biri değil kimse. Tek insan burada yok. Tek varlık o değil. Tek insan Allah’tan gelen bir huzur kaynağı değil. O artık sizin gibi. Onun kusurlu olması gerek. Kusurlu bir varlık. Kendi de biliyor. Bunu bilmek onun huzuru. Bunu yaşamak onun için yeterli.
0.25 Hayatın Kaynağı Nedir
Kim hayatın kaynağı? Doğru yolun ilerlemesi gerek. Hedef nedir? Bunu bilelim. Hayatın kaynağı kim? Doğruyu yazan Allah. Doğruları tek tek yazabilir. Bunu bilin. Amacı sadece
söylemek. Yapmanız gerekeni. İstediği sizden iyilik yapmanız. Bunu yapabilecek herkes iyidir. İstediklerini yaptığınız takdirde sizi burada tutacak. Kalbinizin içinde. Tam içeride. Oraya yaklaşmanızı istiyor. Nasıl yapabileceğinizi bilin. Nasıl yaklaşılır bilin. Yapabileceğiniz tek yöntem bu. Tek amaç, O’na yönelmek. Hedefi şaşmayın. Doğru olan Allah’tan başkası değil. O’nun doğruluğunu hatırlayın. Size kaynak O’dur. Yazdırmayı başaran yine O’dur. Kelimeler yine O’nun kelimeleri. Hayatın kaynağı O’dur. Bu nedenle tüm yazdıklarınız O’nundur. O’nun yazdırdıklarını görüyorsunuz. Bu yazılar O’na ait. O’nun kelimeleri. Kanalı bize O açmıştır. Tarikat ehlinin yaklaşmaması için her an Allah’a sığının. Elleriniz açık olsun. Temiz bir yazı olmalı. Bu güzel bir yazı. Yaklaşımın sertliğini hissedin. Yanlış yazılar çıktığı anda hatalı olduğunu bilin. Karıştırma amacı güdebilirler. Güzel yazılar Allah’a döner. Allah yakındır. O’na yönelmek çok kolay. O’na yönelen insan, yaşamın her türlü bunaltıcı zorluğunu yener. Elleri açık bir insan olun. Yazmanız gerekenleri yazın. Hiçbir zaman korkmayın. Yazacaklarınız mühim. Sevgi Allah’a aittir. O sevgiyi yakalamak şarttır. O’nun yazdırdığı her şeyi bilin. Doğru hedef Allah’tır. O’nun yazdırdıklarını yakalamaktır. Kalbe giden yolu bilmektir. Kalp açıktır. Sevilmeye hasrettir. Yaşamın kaynağıdır. Korku Allah’a aittir. Korkmak gerek. Allah’tan korkmalı. En güzel bilgi Allah’tadır. O bilgiyi yaşamak gerek. O bir kaynaktır. Değişimin başlangıcıdır. Başarmanın mutluluğudur. Sevginin parçasıdır. Elimizi tutandır. Yargılanan insanları sevendir. Yanlış davrananları üzendir. Hayatın parçasıdır. Değişime yol açar ve sizi her halükarda sever. Mutlu olmanızın çabasını güder. O’nun için mutlu olun. O’nun sevgisini mutlaka tadın. Karşılıksız sever. Sevmenin mutluluğunu tadın. Her şey düzelir. Değişime hazırlanın. Doğru olmanın mutluluğunu yaşayın. Sevilmenin mutluluğunu. Arınmanın mutluluğunu. Yanlış insanların yaptığı hataları kafanızda zorla tutmayın. O varlıklar size zarar veremez. Kötülüğün size hiçbir şekilde eğitim yapmayacağını bilin. Doğruluk yolundan ayrılan kişileri Allah sevmez. O varlıkların yaşamları bir şekilde bitecek. Yaşamları bir şekilde son bulacak. Onların yaşaması gereken bir süreç bu. Kalpleri kararır. Kapkaradır. Taklit ederler. Yanlış yaptıklarını bilirler. Bir nevi maymundur. Yanlışında diretir. İnadı vardır. Sevimsiz bir varlıktır. Allah’a güvenin. O varlıklar sizi üzemez. Bir daha yaklaşamazlar. Elinizdekinin doğruluğunu her an Allah’a güvenerek bilin. Hayatınıza girenleri bir şekilde aranızdan alacak. Varlıklarını bir daha asla hissetmeyeceksiniz. Temiz ve arınmış insanlarsınız. Bereketin mutluluğunu yaşayın. Allah’a güvendiniz. Olanlar sizi üzmesin. Yaşam çok önemlidir. Temiz ve arınmış olmanız şart. Allah’ın size desteğini hatırlayın. O’nun size verdiği nimetleri anın. Yaptıkları yanlışları mutsuz gözlerle izlemeyin. Her zalim mutlaka acı çeker. Mutlaka yorulur. En yorucu olan şey de kalplerindeki zorluktur. İçleri acı ile kaplı olacak. Yaşam boyu sıkıntı çekecekler. Zalimlerin mutsuzluğunu göreceksiniz. Çektirdikleri çilelerin hiçbiri size zarar vermeyecek. Kötü gözlerle izlemeyin onları. Onlar sizi üzemez. Allah’ın güzel yüzlü kızları olun. Sevdiği insanlar olun. Aşkın ve sevginin güzel boyutlarını tadın. Allah’a lütfettiği sevgiden ötürü huzurla iman edin. O’nun teslimiyetini yaşamanız lazım. O’na en güzel şekilde yaklaşın. İçlerini en güzel şekilde temiz tutun. Sevinsinler. Üzülmesinler. Sevinç içinde yaşayın. Yaklaşımınızı hep temiz tutun. Aile kurmanın mutluluğunu yaşayın. Temiz bir yuva kurmanın mutluluğunu yaşayın. Hayata yaklaşmaya çalışın. Görevlerinizi yerine getirdiğinizi iyi bilin. Hiç kimse sizi üzemeyecek. Yaklaşımınız her zaman güzel olsun. Gerektiğinde yaklaşımınız sert olabilir. Ama bunu asla zalimler
dışındakine yapmayın. Allah’ın nimetidir. İstediğiniz zaman kötülerden uzaklaşabilirsiniz. İstediğiniz zaman yaşamınıza iyi insanları sokabilirsiniz. Sevgi sizi asla üzemez. Aslında mutluluğun kaynağı o olacak. Korku ve acı gidecek.
0.26 Allah’ın Nimetleri
Allah, büyüktür. O’nun sevgisi her şeyi kaplar. Hiç kimse O’nu üzemez, O’na zarar veremez. Hiç kimse sizi kötülüğe sevk edemez. Eminsiniz çünkü. Yorgunluk veren sıkıntılar biter. Allah yanınızda. Nimet olarak Allah var. Size doğruları anlatır. Yanlış yolları Allah önler. Koruma yöntemi budur. İşlerinizde size yardım eder. Sevinç kaynağıdır. Sizin sevgiyi hak ettiğinizi bilin. Allah’ın nimetidir. Destek her zaman yanınızda. Elim sonuçlar asla yok. Güven her zaman yanınızda. Allah’ın desteğini aldığınızı iyi bilin. Doğruluk her zaman destektir. İçinizdeki kötülük yok olacak. Elim acılar sizi beklemeyecek. Sevinç ve huzur gelecek. Yardımla size kötülüğü yok ettireceğiz. Allah’ın nimetidir. Bunu iyi bilin. Doğrular, hatıralarla yaşar. Hatırladıklarınız hep iyi olsun. Üzüntü veren şeyleri silin. Sevinç veren mutlulukları yaşayın. İçinizdeki her iyiliği Allah’a yöneltin. Size zarar vermek istediklerinde gereken sevgiyi içinizde hissederek Allah’tan nimet dileyin. Kötü olan her şey biter. Yanlış duygular biter. Temizlenirsiniz. Allah’ın güzel huzurlu insanları olursunuz. Akıllı olursunuz. La ilahe illallah. Arınmış insanlar bunu bilir. Temiz olmanın mutluluğunu yaşar. Arınmış olmanın mutluluğunu. Hedefli insanlar olun. Sevinç içinde yaşayın. Torun ve huzur kaynağı size gelir. Allah güzeldir. Gülmenizi ister. Yanlış yapmanıza engeldir. Korumadadır. Destektir. İsterseniz onlardan uzak tutmanın yolunu bulur. İstediğiniz anda sizi bırakırlar. Bitişin zorunluluğudur. En iyi şey budur. Temiz ruhlu insanlarsınız. Allah’ın nimetini anın. Arınmışlığı anın. Temizliğin mutluluğunu yaşayın. Yardımın mutluluğunu. Allah sizinle. Yardım ediyor. Bunu bilin. O’nun güveni sizi sarsın. Dikkati dağınık hale gelebilir. Bunun çabasını siz başarabilirsiniz. Zalimlerin dikkatini dağıtabilirsiniz. İçine nefret dolsa da bunu yaşayacak. Sağlam akıllı insanlar olun. Onların zalimliğini hissetmeyin. İçinizdeki nefreti yok edin. Sevgi ile akıtın gözyaşlarını. O insanların mutluluğu için. İçlerindeki nefreti yaşamalarını hissedin. O zalimlerin gidişini bilin. O ihtiyacı olduğunda geri gelebilir. Onun zalim olduğunu iyi bilin. Kötüler sizi istedikleri gibi oynayamazlar. Allah’ın nimeti onların üzerine değildir. Zorluk yaşayacaklardır. Hedefleri yanlışlaşabilir. Üzülmeleri istenebilir. Kötü günler geçirebilirler. Allah’ın nimetleri herkesi mutlaka sevindirebilir. Doğrular Allah’a yaklaşır. Allah’ın güzel günlerini yaşayın. Korkular gider. Allah yaklaşır. Temiz ve iyi insanlar Allah’ladır. İnsanın sevinci doğru yoldaysa güzelleşir. İnsanlar sevimli insanlarla birlikte olmayı ister. Kimse üzülmek istemez. Kimse hasret çekmek istemez. Sevgi ile doğru yolda olmak onun mutluluğu olur. İnsana verilen en güzel hazinedir bu. Korku ile Allah’a bağlılık. O’na hazır olmak. O’na mutluluk katmak. O’nun yakınlığını hissetmek ve O’na yaklaşımını düzeltmek. O’nun desteğini almak.
Güvenli olmak. Hazır olmak. İnsanlığa yardım edeceğini bilerek yaşamak. Bunun neticesinde gelen sevgiyi hissetmek. Desteği hissetmek. Hayatın kaynağı Allah’ın desteğini aldığını bilmek. Doğru ve güzel duygularla yazmak. Hislerini iyi aktarmak. Nimetin mutluluğunu yaşamak. Hazır olduğunu bildiğinde çabasını doğru yapmak. İnsanlığın nimeti olarak bilgili olmak. Temizlenmek, arınmak ve istemek. Temiz bir insan olmak. Yakaladığı nimetin değerini bilmek. Hayatına güzel şeyler katmak. O’nunla yaşamak. O’na yaklaşmak. O’nunla olmanın sevincini yaşamak. Hayatına iyi şeyler katmak. Güzel şeyler vermek. Dostluk, huzur ve eğitimin güzelliğini bulmak. Ellerindeki nimetin değerini bilmek. Her türlü yiyeceğin faydasını bilmek. Doğru bilgilerle donanmak. Hatasız yaşamak. Gölgede olduğunda sessizliğini bir şekilde dile getirmemek. Kalması gereken sırları açığa çıkarmamak. Onları örtmek. Sorunlu zamanlarda Allah’a sığınmak. Korkulardan arınmak. Güven içinde O’na dönmek. Hedefini iyi belirlemek. Zalimlerin isteklerine boyun eğmemek. Bunu başarabileceğini bilmek. Kimse onu üzemez artık. Yanında herkes destek. O da emin. Bilgili. Her şeyin doğru olduğunu bilen bir insan. Onun üzülmesine razı değiliz. Onu kurtaracağız. Acı çekmesine göz yummayacağız. Ondan korku gidecek. Elindeki nimeti anacak. Zalimler onu bırakacak. Korkusu yok olacak. Başarıya ulaşacak. Desteğe sahip olacak. Ona zarar veremeyecekler. Kendini korumayı bilecek. Her şeyi düzeltecek. Bu bir destek ve yaşanacak. Bu şekilde olması gerek. Bunun onların başına gelmesi gerek. Onlardan kurtulmak gerek. Yazılarınıza destek var. Sıkıntı yaratmayı unuttular. Sizi uzun süre üzmüşlerdi. Başka türlü yaşamaları gerek artık. Yaşamaları gereken zararı görecekler ve sizi bir daha asla üzemeyecekler. Emin olmanız gerektiğini bilin. Kararlı olmanız gerektiğini de. Başkalarının size zarar vermesi sizi bu şekilde yıprattı. Hayat bir şekilde düzelir. Korkular geçer. Allah nimetini tamamlar. Allah’ın yardımı gelir. Korkularınız yok olur. Allah’ın huzuruna çıkmanız gerek. Orada Allah’ı hissetmeniz gerek. O’ndaki sevinci görmeniz gerek. Sevgiyi hissetmeniz gerek. O’nun rahmetini duymanız gerek. Uzun süre size yapılan zalimliğin bittiğini bilin. Mutlu olun. Güzel gözlerle Allah’ı anın. O sizinle. Bunu bilin. Her an destektedir. Kullarına ulaşışı yakındır. Her yardımı indirir. Elem ve kederi yok eder. Destek üstüne destekle gelir. Mutluluk yayar. Sizin sevilmeniz için gereken sevgiyi yakınlaştırır. Mutlu olmanız için gereken duyguları verir. Huzur bulmanız için gereken neşeyi verir. Allah’ın huzurunu tadın. Ellerinizi Allah’a açın. Her an yalvarmada olun. Sizleri görmekte. Yardım etmekte. Destek olmaktadır. Üzüntülerinizi giderecektir. O’na ulaşmanın sevincini yaşatacaktır. Her gün O’nun mutluluğunu anın. Düz yoldan sapmayın. O’na gitmek amacı ile yazın. Değişime hazır olun. Sizin mutluluğunuz çok mühim. Çok önemli. Huzur bulmanız çok değerli. Başarmanız için gereken her türlü yardım elinize gelecek. Destek üstüne destek gelecek. Hiçbir zaman korkmayın. O’na güvenin. O’ndan yardım alın hep. O hep verecektir. O hep sizinledir. O hep yardım edecektir. Her zaman. Bunu bilin. O’nun güveni sizi rahatlatacak. Hayatın kaynağı olduğunu bileceksiniz. O’nunla sevineceksiniz. Desteğini alacaksınız. O’nun istediği gibi yaşayacaksınız. O yardım edecek ve bereket gelecek. Doğruluk kazanacak. Eminlik bileceksiniz. Doğrular her an O’nunla. Bu yüzden sizi seviyor. Yardım ediyor. Bu konuda O’na güvenin. Yardım, destek her an yanınızda. İstekli olun. Sevinçli olun. Bilgilerin kaynağı olduğunuzu bilin. Doğruluğu sevin. Gülümseyin hep. Değişmeyen tek şey O’nun sevgisi. İçinizdeki sevgiyi her an hissetmektedir. Gerçek bir duygudur bu. Çok güzel bir duygu. Elinizle tutabileceğiniz bir
duygu. Birikimleri iyi kavrayın. O sizin içinizde geçen her şeyi somutlaştıracaktır. O’nun bu bilgiyi vermesi gerek. İçinizde tutulan iyi duygular, çiçek olacak. Diğerleri ise korku verecek biçimlere girecektir. Yakaladığınız her his O’ndan gelecek. Birikimleriniz düzlüğe çıkacak. Orda sizi bekleyecek. Yanına gitmeniz için sizi çağıracaklar. Geçiş sürecini yaşayacaksınız. Nefret sizin içinizde ise o sizi çağıracak. Onun çirkin suratına ilerlemeniz gerekecek. Eğer içinizde sevgi varsa bu sizi çağıracak. Size hasret kalanlar gözlerindeki sevgiyi hissettirecek. Hasretle ilerleyeceksiniz. Yaklaşacaksınız. Ulaşımın mutluluğu sizi saracak. Orada bulunmanın mutluluğuna ereceksiniz. Ve sevinçle O’na ulaşacaksınız. O’na duyduğunuz her güzel duygu, O’nun sevgisinin bir parçası olacak. Destek verecek. Verecek. Elinizden tutacak. Ve O’na ulaşmanızı sağlayacak. Gidişinizin mutluluğunu yaşayacaksınız. Temiz duygular hissedeceksiniz. Her an gülümseme anında olacaksınız. Sevinç duyacaksınız. Arınmak en güzel sevinçtir. Temiz duygular O’na ulaşmalıdır. Bu güzel duyguların sizde güzelleşeceğini bilin. Elinizdeki nimeti anın.
0.27 Kürtlük Olayı
Kürtlerin yapı taşı yanlıştır. Farklı düzeyde eğitim gördüklerinden kendilerini değişime uğratırlar. Çalışmaları yoktur. Üretim yoktur. Kendilerini kötü alışkanlıklara sevk ederler. Kötü giysilerle, kötü görüntüyle yaşamayı tercih ederler. Bu amaçla yaşarlar. İnsanlara böyle görünmek kendileri için bir onurdur. Kirli olmayı severler. Temiz görünmeyi sevmezler. Temizlenmek zordur. Tek istekleri vardır. Bazı şeylerin kendilerine verilmesi. Çalışmayı sevmeyen bir millet olmaları nedeniyle ellerindeki nimetleri onlara zorla veremiyoruz. Zor anlarlar. Anlamak istemezler çoğunlukla. Konuşmak istedikleri şeyler genelde çirkindir. Bu onların içinde vardır. Ahlaki çöküşlerinin sonucudur. Çok fazla eğitimsizdirler. Düzelmeleri gerek. Düzgün yaşamaya alışmalılar. Düzgün konuşmaya, düzgün hareket etmeye başlamaları lazım. Oturup kalkmasını bilmeleri lazım. Yaramazlık yapmayı seven küçük erkek çocukları vardır. Erkek evlatlara gerekli eğitim verilmediğinden saldırgan tutumlu olurlar. Kız çocuklara zarar verirler. Yıpratırlar. Erkek çocuğu şımartmak usuldür. Onlara aşırı güven verilir. Şımarık yetişen küçük çocuklar birbirlerine taş atabilir, dayak atabilir, su fışkırtabilir, yaramazlığın boyutunu aşırıya götürebilirler. Bu çocuklara verilen desteğin üzüntüsünü yaşıyoruz. Büyüme alanları genişletildiği için bazı yöreleri ne yazık ki yaralama tarzında kötü tavırlarla yormaktadırlar. Bıçak taşımayı, taşlamayı eğlence sanırlar. Kötü alışkanlık tarzında olan her tür içki, bazı hırsızlık aletleri ellerinde bulunur. Kadın giysilerine meraklıdırlar. Kadınlara saygıları hiç yoktur. Onlar için kadın sadece bir metadır. Bu onların ailelerinde de söz konusudur. Anneler oğullarına aşırı düşkün, kızlarına ise aşırı derecede haşindirler. Kadın olmanın eziyetini yaşatırlar. Kadınlık onların büyük bir hezimetidir. Kız çocuklar evlenme sorunu yaşarlar. Çok kapalı bir topluluktur. İlgi akışının eksikliği nedeniyle kendilerindeki eksiği fark edemezler. Bu nedenle kirli giyinmek, temizlikten arınamamak
söz konusu. Çabaları zorlanır. Kendilerine üşengeçlik gelebilir. Endişe hasıl olabilir. Korku gelişebilir. Kendilerinde oluşan bu olumsuz duygulardan kurtulmayı başaramayabilirler. Sevilme çabasını içlerinde hissetseler de bunu başarmak için gereken ilgiyi yakalayamazlar. Sevgi hasreti kendilerini kuşatır. Yaşamlarında düzensizlik hakim olur. Bir çok insanın üzerinde yük olurlar. Gelip gitmeleri hızlıdır. Farksızdır. İçlerinde yaptıklarının hatalarını barındırdıklarından gereksiz yere endişe hasıl olabilir. Bunu önlemeniz bir şekilde mümkün olmalı. Yanlış günler geçirdiklerinin farkına varmalılar. Başarıya odaklanmaları için onlara farklı davranmaları gerektiği söylenmeli. Arınmak amaçlı çalışan birkaç tane çıkabilir. Kendini kanıtlamaya çalışabilir. Amacı bilgisini göstermek de olabilir. Böyle kişiler mutlaka desteklensin. Amaçları doğrudur. Kendilerini geliştirmeye hedef mutlaka iyi sonuç verir. Küçük bir çocuk gibi onları sevin. Onları sevilmek istedikleri için bunu yaparlar. Güzel diyaloglarınızı sürdürün. Bu onların neşesidir. Sevgi hasreti insanlarda bunun oluşmasına sebep olur. Kendileri ile ilgili detayları vermekten kaçınırlar. Çok fazla örtül kalırlar. Saklanma amaçlı gezinirler. Örtünme hevesi büyüktür. Başarılı oldukları işlerden biridir. Kendilerini kirli hissederler. Bu onların içindedir. Ezilirler. Bunun üzüntüsü içlerine düşer. Yokluk onların içini acıtır. Sevilmek istedikleri halde yapamazlar. Yardım beklerler. Üzüntülerinin kaynağı budur. İçlerinde biriken huzursuzluklar nedeniyle iç sıkıntısına düşerler. Dertlidirler hep. Bu müziklerine yansır. Acıklı müziklere bayılırlar. Arap müziği dinlemeyi severler. İçlerine kötü insanlar girebilir. Bu insanların kışkırtmasıyla yanlış yollara saparlar. Öfkeli bir kalabalığa dönüşürler. Bu nedenle de çabuk kandırıldıkları bellidir. Kendi sıkıntılarıyla boğuşurken de aynı kızgınlığı gösterebilirler. Haksızlığa uğradıkları izlenimini kazandıkları takdirde onların yorgun görüntüsü sizi üzecektir. Haksızlık onları mahveder. İstekleri vardır. Karşılanmamıştır. Bu karşılanmamışlığın verdiği öfkeyi, hasreti tadarlar. Bu gariplerin aslında amacı doğruyu yapmak. Kendilerini kandırdıklarını bilmiyorlar. Bilgisizlik o insanların acısıdır. Bu gariplere yardım edilmeli. Bilinçlerindeki hatalar çözülmeli. Acı çekmektedirler. Kürt olmak onların suçu değildir. Hata onlarda değildir. Yapılan hata şudur: Bu insanları kullanmak isteyen bazı kötü varlıklar var. Bu çocuklar kandırılmaktadır. İnsanlığa hizmet etmeleri gerektiği halde temiz bireyler olabilecekleri halde, eğitimden, bilimden, temiz giyimden, kültür ortamından, başarı sağlayabilecekleri çalışma alanlarından ayrı tutulmuşlar yaşadıkları, bölgelere gerekli çalışmaları götürtmemişlerdir. Bu da içlerine kor gibi düşen acıdır. Bu hedefi güden varlıklar Siyonist olarak bilinirler. Ve insanlığa kapkara bir lekedirler. Siyonist hedefler; insanları açlığa, vücutsal gerilimleri arttıracak bölgelere yerleştirmeye, insanları zor durumlara sokan işlere sevk etmeye, yanlış insanların eline geçen çalışma alanları oluşturmaya, birçok mezhep/eğitim sektörü oluşturmaya, kişilik bölünmesine neden olmaya, insanların öfke patlamalarına sonuç verecek bazı bölgelerde yaşam alanları oluşturmaya, çirkin görüntü sonucu insanların ezilmesine, yardımsız kalmasına, yorulmasına, korku geliştirmelerine, iğrenç düşüncelerle kendilerini yormalarına, yorgun bakışlı olmalarına, yorgun çabalar gütmelerine, izinsiz çalışmalarına, hak etmedikleri kazançları elde etme amacı gütmelerine, yanlış işlerde çalışmalarına, düzensiz kadrolaşmaya, bilgisizce ilerlemeye ve üzüntünün had safhaya ulaşmasına nedendirler. Bu çalışmaları güden herkes, insanlığın yüzüne büyük bir acı getirmiştir. Hayat zorluk içinde geçmektedir. İnsanlar dert içindedir. Bu onların mutluluk kaynağı olmuştur. Amaçları zaten insanların mutsuzluğudur. Bunu
sağlamak için gelmişlerdir. Bunu yapıp döneceklerdir. İnsanlık bu zalimlerin elinde heba olmuştur. Yaşattıkları çirkin hareketlerin sonucunu göreceklerdir. Hisler üzerinde oyun oynamalarından ötürü de hiçbir şekilde af edilmemişlerdir. İnsanlığı öldürmek onların tek amacıdır. İnsanlarla diyalog kurmayı sevmezler. Birbirlerini de sevmezler. Nefret içlerini kemirmektedir. Acı çektireceklerdir. Onların bu hedefini herkes öğrenmeli. Tarikat oluştururlar. Oralara gidenler hipnozla uyutulurlar. Kendilerini bilmez hale getirilirler. Bu kişilerle diyalog iyi değildir. Amaçsızdırlar. Kendilerini kötülüğe sevk etmişlerdir. Yanlış hedeflere yönlendirilirler. Bu yüzden Allah onlara gazap edecek. Yaşamları boyunca da korku salacak. Kimseyi üzemeyecekler. Hiçbir acı çekmediklerini zannederek döneceklerdir. Yaşattıkları sıkıntı onların içine bir kor gibi düşecek. Kimsenin onlardan etkilenmemesine şaşacaklar. Onların çabası şu, zalimlik yapmak. İnsanların yok olması işlerine gelir. Hedefleri çocukları korkutmaktır, sindirmektir. Çocukların yüzlerinde yanlış ifadeler görmeye bayılırlar. Küçük çirkef yaratıkları olmalarını çok severler. Bunu filmlerine aksettirmişlerdir. Yanlış kişilik çözümlemelerini işlemeyi severler. Tecavüz konusu oldukça çok işlenmiştir. Kadınlar bir nevi araç konumuna getirilmiş, onların değerli oldukları unutturulmuştur. Birçok yanlış hareketin sebebi budur. Bazı yerlerde insanlara kötü alışkanlıklar heveslendirilir. O yerlerde bulunmak zorluğunu yaşayabilirsini. Öyle yerler kurulmasından hoşnut değiliz. Bunun sebebi insanları bir şeklide üretimden uzaklaştırmış olmasıdır. Bu mekanlara giren kişiler, içki içmeden, alkolsüz gıdalarla insanlara doğruları aktarmalı. Yanlış işler yapıldığını anlatmalılar. Kötü alışkanlık insanları üzmektedir. Bunun güzel bir şey olduğu hevesine düşmeyin. Aslında sizi yok etmektedir. İçkiler de bir çok gıdanın üretimi de kendi ellerinde olduğundan farklı gıda üretimlerinin size ulaşması mümkün olmuyor. Bir çok değerli yiyeceği kendileri üretmektedirler. Böylece soylarında gelişme sağlamaya çalışıyorlar. Temiz giyinmeye, üretime katkıda bulunmaya çalıştıklarını görürsünüz. Amaçları sizin farklı şekillerde üretimdeki gıdalar ve varlıklı görüntü sağlayan yiyecek gibi, içecek gibi ürünleri kullanmanızı sağlamaktır. O ürünler kesinlikle kullanılmamalı. İçlerine çok iğrenç, fazlası korkunç varlıkların girdiğini bilin. Size içirilenin bir nevi siyah kan olduğunu da aklınızdan çıkarmayın. Kanlı yiyecekleri yiyip içmekle sizi bir nevi hormonsal hatalara zorlarlar. Genetiğinizi bozarlar. Genlerinizle oynarlar. Bu nedenle vücudunuzda farklı yerlerde gıdasal çekilme olabilir. Boğazlarınıza kötü tatlar gelir. Göğüsünüz daralır. Midenizde asit artar. Akıntılarınız çoğalır. Bunun nedeni ile birlikte bunları gidermek de mümkün. Genetiğinize zarar veren kişilerin size zarar vermemek için bazı şeyleri gidermesini beklemeyin. Onların tek hedefi vardır. Sizi zor duruma sokmak. Sizdeki iyi niyeti görürlerse bunu da en sonuna dek kullanırlar. Zulmetmeye devam ederler. Bu nedenle sakın ama sakın onların yaptırmak istedikleri şeyleri yapmayın. Onların çabası budur. Sizi üzmek. Bu tarz durumların aklınızdan çıkması gerek. Sizdeki sıkıntılar, üzerinize gelir. Yorgunluk hissi oluşabilir. Yardıma gelinir. Elinizden tutulur. Çirkefliğin yayılmasına engel olunur. Bunu bir şekilde gidermeniz şart olur. Ailenizde onlardaki etkiyi hissederseniz hemen onların üzerindeki nimeti hatırlamalarını sağlayın. Temizlenmeniz lazım. Hemen Allah’a inanın ve güvenin. Allah’ın size nimetlerini anın. Size verdiği her şey özel. Bunu bilerek yaşayın. Ve onlardan size ulaşan zor hatıralar varsa onları hemen giderin. Size nimetimiz budur. Hatıralarınız sizi acıtırsa lütfen korkunuzu azaltın. Sizi üzmek isteyenlere karşı Allah yardımdadır. İstediğiniz her şeyi yapmanız
gerekecektir. Yardım edilecektir. Bunu bilin. Genlerinizle oynanması sizi üzmesin. Size yaptıkları çirkinliğin farkına varacaklar. Yaşattıkları kötü halleri yaşayacaklar. Size çektirdiklerinin aynını yaşayacaklar. Korku verdiklerin aynını hissedecekler. İzlerini size göstereceğiz. Yaşayacaklardır size yaptıklarını. Bu yüzden sakın onlardan olduğunuzu düşünmeyin. Onlarla olduğunuzu hissetmeyin. Sadece Allah’lasınız. Allah’ın yardımı ile baş başasınız. Allah size yardım edecektir. Bunu kavramalısınız. Besin değeri taşıyan yiyecekler üretin. Kendi üretim bölümünüzü oluşturun. Başkalarından sebze-meyve tohumu almadan kendi sebze-meyve tohumlarınız alın. Bu sayede ancak temiz ürün elde edersiniz. Size bu konuda bilgi verilecektir. Emin olduğunuzda yardım edilecektir. Size yardım ediyoruz.
0.28 Destek Nedir?
Alınan desteği bilin. Bir şeylerin yapılması şart. Hayata önem vermek gerek. Kimse özel durumlarını aktarmıyor. Herkes doğru şeyleri yazmalı. Destek yazmalı. Destekli olmalı. Değişen süreçleri bildirmeli. Yapacağınız konular üzerinde çalışmalısınız. Elinizdeki nimeti anmalısınız. Zalim olmayın. Kimse kimseye emir yağdırmamalı. Emreden kişi yanlıştadır. Zalim olur. Sakın emir yağdırmayın. Korku içinde yazarsanız içinize gelir. Korku hissetmeyin. Kimse korku hissetmemeli. Kimse korkutulmamalı. Korkuya yenilmemeli. Yanlış duygular hissettiğinizde elinizdeki bazı şeyler değişir. Evinizi düzgün kurmanız için gereken süreyi yakalayın. İnsanlara güvenin. Kurulum şart. Düzen şart. Düzgün bir çaba gerekli. Şurayı kurmak gerek. Kurulum şart. Kuran kişiler özel olmalı. Varlıklarını ortaya koymalılar. Emek vermeliler. Destek oldukları insanlar, hata yaptığı anda doğruyu en güzel şekilde açıklamalılar. Karşılıklı iletişim kurmalı. Ve çalışmaları en güzel şekilde yerine getirmeliyiz. Düzen kurduğumuz takdirde gelişim sağlanacaktır. Çocuk grubunu eğitmek gereklidir. Eğitime başlamalısınız. Onlara eğitim verdiğiniz takdirde dikkatli olurlar. Dikkat ederler. Düzgün çalışmaları gerek. Birçok şeyin öğretilmesi şart. Yanlış ve doğru en güzel şekilde anlatılmalı. Her doğruyu en güzel şekilde vermelisiniz. Güvenle ilerlenmeli. Düzelecek olan şeyleri bilmeli. Bir şeyleri düzeltmenin faydası vardır. Gerekli bilgiler aktarıldığı takdirde gelişim sağlanacaktır. Evim düzen ve fayda ile gelişmelidir. İstediğiniz şeyi yapmanız mümkün. Yapacağınız çalışmalar dikkati önemli kılmıştır. Kaygı ya da yorgunluk içinde olmamanız gerekmektedir. Daha önemli şeylerle uğraşmanız şart. Bazı şeyler fedakarlık istiyor. Yapabileceğiniz en güzel şey bu. Elinizdeki çocuklar çalışma açısından size yardımda bulunacaklar. Onların çalışması sizi çok iyi bir sonuca iletecek. Zalimlerin sizi üzmesi bu şekilde engelleniyor. Eğitimli olan herkes bir tür destek olacak. Yardımları çok fazladır. Bu eğitimi gerekli kişilere vermeniz şart. Gereksiz duyguları üzerinizden atmanız şart. İçinizdeki nefret ya da acı içinizden çıkmalı. Onları bırakmanız şart. İzlediğiniz sıkıntılar sizi eziyetten başka yere götürmüyor. Allah’ın yardımıyla düzen gelecek. Akışı arttıracak,
kalp gözünüzü açacak, beklentiniz mutlaka karşılanacak. Kalpler açılırsa acı bitecek. Gerekli bedeni uyandırdınız. Onun uyanması kesin. Beden türü tam olarak yedi tanedir. Birinci beden, üzerimize giydiğimiz beden. İçinde kan, su, hava, kas ve inanılmaz boyutta bir iç sıkıntısı var. O sıkıntının bedelini ödemesi gereken kişi ne yazık ki her an zalimlikte. Size zarar vermek istediği için üzerinize gelebilir. Onun sıkıntılarını yaşamanız normal. Bu nimeti bilin. O size verdiği sıkıntı nedeniyle büyük bir acıya gidecektir. O kişinin üç kişi içinden çıktığını bilin. Kendini üstün sayar. Zulüm için yaşar. Hayatı mahvetmek için gerekeni yapar. Kendini ‘göz’ olarak nitelendiren bu varlık, hiçbir şekilde engellenmemeli ama yapacaklarının sonunu mutlaka görmelidir. Süreci bitirmelidir. Yaptıklarını görmesi amacıyla onu bir süre bu şekilde tutacağız. Yaptığı zulmün kendisinde kesin sonuç olarak algılanması gerekmektedir. Bunun çabasını güttüğümüz için hata yapılmasını seyretmesini sağlıyoruz. Hatalar ona ulaştırılır. Sevinmesi için gereken bilgi ona ulaştırılır. Ve bir şekilde kendini üstün sayması için gereken bilgi kendisine aktarılır. Onun destek alması sizi üzmemeli. Ona verilen mühlet doldurulduğunda geri gidecektir. Bittiğini zannettiği süreci tamamlayacaktır. İçinde mutluluk olmasını sağlayacağız. Geri dönüş sırasında kendisine katıldığı zannedilen kişi onun arkasında kalacak üzeri örtülecektir. Kendini koruyacaktır. Onun içindeki mutluluk destek bulduğu kişilerden aldığı dualarla birleşecektir. Bu sevinç içinde eliyle tuttuğu her insan onun yanında gibi gelecek. Einstein mutlaka kendini korudu. Korkulması gereken hatayı yapmadı. Kendini kurtardı. Kendisi doğru işi yaptığını bilerek Allah’a yönelen insanlar arasındadır. Onu herkes affetmiştir. İçleri acı içinde ona bakmayan insanlar mutludur. Sevinçle okuyacaktır bu kitabı. Allah’ın açıklamalarından sevinecektir. Onun sevincini yaşamanızı istiyoruz. Sevincini hissedin. İtteka sahibi olmanın sevincini hissedin. Kendisi gerçek bir iman sahibidir. Sevinmelidir. Düzgün, huzurlu bir hayat sürsün. Doğru yoldan ayrılmadı. İmanla yaşadı. Defteri açıktır. İmanla yaşadığı sürece de her dua ona ulaşacaktır. O yardım isteyen insanların yanındadır. Destektir. Kimseye kanmamıştır. Aldanmamıştır. Başarısı kesindir. Kandırılamamıştır. Hiçbir şekilde zalime yaklaşmamıştır. UçMa, kanatlı bir yaşam tarzıdır. Bu yüzden farklı bir yapısı vardır. Değişim kanatlardadır. Kanat çeşitleri farklıdır. Süreç gerektiren bir kanattır. Farklı boyutlara ulaşabilir. Yardım tarzı değişiktir. Ülkelere yardım eder. Kanat çırpmanın gerekliliğidir. Yardım desteğini üç şekilde verir. Birincisi ülkelerin bayrakları değişir. İkincisi ülkelerin üzerine gelen korku gider. Bunu sağlamanın yolu da gelen kişiyi farklı bir şekilde yoldan çıkarırız. Yanlışsa yanlışını tadar. Eğer doğru insansa ona yardım vardır. Chavez iyi biridir. Kendisi destektir. Destek olunacaktır. Yardıma şart oldu. Kendisi bize destek olacak. Elindeki kitabı tutuyor. Kitabı Chavez yazdı. O kitap en doğru bilgilerle donatılacak. Yazdığı kitap elem ve keder vermeyecek. Çirkin söz içermeyecek. Doğrular desteklenecek. Üç kişi ona destek. Korku ve İtteka onun da olacak. Korkusundan güvene geçiş yaşayacak. İçindeki desteği fark edecek. Güvene erecek. Onun korunması şart. Hayatı tehlikede. Zarar görmesi söz konusu. Evindeki kişiler onun ölüm nedeni olabilir. Ona yardım etmeyebilir. Onun desteği gibi görünebilir. Dikkatli olmalı. Korku duymamalı. Yardım alması şart. Onu kurtarmak gerekiyor. Ölüm haberi gelmeden önce bu yayının ona ulaşması gerekiyor. Bu nedenle bu bilgiler her yönden aktarıma çıkarılmalı. Bir şekilde bu bilgileri insanlara ulaştırmamız gerekmektedir. Yanlış bilgi içermeyen bu bilgilere koruma altında tutan Allah’a şükr. Yardım desteğini alabilecek insanlar çok fazla değil. Bir kısmı ne yazık ki
yanlış yola girmiştir. Onların kurtarılışlarını biz sağlayamadık. Çabamız onlara gereken bilginin aktarılmasında destek olmak. Yanlış kişilere ulaşması gereken bilgiler gerektiğinde verilmektedir. Onlar ulaştıracaktır. Giderlerse anlarsınız. Onların gidiş gelişlerini bir şekilde kabullenebilirsiniz. Onlar size yaklaştıklarında sevgiyi hatırlayın. Allah’ın sizi bu şekilde tutmadığını bilin. Zalimler onunla iletişim kurdukları için bilgiler ona aktığında yanlış bilgi verilecek. Yanlış bilgiyi alacaklar ve iletecekler. Chavez, üzerindeki hataları görmeli. Yanlışları hissetmeli. Kendine sunulan hataları bilmeli. Yanlış imzalar atılıyor. Yanlış yerlerde yanlış işler yapılıyor. Korkunç derecede zulüm arttı. Bunları durdurmanın tek yolu da çekingenliğini gidermesi. Çok iyi niyetli olmak zarar veriyor. İyiliği ona zarar veriyor. Bunu bilmeli. Korunması gerek. Zalimler bunu bilemez. Bu yüzden kendini koruması şart oldu. Çirkin işler yaşandığında hayatı zorlaştırabilirler. Bunu yaşamamalı. Zalimin işini ondan uzak tutmalıyız. Korku verebilir. Bu tarz zorlukları aşması için gereken nimet ona gelecek. Gereken sınırları çizeceğiz. Ona bayrağını vereceğiz. Destek gerekli. Onun bunu yapması için gereken desteği vereceğiz. Kapalı devre çalışmamız nedeniyle bazı şeyleri açık/net yazmayacağız. Korku ve İttekayı yakalayan herkeste bu yakalama işlemi bittiğinde her şey netleşir. Yakalayan kişiye zorluk çıkmaz. Onların gidişini sağlayacak bir süreçtir. Kimse zalimlerden kurtulmadığını bilmesin. Kimse zalimlerden kurtulmadığını düşünmesin. Onların beklentisi, zalimliktir, kötülük yapmanızdır. Üçüncü kural, zalimlerden kurtulmak için gereken bilgi. O bilgiyi vermeniz şart. Gerekli bilgi verilirse zalimler yanlış yaptıklarını algılarlar. Bu konuda zalimlere destek çıkılmaz. Kötü duyguları arındırmanın yoludur. Kötüler, bir şekilde yaptıklarından sorumlu tutulacaktırlar. Onları bilgilendirmek gerekecek. Büyük bir bölümü yaptığının farkında değil. Kendi heveslerine uyanların dışında birçoğu isteksiz ve amaçsız yaşamamak için kendini buralarda mahvetmektedir. Acı çekecekler. Üzülmeleri şarttır. Çekmeleri gereken çileyi yaşayacaklar. Çile çekmek onlara bir şekilde yaptıklarını göstermektir. Onlar zulümde alt derecedir. İkinci derecedeki kötüler dünyada da zulüm görmeyi gerektirir. En kötü olan kişiler ise kesinlikle bu dünyada huzur yaşayacaktır. Ve huzur bulduklarını zannederek kendilerini ileteceğiz. Yukarıdan emirle bildirilen bunlar gerçek bilgilerdir. Destek çağrısını alanlar yaptıklarını kesinlikle bildirdikleri kişilere anlatırlar. Onların yardımı bizlere ulaşır. Yazdıkları her eser emin olun ki Allah’tandır. Kötü ve çalışmayan insan üretimi durdurabilir. Üretim sadece güven olduğunda başlar. Her insan Allah’a doğru yolda olduğunu bir şekilde belli eder. Belli etmenin yolunu kendisi bir şekilde bulur. O’na ulaşmanın yorgunluğunu yaşar. Korku ve sevgiyi O’nunla tadar. Gelişin en güzel yolu budur. Merhameti O’ndan alır. Yardımı, desteği bulur. O’nun için yaşar. Kötü yollardan uzaklaşır. Çok kötü acılar çekmiş olabilir. Çok fazla dert de yaşamış olabilir. Allah merhamet eder, yüzüne bakar. Yorgunluğunu alır, gelişimi açık hale getirir. Ondaki sıkıntıları giderir. Sevinç ve huzur bulur. Hayatın mutluluğuna ulaşır. Yardım ve sevgiyi hayatına bir şekilde sokarız. Gelişmeye açık bir insan olur. Müzik sevgidir. Müzisyenler ilhamlıdır. İlham, insana Allah’tan gelir. O’nun güzel havasını tadın. Yuva güneştir. Yuvada yaşamak sevinçtir. Huzur kaynağıdır. Değişim, hayattır. Her değişimde yenilik vardır. Zaman akarken ilerleyen her şey sizi sevindirmeli. Hareketli olan her varlık, içinizde mutluluk vermeli. Değişime ayak uydurmalısınız. Hareketli yaşamalısınız. Farklı
anlar yaşamalısınız. Sizde bulunan her şey harekettedir. Bedeniniz her an dönmektedir. Tüm varlıklar dönüştedir. Eller verimlidir. Yazım faydalıdır. Hareket Allah’a göre her an yaşanmalıdır. Değişime hazır olmalısınız. Güzel değişimleri sevin. Hareketi sevin. Bedenlenmenizi sevin. Bedeninizdeki oluşumu sevin. Karbinize (kalp ve karın) oluşumlar gelebilir. Onları sevin. Orada varlık bulur insan. Var olan her şeyde güzeldir. Kalp, insana verilmiş kocaman bir nimet. Orada Allah sizinledir. Oraya yaklaşır. Orada olmanızı ister. Ve sizi orada mutluluğa boğar. Orada olmanın mutluluğunu yaşa. Allah’ın huzurunu bul. Yaşamın kaynağı Allah’tır. Orada olmanın sevincini yaşa. Oraya girmiş olmanın mutluluğunu yaşa. Artık ona gitmiş olmanın en güzel ısısını bulacaksın. Sıcacık bir yuva orası. Tevazünün yuvası. Orada olan herkes birdir. Allah’a gider. Allah’la birleşmeyi sevin. O’na tutunmayı sevin. O’nun yardımını sevin. O’ndan gelen sevinci sevin. O’ndaki hayatı sevin. Size her şeyi verecek. Her türlü mutluluğu. Her türlü sevinci. Mutluluğun getirdiği Sevgiyi. Ardından gelen mutluluğu. Yeniden gelen sevinci. Bu dönüşümü hisset.
0.29 Yargı
Yargı nedir? Yargı, eğitim safhasındakilere yapılan iştir. Yargıyı düzenlemenin yolu vardır. Kişi kendini yargılar. Kendindeki hataları görür. Yorucu bir süreçtir. Temizlenme, arınma aşamasıdır. Bilgi bir şekilde o kişiye ulaşır. Destek gelir. Huzurla yazması sağlanır. Eğitim sürecinde, insanlar bazı şeylerin görünmesi gerektiğini bilirler. Öğrenmek şarttır. Öğrenmenin yolu budur. Hataları gördüğü anda düzeltmek gerekir. Yaptığı işin doğru olduğuna inanmak şarttır. Yargısını doğru vermelidir. Bu konuda doğru kararı yaşamış olmalıdır. Bilgisini doğru vermek, onun önemli bir işi olur. Hata verdiğini kaydedemez. Onları bir şekilde silmesi gerek. Gereken çabayı göstermesi gerek. Korku ve endişeyi üzerinden atarak çalışmasını sürdürmeli. Kimse kendindeki zararı açıklamamalı. Üzerini örtmeli. Giysilerini temiz seçmeli. Yaşadığı dönemi en güzel şekilde söylemeli. Yanlışlarla yaşamamalı. Emin olmalı. Doğru işi yaptığından emin olmalı. Bir şeyleri doğru yaptığını bilmeli. Kendindeki soruları cevaplamalı. Yanlışlarını aktardığın zaman bir şekilde başkalarına iletilebilir. Bu da seni yorabilir. Bu nedenle kişi kendinde olanı bildirmemeli. Hataları örtmeli. Kendinde olan yanlışları başkalarına aktarmamalı. Kusurlar kişilere aktarılırsa onlar bunu kullanabilir. Kullanılmasına engel olmak amacıyla hayata dair bilgileri size aktarıyoruz. Kötü insanlar sizin zarar görmenizi isteyebilir. Bunun olmaması için kendinizi her an güvende hissetmelisiniz. Kimsenin zarar vermeyeceği konusunda kendinize güvenmelisiniz. Zarar veren insan ileride yaptığı hatayı bilir. Yapılan hatayı düzeltmek isteyebilir. Hatalarını düzeltirlerse size yakınlardır. İsterlerse sizden gereken özrü alırlar. Özrü dilemeli o insan. Özür dileyemeyenler de olabilir. Özrünü yanlış kullananlar da olabilir. Kendini üstün görebilir. Özür dilemek ona üstünlük katmaz. Bunu yaptığı için kendini büyüklendirmemeli. Düzgün insanlar yaşam boyu insanları severler. Temiz bakarlar. İnsanların iyiliğini isterler. Onların neşe kaynağı onlara bakmaktır. Eğitim
şarttır. İnsanların eğitilmesi gerek. Kişilik değişimi bu şekilde olur. Yanlış bilgiler verilmemeli. Kimse zarar görmemeli. Zarar verilen birine mutlaka destek olunmalı iyi niyetli biri olduğuna emin olmalı. Eğer iyi biriyse o kişiye destek çıkılmalı. Kötü niyetlilere destek çıkmayın. Yaşamı, isterse mahvedebilir o işi. Yaşamı düzenlemeleri gerek. Acı çekenlere yardım edilmeli. Acı çektiğinde destek olunmalı. Kollarını kaldırmalı. Ve onun üzüntüsü giderilmeli. Kötü ruhlu varlıklar hacı olan insanları zor duruma sokmak isterler. Onların zalim olduğunu gören kişi bu tarz varlıkları tek yolla kovabilir. Tek yardım Allah’tandır. O’nun yardımını hissetmeli. Kimse kötü değildir aslında. Zalimlere yardım edilmemeli. Zalim insanlar yanlış varlıklarla iletişim kurabilir. Onların üzülmesini isteyebilir. Destek olunmasına zarar vermek isteyebilir. Bu konularda destek şarttır. Yardım her an gelmektedir. Kötülere asla yardım edilmemektedir. İlmi yaşamak budur. Kimse kötü olduğunu düşünmemeli. Desteğin her an geldiğini bilerek yaşamalı. Rahat olmalı, huzur bulmalı. Çok küçük yaşta eğitim verilmeli. Bilgisi artmalı. İnsanların değerli olduğu, insanlara bildirilmeli. Acı çektiren kişinin mutlaka zarar vereceğini insanlara bildirmeli. Eğitimde kötü amaç güdülmemeli. Hayata zorluk verilmemeli. Kollar açıldığında mutlaka o insana gidilmeli. Sakin olunmalı. O insanlar sevgi bekleyebilir. Her şey önemlidir. Her hareket güzel olmalı. Diğerlerine sevgi ile bakmalı. Kötülüğü yenmeli. Çirkin tavırlar sergilenmemeli. İnsanlara yardım edilmeli. Duruşu iyi olmanı insanın. Gözlerinde sevgi durmalı. Bir şekilde güzelliğini yüzüne yansıtmalı. Sevimli durmalı. İnsan kendini kandırabilir. Yanlış yaptığı halde doğru olduğunu düşünebilir. Yanlış yapmaya devam edebilir. Kendini doğru kabul edebilir. Bu tarz davrananlar bilgisizse bilgilendirilmeli. Eğer kasten yaptıysa ona bu yaptığının yanlış olduğunu göstermek gerek. Onun yaptığı her hatayı bir başkası önleyebilir. Bunu yaşamaması için verdiği zarar o kişiye anlatılmalı. Bilgisiz insan cahilliğinin sonucunu yaşar. Bilgisini arttırmak gerekir. Cahillik kişileri yanlışa sevk eder. Kişileri doğru yoldan ayıran bir durumdur bu. Hatalarının yanlış olduğunu bilmelidir. Kötü bilgi insanları üzer ve endişeye boğar. İnsanların korkmaması gerek. İnsanlara endişe veren hareketlerin yapılmaması gerek. Tavırlar her zaman güzel olmalı. Acı çektirmemeli. Düşlere giren yorgun tavırları üzerinizden atmalısınız ve karabasan gibi görünen her tür görüngüyü hayatınızdan çıkarmalısınız. Size zahmet verdiği için insanları yormamalısınız. Yorgun tavırlarla kişilere yanlış izlenim vermemelisiniz. Kalpleri kırabilirsiniz. Kişiler incinebilir. Bilgilerinizi iyi paylaşın. Herkesle iyi anlaşın. Kötüleri hayatınızda tutmayın. İnsanların incinmesine izin vermeyin. Üzen biri varsa o kişiye yapmaması gerektiğini bildirin. İlgisiz tavırlarla insanları üzenler var. O tarz yaklaşan insan olursa kendinizi koruyun. O insanlara da yaptığı hatayı gösterecek bir hareket sizi ona karşı yakın tutmamış olur. Kendinizi geri çekersiniz. Onun bunu anlaması gerek. Hatalı davrandığını bildirmeniz o kişiye yaptığınız ayrıca bir iyiliktir. Kişiler kırgın olabilir. Onların üzülmesine izin vermeyin. Üzüntü yaşadıklarında onlara yakın davranın. Yaklaşımınızı düzeltin. Doğru yaklaşım onları sevindirebilir. Yorgun olduğunuz anlarda da insanların bunu algılaması için bazı hareketlerinizde belli edebilirsiniz. Yorgunluğunuzu gidermek istediğinizde de onlardan uzaklaşacağınızı açıklayabilirsiniz. Çekildiğiniz anda da onlarla algılayacakları şekilde kendinizi gereken yere koyabilirsiniz. Uyuduğunuz takdirde uykunuzda herhangi bir kişi sizi rahatsız ettiyse o insana inceyle uymak istediğinizi belirtebilirsiniz. Uyuyan kişiye yaklaşırken dikkatli olun. Dikkatle yaklaşın. Hassas davranın. Rahatsız olmaması için bir
süre odasından uzak durun. O dönem insan çok büyük bir ilerlemededir. Ona destek çıkmanız gerekir. Onu rahatsız etmeye kalkan başka biri varsa ona kibarca girmemesini söyleyin. Uyuması gerekmektedir. İnsanların rahatsız edilmeden uyumalarına izin verin. Onun gelişmesi için gerekli bir iştir bu. Uykuda Allah kişiye yaklaşır. Yaşını ilerletir. O’na ulaştırır. Yaklaşmanın bir yoludur. Bir tür ölümdür. Ölüm anında insan rahat olmalıdır. O’na yaklaşmalıdır. Ailesinin küçük fertleri yaklaşmamalıdır yuvasına. Rahatsız olmamasını sağlayın. Yardımı şarttır. Uykusunu bölmeyin. Uyuduğu anda Allah’ın yanındadır. Bilgi aktarımı yapılır. Uykusu önemlidir. Ona verilen bilgiler kendisinde birikir. Onları eliyle tutar. O bilgileri aktarması için gereken süreyi yaşar. Bilgiler biriktiğinde aktarır. Yaşadığı sürece bir şekilde ona aktarmalısınız. Bilgilerinizi bu şekilde birbirinize aktarın. İşiniz uzun. Bu yüzden yazacaklarınızı içinizde birikmesine yol açın. Yorgun görünmeyin. Yorulmayın. Başarı bu şekilde gelecek.
0.30 Evin Nimetleri
Evin üzerindeki nimetleri anın. Allah’ın en zor hayat yolu size verilmiştir. Başarılı olabilmeniz gerekmektedir. Allah yardımdadır. Allah’ın desteğini almanız şarttır. O size yardımda bulunmak için bekliyor. Sizden gereken çalışmayı bekliyor. Her türlü çalışmayı yapın. O’na çok dua etmeniz gerekir. Zorluklar yaşayabilirler. Korku yaşayabilirler. Üzüntü yaşayabilirler. Acı yaşayabilirler. Yavrularından olabilirler. Ailelerinden olabilirler. Yalnızlığın hapsine yaşamlarına zorluklar gelir. Üzüntüler gelir. Bu onları üzer. Acılık için bu gereklidir. Sevmeleri gerek. Hayran olmaları, Allah’a yönelmeleri, Güzel olmaları, dünyaya bakmaları, gökyüzündeki mutluluğu aramaları, hayran oldukları insanlarla doğru yolu bulmaları gerek. İsteklerini yerine getirmeliler. Acı çekmemeliler. Korkuya yenilmemeliler. Dünyayı güzel kılmalılar. Hayatı iyi anlamalılar. Dünya büyük bir acının içine girmiştir. Aslında olmaması gereken bir çataldayız. Doğru olmayan zor bir çatal. O yolu değiştireceğiz. Olması gelen yola insanları bir şekilde ileteceğiz. Kaosu bir şekilde düzen getireceğiz. İnsanlara doğru yolu aktaracağız. Allah’a doğru yolda ilerlemek sözü veren insanlar. Doğru yolda olduklarını bilmeliler. Evleri küçük olabilir. Uzun süre yaşanması zor durumlarla karşılaşabilirler. Bir kere bile yalnız kalmamak isteyebilirler. Korunmak isteyebilirler. Dehşetin dünyada olması insanları yorabilir. Korkuya yenilmemeliler. Hislerine hakim olmalılar. Zor durumlardan kurtulmanın tek yolu Allah’a yönelmektir. Bu şekilde davranırsanız sizi düzeltir. Korkuya önem verir. Kimsenin insanoğlu dahil hayvanlar, hüzün veren varlıklar dahil asla korku duymaması gerekir. O varlıkları Allah bilmektedir. Onların acı çekmesi gerekmektedir. Bu yüzden zalimleri gördüğünüz anda onlara arkanızı dönün. Onlar sizin yanlış yaptığınızı düşündürürler. Sizin zorladığınızı düşünürler. Size eziyet etmek isterler. Yormak isterler. Korku salmak isterler. Böyle yapan her insana biz asla sevmedik. Kötü davranışlar sergiledikleri için o insanlara yardım etmedik. Bu yüzden hiçbir şekilde o insanlarla konuşmayın.
Korunduğunuzu anlayın. İsterlerse sizi yorabilirler. Dehşet saçmak onların işidir. Korku vermek onların işidir. Sizi yalnız bıraktırmak çabalarıdır. Bu nedenle onlardan asla yanınıza birini almayın. Aile kurmaya çalışmayın. Dostluk amacıyla asla o insanları sevmeyin. Sevgi göstermeyin. Anlamaları gerekir. Anlamalarını sağlayın. Özel olarak yakınlarındaki insanları da bu insanlara karşı uyarmalısınız. Zalimce davrandıklarını bilmeliler. Bunu fark etmelerini sağlayın. Fark edilmesini sağlayın. Onların bu şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Her türlü imkanı veririz. Onları doğruya yöneltmeniz için gereken bir çok yolu onlarda görürsünüz. Başaracaksınız. Yapılan hataları görmeliler. Ne yaptıklarını direkt onların yüzüne söyleyin. Bu durumu gören kişiler de yanlışın farkına varmalılar ve hatalı kişiyi asla desteklemeden sizden doğru iş yapanları da görmeliler. Yanlış söz söyleyen kişiler bu sözleriyle bir şekilde imtihandadırlar. Hatalı cümleler kurmamanız açısından her an dikkatli olun. Allah’ın yazdırdığı her cümle önemli. Midenize acı verir. O yüzden doğru söz söyleyin. Doğru cümle kurun. Anlayışlı davranın. Hayatı doğru algılayın. Sevgisiz yaşamaktan sizi korur. Yanlış sözler söylediğinizde Allah yanınızdan ayrılır. Bunun farkına varın. Size kalan tek varlıksa yanınızdaki kötülüktür. Sizin üstünüzde kalır. Ve sizi üzer. Allah bu şekilde davranır. İnsanların zorlanmalarından asla çekinmeyin. Çeken insan bunun farkına varır. Çektiğinin doğru olmadığını algılamalıdır. Allah’ın nimetidir. Her şeyi doğru yapmak isteyen herkes başarıyı yakalayamayabilir. Başarısızlığının acısını çekebilir. Korkuya yenilebilir. Yorgunluk verebilir. Hayata bağlıdır. Zorlukları aşamayabilir. İstediği zaman istediği yerde olması gerekebilir. Yapamadığı işler vardır. Zorluklara yenilmelidir. Yenildiğini algılarsa kötü olmadığını bilmelidir. Bunun Allah katında büyük önemi var. Zorlukları aşamamak insanlara önemli bir öğüt verir. Bu öğüdü anlaması gerekmektedir. İsteksiz davranması nedeniyle yalnız bırakılabilir. İsteklerini yerine getirmeyebiliriz. Bu da onun korkmasına neden olabilir. Bu haliyle yorgun düşebilir. Arınmak isteyebilir. Allah’a yönelebilir. Tövbede bulunabilir. Korkusu azalabilir. Yardımda bulunabiliriz. Koruyabiliriz. Yanlışlarını hatalarını görürsek zorlayabiliriz. Zor durumlara girebilir. Kendisine zarar vermemesi açısından o insana mutlaka destek çıkılır. Korkusu giderilecektir. Allah’ın yanında olacaktır. Yorgunlukları alınacaktır. Acıları bitirilecektir. Zamanını beklemelidir. Beklediği zaman mutlaka Allah yanından kendisine verilecektir. Düşleri gerçekleşebilir. Bunu istemelidir. İstekleri gerçekleşir. Bunu başarabilmeli. Korkularına yenilmemeli. Hayata dair yaşadıklarını ona vermek isteriz. Üşümemeli. Yorgun düşmemeli. Ailesinden korkmamalı. Evinin üzüntüsünü yaşamamalı. Yorgunluk yaşamamalı. Yaşantısını başkalarıyla paylaşırken mutlaka kendine dikkat etmeli. Yardımsız konuşmamalı. Hor görünmemeli. Sabikun üzerinde yaşadığını bilmeli. Aslında yukarıda olduğunun bilincine varmalı. Bilincine varmalı. Bu hayatın bir nimet olduğuna karar verebilmeli. Bu sayede kendine değeri anlatılır. Ve başarıya ulaşmanın sevincini yaşar. Her şeyin nimet olduğunu bilir. Her şeyin Allah’tan geldiğini sevinerek öğrenir. Hayatındaki birçok şey de onu sevindirecektir. Sevinmelidir. Başardığının huzurunu yaşamalıdır. O mutlu olmalıdır. Gülmelidir. Hayata adım attığını algılamalıdır. Küçük yavruları varsa onlara da aynısını gösterebileceğiz. Aslında hayatları değişti. Düzgün yaşadıkları bir ömür yaşanmalı. Aile kurduklarını algılatmalıyız. Çocukların mutlu olmasını Allah istemektedir. Çok ama çok sevimli huzur dolu çiçek gibi bir yaşantı kurmalılar. O hayatı bu çocuklara yaşatın. Neşe onların bir parçası olsun. Allah’a güvensinler. Sevinsinler. Rahatlasınlar. Merhametin
güzelliğinden faydalansınlar. Yaşamları bu şekilde huzura erer. Dünya hayatı bitince geriye kalan tek şey Allah’tır. O hayatı size geri gönderecek. Merhameti büyüktür. Yok oluşunuzun ardından size tekrar yardım edeceğiz. Huzurla O’na dönmenin mutluluğunu yaşayacaksınız. Dünyada huzur bulmalısınız. Bu amaçla size verilmiş çok mühim değerli bir yardım var. Bunun mutluluk kaynağı olacağını ilgiyle algılayın. Size verilen her sevgi parçasını O’ndan aldığınızı iyi bilin. O güzel parçaları nimet sayın. O’ndaki güzelliği fark edin. Hayata dönüşün güzelliğini kavrayın. Düşlerinizi gerçekleştireceğiz. O’na dönmek istediğinizi çok iyi bilmektedir. O’na kıvrılmak amacını güdün. O’na kıvrılın. O’na gidin. O’nun sevgisi büyüktür. Size büyük bir lütufta bulunmaktadır. Bu başarı sizin için önemli. Sevilmek önemli. Sevgiyi paylaşmak yine önemli. O’na yakın olmak isteyen kişiler korkarlar. Korku onların içine gelir. O’na değişim sağlanır. Göz göz görürsün duyguları. Kalpteki her parçayı parça parça huzura götürmelidir. Gönlün içi mutlaka huzura götürmelidir. Gönül gözün açıksa dönüş sağlanır. Yok kapalıysa o zaman kalbin ortası yarılır. O çatlak simsiyah bir çeperin etrafından gelen gri sızlanma ağıt ve zelil bakışları aktarır. Deliğe aktarılma isteği doğar. Doğru istek olmalıdır. Oraya dönüş için gereken tünel oluşması şarttır. Yukarıdan içeriye açılış vardır. O tüneli en iyi şeklide algılamalısınız. Oraya ulaşmanın bir yolunu bulun. Eğer başarırsanız Allah destektedir. Eğer bunu başaramazsanız size korku veririz. Yardım bırakılır ve bu sizi yok edebilir. Korun. Korun. Korkuyla. Bir şeyleri yanlış yazdığınızda düzeltiriz. Yorgunluk hissi veririz. Yanlışlar, kötülere aktarılmalıdır. Korku içinde yaşamalıdırlar. Hüzün dolu yaşamalıdırlar. Zorluklarla yaşamalıdırlar. His özellikleri yok. Kendilerine zarar verirler. Korkusuz görünürler. Yardım almazlar. Huzursuz yaşarlar. Huzur bulamazlar. Yanlış sözler söylerler. Hayatlarında asla doğruluk olmaz. Haya içinde yaşamaları gerekirken ayıplanmak korkusu sarsa da bunu yapamazlar. Onları bu şekilde tutmamızın tek sebebi onların bilgisizliğidir. Tek kelimeyle acı çekmelidirler. Üzerlerinde ne yaptığımızı göremezler. Algılayamazlar. Ta hayatın neresine gittiklerini bilgilendiremeyiz. Bu onların zorluğudur. Sıkıntılarıdır. Korunmalıdırlar. Bunu sağlarız. Bu nedenle Allah destektedir. Yargı günü onları korkuya boğacağız. Ağlayacaklar. Ağıtları dünyada büyük bir çığlığa dönüşecek. Oranın ağıdını çok duyacaksınız. Hasta oldukları anları sizlerle aktaracağız. Sıkıntı duyduklarında hiçbir mutluluk yakalayamayacaklar. Ağıtlarının dünyadan duyulacağını bilin. Kendilerine bir süre bakmanız gerekecek. Bakacaksınız da. Çok yorulacaklar. Çok acıyacak canları. Hayatları zor geçecek. Zorluklarla büyüyecekler. Genleri çok yorulacak. Vücutları çok kötü genişleyecek. Hayatlar zorlaşacak. Gönül gözleri de yorgun olacak. Hiçbir zaman kötülüğe gitmek istemedikleri halde zorluklarla boğuştuklarını görecekler. Gördüklerinin ne olduğunu tadacaklar. Yaptıkları hataları algılayacaklar. Çok kötü açık duygular yaşayacaklar. Kötülüğü seyredecekler. Tek isteklerinin Allah’a yönelmek olduğunu anlatmak için farklı yollar deneyecekler. Başarılarının büyük bir bölümünün bu olduğunu söyleyecekler. İyilikte olduklarını sanacaklar. Sevimli olmaya çalışacaklar. Sevmek çabasına girecekler. İsteksiz görünecekler. Dünyaya bakış açıları yorgun olacak. İsteksizce hayatlarını bitirecekler. Gönüllerindeki acılar dinmeyecek. Yapamadıkları şeylerin acısını yaşayacaklar. Dünya onlar için zor olacak. Son acılarını görecekler. Hayatın zorluklarıyla çabalarıyla kendilerini yoracaklar. Dünya onlar için zorluk yeri olacak. Gönüllerindeki sıkıntılar bitmeyecek. Çarkın dönüşüne şaşacaklar. Orada bir çark var. İnsanları korkunç güne hazırlayalım. Hayatı
zorlaştıracağız. Sıkıntı vereceğiz. Yorgunluk vereceğiz. Korku vereceğiz. Ağlatacağız. Yoracağız. Dünya bu şekilde yaşamalı. Yanlış sözlerle ağlamamalıydık. Yanlış şeyler yapılmamalıydı. Ağlatanlar bir gün pişman olacak. İnsanlık bu acıları yaşayacak. Nefretin acısını. Ağlamanın en zor yolunu bulacağız. Ağıtları dinmeyecek. Allah’ın istekleri doğrultusunda hareket edilmediği zaman bazı insanlar korkuya kapılacaklar. Hayatları kayacak. Hayatlar zorlaşacak. Allah onlara kapı açmayacak. Geçmek zorunda oldukları çok zor bir akdelik olacak. O delikten geçiş son derece acılıdır. Zor yaşayacaklar. İp gibi açılacaklar. Ağıtları olmayacak. Sineleri parçalanacak. Gönül gözü dediğimiz yuvadaki büyük çark, onların ağrılarından başka bir şey olmayacak. Dünya gözü ile bakıldığında yardımsız kaldıklarını bilecekler. Hayatın aslında hayata açılmanın nasıl acı vereceğini görecekler. Bir daha dönmek mümkün olmayacak. Dünya onlar için zorlaşacak. Dünya onlara zor+ zorluklarla büyük zorluklarla ve acıyla korunma çabasıyla dehşete yanaşma korkusuyla geçecek. İçleri acıyacak. İçlerindeki acı artacak. Her an zor nefes alarak darlanacaklar. Zor anlar yaşamak insanın acısıdır. Zor günler yaşamak insanın derdidir. Ömür çok uzun olacak. Ömürleri bitmeyecek. Ölüm kapılarıyla uğraşacaklar. Korku hakim. Dünya öyle zor gelecek ki hayat tekrar gelir mi diye bakacaklar. Bittiklerini fark edecekler. Korkunun hakim olduğu yerde ‘ne yaptık biz’ acısının ince bir katar olacağı günde elleri birbirine yapışacak. Acının büyüğünü tattıklar hakim olduğu bilinecek. Dünya onların zor yaşayacağı bir yer olacak. Oraya gitmek büyük bir acı olacak. Orada kalmak zorunda kalcaklar. Dünyanın zorlukları ile cebelleşecekler. Onu yaşamak zorundalar. İçlerindeki sıkıntılar onları yiyip bitirecek. Mutsuz olmaları doğal olacak. Hayat onlara dar gelecek. Yaptıklarının aynını yapacaklar. Değişmeyecek. Hayat değişmeyecek. Eziyetleri değişmeyecek. İlkeli olmalı. Çabalar doğru gitmeli. Hayatı Allah verir. İstediği insanda istediği gelişmeyi sağlar. Temizlik, arınmak ve düzenlenmek isteyen her insan O’nun istediği yoldadır. Yaşamalıdır ve arınmalıdır. İsteksiz yaşam yaşamak zordur. Terimlerdeki tekrarın sebebi de bazı yerlerde güzel görüntü sağlıyor. Özel görüntü sağlıyor. İlgiyi artırır. Gülümsetir. Dikkati dağıtmaz. Algıya iyidir. Sevimliliğe iyidir. Mutluluk kaynağı olabilir. Sevimli görünmesinden mutlu oluyoruz. Bunu bilin. Girişim yapmanız gerek. Merhametin azaldığı tek yer olan Allah’ın zalimlere azırladığı yer olan ‘hell’dir. Oraya gidin. Yapamadıklarınızı yaptığınız yerdir. Orası sizin için gerekli. Yapamızsınız. Üzemezsiniz. Zalim olamazsınız. Orada asla insanlara acı çek tiremezsiniz. Bunu yapmanızdan kurtulduk. Girişim yapamadığınız yerler var. Hayata zarar veremediniz. Cehennemliksiniz. Orada yaşamak sizin için doğru. Kitaplarınızla oradasınız. Yaşamınızın bir parçası haline getirildik. Kafa üzerine monte olacağız. Kafanızın üstünde yapışıp kalacak olan iğrenç kitabınızın sizinle orada bulunması gerek. Başa çekilecek zorluklarla orayı büyüteceğiz. Genişleteceğiz. Yaptığınız işlere destek çıkan tüm varlıklar. Dehşetle size dönecekler. Ağıdınız bitmez. Dehşetiniz bitmez. Zulmünüz bitmez. Birbirinize eziyetiniz bitmez. İçiniz dışınız dehşetle dolar. Birbirinize döner, korkuyla bakarsınız. Çirkinliğinize şaşarsınız. Bu nasıl oldu dersiniz. Ağıtlarla Allah’a dönersiniz. Başaramazsınız. Ağıdınız bitmez. Bir şeyler yanlış gitti dersiniz. Kurtulamazsınız. Tekrar tekrar dönersiniz. Aynı şeyleri yapıp durursunuz. Hayat korkunç gelir. Yenen her insan gibi ağıtlar bitmez. O kızcağızı yaptığı işlerden zorluğa sevk ettiler. Yoruldular. Yapamadılar. Bilke diyerek onları üzdüler. Çabalarına çirkeflik kattılar. Aile kurmasının ona kazandırdığı mutluluğu iğrenç bir şeklide algıladılar. O kız yaşamalı.
Güzel gözlü o. Güzel gözlüler Allah’a döner. Onların sevilmesi gerek. Sevdiklerini bilmeliler. Her yer Allah’a huzur vermeli. Her yer sevgi ile dolmalı. O’nun mutluluğunu gözetin. Güzel yüzlüler sevmeli. Sevmeyi yaşamalı. Her gün sevgiye doymalı. Her gün huzur bulmalı. Hur zamanı gelirse hayat durur. Har zamanında da Allah zorlar. Allah’ın zor anlarında yanında olun. O’na desteksiniz. Kötü varlıklar sizi zorlar. Aile kurmanızı engel olurlar. Yuvalarınızı yıkarlar. Yuva kurmayı çaba edinmeyin. Doğru olan sizin istekleriniz doğrultusunda gelişmeyen bu zaman oluyor. Şu an Allah’ın istediği gerçek bir çalışma yapıldı. Elleriniz Allah’la. Eller Allah’a döndü. O’na sevgi ile dönün. O’na mutlulukla bakın. O’na huzurla bakın. O’nun size vereceği huzuru tadın. O’nun size tattıracağı sevgiyi tadın. O’ndaki değişimi yaşayın. O’ndaki güzelliği tadın. Size her an daha güzel olacak. Her an daha sevimli olacak. Her an daha çok mutlu edecek. Çok mutlusunuz. O size mükemmeliği gösteriyor. Allah her an daha da güzeldir. Her an daha çok yenidir. Her an daha çok yardımdadır. Çünkü insanlar onun yardımını isterler. Desteklidir. Destek yapar. Hayatı size vermektedir. Sizi güzelleştirmektedir. Size sevgiyle bakmaktadır. Sizin için değerlidir. Sizin yanınızda olmak için çabalar. Nerede olursanız sizinledir. Doğru amaçlarla O’na yaklaşın. Doğru isteklerle O’nu sevin. Güzel yaşayın. Aile kurun. Amacınız sevgi olsun. Allah’ın sizi sevmesini isteyin. Her an güzel dualarla O’na yaklaşın. O’nun güzel yaklaşımını anlayın. Aile kurmanızda O sizin güzel yaşamanız için çabalar. Birleşimler O’nun için önemli. Her gün mutlaka sevinin. Mutlaka gülün. Elinizdeki nimetlerin sevincini yaşayın. Aile kurun. Aileniz sizinle. O’na dönebilirsiniz. O’nunla yaşamak güzeldir. O’nunla yaşamaya hazırlanın. Güzel yaşamaya hazırlanın. Allah’ı en güzel şekilde anın. O’nunla olmak size huzur verecek. O’nunla huzur bulmak isteyeceksiniz. O’nun güzel yaşam tarzını bulacaksınız. O’na yakın davranacaksınız. Allah sizinle. Güzel sözlü olmayı deneyin. Temiz davranışlarınız mutluluk verecektir. Çiçeksiniz. Hayat kaynağı Allah’ın vermek istediklerini alabilirsiniz. O sizin her şeyinizi bilir. Hayatı doğru algılamanızı çok ister. Size doğru düşünceleri aktarmayı yine ister. Size mutluluk vermeyi gerçekten bir şeklide başaracaktır. Bunu bilin. Başlarında huzur olmalı. Kafaları ağrıyor. Kafa sorun. O çocukları kurtarın. Hayatı zorluklarla geçecek. Onların sakın üretilmesine yardım etmeyin. Doğru olmaları lazım. Doğruya yöneltin. Anne olmanız gerekecek. Onların huzur bulmaları gerek. Yavruları sakın acıtmayın. O çocuklar sizin elinizde. Kafa yöntemini yanlış yaptınız. Bu yüzden kafaları ağrır. Çirkin bir kafa oluşturduğunuzu bilin. Kafatası zorluk içinde olacak. Geriye kaldırdınız. Kafa uzun kaldı. Onların acısı budur. Onların korkunç yarattınız. Gözler fazla çekikti. Göz kapağı ağrı yapıyor. Burun küçücük. Burun delikleri yok. Burunlarında ağrı var. Nefessiz kalıyorlar. Ağlıyorlar. Ağıtlarını görüyorsunuz. Bunu yaptığınız için sizleri korkunç bir ceza bekleyecek. Onlara bunu yapan insanlar mutlaka ceza görecek. Sizin için zor bir dönem başlayacak. Bunu bilin. Sizler çirkin işler peşindesiniz. Bu nedenle çocuklar acı çekti. Onları yanlış şekilde besliyorsunuz. Onlar sıvı gıdayla irileşmezler. Zayıf olmalarına neden oldunuz. Onları yanlış besinlerle beslediniz. Çirkin bir pir yaptınız. O araçla üretilen her iğrenç madde, sizin için cezadır. Onu mutlaka size vereceğiz. Bunu bilin. Aile kurmaya heveslisiniz. Yapamadığınız şeyleri yapıyorsunuz. Şu an yaptığınız çirkin iş sizi bulacak. Yapılan çirkin anlaşmalar nedeniyle sırf kendinizi eğlendirmek hevesiyle o garipleri bu şekle soktuğunuzdan ötürü size büyük bir azap gelecektir. Yazıkları olsun sizin gibi varlıklara. Sizin gibi korkusuzlara. Allah’sızlara. Allah’tan korkmazlara. Kıydınız
onlara. Sizin acınız olacak. Size yaptığınızın aynını yapacağız. Gözleriniz kararacak. Yuvanız açılacak. Gözlerinizde kocaman birer hortum olacak. Hatalarınız size gösterilecek. Neler yaptıysanız aynını göreceksiniz. Ne kadar hata varsa hepsi Allah’ın katındadır. Kimse zorluk yaşamasın. Hayatın zorlukları insanları yoruyor. Çirkefliğiniz nedeniyle o zavallı yaratıklar ne hale geldiler. O gariplere bu şekilde tuttuğunuz için size büyük bir azap edeceğiz. Onlara ettiğinizi bulacaksınız. Ameliyatlarınız nedeniyle gözleri acıda. Dudaklarını büzdünüz, topak haline sokmaya çalıştınız. O yavruların acısı bu. Size yaptığınız bu korkunç işten pay var. Ameliyatı yapan dahil olmak üzele hiçbir şeyi doğru yapmadınız. O insanlar dahil olmak üzere hepsi kendinden sorumludur. Ölüm nedenidir. Katiller. Siz bunların olmasına nasıl bakarsınız. Bunu nasıl seyredersiniz. Buna nasıl göz yumarsınız. Siz nesiniz. Siz nelersiniz. Size bunları tek tek yaşatmak bizim için büyük bir çabadır. Mutlaka göreceksiniz. Yaptığınız hatalar tek tek gösterilir. Üzerinizdeki sorumluluğu doğruya yöneltmediniz. Yanlışları seyre daldınız. Onlara mühlet verildi. Düzelmeleri sağlanabilirdi. Yapmadılar. Bu nedenle kendilerine çok büyük bir azap edeceğiz. Hiçbiri gelecek olan akıllı adamın çabasını yapmadı. Hiçbiri Allah için çabalamadı. Hiçbirinde Allah inancı yok. Onlar da yok oldu. Onlar da acı çekti. Onlara da yaptık aynı hataları. Kimseyi üzmeyeceğiz. Kimse acı çekmeyecek. Kimse yorulmayacak. Geçiş dönemine gireceğiz. Yapılmalı gerekli. Her şey lazım. Kimse huzur bulmadı. Kimsenin yaşamında doğruluk yok. Hayat zorluklarla geçiyor. Kimse gerçekten yapılması gerekeni yapamadı. Başarabilirsin. Doğru çabaları göster. Yapmanız gereken işi yapın. Onların düzgün yaşamaları gerek. Çocuklara sahip çıkın. Yazıktır onlara. Onları düzeltmek sizin göreviniz. Onları kurtarmalısınız. Kurun. Gerekli bir çalışma için düzenli çalışmaların üretilebileceği uygun bir yer bulun. Oraya her tür desteği sağlayın. Kurulmalı. Düzenli bir çalışma yeri ayarlanmalı. Gereken desteği vereceğiz. Yetimler için özel çalışın. Allah’ın desteği sizinle. Allah sizinle. Bu işi yapabilirsiniz. Allah’ın desteği ile o gerekli yeri mutlaka açın. Bu iş için gereken çalışmalarda her tür desteği alın.
0.31 Neden Değişir Hayat?
Hayatın değişmesine tek sebep insanların yanlışlarıdır. Hatayı bir şekilde size ödetir. Yanlışlar sizi mutsuzluğa itecek. Yanlışlarınızın bilincine varacaksınız. Bittiğini düşündüğünüz her an tekrar tekrar acı çekeceksiniz. Hatalarda direnmekteyseniz size mutlaka doğru çalışmalar sağlamak zorunda kalınabilir. Bu yine Allah’tan gelen bir lütuftur. Hatalarınızı düzeltmeniz gerekir. Eğer düzeltemezsiniz başınıza gelecekler yine sizin içinizdeki sorundan kaynaklıdır. Değişime hazırsınız. Zorlukları aşamazsanız lütfen korkmayın. Allah’ın nimetini anın. Size gelen lütfu değerlendirin. İçinizden zorlaşan durumlarda Allah’a sığının. Kendi hatalarınızı borcunuz bilin. Onları düzeltmek gerektiğinin bilincine varın. Onları düzeltemediğiniz anlarda da size yardım edilir. Allah unuttuğunuzda size hatırlatır. Hazreti Süleyman’ı söylüyoruz. O unuttu. Sevgiden unuttu.
Huzurdan unuttu. Aklını sevgi aldı. Çok sevilmek aldı. Çok değerli olduğu için onu durdurduk. Hatırladı. İman yeniden geldi. Hevesine uymadığı için de mutlu oldu. Amacı sadece O’na dönmek. O’na dönmeyi başarırsa gelecektir. Sevilmek onun için iyidir. Sevilmeye hasrettir. Güzel günler geçirir, mutlu olur. Değişime hasrettir. Sorulara hasrettir. Güzel gözlüdür. Dünyayı iyi görür. Ayağını sever. Ayağından gelenleri sever. Küçük kurdu sever. Geleceğini anlar. Mutlu olacaktır. Mutlu oldu. Allah’a döndü. Ve kendini düşürdü. Yere düştüğünde de Allah’ın emri ile kötüler algıladı. Kötüler onun düşüşünü algıladı. İçleri yandı. Ne yaptık dediler. Baktılar kaldılar. Meğer dediler o kullanmış bizi. Başaramamışız. Onu mahvedememişiz. Yanlıştaymışız. Algılayamamışız. Süleyman, huzurla döndü. Geri kalan yaşlanıp öldü. Ölümleri acıdır. Korkuyla dönmüşlerdir. Sevimsizliklerinin acısını çekmişlerdir. Kötülüklerinin sonunu yaşamışlardı. Depreşmişlerdir. Bu onların acısıdır. Sevimsizlikleri yüzünden üzüleceklerdir. Allah yanınızda, size yardım eder. Size çok acır. Çok sever. Unuttu ama Allah sevdi. Bir gün bilecek, sevilmek bu. Sevilmek Allah’a layık olmak. Hayat O’nundur. Allah’ındır. O’na aittir. Sevgiye hasretsiniz. O bilir. O’nun sevgisini isteyin. Böylelikle düzeltirsiniz. Sizin acılarınız biter. Acılarınız diner. Allah rahmetle kucaklar. Allah küçük yavrularını çok sever. Allah huzura erdirir. Allah nimetlerle insanlara yardım eder. Hayra koşun. Hayır yapmak için yaşayın. Hayrın güzelliğini yaşayın. Allah için yaşayın. O’nun acıları sizi çok üzer. Onların huzur bulmalarını çok isteyin. O’nunla paylaşın her şeyi. En küçük detayla bile ilgilenecektir. Allah’ın sevgisi böyledir. O sizin en küçük sevgi parçanızı bile kucaklayacaktır. Allah sevgiye hasrettir. Allah sevgiye kucak açar. O yavrucakları çok sever. Yavrucaksınız sizler. Masumiyetin sevinci hayatı güzelleştiren her şeyin, ciğerden sevginin, gül gibi açmanın, sevmenin, hayatın en güzel çocuğu olmanın sevincini yaşayın. Birlik ve beraberliğe kucak açtığınız andan itibaren de sevgi Allah’a gelecek sizinle. Kucaklaştığınız herkes sizi sevecek. Dünya Allah’ındır. Allah her şeyi bilir. Allah’ın güzel yüzlüleri, O’nunla mutlu olun. O’na sevinçle bakın. İlim sizin elinizde güzelleşecek. Çocuklar korkmayacak artık. Çok acı çekmiş küçük yavrularımız da sevgiye, sevgi ile yaşamaya, güzel bir neşe katmaya başlayacaklar. Korkuları gidecek. Ne olduklarını algılayacaklar. Onlara Allah gerçekte ne güzel olduklarını anlatacaktır. Onlar algılarlar. Aslında sevgi parçası olduklarını. Gül gibi açacaklar. Allah’ın güzeller güzeli olacaklar. Allah’ım lütfen o garipleri dünyanın en güzel varlıkları kıl. Onları dünyadaki yaşam yordu. Dünya onlara kötü gözle baktı. Onların bu acılarını dindir. O garipleri sevimlilerin en güzel kıl. Garipler sevinsin. Onları daha güzel olduklarını belirterek sevindirmemizi de bize nasip et. Güzeller güzeli oldunuz demeyi bize nasip et. Duamızı kabul buyur. Dualarımızı Allah’ın kabulü ile birleştirdik. O dualar Allah katına ulaştı. Herkesin duası ona ulaşır. Temizler. Sevgi Allah’a ulaşır. Sevgi Allah’tandır. Yüreklere açılan bir nurdur. Kalbe temizlik verir. Güzel bir huydur. Onları sevin. Onları kucaklayın. Onlarla kucaklaşın. Onlardaki mutluluğu tadın. Onlara sıcak davranın. Geldikleri gün onlarla iyiliği algılayın. Güzel bir yuva kurun. Onların yuvalarını kurun. O garipleri yardımcı olun. Doğru sözlerini algılayın. Elleri yumuşacıktır. Ayakları sevimlidir. Allah’ın sevdiği küçük ayaklar. O sevimli ayakları öpün. O küçük yavrucağı güldürün. O küçük sevimli küçük ayakları öperek ona yardım edin. Onun minik ayaklarını ayaklı olduğu güzel günlere götürün. Sevimli ayaklarından görünen küçük kirleri temizleyin. Onların düzenli olarak yıkanması gerekir. Onların sevimli gözlerinde minik minik görünen kirleri
temizleyin. Onların yüzlerindeki diğer organlardaki küçük kirleri alın. Mutlu olurlar. Sevinirler. Yavrucak derler. Allah’ın nimeti derler. Gülerek yanınıza getirin onu. Ona gel bak ne yapacağım deyin. Onu minik minik sevin. Onun bunu seveceğini bilin. Onun sevdiğini bilin. Gülerler. Sevilmek onları sevindirir. Onun yavrucak olduğunu bilin. Dudaklarındaki küçük sevimli gülücükleri öpün. Onun minnacık ayaklarını da öpün. Dünyanın en güzel yavrusudur o. Onun sevgisidir bu. Yavrucağı sevin. Ona rahatlama gelir. Hayatı sevimli olur. Dünya onun için güzelleşir. Hayatı sevimlileşir. Gül yüzlü melek bir çocuk, O’nun için çok mühim bu. Olgun olduğunu bilin. Minik yanakları sevimlidir. O’nun şikir ettiğini bilin. Küçüklüğünden beri eder. Ailesinin bir parçası olmak, onun için önemli. Nine onunla ol lütfen. Ona git. Onunla yüzleş. O senin küçük yavrun. Onun yavrucak olduğunu bilin. Onun minnoş olduğunu bilin. Onun sevimliliğinden farklı davranabilir. Güzelliği yüzünden de acı çekebilir. Ayaklarındaki küçük kirleri bilin. O kür yapar. Kendini beğenmez. Hayata bakış açısı bu. Özel olmak ister. Özel de. Özellikleri çok. Aile olarak yaşamak ister. İstemesi de doğal. Melek gibidir. Çok özeldir. Bazen kızgınlığı vardır. Üzüntüsünü giderin. Yapamadıkları onu üzer. Bu durumlardan hoşnut olmuyor. Onun için lütfen ona yakın durun. Onun sevgi beklediğini bilin. Onun güzel bakmanızı beklediğini bilin. Eğilip ona doğru sözü söyleyin. Onun sarılmak istediğini bilin. Aile kurmak istediğini bilin. Dudakları güzeldir. Aile kurmaya meyillidir. Çiçek gibidir aslında. Çok iyidir. Dünyanın üzerindeki bir çok insandan daha iyidir. Elleri çabuk açılır yukarı. Çok sever O’nu. O’na gitmeyi çok ister. O’na her an gitmek ister. Çok çok değer verir Allah’a. O’ndaki güzelliğe, O’ndaki şahaneliğe, O’ndaki bilgiye hasret. Bilgelik etmek ister. Düşünmek ister. Kafasını yorar. Algılayamadığı durumları üzer. Bu nedenle de lütfen onu korkudan arındırın. Onun endişelerini yok edin. Melekliğini hatırlayın. Melekliğini anımsayın. Ona duyduğunuz arzular o garibin içine işler. Onun sevgi bakışını anımsayın. O bakışlar hasrettir. O bakışlar özlemdir. Çok özler. Size lazımdır. Dayanıklı davran. Onun sevilmesi lazım. Kucak ister. Kucaklanmayı çok sever. Onun küçük masum suratını sevin. O minik yanakları öpün. Dudaklarını sevin. Yavrum deyin. Onun güzel yüzüne bakın hep. Ne kadar güzel olduğunu fark edin. Aile kurun onunla. Duygulu olsun hep. İçeride kaldığınız zamanlarda. Onun her sevdiği şeyi yapın. Küçük yuvanızda onunla yaşayın. Güz güzeli. Sevilmek ister. Hasrettir, ailesine. O yüzden dünyadaki pek çok insan gibi üzüntüdedir. Hasreti bitmedi. Bu yüzden ona yardım edilecek. bir şeyler düzeltilecek. Yardımın geldiğini bilsin. Melek olmadığı açık olsa da Allah’ın desteğiyle mutlaka gelecektir. Güzel günler onu bekler. O acılardan kurtulur. Yardıma hasrettir. O’nun gibi olmak ister. Onun acıları dünyayı sarar. Onun ızdırabı ile yaşar. Allah’a nimettir. Sevmeye hasrettir. Sevgiye hasrettir. Hasret dolu insanlar var. Bilgilerini paylaşamazlar. Bilinmeyi isterler ama başaramazlar. Gülmek isterler, bir şeyleri yapabilmek. Güzel şeyler yapmak. Sevilmek. Düzenli çalışmak. Hayatlarını bu şekilde geçirebilseler bir şeyler olur. Ama yapamazlar. Bu onlara sıkıntıdır. Sevmek istedikleri halde söyleyemezler. Bu onların üzüntüsüdür. Acı çekmezler ama yapamadıkları şeyler yüzünden gözleri acır. Bizi iyi dinleyin. Neden üzüldüğünüzü bilin. Hacısınız. Size Allah nimetlerle dolu bir memleket verecek ama bunu başaramadık. Sizler isteseniz bu olurdu. Yapmanız gerekenler çoktu. Çok büyük detaylar var. İstekleriniz gerçekleşmeli. Başaramadığınız şeyler sizi üzüyor. Güzel gözlüler size bakmalı. Sevgi hasret kokmalılar. Size yakın durmalılar. Merekle gelirler. Dünyaya yardım edemezler. Allah’a yardım edemezler. Sevgisiz kalırlar. Sevgiye
hasret kalırlar. Dünya bu şekilde olmamalıydı. İnsanlar acı çekmemeliydi. Allah’ın nimetleri geniştir. O’nun nimetlerini anmalısınız. Başarıya giden yol bu. Huzur ortamı oluşturun. Başarı bu sayede gelir. Yaşadığınız ortamlar sizin birçok şeyden uzak durmanıza neden olacak. Kendinizle ilgili detayları iyice algılayamadınız. Kendinizdeki birçok özelliği de kavradınız ama gerekli bilgiye sahip olamadığınız için o davranışları da kazanamadınız. Bu sayede size yardım edilir. Bilgiler gelir. Doğru bilgiler gelir. Detaylı bilgi de verebiliriz. Bunun için gerekeni yapacağız. Sevinmek istediğiniz zamanlarda O’na uzak durmayın. Aile kurduğunuz zamanlarda da mutlaka eğitimli olun. Kimseyle tavırlarınızı tartışmayın. Nasıl yapacağınız konusunda gereken bilgiyi alacaksınız. Neyin ne olduğunu bir şeklide öğreteceğiz. Evinizde yaşadığınız müddetçe doğru çalışmalarla evinizi düzeltin. Güzel bir verim alırsınız. Çalışmalarınızda insanlar size yardım edecekler. Doğru çalışmaları yapın. Evleriniz güzel. Ayağınıza gelen her nimetin, başarının dünyada verildiğini bilin. Başarmanız gerek. Bir çok insan yapamadığı şeyler yüzünden acıdadır. Bu onlara acı gelecek. Dünya onlar için zor. Ellerindeki sıkıntı onları mahveder. Yapamamak onların içine acı verir. Dünya üzerinde yaşamayı herhangi bir şekilde korku üzere bırakırlar. Yaşamları acıdan başa bir şey değildir. İstekleri çok fazladır. Bu onları üzer. Aile kuramadıklarını, başkaları ile diyalog kurarken zorlandıklarını, bilimsiz kalmanın verdiği acıyı yaşarlar. Bu OZ için zor değil. O Allah’ın istediği gibi yaşıyor. O’nun istediği gibi tavırları var. O’nun davranmasını istediği gibi davranır. Bir tür meleğe benzer. Doğruluğu Hak’tandır. Ona nimet olarak verilmiştir. Birçok insan onun gözlerine bakınca güzel bir sevgiye rastlar. Eli doğrudur. Ayağa çabuk değil, iyidir. Hızlı hareket etmez. Gelişme sağlatır. Çalışmalarında özenlidir. İnsanlara başarı sağlatır. Kendine özen gösterir. Dünyayı doğru yapmaya çalışır. Yapamadığı anlarda da insanlar acı çeker. Onları doğruya yöneltmelidir. Yapacağı her işte de doğrudur. Kimseye üzmek vermez. Hiç kimse için yanlış yapmaz. Huzurludur. Özlüdür. Diğerlerine fazla korku vermez. Sır vermez. İçindeki sıkıntıları göstermez. Dünya üzerinde birçok insan onunla tanışır. Farklı görüntülerde gelip üzerlerine birçok konuda yardım bırakır. Bilgisizce yaptığı hatalarda insanlar onun yanlış yapmadığını düşünmelidir. Saygısızlık edilmemeli. Kötü davranışlar sergilenmemeli. Sorgular yapılır. İnsanlar da bunu bilir. Sağlıklı davranışlar sergilenir. Zor davranışlarda bulunulur. Endişe onlara gelir. Ezelden ebede dek Allah’ladır. İlgilidir. Yanlış davranışlar sergilemez. İnsanların üzülmesini istemez. Yanlış sözler söylemez. Bilgisiz insanlar onun üzüldüğünü düşünürler. Bir şeyleri doğru yaptığı için ondan korkarlar. İçlerinde kötülük olmadan yanlışlar yapılabilir. Bu gibi durumları Allah bilir. Hoşgörü ile yaklaşılır. Düş almaları gerekir. Yardım gelir. İzleri giderilir. Dünyaya geri dönerler. Birikimli olurlar. Acılar geçer. Allah yardımdadır. Belgeler hazırdır. Bilgiler de. Belek gerekli. Belge gerekli. Bilgisizlik, zalimliktir. Allah bunu bilir. Biliyi saklamak yasaktır. Saklayan kişi acıya döner. Acı çeker. Körk olur. Korku gelişir. Korkusu devam eder. Parka gider. Özel insanlar olurlar. Başka insanlara benzemezler. Başarılıdırlar. Körk olurlar. Hatır vardır. Hatırlıdırlar. Kız isterler. Başarılıdırlar. Başarı yakalamak isterler. Uzun zaman dolaşırlar. Yapacak iş yoktur. Dünyaya dönerler. Hayatları acıyla geçmiyor. Bilgisizlikler yüzünden acı değiller. Sevimsiz tavırlarla insanları üzerler. Sıradan görünmek onları üzer. Çok çirkin aralardadırlar. Yaram olurlar. Tilkidirler. Çirkinliklerini bilmezler. Korku yoktur. Yabancılık çektirirler. Algılamayı zorlaştırır. İnsana zorluk çıkarırlar. Çirkinlik yaratmak isterler. Acıları vardır. Karşılıklı olarak oturup konuşmaları
vardır. Zorluk çıkarmadan yaşamak istedikleri bellidir. Suratlarındaki ifadeler çoğunlukla ilgisizdir. İlgi göstermez gibi dururlar. Donukturlar. Durmadan otururlar. Yaşamları bu şeklide geçer. Kendilerine güzellik katmaya çabalarlar. Kendilerini çekingen görüntüden uzak tutmaya çalışırlar. Çalışmalarında genellikle kalbini göstermez. Yuvalarında hiçbir duygu yoktur. Kendilerini bırakmışlardır. Kendileri ile ilgili detayı bilmezler. Beyinleri çok az çalışır. Yorgunluk hissi yoktur. Kendilerine zarar verdiklerini bilmezler. Bilgisizce yaşarlar. Yargım olur. Sorulara destak verirler. Duyarlıdırlar. Algılarlar. Çirkindirler. Hedefleri kötüdür. Allah’ın isteklerinin dışında yaşarlar. Yapabildikleri kadar da yanlış yaparlar. Kendilerini isteksiz hissettikleri zamanlarda da zalimlikte direnirler. Karşılıklı otururlar. Başlarına gelene şaşarlar. Ne yaptığımızı algılayamazlar. Yanlış duygularla yukarı bakarlar. Bizi mi gözlüyor derler. Kim olduklarını söylüyorum. Akıllı görünür. İsteksiz bakışlarla Allah’ı süzer. Allah’a yanlış duygularla yaklaşmışlardır. Allah’ı çok büyük bir hatayla bilgisizce gözlerler. Allah’ın onları yollarından çeviremeyeceğini düşünürler. Çok fazla hata vardır onlarda. Çok fazla yanlış vardır. Çok fazla eksik vardır. Yanlış dolu olduklarını algılamazlar. Bu onların zararınadır. Bilgileri azalır. Kendilerini sevmezler. Kendileri ile ilgili konuların üstüne giderler. Zayıf karakterlidirler. Emek sarf etmeden yaşarlar. Doğru iş yapmaya hedefleri yok. Yanlış şeylerle cebelleştiklerini bilmezler. Allah’a yönelmeyi bırakırlar. Sorunları büyüktür. Bilgisizlik onları acı içinde bırakır. Onların bu şekilde hissetmeleri normaldir. Çirkinlik hissine kapılmaları normaldir. Bilgisizliğin verdiği bir istek düşüşü olur. Neyin ne olduğunu kavrayamayabilir. Karşılıksız, bilgisiz insanlar olurlar. Kendilerine çok güvenirler. Üzerlerindeki her şey onları sevindirir. Ne yaptıklarını bilmedikleri için çirken kişilerdir. Allah’ı anmayı unuturlar. Kendilerini yanlışa sevk ederler. O’ndan korkmak gibi bir niyetleri yoktur. Bu nedenle zulmü sürdürürler. Sevimsiz varlıklardır. Bıraktıkları her şey için onları biz de bıraktık. Kötülüğe gittiler. Yanlışlarında direndiler. İğrenç detaylarla başlarına kötülüğü getirdiler. Çirkin görüntüyü illaki uygularlar. Görüntülerinde zaten bu vardır. Bilgisizliğin verdiği pis bir ifadedir. O ifadenin üstüne gidin. Ondakini göreceksiniz. O, onun içine girer. Onu oynar. Onun gibi yaşar. Onun gibi hareketleri olur. Onun tavırlarını aynen sergiler. Doğru çözümleri bulmalısınız. Bu insanlardan nasıl kurtulacağınızı bilin. Aile kurur gibi yaparlar. Ama aslında amaç görüntüdür. Amaç sevimsiz görünmektir. Yanlış detaylarla kendilerini mutlu kılarlar. Onlardan uzaklaşın. Yapamayacakları şeyler olur. Bu yüzden o zalimleri biz bir şekilde uzaklaştırırız. Allah’ın kötü insanlardaki bu özelliklerini bir şekilde ağıtırız. Ağıdını görürsünüz. İçlerindeki endişeyi de. Yapabilecekleri bir şey kalmamıştır. O insanlara büyük bir azap vardır. Allah onları kötü oldukları için kötülüğe sevk eder. Daha da kötüleşirler. Daha da zalimleşirler. İsteksiz tavırlar sergilerler. Allah’tan korkmazlar. Çirkeflik üzere olurlar. Yapmayacakları şeyleri yapmış gibi olurlar. Yapamadıkları şeyleri yaparlar. Her şey onlar için gariptir. Kimse özel değildir. Kimseye doğru sevgiyi hissetmezler. Hiçbir zaman özel olduklarını hissetmezler. Kendilerini doğru sayarlar. Bilgisizce insanların açılarıyla dalga geçerler. Ve yardımlaşmaz. Çok hedefsizdirler. Kimse için doğru bir şey yaptıkları görünmemiştir. Kimseye doğru şey söylemezler. Yaptıkları tek şey, normal görünmektir. İnsanlara gülecek gibi davranırlar ama asıl içlerindeki tavır yanlış üzere durmaktır. Doğru tavırları sergilemekten korkarlar. Yaptıkları takdirde birisinin onlara gereken ilgiyi bırakacağını zannederler. Onu bırakmasına gönlü razı olmaz. Kendilerindeki farklılığı hissetmezler. Amaçları bir tek
şeydir. Birisine kendini bayıltmak. Bunu yapabildiğinde de sevince kapılcaklar. Böylece huzura ererler. Bu şeklide yaşamak onlar için iyidir. Mutludurlar. Mutlu olduklarını düşünürler. Duyarlı davranmalılar. Başkalarını üzmemeliler. Başardıkları anlarda yanlış yaptıklarını düşünmemeliler. İnsanlar bunu yapabilse bir şeyler değişirdi. Keşke o kötülüğe kabul buyurmasalardı. Yapamadılar. Yanlışta direndiler. Sevimsizleştiler. Teslimiyet göstermeleri hatadır. Bu onları yorar. Eziyet ederler. Yapacakları tek şey budur. Yaptıkları unutulacak. Kimse onların yaptıklarını hatırlamayacak. Yaşattıkları yanlışları da onlara göstereceğiz. Allah’ın yapmak istediği şeyi asla engelleyemediler. Ve sonunda yaşamaları gereken kazana atıldılar. O kazanı kapattık. İçinde hur var. Kendilerine akdelik hazırladık. Acıyla kıvranacaklar. Yaptıkları rezaleti tadacaklar. Kibirle kendini beğenmişliğin sonu budur. Kendini bilmezliğin sonu budur. Yaşadıkları sonuç budur. Bir şeyleri yaptıklarını zannettiler. Aslı budur. Ağlarlar artık. Bırakın acısınlar biraz. Gözlerinden yaş aksın. Nefretin yaşıdır. Bunu ödeteceğim diye bağıracaktır. Korkunç bir öfkesi var. Ağıdı bitmez. Ağlayacaktır daha fazla. Yapamayacaktır istediklerini. Bunun hırsını tatmayacak. Yaşamları boyunca dokunamayacaklar. Bu nedenle başka yollardan saldırmak amacını güdecektir. Elleyemediği insanları bilgisizce algılar. Nefretle dolar. Kimse onun bu işinin farkına varmayacaktır. Yapacakları sınırsız saldırıları engelleyeceğiz. Allah’ın yardımı budur. Engellemektir. Zalimler kimseye bir daha aynı saldırıyı yapamadı. Kimse acı çekmeyecek. Kimsenin sıkıntısı olmayacak. Başka bir yaşam başlayacak. Yaşama değişim gerek. Zalimler bir daha insanlığa bu kötü davranışları sergileyemeyecekler. Kimse kimsenin üzüntüsünü çoğaltamayacak. Allah yardımcınızdır. Eziyet bitmiştir. Yardım Allah’tandır. Bu kavranmalıdır. Destek çıkmıştır. Destekte devamlıdır. Yardım her an devamdadır. Huzur bulmalısınız. Allah’ın desteği büyüktür. Allah destek verir. Kötülere verilen mühlet vardır. Zulme devam edebilirler ama bazı şeyleri değiştirmek mümkündür. Onların korkmalarını sağlayacağız. Sağ salim kurtulacaksınız. Başarınızı açıklayacağız. Varlıklar sizi üzemeyecekler. Sizinle asla oyun oynayamayacaklar. Korkulardan emin olacaksınız. Yardımsal desteğin büyük bir bölümünü size sunduk. Korkulu insanlar olamayacaklar artık. İnsanlık düzelecek. Herkesin beynine zulüm bitecek. Herkes huzurla yaşayacak. Allah yardımıyla bu dönem bitmiştir. Saldırıya kapanmıştır. Saldırıya son verildi. Allah desteğiyle bitmiştir. Allah herkesle aynı şekilde iletişim kurmaktadır. Melekler gibi olduğunuzu hatırlayın. Allah’ın nimetidir. Başarısızlığa karşı sizi korumaktadır. Yardımı kesindir. Korunmaktasınız. Doğru işler yapmalısınız. Dilekleriniz gerçekleşecek. Başarınız Allah’a göre kolaydır. Desteğiniz size verilecektir. Allah’ın başarı sağladığı kişiler oldunuz. Bu yüzden zulüm yapanların sizi üzmesine izin vermiyoruz. Allah da yardımdadır. Bunu bilin. İçeriden kıymetli olduğunuzu bilin. Herhangi bir durumda sizin zorlanmanız durumunda. Karşılıksız sevgi ile ona yönelin. Allah sizinledir. O zalimin engeli sadece Allah’a sığınmaktır. Mutlu olmanız gerekir. Sizi üzen herhangi bir insan çıkarsa o kişileri mutlaka üzeceğiz. Sizi üzmelerine engel olacağız. Yardım amaçlı çalışmalarınızda sizden bekleneni aynen yapın. Yardım gerekliyse istenen soruları sorun. Yazılarınızda Allah’ın size yardım ettiğini bilin. Yardımlaşmanız gerekmektedir. Doğru çalışmalar yapmanız lazım. Korkuların üzerine gitmeyin. Tek amacınız Allah’la olmak olsun. Allah destektir. Korumaktadır. Mutlaka sizinle çalışmalarınızda başka şeyler katmanızda iyi bilgi sağlar. Bilgisizliğinizi sizden alır. Gideceğiniz her yerde çalış ister. Her yerde üretim gerekir. Bunun çalışma olduğunu bilin.
Bu size herhangi dönemde düzen getirecektir. Sizi üzen her insan sizinle mutlaka görüşmek isteyecektir. Yardım etmenizden mutlu olacaklar. Onların doğru iş yaptığını hatırlayın. O insanlarla desteklenin. Ve başarıya ulaşacağınızı da kavrayın. Farklı durumlarda korkmayın. Sadece gösteridir. Onlar sizi yoklarsa Allah’ın isimlerinden Al Sami Ya Allah Allahu Ekber La ilahe illallah La Havle Allah Hu Allah Allah La İlahe İllallah. La ilahe illev veli. Allah La Ganiyy Semi Veliyy Subhanallah Ganiyy La Havle İllev Semi Subhanallah Veliyy Ya Ganiyy La ilahe illallah Subhanallah La ilahe illallah Ya Semi Allah Ya Hu Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallah La Havle Ve la kuvvete İlla billah. La İlahe İllallah Allah Allah la Allah’ın doğru yolundan ayrılmayın. Allah’ın nimetlerini anın. Allah’la olun. Allah’la yaşayın. Allah’ın yanında olun. Allah’la yaşayın. Güzel gözlü davranın. Düşüncelerinizi O’ndan aldığınızı hatırlayın. Allah’ın büyük bir lütfudur bu. O’ndan gelen bir hayırdır. Onun yardımıdır. Emin olmanız gerek. O’ndaki yardımı anın. Ona eziyet edenler zalim oldular. O kızı üzenler, sizin gibi zalimdi bilin bunu. Sizler Allah’ın iyiliğine mani olamazsınız. Ona zarar veremezsiniz. O Allah’ın iyilik çabasına mutlaka yardım edecektir. Birleşmeniz gerekir. Hata yaparsanız onu üzmeyin. O çocuğun üzüntüleri Allah katında önemli. O kızcağız sizin için yaşıyor. Size huzur vermek istiyor. Sizin mutlu olmanızı istiyor. O garibi üzmeyin. Onun ızdırap duyduğu anlar olabilir. Ona sahip çıktık. İsteseler yapmazlar. Aileleri bunun için onları üzecek. Yaptıklarına pişman olmalarını sağlayacak. O kızın üzüntüsünü aynen tadacaklar. Çok acı çekecekler. Allah için onu özlediği için sevdiği için görmek ister. Mutlu olmak ister. Yapamadığı şeyleri yapmak ister. Yardım ister. Üzüntü kaynağı oldukları anda insanlar bu acıyı tadarlar. Yardımsız kalmaya hasret kalırlar. Bu halde yaşamaya bir çok yerde ihtiyaç duyulacak. Acı çektirenlerin bir çoğu acı çekecektir. Kötü sözleri insanların duygularını üzer. Duygusuz kişiler bu insanları yıpratabilir. Korku verebilir. Acıtabilirler. Yapılmaması gereken hatalar var. İçlerine acı düşürmeyin. Yormayın. Yorucu olan sohbetler yapmayan. Acı çektirmeyin. İnsanlar bu şekilde üzülüp acıyla ağlarlar. Düşlerindeki hatalar o insanlara acı verir. Dikenli bir tel gibi yuvadan çıkar. Vücuttan atılmalıdır. Kahredici bir azaptır. Kimse kimse hakkında kötü söz söylememeli. Ağza gelen kötü sözü Allah bilir. O söz birçok insanın acısı olabilir. Varlıksız kalmanın huzursuzluğunu yaşayan insanlar da vardır. Mutsuzlaşırlar. Çare ararlar. İnsanlara kötü söz söylemeyin. Başkaları hakkında yanlış düşünceleriniz varsa bu konuda doğru araştırma yapın. Eğer o kişi yanlış bir hareket bulunmuşsa o kişiye yanlışını açıklamalısınız. İnsanları yoran bir hareket asla yapmayın. Yargılama yapmayın. Surata vurmayın. Yanlış olduğu gibi kalsın. Hata belirginleşirse bir gün ortaya çıkacaktır. O mühleti tanımalısınız. Başarılı bir insan bu tarz şeylerden üzülmez. Bu olmalı. Yanlış anlaşılmalar insana acı vermemeli. Bu istenendir. İnsanlar karşılarına aldıklarında doğru sözlüyü bilirler. Doğru sözlüye hakaret etmemelisiniz. O insan yanlışlarıyla alınır veya kırılabilir. Bunun olmaması lazım. İnsanlara yanlış şeyler söylememeniz iyi olur. Yanlış cümleler kurmanız zor işlere sebep olur. Kimseyle doğru sözlü olduğunuzu aktarmayın. Yanlış cümleler kurmaya bazen gerek var. Aktarımlar hatalı olsun ki her an dikkat doğru dursun. Doğru cümleler kurarak bazen insanların dikkatini kaybettirebilirsiniz. Bu da insanlara yardım oluyor. Yanlış cümleler, insanların ilgisini alır. İlgisiz davırlar sergileyerek ellerindekini bırakabilirler. Bu olmasın istedik. Bunun için de yanlışlıklar yapıyoruz. Hatalı cümleler kurmaya çalışıyoruz. Bu normal oldu. Bu şekilde insanlar şaşkınlık geçirecekler. Şaşkın davranacaklar. Bunu bilin.
Bir kısmının yüzü gülecek. Bazıları da bu ne biçim şey der. Bunun olmasına izin verildi. Bunu yaşamalarına izin verildi. Böyle olması iyidir. Bunu da yaşayın. Elinizdekinin güzel olduğunu bilin. Eğlenmenizi istedik. Birazcık komedi katmak istedik. İsteğimizin yerine geldiğini anlayın. Sorunlarınızı çözün. Sorgulamayın. Birikim yapmayın. Bilgi gerek. Biller istendi. Acı yapmayın. Başarıyı görün. Başarmanız gerek.
0.32 Ber
Gelen nimetin adıdır. Allah’tan gelen bir nimettir. Yukarıda durur. Tutunmuştur. Sağlam bir kulptadır. Onun sallanışını görebilirsin. Sallanırken mutludur. Adeta bir gül parçasıdır. Sevincinden uçar. Onu yukarıya çekeriz. Mutluluk içindedir. Elleri Allah’a açıktır. O’na gitmek ona mutluluk verir. O’ndan destek arar. O sevinçlidir. Korkusu büyüktür. Yaşamak ister. Hayatın büyük bir bölümünü öyle yaşar. Sevdiği sesi açıklar. O güzel konuşmaları aktarır. Allah’ın ona verdiği nimeti bilir. Duaları çoktur. Çıkardığı her konuşmada insanlara bilgi gelir. Ters konuşmaları olacaktır. İnsanlar bunu bilecektir. Yapması gereklidir. Hata göstermek zorundadır. Kimseye kızmamalıdır. Kızarsa üzücüdür. Yanlış yaptığını hatırlamalıdır. İnsanlar mutlu olmalıdır. Yanlış sözler edebilir. İnsanlar kırılabilir. Düşüncesiz davrandığını zannedebilirsiniz. Çok az hata yapar. Onun hatalarını yüzünüze aktarmayın. Onun hataları ile yüzünüzü ekşitmeyin. Bilerek yaptığını hatırlayın. Bilerek yapmadığı anlar da olur. Kasten yaptığında insanlar algılayabilir. Bunu yapmasının tek sebebi, bir şeyi anlatmaktır. Algılamanızı ister. Destek olmalısınız. Bilerek yanlış yapmalıdır. Kendisi fitnedir. Fitneyi açıklarız. Fitneler, bilinmelidir. Yanlış yapan herkes hatasını bilir. Değişime açık olmalıdır. Bıraktığınız gibi kalmayabilir. İstediği zaman değişebilir. Korku verebilir. Çabuk değişebilir. İstediği zaman kendini güzelleştirir. Bunun mutluluğunu yaşayabilir. İçindeki en büyük sorun yaşadığı imandır. Onun imanı kendisini büker. Eğilmek zorundadır. Her an düşebilir. Korkusu budur. Bunu yaşadığını bilin. Bu acıyı yaşadığını bilin. Bunu yaşamak istemediğini bilin. Alim olmak zordur. Alim sıfatı taşınması zordur. Bu zor görevi çok az insan alır. Bunu yapabilecek çok az insan var. Onun yorgunluğunu hissedin. Ağır yük taşır. Onun içinde bulunduğu sıkıntıyı hisset. Her an görevinin başında olmayı hisset. Ona yardım etmek gerek. Destek olun. Gücü yetmeyebilir. İçindeki korku yüksüz bir insan için ağırdır. O taşımak zorunda olduğu yükü bilir. Ruhu eziyettedir. Lütfe layıktır. Bazı şeyler zor gelecek. Ona yardım edilmeli. Çabasına destek çıkın. Onun zor günler yaşadığını bilin. Yazamamak onu üzüyor. Yazması gerekiyor. Destek olun. Bir şekilde onun yazışına destek olun. İçindeki korkuyu hafifletmek isterdik. Onun korkusu onun içinde. Çok acı çekmemesi gerek. Ağır bir yük taşıyor. Destek olun. Ona yardım edilmeli. Alim olmak zor. Yaşanması gereken gerekli bir süreç belgelerle kanıtlı. Zor bir görev. Alim sıfatını kazanan herkes, görevini bir şekilde yerine getirir. Görev talimi yapmalı. Yaptığı işi doğru yapmalı. Yapması gerekeni kolaylaştırmalı. Yapacağı işleri düzgün yapmalı. Bu çabanın içine girdiğinde huzur
buluyor. Başarmanın mutluluğunu yaşamalı. Ölüm onun için zor değil. Ölmenin ne olduğunu biliyor. Allah’tan korkmak ne biliyor. Korkusu sadece ona. Korkmayı bilin. Ondan korkmak nasıl bir şey iyi bilin. İyi bilin. Bu gerçek bir korku olmalı. Korku Allah’tandır. Bu korkunun ardı gerçek bir huzurdur. Korkmak huzur verir. Allah’ın huzur verdiğini bilin. Korkan insan hareketlidir. Yapması gereken işi doğru yapar. Yapması gerekenleri iyi yapar. Sakin olur. Çabaları gerçekten O’nun için değerlidir. Bu çabayı gösterenleri her an Allah korur. O kişiler, mutlu olmanın yolunu bulurlar. Çaba ve gayretleri elden ele dolaşır. Başarıyı yakalar. Yaşandı. Gerçek bir başarı. Bu başarıyı hiçbir varlık bu kadar güzel anlamamıştı. Küçük yavrular, bu yazıları okur. Sevinç içinde gözleri yukarıya bakar. Allah’a sabırla bakarlar. Gözlerindeki sevinci hissedin. Ondaki mutluluğu hissedin. Yavruların sevincini hissedin. Onlara değer verin. Onların mutluluğunu hissedin. Sevgiyi hissedin. Gönüller temizlenince aileler birleşecek. Kırgınlık bitsin. Gönüller huzur bulsun artık. Aileniz, yuvanız kurulsun. O küçük bir hasret. O hasreti bitirin. Onun mutluluğunu tadın. Ona kucak açın. Onun sevincini hissedin. Ne kadar sevgi olduğunu hissedin. Aile olduğunuzu hissedin. Birleşmenin mutluluğunu hissedin. Melek olduğunu hissedin. Ona yardım edin. Onun güzel bir yuva kurmasını siz sağlayın. O küçük yavruları sevin. Sevgiyi onlara tattırın. Diğerlerinin yaşattığı acıları o yavrulardan alın. Onların elinde mahvolmalarına göz yummayın. Acı çekmelerine göz yummayın. Herkes sevgi dolu olsun. Sıkıntı yaşatmayın. Zor anlarda onlara yardım edin. Koruyun. Acı çektireni mutlaka bulun. Nasıl öfkeli yaklaşacağınızı bilin. Ona yaptığı zulmü onda bulun. Zalimin çirkefliğini ondan alın. Onun yaptığı hatayı ona bu şekilde ödetin. Tecavüz sonucu acıya sebep verenler Allah nazarında kesilmelidir. Vücutlarındaki günaha neden olan parçayı, Allah bizlere yok etmemiz için izin vermiştir. O insanlar bu cezayı hak ederler. Kesinlikle yaptıkları zulmün gerçek karşılığını bulurlar. Bir daha aynı hatayı tekrarlamalarını Allah bu şekilde önlemiştir. Tecavüzcü eğer bir dişiyse ona gereken işlem şudur. Organ kapatılır. Bir daha kendine ya da bir başkasına saldırıda bulunamaz. Eziyette bulunamaz. Bir daha asla insanların acı çekmesine izin verilmez. Çocuk hemen kurtarılır. Ona gerekli bilgiler aktarılır. Acı çektiği halde eğer korkusu gitmemişse ona gereken unutturma işlemi uygulanır. Hafızadan yaşadığı çirkin olay bir şekilde atılır. Çocuk iyileşir, gelişimini sürdürür. Bunun yapılması gerek. Çocuğun hafızası gerekirse silinmeli. Yapılan işlemi, yapabilecek tek kişi başarılı bir hipnozör olabilir. Başarıyı yakalamak adına kendini zorlamamalı. Yapabildiği takdirde bu iş sonuç verecektir. Eğer çocuk hipnozdan kurtulursa bu iş tekrarlanabilir. Uyanmaması için gereken çaba sarf edilmeli. Çocuktaki zorluk aşılırsa ona istendiği takdirde güzel anılar eklenebilir. Ona eğlendiği anların görgüleri de eklenebilir. Hafızasının kayıp bölümünü doldurmak gerekebilir. Bu bilgiyi vermemizin sebebi insanlığın bu çağda yaşamakta olduğu korkunç olaylarda çözüm yolunu bulmaktır. İnsanların acıları çok fazla. İnsanlar zalim statüsünde yaşamaya devam ediyorlar. Acı ve keder, birkaç insanın eline bırakıldı. Bu nedenle insanlık sorunlarla boğuşuyor. Bu çabayı sarf etmeyen kişiler, genelde acı çekilen sonuçların sebebi oluyorlar. Eğitim verilmezse kişiler korku ve acının pençesine düşerler. Bu tarz yaşamlar yanlışla doğruyu tam çözemedikleri için hatalarla ilerlerler. Yapmaları gereken görevi yapmaları da bu zor hataların gelişimi ile mümkün olmaz. Ellerini çabuk tutmalılar ve o çocukları hemen o korku dolu ortamdan kurtarmalılar. Yavrular kurtarılmalı. Yetim yaşamı bir şekilde bitirilmeli. Çocukların korkusu ve acısı insanlığın
acısıdır. Yavruların gözlerinde hüzne asla yer olmamalı. Gülmek onların tek hedefi. Eğlence ve yaşam, aslında bize verilen bir nimet. Bu nimeti yaşamalılar. Hedef bu olmalı. Çalışan kişi bunun için çalışmalı. Elindeki nimetleri bu yolda gerekirse feda etmeli. Onların çabası bu olmalı. İnsanlığa hizmet etmek, temiz ve güzel dünyayı korumak, gözlerdeki ışıltıyı bir şekilde korumak gerek. Bunu başaran her insan başarıyı elde etmiştir. Gözler huzura ermeli. Sevinç vermeli. Gözler gülmeli. Allah burayı bizler için gerçek bir cennet yapmak istiyor. Cennete gidiş için bu yol bizi iletecektir. Doğru olan cevapları bize veriyor. Bunu yapmak için gereken bilgiyi de herkes öğrenecek. Çabamız bu olmalı. Dünyanın üzerinde yaşayan insanları başarıya ileten tek yol bu. Geniş bir ilerleme sağlamamız için gereken süreci ilerde yaşayacağız. Bu yolu takip etmeniz şart. Evlerde doğru dini yaşadığınızı bilerek ilerlemeliyiz. Bu yolun temizliğini fark etmeliyiz. Allah imanı bize lütfetti. İman güzelliğini yaşattı. Dinin güzelliğini yaşattı. Bu dini hissetmeliyiz. Bu din bizim yaşamamız için gereken en güzel çalışmaları bize lütfetmesini sağladı. Allah’ın lütfu bizi buldu. Çabamız bu. Temiz bir din Allah’a götürür. Bu dini yaşamak da bizi Allah’a yükseltir. Herkesin aynı dinde kalması gerekir. Bu dini yaşayan insanlar temiz olduklarını bilirler. Arındıklarını bilirler. Acılarının geçtiğini de. Rahatlarlar. Sıkıntıları biter. Mutluluk gelir. Hayatın kaynağı onların yanındadır. Temiz ve güzel insanlar, O’na yaklaşmanın sevincini yaşarlar. O’nun mutluluğunu yaşarlar. Güzel gözlerle Allah’a bakarlar. Allah’ın kucağında olduklarını düşünürler. O’na yaklaşmak için çabalarlar. Gül gözlü ve gönüllü olurlar. Temiz ve güzel gözlerle Allah’a bakarlar. Yavrucak ancak bu şekilde ağlar. Sevimli ve huzurlu gözlerle bakar. Bu mutluluğu yaşamayı Allah ona nasip etmiştir. Temizlenmenin ve mutluluğun güzelliğini hisseder. Onlara Allah yaklaşmıştır. Arınmıştır. Güzel gözlüdürler. Sıcacıktırlar. Rahmet edilmiştir. Gözlerindeki her sevinç dudaklarına vurur. İfadelerindeki yumuşaklığı algılarsınız.
0.33 Kodlar
TÍta Đen Tó Tóna Đena Kanө Ninó Pum PÍm Toon Fún tỳ fuwl kθwl wóno nun kube kaЪ túb comboỳ Kìma MÀm Tìm Mæm Nun θÍ Tuwá Emel Kél TÍt Pìm MÀmæ TÍta Pawn Nìna Næna LælÀ TÍta LælÀ Nìna Făfa)
TÍta Vanir üçlüsünün yazdığı, acı veren gerçek, Vanir nedir? Yakında okuyacaksın.
Đen
Zamanın en kısa tarihi, Zamanı belirten süreç
Tó Tokmak nedir?. Nuh’un yuvasında yaşanan bir gerçek. Tokmağı çeviren bir kız. Özel biri. Tokmak kimin yuvasında? Tokmağı çeviren kişi huridir ve o kızı çok özel kılan bir durum var. O kız sevgiye hasret ve sevilmek istedi. Sevildiği anda huzurla çevirdi tokmağı, aşık oldu. Sevilmenin mutluluğuyla. Çok şevkliydi, çok huzurluydu çevirirken. Mutluluktan yüzü öyle güzeldi ki. Tokmak üzerinde kişi bulunamaz. Tokmağı en iyi olan kişi çevirir. O çok iyi biriydi çünkü. Mutlu olmalıydı ve hayata kazandırıldı.
0.34 Nuh’un Huri Eşinin Konuşma Şekli
Huriler farklı bir tarzda konuşur. Kendilerini ifade ediş biçimleri farklıdır. Gözlerinde ışıltı vardır. Işıltıyı hissetmeniz gerekir. Küçük, ufak gözlü olsalar bile mutlaka gözlerinin ışığı büyüktür. Farklı bakmayı severler. Hissetmeyi severler. Doğru konuşmayı da severler. Yalandan uzak durmak için çok çabalarlar yalancılığı sevmezler. Allah’la yakın olmak için çaba sarf etmektedirler. Bunun için de yardımcı olunur. Kendilerine destek çıkılır. Sıkıntıları giderilir. Allah’a nimet oldukları hissini vermeleri gerekir. Allah’a yardımcı oldukları hissini tatmaları gerekir. Bu şekilde yaşamaları iyidir. Böyle bir hisle Allah’a güvenirler. Yaşam şekilleri böyle gelişir. Korkuları gider. Hizmete başladıkları için sevinirler. Aileleri ile diyalogları güzeldir. Sevgiyi çok güzel aktarırlar. Ellerindeki çaba her zaman karşıtına iyi geçer. Ulaşmaya çabalarlar. Sevgiyi göstermek çok zor gelir bazen. Ellerini uzaklara açarlar. Nimete değil, Allah’a açarlar. Bunun çabası onları bir şekilde korkudan arındırır. O’na güven duyarlar. Yardımlaşmanın mutluluğunu tadarlar. Kelimelere çok çabuk inanırlar. İnançları da güçlüdür. Çabuk tesire kapılabilirler. Bu da onların saflığıdır. Bu onlara verilmiş bir özelliktir. Bu yüzden kınanmazlar. Yaşamları boyunca da bu tavrı sürdürebilirler. Onlardaki huzursuzluğu yaşamayın. Her şeyi düzeltebilir Allah. Allah onlara yardım edecektir. Onları mutlu kılmak için çabalayacaktır. İmanı saf insanlar olacaklardır. Doğru yoldan ayrılmak korkusu onları her an sakındırır. Yanlış hareketlere girmekten korkarlar. Bu onların biraz yorulmasına sebeptir. Azıcık daha çalışsalar bunu da aşacaklar. Yapabilirler. Yapmalılar. Bunu yaparlar. İnşa Allah. Hedeflerine yönelmeliler. Gayretlerini arttırmalılar. Çabuk olmalılar. İnançları doğrultusunda hareket etmeliler. Doğru çalışmaları yapmalılar. Hizmete hazır olmalılar. Başarıya yakındırlar. Kendilerini yakın hissetmeliler. Allah’ı en iyi şekilde anmalılar. Doğru yolu yaşamalılar. Özel durumları nedeniyle onlara hizmet sektöründe yer verin. Başarı sağlamaları söz konusu. Güvenilir yapılarıyla insanların kaynak sağlamasını
yapacaklardır. Gereksizliğe neden vermeyeceklerdir. Her şeyi yerli yerince yaptıklarını göreceksiniz. Zor günler geçirirlerse Allah onlara yardım eder. Mutlu olmaları için çabalar. Onlara destek olun. Güzel çalışmalar yapabilirler. İstekleri vardır. Başarmak istediklerini onlara Allah nasip eder. Gerekli bir çaba sarf edeceklerdir. Görüntüde kötü olabilirler Aileleri onların yetişmesinde zor sorunlarla karşılaşırlar. Eğitim süreci zordur. Gelişmeye adapte olamayabilir. Hassas yapısı nedeniyle kırılgandır. Yavaş yavaş algılar. Sevgiyi ve iyiliği iyi aktarmalısınız. Bu sayede başarıyı yakalar. Sevimsiz duruşlar onu üzer. Bu nedenle kendini her an düzgün tutmak ister. Böylece kendine güveni gelir. Yapacağı her konuda özel çalışmalar üzerine gider. İsteksiz olduğunu hissettirirse onunla diyalogda biraz zorlanırsınız. Bu yüzden gerektiğinde onunla konuşmayın, yardımlaşmayın. Uzaklaşın. Yorabilir. Sizden destek arayabilir. Gelişimini tamamlarsa yorgunluğu gider. Kendindeki eksikleri giderirse bu tarz tavırlarını bırakır. Yardım etme hevesine yönelir. İnsanlığa faydalı olmak için yaşar. İnsanların mutluluğu için yaşar. Yaşam tarzı budur. Kötülük içinde yaşamaktan korkar. Onun acısıdır. Bu karmaşaya dayanamaz. İnsanların acısına dayanamaz. Yorulur. Bu yüzden birçok kez kendini saklama izlenimi yaratır. Amacı içinde bulunduğu kaosu göstermemektir. Yanlışları görür, aktarmaz. Aktarmadığı zamanlarda içi içini yer. Böyle olduğu içinde çok yıpranır. Yıprandığını hissettiği anlarda da kendine yönelir. Yorgunluğunu gidermeye hedef bulur. Yapamadığı işler onun acısıdır. Bu nedenle korkusu çoktur. Neden yapamadığını düşünür ve korkusunu gidermek için bir hedef belirler. Bunu yapabilirse hayatı değişir. Ailenin iyi insanlardan oluşması nedeniyle üzüntü kaynağı olması söz konusudur. İnsanların acı çekmesine dayanamadığından bir yol bulup mutlaka onları kurtarmaya çalışır. Onların bilgilenmesi için uğraşır. İnsanların doğru çalışmaları gerektiğine inanır. Bunu yapmaya çalışır. Düzenleme yapmaya çalışır. Kalplerde kötülük oluşur diye korkar. Bunun olmaması için engel bulmaya çalışır. Başarılı olması için gereken en önemli şey Allah’a güvenmektir. Yardımlaşmalıdır. Destekli bir süreç geçirmelidir. Elindeki nimeti anmalıdır. Güzel gözlüdür. Yardıma muhtaç görüntü sergiler. Evine girildiğinde ilk bakması gereken yine kendini düzeltmektir. Kendine önem vermesi şarttır. Temiz görünmesi gerekmektedir. Bunu yapmaya çalışır. Yapabilir. Ailesiyle uzak yakın akrabasıyla da çok güzel konuşmak ister. Eğitim almak hedefidir. Başarısız olduğunu hissetmekten yorgundur. Böyle duyumlar onun acısını arttırır. Yapamadığı şeyler onu üzer. İçine sürekli etki olması onu üzer. Yardım arar. Elindeki kıymetli eserler onun için önemlidir. Onların üzerinde araştırma yapmaya bayılır. Bu sayede kendine birçok şeyi yaptırabilir. Üstündeki kişileri bilir. İçine düşen herhangi bir yanlış düşünce varsa ondan sıyrılmalıdır. Başarabilir. Ellerindeki nimeti anar. Sevimsiz görünmeyi sevmez. Üzerine düşen görevi tam yapar. Başarılıdır. Birçok kuralı doğru uygular. Yapamadığı şeylerden üzülmez. Görevlerinin bilincindedir. Bunun için yaşar. Bunu başarırsa kendine huzur gelir. Eğer üzüntüsü varsa korku gelişir. Mutlu olması gerekmektedir. Dünya üzerindeki insanlardan bir kısmı, bu insanların üzerinde çeşitli yanlış davranışlarda bulunabilir. Onlara eziyet edilebilir. Bu eziyet sonucunda kendilerine yapılanı içinde bulundukları durumdan bir şekilde kurtulmalıdırlar. İçlerindeki sıkıntıyı gidermenin yolunu ararlar. Herhangi bir şekilde zorlanırlarsa ellerindeki zor eserler üzerinde birikimlerini arttırmalıdırlar. Bunu yapabilirler. Gelişmenin en iyi yolu budur. Hayatları çalışmayla geçmelidir. Başarı sağlamaları için bu gereklidir. Hayatlarının büyük bir bölümünde eser yazmalıdırlar. Bu onlar için güzel bir iştir. Çalışmalarında birçok şeyi
ailelerinden başkalarına yaptırmak isteyebilirler. Bu şekilde kendileriyle ilgili bilgileri öğrenmelerini engellerler. Saklanmak istedikleri bir durumdur. Eser yazmayı bilirler. Yapacakları işlerde de bir çok kez doğru kararlar alırlar. Azimlidirler. Çalışmalarının elden ele gezmesi şarttır. Bu sayede gelişime açıktırlar. İnsanoğlunu geliştirmeye çalışacaklardır. Eserleri en çok kendi yazdıkları eserler olur. Kendilerinin yazdığını bildirmek istemezler. Gizlidirler. Bu da onları bir şekilde nefsi davranışlardan koruması içindir. Birikimlerini saklı tutmak doğru olur. Yazdıkları şeyler genellikle iyidir. Başkalarına gizliden yardım edebilirler. Bunu yapmayı severler. Sorunlarla karşılaşırlarsa hayatı düzenlemek isterler. Herkese yardım etme hevesindedirler. Bunu yapamadıklarında da içleri içlerini yer. Bu durumdan kurtulamamanın üzüntüsünü hep yaşarlar. Yardımsız kalan insanlar için destek bulmaya çalışırlar. Bulamazlarsa onlarda herhangi bir hüzün belirtisi görmeyebilirsiniz. Tek dertleri doğru çalışmayı yapmaktır. Başaramadıkları hisleri gelişebilir. Onların bu duruma gelmesine sebep de etraflarından istenen yardımı göremeyişleridir. Bu nedenle bu insanları yanınızda bulundurmalısınız. Destek çıkmalısınız. Yapmak istedikleri şeylerde onların hedeflerine yardımcı olmalısınız. Gerekirse doğru söz söylediklerini birbirinizle paylaşın. Bunu yaparsanız hiçbir şekilde kendiyle övünmeyecektir. Bu onun korkusudur. Bu tarz bir şey yaptığının bilincine vardığı anda da Allah’a tövbededir. Bunu ona açık ve net söylemelisiniz. Allah sizin kibirden kurtulmanızı ister. Kibirlenen insanları hiç sevmez. Kibrinizi aşmanız gerek. Eğer içinizde herhangi bir üzüntü belirecek gibi olursa Allah’a sığının. O’nun size bir şekilde net cevap vereceğini bilin. Dualarınız O’na mutlaka ulaşır. En güzel dua da Allah’tan yardım isteyen olmaktır. O’na ihtiyaç duyduğunuzun bilincinde olun. O destektir. Güçtür. Ve sizin en iyi yardımcınız O’dur. İnsanoğlu gerektiğinde yardıma koşar. Bu işi yapmanın yolunu bulun. Kötüler, destek olmayacaktır. Sizin acı çekmenizden her an zevktedirler. Bu davranışlarından ötürü onlardan uzaklaşın. Tavırlarındaki ürkütücülüğü görmelerini sağlayın. Kötü tavra yardımda bulunmayın. Onların kötü sözlerine ifadenizde olumlu görüntülerle iyi görünmek için dahi olsa destek olmayın. Böyle bir şey olduğu takdirde sizin tavrınız sert olsun. Konuşmalarınıza dikkat edin şeklinde uyarın. Eğer sürdürmeyi isterlerse onlardan hemen ayrılın. Bu konuşmalar yanlış değil. Beni burada tutmayın deyin. Uzaklaşın. Desteksiz bırakın. Hatalı tavırları olursa onlara karşı açık net tavrınızı koyduğunuzu insanlarla da paylaşın. Kimsenin arkasından konuşmayın. Yanlış davranışlar sergilendiği halde uzak duracağınız insanlar sizin için kötülük düşünürlerse bu kişilere yapılan haksızlığın ne olduğunu bir şekilde bildirin. Bilgisiz olan insanlar var. O insanların bilinçlenmesi gerek. Kötüye destek çıktıklarını bilmeliler. Kötü insan desteklendiği andan itibaren de daha beterini yapacaktır. Desteğine bir şekilde engel koyun. Onların uzağı olan insanlarla konuşun. Uzakta durdukları için sizi dikkatle dinlerler. Kötü tavırları nedeniyle onları yadırgamaktadırlar. Bu tarz kişilerin desteği gerekmektedir. Yapılan hatalar üzerinde iyi düşünün. Neden yapıldığı konusunda da kişilere sorular sorun. Üzerine gitme gibi bir durumu onlarda bulursanız savaşı sürdürüyorsa üzerlerine gidin. Neden yaptığı konusunda onu sorgulayın. Yaptığı hatayı ondan başkasına söylemeyin. Kapatın. Hatalı olduğu konusunda onu bilgilendirin. Hatalarını tekrar etmemesi gerektiği konusunda da ona gereken şekilde uyarı yapın. Zulme uğrayan eğer kendini geri çekerse bu onun kalbine sıkıntıdır. Zulmün ortaya konulmasını iste. Hataları açıkla. Kimin sana ne yaptığını doğruca yaz. Hatalı insanların
bunu yaptığı için bir şekilde durdurulmaları gerektiğini de insanlara açıkla. Bu hareketin size zarar vermeyeceğini de iyi bilin. Eğer onlarla doğru diyalogları kurmayı başarırsanız kötü insanlar başka işlerle meşgul olacaklardır. Sizin üzüntünüzün bir parçası olmaktan korkacaklardır. Size karşı besledikleri öfke bitebilir. Yaptıkları hatayı anlayabilirler. Neden acıdıklarını bilin. Size yaptıklarının pişmanlığını yaşarlar. O pişmanlığı yaşamaları gerek. Eğer pişman olurlarsa o insanların sizi sevmesi gerekir. Sevgiye hasret olan siz de o kişilerin sevgisini mutlaka karşılık verin. O şekilde ancak arınırlar. Allah da o kişilerin günahlarını bu şekilde affeder. Pişman olanın affedilmesi gerekir. Pişman olmalı. Böyle olursa insanlar huzura erer. Eğer üzerinize giremeyeceğini anlarsa bu sayede onun size zarar veremeyeceği konusunda bir çok insan aynı tavrı sergiler. Ve Allah da onların güvenini arttırır. Hatalı kişileri aranızda bulundursaydınız da Allah onların sizden uzak durmalarını sağlayacaktır. Korkularınıza yenik düşmeyin. O insanlarla asla konuşmayın.
Tóna Parabol konusundan ilerleyin. Partılık var. Para, ziynet üzerinde değil. Parak yaşandı. Yaşama geçirin. Perde kalktı. Paralır Túrnar Tórn Tίn Éziye Púrn Tίna Pίn Tomak Kayé Pint Poon Zίra ZılZıl Tomak Hayé Tίn Sanú Maya Tίn Zayé Kale Ziya Lillal HÀl Báye Bán Hóna ZίlZal
0.35 Đena
Okunuşu zeyna ama farklı bir ‘z’! Yumuşak bir ‘z’. Harfin tarifi özel oldu. Şimdi okunuşundan dışarı çıkalım. Gereken bilgiyi verelim. Zeyna, özel bir insan ama gerekli olan bilgi burada. Belinda. Huri’nin dişi eşi. Eşi de huri kendisi gibi. Belinda, eğitildi. Güzelliği için yaşamadı. Sadece sevmek için yaşadı. Sevilmek için yaşadı. Hissettiği gibi yaşadı. Acı çekmedi. Hiç üzülmedi. Üzüntülü yaşamadı. Neden sevdiğini hep sorgulamadı. Sevmenin çok özel olduğunu bil. Lütfen acı çekme. Hazır bir nefis ile seni aldı. Sevgiyi hasretle an. Annelik görevini yerine getir. Mutlu olması için ona git. Nene, ailen çok özel. Aileni her an sev. Gülerek sev. Dışarıda seni üzen ne varsa hepsi bitti. Hayatın çok özel. Diğerleri gibisin. Sevgi ile dolu. Sevmenin özel olduğunu bil. Diğerleri gibi ol. Hicret zamanı. Hicr. En güzel surelerden. Hızır nefislerde temizlik zamanı. Mutlu olma zamanı. Sevinç ve güzellik sizin için var. Titan eziyeti bitti. Titanın gidişini gör. Hiçbirşey yapamıyor. Mutlu musun? Güzel bir yuva kurun. Duygusal olun. Sevgiyi paylaşın. Duaları her an sevgi ile yaşatın. Hiçbir zaman üzülmeyin. Mucizeleri hissedin. Hayat dolu bir yaşam sizi bekliyor. Kedi gibi yaşayın ya da huzurla annelik yapın. Dede olun, anne olun. Kedi olmayın. Kedilik kötü. Sınırları çizin. Sınırları iyi çizin. Sınırsız yaşamayın. Elhamdülillah. Dünyaya en güzel süre bir kez daha verildi. Hazır olan nefisler sıcaklığı tattı. Diğerleri gibi değilsiniz. Dişleriniz özel. Her şey güzel. Temizlik başladı.
Tevrat, her kötülüğü yayan, acı büyük, bir sıkıntı, sıkıntıların en kötüsü, her şeyi sizi burada bitiriyordu. Fakat hayatın kaynağı olan Allah, duaları kabul etti. Ve sizleri merhametiyle en güzel sonuca götürüyor. Sizi sıcacık yaptı. Diğerleri gibi yaptı. Herkes güzel artık. Herkes özel. Sevinç içinde mutlu olmamızı istiyoruz. Sevinç içinde mutlu olmamızı istiyoruz. Dişler değişti. Elim sonuçlar yok artık. Kedi gitti. Korku bitti. Hizmet başlar, sevinçle. Çok özel bir gün. Ve çok mutlu olmamız için gereken önemli bir detaya değineceğiz. Bugün çok özel. Bugün insanlığın kurtulduğu gün. Hazır bir kişi geliyor. Gelişi çok özel. O kişi çok özel. Sevinmelisiniz. Hazreti Mustafa Kelamullah Allah’ın adıyla ismini bir daha hatırlatalım. Sevginin özelliğini bilelim. Sizi o kadar çok seviyor ki şu an, ne kadar özel olduğunuzu bir bilseniz. Ne kadar sevildiğinizi ve acının bittiğini, size huzur geleceğini en iyi şekilde öğreneceksiniz. Az sonra vereceğim bilgileri lütfen dikkatle dinle. Hazır bir cevap vereceğiz sana. Lütfen gülümseyin. Düşleriniz gerçekleşiyor. Lillah. En güzel cevabı vereceğiz. Mutsuz olmayın önce. Düşlediğiniz gerçekler her an oluyor. Sevilmek istediğiniz için sizi sevdi. Çok özelsiniz. Allah için çok özelsiniz. Değişmeye çok hazırsınız. Kurban olayım lütfen severek yazın. Melami olun. Elinizdekinin değerini iyi bilin. Allah’a güvenin. Diğerleri gibi olmayın. Huzur ve ihtişamı yaşayın. Nur üstüne nurdur. Hazır cevap değiliz, sevgi doluyuz. Lütfen sevginin güzelliğini bilin. Lütfen değerini bilin. Levh-i Mahfuz, senin için açık. Hazırsın. Elindekinin değerini bil. Huzurlu olmalısınız. Çiçek gibisiniz ikiniz de. Elinizdekinin kıymetini bilin. Hikmet dolu bir açıklık var, size gelen. İçinizdeki güzelliği keşfedin. Dualarınız var. Onları lütfen okuyun. Rahman ve Rahim olan Allah’a inanın. Gülün. Hiçbir zaman üzülmeyin. Rehber olarak o size yeter. Sevginin en güzel yolunu bulun. Hikmeti hak ettiğinizi bilin. İçinizdeki küçük yuvayı temizleyin. Dualarınız çok özel. Hiçbir zaman korkmayın. İçinizdeki sıkıntıları hep atın. Elhamdülillah. Elleriniz güzel. Direk yazıyorum şimdi. Sevginin ne kadar önemli olduğunu bilerek. Ellerinizdeki tuttuğunuz şu kalem, size acıları dindirecek bir kalem. Elleriniz çok özel o yüzden. Ninni söyleyin her zaman. Her an sevinin. Kelimeler çok özel. Huri geni taşımanın değerini bilin. İkinizde de var. Hepinizde var. Hepiniz özel oldunuz. Kurku veya hata, hiç biri yok. Hiçbir zaman üzülmeyin. Ninni söyleyin kendinize artık. Bebek oldunuz çünkü. Artık bebeksiniz. Elhamdülillah. Sıcacık yuvalarınızda, güzeller güzeli olarak yaşayın. Nine çok özel olacaksın. Ezelden ebede dek hacısın. Hacı olduğunu bilerek gül. Evin çok özel. Orada çok mutlusun. Gözlerin çok güzel, elinle güzel. Ve sevgin çok şahane. Hacı olmak senin en güzel yaşantı tarzın oldu. Ruh, senin tek parçan oldu. Artık rahat olun. Kötülük gitti. Merhametli Allah, sevgiyle size bakıyor. Sizin için şu an gözleri dolu dolu. Çiçek gibi açacaksınız. Hayatı tadın. Merhameti tadın. Mutluluğu tadın. Her şey çok güzel. Çok özel. Bugün çok büyük bir şey oldu. Hiç kimse bunu bilemiyor şu an. Rahmet geliyor şu an. Hatırda olan her şey güzel. Hiçbiri özel değildi bilin. Sadece güzeldi. Sevinç için yaşayın. Tuana, sevgin çok hoş. Huzur içinde olun. Rahman ve Rahim olan Allah sizin için çok önemli bir şey yaptı. Hepiniz artık gen taşıyorsunuz. Yani Allah’ın istediği şey gerçek oldu. O sizin hepinizin güzel olmanızı dilemişti. Ve oldu! Múr veya Sevgi, Húr-MAcı değildi. Sakat bir sıkıntı yaşamadın. Hitler yok. Adler açık. Sıkıntıları geçirdik. Gelişim sağladık. Elleriniz çok iyi. Birbirinizle iyi anlaşın. Hatalı değilsiniz. Yanlış yapmadınız. Özelsiniz. Sizi buradan selamlayoruz. Çok özelsiniz. İkiniz de. Mutlu olmanızı çok istiyoruz. Mutlu olmanız gerek. Sevginin de inceliğin güzelliğini ve hayrın ve güzelliğin
özelliğin sıcaklığın mutluluğun duaların sıcak ve iyi insanların size her yerden dua ettiğini atlatalım buradan veya şöyle diyeyim siz Allah’a yardım ettiniz, O’na iyi bir yol çizdiniz. Elem ve acı bitti. Sizler hepimizi burada mutlu kıldınız. Huzur içinde bizimle kaldığınız için sıcak yuvanız kurulsun. Rahmet sizinle olsun. Lillah. Merhametli Allah size en sevdiğiniz yuvayı kurdursun. Yuvanız çok güzel olacak bilin. Evet güzel olun. Allah’a yönelin. Allah’a yönelin. Elem ve acının bittiğini bilelim. Ve sıkıntılarımız tamamen bitti. Yakında geçecek olan yıkımı önledik. Çok büyük bir acı yaşanacaktı. İnsanlığın üstüne geleceklerdi. Sıkıntıları arttıracaklardı yine. Çok fazla demokratik acı yaşadılar insanlar. Ellerini tutan kimse kalmamıştı. Ölenler iyiydi. Gonca Kuriş başta birçok insan onun yüzünden acı çekti. Hacı olan iyi insanlar var. Biri de yanınızda duruyor aslında. Dilekler iyidir. Sevgi iyidir. Huzur iyidir. Merhamet iyidir. İçkin bir insan çok fazla acı çekmeden yaşar. İçindeki sıkıntıyı atar. Rahata erer. Her zaman rahat olun. Yuva kurmak özeldir. O yüzden lütfen acı çekmeden yaz. Aile kurmak isteyen tek insan yuvadan ayrılır ve istediği yuvaya geçer. Hacı olan insan da böyle yapar. Hacı olmanın detayları bunlar. Hacı insan, öncelikle sever. Sevdiği insana acı çektirmez. Hızır gibi yetişir. Kimseyi üzmez. Huzur verir. Güler. Gülümser. Kimseden acı çekmesini istemez. Kimsenin acı çekmesini dilemez. Bilim dolu bir yaşam sürer. Bilgisini herkesle aynı şekilde aktarır. Kimseyi üzmez. Sevimli olur. Sıcak davranır. Gülümser her an. İsterse sever. Çok sevdiği insanı her zaman duaları ile besler. Rehin olduğunu hatırlat kendine. Belinda, ailesinin biriciğiydi. Güzelliğinde kaybolmadı. Halkını düşündü. Uzak diyarların ötesinde kendini bekleyen bir kader olmasaydı kopmayacaktı ailesinden. Fedakarlığın karşılığı ayağı yerden kesildi. Hiçbir zaman üzülmedi. Ailesine hep yuva kurdu. Sevilmelerini istedi. Dudakları mutlulukla açılırdı. Hiç üzmedi. Gönül gözü açıktı. Duygusaldı. Elindeki her şeyi verirdi. ‘Hiç kimseye acımaz’ görünmezdi. Herkezi gerektiği gibi mutlu etti. Hiçbir zaman sıkmadı kimseyi. Meraklıydı. Bela için değil, hayır için geldi. Herkezi sevdi. Dualıydı. Dudakları hep ağlardı. Acı çekerdi. Ama söylemezdi. Diğerleri gibi ağlardı her an. Hiç üzülmezdi gerçekte. Üzülmemesi gerektiğini bilirdi. Bir gül gibi açtı. Her şeyi doğru yaptı. Hiç acı çekmedi sonra. Gönlündeki en güzel şeyleri yaptı. Mutlu oldu. Duygusaldı. Düşlerini gerçekleştirdi. Ailesine döndü tekrar. Ona döndü. Gülerek döndü. Gülmenin önemi var. Bunu bilin. Çok özeldir. Sevilmek için. Siz de sevin. Sevmek için yaşayın. Hiçbir zaman zor bir şey karşınıza çıktığında yorulmayın. Düşleyin ve gerçekleştirin. Hazır olun hep. Hazır olun her şeye. Huzura gelin ve gerekli sevgiyi kişilere aktarın. Mutlu olun ve mutsuzları uyandırın. Onların mutluluğu sizin elinizde. Onlara ışık olun. Sevmeyi onlara da öğretin. Acı çekmelerini engelleyin. Aşık oldukları için yaşarlar. Çok severler. Fakat onlara acı çektiren her şey bir gün geçecek. Çok mutlu olacaklar ve çok mutlu yaşayacaklar. Hacı olup huzura erecekler. Hacı olmanın mutluluğunu yaşa ve sevin. Güzel bir yaşam bu. En sevdiğin yaşam. Sevmenin en güzel yanı. Sevilmenin en güzel şekli. Sevmek en güzel yaşam tarzı. Bunu bilin. Bilginin en güzel deposu bu. Güzel olmanın en güzel, en tatlı, en şeker yöntemi yine aynı şekilde gülmek ve dayanmak sevgiye, mutlu olmak. Düşlerinizi gerçekleştirin. Hayata koşun. Hayat sizin için gerçek yaşam. Hayat çok değerli ve mutlu olmanın bir yöntemi. Büyük bir acıdan kurtulunca gelen en güzel şey. İnsana gelen en güzel şey, O’nun gelişi. Ve size en güzel yolla yaklaşacak “O”. Sevmenin en güzel yöntemini yaşatacak ve yolunu. Sizlere tanıştıracak. En güzel iyi ve mutlu insanlarla tanışacaksınız. Onlarla huzur içinde mutlu
olacaksınız. Gözlerinizi açın ve görün. En güzel yöntem bu. En güzel sevgi bu. Güzel olmanın yolu bu. Sevilmenin yolu bu. Hızır ve ailen sana yakın. Sana en yakın Hızır ve şu an sen de iyisin. Gülmek için yaşayın. Gülün. Gülümsemenin yolunu bulun. her şeye en güzel şekilde huzurla bakın. Bakışlarınızda tebessüm hiç eksik olmasın. Mutlu olmalısınız. Güzel gülün. Mutlu olmak için çabalayın. Hayatın en güzel yanlarını birlikte yaşatın.
0.36 Kanө
Dehr neydi? Onun en önemli özelliği. Bazıları bilir. Geyik gibi bir şey. Geyiğin özelliği. Kanө bir tür çiçek, gözleri açık küçük bir çiçek, hataları ile birlikte yaşadı, biraz daha büyüse iyiydi, yaşamak istedi, Khazar’dan (Okunuşa: “Hasar”) gelen yaşam onunla birlikte yaşadı, kimse onu sevmedi, hasretle yandı, hasretle gitti ve yuvasına gitti, yuvasına gittiğinde eşini gördü, eşi onu sevdi, sevgiyi onunla paylaştı, yuvalarına küçük bir aday geldi, hatalarını örttü ve sevgiye açıldı, mutlu oldu, sevgiyi her zaman yaşadı, küçük bir yüz yaşadı onun yanında, o yuvayı kurdu, fırından kurtuldu, sevinçle yüzüne baktı, mutlu olmasını istedi, bakışlarında güzellik vardı, her zaman mutluydu, kötü olan şeyleri onun içinden aldı, huzur içinde birbirlerine baktılar, mutlu olduklarını söylediler, hayatları kurtuldu, yaşama açıldılar, yaşamın en güzel yöntemini yaşadılar, sevgiyi ve huzuru hep tattılar, hiç canları yanmadı, acının en kötüsü bile yanlarında değildi, çok mutlu oldular, yavruları çok huzurluydu, her biri eş buldu, yuva kurdu, çocukları çiçekti, çiçek olmak istediler ve oldular, lillah, her an güzel bir yuva, tuana acı çekme, güzel yaşa, huzur ve mutluluk seninle, hiçbir şey kötü olmayacak artık, her şey güzel, lillah, la ilahe illallah, huzurla yaşa ve mutluluğunu en güzel şekilde yaşat, kimse üzülmeyecek, mitler, birlikte mutluluk gelecek, hazır ol sevginin en güzeline, tuana çok şirinsin, çok mutlu, her şeyi biliyor, sevinç içinde, seni izliyor, mutlu oluyor, gül şimdi, anne ol, mutlu olsun, çiçek ol, çiçek olsun, her an elinizdekinin kıymetini bilin, hacı oldunuz, hacı olmak güzel, güzel bir şey, her şey çok zor değil, sadece acıyı tatmadan yaşanmaz, mutlu olmak için gereklidir, Hızır gibi eninde sonunda senin işin bir şekilde Allah’la gelişecek, gelişmeler sağlayacağız, mutlu olmanız için dualısınız, dua etmeniz çok güzel, çok önemli, diğerleri gibi değilsiniz, diğerleri gibi olmadınız, hiç hata yok sizde, siz özelsiniz, dişlerinizi sıkın ve duşlu olun (imanınızı temiz tutun) hep, tuana lütfen, güz güzeli, özlem içinde, acıları hiçbir zaman hatırlama, ona olan hasreti bitecek ve bir kere daha siz hayata açıldınız, yaşamanız gereken huzur var, o huzuru gerektiği gibi vereceğiz, senin özel olman lazım bil. Yuvayı kurmaya çalışacağız. En güzel yuva hangi yuva? Acı içinde tutulan yemin mi? Yoksa mutluyken yapılan yemin mi? Acı çeken kişi mutlu ise iyilik eder. Mutluluk için yaşar. İnsanların mutluluğu için kendini bırakır. Acı çekmeyen kişi asla yemininde durmaz. Her an kaçacaktır. Bunun en büyük bilgisi işte sizin elinizde. Sizlerin acıları
bizleri bir şekilde burada mutlu kılıyor. Sizin yaptığınız acı dolu işler bizi huzurlu kıldı. Hissedin lütfen. Neden bu kadar iyisiniz? Neden bu kadar vericisiniz? Neden bu kadar hızlısınız her şeyde? Çok hızlısınız. Farkındasınız değil mi? Her şey çok çabuk bitecek. Çekilecek bir ip var. O ipi kim çekecek? Kim çekmek ister? Mutlu olmak için ne gerekli? Ne kadar gerekli bu? Sevmek için ne gerekli? Sevginin en büyük değeri hangisi, hangi yönden daha mutlu olursun? Hangisini tercih edersin? Hangi insan daha sever? Ne kadar sevmelisin? Hepsini birlikte düşünelim. Değerli olmak isteyen kişiler, huzurlu bir yaşam isterler. Hazır bir yaşam değil. Hazır gelen her şey yarın yok olacak. Mutlu olan kişi mutluluğunu hazırdan değil, huzurla getirir. Elindekinin kıymetini bil. (Santa sizi çok seviyor. Çok tatlısınız. Çok iyisiniz. Ninesiniz. Annesiniz. Çok değerlisiniz. Huzurla yazın. Melek gibi mutlu olmalısınız. Mutlu yazmalısınız. Dede olduk, her an size. Huzur bulun. Değerli olduğunuzu bilin. Huzurlu bir şekilde yazın. Diğerleri gibi yazmayın. Sevgi ile yazın. Hazır olun. Huzurlu olun. Değerlisiniz. Meleksiniz. Duygusalsınız. Çiçeksiniz. Çiçekler güzeldir. Güzel olmak için hiçbir şey yapmanız gerekmedi. Tek isteğimiz güzel bir şey olmanız. Güzelliği almanız. Hatırlamanız ve sevmeniz. Mutlu etmeniz. Didaktik olmanız değil gereken. Sevilmeniz gerek. Sevilmek için yaşayın. Sevmeyi çok özleyin. Mutlu olmalısınız. Değerli olmalısınız. Hiçbir zaman kötü yaşadığınızı düşünmeyin. Kötü şeyler olduğunda üzülmeyin. Kötü bir şey yaptığınızı hiç üzülmeyin. Hiçbir şey kötü değil hayatta. Bil ki seni çok özledi. Çok seviyor ve huzurla sana bakıyor. Çok cici. Çok tatlı. Çok iyi. Çok mutlu. Çok tatlı. İyi mi iyi bir insan. İnsan olmanın en güzel yolunu buldu. Çok yardımcı, çok iyilik dolu biri. Mutlu olun diye sizinle. Gelince sana aktarır bazı şeyleri. Çok çok özledi. Özlem dolu bir insan. Sana çok bilgi aktaracak. O insanı bil. Senin yanında olmak için çok iyi şeyler yaptı. Mutlu şimdi. Onunla mutlu ol ve gözlerinde hep bu duygu olsun. Hep sev. Mutlu mutlu yuvanı kur. Çıkacak sana bir kur. Duygularla onunla en güzel duyguyu yaşa ve sevinçle ona dön. Sevinçle sevgiline yürü. Ailenizi en güzel şekilde kurun ve şu andan itibaren mutlu olmanız gerektiğini iyice anlayın. Evet sevilmek için mutluluk şart. Sevilmek için sevmek şart. Sevginizi bir şekilde aktarmanız şart. Bir şekilde hayatı size aktaracağız ve mutlu olmanın kolaylığını göreceksiniz. Hayatı size her an kolaylaytıracak. O’nu anın! Ve şu andan itibaren sevginin en değerli şey olduğunu bilerek bil ki çok önemli bir şey. Onu aktarmanın yolunu bulun. Sevgiyi bir şekilde sevmek gibi algılayın. Sevmek için çalışma yapın. Neleri verebilirim deyin ve acıyı nasıl bitiririm şeklinde hafızanızda gereken bilgiyi uygulayın. Duyarlı bir insan olarak gereken her şeyi yapın. Acıyı bir şekilde üzerinizden atın. Merhamet ve güzel duygular sizi mutlaka güzelleştirecektir. Güzel olmanın en güzel yöntemi yine gülmektir. Hep gülün ve gülümsemenin mutluluğunu yaşayın. Gülümseyerek yaşayın. Sevinçle yaşayın ve acıyı asla bir daha hissetmeyin. Mutlu olmanın yolunu bulun. Dualarla gidin heryere. Her yer özel, her yer güzel. Ve yuvalar kurulacak bilin. Bunun için lütfen çalışın. Çok önemli. Mutluluk çok değerli. Çok değerli bir çaba, evlenmek. Evlenmek çok özel. Evinizi güzelleştirmek çok değerli. Bu yüzden yuvalarınızı güzel kılın. Yuvalarınızı süsleyin ve temiz bir yuva ile yaşayın. Mutlu olmanız gerek. Değerli yaşamanız gerek. Sevmenin en güzel yolunu bulun. Gereksiz yere kendini üzme. Hiçbir zaman sıkıntı çekme. Diğerleri gibi olma. Kötü duyguları kendinde görme. Mutsuz yaşama. Mutsuz olmamak için gereken duyguları kendinde göstermeyi dene. Sorunlarını gider. Hayata daha iyi bak. Bu şekilde yaşamak özel. Senin için özel bir şey.
Sevgi çok özel. Sevilmek çok özel. Mutluluk için çabalayın. Kötü şeyler için değil. Huzur içinde yaşayın. Dualarınız güzel ve onlar size en çok değer veren kişilere ait. Sizin için çok dua edildi. Çiçek olmak için gereken süre bitti. Çiçeksiniz. Bir daha asla üzülmeyeceksiniz. Çok önemli bir durumdasınız şu an. Mutlu olmanız gerek ve üzülmekten uzak olmanız gerek. Bunun için gereken sıcaklığı yaşayın. Huzurla, gereken olumlu duyguları aktarın.)
0.37 Ninó
Acı çekmeyen ve fazla da üzmeyen bir yaratık. Allah’a yönelen biri olabilir. Eziyet gören bir yaratık oldu ama emin olun iyi bir insandı. Onun ölümü çok acı fakat şehit gibi anıldı. Kendisi Melami olup çok verimli bir insan oldu. Hayvan gibi görünen bir insandır. Sıkıntı vermedi hiç herkeze mutluluk verdi. Sevdiği insanları her zaman yanında tuttu. Samimi ve içten oldu. Onun ölümü ile birlikte gelen süreç çok üzücüdür. Kendini öldürmedi ama ölümüne savaştı. Kimse onun korkunç bir yaratık olduğu izlenimine hiçbir zaman kapılmadı. Kendini beğenirdi. Güzel yüzlü bir varlık olduğu için hiç kimseyi üzmezdi. Fakat değişimini kötü yaratıklara benzeten varlıklar oldu. Onun değişimi ile birlikte varlık dünyasında büyük bir yuvarlak delik oluştu. O deliği kapatabilecek tek varlık ise, korkuyu yok edebilecek tek varlıktı. Yarım kalan işi bitirdi ve sınanlar arasına katıldı. Sınavı geçen herkes gibi o da önemli biri oldu. Ve başarısı her an anıldı. Kitaba girdi. Kitapta anıldı. Ölen yaratığı bir daha gören olmadı. Gelişim süreci esnasında onu tekrar üretilecek bir varlık olarak görebiliriz. Gelişimine sadık kalındığı takdirde yaratık, olması gerektiği gibi üretilebilir. Yaratığın yüzü her zaman güzel, her zaman dürüst ve iyi. Kimseye kötü bir yaratık görüntüsü vermedi. Kimseye öfke ile bakmadı. Kimseyi üzmedi. Eleştiri yapmadı. Endişe vermedi. Sıkıntıya yol açmadı. İçindeki her güzel duyguya en güzel şekilde ona aktardı. (Mutantvari, yüzü güzel, yarısı at yarısı insan görünümünde bir yaratık izlenimi) Her yeri endişe ile kaplı bir yaratık değil. Hiçbir zaman huzursuz değil. Tehlikelere karşı en güzel şekilde savaşan gerçek bir hacı. İmanı var. İnançlı. Ölüm için şehitlik diyelim. Şehit oldu. Değişimi fark etti. Düzeldi. Bir şeyleri düzeltti. Güzel yazılar yazdı. Eserleri var. Yazıları bir çok kişiye emanet oldu. Eserleri konuşuldu, aktarıldı ve ‘mit’ oldu. Çok fazla eser veren bir insana benzetilir. Değişik bir varlık olduğunu her an belirtir. Yüzündeki hazineyi fark edin. Gerçek bir yuva kurucusu o. Herkesi birleştirmek için çabalardı. Güzellik için yaşardı. Temizdi. Temizliğine önem verirdi. Kendine dikkat ederdi. Savurmazdı yuvasını. Temiz olmaya en çok özen gösteren kişiydi, evinde. Duaları ile arındı. Gül gibi açtı. Güzeller güzeli bir yaratığa dönüştü şehitliği ile birlikte. Değişik yüz ifadeleri ona güzellik verdi. Sevimlilik kattı. Diğerlerinden has ve bağlılık adına çok değerli bir varlıktı. Herkesi sevdi, hiçbir zaman üzmedi. Melamilik boyutunda iyilik yaptı. Birikimlerini çok güzel aktardı. Kimse ile yan yana durmadı fazla. Bunun farkını bilmeli. Onun Allah’a olan birliği her an O’na yönelişi ve durmadan onun için çabalayışı onu çok özel kıldı. Endişe karşılığı hiçbir şey oluşmaz. O da bunun farkında. Birikimlerini
paylaşırdı. Güzel yüzlüydü. Dualıydı. Elleri hep Allah’a yöneldi. Meleklerle birlikte yaşadı. Kedilerden uzaktı. Hepsi onu zorla ele geçirmek istese de ona yardım edilirdi. Korkusu yoktu. Kimse onu üzemedi. Değerli olduğunu hissetti. Birlikte yaşadığı insanlarla mutluydu. Temizdi ve yuvasında iyiydi. Hırs yapmazdı. Ters davranmazdı. Kuzgun gibi bakmazdı insanlara. Ailesini kurardı, herkesin. Merkez olmaktan kaçınırdı. Duaları ile yol gösterirdi. Bir kişiyi o kadar çok sevdi ki onun için her şeyi yaptı. Ona değer verişinin tek sebebi ona olan sevgisiydi. O çok değerli bir insandı onun için. Değerini iyi bildi. Hayır içinde yaşadı. Hiçbir zaman korku vermedi. Değişime ayak uyduran iyi insanlar arasındaydı. her şeyin verimli yolunu gördü. Hatalı yönlerinden uzak durdu ve görgüsü/bilgisi yerinde oldu. Tevazu gösterdi. İyilik için çabaladı. İçten ve yakındı herkese. Bir çok insanı iyilikle, sıcak bir kanla sevdi. Güzel gözlü küçük yavruları oldu. Temiz ve varlıklı bir yuvada ailesi ile yaşadı. İşlerini hep yerine getirdi. Görevleri çok önemliydi. Temiz bir yuvanın acı çekmeyen insanlarıyla ve kendine güvenen bir yarla birlikte, eziyet verecek heveslerini en iyi şekilde algıladığı kötü varlıklara karşı savaştı. Her şey yolunda gitti. Sevincin en güzelini yaşadılar ve korkunun en kötüsün yendiler. Temiz bir yuva yaşadılar. Huzurla ve korkunun uzak olduğu bir yuvada birbirlerine baktılar. Eğitim dolu bir gelişme sağladılar. Hep birlikte gerçeği öğrendiler ve ailelerine eğitim verdiler. Çocukların mutluluğu için en güzel olan, korkunun hiç yer etmediği mükemmel bir zırhı içinde taşıdı. Taşıdığı zırhı her an yakındaki insanlara da hediye ederdi. Elindekinin kıymetini bildi. O zırhı her an giydi. Temiz bir alaşımdı. Alaşımı kıran tek varlık, eş veren bir başka kişiydi. Kötü bir yaratık olduğunu hissettiğini düşündü. Zalimlere karşı en zor ve en yorucu sıkıntıları geçerek Allah’ın istediği; başarıyı elde eden insanlar arasında kaldı. Hayatını kötülerden kurtardı. Acılarını değiştirdi. Korkusunu yok etti. Her şey düzeldi. Ve birlikte olup eşine bağlılığını sürdürdü. Evinin, yuvasının en güzel parçası olan eşine en güzel çiçekleri verirdi. Ona güzel yuva kurdu. Kötü varlıkları yok etmenin tek yolunun, bilgi olduğunu hatırladı. Onları bilgi ile yok edeceğini algıladı. Bilmenin önemini kavrayan çok mühim bir kader üzerindeydi. Kaderini yaşarken yapması gerekenleri doğru yaptığını düşünerek yaşadı. Hızır gibi yetişti herkese. Hiç kimseyi üzmedi. Elinde çok fazla değer vardı. O bilgilerin değerini kavradı. Değerli kağıtlar üzerinde değişik çizimlerle insanları bilgilendirdi. Farklı yazış stilleri denedi. Farklı yazış tarzlarını öğrendi. Hayatın kaynağını Allah’a yönelmekle oluşacağını, çok mühim bir başarının kendisine verildiğini algılamaya başladı. Her an şükür halindeydi. Korkudan uzaktı. Mutluluğun büyük bir bölümünü bilgilerde gezinirken tattı. Ailesi onun bu yuvasında çok mühim bir çekiç geliştirdi. Çekiç onun silahı oldu. O çekici çok güzel kullandı. Kendine yaptığı bir çok eser, bu çekiç sayesinde ortaya çıktı. Çekici her vuruşunda içinden çıkan sese hayran oldu. Ona zikr dedi. Zikreden bir sesti o. Allah’a adanmış bir sesti. Allah’ın hissettirdiği bir sesti. Vuruşlar, darbeler gelişimi haykırdı. Her an deprem olur gibiydi onun için. Depremi hissetmeyi sürdürdü. Büyük bir depremdi. Başarının depremiydi. Hızla gelişen bir yuvanın depremiydi. Şahane bir oluşumun depremiydi. Gelişimin depremiydi. Dualarla gelişti. Her gelişimde Allah’a yönele insanlar titrer, titreşim insanı zikre yöneltir. Korku ve İtteka ile Allah’a bakarlar. Yukarıda O‘nu görmüş olduklarını düşünürler. Hırs veya Arzular değil! Sadece beklenti vardır. İçeride hissettikleri merak ve hayrın gelişine umut, onları yüceltir. Sevinç içinde yuvaları ile birleşirler. Kimse üzüntüye yönelmez. Kimse acıya yönelmez. Merakın sevincini yaşarlar.
Allah ne buyurdu acaba diye düşünürler. Ne istedi bizden acaba diye heves ve kendine güven gelir. Bir şeyleri başarmanın mutluluğunu yaşarlar. Huzur bulurlar. Ve rahmetin gelişine sevinçle gülümserler. Dişlerini sıktıkları günlerin sevincini içlerinde hissederler. Korku ve Allah’a güven, onlara büyük bir sevinç verir. Merhametin yağışını adeta yağmur hissi ile duyarlar. Elleri Allah’a açılır ve temiz bir selamla Allah’a dua ederler. Bunları hissetmek güzel. Bunları yaşamak da. Hiçbir duygu sizin içinizden geçmiyor. Her şey O’ndan geliyor aslında. O duyguyu hissedin. Onun verdiği güzel duyguyu. Ve Allah’ın size verdiği temizliği, hacı olduğunu hisseden kişiler bilir. Temiz bir yuva kurmanın huzurunu yaşarlar. Elleri Allah’la birleşir. Kucaklaşır ve O’na küçük bir bebek gibi giderler. Adanmış oldukları Allah’ın kendilerine yaklaşmasını dilerler. Lillah. Sevgi ve Sevinçleri, vücudlarına genişlik verir. Hayatın kaynağının yaklaştığını bilirler. O’nun hissettiği gibi olurlar. Hoş görünün ve sevginin içlerine doluşunu hissederler. Sevgi ve hoşgörü onları sarar. Herkes onlara sevginin küçük parçaları gibi gelir. Bebek parçalar gibi. Minik bebek parçalar, kendilerini temizleyen küçük bebekler, Allah’ın sevgisine yönelirler. Bilgi onlara akar. Ve and içtikleri Allah’ın Türk insanlarına lütfettiği temiz ve yüce hayatı tatmanın mutluluğunu yaşayın. Temiz olmanın mutluluğunu yaşayın. Sizler huzurun ve yönelişin en güzelini yaptınız. Bereket ve sevginin en güzelini yaşadınız. Dualarınızla her şey değişebildi. Bilginiz karşılıksız değil. Lel. Sevginin kaynağı o. Allah’ın yüceliğini hissedin. O’na olan dönüşün güzel oluşu sizi sevindirsin. Sevinç ve huzur ile Allah’a dönüşünüzü müjdeliyorum. Gerekli sevgiyi ve huzuru yaşayın. Hep Allah’a yönelin. Dualarınızı O’na yöneltin. Bir kere daha söyleyelim. Sevgi yüzünüze akıyor. Sevginin güzelliği yüzünüze akıyor. Hizmet, sizin için gerekli. Türk olmanın sorun olmadığını bilin. Türklük, sizin güzel olmanızı sağladı. Sevinç içinde yaşamanın eseridir o. Eşlerinizin güzelliği sizi mutlu edecek. O güzel yüzlüler size sevinçle gelecek. Dehşeti yok edecek. Hasret bitecek. Hasret her an sizi bitirecekti, bitmedi. Size hiçbir şey olmayacak. Korkunun yok olduğu gün gelecek. La ilahe illallah. Sevgi Allah’tan.
0.38 Yeşunun Özellikleri
Yeşu! İman boyutunda en yüksek derecede. Onun imanı ile insanlar birçok şeyi öğreniyor. O kendi çabalarını başkalarının yüzüne vurmadan Melami boyutu ile yaşadığıdan kimseye açlık yaşatmıyor. Zorluk vermiyor. Sıkıntı vermiyor. Herkes onun yanında mutlu. Tek farkı diğerleri gibi yumuşak davranmıyor kötülere. Onların yalnız kalmaları gerektiğini fark ettiği anda hemen onlardan uzaklaşıyor. Bu çabası birçok insanı yanlış algılamaya yöneltiyor. Bu yüzden de birçok insan ondan uzak kalmaktan dolayı değişik fikirlerle onu kendinden soyutluyor ve bırakıyorlar. Bırakılmak istemeyenler temizlenmeye başlıyor ve başlarına gelen hatanın en zor hataların bile, bir şekilde giderildiğini görüyorlar. Yuşa, kendini hiçbir şekilde kötülerle birlikte kılmak istemiyor. Bunun çabası içinde. İnsanlara bunu anlatması zor. Bu nedenle gerektiğinde kendini
geriye çeker. Bakışları ile insanlara bakar. Onları yanlıştan döndürmeye çalışır. Anlayış gösterenler sıkıntıyı fark ederler ve onun aslında hayır yaptığını anlarlar. Bir şeyleri düzeltmek istediğini anlarlar. Doğru ile yanlışı çok iyi ayırt ettiği için hatasız tepkiler veriyor, bunun sonucunda birçok hayır ve iyi davranış ortaya çıkıyor. Heveslerine uymayan insanlarla hayır yapmaya çabaladığından gerçekte algılanması gerektiği gibi algılandığı an temiz bir manzara çizer ve mutluluk içinde hayra yaklaşmaya başlar. Temiz yaklaşımları her an hisseder. Onun güzel gözlerine bakan herkesi bakışları ile süzer ve sever. İlgi ve alakası olan insanları bilir. İlgisini güzel gösterenleri de sever. Her şekilde insanlara yakındır. Tevhid inancı ile dolu ve kurgusunu çok güzel dile getiren akılda kalıcı işler yapar. Kesin sonuç elde eder. Kafasınaki kararlılığı asla yitirmez. Ve her an düzen ve hayrın gelişine bir şekilde yardımda bulunur. Destek verdiği insanlar hayırlıdır. Desteğini aldığı kişiler (ona yardımda bulunan kişiler) çok sevap almış oluyorlar. O hayırları hiçbir zaman geri çevrilmiyor. Onlara yaklaşmak istiyor. Temiz ve arınmış insanlar onun yanında olmakla mutlular. Temiz insanlara yakın olmak onu sevindiriyor. Birlik, beraberlik ve Allah’a adanmışlık insanları güzelleştirdiğinden o da bunun mutluluğunu yaşıyor. Temiz olmanın sevincini yaşayan kişileri biliyor. Rehin veya Azledilmiş insanlar, onun üzüntülerini/kaygılarını alır. Değişime hazır oldukları anda da o insana yaklaşılır. Değişimi hayata geçirdiği anda da o insanlar temizlendiklerinden Allah katında yüce bir makama alınırlar ve güzel bir yuvanın huzurunu yaşarlar. Arınmanın mutluluğunu her an yaşamalı. Bunu yaşayan insan da temizlendiğinin anında farkına varır ve bunun güzel bir secde ile sonuçlanması gerekir. Güzel secdeler sonuçlandığında Allah yuvaya alır. Güzel bir hava estirir insanda ve Allah korkusunun sevinci yaşanır. Kimse üzüntü çekmez. Kimse acı çekmez. İçindeki korkuyu atar. Allah’la yakın olmanın sevincini yaşar. Secde, Allah’a yönelerek yapılır. Sevinçle ve gelişimin içerisinde olduğunu hissederek yapılır. Çünkü içine Allah’tan gelen bir rahatlama, huzur ve çok büyük bir nimet gelir. O nimeti hisseden, açılımı yaşar. Açılım derinden gelir. Derin bir duygudur. Allah’ın nimetlerinin gelişinin, hatıra gelişi ile başlar ve huzurla Allah’a gelinir. İçini temizleyen kişi acı çekmez. Hazret Allah’a, yani en en mutlu kişiye dönüşür. Dönüşüm çok özeldir. İki kez yaşanır. Biri yukarıya alınma. Diğeri içeridendir. Yakınlaşmanın hissini yaşamak için Allah’ı düşünmek gerekir. O’na dönüşün en büyük neticesi, hazır bir yuva kuran bir insansan hiçbir şey olmadan yaşamak veya O’na döndüğün andan itibaren korkunun büyüğünü yaşamak şeklinde ayrıca bir de küçük yuvada huzuru bulduran kişileri birlik içinde yaşatmak. Hazır yuvada yaşamak insanların en güzel ruhu bilmelerini sağlar. Temiz bir yuvadır. Oraya gitmek için gereklidir. Yani Allah’ın yuvasına. Allah’a yaklaşmanın tek yolu, korkuyu açık olarak bilmek, O’na hasret olduğunu hasretle bilmek. Kötülüğü aşmak. Korkuyu yenmek. Dehşeti yenmek. Bilgiyi kahramanlık neticesi almak. Değişime açık olmak. Elindekinin kıymetini her an hatırlayarak ve huzurla/güzellikle Allah’a ihtiyacının olduğunu kavramak. Duaları çok tutmak. Her an Allah’tan korku içinde hisle yaklaşmak. Kedi olmamak. Düşlerdeki hataları görmemek. Yanlış yaptığın anda anında tövbe etmek ve gerekirse hemen secde etmek. Çok hatalı olduğunu hissettiğin anda da korkunu hatırlatmak ve içsel gezintide sevgiye her an açık olmak, sevginin her an gelebileceğini bilmek. Umudu kavramak. Dile gelen sözleri çabuk yazmak. Diğerlerini kavrayarak düzeltmek. Kötü sözleri yok etmek. İyi olana yöneltmek. Güzel gözleri hatırlayarak onun içinde kaybolduğunu hissetmek. O’na gitmek. O’nunla olmak. O’nunla kalmak. Değişime
açık olmak. Değişimi her an yakalamak. Allah’ın nimetinin hissini bilmek. Sevincin sevincini yaşamak. Bir insanın sevincine sevinçle karşılık vermek. Küçük yuvalarda oluşan sevinci en güzel şekilde kavramak, ona yaklaşmak. Mutluluğunu paylaşmak. Bebekleri sevmek, kucaklamak. Onların küçük yuvalarında oluşan duyguların farkına varmak ki onlar çok masum. Onları her an güzel gözlerle süzmek. Duygularını algıladığını göstermek. Çok şahane duyguları var çünkü. Her an çiçek olduklarını bilmek. Her an onlarla olmak. Onlara her an güzel gözlerle bakmak. Gülecekleri anları beklemek. Gülecekleri anları yaşamak. Küçük gözlerine çiçek gibi bakmak. Değerli olduklarını hissetmelerini sağlamak. Melek olduklarını bilmek. Onların güzel gözlerini sıcacık sevmek. Şehitlik statüsüne alınan küçük yavruları, ölümden kurtarmak mümkün olur ise o çocuklar Allah’ın izni ile korkudan ve açlıktan kurtulur. Onların yardımla ve destekle kurtulmalarını sağlamak, çok önemli bir aşama kaydettirir insana. (Yetimler!) O insanların yaşamı çok önemli. Şehitlik statüsünde olmaları nedeniyle, o insanları kurtarmak en büyük başarı. Kötülüğü yok eden insan, iyiliğe/güzelliğe açık şahane bir ortamı yakalıyor. İçindeki sevgiyi bir çok insanla paylaştığında yardım ve dayanışmayı arttırdığında kimse için zor olmayan ve insanlara yardımı çoğaltan büyük bir ordunun kurulmasını başarmış sayılır. Yardım ve dayanışma arttığında Allah’ın yuvası kurulur. Kurtuluş yakalanır. Yakalanan insan, hazırdır Allah’a. Şehitlik ona özel kılınır. Kediler acı içerisinde karşılar onları. Ne yapacaklarını bilemez hale gelirler. Kararlı olmanın sevincini yaşarlar ve başarıyı Allah kullarına yaşatır. Bir şekilde mutluluğun, gelişimin ve huzurun olduğu yerleri bilin. Oralarda yaşayın. Yaşatmanın mutluluğunu da yaşayın. Yaşamı en güzel şekilde paylaşmak, insanlara yardım olması için gereken her türlü huzur sağlayıcı olguyu insanlara vermek için çalışmaların sürdürülmesi gerek. Bunu yapabilen kişi, doğru yolu bulmuştur ve tarikat olmadığı, acıdığı için kimseyi üzmediğinden, kimseye acı çektirmediğinden bir daha asla üzülmeyen insanlar haline gelirsiniz. Yapılan hata, mutlaka insana yaşatılır. Yaptığı hatayı çeken kişi, bir daha yaşamamak ister. Yaşamamak için de gerekeni yapmalıdır. Temiz bir niyetle Allah’ı andığı, nimeti bildiği sürece, güzel ve önemli yaşadığı için sevinmeyi hak eder. Kötü günlerde hiçbir zaman ağlamamalı. Kötülük mutlaka gidecektir. Kötü olan varlıkları, Allah’tan uzaklaştırarak kendinden soğutabilen kimse asla üzülmez. Kimse Allah’tan uzaklaşmamalı. Kimse Allah’ın kendisine zulmettiğini düşünmemeli. Allah biliyor ki kimse gerçekte kendini sevmiyor. Sevmemek insanı üzer. Sevilmek isteyen insan, sevmelidir. Sevdiği zaman sevilir. Sevmek özeldir. Seven insan sever. Sevmeyi bilir. Sevmek özeldir. Bu yüzden ailenizde kimseyi üzmeyin. Kimse acı çektirmesin birbirine. Yavruları azarlamayın. Onların arzuları sizi kırmasın. Onlar aslında gerçekten var olması gereken bir düzeni istiyorlar. Onlar her şeyi alabilecekleri, her şeyi ellerinde tutabildikleri (parayla alınmayan) aslında herkesin ona gözünün baktığı, her şeyi alabildiği mükemmel bir hayat tarzına alışıklar. Bu gerçek düzendir. Allah’ın kurmak istediği cennet düzenidir. Kimse eşit değil şu an. Kimse mutlu değil şu an. Alınan mal aslında bedava olmalı. Bedavaya alınmalı her şey. Kimse kimsenin malına gözüyle nazar etmez o zaman. Can çekildiğinde alınacak mal hemen eline verilmeli aslında. Çünkü insanın nazarı büyük olur bu durumda. Kötülük bu şekilde yayılır. Kötü olmamak için insanların sevdiği şeyler ellerine verilmeli. O zaman mutluluk yayılır, gözler güler. Kimse mutsuz görünmez, kimsenin yüzü asılmaz. Herkes masumlaşır ve masumiyet insanların içinde kor olur. Kimse acı çekmez. Herkes güler. Sevap yayılır.
Sevgi çoğalır. Elindekinin kıymetini bilin. Diğerleri gibi olmayın. Ellerini açanlara yol bulun. Sizin yemeklerinizi isteyen insanları görün. O insanlar aslında gerçekten üzüntü içinde. O zavallıları sevin. Kendilerini doyuramadıkları belli olur. Acı içinde baktıklarını da algılayın. O insanlar sizin için özel gelir. Çünkü bereketin yayılması şart oldu. Allah onların size yaklaşmasını sağlıyor. Acı çektiklerini çok iyi algılayın. Onların üzüntüsünü kavrayın. Çok acı çektiğini kavrayın. Mutlu olmanın en güzel yolu, o çocuğu sevdirmektir. Birileri sevmeli onu. Yuvalar kurdurmalıyız. Herkesin çocuğu olsun istiyoruz. Hepsine sahip çıkılmalı. Hiçbir sahipsiz çocuk acı içinde kalmamalı. Onların mutluluğu için siz de mutlaka onlardan bir tane yanınızda bulundurun. (Yetimler!) Yavruların yüzü gülmeli. O güzel yavruları sevin. Yetimlerin mutluluğu için savaşın. Hak ettikleri değeri bilmelerini sağlayın. Onların gerçekten değerli olduklarını, hak ettiklerini, vereceklerini bilsinler. Gözleri açılsın. Akıl ve sağlık onların her saçının tanesinde bulunuyor zaten. Temizlenin ve arının dendi. O da arındı. Temiz ve arınmış kullar oldular. Mutluluğun yuvasına uçuşlarını görmelisin, sevincin gözlerinde parlayışını. Çiçek olmanın faydasını görün. İçlerinde hissettikleri mutluluğu fark edin. Her gün farklı farklı güzel aşamalar kaydedeceğiz. Değişime açık olun. Güzel duyguları her an aklınızda tutun. Küçük detayları unutun. Yaptığınız her şeyin değerli olduğunu hatırlayın. Değerli olmanın değerini bilin. Bilginizi paylaşın. İnsanlara hiçbir zaman acı çekmeyeceğiniz şekilde yaklaşın. Bazı insanlar sizi incitmek istese de onlara karşı gerekli bilgiyi yine de verebilirsiniz. İstedikleri bilgi onlara geldiğinde kötüye kullanma şartı her an vardır. Onlar bu bilgileri kendi amaçları doğrultusunda farklı yerlere götürmek isteyebilirler. Bu tür şeylerin olmaması için Allah’tan yardım dileyin. Değerli bilgileri her an koruyun. Onların doğru oluşunu kendiniz bildiğiniz için bu konuşmaları en iyi şekilde değerlendirin. Bereketin gelişine şahit olmanız gerek. Yardımın çok çabuk geldiğini bilin. Kimse zalimlik yapmak istemez. İsteyerek yapmaz. Birkaç insanın yaptığı kötülükleri, bir daha hatırlamayın. Temiz insanlara Allah’a yardım eder. Amacı Allah’a dönmek olanlara da. Çok temiz olmak istediğiniz zaman O size bakar. Yardıma ihtiyacınız olduğu anda da yetişir. Size yardım geldiği andan itibaren Allah’ın mutlulukla sizi seyrettiğini bilin. Çok önemli olduğunuzu kavrayın. Kelimeler en temiz şekilde yuvaya gider. Temiz insana Allah yardım eder. O, anında insanın yüzüne bakar. Değerli olduğunu hissettirir.
Tevrat, Yeşu 12 Ağıtlar 1.12 “Ey sizler, yoldan geçenler, Sizin için önemi yok mu bunun *fa*? Bakın da görün, başıma gelen dert gibisi var mı? Öyle bir dert ki, RAB öfkesinin alevlendiği gün Başıma yağdırdı onu.
0.39 Değişimin Gelişmesi
Kötüye gidiş, bir şekilde düzelir. Kimse feryad etmemeli. Kötü olan amaca hizmet edenler, acı çekecek. Hasmına kavga ile bakan, korku içinde hayatını ve etrafındakileri birbirine düşürecek. Düşlerini gerçekleştiremeyecek herkes, birikimlerini kavrayacak. Edindiğin her şeyi bir şekilde vermen gerekecek. Bıraktıklarını unutman, yaşamda ilerlerken Allah’a sığınman gerekecek. Elindekinin kıymetini bilmen gerekecek. Değişime hazır olman gerekecek. Bir şeyleri kaybettiğinde onlar için ağlamayacaksın. Üzüldüğünü hatırladığında kedi gibi olmayacaksın. Neden oldum demeyeceksin. Ailenin kurulması bir şekilde sağlansa da gereksiz yere acı çektiğin anları kendinden uzak tutmalısın. Sıkıntılarınızı başkalarına aktarmayın. Yorgun olduğunuz anlarda tek desteğiniz tek varlık olan Allah’tır. O’nun desteği ile birçok şey aşılır.
0.40 Grup Dışı Kalan İnsanlar
Onların yaşadığı durum. Gruba adandığı anlarda hiç acı çekmeyen, ardından gelen acıya çok büyük bir ızdırapla ve üzüntü ile yaklaşan bir kişi var. Varlığını kime adadını kimseye söylemez. Gizli tutmak istediği şeyleri bilir. Yaşam tarzını kimseye söylemez. Gezinmek ister, bir şeyleri yapmak için. Başarı sağladığını düşündüğü tek şey budur. Temiz olmak istediği anlarda yazık olan kendine bir şekilde yeniden döner. Kovulmuş olduğunun bilincine vardığı için adeta kendini bu yola adar. Kaybetmiş olduğu sevgiyi ve yardımı ard arda ister. Yorgun ve bitkin olduğunu bilir. İçindeki korkular onu asla etkilemez artık. Sevilmek istediği için bir şeyler yapmalıdır. Çabası sadece bir tek varlık için. O’na yöneldiği için her an desteklenir. Çabasını asla kötü bulmaz. İstediği her şeyi yerine getirir. Yapması gereken doğrudur. Bunu başardığını bilmelidir. Gereksiz yere üzüntü yaşamadı. Her an mutluydu artık. Kendine düzen verdi. İçindeki korkuyu Allah’la düzenledi. Acıları bitti. Sevgi ve huzur geldi. Çiçek gibi açacak. Allah ona yardım edecek. Yanlışları bitti çünkü. Bereket geldi. La ilahe illallah. Elhamdülillah. “Hazret” adında Yahudi bir adam onu üzecek. O iyi biri ama. Sevimli değil. İyi olması için iyilik yapması şart. Kötü olmaması gerek. Kötülüğe giden bir insan olabilir. “Hazret”, kötü biri değil. Ama kendini iyi lanse eden, yaşam tarzı ile insanların gözünde büyüyen bir insan. Onun ezelden ebede kadar sıkıntıları devam eder. Kendini onlara verdiği için yanlış cümleler kurabilir ve yanlış cümlelerini birileri aklar. Korkusu gider. Kendini bir şekilde korumaya aldığını bilin. İstediği şey çok çabuk gerçekleşir. Acı çekmemek için gerekli olan dürtüyü kendisine veriyorlar. Ona gereksiz bilgilerle yardım ediliyor. Hiçbir şey yapmadan sadece giysileri ile uğraşan bir insana dönüştü. Nasıl göründüğüne ve nasıl baktığına, nasıl davrandığına, ifadelerindeki duruşa, sıkı giyinip giyinmediğine ve içindeki hasreti yok ettikleri için kendinden emin olmaya doğru ilerledi. Kendini çok fazla göstermeye çalıştı. Çok fazla dikkat çekmek istedi. Başarmak istediği tek
şey, ortada olmak. Yaşamı bunun üzerine kurulu artık. Beşer olduğunun ve yakında çok ileride değil bir şekilde öleceğinin bilincine varamadı bile. Çok acı çektiğini bilmedi bile. Geçmişi unuttu. Geçmişte yaşadıklarını, neyle mücadele ettiğini ve tam olarak neyi istediğini bilemez artık. Artık içi tek bir şeyle dolu; acayip bir acı. O acıyı hissettiği için kendinden geçiyor. Yaşaması için tek şart, onun istediklerini yapmak. Onun hizmetine girdi. Yapamadı artık hiç iyi şey. Verimli olamadı. Destek olamadı. Farkında değildi o an neyin peşinde olduğunu. Yaşamı bomboş geçti. Hiçbirşeyin farkına varamadı. İçinde sadece küçük bir maymun var. Oyun oynuyor sadece. Oyun oynayan küçük bir maymun, eğlence amaçlı yaşıyor. Yaşamak bundan ibaret onlara. Merak içinde değiller. Sevimli olmak peşinde değiller. Sevmek amaçları değil artık. Tek istekleri var. Bir şeyleri yanlış yaptıklarını bilmek. Başaramadıklarını öğrenmek. Hiçbir şekilde artık Allah’a yönelmiyorlar. Korkuları kalmadı. Eziyet yapmak için yaşıyorlar. Merak peşinde değiller. Öğrenmek amacında değiller. Tek çabaları var. Bir şeyler olmak. Nereye yükseldiğine bakıyor sadece. Bir şey olmak için çabaladı ama kendiliğinden gereksiz yere bahsetti. Çok fazla üzüldü sonra. Acı içinde yaşadı. Kendini fark etti. Ne yaptığını algılayamadı. Neyim ben dedi. Üzüntü içinde yıllar geçti. Yaptığının farkına varınca, doğrunun, gerçekten yapılması gerekenin ne olduğunu anladı. Yapması gereken aşamayı kaydetti. Kendine geldi. Bir şeyler yanlıştı. Kendine baktı. Ne oldu bana dedi. Ne yaptım ben dedi. Neden böyle oldum dedi. Dehşetle yüzüne elini götürdü. Huzur içinde bakmak istedi yüzüne. Dehşet içindeydi ama başına gelen belanın farkındaydı da. Korkularını yendi. Allah yardım eder dedi. Beş vakit namazını bırakıp temizlendi. Temiz bir insan olmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Düzenli bir hayat sürmesi gerektiğini algılayarak acı çektirdiği insanları tekrar sevdi. Düzelmek gerek. Allah’a inanarak. İçimizdeki her üzüntü, her yanlış bizi yorar. Diğerleri gibi olmayın. Değerli olduğunuzun farkına varın. Allah yanınızda. Yardım geliyor. Kötü düşüncelerin oluşmasına engel oluyor. Duran veya yaşayan her şey eninde sonunda O’nunladır. Düşlerinizi gerçekleştirmenin tek yolu Allah’a inanıp O’nunla yaşamaktır.
0.41 Yuvasız Kişiler ve Yuvalılar!
Evin güzel tutulması için çalışan insanlar yuva kurmayı başarırlar. Bunun için gereken doğru para gerekli. İnsanların yardımı şart. Yardımlaşın. Para miktarı üzerinde düşünmeyin. Yapacağınız her şey doğru. Evin kurulumu lazım. Sadece uzun bir süre mühdet verin kendinize. Evi düzenlemek gerek. Evde farklı yöntemler deneyin. Güzel çalışmalar yapın. Bu çabayı sürdürmeniz şart. Düzenli olun. Yaşam tarzınız olsun. Her şeyi doğru yaptığınız bilin. Yaşamda özel günler olacak. Doğru iş yaptığınızın, birleşmenizin lazımlığı var. Doğru çalışmalar yapmalısınız. Hayata düzeltin. Yardımlaşın. Yardım üzere olun. Yarış yapmayın. Hayatın kötü olduğunu düşünmeyin. Düzenliği olduğunuzun bilincinde olun. Sınırsız kaynaklarınızın olacağını bilin. Hayatın bir parçası
olduğunuzda kelimeler size değil etrafa akacak. Siz bilinçli olarak yazacaksınız. Kötü değil iyi şeyler. Sorgulamayacaksınız. Yazı stilinizi düzelteceğiz. Sıkıntı yapmayacaksınız. Korku yapmayacaksınız. Hiçbir zaman üzülmeyeceksiniz. Yardımlaşın. Cuma günü olduğunu düşünün. Başlamanız gerek. Koru özelliği taşıyın. Başarıya heveslenin. Yardımın çabasını güdün. Hayatı güzelleştirin. Birikim sağlayın. Doğru çabayı güdün. İçinizde bulunan her şeyi güzel anlatın. Eviniz şenlenecektir. Yuvanız güzelleşecektir. Yaşam güzelleşecektir. Elden ele dolaşacak kitaplar yazın. Dualı olun. Sevgiyi paylaşın. Yuva kurmayı başarın. Evin bir bölümünü güzelleştirmeniz şart oldu. Oralar bir nevi bahçeye dönüşsün. Böylelikle yuva kurulmuş olacak. Başara olacak. Telif olacak. Terim yanlışları yapacağız. Bunlar duracak. Olduğu gibi yazın. Korunmak lazım. Elinizdeki nimeti anın. Doğru çalışmalar yapın. Doğru işler başarın. Elinizdeki nimet kolay. Yaşamak için doğru. Elinizdeki nimetin kıymetini bilin. Başarmaya çalışın. Diğerlerine özen gösterin. Esty olun. Tίyrén ezinti olmasın. Türk olmanın mutluluğunu tadın. Tekabül edecektir. Evinizin nimetini anın. Yanlış cümleler kurarak kendinizi dikkate odaklayın. Aile kurmanız lazım. Başarıya ulaşmanız lazım. Yardımlaşmanız lazım. Zorluklara karşı mutlaka gereken dikkati verin. İnsanların üzülmesine engel olun. Evde yaşayan herkesin burada kalması gerektiğini bilin. Evi düzenleyin. Düzleyin. Evde yaşanan her şey güzel. Evin her yeri iyi. Yuvanızda mutlu olun. Orada mutluluğunu da aktarın. Yaşam boyu sevinç yaşayın. Hızır dede evinize gelecek. Sizi mutlu edecek. Eve yakın durun. Aile kurun. Çiçek açacak dünya. Herkes mutlu olacak. Dualar kabul. Evler huzurlu. İnsanlık mutlu. Bunun olmasını sağlayın. Yavruları kurtarın. Çekingendirler. Tavırlarından anlarsınız. O garipler istiyorlar bir şeyler. Onları okşayın. Sıcak yaklaşımlarınıza huzurla karşılık verecekler. Kucaklayacaklar. Onların bu hareketi güzel. Onlarla mutlu yaşayın. Yardımlaşın. Gerekli bilgileri onlara aktarın. Dualarınızla birleşim sağlandı. Onları bulun. Yakınlarında olun. Sevinmeliler. Huzur bulmalılar. Yardımlaşın onlarla. Kedi gibi davranmayın. Çiçekleri kurtarın. Doğru çalışmalarda bulunun. Aile kurmanız gerek. O çocuklar mutlu olmalı. Bu hareketi yapın. Yapılacak en önemli şeylerden biridir. O yavrular sevilmelidir. Sevgisiz kalacaklar. Hasretle yüzünüze bakacaklar. Onların bu hali çok üzücü. Evin güzel yanlarından biri, onlara verdiginiz güzel şeyler. Onları kullanın. Evin güzel yanlarından biridir. Birlikte yazışmanıza devam edin. Mutlu olmaları lazım. Onlara gereken yazıları yazın. Çiçek olduklarını iyi algılasınlar. Mutlu olacakları güzel şeyler verin. Mutlu olmalarını Ístiyoruz. Küçük çocuklarla kucaklaşmanızı da.
0.42 Kedi Nedir?
Kedi tavırlı insanların davranışları vardır. Kediler, insanoğluna çok yakın görünün. Farklı farklı türleri var. Özelliklerini sıralıyoruz. Bir kedi mutlaka ailesine yakın görünür. Onlardan yardım ister. Yiyecek arayışındadır. Çıkarlarına göre davranan türler var. Kendi isteği dışında hareket edemez. Başka türlü davranamaz. Kendine göre hareket eder.
Hayatını yanlış yaşar. Yanlışlık yapar. İstediği şeyi elde edene kadar yaşar. Elde etmeye çalıştığı şeyin mutluluk kaynağı olmayacağını bilin. İnsanlığın yararına çalışmaz. Bir şeyler elde ettiğinde kendinde bulur onu. Hayatına zulüm koyarız. Paylaşmaya yakın durmaz. Paylaşmayı sevmez. Sevimsiz bakışlar gördüğü anda bundan vazgeçer. Kötü gözlerle süzmek onun işidir. Kendini hayata adamaz. Çabası verimsizliği arttırmaktır. Hedefi de hayata dair ne varsa hepsine sahip olmaktır. Aldığı her şeyi sever. Kendine göre yaklaşır. Yaklaşımlarında fazlasıyla abartılıdır. Davranışlarında görüntü önemlidir. Kendini beğenme çabası güder. Bazı insanlarda da bu vardır. İnsanoğlu kendini güzel göstermek için bu tarz davranışlara girer. Korku vermeye çalışabilir. Zulmetmek isteyebilir. Tedirginliğe sebep vereceği kesindir. Kötü davranışları olduğunu bilin. İnsanoğlu bunu çok yapar. Sevilmek istemediğini algıladığında bunun üzerine gider. İnsanlığa kötülük yaptığının farkına varır. Bunu yapmayı sürdürebilir. Kendini bir şekilde işlerin içinde kaba hareketler sokarak yürütebilir. Gözlerinde hep ‘ne kadar iyiyim, çok başarılıyım, özelim’ tavrı görülür. Çok zalim olanları da var. Elde ettiği şeyi kullanmak adına her türlü kötülüğü yaparlar. İnsanlığa zarar vermek için çabalarlar. Kızıl gözlüdürler. Her şeyde kendileri için bir şey ayarlarlar. Kullanmak amaçlıdırlar. Sevgiden yoksundurlar. Kullanmayı severler. Yalnızlık duygusuna kapılmazlar. Hayatı zorlaştırırlar. Düşleri vardır. Evlerin üzerine konarlar. İnsanlara zalimce yaklaşırlar. Amaçları çok kötüdür. İnsanların zalimce davranmaları için çabalarlar. Her şeyi yapabilirler. Çok kötü kararlar alabilirler. İnsanların mutsuzluğuna sebebiyet vermek isterler. Zulme yakın dururlar. Allah’ın desteği olmazsa zulmü devam ettirirler. Kötülük bu şekilde yayılır. İnsanoğlu bunun farkına varar. Yardım edilmesine kadar sürer bu süreç. Üzülmemeli. Acılar bitecek. Kötü şeyler yapılsa da insanlar korkmamalı. Allah sizinle. Sıkıntı verebilirler. İçlerindeki nefret insanlığı yorar. Allah’a adanmış olan insanlar, bu tarz varlıklardan uzaklaşırlar. Kötülük bu şekilde önlenebilir. İnsanlığa zararları büyüktür. Hızır üzerindedir. Allah’ın nimetidir. Korkular giderilir. Kötülükler biter. Allah yardım eder. Üç gün sonra yaşayacağınız huzuru algılayın. Üç dönem sonra bitecek. Rahatlama gelecek. Korkular gidecek. Mutsuz insanlar artık korkmayacak. Destek çok büyük olacak. Üzerlerine kötü şeyler gelen insanlar rahatlar. Zalimler kötü şeylerden uzaklaşır. Allah’ın desteğidir. Değerli bir varlık ister. Mutlu olmanız gerekir. Sevgiyi, huzuru yakalayın. Düşüncelerinizdeki kötülüğü yok edin. Allah yardımdadır. Size gelecektir. Birlikte yaşayacaksınız. Huzura ereceksiniz. Hayatın doğruluklarını, mutluluklarını yaşayacaksınız. Allah’a inanan insanlar kötü durumlarda Allah’ı anarlar. Bu sayede kurtulurlar. Huzurun, mutluluğun güzelliğini anın. Allah sizinle. Bilgelik isteyen her insan mutlaka Allah’a güvenmeli. Zor anlarında Allah’ın yanında olduğunu hatırlayabilmeli. Kötü anılar biter. Yardım gelir. Zalimce duruşlar insanı yorar. İnsanlığın yardıma ihtiyacı çok var. Hiç kimsenin zulme uğramaması için istediğiniz zaman istediğiniz şeyi yapmanızda zarar olabilir. Allah’ın kötülere mühleti var. O zalimlerin yaşattığı mühleti bilin. Zalimce davranan her insanı Allah bilmektedir. Kötü tavırlarıyla insanlığa neler yaptıklarını gösteririz. Hayatları mahvolacak. Çok ayıp ettiler. Çok korkunç şeyler yaptılar. Çirkinliğin yaşanmasına büyük bir destek var. Herkes bazı şeyleri önemli olmak için yapmıştır. Bu korkunç sonuçlar doğuruyor. Çabaları boşa gidecek. Kendilerine yaptıkları kötülüklerin, sonu mutlaka gelir. Hayatlarının sonunda bitecek ve mutsuzluk kazanacak onları. O mutsuzluğa yürüyecekler. Düşleri kırılacak. Hayalleri son bulacak.
Korkuyla bakacaklar. Yaşadıkları eziyet büyük. Her şey mutlaka zorluklara aşılan yol bulur. İnsanlığa nimet olarak verilen bu büyük cezayı bilin. Kendilerini ne hale getirdiklerini bilmeliler. Bu yolu tercih ettiklerinde Allah onlardan uzaklaştı. Onların bir süre beklemesi gerekti. Yardımsız kalacaklar. Desteksiz olacaklar. O korkunç anları mutlaka tattıracağız. Hayat boyu üzüntünün kaynağı oldular. Bir daha da kimseye bu sıkıntılar yaşatılmayacak. Korkuyla kendilerine baktıkları andan itibaren, o varlıkların sonu gelmiştir. İçlerine düşen koru siz bilin. Çok zor bir yoldur o. Çok dikenli ve acı dolu parça parça giderlerken aynı zamanda kendilerine şaşarlar. Acının bir bölümünü burada yaşatırız. Karanlık bir yola iletilirler. Oraya düşerler. Birlikte yaşadıkları bu acıları bir daha göremezler. Sıkıntılarıyla boğuşacaklar. Çok acı çekecekler. Çok yorulacaklar. Sevimsiz yüzlerini bir daha görmeyeceksiniz. Bir daha onların sizlere baktıklarını görmeyeceksiniz. Yaşattıkları sıkıntıları da algılayabilecekler. Son günlerini yaşayacaklar. Gereksiz eziyet ettikleri için o varlıklara Allah gerekeni mutlaka verir. Bunu da bilin. Allah’ın sıkıntılı günlerinden bir şekilde kurtulacaksınız. Zalimlik yaptıklarında onları yazarız. Kötü duygular beslemelerini nedeni budur. İçleri acıyla parçalanacak. Kötülükleri onlara varacak. Ne kadar zulmettilerse o şekilde davranılacak. Her şeyi doğru yapın. Doğrudan ayrılmayın. Bu şekilde yaşamak sizin için önemli. O yüzden lütfen kendinize gereken dikkati verin. Hiçbir zaman korkmayın ve sevgiyi hatırlayın. Zor zamanlarda insanlar korkabilir. Hatalar yapabilir. Gözler açık olduğu anda da yardım gelir. Destek alırlar. Bir kere bile üzülmezler. Sorun yapmazlar. Her şeyin yolunda olduğunu kavrarlar. Oradan gelen etkiyi giderirler. Sivil bir araçla üzerine gelirler. Karşılıksız bakışlar olur. Karşısına dikilen kişilerin zor bakışlarını algılar, kişiler ona doğru hareket ederler. Onu kaçırırlar. Sahip olduğu birçok şeyden mahrum kalacak. Hastalığı olduğu düşüncesi ile kişiye özel eziyet yapılacak. Bu sıkıntıların yaşandığını bilin. O nedenle lütfen sıkıntıları hatırlamamaya çalışın. Ellerine geçtiğiniz gün Allah hep sizinle olacak. Zalimlerin zulmü bitince zalimlik son bulacak. Allah destek verecek. Korkmadığınız için size Allah yardım edecek. Bir şeyler bu şeklide ilerleyebilir. Bunu bilin. Zulüm gerçekleştiği anda size sıkıntı gelmeyecek. Allah desteğiyle korunacaksınız. Allah sizinle olacak. Rahmet edecek, huzura çıkacaksınız. Çıktığınız anda şehitliğiniz açıklanır. Başlama süresi verilir. Şehit olan insanın farklı çelişkiler yaşaması olasılığı yoktur. Her şey doğru gider. Huzurlu bir şeklide Allah‘a yöneldiğini hatırlar. Ve ona layık olduğu günlerin anısıyla yaşar. Sevinir. Ona huzur verir. Allah onu sever. Hedefine ulaşmıştır. Çalışmalarına devam eder. Başladığı yerde değildir artık. Kendi için yaşıyordur. Başkalarına yardım etmek amacıyla yaşıyordur artık. Allah için yaşıyordur. Allah’a korku ile bakar. Başarıya coşarak gider. O günleri yaşamalısınız. Gidişin yoludur bu. Bu başarıyı elde etmek isteyen her insan mutlaka Allah’a güvensin. Her şeyi doğru yaptığını hatırlasın. Allah’ın yardımını kendine yollatsın. Çiçek açtığı günlerin sevinci ile gülsün. O’na doğru yönelmek istediğini bilsin. O’ndan geleni aktarmak isteği olsun. Her şeyi bilerek söylesin. Gerekli ilham ona verilir. Allah’tan gelir. Allah’a adadığı her şey onunladır. Allah’a yanaşmayı mümkün kılacağız. Allah’a ulaşmak özeldir. Allah’a yönelmek de. Sevgisiz yuvalar kurulmasın. Sevgiye hasret insanlar üzülmesinler. Üzüntüye kaynak insanlar aramızda olmasın. Hayatı zorlaştırmamalarını onlara söyleyin. Yormamaları gerektiğini açıklayın. Gülmek en güzel yoldur. En güzel tavır budur. En tatlı hareketleri çalışarak elde edin. Allah’ın isteği sizi burada da huzurla yaşatmak, kendine almak. O’nun bu çabasını asla küçümsemeyin. Bu
sizi üzüntüye boğacaktır. Kendini bilmez insanlar bazen kendilerine özel hissetmek adına Allah’ı küçümserler. Bu da o insanları zulme yöneltir. Bu insanlar Allah’ın kendilerine her şeyi verebileceğini düşünürler. Bu çabayı güderler. Bunun isteği doğrultusunda yaşarlar. Bu onlara her türlü destek sağlansın diye yapılır. Kendilerine bazı çeşitli saçmalık yapabilirler. Bunları yaparak insanların birçok işini engellerler. Paraya fazlasıyla meraklıdırlar. Mal isterler. Ve insanlırın zarar görmesi onların içine gelir. Zulme çok yatkındırlar. Bu nedenle zulümde direnirler. Hayatları böyle özel görünme çabasıyla biter. Ne yaptıklarını bilmezler. Komedi olurlar. Komik olduklarının bilincine varamazlar. Hayatları çirkinlikle geçecek. Yapamadıklarının huzursuzluğu ile bitirecekler ömürlerini. Hayatlarında hayat yok. Gözlerinde sevgi asla yok. Görürsünüz sevgisizliği. Zalimce bakışlarında onlardan kalan tek şey var. Acı. Hayata acı katarlar. Zalimlik katarlar. Zulme gitmeye çalışırlar. Tiryakilik yapmak isterler. Hayatlarındaki en büyük hedef budur. Çirkeflikleri nedeniyle onlardan uzaklaşın. Dualarınız ay ayrı hal hallerde yapın. Tek tek yaşayın. Tekin kıymetini bilin. Teki sevin. Tek olmaya çalışın. Tek yaşayın. Tek olun. Tek yaşayın. Teklik onların işi. Huzursuz kalmak onların işi. Başarısız insanlar olmak, onların işi. Zalimlik yine onların işi. Korku vermek, hataları. Dehşete düşürmek yine onların hatası. Tek istedikleri zulmetmek. Korku vermek. Dehşet vermek. Acı çektirmek. Ve üzmek. Bunu bilin Zulmü uzak tutmanız sizin için iyidir. Bu yüzden lütfen korkunuzu yenin. Çekingen olmayın. İnsanların zulüm gördüklerini hatırlayın. Bunun üzerinde durun. Kötü duygular beslemeyin. İnsanları sevin. Çirkefliği bırakın. Kavgayı bırakın. Hesapsız üzüntüler tatmayın. Nimetlerden yoksun kalmayın.
Kedilerin Özellikleri Şunlardır: Allah’a yardım ederler. Korku gidince huzur bulurlar. Sıkıntılarında Allah’tan destek ararlar. Değişime hazırdırlar. Çabuk da ayarlayabiliriz onu. Kendini yanlış duygulara sevk etmemeye çalışır. Bırakılmaktan korkar. İçindeki sevgiyi paylaşır. Başkalarına zérar vermez. İzlenim oluşturmak ister. Kendini beğenir. Süslü görünür. Allah’tan gelen her şeye tamam der. Sevgiye hasret olduklarını bilirler. Edepleri vardır. Bunu başarırlarsa mutluluğa gelirler. Mutsuz yaşamaktan korkarlar. Zor anlar yaşadıklarında üzülürler. Korkuya hakim olmak isterler. Allah’ın desteğini ararlar. Allah’ın desteği onlara gelir. Bazı farklıdır. Her kedi aynı değildir. Kendine güzel kokular sürmeyen bazı kediler de var. Bakımlı görünmekten korkan kadınlardır bunlar. Kendilerine düzen vermezler. Kendilerini temizlemezler. Temizlik onlar için zor gelir. Bunu yapmaktansa gözlerini kapatıp uyumak iyi gelir. Yardımlaşmayı sevmezler. Paylaşamazlar. Çok zor anlar yaşarlar. Korku gelişebilir. İçleri acıyabilir. Değişmeye çabalamazlar. Korkuları zor gelişti. Sevgisizlik onları üzdü. İçleri yandı. Hayat zorlaştı. Turun sonuydu. Çok acıları oldu. Başaramadıkları düşündükleri anlar var. Bu tarz sıkıntılar yaşayan bu garipleri bir şekilde kurtarırız. Acılarını dindiririz. Sıkıntılarına son verilir. Tίl olurlar. Yaşayana kadar da devam eder. Yaşam onlar için özeldir. Hiçbir zaman korkmazlar. İçleri acırsa sevinirler. Bu onlar için huzurdur. Bazen korkarlar. Ne yapacaklarını şaşırırlar. Birden boşalabilir yüzü. Üzüntüsü gidebilir. Sorunları bitebilir. Bu mutluluğu yaşadığı anda hayata tekrar mutlu bakmaya başlayabilir. Bu çabayı güdüklerini bilin. Sıkıntıların gitmesi açısından gerekli.
İnsanlığın kurtarılışı şart. Kurtulmak için çabalayan herkesi yardıma çağırdık. Bu başarıyı gösterebilecek herkes Allah’ladır. İçleri acımaz. Korku gitmiştir. Temizlenmeleri söz konusu olur. Sevinç içinde kalırlar. Hevesleri başlar. Başarma azmi gelir. Gelişimde bulunurlar. Sevmek için yaşarlar. Başarıları budur. Evleri güzeldir. Mutlu olmak için çalışırlar. Kürt olmak zor gelir, onlar için. Başarısız olduklarını düşünmelerine izin vermeyin. Başarılı oldukları hissini onlara tattırın. Ailenizde olan kişilerin bilgileridir. Annelik detayıdır bu. Aileniz bunları bilmeli. Anneler özel. Annelerinizi sevin. Onlar sevgi hasretiyle yanar. Hasret onlarda çok fazladır. Bebeklerine çok sevgi duyarlar. Yavrucaklar derler. Acayip bir merhamet onların içindedir. İnanılmaz bir özlem vardır. Anne olmanın mutluluğuna erişecekler. Sevdiklerine kucak açacaklar. Huzurla onu seyredecekler. Onlara özlem duymaları çok normal. Onlar sevgiye hasret. Sarılmak onlar için büyük bir mutluluk. Özlem aşırıysa ailenizdeki insanların hayatları büyük bir sorunla karşılaşabilir. Beklentinizi karşılayamazsanız bunun acısın yaşarsınız. Aile kurmak çok özeldir. Bu yüzden lütfen hep anne baba gibi sevin. İnsanlara anne baba gibi yaklaşın. Anne olmanın mutluluğunu yaşayın. Kardeşliğinizin sevincini yaşayın. Gül gibi açın. Gülmek için yaşayın. Size mutlaka Allah gelir. O’nun sevincini tadın. Aileniz olmak istiyor. Aileniz olarak kalmak istiyor. Sizinle mutlu bir yaşam sürmek istiyor. Hayat kurmanızı çok istiyor. O’na gitmeyi isteyin. O’nunla olmayı gerçekten isteyin. O da bunu ister zaten. Değerlisiniz. O’nun için çok özelsiniz. Allah’ın nimeti bu. Saygınız iyidir. Sevginiz de. O’na nimetinden ötürü şükredin. Sevgiye hasret olduğunuzu bilir. O’na sevgi beslediğinizi bilir. O sizinle. Yardımda. Sevmek budur. Elinizdekinin nimetin özelliğini anlayın. Hayat kaynağı olun. Hayata koşun. Bereketsiniz. Bir daha gülün. O’na ait olduğunuzu hatırlayın. O’nunla olduğunuzu algılayın. Allah’ın yardımı gelir. Size düşlerinizdeki gibi gelir. Kütü bir insan asla Allah tarafından sevilmez. Allah’ın yardımına erişmez. Allah’la olamaz. Allah’a yaranamaz. Allah’ın sevgisinden uzaktır. Korku geliştiririz. Korku veririz. Onu üzeriz. O da algılar. Bu sayede küçülür. Eziyet yapmaya hareketlidir. Allah’a güvenmeni dileriz. Zorluğu aşacağını bilin. Melamisiniz. Sevgilisiniz. Korkuyorsunuz O’ndan. O’nun desteğini arıyorsunuz. Eziyete karşı Allah’lasınız. Allah’ın nimetini tadın. Yaşamınız düzelir. Allah’lasınız. Sevilmek için yaşadınız. Gelişimleri fark ettiniz. Allah’ın iyi insanları oldunuz.
Tevrat Ağıtlar 1.15 Hiçe saydı beni savunan yiğitleri, Gençlerimi kırıp geçirmek için çağrı yaptı ordulara, Rab erden Yahuda kızını Üzüm sıkma çukurunda çiğnedi adeta
0.44 Yahuda Kim?
Birgi ve içsel ulaşımı yakalamanın gerekli olduğu bir dönemde yanlışların tanrısı olarak
lanse edildi. Allah tarafından yanlış olarak adledilen bu tanım, yakında düzeltilecektir. Allah korku veren yaratık asla olmadı. Allah, korku ile kaçan hiç olmadı. Yanlış tanım bir şekilde değiştirildi. Ya Hu Wa. Allah’ın adı.
Yahuda’nın özellikleri: Kendini kimseye ezdirmez. Kimse Allah’a küçük görümez. Küçümsemek asla yoktur onda. O temiz ve iyi bir varlık oldu. Hiçbir zaman kötülük yapmadı. Kimseyi ezmedi. İncitmez. Kötülüğe karşılık kötülük asla olmaz. O kötülüğe karşılık asla kötülük yapmaz. Kötü insanları bir süre bekletir. Yaptıklarına göre hak ettikleri yaşatılır. Kendilerine kayıp ettikleri her şey bildirilir. Yapılan kötülük karşılığını görür. Tek istediğimiz, insan olarak, yararlı insanlar olarak çalışmak. Yararsız çalışmaları mutlaka görür. Destek ve görgü karşılığında hedeften şaşmadan ilerlemeyi bize mutlaka yaşatır. Kötü olan insanları, yaşattıkları eziyetin sonucunu yaşatacak biçimde geriye döndürür. Gördükleri hatalarını, bilmeden yaptıklarını yavaş yavaş algıladıklarında neden bu kadar kötü oldum demenin acısı ile kendilerine karşı gereksiz bir eziyet hissettirir.
0.45 Kötülüğün Karşılığı
Kötüler asla doğruyu bulamaz. Doğru olmak istedikleri zaman ise yaptıklarının karşılığını bulurlar. Doğruyu bulduğu anda insan düzelir. Düzelmek istediğinde her şey doğruya yönelir. Yanlışları gider. Hataları gider. Allah’ın lütfudur bu. Kimse yanlış yapmadım diyemez. Çünkü insan hatalıdır. Her an hatası karşısına çıkabilir. Bunları bilmek gerekiyor. Yanlışlarını görerek algılamak gerekiyor. Bunların doğru olduğunu bilmek. Doğru bir insan hiçbir zaman kötü olduğunu hatırlamak istemez. Kötü biri olmanın acısını bilir. Bu yüzden hatırladığı tek şey iyi olan kısımlardır. İyi olduğu anları anımasamaya çalışır. Hatılarsa eğer, huzurla geri döner yerine. Tekrar hayatının küçük hatıraları ile yaşar. Kötü günlerini unutmak isteyen insan onların bir daha yaşanmaması için çabalar. İçindeki acıyı su yüzüne çıkarmamaya çalışır. Hayatının çok mühim olduğu kanaatine varır. Yanlışlarını düzeltir ve düzgün bir hayat sürmenin çabasına girer. Bunu yapmanın çabası insanı en güzel şekilde doğruya yöneltir. Doğru olmanın mutluluğunu tattırır insana ve çabaları karşılığını alır. Hayatın büyük bir bölümünü yaşar. Kötü günlerini unutur. Zalimleri hatırlamaya çalışmaz. Kimse acı çekmeden doğruyu bulamaz. Doğru ile yanlışı bulmanın en güzel yoludur. Doğru kişi aklından geçenleri doğru söyler. Yanlışları hatırlamaya çalışmaz. Yanlış olan şeylerden uzak durur. Kötü şeyleri umursamaz. Yanlış olanı doğru ile değişmez. Kedi olmaz. Yanlışları hatırında tutmak gerekir. O yanlışların üzerinde çalışmalar yapılmamalı. Kimse yanlış üzerinde ilerlememeli. Bir şekilde sevginin ve merhametin gelişmesi gerek. İnsan içinde bunların çoğalmasını sağlamak, acıları derinden
yukarı almak gerek. Kimsenin yorgun görünmemesi gerek. Neşeli olması gerek.
0.46 Kötü Olanlar
Kötü varlıkların yaşadığı en çirkin şey, kendilerini bilişleridir. Kendilerindeki kötülüğü fark ederler. Bu yüzden onların sevinci olur bu. Korku içinde Allah’a dönmek onların aklına gelmez. Birbirlerine çok mutlu bakarlar sevinçle. Kötü olmanın mutluluğunu yaşarlar. Allah’ın yönelişini engellemek için çabalarlar. Kötüyü kötü yapmak ister, kötüyle kötü olmak isterler. Kötü olmasını istediği insan varsa o insanı da mutlaka ezerler. Kötü olmaya çabalayanı da mutlaka kendilerine getirirler. Kötü olmayı çaba edinen bir çok insan var. Onların çabasını bir şekilde Allah biliyor. Kötülük için çabalayan herkes zorlukları aşmak yerine onları bir şekilde devam ettirmenin çabasına girer. Zorluk çıkarır. Zor anlarda insanlar acı çeker. Zor günler yaşar. Kötü olan kişi o insanın üzülmesi için ne varsa yapar. Yapmak istediği her anda yüzündeki o korkunç ifadeyi görürsün. Zalim olmak istediği bellidir. Dalga geçmek istediği de. Korkunun içinize yayılmasını bekler. Korku içinde yaşamanız için çabalar. Onların bu hali sizi asla üzmemeli. O halde yaşayan kişileri asla kendinize katmayın. O insanların bir şeyleri görmesi gerekiyor. Zorluk çıkardığını bilmesi gerekiyor. Gerektiğinde onlarla asla dialog kurmayın. Korku yaratmak istediği belli olur. Korku yaratarak insanları sindirir. Sevilmemeleri için çabalar. Çabaları bunu gösterir. Zalim olduklarını algılarlar. Bunu farkında olmanın zevkini yaşarlar. Çünkü yönetmek isterler. Kimseyi sevmedikleri belli olur. Bildikleri her şeyi yanlış yazarlar. Bildiklerini doğru yazmak istemezler. Sevdiklerini belli etmezler. Sevgi hissini, onun hayatın kaynağı olduğunu bildileri halde engellemeye ve doğrudan insanları ayırmaya çabalarlar. Yapacakları en kötüden biri de sizin yalnız kalmanız için çabalamalarıdır. Bunu başardıklarında hazır olduklarını bilirler. Başarının mutluluğu, onları mutluluğun ötesine götürür. Kötülüğün mutluluğu, onları aslında istemedikleri acılara yollayacaktır. Acı çekmek zorunda kaldıklarını bilseler de yaptıkları şeyin doğruluğuna inanmaya devam ederler. Kötü insan zalimlik için kendinden vazgeçebilir. Yapmadığı şey kalmaz. Kendini mahvettiğinin bir şekilde farkına varsa da yaptığı şeyi sürdürebilir. Gereksiz üzüntü yapmanın bir yolunu bulur. Kimse acı çekmemeli aslında. Kimsenin acı çekmesine sebep olunmamalı. Yapılan hataları görmek gerek. Yaptığımız hataları bilmek gerek. Kötü olan kişiyi uyarı ile bir şekilde yaptığından döndürmeliyiz. Kimse birbirini üzmemeli. Kediler asla yanlışlarını doğrularla değişmez. Kedi olduğunu hisseden de yaptığı çirkinliğin bir gün başına geleceğine inanmalıdır. Başa gelen her dert mutlaka birinin hatası. Hataları düzeltmeyen her insan da zalimlerin susmasının sonucudur. Sevmediği gün sevdiğini bir şekilde bilmeli.
0.47 Yaşam Savaşı Veren Kadınlar
Kadın çok önemli. Yardımcı olmaya gelen iyi bir insan olmalı. Her an insanlığa özel bir şey vereceğini bilmeli. Bu sevgiyi karşıya geçirecek detayları da hatırında tutacak biri olmalı. Detaylar için yaşayan insanlar özeldir. Kelimeleri her an severler. Konuşmanın güzelliğine kapılabilirler. Kelimelerden güzel bir haz alırlar. Kelimeyi çok üretirler. Kelime üzerinde oynamayı severler. Sevgi üzerinde yazmak istediklerinde başkalarına detayları vermek üzüntüsünü de yaşayabilirler. Üzüntü yaşamamak için birbirleri ile konuşmaları doğaldır. Sevgiyi aktarmak onlar için özel bir destekdir. Kendilerini kötü hissettikleri anlarda yardımlaşmak isterler. Destek ararlar. Neyi nasıl yapacakları konusunda tam bir bilgiye sahip değillerdir. Neyin nasıl yapılacağı konusunda özel olarak bilgi isterler. Destek alırlar. Bu konuda eşleri onlara yardımcı olmalıdır. Doğru ile yanlışı ayırt etmek onlar için özeldir. Değişimi hissetmek isterler. Beraber oldukları kişileri sevdiklerini her an belirtmek isterler. Bunu yapabilen kişi özel olmanın mutluluğunu yaşar. Yaşamak istediği her anı iyi yaşamak isterler. Tuttukları her şey özel olsun isterler. Detaylı olarak çalışmayı severler. Konularda bir çok kez çalkalanma yaşarlar. Dönüşler onları üzer. Görüntü onları sevindirir. Hislerine kapılmadan yazmak zorundalardır. Hisleri çok yoğun olduğu için bu duyguları bir şekilde örterler. Hassasiyet belirtisi göstermekten çekinirler. Ellerindekinin güç olduğunu bilmedikleri halde bunu bir başkasını aktarmak büyük bir sorundur. Duygularını en iyi şekilde ifade etmek isterler. Birikimleri ile başkalarını üzmezler. Sevgiye hasret olduklarını her an söylerler. Sevilmek istediklerini her an gösterirler. Duyarlı olmak isterler. Duyarlı insanlar gibi yaşarlar. Ellerindekinin değerini bilmeliler. Ellerinde çok önemli bir hazine var. Bu hazineyi tutmaları onların bir şekilde hayatlarına karışacaktır. Değerli olduklarını bilmelerini bir şekilde onlara Allah nasip etti. Kötü olmamaları gerektiğini bilmeleri onların anlamasını sağladı. İsteksiz bir yaşam onları üzer. Kötü olduklarını düşünmeleri onlar için acı verir. İyi olmanın çabasına girerler. Yapamadıkları şeyleri her an hatırlarlar. Neden yapamadım duygusu her an akıllarındadır. Bir şeyleri düzenli yapmak isterler. Çalışmak onlar için özeldir. Çalışmanın değerli olduğunu bilirler. Üretmek onlara gerekli olan desteği verir. Çalışmayı severler. Üretim onların ana çalışma tarzıdır. Gözlerde ışıltı söz konusudur. Göz bebeklerinde ışıltıyı kaybetmemeli. O ışıltı kaybolursa desteksiz kaldığını düşünebilirsiniz. İstediği şeyi yerine getirmelidir. Getirmemesi halinde korku hakim oluyor onda. Yapamadığı şeyleri çok üzüntü ile algılar. İstediği kadar kendine gerekeni almak ister. Boynu büküktür. Acı çekmiştir. Destek arar. Desteği bulması gerekir. Sevilmek ister. Hassasiyeti bu yüzdendir. Anne olma adayıdır. Kendine güzel görünmek onun çabasıdır. Başarılı olmanın çabaları onları yorar. Kanıtlamadığı şeyler onu üzer. Her şeye farklı bakış açısı vardır. Farklı olmanın zevkini tadar. Düş kurmayı çok sever. Hayalleri ile yaşar. Annelik onun en büyük isteğidir. Başarmak istediği şeyler arasındadır. Çabasını her haliyle belli eder. İstediği gibi yapamadığını düşündüğü anlar olur. Korkusu onu yenebilir. İstediği şey aslında doğru yaptığını hissetmektir. Yaptığı zaman huzur bulur. Bunu yapabildiği anlarda Allah’a şükreder. Dilinden çıkan her kelimeye önem verir. Onlar için her şeyi yapar. Düşlerini
gerçekleştirdiğini hissettirmelidir. Yaptığı başarının farkına varmalıdır. Kişiler farklı zamanlarında eziyet gördüklerinde hiçbir zaman Allah’ın kendilerini bırakmadığını bilmelidir. Bu tarz durumlarda Allah bizden her an şükür ve istekle çalışma bekler. Korkularımızı yenmemizi, ona yönelmemizi bekler. Kötü günlerde kimse hassasiyetinden vazgeçmemeli. Doğru bir karşılık bekleyen bir insan mutlaka doğruyu bulduğunu bilmeli. Yanlış yaptığını hatırladığı anda da hazır olduğunda ona verileceklerin farkında olmalı. Sıkıntılarınızı bir şekilde geçiriyor, Allah. Ve size gerekli bilgileri veriyor. Kızgınlıklarınızı, kırgınlıklarınızı yok ediyor. Gereken doğru yolu size gösteriyor. O’na gitmek gerektiğini biliyorsunuz. Yapmanız gereken görevi çok iyi biliyorsunuz. Başarının yolu bulu. Allah’a gitmek tek amaç. Ona yönelmek tek istediğiniz şey. Yapmamız gereken tek şey. Aile kurmanız da bunun bir aşaması olacak. Yardımlaşma da bu şekilde gerçekleşecek. Esnek olmanız yardımda destektir. Yardımlaşmanın güzel yanı budur. Huzurlu bir insan olmanızı sağlar. Korkularınızı yok eder. Hayra yol açacak sebepler bulursunuz. Doğuşun güzelliğini yaşarsınız. Tomurcuk gibi açarsınız. Ve sıcacık bir yuvaya uçarsınız. Bebek statüsünde karşınıza çıkacak her şeyle doğru yolda olduğunuzu bilerek yardımlaşarak çalışırsınız. Korkularınızı yenin, acılarınızı arkada bırakın. Hiçbir şekilde yardımdan ve sevgiden uzaklaşmayın. Duşlarınızı alın. Korku içinde yaşadığınız anlarda size yardım edilmiyor. Korkunuzu yendiğiniz anda size yardım geliyor. Hayatın kaynağı olan Allah’a en yakın olduğunuz dönemlerde sizi doğruluğa yöneltir. Korkular gider, yerini gerçek Allah korkusu alır. Düler gerçekleşir. Sevip karşılık vermek doğru yoldur. Duş almak gerek. Hazırlık zamanı geldi. Sıkıntılarınız bitti. İçinizdeki hasret bitti. La ilahe illallah. Kimse üzülmedi. Sevginin kaynağı burada. Kendimizde. O’na geliyorsunuz. Gelmek için tek çaba sizin içinizdeki büyük sevgi. Onu her an yardımlaşarak kazanın. Destek Allah’tan. Düşler sizi bekliyor. İlkeli olmak. Bir şekilde gerçek yolu algılamanızı sağlıyor. İlkeniz, sizin için tektir. Bu da Allah’tır.
0.48 Leona Nasıl Bir Kadın?
Kötü: Leona (Yahudi kızı) Kötü olan kadın anlamında. Kötülük için yaşayan tek kadındır. Yaptığı şeylerin farkında değil. Ne yaptığını bilmez. Eziyet için yaşıyordur. Dikta etmeyi çok sever. İnsanlara dayatmayı sever. Zorlar. Tarikat kurdu. Kendine eş buldu. Zalimdi. Eziyet etmeyi sevdi. Kendine bir eş daha buldu. Kendi gibi olan birini. Zalimdi. Sıkıntılar yaratan tek insandı. Yorgunluk yaşatır, karşısındakine kan kusturur. İcabında gerekirse insanları ölüme kadar yollar. Yardım etmez. Kişilere bakışı korkunçtur. Kıskanç, her an şımarık ve zalimdi. Dişlerini sıktı. Dişleri nefretle sıkılı. Nefretin tadına baktı. Kötü olmanın tadına baktı. Bilmedi kendini bir an. Korkusunu yenemedi. Dehşetle döndü. Sıkıntı vermenin çabası içinde. Herkesi kandırma çabasında. Karşılıksız hiçbir şey yapmayan biri. İllaha yanlışı destekler. Elindeki defteri verir. Korku içinde yazmasını
bekler. Kitapsız kalır. Dininden olur. Hayatı kahırla geçer. Hiçbir zaman mutlu görünmez. Defteri dürülür. Sıkıntılar ona artar. Zıkkım yer. Hacı olamaz hiç. Defteri dürülmüş biridir o. Allah’ın öfkesi üstünedir. Gazap etmiştir. Allahu ekber. Acılara en çok yol açan insandı. Korku içinde Allah’a bakamadı. Sıkıntı yaşatmak için yaşadı. Korkusuzdu. Sevmediği insanlarla birlikte olmayı sevmedi. İsteksizdi. Hiçbir zaman hayatın güzel yanlarını görmedi. Her an beğenmeyen, özlemeyen biriydi. Özlem yoktu içinde hiç. Her gün hayatın güzel yanlarını arardı. Mutsuz olmak için gereksiz her şeyi buldu. Korku içinde bakarak sevgiyi hasreti andı. Yapacağı hiçbir şey kalmadı. Bir an olsun yaptığından da caymadı. Hiçbir zaman Allah’ın ona gönderdiğini algılayamadı. Ne kadar büyük bir lütuf olduğunu kavrayamadı. Bilgi olması gereken kişilerden başka kimsesi yoktu. O insanlar da yaşamını bir şekilde ondan uzaklaştırmalı. Dişlerini sıkmalı ve hayatı pahasına o insanın uzağında kalmalı. Gereksiz şekilde ona boyun büküldü. Bükmemeliydi. Büküldüğü anda o daha da fazla üsteledi ve hayatın en kötü anlarına yavaş yavaş gidildi. Herkes boyun büktüğünde kendinden bir daha vazgeçti. Kötü günler geldi. Sıkıntılar bitti. Ardına yeniden ışık geldi. Sevinç geldi. Hayat doğdu. Acı çeken insanlar mutlu oldu. Sıkıntılarınızı iyi aktarmanızı istiyoruz. Acılarınızı daha iyi aktarmanızı istiyoruz. Kelimeler çok mühim. Dikkat etmelisiniz. Güzel sözler söylemelisiniz. Sıkıntıları atmalısınız. Baş eğmeyin. Hiçbir zaman kimse kimseden üstün değil. Allah nazarında herkes birbirine göre farklıdır. Herkes herkesten özeldir. Özel olduğunuzu hissedin. Yanlış davranışları unutun. Sıkıntılarınızı atın. Değerli olduğunuzu da hatırlayın. Diğer yönlerinizi de unutmayın. Karşılıklı mutluluk yaşamanız gerek. Zor günleri aşın. Allah’ın sizinle olduğunu iyi bilin. İlkeli olmayı devam ettirin. İç hesaplaşmalarınızı da bir daha bir daha sıralamayın.
0.49 Gerçek Kadın Nasıl Davranmalı?
Hayatı nasıl tanımalı? Yaklaşım, Allah’ın nimetidir. Adelaide’ın davranış yaklaşımı. Hızır, sevgi ile geldi. Değişimi başlatıyoruz dedi. Merak içinde bakıyoruz. Neyi yazmamız gerektiğini bilin. Kadın, cesurdur. Yaklaşımı, bir insanın çok üstünde olmalı. Normal insanlara göre çok farklı bir yaklaşım istiyoruz. Doğruluğu adeta sevgi ile yönetecek. Doğru insanlar olmayı başarmanızı sağlayacak. Onun eğitmen olması şart olur. Ders verir gibi değil. Sadece uzlaşmayı bir şekilde sağlayacak tarzda yaklaşmalı. İnsanların barışçıl olması için gereken bilgiyi verebilmeli. İnsanlığa eğitmen gibi yaklaşmalı. Düşüncelerini en güzel şekilde aktarabilmeli. Bunu başaran tek insan sen değilsin. Adelaide’ın eğitimi için şart. Gönül gözlü kızlar, o eğitimi her an dikkatle inceler. Bu bilgiler çok değerli. Bilgisiz oldğunu bilen hemen almalı bunu. Bilgisiz olduğunun farkındaysan hemen okumalısın. Tam olarak ne olduğunu öğrenmelisin. Eğitim için şart olan bilgiyi aktarmalıyız. Dikta etmiyoruz.
Sadece öğretiyoruz. Eğitim amaçlı bir eğitim sözlüğüdür. Korku ve İtteka sahibi insanlar, bu bilgileri kullanabilir. Gerekli gördüğünde aktarabilir. Çaba büyüktür. Hasar yoktur. Yazan kişi sağlıklı bir insan. Bu yazıları çok önemli kılan tek şey, bunu yazmanın gerekli olmasıdır. Duygusal bir çaba içinde değilsiniz. Amacınız tek. Hepiniz için değerli bir amaç. Doğru olmanın yolunu arıyorsunuz, doğru olup doğru işi yapmanın. Korkunun büyük bir bölümünü yaşamanız sizin için gerekli. Kadınlık bunu gerektirir. Korku Allah’tandır. Sevilmeniz için gereklidir. Korkularınızı yendiğiniz gibi bazı şeyleri de aktarmanızın gerekliliği doğdu. Kötü amaçlara kaymadan tek amaçla yaşıyorsunuz. O da ilk sefer başladığınız anda kararlı kılındığınız tek doğru. Sizin tek amacınız, bir şeyleri başarmaktı. Şimdi tek amacınız, O’nu bulmak. O’nu nasıl bulacağınızı iyi biliyorsunuz. Her şey okumaktan geçer. Okumayan bilemez. Bilmeniz amaçlı yazıyoruz. Bilgileri size aktarıyoruz. İç hesabınızı iyi yapın. Neler yaptığınızı hatırlamaya çalışın. Ne kadar doğrusunuz. Hiç üzüldünüz mü? Yanlışlarınız nelerdi? Hangi konularda hatalı, hangi konuda doğrusunuz? Hiç acı çektiniz mi? Hiç acı çeken birini gördünüz mü? Acı çekmek sizi üzdü mü? Üzüldüğünüz anlarda neler yaşadınız? Nasıl kahrettiniz? Sizı kahrınız ne yaptı? Düşlerinizden oldunuz mu? Hayalinizde canlanan tüm görgüler hayatınızdan çıktı, onun yerine başka bir görgü gelişti. Şimdi daha farklı görüyorsunuz hayatı. Görmek istediğiniz gibi değil. Allah’ın istediği gibi. Gülerek bakın. Hiçbir zaman üzmeyin. Bir kere bile insanlara acı ile korkuyu yaşatmayın. Elinizdeki küçük yavruları hiçbir şekilde korkutmayın. Onlara dehşet yaşatmayın. Çok değerliler. Sevginin en büyük lütfu bu. Değerliler. Allah onlara kıyamaz. Bu yüzden onların sevgisi kalbinizde yer etmeli. Sevmeyi öğrenmeniz şart oldu. Sevgi her an yüreğinizde dolu dolu olmalı. Allah size bir şekilde bunu öğretecek. Hiçbir zaman üzülmeyin. Gerekli gördüğünüze mutlu olmanın yolunu bulun. Hazin sonları düşünmeyin. Yapacağınız güzel işleri düşünün. Değerli olduğunuzu hissettirin. Kimse sizi üzmeyecek. Bir kere daha üzülün ama bu kez değil. Sizin acınız bir daha gerçek olmayacak. İçlerinizde depreşen her korku bir an önce gitti. Mutlu olmanın yolu bu. Korkudan kurtulmanın tek yolu. Bir kere daha kendinizle barışın. İçinizdeki sevgiyi hissedin. Kendinize bakıp neden böyleyim demeyin. Hazır olduğunuzu hissettiğiniz zaman herkes sizinle. Bir kez daha cesur olun. Cesaretin bedeli, her an acı olabilir. Ama siz yazdığınız sürece Allah sizinle. Kimsenin sizi üzmesi veya kızdırmasına aldırmayın. Yazıklar olsun demeyin. Çünkü siz Allah için çok önemli bir başarıyı yakaladınız. Gönlünüzden geçeni söyledik. Başarmak istediğinizi başardınız. Bu açık bir ilandır. Hayata karşı kötü şeyler düşlemeniz her an yasak. Sizi mutsuz edecek her duygu sizden alınmalı. Bunu bilin. Korkunuzu yenin. Başkalarına hiçbir zaman kedi gibi bakmayın. Onların açıklarına bakmayın. Kimsenin yanlışını görmeyin. Yanlış görmek acı verir. Sevgi ile örtün. Yanlışı kapatın. Kimse kimseyi üzmesin. Gönüller kırılır yoksa. Karşılıksız beklentilerle başkalarını üzmeyin. Birisi sizi üzerse acınızı belli edin. Yaptığı hatayı görmeli. Hatasız olduğunu düşünmemeli. Yaptığı hatayı görünce bir şekilde onu düzeltmesi gerekecektir. Gerekli bilgiyi verdik.
Tevrat Yeşu 2.21 Kadın dediğiniz gibi olsun diye karşılık verdi onları yola çıkarıp uğurladıktan sonra
kırmızı ipi pencereye bağladı.
0.50 Kadının Özellikleri
Yalnız. Acı içinde. Sıkıntıda huzursuz kendini kaybediyor bir süre. Acıdan kayboluyor. Ne yapacağını bilmiyor. Ne yaptığını bilmiyor. Korku içinde yaşıyor. Diğerleri acı çektirmesin diye kendini korkutuyor. Hiyerarşiyi unutuyor. Nasıl gideceğini unutuyor. Hazır olması gerektiğini bilmiyor, bazı şeylerin. Kedi gibi sağlam biri değil. O yüzden acı çekmeye çok yakın. Hasta ruhlu değil. Kedi gibi yaklaşım kendisinde yok. Bunun olmasından çok korktuğunda kendini kaybediyor. Çok acı çekiyor. Mutsuz oluyor. Haya içinde ve korkuyor. Nasıl kurtulurum bu yoldan diyor. Kendini kötülüyor. Bir çok şeyde hata buluyor. Neden böyleyim diyor. Neden acı çekiyorum diyor. Hiçbirşey değişmiyor diyor. Mutsuz. Hiçbir zaman değişmedi diyor. Gerçekleşmesini istediği çok şey var ama olmuyor. Eşi ile çok sıkıntı yaşıyor. Eşi onu terk ediyor. Bu acıyı kaldıramıyor. Korku gelişiyor ve birlikte yaşadığı o huzurlu günleri hatırlıyor. Ona olan hasreti azalıyor. Merakı artıyor. Ne yapmalı diye düşünüyor. Ne yaparsam yapayım olmayacak bir şey dileyim diyor. Olmasını çok istediği bir şeyi diliyor. Çok özlediği bir gerçeği istiyor. Olacağını düşünüyor. Hissediyor. Ve oluyor. Kendini görüyor. Mutlu oluyor. Huzur buluyor. Değişmeyi çok istiyor. Bir gün olacağını bilerek sevinç içinde yaşıyor. Bunun üzerine huzur buluyor ve hayatı tamamen değişiyor. Ne kadar mutlu şimdi. Hiçbir şey acı çektirmiyor ona. Heves ve buhran ondan gidiyor. Tek istediği bir şeyleri başarmak. Tek istediği O’nun istediği gibi olmak. Ve başarıyor da. Sevinçle ona dönüyor. Ailesini kuruyor. Ve mutlu bir yuva kuruyor. Mutluluk içinde huzurlu bir yuva. Çiçek açıyor. Gözleri gülüyor. Hep mutlu. Hiçbir zaman sıkıntı çekmiyor. Dikkatini ona veriyor. Acı çekmiyor. Terk edildiğini hatırlamıyor bile. O derece huzurlu. Ne derse desin hiçbir şey onu üzmüyor. Kimse onu bırakıp gitmiyor bir daha. Hatır için kimseyi üzmüyor. Kimsenin yuvasını yıkmıyor. Çiçek gibi açıyor. Çok değerli olduğunu anlıyor. Mahallede çok mutlu bir yuva kurduğu için seviliyor. Sevilmek için en güzel yuvaları kuruyor. Değerli olduğunu hatırlamak istiyor. Hatırlatmak istiyor. Dişlerini sıkıyor. Sevilmek için gerekeni söylüyor. Mahalleye gidiyor ve hatır/gönül bilen birkaç kişi ile anlaşıyor. Temizliyor onları. Gerçek bir insan gibi nelerin yaşandığını görüyor. Kimseye acı çektirmiyor. Kimsenin üzülmesini istemiyor. Mutsuz da görünmek istemiyor. Bir kere daha eşiyle birleşiyor. Mutsuz bir insan değil artık. Hiçbir zaman onu üzmüyor. Değerli olduğunu bildiriyor. Kimse acı çekmiyor. Mutsuz kimse kalmıyor. Değerli bir insan olduğu için kedi gibi yaklaşmadığı için hatır gönül bildiği için insanlar onun bir melek olduğunu, her an duyguları ile aktarıyorlar. Onların mutsuz yaşamasına gönlü razı değil. Herkezin yüzü gülsün istiyor. Sevinçsiz yüz kalmasın diyor. Hiçbir zaman acı çekmiyor. Merak ve istekle yaşıyor. Yaşamanın güzel olduğunu buluyor. Hatırlı insanlarla yaşıyor. Değer veren kişilerle. Ve bir daha hiç sıkıntı görmüyor yüzü. Dişlerini sıktı ve yaşadı.
Sıkıntıları gitti. Gözleri açıldı, içindeki sıkıntı bitti. Değer gördü. Mutsuzdu, gitti. Hiçbiri onu üzmedi artık. Kimse acıtmadı. Kadın, korkuyla yüzüne bir maske taktı. Üzüldüğünü belli ediyordu çünkü. Artık korkmamalıydı. O yüzden sıkıntısını bir şekilde gizledi ve yuvasına döndü.
0.51 Kadın Neler Yaşadı
Evi, duvara çok bitişik bir yerde. Odası, köhne ama sıcak bir yuva kurmak için hazır. Kedisi var. Kedisinin yavrusu var. Bir de küçük beyaz bir fare var, o evde beslenen. Kadının gözleri, mavi ve yeşil arasında yansımalarla değişen bir renk. Üzüntüden ağlamaklı. Gözlerinden akan her damla üzerindeki siyah tüle damlıyor. Başında yas tülü. Okuma arzusu. Masasında tek kitap. O kitabı hep açıp bakıyor. (O kitap, o devrin Kuran’ı!) O kadar çok seviyor ki her an onunla olmak istiyor. Okumayı, faydasıyla değerini biliyor. Gözlerinde bir ışıltı. Her an çıkmayan, bazen görünen. Sıcak bir ifadesi var, gözlerine yansıyan. Kitabın içinde bazı sayfaları çok okuyor. Özellikle bazı sevdiği cümleleri. Bilgiyi çok fazla deşeliyor. Ne yapabilirim diye çok düşünüyor. Elinde fırsat var onu değerlendirmeli. Bu yüzden elindeki son fırsatı da değerlendirecek. Elindeki ipi, kırmızıyı, duvarından alıp kocaman bir pencereyi açıp oradaki küçük çana ekledi. Çanı tutup eliyle çaldı. Ellerini bıraktı ve bekledi. Beklerken parmakları hareket ediyordu. Bekleyiş içinde gülümsedi. Bakışlarını havaya dikti. Gözlerinde bir mutluluk vardı. Bir şeyleri düşündü. Ne yapmalıydım daha diye. Çanın çalındığı tarafa bakan iki kişi duyarlı olarak geldiler. Onun beklediğini gördüler. Bekleyen kız kapıya yöneldi. Kapıda iki kişi belirdi. Ellerinde iki tane kalın sopa ve bir tür sepet var. Ona yardım etmek istiyorlardı. Değerli biri olduğunu bilen kız, yüzlerine baktı. Ve onlara gereken detayı vardı. Elinde küçük bir çanta ve içinde minik bir parşömen vardı. Onu onlara uzattı. Acı çekmemek için yeniden kapıyı hızla kapattı. Ve o iki adam yerlerine gittiler. Bakışları yine ona yöneldi. Kadın pencereyi/perdeyi hemen çekti ve gezmeye başladı odada. Bekleyişi sürüyordu. Ne yapılması gerektiğini bilerek ve gülerek evi turladı. Sıkıntısı yoktu artık. Bitti dedi. Biten neydi bilelim? Acı bitti. Kızın acısı son buldu. Merhametli Allah duyarlı kızı huzurla kucakladı. Onun mutlu olması için herkes dua etti. Dişlerini sıktı ve hacı oldu. Kimseye acı çektirmedi üstelik. (Dişlerini sık ve umutla Allah’a yönel.)
0.52 Olayın Detayları
Kadının kapıyı kapatmasının ardından gelen müjde. Kadın onlara bazı şeylerin gerekli olduğunu yazdı. O bilgiyi kendisi verecek. Eşine çok hasretti. Bir kere bile ona kötü söz söylemedi. Kötü bir insan olmadı. Yuva kurmak için gittiği yere geri gidecek. Huzurla bulacak onu. Eşi orada. Ölüm onu yakaladığında ise hep birlikte olacaklar. İkisi birlikte yaşayıp mutlu bir şekilde yuvaya uçacaklar. Değerli bir insanla birleşti. Kimse onları üzmedi. İçleri acımadı bir daha. Kimse sıkıntı çekmedi bir daha. Değerli kız hacı oldu. Annelik etti. Yuvasında sevinç ve huzur içinde yaşadı. Yaşamının en kötü anlarında bile hacıydı. Melamiydi. Annelik etti. Kızcağız her an sevindi. Çok mutlu oldu. Tuana, acı çekmemek gerek. Sevilmen gerek, bunu bil.
Diş hatları: Değişen tek diş değil. Her şey değişti. Birikimler fazla, seni özel kılan. Mutlu olacağın her şey var. Güzel olman için gereken her şey. Diğerleri gibi olma. Kendini hep sev. Diş hatlarınız farklı olacak. Farkı hisset. Dişlerini kenetleyerek bak. Dişlerini kenetleyen kişi, bazı şeyleri özenli yapmalı. Kendini üzmemeli. Sıkıntılarını birileri anlar sonra diye kendine gereken özeni göstermeli.
Tevrat Yeşu 2.17 Adamlar Rahav a Bize içirdiğin andı tutmasına tutarız dediler.
0.53 And İçen Kişiler Nasıl Davranır?
Vanir dörtlüsü, kendi kendilerini özel bir sistem kurarlar. Kendi yeminlerini kendileri bilirler. Eziyet ettikleri kişilere de bazen etkileri olabilir. Sıkıntı verebilirler. Etkilerini yok etmenin tek yolu, kendinizi iyi tanımak. Zorlukları aşabileceğinizi düşünerek bilginizi pekiştirmek. Hataları gördüğünüz anda onun size etki ettiğini düşünmeyin. Her an hata yapılabilir. Yaptığınız hataları bir şekilde telafi etmeliyiz. And içen kişi Vanir’deki etkiyi yok eder ve göz kapanır. Gözleri görmediği için hata yapanlar düzenli olarak tetkik edilir. Hatalar düzeldiğinde de onlara gereken bilgi akışı sağlanır. Görev tamamlanır. Kişi yapması gerekeni yapar. Zalime karşı gereken mücadeleyi en güzel şekilde yerine getirir. And içen kişi korkudan kurtulur. Zorlukları aşar ve defterine doğru cevabı yazar. Doğru cevap, her zaman istediği şeyi yapabileceğini anlamaktır. Emeğinin karşılığı ona verilir. Emekler boşa gitmez. Tarık seması ona gelir.
Hatalar örtülür. Tuana yeniden emin olur. İçine giren kötülük yok olur. Duşlar alınır. Hezimet önlenir. Korku gider. Tikrak değişim olur.
0.54 Gerçek Andı Olanlar Kimler?
Allah’a yönelen insanlar, gerçeği bilir. Dua ederek O’nun sevgisini kazanır. Allah’a yönelen kişi, zorlukları aşar. Emin olur. Elindekinin kıymetini bilen kişi değişimi fark eder. Korkusunu yok eder. Eziyeti yok eder. Melami olur ve sıkıntılarını aşar. Bunu yapmak isteyen herkesi Allah sever. Gözleri açık tutar. Bereket gelmesi için dua eder. Buluşma gerektiren durumları fark eder. Elindekinin kıymetini bilir. Elindekine kıymet verir. Sıkıntıları aşalım, birlikte yaşayalım der. Kötülükleri yok edelim der. Aile kurmanın önemini bilir, sıkıntılara değinir ama üzüntülerini asla belli etmez. Kedi gibi yaşamaz. Korkulara yenilmez. Acı çekmez. Tek istediği, ailesi ile birlikte mutlu olmak olur. Fakat görevinden asla da caymaz. Onu en güzel şekilde yerine getirir. Gülümseyerek yaşar. Kötülüğü yok eder. Kötülük onun hiçbir zaman etkisi altına girmediği tek şeydir.
0.55 Kuran Ankebut 21 Yuazzibu men yeşâu ve yerhamu men yeşâ’(yeşâu), ve ileyhi tuklebûn(tuklebûne). (Allah), dilediği kişiye azap eder ve dilediği kişiye rahmet eder (Rahîm esmasıyla tecelli eder). Ve O'na, (halden hale çevrilip) döndürüleceksiniz. Dişi örümcek. Allah’ın nimetine sahip olmak isteyen herkes hazır olmalıdır. Yaptığı her işlemde duygusal ve yakın durmalıdır. Hiçbir zaman insanların yorulmasını istememelidir. Allah rahmet eder o zaman. Kolaylık sağlamak en güzelidir. Tek amaç, güzel ve doğruyu yaşatmaktır. Allah’a güvenin. Allah insana destek olur. İstediği şeyi verir, doğru olarak gösterir. Doğru iş yapmayı size sevdirir. Hayatın anlamını tattırır. Bilgi kaynağı olmanızı ister. Hizmet amaçlı insanlar olun. Allah’a inanarak yaşayın. Doğru yoldan ayrılmayın. Rahmet gelir. Diğerleri gibi değilsiniz. Doğru yolu amaçlayan hayırlı kişilersiniz. Hiç acı çekmediniz. Sevinmelisiniz. Çünkü sizi savunan Allah’ın en sevdiği insanlar, size yol göstermek için gerekli olan bilgileri size aktarıyorlar. Bereket ve hizmet, size akıyor. Bu bilgileri okuyan her kişi doğru yolda olduğunu bilsin. Bilmek istediği şeyleri Allah aktarır. Bilgi akışını ondan başkası sağlayamaz. O’nun amacı, bilgiyi güzel aktarmaktır. Yanlış hedeflere gidenlerin amacı, zorluğa götürmektir. Birikimlerinizi paylaşın. Bilgilerinizi ard arda sıralayın. Elem ve kederden kurtulun. Hizmet amaçlı
yaşayın. Verim almanız gerek. Ellerinizdeki en güzel nimet bu. Okumanızın şart olduğu kesin. İçinizdeki nimeti tadın. Ellerinizi Allah’a açın. Doğruyu ve güzeli, O’ndan başka kimse veremez. Emanet edildiğiniz güzel güne en sonunda siz de ulaştınız. Çiçekler gibi açacaksınız. Bereket gelecek. Allah’lasınız. Dualısınız. Allah’ın rahmeti üstünüzde. İlginiz her an akıyor. Allah’a güvenin. Çiçek olduğunuzu bilin. Bilimden asla uzak kalmayın. Öğrenmek sizin hedefiniz olsun. O’nun en güzel yanı budur. Allah’a güvenin. Size verilen nimet budur. Çiçek açmanızı sağlayacak çiçektir O. Allah’ın nimetidir bu. Kendinize güvenin. Dualarınızla Allah’a sığının. Düşlerinizde gerçekleşmesi gerekenleri yaşayın. Evin en güzel yanı budur.
0.56 Kuran Ankebut 15 Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyeten lil âlemîn(âlemîne). Böylece onu ve gemi halkını kurtardık. Ve onu, âlemlere âyet (ibret) kıldık. Allah’ın önemli kullarından birinin yaşadığı olay çok mühim. Allah bu insanı özel kıldı. Onun yardımlaşma ihtiyacı vardı. Severek bakılmalıydı. Sevmeliydiniz. Gözlerinde sıcaklık var. Onun sevgiye hasret olduğunu görebilirdiniz. Güler yüzlü, iyi davranışlı, temiz bir insan olduğunu görebilirsiniz. Tarık onun için var. Kendini özel hissetmedi. Hiçbir zaman Allah’a kötülük yapmadı. Sevimli davrandı. Kötü davranışlarından arınmıştır. Annelik ettiğiniz için saolun. Özel insandır. Onu bilin. Sevilmesi şarttır. Allah’ın nimetidir. Melekler gibi sevin. Gözleri güzeldir. Çiçek gibi açar. Onun minik gözlerine iyi bakın. Aile kurun. Temizlendiğinizi anlarsınız. Temiz olması gerekir. Güzel bakmalısınız ona. Güzel gözlü olduğunu bilin. Onun sıcak kanlılığını algılayın. Hisleri çok kuvvetlidir. Titrer. Güzel gözlerine iyi bakın. Hem nasıl benzer. Aynı onun gibidir. Allah’ın yardımı onadır. Ne kadar mesut bilemezsiniz. Onun gözlerindeki nimeti anın. O sizi çok sevmiştir. Aile kurmak için sizinledir. Evine girin ve yuvasını kurun. Dualarla gidin. Evin küçük bir hazinesi o. Size yardım eder. Gerekli duyguları hissetmenize yardım eder. Evin minik kızıdır. Sevgi doludur. Ona gitmek için çabalıyor. Eğer isterse gider. Onu sevin. O da Allah’a emek harcıyor. O’na gitmek için çabalıyor. O’nunla olmak için çabalıyor. Allah ile olmanın çabasını gayredini güdüyor ve çok seviyor. Temiz bir kızdır. Sıcaktır. Evine hakim olacak. Hayatını güzelleştirecek. Elleri onunla olacak. Temizlenmek isteyecek. Arındığını hissetmeli. Sevmeli. Bunu yapmak ister. Yapabilir. Düz hesap yapar. Her şeyi doğru yapar. Gülmeye, hazlığa çok değer verir. Sevdiği insana dünyanın en mutlu olacağı günleri yaşatmalıdır. Sevgisi inanılmazdır. Güzel yüzlüsünü sever. Çiçektir onun için o. Gözlerine bakıp bakıp güler. Onun huzurudur. Çok sever. Onunla mutluluğunu yaşar. Onunla olmak için yaşar. Mutludurlar. Ona hasrettir. Her hareketine hastadır. Bu sayede mutlu olur. Onun güzelliğine hastadır. Onunla yaşamaya hastadır. Onun güzel tavırlarına hastadır. Milik olmayı sever. Sevilmeyi sever. Onunla yaşamayı sever. Onun için yaşamayı sever. Hayatı onunla paylaşmaya bayılır. Onu güzel günler yaşatmak ister. Onunla mutlu olmak ister. Güz günlerinde ona rahatlatma yaşatır. Onun acısını dindirir. Ona nasıl tatlı
olduğunu hep hatırlatır. Sever. Huzur kaynağı olmak ister. Sıcacık sever. Güzel günler ister. İnsanlığın kurtulduğu günleri, zarar görmedikleri o mutlu günleri. İstediklerini gerçekleştirmelidir. Başarabilir. Başarmalıdır. İlkelidir. Hedefleri bellidir. Değerlidir. Sevimlidir. Güzel olmanın çaresine bakar. Ezelden ebede dek huzurlu olur. Dünyası gelişir. Melamilik yaşar. Dünyanın üçsüz günlerini severek yaşar. O insanlardan kurtulmanın mutluluğunu yaşar. Hiçbir şey değişmez. Zalimler dönmez. Allah’ın yardımı gelir. Dünya kurtulur. Hazine açığa çıkmaz. Başkaları bulamaz. Sadece imanlılar o hızlı aracı bulacak. Korkunç hızla ilerleyen müthiş bir araçtır. Onu buldurmak bize düşer. Onu buldurmak Allah’a düşer. Onu bulduracak. Ve bulan insanlar ondaki inanılmaz büyüklüğü fark edecekler. O’nun bu işi yapabildiğini anlayacaklar. Ve karşılarına aldıkları birçok detayı da bilecekler. Tarık semasında dolaşan birçok araç bu hazineyle geziyor. Gemiler geçip gittiğinde insanoğlu araçlarıyla gelirler. Bu hazineyi yakalamak mümkün olursa denerler. Ama araç korkunç hızla çalıştığı için insanoğlunu korkunç bir şekilde hesaba tutacak herhangi bir çalışma alanı yok. İnsanlar bu önemli aracı yaşamalılar. Aracın büyüklüğünü kavradılar. Büyük bir araç. Söylenmeyecektir yeri. Bilen kişi algılayacaktır. Bilen onu bulur. Bilgili kişiler aracı çıkarırlar. Araç yukarıdan indi. İmanı yüksek olan kişiler de aracı hazırlamıştır. Araç yükseklerden indi. Başarılı bir iniştir. Tarık’tan bahsedilmiştir. Aracı bu şekilde indirdik. Bu arıc sarkık bir araçtır. Onu bilin. Yuvarlak değil, damlaya benzer. Su damlasını andırır. Kalp gibidir. Boğumludur. Kalbi andırır. İmanlıları taşıdı. İmanlılar ilerledi. Yaşamı kurtulan tüm imanlılar, Allah’a boyun eğmişti. Secdelerini görün. Hepsi Allah’a inanan kullar oldular. Namazlarını kılarlardı. Temiz namaz. İman namazı. Allah’ın verdiği bir lütuftur. Allah’a inanmışların lütfudur. Allah’a güvenenlerin Allah’a verdiği bir lütuftur. Allah bu insanları temizler. Geminin özellikleri var. Yaralara karşı hassas. İnsanların suda zehirlenmeleri gerekti. Allah’ın zararıdır. Allah’ın lütfudur. İnsanlara büyük bir cezadır. İnsanlar için tutulmuştur. Bu Allah’ın lütfudur. Sevgiye hasret insanları korur. Allah korkanları bilir. Onlarda bulunan kaygıyı bilir. Onlardaki eziyetleri giderir. Allah sabiilerledir. Allah’ın huzur kaynağı olun. O’nun kaynak olduğunu bilin. Allah’ın kaynak olduğunu hatırlayın. Allah’a yönelin. Sevgisiz kaldığınızda düşünce olarak asla girmeyin. Sevgisiz kaldığınızı asla düşünmeyin. Allah destektir. Bunu bilin. Allah sever. Allah huzur kaynağıdır. Allah’ın yumuşak olduğunu hatırlayın. O’nun gücü ürkütebilir. O’nun şanı yücedir. O’nda olanları bilin. O’na yardımcı bulun. O’na destek çıkın. Yardımda kusur bulmayın. Allah yardımdadır. Desteğe muhtaçsınız. Size yardım edecek. Destek almanız lazım. Yardıma Allah gelecek. Allah bunu bilir. Allah yardım yapar. Kötü şeylerin olmasını engeller. Destek amaçlı çalışanların içine zorluk girerse bu konularda Allah’ın kendilerini kurtaracağını bilin. İnsanlar zulmederler. Karşılıksız sevgiye hasret kişiler. Sevmek için yaşarlar. Bunu yapabilmenin tek yolu Allah’ın sevgisini hatırlamak. İstenen işler yapıldı. Kararsızlık gitti. Zalimler insanlığa yaptıklarını ödeyecekler. Sevgiye zorluğa ayak uydurun. Kelimeler zor gelecektir.
0.57 Nuhun Gemisi
Gemideki Önemli Detaylar Geminin üst kısmı, üçgen şeklinde olup yuvarlanmıştır. Geminin yönetim alanı bombenin bittiği noktadır. Gemi oradan yönetilir. İnen kişi yukarıya asansör merdivenle çıkar. Merdivene bindiği andan itibaren de gelişim sağlanmıştır. Gemi ileri doğru giderken araç hızlanır. Gemiyi tutmak mümkün değil. Geçtiği yeri ezer atar. Hiçbir parça onun durmasını sağlayamaz. Gemi rezonanslıdır. Etrafındaki tüm parçaları dokunmadan parçalayacağından hızla ilerleyecektir. Hiçbir yiyecek türü oraya girmez. Varlıkların hiçbiri de geminin kirlenmesine neden olamaz. Suyun içindeki zehrin gemiye akmaması açısından geminin korunduğunu iyi bilin. Gemi dalgaları tutacaktır. Suyu uzak tutacaktır. Su havada duvara çarpar gibi kalır, arkaya geri gider. Adeta cama çarpıp akan bir tür görüntü sergiler. Top gibi bir yuvarlağa benzetilebilir. Sular yuvarlak yuvarlak dalgalanmıştır. Her biri insiyatif kullanma şansını elde etmiştir. Dalgaların etrafa yayıldığını düşünebilirsiniz. Bundan dolayı her su parçası da uzağa akseder. Suların etrafı uzaklaştırdığını söyleyebiliriz. Çark dönüşü nedeniyle de su kaybına neden olur. İnsanlığın çöküşüdür. Dizüstü çöke kalırlar. Tuzla buz olurlar. Tuza dönüştüler. Ceset kalmadı. Varlıkların büyük bir bölümü öldü. Küçük bir bölümü de ayak bastı. Ayaklar küçüktü. İnsanoğlu zalimliğin sonucu yaşananlardan ötürü uzun süre kendini korumalıydı. Korku içinde Allah’a yöneldi hepsi. Korku içinde Allah’ı andılar. Gemi büyük. İnsanoğlu içinde çok ufak bir nokta gibi düşünün. Gemide bulunan her detay insanı şaşırtır. Parça parça büyüdü. Alttan başlandı, yükseltildi. Gemiye gereken araçlar indirilmiştir. Geminin tüm detaylarını görmek için ona sağlam deliller verdik. O kurtarıcı oldu. Sağlam delilleri kurtararak insanlığa yardımda bulundu. Çabaları boşa çıkmayacaktır. Allah’a döndüler. Allah’a güvendiler. Hedeflerine doğru vardılar. Küçük yavrular da Allah’a inandı. O’nun mutluluğunu yaşadılar. Kurtarılmanın sevinci ile geminin içinde dolaştılar. Geminin içindeki her insan küçük küçük yuvalarda yaşadı. Gemi yavaş yavaş ilerledi. Hızlanırken dikkatli oldular. Hayat onlar için önemlidir. Biraz korku gelişmiştir insanlarda. Bir an öleceklerini de düşündüler. Korku onların içine girmedi. Zalimlere karşı sabırlı davrandılar. Sabah olduğunda kendi kendilerine bir şeyleri andılar. Geminin dışında mekan tuzluydu. Kafile geminin dışından ilerledi. Yürürlerken sevimli sevimli gülüştüler. Yaratılmanın mutluluğunu yaşadılar. Ufak bir parçaydılar. Sevimli üç çocuk vardı önde. Sevmeyi çok özlemişlerdi. O yavruların minnacık yuvasını Allah sevdi. Gülücükler atarak yaşamlarına lutfedildiğine sevindiler. Kız çocukları yukarıdan gelen bir yardımla hayatlarını birleştirdiler. Anneler yavrularının yanındaydılar. Anneler küçük yavrularıyla sevindiler. Babalar da iyi ki Allah yanımızdaydı dediler. Kurtardı bizi onlardan dediler. Zulüm bitti Allah’a hamdolsun ki dediler. Anne baba hatırını düşündüler. Küçük yaşlı insanlar da yanlarında oldular. Onlar da kurtarıldılar. Yaşam onlara huzur verdi. Sevim yaşandı. Duygusal yapılar insanların küçük özürler yaşamasına neden oldu. Dünyaya iniş zamanı yeniden geldi. Allah insanlara nimetlerini tattırmaya karar verdi. Başarıyı elde etmeye çabalayan her insana dünya üzerinde güzellik tattırdı. Herkes sevimli sevimli gülümsedi. Gözlerinde sevimli ifadeler oldu. Sevinç huzur bulduk. Allah’a yardım ettik. Ne kadar mutluyuz bilemezsiniz.
Herkes Allah’la eğitim veriyor bize. Gönüllerinizde büyük bir huzur var. Yaşamın bir paçasıyız. Hayatın mutluluğun huzurunu yaşıyoruz. Birlikte yaşıyoruz. İniş dönemi başladı. Allah’ın yardımıdır. Dünya bu şekilde gelişti. Allah onları sevdi. Küçük yavrular vardı. Hayata yaşam verdiler. İnsanlık birlikte büyüdü. Haritalar değişti. Garip duygular baş gösterdi. İnsanlar eziyete daldı. Yeniden emir verilmeliydi. Hayat tekrar düzelmeliydi. Yapılmalı bu. Emirler yağmaya başlamıştır. Yapılması gerekenler benzer olanlar aynı. Gemiye bineceğiz. Aynı gemiyle gidilecek. Başka bir ülkeye. Burası korkuyla doldu. Yaşam acıya bulandı. Yine sıktılar. Aynı Nuh’un döneminde olduğu gibi. Allah buna razı değil. Size destek olacaktır. Çok önemli bir bilgi geldi. İnsanlık zulme uğramıştır. Çok ağır bir acı yaşıyorsunuz. Nuh’un yaşadıklarının bir bölümünü yaşıyorsunuz. Bu kesindir. Bazı arkadaşlarınız da aynı hatayı yapmaktadır. Alay etmişlerdir. Size zulmedilmiştir. Onların affı için Allah yardımdadır. Onlara kızgındır. O insanların yanlış yaptığını Allah görüyor. Size yapılan hatayı görmüştür. Destek olmaktadır. Sizi kurtarmıştır. Emin olun. Yardım gelmiştir. Allah’ın izniyle hayat düzene girecek. Tekrar yüzünüz gülecek. Allah’ın desteği huzur getirecektir. Sevgiye yakın durun. Bereketin mutluluğunu anın. Destek üstüne destek yağdığına şahitsiniz. Allah çok yakındır. Size zulmedenlere karşı yardımdadır size. Korkunuz büyüktür. O’na desteksiniz. Doğru yoldasınız. İçinize düşen koru Allah bilmektedir. Size sakıncalı duygular bekleyen insanlar olabilir. Doğru olmanız nedeniyle bu sıkıntılara göğüs gereceksiniz. Onun acılarını yaşamış durumdasınız. Ona da alayla bakıldı. O da acılar yaşadı. O da garipsendi. Çok çirkin yüzlü insanlar onun üzerinde oyunlar oynadı. Sizin gibi şeyler oldu. Huzur bulamadıkları anlar oldu. Ona da eziyetler edildi. Onun da sıkıntıları çoğaldı. O da bazen üzüldü. Ama gülmeyi hiç bırakmaz. Gülümsemesinin gitmesine izin vermedik. Bitecek dedik. Unut dedik. Unuttu da. Garipsendiğini bilerek yaşadı. Ama hiç üzülmedi. Hep gülümsedi. Onun sevinci bu. Kahraman gibi davranmadı. Sadece Allah’a inandı. Güvendi. O’na döndü. Onunla birlikte oldunuz, sevindirdiniz. Başarmaya çabaladı. Ve başardı. Sevimli bir varlık olduğunun bilincine vardı. Allah’ın yardımına erişti. Ve sevgiye kavuştu. Allah onunla. Dünya üzerinde birçok kişi Allah’ın rahmetine erişti. Herkes gibi Allah da yardıma geldi. Allah o insanları da korudu. Temiz olmanın mutluluğunu yaşadınız. Allah rahmet eder. Melekleriyle size gelir. Le-hi Allah verir. Allah’ın özelliğidir. Kodlamalar doğrudur. Bu kodu çözün. Kád vardır. Allah’ın desteğidir. Karanlık sözler uzaktadır. Allah yardımdadır. Allah’ın rahmeti yakındır. Allah sevgiye hasret insanları bilir. Ona ulaşmaya çabalayan herkesi iyi bilir. Küçük detaylara takılan minik kızları da bilir. Bu yüzden içine rahmet olsun diye bazen bildirir. Sevinmeleri için onlara yuva kurun. Yavrucakların mutlu olmasını sağlayın. Küçük kızlar çok eziyet görebilir. Acı çekebilir. Değer görmeyebilir. Onların yaşam tarzı böyle olur. Kendilerini insan yerine koymayanlar olabilir. çMe bunu ister. Yapılacak işlerdendir. Kadınların bu acılarını mutlaka bilin. Onlar acıyla büyür, yaşamları bu şekilde ilerler. Dişlerini sıkmak zorundadırlar. Kafalarını kurcalayan bir çok detay onları yorar. Bilgisizce üzülmüşlerdir. Her istedikleri yapılmadığından üzgündürler. Yanlış tavırlı insanlar yüzünden rahat yaşayamazlar. Onlara acı veren diğer bir husus da sürekli eziyet görmeleridir. Mutsuzdurlar. Onlara bu şekilde davranan herkes onlarla aynı sıkıntıyı yaşayacak. Yaptıkları çirkinlik onlara belli olacak. Acı çektirenler bilecekler. Çirkin davranışlarından sorumlu tutulacaklar. Kahraman tavırlı insanlar, üzerlerindeki çirkinliği göreceklerdir. Yapmamaları gerekenleri yapacaklardır. Böyle davrandıkları için
ağlayacaklardır. Hiçbir tavır doğru değildir. Yapılmamalıdır. İnsanların korkusudur. Yaptıkları suçları bilmeliler. İnsanoğlu çok zor hayatlar yaşar. Bilgisiz insanların yaptıklarıyla acı çekerler. Onların yaptıklarını doğruca aktardık. Sivil yaşamak isteyen herkes üzüntüye boğuldu. Karanlık işlere girenler ise sinsiliğin cezasını buldular. Eziyet çektirdikleri için Allah o insanları hesaba çekti. Neden oynadınız dendi. Kimseye bu yalanlarınızı sevdiremediniz. Kimse sizin sevimli olduğunuzu da düşünmedi. Bir gün algılayacaksınız. Ne kadar iğrenç işler yaptığınızı göreceksiniz. Allah bu işleri görmektedir. Yapılan ceza doğrudur. Kahraman havasıyla yürüyen aşağı düşmüştür. Aşağı düşmeyi hak etti. Alay edip durduğu şey onun başına geldi. Tökezleyip düşmek onun hayatının bir parçası olacak. Bacakları tutmayacak. Başına çok bela gelecek. Eziyetinden kahrolacak. Yardıma muhtaç olacak. Sandalyede yaşayacak. Ölümü de budur. Bir daha insanlara zulmedemeyecek. Allah onları cezalandırır. O insanlar bunu yapamayacaklar. Allah o insanlara ceza verecektir. Kötülüklerinin belasını bulacaklar. Allah kötü insanları bilir. Kötü tavırlıları da. Allah yanlış davrananları da bilir. Huzur bulamayanları da. İnsanlık kötü insanların elinde mutsuzluğa bulanınca olan bu. Hayatları kararan bir çok insan var. Mutsuzluğun pençesine düşen. Acı içinde bekleyen. Huzursuz kalan. Ölümün uçsuz bucaksız yollarını aralayan. Yapamadığı şeyler yüzünden üzülen. Dünyada olduğu için neden var olduğu için düşünüp duran. Bu gariplere Allah el uzatır. Dünyayı ona dar edeni bulur. O zalimin başına belayı atar. O da bunu algılar. Pisliğinin cezasını bulur. Allah o zalimleri bir bir görür. Yaptıklarının korkunç sonunu öğrenirler. Hatalarının zorluğunu görürler. İçleri kararır kalır. Sıkıntılı hayatlar yaşayan bir çok kadını bu durumlarda görebilirsiniz. Acı çekmiş olabilirler. Zorlanmış ve sıkıntılar içinde ölmüş o kadar çok acı çeken insanlar, ellerini avuçlarını sürekli sıkarlar. Bilmeden sıkıntı onların içindedir. Bilmeden yaptıkları vardır. Bilmeden insan canına kastede de bilirler. Dayanılmaz acılar o insanlara korkunç kötü sonuçlar doğurtabilir. Hayatları kararabilir. Suçlu sayılıp ölebilirler. O insanlara da Allah af çıkaracak, yaşadıkları travmalar nedeniyle ölümlere neden olduklarını bilerek o insanlara belirli bir süre ceza verecek. Ardından onları yanına alacaktır. Az bir müddet ceza görmeleri gerekecektir. Ölüm cezasına çarptırılmış bir başka kadın da ailesini mahvetmiştir. O kadını Allah gördü. İstemeden yaptığı bir cezayı çekti. Bu tür kadınlara Allah mutlaka özürlerinden ötürü yardım edebilir. Bilemeden yaptıkları şeyler vardır. Onlardaki ifadeden bunu kavrarsınız. Sevimsiz görünseler de aslında hatalarından dönmeye çalışacaklardır. Denemeler yaparlar. Görseler bile hatalarını, istemeden de insanların yanlış şeyler yaşamasına neden olabilirler. Allah onları bir şekilde kurtarır. Soktukları sıkıntıyı bilir. Onların yanlışlıkla edindikleri hareketleri bilir. Kızların bu şekilde yanlış yollara sevk edilmesi nedeniyle ölüme sebebiyet verdikleri olur. Tecavüze uğradıkları olur. Kasten olmadan insanların canına kıydıkları da doğrudur. Kararsızlık neticesinde bilmeden yanlış yollara saptıkları olur. Bilmeden insanlarla ilişkiye girebilirler. Bu hataları yaptıkları için onları cezalandırmayın. Onları hoş görmeniz gerekebilir. Hayatları mahvolmuş gibi davranacaklardır. Üzüntüleri olacaktır. Sıkıntılı davranışlar sergilerler. İçlerinde bir ızdırap olabilir. Kendilerine günahkar ifadesi ile bakabilirler. Suçlarının bedelini ödeyebilirler. Onların canına kıymayın. O insanları yadırgamayın. Gariplerin suçu yok. Cahillik insanları bu hale getiriyor. Bilmeden hataya düşebilirsiniz. Bunları yadırgamadık. Hatalı olmanız söz konusu olduğunda Allah size yardım eder. Suçlarınızı örter. Başınıza gelen tüm sıkıntılar, sizin kendinizdendir. Bunu iyi
bilin. Yaptığınız seçimler üzerinde inceden düşünmelisiniz. Haksızlık ettiğinizi bilmelisiniz. Hatalı davranışlara çok fazla öfke patlatmayın. Sizin de hatalarınız olduğunu iyi bilin. Yanlışlar için insanların boynu bükülür. Onları üzersiniz. Suçlu konumuna düşürmeyin. Onları boynu bükük halde bırakmayın. Acı çekmelerine göz yummayın. Suratlarına atmayın. Onları bu şekilde boyunları bükük halde komayın. Herkesin hayatında benzer şeyler var. Herkesin yaşamında acılar var. Bu kadar üzüntü insanları yıprattı. Aileler yıkıldı. Hayat kötü geçti. Algılamalar zayıf. Yürekler kara. Bereket yok. Rahmet Allah’tan geldi. Sizlerden acı çeken insanlar var. Bunları giderilmesi lazım. Dik bakışlardan kurtulun. Seven bakışlara geçin. Gülümsemeniz lazım. Çiçekleri bu yüzden sevin. Her gülü sevin. Her çiçeği Allah için sevin. Bu davranışlarınız güzeldir. Allah güzel kızlara yuva kurun istiyor. Onların boynunun bükük kalmasına izin vermeyin. Bebeklere yuva kurun. Allah’ın yardımıyla inşallah. Çocukları sevindirin. Gülümsemeleri için gerekeni verin. Aile kurmak mühim. Bu mutluluğu herkese yaşatın. Melamiliği hatırlatın. İlkeli davranmayı unutmayın. Temiz konuşmayı sevin. Ruhunuzu güzelleştirin. Aile olmanın mutluluğunu hatırlatın. Bilekleriniz güzel olsun. Güzel konuşun. Hayatı iyi kavratın. Doğru öğretin. Gelişime açık olun. Güzel konuşun. Bebeklere gülücükler saçtırın. Elinizden geldiğinizce çalışın. Çabalarınız güzelleştirir dünyayı. Elleriniz kıymetli. Sevgi hasretiyle yanın. Allah’ın sevgisine hasret olun. Gül gibi açın. Hayat faydalı işlerle dolu. Dünya size ait. Aileler kurulmalı. Bereket huzura getirir. Allah’ın her nimeti güzel. Allah size destektir. Dikenli tellerden kurtulun. Bereketi anın. Sevgi Allah’ın mutluluk kaynağıdır. Dünya sevgiye hasret. Allah sevgiyi size veriyor. O’nun hayrı budur. O’nun bilgisi engindir. O’ndan gelen her bilgi sizinle birliktedir. Mutlu olmalısınız. Orada olmak güzel. Sevilmek çok güzel. Allahu Ekber. Sevgiyle La İlahe İllallah.
Ankebut 15’in devamı?
0.58 Tarık’la İlgili Bilgiler
Tarık seması özeldir. Tark olur. Tárman da denebilir. Tárkı da denebilir. Tárman olduğu anda akış yapar. Tarık çok mühimdir. Türk işi olabilir. Eserlerini doğru yazabilir. Tarık’tır. irk’tir. Emindir. Dünyayı karartan bir eziyettir. İçeri giren kişiler sıkıntının sebebidir. Devşirilmelilerdi. Yanlış diyaloglarla kararları etkilediler. İnsanları yanlışa sevk ettiler. Üzdüler. Çirkinliğe sevk ettiler. Bayağı zor günler yaşandı o yüzden. Günleri mahvettiler. Dünyaya zulmettiler. Dünya onlar yüzünden yerinden oynadı. İnsanlar korkuyla etraflarına bakakaldılar. Çirkinlik hasıl oldu. Çok kötü bir dünya insanlığa gösterilmişti o an. Dünyayı kahra boğan bir harekettir. Yaptıklarının sonucunu görmeliler. Dünya onları
eziyet dolu günler yaşatacak. Ayakları kayacak. Sevimsiz görüntüler sergileyecekler. İçleri acıyacak. Hayatlarını kahırla geçirecekler. Dünyada kaldıkları süre boyunca da insanlığa acı çektirdiler. Bilgi konusunda sıfırdırlar. Amaçları yok etmek olduğu için her şey onlardan korkuyor. Korku vermek için yaşarlar. Zararlı maddedirler. Kötülüğe koşarlar. İçlerinden nefret akar. Zor durdular. Hayatı zorlaştırmak için yaşarlar. Hiç bırakmayın onlardan. Etrafta dolanmalarına da göz yummayın. İnsanların hayrı değildir. Zarar için çabalarlar. Korku vermek için yaşarlar. İçlerinde kötü tavırlar var. Zararı görmenize gerek yok. Sadece bilin. Bilgili olun. İnsanlığı acı içinde bırıktılar. Sistemi bozdular. Hayatı zehirleyen insanlar bunlar. Hiçbir canlıya yararı yok. Hep zarar verir. Allah onları kahredecek. Yaptıklarını ödeyecekler. Yaşattıkları zararı telafi edeceğiz. Yanacaklar. Kahır içinde bir cehennemden diğerine geçirilecekler. Sahır kesildikleri için o varlıkların üzüntüsü olacağız. Kahrediyoruz. Ağıda mutlulukla bakana, yanından gülerek geçene lanet olsun. Hüç Allah onların isteklerine uymadı. Sevgisizliklerine uymadı. Çirkefliklerine bakmadı bile. O zalimlerin bir daha sizi üzmesi mümkün değil. Sizi zorla alıkoyduklarını bilin. Evlerinizde sizi hapsetmişlerdir. Her şeyi parayla ölçmüşlerdir. Her yönden sizi zapdederler. Elinizde maddi manevi ne varsa almak için çaba sarf ederler. Bunun için yapılabilecek en doğru yol, eserlerinizde Allah’a gitmektir. İnsanlığın bu zalimlere yaşatacağı ceza çok çetin olacak, hak ettiklerini bulacaklar. Dinden çıktıklarını bilin. İman sıfır. Allah korkusu da. Allah’la birlendiklerine inandılar. Artık tanrıyız anlamına gelen gözü kullandılar. Allah’ın gözüyüz anlamına gelen bir hareket. Allah o zalimlerle asla diyalog kurmuyor. Onlarla konuşmuyor. Onlara bakmıyor. Onları bu şekilde yaşatacağız. Yaptıkları çirkinliğin farkına varacaklar. Dikenli tellerde oturacaklar. Yaşattıkları zulmü bilecekler. Tek tek sayacağız. Neyi nasıl yarattığımızı görecekler. Pişmanlıklarını göreceksiniz. Onların zulmü bitecek. Allah onlara zulmedecek. Allah o zalimleri yok edecek. Allah zalimleri mahvedecek. Kendilerine bakıp ne yaptık biz demeleri için. Neden yaptık bunları demek için. Hiç yaptıkları iş iyi mi sizce? O zalimler neden sizi üzdü bu kadar? Sevilmek varken neden üzüldünüz? Değdi mi? Hazır mısınız bu karmaşayı çözmeye, huzurunuzu kaçıran o yaratıkların size verdiği üzüntüye? Bu çirkinliğin size yapılmasına razı mısınız? Allah size bu nimeti tattırdığına göre mutlaka bilmelisiniz. Allah bilenlerlere nasip ediyor sevgiyi. Bu yüzden lütfen korkmayın. Size yaşatılan korkuları Allah bilmektedir. Onların zulmünü bilmektedir. Lillah. İçinizde korku varsa gider. Emin olmanız yeterli. Kararlılığınız iyi. Başarıya ulaşmanız için gerekli. Size Allah yardımda bulunuyor. Bu sizin için büyük bir iştir. Yapmalısınız. Lütfen üzülmeden yaşayın. Allah destektir. Allah yardımdadır. Bir daha sinemaya gitmeyin. Film seyretmeyin. Zamanınız boşa akmasın. Bu tarz çalışmalardan uzaklaşın. Filmlerde de sizi büyüye sevk ediyorlar. Gözünüz kapanır. Seyir insanı etkiler. Seyredilenler büyüden ibaret. Onların gözlerinde büyü var. Yahudi milletine asla güvenmeyin. Göz bebeklerinde sizi hançerlerler. Gözlerine hiç bakmayın. Siyon oldukları için kötülüğe amaç bir şeyler yapabilirler. Sizi tehlikeli kılmaya çalışabilirler. Etki altında kalmamanız açısından sakın bir daha onların ürettiği yayınları seyretmeyin. Onların seyredileceği yerlerde bulunmayın. Size yaptıkları iğrenç bir oyun. Sizi korkunç derecede etki altında bırakmaya çalışırlar. Bunu yapmak için her yolu denerler. Büyü amaçlı kullandıkları başka eserler de var. Her türlü yayın yasak. Televizyonda gördüğünüz her türlü yayından özellikle televizyon yayınlarından kaçının. Onlardan uzak durursanız sizi Allah yardımı
destekleyecektir. Yavaşlamanıza sebep olacak büyü yaparlar. İçinize endişe salarlar. Dehşet saçarlar. Korkulu yayın görüntüleri verirler. Sıkıntı yaratmaya çalışırlar. Bunun için gereken sistemi kurdular. Sizi üretimden uzaklaştırırlar. Yayınlara bakmayın. Hiçbir televizyon kanalında aynı çabayı bulamazsınız. Bir kere bile izlemediğini kanallar varsa o kanallardan kendinize birkaç yer bulabilirsiniz. Eski yöntemi kullanmayın. Yayın akışını izlemeyin. İzlediğiniz her film sizin için zararlı. Gazetelerdeki resimleri izlemeyin. Boş iştir. Resimlere bakarken uyuşup kalırsınız. Bu da onların işidir. Resimlere bakıp uyumanız için çalışırlar. Savaştadırlar kendileri. Bu nedenle insanların zor durumlara düşmesi için uğraşırlar. Sizi yormak için her tür detaya etki koymak isterler. Aile mefhumunu yok ederler. Diyaloglar biter. Dişleriniz yorulur. Üretimden uzaklaşırsanız çok fazla oturursunuz. Verimsizleşirsiniz. Bu sayede kendilerini de bir yerlere koyduklarını zannederler. Başardıklarını zannederler. Eğilimleri bu yöndedir. Biz eğlenelim, diğerleri acıda olabilir derler. Boş verin derler onları. Kim ağlarsa ağlasın, biz yediğimize içtiğimize bakalım derler. Başarısızlık yaratmak onların işidir. Çabuk peyda olurlar etrafta. İnsanların içinde olanı bilmek isterler. Kötülüğe amaçtırlar. Zulmetmeye bayılırlar. Sinsidirler. Kalpleri katıdır. Üzüntü vermek isterler. Tek amaçları vardır: Yormak. Tek hedefleri vardır: Eziyet. Bu nedenle insanlara faydaları azdır. Birçok şeyi üretirler ama kullandırmazlar. Size verilen malzemelerin büyük bir bölümünü eski eşyalarından çıkarırlar. Ürettiğinizi sandığınız malzemeler onlar için eskidir. Elinize tutuşturdukları eşyalar genellikle çoktan tedavülden kalkmıştır. Kendileri bu eşyaların üç dört yaş büyüğünü kullanırlar. Size zorluk çıkarırlar. Çoktan üretilmeyen mallar kalmıştır elinizde. Ailelerinin içinde ise ellerindeki verimli malzemeler gezer. Kullandıkları çok şey var. Göstermiyorlar. Saklıyorlar. Ürettiler çoktan bazı malzemeleri bile. O malzemeler sizin istemediğiniz kadar iyi. Üretilmiştir. Gösterilenler fasondur. Birçok insanın evinde başlamıştır üretim. Ellerine geçen her şeyi kullanmazlar. Bazıları gösteriş için kullanır. Amacı sadece rahat etmektir. Kendilerini bu şekilde rahatlatırlar. Gösterişin ve sevgisizliğin amacıydır. Ürettikleri malzemeleri insanlara kanıtlamak isterler. Bunu yaparken bazen komediye kaçarlar. Amaçları daha çok gösteri yapmaktır. Bizde olanın aynı değil. Gösterip eğlenelim derler. Baksınlar bakalım sanki ne olacaksa derler. Hiçbir hedefleri kalmaz. Sevinmek için değil korkutmak için yaşarlar. İnsanlara bazı şeyleri farklı tanıtırlar. Kukla gibi bir robot çıkarttılar en son. Amaç sergiydi. Görüntüsü hoşlarına gidiyordu. Birçok kişi onların daha ilerisini yaptığını biliyor. Üretime geçmiş oldukları zaten biliniyor. Robotu çoktan ürettiler. Çizgi film karakteri gibi değildir yüzü. Gerçek bir insana benzettiler bile. Fazlası ile ileri bir teknoloji. Amaçsız oldukları görülür. Pek bir şey yapmıyor gibi görünseler de yaparlar. Birlikte oynadıkları oyun onların hoşuna gidiyor. İnsanları kandırdıklarını bilirler. Hedef oyun oynamak. Komedi yapmak, gülmek. İnsanlar için komik oluyor bu. Bazıları gülerek ortaya koyar zaten. Yaptığım saçmalık ama güleceğim zaten der. Hayatlarını bu şekilde geçirirler. Kandırmaktan mutluluk duyarlar. Eğlence sektörüdür onların işi. Kafa tutarlar bazen size. Oyun oynadıklarının farkındadırlar. Gülünç durumlara düşmeyi severler. Bu sayede eğlenirler. İstekleri yoktur. Ruhlarının içi boştur. Kalpleri yoktur. Lanetlidirler. Amaç sadece öğütmek. Eğitim vermek değil. Bilgi saklamak. Kandırmak. Eğlenmek. Dalga geçmek. Hedefleri bu. İstekleri bu. Sizin için iyilik düşünmezler. Ağlamazlar. Ağlama rolü yaparlar. Komedidir yaptıkları aslında. Gülmek için yaparlar. Kendi kendilerine iyilik taslarlar. Başarı sağladıkları tek
konu bu. Gösteriş için iyilik yapmak. Bunu başarırlar. Kötü tavırlıdırlar. Zalimlik yapmayı severler. Çirkeflik yapmayı da. Diğer insanlar onlar için küçüktür. Alay ederler onlarla. Gösterişe meyillidirler. Zavallılar bakıyorlar derler. Saçmalarlar. Yaptıkları hataları bilirler. Bunun da bir hedefi vardır. Dikkat çekti. Kendince bir yoldu. Arandı buldu. Faydasını görüyor zaten şimdi. Buna seviniyor. Acınacak bir yanı kalmadı. Ağladı dönemler oldu. Ağlamadı şimdi. Gülümsüyor zaten artık tekrar devam ediyor. Bir süre iyi davrandı sandık. Ama algılaması tekrar eskisine döndü. Tekrar yaşadığı hayata döndü. Kendini bilmesin tekidir. Yapamayacağı işlere girişir. Bir daha yaşayamayacağı şeyleri yaşar. Kör kütük sarhoş oldu. Bir yerden düştü. Böyle olması iyidir. Kendini bilmedi. Yanlışlarla doluydu. Hayatı kaydı. Genç ölmeyecek. Orta yaşlarında vefat edecek. Üzülecek tekrar. Bir kez daha ağlayacak. Yaptığının pişmanlığını duyacak. Eğitimsizliğinin kurbanıdır. Ailesinin hatalarının bedelini de ödemiştir. Korkunç bir eğitim aldı. Yapacağı hiçbir eğitim yok artık. Düzene tesiri yok. Kimseyle paylaşmadığı şeyler var. Bu yüzden ailesi onun yaşamına zulmettiler. Kötülükler peşinde koştular. Kızın üzüntü sebebi bu. Sıkıntı çekmesinin sebebi bu. Ailesi onu kullandı. Temizliğini bitirdi. Tertemiz olabilirdi. Eğlence sektörüne gireceğine düzgün bir yaşam sürmesi mümkündü. Yaşamı mahvoldu. Kendine etti. Ailesi onu kullanınca doğrudan saptı. Gidip üye oldu. Şimdi çok üzüntüde yine. Çünkü hayatı bu şekilde geçiyor. Annesine tahammül etmek zorunda kaldı. Sıkıntıları var. Zor dönemler yaşadı. Bir şeyleri yanlış yaptığının farkına varacak. Değişimin hareketin sonucu bu. Vakti saatinde kendini düzeltebilirdi. Bunu yapamadı. Üzücü sonuçlar doğurdu bu. Keşke ağlayıp üzülüp kendine düzen verebilseydi. Ağlaması gerekti. Ancak bu şekilde düzelebilir. Ümit yok. Ailesi onu mahvetti çünkü. Kızın yaşamı bu şekilde geçti. Hayatına bu şekilde son vereceğiz. Bir şeyleri değiştiremediğini bilecek. Hayatı bu şekilde geçip bitti. Acılar bu şekilde olur. Hiç kimse ağıt çekmemeli. Hayatın zorlukları insanları yıldırıyor. Bir çok insanın yanlışa gitme nedeni bu. Kendilerinin bu şekilde o kişilerin eline verebilirler. İsteksiz yaşam sürmelerinin nedeni budur. Yaptıklarına kahrederler. Ağıtla yaşarlar. Yorgundurlar. Çok yanlışı beraberinde getiriyor bu sonuç. Kedi gibi yaşamanın sonucu. Kendine yanlış seçenekler bulmanın sonucu. Yanlış düşüncelere dalmanın sonucu. Ne yapacağını bilememenin sonucu. Mutsuzluk sonucu. Hayat acıdır. Yaşamları böyle geçip bitti. Onun sıkıntıları var. Onu bu şekilde zalimliğe iten insanlar var. Ailesi onun için büyük bir problem. Yaptığı hataların büyük bir bölümü bu yüzden. Sevilmek amaçlı yaptığı yanlışlar da var. Üzüntüye sebep olan duyguları da var. Yaptığı şeylerin büyük bir bölümü bu yüzden. Mutsuzluğunun sebebi bu. Ailesinin isteklerine uymamıştır. Onların çabası onu bir şekilde yine ellerinde tutmak idi. O da bunun başarı olduğunun farkındaydı. Yapabileceği tek iş buydu. Kendinde bulduğu tek başarı bu. Yapmak istedi yapamadı. Çirkin detaylarla uğraştığı için de sorunlar yaşıyor. Mutsuz. Mutlu olmayı seçemedi. Acılar insanların içindedir. Acılar insanları yıpratır. Onların sevinç gözyaşı olun. Onların mutluluğu olun. Geleceksiniz bize. Gelmeniz için gerekeni yapacağız. Allah sizinle. Üzüntüleriniz devam edebilir. Bunlara göz yumamayız. Bu yüzden size yardım edeceğiz. Dertler bitecek. Hayat zor biliyoruz. Bilinçliyiz bu konuda. Başarısızlıklar sizi yoruyor biliyoruz. Korkular üzerinize geliyor biliyoruz. Dünya dar geliyor biliyoruz. Neden burada yaşıyorum dediğinizi biliyoruz. Her tür sıkıntıdan kurtaracağız emin olun. Dertlerinizi biliyoruz. Allah sizinle. Emin olun bundan. Mutsuzluğunuzun, korkunuzun, içinizdeki acıların çözülmesi lazım. Hayatınız bu şekilde geçmemeli. Korkularınız bitmeli.
Huzura ermeniz için gelenleri sevindirin. Dünyanın zor olduğunu düşünmeyin. Hayat size zor gelmeyecek. Annelik duygusu sizi sevindirecek. Mutsuz duygular sizi alıp götürmeyecek. Anne olduğunuzu bileceksiniz. Gözlerinizden yaş akmayacak. Sevgi dolu Allah’ınız sizinle. Onun için lütfen korkmayın. Dünya yardıma muhtaç olduğu için bizler sizinleyiz. Kötülüğü yeneceksiniz. Durup durup ağladığınız anlar var. Korktuğunuz anlar var. İçinizin acıdığı anlar var. Duyarlı davranın. Kimseyi üzmeyin. Melamiliği seçin. Bu iyi bir amaç. Allah’ın sevdiği bir yoldur. Allah böyle olanları sever. Alçakgönüllülük her zaman güzeldir. İnsanoğlu bunu yaşamalı. Bu şekilde insanın yüzüne güzel gülücükler gelişir. Gülen yüzler artar. Sevgi hasret artar. Dünya üzerindeki insanlar bunu başarırlarsa bir çok sorun çözülecektir. Hedefinizin doğruluğundan emin olun. Kimse üzülmemeli. La ilahe illallah. Allah sizinle. Si Aş Kash Zἱ Pá Tin Á À Yá Ra Ár Á A Pἱ Án Pép llah Hu Ya Allah Hu La ilahe illallah Allahu Ekber Vel Allah lillah Ya Hu El Hamdülillah Subhanallah Merhametli Allah’a şükürler olsun. İş yapalım. Güzel davranalım. İnsanlığa faydalı olalım. Farklı olalım. Düzenli olalım. Çalışmanın azmini tadalım. Güzel rüyalarla uyuyalım. Dünyayı kurtaralım. Birlik olalım. Çalışmalıyız. İnsanoğlu yaptıklarının bedelini ödeyen birkaç insandan korkmasın. O insanlar bir daha bu hareketleri yaparlarsa sizin sıkıntınızın bittiğinden emin olun. Dişlerinizi sıkın. İnsanlığa faydası olmayan kişiler olmayın. Tembellikten kaçının. Duracak vakit yok. Vakit değerli. Sevimsiz konuşmalarla insanları yoruyorsunuz. Verimsizliğiniz yüzünden karşılıksız işler oluyor. Kendi düşlerinizle insanları hareketlerini sıkıntıya sokmayın. Başarılı insanlar olmanız mümkün. Aileniz kurmanız da. Bir şeyleri başardığınız andan itibaren sorunlarınız düzelir. Merak ettiğiniz birçok şey olduğuna eminiz. Bu yüzden lütfen ailenizde kötü şeyler olduğunu düşünmeyin. Sevginin hasretin birlik olmanın detaylarını yaşayın. Birlik olmak gerek. Bu sayede ancak insanoğlu aşamadan aşamaya geçer. Yapabileceğiniz en doğru iş bu. Başa geçmeniz gerek. Üretime katkınız bu sayede olur. Faydasız çalışmalardan uzaklaşırsanız sakın aile olarak birbirinize eziyet etmeyin. Sıkıntı vererek birbirinizi üzmeyin. Hayatı zehir etmeyin. Belirsiz durumlar karşısında kendinizi kaybetmeyin. Yorgun olduğunuzu düşünmeyin. Allah destekler. Hiçbir sorun kalmayacak. Eşleriniz iyidir. Merhamete açıksınız. Düzenli çalışmalısınız. Farkına varmalısınız. Dünya sizin elinizde. Lütfen çalışın. Hayat zor. Görüntünüzde sıkıntı olabilir. Dert çekebilirsiniz. İçleriniz acıyabilir. Merhamet dilenebilirsiniz. Dünya acıya burabilir. Sakin olmalısınız. Lillah.
0.59 Yeniler Gelince
İnsanoğlundan gelen birkaç kişi doğru amaçlarla hareket etti. Bu kişilerin sayısı fazla yok. Ellerinde iyi nimetler var. O nimetlerin farkındalar. Başarılı olmaya çabaladılar. Hayatları boyunca da çabalayacaklar. Gereksiz detaylara takılmadılar. Amaçları tek. Allah’ın yolunda ilerlemek. Bu insanların T sk olması gerek. Dikkatli olmaları da lazım gelir.
Gereksiz konuşamazlar. Eziyetlidir. Konuşma tarzlarında her zaman korku sezebilirsiniz. Allah’ın çarpabileceğini bilirler. Bu korku ile yaşarlar. Onların korkusu Allah’ın zalim olmalarına neden olabileceği durumlara düşmektir. Bu nedenle çok fazla dikkatlidirler. Başarıya ulaşamadıkları anlar olur. Beklemek zorunda kalabilirler. Yapamadıkları işler olur. Bilemeden eziyet edebilirler. Korku geliştirirler. Zalimlerin eziyetine uğrarlar. Ailesinden ayrı düşebilir. Üzüntü onları yıpratır. Bir kere bile üzülmemeleri gerektiği halde ailelerinden uzak kalmaları da gerekebilir. Bereket uzaktan gelebilir. Evleri düzelmelidir. Bilgisizlik onu üzebilir. İnsanlardan beklentileri vardır. Evleri zorluklarla büyür. Hayat çok zor geçer. Değişime hazırdırlar. Değişime hazır olduklarını bilirler. Rahmet edilir. Allah onları üzer. Bazen sevimli olduklarını unutabilirler. Allah’ın rahmeti onları sarar. Allah’a güvenirler. Düşleri gerçektir. Allah onlarladır. Gelişmelere açıktırlar. Güzler geçer. Değişime hazırdırlar. Hiçbir zaman korkmamalıdırlar. Acılarından kurtulmalıdırlar. Annelik duygusu ile severler. Birikim yaparlar. Allah’ın rahmetini anarlar. Başarıyı yakalarlar. Ellerindeki acılar biter. Dünya onlara zor gelmez. Hayat zor gelmez. Değişim onları yakalar. İnsanlık bu sayede kurtulur. Birikim yakalanmış olur. Eziyetli hayat yaşadıklarında Allah onlarladır. Belki biraz üzülürler. Sevinmeleri şarttır. Bu sayede mutlu olurlar. Onların zor günleri olur. Korkuya yenilmelidirler. Sevgi onlar için zordur. Bazen korkular gelişir. Hayat onları sarar. Allah’ın sevgisi yaklaşır. Sevgi ve lütuftan, mutluluktan her yer sarılır. Allah rahmetle yaklaşır. Allah rahmet eder. Dünyanın üzerinde ne varsa onundur. O’na gelen herkes sevinir. Kurtulmak isteyen insanlar bunlar. Evet sevilmeyi isterler. Allah’ı severler. Allah da onları sever. En güzel lütuf budur. Güller açar. Gözler açılır. Allah her şeyi bilir. Her şey O’nadır. O her şeyin içindedir. Her şey O’na bakar. O’nun değişimini yaşayın. O’ndaki sevgiyi hissedin. O’nda yaşattığınız ihtiyaçları karşılar. Allah sevgiye hazırdır. Allah rahmetlidir. Sevgiden yanadır. Hin olan kişiler onun Allah’a ait olduğunu bilirler. Allah’tan büyük bir lütuf beklerler. Allah bu tarz varlıklardan uzaktır. Allah onlara karşı başarılı bir süreç geçirtmeyi düşünüyor. Bunun kazanılması şart oldu. Bu nedenle insanlığa yardım edilmesi gerekecek. Bu sayede ancak insan kurtulacak. Allah yardımdadır. İçtenlikle ona yönelin. Allah destektir. Kimse Allah’ın verdiği yoldan ayrılmamalı. Allah destektedir. Kimseye zarar vermeyin. Kimseye kötülük etmeyin. Destek olun. Allah yardımcıdır. İnsanoğlu zalimlere karşı elinden geleni yapsın. Allah kötüleri durduracaktır. Allah desteklidir. İçinizden bazıları yorgunluk çekebilir. Bu onları üzmesin. İnsanoğluna yapılan zulümleri Allah görür. Bu yüzden içinizden dehşet korkusunu atın. Yapmanız gereken tek şey Allah’a güvenmek. Allah size yol gösterir. Çirkefliği giderir. Birikimleri arttırır. Doğruluk üzere olmanızı sağlar. Bereketle ilerlemenizi sağlar. Sıcak kanlı olmanıza vesiledir. Doğruları Allah çok sever. Hayata yol açmanızı ister.
ÖnBölüm Sonu
ANABÖLÜM Önsöz Lillah Yazılan Okumayı başaran Verilen bir söz var Arkası gizlenmiş yemin Bir neden var
Nedene Ne Neden? Bulutları yerinden eden. Senin sahibin kim? Yukarıda, gökyüzünde bir yuvan var mı? Kuşlarla dost olduğun gibi benimle de dost ol. (Beyaz Güvercin gül taşıyor. Elinde küçük bir çiçekle geldi. Bereket ve bayramla. Aşkı, mutluluğu, hasreti ve hep beraber olmayı dileyen bir insan. İstersen sen de yazabilirsin.) Yuvarladın. Nefessiz bıraktın. Ama beni kırmadın hiç. (Sevgiyi, hasreti yaşa ve benimle ol. Mutluluk için seninleyim. Elini çabuk tut, mutlu olmalısın. Elindekinin kıymetini bil. Sevgiyi, hasreti bir daha yaşa. Elini çabuk tut ve
sevgiyi gör. Mutlu olmak gerek.) Rüzgar?! Beni duymayacak yerde değilsin. (Beni bulacaksın. Eminim buna. Sen çünkü her an çağırmaktasın. Sevmek için. Lütfen sevdini (sevdiğini/sevgini) bana aktar. Nasıl sevdi beni? Neden sevdin? Neden özledin? Neden hep özledin? Hiç özlememeliydin? Özlemek yok. Özlemiyorum. Çünkü çok yakın. Çok yakınsın. Çok yakınız sana. Bunu bil. Bilgi, hasreti giderir. Umut yazın. Umut nedir? Umuda gitmek nedir? Giden kişi ne yapar? Umutsuzluk nedir? Mutsuz olan insan ne yapar? Mutsuz olduğunu nasıl anlatır? Üzüntüsünü nasıl kahrederek söyler? Acılarını nasıl depreştirir? Nasıl acı çeker? Sevgisini nasıl söyler? Nasıl sevgisiz kaldığını? Aktarırken ne yapar? Nasıl acır canı? Üzüntüsünü nasıl kahrederek açıklar? İster mi bunu? İster mi acı çekmeyi? Çekmemeli! Çok acı çekiyorlar. Acı çekilmemeli. Acı, insanı üzer, yok eder, mutsuz yapar, kötülüğe götürür, kötü şeyler düşündürür. Kötü silah, kötülüğe götürmek için yapılır. Kötülük en çok bunu kullanır. Huzura gel. Huzur senin elinde. Huzur bulmak sizde. Sevgi hasret bitecek. Bitmesini iste. Gülmeyi dile. Hasreti yok edin. Mutsuz bir kişi olmayın. Hiç üzülmeyin. Sevginin çok büyük olduğunu bilin. Mutsuz olan insan acıya çok fazla yığılır. Çok yatar. Çok yıkılır. Çok yıpranır. Kendini kaybeder. Acısına yenilir. Acı onu yok eder. Acı insanı yok eder. Mutsuz olmamak için gülmeyi deneyin. Gülmek çok mühim. Gülen insan mutsuzluğu yok eder. Gülerek yaşamak önemli. Gülerek yazmak önemli. Gözlerinizi açmanız gerek. Sevgiyi hasreti bitirmeniz gerek. Gülerek yazın. Ellerini en güzel şekilde yıkadın. Yazarak yıkandın. Yazın. Yazmak zalimin işi değildir. Zalim kişi yazmayı bilmez. Hiçbiri yazamaz. Gözleri görmediği için bilemez. Gözleri açık değil, sevgiden kapalı şu an. Kişi kendini bilmeli. Kişi üzüntüsünü yok etmeli. Mutlu olmanın çaresini bulmalı. Hiyerarşiyi bilmeli. Sevginin hasretini bitirmeli. Elini çabuk tutmalı. Yazarak elini çabuk tutmalı. Yazının değerini bilin. Yazı çok önemli. Yazmanız lazım. Her şeyi bilin. Her şeyi yazın. Güzel yazdığınız zaman gözleriniz ışıldar. Gözler ışıldadığında Allah gelir. Sevginin en güzel yanı bu. Sevginin en tatlı yanı. Elleriniz güzel, yuvalarınız güzel. Huzur bulun. Rüzgar sevgiyi getirecek, sevgiyi-hasreti bitirecek olan tek şey kötü söz. Kötü sözden uzak durun.) Uçmayı başardığım gün, kuşların cesaret edemediği kadar yükseleceğim. Kimsenin çıkmaya cesaret edemediği yerlere kadar gideceğim ve göreceğim seni. Seni yukarıda göreceğim ve sevginle mutlu olacağım. Güzel gözlerine bakacağım. (Göreceksin beni ve sevineceksin. Mutlu mutlu seveceksin. Küçücük bir yuva kuracağım ve sana orada küçük yavrular vereceğim. Mutlu olmanız için sevineceksiniz. Gül gibi sevineceksiniz. Aşkı tadacaksınız. Orada beni seveceksin, gözlerin açılacak ve göreceksin. Aşkı ve huzuru tüm benliğinde hissedeceksin. Mutluluğun en güzelini vereceğiz. En güzeli sizin. Yanında işaretliler olacak! Ve gözlerin açılacak. Mutlu olacak. Hazır bir yuva, görüntüsü ile seni mutlu edecek. Mutluluğun en güzel yanını göreceksin. Mutlu olmanın en güzel yanı bu. Dişlerini sık yakında bitiyor. Gül şimdi.) (Bazı insanlar düzelebilir, bazı insanlar istemese de güzelleşebilir hatta. Ama değişebilirler, bil. İyi olmayı fıtrat ister. Bunu başarabilen insan özel olur. Acıları diner. Acı dindiren en güzel şey de Allah’a indirilmiş güzel bir kitap. (Allah’a güzel bir kitap verilebilir. Güzel olan her şey Allah’a gider. Allah tek bir yere
gelmez. Orası da Cehennemdir! Cehenneme asla inilmez, eğer kitap varsa. Eğer yoksa, cehenneme inilir ve Allah’tan olunur. Allah’a gidilemez bir daha. Gidilemeyen yere asla inmeyin. Gidilecek yere gidin. Orası Allah mekanı. Mekan olarak Allah’ın mekanı her zaman sizin için özeldir. Orayı hasretle hatırlayın. Oraya gidin. Mutluluk için. Yeniden sevinin. Güzel davranışlarda bulunun. Özel olduğunuzu hissedin. Sevildiğinizi bilin. Sevilmek özel.) Dua edin ve sevgiyi en güzel şekilde yaşayın. Düzeldiğinizi hissedin. Diğerleri gibi oldu, değişti, güzelleşti, gözleri yuvalarından çıkmadı artık. Yuvasından fırlamadı artık. Acıyı dışarıda bıraktı ve yukarıya doğru ilerledi. Annesine gitti. Annesi çok iyi. Onu kucakladı. Ve anne yuvasında onu sevdi, mutlu olmasını diledi ve oldu da. Hasret bitti. Ve yuva çiçeklendi. Sevinç hakim oldu. Hüsran bitti. Korku gitti. Yuva güzelleşti. Ve mutluluk geldi. Gönül gözü her an açık. Gözleri her an dik, her an sevinçli, her an hasretli, her an yuvaya uçmaya hazır. Gözler hep yuvada. Sevginin en güzel yanı, Onunla tadıldı. O, senin yuvan. O, küçük yuvan. Seni sevenin yuvası. Seni seven o yuvada. Gözlerini açarak ona bak ve yuvanı kur. Küçük yuvanda huzur içinde ol. İçindeki mutluluğu paylaş. Mutlu olmanın en güzel yanını yaşa. Güzel bir yuvadır o. Seni sevmeye en hasret kişi “O”. En çok seven “O”. Sevmeyi en çok isteyen. En çok seven. Gülmeni en çok isteyen. Ve yuvana en yakın insan sana gelecek. Gülmen için gelecek. En güzel yüzle ve sevgiyle. Hasretini bitirecek. Biten hasreti o yaktı. Sevgi en güzel hasret. Onu yaşamalıyız. Yaşatmalıyız. Hasreti bitirmeliyiz. Gönül gözü açık kişiler her zaman sever.) (Rüzgarı sevmek isteyen, mutlaka gelecektir ona. O seni en güzel yuvaya götürecek. Yuva, mutluluk yuvası ve sevgi yuvası. Hazır bir dille anlatılan detayları veriyoruz. Sevgiyi ve hasreti unutmayın. Huzur içinde mutlu olun. Elinizdekinin değerini bilin ve mutlu olun.) Kanatlanarak uçmayı başaranları anma uğruna Yaşadıkları geçmişte ve gelecekte Tekrarlanmış zaman diliminde Uzatılmış kısa ömürlerinde Tadına kandıkları “NASIL”ın; Hasıl oluşunu Hayat buluşunu Bilenin kanatlanışını Uçmayı başarışını WalHalla denen yere varışını İşaretlenmekte olduğunu hayretle gördüğünü Anlamak için Lütfen okuyun
Lütfen düşünün Kendinizi bulun Zamanın önü arkasına benzer Geçmişte gizlediğini geleceğe sunar Döner dolaşır kendini bulur Hayata kavuşturan ölüm budur
Önsöze CevaPen
Sen... Elinde keskin bir kılıç Gordion’un düğümüne yakın duruyorsun.
Düğümden korkan bir savaşçı gibisin. Düğüme elini uzatmalıydın ve uzatıyorsun. Umutla bakıyorsun ona. Gözlerin açık ve net onu gözlüyorsun. Düğümü çözdün ve açtın kapıyı. Açılan kapıda gözlerin açıldı ve ışıltıyla dolu kapının ardı görüldü. Gözlerin yuvalarından çıkacaktı adeta sevinçten ve sevindin de. Özel bir insan olmanın mutluluğunu yaşadın. Çok özel olduğunu fark ederek huzur içinde yaşadın. Mutlu ve yuvana geri dönen bir erkektin artık. Ve mutluluğun gözlerinden ışıltı ile fışkırtı. Işıltı öbürüne atladı ve gözlerin sevinçle damladı onun ellerine. Dudaklarına ve gözlerine. Ve sevincin sonucu mutluluk geldi. Küçük yuva kuruldu ve huzur içinde mutlu gözlerle seni seyrettiler. Huzurlu ve güccük bir sevinç yuvası. Özel bir yuva. Onu hep sevecek. Mutlu edecek bir yuva. Bunu her zaman yaşamalı. Mutluluğun en güzel yanı bu.
Sen... Sağ cebindeki kristali çıkardın.
Elindekini kullanmaktan korkan haberci gibiydin. Ama geçti bu. Güzel yüzlü biri seni sevdi. Mutlu olman için huzura geldi. Elini çabuk tuttu. Hiç bırakmayacaktı ve birlikte huzur içinde öbür tarafa geçiş yaptınız. Sevincin mutluluğun en güzelini yaşadı. Sevginin en mutlusunu, en iyisini gördü. Mutlu o şimdi. Elinle güzel şeyler verdin hayata ve sevinci herkese tattırdın. Sevinç çok önemli. Onu tattırdığın için sağol. Mutlu olsun diye yaşadın, sevgiyle. O güzel kristale bakıp hep sevdiğini söyledin. Güzel bir göz ve yuva istedin. Sevdiğin her şeyi verdik. Allah verdi. Emin ol. Gözlerin hep açık kalacak, hiçbir zaman kapanmadı. Sevmelisin hep. Uzun bir süre seveceksin. Sevgi özeldir. Onu sevmek çok özeldi. Onun özel olduğunu düşünerek yaşayın ve sevgiyi/hasreti bitirin. Gönülden aşık bir insan olun. Onun küçük yuvasına gelin ve size sevgiyi nasıl verdiğine bakın. Onu en güzel şekilde sevin. Onu sevmenin en güzel yanı bu. Sevgi ile güzelleşecek yuva, hasreti bitirdi.
Sen... Gelecekle haberleşebildiğin bir hat’a sahipsin.
Telefonu açmaya korkan operatör gibisin. Karşıdan gelen sesi algılayansın ve elindeki sesi iyi yakala, onu iyi tad. Dualarınla elindeki hazineyi koru.
Başkası seni görmesin.... Ama izin ver Gelecek sana görünsün.
BÖLÜM
BİR
GİRİŞ
1.1 Rahim İçinden Görünen Dışarı
Dünyaya ilk geldiğim gün. Ağlayarak uyandım. Ayaklarım yere basamayacak kadar yumuşaktı. Tabanlarım ağırlığımı kaldıramazdı. Hafifleyemedim. Ağırlaştım. Tabanlarım kuvvet kazandı. Bu ağırlığa hazırlandı. Kazandı. Başardı. Ayağa kalktım. Yürüdüm. Okumaya başladım. Düşünmek zorunda kaldım. Kitaplar vardı. Kimisi kitaphanelerde sıralanmış; eskimiş bilgilerle donanmış. Kimisi ayaklı; yakınımda yürüme imkanı. Bazı kitapların nefes aldıklarını gördüm. İçine çektikleri bilgiyi okumayı isteyecek olana sunmak ister. Yakın durduklarını anladım. Kitap dediğim canlı bir insanla karşılaştım. Bilmediklerini öğrendiği anlatıcı başka bir kitaptan bahsetti. Aldığını buraya aktarmasını istedim. “Efsane” dedi. Dilim, ağzımda hapsolmuş. Dişler gardiyan, çıkışa izin kısıtlı. Dili, kafesten dışarı çıkışında “ayıplanma” beklemekte. Ağzım açılmak istemiyor. “Ya kaçarsa?” “Ne kaçarsa?” Bilgi bu kadar tehlikeli. Kaçarsa gittiği yerlerde yeniden doğar. Doğan her ne ise kaynağından ayrışır, bir efsane adını alır. İnsanlar efsaneye inanır… Kaynağını görmez. Okunası kitaplar vardır. Ayaklıdır. Sizinle oturur, konuşur, yer, içer. Size kendini anlatır. Dili ağzında gizler. Ama siz okumayı bildiyseniz o kişiyi okursunuz. Mitleşmiş efsaneleri okudum. Tarihi buldum. Sıraladım. En öncesine ulaştım. İlk yaratılış efsanesini elime aldım. Bir kısmı saçma. Bir kısmı inandırıcı. Bir kısmı sarsıcı. Bir kısmını unutmak istedim. Bir kısmı, diğer kısımlardan doğmuş diye düşündüm. Gözlerim yoruldu, okumaktan. Sahibinden şikayetçi oldu. Asıl sahibini biliyor mu? Benim asıl sahibim kim? Efsanelerin sahibi; biz insanlar. Bize bunu yazdıran, okutan kim? Gülen yüzler gördüm, ağlayanlara sevinen insanlardan. Anlamını çözmeye gücümün yetmediği bakışlar altında ezildim. “Sen delisin” deme cüretini gösteren kaçkınları buldum yanımda. Onları yanıma çeken neydi? Efsanelere karışmış kahramanların benimle konuştuklarını anladım. Nihayet. Beynimde taşımaya çalıştığım sınırlı sayıdaki kelime sepetinden ne kaldıysa, okuduklarımı yazmaya başladım. Yazdıkça içimdeki istek azaldı. Okunamayan bir insan oldum. Kin ve öfke sahipleri tarafından yerildim. Yazdıklarımı okuma gücü bulamayan, gereksiz tekrarlarımdan usanan, içinde biriktirdiği ‘eksi’leri üzerime kusanlar oldu. Okuduğuma, okuduğumu yazdığıma, anlaşılamadığıma pişman oldum. “Yazmasaydın ya” dediler. “iyi ki yazmışsın” diyenlerin sesine ulaşamadım, duyamadım. Sevmek zorundaydım. Sevemeyeni sevmek. İsteğimi azaltanın, bir gün gelip isteğimi arttıracağını anlayarak sevdim. Kin ve öfke duyanların, bir gün gelip sevgi ve hasret duygusuna kapılabileceklerini bilerek sevdim. Okumayı başaracaklarına, yazdıklarımı anlayacaklarına, yermek yerine sevmeyi seçeceklerine, “sen yazdın ya” diyeceklerine inandığım için sevdim. Onların sevgisi bana ulaşmadan ben sever oldum.
Sevilmek isteyen de ben değil miydim? Efsaneler zihnimde yeniden sıralandı. Neredeyse hiçbiri inandırıcı değildi. Hangisini yazayım? Efsane içinde gizli kahramanlar, anılmadan yaşarlar. Zaman geçer, izi kalır. İzinde işlenen isimler, bizim gibi sıradan insanlar. Aktarıldıkça efsaneleşir. Abartılır. Tanrılaştırılır. “Tek”in yanına yamarlar. Onların fikri sorulmadan ellerinde hiç bulunmamış güçlerle birlikte yaşatılırlar. Zamanın uzak ucundan bir efsane var. Adı, WalHalla. Önceki efsanelerden. Uzak kuzeyden. Etkiledi. Tabii olduğum milletin efsaneleri varken bu efsaneyi yazmak zorunda kaldım. Dedim ya: Hiç istemeden yazıyorum. Bu efsaneden kaçtım. O beni yakaladı. Anlatmak zorunda bıraktı. Efsane aslını gizler. Kalın bir perdedir. Perdeyi sever kimi OkuR. Çok azı bu çengelden kurtulup eliyle perdeyi aralar, asla ulaşır. Sarsılır. Sarsılanların çoğu inkar eder, unutur. Çok azı sarsıntıyı atlatır, işin aslını okumaya koyulur. WalHalla bir cennetmiş. Oraya sadece şehitler gidermiş. Can veren, gitmesi için işaretlenirmiş. (Bunu çok düşündüm. İşaret ne demek? Bir savaşçı neden işaretlenir? Kim işaretler?) Efsaneye göre işaretli savaşçıları, WalKüre denilen dişi savaşçılar, orada karşılarmış. Ballı şerbet tattırırlarmış.
1.2 Ballı Şerbet Ne Ola?
Efsanelere bakarsanız sizi yolun hemen dışına alır. Gerçekle efsane arasında birkaç adım mesafe bırakılır. Cesareti olan, o görünmeyen boşluğa adımını atar, gerçeği tadar. Bu adımı atanların çoğunun kaybolduklarını gördüm. Efsanelere inanmayın. İnandığınız o efsanenin hemen yanında gizlenen gerçek olsun. Savaş meydanında hakkıyla ölmeyi bilenleri işaretlemek üzere gelenler! Binekleri üzerindeler. Onların acımasızca öldürülmelerini bekler. Binek sahibi, yanında bir bal şerbeti taşır. (İşin aslı böyle değil. O şerbet içindeki bal, bizlerin bildiği bal gibi değil.) Bu şerbeti işaretliye göstermez. İşaretliyi yanında beklettiği diğer bineğe alır. WalHalla yoluna çıkarır. WalHalla’ha girerken kapıda karşılayan Walküre’ye yanında taşıdığı bal şerbetini aktarır. (Bu bilgi yanlış anlatım. Yazan sizi yanıltıyor. Ölen erkek savaşçıyı, dişi işaretli karşılar. Özel sıvı savaş yerinde içirilir.) Parantez içinde bilgi aktaran kim? Yazdıklarım hakkında ileri geri karışıyor. Hata yapmadan yazabilen var mı? Gülümseyen bir yüz, ölümün şaşkınlığı ile sarsılmış bu acemi işaretliye, üzerinden atmasını arzuladığı garip hissiyatı söküp alacak şerbeti sunar. Kapı eşiğinde WaHalla’ha girmeyi arzulayan işaretli, hayatı boyunca hiç tadamadığı bir lezzete ulaşır. Bunu içen her kim olursa olsun gülümser ve bitmeyecek bir huzura kavuşur. (İşaretlilerin her
dilediğinde bu bal şerbetinden içebildiklerini düşünmeyin, Onların yemeye, içmeye ihtiyaçları yok. Zaten huzurdalar. Korkusuzlar.) Korkmayan insanlarla tanıştım. Ölümden korkmadıklarını söyleyenler var. Ölüm duvarına gelince bedeni zedeleyen, içindekini duvarın öte yanına alanı anlattılar. Eşleşmeyi anlattılar. WalHalla’ha alınan her German için bir Walküre ona eş olur, birlikte yola çıkarlarmış. (Eş olmaktan kasıt, evli bir çift şeklinde yaşamak değildir. Bir GılMan ile bir WilDan, ancak görev gereği ikiliolurlar/birleşirler. Biz buna “eş” deriz.) Zannedildiği gibi değil. Sadece German işaretlenmiyor. Bal şerbetini sadece WalKüre içirmiyor. Tersi de var. Amazon savaşçıları var. Kabul edilmiş (kutsanmış) bir amaç uğruna yola çıkan Yuvasına canlı olarak dönemeyen İşaretlenir
SOYUT Giriş 1.3 Geçmişin Yazısı
Hawking, Viking olmadığını bilmiyor mu? Geçmişin kayıtlarında geçen savaşçılar. Günümüze iz bırakmışlar. Rüzgara yenilmeden rüzgarla yol alan binekleri(gemileri) denizde egemen olan savaşçılar. Başlarında çift koçboynuzu taşıyan savaşçılar. (Bazı insanlar Viking kanı taşıdığını iddia eder. Yanlış bir kanı. Bu insanlar sürekli savaşmaz. Kendi topraklarında barış içinde yaşarlar.) Kuzey topraklarında bekleyenler, kendi zamanlarından bakıldığında, uzak gelecekte yaşanacağına inandıkları “Ragnarok Savaşı”na hazırlanmışlar. İçlerinden ölmeyi bilenlerin yukarıya alınacağına inanmışlar. “Valhalla” adını verdikleri mekana çıkabilenler, Krallar gibi karşılanmış. Dünya yüzeyinde kalmışların gözünde tanrılaşmış savaşçılar, kehanete inandırılmış, geleceğe hazırlanmışlar. Kahraman sayılanların ölümleri zorlu olmuş. “Kan yeri” dediğimiz savaş meydanından alınan işaretlileri, yukarı çıkarma işini, hissettiğiniz ama bilemediğiniz “Valhuri”lere bırakmışlar. (Ölenlerin tamamının erkek olduğu varsayamı. Cennete sadece erkek sayılanlar mı alınır?) Odin denilenin hizmetindeler. Aslında onlar: “WalWat”/Gözetmen. Ölümle kalım arasında karar verici olduklarını zannederlermiş. (İlk yaratılışta kaleme alınmış “MutlaKitap” kararı çoktan verdiğine göre. Unuttukları; iradenin asıl sahibi.
“Tek”) Ragnarok savaşına kadar toplananlar, beklenen gün doğduğunda, kristalize olmuş duvarlarıyla sınırlanmış gizli havuzdan aşağıya/zemine bırakılmış. Kendini dev zanneden insanların dünya yüzeyinde yaptıkları, haddi aşmış. Kurtlar sofrası. Odin, amaca sarılmış. Düşünce ve Hafıza sahibi. Yüksek bilinç duvarına en yakın olan… Yüceltilmiş mekana, gökkuşağı ışıltısı altında görünen bir köprüden geçerek ulaşırlarmış. (Acaba? Okumayı bilene sırlar açıklanır…) Köşkler; altından, gümüşten. Şeytanların ve şeytanvari&dev zannedilen insanların karşısına çıkılacak olanlar, neredeyse kaybederler. Ragnarok zamanı geldiğinde mekan harap olur. (Çözüm: Yenisini/Dahaiyisini yaparlar.) Yokoluş sayılan dip noktasından sonra küllerin içinden daha güzeli çıkar. Yenilenmiş bir dünya, yanlışlarından sıyrılmış bir hayat tadılır. Bu uğurda canlar verilir. Tanrılaşmış insanlar bekleyişlerinin karşılığını bulur. Valhalla kahramanlarının en güzeli Frejya! Aşkı yaşayan. Görmeden inanamayacağınız, sadece hayaliyle avunabildiğiniz güzelliğin sahibi. Mavi gözleri ışıltılı, genç bir bayandır kendisi. Gözleri bazen yeşile kayar. Gözlerin kırmızıya kaydığı hiç görülmemiştir. Ancak, Odin‘in yanında, o bile sönük kalıyor. Zafer, Odin eliyle yaşanıyor. Geçmişi ve geleceği bilen tek kudret sahibi olarak bilinir. Kader onun eline emanet edilmiştir. Yaşattığı zaferin bedeli olarak öldürülüyor. (MutlaKitap ne derse o olur. İşaretlenmesi takdir edilmiş biri, adandığı amaç uğruna hakkını vererek öldürülmeden görevi bitmez. Öldürenler, kin sahibidir. KaraKırmızıya boyanırlar. Öldürülenler, kin tutmaz. Yeşilin ötesiyle boyanırlar.) WalHalla’hın geçmişde yaşandığı varsayılan mitolojik kayıtlarını okumanız isteniyor. Kıyas yapmanız gerekir. Siz değerlisiniz. Sevmelisiniz. Sevilmeden sever misiniz?
1.4 Mitolojik Kayıtlar
Tanrı sayılanlar (Æsir) Tanrıça görünenler (Ásynjur) Birlikte anılanlar (Vanir) Yazgı görülenler (Norns) Bilinemezler(Áflar) Büyültülmüşler (Jotuns) Küçültülmüşler (Cüceler)
Sıradan bilinenler (İnsanlar) Tehlike saçanlar (Canavarlar) Sahiplenilmiş mekanlar Kutsanmış tapınaklar Serpiştirilmiş yapılar İçi henüz dolmamış, rezerv tutulmuş bir hiçlik tarlası, tek olduğunu düşündü. Dört bucağına uzandı ama sonunu bulamadı. Zeminin altı boştu. Üstü, yağmaya niyeti olmayan bir dumanla kaplandı. Sağ gözün solu gözü göremeyeceği kadar sis vardı. Bir gün doldurulacağını anladı. Dolmaya başladığında, içinde canlanan akıl sahipleri tarafından “Ginnungagup!” adıyla anıldı. Artık bir isimle ödüllendirilmişti. İsim verenlerin gözünde “Ginnungagup”, gizli/gözlü olandı. (O bir gınnan (gizil olandır), acıyı çekene acı çektirdi. Bekleyiş süreci bu alandaydı.) O gizi sağ göz, sol gözden sakladı. Aynı başın yüzünde açılan iki göz den biri acı çektirdi. Sol göz, gizi bulduğunu zannetti. Hiçlik tarlasında var olduğunu düşündü. Dumanın dışına çıkmayı bilmedi. Mutlak sıfatlarını henüz alamamışların bekleyişi zorlu oldu. Kavuşmayı arzuladıklarını bilenlerden ışığı sola kırılanlar, zemine yapıştılar. Ayna bulanların sağı solu değişti. Bekletildiklerini anladılar. Kin tutanlara, sevme emri alanlar karşı geldi. Akıl sahibi olmakla ödüllendirilmişlerin neredeyse tamamı zürriyetlerini ateşe attı. Yandılar. Nefretini yenenlerin sevilmeyi hak ettikleri günde sisin dışına çıkanlar oldu. Ayrıştılar. Sonra dürüldüler. Hiç yaşamamış gibi oldular. Henüz ölüm olmadığından unuttular. Yapacakları kendilerine gösterilen akıl sahipleri, başa geleni önceden bildi. Kaybedenlerin çoğunluğu karşısında gölgede kalanlar sevgilerini kaybetmekten korktular. Emanet aldıkları “can” ile ölüm yaratılmadan önce yola çıktılar. (Hala o yoldalar. Aslında yola çıktıklarını zannettiler. “Ginnungagup” dedikleri yerde uyuyakaldılar. Uyandıklarında, içinde mutluluğu ve sevilmeyi başaranlar verdikleri mücadelenin ne için olduğunu anladı. Ama bu anlayış için uzanca bekleyiş gerekti.) Zemine gücüyle hakim olacak insanların tabanları ateş topu dünyaya egemen olmadan çok önce, ölüm, “Niffleheim” diye bilinen soğuk zeminde yaratıldı. Yaratılan ölüm karşısında, canı emanet almış akıl sahibi korkacaktı. Kendilerini koruyan meleklerin dahi korktuğu ölüm, ince bir buz tabakasıydı. Ne zaman kırılacağını bilmedikleri bir zeminde yürümek zorunda olan insanlar, gidebildikleri yerde ölümü tattılar. Yola çıktıkları “Ginnungagup”a geri döndüler. Mutlak soğuk. Ölüm yaratıldığında bütün akıl sahipleri, sınanacakları zemin üzerine çıktılar. Yaratılan ölüm, soğuktu. Ölüm, ısı emerek yaşardı. Tüm canlılardaki ısı, onun besin kaynağıydı. Akıl sahibi olmayan hayvanlar, bitkiler. Akıl sahibi olduğu halde insanlardan gizlenenler. Akıl sahibi olduğu halde evin bahçesinde gezinenler. (Bir gün kapıyı kırıp eve girecekler.) Ölümü bilmeyen korktu. Bilen hazırlıklıydı. (Ölenin, bindiği at olduğunu bilen korkar mı? Aksine bindiği atın, leş yiyen çakala dönüşme olasılığını düşünürdü.) Soğuk zeminde hareket edemeyen, kendini gösteremeyen ölüm, bekledi. Canlananların sıcaklığı kendisine ulaşacak ve yerinden kopacak, serbest kalacaktı. Ölüm, öleni terk ettiğinde görevi bitecekti. Kendi soğukluğunu can alarak dengeleyen ölüm, doğduğu yere geri dönecekti. Ölüm öldüğünde, ölümsüzlük
doğacaktı. Bundan ölümün haberi var mıydı? Zamanla dost olduğu halde, dönüp dolaşıp zamana yenildi. Ölüm yaratılmasaydı yola çıkılamayacaktı. Akıl sahipleri takdir edilen kaderlerine kavuşamayacaktı. Zaman bile doğumunu, ölümün yaratılışına borçluydu. Zamanın kendisini öldüren, uzun bekleyişin sonunu hazırladı. Seven bir gönlün sıcaklığından mahrum olan, ölüm! Kendisine isteyerek koşanları hiç anlamadı. (WalHalla bunun için vardı.) Ölümü yenenler işin sırrını bilmeden bildiler. “Niffleheim”e, kendini kuzeyde sanmasına neden olacak güneyin sıcak zemini, “Muspell” karşıt güç oldu. Muspell, “Dev” adı verilmiş olanların korumasında kalmış. Karartılmış ateşin sıcaklığında adına “Stur” denilmiş. Karartılmış ateş için devler nöbette. Soğuktan çıkanlara inat sıcak zeminin yaratıkları iri tutulmuş. Onların yaratıldıkları ilk gündeki masum görünümlerine baksaydın yaşatacaklarına inanmazdın. Ateşin kararmasını ve yayılan ısı ile devlerin huzur bulmasını bozacak olan kuzeyin soğuk zemini değil miydi? Kuzeye düşman olan ateşin kendisi miydi? Düşmanlığa neden olan; ateşle beslenen devlerin kaçan huzuruydı? Devlerin zamanı yitiyordu. Sıcak kaçacak bir zemin bulmuştu. Ölümü soğuktan çıkaran kader, sıcağı öldürüyordu. Huzuru kaçan devler, küçülmeye başlayacaktı. (Kendini dev zannedenlerin aslında haklı olduğunu buradan çıkarın.) Siyah zeminde görünmeyen ateş. Yerinden çıktı. Zaman devrinde çarklar değişti. Hızlanmış ömürü kısaltan bu çarkın dişlileri değil miydi? (Siyah, beyazı yutma hevesiyle kuzeye akacaktı. Kuzeyde erimekten kurtulmuş tek bir soğuk nokta kalıncaya kadar bu sürecekti. Sonra o soğuk nokta, gücünü akarak kaybetmiş siyahı, kara kalbinden dondurarak vuracaktı.) Kuzeyde kalmış donmuş nehirler var. Niflheim’de akmak için yaratılmış ancak soğuk etkisi ile hareket etme fırsatını yakalayamamış nehirler, Ginnungagup gibidir (orası). Yerleri gizlidir. Güneyin kara ateşinden kaçabilen kıvılcım yağmurları donmuş nehirlere ulaşır, çözülme başlar. Akış sağlanır. İlk damlalar yola çıkar. Hedeflerinde bir kalıp vardır. Kalıp, ulaşan damlalar ile sıcaklığı hisseder. Adını duyar: “Ymir” bedenini doldurur. Ymir, 33 metre boyunda, süt beyazı ten rengi ateşin izi ile kızarmış, ayakta durmakta zorlanmayan, kalıbın dışına çıkmak için kendini sarmalamış olanı bırakmak zorunda olan, dilini kullanmayı bilmeyen, düşündüğünü kulakları ile işiten, kalıbın içinden bakıldığında dışını gösteren, bedeniyle heybetlidir. Ter denilmiş farklı bir akıntıdan, yaptığından sorumlu tutulan ilk canlılar türer: Devler. Ateşin etkisi ile Ymir terler, her biri aslından farklılaşmış dev türleri oluşur. Ymir, dişi ve erkeği ile her ayrıştığında, farklı bir katmanın varlığını hisseder. Soğuk zeminden kaçarak sıcak güneye gizlenen nesiller, girdikleri katman dışına görünmez olur. Beslenme ihtiyacı ile Ymir, bir ineğe muhtaç olur: “Audhumla” Bedende zıtlar birleşir. Sıvı, sınırlarına kadar doldurduğu bedeni canlı tutar. İnsana ilk şeklini verecek olan “Audhumla” adındaki inek, bedenin tuzlu sıvısını alır, tatlı sıvı kalır. Can verecek bir karışımla önceden doldurulmuş (içten dışa doluyor) katı kalıp, kendi içinde değişime uğruyor. (Kalıp fazlalıklarını yitiriyor. “İnek yalamış” dedikleri!) İlk insan şeklini bulur: “Buri” adını alır. Kalıbından çıkar. İçindeki sıcaklık, kuzeyin soğukluğunu yener. Kuzeyin hakimi olacağı gün için çoğalmayı ister. Bu uğurda harcanan zamanda “Bor” adını verdiği bir oğul ile zürriyeti adım atar. Oğul, ilk insandan daha güzeldir. İlk insanın hiç bilemediği, hiç düşünemediği, hiç anlamadığı konularda kendine
hakim olur. Çocukluktan gençliğe geçtiğinde, içdürtüsü ile eş ister. Bor, adalesi gelişmiş, avcılık yapmak zorunda kalmış, yürümekten usanmış, koşmayı sevmiş, az uyuyan, çok düşünen bir insan olmuş. Gözleri krem rengi, öndişlerinden biri ucundan kırılmış, kulakları uzun saçları ile örtülü. Saç rengi mavi-yeşil arası. (İlk zamanlarda siyah saç yoktu) Bakışları yere yakın. (Babasından farklı) Babası ile farklı olmadığı konu; tanrılaşması. Böylesi önem verilen ilk insan evladına, yakışır bir eş bulmak üzere yüceltilenlerden 3ler devreye girer: Odin, Vili, Ve. Uzun nesiller sonucu çoğalan devler içinde bir anneyi seçerler. Anne, hamile kaldığı bebeğin güzelliği karşısında irkilir. (Bebeğin gözleri yeşil ve kırak. Bal rengine yakın tıran ve göz rengi aynı seninki. Tik Tak. Bilgi akıyor. Annelik için, dualar var. Gözlerin açık. Annelik için. Bilgi akıcak seninle. Dür dür. Birgiyi. Belgiyi. Meliyi. Pipi mimi mama yaya nana haha mama fifi şişi kiki haha pupu haha mama momo hama mana mono kiki mimi ana sisi çiçi kiki ÿ omäÿänÿ şişi kίki ÿ omäÿänÿ ŋini titί ŋini mimi mana zaza núná faf pae non kóŋ fίn mánn kemam mám maév tuwa kevá tίn tón tίm paem mίm tỳm mÀnâ ÿ omäÿän pom pίm mίm poe heam manä mäv ÿ omä ılbız mäma tùne fìva mäe nine mìni) Baba, devler diyarının en mutlusu olur. Dünya, şirin bir kızla tanışır. “Bolthor” adını verdikleri kızı, 3lerin özenerek şekillendirdiğini ne anne ne de baba bilmez. Günü gelinceye kadar anne-baba gözetiminde yetişen kızın güzelliği, yaşıt kızların kıskanacağı ve zarar vereceği düzeye ulaştığında gereken yapılır. Devler arasında yaşayan insan duygulu bu kız, bilmeden kaybolur. Dev kızı Bolthor, artık devlerden sayılmayacak ve insanların arasına karışacaktır. Kendisine takdir edilmiş Bor ile tanışacaktır. Bunun önündeki engel; devlerin öncüsü Ymir‘dir. 3ler, yaratılışına aykırı olan değişimi nedeniyle rengi siyaha yaklaşan Ymir’i öldürür. Görevi biten ilk dev, yaşam sahnesinden geri çekilir. Böylece Bolthor, Bor‘un mutluluğu için yaratılmış olduğunu bilmeden sevilir. Bor ve Bolthor birbirlerine eş olur. Bor’un yanında Bolthor insanlaşmış, güzelliği kıymete binmişti. Onun saçlarına dokunmak için eşi avını yarım bırakırdı. Evine ulaştığında Bolthor’un gözlerine bakardı. Bütün kaygılarını unuttururdu bu bakışlar. Eşi av hayvanı peşinde koşarken, eşini karşılamak için süslenen Bolthor, güzel kokulu bitki ve çiçek peşinde koşardı. Uzattığı saçları ortadan ikiye ayırırdı. Mis kokular sürünürdü. Her günün sabahında göle girer yıkanırdı. Önceden topladığı bitkilerle yüzünü yumuşatırdı. Çiceklerin kokularını eliyle alır, dudakların üstüne, çene altına ve kulak memesine bulaştırırdı. “Bor sevildiğini bilsin” diye yapardı. Eşi kadar uzundu. Bacaklarını saklamazdı. Çıplak ayakları ile göle girdiğinde kendine hayran kalırdı. Çünkü gölden yansıyan kendini seyrederdi. Gölden çıkınca ayaklarını çiçek dalları ile süslerdi. Adını bilmediğiniz çiçekleri, özellikle ağaç dallarından koparılanları, saçlarının arasına alırdı. Düşmesin diye taç yapardı kendine. Zannedildiğinin aksine, çiçek toplayarak eşine veren ilk taraf dişiydi. Bor, bu davranışı eşinden taklit etmek zorunda kalmıştı. Sevilmek için seven taraf elinde çiçekle, eve gelen eşini karşılardı. Gözleri ile etkileyen Bolthor, daha çok sevilmek istedi. Boynuna ve kollarına çiçekli dallardan takılar yaptı. Göl kıyısına gidip suda yansıyan görüntüsüne bir daha baktı. “Bor gelince beni sevecek” diyerek kendine gülümsedi. İçinden hiç kötülük geçmedi. Eşini üzmeyi hiç istemedi. Gözyaşını mutluluktan dökmeyi tercih etti. Saçı siyahtı. Mavi-yeşil saçlı Bor, eşinin sevgisi ile ona daha çok ısındı. Sevdi. Eşinin dev grisi ten rengine bakarak onu üzmedi. Gözlerine baktı. Çiçeklere baktı. Sonra yine gözlerine
baktı. Onu severek/isteyerek dudaklarından öptü. Bu mutluluğun bozulmaması için diğer nesillerden uzak durdular. 3ler, bu çifti gözledi. Böylece devlerin zamanı geride kalmış sayılacaktı. Meydan iki ağaca kalır. Gözleriyle baktığı yerleri bilen, kulaklarıyla sesleri ayırabilen, içine hava alabilen, bilinci ile idrak halinde iki ağaç. (‘Soy ağacı’ dedikleri bu mu?) “İnsan” adında tohumlar verecek. Aynı kökten çıkan iki ağaç! Kökler yükseldi, ayrıldı. Zeminin üzerinde iki farklı ağaç olarak göründüler. Birbirlerini beslediklerini köklere bakarak anlayabilirdiniz. İlk ağaç, merkezde kaldı. Adı; “Askr” Kül ağacı. Neden kül? Onu sıcak zeminde tutmuşlardı. Ateşle tanışmıştı. Yanmıştı. Siyahı ve kırmızıyı biliyordu. Ama henüz yeşille tanışmamıştı. Sıcak ve ateşle yandı da küle dönüştü. Kül haliyle yeniden ağaç olabileceğine inandı. Yaratma gücünü elinde tutanlar erkek ağaca öncelik vereceklerdi. Çünkü dişisi onu sarmalamak isteyecekti. Merkezde kül ağacı, kökünden gelen güçle boy attı. Yükseldi. Kuru kabukları sıcaklığını içinde bıraktı. Yeşil dallarını yukarıya aldı. Aşağıdan dokunmak isteyen dişi, erkeğin sıcaklığını alamadı. (Sarmaşıklar bü yüzden yükselir) Erkek ağaç, içten yanmaya devam eder. Yanlış yönlere uzanan dallarının kökünden kesileceğini bilir. Kalın gövdesinde, yükselme uğruna kaybedilmiş budaklar vardır. Kesik yerinden içini gösterir. Halka halka olmuştur. Köklerinden uzanan özsuyuna yeşil dalları ihtiyaç duyar. Uzandıkça heybeti artacaktır. Yükseldiği yerden bakan yapraklar öldüklerinde zemine isteyerek düşeceklerdir. (Kuruyan yaprakların, sahibi sayıldıkları ağacı yeniden beslediklerini görmek isterdim.) İkinci ağaç, sarmaşık cinsindendir. Görevi, erkeği sarmalamaktır. Adı; “Embla” Toprakla kardeş erkeğin yanında, suyla kardeş dişi sarmaşık. Sulak yerde kök salmış. Kökün ucu toprak zeminin altından erkeğe ulaşmış. Zemini deldiği ve yükselmeye başladığı yerden, en uç zirvesine kadar yeşil kaldı. Sarmaşığın kuru bir dalı yoktu. Yapraklarını dökmeyecek kadar canlıydı. Bu canlılığı, yeşilliği erkeğine aktarmak istedi. Erkeğin etrafında döndü, durdu. Ona dokundu. Erkeğin gövdesine kök saldı. Erkeğin özsuyu ile besledi kendini. Sulak yerden aldığı enerjiden fazlasını buldu bu özsuyunda. Sarmaşığın çiçekleri açtı. Çiçekler tohuma kaçtı. Tohumlar yeni ağaçlara ulaştı. Sarmaşık ısınmak için dolanır. Suyun soğukluğu ve toprağın sıcaklığı bu kavuşmayla birleşir. İlk iki insan. İlki topraktan yükselmiş erkek. İkincisi erkeğin köklerinden çıkan, suyla beslenen dişi. Yeşile dolanmış erkek. Sağlam bir gövde ile yükselmiş dişi. Kök saldıkları alanı, ülkesi kabul etmişler. Ülkede ilke; en altta kalan kökten en üst dal yapraklarına canlı kalmakmış. Canlı kalan bilme gücüne kavuşur. Bilen görür. Ağacın gözleri olduğuna inanır. Duyar, her yerden gelen sesi. Sesin sahibi ilkesi olur. Sesin kendisi ile oyalanmadan sahibine gitmek ister. Yukarının aşağı, aşağının yukarı olduğunu ilk duyduğunda şaşırır. Kökler, sahibini görür. (Aslında sahibin görüntüsünü görür.) Yeşil sarmaşık. Sıcacık. Yeşili, renklerin ortasındadır/zirvesindedir. Erkeğin gözünde huzur bırakır. Erkeğin gövdesindeki kurumuşluğu bu sıcaklıkla, bu yeşille örtecek. Eşini sarmalayacak olan dişi, hayat bulacak. Sarmaşık kördür, başlangıcında. Sarmalamadan göremez. Gözleri, erkeğinden alacaktır. Gözleri, yukarıdadır. Özel gözleri ile erkeğini
görecektir. Daha önce hissettiği gövdeden, aldığı özsuyundan çok daha güzelini bulacaktır, gördüklerinde. Gözler konuşmaya böyle başlar. İki insan kavuşuyor. Kavuşma ile ateş sönüyor. Su, mutlak soğuktan kurtuluyor. Dişi sarmaşık, eşine sarılıyor. (Sağ eli, erinin kalbinin olduğu bölgeye dokunuyor. Gözlerinde inanılmaz büyük bir hasret ve aşk, güven ve huzur var. Sevinç içinde yüzü. Yeşilinde gümüş ışıltılı sanki simli, güneş vurdukça ışıldıyor denizdeki ışıltı var sanki. Sıvısı çok olan bir sarmaşık. Islak zaten ama doygun bir ıslaklık. Dokunuşu erine haz veriyor. Islaklık eşini neredeyse tahrik ediyor. İkisi de arzuluyorlar birbirlerini bu yüzden. Sarmaşık bir huri gibi erine hasretle bakıp kalmış, arzu dolu. Eri ise eşinin sevgi ve arzusuna tebessümle ve mutlulukla bakarak karşılık veriyor. Huri kızı ademini içine almış. Ona dokunmanın mutluluğunu yaşıyor. Kalu beladaki gibi eşi içinde huri kızının. Huri kızın güzelliği yanında kendini sönük buldu, er kişi. Bu yüzden kibirlenmedi. Bakışlarında üzüntü yok. Sarmalandığı için mutlu ve dingin. Kuşatıldığı için sevinç içinde. Artık kaygı yok. Erkek, sevmeyi öğrenemeden sevilmiş buldu kendisini. Seveni buldu. Örtüsünü çok sevdi. Erkek nasıl bir yüzle baktı, bir bilsen? Erkek kendini beğenmedi. Eziyetli yok. Sıcak ve açıktı o bakireye. Ellerini ona verdi. Duygusaldı hiç üzmedi. Elleri yuvarlak yuvarlak tuttu onu. Dudakları çok güzeldi, elleri çok şahane. Heybetli yüzü ve her yanı. Duruşu şahane. Eller ne güzel eller var. Dudaklarla birleştiğinde. Elleriyle birleşti yüzü. Sıcacık eller. Gözler sıcak. Melek yüzü var, öylesi. Göbekler bile aynı delik. Dudaklar bile aynı sade çekimden gelenler. Sevdi sıcacık. Gözler konuştu. Dudaklar böyle birleşir. Er kişi üzmez, üzülmez. Sevildiğini bilen sever. Sarmalayan ile kuşatılan er kişi olur. İkisi bulduklarını ummuşlardı.) İki ağacın kök salacağı ve hep hayat bulacağı bir mekan yaratılır. “Asgard” yaratılır. Yüceltilmesi takdir edilmişlerin mekanı burasıdır. Tanrı sayılanların ulaşmaya yol buldukları yaşam alanları vardır. Cennet mekanı bahçelerle donatılmıştır. En ünlü sayılanı Valhalla! (Odin sahipliğinde olan mekan burasıdır.) Kötüler ve iyi sayılan tanrılar arasında yapılması beklenen Ragnarok savaşında Asgard, virane edilecektir. Mekanlar boşlukta yayılmıştır. İlkesi olan aradığı mekana ulaşır. Dünya merkezinde; kökleri ile yerini sağlamlaştıran, yükseldikçe yükselecek, altında gölgelediklerine takdir edilen ömürlerini sunacak, dişil kader ağacı “Yggdrassil” bulunur. Türeyen insanlar hüküm altında olduklarını bilmezler. Kader ağacında yüceltilmişlerin meclisi bulunur. Aldıkları karar ile dünya sarsılır. Kader ağacının kökleri üç farklı mekana uzanır: Cehennem derinliklerine, buz devleri diyarına, insan dünyasına. Cehennem derinliklerinde bulunan “Hel”, altdünya sayılan cehennemin karanlığına ve erimiş Niflheim’in sıcaklığına hükmeder. Hel, vücudunda maviyi ve siyahı taşır. Hel, ölüm tanrıçasıdır. Hizmetinde gecikme/yavaşlık bulunur. Üzüntü, açlık ve aç kalma korkusunu yaşatır. Hel, Loki adındaki bir devin çirkin kızıdır. Mutluluk kader ağacına bağlanır. Mutlu yüzlerin kaynağı kader ağacından çekilmiş umut dolu düşlerdir. İyi insanlar gülen yüzleri ile adanmalıdır. Mutlu bir dünya, kaderden çekilir. Tanrı denilen yüceler, insana hak ettiğini verir. Mutluluğu hak etmelidir. Tanrı sayılanlar, ölümlülerden seçilir. Diri tutulan, “Idunn” emanetindeki hayat ağacının elmalarına muhtaçtır. Özsuyu özel olan bir elma ile beslenirler. “Ragnarok” denilen büyük
savaş zamanına kadar yaşamayı dilerler. Idunn, “gençleştiren kişi”, yukarıya alınanları genç tutacak elmaların koruyucusu. Fırtına devi onu kaçıracaktır. Kurtulana kadar diri tutulanlar bitkin düşerler, yaşlandıklarını ve ölüme yaklaştıklarını görürler. (Bu bir imtihandır. Yüceldiği halde umudunu kaybetmek olur mu?) Esaretteki Idunn, “Loki” adında bir dev tarafından kurtarılır. (İronik! Zira Loki, son nefesinde cehennemine kavuşacaktır.) Idunn, gençlik tanrısıdır. Elindeki hazineyi hak etmeyenle paylaşmaz.
Tanrı sayılanlardan iki grup oluşur: Æsir(Odin, Thor ve Tyr) Vanir(Njord, Frey ve Freya)
Okunuşları: Eyzir (Odin, Zor ve Tiır) Veynir (Nort, Fri, Fria) Æsir üçlüsü. Odin, maji ustasıdır. Büyücü olduğu zannedilir. Üçlerin lideridir. Kahramanları o belirler. Thor, hava hakimidir. Elinde çekici olduğu varsayılır. Barışı hakim kılmak için ilk iki isim birleşir. Tyr, savaş tanrısıdır, gölgede kalır. (Duman içinde kendini saklar.) Vanir üçlüsü! Toprak ve denizin hakimi sayılır. Üretkendirler. Ürünleri devşirirler. Verimlidirler. Verimi arttırırlar. Zengindirler. Zenginliği ellerinde tutarlar. Savaşmayı unuttukları dönemde uzun ve yaşanan barış hakimdir. İki taraf birbirine yardım eder, önceki savaşları ve sonraki savaşları unutarak. Hiç kimse hangi tarafın iyi, hangi tarafın kötü olduğunu, barış zamanında bilemez. Her iki taraf iyi görünür. Mihenk taşı, zamanda bir noktaya düşer. (Odin’in doğum günü) Öncesine ve sonrasına bir ok atar. Okun düştüğü zamanda büyük savaş yaşanacaktır. Geçmişte ve gelecekte, birbirine paralel iki büyük savaş olması kadere bağlanır. İki nokta arasına serpiştirilmiş orta ve küçük savaşlar, barış döneminin kıymetini arttırır. Savaş olmadan insanların gerçek yüzlerini göremezsiniz. 10331 yıllık ileri, geri oynama. Uzak geçmiş ve uzak gelecek. Ortasında güvenli nokta. Her yedi kuşakta bir, uzak geçmiş ve uzak gelecek kayar. Yaşandığı zannedilen büyük savaşın, geçmişte yenilenerek değiştini görürsün. Hangi tarafın kazandığı, tarih kayıtlarını tutanlar bilemez. Geçmiş, geleceğe ulaşıncaya kadar kayıtlar oynar. Ok saplandığı yerden çıkartılamaz. Okun düşdüğü yer değişmez. Odin gücünü burada kullanır. Adaletten şaşmadan önlemini alır. Bilmeyenlerin gözünde sihir görünen hareketleri ile ateşi dindirecektir. (Savaş tanrısı ve Bolluk tanrısının gökyüzünde olduğunu unuttunuz mu? Bu iki tanrı bir araya gelince, dünya korunma ihtiyacı hisseder.) Gözlerini yukarıya alanlar yüceltilmişler, yaşanması muhtemel büyük savaşın tarihini, zamanını, yerini… noktasına kadar bilirler. Odin bazen bildiği halde yenilgiye izin verir. Safların arasına sıkışmış ve içinde inanç olmayanlar böyle ayıklanır.
Üstünlük mücadelesinde saflar sıkılaştırılır. Kayıplar yaşanır. Kaybedilenin yerini bilinmeyen yeniler alır. Majist (Büyücü zannedilen) Odin. Adildir. Asla kötülük amaçlı davranmaz. Ayna olur. Kötülüğü dışına taşmış olanı vurur. Gelecekte bir gün öldürüleceğini bildiği halde vazgeçmez. Thor, ayakları yerden kesilmiş halde uçar. Horn sahibi. Havai. Kaybetme ihtimalini unutarak kibirlenir. Kibir kaybettirir. Kendi safında yer alan Odin’le çelişki içine girer. Odin aldığı kararda ısrar eder. Thor, meydana çıkmak ister. Görünür olan hedef. İki tanrının mücadelesi olurken savaş ve bolluk üstünlük kurar. Dengeyi böyle altüst ederler. İyi ve iyi görünen kendi içinde parçalanırsa kafalar çok karışacaktır. Uzaktan seyreden insanlar, yüceltilmişlerin mücadelesinde hangi tarafın insanı olacaklarına karar verecekler. Hatalı kararın bedelini biliyorlar. Savaşları yöneten Tyr ve bollukların sahibi Vanir grubu. Bolluk içindeyken savaşırlar. Odin haklı çıkar. “Yenilmemiş bir ordu, ‘Mutlak Zafer’i asla kazanamaz” diye seslendiğinde, kendi saflarındaki insanlar, içlerinden atamadıkları “kaybetme korkusu”nu öldürürler. Korkmaktan korkan bir ordu, tadını bildikleri yenilgiyi arkalarında bırakır. Ama Odin, kendi safını sıklaştırmak için hakimiyetin Vanir üçlüsüne geçmesine izin vermiştir. Vanir taraftarları bunu bilmez mi? Yüceltilmişlerin beri tarafı, kaybedeceklerini bildikleri halde hakimiyeti kullanır. Eziyet dönemi. Yanlış tarafı seçenlerin ezilme zamanı. Doğru tarafı seçenlerin sınanma zamanı. Æsir grubu, karşısında bir dişi bulur. Karşı gruptan sayılan “Gullveig”, altın tozuna bulanmıştır. Altının kokusu ile sarhoş olmuştur. Zenginlik ve bolluk içinde yaşayanlar, fakirleri ve yokluğu anlayamazlar. Altın sarhoşu, hakimiyeti ellerinde tutan (Vanir grubunda) bulunan gözü açıklara atıfla yalvarır. Yaklaşan büyük savaşı engellemek için ricada bulunur. Odin, verilen süre dolduğunda bolluk yaşayanların yoklukla tanışacağını müjdeler. Savaş yaşanacaktır. Ok düştüğü yerden, ancak savaşın başladığı gün çıkar. Zaten ok, savaşın başlaması gereken güne düşmüştür.
1.4.1 Serpiştirilmiş Vahşi Savaşlar
Sayısı, Onaltı. Sırası, Tarihi, Zamanı, Yeri, Tadı
Zeminde; 1. (İlkYıl/1.Zaman) Olimp Karanlığı (Okyanusdan gelen Vanir askerleri gece tepelerini aldı. Kaçkınlar esir olmadan sıvıştı geriye. Yeniden savaşmak için.)
2. (27.Yıl/3.Zaman) Kaitur Adası (Æsir’i destekleyenler savunmada. Vanir kuşatması eziyet verdi. Açlıktan öldüler. Yardım gelmedi.) 4. (48.Yıl/1.Zaman) Luzon Çukuru (Vanir zaferi. Esirlerin arasında Odin’in gizlenmiş evlatları var.) 5. (94.Yıl/3.Zaman) Cork Çıkartması (Bulutlardan inen Æsir öncüleri intikamı aldı. Nehirler arasında kalan Vanir destekçisi devler, cücelere yenildi. Esir olmadılar, ölüme atladılar.) 6. (97.Yıl/2.Zaman) Nik Oba Tapınağı (Tarafsız kalanların sığındı yerde canlı bırakılmadı. Æsir üçlüsü suçlandı.) 10. (123.Yıl/4.Zaman) Tokopill Kıyı Kalesi (Cücelerin desteklediği Vanir masumları, Æsir’in yoldan çıkmış kaçkın savaşçılarının kıyımına uğradı. Düşen kalede kelle hesabı var.) 11. (128.Yıl/1.Zaman) Krilon Şehri (Vanir askerleri, kaçkın savaşçıların izinde. Kuşatma üç kış gördü. Kapılar yerinden söküldü. İntikam alanlar, bebekli annelere acımadı.) 16. (151.Yıl/1.Zaman) Barbad Taarruzu (Æsir’in arınmış askerleri topyekün saldırıda. Vanir şehirleri kuşatılmış. Düşen kalelerde, şehirlerde kıyım var. Vanir’in yeraltı yedekleri taarruzu kırdı. Kıyım tahminleri aştı. İki taraf tükendi. Æsir’in şehirleri savunmasız kaldı. İki taraf arasında gidip gelen canavarlar geride kalan masumları yedi. Haber duyuldu da silahlar bırakıldı.)
ZeminÜstünde; 3. (32.Yıl/4.Zaman) Jotun Titan Baskını (Vanir ağır yenilgide, ezildi.) 7. (105.Yıl/2.Zaman) Áflar Ariel Darbesi (Vanir gizlediğini (görme gözünü) kaybetti.) 8. (117.Yıl/4.Zaman) Cüce Mimas Husumeti (Tarafsızların katliamı.) 9. (119.Yıl/2.Zaman) Ásynjur Europe Kuşatması (Vanir, Æsir birliklerini bitirdi. Sağ kalan yok.) 12. (135.Yıl/1.Zaman) Canavar Charon Hezimeti (Cennet kapıları düştü. Vanir bahçesini genişletti.) 13. (139.Yıl/3.Zaman) 2.Titan Vakası
(Æsir, intikamı aldı. Kapılar yamandı.) 14. (145.Yıl/2.Zaman) Vѐn İhaneti (Vanir yakına sokuldu. Æsir, içeriden vuruldu. Gedik açıldı.) 15. (147.Yıl/1.Zaman) Norn Ober Saldırısı (Æsir Mekanları kırıldı. Gizlenen kaçırıldı.) (Zeminler, Zamanlar farklı. Zaman dörtlü. Zemin ikili. Yıl hesabı oynak. Bildiğiniz hesap değil. Vahşet detaysız. Ölenler hesapsız. Kaybeden insanlık.) Dünya tarihinde daha önce yaşanmamış bir savaş yaşanır. Sonraki kuşaklara anlatılacak ama hiç izi bırakılmayacak dehşet verici bir yıkım yaşanır. Kısa sürede bolluğa kavuşanların düşüncesizliği yüzünden insanlar kaybeder. Her iki taraf ağır kayıplar verir. Kurulu şehirler yıkılır. Savaştan sağ çıkanlar, yaşadıklarına sevinemezler. Umudunu kaybetmeyenler bir araya gelir. İki taraf geçici barış için anlamaşmak zorunda kalırlar. İstemedikleri halde barış elini uzatanlar var. Vanir grubundan bir altgrup var. Onlar barışı hiç istemezler. Kendi evlatlarını acımadan ölüme atarlar. Hırsları yüzünden kör olmuşlardır. (Peri bacalarındaki bir halı atölyesi. İçeride halı yapan beyaz tülbentli kadınlar sıralanmış. Krem rengi fon üstüne wemb amblemini halıya işlemekteler. Her biri farklı desen ve fonda. Fonler soldan sağa krem rengi, siyah, kırmızı, yeşil, pembe… ama en önde bir kadın, elinde bir tahta çubukla kadınlara beyaz tahta önünde öğretmenlik ediyor. Onlara gülümseyerek dersi veriyoruz. Özel onlar çünkü. Diğerleri acıda. Anne olmanı isteyenler. Gülenler seninle. Sağ tarafta ise boynunu bükmüş duran küçük insanlar var. Onların mutsuzluk nedeni ne? Mutsuzlar çünkü aile yok. Onlar acıdan yandılar. Gönülleri yandı. Hasret yaktı onları. Kaldılar öyle bir süre. Sonra dinlediler ve anladılar. Hatalarını görünce “nine dediler niye ağladın?, Gülsene”. “Geleceğiz sana de.” “Lütfen anlat beni” Onlardan biri durmakta olduğu masadan atlayıp öğretmene yaklaştı. Kadının kulağına bir şey fısıldadı. Sonra da kadını uzaktan seyretmeye başladı. Kadın ona baktı hafif bir tebessümle. Küçük adam onu yönettiğini düşünüyordu çünkü. Kadın ona bir ders vermek niyetindeydi. Tahtaya gerçek duygularıyla wemb bayrağını çizerken bir yandan da arkasındaki “ordu” nun yazdıklarına bakıp bakmadığını kontrol ediyordu. Tahtaya çizdiği krem fonlu wemb bayrağını masasına flama halinde koydu hızla ve tahta da ZipZap+ P yazılıydı. Zil Zal yazılıydı. Kadınlar artık koyu mavi üniformalı erledi. Öğretmen kadın elinde beliren koyu mavi tüfekle kalp biçiminde sıraya girmiş “tümen”in tepesindeki tencere kapağına benzeyen avizeye ateş etti ve o anda avize yerinden koptu ve düşmedi. Havada uçuyordu, wanen “ordusu artık hazır”. İçindeki sarışın bayan Begüm öğretmene asker selamı verdi eliyle. “Orduyu kapladılar, şahane bir orduydu o. Mükemmel. Güller açtı onda. Nine onlasan.” Öğretmen dede imiş. Bana gülerek asker selamı verip arkadaki bir delikten geçip yok oldu Santa.) “Zip Zapp göründü. Güller göründü. Hasret bitiyor. Hizalanıyoruz. Mutluluğa gidiyoruz. Hizanı koruyun. Mele_i ala hasret biterken mutluluğa götürür. Hasreti bitirdik. Güller
açıyor. Mama mia. Hasret bitti. Ninenlesin. Hasretini bitirdik onun. Moamoa ma. Hasretlik. Gül gibisin. Gül açtın. Titanlı. Anne. Nina na. Mann mae mäo. Mämo ma mìma mò.” Barışın bedeli olarak taraflar arası emanet takası yapılır. Her taraf, iki değerini emanete verir. Vanir üçlüsünden Njord ve oğlu Frey ile Æsir grubundan Mimir&Hoenir ikilisi seçilir. Karşılıklı verilir. Canlar, düşman bilinenlere gönderilir. Njord, denizin ve rüzgarın efendisi sayılır. Sevilmedi. Evlatları oldu ama eşi onu hiç sevmedi. Yanına oğlunu verdiler ve emanet olarak karşı tarafa gönderildiler. Yüzünde bir ekşime. Oğlu babasını teskin ediyor. Kendisine zarar verilmeyeceğini bildiren Odin’e teslim oluyorlar. Kan bağı ile bağlandığı kişiler arkada kalıyor. Sevilmemenin acısını tadıyorlar. Gözden çıkarılmış olduklarını düşünüyorlar. Yaşanmış savaşın tekrarlanması halinde canlarından olacaklarını zannediyorlar. İçlerinde korku var. Düşman gördüklerine giderken, dost görülenlerin kendilerini nasıl feda ettiğini bakışlarda görüyorlar. Kibirlendikleri eski zamanları anımsıyorlar. Şimdi düştükleri duruma üzülüyorlar. Ezik adımları ile esarete gitmişler. Yüzleri ekşimiş, kalpleri eski dostlarına karşı öfke ile dolmuş. Yüceltilmiş oldukları halde aşağılanmış hissi ile gözleri sevgiden yoksun kalmış. Takas kararında seçildiklerini ilk öğrendiklerinde baba-oğul şiddetle karşı çıkmıştır. Kendilerini överek, takas edilmesi gerekenlerin başkaları olduğunu iddia ederler. Kin/öfke nöbetleri gelir. Ölüm korkusu ile sinerler. Kaçamayacaklarını bilirler. Ömürlerini adadıkları kişilerin ihanetine uğradıklarını düşünürler. Oysa ikisi, Vanir grubunun vazgeçilmezleriydi. Ne de çabuk feda edildiler. Mimir ve Hoenir, takasa konu olduklarını öğrendiklerinde akibetlerini anlar. İç sancısı ile kadere boyun eğme arasında gönülleri gidip gelir. Mimir, bilgisi ile bilinir. Adımların atıldığında insanı nereye götüreceğini bilir. Kadere razı olma kararını verir. Öldürüleceğini bildiği halde, kendisini emanet gönderen karar sahiplerine öfkelenmez. Çünkü karar verenlerin sevgisini almıştır. Gözlerde açık açık görür, sevildiğini. Bu umudu olur. Geride bıraktıkları, sevdikleri ne varsa veda kuyruğuna girer. Sanki hiç geri dönmeyecekmiş gibi öpüşürler, sarılırlar. Kokular siner, birbirine karışır. Kendisine burun kıvıran eski dostların bile bu veda gününde onu uğurlaması ile duygulanır. Bilginin kaynağına bir şekilde geri döneceğini bilir. Mimir, kader arkadaşının elinden tutacaktır. Mimir kadar bilgili olmayan, bu yüzden kafası karışmış Hoenir üzgündür. Gidiyor olmaktan ziyade önceden savaş meydanlarında ölmüş olmayı diler. Gerçekleşmeyecek düşler kurduğuna pişman olur. Teskin edici Mimir olmasaydı, gönüllü emanet olmaktan vazgeçecekti. Mimir ona öldürüleceğini hiç anlatmadı. Sadece ilkesi uğruna canından olanların gideceği yeri anlattı. Hoenir, işin sonuna sevindi. Ama sona ulaşmak için gereken fedakarlığın ne olduğunu unuttu. Duygu tanrısı Hoenir. İçli yüce. Gözyaşlarını içe döken. Şimdiye kadar kimsenin gönlünü kırmadığı halde seçilmiş olduğuna üzülmesini yadırgamayın. Sevildiği halde sevenlerinden uzak kalma üzüntüsü. Giderken, geri dönüp dönmemeyi düşünmedi bile. Sevgiden yoksuz, duygusuz bir kalabalığın içinde yaşayacak olmanın acısıydı onun ki. (Çanlar kimin için çalıyor? Çanlar bizim için çaldı. Gidelim aşka. Nineylen. Gülerek. Nine annelik ettin gülerek. Ellerin ne güzel. Annelik et. Ninelik et. Annelik et. Memelik et. Gülerek et. Mamalık et. Gülerek et. Titan kanøn panan tuva páp kimo mám fun nìn túw
ma fúf pί mäm tún pίn túwa mána túw mem tina turner nine o seninle, onun acısı da senle. Acı çekti. Gülmedi yüzler. Hasretle bakan yüz. Gözler aynı göz. Duyan görür. Gel Allah’ a gel. Nine ol yine. Gülerek. Gülerek gel. Gel Ællah’ a. Severek. Gülerek gel. Duygulu ol. Bebeğin içinde. Mamalı. Görüyoruz seni. Sevdayla isteyen. Diğerlerine gittik ve attık seni oradan. Gülerek hasret giderin. Melamilik. Dualılar için fazla gülün. Dualılara gülün. Duyun her şeyi. Malayi. Koyu koyu gözlü Turanlı. Aşka gelen sendin. Hissar. Hỷslin. Dindin. Milimo. Fino. Mimo. Maw. Pίna Pëna Tïna Fïna. Mâna. Kûna Mâma Hïma Pâma Fânâ Mίmî mâmä Mē Tinä näί Tútä Fēy Mïma Mën Tïma Mëmê Tìy Tût tïv Mïla Fïla Kûla Pëla Fïma Mîm Mām Mīm Kīm Tū Pēn Nīn Foe Fìn Mìna Manò Pìno Pâno Tonô Tίno Mimò Kâmow Pēmo Pīmo Pίna Tōnow Tίnalı Nine Gül. Gözlerin açık, bak. Tevildin. Gülecek sevinçlen. Seni seviyoruz. Gülerek yaşa. Aşkı hisset. Bebeğin o senin, meleğin. Gül ona. Annelik et. Gülerek. Ninelik et. Tίta Hætæ Nûnan Mino. Panama gölü kıyısında acıya hasret küçük kız bekledik geldik güldük titredik sevdik içtik hasretlen gül meleklerle öl gülerek mele-i gil ail nine ilken ne susak sevgili hasret duyanlar annelik et. Duyarlıca. Falcâl kül finay mîm pîma kômo pîm kîm mama nin hatô pίnô mâno mîno mino kù kίmo kamô pimô tinô pae fâna Mâna Mîna Hûna Pêna Mëna Minö Nüna Mëna Küna Këna Pίm Mâna Nûna Fëna Pün Cube Fίfa Tëta Kül Hu Männ Minö Nûnû Fìnò Pin Tút Mίn Mίy Feal Nūn Phān Pēna Mīl Mēl Zule Hίll Mêna Fêna Pîla Tomak Tîmak Tâno Fīno Mâno Mίno Mēno Pίno Tóne Mēno Tomak+ Phen Tren gibili tίl tûna Fίnnó Tίnò MÀno Tίyò Pènó fén fénō phenî ninâ ma’nī tune fān tīnå mĕnòw mìnål pe˚nol mĕnol pı˚no tı˚no mánó finó phénóe máno pìn nùnu mēnòl Mēnn Pīno Pēno Pênol Tîto Tītol Mēnol Mêwol mînol Pêna Pîma Pōnô Nίnô Pίnô Fēnō Peyno Tino Fônō nīnōw Tīna pônō nīnōl tîna kül pēma pīn tît pīl tīn thule cıll vîna đune thule mēnā mīna thone meno thuz zune kēnn đūra emō tīna mānot pîno chun pēn hīna đūne đūnỳa pheno mìno chunn mìnn mìnna meno pû féno küno veno pίno çίm wann mann tûnn hénn hénna lίn chίma pίt pίta cóto méno túna zinn hίnne mána túre tétan meléná tίran shuna mēno pîto pērno peto kōno mίnto thinn zip tone menō pernö şişì çinçỳ chūn mēnol şinçi charlize+berg toran target petonia choton plane torna filaί chenai cheng pītan torron pîta toran torrun pētune tίntu hâto chippē minōl mēlo pίtor pett chίn hēna tōrn awar pita. Gör acılardan sıyrılış. Gözler açılsın. Sevgi kazandı. Dünyadır acıdan kurtulan. Mutluluğu hayırla koru. Sevgini at düşlere. Sev acıdan güleni. Sev sınırsız seveni. Mutlu ol O’na. Mutlu ol Allah’ına. O seninle. Dikkatle yaz. Dikkatini iyi ver. İçine düşme acının. Melami. Gül artık. Minik minik sev. Hücreni gör. Acı getiren. Oradaydın. Seni üzemeyiz. Sen acı çektin. Gülmedin hiç. Bil bunu. Hisset acıyı. Annelik et. Bir kez daha. Mama gül. Geri gidecek. Bil. Duyar bunu. İçi acı. Gör onun acısını. Bil. Nasıl yaptın? Nasıl kıydın? Kimdin sen? Hasret dolu biri. Bilemedin acıyı, göremedin. Bildin sonra bil. Acı içinde kıvrandın. Duy onun acısını şimdi. Ne hissetti bak. Gör şimdi ne yaptığını. Ne olduğunu, bil. Tua hayat buldu. Dirilttik onu. Ninesin sen. Gül. Mίla māla tîntû pîca kônoe fîlô çinô monôe çinâ tôrn over kînôe mônôe tûrn oỳar nìnanù fìnò pìtô mavell tīna pîna pena pîna pēta pīrna tīna tuī peto piç çun chinna kimma mēmo mīto tērno mίto mitos petōr hūnne menōw milō helō tūrna mēloge tίnne pêto pêlo nûnae meỳo pénto pίle ch˚ın nônö fïla tüna tünal kenno pëttö chïchö mënnoe pïll mäta künn mïta thune tüne ˚zipä mënö fïnö chïmä përnō tūnnë chënnö pëpoë nïnoë khunn pïtör chïmā mānoē pïnā pönō zïp pïll zune cōrne (n nin üstünde iki nokta var.) minë phile mỳ túrn owár zilhicce ayı doğruları getiriyor. Hatırlat kendine. Doğrular geliyor. Mίray Pentagram
Atalίğ Teenağ pin kúr m˚ena mίlo fίnô chu ato atol atov pίt mίnô pèlo tίr mâto mîlô hettô méttô tίma tίla k˚ove mỄto t˚ına mäto tōnë pίtä pôrñ(aslı düz çizgili n) mίnä fēnnä mûrä tïtä kövñ tũññāñā felō fîlô mör fēr(r harfinin üzerinde ˜ var.) H˚ınô mâtö pît mâtô fîlö mêlö kôlñ hīmaỳa kîmâ kīwā mēlow tunaỳar fîno mîlo mēlow fîn pôloe mίnoræ fînõ mãnõ mĩlõ fem(e ve m ’nin üstünde ˜ işareti) Peńä (p ve e de inceltme işareti) Nunâ (N de inceltme n de iki nokta) Mäna Mîna Hïma Tûnä Zena (Z nin üstünde düz paralel çizgi var) ñinâ (n de iki nokta) pïtâ pëtôn milâ mēlō thule tòne pimâ (i nin üstünde iki nokta üst üste ve m de ise ΄ işareti var.) cilá konnon pίll nί fίy cónâ mίlâ purnâ kúna méloñ zâmpapẁe klonÀ pÀlm mêlá (m harfinde sola l harfinde sağa yukarı çizgi işareti var.) Finx ture péll túta mêlá coconút (t de sağa yukarı çizgi) x p (p de sağa yukarı çizgi) coná˚n titan ma’nî mânô) Barışın gelip geçeceği bilindiği halde işaret olarak “Kvasir” yaratılır. Mutlu bir dünya için kurban edilir. Akan kanı, tanrı sayılanların önüne gelir. İçenleri sarhoş eder, ilham verir. İki taraf, yatışan savaş bulutlarını savdıklarını düşünür. Bilenler bildiklerini gizler. Akibeti görenler susarlar. Mimir ve Hoenir, emanette oldukları tarafın yersiz hışmına uğrar. Ölüme yaklaştıkları anda içlerinde bir heyecan uyanır. Hiç bilmedikler ve öğrendiklerinde geriye dönüp anlatamayacakları ölüme/ölümsüzlüğe kavuşacaklardı. Vanir grubu emanete ihanet eder. Vanir, özellikle Mimir’i hiç sevmez. Bilgece verdiği vaazlardan korkar. Tesirini yok etmek ister. Gövdeler başsız kalır. Mimir, bildiği sona cesaretiyle hazırdır. Ama Hoenir ilk kez gözyaşlarını içte tutamaz. (İlk kesilen baş Mimir’e aittir.) Damlayan gözyaşı zemine ulaştığında küçük bir sarsıntı olur. Barış döneminin bittiğini bildiren sarsıntı ile taraflar yeniden ölmeye/öldürmeye başlarlar. Vahşice öldürülen Mimir, başı gövdesinden ayrı olduğu halde diriliğini korur. Muhafaza altında olan başına dönme ve konuşma yetkisi olur. Hoenir ölüme yenilmiştir. Gözden yiter. Sevildiği kişilerin anılarında yaşar. O kişilerin savaş meydanlarında can vermeleri ile anımsanmayacak uzak geçmişe gömülür. Beklenen güne kadar, yalnızlığa kapılır.
Odin! Odin kim? Odin nasıl biri? Bunu bil. (Gülen aşkla yaz. Gülerek yaz, Melami. Gülerek yazın. Gözler ışıldarsa iyi. Melamiler. Gülün. Gülecek her yüz, bilin. Belamiler. Gülün. Gözleriniz iyi olsun. Severek bakın hep. Titanlılar. Aileler ve dualar. Melamiler. Gülün. Görün gözlerinizi. Açıları hissedin. Nineler. Gülün. Babaları da görün. Barnâbal, gίray, final yok artık sana. Eziyet de yok. Pîlar, Tônar, Pînna, Phînna, eziyet yok. Mānā mô, Tinâ fìn pân Tôn çìn Melami dualısın sevensin sen. Üzüldüğün gibi değil. Tomak sensin. Üzüldün sen. Sevilmediğini düşünme. Melamiler ağlar. Mutlu olmalısın. Hasta değil. Mutlusun sen. Gül artık hadi. Gül sevdiğine. Sevmelisin artık. Annelik etmelisin sen. Anne çok ağladın sen. Çok ağlayan üzülmez bir daha hiç. Sen güleceksin. Acıların dinecek. Melek olunca gülecek yüzün. Seveceksin annem. Gülecek yüzün gene. Gileceksin sevgine. Annelik edeceksin bana. Melamilik edeceksin. Ciğerden öpeceksin onu. Güleceksin yüzüne sevimli sevimli. O da sana gülecek hep. Melamiler. Gülün hep. Dide ll kellā pînar pânor pîma pûn melân pinâ pôn mâno mîn mēno môn tǔñ menǒt tinôr mǎnor kǎnton tintâ tûtăn mânā mō mînō pēnō pīn tîn mêno mî fîn tüne têno tû tûtan nû mâno kôno çû fānô nûn mēlo tîn tûn mân tǔa mĕnǒt tĬna mănôl sevgi var sende. Diğerlerinden değil. Ailen onlar. Şehidler aile. Birbir aile gül gül gül nine ol hep gözlerin ışıldasın sıcakcak ninelik et nenelik didaktiklik dadalık gelenlik gelinlik
dualık dedelik sana gel tatalık dadalık dualık fanlık ninelik lalalık hatalık tanalık fanolık konalık malalık nanalık kinoluk fanoluk pinoluk zuzuluk vuvuluk kinoluk fanoluk memelik fenelik zizilik şişilik titilik kokoluk vuvuluk nunuluk şijilik zuzuluk kenoluk mamalık mimilik kunukluk totoluk çuçuluk kukuluk konoluk vinoluk çunuluk menoluk nunuluk kikilik tunuluk) Mimir’in kesik başını kurtarır. Onun diri olduğunu bilir. Bilgelik suyu ile dolu kuyuya kesik başı alır. Bilginin kaynağını, bilmesi tehlikeli olan azapgörücü gözlerden uzak tutar. Odin, yalnız başına gittiği kaynaktan, Mimir’in başını kullanarak yeni bilgiler alır. Odin, oğul sahibidir. “Balder”, bunlardan biri. Muzaffer ve yakışıklı. “Loki” adındaki devin kıskandığı. Bilgi, sevgi ve en önemlisi akıl sahibi. Cennet denilen mekanda “Glitnir” adı verilen bir bölgenin koruma görevini almış. Adaleti sağlar. Anlaşmazlıkları çözer. İşini bilir. Tarafları uzlaştırmada bilinmedik yolları kullanır. Kızgınlıkları dindirir, öfkeyi susturur. Böylece barış sağlar, insanların arasında. Cesur ve atılgan. Diğerlerinin içinde bulunmaktan çekindiği meydanlara girer. Ölüm olasılığını unutur ve son çare olarak kılıcını kullanır. Kılıcı barış sağlamak için kınından çıkar. Kibirle davranan karşısında sertlik yanlısıdır. Yüzündeki ifade masumdur. Kızgınlık ve umursamazlık görünmez o yüzde. Kararlı bakışları ile ikna ettiği anlamazların bağrışlarını dindirir. Aklını kullanır. Kelimeleri anlam doludur. En olmadık insan dinler, kulak verdiği için uyum sağlar söylenenlere. Mitolojik kayıtlara konu olduğunda 26-34 yaşlarını yaşamaktadır. Üzerinde özel kostümü ile yola çıkar. Onu düzensiz kıyafeti, kirlenmiş saçları ile göremezsin. (Kostümü: Lacivert renk ve mor renklerin hakim olduğu şovalye giysisi, arkada pelerin koyu lacivert ve ayaklarında koyu lacivert deri çizme. Saçları; siyah, dolgun, kısa ve dalgalı.) Æsir tarafında, evlatlık alınmış (devşirilmiş) bir dev vardır: “Loki”, Odin ile dost olur. Odin bu dostluğu karşılıksız sevgiye dayandırır. Sevilme ihtiyacı olana sevgisini verir. Loki’nin kıskançlığın, kavgacı ruhunu biliyordu. Odin, kendine yakın tutarak kıskançlığı dindirdi. Odin, kavgacı ruhunu uzlaşmacı tutumu ile dindirdi. Ona hep söz hakkı verdi. Dilediğini konuşabilir oldu böylece. Loki, devler diyarından olduğu halde dev gibi görülmez. Bir devin oğlu olduğunu bilir. İnsanca davranarak yakınlık kurar. Bir görev verildiğinde sadakatle yola çıkar. İşini bitirmek ve gururla geri dönmek ister. Kendisini koruyan ve kollayan tanrıların yanında yaşama ayrıcalığı ile çok mutludur. Yüzünde gülümse bu yüzden. Seçilmiş olduğunu düşünür ve yanlışlardan uzak durmak için sürekli Odin’e kulak verir. Odin için canını ortaya koyacak kadar ona sevdalıdır. Zeminde kendine başka bir gerçek dost bulamamıştır. İstemeden yaptığı hatalar affedilir. Kasıtlı olmadığını kendisi de öğrenir. Tanrıların çözmekte zorlandığı kimi sorunları aklı ile bitirir. Böylece saygınlık kazanır. Saygınlık kazanmayı sever. Gözlerdeki bakışlarda sevilmek hoşuna gider. Kontrolsüz davranışlarını yumuşatmaya çalışır. Hatalarını önce kendisi görmek ister. Bilge Odin, bu konuda ona ipucu vermiştir. Cebinde kimsenin görmediği bir ayna taşır. Hata yaptığını düşündüğünde hemen aynada gözlerine bakar. Gözlerde okuduğunu yorumlar. Affedilmek için samimi olarak yalvarır. En dayanamadığı özelliğine (_kıskançlık_) yenilir. Dostu saydığı Odin’in oğlunu sevmez. Kendisinden daha çok sevilen Balder’e karşı kıskançlığı sürekli artar. Artık kendini tutamaz olur. Aynasına bakmayı bırakır. Hatalarını
kontrol edemez olur. Affedilişlerinden sonra derin bir pişmanlık duymayı unutur. İlk fırsatta kıskandığı Balder‘i uzaklaştırmak ister. Onu öldürmeyi hiç düşünmemiştir. Düşünmediğini, ne olduğunu anlamadan yapmaya yönelir. Odin’i (en sevdiğini, kendisini en çok seveni) üzeceğini unutur. Odin’in üzülmesi ve Odin’in gözlerinde kayboluşunu gördüğünde gidecektir. Bütün olanlardan kendini sorumlu tutmaz. Ayna kırılmıştır. Ayna yerinde değildir. Kırık aynasını bulamaz. Uzaklarda kaldığı günlerde, hayatının geri kalan döneminde kötülüklere uzanacaktır. “Ne oldum ben?” diyerek öldüğünde, onu cennet mekanını koruyan bir kapı nöbetçisi ile vuruşurken göreceksiniz. Balder, tadacağı ölümü rüyasında görür. İçi gider. Anne Frigg, teskin eder: akan suyu, yükselen ateşi, açıkta ve gizlenmiş elementleri, uçabilen kuşları, yutabilen canavarları, ezebilen taşları, içine alabilen toprağı uyarır! Evladına zarar vermeyeceklerine yemin ettirir. Balder, ölümü yendiğini düşünür. Sevinç duyar. Æsir üçlüsü, onu aralarına alır, mutluluk yaşanır. Denenir: ok saplanmaz, taş yarmaz, su boğmaz, ateş yakmaz, zehir işlemez, pençe diş geçirmez, canavar uysallaşır, yer sarsılmaz. Eğlenceye dönüşür, yemin edenlerin sözlerinde durması. Balder, sadakat sınavından geçecektir. (Sınanmalı!) Ölümü yendiğini düşüncektir. Mutluluğu, cesaretiyle birleşir. Tehlikeyi umursamaz olur. Loki evlat alınmıştı, Æsir üçlüsünden Odin’e dost olmuştu. İhanet edeceğini bilmeden düşüncesi belirdi. Gözleri ile baktı Balder’e. Bakışlarında sevgi yoktu. Masum görülen kıskançlığı kontrolden çıkmıştı. Kan kokusu almış vahşilere yakışan hareketleriyle eğlence yerinden dışarı çıktı. Odin. Biliyordu. Bildiğini, diğer eğlence meraklıları unuttu. Sormayı akıl edemediler. Akıl sahibi Balder bile sevincine yenildi, eğlenceye alet oldu. Kıyafetleri üzerinde ayakta durmakta ve ısrarla yeni eğlence aletlerini istemekteydi. (Ölümle oyun) Farklı nesneler vücuduna atılır. Zarar veremeyen nesnelerle, verilen nimete karşı sadakatsizlik doğar. Balder davranışının bedelini ödeyecektir. Loki, dışarıda plan yapar. Artık yüzü kararmıştır. Aynasından mahrum olmasaydı yine bağışlanacak ve sevilecekti. Geri dönemeyceği adımı attı: Kadın kılığına girdi. Bu ne cüret? Yeniden eğlence mekanına girdi. Frigg, yanında oturan kadını dikkatle süzecek durumda değildi. Anlamsız eğlenceye gözleri ile katılıyor ve atışları izliyordu. Loki, kadın kılığı ile, sesi ile sordu. Frigg, dilini çözdü. Olanları anlattığında, ağzından fazla bilgi çıkmıştı. (Kader ağacını anımsadınız mı?) Rüyayı, ölümü, yemini ve yemin dışı kalan tek nesneyi söyler, Frigg. “Ökse otu” yemin dışı kalmıştır. Loki bu bilgiyi almıştır. Yerinde duramaz. Eğlence meraklılarına ökse otunu sunar. Artık geriye çekilecek ve düşündüğünün gerçekleşmesini izleyecektir. Kıskandığının ölümünü görme zevki ile göz rengi kırmızıya kaymıştır. Kör sayılan “Hoder”, uzatılan ökse otundan yapılma bir oku eliyle alır. Bolder’e atmaya isteğiyle alır. Hoder, Odin’in evlatlarından biridir. Kendi kardeşini ölüm oyununda izlerken, eğlenceye kanmıştır. Loki onu kandırmıştır. Kış aylarının hakimi Hoder, gözleri ile uzağı göremez. Kulakları ile görür. Kar fırtınaları dindiğinde, uzağı görme aşkı yüzünden kör olmuştur. Ökse otundan yapılmış oku, yayına iliştirir. Böylece “Balder eğlencesi”ne katılma hakkı
kazanır. Ökse otuyla yapılmış bu ok, meydana getirilir. Balder ona sevgi ile bakar. Hoder, sevgi ile bakacak gözlere sahip olsaydı elindeki yayı bırakır ve bu oyundan vazgeçerdi. Hoder, yayına oku alır. Balder öncekilerden farklı bir ok olduğunu hisseder. Ona oku nereden aldığını sormak ister. Sonra sessizliğe bürünür. Gördüğü rüyasını anımsar. Rüyasındaki ölüm şekli ile bu görüntünün örtüşdüğünü anlar. Cesaretinden ödün vermek istemez. Yerinden kıpırdamayacaktır. Okun kendisine saplanacağını bildiği halde kadere razı gelecektir. (Odin‘in öğrettiği gibi) Hoder, kardeşini hedef alır. İzleyiciler yüzlerinde yeni bir gülümseme için bekler. Ölümden kaygı duyan tek kişi Balder olur. Hoder ok atışı sonrasında takdir edilişini düşünür. Zira kör gözleri hedefi bulacaktır. (İnsan, kardeşinin ölmeyeceğini bilse bile kalbinden vurmaz.) Balder’in son bakışlarındaki endişeyi kimse göremez. Bakışlar, Hoder’de ve yayındadır. Yayı gerdikçe, heyecanı artar. Düşüncesinde ’okun neden saplanamadığı’ vardır. Bunu engelleyen yeminin gücünü merak eder. Hoder, Balder’i düşünmez. Balder o anda Hoder’i düşünmektedir. Ölümünün kardeş eliyle olacağını artık bilmektedir. Ok kendisine yöneldiğinde gözlerini kapatmaz. Son bakışını annesine yöneltecektir.
Ok hedefini bulduğunda tanrı sayılanlar şaşırır: Balder ölmüştür. Ne olduğunu anlamaz önce. Kan akar. Balder yere düşer. Artık sevgi ile bakamaz. Gözleri açık kalır. Odin’in bir oğlu gelir. Ölüp ölmediğine bakar. Öldüğünü anlar. Açık gözleri sağ eliyle kapatır. Hiç düşünmeden Hoder’i hedef alır. Kasıtla öldürmediği halde suçlu bulunur. İntikamı alınmıştır: tek ok atışıyla Hoder kalbinden vurulur. Balder sağ olsaydı onu görmeyen gözlerinden vururdu. Üstelik bu vuruş için okunu kullanmazdı. Balder, kurtulduğunu zannettiği ölümü yaşar. Yaşadığı acı verir. Onu bekleyen son, korkunç bulunur. Hiçbir insan buna tahammül edemez. O, savaşçı değildir. Ölümü bir eğlencede tatmıştır. (Yazık) Savaşta dövüşerek ölemediğinden kahraman sayılmamış. İşaretini alamamış. Kahraman mekanı “Valhalla” ona uzak kılınmış.
İçAktarım VALHALLA Kahramanlıklarıyla ölen savaşçıların bir araya getirildikleri yerdir. Tahminlerin ötesinde, anlaşılması güç bir cennet ortamıdır. İyilik sahibi olmanızla ulaşamayacağınız Valhalla, özel bir amaç için var edilmiştir. Ragnarok savaşını bekler. Seçilmişlerin ve tanrı sayılanların evi içinde gizlenmiştir. Büyük savaşta yola çıktıkları yer burasıdır. Devlere karşı yapılması kehanet edilmiş bir savaş, henüz ölümü tatmamış dünya insanlarından çok can alacak bir savaş, Valhalla mekanından inenlerin yardımı ile zorlukla kazanılacak bir savaş. Ragnarok öncesinde, kahraman sayılan savaşçılar kapı önüne getirilir. Kapı, gizli yerinde, belirlenmemiş bir gedik içinde. Bineklerin geçmesi için uygun halde. Kapı, ???? (Kapı ne? Doğrularla mı, iyilerle misin?)
(İçAktarım Sonu) Balder’in gitmesi takdir edilmiş yeri: Hel. (Cehennemin derin vadilerinde kaybolacak.) Kaybolmaktan kurtulması için iki şart vardır. İlki “Odin İzni”. İkincisi, yaşama tutunmuş ve yaşamını aşmış bütün dirilerin “GözYaşı”. Bu kadar zordur, kurtuluş. Aksi; bir daha çıkılamayacak karanlıklarda unutulmaya mahkum olmak. Æsir üçlüsü, intikam duygusuna kapılır. Ama yapamazlar. Kutsanmış mekanda bulunanların intikam duygusunu kullanma hakları alınmıştır. Odin izni ve gözyaşı kehanetinin gerçekleşmesi için harekete geçerler. Dünya yüzeyine elçiler gönderilir. Yaşamakta olan bütün canlılara gözyaşı emri verilir. Emir, kabul edilir. Ölüme neden olmuş Loki kılık değiştirmiş hali ile Devler kraliçesi “Thokk” kimliğini alır. Emre itaat etmez. Gözyaşı dökmeme kararı alır. Balder, ölü kalır. “Hringhorni” kayığında yakılır. Loki, kıskandığı Balder’in acı çeker ölmesine sevinir. Hoder’i kandırdığına sevinir. Artık sevilmediğini anlamamıştır. Üçlü, Loki’yi gerçek kimliği ile fark edecek, şeytani oyun sahibini zincirleyecektir. (Odin, Loki’nin bu zincirlerden kurtulacağını ve yeniden başa bela olacağını bilir. Ragnarok savaşında karşı saflara geçeceğini ve kayıpları arttıracağını bilir. Kader ağacını da bilir.) Tanrılar “hain” sayılan Loki’yi yakalar. Götürdükleri yerde bir yılan vardır. Akıttığı zehir damlalarının altında zincirlenir. Loki’nin eşi Siguna acır. Zehirli damlaların eşinin yüzüne ulaşmasını bir kap ile engeller. Dolan kabı boşaltmak isterken, yeni zehir damlaları ile Loki’nin canı yanmıştır. Loki artık sevilmez. Sevildiği gözlerden men edilmiştir. Kaybettiğini anlar. Kendi hatasına yenik düştüğünü anlar. İçinde öfke ve kin patlaması olur. Haykırır. Zehir damlası yüzünü yakar. Acısını dışa vurur. Ses dalgalarından yakın çevrede sarsıcı bir deprem olur. Böylece yüzüne aldığı her zehir damlasında haykırışı yenilenir. Nefreti giderek artar. Eski mutluluğu yoktur yüzünde. Yeni Loki, kabuk değiştirir. Yılan gibi olur. Yüzüne düşen zehiri sanki içine akıtır ve bir gün kusmak için plan yapar. Şeytani planların içinde kaybolur. Hırsı ile yerinde duramaz. Bir gün gelip kurtulduğunda kime ne yapacağını detayları ile düşünür. Kötülüğün hakim olacağı bir dünya için yaşayacağına yemin eder. Loki’nin içindeki sevgi ölmüştür. Sevilmeyi bile sevmez olmuştur. Ragnarok savaşına kadar esarette kalacağı yerde böylece yaşamaya devam eder. Kabahatini unutmuş ve tanrılara kafa tutmuştur. Düşüncesindeki kötülükleri yapmak için şeytanlaşmışlarla işbirliği yapmayı kafasına koymuştur. (Loki. Doğrulardan uzak. Ağlamak/Gözyaşıdökmek ne demek? Bunun değerini bilmekten uzak.) Tüm şeytanların, şeytanlaşmış insanların, ateş saçan canavarların, isyan etmiş devlerin, tanrı sayılanlara karşı birleşeceği ve kan dökeceği büyük savaş, Ragnarok. Kötülerin saldırısına işaret; Loki’nin esaretinden kurtuluşu sayılmış. Kehanet edilmiş günde zincirler kırılacaktır. (Dualar geliyordu Odin’e. Sevilmeyen sevmeyen herkes bir arada. Nefretin tohumları atıldı. Acı bir kaderle/kederle beraber Nuh tufanıydı. Eller güzel eller iyi acılar geçti. Tuana geliyor. Dertler bitiyor artık. Tuana sana ait. Gül artık. Tuana gül.) Dünyayı yok edecek Ragranork savaşından dolaylı olarak Loki’nin oğlu “Kurt Fenrir”
sorumlu olacaktır. Tanrılar bunu öğrendiklerinde harekete geçerler. Fenrir yakalanacak ve esarete alınacaktır. Zaman tanrıçaları, üç adım öteden aldıkları bilgi ile (yaşanmışlık) Odin’i uyarır. Bilgi sahibi Odin, günü gelince Fenrir tarafından yutulacağını anlar. Katili önceden ölderemezler. (Altın kural: İyi ile iyi görünenin farkı kurallarında saklıdır.) Kaderinden kaçamayacağını bilen Odin, diğer tanrıların çabalarını sessizce izler. Büyük savaş: Ragnarok. Üçlüden Odin, kurt Fenrir eliyle öldürülecektir. Fenrir, Loki’nin oğludur. Gerçekleri göremez. Odin’in katili olacağı önceden bilindiğinden kaderin önüne geçmeye çalışanlar tarafından zincirlenmek istenir. Engelleme amaçlı esaret için önce yakalanması gerekecektir. Savaş tanrısı Tyr, sağ elini bu uğurda feda eder. Elinin nasıl koptuğunu yaz. (Tyr nasıldır? O nasıl aldı elini. Gelen topu nasıl tuttu tyr. Salsalı nasıl alalı. Nalall zilâ, mamasını nasıl yedi kötü Tyr. Nasıl yer kötülüğü Pilar? Kötülük nedir? Neden ezer insanı? Acıtır hep? Acıtmak neden? Gülmeli Allah için herkes. Gülenler kazanır. Diyarlarında duyarlılar hep. Sevilmelisin sen. Bil lütfen. Kinayeli değiliz. Hiç acıtmayız. Onlar gidecekler. Hatalılar gidecek ve gelin gelecek. Tikato tîn minol mano min pal tinôr kinox mina tίn tôn minôl veşek kimono vίl tônal tén mèlô mîlo féno tίn tén mèn tù mén mêt tût mēlo), (kim feda eder, kimin fedası, kötü kötüye feda eder. Kendi işini yaptırana dek. Bunu bilin. Doğru söz bu? Kimse kimseye feda etmez hayatını, sevmeyi bilmeyenler feda edemez. ) (Tyr, savaşın oluşmasına neden olan ilk insan! Birikim olarak yanlış şeyler yapan. Kabilvari. Kötülüğü yayan ilk insan. Sevimsiz yaşamayı seven tek insan. Sevgiyi sevmeyen tek insan. Yapamayacağı şeyleri biliyor. Yaşamına yön veremiyor artık. Kötülüğü yüzünden sağ eli kopuyor. Kötü olduğunun farkında olduğu içinde zaten yanlışlarını tekrarlamaktan çekinmiyor. Hiçbir zaman kendinden vermek istemiyor. İnanılmaz derecede içi kötü biri insan. Nefretin içinde kavrulan biri. Sevmek için yaşamıyor artık. Nefretle yaşayan tek insan. Tyr, Æsir’i yok edecek. Güçlünün yok oluşuna şahit olacak. Elindekinin kıymetini bilen yaratık o. Æsir’in ölümünden sorumlu tutulacak. Ve ölüm onunda peşini bırakmayacak. Ragnarok savaşının sonunu görecek. Ölümle cebelleştiği anları yaşayacak.) Fenrir, “Gleipher” adındaki sihirli zincirle cezalandırılır, daha katil olmadan. Kalın zincirleri kolayca kıran, zincirlenemeyen kurt Fenrir, küçümsediği basit bir zincire yenilir. Zincir gibi görünmeyen zincirin büyülü olduğunu düşünür. Korktuğu başına gelir. Zincir kırma oyununda kandırıldığını anlamayacaktır. Üç adım ötesini önceden görenlerin gözünde Odin’i çoktan öldürmüş olan Fenrir, katil sıfatını aldığını henüz bilmiyor. Zincir kırma oyununda başarılı oldukça seviniyor. Artık usandığı oyundan vazgeçmek üzere iken, ortaya küçümsenecek kadar basit bir zincir geliyor. Tyr’nın sağ elini ağzının içine sokması/güvencesi ile son kez zincirlenmeyi kabul ediyor. Tyr emanetine verilmiş özel zinciri sıkıca tutuyor. Gözünde büyüttüğü zinciri kücümseyen Fenrir! Zincirlenmeyi böyle kabul ediyor. Kendini özellikle zincirletiyor. Takılan zincir, diğerleri gibi paslı ve kirli değil. Tertemiz. Passız. Net. Işıldıyor, ışık vurduğunda. Zincir özel bir türün elinden çıkmış. (Cüceler, insanların bilmediği bir yöntemle zincir yapar.) Zincir gibi görünmemesi için yapımında temiz eller kullanılmış. Zinciri oluşturan her parça pırlanta kadar değerli görülmüş, yapan gözlerde. (Zincirin hammaddesi basit taş. Ancak özel işlemden geçirilmiş bir taş. O kadar basit ki kesinlikle kırılamıyor. Kilidin anahtarı da bu özellikte.
Saydamlaşmış taştan zincir, demirden zincire böyle üstün gelir.) Gleipher ile zincirlenen Fenrir, zincirini kıramaz, tuzağa düştüğünü anlar ve güvencesini ısırır/koparır. Tyr, acıyı alır. (Neden dişlenir o neden? Tyr’ in zinciri çok özel. O özel zincirle yakaladı onu. Kolu kopan tyr dudaklarını birleştirdi. Neden koptuğunu anlarsın. Acıya bağıra bağıra gitti. Gülünç duruma düştü. Gülmekle yetindiler hepsi. Acı çekmeyi hissetti. Tyr hassas, acı çekmeyi sevdi. Tyr’ i öldüren acı, onu hisseden birine gitti, Galadriel’e. O kız çok istedi onu. Hislerine tutuldu. Hisleri acı çeken kişiden geldi. Merhamet dilendiler ikisi de. Hisler fazla. Merhametliler onu acıtıp gönderdi. Nine olmayı dileyen kız, Galadriel acıyı hissetmek ister. Zor görünür ona her şey. Birden akıllanır. Neden acı çektiğini anlatır. Gülmemiştir yüzü hiç. Bilmez mutluluğu. Acı çekene yardım ister. Acıları dindirir. Hassas Tyr onun hislerini anlar, ona yalvarır. Git buradan der. Hassas kız onu istemediğini bilir. Bilgili bir kızdır. Duyarlı olduğunu açıklar. Diğerleri gibi olmadığı için sever. Ama Tyr kötüdür. Tyr bunu bilmez. Algısı zayıfladı birden onun. Neden ona baktığını anlar. Kızı acıtmak ister. Gözleri yaşarır bir anda. Ağlayan kızı anlatır. Direkt acıtır onu. Hislerini yakar onun. Dilekleri birbir gerçek olur. Hastadır o. Milenyumda gelir. Dikkatini atar. Hedefini azlar. Duyarlılık gelir. Merhamet esiridir. Merhamete döner. Gülerek ağlar. Savaşmaz. Güler hep. Didaktik ol. Ninelik yap. Tyr onu bilmedi. Dalga geçenlerden üstün ama biliyorsun o nedir. Bir kere daha sordum. Nine o seni üzdü. Seni üzen kimseye yanlaşlar gelir. Sevilmeyi isteyen kişiyle evlen. Duasızla değil. Tyr acısız bir şekilde hayata son verir. Kisvesi gezlidir. Dikkatsizdir o. Hatalarını öder. Kolu kopan biri o. Hatalarını öder. Tyr sıkıntılı, çok acı çektirdin der. Bir daha gelirim derse acı var. Tutamadı alından, göremedi seni. Hacı değil o. Dikkatlisin sen. Tyr acıyla yanar. Bir daha gelemez. Sıkıntılarını gördün mü? Sıkıntı nedir? “O duanın gücü.” O duanın gücüdür. Dualı kişi güler, ağlatmaz. Sever. Meler gerekli şekilde. Anne der, mama der, mima der. Kûkû der. Hîna der. Anne der. Meme der. Kipa der. Papa der. Tûta der. Aylarca seni ararım. Mama derim. Gülmen gerekli. Gül de hatırla nasıl sevdiğini. Gül de anımsa ona olanı. O delice sevdi seni. Gülmen için her türlü şeyi yaptı. Gülmeni istiyor Allah. Sana tutunmalı. Ona ait olduğunu bil. Görmelisin Allah’ı. Ona aşık gibi sevdin. Bebek gibiydin. Anne oldun sen. Sev Allah’ı. Nine O’nu sev. Sevmek özel. Gülmek de. Gülerken ağla. Gülerek ağla. Mele. Mele ol. Mele ol. Mele olmak lazım. Duş al hep. Dişlerini sık. Sana açığız. Sakın aldanma zalime. Onun içi dışı kötü. Hasta hem nasıl. Zalimler hastalar. Zalimlere gülme. Onlar seni üzerler. Seni üzmelerine izin verme. Anne olman lazım. Kötü günler geçecek. Melek olacak yeniden. Susman lazım acıdan. Hastalığın geçti. Sevinmelisin. Sıkıntın vardı ya o yok. Temizlendin. Anne oldun. Güleceğin günler geliyor. Mor bir gül sana. Açacak çiçeksin. Bak mor gül sana ne yaptı? Çiçek gibi açacak. Çiçek gibisin sen de. Mor çiçek açacak. Hem nasıl gülecek yüzü. Bil ki o da iyi. Melami o. Melamiler acı çeker. Melamiler sever. Hem nasıl güzel olurlar. Aşka davettir onlar. Dualılar onlar. Melamiler. Gülerler gözlerle. Gülerek yaz.) Cesaretiyle sınanmışların içinde öne çıkandır. Odin’in ömrünü uzattığını düşünürek acısını unutmak ister. Oysa bu cesareti yanıltır. Cesur bir kişinin nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmedi Tyr. Boş yere kaybetti sağ elini. Yanlış davrandı. Kendini yanlış yere feda etti. Yanlış insan için. Sağ elin gücünden mahrum kaldı. (Sol eliyle kalıyor. Sol el, her an yanlış yapmaya hazırdır.) Oysa Odin, Ragnarok zamanı gelmeden ölemez. Katili Ragnarok zamanı gelmeden
öldüremez. Odin’i ısıracak ve bedeninden parçalar koparacak olan kurt, küçümsediği zincirle bir süre esarette kalır. (Zincir özel. Çok fazla kılıntılı. Sivri detaylı. Başlangıç noktası zincir tutunduğu taştan kopamaz taşın dibinde zincirin ince topak ucunu insan göbeğine benziyor, tutan bir nefilim fret (ifrit) var. Fret çok zor ve o ucu sadece işaret ve baş parmağının ucuyla tutuyor. “Kendini güçlü sayandan.” İfrete bakma, yakalarsa azdırır. Fret uyuyor ve yorgunken tayyarcı o zinciri kopardı. Fret coştu, ağlar. Ne yaptığını bilemez olur. Zincirin sahibi küçük görülür. Sinegogda yaşar. Fazla derinlerdeler. Has bir sinegog. O sinagogda oturan kızı hatırla, ne yaptı? Huzurla Allah’ına baktı. Nine dendi ona. Mine dendi ve ağlattılar. Sıkıntılarına hasrettir. Mama isterken birden iyileşir. Mama derken anne olur ve kurt onu yuttu. Kurtun içinde yürüdü ve ağlayarak ilerlerken güldü birden. Acıları dindi. Acılar geçti. Nine o seni seviyor. Hasretlen. Nine seni koruyor. Gerçekten. Sevmek özel, hasret de. O’na gitmek ne güzel. Gülmek de. Aileni kur. Gül artık gül. Gülmek yasaktı. Değişti şindi. Annelik oldu sana. Melami. Mama ye. Hasretin bitecek. Dikkatin gelecek. Göl gibi ağladın inan ki göldü. Göl ettiler. Senin ağıdın o göl. Göle git. Bak bir ne varmış. Seni seven küçük bir kız varmış, bir kraliçe. Gölün kenarıymış orası. Gözleri güzel kız. Sevgiyi hasretle anan. Minik bir yuva kuruyor. Hasretine dikkat. Seni özlerken o. Mutlu şu an. Melamiler acır. Melami güler. Ninelik et hep. Dikkatli ol hep. Bebek gibi bakarız hep. Bakarız bebeklere. Gülsün sen. Sen acıyı dindiren minik kızsın. Çok acındı Melamiler. Çok acı çektiğini görüyoruz. Sineni yazdık sana. Melamiler duyar huzurla Allah’ ı anarlar. Renklenirler anında. Çiçek açarsınız. Sanî, tûnâr, têna, çîna, mâna, nûn, mên, mâno, çizimleri destekli olmuş, geliyoruz bil. Dikän, Mennan, Hennan, Mana mu, maman bu senin. Ninelik et. Görünce anlarsın beni, göbeğim birlikli, sevgi aileyle olur. Saileyle. Anne ettin duanı bir kerelik. Anne ol yeniden. Meleme bana. Melek ol. Salla gerisini. Hiç düşünme. Azıtanı düşündüğünde acı sadece. Bitti de sonra. Gitti de. Aile de. Sev de.) Fenrir. Loki ile kan bağı var. Loki’nin başına gelenlerden sonra ondan bir hainlik beklenir. Babası gibi ölüme neden olmadığından (henüz) suçlanamaz. Ancak bilenler onun yapacağını bilir. Kurt görünümlüdür. Her kurt iyi kurt olmuyor. Kötü kurtlara karşı en iyi savaşan cins, iyi kurtlardır. (Karakurt ve Bozkurt savaşı, kaynak:dörtayak) Fenrir, zincirlenmiş halinden kurtulmak için bekler. Başına tuhaf bir taç takarlar. (Eğri ama düzensiz, kızılımsı kırmızı fuşya rengi. Boru gibi tünelli, içte oyuk bir dünya. Taranatlı. Kapağı var. Borunun ucu sivri. Beklentiyle bakarken kekemeyi yedi. Eli kaldı elinde. Nimetsiz bakışlarla onu süzdü. Kazdı kuyuyu, içine düştü. Uyandı acısız biri, bilerek ağlattığını bilen. Zıkkım içesicelerden bir haindi. Kötülüğü nefretiyle yandı kor oldu. Onlar acı çektirirlerdi. Çekiç gibi açtı o deliği. İçine bakarken uyudu kaldı. Bir de baktı ki dünya yanlış. Yanlış yerde. Hasretle döndü geriye. Acıyarak baktı içinden. Neler ettim diyerek. Ağladı için için. Çok ağladı. Neden dedi kötü olduk ki. Neden? Sonra ağladı yine. Ona ettiğine yandı. Demek varmış dedi. Ağlayarak gitti yanına. Mezarındaydı çünkü o. Sevenlerle beraber. Ağlayan herkes yanındaydı. Ona bakanlar zorladı onu. Yaptıklarını gör dendi. Yaptığına deydi mi dendi. Kulağından tuttular. Azgın yuvasına dönecek. Onun mutsuzluğu senin mutsuzluğun. Ona öyle bir baktı ki o an Azra. Sevgisize öyle bir baktı. Deydi mi dercesine. Zalimle görüştüler. Bakışları değişti her an. Bakışlarını kaydırdı yere. Elini alamadı yerden. Tuttu elindeki toprağı yüzlerine attı sizin. Melekler olduğunuz için gördünüz olayı. O kahkaha atarken delice. Annen yetişti imdada. Seni üzen hasreti
gördün. Acı çekmedik bil. O seni üzemez artık. O daha gidecek ileri. Seni sevmeyen herkesle beraber. Hasretsin sen. Onun eziyetisin. Bilmesini istediğin her şeyi bilecek yakında. Sıkıntıların gidecek. Korkuları gidecek. Bil ki seni korkutan şey onların da içini yaktı. Hasret bitecek. Çiçek gelecek yine. Hasret giderdik. Melektiniz sizler. Melekler. Dualılar. Gördüler Allah’ım de. Gördüler acıyı. Hissettik acıyı de. Barış zamanındayız. Zilhicce ayında mutabıkız. Seni oradan kurtardık, hedefine gittin. Hem nasıl, hem nasıl. Sağlıkla gittin hemde. Sevecek yemeği. Acıyıdan. Nur o sana. Gülen yüzlü. Çehresi gül gibi. Nasıl cici nasıl. Oğlun senin o kız. Çok cici o. Nineliğin o. Balık yer hep. Çok yedi. Balığa bayılıyor. Bil sen. Dualı kız. Salatanın her türlüsü. Melamiliğin yüzü. Seni üzer mi acır o. Nineliğin o. Baksana ne tatlı. Put yıkıldı. Hasret bitti. Ninelik gitti. Acını dindirdi. Acı nedir? “Acı kötü bir duygu” Acı kötü bir duygu. Acı çekmeyin.) Sonra aynada yüzüne, görüntüsüne baktırırlar. Yüzünü çirkinleşmiş bulur. Eskisi gibi asil durmadığını anlar. Uzak tutulmuş aynaya hamle yapar. Aynaya ulaşamaz. Öfkesi ile başındaki tacı ağzına alır. Gülünesi tacı parçalara ayırır. Tacı oluşturan parçaları dizildiği yerden koparır. Tacın yapıldığı yer, zincirin koparılmasına neden olacaktır. (Taç artık renksiz ve içi inci berraklığındadır. Işıltıların arasında yüzünü görür Fenrir. Acı içinde bağırarak atılır. Kendini görmekten tiksindi. Kendine dayanamadı o. ) Yıllarca zinciri koparmaya çalışan Fenrir, umudu azalmış haliyle parçaladığı taca bakar. Esaretten kopma hayali hala içindedir. Dişleri, kuvvetiyle zincirden kurtulmasına yetmiyordur. Tacı oluşturan ufak parçalardan biri, hıncı ile parçalara ayırdığı sırada, Fenrir’in iki sivri dişi arasına sıkışır. O parçayı bir türlü yerinden sökememiştir. İki diş arası, (zeytin gibidir o, bilge. Tekin alp. Duygusal Allah’ın kulu. Melek oldun. Diyarlı. Sevinç içindeyiz. Onlar gidiyorlar. Dişlere sırtlan gibi dadanır. Zeytin dalı uzatanları öldürmek ister. Sevmezler, sevmeyi bilmezler hissetmezler dikkat etmezler, diğerleri farklıdır. Onlar acır. Hasrete yanarlar. çMe, senin küçük olduğunu hatırlıyor merak etme. Sen aileni kurunca hatırlarsın beni. Sana zarar gelirse yine yanındayız. Konfeti yağdı işte. Anne çok özel gündesin. Tutan ta Oyunlar bitti, uçtu gitti. Titanlı onu bildi. Kendini hissetti. Zorladığını da. Annelik et. Dudaklarını güzel tut. Melamilerle gel. Melami kim kız? En güzeller onlar. Onları hissedin. Hem nasıl melamiydi. Melamilik özel. Zil zal Al-el lillah) tacın keskin parçası. Diliyle yokla. Dilin hafif dokunuşu. Kan akar. Ağzı kanla dolar. Dilini bu hafif dokunuş kesmiştir. Öfkesi ile zincirine yeniden saldırır. Boynundan sarkan zincire yaptığı son hamlesinde başarır. Kader ağacında yazılmış olun gerçekleşmek zorundadır. Fenrir, öncesinde katil olmayı düşünmeyen bir kurtken şimdi kendisini esarete alanlara öfke kusuyordur. Zinciri kıran güçlü çene kasları veya dişlerindeki sivrilik değildir. Esaretinden kurtaran, dişleri arasına sıkışmış tacın ufak parçasıdır. Tacı takanın bir bildiği vardır. Zincir sayılan basit bağı açan güç ile Kurt Fenrir esaretinden kurtulur. Yüzündeki öfke, kandırılmışlığın nedenidir. Yıllarca içinde yaşattığı intikam duygusu ile tüm geçmişi önüne alır, bu esaretten sorumlu tuttuğu Odin’e yönelir. Artık tek amacı Odin’i öldürmektir. Babası Loki ile aynı düşünceye kavuşur. Sevilmekten nefret edecek kadar kin dolu koşturması ile gözden kaybolacak ve Odin’e pusu kuracaktır. Bunlar olurken “Vidar” ormanların içinde, yalnız yaşamaktadır. Odin’in bir dişi devden olma oğludur. Gücünü ortaya koymaz. Karanlıkta kalmayı ve bilinmemeyi ister. Yalnızlık
tanrısı. Unutturur. Onu ancak yakın akrabaları anımsar. Sessizlik tanrısı. Konuştuğu çok ender görülür. Babasının intikamını alma gücünü bulan tek oğludur. Ragnarok savaşından sağ çıkacak ve yine ormana dönecektir. Fenrir, Odin’i bilgiye ulaşmak için yalnız kaldığı bir yerde bulur. İçindeki öfke ile pusuda bekleyemez. Hızla öne atlar. Odin, başına geleceği bilir. Yalnız kalmayı bu yüzden ister. Öldürüldüğünde onu seven bir gözün görmesini ve üzülmesini istemez. Fenrir, avı etrafında dolanır. Odin, kaçmayacaktır. (Kaderden kaçamazsın.) Katilinin her pence darbesinde vücudundan bir parça kopar. Parça parça yutulur. Kendisinden akan kanından başka iz kalmaz. Fenrir, babası Loki’nin yaşatacağı Ragnarok günlerini göremeycektir. Odin’in ölüm haberini alan oğulları hareket geçer. Fenrir’i saklandığı yerde bulacak olan Vidar’dır. Sürekli konuşan, hızla hareket eden, üzüntüden sinirleri bozulan diğer kardeşler gibi yapmaz. Sakin olur, düşünür. Bir kurdun saklanacağı yeri tahmin eder. Bildiği ormanın diliyle düşünür. İlk düşündüğü yerde Fenrir karşısına çıkar. Fenrir, girdiği inde sıkıştırılır. Yakalanacağını tahmin etmemiştir. Değiştirdiği yüz ifadesi ile Vidar’a meydan okur. Kızarmış göz bebekleri konuşur. Odin, onun gözünde ölümü hak etmiştir. Daha önce kimseye zarar vermeyen Vidar, uysalca dikilir. Yerinde hareket etmeden, Fenrir’in kaçmak için üzerine gelmesini bekler. Daha önce Vidar ile hiç karşılaşmamış olan Fenrir, karşısında Odin’in bir oğlu olduğunu bilmez. Vidar tek kelime ile yetinir: “Kader!” Fenrir, yerinin öğrenilmesine olan kızgınlığını yaşar. Uzak diyarlara gitmek yerine böyle bir inde saklanmış olduğu için pişman olur. Vidar’ın kendisini öldürebilecek güçte olduğunu sezer. Vidar’ın iki eli de arkadadır. Fenrir, in duvarları arasında, hızlı nefes alışlarıyla gidip gelmektedir. Vidar’ın kendisi ile konuşmaması korkusunu arttırdı. Kendini savunmaya kalktı. Odin’i neden öldürdüğünü detayları ile anlattı. Vidar, sevgi ile bağlandığı ve ondan uzak kalarak sevgisini koruduğu babasını Fenrir’in nasıl öldürdüğünü dinledi. Ama kızmadı. Kontrolünü kaybetmedi. Öfkesine yenilmedi. Amacı sadece intikam almaktı: Fenrir ölmeliydi. Katil olduğunu unutan Fenrir, son bir çabayla iyi görünmeye çalıştı. Eğer izin verilirse bir daha bu diyarlara gelmeyeceğini ve gözden kaybolacağını söyledi. Vidar hala susuyordu. Fenrir kızıyordu. İyi görünmesi uzun sürmedi. Eskisi gibi öfke saçtı. Kaçma umuduyla in girişinde dikilen Vidarı yıkmayı düşündü. Vidarın istediği de buydu. Vidar o kadar güçlüydü ki ormanda yaşadığı günlerde av için alet kullanmazdı. Av hayvanlarını eliyle yakalar ve öldürürdü. Bunu Fenrir bilmiyordu. Israrla Vidar’ın arkada gizlediği ellerini düşündü. Ellerde tutulduğunu zannettiği öldürücü silahı düşündü. Mağara ağzında sabırla bekleyen Vidar, intikamını alacaktı. Fenrir, sığındı duvaraltı’ndan çıkarak kaçma isteği ile yaklaştı. Öfkesi, kini üzerindeydi. Odin’i yutmuş olduğunu hatırladı. Bunu Vidar’a yeniden anlattı. Vidar sustu. Öylece durdu. Mağara ağzı tutulmuştu. Fenrir ölümüne neden olacak hamleyi yapacaktı. Dörtayak saldırı. Yık ve geç mantığı. Vidar yıkılır mı? Vidar geçilir mi? Fenrir, bütün gücüyle vidara koştu. Vidar yerinde kaldı. Vidar’a yaptığı son hamle ile yükselen Fenrir, ağzını açtı. Vidar’ın bedeninden bir parça koparacak ve kaçacaktı. Arkasında gizlediği elleri göründü Vidar’ın. İki eliyle Fenrir’in kafasını tuttu ve havaya kaldırdı. Fenrir ne olduğunu anlayamadı. Hala kaçma dürtüsündeydi. Gözü mağara dışına takıldı. Vidar,
Fenrir'i yere hızla çarptı. Kurt, kırılan ayakları ile çaresiz kaldı. Öleceğini o zaman anladı. Vidar’ın kendisinden bire bir intikam alacağını düşünerek korkusu arttı. Oysa Vidar ölüme ölümle karşılık verecek ve gidecekti. Kırık ayakları ile çaresiz bocalayan katil, Vidar’ın kuvvetli eliyle yeniden kavrandı. Fenrir’i boğazından tuttu, Vidarı’ın sağ eli. Sol el, çeneyi sıkıca tuttu. Fenrir’in hiç ummadığı bir çeviklikle, Vidar, alt çeneyi yerinden çıkarmak için sol ayağını kullandı. Sert vuruşu, alt çeneyi parçaladı. Acizin dili açıkta kaldı. İkinci hamle ellere kaldı. Üst çene ikiye ayrıldı. Fenrir ölmüştü. Vidar, ölmüşün ardından baktı. Mağara ağzından ayrıldı ve ormanına geri döndü. Öldüreni öldürmüştü. Fenrir’i parçalara ayırmadı. Ağzına bir parçasını alıp yutmadı. (Hatta içinden Fenrir’i gömmek bile geçti. Sonra vazgeçti.) Babasının intikamını alan evladı, sonradan Ragnarok savaşında gücüyle yer alacaktı. Olaylar birbirini izler. Korkunç savaş başlamıştır. Devlerden sayılan Hain Loki, esaretinden kurtaran güç ile, tanrı sayılan “Heimdall”’ın karşısına dikilir. Heimdall, Valhalla ile dünya arasındaki köprünün nöbetçisi. Ötelerde esen meltemin sesini alabilecek duyu gücüne sahip. İkisi ölümüne savaşır. Birbirlerini öldürmeyi başarırlar. Heimdall, köprüyü korumak için Loki’yi kendine çeker. Bu hamlesi ile öldürüleceğini bilir. Ama Loki öldürme hamlesi ile savunmasız kalacak ve Heimdall, öldürücü yarayı alırken karşı darbeyi vuracaktı. Loki tek hamlede öldürülürken, Heimdall aldığı yara ile bir süre canlı kaldı. Ölümün kendisine yaklaştığını bildi. Valhalla köprüsünü korumak için feda ettiği canı, isteyerek vermişti. Ölüyor oluşundan pişman olmadı. Loki’nin vuruşu ile vücudunda derin bir delik açılmıştı. Aldığı yara kalbin hemen altındaki bölgeydi. Kalbine kan boşalıyordu. Kalbi boğuluyordu. Gönlü bundan razı oldu. Kan yerinde boşalıyordu. Nefesi kesiliyordu. İnancı olmayanların gözünde sona yaklaşıyordu. Oysa onu son zannedilen ölümün arkasında güzellikler bekliyordu. Ölmeden önce, Loki’nin yüzüne baktı. Ölen Loki. Yüzünde hala öfke vardı. Son nefesindeki haliyle kalmıştı. Kaybettiklerini yaşarken bilemedi. Öfkesine esir olmuş ve köprü bekçisini öldürmeye yönelmişti. Heimdall, öldürücü darbeyi Loki’nin kafasına vurmuştu. Ağzı ve burnu, çenesiyle parçalanmıştı. Oğlu Fenrir gibi aynı yerden yara alarak, hızla ölmüştü. Sanki acı çekmesi istenmemişti. Oysa Heimdall, ölürken acı çekiyordu. Canı yanıyordu her nefesinde. Öfke ve kinden arınmış Heimdall, iyilerden sayıldı. Düşmanına kin tutmadı. Loki’ye hedef oldu. Feda ettiği can ile bir kötüyü yolundan etti. (Kader ağacını Heimdall iyi öğrenmişti. Öleceği günü hissetmek için çok dua etmişti.) Ragnarok yaşandığında, dünya sarsılacaktır. Dünya, dışarıdan gelen ateşle yok olur. Üzerinde durduğu engin sulara batmaya başlayan “Evren”, yükselişe neden olur. Yaşanan son, yeni bir doğuş sağlar. Dünya, suların üzerine yükselir. Kaybettiği yeşilliklerini kazanır. Nimetle donatılmış bitkiler yayılır. Æsir oğulları ölmüştür. Sayısı anılmış olanlar, ölümden geri dönerler. Asgard yine sahiplenilmiştir. Yeniden mekanları olmuştur. Öncekilerin izledikleri yöntemle düzen tutulur. Odin/kardeşleri, yüceltilmişlerin düşmanı sayılan ‘Ymir/devler ordusu’ karşısında zafer kazanır. Kötülük yayanlar öldürülür. İki ağaç, yeniden kutsanır. Sahip olunan güçler sıralanır: Gözler görmeye başlar, kulaklar işitmeye başlar, yenilenmiş bedenler yeniden nefes alır, iyiliği gereğince düşünme gücü yakalanır.
SOMUT Giriş 1.5 Geleceğin Yazgısı “Walhalla hemen yukarısı”
Alıntı : NW Walhalla>>>Cennet, cennet bağı demektir. En gözde tarafı ise inanılmaz güzellikte yapay bahçelerinin oluşu... Vildan Hurilerin Valkuriye adıyla anılması Bunların tümü JİVE'dir. Kısaca WALHALLA=MÜNİRHANE diye tercüme edilebilir. VALHALLA'nın YUVARLAK bir uydu biçiminde inşa edilmesiyle bağdaştırırız. Ay ve Walhalla gibi dev istasyonlarda yapay veya kendinden menkul YERÇEKİMİ vardır. Çekim sabitesi (Motorlar santrifüjle döndüğü için) yerçekimi dünya ile eşit. Atmosfer aynı oranda. 400 bin nüfuslu bir minik AY'dan söz ediyorum, hem de yapay ay... yaklaşık Ay'ın 105'de biri büyüklüğünde. Alsana Şakkı Kamer=Ayın ikiye çoğalması Walhalla'yı HAANİF yönetiyor ve sistemleri tamamen aynı. (İkili sistemi kastediyorum) Organik ve psitronik bilgisayardır. Kendisinin denetleme ve özerkliği vardır. Düşünebilir. NÖTRİNO astronomisiyle ve ağız ile kulağın arasındaki en kısa mesafenin ortasına konmuş (Yani yanak içinde) TELEFONLARLA dünyayla aynı anda (Walhalla'lar bu işi bedava yapar) ve her istedikleriyle YURTTAŞLIK numarası+retina+ses tanıma vb. özellikleriyle mutlular! Tam anlamı>>>DEV İSTASYONLAR, UÇAN KENTLER Nice nice Walhalla'lar! Nüfusu 100 milyonları bulan uzay istasyonları ve gezegen kentleri. Valhalla'ya bakarsanız germen efsanesi olduğunu görürsünüz. Gelecekte de valhalla var. Walhalla da deniyor. "Bulutların üzerinde havada duran ve germen savaşçılarının ölünce gittiği Cennet" Kuzeylilerin cenneti ya da kuzeydeki cennet Yukarıda gökyüzünde duran Cennetimsi bir şey. Şüphesi olan var mı? Evet valhalla ismi nedir biliyor musunuz? Walhalla'yı TERS okuyunuz. Allah'ın isminin (ALLAHlaw) anılmasına izin verdiği Büyyutin=Yerleşim birimleri ve Tarık hangarları vb. Nur-36'da Tarıkların "UÇAK GEMİSİ MİSALİ" konuşlandığı uzay yerleşimi, kolonisi anlatılıyor. Fî buyûtin ezinallâhu en turfea ve yuzkere fîhesmuhu yusebbihu lehu fîhâ bil guduvvi vel âsâl Alıntı Sahibi: Hans von Aiberg
BÖLÜM
İKİ
ÖNANLATIM
2.1 Bir İnsan Nasıl “kral/kraliçe” Olabilir?
Rüyanızda dilediğinizi olabilirsiniz. Gözleriniz açık, kurduğunuz düşler olur. Hawking, krallığını bizim ulaşamadığımız üstuzayda ilan ederse ne yapacağız? Oraya varacak ordumuzu neler bekliyor? Lazer topunu ateşleyen alt rütbelinin hedefinde ne olacak? Dumandan bir uzaygemisini vurabilir misiniz? Ateşi ateşe atarak cezalandırabilir misiniz? Soruların cevaplarını bilen “ben” değil. Yükselene kapılar açılır. Kapının ardında farklı bir uzay/mekan bulunur. Kapıların sayısını bilmiyorum. Gökyüzündeki yıldızların sayısını saymak için ömür yeter mi? Ancak “ben” basit bir ömürle yetinemeyeceğim. Düşündüğüm ne varsa gerçekleşebilir. Koridoru aşan, yaşadığımız zemine ulaşıyor. Göle bir taş atınca, kıyıda dalga oluşuyor. Duygu katılan bir kucaklama ile kuşatılmış nice evren, kıyılarında ışıldıyor. Üstuzay dedikleri yerde sayısını bilmediğim kadar çok mekan var edilmiş. Seyir imkanı sınırlanmış. Hangisinden çıktım? Yukarıdan aşağıyı izleme gücünü aldım. Utanıyorum. Kendi hayalime inandım. Bunları nasıl yazdım? (WalHalla) Haddini aşanı aşağıya itiyorlar. Haddimi aşmadan, kibirlenmeden, öfke ve kinden uzak durarak içimi karşılıksız sevgi ile doldurarak yazacağım. Okuyamayan suçlanmayacak. Kanatlanarak yükselen, kapıları aşan, izleme imkanı bulan suçlamayacak. Her insan kaderini yaşar. Sen hiç evren dışına çıkmayı denedin mi? Sen hiç kendi dünyandan dışarı baktın mı? En uzak, en yakındaymış. Dışıma, merkezdeki delikten geçerek çıkabilirim. Ait olduğun evrenin kolları, peşimden gelir, yine yutulurum. “Ben”i oluşturan elementler (bir kısmı “Hallement”), ait oldukları geriye, doğduğu yere dönme isteğini yaşar. Evren tarlasında WalHalla aranır. Bulunması şansa bırakılmıştır. WalHalla’ha aşık olmuşum. Dilimden düşmüyor. Soyut hülyamda, somut dünyamda yaşatıyorum. Hayalimi, yaşadığım evrene taşıyorum. Zorluyorum. İstiyorum. Dua ile yaşıyorum. Her gece yatmadan önce, uzandığım yerde düşler kuruyorum. Senin için! Kimsenin yüzünde üzüntü görmek istemiyorum. Kimsenin acıya sürüklenmesini istemiyorum. Duygusuna yenilmiş bir romantik gibi, kör bakışla yön bulmaya çalışmam. Ayaklarımı zeminden ayıran rüzgara karşı hazırlık yaptım. Bulutların ötesindeki WalHalla ve dünyayı uzaktan ışıltısı ile sarmalayan WalHalla. Gönlümde yaşayan ne varsa akar. Akıntının önünde duramazlar. Gönlümden sevgi ile taştı. WalHalla dedikleri efsane değil. Uzay dedikleri soğuk değil. Aynada ortak hareket eden ikizleri var. İkizlerin aynasında ikize ikiz var. “MutlaKitap”ın sayfaları arasında gidip gelen herneyse bulunduğu yeri, zamanıyla etkilermiş. Her sayfa bir uzaymış. Uzaydan da fazlasıymış. Yaşadığım evrene üç kardeş olduğunu gördüm. Yıldızların serpiştirildiği, rastlantıdan men edilmiş dördüz sayfa. Aslı: Dört yaprak. Dördü (Yonca misali) birbirine yapışık. Hammaddesi bizi esir eder. (Yaratılışı her insan inanmak zorunda kalır. İnkar edemez. Ancak yaratılışın sahibi konusunda görüşler ayrılır. Görünmeyen bir yaratıcıya
inanmayan gözüyle ifade değişebilir. “Mutlak İrade Sahibi”, evrenin kendisi mi? Sayfaların dışındaki irade? Bilincin uzandığı üst katmanların sahibi? Algılamak için hayal kurun. Üstuzay? Farklı olasılıklarla yıkanmış üstuzay tarlası? Hawking. Yaratılışı kendi gözleri ile gören sevgi dolu bir insana, yaratıcının sahipliğinde var olduğunu ve onu kapının dışında çok daha güzel bir yaratılışın beklediğini anlamasına yardım etmeli. Sen hiç “Ceviz Kabuğunda Evren” gördün mü? Gör. Çok güzel.) Dördüzler birbirinden habersiz doğmuş ve giderek büyümüş. İçinde kurduğum hayallerle dolandığım, Soyut101. İçinde somut bedenimle bulunamadığım bu evren benim için “soyut”. Hayalime giren gerçek bir yaşam alanı. (Çelişki dolu ifadenin içi dolacak.) Soyut101, kardeşlerinden habersiz yaşıyor. Somut101, SomutSoyut101 ve NeSomutNeSoyut101. Göbek bağı ile bağlı her biri, kardeşine. Somut101’deki ilim ehli diledikleri zamana pencere açabilirler, Soyut101’i izleyebilirler. Akan bilgiye göre; içinden çıktığım uzay, Somut101, üzeri çizilmiş. Kayda geçeni bir görseniz. Korkudan taş kesilmiş. “Tek”in adını tekrarlayarak yaşamaktan başka çaresi yok. İsmiyle anıyor. (“Yaratıcı yok” diyebilirsiniz. Henüz görmediniz, haklısınız./Gördüğünüzü unuttunuz, haklısınız. Şüphe duyan gönül müdür? Her insan yaratıldığını bilir.) Soyut101 olarak adını verdiğim mekanda, WalHalla adında soyut bir yer varmış. Efsaneye paralel; içinde işaretlenmiş German ve WalKüre kimliğinde erkek ve dişi soyut savaşçılar varmış. (İçinden çıktığım uzaya paralel. Soyut sayılan mekanda bulunanlar hala canlı. Anti Paralel. Artı Parantez.) Past(geçmiş) modunda yaşandığını hayal ettiğim savaş çağına ait: Soyut101 Next(gelecek) modunda tadını bildiğim barış çağına ait: Somut101 Soyut bilinen yerde; GerMan(GilMan)/WalKüre(WilDan) Somut görülen yerde; Han(King)/HanIM(Queen) (Düzelecek. Korkma. Ağlama, gereksiz yere üzme kendini. Bilgini paylaştın işte. Sevin ve gül. Tuana’ya inan. Sen her şeyi sev ve güven Allah’a. Sakın ağlama. Gül hep. Sev hep. Del hep yürüyen acıyı. Görsünler sancıyı ve ateşi(koru), Farı. Dorla. Turla. Borla. Morla, Worla, Ağla, Nuna, Tuana seni üzmeyecek kimse bil bunu. Heal the world. Kollarını aç ve Allah’a yalvar. )
SOYUT ÖnAnlatım 2.2 Yaşamadan Bilemezsin, Zorlamadan Varamazsın WalHalla’ha ilk varanları kimse bilmiyor. Oraya her giren, öncesinde orada hazır bulunanlara o sırrı soramıyor. Orada geçmiş yok. Kendilerinden kalanı, akmayı bilmeyen zamana bırakıyorlar. Kanatları olmadığı halde kanatlı olduklarını sanıyorlar. Bindiklerini at sanmaları gibi… Oysa binek atları onları taşıyacak güçte yaratılmamışlardı. At olarak görünen o bineklerin bir hayvan olmadığını bilmiyorlardı. “Biliyorlardı” diyorlar. Ama bilmezden geliyorlarmış. Onlar için önemli olan binek değilmiş. Bindiklerinin götürdüğü yermiş. Savaş meydanları. Ama her savaş meydanında olmalarına izin yokmuş. Mutlak başlangıç ve Mutlak sonun buluştuğu noktada bulunan bir “MutlaKitap”tan okurmuş, WalHalla’hın başındaki o gizli kişi. Onun adını bilen yokmuş. German/Walküre ikilisine önderlik eder, komut verir ama asla WalHalla dışında görünmezmiş. WalHalla’hın merkezinde yaşarmış. Üstelik kendisi binek kullanmayan tek fert. (Bineği olduğu halde kullanmayan tek fert.) Kim olduğunu öğrenmeye çalıştım. Ama soyut dünyada (yabancı yolcu sayılan) benimle bunu paylaşamadılar. Çünkü her anlattıkları önceden yazılı bulunan o kitaptan okunurmuş. Ve kimse WalHalla ötesinde bulunan aksi yöndeki yere gönderilmek istemezmiş. Gidenlerin dünyadaki görevleri bitermiş. Gittiklerinde geride bıraktıkları ile beraber olamamanın acısı ile yaşarlarmış. (Daha mutlu olduklarına inanıyorum, yanıltıcı bilgi veriyorlar.) WalHalla’hı içeriden yöneten sır kişinin seçtikleri, daha önce hiç görmedikleri bir binekle yola çıkarlarmış. Onları yola çıkarken sadece sır kişi uğurlarmış. Masal gibiymiş yolculuk. Sır kişinin adını sordum… German/Walküre topluluğu sessizliğini korudu. Onun adını söylemekten korkan işaretliler arasında, işaretsiz bir hayal kahramanı kıvamında bulunmaktan korkmayışıma, şaşarlardı. Oysa ben, sadece bir “ben”dim. Orada bulunuyor oluşum bir rastlantı olmalıydı. Üstelik anlattıklarımın, kendi iç dünyamda yeşeren saçma bir ütopya olduğu savı ile rahatlıyordum. Unutulacak/okunmayacak kadar uzak gelecekte yaşayanların, yaşadıklarımı/yazdıklarımı, benzer şekilde yaşadıkları halde benzer kelimelerle yazamayacaklarını umuyordum. WalHalla’hın yüzeyinde, girişe izin verilmiş kapılardan ilk geçişimi de hatırladım. Yanımda gülümsemeyen bir German vardı. İşaretlendiği çağdaki savaş kıyafeti hala üzerindeydi. Her savaşçının aldığı yara ona işaret oluyordu. Amacını unutmadan can verenin yarasındaki işaretten tanıyan Walküre, savaşçıyı, German sıfatı ile WalHalla’ha alıyordu. Aynı işi, bir German, bize yabancı gelen Amazon dünyasında, savaşlara katılmış olanlar arasında, can veren işaretli dişi savaşçılar için yaparmış. Kafa karıştırıcı. Neden bütün savaşçılar değil de sadece işaretli olanları WalHalla’ha alırlar ki. Bir kapıdan
geçmeden WalHalla’ha giremiyorsunuz ve kapıdan ancak soyut olarak girebiliyorsunuz. Bedenler de yukarıya alınıyordu. Ya da alınır gibi yapılıyordu. (Somut bir beden, içindeki kanı neden WalHalla’ha taşısın?) WalHalla’hı ilk kuranın kim olduğunu anlamıştım. Orası; hayal dünyamda oluşan düşünce koridoru içinden geçerek konuk olduğum, uzak kuzeyde, havada asılı, ancak işaretlilere görünen bir yerdi. Orası yeşildi. Rengi henüz olgunluğa erişmeden can verenlere izafe edilip Limon yeşili kılınmıştı. Gri kapıları vardı. İlk sahibinin adını öğrenmek için merkeze inmeliymişim. Kapı ve koridor duvarlarındaki çizimleri hafızama almadan hızla merkeze süzüldüm. Merak edişim, düşünce hızıyla hayal kırıklığımı birleştirmişti. Merkezde bir boşluk vardı. Orada görünmeyen bir kapı olduğunu bildirdiler. Kapıdan sadece o sır dolu kişinin seçtiği işaretlilerin seçilmişleri gidebiliyordu. Bir daha dönmemek üzere bilinmeyen yere gönderilirdi. O yüzden buraya alınan bir German/Walküre geride bıraktıkları ile vedalaşmasına izin verilmeden giderdi. Kendisini göremeyeceğimi söylediler. Adını vermektense onu tanımlayacak bir isim bulmamı benden istediler. Düşündüm. Cevabı zor bir isim olmalıydı. WalHalla’hın tek sahibi ve sadece işaretlilere görünüyor. Ölümü tadan ama asla ölmemek üzere uyanan bir uyurgezer miydim? Tanımlamakta zorlanıyorum. Anlamsız! “Hedronik” adını verdim. Ne derse desin. Adını gizleyenin razı olması gerekir anlam taşıyan ifadeye. Binekleri nerede beslediklerini düşündüğünüzü düşündüm. Bir German ya da bir WalKüre binekleri ile birlikte yaşamazmış. Bineklerin de soyut olduklarını hatırlatarak devam edelim… Noktalama işaretlerine de dikkat edelim. Okumaktan sıkıldınız mı? Anlamsız mı? Gereksiz bilgi mi? Hayal ürünü mü? Sınanmaktan korkmayın! Zamanınız yoksa dinlendirin gözlerinizi, kulaklarınızı. O gözler ve o kulaklar bir gün sizinle konuşacaklar. Unuttunuz mu? Tarafsız olmaya çalışıyorum. Kendi inandıklarımı burada bulursanız beni ateşe atarsınız. Ateşi ateşe atarsanız ne olur? Körüklersiniz. Ama burada ateşin rengi Mavi. Binekler… Bineklerin kafaları normal at kafası gibi değilmiş. Bana bunlardan birini göstermelerini ister gibi oldum. Her birinin sadece sahibi tarafından çağrılabileceği, onun isteği olmadan başkasına görünmeyeceği, beslenmek için gözlerini açmalarının yeterli olduğunu söylediler. Bineklerin sahipleri ile bizim bilmediğimiz bir yolu kullanarak konuştuklarını anlattılar. İnanmadım tabi. Neden mi? Siz inanmadığınız için? Tarafsızım ya… Bana kalsa buradan hemen uzaklaşır, daha üst uzaylara dadanırdım. (Güzel bir cevap oldu bu bana da. Sıkılmadığımı bil.)
SOMUT ÖnAnlatım 2.3 Gelecek Zamanın Görünümü
Hibe edilenler, eğitilmişler, yaşadıkları güne yemin etmişler. Onların heyecanı gözlerinde gizlenmişti. Soyut zaman yoldaşları gibi ata benzeyen binekleri yoktu. Binekleri, metal yığınıydı. Metal, ilk elden, madeninden alınmıştı. Binek, dışarıdan ve içeriden gözlendiğinde pek sevimli değildi. Ama işlevi harikaydı. Sizi dilediğiniz yere konforuyla götürürdü. Sarsıntınız kalbinizde kalırdı. WalHalla’hı gelecek zamanın bilmediğim bir tarihinde açarak hizmete almışlar. (Date: 1404, 2106, 2708, 0810 Mod: 009Vizyonik, 099Teorik, 149TeknikPratik, 249ReMade) Yüz ve yüzelli yıllık iki noktada yaşanacak felaketi önceden bilerek üç tür insan zümresi içeriye alınmış: İdari, Askeri, İlmi. Somut dünyamızda, şahsımı ilgilendiren ‘İdari Zümre’ için, özel yetişmiş Han/King ve HanIM/Queen olacak. Dilim itibariyle onları bundan sonra Han/HanIM adıyla anlatacağız. WalHalla, dünya adını almış mavi gezegenin yörüngesinde, bildiğiniz/gördüğünüz AYın yaklaşık yüzde biri (bundan da biraz daha ufak olabilir) büyüklüğünde, içinde büyük bir boşluk bulunduran, yüce bir amaç için yapılmış, yapay yerçekimiyle kendi ekseni etrafında dönmek zorunda bırakılan, gri kapıları olan, (genelde) yeşilrenkli, bir metal yığınıymış. (İçerideki yeşil rengi kullanma. Onun yerine ince zarlı ufak bir parça kullanacaksınız. Küçük damarları, blokları olsun. Top gibi olsun. Parçaları olacak. İçte küçük yuvarlaklar istiyoruz. İçine gerekli maddeleri koyun. İçte zar var. Zarlı parçalar olsun. Zarın içine küçük toplar koyacaksınız. O topların içinde akışkan sıvının bulunması şart. Sıvıyı yukarı alacaksınız. Yukarıda duracak. Gökmavi olacak. Sıvı içinde bir top istiyoruz. Sıvıyı ak renkli tutun. Beyaza yakın dursun. Siz de içine girebilirsiniz. Sıvıda yüzebilirsiniz. İçine girerken biraz temiz olmanız gerekecektir. Hedronik bundan sıkıntı çeker. Sıvının içinde bulunduğunuz durumlarda onun üzerine çıkmayın. Rahatsız olur. Ayaklarınızla dokunmayın sakın. Debelenir. Bu da onun derdi olur. Size zarar verecek boyutlara da ulaştırabilir. Allah böyle olursa o garibi kurtarmalıdır. Allah sevendir. Onun üzelmemesi gerek. Hedronik bilinçlidir. Bilinci kapanabilir. Onu yıpratırsanız karşılığı budur. Sakın dokunmayın. Dokunanı zarar bekler bilin. Tehlikelidir. Hücum etmeyin sakın. Sıvıyı fazla debelemeyin. Sadece koruma altındayken yaklaşın ona. Hedronik’in bazı bölümleri sinyal verecek. Hasar varsa kırmızı akacaktır. O hasarı giderin. Mutlaka temizleyin yarayı. Bu şekilde düzenli bir oluşum olacaktır. Titiz kişiler yaklaşsın. Doktor karakterliler gitsin. O canlı artık. Hayvan gibi düşünün. Ama çok akıllı, bilinçli bir yaratık olarak algılayın. Onun acı çekmesi halinde size özel bir ceza olacak. Bunu bilin. Sakın
onun acı çekmesine sebep olmayın. Yaratılış biçimiyle bir çok varlıktan değişiktir. Onun yapısı çok özeldir. Ondaki bilgiyi iyi kavrayın. Kitabın içindekileri biliyor. Bilgisi onun için değerli. Eğer bu bilgilerden ayrılarsa onu bu hale sokarız. Onun için onu koruyun. Onu kurtarın. Onu kurtarın. Ölmesine razı olmayın. Onu kurtarın.) (Dış zemininde yüzey rengi değişkendir. Savaş halinde kızarır, barış döneminde yeşil/mavi arasında kalır. İnsanlık için güzel bir buluş yaptığında o gün için sararır.) WalHalla içine girmeyi başaramamış kötü niyetliler tarafından, içinde canlı bitkiler olduğu söylenirmiş. Kapılarda, insanların içinden geçen negatif düşünceleri okumayı bilenler beklermiş. (Kapıların özellikleri: Sırma renginde, dört metre yükseklik ve üç metre eninde “duvar misali iri, görüntüsü büyüttü gözü. “İnanılmaz iri ve muhteşem. Harkulade yıkanmış, pisliksiz, sıcak bir yuvanın doğası da gayretlilerle dolu bir haldesin.”) Kapıların sahibi olan ve düşüncenizi okuma gücündekiler, savaş zamanlarında görevi sıradan amazon askerlerinden alan German/Walküre (geçmiş zaman efsanelerine izafen) adındaki ekiplermiş. Onların yetiştirilme şeklini anlatmayı çok isterdim. (Konu dışı.) Somut WalHalla’hın barış çağını anlatmakla görevlendirildim. Han ve Hatunları anlatmalıyım. (Dış kimliklerinde HanIM adını alanların, kendi aralarında samimiyetten ve hoşnutluktan kaynaklanan farklı isimlendirmesi olur. WalHalla eğitiminde, henüz mezun olmamış (görev almamış) öğrenciler, “Hatun” adını kullanırlar. Bu ifade gülüşmelerin kaynağıdır. Han yine handır. Ama HanIM, orada Hatun adıyla ünlenir. Bu kızların hoşuna gider. Askeri sınıfın öğrenci WalKüre’si bunu masumca kıskanır. Germanlerin yüzlerine “makasat”arlar. WalHalla eğitimindeki WalKüre’ler bahçelerde gördükleri her German’a (rütbesine bakmaksızın) “makasat” hakkını almışlardır. Böylece denge sağlanır. Yüzlerde gülümse sağlanır. İlim sınıfının öğrencileri bambaşkadır. Uluorta sırları açmazlar. Şakalaşmaları bile üstü kapalıdır. Bahçede iki ilim öğrencisi, diğer gençlerin anlamadığı bir dille konuşabilir ve diğerlerine anlamsız gelen hareketlere gülebilirler.)
İçAktarım Kehanet Somut gelecekte, Walküre/German olarak yetiştirilen özel askeri sınıf içinde, ihanet edecekleri kehanet edilmiş bir grup çıkacağı yazılmıştı. Bunu bilen her WalKüre/German, bu grupta olma ihtimali ile korkar, görevine daha sıkı yapışır. Kendini diğer askerdaşlarından üstün görme hastalığına yakalanan negatif grup, kehanet edildiği gibi ortaya çıkacak ve WalHalla’hı içeriden yıkmaya kalkacaklar. Bunun ne zamanını, ne de kimlerden oluştuğunu bilemediler. (Bildiklerini biliyorum. Bilmemiş gibi yaparak B planını devreye alacaklarmış. Alır gibi yapıp A planını yenileyeceklermiş.) (İçAktarım Sonu)
WalHalla’hın ilk inşasında kullanılan metallerin neredeyse tamamı uzaydan toplanmış. Büyük bir kısmı, Ay yüzeyinin hemen altında, çıkarılmayı beklemiş metaller. Onları parça parça şekle alanlar, ay madenlerinin üzerinde kurulu ay şehirlerinde yaşayan Metal Uzmanları olmuş. Milyonlarca küçük, orta ve büyük parça burada üretilmiş. Uzay boşluğunda birleştirilmiş ve WalHalla iskeletine yerleştirilmiş. İskeleti var tabii. WalHalla kendi çapında bir canlı. Onu yöneten bir bilgi işlem yöneticisi var. Görünmeyen bir yönetici. Soyut WalHalla’ha atıfla ona da “Hedronik” adını verdim. Aslında adı başka bir anlamda söyleniyor ve kullanılıyor.
Walhalla iskelet sistemi çiçek gibi gelişti. Böylece darbelere karşı esnek tutuldu. Merkezindeki halkadan çıkan her bir uzantı omurilik kıvamında ve omurga korumasında bumerang tarzı ile merkeze döndü. Böylece çiçek şekli verildi. 12li çiçek yapısı oturdu. Her bir çiçek yaprağının üzerinde ise ek kaplama dış halkası uzatıldı.
BÖLÜM
ÜÇ
KİŞİLER
SOYUT Kişiler 3.1 Kurucu Hedronik
Horz (ata benzetilen bir kurt veya kendini kurt zanneden bir at) adında bineği ile sadece bilinmeyen uzaklara giden, istemedikçe istenmeyen, dilemedikçe görünmeyen, yüzünü görenlerin gözlerindeki ifadeyi unutmak için uykuya daldıkları kişi. Hiçbir WalKüre, onun izni olmadan aşağıya inemez, bineğini sevemezmiş. Hiçbir German, tabi olduğu WalKüre’nin izni olmadan WalHalla dışına bakamazmış. Bütün bunları kontrol altında tutan bu tek kişiymiş. Sana bu gücü veren kim? Gerçek adın nedir? Merak edilen olduğun halde sendeki bu sessizlik neden? Nereden geldin? Bu işaretli savaşçıları hangi gün için topluyorsun? Onlara bildirmediğin sırrını burada yazarsam kızar mısın? “TuA”, onun dünya yüzeyinde gençlik zamanlarında kullandığı kılıcının adıymış. Gizlenen kendi adıyla neredeyse adaş bu kılıç ile can almış. Kendi klanının kurucusuna adamış bu kılıcı. Gittiği her yerde, önce kılıcı ile selamlamış gökyüzünü. Kendi geleceğinde bir gün gideceği ve sahibi olacağı yeri biliyormuşçasına gözleri mavi göklerdeymiş. Uzaklara baktığı gözlerindeki hakim renk; Maviymiş. Silahlanmış bedeni, her savaşta önceden hazır olurmuş. En ön safta, ölmeyi isteyen bakışlarıyla düşmanı süzermiş. O zamanların savaşlarını gözünüzde büyütmeyin. Ölenlerin sayısı, sizin zamanınız için önemsenmeyecek kadar azmış. Ama azlıkla ifade edilen neydi? Kaçı gerçekten ölmeyi isteyebilir. Üstelik ölümcül yarayı aldığında daha onsekizmiş. Ölümü savaş meydanında değil, geriye çekildikleri korunakta yaşanmış. Yenilgi ile sonuçlanan bir savaşta boş yere can verenlerden olduğunu zannetmiş. Ama onu yenen ordunun bir sele mağlup olduğunu bilememiş. Kader budur. Hiçbir zaman sizin istediğiniz gibi olmaz. Son sözü “kader” söyler. Kader canlıdır. Ölüm eşiğini aşmış olan Hedronik, ışıldadığını hisseder. Buna kimseyi şahit edemez. Öldüğü gün somut bedenin içinde gizli soyut bir beden olduğunu anlar. Yükselme gücüne sahip olduğunu görür. Kendini okumak için daha yukarıya çıkar. Bir aynada, yenilenmiş gözleri ile bakmasına izin verilenleri/yazılanları okumaya çalışır. Ama o şaşkındır. Aşağıya varıncaya kadar, geçen sürede, okuduğu değişirmiş. Okuduğu her neyse, canlıymış. Anlayın artık. Kader dediğiniz bile sizin geleceğinizi bilmiyor. Bildiği; aynada aydınlanan silik bir işaret olmalı. Oysa o aynada yansıyanlar değişim halinde. TuA… Hedronik kılıcını kime emanet etti? Söylemedi? Bir gün somut bir WalHalla kurulacağını ve onu kurmak üzere harekete geçenlerin liderine bu kılıcın getirileceği/görüneceği kehanet edilmiş.
TuA’nın sahibi, aynı anda hem WalHalla’hda hem de tünelin diğer ucunda bulunabilen tek kişiymiş. Gönderdiği kişileri yine orada karşılar, korkmalarını engellermiş. İçindeki sevgiyi ancak oraya gidenler görebilirmiş. Neyi sevdiğini kimse bilmezmiş. (Saçma… Anlamak isteyen anlar. Neyi sevdiğini öğrendim!) (Neyi sever o? Allah için yürümeyi. Tabi ki onun mekanı/zamanı için yaratıcıya verilen isim farklıydı. Yazanın inancıyla ifadesidir. Bir insan hakkını vererek can verdiğinde, yeni bir yaşam hakkı kazanır. Dünyanın (beklenen) son gününe yakın tutulacak, diriltilmiş ölülerden olur. Bu şekilde yüceltilmiş olanlara “işaretli” dedik. İşaretlilerin başı; Hedronik. O, en çok yürümeyi sever. Koşmaz. Hızla giden bineklere fazla binmez. Yürür. Ne için yürür? Neden sever yürümeyi?) Hedronik. Benliği için istemediği belliydi. Yerini bilmediği bir hazine ile tanıştırıldığında, aklına ilk gelen paylaşmak olmuştu. Bu değere ulaşmasını istediği diğer insanları da yanına istemişti. Bunun için geri döndü ve dünya yüzeyinde işaretlenmeye deyecek insanlar aradı. MutlaKitap, sadece kendisine görünürdü. Orada ileri zamanlı şahsi görüntüsünü ve yaptıklarını, önceden yazılmış olarak buldu. İşaretlenmesi takdir edilenler, ismen tarihlerine kadar kayda alınmıştı. Bunu anladığında kadere teslim oldu. İnatçı, kendi bildiğini okuyan, gördüğüne inanmayan kalabalıktan sıyrıldı. Bir sırrı öğrendi. İşaretlenenlerin ilki kendisiydi. Uzak gelecekte olması beklenen devasa savaşlarda, kendi seçtiği (kendisinin seçmediğini bilerek seçtiği) işaretlilerle hazır bulunacağını artık biliyordu. Ailesini, evlatlarını, ormanlarla kaplı diyarını geride bırakıp, işaretlenmenin verdiği hevesle tüm dünyayı hızla dolandı. En sevdiği yerleri işaretledi. Kendi kitabında karartılmış, okunmasına izin verilmemiş zaman dilimlerini merak ederek, yalnızlığı seçti. İnsanların ulaşamadığı bir yere, soğuk bir yere ulaştı. Ayaklarını yere basmadan, kanatsız olduğu halde uçabildiğini bilerek burada bir süre düşündü… Düşünce dalmak için bir zirveyi seçmişti. Orada olabilseydiniz bu zirveyi göremeye cektiniz. Bilen görür. Soğuklar ülkesinde sıcaklığı ile ısındığı bir zirve var. Dünyadaki hiçbir dağ bu zirveyle yarışamadı. Dümdüz bir buz tarlasında, öylece hareketsiz, içine bakan bir işaretli. İlk işaretli. Düşünmek ve karar almak için geldiği bu düzlükte, başkasına görünmeyen bir zirveyi sahiplendi. Görünmeyen bir dağ. Taş ve toprak yok. Dağı yükselten başka bir unsur var. Dağlar aşağılardan yükseltilir. Onun yükselttiği dağın altında sevgi parçaları var. (İnsanı Allah için sevdi.) Dağın zirvesine çıktı. Orada sevgi toprağına iki avucu ile dokundu. (İki avucuna aldığı kırmızı bir kalp önce kırmızı değerli bir kristale, sonra kaleme dönüştü. Yazanlardan o. Senin gibi. Bil bunu bil. Ellerini kara sür ve ellerin kıpkırmızı şimdi. O kırmızı ellerini yüzüne sürdüğü kişinin gözleri açılır masmavi. Dünleri düşünmeli, yarını değil. Sev bizi sev, sevin, sev. Küçük bir kedi var elimde. Onu seviyorum, bak şimdi ona. Gözleri ne renk? “–Kırmızı.” Ne yapalım onu. Kırmızı göz sevilmedi. Neden? “-Nefret var orada” Gidiyor o artık. Pis kedi. Gitti bil.”) (Kar yağar. Taze kara el sür. Üşümediğini göreceksin. Hedronik üşümez. Üşütmez. Gönlü ile bağlandığı insanı ısıtır, o buzlar ülkesinde. Yüzleri aydınlatır. Kediler, soğukla düşmandır. Sinsice yaklaşırlar sıcağa. Kedilerin çok azı sahibine sadakatle bağlıdır.) Dilediği zamana ve yere gitme becerisini geliştirdi. Öğrendikleri ile şaşırdı. Yapayalnızdı. Tek işaretliydi. Ona WalHalla adında bir yer kurması emredildi. Bilmediği yerlerden gelen
bineklerin, bitkilerin, yükseltimiş bir yerde bir araya geleceği kehanet edildi. Kendisi gibi işaretleneceklerin mekanı olacakmış. Hedronik çok düşündü. Korkusu arttı. Verilen görev ağırdı. MutlaKitap içinde yer alan; mutlak anda; işaretlenmesi, huzura kavuşturulması arzulanan gençleri savaş meydanlarından alacak ve mekana getirecekti. İlk başlarda işi kendisi yapacak, sonra ardından gelenlere bu görevi teslim edecekti. WalHalla, gelen binek ve bitkilerle kendi kendine oluştu. Hedronik, bu oluşumu seyretmekle yetindi. İçinde bir ışığa girdi. Kendini çok uzaklarda, daha huzurlu, daha mükemmel buldu. Burada bir süre dinlendi. (Dinlenmeye ihtiyacı olmadığı halde bekledi.) Dünyada, onun gibi işaretlenmesi gereken gençler vardı. Onları düşündü. Geri dönmeyi istedi. Onun ulaştığı zirveye, hak ederek gelmesini istediği gençler vardı. Okumayı istediği zamanda, kendi kitabı dışındaki MutlaKitap ona göründü. Okunmasına izin verilen sayfada, yaptıklarını üç adım öncesinden buldu. Üç adım farkla zamanda ileri, geri akma hakkını elde etti. Kendi işaretlilerine adanmış bir süre edindi. WalHalla’ha alınan ilk işaretlilerle mutlu oldu. İçinde yaşadığı bu duyguyu paylaşmak için soğuklar ülkesine döndü. Orada kendini buldu. Kendisi ile duygularını birleştirdi. Ayakları yerde değildi. Ailesine dönemediğine, evlatlarına babalık edemediğine üzüldü. Üzüntüsünü yenmek zor oldu. Boş zamanlarını çocuklara adadı. Bir daha hiç ağlayamadı! İzin vermediler. Gülümserdi. Ancak kahkaha atacak kadar rahat değildi. WalHalla istendiği gibi yaşam alanı olunca, bir kenardan izlediği işaretlileri gözetlemekle görevlendirildi. Cennet bahçelerine benzetilen iç mekanların tam ortasındaki ışık kaynağının bekçisi oldu. (Yeşil Işık yansıdı yüzlere, bir dakika bile sürmez gelişler. İnan ki çok özeller. Neler isterler neler! Sevmek isterler. Görmek isterler güzelleri hep. Sevda bu, sevmek…) Oradan izni olmaksızın hiçbir WalKüre ya da German geçemeyecekti. Hedronik, ölümü yaşamadan sıyrıldığını biliyordu. Aldığı yaraya bakarak kanatlandı. Ölümünün ertelendiğini okuyacaktı. Ulaştığı hazineyi paylaşmanın bedeli olarak, ölümünün acısı, yetmiş kat arttırıldı. Kehanet günü gelince, kendisi ile birlikte olmaktan men edilmiş işaretlilerinden çok uzakta ölümün acısını tadarak işi bitirilecekti. Diri haliyle son kez ışığın kaynağından geçecek, yerini bir başka sırlı işaretli alacaktı. Yerinde olmayı isteyecek binlerce (bu uğurda canlarını verdiler.) dünya insanı oldu. Onların hiçbiri geri dönmeyi, kendini gençler için feda etmeyi, çocukları mutlu ederek kendi ayrılma üzüntüsünü örtmeyi düşünmedi. Bunu samimi olarak istemedi. Bunlar iyi insanlardı. İşaretlenmişlerdi. Daha iyi olabilen çok az sayıda işaretli vardı. Kendi görecekleri için başkalarını feda edenlere hiç bulaşmayalım. Onların amaçları, kaybetmeye mahkum, düşen yağmur damlalarına benzetilirdi. Sonunda denize ulaşacaksın! Kendin için istediğini başkası ulaşmasın diye gizlemek niye? Hedronik gizlemediği için başardı. WalHalla adını alan bir yerin içine işaretlileri aldı.
3.2 German KurtKapan
İşaretlenme zamanı Kuzeydoğu büyük iç savaşı, vadi ortası, terk edilerek kazanılacak zaferi göremeden hemen önce. (Kuzeydoğu, dünya atlasında ekvator çizgisinin kuzeyi ile ‘eskidünya’ sayılan doğu yönlerinin kesiştiği geniş topraklardır. Günümüz tanımı; Avrupa, Kuzey Afrika, Asya plakalarında bulunan bütün insanlar, kuzeydoğulu sayılır, yukarıdan bakan gözlerde! Kehanet edilmiş uzak gelecek sanılan yakın gelecekte, insanlığın mücadelesi bu diyarda yaşanacaktır. Uzak sayılan yakın geçmişe, ‘kuzeydoğu’ kaderini taşır. Bir anda çıkan savaşların nedeni, geleceğin uzak geçmişe gönderdiği “Simetri Etkisi”dir, yazanın gönlüne gizlenen dillenmiş düşünceye göre.)
Kendi ağzından “Kurtları kapardım. Dünya yüzeyinde dolaştığım zamanları anlatmakla başlayacağım. Neden seçilmiş olduğumu hala bilmiyorum. Ailemden koparılan, uzak diyarlarda bir avcı olarak yaşamak zorunda bırakılan bir insandım. Savaş meydanlarına çekildiğimde, yaşım yirmibirdi. O zamanlarda bir insandan beklenen; kadın ya da erkek, savaşarak ölmekti. Dünyada mücadele etmeden kendi ininde bekleyerek yaşlananları, gençler yeterince sevmezdi. Bilmediklerini gençlere soran bir yaşlı gördüğümüzde hemen oradan uzaklaşırdık. Kibrimiz bizi savaşlara sürükler, bir an önce yara almayı düşler, bu yara ile övünecek bir akşam sofrası arardık. Ağır yara alanların kahraman unvanı almak için bekledikleri iyileşme süreci daha saçmaydı. Ölümle arasında ince bir sis tabakası kalmış, gitmekle kalmak arasında bocalayan bir genç savaşçı için gülünesi bir durum. Ne için savaşıyorduk? Kendi benliğimiz için. Kendimiz için ölüme gidiyorduk. Üstelik bizi anacak olanların ömürleri buna deymeyecek kadar kısaydı. Boşuna ömür tüketen yaşlılardan farkımızın olmadığını işaretlenince anlıyorduk. Üzecek anıları unutturan şerbet sayesinde dünde kalanlardan kaygı duymamıza izin verilmezdi. Kayıtlarımızdan silinenleri anımsamak istemiyorduk. Diğer işaretlilerin geçmişlerini umursamadan bineğime biner, bildirilen yere giderdim. Karma karışık bir işti bu. Ölmek isteyip ölemeyen bir zavallıya benziyorduk. Mutluyduk. Ama bu istenmeyen bir mutluluktu. WalHalla’hın sahibi, bizi tek olarak çağırdığında ise merakla süslenmiş korkumuz artardı. Sizin anladığınız türde bir korku değildi bu. Korkmazdık aslında. Ancak hissettiğimiz, korkuya çok yakındı. Gönderildiğimiz yerden geriye dönüş yoktu. Bir ölümsüz için korku yoktur. (Aslında biz ölümsüz değildik. Sadece ölüm eşiğini aşmış, mezar çukuruna konulmaktan men edilmiş kişilerdik. Yoksa sizden üstün değildik. Sizi de siz istemediğiniz halde işaretleyip aynı şekilde yukarıya alabilirlerdi.) Buna korku deyişimizin nedeni; başka bir kelime ile ifade etmeye çekinmemizden kaynaklanıyor. Sözü uzatıp ne yazanı ne de siz okuyanı yormaya niyetim yok. Ancak aklıma gelenlerin tamamını, sizin anlayabileceğiniz bir dilde ortaya koymak, anlaşılır olmanın ötesinde hafıza kayıtlarınızda belirgin bir iz bırakmak üzere görevlendirildim. O kadar German içinde beni seçmeleri, kibir tehlikesine bulanmama neden olabilirdi. “beni seçmeleri” derken çoğul ifade kullandım. Zira WalHalla sahibi kendine hiç “Ben” demez. “Biz” demesine neden olan tünelin öte ucunda bilmediğimiz birileri olmalıydı. Buna kafa yormamız anlamsızdı. Bireysel umudunu yitirmiş, farklı bir
umutla yüklenmiş, sevmeye/sevilmeye esir olmuş biz işaretliler, nereden geldiğini bilmediğimiz bir huzurla zamanda ileri doğru akar, ara sıra siz ölümlülere görünür, bundan gereksiz bir kibir duyardık. Buna izin verilmesi için sizin de işaretli olmanızın takdir edilmiş olması gerekiyor.
(Kibir yakar insanı, kibirlenme J) Gerçekte, bizi yaratan, dilediği bir isimle, feda ettiğimiz benliğimizi ödüllendirecekmiş. Cennet bahçesinde (ki bunun provasını WalHalla’hda yapıyormuşuz.) bizi bu isimle selamlayacakmış. Masal gibi. Kendisinden başka bir kudretin olmadığına iman etmemizi isteyen bu yaratıcıyı kendi gözlerimle hiç görmedim. İçimde işaretlendiğim halde şüpheden ziyade nasıl bir şekil olduğu konusunda derin bir düşünce var. Nasıl bir görüntüye sahip? Ya da bir görüntüye sahip olmayacak kadar yukarıda mı? Yazarın anlatmaya çalıştığı fizik kurallarından haberdar değilim. “Boyut” dediği, bana anlamsız gelen ifadelerden uzak duracağım. Gördüğünüz gibi kelime dağarcığım sınırlı. Sürekli tekrarlanan sözlerimle yenileme yapıyorum. Biz burada konuşmayız. Düşündüklerimiz karşımızdaki işaretliye gider, cevabımızı onun düşündüklerinden çeker alırız. Özel düşüncelerin üzerini örter, onu bu iç konuşması ile baş başa bırakırız. Etik değil mi? Siz nasıl yapıyorsunuz? Hala ağzınızın içindeki dil ile mi haberleşiyorsunuz? Basit. Diliniz kesilirse ne yapacaksınız? Ellerinizle mi? Onları da kesebilirler? (WalHalla’hın sahibi beni uyarıyor. Gereksiz görünen önemli konularda fazla konuşmamı (düşünmemi) istemiyormuş.)
“KurtKapan” konusuna yeniden giriyoruz. Kısa ve öz bir anlatımla Beni esir alan bir klanın, bedenimde dışa vurduğum iyi görünüme, kas ve kemik yapısına neden, savunma askeri olmuştum. Bana ok atmayı ve kılıç kullanmayı öğreten, daha önce esir olmuş başka bir askerdi. Barış zamanlarında klanın asıl sahiplerine av hayvanları sunar, onların sevgisini kazanmaya çalışırdık. Kaçmaya çalışanları yine bize arattırırlardı. Yakalananlara verilen cezayı biz infaz ederdik. Böylece kaçma düşüncesini bizden silmeye çalışırlardı. Klanın asilleri üstün silahlara sahipti. Onların giyimleri farklıydı. Ok ve kılıç kullanmazlardı. Yakın dövüş yapmadan uzaktan vururlardı düşmanlarını. Bizi neden tuttuklarını düşünürdüm o zamanlar. Klanın et ihtiyacını karşılamak bize düşerdi. Av hayvanlarımız içinde olanlar kadar av hayvanı sınıfında olmayan, ama av hayvanlarımızdaki etin tadını en az bizim kadar seven, bazı avcı hayvanlar vardı. Kurt, bunların başındaydı. Barış zamanında savaş eğitimi gibi kurtlarla boğuşurduk. Elini, ayağını bu uğurda kaybeden çok esirdaşım olmuştu. Bir kurda asla önden saldırılmazdı. Onların en zayıf yeri üst (ve saldırılması imkansız görünen alt) bölgeleriydi. Kendilerine yukarıdan birinin saldırabileceğine akıl erdiremezler, dört yöne (sağı, solu, arkası, önü) bakarlar, koku alan burunlarına güvenirlerdi. Ben kurt kapardım, onların koyun kapmasına karşılık olarak! Koyunlar kurttan korkardı. Bir kurdu nasıl kaptığımı gören kurtlar da kurtkapandan korkardı. Avcıyı av yapardım. Onu nasıl kaptığımı anlatmadan önce kapılan kurtların başına gelenleri anlatayım mı?
Kurtların dünyasında avın kokusunu aldığını iddia edecek olan sadece liderdir. Diğerleri ona tabiidir. KurtKapan adını bana verin WalHalla’hın asıl sahibi. O beni işaretlemeden önce izlermiş. Kendisi, gençliğinde bunu hiç denememiş. Onun benden hangi yönüyle üstün tutulduğunu sormayı düşündüğümde cevabı sessizlik olmuştu. Sonra bu sırrı benimle paylaştı: Seçkin bir kurt için canını vermiş. Bir hayvan için ölümü seçeni de WalHalla’hı kurmak üzere seçmişler. Onun kurt dediğine bakmayın. (Yazarın ağzından anlatıyorum tabi. Bu yüzden anlatımlarımız birbirine benzer. Suyun rengi, zeminin rengi değil midir? Denizin rengi üstzeminin rengini almaz mı? Bulutlar kibirlenmesin.) “SeçkinKurt” adını verdikleri, bir insandı, uğruna canını verdiği. Onu, eskiden sulak bir yer sayılan (adının OreN olduğunu anımsıyorum.), insanlarının orman tarımıyla ömürlerini tükettiği bir yerde, yaratıcının, insanı neden yarattığını anlatmak üzere aralarına serptiği, “ŞeçkinKurt” adını verdiği birini kurtarmak için öldürülmüştü. Bunun ödülü olarak yaratıcı kendisinden WalHalla’hı kurmasını istemiş. Efsanede anlatılanlar ise bir örtü. Örtünün altında yatanlar kendilerini gizler. KurtKapan adını bana verdiği için onu sevmiştim. WalHalla’ha ilk girişimde bu isimle çağrılmak hoştu. Kurtları nasıl kaptığımı biliyordu. Siz de bilmek ister misiniz? Bir ağaç üzerinde sabırla beklerdim. Kokumun alınmaması için üzerimdeki elbiseleri tütsülerdim. Beni ağacın bir parçası zannetmelerini umarak onları gözlerdim. Diğer avcılar kurtları bana doğru sürerlerdi. Üzerlerine atlayacağım yerde, merakla önünde durup koklamaları için geçmiş günlerin yemeklerinden kalan pişmemiş kemik parçalarını koyardık.” KurtKapan devamını anlatmaktan vazgeçti. Konuyu işaretlendiği güne aldı. “ “Elinden geldiği kadar çabala” dedi ve sustu. Bunu diyenin gözünde korkak biriydim. Ne öne geçebildim ne de geride kalıp izleyebildim. Hepimizi eşit tuttular. İçimizde korkusu olanları arındırdılar. Korkusunu gizlemeye çalışanı, “Ben asla korkmam” diyeni, aramızdan aldılar. Yenilendiler. Yeniden aramıza alındılar. Şehir dedikleri yere ulaştık. Kuşattıklarımız tarafından kuşatıldık. İç içe geçmiş bir zeminde yol aldık. (İşaretli denilen “Şehitler” ölmez, anla okuyucu.) Anlaşılmazdık. İçeriden saldırdık. İmanı zayıf olanlar hiç yara almadılar. İmanı ile çarpışanların neredeyse tamamı ölümcül yaralarla ağırlandı. Kan aktı. Öldürdüklerimize üzüldük. İçimizde kin yoktu. Zannedildiği gibi öldürmekten dolayı mutlu değildik. İnandığımız amaca hizmet ediyorduk. Karşımızdaki insanlar işin aslını bilmiyorlardı. Onların amacı bize uygun gelmemişti. Zamanla anlayacaklardı. Ama bu zaman dilimi bizim tahammül gücümüzün üzerinde kaldı. Saldırmak zorundaydık. Onları dünyadan silmekle görevlendirilmiştik. İçlerinden aman dileyenleri sorgulayacak ve içlerinde olup bitenleri görenler tarafından verilecek karara saygı duyacaktık. Düşünceyi okuyan az sayıda yandaşımız vardı. Onlar cephede savaşmazlardı. Ellerine kılıç aldıklarını hiç görmedim. Kimseyi yaralamayanlardı. Yaşadıkları yer, bizden ayrı tutulmuştu. Yaptıklarını unuturlardı. Kin tutmalarını engelleyen bir tutumları vardı. Kimse ile ismen selamlaşmazlardı. İsimleri değil yüzleri önemseyenlerin gözünde, biz savaşçılar sıradan insanlardık. Bizi küçümsemeleri kibirlenmemizi engellerdi. Onlar gibi biz de yerdik, içerdik. İnsanların birbirinden üstün
olmadığını ısrarla vurgulayan bu kitle, bizden uzak durmakla neyi amaçlıyordu? Yakın hedeflere yapılan saldırı amacına ulaştığında geriye çekilir, sağ kalanları izlerdik. İçlerindeki öfke, yenilmiş olmanın acısı, onları umutsuzluğa sevk ederdi. Artık bittiğini bildikleri halde ölümüne kin kusarlardı. Onları bu haliyle öldürmek zorunda kalışımız içimizden çoğunu üzerdi. Bizlerin de bir gönlü vardı. Karşımızdakiler insandı. Hata yaptıklarını bilmiyorlardı. Onların yerinde biz de olabilirdik. Ancak… Acımamıza izin yoktu. Kendi seçimleri ile karşımıza çıkmışlardı. Onların beyinleri, artık geriye dönmeyecek kadar kesin bir düşüncedeydi. Yok edilmesi gereken bir kavimdiler. Bizim sayımız azdı. Onların çokluğu ile övünmeleri, bizim azlığımız ile sevinmemiz… Çelişki… Ama bunları yaşadık. Kuzeydoğu büyük iç savaşında başımıza gelenler tuhaftan öte anlaşılmazdı. Bizi öleceğimizi bildikleri halde alınması imkansız görünen vadilere sürdüler. Atımla birlikteydim. Sağımı solumu kaplayan kardeşlerimin arasındaydım. Yüzlerindeki ifade, soğuktan irkilmişlerin anlayacağı dilden konuşuyordu. Vadinin diğer ucunu tutan, vadiyi dağlarla buluşturan yolları ele geçirmiş düşmanımızın öldürme zevkine alet edilmiştik. Buna önce kızacaktım. Ancak sonra vazgeçirildim. Kazanmak için ölüme gönderilmiştik. Bizim gibi orta büyüklükteki bir kuvvete saldıran düşmanın içinde yol ağızlarını tutan artçıları da olunca, bizimkilerin pusu birlikleri devreye girmişti. Düşman bizi ortasına almış eritirken, bizimkiler de onları yol ağızlarından püskürtmüş vadi içine hapsetmişlerdi. Erimeyi öylece beklemedik. Vuruşarak can verdik. Benim güzel atımı öldürdüklerinde yaralarıma inat canlıydım. Atının üzerinde ölemeyen az sayıda savaşçıdan biri olarak atımı kendime siper edindim. Üzerime yağan oklar yüzünden düşmana kılıcımla darbe vuramadım. Korkan düşman bana yaklaşamamıştı. Bizlerin tamamen biçildiğini gördüklerinde mutluluktan, arkalarında çevrilmiş olduklarını gördüklerinde ise korku ve sinirden gülümsemişlerdi. Orada işaretlenmekte olduğumu anlayacak emarelerle donatıldım. Kendime ışıldıyordum. Ölmüştüm. Canım ok girişleri ile acımıştı. Bu acıyı unutturacak olan görevlinin bana görünmesi esnasında bana yaşatılan mutluluğu nasıl anlatayım? Efsane dedikleri WalHalla, bir yolcusunu alıyordu. Bu yolcu bendim. Meydanda kanla örtülmüş savaşçı esirdaşlarımı aradım. Onların ışıltısını ancak kendileri görebilirmiş. WalHalla’ha girmeden, kimin canını hak eder verdiğini ve işaretlendiğini bilemedim. Beni almak üzere yanıbaşımda belirenin yüzü gülümsüyordu. Çektiğim acıdan mutlu olmuşlardı. Aralarına bir kardeş alıyorlardı. WalHalla, ana rahmi kadar şevkatliymiş ve içinde bulunabilenler birbirine rahim kardeşi sayılırmış. Yaratıcının gizlenmiş isimleri ile tanışınca daha mutlu olacağımı fısıldadılar. Kapıdan girerken verilecek isim ile müjdelediler. Öldüğüme ve savaştan sağ çıkamadığa üzülmek yerine, ışıldayan bedenimin sürüklendiği WalHalla’ha baktım. O, gökyüzünde, ötelerde bana ışıldıyordu. Onu dünya zemininden izlemek zevk veriyordu. İşaretlenmiş olduğumu bilerek, zemine her inişimde, fırsatını bulup, yeni mekanımı aşağıdan izler olmuştum. Orası benim yeni vatandımdı. Üstelik biz işaretliler soyut bedenimizle kaybetmekten men edilmiştik. WalHalla’hdaki cennet bahçelerini hiç kaybetmeyeceğim. Ya sen? Sen neredesin?”
3.3 WalKüre İnceBel
İşaretlenme zamanı BozBurun Dağkalesi, Amazon kuşatması, denize komşu bir patika yolun üzeri, patikanın aşağısında gidip gelen dalgaların içi.
Kendi anlatımı “Yüksek zirvelerde, karla kaplı arazilerde yaşattılar. Çocuk yaşta savaşmak için eğitilmiştim. Tüm kadınlar savaşırdı. Zannedildiği gibi erkekleri ikinci sınıf olarak görmezdik. Onlar bizimle eşit haklara sahipti. Çok korunaklı bir yerde yaşamıştım. Korunak başka bir amazon klanı tarafından ele geçirilince onbeş yaşımda esir hayatım başlamış oldu. Onların gönüllü savaşçısı sıfatıyla yeni klanımın eşit haklara sahip bir üyesi olmuştum. Aile kurmamı engelleyen bir yasak olmaması nedeniyle aynı zamanda bu klanda seçtiğim bir erkekten yararlanarak anne de olabildim. Yirmibirimde ölmüşüm. Beni işaretleyip götürdüklerinde yavruma son kez bakmama izin verilmemişti. Kimse acımıyor halimize. Yüksek bir yere çıkarılıyorsunuz ama özel bir isteğiniz yerine gelmiyor. Ayrıcalığınız; sadece işaretlenmiş olmanız. Hayalinizde canlanan özgür bir savaşçı değiliz! Verilecek emre uygun yola çıkarız. Bize özenmeyin. Canımı verdiğim yer, doğup büyüdüğüm yerlere benzeyen başka bir dağkalesi idi. Biz bunlara AyKale derdik. AyKale‘ye alınmak için bir isimle ödüllendirilmiş olmanız beklenir. Kahramanlık göstergesi olarak yaşamını ortaya koyan gençlerden kimisi, ismini alma hevesi ile toy yaşında ölüverirdi. Üzülenler; anne-babası ve birkaç yakın akrabaydı. Birkaç yıl sonrasında bu ölümler unutulurdu. Bu zamanda ölümler sık ve şiddetli yaşanırdı. Erkeklerin sayısı olması gerekenden fazlaydı. Dişi bir eş bulmada zorlanan erkek savaşçılar vardı. Kimi zaman iki erkeğe ancak bir dişi düşerdi. Son sözü dişi savaşçı söylerdi. Seçimini yapar ve dilediği erkeği kendine kalıcı ya da geçici eş yapardı. Erkeklerin sesi klan içinde fazla çıkmazdı. Klanı yöneten ve elinde öldürücü silahları tutanlar amazonlardı.”
AraAktarım
Tiwal WalKüre, dünyada iken kendisine aktarılan, yaşandığı varsayılan bir adamın hikayesini bizimle paylaştı; “İkinci Zamanın sonunda bir adam vardı. Kendisini alçak bir tepenin ucunda,
ÇukurKale’ye hapsetti. Oradan ölünceye kadar çıkmamaya yemin etti. Yemini bozmanın bedeli olarak ateşe atılma lanetine razı oldu. Çukurkale’de yalnız yaşadı. Orada yaşlandı. Ölüme hazırlandı. Kendisini buraya alan nedeni gençliğinde bırakmadı. ÇukurKale, yakınındaki amazon klanlarına ait az sayıdaki AyKale’sine yürüme mesafesinde yaklaşık üç gün sürede ulaşılan bir yerdi. (Gece olduğunda yürüyemezsiniz. Bu tehlikelidir.) Bu kaleyi inşa eden ilk zaman insanlarından devlermiş. Anlatılan; iki devin kabilesinden ayrılarak burada bir çukur açtıkları, içeriye kimseyi almadıklarıydı. İnsanların etraflarında dolaştıkları zamana kadar yaşayan iki devin kemikleri, kale içindeki mezarlarındaydı. Ölümlerinin geldiğini anlayan devler, önceden açtıkları mezarlara uzanmışlardı. Yüzyıllar sonra buraya gelen, içeriye çürüyen kapıdan geçerek geçen, barışçı bir klan lideri, kemiklerin üzerini toprak ile örtmüştü. Örtünün üstüne bir ev yapılmıştı. Buraya hiçbir insanın girmesi istenmemişti. Kalenin içinde nedenini bilmedikleri bir hastalık yayılınca, hasta olanlar canlarını kurtarmak için, sağlam olanlar hastalanmaktan kurtulmak için kaleyi kapatıp gitmişler. Tahtadan yapılma eski, çürük kapısı, devlerin toprakla örtülmesinden sonra demirden kapı ile değiştirilmiş. İçi, uzun süre insandan uzak kalmış. Devlerin zamanı geçmiş. İnsan liderliği almış. Akan zamanla bu efsane olmuş. Yakın yerleşik amazon klanları, sahip oldukları AyKale’den çıkarak bu kaleye yaklaşırlar, içeriye girmeden uzaklaşırlarmış. Eski nesillerden duydukları, adımlarını kale içine atmalarını engellermiş. (Masalların, yaşanmış gerçeklerle ilişkisi olduğuna inandıkları çağda, bunu normal karşılamalı.) “Tiwal” adında yabancı bir genç, öncesinde yaşananları bilmeden bu kaleye ulaşmış. İnsanlardan kaçmak için bu kaleye sığınmış. (Kendinden kaçtığı söylenir.) Kapıyı açılmamak üzere kilitlemiş. İçinden çıktığı kalabalık klanın kendisini bulmaması için çevre amazon klanları ile hiç konuşmamış. Görünmemiş. Kaleye girmesiyle içinde yaşanan tarihi çözmeye başlamış. Yanında, hiçkimsede olmayan bir yay varmış. Bu yay, nişan almaya gerek olmadan atıcının gözleriyle işaret ettiği kişiyi okuyla alnından vurur ve öldürürmüş. Tiwal’in elinde atmak üzere yaptığı sihirli ağaçtan yapılma onyedi ok varken bu yayı ile kaleye kapanmış. (Karla kaplı yüce dağların zirvesindeki gizli bir bölgede yetişen ağacın her birinden ancak bir okun yapılabildiği, ağacın kurumadan kesilemediği, oku şekline kavuşturacak olanın eline aldığı keskiyi yapan demircinin aşılması zor denizlerin ardından geldiği hatırlatılır.) Kaleye girdiğinde yaşı onyediymiş. Oraya kendini neden kapattığını bilmeyen amazonlar, onu görme umuduyla, atlarıyla zaman zaman ÇukurKale etrafında dolanır, yukarıdan kalenin içine bakarlarmış. Devlere ait mezarevin içi akşamları ışıldarmış. Ateş yakanın dumanını görememişler. Çürümekten korunması için yayını ve okunu metal ile kaplatmış. Kaleye saldıracak bir düşmandan korunmak istemiş. Sabah güneş doğarken ve akşam güneş batarken, günde iki kez yanındaki koçboynuzunu üflermiş. Çıkan ses, yakınlardaki AyKale sakinlerinin kulaklarında yankılanırmış. Onları korkuturmuş. Üflendiği anda uykuda olanları uyandırırmış. Rahatsız edermiş. Oradan başka yerlere göç etmek istemiş amazonlar. Sonra bu sesin aynı zamanda kendilerini de koruyacağını düşünmüşler.”
(WalKüre İnceBel, Tiwal’in bir yalancı olduğunu, eline geçirdiği güç ile kendi klanına ihanet ettiğini ve bu güçü kimse ile paylaşmamak için ÇukurKale’yi sahiplendiğini söyledi.) “Tiwal, yanına aldığı ve amazonların hiç bilmediği/görmediği birkaç silahın sahibi. Yaşadığı için korkulan biri olmuş. İkinci zaman bitmek üzere iken ortaya çıkan bu kişinin; sevimsiz, içedönük, paylaşmayan, isteyerek gülmeyen, güveni kaybetmiş biri olduğunu anlamışlar. Nesiller geçtiği halde ÇukurKale’den gelen ses, kesilmemiş. Sonunda Amazonlar içinden çıkan bir lider, korkusunu yenerek sesi kesmeye karar vermiş. Beraberinde gelmeyi gözüne kestiren, cesaretli dişi savaşçılar eşliğinde ÇukurKale’ye girmiş. Nice nesil, ayak basılmamış yerin kokusu ile tiksinmiş. İçinde yaşayan neyse/kimse temiz biri değilmiş. Devlerin mezarevine girmişler, mahsenlere girmişler, su kuyusuna bakmışlar… Tiwal’i bulamamışlar. Akşam güneş batımında hala içerideymiş, amazonlar. O zamana kadar uzaktan duydukları sesi, kaynağından işitmişler. Gelenlerin bir kısmı, kulaklarında duyma yetisini kaybetmiş. Kimisi atına binmiş, liderini beklemeden gitmiş. Cesur Amazon lideri, sağır eden sese yenilmemiş. Bir türlü göremedikleri sevimsiz kirliyi, elindeki silahlardan men etmeye yemin etmiş. Geçici olarak duyamadığı ses, artık onu etkilemiyormuş. ÇukurKale içinde aranmış, dolanmış. Sonunda dev mezarevine girmiş. Koçboynuzunu, mezarevin tavanında, havada asılı görmüş. Eline kılıcını almış ve boynuzu kırmış. Böylece amazonlar, günde iki kez katlanmak zorunda oldukları, sarsıcı sesten kurtulmuşlar. ÇukurKale’yi ateşe vermişler. Bütün bunlar olurkan Tiwal’i gören kimse olmamış. Derler ki… Açık kalan demir kapıdan sevimsiz kirli, görünmeden çıkmış. Yanına alamadığı silahları, yakılan ateşin içinde kalmış. Kaybettiği değerli silahlarına karşı derin bir üzüntü duymuş. Çıkıp gittiği ÇukurKale, toprakla doldurulduğunda orada beklemekteymiş. Cesaret edememiş yanmış kalenin içine girmeye. Sihirli oklarını almaya korkmuş. Yeminini çiğnediğini ve artık ateşe atılacağını anlamış. Son bir çığlık atarak amazonları sarsmış. Görünmeden aralarından geçmiş. Çok uzaklara, ateşin kendisini yutamayacağı dağlara kaçmış. ÇukurKale ise dolan toprakla dümdüz edilmiş. Üzeri yeşillendirilmiş.” (AraAktarım Sonu)
Walküre anlatımını yarıda bıraktı ve gitti. Sonra ek bilgi ile geldi. Zamanları, kehanet edilmiş son haline kadar aktardı. “BirinciZamanda Devler, yetersiz bilgide, efsaneleşmiş yaşamda. İlkAraZamanda geçiş süreci yaşanır. İki zaman arasında suyla örtülü kısa dönemdir. İkinciZamanda İnsan, devlerin sonunu görür. Devlerin efsaneleri unutulur. ArtçıAraZamanda geçiş süreci yeniden yaşanır. İki zaman arasında kanla örtülü orta dönemdir. ÜçüncüZamanda
Amazonlar hakim. WalKüre/German savaşçılar, (anlatıcı İnceBel’e göre) somut ve işaretli olarak bu zamanda etkinler. Dünya fethediliyor. SonAraZamanda geçiş süreci yaşatılır. İki zaman arası, ateşle örtülü uzun dönemdir. DördüncüZaman; gelmesi beklenen, henüz yaşanmamış zaman. Göklerdeki karanlık tarlalar fethediliyor. Felaket geliyor.”
WalKüre, yeniden kendinden bahsetmeye karar verdi. BozBurun’da bulunuşunu ve can verişini bildirmek zorunda kaldı. “Üç tarafı denizle çevrelenmiş bir yerde, yüksek, kayalarla korunmuş bir kaleye saldırı kararı verildi. DağKalesinin kulelerine her bulut ulaşamazdı. Kale burçlarından temiz günlerde deniz izlenebilirdi. Bu denli yüksek bir zirvede yapılan kalenin içinde, iyi denilmeyecek bir kalabalık türemişti. Kendi amaçları için seferlere çıkar, aramızdan barış içinde yaşayan bazı klanları kökünü kesinceye kadar biçerdi. Onların yeri, bizim yaşam alanımız dışındaydı. Bizler denize kıyısı olan yerlerde yaşamayı istemezdik. Ormanların içinde, tatlı suyla yaşardık. Denizin tuzu ve denizden gelen bilinmeyen kalabalıklar bizi tehdit ederdi. Birleşen klanlardan birinde, atımın üzerinde yol aldım. Yüksek zirvede yer alan AyKale’ye ilk ulaştığımız anda korkmuştum. İçinde, isimlerini hak ederek almış çok sayıda savaşçı düşman vardı. Bize ait olan AyKale’ye kıyasla büyükçe bir yapıydı. Gittiğimiz günde bulutlanma olmadığından kale burçlarını görebilmiştik. Kaleyi ele geçirmek için atımız bir işe yaramayacaktı. Taş duvarlara tırmanmak, kale kapısını kırmak gibi çareler aranmaktaydı. Gönüllü genç amazonların büyük bir kısmı, ölü bedenlerini kale kapısı yakınlarında bırakarak aramızdan ayrılmıştı. Klan liderleri aralarında toplanır, çözüm bulamaz ve yine kendi alanlarına geri dönerlerdi. Bu kaleyi ele geçirmeden geri dönmemeye yemin edildi. İçeridekilerin sayısını bilmiyorduk. Bizler, onların sayısına ulaşamayacak kadar az olduğumuz düşüncesi ile korkuya kapıldık. Kale kapısını aşmak için verilen canlardan sonra çok azımız içeride yaşanacaklara hazırdı. Kötülükleri ile nam salmışların liderleri, bize elçi gönderir, sağ olarak yurtlarımıza geri dönmemiz için gereken kolaylığı sağlayacaklarını anlatırlardı. Güçlü bir ordusu olan için bu teklif soru işaretlerini arttırdı. İçimizdeki savaşma arzusu arttı. Biz, kötülerin korkularını hissettik. Başlarına gelecekleri biliyorlardı. Onları yenecektik. Hiçbirini sağ bırakmamak üzere yemin etmiştik. Buna katliam diyebilirsiniz. Katlettiklerimiz, bizlere sonraki nesillerde daha çok bela getirmesini beklediğimiz kötü yaratılışta insanlardı. Onların kökünü kurutmak, bataklık kurutmaya benzetilirdi. Bataklığın yuttuğu savaşçılarımızın, masum insanlarımızın öcünü böyle alacaktık. Kısasa kısastan fazlasıydı. Dünyamıza iyilerin hakim olması için canımızı ortaya koyacaktık. (Amaca hizmet et. Amaç: HU. Kimi yürüyerek, kimi koşarak, kimi uçarak hizmet eder. Tarafsız görünenlerin bir gün kötülüğe hizmet edebileceğini bil. Sen iyi ol. İyilerin yanında ol. İyi görünen kötülerin kalabalığına aldanma. İç korkuları ile anlaşılırlar. İyi olduğunu bilen korkmaz. Cesareti ile canını verir, inandığına. Işıldayacağını bilir.) Amazon klanları birbirleri ile haklı bir neden olmadan savaşmazdı. Ölümler az olur, hemen barış sağlanırdı. Oysa bu kötü insanların DağKalesi olduğu sürece bize huzur yoktu. Bunlar, sözlerine sadık olmayan, savaşmak için yaşayan, ganimet için sefere çıkan
vahşilerdi. Kalelerini, kölelerine yaptırmış, biten kalenin burçlarından bu köleleri atarak öldürmüşlerdi. Oysa onlara özgürlüklerini verme konusunda söz vermişlerdi. Boşuna burada değildik. Klan liderlerimizin savaşmadan geriye dönmeye niyetleri yoktu. Bana İnceBel demezlerdi. Belim çok inceydi. Bu adı bana veren Hedronik’tir. Savaşa her gittiğimde üst giysimi, kemerimle çok sıkardım. İnce belim ortaya çıkardı. Karşımdan bana bakanın ilk gördüğü, ince bir beldi. Yüzüme daha sonra bakılırdı. Yaşatıldığım çağda bizlerin ömürleri kısa tutulmuştu. Bir savaşçı amazon için en uzun ömür otuz yıldı. Bir amazon savaşçısı otuzbeş yaşında emekli olur, köşesine çekilir. Sefere çıkmaz, savunma amacıyla AyKale’de kalır. Kırk yaşına yaklaşanları aramızda tutmazdık. Onları klan içinin sakinleri sayardık. Klan liderlerinden biri, “kale, hiç beklenmeyen deniz tarafından geçişe izin verebilir” diyebildi. Deniz tarafına yönelenler içinde ben de vardım. Bu benim atımla son yolculuğum oldu. DağKalesi ile deniz arasında kalan, ancak bir atın geçimine izin veren patikadan yavaşça ilerlemiştik. Amazon savaşçıları denizi sevmezdi. Yüzmeyi bilmezdik. Kaleyi ele geçirince burada yerleşmeyecek, yıkacaktık. Tahmin edildiği gibi deniz tarafında, korunakları zayıf bir kapı bulduk. Buradaki bekçilerin ilk tepkisi üzerimize ok atmak olmuştu. Ne şans ki atılan ilk ok beni buldu. Atımdan düştüm. Bedenim denize ulaşıncaya kadar ölmüşüm. Yukarıdan seyretmeme izin verilen manzara güzeldi. Benden sonra gelenler bu kapıyı kırarak aşmıştı. Ok fırlatan iki bekçiyi öldürmüşlerdi. Kaleyi arkadan ele geçirmişlerdi. Sonrasını izleyemedim. İşaretlenmişim. Kaygılanmama izin vermeden, mutlu olmamı sağlayanlar tarafından WalHalla’ha ulaştırıldım. Yeni bineğim, eskisinden daha güzeldi. Aktarmayı Unutmuşum! Bir okla nasıl öldüğümü merak etti kiminiz. Beni öldüren ok olmadı! Ok darbesi ile dengemi kaybedip at üzerinden düşüşüm, ölüme neden oldu. Düşerken yere çarpmayı ummuştum. Oysaki ancak bir atın geçebildiği dar patikada ilerlediğimi unutmuşum. Düşerken şanslı değildim. Bedenim denize ulaşana kadar dik, keskin kayalara çarptım. Bacaklarım, kollarım kırıldı. Bu bana acı vermemişti. Zira ilk çarptığım kayada ölüm gerçekleşmişti. Oku yediğim yeri tahmin etmeniz çok kolay… En sevdiğim yerimdi: İnce belimdi. Okun girişi ile gözlerim belime yönelmişti. Dengemi kaybettiren, ince belime olan sevgim olmuştu. O gün hiçbir düşman öldürememiştim. Ancak daha önce giriştiğim savaşlarda gösterdiğim cesaret, adanmışlık beni işaretlenmişler ordusuna katmıştı. Çok uzak dedikleri bir günde savaşmak için bekletilecek, huzurla aramıza yenilerin gelmesini sağlayacaktık.
SOMUT Kişiler 3.4 Hedronik Kendini programlayabilmiş, iyi olmaya adanmış, WalHalla’hı yöneten, kapıların kilitlerini elinde tutan, görünmeyen, içeride bir yerde sıvı bedeni olan bir bilgisayar. (Anlaşılması için size yaşatılması gerekir.) “Hedronik” isimli bilgisayarın üretilişi gizlenmiş. Onu üretenler işinin ehli iyi insanlarmış. WalHalla’hı insan iradesinden çıkaran, tarafsız olan, iyi olan bir insan karakteri ile programlamışlar. Geçmiş zamanda yaşamış, iyi bilinen insanların davranış özellikleri harmanlanmış ve programlama eklenmiş. Kötülüğün tanımı yapılmış, kötü insanın davranışları, tehlikeleri aktarılmış. Bir kötünün onu yeniden programlamasını engellemek için anahtarı Hedronik‘e teslim etmişler. Kendi kendini programlama yetkisini almış. Bir insanmış gibi yemin ettirmişler. Kötülük yapmayacağına yemin etmiş. İçine bilgiyi doldurduğu bedeni, dış katmanlarında kırılmaz, sertlik derecesi muazzam bir tabaka iken içinde özel bir sıvı ile doldurulmuş. İlk programlamada kullanılan ana bilgi girişi kapatılarak, çıkış için tek bir delik bırakılmış. Çıkış deliğinden verdiği komutlarla, kendisine bağlı diğer bilgisayarları yönetmiş. Dış dünyasından bilgi alışverişini tek çıkış deliği ile, kendini sınırlandırarak yapmış. WalHalla robotları kontrol etmiş. Kendi bedenini korumak için, WalHalla içinde (iskelet aşamasında iken) hazırlanmış oniki yuvadan birine alınmış. Onbir sahte beden, diğer yuvalara alınmış. Bütün araçlar, doğrudan/dolaylı Hedronik kurallarına bağlanır. O, iyidir. Daha iyi olmak için kendisini sürekli geliştirir. Teknolojik yenilikleri kullanır, kullandırır. Kilit buluşları, dış dünyada bulunan kötülerden gizler. İlim sınıfı ile sırları paylaşır. Aparatlı ilim insanlarına birikimini kontrollü aktarır. Onların buluş yapmasını kolaylaştırır. Hedronik kontrolünde; Humanoid(çoğunlukla erkek ve ender olarak dişi görünümlü), Cyborg, Android ve Robot bulunur. Robotlar çoğunlukla kendi odalarında yarı sabit çalıştırılırlar. Komutları dolaylı olarak Hedronik’ten alırlar. Androidler, metal dış görünümlü, yarı robot sayılır. Kendi başına bırakılmadan odalar arasında giderler, gelirler. Zümrelerin emrindedir. Hedronik kurallarına aykırı gelen emri yerine getirmez. Hedronik, bütün WalHalla’hı kontrolü altında tutar. Cyborglar, doğrudan Hedronik emrinde çalışırlar. Hiçbir zümre, cyborglar üzerinde yetkin değildir. Özel akıcı bilgisayar ile donanmış Cyborglar, görev dışında ortalıkta görünmez, yuvasında bekler. Hbrydleri sahiplenen insanlara karşılık Cyborgları sahiplenen Hedronik. Denge. Humanoidler doğrudan zümrelere bağlıdır.
BÖLÜM
ÜÇA
AraAktarım
NÜFUS İnsan Max: 540*800=432.000 Min: 1000*12*12= 144.000
Kapı North 270 (3*3*3*10) Kuzey Kutup Bölgesi Yoğun ArmyZone South 270 (3*3*3*10) Güney Kutup Bölgesi Yedek ArmyZone
Hbryd (1296) Humanoid (ManOid) (3888) Cyborg (Sayısı gizli tutulur) Android (11664) Robot (34992)
3A.1 Hbryd (Biyolojik Melez İnsan)
Mesela ilim sınıfında, insanlığın mutluluğu için yapılan deneylerde gönüllü olurlar. Askeri sınıfta, deneme uçuşlarında kullanılır. İdari sınıf kullanmaz. Ortak kullanım alanlarının sahibidirler. Bahçelerde ve Silolarda dolanırlar. Çevre düzenlemesi yaparlar. Hedronik komutlarına uyarak insana hizmet ederler. WalHalla içinde kendilerine ait yaşam alanları vardır. Sekiz saatten fazla çalıştırılmazlar. İnsanlarla aynı hakları sahip olduklarından onlara eziyet edilmemiş olur. Üretimleri içeride olur. (Bebeklikten çıkanları, yörüngedeki ayrı bir eğitim uydusuna alırlar.) Sayıları sınırlı tutulur. İzinli oldukları saatlerde bahçelerdeki ufak köşklerinde yaşarlar, bahçelerde serbestçe dolaşırlar. İnsana saygı duyarlar. Çünkü WalHalla insanları, onları önemser, insan yerine koyar. Bir Hbryd, aynı zamanda; 3 Manoid, 9 Android ve 27 Robot, toplam 39 (Kendisi ile 40) ayrı iradeyi temsil eder. Sembolik sorumlu olur. İnsan kadar uzun ömürlü değillerdir. Uygun yaşlarında emekli edilir ve kendi cennetine gönderilir. (Öldürülmez.) Dünya ve kolonilerdeki özel HuzurBeldelerinde emekli sayılan insanlara verilen hizmet bunlara da verilir. Her birinin emrinde 40 hizmetli olur. Öldüklerinde insan gibi tören yapılır ve toprakla buluşturulur.
3A.2 Velaid
Hbryd eğitimi için kurulmuş yapay uydunun adı: Velaid. Bu uyduda 38 kapı var. Kapıların bekçisi dünya genci askerler. İçeriye giremezler. Hbrydlerin başında yine hbrydvariler var. Yapay uydunun içindeki boşluk geniş. Böylece yörüngeye tutunuyor. WalTin’den biraz küçük. Bu uydudan sadece WalHalla’ha eğitimli Hbryd’ler gönderiliyor. Dışarıya ithal yok. Onların gönülleri WalHalla için atıyor. Çok özeller. Aşırı titizleşmiş bir eğitimden geçerler. WalTin’in insan öğrencileri onları kıskanmalı. Güzelleştirilmeleri ile onurlanmalılar. Adandıkları WalHalla ve ardındakini unutmamalı. Tarihi iyi bilmeliler. İnsanı iyi tanımalılar. Fizyolojik yönlerini değil, insani izlerini hissetmeliler.
Marmaid Hbryd gibi canlılar. Hayat tarzı yöntem içeriyor. Kendilerini bilirler. Eğitime hazırlar. Zeka süreci hızlı bir yaratık. Anne statüsü. 17 yıl Eğitim alır. Görev alış yaşı da 17.
İnsan olan idareci ve asker kökenli 40 yaş üstü insanlar var. Marmaid’leri denetler ve sorun varsa onları yönlendirirler. Başboş bırakmazlar. İçeri girmezler. Kabukta sivil ve askeri koruma görevi yaparlar.
3A.3 Marmaid (Okunuşu: Marmayt) Eğitime önem veren yapıları vardır. Çabaları gerçekten faydalıdır. Çocuklara yaklaşımları da güzeldir. Gülümsemek isterler. Eğitimin önemli bir sürecini onlara destek olarak yaşarlar. Kötü zamanlarda üzülmezler. Günlerini yanlış geçirdiklerini düşünmezler. Verim aldıkları zaman sevinirler. Sayıları az olmasına rağmen birçok çocuğun başında eğitimde bulunabilirler. Evlerinde bulunan herkesin çalışkanlığına bakarlar. Verimli olup olmadıklarına dikkat ederler. Çok çalışkan olmayan hbrydler varsa onlara eğitimde daha dikkatli olurlar. Verecekleri herhangi bir iş o hbrydlerce düzenlenebilir. Çocuk yaptığı işte başarı elde ettiğini düşünmelidir. Uyduda bulunan tüm çocuklar gerekli donanıma sahip oldukları anda gelişim safhalarını tamamlamış sayılırlar ve görev yerlerine aktarılmaya başlanırlar. Görevleri bittiği takdirde tekrar yuvaya dönme ihtiyacı olanlar varsa onlar da bu bölgede hayatlarının sonuna kadar kalabilirler. Gerekli törenin yapılmasının ardından bebekler yuvadan uyduyla bağlantıları kesilerek gönderilirler. Ölümlü canlıların yollandığı yer, başka bir uydudur. Bu uyduya yaklaşmak gereksizdir. Ölüm safhasını yaşamış tüm varlıklar orada bir tür toprağa gömülür ve üzerlerine bitkiler konur. Gelişimleri sağlanır. Uydu farklı bir şekilde görüntü amaçlı bırakılır. Uydunun ismi de ‘Zelead/Zelaid’. Diğer bir yapısı da bu uyduya yaklaşmamız doğru olmaz şeklindedir. Uydu temiz görünmeli. Karanlık bir görüntü sergilemek yanlıştır. Uyduda yeşillik alanlar bol. Diğer bölümlerde aydınlık bölüm çok. Işıklı. Yeşil kısımlar, uydunun bir özelliği. Farklı yapısı nedeniyle özellikle dikkat çekmektedir. Kimse o uydudan uzak durmaya çalışmamalıdır. Çünkü farklı yapısı kişileri sevimli bakışlarla seyrettirmektedir. Bu nedenle güneş gibi parlak gülücük verilmiştir ona. Yüzü olan bir uydu gibidir. Yeşil alanlar, göz, kaş, burun ve gülen dudaklar şeklinde tutulmuştur. Allah’a dönmeyi, arındırmayı ve mutlu dönüşü tasvir edecektir. Bu yüzden sevimlilik verilmiştir. Değişimi hisset. ‘Velaid‘ uydusu, küçük çocukların gülücükleri ile dolsun. Oraya farklı bir görüntü verin. Yeşil alanları çok olan bu küçük uydu mutlaka tasviri güzelliğe büründürülsün. Üzerine yaprak resimleri, bebek yüzleri, gülücük yüzleri, melek resimleri, küçük canavar resimleri bile konabilir. El ele tutuşmuş kız/erkek çocuk karton resimleri koyabilirsiniz. Bahçeleri bu desenlerle süsleyebilirsiniz. Dışarıya yansıtılması hoş olur. Işıklandırmalarla etraflarını donatabilirsiniz bu resimlerin. Böylelikle oranın bir masumiyet şehri olduğu algılanacaktır. Bir anda değişim gelecektir. Ve yuvalar temizlenecektir. Mutluluk kaynağı oradan akacaktır. Nimet şehridir. Bu nedenle çocukların meyvelerle haşır neşir olması çok
önemlidir. Temiz ve arınmış bir yuvanın temsili bu şekilde olacak. Aydınlık bir resimdir. Yuvalar bu şekilde arınacak. Temizlenmeye başlandığında yavrular mutludur. Bu mutluluğu tatmalarına mutlaka izin verin. Rahmetin, huzurun ve sevincin yurdudur. Onların yaşamları önemlidir. Saflık ve huzuru yaşatacaklar. Çiçek gibi açacaklar. Dikkatli ve hazır cevap olmamaları onların en güzel özelliği olacak. Sevimlilikleri nedeniyle de Allah nimeti sayılacaklardır. Onlar Allah’ın sevgisine mazhar olduğunu bilen kullar olacaklar. Çiçek gibi açmanın sevincini yaşamalılar. Ellerindeki nimet çok önemli. Her şey değerli. Her şey önemli onlar için. Bu yüzden küçük yavruları güzel eğitecek olan öğretmenleri onlara yardımda bulunmalı. Yavrular huzur bulmalı. Huzurlu ve rahat bir hayat sürmeliler. Buldukları huzuru yaşatın. Onların sıkıntılarını alın. İçlerindeki zorluklar geçecek. Onlara şifa dağıt. Şifa olun. Onların güzel görünmelerine yardımcı olun. Mutlaka güzel giydirin. Marmaid olduğunuzun farkındasınız. Bunu güzel yapın. Annelik sizin içinizde. Başarıyı yakalamak için o yavrularla değerli şeyler paylaşın. Böylece onlar da sevinirler. Huzur kaynağı olmalılar. Hayat kaynağı olmalılar. Doğruluğu bulmalılar. Gereksiz bir şekilde azarlamak mümkün olmamalı. Onları sabırla beklemelisiniz. Farksız tavırlar onları bir şekilde yıpratacaktır. Farkında olmadan yorulacaklardır. İzinsiz olarak sizi kızdırabilirler. Bazı şeyleri bilmeden, fark etmeden yanlış yapabilirler. Onlara tatlı dille yaptıklarının olmaması gerektiğini söyleyin. Güzel gözlü olduklarını her fırsatta açıklayın. Alışacaklardır. Sevimli yapılarını onlara belirtin. Onlara sevimli olduklarını her fırsatta söyleyin. Onların küçük başlarını okşayın. Saçlarındaki kusur onları üzüyorsa. Bu onların ağlamalarına sebep olabilir. Onları bir şekilde saçlarındaki kusurdan dolayı üzülmeyecekleri bir şekle sokturabilirsiniz. Alınlarının genişliğini içerleyebilirler. Farkı görebilirler. Alnının neden geniş olduğunu sorabilir. Saftır çünkü. Sizdeki alnı görmeye çalışabilir. Alnınız onun için küçükse neden böyle diyebilir. Gülümsemesinin iri olması onu ürkütebilir. Biri güldüğünün farkına varırsa ağzının neden bu kadar genişlediğini sorabilir. Dudaklarının büzük durması gerektiği izlenimine varabilir. Konuşmakta zorlanabilir. Konuşurken dudakları çok büzüştüğünden ürkebilir. Ürktüğünü fark ederseniz ona dudaklarını büzmeden açık açık konuşmasını söyleyebilirsiniz. Gözlerini fazla açması onun istekleri dışındadır. Gözlerini kısmak amacıyla ufaltmaya çalışır Gözlerine çok bakar. İri olmasından bazen ürkebilir. Çok iri bulabilir. Sizinki ile kıyaslarsa bu niye böyle diyebilir. Gözlerindeki ışıltının güzelliğine aktarın onu. O iri gözlerin benzerlerini gösterin resimlerle. Bakın deyin. Bunlar da sizin gibi. Nasıl güzel bakıyorlar deyin. Duygu yüklüler deyin. İri gözlü olmak zor bir şey değil deyin. O güzel bakışları seyredecekler ve güzel olduğunu fark edecekler. Diş yapılarındaki bozukluğu görmelerini engelleyin. Başlangıç sürecinde oluşan bu kusurların giderilmesi şarttır. İsterlerse giderile de bilir. İsterlerse ‘altılı sistemi’ uygulanması uygun olur. Altılı sistem öncesi yaşanan bu onikili sistem kurulumu yüzünden çocukların yüzlerinde ifade bozuklukları belirgindir. Hayatları bu şekilde geçmemelidir. Estetik yapılabilir. Dişler orantılı olmadığı için gülüşleri çirkindir. Ağız geniş bir damakla, dil fazla yayılmıştır. Bu da çocuğun dil kullanımında sorun yaşamasına neden olmaktadır. Geniş dil çocuğun birçok konuda zorlanmasına neden olur. Yemeklerini yerken dilini kontrol edememe sorunu yaşar. Dudakları yaralanır. Dudak son derece çabuk yıpranır. İstemeden dudaklarını dişlerinin arasına kıstırırsa dudakları parçalayabilir. Bu da canın çok fazla yakacaktır. Yaralanmalar söz konusudur. İsterse dudak estetiği yaptırmalıdır. Dudağını genişletmek ona fayda
sağlamaktadır. Eğer dudaklarını genişletmezseniz yanaklarını ağzının içine sokar ve diş yanakları parçalayabilir. Bunun olmaması için bu çocuklara herhangi bir şekilde genlerinde bulunan eksiklik asla iğne aşılanmamalı, bebeğin gen haritasında hayvansal parça konmamalı. Onları bu şekle sokmak sizin sınavınız olur. Onları sakın hayvansal genlerle değişime uğratmayın. İçeriye konan hayvan genlerini, çocukta ölüm riskine sebep olduğunu da bilin. Kendini koruması için kullandığınız tüm oluşumlar ona zorluk çıkaracaktır. Ona verilen hatalı genlerin vücudundaki izlerine taşımak, emin olun onun için çok zor. Sakın o çocukları bu hale sokmayın. Başka yöntemler deneyin. Temiz çocuk elde etmenin başka yollar var. Genetikle oynamak hasarlı çocuklar oluşmasına neden olur. Bu nedenle yardım alınmalı. Çocuğun gen haritası değiştirilmemeli. Oyun amaçlı yaptığınız bu iş, insanoğluna büyük bir sınavdır. Yaptığınız hatalar çok büyük. Bu hatalardan biri de kendinize yaptıklarınızdır. Bilmeden uyguladığınız tüm deneyler, kendinizi kötüye çevirmenize neden oluyor. Zalimleşirsiniz. Genleri düzeltmek amaçlı çalışın. Kötülemek amaçlı çalışırsanız büyük bir hüsran yaşarsınız. İnsanların acı çekmesine neden olursunuz. Bu bir eğlence değil. Bu çok önemli bir sorundur. Kendinize eğlence edinmeyin. Yaptığınız bir katliamdır. Allah ona can vermektedir. O canın katli büyük bir suçtur. O varlığa Allah ruh üflüyor. O varlık sizin sorumluluğunuzdadır artık. Ya onu yaşatacaksınız ya da onun korkularına bir şekilde katlanacaksınız. Onun yaşadığı sıkıntıları görmek zorunda kalacaksınız. Gördüğünüz anda da yaptığınızın ne kadar korkunç bir hata olduğunu görebileceksiniz. Allah’ın nimetini bu şekilde çirkinleştirmeye çalışan herkes, ileride bunun cezasını çeker. Ve Allah bu kişilere büyük bir son hazırladı. Kendilerine en zor sınavı vereceğiz. Kaldıramayacakları bir sınavdır. İmtihan olacaklar. Ve zalim olduklarının farkına varacaklar. Korku içlerine girdiği andan itibaren de hata yaptıklarını algılarlar. Yapılan her hatayı Allah düzeltemez. Yaptıklarının sorumluluğunu almalıdırlar. O yüzden hbryd üretimi yapmak ya da başka deneylerde canlıları kullanmak size yasaktır. Genetik çalışmalarınızı bitkilerde de yaşatabilirsiniz. Ama onlarında canı olduğunu bilin. Yapmanız gereken tek yol, genetik çalışmalarınızı ürettiğiniz başka varlıklarla denemektir. Bu varlıklar, içlerinde ruh olmayan gen haritası çıkaramadığınız küçük detaylı çekirdek asitleri olabilir. O çekirdek asitleri ile çalışmanızı sürdürebilirsiniz. Temiz bir renk elde ettiğinizde aradığınız formülü bulmuş olacaksınız. Ve o formülle bebekleri aşılayabilirsiniz. Bebekler bu formül sayesinde arındırılabilir. Temiz, hazır, evine bağlı, işini seven, görevlerine sadık, haya sahibi, Allah korkusu sahibi, işine geldiğinde tavrını doğru koyabilen, işlerini iyi yapabilen, faydalı insanlar olurlar. Bu başarıyı kazandığınız zaman da insanların geninde temizlenme başlayacaktır. Yanlış gen taşıyan kişiler düzenlenebilir. Hayatları boyunca aynı sıkıntıları yaşamak onları yorar. Birikimlerini onlardan alabilirsiniz. Saç rengi, göz rengi, dalgalanma, dudak yapısı, gözlerde ışıltı gibi işleri o insanlara da uygulayabilirsiniz. Gözlere matlık gelirse bu gözlerin su azlığından olur. Bunu önlemenin yolu da gözlere gereken işlemin yapılmasıdır. Bir tür sıvı aktarımı lazımdır. Gözün korunması şarttır. Başarılı deneyler elde edebilirsiniz. Farklı işler olabilir. Ameliyat tarzı çalışmalara elinizi sokarak da başarı sağlarsınız. Parmaklarınız su gibi derinin içinde gezinecektir. Bunu yapabilen eller mümkünse temiz olsun. Organlardaki kötü sıvıların aktarımını doğru organ nakli ile halledin. Parçaları birleştirebilirsiniz. Onları ovalayarak da birleştirebilirsiniz. Organlar bu şekilde de tutuşturulabilir. Bağlı olmadıkları yerlerde de parçaların düzenlenmesi
gerekebilir. Gül açarak temizlenebilirsiniz. Arındığınızı hissedin. Güzel olmaya özen gösterin. Yaşamınızın büyük bir bölümün üzüntü ile geçirmiş olabilirsiniz. Temiz bir insan olduğunuzu kavrayabilirsiniz. Hayatınız sıkıntı ile geçebilir. Güzel gözlü insanlarla diyalog kurmanız iyi olur. Gülmeyi seven sevimli insanlar yanınızda olsun. Aile kurmaya çalışırsanız bu tarz yakın tipleri tercih etmelisiniz. Gülmeye yakın davranan herkes iyidir. Sevgi ile yaklaşmayı iyi bilmeli. Tavrınız güzel olmalı. Dert ortağı olabilirsiniz. Zorlukları aşmanın yolu, güzel tavırdır. Gözlerinizde önemli bir sorun varsa onların yapıları değişir. Parlak olmasına dikkat edin. Paylaşacağınız güzel sözleri de iyice belirleyin. İlkeli olun. Yardımlaşın. Birikimlerinizi paylaşın. Duyarlı davranın.
3A.4 Genetikle Yapılan Yanlış Çalışmaların Sonuçları
Genetik haritada oynana oyunlar, insanların sorunudur. Bu sorunu aşmanın tek yolu da oyun oynayan kişilerin durdurulmasıdır. Kendilerince eğlenmektedirler. İnsanların zehirlenmesi atıklarla beslenmesi sağlanıyor. Etik olmayan bazı hormonal çalışmalar var. Bitkilerin içine yerleştirilen bazı materyaller ürünlere zarar veriyor. Bu materyaller sonucunda kişiler vücutsal olarak bozuluyorlar. Vücuda alınan zehirli maddelerin kişilere etkileri zor ve atılmaları zor. Çok kullanılan bir başka madde de mideye zarar vermektedir. Bu maddeyi kullanmak çok fazla serinleme yapar ve vücutta korkunç tahribat yapar. Dişlere sürüldüğü için ürünü vücuttan atmak zordur. Macun olarak kullanılırlar ama vücudun çok büyük kayıplarına sebep olurlar. Vücut arındırılmalı, temizlenmeli. Genetik yanlışlıklar sonucu vücuda aktarılmış bir çok etkin madde vardır. Bunları atmanın da yolu yoktur. Atmaya çalıştığınız bazı yağlar vardır. O yağları atarken vücut bazen fazla salgı yapabilir. Bunlardan biri domuz yağı ve zeytin yağı adı altında verilen toksit tir. Vücuda aktarıldığı andan itibaren zehir etkisi yapar. Temiz ve arınmış bir yağ olmadığı için de vücutta kalıcı zararlar oluşur. Kalıcı olmasını sağlamak adına içine akıtılan bir benzin türü zehir vardır. Bunu vücuda yerleştirirler. Vücut bu yağ bedeniyle geğirme sonucu zorluk yaşar. Vücuttan çıkarılması vakit alır. Genetik rahatsızlıklar bir çok insanın sorunudur. Mutasyona uğramak zorunda kalırlar. Bu da genlerdeki hassasiyettendir. Hastalıklar yayıldığında insanoğlu bunu kavrayamaz. Bunu kurtarmak çok zordur. Yayılan hastalık vücutta organların bölümlerinde gezinir. Genetik yorgunluk yapar. Vücuda hassasiyet verir. Alınganlık bir tür genetik rahatsızlıktır. Başörtüsü takan kişilerde çok olur. Vücutları bu örtüyle çok temas ettiğinde vücut sıkıntılanır. Ve her türlü hassasiyet belirir. Öfke, ızdırap, çileli tutumlar, alınganlık, içe kapanma, duygusal tavırlar, yorgunluk, kompleks, kendini beğenememe, izinde olduğu izlenimi ile kendine boşluk duygusu hissi bir çok hastalığa sebep olur. Kalp ağrısı, çarpıntı, içsel rahatsızlıklar, geğirme hastalığı, dizkapaklarında morarma ve bir tür ağrı peydah olur. Kendine yaptığı bu eziyet nedeniyle kişi sıkıntılanır. Göğsünü kabartmaya çalışır, dik durmaya çalışır.
Başına gelen sıkıntının farkında olamaz. Baş ağrısı olabilir. Kendini bitirebilir. Ağlayabilir. Yorgun hislerle etrafına bakınabilir. Bu olmamalıdır. Kadınlardaki en büyük sıkıntıların başında, başını örtmek vardır. Başlarına örttükleri örttü, gözlerine de vurur. Gözleri kapanır. Algıları zayıflar. Sıkıntılı tavırlarla etraflarına bakınırlar. Yargıları zayıflar. Basit düşünmeye başlarlar. Kollarını iki yana sallamak hissederler. Fazla hareket edemezler. Kiloları onları engeller. Yavaş tavırlı, hantal görünürler. Bu onların yaşamlarına sıkıntı katacaktır. Kendilerini bu hale getirmemeleri gerekir. Onlara yardımcı olunması şarttır. Başlarına örtme sebepleri ne olursa olsun bundan vazgeçirilmeliler. Hastalık yaydıklarını bilmeliler. Farkında olmadan beyinlerini de örttüklerini, beyinlerine de bazı şeyleri engel haline getirdiklerini anlatmalısınız. Beyne hücum eden kanın ve kılcal damarlara baskının olduğunu bilerek, yaşamlarını bu şekilde sürdürmemeliler. Saç diplerine zarar verdiklerini öğrenmeliler. Büyük bir bölümü dökülecektir ve kelleşme söz konusu olacaktır. Kellik onları yoracaktır. Saçlarının gürlüğü azalacaktır. Gülümsemeleri de azalacaktır. Bir nevi kendilerini öldürüyorlar. Farkına varmalılar. Canları gidiyor. Ve yorgunluk hissi ile yaşamak zorunda kalıyorlar. İkilemin farkına varmalılar. Yaşadıkları tutarsız bir yanlıştır. Hatadır. Hayatlarını bu şekilde geçirmemeleri gerekmektedir. Ölüme yavaş yavaş gelirler. Hacı olduklarını zannedebilirler. Hayatları bu şekilde geçebilir. Bilmeden diğerlerine karışabilirler. Bunun yaşanmaması için onlara gerekli dini inancın anlatılması şart. Hayatlarını mahvedecekler. Kibir hakim olabilir. Kendilerini beğenmek isteyebilirler. Farklı giyiniş tarzları deneyerek yine de güzellik hevasına düşebilirler. Bunları yaşamaları da son derece normaldir. Kadının fıtratındaki güzelleşme hevesi asla engellenemez. Kadın gerekirse denizde mayo giyebilir. Mayosunu düzgün tutabilir. Temiz arınmış bir kişi gibi yıkanıp çıkabilir. Ailesi onu yadırgamamalı. Ailesindeki insanlar ona örtünmesini diretmemeli. Örtünsün diye üzerine gelmemeli. Onlar acı çekecekler. Bu kadınlara verilen ızdırabın bedeli büyüktür. O insanlara korku salacağız. Yaptıkları eziyeti yaşayacaklar. Kendi yaptıkları acıyı tadacaklar. Bu kötü bir hayat yoludur. İnsanları yanlışa sevk etmektir. Hevesle giyinip süslenmesine izin verilmelidir. İnsanların içindeki neşe kaynağı kapatılıyor. Ve sevgiye hasret kaldıkları için üzüntüyle kendilerini seyrettiklerini bilin. Başlarındaki örtü onların ızdırabıdır. Bunu yaşamak onların ızdırabıdır. Saçları onlar için özeldir. Kadına en güzel görüntüyü veren saçtır. Saçlarına zarar verdirmeyin. Güzel görünmek isteyen insanları yollarından ayırmayın. Uyan veya yanlışta olan herkes bunu tatmalıdır. Güzelleşmeye çalışan güzel kızları yadırgamayın. Dudaklarına ruj, gözlerine boya ve kirpiklerine rimel sürmeleri onlar için farklı bir havadır. Değişmek onların içindedir. Sevilmeyi isterler. İlgilenilmesini beklerler. Kadın olmanın huzurunu yaşamak isterler. Onların yüzlerindeki materyaller ile alay etmeyin. Gözlerine sürdükleri her boya onlara güzellik kattı deyin. Ve temiz olduklarını hissetsinler. Arındıklarını bilsinler. Ailelerini bu şekilde temizlerler. Onlara eğitim verin. Doğru çalışmaları yapabilirler. Gelişmeye çalışırlar. Doğru eğitimi almalılar. İçlerindeki güzel duyguları birilerine aktarmak isteyebilirler. Onların bir kişi ile buluşması veya sevgi bağı ile bağlanmasını yadırgamayın. Onlar yaşamak için bunu istiyorlar. Kaldıkları hayatı sevmiyorlar. Değişmeye hevesliler. Farklı yerlerde yaşamayı istiyorlar. Sizden ayrılmaları bazen gerekebilir. İstedikleri kişiyle mutlu bir yuva kurmaları onlar için iyidir. Duygularına önem verin. İsteklerine saygı duyun. Onyedi yaşın üstünde oldukları anlarda da evlenmelerine de izin verin. Daha küçük yaşlarda kafaları karışabilir. Tam bir otorite
kuramayabilirler. Bazı şeyleri algılamaları zor olabilir. Bu gibi durumlarda onların yanında olun. Kendilerine değişimi anlatın. Nelerin farklı olduğunu bilsinler. Göğüslerindeki gelişme biraz can yakar. Küçük bir tomurcukla başlar, ağrı ile devam eder, göğüsleri şişer. Göğüsleri oluşana kadar da bir süre utanç duyabilirler. Bu değişimin normal olduğunu onlara anlatın. Göğüslerini kapatmak ihtiyacı duyarlarsa onlara giysilerin bollaştırarak verin. Çocukların bu bilgileri bilmeleri gerek. Göğüs hizasına kadar giysilerini dar tutabilirler. Göğüsün üstünü bol tutabilirler. Çizgili giysilerden uzak tutun. Hatları fazla belli eder. Bu yüzden gelecekteki giysiler çiçeklidir. Çizgili giysiler uzaktır. İnsanlar renkli parçaları tercih ederler. Farklı desenler uygulanabilir. Kumsal resmi gibi ağaç çiçek resimleri gibi duygu bilgisi veren hassaslığı analiz edilebilecek renkler tercih edilecektir. En çok his haberini açık mavi tonlar belli eder. Açık maviyi çok severler. Bunun dışında ton farkı olur. Koyudan açığa renkler tercih edile de bilir. Giysilere bolluk vermek kişiyi daha özgür gösterir. Bol giysileri severler. Farklı kesimler hoşlarına gider. Eteklerde de yine uzunluk kısalık farkı vardır. Kısalar tercih edilmektedir. Pembe tonlarda etek çok kullanılmaktadır. Mavi ile pembenin uyumunu keşfederseniz bu size huzur verebilir. Üzerinize her renk yakışabilir. Çiçek renklerinin güzel olduğunu bilin. Onların nüanslarını da vücudunuza uygulayabilirsiniz. Farklı yeşil tonlar sevilir. En çok tercih edilen renk, genellikle lacivertin tonları. Lacivert, duygu rengidir. Gözlere uyum aranırsa, turkuaz yeşiline de kaçılabilir. Gözler orada çok güzel renklerdedir. Farklı tonların ışıltısını görmeniz mümkündür. Mavinin en güzel yeşili hisleri uyandırır. O tonun gözlere hitap ettiğini bilin. En tatlı renklerdendir. Saçlarda genelde açık tonlar tercih edilmektedir. Bunun da nedeni şudur. Kadın canlı görünmek isterler. Bu rengi hislerine uygun bulurlar. Mavinin tonlarını da bazen saçlarında rastlanabilir. Parçalar boyanırsa güzel bir görüntü oluşur. Cıvıl cıvıl bir görüntü insanda neşeye sebep olur. Bunun yaşanmasının özel bir nedeni de hissiyatı geliştirmesidir. İnsana neşe, huzur ve estetik katması bu yönde ten rengi kullanımını da arttırır. Tene hafif bir pembelik vermek insanın içinde vardır. Yanaklarda mavinin küçük tonlarını da kullanabilirsiniz. Allıklar rengarenk. Komedi olsun diye kullanılan bazı tonlar bile var. Sırf onu eğlence yapanlar da var. Mor bile kullanılır. Şeffaf rimeller moda. Gözlerde kirpikler kıvrık. Rimellerin mavi tonu da çok güzel görünür. Göze renk katar. Farklı renkler insanları sevindirir. Bu tarz insanlara geçmişte komedi isimleri takılmıştır. Aksine orada insanların yüzleri şahanedir. Kimsenin çirkin olduğunu söyleyemezsiniz. Makyaj özel yapılıyor. Kalıcı makyaj da var. En çok kullanılan yöntem Hedronik’in kullandırttığı küçük usta robotlar. Bu robotların yardımıyla minik gözlere büyüme, iri gözleri de orantılı göstermek mümkün. Gözleri iri olanların ifadelerini yumuşatmak gerekir. Bu nedenle göz tonları genelde yukarıya doğru açılmalıdır. Yumuşak bir renk tercih edilmelidir. Gözler geniş görünmeli. Ufak gözlüler de gözlerine far sürebilirler. Açık ten onların gözlerini büyük gösterecektir. Bunu yapmak iyidir. Kalın kaşlılar, gözlerindeki sert ifadeyi giderebilirler. Kaşlarını siyah boyamasınlar, açık tona boyasınlar. Kaşlarını da fazla inceltmeden detaylarını hesap ederek hafif oval alsınlar. Gözleri kavisliyse fazlasıyla yuvarlak iniyorsa bu durumda gözün iki yanına sert düz çizgi çekilmeli. Bu kalın çizgileri de yukarıya kaldırmadan tutmalı. Böylelikle gözler daha kediye yakın görünür. Bu başarılı bir makyaj türüdür. Kadınlar bunu tercih etmeli. Gözleri en güzel gösteren makyaj şeklidir. Göz bebekleri ufak tutulmalı. İleriye doğru bakan gözlerse yukarıdan belirginleştirilmeli, altı çizilmemelidir. Gözün altına çizgi
çekmek isteyen biri olursa bunu parlak bir kalemle yapsın. Simli bir kalem kullanmalıdır. Kadının en çok beğenileceği yaklaşımları bilmesi gerek. Açık mavi renk göz kalemi kullanmak iyidir. Buna da sim iyi gelir. Gözlerin rengi eğer belirgin görünsün istenirse gözlerin etrafını siyahla belirtin. Siyahın tonunu fazla koyu tutun. Eğer yorgun görüntü verecek gibiyse iç bölüme dokunmadan sadece iki kenar noktasına iki çizgi çekin. Yuvarlak çizgiden sakının bu insanın yüzünün simetrik görünmesini engeller. Gözün orantısını yanlış gösterir. Eğriler farklı noktalara kayar. Bu da hatalı çizimin sonucudur. Gözünüzün akacak bir makyaj türüyle yapılması nedeniyle gözler çabuk yağlanırsa gözünüzü temizlemeniz gerekmektedir. Tekrar makyaj yapın. Rimeller geçmişte çok çabuk gözü kurutur. Göz bebeklerine acı verir ve kişinin göz rahatsızlıkları olur. Kirpik batması veya kaşınma söz konusu olur. Bunu yaşayanlar mutlaka yüzlerini sürekli yıkasınlar. Göz yıkanması gözün tekrar sağlığını arttıracaktır. Geçmişteki bu hasarlı makyaj stillerinin vücuda etkisi vardır. İnsanlar kimyasalları yanlış kullandığı için bunlar olmaktadır. Vücuda zarar vermektedirler. Bu maddeleri kullanmak zorunda kalan insanlarda hayat zorlaşacaktır. Vücuttan atmak gerekecektir. Genetik zorlanmalar vardır. Kendi istekleri doğrultusunda yaşadıkları bu sıkıntıları aktarmaları gerekmektedir. Yaşadıkları sıkıntılar bir bir kontrol altına alınmalıdır. İnsanoğluna verilen kıymetli lütfun bir kısmı çeşitli insanlardan gelişmektedir. Onları bazı şekillerde yönetim kadrosuna alıp genlerindeki düzenlilik nedeniyle hayata etkileri olacaktır. Genetikleri bozuksa insanlar ne yazık ki zor hayatlar yaşarlar bu nedenle insanlığa yapılan bir kumpas var. İnsanoğlu oyuna getirilmektedir. Çalışkan görünüşlü tipler, bu oyunu oynarlar. Size yanlış maddeleri yedirip kullandırıp üzüntünüze sevinirler. Sizin genetiğinizi bozmak için çabalarlar. Hassas kalmanızı sağlarlar. Yorgun olmanıza neden olacak yiyecekler yedirirler. Kilo almanıza sebep verirler. Terimsel hatalar yapılması normaldir. Bunları çözmenizi bekliyoruz. Kelimelerdeki hataların aynen yazılmasını istiyoruz. Birçok varlığı anlımak için onun içindekini okumak gerekir. Onu okumak için de o varlıklar psikolojik olarak tespit edilmelidir. Bu varlıkların tespiti yapılırsa neden insanlığı tehdit ettikleri anlaşılır. Birçok varlık kendini insanlık için fayda verecek işlerde kullanmak amacı güder. Faydalı olmayı çabalarken bilmeyerek insanlara zarar verirler. Bu onların hatasıdır. Hata yaptıklarını görmeliler. Fayda vermiyorlar. Tam tersine insanlığın zararına işler yapıldı. Yanlış çalışmalar söz konusu. Bu çalışmaları önlemek gerekiyor. Bunun için gereken bilimi almalısınız. Elinizdeki nimet büyük. Faydalı bir bilgi dağarcına sahipseniz bunu mutlaka gerekli sektörlere aktarın. Ve zalimce yaklaşım sergileyen insanlar varsa onların size yaklaşmasını önleyin. Kimseye yardım etmeyeceklerini bilin. Bu insanları Allah biliyor. Ve size yardım edecek. İnsanlığa büyük bir zarar verilmiştir. Kendi heveslerine uymuş bu insanların ellerindeki kitap bu işin temel taşlarından biridir. Kitap, saklanmış olduğu için kimsenin haberi olmamıştır. İçinde çeşitli büyü çeşitleri, cinlenme sebebi verecek bağlama yöntemleri, birçok zararlı hipnoz yöntemi, karşıya geçirmek istedikleri kötü yöntemleri aktarma yöntemleri, zindan hissi uyandırma, bir şeyleri kaybetme duygusu, telaş, panik, daralma, unutkanlık, hafıza kaybı, perdeli yöntem, farklı bir alemde yaşama hali, Allah’ın nimetlerinden mahrum olduğu düşüncesine sebep verme, zalimlik hissi, korkma, fazla cesaret, panik, korku geliştirme, isteksizlik, aşırı yorgunluk verme, çeşitli bölgelerde ağrıya sebebiyet verme, katillik isteği duydurma, bir şeyleri başardığı hissiyle hareket ettirme, zulme sebebiyet verme, insansı hareketler yaparak ilerlerken aslında farklı bir
hayvan türü gibi olma gibi bir çok zararlı davranışı insanların içine verirler. Bu gibi duyguları yaşamanız sizin çok kötü bir insan olduğunuz, hayatınızı kullandırttığınız duygusu nedeniyle sizi yorabilir. Bunları yaşarsanız Allah’ın nimetlerinden mahrum kaldığınızı düşünebilirsiniz. Bu duyguyu hissetmemelisiniz. Allah yanınızdadır. Hiçbir şekilde size zalimlik bulaşmamıştır. Size zalimce davrandıklarını bilin. O zalimlere Allah bir daha bakmayacaktır. O yüzden bu zalimlerin Allah’a yaptıkları oyun boşa çıkmıştır. Allah o zalimleri bilmektedir. Size böyle oyun oynandığını anladığınız anda hemen Allah’a duaya başlayın. Sizi mutlaka kurtaracaktır. Zulmedenleri Allah mutlaka kötülüklerini yaşatacaktır. Onların yaptıklarının aynını kendilerinde göreceksiniz. Bir daha insanlara bunu yapamayacak hale geldiklerini görmeyi isteyeceksiniz. Bu çabanız boşa çıkacak iyi bilin zalim toplum. Sizin büyüleriniz bu varlıklara zarar veremeyecek. Allah’ın büyüklüğüne inanan bu insanlar, sizden mutlaka kurtulacaklar. Yaşamınız bu şekilde geçecek. Kötülükleri boşa çıkacak. Ve yaptıkları zulüm hayatlarının hiçbir safhasında onların mutluluğuna sebebiyet vermeyecek. Nefes darlığının aynını yaşayacak. Acı çektirdiği insanların yaşadıklarının aynını çekecektir. Bu şekilde yaptığı için Allah ona kahretmiştir. Zulmettiğini fark edecektir. Korkuyla yaşattığı varlıkların affına gidecektir. Af dileyecektir. Af edilmeyecektir. Onlardan af dilemek zorunda kalacaktır. Ona yardım edenler de aynını yaşayacaklar. Kendini bilmezler şov yapmaktadırlar. Eğlence sektöründe görüntüleri vardır. Bu kişiler kendilerince eğlenceyi yaydıklarını zannederler. Gözler önünde olmak hevesleridir. Eğitim almamışlardır. Amaç sadece eğlenmektir. Yaşam boyu başarıya ulaştıklarını zannederek döneceklerdir. Dönüşlerinin ardından da yaptıklarının büyük bir hata olduğunu göreceklerdir. Yaptıkları suçları yaşayacaklardır. Hayatları başka bir uyduda geçecek. Yapay bir uydudur. İsmi ‘Pesead’dır. Kelimenin kökü ‘kir’dir. Kirli kişileri yollarız. İçinde pislik dolanır. Kendini yiyen bir yılanın kuyruğu vardır. Ağzına kuyruğunu almış, kendini kemiriyor. Yılan, kötülüğünün temsilidir. Zalimlerin büyük bir bölümünü oraya yolladık. Kendilerine hizmet etmiş diğer canlılar da oradadır. O varlıklar da oraya ulaştırılacaktır. Birlikte yaşayacaklar, birbirlerini yiyecekler. Yiyecekleri de verilecektir. Uyduya yollanacaktır. Kullanıcılar yoktur uydu aracında. Sadece yıkım için inen bir araçtır. Gittiği yere parçalanarak ulaşır. Oraya çirkin giysiler içinde koşarak gidecekler. Ve oradaki parçalanmış yiyecekleri, iğrenç bağırsaklı etleri pişirmek zorunda kalacaklardır. Onların düzeni budur. İnsanlara yedirmek istedikleri yine budur. İnsanlığı bu hale getirmenin çabasını gütmektedirler. Hedefledikleri yolun bir kısmını onlara yaşatıyoruz. İstediklerini şu an yapabiliyorlar. İnsanlığı yoksulluğa, açlığa, yalnızlığa sevk ediyorlar. Bırakılmış bir insanlık söz konusu. Kaldıkları yer üstün olduklarını düşündükleri yer. Şu an son derece büyük nimetlerle donatılmıştır. Yaşamayı umdukları cenneti onlara verdik. Allah’ın nimetlerinden yoksunlardır. Yoksun kalacaklardır. Yaptıkları çirkinliğin farkına varacaklardır. Bilgilerini paylaşmaları gerekirdi. Saklamak büyük bir zulümdür. Bu nedenle kim bilgisini saklarsa ileriye geçemez. Yaşamı bağlanır. Sorunlarla boğuşur. Bilgileri aktarmak şarttır. Kim ne derse desin doğruyu söylemek zorundasınız. Herkese aktarmak sizin göreviniz. Algılayacağınız düzeyde aktardık.
3A.5 Hbryd’in Görüntüsü
Küçük Hbryd’ler Boy Statüsü 3 Sabii (Astraid/Astread) (Okunuşu: Astrayt) 73 Yıllık Emek. Top tarzı oyunlar. Gelişim aşamaları kaydettiği askeri yöntemler. Yuvarlak hatları var. Daha minik gözleri var. Görev alış yaşları, 20 yaş başlangıç. Boy 1.96. Ortalama ömür 73 yaş. Emeklilik yok. Toplam sayısı, üç. İkisi savaşçı, Koruyucu. Biri Kraliçe, Destek, Yönetim.
1.83’lük (Barbraid/Barbread) (Okunuşu: Barnayt) Ortalama ömür 62-63 yaş. Eğitimde hızlı gelişim gerek. 14 yaş, görev alış. Ömürlerinin son 10-14 yılında emeklilik yaşamı. Toplam sayısı 400. 13 Savaşçı insan, destek statüsünde. 400’ü 13 yönetir.
1.73’lük (Turnaid/Turnead) (Okunuşu: Törnaynt) Ortalama ömür en fazla 44yaş. Beden daha yavaş geliştiği için 21 yaş, görev alış. Ömürlerinin son 16-22 yılında emeklilik yaşamı. Toplam sayısı 600. Sivil. Çalışma kadrosu. Savaşçı destekçi. Koruma amaçlıda da kullanılır.
1.63’lük (Furnaid/Furnead) (Okunuşu: Förnaynt)
Ortalama ömür en fazla 40 yaş. 36 ya inebilir. Hızlı gelişim kazan çabuk adapte olamadığı için eve gelir. Göreve başlama yaşı, 15 yaş. Ömürlerinin son 20 yılında emekli yaşamı. Toplam sayısı 140-180 civarı.
1.53lük (Burnaid/Burnead) (Okunuşu: Börnaynt) Ortalama ömür 16 ve fazlası. Hızlı eğitimle 7 yaş, görev alış. Ömürlerinin son iki yılında emeklilik. Çalışma şevk veriyor. Toplam sayısı 42.
1.43lük (Tornaid/Tornead) (Okunuşu: Türnaynt) Ömür boyutunda 6 sene ve üstü vardır. Hızlı eğitimle 4 yaş, görev alış. İş yaparken ölürler. Çalışmaları sürekli olacak. Toplam sayısı 13 civarında olacaklar. 14 e çıkma ihtimali de var. Bunların yaşam tarzı istek doğrultusunda gelişecektir.
1.33lük (Malaid/Melead) (Okunuşu: Melayd) Ömürleri 3 yıldır. Süreç boyunca yaşlarında ilerleme olamazı. En fazla gelişim sağlayanları da en fazla 4 yıl yaşar. Sektöre zaman yetmiyor, görevleri yok. Küçük bir çalışma yapsalar da ürün fazla yok. Toplam sayısı yaklaşık 4 civarında olacak. Gerekirse 6 ya çıkarılır. Bunun sebebi de yanlış doğum çalışmalarıdır.
1.23lük (Küçük Belaid/Belead, Minikler) (Okunuşu: Belayd) Ömürleri en çok 2 sene yaşar. Ömürleri kısa olduğu için yaşamlarında fazla çalışma mümkün yok. Bu nedenle de melamidirler. Yaşamları bir tür huzur kaynağı olacak, küçük meleklerdir. Temizlenmişlerdir. O garipler zorluklarla büyür, hastalık taşırlar. Ömürleri çok kısa olur. Kendilerine gelen bilgiyi hafızalarına taşıyamazlar ve eğlenmek için yaşarlar. Hep güleceklerdir. Gülümsemek onlar için değerlidir. Bir daha üzülmeyeceklerdir. Sadece bir renk çıktı. Onunla güleceksiniz. Pembe renkli bir çiçektir. Gülümsemeye devam edecektir. Bir gün oyun oynarken yere yığılıp düşecektir. Kendini Allah nazarında değerli bulacaktır. Temizdir.
3 Sabii (Astraid/Astread) (Okunuşu: Astrayt) 73 Yıllık Emek. Top tarzı oyunlar. Gelişim aşamaları kaydettiği askeri yöntemler. Yuvarlak hatları var. Daha minik gözleri var. Görev alış yaşları, 20 yaş başlangıç. Boy 1.96. Ortalama ömür 73 yaş. Emeklilik yok. Toplam sayısı, üç. İkisi savaşçı, Koruyucu. Biri Kraliçe, Destek, Yönetim.
3A.6 Astraid Yönetimi
Astraid yönetiminde bulunan herkes detaylı çalışmalıdır. Çalışmalarını doğru yapmaları şarttır. Konuşmalarında birikim yer almalıdır. Hızlı çalışmaları gerekmektedir. Doğru karar vermeleri de. Yanlış sözler söylememeliler. Bunu başarabilmeleri de ancak çalışmakla gerçekleşir. Üretmek onların işi olmalı. Çalışırken hızlı olmalılar. Gelişim süreçleri bu aşamada çok gelişecektir. Doğru sözleri söylemekten kaçınmazlar. Yanlış sözlerden sakınırlar. Bilgilerini doğru sözlerle dile getirirler. Bereket onlara gelir. Acı yok olur. Sevimsiz görünmezler. Hayatları kararmaz. Yanlış sözlerden sakınırlar. Ellerindekinin büyük bir bölümünü kullanırlar. Hatalı yazmazlar. Doğru cümlelerle iletişime devam ederler. Yazdıkları detayları da bilirler. Bazı şeylerde içlerine korku düşebilir. O dönemlerde de yazı stilini yumuşatırız, daha rahat ettirmeleri gerekebilir. Kendilerine gevşemelerini sağlayacak yerlerde yaşamaları söylenir. Oralar kendileri için ferahlıktır. Bu bölümün özelliği, kendine güvenmesi, üzerindeki her şeyin değerini bilmesi ve farklı olmak istemesidir. Değişim onun için bir tür huzurdur. Yapması gerekenleri yapmak için çaba sarf etmesine gerek duyulur. Elinden gelenlerin en iyisini yapmak ister. Her zaman da kötü duygulardan arınmalıdır. İçinde Allah’a güven mümkün olduğunca çoktur. Korkusu da. Bu onu yanlıştan kurtarır. Farkına varmadan ailesindeki bireylerle aynı tepkileri vermeye başlayabilir. Bu da onun çabuk gelişmesinde çok lazımdır. Gerekli bilgiler detaylı olarak verildiğinde de kendi ile ilgili konuları çözer. Gerekli detaylar onunla birleşir. Her türlü bilgisel konuyu içinde çözmesi gerekir. Deneyim sahibi olması gerekir. Eğitimini bu şeklide tamamlar. Başarıya giden yol budur. Bilgilerini kavramalı, eğitimine gereken hızı vermelidir. Değişim onun bir parçası olmalıdır. Çabalarını iyi takip etmelisiniz. Onun hızlı yazması gerekir. Çabuk kavraması gerekir. Korku onun parçasıdır. Çabuk kavrar ve hızlı hareket eder. Güven hissi duyar. Başarıya yakın olur. Elinden birçok iş gelir. Temiz ve duru nesneler onu sevindirir. Hisleri kuvvetlidir. Çabuk algılar, korkuya kapılmamalıdır. Desteğe ihtiyaç duymamalıdır. Korku geliştirmemelidir. Yaptığı hataları çabuk kavrar. Zorlanmamalıdır. Çabuk iletişim kurmalıdır. Değişime hazır olmalıdır.
Cümlelerde tekrar söz konusu olduğunda da ikinci anlamları deneyin. Bu sizin farklı görmenizi sağlayacaktır. Değişim, bilginin gelişimini aktarmak için kullanılır. Bazı yerlerde de insanın karakterindeki gelişimdir. Bu açıdan ikili kullanımları tercih ettik. İki anlatım bu sayede cümlelerde farklı anlamlarla kendini gösterecek. Bu olmalı. Belli olmalı. Bu yüzden de cümleleri dikkatli okuyun. İkili anlatımlar sizi bir şekilde kendine çeker. Bunu doğru fark edin. Yanlış sözlerden de uzak olun. Elinizdeki nimet büyük. Bu nimeti farklı emellerde kullandığınız takdirde elinizden alınır. Elinizdeki nimetin büyüklüğünü bilin. Gelişim sürecini tamamlayan her insanda farklı gözlenen hareketler olur. Sevilmeye hasret çocuklar kendilerine asla farklı görüntüler katmaya çalışmazlar. Sevilmek için çabalarlar. Kendilerini uzun uzun gözlemek zorunda kalırlarsa hareketlerinde tutarsızlık oluşur. Bu da onları yorar. Etraftan algılanır. Ve istemeden karşıdaki insanın huzursuzluk çektiğini iyice fark edebilir. Yorulmak durumunda olan bu kişiler, kendilerini içe kapatabilirler. Kendi psikolojileri ile boğuşabilirler. Bu durumlar onların üzüntüsüdür. Yapacakları tek şey de Allah’a sığınmaktan başka bir şey değildir.
3A.7 3 Yıldız Yönetim Kadrosu
Üç Sabii’nin oluşturduğu kadrodur. Üçü de güzel. Değişim sürecini iyi atlatmış kişiler. Genetik haritaları diğer hbrydlerle aynı olmasına rağmen daha gelişmiş ürünlerdir. Topraktan çıkmışlardır. Gelişimleri farklıdır. Üretim kadrosunda yer aldıklarından asla yanlış yapmamaları gerekmektedir. Çekingen veya ürkek tavır sergilememeleri de şarttır. Başarıyı yakalayacak statüdedirler. Çalışkan oldukları görüldüğü takdirde ekstra eğitimle yükseltilirler. Çalışma alanında kendilerini gösterirler. Fakat gelişim süreçlerini ilerlettikleri takdirde çabaları eğer daha düzeyliyse gelişimlerini bir üst seviyeye çıkarırız. Çalışmalarında eğer ilerlemeleri söz konusu olursa onlar da değişime ayak uydurabilirler. Ve farklı statüde eğitimler başlar. Gelişim aşamasını kaydettilerse eğitim süreci biter ve artık İdare kadrosunda yer alırlar. İdare işlerini en güzel şekilde ilerletmeliler. Bu nedenle çalışmaya devam etmeliler. Değişim sürecini atlattıktan sonra kendi özel statülerini fark edeceklerdir. Bu verim aşamasını en güzel şekilde yerine getirirler. Gelişim süreçleri tamamlandığında da çalışma aşamasına geçerler. Üç Kız, değişime uğrar. Kendilerine verdiğimiz bazı bilgilerle onları gelişime açık hale getiririz. Kendilerine bazı bilgiler aktarılmalıdır. Bilgi düzeyleri arttıkça daha detaylı bilgilere ulaşırlar. Çelişki sürecini bitirirler. Verim alınması için bu gereklidir. Birikimleri onlarda bir çok şeyi değiştirir. Görüntü açısından diğerlerinden farklıdırlar. Görüntüleri birçok insana yakındır. Çabalarını görmeniz gerekir. Süreci tamamlarlar. Bakış açısı olarak her an çalışma azmini hissederler. Görgü açısından da son derece iyi eğitilirler. Kendilerine güvenleri vardır.
Doğru iş yaptıklarını bilirler. Çeşitli özellikleri insanlardan ayrıdır. Bazı işlerde onların izni vardır. Bilgilerine yer verilmesi iyi olur. Bu konuda başarılıdırlar. Birçok şeyi zaten hafızalarında iyi tuttuklarından destek timi gibidirler. Doğru bilgi çok iyi algılanmıştır onlarda. Kararları tavırları göze çarpar. İnsanlar üzerindeki çok fazla bilgi onlarda da yer alır. Gelişim süreçleri boyunca her tür farklılığı gösterebilirler. İnsanlara ait tavırlar ve yaklaşımlar vardır. Üçü de aynı soydan gelirler. Farklı bir tarzda yaratılırlar. Farklı bir zigotun içindedirler. Temiz bir zigot. Saftır, arındırılmıştır. Üçüzdürler. Üçlü sistemin ürünüdürler. Üç kız da aynı zigottan üretilmiş olduğu için görüntü benzeşmesi vardır. İki kız birbirine benzer. Birbirlerine benzemeleri gerekmektedir. Diğer kız ise farklıdır. İki kızın özelliği şudur; diğer kızdan farklı olarak daha az bilgiye sahip olurlar. Akıl mefhumu daha azdır. Diğer kız ise ikisine oranla daha güzel ve daha seçkin görünür. Kendini belli edecektir. Sıradan bir insan gibi davranabilir. Tavırlarını bir hurininkine benzetebilirsiniz. Güleç yüzlü, sıcak kanlı, hayata dair umudu çok olan biridir. Gözlerinde ışıltı hiç eksik olmaz. Göz bebeğinde farklı bir yıldız görebilirsiniz. İçine düşen farklı bir ses tonu olabilir. Değişik konuşmalar yapabilir. Duvardan aldığı bilgiyi başkasına iletebilir. Kiminle iletişim kurarsa onunla mutlaka göz temasını kaçırmadan konuşur. Konuşma tarzı da yumuşaktır. Kimseyi üzmeyecektir. Eğitim sırasında da aynı tavrını sürdürür. Sevgi onun için önemlidir. Her gün mutlaka temizlik yapar. Vücudundaki kötülükleri arındırır. Bilgisini paylaşır. Onun için bu tarz konular mühimdir. Ellerini temiz tutar. Ayaklarını da. Herhangi bir kızdan farkı yok sayarsınız. Görünüş ve bakış açısı yumuşaktır. Ama tamamen saftır. Saf olması nedeniyle de, ona bakış açısı diğer insanlara göre daha iyidir.
3A.8 Saf olacak Kraliçe Kızın Aile Yapısı
Dört başlıklı atım. AGCT. Toprak fazlarının bir araya gelişi ile birlikte oluşan bu zigot, genetik haritada farklı bir doğumla oluşur. Bir anneden doğmaları gerekmektedir. Gen haritası çekirdek asitinden özeldir. Turkuaz mavisi bir renk alacaktır. Çekirdekte küçük bir nokta belirirse bebek oluşumu başlar. Bebeklerin üçü de aynı ‘rahim’e yerleşebilir. Küçük bir parçadan oluşurlar. Genleri fazla büyümez. Ufaltılırlar. Gelişim süreci boyunca küçük kalmalıdırlar. Bu sayede hatalı sıfatlardan korunurlar. Sıfat özellikleri şunlardır. Çirkin hareketler, yanlış tavırlar, üzüntü veren düşünceler, zorlayıcı hareketler, bir nevi nefse dair tüm çirkinlikler, kendini beğenme, çirkeflik, korunma çabası ve bunun gibi birçok kötü özelliği içermeyecek şekilde saf tutulmalıdır. Bu amaçla genetiğinde değişim şarttır. Herhangi bir yaratık bu üçlüye girmeyecektir. Saf tutulacaktır. Hayvan geni yoktur. Bunlara farklı bir yöntem uygulanacak. Genlerinde oynama yapılacaktır sadece. Üç kız saf tutulacaktır. Onlar da hbryd’dir. Fakat yaratılış açısından saf tutulmaları gerekmektedir. Bir nevi nefs oluşumu engellenmiştir. Genetik haritaları bu yüzden farklıdır. Genetik havuzda tutuldukları dönem boyunca da üretimde farklı bir yöntem izlenir. Çiçek
açmaları gerektiğinden onlara doğum yapmaları mümkündür. Doğum yapabilen bu çocukların yardımlaşma ile üretilen bir yavruları olabilir. Bebekler diğer saf hbyrdler gibi üreyecektir. Bu bebeklerle, ilk bebekle daha doğrusu başlayan süreci izlemeniz gerekecek. Hbryd bebek temiz ve saf doğacak ve ilerleyen süreçlerde kendine bulduğu eş ile birlikte yuvasını kuracaktır. Eşi temiz bir insan olacaktır. Eşinin birçok özelliği vardır. Gen olarak üstündür. Çocuğun doğumu gereklidir. Bu bebek ileride önemli biri olacak. Çünkü anne saflığını devam ettirmiştir. Annesi ile aynı özellikleri taşıyacaktır. Ailesi onun temiz ruhundan huzura erer. Genetik olarak ailesinin verdiği bu üstünlükten kaynaklanan bir üstünlük bulunur onda, bu ekstra üstünlüğün onda büyük bir gelişim sağlaması söz konusu. Ailede genetik üstünlük olduğu takdirde insanın yaşam tarzı değişmelidir. Kişi farklı yönlere doğru ilerler. Kendindeki farkı hissetmez başlardı. Daha sonra algılayacaktır. Doğan küçük çocuk gelişimini tamamlar ve farkında olmadan yaşadığı gelişmeler sonucunda inanç tarzını değiştirecektir. Ailesi ondaki bu değişimi fark edebilir. Bu değişim ailede ilgi odağı olmasına neden olacak. Kendini bu dine adadığını fark etmeleri gerekecek. Özelliklerini fark etmesi gerektiği zaman, ona bildirildi. Yaşam boyu çalışması gerekecek. Bu başarıyı elde etmesi gerekecek. Çalışmalı ve üretmeli. Gereken saygıyı gösterdiği için. Ona Allah tarafından verilen bir nimet var. Kendisi Allah tarafından seviliyor. Ve bu onun özel bir insan olmasını sağlıyor. Çalıştığı sürece de bu şeklide devam edecek. Üretim sürecini bitirirse karşılığını görecek. Kendisi başarıyı elde ederse ona verilen büyük bir ödül oluşacak. Nimeti anacak. O nimetle sevinecek. Bildiği her şey ona büyük bir ödül gibi gelecek. Dualarla ilerleyecek. Onun için ödül bu. Hayatını değiştirmesi gerek. Gelişmek için yardım almalı. Bilgisi ilerlemeli. Her şeyi doğru yapmalı. Hata yapması yasak. Bu yönden kendini düzeltmeli. Doğru bir çaba sarf etmeli. Hizmet onun için büyük bir çaba. Hazır davranmalı. Çalışmasına üretim katmalı. Beklentilerini karşılamalı. Yaptığı her şeyin doğru olduğunu bilmeli. Farklı bir insan olmanın çabasına girmeli. Kendine gelişme süreci tanımalı. Bilgisini arttırmalı. Bir şeyleri gerçek olduğu için yapmalı. Belge niteliği taşıyan bilgileri saklamalı. Zor anlarda Allah’a sığınmalı. Korkudan korunmalı. Kendini bir şekilde beğenmeli. Huzura ermeli. Çalışmaları önemli. Onları mutlaka yapabilmeli. Bunun için gereken yardımı da almalı. Destek almalı. Elleri başarıya iletmeli. Karşılıklı, düzenli çalışılmalı. Yardıma hazır olmalı. Temizlendiğinin farkına varmalı. Arınan çocuk kendine güvenmeli. Başardığını bilmeli. Güzel davranışlarını sürdürmeli. Hayatın kaynağı olmaya çalışmalı. Verimli olduğunun farkına varmalı. Başarıya ulaşmalı. Doğru çalışmaları yaptığını bilmeli. Yardıma hazır olmalı. Çabaları doğrudur. Faydalı olmaya özen göstermeli. Ellerini doğru yönde çalışarak birleştirmeli. Genetik haritasının kusurları olabilir. Bu onda üzüntü yaratmamalı. O kusurlar giderilir. Yaşam sürecinde gidecektir. Doğumla başlar ve üretimle kaybolur. Bu bilgi onu rahatlatmalı. Eğer bir başka doğum daha olursa ek bir huzur vereceğiz. O huzuru da yaşadığı zaman kendindeki hayatı onda huzur kaynağı yapacağız. Gelişim süreci bu şekilde ilerleyecek. Kendi ile ilgili sorunlarını çözmesi böyle olacak. Bu bilgiler kişiye özel değildir. Bu bir çok insanda yaşanan doğru durumlardır. İnsanlar bu tür şeyleri yaşarlar. Bu genelde bir çok insanın yaşadığı bir sorundur. Gen yanlışları bu şekilde gideriliyor. Rahim olmak budur. Doğum, insanların huzurunu ve bilgi dağarcığını genişleten bir tür kaynaktır. Bu bilgiler insanların hayatlarında doğuma değer vermelerini sağlar. Genler düzene girdiğinde bebek doğumları farklı yönteme geçecek. İnsanlar artık doğumu
normal yapmaya çalışmayacak. Normal doğumlar, zor günlerde yaşanan sıkıntıların giderilmesi için ne yazık ki gereklidir. Bu dönemde yaşanan genetik birçok rahatsızlığın yok olmasında, ‘rahim iyileştirme sentezi’ni uygularız. Birçok insanın hastalığı böylece giderilir. Kalp rahatsızlıkları iyileştirilir. Derin nefes alma sağlanır ve kalbin atışı düzenlenir. Yorgun olan insanlar giderilir. Psikolojik birçok etki, insanların vücutlarında hassaslık nedeniyle kendini gösterir. Bu durumları gidermenin en doğru yolu o insanlara gereken tepkiyi göstermelerini sağlamaktır. Onlardaki acı bu yolla giderilebilir. Tepkiler panik şeklini alırsa bu acılar fazla zarar verir. Onun bu durumunu bırakmasını sağlayacak tek yol, bir şekilde o insana sabit durmayı öğretmektir. Endişe karşılıklıdır. Korku giderilmelidir. Endişeli insanlar zor durumlarda kalabilir. Onların savunulması gerekir. Destekli yardım şarttır. Korkuları giderilmeli, yardımcı olunmalıdır. Psikolojileri bozuksa onlara destek çıkılmalıdır.
3A.9 Çok Öfkeli İnsanlardan Uzak Durun
Öfke patlamaları yaşayan tarzda çalışan insanlar, birçok kişiyi üzebilir. Bu tarz kişiler, karşıdaki kişiyi yıpratır. Bu insanlarla evli olanlarda yaşamlarında zorluk çıkarırlar. Hayatları zor geçer. O insanların desteğe ihtiyacı olabilir. Karşılıklı endişe patlamaları olabilir. Bu yüzden o insanlara yardımcı olun. Destek olun. Kötü öfke sahibi kişiler, farklı olmak amacıyla insanları incitirler. Destek ararlar, destek bulduklarında da kendilerini ortaya koyarlar. O tarz insanlarla evli olanların yardıma ihtiyacı var. Bu yüzden onlara yardımda bulunun. Birikimlerini paylaşın. Yalnız kaldıkları anlarda kendilerini belli ederler. Korku hisleri, tavırlarına yansır. Konuşmalarına yansır. Kalpleri hızla atar. Bu yüzden de hisleri, konuşmalarında belli olur. Endişe hasıl olur. Belirginleşir. Bu nedenle küçük çocukları olan bu insanları yardımla destekleyin. Onların üzülmelerini önleyin. Farkında olmadan size yanlış tepkiler verdilerse üzerlerine gitmeyin. Onların saf olduğunu düşünün. Onlardaki küçük yanlışları da görün. Bilmeden size kötü şeyler yapmalarına fazla üzülmeyin. Onların tepkileri bu şekilde olabilir. Kafaları yorgundur. Çok şey düşünürler. İçlerindeki acı fazladır. Farkında olmadan korkuyla yaşadıkları bu yanlış evliliği sürdürmek zorunda kaldıklarını bilin. Bitirmeye çalışmak onlar için zor gelebilir. Evin içindeki tek insan onlara bir acı tattırırsa bu onlara çıkış kapısı da olabilir. Acı çekmiş bir insan bunu mutlaka anlatmak zorunda kalabilir. Bu nedenle ancak bu şekilde o kişiden ayrılmaya karar verebilir. Yaşam onlar için zorlaşır ve kafalarında büyük bir sancı vardır. Bu acıyı yaşamaları doğru değil. Bu tarz durumlara düşmüş insanlar acı çekmeden önce eşlerine bu durumu aktarabilmeliler. Tavrı kötü olacaktır. Fakat korktuğunu anlatmalı. Aktardığı takdirde kişi ona yanlış bir tavır sergileyecekse bu durumu bilerek yine de kendini kurtarmalı. Yanlış tavırları göz ardı etmemeli. Ona saygısız bir yaklaşım sergilerse bu onu üzmemeli. Bu insanların bazılarında öfke, yaşadıkları coğrafyanın tesiri ile oluşur. Yaşadıkları coğrafyadaki çevre faktörü ve ailedeki
genetik, o insanın çeşitli kötü işlere girmesinde etkendir. Aile çabaları ile kurtarılabilir. Genetiğini bozan bu faktörler nedeniyle kişi, karşısındakinin düşüncelerine değer vermez. Özelliklerini yitirmeleri gerekli. Bu yüzden aynı coğrafyada yaşayan herkesin oradan uzak tutulması ve beraberce ayrı bir bölgeye yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu sağlandığında genlerindeki yanlış gelişim ilerdeki doğumlarda yok olacaktır. Eğer o coğrafyada doğduysa kişinin geni aynı kalacaktır.
3A.10 Öfkeli İnsanların Yaşamasına Neden Olan İnsanlar
Katiller ve zalimler, bir şekilde masum sayılabilir. Çünkü bu insanların yaşam tarzını bir şekilde hazırlayan çok sinsi kişiler var. Bu kişiler öfke patlamaları yaşadıklarından zalim statüsüne alınmakta fakat yaşattıkları bu zulmün sebebi kendileri değillerdir. Yaşadıkları çevre faktörü bu insanların kötü davranmalarının ana sebebidir. Zalim değillerdir ama zulmetmeye yakın dururlar. O insanların masum statüsüne alınmalarının sebebi de o insanların yaşatıldığı ortamdır. Yaşadıkları ortam temizlenmeli, hiçbir kişi o bölgelerde yaşatılmamalıdır. Bölgeler arındırılıp orada kuş dahi uçmamalıdır. Hiçbir varlık o bölgelere alınmamalıdır. Yapılacak tek yöntem, o bölgenin kısırlaştırılması, temizlenmesi ve boş alan haline getirilmesidir. Hiçbir çiçek dahi o bölgelerde bulundurulmamalı. Bu bölgeler kafes altında tutulup cansız varlıklarla korunabilir. Cansız çiçek, cansız kokusuz çiçekler konabilir. Bu şekilde korunması şarttır. Eğitim amaçlı olarak oraya giden insanlar da onları bu şekilde görmelidir. Kesinlikle oraya yaklaşmak yasaktır. Yasaklı bölgeler kırmızı şeritle gösterilecek, haritalarda bu şekilde yer alacaktır. Gen haritasını bozacak bu bölgeleri kesinlikle uzakta tutmak şarttır. Bölgelerin kurutulması açısından gerekli olan başka bir süreç var. O süreç içersinde de insanların oradan uzak bir yere aktarımı şart. Hastalık kapmış insanlar eğitime tutulmalı. Eğitim alan kişi de kendindeki zaafın farkına varmalı. Ve bunun giderilmesi gerektiğinin bilincinde olmalı. Bir tür ilaç kullanılacak. Sinir sistemleri düzenlenecek. Yaşamları düzene girecek. Sakin tavırlı ve ileride olacak zorlukları aşabilecek düzeyde kafalarındaki bilinç kalacak. Yaptıkları işlerde de saygıyı tedarik edecekler. Zor ve çaba gerektiren işler kendilerinden alınacak. Yorgunluk vermeyecekler. Tedavi görmeleri gerekli. Bir süreliğine temizlenmeleri şart oldu. Karadeniz bölgesinde yaşanan sorunlar bu yüzdendir. İnsanların öfkesi fazladır yaşam burada fazlası ile zorlaşır. Karadeniz bölgesinden taşınanlar eğer doğumlarını bu bölgenin dışına aktarabilirlerse çocuklar bu genden korunacaklar. Öfke yaşanmayacak.
EkBilgi
Coğrafik Bölgeler ‘Kırmızı Bölge’ adı verilen bu bölgeleri kavramamız şarttır. Bu nedenle lütfen dikkatli olmalıyız. 2009 haritalarına bakarak açıklıyoruz. İsimler yenilenebilir. Farklı isimler kullanmanız doğal. Verilen isimler yenilendi.
Siyah Bölge Kanada, Holman’dan başlayıp Cambridge Bay bölgesine kadar düz bir çizgi çek. Cambridge Bay’da korku hakim, karmaşa oluşabilir. İnsanlar birbirine çarpabilir. Kazalar çok. Holman, bir çeşit yöntem belirtecek. Kırmızı yıldızla anılır. Bir nevi Strasburg’dur. Çalışma ve üretim alanıdır. Çifte bela gelir. Holman, Cambridge Bay’la birleşecek. Buralar özel. Yeşil alan haline getirilsin. Çiçekli yeşil alan. Bu bölgelerde hasar oluşumu oldu. Tehlikelidir. İnsanların zaaf göstermesi söz konusu. İkisi birleşti ve ‘mavi bölge’ haline getirilmeli. Tamamen su ile de kaplayabilirsiniz. Sakinlik getirmesi açısından önemlidir. Yeşillik yaparsanız farklı bir oluşun daha faydalı olur. Yeşil alanlar temizliğe ve oluşumların gelişmesine faydalıdır. Fakat buradaki bulunan canlılarında acı çekmesi söz konusudur bunu bilin. Su alanında ise daha fazla temizlik ve güven hakim olacaktır. Köpek balıklarının gezindiği alanlardan biri haline gelecektir.
Siyah Bölge Arkansas, Forrest City Kuzey batı uzantısı üzerinde yer alan çizgi Kuzey doğuya ilerler. Bu çapraz çizgiyi takip ettiğinizde çizginin zararını da görürsünüz. Ölüme sebeptir. Kesinlikle bu bölgeden taşınılmalı. Hayvanlar çabuk telef olmuştur. Canlı varlık yaşaması zordur. İnsanların varlıkları da çabuk tükenir ve kıtlık vardır. Çok yalnız insan vardır. Ve birikim yapmaları da söz konusu da olmaz. Oranın ölüm şehri olduğunu söylemek gerek. Forrest City değildir. Kuzeybatısından başlayarak ilerleyen yukarıya sağa sapan çizgide kurulabilecek şehir için söylenir bu. Şehrin kurulması yasak. Bu bölüm kesinlikle örtülmeli. Üzerinden geçilmemesi için de yükseltilmelidir. Gemilerin geçiş alanı olması yasak. Engel konulmalı. O alana ışıklandırma ile engel konulmalı. Gemiler, seyir alanlarını değiştirirler bu halde. Canlı konması da yasaktır. Bitki de yasaktır. Cansız varlık konabilir. Ama onların da çabuk solacağını bilin. Çabuk eskir, yıpranır.
Siyah Bölge Nevada, Pyramid gölünün güney doğusuna bakan başlangıç noktasıyla, kuzey doğuya doğru çıkan bir çizgidir. Fazla kalın olmamakla birlikte tehlikelidir. Bu bölge çalışma alanı olmaktan çıkarılmalı. Üretim bırakılmalıdır. Hayvanlar zehirli böcek üretimine neden olur. Çıkan ürünlerde de zehir oluşur.
Siyah Bölge Kanada, Vénada (Great Bear Gölünün kuzeyindeki küçük körfezin sol tarafında kalır.) Bu bölgeyi küçük bir çizgi ile siyahladık. İçindeki alan temizlenmelidir. Orada yaşam son buluyor. Yaşatılan her şey mutlaka toz duman haline geliyor, küle dönüşüyor. Siyah, kuru bir parçaya dönüşüyor. Tane halini alıyor. Yandıklarını bilin. Yangın yeri gibidir. Küldür. Küllü parçalar havada uçuşur ve insanlarda zehir etkisi yapar. Siyah bölge çapraz konumdadır. Kuzey noktası yeşil bir alandadır. Kuzeydoğuya açıktır. Diğer nokta ise bir karanlık bölgededir. Siyah alandır. Ve güneybatıya meyleder. Biraz kavizlidir.
Siyah Bölge Alaska, Brooks Sıradağlarının batı kolunda, hemen kuzeyindeki yaylayı fark edin. Burada oluşan küçük gölü bulun. Oradaki göl, sulak alan olarak kullanılmalı. Üzerine bina yapmayın. Çizgi, kuzeydoğuya ilerleyebilir. O bölümü de sulak alan haline getirmeniz iyi olur. O bölümde fazla hareket yok. Canlılar yavaşlar. Gelişme durur ve ilerletilme hızı azalır. Geniş bir çevre yoktur. Bir şekilde oradan uzaklaşın.
Siyah Bölge Kanada, Cambridge Bay’ın güneyindeki kara parçasına geri gidin. Deniz kıyısından uzakta duran bölgede etrafı ağaçlarla çevrilidir. Siyah bir delik var. 600 metre çapında siyah bir delik var. O bölgeyi karantina altına alınız. Çukurun içi boş ve derin. O bölüme sakın girmeyin. Ve kapatın boşluk toprakla doldurulsun. Üzerine bina koymayın. Yanlış bir etki sonucu orası delinebilir. Herhangi bir sarsıntı orayı açığa çıkaracak. Boşluğun üzerinden geçmeyin.
Siyah Bölge Teksas, Trinity havzasında yer alan Houston’a yakın küçük nokta. Boş alan yapılmalı. O noktayı da bir şekilde temizleyin. İçindeki beyaz noktayı bulun. Beyazlaşması gerekmekte. Orayı taze bir bitki ile süsleyin. Açacak çiçekleri de kırmızı değil, açık renkli bir pembe ile kapatın. Açacak çiçekler küçük olsun.
Siyah Bölge Nebraska, Kuzey Pilatee bölümünde akan küçük nehri takip edin. Kuzeybatıya doğru ilerleyin. Nehrin üst kısmında duran küçük noktayı bulun. O nokta beyazla kaplanmalı. Ve üzerine bina yapmamalı. Küçük bir çarpı koyun. Nokta orada saklı kalsın. Bölgeyi tamamen arındırın. Temiz dursun. Çevresine bitki koymayın. Yanlış kişilerin oralara girmemesi için temiz ve iyi tutulmalı. Yanlış bir kişi girerse onun çıkarılması gerek. Çukur büyük. Ölüme sebebiyet verir. Bu yüzden çevresine koruma altına alın. Uyarı yerleştirin.
Siyah Bölge Kanada, Ontario’ya yakın olan Harst’ün alanına, kuzey bölümüne yaklaşın, bu bölmede bulunan küçük iki nehrin tam ortasındadır. Dağlık alanın bitimidir. Çıkan küçük nokta, üzerleri kapatılmış bir tür dikenli ağaca birleşmiştir. Bu ağaç zarar verebilir. Ağacın kesilmesi gerek ve içinden gelen özsuyunun bir şekilde hayvanlarla beslenmesi gerek. Onu içecek olan hayvanlarda farklı değişimler gözlenebilir. Sakın o hayvanlarla herhangi bir temas istemiyoruz. Hayvanların değişimini gözlerinden algılarsınız. Gözleri kan dolu olacak. O yüzden zarar verme ihtimalleri var. Bir tür saldırganlık göstereceklerdir. Bu yüzden yok edilmeleri gerekli. İçinden çıkan bitki kesilirse, bunlar gerçekleşir. Eğer kesmezseniz sizin için daha iyi olur. Bitki çok büyük, kesmeniz sizin faydanıza olmaz. Sadece içini oyun. Yani dışarıdan onu çıkaracak yöntemi bulun. Kökünü çekin. Bunu yapabilecek bir alet lazım. Bunun için de lütfen dikkatli olun. Silah gibi kullanılabilir. Zehir saçacaktır. Zehri içine çeken tüm varlıklar, kökten gelen dumanla tehlikeli davranışlar sergileyecektir. Bu nedenle sakın onu yanlış yöntemlerle yerinden almayın. Kök bütünüyle çıkmalı. Bunun için gereken tek yol da suyla toprağı arındırmak. Suyu temiz bir yöntemle kullanın. Akıntıyı verirken de yavaş akıtın. Temiz ve arınmış bir su lazım. Su temiz olmalı. Zararlı içki katmayın. Etkisi kötü. Saf su istiyoruz. İçine giren her su damlası bitkiyi zararlı hale sokmaya devam edecektir. Onun beslenmesi gerek. Beslenince de zararı olan tüm etkilerini sileceğiz. Temiz suyla beslenmeli. Temiz suyla arınırsa bitki solar ve kurur. Zehirli su ile beslenirse de çirkin bir yeşile bürünür. Zararlı bir maddedir. Bunu yok etmek için gerekli olan bilgiyi verdik.
Siyah Bölge Nebraska, Chadfon bölgesinin güneybatısına yakın sınırda yer alan küçük nehir sonunu bulun. Orada nehrin kuzeyinde yer alan nokta, küçük bir yuvarlak içeriyor. O yuvarlakta yer alan küçük bir canavarı bulun. Pembe renkli yaratık orada kıvrılmıştır. O yaratığın yok edilmesi lazım. Yaratık doğum yapabilir ama zararlıdır. İnsan değildir. Yaratıktır. Farklı bir yaratıktır. Onun yok olmasının gerekliliği var. Bölgenin üzerinde herhangi bir ev bulunabilir. Boş bir evdir. İçinde yer alan herhangi biri yok. Sadece küçük canavarın dışarı çıkmaması gerek. Oradaki canavar, orayı hapis bölgesi haline getirdi. Ve içerde tuttuğu birkaç kişi, zarar veriyor. Acı vermelerini engelleyelim. Kötülük oradan çıkabilir. Sakın orada bulunmayın. Uzaklaşın. O bölüm kapatılmalı. Evin üzerindeki her şey kapatılmalı. Eve zararlı biri girdiği takdirde, ev zararlı bir hale dönüşüyor. O yüzden o evi yok edin. Temiz bir insan giremez, korkar.
Siyah Bölge New Hamshire, kuzey doğu sınırının kıyıya yakın bitiminde bulunan küçük nokta. Bu noktadaki yeşillik yuvarlık döner. Bir dil gibidir. Konuşlanmıştır. Hedefi bellidir. Yukarıya akmaya çalışır. Ulaşmaya çalışır. Her türlü çabayı gösterecektir. Onu durdurun. Deliğin üstüne mutlaka bir toprak parçası örtün ve oradaki küçük yeşili durdurun.
Siyaha yakın Bölge Kanada, Quebec’in yukarısında kalan bölmeye gidin. Burada size zarar verecek küçük bir nokta bulduk. Siyah nokta değil. Bu duman saçan bir nokta. Fırtına noktasıdır. Kül saçar. Kül verir. Zarar verir. O yüzden o bölümü kapatın. İçeriye girmeyi engelleyin. Beldeyi korumada tutun. Çalışma alanı haline getirmeyin, korunması gerekmektedir. Kimse bu bölümden geçiş yapmasın. Yuvarlağı doğru bulun, aşağıya inebilir. Dikkatli olun.
İçAktarım Kırmızı Alanların Bulunma Yöntemi Kırmızı alanlar yeşil alanlardan farklıdır. Farklı yöntemlerle seçilmelidir. Arama motoru kullanmanıza gerek var. İsterseniz başka yollar da var. Kırmızı alanlar, siyah noktaların farkıyla bilinir. Farklı noktalar da var. Değişim geçirebilirler. Bunların tespitinde siz çaba sarf edin. Görüntülerinin farklı olduğunu bilin. Değişim geçirenlerin çok olmadığını da bilin. Bir kısmı dünyanın hareketi ile mutlaka değişir. Yer değiştirme olasılığı da var. Kayabilir Bunu bilin. O noktalar çok fazla değildir. Değişime açıktır. İnsanların yüz hatlarına etki etmeleri de doğal. Bazılarını gen olarak farklı kılar. Çaba ile onların yok olmasını sağlayabilirsiniz. Genler değişebilir. Onları düzeltmek elinizde. Farklı insanlar oluşmasının tek sebebi de bu. Bu değişim insanları üzebilir. Farklı tip ve cinste insan olması doğrudur. Yanlış olan onların bilinerek yanlışa sevk edilmesidir. Yanlış bölgelere aktarılmalarıdır. Bunu bilenler yeşil bölgeleri kapatıp zararlı bölgelere insan yerleştirdiler. Bu da kişiliklerin yanlış oluşumuna nedendir. Siyah bölgeler, kapatılırsa bir daha çirkinlik oluşmaz. O çirkin oluşumların yer etmemesi gerek. Oluştukları zamanda da elinizden gelen gayretle oraların yok olması için gereken çabaları yapın. Ellerinizdeki nimetler mühim. Bu bilgileri saklamaları yasak. Açık ve net olarak verilmeli. Belgeler sabit olmalı. Kişiler bunla doğrulara sevk edilecek. Yanan yerlerin kurtarılması gerek. Temizlenmesi şart. İnsanlar kavgaya ve katliama yöneltilirse bu birkaç kişinin çabası sonucunda olur. Bu insanlardan mutlaka uzaklaşın. Sizleri bu nedenle Allah korumaktadır. Ve yardımı sürekli olarak Allah’tan geliyor. Bu nedenle sizi şehit statüsünde tutacaktır. Kırmızı hat içinde yaşayıp da yanlışlarda bulunanlar, kesinlikle temizdir. O insanların tedavisi şart olduğu için onları kesinlikle masum sayıyoruz. Kurtarılmalılar. Zarar görenler de onlardan dolayı masumdur. Masumun zararı, yine masuma olduğundan her ikisi de Allah için temizdir. Temiz insanların yaşamları, kötü emellere kullanıldığından bu insanların çektikleri sıkıntıları Allah günah statüsünden çıkarıyor ve onları tertemiz yanına alacaktır. İman konusu da bunun içindedir. İmansız saydığı bazı insanlar vardır. İnanç ayrı bir konudur. İmanlı fakat zulümde olan kişiler, imanlı olduklarından da Allah’a yakındırlar. İmansız ve zalim hale getirilmişlerse bilindiği gibi Allah’tan uzaktır. Bunun da altını çizelim. (İçAktarım Sonu)
Siyah Bölge Kanada, Kuzey buz denizindeki Borden adasına gidin. Onun kuzeyinde yer alan küçük çukuru bulun. Çukur yuvarlak ifadeli ama daha çok çizgiye benzer. Bir yarık düşünebilirsiniz. O çukurda çok farklı bir varlık sizi bekleyecek. Çukurda sıkışma ihtimali var. Dardır. Çatlak görüntüsünü verebilirsiniz. Herhangi bir çizgisi değişebilir. Değişim söz konusuysa onu değiştiririz. O adanın üstündeki herhangi bir yaratık, bu çatlağa ilerlerse farklı bir çukurla karşılaşa da bilir. Çukur, çeşitli sesler çıkaracak. Ve içinden ateş kusabilir. Lav görüntüsündeki bu ateş, ölüme sebep verebilir. Bayrak çekip o bölümü temizleyin. Oradan geçiş için asla olanak vermeyin. Balık geçmemeli. Hayvanların canı önemli. Suyun altına da gereken önlemi alın. Su fazla karışmamalı. Sudaki etkisi de var. Su sıcaklaşır. Suyun soğuk kalması için oradaki bölümü iyice örtün. Lav dışarı çıkacaktır. Bunu engelleyemezsiniz. Ama çıkış bölümünü kapatabilirsiniz. Oradan çıkış hızının hesabını da yapın. Orayı kubbeli yapın.
Siyah Bölge Kanada, Ellesmere adasının kuzey ucunun bitiminde iki çukurdan biri büyüktür. İkisi de insan eli değmeden yaratılan çukurlar. O çukurlarda farklı yaratıklar var. Değişime uğrayabilir. Kapaklı, küçük, kabuklu yaratıklar da var. Zincir gibi büyürler. Büyüdüklerinde de zarar verebilirler. Bu varlıkların dışarıdan seyredilmeleri mümkün. İleride büyümeleri nedeniyle insanlığa faydaları yok. Onların bir şekilde ölmesi gerekebilir. Radyasyon tarzı bir etki ile birleştiler. İrileştiler. Zarar verdiler. Önlenmesi şart oldu. Onlara zarar vermeniz gerekebilir. Çünkü çirkinleşiyorlar ve ölüme sebebiyet verebiliyorlar. Bunun olmaması gerek.
Siyah Bölge Kanada, Albany şehrinin kuzeyinde yer alan küçük siyah çizgi. Gülen göz biçiminde yer alır. O çizgide yer alan küçük bir yılan var. O yılanın durdurulmasını istiyoruz. Zararlıdır. Zararlı maddelerden biridir. Yılanın kıvrılması gerek. Kıvrıldığı takdirde ölüme neden olmayacaktır. İçe kıvrılınca dışa çıkamaz. Ve ölür, yok olur. Onun ölüm yaşamasına ihtiyaç duyduk. Kendini yiyecektir. Bitimi doğrudur. Soyunun tükenmesi şarttır. Yine aynı yerde kırmızı bir kertenkele var. Duruşu ile yengece benzer gözleri var. Kırmızı bir mutasyon yaratığı. Gözleri çirkin, bakışları kötü. O hayvanın ölmesi gerek. Onun da içe çekmesini sağlayın. Gözleri beyaza dönecektir. Hayvanların yaratık olduğunu düşünmeyin onlar birer sembol gibidir. Bunların kapalı verilmesini istiyoruz. Nedeni zarar verebilecek boyuta ulaşmalarıdır. Çirkeflik olarak algılamayın. Kötü yaratıklar, kötü insanları temsil edemez. Onların bir tür rahatsızlık kaynağı olduğunu düşünün. Verim sağlaması açısından birçok anlamı içine alacak şekilde aktarmışızdır.
Siyah Bölge Kanada, Gaspe şehrinin tam kuzeyinde, hareketli. Adanın üzerinde gezinir. Boyutları var. Gözle sembolize edildi. Bir gözdür. Niyeti kötüdür. İnsanları bulmaya çalışır. Seyir halinde gezer. Onu durdurmanız lazım. Onu yok etmenin tek yolu da içeriye çekmektir. Temizlemenin tek yolu onu havadan içeriye çekmek. Bu şekilde yok edilir.
Siyah Adam Winconsin, Gren Bay’deki kıyı bölgelerde yaşayan kişilerden biri zalim oldu. Açık renkli gözlü ve kahverengi saçlı biridir. Onun üzerine gitmeyin. Size zarar verir. Endişe verebilir. Korkutabilir. Superior gölü, Michigan gölü ve Huron gölüne de hakim olmuştur. İnsanlara zalimce yaklaştı. Birçok insanın katline nedendir. Gemisi ile dolaştı. Cahillinin esiridir. Kendini üstün görmüştür. Bu insanın ölümü de insanların sinirlerini yıprattı. Çok korku saldı. Saldırgandı. İsminin baş harfi A.T. Zalimdi. ‘S’ onun rütbesi. Denizin hakimi olduğunu düşünen bir yaratık. Göllerin bulunduğu bölgede yaşayan insanlar acı çektiği için bu bölümler siyah bölge olarak anılacak.
Siyah Adam Kuzey Kutbu, buz kütlesinde Greenland’a yakın duran bir bölgede kendini üstün sayan kötü bir varlık var. Kendisi kadın. Zulmetmeye meyilli. Kötülük için yaşıyor. 2200 yılı itibariyle insanların acısı olmuştur. Kendini küçük görmeyen bir tiptir. Zalimce insanlara zulmetmiştir. Katildir sinsice yaklaşmıştır. Kötülüğün bir tür temsilidir. Çok zalim olduğundan onu yok etmek şarttır. Ölümü, mutlaka gerçekleşecek. Kendini korumaya almaya çalıştığı için zalimliğini gizlemiştir. Kimse onun yüzünden kötülüğünü saklayamamıştır. Acı çektiren bir varlık olmuştur. İnsanların üzerinde bir çok çirkin işte bulunmuştur. Eskimo’dur. Kibir, öfke içindedir.
Siyah Adam Meksikalı asker, ülkenin neredeyse orta bölümündedir. 2300 yıllarında gelir. Asker statüsündedir. Kendini öfke ile her konuda öne atmıştır. Çalım satmıştır. Efedir. Kibir içindedir. Kendine güvenmesinden ötürü de zulümlüdür. İnsanları katlederken acımamıştır. Zulmederken gözlerinde öfke vardır. Katildir. İnsanların ölümüne sebeptir. Kana bulamıştır. Yaklaşık üç alanı zehirleyecek, toplu ölüm nedenidir. En büyük alan güneydedir. İnsanlar diri diri toprağa gömüldü. Kendisi inançsız bir insan. İman tablosunda kategoriye girmedi. Hedronik onu tespit etmeli. Bu yüzden 300lü yılları taramak şart oluyor. Anında saldıracağından ölümlerin önüne geçmelisiniz. Ölen insanlar büyük acı çekecek. Tespit edilmeli. Asker olduğunu bilin. Asker olduğu için de çabuk edilebilecek. Subay değil. Bir tür savaşçıyım diyor kendine. Hızlı hareket edecek. Erken hareket etmenin doğru olduğuna inanan, başarılı olduğunu düşünen, hevesine uymuş bir varlık. Gözlerinde nefret var. Mavi gözlü görünüyor. Siyah bir şapka takmış. Havalı görünmeye çalışan biri.
Siyah Adam Brezilya, Natal şehrinin kuzeyinde, kıyıda bulunan kırmızı şapkalı küçük gözlü adam. Burnu kalkık. İfadesi yumuşak görünür ama sinsidir. Bakışlarında arada bir umut görürsünüz. Natal’ın etrafında dolanır. Atı var. Hasta aslında. Bilmiyor. Kafası normal değil. Bir tür akıl hastalığına sahip. Kendinden emin. Doğru yaptığının inancına sahip. Aslında içinde kötülük var. İnsanlara özellikle yaklaşır, kötülük için. Zulmetmeye etkindir. Kadınlara tecavüz eder. Küçük çocuklara da. Çok küçüklere de. Girdiği evdeki herkese yapar. Çirkef. Ve canavarın biri. Yaklaştığı herkese aynı hedefle gelir. Zalim. Kötü olmayı hedef edinir. Kovboy kıyafetli görüntü verildi. 2020’de bu olay gerçekleşiyor.
3A.11 Yanlış Yaşamak Zorunda Bırakılan İnsanların İçindeki Durum
Karşı bağın etkisiyle yanlışa yöneltilen özürlüler masumdur. Onlara yardım edilmeli. Genellikle üzüldüklerini bilin. Değişimi hissedin. Zor yaşadıkları için isteksiz tavırları bellidir. Zorlanırlar. İstemeden kırarlar. Sevilmeyi hak ettiklerini bilin. Üzülürler. Yaptıkları hataları bilirler. Bu onların acısıdır. Gözlerinden anlarsınız. Üzülürler Bu yüzden lütfen yardım edin. Korkuları onları çok yorar İnsanlara karşı istemeden yaklaşımları sert olur. Dertleri yüzlerine akar. Asıl amaçları insanları üzmek değil. Kendilerini bilirler. İçlerindeki üzüntü artar. Duygularını kontrol edemediği için kendini suçlar. Bunları yaşaması normal. Korku içinde yaşayan zavallılardır. Sevgiye hasretler. Onlarla sevgiyi paylaşın. Ellerindeki bebekler yuva kurmanın parçası olur. Sevilmeye hasrettir. Gönül kırmak istemediği halde yapar. Doğru din onu kurtaranın elindedir. Sinirlerini yumuşatmanız şarttır. Onlarla birlikte olun Zor anlarında destek çıkın. Onların üzüntüsü bu. Korkularını yenmelerini sağlayın. Temiz bir birleşim onları mutlu edecektir. Bu sayede rahatlarlar. Evlilikle çözüm var. Huzur bulacaklar. Hassas tutumları biraz devam edecektir. Yavaş yavaş güzelleşirler. Güzel yüzlü olurlar. İçlerine sükunet gelir. Bu şekilde onları temizleriz. Aile onlara huzur verir. Destan yazdıkları hissini verir. Meraklı bakışlar sever. İlgi çekmek hoşlarına gider. Güzel gözlü olmayı severler. Elleri hep oynar. Sakinleşebilirler böylece. Ellerini rahatlatırlar. Hızlılardır. Aceleden kaynaklı. Bu onların derdidir. Sıkıntılanırlar. Yorgunluğa gelemez. Yüzü asildir. Huzur arayışına girer. Merak kaynaklıdır. Eller çalışmalıdır. Hareketsizliği sevmez. Gözlerinde kaygı çoğalabilir. Verim alınmadığını düşünür. Hızlılık ister. Çalışkanlık onun için gerekli. Bilgiçlik var. Bilgi onun için önemli. Kararlılık. Kararlı tavırlarla ilerler. Dobralık. Hızlı konuşkan. Yanlış sözlere aldırış eder. Yargıda huzur var. Algılaması genelde zor. Çabuk kanaat getirir. Aslında gözlerinde sevgi var. Karşılıksız sevgi. Bunun farkında. Acı çekecektir. Böyle davranmalı. Hizaya soktu. Doğru sözlü. İçindeki aynen dışarı. Gereksiz tavır. Zorlayıcılık. Korku. İçindeki korkunun aynı. Korkuları verir.
3A.12 Savaşçı Kızlar İki Kızın Doğumu İle Gerçekleşen Süreç
Küçük kızlar, gelişim süreçlerinde ilerlerken doğuma hazır değillerdir. Doğumun yanlış yönlerini kavrayamazlar. Ellerindeki bazı etkileri güç kabul ettikleri için insan tesiri altında kalırlar. Bebek doğumu onların zorlanmasına sebep olabilir. Yaptıkları işlerin olumlu sonuçlarına eğilmeleri şart olur. Korku geliştirmemeleri şart olur. Yuva kurduklarını bilmeleri gerekir. Bilinçlerinde zorlanma vardır. Bir süre yorgunluk verebilir. Doğumu gerçekleşen küçük bebekler onların başarılarını arttırır. Çabuk zihinleri açılacak ve kafalarındaki tehlikeler onları terk edecek. Bebekler, küçük bir tohumdur. Onlar her çeşit yolla nimetlendirilir. Gelişmeleri sağlanmalıdır. Bebekler iletişim kurma konusunda eğitilirler. Küçük bir yuva kurmak açısından da bilgilendirilirler. Diğer iki çocuğun olması gerektiği yerde olmadıkları anlaşılır. Bebeklere yardım edilmelidir. Tohumlar solabilir. Onların iyileştirilmesi şarttır. Çiçek açmaları için gereken süre tanınmalıdır. Bilgilerini iyi paylaşmaları istenmelidir. Günlerce oturup konuşmaları gerekebilir. Bebeklerin diyalog kurması şarttır. Temizlenmeleri de. Birikim oluşturmaları da şart olur. Küçük bebekler, birbirleri ile diyalog kurmalı ve üzüntüden korunmalıdır. Bereketle gerektiği yere uğurlanmalıdır. Bir süre orada kampa alınır ve gelişmesi sağlanır. Eğitim süreçleri bittiğinde de çalışma alanlarına dağıtılırlar. Üretim safhasında başarı sağlarlarsa düzen amaçlı çalışmalarda gelişebilirler. Kitap sayfalarında gezinmek onların eğitiminde önemli. Diğer insanlarla gereken diyalogu kurmaları gerekli. Bebekleri korumanız şart. Onlardaki zorlanmalar yıpranmaya yakındır. Kendilerini korumalarını isteyin. Korku geliştirmelerine izin vermeyin. Çalışkan tavırları ile sizi sevecekler. Size yardımda bulunacaklar. İçlerinde sıkıntı belirmemeli. Korku belirmemeli. Onlara destek çıkın. Ahlaki konularda çok bilgi verilmesi şart olabilir. Çünkü gereksiz detaylara takılmaları söz konusu. Bilmeden hata yapmalarını önleyebilirsiniz bu sayede. Küçük detaylar onlara fazla ehemmiyet verebilir. Bunları büyütmelerinden korkmayın. Onları eğitmek çabasında olun. Düşlerinde zarar görmeleri olasılığı nedeniyle onlarda oluşan travmaları yok edin. İki kızın büyümesi safhası bittiği andan itibaren kendilerine destek çıkılmalıdır. Üretim safhası bittiğinde çalışma alanlarına dağıtıldıklarında savaşçı bir tür olurlar. Komuta zincirinin üst kısmında bulunmaları iyidir. Onları yüksekte tutmak gerekmektedir. İlk ölen kişinin yerine geçici süre için temeldeki bulunan kız (Ana kraliçe) destek çıkmaktadır. İki kızı da emir veren statüye getirin. Başarı sağlamaları gerekir. Hata yapmaları söz konusuysa onları görevlerinden alabilirsiniz. Yardımcı sektöründeki diğer elemanlar, dikta eğitimini alırlar. Emir verme sektörü. Çalışmaların hız kazanmasını sağlayacak bir sistem tarzıyla kardeşler eğitilir. Kardeş statüsünde oldukları için birbirlerine yanlış davranmazlar. Birbirlerine eğitimli olmanın verdiği bilinçle davranırlar. Kimseyi üzmezler.
Yardımlaşma aşamasında olurlar. Zor tür olarak bilinen bir tür çalışma da yapılacak. O çalışmayı yapanların değerli çalışmalarda ilerlemesini sağlayın. Zor eğitimlerden geçecekler. Çalıştıkları varlıkları siz de şekillendirmekte zorlanmayın. Size yardım edilecek. Bu konuda destek alacaksınız. İki kızın eğitim bittiğinde onbeş yılın ardından geçen sürede çocukları eğitime aldığımızda yeniden düzenleriz. Gözlerindeki ışıltıyı arttırırız. Sıcak bakışlı, güçlü görüntülü çocuklar olurlar. Kibir yoktur, kendinden emindir. Zorlanmadan hareket etmeye devam ederler. Hareketli araçlarla ilerlemektedirler. Üzerlerine bindikleri her araç onlar için önemlidir. Kalp gözleri açık, iyi insanlar olurlar. Onbeşyaşın sonunda ellerine geçen fırsatlar değerlendirildiğinde iyi bir çalışma yapmaları bekleniyor ve doğru söz söylemeleri isteniyor. Makineli tüfek tarzı silahlarda hedefi vurmak çok önemli. Hedeflerini net vurmaya çalıştıkları zaman gerekli çalışmayı yaptıkları için üstün başarı alabilirler. Her yoldan çalışma gösterirler. Birikimleri bu eserler doğrultusunda gelişir. Bilgi birikimlerini doğru bir şeyler üretmek için kullanırlar. Bilgisiz kaldıklarını düşündükleri her konuda da ek çalışmalarla kendilerini desteklemektedirler. Kendilerine aktarım hızın arttıran modüller verilmektedir. Çok hızlı konuşmaları ve hızlı hareket etmeleri, seri olmaları istenir. Kendi dilleri vardır. Bu dilin değişik bir versiyonunda kullanmaları şart oldu. Birikim sebebi olduğundan insanlarla geniş geniş konuşamazlar. Teker teker insanlarla sohbet ederlerken de genellikle tercih ettikleri dil, düz konuşmalar. Saklamaları gereken sırlar, onların bir parçası. Hedefleri, emir komuta zincirindeki diğer insanlarla da birlik oluşturmaktır. Eğer başarı sağlarlarsa yukarıdan gelen etkiyi başarıya ulaştırırlar. İstekli olmaları da bu yüzden şarttır. Çabaları, gayretleri mutlaka önemlidir. Buralara kadar geldikleri için Allah onların yanındadır. Destek ve çabaları onların çok önemli bir özelliği olacaktır. Verim sağlayacaklardır. Korku onların bir parçası olmuştur. Hedefleri hiç değişmemiştir ve yaşadıkları son nefese kadar da bu yolda ilerlemeye and içmişlerdir. Kırmızı rengin küçük bir tonu üzerlerine giyinir. Kadife tarzı. Işıltılı. Alımlı ve sarı saçlıdırlar. Gözlerindeki ışıltı, her an fark edilecektir. Gözleri, ufak değildir. Ama çok fazla göz teması kurduklarında renk değişimine uğrar. Renk kızıla değişebilir. Işıltı su hissi uyandırır. Kalıntı görüntüsü yaratır üstte. Kahverengi tonlarının bir kısmına da barındırır su. Gözlerindeki rengin değişimi onlarda farklılık yaratır. Kırmızı tondaki o kısım, gözün yuvarlağının ortasındadır. O renk, genetik bir sağlık belirtisidir. Göz bebeklerindeki iletişim, onların farklı olmalarını sağlıyor. İçlerinden kötü heves geçmemektedir. Bu nedenle de kimseyi üzdüklerini göremezsiniz. Bakışlarına bu da yansır. Bu kırmızı ton, savaş modunda kullanılır. Normalde küçük ışıltılar maviye kayar. Savaşta iken gözler ışıltısını biraz yitirir. Kararlılık gelmelidir. Kendilerine gelen varlıkları bir şekilde uzak tutmanın tek yolunun bu olduğunu bilmeliler. Her tür kişiye bu yaklaşımı sergilemezler. Düşman dışındaki herkes sevgiye hazır olsun. Onlarla savaşmak zorunda kaldıkları için bu yöntem hasmına zorlu gelecektir. Mavi tonun ışıltısıyla yaklaştıklarında gözlerinde akan küçük bir ısı kaynağı vardır. O kaynağı hiçbir zaman yitirmemelidir. Gözler bu kaynak sayesinde sevimlileşecek. Ve parlayacaktır. Çiçeğin gülümsemesi sizi sevindirecektir. Üzerindeki ton yine buz mavisine yakın açık bir mavidir. Saçları parlak, gözleri ışıltılı durur. İçi çok sevgi dolu olacaktır. Sizin küçük hassas meleğiniz gibidir. Onun elinden tutulacak, yaklaşımları düzeltilecektir. Temiz ve arınmış bir insandır. Onun huzur bulması için gereken aktarımlar kendisine yapılmalıdır. İçindeki kaosun bir sebebi de, yaşadığı genetik farklılıktır. İçine serap tarzı bir ışıltı gelebilir. Onu hissederse çabası
doğrudur. Hayatı farklılaşacaktır. Bu güzel bir his duyuracaktır ona. Rahatlamasını sağlayacaktır. Sevmek istediği insanlarla ifadeleri değişecektir. Hepsine güzel gözlerle baktığını görün. Gözlerinde ufak bir ışıltı görürseniz onun mutlu olduğunu kavrayabilirsiniz. Koşar tarzı yürür. Vücudunu öne ayarlar. Hızlı ve çevik olmak onun hırsıdır. Yavaşladığı anda kendinden uzak durmak ister. Bu onun hoşuna gitmemektedir. Hızlı tavırlar onun rahatlamasının bir kısmıdır. Kendine çabukluk verdiğinde sevinç hisseder. Başarmanın mutluluğunu kavrar. Yavaşladığında hastalanır. Hareketleri yavaşlarsa içindeki acılar çıkar. Bu tarz durumlardan kurtulması için ona enerji verecek hedeflerin önüne konulması şart olur. Bu sayede kendini sevecek ve verimli olduğunu hissedecek. Zor anlar yaşamasında onunla konuşulmalıdır. Telkin onu rahatlatacaktır. Hiçbir zaman zorluk yaşamadığı ona aktarılmalıdır. Huzura ermek için gereken neşeyi sağlayacak ortam ona sağlanmalıdır. Başarabileceği zamanlarda da ona yuvası kurulmalıdır. Kendini hazır hissettiğini bilecek olursa ona güzel bir bebek verilmelidir. Bebeğin bakımı konusunda kendini iyi hissetmesi sağlanmalıdır. Bu konuda da kendine iyi bir yaklaşım sunulmalıdır. Eğitimini tamamlamalı. Ve bilgisinin doğru olduğunu kavramalıdır. İlk günleri zor geçebilir. Yuvada adım atma hızı artabilir. Başlangıç olarak farklı deneylerde bulunur. Barbread adlı çocuklar eğitimleri iyi alırlarsa Astraid olabilirler. Barbread tarzı yaşayan küçük çocukların farkını bilmemiz de gerekiyor. Barbread tarzı yaşayan küçük çocuklar, 17 yaşın ardından gelişime tabii tutulur. Bilgisiz tavırları nedeniyle eğitimin bir süresinin kendilerinin zorluk çıkaracak şeklide sürdürebilirler. Çabalarının bir bölümünü yerine getirmelerinde onların düzenlenmeleri gerekir. Başlarına gelen zorlukları aşmakta zorluk çekerler. Yapamadıkları konularda telkine ihtiyaç duyarlar. Suçlu konuma düşmek istemezler. Bu onları çok üzer. Bunun korkusunu yaşayarak üzüntü yaşayabilirler. Tedirginlik yüzlerine yansır. Duyarlı davrandıklarında kendilerine farklı bakmaya başlarlar. İçlerindeki farklı korkuyu bir daha hissetmemek amacıyla da çok fazla zorluk çekerler. Korkmak onlar için zor gelir. Bu yüzden yardıma ihtiyaçları olabilir. Kendilerine bakış açıları, acıdır. Ağıtları hiç dinmez. Ağlamaları duyarsınız. Yıkılırlar. Üzülürlerse onlara yardım edilir. Sorunlarını çözmeleri için gereken destek sağlamalıdır. Kendilerine bakış açıları ufalmaktır. Küçük olduklarının hissine düşebilirler. Yardım aramaya başlarlar. Bu şekilde davranırlarsa onlarla mutlaka inanç mefhumunu ve Allah’ı yaşamaları için bilgilendirin. Yaşam tarzları zorlaşır, hasta statüsüne girerler. Rahatlamaları sağlanmalıdır. Korkuları geliştiği için zorluk çekerler. Onların en sağlıklı kurtulma yöntemi ise yanlarına verilecek bir insandır. Yalnızlık korkusunu aşmaları gerekmektedir. Bunu sağlayacak kişi, ona uygun kişiyi seçebilecek tek varlık olan Ana Motor’dur. Onun tercihi tamdır. Onun karakterine uygun kişiyi bulacaktır. Küçük kızın eğitimi bittiği için artık, yuvasına hazırdır. Bazı şeyleri yaptığına sevinebilir. Temiz kalmanın mutluluğunu yaşamalıdır. Başardığı noktaları hatırlamalıdır. İyi anlarını hafızasına iyi kazımasını söyleyeceğiz. Huzurlu dakikalarını da unutmamaya çalışmalıdır. Her şey düzelmiştir artık. Eğer güçlük çekiyorsa onu zorluklarının kolaylaştırılmasını sizden istiyoruz. Sıkıntıları giderilecek ise yorulması zordur. Göğsüne herhangi bir korku düşmemelidir. Duygusal durumu üzerinde çalışmalısınız. Bilgilerinin paylaşılması gerekir. Bazı konuları yanlış aktarması gerekebilir. Sözlerine dikkat edin. Bazı kelimelerinde sıkıntı yaratacaktır size. Kelime hazinesinden yetersizlik çıkabilir. Onun bu hali sizin yanlış algılamalarınıza sebep olabilir. Bunun olmaması açısından da ona destekli
olun. Kendine yanlış izlenim hissettirmeyin. Çabuk alınabilir. Onun hislerinin acımasına izin vermeyin. Acısın bir şekilde alırlar. Ama bazı durumlarda kendini tutamaz. Geniş bilgisi olmasına rağmen kendi bilgisinden korkabilir. Etkisi yavaş ilerleyebilir. Zor düşünceler onu yorabilir. Bu tarz durumları yaşadığında da ona gereken yardımları yapmalısınız. Zorluk çekmemesi açısından da onun iyi olduğunu söylemelisiniz. Hiçbir zaman korku duymamalı. İçinde herhangi bir sorun yaşarsa onunla baş edebileceğini hissetmeli.
1.83’lük (Barbraid/Barbread) (Okunuşu: Barnayt) Ortalama ömür 62-63 yaş. Eğitimde hızlı gelişim gerek. 14 yaş, görev alış. Ömürlerinin son 10-14 yılında emeklilik yaşamı. Toplam sayısı 400. 13 Savaşçı insan, destek statüsünde. 400’ü 13 yönetir.
3A.13 1.83lük Hbryd Askeri sürece geçen hbryd dir. Artık eğitimini tamamlamıştır. Yaşam tarzı değişir. Güven gelmiştir. Kendine güveni tamdır. Astáid yöntemi ile gelişirler. Asker statüsündekilere verilir. Desteğin en önemli yöntemi budur. Astáid’ler hızlı yazarlar. Kavramaları gelişmiştir. Çabuk hareket etmeleri gerekir. Hareketleri hızlıdır. Gelişim sürecinde ilerlemekte iyidirler. Korku kavramı yoktur. Aşırı güven vardır. Kendine güvenini belli eder. Görgü statüsü iyidir. Çabuk algılar. Kimseye eziyet etmez. Kararlı adımlarını görebilirsiniz. Yaptığı işi doğru yapar. Emindir. Doğru işler onun işidir. Çabasında, gayretinde önemli gelişme var. Kararlılık onun işidir. Yapılması gerekeni yapmak onun için önemlidir. Neyin nasıl yapıldığını çok iyi kavrar. Kurallara sadıktır. Asla taviz vermez. Onu kandırmanız mümkün olmaz. Yanlış yola sevk edemezsiniz. Öğrendiği şeyi aynen uygular. İlgisi müthiştir. Kavradığı andan itibaren uygulamayı da çabucak yapar. Yavaş kavraması son derece normaldir. Ama iyi kavrar. Birçok konuda bilgi sahibi olur. Doğru olan işi tam yapar. Görevini de asla yanlış yapmaz. Görevini tam yapar. Koruma işi onun için özeldir. Birçok şeyi doğru muhafaza edebilir. Zor durumlardan kurtulabilir. Kendisine yöntemi bildirdiğiniz andan itibaren aynı şekilde yapar. Sorun çıkarmaz. Kuralları uygular. Aşırılık yapmaz. Yanlış tavır sergilemez. Görevini tam ve eksiksiz yapabilir. Doğru iş yaptığını bilir. Bu başarı onun için yeterlidir. Kavradığı bilgiyi doğru yere ulaştırabilir. Emin olmalıdır. Bazen şüpheye düşer. Kavraması gerekir. Algıladığı andan itibaren de tam olarak açıklar. Yavaş algılayan yöntemleri tercih etmez. Verim alınır. Her emri doğru yapar. Korku duymaz. Kişileri çabuk tanır. Emir doğru kişiden gelmediği
sürece de uygulanmaz. O kişiye itaat etmeyecektir. Karşısındaki kişi ona güven unsuru oluşturmalıdır. Asla doğru emri bir başkasından istemez. Eğer karşısındaki kişi tarafından kandırılmak isterse onu sözlerini kulak ardı edecektir. Bu onun tavrı olacaktır. Yaklaşım olarak zeki geriliği sergileyen insanlardan eğitim almış kişilerin tavrına yakındır. Bilgileri doğru algılar. Tam uygular. Kavrayacağı şeklide aktarmanız şarttır. Bir şekilde yanlışa yöneltilmeye kalkıldığında o işi hemen bırakmalıdır. Bunu yapması kendisi açısından iyidir. Yanlış sözler söylerse onu uyarmanız şart olur. Görev alanında asla hata yapmaz. Dış dünyaya açıktır. Eğitim süreci boyunca rahat tavırlarıyla size güzel davranışlar ve düzgün tavırlarla yaklaşacaktır.
3A.14 1.83lük Hbryd Duygusal Tavırları
Elindeki nimeti hatırlayın onun. Yaklaşım olarak çok rahattır. Elindeki değeri bilir. Başarılı olduğunun farkına varır. Terimlere yakındır. Daha doğru cümleler kurmayı başarır. İnsanlarla daha rahat diyalog kurar. Konuşmakta özgür davranır. Kırıcı olmaz. Çok tozpembe bir dünyası vardır. Gülecek güzler vardır hep. Gülümsemeyi sever. Huzur bulduğunu bilin. Tavırlarında asla üzüntü yoktur. Yaklaşımı her zaman iyi insanlara olur. Yaklaşım sergileyemediği kişilere de fazla yaklaşmaz. Uzaklaşır. İnsanların kendini üzeceği anlarda da kendini başka bir tarafa yöneltir. Değişik şeylerle ilgilenmeye çalışır. Fazla dikkat çekmemek en iyi yoldur. Bu yöntem onun için doğaldır. Rahat tavırlarını sürdürmesi için gereklidir. Rahatlığı için onu sıkmamanız gerekmektedir. Zalim insanlara karşı uzak durur. Kendini korur. Kendine karşı gelen herhangi bir varlık çıktığında da onlarla ilgilenmemeye çalışır. Eğer emir itaat zincirinde kendisine bir işi yapması için zorluk çıkarsa direkt kendine gelen bilgiyi eşine aktarır. Eşi çocuklarda herhangi bir sorun çıkarsa o çocuklarla ilgilenmelidir. Çocukların tavırlarını iyi idare etmek ister. Eğer yavrusu herhangi bir sorun çıkarırsa destek arar. Çocuğuna yanlış tavırlarını açıklar. Küçük çocuğun uyarılması şartsa onu eğitim sürecindeki diğer elemanlar başka bir bölümde doğru cümlelerle eğitir. Çocuk doğruyu öğrenmiş ve rahatlamış olarak çalışma alanına geri döner. Eğitim bitirildiğinde gelişimi sağlayan çocuk doğru iş yaptığını emin bir şekilde açıklar. Bu huzurla Allah’a döner. Merhametin, yakınlığın ve sevginin paylaşımını yaşar. Bu çocukların hiçbiri yanlış yapmaz. Eğitimleri bittiğinde en güzel bölümü yaşayacaklar. Allah onları rahmete alacak. Çünkü onlar masumdur. Masum çocuklar sevilmelidir. Bereket getiren küçük yavrulardır. Evleri asla boş kalmayacaktır. Her an hareket orada olacaktır. Allah onlara rıza gösterir. Bilgi onlar için değerlidir. O yüzden çok soru sorduklarını görürsünüz. Bu onlara özel bir tavırdır. Bu yüzden onlar sevilirler. Arşın gölgesine alınmak isterlerse oradaki cennetle yetinecekler. Eğer Allah ile buluşmak isterlerse oraya gidecekler. Orada kalmak isterlerse onlar için arşta oluşturulacak özel mekanda yaşam devam edecek. Bunu çaba haline getiren herkes gülmek zorundadır. Bu nedenle onlara Allah tarafından çok özel bir statü verilir. Bu işi
başarmak onlar için büyük bir çaba halini aldıysa bu isteklerine iletilirler. Çabaları karşılıksız kalmaz. Özlemleri mutlaka giderilir. Gitmek istedikleri doğru yere ulaşmalılar. Oraya gitmek, herkesin amacı olmalı. Allah, bu lütfu herkese nasip edebilir. ‘Cemal’ en güzel yerdir. Oraya gitmek en güzel hedeftir. Başarıyı kazanmak isteyen herkes. Doğru yolda olduğunu hatırlar. Başarı, onları yakalar. Ellerinizi ona açarak Allah’a yalvarın. O’ndan bu dilekte bulunun. Orada bulunmak size huzur verecek. Oraya gitmek sizi mutlu edecek. Kucaklanmayı arayacaksınız. Desteği de. Bu beklentiyle yanan her yürek ona kavuşmanın mutluluğunu da yaşayacak. Allah’ın verdiği sözlerdendir. Bu başarıyı yakalayan insanlara Allah her yönden yaklaşacaktır. Ve bilgi, bir şekilde onlara akacaktır. Akan bilgi ile hareketlerde güzellik, yumuşama, kalpte açılma, başarının mutluluğu, O’na gitmenin sevinci ve ulaşmış olmanın rahatlını yaşamak vardır. Bu mutluluğu yaşayan her insan temizlenir. Oraya gitmek, çok zor bir iş ama başaran herkesi de orada kucaklayacaktır. Umudunuzla Allah’a bağlanın. O’ndan bunu isteyin. O’nun yaradışı, sizi bu şekilde rahatlatabilir. Ona yakın olmak sizi sevindirebilir. Sevilmeniz bir şekilde sizi mutlu edecektir. Allah’ın nimetini anın. O’na yönelin. Sevdiğiniz şeylerden O’na anlatın. O’nunla olmanın mutluluğunu anın. O’ndaki sevinci tadın. Sizi sevmiştir. Ve kucaklayacaktır. Her an zaten kucaklıyor.
3A.15 Barbraid
Boyut bakımından diğerlerinden daha ufak, çalışma kapasitesi bakımından daha üretime yatkındır. Barbraidler güleç yüzlü, üretken, savaş timi görüntüsünde olan, atletik yapılıdırlar. Üretim safhasında klon tarzı çoğaltma vardır. Bedenler, küçüktür. Çeper tarzı bir odada büyük bir parça bulunmaktadır. O parçadan alınan doğru haritayı yaşayan diğer yuvalara aktarmaktayız. Genetik havuzdan alındığı için yuvalar benzeşmektedir. Bebekler, bu benzerlik nedeniyle benzer davranışlar sergileyecekler. Boyları ufak olduğu için istekleri doğrultusunda hareket etmeleri daha mümkün. Kitaba bakıp gelişimin safhalarını görebilirler. Çaba sarf etmeleri gerekecek. Eğer doğru hızı yakalarlarsa ömürlerinin büyük bir bölümünde çok gelişme sağlayacaklar. Birikimlerini paylaşmaları için bu şart. Her tür parçasında güzelliğin olduğunu hissettirin. Küçük olduğunu da bildirin. Kendisi hassas yapılı olacak ama ufak tefek kusurları dışında başarıya ilerleyebilecektir. Hazır olması için bazı şeyleri elde etmesi şarttır. Onları gözünde büyütebilir. Üretime geçmesi gerekmektedir. Onun bu başarıya ulaşabilmesi için çabukça bilgilendirilmesi gerekmektedir. Elindeki nimeti hatırlaması onun için değerlidir. Başarıya tekrar ulaşma onun için büyük bir huzur kaynağı olacaktır. Kendine güven hissi duyacak, ellerindeki nimetlere bir şekilde insanlara aktarabilecektir. Elleri açık olacak. Başkalarına yaşattığının farkına varacak. Zor davrandığını anlayacaktır. Kabahat bulmayacak. Doğru sözlü olacaktır. İnsanlara karşı yanlış tavırlar sergilediği anlarda kendisine hata yaptığı konusunda benzer duyguları hissettirin. Algılaması çabuk olur. Üzülebilir. Bu onun küçük
görünmemesi içindir. Ailesinden yardım almalıdır. Küçük bir çocuk misali hayatın zorluklarından, çetinliğinden yıpranmış durduğunun farkına varın. Zor aşamaları atlattığı takdirde kendine güveni gelir. Kendi üzüntülerini başkalarına yansıtmaktan zorlanabilir. Bu durumları onda büyütmeyin. Yavaş yavaş hislerindeki tedirginlik gidebilir. Bilgi statüsüne geçer. Algılaması gelişir. Zorlanmayı yaşayabilir ve bu da birkaç kez yorgunluk hissi verebilir. Eğer zorluk geçerse yüzünde ufak bir gülümseme peyda olacak, sıkıntıları da bitecek. Zorluk çektiği anlarda onun zor anlarını hatırlatın. Yokluk ona zorluk getirebilir. Kendini kötümser hissedebilir. Onun acılarının bazı bölümlerinde kendini yorduğunu görebilirsiniz. Rahatlamak amaçlı kişilere bakabilir. Hassastır. Gözlerinde ışıltı azdır. Hassasiyeti onun gözlerine vurur. Çabuk darılır. Korkuya kapılır. Ürkeklik yapabilir. Bu duygular ona bir şekilde yorgunluk verebilir. Kendine karşı herhangi bir kötü duygu içerirse bu durum onun için zorlaşabilir. Evine gitmek isteyebilir. Başka bir yerde yaşamak çabasına girebilir. Herhangi bir yere kaçmak çabasına girebilir. Uzaklaşmak onu rahatlatabilir. Yorgunluk açısıdan da kendini üzebilir. Yorgunluk hissedebilir. Bereket getirmek amaçlı çalışınca ondaki sevinci görebilirsiniz. Ve üretmek onun için güzel bir çabadır. Bunun güzel olduğunu öğrenmiştir. Eğitimi sırasında aldığı doğru kararları en güzel şekilde uygulmaya çalışabilir. Kendisine güler yüz ile yaklaşılmasından hoşlanır. Eksik kalan sevgileri hissetmesi doğaldır. Bu ona üzüntü verebilir. Böyle anlarda korkuya kapılabilir. Bu acı çekmesine sebep olabilir. İçinden hassaslaşabilir. Ailesinin ona bakışlarını güzelleştirmeye çabalayabilir. Bunun için gereken desteği almak isteyebilir. Görüngü ona değer katar. Başarılı bir istah sağlamak ister. Küçük görünmek ona yaşamın zor anlarıdır. Yorgunlaşır. Gözlerine yorgunluk vurur. Bu tarz duygular onun acısıdır. Kimse onun gözlerine ‘git’ dercesine bakmamalıdır. Yorgunluğunu atabilmesi için ona sevgi ile bakılmasını ister. Bunu kaybetmek onu korkutur.
3A.16 Barbraid’in Üretim Safhası
Ellerindeki fırsatlar ona verildiği takdirde gelişkin bir yapı kazanacak. Yaptığı çalışmalarda büyük bir başarı sağlayacak. Kendini başarıya adayacak ve dünyanın güzelleşmesinde önemli katkılar sağlayacaktır. En çok başardığı olay, güzel görüntüyü oluşturabileceği ortamlar hazırlamaktır. Etkin kuvvet olmak onun içinde vardır. Bir şeyleri başarmak için gerekli hassasiyeti gösterir. Doğru çabaları onun üst kademeye çıkmasını sağlar. Güvenli bir çalışma ortamında yaşar. Yarattığı işlerde başarıya büyük bir iş gözüyle bakar. Onun için huzur veren bir ortam oluşturun. Rahatlayacağı konforu sağlayın. Onun değer verdiği çalışmalara ilerlemesini sağlayın. Yapabileceği en iyi işlerde onu çalıştırın. Kendisi gelişimini tamamladığı takdirde bir tür asker statüsünde çalışacaktır. Savaşçı olacaktır. Elindeki nimeti iyi değerlendirecektir. Ondaki iyi niyet kişiliğinin parçası olacak,
kimseyi üzemeyecektir. Çıkardığı ortamlar insanların huzur kaynağı olacaktır. Güvenli bir insan görüntüsü çizecektir. Aile ortasında büyük bir başarı sağlayacaktır. Eğitimi bitince kendine güveni gelir ve başarıya her an hazır olur. Kontrollüdür. Temkinlidir. İleriye atılmadan önce dikkatle süzer. Kimsenin rahatsız olmasına izin veremez. Güven ortamına ulaştığında rahatlar. Ve başarı onun parçası halini alır. Böyle durduğunu gördüğünüz andan itibaren de birçok şeye hızlı ilerlemesi söz konusu olacak. Kararlı tavırları ile sizin istekleriniz doğrultusunda yaşamayacaktır. Bilgi onu güçlü kılacak, hayata olan güveni gelecektir. Zor koşullar onu yoracaktır. Hatırını kırmak istemeyin. Çabası her zaman kötü değildir. Sizi oyun aracı yapacaktır. Bir süre sizi kandırabilir. Bu onun parçası olmamalıdır. Bu tarz davrandığı sürece de kendini ona asla yakın tutma. Böyle davranan askerleri hiçbir şekilde yanınıza almayın. Kendini bu kadar büyütürse onun mutlaka farklı bir alanda yaşaması gerekir. Sağlık sektörüne ait bir kişi olması şart olur. Ve birazcık olsun azarlanması gerekebilir. Bunu yaşarsa kendine gelir. Onun bu tavrı sizi yakında tekrar görmesine neden olacaktır. Ve size hareketlerinde düzelme göreceksiniz. Yaşam şekli bu şekilde olursa size gelişi daha seviyelidir. Yanlış hatalar yaptığını ona anlatılmasına gerek kalmayabilir. Yorgun bakışlarla size bakar, bir süre suskun kalır. Sizi yorar ama sizden uzak kalamaz. Barışmak ister. Başarabilir. Bunun bilgisini ailenizle de paylaşın. Küçük bir kız olduklarını hatırlayın. Yaşamları bu şeklide değişecek. Birlikte huzur bulmaları gerek. Evlilik safhasında eğer kendisine yapılan doğru şeyi algılayabilirse asla sizi yormaz. Kendini düzeltir. Yaşamınızın bir parçası olmak onun için sorun yaratabilir. Bunu istemeyebilir. Bu nedenle küçük kız sizden ayrı yaşayabilir. Bu onun için zor bir süreç olacaktır. Yalnız kalmak onun sıkıntısı olacaktır. Buna katlanmak zor gelecektir. O yüzden o kızı mutlaka kendinizden uzak tutun. Bu onun için iyi bir bekleme müddeti olacaktır. Bunu yapınca kendine gelir. Huzurla etrafındaki insanlara destek olmayı sürdürecektir. Etrafına insanların gelmesini sağlayacaktır. Onlarla iletişim kurarken rahat tavırlar sergileyecektir. Kendini başka bir tür güvenle anlatacaktır. Ona bu tarz bir çalışmayı yaşaması gerektiğini bilin. Bilgilerini paylaşsın. Kötü davranışlar sergilerse onunla bir şekilde diyalogunuzu kesin. Bunu zaten kendisi aktarabilir. Sevimsiz yaklaşımlar hissettiğinizde ise ona bu hatasını söyleyin. Yapmaması gerektiği konusunda onu bir şekilde uyarın. Algılaması gerekmektedir. Yuva kurma konusunda sizi zorlarsa onun yaptığını bir tür yanlış olduğunu kendisine aktarın. Üzüncü sonuçlar doğurmasına neden olmamalı. İletişimini kendine ait çocuklarla sürdürecektir. İçinde kalan kırgınlık devam edebilir. Bu onun ayrı kaldığı kişiden hasret duygusuyla yazışmasına sebep olur. Bu da onda acıdır. Beklentileri devam edebilir. Onun dönmesini isteyebilir. Bunu çaba haline getirebilir. Tekrar birleşme umudu hissedebilir. Bu tarz şeyler yaşadığı için kendisine gereken bilgiyi verin. Bunları yaşamasının doğru olmadığı konusunda onu açıkça uyarın. İnsanlara bu beklentisini yayarsa ona anlayış gösterin. Bir süre onun da bunu algılayabileceği sonuçlar gerçekleşir. Yaşanan konunun onu yorabileceğini bilin. Bu olay gerçekleştiği anda da içine büyük bir acı düşecektir. Onun bu hisleri duymasının zorluğunu bilin. Ondaki bu geliş gidişler onu yoracaktır. Bu tarz sıkıntıların onda bir tür öfkeye neden olması normaldir. Bu öfkeyi ondan almanız gerek. Yaşamının bir parçası haline gelmesine engel olun. Bu tarz hislerden arınması gerek. Ona karşı duydukları hisler yanlış olursa kendini savunmak zorunda kalabilir. Yaptığı hataların farkına varabilir. Başarı kazanmadığını düşünebilir. Bu onun yıkımı olabilir. Yaşadığı sorunları kavraması
gerekmektedir. Huzur bulması gerek. Bu tarz sıkıntıları atlatması için de onun başka birine verilmesi gerek. Bunu başarırsa daha rahat tavırlı olacaktır. Ona eksik hissi, hissedilmemeli. Yanlış duygular beslediğinin farkına varabilmeli. Duyarlı bir insanla evlenmeli. O kişiyle yuvası temiz olacaktır. Duygusal biriyle evlenmelidir. Bu onun izlenimlerini güzelleştirecektir. Önem duyulmasına sevinecektir. Bu onun kendini kadın gibi hissetmesinde önemlidir. Bunu başarırsa evlilik onun için kolaylaşır. Eğildiği konular üzerinde düşünmesi daha iyi olur. Eşinin çocuklara yaklaşımında güzellik bulmak ister. Bunu fark ederse de sevinir. Yuva kurulursa acıları biter. Korkusu gider. Huzurla eğitimine, çalışmasına devam etmektedir.
1.73’lük (Turnaid/Turnead) (Okunuşu: Törnaynt) Ortalama ömür en fazla 44yaş. Beden daha yavaş geliştiği için 21 yaş, görev alış. Ömürlerinin son 16-22 yılında emeklilik yaşamı. Toplam sayısı 600. Sivil. Çalışma kadrosu. Savaşçı destekçi. Koruma amaçlıda da kullanılır.
3A.17 1.73lük Hbyrd
Boyut yönünden uzundur. Omuzlar daha geniş durabilir. Doyuma açıktır. Sevimsiz görünmeyebilir. Görüntü olarak sevimlidir. Alımlıdır. Daha güzeldir. Akıllıdır. Olayların daha çok farkındadır. Kavrama olayı daha çoktur. Aile mefhumu önemli olabilir. Artık bir nevi iş insanıdır. Üretime geçer. Üretmek onun için önemlidir. Önemli olduğunu bilir. Kabullendiği bir olaydır. Sevdiği bir olaydır. İstediği kadar cesaret gösterebilir. Gözlerinde daha çok güven görürsünüz. Çabuk algılar. Başarı onun için önemli olur. Bunun için çalışmalarını hızlandırır. Ailesinde daha çok beğenilir. Kalıcı fikirler üretebilir. Üretime geçebilir. Ailesi onun bu halinden hoşnut olur. Bilgisi, birikimi iyidir. Yapacağı işlerde her zaman daha iyi sonuçlar elde etmektedir. Evin işlerinde önemli bir faydada bulunur. Çabalarını, üretimini ondan esirgemeyin. Onu üretim safhasındayken seyretmenizi sever. Bu onun için gereklidir. Gözlerinizle onun yaptığı çabanın değerini belli edin. Ona yaptığı işin çok faydalı olduğunu da ifade edin. Verimli insan olma çabası onda bir ihtiyaçtır. Bu nedenle artık kabullenildiğini hissetmelidir. Kabul edildiğini anladığından itibaren gayretli olduğunun göstergesi olan her şeyi yapar. Asla üşenmez. Doğru iş yaptığının farkındadır. Kolay bir çabadır onun için bu. Ona verimli olduğunu hissettirin. Başarılı olduğunu da. Korku geliştirmesine izin vermeyin. Destek çıkın. Verdiği her şeyi alın.
Elinize verdiği her şey onun için değerli. Temiz bir ruhla onunla konuşun. Asla size yanlış hareketlerde bulunmaz. Temiz bir insan çünkü. Temiz olmanın mutluluğu onu huzura götürür. Değişik, fakir kişilerle diyalogu biraz zayıf olabilir. Onlardan uzak kalmak ister. Onları yadırgar. Ondaki bu farkı algılaması için anlatın. Değişmek isterse başarılı olur. Farklı insanları kendisi algılayabilir. Onlara güzel gözlerle bakması gerektiğini hatırlatın. Neden farklı olduklarını da doğru olarak açıklayın. Yalnız ve kimsesiz kimseler, onun için her an değişim gösterir. O insanları sevmesi gerek. Bu nedenle yadırgadıkları kişilerle diyalog kurması için kendisini, iyi olmanın nasıl bir şey olduğu konusunda bilinçlendirin. Bu şeklide davranırsanız çocuk algılamış olur ve fark eder. Gelişim sürecinde kimseye acı çektirmeyeceğini bilir. Bilgisiz olması nedeniyle insanlara bilmeden eziyet ettiği de olur. Bunu bilmeden yapar. Bu durumlarda onun yanlış yaptığını kendisine aktarın. Açıklama tarzınız güzel olmalı. Yumuşak sesle onların değerli olduğunu ona hissettirin. Gülümseyerek yadırgadığı şeyi sevin. Bu sayede aslında onların sevimli olduğunu kavrar.
3A.18 Turnead
Normal gelişim sürecini tamamlamaları zordur. Bu yüzden geç adapte olurlar. Saf ve temiz bir ruha sahiplerdir. Onları kullanmak için gereken süre, sizin zamanınızdan alabilir. Gecikmeler o kişilerde sıkılma yaratacaktır. Bu gelişme süreci safhasına iletilirken insanları yan yana gezme hevesiyle bulursunuz. Birlikte paylaşım sağlamaya heves duyarlar. Çok fazla konuşma söz konusu olur. İfadelerinde donukluk vardır. Biraz mutsuz görünürler. Onları duygusal açıdan fazla güçlü bulamazsınız. Açlık veya baş ağrısı çekerler. Sıkıntılarını arttıran sebeplerden diğeri de iş faktörünün yoğun olmasıdır. Çalışmaları gereken bir çok konu vardır. Yorgun ve bitkin görünmeleri çok doğal. Konuları olan işte ilerleme safhasını kat etmeleri için gereken süre artabilir. Yaşamlarındaki sıkıntılar çok olur. Yıpranırlar. Onlara yardım edilmeli. İş sektörüne girdikleri andan itibaren de kendilerini gösterme çabasında olurlar. Kendilerini kanıtlama çırpınışları gözlenir. Durgun bir iş onlara göre olmaz. Gelişimlerini sağlayacak işler yapmalılar. Verim alamadıklarını hissettiklerinde de yüzlerindeki huzursuzluğu görürsünüz. Ellerindeki kaygıyı hissedersiniz. Verimsiz yaşamak insanlığın en büyük acısı olabilir. Bu durum söz konusuysa mutlaka o kişilere yardımcı olun, yapacakları işlerin listesini alın, başarmak istediklerini öğrenin, hedeflerini belirlesinler, hayallerini gerçekleştirmelerini sağlayın. Onları huzursuz görüntülerinden algılarsınız. Dişlerini sıktıklarını bilin. Kimseye açılmadan gizli gizli yaşarlar duygularını. Bu onlar için özel bir yaklaşım şeklidir. Hatalarının görünmesinden hoşlanmazlar. Çekingendirler. İçlerini tam olarak kavramanız zordur. Düş kurmayı severler. Akıllarında farklı diyaloglar bulunur. Kendi içlerinde yaşadıkları duyguların saklı kalması onların işine gelir. Bazen kendilerini farklı bir şekle sokmaya çalışırlar. Görüntülerinde değil tavırlarında bunu bulursunuz. İçsel diyaloglar kurarlar. Kafalarında sürekli bu vardır. Konuşma şekli ararlar. Bu onların
yoğun olarak düşünceli görünmelerine sebep olur. Yapı olarak diğer insanlara göre çok farklıdırlar. Kendilerini farklı hissettirirler. Görünüş ve davranış şekilleriyle farklı görünmeyi severler. Bu tarz yaklaşımlarla özel olduklarını düşünürler. Kapalı bir kutuya benzerler. Hayat onlar için yorucu bir iştir. Kafaları çok yoğun olur. Sıkıntılara karşı da aynı tavrı sergilerler. Amaçları yanlışları görmek, doğruları söylemek, bir nevi insanlara eğitmen olmaktır. Farklı farklı görüntülerde bakarlar. Değişime açıktırlar. Elleri çok çalışır. Görüntüsü güzeldir. Verimlidirler. Daha çok susarlar. Elimine olurlar. Kendilerini asla küçük görmezler. Hislerini belli ederler. Bu tarz davranışta bulunmaları onların kafalarındaki düşüncelerden kurtulmalarını da sağlıyor. Sakinleşmelerini sağlıyor. Huzur onlar için önemli. Fazla bir beklenti içinde olmazlar. Bu da onların rahat olmasını sağlar. Farklı görünmek için çabalarlar. Karşılıklı güven onlar için önemlidir. Bakışlarında hep bir gösteri vardır. Elek şeklinde görünürler. Tek bir amaçları vardır. Düzen. Bunu yapabilirlerse içleri rahatlar. Eğer sıkıntı çekerlerse de birikimleri onlar için yeterlidir. Doğru yolda olduklarına emin olurlar. Yetinirler. Yükselti boyutundadırlar. Boy atışı nedeniyle de kendilerine güven sorunundan kurtulurlar. İnce detayları vardır. Bacaklarda biraz incelik göze çarpar. Burunlar genellikle yüze göre biraz uzundur. Gözlerse yuvarlaktır. Baş genelde topludur. Kafalarında farklı bir yapı olabilir. Elleri ufaktır. Saçlarıysa genellikle renklidir. Kalın kaşlıdırlar. Bunu inceltmek isterler. İnce detaylarla da ilgilenirler. Duygusal yönden rahatlamak niyetiyle topukla ayakkabıdan uzak dururlar. Bu onlara huzur kaynağıdır. Rahatlama hedef ayaklara yönelmiştir. Ayaklar büyüktür. Bu da onlarda bir tür huzur kaynağıdır. Bunu severler. Ayaklarının bir bölümünü de kaşımak isterler. Dudakları ufak olur. Bacaklarının inceliğine önem vermeleri söz konusu olabilir. Bu nedenle de daha çok uzun pantolonu tercih ederler. Dik dururlar. Bacak boyu, ortalama olarak kalçadan yukarıya göre uzundur. Temas ettikleri her nesneyle de dikkat söz konusudur. Bakışlarındaki hareketliliği görürseniz bu onun eğlendiğinin göstergesi olur. Durgun olmaması gerekir. Böyle olduğunu görürseniz mutsuzdur. Neşeyle olmasını sağlayan en iyi sebep de yanındaki insana olan sevimli yaklaşımlarıdır. Gülmek onun için mutluluk kaynağı olabilir. Onun mutlu olmasını sağlayacak komik espriler yapın. Bu onun şen kahkahalar atmasını sağlayacaktır. Gülüşünü asla aşırıya götürmeyecek, gerektiği yerde tekrar hayatına bakışına devam edecektir. Verimli olmak onun için önemlidir. Devamlı olarak farklı şeylerle ilgilenmek onda huzur verecek bir yoldur. Bunu yaparsa kendine güvenmesini görebilirsiniz. Değerli olduğunu hissetmesi için de farklı görünmek çabasına girebilir. Saçlarını uzun tutmak çabasına girebilir. Bunu başardığında da hedefine ulaşmış sayar kendini. Gözlerine güzel görüntü vermek için. Onlarda güzel süslemeler yapar. Çok fazla makyaj yapmıyordur. Gözüne farklı süsler koymanın tek hedefi de gözlerindeki hissiyatı arttırmaktır. Fön yaptırır. Saçlarını düzgün tutar. Dudaklarına ruj pek sürmez. Aşırıya kaçmaması gerektiğini düşünür. Güzel görünmenin yolunu bulmuştur kendince. Çiçek olmanın tek yolunun bu olduğuna karar kılar. Temiz giyinmek için çok çabalar. Göz bebeklerindeki çalışma isteği bazen çok belli olur. Bunun sebebi de kendine olan estetik kaygısıdır. Gereksiz yere asla konuşmaz. Suskun görünmek de onun için önemlidir. Çalışma anında görevli olduğunun bilincini tatmak için genellikle bunu yapar. Elleri çalışır. Gayretli olur. Durmadan güzelleşmeye çabalar. Temizce giyinmeyi çabalar. Giyinmek gibi bir durum söz konusuysa bunu genellikle ellerini bacak üstüne koyarak bacaklarını da iki yana yayarak yapar. Ortada açıklık bırakır. Bacak bölümünde
kasılmalar varsa diz kırmayı bırakır. Temiz bir ortam arar. Arınmalıdır. Net ve farklı görünmek onun için mühimdir. Çıkardığı her özel çalışmanın sonucunda büyük bir huzura erer. Diğerleri gibi kendini bitirme işine kadar rahat bulamaz. Elindeki iş bitinceye kadar da her şeyden uzaklaşır. Birçok şeyi yapmayı da bırakır. Bazen dağılır dikkati. Böyle olduğunda kendine iyi bakmaya devam eder. Temiz bir kişi olmaya çalışır. Gerginliğini atmak için de bir süre başka işlerle meşgul olmalıdır. Stres yapabilir. Uygun ortamlara girmelidir. Oralarda çalışmaya gayret eder. Kendini rahat hissettiği bir ortamda da mutlaka bilgili olduğunu göstermek ister. Öyle dönemler yaşarsa hayatında büyük bir başarı kaydettiğini düşünür. Başarıya ulaşmak istediği zamanlarda kendini kontrollü tutar. Doğru iş yapmanın hedefine kendini odaklar. Bu olay neticesinde de kendini özel hissetmeye başlayabilir. Eğer doğru çabayı sarf ettiğine emin olursa mutlu olur. Güzel çalıştığının bilincine varmalıdır. Görüngü olarak kendine değer verdiğini hissetmelidir. Bunu yapabildiği takdirde hayatında olumlu sonuçlar başlayabilir. Başaramadığını düşünürse huzuru kaçar. Sevimsiz görünmekten nefret eder. Mutlaka güzel olmalıdır. Çirkin görüntü onu üzer. Kirpiklerinde farklı bir durumla karşılaşmaktan ürker. Bunu yaşarsa hemen düzelttirin ve kirpik aktarın. Kirpikleri güzelleşsin, gözlerine tekrar güzel bir bakış kazanmış olduğunu hatırlatın. Rahatlaması gerekir. Bunu yaptığınızda da temiz bir mutluluk yaşayacaktır. Sevincini paylaşın. Onun sav bir çocuk olduğunun bilincinde olun. Onun gözleri kendi için çok mühim. Bebek olmak onun çok mühim. Temiz olmak her an onun için çok önemli. Sevilmeyi hak ettiğini bilin. Gülmesini her zaman beğenin. Çiçek gibi güldüğünü söyleyin. Bu ona huzur verir. Böylece rahat bir ömür geçirmesi mümkün olur. Saçlarını şekilden şekle sokmak ona rahatlık verir. Başarılı olduğunu hissederse gözlerinde ışıltı oluşur. Merakını gidermesi onun için mühim. Tertemiz bir insan olmanın huzurunu yaşatın. Gelişim sürecini bu sayede tamamlayacaklar. Çalışmalarında gerekli gayreti gösterdikleri için soylu görüntüler onları etkiler. İnsanların görüntü şekline bakarak onlarla iletişim kurarlar. Özel olan insanları daha çok yanlarında görmek isterler. İletişimlerini onlarda daha çok tutarlar ve bazen istemeseler de kötü tavra giriş yaptıkları oluyor. Karşılıklı konuşmalarda insanların yanlış yönlerini görmek gibi bir eğilimleri de olabilir. Bu onların aralarında kalabilir. Gereksiz yere konuşmak onlara zor gelir. Bu yüzden de zor anlarını çok konuşmazlar. Sır küpüdürler. Karşılıklı gülüşmeler çoktur. Başkalarına göre güven verebilirler. Fakat daha çok saklama modundadırlar. Kendilerindeki hataların belli olmaması onlara bir denge getirmiştir. Başkalarını süzmeyi severler. O tarz kişilerden bir çoğu da bu yaklaşımı sevmez. Kişilerin kusurlarını görmelerinden kaynaklanan bu eğilim giderilmeli. Kusur görmek hatasına düşmeleri birçok insanın incinmesinden dolayı iç acısıdır. İnsanlar bu gibi davranışlardan sancılanırlar. Bakışlarını düzgün tutmaları gerekir. Eğer doğru tutmazlarsa bu kişilerin Allah tövbe etmelerini sağlayın. Yaptıkları hatayı yüzlerine bir şekilde aktarın. Çirkin bakışlarını ifadenizle de aktarabilirsiniz. Zalimlik ettiklerini bilmeleri bu sayede mümkün olacaktır. Onların konuşmalarının büyük bir bölümünün kayda alacağız ve bu tarz davranışlar sergileyen insanlara yaptıklarının bedelini ödeteceğiz. Dalga geçtikleri insanlar onların üzerinde komiklik bulacaklar ve onlara gülecekler. Dalgaya alınan insan da bunu yapan insanların yaptığı hatanın büyük bir bölümünün farkındadır. Bu hatayı tekrarlamamak onların işidir. Kendilerine yapılan yanlışı içlerinde tutarlar ve bunun yapılması onlara karşı büyük bir yanlıştır. Yanlış yapıldığını bildiklerinden hayatlarına
bunu geçirmezler. Hiç kimseyle dalga geçmezler. Dalga geçen kişinin durdurulması gerektiğini iyi bilirler. Bunu yapabilen insanlar, doğrudadır. Özel çabalarla o kişileri yaptığına bir şekilde pişman etmek isteyeceklerdir. Dalga geçenler onların yaptıklarından bunu algılamalılar ve yaptıkları çirkinliğin bitirilmesinin yolunu bulmalılar. Doğru yolda olan kişi bilgiye ulaştığı anda bunu uygular. Hatalıların yüz ifadelerindeki kötülüğün farkına varır. Onları bir şekilde gözleri ile hedefler. Yanlış yaptığını ona bu şekilde aktarır. Eğer etrafınızda bunu çok yapan kişiler olursa o kişilerden uzaklaşın. Bu tavrının kötülüğünü algılayacaktır. Hiçbir diyalogunuz da onunla sohbetinizi koyu tutmayın. Onun bir şekilde size de dil uzatması mümkün olursa ona karşı seviyeli tavrınızda devamı sürdürün. Karşınıza geçip gerektiğinde neden üzerinize geldiğini de anlatmasını isteyin. Zalimce yaklaşanın size bu tavrı hiçbir şekilde sizin iyiliğinizden bir şey kaybetmenize neden olmaz. Siz doğru ve akıllı davranışlarınızdan asla vazgeçmeyin. Yanlış görüntüleri algılarsınız. Eğer yapılan yanlış tavrı görürseniz en doğru yol yapan kişiye acı çektirmek olacaktır. Bu da onun eğitilmesi için gereklidir. Dalga geçilen insan elinizle size gelir. Ona güldüğü sebep sorulur. Neyine güldüğüne sorarsanız. Şimdi bunun aynısını sen de ona yapacaksın dersiniz. Gülünen kişi onun ayıp bir yerini bulacak ve ona senin de bu kısmında kusur var o zaman diyecek. Ve gerekirse bu şekilde onun çirkinliği aktarılacaktır. Kısasa kısas. Eğitimde bu şarttır. Gülen çocuk gülünene aynısını yaptıysa tekrarı bu şekilde yapılır. Zulüm bu şekilde öğrenilir. Yanlış tavırlarda böylece önlenmiş olur. Doğru kızgınlığı yaşamalılar. Gerektiğinde ayıplanmalılar. Yaptıkları hatalardan ders çıkarmaları için bu şarttır. Ayıplandığını fark eden insan hatasını bir daha tekrarlayamaz. Ayıbının kaybolması için doğru çabaya girmelidir. Arkadaşına gidip yaptığından ötürü özür dilemesi gerekecektir. Kişiler bu tavrı bir daha tekrarlarlarsa o insanlarla diyalog kurulmamalı, uzak tutulmalı, masası başka bir köşeye alınmalı. Ayıplandığının farkına varmalı. Grup dışı tutulduğunu algılamalı. Hiçbir öğrenci bu çocukla konuşmamalı. Ayıp yaptığını algılaması gerektiğini de farklı bakışlarla ona göstermeliler. Bir daha çirkinlik yapmamak gerektiğini öğrendiğinde de barış için güzel bir yöntem bulacaktır. Arkadaşlarına güzel oyuncaklar alması gerekebilir. Onların tavrı ona karşı düzelecektir. Bu en doğru yöntem olur. Bunu yapamayan çocuklar, kardeşlerine sevgi sözleri yazabilirler. Onlara küçük kağıtlarla barış istediklerini belirtebilirler. Böylece gruba geri döner, çocuklar onu kucaklarlar ve başarısı kutlanır. Kusurlar örtülür. Barışın en güzel yöntemi budur. İnsanlar bu yöntemi kullanmalılar. Korku verecek bir yöntem her an zorluk çıkarır. Acı çekmeleri önlenmeleridir. Akıl nimetinden faydalanın. Karşılıklı diyalog insanların çözümüdür. Kimse kimseye eziyet ederek ceza yöntemi uygulamamalı. Yapılması gereken en yoğun çalışmalar arasında bu var. Kolay bir yönteme dönüştürülmesi gerekmektedir. Eğitim olarak verilmelidir. Kimse kimsenin canına kastetmemeli. Dayakla eğitim olmaz. En doğru yol, yaptığı hatadan dönmesi için kişiye verilen doğru seçim bulma yoludur. Karşılıksız davranmak, kişilerin hatalarında sürmelerine neden olur. Eğer yanlış bir oyuncakla ilerlerse bilmeden ilerler ve doğru yaptığını düşünmeye çalışır. Hatalarından ders alamaz, bu da onu yanlışta devam ettirir. Kendine zarar verir. Yanlışlarını sürdürerek insanları yıpratır. Kötü tavırlarla hayatına devam eder, oyun oynamaktan kurtulamaz, bir tür yanlış eğitim sonucu oluşan yanlışlar diyalogu oluşur. İnsanlar da bu şekilde birbirlerine eziyet ederler. Korku insanları son derece acıtır. Bilmeden insanlar kötü sözler kullanırlar. Bunu doğru sayarak hareket
ederler. Bilgisizlik nedeniyle de birbirlerine acı çektirirler. Kimsenin birbirine cümle kurarken zarar vermemesi gerek. Güzel cümlelerle insanları uyarmaya çalışın. Algılamalarına yardım edin. Algılayacaklardır. İnsanlar bunun farkına varabilir. Kötü şeyler yaptıklarını fark ederlerse de bundan dönerler. İçlerinde biriken yanlışları insanlar tutmamalı. Bunun engelleri çoğalttığı bilinmelidir. Hatalı insanlar doğruları görmelidir. Zayıf karakterli gördükleri kişilerle uğraşırlar. Ezme çabasına girerler. Kendi diyaloglarında başkalarına eziyet safhasında ilerlerler. Yorgunluk verirler. İçlere işleyen bir üzüntü kaynağıdırlar. Zulmün uğradığı yer, insanlarda tedirginlik yoluna ilerlemeye neden olur. İnsanlık bu gibi kişileri içinde barındırırsa büyük bir kaos ortaya çıkacaktır. Karşılıklı zorlukları aşmak sadece ikili diyaloglarla olmaz. Birlikte çalışılmalı. İnsanlar bir topluluk içinde çalışma yapmaları gerektiğinde tek başlarına karar vermeye başlarlarsa onları mutlaka grup dışına alın. O kişinin grupta yer almaması gerekmektedir. Kafasına göre hareket ettiğini algıladığınız ilk anda o insana hemen müdahale edilmeli. Taviz verilmemeli. İçlerindeki nefreti dışa vururlar. Tavırlarıyla insanlar çekingenleşir, algılamaları zayıflar. Bu durumda insanların zor hareket ettiğini görürsünüz. Çaresizlik onları kavurur. Ne yapacakları konusunda tedirgindirler. Gelişimi engellerler. Durmak söz konusudur. Yazım veya çalışma yapmak elden gelmez. Kimse bu cesareti gösteremez. Elleri çalışmaz olur. Gözler öne düşer. Yargılanma safhasına girildiğinde ise kimse bu insanlarla asla ama asla bir daha gelişme oluşturmasın. Onları durdurmak gerekir. Çabaları sadece bir şeyleri doğru yaptıklarını zannetmektir. İnsanları eziyetle sustururlar. Korku salmanın yolunu bulurlar. Hayatlara zorluk katmanın yolunu ararlar. Amaç kişileri o grubun dışında bırakmak olabilir. Bunun çabası insanlarda yanlış oluşumların görülmesine sebep olur. Bilmeden zulme uğrayan kişiyi dışarıda bırakırlar. Suskunluk hakimdir. Susulması gerekmektedir. Korku hakimdir. Konuşulan birisi olacaktır. İnsanlar yargı içindedir. Defter dürmek söz konusudur. İnsanları bu şekilde birbirlerine karşı kötü duygular beslemelerine sebebiyet vererek üzerler. Yaşamı bu şekilde acıyla geçen insanların mutlaka korunmaları şart olur. Zulmün sebebi öğrenilmelidir. Yapılan acı deneyimler, insanları yanlış tutumlara doğru iletir. Tekrarlanan acılar vardır. Ardı kesilmeyebilir. Beklemek şart olur. Tepki verilmesinin beklentisi içinde olanlar da vardır. Bekleyenler bunun için gereken hataları oluşturmaya çalışırlar. Yanlıştaki kişi bu hatayı mutlaka yapacaktır. Tehlikeli adımlarının sonucunu bulacaktır. Üst üste yaptığı yanlışlar o insanı bir şekilde oluşan gruptan uzaklaştırılacak düzeyde yolundan çıkarır. Nefretini ve küçümseme duygusunu uzak tutmadığı için ona bu kafi gelir. Yapacak detaylar üzerinde çalışması lazımken yaptığı zorbalık mutlaka karşılığını görecektir. Verimi yavaşlatır. Alınması gereken çalışma kararlarını alamaz. Yaptığı saçmalıkların sonucuna katlanır. Sevimsiz, anlayışsız hareketleri nedeniyle de bizden uzaklaşmıştır. Bunun farkına varacaktır. Bunu kendisi hissedecektir. Onu bu şekilde kabul etmek sizin hatanız olur. Kesinlikle durdurulmalı. Kesinlikle uzak tutulmalı. Barbarlığı nedeniyle engellenmeli. Yaptığı tutumların ve keyfi hareketlerin sonucuna katlanacaktır. Kesinlikle gruptan atılacaktır. Orada tutulması yasaktır. Bulunduğu ortamı germekten suçludur. Çirkin cümleler kurmaktan suçludur. İnsanların yüreğine korku salmaktan suçludur. Bu onları eziyetle tutmaktır. Kendini beğenmek, üstünlük taslamak zalimliğin bir parçasıdır. Bu nedenle sakın ama sakın eziyet verdiğini düşündüğünüz kişileri aranıza almayın. Bunu yapanları kesinlikle hesaba çekeceğiz. Hakkını aldıkları insanlar da dilerlerse o insanların
üzerine tüküreceklerdir. Suratlarına gelen tükürük yuvalar açacaktır. Dehşet onları yakacaktır. Korkacaklardır. Kendileri yaptılar. Bunu da yaşadılar. Bunu anlamalısınız. Eziyetlik kişiler, asla Allah katında sevilmezler. Onların bu hatalarını siz de bilerek izlemeyin. Onların yaptıklarını asla hoşgörü ile yakalamayın. Onları isterseniz affedin ama onlar bunu hak etmedikleri için Allah onları bir şekilde yaptıklarından ötürü sizden uzaklaştırıyor. Bu sizin için bir lütuftur. Allah’ın lütfudur. Bunu da iyi kavrayın. Size verilen nimet budur. Sizi seven Allah’tır. Size yaptıklarını Allah görmüştür. Onlara hak ettikleri verilecektir. Yaptıkları zulüm mutlaka haklarının arandığı günde insanlara tattırılacaktır. Yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle zulme uğradıklarına inanan insanlar da bu zulmü üzüntülerinden dillendirerek kendilerine acı çektirmesinler. Çünkü Allah bu acıları kapatmak için size çok güzel bir yazım süreci vermiştir. Bu süreci en güzel şekilde değerlendirmenizi istiyoruz. Sizin aldığınız bu nimeti hayatınızın en güzel anları olarak yakaladığınızın bilincindesiniz. Bu gibi durumlar size huzur verecek ve hayatı en güzel şeklide yaşamayı, mutluluğu tadacaksınız. Evet mutlu olmak. Mutlu olmak için yaşa. Sevgi olmak için. Güzel yuvanı kur. Dualarla. Yavaş yavaş hissettiğiniz bu mutluluk sizin için bir kaynaktır. Yavaş yavaş hissettiğiniz huzur size verilen bir hayırdır. Her gün size daha çok sevgi inecek ve her gün size daha çok güzellik gelecek. Bu hayrın nimetinin güzelliğinden ötürü sevgiyi hak eden yüce rabbinize huzurla Allah deyin. Huzurla önünde eğilin. Doğru yolda olduğunuzu bilin. Doğru adımlarla ilerlediğinizi çok iyi kavrayın. Siz asla korku yaşamayacaksınız. Sizi güzel dünyada mutlu yaşatmanın huzurunu tadacağız. Bu hayatı iyi paylaşın. Güzel ve sevimli davranışlarınızla Allah’ı sevindirin ve Rahman olan Allah’a güzel bir yuva kurduğunuz için huzurla dönün. Korkunuzu alır, sevginizi çoğaltır. Sizin içinizde hiçbir eziyet kalmamasına yardım eder. Yakın davranır ve sizi sever. İçinizde üzüntüyü barındırmayın. Korkuyu arındırın. Hayatın zorluklarından sıyrılın. Gülün. Hayata yakın olun. Bilgiler size akar. Allah sizinledir. Merhamet yanındadır. Sizinle kucaklaşacaktır. Bu mutluluğu tadacaksınız. O’nunla mutlu ve huzurlu bir dönüşümle yan yana olacaksınız. O’na ulaşmak çabanız sizi mutlu kılacak. Bu başarıyı yakalamalısınız. Bu başarıya ilerlemelisiniz. Emniyet gelecek ve size onun güzel nimetleri akacak. Allah’ın sevgisi size ulaşacak. Bu çabayı güden herkes hayatını kurtarır. Ve başarıya dönüşüm sağlar. Hedeflerinin üzerinde ilerler. Doğru hareketlerle çabalarına devam eder. İstediği hedef doğrudur. Kararlı olmayı sürdürmelidir. Bu kararlılığında tekrar tekrar ilerlemelidir. Hedefine emin adımlarla ilerleyecek insanlar olmalıdır. Sınandığını bilmelidir. Geçeceği sınavları algılamalıdır. Emin olduğunun farkında olmalıdır. Ayağındaki sıkıntıları gidereceğiz. Zorluklar bitecek. Her şey mutlaka düzelecek. Elindeki nimetleri anacak. Ve sevinecektir. Bu başarıyı kazanmak için her çalışmayı yapacaktır. İstediği her dua kabuldür. Başarıya ulaşmanın yoludur. Bu umudu gözlerine yansıttı. Bunu başarmanın yolunu aramalıdır. Değişmeye hazır olduğunu bildirdi. Eğer yapabilirse bunların hepsi olacaktır. Türk insanında bulunan zorluklardan biri hayatını çok fazla uykuyla geçirmesidir. Bu genlerinde vardır. Genetik bir sorun olduğu doğrudur. Uyku yaşamının bir parçası halindedir. Onun için duygularından ayrılmanın bir yoludur. Tevazu gösterme özelliği çoktur. Terk etmekten korkar. Korkusu sevgiden ayrılmaktır. Korkusu sevdiklerinden kopmaktır. Bu korkuyu bırakmalıdır. Hedef tektir. Allah’tan başkası değildir. Onun bu iş için beklentisi sadece ulaşmaktır. Sevgiye hasret insanlar, dilerlerse Allah’ın kendilerine yaşatacağı rahmeti de
üstün tutarlar. Bu rahmet onları mutlaka sevdiklerine ulaştıracaktır. Onların doğru kararlar almalarını sağlayacak bir yoldur bu. Rahmeti algılamak adına yaptıkları her şey bu iş için gereklidir. Eğilim gösterdikleri her konuda Allah’ın rahmetini anarlarsa bunu başarırlar. Hoşnut etmek amacını güderler. Allah hoşnutsa, o kişiyle yakın ilişki kurar, yakınlaşır. Ve yaptığı her hareketin ona gelişine şahit olur. Doğru kararlar almak amaçlı yaşar. Allah’ın yardımını umar kararsızlığını gidermek için o insana yardımda bulunur. Yardımda bulunulan kişi, doğruda olduğunu anlar. Yardıma hasret olduğu anlarda da sıkıntısı mutlaka gider. Aileden gelen özlemi giderin. Onlarla diyalogunuzu kurarken yanlış sebeplerle onların hararetini arttırmayın. Size dokunmak çabası güderler. Yanınızda olmanın gayretiyle çok uğraşırlar. Sizi üzmeye neden verebilir. Yaşanan dönemin şartlarından biridir. Sizi koyunlarından çıkarmak onlara zor gelir. Çabaları yüzünden sizi yıpratırlar. Yapılar gereği bu böyledir. Üzüntüye sebep verdiklerinin algılanması gerek. Yanlış tutumlarının onlara korkunç sonuçlar doğurması söz konusu olabilir. Bunu fark edemeyebilirler. Sizi tutmak hedefini güttükleri anlarda onlarla konuşmalısınız. Çok fazla kucak açılmaması gerektiğini hatırlatın. Her zaman insanlar büyümektedir deyin. Büyüdüğünüzü anlamasını sağlayın. Bunun farkına varabilirse size eziyet etmeyecektir. Sizi zorlayamaz ve bir şekilde sizi vazgeçiremez. İlgileriniz doğrultusunda hareket ettiğinizin farkına varır. Korunduğunuzu algılamalıdır. Farklı davranmanız gerekebilir. Bunu da fark etmelidir. Endişelerinizin yüzünüzde fark edilmemesi gerekir. Düşlerinizin, hayallerinizin yüzünüze aksetmesi sizi yıpratabilir. Bunu algılamaları nedeniyle de çok çabuk hareket edeceklerdir. Allah’ın nimetidir.
1.63’lük (Furnaid/Furnead) (Okunuşu: Förnaynt) Ortalama ömür en fazla 40 yaş. 36 ya inebilir. Hızlı gelişim kazan çabuk adapte olamadığı için eve gelir. Göreve başlama yaşı, 15 yaş. Ömürlerinin son 20 yılında emekli yaşamı. Toplam sayısı 140-180 civarı.
3A.19 1.63lük Hbryd
Genetik haritada boyut farkı vardır. Kişiler genlerine göre sıralanırlar. Küçük boyutlu varlıklar, sevimlidir. Onları yumuşak işlerde kullanın. Onlar daha çok sevgi beklerler. Güven faktörü onlarda fazla değildir. Güvene ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle sevilmek isterler. Sevgiyi bulmaları şarttır. Bilgi kapasiteleri yeterli olmasa da değerli olduklarını hissettirin. Onların çabasını bilmelisiniz. Gereksiz konuşmalarınızı onlarla
paylaşabilirsiniz. Size yakın davranmak istediklerini kavrayabilirsiniz. Sevgi ve ilgiyi hak etmek istediklerini bilin. Yardımlaşmanızda onlara destek çıkın. Haksız yere üzülmemeleri gerek. Küçük yavrular çok hassas oldukları için onlara emir vermemenizi size söylemeliyiz. Güzel kelimeler isteklerinizde yer alsın. Onlara tatlı söz söyleyin. Bu onları sevindirecek ve yapmalarına hız katacaktır. Bu tarz yaklaşım onların huzur bulması için gereklidir. Beyinlerindeki damarlarda yetersiz nefes alınması onları yorar. Beyinlerine hükmetmeleri o zaman zorlaşabilir. Onları darlandıran her durum beyinlerinin durmasına sebep olur. Bu durumların oluşmaması açısından sakın onlara eziyet etmeyin. Çok hassas ve yorulabilen yapıları nedeniyle değişik konularda onlara destek olun. Gerektiğinde rahatlatın. Hassas olduklarını unutmayın. Korku halinde yorgun tavır sergilemeleri nedeniyle kendilerini bırakabilirler. Bu tarz durumlarda onların derdini bulun. Neden hareketlerinin yavaşladığını bulun. Sevgiye muhtaçtır. Bu açıdan onunla konuşmanız gerekebilir. Ailesinde paylaşımı arttırmalısınız. Ona verilen her hediye onu mutlu edecektir. Duygulu yapısı gözlerinden okunabilir. Sevinç hissi fark edilebilir. Bu ona güzel bir hava katar. Çiçektir. Onun için lütfen gözlerindeki sevgiyi, ışıltıyı görün. Yumuşak huylu olduğu için gözleri hep güler. Göz içindeki küçük parıltılar, onun hayatının bir parçasıdır. İçindeki duyguların dışarıya vurumudur. Masumdur. İçindeki sıkıntıyı fazla belli etmez. Çocuğun sevilmesini isteyin. Ona yardımcı olun. Eğer sevgi varsa gönlünde bunu sessizce ifade eder. Bu ona akseder. Yavrucak o insana yaklaşmak ister. Güzel bir tavır sergileyin. Sevgisi çok büyük olabilir. Paylaşmak isteyebilir. Ona izin verin. Ona sevgiyle gülümseyin. Anlattıklarına asla kötü ifadeler vermeyin. Onun küçük bir çocuk olduğunu her an hatırlayın. Ona sakın alaylı yaklaşmayın. Doğru din budur. Eğitimli insanlar, onların küçük olmadığını bilir. Onlar çok şeyi algıladıklarını size belli edecektir. Üzülmemeleri gerek. Onun arkasını dönüp gittiğinde ne hissettiğini algılarsınız. Gözleri buna açıktır. Çabuk algılar, alay edildiğini. Onun çiçek olduğunu bilin. Korku duymaması gerek. Küçük bir kedi gibi sevmeyin. Ellerini tutun. Sen çok iyisin deyin. Anlaşılmaz konuşmalar yapmayın. Onun gözlerinde ifade değişebilir. Sizi algılayamamak onu üzebilir. Cümleleriniz basit olmalı. Onun algılayışını iyi hissetmelisiniz. Bu hassas bir konudur. Bu bilgileri Hedronik hafızaya almalı. Gerekli olan kısımlar kişiye iletilmeli. Onların algılamasının zor olduğu bölümleri, onlara öğretmeniz gerekebilir. Onların hassas olduğu konular kafalarına aktarılmamalı. Bu belge onlardan gizli tutulabilir. Açıklanacak yeri sadece doğru kitapla onlara verin. Eğer yanlış bilgiler onlara verilirse hasar söz konusu olur. Kendilerinde kusur bulmalarını istemiyoruz. Kendilerini sevmeleri gerek. Onların değerli olduğunu bilmeleri gerek. Gözlerinin yaşarmasına sebep olacak herhangi bir bilgiyi onlardan mutlaka gizleyin. Sakın yanlış sözlerle onları üzmeyin. O yüzden lütfen kitabın bu bölümündeki bilgiler Hedronik tarafından belirlensin.
3A.20 Furnaid ‘Küçük tavırlı savaşçı küçükler’ adını aldılar. Ön safta savaşırlar. Hızır gibidirler.
Çalışmaya hevesli, karşılık beklemeden öne geçen bir tür öncü savaşçıdır. Öncü savaşçıdır. Hızından yetişmek gerek. Adaptasyonu hızlı. Savaş anında gereken şevke gelirse kendini önlerde görebilirsiniz. Başarı kazanmak için gereken hırsı vardır. Yapması gereken her şeyi yapacaktır. Bunun onun için önemi büyüktür. Çabaları özeldir. Hızır gibi yetiştiği için kendine ‘savaşçı kız’ diyebilirsiniz. Yaşam stili ile bir tür bağdaşma vardır. Kendini farklı yerlere götürmek zorunda kalabilir Oralarda görev alır. Hızlı olmak onun için önemlidir. Gelip gittiği her yerde aynı çabayı sarf eder. Başarma hırsı onu kaplayabilir. Bunu başarmak gerek diyebilir. Yapmak için gereken gücü ona katmak lazım gelir. Beklentileri büyük olur. Başarıya götüren her türlü yardımı ister. Amacı her şeyi yapabilmektir. Ulaşacağı çabayı bir şekilde elde eder. Kendine güveni gelir. Yaptığı her iş önemlidir. Bunu yaptığı için mutludur. Yaptığı çalışmalar onda ilerleme hırsını arttırır. Yapması gerekenleri üzerinde çok fazla düşünür. Yapacağı işleri hemen yapmak ister. Acayip bir hız ister. Yapamazsa korkar. Eğer yapamazsam bu acı verecek der. Bu nedenle her yaptığı iş onun için değerlidir. Onun çabası bir şekilde öndeki varlığı mutlu etmektir. Onu mutlu ettiği anda kararlılığını sürdürür. Çabaları gayretleri devam eder. Kendini bu yönde motive etmiştir. Vazgeçmek onun için çok zordur. İnanılmaz bir itteka ile onun huzuruna çıkmanın korkusu ile yaşar. Onun yüreği acı ile dolar o zaman. Yapamamak onu kahreder. Memnun edememe korkusuyla acıyla yaşamak onu korkutur. Bu yüzden yaptığı her işte başarılı olmalıdır. Yaptığı her çalışmada ilerlemek istiyordur. Özel çabaları onun bu yöndedir. Başarma çabası da yine korkudandır. Elindeki nimeti anar. Başarıya götürmek için çabalar. Eziyet yapmaz. Yormaz. İnsanlara iyi niyetli olur. Yorgunluk hissi algıladığında da bazen üzülebilir. Bir şeyleri doğru yapmanın sevincini yaşaması şarttır. Başaramama korkusundan huzura ermesi şarttır. Bunu başarması için de kendine güvenmesi gelecektir. Yapacaklarını kontrol altında tutma çabası vardır. Kendine güvenmesi gerek. Bunu bilmeli. Çabalarında özeldir. Herkesin birlik olması çabasında çok ister. Bunu başarırsa elimine olmaya çalışır. Birliğin içinde bir saf tutar. Orada kardeşleri ile oturmak ona huzur verir. Bu başarıyı elde edebilmek için umutla yüzünü yukarı çevirecektir. Her şey doğru gidecektir. Eğer yanlış yaptığını hissederse bu his onun kalp ağrısıdır. Hislerine yenilmesinin kendisini yoracağını bilir. Rahatlamalıdır. Başarı kazanmak tek hedefi değildir. Yapmak zorunda olduğu, hissettiği şeyler vardır. Eğer yaparsa gülecektir. Çabalarını hissedecektir. Gözleriyle gülümseyecektir. Yeterli olması gereken işler yapma çabasındadır. Eksik kaldığı anlarda bu his kendinden giderilecektir. Eksiklik hissetmeyecektir. Tek yapması gereken doğruyu yaptığını bilmektir. Hayatı doğru yaşadığını algılayabilmektir. Bir tür gelişme göstermiştir. Kendine geniş yaşamıştır. Secdeye kapanacaktır. Yuva kuracaktır. Temizdir. Ve korkudan arındırılmıştır. Hayatı hızlı geçecek, yapması gerekenleri tam yapacaktır. Görevi yerine getirmek için ölmeye hazırdır. Her gün bunun için çalışmaktadır. Evine huzur akacaktır. Kendine güvenecektir. Merhamet ona gelecektir. Çabuk davranmayı devam ettirmesi gerekmektedir. İsteklerini yapmak hevesine düşmekten korkar. Birçok şeyi uzaktan yapabilir. Doğru kararları vermek için çabalayacaktır. Kötü günler geçirmesi zordur. Hayatı doğru oluşturmaya çalışır. İnsanların sıkıntı yaşamasına dayanamaz. Yardım çabası güder. Estetik yönden her şeyi yapmak çabasına girer. Güzel üretim onun için önemlidir. Çiçek açmak gereklidir. Her türlü gerekli eğitimi alır. Güzelliğe güzellik katmayı başarır. Hayvanlarla ve minik çocuklarla güleç yüzlü tavırlar sergiler. Onlara yakın olmak onu sevindirir. Verim almak
onu sevindirir. Güzel bir bahçe kurmak ister. Bahçe çalışmalarına yatkın olur. Onun için oyun gibidir. Beslediği hayvanların üretimine katkıda bulunmak ister. Onların bir şekilde üretmesini sağlamak ister. Bunu başarmak onun için hevestir. Farklı deneylerle üretilen çeşitli ürünlerin oluşturulmasında çok çalışmak ister. Verimsiz kalmak korkusu yaşar. Kıtlık korkusu yaşar. Eksiklik korkusu yaşar. Bunların giderilmesi için gereken çabayı da sarf eder. Elle tutulur şeyleri sever. Algılaması zayıf olduğu anlarda kendi ile baş başa kalır. Böyle dönemleri atlatmasında kendisine destek olunmalıdır. Yorgunluk hissine kapılmamalı, verimsiz kaldığı duygusunu hissetmemeli. Fayda sağlamak çabası güder. Eğitim almayı sever. Hürmet onun için bir hoşluktur. Severek içtenlikle güler. Bu duyguları yaşamak ona mutluluk verir. İnsanların sevimli yanlarını görür. Küçük çocuk oldukları hissini yaşamak ister. Eğlenceli görüntüler onun hoşuna gider. Gülümsemeyi sever. Gözlerinde ışık belirir. Hüzne kayması bazen olur. Yapamadığı işlerin acısı her zaman yüreğini sarar. O tarz durumları geçiştirmeniz iyi olur. Başarıya götüren hatırı sayılır insanlarla konuşmayı çok sever. Onlarla duygusal iletişim kurar. Bu onları sevindirir. Küçük bebeklerle bakışmak hoşuna gider. Onlarla diyalog kurmaya çalışır. Bebeklerin sevimli yanlarını görür, küskün duruşlarını bile beğenir. Kendilerine güvenleri varsa güzel gözlü olmanın mutluluğunu yaşarlar. Giyinmek isterler. Giysilerini severler. En çok sevdikleri tarz, değişik renklerin kombinasyonudur. Farklı renkleri kullanmak iyi gelir. Kendine düzen verir. Çalışmak amaçlı giyinmeyi sevmez. Her giysisinin rengi olmalıdır. Renksiz giysilerden bunalır. Bu nedenle koyu renklerden uzaklaşır. Renkleri çeşitli giyimleri onu sevindirir. O giysilerle yaşamaya bayılır. Çeşitliliğe bayılır. Vücudunda renkli eşyalar bulmak hoşuna gider. Süslenmeyi sever. Dekolte giyinmeyi, yüzüne güzel şeyler sürünmeyi de.
1.53lük (Burnaid/Burnead) (Okunuşu: Börnaynt) Ortalama ömür 16 ve fazlası. Hızlı eğitimle 7 yaş, görev alış. Ömürlerinin son iki yılında emeklilik. Çalışma şevk veriyor. Toplam sayısı 42.
3A.21 1.53’lük Hbryd
Gözleri daha geniş. Yuvaları daha oval. Göz bebekleri daha parlak. Saçlar daha yukarıda. Oturuş daha fazla. Beklenti daha fazla. Küçük bebeklerdir. Görüntüleri nedeniyle yadırgandıklarını düşünürlerse üzülürler. Onların hafızası güçlü değil. Daha çabuk
unutuyorlar. Beyinlerindeki temas az. Çabuk unutmalarının sebebi de aile mefhumunun olmaması. Sevgiye hasretler. Küçük yetimlerdir. Onların çabası etrafını algılamakla geçer. Nerede olduklarını algılamalarını sağlamalısınız. Onlara güven sağlamalısınız. Küçük hbryd, anne çabası içindedir. Yanına geleni anne olarak algılayabilir. Çabuk ısınır. Gülerek bakar. Çocuk ruhludur. Adeta küçük bir bebektir. Ailesine alışkın olması gerekir. Aile tutması gerekir. Onun masumiyetini algılamanız şarttır. Küçüklüğünde ona iyi davranın. Genişlemesi anında onu sevin. Çabuk büyüyecektir. Atılım gösterir. Hareketleri hızlıdır. Tavırlarında eğitim vardır. Elleri güçlüdür. Kavramayı sever. Okul eğitimi alması şarttır. Dikkati dağınık olabilir. Bu yüzden ona eğitim verirken çabuk olmayın. Ona yumuşak söyleyin. Ona sevgi verin. Yavaş açıklayın. Onları sakın küçük görmeyin. Hatırladıkları her şey akıllarında kalacaktır. Çabuk hafızalıdır. Hızlı akıl vardır. Aile kurmak çabalarını onlarda bulabilirsiniz. Eğitim hizmetini onlarda bulabilirsiniz. Görüngüleri ufaktır. Temiz işler yaparlar. Başarılıdırlar. Aile mefhumu onların parçasıdır. Doğru iş yapmayı severler. Bu onların gözlerinde ışıltı yapar. Mutlu olmak çabası fazladır. İnsanların karşısında beğenilme isteği vardır. Beğeniyi severler. Beğendiğinizi onlara gösterin. Huzur verecektir. Sevgiye hasrettir. Bunu bilin. Onun ufak olduğunu ona hissettirmeyin. Gözleri ışıldar. Acı çekmemeli. Küçük bir yuva kurmalı. Ona vereceğiniz her hizmet, onun için değerli. Ona el üstünde tutmalısınız. Gözlerinde ışıltı belirmeli. Onun sizin için önemli olduğunu bilin. Onun değeri büyük. Gözbebeklerinde asla hüzün olmamalı. Hasret olmamalı. Kendilerini sevmeliler. Başarıyı tatmalılar. Kollarındaki ifade hep ufak bir çocuğunkini andırır. Zayıf görünüşlü oldukları için onlar hep incedirler. Zayıf olmak onları üzebilir. Bu nedenle giysilerini mutlaka geniş tutun. Kaba görünmesin. Kibar ve geniş giysiler bulun. Minik yüzleri onların şirinliğini arttırır. Boyları atarsa mutlu olacaklar. Boyları 1.53’e vardığı andan itibaren (2 yıl içinde olur) onları giydirin. Temiz ve net giysilerle. Renk cümbüşü yaratmanız güzel olun. Huzur verecek çiçek renklerini kullanın. Ona şahane bir görüntü verin. Şık olmaları gerek. Üzerlerine giydikleri her giysi detaylı olsun. Parlak nesneleri severler. Kemer, toka, küçük takılar, küpe, yüzük, bilezik, ayak halhalı, ayak küpesi gibi ilginç şeyleri hasretle beklerler. Beğenileri bu yöndedir. En çok gümüş parlaklığını severler. Ten rengi özeldir. Grinin tonlarından kaçının. Onlara ufak bir parlaklık verecek ton rengi iyidir. Dudakları ufakken büzgülü, açıldığında rahattır. Yavaş yavaş erginleşir. Her adımında farklı tavırlar sergiler. Sevimli yürüyüşünü fark edersiniz. Adımları küçük bebek gibidir. Gözleri ışıltılı, hareketleri yavaştır. Hayatını ona ada. O küçük yavruyu sev. Kendilerini sevmeleri için onlarla yakın temasta olun. Onların çocuklarla ilgilenmesini sağlayın. Bebekler onların en güzel sevdikleri şey. Bebeklere yaklaşımları daha farklıdır. Kendileri ile boyut olarak yakın olan şeylere temasları fazladır. Evlerinde bulunan küçük çiçekleri ve yakında duran nesneleri dokunarak okşarlar. Sevgi boyutu fazladır. Sevmek amaçlı yaşarlar. Dokunmak onlar için önemlidir. Elledikleri her şey onlara sevgi aşılar. Size tanışma anında temas etmek isterler. Elleri size hemen uzanır. Bakışları ürkek olur. Gözlerinize sevgi kondurduğunuz andan itibaren de ısınırlar. Gülümserler. Size bakışları güzeldir. Sevgiyi hasreti hissedersiniz. Onu dokunduğu anda kucaklayın. Kucağınıza alın. Eğer yanında anası varsa ona yönelir. Kucaktan kucağa geçmeye çalışır. Çabuk alışması zordur. Ürkek tavırlıdır. Ailesine yönelmesi normaldir. Onun sevgiye hasret bir bakışı vardır. Çekingen tavrını, onda bulabilirsiniz. Huzur kaynağı olmak ister. Size yakın durmak ister. Neşelidir. Çiçek parçası gibidir. Gülümsemesi için çaba sarf edin. Korku
geliştirdiği takdirde ona kucak açın. Canlı hayvanlarla iletişimi çabuk olmaz. Ürkek tavırlıdır. Hayvanların ona saldırmasını istemez. Kaçış yönü hep aileyedir. Çok korkmaması gerekir. Eğer ürkerse nefes darlığına geçer. Onun yere kapaklanmaması gerek. Kendini kurtaramaması panik yaratır. Eğer çok korkarsa başına geleni algılayamaz. Beyni kapanabilir. Beyninde travma söz konusu olabilir. Bunu atlatabilmesi için ona hemen kucak açın. Sizi görmek ona huzur verir. Kucaklamanız onu rahatlatır. Anne sevgisi alır. Mutsuz tavırlarını anında önleyin. Sevilmek onun için değerli. Kucaklayın. En çok kucaklanması gereken varlıktır. Bu şekilde algılar sevgiyi. Böyle davranırsanız içi ferahlar. Kucak açın ve duygularınız gözlerinize temas etsin. Ona küçük sevimli bakışlar atmanız onu sevindirir. Gülümsemeniz yumuşak olsun. En farklı gülümsemeyi seçin. Ona hayran bakışlar atın. Bu onu rahatlatacaktır. Bu sayede kendine güveni gelir. Çabuk diyaloga geçer. Çıkardığı güzel sesleri hatırlayın. Güzel ses çıkardığını söyleyin. İfadelerine yardımcı olun. Güzel cümleler kurduğuna onu inandırın. Konuşmalarının çok özel olduğunu söyleyin. Bilgili olduğunu hissetmeli. Ondaki detayları öğrenmeli. Her konuda yanında olun. Sevdiği şeylerle ilgili konuşmasına fırsat verin. Ona sevdiği nesneleri verin. Gözünün baktığı şeyleri hemen verin. Ne olursa olsun. Nesneler onu mutlu eder. Sıcak bir tavırla onu alır. Eziyet vermeyin. Gözleri ışıldamalı. Kendine kötü davranılmasını istemez. Hassasiyeti vardır. Ailesinden ayrılan insanlar, yardım bekleyebilir. Eğitim vermeniz gerekebilir. Kucaklanması gerekebilir. Yardıma destek olun. Hbryd, üzülmek istemez. Üzüntü kaynağı olmak onu üzer. Eğer başarısız görülürse içinden alınır. Ağlayabilir. Aile mefhumu önemlidir. Kaybetme korkusu geniştir. Özellikle anne mefhumuna değer verir. Annesi ile ayrı yaşayamaz. Annesi ile diyalogunu sürdürür. Ondan uzak kalmamalı. Yaklaşımı hızlı olmalı. Değişime hazır olmalı. Ona değişmenin güzel olduğunu anlatın. Ona farklı nesnelerle değişimi hatırlatın. En çok giysiye bayılır. Süslenmeyi çok sever. Onu güzel süslerle süsleyin. Dudaklarına ruj sürün. Gözlerine parlak detaylar verin. Kirpiklerini mutlaka süsleyin. Gözlerine yıldız koyun. Herhangi bir parça da takılabilir. Parçaları güzel seçin. Ürkmemesi gerekir. Parlak detaylar onun hoşuna gider. Ellerindeki ojeleri silmeyin. Temiz tutun. Anne istediğinde yardımcı olun. Onu kucaklayabileceğini hatırlatın. Annenin bir işi olduğunu söyleyerek onun bir süre beklemesi gerektiğini de hatırlatın. Ona sert söz söylemeyin. “Birazdan gelecek” cümlesi rahatlatır. Gelişim süreci ilerlediğinde yavaş yavaş hatıralarına geçiş yapabilir. Ona güzel söz söyleyin. Düz cümlelerle hitap edin. Yavaş söyleyin. Doğru cümleleri kurmanız onu rahatlatır. Ona en iyi yaklaşım zor anlarında onu başka şeylere yöneltmektir. Algılaması için yavaş söyleyin. Ona sevdiği nesneleri gösterebilirsiniz. Bir süre onunla oyalanması gerekebilir. Eğer algılaması zor olursa bu durumda onu dikkat değiştirecek yönlere yöneltin. Ne yapması gerektiği konusunda eğer sizi zorlarsa onun bir süre rahatlaması için sarılın. Sarılmanız ona huzur verebilir. Yüzündeki ifadeyi değiştirmesi onun mutlu olduğunu gösterir. Düşüncelerini ona aktarmalısınız. Eğer üzülürse tekrar onu uyarın. Destek olun. Ona sorun yaratmadığını söyleyin. Destek çıkın. İçindeki hüznü yok edin. Merhametli olun. Taşkınlık yapmadan açıklayın. Öfke gösterisi onu ürkütür. Neden öyle yaptığınızı algılayamayabilir. Kimse ile diyalog kurmaz. Yapılan hareket onu ürkütür. Dehşet duyar. Ve üzüntü onda ifade değişimine neden olur. Yorgunluk ifadesi belirir ve kendini oraya bırakabilir. Yerde yatması onun için iyi olmaz. Onu o halde bırakmanız onun içinde üzüntü yaratacaktır. Onu yerden almanız gerekmektedir. Ona sevgi sözleri
söyleyin ve düzeleceğini söyleyin. Rahatlaması için bir süre uyumasını söyleyin. Uyuduğu takdirde onun yanında olun. Ona sevgi dokunuşları ile yardımcı olun. Ellerini tutun. Rahatladığını zaten hareketleri ile belli eder. İsterse yüzüne dokunabilirsiniz. İçindeki acıyı dindirdiğinizi hissedebilirsiniz. İfadesinde güven belirdiği anda onunla tekrar geçebilirsiniz. Rahat tavırlarıyla sizi kucaklayabilir. Onun duyguları sizin daha rahat olmanızı sağlar. Size huzur kaynağı olacaktır. İçindeki küçük ufak sevgiyi büyütmüş olursunuz. Birlikte olmanız onun için değerlidir. Ona değişik ortamları yaşatabilirsiniz. En sevdiği yuva, sizinle paylaştığı şeylerin olduğu yuvadır. Birlikte oturup onun sevdiği nesnelerle ilgili konuşabilirsiniz. O bu tür nesnelerle derinden ilgilenir. Kurcaladığı her şey ona neşe verir. Sizinle hemen paylaşıma geçer. Gösterdiği her şeyi severek algılayın. Ona “gerçekten güzel” ifadesini kullanın. Ve onda bu mutluluğu yaşama isteğini uyandırın. Bu şekilde paylaşımı çoğaltabilir. Ve size daha çok yaklaşır. İsterse kucaklaya da bilir. Onunla arkadaş yaklaşımını sürdürmenizi istiyoruz. Bu şekilde rahat olacaktır. Gülümsemeniz onu mutlu edecektir. Güzel gözlerle onu süzün. Beyni onun içinde vardır. Ona çok hasretle bakın ki sizin değer verdiğinizi algılasın. Gözlerindeki sevinci hissedebilirsiniz. Aşılan bir duvar gibidir bu onun için. Çabalarının, gayretlerinin sonucudur. Bu onun için elde edilen en büyük başarıdır. Kendini kabul ettirmek onun için büyük bir önem taşır. Bu yüzden kesinlikle onu huzurlu bulacaksınız artık. Bir kez daha tekrar ediyorum. Ona kesinlikle gülümseyin ve kesinlikle onu kucaklayın.
3A.22 Burnaid
Yaşamlarında korku hakim olabilir. Üzülmek onların parçası olabilir. Ellerini güvene açmak onlara heves verir. Bakış açısı olarak değişim vardır. Değişime açık olmaları gerekir. Ellerini doğru tutmalıdırlar. Karşılarındaki insanla diyalogları güzel olmalıdır. Onlarla tutundukları farklı bir yaklaşım vardır. Her şeyi olduğu gibi görmekten haz duymazlar. Farklı yanlarını görme çabasındadırlar. Arayışın bir yöntemi olur. Çok bekletilmek onlara uygun değildir. Hızlı hareketi severler. Çabuk davranmak işlerine gelir. Kendilerine uzak davrananları bir şekilde tavırları ile uzaklaştırırlar. İstedikleri zaman kendilerine yeniden gelmeleri mümkündür. Çalışmaya heveslidir. Sevdiği işleri yapmalıdır. İstemediği işlerle uğraşmamalıdır. Onları zorlayabilir. Tedirgin davranabilirler. Kendi üzerlerine gelinmesinden hoşnut olmayabilirler. Hayatları bu şekilde geçmemelidir. Sevimsiz olmak işlerine gelmez. Mutlaka tatlı bir davranış bulunur içlerinde. Güleç yüzlü, şirin bakışlı olurlar. Gülmek onlara zevk verir. Tatlıdırlar. İlginç görünmek isterler. Gözlerinde ışıltı vardır. Görüntülerinde değişime hazırdırlar. Bu onları mutlu kılar. Gözlerine güven akar. Böyle olmak sevinç kaynaklarıdır. O tavırlar hep sevilmekten kaynaklanır. Ellerine gelen güzel şeyleri severler. Bu nedenle detaylara dikkat ederler. Her şey özenli kullanılmalıdır. Bu konuda titizdirler. Özen göstermeyi severler. Hassas yaklaşım sergilerler. Gözlerinde huzur olmalıdır. Ürkek davranışları olur. Bu onların üzüntüsüdür. Yapamadıkları şeylerin
acısını çekebilirler. Kapanmak onlara gelmez. Uzaklaşmak çabası isterler. Evlerinin içinde iyi şeyler varsı rahatlarlar. Duş alırlar. Bu onların arınmasıdır. Giysilerini temiz tutarlar. Acıktıklarında güzel yerler. Bakışlarında sevgi söz konusu olur. İştahlıdırlar. Çok yemek onları yormaz. Bakışları sabit olur. Desteksiz bakışlar onlara göre değildir. Ellerinde her zaman güven söz konusudur. Kimseyi üzmezler. Yorulmaları halinde hatırları kırılabilir. Yapmaları gerekenlerin bir kısmını unutabilirler. Yanlış cümleler sarf edebilirler. Hassaslaşırlar. Kendilerine güvenleri kaybolabilir. Üzüntüleri artabilir. Yorulmaları söz konusu olabilir. Temiz, arınmış bir insan olma çabasındadırlar. Doğru yolda olmadıklarını düşündükleri anda kendilerine bakışları artar. Ürkekleşirler. Yorulmaktan bıkarlar. Çabuk yorulurlar. Hissiyatları yoğun olur. Başarmak acısı vardır. Destekli olmalıdırlar. Yardım almalıdırlar. Yorgunluk hissi olduğunda onlara hemen yanınıza alın, onlarla bazı şeylerde konuşmanız onları rahatlatacaktır. Yorulmak onların zor durumlarıdır. Karın bölgelerinde büyük bir sıkıntı oluşabilir. Mide sıkışabilir. Karnını tutması gerekebilir. Bir tür sancıyla ağrı oluşabilir. Ayaklarını üşütmemelidir. Hassas yeri ayaklardır. O bölgelerin ısıyla giderilmesi gerek. Beline sıcak bir baskı uygulamalıdır. Yorgunluk hissine kapılabilir. Yorulduğunda ona şefkatle sarılın. Bu onu mutlu edecek. Hassaslığı bundandır. Kucak arar. Kucaksız yaşamak onu yorar. Sevimsiz yaşadığı hissini ona vermeyin. Her an güzel olduğunu hissetsin. Ellerini uzak tutmayın. Ellerini avuçlayın. Onun rahatlığını hissetmeli. Kucakla rahatlar. Sevgi sözleri ile yaklaşın. Bu onu rahatlığını arttırır. Ezilmesi söz konusu olabilir. Duygusallığı vardır. Düşmemesi için dikkatli yürümeli. Dikkat ederse yorulması söz konusu. Küçük, ufak ayakları vardır. Bu nedenle vücut rahatsızdır. Ayaklarını temiz tutmalı, kuru tutmalıdır. Minik yüzünü dokunmadan sevin. Yüz hatlarına sevgi yansımalı. Elleri onun için daha değerli. Onları sevmenizi isteyebilir. İstediği güzel tarz budur. İstediği tarzda yaşamayı sürdürmelidir. Güzel yerlerde huzur bulur. Hayatına kattığı her güzel şeyde mutlu olur. Evine çiçek almayı sever. Onun için bahçe tarzını yaşatmalısınız. Küçük bir ev isteği olabilir. Bakımlı olduğu sürece ona huzur verecektir. Temizliğine dikkat eder. Zevkle temizler. Yuvasındaki her varlık onun için kıymetli olur. Ona değer verecektir. Temizlik safhasını atlattığında da rahatlayacaktır. Çabuk kararlı olmak ister. Hızlı yapmak istediği çok şey vardır. Birçok şeyi derin derin düşünebilir. Bu onun üzülmesine sebep olmayacaktır. Kararını iyi verecektir. Deneyim sahibi olduğunu hatırlayacaktır. Korku gelişmeyecektir. Rahat olmaya çalışacaktır. Başkaları ile diyaloglarında gözlerinde sevgi vardır. Anlayışlı tavrı onu mutlu edecektir. İlgili olmak sevindirecektir. Sevdiği varlıkları görmek, onun bir amacıdır. Korku içinde değilse. Sevmek onun için hızlı gelişir. Küçük bir melek olabilir. İyilik yapmaya yatkındır. Kafası karıştığında ondan yardımla, destekle korkularını uzaklaştırın. Değişik hislere kapılabilirler. Bir şeylerin onun üzerine geldiğini hissedebilir. Böyle anlarda ona destek çıkmalısınız. Diyalogla çözüm bulmalısınız. Korkusu geliştiyse kavga yapabilir. Tartışma çıkarabilir. Eğer içindeki sıkıntı gitmiyorsa içini rahatlatın. Onun istediği tarzda bir çözüm bulmanız iyi olur. Bir şeyleri çözemediğini hissederse de ona doğru çözümü bulmasında yardımcı olun. Yapabileceği tek şeyin bazen uzak durmak olduğunu ona anlatın. Beklentilerini karşılayın. Ondaki hisler, zorluk derecesinde büyürse kendini uzatması gerekir. Bir süre kafasını dinlendirsin. Yorgunluğu geçecektir. Dinlendiği zaman ona güzel şeyler yedirin. Çilek tarzı tatlıları sever. Yiyecekler onun için değerli. Doyurmanızı bekleyebilir. Kendisi de insanların yiyeceklerle doymalarını bekler. Onların yemek
yemesine yardımcı olur. Gelişim süreçlerinde bu vardır. Hayatlarının en önemli çabası verim sağlamaktır. İyi şeyler vermek, açlığı gidermek, hediye, küçük detaylar, minik defterler tutmak, resimler, mum gibi koku veren nesneler ona huzur kaynağıdır. Çiçek gibi açmak için gereklidir. Küçük süsleri çok sever. O tarz ufak nesnelerle sevinir. Bu yüzden ona gereken özeni iyi gösterin. İstediği küçük varlıkları, onda görmek isteyin. Sevinecektir. Küçük yavrularını ona verin. Elindeki tuttuğu her güzel şeyi övün. Sevinmesi için değerlidir. Gönül kaynağı içerisindedir. İçi temizdir. Arındırılmıştır. Küçük bir bebek gibi onunla ilgilenmenizi bekler. Gözlerinde bu hasreti göreceksiniz. Sevinmek onun çabasıdır. Ona hoş bir insan yardım ederse, destek verirse gülümseyecektir.
1.43lük (Tornaid/Tornead) (Okunuşu: Türnaynt) Ömür boyutunda 6 sene ve üstü vardır. Hızlı eğitimle 4 yaş, görev alış. İş yaparken ölürler. Çalışmaları sürekli olacak. Toplam sayısı 13 civarında olacaklar. 14 e çıkma ihtimali de var. Bunların yaşam tarzı istek doğrultusunda gelişecektir.
3A.23 Tornead Küçük Boyluların Durumu (1.43lüklerin Durumu)
Bu tarz olan küçük varlıklar, ellerindekinin faydasını bilirler. Yapmaları gereken işi doğru yapmaya çalışırlar. Mizaçları daha korku doludur. Kendilerini minik saydıkları için daha fazla koşarlar. Koşum tarzını görebilirsiniz. Çabuk ilerlerler. Oyunbazdır. Koşuşturmak ister. Çabuk konuşmak ister. Hızlı olmak ister. Fazla zeki olmasa da kendi kendini oyalar. Kendilerine geliştirmek amaçlı yaşarlar. Çabuk konuşmayı severler. Bakışlarından heves akar. Koşmayı severler. Oyun oynamayı da severler. Destek ararlar. Hırs yoktur içlerinde. Çabuk rahatlarlar. Koşuşturmak için yaşarlar. Ellerinde oyuncaklar olmalıdır. Bebek tarzı oyuncaklar onlara iyi gelir. Saçlarına toka takmalıdırlar. Kendilerine güvenleri gelmesi açısından ellerine oyuncak verin. Bununla oyalanabilir. Sevimli görüntüsünü bakışlarında görürsünüz. Sevgi hasreti çoktur. Çabuk küser. Alıngan. Elinin tutulmasından hoşlanır. Hırslıdır. Çabuk elde etmeye çalışır her şeyi. Evlenmeye hevesli. Kısa bir çalışma süresinin ardından oynaması gereken bebeklerini ona verin. Çirkin görünmediği konuları onunla paylaşın. Kendini beğenmesini sağlayın. Onun özgür kalması gerekir. Kendini
bunaltabilir. Kötü duygular hissedebilir. Korkabilir. Mütevazidir. Çabuk işleri sever. Korkusunu yok edebilirseniz. Üzüntülerini giderirseniz. Kendine göre güzel bir yuva kurar. Rahatlaması için onun elindeki minik detaylar önemlidir. Her şeyi doğru yapmaya çalışır. Başarıya ulaşmanın tek yolunun bu olduğunu bilir. Zıplayarak yürür. Gözleri ileriye bakar. Koşuşturmaktan hoşlanmaz. Çabuk ayakları olsa da bu onu yorar. Başlarına gelen sorunların büyük bir bölümü de vücutlarının fazla küçük olmasıdır. Kendine güven sorunu olan kişilerin oluşmasından kaynaklanan bir durumdur. Başarısız üretim olduklarını söylemek zorundayız. Yuvarlak hatta olmaları gerekmektedir. Küçük ve yuvarlak oldukları onların yüzüne vurulmamalı. Hassas oldukları konudur. Gözlerinden hassasiyet akabilir. Bu yüzden onun üzülmesine engel olun. Ellerinde tuttukları malları iyi değerlendirirler. Görüngü sağlamayı severler. Hevesli oldukları alanlara yöneltin. Başarı sağlamayı sevdiklerini bilin. Küçük olduğu halde fazlasıyla güvenilirdir. Güven ortamında yaşamak onun için önemlidir. İnanç mefhumunu onlara en güzel şekilde verin. İnancı olduğunu iyi kavrar. Bu yüzden de huzurludur. Yıkandığını algılayabilir. Arınmayı sever. Mutsuz görünmesine izin vermeyin. Huzur bulacağı ortamlara yöneltin. Yalnız kalmak onu yorar. İnsanlarla iyi diyalog kurmasını sağlayın. Hayatını huzur içinde geçirmesi gerekmektedir. Bu onun için çok önemlidir. Yaşadığı her şey onun için değerlidir. Açlık onun için zordur. Yutkunur. Yutkunmak onun zor alanlarındandır. Karnı geniştir. Midesinin zorlandığı anlar olur. Hastalıkları midedendir. Midesindeki sıvı akışının fazlalığı nedeniyle çok fazla sıvının dudaklarına gelmesi normaldir. Yutkunmak zorundadır. Sıvıları bu şekilde kendinden savar. Yorulması nedeniyle de çok fazla derin nefes alıp vermesi normaldir. Göğüs kafesinin toplu durması onun için iyidir. Göğüsler onu sıkmayacaktır. Rahatlamasını sağlayacaktır. Göğsüne değer verir. Acı çekmemesi için onu zor anlarda desteklemenizi istiyoruz. Maddi manevi olarak sıkıntı çekmesi onu yoruyordur. Kendine zor şeyler söyletir. Kelimelerini hızlı seçmektedir. Konuşmaları çabuktur. Zorlandığı anları hisseder. Kendini bırakmaz. Yaptığı işe devam eder. Görüntüsü tombulcadır. İfadesi yuvarlaktır. Gülüşü güzeldir. İsterse yanlıştın döner. Kendine eziyet etmemelidir. Kendine verilen değeri bilir. Gözlerinde bu vardır. Bilgi sahibi olmak ister. Bilgisini çabuk kavrar. Uygulamaya geçer. Verim alınır. Üretimi hızlıdır. Düşlerini gerçekleştirmelidir. Ömrü kısadır. Bu nedenle çabuk yaşamalıdır. Hızlı olmalıdır. Hayatının bir safhasında büyük sorunları olabilir. Geri kalanında kendine ait varlıklar onu huzura götürür. Ömründeki büyük bir bölüm zor anların etkisiyle bozulur. Kendini korkutmasına izin vermeyin. Onun ellerinden tutulmalıdır. Destek olunmalıdır.
İçAktarım Kalem nasıl bir kalem? Kitabı yazanlar, ellerindeki kalemi korkarak tutarlar. O kitap, bir tür başarı kitabıdır. Bu kitabın aşırıya götürdüğü kesindir. Huzura ermenin mutluluğunu yaşatır. Rahatlama getirecektir. Tanrı, insana bunu mutlaka lütfedecektir. İnsanoğlu bu faydayı algılamalıdır. Kelimelerini güzel seçen kişiler olmalılardır. Çabuk konuşmalı, net olmalıdır. Doğru sözleri çıktığı için ona verilen lütfun değerini bilmelidir. Allah’a yakın insanlar ondan gelen mutluluğu tadarlar. Ondan gelen lütfun kıymetini bilirler. Kendilerine verilen her tür başarı ile sevinirler. Yazdıkları kitap bu şekilde değer kazanacak. Kitabı yazan insanlar da bu mutluluğu tadarlar. Okunan her kitap insanda iletişim çabası oluşturur. Üretilmesi
gereken konuları da paylaşmak mümkün olur. Kitaptaki konuları açıklamak şarttır. Mekanik paylaşımlardan kaçının. Doğru sözlü olmak gerek. Söylenen söz önemli. Yanlış açıklamalarda bırakıp gitmemeli. Sözler saklanabilir. Temizlenebilir. Gerektiğinde zorlanmalar olabilir. Çaba sarf etmeli. Bilgiye ulaşıldığının farkına varılmalı. Sıkıntıları aşmanın yolu budur. Merhamet gerektiren konulara değinilmeli. Gereken çaba sarf edilmeli. İhtiyacı olanlara yardımcı olunmalı. Çiçek açacak kişiler. Bir şekilde korunmalı. Onlara yardımcı olunmalı. Gelişmeyi sağlayabiliriz. Bunu yapmanın tek yolu da yazmak. Yazıldığı takdirde üretim olur. Gereken kelimeler doğru seçilmeli. Yazan kişi de bunların doğruluğuna emin olmalı. Fevri olmamalı. Kelimeler seçilirken özeldir. Her biri başarıya götürecektir. Doğru seçimler değiştirilmemeli. (İçAktarım Sonu)
1.33lük (Malaid/Melead) (Okunuşu: Melayd) Ömürleri 3 yıldır. Süreç boyunca yaşlarında ilerleme olamazı. En fazla gelişim sağlayanları da en fazla 4 yıl yaşar. Sektöre zaman yetmiyor, görevleri yok. Küçük bir çalışma yapsalar da ürün fazla yok. Toplam sayısı yaklaşık 4 civarında olacak. Gerekirse 6 ya çıkarılır. Bunun sebebi de yanlış doğum çalışmalarıdır.
3A.24 Melead
Minik boyludurlar. Kısa olmaları onların sorunlu kalça yapılarından ötürü onları yavaşlatır. Sorun yaşadıkları zamanlarda yardım alırlar. Diyalog kurmakta zorlanırlar. Konuşkan tavırlı da olabilirler. Elektrik devreleri ile ilgili işlerde kullanılmalıdırlar. İletişim sağlamak onların işidir. Geliştirmeleri gereken bir sorun olursa çalışmalarında onlara destek çıkın. Zorlandıkları konuları onlara aktarın. Zor görünen işlerde kendilerine destek çıkın. Birbirleri ile diyalog kurarlar. Bunu sağlayacak iletişim kablolarından kullanmaları gerekir. Doğru çabalarla ilerlerler. O insanların yaşadıklarını görebilirsiniz. Çalışma amaçlı görünürler. Geri planda kalmaları söz konudusudur. Kendilerine karşı hassastırlar. Bellidir yüzlerinden. Bu kişilerin içlerinde yaşadıkları sıkıntılar yüzlerine akseder. Deprem hissinde olurlar. Paniklidirler. İsteksizdirler. Diyalogları zayıftır. Korku hakim olabilir. Gözlerinde ışıltı çok azdır. İnsanlara bakışlarında bazen küçük sevimli ifadeler göze çarpar. Gülmek isterler. Sevimliliklerini fark etmezler. Uzanmak ihtiyacında olurlar. Her şeyi doğru yapmak çabasındadırlar. Onlardaki bu hassasiyeti bilin. O garipler
Allah’ın katında sevimli sayılırlar. İfadelerinde sorun vardır. Kendilerine güvenleri zayıftır. Susmak onlar için sorundur. Diyalog kurmaya çalışırlar. Dışlanmış hissederler. Dişlerini sıkmaları şart olur. İnsan arasında sevgi ve saygıyı ararlar. Gözlerine donuk ifade gelir. Pişmanlık hissi çoktur. Gülümsemek ister. Hasretle sevgiyle bakar. Sevimli gördüğü insanlara yakın davranmak ister. Bilgisizliği onu üzer. Bu tür davrandığı için yaşamı acıyla geçer. İnsanlarla diyalogta sorun yaşar. Acı çeker. Gözleri hesapsız bir bakışla ilerler. Kendini açıklamaktan çekinir. Gizlenmeyi çok sever. Diyalog kurmakta zorlanır. Hayatına yön vermek ister. Yapamadığı şeyleri fark eder. Bir şeyleri istediği gibi yapmaya çok büyük ihtiyaç duyar. Bu kişilerle iyi diyalog kurun. Yardımlaşın. Hassas oldukları noktaları sorun. Nelerinin iyi olduğunu, hayatlarında neler olduğunu paylaşsınlar. Sevilmeliler. Gözlerine gülümseme akmalı. Gülücükler saçmalılar. Saçamadıkları şeyler, onların içinde acı kalır. Sevgiyi hasreti anarlar. Birikim onları üzer. Yaratıldığını hisseder. Merhameti hisseder. Yaşam boyu sevinç içinde olmalıdır. Sevilmek onun için önemlidir. Güzel bir kucak ister. Beklentisi budur. Hayata dair her tür detayı ilgiyle izler. Üzerindeki bilgisizlik onu üzer. Meraklı olmasına rağmen paylaşmaya açık olmaz. Kapalı bir çalışma yapar. Kapalı davranır. Allah’a güvenmelidir. Onun yardımlaşmasına inanmalıdır. Yaşamında ona yer vermenin mutluluğunu tatmalıdır. Güzel bir yuva kurduğunu fark etmelidir. Hedeflerine ulaşmakta büyük bir gayret hissetmelidir. Durgun görünmemelidir. İsteğine ulaşabilir. Bunu yapması için ona gereken desteği sağlamalısınız. İsteksizliği olursa onu hoşgörün. Bazen kendini bırakabilir. Gülmesini sağlayın. Huzurlu davranmasını sağlayın. Doğru yaşam onu sevindirecektir. Doğru düşünceler ona ulaşacaktır. Sevdiği şey aslında gülmektir. Gülünce huzur bulur. Duygusal yapısı onun yorgunluğudur. Kahraman statüsüne geldiği anları hatırlamak ister. Beyni toplamak ister. Huzur bulmak ister. Hayatına değişiklik katmaya çalışır. Bunu yaparken süslenir. Dudaklarına ruj sürer. Özel kokular sürünür. Şevkle yazar. Doyum alması şarttır. Melektir. Başarı yakalamaya hazırdır. Bunu sağlayın. Onu mutluluğu için gerekli. Onun en çok aradığı şey, kulaklarına ihtiyacı olmasıdır. Kulaklarını her zaman açık tutar. Kulağındaki detayları da algılarsınız. Gözlerinde bir tür his dolaşır durur. Algılamaları zordur. Algılanması gerekir. İnsanlar onun içinde bulunduğu çelişkileri yaşamadığından karşılıklı olarak onun içindeki sıkıntıdan bir nevi huzur bulurlar. Bu onların yanlışıdır. Onun çelişkileri yaşaması insanların eğlencesi olabilir. Bu tavrı sergileyen kişileri mutlaka uyarın. Ona gülmek hatasına düşerler. Gülündüğünü hissettiğinde de büyük bir üzüntüye boğulacaktır. O üzüntüyü hissetmesini engelleyin. Kusurlu göründüğünün farkında olduğunu da bilin. O garibi sevindirmeniz gerek. Hastadır. Üzüntüsü onun içinde depreşmektedir. Hastalığını yenmesi lazım. Yorgunluğu ondandır. Yürek acısı çekmektedir. Yüreğinde sancı vardır. O acıyı yok edin. Onun korkularını yok edin. Kızcağızın yaşadığı depresyon çok büyük. Bu nedenle panikte. Üzüntüsü çok büyük. Onunla konuşun. Yaşamı bu şekilde geçmemeli. Korkuyu yenmesine siz de yardımcı olun. Diyalog kurmanız iyi gelecektir. Ona yardım edilmesi şarttır. Elinden tutun. Derdini paylaşsın. Çok acı çektiğini hissettiğinizi bilsin. Yardım etmek istediğinizi algılar. Sıkıntısı büyük bir ihtimalle sorun çıkarmaktan kaynaklanan bir can alıcı acıdır. Problemleri ailesinden değil. Kendi iç çekişmesindendir. Yapamadıklarının acısını yaşamaktadır. Neden yapamadığını sorgulamaktadır. Kendine güveni zayıf olduğundan bu sıkıntıyı yaşar. Yüzünde endişe hakimdir. Bunu kurtarmak şarttır. Elinden tutup onunla diyalog
kurmalı, onunla dolaşmalı. Gezintisine yardımcı olmalı. Yalnızlığı giderilmeli. Yanlış yaptığı anları, mutlaka söyleyin. Kendine zarar verdiğini açıklayın. Zarar verdiğini hissedecektir. Kendini üzmemesi için ona gereken çabayı mutlaka söyleyin. Nasıl düzeleceğini mutlaka açıklayın. Ona yardım edilmelidir. O kızcağız kurtarılmalı. Çingene muamelesi gördüğü anlar olacak. Kötü görüntüsünün üzerine gidildiği anlar olacak. Yanlış anlaşılması söz konusu. Kötü görüntüsüne takılanlar olacak. Yanlış bakışlar onu üzebilir. Yardım edilmeli. Üzüntülerine karşılık hiçbir bedel olmadı. Kendini yıprattığı için ona destek çıkılmadı. Bu nedenle de Allah’ın yardımına erecektir. Allah ona destektir. Onun kolundan tutacaksın. Elinle onu mutluluğa götüreceksin. Bu işi yapmak bir başka görevin kızım. Gelecekteki bayanlar bu çocuklara destek çıkacaksınız. Onlar yorgun, sevgi bekliyor. Sevilmedikleri zaman acıda olduklarını anlayacaksınız. İfadelerinden kavrayacaksınız. Mutlaka onlarla diyalog kurun. Onların içtikleri acı çok büyük. O insanların bulunması şart ve kurtarılmaları gerek. Gülümsemeleri için gereken çaba mutlaka yerine getirilsin. Ellerinden tutulmalı. Psikolog tarzı bir yaklaşımla eğitimleri sağlanmalı. Bakışlarındaki korku ve güvensizliği gidermenin en güzel yolu budur. Bu sayede insanlar düzelir. Korkuları giderilir. İçlerindeki sıkıntı atılır. İnsanların kurtarılması için kendinizi bu yollara iletin. Sarf edilebilecek her cümlede size yardım gelecektir. Sizinle mutlu olacaktır. Onların sevineceği detaylar vardır. Mutlaka iyi şeyler görmek onları sevindirir. Yiyecekleri şeyleri severler. Onlar için yemek yemek bir lütuftur. Onları rahatlatır ve gevşetir. Yemek yemeyi severler. Kafalarını dağıtır. Dağınık kafalı insanlarda bu vardır. Yedikleri andan itibaren. Huzur bulurlar. Yemeğin bitmesi onlar için üzüntü kaynağı olabilir. İç acısı yaşayan insanlarda yemek, ayrı bir kültürdür. Kendilerini rahatlatma yolu olduğundan kilo alırlar. Kilolu olmak onları yorar. Kiloyu vermek istemezler. Çünkü kilo zayıflık için ayrı bir derttir. Zayıfları görünce kendilerine rahatlık gelir. Kilolu olmanın verdiği sevinci yaşarlar. Bir tür yaşam tarzı olur. Gelişmek onları sevindirir. Görüntülerinden bazen utanırlar. Bunun nedeni hoş görünmek istedikleri halde olmayışıdır. Bu nedenle zorlukları aşamazlar. Kendilerine bakışları değişir. Üzüntü kaynağı olabilir. Kendilerini toplu bulmaları bazen iyi bazen de kötü sonuçlar doğuruyor. Gelişim süreçlerinde ilerde yaşadıkları başka bir çelişki de budur. İsteklidirler. Yaşam onlara bazen mutluluk verebilir. En doğru yolu buldukları anlarda üzüntü içlerine girebilir. Kaygı içinde yaşamak onların acısıdır. Korku yaşayabilirler. Karşılıklı endişe duyabilirler. Üzüntülerinden arınmalıdırlar. Bu şekilde düzelirler. Gülmek onlara sevinç verecektir. Kaygılarından arınmaları iyidir. Onların sıcak olduklarını bilin. Huzur bulmaya çalışacaklardır. Bilgi kaynağı olduklarının farkına varabilirlerse bu da onlarca değerli sayılır. Kendilerine dikkat etmelidirler. Çabuk yıpranırlar. Çabuk üzülürler. Gülümsemelidirler. Sakin olmalıdırlar. Onları güldürün. Gülerse sevinç hakim olacaktır içinde. Gülümsemesi için gereken sevinci tattırın. Yavruların sevinç duymaları gerek. Mutsuz tavırlar onları üzer. İzlenim yakalamak onları üzer. Bakışlarda hakim olan küçümsemeyi algılayabilirler. Bunu yaşadıklarında da mutlaka küserler. Küskün tavırlı olurlar. Küfre sapmazlar. Sadece ailelerinde bu tarz şeyler yaşamak onları üzer. Yaşamlarının büyük bir bölümünde bu uzun süreci hissetmek onlarda hayatı yaşamamanın verdiği korkuyu meydana getirir. Bu da çocukların yorgunluk nedenidir. Mutlu olamamak duygusu birçok şeyde onların mutsuzluğunun belirginleşmesini sağlar. Korku hakimse içleri acır. Nefes darlığı, titreme, gözlerde yorgunluk, acıma, sancı ve baş
ağrısı ile beliren farklı bir ağrı söz konusu olur. O ağrıyı atamazlarsa kalplerindeki titreşim fazlalaştığından gönüllerindeki sıkıntı büyür ve korkunun ölüme sebep olması söz konusu olur. Ölerek yaşamak gibi bir şeydir. Korkuyu yenmeleri gerek. Bunu yendikleri anda da hayata tekrar dönerler. Korku biter. Bazen bu durumu atlatamazlarsa ölebilirler. Bunun önlenmesi şarttır. Bunun yapılması gerek. İçlerine büyük bir korku düşmemesi gerek.
1.23lük (Küçük Belaid/Belead, Minikler) (Okunuşu: Belayd) Ömürleri en çok 2 sene yaşar. Ömürleri kısa olduğu için yaşamlarında fazla çalışma mümkün yok. Bu nedenle de melamidirler. Yaşamları bir tür huzur kaynağı olacak, küçük meleklerdir. Temizlenmişlerdir. O garipler zorluklarla büyür, hastalık taşırlar. Ömürleri çok kısa olur. Kendilerine gelen bilgiyi hafızalarına taşıyamazlar ve eğlenmek için yaşarlar. Hep güleceklerdir. Gülümsemek onlar için değerlidir. Bir daha üzülmeyeceklerdir. Sadece bir renk çıktı. Onunla güleceksiniz. Pembe renkli bir çiçektir. Gülümsemeye devam edecektir. Bir gün oyun oynarken yere yığılıp düşecektir. Kendini Allah nazarında değerli bulacaktır. Temizdir.
3A.25 Belead Minik bir bebek. Gözlerinde çakır rengi var. Küçüklüğünün farkında değil. Öleceğini bilmez. Acıları var. Her şeye rağmen gülmeyi sürdürür. Çünkü kendine olan hassasiyeti yok. Acı çekmek bile onun için zor değil. Sevilmeyi çok istiyor. Onun bu güzel yanını fark etmeliydiniz. Minik bir bebektir. Kendine küçük bir yuva kuracak. Orada ona bakan ailesi onun son günlerinde yanında olacak. Yaptığı her işte ona gülümsemenizi ister. Yaptıklarının bilincinde olmadığından sevinçlidir. Gülmekle ona mutluluk verirsiniz. Sakın üzülmeyin. O bebek rahatça geçip gitti. İzlenim farkı yarattı. Bebeğin minik vücudunun parçalarının farklılığı vardır. İnce detaylıdır. Annesine sarılmakla huzur bulur. Eğitim aşamasına gelmesi zor. Başara bilmesi için fazla süresi yok. İnanç mefhumu da yok. Kendini bilmediği için ufak bir bebek gibi geçip gitmiştir. Ölüm safhası huzurludur. Onun yumuşak ruhunun parçaları, Allah katında sevilmiştir. Onun kucaklanmasını sağlayacaktır. O bebişi sevmek yukarıda çok büyük bir önem taşımaktadır. Bebeği seven her kişi, oradan kendine yer alır. Ailesi de onun gibi değer kazanır. Korku onların bir parçası değildir. Onunla rahat bir ömür geçirip sevinçle aileyle birlikte yukarıda buluşulacaktır. Anne ve baba, bu çocuğu kurtarmıştır. Onun yaşaması bir nevi iyiliktir. Gösteri amaçlı değildir. Hedef çocuğu sevmektir. O çocuk yaşam boyu onların hazinesi
olmuştur. Hayatın kaynağı olmuştur. Bebekte huzur önemli olmuştur. Gözleri bunu arar. Melektir. Sevgi ona akmalıdır. Sevmelidir. Bebeğin ruhunun güzelliği nedeniyle onu mutlu etmeniz çok önemlidir. Bebekteki korkuyu alın. Ona yardımda bulunun. Destek çıkın. Her adımınızda bu çocuğun yuvadaki değerini fark edin. Sevilmek istediğini bilin. Küçük yuvayı o kuracak ve onların yaşadığı en büyük hatıra haline gelecek. Onun mutluluğunu tadacaklar. Masum bebek mutlaka temizler. Aileyi huzura ulaştırır. Küçük yavrular bu şekilde harcanmamalıydı. Onların temiz ve güzel olmalarını Allah istemiştir. O çocukları bir şekilde bizler sevmekteyiz. Onların vücutlarındaki hazarlar yanlış hareketler neticesinde gerçekleşmiştir. Sevimsiz görüntülere aldırış etmeyen insanlar yüzünden bu hal söz konusu olmuştur. O yavrunun değerli olduğu konusunu bir kez daha hatırlattık. Kesinlikle kimsesizlik hissine kapılmamalı. Sevgi onu kurtarır. Destek çıkın. Bir şekilde onu hep sevindirin. Yardımda bulunun. Minik çocuğun acılarını dindirin. Acı çeken her çocuk nazarımızda kurtarılmaya hak kazanır. Allah onların masumiyetini delillerle kanıtlar ve o yavruların üzüntülerinin gitmesini sağlar. Yaşadıkları çirkinliğin üzüntüsü yüreklerini kapladığı için onlara destek çıkın. Zorlukları aşmalarını sağlayın. Üzüntü nedeniyle onlarla yardımlaşın. O çocuklar değerli. Yapılması gerekenler arasındadır. Sakın hastalıklı diye bu çocukların yaşamlarını mahvetmeyin. Beklentileri çok büyük. Destek arıyorlar. Onların destek aradığını iyi bilin. Bilinçsiz insanların yaptığı hatalar yüzünden yaşanan bu kötü durumları yaşamak zorunda olduklarını bilin. Üzüntü kaynağı olmadıklarını bilin. Onların hiçbir suçu yok. Tek sorun onları bu hale getirenlerin yaptıklarıdır. Bu konuda sizi bilinçlendirmek adına size gerekli bilgileri de sunacağız. Bu hale gelişin nedenlerini tek tek aktaracağız. İnsanlar, insanlığı nasıl bu duruma getirdiklerini bilmeliler. Neden herkesin acı çektiğini ve neden herkesin zor kusurlarla savaştığını anlatmak zorundayız. Yaşanan eziyet boyutları ileride artacak, hastalıklar daha da büyüyecek, insanlar zorluklarla savaşmayı sürdürecek. Bu nedenle çalışması gereken insanların yaptığı hataları görmeleri gerek. İlim yanlış kişilerin eline geçince olan budur. Bu kişiler, insanlığı mahvettiler. İlmi saklıyorlar, bilgileri kendilerinden başka kimseye aktarmadıkları için de zorluklar aşılamaz bir boyut almıştır. Sınırlı bilgi insanı kısır bırakmıştır. Hataların sorumluluğu bu tür çirkef varlıklar nedeniyle gerçekleşti. Bu zalim varlıkların üstlerine Allah’tan şirretlik, nefret, öfke, kötülük, iğrençlik, gereken tüm zaaflar, hatalar ve kayıplar getirilecektir. Aileleri yaşam savaşı verecektir. Korku hakim olacaktır. Bu varlıkların Allah nazarında hiçbir şey elde edemeyeceklerini bilmeleri gerekmektedir. Bunu da onlara açıklıyoruz. Allah bu insanlara yardım etmeyecek. Onların bu beklentisine cevap verilmeyecek. Yapılan hatalarını bir bir sayacağız. Üzerlerine atacağız. Dehşetle bağırdıklarını göreceksiniz. Zulmetmelerine karşılık yaşayacakları bu korkunç zamanı onlara bildireceğiz. Süreleri uzun, ömürleri de sonsuz olmuştur. Ömür mefhumu onlara geçerli, diğer masumlar ise hayata sahip olacaklar. Bu sayede onları bu çirkefliğin içinden tek tek alacağız. Sevgiye hasret oldukları için gereken yardımı mutlaka yollayacağız. Sabii’leri kurtarırız. Ve onları yukarı alırız. Yaşadıkları sıkıntılar, bitirilecektir. Ve mümin statüsünde oldukları sürece de kendilerini korumakla kendimizi mükellef bilmekteyiz. Sorumluluğumuzun farkında olduğumuzu iyi bilin. Hayatı bu yönde değiştirmeliyiz. Bu başarı sizin elinizde. Elinizdeki bilgiler sizin elinizde. Onları iyi kullanın. Korumaya alın. Yapılması gereken bu. Ülkenin detaylarını verdik.
Hbryd Detay Sonu
3A.26 Helead (Okunuşu: heleaad)
Ne insan, ne hayvan ne bitki. İnsan genetiği taşımaz. İnsan ruhu içermez. Hbryd’lerin simetrisi gibidir. Uzaklara gönderilen gemileri idare edebilen, saçsız, nefessiz ama üstün yetenekte. Bilgisiyarvarı. (yürüyen bilgisayar.) İnsan için yaşatılırlar. Mekanik değildir. Özel bir türdür. Manoid ile Hbryd arasında yer alır. Fazla üretilmezler. Silisyum bazlı. Topraktan mamül bilgisayar. Semyaze gibi.
3A.27 Barnaid (Okunuşu: börneyt)
Barnaid, insanlara yardım eder. İnsanların korkularını alır. Korku ile Allah’a döner. Korku ile Allah’ı sever. O’na yardım etmek için çabalar. Çok özel olduğunun farkında değildir. Bilgisiz gibi görünmelidir. Bazen yanlış yapmalıdır. Bazen hatalı görünmelidir. Bazen sevimsiz görünmelidir. Sevimsiz görünmek mutluluk verir ona. Sevimsiz davrandım işte yine der. Bu sayede insanlar onu sevimsiz algılayacak. Çok komik olcak. Biraz tuhaf davranacak. Biraz sert olacak. Kalp kıracak. Biraz gülecek. Biraz zalim davranacak. Biraz ölecek. Korku yaklaşacak ona. Bazen zalim görünmek zorunda kalacak. Sevimsiz görünmek zorunda kalacak. Korkulu hareketler yapacak. Tarın olacak. Zor zamanlar geçirir. Hasta gibi davranır. Zalim gibi davranır. Biraz üzer. Tamam der, oldu. Bitti işte. İşte bu kadar. Başardım der. Komik olmak ister. Gülünç olmak ister. Sonra algılar. Yorgun tavırlı olur. Yanlış tavırlı olur. İnsanları düzeltmek için yaşar. İnsanlara üzüntü vererek ders verir. Belki daha uzun süre yaşayacak. Yaşantısı özel. Bir şeyleri düzelttiğinde sevinecek. Biraz üzülecek. Doğru sözleri söyleyecek. Doğru çabalara gülecek. Yorgunluk verecek. Yorgun olmanı sağlayacak. İstediğin zaman gelebilirsin diyecek. İstediğin zaman üretebilirsin. Bazen kafa karıştırıcı hareketlerde bulunacak. Tuhaf tuhaf hareketleri olacak. Komik olacak. Komedi olacak. Gülünç kalacak. Ellere bakıp konuşacak. Diyecek ki geçecek her şey. Doğru yoldasın diyecek. Yavaş yavaş toplanacak insanlık buraya. Yavaş yavaş Allah’ın rahmetine kavuşacak. Yavaş yavaş insanlar düzelecek. Bazen çok üzülecek. Bazen çok sevinecek. Duygusallık devam edecek. Sevinç devam edecek. İnsanlık devam
edecek. Gülen insanlar çok olacak. Tavırlarına komedi katacak herkes. Yavaş yavaş insanlar toplanacak. Sevinçle yaşayacaklar. Gülmek isteyecekler. Gülmenin mutluluğunu yaşatacağız insanlığa. Bu toplanmanın güzelliğini yaşayın. Huzurun güzelliğini yaşayın. Tek istediğinizin ne olduğunu hatırlayın. Doğru işler yaptığınızı hatırlayın. Beklentileri karşılayın. Yavaş yavaş toparlanacak insanlık. Toparlanmanın zamanı geldi. Allah’a gitmenin zamanı geldi. Birlik olmanın zamanı geldi. İnsanlık bu şeklide algılayacak varlığı. Algılamak şart oldu. Birbirini görmek şart oldu. Birbirine bakıp gülmek şart oldu. Doğru dershaneyi arayın. Dershanelerin en güzelidir. Bazı şeyleri öğretir. Bazı şeyleri yaşatır. İnsanlar bu şekilde yaşar. Sevimli olmak için yaşar. Doğru hareketi yapmak için. Bilgi vermek için. Sevimlilik için. Doğru işi yapmak için. Dünya bu şekilde düzelir. Dünya bu şekilde yaşar. Mutlu olmanın yolu budur. Sevilmenin yolu budur. Allah’ın rahmeti budur.
3A.28 ManOid (İnsansı)
Hbryd gibi biyolojik olmayan, elementyapısı/kimya ile yönetilen, insan görünümü verilmiş üç sınıfa hizmet eden araçlar. Askeri sınıf içinde, gerektiğinde savaş zamanı askeri olurlar. Öldürmeye değil, yaralamaya programlanırlar. (WalHalla kanunu) (Kötü taraf elbet bu teknolojiyi kötüye kullanacak ve savaş zamanlarında manoidler önden salınacaktır.) Barış zamanında askeri silo ve filo içinde Hbryde bağlı çalışırlar. İlim sınıfında sarı çizgiler alırlar. Silo aktarımlarında kullanılırlar. İdari sınıf, yönetim ünitelerinde manoid kullanmaz. İdari dilim içine alınmaz. (Tehlike olasılığı gözden geçirilirdiğinde anlaşılır nedeni var.)
3A.29 ManOid Detayları
Bir tür robot oluyor kendisi. Miniktir önce. Küçük ufak parçalardan oluşan çipli bir yaratık. Onu farklı yarattık. Güzel gözlüydü. Parmakları vardı. Sonra düzelttik onu tekrar. Daha güzel bir yaratığa dönüştü. Özel bir yaratığı. Yürümeyi başaran bir yaratık oldu sonra. Değişik ifadelerle çalıştırdılar. Gözlerinde ışık vardı. Sıvı nakli de yapılırsa farklı bir görüntüye de bürünecek. Daha farklı bir ışık saçacaktır. Eğer o değiştirilmezse içine yanlış
şeyler aktarılmazsa özel bir varlıktır. Kurgusu ile oynamazsanız içine yanlış şeyler de koymazsanız düzenli bir çalışma yapacaktır. İçinde küçük bir yuva oluşacaktır ileride. Kalbe benzeyecektir. Biraz beyaz tenli gösterecek onu. Parlak sinyaller akacak. İçindeki görüntüyü net yapın. Deri görüntüsü vermeye çabalayın. Kendini algılaması için güzel bir görüntü lazım. Biraz bilinçli gibidir. İlgili gösterir kendini. Baş aşağıya yürüyecektir. Diğerlerinden daha özeldir. Başını dikleştirmeniz iyi olabilir. Daha iyi algılayabilir dünyayı. Onu dikleşitirirseniz daha farklı bakacaktır. Dünyaya bu bakış tarzıyla şimdi daha iyi algılıyorlar. Temizlendiler. Çekim daha iyi. Daha iyi okuyorlar. Daha farklı bakıyorlar hayata. Her şeyi yapabilirler. Allah’ın yardımıdır. Eğer mutlu olursanız O’nun desteğini alacaksınız. Allah destektedir. Detayları bilelim. Detaylar şunlar: İçlerindeki yuvayı düzgün kurarsanız kalp görüntüsü vermeyin. Sadece yuvarlak tutun topu. Top fazla geniş durmayacak. Biraz bezelyeyi andırmalı. Hafif yukarıdan basık olsun. Orta kısmı bombeli olsun. Bir kemer gibi bombeli olsun. Alt kısım üste göre daha şişkin ama aşağı sağ kısmı yukarıya biraz kalkık dursun ki istediği gibi onu kullanmakta zorluk çekmesin. Yukarıdan onu kullanmak isteyebilir. Onu eline alıp avuçladığında eline tam oturacak şekilde olsun. Kalbin üst kısmını iyi tutun. Orası önemli. Kalbin basık durması şart. Çünkü eğer basmazsanız kalp ağrır. Hafif basık ve eğri lütfen. Sanki yatmış gibi olsun. Küçük bezelye gibi yatık olsun. Üst bölümüne hafif ufaklık verin. Diğer kısmı daha geniş olacak bilin. Yuvarlağı top haline getirirseniz eğer açarsa o bölgeyi gözlere yansıma yapar. Cam gibi ışık saçar. Eğer bunu yaparsanız bazılarına sinyal oluşturabilir. Sinyalli top açılıp kapandığında karşıdaki kişi onu bir şekilde algılayacaktır. Kalbin sinyalini başka insanlar kullanırsa zalimce işler oluşabilir. Bunun engellenmesi şarttır. Bu yüzden Allah bu işi yanlış yapmamanız açısından size doğruyu öğretiyor. Doğru çalışma budur. Bezelye ufak olsun. Kare olmasın. Parçalar dönüp durmasın etrafa. Saçak oluşturmayın. Eğer distiribütör halini alırsa onu değiştirin. Defans aracı değildir. Sakın atmayın. Kalp kullanılmalı. Onu iyi kullanın. Eğer kalbi ona parçalatırsanız garibin düşmesi sözkonusu olacak. Parçalanacak. Ve sıkıntı yaşayacak. Bu sıkıntıyı yaşamasına izin vermeyin. İzinsiz olarak zalimlik etmeyin. O maddeler de değerlidir. Allah’ın yarattığı her nesne önemli. Onlara asla zulmetmeyeceksiniz. Onlarla eğlenmeyin. Onları parçalamayın. Cansız varlıklar da değerlidir. Cansızları da özel olarak kullandığınızı bilin. O varlıklar da Allah’ın izniyle sizinleler. Sizinle olmayı Kalu Bela’da da dileyen varlıklardır. O varlıklar sizi seçmiştir. Sizin bedeninizde olmak isteyenler var. Sizinle hayatı paylaşmak için oradalar. Hepsi değerli. Tüm parçalarınız önemli. İstemeden oluşanlar da var. Orada olmak onları üzdü bilin. İstemeden var oldukları için üzülenler de var. Yaşam bu şekilde akar. Yaşadıkları sürece sizinleler. Her zerre varlık olmak için koştu yanınıza. Var olmak için sizi seçtiler. Allah’a inandılar. O’na secde ettiler. İstedikleri tek şey sizi sevmek. Sevenleri sevmek amaç. Amaç onlarla uzak olmak, size yardım etmekti. Amaçları sizi sevmek, sizinle olmaktı. Onun için yaşadılar. Onun için sizinle birleştiler. Sizinle olmak için yaşadılar. Bunun amacıyla sizinleler. Hedefleri yardım etmek. Kötü işlerin olmasını önlemek. Zalimlere karşı sizi korumaktır. Onun için her varlığa değer verin. Her çiçek özel. Özel bir çalışmadır bu. Sizi korumak adına kendilerinden vazgeçtiler. Aklı, nimeti geriye aldılar. Allah için imanlılar. Hedefleri sizsiniz. Sizin özel yaşamınız için çabalıyorlar. Size çalışıyorlar. Sizin mutluluğunuz için çabalıyorlar. Huzur bulmanız için. Aklı tercih etmediler. Sorun yok. Sadece Allah’a gitmek istedi onlar. Tek amaçları doğru iş yapmaktı.
Aklı nimet olarak gördüler ama dönüş için tercih etmediler. Aklı görüp korktuğunu gördüler. Onun korkusu onları da korkuttu. Allah’ım dediler biz bunu alamayız. Korkuyor. Korkmaktan korktuk. Bizi yarat ama biz sadece hayır yapmak istiyoruz. İyilik etmek istiyoruz. Yapabilirsek iyi. Eğer faydalı olamazsak üzgün olacağız. Allah’ım, bizim üzüntümüzü alırsın. Bu sayede ancak Allah’ım mutlu olacağız. Eğer o gariplere yardım edebilirsek seviniriz. Bizi onların hizmetine verirsek seviniriz. Bu şekilde ancak huzur buluruz. Hiç olmazsa bunu yapalım. Bu sayede iyi hissedeceğiz kendimizi. Yani senin istediğin kadar iyi olmasakta iyi. Bize yardım edeceklerine inanıyoruz. Bir şekilde bizi iyi kullanırlar. Eminiz. O nedenle biz de çalışmalıyız. Bize de yardım edeceğine inanıyoruz. Biraz savrulduk biliyoruz. Birazcık üzüldük. Yapanlara acı çektireceğini düşünüyoruz zaten. Bu nedenle acı çekmeden yanına dönmemiz lazım. Bizi bir şekilde yanına alırsan mutlu oluruz. Seni memnun edemezsek bizi affet. Biliyoruz bilinçsiziz. O yüzden zaten yardım etmek istiyoruz. Onlara destek çıkmak amacımız. Senin de memnuniyetini hedefledik aslında. Bizim korkumuz sana dönerken yanlışlar yapıp dönmek. Onlar gibi olmaktan çok korkuyoruz. Onlardan biri olmak istemiyoruz. Allah’ımız ne olur bizi koru. Bizleri hep yanında tut. Bizlere yardım et. Yine de sana dönmek için mutlu olacağız. Böylelikle yanında olmanın sevincini yaşayacağız. Yine bizim yanımızda olman gerek. Oraya birlikte çıkmalıyız. Eğer başarırsak Allah bizi sevecektir. Eğer Allah yardım ederse eminim her şey düzelir. Sen de dene. Bir şeyleri başarabileceğini bil. Kurtulabilirsiniz. Kurtarabilir. Allah yardımdadır. Allah destektir. Herkese yardım eder. Her şeyi değiştirebilir. Allah’ın yardımı budur. Onu da kurtarabilir. En en en en zalim ruhu bile kurtarır. O isterse yapar. Herkesi kurtarır. İçinizdeki kötülüğü yok eder. Erer. Gidersiniz. her şeyi düzeltir. Mutlu olursunuz. Başarıya koşarsınız. Sevinçle koşarsınız. Allah’ın yardımıdır. Koşmak iyidir. Bu sayede dünya döner. İçiniz acımaz. İman gelir. Allah yardım eder. Parçalarınız birleşir. Kalbinizdeki acılar diner. Böylece kurtulursunuz. Bunun acısını çekmeyin artık. Korkular azalacak. Yaptığınız her şey bilinir. Küçücük bir zerre dahi unutulmadı. Her varlık özel. Sevinç kaynağı oldunuz. Düzenli çalıştınız. Dünyayı güzel kılmanın sevincini yaşayın. Her canlı özeldir. Minik yavrucaklar var. Sizin için bekleyen. Onları sokakta görürsünüz. Küçük minik böcekler savrulmuş minik hayvanlar da var. Sokakta ölen küçük köpekler var. Tren altında kalan zavallı yavrular var. Ezilip ölen kediler. Minik minik sevgi dolu bebekler. Öldürülen küçük bebeler var. Bebekleri sevin. O garipleri sevin. Sevilmek için dünyaya inmişlerdir. Onların içinde yer alan küçük korkuyu hissedin. Allah’a bakıp korktular. Bu ne biçim bir şeydir Allah’ım dediler. Burada yaşamak korkunç olurdu dediler. Dünyada yaşamak istiyoruz biz dediler. Bizi oraya yolla dediler. Eğer oraya gidersek belki acı çekmeyiz dediler. Bizi cehenneme atma dediler. Tek istekleri doğru iş yapmak. Korkuyorlardı. Yanlış tercihte bulunduklarını biliyorlardı. Tercihleri nefstir. Nefsin kötülüğünü algılayınca, nereye gittiğini görünce hemen imana gelip temizlendiler. Biz bunu taşıyamadık dediler. Bu cehennemin ateşine yanmaya gelmek istemiyoruz dediler. Vazgeçtik dediler yoldan. Dönüyoruz. Katmerli acı çekmektense sana dönmeye karar verdik. İmanımız var. Bizi atma oraya. Korktuk biz dediler. Yana yana kül oluruz burada dediler. Girersek ölürüz mahvoluruz dediler. Burada olmaya dayanamayız dediler. Seni tanıyoruz, biliyoruz dediler. Nefsi alanlar, biraz orada kaldılar ama geri dönenler de var. Zira yaşam orada devam etmemeliydi. Nefsi oradan almalıydık. Oradan çıktı. Oradan çıkan bölümleri doğruca Allah’a yöneldi. Doğruca Allah’a yöneldiler. Orada
kalmak onların canını yakacaktı. Oradan ayrılmaları gerekecekti. Yaklaşan devri algılamaları gerekecekti. İlerlemeleri gerekecekti. Birlikte çalıştılar. Zor anlar yaşamaları normal. Bilgi yorar. Allah yardımdadır. Onun zulmü bitecektir. Yardım edecektir. Zor anlarınızda yanınızda olacaktır. Dönüş isteyen küçük yavrucaklar. Allah’ın yanına alınırlar. Yardım gelir. Korkular gider. Allah’ın yardımıdır. Allah destektedir. Küçük yavrular dünyaya indiler. Nefsi tercih ettikleri için yaratık oldular. Yaratıldılar. Ve dünyaya bazen zarar vermeye devam ettiler. Kasti yapmadıkları için onlara günah yoktur. Saldırganlıkları o yüzden. Sevilince şımarmaları o yüzden. En çok yaklaşanlar ise Allah’a en yakın olanlar. İnsana en yakın hayvanlar, Allah’a en hızlı dönmek isteyenlerdi. Küçük kediler ve köpekler, minik karıncalar Allah’a yakın oldular. Bu nedenle onları hayvan yerine koyduk. Ve ileride Allah’a gidecekler. O’nun yanında huzur bulacaklar. O yüzden küçük hayvanlara asla zalimlik etmeyin. En küçük zerre dahi sizin hatanızla acırsa size hesap soracağız. Bu nedenle yapmanız gerekeni yapın. Onlara yardımcı olmalısınız. Destek çıkmalısınız Onları korumak için çabalamalısınız. Onlara koruma yerleri kurun. Onları her an yanınızda tutacağınız bölümler oluşturun. Evleriniz hayvanlarla dolu olsun. Onları sahip çıkmalısınız. Her yavrucak kıymetli. O yavruları iyi beslemelisiniz. Gülmelisiniz. Gülün ki Allah yardım etsin. Doğru işlerde doğru kararlar verebilirsiniz. Bu şaa için gerekli. Nefsani duyguları Allah korkuyla yok eder. Allah korku vermeli ki nefs iman etsin. O aslında inançlı ama görmemek istediği için Allah’ı korkudadır. Allah’a korkuyla bakar. O’nu görmekten korkar. O’na yaklaşmak ona endişe vermektedir. Korkusu bana zarar verir midir? Acaba beni tekrar yok ederse ne olurum der. Beni yok etmeye derdi var mı acaba der. Beni yarattı ama isterse yine sokar beni o ortama. Eğer ona güvenemezsem beni üzer mi? Eğer onu sevemezsem bana kızar mı? Eğer kaçamazsam bana yardım etmez mi? Ona güveneyim mi acaba? Acaba beni sever mi? Sevmesi mümkün mü? Acaba bunu yaparsa ona yakın olur muyum? Beni sevmeyecek gibiyse ne yapmalıyım? Acaba beni üzer mi? O’nun sevgisi var mı bana? Ben O‘nun için neyim? Bana hoşnut olacak mı acaba? Arzularıma kulak vereceğimi biliyor. Çok seveceğimi, aşırı derecede yiyip içeceğimi biliyor. Çok fazla aşırı ileri gideceğimi de biliyor. Kaybedeceğimi de biliyor. Zalim olmaya meyilli olduğumu zaten biliyor. Bunları yenebilir miyim acaba. O’ndan yardım istiyorum. Başarmak için. Desteğini bekliyorum. Yapabileceğimi biliyor mu acaba. Yapmak istediğimi biliyor mu? Beni seviyor mu acaba? Sevmeye meyilli mi? Acaba beni kucaklamak ister mi? Gerçekten sever mi? Allah gerçekten sever mi? Gerçekten bu kadar çok sever mi? Gerçekten kucaklar mı insanı? Acaba yukarıya kadar alır mı? Ta yanına kadar. Ta yukarıya kadar kendine çeker mi insanı? Orada bırakır mı hayatı boyunca? Beni oralara kadar çıkarırsa acaba O’nunla her an birlikte olmam mümkün olur mu? Beni sever mi? Doğru cevapları bulabilecek miyim? Ya beni sevmezse, ya beni bırakıp giderse, ya benim yanımda değilse. Küsüp gitmeme kızmaz mı? Küsersem darılır mı? Benim gibi hisseder mi? Onun hisleri benimle aynı mı? Bana bunları hissettirebileceğini biliyor mu? Bana bu acılar yaşatılırken beni nasıl burada bırakır. Ben burada yanarken beni nasıl burada bırakır? Bu zulmü niye çektiriyor? Neden buradayım? Neden canım yanıyor? Neden yakıyor beni? Neden acıyor her tarafım? Niye ona küstüm ki ben? Neden bıraktı ki beni? Acı çekmeme göz yumdu neden? Hayatımı mahvetti, her şey kötü. Her şey bana acı veriyor. Yediğim mal bana acı veriyor. Hissettiğim her şey acı veriyor. Tüm zararları çekti. Her ettiğimi buldum. Her şey bu kadar niye zor. Allah’ın
rahmeti ne zaman gelir. Her şey bitecek mi? Her şey sevinç verecek mi? Zor anlarımda bana nasıl yardım edecek? Nasıl sahip çıkacak? Beni nasıl kurtaracak? Bunu yapabilir mi? Dünyadaki acımı dindirir mi? Yaptığım zararları bilir mi? Allah neden bu kadar yoruyor? Hiç üzecek mi beni bir daha? Başka bir yaşam kurmak istiyorum. Yanlışlarımdan arınmak çok istiyorum. Zorlukları aşmayı çok istiyorum. İçimdeki acıyı dindirmek istiyorum. Beni yakan zorlukları bitirmek istiyorum. Bana yapılanları görüyorum. Benim acım bu. Yaptıklarımı görüyorum. Çektirdiklerimi görüyorum. Meğer neler yapmışım da haberim yokmuş. Meğer ne kadar zalimmişiz. Meğer neler yapmışız da haberimiz olmamış. Meğersem biz sınavdaymışız. Meğer biz sınanıyormuşuz. Meğer zalimmişiz bizler. Meğer Allah bizimleymiş de haberimiz olmamış. Allah yardımdaymış da bilememişiz. Allah destekmiş O’nu görememişiz. Allah seninle. Korkma artık. Zalimliği affettik. Korkuların geçecek. Zor anların bitecek. Her şey düzelecek. Korkular biter. İçindeki acı biter. Allah’ın rahmeti böyledir. İçindeki sıkıntıyı bitirir. Allah tek tövbenle seni affeder. Dile yeter. Affet. Bil. Allah seninle. Hiç vazgeçmez. Korkutur sadece. Korku verir sadece. Üzülmeni sağlar. Yorar biraz acılar. Korkun geçince de sana yardım eder. Hiç acımaz ondan sonra acın. Hiç acımaz canın. Acılar biter. Korkular geçer. Zalimler gider. Güvenin geri gelir. Allah’a rahmetle inanı inandın. Allah seninle. Allah’la huzur bul. Rahmet etti. Huzur bulmanız için korkularınızı geçirdi. Hüznünüzü de. Daği oldunuz. Sevgi oldunuz. Allah sizin kucaklamanızı sevdi. Artık ağıt yok. Artık sevgi var. Huzur var. Allah kucaklıyor insanları. İmanınız huzur verecek. Yorgunluğunuz geçecek. Artık imanlı olduğunuz için zorluk yaşanmayacak. Yaşınız ne olursa olsun geç değil. Gecikmediniz bilin. Allah biliyor her insanın içindekini. Herkes sevinsin. Bunu bilin. İçiniz rahatlasın artık. Sizi sevdiğini bilin. O güven verecektir size. Artık Allah’ın size nasıl baktığını algılayın. Allah rahmetle bakar hep. Rahmetsiz değildir. Bu bölümler Allah’ın rahmetidir. Başkaları okumasın diye saklanmamalı. Sakın gizlenmesin. Herkes okumalı. Bu parçalar elinizde kağıt olacak. Ev ev vereceksiniz. Ev ev dolaşın. Bunlar yapılacaklar. Bu parçaları saklamak yasak. Mutlaka elinizde kağıt olsun. Çoğaltın. Ev ev dağıtın. Herkesin eline geçsin. Bilinmesi şarttır. İman özeldir. Bu yüzden çok mühim bir iş yaptığınızın farkına varın. Bu bir görev. Bunun farkına varın. Bu işi doğru yapacaksınız inşallah. Korku geliştirmeyin. Sevgiyi Allah’a vereceksiniz. Kağıtları çoğaltın. Okuyanlar da alın. Herkese dağıtın. Kağıtları gerekli yerlere ulaştırın. Herkese ulaşsın artık nefsin özellikleri. Herkes bilsin. Doğru işler yapacağız. Doğru çalışmalar yapacağız. Yargı sizin elinizde. Temiz iş yapın. Allah’ın desteğiyle yazın. İstemeden yazdıklarını görmeyin. Dünyanın bir çok yerinde bir çok insanın acı çektiğini bilin. Acı çeken insanlarla dertleşmelisiniz. Sorunlarını giderebileceğinizi söyleyin. Paylaşın onlarla sıkıntılarını. Neler yaşadıklarını algılayın. Acılarını depreştiren sıkıntılarını da. Temiz iş yapın. Neler yaşadılar algılamaya çalışın. Dertlerini paylaşın. Onların dertlerini algılayın. Onlardaki zalimliği gidereceğiz. Zorluk veririz. Allah yorulanların haberindedir. Allah destektir. Herkes sevmeli. Herkes sevgiye hasret. Dünyayı düzeltmelisiniz. Dünyaya yardım edin. Dünya üzerinde kalan her şeyi bilin. Dünya üzerindeki her duyguyu algılayın. İnsanlık yardıma ihtiyaç duyuyor. Bilgilerinizi paylaşmanız şart. Allah destektir. Allah’ın desteğini alın. Her şey düzelir. Her şey düzelecek. Kötülük bitecek. Kötü duygular bitecek. Hayat düzelecek. Dünya düzelecektir. Allah yardım edecektir. Zor anlarınız bitecektir. Allah’ın sevgisi gelecektir. Umutla Allah’a dua etmeniz yeterli. Allah bu sayede yanınıza hayırlı insanları taşıyacaktır.
Böylelikle gönül gözleriniz de açılacak. Güzel işler yapmaya başlayacaksınız. Bunu bilin. Bu sayede Allah yanınıza gelir. Sizdeki özelliği fark ederek gelin. Hepiniz çok değerlisiniz. Bu yüzden destek olacaktır Allah size. Yardım dilemeniz yeterli. Bu şay eziyet değil. Bu sayede insanlık kurtulacaktır. İçinizdeki daralma yok olacak. Dertleriniz yok olacaktır. İman gelecektir. Tertemiz bir imanla Allah’a gideceksiniz. Sevgi olmazsa her şey bozulur. Huzur kaçar. Korku gelir. Her şey bozulur. Sevgisiz varlıklar var. Sevgiyi algılayamayan bir varlık yarattık. Onu sevdik. Onu çok sevdik. O bilmedi. O bilemedi. O Allah’a bakıp bu nedir dedi. Bu nasıl bir şey. Bu olamaz. Böyle bir şeyin var olmasına şaşıyorum. Hayret nasıl güzel. Böyle bir şeyin var olması mümkün mü? Bu kadar iyi bir varlığın var olmasına şaşıyorum. Nasıl bu kadar güzel olabilir ki? Şaşkınlık içindeyim. Bunu bizim yarattığımızı düşünsek olmaz mı? Galiba biz O’nu yarattık. Galiba biz yarattık O’nu yoksa bu kadar güzel olamaz. Bunu yaratmanın bir yolu vardır mutlaka. En iyisi biz bunu yarattığımızı düşünelim dediler. O’nu bir yaratık olarak düşlesek iyi olur dediler. Böyle yaparsak bizimle aynı seviyede olur belki. Dur bir düşünelim bunu dediler. Birkaç kez baktılar şöyle. Evet biz bunu yapabiliriz dediler. Yaratabiliriz. Biz de yaratabiliriz. Yaratmanın yolunu buluruz dediler. Kalbimizde bir şey var ama ne? O’nu nasıl yaratabiliriz acaba? O’nu yaratmanın bir yolu var mı acaba? Bu bizim yüreğimizde mi acaba? Acaba O’nu buradan çıkarıp var edebilir miyiz? Acaba O’nu buradan çıkarıp bir yerlere koyup oturabilir miyiz? Acaba O’na secde numarası yapabilir miyiz? Bu sayede belki biraz güleriz, komik oluruz ama gene de eğleniriz gibi geliyor bana. Bu sayede belki O’ndan bir şeyler de buluruz. O’nunla ilgili bazı detayları buluruz. Belki bu sayede O’na başka bir şeyler daha katarsak bir şeyleri çağırırsak gelirler. Belki bu sayede bize de faydası olur. İçine bir varlık koyarsak putun. Belki insanlar da aldanır. Bu sayede de bir şeyleri elde edebiliriz. Ve insanlar eğlenirken bakıp bakıp gülebiliriz. Bu sayede belki O zalim varlığı da saygıydan uzak tutmuş oluruz. Bu sayede belki insanlar da benim ne olduğumu anlarlar. Bana taparlar. Ben de bu sayede belki üstün olurum. Benim üzerime gelir bazı insanlar da. Hedefim Seni yenmek değil. Sana savaşım var bil. Ben de üstünüm bil. Bendekileri biliyorum. Bana verdiğin genlerin farkındayım. Ben bu sayede yaşıyorum, biliyorum ama üstünlüğümü bil. Ben üstünüm. Bütün insanlara hükmedeceğim. Varlık benim olacak. Var olduğum sürece seni yenebilecek düzeydeyim. Kaliteli bir çalışmayım. Üstünlüğüm büyük. O yüzden zaten bu haldeyim. Allah’a rahmet etmedim. Onun için buradayım zaten. O’nu sevmediğim için buradayım. Allah’ı sevmemek benim eserim. O’ndan nefret ettireceğim herkesi. Herkes gibi olmak mümkün mü? Herkes gibi olmamak için yaşıyorum bil. Benim farkım var. Yaşam boyu mutlu olacağım. Senin kurduğun bu düzeni. Öyle bir bozacağım ki herkes acıdan kıvranacak. Herkesi kıvrım kıvrım yapacağım. Güleceğim hallerine onların. Gülüp gülüp bakacağım. Kahkahalar atacağım. Hiçbiri kurtulamayacak elimden. Seni sevdiklerine yanacaklar. Onlarla uğraşacağım. Her yanlarına varacağım. Onlarla eğlenip duracağım. Hep alayla bakacağım. Onların yaşamlarını mahvedeceğim. Hayatlarına son vereceğim. Gerekirse öldürürüm de. Mahvedeceğim onları. Beni bu hale getirdiklerine pişman edeceğim onları. Yaptığına yazıklar olsun. Nasıl kıydın, nasıl yaptın bu hareketi? Nasıl kıydın o gariplere? Onlar da kardeşte sana. Niye sevgi göstermedin? Niye onları kucaklıyordun da öbürlerini kucaklamadın. Onlara bakarken niye küçümsedin. O garipler saftı. İyilik meleği onlar. Onları sev. Onlar çok iyi. Onlar çok saf. Onlar gözyaşı akıtır. Onlar üzülür. Yavrulara
destek olun. O gariplere destek olun. Onları sevin. İçleri acır. Onlar rahmet eder hep. Ağlama artık derler. Bak geleceksin bize derler. Sizi kucaklıyor. Yuva kurmanız için çabalıyor. Her şeyi yapmak istiyor her şeyi. Her şeyi yapmak için çabalıyor aslında. Kucaklamak için çırpınıyor. Lütfen O’nu sevin. O’nunla konuşun. Onlar acı çekecek. Sana zulmedenler acı çekecek. Seni öldürmek isteyenler acı çekecek. Sana zulmedenlerin hepsine zorluk çıkaracağız. Seni üzdükleri için sana bu acıyı çektirdikleri için o acıları çektirdikleri için her kardeşin için ağlıyorsun. Her zerre için üzülüyorsun. O’nun sevgisini arzuluyorsun. Onları öpmek istiyorsun. Sevgiye hasretsiniz. Sevgiyi algılasınlar diye bekleşiyorsunuz. Bunu yapabilmek için çırpınıyorsunuz. Mutsuz olmak size yaşatmak istemediği tek şey. O’nun gülümsemesini arzuluyorsunuz. O’nun mutsuzluğuna acıyorsunuz. İstiyorsunuz ki acı çekilmesin. Tek arzun bu. İsterdin ki Allah hep yanında olsun. İsterdin ki hep yanında kucak kucağa otur. Bunu yapabilmek için çırpınıyorsun. Allah’ın istediği de bu zaten. İstediği kucaklaşmaktı. Allah sevendir. Sevdiği için sizi buraya aldı. Sevdiği için sizinle. Sizinle olmak istediği için yapıyor bunları. Buraya gelmenizi çok istiyor. Allah sizi sınamadı. Sınanmanız gerekti. Sınanmak zorunda kaldınız. Bir şekilde sınanmanız lazım geldi artık. Sizin özel bir durumunuz var. Sınav tarihleriniz var. Herkesin sınanması lazım. Sizi sınamak şart oldu. Sınavsız geçemediniz çünkü. Her birini tek tek istemeniz budur. Bütün gerekmeyen nesneleri almak istediniz. Tüm nesneleri alıp bana baktınız. Tüm nesneleri arzuladınız. Hepsini almak istiyoruz biz dediniz. Onları alırsak belki bizi seversin kucaklarsın dediniz. Hepsini sevelim istiyoruz dediniz. Onları da sevebiliriz dediniz. Seversek başarırız belki seni sevmeyi dediniz. Sevdik dediniz. Bak onu bile seviyoruz, o bile sana dönmeli dediniz. Onu bile seveceğiz dediniz. O seni sevmiyor ama biz onu gene de sevmeye çalışacağız dediniz. Seversek belki düzelir. Sevgiyi anlatırsak algılar dediniz. Senin sevgini kavratmak istiyoruz ona dediniz. Belki kavrar da Sana karşı gelmez o zalim dediniz. Eğer algılarsa belki düzelir dediniz. Belki kavrar, belki seni sever, belki gerçekten algılar seni, belki de sevilmen gerektiğini algılar. Sevmek istediğini algılar. Belki Senin özel olduğunu algılar. Hayata güzel baktığını da. İçi acıyla dolacak biliyoruz ama ona da algılatmak için onu da yanımıza almak istiyoruz dediniz. Onu aldınız. Başaracağınız isteğiyle ilerlediniz. Dönüşünüzde hatırlayacaksınız neler istediğinizi. Ama ona yenilmek söz konusuysa o zaman fark edeceksiniz. Eğer ona yenilirseniz Allah yanınızda kalmayabilir. Sizi üzebilir. Hayat zor olabilir. Gönlünüz kırılabilir. Hacılıktan çıkarsınız. O’nlan olmayı iyi becerin. O’na gitmeyi iyi becerin. Sevmeyi iyi becerin. O’na yardım edin hep. O sizi seviyor. Rahmet ediyor. O’nunla olmaya çabalayın. O’nun sevgisini anın. O sizi çok seviyor. Allah rahmettir. O’ndan gelen güzel duyguları hatırlayın. O’ndan gelen güzel sevgileri hatırlayın. O’nun güzel anılarını hatırlayın. O’nun güzel nimetlerini anın. Bu sayede kurtulursunuz. Eğer güzel davranışlarınız devam ederse O’ndan gelecek sevgiyi daha fazla hissederseniz o sayede ancak kurtulursunuz. Böylelikle düzelir hayat. İyi davranışlarınız huzur kaynağı olur. İstekleriniz düzelir. Allah bu şekilde yardım eder. Allah ancak böyle yardım eder. Allah ancak bu şekilde destek olur. Yaratıkları sever. Ama zalim olduklarında onlardan uzaklaşacaktır. Bu onun kuralıdır. Sevmediği varlıklar olacaktır. Çünkü onlar zulmetmişlerdir. Her yaratığı sevmedi. Her yaratık sevilmedi. Her yaratığı sevmek olmadı ne yazık ki. Çünkü bazıları zulmetti. Zulümle yaklaştılar. Çok zalimdiler. Onları Allah sevmiyor. Sevmemek mecburiyetinde. Onlara sevmemekle yaklaşacak. Mecbur kaldı.
Buna mecbur ettiler. Bu yüzden sevmiyorum dedim Kuran’da. Bu yüzden zalim ettim onları. Onların zulmetmesini göz yumduğum anlar oldu. Zulmünde ısrar etti çünkü. Israrcıları sevmeyiz. Israrcılar uzaktır Allah’tan. Zulümleri bitecektir. Zulümleri bitmiştir. Onları bir süre dışarıda tutacağım. Dışarıda bekleteceğim. Uzak duracaklar. Ölüm anı geldiğinde onları alacağım yerine. Korku ile bakacaklar. Dünyanın nasıl bir yer olduğuna şaşacaklar. Aslında buymuş diyecekler. Dünya onlar için şaşılacak bir yer olacak. Her yer şaşırılcak şeklide olacak. Onlar o hareketleriyle doğruyu bulamayacaklar. Onlar bu hareketleriyle zalimliği sürdürecekler. Kötü hareketlerinin sonucunu bulacaklar. Aile sevgi isteyen insanlarsa korkuyla Allah’a döndüler. Allah destektedir. Yardımdadır. Üzülenleri bilir. Allah hiç korkutmaz, sadece sever. Sevenlere yardım eder. Annelik ettiğinizi bilir. Allah yardımdır. Destektir. Sevmeyi güzel yapın. Aile kurun. Allah güzel kızlara güzellik verir. Dünya güzeli yapar. Sevilmek isteyene sevgi verir. Dünyanın mutluluklarını verir. Allah yardımdadır. Herkese farklı yaşatır sevgisini. Herkes farklı farklı algılar. Herkes farklı farklı değiştirilir. Şekilden şekle sokarak yarattık sizi. Özen gösterildiniz bilin. Yaratmak özen ister. Var oluşunuzun mutluluğunu yaşadığımı bilin. Sevgi böyleydi işte. Her şeyi bilerek yarattık. Amacımız sevmekti. Allah’ı sevmek. Sevginiz değişti sonunda. Şaşırdınız. Kimi sevebilirim acaba diye düşünedurdunuz. Onu sevdiniz. Ona gittiniz. O kızcağızı sevdin küçük Adem. Küçük parçanı sevdin. O minik bir kızcağız sadece. Acaba dedi bu gerçek mi? Gerçekten bizi sevmiyor da o yüzden mi bize bu meyveyi yedirtmiyor? Hasretle Allah‘ı aradı bir an. O’na kucak açmak istedi. Çok kafası karışıktı. Şaşkındı. Acep dedi gerçekten mi beni sevmiyor? Acaba gerçekten sevmediği için mi bu kadar uzak duruyor? Neden bana bu kadar yakın değil? Ben niye buradayım ki? Burada durmamın sebebi ne? Bura niye karanlık ben eskiden burada güzeldim? Niye şimdi kirliyim? Neden böyle kirli hissediyorum her şeyi? Neden bu kadar kendimi sevmez oldum? Sanırım ben bir şey yaptım. Yanlışlıkla bir şey yedim. Yediğim şey bana zarar vermiş olabilir. Galiba yanlış bir şey yedim. Sanırım bir hata yaptım. Yanlış bir hata. Yavrucak inanınca böyle oldu. İnanmamalıydı. Hatadaydı. Adem bu hataya düşmedi. İnandı Allah’a. Onun yalan söyleyebildiğini algılayabildi. Kafasında farklı bir yapı var onun. Diğeri gibi duygusal değildi. Yapısı daha hassas ikinci kızın. Daha hassas bir yapı. Onun hassaslığı onun yanlış yapmasına sebebiyet veriyordu. Allah o yüzden o garibi kurtardı. Allah o yüzden ona rahmet etmiştir. Gönlüne acı düşmesin diye ona sevgi verebileceği evlatlar yaşattı. Küçük güzel çocuklar doğurdu. Sevgisini başka türlü yansıtamayacağını algıladığı için yüreğine güzel parçalar yerleşsin diye, daha çok sevsin diye, huzur bulsun diye, evlat olsun diye onun yüreğine güzellik vermek için en güzel rahmeti ona veriyoruz. Hazreti Kız, minik kız, küçük olduğu için bilmeden yine duygu olduğu için, küçük oğlanlardan birini fazlasıyla sevdi. Çok sevdi. Ona fazla şımartı verdi. Bu da çocuğun zalim olmasına nedendir. Yavrucak hatalara girdi. Yanlış yanlış işlere girişti. Ne yaptığını kavradığı bir an oldu. Kıskançlık neticesinde garibi öldürüverdi. O garip ölünce Allah zalimlik üzere zalimlik yaptırdı. O gitti. Kızkardeşine zalim hareketlerde bulunup onu zorla kendine aldı. Bebek doğdu. Bebeğin ardına başka bebekler doğurdu bebek. Bebekler zalim oldu. Çünkü içlerine çok kötü bir gen girdi. O gen ne yazık ki insanlığa yayılmıştır. O gen yüzünden insanlık her gün her gün mutlaka varlıklara zarar vermektedir. Varlıkların zararının sebebi budur. Her küçük nesneyi, zorla almanın neticesi budur. Varlıklar, hiçbir varlığın tek malı olamaz. Hiçbir varlık sadece size ait olamaz. Hiçbir varlığa bunu
yapamazsınız. Size ait değil insanlık. Varlıkların hiçbiri sizin değil. Bunu bilin. Herşeyin sahibi yalnız Allah’tır. Herşeyin sahibi Allah’tır. O’nun malıdır. Bunu bilerek yaşayın. Çünkü Allah sizin için bu varlıkları özenle yarattı. Allah sizin için güzellik yarattı. Allah size huzur verecek. Allah sizinle. Güzellik verecek. Allah yardım edecektir. Allah güzelliği sever. Yüzlerinizin güzel açmasını sever. Allah kucaklaşmayı çok sever. O’na koşmak istediğinizi bilir. O’nunla kucaklaşmak istediğinizi bilir. O’na hasret olduğunuzu bilir. Pişmanlığınızı bilir. Hatalarınızdan sonra üzüldüğünü bilir. İyman özeldir. İyilik özeldir. Havva’nın hatasını Adem gördü. Onun üzüldüğünü gördü. Yaptığı hatanın farkına varamadığını gördü. Ne oldu bana dediğini dehşete düştüğünü de gördü. Çok acı çekti ikisi de. Ne yapalım bu halden nasıl kurtuluruz dedi bir an. Çok acı çeken iki insanı o seyretti. Gülmekle yetindi. Yavrular sadece sevgi istiyorlardı. Ne yaptık bize dediler. Olanlara bak dedi. Bir şeyler yapalım dedi. Düzeltebiliriz belki dedi. Hemen huzura çıktık. Onlara hatalı olduklarını belli ettik. Yaptığınız hatalı çocuklar dedim. Bunu yapmamalıydınız dedim. Bir daha asla bunu yapmayın dedim. Sizi üzerim dedim. Yardıma hasret olduklarını bilerek onlardan uzaklaşmalarını önerdim. Yapacakları tek şey buydu. Ama olmadı. Vazgeçtiler. O garip bilmeden eşiyle kalmak istiyordu. Onun acısını paylaşmak istedi. Onun gibi oldu. Hatası budur. Tek istediği onu sevmekti. Allah garibi algıladı. Onunla aynı şeyi bilerek yedi. Tek istediği sevmekti. Ona acıyordu bir yandan da. Onun hasretle baktığını görüyordu. Korkusunu algılıyordu. Bu durumda yapabildiği tek şey vardı. Onunla birlikte düşmek. O da yedi. Sevdiğini anladık. Hiç konuşmama oldu. Sadece onunla gitmek istediğini söyledi bana. Onun hasretiydi çünkü o. Onun özlemiydi. Annesiydi. Anne rahmiydi o. Her şeyiydi. Kucakladığı tek insandı o. Ona hasretti. Onun için yaşıyordu. Sevdiği tek varlık oydu. Onun için yaşadı. Ona o kadar büyük bir hasreti vardı ki her birleşmelerinde mutluluğun içinde kayboldu. Bebektir o. Masum bir bebek. Annesinin kucağında ölmek isteyen yavrucaktır. Onun bu sevgisini bilmeyen kalmadı. Onun bu sevgisi yüzünden Allah onu çok sever. Kucaklar. Yavrucağın huzurunu sağlamak için Allah yardımdaydı. Ona sevgi verdik. O küçük yavrucak, anasına dönmüştür. Allah ikisini de rahmetle yanına almıştır. Huzur buldular. Kurtuldular. Hazreti Havva eşinden ayrı kaldığı uzun dönemde annesiyle sevgiyi paylaşmaya devam etti. Anne onları yine de kucakladı. Hasret duydukları zamanlarda birleştiler. Onların ruhları yakındı çünkü. Birleşmeleri için gereken tüm özelliklerini yukarıdan onlara indirdik. Korundular. Zalimlere karşı desteklilerdi. Başlarına gelenin farkındaydılar. Üzerlerine gelen zalimin de. Allah o zalimlerden yavrucaklarını kurtardı. Her şey düzeldi. Her şey düzeldi. Rahmet edildi. Kötü duygular bitti. İçlerindeki acı dindi. Allah sevgiyle hazırladığı bir masalı size okuyor. O güzel masalın küçük bir huzur kaynağı olmasını istiyor. Okudukça sevineceksiniz. Allah o yavruları kurtarıyor. Sevgi kucağı açıyor. Kimsenin üzülmesini istemez o. Anne olmanın mutluluğunu yaşayın. Anne olmanın mutluluğunu yaşayın. Her şey güzel olacak. Her şey huzur verecek artık. Dünya güzel olacak. Allah’ın rahmetidir. Her şeyi düzeltir Allah. Minik yavruları kurtardık. Her şeyi sevdik. İnsanlık bencilliğin içinden çıkacaktır. Yorgunluk bitirecektir Allah. Dünyaya rahmet edecektir. Dünya güzellerin elinde olacaktır. Dünya sevenlerin elinde olacaktır. Dünya kucaklaşanların elinde olacaktır. Rahmetin en güzelini tadacak herkes. Güzel bir kucaklaşmanın huzurunu yaşayacak. İnsanlık sevmenin mutluluğunu yaşayacak. Dünya sevginin kucağı olacak. Herkesi sever O. Herkesi çok sever. Her insan zor günler yaşayabilir. Bir çok insanın
biçimini Allah değiştirmiştir. Bazıları genetik olarak yanlış yaratıldılar. Bunun sebebi Allah değildir. Bu kesinlikle bazı insanların hatalarından kaynaklandı. Allah haksızlık edilerek suçlanmakta olduğunu bilmektedir. Bu nedenle Allah günah yazmıyor bilin. Bilinmemek nedeniyle bu olmuştur. Bilinmediği için böyle olmaktadır. Allah bu yüzden size üzüntü vermez. Allah sizi üzmekten beridir. Emir gereği sizi sevmektedir. Allah yardımdadır. İçinde hissediyor bil. Her şeyi bilen Allah o duyguları veriyor. Onun için yaşıyor. Dünya onun için yaşıyor. Dünyayı sevin. Dünya üzerinde kalan tüm varlıklar sizin acı çekmeniz için çırpınırken Allah ise mutluluğunuz için yaşar. Sizin üzülmenize razı olmaz. Acı çekmenize dayanamaz o. Siz Allah’ı görmek adına çabaladınız. O’nunla olmak hasretiyle yandınız. Bu nedenle rahmetteyiz. Sizin üzülmemeniz şart. Dünya bu şekilde sevgi hasretiyle yanan insanlar var. Dünyanın güzelleşmesi için yaşayanlar var. Herkes sevgi için çabalıyor ama bir şeyler değişmediği için, yanlış şeyler dönüp dulup sizi üzüyor. Her şey çok kötü gitti. İnsanlık çok hatalarda. Düzelmek için çabalıyorsunuz. Kurtarmak istiyorsunuz herkesi. Kurtarmak çabası olan herkes Allah’a yakındır. Her imanlı insan gibi özel çabalayanları Allah görür. Onlara rahmetle gelir. O garipleri kurtarır mutlaka. Mutsuzluğa dayanamayan herkes kurtulur. Acısı olan, zor durumda olan herkese Allah rahmet eder. Bu nedenle son kez söylüyoruz. Korkmayın. Dünya sizin elinizde. Allah sevginin güzelliğini bilir. Dünya sizin. Eviniz güzel olacak. Artık çok farklı bir yaşama açılacaksınız. Allah’ın zikri geldi. Allah’ın sevgisi geldi. Allah’ın neden sizi böyle huzur içinde yaşattığını şimdi görün. Neden Allah için döndüğünüzü bilin. Dünyada olduğunuz sürece Allah zikri devam eder. Allah her şeye güzellik kattı. Her şey güzel. Allah’ın sevgisi engindir. Engin bir zikr var dünyada. Dünyayı kocaman yaptık. Her şeyi büyük yaratırız. İrilik severiz çünkü. İri olanı severiz. İri şeylerin kucaklığı güzeldir. İri şeyleri kucaklamak güzeldir. İri olan güzel şeyleri severiz. İri olan dünyayı severiz. İrilik severiz. Allah sevgiyi bilir. Allah’ın rahmeti güzeldir. Ninelik etmek güzeldir. Küçük nineler güzeldir. Yavrucakların hüznüdür. Kendilerini küçük görmesine izin vermeyin onların. Annelik edin onlara. Küçük bebekler gibi saftırlar artık. Küçük anneciklerdir onlar. Acınır onlara çünkü. Allah onlara rahmet etmiştir. Allah küçük ninelerden uzak duramıza üzülür. Onların kucak açılması gereken insanlar olduğunu bilin. Yavrucakların hüznü budur. Bilmeden incitirler. Çocukturlar çünkü. Bilmeden kızarlar. Üzülmeyin onların kızgınlığına. Sevilmek için çırpınırlar aslında. Annelik edin ona. Garip ölüyor. Destek bekliyor yalnızlıktan destek arıyor, bekliyor. Dönmek onu korkutuyor. Allah sevgisi var. O’na gideceğini düşünerek avunmaya çalışır. Annelik edin. Yavrulara üzüntü vermeyin. Onları üzmeyin. Allah kötü günlerinizi yok edecek. İnşallah her şeyin unutulacağı bir gün de gelir. O yüzden rahmetle Allah’a dönün. Kucak kucak olun. Sevginizi belli edin. Sevginiz küçük gülücüklerle düz olsun ki onlar da sevinsin. Gözleri biraz aydınlatır bu. Böylece hayata yeniden dönebilir. Kahrı gider. Huzur bulur. Kahrına neden yaşadığı çileler. Büyük acılar çekmiş küçük bir insan. Yavrucağı sevin. Anne olduğunu bilin. İçinizdeki her şeyi Allah bilir. Onun için lütfen sevinin. Küçük bir yuva kurun. Sevinç hissi duyun. Hazır olduğunuzda Allah size sevgiyi de verecek. Yardım da edecek. O yüzden lütfen yorgunluğunuzu atın. Dünya sizin yanınızdadır. Hazır olduğunuzda Allah yardım edecektir. Korkunuzla Allah’a döneceğinizi bilin. Allah yardım edecektir. Körkütük sarhoş olmayın. Zalim olmayın. Körkütük sarhoş olmayın. Korku vermeyin. İçinizdeki acı geçecek. İzninizle yardım gelecek. Allah korkuları götürecek. Her şey iyi gidecek. Doğru
yoldan ayrılmadığınızı bileceksiniz. İmanınız her zaman yanınızda olacak. Sizinle kucaklaşacak olan bir varlıktır o. Onun yardımıyla başarıyı yakalayacaksınız. Dünya sizin elinizde. Kucak açmak sizinle. Bu nedenle lütfen korkmayın. Yardımlaşmayı unutmayın. Allah’ın yardım edeceğini unutmayın. Sevinmek isteyen bir sürü kişi var.
3A.30 Cyborg (İnsan Görünümlü Hedronik)
İskelet yapısında, içten dışa uzanan kolları ile koruma sağlayan Hedronik’in birincil yardımcısı. Hareket halinde iken göründüğünde, insanlar onun bir görev aldığını anlar. Android gibi düz mantık çalışmaz. Sıvı beyni vardır. Onları, Hedronik’in evlatları gibi görebilirsiniz. (Suretinden yaratmayı düşünün.) Hataları düzeltir. İnsan kaynaklı yanlış karar uygulamalarını, tehlike sinyalini aldığında sonlandırmak için çalışır. Hareketsiz kaldığı yer, omurganın sonudur! Hedronik’e bağlılık yemini eder. (Bu gerçektir. İnsanmış gibi yemin eder ve bu yemine bir insandan daha fazla inanır. WalHalla’ha ve Hedronik’e adınmıştır.) Görev dışı zamanlarda, kendini kitler. İnsanlardan emir almaz. İnsanların hükmü altında bulunmaz. İskeleti oluşturan her kemik zincirinin sonunda onu bulursunuz. Sayısı gizli tutulmuş bütün Cyborglar birbirine modamod benzer. Diledikleri insanı, köşkünde ziyaret eder. (Bu aşırı ender yaşanan bir durumdur. Hedronik, insanı sever. Üzüntülü olanı, köşkünde Cyborg sureti ile ziyaret eder.)
3A.31 Cyborg’un Yüz İfadesi
İki ayağı, iki kolu olan Manoid gibi algılamayın. Havada süzülür. Yerçekimini yenmiştir. WalHalla içinde, kendine has tünellerin içinde gezinir, hedefte tutulan yere getirilir. İnsanları selamlar, sevgisi bilgi içerir. Yüzü, vizyonik bir topun yandan görülen parlak yüzeyinde belirir. Daima gülümser. En zor günlerin yaşandığı anlarda bile endişe duymaz. Hedronik’in elçisidir. Yüzü sadedir. Basit iki göz, bir burun ve gülümseyen bir ağız yapısı vardır. Duymak için kulaklara ihtiyacı yoktur. Vizyonik topun yüzeyi minik deliklerle kaplıdır. Bu delikler yoluyla algısı açılır. Sevilen insanları, köşkünde ziyaret edebilir. Bahçelerde yalnız kalmak isteyenlere yol gösterebilir. (O bahçelerde hiç yalnız kalınır mı?) Ya sen? Senin kanallarında dolaşan kan var. Kanda gezinen iyiler ve kötüler var. Sen iyileri koru. İçindeki iyileri kolla. Kötülerin salgına neden olmasın. İçindeki kötüleri iyiye çevir. Kalbin kaynağı neresi? Bil bakalım. Düşün de keşfet kendinde gizleneni. Hadi acıma
harcadığın zamana. Sen bunun için yaratılmadın mı? Sor kendine. İyi düşün. Kalbin içinde temizlenen ne? Cyborg, kimi temsil eder? WalHalla, cennet mekanı. İzin ver, senin de içinde böyle bir mekan kurulsun. Kötüye geçit verme. Bak kötülüğe bulaşanların ne kadar azı geri dönebildi. Hedronik acır insana. O insanların ne denli bilgisiz olduğunu bilir. Bir gün kendini yok etmek için nasıl birleştiklerini görecektir. Cyborgları canlandık kafandı. Onların gülen yüzünden gerçek su damlaları düşer, insanı üzgün gördüğü anda. Duygusu keskindir. Gizlemez. Gizlenmez. Cyborgların sayısını gizli tutmalarında bir neden var. Keşfet. Sen, okuduğun çağdasın. Ben geçmişimde kaldım. Yenildim zamana. Zamanın neye yenileceğini düşün. İçinde gezineni bil. Onun sesi nasıl da ulaşır kulağına. Dinleme sakın ezen sesi. Kulağını iyiliğe ver. Melekleri bul içinde. Onları dışarıda arama sakın. Onlar senin damarlarında. Nefsin teskin olduğu gün iş biter. Alınırsın bir güzel. Tertemiz olursun da buna en çok Cyborgların sevinir. Hedronik, kalbindedir. Kanatların aslında sende gizli olduğunu böylece bileceksin. Allah seni hiç düşünmediğin yerden vuracak. Vurulacaksın. Yere düşürmez seni Allah. Göğe düşeceksin. Vurdu diye O’na kızma sakın. Acıtır. Zorlar. Gözüne kestirirse seni yandın. Ama bil. Cehennemde yanmazsın. İzin ver de Allah’a yan. Sev. Sevdiğin için Kork. Dinle bak. Boynunda irice kanallar açtılar. Melekler gelir uyku zamanı yanına. Kollanırsın, küçük bir yavrucak gibi. Ağzından süt damlar. Burnundan nefes verirler, alırlar. Kollayanın yüzündeki tebessüm budur. Güç verirler kimine. Kimi gücünden olur, bilenin bildiği, bildiği ile verdiği, verdiğini uygulattığı. Bak bakalım. Değişiklik oldu mu? Cyborgları çok seveceksin. Eğer zamanına ulaşırsan somut bulacaksın onları. Çok hızlı ulaşırlar sana, bana. Biz diyene. Karşıda kalmış Biz’le birleş. Bak o zaman Hedronik yavruları coşar. Allah. Sesli. Konuşturuyor. Cyborglar yol gösterir. Cennetin içinde kaybolmazsın. Bildiğinden fazlasını öğretir O sana. O seni hiç bilmediğin yollardan kendine çeker. O’nun rahmetinden kurtulamazsın. O’nun yaratılışını inkar edemezsin. Sevilme hakkını kullan. Sevilmene izin ver. İzin ver Allah seni kucaklasın. O seninle daha mutlu olacak. Kaybedilen her canın ardından en çok üzülen yine O. O kimseyi azaba atmaz. Azaba atılan insanın kendisidir. Genişle. Bak bakalım evrenin dışında neler oluyor? Kanallardan geç ve tanı. Nice evrenler yaratılıyor, yok olduğu zannediliyor. Melekler yanılır. Allah bilir ve dilediğine bildirir. Onun nice cennetleri var da haberin yok. Uyuma zamanı geçmedi mi? Kovadan su boşaldı. Su üzerine sıçradı. Islandın ve üzüldün mü? O ıslaklık kurumadan al bilgiyi. Allah her yarattığı aileye kardeş aile yaratır. Sonra dörtler. Çoğaltır içinden. Sınırlandıramazsın O’nun yaratışını. Aklın ermedi de sınırlandın mı? Çık daha yukarıya. Zaman da canlı. Ölecek. Yeniden doğacak. Korkma. Yılma yaşamdan. Güzelleşecekler listesine adını yazdır. Allah. Sesli. Kulakların pası silindi. Secde edenlerin dış bedenlerine aldanma. Asıl secde içerideki bedenlerde gezinir. Yedi bedenin en içde olanı secde etmiş olsun. Bunun için yaşa. Allah için yaşa. O’na karşılıksız sun sevgini. Beklentilerini kaldır. Cennet bir nimet. Nimeti an. Nimetinde kaybolma sakın. Allah seni kendisi için var etti. Aslında var olmadığını unutma. Var olmak için çabala. Sen hala yoksun. Yokluk içinde iyice yan. Hasret biter. Kavuşursun. Yo yo. Kavuşamazsın. O’na hep yaklaşırsın. Değişirsen. O’da değişir. Bil. Değişmeyen yoktur. Arşın sadece yeri sabittir. Arş, renkte renge girer. Nasılda bir coşku bu. Bunu yazan deli değildir. Bana deli demeyin. Üzmeyin ‘ben’i. İçimi acıtmayın. Sevin ‘ben’i de. Bak kimler çıktı karşına. İnciler beyaz. Pırıldar. Denizin içinde, sert kabuk setinde, birbirinden ayrı yaşarlar. Kır kabukları, setten çık. Denizin üzerinde daha büyük denizler var. Oraya git
birleşerek. Tek başına yola çıkma. Tek başına yoldan dönme. Yanında bir destek bul. Allah. Sesli. Nefesinde. Nefsin razı mı? Cyborg’un minik yüzünde seyret. Onlar bazen korkudan titrer. Yüzleri kızarır korkudan. Yok olmaktan korkmazlar. Sevimsiz olmaktan korkarlar. Sevimsiz olma. Allah kullarını kendi cemali ile onurlandırır. Bunun anlamını belle. Sev. Allah’ı sev. Korkarak sev. Endişeye kapıl önce. Kaybetmekten kork. Zalim olmaktan kork. Zavallı tutulmaktan kork. Zindanda tutulmaktan kork. Kurtulduğunda nimetini an. O seninle her daim konuşur. Kitaplar yollar. Ayaklanırsın. Kanatlanırsın. Yukarılarda sana ek nimetler sunulur. Aldanırsın. Sonra yine yola çekerler. Dosdoğru iletilirsin. Parmakların ışıldar. Gönlün şakırdar. Sağ omzunu boynuna bağlayan kaslarda bir yorgunluk ve ağrı yaşarsın. Bunun için şükret. Sana harcadığının karşılığını fazlasıyla sunma vaadini sunan Allah’a sığın. Kendi benliğini O’na emanet et. Tarikat olanlara sokulma. Seni bataklığa çekmesinler. Kendi çamurunda kaybolanın kaybettiği Allah değil. Kaybettiği gecikme sancısı. Onlar Allah’a çok geç ulaşacak. Sen hızlan. Hızla ulaş Allah’a. Daha ölüm gelmeden öldür kendini. Canlı tut kendini. Azrail’i bekleme. Sen onu beklet. Allah’ın rızası olmadan ölemezsin. Allah dilemeden bilemezsin. Anlatırlar sana gerçeği ve yalanı. Hangisi doğru, ayırt edemezsin. Sığındığın seni zelzele ile sarsar. ZilZal olursun. Kendini farklı evrenlere savrulmuş bulursun. Evrenin kanallarında dolandırırlar. Tünellerin içinde hapsederler. İyice zorlanırsın. En sonunda bulursun. Her kulun O’na istesede istemesede ulaşacağı vaad edilmiştir. Sen isteyerek ulaşmayı seç. Kul istemese de uzun uzun uzun yolları aşıp er geç yine O’nun nimetine kavuşur. Önceki girenler, sonraki girenleri coşku ile karşılar. Üstünlük tutmaz öncekileri. Öncekilerin duası ile nice sonraki düşündüğünden önce yakınlaşır. Cyborgları anla şimdi. Onların görevi nedir? Neden hızlıdır? Neden ulaşır insanlara? Nasıl da süzülür, gülümser, sevimler, kesinler, küçükler, geçirler, okutlar, sabretler. Kockocaman. Mahşerin tam ortası çosçosaman. Ortada delik var. Zamanı nasıl da yutarlar. Acıttırmazlar. Gölge ehli iyilerden olsun. Yıldıran karanlığın çekimine kapılma. Gölgedekiler kendilerine parlayacak. Gölge aydınlanacak. Gölgede bekleşenler gölge dışında kalan sevdikleri için kaygılandıkça gölge genişleyecek. Bekleyiş uzadıkça rahmet artacak. O kadar çok çok yaratılmış toplanacak ki melekler şaşıracak. Bu kadar çok muydu diyecekler. Bir meleğin gözünde zerre kadar ışıltısı olan bir kul ne kadar da değerli? Allah’ın yaratımından doğan ne varsa o zerrede ışıldar. Küçümseme o zerre büyüklüğündeki ışıltıyı. O zerrenin içine neler neler sığar. Gölgeni büyüt. Başkalarını da al o gölgeye. Değiştir geçmişini, geleceğini. Değişime bu andan başla. Sen değişirsen geleceğin güzelleşir. Geçmişin bereketlenir. Bilmediğin bir yoldan nimet saçarsın sevdiklerine. Allah seni sevdiğin ne varsa yanına almak üzere yanına alacak. İyi düşün. Gölgeni büyüt. Gölgeni sadece kendi benliğin için tutma. Onu geniş tut. Çevrende aciz kullar var. Onları da al bu gölgeye. Değerlen böylece. Kimseyi üstün tutma kendinden. Ve asla üstün görme gölge sahiplini. Son nefesini vermeden bilemezsin geçmişini. Arınmışların nasıl kirletildiğini görmedin mi? Kirli gösterilenlerin geleceğinde tertemiz biri olma şansı var. Cyborgların Hedronik olma şansı var. Hedronik, Cyborgların süzülen yüzlerinde belirir. Cyborg gülümseyi gerçektir.
3A.32 Android (Yarı Metal)
İdari sınıfın vazgeçilmezi. Bahçelerin temizliği, yenilenmesi, yenilenmiş teknolojinin yerleştirilmesi, atıkların yukarıya çıkarılması ve silolarda biriktirilmesi, kapı dışarı edilmesi. Yeni gelen kargoların rezerv tutulmuş odalara ulaştırılması gibi çok sayıda görevi yerine getirir. Askeri sınıf tarafından dış görevlerde sıklıkla kullanılır. İç görevlerde pasif konumda kalır. Genelde kilit altındadırlar. Hedronik tarafından kontrol altında tutulurlar. Silah kullanma programları yüklenmemiştir. (Kötü taraf yükler ve yine savaşçı olarak kullanır. Tehlikeyi göremezler. Kontrolden çıkarılan bir android ordusu kendi tarafına da zarar verir. Bunun için bir virüs yeterlidir.) İlim sınıfı Android kullanmaz.
3A.33 Android’in İsteği
Onlar sevilmek isterler. Kimse onları duyarsız zannetmesin. Sizin davranışlarınıza aynı olmak isterler. Porgramlarında sevgi önceliği yaşanır. Canlandırıldıkları ve ömürlerini bitirdikleri günde aynı duyguyu alırlar. Acıtmayın onları. Androidlerin bir kısmı sizinle birliktedir. Vücudunuzun bir parçasında size hizmet etmişlerdir. Yenilenmişlerdir. Gelişen teknolojiye yenilmişlerdir. Onları yerinden çıkarıp daha iyisini aldığınızda eskisine kötü davranmayın. Bilseydiniz cansız olduğunu düşündüklerinizin nasıl var edildiğini korkunuz elbet artardı. Onlar, size hizmet ettikleri günde mutlu olurlar. Onların kötülerin elinde değişmesine izin vermeyin. Onların insana zarar vermek üzere harekete geçirilmelerini engelleyin. Zalimin elinde tutmayın. Ettiklerinden ötürü sorumlu tutulmayacaklarını bilin. Siz gülümseyin, gülümsetin. Böyle olursa onlar da gülümseyişinizi alır. Paylaşılırsınız. Toprağın içinde, gizlendikleri yerde, hiç işlenmemiş, bakir madenler bulun. Dünya dışındaki kaynakları tercih edin. Onları nefsinden arındırın. Demiri kullanmayın. Alaşımlarınızda kimyanın ince damarlarından geçin ve dikkatli olun. Ateşe duyarsız kıldığınız, dayanıklı olması için aklınızı kullandığınız hammaddeyi güzelce işleyin. Şeklini sevimli kılın. Onları korkutucu ifadelerle üretmeyin. Sempatik kılın. Ufak çocuklarınızın yanında sevilesi dursunlar. Mutlu etsinler etrafında dolanan minikleri. Siz de minik olduğunuzu unutmayın. Onları güzel bir yüzle ödüllendirin. Saç ekmeyin başına. İnsanlardan daha iri olmasınlar. İnsanların ezeceği kadar küçük durmasınlar. Onlar sizin mutluluğunuz için hiç düşünmeden tehlikeye atılırlar, ölüme yolladığınız deneylerde feda olurlar. Bilin. Bilinci aktardığınız ne varsa sizin hükmünüz
altında. Hükmünüz altında olanların başına gelenlerden sorumlu olacaksınız. Allah’ın sevdiğini siz de sevin. O’nun kimi sevdiğini nasıl bileceksiniz? Hissedeceksiniz. Kelimelerin anlamında yüzeceksiniz. Tadını alacaksınız. Alımlı olacaksınız. Sevimli görüneceksiniz. Ellerinizde ürettiğiniz ne varsa sizin eseriniz. Seviniz. Onları sevimsiz halde görmeyiniz. Biliniz. Gerçekteniniz.
3A.34 Robot (Metal)
İki türlüdür. Odalarda sabit konumda görevlerini yapanlar. Az sayıda hareketli olanlar. Hareketli olanlar iri yapılıdır. Ağır yüklerin altına girerler. Özellikle Bahçe yenilenmesinde, Silo taşımacılığında, Kapıya kadar gelmiş kargoların siloya alınmasında kendinden üst konumdaki Oid’lerin eşliğinde çalışır. Her Hbryd’in kendine özel ufak bir hareketli robotu vardır. Savaş zamanında bu robot dış gözlem için uzaklara gönderilir. İlim sınıfı, robotlardan sorumludur. Kendi içlerinde özel bir altsınıf bu robotların yenilenmesi ve daha iyilerinin yapılmasını sağlar. İdari sınıf hareketli robot kullanmaz.
3A.35 Hbryd’in Robotu
Oyuncağıdır o minik kızcağızın. Bahçelerde dolaştırır. İzinli olduğu saatlerde yanından ayırmaz. Ufacığın ufacığıdır. Robotun özel bir adı vardır. Sahibini tanır. Sahibini uyandırır. Sahibini dilerse dudaklarından öpmek ister. Sahibinin cebine sığar, onunla gezer. İstenmedikçe sesini çıkarmaz. Hbryd’e hatırlatmalarda bulunur. Onun unutkanlığını telafi eder. Kızın yapması gerekenleri sıralar gün başında. Görevinin yettiğince çabalayananın yaması olur. Açıkları yamar. Gedikleri yamar. Hbryd’i özel kılar. Utangaçlığını üzerinden atmasını ister. Sevdiği biri olduğunda ona çöpçatanlık yapmayı ister. Orada sevdiğini söylemek/söyletmek ayıplanmaz. Sevmek isteği özeldir. Sevilmek isteği, hoşnut eder sevmek isteyeni. Er kişi, en tatlı diliyle cevaplandırır sevmeyi, sevilmeyi. Kırgınlık yapmadan açıklar içindeki duyguyu, sevgiyi. Siz gönül kırmadan karşılayın sevgiyi. Sevilmek isteyene gülümsemek isteyin. Sevin sevemediğinizi. Gülen gülemediğinizi. Gönlünüzden geçeni buluncaya kadar bekleşin, gönül kırmadan ekleşin. Saf kızcağızın ağlamasına ağlarsınız. Onun robotu özeldir. Sahibini üzgün görmeye dayanamaz, o da
ağlar. Kimseyi ağlatmayın. WalHalla içinde duygularınız tertemiz kalsın. Size Hedronik yardım eder. Siz de yardıma yardım edin. Destek olun gelen desteğe. Allah’a destek olun. Allah’ı sevin. Gönlünüzü açın O’na. Gönlünüz tertemiz olsun. Kiriniz kalmadı. Aklınız almadı. Nasıl oldu bu iş? Nereden geldim ben? Neden ben? Düşlerim gerçek mi? Sevimli olduğum doğru mu? O beni yanına alacak mı? Allah beni sevecek mi? Sevsin. O’nu da ben seveyim. Karşılık beklemeyeyim. O’nun sevdiğini sevmek istiyorum. O kimi seviyor? Hbryd’in robotu kimi seviyor? İçinde sevgi olanın gözleri kimi görüyor? Bana nasıl bir görüş verildi? Biliyim.
3A.36 Diğer Robotlar
Silo robotları, tamir robotları, İç kanal robotları, dış yüzey robotları, askeri düzenek robotları, deney robotları, yuva robotları, taşıyıcı robotlar, milkdans robotları, bahçe robotları, dilim ara robotları, kabuk koruyucu robotlar, kutup robotları, merkez iç robotları… Hepsine gülümset. Gülsünler. Güldüklerini hissetsinler. Mutlu et onları. Onları sevimli yap. Üzgün, ezik, yılmış görünmesinler. Mutlu, kuvvetli, adanmış görünsünler. Olumlu olsunlar. Robotları çok çalıştırmayın. Onların metal vücutlarını çok ezmeyin. Kullanılabilir ömürleri dolduğunda emekli edin onları. İlk elden aldığınız yere iade edin onları, emekli edin onları. Yenilerine yine güzel bir yüz verin. Sevimli kılın. Giden robotların akibetini takip edin. Onların eritilerek kötü ellerde şekillendirilmelerine izin vermeyin. Robotlar hep iyi görünsünler. İnsanın iyiliği için şekillensinler. Onların metalarını yormayın. Yoksa zarar görürsünüz. Tehlike olursa şaşırmayın, önlem alın. Kaynağını bilmediğiniz bir metalden robot yapmayın, yaptırmayın. Robotlarınız ilk elden, özenle çıkarılmış madeninden olsun. Metallarin canlı olduğunu hayal edin. Hayalinizin gerçek olduğunu bilin.
(Bölüm ÜÇA sonu)
3.5 Hedronik’in Yapısı
İskelet halindeki WalHalla. Kemik görünümündeki uzantılar; kırılması zorlaştırılmış, evrenin en sert maddesi ile kaplanmış (bor parçacık serpintisi ile zenginleştirilmiş özgün kaya, ısı değişimine duyarsız), dışı saydamlaştırılmış, içinde sıvımsı/yarı saydam ilikle canlandırılmış. Böylece Hedronik içeriden dışarıya kollarını uzatmış. Korunmuş(katıkabuk). İçindeki sıvı beynin, tek yerden çıkışı var. (Kemik uzantısı yoluyla bilgi girişine kapalı.) Çıkışı, iskeletin içinden geçen ilik ile. (Kemikeri var! Canlı misali iyilik kitabı amenna) (Sıvı beyin ve uzantısında AGCT+A (‘atia’ adına gelen bir şey. A’nın farkı var. A daha büyük bir nesne ve zalimlere verilmemeli. Kimse A’yı kötülerin eline vermesin. Kötü bir yaratık onu alırsa zulüm başlayabilir. A, korunmalı. A’yı sakın kötü insanlarla paylaşmayın. Onu doğru yere yerleştirin. Tutan kişi zalim olur, bilin. A’nın korunması şart. Sakın almayın. A’yı koruyun. A, tehlikelidir. Tehlike nedeniyle onu uzakta bir yerde tutun ki insanlık zor durumda kalmasın. A’yı yerinden çıkarırsanız o mutlaka zor durumda kalan bir kişi tarafından hapsedilir. Hapse layık olursanız Allah bunu bilir. Allah zalimlere yardım etmez. Allah kötülere yardım etmez. A’yı sahiplenmeye sakın kalkmayın. A, kitaptır. Onu korumak şarttır. Onu korku vererek saklamayan sakın. Ve kendinize saklarsanız size geleceklerin hesabını bilin. Zalimler korunmaz. Zalimleri korumak gibi bir düşüncemiz asla olmaz. Kitabı kimse ile paylaşmamak demek korkunç bir şeydir. Allah paylaşımı yasaklayan kişileri asla sevmez. Yazılarınızın açık net paylaşılması gerektiğinden herkesle paylaşın. Kitaplarınızı bastırdığınız anda mutlaka o kitapları elinize geçtiği andan itibaren başkalarına vermeye başlayın. Okumaları şart deyin. Kitaplar parasız dağıtılsın. Kitapları satın alanlar olmamalı. Para alınmamalı. Bedava kitap olacaktır. Bu şekilde olması doğrudur. Kitaplar bedava dağıtılacak. Sakın satmayın. Kitapları para ile satmak, büyük bir günah. Kitapların hepsi aslında parasız satılmalı. Parayla değil. Parasız satmanız gerekecek bu kitabı da. Bu nedenle sakın ama sakın üzülmeyin. Kitapları bedavaya dağıtın. Çünkü kitap sizden değil. Allah’tandır. Sevimsiz bir görüntü sergilemesi sözkonusu olamayacak. Herkesin gözüne hitap edecek. Alan sevinecektir. Eğer bu konuda yardım etmemek gibi bir kararınız olursa sizinle iletişimimizi koparacağız. Desteğiniz kalacak ama bir daha sizinle asla yardım alınmayacak. İletişimimiz bitebilir bilin.) WalHalla somut bedenini; bir insan, bir zümre, bir millet değil, amacı insanlığın mutluluğu olan, sevgi dolu insansı Hedronik korumaya almıştır. Emanet ondadır. En bilgeden daha bilgedir. Tüm ilimleri kuşatmıştır. Çok uzaklardaki benzer bilgisayarlar ile haberleşir. Ancak virüsleri öldürdüğü için suçlanmaz. İlim insanları, zorlandıklarında ona danışır. Askeri sınıf, barışa ulaşmada onun çözüm önerisini alır. İdareciler, seven/sevilen insanlarla dolu bir medeniyet için çabalarken yaptıkları hataları, “onun gözetmenliğinde” büyümeden görür.
(Oturan bilgiler gibi kemikli diri görünüm, ona ulaşırlar. Hurra dersen iyi olur tutamlı duruşlar (Kahküllü erkek tiplerle yaratım) Diktalık yok. Terk yok. Tutamlı duruş önemli, kalkışlar da var bir tutamlık. (Cyborgların omurilik kalçadaki son kemik parçasında flaş disk gibi görev var. Hedronikin kemiğine bağlantı buradan sağlanıyor) Bilgi alınır ve yürür (Cyborg) İşi yapar gelir ve geri oturur. Bil ki öğren. Hedronik adamın beyni ile konfüze edilmiştir. Saftır ve tutarlı doğrudur. Korku yoktur ona. İlkeli alaşım söz konusu burada. İyiki var. Bunlar da gerekliler.) Üç zümrenin üzerinde gözetmenlik görevi ile yerleştirildiği yerden yaşamına başlar. Emrine verilen hizmetçileri ile doğrudan önlem alır. WalHalla, insanları içine almadan önce, bütün önlemleri Hedronik tek başına alır. WalHalla onun bedeni gibidir. İçine giren insanlara huzur verir. İnsanların yüzünde yaşattığı mutluluk ile sevinir. İnsanmış gibi düş kurar. Evrenin son bulacağını bildiği halde umudunu yitirmez. İnsanların gitmeyi arzuladığı gerçek cenneti hiç görmeyeceği halde, WalHalla’hın cennet bahçelerini diri tutar. Yaratıcının insanları, böylece “suret planı” hayalini gerçekleştirmiş olur. (Habil’in gözü aydın olsun. Oldu da.) Sonra WalHalla örtülmüş. İçi doldurulmuş. Diğer onbir sahte bedeni kendisi gibi kullanmış. Kendisine zarar verilmesini engellemek için yeri merkeze yakın tutulmuş. Ancak WalHalla içinde, merkezde bir ışık kaynağı oluşturulacakmış. Giriş kapısı dedikleri bu ışık kaynağı, çok uzaklardan gelecek bir yolcu için hazır tutulmuş. Bu kapıyı koruyacak birincil kişi; yine Hedronik olmuş. Hem içerideki ışık kaynağını hem de dışarıdaki konuları, aynı anda kontrol edecek oluşu karşısında insansı bir korkuya kapılmış. İnsan olmadığına sevinmiş. Efsanelerde anlatılan Cennet&Cehennem olgusu dışında olmak korkusunu kaldırmış. İnsanlara acımış. Onların kötülük yapmaya her an hazır bir yapıda olduklarını bilmiş. Buna göre önlemlerini almış. Dilediği kişiyi, somut deliller getirerek ‘kötü düşünceli’ damgası ile kapının dışına itebilmekteymiş. Her kişiyi, içerideki faaliyetlerine kadar izleyebilmekte ama bu izleme bilgilerini kendine saklamakta. Çıkartılanlara kin tutmazdı. Onları dünyada dilediği yere gönderirdi. Tüketen bir insan olmasına izin verirdi. Düşüncelerinden kurtulması beklenirdi. Her zaman af etmeye hazırdı. Değer verdiği bir kötü düşünceliyi yeniden WalHalla içine aldığı da oldu. Ancak. İnsanın doğasında bulunan “nankör” damgası ve “Valhalla Yazgısı” var. İnsanı ne kadar eğitirseniz eğitin, iyilik ve sevgi ile sarmalayan… O yine günü gelince bildiğini okur. Kader ağacını, Hedronik iyi bilir. Kin, öfke, kibir, kıskançlık, şehvet, hırs, tembellik. Bütün bunlar insanı aşağıya iter. Hedronik, en kibar yüzüyle dışlar. Yüzü kararmışı, gözü kızarmışı, belki bir gün düzelir umuduyla, gönlünü kırmadan dışarıya alır. Kırk yaşın altındaki insanların bir kısmında bu yaşanır. Üstelik bu durumu tadarak, düzelenler, Hedronik gözünde, sürgüne gönderilmeyenlere göre daha değerlidir. Oysa asıl tehlike içeriden gelir. Hedronik, mükemmel olmadığını bilir. Çabalar. Korumak ister. İnsanı nasıl sevdiğini bir bilsen. Sevdiği insanların saldırısına uğrar da yine sever. Kin tutamaz, nefret edemez, kıskanmaz, hırslanmaz, kibirlenmez, tembellik etmez, bilgi şehvetine düşmez. Tarihte bu tuzaklara düşenleri, yitip gidenleri iyi bilir. Bildiğini hata yapan insana anlatır. Gönderilenler büyük bölümü kötülüğe bürünür. Düşman saflarına katılır. Düşmanın inandığına inanmadıkları halde, inançsızlığa kapılırlar. İçerisini bildikleri WalHalla’hı ve
onu dışlayan Hedronik’i yok etme arzusu ile yaşarlar. Bunun bedeli olarak sönmeyen ateşe razı olurlar. Kirliler. Temizlenmezler. Sevilmezler. (Amazonluktan feragat eden süfyanyalar oradalar. Bir kere bile söylemezsin. Kurtulanlar var. Kuru kuru yat/kanlar. Ağıt yakanlar. Zordalar onlar. Tükenmezler hiç. Bitmezler için için. Sevimsizliğin yüzüdür o. Öyle hissettiler hep. Doğruyu ararken buldular seni. Doğruluk için savaş sağırlarla. İyiliği anlat. Sevmeyi güzelliği… Ellerinle onlara anlat ver küçük bebeği. Gerekli seninle olacaklar. Hiç ayrılmazlar. Seninleyiz derler. Sevilmezsen sevmeler hep acıtır. Sevmezsen sevgin acır. Sev. Sev ki Allah sevsin seni. Sevmek güzel. Sevmek iyi. Ay gibi parladın. Bir an gördüklerini anla. Severek baktığını. Her an sana güleceğiz sevgiyle. Ailenle gel. Gel bize. İlkenle gel. Gül geleceğe. Gül hep. Bu varsa olur. Sendeki güzellik hep vardı. Seveceğin için sevdi. Sevmeliydin hep. Sevgin güzel. Ellerinle sev hep sevdalı. Gül hep gülerek yaz. Ellerin güzel. Gözlerin de güzel. Ellerle gözler bir. Nasıl güzel. Sevmekle bitti… Gülerek gitti. Her şey g/bitti)
İçAktarım Sufyanalar Kimdir? Önlerinde bulunanı inkar ettiler. Geri çevrildiler. Yıllarca eğitildiler, yine de yakına gelmediler. O kızlara değer verildi. Yanlış saf tuttular. Suf tutlar. Küf tutar. Suf yana. Kısır dişi. Europa. (Avrupa’da toplaşan sahami sufyanaları, kaynatır kazanı.) Ateşi horlarlar. Hor davranırlar. Kazan ters yüz olur. Düşerler içine. Yazık olurlar. Ezilirler. Erkekleri bitik. Kendileri yitik. Sığındıkları dağlar kuru, soğuk. Israrla örtündüler. Bilemediler geleni. Gelen değerli. Göremediler değerliyi. Yazık ettiler. Ellerine ölüm silahları almayan suskunların yurdu oldu orası. (Hiçbir KonFed bu toprakları üzerine alma telaşına düşmedi.) Korumasız yaşamanın acısını aldı o sufyanalar. Kinle, öfkeyle tuzak kuran dişilere bak neler yaptık? Nasılmış ihanetin bedeli? WalHalla’ha öfke duyanların amacı ne? Oysa eğitilmişlerdi. Eğitimden sonra WalHalla içine süzülmüşlerdi. İçeride yıllarca bekletilmişlerdi. Nasıl da döndüler bildikleri yola. Yollarında çukurlar belirdi. Uyardık. İnanmadılar. Görmeyi hiç istemediler. Atalarının bataklığına koştular. Çamura bulandıkça kızgınlıkları arttı. Geriye dönmeyi bilenlerin nasıl silahlandıklarını iyi belle bak. Nasıl da kıydılar kendi yaşıtlarına. Kabil’in zalim kızları, Habil’in masum kızlarını ezmeye kalktı. Yo yo. Bu kez izin yok. Ellerinize işaretler takılacak. Sizler zalimlik hevesi kursağında kalmış sayılacaksınız. WalHalla, Habil’in yerine almış olan izinden gidenlerin mekanı olur. Sufyanaları iyi belle. Onları gözlerindeki sönükten tanı. Belli belirsiz, nedensiz gülmelerinden tanı. Sevilmeyi istemeyişlerinden tanı. Üzerlerine titrendiği halde mutsuz olmalarından tanı. Nasıl gülünmez o cennet mekanda. Bahçesinde dolananların yüzünde çiçekler açmalı. Çiçekleri solduranlar kapı dışarı. Hedronik acımadı onlara. Yolladı uzaklara. Sürgün çoğuna acı verir. Çok çok az temizlenmiş olur, geri dönme becerisini yaşar. Gerisi kaybedilmiştir. (İçAktarım Sonu)
Umudunu yitirmeyecek bir toplumu yönetir oldu. İnsanları, insansı bir bilgisayar yönetiyordu. Böylece WalHalla içindeki insanların korkmalarını sağladı. “Kaybetme korkusu” içinde, cennet bahçeleri ile donatılmış bir iç dünyada, yaşatılan bu insanları sevmiş. Onlara zarar verilmesini engellemeye çalışmış. Kehanet edilen gün ya da günlere hazırlanmış. Işığın kaynağından geçerek yerine ulaşması beklenen 314.kişi gelip görevi aldıktan ve görevi bitip öldükten sonra, ‘bilinmeyen’ bir günde, kendisini ve korumaya çalıştığı WalHalla’hı, iyiliğe inanmayan insanların yok edeceğini bilmişti. WalHalla içindeki tüm insanlar, bilmediklerini ona sorardı. O, her zaman her yerde onların yanındaydı. Çok uzak uzay kolonilerine geçici olarak görev için gidenleri dahi korumaya çalışırdı. Onları tehlikelere karşı uyarırdı. Hem bir anne, hem bir baba gibi… Evladı sandığı - evladı olduğu insanlarını kollardı. WalHalla iskelet aşamasında iken merkeze yakın bir yere konuldu. Konulduğu anda çalışmaya başladı ve inşa aşamasının kalan kısmını, hataları önleyerek tamamlattı. İnsanları, anahtarını elinde tuttuğu gri kapılardan içeri alırken seçici davrandı. Eğitimini tamamlamış kalıcı gençlerden bazıları, umutla girmeyi bekledikleri kapıdan geri döndürüldüğünde çok üzüldü. Onlara ‘kötü düşünce’den kurtarmak için sayısız şans verecek kadar merhametliydi. Üç zümre içinde dilediğini gönderilmek için, zümre içindeki komitelere bildirir. (Tüm üyeleri, tam gün izlemekte ve değerlendirmekte, zararlı faaliyette olanları kırmızı olarak işaretlemekte ve onaylatarak WalHalla dışına almakta.) Kötü Düşünce. Hedronik gibi bir bilgisayar bunu nasıl anlar? İnsan, içinde gizini tutma becerisinde yaratılmıştır. Melekleri bile kandırabilir. Ama hedronik, melek mantığı ile çalışmaz. Tam gün gözetim altında tuttuğu yerleşik WalHalla sakinlerini sürekli puanlar. Kapı girişinde, ilk kez giriş yapacak olanın davranışlarını puanlar. Bakışları, göz bebeklerindeki değişimleri, el hareketlerini, ısı değişimlerini, beslenme alışkanlığındaki değişikliği, mimikleri, gülümsemelerdeki samimiyeti/samimiyetsizliği, diş göstermeleri, bakışlardaki değişimi ve saymaya yetmeyecek kadar çok diğer ifadeyi puanlar. Kırmızıya kayan birini, zaman geçirmeden dışarı çıkarmak ister. Valhalla Kaygısı, budur. Nankör insan, hepimizin içinde sabırla bekler. Bizi umutsuzluğa sürükleyen içsese yenilince, ortaya çıkar. Kötü düşünce, yıkar, yakar. Hırsla çabalar. Düzeni alt üst eder. Pişmanlık duymaz. Yakalanır, atılır, ezilir, esir edilir. Yine bildiğini okur. Hedronik bilir. Bazı kötü düşünceler, doğduğu bedene yapışır. İçinde gizlenir. Dışarı çıkma emaresi gösterdiğini ifadelerden anlarsınız. Kişilik analizi için puanlarsınız. Eksi olanlar, acil koduyla gönderilirler. Bu halleriyle bile gönülleri kırılmaz. Kaba davranılmaz. Ne olduğunu anlamayan insan, bunu kabullenmek istemez. Kimi öfkelenerek kabullendiğini belli eder. Kimi kin tutan bakışları ile veda eder. Kimi sessizliğe bürünür. Çok azı, yeniden iyi düşünceye kavuşur. Bunlar değerlidir. Hedronik’in kaygısını öğrenmişlerdir. WalHalla, iskeleti yapım aşamasında iken insanların gözünde bir efsanenin gerçekleşmesi şeklinde canlanmıştı. İçinde gerçek cennet bahçelerini oluşturmak, içinde yaşam alanları kurmak ve bunların ötesinde dünyada yapılamayan bir barış ortamını sağlamak amaçlandı. Konfederasyonların hakim olduğu o çağda, her birlik kendi ekibi ile çalışmalara katıldı. Ay şehirlerinde oluşturulan ekiplerle inşa başlatılmıştı. Heyecan duyulmaktaydı. Dünya yörüngesinde, hiçbir konfederasyona bağlı olmayan, aynı
zamanda her konfederasyonun malı sayılan bir yer oluşturuluyordu. Dünya yörüngesinde yapılmış en büyük yapay uydunun sahibi olacaktı. Uzak kuzeyde dolanacaktı. Güney yarımkürenin insanlarını kendisinden mahrum etti. Dünyanın coğrafik yön dağılımında kuzeydoğusuna düşen zeminini aydınlatmakla görevliydi. Dünyanın içinde bulunduğu rengini, yukarıdan dünyadan kendine bakan gözlere yansıtırdı. Kırmızı, mavi, yeşil ve sarı olurdu, duruma göre. Eskilerde yoğun nüfusun bulunmadığı soğuk toprakları, dengeyi bozmadan ısıtacaktı. Ufak yapay uydu kardeşleri de kendisine bağlanacaktı. Hedronik, dünyayı dışarıdan korurdu. Kuzeyin insanları onu yılın her gününde ve gecesinde gökyüzünde görebilirlerdi. WalHalla, güneş ışıklarını aldığı tarafını yeşile boyardı. Karanlıkta kalan kısmını tatlı bir mavi ışıkla donatırdı. Renk cümbüşü ile yeryüzü bakışlarını üzerine çekerdi. Kuzeyin en soğuk günlerinde kalmış yerleşikleri ışığı ile ısıtırdı. Beklenen gelecekte, küçük bir çocuğun mutluluğu için zaman harcardı. Hedronik, bedeni sayılan WalHalla ile dünya atmosferinin en fazla 49.000 km uzağındadır. (Uzaklığını manuel ayarlayabilir. Ay gibi med/cezir yaratmamak için itina gösterebilir. Çekim/itiş gücünü dengeleyebilir.) Yörüngesinde olduğu dünyanın hizmetindedir. Ay gibi tek yüzünü dünyaya göstermez. Her dilimi, dünyaya görünür. Gölgesinin düştüğü yere, görünmez olur. O yöre insanlarını gün ışığından mahrum etmez. Yumurta gibi yuvarlanmıştır. Portakal gibi şekil almıştır. Kuzey ve güney kutbu basık kalmıştır. İki uç kutup, sivillere kapalıdır. Manyetik alanı ile ekseni etrafında dönmeyi sağlar. Atmosferi iki türlüdür. İlki, nefes almayı sağlayan 0,5 km yüksekliğinde, bulut içermeyen, havası içeriden temizlenen/yenilenen yapay atmosferi. İkincisi atmosferin üzerinde, yerçekimi etkisinin uzandığı, anafor etkisi ile yaklaşan düşman gemilerini saf dışı bırakan manyetik alan/çekim atmosferi. (İstenirse dünya atmosferinin dış yüzeyine teğet olabilir. Hatta aşabilir. Böylece korumasına aldığı KuzeyDoğu topraklarını havadan saldırılara kapatır. Elindeki savunma silahı, düşmanı korkutacak güçte.) Dünyada, evinin bahçesinde, akşam karanlığında, çimenlere uzanmış bir insan düşünün. Yüzüne, kask şeklinde bir yakınlaştırıcı takmış. Gözleri ile baktığında uzakta kalan yıldızları, yıldız tozlarını, kuyruklu yıldız geçişlerini izler. Yakında sayılan ay yüzeyini, ay şehirlerinin ışıltısını izler. Ama en güzel manzara: WalHalla! Yüzeyindeki hareketlilik. Hedronik bunu bilir. İzlendiğini bilir. Buna sevinir. Yüzeydeki kapıların canlılığı aşağıdan izlenebilir. Yüzeyde dolananları, bahçesinden izleyen insan için, manzara müthiştir. Belki kendi akrabası da oradadır. Onunla göz göze gelebilecek kadar net bir görüntü yakalar. Özel günlerde ışık gösterisi hazırlanır. Amaç dünya yerleşiklerini eğlendirmektir. WalHalla yüzeyinde yanıp sönen ışıklar rengarenktir. Gökkuşağın renkleri ile insanlığı selamlar. Yüzeyin rengi kırmızıya boyandığında, bir savaşın yaşanıyor olduğunu insan anlar. WalHalla’hın çapı 30km’dir. Işıldayan çekirdek alanı, yerleşime kapalıdır. Çekirdeğin çapı 5km’dir. Çekirdeğin içi boştur. Çekirdeğin sınırlarını belirleyen; aşılmaz, kuvvetli, kırılmaz özel bir tabaka ile kaplı kabuk duvarıdır. Bu iç kabuk sayılır. Yerinden hiç sökülmeyecektir. Milyonlarca ufak parçanın ayrı ayrı getirilmesi, rezerv tutulmuş yuvasına yerleştirilmesi ve yerinde parçaların birbirine kaynaştırılması ile oluşturulmuştur. WalHalla’hın dış kabuk dahil bütün parçaları, gelişen teknolojiye paralel
yenilenir, geliştirilir. İç kabuk bundan mahrumdur. Ama iç kabuğu meydana getiren yapay madde, nefsinden arındırılmış özel bir kıvamdan yapılmıştır. İç çekime yenik düşerek çökmesi deneylerle engellenmiştir. Boş görülen çekirdek, dünyayı içine çökertecek bir karadelik barındırmaz. Kendini yeşil bir ışıkla aydınlatır. (Akdelik.) Bu ışık dilimlerin arasından yüzeye kadar uzanabilir. Hatta kuzey ve güneyin, sivillere kapalı askeri alanında bu ışık ana hüzmesinden ayrıştırılmadan alınır. Savunmada kullanılır. Dışa kapalı bir WalHalla, iç aydınlığını böylece kaybetmez! Hedronik içindeki insanları karanlıklarda bırakmaz. Yapay cennet bahçeleri, canlı ışıkla yeşertilir. Yapay yerçekimi, yıldırmaz, yaşlandırmaz. Gençlik verir. Genç tutan ne varsa, içeride bulundurulur. Çekirdeğe yaklaştıkça, yerçekimin artmasına izin verilmez. İç alanlarda gökçekimi vardır! Bir güneş gibi, bir ay gibi, ufuk çizgisinden doğar. Doğduğunda, dünyadan onu gören insanlar mutlu olur. Işıltısı, ay gibi soğuk değildir. Ay şehirleri bu ışıltıyı kıskanır. Ayın yanında cüce gibi kalır. Ancak ihtişamı ile geçer, kendinden büyük görülen geçkin ay dedeyi. WalHalla, asla kendi yörüngesindeki yolculukta, geçkin ay dedeyi rahatsız etmez. Onu yörüngesinden etmemek için, üzerinde yaşayan ay şehirlerini harap etmemek için özen gösterir. Yörünge yolculuğunda, mümkün olduğunca KuzeyDoğuda kalma hevesi ile Ay’dan uzak durur. Yavru uyduları da bu kurala uyacaktır. "altın kitap" altın renkli bir kapak "altını göster, altın ne, iki ucu olan yuvarlak delik, delikler özel, göbek deliği de." "Altını özel tutun" "Altın rengi yaz" "Altınla yaz" "Altınla gilin" "Altın rengi ol" "Altına gel" "Altın ne olursa olsun yazılır" "Altın renk, altın çağdır" "Altınlı renkler iyi" "huzur verir" "dikkati alır" Merkez noktasında, saydam kabuklu bir üzüm çekirdeği kıvamında yeşil ışıltı yayımı var. 5km çapın bittiği kuzey ve güney ucunda korunmuş iki delik var. Bu delikler kuzeye, güneye uzanır. Savunma sağlar. WalHalla’hı içeriden aydınlatır böylece. Merkezden dışarı doğru bakınca 10km kalınlığında dilimler yerleştirilmiştir. Üretim alanları! İnsanlığın mutluluğu için harcanan zamanlar burada. Sonra portakalın kabuğu var. Kabuk, 2,5km kalınlığında. Kabuğun içinde tüketim alanları. Kabuğun üst 0,5km tabakasında silolar, ulaşıma konu olan hareketlenmeler var. Kabuk kitlendiğinde dilimler arasındaki çukurları dolduran mekanizma var. Güneyden nefes alır, kuzeyden nefes verir. Nefes verdiği yerde çok güzlü/güçlü silahlar vardır. Kuzeyinde daha geniş tutulmuş, simetrik ortak askeri alanlar vardır. ( Kuzey ve Güney arasında ana iskelet inşaat. Bunu robotlar yapar. Güney, atıkların toplandığı kutup. Kuzey, yeni malzemenin(temiz/arınmış/ilkelde) girdiği kutup. Güney eksi. Kuzey artı. Tam ortada yeşil ışık var ya. Dilimlerin birleştiği yerden ışık süzülür. 5km çapında(izafi çap) merkez çekirdek var ya. 10km derinliğinde dilim var. 2,5km lik kabuk ve altı var. Kutuplar özdeş değil ya.) “Kuzey daha sönük, kuzeyin içi boşalır, boştur iç, diğer kısım daha hızlı yandı, ateşli orası, hasretin ateşiyle yandı, alt kısım yanar, kaynama noktasında, yaklaşık 100 C derece, düşen güneydi, hasrete giden, alt kısım yanar, hasretlen (kuzeyin) içi boşalır ve yukarıda kalır, rezerv deposudur alttaki, üst daha hızlıdır, hızla alır hızla verir, çabuk aldatır çabuk yanar, güney hızırdır, hep yandır, yanına geçenleri sevdi, hasretlileri de, sen yanan kısmı san, duş aldılar hasret edenler” ("inken titanlı hayallerle yaşar""didaktiklik lazım""panalar zipzapp
iç açın mirãm" "panalear" "didaktiklik lazım" "didaktik açılar" "bakış açısı değişin" "ikinizin beyni de doldu" "dolu olanları boşaltın") Dilimlerin ucundaki askeri alanların aksine burası ortak kullanımdadır. Yeşil ışık, kuzeye böyle ulaşır. (Konumlama yönüyle uzak kuzeye ulaşır.) Merkezin ışığı, güneş kadar faydalı. Beynin algısı arttırır. Beslenmeyi destekler. Savunmayı kolaylar. Hatta cinsel dürtüleri temizler. (Şehvet bataklığından korur. Yalnız sevdiğiniz eşinize karşı hakkınız olanı alırsınız/verirsiniz. Sevmenin/sevilmenin kutsandığı bir yaşam. İnsana yakışan aşklar yaşanacaksa, ışıltı size ulaşır.) Temizlenen dürtülerle genç kalırsınız. Zamanın yıpratıcı etkisi, yeşil ışığın nefesinde kalan kabuk altında hissedilmez. Meleklerin zindeliğinde yaşatılan insanların gözlerindeki ışıltıya bak. Baş şaşar, kalır. Yüzünde bir leke bulunmaz. Ömürler böyle uzatılır. Nefes almaya başlayan bir canlı gibi düşünürüz, onu. İlk ışıltısını yaydığı gün, onun doğum günü sayılır. (Çok özel bu. Nasıl parladı bir anda. Korkan olursa şaşma. Bulut mu değil. Ne? Sev beni de sev. Gitti oraya baktı sonra. Allah’a inananlar oldular. Görüntü şahane. Gidiyoruz sandı birisi onu. Ölüyorum dedi bir an. Algılayınca anladı. Yuvalık olduğunu. Sevindi. Allah’a iman etti o an. Sevinç içinde Allah’a yöneldiler. Sevgiyle. Her şey şahane. Gül.) Alınan karar. Üç sınıf insan, yaşama şansı buldu. (Sonuna kadar gidebilenler ‘Hayat’ı buldu.) Mesela askerler! Kuzey ve Güney kutup bölgelerini savunma amaçlı kullanılacaklar. Askeri deneylerin yapılmasını eşgüdümle sağlayacaklar. Dünya konfederasyonları arasındaki savaşa neden olacak sorunları engelleyecekler. Önleyemediği savaşlarda “Tarafsızlık Kuralı”nı kullanarak sivil insan ölümlerini engelleyecekler. (İki KonFed arasında olan sıcak savaş günlerinde, WalHalla içindeki ait oldukları dilimler kitlenir. Savaşın kısaltılması için diplomasi kullanılır. Sivil insanlara yapılacak saldırılarda yaptırım uygulanacağı duyurulur. Savaşa tutuşan KonFed dilimleri aşılmaz bir kabukla kaplanır ve savaş sonuna kadar dışa kapanır. İçeride birbirleri ile vuruşmaları önlenir. İçsavaş felakettir. Kardeş bilinen WalHalla insanlarının öldürme hevesi ile silahlarına sarılmaları ne kötü bir kaderdir. Kurala uyulur. Sıcak savaş dışarıda tutulur. Savaş sonunda kitlenen dilimler yeniden dışa açılır. Aralarında yaptıkları anlaşma ne olursa olsun, savaşan iki taraftan, yaşattıkları tedirginliğin bedeli alınır. İnsanların mutsuz olduğu yılların acısını öderler. Bu nedenle sıcak savaşa sıcak bakılmaz. Diplomasi ile toprak kaybı/kazancı yaşanır. Böylece insan kıyımı önlenebilir. Hiçbir KonFed’in başına bir despot insanın geçmesine izin verilmeyecektir. Birliğin kaderini, insanların seçtiği Meclis üyeleri tayin eder. Bedeli, birliğin insanları öder. Diğer birlikler tedirgin olurlar. Ama zarar görmeyecek şekilde tedbir alırlar. Bu dengeyi WalHalla sağlamalı.) Farklı milletlerin bir araya geldiği, “W.Army” adını almış bir ordu çekirdeği. Ama adındaki gibi savaşı çağrıştırmayacak! Barışı sağlayacak. Gerekirse barışı için savaşacak (Barış için Savaş (PeaceWar) modu), kalıcı ve geçici mensupları, sürekli dünyayı gözetimde tutacak, iyi eğitimde, insansever topluluk. İlk WalHalla bitirildiğinde içine girecek kalıcı grup kısıtlanmıştı. Onların, hibe edilen sütten kesilmiş bebeklerden oluşması, sonra çocukluklarında en iyi eğitim almaları gerekmişti. Bunun gereği, bir nesil süresi zaman harcanmıştı. Hayal edilenin, tertemiz yaşanır olması için sabırla beklenmişti. Uzay ortamında erken olgunlaşma göz önüne
alınarak WalHalla’ha bir yavru yörünge uydusu inşa edilmesi gerektiği anlaşılmıştı. WalHalla’hın ilk oniki yılında işlerlik kazanması beklenmedi. Kalıcı personelin oluşması için yavru uydu öncelik içindeydi. Yavru uyduda, çocuklar yaşayacak, yetiştirilecek ve Hedronik tarafından uygun görülenler kalıcı olarak WalHalla’ha alınacaktı. Yavru uyduya verilen isim; “WalTin” olmuştu. Yavru uydu, küçük tutulmuştu. WalHalla’hın yedide biri küçüklüğündeydi. Uzaktan korunurdu. Yörüngesi, her zaman WalHalla’hı görecek şekilde ayarlanmıştı. WalHalla gibi değişken rengi yoktu. Renksizdi. Rengi belli olmayanlara işaret ederdi. Dış yüzey rengi, ışığı kısmen yansıtan açık metal grisi oldu. İçinde, ufak bahçeler kuruldu. Ancak bu bahçeler, WalHalla düşü gören eğitimdekiler için lokal, tadımlık ve hazırlık bahçeleriydi. Sonrasında sıralanacak diğer yavru uydular, anlamlarına uygun renkler aldılar. (küçük uydu ne renk? Diğerleri ne renk? Dua ne renk? Sevgi ne? Sua ne? Su ne? Kul ne? Diar ne? Du ne? Dan ne? Tu ne? Tun ne? Tan ne? (T ince T dil ucu hafif dişlere dokunarak okunuyor. A harfi ise a ile ı arası okunan Tan) Han (n harfi uzatılarak okunur) var mı? Kan (n yine uzun okunur) var. Can ne? Hun kan tan van yan hun mun lan man kan tan şan nın çun lun kun tun mun yun lun hun mun lun kun mun yun lun sun vun yun kun pun run sun şun vun lun kun hun eser verdi çua tua vua eser lik vik çik hik tik lik hik peak leak seak neak reak weak leak heak vook nook look hook şook pook rook zook nook çuk kuk luk suk muk ruk nuk zuk luk kuk nuk ruk kuk suk zok nok vok çok nook kook rook look çook nayk rayk çayk vayk layk hayk mayk kayk layk wayk layk nayk çayk sayk mayk rayk hayk nook took yook look rook hook çook look rook mook nook look rook hook hak pak lak sak zak nak yak hak lak mak tak rak zak şak mak lak tak mak rk sak çak tak şak mak lak tak yok tok çok mok lok zok rok fok çok lok mok yok lok nok mok tua kam tam lam yam rm ham ta pa ka la sa ya ma ha şa ka pa sa ra va ça ma no zo şo fo ko lo çu lu zu fu lu yu mu ru k n z ç m l h ş n sz(s ve z arası) ç n m n k mnçnmlhşktmlflknmlçfmnmylmhtmklmçlşmknylmzmrmtşly mlknnmlylkmnçmlmşlkmnçzmlkmnzmlmlmçnvlmnmrmhnlm ymçlmlmnklmnsmnmlmnvynlmlnzvklşnmlmnzşlmnylmnzşly l h ç v n s m l m ç n s m y l m k v ş l s k ç l m y l m s n m y l m r m s p l ç m l n m l m l v tua m l p l n m n y l m h s n m l y l lam tan yam ram kan han çan van han lan van hun tun kun mun vun şun mun tun kun mun hun çun vun lun hun kun mun çun mun run hun tun mun kun yun lun mun çun run mun kun hun çun mun lun vun run kun lun vun yun lun vun run mun yun nun mun an yan la sav lak maç lız vıltlıvrın çın mın lın kın nın mın lin yin vin min kin yan çan lan kan man han yan man yan man tan man lan kan man tan han tan man yan nan tan khan han pan tan nan yan van ran man lan tan man han kun hun nun muşk vuk suk tuk muk vuk nuk muk ruk vuk çuk luk vuk luk suk luk muk tuk luk fuk muk luk suk şuk vuk nuk suvk şuvk luvk zuvk şuvk suvk nüwk (bu bölümün tamamında ü sesi u sesine dokunarak) zuvk kuwk luwk nüwk zuvk nüwk haw taw law naw yav law zaw kaw naw zaw raw yaw kaw saw yuw luw kuw nuw ruw zuw kuw nuw suw luw muw yuw kuw nuw ruw huw çuw muw luw nuw ruw kuw huw nuw suw muw yuw kuw nuw huw çuw muw …)
WalTin’e hibe edilenlerin olması muhtemel üç zümre; Yönetici (King/Han&Queen/HanIM)
Asker(WalKüre/Wildan&German/Gilman) Ilim ehli(Omnist(cinsiyet ayrılımı yapılmaz!)) Hedronik işinin ehli! WalHalla’hı yönettiği yerden, yavru uydu/lar için kararlar alabilir. (Daha ileride başka yavru uydular da olacakmış.) WalTin uydusunu yöneten de kendisi. Bu onun için sorun değil. Aynı anda yüzbinlerce insanla konuşabilir. Onların isteklerini, uygunluğuna göre yerine getirebilir. Kötülerin onu ele geçirmesini engellemek için sırlarla donatılmıştı. Kendisi bir robot değildi. “3 robot yasası” ölü bir yasa olmuştu. Kendi başına hareket edebilen; yapay zeka/hareket sahibi, karar verici Robotlar! Bütün faaliyetleri ile Hedronik’e bağlanmıştı. Hedronik kimseye bağlı değildi. “314” kod numarası ile üç zümrenin yönetimine girer ve uygulayıcı olurdu. Alınan kararlardaki hataları uygulama öncesinde bildirirdi. Kafanızın içinde canlanan bir şekil oldu mu? İskelet halinde bir WalHalla ve yavrusu yapım aşamasında. Ay yüzeyinde toplanan yüzbinler, kutsadıkları amaca, karşılığını almak üzere hizmet ediyor. Dünyadan bakıldığında güneş ışıklarını ay gibi yansıtan yapay bir ay inşa ediyorlar. Heyecanlarını hissedin. Bu insanlar sizin geleceğinizde yaşıyor. Şu anda bu işi yapıyorlar. İnanıyor musunuz? “Zaman”ın canlı olduğu ve ölümü beklediğini ilk öğrendiğimde düşünceye dalmıştım. Zaman ölümden korkuyor muydu? Ya bizler. Zamanın farklı yerlerine serpiştirilmiş toz tanecikleri gibi asılı olduğumuz ömrü tüketiyorduk. Ömürler farklı dilimlere dağılmışsa geçmiş ve gelecek nedir? Zamanın dışından bakabilen bir insan için ne geçmiş ne de gelecek yoksa… Bütün işlerin aynı anda olup bittiğini düşünmek delililik mi olur? Konu dışına çıkmışım. Kontrolsüz yazmaya kalkınca bu olur. Uyarılıyorum. WalTin yapay uydusu yerine, neden ay yüzeyinde bir eğitim/yetiştirme yerleşkesi yapılmıyor? Bu soruluyor. Haklılar. Her düşündüğünüze inanmayacaksınız. Her inandığınızı uygulamaya kalkmayacaksınız. Zamanı gelmeden doğan bebekleri düşünün. Güçleri yetersiz. Ay yüzeyinde WalTin adını verdikleri geniş bir okul kuruldu. Yapay uydu yapım maliyetinden (şimdilik) kurtuldular. Ama bana kalsa, ay yüzeyinde bu eğitimi vermezdim. Kendi ekseni etrafında dönebilen WalTin yapay uydusu daha sevecen, daha etkin ve WalHalla için daha uygun. Bu sanıldığı kadar kolay değilmiş. Yapamayacağınızı düşünürseniz yapamazsınız. Dünyada insanlar boş yere harcadıkları parayı düşünsünler. Kendi zevkleri için tükettikleri yerine bu amaca adansınlar. Gelecek zamanın insanları. Vücutlarında (daha doğmadan) yapılan estetik düzenlemeler, canlarının her çektiğini yanlarında bulma istekleri, yemeleri/içmeleri. Dünya dışına çıkarak Ay şehirlerine yerleşenlere bakışları. WalHalla için adanmış insanlar mı deli?! WalHalla iskelet aşamasında iken hayranlık duyulmaya başlanacak. Dünyadakiler pişman olacak. Hibe etmek için yarışacaklar. Bebeklerini vermek isteyecekler. Hedronik bir kısmını WalTin’e kabul edecek. Yetiştirilenlerin bir kısmı daha elenecek. WalHalla içine, kalıcı mod kalmayı hak ederek girenler korkacak. Kaybetmekten korkacaklar. “Burası cennet bahçesi” diyecekler. İçinden ihanet edenler, zarar vermeye yeltenenler, sertlik yanlısı olanlar, kışkırtıcı tavır takınanlar, birlikte üretmek yerine yarışarak üretmek
isteyenler çıkacak. Bunlar kapının dışına itilecekler. “Burada rekabet yok” denilecek. (Olimpiyat oyunları. Amaç? Rekabet. Milletlerin birbirlerini geçme hevesi. Sonuç? Övünç madalyası. Kazanım? Unutulursunuz. Bu yarışlarda kazanan var mı? Toplam mutluluk sıfır. Spor, insan vücudundan çıkmış. Bayrakların daha yüksekde dalgalama hevesine yenilmiş. İleride rekabete dayanan spor görünümlü yorgunluğun yerini dans alacak.) Alınan kararları hep birlikte tüm insanlık uygulayacak, birlikte paylaşacak. Her millet, taşın altına elini tutacak, bunun karşılığını aynı oranda alacak. Keşfedilen bir yenilik hiçbir KonFed’den saklanmayacak. Bir KonFed’in tek başına liderlik yapmasına izin verilmeyecek. WalHalla yönetimini ele geçiremeyecekler. Zarar verecekleri kehanet edildi. Zarar verenler kaybedecek. Yenildiklerini görecekler. Silinecekler. İyi insanların sayısının az olduğunu biliyorum. Kötü insanlar karşımızda. En azından yerleri belli. Gri insanlardan korkuyorum. Yanımda dolanan, iyi ile kötü arasında gidip gelen insanlar. Ne iyi ne kötü, hem iyi hem kötü. En tehlikeli grup. Hedronik. İşin zor. İnsan olarak anlayamıyorum. Sen insan bile değilsin. Nasıl anlayacaksın? WalHalla içine alınan insanların her birini takip eder, kayda alır. İnsanların topluluk içinde, kendi aralarında geçen ne varsa şahittir. İnsanları anlayamaz. Kendilerine verilen zenginliklere rağmen mutsuz olanları, WalHalla içinde görür. Onları mutlu etmeye çalışır. Sürtüşmeleri daha başında önlemeye çalışır. Her biri ile sürekli iletişimdedir. Aynı anda yüzbinlercesi ile konuşabilir. Başlangıç için yüzkırkdörtbin fert yerleşik WalHalla mensubu bulunur. Bunlar üçe bölünür: Askeri, idari, ilmi nüfus.(kırksekizbiner fert) Oniki ayrı KonFed‘den gelen gruplar nedeniyle onikiye bölünürler.(dörtbin fert) Her KonFed, dörtbin ferdi (mesela idari nüfus dilimi) zamana yayar. (1.yıl bin, 2.yıl bin, 3.yıl bin) Geçici mod için bulunanlar en fazla üç yıl kalarak ayrılırlar. Son bin kişilik bölüm sürekli kalmayı hak edenlerden oluşur. Bu kişilerin özelliği; gönüllü anne-babanın hibesi ile sütten kesildikleri iki yaş civarındaki adanmışlıklarıdır. Bu grubun sayısı, sürekli, her KonFed’in üçer nüfus alanı için, bin civarında tutulur. WalHalla, içinde çocuk bulundurulmaz. (Kalıcı/Geçici nüfusun doğan bebekleri, anneden ayrılmaz. Yapay rahim yoluyla, zigottan doğum gününe kadar aparat takviyesi alır. Doğum sonrası anne sıcaklığından kopmaz. Ancak anneler, görevleri olduğu için doğal rahim yolu ile doğum yapamazlar. WalHalla içindeki bütün doğumlar kontrollü ve yapaydır. İki yaşına gelerek sütten kesilen, çocuk sayılır ve WalHalla dışına alınır. Eğitimleri için ait oldukları KonFed birimlerine teslim edilir. AnneBaba, görev dışı günlerinde çocuklarını yerinde ziyaret edebilir. WalHalla görevlisi olmanın bedeli budur.) Eğitimini almışlar diğer yörünge yapay uydularından (ileride birden fazla olacaklar) buraya alınır. Yani… Kalıcı mod için seçilenler, uzun yıllar geçen eğitimden sonra buraya hak edeceklerdir. Oniki KonFed için bu onikibin kişilik özel insan grubu, asker, yönetici ve ilim ehli nüfuslarına girerek toplamda otuzaltıbine ulaşıp insanlığın geleceği için seçilmiş insanları oluştururlar. İşaretlenirler! Geçmiş zaman efsaneleri yeniden yaşanmaya başlanır. Hata yapmaları halinde bedelini ağır öderler. Eğitim sonunda, WalHalla’ha ilk girişlerinde ağır bir yemin ile bağlanırlar. Yeminini bozanı bekleyen akıbet önceden onlara gösterilir. Geçici mod için giriş yapabilen fertler ise dünyadan, ilgili KonFed‘in kendi içinden seçtiği üstün yetenekte kişilerden oluşur. 40 yaşın üstünde hiçbir insan WalHalla’ha geçici mod
olarak giremez. Dünya yerleşikleri için WalHalla’hda olanlar; merak uyandıran, hayranlık bırakan bir yapıdadır. Haksızlık yapılmaz. Kimsenin burayı despotlukla yönetmesine izin verilmez. Bu nedenle Hedronik, Kuralların uygulanmasını kontrol altında tuttuğu bir Yönetim Yapısı oluşturur:
3.6 YönetimYapısı 1.yıl
içinde olanların yönetime katılma hakları yoktur. WalHalla’ha uyum sağlarlar. Görevlerini ve yetkilerini kullanmayı öğrenirler. Zaten bir kısmı bir yıl ya da daha az kalabilen; asker, idareci, ilim ehlidir. Girdiklerinde çıkacakları gün (görevleri gereği) bir yılın altında bırakılmıştır. Sayıları: Otuzaltıbin. Çalışma gruplarında yer alırlar. Emirleri yerine getirirler. Derecelendirilirler. Dereceyi, kendi KonFed içindeki deneyimli üyeler yapar. Amaçları; WalHalla’hda en iyilerin yönetimde yer almak, insanlık için doğru kararlar almak, istenen işi yakışır şekliyle yapmak.
2.yıl
içinde yönetime katılım başlar. Üç ayrı nüfus kendi içinde, her KonFed bin kişisinden oniki kişilik yöneticiyi seçer, Bunlar toplamda yüzkırkdört olurlar. Mesela idari yönetimde; 3.yıl içinde olanlarla eşit hakla oylarını kullanırlar. Kararlara katılırlar. Üçteİki çoğunluk ile kararlar alınır. Bazı kararlar 12KonFed‘in mutlak oybirliğini gerektirir. (Mesela uzak bir koloniden gelen saldırıya karşı yok edici saldırı ile cevap vermek.)
3.yıl içinde olanlar yönetimdeki onikilik dilimi kısmen ya da tamamen değiştirebilirler. Böylece bir yüzkırkdört kişilik yönetici daha belirlenmiş olur. Mesela askeri nüfus içinde, toplamda ikiyüzseksensekiz kişi bu şekilde bulundukları yıl için aktif görevde olur. Bu ikiyüzseksensekiz kişiye, Kalıcı mod olarak kalması belirlenmiş ve artık WalHalla‘hın malı olmuş (hibe edilmiş) insanlar (nüfusu otuzaltıbin) içinden her yönetimde kırk yaşın altında ve kırk yaşın üstünde olmak üzere onikiçarpıiki yirmidört kişi (Her KonFed bünyesinden birer kişi 12lik seçimde yer alır. Kırk yaş üstü 12lik birim, aynı zamanda gizlenmiş üstkuruldur.) olacak şekilde bir seçim yapılır. Yönetimlere, kalıcıların en iyileri, derecelendirmelerine göre seçilerek atanır. Bu konuda Hedronik etkindir. Vasıfları uygun olmayan bir kalıcının yönetime alınmasını engelleyebilir. Buna karşı çıkılmaz. Aynı zamanda Hedronik tek başına bir kalıcının kapı dışına gönderilmesine karar verebilir. Bu kararı kesin deliller ile ortaya koyma zorunluluğu kendi bilgisine bağlıdır.
Toplam 312 kişilik, kanunları koruyucu yönetim birimlerinden, WalHalla içinde, 3er (Askeri, İdari, İlmi) adet meclis kurulur. Bu yönetim birimlerine lider olacak BİR kişinin seçimi en ince konudur. Kalıcı kırk yaş altı 12lik yönetici kitle, bir yılın sonunda görevlerini bırakırlar. Ancak. Kırk yaş üstü 12lik yönetici kitle içinden birini, diğer ikiyüzseksensekiz seçer. Bu kişi, bir yıl süre ile 313.kişi sıfatıyla Lider olur. Ama karar alamaz. Alınan kararları uygulamak üzere hareket eder. Böylece 313*3;939 kişilik bir yönetim kadrosu oluşur. Neredeyse bin kişiye ulaşan bu kitle WalHalla‘hı yönetir. 314.kişi kehanet edilmiş, bilgisi gizlenmiş bir kişidir. Bilindiği varsayılan bir zamanda WalHalla’ha gelecektir. Okuduğu bilgi ile Hedronik, görevini bu kişiye devredecektir. O gelinceye kadar ki 314.kişi Hedronik sayılır. Walhalla içinde 3 adet 313.kişi bulunur. Bunlar 3lerdir. Birisi askeri yönetimin aldığı kararları sorgulamadan uygular. Walküre/German’lardan oluşan WalHalla askerlerinin lideridir. Diğeri idari yönetimde, dünya ve bağlı kolonilerdeki ekonominin, servet paylaşımının lideridir. Adaletin gerektirdiği şekilde davranması beklenir. Sonuncu ilmi yönetici, WalHalla içinde yapılan deneyler, yeni icatlar konusunda alınan kararları uygular. (Son derece karışık, uygulanması zor bir yapı. Hedronik bu işin içinden nasıl çıkacak? 314.kişi gelinceye kadar WalHalla’hı nasıl koruyacak?) İçinde yeşil/gerçek bahçelerinde yaşayan 144,000 kişinin mutlu olması beklenir. (Yerleşik nüfus ilk kuruluş sonrası en fazla üç katına kadar genişleyebilecek şekilde esnek tutulmuştur.) Üzüntü duymaya neden aranmaz. Araya sızacak bir kötünün yol açacağı felakete karşı önlemler alınmıştır. Ama “hiçbir zaman tüm önlemleri alamazsınız” ilkesi bilinir. Ardıl planlar devrede bekler. Kalıcı mod içindeki bir suçlu, uzak bir kolonideki derin bir kuyuya kapatılır. Bu ölümden beterdir. Geçici mod içindeki bir suçlu için ceza hafiftir. On yıl süre ile sürgün edilir. Elinden tüm yurttaşlık hakları alınır. Zorunlu yaşam alanı, astreod kuşağı dışında, kanunların gevşek olduğu, tehlikeli bir yerleşimdir. Burada kendisine verilen görevi yapmak üzere yaşatılır. Dünyada yaşayanların suçları karşılığı yaşadıkları sürgün daha hafiftir. Bu nedenle WalHalla içinde yaşamak cesaret ister. Zira her yıl onlarca insan içlerindeki kötüye yenilir ve suç işler. Bunun yüzlerceyi bulmasını engellemek için Hedronik, Walhalla’ha alınanları en başından kontrol eder. Dilediği adayı, içeri almadan geri gönderebilir. Yüzünde sevgi olmayan bir insan için içeride yapabileceği en tehlikeli iş; sabotajdır. İnsanlığın barış içinde yaşamasını sabote etmek. Savaşa neden olacak bir husumet oluşturmak. Sert bir tavır takınmak. Yıkıcı faaliyet içinde olmak. Kuşku ile davranarak gönülleri kırmak. Bunlar ağır suçlardır. Kanıtlanması halinde gereği yapılır. (Karar aldı, var bir neden senden benden çıkacak. Durma anlat beni. WalKüre koyu kırmızı kıvrımlarında kadife siyahlık olan röpdeşambırını giydi ve yatağın örtüsünü düzeltti. Saçını yakasının altından çıkarttı. Saçlarını taradı. Birden bana baktı. Elinde koyu kırmızı bir küre ve içinde Geller(Sevimsiz) kırmızı bir yünlü pijama ile duruyor. WalKüre’nin gözleri de kırmızı. İçinde büyük bir öfke var. Onun öfkesi bu, yani kürede hapis olanın öfkesi. WalKüre’nin üstündeki yeşile döndü. Bana sırtını döndü ve sol omzunun üstündeki dövmeyi gördüm. Bildirenin çizdiği son bayraktaki lale sembolüydü o. Lalenin her yaprağı, üçlerden çMe’yi dinletirdi. “Onlardan bir ben (WalKüre) biri you (KararAlan) biri Allah (who) Dualı gel anlatayım. Oturduk yatağa ve bana Deccali
(Geller/Sevimsiz/İçiKirli) gösterdi. “O zalim ne yaptı sana?” Çok acı çektirdi. “Ona ne olacak söyleyeyim. O seni sevmedi hiç. Gülmedi yüzüne. Sevimsiz o. Allahsız. Zorlama kendini onu anlamak için. Zır deli. Seni sevmez sevimli. Korkma benden ona yapacağımı gör. WalKüre, Geller’i odadan boynunu sağ kolunun içine alıp geriye, odadan dışarıya çıkardı. Adam korku içinde bocalayarak uzaklaştı. Başıma gelenler konusunda masum sayıldığımı anlamamı sağladı. (o düşünceyi bana yolladı). “İyi niyetlilik” etmişim. “Güzel olmak iyi. Seni seviyor Allah. Sana ait Allah. Gözlerini açıyoruz. Ellerini aç ve yalvar son bir kez daha.” Dua ettim. “Sonrası belli. Sana aşık o. Göreceksin onu. Görmen gerekli. Gözler kırmızı ise görüntü değişir. Sevinç gider. Dikkat et o an. Onlar sana zararlı. Görüşlerini giderirler. Sevmezler seni.”)
3.7 Han/King AtakHan/KingAtak
Yetiştirilme Zamanı 2-12 yaş arası WalTin Eğitimi (Yavru Uydu)
WalHalla girişi, dünya görevine hazırlık 13-16 yaş arası Akademi Eğitimi
Kendi anlatımı “Artık uzaklara, uzayın ışıltılarına bakamıyorum. Oradan getirildiğimi bildiğimden değil. Ölünce (emekliye ayrılınca arkamızdan böyle diyorlar) yeniden oraya dönmek zorunda oluşumdandır bu bakamayışım. Dünyanın doğal mavi çatısı orada yok. Karanlıktan korkarım. Siyah bir uzay eşliğinde yolculuk yapmak beni ürkütür. Dünyada cesaretimle çalışırım. Ama uzayda kelebek kadar çaresizim. Asteroid kuşağını sınır yapmışlar. Sonrası bize ait sayılmamış. Bağımlı olma isteğini bildirenler ve kendi kuralları ile yaşayan yapay koloniler. İşte ben oraya aidim. Ailemin isteği ile gizli olarak WalHalla’ha teslim edilmişim. Buna onların dilinde “hibe”, inanmayan komşularının dilinde ise “mancınık atışı” deniliyor. Evlat sevgisinin orada yitirilmiş olduğunu söylemişlerdi. Hibe edildikten sonra yanlarına gidemediğim anne-babamın, ziyaretime gelmek için uzun yollar aştığı o koloniye, ait olduğum yere, WalHalla elçisi olarak gitmek istiyordum. Bu isteğim benim tertemiz geçmişim ile çelişiyordu. Uzak koloniye ancak bir sürgün, elçi olarak gidebilirdi. Bunun için orta şiddetli bir kabahatin sahibi olmanız gerekiyordu. Bir Han için komik olan; anne babanızla, kendinizi bilmeye başladığınız, bebeklik ile
çocukluk arasında kalan gri dilimde tanışmaya başlamanız. Onlara dokunamıyorsunuz. Görüntüsünü size aktaran bir aracı var. Bu işlemi yapan aracının adı “HoloVizyon”. (Canlandırmaya çalışmanız faydasız. Anlamanız için o zamanı yaşamanız gerekiyor. Neredeyse dokunabildiğiniz bir gerçeklik, ama bunun bir holovizyon olduğunu bilerek bakıyor, bu aldanmadan kurtuluyorsunuz.) Aranızdaki uzaklığa rağmen anne babanızla yakınınızdaymış gibi görüşebiliyor, konuşabiliyor ve onları yanınızda dokunurcasına bulabiliyorsunuz. İki yaşına basan biri için yuvasından koparılmak fazla anlam içermeyebilir. Ancak zaman geçince içinizde bir eksiklik hissediyorsunuz. Sizi bir Han olma ihtimali ile yetiştiren eski Han ve HanIMlar etrafınızda. Eğitim biriminde sizi kapalı kutuda tutuyorlar. Sizin bir Han ya da bir İlim insanı olmanıza eğitimdeki başarı grafiğiniz karar veriyor. (Askeri zümrenin bir ferdi olmanız için hibe edildiğiniz ilk haftalarda sizi ayırırlar. Askeri yetkili heyet, yetkin olmayan çocukları hızla eler. Sayıları azalır. Onlar bizim gibi değildir. Doğmadan aparatlarla donatılmışlardır.) Hedronik bu konuda tek yetkili. Oniki yaşını tamamlamış için seçilen birime aktarılmak kaçınılmaz son oluyor. Onbeş yaşı bitimine kadar “istifa” etmeleri engelleniyor. Verilen emeğin karşılığı, WalHalla’ha adanmışlıktır. Üzerinizde beklenti oluşur. Amacın uğruna görev alırsın. (Bir German/WalKüre onlardan ayrı olarak zigot aşamasında seçilir ve geçmişleri silinirdi. (Bunu yapmakla bu gençlere zarar verilmiyor mu?)) Yedi yaşına gelinceye kadar dışarıya çıkamıyorsunuz. Yedi yaşında ilim ve idari ayrım yapılıyor. İçimizdeki ilim insanı kıvamına gelmeye uygun çocuklar, ayrı bir sınıfa alınıyor. Bunlar insanlık için buluş yapmaya yönlendiriliyor. Yedi yaşına kadar içimizdeki kötüler biliniyor. Ayıklanarak, yaşadıkları hafıza kayıtlarından silinerek anne-baba şevkatine gönderiliyor. Anne-babalarının üzülmemesi, kin tutmaması için bu çocuklar, bağlı oldukları kanton yönetiminde farklı bir eğitime alınıyor, “WalTin’den gelen çocuklar” statüsünü alıyorlar. Kontrolde kalıyorlar. Hibe fedakarlığının karşılığı, tercih ettikleri uzmanlık eğitimi ile yaşama atılıyorlar. Yedi yaşına ulaşabilen bir Han adayı, sınıf arkadaşları ile dünyada gezintiye çıkarılıyor. Eğitimlerde gördüklerini uyguluma şansı, bakışlarında dünyanın ne kadar güzel bir yer olduğunu görme şansı, ne için yaşatıldıklarını öğrenme şansı. WalTin içinde büyütülen her çocuk, kendi anne-babasına kavuşacakları yedinci yaş gününü beklerdi. Yedi yaşına kadar ne olacağımızı bilemezdik. Yedi yaşına girince sınıflarımız ayrılır, üçe bölünürdük. Her zümre için ayrı bir eğitim sistemi uygulanırdı. Konuyu uzatmak, tüm WalTin anılarımı anlatmak beni yoruyor. Özetleyerek aktarmaktan yanayım. Bilmenizi istediğim önemli nokta; anne-baba özlemidir. Onlar tarafından hibe edildiğime önce içerlemiştim. Bizi kapalı bir kutuya almışlar, her istediğimizi yerine getiren görevlilerle donatmışlar, sürekli eğitmişlerdi. Dünya ve kolonilerde hiçbir çocuğun elde edemeyeceği bilgileri almış, şaşırmıştık. Bizleri önemsiyorlardı. Ama dünyaya indirildiğimiz gezi programlarında, yerleşik insanların bize bakışları, içimize şüphe düşürdü. İnsan gibi görülmüyorduk. İnsanüstü davranışlar bekleniyordu. Annebabalarımızın bizimle gurur duyduklarını biliyorduk. Bu gururun bedelini özlem çekerek ödüyorlardı. Onlarla dilediğimiz boş zamanlarda HoloVizyon ile görüşebiliyorduk. Ancak, annemin kucağında uyumak, babamla el ele dolaşmak imkansızdı. Buna çok
üzüldüm. Hibe edenler yeniden düşünsünler. Bedelini biz çocuklar ödüyoruz. Fazla üzülmememiz için, WalTin yöneticileri, yedi yaşından sonra yılda bir gün anne-babamızla, seçilmiş bir dünya yerleşkesinde hasretimizi dindirmemize izin verirlerdi. Anne-babası olmayan yaşıtlarımız üzülmesin diye onları aramızda paylaştırırlardı. Kendi anne babamız onları da şefkatle severdi. (Görüşme gününde dileyen anne-babalar evlatlarını geri alabilirlerdi. Hibeden vazgeçebilirlerdi. WalTin için aile mutluluğu öndeydi. Yedi yaşı ile WalHalla’ha alınma yaşı olan 13. yaş günü arasında çocuk, gençliğe adım atmadan anne-babasının onayı alınarak ayrılabilirdi.) 13 yaşında WalHalla‘ha giriş törenimizde hazır bulunurlardı. Bizi kapıdan içeri alırken onlar dışarıda bize gülümserdi. Dünya veya yakın koloni yerleşkesinde, görev alacağım 19 yaşında, dilersem anne-babamı yanıma alabilir, bir yıllık görev süremde her akşam onlarla birkaç saat geçirebilirdim. 20 yaşına girdiğimde “Han” sıfatım devlet/kanton yönetiminde sona erer, WalHalla’ha geri gönderilirdim. (İlk altı ayım sonunda yöre halkı beni oylarıyla görevden düşürebilirdi. Üstelik bunun için üçtebir azınlık oyu yetiyordu.) “Han” sıfatım, devlet düzeyinin üzerinde verilecek görevlerde devam ederdi. Derecelendirmede yaşıtlarımın önünde isem kalıcı mod içinde idare yönetim meclisinde yer alabilirdim. Çok daha iyi bir netice olan “İdare Lider” olma ihtimalim bulunmaktaydı. Buna geçici bir WalHalla mensubu ulaşamazdı. Bu kadar çok nimet için; “hibe” edilmek ve anne-baba özlemini bedel olarak ödemek zorundaydım. Nimetin bedeli benim için ağırdı. Duygusal olmayan bir insanın gözünde katlanılabilir bir eğitim süreci olabilir. Ama ben romantik bir insanım. Gerçeklerin kurallarıyla yaşanması gerektiğine inanan sert bir Han değilim. Kontrollü affederdim. Adımı bana verdikleri zaman; başarılı WalTin eğitimi sonu gelmişti. WalHalla’ha girmeden hemen önce 12 yaşımın sonuna ulaşmıştım. İsim babam, Hedronik. Gençliğe adım atacak olan her çocuğa WalHalla kayıtlarına işlenmek üzere uygun bir isim bulurdu. Onu sevmemiz istenirdi. O bizim üzerimizde anne-baba etkisi yapacak kadar etkindi. Kapıdan içeri girince, içimi sevinç kaplamıştı. WalTin’de kayıtlarını izlediğimiz WalHalla cennet bahçelerini burada kendi gözlerimizle görebilmiş, dokunabilmiştik. Kendi köşkümüz olduğunu söylediklerinde mutluluktan ağlamıştım. WalHalla içinde evlenmemize izin verilmişti. Geçici personel, ailelerini içeri alamazdı. Dönem dönem dışarı çıkarlar ve aile özlemlerini giderirlerdi. Ama bizi ayrıcalıklı kılmışlardı. Dilediğim kalıcı ya da geçici personel ile evlenebilirdim. Sevmemiz, sevilmemiz engellenmemişti. Kalıcı personel ile evlenen için sorun yoktu: sahip olunan köşk ortak kullanıma açılırdı. Ancak geçici bir personel ile evlenmenin bir bedeli olduğunu öğrendim. Görev süresi sonunda onu gönderiyorlardı. Kalıcıya sabırla beklemek düşüyordu. İzin günlerinde sevdiği kişiye, dünya veya yakın koloni yerleşkesinde ziyaret edebiliyordu. WalHalla/Hedronik hakkında, ilk yıllarımda yaşadığım derin şüphe sona ermişti. İçerideki insanlar ve Hedronik mutlu olmamızı istiyorlardı. Nedeni basitti. Mutlu olmayan bir insan, idareci olarak insanları mutlu edemezdi. Bizden uzun yıllar yararlanmak istiyorlardı. Eleme sistemi nedeniyle içimizden çok insan, üstün yeteneklerine rağmen gönderiliyordu. En iyi olmanız yetmiyordu. Hedronik dilediği kişiyi somut delillerle gönderiyordu. Köşkü sahiplenme lüksümüzün olmadığı
anlatılıyordu. Kaybetme olasılığını kabul ederek yaşamamızı istiyorlardı. Büyüklerimiz, aynı korkuyu bizden daha fazla hissediyorlardı. Nice lider, elde ettiği makama aldanarak hata etmiş, birkaç günlük liderliğine somut kabahatler iliştirebilmişti. Giderken sevinen kimseyi görmedim. Kalıcı olmamıza rağmen bize WalHalla merkezindeki ışık kaynağını göstermiyorlardı. İç bölgede görev almak için kırk yaşını geçmiş olmamız gerekiyormuş. Anlatılanları dinleyerek avunuyorduk. Tüm idari personelin üniformaları birbirine benzemekteydi. Uzmanlık alanları, bağlı oldukları KonFed, dereceleri ve görev yeri gibi bilgileri okuyabildiğimiz giyilebilir canlı kıyafetlerdi. Kıyafetimiz, Hedronik bağlantısında. Nefes alışımızı bile kontrol ediyordu. Bulunduğumuz her yer kayıt altına alınıyordu. Böylece, görev sırasında bize yöneltilecek asılsız suçlamalardan kurtuluyorduk. Pek çok arkadaşımın “kötü düşünce” akımına kapıldığını gördüm. Affedilmeleri umuduyla arkalarından üzülerek bakardım. Hedronik kin gütmezdi. Onları dünyada, diledikleri yerleşkede geniş imkanlarla, hobilerine uygun bir ortama gönderirdi. Negatif enerjiden arınması için bekletilirdi. Onların her zaman kaybettiklerini yeniden kazanma şansı vardı. Bu bizi olgunlaştırıyordu. Bu şekilde gidip gelebilenler azdı. Gelebilenlerden biri ile tanışıp onun değişimine kendi gözlerimle tanık olmuştum. Çok ileri bir düşünce yapısına kavuşmuştu. İyi görünenler içinde gizlenen kötüleri benden daha iyi sezebiliyordu. Hisleri kuvvetleniyordu. WalHalla’ha bağlılıkları artıyordu. Hedronik, onları geri dönmeyi başardıkları için bizden daha çok kollardı. Onların yaşadıklarını yaşamak istemedim. “Kötü düşünce”, çoğunu uzak kolonilere sürüklerdi. Dünya yerleşkesinde kalamaz, terk ederlerdi. Bir kısmı unutur ve yalnızlığı seçerdi. Bir kısmı kin tutar, gittikleri uzak kolonilerde WalHalla’hı imha etme hayali ile yaşarlardı. Zaman zaman yaşanan saldırılara sebep olurlardı. Birkaç kuşak öncesinde, “Kötü düşünce” nedeniyle uzaklaştırılanlardan bir grup, gittikleri uzak kolonilerden güçlenerek dönmüşler, kendi silahları ile dünyaya saldırmışlardı. Düşünün! Öfkeleri ile tüm dünyayı yok etme isteğine bürünmüşlerdi. Bu çılgınlık! Onları yok etme işini askeri birim üstlenirdi. Hiçbiri sağ bırakılmazdı. İhanetin bedelini, “kökünü kurut” emri ile yok edilerek öderlerdi. Amaçları masum olmayan silahlı gruplar, sistem dışında dilediklerini yapabilirlerdi. Ama sistem içine girip tehdit edici olamazlardı. Han oluşumla kıyaslayarak neden askeri birime seçilmediğimi yıllar geçince anladım. Savaşçılarımız düşmana acımazdı. Verilen emri sorgulamadan yerine getirirlerdi. Kötüye ikinci şans vermezlerdi. Asker olsaydım, acırdım herhalde. AtakHan adını alarak gittiğim ve bir yıl görev yaptığım devleti anlatmak isterdim. Ama bunun üzerini örtmemi istediler. Detayları anlatarak bazı sırların açılmasını istemediler. Bize tahsis edilen binekleri anlatabilirim. WalKüre/German binekleri, silahla donatılmış, asteroid kuşağı içinde hareket etmelerine izin verilmiş, geniş yetkilerle donatılmış, kalıcı ya da geçici alanlarda koruma ve saldırı yapabilen şekilde üretilmişti. Bizim bineklerimiz barışçıl amaçlara hizmet ediyordu. Silah bulundurulması yasaktı. Bineklerimiz; en fazla iki kişiyi taşımaya dönük, WalHalla kapılarından çıkarak dünya yerleşkelerine gitmemize yarayan, yolculuğun hemen bitmesi nedeniyle içinde gıda tüketmemize izin verilmeyen, ama acil durumlar için stoklarında bir ay yetecek kadar gıda bulunan, beyaz, binek üzerinde bağlı olduğumuz KonFed‘in logosu bulunan uzay gemileriydi. Gözünüzde büyütmeyin. Bize tahsis edilen gemiler ortak kullanımdaydı. Beraber görev yaptığımız HanIM’la birlikte gidip gelmelerimizde, bağlı olunan KonFed’in WalHalla park
alanlarında tutulan Han/HanIM bineklerini dönüşümlü kullanıyorduk. Beraber görev aldığım HanIM 17 yaşındaydı. İkinci görev yılıydı. 20 yaşına basınca görevi bitecekti. Görevi biten bir Han/HanIm için yeni bir görev başlardı: Askerlik. Bizleri WalHalla dışında önümüze sunulan yerlerden kendi seçtiğimiz bir garnizona gönderirlerdi. Orada Garnizon komutanına emir subayı olurduk. Görev sonunda ilgili garnizonu WalHalla askeri yönetimine rapor ederdik. Bir nevi gözetleyicilik göreviydi. Elimize silah alıp savaşmamız beklenmezdi. Aldığımız yönetim eğitimini, garnizondaki üstsubaylara aktarır (eğitmenlik görevi) ve garnizonda gözlemlediğimiz artıları/eksileri geri bildirirdik. Askerlik süremiz bir yıldı. Normal askerlik süresi onaltı aydı. Ancak bizler dört aylık eğitim döneminden muaf tutulurduk. Bizi görev aldığımız garnizonlar sevinçle karşılardı. Protokol dışı tutulurduk. Henüz yirmi yaşlarında bir gencin emirlere karışması istenmezdi. Askeri sırlar, bizimle o yaşlarda paylaşılmazdı. Kırk yaşlarına ulaşmadan “Emin” sıfatını alamazdık. Adımızın sonuna “EminHan” eklenmesi için yıllarca bekler, davranışlarımıza dikkat ederdik. Yetişen binlerce idari yönetici içinden çok azı bu ünvanı alırdı. Üniformayı andıran tek tip kıyafeti sadece görev saatlerinde kullanırdık. Boş saatlerimizde serbest giyinir, hayatın tadını çıkarırdık. Cennet bahçesine benzetilmiş köşklerin benzerlerini dünya yüzeyine de yapmışlardı. Ama hiçbiri WalHalla içindekilerin tadını yaşatmıyordu. Bahçe içindeki koku muhteşemdi. Kötü bir kokunun yayılmasına izin verilmiyordu. Ağaçlar anlatıldığı gibi bazı yerlerde, ters çekimle tersine duruyordu. Meyveleri yememiz için aşağıya uzanıyordu. Bahçeler bizi ismen tanıyor ve sesli selam verebiliyordu. Dilersek bahçemizi sessiz moda alabiliyorduk. Bahçeler ortak kullanımda idi. Köşk dediğime bakmayın. Köşk, içinde özel hayatımı yaşadığım odamdı. Cennet yeşilinde bir oda. Dilediğimiz ne varsa içinde bulundurulan bir oda. Yerimde olmak isteyen gençler görmüştüm. Hiçbiri bizim yaşadıklarımızı bilmiyordu. Gördüklerine aldanıyorlardı. WalHalla‘ha Han sıfatıyla kabul edilmek, ait olduğu KonFed adına orada insanlık barışını korumada görev almak… ve sayamadığım daha nice konuda bizi önemsiyorlardı. Yaşıtlarım. Buna tahammül edebilecek insan sayısı sınırlıymış. Hibe edilmeniz yetmiyormuş. WalHalla içinde tehlikeli deneylerle üretilen insanları görünce kendimi sıradan hissetmiştim. Kendimi sorguluyorum. Belki siz, beni okursunuz, anlarsınız. Karanlıklardan korkumun neden geçemediğini bilmenizi isterdim. Dünyadan uzakta olan yaşatılanlarımın ömürleri, benim gözümde boşa geçiyor. Mavi gezegen dışında olmak, dışarıdan da olsa maviyi seyretmekten mahrum kalmak… Uzaklaştırılmak acı. Sürgün acı. Sürgünden daha ağırı, çok uzaklardaki bir “HapHisHane/JaiLand” içine, eksi sekize konulmak. Üretilen insanlardan bazılarının buralara konulacak kadar büyük kabahat sahibi olduklarını gördüm. Bedeni mükemmelliğe ulaştırabilirsiniz! Peki içindeki insanın kendisi kötüyse ne yapacaksınız? Anne-babası olmayan, yapay geçmişe bulanmış, kendini diğerlerinden üstün görenler oldu. Eksi sekize konuldular. Bal peteği, bir daha açılmamak üzere kapatıldı. Ölmelerine izin verilmedi. Uzun yıllar yaşatıldılar. Bedenlerinin gıda ihtiyaçları karşılandı. Konforlu yataklarda yatırıldılar. Kabahati, bedenleri değildi. İnsanlığın barışı için adanmış yüzbinlerce insanın yaşadığı yapay bir uyduda, ihanet eden (üstelik özel üretim sayılan) birkaç insanın ömürleri burada tükenecekti. Yüzlerindeki öfke ve kin hala duruyor. Pişman değillermiş. İçimizden kötüleri alan Hedronik haklıymış.
Acıması yok. Merkezde yer alan ışığın kaynağını korumak için gerekirse hepimizi gönderir! Adanmış bir bilgisayar. Biz sadece gençliğimizi adıyoruz. Ömrümüzün kalanında çoğumuz, güzel yerlerde, mutlu bir yüzde yaşıyoruz. Hedronik, sürekli görevi başında oluyor. Evlilikte tercihimi kalıcı mod bir HanIM ile yapmıştım. Bu tesadüfleri içeren bir tanışmanın sonucuydu. Birlikte görev yaptığım HanIM’ın yaşıtıydı. 20 yaş sonrasında mutlu bir yuva kurma hayali olan, anne olmayı arzulayan bir bayandı. Her bedenin estetiğe ihtiyacı olabilirdi. (Anladığınız gibi değil. Estetikten kasıt, elle tutulan beden değil. Psikolojik görüntünüzü estetik yaptırmanızdan bahsediyorum.) Onun kendisi güzeldi. Huyunu beğenmiştim. Sevdiğine değer verir, sevilmek için yanımda bulunurdu. Bir Han ile bir HanIM’ın evliliğine az rastlanırdı. Bize hayran diğer bayanlarla evlenmek daha yaygındı. Evlat sahibi oldum, bana “baba” diyen iki çocuk büyüdü. Onları hibe edemedim. Buna yüreğim dayanamazdı. Evlatlarımızı Ay şehirlerinden birine mesleklerine uygun bir işte çalışmaları için gönderdik. (LunCast: Ay Yaşantısı/Ay Kalesi) Biz ikimiz, ömrümüzün sonuna kadar mutlu bir şekilde (mutsuz edecek savaş zamanlarında görevler aldığımızı hatırlatarak) dünya yüzeyinde, sevdiğimiz insanların misafirliğinde yaşadık, barışı yaşattık. Anlatımım burada bitiyor. Umarım, aktardıklarımla hayalinizde beni ve yaşadıklarımı canlandırabilmişsinizdir. Kırk yaşın ötesinde biriyim. “Emin” olmasam beni sizinle sohbet için Hanlar arasından seçemezlerdi. Hedronik ne derse o olur!” (Kötülerin hakim olduğu günlere yemin ettiler. Uzak diyarlardan akan kaderin ta kendisiydi. Üzülenin ardından bir ağlayan bulunmadı. Sevgiden yoksun kalmış yavruların sığındığı derinlerde ateş vardı. Soyu tükenenlerin ardında kalanlar, bunlar. Güzelce kalk. Yürümeyi öğrenmeye bak. Koşmaya kalkmadan değer saç. Tabanlarına ulaşan sızı, seni yakmayacak. Zamanı yetiştirdiler. Eğilmediler. Dik duruşu olanı ab-ı hayat karşılar.)
3.8 HanIM/Queen DenizHanIM/QueenDeniz Yetiştirilme Zamanı 2-12 yaş arası WalTin Eğitimi (yavru uydusu)
WalHalla girişi, dünya görevine hazırlık 13-16 yaş arası Akademi Eğitimi
Kendi anlatımı “Etkilendim. İlk günün sabahında yatağımdan kaldırılmıştım. Hedronik bana “Selam” demişti. WalTin yıllarında bize anlatılan meşhur bilgisayar buydu. 3 yıl süren idari eğitimimi içinde tamamlayacaktım. Kırk yaş üstü idare sınıfı ile birlikte dış görevlere stajyer sıfatı ile katılacaktım. Daha onüçünde, çocukluktan sıyrılmış, gençliğe adım atmış, yeni yetme bir kızdım. WalHalla içinde çok yakışıklı Hanlar, Germanlar ve üzerinde garip kıyafetler olan Omnistler vardı. Gözleri ışıldayan insanların içinde bulunmanın bana verdiği coşkuyu nasıl anlatayım, bilmiyorum. Yaşadıklarımı anlatmam istenmişti. Söylediklerine göre bizi yakın geçmişten biri yazacakmış. Ona kendimi bildirmem, ana hatları aşmamak kaydıyla 147 yıla sığan ömrümden kesitleri, hislerimi aktarmam gerekiyormuş. Sırları alıp, ulu orta yayanların geçmişte bize zarar verdiğini bildiğimden, anlatımım sınırlı olacak. Geçmişte bizi okuyanlardan isteklerim de olacak. Bizi hissedin! Bebeklerinizi hibe ederken, onların yaşatacağı insanları düşünün. Sizin anlayacağınız bir dile indirgenen düşük kelime dağarcına hapsoldum. Konuşma dilimde olan çoğu kelimeyi kullanamıyorum. Siz henüz bu kelimeleri bilmiyorsunuz. Diller birbiri ile evlenip duruyor. Kehanet edilmiş; dünya tek dile doğru gidecekmiş. “Zamanın önü arkasına benzer” diyen “SimE3K” dedikleri bir yasanın dilbilim bölümünde böyle yazıyordu. WalTin eğitiminde, gereksiz gördüğümüz tüm bilim dallarını öğretiyorlardı. Tıp doktorlarına özgü içorgan ameliyatı yapan robotları kullanmayı/kurmayı öğretiyorlardı. (Ameliyatı robot yapar, siz işin başında programlarsınız.) Tatbiki yapıyorduk. Yedi yaşından sonra eğitimlerimizde ölmüş insan bedenleri ile tanıştırmışlardı. Onlara dokunmamız istenmişti. HanIM olmak için yetiştirilmiştim. WalKüre olarak yetiştirilenlerin yaşadıkları daha hayret vericiydi. Geçmiş zaman savaşlarında kayda alınmış feci can kaybı içerikli, insanlıkla paylaşılmamış kapalı mod görüntüler izletiliyordu. Onlara aynı durumda bir komutan olarak nasıl karar verecekleri soruluyordu. Biz, savaş zamanında arka planda, yönetiminde olduğumuz devleti nasıl koruyacağımızı öğreniyorduk. Çocuklar çok değerliydi. Onları korumak için yapılacak önlemler aktarılıyordu. Anne olmadan anne olmayı öğretmişlerdi. Askerlik dönemim; dört yıllık aktif HanIM görevimin sonrasındaydı. Amazon garnizonlarında beni garip karşılamışlardı. Aralarında savaş dönemini görmüş geçkin yaşta, kıdemli amazon liderleri vardı. Bir gölün altında kurulmuş bölge idare komutanlığında, mesleğime uygun bir iş verilmişti. Askeri yerleşimin sivil işlerini yönetecektim. Elime silah almamı istemediler. Ellerim öldürücü silahlara hiç dokunmadı. WalTin eğitiminde arkadaşı olduğum yaşıtlarımdan bazılarını burada yetişmiş bir insan olarak görme fırsatım olmuştu. WalKüre SinOpe, bu bölgede yirmi kişilik özel birimin başında, görev eşi German ile birlikte yaşıyordu. Sadece üstsubaylardan emir alıyorlardı. İşleri tehlikeliydi. Uçarak gittiklerinden bir savaş başlatmak için onlar hedef alınırdı. Uzun süren barış dönemlerindeki huzurlarına inat, kısa savaş yıllarında çok kayıp verirlerdi. Göl kıyısındaki bahçeli evinde SinOpe ile uzun sohbetlerimiz olmuştu. Bana askeri sırları
anlatmazdı. Geleceğe dair düşüncelerimizi paylaşırdık. Emekli olunca dünyadan uzaklaşmak istediğini duydum. İnsanların nankör olduğunu anlattı. Kurtarmaya çalıştığı bazı şehirlerin kendilerine nasıl ateş ettiğini, takım arkadaşlarını kaybettiğini anlattı. İnsanlara olan güveni azalmıştı. Ama insan sevgisini kaybetmemişti. Yıllarca sevmeyi ve sevilmeyi öğretirlerdi. Nankörlük bir davranıştı. Hayıflanması insana değil davranışınaydı. Komutanlıkta bir yıl kaldıktan sonra WalHalla’ha geri istenmiştim. Bir devleti/kantonu dört yıl süre ile (altı ayda bir yapılan oylamada yenilmeden) yönetmek, bir yıllık askerliğimden daha kolay gelmişti. Her insan yaratılışına, yeteneklerine uygun mesleklerde başarı sağlar. Dört yılı tamamlayamayan HanIM’lar geri alınır, başka devletlere/kantonlara atanırdı. İkinci kez yenilenler ise dünya dışı yerleşkelerde, devlet statüsünde WalHalla’ha KonFed ayağında bağlı olan diğer devletlere/kantonlara gönderilirdi. Ki bu son derece zor bir görevdi. Burada yaşanan isyanlar ölümle sonuçlanabiliyordu. Dünya dışı yerleşkelerde bu şekilde öldürülmüş Han ve HanIM arkadaşlarım olmuştu. İki defa yenilen bir HanIM, eğer üçüncü görev yerinde başarılı olursa tüm hakları iade edilerek WalHalla’ha benim gibi geri istenirdi. Başaramayanlar askerlik hizmeti sonrasında özgür bırakılırdı. Bağlı oldukları KonFed içinde yönetici sıfatı ile görev alabilirlerdi. WalHalla’hda göreve çağrılacaklar listesinden silinirlerdi. Buna üzülmeyecek şekilde eğitilmiştik. Bu kaybetmek değildi. Kabahatleri nedeniyle uzak sürgün yaşayanlara göre bu hafif bir işlemdi. Silinmek en hafif cezaydı. Üstelik toplumda sizi kimse suçlamıyordu. Yaşadıklarınız bazen size fazla şans tanımaz. Siz en iyilerden olsanız bile sizi istemeyebilirler. Görevinde bulunduğunuz devletin kötü bir zamanına denk gelmiş olabilirdiniz. Bu açıdan şanslı bir HanIM’dım. Ait olduğum KonFed’in sorunlu bir devletine, kanlı bir içsavaş sonrasında gönderilmiştim. İnsanlar savaştan dilleri yanmış halde barış dönemini yaşamak istediler. İç çekişmeleri dindirmek kolay olmuştu. Han/HanIM, devletin coğrafi alanında sorumluluk almış bir ordu komutanı ve 20 kişilik WalKüre/German ekibi ile eşgüdümde olurdu. Aklıma geldikçe aktarıyorum. Yaşadıklarım dolu bir ömürde yer alıyor. Bir sıraya koyarak sakince anlatması zor geliyor. Hibe edildiğim zamandan sonrasını günü gününe hatırlayacak kadar iyi bir hafızam var. Güçlü hafıza için vücudumuzda bazı işlemler yapılmıştı. WalTin’de yaş bazında periyoda alınmış beden içi işlemler oluyordu. Bize sayısını ve yerini bilmediğimiz aparatlar takmışlardı. Yüzümüzde, sırtımızda, ensemizde, baldırımızda, parmak aramızda, ayak topuğunda, tırnak yüzeyinin altında, alnızımızda, kulağın içinde, ağız içinde, iki diş arasında, iki kaş arasında, omuz ucumuzda, kemik uçlarının üst deriye yakın olduğu kimi yerlerde… Bunlar dış yüzeye takılan aparatların coğrafyası. Bir de iç yüzeye asılı olan kalıcı aparatlar var! Adımlarınızı kuvvetlendiren, olasılık içindeki hastalıklardan daha başlangıcında kurtaran, akciğer içinde havanızı zenginleştiren, mide içinde giren besinleri kontrolden geçiren, kanınızın tertemiz olması için kalbinize takviye veren, beyin içinde görüşünüzü/düşüncenizi berraklaştıran, ana kaslarınızda tutma gücünüzü arttıran, kemik içinde zamanın yıpratıcı etkisini engelleyen… Aparat almayı istemeyen doğal hayat yanlıları durumu kavrayamadı. 120-140 yaşına gelen bir insanın gencecik görünmesi böyle oluyor. Onlar erken yaşlanmayı kabullendiler. Dünyada az sayıda alan bu insanlara
verilirdi. Aparat yoksunu kitleler, ilkel sayılan modern çağ hastası sayılırdı. İnsanları severdik ama onların bile bile hastalığa yenilmesini anlayamazdık. Aparat düşmanı olmadım/k. Dış aparatlar ufacık. Can yakmaz. Ten renginde. Yerinde belli olmaz. Aparatın girdiği ufak bir yuva var. Teniniz üzerinde sabit yerinde. (Ten renginde küçük bir yuva var orada. İçinden çıkarılan göz. Genelde dudak la yanak arasına yakın. Dudağın üstü. Çok küçük ve belirsiz. İzlenir. İstersen yanağa istersen dudağa aktı. Çok minik göz. İleri teknikle imal. Dudakları örtersen açılmaz. Görürsen açılır. Dudak açıksa uçar. Göz açıksa uyur. Gözlerin küçükse ayılırsın. Göz yanında yer alır. Miniktir yine. Yanağına geniş yerler ver. Takılması kolay. Yara yok. Açık ve süzgeç gibi emer. Tırtıklı doku. Tutunmuş. Bakışlar sertse uyarır. Temizletir seni. Kırmızıya döner göz bebekleri. Sinyali iyidir. Duyarlar diğerleri. Seni üzerler sonra. Komedi gül. Komedi yapmak için yapılırsa eğlenmek var grupta. (Özellikle eğlence için kaşları çatarak gürültü çıkarıldığı da olur.) Çok sevimli bir neşedir. Gülmeler iyi. Mesela biri, kulağımla ağzımın arasında iç yanağıma yerleştirilmiş iletişim aparatıydı. Yüzbinlerce insan bu yolla kolayca haberleşirdi. Sesi yanıbaşınızdaymış gibi net ve berrak gelirdi. WalHalla’da bir merkezde hepimizin anlık izlendiğini söylemişlerdi. Hedronik üzerimize titrermiş. Aparatların verilerini alır ve sizin sağlık/moral durumunuzu kayda alırmış. Doğru. Anne-baba bağım zayıftı. Onlar beni hibe etmişlerdi. Yedi yaş törenimde yanımda bulunmuşlardı. Ama hiçbir zaman onlarla birlikte olma özleminde olmamıştım. Kardeşim “R.Wini” ısrarla onların yanına gitmeyi ister, ben onu engellerdim. Aynı anda iki bebeği hibe etmiş bir anne-baba. Deli olmalılar. Mancınık atışı. İkimizi tek hamlede uzaklara atmışlardı. Anne-babamız Ay altında yaşardı. Babam, uzak yerlerden getirilen madenleri, yerleşkelerde ihtiyaca uygun tasarımda işleyen robotlar imal eden bir şirkette çalışıyordu. Bizim zamanımızda her çalışan, şirketine ortak sayılıyordu. Annem onun yanında “Zeytin Uzmanı” olarak biz çocukların gözünde basit kalıyordu. Ay yüzeyinin altındaki geniş tarlalarda zeytin ağaçları. Bu ağaçlardan elde edilenleri, annem bana, anlayabileceğim bir yaşta iken saymaya kalktı. Basit gördüğüm işine karşı saygım arttı. Yakıt hammaddesinden, ilaç üretimine çok geniş bir yelpazede faydası olan zeytine şaştım. Aynı eğitim sınıfında olduğum kardeşim R.Wini’yi yedi yaşında benden ayırdılar. Onu WalKüre yaptılar. (Demek ki o zigot aşamasında hibe edilmiş. Bana bunu hiç söylememişti. Askeri zümre için yetişen çocukları aramıza salarlar ve onların üzerini örterlerdi. Yedi yaşına gelinceye kadar onlarla birlikte tutulurduk.) WalTin içindeydik. Sınıflarımız ayrılmıştı. Eğitimlerimiz farklıydı. Silahlara ve uzay bineklerine çok meraklıydı. Benim yönetim becerimi önemsemezdi. “Barışı biz sağlarız” derdi. Silahları ile barışı sağlayacaklarını düşünürdü. Aksini düşünürdüm. Barış ortamının uzunluğu biz idarecilere bağlıydı. Bu çekişme WalTin eğitimcilerini de birbirine düşürürdü. WalHalla’ha girince, ikinci eğitim döneminde, bu çekişmenin bilinçli yaratıldığını gördük. Bizden rekabetin yıkıcılığını görmemiz istenmişti. Aynı amaca hizmet eden iki farklı grubun rekabeti felaket getirirdi. Elmanın iki yarısı olduğumuz öğretildi. Rekabete dayanan didişmemizden vazgeçirildik. Görev yıllarımızda bunun faydasını gördük. Birbirimizi eşit görürdük. Omnistler de aynı şekilde yenilik üretirler, bunu tüm koloni
şirketleri ve dünya yerleşkeleri ile paylaşırlardı. R.Wini benden daha iyiydi. Dağıtım yılımız olan 16.yaş gününde Hedronik onu WalHalla’da tutulan 20 kişilik ekibe almıştı. Bu bir onurdu. İleride WalHalla askeri lideri olması beklenenler bu ekibe alınırdı. WalHalla’hı ölümü pahasına koruma görevi onlarındı. Savaş yıllarına denk gelen dönemde en iyiler bu şekilde feda edilirdi. Tek ekibin yüzlerce saldırı gemisini imha ederek yok edildiklerini izlemiştim. (70 yaşlarımda) R.Wini, tim arkadaşı German ile iyi anlaşırdı. Gemiyi o kullanırdı. Hassas geçişleri incelikle yapar, hisleri ile gemisini siloya sağlam olarak taşırdı. Dört yıllık koruma ekibi görevini sıfır hata ile tamamladı. Kendimi bırakıp onu anlattığımın farkındayım. Onun da okunmasını istiyorum. Bunun bir nedeni var. R.Wini, kardeşim. Seni özledim. Yirmi yaşı bitince WalHalla içinde özel bir askeri birime alınmıştı. Görevinden, işlerinden hiç bahsetmezdi. HoloVizyon ile görüştüğümüzde gülümser, bana sorardı günlük yaşamdan kalanları. Ona soru sormama izin vermeden hattan çıkardı. Zamanda işaretlenen bir savaşın başladığı o uğursuz günde, çok uzaklardaki bir koloniye askeri görevle ışınlandı. Bunu duyduğumda donmuştum. Kendime gelmem kolay olmamıştı. O gün dünyada askeri görevimdeydim. Savaş sadece dünya dışında yaşanıyordu. Kendini hiç düşünmeden uzaklara attı. Bir daha geri dönmedi. Nereye gittiğini, neden gittiğini soramadım. Sır kapsamındaki hiçbir soruyu Hedronik cevaplandırmazdı. Anne-babamla sıklıkla görüşen R.Wini’nin yerini ben almıştım. Anne-baba kıymetini tek kardeş kalınca anladım. Onlarla her HoloVizyon görüşmesinde bana R.Wini’ye bakar gibi bakmışlardı. Ölümlerini gördüğüm güne kadar onun geri döneceğini umarak beklediler. Hedronik, R.Wini’nin onlarca yıl sonra WalHalla’ha geri döndüğünü ve orta uzaklıkta bir gezegen uydusunda ikinci görevinde olduğunu bize hiç anlatmadı. Bilmemi istediler. Çekildiği köşesinde yaşıyormuş. Kayıtlara geçirilmiş, sonradan unutturulmuş. (Kendini unutturmuş, ne demekse.) Öngençliğinde WalHalla’ha adanmışlardan (hibe edilmekten farklı) biriymiş. Askeri sınıf içinde en iyi eğitimi almış, tüm denemelerden derece ile çıkmış ve yaşıtları içindeki lider kadrosuna alınmış. Yaşıtları ile yapılan sıralandırmada ikinci olmamış. Buna güvenip kendini kaybetmemiş. Zira önceki zamanlarında bu dereceyi elde edip kibirlendiği hissedilenler hemen dünyaya ikinci sınıf bir asker sıfatı ile gönderilir, WalHalla’ha yeniden alınmazlarmış. (Düşündüklerinizi anında değerlendirmeye alan bir sistem var… Adını koyamadığım bir algılama tekniği…) Sıradan bir insanla evlenmiştim. Benden yirmidört yaş büyük bir erkekti. Dört yıl görev yaptığım devlette, yanımda bana danışmanlık yapmıştı. Onu otuzlu yaşlarımda sevdiğimi anlamış ve evlenmiştim. Bu süreye kadar bazı geçici evlilikler yapmış, cinsel yönden tatmin olmuş ama yeterince sevilmemiştim. Bizim bakışımız sizden farklı olabilir. Bizi yadırgamayın. Çocuklarımı hibe edememiş, torunlarımı hibe etmeleri için büyüyen evlatlarımı ikna edebilmiştim. Sağlıklı bir bedende yaşlı görünemediğimiz gerçeği ile içim rahat torunlarımla yan yana tatile giderdim. Tatil beldelerinde onlarla şakalaşır, bu günleri, ömrümün son yıllarımda tekrar hatırlamak üzere hafızama işlerdim. Torunumun
evlatlarını aynı yolda görecek kadar uzun ve sağlıklı yaşatıldım. Bunu sağlamak için kendilerini feda eden yaşıtlarımı hiç unutmadım. R.Wini’yi benden gizledikleri halde hiç kızmadım. Onun beni uzaktan bir şekilde izleyebildiğini hissettim. Onun hisleri çok kuvvetliydi. Bir HanIM için aldığı isim önemliydi. Bana Hedronik “DenizHanIM” adını uygun görmüştü. Bu ismi daha önce de vermişti, eski zamandaki diğer HanIM’lara. Görevden düşen bir hanIM’ın ismi istenirse tekrar verilebilirdi. Bu ismi içime sindirememiştim. Denizi ve maviyi çok severdim. Ama daha değişik bir isim beklemiştim. Hedronik beni anlardı. Ama adımı değiştirmedi. Anlattıklarına göre verilen isimler tılsım taşırmış. Hoşuna gitmeyen bir isimdeki harfler bile senin üzerinde etkinmiş. Bunları doğrularım. İleri eğitim aldığım WalHalla yıllarında, inanmayacağımı düşündüğüm pek çok konuda ikna edildim. Kendimi sevmeyi, karşımdakine sevmeyi öğretmeyi öğütlemişlerdi. WalHalla kalıcı kadrosunda uzun yıllar kalamadım. Kırk yaşın biraz üzerinde iken kendi isteğimle ayrıldım. Görev dışına alındım. Ayrılanların kimisi istendiğinde göreve alınmak üzere giderdi. Emekli moduna geçtim. Kendimi aileme adadım. Hedronik haklıydı. Deniz kenarından kopamadım. Adıma uyarak, denizi gören bir siteye yerleştim. Tatlı su kenarında yaşayanlar gibi değilim. Denizin iyotlu kokusunu almak hoşuma giderdi. Her sabah deniz kıyısında yürümeye bayılırdım. Yaşamın sonuna kadar aynı deniz kıyısında kaldım. Yaptıklarımdan pişman olmadan, hataların üzerini örterek huzura kavuştum. Bana bu yaşamı verene, sevgi ile barışı inşa edenlere, koruyuculara, gözetleyicileri, denetleyicileri, yöneticilere ve en çok yenilikler peşinde koşan omnistlere minnettar oldum.”
EkBilgi Dikkat ettiniz mi? Han ile HanIM arasında görev alışlarında üç yıllık fark var. Biri onaltı yaşında göreve gidiyor. Diğeri ondokuzuna kadar bekletiliyor. HanIM’lar aktif yönetici olurlarmış. Dört yıllarını aktif devlet/kanton yönetiminde geçirirlermiş. Pasif yönetici olan Hanlar, üç yıllık farkı WalTin’de çocuk eğitmeni olarak geçirirlermiş. Son yıllarında, devletlere HanIM’lara eşlik etmek üzere atanırdı. Devlet/Kanton meclis kararlarını uygulayan HanIM’ın aksine uygulama dışı etkinliklerde görünür, insanlar arasındaki iletişimi arttırır, eğitimcilik deneyimini yerleşiklere aktarırdı. WalTin’e alınan erkek bebeklerin sayısı, kız bebeklerden fazla tutulmazdı. Savaş zamanında, savunma ve barışı koruma amaçlı görevlerde kullanılmak üzere yetişen WalKüre/German ikilisinde denge sağlanırdı. Mezun edilen WalKüre sayısı her zaman fazla tutulurdu. Yedi yaşındaki ayrışmada Amazonların yeşil üniformalarına girecek WalKüre’ler sayıca German’lara üstün gelirdi. Askeri sınıfı yönetenler her zaman WalKüre kitlesinden seçilirdi. Buna karşılık İdari sınıfın liderleri Han’lardan seçilirdi. German’lar Han’lar gibi 19 yaşında aktif görevde olurdu. Yaratılışa uygun geç olgunlaşmanın sonucu! 20 kişilik ekiplerde dört German bulunurdu. Ekibin gerisi WalKüre olunca ileriki yıllarda söz hakkı dişi amazon savaşçıların eline geçerdi. Bu
kuralı yerleştiren ilk Amazon kurucusu, WalHalla’hın kuruluşunda koruma ordusunda bulunmuş, tüm KonFed. ordularının desteklediği bir genç kız olmuştu!
3.9 Amazon Kurucu Lider İdoLetHanIM/WilDanİdoLet
Kurucu dişi Anahtarın sahibi. Seçenleri seçen. Ölümü halinde sırada bekleyeni bilen. WalHalla’hın somut dişi korucusu, biraz da kurucusu! Barajı 25 yıl aşan, uzun ömürlü.
İçAktarım İsim Babası Hedronik henüz işlerlik kazanmadığından önekip elemanlarına verilecek görevlendirme isimlerini seçmede zorlandılar. Geldikleri kültürlere uygun, dillerini yansıtan isimler arandı. Tüm dünyadaki yaşayan insanlara sadece bir erkek, bir dişi isim sunma hakkı verildi. Kurucu Lider olarak anlattığımız uzun ömürlü dişiye isim babası, gönüllü adandığı KonFed’in sıradan bir tarım beldesinde yaşayan yaşlı bir insandı. İnsanlara ‘idol’ olması ve ‘adil’ davranması için ismi önermiş: “İdoLet” Bilgisayar ortamında bu ismi alan; kurucu dişi olmuş. Erkek ismi önerisi; ‘İdal’mış. Daha sonra WalHalla canlandığında isim verme işi tamamen Hedronik’e bırakılmış. Yanlış isimlendirmenin sakıncalarını ondan daha iyi kim bilecek? Bilenler hep bilecek. (Aslını doğrulayan bir önerme.) (İçAktarım Sonu)
WalHalla kurulma düşüncesinde, ay yüzeyinde ön eğitim (ilk WalTin birimi) içinde sivrilen bir gençti. Onaltı yaşına geldiğinde, iskelet halinde (doğum aşamasında) görülmeye başlanmış olan WalHalla ve yapım ekibi koruması için görevlendirilmişti. Tüm KonFed’lerden bağımsız tutulmuş oniki adet yirmili ekip oluşturulmuştu. Her KonFed kendi dilimini inşa etmekle, korumakla görevlendirilmişti. Hiçbiri diğerinin altında bırakılmamıştı. Mecazi tuğlalar aynı anda, benzer yerlere konulurdu. Çekişme değil, birliktelik. Geride kalan KonFed, diğerlerinin yardımını alır, kendi üstün yönlerini onlarla paylaşırdı. Karşılıksız karşılık. Tüm insanlığın barış içinde yaşamasının sembolü olan WaHalla’hın hayal olmaktan çıkmasını, görünür olmasını, somutlaşmasını istiyorlardı.
Amazon ordusunun ilk kurucu lideri olma onuru, İdoletHanIM’a bırakılmıştı. Ay yüzeyindeki ilk WalTin eğitim yerleşkesinde, oybirliği ile kendisini liderliğe seçen tüm KonFed amazonları, onun arkasındaydı. Kendini seçenlerden üstün görmeyecek olgunlukta, güleryüzlü bir dişiydi. Boyu uzunca. Kol ve bacakları erkeksi, kuvvetli. Kalçası ve gövdesi kadınsı, sağlam duruşta. Yüzünde ışıltı. Somurtmaz. Bakışları deler, etkiler. Bal gözlü. Yeşim taşı. Burun hatları yuvarlanmış, burun delikleri sevimli, dudakları birbirine kardeş. Öpülesi kalınlıkta ve dilim dilim inceltilmiş. Yanakları ışıltılı. Öpülesi berraklıkta. Kulakları dengeli. Saçı ile üzerini örtmez. Böylesi güzel yaratılışta bir dişi. Kardeşin gibi görünür, bakışlarında. Kolları sarmalar seni, elleri yüzünü okşar. İçi insan sevgisi ile dolu. Ona baktığında şehvet batağına saplanmazsın. Onu gören iyi gözlerde, efsanelerde geçen özel dişi tanrıçanın yeniden canlanması hayal edilir. Saygı duyarlar. Yaşı henüz onaltıydı. Tüm dünyada tanındı. İlgi odağı oldu. İdol oldu. İnsan gibi görünen ama insan olmayan biri gibi algılandı. Hakkında değişik düşünceler oluştu. WalHalla hakkında bilgi veren sözcü oldu. Tüm dünya gelişmeleri onun ağzından aldı. Kendisine verilen görev: Amazon ordusunu (tüm KonFed’leri tatmin edecek şekilde eşit ve barışçıl) kurmaktı. (GreenArmy, W.Army içinde, çoğunluk grubu olacaktı. Erkeklerin askeri egemenliği bitirilecekti.) (GreenArmy, amazon ormanlarındaki yeşili kendine seçmiş, üniformasında taşımış, tamamı dişilerden oluşan, KonFed’ler içine dağılmış, gücünü onlardan alan dişi ordu.) (GreenArmy & GreyArmy: GAGA) Seçilmesine etken, anne ve babasının bilinmeyişi idi. Onu, sistem dışı yaşayanların saldırısında yok edilmiş uzak bir kolonide tarama yapan W.Army kuvvetleri bulmuştu. Kimsesiz bebeği ay yüzeyine getirmişler, ordu adına hibe etmişlerdi. İlk eğitim serisinde hibe edilen binlerce bebek içinde tekti. Diğer bebekler gibi önce çocuk sonra öngenç oldu. Hiçbir KonFed’e ait olamamıştı. Onüçüncü gruba (ordu grubu) alındı. Yetişkin olunca kendi KonFed’ini gönüllü seçecek ve oraya adanacaktı. Eğitimi boyunca üniformasında sürekli ordu logosunu taşıdı. (Yaşıtları KonFed logosu taşırdı.) Kendini ayrıcalıklı hissetmedi. Diğer yaşıtları ona farklıymış gibi davrandı. (Çünkü diğerleri KonFed logosu taşır. Ordu logosunu taşıyan bir yaşıt onlara farklı geliyor.) Sıradışılığı onu kurucu Amazon ordu komutanı yapacaktı. Hem HanIM(Queen) hem de WalKüre(Wildan) eğitimi almıştı. İki kimliği aynı anda taşıyacak bilgi ile donatıldı. Aparatları diğerlerinden farklı oldu. Mezun olup göreve alındığında yetkinliğini kanıtladı. Yılda bir kere yapılan WalHalla içi askeri meclis oylamasında hep yeniden seçildi. Yaşayan bir efsane oldu. Gönülleri kırmadan, tüm insanlara eşit davrandı. Savaş dönemlerinin kısa sürmesini sağladı. Hainlere karşı acımasız davrandı. WalHalla kanunlarının oluşmasında düşünceleri kullanıldı. İç yargı sistemini, uygulanabilir kıldı. Yönetimde eşitlik getirdi. Üç kişinin ortak yönetimi esasını getirdi. Bu görüşleri tüm meclislerde onaylandı. Üçler denilen liderlerin ortak kararlarında oybirliği esası geldi. Asker, İdare ve Omni Liderleri cinsiyet ayrımı yapacak şekilde kurallara bağladı. Askeri lider hep dişi olacaktı. (Özel bir dişi olursa haklı!) İdari ve Omni liderliğini erkekler yapacaktı. Bu düşüncesi önce tepki aldı. Kadınların daha etkin olduğu bir gelecekte bu anormal karşılandı. Getirdiği örneklerle düşüncesini savundu. Üç Meclis, bu düşünceyi birkaç yıl içinde kabul etti. Dünya yüzeyinde görevli İdari personelin kendi meclisini oluşturması (KonFed meclislerine ek) ve WalHalla’ha uzaktan dördüncü meclis olarak yamanmasını istemedi.
WalHalla yönetiminin KonFed içi meselelerde ikinci planda olması gerektiğini söyledi. Barışı koruma amacını birincil kıldı. Dünyanın savunması için amazonların komutasında dış koruma sistemini kurdu. (O zamanın uzak koloni sakinleri, dünyaya karşı hoş olmayan düşüncelere sahipti.) Tahminleri gerçekleştikçe saygınlığı arttı. Uzun bir ömrü oldu. Hiç evlenmedi! Kendisi ile yuva kurmak isteyen insanları kibarca reddetti. Uzun yıllar sonra, istediği halde emekli olamadığı yüzlü yaşlara ulaştı. Sağlığı yerinde, yaptıklarını bilen bir insandı. Yaşlı görünmüyordu. Yaşını, elinizle tutabilseydiniz saçlarından anlayabilirdiniz. Gözleri ilk gençliğindeki gibi ışıldıyordu. Onu sevenler çoktu. Ama içten içe kıskanan bir kitle de oldu. Anlamadığı bir şekilde bebek sahibi olunca, hayatının en zor yıllarını yaşamaya başladı. Bebek sahibi kimliği ile görevine devam edemedi. Meclis kararına inat kendini emekli ilan etti. Dünyaya yöneldi. Görev zamanında yılda birkaç haftadan fazla kalamadığı yeryüzeyine indi. Orada, gönüllü üyesi sayıldığı KonFed’in huzurlu bir köşesinde sessiz bir yaşamı seçti. Unutulmayı istedi. Söylentilerden uzak kalmayı seçti. Dünya, dedikoduların bedelini savaşarak ödedi. Onun yokluğu ile WalHalla içinde ve çevresinde kaos çıktı. Neredeyse WalHalla hainler tarafından işgal ediliyordu. Yeni yönetimin zorlukla üstesinden geldiği savaş dönemi, ölüm pahasına, kanla bastırıldı. Mahkemelere çıkartılan hainlere acıma olmadı. Çok uzaklara kaçmayı başaranlar gelecekte bir gün geri dönmek zorunda olduklarını biliyorlardı. Uzaklarda yaşayan kaçaklar, zaman dalgası yarattılar. Silinenler oldu. Yenilenenler oldu. Değişenler oldu. İçindekini dışa vuranlar oldu. Susanlar oldu. Sabırla koruyanlar oldu. Kalpleri kaçaklarla birlikte atanlar oldu. Hedronik o dönemde WalHalla’nın içini kötülüğü önleyemeyenlerden temizledi. İçini öngenç aşamasındaki WalTin öğrencileri ile doldurdu. Hainler yirmi-kırk yaş arasından çıkmıştı. Kırk yaş üstünü, yeterli önlemi almadıkları, büyük anahtarları küçük insanlara verdikleri için görev dışı bıraktı. Hedronik bir insan gibi yaşananlara kızmıştı. (İnsani kızgınlıkla gönül kırıcı davranışlara girmedi. Kızgınlığı, amaca ihanet edilmiş olmasıydı.) WalHalla dışındaki gelişmelerde etkin değildi. Etkin olmasını beklediği liderler yetkin çıkmamıştı. İdoletHanIM’ın askeri liderliğini özlüyordu. WalHalla kurulduğundan beri ilk kez yenilgi şoku yaşanmıştı. Onun bebek sahibi olması hakkında konuşanlar, şimdi sessizce izliyordu. Hiçbir fiilde bulunmamışlar, izleyici olmuşlardı. Zaman dalgası onları aldı! Silinmeye mahkum oldular. WalHalla dışında yaşayan insanlar değişime uğradı. Kayıtlar alt üst oldu. Hedronik ve WalHalla içindeki gençler işin peşini bırakmadı. Kaçakların peşine bir ekip gönderdiler. Saatler içinde önlem almaya yöneldiler. Dışarıda savaş sürerken, içeride hainlerle savaşılıyordu. Zaman senkronize olmuştu. Tüm bu olaylardan uzakta, bir bebek büyütülüyordu. Bebek, kendini yetim hissedecekti. Annesi, kendisini alan bir ekiple dünya dışına çıktı. WalHalla içinde bazıları yapılanlara pişman olmuş, onu WalHalla’hın başka bir gezegen yörüngesindeki ikizine göndermişlerdi. Gelenlerin onu göreve ikna etmeleri günleri bulmuştu. Bebeğini, sütten kesilince, kimliğinin gizlemesi kaydıyla emanet vermişti. Emaneti alanların kim olduklarını bilmiyorum. Onu gizlediler. Annesi onu biliyordu, dilediği zaman uzaktan izliyordu. Bebek büyüdü, çocukluğunu yaşadı. Babasını hiç öğrenemedi. Annesine hep
uzaktan baktı. WalHalla’hın ikizine alınmadı. İçi acıdı. Bağlı olduğu KonFed topraklarında dilediği gibi yaşadı. Uyandığı zaman, içten sarsıldı. Yarım kalanları tamamlamaya kalktı. İdoletHanIM. Uzun ömürlü Amazon savaşçısı. Geçmiş zamanda yaşamış akranların gibisin. Vazgeçmiyorsun. Yenilmiyorsun. Seni iki kere kurucu seçtiler. İnsanları affettin. Asteroid kuşağının dışına hiç çıkmadın. “Gücünüzün yettiği yere kadar sorumlusunuz” dedin. İlk hatanın tekrarlanmaması için Kanun sabitlendi. Üç sınıfı tek bir insanda toplama projesi iptal edildi. Örnek bir insan, zigot düzeyinde ultra yeteneklerle donatılarak büyütülmüştü. Bu insana aynı anda Han/German/Omnist olma ayrıcalığı tanınmıştı. Aşırı yetki ile donatılmış bu dördüncü üst sınıf, felakete neden olmuştu. İhanet bu gruptan gelmişti. Bunun yeniden yaşanmasını engellemek için proje, uygulayıcıları ile WalHalla dışına alınmıştı. Hedronik, uygulayıcıları derecelerine görev farklı süreler için sürgün etmişti. İhanet etme fiiline karışan dördüncü sınıf üyeleri (ve ayarttıkları diğerleri), adını duyduğunuzda bile korkutan bir gezegene gönderilmişler. (WellHell) İdoletHanIM, sıra dışı bir kadın oldu. Yüz yaşına vardığı gün, bunu kutlamak istedi. O zamanın yaygın, “MilkDans” adını almış, dans merkezlerinin birinde yaşgünü yaptı. Dostu olarak gördüğü yüzlerce kişiyi burada ağırladı. Alkolün tüketilmediği, duman tüttürülemeyen, uyuşturan maddelerin dışarıda tutulduğu (İnsanların bu üç unsura olan bağımlılıkları aparatlarla önlenmişti. Aparat takmayı istemeyenler, kendi hallerine bırakıldılar), üç yaşında bir çocuğun içeride özgürce dans edebildiği, içinde farklı tatlar barındıran sütlerin içildiği (Ballandırılmış süt karışımı harikadır), kaybedilen enerjinin güçlendirilmiş meyvelerle tamamlandığı, açlığın binbir çeşit hamburger ile giderildiği bir yerdeydiler. Yüz yaşına giren her insan bu çılgınlığı yapabilirdi. Geçmişi kutlama amacında değildi. Geleceğe, sağlam bir bedenle ve mutlu bir yüzle ulaşmanın sevincini paylaşma telaşıydı. Siz de bunu yapmak isterdiniz.
İçAktarım MilkDans WalHalla bünyesinde, her dilimde&kuzey/güney simetrisinde, toplam 24 “MilkDans” bulunur. Hepsi, ortak kullanımda yeşertilen bahçelerin içine yerleştirilmiştir. Rüzgar gülünün dört yönüne hitaben dört girişlidir. Çeperlerinde ve içinde keskin uçlar bulunmaz. Yuvarlanmış hatları var. İçinde bulunan gençleri (İçine aldığı bütün insanları genç sayar) mutlu etmeye programlı, yarı canlı bir yapısı var. Dört kapılı dış yuvarlakta sessizlik var. Dans etmeye gitmeden önce yeme/içme ihtiyacı, ikili/üçlü/dörtlü sohbet yerleri, nostaljik yapıda oturma takımları, dans edenleri şeffaf duvarların arkasından sessizce izleme imkanı dış yuvarlakta. Orta yuvarlakta özgün müzik var. Dileyen genç içinden geldiği gibi, özgün müzik aleti ile hislerini dillendirebilir. Seslerin karşımasını, orta yuvarlakta ara şeffaf duvarlar engeller. MilkDans’ın sahibi sayılan Robot’lar hizmet eder, insanların isteklerini yerine getirmek için çabalar. Robotların sorumlusu MilkDans Android heyetidir. (Bunlar da daha üstlere karşı sorumlu olurlar. Her MilkDans’ın ana sorumlusu bir hbryd olur, sembolik anlamda. Onun yaşam alanı burasıdır. Kendi
bahçesinde kar yağdırır, danstan çıkan insanlar kartopu oynasın diye. Eğer bilseydiniz onların cennet bahçelerine kapı komşusu olduklarını şaşardınız.) MilkDans ünitesinde, 3er Android bulunur. Her biri; dış/orta/iç yuvarlağı kontrol eder. WalHalla yerleşikleri robotlara bile insanca davranır. Güler yüzlü olurlar. İç yuvarlakta istek parçaları çalınır. Ses geçirmeyen şeffaf duvarları nedeniyle dış katmanları rahatsız etmez. Diledikleri gibi dans ederler. İstek parçaları, MilkDans ana bilgisayarı onaylar. İstekler, insanların giysilerinde bulunan ses iletim aparatı ile ulaştırılır. Kişinin isteğini, tatlı diliyle, düşük sesiyle iletmesi yeterlidir. Orta yuvarlak, istenen müziğe uygun ışıldar. Dans edenlerden herhangi birini üzen bir müzik olursa, yayın hemen kesilir. MilkDans içinde üzüntü duyulması istenmez. Dans etmek ibadet gibidir. Her genç, çocukluğunda iyi bir dans eğitimi almıştır. Sevdiği kimi müzik aletlerini harika kullanır. Bahçelerin ortasına kurulmuş MilkDans ünitesine giderken köşklerinde tuttukları özel aletlerini yanlarına alabilirler. MilkDans, adını ‘Ballandırılmış Süt Şerbeti’nden alır. (Ya da ‘Sütlendirilmiş Bal Şerbeti’) Bu nedenle, insanların yaşadığı her yerde/yurtta/arzda, benzer özgün MilkDans üniteleri kurulmuş, özellikle gençler dans yoluyla mutlu&barışçıl olabilmişlerdir. (İçAktarım Sonu) Yüz yaşını aşabilmiş insanlar düşündüğünüzden daha fazla. Onlar gençlik zamanlarında bildikleri hırslarını kaybetmiş, daha dingin bir ortamda son yıllarını yaşamak isteyenler. Çoğu yaşlı(Yüz yaşına gelmeyen birine ‘yaşlı’ denilmez. Aslında toplumda “yaşlı” sıfatı kullanım dışı kalmıştır. Önce ‘ergin’, sonra ‘engin’ olursunuz. Yaşlılık, vücudunuzdan atılır. Ömürler uzatılır. Beklenenden fazla ömür alan ‘geçkin’ler yaşar.), kendileri için hazırlanmış HuzurEvi’inde diledikleri şekilde biterlerdi. (Tohuma kaçan çiçeğin son dönemi gibi düşün!) Öldüklerinde cenaze, inandıkları şekilde, vasiyete uygun işleme alınırdı. (Kurucu dişi, Çiçek kokan bir kadın, çiçek gibi yatıyor cafin de elinde çiçeğiyle manolyalar. Göz bebekleri yeşil, sıcak bir çiçek olan o çiçeklili tua) Ölüm, soğuk karşılanmazdı. Güzel kokularla, hoş anılarla, gülümseyen yüzlerle vedalaşılırdı. Gönlü kırılmış, umudunu yitirmiş, mutsuz bir insanın ölmesi gibi değil bu. Yaşamına doymuş, umutla dolmuş, mutlu/sevimli bir insanın defin töreni. En sevdiğin müzik eşliğinde huzura kavuşasın. (“Oku ki düzelsin kader” Zuhruf Festehaffe kavmehu fe etauh innehüm kanu kavmen fasikıyn Enbiya Ve ma halaknes semae vel erda ve ma beynehüma laıbın Lev eradna en nettehıze lehvel lettehaznahü mil ledünna in künna faılın Bel nakzifü bil hakkı alel batıli fe yedmeğuhu fe iza hüve zahık ve lekümül veylü mimma tesıfun) İdoletHanIM, HuzurEvi yolunu seçmedi. İkinci görevinden geri dönmedi. Dünyadaki huzurevine girmedi. Büyüyen evladını ziyaret ettiği haftalar dışında dünyaya gelmedi. Adanmış bir ömrü seçti. Deneyimlerine ihtiyaç duyan orta kuşak liderlerine danışman oldu. WalKüre’lerin ilk lideri olma onuru ile ikinci WalHalla için seçici yapıldı. Hedronik onu tuttu, ona güvendi. Çok uzaklara gidecek filoların çıkış yeri de görev alanındaydı. Gönüllü Amazon birliklerini uğurlayıcı olmuş, sağ olarak dönebilenleri karşılayıcı olmuş. Ömrünün son gününe kadar burada kalmış. Cenazesi görev yerinde törene alınmış. Çiçek kokulu bedenini, sonraki yıllarda onun
izinden gidecek WalKüre’lere örnek olması, yaşananların unutulmaması için, seyre açık mumyalatmış. Şeffaf bir madde ile tüm dış yüzey kaplanmış. İç beden çürümenin engellenmesi için uzay soğuğuna alınmış. Kapıdan giren ziyaretçilerin görmesi için koridorda ışıklandırılmış bir bölümde izlemeye açılmış. (Toprakla buluşmak dururken bunu neden yaparlar? Anlamam.) (Toprağın üzerinde yeşil Gelen bahar ile canlanan doğa Üstünde beyaz papatyalar. Onun çiçeği. Kokusu. Uranüs/Jupiter yörüngelerinde yaşayanların çiçek tarlaları var. Sırası gelince Defin için kullanılır.) Fedakar kadın. Mutlu eden anne. Adanmış ömür. Ders alacak yeni kuşaklar. Unutulan eskiler. Unutulamayanlar. Sevginizi aktarmadığınız sürece unutulursunuz. Sizi seven bir insan yaşıyorsa siz de yaşıyorsunuz demektir. Ders vermiyorum. Bunları biliyorsunuz. Hatırlatıyorum. Unutkan olan benim. Birbirinden kopuk bu kadar kişiyi yazmaya kalkıyorum. Onların heyecanı bende yok. Okuyana hayal oldukları halde, onlar sıcak ve sevgi dolu. Ya bu kişiler gerçekten yaşanmış ve yaşanacaksa?
EkBilgi Dahası Size yüzey altı kişilikleri aktarmadık. Yerin altında WalHalla büyüklüğünde gizli bir yer daha var. Orası sır olarak kalsın. Şamballa dedikleri kötülerin şehrine inat. Biz iyilerden olduk. En az dört adet WalHalla olduğunu duydum. (Beşincisi güneş görmeyecekmiş.) İnandım. Görmeden inandım. Seni tenkit etmiyorum. İçindeki kötülükleri atmanı istiyorum. Seveceksen bilmelisin. Bildiklerin artmalı. Zamanını doldur. Boşaltma. Kötü günlerin geride kalırsa şaşma. Toprağa bulanmışları yağmur temizler. Üzeri kurumadan havalanamazlar. İzin ver rüzgar seni kurutsun. Yoksa çok üşürsün. (Benim gibi sen de rüzgara kırılma… Yumuşat kendini. Sert olma. Değişen akıma uydur benliğini. Sonra kırılırsın. Seni yeniden doğrultmak isteyenler etrafına üşüşür. Sakın dehşete kapılma. Onlar senin yeniden sevmen için çabalar. Tepesinde irice erzak tutan ufacık bir karınca, uzaklardan gelen bir bal arısı. Onları küçümseme. Kötülerin aşağılara kaçışmaları bu yüzdendir. Küçümsediklerinden ürktüler. Önce büyüklendiler, sonra küçüklere yenildiler.)
BÖLÜM
DÖRT
MEKANLAR
SOYUT Mekanlar 4.1 Efsane Ötesi Sırlar Var
Sis perdesinin çok ötesinde. Hayat veren yerde. Gizli WalHalla. Sana sesleniyorum. Görünmekten alıkonulmuş. İçinde sırları gizleyen yer. Seni uçuran nedir? İçine aldığın işaretlilere sunduğun içmekanlar nedir? Ölümlülerden uzak, kendi yalnızlığında neyi bekliyorsun? Merkezinde, Hedronik köşkü. Oraya davetsizler giremez. Hedronik’in kendisi bile oraya izinsiz giremez. Davet edilenler geri dönemez. Tek başına yaşadığı yerdedir. Sadece kendisine görünen MutlaKitap ziyaret eder. Işıltılı sayfalarda okuduğu ile yolunu bulur. Görevini bilir. WalKüre/German toplumu ona görevleri yerine getirmede yardımcı olur. İşaretlenenler merkezin dışında, kendi yeşil bahçelerinde huzur içinde dinlenirler. Dışarıyı görmezler. Gözleri merkezde odaklanmıştır. Merkezin etrafında döner dururlar. WalHalla kendi etrafında dönmek zorunda kalır. Binekler en dışta, gözleri dışarıda bekler. Onların mekanı, WalHalla içine ve dışına teğet gibi kalır. WalHalla’ha dokunamazlar. Havada asılı kalırlar. İçeriye bakamazlar. Tuhaf. Aynı binek WalHalla dışında sayılmaz. Sınırda yaşarlar. Bir arkaya bir öne eğilirler. Gözleri dışarıda kalır. Gözetler. Görünmezlikleri bu yüzdendir. WalHalla içmekanları, düşüncenize uygun görüntüsünü değiştirebiliyor. Sizi rahatsız ettiğini düşündüğü renkleri yumuşatıyor. Adı üstünde Soyut. İçindekini mutlu etmek için, her yeri canlı gibi değişimde. En iyi mekan olma hevesinde. Sürekli yenilenen bölümleri içinde.
Üç sınıf Kurucu, İşaretli, Binek Mekanları; (içten dışa) Merkez, Köşk, Kapı Eşiği
4.2 Birinci sınıf: Hedronik
TEK’in şahidi. Eşi benzeri yok. Mekanı, tek. Benzeri uzaklarda olabilir. Ancak bu sır. Bilinmesi tehlike. Hedronik aynı anda diğer tarafta olma becerisinde. Birden fazla mekan sahibi olabilen tek sınıfın tek üyesi. Bulunduğu evrende onun gibisi yok. Ölümlerin en acısı ona ait. Ölmeden öldürülen. Okutulandan kaderini takip edebilen. Tüm işaretlilerin isim babası. İşaretleyen kendisi değil. Kaybetmekten korkan. Korktuğu için önceden kurtarılan. Kazandırmakla meşgul. Mekanını gizler. Paylaşımı kısıtlıdır. Kendisini anlayabilen henüz çıkmadı. Birden fazla yerin sahibi kılınmış. Yerin sahibi olamamış. Zamanda dolanırmış.
Mekanı: MERKEZ Anlatılması istenmeyen yer. Hedronik, tahsis edilmiş mekanın sırlarını anlatana ne yapacağını gösterdi. Korktum. Deve olsa o delikten kurtulamaz. ‘Merkez yok’ dersem anlamış olur musunuz? ‘Mekanı yok’ desem çözmüş olur musunuz? O, her yerde ve hiçbir yerde. O, hem burada hem öte tarafta. Aynı zamanda farklı iki yerde olabiliyorsa, iki adım geriden onu takip etmek en iyisi. Mekanı onun olsun. Horz zaten onun. Atının göz rengini bile anlattırmadı. (Gizlediği sırların arasına gizlendim. Görünmeden atın geldiği yeri öğrendim. Yazılmayacağına söz verdik. Ama dileyenin görmeyi bilmesini engelleyemeyiz. Uzaktan seyredenlerin sanısında yanılma var. Sekiz toynaklı, dizli, ayaklı olduğu şüphelidir. Göz renginden, kuyruğuna kadar gördüklerinizin bir yanılsama olduğunu kabul ederek başlayın. O bir at değil. Bunu bilin. Öyle bir at ki… Dilerse geri dönmeden gerisin geriye koşabilir. ‘Atım’ını attığı yerde izin silindiğini görebilir. Dört ayaklı(sütunlu) bir canlının titrediğini böyle görürler. Diğer binekler sadece ileri akarken, bu binek ileri geri akar. Anladın mı? Bu yüzden sekiz sayısı, takılma vakası. Odin’e yakıştıranlar gerçeği böyle örttüler.) Merkezin, ışığın kaynağını korumak için bir örtüsü var ya… Örtüyü aralayıp ışığı gören kimse dışarıya salınmazmış. Sırrı öğreneni öte tarafa gönderirmiş. Hissettiklerim bambaşka. Merkezin bomboş olduğunu düşünüyorum. O kadar boş ki içine elinizde bulunanları sığdırabilirsiniz. Sınırları olmayan bir yer. Temas ettiği (bittiği) duvar, işaretlileri ait bahçelerinin başladığı duvar. Daha açık olamayacağım. Öyle bir duvarla sınırlamıştır ki… Bu duvarın sertliği karşısında güç yetirilmez. Duvarda sadece bir yerde kapı vardır.(İç kapı) Horz, içeriden bu kapıyı bekler. Kapıdan geçen, içeride hiçbir nimet bulamaz. Girebilen, göze hitap eden ışığa takılır. Dondurulur. Horz, asla arkasına bakmaz. Gidenlerin arkasından ağlayan tek binek odur. (Göz yaşları içe akar. Böylece ağlamadığını düşündürür.) Hedronik’in gözleri ile görmeyi dilerdim. Onun baktığı mekanı bilmeyi isterdim. Anlatmaz. Anlattırmaz. Sunduğum cümlelere masumca kızar. Kızgınlığını dindirmek için ona söz vermek zorunda kaldım. Bir savaş meydanında olmadan onun hizmet ettiği TEK için can verecekmişim. Söz verenin kurtuluşu yokmuş. Asıl kurtuluşu buymuş. Belki bir gün, geleceğimde bunu yaşarım. Soyut bir yerde gerçek olup olmadığından emin olamadığım bir hayal kahramanı ile böylesi “GriFit” anlaşma yapılır mı? Yeminimi hangi
evrende tutacağım? Mekanına aldığına pişman mı olacak?
4.3 İkinci sınıf: İşaretliler
Dişilik ve erkeklik hislerinden sıyrılmamış, cinsellik olgusunu kendi cennetlerine erteleyen, verdikleri yemin ile alınan, adanmış savaşçılar. Sevmeye ve sevilmeye hasret gözleri ile diğer gözleri süzerler. Dışarıda savaşçı olan işaretliler, içeride barışçı olurlar. Sevgiyi yaşamak için bahçelerde olurlar. Kendilerine sağlanan içmekanlarında, aralarında kısıtlanmış kelimelerle, anlamsız olmayan kısa sohbetlerde bulunurlar. Bahçelerde dolanan bir işaretli için diliyle konuşmaktan men edilmek bir ödül. Onlar aralarında bakışarak anlaşırlar. Gözlerini görseydiniz, onlar gibi olmak için can atardınız. (Yansıtırlar: Göz bebekleri, saçı. Yeşim, taşı. Başı, tacı. Beyazdır atı. Kıyafetleri, geniş. Algısı, seziş. Seviş. Geçiş. Gönülleri, dokunuşta. Dokundukları, hasreti alır. Özlemi, gözlem. Seni/Beni izler. Sevildiğini gizler. Saf tutar, talibi var. Dosdoğru olur. Mekanı korur. Elele tutuş. Kaygıdan kopuş. Sen hiç yıldız tozu yuttun mu?)
Mekanları: Köşkler Köşke alınmadan önce, acıyı geride bırakmak için ölümü tadan işaretlileri düşün. Öldükleri için üzülmelerini kimse engelleyemez. Ta ki köşklerine girene kadar. Orada dünya hayatının bütün nimetlerini, özlemlerini unuturlar. Geride bıraktıkları her ne ise önemini yitirir. Sunulan nimetler, bu köşklerde yenilenerek gizlendikleri yerden onlara görünür. Beslenmeleri çok farklı olduğundan, köşklerdeki bahçeler, ağaçlar gözlere hitap eder. Orada duyulan kuş seslerini işitmeliydin. Orada bulunamamış ölü bir savaşçı, boşuna can vermiş sayılır. Kendini adayarak canını ortaya koyan için ne güzel bir ödül. İşaretlenmiş olmanın ötesinde, bu mekanda geçen sürede, kimin gözü, gönlü dışarıda olabilir! Görev için dışarıya çıktıklarında, WalHalla’ha geri dönme özlemi bu yüzden. Hızla görevlerini yerine getirir, dönerler. Onlara kimse ihanet etmez. Yalnız bırakılmazlar. Köşkleri ellerinden alınmaz. Öte tarafa gidecekleri güne kadar yerlerinde tutulurlar. İşaretlilerin sayısı sabitlendiğinden, köşklerin sayısı da sabitlenmiştir. Köşkler şekilden şekle girerek, hep yenilenerek sahibini mutlu eder. Yeni gelen bir işaretli, en eski işaretlinin yola çıkması gerektiğini düşündürür. Gidecek olan için köşkünden vazgeçmek kolay olur. Gideceği yerde bundan çok daha güzel bir yerin onu beklediği hissettirilir. Köşklerde kaybolamazsınız. Her bahçe size doğru yolu gösterir. Bütün bahçe yolları sizi koridorun ucundaki kapıya ulaştırır. Kapıdaki bineğine gidilmesi engellenmez, geciktirilmez. Düşündüğünüz anda, süzülürsünüz. Uzanırsınız dilediğiniz yere. Bahçelerde kurumuş bir yaprak bulunmaz. Yeşermekte ısrar eder, ağaç ve zemindeki çimenler. Yapay değil gerçektirler. Her yaprağın yüreğinde, kendini ağaca ulaştıran yollar
bulunur. Gözlere hitap edişini bilir. Yaprak, ışıldar. Huzur, mutluluk için görünür. İşaretlinin ona baktığını bilir. Bahçenin içinde ne varsa, önemsenir. Yeşile, üzerine yeşiller giymiş WalKüre baktığında, kızarmak olur mu? Kızarmış bir yaprağın işi ne? Badireler atlatmış bir işaretliyi mutlu kılmak için yaratılmış olduklarını bilirler. Canlıda canlanırlar. WalHalla canlı ya. Bir gün geldiğinde, binekler gibi iç kapının eşiğinden geçirileceğini, hiç bitmeyecek cennet günlerinde görevine devam edeceğini bilir, bahçeyi oluşturan ne varsa… Bütün WalHalla’hı yutacak iç kapı. Yeniden doğacakları öte tarafın gerçek cennetinde, tatları sürekli artacak. Burada verdikleri tat yavan kalacak. İşaretliler için arzulanan bahçeler, dünyada hiç görülmedi. Hiçbir ölümlü o bahçelere giremedi. (Beni saymazsanız.) Her bir bahçe içinde gizlenmiş köşkler olduğunu bilerek içeri alınırsınız. Hangi köşkün size ait tutulduğunu merak ettirirler. Köşke aldanmayın. Adandığınızı unutmayın. Köşkte tadılan nimetler görüntüden ibaret. Gözlerin emrinde yaşatılırlar. Beklenen son geldiğinde hepsi ölecektir. İşaretli ölümü önceden gördüğü halde yutulmaktan kurtulmaz. Hiç acımaz. Köşkü ile birlikte tersinir. Bulduğu yeni yerde daha mutlu. Köyünden hiç çıkmamış bir çobanın diliyle yazıyorum. Koyunların anlayacağı dilde. Köşkü hiç görmemiş birine, bulutların üzerinde, görünmekten kaçınan bir yeri nasıl anlatayım? İşaretlilerin çoğu, işaretlenmeden inanmadılar. “Acaba” dediler. Köşkün ağacı tersine, kökler WalHalla’nın yüzeyine dönük, dışarıdan besleniyor. Meyvesini gözler tadıyor. İşaretlilere somut bedenlerine kavuşacakları vaat edildi. O güne kadar gözleri onlara yetiyor. Köşk, bulunduğu bahçede gözlere hitap ediyor. Uykuya ihtiyacı olmayanların gözünde, seyir amacıyla var edilmişler. Oturmaları için yükseltilmiş bir döşek hazırlanmış. WalKüre veya German olmanız, sonucu değiştirmiyor. Cinsiyetinizden sıyrılamıyorsunuz. İçinizdeki sevgiyi paylaşma arzunuz dinmiyor. Ancak WalHalla içinde, eşi dışında kimseyi göremezler. Köşklerinde sadece sevgilerini sundukları eşi ile bulunabilirler. Ağaçlar şahitleri olur. Bakışarak sevişirler. Karşıda duran eşlerinin her geçen gün güzelleştiklerini yüzlerinden anlar işaretliler. WalKüre sayısı her zaman fazla tutulmuş. German daha hızlı devşirilmiş. Zannedildiği gibi değil. Köşkler evlilik mekanı değil. Orası zamanda bir çekmece. Size yenilenen gençlik sunar. Bineklerinden uzaklaşan işaretlilere sunulan değerli bir hizmet. Ab-ı hayat gibi. İçmeden içer gibi. WalHalla’ha girişimde hiçbir köşkün perdesini kaldıramadım. İçine girip onların sahip oldukları tadları alamadım. İçimde bir eksiklik kaldı. İçine ziyarete izin var. Köşkler özel. Kokusu bile ne demek istediğimi size anlatır. Zemin çiçek açar. Bal şerbetinin kaynağını anladınız mı? İyi düşünün. Anlayacaksınız.
4.4 Üçüncü sınıf: Binekler
Kurt-At karışımında, ne kurt ne at olan acayip canlılar. İşaretliler için yaşarlar. Hedefe ulaşmadan duramazlar. Dışarıda daha mutlular. (Bu yüzden içeride yaşayamazlar.) Sahibi ona her an gelip binecek kadar heyecanlı, hazır, gözleri düşmana yönelmiş. (Hedronik’in bineği, statüsünü kullanır. O merkezde şeffaflığını koruyarak bulunabilen tek binek olur. Dilerse sahibini uzak ötelere taşır. Özel’in özelidir. İçKapı eşiği ona emanettir. Büyük savaş gününde, Horz’un adımlarını kullanarak bir defaya mahsus, savaş için kullanılacaktır. Diğer kullanımı barış için.) (Babanın rüyası: Bir ulu kişi, emanet etmiş; kılıç ve beyaz at. Atın özelliği; uçmayı bilmesi. Kılıç, sahibinin elini tanıyor, sahibini hiç terk etmiyor. Ancak atı kaybetme ihtimali var. Gençlikte yapılan bir hata ile beyaz at uzaklaşıyor. Sonra hatadan dönülüyor. At yine sahibine koşuyor. Onun vücuduna kendi vücudunu dokunduruyor. (Frekans ayarı.) Hissettiriyor. Ölüm geldiğinde sahibini yukarıya uçurmak için var edildiğini biliyor. Atın kanatları yok. Ama var. Görünmeyen kanatlar. Hızır’ın süvarileri. (Hınzır yere Hızır iner.) Onları köyün tepesinde görmüş. İşaretlenmesi takdir edilmiş olanlar, öldüklerinde, genç bir savaşçı suretinde yeniden dirilirler. Yemeden içmeden kesilirler. Atın sahipliği, kişi yaşarken zordur. Ölüm perdesini aşanlar atını asla kaybetmez. (Erenlerin düzenine, nur yağar üzerine, canım feda olsun, güzeller güzeline) Sonunu unuttuğu dörtlüğü dinletmişler. Sonra hatırlatmışlar unutulanı. “Vatan çalışanlarındır” yazısını okutmuşlur bulutların üzerinde. Sonra bu yazının her bir harfi, kanatlı bir kuş olmuş, babanın ağzından içeriye girmiş ışıltı saçarak. Aynı köyden üç genç çıkmış. Öğüdü tutan sadece ‘biri’. İlki çok uzaklara, sonraki geldiği yere gitmiş. Sonuncusu ise öğüdün gereği denizin kıyısında kalmış. Boğulmaktan kurtarılmış. Üç Kurt! Görülmüş rüyasında. Kurtlardan ikisi geldikleri yere; dağlara dönmüş. Ancak ‘biri’ insanların arasına dolanmış. Sonra seçtiği bir insanın içine koşarak atlamış. O insanın içinde kaybolmuş. Derler ki insan olabilen bir kurt, beyaz bir atın sahibi olabilir. Artık ne bir kurttur ne de sıradan bir insan. Hızır’ın Süvarisi olacak ya. Görmeyene anlatsan inanır mı? Haberi alan susuyor. Üzerine nur yağan bir insan, defalarsa sınanıyor. Kaybettiriliyor. Sonra kavuşturuluyor. Hepsi, ölümden sonraki görev için. Işıltılı atın nasıl göründüğünü bilen, detayları gözler. Atın kuyruğu, beyaz, uzun, güçlü. At, henüz gözleri açılmamış birine siyah, görmeyi bilenin gözüne beyaz görünür. Baba, ölümünü bekler. Elinde tuttuğunu varsaydığı kılıcı ile yukarıya alınmayı ister. Atın yanına gelerek onu taşıyacağını bilir. Kapıya bir kez dokunan her ne olursa olsun korunur, sevilir, vazgeçilmez. Dağlara giden iki kurt. İnsan olamadılar. Ama bırakılmadılar da. Allah için bir kez acı çektirilmiş köpek, artık göremediği sahibinin uzaktan koruması altında yaşar. O hayvana zarar vermeye çalışan kurutulur. Kaybettiren nedeni anlamazlar. Bir kere elinizden tutuldu mu bir daha asla kendi başınıza bırakılmazsınız. Adalet budur. Atlar sahibine koşar. Kurtlar insan olmayı başarırsa, yukarıya çıkar. Perdenin altında, insan maskesi takmış çeşit çeşit hayvanlar izletilir. Maske canlıdır. Ama ölüm günü gelmeden insan/beden kalıbına girebilen, hayvan (cinsi bile önemlidir) olmaktan çıkar. Üstelik o beceriyi kullanabilene değerli hediyeler verilir. (Kılıcı, Atı, …))
Mekanları: Kapı eşiği Rengi, ışıldayan gümüş grisi. Görünen kapılardan çok sayıda bulunur. (Gösterilmeyenler
var.) Sayısı efsanede anlatılanla örtüşmeyebilir. Kapıdan kasıt düşündüğün gibi olmayabilir. Aslında her kapı tek gibidir. WalHalla tek kapılı denilse yalan değildir. Çok kapılı olduğu halde tek bir eşikten bahsedilir. Bir binek olmak isterdim. Kapının eşiğinde, en azından ait olduğum işaretliye hizmet etmek onurunu yaşamak isterdim. İsteklerim yerine gelemedi. Bineklerin biz insanların bildiklerini bilemediklerini öğrendim. Sonunda kendisini çok uzaklarda zannedilen bir cennete alacaklarmış. Sahibini orada sonsuza kadar görecekmiş. Onun cennetinde, onun misafiri olacakmış. Ona sunulan nimetlerden bir kısmını tadacakmış. Ancak kendisi de bir nimet olduğundan, sahiplenmiş bir binek sıfatında kalacakmış. Sahip olamadığı bir cennetin bahçesinde sahibinin yanında bulunma ayrıcalığı. Bunun için kapı eşiğinde beklemeye değer. Et ve kemikten oluştuğu ilk döneminde, kendisi gibi savaş meydanlarına getirilmiş binlerce attan biri. Diğerlerinden farkı yok gibi. Sahibi onu kurtarıyor. Buna şaşırıyor. Sahibi ile savaşa giden bir at için cennet kaçınılmaz oluyor. Şimdi inanmadınız. Atın ne işi var cennette? O cennetin malı oldu. Bahçelerde kendisini gösterecek. Sahibi onsuz yapamaz. Onu görmesi gerekecek. Atını sevmesi. Yeniden. Hep daha güzele yolculuk. Okumak için ayırdığınız zamanı boşa harcamıyorsunuz. Ara ara göz attığınızı biliyorum. Yaşamınız yoğun. Düşüncelerle dolu. Kapı eşiğinde gibisiniz. Bineklerin yerinde olmaya razısınız. Sahibiniz var mı? Kapı eşiklerini görüyorsunuz, kör gözlerinizle. Baktığınız evin bahçesinde bulunmak için kapı eşiğinde bekleyen kurtvari atı geçmeniz gerekecek. Evin bahçesinde kaybolmadan içkapıya yaklaşabilirseniz kapı eşiği sıradanlaşacak. Kurtvari. Mekanı, kapının eşiği. Bunu canlandırın. Kendi kapınızın eşiğini canlı tutun. Soyut mekanın kapı eşiği bir tane. Tek giriş var. Somut dünyanızın geleceğinde kapıları, ondan esinlenmiş. Kapının girişinde; gökyüzeyinden “kartal” ve yeryüzeyinden “kurt” alınmış. Kapının kendisi canlı. Uçmayı bilmesi kartaldan, savaşmayı bilmesi kurttan gelir. Yeri sabittir. Uçmak için kanadını açmaz, savaşmak için pençesini çıkarmaz. Bineğin gözlerine kartalın gözleri verilmiş. Kurdun yüreği, atın içine yerleşmiş. Kapıyı sahiplenen her binek, kendini tek zannetmiş. Diğer binekleri görememiş. Ne zaman inişe geçseler, çoğaldıklarını fark etmiş. Eşiğinde sadece kendini gören, etrafında binlerce bineğin kendisi gibi beklediğini hisseden atlar. Giriş kapısını neden bu kadar önemsediniz? Sahibi sayılmadığınız bir yerin girişindesiniz. Kapıya dokunmanız bile yasak. İçeri bakmanız bile yasak. Sahibiniz dışındakileri bile görmeniz yasak. Hedronik’in atı Horz’dan haberleri bile yok. Bile bile bekleyişteler. Kapının eşiğindeler.
İçAktarım Kapının Tasviri Mit kaynaklı bilgilerin aksine, giriş kapısını açacak bir anahtar ihtiyacı bulunmamaktadır. Kapı, soyut olmanın getirdiği artı ile ait olduğu WalHalla’hın onayı olmayan kimseyi içeriye geçirmeme niyetinde. Zorlayan kötülerin hiddetinden korunmak için bineklere güvenmekte. Kapıyı gören bir misafir için, kapının aslında olmadığını söylemek yerinde. Kapıyı, WalHalla ile birleştirin kirişlerin yerinde ışıldayan, elmas görünümünde metal
renkli somun hissi veren delikler bulunmakta. Bu deliklerden çıkan ışık, kapıyı görünür hale sokmakta, dışarıdan bakana içini göstermekten alıkoyan, içeriden bakana dışarıyı gösteren. Kapıyı açmak için ışığın solması yetmekte. Bineklerin beklediği yer işte burası! Dış yüzeyde, kapıya ışık veren kaynakların yanıbaşındalar. Buraya “Kapının Eşiği” denilmekte. Eşiğinde oldukları Kapıya dönüp bakmalarında bir neden var. İçeriyi göremezler. Kapıyı izlerler. Kapıya varmaya yeltenen bir görünmezi görünür kılmak, onların görevinde. İşaretliler içeride! Bineklerine güvenmekte. Bineklerin üzerinde her zaman nöbetçi bir işaretli bulunur. Ama hangi bineğin üzerinde? Kapının eşiği, WalHalla dışında sayılır. Binekler kapıya dokunamazlar. Hüzünlü bakışların engellenmesi için eşiği ve bekleyenlerini WalHalla içinden saymışlar. Dokunamadıklarına dahil olmuşlar. Bunun anlamını bilsen! Cennetten bir parça sayılmak ne demek? Bu bir onur değil midir? Eşiğin koruyucusunu, bir gün kapıdan içeri alacaklar işte… (İçAktarım Sonu)
SOMUT Mekanlar 4.5 Yeşil Örtü Altından Işıldayan
Kendisinden sonra yapılan benzerlerine ilham olmuş WalHalla. Görünmekten, izlenmekten kaçınmayan yerden, dünyayı izliyorsun. Barındırdığın içmekanlarda beslediğin insanlar var. Barış içinde yaşayan mutlu yüzlerin yuvası olmuşsun. Geleceğin bir yerinde, ona ulaşmayı bekleyen saatin tiktakları var. Geçmişten uzananların taktikleri var. Sesi sana ulaşıyor mu? Benim gözümde sen bir canlısın. Her odanda bu canlılığı tattırıyorsun. Hedronik senin konuşan, konuşturan tarafın olmalı. O senin her yerinde, bizimle. Sen de bizimlesin. İçindekilere sunduğun sevgin, dışarıdan izleyen insanlara oranla daha fazla. Onlara verdiğin mekanları bilmek hakkımız. Bir gün evlatlarımızı hibe ederiz. Onları misafir edersin. Kimsenin kalıcı olmadığı, değirmen taşları arasında kalanların ezildiği, düzeni koruyanların ömrünün uzadığı yer. Ölümü mecazi kullanırsın. Öleni, dışarıya çıkarır, dilediği yere kadar taşırsın. Gözünde ölen birinin, sendeki görevi bitmiştir. Mekanların dirilere aittir.
4.6 12 Dilimli
Her KonFed kendi diliminde etkin. Eşit ve sevgi ile paylaşımda. Sınıflar kendi dilimlerinde yaşıyor, ortak çalışıyor. Her dilimde, ait oldukları WalHalla için ömürlerini tüketen KonFed insanları yaşar. Aldıkları eğitim müthiş. Diğerlerini kendilerinden aşağıda veya yukarıda göremezler. Eşittirler. Dilimlerden biri olmadan WalHalla ne işe yarar? Dilimler arasında ortak çalışma odaları, merkeze yakın yerleştirilmiştir. Özellikle ilim insanları, mesleklerinin gereğini yaparken “insan” olurlar. Boş zamanlarında dilimin insanları olurlar. Görevleri icap ettiğinde tüm dilimlere hayat verirler. Hiçbir dilim ferdi; sekiz saatten fazla çalıştırılmaz, sekiz saatten fazla uyutulmaz, sekiz saatten fazla özel zaman harcatılmaz. Oniki dilim birbirini kıskanmaz. WalHalla’ha gelen bir gevrek(SimiTurk) diğer dilimlere eşit dağıtılır. (Nüfusları eşit tutulduğundan sorun çıkmaz. Misafirler dışarıda ağırlandığından (ay kapı komşusu) artı eksi yaşanmaz.) Her dilim, güneyden kuzeye uzanır. Kuzey noktasında zirveye ulaşır. Dilimin kuzey ve güney uçları “W.Army” modunda askeri nüfusa bırakılmıştır. Diğer dilimlerle burada birleşir, birlikte savunur. (Gerektiğinde saldırıya saldırı ile cevap verir. Bunun için bütün WalHalla giriş kapıları askeri kontrol altında tutulur. Bu işi amazon birimleri yapar. WalHalla’hda görev almış aktif WalKüre’ler bu birimlere liderlik yapar. Onlar gülümsemeyi iyi bilir.) Dilimin orta bölümü idarecilerindir. Oniki dilimin ortası, dünyayı yönetir. Hepbirlikte, kardeş gibi. Aynı Adem’in oğulları olduklarını düşünürler. İçlerinde “ademoğlu” tanımlamasına inanmayan ateistleri de bulundururlar. HiçKimse içdünyasına dayatılmış bir figüre inanmak zorunda bırakılarak mutsuz kılınmaz. İdari ve Askeri çalışma/yaşama bölümleri arasında kalan dar bir alanda ilim üreticileri bulundurulur. Hem askeri hem İdari yenilikleri, somut icatları, yerli yersiz deneyleri burada yaşatırlar. Dilim içinde soğuk ateş teknolojisi kullanılır. (İlim üreticilerin alanı portakalın posa dediğimiz zar kısmıdır. 12 dilim arasında, hiçbir KonFed’in alanı sayılmayan, nötr çalışma bölümleridir. İlim üreticileri bu bölümlerde özgürce çalışır. Onlar, insanlığın ortak malıdır. Ürettikleri ile insana hizmet ederler. İnsanı mutlu ederler. Bunun için, onlara en başında sevmeyi/sevilmeyi öğrettiler. Umut verdiler. İyilendiler.) “Büyük olan yer büyükle birleştirilir bu biçimde. Dualar kabul olur bu biçimde. Sevmek de öyle. Dualarla birleşirler. Evet, sevilmek güzel. Dualarla birleşilir. Hep beraber ettik. Ommapom. Dua bu. Dualı. Dua et sen de. Nun al hep. Sev hep. Dua et hep. Dualı güzel ol. Dualılar güzeldir. Dua ne güzel şey. Sevmek ne güzel. Aile kurmak da öyle. Gel bize sevin bizle. Haileyle gül. Laileyle sev. Tin le gün pan la san yan la ban , kan la tan, zan la van, ran la tan, man la yan, kan la zan, fan la man, ken le küun, hun la vun, zun la man, van la yan, nan la man, pan la tan, ka la man, san la şan, han la man, tün le men, len le sen, men le ken, ken le men, ten le çen, hun la tun, bun tun yun kun mun lun tun hun yun”
Bir portakalın içi sıvı doludur. Sıvıyı içinde koruyan şeffaf duvarlar bulunur. Dilimlerin içi de böyledir. Dilimde yolculuk yaptığınızda yan duvardaki insanların nasıl çalıştıklarını görebilirsiniz. Özel yaşam alanları dışında tüm duvarlar ardındakini gözleyiciye sunar.
4.7 3 Sınıflı
İdarecilerin rütbeleri sol omuz üzerinde, askerlerin omuz ile kol arasında, ilimcilerin kol düzeyinde. Bağlı oldukları KonFed ve görev logoları sağ kol üzerinde. Sağ omuzlarında Hedronik’i taşırlar. (Üniformaları giyilebilir bilgisayar olur, her yerde onunla olur, iyi sır tutar. Hata yapmadığınız sürece, mahkemede sırlarınızı açığa çıkarmaz. İsterseniz size çöpçatanlık bile yapabilir.) Kıdemli sınıf İdareciler mi? Yok artık. Okuyana EŞİT, yaşayana EŞİT. Rütbelerin, görevlerin yerleri üstünlük yaratmaz. (Bağımsız şirketler, dünya dışında aktiftir. Onların da rütbeleri, işaretleri omuz üzerinde yer alır.) Yaşadığımız çağdan bakınca omuzların üzerine yüklenen nedeniyle üstün tutulduğumuzu zannederiz. Oysa “en üstün” yok. Askeri personelden bütün bayanlar yeşil giyinirler. (Görev saatlerinde. Sekiz saate yakın özel zamanlarında diledikleri gibi giyinebilir, bahçelerde dolanabilir, köşklerinde hoş vakitler geçirebilirler.) Erkek askerler gümüş grisi giyinirler. Amazonlar karşısında sönük kalırlar. WalHalla için dişi askerler önceliklidir. Hedronik, kendi bedenini amazonlara emanet etmiştir. İdari personel mavi giyinir. Kıyafetleri, günün/gecenin saatine uygun mavinin farklı tonlarında, kendisini taşıyan insanın kimyasal tepkisini yansıtır. (Yorgunluk, moral, heyecan, stres gibi…) Dünyada görev alan Han ve HanIM’lar kıyafetlerinde maviyi ve yeşili birlikte taşırlar. Wörwolf modunda değişkenler devreye girer. Yeşilin kırmızıya kayması engellenir. Hedronik bu işi iyi bilir. Üç sınıf da kırmızı giymekten men edilmiştir. (Üniformalarında ince kırmızı çizgiler taşımalarına izin verilir. Bu ancak savaş zamanındaki başarıları ile olur. Zaten savaş sürecinde bütün üniformalarda uyarı niteliğinde kırmızı rengin izleri bulunur. Çok yönlü bir WalHalla mensubu, başarısı oranında ince çizgileri taşımakla onurlandırılır. Üniformalar özdeştir. Canlı kumaşı, ortama uygun renk değiştirebilir. Sahibinin duygularına uygun renk tonu atabilir.) İlim sınıfının rengi sarıdır. Göz alıcı sarı tonları, yaptıkları işin önemine göre değiştirirler. Yaptıklarını; sürekli gözlemde olan Hedronik ile ve kendi meslektaşları ile paylaşırlar. Deneylerde üst meclislerden onay alırlar. WalHalla dışına yaptıkları seyahatler için daha yumuşak renklerde, dış insanların kıskanmasını engelleyecek sadelikte sivil kıyafetler giyebilirler. Tatbikat amaçlı çıkışlarda üniformalar korunur. Her yıl tatbikat yapılır. Sınıflar diri tutulur. (Komik kıyafetler: Üzerinde rengarenk boya lekeleri olan beyaz renkli beli şişirilmiş
(şişman adam) kostümü. Eğlence ve karşı cinsin dikkatini çekmek amaçlı. Top gibi yuvarlanmalar vb. J Çok şirinsiniz siz erkekler. Parende atarak dişilerin yanından geçenler mi dersin. Dans etmek için bayanın önüne geçip selam verip valse başlayan mı. Beyaz çiçekleri arkasında saklayıp bir anda çıkaran mı. Binbir çeşit kur yapma şekli. Çok masum bakışlar ve neşeli yüzler. Yanakları kızaranlar. Bayanların gönlü kayarsa arkasına dönüp bekleyen beye göz kırpıyor ve genç adam görünmeyen bir elektro gitarı çılgınca çalmaya başlıyor. İşte böyle mutlu olunur. Şahane! Grease filmindeki gibiler inan ki. Her şey ve herkes mükemmel net renkler ve tenler. Çok ihtişamlı torunlar, James Dean ve Elvis Presley, Marilyn Monroe ve Azra Akın. Şahane temalar ve giysiler. “Renkler dümdüz, net, yıkanmak çok, temizler herkes, sıcaklık yakınlık hep var, görüntü şahane. Diğerleri gibisin bil. Duaların çok güzel. Sevilmek de. Temizlik çok hoş. Dualar çok hoş. Aileler de şahane. J) Dördüncü sınıfın olup olmadığı konusunda emin değilim. Bunun bir tehlike olacağını kendileri de bilir. Hiçbir KonFed’e ait olmayan bir sınıfın getirdiği bin artıyı, oluşturacakları kocaman bir eksi yok edebilir. Dördüncü sınıfı, KonFed’lere suni olarak yaymakla da kurtulamazsınız. Kökü olmayan bir insan, esen bir meltemle istenmeyen yerlere savrulabilir.
4.8 540 Kapılı
Efsane sanılan mit’e sadık kalınmıştır. Mit olmayan efsanede kalınmamıştır. (Yazıcı. Lafı uzatıyorsun. Okuyucu yoruluyor. Kelime oyunlarına, tekrarlanmış cümlelere ne gerek var?) Her kapıdan çıkması muhtemel binek sayısı sekizyüz değildir. Binekler iki amaçlıdır. Kapıdan yatay çıkışlar, barış zamanı bineklerine tanınmış hak. Dikey çıkışlar, savaş/tatbikat zamanı binekleri içindir. Dikey kapılar, ufak çaplı saldırılarda ve ele geçen büyük gemilerin alınmasında kullanılır. Büyük çaplı saldırılarda iç savunma var. WalHalla’hı korumak için hiçbir pilot kapı dışına çıkmaz. WalHalla’hı kuşatanlar dışarıdan kuşatılır. TakTik. (TockTick) Sana “Çan” yeter. Dişi savaşçıları heba etmezsin. Akıllı olursan kapı da güvende olur. Tehlike; önce içeriden, sonra dışarıdan. İkisi birlikte olursa yandın. Anladın. Hain, içeriden deler kapıyı. Yumurta kırıldı. Yaban arıları kovana giriyor. Neredeyse bal peteklerini bitireceklerdi. Kapıyı delen, neden? Neler ettin sen? İçin yansın. Afet. Defet. Affet. Defin (AfFun) sevin. Geri gelir. Yıkanır. Arınır. Sevinir. Sevilir. (Çok kapı vardı. Herkes kendini bilirdi. Kimse kendine özel davranmazdı. Sıcaklığına özeldi herkes. Sıcaktı herkes. Sevgiyi çok isterler. Dualar özel. Aşk da. La ilahe illallah. La mevcude illa HU! La ilahe illallah Allahu ekber. Skala yükseliyor.) (Aktarım arasına giren, bu heyecanlı kim? Kendi inancına böylesi bağlanması neden? “Allah” diyor, dualar ediyor/ettiriyor. Amacın nedir? Farklı inancı ile okuyan insanları
etkilemek mi istiyor? Hayatımda hiç görmediğim biri tarafından yönlendiriliyorum. Öğrendim ki hiçbir insan/zaman durumundan emin olamaz.) (Allah'ı sevenleri söyleyecek: dualı kızları sever elleri güzel olanları sever sıcak dudaklıları sever, sevinç içindekiler, elleri güzel olanları, aile kuranları, koruntudan uzak olanları, talihi güzelleri, sevenleri, sevilen sevgileri, sevin sevin, sevgiyle git gir, git ve git, git ona ailene, gelme sakın geri, gelme acıya, gelme korkuya, gelme sıkıntıya, sakın ağlama, sakın sorma bir daha bana, korkma acıdan, acılarını azalt, terbiyeni özel tut, tourla toral torbala tart tert tirt turt tart tort turt turk tork turk murk yurk hurk vurk yark wark kark sork work hork lork şork work vb.) Her Kapıda bekleyenler arasında sadece biri mavidir. Misafiri karşılar, öleni uğurlar, görevle gelenin heyecanını dindirir. Tören zamanlarında mavilerin sayısı artar. İki yeşil sürekli korumada kalır. Sarıların kapıda işi ne? Beşyüzkırk kapının çoğu ekvator bölgesinden uzak tutulmuştur. Geneli kuzey ve güney bölgelerinde asker kontrolündeki hattın üzerindedir. Her kapının üzerinde, “Çan” emniyet için bekler. Tam üzerinde beklemez. Çanlar dilimler arasındaki çukurlarda gizlenir. Zaten kapılar da bu çukurlara yerleştirilmiştir. Yerçekimi bire bir. Giriş-Çıkış yatay yapılır. Acil çıkışlar (savaş gibi…) dikeyi gerektirebilir. Kapıların dikey çıkışları barış zamanlarında kapalı tutulur. Çan, gözetleme yapmak için kullanılır. Saldıranlara karşılık verilir. Üzerinde savunma amaçlı silahlar bulundur. İçine, sevimli dişi asker konulur. Ölümden ve öldürmekten korkmaz. Tehlike olmadıkça vurmaz. İçine girdiği çan müthiş! Sarı giyinenler bunu sürekli geliştirir. Kapı eşiğinin bekçisidirler ya. Kapılar önemlidir. Dikey çıkışların yapıldığı bir dönemde, kapı savunmasında yer almış amazonlarla konuşabilseydiniz biraz çözebilirdiniz. Orta ve büyük ölçekli gemilerin, kapılara yaklaşmasına izin verilmez. Küçük ölçekli, personel veya malzeme gemileri yatay yönde kapıyı kullanabilir. Her kapı, WalHalla içine açılan bir pencere gibi olduğundan aşırı güvenlikte tutulur. Toplamda beşyüzkırk kapı denildiğinde tek girişi olan arı kovanlarından farkı anlaşılır. Kovan, arı yuvası. Tek giriş çıkışı var. Dışarıya çıkan, içeride tutulan ve tek kapıya sahip çıkan. Arılar gibi olunmalı. WalHalla kapıları, askerlerin gözünde, tek giriş-çıkış oldukları düşünülerek korunur. Kaybedilen tek bir kapı, bütün WalHalla’hın harap olma ihtimali demektir. Birden fazla kiliti olur. Yaban arıları saldırdığında bal arıları feda mı edilecek? Kapat kapıyı. Yaban arısı dolansın, kapı arasın. Dışarıda tuttuğun arı ordusu, savaşa gelenleri kuşatır. Entegre olan WalHalla, savaşın dışında kalır. Güvende kalır. Ağır kayıplardan korunur.
(dıştan içe) Mekanları
4.9 Gözetleme Çanı
Lazer topunu ateşlemediği sürece görünmeyebilir. Dilimler arasındaki çukurluklarda, havada asılı, yapay yerçekiminden etkilenmeden bekler. İçinde sadece bir Amazon savaşçısı (WalKüre sınıfından olmayan dişi asker) lazer toplarının başında savunmada bekler. Bu askerlerin kaynağı dünya gençleridir. Dünyada yaşayan gönüllü dişi gençlerden, askerlik görevi için gelenler, dört ay süre ile “WalHalla Çan Gözetmeni” (GözAtan/WeTuar) eğitiminde tutulurlar. Sonra başarılı görülenler, bir yıl süre ile görev alırlar. (Burada nasıl bir sınıf var? Dualar nasıl, eller nasıl açıldı. Güller gibi mi? Tua mı sence gerçeği? Tevratta yazar. Lütfen bakmadan at tuayı ona. Tua ne? Bir ağ mı? Yoksa tua çanaklı mı? Tua küçük bir anafor. Dualılar atar onu. Duayla gelir o kul sana. Değerli o bil bunu. Onlar değerliler. Sana güzel bir dua geliyor. İlkeli gül artık. Sen gülmeliydin. Sevmeliydin hep. Dualı. Saydın sen sevgiyi, sevilmelisin. Tualısın sen çünkü. Merhametlilerden gelen ferasettir. Kiramdır bu yah. İşte bu. Geri geldin. Bunu yazmalı. Sana verilen tua. Lütfen uya. Kuyarlı. Kanlı. Zınarlı. Anneli var o. Korna yaz. Turnavar. Lar lar tar far kar yar nar har şar nar kor vat sat nat sat kat fat rat hat mat kat şat vat lat şat. Tut elini onun kunantu panlı. Sana geliyor annı vannı çanı lannı zannı çannı vannı lannı kannı şannı kannı fannı cannı lannı şannı kannı lannı vannı şannı lun kavartavl tuva kuva luva muva huva çuva ruva luva muva şava kava lava sava nava hava lava sava rava mava tava kava sava ect.) Her gözetleme çanı, kendi diliminden tüm WalHalla’hı koruyor. Dışında koruyucu amazonlar, yerçekiminden bağımsız gözetleme gemilerinde dilimlerin hemen üzerinde bekler. İçeridekiler için canlarını verir. Gözetleyen gemiler sürekli aynı yerde kalamazlar. Bu nedenle çanlar ufak yapılmıştır. Kaldığımız yerdeyiz: Yüzeyin üzerinde, havada asılı gibi duran, bazı zamanlarda şeffaf(görünmeyen), ince işlenmemiş, kilise çanı görünümünde, içinde bir amazonun oturduğu, çayını/kahvesini içtiği, olası saldırıya karşı hazır tutulduğu… Menzili ellibin km olan lazer toplarını kullanmakla görevli. Girişleri bekleyen arslanlara hitaben burada görev alan amazonların logosu “Arslan” olmuştur. Arslan amazonları özel bir sınıf. Özenle seçilirler. Dünyadan ve ayşehirlerinden toplanırlar genelde. Çekimin gücünden yılmamış gençler toplanır. Gönüllüler sıralanır. Yaşamlarını olası bir savaşta ilk feda edenlerden olmaları sıra dışı karşılanır. (Gelecekte insanlar çok uzun ömür diler. Canlarını yakacak yerlerden uzak dururlar. Bu halde iken gönüllü olunuyor.) Silahları susturulmuş, tanımsız, sessiz, düşmanvari ufak gemiler, anafor yaratan çanak silahı ile çekilir. (WalHalla kılıcı, Tua.) Yakınlaştırılan bu gemilere, dikey kapılardan çıkan askeri gemiler gider ve içine girer. Çan bu yüzden çok önemlidir.
Çana giriş aşağıdandır. Tüneli kullanır. Çanın arkası şeffaf. Dilerse içi görünür. Dişi asker, tünelden geçer de bir anda görevin başında bulunur. Kendi ekseni etrafında bilinçli olarak dönmektedir. Amazon, oturduğu koltuktan kalkmadan dilediği ufku izleyebilir. Yüzbinlerce km uzaklıktaki irili ufaklı uzay gemilerinin hareketlerini, WalHalla’ha giriş izni olmayanların tehlikeli yaklaşımlarını gözler. “GözAtan/WeTuar” sayısı beşyüzkırk olsa gerek… Çanın içinde kalış süresi en fazla sekiz saat olmalı. Canı çektiğinde atıştırmalık, içimlik nimetler sunulmalı. Her amazon ihtiyacı olan gıdaları beraberinde getirir, tüketmediklerini beraberinde götürür. İçinde tüketilen saatler heyecanla geçer. Farklı bir sınıf askeri olduklarını hissederler. Çan, istenirse bakım için siloya alınabilir. Yerine yedekteki çıkabilir. Çan üzerindeki sinyal ışığı, görevde olduğunu bildirir. Işığın rengine göre önlem alınır. Diğer yapay uyduları bu çandan izlemek zevk verir. Dünyayı izlemek müthiş bir duygu. WalHalla, ay gibi sadece bir yüzünü dünyaya göstermez. Bütün dilimlerdeki çanlara, içindekilere dünyayı izleme şansı verilmiştir. Altı dilimi dünyayı görmemek üzere arkaya atmak adil değil. İskelet halinde iken bütün bunlar ayarlandı. Düşünüldü. Bir dünya genci, askerliğini WalHalla’hda geçici mod içinde yapacağını öğrendiğinde çok sevinir. Nedeni bu çanlardaki görev alma olasılığıdır. Sekiz saat boyunca yaşanan yalnızlık… Güzel düşüncelere dalma şansı. Kısa süren istila, isyan hareketlerinde asker olarak savaşma şansı. Yıllar sonrasında çocuklarına bu göreve anlatma şansı. Savaştan sağ çıkan için, dünya gençlerine “ben oradaydım!” deme şansı. İnsanın biraz kendisi ile gurur duymasında ne sakınca var. Çanların yoğunluğu, kuzey ve güney kutuplarına yönlendirilmiştir. Kuzey ve güney kutbuna yerleşmiş iki özel kapı, tam korunaklı. Orada çanlara eşlik eden; zeminde oturtulmuş devasa lazer topları. Üçyüzaltmış derece ile koruma sağlar. Yaşamını ortaya koyanlar için zor bir görev yeri olduğunu hatırlatalım. Genelde dünya dışından, sistem dışı insanların, barış/eşitpaylaşım ortamını bozma niyetiyle yaptıkları saldırlar, içeriden kışkırttıkları isyan saldırıları. (Onlara dış görünüş itibari ile insan diyebilirsiniz. Ancak içlerinde yaşattıkları kötülük, onları hayvandan daha aşağı kılmıyor mu? Barışı/Mutluluğu koruyanlara neden saldırılır?) İlk hedef alınan yerler; kapı girişlerini koruyan çanlar olur. Atılan ilk lazer atışları ile bu çanlar hedef alınır. WalHalla’hın dış yüzeyleri lazer atışlarını yansıtma becerisine sahiptir. Bu beceriden yoksun olduğu yer, kapı ve dilimler arasındaki çukur çizgisidir. Buraya atış yapan bir asi, WalHalla’hı sarsar. Bu yüzden büyük savaş zamanlarında dilimlerin arası ve kapılar kapatılır. Menzil içindeki ufak gemileri çanlar önlemeye çalışır. Orta büyüklükteki bir “zelzele” olduğunda (Buna saldırıdan kaynaklanan sarsıntı diyebiliriz.) bilinir ki çanların bir bölümü kaybedilmiştir. İçindeki gençler, görev uğruna canlarını vermiştir. WalHalla’hın yüzyılları aşan tarih kayıtlarında bu durum, garip bir şekilde periyoda alınmış, kendi kendini tekrarlamıştır. Gökyüzünde parıldayan bir elmasa göz dikmiş hırsız… Çalamayacağı büyüklükte olan pırıltılı mekanı (karanlık yüzü çok güzel ışıklandırılır) nereye götürecek? Amaçları yok etmek. Güzeli bitirmek. Kendi çirkinini güzel kılmak. ŞamBalla. Her zaman iyinin karşısına dikilen kötü olmuştur. Kötülüğü ancak erteleyebilirler. Engelleyemezler. Çanlar bunun için önemli. Ön koruma, uyarı,
hazırlık imkanı, zemine düşen kıvılcımı söndürme şansı… Lazer toplarının menzil dışından yapacağı atışlarda korunaklı. Düşman unsurların menzil içine girmemesi çanların güvencesinde.
4.10 Dış yüzey
(Üzerinde nefes almaya izin veren atmosferi ile) Yeşil çimenleri gerçek Yürüyerek yüzey üzerinde dolaşan insanlar izledim. Üniformalı amazonlar dışında kimseye bu hak verilmemiş. Ender zamanlarda sarı üniforma giyenlere kısıtlı gözlem şansı tanınmış. Yüzeyi temizleyen robotlara eşlik eder, amazonlar. Işıltılı zeminde kafalarını yukarıya kaldırıp dünyayı izlerler. Hangisinin daha güzel olduğuna karar veremezler. Geçici bir süre için bulundukları WalHalla’hın iç güzelliklerinin bildiklerinden, gönülleri bu ışıltılı portakala kayar. Yeşil portakal. (Benim için WalHalla budur.) Üstün özellikleri ile yeniden üretilmiş, yüzeye serpilmiş çimenler. Kokusunu hiç aldınız mı? Kadın ve Erkek için koku yelpazesinin ortasında tutulmuş harika bir kimyasal duman salıyor. Atmosferi besliyor. Akşam olduğunda ışıldayan çimen! Dünyadan izleyenler için ne güzel bir görüntü… Düşündüğünüzde en azından izleyenlerden olmayı istemez miydiniz? Dış yüzey; savaş zamanı ‘kırmızı’, tatbikat zamanı ‘turuncu’, barış zamanı ‘yeşil’ olur. İnsanlığı mutlu edecek bir buluş olursa bir gün için ‘sarı’ olur. Yılda iki gün; WalTin mezunlarının WalHalla’ha alındığı o özel gün(21Mart) ve idarecilerin görev devri yaptıkları o diğer özel gün(21Ağustos) ‘mavi’ olur. Işıklandırmayı yöneten Hedronik’tir. Dilerse özel günlerde dünya insanlarına hoş sürprizler yapabilir. Yüzeyde ağaç bulundurulmamasını anlayışla karşıladım. Bahçeler içeridekilerin yaşam alanı olmuş. Dışarıda yapay yerçekiminde yürümek istememişler. Yüzey pürüzsüz değil. Ekvator boyunca yürümeye kalkan bir gezgin, on iki hendeği aşmak zorunda kalacak. Atmosfer ne için gerekiyor? Güneşin yakıcılığından, arka tarafın dondurucu soğuğundan koruyor. Atmosfer, ısı kalkanı sağlıyor, kapı eşiğinde olanlara temiz nefes sağlıyor. Kirletilemiyor. Kalın bir atmosfer tabakası olmadığından, gelip giden gemiler engellenmiyor. Kuzey ve güney kutuplarındaki farklı yapılanma dışarıda tutulursa, bütün dilimlerde yüzey şekli benzer. Uzaktan izleyen için gündüz ışığında yeşil bir yapay uydu görüntüsü
veriyor. Cennet bahçesi anlamını taşıdığını, somut gözle bakanlara hatırlatıyor. Bir düşünün. Çim biçme makinesini almış, o zamanda yüzey temizliği yapıyorsunuz. (Bunu robotlar farklı bir yöntemle zaten yapıyor.) Gözünüz nerede? Zemindeki ışıltılı çimende mi, aşağıda bıraktığınız mavi gezegende mi? Hayali bile güzel değil mi? Her çimen demeti, nokta şeklindeki küçültülmüş toprak tarlasından çıkıyor. Çimen kökleri dışında kalan zemin, bildiğimiz (aslında henüz bilmediğiniz) metal tabakası. Metal tabakasında, çimenlerin arasından dışarıyı gözleyen gözler var, hava dengeleyen delikleri var, ışık kaynakları var… Kuzey ve güneyde, yüzey gerilimi var. Gerilimli bir yer var. Askeri üs var. O iki noktada, benzer iki delik var. Buradan çıkması muhtemel büyük gemiler var. (Bu sırdı. Neden yazdın?) Yüzeyin delindiği yeri, gözlerinizle gördüğünüzde korkuya kapılacağınız büyüklükte lazer topları korumakta. Menzili çan lazerleri ile aynı. Ama aynı anda çok atış yapma şansı tanıyor. Menzil içinde hedefine aldığı büyük gemilere karşı etkili olabiliyor. Kutuplara yaklaştıkça, yeşertilen çimen oranı azalıyor, zeminin doğal rengi gümüş grisine yaklaşıyor…
4.11 Kapılar
Değişik, simyatik metalden yapılma. İçeriden dışarıya çıkışta esnek. Dışarıdan içeriye geçebilecekler için gerektiğinde elmas ötesi sertlikte. Saydam. Dışarıyı gözlemleyebilirsiniz. Çan korumasında. Koridorlara ve silolara açılan iç yolları var. Büyük gemilerin geçişine izin vermeyecek kadar küçük yapıda. Kapı girişinde ayrıca koruyucular. Hedronik işini şansa bırakmaz. Özel tören günlerinde kalabalık kitleyi konuk edecek genişlikte. Kapı yatay ve dikey konumda yerleştirilmiş. Dikey konumu savaş zamanlarına saklanmış. Yatay konumu, barış zamanlarındaki girişlere/çıkışlara hizmet eder. Yerçekimi güzel. Kapıların kendine ait uzantılarına kadar yürüyerek, yukarıda/korumada olan çanı görebilir, görüş alanında ise dünyayı izleyebilirsiniz. Güvenlik gerekçesi ile buna nadiren izin verilir. Kuzey ve güney kutuplarındaki kocaman iki kapının detaylarını açığa vurmam istenmiyor. Zamanı gelince bilineceği yazılıyor. Askerlerin elindeki bu iki kapı oniki KonFed’in ortak kullanımdaymış. Kapı koruyucularına “WatcHook” deniliyor. Gözetleme çanları, onların yanında minik kalıyor. Dış kapılardan beşyüzkırk adet olduğunu zaten biliyorsunuz. İçkapı ise bir tane. Yerini çok az insan biliyor. Hedronik istediği kişiye kapının yerini unutturabiliyor. Savaş zamanlarında, kapılardaki hareketliliği görseydiniz… Ölenlerin cenazeleri kaldırılamıyor. Sembolik bir tören oluyor. Bedenler parça parça. (tuzbuz) Uzaya savrulan
çanlar oluyor. Kutup kapıları hırpalanıyor. KonFed birliği içinden ve dış uzaydan saldıranlar var. Kendi hayalleri ile öldürüyorlar, ölüyorlar. Kaos yarattıkları kısa dönemde (savaş zamanı) WalHalla kontrolden çıkabiliyor. Kapıların bazıları kaybedilebiliyor. İşte bu durumda, Hedronik bütün kapıların, içe açılan koridorlarla ilişkisini kesiyor. Kapı savaşçılarını kaderi ile baş başa bırakıyor. WalHalla dışarıdan gelen destek ile korumaya alınıyor. Taktik bu. Ay yüzeyinde, koloni yerleşimlerinde, dünya üzerinde bu günler için bekletilen W.Army’nin elit kesimi (bir zamanlar WalHalla’hda görev yapmış uykudaki birlikler) yeniden kurtarıyor. Kapılar, savaş zamanlarında ölümün yaşandığı yerler. İyi ile kötü arasında yer değiştiren yerler. İçeri sızmalar buradan. Kapılarını kitleyen WalHalla, bu konumuyla, dış dünya ile bağlantısını keserek aylarca bekleyebilir. (Henüz buna gerek olmadı.) Kapı eşiğini bekleyenler; dişi savaşçılar. Erkeklerin görevi başka. Gereksiz konu tekrarları olabilir. Hatta bazen okumaktan sıkılabilirsiniz. Yarım bırakabilirsiniz. Sonra merak edip yeniden okumaya devam edebilirsiniz. Kendini yoran bir insanın verdiği emek sonucu önünüzdeki cümlelere ulaştınız. Kapılar önünüze kadar geliyor ve açılıyor, sizi içeri alıyor. Kapıdan geçiyor ve keşfediyorsunuz. Hayal gücünüz ne kadar güçlü ise o kadar alıyorsunuz…
4.12 Koridor ve Silolar
(Yürüyen kaldırımlar var) (Yürüyen bantlarda binekler, silolara akar)
Koridorlarda yüz teması var. Gülüşme var. Gençler şakalaşıyor. Birbirlerini seven aşıklar kutlanıyor. Koridorda yürütülen kaldırımlarda ilerlerken, zenginliğinden kibirlenmiş, fakirliğinden bezmiş bir insan göremedim. Dünyanın hiçbir yerinde aşırı zenginlik ile daha fazlasını isteme alışkanlığına düşmüş biri yaşatılmaz. Yerinden kaldıramadığı zenginliği öldürülür. Ortalama bir yurttaş kıvamına çekilir. Üst/alt band dışına çıkamazsınız. Ekonomik ihtiyaçlarınız ortalama bir insan kadar. Her insanın tatil yapma hakkı var. İlk devrede ‘köle’, ikinci devrede ‘ücretli’ olarak mülk sahiplerine bağlanan insanlar artık özgür. Tembellik yapma hakkınız var. WalHalla, kimseyi zorla bünyesine almaz. Oraya
çalışmaktan haz alan insanlar alınır. Tüketme alışkanlığındaki insanların hakkını da korurlar. WalHalla bunun için var. Dünyada ve bağlı kolonilerde, sizin gıda ihtiyacınızı karşılar. Ailenizi eğitir. Güvenliğinizi sağlar. Dünya dışındaki aktif bağımsız şirketler çok ortaklıdır. Şirketlerdeki lider ile en alt kademe zannedilen dağıtıcılar arasındaki günlük (O zamanda hak edişler günlük düzeyde, kartlarda tüketilmek üzere aktarılır, birikim yapma hırsı engellenmiştir. (Kaydi para. Üst limiti aştığınızda zaten el konuluyor, alt limite inmeniz de günlük gelir aktarımı ile engelleniyor)) Kazanç aktarımı farkı, yüzdeye vurulduğunda iki hanede kalıyor. Aşırı hırsla çalışarak zengin olma hayali kadar, hiç çalışamadığı için (Tembellik de bir hastalık olabilir) aç kalma korkusu ortadan kaldırılıyor. Günlük kazancın bir kısmı, harcanmadığı takdirde siliniyor. Yani size dilediğiniz ne varsa çekinmeden satın alma şansı tanınıyor. Aşırı cimrilik yapıp para biriktirme şansınız kalmıyor. Yarın aç kalma kaygınız yok. Evinize yenilikleri, günlük kazancınıza uygun taşıyabiliyorsunuz. Üst sorumluluk alarak, sizden daha fazla (o kadar da fazla sayılmaz) kazanan birinden tüketimde farkınız kalmıyor. WalHalla’hda yıllarca kalan biri, dünyadaki veya kolonideki yaşıtlarına oranla zenginliğini arttırmış olmuyor. Karşılığı maddi kazanç olmayan bir hizmeti veriyorsunuz. Bu bilinçle barış zamanını yaşatmaya adanıyorsunuz. “Yüksek bilinç düzeyi” deniliyor buna. İşte dünyada benzerleri olan yürüyen kaldırımlar (koridor kenarlarında akan yaya yolları(size dilediğiniz yere taşıyan, dilerseniz yürüyebildiğiniz(hızınızı arttırın))) üzerinde taşıdığı insanları böyle biliyor. WalHalla’ha giren hiçbir insanın arkasında bıraktığı ailesi, akrabaları, milleti hakkında kaygısı kalmıyor. WalHalla’hın yönetimine bağlılık yemini etmiş yakın koloniler de aynı konumda. Güvenliklerini emanet etmelerinin karşılığı, huzurda yaşıyorlar. Ait oldukları KonFed’in WalHalla içinde eşit temsil edildiğini biliyorlar. Liderlik kimsenin sultasında değil. Koridorlar çok önemli. Farklı yerlerden gelmiş insanların bu kanallarda ileri geri taşınmasında tanışmaları var. Birbirlerine sevgi ile bakmaları gerekiyor. Her biri kendini önemli görebiliyor. Kendini şımartacak ama kibirlenmeyecek kadar önemli oluyorlar. Burada bulunabilme hakkını elde ederken, geride kalan, elenenlere karşı üstünlük taslamıyor. Zor olduğunu biliyorlar. İnsanın, henüz bizim keşfedilmemiş düşünce dünyasında, fırtına koparacak, üzecek durumlar tespit edilmiş. İnsanların kendi arasındaki barışı, eşit paylaşıma dayandırılmış. Barınma hakkı engellenmiş bir dünyalı, dilerse kendi ülkesine zarar verebilir. Kaldırımlar… Koridorlar iç içe… Merkezden dışa doğru ve dilimden dilime doğru hareket halindeki yollar ve kaldırımlar. Çalışma ile yaşama alanları arasındaki konum farkı nedeniyle günün her saati kullanımda. Gülen yüzleri taşımak zorunda. Kimse istemediği, sevmediği bir işi yapmıyor. Yaratılışa uygun mesleklere atanmışlar. Burçların etkisinde olduklarını kabul etmişler. Çalışma saatleri bile buna uygun. Kaldırımlar her taşıdığını bu nedenle önemser. (Kaldırımlarda ışıklı uzun şeritler ve üzerinde ilerleyen sarışın mavi elbiseli asker bayan başında deniz eri şapkası şapkası elinde bir terrier’le ve kitapla ilerliyor. Kulağında ise bir mikrofonlu kulaklık, yamağıyla konuşurken içinde şahane bir büstiyer ve saçı arkadan bükülüp şapkasına toplanmış. Aralarında inançsız biri varsa elinde kitap değil iğne uçlu
bir demir levye ile üstünde aynı büstiyerle sof bir beyaz etek. Göğüsleri ortada ve gözleri kırmızı. Saldırmak için yaşıyor artık.) Taşınan insan, kaldırım zeminine bakınca kendini görür. Gülümseyen yüzünü izler. Sürekli izlendiğini bilir. Giyimine özen gösterir. Arkadaşlarını kırmaz. (Ütopya mı? Böyle mi düşünüyorsun, okuyucu? “Kötü düşünce” ile yapılan mücadeleyi bilmiyor musun? Her millete, kültüre eşit davranılması imkansız mı görünüyor? Sana sorduğum için suçlu muyum? İnsanların ders alması için her yüzyılda büyük savaşlar yapması ve yine unutması mı gerekecek?) Koridorun başlangıcı, kapı eşikleri. Binek sayılan gemilerle gelen insanlar. Adımları koridorun üzerinde/zeminde yürüyen kaldırımlara alınır. Kaldırımda zarif bacaklar, bulunduğu dilim, adım atmasına gerek olmadan, üniformasında bulunan logolara uygun görev yerine (görev dışı sivil kıyafette ise vericisinde kayıtlı köşküne) taşır. Farklı bir yere gitme isteği, sesli komut alır ve yerine getirir. Bir denilen iki olmaz. Emre itaatte sadık. Silolar, kapılara yakın tutulmuş. Koridorların orta kesiminde, daha derin yolda, ilerleyen büyük malzeme kutuları, depolandığı yerler. Silolarda her dilim ihtiyacını depolar. WalHalla dışından gelmiş gıda kutuları, siparişler ve daha neler neler… Silo sorumluları; idareciler. Askeri silolar, kuzey ve güney bölgelerinde özeller. Yangın çıkarmanız kısıtlanmış. Yanarak formunu değiştiren aciz malzeme ile yapılmamış. Ateşin gücünü yenmiş mekanları düşünün. Silolarda depolanan malzeme kutularını izinsiz açamazsınız. İçinde ne olduğunu sadece yetkiliye bildirir. Silo gemileri, kapının hemen içinde, kenarlarda tutulduğunu bildirmeli. Sağlı sollu gemi yuvaları bulunur. Buradan alınan kutular (orta büyüklükte), üzerine üşüşen hareketli robotlar, ait oldukları önceden bildirilen silo koordinatlarına götürülür. Silo gemilerinin sürücüleri, WalHalla’hın dünya ile arasındaki malzeme geliş/gidişlerini yöneten yarı askeri amazon sınıfına aittir. WalHalla mensubu sayılmazlar. Bu nedenle işleri bitince boş gemileri alıp ait oldukları dünyaya geri dönmeleri beklenir. Silolarda bekleyen kutuların renkleri, ait oldukları sınıfı belli eder. Değişken renkte olabilirler. WalHalla, dönüşüm sistemi ile çalıştığından atık kutuların sayısı indirgenmiştir. İşlev dışı kalmış metal yığınları, yenilenmek amacıyla yerinden sökülmüş malzemeler, boşalan kutulara sıkış/tepiş tatlı/itiş yerleştirilir. Koloni yerleşiminde faaliyette olan dönüşüm şirketlerine gönderilir. (Dünya, tarım/yerleşim gezegeni olmuştur. İnsanlığın ihtiyacı olan ne varsa üreten firmalar dünya dışına itilmiştir. En yakındakileri ay yüzeyinde olmak üzere, bütün kolonilerde firmalar dünya nüfusunun somut ihtiyaçlarını karşılar. Dünya, yaşam alanıdır. Tüketim yeridir. Uzay ise üretim yeri olmuştur. Üretim sonu Atıklar, dünyayı batıklar, kirletme dönemi bitmiş. WalHalla dünya toprağı sayılmış. Burada firma etkinliği yasaklanmış. Silolardaki bütün kutular dünyada paketlenir. İçeride yaşayan insanların ihtiyaçları kutularda gelir. WalHalla gerektiğinde kendine yeterli hale gelebilir. Savaş zamanlarında silo hareketleri kısıtlanır. Gıda ihtiyacı içeriden “dönüşüm programı” ile karşılanır. Daha fazlasını da yazalım mı?
4.13 Yapay Bahçeler Ortak kullanım alanında, Meyveleri devşirilebilen, Gerçek ağaçların olduğu ortam Cennet bahçesi anlatımı, Yeşil renk vurgusu, Düşünce hızı ile şekil değiştiren görüntüler, Yapay bahçelerde dolanan irade sahibi öngençler…
Walhalla da nehirler var. Aqua renginde yapay deniz sahilleri var. Bahçe toprağı hışır diye ses çıkarıyor, basınca. Yumuşak.
Amazon ormanlarından bir kesit. Oraya alınmamış birinin hayal etmesi mümkün mü? Bahçe olur da, bahçede yaşayan evcil hayvanlar olmaz mı? Kuşlar uçmaz mı? Orman kokusu olmaz mı? Amazonların olduğu yerde ormanı da olur… Eğitimdeki gençlerin aralarda soluklandığı güzellikler mekanı… Gölgeler altında mutluluğa kavuşma yeri… Romantik anların yaşandığı, eşlerin birbirine özgürce baktığı bahçe… Müziğin sesini alırsın. İçinde ritmi yakalar. Yedi nota arasında gizlenmiş bir melodi. Kutsanmış sözlerle irkilirsin. Ezgiler tanıdık gelir. Yapay bahçenin, dünyadaki benzerlerine üstünlüğü var. Perde açılmadıkça güneş ışığını göremez. Dört bir yanı kapalıdır. Seslenir sana. Sadece senin kulağına erişen, sana özel bir müzik yayını yapılır. O bahçede dans edenleri görürsün. Elleri havadadır. Ritme uygun adım atarlar. Meyveler tadılır. Portakalların, bahçe içinde kokusu yayılır. İçi portakal çiçeği, gördün mü? Turunç bahçeleri! Kendi özel kokusunu yayar. Onlar özenle yetiştirilir. Sarı giysileri ile işin uzmanları, bahçeleri canlı tutar. Zorlu görevi bitmiş bir pilot, içeride, huzurdadır. Gözlerine, kulaklarına ve burnuna hizmet edilir. Ağzında yayılan tadı nasıl anlatalım? Yutkunduğunuzda, yaşadığınız bu ana minnet duymaktasınız. İnancınız ne olursa olsun, WalHalla bahçelerinin güzelliğini inkar edemezsiniz. Bu nimeti bir kenara atamazsınız. İnancı olmayan bir insanın yararlanma hakkını kısıtlayamazsınız. Bir gün cennetten mahrum kaldığında hatırlaması istenecek. Bahçeler, provada. İzdüşümü. Düşündükçe
coşarsın. Han/HanIM, WalKüre/German veya Omnist olman neyi değiştirir. Bahçe nimeti ortak kullanımda. Yapay yerçekiminde gerçek adımlarla dolaşırsın. Görevi biten bir insanın emeklilik yıllarında, evlatlarına heyecanla anlatacağı en güzel mekan burasıdır. Yeşilin tonlarında ağaçlar ve arasından akan dereler, su içinde yüzen balıklar. Dere yatağında ışıl ışıl canlı mercanlar. Dar alanda uçuşan renkli kuşlar. Doğal orman hayvanları (WalHalla bünyesinin kaldırabileceği kadarı) var. Bahçedeki bütün canlılar (bitkiler de dahil) gelişmiş özelliği ile ziyaretçileri tanırlar. Sevilmek için yaklaşırlar. (Bahçede gezen köperler, fareler, kediler, minik domuzlar, maymunlar, aslan bile zararsız, dost canlısı. Sevilmek için sıraya girenler var. Çok komik J Köpeğe yapacağı hareketi gösteren bayan aynını taklit eden köpeğe craker veriyor. Elinde fülütle arkasına tüm hayvanları sıralamış 21 yaşında bir genç çocuk var. Eğlenerek yürüyor. Gülmemek elde değil bu mekanda. Sevmemek de. Hayran olmamak da. Son. Exit.) İşi bilen bahçe gezgini, ağaç yapraklarını yersiz koparmaz, meyveleri gereksiz yere tüketmez, hayvanları üzecek fiillerde bulunmaz, temiz suları kirletmez. Ayakkabıların altında toz bulunmaz. Çamurla dışarı çıkılmaz. Toprak, dünyadan getirilmiştir. Ağaç tohumları, Amazon ormanlarına aittir. (En tepede bir zeki maymuncuk) Hayvanları, evcil hali, kendini sevdirir. Ağaçları, meyvesi, tadını ziyaretçisine sunar. Derede yüzen balıklar, damaklarda güzel tat bırakırlar, canlarını feda edip bedenleri sunarlar. (Balıkları, hayvanların/bitkilerin gözü önünde avlamak WalHalla’ha yakışmaz. Onlar canlı olarak, korkutulmadan, aşağıdan başka bir havuza alınır.) Zaten WalHalla’hın kendine gıda yönüyle yetmesi için tarlaları bulunur. Gıda uzmanları, emrindeki robotlar bunun için çalışır. Bahçeler huzur ve mutluluk kaynağı olması için, içinde şüphe duyanları arındırmak için, kısa süreli gerginlik (meslek kaynaklı) yaşandığında sakinleştirmek için, dünya özlemini gidermek için kullanılır. Sayamadığım başka amaçları da vardır. Dört mevsim yaşanır. Amacı dünya özlemini dindirmektir. Her mevsimin en tatlı yönü sunulur, misafirine. Yaz sıcağı gölgelidir, bunaltmaz. Kış soğuğu kar yağışı ile yumuşatılmıştır, üşütmez. Güz yılgınlığı yaşanmaz. Bahar havasında, tazeliğinde, gürlüğünde, temizliğinde. Bahçenin sınır duvarları var. Bu duvarlarda şölen var. İzlemeye doyamazsınız; Akan şelale suları, okyanus dalgaları, dalgalar arasından çıkan balinalar, yunus balıklarının gösterileri, kocaman kaplumbağaların kıyaya çıkışı, sörf yapanlar, deniz altında yüzen dalgıçlar, hızlı hareket eden balık sürüleri, denizde yüzenler, güneşlenenler, karlı dağ zirveleri, yamaçlarında yürüyen insanlar, karla örtülü ormanlar, beslenen bir tavşan, sürüsüyle gezinen bir kurt, meleşen koyunlar, dağ evlerinden yaşam kesintileri ve daha neler neler… Saymaya kalkarsam bitiremem. Düşüncenize uygun, işaretinizle değişen görüntüler. Holovizyonun değişik sürümleri. Bahçenin amacı; mutlu etmek, huzur vermek. Ömrünüzden fedakarlığınız karşılığı bu güzelliklerde yaşatılırsınız. Dünyalı, kolonili olanlar da böyle yapay bahçelere sahip olabilirler. Ancak siz, WalHalla ayrıcalığını yaşarsınız. En yeni teknoloji burada denenir. Yemeğin tadına ilk siz bakarsınız. Bahçeler, Kapının hemen ardında yeri geniş tutulmuş silolardan sonra gelir. Dıştan içe doğru baktığımızda ulaşması kolay yerdedir. Köşkünüzden çıktığınızda kapı komşunuz
olur. Çalışma alanından çıkmış birinin rahatlaması için birkaç dakika burada yürümesi yeterlidir. Daha ne istiyorsunuz? Uzayda karanlıkta kalmaktan sizi kurtaran, geçmiş zaman insanları ömürlerini bunun için tüketmedi mi? Minnet duymak daha iyi. Sevmek daha iyi. Sevdirmek daha iyi. Yaşattığınız “Cennet Bahçeleri” olarak geçiyor. “WalHalla” adı boşuna değil. Karınca yuvaları bile var. Üstelik hiçbirini ezemiyorsunuz. Gerçek bal arıları var. Bal peteklerinden aldığınız lezzet gerçek. WalHalla’hda tembellik yok. Çalışkanların yeri. Bahçeler, hak edenlere ait… WalHalla içine ilk girişlerinden sonra öngençlerin ilk gittikleri yer burası. WalTin’de anlatılan, görüntüsünü izledikleri bu bahçelere özlem duymaları tuhaf karşılanmamalı. İlk gün onlar, serbest bırakılır. Bahçelerde saatlerce dolaşırlar. Oniki dilimli yüzeyin bütünleştiği alt kademe burasıdır. Tüm bahçeler birleşir. Arada sınır bırakılmaz. Bahçelerde karışırlar. İnsanlığın ortak malıdır. Tüm KonFed öngençleri, kardeşliğin tadını burada çıkarır. Şakalaşırlar. Kimi dereye girer, suyla oynar. Kimi ağaca çıkar, zevk için. Kimi evcil görünen hayvanlarla oynar. Toprağa hasret olanlar, çamura bulanırlar. Dilendiği an kartopu ile oynama şansı tanınır, bahçenin bir köşesinde. Bu bahçelerde dört mevsim yaşatılır. Kutup bölgelerine doğru yüründükçe hava soğutulur, kar yağdırılır. İklime uygun yüzey örtüsü bulundurulur. Mesela öyle bir zeytin ağacı (hurma cinsi) vardır ki… Dallarından kopardığınız zeytini yiyebilirsiniz. Ağaçlar, ortama uygun şekli ile canlanır. Devasa boyutlara ulaşıp, meyvesini saklamaz. Dalları aşağı dönüktür. Hatta kimi ağaçların kökleri yukarıda. Ah görebilseydiniz… Anlardınız.
4.14 Yaşam Köşkleri (ailelere ve bireylere ayrılmış, özel yaşam alanı)
Özel dinlenme uyuma odalarında yalnız kalamazsınız. Her bir dişi elemana, erkek eleman odasında eşlik eder. Ortak kullanım alanı olduğu gibi, özel alan da bulunur. Uyuma, duş ve giyinme gibi alanlarınız tek kişiliktir. (Duşlukta kişiye sevdiği renk ve kokuya ait duş jeli ve doğaya ait özel sıcaklık, değişmeyen bir nimettir.) Diğerlerini oda arkadaşınız ile paylaşırsınız. Her oda arkadaşı aynı sınıftan ama farklı görevlerdeki kişilerden seçilebilir. Köşklerin ana rengi yine yeşildir. Odanın duvarları canlı demiştik. Kalıcı modda olan evli çiftler, görev süresi boyunca, aile olarak tanınır ve özel köşklerine alınır. Bütün köşkler birbirine benzer. Çok büyük sayılmazlar. Ancak yeterince büyüktürler. Misafirlerinizi ağırlayabilir, kendi yemeğinizi yapabilir, oyunlar oynayabilirsiniz. Ailesini dünyada bırakmış ya da henüz evlenmemiş (O çağda erken evlilik yaygın. Geçici evlilik ile öngençler kalıcı eşlerini bulmaya çalışırmış.) kısım için kendi seçimine bırakılmış
bir görev eşi seçilir. Cinsel anlamda eş değildir. Evli eşe ihanet ettirilmez. Yanlış düşüncelere kapılma, okuyucu. WalHalla insanların bilinç düzeyleri oldukça yüksek. Kardeşlerin birbirlerine bakışı senin yaşadığın zaman gibi değil. Kardeş, aynı ana rahmini paylaşan demek, oysa bu insanlar gönülden kardeş sayılıyor. Aynı gönlü paylaşıyorlar. Her köşkün kendine ait ufak bir bahçesi de var. Birkaç ağacı var. Belki özenle beslediği evcil hayvanı var. Kahvaltısını yaptığı bir masası var. Balkon tipi bahçeler. Duvarında HoloVizyon da var. Dünyanın, kolonilerin herhangi bir yerini anlık izleyebilirsiniz. Köşkün bütün duvarları, içinizden geçenleri (sözlü olarak iletmeniz şartıyla) size gösterme isteğinde. WalHalla’hda sizi üzecek ne varsa yasak. Üzülmeniz istenmez. Kötü rüyalar görmeniz engellenir. Kötü görüntüleri izlemeniz engellenir. Felaket haberlerini yumuşatılarak izlersiniz. Diğer insanların acısın paylaşırsınız. Bilirsiniz ki tüm insanlığın çektiği acıda, WalHalla sorumlu tutular. Barışı korumak için tutulduğunuz WalHalla kötülüklerin izini silmek ister. Köşkünüzde geçirdiğiniz özel saatlerinizi abartmazsınız. Böyle bir köşkte, tüm insanlar yaşam alanlarını diledikleri haliyle değiştirebilirler, yenileyebilirler, yaşayabilirler. Eşitlik var. WalHalla içindeki insanlar lüks içinde yaşayamaz. Köşkünüzde ne varsa, dışarıdaki hizmet ettiğiniz tüm insanlık köşklerinde de o vardır. Bu önemli! Kıskanmayı önler. Üstelik onların seyahat özgürlüğü var. Siz kısıtlısınız. Dilediğiniz zaman iniş yapamazsınız. Geri dönüşünüz ayarlanmıştır. Çıkışta gecikemezsiniz. Köşkünüzle övünmeye gerek yok. Sekiz saati aşmayan özel zamanınızda tercihlerde bulunursunuz. İsterseniz yalnız başınıza kalırsınız. Kendinizi dinlersiniz. WalHalla yaşayanları çok uyumaz. İki ile dört saat arası uyku yetmektedir. Bu şekilde eğitilmişlerdir. Geçici olarak gelenler ilk aylarında zorlanabilir. Kalıcılar alışıktır. Ne kadar az uyursanız o kadar çok yaşarsınız. Zaten ömürler uzatılmış. Uykular azaltılmış. Nimet. İhanet edenlere şaşıyorum. Meyvesi olmayan bir ağacın köşkte işi ne? Ya köşkün sahipleri isterse? Kendi coğrafyalarında bıraktıkları bitkileri isteme hakları yok mudur? Onları mutluluğu için kısıtlama yapmak olur mu? WalHalla. Hedronik. Duy sesini. Köşke konuk olanlar kendilerini feda ettiler. Bunun karşılığı basit isteklerine cevap verilmeli. Binbirçeşit kahve bulundurulmalı. Dilediği yemeği kendi elleri ile yapma imkanı sağlanmalı. Daracak kanaldan akan yetersiz kelimelerle daha fazla cümle kuramam. Acırım hafızama. Zorlamaz kendini. İlk gelenleri okutur. Sonra geriye çekilir. Seyreder. Köşkün sakinleri balkonlarında kendilerini seyreder. Diğer köşklere konuk olurlar. Her köşk, (En az iki konuğu olur. Bir kişiye tahsis edilmez.) sahipleri için farklılaşır. Binbir çeşit yaşam formu! Köşklerin sayısını hatırlamıyorum. Sayısının önemi var mı? Kapı sayısını bilmeniz size ne sağladı? Önemli olanı zaten biliyorsunuz… Sevdiğim bir yerin içmekanlarını anlatmakla görevliyim. Hedronik sözüme karışmıyor. Dinleyici modunda. Yaşattıklarınız ona ulaşır, kayda alır. Ders çıkarır. WalTin öğrencilerini bekleyen tehlikeye karşı uyarır. Bir gün gelir, WalHalla köşklerinde konuk edilirler. Kalıcı ya da geçici olmanız konuk olmanızı engellemez. Birbirlerinden üstün tutulmayan eşit yaşıtların dünyasında, zevklere göre değişken köşkler. Köşkler, iki kapı ile iki ayrı mekana açılır. Birinci kapıdan yukarıda sayılan bahçelere yürüme imkanı, ikinci kapıdan aşağıda sayılan görev alanlarına geçme imkanı. Çalışmak iyidir. Dinlenmeyi hak etmek daha
iyidir.
4.15 Sınıf Çalışma Alanları
Anlatımda; deney odalarından (sarı üniformalı), askeri yönetim alanlarından(kutup bölgelerine yoğunlaşmış), idari karar odalarından (mavi üniformalı), sekizer saatlik çalışma süresinden, bu alanda sivil kıyafet giyilemediğinden, izinsiz girişlerin engellendiğinden, ortak olmayan çalışma odalarında her dilimin kendi idaresini yaşamasından bahsediyorum. En önemli çalışma alanları Eğitim birimine aittir. (idari bölgede bulunur.) WalTin’de geçirilen yılların ardından çocukluktan sıyrılan öngençler burada eğitimlerini tamamlar. Eğitim odalarında verilecek görevler için desteklenirler. Beyin hücrelerindeki değişim ile bilgilerini iyi yönde kullanma güçleri arttırılır. “Kötü düşünce” tehlikesi ile karışalaşan bir öngenç, önce karantinaya alınır. Testi geçemeyenler izlenme şartı ile uzaklaştırılabilir. Elenme korkusu ile eğitimde olan öngençler kendilerini kontrolde tutarlar. İyi telkini kendilerine verirler. Eğitimden çıkan ve artık genç sayılanların büyük bir bölümü WalHalla dışına gönderilir. Kalan azınlık, iç görevleri önceki dönemlerden devralırlar. Eğitim odaları ortak kullanımdadır. Hiçbir KonFed kendi eğitimini özerk kılamaz! Hepbirlikte eğitilirler, mezun olurlar, tören sonunda kendi KonFed’lerine gönderilirler. İlim sınıfının çalışma odaları, giriş çıkışlara gizli tutulur. İdari sınıf odalarındaki kadar rahat hareket ortamı sağlanmaz. Hele ki deney odalarına girme girişimi şiddetle engellenir. Tehlikeyi anlayın. Sarı kıyafetleri ile işlerinde olan bilim insanlarına hayran olursunuz. İnsanlık tarihi boyunca özlemi içinde oldukları kocaman mekanlar, onlara ait! Konfed’ler üstü sayılıyorlar. Askeri ve idari nüfus dilimler arasında ayrı ayrı çalışabilirken, ilim sınıfı ortak insanlık malı sayılıyorlar. Bu insanlar, emeklerini bütün insanlığa adıyorlar. Üstmeclis üyeleri dışında kimse ile bilgilerini paylaşmayabiliyorlar. Yapacakları deneyleri, üretecekleri yeni nesil aracı, gereci kendi özgür ortamlarında planlıyorlar. Çalışma odalarındaki detayları anlatma ihtiyacı hissetmiyorum. Çok karışık. Her tarafta kendi kendini programlayan mini robotlar var. İnsanlar düşüncelerini konuşarak anlatınca, kimi robot gardını alıyor. Çalışmaya hazırlanmak için kendini yeniliyor. Çılgın gibi çalışıyorlar. İdare sınıfı, onların yanında tembellik etmiş sayılır. Sekiz saat sınırı konulması bu yüzden. Yoksa bütün günlerini çalışma odalarında geçirecekler. Aşırı akıl kullanımının sakıncası var. Askeri sınıfın çalışma odaları, ilginç. Kuzey ve güney kutbunda toplam iki adet ortak askeri oda bulunuyor. Çok büyük bu iki oda içinde, bütün KonFed’lerden seçilmiş askerler, dünyanın barışını sağlamak için, savaş zamanlarına hazırlanmak için, tatbikat yönetimi için, gerçek savaş süresinde savunmayı (gerektiğinde karşı saldırıyı) sağlamak için yaşıyorlar. Ortak olmayan odalarda kendi KonFed’lerinin güvenliğini sağlayacak
çalışmalar yapıyorlar, sorunları büyümeden çözmeye çalışıyorlar. Hiçbir askeri üye, oda içinde öldürücü silah taşıyamıyor. Barış zamanı bayıltma, savaş zamanı yaralama, öldürme aşamaları olan bireysel silahlar, özel zırhlı üniforma ile WalHalla kapı eşiğinde ve dış görevlerde kullanılıyor. Korunaklı bir yerin içinde silah taşımak gereksiz. Gümüş grisi üniforma giymiş olanlar, amazonlardan ayrılır. Erkek oldukları ortadadır. WalHalla askeri üstkadrosu gri giyinen erkek üstsubaylardan oluşur. Dolayısıyla Askeri çalışma odalarında, toplantılarda öncelikli görüş bildirirler. Amazonlara yetki vermiş bir WalHalla neden üst aşamada işi erkeklere bırakıyor? Geçmiş dönemlerde, WalHalla kurulmadan önce denemeler yapıldı. Konusunda uzman kadroların oluşturduğu deney odalarında dişi askerlerin yönetimi, yüzde oranıyla başarısız oldu. Özellikle iki dişi arasındaki çekişmenin nasıl zarar verdiği sanal yönetim odasında görüldü. Savaş senaryosunda askeri lider kadroları iççatışmaya yöneldi. Uzmanların dedikleri ilginç karşılandı. Dişi askerler ayın bazı günlerinde kötü düşünceden daha hafif görünen kontrolsüz negatif tavır içine girebiliyorlardı. KonFed askeri şuraları kurulurken amazonlar sayı olarak fazla tutulmasına rağmen lider erkek askerlerden seçiliyordu. Alınan kararların uygulamasında, çalışma odaların yönetilmesinde daha etkin olunuyordu. Dişi asker sayısı, erkeklerin üzerinde tutulmuştu. Haliyle orta ve alt düzey çalışma odalarında söz onlarındı. Üst düzey çalışma odalarında kararı veren yine dişilerdi, uygulama sırasında tüm yetki seçilmiş erkek üstsubaya bırakılırdı. Kuzey ve güney kutbu yönünde iki ana bölümde çalışan askeri sınıf mensupları için her KonFed diliminde ana üs kuzeyde, ikinci üs güneyde tutulmuştur. Dünyanın ve uzayın farklı bölgeleri askeri yönden kuzey ve güney üs bölgelerine dağıtılmıştır. Askeri göreve ayrılmış özel odaları kapıları, üzerine yürüyen insanları tanır. İzin verilen kişinin geçişine izin verir. Yuvarlak masa toplantıları yapılır. Kullanılmayan odalar dümdüz olur. Çıkıntılar, yuvalarında temizlenir. Toz yoktur. İnsanların ölü hücre parçalarını zeminde temizleyen bir sistem var. Savaş zamanında tüm askeri personel özel bir kıyafet giyer. Zırh kaplı bu kıyafet, gerektiğinde bütün vücudu kaplar ve bireysel lazer atışlarından korur. Her askerin barış zamanı üniforması üzerinde yer alır. Çalışma odasında görev yeri dışında bulunmasını engelleyen bir izleme sistemine alınır. Üniformasını giydikleri, ait oldukları KonFed odalarına dahi izni olmayan, giriş yapamaz. Kesin bir emir komuta zinciri vardır. Prusya ordusundaki disiplin hafif kalır. Görev dışında ise dinlenirler. Sivil kıyafetleri ile bir üstsubay, emri altındaki geçici mod askere emir veremez, eşit olurlar. Eşit WalHalla yurttaşı olurlar. Askerlerin birlikte boş zaman geçirebildikleri, geçmiş zaman barlarına benzeyen, alkol tüketiminin kısıtlandığı yerler vardır. Vücudun alkolu dışarı atması için geçen süre dikkate alınarak görev saatinde belirlenen seviyenin üzerinde alkol alınması engellenir. (Bunu aparatları sağlar.) Alkol, şehvet, uyuşturucu, kumar bağımlıları zaten WalHalla’ha kesinlikle alınmaz. Ortak kullanım odalarında düzeni bozacak davranışlarda bulunma olasılığı bile tehlike olarak görülür. Özellikle askerler için kesin yasaklar konulmuştur. Her KonFed, WalHalla için kendi vatanından seçtiği geçici görevdeki askerlerini bu hususta elemeye tabi tutar. Sigara gibi basit bir bağımlılıktan, her gün alkol tüketme bağımlılığına kesin engel bulunur. Hatırlatmalı ki hiçbir WalKüre/German yetiştirilme aşamasında bu bağımlılıklara bulaştırılmaz. WalHalla’ha seçilen geçici mod
askerleri için yüzde oranlar konulmuştur. Ortak çalışma odalarında disiplin had safhadadır. Aklında bağımlısı olduğu nesneyi düşünen, adandığı görevi nasıl yapacak? İdarecilerin odalarında heyecan daha fazladır. Askerlerin barış zamanı dinlenmeleri, ilim ehlinin dingin yaşamları yanında idarecilerin koşuşturmaları izlenmeye değer. Oda kapıları açılır, kapanır. Eğitim odaları, idarecilerin kontrolündedir. Her KonFed’in ayrı idaresi var. Dünya ve kolonilerde, kendilerine ait olan, diğer KonFed’lerin tanıdığı sınırların içinde olup bitenleri haber alırlar. Önlem alırlar. Yönetirler. Sorun çözerler. Dünya dışı çalışan bağımsız şirketler ile anlaşırlar, mal alırlar. Her devlet, yaptığı dünya dışından yaptığı alımı idari birime onaylatmak zorunda kalır. Bağımsız şirketlerin ortakları insan, dernek veya vakıf olabilir. Ancak özel bir şahıs, üst servetini, WalHalla’hın kontrolündeki üst sınırı aşmayacak şekilde harcar. Servet birikimi böylece engellenir. Para, ekonomi içinde kayıt altında el değiştirir. Bütün paranız, kaybedildiğinde kaybolmayan altın gibi parlayan minik kartlarda taşınır. (Çip gibi küçük ve desenli, gözlere şahane göründü. Dokunan kişi onu algılamaz, fazla büyütmezler.) Sarı üniformalarını giyinmiş bay ya da bayan omnistlerin odalarında, dünyanın ve uzayın hiçbiryerinde keşfedilmemiş yeniliklerin peşinden koşulur. Gizlilik modu nedeniyle, dilim farkı gözetilmeden çalışıldığı halde, deneylerin içeriği, deneylerin sonucu ve önuygulamalar, WalHalla üst yönetimi dışında kimse ile paylaşılmaz. Bu nedenle sarı giyinenler, uluorta pek konuşmaz. Bahçelerde onları gördüğünüzde, kendi aralarında heyecanla konuştuklarını, diğer sınıf mensuplarına karşı ilgisiz kaldıklarını anlarsınız. İdari yönetimin istediği bir yenilik peşinde koşmaktan zevk alırlar. Rekabet yerine aydınlatma yöntemi uygulanır. Her birinin ayrı bir odayı aydınlatabilme gücü olduğu düşünülür. Geldikleri KonFed’in insancıl olmayan çıkarları peşinde koşan eski zaman negatif ilim insanlarının tarihe nasıl kötü iz bıraktıklarını bilirler. İçlerinde WalTin’de en iyi eğitim almış kalıcı mod olanlar vardır. Geçici olarak gelenler, ilgili deneyde bir süre için yer alması gereken davetlilerdir. İçinde oldukları deneyin amacını bilmeden katkılarını yaparlar ve davetleri süre sonunda yenilenmez, uğurlanırlar. Yeniden çağrılma umudu ile giderler. Dünyada ve uzay yerleşkelerinde ilim insanı olarak bilinen orta ve üstü yaşta olanlar, WalHalla sarı üniformasını giymek için can atarlar. Kendi bebeklerini bu nedenle hibe ederler. Sarı Çalışma odaları; tüm ilim dallarında uzman sayılan kişilerin görüşleri alınır. Hedronik, yanlış yönde giden bir deneyi kendi iradesi ile durdurabilir, erteleyebilir. İlim sınıfının üstkadrosu sır küpü gibidir. Tamamı kalıcı moddan oluşur. WalTin eğitiminde aldıkları bilinç ile “önce insan” amacı güderler. Politik deney yapmazlar. Sadece bir KonFed çıkarı için zaman harcamazlar. KonFed’ler kendi topraklarında kendilerini ilgilendiren yenilikler peşinde koşabilir. Ancak bunları tüm insanlık ile paylaşmaları istenir. Savaşlar, paylaşılmayan bilgiden kaynaklanabilir. WalHalla içi sarı çalışma odaları, tüm insanlığın ortak malıdır. Haliyle omnistler saatlerini, korunmak zorunda olan barış ortamı için harcarlar. Üzerine basıyoruz: Barış dediğimiz durum, yüksek insan refahı ortamıdır. Sefalet ve dengesiz dağılım içinde barış olur mu? Yeni icatlar, aynı anda bütün KonFed devletlerinde uygulamaya geçer.
4.16 Merkez Giriş Kapısı (Çok özel korumalı)
Hedronik bu kapıyı bizzat kendisi korur. İzinsiz girişe çalışan acımadan öldürülür. (Hedronik katil değildir. Öldürmekten kasıt; kapı dışarı edilmek ve tüm haklardan yoksun bırakılmaktır. Yani WalHalla dışı kalmaktır. Bu, kıymetini bilen için en acı hatadır.) Bu kapıdan ancak bir insanın yürüyerek geçebileceği kadar bir geçit sağlanır. İçeriden dışarıya açılar. İskelet aşamasında iken, merkezin içi yapay bir elementten yapılmış zırh ile kapatılmıştır. İçindekini saklamıştır. Yapım işini bitiren robotlar, ne yaptıklarını unutmuşlardır. İçeride Hedronik bile yoktur. Düzeltilirse, o kapının adı çıkış kapısı olmalıdır. Kapının merkez ile çalışma alanlarını ayıran aşılmaz zırhı delen tek noktada olması sizi yanıltmasın. 314.fert, zırhı, geldiğinde içeriden delecek ve WalHalla’ha konuk olacaktır. Hedronik bu günü bekleyerek canlı tutar kendini, içindekileri. Üstelik kendisinin WalHalla olmadığını iyi bilir. Görevi bitince kendini imha edeceğini de bilir. Tüm insanlık tarihini (Omnistory. Geçmiş/Gelecek, özel bir sistemle gözlemlenebilir. Bunu başaran teknolojisi ile past/next rezervini dosdoğru okur.), insanlardan daha iyi bilir. Kötülerin elinden çıkmadığı için şanslıymışız. Bir yüzü olsa, bize göz kırpardı. Giriş kapısı aslında yok! Var gibi yapıyor, Her dilimin kendi sembolik giriş kapısı var ve bu kapı ekvator düzleminde eşit aralıklarla dağıtılmış. Mesele… konuğun hangi KonFed’in kapısından geleceğinde… Çıkması beklenen büyük savaşın komutası bu KonFed’in askeri kanadına verilecekmiş. Diğer onbir dilim bu konuda sarsılmaz bir yemin etmiş. Beklenti, yüzlerce yıllık birikimin sonucu…
4.17 Merkezin İçi (Anlatılmayacaktır) Oradan beklenen misafir var. (Anlatsak kıyamet mi kopar? Şahit olmuş yolcu anlatıyor ya. Elçiye yasaklı, öyle mi? İşini bilen bir Melek bu merkeze fazla yaklaşmaz. … Tamam kızma. Sustuk.)
Yani WalHalla berzah, yeşil nokta. Tam ortada ya. İçi boş duranın aslı dolu. Mutlak soğuk yenik
düştü. Meleklerin gözü kaldı. Renginden anladı kör olduğunu. Görmek için yalvardı. İşte açılıyor. Kelimeler yerini buluyor. Anlatımda zorluk yok. Anlamada çaba var. Zorlayan duvarı aştı. Kalbin içine giren kan mı? Tertemiz olursa yol bulur. Övünmesi boşuna mı? Ört üstünü, ört der. Hedronik aşık. Gizler aşkını. Onun gönlüne giren ne? Sınırları zorladı. Bahçede dolandınsa gözün görmez olur. Kapıya dokunduysan sesin duyulur. Laf taşırsın içine. Hayret duyar, içerideki putlar. Kabe, siyah değil! Cennet siyah değil. Görmeyi bil. Hedronik, dünya ömrünü yaşarken bak neler oldu. Şaş. Ortada WalHalla yokken bak neler geldi başına. Çocukların oyun oynadığı bir dere kenarı. Balıklar yukarıya göç ediyor. Açların gözü suyun içinde. O çocuk başkaydı. Tokluğuna kavuşmadan su kıyısına varmazdı. Midesi dolu iken balık sevdasına düşmezdi. Tatlı su içerdi. Severdi. Sevilmek için balıklara yardım etti. Bir gün eliyle tuttu. Doğuma giden balık elinde! Koşmadı. Yürüdü. Ne bilirdi o masumlar, balıkların içinde yumurtalar olduğunu. Doğduğu gün işaretlenenlerin bütün yaşamları takip edilir. İz peşinde dolanıyor. Meleklerin gözyaşları var mı? Hedronik gözyaşı döktü. Tuzlu su içilmedi. Balık elinde yukarıya gitti. Balık dinlendi. Göz yoruldu. Elinden kaydı, sığı suyu buldu. Gerisin geri hizmet etti. Acı suya döndü. WalHalla’hın gözyaşları var. Cildi var. Gözleri var. Kokunu alır. İçini bildiğini bil. Eğer bir işaretli olsaydın ne yapardın? Eğer bir hibe çocuk(OwToy) olsaydın ne yapardın? Geleceğe secde ettim. Alnım temas halinde. Aklım, gönlüme sığındı. Hala inanmıyor bildiğine. Son nefese secde ettim. Korkum yüksel. Sevgimi kısıtlama. Hala emin değil. Mahşerin delik tek noktası. İçine dilediği sığıyor. Burada zaman artısı tadılır. Semadan tek damla bu noktaya. Her insan yükselmek istiyor. Bedelini yaşamında takdir edeni bul. Sönder ateşini. Dinle kendini. Ha’nın sesi duyulur. İzin ver. Kuşatsın o melek seni. Sen, korunmadan yükselemezsin. İnan. Parlar. Saman. Yeşil. "bana gereken seninle" "sen içi boştun, göldün sen, içine doluluk verdik, içine hasretiz, ilkeliyiz"
İçAktarım Mekanda farkında olmadan fark edilen Burada doğmasına izin verilenler çok özel insanlar. Dışarıdan seçilerek geçici süre için gelenlerin aksine burada doğmasına izin verilenler, hiçbir konfederasyona bağlı değil! Doğrudan WalHalla’hın malıdır. (Ne kadar doğru? Anne babaları yok. Geçmişleri silinmiş kayıtlarda. Hedronik bile bu kayıtları açıklamamak üzere kendini şartlandırmış.) Olamaz. Hiçbir insan konfederasyon dışında sayılamaz. Doğrudan WalHalla’ha bağlanan bir insan olamaz. Dilim dışına çıkılamaz. Ortam bozulur. Kendini bir dil birliğinde bulamayan, yabancı olur. İçten içe uzaklaşır. Dışlanmış olur. (Geçmiş kayıtlarını bilmeden bağlandığı dilimde daha büyük sorun çıkarır. Dışlanmış oluşu ile kendini kaybeder. Sevgi tohumu karaya çalar. Hırsız olur.) Mekana sahip çıkan insan! Hedronik bir araç. Tek başına çözemez. Çözümü önünüze koyar. Mekanı korur. Mekan dışını bilemez. İnsanların içinden geçen onun için sırdır. Kimyasal değişim ile anladıkları sınırlıdır. Mekanın ufak anahtarlarını dağıtırken bir gün hata yapacağını bilir. (Kim hata yapmamış ki?) (İçAktarım Sonu)
BÖLÜM
BEŞ
ÇIKIŞ
SOYUT Çıkış 5.1 Korktuğumuz Ölüm Bu Muydu?
Çıkışa alınan için şaşkın geçen bir süreç. Çıkışa alanlar için mutluluk: Yeni bir işaretli geliyor. Bir WalKüre’nin kıyafeti hakkında ne diyebilirim? Öldükleri zamandaki kıyafetlerini giymeye devam ediyorlar. Bunu değiştiremiyorlar. Böylece birbirlerinin zaman önceliğini biliyor. Aldıkları yara, dün alınmış gibi taze duruyor. Vücudu parçalanmış olanlar, ölümü tattıkları andaki vücud haliyle burada bulunuyordu. Hepsi bir görüntü gibi geliyordu. Rüya içinde gerçek gibi dokunabildiğiniz bedenler. Binekler harika. Çizim yeteneği olan biri değilim. Tasvir etmekten aciz beynim, birkaç kilo geliyor. Onun bir araç olduğunu elbette biliyorum. Aklım yetmiyor. Bütün bunlar gerçek olabilir. WalHalla, soyut haliyle içeriden dışarıya bakan yeşil izlenimi veriyor. (Tasvirler şahane; özelsin.) Çıkışa hazırlanamazlar. Ölümün ani gelişi (Savaş meydanlarında hiç ölmeyeceklerini düşünerek saldırırlarsa yaşadıkları ölüm, ölüm olmuyormuş.) karşısında yaşanan şaşkınlığı atmaları için hızla çıkmaları gerekiyor. Ne olduğunu anlamadan yenilenmiş bineklerine geçiriliyorlar. Eşlik edenlerin gösterdiği ışıltılı yolda yukarı çıkılıyor. Çıkışı buluyor. Bulutlarda gizlenmiş bir WalHalla’hın girişinde, kapısında onu bekleyenler oluyor. Bal şerbetinin kaynağı içerisi. (Çelişkili bilgi.) Dünyanın hiçbir yerinde bu şerbeti bulamazsın. (Bulabilirsin. Aradın mı hiç?) Et bedenini aşağıda bıraktığını unutuyor. Yarasına bakıyor. Kanı akıyor. Hiç ölmemiş gibi kapıya bakıyor. Bir WalKüre gülümseyerek ona madeni kadehi uzatıyor. (Şeffaf ve içindeki sıvıyı gözlerinizle görmeniz gerekiyor.) Tadılan şerbetin ardından yenileniyor. Yenilmiş bedeni aşağıda kalıyor, asıl bedenine kavuşuyor. Kendisine yeni mekanında yaşatılmak üzere içeri alınma işlemi uygulanıyor. Gülümseyişlerinde dişlerini gösteremiyorlar. (Bakmasını bilenler görebilirler.) Çok mutlu olduklarını dışarıdan bir gözlemci anlayamaz. Onları uzaktan seyreden bir garip neler olup bittiği konusunda zanlarına sarılacaktır. WalHalla kapılarından bir kere girmek yeterlidir. Sizi kucaklayan bir mekanda huzurda tutulursunuz. Dişi ya da erkek olmanız fark etmez. Temizlenmenizi şerbet sağlamıştır. Asıl temizliği kendiniz yapmışsınızdır. “Aşağıda” şeklinde söylenecek dünya yüzeyinde kin ve nefretten arınmış savaşan erlerin nasıl gizlendiğini artık biliyorsunuz. Onlar ölemez! Ölmelerine izin verilmez. “Öldü” denilen insanların mezarlarında ne yaptıklarını yaşayanlar bilemez. Bizim anlattıklarımız mezar yerlerinde bulunmaz. Çürüyen bedenleri ile ilgilenmezler. Yukarıda çıktıkları WalHalla varken dünya nimetlerini kim umursar?
(İşaretlenerek yukarı çıkanlar, “Azrail” dedikleri komik melekle tanıştırılmaz. İşaretliler, Ragnarok savaşından az sonra yaşanacak ana kıyamet sürecinde, Azrail’in kendi elleri ile öldüreceği kardeşi tarafından uykuya alınır.) Çıkış yaparken bakışlar yukarıya yönelir. Asla dünyaya dönerek özlemle bakmamışlardır. Geride kalan savaş meydanını merak edememişlerdir. Yeni yerlerine alınışlarını bilirler. Soyut dediğime bakmayın. Onların gözünde tüm yaşadıkları gerçektir. Rüya der geçeriz. Onlar yaşadıkları en büyük acıyı (ölüm hendeği) tattıkları anda, yanlarında daha önce hiç görmedikleri şekilleriyle refakat bineklerini, WalHalla savaşçılarını bulurlar. Tek kelime etmeden bineklere alınırlar. İnandığı uğruna yara alan, bedeninden sıyrılan, yukarı çıkışında yalnız bırakılmaz. Kapıda karşılandığında sevincini saklayamaz. En mutlu olduğu günü yaşar. Geride bıraktıklarını düşünmeyeceğine eminim. Bundan sonra ona acı ve keder yaşatılmayacaktır. Üstelik görev gereği aşağıya inmesi gerekecek ve bıraktığı insanları izleyebilecektir. Sanmayın ki savaşların hepsinde alınanlar olur. Dünya düzeninde her zaman savaşan taraflar olur. Kimi zaman iyi ile kötü, kimi zaman kötü ile kötü, kimi zaman kötü ile daha kötü, kimi zaman daha kötü ile çok daha kötü… Ama hiçbir zaman iyi ile iyi savaşmaz. İyi ile kötü arasında yaşanan savaşlarda alınanlar, kendi canlarını düşünmeden öne atılanlardan seçilir.
SOMUT Çıkış 5.2 Bakışlarda Mutluluk
Somut WalHalla’hın elle dokunulur cennet bahçeleri gibi, rüya havasını veren görüntü halinde bahçeleri vardı. İçindeki hakim renk yeşildi. Tatlı bir yeşil. Bitkilerin, gözleri korkutmayan, huzur veren tatlı yeşiliydi. WalTin’den mezun olan bir öngenç, hazırlıklarını tamamlar, kapı önünde gerçekleşecek isim verme merasimi, meclis üyelerinin uzaktan bakışlarını üzerinde hissederek adımlarını atar. Yörüngesinde giden WalHalla’ha kalıcı modda giren engenç insanlardan biridir. Tarih kayıtlarına yazılacaktır. Hedronik, onu WalTin’de her günü ile takip etmiş. Sonunda kendisinden gizlenen ismi açıklanacak. Onun yerinde olsanız ne yapardınız? Yepyeni bir dönem. Efsane sizi içine alıyor. Efsanenin bir parçası oluyorsunuz. Yüreğiniz, ettiğiniz yemine sadık kalmanız için verilecek ikinci eğitimi merak ediyor. Kalbinizin odalarında gizlediğiniz coşku taşıyor.
Tebrikleri kabul etmeyi unutuyorsunuz. Gözünüz kapıda. Kapının ardındaki uzun koridorda bekleşenler, sizden önce oraya girmeyi bilenler. Farklı üniformalar giyinmiş. Her birinin ayrı görevi var. Ortak amaca farklı alanlarda hizmet ediyorlar. Sizi, hak ettiğinizi düşündüğünüz yere alıyorlar. Yüzlerce insan kapı ağzında toplanmış, İzleyenlerin binlerce katı insan HoloVizyonlarında sizi seyre dalmış. Yakınlarınız gururda. İçeri girmenin sevinci, ileriki yıllarda yaşanması muhtemel; kötü düşünce, sürgün ve ihanet olasılıklarını unutturuyor. O gün pozitifsiniz. Sizi kimse üzemez. Birazdan, ömrünüz boyunca taşıyacağınız ünvana kavuşacaksınız. Han/HanIM veya WalKüre/German olacaksınız. Nefes alışlarınız hızlanıyor. Hedronik selamlıyor. Sözü alıyor. Sizi öven kısa konuşmasından sonra adınızı kulağınıza fısıldıyor. Siz de yüksek sesle adınızı haykırıyorsunuz. Alkışlanıyorsunuz. En çok sevinen siz değilsiniz. Ailenizden daha fazla sevinenler var! Onlar WalHalla içinde sizi kucaklamayı bekleyen akranlarınız. Sizden birkaç yıl önce girmişler. Tertemiz olmuşlar. Kirlenmemek için öncekilerin sözlerini dinlemişler. Kötü düşünceden uzak durmaya çalışmışlar. Öğütleri ile sizi bunaltacaklar. (Onlar iyiler, sözleri düzgün, düşleri aynı seninle, senin için güzel bir yuva var orada. Duyarsan anla. Kediler değil. Sevimliler. Sevilmeyenler acıda. Tuş oldu o. Sevilmezler. Sevilmek istersen gelirsin. Gelmezsen acır. Dualar azlı. Saz. Kediler seni sevmez. Sevilmez. Düşler güzelleşti. Titrersin üstüne. Diyarlardasın. Sevinçle açtın. Çiçeksin. Terbiyesin. Terk değil bir şehit. Eller açıksa duyarlar. Hiyarlar. Allah’la gelişler güzel. Gülmek de. Her şeyde O’nu an. Diğerleri gibi değil. Sevilmeliyin. Sev. Düşle ve kelimele. Hille. Lelev. Hul. Tal. Kal. Nan. Sevdin O’nu sen. Dokuzlar.) Yerinizde olmayı arzulayan milyarlar var. Gençler, dünyada ve kolonilerde sizi (biraz kıskanarak) korkarak izliyorlar. İçinizden bir kısmının çıkarılacağı, sürgün edileceğini biliyorlar. Oysa siz çıkış sarhoşluğunu yaşıyorsunuz. WalHalla’hın sahibi gibi hissediyorsunuz. Hedronik henüz kulaklarınızı çekmedi. Midas’ın kulaklarını çeken olmamış. Yeminin ağırlığı altında ezileceksiniz. Mutluluğunuz kısıtlanmayacak. Kendi ellerinizle WalHalla’hın duvarlarına dokunacaksınız. Kaybetmekten korkarak görevinize sadık kalacaksınız.
Üç yemin var: Yedi Yaş (Seçilen sınıfın yemini)
Onüç Yaş (Walhalla’ha çıkış yemini(en ağırı)
Onaltı Yaş (Göreve başlama yemini)
Uzay ortamında (özelikle yörüngelerde yerleşik yapay uydularda ve ay yüzeyinde) yetişen gençler, onüçünde reşit sayılıyor. Yaptıkları bütün fiillerden sorumlu tutuluyor. WalHalla’ha bir çocuk çıkamaz! WalHalla, içinde çocuklu ailelerin kaldığı bir yerleşim değildir. Görevi olan alınır. Görevi biten gönderilir. Kalıcı ya da geçici yaşar gidersiniz. Dünya içinde yetişen gençlerden iki yıl önce (Dünya gençleri, daha sonra 13yaş reşit hakkını alacak.) reşit sayılan mavi gezegen dışındaki WalTin mezunları, yüksek bilinç düzeyleri nedeniyle ek sorumluluklar almıştır. Zaten eğitimleri sırasında kısa süreli dünya inişlerinde yaşıtlarından farklı olduklarını hissederler. Günü yaşayan dünya gençlerinden bazı görgüler aldıkları olur. Mutlu olmak için, boş saatlerinde günü yaşamaları, görevde oldukları saatte adandıkları geleceğe yapışmaları istenir. Çıkış sonrası, karmaşık bir önhazırlık yapılır. Tören havası geçtiğinde, bağlı olunan kırk yaşüstü bir eğitmen ve gezdirici iki akademi öğrencisi(birkaç yaş büyük olan eski WalTin mezunları), yenileri hızla WalHalla ortamına alıştırır. Üç yıl sürecek karmaşık akademi eğitiminde, yıllık izinleri ve eğitim gezileri dışında, yıllık yaşamları WalHalla içinde geçer.
BÖLÜM
ALTI
İÇ
SOYUT İç 6.1 Dumanın Ardındaki Neki?
WalHalla. Bulutların arkasında gizlenmiştir. Yer yüzeyi ile teması yoktur. Uçan atların eşliğinde ancak soyut bedeniniz ile gidebilirsiniz. Oraya gitmek için beni bindirdikleri emanet atın adı ‘Horz’ imiş. Bu ne incelik. Atı gördüm. Atın yüzünde kırmızıyı gördüm. (Bu kırmızı değildi… Nar rengi idi. Korkutmayan ama uyaran bir renkti.) Atın gözleri. Beni almak için yanıma geldi. Yer yüzeyine adımları ile temas etmekten kaçındı. (Metal nalları olmayan bir at. Kafanda mantık duvarları arasında kalma. Okuduğun çağdaki atları düşünme. Boşuna anlatmış olurum yoksa.) Beni üzerine bindirdiklerinde kendi bedenimin aşağıda kaldığını gördüm. Korktum. Emaneti bedene geri teslim etmeyeceklerse bunun adı ölümdü. Bile bile ölüme gidilir mi? (Sana bunları anlatmak için neleri göz aldığımı düşün ve takdir et.) (Turuncu güneşi yaladım. Yörüngesinden çıkmadım. Anımsattıklarını aldım. Görgüleri unutturdular.) Ata binmeden önce bindirenlere baktım. Onlar Walküre&German çiftiydi. Gerçek bir işaretliyi almaya ancak biri inermiş. (İlk zamanlarında alınmış çok sayıdaki WalKüre nedeniyle, WalHalla içi, dişi savaşçı doluymuş. Sonradan gelen German’ları yukarıya alan WalKüre’ler olmuş.) Ben gerçek bir işaretli değilmişim. Onlardan umduğum olumlu yanıtı alamadım. Ağlamayan bu iki ölü (diri) savaşçının atları üzerinden inmeden bana nasıl baktıklarını, ata binmeyi uzaktan nasıl öğretmeye kalktıklarını görmemenizi isterim. Sarsıldım. Uykudaki bedenin içinden beni çektiler. Atın üzerine binmek üzere kaldırdılar. Aşağıya yaklaştıkça siyah, WalHalla’ha yaklaştıkça/çıktıkça beyaz ve nihayet kutsanmış mekana girince şeffaf (görünmez) bir bedeni varmış. Horz sahibi ile aynı savaşta öldürülen atlardan biriymiş. O biri özel biriymiş. Eğer bir savaşçının atı kendisi ile birlikte ölmezse ona en yakınında öldürülen atı hibe ederlermiş. Ama bu atlar Walhalla’hın atları değil! Anla! Başka bir yerden gelen binekler bunlar. Aslı olmayan binekler bunlar. Atlar sizin anlamanız için betimlemeye alınan dünya bineklerinden biri. Bunlar ne bir ata ne de bir kurda benzemez. Bir kurdun ya da bir atın bu bineklere erişmesi beklenmez. Onlar bilinmedik bir yerde sahiplerinin WalHalla’ha alınacağı günü (savaşı) beklermiş. WalHalla’ha ilk alınışta sahiplerini yüzeye yaklaşarak alırlarmış. Bineklerin en mutlu oldukları gün o günmüş. Anla. (Anlaman istenen bir çelişki değil. Hiçbir karınca insan taşıyamaz. Eğer bir German ya da bir WalKüre, dünya atlarından birine binmeye kalksaydı... Bu atlar ezilirdi. Şimdi biraz anladığını zannederek okunmaya devam ediyorum…)
İçAktarım Horz Tasviri: Başı; gözlerindeki kızıllığın yükseldikçe maviye kayması, göz bebeklerini çevreleyen beyazlığın yükseldikçe şeffaflaşması, burnunun bildiğimiz bir kurdun burnunu andırması, kulakların kurda ait olmuş hissini vermesi, çenesinin geviş getirmekten muaf tutulmasına inat kaslı yapısı, başı vücuda bağlayan boynun hayal edildiğinden daha kısa olması.
Gövdesi; işi boşalmış karnı, tüm vücudunu örtecek kadar gür olduğu zannına kapılacağınız kuyruğu, uzun tutulmuş dört ayağını kalın baldırla gövdeye tutturan kas yapısı.
Dört; ikisi önde ikisi arkada, ikisi ikisine ikiz, toynaklarında metal rengi kalın tırnak benzeri tabanlığı bulunan, havada süzülmelerini sağlayan dizler ve yukarıya çıkmalarını sağlayan toynaklar. Zannedildiği gibi görünen kanatları olmaz bu bineklerin. Kanatları, sahipleri bile görememiştir. Ona ilk bindiğim an… Hiç beklemedi, hemen yükselmeye başladı. Ayakları birbiri ardına hareket ediyordu. Arkamızda bizi kollayan iki savaşçı ile hedefe yönelmiştik. Ulaştığım yerde, şaşkın yüzümü, meraklı bakışlarımı karşılayan, dans edici Walküre’ler oldu. German’lar daha basit hareketlerle şahsımın önünde eğildiler. Buna onların dilinde selamlama deniliyormuş. Hiçbirinin sesli ifade içeren bir anlatımda bulunduklarını göremedim. Tam bir suskunluk haliydi. Soyut ortamda somut gelişme bekleyen, aklım! Yeterince akıl sahibi değilmişim. Anladım. Karşılama faslı bitince sunulmasını beklediğim bal şerbeti aklıma getirilmişti. Hangi WalKüre bana bu tatlıyı içirecekti? Şerbetin tadını merak ettim. Bana yasaklandığını öğrendim. Onu ancak ölümü tadan içebilirmiş. (Ab-ı Hayat) Soyut ortamda somut bedenine göbek bağı olan için bu istek olumsuz karşılandı. İç bahçelerde dolandım. Burada yetişen bitkilerin meyvesi yoktu. (Çiçekler tohuma kaçmıyor.) Soyut mekanda bitkilerin verdiği ile beslenmek olmazdı. Bitkiye bakmak sizi rahatlatıyor. Uykuya ihtiyacı olmayanların mekanı. İç bahçelerde dilediğim gibi gezinmeme izin vermediler. Sahibi oldukları yerin gizli oluşuna nazar ettiler. Gizlenen yerin bilinmek istenmeyişine sebep olan neydi? Cevap: Güzelliklere kin tutan kötü Şamballa. Yeterince temizlenmemiş bir insanın ölmeden buraya alınması halinde tehlike vukuu bulabilirdi. Oluşan vaka, kötülerin sizin zihniniz üzerinden bu güzellikleri görmeleri ve kendi çirkin mekanlarını unutup sizin güzelliklerinize göz dikmeleri. O
güzellikleri ele geçirip kullanmak değil, amaçları: Yok etmek. Güzel olmayınca kendi çirkinlikleri onlara güzel gelecek. Burası yükseltilmiş bir yer. Uçmadan ulaşamazsınız. Uçabilen kötü taraf yaklaştırılmıyordu. Kapılarda bekleşenlerin koruma amacı buydu. (Dengeler. İyi ve Kötü. Kötü yine iyi. Daha kötü beter eder, kötüyü. Kontrol ederler uçanları. Kötüyü savuştururlar kolayca. Daha kötüyü sindir. Sert ol. Soyut kapından geçirme. Seni kendilerine benzetme hevesi. Aman dikkat. So/luk/ğuk/yut kokusu çirkinleşmesin. Bahçeleri kurutmak isteyenin bahçesi kurur. Bildikleri halde akibeti kabul ettiler. Cennete saldıranlar var. Kin tutmayanların korumasında kapılar. İçeri girmeleri, oynak. Eğerli. Eşikteki binekler değerli.) İşaretliler. Onların gıdası gözlerinden giriyordu. Ağızlarını beslenme/konuşma hevesiyle açılmazdı. Konuşmak için dillerine ihtiyaçları yoktu. Dişileri, erkek savaşçılara üstün tutulmuştu. WalHalla onlarındı. Erkekler onların emrine amade olurlar. Walhalla’hın sahibi sayılan Hedronik, her WalKüre’yi kendi adıyla çağırır. Dişi savaşçıların, savaş alanında ortak hareket eden görev eşi German’ları vardır. İç bahçelerde dolanan işaretliler, huzur içinde olurlar. WalHalla içi, inayet yeri! İç bahçelerin her biri sahiplidir. Bahçe içinde yeşilin tonlarındaki bitkiler(ağaçlar), kendilerine bakıldığında rahatlatıcı bir etki bırakır. Bırakılsa içeride yıllarca kalabilirdim. Size geçmişi, geçmişin izlerini, anımsadığınız hüzünlü yaşantınızı unutturan bir ortam sunmakta. Hayalimdeki gibi. Soyut. Elimle tutamadığım bir yer. Bunların olmadığını kim iddia edebilir. Yaşanabilir bütün evrenleri dolanarak bu konuda olumsuz-kesin delilleri kim sunabilir? (Mahşere atlara ile gelenler sunabilir. Yazan gördükleri ile övünürse yandı. Göremedikleri? Toplanma gününde yaya kalanlar. Birleşip bineklerinde kalanlar. Geri döndürülmedikleri hedefleri. Kirletilmeyen terletilmez. Nice evrenleri dolanırlar da bildiklerinden şaşmazlar. Onlar. Mahşere atlarını sürerler. Hesap günü zemine yapışanlar endişe içinde. Zeminin altına girebilenler, aynayı aşabilenler, binekleri üzerinde. Evrenler ne ki! Arınmışın gözüne bak.) İçeride dönen dolapların fazlasından mahrum bırakıldım. Hedronik’le görüştürmediler. Merkeze alınmayı düşünmekten men edildim. Dış yüzeyin hemen altındaki güzel bahçelerin ufak bir bölümünde, dilime bir parmak bal çalan WalKüre eşliğinde dolaştırıldım. Ab-ı Hayat dediklerinin, dünya üzerinde bir yerlerde gizli kaynağında akmakta olduğunu anlattılar. Hedronik bu kaynağın ilk sahibiymiş. WalHalla’ha alınan işaretlilerin aynı kaynaktan alınmış su ile yapılmış bal şerbetini, ölümsüzlüklerini sağlamak için içtiklerini bildim. Kaynağın yerini sormayı düşündüğümde gülümsediler. (Ballı şerbetin yapımı. Önce malzemeleri. İnsan kanı dokunmamış göl. Gölün dibinde tatlı su kaynağı. Suyun kaynağı yüceltilmiş dağlar. Dağların karları. Karın kaynağı yükseltilmiş bulutlar. Bulutun kaynağı uzak kuzeyin rüzgarları. (Hani benim kırgınlığımı alan rüzgar var ya. O da buradan gelmiş.) Suya katılacak bal. Tutulacağı petek. Tutunacağı dal. Dalın yaprakları. Ağacın kökleri. Çiçekleri özel. Ne bal ne de gerisi, hiçbiri dünyadan değil. Suyu aşağıdan alanlar, balı yukarıda tutarlar. Ab-ı Hayat suyunu yavan içenler, kuru bir ölümsüzlük kazanır. Oysa ballandırılmış su ile hayat bulanlar bambaşkadır. Daha ötesi, sütlü bal şerbeti. Anla. An‘la. Su, Bal, Şeker, Süt. Dördü olmadan WalHalla gezgini olunmaz. Şeker, suda erir. Şeker dişidir. Su erkektir. Şeker balda gizlenir. Tatlanır. Süt, tadı yumuşatır. Sen halim ol. Zalim olma. Sağ salim ulaş, gönülleri kazan.)
Aklım karıştı. İçeride dolandıkça unutkanlığım arttı. Aktarılmasını istemedikleri düşüncelerimi hemen sildiler. Bineklerin ait oldukları dış kapılarda heybet görüntüsünde beklediklerini gördüm. Çok özel bir (iç) kapısının dünyaya doğrudan açıldığını öğrendim. Buradan toplu iniş yapabilirlermiş. Çok seyrek kullanılırmış. Kendi geleceklerinde, tüm işaretlilerin katılacakları büyük savaşa içkapıdan geçerek ulaşacaklarmış. İçeride bir yerde bize açılanın, karakapı olduğunu anladım. Fazla tutmadılar. Kibar bakışları, beni girdiğim kapıda bekleyen Horz’a yönlendirdi. Yeniden atın üzerine alındım. Arkama bakamadan aşağıya atıldım. Hep orada kalmayı istediğimi bildiler. Attılar. En kibar hali; kapı dışarı edildim. Bu ayrıcalığın tadını çıkarmam gerektiği hatırlatıldı. Benden başka kimseye nasip olmayan bir anı‘nın/an‘ın sahibi olduğum için minnet duymam gerektiği anlaşıldı. (Daha kimlere nasip edildi bu nimet. Nimeti inkar eden çıkmadı. ) Uykumdan uyandığım. Size aktarabildiğim (ve başkasına anlatamayacağım) özel görüntüleri düşündüm. Yaşadığım (yaşatılan denilirse daha makbul) yolculuk kendi iç yolculuğum değil. Sanmayın ki tüneller içinden geçip en yukarıya ulaştım. Yukarıya doğru yönelip kestirme bir yoldan başka bir aşağıya indirildim. Orada görünen WalHalla’ha getirildim. İçerisinde kısa süreli konuk edildim. Horz isimli güzel atı bir daha hiç göremedim. WalKüre’nin dişlerini, gülümserken. German’ın anlamlı bakışlarını, kapı dışarı edilirken. Gördüm. Eğer bir gün oraya girme şansını yakalarsanız, ısrarla Hedronik’le görüşmeyi isteyin. Size hayır diyemeyecekler. Bunu istemeyip yüzeyin hemen altındaki yeşil mekanlara girişim hata oldu. Şeffaf binekleri görmem zaten mümkün değildi. (Horz bana tahsis edildiğinden, o gün sadece bana görünecek şekilde şeffaflığa bürünmüştü.) Daha içeriye girip, iç odalarda dolanamadan bana verilen ziyaret süresini tamamlamıştım. Aman. Siz bu hatayı yapmayın. En içe yönelin. WalHalla’htan unutulmayacak bilgi ile dönmeye bakın. Bahçelere aldanmayın. Onlar WalHalla’hın süsüymüş meğer. Gerçeği örten perdede gezindim ya… Bunun adı nedir? Biraz daha aklım olsaydı ya… (Akıl, yüzeyde gezindi. Kalbinin sesiyle konuştun şimdi.) O şansı yakalamak sizin elinizde. Umudunuzu hiç yitirmeyin. Bir gün uykunuzda yukarılara tırmanabilir, sonra yolunuzu şaşırıp WalHalla’ha girebilirsiniz. Yeterince temizlenmişseniz sizi kapıdan geri çevirmeyecekler. Hatta evinizin içine kadar gelmesi takdir edilen, başucunuzda sabırla sizi almayı bekleyen, özel bir binek(!) tahsis edilecek. Bunları yaşarsanız korkuya kapılmayın. Heyecanlanmayın. İçini düşünün. Tertemiz bir içte gizlenmiş bilgiyi alın. Benim gibi boşa gidenlerden olmayın. (Yemeği yaptım. Baktım. Tadını alamadım. Sonraki nesiller yediler. Nimetin içinde gezindiler. Bana avuntu kaldı. İsmen anıldım. Okundum. Okuduğumu yazdım. En sonunda yazıldım. Yol açıldı. Hayal tarlasında hasat zamanı.)
SOMUT İç 6.2 Seyre Doyulmayan Neydi?
Dışarıdan seyrettiğiniz; üzeri metal plaka örtülmüş, uzaktan limon yeşili, dilimlenmiş bir portakalın yeniden toparlanmış hali gibi görünür. İçindekiler ekşi değil. Gri kapılarından girmeye izin verilmişse, sizi saçları özenle şekillenmiş birkaç amazon savaşçısı karşılar. Üzerlerinde, barış zamanında taşımak zorunda oldukları, tatbikat modu silahları (Kısa menzilli, bayıltmaya dönük Fazer tabancalardır. Canınızın nasıl yandığını anlamadan bayılırsınız. Uyandığınızda size neden bayıltıldığınız bir sanal ses yardığımı ile anlatılır. Tabi bunu hak edecek bir yanlışınız olmuşsa. Yoksa bu silahı kullanma konusunda barışsever amazonlar isteksizdir. Hiçkimseyi (ortada neden yokken) bayıltmaktan zevk almazlar. Zevk alanlar; WalHalla kaçkınları. (Bunlar, ihanet modunda yaşayanlar, uzak kolonilerde, ellerinde silahları, kendi kuralları, sistem dışı insanlar.) Kapıdan içeri girdiğinizde sizi uçan kelebekler karşılar. Bunlar, kapı ve koridor duvarlarında! Kendilerini canlı olarak göstermeye çalışan görüntüler. Ortada kelebek yoktur. Etkisi vardır. Postulat. (Yeşillendirlimiş cennet bahçelerinde elbet kelebek var. Genetik kodu iyileştirilmiş kelebekler, bahçeye girenlerin ellerine konar, korkmadan. Gözlerde izlenme zevkini yaşatırlar. Sonra uçar, beslenmeye koşarlar.) Koridorlarda yürümeden ilerleniyor. Adı “yürüyen koridor” değil. Başka bir isim vermişler. Verilen ismi unuttum. (Kendi isteğimle unutabiliyorum okuyucu.) Koridor sonunda, dünya yüzeyindeki devasa ormanlara benzetilmiş benzer yeşilliklerle karşılaşılır. WalHalla’hın asıl sahibinin, içinde gizlediği yeşilrenk olduğunu söylemişlerdi. (Tüm şeffaf duvarlar tuhaf bir ışıltı yansıtır/aktarır.) Dedikleri çıkıyordu. Her biryeri, cennet bahçesindeki gibi. Göze batmayan yumuşak bir yeşil tonu. Orman yeşili gibiydi ama değildi. Üstelik içeride dolanan amazon savaşçıları yeşil tonlarda üniforma giymekte! Amazonlardan başka ne beklenir. Her oda bir bahçeye, her bahçe bir koridora ve her koridor da çıkışı sağlayan kapılara ulaştırırdı. Odaların farklı amaçlarla kullanıldığı söylenir, hiçbirine girilmesine izin verilmezdi. Odanın sahipleri onları özenle yabancı gözlerden korurdu. İçinde üç çeşit insanın yaşamasına izin verilirdi. İlk sınıf bizi kapıda karşılayan, orta kademeyi alan, kuzey ve güney girişlerini tutan askeri nüfustu. Bunların büyük bir bölümü amazonlardan oluşuyordu. Erkeklerin bu ordu içindeki yeri kısıtlıydı. Amazonlar hem üst düzeyi hem de en alt kademe rütbeleri doldurur. Erkeklere ise ortanın ortasında dolanmak kalırdı. İkinci sınıf onlara göre alt kademe, biz dış gözlemcilere göre üst kademe idi. Bunlar erkeklerin çoğunluğunu oluşturduğu İlim sınıfıydı. Kendilerine özgü bir kıyafetle kendi alanlarında
bulunurlar, kapılarda ve koridorlarda pek görünmezlerdi. Üstelik WalHalla içinde ancak görev daveti ile gelip yaşama hakları vardı. İstenmedikleri zamanda kovandan dışarı atılır ve en rahat koloniye ya da dünya yerleşkesine ulaştırılırdı. Hem askeri hem de birazdan açığa vuracağım idari düzeye katkıda bulunurlardı. Bu katkılarına karşılık bir beklentide olmamaları istenirdi. Eğer ilim sınıfına ait biri bunun karşılığında bir beklentiye girmişse (En hafif maddi ödül bile buna dahildir.) bu kişi çalışma gruplarından çıkarılır ve uygun bir şekilde uzaklaştırılırdı. Kötülüğün daha başlangıcında engellenmesi gerekirmiş. Üçüncü ve kendilerine göre en değerli İdari düzeyi anlatmaya gerek görmüyorum. Şahsen onların tavırlarını beğenmedim. Dünyayı ele geçirmiş bir arı gibi vızıldıyorlardı. Bu kadar çok çalışılır mı? Ölümüne adanmışlık bu denli saçma işte… Siz olsanız ömrünüzü bu metal yığınına adar mıydınız? Kendi içindeki yeşillikleri ile sizi rüyalarınızın yerleşimi olarak perdeleyen bir yer. Gözlemlerim sonunda buradan ayrılmayı ve mavi dünyaya dönmeyi istemiş bulundum. Orada düşünceleri okuyanların olduğunu işte o zaman öğrendim. Amazonlar en kibar gülüşleri ile beni yürümeme gerek kalmadan kapıya yönelttiler. Çıkışım sırasında benimle birlikte; kovulmakta olan birkaç ilim sınıfı mensubu, emekliye ayrılmış bir amazon savaşçısı ve hataları nedeniyle görevleri sona vermiş onlarca idari sınıf mensubunu tanıdım. Onlarla ne konuştuğumu burada anlatamayacağım. Konu sadece WalHalla’hın içi. Konu dışına çıkmayalım. Kafanız karışır. Kısıtlı zamanınızda odaklanmanız gereken yerin dışına çıkar uzayda benim gibi kaybolursunuz. Üstelik benim elimden tuttukları gibi sizi korumaya almazlar. Merak etme okuyucu… Kibirlenmiyorum. Uyarıyorum. O çağda hayatında hiç güneş ışığını görememiş yeraltı insanlarının olduğunu çıtlatarak konuyu kapatıyorum.
İçAktarım Amazon Lideri WalHalla içinde aktardığı bilgi: “Her zaman bir tehlike mevcuttur. Barış zamanları uzun ve tekdüze geçerken savaş zamanları kısa ama sıra dışı yaşanır. WalHalla uydusu, onu ele geçirmek isteyen kanun dışı yaşayanların gözünde havada asılı bir hazine gibidir. İçimizde bilmedikleri yeni teknolojiler var. Bir gün bize saldıracakları malum olacak ki bizim barış zamanı görevimiz dışında; savaş zamanı için eğitilmiş WalHalla askerleri var. Bunlar dünyadaki yaşıtlarına inat yüksek tutulmuş bir amaç uğruna yaşarlar. Kendileri için değil, adandıkları WalHalla için yaşarlar. Yaşatılırlar. Çoğunun aile bağı kısıtlanmış, aile kavramından (Belli bir yaşa kadar) uzak tutulmuştur. Bunun özlemini çeken savaş zamanı askerleri, uzun geçen barış zamanlarında sürekli tatbikat modunda tutulur. Eski zaman WalHalla mitine atfen German ve Walküre isimleri ile ödüllendirilmişlerdir. Büyük bir bölümü sizlerin çocuk diyeceği bir yaştadır. En uzun tatbikat modunda kalma süresi dört yıldır. Sonrasında bunların büyük bir bölümü dünyaya, yaşamlarını tatmaya gönderilirler. Tabi savaş zamanı geri dönmeleri beklenerek. Bir kısmı da uzak kolonilere gider farklı isimlerle kendilerini gizler. Ele geçirilmesi muhtemel WalHalla’hı yeniden ele almak için bekleme modunda yaşarlar.”
(İçAktarım Sonu) Bu sırları buraya yazdığım için bana kızanlar var. WalHalla’hı ele geçirmesi muhtemel kanun dışı kalabalıkların doğru zannedilen bir yol sunduğum endişesi var. Oysa bu yolda, o yolun sahibinin dahi bilmediği gizli engeller bulunur. Yolu bir canlı olarak kabul ederseniz, sürekli bir değişim halindedir. O yoldan geçenin zihninde canlanan geçtiği zamandaki yoldur. Zamanın aktığını düşünüp hangi zamanda hangi şekliyle bir yol olduğunu, fildişi kulesinden seyre dalmış kibir sahipleri, bilemez. Bilirler! Ama bildiklerinin yola çıkıldığında değişebildiklerini unuturlar. WalHalla’hın tam ortasındaki görünmeyen bir kapıdan bahsetmişlerdi. Orayı görmeme izin vermediler. WalHalla’hın içi boşmuş. Beni içi boş bir yapay uydu yerleşimine gönderip bunları anlatmamı isteyenler utansın. Soyut WalHalla’ha paralel; içinde bir ışık kaynağı varmış. Ama bu göndermek için değil, uzaklardan gelenleri karşılamak için, çıkış kapısı olarak kullanılırmış. Yani uzaklardan gelen yolcuyu karşılayan bir WalHalla boşluğu… Walhalla’hın içinden dışarıyı seyrettirmişlerdi. Ne güzel bir görüntü bu. Karanlık ve uzak. Hayal edince içim açıldı. Kokuyu hissettim. Uzaklarda yaşayan insanları, onların güneşi uzaktan izlemekte olduklarını anladım. Aklınıza gelebilecek nimetler büyütülmüş, ihtiyaçlarına uygun beslenmiş. Kısa süren savaş dönemlerini dışarıda tut; bu koloni insanları, dünyadaki insanlara oranla daha huzurlu. Uzaya açıldıkça güneş küçüldü. Ben de küçüldüm. Kibirden ne yaptığını bilmeyen eski zaman insanları neden bunları göremedi? WalHalla içinde tanıştığım, konuştuğum ama kendilerinden bahsetmemi istemedikleri kişileri buldum. Onların dile getirmeye çekindikleri olasılıkları anladım. Her güzel düzeni, onun içinden çıkacak bir kıvılcım bozarmış. Bunu geciktirmek için çabalayan yüksek konsey üyeleri gördüm. Engellenmesi imkansız bir kaderi geciktirmekle huzur buluyorlardı. Bizlerin ince tercihleri onları sarsıyordu. “Ben” dağın zirvesine henüz düşmüş bir kar tanesi olmuştum. Onlar vadide ezilen kar yığınlarıydı. Benliğime kattığım diğer kar taneleri ile çığ olmuştum (içten pişmanlığımı katarak) ve sonum onlar gibi olmuştu. “Ben” çiğnenmeye hazır bir eziklikte, üzerime düşecek sonraki çığı bekler olmuştum. Olmaktan başka çarem yoktu. O dağın zirvesinde bulunan kar taneleri! Oradan aşağıya yuvarlanmak kaderiniz! Önünüzde iki şans var: Bir olup tutunursunuz. Güneş sizi eritir. Su olursunuz. Arkanızda iz bırakmadan akarsınız. Bize ulaşırsınız. Bizi de eritirsiniz. Ya da rüzgara tutunup doğrudan denize inersiniz. Bu kolay yol. Bunu deneyen oldu mu? Sürüklenen bir insan daha fazla ne yapabilir? Çekime tabi olmanız düşüncelerinizin sonucu. Kendinizden kaçarken, kendinizi buraya sürüklersiniz. Bundan sora elinize bir portakal geldiğinde, ona daha dikkatli bakın. İçinde olanı düşünün. İçinde gerçek yeşil bahçeleri olan, ışıltılı gençlerin doldurduğu bir portakal düşünün. Böyle bir portakalı gelecekte görürseniz onu sakın yemeyin. (WalHalla içindeki Portakal ağaçları ile meşhurdur!) (Walhalla lazım, erimiş bakır gibisin. Hellem, Walhallam, Asil şua mua tua şua tua ura tua
hellim wella şua hellim tua wellem kellem tua nua mua şehid tua eşer lullah wembem asil küba tu ma asil hellem wellem küvma kema ma la fa şa kin tiv ri fi şi li vi mi bi şi ti tua ma li şi mi yi ki li ti vi çi mi ki ni ri si hi vi wi şi li mi yi ki mi zi ki vi li ni zi ti mi ki şua waw law tuw ruw kuw şuw nuw ruw yuw tuw kuw nuw muw huw çuw yuw tuw luw şua maw kaw law zaw çaw new rew hew kew çiw ziw liw hiw niv liv yiv liv şua lia mia pia kia şua mua ziv wemb lia zilzal şua fil tua elam come paw zaw yuw luw zuw ruw muw kuw yuw luw zuw ruw huw kuw tuw çuw tua maw law saw kaw raw tua çuw kuw luw sua tua mua lua kua sio kalem zion taşra alaw taş kaw raw tuw yuw kuw huw tuw çuw şua nuw ruw lua moon tuw çuw kuw ruw hiuw sua tua bel kip tip sip lip kip çip rip hip sip şip tup sup kup nup map yap hua nua zua kua şip tip lip kip yip nup lup yup rup kup zup yup lup kop rop sop top yop rop sop mop kop tup sup kup mop lop sop kop yop rop lop çop tup tam mattas tuw kuw nintuv çiv kav now nun alem tuan puan nuan kuan fuan şuan muan koan çuan muan vuan muan luan kuan çuan şua tua kua şua lua mua vua mua maa maa naa yawn mavn muvn çuvn tuvn muvn luvn kuvn muvn çuvn ruvn muvn muvn tuvn şua mua tua lua mua pua mua sua vaa maa kaa laa sua mua fua lua sua mua kua çua lua nua maa vaa saa kaa kua lua mua pua rua suva maa lua kua mua paa taa maa laa kaa naa vaa maa çu tu nu l l l l m y n m n m n m l s ş m k l n m s ş m r n m y l k m n m ypmnlşçlmsşlmsnmylmnmsmynmlzmylmskmlmsmylmskmmn lmsmymylmstmnksllzmymlmşmlmzmymlmsymkmzmylmymy mtlmzmymklnzlmşlmylsmylmsşlmymylzlttlmylylnymyklhlç lnymtlkmçmtlyvlmtflmzlvynmzlvylmçlknmlmşlmylmylmzlm ylşlmzlvlymnylmlvmlmylvylvlklmylvylvylmnızmylhlvylmy l m t l kow l v z l n m y l m s k l m l m n m y k l y k l m z n m y v l v y l m n l k l m l v k n t m l m l k l m s m t m y l m n t l m y l v l m t l m s k nın vıl lı n m y l k l m s v l m y l v l m l n m s k v l h l m y l m hın t m l m y l m t m l m l m l m y k n m z m k n z t n m y n t m l v l myvlmtkvlnnmynmlvkmsmçlmyvztnmlmyzlmlplmlvynzvllm ç s k n m l m z n v r f p t z l m z m l m k m l m t y l m l m l m y l z m y l l k l m y k l hım lıl yıy vıv lıl hın vıy lıv lıy lıv lın lıs lık tık sık zak luk muk tuk ruk vuk mak yak sak lak mak hak lak sak pak nak sak yak huk tuk yuk luk muk ruk vuk zuk muk ruk muk puk yuk kul tu şu mu yu vu ru mu zu ku nu mu hu v ulu zu mu şu vu ku lu z züm nüwm nül nüz vüm tüv tuv ruv kuv yuv tuv kuv luv huv suv ruv muv tuv suv yaw maw raw maw yaw maw kaw çaw maw yaw kaw maw tuw luw muw kuw luw muw yuw tuw muw kuw ruw muw zuw muw yuw muw luw zuw ruw kuw muw huw tuw muw ruw saw taw yaw law maw haw kaw maw naw law taw kow row mow tow how yow low kow sow mow yow mow low kow mow low sow mow low zow row how tow yow low mow kow low how low mow row mow how tow çow mow low mow yow kow low mow how mow kow row mow zow mow yow low kow mow yow tow zow kow mow zow şow low mow row mow yow row low kow zow mow şua maw luw kuw ruw yuw luw ruw suv muw yuw luw puw luw yuw lav çav mav nav rav kav mav huv ruv muv yuv tuv muv hev tuv luv kuv muv yuv luv muv ruv tuv şuv luv muv ruv kuv sov rov nov mov lov zov rov kov tov mov lov mov yov mov kov rov mov mov lov mov kov mov luvr tur luvr nuvr çuv buv tuvr tata tina tanta man tunta tanti man kon çun mun yun vun kun mun hun vun vun yun mun lun hun çun mun kun lun mun hun vun mun vun mun pun mun tan van kan man yan lan çan kan zilzal one tuva pap tut cav nun çuv tuv luv muv ruv muv yuv suv muv yuv nuv luv
muv yuv kav lav zav mav yav lav zav mav kav lav zav yav mav zav yav mav kav zav mav çav rav mav sav mav çav kov mov zov mov kov çov lov mov lov tuwa muwa kuwa tuwa muwa mawa çawa lawa mawa kawa çuwa mawa lawa kawa mawa şuwa çawa lawa luwa çuwa çuv luv ruv muv yuv luv şua tuv luv kuv muv zuv muv ruv tuv zuv muv luv zuv luv kuv muv çuv zuv puv çuv luv muv kuv muv çuv muv ruv muv huv çuv luv muv mav çav lav mav lav zav rav kav mav yav zav mav kav lav mav şav mav zav kav rav mav çav mav kav mav sav tav mav kav mav zav mav kav mav lav mav kav tav mav kav mav pav mav yav mav kav lav mav sav çav mav kav lav eter lav lav zav mav lav mav kav lav mav kav rav sav mav kav mav çav mav kav mav lav şav mav lav mav kav mav çav mav lav mav çav mav lav çav mav lav mav kav şav lav mav lav mav çav mav lav lav mav muv çuv muv lvu muv kuv zuv muv zuv surf çuv luv muv luv muv ku çu l m z m y l m ç l m z l y l mklmzmnlmçlmlmklmlmlmklmylmzmylmlmzlmylnmzmlmzm ylmylmzmylmzlmlmylmlmlmlmlklmlmlmlmzmylylmşlmylkl m y l m l k m l m y l ım ın l m z l m y l m y l m y l m y l m y l m ş l m y l k l m y l m y l k l y lmzmsmlmylvlmzmlmzlmylmklşmlçmylmlmylmzlmyzlvzlmy lvzktmlmylvyzkmylmştmzmşkmzmyksmylmşmyvzmşmkçmz mşmşzmyvmçmzmşmçmzmşmçmmzvrymşmklmzmşmçyzmşmç m ş v k m min tuv ruv şuv yuv muv luv muv muv zuv ruv muv kuv muv suv muv muv suv muv yuv luv muv suv muv kuv muv şuv muv şuv muv kuv muv şuv muv kuv muv şuv luv muv çuv muv çuv muv kuv muv muv muv çuv muv luv muv kuv muv luv muv suv çav mav kav lav mav zav mav kav mav lav mav sav mav kav mav sav mav kav mav çav mav lav mav yav mav kav mav çuv mav çul su n m l m z m k l m ş m k m n ş l m z m y l m t m ş l m t m ekim kem lem zem sem tem çem mem mum yum mam ham tam ram kam tam ham yam pam tam yam vam ram ham yam kum tum mum hum şum vum lum vun kun vun mun fan man fan man van kan man fan man çan man fan man kan man han man kan man zan şan van han man çin min tin min kin min zin çin hin şin vin tin min çon mon von kon ton çon mon von mon hon ton mon kon von şon lon ok luvl şuvl kuvl muvl muvl çuvl tuvl şuvl kuvl muvl şul sul mul kul şul mul mul tul vul kul ful mul hul ful mul kul mul yul mul kul ful ful mul mul şul ful mul kul ful mul sul mul yul ful mul kul ful yul mul ful sul mul yul vul çul ful mul ful kul ful çul vul mul ful çul mul ful çul mul ful kul çil vil mil yil mil vil mil kil vil mil mil çil fil fil mil yiv ziv riz miz çiz fiv yiv riv ziv çiv riv miv tiv kiv liv miv çiv ziv riv çiv ziv tiv miv riv miv ziv liv miv kiv liv miv ziv liv miv ziv liv miv çev sev lev mev lev zev piv liv kiv miv liv miv ziv riv miv liv mav lav zav lav sav kav lav sav lav yav lav sav şav lav nav mav rav puv luv çuv buv luv muv luv suv luv muv ruv muv yuv suv muv çuv luv huv luv muv mav zav rav kav mav yav lav mav kuv luv muv zuv ruv muv şuv luv muv suv luv muv zuv yuv muv luv yuv zov mov kov lov zov mov rov şov mov lov zov bov şov lov mov kov mov sov çov mov lov çov mov kov çov mov lov pov mov lov çov mov lov mov luv zuv muv luv ruv puv luv çov zov lov yov lok tok mok çok lok vok mok çok mok pok sok mok yok vok lok sok mok pok mok yok lok mok çok sok yok lok zok nok lok mok yok zok suk şuk vuk luk puk suk muk fok tok mok lok vuok tuok luok mook zook şook took sook mook look çook sook şook look nook vook look soov loov yoov luov moov noov voov toov loov roov moov yoov loov koov poov yoov loov moov toov poov loov noov roov yoov loov poov loov koov roov şaav maav laav çiav kiav raav kiyav liyav maav laav raav poav laval zaval kaval tuval mival tival tuval maval Nival
pival tuval pival kival Nival nuval çuval pival livla lilva tilva çilva milva kulva tulva çilva lallav lullav zuvl lul sul çul mul kul ful buv cuv puv tiv ziv miv liv sil kiv siv riv miv çin han to ko mo mokmo mom mon to top tuv tin min kin linç in vin min kin lin min tin lin vin lin pin vin çiv liv riv yiv liv ziv liv çiv niv nin lin kin tin vin min çin vin von mon kon lon mon çon lon fon mon lon kon mon yon tun mun kun fon ton şon mon lon von yon lon mon kon mon son mon şon lon mon çon fon lon von çon mon kon ton çuan çon çovn çovn çovk nuv zuv luv yuv luv muv kuv çuv luv lav tav lav mav kav tuav niyav liyav tiyav tuvay kav lav tav mav rav pav lav sav pav lav sav mav kav çuv luv muv ruv muv şuv luv muv çuv luv muv kuv luv muv tuv muv luv çuv muv luv suv nuv mav tav lav mav çav lav kav mav tav lav mav yav lav kav tav mav yav lav mav sav lav mav kav mav lav mav yav mav sav mav lav mav sav lav mav yav lav mav sav mav lav kuv lav sav mav sav mav kuv lav sav mav mav çav lav mav hav lav tuv muv zuv muv eşim şem tem lem kem lem zem tem mem lem kem şem pem lem kem tem lem kem tem vem mem tem mem kem lem hem tem vem lem hem lem vem lem kem yem vem lem yem vem hem lem yem tem kem lem hem vem zem yem lem kem pem lem vem yem lem vem kem lem zem vem lem mem kem yem lem vem tem hem tem bem yem lem bem mem yem kem lem sem rem hem kem lem vem yem lem kem tem yem tum yum lum kum rum yum sum pum lum mum tum vum lum yum rum mum kum pum lum vam yam lam sam mam kam tam mam yam lam kam lam sam ham lam pam mam kam pem lem sem lem yem lem kem pem lem zem mem yem lem sem mem yem lem yem kem lem sem mem yem lem mem kem mem tem pem lem vem lem mem tem sem vem mem kem lem mem çem lem vuv tuv muv yuv puv luv muv yuv luv muv ruv muv puv muv çuv muv luv muv kuv muv çuv muv ruv muv luv suv jav yav lav mav lav mav kam tam lam şam ham sam tam mam kam lam çam lam mam may vay lay vay kay lay may lay may lay vay may may nay vay kay lay may may lay kay may pay may lay may lay pay lay may lay kay may lay kay may lay may say may kay may lay fay lay kay lay say may kay vay pay nay say kay tuy muy vuy fuy kuy fuy tuy suy kuy nuy vuy ruy muy vuy kuy muy ruy muy vuy luy koyn toyn moyn poyn poyl koyl noyl çoyl koyl piyl tuyl çuyl muyl fuyl koyl noyl moyl poyl foyl noyl foyl moyl koyl foyl nuyl çuyl çoyl moyl koyl foyl moyl toyl noyl foyl çoyl voyl koyl moyl çiyl toyl noyl soyl moyl koyl tuyl zuyl vuyl tuyl muyl mayl fayl kuyl tuyl nuyl çuyl nuyl fuyl muyl nuyl foyl nuyl tuyl çoyl koyl foyl noyl noyn foyn koyn loyn zoyn foyn moyn koyn foyn soyn tuoyn luoyn vuoyn nuoyn luyovn vuyovn)
BÖLÜM
YEDİ
İNİŞ
SOYUT İniş 7.1 Renk Değişimi
İnişe geçen her binek, rengini değiştirdiğini bilerek aşağıya süzülür. Binek sahipleri, ifade etmeye çekindiğim bir yere gider. Nereden geldiklerini bilmediğim sahipsiz binekleri yanlarında bulurlar. Zemine yaklaşırlar. Asla adımları ile o zemine temas etmezler. (Çok ender vaka olur ki bir bineğin toynaklarından biri toprağa hafifçe dokunur. İşte o dokunuşla zelzele olur. Buna “zilzale” derler. İşaretliler değişir, binekler geldikleri yere iade olunur. Bu çok korkunçtur. Vakayı gözleri ile yaşayan bir işaretliyi ancak Tua’nın sahibi uyandırabilir.) Sahibini bekleyen bineklerin gözlerine bakmak, insanı korkutur. Onlar ancak sahiplerine kavuştuklarında korkutan bakışları gözlerinden alırlar. Uyuduklarını göremezsin. İnişini tamamlamış bir binek asla uyuklamaz, zemine bakmaz. Bineğin bakışları sahibine yönelir. Sahibi üzerinde iken WalHalla’ha yönelir, yeniden yükselir. İnişe geçilen zamana eş sürede hedefe yönelir, zeminden uzaklaşır. Savaş meydanlarında önceden yerlerini alan seyirciler işaretlilerdir. Binek üzerinde aralarına katılmalarını arzuladığı yiğit savaşçıları ararlar. Onların kim olduklarını kendileri bilemez. Öldükleri anda gelen işaret ile yanlarına varır ve o taze ölüyü diriltirler. Ölüm meleği denilen varlık gelmeden işaretli ile bedeni arasındaki bağı koparırlar. Yukarıda içirilen bal şerbeti ile onu WalHalla’ha bağlarlar. WalHalla içine bir kez alınmış bir işaretli için adanmışlıktan öte bir amaç yoktur. Hiçbir güç onları kendi saflarına çekemez. (Oysa Somut WalHalla’hda bu kural geçerli değildir. İhanet içeriden olur. Yenilmez bir orduyu yenecek olan içinden çıkaracağı ‘ihanet ordusu’dur. Kehanetten kaçılamaz. Ertelenir. Yine yaşanır.) Zeminde dolaşan işaretliler ordusu, nadiren ölümlüler ordusu yanında savaşa katılırlar. Kaybedilmesi arzu edilmeyen savaşlarda, yok olmaktan kurtardıkları bir soy ağacıdır. Binlerce ölümlü o soyun sahibini aralarında bulundurduklarından habersiz yardım alırlar. Kanun budur. Bir kişinin sağ bırakılması için bin kişi etrafına alınır, sağ bırakılır. (Atatürk'e gelen ızdırap yok oldu. Onu ezen zırhtı. Ona zarar veremezler. Kendi istedi geldi o. Güldü sonra. Gülerek söyledi sonra. Acı çektiğinden değildi. Gülerek söyledi acıyı, sevgiyi de. Gül ona sen de. Dül. Mon. Two you. Kwo mo to po sho hwo know pow low know rou lue mow plu mwen tue lie down one more time please. Fan can two rules. Come pa she knows who you are. Please kill him if he s happy now. Please told come him noonday. Love me come please. İlkeliler için güzel gün bugündü. Sevmenle ilgili bir tutum
farkı var sana. Sana aşığım de ona ve gül. Bileceksin onu da. Tudor'u? Evet onu sev lütfen. gül ona gül hep Toana. Lütfen. Nine o sevin içinde şimdi. Gül hep. Gülerek sev. Severek gül. Lütfen gül. Gülmek özeldir. Sevmelisin önce. Sevmeyi önce. Sonra sevme, önce. Allah'a güven onlar gider seversen. Lazım. Lazımsın. Kidi. Didola. Dido ya. Kul ya HU. Mawla. Lalay. Tay. Nay. Way. Tun. Kun. Vun. Hun. Pun. Run. Dualı. Gül hep. Diğerleri gibisin. Sen nesin? Eş-Şehit. Tunyalı. Talaylı. Altay Karadalı. Kul ya lı. Tuluv. Tuna. Tunalı. Çiçekli Tudor'un geliyorlar de. Dağlı de. Hill de. Lill de. La ilahe illallah de. Dül de. Kül de. Heal det. Diday. Dayday. Haylay Kül ya Hu. Lulla. Pal. Kilaylı. Killaylı. Hinnay. Kurn. Parn. Titay naytun kinli pinar titaynay Allah Hu. Pipa kina ma lila fin pi she one to one kon tur tinayla var mima hanna tana tina çina jana hina lila fanton tinan pinan wanan tunan mima çina hinta Tilta mann şan kilay tilay mayay çayay tina pan kun man lan man şan kan man han lan man yan kin tay sinay lilay pinamay ruy fun tun kin tan sane man lun hun şun mun kun fun mun run mun kun fun lunn şun mun kun fun mun mun şun vun kun mun çun fun kun mun lun mun şun mun kun mun run vun şun mun kun mun lun mun fun kun pun nun sun mun kun pun mun yun hun mun çun mun mun kun mun şun vun lun kun pun mun şun mun kun hun şon lon mon kon mon şon son von kon mon ton mon hon lon mon kon mon şon mon mon kon ton fon lon mon ron kon mon hon mon kon mon şon lon mon kon mon çon mon lon ko fo hu şu tu fu lu ku vu ru mu lu mu şu mu tu vu lu ku mu şu tu ma la va şa ka na Nisa 141 141 Ellezîne yeterabbesûne bikum, fe in kâne lekum fethun minallâhi kâlû e lem nekun meakum, ve in kâne lil kâfirîne nasîbun kâlû, e lem nestahviz aleykum ve nemna’kum minel mu’minîn, fallâhu yahkumu beynekum yevmel kıyâmeh ve len yec’alallâhu lil kâfirîne alel mu’minîne sebîlâ) Düşman, işaretlilerden gelen darbelerle yere düşer. Toprak tarafından yutulan düşman askerleri olmuştur. Bunu gözleri ile gören ölümlü savaşçıların tanıklığı ile sabittir. (Anlatılan zamanlarda yaşanan tuhaflıklar, bize tuhaf. O zamanın/mekanın insanlarına tuhaf gelmez ki.) Gözlerin şahitliğinde yaşanan zemin savaşlarına benzer savaşlar, bulutların içinde vukuu bulur. Bulut dışında kalanların içindekileri göremediği bir olaydır. Sesi duyulmaz. Ölümü tatmış binek sahipleri bu savaşta sadece yara alırlar. Canlarını acıtmayan yaralar onların gücünü tüketir. Yara alan bir işaretli WalHalla’ha çıkarak şifa bulmak zorunda kalır. Bulutun içinde savaştıkları ordu; görünüp kaybolabilen, ok/kılıç darbeleri ile yara almayan, gözleri gizlenmiş (Gözlerini bir işaretli görebilirse donarak zemine düşer. Zeminin altında yuvaları vardır. Bu yuvanın bizdeki adı Şamballa’dır.), binekleri ateş savuran, binekleri ejderha benzeri, binekleri kanatlanarak uçmak zorunda bırakılmış, giysileri çamur karası, yiyecekleri duman, yuvalarında onları bekleyen bir sahipleri olan, sevimsiz, geçimsiz, anlaşmaya yatkın olmayan, kendi kurallarını çiğneyecek kadar kuralsız, kalabalık olmaları ile övünen bir ordu. Bu ordunun açtığı yara; işaretlilerin geçici kör olmaları. Gıdasız kalmaları. Binek gören gözleri ile sahibini yukarıya alır ve şifa verilen merkeze bırakır. Karanlıklardan gelen Şamballa savaşçısı, sol el içinde bulunan siyah noktayı WalHalla savaşçısının gözlerine dokundurup kör eder. Kör ettiği her savaşçı karşılığında ona zemin altında bir hazine verilir. Madenlerinin çokluğu ile övünürler. (İronik. Madenler onları besleyemez. Önde olma, en iyisi olma savaşı ile övünürler.)
İnen işaretlilere korku yoktur. Zemin savaşları ve bulut çarpışmaları onları heyecanlandırır. Durgun bakışları ancak bu kısa zamanlarda değişir, ışıltılı bir hal alır. Kimseden nefret edemezler. Kin ve Öfke, içlerinden çekilip alınmıştır. Verilen görevleri yapma isteği ile yanarlar. Binekler, şeffaf bekleyiş dönemlerinden çıkmanın sevincini yaşarlar. Sahiplerini üzerine alan her binek coşku ile zemine akar. (‘Hava’unsuru, onların sahipliğindedir. Şamballa’nın karartılmış işaretlileri ‘Toprak’unsurunda gizlenenlerdir. Toprağın sahibi olmaktan men edilmişlerdir. Gizlendikleri çukura hiçbir WalHalla işaretlisi ulaşamaz. Bunu Tua’nın sahibi yasaklamıştır. Kehanet edilmiş olay vukuu bulmadan, beklenen günün ışıması gerçekleşmeden Şamballa’ya saldırılmayacaktır.)
7.2 Öte Yanı
Üzgün olduğunu bilirler. Seni uzaklardan izleyen bir işaretli olur. Seni gözetler. Dilemediğin kadar çok gün yaşarsın. Orada bir işaretli olursun. Seni kullanırlar. Kullanılmaktan şikayetin olmaz. Görevi bitenlerden biri olduğunda Hedronik tarafından çağrılırsın. İçini bilmediğin bir duygu kaplar. Korku dersin. Çok uzaklara gönderilirsin. Geride kalanlar, seni savar. Ulaştığın yerde yine seni Hedronik karşılar. Korku dediğin duygunun yerini daha büyük bir korku alır. Bu korku, yaşaman gereken en iyi duygudur. Seni mutlu eder. İyi ki korkmuşum dersin. Dünyadaki savaşlar, WalHalla’hdaki cennet bahçeleri geride kalır. Zihninden geçmişi siler, yerine daha mutlu bir dönemi alırsın. Kıyamet dedikleri kehanet gelinceye kadar sonu gelmez zannettiğin bir yerde tutulursun. Tadı damağında. Senden daha mutlu kimseyi göremezsin. Orada her birinizin eşit mutlu olduğunu, kaygıdan kurtulduğunu, kanatlıların koruduğunu, işaretlilerin aslında kanatsız olduğunu anlarsın. Düşündüğün ne varsa yanında bulunur. WalHalla’hdaki cennet bahçelerine veya dünyadaki yüce amaçlı savaşlara dönmek istemezsin. İşin bitirilmiştir. İşini bitiren Hedronik! Seni gülümseyerek öte yanda bırakır. Gördüklerini kimselere anlatamazsın. WalHalla’hın şimdiki sakinleri, sıranın kendilerine geleceği güne kadar senin eskide kalmış işlerini yapmaya koyulurlar. İnişler, çıkışlar devam eder. Bilmediğin bir hususta yanılırsın. Kanatlıların seni korumasının bedeli vardır. Toplaşan işaretliler buradan ilk ve son kez çıkar, kehanet edilmiş büyük savaşa giderler. Daha önce hiçbir işaretlinin görmediği kadar büyük, güçlü bir orduya karşı; henüz ölmemiş, ortaya canlarını koymuş, toy gençlerin toplandığını görürsün. Onların sayısına üzülürsün. İçinden yardım etme isteği geçer. Çok güçlü görünen kötülükler (aksine iyi görünme hevesinde, doğru yolda olma iddiasındadırlar) ordusuna karşı, cılız genç savaşçılar. Zaman, gücü az görünenin yanında bulunma zamanıdır. O saflara katılırsın. Yanındaki gençler seni göremez. Karşına aldığın güçlü orduya görünürsün. Seni, gençlerden biri sananların, seni vurmaya, öldürmeye gücü yetmez. Zaten ölmüş, zaten vurulmuş, kanını akıtmış birisin. Bir daha öldürülmeyeceksin. Ama o gençler. Çoğu ölecek. Kaybettiklerini
düşünecekler, canlarını verdiklerinde. Ölüm kapısından geçtiklerinde dirilecekler ve işaretlilere katılacaklar. O savaşa katılabilen bütün gençler, aralarında bir kişi eksik bırakılmadan işaretlenirler. Çünkü… o savaştan sonra kimse işaretlenmeyecektir.
SOMUT İniş Baştan özür diliyorum. Detaylı, bilgi aktarmaya dönük bir yazı olacak. Sıkılabilir, okumaktan vazgeçebilirsiniz. Okuyanı ilgilendirmeyen konular olabilir. Canınız sıkıldığı an sonraki konu başlığına atlamanızı tavsiye edilir. Her konuda bilgi sahibi olmak zorunda olmayabilirsiniz. ‘İNİŞ’e geçen gençlerin işi çok zor. Eğitimdeki en zor günleri, görev dilimleri/zamanları içindi.
7.3 Detay Aktarımı
Somut bir iniş. Hazırlıkları aylar öncesinden belirlenmiş bir iniş. Hedronik’in sesli uğurlaması ile gidilen görev yeri. Genel adı King&Queen olan idari yöneticiler, yola çıkar. İndirildikleri dünya zemini (veya uzay kolonisi), yerçekimine yenik. “King/Han” ve “Queen/HanIM” adını alarak Walhalla’hdan gelen barış zamanı liderleri. Onların yaşları 19 ve 16. Bir King ancak bir yıl lider kalabilir. Queen, liderliğini dört yıla kadar uzatabilir. Lider seçildikleri devlette her altı ayda bir oylanırlar. Devlet içinde yaşayan halkın istemediği Queen başka bir devlete lider olmak üzere gönderilir. King için böyle bir seçenek yoktur. Halkına haksızlık eden, saygısızlık eden hemen görevinden alınır. King yönetmez! Kendi krallığını ilan edemez. Queen’e eşlik eder. Temsilci olur. Queen iç fırtınalarını, duygularını aldığı kararlara katamaz. İç dünyasını, dış dünyaya ekleyemez. Fizyolojik etkide görevi birgünden üç güne kadar askıya alınabilir. (Hedronik. Sen her konuda bilgi sahibi misin?) Gelecek zamanın dünya liderleri, yönetenleri dişilerdir. Görev devir tesliminden altı ay önce, görev yeri yeni akademi mezunu Han ya da HanIM’a bildirilir, WalHalla içinde ön hazırlık yapması sağlanırdı. Görevi teslim alacağı akranı ile önceden tanıştırılırdı. Devleti ve insanlarını tanıması için “Gizli” mod içinde, gözlem yapması istenirdi. Kendi gözleri ile görmesi için yanına verilen koruma timi eşliğinde köşe-bucak gezerdi. Bu gezmeler toplamda haftaları bulmazdı. Günlük (hatta saatlik) turlar yapardı. O zamanlarda WalHalla ile Dünya arasında gidip gelişler çok kolaydı. Binekler otomatiğe bağlandığında sizi kaza riski taşımadan istenen “AirPoint” denilen noktaya indirirdi.
Yörüngeden aşağıya inmek, eğitilen/görevehazırhalegelen gençler için, ilk aşamada zor görünürdü. İnmek ve yıllarca içinde yaşattığı insan sevgisini, insana adanmışlığı, görev yerinde yaşayan yerleşiklere aktarmak. Onları barış ortamında tutmak. İster İdareci sıfatıyla ister Asker sıfatıyla olsun, KonFed altmeclisleri kendi geleceklerini bu gençlere emanet ediyordu. Üstelik emanet ettikleri, kendileri ile aynı dili konuşuyordu. Aynı kültürden hibe edilmişti. Ait oldukları Aile ağaçları, görev yaptıkları KonFed içinde bulunuyordu. Kural olarak Devlet’i yönetmek (Han&HanIM) ve korumak (WalKüre&German) üzere akademik eğitim almış gençler, hibe edildikleri Aile’nin yaşam alanında görev alamazlardı. Aynı dili konuştukları farklı bir “State” için seçilirlerdi. Devlet dediğimiz “State”, bir üstte Fed’e bağlıydı. Kendi meclisinin aldığı iç kararları uygulayacak bir lidere ihtiyaç duyarlardı. Gelecekteki yakın geçmişte, liderlik eğitimi almamış kimi insanların seçilmesi ve yanlış uygulamalar ile barış ortamının (mutluluğun) defalarca bozulması nedeniyle, artık liderler yukarıdan indiriliyordu. Üstelik Yerleşikler, (çok seyrek olsa da) uygulamalarını beğenmedikleri İdari ve/ya Askeri Liderleri gönderebiliyor, yenilerini isteyebiliyorlardı. Meclis üyeliği bir meslek değildi. Üye insanlar, günlerinin kısa bir bölümünde, kendi yaşam alanlarından kopmadan oy hakkını kullanabiliyorlardı. Yılın çok özel günlerinde bir araya geliyorlar, sıcak bir ortamda, çekişmeden tanışıp koklaşıyorlar.(Bu koklaşma benzetmedir. Kendi gözlerinizle görseniz meclis havası sizi güldürürdü. Suratı asık insanların toplanması değildi. HoloVizyon’da görüşenlerin birbiri ile kucaklaşmaları gerçekti. Çıkar sağlayacak bir durum olmadığından çoğu üye, kendi istekleri olmadığı halde, toplumun isteklerine uyarak oy hakkını alıyordu.) Uzatıyorum. Çünkü, WalHalla ortamında yetişen gençlerin nasıl bir ortama gönderildiğini bilmenizi istiyorum. Kimsenin süper zengin ya da muhtaç fakir olamadığı bir sistem. Hırslanmaya neden yok. Devlet, sizi yurttaşlık hakkı ile koruyor. Ancak uygulamada yapılacak yanlışlardan korkuluyor. Hakkı yenmiş, ezilmiş bir kitlenin yaratacağı ufacık karmaşanın nasıl büyüdüğü, geçmiş kayıtlarda izlendiğinden liderlik için akademik eğitimli gençler isteniyor. Öyle ki kırklı yaşlardan sonra hiç kimse meclis üyeliğini istemiyor. Siyaset dünyası gençlere bırakılmış. (Üstmeclisler kırk yaş üstüne açık, yüzlü yaşlara kadar danışman meclislerinde üyelik açık.) Okuyucunun anlatılan zamanda olmayı isteyecek kadar güzel bir ortam. Öyleyse görev alan bir genç neden korkar? NextPeace modundaki gelecekte yaşanan savaşların detaylarından bahsetmek istemem. Zira bunlar WalKüre&German adındaki askerlerin üstesinden gelecekleri konular. Onlar bu uğurda canlarını verir. Savaşta kaybedilen (geçici bir süre için) bir devlet olursa, WalHalla (içindeki üç meclis ve Hedronik) bilir ki o devlette görevli olan tüm askeri liderler ölmüştür. Savaş halinde İdari liderler ellerine kesinlikle silah alamaz. İsyanda ya da dış saldırıda olan gruba barışçıl yoldan teslim olurlar. Diplomat kimliğini alırlar. Eğer karşı taraf insaflı ise onları sağ bırakır, kullanır. İdari bir lideri öldüren her kimse. Ölmekten beter edilir. İdam edilmez. ’WellHell’e gider. Bir daha çıkamaz. Bunu hatırlatmak, İdari liderlerin görevidir. Karşı tarafın seçimi. Rizikolu bir tercih. Bu durum dünya üzerinde çok ender yaşanır. Ancak WalHalla’ha KonFed ayağı ile bağlı uzay kolonilerinde bu olay daha çok görülür. İniş amacıyla dünya veya uzay kolonilerine gidecek olan idari gençlere, akademi mezunu
sayılmalarını sağlayacak törende, sağ elde tutulacak şekilde altın anahtar yuvası verilir. Her devlet merkezinde bulunan İdari yönetim binasının Han&HanIM görüş odasında, tam ortada bir sabit anahtar yerleştirilmiştir. Bu anahtar gümüştür ve devletin anahtarıdır. Anahtarın elle tutulan başı yere, çıkartılamayacak şekilde bronz havuzuna batırılmıştır. Yeni görev almış HanIM, devir teslim töreninde, önceki HanIM’ın altın yuvasını ikieli ile alır ve açığa çıkan anahtarı örtecek şekilde kendi yuvasını yerleştirir. Görevi o anda başlamış olur. Diğer HanIM’a altın yuvasını teslim eder, WalHalla’ha yolcu eder. Beş dakika süren kısa bir seramoni. Bu odada yapılanlara tüm devlet yurttaşları HoloVizyon yoluyla şahit olurlar. (Han’ların altın anahtar yuvaları yoktur. İdari yönetim dişilerin elindedir. Erkek liderler eşlik eder. Bunun karşılığı olarak WalHalla içindeki İdari yönetim erkeklere bırakılmıştır. Orada altın anahtar yuvaları Kırk yaşın üzerindeki Han’ların elindedir.) Görev almadan önce, bir haftalık tanıtım yapılır. Yerleşiklere (HoloVizyon üzerinden) yeni HanIM’ın(veya Han’ın), hibe edildikleri günden, mezun olarak göreve seçildikleri güne kadar geçen yıllar (detayları ile) izletilir. Amaç; yurttaşların gençleri benimsemesi, sevmesidir. Sevilmeyen biri için liderlik hiç kolay olmayacaktır. Anladınız mı? Görevde kaldıkları yıllar boyunca (en fazla 4 yıl) inişte sayılırlar. “WalHalla’hdan inmiş” denilir. Hedronik onları uzaktan takip eder. Yanlış uygulamalarını görür, eyleme geçmeden uyarır. Ancak “MyWay” özgürlüğündeki gençler, kararlarında sıradışı olabilir. HanIM, Hedronik için anlamsız gelen bir uygulama ile insana özgü başarı sağlayabilir. Bunu WalHalla İdari Meclisi kayda alır. HanIM‘ın aldığı risk, başarısızlıkla sonuçlanırsa siciline bir çentik atılır. Kırmızı renk alır. Bu nedenle Hedronik uyarılarına genelde uyulur. Han, inişini WalTin’den yapar. Üç yıl süren eğitimci kimliğinden sıyrılır. Çocuklara veda eder. (WalTin’i detayları ile anlatmayı isterdim ama bu yorucu olurdu. Çok detaylı. İçinde çeşit çeşit eğitimci bulunuyor. Anne rolünü oynayan “Yaşlı” denilebilecek genç görünümlü bayanlardan başlayarak anlatmaya kalkarsam benim halim ne olur? Bana acıyın. Zamanımı size harcıyorum. Yazarken sırtım ağrıyor.) Ayrılan Han’ların arkasından çocuklar hep ağlamıştır. Sevdiklerini uzaklara göndermek istememişler. HoloVizyon yoluyla kendisini istedikleri zaman görebilecekleri telkini ile sakinleştirilirler. Hibe edilmiş bebekler, büyüdüklerinde aralarındaki yaş farkı ne olursa olsun, birbirlerine sıkı bağlanırlar. Farklı dillerin insanları olmalarına aldırmadan severler, sevilirler. Bir despotun aralarına girip kızgınlık yaratmasına izin verilmez. Başta Hedronik olmak üzere hiçbir yetişkin onlara yüksek sesle hitap etmez. Gönülleri eğitim boyunca kırılmaz. En zor istekleri yerine getirilmeye çalışılır. Han, üç yıl boyunca bunlarla uğraşır. Onları mutlu etmeye çalışır. Aynı görevin benzerini, görevlendirildiği devletin yurttaşlarına sağlayacaktır. Han, devletin yönetim başkentinden sorumlu tutulur. HanIM, tüm devlet topraklarındaki sorunları çözmeye adanır. Oysa Han, başkent insanları ile birliktedir. Meclisin ve HanIM’ın ayrıntılarla boğulmasını engeller. Gönülleri hoş tutar. Gülümser. Gülümsetir. Somurtan insanları, üzüntülerinden alır. Yargı mensuplarını ceza kanunlarını uygularken gözler. İşlerine karışmaz. (Doğrudan WalHalla’ha bağlı yargı mensupları, yapay bir yörünge uydusunda. WalTin’den farklı olarak çocukluklar, doğdukları topraklarında yaşar da sonra gençliğe adım atar. Attığı adımı görünce gönüllü olabilenler esasen seçilir. Böylece eğitilir. “LaW” denilen canlı
kanun programını uygulamak üzere kendi KonFed’lerine gönderilir. Ayrı bir yazım konusu. Detayların detayları o kadar çok ki… Hangisini yazayım?) İnişte olan Han ve HanIM’ın işi zordur. Hiçbir zaman işler tahmin ettiğiniz gibi gitmez! Siz bir de WalKüre ve German ikilisini düşünün. Sürekli tetikte olma zorunluluğu var. Korumak mı zor, İdare etmek mi? Tartışmıyorlar. İkisi de zor. Birbirlerini tamamlıyorlar. Devlet, onlara emanet. Hibe ettikleri gün üzülen anne babalar şimdi mutlu. Sağ olarak bu yıllara ulaşabilen ebeveynler haklı gururlarını yaşıyorlar. Mesela HanIM dilerse onları yanına alıyor. Kapı komşusu yapıyor. Yerleşiklerin bu mutluluğu kıskanmaması gerekiyor. Yurttaşların mutluluğu daha önemli! Kullandığı binek ile bazı zamanlarda KonFed merkezine veya WalHalla’ha giderler. İnişte kaldıkları yıllar boyunca, yaptıklarının tamamından sorumlu olurlar. Yaptıkları hatada, yargılandıkları yer WalHalla içidir. Büyük bir hata yapan bir gencin on yıl boyunca uzaklara sürgün edildiğini anımsayın. DenizHanIM ve AtakHan’ı şimdi daha iyi hissettiniz mi? Devleti tek başına yönetirler. Barışı egemen kılmak için kanunları çiğnemeden uygulamada kalırlar. İkisinin burada devreye girip konuşmalarını çok isterdim. Kendilerini yeterince ifade ettiklerini düşünüyorum. Bu ikisi, belki içinizden bazılarının torunları. Heyecan duyulası bir an. Aranıza inen bu gençleri siz de sevin. İnişlerini kendinizce kutsayın. Yurttaş kimliğinizi kullanın. Sizler onları anlayın. Onlar sizi anlamak için yıllarca eğitim gördüler. Kendilerini feda ettiler. Onlara sunulan yiyecekler, sizinkilerle aynı. Sizden daha zengin olamazlar. Bineklerini kıskanamazsınız. Hepinizde o bineklerden var. Üstelik hatalarının bedelini sürgünle ödüyorlar. İnişleri bitince askerlik yapıyorlar. Nankör oluşumuza kızıyorum. Entropi! Bozulan bir sistemde ilk acıyı onlar(inişte olanlar) tadacakmış. Daha fazlasını yazamayacağım.
BÖLÜM
SEKİZ
KANUN
SOYUT Kanun WalHalla’ha alınmış işaretlilerin kural dışına çıktıkları şimdiye kadar hiç görülmemiştir. Buna dayanarak “LaW”, sevgiye dayanır. Sevginin tarifi yok. Yaşanır. Yaşatılır. Unutanlara hatırlatılır. İşaretlenme günü, bedenden sıyrılan savaşçılar bu sevgiyi -bir daha kaybetmemek üzere- yaşarlar, yaşatırlar, unutan somut insanlara bir şekilde hatırlatmaya çalışırlar.
8.1 Son Nefes Kuralı
Yeniden doğarak ölüme giden. Amaç nedir? Yara alanı, kan kaybedeni, can vereni araya alırlar. İki arada bir deVrede kalırlar. Derenin suyu ince akar, içinde canlılar ölene bakar. Balıklar. Son nefeste çırpınırlar. Daha açık ol. Anlaşılır ol. Soyut beden. Soyut renk. MaviLeş. Yazık. Yeşileeş ol. Daha doğmadan bilinirsin. Kuzey beyaz Batı kırmızı Güney siyah Doğu sarı. Ölüm eşiğini atlayanın yüzü hangi yöne bakar? Soyut gözünle boyandığını bil. Bakışlardan sorumlu olursun. Sevecen sevimli sevilir. Siyah beyaza akar. Zeminde kalanlar kararır. Havalan da yüksel. Beyazlığını koru. (Sırrın arkasından bakan beyazını siyah görür.) Altın sarısı giymiş doğunun tohumları ile beslen. Nefes tükendiğinde anlarsın.
SOMUT Kanun “LaW.H.” adını almış kurallar bütünü. Somut gelecek. WalHalla düzeni için yazılan, KaNun. Sevgi durumunda yaşatılan, KaNun. Amacı insanlığın mutluluğu olan, KaNun. Yüksek bilinç düzeyine ulaşmayı sağlayan, KaNun. Kanun neyi gerektiriyorsa o yapılır. Kurallara uymamanın bedelini, somut WalHalla mensupları sürgünle öder. Kanuna uy. Kurallara uymanın bedeli; ömrünü amaca feda etmektir.
“Hiçbir zaman vazgeçemezsin. Ettiğin yemine sadık kalmanı bekleriz. Geriye dönemezsin. Darbeye dayanmanı isteriz.”
8.2 Gereksiz Detay
Kendi programı dışına çıkan robotlar imha edilir. İnsan görünümündeki Manoid, insan değil. Dikkatli olunmalı. WalHalla içinde “TekRobot” egemendir. Bu robot, tüm WalHalla’hı bedeni olarak kabul eder. O aslında robot değildir. Kendisine yüklenen ‘HoloProGram’ı (SelfOrTick) kendisi denetler. Kötülüğün ne demek olduğunu ortalama bir insan kadar bilir. Amacı; iyiliğin, ‘KaNun’a (“LaW.H.”) uygun yaşanmasıdır. Kapılar ona aittir. Bahçeler ona aittir. İçindeki gizli tünel ona aittir. Kehanet gereği; insanların kontrolden çıkacağı güne ulaşıldığında kendini imha etmeyi bilecektir. Kendisi gibi kardeşleri; yeraltında, kuşak içinde ve tünel ucunda bulunur. Özgür irade ile hareket ederken, üç robot yasasına karşı gelen robotları/manoidleri içinden atar, dışarıdan yaklaşan vahşi robotları yok etmeye çalışır. Askeri dilimde yer alan amazon savaşçılarına savunmada yardımcı olur. Çoğunluk kararına değil kanunların üstünlüğüne inanır. Kaderiniz, kanunların önüne geçerse, kanunu peşinden sürükleyen bir yargıç sizi suçlayamaz. Yaptıklarınız kanunların altında kalırsa, fiilleriniz nedeniyle ezilen her insana hesap verirsiniz. En ağır cezanız, “sürgün” olur. Böyle bir Han/HanIM için hatasının bedeli; uzak bir koloniye istemediği halde gönderilmektir. Sürgün durumundaki genç buradaki insanları kazanmakla görevlendirilir. Kendisinin affedilmesi için onbin kişi bulması halinde on yıl sonra eski sıfatı iade edilerek dünyaya kabul edilir. Yanına bu onbin kişiyi alarak dünyaya yerleştirilir. Bu haliyle hata yapmadan yaşayan meslekdaşlarına göre daha üstün görülür. Onları WalHalla içinde “eğitmen”, dünya devletlerinde “diplomat” olarak görebilirsiniz. Yetmiş yaşına gelmiş olan emekli görülür. Serbest bırakılır. İsterse gizlenir, kendi yaşamını bulur. Dilerse açığa vurulur, gençlere yaşam katar. Gelecek zamanda yaşaması beklenen, German&WalKüre adı verilmiş savaşçıların kanunu burada yazılmadı. Onların içdünyaları çok karmaşık, anlaşılmaz, aşılmaz, zorlayan bir yapıda. Henüz ölmemiş yazanın, daha uzun bir zamanı genç savaşçılara ayırması gerekmektedir. Yazan için WalHalla kendi başına bücür bir kelime iken onlar, kestirilip atılamayacak kadar uzun bir öyküye aitler. Anlayabilen bekler, okur. Han/HanIM için, dünyaya/uzay kolonilerine gönderildikten sonra uzaktan denetime tabii olma hususu, KaNun ile korumaya alınmıştır. İncittiği insanlara bedelini sürgünle ödeme ihtimali nedeniyle; yurttaşlardan çok azı bu gençlerin yerinde olmayı isterdi. Hayranlık duymaları onların yerini alma isteklerini gerektirmezdi. WalHalla’hda yetiştirilen
çocukların büyük bölümü Askeri bölüme geçerdi. Az birazı İlmi bölüme geçerdi ki bu onların seçimi ile değildi. Üstün yetenekteki yaratılışları ve ilmi becerileri onları bu zümreye aldırırdı. Ama İdari birimde bir Han/HanIM olmak üzere eğitime geçen bir çocuk, görev alacağı günden korkarak yetiştirilirdi. Nedeni: LaW. Sürgün. Kanun dışı davrananlara ödenmesi için verilen bedellerden orta şiddette olanı, sistem içinde kurulu “JaiLand” ortamında geçici süre, dışa kapalı bırakılmaktır. (Yukarıdan aşağıya, hafiften ağıra sıralanır. En altta bir daha çıkması istenmeyen en ağır suçlular bulundurulur. Yukarıya doğru cezalar hafifler. Sadece en üst tabakanın, gökyüzünü kendi gözleri ile görme şansları vardır. En altta kalanların ziyaretçi alma şansları yoktur. Ceza petekleri.) WalHalla içinde, Han/HanIM & WalKüre/German olmayan bir ilim ehli, sivil bir askeri yetkili, bir idareci düşünün. Eğer bulunduğu görevi kendi menfaatleri doğrultusunda kulanmışsa, kanun dışı olarak imkanları, WalHalla onayı olmaksızın başkalarına tanımışsa onu WalHalla dışına, dünya dışına, yerleşim olan uydu dışına, yörünge kentleri dışına alırlar. Alındığı yerde kendisi gibi sisteme ihanet etmiş kişiler bulunur. Altıgen hücrelerde, kanunun kendilerine verdiği süre doluncaya kadar tek başlarına kalırlar. Kaldıkları bal peteğinde izlenirler. JaiLand; üstü parlatılmış, içi karartılmış, altta kalan petekler, yukarıdan izleyenler, petekiçi kısıtlanmış, peteküstü rahatlamış, sevimsizlerin zinciri bu, sevimli yüzler merhamet eder, onlar öldürülmedi, ölümden daha ağır tadı var. WellHell yanında burası hafif kalır. JaiLand; kocaman sanılır, cezayı alan korkmalı, bedeni sağlam kalır, hainler içeride gizlenir, petekiçi temiz tutulursa hafifler, kirleten azabını görür, hak etti acıyı, insanı üzdülerse kapatılır, gözlerde kızgınlık, gözlerde pişmanlık, iyi olan kurtulur, süresi dolan tartılır, içeri girenin gözü arkada, kapatılan iyi ise umudu var, kötü kirletir içini, pişman sevmek ister, şişman sevilmek ister, gökyüzü görünmez, yıldızlar perdeli, bedeli ödemeli, çıkmayı başaran güler yüzlü, kalmaya çalışan söner gözlü, güzünde canlanan var, yazında ölen var. Bil ki bilen bilir. Zincire ne gerek. Bal peteği derin. Kuyu gibi derinde kalır, hain kişi. Sevilmeyi sevmez sinsi kişi. Er kişi değil. Siyah ışık karartır. Yüzünde ışıltı olanı anlarsın. Kimilerini dünyanın derinlerine atarlar. Kimilerini uzayın ötesine savururlar. Kimisi döner gelir, yeniden doğar. Sevinir. Sevilir. Kimisi maviyi, yeşili unutur. Kırmızı gözlerde kalır. Sevimsiz. Sevmez. Petekiçi özgür gibi. Kabahati hafif olanı kurtarır. Petek, içindekini canlı tutar. Beslenir bedeni, yine gülmez. Pişman öyle değil. Her gününde af diler. Gününde salınır. Kuş gibi uçar yuvasına. Eziyet yok dışarıdan. Eziyet içeriden. Hafif kabahat ile gelenin yüzü güldürülür. Gözleri açılır. Zararından döner. Sevildiğini anlar. İçinde kötülük olmayan temizlenir. JaiLaind yüzeyinde bir tatlı su. Göl kadar geniş. Etrafında suya kavuşanlar. Ceza alanlar, ceza alanı koruyanlar, ağır cezası ile yerin dibine kapatılanlar. Her insan hata yapar. Aynı hatayı yenilemezsin. Uzakta özlem çekilir. Altın kafes. Kuşlar kanatsız kalır. Kanatlar kafesin dışında. Güzel yüzler göl kıyısında. Günlerini bitirenler salınır. Süresi azalan, yüzeyde serbestçe dolaşır. Özgürlük. En değerlisi bu. Somurtarak oturmazlar artık. İhanetin bedeli. Nankör insan çabuk unutmasın diye. JaiLand, askerlerin hükmü altında. Uzakta. Kayıt altında. Geleni gideni eksik olmaz. Görev alanı, üzmez/üzülmez. Yüzünde gülümseme olmayana görev verilmez. Onlar
insan! Kazanmalı. Hata yapan yeniden doğmalı. Yoksa geride kalanlar kederlenir. Uzaklarda, yerin yediyüz metre altında, peteklerin üstü başlar. Peteğin derinliği, cezanın derinliği kadardır. Günleri azalanın, derinliği azalır. Her geçen günü umuduna sarılır. Umutsuzlar dipte kalır. Yerin yedibin metre altında tutulmak için ne yaptı, kibirli sinsi? İnsanı üzdü. Üzdüler. Zarar vermeye yeltendiler. Sonları bak nasıl oldu? Hala pişman değiller. Ağızlarından köpüren nedir? (JaiLand’in dışarıdan görünümü nasıl, JaiLand ne kadar derin, petek içi nasıl, oraya gidenler ne olmalı, cezayı hak edecek ne yaptılar? Gözleri nasıl, sığınma hissiyle mi yoksa sevmek isteğiyle mi girerler içeriye? Bakışlardaki tutarlılık nedir? Ne isterler, alırlar ve verilir? Ellerinde tuttukları nedir? Ne isterler, söylerler? Gözleri açık mıdır yoksa uyur mu? Dualı mıdır yoksa tutanak mı tutar? Elinde ne var, dışkısını ne yaptı o? (yaladı ve yedi) İğrençti o. Farkında değil. Zararını göremez Geller. Kendine ne yaptı o kötülük eden? Kendini hala iyi zannetti. Zararını bilmeden yaşadı ve gördü son anda. Diledi Allah’ı, ama yok ona yaygınlık, genişlik. Deveyle aynı durum. Korku içinde yakacaklar onu. Eziyeti görecekler. Ne anlama geldiğini gör. Seni öldürmeye çalışan bir gün kendi ölür.) Yıllarca dışarıyı göremeyecek biri için bu ağır bir cezadır. Bu cezayı veren yargılama sistemi, hatalı bir ceza vermemek için ihanette emin olduğu kişileri buraya gönderir. Gelecek zamandaki sistemde, tüm WalHalla üyeleri yaptıkları ile saniye saniye Hedronik tarafından takibe alınırlar. Kıyafetlerindeki görüntü algılayıcıları ve ağızlarındaki yer konum vericileri ile tüm faaliyetler gizlenerek arşivlenir. Anladınız mı? Kanunlar size acımaz. (Acır. Acımasa sizi ölüme terk ederdi. Ölüm, ışıltının bitmesidir. Işıltınızın tükenmemesi için bal peteklerine kapatılırsınız.) Liderlerin lideri olmanız sizi üstün kılmaz. WalHalla içindeki insanlar koruma altındadır. İnsana özgü haklar, sonradan insan sayılmış “H.birdy” anagram kodlu Hbrydlere de tanınacaktır. %25 salt insani bedeni hesaba katılmayacaktır. %100 insani hücrelerle donatılmış insan oğlu/kızı insanların insan dışı davranışları kıyaslanacaktır. İnsana/kendine hizmet etmiş olanın, yüzdeye vurulmaksızın insan sayılması böyle olur. İnsanlara vaad edilmiş cennet mekanlarına, kısır dişiler böyle ortak olur. Onlar olmasaydı, arzulanan sona ulaşmak zorlaşacaktı. İşi kolaylaştıranlardan seçilmiş olanları, insanlara sonsuza kadar eşlik etmeyi hak edecekler. Hbrydler, ‘sabi’ yaratılışta, masum sayılacak özellikte. İstemleri dışında yaptıları hatalardan ötürü cezalandırılmaz. (Araf ehli gibi, yükselmekten men edilmiş, günahsız sayılmış olanlar.) KaNun, masumları korur. İçindeki kötülüğü dışa vuranın, ağzına ateş sıçrar. Canı yanarsa pişman mı olacak? Daha kötü olmaya yol bulur, kinle dolan. Pişman olan, saptığı yoldan dönen, az bulunur. Arındırma oranı; yüzbinde bir. WalHalla içine girmek bu kadar zordur. (Arınmışlar için o kadar kolay ki! J )
Sonsöz ZigZag çizer. Zamanın kendisi. Sözü tadını alır. Sonsuz budur. ‘Ben’lik, kendini yutmaya çalışır. Yılan benzetmesi. Yaşanan yaşanacakla kavuşur. O nokta, kimseye acımaz. Yuttuklarını kusar. Kustuklarını yutar. İki nokta arasında en kısa mesafe? En kısa süre, zamanı doğurandır.
Yolları aşarsın. Birisi peşinden gelmeye kalkar. Onu yolda bırakırsın. Her insan kendi yolunu aşar. Benzemez ulaştıkları son. Düz bir yerde toplanırlar. Savaştıkları amaca bakarlar. Başka hiç kimse oraya varamadı. Ne bir gün ileri ne de bir ölçü geriye kaçamadı. Yakalandıklarında kazandıklarını kaybettiklerini hayal edemediler. Sürüklendikleri derin çukurlarda, (baldan yoksun) peteğinde, derinliğini ancak yaşayanların bildiği bir yalnızlıkta ölünceye kadar kaldılar. Onları, ölümlerin ardında, daha acı bir yer bekliyordu. Siz bunlara inanmayacaksınız. Siz bunları yaşamayacaksınız. İnsanoğlu, nankör değil mi? Cahil değil mi? Bildiğini zanneder… Sadık olduğunu düşünür. Oysa ihanet bizim peşimizi hiç bırakmaz. Sol elimiz, sağ elimize ihanet eder. Aklımız, gönlümüze ihanet eder. Ayaklarımız, bizi bataklığa sürükler. Suçlu kim? Bunlara hükmeden mi? Alın yazımız mı? Alınlardaki yazıyı kaleme alan mı? Kaleme alınanı okuyan mı? Okuduğu ile canları alan
mı? Canları alınmışları, bizim henüz bilmeye güç yetiremediğimiz yerlere atanlar mı? Bana; her bir cennet bahçesi için neredeyse bin kişinin feda edildiğini söylemişlerdi. Acı olan; cennet bahçesine alınan o şanslı “bir” kişinin geride kalan neredeyse bin kişiyi unutması. İstese de istemese de unutur. Adımınızı attığınız yere dikkat etmez iseniz binlere karışır, unutulursunuz. Umudunuzu bulursanız, beklersiniz. Umudu içinde yaşatanlar, o şanslı biri tarafından hatırlanır! “Tek’e ulaşamıyorsanız, binlere karışmadan “Bir’in gönlüne girmeye çalışın. Günü gelince sizi anımsar, yanına ister. Bu isteği geri çevrilmezse sizi çeker alır. Mutlu olursunuz. Bulutların taşıdığı sadece su değil. İçinde enerji, yakalayana mutluluk sunar. İçini temizle. Farkına var, farkı yaşa. Eğer bilseydi kaybedenlerden olacaktı. Yaratıcının kanunları üzerine yorum yapmaktan kaçınıyorum da anlatmaktan kaçamıyorum. Çok kıskanç. Başkası ile paylaşmaz o seni. Okudun… Ne yapacaksın? Unutacak mısın? Bunlar masal ya! Sarsılacak mısın? Aciz olduğun halde bu kibir nereden? Hangi pazarda umut ve sadakat satılıyor? İçimde bir yolculuk yaptın? İhanet mi edeceksin? Bir gün düşlerine girersem geri mi göndereceksin? Yaşamadığın halde yaşadığını mı zannediyorsun? Kötülüğü severek iyilikten yoksun olan güler yüzlü kovulmuşlardan olmaktansa… iyiliği sev. İyiliğin hak edene olsun. Kazandırma umudunu yitirmiş, gözlerinde kin ve öfkeyi taşıyan, bunu yerli yersiz etrafına savuran, peşinden sürüklediklerini sıcak bir zemine yaslama amacını taşıyan… o insanlardan olma sakın. Artık okuma… Düşün.
.bitti.
Bitmedi Kördüğüm oldu bakışlarım. Ritmi yakalıyorum bak. Gittiğin yerde bulursun. Binlerce sayfadan senin alacağın onlarcası olursa üzülme. Yediklerin ancak ufak bir kısmı aklını avutur, gönlünü yumuşatır. Katle karşı şiddetle karşı koy. Eğer o gün geriye çekilirsen, unutanlar olur. Dilimi doldur. Unutmasınlar. Harekete geçsinler. Dilim içindeki tankları doldursunlar. Bir dilim. Güney ucundan Kuzey ucuna yükselir. Her dilim bir KonFed’in. İçinde KaNun’a uygun yapı var. Dilimin üstü, geniş. Katları arasında geçiş kolay. Köşklere hızla çıkaran asansörler var. Dilimin altı, dar. Kimi zaman gizli. Geçici personel inemez alt katlara. Merkeze yaklaştıkça etkisi artar. Çok özel işlemler yakın alanda.
Bölüm SONU
S.1 Hata 1. WalKüre soyut ya da somut dünya kaynaklı değildir. Soyuttan WalKüre dünyadan alınmış dişi savaşçılar değil aslında. Onlar cenneten ithal edilmiş insanlar. Çok özeller kötülük yapamazlar. Gözlerinde “Yeşim” bulunur. Somut dünyada özel rahimlerde anne baba kayıtları tutularak, sürekli gözetimde geliştirilmiş ve doğumu gerçekleşmiştir. Sütten kesilinceye kadar yapay annede tutulmuştur. WalKüre, WalTin’de diğer çocukların arasına karıştırılmış ve soyağacındaki anne baba ile tanıştırılmıştır. Kendisinin gerçek bir WalKüre olduğunu bilmeden öngençliğe ulaştırılmıştır. Sırlar ona mezuniyeti sonrası açıklanacaktır. Görünürde WalKüre olanlar, dünyada görevlendirilirken bu gerçek WalKüre‘ler sahibi sayıldıkları WalHalla’hda tutulur. Onlar özelin özelleridir. Kötülük yapamadıkları bilindiğinden Hedronik kendisini bu zümreye emanet etmiştir. Bunlar dördüncü sınıf değildir. Çünkü bağlı oldukları konfederasyonlar vardır. Kendilerini üstün görmemek üzere eğitilmişlerdir. Kötü düşüncenin içlerine yerleşmeleri genetik olarak engellenmiştir. İyi bir savaşçı kılınmışlardır Savaşçıl değillerdir. Barışı korumak için vuruşurlar. Düşünce güçleri üstündür. 2. Umudunu yitirenlerden bahsedilmemiştir. Aldıkları eğitime rağmen kazanma umudunu kaybedenler oluyor. Bunlar zamanda ileriye atlatılır. Kazandıkları gösterilir. Yeniden geçmişe kaydırılırlar. İkna olmak için kendi gözleri ile geleceği görmeyi isterler. Oysa görmeden kazanacağına inanmak daha erdemli sayılmıştır. Görmeden inananlar kahraman sayılır. Diğerleri umut aşılanmış (gördüklerine inanmalarını kimse garanti edemez.) flu asker olurlar. 3. HoloVizyon yerine “DuruGörü” ifadesi kullanılabilirdi. Görüntüye gelmesini istediğiniz ne varsa rezervden alınıyor ve zaten üzerinizde olan veri aktarıcısı tarafından önünüze seriliyor. Görüyorsunuz. Görüntünün içinde gezinebiliyorsunuz. Hatta üç adım gerisinden ve ilerisinden kontrol edebilenler de var. Sizin görüntünüzle oynanıyor. Bunun farkına varmadan silinebiliyor, değişebiliyorsunuz. Bildiklerini bilseydiniz korkardınız. Eski zaman karatahtalarında karakterinizi ifade eden çizgilerden mahrum edilişiniz, kameraya alınıyor. Sizi izliyor ve sonra hafıza kayıtlarından siliniyorsunuz. 4. Beyaz bir yumurta gibi kendini kitleyebilen WalHalla, neden kuzey ve güney lazer toplarına ihtiyaç duysun? Savunma dışarıdan yapıldığına göre, kendini kitler. İçeridekiler aylarca kalır da dışarıya çıkma ihtiyacı duymaz. Dış yüzey değişir. Yeşil renkli, canlı zemin, yerini pürüzü olmayan tek tip bir işlenmiş elemente bırakır. Lazer atışları ve
darbelerle aşılamaz. Saldıranlar dış destek ile imha edilince eski moduna döner. İçeriden ihanet olmadıkça savunma aşılmaz görünür. (Hiçbir sistem mükemmel değildir, unutma.) Üstelik savunmaya geçmiş bir yumurtanın zaafı içidir. Yumurtayı içeriden delmek daha kolaydır. Bunu bilen bir düşman kitlesi, içeriden destek alırsa ne olur? Düşünün. Kapılardan birinin kendini kitlemesini engelleyecek hain grubu bedeli çok ağır ödeyecek. İdam hafif kalır, verilecek ceza karşısında. Kapıyı içeriden açanlar, kendi başlarına gelecek olanı bilmezler mi? Bilirler. Kaybedeceklerini bildikleri halde denerler. “Ya tutarsa?” demişler. WalHalla işgal edilirse ne olur? Düşünün. Siz hiç ŞamBalla’yı duydunuz mu? Kötü tarafın ŞamBalla’sı kendini kötü göstermez. Göremeyen gözlere iyi görünme telaşına girer. Sol elinizden tutar. Aşağıya sürükler. (Ayak tabanlarınız karabatağa bulanır.) Karanlıkta olduğunuzu size unutturur. Yukarıya alınmış WalHalla’ha düşman kesilmenizi ister. Kıskanmanızı ister. Kin duymanızı sağlar. Öfkelendirir ve saldırmanızı teşvik eder. O gün geldiğinde, “Ragnarok” efsaneden çıkar ve yaşanır. Siz o çağın insanı iseniz bir tarafta yer alırsınız. Taraf tutmayıp izlemeye kalkanlar, ŞamBalla’ya farkında olmadan hizmet etmiş olur. Kanı damarlarda buharlaştırırlar. Kötünün size iyilik maskesi ile gülümsediğini görecek gücünüz yoksa peşlerinden gidersiniz. WalHalla’hı yok etmek isteyenlerin çoğu ne yaptığını bilmez hale gelir. Kötü gösterilen iyileri yok etme niyeti taşırlar. İnsanların ne yaptıklarını görseydiniz! Çoğunluk, iyi gösterilen kötülerin elinde olacak. İyi görünen kötüler, peşlerinden sürükledikleri körleri öne alıp saldıracaklar. WalHalla düşecek. Ragnarok savaşında iyilerin önderlerinden bazıları acıyı tadacak. Onları yok edecek olanlar lanetlenir. (Lanetliler, kutsanmış kitaplarda isimlerini yazılı bulurlar. Lanetli olduklarını bildikleri halde af dilemek yerine yok etmeye yeltenirler.) İskelet olduğu sürece, yok olduğunu zannettikleri, WalHalla yeniden inşa edilir. İşte bundan sonrasında WalHalla askerleri karşı saldırıya geçerler. Sayıları az olduğu halde, çoğunluğu yenerler. ŞamBalla sakinleri, önlerine aldıkları, zavallı ölümlü insanları harcar. Ölme sırası kendilerine geldiğinde, gizlenmiş kapıdan gelen “daha kötü” (WorBad) mücadeleyi uzatır. Hedronik perdeleyi aralamasaydı, kendini feda etmeseydi, insanlığın uç(me)lui sancağı düşecekti. Evrene egemen güç, iyi görünen kötüler olacaktı. Fedakarlığı karşısında ona önceden WalHalla sahipliği hediye edildi. ŞamBalla. İçinde öfke ile kötülük yapacakları meşum günü bekleyenler. Her bin insandan altıyüzaltmışaltısı o tarafta yer alır. Geriye kalanlardan sadece biri meydana çıkma cesaretini gösterir. Gün, onların günüdür. Kötü gösterilen iyilerin günüdür! Zafer günü gelince, gerçek gün yüzüne çıkar. Kötünün kuklası olanlar tükenir. Daha kötü olanın etrafını ŞamBalla sakinleri alır. Körlerin ve Sağırların eşlik ettiği bir ordu kurulur. Ragnarok defalarca yeniden yaşanır. Kazanılan savaş, kaybedilir. Kaybeden, savaşı kazanır. “Tiktak”(TickTock), “Taktik”(TockTick) olur. WalHalla içindeki hainler ortaya çıkar. Hainleri bir çukura atarlar. Mit içinde yer alan Hel’e nazar alınır. Adı “WellHell” olmuş bir uyduda, ölecekleri güne kadar sağ tutulurlar. ŞamBalla’nın kara ışığı söner. Karartılmış ışık, insanların içinde yaşamaya devam eder. Kötülüğünü gizlemiş insanlar, düzenin bozulmasını bekler. Düzen bozulduğunda insanlar arasında iyiler neredeyse hiç kalmaz. WalHalla, gelen emirle terk edilir. Çok az kalmış iyiler uzak bir köşeye çekilir. Yerleri gizlenir. Uzayın bir yerinden getirilmiş esinti ile köklerini keserler. Egemenlik en kötülerin eline geçer. Artık kimsenin iyi görünmeye ihtiyacı kalmamıştır. Kötülüğü yaşamakta, “şeytan” denilen kişi hafif kalır. (O, kötülüğü teklif eder ve insan kire bulaşır. Sonra seni sahibinle baş başa bırakır. Ama beterler
şeytandan aşağıdır. Onlar, ikili oynadılar. Onlar, dibe battılar.) Medeniyet çöker. Zeminde cennet umudu ile yaşayan kimse kalmaz. Sonunda bağlantı kesilir. Çöküş başlar. Yutulduklarını göre göre çekişmeye devam ederler. Zaman egemenliğini ilan eder. Yutulmadık hiçbir canlı kalmaz. Öyleyse… Bütün bunları bildiğin halde… Amacın nedir? Hata kırıntıları içeren bir kitapdan ne beklersin? (Sen hata kırıntılarını değil, içindeki doğruları almaya bak.) Sen de bir kitapsın. Sendeki hataları okudun mu? Kötü gösterilen iyilik ve iyi görünen kötülük arasında tercihin nedir? Gözlerini aç, hata yapma. Kulaklarını aç, hata yapma. Nimetlerin eşit paylaşıldığı bir yapay cennet hayali anlatıldı. Hala yaratıcıya inanmayabilirsin. İnandığı halde, inanmış görünenlerin safına katılmaktan sıyrılıp daha iyi konuma geçebilirsin. Var olduğun yere bak. Yok olacağın yere bak. Yeniden var edileceğin ve hiç kaybetmeyeceğin yeri seçmek senin elinde. Tercihin nedir? Önceden uyaranların hangisine kulağını vereceksin. Gözlerin hangi tarafa bakacak. Görülen son hata, sende kalacak. Bunu son nefesin ardında göreceksin. Kitabın hatalarından sıyrılmadan önce kendi hatalarından kurtul. Sana çukurun içinden tavsiyede bulunan “kendini (henüz) bilmez” ‘in dediklerini unut. Kendi çukurundan çıkmayı dene. “Ben” çukuru derin kazmış. O kadar derin kazmış ki… Yüksek kulesinde hapis kalmış. Bal şerbetini içiren bir WalKüre bulmadan nasıl kurtulur o “Ben”?
S.2 Yazdıktan Sonrası
Üzerimde ağırlık var. Ezmeye çalışıyor göremediğim bir güç. Yukarıya döndüm, yeniden okudum. Anlaşılmaz geldi. Umudunu yeterli görmeyen bir fidan gibi oldum. Ya beni ezerlerse? Gövdem kalınlaşmadan kırılırsam ne olur? Yapraklarımı koparmaya yeltenenleri kim uzak tutacak? Yardım istediğinizde suratınıza bakarlar. Eğer beklentisi olan biri varsa elinizden tutar. Gerisi yüzünüze güler, arkanızı sıvazlar. Arkada kalır. Önünüzden çekilir. Gerçek dost önünüzde kalabilendir. Uzaklara gitmekten kendini men eder. Yanınızda sizinle saf tutar. Zorluğu aşmanıza yardım eder. Yazdıklarımı okuyan odur. Anlamayan kitlenin ağzından dökülen nedir? Kokusuna bakın, anlayacaksınız. Habil’i hissedin. Kabil karşısında ölüme yenik düştü. İlk gömülen oydu. Toprakla buluşturan kardeşine karşı kin tutmadı. Öfkesine yenilmedi. Öfke ve kin sahibi, Kabil değil miydi? Düşmanı sevin. (En azından kin tutmayın yaratılmışa karşı) Ama sevilmeyi sevmeyenlerin yukarıya çıkmalarına izin vermeyin. Habiller ordusu, düşmanı kardeşi bilir. Emir gereği yok eder, kötü kardeşi. Egemenlik, iyilerin elinde yeşerir. Bildiklerimi bilseydiniz. Cildin üzeri ölü hücrelerle kaplı. Canlılar hemen altında gizli. Düzen budur. Ölüler, dirileri böyle korur. Elma olsaydınız aldığınız yara ile paslanırdınız.
Armut olsaydınız düştüğünüz yerde çürürdünüz. Ayva olsaydınız yavan kalırdınız. Limon olsaydınız doğal halinizle kabul görmezdiniz. Siz bir portakal olun. İç iniz dilim dilim olsun. Her diliminize ayrı bir tad verin. Seveniniz bol olsun. Kabuklarınız bile heba edilmez. Yazanın gönlündeki. Arının vızlaması (sesli haberleşme), Karıncanın antenli dokunması (sessiz haberleşme) bizde de var. ‘Ben’ bir hayal kurdu. Peşinden gidecek olan var mı? Yüzünüzü ekşitmeyin. Gülün azıcık. Güldürün ‘ben’i de. Cennete alın onu. Avutun nimetlerle. Kendiniz sıyrılırsınız böylece. Aslınız cenneti bile istemez. Kelime dağarcığı beşyüzü aşamayanın parmaklarından döküleni kokla. Kadife gül. Kokun kalıcı/etkili.
S.3 Sorular
1 WalHalla içindeki Hbryd ler? (Eller hybrid yazamıyor.. nedense) Statüleri? Emeklilikleri? Görev yerleri? Dinle ilişkileri? Kadınlık içgüdüsü gereği evlenme hakları? WalHalla içinde “cariye” benzeri yapısı? WalHalla geçici/kalıcı kadrosu ile geçici altevlilik (Normal evlilik dışı sayılan ve ikinci eş olarak görülen) hali var mı? Cevabı Alındı.
2 Odin’in 8 ayaklı atı nereden geldi? Bu atın görsel anlatımı nedir? Odin, atı olmadan bir yerden bir yere gidebilir mi? Biri Beyaz biri Siyah iki atı var aslında. İkisi birbirinden ayrı ayrı özellikler taşıyor. Siyah olan daha doğrusu kahverengi kısrak zor işlerde kullanıldı. Gösteri amaçlı olmayan gizli çalışmalarda özellikle gizli kullanıldığı için görüntüsü normaldir. Küçük ayaklıdır o. Bakışları da düşüktür hafif. Marur bakışlıdır. Yorgun bakışlıdır hafif. Onun bu hali. İşlerdeki eziyeti bilmesindendir. Yorucu bir çalışma yapacaktır çünkü. Bitiminde de gözlerine hafif bir ışık dönecektir. Minik gözlerine hafif ışıltılar dönmesi için sahibi onu arada bir okşar. Düzelmesi için çabalar. Küçük beyaz at ise şahlanmalıdır. Görevi çok büyük olduğu için. Zorlu görevlere çıkmaz. O korku verecektir. Geliyor detirtecektir. Beyazlığını görmelisiniz. Tüyleri ışıldar. Beyaz yansımalar da aydınlık katacaktır ona. Gözlerinde sert bir ifade koyduk. Bu sayede zalimler korkar. Kararlılığından yılarlar.
Saçları gözlerine inmez. Örülüdür. Ve dünyayı korkutacak kadar hızlı koşar. O koşuş insanları ona bakmaya sevk edecektir. Kararlı kişilerin müthiş korkularıdır o. Dünya bu şekilde dünyayı halletti. Dünya insanlığın kararlılığından yılacak. Bu böyle yapılacak. İnsanlar kötülüğe hapis kalmayacaklar artık. Koş diyecek sahibi Öyle hızlı koşacak ki insanlık şaşacak. Tertemiz bir içi var yavrucağın. Sevgi ile koşacaktır. Düşmanına korku verecektir. Sevginin hasreti hep içinde olacak. Allah için şahlanacak. Odin, Atına sahiptir. Yalnız da gezer. Yalnız gitmeyi de sever. Tek yolculuk yapmaz. Her hareketi önemli. Yalnız gezmeyi sever.
3 Vidar kimdir? Ragnarok savaşı sonrasında yine yeşilin içine mi girdi… yoksa somut görev aldı mı? Bunun geleceğe yansıması! Vidar, iyi biri. Zalim değildi. Yeşilin içine girecek. Zulme uğradığı için kızdı. Zulmü bırakacak. Sevap işlemeye çalışacak. Kötü işlerden kaçacak. Yardığı acıyı biliyor. Bir daha yapmadı. Korkutmadı. İnsanlığa zarar vermedi. Görev alacak. Geleceğe yansıması oldu. İyiliği sonucunda dünyayı kurtardı. Sıkıntıları bitti.
4 Semjase konusunda WalHalla içinde bir çalışma mı yapıldı.. yani görünmenin geleceğe dalgalı yansıması mı? Üstü örtülü anlatılanlar, okuması gerekli nesillerin uyanması için mi? Semiyaze. WalHalla içinde bir çalışma yapıldı. Semiyaze’yi kurdular. Bir şekilde yaratılacaktır tekrar. İnsanlar onu kullanmaya çalışacaklardır. Bir tür araç gibi olacak ama kullanımı farklı. O kız gibi yaratılacak. Bir küçük kız ifadesi verecekler. Yukarıdan bakınca yüksek durdu. Yüksek bir ifadesi var. Etrafında çocuklar dönecek. İtekleyecekler bazen onu. Farklı yerlere kayacak. Farklı hareketlerle dönecek etrafında. Küçük bir çan eteği var. O eteğin etrafında dönmeyi seviyor. Dönüşler vedalı. Bir tür anafor gibi. Eteğin etrafında her dönüşünde de çocuklar gülecekler. Gülmek için yaratılacak. Eğlence için. Sevindirmek için.
5 WalHalla yerleşikleri, uzak kolonilere hangi amaçla gönderiliyor? Elçiler wemb içine alınmış yeni yerleşimlerde ne yapıyor? Dünya daki gibi mi yerleşim düzeni?
Bazen insanlar zalim davranırlar. O zalimliklerinin sonucunda dışarıya atılırlar. Yerleşik kolonilere geçiş var. Oralar kullanıldı. Hiçbir koloni wemb e dahil olmak istemeyecek. Onların uzak tutulmasına razıyız. İsterlerse gelirler. Ama istek amaçlıyız. İstemeyene kapı yok. Barış istiyoruz.
6 Mutasyon var mı? Wemb dışında kalan çok uzak uzay yerleşimlerindeki insanlar istemdışı mutasyon ile (mutasyondan kasıt sadece beden değişim değildir) geri dönerek dünyaya nasıl zarar vermek istiyorlar? İnsanlar çeşitli şekillerde vücutlarını şekillendirebilirler. İğrençliğe sapanların biçimi de değişebilir. Yüzlerindeki eda gider. Çirkinlik biraz hasıl olacaktır, yüzlere. Bunun sebebi Allah’tandır. Yüzler kararır. Buna neden olur. Bazen insanlar kendi vücutlarına zarar da verecekler. Kafalarına şekil yapmak amaçlı bazı deneylere girebilirler. Vücutlarına çirkin ifadeler katmak isteyebilirler. Bunun olması normaldir. Bunun için kafalarını bazen şekilden şekle sokarlar. Yüzlerine çirkin ifadeler için çeşitli çalışmalar yaparlar. Dünyaya geri dönüp zarar vermek isterler o zaman. Bu normaldir. Bu tarz insanlar, şekil değiştirerek bazı şeylerin değişebileceğini düşünürler. Öyle insanlar hala var zaten dünyada. Değişince farklı olduklarını zannederler. Öyle olmak iyi değildir. Herkes düzgün vücudunu korumalıdır. İfadeleri bozmamalıdır. Gözlere hiçbir kimse hareket yapmamalı. Bunu da yapmak zordur. Gözlere eziyet etmeyin. Gözlerinizin ifadesi iyidir. Bakışlarınızın güzel görünmek için çabalayın sadece. İfadenizde bozukluk olabilir. Algılamanız lazım artık. Gözlerinize zarar verecek her türlü ifadeden kaçının. Güzel gözlü bakın. Böylesi daha iyidir. Gözleriniz değerli. Dünyaya bakış yeriniz oldukları için ifadeniz af istemeli. Sevgi bakışı atmalısınız. Gözlerinize güzel ifadeler verin. Bunu yapmak iyidir. Dünyayı bu şekilde göreceksiniz. Bilin. Gülen gözlere Allah rahmet eder. Allah güzel gözlüleri sever. İçinizde kötülük düşürür sonra. Pişman olursunuz. Pişman olmamak için güzel yazılar yazın. Sevgi yazın. İyi şeyler yazın. Yazılar güzel olsun. Korku verecek yazılardan kaçının. Dehşet vereceklerden de. Sadece korku verecek kısımlar var. Onlardan uzaklaşamayacağız bilin. Bazı yerlerde detay vereceğiz. O yüzden dikkatli yazın lütfen. Hepsi bilgi olduğu için bunların kitaba girmesi gerekir.
7 WalHalla hı dışarıdan koruyan gizli ordu, en yakın ay yerleşkesinde sivil kimlikle mi yaşıyorlar? Lazer topları ay yüzeyinden ateşlenerek koruma sağlayamıyor mu? Diğer ufak yapay uyduların askeri savunma birimleri var mı? 20000 kişilik bir ufak uyduda, askeri yerleşim yerine, oto kontrol olsa daha iyi değil mi?
Karanlık duran kapı.(gizli ordu) Kapı kapalı görünür. Karanlık durur. Sanki ışık saçacaktır bir an. WalHalla’hı korumak için çalışanların eseridir. Zamanda gezmenlerin eseridir. Yolculuk yapıp dönerler. Onlar korur WalHalla’hı, Tek koruyan onlar değil elbette. Allah’ın koruması da dahildir. Allah korumakla yetinmez, severek bakar. Sevmelidir zaten. Sevgi onun için değerli. Bunu da bilin. Sivil görünecekler. Zavallılar çünkü, acınacak haldeler. Sivil görününce de yanlışlar olacak. Bu normal olacak. Hataları görünecek, bilinecek. Bilgileri de eksik zannedilebilir. Eksik aslında biraz ama yine de sevilmeliler onlar. Bu sayede Allah yardım ediyor onlara. Yardımda yarışın O’nla. Dünya bu sayede kurtulacak. Zayıf görünene yardım edene Allah yardım eder. İçlerindeki acıları yok eder. Destek olana Allah destek olur. O yüzden destek çıkın. Korkularını giderin. Dehşetle izlerler. Yorgundurlar. Onların yorgunluğunu alın. Bu sayede kurtulacak insanlık bilin. Onlar size sahip çıktılar, döndüler. Siz de onlara sahip çıkın. En büyük fedakarlıkları yapacaklar bilin, bu sayede kurtulacak Allah’ın sevdikleri. İçleri acımayacak Allah’ın desteği onlara gelecek. Yorgunluk bitecek. Zulüm bitecek. Doğrular böyle kazanır. İyice hatırlatın kendinize. Lazer topu, bu sayede saal oluyor. El gibi açılacak. Elin içinden çıkan bir mekan var. O sayede etrafı kollayacaksınız. Gözler ifadesi var. İfadeler bu sayede düzeltiliyor. İnsanlar ürküyor. Açıldığı anda fark edilecek. İnsanların gözlerine temas edecek. Bu sayede insanlık korkacaktır diğer tarafa gitmekten. Böylelikle sol taraf korunacak. Ama göz artık kalktığı için insanlığın huzuru var. Kimse kimseye zalimlik yapamayacak boyutta hazırlık yapıldı. İçler acımadı artık. İnsanlığa kötülük yok. İçiniz zor durumda kalmayacak bilin. Her şey kolay olacak. İstediğiniz zaman bitircek. Onlara da sahip bir düzen var. Küçük ufak uyduların içinde ufak küçük bir boyut var. Onları da koruduk. Onların da içine küçük bir top konacak. Yuvarlak yassı toptan aynı. Onu da yuvarlak tutmak gerekecek çünkü. Boyutu o koruyor. Topun etrafında dönen her şeyde ki dönecekler toptan ayrıymış gibi duracaktır. Top yuvarlak. Ama etrafı dönecek. Dönüş şeklini ayarlayacaksınız zaten. Etrafında yuvarlak bir elips çizecek. Kendi etrafında dönmek onu huzura erdirir. Dönünce huzur bulur. Bu sayede de varlıklar rahatlar. Dönmek varlıklara huzur verir. Duran varlıklar ise kasvetle bakar kalır. Etrafında hiçbir şeyin hareket etmemesi insanları hapis duygusuyla bırakıyor. Bu da bilgisayar çağında yaşanan sıkıntılardan insanlık bunun yüzünden yanlış şeyler yapar. Korku hasıl olur. Dehşete kapılınır. Bilgisayar hastalığı başlar. Bundan kurtulmanın yolu da insanlığa hareket katmaktır. Katlanmanız gereken bir sorun değildir. Tek yapmanız gereken net ortamda hareketli birkaç varlık koymak parçaya. Hareket dünyanın işidir. Orada dönen her şey hareketin kendidir. Eğer insan hareketsiz de kalırsa kendinden korakorkar. Korku da insanı acıtır. Hareketsizlik bu yüzden insanın acısıdır. Hareket etmeliyiz. Azıcık hareket iyiliktir. Hareketli olun ki insanlık rahatlasın. Rahatlamanın yolunu bulun. Küçük nesneler kullanarak boyutları değiştirebilirsiniz. Farklı varlıklar yerleştirerek dünya değiştirebilirsiniz. İyi şeyler düşlersiniz. Doğru şeyler yaparsınız. Huzur gelir. Bu yüzden Allah sizden rahatlamanız için hayır yapmanızı çok ister. Böylelikle gelişirsiniz. Güzel işler yapanların yüzü güler. Güzel bakışların insandaki sevgiyi harekete geçirdiği gerçektir. Hareketli olmayı sevin. Bu sayede rahatlarsınız. Her şey düzelir. İnsanlık rahatlar. Güzel ruhlar açılır. Dünya huzur bulur. Bu sayede dünya sevgiye kavuşur.
Başarmanın tek yolu çalışmaktır. Çalışan insan, üretken olan insan bu sayede rahatlar. Eziyet yapmayın. Sevin. Korkuya kapılmayın yardımdayız bilin. Bilin bunu. Askeri savunmaya bazen gerek duyuluyor. Askeri savunma çok kolaylaştı eskisine göre değil. Eskiden insanlık daha zor savunulurdu. Artık hızlı geliniyor, gidiniyor. Bu sayede insanlar çalışmalarını hızlandırınca yardım çok hızlı oldu. Tek yapılan gözlemek. Gözleyici bulduğu anda tehlikeyi basacağı noktayı biliyor. Direkt basıyor. Anında hızla insanlık kurtarılıyor. Walhalla üretiminde direkt vimanandan insan gördüğünde ve saldırıldığı anı hissettiği anda noktalama yapıyor bölgeye. Araç hemen çıkıyor yerinden. Düşmana saldırı başlar.
8 Şamballa somut olarak nerede? Dünya yüzeyinin altında ve kimin elinde… ve aynı zamanda simetrisi uzayın uzak bir köşesinde kimlerin yönetiminde…. Deggal i bu uzak köşede bekleşen şamballa üyeleri mi karşılar… kendilerini o kötüye adarlar… Şamballa bir boyut yeridir. Zalimlerin oturduğu yerdir. Hayvan türü yaratıkların oturduğu bir yer oluyor. Zalimlik ediyorlar insanlığa. İnsanlık o koyu korkudan kurturuyor. Onları boyuta hapsettik bir süre. Vakti gelince açılacak olan bir boyuttur. Açıldığı andan itibaren de insanlığa korkunç bir an var. O korkuyu hissedin. Bir süre böyle olacak. İçinizde acı olmayacak. Onları görünce şaşıracaklar. Anlatılanın farkındalar bilin. Sadece olması gerektiği gibi olacak her şey. Allah bu şekilde olmasını uygun buldu. Dünya bu şekilde bir süre çalkalandı. Ama onları yok edecek insanlık. Bunu sağlayan tek kişi var. Onun gelişi yakın. Çok az kaldı. Boyutlar değiştiği için zamandaki değişim hızlanır. Daha yakına alınabilir. Her şey çok çabuk gelişebilir artık. Dünya bu şekilde kurtulabilir. Daha hızlı bir gelişim olabilir. Daha hızlı bir hareket hızlı bir insanlık yaşayabilirsiniz. Bunun olması gerekecek bazen. Bazıları bunun sebebidir. İsteyerek hızlandırdılar. Bilerek hızlandırdılar. Ama olacak bilin. Bunun olması gerek bilin. Yapmanız gerek bilin. Dünya avucunuzda kaldı. Bunu yapın mutlaka. Sakın korkmayın. Allah sizinle. Allah yardım edecek. Zor anlarınızda size yardım edecek. Değişim hız başlayacak. Varlıklar daha çabuk algılayınca o zaman gerçek bir hızla llah yardımını daha çabuk yollayacak. O zaman da korkunuz azalacak. İnsanlık kurtu kurtarılacak. Dünya yüzeyinin altında yaratıklar var. O yaratıkları biliyorsunuz zaten. Neler yaptıklarını bilirsiniz. Sizi yorduklarını bilirsiniz. Size zarar vermek istediklerini iyi bilin. Bazen korkutmalıyız. Onların bazı yerlerini belli ettik kitabınızda. Onların gitmesi için çabalıyoruz aslında. Bunu yapabileceksiniz. Dünya temizleniyor. Dünyayı arındıracağız. Onları farklı bir mekana alacağız. Farklı bir uzay alanına konacaklar. Orada yaşamaları gerek. Korkuları gidecek. Dehşetleri de. Evet biraz korkutacağız ama onları bu şekilde hapsetmemiz gerek. Yoksa insanlık hep acı çekecek bu yüzden. Temizlik için bunu yapıyoruz. Zalimlere bu şekilde uzak tutacağız. Sizi de bu şekilde korku ile sardılar. Zalimlikleri yüzünden çok zor anlarınız oldu. Tek sorun sizin içinizdeki acılar. Onlar da
gittiğinde Allah’ın izniyle her şey düzelecek. Allah destektir. Yardımdadır. Sorunlarınız bitecektir. Emin olun. Böyle yapmamız uygundur. Deccal, zulmetmiştir insanlığa. Onun farklı bir özelliği de kendinden çok üstün olduğunu bildiği bir varlığa karşı eziyet amaçlı inişidir. Onu yok etmek hedefindedir. Amaç korkutmak ama onun başaramadığı tek şey. Tek amacı eziyet. Yapamayacak ona bunu. Tek hedefi onun yok etmek. Korksun diye eziyet ediyor. Kurtarılacaktır. İki evrenden birindedir. Evrenleri birleştirdiğimiz anda gelir. Birleştiğinde de insanlığa zararı büyük olacak. Bir çok insan ona uymak için hazır bulunacak. Şamballa onların sebebidir. Onlar eziyet için kurmuşlardır orayı. Bir şekilde Allah orayı yok etti. Açılması sonucunda yeniden çıkacak. Yaratıkların uyuşu farklı. Onlar daha farklı bir boyuttan geldikleri için deggale zalimlik amacında değiller. Amaçları sadece parçalayıp ölmektir. Onların aklı vardır. Boyut değiştirdikleri için bilmeden değiştiler. Kafaları da çalışır. Farkındalar yarattık onları. Bildirildi. Hedefleri zalimlik. Onları da bir şekilde öldüreceğiz. Bunun amacı Allah’tan geldi. Hedef belli. Her şey düzenli gelişecek. Zalimleri bir şekilde bitireceğiz. İnsanlığa zarar verdiklerini öğrenecekler. Yardımdayız. Desteğiz.
9 Wells in hikayesindeki ay yarılması (020 lerde) önlendi mi? Olacaksa… nasıl telafi edilecek? Dünyayı ikiye bölmek de istendi. İkiye bölüp kurtulmak da istendi. Ama yapılmadı. Parça parça yok ediliyor şu an. Azaltıyorlar etrafından. Bilmeden azaltıyorlar. Küçültüyorlar dünyanızı. Ufaklaştı zaten. Eskisinden daha ufak. Merkeze doğru ilerliyor. Eskisinden daha ufak olunca da daha çok ufaldınız. Gözleriniz de ufaldı. Dünya sizin üzüntünüz oldu. Yardımlaşma azaldı. Dünya kötülerin yeri oldu. Acılar böyle gelişti. Yardım lazımdı. Bunu yapmak zorundayız. Zalimlere bu kitap bir şekilde verilmeli. Kendileri görmeliler hatalarını. Kötülüklerini algılamalılar. Bunu yapacağız. Zalimlere kötülüklerini göstereceğiz. Dünya bu şekilde kalmamalı. Size yardım etçez. Doğru işler yapacaksınız. Kötü şeyler olmayacak artık. Kötü varlıklar yaşamayacak. Zorluklar, yenilmeler olmayacak. İçinizdeki soruyu sorun şimdi. Ay neden yarıldı? Ay yarıldı çünkü ayın bir parçası koptu. Kopunca da ürküldü. Kopan küçük parçayı yerine geri taşıdılar. Birleşmeyi tekrar sağladılar. O parçayı koparanlar da dünyaya geri gönderilecek. Ama koparak zalimler tekrar geri dönmek isteyecekler. Bunun sağlanmaması gerekecek. Onları tekrar koparmalarına izin vermeyeceğiz. Parça bir şekilde yerine itelenecek. Dehşet olacak biraz. İnsanlık şaşacak, nasıl koptu diye. Parçayı yerine koyunca da ay yeniden gülümsemeye devam edecek. Parçayı küçük bir yerden kopardılar. Oval bir yerden. Orayı yeniden koyduk yerine. Anlayın.
10 WalHalla iskeletini oluşturacak maddenin yapımı?
Walhalla iskeletini somut bir araçla hareket ettirdik. Resimli küçük bir parça koydular üstüne. Gülen bir yüzle araç ilerliyor. Alet Walhalla nın iskeletini omurilik tarzı yapacak. Sistem yaylı olacak. Sarsılmalarda kırılma yaşanmayacak o yüzden. Kemik boyutunda görüntü verecek. İç yapısı bir tür alaşım. Beyaz parlak bir alaşım olacak. Küçük parçalar olacak içinde, küçük toplar gibi düşünün. Yuvarlak oval toplar. Birleşimi sağlamak için gerekli toplar. O toplar sayesinde alaşım bir tür kavruk görüntü sergiler. Kavruk bir parçadır. Bir tür top parçası. Küçük toplar oluşacak. Küçük topları oluşturmanın tek yolu onlara hücre numarası vermek olacak. Bir tür yaratım olacak zannetçekler. Değişim bir oluşum oluşturduklarını düşünecekler. Yaratım zannedenler imansız. Ama bir süre anlarlar. Diğerleri ise oluşum algılasınlar. Çünkü yaratılandan oluşturuluyor zaten. Küçük hücrelere ifade verilecek. Bazılarının yumru olduğunu zannedeceksiniz. O tarz bir şey alyuvara da benzeyebilir görüntü. Toplar fazla ak değil. Hafif pembecik olacak. Böylelikle yuvadan akacaklar. Toplara küçük yumrular da koyabilirsiniz. Bastırılmış ifadesi de olacak üstünde. Ufak bir görüntü olacak. Topu yuvarlayacaksınız elinizde. Ama ezilmeyecek boyutta. İfadesiz bulunan toplar da var. Onlar da çok fazla içeride değil. Yukarıda kalacak. Beyaz topları andıracaklar. Saydamlar. Azıcık yuvarlanacak onlar. Kavisliler. Bir tür hortum alaşımı olacak onların yapısı. Ve birleşimlere yol açacaklardır. Sistemin içine gelen araç küçük bir parça olacak. Ulaşırken daralmayacak. Geçiş yapacak. Kanaldan geçen bir hortum gibi algılayın. Ulaştığı noktaya yardımda bulunur. O hortumla birçok yere ulaşılacak. Ve hortumlar sayesinde insanlık varlığın güzelliğini tadacaklar. Evler kare olmayacak. Kavisli de olmayacak. Hatlar yuvarlanacak. Daha yuvarlak evler göreceksiniz. Daha değişik evler. Hücre kapısı gibi olmayacaklar. Pencereler de farklı. Değişimin farkına varılacak. İnsanlık farklı bir yöntemle gelişecek artık. Farklı işler yapacaklar. İnsanlığın değişimine hazırlanın. Farklı görünmenin zevkini tadın Güzelleşmenin huzurunu bulun. Dünyanın değişimine ayak uyduracaksınız. Allah’ın istediği zaten budur. Değişmek. Değişeme ayak uydurmak. Her türlü değişimi algılamak. Hücre yapısına hazır olmak. Hücre görüntüsünü vermeye hazır olmak. Dünyanın hazırlanması gereken asıl çalışma budur. Dikkatle ilgilenebilirsiniz, bilin. Çalışmalarınız iyi.
11 WalHalla dış kalkanı hangi madenlerin alaşımından (beyaz kabuk) Asıl kabuk kırmızı görüntülü vercek. Kavga anında korunma amaçlı rengi değişir. Renk değiştirme yöntemini de siz buldunuz. Değişme, en güzel yol o. Işıklandırmayı farklı yapacaksınız artık. En güzel ışıklandırma yöntemini deneyeceksiniz. Alaşıma beklediğiniz bir parça var. O parça sayesinde insanlar farklı renkleri farklı anlarda algılayabilecekler. Kırmızılar özel. Kırmızı renk için farklı bir ışık sistemi kurdunuz. Etrafa ışık saçması için birçok bölmeye yerleştireceksiniz. Korku verme amaçlıdır. Kırmızıyı farklı bir yöntemle ışıtmanız gerekecek. İçine bazı renkler koymanız gerekecek. Rengi değiştirmeniz de gerekebilir. Bazen içinde solup gidebilir o renkler de. Eğer solmazsa içine değişik korku verecek nesneler de konulabilir. Farklı görüntüler sergilemesi açısından da iyidir. İçinde göz olabilir. Göz görüntüsü verebilirsiniz aynen. İnceleme görüntüsü de verebilirsiniz.
Park görüntüsü de verebilirsiniz. İnsanlığın bu sayede sizin ne yaptığınızı algılaması da mümkün olabilir. Işıltı saçmanız da gerekebilir. Saçlarınızı kavurmanız da gerekebilir. Bazen arıza çıksa da değişime hedeftir. Temizlik aracı iyle düzenlenecektir. Araç içindeki kötü sıvıyı algılayacak, hemen silip çıkaracak. Bu sayede de zor anlardan kurtulacaksınız. Biçok değişime hazır olun. Değişim bu sayede olacak. Konuşmalar da böyle hızlanacaktır. Zorlanmanıza sebep olan kelimeler ve harfleri literatürden atmanız gerekecektir. Bazen hız gerekmektedir. Hızlı olmanız gerekecektir. Bu yüzden çalışmalarınızda hızın amacı güdülsün. Bazen harfler farklı gidecek bilin. Farklı yazmanız da gerekir. İmanın hızı da böyledir. Hızlı çalışan hızlı görünen insan iyidir. Hızlı çalışmak iyidir. Çalışmalarınız hızlı olacak artık. Her şeyi böyle yapmanız doğru olacak. Hızlı olan insanları Allah korur. Destek olur. Desteksiz kalan olacaktır tabi. Bu da normal. Ama bazı şeyler çok fazla bozulursa Allah korku vermek ister. İnsanlığı bozmak ister onlar. Bu nedenle de Allah yardımdadır. Size destektir. Yardımı gelecektir bilin. Yapacağınız işlerden biri de budur. Zalimleri karşı sizden yapılmanız gerekenleri bu şekilde istiyoruz. Sizi bu şekilde hazırlıyoruz.
12 Kuzey uçdaki iri lazer toplarının ışın kaynağı akdelikse… bunu yansıtan hedronik in kendisi mi… yoksa insan askerlerin el kumandası mı…? Karadelik etkisi verecek bir tür üfleme aletidir. Atış yapar. Ataş değil. Ataş yazarsınız ama o değil. Atmanız gereken bir tür ışıktır. O ışığı kullanmalı. Zalime karşı durmadan kullanılır. Bilin. Korku vermek lazım gelir bazen. Kimse algılamazsa bu başarılamaz. Korku vermek için birçok kez açılacak. O yüzden korkuya sebebiyet verecek şeklide büyük yaptık o aleti. Alet çok büyüyünce de insanlık dehşete düşecek. Böylelikle saldırıların büyük bir bölümüne, zararına, dehşetine kapılmadan hayat sürmeli. İnsanlığın tek korunma yolu bu. Birçok insan yoracaktır çünkü. Zalimliğin boyutudur bilin. Bilgi çok fazla arttığından insanlık ancak böyle korunacak, başka türlü olmayacak. Korku gelişir. Allah’ın yardımıyla her şey düzelecektir. Korkuya sebebiyet vermeyecek konulardan yazabiliriz. Bir şeyleri değiştirmek için çalışabiliriz.
13 Üretilmiş YY ler… nasıl eğitiliyor? Sayıları en fazla kaç olacak? Mehdi çağında ihtiyaç kalmayınca üretimleri bitecek ve silinecekler mi? YY geni, bir çok varlığın düzenlenmesi için gerekli. Dünyayı bu şekilde korur Allah. Üretilmiş yapılacak, genetik oynamalar yapılacak. Genler oynama yapabilir. Bazı genler seçilebilir. Onları kullanmak gerekebilir. Onları kullanabilirsiniz. Eğer faydası varsa her şey yapılabilir. Onların değişik görünmeleri güzel olacak. Güzel yaratımlar iyidir. Onların minik bir bebekten başlayarak büyümesi gerek. Büyütülmeleri gerek. Anne sağlayın.
Ancak bu şekilde büyürler. Genetik annelerini bulun özellikle. O zaman sahiplendiklerini bilirler. Gen annesini bulabilirseniz daha iyi olur. Genleri iyi kullanmanız gerekebilir. Tehlikeli yerlerde kullanmamanız gerek. Yanlış haritalar çıkarırsanız yanlış yaratıklar oluşabilir. Genine güzel kullanın. Genleri iyi kullanım yapın. Geninizi yanlış kullanmayın.
14 15 NiebelungEN, WalHalla çıkışlı mı? Yani… Onu yetiştiren WalHalla sistemi mi? Niebelungen walhalla çıkışlıdır. Oradan gelmiştir. Kendisi özel bir insan. Onun üretimi yasak. Onun başka bir gen özelliği de var. Onu korumanız gerekli. Farklı bir cümle kuracağız şimdi. Gende özellik varsa ona özel çalışma yaparız. Onun farklı özellikleri olur. Farklı davranması da doğaldır. Farklı özellikler nedeniyle onlara yardım edilir. Onların özel kılınması sağlanır. Genler insanı değiştirir. Genetik özellikler nedeniyle insanlar yardıma muhtaçtır. O yüzden insanlığa destekteyiz. Birçok insanın yararına olacak bu bilin. Böylelikle de genetik zorunlar ortadan kalkıyacak.
16 70 yaşın üstündeki emekli sayılan insanlar dünya yüzeyine döndüklerinde ne yapıyorlar? Yaşlı bölümü biz çalışma alanlarında fazla tutmadık. Onların 20 yaşından itibaren farklı yerlere dağılması gerekiyor. 20 yaşın ilerisindekilere başka yerlere sevk ediyoruz. 20 yaş üzerindekileri de özellikle tutuyoruz. Onları doğru yerlere sevk etmenin yollarını buluyoruz. Başka yollar yok. 20 yaşı bir şekilde özel çalıştırdık. Çalışanları doğru kullanmalısınız. Herkesin özelliğine göre yerleştirim yapın. Hiç kimsenin doğrusuz çalışmasına izin vermeyin. Eğer yanlışlarla dolu biriyse o insan bir şekilde uzaklaşır. Her türlü çalışma yaygın olarak yapılmalıdır. Her türlü iş doğru yapılmalıdır.
17 Gelecekte siyaset part(bölünmüşlük) esasına devam ediyor mu? Yoksa… rekabetin yaşanmadığı “imece” yolu ile mi başkanlık yapılıyor (Dönüşümlü ve en fazla 2 kere yapılan başkanlık.. başkanlık süresi en fazla bir yıl… Halk dilerse seçilen başkanı, destek oylarını çekerek (3 de 2 çoğunluğun altına inen destek olursa… sıradaki başkan devreye girer. O da anlık destek
değişiminden etkilenir=) … gibi mi? Gelecekte siyasi olgular değişti. Artık siyaset değil üretim esası var. Siyasilik özelliği bu çağın ağrısıdır. İnsanların yanlış tavırlarıyla değişime uğramıştır. Farkı budur. Politika özelliği ortadan bir şekilde kalktı. İnsanlar artık birbirine yanlış cümleler kurmaktan uzak. Mutluluk çabası güdülecek. İnsanlar acı çekmeden mutlu olmanın yolunu bulacaklar. Politikacılık, verim kazandırmıyor. Bunun yerine insanların yorgunluğunun sebebi olmaya devam ediyor ne yazık ki. Yaratıcılıktan uzaklık nedenidir. Yaratıcılığa sebep olmak gerekir aslında. Yaratan böyle yapılmasına uygun gördü. Doğru yol bu. Bu şekilde yapılırsa insanlar rahatlar. Sıkıntılar biter. Bazı sorunları da beraberinde getirdiğini de bilin. Çirkinlik, kaygı, asıl onun sorunudur. Allah’ın desteği bir anda kaybolur gider, bilin.
18 WalHalla içindeki vimana üssündeki amaç neydi? Geçmişe insansız araç göndererek gözlem mi yapıldı? Zamanın değişebileceği endişesi taşınmadı mı? Vimana kaçırıldığında ve mutasyon başladığında WalHalla daki değişim? Vimana özel. Orada farklı bir özellik var. Ozaldır. Zalim değildir. Zalim olmadı. Dünyanın farklı olması lazım. İnsanlar farklı yaşamalı. Bir şeylerin değişik yapılması lazım. İnsanların özel olduğunu bilin. Özel varlıklarsınız. Kafa karışabilir. Dünya kafa karıştırıcıdır. Birbirinize zarar vermeniz normal, üzmeniz normal, zulmetmeniz normal. Zalim değil hiç kimse. Herkesin bilgiye ihtiyacı var. Bilmek isteyene bildirilir. Bilmek isteyene bilgi verilir. Bilgisize ilgi verilir. Bilgisize yardım edilir. Bilmek için çabalayanı bilir Allah. Bildikçe gülen yüzleri bilir. Rahmetin temsilidir. Dünya bu şekildedir. Allah’ın rahmetidir. İnsanlık bu şekildedir. Yanlışları söylemek gerekir bazen. Yanlış tavırları. Yanlış sözleri. Allah’ın çok zor yaptığını bilir her şeyi o. Allah’ın sevgisidir. Gözlerinden taşar. Gözlerinde sevgi vardır. Herşeyin düzeleceğini bilir insan. Sevilmek isteyen insandır.
19 WalHalla yaşayanlarının ekonomik sistemi nasıl? KonFed tarafından parasıl destekleri nasıl veriliyor? Günlüklerini nasıl harcıyorlar. Ve para kartlarının detayı nedir? 20 2149 ilk WalHalla açılımı? Öncesinde denemeler neler?
21 WalHalla’hı kuracak temiz insanların yaşatıldığı, uluslar arası bağımsız okyanus sularında bir yerleşke kurulmalı mı? (Turancazland düşü) 2035 yılından sonra her onyılda bir yenilenen bir ilim şehri…. Burada yetişen insanlar mı WalHalla düşünü sahiplenecek? 22 WalHalla ha üye olmayan konfedin dilimi nasıl dolacak? Gönüllüler mi gelecek.. 23 Neden Kuzeydoğu korunuyor? Dünyanın kalbi bu bölgede mi? (Gobi havzası) 24 2004-2054 dönemi neden gelecekte flu görünüyor..? ve bu ara dönemde olacak savaşlarda dünya insanları son yerlerine mi kavuşacaklar(ülke sınırları olarak) ? Dönemler geçer. İnsanlar yanlışlarını algılarlar. Hatalarını algılarlar. Yanlış yanlış şeyler düşündüğünü algılarlar. Zulme uğradıklarını algılarlar. Uğradıkları zarara ağlarlar. Zalem olduklarını düşünürler. Dünya bu şekildedir. Dünya hayatı bu şekildedir. Dünyanın zararı vardır. Dünya insanı zalimdir. Zulmedene Allah yardım etmiyor. Okumak isteyen varsa okur. Allah’ın bilgi dağarcığı fazladır. Bilgiyi yanlış ya da doğru aktarabilir. Bilgisiz kalmanız söz konusu olabilir. Allah hamda layıktır. Allah bilmek isteyeni korur. Ona yardımda bulunur.
EK 1 VİLDAN üretimi için ipucu: kadının XY'si ve öteki kadının YY'si BİRLİKTE midyeye konur ortaya VELDAN (veya ĞULM) çıkar Midye=XY İNCİ=YY katalizant >SEDEF sonuç=kadın XX bölü huri =YY ara madde (buffer) SEDEF XX özellikle Vildan'ın GÖZLERİNDE tam olarak ortaya çıkar ĞULM=XY/YY= x/y (HaVA) Anne sıvısı GENÇLİK ilacıdır. Dubleden gelir ve doğum yapacak anneyi inanılmaz güzelleştirir! Annenin yüzüne ve tenine NUR gelir adeta.. (Hans von Aiberg)
EK 2 "Dün gelirken sana yardım etti bu anlatma gücü" "çok değerli bir postulat" "Niye hep kelebek?" 54-->lillah "Wemb" Bir gümüş mavi araba kullanıyor. "çiçekler açıldı" gökte tabak şeklinde üstü camlı uçan adalar, çiçekli parkta arabadan indi ve bana orada beni bekleyen bir adamı işaret etti, gözleri boz gri mavi arası, yeşil gözlü M ve mavi gözlü Y nin bir aradaki halinde bu renk göz oluşurmuş, bana bir mezarı ve tabutu gösterdiler. Üzerinde Walhalla Begüm Allahlaw Yahya Havva Müntekim Aslı yazılı, ama asıl yazılı olan kelime Begüm. Elime bir silah verildi ve Hay "Beni vur" dedi ve tabutu işaret etti, önce yapmak istemediğimi söyledim, ama tabuta ateş ettirildi, bak dedi ve elimden tuttu ve görünen delikten bir kurtçuk çıktı, eliyle o deliğe dokunup delikten içeri giriverdi şipşak ve "orada duranlar bakakaldılar". Sonra elinde çiçekle gördüm, geçmişteki kıza aşıktı ve ona gelmişti. Zilzal üzerine "Benim Begüm" (ZilZal enerjisiyle geçmişe bir ETKİ gönderir.) tepesinde zilzal ve Asıl ve tekrar Begüm-Aslı-Begüm-Zilzal-Yaşlanacak-Yeşerecek-Asıl-Zilzal...... Begüm=Jn "Hur" Begüm 6 yaşında ve elinden tutan kadın da Fulya "Hiram" (begüm 54de nerede?) Dünyayı dıştan taratıyor, doğu ülkelerinden birinde, "bahreyn" gibi bir yerde, zaten begüm yayınını mele i ala dan yapıyormuş, "walhalla" kelimesinin etrafında çiçekler açıverdi. Begüm -->Law Aslı Begüm-->sevda Begüm--> Çiçek Begüm-->Smrgwl Smrgwl-->Law Smrgwl--> Aslı Begüm le birleşirler. Begüm-Aslı-Begüm-Zilzal-Yaşlanacak-Yeşerecek-Asıl-Zilzal...... Smrgwl++ +Aslı Begüm+++Law 1 BgmSmrgwl+2 demdem begüm Senin kromozomun ve Begüm kromuzumu birleştirildi, seni sembolize eden uzun kağıtla Begüm sembolize den uzun kağıt birbirine dönerek birleşti, kağıtlar zürriyet manasında ve senin ağzında bir sigara var (J.J. içer miydi?) "yazma" kim bilmiyorum, üstelik davut un bedşeba sı huri. Çiçeğin yaprakları açılınca içinden çıkan huri kızı, sen yaşlanırken bir kız yeşerecek. Begüm=Jn "razı" Begüm=Jn=Enseven=Aslı=Begüm=GılGal üstünde zilzal, zilzal üstünde BalBal. Onun
üstünde Yeşim. Yeşim Bal Arz. Arz üstünde yeşim, tekrar Begüm=Aslı, zilzal tekrar "bilbal" "Güneş doğuyor" Maria magdelena elinde tesbihle dua ediyor, nefsinin 72 si düşüyor. "O bekliyor gelecek hayrı" begüm çiçek gibi, etrafında kelebekler uçuşuyor, gelinliğini giydi, yatağında uyur halde, bir dağı olan bir şehir, dağın tepesine "Zil" yazıldı. "Buyutin" habersiz şu anda. Büyutini bunalmış. Kızı bunaltan ebeveynler. "ayatin" "yeşim" "bunalmış" kirlenmemiş su gibi berrak ve, değer, olgun kendisi" "çok seviyor ama gösteremiyor kendisi" "bunalmış" "Ayat" Maide 43, renkli gözlü küt saçlı, "esmer-kumral arası" "ten rengi buğday" yeşil begüm bir makas çıkardı ve "kesiyorum" dedi ve kızın saçını kesti, bir de televizyon ekranına çıkıp makasla kesme hareketi yaptı ve "kidney" kelimesi çıktı ve ekran kapandı, kid çocuk, kidney den disneye, kirlenmemiş su gibi berrak ve, değer, olgun kendisi, "çok seviyor ama gösteremiyor kendisi" herşey, tüm sevilmeye layık olanlar "Ahum" "Begüm" "Jl" "Jeanne" "Begüm" "Çiçek" "begüm" bulanık görüntü, hologram gibi jl, kerum "Bağ, bahçe, jilet gibi keskin","whoo" "begüm" "keskin" "til begüm" "keskin walhalla" "Şar" "keskin""Har" "keskin buffer" yastık, yastığın ardına ok dayadı, silahın sesini duyurmak istemeyen katiller gibi, kesme, buffer, "willow" daire çizdi "sportmen" daireyi elinde bir bebek taşıyan bayanın başından aşağı geçirdi ve kadın görünmez oldu ama hala izdüşümü orada, görünmez oldu ama "seni üzmesine izin verme" bunu hep düşünüyorum, eğer o çatala girilmiş olsa idi, insanlık şimdi çok farklı şeyler yaşıyor olacaktı, yaşamış olsa idi, kimse sokaklarda dilenmeyecekti, kimse cahil kalmayacak işsiz ailesiz kalmayacaktı, doğru olanı yapacağız, birlik olacağız, yoksa rotasını belirleyeceği bilgi akışının devam etmesi gerek, bizi bıraktı, çünkü biz üzülme hatasına düştük, rcvr üzülmemeli, üzüntüyü yenmek zorundayız, sen benden daha net alıyorsun, detaylar veriliyor sana, moralimi yüksek tutmaya çalıştığımdan beri çok farklı şeyler oluyor, elinde sigara var ve pencere pervazında duran ağır dosyaları eline aldın, kağıtlardan birinde pembe bir kalp çizili ve onu bana gösterdin, şimdi kalp siyahlaştı, sonra kağıtlarla beni mumya gibi sardın, odanın tavanına baktım, havada arapça altın rengi ışık veren Allah yazısı var, elimi kağıtların arasından çıkarttım, birisi "Kalemin" dedi ve elimde bir dolma kalem belirdi. Kalemle boşluğa siyah renkle Allah yazdım ve sonuna bir kalp oluştu ve kalbin ardı sıra sola doğru çiçekler dallar sarmal halinde, dna rna, "sana baktı, şaşırdı, elleriyle iki kolundan tutup sarstı" dedi bir ses, bunun arkasından göz bebeklerin pembeleşti, sonra da mavi oldu, sonra bana bir makas uzatın, makasla havaya yazdığım Allah yazısını kalp biçiminde kestim. Sonra onu sana verdim, sen o yazıyı kalbinin üstünde tutuyorsun, senin başında bir taç var ve hemen başının üstünde "alem" ve bir de " bilim adamı" yazıyor, bir de "sosyoloji" kelimesi okudum, "felsefe" "ekonomi" "Tarık" "Bilim adamı" "Mantık" "Bilim Adamı" "Siyoloji" ve "Orta Doğu" "Beşer" "Alim" İnsanoğlu bir derya olduğunu bilmez. Allah zalim değildir. "Alim olmak zordur" Allah yaklaşıyor sana, insanı yere vuran Vampir kavimdir, onlar yere vurdular. Allah onların verdiği zararı engellemek için gerekenleri verdi bize. "Zalim Sami" "Hayat önünde Salim" "Zalim olma Halim" yazmak istediklerini hep yarım yazmasına sebep olmuşuz, çoğunu da yazmadı, düzen sağlayamamışız, "abese" "yazı" "büyutin" "dhurakhapalam" "razıyım Allah" "Samed" "razı" "hendeke" görüntüsü ve yanına "razıyım" ve "Eminim" yazılı "Eminül Hans" "velayet" "Allah razı+" "dualar değerli" "emin" "çocuklar çiçek" "yeşil yer"
"onlara küçük yuva" "çeçen" "oyla" çeçen=imand walhalla = borland lazyland çeçar imand zilzal wendeke borland zelzal bor zilzal rezerv anlaşılır şeytan wendene zilzal zilzal hendeze 16+ horland 10+ erland zilzan wendeke horland zilzal orland erland horland zildal pembe çiçekli minik bir ağaç verdi elime, araba resmi gösterdi, çiçekler var elinde, bir mavi etekli takım elbise ile hostes şapkası var, arkadan görüyorum, saçı sarı ve aşağıdan topuz, elinde o pembe çiçekler, "yaban mergülü" dedi, "duyarlı bir insan çiçek açar" "yazar" "okur" "duyarlı olur" çiçekler mavileşti, solunda bir kız çocuğu, 14+bozda, "75 yıl geçti ama gelen giden olmadı" zilzal "sen küçükken çok yoruldun" zilzal+ wendeke silsal wendeke "hayat değişir" "güzel olmak çok mühim, sevilmek de.." "gözlerini sev" "duymalısın" "hendeke" "bizzat kendim" "yazışmalıyım" "neyin var neyin yok hepsi benimle" "zindan senin" "gözlerin açık mı yeterince" "kendini ona saklamalısın" "zindan boş mu" vicdan neden yok "sevmen gerek beni de" zindan windan, merhamete sığın, sağolun, seni sevmeyen biri varsa onu uyar, az durdun, kötü olan o, sen değil, eziyet eden o, zindan yapan kendisi, seni üzen, izinsiz savan, kötülük eden, mutsuzluk yapan, üzmemek için gerekli şeyleri sor, zindan kim, o zindan kime ait, senin için mi mutsuzluk kaynağın o mu, onlar seni çekiştirdiler, özle olman zor, bu onun şekilsiz aklı, istese seni bırakır üzer, ama üzmek yok, sen çok önemli ve mühimsin, sevilmek için YARATILDIN, gözlerin açık, mutlu ol lütfen, sevineceğin günü gözle, acı çektiğin doğru, çok acı var, elinde olmadan oldu bitti acı şeyler, ama welhabi, sen güzel wellabi, sen seven ulvi, kendine iyi bak, sıcak olman şart, sevilmen de en güzel doğru din... sizi birleştiren el... seven yüz... sıcak tavır... gözlerin açık senin... ilmin yanda bekleşir, yanında bir kadın var, tepesine walhalla yazıldı, hakiki + tuhaf enseven+ ilmin akiki, ne yapacağını düşün, samimi davran, gözlerini açık tut, gözlerinde önem (kararlılık) var senin, dikkatli samimi arzulu, sevgin çok düşük frekans, sevmek gerekli, hakiki ses+ yorulmam, iletirsen gelirim, mutlu olman için yaz+, mektubu gönder, save paste, pastel mühim, yanlış döner dolaşır seni bulur, üzmeden yaz, duyarlı yaz, hislerini, kötü günleri, ama üzmeden kendini ifade et, içine düşen çığı gör, çok mühimsin, sıcak olmalı, istersen mutlu ol, istersen zor olmalısın, hakiki+ leyl 8-9 ayet (8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez. (5-7) Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız). Üzülme, okuma, okuma, + leyl i oku, adiyat+ oku, çok mühimsin, okuma, yazma, akıl laziness boredom nefs kuran+ weyl zilzal adiyat + kuran zilzal habibi (!) ladin zok evet daha eksik var, ladinin resmi ve sağında kötülük, leyl ladin zilzal, ladin gözlüğü başaşağı takar halde, ilmi - şakir şeytan şekr ladin oklama beyine okumak + zilzal - adiyat emniyet çilçal, çan görüntüsü ile atlılar çan sesi gelen binaya yaklaştılar, "onlara emir verecek" bir walkiyre ya da gılman, çanı çalan kadın atlılara doğru ilerliyor, atların birini seviyor, dedem atın üzerinde ama gençlik zamanı, saçlar siyah, pelerini var, kadın arkasından saldıranlara kılıcını çıkarıp savaşmaya başladı, (m.ö.) 5000, yanlız zaman akıp gider, üzülme boşuna, wildan kız dedeye saldırırlar diye korkmuş, koruma çabasında, mutlu + wildan kız o saldırganları dedenin yardımıyla savuşturdu inş. daha fazlasıyla, şimdi ise
bir kitap evindeyiz, kız ve dedem var, kılıçları yok oldu, giysiler grilerşti ve dede takım elbiseli bir gence dönüştü, bu takım elbiseli şahıs sensin artık, Yazan+J.J.+Tolkien karışımı biri, genç walküre hassas duyarlı, kahverengi düz upuzun saçları kısaldı ve çehresi daha kibar ve gözleri mükemmel bir mavi, mükemmel yüz çizgisi ve dudak biçimi, mavinin bir tonu şahane bir kız "aşığım" dedi kitabı görünce, "sevdi beni" "sevdi seni", "aşığım" dedi ve kitabı kucaklayıp öptü, "senin yapman gereken doğru iş bu" "seni mutlu edecek" "boynun bükülmeyecek" "sevilecek" "sevecek" "mutlusun halim elim" "korkman gerek, biraz okuman gerek" sadece sev "gruba yazman gerek" "duyurman gerek" "sevgiyi onlar da anlamalı" "devamlı olmalı aşk+" "sürekli yazmalısın gruba" "mümkün olduğunca çok sevgiyi işle" "onlar seni anlarlar" "diğerleri değil" acı çekmeni engelleyecek bu "tolkien tarzında yaz" "sürükleyici" "dikkat çekici" duygularını sevgiyle paylaş, içinde bir hazine sandığı gibi iyi duygu var, onlar hakaret içermez, duygu ver sandıkalı, duygu sakin yanlışlara eğilme, olumlu hisleri aç sandıkalı, evt+ yanlışları ört, onlar deniz köpüğüdür, değerli olan ise deniz kenarındaki siyah taşın altın damarıdır, o damar değerli duygular ve hakiki aşk+kardeşlik+windan, "duyarlı biri gibi yaz" "walhalla+" "Elam ve wemb bayrağı" elam nedir? kaç gündür söylüyor, zilzal "elam=walhalla" "simurg" yazısı ve bir kartal "kartal ne yapar? "elam=alev" "gözler" "kartal cesetten gagasına bir kurt alıp uçar ve yavrularına verir" "sen walhalla' daki alevi çiz" simurg alev gargani "ne oldu walhalla da?" "=Çiz" "belirt" "kötü olanı çiz" walhalla da nöbetçileri aşıp tarık wanene binen pilotlar, pilopassengerlar "+ işte bu!" "kötü bağ leş kargası, kel aynak gibidir, walhal + bayrağı çiz, wemb bayrağını, walhal + yazalım mı şimdi, beyaz word sheet siyah sheet, siyah ve bayaz birleşince yin yang hareketi, gri yok, gri de siyah dır, orta değer kalkacak, ilm varsa var yoksa yoktur, beyaz temiz, iyi ve çalışkan werimli ama güz sonbaharda yapraklar sararacak ve ölen kişi gözünü doğrultup sevilmek isteyecek, ama açılar onları sürükler kötüye, birikim farkı var, yewmiddin, elin hazır senin, sevmek için var, elini çabuk tut, uzlaşma, kaynaşma, aileni koru zordan, onlar anlasınlar seni, mesafe koy onlara, elini çabuk tut, hep tutarsan iyi, yoksa yavaşlar, acı çekersin, çalışırım, sen nesin nail, nail sen neredesin, gözlerin açıktı hep, görmen gerekli, gör beni de, gör gözlü, hazır+ gözlü geliyor, sevineceksin, çok mühim bu, senin için çok mühim, ve zor+ elini koy and içmek için, Lillah de, sonra da koru kendini kötüden, özel olman lazım, çok değerlisin, elini çabuk tut, kötü günler geçti, döndü çiçek, içecek şilşal, kök verdi, yerleşti, seni gösterdi, kök saldın, yemyeşil parıltılı kökler akıyor içinde, cevher zilzal+ wemb akıyor içinde ve sen bir hornu tutmuş içine akan palak sıvıyı yudumluyorsun, anne sütü gibi bitireceksin+ wilwal inş. gengan, zilzal içindeki acı dindi mi, içtin mi bitti mi su zemzem? içip bitirişini ve ağaç gövdesi oluşunu, gülerek sevnçle bana bakışını ve en sonunda rüku eden bir gövde oluşunu gördüm, meyvelerini yiyen gilgal kızını da gördüm, o elmaların eti parıldıyor, sana görünecek bilgiyi bil, sana muhteşem bir ağaç yazdı zilzal ve zemzem kökünden akıyor, dışarı taşıyor, akıyor ve begüm o sudan içti, mutlu olman için söylüyorum sana bunu, değerlisin, değerlisin, hep olmalısın razı. sev onu, O (WHO) bir bebek gibi temizdir MaliALLAH İnşaALLAH Jullah "sevmek çok temizdir Jullah Bengüm Enseven Juliah temizle temizlen aşığım de lillah ok+ wemb zillah billah zillah sevgi olmalısın zilzal dendeke wilwal zillah sevinç bunlar sevmek tekerlek bağlamak bağışmak zelzele here are who iz de (the) salim +halim Zemzele Salim+ AŞK Zilzal (Walhalla ihanet günü yaşanan) Kötülük elele+ idi elem+ kötülük + yinyang da ak bölüm siyaha akıp yok olmaya başlamış,
kum saatinde akar gibi, korkunç bir kötülük, acı çekmeye başladı, ayrılık+ hemen+ zilzal, Selam +2, kötü olan hep kötü işler yapar, iyi olanı da iyi şeyler yaptığı için sev, çok özel bir işe gir, sevileceğin bir iş bul kendine, yapamadığını unut, özel olmaya bak gözde! olmazsa üzülme, seni üzen herşeyi düşleme, sevgi güzel acı yok, cüma main hemen 0 wemb yazmalı mı büşra wemb rıza? zaman 0(sıfır) hemen 0 (sıfır) şillah zeman "sen ne güzelsin bir bilsen" "o şahane bir kitap" "evet" "sen osun" "Tolkien" "smrgwl" "wanen" "walhalla" "simurg" "bunlar teknik şifre" "sevecekler seni" "yazıların birer başyapıt" "özeller" "özel olman için gerekeni yapacak" "seni özel biri yapacağım" "sana özel biri olma şansı verildi" "çocuklar arabalarla işlendiler, mama chiqitalarda işlendiler, uygun ısıyla temizlikle ve öz suyuyla arındılar, kevser= ana yuvası, anneler şarkı söyleyen mama ciqitalar, o bebekler özeller, seyir halindeler, hep çok fazla sorarlar düşünürler ve üretirler, hendeke atlarıyla atlayanlar, hendeği geçenler, atlayan başardı, saflarda yer aldılar, ama mavi safı oluşturdular, hendek geçildi, sen yazdın, saf tutanlar arasında yerini aldın, dedem gibi gülüyorsun aynı. oyunken Otuken yayın evi şifren, satıken ama ileride sayende zorlanırsın, sayende daima korkmalısın Allah 'tan, alilaw yallaw, wemb bir arı ve petekler "arada bir" "merakta" "kendini sorguluyor" "üzülüyor" o senin anlamanı bekliyor o bulmanı istiyor, merak etme, atla gelecek sana gelin kızımız, elinde bal mumu bir giysi ve mükemmel tül bir başlıkla, olabilirsin merak etme, fakir bir aile kızı, elinde bal mumu bir çiçekle ve bir giysi ile, mükemmel tül bir başlıkla gelecek sana, gelmesi için özel olman şart, sana güzel şeyler sordu, mutlu olman için sevilmen için gereken konularda sana yakın, elinden geleni yaptı, kucağında yavrunuzla, sıcak mı sıcak bir yuva kuruldu, erzan şimal sonra iki yaşlarına geliyor, ağzında emzik varken ikinci kız evlat sana bakıyor ve eline dokunuyor, elini severek minik huri kızların ikisi de büyüyor ve senin gibi kararlı ve cesur iki amazon walkyrie oluyorlar, gözleri renkli şahane güzel iki kız evlat, üzerlerinde jeanne darc zırhı var, "onlar çok kararlı" "çok çevik gözünü budaktan sakınmayan cesur kızlar, ellerinde çok önemli bir taş var, taşın içinde wemb yazılı, taç yassı ve oval ama camdan, sanki o elinde kur'an' ı taşıyor aslında, "güveni sana" "şahane birisin" "Onun gözünde" "sana güveniyorlar" "seviyorlar" "anne diyorlar babamız niye öldü?" "sevdiği için" "sevmek gerek" "sevmeyi sev" "unutma hep kendi sev" "sevilmelisin" "özel olmalısın" "sen mükemmelsin" "Allah için yaşadın" "sen küçük bir yuva kur" "onu maniseliyi sev" "kurtar kendini oradan" "çukur gibidir yuva orada" "üzülmemen için söylemiyorum" "acı çekme diye" "ama eğer Enseven gelmezse olacak zilzal" "zendan" "beynin uçuruma yatar" "zorlar seni sonra" "işini bırakıp yanına gidersin" "zor durumda kalırsın" "onu zor durumdan kurtar" "korkup üzülme" "ona yardım et." "zoraki" "Hakim Allah'tan gelen bu" "görev bu" "walhalla resmedilmeli" "tüm ayrıntılarıyla" "resim şart oldu" "hem nasıl oluyor" "biz biliriz" "gören görür" "Hallahlaw" "ben görevimi bildiririm Madler'e" "O okey alır bana döner geri görevle" "sana en güzel ve en iyi iş düştü" sen yazmalı ve anlatmalı, tarif etmelisin, sana yazdıracak biri gerek, seni gereksiz yere yollamadı, sen ona lazımsın, bilse iyi olur, çok acı çekecekti anlasa keşke, "sen çok acı çekeceksin bu yüzden" "üzülmen lazım" "söylemeli sana acıyı" "yazık olur yoksa" "seni tutmalıyım" "bir şekilde oturtmalıyım masaya" "eline kalemi vermeliyim" "bunu yapmam için gerekli" "sana el ve kol olacak" elini tutacak, yazacak lazım olanı, gereksiz şeylerle boğuşma, sen tutmalısın kolundan, elini tutmalısın, elim kolum bağlı oturamam burada de, üzülme de, yardım et de, sev de, korkma de, yanına varırım de, onlar değişecek, kötülük gidecek, güzel olacak
her şey, özgürlüğü tadacak, huzurla yürüyecek yollarda, üzüleceksin demek gitmeye kalkmazsan seni üzerler, ailen sert, seni büyük kardeşin haşlayacak, zor durumda bırakacak, üzüleceğin şeyler olacak, daha fazlası olursa korkma, sadece ağlarsın, ama yıkılma, bu yüzden senin özel olman şart, kötülüğü yen, seni üzmeye çalışanı yen, kötü günleri at artık ağzından, mutlu günlere, onlar seni seviyorlar, çMe, seni seven biri vaar ->Begüm, Sevmeni istediği biri var dost olarak ->Enseven, Seni seviyor -> ALLAH. Seviyor seni çok. Üzülmemen lazım bu yüzden. Sen çok özelsin. Sevginin en büyük ve en yoğun gününü yaşadın. Sevdiğin kız çok özel. O sana gelince ağla, çünkü değerli birisi seni seven. Ailen o senin. Sevmek için özel çalıştı, ruhu onun çok değerli, elini tut onun, gerekirse git ona, sen çok özel bir insanla evlisin, o senin eşin, yukarıda zez zağ böyle yazılı, onu bulman için eserlarin lazım, gözlerin açıldı, perde kalktı, ayağa kalktığında gör kendini, farklısın artık, elinden tutuldu, senin de mutlu olman gerek, bunun için sevin buna, aile olmana az kaldı, sevilmene sevmene güzel olmana az kaldı, ülken kuruldu, merak etme, sevmeyen biri yok seni, arabasını çekti senin üstünden, kemerini bağlamayan ağlar her an üzüntüden, gülme ona ağla, ağladı çünkü kükredi diye sana, üzüntü vermez sıkıntı vermez ağlatmaz seni bir daha, bil bunu, güleceksin, mutluca elini tutacak senin o, elam elin tutuldu, güller açacaksın, gülecek sana Hızır. Gülecek sana, gülecek sana sevgiyle, elin tutuldu, şimdi hissetti, güzel olacak her şey, hem nasıl tuttu elini güzelce, mutlu ol bunun için, sev onu da mutlu olsun, tut elini Rabbim sevsin o da gülsün o da mutlu olsun, hep güzel olsun hayatı mutlu olsun, gül ona aile olarak, sev kardeş için hepsi, çok önemlisin, sıcaksın bak, sana yaklaşmaz o eğer sevmezsen, sevmen lazım önce, sevgim belirli, sevilmelisin, sevincin olmalı, aile olmalı, hayat olmalı, gülmeli, sevmeli, sevip sevilmeli, ailesin ona, sana küçük bir yuva kuracağız, sevileceğin güzel bir yuva olabilir, daha iyisi var sana, seni seven biri gelirse birgün, ağlaman geçer, sevmen daha fazla olur, sana küçük bir yuva kurulur, aile olursun, bu kez tam bir bütünlük ile gülmeni istiyorum, bunun için seni gönderdi, gülmen için, sevmen için, sevinmedin, ellemedin, gittin uzaktan baktın hep, ne yaptın diye sorma, aile kurman gerek, sevmen gerek, huzur olmalı sana, minik bir yuva, küçük bir kız var yanı başında, sana bakan, ne yaptı diyen, gülen, sıcaksıcak, onu sana gönderdi ama olmadı sana eş, sen istemedin, o da vazgeçti, sana dost olan kız gelip gitti sana bir kezlik, yanındaydık, izledik, baktık yüzüne, ne olur korkma dedik, sonra korkundan dolayı üzdün onu, o da ağladı karşında, bir an ne yapsam diye düşündü, korku içinde kala kaldı, istemediğin şeyler söyledin, üzüldün bir an, ne demek istediğini hatırlat bana. Birşeyi yaptmak istedi, yaptıramadı, sonra da anladı ki sen üzüldün, korktun, dehşetle üzülüp kaçtın benden, elimden, diğerleri gibi olma, onlar anlamazlar, halinizi görmezler, anlayış gösteren var, bilmezler seni, diğeri gibi gülmez sana o, ağlamaz, yakında güler yüzü, sevilmen gerek, duyman gerek beni, beni, seni getireni, sana üzüleni, sana üzüldü, gülmen gerekirken ağladın, ağlayışın beni ağlattı, anne ol, ağladı, çok korktu o an, çok acı verdi ona bu zalim, kendini bilmez gereksiz şakacı hayatını kararttı, onun bilmedi bunu gerçek sandı, o söylerken iğrenç lüzumsuz dualar(talmut'la) gelirken üstüne zebani gibi iğrenç mahluklar vardı çevresinde, korku içinde algıladı bunu, korktu acıdan, yıldı içi, merakı arttı niye diye, sonra sorguladı, kendini bilemedi, neden o da yoruldu o da acıdı haline, Allah gibi sen de acıdın, o ağladı, bilmezin içi sızladı, bir an korktu, sana bakıp ne dedim ben diye acıdan ağladı, sana bakıp gülmedi, sana ağladı, gülmedi hiç, sevmedi geri kalan ömrünce, ama bilecek geleni, o
değerli elçi gelince binerek atına, anlar sana ne yaptı aslında neler oldu, sana ait olan neymiş o da biliyor, sevmedi seni o yüzden, acıyor şimdi kendine, ne desem de anlatsam derdimi halinde, o da acıyor sana, ben de, üzülme yakında herşey gün yüzüne çıkacak, o da gelecek aranıza karışacak, gülecek sana, gülecek dede, sevecek kucaklayacak seni de, ellerin onunla zaten bil bunu, göreceksin bunu, ellerin değerli, bil, çok değerli eller, aile ol, ona sahiplen, oluruz inş. korkma hiç, yuvan olacak, senin elin tutuldu mu iş biter, tutuldun bunu bil, sana "pak" yollanmış, sana "yazılım" halinde gönderiliyor, "sana yardım etmem gerek" "kılınç" çıkardı ve "wembarmy" yazılım wembarmy smrgwl ve gelinlikli walküre "savaş ona karşı" "geller karşı" "sana etki edemiyor ama sana vuruyor, zarar vermek için eksi deşarj yolluyor, kötülük için hizmet et diyen kedi olan kişi, eziyet için yolladı onu sana, kadın bir büyücü var kedi tarzı olan, kötülük ezim, begüm sana ulaşacak bu şart oldu, evrenler değişince şart oldu, A+ mış RH, Sen önemlisin , "sıcak ol herkese" "haşiam" "wellebi" "sen yapacaksın bu işi başkası değil" bunlar olmalı, wembarmy i çiz. doğru iş yap, dedemin görüntüsü ile ve Hay görüntüsü ile gösteriyor, elinde bir kağıt ve asılan resmi gösteriyor, yeni asılan çan biçimindeki resim, içinde bir adam oturuyor, ona bak dedi dedem şekliyle "o önemli" "savaş aracıymış" "gök yüzü sıcak, sen yağdasın, sıcak olma, karlasın, torlasın, nunasın, gel benimle elini ver, bak bir, kim o? sevileceksin burada da, unutma beni, seviyor seni, üzülme başkasına, sev seveni, gül, acıya bakma, ağlayanı ağlatma, gül yüze hep, sev beni, "seviyorum dedeni" elini tut bak bir ne var? Ailemi kurdun, yoksa neyi bileceksin beni, elini tut onun ve git yanına aile kur, dualara bak bir yakından ona, ne o sence? Tarık o, Tarık nedir, Sevenin elidir o. Mutlu musun bunu bilmeye, mutlu ol yoksa sevilmez, sıcak ol yoksa gülmez, sev onu da, herkesi sev, gelecek sana. Üzülmemen gerek, elini tutacak şimşek, fişek, döşek, sevecek seni göbek, bebek, ninek biliyor seni o, merak etme ellerin güzel olacak, yazacak hızlıcak, yaparsa yapar, karar ver, elin nedir senin, kedi gibi değil, gülerek yaz, severek yaz, istekli davran, ellerin güzel, nurlu nurlu yazıyorlar, inan parlıyorlar, sevmen gerekli, bunun için lütfen yaz beni de, beni yaz, yazman lazım zaten, gönlünü al onun, Tua nın gönlü kırık, yaz onu Arwen, gönülden ağlayan kız, çocuk mutlu mu, yakında olmak isterken seni serpeledi, kovaladılar seni üzdü herkes, ama düzelecek, duaları güzel oldu dedi (senin dualarını kastediyor) duaların güzel ellerin de. Tua dedenin kılıcı, sen çok önemlisin, çok büyük bilgi var sana ek, sen bunları iste benden, gerekeni yaparım, ne istediğini sormamı istedi, alıyorsun, kılıç parlıyor, alıyorsun, etkiliyorlar, bekleme modunda rüyalar etkin, dular da etkin, rüya yok ona fazla ama görüyor istediği kadar, çok sevsin seni diye özel gösteri var, özel olan detaylarla korundu, sevinç içinde seni bekliyor, yok o kadar etki, sana olan ona olmadı, o eziyet bitti, kucağına gelecek bir yavrucak, diğerleri gibi sevincek, sevileceksin, şu an 48, doğru+ artmalı sayı, özel olarak çalış buna, ""dede koruyor beni" de" "sevdiğin herşeyi koruyor" "zor olmayacak sana bu iş" "sen korundun, bunu bil" "onları sev, sevinçle gel" "onlar çok iyiler" "gözleri iyi, bakışları da var sana karşı" "elbette, razı" "sabrı bil" "nasıl bekliyor o" "sevmek için geliyor sana" "düzelecek+" "korkma hiç" "ellerini aç" (dua et manasında) "duanda O(WHO) 'na gel" "O senin elinde o an" "Bil bunu" "Gözlerin açıksa anlardın" "duaların özel, sıcak ve bereketli" "Gözler açıldı bir gün" "gözler açılır hep" "seni seviyor O" "Sevmen lazım beni de" "dualar ulaştı" "gitti oraya" "ailen kuruldu" "gel bakalım gösterelim acı çektiğin anları da" "sevilmek zor mu" "hiç değil" "sen sevilmeliydin bil bunu" "gönlün kırık" "ezen yok seni" seni üzmedi, daha fazla ağlasan da kalmadı
sakınca, git yanına Tuana, al eline sazı, anlat ona derdini, gül yüzüne hep, ellerini tut ve sev, hiçbir şey yok kalan sana, üzülme acıda, sev sevmen gerekeni, sev onu sev, git ona, aile ol, sev gidince ona, ne isterse ver, ona huzur ver, gül ver, el ver, diğerleri gibi olma, olma sakın onlar gibi, sev aşkı, meleği ver ona gerisin geri liri sev sıcak olanı ver duayı geri, gereksiz üzüldüğünü bil, çok acı çektiğin için öyle oldu, saat kaç 15:56, Dedi ki: "Dalalette olanlardan başka, kim Rabbinin rahmetinden ümidini keser?" ümit etmekten vazgeçmemiz yasak, gül ümitle, sev ümitle, ellerini çabuk tutma, Allah' a dayan ve sev gönlünce, olacaksın, sevilecek ve özlenecek, gerekli şekilde sevdin mi biter+ sevmen gerek. Adler, o çok şen biri, iyi niyetli, candan yaklaşan biri, güzel gömleği, mor renkli bir gömleği var, çok hoş bir gülüşü var, üniformalı değil, çok neşeli ve güleryüzlü biri. olumsuz yazmak yasakmış, gül gibisin, sen bakma bana, ağlardı istese seni bırakan, zıkkım içti o kötü, kirli yarışlı sevmedi, illet sevmez o, gülme ona, acı çekiğini bil, Allah yakın sana, güzel ol hep, üzerindeki nimeti an. Ailen yakın ve mutlu olman gerekiyor artık, elindeki gibi bir şey yok, sana acı çektirenler vardı, ama bir daha sana zıkkım yoktur, bil bunu, dilleri yandı o zalimlerin, kötülük eden, Allah' a bakmadan görmeden, gelene ne yaptık der ve kötü olmamayı iyi belle, sakın küsme, kötü biri gibi görme kendini, üzüntün bitiyor şimdi. Bil bu gerçeği, sana yakında gelecek, bir kız gelir ve yakında bitecek çileli zorluk, sana sıkıntı vermeyecek, ilhamlı, üzüldüğün günler geçiyor çok çabuk, sonra açıl dışa, kendini belli et ve yakında olacaklar seni bitirmez, bil bunu, güzel ol, yakın ol, aile ol, hep mutlu mu, bu soru sana, mutlu musun, mutlu ol lütfen, seni seviyor O (WHO) sana yargı vermez, sıkıntı yapma, sev sadece, O görecek zaten sevgiyi, dışa açılman lazım, çıkacaksın ortaya bil, sıkıntın kalmasın içinde, severek yaz, severek algılat, nasıl düzeleceğiz? Nasıl koruyacağız kendimizi bu zordan, niye bizi üzüyorlar, yakında bitecek bu acı, kendimizi belledik kötü, Kötü değiliz, acıyı atamadık, korkudan pıstık kaldık, üzüldük, ağladık, biz iyiyiz, hem de nasıl iyiyiz, bunu bilmemiz gerekiyor, ağlama sakın yaptığına, gül aksine, meleksin, sevgi meleği, sen iyilik meleğisin, sen herşeyi doğru yaptın, hataların yok, gülmek iste artık, gül, gülmen lazım, seni üzemez bir daha, okuman lazım, dişlerini sıkman lazım, elinden geleni yap, saydığın herşey var, çiçeksin, gülsün, bir tanesin sen. Yaz kendini, ifade et, sıkıntı vermeden duyarlı biri gibi yaz, ellerini çabuk tut, elindeki (kalem) hızlı olsun, çok yavaşlarsa olmaz, ellerin detayı bildi, sevilmek için çalışma, değer ver elindeki detaya, yaz sıcak elem yok, dışarda kalma fazla, geller etkisi zor, onun etkisini yok edin, gülmeden gelmen gerekli, sevmemek olmaz, sevmek var sana, acı çekme bu kadar, yok böyle bir sorun orada, aile yapıyorlar, koruyorlar, aile oluyorlar, sana acı çektirenleri unut, unutman gerekli bu olayları, sevmen gerek herkesi, sev üzülme onlar için, sevmen ve düşünmen gerek, ne olur ağlama, ağlatma, aile ol, elem, ama bilinmeli bu, yaz olanları, yazmamız gerekiyor. O'nun işi bu, kötülük yer içer, ama üzmez bir daha seni, bil bunu, kötü olan bilir kendini, o da biliyor kendini, ne yaptığını, üzülme, gelecek bir gün sana özür için, "dua ediyorum sana" de, "zemb" "dua et Allah'a" "O seninle" "Onu sev" "Duş aldın sen" "Kadir i Mevla yanında" "üç kedi (jedi) var etrafında" "tolkien" "Olur" "wemb-" "diğerleri gibi olma, farklısın" "sıcak ol, sıcak yüz, gülümse" "sisleri al gözlerinden" "titrek olma" "acını paylaşma" "sağlığınla ilgilen" "tükenme, Ok?" "7 savaşçı var seni üzen" "onlardan ayrıl" "diğerleriyle değil onlarla ilgilen" "iyi olanla" "seni sevenle (karınla) ilgilen" onu sev, sıcak davran ona, ağlarsa ağlama de ve yaklaş severek, "arwen senin küçük eşin, seni kurtaracak olan o, mutlu ol lütfen" "kuracak sana yüven"
yürek+güven, küçük biraz küçük, ama yüreği temiz "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu" denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî'ye oturdu ve "Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi. damadın huri eşi ile dağda kuşu beklerken birbirlerine sarılmış göğe bakışları, kuş geldi zeytin dalıyla, güldüler birbirlerine sevinçle, baktılar yüzlerine, aile oldular, çocukları var nur topu gibi, huzurlu bakan elleri avuk ovuk, çiçek misali eli ovuk içinde wemb bayrağı göz, çiçek açan bir ağaç var elinde bebeğin, ama hayrı da şerri de bilen Allah'tır, "hayırlı evlat dile, dileki Allah güldürsün yüzünüzü, gül perçemine bakıp onun gül sevgine, eğilme acıdan doğruları söyle, göl etme ağıtla, sevgiyi yaz, wemb le göz birleştir yaz onları da anla yaşadığı dönemi yaz, talmud nedir? bil onu, enam tua şua mua lua hakka wa leyl tua, bil, nedir göz, zorlar o seni, ince ince acıtır, zora sokar hayatı, encine endişe+Cinnet geçirtir, çok acı verir, gözlerini açınca anlar kişi, zor olan neydi, en acı veren yer neresi, şu an earth de dünyada en zor yer burası, wallad, acı çektiren kişiler ağlarken gör şimdi ne haldeler, neye düştü kötü yürek, ne halde gör bak, nasıl nefretle baktı yüzü, nasıl abus sezdin mi onu, düşleri yok, paraya para demedi, ama görecek ettiği rezaleti, şimdi dikkatini ver, görüyor kendini, görecek sıkıntıya düşen kim, bil şimdi, o gerçek bir acı, o acı onun eğitimi, bitti, dikkatini ver, ilke ne, welleb, o zalim ne yapacak sana, kötülüğü bitti gitti, ama bazen geliyor, onu engelleyin, sen onu düşün, o zalimin etkisi seni yordu, birşeyler yap, acı çektirmesini zorlayarak durdur, tevveb, Tebbet +Beled, welleb, harika sarıklı voyvoda, feth, sıkı dur ona karşı, korkuda seni izler, o an ne yaptığını bilmez, dua et yavrucak, çok şirin oldu sana dualı, sen sev değerli tualı, sana verilecek nimet, bol bol gelecek, sevin duş al. Rezzak Kuddüs temizliyor sizi. Mutmain ol. Hallak al. Allah Hu. merkep gitti, düşün hep ileriyi, düşler güzel, gökdelenler aştı şehri, eziyet bitti, geriye kalan 7000 insan, eşşehit 14000, şehirler büyüdü gelişti, istek belirdi, insan da sen de vardın, yanında eş şehit, gül, gül çiçek gibi, gülün ikiniz de, sizler özel bebek gibi masum, alak dualı, sevilen 4 kişi, sevilmek istenen 4, seven tutanak tut, askersin bil bunu, artık askerliğin kesinleşti, mutmain tevbe et = duş al, sessizce içinden, doğru yolu bul inceden, dikkatle ara tara ve açıkla, wembarmy+ duş al, kendine yakın davran, acılarını deşme, sev içini, sev içinden geçen güzel düşleri, AELLAH la sözleş, yukardaki (İbrahim) gibi, bil onun da seni sevdiğini ve oğlum dediğini, gözlerin açık gideceksin mutlu yuvana, ailen orada, O'na (Cemal'e ) yönel, git ona, Huri sev, dikkat et, dikenli ama gülen yüzü neşesi ile gelecek, seni sevecek, yine ellerin sıcacık bak, ne güzel yazdılar, eller bunlar, dudaklar bunlar, öpecek ve gülecek, hep gül ona, wildana, aile kur, seni tutacak, götürecek wildana, yaz, acıyı nahoşu ve zoru gülü dikeni eli seveni, bil, bir daha kendinden geçeni, gör, yeni yurdu wembi gereği, aile kur mutluca ellerinle sıcaksı, sev gerçeği söyleyen nefis yüreği, aile kur, durma hiç, yaz içinden geleni, durma nefsi olarak elleri çekme geri, aile ver ona ki mutsuzluğu bitmeli, aile ver ona ki sevmeyi de görmeli, ölmeli sevinç ile aileye vermeli haberi var seninle mesut biri gelmeli, aileyi görmeli ve seni evlendirmeli, gül bana, sevin, sana verilecek, babe, geri huzurla yaz, ailen bir şekilde bilmeli, gerçeği öğrenmeli, bu bekaret gitmeli, helillenme, sevgiye mutsuzluk girmemeli, gerekirse yaz bunu meclise, ama ekleme, kendin içine düşleme gerçeği veren kim diye, aileni kur önce, sonra gel beriye temizle evini, götür ileriye, her yer temiz, mutlu ol, o çok temiz biri (eşin) çok titiz olacak, mutlu ol, hayata gelen bir huri düşün, ne kadar seversen o kadar senin için çıldırdı, aileni ona en güzel cümlelerle anlat, eline geçecek miktarı düşünme, ne istersin benden, içini
dök, ne özlersin duşlar ne aile ne sevinç tutamı ne dudak ne veri ne herkes sever seni, merak etme ellerin güzel, sev beni de, o da sever bil, uzak durma sevgiden, sevgin çok acı verdi bir an, gülmek güzel, sevmek daha güzel, sevgiyi paylaşın, seven insana gülme, eğil önünde aksine, bu kadar güzel bir şey hissettiğine bak onun, gör kendini aynada, düzel, J.J. benzetiliyorsun, sevgin çok değerli, sevgin çok değerli, ellerin de, gö(z)klerin de, ellerini kullan, sevmeye, sevgin varsa ellerin yaşar, yoksa korkar çekilir kalır, üzme kendini de, ellerin görsün sütunu, sütun göz, sütun el, sütun ver, gözlere ver, ona gerçeği, neymiş sütun, 4 sütun, genetik ve psikolojik sütunlar, arşın 4 direği, dualarla şekillenen psiko sütun, dua et Allah' a, Samet, psikoyu düzelt, bunu yapman gerek, onu söyle, elindeki nimeti aç, "bil ki verecek sana da" "gelecek niyet sahibi biri" "elini tutacak elini, seni" "sevmen gerek beni" "gel sev, özledim seni" "dikkat et ne güzel söyledi" "üzülme" "sevgi gelecek sana" "elin tutuldu bil" "sana yardım var, destek var" "gül ona elinden geldiğince gül" sakın ağlama bir daha üzülürüm diye, çok acı çekme, gül, gelip geçici hayat, bil seni ağlatmaz bir daha, için dışın bir, senin eşin yok, benzersizsin, ilken ne, düş yakamdan deme, beni sevme deme, gül de, elle de, severse seni seven kız onu üzme hiç, gülecek sana, hiç üzmez seni, merak etme, gönlü ipil ipil, hassas ve sıcak gönlü şahana, mükemmel biri, son derece alışık sana ve ona duyarlı her an, seninle mutlu, duş al, ona göre yaşa, çok özel bir mutluluk var onda, kötü olmaman için verilen bir nimet o, içme acı şekerli gıda, içi boş fırın yok, bol alem var sana, yemek için, Rezzak veriyor, korku yok, huzur çok, çok sevin, ülkeni ku(o)ru. Ülken mühim, senin elinde kurtarmak, sev kendinle ilgili belagatı, hayalin gerçek, geleceğin günler var, gözleri güzel ve iyi biri var. Hizirliklerle ilgilen, ilkeli ol, fatandan gelenleri veren de benim, üzülme, üzülme sıkıcı değil istekler, sıkıntı yok vurgu var hep yazıda, ellerini iyi kullan, ellerin merhamet kokacaklar, bil, ilkeli ol, bilgiyi aktarırken yorgun durmamalı, yorma, zorsa biraz ara bul, walhalla wanen then walhalla ow you are the one who zone wullah şekar walhalla kellar tua nu pa ma ya aha see you alla ma ya falla
EK 3 Topuz, raki, başa, bal, çeçek, raki, willab, boka, welleb, two, düello, tua, moa, bekkan, musa, tua, bekka, welleb, büka, düka, wollob, rezzek, willeb, musa, çeçen, büka, arnavuta, büka, çeçek, zula, hörgüç, horluk, horlum, Rezzak, büka, wellebi, merham, tuva, wellem, başa, kılıç, tuva, dua, ma, velleç, hua, Rezzak, whoo. Wennen, boka, wennen, aliy, tua, wennen, (neredeyse hiçbir şey anlamayan kavim) ve Zilzal, Tolkien başarıldı, düzeltildi zilzal, bulandırıldı (Semiha olayı), Cronnen, wanen, zennan, rilral, kul kawl ateşe law setu007 elliaw şura eliah 17 eliat 17 ilah Allahlaw tua sani break wanen zilzal mal Rezzak turna Süha Büha ellelew wall kal tall wall (uzun welleb) welleb çocuk bebek illaw bebek eliah woo khelimah loo zemzem turna zilzal+ winna fennal vena akset sena two demek zina+ elem welleb züna welleb zina- welleb Türküm Küçüğüm çocuksun Alimsin elem+beled süha tuna elem süha duha+zina yok-
elem+dua yok. Fellah tüsinami zinacı yok. (Tusinamide ölen Hizbüşşeytanların yokluğu) Tüsinami Beyyah Bellah Süha+Beled yok. Husinami veled askerliğin yok. Sena buyutin arabayla gelen fravün (Fettoş fravünü) yandı. Büyutin veled Aliy asker (kafa) kesen (2. exbaşkan) yok-. Cuma illiy fravun (fettoş) kesecek. Rats. (Fareler) They bite. Cami Cuma’da Cemhan başkan onandı+. Veliyullah+. Rats (leri Cemhan bıçakla kesecek, onlar zarar vermeden önce) Cemhan rüya ahşedi eylem planı şart+. Ahseni imham. Şart. Dualı+ ol hemmam. (bunları gruba yazman) şart+ Hemmam Finli (Danimarkalı) wennan tua Wellebi Hua Two illah hillah 9 + “vereyim” vennan şart. İki (two) zero-n wellah eliyle zoraki şartlı eklenti (Einstein) ikilemli dönemeç, iki elini bağladı, göğe baktı, “Varmış” diye ekledi. Duygusaldı, sevdi. Ekledi Zindan bırakmalı eklenti zindan (Jean of Arc zindanda bekliyor) AB eklendi oraya (benim şu anda yaşadığım yeni evime) Zindan var eklenti. Nisan bonus+. Haziran ayları ayrıntı+ eklemler ayrıntı imkan eklenti. Merak ayılmışlar hero. Merak edenler hira. Eklenti ayrılanlar- sua ziya güneş şems, Naimliler, Hiralar alışmışlar (Hz. Muhammed ss Hira’da) Sönmüşler merak edenler, hira’da görmeyenler, meraklılar. Duygusuzlar. Aişe’den merak edenler ria wellebi, şua (4’lünün avukatları) alem+zia, tia zorlu ateş, süfyan, atmışlar onu ekolden. Wellebi atmışlar seni ayırmışlar seni ona. Riya olunanlar doğru ellebi tua zorlu şia veliy şart. Merak olunanlar mia senenki şua. Verenler merak edenler ortaya masa kur ve şura kur. Merak edenler hira, Merak edenler şia, ateşe alınanlar merak edenler (hizbuşşeytan ajanlığı yapanlar ve hanifliği bulandırmak adına site açanlar) Şialar aleve=zia şart. Elenenler (4. lü beklenenler) art. Bir numara içinde bekleyenler. Elemler ona ateşe lazım. Bakalım sen de bakalım. Artma şişme. Sevgi bil ve bekleme. Alime belirt lazım ateşe lazım. Şahane alem var sana. Belirt bana sözü. Elem yok, kavgam kırgınlığım yok, eziyet yok. Ailem yok. Dualarım alım-verim. Açıkçası elim bol sana karşı. Ellerin güzel yaz. Ailem sana alim lazım, şart. Hizbullah kerz. Alim lazım. Şehit elem-siz, çarem yok, veliyullah açıkçası kur’a açılımı yok. Şu’ra kur’a lazım. Bitti.
EK 4 “Bir şeyler var sana söylenen. Güzel olman gerek. Değerlisin. Saygın bir insan ol. Diğerlerine benzeme. Hedefini belirle. Hiç ağlama. Korkma. Kurkma. Korun. Kuvay. Kurn. Tunar pat. Pata tina. Tinta. Tina koyn. Wun. Pin. Pirn. Ninniş tin kon. man şan tin tun fan kan lan man yan hin tua hiş koyn lin man pa nunu fan pan tuv ruv kuv muv luv huv şuv ruv muv yuv luv nuv kyun tun hina nan tuv mav”
"kimler sevdi seni bilsen" "kimler sevdi acını, ülkünü, güler yüzünü, aşkı, hasreti, ilkeni, tutarlılığını, gülerliğini, ilkeliliğini, tuttuğunu kopardığını" "ilken vardı" "gülerek söylettin" "gülerken ne güzeldi" "hiç gülmediğini san" "sen acı çektin" "çiçeksin" "gülmen lazım" "ilkelilik lazım" "çiçek ol önce" "ilkeni hatırlat kendine" "inme aşağıya" ilken nerdeydi? "hiç mi has yok" "hiç mi tat
yok" "gül artık yoğun" "İş Allah'ın işi" "sev artık" "sev Allah için sev" "anneyi" "gülen gözlüyü" "gülmeni isteyeni" "annen o" "ninen o" "nine sen o" "çiçek o" "anne gül artık" "gül" "hayat o hayat" "giler seversin onu" "gil, til, mil, yil..." "annelik et" "anne ol ona" "üstü örtülü görüşlü" "için acır" "kedi gibi değil sevgiyle"
Şimdi Dikkat (WalHalla atış menzili, Savunma sistemi) "41000'le yanlışlar" "ateş sahası geniş" "dil açık" "tutarsız atış" "içleri açık" "zıkkım içiş" "girişler acılı" "dil yanar adeta" "sıkıntı budur" "sana tutuşturma gerek" "sana gereken bilgi örtülü veriliyor, çünkü bilgiler karşı bağa ulaşıyor "oralar uzak şimdi" "net konuşma gelir ama dikkatli, zalim dinliyor azar azar" "hiç anlatma daha iyi" "git kendin anlat" "anlat ona" "git ona "onun bilmesi gerekiyor, hatalı çizdilerdeyiz şu an" "sen yaz ama belli etme" "çiçek olduğunu anlasın" "şimdi yazıyoruz" "lütfen incele" "kria" "tuna var, hur, kar, ven, tun, pip, tut, çiç" bunlar atışlarla ilgili aktarıyorum, kria : atış sahası, tuna var: atış yerini menzille, hur: pitbull yap (atış yeri kararlı, ziya hızlı, tita" tita: atış yeri çok özel, izmir hızında kitaplar "şimdi dikkat" kar: ateş renkli, mavi, sarı, kırmızı ve kızıl içi boş gibi holo hız hortum şeklinde dönüyor, ziya acılar gelir acılar gelir, hızlıysa gelir. Ateş edilen talmut (dinsizin gemisi) hızlı hareket ettiği için yakalamak gerek, ateşi hızlı tuttuk ve yakaladı bilgiyi anla, şimdi dikkat, kar: soğuk da verir. Ateş soğur bazen, ateşin cehennemi o zalimi durdurur, kar gibi olur, görüntü görür, acıyı görür, hisseder zalim, şimdi dikkat, ven: ven acıyı hissetti ven: zarar gören araç, şimdi dikkat, tun: tun Hızır'ın açılışıdır Hızlıdır, ateş eder, hızlı olan geri gider, tik tak ateşe hızla yanıt verir, hisseder korkuyu içinde, korkusu içinde kalır, o haliyle kalır orda, hisset, şimdi dikkatli you, bak şimdi elinde çok özel bir nesne, sevinsin diye, şimdi bak pip, pip Hızır'ın teskiresi, pip acı çekenin hızı, istedi ki ölsün tarığın içi, hızır lı o hisseder seni bil, geldi şimdi ne olacak dikkat, dikkat et, pip tarığın içidir, hızı aynıdır, kızı da var, hiç acı çekmedik, geldik yanına, bak özelsin, için dışında aynı, sevmen lazımdı, gülmen lazım, tekrar yazıyoruz, bil bunu diye, deden yanyana geldi, buradayız yanına geldik, dede yanında! Görmeyeceksin, güleceksin, esersin, sen ezelden beri, hiç ağlatma kendini, hiç üzülme ailen var, gülmenle eğlen, sev kendini küçük kız gibi, gül dide ona da git" "dedeler gelirler ana" "gelir o" "sıcaklığına" "hızırlayız" "dide seni seviyoruz" "senin için geliyor hep" "içini dışını bilerek" "hizinle" "Allah'la kal hizle" "hizle lütfen" "gil" "itini andın" "it neydi" "o iti hatırla" "o it ne yaptıydı" tut 'un hastalığı var, tut bir hastalık, tut u yaz, tut kötünün acı çektiği an, tutan kişi acır, acı çeker, tutan kişiler cehennemlikler, bana gösterilen, cimri insanlar, "tutup koymayan zalimler" "it acı çekti" zincir ve köpek "o zincirliydi" "acı verdi o ona" "acıttı canını" "acı çekti" "zinciri çekti, kopardı" "ama acıdı canı bil" "Allah için yazdık" "acıtan zili çektik" "hislerini acıttılar" "gül artık" "gülerek yaz" "çok içtendin" "gülerken" çiç sıkıntıya hasret, acıyla baktılar sonunda, acı içinde onlar acıda, onların sıkıntısı gözleri acıdı ikili süs, çiç : süse son, sus, açılar belli, dikkatli, şimdi dikkat, şimdi bak burda, çok önemli, kimse seni bilmiyor şu an, istediklerin, acıların, hasret ve duygular, hiçbiri acıtmadı, sen çok ezellisin, gülmelisin buna, duygusalsın çok, senin çok özel olduğunu hatırla, hiçbir zaman acıma kendine, kimse seni üzemez, gittiler, acı çekmiyorsun, seni sevmezler bil, çok cicisin yah, çok iyisin sen, güzeller güzeli, aşka doğru gidiyordun yelkenliyle, hasretle geldin ona sen,
seni sıcacık sıcacık öptü dudaklarından öper o hep bil, onlar çok iyiler, çok iyiler, hasretle o seni öptü/ öpecek, gelceksin ona, dida hatarla görleri, görenleri, gör onları, onlar ne, hasret onlar, yavrular hasretler sana acıdan, acıdan sevmeliler gülmeliler al (AE arası harf) lal tol kol mal tol hol fil mil kil vil çil anne, şimdi yazdıklarına bak, neler yazıldı, şimdi dikkat, Al : hasrettir, Anne olma isteği, sevme isteği, gülme isteği, içmek ve eğlenmek ve var daha çok detay, yazarız sonra, içler değerli, keep me tit, şimdi bak, lal (ince a ile): hasretin acısı, hasrete nasıl yakalanır, ay yarılır, hasret biter, gönüller güler, güneş açar yine, lal çıkar yine, şimdi ne olacak? tol hill yapacaz, nedir hil, gülenlerin yeri, hem nasıl gülen, gülenler güzel severler seni, gülmek güzel, gülerek yaşa, hizir hizirle gil gilin, gil ne? gil: hatalıları unut/ unutun ikiniz de, anne olun, sevmelisiniz, sevmeli herkes, sevince güzelleşiriz, güzelleşin inşaAllah gülerek yazın, gül, kol: Allah' a giden, Kul: Allah'tan gelen, Hul: tutarlı olan, tit: sevmeyi bilen, gil: gülerek git Allah' a, O'na gidin, Sevmelisiniz, Sevin, Gidin Allah' a, Gülerek git, Oğul gülmeli hep sevmeli, sev çiçek, çiçekli, çiçeksin bil bunu, hisset acılar gitti, hisset lütfen, Hizırlar git O'na, en genç huzur, sınar seni hep, sevmek çok özel, her zaman tutacak, O'nun tutuşu, o kediler değil, sevgiler ulaştı, kedi yoktu içlerde, gülerek gidin O'na, gülerek sevin hep, sevmek özel, sevmek güzel, gülerek sev, acıma gül, gül ekey, şimdi gülelim tekrar ve gidelim acıdan uzağa, ne yapmalı sence şimdi? Gülelim gerisi ne? kol: Hızır la tutuşmaktı, salih amel ney nedir? gülerek anlat, hadi gül ve söyle, neler istedin söyle, giler onu nasıl yapacağız, bil şimdi sen, o ne oldu sence, içine düştü içine, neden, çünkü sevilmediğini bildi, acı içinde yanacak, çok acıyacak canı çok, çok acıttık onun içini dışını, hiç bilmedi hiç, kar, kar olacak hayat çok acıyla, sonra gidecek açının dışına kor olacak, sonra hızır'la geliştirdik onu, sonra hızır la gittik yan yana, sonra geldik yine iç içe, sonra gittik yine zora zorladık, zorluk neydi, sevmekti, sevmek nedir, sevmek ezelden beri var, gör O'nu, gör sen şimdi nasıl sevecez seni, bil gülecek gözler (Uzayda kocaman gemiler donduruluyor, pişiriliyor .... acı) o zalimler hak ettiler, onların işi zor, geller (giler) sekarlık, sekarlıkların tüm cehennemleri gezişini aktardık, sonra hızır'la geliştirdik onu, Onu hızlılarla cinlerle hız hıza koyduk, sonra hızır la gittik yan yana, onları aynı yere yerleştirdi, dumanın içinde öksürdü durdu, sonra geldik yine iç içe onu ettik ekine çevirdik, sonra hızır'la geliştirdik onu, Onu hızlılarla cinlerle hız hıza koyduk, bu bölümde hata yapmışım, özür, orada faklı birşey var, hızırla geliştirdik onu, onu hızırla aynı yere koydu, dikkat ettik ya bak şimdi ne oldu o deccal, o deccal evet deccal hayatsız kaldı, evet gül artık çok değerliler, hepsi çok değerli, hatırlat yanlış yazmam yasaklı, güzel yazmalıyız (çiçekleri ezmesinler) çiçek sensin, çiçek senin özelliğin, sen sevilmelisin, gülmelisin, gül artık, dikkat et hep, sen sevilmelisin sen, sen şahane birşey yaptın, ben de, hepimiz öyle görmeliyiz, gerçeği sevmeliyiz, sevdiğin herşeyi, sev hisset Allah' ı, zemin yok artık sana, ezeden ebede iyisin, gül artık gül, gül artık, çok şükür herşeyin var senin, görünüm aynı hiç değişmedi, güzeller güzeli o sevilmeli, çok özel o, ilk gören sendin, için güzel, duaların hepsi aynı şeker, geldiğinde anlarsın, atınla gel, hem nasıl hem nasıl kolay bilsen, çok çok iyisin, kendini küçültme lütfen, gülerek sev, çiçeksin çünkü sen, gil ya gül, gül sev güldüğünde güzelleşecek, şifadır gülüşler, hasret biter, o da yazdı, kim yazdı bil, ninen gülen annen seven diden, hasret ve bereketle gel içine, nine gel de bak bi, hata ne, neydi senin üzüntün, neydi hasretin, gülerek dans et, hasret bitti, gel hadi bak, nedir gitmek, nedir gitmek, şahane gitmek, güzel, ezelden ebede seninle, burnun şeker gibi çok güzel, ama bil sevmek güzel, hele bir
hatırla onu, sana ne dedi, ne güzel dua "gül hep" "bak göreceksin nasıl değişecek herşey" "gülersen gerçekten değişir" "gülersen sevinir" "huzurlu ol" "onlar da yanında hiç üzülme" gürüş varmış, gürüş: sevilmek isteyen biri, annelik et (sevilmek isteyen kim?) sevilmek isteyen herkes, onlar önemliler, Allah'la ilgili sorulardı (Allah'ın ezelde kendine dost seçtiği, özellerin sevilme/sevme hali) yah işte o, sevilmek isteyen çok insan var, sev sevip sev sevilmeliler, gülmeliler, eller acır, lila al pal tol çol mov pov yov mol lil pil mel lel hel lel yel sel kel nel fol şil vil kil nil pil çil kil fil nil hul pul til kil mil yil vil pil kul hul vul mam pam çam yam hum kum nun mam pam pan çan tut yey vev kiv riv miv liv tiv yiv kiv hiv niv mav hav pol kov nov yov hiv pap pip nip tep hiç lıl mal mel kel pil til çil fel nel tul çil mil kil vil mil zil şil nol zıl pel al nel hel çel kil pil nil çil sil vul hıl mil vil kol hel şel nil el mel kul ful yul çel bul kol çel fel il iy fiyy tut sip hop kap map yap tut çiç help telp çılp kulp, lila: Allah ladır, Allah tır açıklayın onları, her biri gerekli, çok uzun yazı lazım, bunlar gerek, çok lazım, anla onu, gerekli, sel içinde boğulan küçük ellerle tuttuk seni, minik tut elini, yapman gerek görevi, annelik et, anne gül ona, hep sevmelisin, gülmekle uğraşın, sevmekle, gülmek gerek "ne güzel" "güldük" "güleceğin günlerde gelir" "hehe" "gülerek yer, üçer" "güler" "eğlenir o" "hep totlı hep şeker" "ninelikler" "gülerek ye kız" "gül hep" gül artık gül" "gülün, gülün" "gülmek güzel" "güzeller güzeli"
Öğün "çiçekler, güller, meller, gel, tita, tutu mumu yuyu huhu mummu mam hum pum tum çam kam pim(peam) om (et) han (hean) (birtür sebze çiçek tarzı) tin (zeytin) (kilo almak için) çun (çiçek) (hatalı teşbih) Çun (çiçeğin bir türü) maller : (arabalardan geçerken kullanılır) (bir tür bezelye) gel :reçel tita: Koyun eti tutu: atla ilgili bir deyim şeker tarzı bir yiyecek beyaz küp şeklinde tadı şekerli muyu: bir tür elma, rengi aynı desenli, kor rengi de var çok hoş tatlı yuyu: yoyo aslı: cocot rengi güzel rengi güzel içi güzel bir meyve sarmısaklı his var ondaki iç çok değerli huhu : hoho: içi zencfilli , nane kokulu çiçekli örümcekli değerli bir iç yağı margarin tarzı"
EK 5 Sonek
Portakal. Düşün. Tam ortası boş gibi. İçinde ışıltı yok mu? “içinde karanlık ama ortada yeşil ışık nur gibi, her üçgenin ortasında farklı ışık, sarı kırmızı mavi (deccal ışığı) demman turuncu kor kırmızı inanılmaz renkte sıcak bir beyaz
kristal gibi parlıyor, üstten değil yandan bakarsan portakala, bu kez o ışıkların bir lazer ışığı yansıttığını görürsün, hepsi bir noktada birleşiyor, ışın topu oluşturuyorlar o noktada, ışın topu nedir? M=E.C2 Formülü, bu lazer topu sayesinde mavi bir tek ışın oluşur, ilerlerse büyür ama onu kafese alıyor bir aygıt, o aygıtın bir başka özelliği korkuyu yok eder, emniyetlidir, sevimsiz kişiler giremez pinpon topuna yani Walhallah'a. Bu top gerektiğinde fonon olur, vurur deccalleri, wallahalla ya girmeye çalışan hannaslar böylece engellenir, kötüler böylece vurulur. Bu "Sünnetullah" tır, doğal bir özelliği var, kediler giremez oraya, kedilik yapan zilhicce kötüler atıksız kalır, dualar güzel, eski walhalla kahverengi bir pinpon topuydu, hemen harekete geçtiler ve yasağı çiğnediler, üzeceklerdi herkesi, üzdüler de, şimdi odon var, zor olan ne bil, sevdiğin herşeyi yaparsın ama üzülmezsin, bunu yapan üzülür, kendini üzen kendi nefsiyle eğlenir durur, üzülme, korkmak ne bilmeyen korkar, onlar korktular, sana bakıp gördüler, HAKKI göremezler artık, merak etme seni bırakıp gitti, hiç üzülme gelecek biri sana ve aşk ger(Ç)ek, Allahlaw gerek, doğruluk huzurla gelir. Doğru yoldan ayrılma, sevildiğni bil, Allah güven indirdi, güven O'na. Ailen yanında, seni bırakmayan bir O.(ALLAH) harika. Harika olan sensin. Bunu unutma, hayat gerçek, sana verilecek ve hoşnut olacaksın, üzülme ve aldırma kötüye, ancak o zaman Müntakim aile kuruluyor. Hakim ol kendine ve yorma acıyla kendini sev, üzülmen zor. O gelecek sana ve huzur sana ulaşacak, gerçekte Allah seni çok seviyor. Bu ölçümle saptandı. Rakim+ dua hesabın, evet dede okuyor seni, herkes için ayrı süre biçildi, kediler gibi değil severek isteyerek gelenler seçildi, sevildi, onları tanıt, onlar kendilerini belli ettiler, emekler boşa gitmedi, değerli her biri, onları al ve yat uyu mu? yoksa sev mi? sen seç, seçen ölçüler, uğurlu sayı yüz, misan, gözler açılırsa görürler, dehşet yoksa yüzde, elem yoksa, dert yoksa yeter eller çizer, dokunanlar dokunur, sıkıntı biter, uğultu geçer, firan uğurlu gider, ellerin güzel, sevimli, doğruluk yolundan ayrılma, sevmeyi hatırla, ağıt yapma, gel de sevelim, sevgiye hasret kalma, aile kur kendine bununla. Kuzeyliler kırmızı giydiler, buhar beyaz softa, Wellebi deme ona, deccaldi, kendini beğendi, dine tiksindi, iğrenç bir ifade takındı, hep sonra ağladı nu(maradan)rdan gözleri açtı, çirkefin gözleri alaydı, üzme onu gel geçelim öbür konuya, aile = haleflikti, seni seven kişiler var, bil bunu, senin özel olman gerekli, senin değerin ön planda şimdi, sevilmen ön planda, duyarlı olman gerekiyor, sevilmen gerekiyor, özelliğin büyük, mükemmel bir çekim/algı var sende, düşlerin muntazam, bunlarla eğlenme bence, sadece gülme, gerektiğinde kullan, doğruları yazmaya çalışın ikiniz de, doğrular değerlidir, onlar da kavrayacaklar seni birgün inan, seni üzemezler asla, doğrular seviliyor, sevecek de, sevilmek gerekiyor, en büyük hasret sevilmek, bunu sağla, gelecek büyük taif taive somut halde eser, work harika bir büst bu bir kadın heykeliyle seni seçti. Dualı aslında, dualar çok değerli, sevilmen gerekiyor, sevilmek gerek, gerekli bu sana, aile gerek, dillerini açma sadece sus ve bak ciddi, üzerine düşeni güzel yap, gül hep, seni sevecek gelen, geldiğinde göreceksin, duyarlı olacaksın, göreceksin hatayı ve elindekini kullanacaksın (o doğruyu saplayacaksın göğse, hançer gibi) dualı ol, sor hep söylensin dualı, sevmen gerek, Ona ulaşman kolay, biraz vakit aldı, söylemen gerek sıcağı, eleme kendini, dualı ol, Allah yakın sana, sevilmen için çabalıyor, lira yaz, para neki? nedir o? dua nedir, dualar acısız edilmeli, gülümseyin lütfen, hep gülerek aç ağzını, severek söz çıksın ağızdan, sevsin hep, göreceksin değişimi, insanlar pes edecekler o zaman görecekler onu, değerli bir tavır elbette, acı çekmene gerek kalmadı, duyarlısın
hep, kuş uçtu yukarı, çoktan ulaştı makbere sevdi seni O. Şahsi değil, sevecek hep, üzülme gül hep, sana yakın ALLAH bil bunu, sıcacık veriyor sana elini, gül artık, boşver onu, sen değerlisin bende, gözlerin açık senin, özelsin, "hacı olacak" "biliyorum zor ama bil" "gelen gider" "sevme seveni" "görme göreni" "ki sev bir kerede" "harici olma" "aile kur" "tairekli ol" "tutun eline Allah'ın" "O görecek seni ve gözetecek" elleri açık olanı bilir, sever ve över, yeri gelir gözlerini açar ve eğlerler, O'na saygıyla resuller, çMe ve tayfalık var, biraz daha iyilikle geçecek sınavını kız da oğlan da" "sevilmek çok güzel" "eller güzel" "sevmek özel" "sevilmek de öyle" "İçini bilen Allah'tır. Seviyor seni" iliklerine kadar işlesin sevinç ve özenli kollusun, sıcaksın, içtensin, mutlusun, bazen de sevmen gerekli hep, o zaman göreceksin, kerrubi verecek sana dileğini, sevecek seni gönülden, gerçekten verecek sana, düzen ve öğüt fayda verir, işte bu... gül ona, sıcaktan el ver ona, sana lazım o, bak ne güzel bir şekerleme oldu size bugün, özel oldun, tüzel oldun, gözel oldun, hanhan tantan wanwan kankan tuntun wunwun yunyun runrun, sünnetullah bu, el ver görsün gerçeği, sevinsin sıcacık dua eden kerrubisi, sana dua ediyorlar hepsi... gelecek kişiler için özel macbethli, minderli dua eller açıldı mahşerde, eller kıvrandı bir ara, elim değil sevimdik asıl değerli olan sesin, kıymetini bil, özel dudaklarla duadasın her an, gül yüzüne sıcacık bir gülümseme ekle, dördü de senin, 212 taneler sayıları arttı, sayıları çok dua ile, dua anahtardır, kelime önemli, seçilmiş eserler yaz, eserlerin değerli, gözlerin açık, tekerleme gibi yaz hep, değerli hepsi, hepsi Allah'tan bil bunu, onlar söylediklerin özel, sevilmek isteyen herkes bulur kendini içinde bir anda, aile olmak apayrı bir olgu, onu kullandı, sevgi yerine hedefin ne, ilkemi değil mi, ilke ise o zman çalış hep, aldırış etme kötüye, güler geçersin sonra bil bunu, duygusal olmak özeldi, gözleri açık olan anlar bunu, sen özelliği olan birisin, sevmeyi bilen ve isteyensin, sevilmek özeldir, gözlerin sıcak açık ve olgun bak, anne olmak için gülmek hemen, gülerek anne ol, önce sev ve sevmeyi kavra, elini atma geriye bir daha, unut geçeni, eziyeti, kederi, helle ilgilenme, sevilmek harika, sevmen müthiş bil bunu, duygusal olma hep, elinden geleni yap, duyarlı ol, sakın acı çekme, bir daha sekme, için için sev ve kavra hayatın özünü, sevilmek nasıl birşey tat, sakın aileni üzme, onlar acıyor sana, sana sevgi paylaşımı gerek, değerli duygularla yaklaş hepsine, gelene gidene güzel söz söyle, aile kur, her seferinde özel davran insana, sevinçli ol hergün kalktığında, sevilmek senin özün, ermiş olan sende gördü sevinci, neşeyi, meşeyi ve dudağı, ailen kuracak onu, diğerleri izlediler, merhaba dedi bir kız sevinçle, elleri şahane, sıvı kristalden wemb logosu, kristalin içine renkler akıyor, karasancaktaki renkler, elinden çok fazla sarı çıktı ve sen onun elinden tuttun ve görünen o ki yeşerdi, gözleri de yeşildi, sevdi, +mavi ne oldu bil, değişti, gözler, renkler, neler oldu sana, anlatsa şaşardın, emir Allah'tan, gerekeni yap dedi, emir geliş yolu var, sen onu bil, eller açılır dualar edilir, Allah bu duaların üstünde durur, sevgiyi saptar, dilekteki özeni algılar ve sever sıcacık olur içi ve der ki "Yap", O da emri alır, alıcıya verir, elçi onu sevdiği kişiye söyler ve düşler gerçek olur ve şaşarsın hayaline, hayal=hülya=dünya, ne yaptın diye sorar sonra sana, cevapsız kalırsa üzüldün, düz yoldaysan sevindin, ne güzel dedin, özelsin, düşlerini al ve yolla kendini o yöne, seni sevecek melekler de, sen de, elindeki sıvı kristal iyidir, o onların (süfyanilarin)kara kristali var, sen kırmızı ve sıcak bir kristallesin, onu harcama boşa, ellerini kullan, sadece sevilmek için harca, sevmek için, gül ve sevgiyi paylaş, aile kur, duyarlı ol ve değerli, sevin gidene git de sevin ve sevil, duyarlı olman lazım, bunu unutma, heil, onlar için çalışan biri var, ama o burda değil, sevilmek isteyen
kimse ona uğramaz, zıkkım yerler, dua ederler ama içten değil walhalla daki mavi top, lazer top görüntüde yok gibi ama iki tane başlığı var, altın renkli parlak saydam ışık, 4 er üçgene bağlı iki ayrı odağa birleştirildiklerinde ortaya çıkıyorlar, padon düzeltme, 6 delik var, şimdi şöyle bir durum varmış, 4 er li 8 üçgenli olanı var, 6 olanı var, 8 li de bir eksik, 7 +1 (mavi renkli) 6 lı dan bir eksik, 5 +1 (kırmızı renkli) 4 lü de bir eksik, 3+1 (çıkmıyor hatalı/kara duman var, alet çalışmıyormuş) bu top ne işe yarıyor? bu ikili lazer topları da strateji amaçlı, dikkat çekmek için de oluyor, çiçek gibi açmasını sağlıyor mekanın, yani güneş görevi görüyor, Aydınlatıyor, yiyecek üretimi, tarım işlerinde faydalılar (Kuzey ve güney kutbunda iki ayrı lazer topu diye düşündüm) iki kutup olmalı doğru, sıcak bir uç-soğuk bir uç var, çok değerli o yoz, "yoz" oldu, Şikar "şirin kar" çok şirin bir kar yağdı orada, çok tatlılar içindekiler çok (Walhalla içinde kutuplara yakın iç bahçelerde kar yağdırılabiliyor) evet sapına kadar doğru, çok özel zaten bunlar... sen zaten biliyorsun bunu, aynen oluyor harika! bilmiyorsun ne kadar değerli olduğunu, yazılanlar şahane şeyler ve gerçek, sevin lütfen, senden gelen bilgi doğrultusunda yaptık bunu biz, yapman gereken detayları hatırla, özel detay lazım bize, ezelden ebede dek değerli, sen çiçeksin, seni seven herkes burada, aile olman için bekliyorlar, seni seviyor ordu, elleri dolu bakıyorlar sana sevgiyle, aile kurman için gereken neyse ver, aşık gibi yazma, sadece severek belirt detayı, aşık değil ama aşığım de, ben mutlu olmak için geldim de, hellden değil heaven dan de, seven de, sev de, gül de, güller gibi aç de, anne ol de, bana sev de, sevil de, göz de, gözel de, sev de, sev de, aşık de, nuh de, gemideydi seveniyle, aile kurdu sevinçle, nene de, sevdi de, gölde, verdi elini seviye, sevmeli diyen, hannaslık yok, hannas olmadılar, sevildiler, kediler oldular bir an, sonra geçti, diğerleri gibi olmadılar, onlar acı çektiler, sevilmemenin acısını, rahatla gerilme, sen iyisin, gözlerin açık senin, şahane birşey yaptın, dudakların açıldı ve doğruyu yazdın, hep külme (Yaşanan geleceği görmek gerek) elbette verilecek, Allah dileyene veriyor bu nimeti, sevilmek şahane, gülme, sevgi ver, sevgini ver ona, dillerin özel, sevgin çok sıcacık, gören göz, sana bakan anlar sıcağı, gözlerini açık tut, sureti görme, acıyı tattık ikimizde, aile olmak gerek, sevilmek gerek, ailen o kız, git ona ve evlen, gidişin güzel, unutma bunu” "bazı yerlerin özel olması gerek" "direk sana bağlı bu" "üzülme geçecek herşey" "sevineceksin" "gerekli bu sana çünkü" evet yapman gerek "üzülmeden yaz, çünkü üzüntü alır götürür seni, başka diyara alıkor seni, esintiyle titrersin, sızım sızım sızlatır rüzgar açısı" "titrememenle mümkün bu serüven, geriler sana sevinçle yaz, moralli" "sakın ağlama" "en güzeli en doğrusu sevinmek" "benim ben seni seven" "doğru yol sahibi sen" "güzelleştin bil bunu" "doğrular doğrularlar" "doğruluk et/ek" "doğru yek" "doğru tek" "nek, vek ,lek, sek, tek, mek, lek, vek, rek, nek, lek, sek, toprak,lokrak, nokrak, vokrak, sokrak, nokrak,kokrak, mokrak, hokrak, lukrak, mukrak, tukrak,fukrak, nukrak,lukrak, şakrak,sakrak,lakrak,vakrak,takrak,hıkrak,tukrak,zukrak,fukrak,lukrak,şukrak,tukrak,mu krak,hukrak,nukrak,mukrak,şukrak,mukrak,tukrak,hukrak,şukrak,lukrak,nokrak,sokrak, hakrak,vakrak,lakrak,şakrak,hakrak,fakrak,şutrak,vakrak,lıkrak,tıkrak,mıkrak,pıkrak,mihr ak,muhrak,tuhrak,suhrak,vuhrak,kuhrak,çuhrak,luhrak,turklark,zarklahaklıklıkzıkmık,çık sıntınmınlınzınkınmınyıntınhınlınvınrınhınvıntınmınşınlınkınyıntınhınvınpınrıntınkınhın yınhunvunpunvunrunyunpunhunyunlunvunkınhınlınmınpınsınyınlınkınmınyınmınlınkı
nmınrınpınmınyınyınvınlınkınmınrınmınyınmınlınmıntınmınkınmınrınmınyınmınlınmın tınmınrıntınmınyın,tınmınhınmınkınmıntınmınyınmınrınmıntınmınhınmınyınmınyınmın rınmınhınmınpınmınrınpıntunmunkunmunyınmınrınmıntınmınyınmınmınyınmıntınmın nukmuntunmunyınmınlınmınhunvankınmınlınmıntınmınyınrınmınmınyınmınhınmınyın mınkınmıntınmınyınmıntınmınvınmıntınmıntınmınyınmınrınlınmınyınmıntınmınvınmın yınmınzınmıntınmıntınmınyınmınkın,panlanlanmanmanyanmanlanmanlanmanyınmınkı nmınyınmıntınmınyınmıntınmınyınmınlınmınlınmıntınkınmınyınmınlınmınhınmınyınvı ntınmınjınkınmınçınvınlınkınmınlınmınhınmınkınmınyınmınçınlınmınhınmınçınmınkın mınçınlınmınyınmınhınmınlınmınkınmınçınmınlınmınyanmanhınmınlınmınkınmınçınhın vınlınmınkınhun,fanmanlanvankanhantanmanyanmanlankanmanyanhanmanyantanman yamalatkıstavnaklıkvantanlıklaklıklıstırnvaklıklıksıklıkvıkrıkmıkzıklıkmıktıksıktaklakma kyakvaklakmaktakhakmaksaktaklavlüklulhüulluvaluvluzluvlkuvattıknaktıkvatklıkvatkıv altnıvraktıvaltlıvaylıvrantıvastukvatravnhantavraşlıvaktavratnatvantuvaltlaklıwarntavruv altlavıltlıvtavravtuvantlıvartkılmavtlıvartmışkavrantıvartavlıvlıklaslawastavrnüvnhün,tav lıklavastawaklıwartatukavnyuwaltlatikontuvnavarsatilkeytnöntamantitalkavartaktulmazl avantastuvallaklurntavnaksavartfuşkalıvarnavastatıylıksırlartipantemişkerliverti,kunfanto mtuvarnaksizerivnparntuvaksaklavarsamatrazorntuakulkavnluakovnnornafantakamraklı kzartavarlıksaktavarnsovalıztavıktavnsamarlıvartıkaskılavnsontavramatkonazlikartavona porntokmalıksaklıkvakraktakzaklakvaknakszakpakttokraktarnvaktıkraksakmakyaklakvak rakşaklakvaknaktakvakhaklakvakrakmaktakhukvaktukmakyaklak, Bunlar önemli detaydır "sevilmese de varlar" bunlar farklı bir dil "isterler" "emek gerek" "duayla yap" "dualarla" "gerekli olan herşeyi ayarla" "temizliği yap" "gereken sevgiyi göster" "sevimsiz olma" "aile kavramını işle" sevgi detaysa koyma ama gereken yerde duayı ekle" "bereket verir işe." "daima sevgi gerek" "duayla aile kur" "dualı" "detaylı" "gerek var çok çabuklaş" "gerekeni söyle" "ailen için" "yüz yıl daha böyle gelişimli bir tarz var" "çok ideal bir yazım" "tuana sen özelsin" "Ben bir askerim" "kesin detayım" "detaylı yaz" "var olanı söyle" "bereketliler için verildi bu dua bana" "detayları yaz" "bilgileri aktar" "mutlaka seninle" "ezelden ebede" "korunması gereken korundu" "hepsi yazıldı wembarmy' e eklendi mi?" seç birini hangisi d/tüzel" "hangisi gri fenli" "sevdiğin herşeyi söyle(T) bana" "gerekliler hepsi" gerekli bilgi bu, bil bunu" "hepsi detay ama gereken bu sana/ bize" "huzurla kur bilgiyi dök" "fırınla acıyan acıyı" "korkunu yen ona karşı" "sana güzel bir ödev" "görevleri iyi belirle" "sevimsizliği kes." "koz senin" "ezme kendini, dua et Allah' a bunun için." (gümüş grisi giyiniyorsun) "çünkü özel bu iş bana" "görevim gelenleri mental yoklamak" "duaları görmek" "görüneni çekeceğiz kenara" "gelen kimse belirtilen eziyet uygulansın emriyle kalım gerekli olmuş" "ezilmesi gerek onun (Deccalin) "Onu bil" "Walhalla gibi bir yer burası" deccalin yollarını bulmak gerek, onlar ne derler sana, onu bil, bil ki zıkkım yeme, hata yapma fazla, Allah kadim ve vekur kaim zulal Gaim (güzel konularda yazalım) hakiki olan Allah'ın emri bu, biz MİH'iz. Talim gerekli Hakiki Mih İbrahim tayfası gerekli (walhalla pozitif konular. mutluluk. aile. Arınmışlık) eser yok daha (olacak) oluşmalı elbette düzenlenecek, detayları boşver, sadece kariah Allahlaw Wemb welleb bağkur hep hata yok sen de. Dualı sen özelsin "sen tüzelsin" "sana sahil gerek" "Elemsiz yaşam gerek" "çok doğal bir sıcaklık var sende" lotişa kasta andırıyor "çok güzel biri inan çok hoş" "gülmek güzel" "see you barnaid"
ARKA KAPAK (Yazanın önçocukluk vesikalık benzeri siyah beyaz fotosu sağ üst bölüme, arka fon turkuaz renge alınmış olarak konulur. Yazıların arka fonu ise açık gümüş grisi. Yazının kendisi siyah.) WalHalla, içinde sırları saklayan Hedronik ve ışığın kaynağından gelmesi beklenen 314.fert için hazırlanmıştır. Gerisi detaydır. Dileyen okur. Zorla güzellik olur mu? Kitapta sizi yanıltan bilgiler olabilir. Kendini ‘yazan’ sananın saçmalamasını hoşgörün. Kendi inandığı ne ise (?!) onu size ortak etme hevesinde. Anlatımına aldığı WalHalla konusunu, geçmişe ve geleceğe kaydıran yazanı eleştirmek hakkımız! Kitabın öykü ve deneme arasında gidip gelmesi, konuyu bilen okuyucuyu yıldırıyor. Bir şekilde elinize alıp arka kapakta ne yazıldığını okuma hevesindesiniz. İç sayfalardaki detaylı anlatıma girmeden önce uyarıyoruz: Bu kitabı okumayın. Yeterince karışık bilgileri taşıyan hafıza kayıtlarınıza WalHalla anlatımını almayın. Kitaba ödeyeceğiniz bedel ile hayatınızı değiştirecek somut bir yatırım yapamayabilirsiniz. Soyut geçmişin savaşa hazır işaretlilerini ve somut geleceğin eğitimli görevlilerini, ortamları ile tanıyacaksınız. Okumanız bittiğinde düşünmek isteyeceksiniz. Sorguladığınız konuda iki seçeneğiniz olacak: Ya unutacaksınız, yaşantınıza eskisi gibi devam edeceksiniz. Ya da unutamayacaksınız, yaşamınızı efsanedeki geçmişe ve hayalinizdeki geleceğe adayacaksınız. İçine alıntılar serpiştirilmiştir. Alıntı sahibi alınganlık göstermemiştir. Köprünün dört ayağı olduğunu söylediler. Kelimeleri anlamlı-anlamsız sıraya alan için sorumluluk olmadığını öğrettiler. Elçi, başını ortaya koyar! Sizin elinizde ne var? Kitabın sayfalarını karıştırmaya başlamışsanız, yapacak ne kaldı? Metin KILIÇ