February 23, 2017 | Author: Davut Sari | Category: N/A
Download Tape'den Kodese - 1.Sus Ulan Polis Dinliyo...
Savaş Akın - Lokman Dağ
TAPE'DEN KODESE "Sus Ulan Polis Dinliyor"
Gerçek P olis Dinlemeleri
SİDE 75316
Savaş Akın - Lokman Dağ
TAPE'DEN KODESE "SUS ULAN POLİS DİNLİYOR!"
E0§Tİ TIĞA
POSTİGA YAYINLARI: 86 Araştırma 7
Kitabın adı: Tape'den Kodese "Sus Ulan Polis Dinliyor!" Yazar: Savaş Akın - Lokman Dağ Genel Yayın Yönetmeni: Nurettin Hacıkurtiş
[email protected] Kitap Editörü: Ece Özbaş Korkmaz
[email protected] Sayfa Tasarımı: Atiye Yaprak Kapak Tasarımı: Yalçın Yalın Yazarlarm Fotoğrafı: Öznur Turalıoğlu
ISBN 978-605-5711-86-3 Birinci Baskı Kasım 2012 - İkinci Baskı Kasım 2012 Üçüncü Baskı Kasım 2012 - Dördüncü Baskı Kasım 2012 Beşinci Baskı Kasım 2012 - Altıncı Baskı Kasım 2012 Yedinci Baskı Kasım 2012 - Sekizinci Baskı Kasım 2012 Dokuzuncu Baskı Kasım 2012 - Onuncu Baskı Kasım 2012 On birinci Baskı Kasım 2012 - On ikinci Baskı Kasım 2012 On üçüncü Baskı Kasım 2012 - On dördüncü Baskı Kasım 2012 On beşinci Baskı Kasım 2012 - On altıncı Baskı Kasım 2012 On yedinci Baskı Kasım 2012 - On sekizinci Baskı Kasım 2012 Baskı ve Cilt Kurtiş Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 0 212 613 68 94
POSTİGA YAYINLARI Maltepe Mab. Litros Yolu Fatih San. Sit. No: 12/74 Topkapı İSTANBUL Tel: 212 501 51 07 Faks: 212 613 68 96 www.postigayayinlari.com
[email protected] twitter.com/ postigayayin facebook.com/postigayayin © Savaş Akın - Lokman Dağ / Postiga Yayınlan (2012) Yayınevinden yazılı izin alınmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz
TAPE'DEN KODESE "SUS ULAN POLİS DİNLİYOR!" Savaş Akın - Lokman Dağ
Tarama: Yasin
pekrTIĞA i
Savaş Akın 1974 yılında M ardin'de doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun oldu. Mesleğe 1996 yılında İhlas Haber Ajansı'nda başladı. Türkiye Gazetesi, Sabah ve Star gazetelerinde polis muhabiri olarak çalıştı. 2006 yılından beri Vatan G azetesinde polis muhabiri olarak görev yapıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve Sarı Basın Kartı sahibidir....
Lokman Dağ 1985 yılında M ardin'de doğdu. Ege Üniversitesi Radyo Tv Sinema bölümü bitirdi. Okul yıllarında Radyo Kampus Ege'de birçok program yaptı. Aynı zamanda önce SKY Tv'de muhabir, ardından Doğan Haber Ajansı'nda beş yıl Ege Bölgesi gece sorumluluğunu yürüttü. Hürriyet Gaze tesi, Posta Gazetesi, Milliyet Gazetesi ve Radikal gazeteler inde birbirinden başarılı haberlere imza attı. 2009 yılında Uğur Dündar ve Yılmaz Ö zdil'in isteği ile İstanbul'a, "U ğur Dündar ile Star H aber"e transfer oldu. 2011'de Star Tv'nin satışının ardından Fox Tv'de işe başladı. Yazar hala Fox Haber'de polis-adliye muhabiri olarak görev yapıyor.
Doyamadığm Anneme.... Lokm an D ağ
Aramızdan erken ayrılan Levent Akın'a... Yeğenlerim; Muhammed Mustafa ve Enes'e... Savaş A km
İÇİNDEKİLER
T eşe k k ü r.............................................................................
9
Ö n söz............................................................................................... 11 Düğmeye Kim B a stı?...................................................................13 Şerefli H ırsızlar............................................................................. 21 "O Enayi B en im "......................................................................
27
Telefonları Paso Dinliyor............................................................33 Adriana Lim a..........................
39
Telekulak K a z a la n .......................................................................43 Bu Bir İhbardır.............................................................................. 49 Paşa Baba Oluyor..........................................................................53 Tam Teçhizat..................................................................................61 Salon Adamı, Beyefendi M afya................................................67 Dinleyen Polis de Y an d ı.............................................................99 Geşteliyonuz m u?.......................................................................107 Tarihi F ırsat..................................................................................115 Çahş, Para Lazım ........................................................................ 127 Telefonda Tanım am .................................................................. 135 'Dayan Sahteye'.......................................................................... 141 Dikkat, Düz Ç alışın................................................................... 147 "D üğün" Var m ı?........................................................................ 159 Polisin Hırsız Sözlü ğü ..............................................................165 7
SAVAŞ AKIN TEŞEKKÜR Aile büyüğüm gazeteci yazar Kenan Akın'a... M eslek hayatım daki zor günümde bana destek olan Filiz Güler ve Kubilay Gülbek çiftine... Bana huzurlu bir çalışma ortam ı sunan Vatan Gazetesi Yayın Koordinatörü Tayfun Hopalı'ya... Bizden desteklerini esirgemeyen Postiga Yayınlan Ge nel Yayın Yönetm eni Nurettin Hacıkurtiş'e... Sevgili editörümüz Ece Özbaş Korkmaz'a... Sonsuz teşekkürler...
LOKMAN DAĞ TEŞEKKÜR Bu kitabı yazmamda büyük em eği olan, m eslek büyü ğüm, usta gazeteci Uğur Dündar'a... Laf ustası, hayatıma yön veren Gazeteci-Yazar Yılm az Özdil'e... En zor zamanlarda desteklerini esirgemeyen ve beni sürekli yazmaya teşvik eden Fox Flaber Genel Yayın Yö netmeni Doğan Şentürk'e... Yazdığım ilk öykü ile beni üniversitede keşfeden Türkiye'nin en iyi polis muhabiri, Bugün Gazetesi Ege Böl ge Temsilcisi Dr. Cemalettin Özdoğan'a... Doğan Haber Ajansı Ege Bölge Temsilcisi İlyas Özgüven'e ve Sky TV Haber Koordinatörü Yunus Karakaya'ya... Sonsuz teşekkürler...
ONSOZ
Telefon dinlemesi; bu cihazın icad edildiği zamana kadar dayanıyor. Türkiye'de uzun zamandan beri telefon dinlemesi yapılıyor. Ancak teknolojinin gelişmesi ve GSM operatörlerinin çıkmasıyla teknik takip yeni bir boyut ka zandı. Eski teknoloji ile sadece sabit telefonlar istihbarat bi rim leri tarafından dinleniyordu. A ncak cep telefonunun yaygınlaşması polisin işini kolaylaştırdı. Artık sadece din lem e değil, baz istasyonları sayesinde de izleme yapılmaya başlandı. Emniyet Teşkilatı veİstanbulEm niyetM üdürlüğü'nden telefon dinlemeleri 1998 yılma kadar sadece İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından yapılıyordu. Zamanla diğer operasyonel birim ler de kendi teknik takip birimlerini kurdu. Polis, açılan soruşturmalarda ism i geçen kişilerin tele fonlarım kesintisiz bir şekilde dinliyor. Kayda alman bu gö rüşmeler yazıh hale, yani tape haline getirilirken sadece suç de ilgili görüşmeler dosyaya eklenir. Diğer görüşmeler ise imha edilir. Operasyonlardan sonra zanhlar Savcılığa sevk edilirken polis elindeki tüm tapeleri dosyaya ekler. Polisin elinde ve arşivinde hiçbir dinleme kaydı bulunmaz. 11
Son dönemlerde Türkiye'de herkes telefonunun din lendiğinden şüpheleniyor. Bir gün işe gitmek işin taksiye bindiğimizde ne iş yaptığımızı soran taksici, "A bi konu şurken sesim yankılanıyor. Acaba benim telefonum dinle niyor m u?" diye sormaktan kendisini alamadı. "H erkesin telefonu dinleniyor m u?" Bu sorunun ceva bım biz bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var: Telefon dinlemeleri kayda alındıktan sonra çözümü yapılır. Yani tape denilen yazık hale getirilir. Telefon dinlemesi başlı ba şına zor ve pahalı bir iştir. Ancak çözümü daha da zordur. Zira yirmi dakikalık bir görüşmenin yazılı hale getirilmesi seksen dakika sürebilir. Bu kitap yaklaşık on bin sayfa doküman incelenerek yazıldı. Tam dört yıl boyunca bu kitap için çalıştık. Birçok Basın Savcısı ve Hukukçu ile görüştük. Özel hayatın gizlili ği ilkesine sadık kaldık. İnsanların kişilik haklarını rencide etmemek için azami dikkat gösterdik.
12
Tape’den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
DÜĞMEYE KİM BASTI? Korsan kitap basan ve filmleri kopyalayarak çoğaltan çeteler üzerinde polis, yeni bir yöntem geliştirdi. Daha önce tezgahlan basarak oradaki ürünlere el koyan İstan bul Güvenlik Şube birim leri sorunun temeline inm ek iste di. Bu amaçla da teknik takip yani telefon dinlemeye ka rar verdi. Telefon dinlemesi konusunda uzman olan diğer birimlere de korsan ürün ile mücadelede Güvenlik Şube ekiplerine yardımcı olması talimatı bizzat A nkara'dan ve rildi. Artık operasyonlar sadece tezgahtaki ürün ve seyyar satıcı ile sınırlı kalmayacaktı. Çünkü tezgahlardan sadece o gün konulan birkaç CD ve kitap ile çetelerle baş edileme yecekti. Korsan ürün çetesi konusunda uzman olan polis şefi Tuncay; İstanbul'da korsan kitap ve film basarak tüm Türkiye'ye dağıtım yapan çetenin elebaşlarmı, nasıl çalış tıklarını iyi biliyor, ancak teknik takip olmadığı için yeteri kadar delil bulamıyor, dolayısıyla da çeteler çökertilemiyordu. İstanbul Em niyeti'nin teknik takip imkanları kendi sine ve çalışma arkadaşlarını sunulunca hemen işe koyul du. Çete lideri olarak bildiği Tekin Tok ve adamlarının tek tek kullandıkları telefonlar belirlendi. Artık korsan ürün çetesinin attığı her adımı Başkomiser Tuncay izlemeye baş ladı. Amaç; liderinden sokaktaki tezgahçısma kadar tüm çeteyi çökertmek. Ancak bu iş aylar hatta yıllar sürebilirdi. Bu sürede polis, çetenin telefonlarını dinleyecek ve delil 13
Savaş Akın - Lokman Dağ
toplayacaktı. Yeteri kadar delil toplandığında ise sıra ope rasyon aşamasına gelecekti. Fakat bu süre zarfında, çetenin çoğaltıp piyasaya süreceği korsan ürünlere de tezgaha ko nulduklarında eskisi gibi operasyon yapılıp sadece tezgah tar gözaltına alınacaktı. Polisin kendilerini gölge gibi izlediğinden habersiz olan çete, em ek hırsızlığına devam etti. Korsan kitaplar basıhyor, filmler de çoğaltılarak tezgahlarda satılıp haksız kazanç ile ceplerini dolduruyorlardı. Ancak bir şeyler ters gidiyordu. Zira polis daha önce olmadığı kadar operasyon yapıyordu. Polisin telefonlarım dinlediği çete lideri Tekin Tok, adamlarından Erkan'ı arayarak "Dikkat edin. Biz korsan kitap ve film basıyoruz. Poüs gelip tezgahta el koyuyor. Bir tek parça bile satamıyor ve diğer illere de dağıtım yapa mıyoruz. Anlaşılan birileri düğmeye bastı. Ama kim bastı bilmiyorum." diyerek uyardı. Çok geçmeden Erkan, lideri Tekin Tok'u aradı. He yecanlı bir şekilde konuşmaya başladı. Çünkü düğmeye kimin bastığını kendince tespit etmişti. Ayrıca İstanbul'da korsan ürün ile mücadele eden ekiplerin tezgahlara yap tığı operasyon ve Cumhurbaşkanı Abdullah G ül'ün eşi Hayrunnisa G ül'ün korsan kitap ve film konusundaki bir konuşması da basında yer almıştı.’
Erkan: Abi gazeteleri okudun mu? T ekin Tok: Okudum. * Kitaba alman 'tape'lerde hiçbir düzelti yapılmamıştır, çünkü orijinal polis ka yıtlarının aslına uygun olarak aktarılması gerekmektedir. (Editörün Notu)
14
Tape'den Kodese
"S u s Ulan Polis D in liy o r!"
Erkan: Çok kötü olmuş (tezgahlara düzenlenen ope rasyon için söylüyor). T ekin Tok: Sağlık olsun. Hepsi Geçer. Söz-müzik hep si İbrahim Tatlıses. Erkan: Sanatçılar çıktı. İzledim. Şafak Sezer de konuştu. T ekin Tok: Cem Yılmaz da var mıydı? Birileri gene düğmeye basmış. Erkan: Hayrunnisa G ül basm ış. "Bitireceğiz" demiş. Dikkat edelim biraz. T ekin Tok: Sağlık olsun. Ama dikkat edelim. Erkan: Abi biz nerden ekmek yiyeceğiz? T ekin Tok: Onların tuzu kuru tabi. Düğmeye de basar, alarma da basar. Erkan: Ama kaç kişi mağdur oldu? Yakalananlar bizim çocuklar. T ekin Tok: Ne yapacağız? Erkan: Devam edelim mi? Patlar mı? T ekin Tok: Yok patlamaz. Biraz yavaşlatalım ama. De dim ya söz-müzik İbrahim Tatlıses, hepsi geçer. Daya git sin. V
Erkan: Bu günler geçsin sonra gene başlarız. Çete liderinin "Biraz yavaşlatalım" talimatı başta İz m ir olmak korsan m ateryallerin gönderildiği illerdeki çete üyelerine Erkan tarafından bildirildi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra çete faaliyetlerine kaldığı yerden başladı. Polis şefi Tuncay da daha fazla delil toplamak için operas 15
Savaş Akın - Lokman Dağ
yonlar konusunda biraz frene bastı. Korsan ürünler artık İstanbul'da yakalanmıyor, dağıtımın yapıldığı illerde bas kınlar düzenleniyordu. Diğer illerdeki çete üyeleri Tekin Tok'u arayıp sipariş veriyor, İstanbul'da basılan korsan ürünlere de gönderildikleri illerde el konuluyordu. Bu bas kınlar da çetenin telefonlarını dinleyen polis şefi Tuncay'ın birimi tarafından organize yönetildi. Çetesi ve çalışma yöntemlerine oldukça güvenen Tekin Tok "Patlam az" dedi ama unuttuğu ya da aklına gelmeyen bir durum vardı. Po lis şefi Tuncay ile birimi telefonlarım dinliyor bununla da kalmıyor, kendilerini adım adım izliyordu. Altı ay sonra yeteri kadar delil toplandı. Sıra çetenin çökertilmesine gel di. İstanbul'da belirlenen adreslere eş zamanlı baskınlar ya pıldı. Çete reisi Tekin Tok ve yardımcısı Erkan'ın da arala rında bulunduğu altmış iki kişi gözaltına alındı. Tam sekiz milyon korsan materyal ele geçirildi ve daha sonra imha edildi. Korsan ürün çeteleri ile mücadeledeki yeni yöntem iyi sonuç verdi. Türkiye'nin en büyük korsan ürün çetesi çökertildi. Sıra daha küçük çetelere geldi. Başkomiser Tun cay ve ekibi en büyük çetenin yerini almak isteyen A rif ve adamlarının peşine düştü. Telefon numaraları belirlenip hemen dinlemeye alındı. A rif ve adamları bir yandan piyasadaki en büyük ra kiplerinin ortadan kalkmasına seviniyor, bir yandan da aynı durumun başlarına gelmesinden endişe ediyordu. Hemen korsan ürün basımına geçildi. Aym zamanda İzmir başta olmak üzere birçok ile basılan ürünler gönderilmek isteniyordu. Çetenin diğer illerdeki adamlarından A rif tek tek sipariş aldı. Ancak İzm ir'den hiç talep gelmedi. Arif bu durumun nedenini merak ederek Selçuk'u aradı. 16
Tape'den Kodese
"S u s Ulan Polis D in liy o r!"
A rif: Tekin ve adamlarının yakalanmasından sonra pi yasayı biz ele aldık. Ama Anadolu'daki küçük illerden bile sipariş alıyoruz. Ama senden hiç sipariş gelmiyor!.. Selçuk: A bi nasıl gelsin ki. Burada bir adam var (İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkm 'ı kast ediyor) anamızı ağlattı. Nefes aldırmıyor. A rif: Ne yapalım? Selçuk: Abi biraz sabır. On ay sonra emekli olacak bu adam. O zaman inan ki sadece ben değil bütün İzmir kur tulacak..
İki ay sonra Emniyet M üdürleri Kararnamesi açıklan dı. Korsan ürün çeteleri ile mücadele eden İstanbul Emni yet M üdürlüğü'nün en yetkili ism i olan Celalettin Cerrah polislikten valiliğe terfi ettirilerek Osmaniye Valisi olarak atandı. Selçuk'un kurtulmak istediği İzm ir Emniyet Mü dürü Hüseyin Çapkın, İstanbul Emniyet Müdürü oldu. Yani korsan ürün çeteleri ile ilgili operasyonların en tepe sindeki isim oldu. Ve Türkiye'nin en büyük korsan ope rasyonunu gerçekleştirdi. Milyonlarca korsan kitap ve CD ele geçirildi. Arif ve Selçuk'un aralarında bulunduğu ikinci çete çökertildi.
17
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Alo abi neler yapıyorsun biraz konuşmamız lazım. - Tamam konuş ne diyeceksin... -A b i hani şu adamı kaldırmıştık ya... - Sus ulan polis dinliyor, düzgün konuş. Konuşmanın tam ortasında bir anda telefon kapanır, çete lideri adamım hemen arar. - Lan ne oldu neden kapandı telefonu? - Abi telefonlar dünleniyordur ya. Üç dakikada yerini belirliyorlarmış. Filmde izlemiştim. - Ben garanti olsun diye iki buçuk dakikada kapatıyo rum yerimi tespit etmesinler diye. - Lan salak, Türk polisi FBI mı CIA mı belirlesin yerini? - Öyle deme abi teknoloji çok ilerledi artık. Kapattım hadi.
18
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
- Neredesin çelik mafya. Alo çelik mafya. - Lan gelir ağzını s...m senin. İbnelik yapma. Sus lan polis telefonları dinliyor. - Ya dinlensin ya. Mafya değil m isin gardaşım? İş ada m ı mısın sen?
19
*
Tape'den Kodese
"S u s Ulan P olis D in liy o r!"
ŞEREFLİ HIRSIZLAR Otomotiv teknolojisinin gelişmesi, araba hırsızlarının işini bir hayli zorlaştırdı. Bir aracm kapışım açıp düz kon tak yaparak çalm ak en fazla elli saniye sürüyordu. Ama yeni üretilen otomobilllerde değil düz kontak yapmak, aracm kapısını bile açmak neredeyse imkansızdı. Ancak hırsızlar da çok geçmeden yeni yöntem geliştir di. Önce çalınacak araba belirlendi. Daha sonra bu araba izlenmeye başlandı. Araç sahibi izlendiğinden habersiz ak şam evine gitti. Aracı park edip eve çıktı. Hırsızlar hedefte ki arabanm park edildiği yeri ve sahibinin evini belirleyip beklemeye başladı. Gecenin geç saatlerinde ise eve girilip aracm anahtarı çalındı. Tabu evde bulunan diğer pahada ağır yükte hafif diğer eşyalar birlikte. Otomobil hırsızlığı çetesinin ele başı Kamil bu yönte m i çok sevmişti. Zira yeni yöntem, çalman aracm sahibinin adete elini kolunu bağladı. Araç, anahtarla çalındığı için sigorta şirketleri sahibine para da ödemeyecekti. Çünkü anahtarla araba çalınması yasaya göre; 'Emniyeti Suistim al' sayılıyor. Çete reisi Kam il, bu aşamada da yeni bir yöntem uy guladı. Eskiden çalman, tamircilerde parçalanıyor, parça lar da piyasaya sürülüyordu. Ama bu işlem hem riskli hem de çok zaman alıyordu. Kam il'e acil para gerekliydi. Eski 21
Savaş Akın - Lokman Dağ
yöntemi uygulamaktan vazgeçti. Çaldıkları arabanın sahi bi Cenk'in telefonuna ruhsat bilgilerinden ulaşıp aradı.
K am il: Alo Cenk bey.. Cenk: Kiminle görüşüyorum? K am il: Araban bende. Onun için aradım. Cenk: Kimsin sen? K am il: Sakin ol. Bize on beş bin lira vermezsen araba yı parçalar şaftını da sana gönderirim. Anahtarlar da ben de olduğu için sigortadan parayı nah alırsın. C enk: N e istiyorsun? K am il: Dedik ya on beş bin. Biz arabanın değerinin sa dece yüzde onunu istiyoruz. Cenk: Parayı verdiğim halde arabamı teslim edeceği nizi nerden bileyim? Kam il: Hop kardeşim.. Orada bir dur. Tamam biz hır sız olabiliriz. Ama şerefsiz değiliz. Parayı getir. Arabayı al.. Seni sonra arayıp parayı nereye getireceğini söyleriz. Bu görüşmeden sonra Cenk neye uğradığım şaşırdı. Önce bunun arkadaşları tarafından kendisine yapılan bir şaka olduğunu düşündü. Ama karşısındaki sesin kendi sinden emin konuşması onu kuşkulandırdı. Aracının ça lındığı gün polis karakoluna gidip başvurusunu yapmıştı. Ancak gelen telefondan sonra avukatına danışarak soluğu İstanbul Asayiş Şube Oto Hırsızlık Masası'nda aldı. Polis, Cenk ile çete reisi Kamil arasında geçen görüş meyi hemen kayıtlara geçirdi. Başkomiser Serkan da "Son 22
Tape'den Kodese
"S u s Ulan Polis D in liy o r!"
günlerde lüks otomobil hırsızlığı arttı. Biz de bu konu üzerinde çalışıyorduk. Bize gelmeniz yerinde oldu" deyip Cenk'in telefonlarını dinlemeye aldırdı. Bir süre sonra çete reisi Kam il, arabasını çaldığı Cenk'i arayıp paranın hazır olup olmadığım sordu.
Cenk: Para hazır da arabamın sende olduğunu nerden bileyim? K am il: Evinden çahnanlan söylesem yeter mi? C enk: Bu arabamın senden olduğunu göstermez. K am il: Şu anda arabanın içindeyim. CD çalarında İb rahim Tatlıses CEPsi var. İş ile ilgili notların da torpido gö zünde. Bu görüşmeden sonra Cenk buluşma için verilen adresi not etti. Buluşma yerine gittiğinde Başkomiser Serkan çok tan ekipleri ile yerlerini almıştı. Çete reisi Kamil ve adam ları suçüstü yakalandı. Polis, iş adamı Cenk'ten sonra aynı yöntemle çalman birçok arabayı da sahiplerine teslim etti.
23
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Abi adam dükkanı kapattı. Dükkana giriyor muyuz? - Lan salak, lan geri zekalı, oruçlu oruçlu hırsızlık ya pılır mı? - Tamam abi, o zaman orucu açalım öyle gireriz. - Sen süzme salaksın lan süzme salak.
24
Tape'den Kodese
"S u s Ulan Polis D in liy o r!"
- Abi şimdi enteresan bir şey oldu. Ankara'daki arka daş gözaltına alınmış. Benim bundan haberim yoktu. Se nin yeni aldığın numarayı ben ona mesaj olarak geçmiştim. Sonra duydum ki telefonlarına el koymuşlar. - Ah inanmıyorum. Felaket. Ne yapacağım şimdi? - Değiştireceksin kartı... - Kartı değiştiremem oğlum. Çok para verdim ben bu numarayı almak için. Hay senin yaptığın işi ya. - Tamam abi. Kartı değiştirme ama oradan da bir şey konuşma.
25
Tape’den Kodese
"S u s Ulan Polis D in liy o r!"
"O ENAYİ BENİM" İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Asayiş Şube Müdürü ile G asp Büro Amirini makamına çağırdı. İstanbul'da son günlerde artarak devam eden PTT şubesi soygunları için "Bu işi hemen halledin!" talimatını verdi. Gasp Bürosu'nun sorumlu amiri Erkan "Sayın M üdü rüm. Konu ile ilgili çalışıyoruz. En kısa zamanda bu işi çözer, soyguncuları yakalarız" deyip makamdan ayrıldı. Neredeyse tüm mesaisini soyguncuları yakalamaya ayırdı. Amacı soyguncuları önce tespit etmek, sonra da suçüstü yakalamak oldu. Gasp Bürosu polisleri, soyulan PTT şubelerinin bu lunduğu bölgedeki baz istasyonlarını inceledi. Sadece üç numara her soygunun olduğu yerden sinyal veriyordu. Hemen bu numaraları dinlemeye başladılar. Soyguncula rın yeni bir eylem yapmadan önce yakalanması için tele fon dinlemeleri canlı takip yöntemi ile yapıldı. Telefonu dinlenen zanlılardan Sami isimli bir kişi di ğer iki kişiyi arayarak "Size bir adres vereceğim. Yarın ora yı ziyarete gideceğiz" dedi. Verilen adresin Kasımpaşa'da bir PTT şubesi olduğu nu belirleyen Emniyet Amiri Erkan, Gasp Bürosu' nu alar ma geçirdi. Sabah erkenden soyguncuların geleceği PTT şubesine gidildi. İçerde sivil polisler vardı. Birbirini tanımıyormuş gibi davrandılar. Tam karşıda da bir çay ocağı 27
Savaş Akın - Lokman Dağ
bulunuyordu. Polis şefi Erkan bazı polisleri de orada ko nuşlandırdı. Altı polis ikişerli gruplar halinde oturup çay içiyordu. Amaç; kimsenin burnu kanamadan soyguncuları suçüstü yakalamaktı. Öğlene doğru Sami ve adamları geldi. Ancak bir terslik vardı. PTT şubesine girmediler. Polislerin bulunduğu çay ocağına gidip oturdular. Erkan da çok geçmeden yanları na oturdu. Sami'ye selam verdi. Sami de polis şefine " Abi sigaran var m ı?" şeklinde karşılık verdi. Daha sonra diğer yanlarında oturan iki kişiye selam verdi. Sami onların da polis olduğunu bilmiyordu. Ülke meselesi, futboldan konu açıldı, sohbet koyulaştı. Sami yanındaki polise sordu: Seni sevdim. Ne iş yapıyorsunuz?
Polis: Ben yanımda oturan arkadaşım ile ortağım. Tekstilciyiz. Ama bu aralar işlerimiz çok bozuk. Siz ne iş yapıyorsunuz? Sam i: Biz serbest iş yapıyoruz. Ama sizi sevdim. Du run bakalım. Biz yakında bir voleyi vuracağız. Sizi de gö rürüz.
Daha sonra Sam i ve adamları orada araca binerek uzaklaştı. Emniyet Amiri Erkan çevrede konuşlandırdığı polis arkadaşları ile Asayiş Şube'ye döndü. Bir yandan ne den vazgeçtiklerini anlamaya çalışıyor, diğer yandan da telefon dinlemeleri devam ediyordu. Çok geçmeden Sam i'nin dışındaki iki kişinin telefon görüşmeleri kesildi. Yapılan incelemelerde telefonların kontörlerinin bittiği, bu nedenle kullanılmadığı belirlendi. 28
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Artık ellerinde dinlenen tek hat vardı. O da Sam i'nin kul landığıydı. Kısa süre sonra Sam i'yi dinleyen polis birden birim amiri Erkan'ı aradı. "Am irim . Acil bir durum var!" diyerek telefon dinlemesinin yapıldığı yere çağırdı. Sam i birçok kişiyi arayarak kendisine acil kontör yollamalarını isti yordu. Buraya kadar durum normaldi. A ncak aralarmda Mehm et admda birini araması ve aralarmda geçen diyalog polisin dikkatini çekti.
Sam i: Mehm et ne haber lan. Kısa kesiyorum. Bana acil kontör yolla. M ehm et: Hayırdır abi ne oldu? Sam i: Param yok. Biri bana kontör göndermezse bu hattı kullanmayacağım. Kartı da kırıp atacağım. Benzer görüşme Sami ile sekiz kişi arasında daha geçti. Ancak kimse Sam i'yi arayıp "Sana kontör gönderdim " de medi. Sami hattı çıkarırsa yeni numarasmı bulup dinlemek çok uzun süre alacaktı. Bu sırada yeni soygunlar da olabi lirdi. Emniyet Am iri Erkan peşinde olduğu çeteyi elinden kaçırm ak istemedi. Hemen bir çare buldu. Kendi aralarm da bin lira para topladılar. Bu para ile Sam i'nin numarasına internet üzerinden kontör gönderdiler. Hattına yüklenen kontörleri görüp şaşıran Sami bu kez arkadaşlarını aradı.
Sam i: Alo sen bana kontör gönderdin mi? X K işi: Hayır. 29
Savaş Akın - Lokman Dağ
Sam i: Yapma yaa. Enayinin biri bana acayip kontör göndermiş. Kim olduğunu bilmiyorum. Ama bu kadar çok kontör gönderdiğine göre enayi olmalı. Sami ve adamları daha sonra düzenlenen operasyonla yakalandı. Kendisini yakalayanların kısa süre önce çay içip sohbet ettiği kişiler olduğunu görünce çok şaşırdı. Emniyet Amiri Erkan'ı da görür görmez tanıyıp "Sen bana sigara vermiştin. Seni tanıdım ." dedi. Ancak polisin Sami'ye sürprizi bitmemişti. Polis şefi Sami'ye "H ala sana bin liralık kontör gönderen enayinin kim olduğunu merak ediyor musun? O enayi benim ha berin olsun."
30
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Seni o kadar aradım. Neden açmadm? - Bu gün bizim çok telaşımız vardı. My wife had to le ave again (BENİM EŞİM TEKRAR GİTM EK ZORUNDAY DI) A m erika'ya gitti. - Neden gitti? - Televizyonları seyredersen anlarsın.
31
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
TELEFONLARI PASO DİNLİYOR Silah taşıma ruhsatı alamayan kişilere, sahte evrakla ya da başka şirketlerde yönetici gösterip ruhsat alan bir çete olduğu konusunda Organize Suçlarla M ücadele Şubesi'ne ihbar geldi. İhbarda; çeteden ruhsat alanların arasında iş adamı ve sanatçılar olduğu bilgisi de yer aldı. Polis bu ihbarı göz ardı etmedi. İsmi geçenler hakkın da hemen teknik ve fiziki takip başlattı. Eski bir polis olan çetenin elebaşı dahil toplam kırk dokuz kişinin telefonları dinlemeye takıldı. Dinlemeyi yapan memurlar bir şeylerin ters gittiğini anladı. Çünkü çete üyeleri kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde telefonlarının dinlendiğinden söz ediyordu. İlyas isimli çete üyesi polisin ism ini belirleyemediği bir kişi ile yaptığı görüşmede bu durumdan söz ediyor.
İlyas: Tapudaydım ya. Şu telefonları paso dinliyorlar ya. Bu telefon da dahil. X K işi: Niye? Hayırdır ya? İlyas: Dertleri, düşmüşler bizim şirketlerin peşine. X K işi: Tamam o zaman normal bir telefondan görü şürüz.
33
Savat Akın - Lokman Dağ Zanlıların kendi aralarındaki görüşmelerde de gizlili ğe oldukça dikkat ettikleri polisin dikkatinden kaçmadı.
Yasin: He abi bi şey görüşseydik bi dosya vardı ama... Halledebilir m isin şey vardı 636? Yüksel: Ama telefonda sıkıntı var. Şey yapma. Telefon larda sıkıntı var. Buna benzer bir görüşme daha geçti çete üyeleri ara sında.
Nalan: Iş Bankası'ndan yeni çıktım tamam mı, bir ar kadaşımdan para aldım şimdi bende iki bin Dolar para var abi... Ben şimdi oradan iki bin dolar para aldım abi. Bunu bir şekilde yapmamız lazım abi. Bana bir tane daha iş geldi onun akrabası o da otelci adam bana... 40 000 Euro dedim yapacağım dedim. Kadının hemen sözünü kesen Yasin: Şişt şişt. Telefon da telefonda. Sen buraya gel de konuşalım. Bu görüşmelerden sonra polis kendi bünyesinde kös tebek alarmı verdi. Biri operasyonu mu sızdırdı? Böyle bir ihtimal çok zayıftı. Çünkü dinlemeyi ve tahkikatı yapan ekip yıllardır birlikte çalışıyordu. Çok geçmeden çete üye leri telefonla birçok konuyu açık konuşmaya başladı. Çete üyesi İlyas'm söylediklerinin sadece bir tahmin olduğu or taya çıktı. Ünlülerin silahçısı olarak nam salan çeteye bir iş adamı müracaat etti. Ahmet isimli iş adamı taşıma ruhsatı alamı yordu. Çeteye sahte evraklarla ruhsat almak için geldi. An 34
Tape’den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
cak A hm et'in ortağı ile yaşadığı sorunlar çete üyelerinin gözünü korkuttu. Bu nedenle işlemleri askıya almdı.
Lütfü: Bu A hm et'in işini biraz beklemeye alıyoruz. Onunla ilgili sana m ail attım. M ehm et: Niye ki? Lütfü: Ya bu eski ortağından ayrılmış. Bugün bir hi kaye anlattı uzun bir hikaye... Uyuzun teki... Bunu tehdit mehdit etmişler savcılığa başvuruda bulunmuş. Epey bir tantanalı bir şeyler anlattı bana... Yani "Şu ara silah alırsam kullanmak zorunda filan kalırım, Allah gösterm esin" dedi. O nedenle bunun işini beklet. İş adamının çeteden alacağı sahte evraklara çıkaracağı ruhsat sayesinde silah alıp ortağım vurma ihtimalini göze alamadı. Zira bu ihtim al gerçekleşirse yapılacak polis araş tırmasında çetenin tüm işleri ğün yüzüne çıkacaktı. Ekrem isim li bir kişi de silah taşıma ruhsatı alacak du rumda değildi. Çareyi çeteye başvurmakta buldu. En tepe deki isim olan Oktay'a başvurdu. Oktay bu işe olur verdi. Ekrem 'i bir şirkette ortak olarak kayıtlara geçirdi. Ancak unuttukları bir şey vardı. Şirkete ortak olan Ekrem aym za manda şirketin de borçlarına ortak olmuştu. Bu durumu yurt dışına çıkmak isterken havalimanında başına gelen sürpriz ile öğrendi. Ekrem : ... Şim di seninle bi özel, bi önemli konu gö rüşmem gerekiyor neredesin sen?.. A bi görüşelim seninle mutlaka. Bi görüşmemiz lazım benim bu silah ruhsatıyla ilgili benim ciddi sıkıntılarım var. Ben şoktayım şu anda. 35
Savaş Akın - Lokman Dağ
Bi şekilde ben dünden beri izliyorum, dün ben yurtdışı... Yurtdışına çıkarken dediler ki, böyle böyle dediler, çıkış yapamazsın dediler, sebebi ne dedim, dediler ki borcun var dediler. Kardeşim bana vergi borcun var dediler. Avcı lar Vergi Dairesi Müdürü'nün yanına gittim. Avcılar Vergi Dairesi Müdürü hemen temiz kağıdımızı çıkarttı benim vergi borcum olmadığını söyledi. Dediler ki senin borcun kardeşim Tuzla'dan. Ne kadar yedi yüz küsur milyon, mil yar. Ne bu kardeşim? Sen dediler başka bi şirkette dedi ler müdürsün dediler, müdür müsün dediler. Dedim ki, Kardeşim sız kafayı mı yediniz benim şirketimden başka bi şirketim yok bunun dışında da böyle bi şey olamaz, de dim. Tamam mı, ondan sonra tabii kayıtlara falan girdik. Ben bugün Ticaret Odası Başkanı'nın yanına gittim başkan benim abim... Oradan olaylar çıkarttık falan filan derken benim bu silah aldığım dönemde sen bana büiyorsun ruh satı sen aldın, hallet bunu.
Oktay: ...Ya deli misin ? Öyle bi şey olabilir m i ya? Ekrem : Çok sıkıntılı bir iş anladın m ı, bu çok sıkıntılı. Ama ben yurt dışı yasağı değil benim vergi dairesine böyle bir sahte şirket ilişkim yok diye dava açacağım. Oktay: Şimdi hayır, dava açması hem beni zora sokar beni zora soktuğu kadar seni de zora sokar. Sen panik yap ma. Bir çözüm bulacağım. Polis, Av Mevsimi adını verdiği operasyonla Oktay'ın da aralarında bulunduğu kırk dokuz kişiyi gözaltına aldı.
36
Tape’den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- İşler nasıl? - Abi herkes herkes sipariş veriyor. Orijinali de piyasa da şu an yok. Bizde de yok. - Daha iyi işte. Siz de o ilacın yapabildiğiniz kadarı nı yapın. Yaptığınız ürünleri de para alabileceğiniz yerlere kakalayın.
37
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
ADRIANA LİMA Her şey bir babanın ihbarı ile başladı. Çok sevdiği oğ lunun uyuşturucu kullandığını öğrendi. Ne yaptıysa çare olmadı. O da çareyi polise gitmekte buldu. Oğlunu ihbar etti. İzmir Narkotik polisi ih b a ra babadan aralannda bir kimyagerin de bulunduğu çeteye ulaştı. Polisin takibinde ki "D oktor" lakaplı kimyager, uyuşturucu hapların yam sıra cinsel gücü artıran haplar da im al etti. Bu hapları da ilk olarak denemeleri için arkadaşlarına verdi. Doktor'u, Mahmut isimli arkadaşı arayarak cinsel gücü arttıran hap istedi.
M ahmut: Doktor var m ı yeni bir şey? D oktor: M ahmut abi yeni bir hap yaptım sıcak sıcak.. Şaşırırsın. Yemin ederim kaşık kaşık yersin. M ahm ut: N asıl yani lan... Bak oğlum yengen ile ara mız bozuk. Olmuyor artık o iş. Doktor: Tamam abi vallahi öküz etkisi yapıyor. Ayrıca yengeyi de Adriana Lima gibi gösterir. M ahmut: Lan oğlum o da kim ? Tamam lan gönder, m erak ettim. Daha sonra Doktor, Mahmut isimli arkadaşını aradı. 39
Savaş Akın - Lokman Dağ
D oktor: Ağabey ne oldu sonuç? Oldu mu o iş?.. M ahmut: Lan oldu oldu. Valla çok güçlü ha. Ama sana şunu söyleyeyim, neydi lan o karının ismi? Doktor: Adriana Lima abi. M ahmut: Bir daha senden ilaç almam. D oktor: Neden abi ne oldu ki? M ahmut: Neydi o söylediğin kadının ismi? Doktor: Adriana Lima. M ahmut: Ha işte o, yengen o kadar yaşlanmış ki Adri ana Lima olsa bile bu yaşta çekilmez. Bu ilginç diyaloglarm da aralarında bulunduğu te lefon dinlemelerinde polis yeteri kadar delile ulaştıktan sonra operasyon düzenledi. İzm ir'deki operasyonda çete çökertilirken ele geçirilen çok sayıda uyuşturucu hap da imha edildi.
40
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Alo abi senin telefonun dinleniyor mu? - Neden sordun? - Şenle önem li bir şey konuşacağım. - Olabilir. Dinlendiğinden şüpheleniyorum. - O zaman kapat ben seni arayayım...
41
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
TELEKULAK KAZALARI Telefon dinlemeleri iki türlü oluyor. Belirlenen numa ralarda geçen görüşmeler ya banda kaydedilip daha sonra tape haline, yani yazılı hale getirilir ya da canlı canlı ta kip yapılır. Yani b ir polis memuru o anda telefonda geçen görüşmeyi canlı olarak dinler. Bu tarz dinlemeler her an eylem yapabilecek olan kişiler, terör örgütleri ve kaçma şüphesi olan kişiler için yapılır. Ancak canlı takipteki gö rüşmeler de kayıt altına alınır. Telefon görüşmelerinin tape haline getirilmesinde ba zen iş kazaları da yaşanır. Polis telefonda geçen kelimeleri yanlış anlayabilir. Bu durumda da ortaya ilginç sonuçlar çıkar. İşte bu olaylardan örnekler: Soydaş ülkenin vatandaşı iş adamı Mübarek Sarı yer Cumhuriyet Savcılığı'na giderek ünlü armatör Veysi Baklavacının kendisini tehdit ettiğini söyledi. Savcılık soruşturma açarak dosyayı Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ne gönderdi. Çünkü bu polis birim i iş adamı Bakla vacı hakkında daha önce de işlem yapmışta. Baklavacı'nm telefonları dinlemeye alındı. Dinleme yapan polis geçen bir görüşmeden adeta şok geçirdi. Çünkü Baklavacı bir kadım arayarak suç teşkil eden bir madde istiyordu. 43
Savaş Akın - Lokman Dağ
Baklavacı: Ya bana acele Afyon lazım. Sende varmış. Aysel: Ya sorma bir tane vardı. Ama kalmadı. Daha sonra ayarlarım ama zaman alır. Baklavacı: O kadar bekleyemem bana acil Afyon la zım. .. Operasyondan
sonra
gözaltma
alınan
iş
adamı
Baklavacıyı emniyette bir sürpriz bekliyordu. Tehdit su çundan gözaltına alınmıştı. Ancak kendisine sorgu sırasın da "Afyonu kendin için mi başkası için mi istedin?" diye soruldu. Bu soru karşısında şok olan Baklavacı iddiayı reddetti. Uyuşturucuyu kimden istediğini sordu. Polis ise ilgili görüşmeyi hatırlatarak Aysel ismini verdi. Veysi Baklavacı ise "Ben Aysel'den uyuşturucu afyon değil yeni çıkan cep telefonu markası olan Ayfon (IPhone) istedim. Siz beni yanlış anladınız. İnanmıyorsanız araştı rın. A ysel'in ünlü bir alışveriş merkezinde GSM bayisi ol duğunu göreceksiniz" dedi. Polis ise daha sonra yaptığı araştırmada Baklavacı'nın haklı olduğunu anladı. Bir diğer iş kazası da gazeteci yazar Nedim Şener'in gözaltına alındığı soruşturmada oldu. Şener ile duayen gazeteci Uğur Dündar arasında esprili geçen bir konuşma tutanaklara farklı şekilde yansıdı. Şener'in Dündar'a telefonda Yunan mitolojisindeki en kudretli tanrı olan Zeus'u kastederek "Yüce Zeus" diye hi tap etmesine karşılık, bu ifade, dinlemeyi yapan polis me muru tarafından "Yüce D eyus" diye kayıtlara geçti.
44
Tape'ien Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Uğur Dündar: Efendim Nedim... N edim Şener: En içten dileklerimle sizi selamlıyorum yüce Deyus. Uğur D ü n d a r:... (gülüyor) N edim Şener: Ama yani bunu kalbim le inanarak ve tasdik ederek yani şey yaparak söylüyorum yüce Deyus. Uğur Dündar: Sağolsağol. N edim Şener: Bundan sonra siz bana diyorsunuz ya albay Nedim diye ben de size sayın Deyus... Uğur Dündar: Sağol Apollon, sağol Apollon. N edim Şener: Eyvallah abicim, maçta mısınız? Uğur D ündar: Çocuklarlan basketbol idmanmdayız. Nedim Şener: Öyle mi tamam hadi bakalım. Uğur D ündar: Hadi. Nedim Şener: Peki hürmetler. Uğur D ündar: Sağolsağol. N edim Şener: Çok güzel olmuş. Zeus konusu ise gazeteci yazar Yılmaz Ö zdil'in Ayşe A rm an'a verdiği röportajda çıktı. Özdil, Uğur D ündar'ı te levizyonculuğun Zeus'u olarak nitelemişti.
45
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Seni almaya geliyim mi, ustacım arabayla? Şah in le gelecektim. - Aldın mı sen onlardan? - Aynen. Aldım geziyorum. - Nereye koyacan? - Bi yere koyduğum abi yok işte, geziyorum. - Lan salak salak olma. Git bir yere koy onu. - İyi tamam ustacım. O zaman o şekil de yapayım. - Alinin ora açıksa Alinin oraya koy plakalarını. - Tamam tamam.
46
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Ne yaptın? Ayarladın mı işleri? - Evet abi rahat ol. - Ne zaman göndereceksin? - Abi 46 m etrekare arsayı bugün gönderiyorum. En kısa zamanda da yüz yirm i buçuk koyunu da yükleyip yola çıkaracağım.
47
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
BU BİR İHBARDIR Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ne, Sarıyer Cum huriyet Savcılığından yeni bir talimat geldi. Savcılık, ar matör Veysi Baklavacı hakkında soydaş ülkenin vatandaşı M übarek'i tehdit ettiği iddiasıyla soruşturma açıp telefon larının dinlenmesini istedi. Soruşturmaya sebep olan iddia ise M anken Derya Karataş'm sevgilisi Baklavacı'dan ayrılıp iş adamı M üba rek ile birlikte olmaya başlaması oldu. Bu durumu hazme demeyen Baklavacı, iş adamı M übarek'i tehdit etti. Polis hemen Veysi Baklavacı hakkında teknik takip başlattı. Baklavacı, telefonda arkadaşlarına Karataş ile ay rılıklarının basma yansıması nedeniyle dert yanıyordu. Bir konuşmada arkadaşı Volkan'a şöyle içini döktü:
Baklavacı: Ben bu hale gelecek adam mıyım? Rezil ol dum herkese. Şimdi eşim de duyacak. Kesin beni evden kovar. Ben de Evden Kovulan Erkekler Derneği
kurup
başkanı olurum artık. Volkan: Üzülme bir şey olmaz.. Veysi Baklavacı: Nasıl olmaz. Ah Derya ah! İnşallah kötü yola düşersin... Volkan: Ne olacak ondan sonra? 49
Savaş Akın - Lokman Dağ
Veysi Baklavacı: Ne olacağı var mı? O, kötü yola dü şerse kartıma 'Hamili kart yakınımdır' diyerek ona arka daşlarıma yollarım.. Bir başka görüşmede ise Volkan, arkadaşı Baklavacı'yı ihbar etti.
Volkan: Ya arkadaş, sen hiç uslanmayacaksın. Hala ak im fikrin orada. Veysi Baklavacı: Ne olmuş yani?.. Volkan: Şu anda telefonumuzu dinleyen sayın amirim... Veysi Baklavacı: Amir olmaz. Volkan: Komiser olur mu? Veysi Baklavacı: Olur. V olkan: Sayın komiserim. Bu bir ihbardır. Bu Veysi'nin piyasadaki bütün kadınlarla ilişkisi var. Bir türlü uslan mıyor. Polis soruşturmanın tamamlanmasından sonra düzen lediği operasyonda aralarında Baklavacının da bulunduğu altı kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alman iki kadın hakkın da muhabbet tellallığı suçlamasıyla işlem yapıldı.
50
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Alo durumlar nasıl? - İyi. Fena değil. - Oğlum neden bu kadar az geliyor sesin? Duymuyo rum. - Kısık sesle konuşuyorum. Sen de öyle yap. - Lan m anyak mısın? Neden öyle yapayım? - Esas manyak sensin lan. Konuştuğum duyulmasın diye yapıyorum. Haberin yok mu? Telefonlar dinleniyor.
51
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
PAŞA BABA OLUYOR... Askere gitmek istemeyenlere sahte çürük raporu ha zırlayan, rapor alamayan kişileri de istedikleri yerlerde as kerlik yaptırdıkları iddia edilen ve aralarında Hava Askeri Savcı A lbay'ın bulunduğu çete uzun zamandan beri faali yet yürütüyordu. Birçok dizi oyuncusuna da çürük rapo ru alan çeteyi Organize Suçlarla M ücadele Şubesi ekipleri çökertti. "Sahte çürük raporu" çetesi soruşturması polise gelen bir ihbar ile başladı. Kısa süren bir araştırmadan sonra, so ruşturma için mahkem e izin kararını çıkardı. Artık delil toplamak için polis hem en işe koyuldu. H er zamanki gibi yine en önemli konu teknik takip oldu. Çete üyeleri ara sında geçen kom ik telefon görüşmelerinde, çetenin Hava Askeri Savcı Albay Ziya Yay'a, çete lideri Tuncay Yamaç bir kadın göndermek istedi. Anlaştığı M elek isimli hayat kadınını da bakım lı olması konusunda uyardı.
Yamaç: A nkara'ya gidiyoruz ya. Biraz kendine bak yani. Fiziksel anlamda, ne demek istediğimi anladın. Ben seni orda özel biriyle tanıştıracağım. M elek: Tamam. Yalnız gidiyoruz da, öyle beş yüz lira ya falan kimseyle yatmam. En azından altı yüz. Yani anla dın mı, iyi para versinler. Yamaç: Tamam altı yüz olsun. 53
Savaş Akın - Lokman Dağ
M elek: Tamam ben de en güzel halimle geleceğim. Ankara'daki gelişmeden bir süre sonra Melek isimli ha yat kadını A lbay'dan hamile kaldığını çete lideri Yamaç'a söyledi. Tuncay Yamaç, çete üyesi Erhan ile görüşürken Albay Yay'a korunmadığı için serzenişte bulundu. Erhan: M elek aramış beni. Mesaj çekmiş, arasın diye, aradım. Yamaç: Paşam baba oluyor. A., k.. Ulan dedim ne ayak? Erhan: Benimle dargın, para istedi. Para olmadığı için vermiyorum. Vereceğim tabii. Bir milyar lira vereceğim ona ya. Kız hak etti çünkü ayıp olur. Çok şerefsizlik yap mış oluruz. A bi kız hamileymiş. Yamaç: A., k.. prezervatif kullanmadın mı? Çete üyelerinin polis tarafmdan dinlemeye alındıkla rından şüphelendikleri ancak bunu çok önemsemedikleri de telefon kayıtlarında yer aldı. Yamaç ile çete üyesi bir kişi arasında yapılan görüşmede gizliliğe dikkat etm e ça baları yer aldı. X K işi: Bizim bir oyuncu arkadaşımız. Ya sonra konu şuruz bunu, bizden ama. Yamaç: Arka Sokaklar. Yamaç'm dizinin ismini söylemesi çete üyesini bir hay li sinirlendi. 54
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
X K işi: İşte söyleme diyorum söylüyorsun be abi. Yamaç: Lan olsun oğlum. Ne olacak ki be manyak. Kötü bir şey yapmıyoruz, vatana m illete faydalı hareketler yapıyoruz. Yamaç ile ünlü bir iş kadınının oğlu Mehm et Çarıklı arasında geçen bir görüşmede ise neden dinlendikleri ko nusunda yorum yaptı. M ehm et Ç arıklı: Abi niye böyle cızırtıyor? Bende mi arıza var? Yamaç: Herhalde artık takibe alındık. Bizi takip etme yecekler kimi edecekler? Ama hiç bi şey konuşmuyoruz ki. M ehm et Ç arıklı: O nlar da anlamıyordur yani ne yapı yor bu herifler filan diyordur kendi kendilerine. Çete üyesi olan Ayhan kardeşinin askere gideceğini, bu nedenle torpil yaptırılarak iyi bir yere verilmesini çete lideri Yamaç'tan istedi. Ayhan: Tuncay, benim kardeşim askere gidecek. Üni versite mezunu, kendi kardeşim. Yamaç: Tamam on bin dolar, dört resim, bi kimlik gön der. Ayhan: Bize de m i aynı tarife? Yamaç: Paranın hepsini bana m ı kalıyor?
55
Savaş Akın - Lokman Dağ
Yeni bir kişiden bahseden çete üyesine Yamaç: Yalnız 20 bin dolar falan alırım haberin olsun. X K işi: Abi sende iyice zam yaptın. Biz beş kuruş ka zanamayacağız bu işten. Onun için yapmıyorum. Kaç para diyeceğiz adama otuz bin dolar mı diyeceğiz?
Yamaç'm bir başka görüşmesinde ise sanatçılara ve j zengin işadamlarına sahte çürük raporları ayarlayarak nasil büyük bir gelir elde ettiğini açıklıyordu.
Yamaç: Sen beni bi dinle tamam mı? Bir tecrübe konuş- J sun da... Ben yüz elli-iki yüz kişiyi öyle şey yaptım ben bir trilyon ciro yaptım, bir buçuk senede sen m erak etme bu i işi abi. Onun için hani der ki komando olmaz, bilm em ne olmaz, eğitimden m uaf gider. Orda hata yapmayın. Daha sonra bir dizide oynayan oyuncuyu kast ederek,
"Yarın bir tane çocuk geliyor. Şimdi çocuk nokta istiyor ta- ; m am mı? Oyuncu çocuk tamam mı? O parlak surat var ya, genç çocuk hani.
Karşı taraftaki çete üyesinin "Toplamda ne kadar mal i alacak adam ?" sorusu üzerine Yamaç "Oğlum işte ben bir tane onun çevresinden yaptıydım zaten, onun devamı ge
liyor O camia var ya. Beni bir senede beş yüz-altı yüz lira ; ciro yaptırdı" şeklinde karşılık verdi. Çürük çetesi üyeleri zaman zaman müşteri bulm a ko nusunda birbirleri ile atışıyordu. Bir telefon görüşmesin de sahte raporun ücretini ödeyemeyen bir kişi için Yamaç: Tahir'i arıyorum, telefonunu açmıyor bak. Adam beni ara
56
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
dı şimdi. İsm ini mismini verdim, zartanı her şeyi durumu nu öğrendik. Orda açık kaldı. Dedim ki p e .. .ge hani mesai saatine kadar ara, ben sana dönecem abi, onun dönmesinin a., ko.. Aldırırım onu evinden, o., ço... yapm asın." Yamaç aym konu hakkındaki bir başka görüşmede ise: Tahir napıyor? Kredi mi alıyor? Çete üyesi: Tahir maaş yazısı aldı. Krediye başvurdu. Sen ona şey demişsin. On milyara hallederiz demişsin. Yamaç: On milyara hallederiz demedim, yani belli ol maz demedim. Am a tamam yapacam. Bu kardeşimize yar dımcı olacam. Çete üyesi: Ya çok gariban. Yamaç: Oğlum bütün yük bunda o zaman. A., ko.. bi tane zengin adam bulamıyorsun, si..m planım senin ya. Çete üyesi: Oğlum dal ya... garibanın arkadaşı gariban olur, ib.. bak ya. Çürük çetesi kendisinden rapor almak isteyen oyuncu ların gelir durumuna göre fiyat belirliyordu. Yamaç: Hades ikinci diziye de imza atıyor. Şafak Sezer'in karşısında oynuyor. Şafak Sezer var ya. Ya olmazsa biz yüz milyar mı istesek a ... .k ... Ben yazmayım ona yazdıracam. Lan gider ib....tehdit mehdit etti der O ....çocuğu. Çete üyesi: D esin abi kendi g ö .... gider abi. 57
Savaş Akın - Lokman Dağ
Yamaç: Bugün ne oldu biliyor musun? H ades'in gö.. başı oynuyordu. Altmış milyar lira alacağım vardı. Atla gel lan buraya dedim. Konuşup durma, dedim imzala lan se netleri dedim. Senetleri aldım. O., ç.. bu oyuncular ya. Tabii canım kurnaz hemen imzaladı. Bir de artistlik yapıyordu. Lan oyun mu oynuyoruz lan dedim. Nefes alıyorsun burda dedim. Sakin dur lan dedim. Nasıl dedim hastanede kan gibiysen burda da olacaksın karşımda dedim. Sinirlendirdi insan, bi sorar abi bayramda bir ihtiyacın var mı? Zart var mı? Zurt var m ı diye. Bu görüşmelerin yam sıra çete, Beşiktaş'ta büyük bir holdingin arazisine yanında bulunan Hava Kuvvetleri ara zisi nedeniyle "İnşaat yapılam az" karan aldırdı. Farkında olmadan çete kendi kuyusunu kazmaya başlamıştı. Daha sonra bu kararın kaldırılması için de holding yetkililerin den beş milyon dolar para alınması planlan yaptı. Ancak polis tüm hazırlıklarını tamamlamıştı. Onlar zengin olma hayalleri ile uykuya dalarken, şafak vakti po lis tek tek kapılarını çaldı. Operasyonda Albay Ziya Yay, Tuncay Yamaç'm da aralarmda bulunduğu on yedi kişi po lis tarafından gözaltına alındı.
58
Tape’den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Alo iki teneke peyniri gönderiyorum.. - Tamam. Gönder. - Aman dikkat et. - Niye? - Bu peynir değil, öbüründendir.
59
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
TAM TEÇHİZAT İstanbul'da düzenlenen operasyonlarda birçok hırsız lık çetesi Asayiş polisi tarafından çökertildi. Kasa hırsızlığı yapan İbo ve arkadaşları da çareyi bir m üddet ortalıktan çekilmede buldu. Ancak parasız kalınca başka bir yol bul du. İstanbul'da ava giderken avlanıp polis tarafından ya kalanma ihtim ali çok yüksekti. Bu nedenle onlar da çareyi İstanbul polisinden çok uzakta hırsızlık yapmakta buldu. Ne kadar uzağa giderlerse İstanbul polisinin kendilerini yakalama ihtimali o kadar azdı onlara göre. Türkiye'nin en doğusuna Doğubeyazıt ve İğdır'a gidip oradaki kasalan soyacaklardı. Bir araç kiralayan kafadarlar hemen yola çıktı. Yolda da İstanbul'dan uzaklaştıkları için polis de artık onları izlemeyecek, artık telefonla da rahat rahat görüşeceklerdi. İbo ve üç adamı kiraladıkları araçla İğdır'a doğru yola çıktı. Yolda arkadaşı A yşe'yi arayıp müjdeyi verdi.
İbo: Şimdi biz dört kişi geliyoruz. Doğubeyazıt'ta bir kasacı tuttuk. Bir de araba kiraladık. Gelip orada kasa işi yapacağız. İstanbul'da bize rahat yok. Para varmış oralar da. İnşallah otuz- kırk bin lira para kaldıracağız. A yşe: Yakalanmayasınız?
İbo: Yok. Tam teçhizat gelmişiz. 61
Savaş Akın - Lokman Dağ
Ayşe: Siz en iyisi onu İğdır tarafında bi yerde patlatın arabayla. Sonra buraya gelin.
İbo: Bakarız. Ayşe: Tahminen ne kadar vardır? Ben de kasayı sizden çalayım.
İbo: Üç kasa var. Akıllı tek bi kasa değil ki. Ayşe: Kaç yıl yersin yakalandığınızda? Bence üç veya da dört.
İbo: Ne ettin sen? Ayşe: Hırsızlık lan. Kolay bir şey değil. Diyelim ki pat lattınız. Paralar yanmaz mı?
İbo: Paralara bi şey olmaz. Ayşe: Ha şifresini kıracaksınız.
İbo: He Kıracaz. Olum kasayı kıracaz. Sabah A yho'ya telefon aç. Bana gizliden bi telefon açsm tamam? Ayşe: E sen ara de.
İbo: Tamam lo. Ben derim......... Kasa hırsızları uzun süren bir yolculuktan sonra Doğubeyazıt'a geldi. Burada keşif yaptıktan sonra soya cakları yeri belirlediler. İşyerinin kapanmasından sonra elebaşları olan ibo adamlarına start verdi. Bir kişi de dışa rıda kalacak çevreyi kolaçan edecekti.
M ehm et: İbo yalnız caddede bekçi var. Ses çıkarmayın. Ona göre çıktınız mı yukarıdan koşmayın ha... 62
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
İbo: Biliyorum ne yapacağımı. M ehm et: Aynı yerinden çıkın, bekçi var, bekçiyi gör dük. İşinize bakın ama sessiz. Kasanın önüne gittiğiniz zaman kasayı yukarı doğru çek. Ses çıkarsa bekçiler sizin ordalar tamam. Ona göre ha.
İbo: Tama m erak etme lo. İstanbul polisinden uzakta rahat rahat hırsızlık yap manın hevesi ile Doğubeyazıt'a giden hırsızların peşini Asayiş polisi orada da bırakmadı. Kasa hırsızlarının tele fonları canlı takip yöntemi ile İstanbul'dan anbean din leniyordu. Polis bununla da kalmadı. Çetenin çıkmasına yakın Doğubeyazıt'taki m eslektaşlarını arayarak durumu bildirdi. İbo ve adamları da başlarına gelecekten haberiz bir şekilde kaçacaklarım sanıyordu. İçlerinden biri kasayı soyarken de kaza geçirmiş ve bileğini kırmıştı.
İbo: Oğlum biz açtık, çıktık. M ehm et: Polisler niye geziyorlar? Sakın çıkmayasınız.
İbo: Ben biliyorum. Biz çıktık. Bileğimi kırdım. M ehm et: Bi şey yaptınız mı?
İbo: Açamadık. Hem de sonu sonuncuyu açamadık. M ehm et: Kaç tane açtınız?
İbo: Bi tane açtık.Yine uğraşıyor, açamıyor. Caminin bahçesindeyiz. M ehm et: Doğubeyazıt Lisesi var ya. Aha orda. Sakın çıkmayın polisler geldi. Size doğru geliyorlar. Tam bizim önümüzde. Pusuya aşağıda. 63
Savaş Akın - Lokman Dağ
İbo: Nerdeler? M ehm et: Şeyin orda. Var ya diğer pasaj. İbo: Ben caminin ordayım. Caminin bahçesindeyim. M ehm et: Yerin güzel. Sakın çıkma. Sana söylüyorum; Farları yaktı. İbo: Bileğim kırıldı. M ehm et: Yılmaz eğil, Yılmaz eğil.. Çeteninbuçabalarıkurtulm alanna yetmedi. İstanbul'da kaçtıkları Asayiş polisi kendilerini bu kez Doğubeyazıt'ta suçüstü yakaladı. Kasa hırsızları ibo ve üç adamı tutukla narak cezaevine gönderildi.
t
64
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liyor!
- Abi sana bir büyük bir de küçük portakal gönderiyo rum. - Tamam abi. Ama hangisi uzun namluluydu? - Hay ben senin abinin ta.... Sus lan kapat ... koya yım ...
65
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
SALON ADAMI, BEYEFENDİ MAFYA Yahya Söz'ün Kıbrıs'ta açtığı kumarhanede işler yo lunda gidiyordu. Ta ki burada bir başka m afya grubunun adamları ile kendi adamları arasında silahlı çatışma çıkana dek. Kıbrıs'taki bu olay İstanbul'da yankı buldu. Polis aynı çatışmanın İstanbul'a sıçramaması için her iki mafya gru bunu da mercek altına aldı. Polis ilk önce Yahya Söz ve adamlarının adeta röntgenini çekti. Bu oluşum ile ilgili olarak geniş bir rapor hazırladı. Rapora göre; Yahya Söz ve adamları, ilk olarak örgü tünü caydırıcı olarak kullanılıyor. Karşı tarafa ulaşmak için gerekli istihbarat çalışmalar titizlikle yapıldıktan sonra ha rekete geçiliyor. Son çare olarak fiziksel ve silahlı şiddete başvuruyor. Örgütün beyin takımında bulunan ve daha önce adli soruşturma geçiren kişiler, diğer üyeleri polisiye tedbirle re karşı devamlı uyardı. Yapılacak eylemlerde iz ve emare bırakılmaması için polis tarafından kullanılan tekniklere karşı tedbirler alındı. İhtilaflar çözülerek taraflardan komisyon alındı. Ku marhaneler işletilerek gelir elde edildi ve bunu tüm ülke bazında kurumsallaştırmak için çaba sarf edildi. Örgütün gerçekleştirdiği eylemler sonucunda birçok üye cezaevine girdi. Devamlılığım sağlamak amacıyla, ce 67
Savaş Akın - Lokman Dağ
zaevinde bulunan örgüt üyelerinin tüm ihtiyaçları bizzat lider Yahya Söz'ün talimatları ile karşılandı. Çetenin tüm finansman ihtiyacını İstanbul, Antalya; Bursa, İzm ir'de kurulan illegal kumarhaneler karşıladı* Buralardan gelen paralarla silah temini, otomobil alınması gibi tüm ihtiyaçlar karşılandı. Böylelikle suçtan kaynakla nan mal varlığı değerleri de aklanmış oldu. Eleman ihti yaçları da Adana, Düzce bölgesinden temin edildi. Başta örgüt lideri Yahya Söz olmak üzere tüm eleman* larm hayat standardı yüksek seviyede oldu. Söz, İstanbul ve Antalya'da beş yıldızlı otellerin kral dairelerinde kaldı. Belek'te de üç lüks villa kendisi ve örgütün üst düzey yö neticileri için kiralandı. Bu tespitlerden sonra polis hemen soruşturmaya baş ladı. Söz ve adamları hakkında hem teknik hem de fiziki takip başlatıldı. Dinlemenin başladığı ilk gün yapılan tespitlere göre Yahya Söz çete için birçok lüks otomobil satın aldı. B u : araçları da İstanbul'da bir banka şubesinden kredi çekerek : aldı. Ancak kredileri düzenli ödemedi. Şube m üdürü ile aralarında çıkan sorunlar nedeniyle de müdür kalp krizi geçirip hastaneye kaldırıldı.
Yahya Söz: Müdürle fena papaz olduk. Kalp krizi mirizi geçirmiş. Telefonda saydım döktüm geçende. Öyle bir şey olduydu. Hastaneye kaldırdılar. Kalp krizi geçirdi. Eli mizde kalacak a.. k..ğumun çocuğu. Yazı yazmış, araba ları bağlattırıyor. Bilmem ne bilm em ne! N asıl neşeli yani. Pazartesi günü öbür şubede başlıyormuş. İşte ben halledecem. Öyle diyecem a ... k...ğu m un çocuğu sinir etti beni. Geçen konuştum ben telefonda daldım buna, on dakika sonra kalp krizi geçirmiş. Hastaneye kaldırmışlar. Herkes 68
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
diyor yani Yahya Söz bağırdı da ondan kalp krizi geçirdi. Bu gün ana avrat gittim zaten şimdi telefonları melefonları da kapalı. Tahmin ediyorum gene hastanede. Diyerek çete üyesine durumu anlattı. Bu görüşmenin birkaç gün ardından Yahya Söz kalp krizi geçirdikten sonra tedavi gören ve hastaneye kontrole giden banka müdürünü aradı.
Banka M üdürü: Abi şu anda hastaneye gidiyorum. Eee, sonra görüşürüz tamam mı? Şimdi hastaneye gidiyo rum. Bir canım var o da gitsin tamam mı? Diyerek telefonu kapattı. Müdürün bu görüşmeden sonra hastanede ikinci kez kalp krizi geçirip yoğun bakıma alındığı da polis tarafından belirlendi. Kıbrıs'ta kumarhanede çıkan çatışmada Yahya Söz ile diğer mafya grubu arasında tartışmalar yaşandı. Bun dan dolayı Söz, yakın koruma ile dolaşmaya başladı. İstanbul'da korumaları atlatıp bir gün sahilde gezmeye çı kınca örgütün ikinci adamı Gaffar hemen Söz'ü aradı.
Gaffar: Niye böyle çıktınız siz, geleyim m i peşinden? Yahya Söz: Bi hava alıyım dedim ya. Gaffar: İyi de peşinden gelsinler yani. Elli metre yüz m etre takip etsinler. Şimdi ben seninle A m avutköy'e ka dar geleyim. Ordan basar giderim. Bu şekilde niye çıkıyor sun abi? Bu şekilde çıkıyorsun, abi yok kahpeliğe can da 69
Savaş Akın - Lokman Dağ
yanır m ı ya? Bir sürü kahpe varken piyasada abi gözünü seveyim ya. Gaffar bu görüşmeden hemen sonra korumalardan so rumlu olan Selim 'i arayıp Söz'ü tek başma bıraktıkları için azarladı. G affar: Yani elli metre yüz metre de gerisinden de olsa takip etsinler. Bu zor bir şey değil ki. Ya kim var orda? Onlardan kimse var mı? Öbür çocuklardan kimse var mı? Kardeş onlara Allah için söyle bak, hepsiyle papaz olurum ha. Bu adamın tırnağına taş değerse hepsiyle papaz olu rum. Yani ben orda siz peşindesiniz diye, ben rahat rahat evimde yatıyorum. Şimdi yolda rastlıyorum adama. Gardaş bırakmayın. Sen olmasan bile oradakiler dangalaklık yapmasmlar. Harbi dangalaklık yapmasınlar. Bırakmasın lar gardaşım yok dese bile. Emre itaat etmesinler. İtaat et mesinler. İşten de kovulacaklarmı bilseler. Fırçayı yiyen Selim bütün adamları Yahya Söz'ün pe şine taktı. İşini iyi yaptığım düşünerek takdir beklerken bir azar da Yahya Söz'den işitti.
Yahya Söz: Bak abisi. Ben sizin bir yere gelmenizi is tesem, gelin derim. Zaten ben gelmeyin diyorum. İnadı na yapar gibi geliyorsunuz. On beş dakika önceden bütün orda milleti ne diyor? Yahya Söz geliyor. Yani hedef tahtası haline getirdiniz beni. Bütün dikkatleri üzerime çektiniz. Siz iyi bir şey m i yaptığınızı zannediyorsunuz? Yav ben gelinecek olsa onlara boşuna maaş vermiyorum yani, gelin derim zaten. Ya böyle saçma bir şey olur mu Selim? İna 70
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
dına yapar gibi. O n beş dakika önceden arabalar damalı eşek gibi kim bu? Kim geliyor? Yahya Söz geliyor. Ha öyle mi? A lo bak Yahya Söz geliyor diye m illet birbirini arıyor. İyi bir şey m i yaptınız şimdi? Polisin takibinde olan çete her gün yeni bir kumarha ne açıyordu. Kum ar masalarında konuşulanları dinlemek için de mobilyalara 'Böcek' denen dinleme cihazı yerleştir meyi planladı. Bu plan da polis kayıtlarına iki görüşme ile geçti. M urat: N e diyeceğim ya? Eee, dinleme cihazı böcekler var ya hani? Dinlem e cihazlan var ya? Küçük böcek. On lardan nerde buluruz? Öztürk: Ben onu bilmem ki yavrum ya? Onu ben bil mem. O Doğubank'ta vardır herhalde ya. Murat: Yapıştırıyorsun masanın altına. Orda konuş maları dinliyorsun. Şey ya Apo abiler istiyor. Turgut abiler, mobilyaya koyacaklar. Yahya Söz'ün korumalarından sorumlu olan Selim bir süre sonra örgütten ayrılmak istediğini Yahya Söz'e söyle di. İstanbul'a kendisine yeni bir iş kurmak isteyerek ara larından ayrıldı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Bir hafta sonra da Yahya Söz'ü arayıp pişmanlığını bildirdi. Selim : Ben büyük bir hata yaptım abi. Büyük hatamı telefi için ben ne yapabilirim? Sana sorayım abi? Ben se nin yanma gelmek istiyorum abi. Çok büyük hata yaptım. Ama ben senin yanında olmak istiyorum. Sen ne desen de
71
Savaş Akın - Lokman Dağ ne düşünsen de ne kadar versen de, seni sonsuz seviyd rum. Ama ben çok ama çok büyük bir hata yaptım. T elafi sinin de senin elinde olabilecek bir hata yaptım. Büyüğün? sensin benim abim sensin. Yahya Söz: Yarın konuşuruz Selimciğim. Diyerek telefonu kapattı. 10 dakika sonra da Selim i arayarak;
Yahya Söz: Biletini aldırayım ben. Sen benden vaz geçtin ama ben senden vazgeçemiyorum. Tamam hadi bu? gün. Selim : Çok haklısın abi. Bir şey diyemiyorum sana. Seni seviyorum abi. Çok teşekkür ederim efendim. Örgütün lideri olan Yahya Söz'ün canım sıkan bir du rum vardı. O da eşi ile boşanma aşamasına gelmesiydi. Yaptığı her şeyden eşinin haberi oluyordu. Bu durumun nedenini m erak ederken adamlarından biri kendisini ara dı. Korumalarından Murat'ın, eşi Nesrin Söz'ü bilgi verdi ğini söyledi. Bu duruma çok sinirlenen Söz hemen M urat'ı aradı. Yahya Söz: Bak Murat. Senin kemiklerini kırarım abi si. Bak çok kaşınıyorsun, hata üstüne hata yapıyorsun. Bak şimdi Nesrin'in telefonunu telefonundan siliyorsun. Her hangi bir nedenle aradığını veya o aradığında senin görüş tüğünü duyarsam, seni çok kötü yaparım. Ulan ne biçim 72
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
delikanlısın sen ya? Sen kaşınıyorsun ha, kaşınıyorsun. Seni çok fena yaparım ha. Harbiden seni çok kötü yaparım ha. Korumasının uyanlarına kulak asmadığım öğrenen Yahya Söz korumalardan sorumlu olan Selim 'i arayarak hemen M urat'ı kovmasını istedi. Yahya Söz: Saat 5'e çeyrek var, yediye kadar A ntalya'yı terk etmezse, katasım gözünü kıra kıra ben gönderecem. Bak yediye kadar Antalya'yı terk etmezse kafasını gözünü ben kıracam onun. Gelecem yedide kontrol edecem orayı. Şerefsiz ibne gitmiş o hostesle olan mevzuyu anlatmış, ye tiştirmiş ona şerefsiz. Kaldır şimdi yediye kadar bak yedi de gelecem. Eğer buralarda görürsem onun kafasını göv desinden ayırırım. Bu olaydan sonra meydana gelen bir gelişme Yahya Söz'ü çok mutlu etti. Antalya'da yeni bir kumarhane açıla caktı. Açılışa da ünü oryantal Atena davetliydi. Yahya Söz, onu telefonla arayarak ikna etmeye çalıştı. Yahya Söz: Görüntü kirliliği yapmayım diye fazla da kalabalık tutmuyorum. Fazla kalabalık olursa 'ulan bu adam tahmin ettiğimden daha tehlikeli' dersin diye. Nis peten fotoğrafı düzgün olanları tutuyorum yani, Dünya n ın en beyefendi m afyası diyorlar benim için. Ben mafya olm ayı kabul etmiyorum da ama söyleyenler öyle söylüyor. Aynı zamanda salon adamı diyorlar. Bir anda salon adamı olur bir anda dünyanın en tehlikeli mafyası olur diyorlar. Hatta bazı moda dergileri Türkiye'nin en iyi giyinen üç er keği arasında seçti beni. 73
Savaş Akın - Lokman Dağ
Kendisini Mafya
olarak niteleyen Yahya Söz, örgüt
üyesi Beyza Açıkgöz isimli kadım da mafya asistanı ilan etti. Yahya Söz: Crayzer bitmiş. Crayzer'i de alman lazım. Murat'ta iki bin lira var. Onu alman lazım ve buraya gel men lazım ki ödemeyi de sen yap, asistan mafya olarak. Beyza A çıkgöz: Ne alakası var? Böyle telefonlarda ya. Yahya Söz: Asistan mafya da parayı siz bulacaksınız biz yiyeceğiz. Asistan ne demek? Bir üstüne devamlı para sağlayan demek. Silahınız var mı ki? Beyza Açıkgöz: Evet, var tabii. Boş çıkar mıyız? Yahya Söz: Yakışır. Asistan dediğin böyle olur. Bakınız şimdi ben asistana düşünce söylerim. Beyza Açıkgöz: Kardıkçı felan deme. Neyse biz şeyiz yani tedarikliyiz. Sen merek etme. Polis, liderliğini Yahya Söz'ün yaptığı çeteye yöne lik çalışmaları sırasında örgüt elemanlarının sahte kimlik kullandıklarını da belirledi. Söz'ün korumalığını yapan M urat'ın hırsızlık suçundan arandığı, ancak kendisine çı karılan sahte kimlik ile dolaştığı da polisin gözünden kaç madı. M urat: Nasıl yapacağız Gaffar abi ya? Şim di hallet mem lazımdı ya. N e zaman nasıl yapalım abi? G affar: Neyi nasıl yapacapız? Dur bir dakika ya. Bi ka famı toparlayayım. Sen hangi mevzuyu söylüyorsun? 74
Tape'derı Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
M urat: Şeyi ya kim lik dalgası ya. G affar: Sende fotokopi var mı? Benim yerim i biliyor musun? Zeytinbum u bilmiyor musun? M urat: Var abi var. Hepsi var. Resim m esim falan. G affar: He sen oraya bırak. Demirciler Sitesi. Yann nerdesin sen? Tamam ben seni yann öğlen gibi arayayım da yann onu ben senden kendim elden alayım. Yahya Söz'ün koruma am irliğini yapan Selim, sahte kimlik kullanan adamlarından M urat'ı para göndermek için istedi. Ancak parayı hangi ism e göndereceğini bilm e diğinden onu aradı. Selim : M urat soyadm ne senin? M urat: Abi benim sahte kimlik var üzerimde. Yalçın. Selim : Postaneden çek. 500 yatırıyorum. Tamam, han gi postane söyle çabuk? Sahte kimlik kullanan Murat ismi belirlenemeyen bir kişiyi arayarak adeta sahte kimlik siparişi verdi.
Murat: Şimdi benim bir arkadaşım var. Ben onu Kıbrıs'a getirmem lazım. Biraz da şey, arkadaş yani sıkıntı falan var. Onun için burdan bi şey yapsan. Bana bi kanal bulsan da ona bi benimkinden yaptırsam ya. X K işi: Ne yaptıracağız abi onu? M urat: Yani benim şeyim var ya, he ondan yaptıraca ğız yani. 75
Savaş Akın - Lokman Dağ . ' ■?
X K işi: Hı ondan yaptıracaz da ben sana dönüyüm abi ya. |
Murat: Ya da şeyde, yalnız şeyi ile beraber yani şey| veririz ya üç-beş bir şeyler veririz yani. İki yüz-üç yüz artı| neyse artık. şj X K işi: Ehliyet mi, abi bak şimdi benim kendi kanalııri var bu adam içeri girdi, dur ben sana bi dönüyüm ya dur bakıyım. Murat: Hı onu bi araştırsan da bana hemen bu akşam* haber verme şansın var mı? Yarın sabah erkenden götürüp vermem lazım. Bi de araba alıyor çocuk. Şimdi şeyi yok: Araba da kullanamıyor biliyorsun. Ona bi de şoför lazım anladın mı? He o şoförden iki tane alacam zaten. O şoför den iki tane alacam. Bi tane kendime alacam o şoförden. X K işi: Anladım anladım. Tamam bi tane bi tane kim lik, iki tane şey m i ehliyet mi? Kimlik ve ehliyet isimlerinin telefonda açık geçmesine sinirlenir. Murat: Allah belanı vermeye. He, iyi tamam iyi. O za man işte bi kimlik, iki ehliyet. Ehliyetin bi tanesi kendime yaptıracağım. Yani anlıyorsun beni neden diyorsun çünkü. Murat daha sonra ismi belirlenemeyen aynı kişi ile tek rar sahte kimlik pazarlığı yaptı.
Murat: Ne diyecektim sana. Şimdi benim bi arkadaşı ma bi evrak yaptırmam lazım. Nasıl yapacağız? 76
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
X K işi: Yaptırırız abi. Yaptırırız ya yaptırırız. Kaç ya şında? Ehliyet mi kişi mi? M urat: 70 kaçtı 75'li böyle. Şeyi yok hani hiçbi şeyi ol madan, sabıkası falan. Bilmem neyi olmayan bi arkadaş lazım. İkisini de yaptırırız yaptırmışken ya. X K işi: Abi tamam o zaman. Biraz da para veririz yarı parasına. Üç yü ze, beşyüze yapıyorlar neye yapacaklar? M urat: Veririz oğlum neyse. Kaç paraya yapıyorlar a ... k...um . X K işi: işte ama orijinal yapıyor dayı. Burası dandik, fotokopi yapmıyorlar yani. M urat: Tamam. Orijinal istiyoruz biz de oğlum. Çak mayla ne işimiz var? Sahte suhte işimiz olmaz bizim. Hı, tamam sahte suhte b i şey istemiyoruz. Düzgün b i fiyat söy lesinler yaptırırız. Çete üyeleri sahte kim lik ile uğraşırken Yahya Söz'ün başı, mafya asistanı Beyza Açıkgöz nedeniyle derde girdi. Açıkgöz, Antalya'da bulunan kumarhanelerin işletmesini devraldı. Ali Rıza ve Mustafa isimli iki kişiden borç aldı. Ancak borca ait çekleri ödeyemedi. Alacaklılar da haciz işlemi yaparak kumarhane olarak işletilen mobilya dükka nına haciz işlem i yaptırdı. Bunu duyan Söz hemen alacak lıları arayarak muhataplarının kendisi olduğunu söyledi. Söz, ilk iş olarak Ahm et Rıza isim li alacaklıyı araya rak borcun bir kısmım ödeyerek tamamının kapatılmasını istedi. Ancak Ahm et Rıza kabul etmeyince ölümle tehdit edilmeye başlandı. Konuyu adli yollara başvurarak çöz m ek istediğim belirten Ahm et Rıza, Söz ve adamları ile bir daha görüşmek istemedi. 77
Savaş Akın - Lokman Dağ
Bir diğer alacaklı olan Mehmet, Yahya Söz'ün bu ala cak verecek konusuna dahil edilmesinden rahatsız olmuş ve telefonla ulaşarak bu konuya dahil olamamasını, karış m amasını istedi. Ancak yapılan bu görüşmede ve devaıjj mmdaki görüşmede Yahya Söz ve Mehmet arasında karşıt lıklı olarak küfürleşme yaşandı. Söz, Ahmet Rıza'ya Beyzai Açıkgöz'ün malları üzerindeki haczin kaldırılması, diğer alacaklı M ehm et'in adamlarına teslim edilmesi talimatım verdi. Ahm et Rıza, örgütün eylem gücü sebebi ile şikâyetçi olamadı ve haciz işlemini kaldırdı. Bir diğer alacaklı olaıt Mehmet ise tehditlere dayanamayarak çetenin taleplerini kabul etmek zorunda kaldı. Tüm bu olup bitenler anbean polis tarafından telefon dinlemesi ile takip edildi. İşte o görüşmeler: Beyza Açıkgöz alacaklı Ahm et Rıza'yı arayarak "Şim di bir saniye. Benim yammda bir arkadaşım var" diyerek telefonu Yahya Söz'e verdi. A hm et Rıza: Abi lütfen sen karışma, Tim ur'la ilgili bu iş, sen çık bu aradan. Yahya Söz: Adam gibi beni bir dinle, bak ben söyleye ceğim kim olduğumu sana. A hm et Rıza: Mafya mısın, kimsin? Yahya Söz: Yahya Söz benim adım. Dinle, öyle üç ve rip yirm i alma. Hanfendi değil bundan sonra benle muha tapsın. A hm et Rıza: Sen kimsin lan? 78
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Yahya Söz: Hakkın olan ne ise alacaksın, bu işi bitire ceksin. A hm et Rıza: Ben faizci değilim. Yahya Söz: Bu işi bitireceğiz. Yarın vermesi gereken miktarı verecek. Haczi kaldıracaksın. Yalnız bir kızı bulup yüklenmek öyle şeylere ben müsaade etmem kardeşim. Şimdi avukata telefon açacaksın. Diyeceksin ki düşür dos yası. Ver arabasının yazısını. Üç milyar liran bende. Ben sana gönderecem üç milyar liranı. Gelirim o arabayı da ya karım orda, şeninde kafam kırarım orda. Bak beni kızdır ma. Ulan benim delikanlılığımı dünya biliyor. Bak namu suma gelirim on beş dakikada alırım seni ordan. Bekle. A hm et Rıza: Ne bekleyeceğim? Çocuğum var abi. Yahya Söz: Bak böyle bi yere varamazsın. Beni bunalt ma. Bu gün olmazsa yarın gelirim, yarın olmazsa öbür gün gelirim. Yani bu kızı size düdükletmem söyleyeyim sana. Borcunu getirecem. Bekleşene bi orda 15 dakka. A hm et Rıza: Alacağımız var. Avukatla görüşün. Abi senin borcun yok bana. Yahya Söz: Rıza bu tefecilik de böyle yapılmaz söyle yeyim sana. Tefeciliğin de bir adabı var. Senin serbest mu hasebe falan yaptığın yok, sen tefe yapıyon tefe. Bak Rıza bu parayı ben sana yedirmem. Söyleyeyim sana. Yarın bu işi düzelticen. Düzeltmezsen bunaltırım seni ha. Öyle bir para yedirtmem sana. Bak karnından çıkartırım yediğini. A hm et Rıza: Ben kabul etmiyorum efendim, avukata ödeyin. Vuracan mı? Kurşun mu yapacan? Tamam yap. Yahya Söz: Bak sana delikanlılığı da gösteririm, adam lığı da gösteririm. Yetmezse kafanı gözünü de kırarım se 79
Savaş Akın - Lokman Dağ
nin. Bak Ali Rıza gelirim o dükkanım da başına yıkarım senin.
Yahya Söz daha sonra diğer alacaklı olan M ehm et'i de arayarak onunla da küfürleşti. M ehmet, Beyza Açıkgöz'ü ; aradık.
M ehm et: Sizin bana borcunuz var. Yanınızdaki arayan; kimse o arkadaşla görüşmek istiyorum. O rahatsız ediyor ] sağı solu da, ben de onunla görüşmek istiyorum. Gelsin görüşelim. Telefonu alan Yahya Söz: Bi borcu var Beyza Hanım'm, sizin teminatınız varsa, ödemek istiyorsanız buyrun öde yin. Beyza Hanım o., luk yapıyorsa buyrun gelin. Yahya Söz: Bak o .. .pu deme. Senin gelir ecdadmı s. ...m ha. Şerefsiz. Sen orda dursana bi. M ehm et: A ...n a koyduğumun evladı. O zaman o k a - ; dar erkeksen, borcu ödersin. Şerefsiz senin karındır, a ...n a koduğumun evladı. Senin var ya ben sülaleni s .. .im, a .. .na kodumun çocuğu.
Bu görüşmeden hemen sonra Yahya Söz sağ kolu G affar'ı aradı.
Yahya Söz: İstanbul'da mısınız? Buraya bi gelin diyeçektim de. G affar: Ne oldu? Bi durum mu var abi?
80
Tape'den Kodese
"S u s U lan P o lis D in liy o r!"
Yahya Söz: Yok bu Beyza'nın tefed sine şey oldum da, ayar oldum. Bi tane sarhoş verdi. Konuşamıyor, küfür edi yor, bilm em ne. G affar: Yarın ordayız abi. Beyza'm n bu tefedsi he, onun numarasını bana bi atar mısın abi? Yahya Söz: Numarasını değil de gitmemiz lazım. Bu akşam uçakla gelin. Yoksa sabah altı-yedi kaçta uçak varsa arabayı bırak. D aha sonra M ehm et, Beyza A çıkgöz'ü arayarak: Te lefona sen bakma, öbür pezevengi ver. Pezevenge veriyon mu pezevengi. Eee on beş dakikadır bekliyom, 15 dakikaya kadar gelecem dedin a..na koyduğumun evladı. Niye gel medin lan? Yahya Söz: Bak senin ecdadmı s..meye gelecem. Ben uzaktayım. M ehm et: Seni bekliyorum a ...n a kodumun evladı. Ananı s...rim senin. On beş dakikaya gelicem dedin. Söz verdin. G el lan a..na kodum un evladı. Niye gelmiyon lan, şerefsiz. Yavşak sensin lan. On beş dakikadır bekliyorum ben seni, sen on beş dakika önce gelecem diye söz verdin, Niye gelmiyon lan. Yahya Söz: Bak bu laflan sana yedirmezsem, sen be nim anam ı s..k tamam mı? Gelecem sen hiç merak etme.
Söz'ün sağ kolu olan Gaffar, Mehm et'i arayarak görüş m ek istediğini söyledi.
81
Savaş Akın - Lokman Dağ
G affar: Ne taraftasınız siz? Bi geliyim de bi konuşa lım. Adım Gaffar. Kimsin diye soruyorsun ya. Ben de sana söylüyorum. Paran varmış. Ben de sana param getirecenuij M ehm et: Sen kimsin lan. Türkiye Cumhuriyeti'ndeh büyük bi adam mısın sen? Q .p u çocuğu. Sen kimsin lan. î i
G affar: Yarın bunları yedirecem sana. Konuş, rahat ko-i nuş. Rahat konuş. Oğlum benim adım Gaffar. M ehm et: Ben sana yediririm lan yavşak. He sen kim-j sin lan? Kıbrıs'ta bir imparatorluk kurduğunu mu sanıyor^! sun? G affar: Yarın sizi o göbeğinizden işetecem. Kilonuz;? kadar mermi atarım sizin a..ızı s..cem oğlum. Yarın ikinizi^ de göbeğinizden üç kere vuracam. M ehm et: Adresimizi verdik. Sana gel dedik. Gelemiyon demi yavşak. Doğu garajındayız dedik lan. Gel lan bu raya, a ... na koyduğumun yavşağı. Çete üyelerinden biri diğer bir üyeyi arayarak "Abi biz sabah sekizde ordayız da. Bi tane kötü bir tane plakası belli olmayan bi araba ayarlayın bize. Bi tane başka bi araba ayar layın bize. Abi bizim arabalardan hariç" gerçekleştirmeyi planladıkları kullanılacak araç hakkında talimat verdi. Söz'ün sağ kolu olan Gaffar da Adana'da yaşayan bir kişiyi arayarak "Yanma bi çocuk al. Düzgün, aklı başında, iş görecek. Otobüse bin bu akşam. Antalya'ya geçin. Şimdi hemen bi yerden al bilet" şeklinde talimat verdi. Bu sırada İstanbul'da kayıt edilen görüşmeleri Tape haline getiren yani yazarak kağıda döken polisler hemen birim amirlerini uyardı. Söz ve adamlarının kanlı bir ey
82
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
lem hazırlığında olması sebebiyle telefon dinlemeleri önce kayda alınıp sonra çözülme yerine canlı takip yöntem i ya pılmaya başlandı. Söz'ün korumalarında olan bir kişi onu arayarak "İbre ti alem için asmazsak o..pu çocuğunu. Yarın sabah sekizde görüşüz abim. Sen hiç sıkıntı yapma. Şim di tath tatlı uyu yorsun abim benim. Ellerinden öpüyoruz abi" dedi. Tüm bu olaylara sebep olan Beyza Açıkgöz ise M u rat isimli çete üyesini arayarak "Bu Ahm et Rıza ile işler çok fazla karıştı. Şimdi bu gün adamı dağa kaldıracaklar" dedi. M urat: Sus ulan telefon dinleniyor. Telefonda her şeyi konuşma ya. Allah Allah. Yakacan başım ızı a..na koyim. Ahm et Rıza'nm avukatı Şevket ise Beyza Açıkgöz'ü arayarak "Başkalarını aracı yaptımz mı? Ahm et Rıza'yı tehdit mehdit. Şimdi Savcılığa veririz. Şimdi azmettiren olacaksınız bü dosyada. Bir İkincisi artık o benim size söy lediğim şartlar kesinlikle geçerli değil. Yani o Ahmet Rıza kabul etse, ben etmem. Sizin gibi bir bayana yakışmıyor bu tip şeyler" diyerek olayı savcılığa taşıyacağını belirtti. Turgay isimli elemanı Yahya Söz'ü arayarak "Abi o şeye geçtiler çocuklar, öbür arkadaşın hani konuştukları yere geçtiler. Öbür arkadaşı da alıp oraya geçtiler. Hani Sezgin diye bi arkadaş varm ış ya, bizde Erol ile birlikteyiz" diyerek Gaffar ve M urat'ın Ahm et Rıza'nm ofisine gittiğini bildirdi. Daha sonra Murat, Barış isim li çete üyesini arayarak "D öndük Antalya'ya, bi o ...p u çocuğu ağabeye küfür et miş. Öyle bizimkilerde Gaffar maffar hep ayaklandık. 83
Savaş Akın - Lokman Dağ
İstanbul'dan geldik. Şimdi onları götürüyoruz. Belek'e gö- : türecez. Şimdi de bi kahpeyi, kahpeyi arıyoruz da bulamı yoruz ya. Onu arıyoruz şimdi. Öbür arkadaşların hepsini; aldık" diyerek alacaklı olan Ahmet Rıza'yı yanlarına ala rak örgüt lideri Yahya Söz'ün yanına götürdüklerini, M eh met isimli diğer alacaklıyı ise bulamadıklarım aktardı. Canlı takip yöntemi ile çetenin telefonlarım dinleyeni polis, Ahm et Rıza'nın, can güvenliğinden endişe etti. Ancak i soruşturmanın da seyrini riske atmak istemedi. Göz göre» göre bir insamn hayatını da tehlikeye atmaya izin vermedi. Emniyet Amiri Serdal hemen bir çözüm üretti. Soruştur mada görevli bir polis memuruna "G affar'm ve adamları nın bulunduğu aracın plakasını, gittikleri yönü ankesörlü telefondan arayarak Antalya polisine bildir. İhbarı da bir kişinin kaçırıldığı ve üzerlerinde silah bulunduğu şeklinde yap!" diye talimat verdi. Gelen ihbar üzerine Antalya polisi çete üyelerini yakaladı. Ahm et Rıza da çete üyelerinin elinden kurtarıldı. Em niyet Amiri Serdal'ın bulduğu çözüm ile hem soruşturma ; devam etti hem de Ahm et Rıza'nın hayatı kurtuldu. i Gözaltına alman çete üyeleri Murat ile Turgay arasın- :■ da geçen görüşme şöyleydi.
M urat: Abi beni aldılar. Haberin olsun tamam mı? Si- i lahla beraber, çevirdiler bizi tamam mı? Silah ile beraber aldılar beni. Silah temizdi değil mi abi. Turgay: Evet. Herhalde. Evet. Beyza Açıkgöz de Turgay7! arayarak durumu sordu. 84
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Beyza: Ben evde çalışan kızı telefonundan arayıp söydim şimdi. Şimdi karakola m ı geçmişler? Turgay: Yolda çevirmişler. M urat'ın üstünde şey çık mış galiba emanet çıkmış. Bilmiyorum öteki olay, olay fa lan filan bilmiyorum. Beyza, işte şimdi aradı çocuk. Böyle böyle abi bizi yakaladılar yolda çevirme vardı. Gaffar ara dı. Arabanın aranması maranması var mı falan filan dedi. Bilmiyorum ben dedim arabanın aranması yoktu herhalde dedim. Beyza: He yani öteki olaydan d o lap değil yani. Bu görüşmenin ardından Gaffar ve Beyza Açıkgöz'ü aradı.
G affar: Geçiyoruz Demirci karakoluna. Tamam. Ara işte ara hadi. Beyza: Tamam orda bak İlker amir benim arkadaşım.
Çete reisi Yahya Söz'ü, Beyza'yı arayarak durum hak kında bilgi verdi.
Beyza: Karakoldayım. Amirin odasında oturuyorum. Sohbet ediyoruz. Onların işlemlerini hallettiler. Gaffar'm kumar oynatmaktan aranması var. O nedenle ifadesi alı nacak. Yahya Söz: Kel Murat ne durumda? Üçü de bu akşam gelecek mi? 85
Savaş Aktn - Lokman Dağ
Beyza: Şu an amirin bana söylediğine göre ifade işlem lerini yapıp bırakacak. Öteki Murat bir gün burada dura cak. Yahya Söz: Benim adım hiç geçti mi? Beyza: Hayır, hiç. Ben özellikle hiç söylemedim. Polisin nerdeyse aldıkları soluğu izlediği Yahya Söz ve adamlarının marifetleri bunlarla sınırlı değil. Çetenin faa liyetleri ünlü bir mankenden gelen telefonla İstanbul'a da sıçradı.
Mafyanın Saz Arkadaşı Kübra Genç ve güzel manken iki yıldan beri birlikte olduğu iş adamı sevgilisinden artık ayrılmak istedi. Önce güzellikle söyledi, olmadı. Sonra çareyi mafyadan yardım almakta buldu. Bu hata güzel manken Kübra Dolunay7! cezaevine götüren sürecin başlangıcı oldu. Çünkü yardım istediği mafya grubu polisin takibindeydi. Yahya Söz'ün adam ları iş adamı A lkım 'ı ünlü bir alışveriş merkezine çağırdı. Amaç; güzel mankenden ayrılmasını sağlamaktı. Ancak çok geçmeden silahlar konuştu. Ünlü manken de çeteyi az mettirmekten tutuklanarak cezaevine gönderildi. Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Yahya Söz'ün İstanbul başta olmak üzere toplam altı ilde kumar hane açtığı, kurduğu çete ile tehdit ve gasp suçu işledikle rin yönünde ihbar aldı. Üstelik bazı mağdurlar da polise gelip ifade vererek Söz ve adamlarından şikayetçi oldu. 86
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Polis hemen gerekli işlemlerden sonra teknik ve fizi ki takibe başladı. Ancak çetenin önde gelen adamlarından birine gelen bir telefon, soruşturmaya ayrı bir boyut kattı. Genç ve güzel manken Kübra Dolunay, Söz'ün sağ kolu Gaffar'ı arayıp yardım istedi. Ünlü mankenin menajeri ilk olarak telefona sarıldı. Şener: Gaffar ağabeyimle çok acil görüşmem lazım. Barış: Ben Barış. Kübra'nm menajerisin değil mi? Şener: Evet o, Barış bir saniye ya dostum. Var ya şu anda adam iyicene tozuttu. Bir saniye ayrılma. Diyerek te lefonu güzel mankene verdi. Kübra D olunay: Barış bu şerefsiz yine kudurdu. Artık ne yaparsanız yapın. Restoranda şu anda. Ondan sonra benim anama, babam a her şeyime küfür ediyor. Benim babama bugüne kadar kimse küfür edememiştir. Şerefsiz beni oralarda da rezil ediyor. Tehditleri, bilmem nesi. Yetti artık ya. Şerefsiz. Barış: Tamam. Ben şimdi şey yapıyorum. G affar'ı kal dırıyorum. Gerekeni yapıyoruz. Kübra D olunay: Tamam oldu. Görüşürüz sağ ol, diye rek telefonu kapattı. Daha sonra Barış güzel mankeni telefonla aradı. Tele fonu menajeri açtı. Barış: Şimdi ben Büyükçekmece'deyim. Etilere gidece ğim. Üzerimde bir şey yok, dedi.
87
Savaş Akın - Lokman Dağ
Bu sırada Kübra telefonu menajerinden alarak sevgili si iş adamı A lkım 'ın kendisini nasıl tehdit ettiğini söyledi. Kübra: Bu şerefsiz bana diyor ki 'senin kanım yere se rip kanının üzerinde yürümezsem adam değilim' diyor. 'Benim adım Alkım. Senin gönderdiklerini de bilm em ne yaparım. Ben burada bekliyorum ' diyor. Hasta oğlum bu. Cidden canına susamış artık bu i....ne. Barış: Tamam ben şimdi Büyükçekmece'deydim. Etiler'den gideceğim. Çocukları da toplayacağım. Oraya geçeceğim. İnşallah orada olur. Kübra: 22.10 uçağıyla İzm ir'den geleceğim. 'Hadi ba kayım beni tutabilsinler' diyor kimmiş bakıyım beni tuta cak olan diyor. Valla ben sana bir şey söyleyeyim mi? Bu sefer ciddi bu.
,
B an ş: İzm ir'de benim çocuklarım vardır. Göndereyim«; mi senin yanına? Şerefsiz. Versene bana bunun telefonunu. Bir konuşayım. Kübra: Ay .ıç ağzına Barış. Sağ ol. Daha sonra Barış iş adamı Alkım'ı arayıp Kübra'yı* rahat bırakmasını istedi. Alkım ile mafya grubu, ünlü bir alışveriş merkezinde buluşup konuyu görüşmeye kararı verdi.
-i
Yahya Söz'ün sağ kolu Gaffar da çok geçmeden güzel' mankeni aradı. Anbean polis kayıtlarına geçen görüşmede; Kübra ile sevgilisi arasındaki sorunları çözeceğini güze| mankene anlatarak rahat olmasmı istedi.
Tape'derı Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
G affar: Sıkıntı yapm a kendine. Şim di ben bunun yazı hanesine geçiyorum. Benim kırk tane dostum var ama şim di ya bizim arkadaşımızdır şudur budur, bu ünlü bir alış veriş merkezinde ofisi varmış bunun. Oraya çağırdı beni. Kübra: Ama bu şimdi sana bin tane diyecek ki nişan lım diyecek bilm em ne yalan dolan. G affar: Arayacak seni özür dileyecek senden. Çünkü benim kırk tane dostumu aramış bizim Emniyet M üdür ağabeyimiz var A lbay ağabeyimiz var. Hepsini aramış. Onlar da şimdi beni aradılar. Dediler ya böyle hayırdır dedim Kübra bizim saz arkadaşımız. Benim dedim yani. Ben anlatacağım ona. Sen rahatına bak. O anlayacak seni de arayacak özür dileyecek. Senin bununla bir işin kalm adı değil mi Kübra? Kübra: Yok. Sürekli tehdit ediyor ya. Artık kalmadı. Ben son bir şans vermiştim bu geçtiğimiz üç-dört gün ön cesinde. Son bir şans vermiştim. Baktım ki yine değişmiyor. Abi bugün bütün gün yine tehdit, tehdit. Bir sürü küfürler hakaretler. G affar: Senin zarar gördüğün zaman ben zarar gö rürüm. Sen benim kardeşimsin. Ben aynen böyle söylü yorum. Bununla daha bir işin olur mu, olmaz mı? Sen bu çocuğu seviyor musun? Kübra: Yok. Ben artık istemiyorum, kesinlikle istem i yorum. G affar: Tamam bu işi ben bugün tamamen bitirece ğim. Sıkıntı yapm a kendine bu saatten sonra. Ben oraya geçeceğim bitecek. 89
Savaş Akın - Lokman Dağ
Kübra: 'Senin kanını yere serecem' diyor 'Kanının üze rinde yürüyecem' diyor bana. Ya bir bayan bu kadar tehdit edilir mi? Ya bu kadar tehdit edilir mi? G affar: Ya ısıracak it dişini göstermez, tamam karde şim benim. Kübra: Tamam abi sağ ol. Allah razı olsun. Yahya Söz'ün adamları bir yandan Alkım ile buluşma ya giderken bir yandan da güzel mankeni koruması için iki adamı İzm ir'e yolladı. Bu arada çete üyesi Barış, diğer üye M urat'ı arayarak durum hakkında bilgi verip iş adamı Alkım 'ın küfürler ettiğini söyledi.
Barış: Bu Kübra mevzusu ile ilgileniyoruz. Gene bu adam buna küfür ediyormuş. Aradık konuştuk a..na koyim. Bize de bir ton küfür ettik. Adamın yanında birkaç kişi bizi aradı. Gaffar abiyi tanıyorlarmış. Gaffar abi de şimdi gitti onlarla görüşmeye. Yazıhaneye. Biz de arkasından gi diyoruz. İzm ir'e de iki tane kardeş gönderdim Kübra'nm. Ona diyormuş İzm ir'd e seni indirtterecem' falan diye. Ben de oradan bizim çocuklara dedim geçin Kübra'nm yanına. Göksel'le Kuran'a dedim geçin dedim, kızın yanmdan ay rılmayın. Onlar da oraya geçtiler. Murat: Bir haber ver bana gelişmelerden. Barış: Buradaki makineleri alak mı giderken? Buradaki makineleri götürecek misin sen İstanbul'dan? Üzerimizde tırnak çakısı yok. Yahya abiye söyle. Bir-iki tane malzeme alalım. O ... çocuyum bir şey yok Levent ben M etin diye bir arkadaş var onla gidiyorum. Gaffar gidiyor. Bizde mecbur biz de gideceğiz. 90
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
İş adamı işe Gaffar ve adamları arasındaki görüşme ünlü b ir alışveriş m erkezinde bir gece gerçekleşti. Aracılar da orada hazır bulundu. Ancak iş adam ı Alkım çok öfke liydi. Gaffar'a adamlarından B an ş'ın kendisini arayarak ağır hakaret ve küfür ettiğini söyledi. Gaffar da ortamı yu m uşatm ak için Barış'ı aradı. G affar: Biraz dikleşmişiz de telefonda kardeşe veriyo rum. O da senin abin. Ben nasılsam o da iyi. diyerek telefonu iş adamı Alkım 'a verdi. Alkım 'm öf kesi burada da devam etti. A lkım : Nerde mermilerin? M ermilerin nerde? Gel gel bekliyorum ben.
Alkım ve Gaffar arasındaki hararetli görüşme bir süre daha devam etti. Olay tatlıya bağlanacak gibi değildi. Gaf far, Kübra'yı arayarak; G affar: Bunu sen kafanda bitirdin mi tamamen? Kübra: Bitirdim. Benim anama babama, benim namu suma küfür etti. Ben aylardır bunlara katlandım. Bugün de benim arkadaşımla asistanımla yatıp kalktığımı söyleyen bir insanın ben helali falan da değilim. Bu saatten sonra bir kere her şeyden önce bir bayan olarak bu kadar tehdidi, bu kadar hakareti hiçbir zaman hak etmedim. O yüzden Allah yolunu açık etsin. Düşmanım da değil, dostum da değil. Yani bende böyle olm asını istemezdim, ben de. Görüşmenin başından beri oldukça öfkeli olan ve manken sevgilisinden ayrılmak istemeyen iş adamı Alkım 91
Savaş Akın - Lokman Dağ
ile Gaffar arasında görüşme bir süre sonra tartışmaya dön dü. Büyüyen tartışmada da silahlar konuştu. Öfkeli iş ada m ı Alkım, silahına davranarak G affar'ı ayağından vurdu. Orada bulunanlar tarafından hastaneye kaldırılan Gaffar yolda önce adamı Barış'ı aradı. Daha sonra da çete reisi olan Yahya Söz'ü arayıp silahla yaralandığını söyledi. G affar: Barış vuruldum ben, vuruldum, vuruldum. Barış: Ya ..mma koyayım bunların. Analarını s...yim . Gittiğin işe bak ya. Rezil ettin bizi. G affar: Abi vuruldum ben. Hastaneye götürüyorlar, bacağımdan vuruldum, bacağımdan. Yahya Söz: Nasıl? Kim vardı yanında? G affar: Emniyet Müdürü var, Orhan var bi de Erhan var. Yahya Söz: Erhan'a bir versene. Yahya, polisin telefonlarını dinlediğini hiç hesaba kat madan, adamına olayın nasıl olduğunu saklamaların, ve herhangi bir soruşturmanın kendilerine uzanm aması için ne yapması gerektiği konusunda akıl verdi. Erhan: Silahsız geldik biz buraya abi. Biz misafirdik. Silahsız geldik, başımıza bu geldi abi, ne yapalım abi. Yahya Söz: Hastaneye geçersiniz. Tamam M urat'lar falan çıkıyorlar buradan şimdi. Memura falan hiç kimseye hiçbi mevzuyu kimse açmasın. Hiç kimse söylemesin, kim attı bilmiyoruz desinler yani. Yani hiçbir şekilde bak isim falan hiç kimsenin ismi kimseye vermesin yani, tamam hiç 92
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
bir şekilde bak. Ne öbür tarafı ne biz tarafı bilmiyoruz kim yaptı kim attı bilmiyoruz. Yahya Söz, aynı uyanları bacağından vurulan adamı G affar'a da yapm ak için onu telefonla aradı. Yahya Söz: N asıl böyle bir tezgaha düştünüz? Nasıl düştünüz? Ama var ya şu anda bir şey söylemiyorum. Ama biz eşeğiz ya. Ama ben bak ta bir saat iki saat oldu nerdeyse haber gönderdim. Senin isminden bahsedilmesin diye. Tamam şey yap bak dediğim gibi. Hiç öyle bir şey yok. Bak hiç kimsenin adı geçmesin aga. Çarşı çok fena kan şır yani.
Adamlarının arabuluculuk işini adeta yüzlerine göz lerine bulaştırması Yahya Söz'ü çılgına çevirdi. İpleri ele alarak olayın daha da büyümemesi için telefonla adamla rına talimat yolladı. M urat'ı arayarak hem iş adamı Alkım hem de manken Kübra'nm ism ini vermemesi konusunda tem bih etti.
Yahya Söz: Bak olan bitenden polise söz etmeyin. Hiç kimseden Kübra'dan ne de Alkım 'dan. Ya bu işin raconu da budur kardeşim ya. Polise şikayet m i edeceğiz? Öyle bir şey olabilir mi? Ya bu nasıl bir rezillik ya! Çok bozuyoruz bak kendimizi. Öğren. İsimlerden söz edildiyse de tedbiri m izi alalım. Bak o kızın m ızın (Kübra'nm) ism i geçerse bak rezil oluruz. Rezil oluruz.
93
Savaş Akın - Lokman Dağ
Çete reisinden azar işiten Murat daha sonra çete üyesi B an ş'ı daha sonra da güzel mankeni aradı. Gaffar'ın vurul? maşım uzun uzun ona anlattı. Murat: Almışlar mı o.... çocuklarım. Barış: Yarın Sülogil geliyor, dükkanına yeter ki bana mühimmat bulun, ya ben sizden başka bir şey istemiyo rum. Murat güzel mankene moral verip başma bir iş gelme yeceğini anlatıyordu. M urat: Bunlar bizim için olağan şeyler. Demek ki bu nun cezasım Allah bize verdirecekmiş. Ne olacak bizim ar kadaşımızın ayağı kopar, götü kopar. Bakalım onun neresi kopar. Onun için sen hiç camm sıkma. Bunlarla da kafa nı yorma. Çarşı çok kötü karışacak bak göreceksin. Şimdi bizi, biz de buradan çıktık gidiyoruz. Bakalım Ankara'dan arkadaşlar geliyor. Düzce'den geliyor İzm ir'den geliyor bakacağız. Bakalım ne olacak. Kübra: Beni aradı. Bana diyor ki, bana hala küfür edi yor. Gaffar yanımda diyor, Allah Allah diyorum Gaffar'ın yanmda nasıl bana hala küfür ediyor? Ben de dedim ki ver sene dedim Gaffar abiyi, verdi hakkatten de Gaffar benle konuşuyor o sırada. Gaffar abi dedi ki, ya dedi bak dedi Alkım dedi yeter artık bitti bu iş dedi. Bu işe son nokta yı koydum bitti dedi. Bu hala küfür etmeye başlarken o sırada telefonu kapattı bunlar silahlı gitmiyorlar değil mi oraya? Murat: Tabu canım silahla gitmiyorlar yani. Rezidansa çıkıyorlar şimdi güvenlik hesabı, bu saatten sonra bunların 94
r Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
analarını si..inek bize müstahak oldu. Yoksa biz daha gezemeyiz İstanbul'da. Çete elemanları, başlarına gelen bu olaydan önce sıy rılmanın sonra da hesabını sormanın planlarını yapıyordu. Aralarındaki telefon trafiği de bir hayli yoğundu. Dinleme yi yapan polislere bir hayli iş çıkmıştı. Murat bu görüşmeden hemen sonra da Barış'ı aradı. "H e ben Yahya Söz'ün ün kardeşiyim" dedi. Ondan son ra adam Kübra'yı aramış. Demiş "Yahya'ya
kadar gitti
bu mevzu, gitti ha. Bak şimdi seni si...oru m mu si...ru m m u..." dedi. Örgüt lideri Yahya Söz de adamı Barış'ı arayarak ola yın medyaya yansıyacağım söyledi. Yahya Söz: Yani ne işimiz var aga ya. Bak başımıza ge lene ya. Mustafa bir ton anlatmış. Oraya her şeyi anlatmış. Yarın bizim var ya hep televizyonda afişiz ya, rezil olduk. Ya böyle işlerle ne işimiz var, ne işimiz var? Hele şim di be nim ismim falan da geçmiş ya, yarın afişlik mafişlik oluruz televizyonluğuz yani. Gazeteliğiz. Ben mecburen haberim yok. Bilmiyorum falan filan diyeceğim yani. Gecenin geç saatlerine kadar devam eden bu görüşme leri polis cardı takip yöntemi ile dinledi. Artık yeteri kadar delil toplamıştı. Sıra operasyona geldi. Alışveriş m erkezindeki çatışmada önce karakol ekiple ri devreye girdi. Olayla ilgili zanlıların ifadesi alınıp gön derildiler. Ancak sabaha karşı devreye Organize Suçlarla M ücadele polisi girdi. 95
Savaş Akın - Lokman Dağ
İstanbul başta olmak üzere altı ilde düzenlenen bas kınlarda Yahya Söz, adamları Gaffar, Barış ve M urat'ın ara larından bulunduğu elli bir kişi gözaltına alındı. Kübra ise iki gün sonra avukatı ile emniyete geldi. Ge lişinden yarım saat sonra elleri kelepçeli halde önce sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü. Daha sonra da dört gün süren gözaltı süreci başladı. Güzel manken çeteyi adam yaralamaya azmettirmek suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gözaltı süre cinde polisin bir konu dikkatini çekti. Dört gün emniyette kalan ve cezaevine giren Kübra'yı babası hiç ziyarete gel medi. Hemen polis baba için de araştırma yaptı. Asker ka çağı olduğunu belirlediği babayı da daha sonra gözaltına alıp ilgili mercilere gönderdi.
96
Tape'den Kodese
"S u s U lan F o lis D in liy o r!"
- Oğlum telefonlar dinleniyor. Dikkat edelim. - Tamam. Bundan sonra telefonda Türkçe konuşmaya lım. Hep Kürtçe konuşalım. Anlamazlar. - Çok akıllısın. Sanki hiç Kürtçe bilen polis yok? - Abi o zaman işi çok sağlama alalım. Konuşmayalım. Mesajlaşalım. - Aferin. Çok akıllısın..
97
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
DİNLEYEN POLİS DE YANDI Alm anya'yı ve Türkiye'yi sarsan Bochum Savcılığı'nın yürüttüğü şike soruşturmasının olduğu dönemde, Türkiye Futbol Federasyonu birbirinin aynısı yedi iddia kuponu nu iptal etti. Yüklü miktarda ikramiye kazanan bu kupon sahiplerinden iki kişi hemen soluğu İstanbul'da alıp Fede rasyon merkezine gitti. Kuponların kendilerine ait olduğu nu ibraz edip paralarının ödenmesini istedi. Federasyon yetkilileri ise geri adım atmayıp bir de Sa rıyer Cumhuriyet Savcıhğı'na kuponlar ve sahipleri hak kında suç duyurusunda bulundu. Çok geçmeden savcılı ğın soruşturma talimatı İstanbul M ali Suçlarla Mücadele Şubesi'ne geldi. Şube M üdürü, ilgili birim olan Dolandırı cılık Büro A m iri'ni yanma çağırdı. M üdür "M esleki sezgi lerim bu işin arkasında büyük bir oluşum olduğunu söy lüyor. Titiz bir çalışma ile büyük bir çetenin çökertileceğini düşünüyorum " dedi. Polis önce kupon sahibi iki kişinin telefonlarım din lemeye başladı. Çok geçmeden gerisi çorap söküğü gibi geldi. İki kişi ile başlayan dinleme ağı elli iki kişiye ulaştı. En dikkat çeken isim ise eski futbolcu olan Erhan oldu. Bu kişiyi araştıran polis onun yıllarca birinci, ikind alt futbol liglerinde top koşturduğunu belirledi. Futbolu bırakan Erhan'ın aslında bu tutkusunu kolay para kazanmaya çe virdiği Mali polisin telefon dinlemeleri ile ortaya çıktı. 99
Savaş Akın - Lokman Dağ
Erhan hem iddia hem de internet üzerinden bahis oy nuyordu. Bu bir suç değildi. Ancak telefon dinlemelerinde işlediği suç tespit edildi. Erhan bahis ve iddia oynayaca ğı takımların önce oyuncuları ile para karşılığı anlaşıyor ve maç sonuçlarını belirliyordu. Daha sonra bu maçlarla ilgili iddia ve bahis oynuyordu. Erhan'ın anlaştığı kişiler arasında bir dönem Fenerbahçe ve Galatasaray'da birinci ligde top koşturan birçok ünlü futbolcu, birinci lig takım oyuncuları, antrenörler yer aldı. Ancak bazı maçlar için planları tutan Erhan'ın her zaman işler planladığı gibi git medi. Yüklü miktarda para yatırdığı maçlardaki bahisleri kaybediyordu. Erhan bir gün Almanya'dan telefonla arandı. Tele fondaki ses kendisini uyarıyordu. Almanya'daki gurbet çi Salih, Alman polisinin kendilerine nefes aldırmadığını söyledi. Salih: Erhan burada Bochum Savdığı'ran yürüttüğü soruşturmayı duydun mu? Erhan: Evet.. Salih: Çok dikkat etmen lazım. Erhan: Neden Salih: Buradaki soruşturma Türkiye'ye de sıçrayabilir. Dikkat et. Erhan: Nasıl yani? Salih: Dinleniyor olabilirsin. Erhan: Haa.. Vallahi kim dinlerse dinlesin. Benim için bir şey fark etmez.
100
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Salih: Belki buradaki soruşturmadan
hemen sonra
polis seni dinliyor olabilir. Erhan: Dedim ya fark etmez. Ben evimi arabamı satıp bahis ve iddiada kaybettim. Beni dinleyen polis de benle aym maçlara oynadıysa o zaman polisler de benim le battı dem ektir... hahahaha... Salih: Sen gene de dikkat et. Bu uyarıları dikkate almayan Erhan'ın tek derdi kay bettiği paraları kazanmak oldu. Bu kez alt liglerdeki takım lara yöneldi. Beraber top koşturduğu arkadaşlarını arama ya başladı. Önceleri sadece maç ile ilgili tahmin yapm a larını istedi. Daha sonra da oyuncularla irtibata geçip şike yapmaya başladı. Erhan'ın nasıl şike yaptığı ise M ali polisin telefon din lem e kayıtlarına böyle yansıdı:
Tuğrul: Erhan abi m aç gidiyor? Erhan: N e oldu lan... Tuğrul: Abi bizi bağladın ama forveti unuttun. Biz bir gol yiyoruz. Adamlara gol için yol veriyorum. Bir gol yiyo ruz. Ama bizim pe...venk hemen gol atıyor... Erhan: Yapacak bir şey yok... Sen yol vermeye devam et. Telefon dinleyen polis bir yandan bu görüşmeleri delil olarak kayıtlara g eçird i Şikeli m açların sonuçlarım da tek tek takip etti. Bir gün yapılan bir dinlemede ise bir futbol
101
Savaş Akın - Lokman Dağ
cunun şike konusundaki gayretleri Erhan'ı çok memnun ederken polisi de hayrete düşürdü. İşte PAF Ligi'ndeki maçtan sonraki o konuşmalar: Ayhan: Bak maçta ne oldu biliyon? Erkan: Ne oldu? Ayhan: Bombaya bak, hakem golü vermedi tamam mı. Gol oldu. Top fileden, çıktı. Fileden çıktı ha... Erkan: Hı? Ayhan: İkinci golü vermedi, hakemin yamna gittim ne dedim biliyor musun? Erkan: Hı? Ayhan: Hocam yemin ederim gol dedim. Adamların hakkını kul hakkını yemeyin dedim. Allah belamı versin hakem golü verdi. Sonra olaylar oldu. Erdem, Erdem kır mızı kart gördü, o itiraz etti. Yazık oldu. Adam m aç başı para alıyordu. İki maç oynayamayacak.
j
Erkan: Hee yazık oldu. Bize yazık değil mi? Ayhan: Mesela bir tane de bir tane penaltı yaptım, iki tane yaptım birini verdi, Hakan da gol atmıyor ne yapıyor biliyon mu? Erkan: Nerden bileyim? Maçı izlemedim ki... Ayhan: Sonra ne oldu, penaltı yaptım yemin ederim. Çocuklar bana diyor ki senin diyor a., k.. önümdeki topu kaptırdım gittim penaltı yaptım bilerek, ha abi sırtımı koy dum, çünkü fark oluyor yani biraz daha olsun dedim m a dem yenildik.
102
^ |
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Erkan: Hee... Ayhan: Bir pozisyonda da yalan söylüyorsam bak... Yemin ederim böyle küfür etmem. Top geliyor. Topu böyle var ya çok rahat uzaklaştırcam kafayla arkaya adama orta yaptım. “Daha ne yapayım abi ya. Daha kendimi m i öldü reyim ya. Erkan: Hahaha... Ayhan: He, gülüyor bak hele ya. Sana bir şey diyim mi Allahıma... Erkan: Ulan sen var ya sen var ya... Kredi çekip para ödeyecem sana. Ayhan: Bir İkincisi de bir şey söyliyecem bir tane de Erkan: He Ayhan: Gol olmayanı gol verdi, hakem 7-0'dan sonra. Erkan: Niye? Ayhan: Fileye hepsinde değdi mi çıkıyor fileden biliyormusun? Bu sefer de yan fileye değdi. Gol verdi. Gittim bu sefer de hakeme dedim ki vallahi golü ye dedim, tamam abicim bir şey diyor musun? Erkan: Ayağına sağlık. Görüşürüz.
103
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Ne oldu bizim zamazingo işi? - Oğlum öyle konuşma. Şifreli konuşmaya giriyor. - Abi ne diyeyim? Esrar gönder mi diyeyim? - Senin Allah belanı versin.
104
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liyor!
- Abi m emlekette huzur kalmadı. - Haklısın. Ne o ld u yine. - Her telefonu dinliyorlar. Ben de uyuz oldum. Numa ramı değiştirdim. - Telefonunun dinlendiğini nerden anladın? - Konuşurken s e sim i duyuyorum? Bu hattı iptal edi yorum. - Sana nasıl ulaşacağım . - Yeni hat aldım. N u m arasını veriyorum. Yaz 0 5... 10
105
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
GEŞTELİYONUZ MU? İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın göreve başladığı ilk günlerdi. İstanbul'da gasp, kapkaç ve yanke sicilik suçları ile mücadele devam ediyordu. Ancak yeni müdür mücadeleye başka bir boyut kazandırmak istedi. Büyük, yaşlı kentte henüz yeniydi tecrübeli müdür. Yardımcılarının şehrin suç haritasını çıkarmasını istedi. Haritaya göre sokak suçlan en çok Beyoğlu, Bakırköy, Şiş li, Mecidiyeköy ve tabii ki Tarlabaşı Caddesi'nde meydana geliyordu. # Başmüdür kurmaylarına tek tek sordu. "N eden ye terince engel olam ıyoruz.?" Suç oram en fazla olan ilçe müdürü söz istedi. "Efendim devriye geziyoruz. Bizi gör düklerinde yapmıyorlar. İstiklal Caddesi'ne Çevik Kuvvet yığdık. On beş dakikada bir ekiplerimiz devriye geziyor. Zaten birçok çeteyi de çökerttik. Ama bu kez ara sokaklar da münferit iş koyuyorlar." Müdür piposunu yaktı. Genç m üdürün söylediklerini dikkatle dinliyordu. Gerçekten de gayret ediyorlardı ama çabalar bir türlü suçlar için tam çözüm değildi. Genç müdür sözünü bitirdikten sonra başm üdür ilçe müdürüne dönerek babacan bir tavırla, "Bak evladım so kak suçları resm i kıyafetli polisle olmaz, onlar seni gördü ğünde tabii ki suç işlemez. Ama biz ne yapacağız, onlar bizi görmeden biz onları göreceğiz, takip edip suçüstü ya kalayacağız. 107
Savaş Akın - Lokman Dağ
Genç müdür daha fazla dayanamadı, "Peki efendim nasıl olacak?" dedi. Başmüdür kendinden emin konuşmaya başladı. Ba kın biz bunu İzm ir'de denedik tuttu. Sokakları polislere zimmetledik. Günde ortalama yüz elli kapkaç vardı. Biz geldiğimizde ikiye kadar düştü. Bazı günler hiç kapkaç ol muyordu. Bu düşünce genç müdüründe oldukça hoşuna gitti. Talimat verdi. "H em en sokak timlerini kurun!" dedi. Uzun süre geçmeden yaklaşık bin polis, güven tim lerine katıldı. Sorunlu bölgelere yerleştirildi. Kim i simit çi, kim i kestaneci, kimi piyangocu kim i rakçı kim i popçu oldu. Sokaklarda kimse artık onları tanıyamıyordu. Sistem işliyordu. Suçlular tek tek yakalanıyor. Her gün gazetelere, televizyonlara haber oluyor. Suçlular cezaevini boyluyordu. Artık kılıktan kılığa giren güven timleri birçok ilçeye güven getirmiş, nefes alamayan suçluların şehri terk etme si sağlanıyordu. Güven timlerinden Barış, Beyoğlu'nda şüphelendiği iki kişinin peşine düştü. Tam m asadaki telefonu alıyorlardı ki onları yakaladı. Karakola götürdü. Karakolda şüphelile rin çok sayıda yakını gelince şüphelendi. Bunların bir şebe ke olabileceğini düşündü. Durumu hemen amirine bildir di. Amiri o tutanağı asayiş şube müdürlüğü yankesicilik ve dolandırıcılık Büro Am irliği'ne ulaştırdı. Savcılıktan çıkan izin ile şüpheliler hemen dinlenmeye başladı. Barış şüphesinde haklıydı. Zanlılar kendi çapların da bir çete oluşturmuş çaldıkları ve gasp ettikleri m alları el altından piyasada ucuza satıyorlardı. Öyle ki gazetelerde 108
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
ve televizyonlarda çıkan haberlerle bile çok yakından ilgi leniyorlardı. H üseyin: Kazım şimdi baktım internete bu İstiklal caddesinde hiç gittik mi? Kazım : Eskiden bir-iki defa gittik. Ama bayağı geçti bizim oralarda. H üseyin: Tamam bu olayda eski ben sakallıyken. Be nim üzerimde beyaz m ont var mıydı? Ya internette görün tülerimiz var. Kazım : Evet beyazdı. Peki kamerada yüzlerimiz belli oluyor mu? Yani yüzlerimiz yoksa problem yok. H üseyin: Yok lan zaten diyor. Güven timleri adamları aldı diyor. v Kazım : Tamam iste zargolar (polisler) biz diye başka larım almışlar. Normaldir. Nereden bakacağım ben o ha bere Hüso? H üseyin: Bak şim di google giriyorsun... Kazım : Eeee... H üseyin: Fox tattanacılık yaz ya da Vatan tantanacılık yaz. Kazım : Bekle lan biraz. H üseyin: İşte Vatan Tantanacılık yaz en üstte olana tık la. Senin okuman yazm an vardı değil mi lan? Kazım : Ben okulu bitirdim oğlum. Beşe kadar oku dum. Hayat okulundan da aldım diplomamı. H üseyin: Baktım, benim o benim, diğeri de sensin. 109
Savaş Âkın - Lokman Dağ
Kazım : Evet ama korkma iyi alamamış kamera, yüzler de bulanık görünüyor. Sittin sene bizi bulamazlar. Öyle sanıyorlardı. Telefon dinlemelerinden haberleri yoktu. Onlar suç işlemeye devam etti. Öyle ki çetenin kul landığı bir kız telefonda çete liderine isyan ediyordu. Nuray: Ben hiç çocukluğumu yaşamadım. Hiçbir şey yaşamadım. Sizin yüzünüzden altı yaşından beri hırsızlığa gidiyorum. D eniz: Evet doğru söylüyorsun. Nuray: m a n ayıp be hiç kenem (param) yok kıyıda kö şede, ulan arabalarda uyudum kancıklar. D eniz: Tamam Nuray söz ayarlayacağım ben sana kene, kızma ablam bekle biliyorsun yapacağız bir çare. Bu sırada Hakan ile Çiçek ise keşif yaptıkları bir eve girme planları yapıyordu. Çiçek: Hakan geşteliyonuz mu (Ev hırsızlığı, yeni keşif yapılmış eve girme) Hakan: Çiçek'in ha ne oldu? Kink gıramasında zendelikten ilk defa sayınız sandıkta (polis arabasmda kızları gördük siz sandık). Çiçek: Tamam o zaman akşama 'geşteliyonuz' o za man. Yapılan görüşmenin ardından Hakan ile Çiçek soyma yı düşündükleri evin oraya gittiler ancak bir terslik oldu.
110
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Onu da telefondaki diğer çete üyesine işte bu cümleler ile anlatıyordu. Hakan: M uğuller (adam) üst honede (evde) Çiçek'in nüsnü (yok mu) Çiçek'i ben çiselidim (gözetleme) ama mu ğuller gitmeyince honeye giremedik. Çiçek: M ustafa'ya ara göhma istalediğimizin (Altın, para, bilezik çaldığımız yer) ön tarafmdayığ, o biliyor. Emrah: Hangisi göhma aldığımız yer? Çiçek: Filamingo 18'de bre o biliyor. Emrah: Yek tane deştik (toplu altın bilezik) aldık ya Savaş'lan orası mı? Çiçek: Hey senin kafam kütürtedeyim kapçık ağızlı söyleyin oraya gelsinler. Soruşturmayı tamamlayan polis, sabah adreslerin bu lunduğu Kasım paşa'ya operasyon için hazırlıklarını ta mamladı. M ahallede kendilerine olası bir saldırı için Çevik Kuvvet ekiplerini de hazır ettiler. Şafak vakti adreslere girdiğinde korkulan oldu. Mahal leli polise ellerine ne geçirdilerse attı. Tam iki saat boyunca Kasımpaşa sakinleri ile polis arasında çatışmalar yaşandı. A ncak Çevik Kuvvet polisinin de yardımı üe yirm i yedi kişi gözaltına almdı.
111
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Aflık olduk zaten a., koyum, PKK örgütü gibi yargılıyolar geçen... PKK örgütü adam 221'den yararlanmış bizde 220,221. Aynı maddede yargılanıyoruz ha. - Bu ne biçim devlet? Ne biçim bir model var anlama dım ki arkadaş? - Vatan hainleriyle bizi de aynı yargılıyorlar. - Şerefsizim vatan hainiyle aym gerçi. İstanbul'un da PKK'sı biziz. Onlar da haklı a., koyim. Onlar da haklı üç bin tane.PKK ile uğraşıyorlar. Beş bin tane burada mah kum var. - Ama ne yapçan? Hepimiz geçim derdindeyiz. Yoksa hiç kimse kendi zevkinden bu işleri kovalayacak hali yok. - Normal bi işim olsa ne işim var benim hapisanede. N eyse bunlar da düzelecek işallah. Onlar da düzelirse bu raya gelen aptaldır. Bi tane şey var araba dayhatsu trion. Kime okuturuz?..
112
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Gaza kökledim baktım tek başına. - Baktı mı peşimizden? - Baksa ne olur? Boncuk Ahm et şey yapmak istiyomuş. Bi tane diyoki araba alalım diyo. - Telefonu ver kiralasın oğlum gitsin. - Oğlum bedava olmazsa ben gelmem. BMW çalalım bu gece. - Ya dingiz dingiz konuşma a ... koyayım.
113
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
TARİHİ FIRSAT İstanbul'da Fatih-Eminönü-Yenikapı arasındaki böl geyi fuhuş başkenti olarak niteleyen çete ile ilgili olarak Başbakanlık'a ihbar gitti. Gelen ihbarın gereğinin yapılması için hemen polise Ankara'dan talimat geldi. Polis işe önce teknik takip ile başladı. Ardından sokakta adamlar adım adım izlenerek kameralara kaydedildi. Yani fiziki takip de polis tarafın dan gerçekleştirildi. Polis bir yıl önce de İstanbul'un en bü yük fuhuş çetesine büyük bir darbe vurmuştu. Bu sırada Mehmet Defterdar çetesi hakkında da teknik takip yapılı yordu. Polisin teknik takip ile mercek altına aldığı çetenin fuhuş organizasyonlarını devam ettirebilmek için başvur duğu yöntemler, bağlantıları ve insanlık dışı uygulamaları duyanların kamm dondurdu. İstanbul'u m esken tutan fu huş çetesi, işlerini yürütebilmek için polisle de sıkı bağlan tılar içerisine girdi. Hatta yüksek miktarda rüşvetler vere rek kendilerine dokunulmazlık sağladılar. Çetenin elebaşı Mehmet Defterdar polisin kendileri hakkında bir soruşturma yürüttüğünden şüphelendi. Bu şüphe içini kemirirken bir çözüm yolu buldu. Emniyet M üdürlüğü'nün içinde yer alan kliniğin başhekimi ile ir tibata geçti. Doktor M ahir ile yüz bin dolar karşılığında anlaştı. Paranın teslim edileceği yer olarak ise İstanbul Em niyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki binası seçildi. 115
Savaş Akın - Lokman Dağ
Telefon görüşmelerinde "D olu gel, emaneti getir" diye çete liderini uyaran Doktor Mahir, çete üyelerinin Emniyet Mü dürlüğü binasma girebilmesi için kapıda görpvli polislere gelecek aracın plakasım bildirdi. Öğle saatlerinde Emniyet Müdürlüğü binasma gelen çete liderini doktor karşıladı. İçi para dolu çantayı aldı. İkili yüz yüze görüştü. Rüşvet görüşmesi Emniyet M üdürlüğü'nün kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Mehm et Defterdar doktorun yanmdayken, kendisin den sonra çetenin ikici adamı olan oğlu A hm et'i aradı. M ehm et: M ahir abinin yanındayım. Beni görmek iste di. Bir kaim defter şeyin çıkmış. Ahm et: Neyim varmış ki anasım satayım ben de bilm i yorum ki? M ehm et: Hem de kırmızı kaleme düşmüşün. Ben halledecem işini oğlum. He olmazsa çağırıp seni teslim edecez. Veriyim mi M ahir amcana? (telefonu doktora veriyor) M ahir: Artık şenle de telefonla da konuşmayacam. Görüşmeyecem bi daha. Korkuyorum senden artık. Valla korkuyorum şenden artık. Sen neymişsin ya! Ahm et: Valla ben neymişim, valla ben de anlamadım. Doktorun yanında yeteri kadar bilgi alamayan çete başı Ahmet Defterdar sık sık doktor M ahir'i alarak ken di durumlarım sordu. Kendileri hakkında bir soruşturma olup olmadığım ısrarla öğrenmek istedi. M ahir: Geç saatlerde açıkta sabaha karşı şey kapattım. 116
Tape'den Kodese "9uı Ulan Folla DtfltlpNt* M ehm et: Dün telefonunu bekledim ne oldu haber ali* bildin mi? M ahir: Aradı beni yani de şeyde ben uğrayacam bu akşam uğrayacam. M ehm et: Kardaşım ne yaparsan, beni rahat ettir de ne yaparsan yap. Çünkü bi şeyimiz yok a., k.. kafamız rahat olsun. Doktor M ahir köstebekliğin yanı sıra çetenin Emni yetteki işlerini de takip ediyordu. Bir gün çete üyelerinden Rasim arayıp kendileri için çalışan bir hayat kadınının du rumunu sordu.
Rasim : Ya şimdi bu bayan arkadaşımı deport ediyor larmış. Gönderiyorlarmış ya bu nasıl iş? Evrakını sen al mıştın. Aradı deport ediyorlarmış. M ahir: N asıl deport ediyorlar onun yazısı gelmeden nasıl deport ediyorlar? Allah Allah dur ben hukuk işleri ne bakayım. Tamam dur arayayım hukuk işlerini (Emniyet içerisinde bir birim). Fuhuş çetesinin insan sağlığını hiçe sayan çalışmaları da polisin dinlemesine takıldı. Çete üyeleri hastalıklı ha yat kadınlarının çalışmaya devam edebilmeleri için Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi'nin bir doktoru ile anlaş tı. Hasta olan kadınlara sadece 10 TL rüşvet karşılığında doktor sağlık raporu veriyordu. Deri ve Zührevi Tenasül Hastalıkları Hastanesi'nde görevli Orhan ve Burhan isim li kişiler baskınlardan sonra hastaneye sevk edilen hayat kadınlarından alman kan örneklerinde usulsüz işlem yap 117
Savaş Akın - Lokman Dağ
tı. Hastalıklı kadınlan sağlıklı gibi gösterip sağlam raporu verdi. X K işi: Kan almadan diyor adamı bekletmeden sonu cu verin diyor. Orhan: Ver kağıdım gitsin o zaman sonucu ona ver pa rasını al gönder. X K işi: Ya nasıl böyle bir şey yapıyorsun Orhan ya? 10 milyon için. ••• Burhan: Evdeyim oğlum şu pisliklerle uğraşıyoruz Orhan: Senin elemanlar hepsini Ankara'ya yolcu et mişler. Burhan: Hangileri? Orhan: Turan arıyor abi ya hepsi gitmiş diyor, oğlum dedim bi tane varmış yok abi bir sürü varmış ya diyor. Burhan: Hıı iyi olmuş ya boş ver başımız ağrımasın. Orhan: İyi a., k.. üç kuruş para kazanıyorum onu da onlar bunlar... Yav... açlığımızdan ölüyok. Burhan: Sen hastalığın adım deme. Ha bir 25-30 kaldı rabiliriz. Orhan: Hiç sorma lan hafta sonu getiriyor ibne la du ruyorlar duruyorlar. Otuz bir tane kız var. Burhan: Vur kafasına kafasına. Orhan: Öyle ettim ben de sen ne yaptm? 118
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Burhan: Şeye gittim, Şişli'ye derken başka bi yere. Orhan: Bi on bir-on iki tane şey varmış. İsim listesine aldım. Getirir onları verelim yarın çıkartır Serdar. Burhan: M ail, M ail attım lan.Şeye yaşambayram.hotmail.com'a. Düzenledim attım şeyleri bende fotokopileri. Orhan: Kartları yok mu onların? Burhan: Yok yok yeniymiş bu daha oraya yeni yaptık olum yeni yapıldı ya. Olum bunlarda başka işte yeni gir miş bunlar. Orhan: Yeni giriş yeni şey akşam da filim çekmeye gidecem, pazartesi de şeye gidecem. Taksim'e gidecez akşam da. Mehm et Defterdar, çetesinden bir yıl önce polis o böl genin en büyük fuhuş çetesine düzenlediği operasyonu fır sat bildi. Defterdar ve adamları bu rakip çetenin çökertil mesiyle büyük sevinç yaşadı. Darbe vurulan rakip çetenin meydandan çekilmesiyle işleri daha da büyütecekti. Poli sin teknik takibinde olduklarından farkında olmayan çete hderinin oğlu Ahmet, bir çete üyesi ile arasındaki telefon mesajında, "S ....d a mühürlenmiş. Üç ay kapalıymış. Bu günlerde çok dikkatli ve özverili çalışacağız. Tüm birimle» rimizle bu tarihi fırsata en iyi biçim de değerlendireceği*" dedi. Çete lideri M ehmet Defterdar ile emniyet doktoru M i* hir arasındaki bir telefon görüşmesinde başlarını geleCfk* lerden habersiz bir şekilde, rakip çeteye düzenlenen ope rasyon değerlendirildi. M a h ir İstediğin oldu mu?
11«
Savaş Akın - Lokman Dağ
M ehm et: Evet. M ahir: Şimdi başkan aradı beni. O kaçmış o şerefsiz o., ç.. Ama alacaklar merak etme. Ben sana bi haber vereyim. Şu anda da o gruba operasyonlar var. En büyüklerinin çökertilmesinden sonra Defterdar ve adamları faaliyetlerine hız verdi. Yurt dışından fuhuş amaçlı daha çok kadını İstanbul'a getirmeye başladılar. Ya bancı uyruklu hayat kadınlarım Türkiye'ye getirmeleri ve fuhuş yaptırmalarındaki yöntemler de kendilerini izleyen polis tarafından delil olarak dosyaya eklendi. Yurt dışın dan ikna edilerek ülkeye getirilen hayat kadmları havali manında çete üyeleri tarafından karşılandı. Ülkeye giriş için üzerlerinde yeteri kadar para bulunmayan kadınlara para veren çete üyeleri kadınları alarak çalıştırılacakları otellere götürüyordu. Hayat kadınlarım havalimanından karşılayan çete üyesi Kamil ile Ayça isim li hayat kadınının telefon görüşmeleri de dinlemeye takıldı.
Ayça: Beni Ayça tanıdınız mı? B.. bardan. Ben şu anda Moskova'dayım. Bugün geliyorum. Göstermeye param yok. Nasıl geçebilirim? Yardım edebilir misiniz? Ekrem: Tamam Ayça. Sen bana şeyini gönder. Yalnız burada arkadaşa ufak bir şey vermek gerekiyor. Veririz yani problem olmaz doğru mu? Sen bana gönder tamam mı? İnince de ben ayarlayacağım. Bununla da yetinmeyen çete, yabancı uyruklu hayat kadınlarının yakalanmaları durumunda sınır dışı edilme lerini engellemek için Türk erkekler ile evlendirip Türk va-
120
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
tandaşlığına geçiriyordu. Çete, hayat kadınlarından sadece fuhuş yaptırarak para kazanmadı. Yabancı uyruklu hayat kadınlarına kalabilmeleri için Mehm et Defterdar'ın evleri ni kiraladı. Fuhuş çetesi işlerini yürütebilmek için polisle de sıkı ilişkiler içerisine girdi. Bazı polis memurlarına verdiği rüş vet karşılığı çıkar sağladı. Yapılan teknik takibe takılan bazı telefon görüşmelerinde çete ile polisin nasıl işbirliği içeri sinde olduğu gözler önüne seriliyor. Çete lideri Mehm et Defterdar bir telefon görüşmesinde çete üyesine polisten yapmalarını istediği şeyi söylüyor. M ehm et: O senin amird telefon et. Bizim dükkana bir a., k.. tombalacısı üç el ateş etmiş. Şimdi bunu alsm da bir güzel benzetelim. Bir başka telefon görüşmesinde bir emniyet mensubu çete üyesi İlyas'a "Şim di Güzeltepe'yi denetlemeye gidi yorum. Sen şimdi telefon aç ona. Sana gizli denetlemeye geliyor haberin olsun de" şeklinde köstebeklik yaptı. Çete üyeleri hakkında 155 Polis İmdat hattma şikayet geldi. Bu şikayet ilgili birim e iletildi. Orada çahşan ve çete ile işbirliği yapan bir polis evrakı nasıl ortadan kaldırdığım meslektaşlarının telefonu dinlediğini bilmeden çete üyesi ne anlattı. "155'e bi tane senin şeyin geldi. Bir tane faksın geldi senin tamam mı? Dedim Haşan'a ben müdüre veririm de dim. Hasan'ın elinden aldım. Gittim, tuvalette paramparça ettim, şeyin içine attım ." Fuhuş çetesinin henüz on sekiz yaşım doldurmamış küçük kızlan da fuhuş organizasyonlannda çalıştırdı. Çete
121
Savaş Akin - Lokman Dağ
lideri Mehmet Defterdar ile çeteye kadın sağlayan Lema isimli kadın arasındaki telefon konuşmalarına da teknik takibe takıldı. Lema: Beni mahvettin. Saat on birde Kumburgaz'a kız la n al gel demedin mi? Hayatım kızlar bugün buraya saat on buçukta dikildiler. Şu ana kadar oturttum üç k an bura da. Sen onları nereye alacaksın? M ehm et: Bir bakayim bir bakayım. Resepsiyona alaca ğım. Büyüğü kaç yaşında? Lema: Biri yirmi, birisi on altı. M ehm et: Bana yapsana büyüğünü a..k.. özel bakayım ona. Söyle anasına özel bakayım ona. Ben ona aylık bağla yacağım, bakacağım ben ona. Yanımda çalışsın her şeyine bakarım. Anasına da kendine de güzel bir maaş bağlaya yım. Ona sen söyle. Lema: Konuşayım ben şimdi onunla. Küçük daha on beş yaşında. Benim özel hizmetime baksın diyorsun maaş vereyim. Fuhuş çetesi, yurt dışından getirdikleri yabancı uyruk lu hayat kadınlarım çeteye ait mekanların dışmda bir yerde çalışmaları durumunda ölümle tehdit etti. Şeref: Yok geleceksin. Vallahi döverim seni bak. N atalia: Başka yere gidecem ben. Şeref: Olmaz. Kesinlikle bir yere gidemezsin. Oradan bile aldırırım seni valla bak... Senin kafana vuracağım böy-
122
Tape'den Kodese
"S u s U lan P o lil D 4ltliy 0 >J*
le kafam gözünü kıracağım. O yüzüne, suratına ktSM Şf atacağım. Bir başka görüşmede çete üyesi Cesur, Giyona isimli kadınla yaptığı telefon görüşmesinde, şu tehditlerde bu lundu. "Y ardım a oluyoruz sana bak. Patron patronun ol muyor biz oluyoruz he?. Tamam mı? Bir daha dediğimden dışarı çıkarsan öldürürüm seni." Çete üyesi Arslan ise polis baskınında yakalanan hayat kadmma telefonla yapm ası gerekenleri tek tek anlattı. Po lisin işkence bile yapabileceğinden dem vurup asla ismini vermemesini istedi. Arslan: Bir tek seni çıkartmak için uğraşıyorum. Sana Kırmızı yaptırmayacam. Deport olacaksın ama Kırmızı olm ayacak şimdi ben yemekteyim. Seni belki orda döve cekler haberin olsun hani sen imza atmadın ya. Dövsünler ama sen de hep aynı şeyi söyle. Ben buraya eğlenmek için geldim. Tamam mı? Dayaktan korkma. Sen psikopatsın ya onlar benden fazla vurmayacaklar. Ben daha çok vurdum sana. Çete lideri M ehm et Defterdar oğlu A hm et'i arayarak müjde verdi. Polisin operasyonu sonucu yakalanan kadın lar serbest bırakılmıştı. M ehm et: K ızlan, kızlan serbest bırakıyorlarmış. İyi A llah'a şükür. Sevindim ya valla kendime geldim ya. Ancak bu sevinci uzun sürmedi. Organize Suçlarla M ücadele Şubesi Mehm et Defterdar ve oğlunun aralarında bulunduğu kırk dokuz kişi gözaltına alındı.
123
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Oğlum döverim seni! - Ya ne var oğlum? - M illetin arabasını patır patır çalıp satıyorsun. Ondan sonra bana plan yap. - Nasıl konuşuyon sen telefonda ya senin ta ... - Çal, çal sonra bana küfür et.
124
Tape’den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Bizim polisle de işimiz olmaz devletle de işim iz ol maz. Ama böyle şeyler olunca telefonunu değiştiriyorsun. Değiştirm e ya a., koyim. İstanbul'a geldim. İki gün boş boş dolaştım lan. - Ben devamlı değiştiriyorum. Bilmiyor musun sen beni. Seni aradım kırk defa çaldı, ama sen gene açmadın. Aradım numaramı vermek için. Bunu da değiştireceğim. Akşam üstü yeni numarayı sana mesaj atarım.
125
Tape'den Kodese
ÇALIŞ, PARA LAZIM
İnsan sağlığım hiçe sayan, yoksul insanlardan ucuza aldıkları organları zengin hastalara yüksek fiyatla satan, aralarmda doktor ve hem şirelerin de bulunduğu çete ko nusunda Mali polis e-mail yolu ile ihbar aldı. Aynı çete ile ilgili değişik adreslerden başka mailler de geldi. Polis hep sini mercek altına aldı. Savcılıktan alman izinle soruşturmaya başlayan polis belirlediği zanlıların telefonlarını dinlemeye başladı. Çete elemanları, doktor ve hem şirelerin insan sağlığım nasıl hiçe saydıkları bu görüşmelerde ortaya çıktı. Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hem şire olarak gö rev yapan Ebru, hastaneye tedavi için gelen ve organ nakli bekleyen hastaların bir kısmım çete ile tanıştırdı. Bunu ya parken çete kendisine komisyon ödüyordu. Ebru: Alo ne haber? X K işi: İyi canım ne yapıyorsun iş yerinde misin? Şeye gittim ya eczacı odasma gittim. Reçeteler vardı. Onları ver dim. Şimdi işte iş yerine geçeceğim. Bi hasta vardı işte. Dı şarıdan geldi yeni. Onu getirdim bir tane de şimdi gelecek, işte koşturuyorum ya. İşler açılmaya başladı biraz biraz. Paraları da bi alabilirsek sen ne yapıyorsun? 127
Savaş Akın - Lokman Dağ
Ebru: Para lazım para. Çok acil. X K işi: İşte aynı ya yemin ederim. Aym konum. Ne yapacağız bilmiyorum? Ebru: Yani bilmiyorum. Bin-iki bin lira kopartabilirsem iyidir. X K işi: Koparırsın. Bir bağlantıyı yap. Kesinlikle gelir yani. Ebru: Hıı yani öyle yapacağım artık. Diyeceğim yedi den sonra. X K işi: Yapman lazım. Oradan şey de bulsana bize ya, nakil hastası nakil olmak isteyen hasta olursa bulsana. Ebru: Var bir tane. X K işi: Varsa gönder Ebru: Peki benim kârım ne olacak bundan? X K işi: Bizim ne kârımız olacak biliyor musun? O has tayı gönderdiğimiz zaman şimdi ben oradan geliyorum. Oranın koordinatörü bayan, beni çağırdı. Şey halkla ilişki ler. Onunla konuştuk. Şimdi konuşacak bana dönecek. Para konusunu da konuştum. Şu anda bende dört tane hasta var anladın mı? Onları halledersek bulacağız. En kötü ihtimal haftada bize bin lira para gelecek en kötüsü. Haftada bin lira komisyon alacağım öğrenen hemşi re Ebru, organ nakli bekleyen bir hasta bulduğunu çete üyesine bildirdi. Çete üyesi Kemal ise, hemşireyi anlaştığı kişiler konusunda uyardı. Zira nakil bekleyen hastaların akrabalarının polis olabileceği ihtimalini bile göz önünde tutuyordu. 128
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Kem al: N e yapıyorsun Ebru'cum ? Ebru: iyidir. Çalışıyorum. Sen ne yapıyorsun? Kem al: Çalış tabii yavrum. Para lazım, çalış. Ebru: La oğlum ben devlet memuruyum. Çalışsam da çalışm asam da aynı para. Aradm mı ? Kem al: Aradım ben adam ı. Nasıl bir adam bu? Güve nilir mi? Ebru: Evet güvenilir bir adam. Kem al: Nerde tamdm sen onu? Ebru: Ben İzm ir'den dönüşte. Otobüste. Kem al: Yani tek m iydi adam? Yanında birileri var m ıydı? Ebru: Karısı vardı. Kem al: Hee karısı vardı. E olur ya polis olur bir şey olur anasını satayım. Biliyorsun. Ebru: Yok yok. Organ nakli bekleyen bir hasta son çare olarak çeteye başvurdu. Ancak fiyat konusunda anlaşma sağlanamadı. 4
Çete üyesi Kerem bu duruma çok sinirlendi. Çetenin di ğer üyesi olan Emrah ile bu durumu değerlendirdi. Çare siz hastanın tekrar kendisine geleceklerini ancak bu kez iki katı fiyat isteyeceğini belirtti. Kerem : Herifi aradım. Konuştuk. Bunlar çakal ya. Şim di de diyor ki 'kardeşim verecek' diyor. Küçük kardeşi ve 129
Savaş Akın - Lokman Dağ
receğim demiş de, başka yere gitmişler kan man vermişler. Kam tutmuş olur mu? Emrah: Olur canım. Kerem : Kanı tuttuysa valla, şerefsizler ya sah günü belli olacakmış tam olup olmadığı. Olmazsa dönüş yapa cak. Namussuzlar. Var ya çok çakallar de mi? Emrah: Sen ne diyorsun ya? En önde gideni. Kerem: Olmayacak dönecek bana bu sefer. Fiyat ola cak seksen. Çünkü çok çakal bu. Çete üyesi Emrah ise Tekin isimli arkadaşına organ nakli için anlaştıkları kişilerin ameliyatın yapılacağı has tane önünde çete ile anlaştıklarını ortaya koyacak tarzda görüşmeleri yükse sesle konuşarak herkesin içinde yaptık larını duydu. Bu nedenle kendileri ile bağlantıyı sağlayan Tekin isim li arkadaşına sitem ediyordu. Çete elebaşı olan Emin Şahin ile Taner isimli bir kişi nin de telefon görüşmesi soruşturma dosyasma delil ola rak eklendi. Em rah: Alo... Tekin: Ne eydiyon? Em rah: Valla neydiyom? Eve geçecem ... eve geçiyo rum. Tekin: Hee görüştünüz mü? Emrah: Ha abisiyle bişey demedim. Abisi yalvarıyor. Abi nolur diyor çıkalım gidelim. Tekin: İyi tamam. Onu sorayım dedim ya. 130
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Emrah: Yok dedim a ...koyum konuşmam. Çok yan lış şeyler yaptılar dedim bana. Çok zor anlar yaşattılar de dim. Tekin: Tamam. Ben yarın o kendine gelir. Biraz daha yarın ben konıişacam zaten ben onunla. Em rah: Yok hala yavşaklık yapıyor. Hala yavşaklık yapıyor. O gün hastanenin önünde şeye kapını önüne çık m ışlar abisi falan filan. Sabah ameliyata gireceği gün, ba ğıra bağıra konuşmuşlar. Sen kaç para vercen? Kaça aldın? Kaça gittin? Sen niye veriyorsun bu kadar para? T ek in : Yarın ben onun akim ı alırım yerinden sen ra hat ol. Polisin her adımım izlediği organ çetesinin m arifetleri bunlarla da sınırlı değil. Organ bekleyen bir hastaya, işsiz, fakir birini organım satması için çete ikna etti. Organ nakli hastanede yapıla caktı. Ancak yasaya göre sadece akrabalardan organ nakli yasal olabilirdi. Aralarında akrabalık bağı olmayan biri, organını başka birine veremezdi. Bu nedenle işsiz genç ile yaşlı hastanın kızı arasında formalite nikahı kıyıldı. Ardın dan ameliyata geçilecekti. Bu durumda Mali polis hemen operasyon için düğmeye bastı. Düzenlenen baskınlarda kırk iki kişilik çete çökertildi.
131
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Ne zaman buluşalım? - Şu esnafların gitmesine bağlı. İşte esnaflar gittikten sonra hemen dükkana girecez. O araba iki parçaylan kam yonun içine ataca z. Hem en gitcek usta. - Bağırmasanıza bilader. Konuşmayın telefonda gözü nüzü seviyim. Napıyonuz?
132
Tape’den Kodese
“ Sus U lan P olis D in liy o r!"
- Ne oldu söyle? - Onu aldım şimdi. 100 lira Fatih'e verdim. 100 lira da A rif'e vereceğim. Gene ben bu işten para kazanamadım. En son eski işlere başlayacağım. Hırsızlık yapacağım. Çıl dırdım ya. Para yok. - Yapma olum bu işleri. Devlet biliyor kim in ne yaptı ğını.
133
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
TELEFONDA TANIMAM
PKK itirafçısı Yeşil kod adlı M ahmut Yıldınm 'm sağ kolu A hm et Kökten, Gebze'deki bir araziyi hafriyat döküm sahası olarak kullanmak istedi. Ancak belediyenin yürüt tüğü dere ıslahı projesi nedeniyle bu işe yetkililer onay vermedi. Kökten araziyi kendisine tahsis etmeyen belediye yetkililerini tehdit etmeye başladı. Belediye yetkilileri soluğu Organize Suçlarla M ücadele Şubesi'nde alarak Kökten ve on yedi adamından şikayetçi oldu. Polis hemen bu kişilerin telefonlarım dinlemeye aldı. Bu sırada Kökten ve adamları ruhsat verilmediği halde araziyi hafriyat döküm alanı olarak kullanmaya başladı. Telefonları polis tarafından dinlenen kişilerden olan Bekir bir gün çete reisi olan Kökten'i aradı. B ekir: Abi benim bazı planlarım var. A hm et K ökten: N e planı. Kapat şimdi. Sonra konuşu ruz. B e k in O zam an sana bir şey sorayım mı? Çok m erak ediyorum. Sen Yeşil'i tanıyor musun? A hm et K ökten: Telefonda tanımam. Kapat telefonu... 135
Savaş Akın - Lokman Dağ
Bekir daha sonra çetenin diğer bir elemanı olan Cihat'ı aradı. B ek in İstanbul'un altım üstüne getirdik. Cihat: İyi yaptınız. B ek in Karıştırdım ortalığı. H er tarafa saldıracağım. Amerikan konsolosluğuna da saldıracağım. Televizyonlar da izlersin. Ciddi diyorum ha. Vallahi yav. Bombalayaca ğım orayı. Onlara kim sahip çıksa hepsini öldüreceğim. Cihat: N e diyorsun ya? Bu görüşmeleri dinleyen polis, soluğu hemen birim amirinin yanında aldı. Görüşmelerin dökümlerini yani tapelerini amirine sundu. Dinlemeyi yapan polisin tedirgin liği yüzünden okunuyordu.
A m ir sordu: Ne oldu neden telaşlısın? Polis: Amirim adamlar konsolosluğa bomba koymak tan söz ediyor. Açıkçası tedirgin oldum. Önlem alacak mı yız? Amir arkasma yaslandı: Merak etme. Hem telefon dinlemesi hem de fizikli takip için daha çok personel gö revlendireceğiz. Unutma bunlar deli adamlar ne yapacağı belli olmaz. Sen dinlemeye devam et. Aradan birkaç gün geçtikten sonra aynı memur, soruş turmayı yürüten am irinin yanma tekrar gelerek "Am irim , bu kez de çete reisinin acayip görüşmeleri var. Bunlann 136
Tape’den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
ruh halini çözemedim. Adam kendisini resmen peygam ber ilan etm iş!" diyerek telefon görüşmelerini amirine din letti. Çete reisi Ahmet Kökten adamlarından M etin'i tele fonla arayıp çete üyelerinin durumunu soruyordu. Sonra oldukça sert bir şekilde "A llah'tan sonra gelen benim. İs tediğimin canım alırım. İstediğiminkini bağışlarım. Bunu devlet de biliyor. Yakında millet de bilecek!" diyerek tele fonu kapatıyordu. Kökten bu görüşmeden hemen sonra diğer adamını arayıp aynı ses tonu ile konuşuyordu. " A llah'tan sonra gelen benim. Herkesin canı benim elimde. Ben alırım. Ben veririm." Polis bir yandan bu kişilerin ruh hallerini anlamaya çalışırken diğer yandan da telefondaki görüşmelerin ger çekleşme ihtimaline karşı operasyon karan aldı. Düzenlenen baskınlarda Kökten ve on yedi adamı çete suçlamasıyla yakalandı.
137
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Kırıcıyı al gidip Mercedes çalacağız. - Ya beynim döndü zaten nerden halledeyim bilmiyo rum ki? - Tamam ben hallederim kırıcıyı. - Zaten mahkemeden çıktım. Moralim çok bozuk bili yor musun? İki sene ceza aldım. - Ne zaman aldm ki? - Transit camı kırmaktan.
138
Tape'dert Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
- Ne oldu biliyor musun? Nasıl desem ki telefonda. Her neyse söylüyorum a., koyim. Bizim adam taş taşçılarla takılıyor. - Sonunu kendi düşünsün. - Ne yaparlarsa yapsınlar. İçiyolar m ı ne yapıyolar ne bok yiyiyolar. - Biz hırsız onlar taşçı (kokain). Biz sadece çalıyoruz onlar taş satıyor. İnsan zehirliyor.
139
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
'DAYAN SAHTEYE' Cinsel gücü artırıcı ilaç firmalarının avukatları İstanbul Güvenlik Şube M üdürlüğü'ne gelerek ürünlerinin piyasa da sahtelerinin satıldığı yönünde başvuru yaptı. Bu sahte ürünlerin nerede satıldığı da başvuruda yer aldı. Polis he m en sahte ilaç üreten kişileri belirledi. Belirlenen isimlerin kullandığı telefon numaraları da çok geçmeden dinlemeye alındı. Sattıkları dört yüz kırk dokuz çeşit afrodizyak etkili ilacın üç yüz seksen dokuz türünün sahtesini yaparak in san sağlığını hiçe sayan çetenin telefonlarım bir yıl boyun ca dinleyen polis, ilaçları nasıl getirdiklerini ve sahtesini nasıl yaptıklarına dair her şeyi belirledi. M ısır unundan cinsel gücü arttırıcı ilaç, meyve suyun dan ilaç boyası yapan çetenin ilginç telefon kayıtlarında, ilaçları nasıl yaptıkları, telefonda açık vermemek için ilaç lara kod isim verdikleri, sahte ilaç yapm aktan dolayı piş m an oldukları çünkü yakalandıklarında cezasının ağır ol duğu şeklinde birçok görüşme kayıtlarda yer aldı. Seksshop sahibi T u rg a y , çetenin dağıtım ayağının so rumlularından Selm a'yı arayarak nasıl sahte ilaç yaptığını anlattı. Anlattıklarını sadece Selma değil polis de dinliyor ve delil olarak kayıt altına alıyordu. 141
Savaş Akın - Lokman Dağ
Turgay: Ben şu anda realistik kalıbı döküyorum. Ka lıbın etrafım bantlayacağım ki alçıyı koyduğum zaman içinden sızm a yapmasın. Fırınlayınca da aynı m al çıkıyor. Becerirsem sırf kendime döküp dükkanı dolduracağım. Realistik vajina, penis, belden bağlamalı, realistik çiftli pe nis. Kalıpları kendin çıkaracağım. Selm a: H er şeyin orijinalini verdik. Battık. Dayan sah teye bundan sonra. Ama bu işler çok sakatlaştı. Ev alsan evi elinden alırlar. Mahkemeye veriyorlar. Ceza veriyorlar. Biz orijinal satmak istedik. Sattık da. Ama artık orijinali de bulamıyoruz. O nedenle çakma sattık. Bir ara fiyatları düşürdük. Ama müşteri çakma diye almadı. Fiyat artırdık. İşler de arttı. Polisin telefonunu dinlediği çete üyelerinden Cemal ise Şişli'de karakol ekipleri tarafından gözaltına alındı. Cem al'in karakolda olduğunu öğrenen çete yöneticilerin den Yaşar hemen telefona sarıldı.
Yaşar: Cemal, telefonla konuşacak durumda mısın? Cemal: Evet abi. Karakoldayım. Telefonuma el koyma dılar. Yaşar: Şimdi beni iyi dinle. Sakın yakalattığın ürünler le ilgili sahte deme. Çakmayı makmayı kabul etme. Gere kirse olay çıkar. Stoklarımızda mal var. Sahte olduklarını kabul etme. Karakola hemen fatura getireceğim. Yaşar, dediği gibi yapıp Cemal'in serbest kalmasını sağ ladı. Ancak yakalanan adamına akıl verdiği bu görüşmeyi yaparken bir şeyi hiç hesaba katmamıştı. O da polisin te142
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
lefonlarmı dinlemesiydi. Dinlemeyi yapan birim Cem al'in karakoldan serbest kalmasına göz yumdu. Çünkü Cemal de diğer çete üyeleri gibi polisin takibindeydi. Operasyon dan sonra bu görüşme önlerine konacaktı. Tüm bunlar olurken çetenin diğer üyeleri de sahte ilaç üretimine devam ediyordu. Aralarındaki konuşm aları da, dinlemeyi yapan polis anlamaya çalışıyordu.
Kemal: Virility'den dönme var mı? Yoksa senin yaptı ğın V- Pilis lazım. Ama orijinal olsun.
Adem: Tamam ama ben onun aynısını yaparım. Eski den Virility pilis yapıyordum. Şimdi V pilis yapıyorum.
Kemal: Tamam ama şimdiki kapsüller çok dandik m o ruk. Herkes her şeye uyandı. Kemal daha sonra çetenin elebaşı Yusuf'u arayarak si pariş verdi.
Kemal: Yusuf abi. Bana ucuz yollu geciktirici sprey lazım. Çakma makma önemli değil bin tane lazım. 1.5 lira dan olsun" Yusuf: Elimde var. Ama 1.8'den aşağı veremem. Sen de kazan ben de kazanayım ." Polis bir yandan çeteyi izlerken diğer yandan da izle diği kişilerin gerçek m esleklerini araştırdı. Çakma ilaç sa tanlardan birinin Vergi Dairesi'nde memur olduğunu be lirledi. M em ur Ahm et bir yakını adına olan işyeri için çete üyelerinden Yahya'yı arayarak sipariş verdi. 143
Savaş Akın - Lokman Dağ
Ahm et: Şenden istediklerimi aynı orijinal gibi yap. Yahya: Üstüne etiket yapıştıracağım. Ahm et: Bu şeylerin aynısını yapabiliyor m usun?" Yahya: Yaparız da bu şeylerde uğraşılmaz. Çok mu sa tılacak. Ahm et: Evet. Yahya: Tamam da aynısının tüpleri büyük. Ahmet: Olsun sen de küçük tüp kullan. Biz de 40'lık tüpü yeni geldi deriz. Yahya: Abi geçen gün üç tane m al bıraktım. Ahm et: Orijinal mi? Yahya: Orijinal elimizde yok ki... A hm et: Bir müşteri geciktirici krem istiyor. Yahya: Var ama tarihleri geçmiş. Ahm et: Tarih bas. Üzerine koy. Yahya: Bu kremler işe yarıyor mu? Ahm et: Yok, ama olsun. Bir yıl yapılan telefon dinlemelerinde sahte ilaç çetesi nin ünlü müşterileri de bulunduğu ortaya çıktı. Magazin ve sanat dünyasından olan birçok ünlünün telefon görüş meleri, soruşturma dosyasma, suç içeriği bulunmadığı için eklenmedi. Yeteri kadar delil toplandıktan sonra çete, ope rasyonla çökertildi.
144
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
- Gelemiyon mu şimdi? Benzinliğe kadar. Az aşağıda benzinlik var lan. - İstop etti kaldı kamyon. - He rampa marşa bas., çalışmıyor mu? - Çalışmıyo, çalışmıyo. Ben indim kamyondan. - İndin oğlum çalışır belki m a z o t... lan. - Çalışmıyo, çalışmıyo. Mazot sıfır, sıfır. İnmiş. Çizgi den de inmiş... - İn parmak izini sil. - Sildim... - Güzel güzel sildin mi? - He, güzel sildim...
145
Tape'âen Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
DİKKAT, DÜZ ÇALIŞIN İstanbul Em niyeti'nin önemli birimlerinden sorumlu olan Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu, makam aracıyla toplantıya giderken trafiğin azizliğine uğradı. Bu sırada bir kişi diğer araçlara yaptığı gibi onun da aracının ön camı na bir kartvizit iliştirdi. Emniyet Müdürü Ekizoğlu, masaj salonlarının adresinin bulunduğu kartviziti M ali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderdi. Aralarında polis lerin ve kamu görevlilerinin de bulunduğu çete ile ilgili so ruşturma bu şekilde başladı. Polisin başlattığı soruşturma çorap söküğü gibi ilerledi. Bir kartvizitten çetenin tüm üye lerine ulaşıldı. Bu kişiler hakkında teknik takip başladı. Ay rıca masaj salonlarının iş telefonları da dinlemeye alındı. Operasyonda Ayhan Tok isimli kişinin ele başlığını yaptığını çetenin toplam kırk beş üyesi ve fuhuş yaptırdık ları otuz iki kadın belirlendi. Ayrıca bunlarla işbirliği ya pan on dört zabıta ve on dört polis de tespit edildi. Çalışmalar devam ettikçe çetenin yaptıkları da birer birer gün yüzüne çıkmaya başladı. Ayhan Tok ve adamları Şişli Emniyeti ile Ahlak Bürosu'nda görevli bazı polislere verdikleri rüşvet karşılığında yapılacak uygulamalardan haberdar oluyordu. Çete üyeleri şifreli telefon görüşme lerinde, rüşvet verdikleri polisleri "yum urtacı, ağa, am ca" isim leriyle kodladı. Prezervatifler için "Şeker" ve "Şapka" gibi kod isimler de kullandı. Masaj salonlarında çalışan ka147
Savaş Akın - Lokman Dağ
dınlarm müşterilerle cinsel ilişkiye girmelerini de rakam larla 1 , 2 , 3 şeklinde kodladı. Ayhan to k , polislerin masaj salonuna gelerek suçüstü fuhuş baskım yapmasına karşı da önlem aldı. İlk defa gelen kişiye sadece masaj yapılıyordu. Daha sonra polis olduğu ile ilgili şüphe uyandırmayan müşterilerin ilk defa fuhuş yapılmasına onay vermeyi de telefonda "okeylem e", okey müşterisini de "tanıdık m üşteri" olarak nitelendirdi. Çete ayrıca müşterilerin isim ve iletişim bilgilerinin tutulduğu arşivlere de "defter" ismini vermişti. Masaj sa lonlarına da fuhuş için gelen müşterilerin polis olup olma dıklarını anlamak için önce saunaya sokarak çıkardıkları elbiselerini ve cüzdanlarını kontrol ediyordu. Ayhan Tok, kendisi ile açık açık telefonda görüşen ele m anlarını uyardı. Bir kadın çalışanın, gelen turistlerden aldığı bahşişten duyduğu mutluluk görüşmelere böyle yansıdı: A yhan Tok: Yavrum gel sana hayırlı haberim var. G a m z e :... Neyle ilgili onu söyleyin ona göre şok geçir miyim? A yhan Tok: H ı... Rahatlıkla ilgili. Gam ze: ...A yy kurban olayım. Arapları aldım şim di var ya girmiyorlardı. Oynadım zıpladım girmeleri için ikna ettim. Sonra kafayı yedim. Ben keşke bu işe yirm i beş yaşında başlasaydım. Yemin ederim gökdelen dikerdim. Aldım iki tanesini koydum. O işte hıı ondan sonra herif de seansa girmeden bana elli milyon taktı. Vallaha herif iyi yani seansa girmeden elli milyon günde iki tane alsam yüz kağıt ayda üç m ilyar yapar. 148
Tape'detı Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Fuhuş çetesi baskınlardan haberdar olm ak için iş birli ği yaptığı polislere rüşvet veriyordu. Bununla yetinmeyen çete polise tuzak kurup, şantaj yapm aya başladı. Asayiş Şube Ahlak Büro ekiplerinin masaj salonuna yaptığı bas kından bir gün sonra, polis memurlarından biri anahta rını masaj salonunda unuttuğu bahanesiyle salona geldi. Çiğdem isimli çahşana sarkıp, ilişki teklifinde bulundu. Çiğdem kendisine ilgi duyan polisin bu zaafından fayda lanm ak istedi. Birkaç gelişinden sonra ona tuzak kurdu. Yaptığı görüşmeleri kaydetti. Polis memuru, aşık olduğu Çiğdem 'e Ahlak Büro'da çalışan arkadaşlan hakkında da bilgi verdi. Çiğdem bu ses kayıtlarım patronu Ayhan Tok'a verdi. Tok tuzağa düşen polise masaj salonuna yapılan son adli uygulamayı görmezden gelmeleri konusunda şantaj yaptı. Tok, bu durumu Ferhat adlı çete üyesine telefonla anlattı. Ayhan Tok: Polislerden biri Çiğdem 'in oraya gelmiş tamam mı... Sevgili olalım mı demiş. Bizimki de ses kay dına çekiyor. Beni aradı dedi ki "Bir tane polis geldi, bana da asılıyor" dedim ki "Sen onu tut orada. Hem kamera ya hem normal cihaza çek ben geliyorum " Sonra gelip ses kaydını bir dinledim. Hemen başlarındaki polisi aradım. "Kardeşim siz tamam suçüstü yaptınız güzel, ben senin le görüştüğüm halde yaptınız. Ama ben bu adamları ve grupta kim varsa yarın savcıya bizzat ben gidiyorum. Her şeyi anlatcam. Ses kaydını da vericem." Ben böyle diyince adam lar tutuştu. Çete lideri Ayhan Tok bir yandan polise şantaj yapar ken bir yandan da diğer birimlerdeki polislerle arasım iyi tutmaya çalışıyordu. Tok İşim iz düşer' diyerek karakolda 149
Savaş Akın - Lokman Dağ
görevli polislere masaj salonunda alkol ve yemek servisi de yaptı. Böylelikle salonlarında meydana gelecek bir olayda karakolda görevli polisler, bu işin kapanması için uğraş ve recek ya da muhtemel şikayetçileri, Tok ve masaj salonu hakkında şikayetçi olmaktan vazgeçireceklerdi. N edim Tok: Şimdi Kuştepe Karakolu'ndan polis geldi buraya üç tane. 70'lik rakı içtiler et sote, pirzola, efendime söyleyim çöp şiş şunu bunu yediler. A yhan Tok: Alma hesap alma. İşimiz düşüyor telefon larını al ama hesap alma. Misafirimizsin de alma. Çete üyelerinin polisin teknik takibinden haberdar olması üzerine masaj salonlarında gözcü barındırdığı da telefon görüşmelerine yansıdı. Şıho Seçen isimli gözcü ile yaptığı telefon görüşmesinde Ayhan Tok polislerin masaj salonunu gözlediğini, kadınların kimseyle ilişkiye girm e meleri konusunda uyardı. Seçen: O araştırma burada. A yhan Tok: Ne diyorsun lan? Kimse bir şey yapmasın uyar. Ara milleti bir şey yapmasınlar rahat dursunlar. Seçen: Söylüyorum şimdi. A yhan Tok: Kimseye bir şey yaptırmasınlar bak araş tırma (polis) ordaymış. Polis ekiplerinin masaj salonu çevresinde dolaştığı ha beri Ayhan Tok'a ulaşınca, masaj salonlarının yöneticisi Bedriye'yi arayıp dikkatli olmaları konusunda uyardı. Tok
150
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
hiçbir müşteriye masaj dışında bir şey yapm am aları konu sunda da tembihledi. Bedriye: Efendim. Ayhan Tok: Ben diyene kadar düz çalışın. Bedriye: Ama bir şey diyecem. Tamam sen diyene ka dar düz çıkayım da şimdi dün Eda'm n okeylediği bir müş teri geldi. Üç dört kişi birden aldık. Eda'yı veriyim m i... A yhan Tok: Ver bakayım. Bedriye: (yanmdaki Eda lakaplı kadına seslendi) Eda Hanım buraya gelir m isin? Bunlara ne yapalım ki? Dün on ları okeylemiştin ama Ayhan Bey düz çalışın diyor şu an. Eda: Tamam düz çıkarırız. Ayhan bu görüşmeden sonra tekrar Bedriye'yi arayıp "Bir şey yapmıyorsunuz di mi? Düz yap yani" diyerek uyarışım tekrarladı. Kadınlardan biri polis baskım sırasında "şeker" diye kodladıkları prezervatifi bir yere atamadı. Yakalanmaktan korktuğu için de çareyi yutmakta buldu. Bu durum kadın lar arasındaki görüşmelere yansıdı. Ceyda: Yağmur o şeker yuttu biliyor musun? Ya Sa lak ya çok dengesiz almış şekeri yutmuş. Kusuyor kusuyor gelmiyor. Şeker aşağı inmedi. Yelda: Olsun o şeyinden bağırsaklarından çıkar. Kaç kişi yuttu o şekilde kızım bir şey olmaz. Nadide de filan da yuttu bir şey olmadı. Meraklanma. 151
Savaş Akın - Lokman Dağ
Masaj salonunda çalışan iki kadın arasında geçen di yalogda ilk defa gelen bir müşterinin polis olduğundan şüphe ediliyor. Önlem olarak da m üşterinin kimliği kont rol edildi.
Derya: Bir çocuk geldi. Yirmi bir yaşındaymış. Seda di yor ki kim lik kartına bak. Öğrenci kimliği var mı yok mu? Bugün düz mü çalışıyoruz? Yelda: Aşkım bümiyorum ki? Yoksa yapıyor muyuz?.. En kötü ihtimal çocuğun ceplerini bir yokla. Polis m i öğ renci mi bir anla. O zaten polis olsa ben anlardım. Şüphe lenmezsen istediğin gibi takıl.
Gelen m üşterileri fişleyen kadınların, masaj salonun daki defterin dolapta kilitli olması nedeniyle sorun yaşadı. Ancak bu sorun salonda çalışan iki kadının telefon görüş mesiyle çözüldü.
X Bayan: Hayatım bu defterleri kilitlemişler ben nu mara bakacam bakamıyorum, adam altı ay önce gelmiş. Zeynep: Kime girmiş? X Bayan: İsmini hatırlamıyor. Kızın her geldiğinde diyor patron gönderiyor bana diyor ben ona bırakıyorum diyor. Büyük bir ihtimalle senden bahsediyor. Seni tarif ediyor. Bu adamın numarasma bakamıyorum. M uş'tan gelmiş, masaj istemiyorum diyor. Zeynep: Şişman m ı zayıf mı? Yaşh m ı genç mi? 152
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
X Bayan: Bebeğim en fazla kırk yaşm da olsun yani. Bi raz uzun boylu hafif toplu Hakan Bey'in uzununu düşün işte biraz. Altı ayda bir geliyormuş. Orada yaşıyormuş Zeynep: Yap o zam an ondan bir şey olmaz. Polisin teknik takibine çete üyelerinin cep telefonları nın yam sıra masaj salonlarının telefonları da takıldı. Bu num aralan arayan müşterilerin kadınlarla olan diyaloglan teknik takibe şöyle yansıdı: Haşan adlı m üşteri: İyi geceler. Masaj salonu değil mi? Ücretleriniz nedir? Hangi tip m asajlarınız var. Öğre nebilir miyim? Şule: Bütün masajlar m evcut tatlım. Seksen lira kasa ücretim var artı memnuniyetin doğrultusunda bayana bahşiş var. Full hizmet görüyorsun, memnun kalıyorsun, mutlu bir şekilde ayrılıyorsun tatlım. Haşan: Şule'cim kızlarımız nasıl? Şu le: Aynı sesim g ib i... Gayet güzeller y a n i... Yirmi ile otuz beş yaş arası Haşan: Vavvv ben seni tercih etmek isterim ... Çok çok ta tlısın . Saat kaça kadar açıksınız? Şule: 12'ye kadar buradayız tathm. Haşan: Ben de sabaha kadar kalm ayı düşünmüştüm ama. Şule: Sen gel kalırız biz beraber. Ciddiyim. Haşan: Gerçekten mi? Tamam geliyorum. Sabaha ka dar benim lesin haberin olsu n... •••
153
Savaş Akın - Lokman Dağ
X K işi: Ha şimdi memnun kaldığımız yer de yar, kal madığımız yer de v ar... Şimdi onun için gelmek istiyoruz da şimdi memnun kalır mıyız kalmaz mıyız? Şule: Kalırsınız kalırsınız... Tatlım telefonda çok açık konuşam ıyoruz... Full hizmet görüyorsun memnun kalı yorsun. X K işi: Tamam oldu ben bu gece geliyorum.
M ehm et: Kaça kadar ordasın? Buse: Ben mi ben canım gece bire kadar buradayım bugün. M ehm et: Tamam o zaman ekstra bir şeyler yapar mı sın? Buse: Canım gel yardımcı oluruz... •••
M ert: Fiyatlandırmanız nasıl? Eda: Hayatım seansı bekleriz yani sorun yok. Seksen artı bahşiş. M ert: Seksen artı bahşiş hu masaj harici peki bir şey yapıyor musunuz? Eda: Memnun kalıyorsun hayatım. M ert: Tamam teşekkür ederim peki onla birlikte ne ka dar oluyor? Eda: Seksen artı bahşiş, oluyor. M ert: Bahşişler kaçtan başlıyor? 154
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Eda: Bahşişi bayan bilir hayatım memnun kalmana bağlı M ert: Benim yaşım genç. Bana göre var m ı ? Eda: Var var yirm i-yirm i beş yaş arası var. •••
X K işi: Sonu mutlu sonla bitiyor değil mi bunun? Eda: M emnun kalıyorsun gelince tamam. X K işi: Tamam bebişim sesin çok güzel geldi. Beni de memnun edeceğine inanıyorum ... Eda: Tamam bebişim gelince görüşürüz. Tüm bu görüşmelerden sonra elde edilen deliller dos yaya konuldu. Sıra operasyon aşamasına geldi. M ali polis başta elebaşı Ayhan Tok, polis ve zabıta olmak üzere top lam yüz beş kişiyi gözaltına aldı.
155
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Telefondan söylenmez aslında mecbur kaldım ha. Bir tane kapalı transporter lazım. - Nerden getireyim kardeşim? - Yok mu çevrende haci gilin yanında falan? - Yok, yok.
156
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
- Olum farları açsana! - Farları açacam da bulam adım ki... - Sol elinin orda. Yuvarlak düğme var. Sağa çevirecek sin. Hay ben senin... Bütün dikkatleri hep üstüne aldm. -Y and ık mı? - Lan bas git...
157
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
"DÜĞÜN" VAR MI? Korsan ürün çeteleri ile mücadele konusunda teknik takip kullanmaya başlayan İstanbul Güvenlik Şube poli sinin kapışım bu kez ünlü çanta markalarının avukatları çaldı. Dünyaca ünlü bu firmaların avukatları markalarının sahtesinin piyasada satıldığı başvurusunu yaptı. Çakma çantaların satıldığı adres de dünyaca tanınmış bir yer olan Kapalıçarşı'ydı. Polis, savcılıktan soruşturma izni alır almaz işe koyul du. Yöntem diğer operasyonlardakinin aynısı. Teknik ve fiziki takip. Yapılan çalışmalarda korsan ürünlerin depolandığı adresler belirlendi. İşe bu korsan çantalara el kokularak başlanacaktı. Depolar için arama kararı alındı. Adrese gi dildiğinde ise adeta in cin top oynuyordu. Polis benzer du rum ile birkaç adreste daha karşılaştı. Bir köstebek, çeteye baskın yapılacak adresler ile bilgi veriyor olmalıydı. Polis aradığı köstebeği de adliyede buldu. Adliyeden alman ara m a kararları orada görevli bir kişi tarafından çete ile irti batlı emekli bir mübaşire ondan da çete üyelerine gidiyor du. Arama kararı da 'Düğün' olarak şifrelenmişti. Adliyede görevli Tekin, emekli mübaşir Hayri'yi ara yarak polisin arama kararını bildirdi. 159
Savaş Akın - Lokman Dağ
Hayri: He ben ne diyecektim, bu hafta "düğün" var mı ya?.. Tekin: Yok. 24'te var mı bilmiyorum. Hayri: 24'ü mü 27'si mi? Tekin: 27'sinde var 27. Polis bu ikilinin bir yandan telefonlarını dinliyor bir yandan da sokakta adım adım izliyordu. Polis, Hayri ve Tekin'in Fatih ilçesinde bir adreste buluşacağı bilgisini aldı. Hemen peşlerine düştü. İkili bir Ganyan bayisine gi rip kendi aralarında konuşmaya başladı. Peşlerindeki po lisler de hemen yan masaya geldi. At yarışı kuponu dolduruyormuş gibi yapıp konuşulanlara kulak kabarttı. Amaç bu ikilinin çakma çanta çetesi ile ilişkisini delillendirmek. Tekin: Onlar çakmasını 600 TL satıyor, bize gelince cimrilik yapıyorlar. Hayri: Sen canını sıkma. Hallederiz. Polisin kulak misafiri olduğu bu görüşme de bir tuta nakla delil olarak soruşturma dosyasına eklendi. Polis çetenin telefonlarını dinleyip delil toplarken üre tilen çakma çantaların da piyasaya sürülmesine engel olu yordu. Bu amaçla çakma ürünlerin satılmak üzere getiril diği işyerlerine baskın düzenledi. İşyeri sahibi Mustafa gö zaltına alınırken dükkandaki çakma ürünlere el konuldu. Hakkında işlem yapılmak üzere emniyete getirilen M ustafa'yı çete üyelerinden Tarık aradı. Serbest kalması 160
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
için eski gözaltına alındığı günden daha eski bir tarihte ke silmiş fatura gerekiyordu. T an k : Abi fatura bulm aya çalışıyorum da yani. M ustafa: Oğlum yapabilecek miyiz? Fatura bulabile cek miyiz? Eski tarihe şey kesilmiş. T an k : Abi bakıyorum. Herkes çok zor diyor. Yani ara m adık kimseyi bırakm adım abi. Şimdi bu fatura senin ora dan çıkabilmen için m i m allan alabilmemiz için m i gerek li? M ustafa: A n a m ız ı......meşinler diye. Öyle söyleyeyim sen daha iyi anlarsın. T an k : Anladım abi senin g ...n ü kurtaracağız yoksa sen s ... tuttun yani anladım. Adliyedeki köstebekten arama kararı ile ilgili bilgi alan Hayri, Kapalıçarşı'da işyeri olan M etin'i arayarak yüz yüze görüşmeleri gerektiğini söyledi. Bu görüşmede poli sin işyeri ile ilgili aldığı arama kararını bildirdi. Fatih'teki buluşmada bu haberi alan Metin hemen işyerini arayarak orada çalışan personeli Kenan'ı uyardı. M etin: Oğlum m alları toplayın hemen Loeve'leri Channel'leri hepsini. K enan: Tamam tamam. M etin: Hemen hızlı. Yukarı kimseyi almayın, bütün m alları yukarı toplayın, kapıyı kapatın, bize geliyorlar. K enan: Tamam. A bi Liviton'a da gelirler mi? Burada Livitonlar var. Liviton'a dâ gelirler mi? 161
Savaş Akın - Lokman Dağ
M etin: Tabii canım. Hepsini diyorum. Manyak mısm oğlum sen? Kenan: A bi Liviton demedin ki sen... M etin: Oğlum hepsi, hepsi, hepsi. Yahu siz malsınız be oğlum? Ben geliyorum hadi kapat ya.
Polisin baskınından kurtulduğunu sanan Metin bir ar kadaşını arayarak "İyi ki o uzun saçlı memur kıllık yapma dı. Bir ara bir kıllık yapacak diye korktum. Neyse ki arama yapılmadan önce haberimiz oldu, yoksa kötü yakalanacak tık. Metin o gün baskından kurtulmuştu. Ancak çalışma larını tamamlayan polisin kısa bir süre sonra düzenlediği operasyonda yirmi iki kişi ile birlikte gözaltma alındı. Polis dokuz kamyon dolusu sahte çantaya da el koydu.
162
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"-
- Evraklar vardı, onlara geldim. Bi şey söyliycem. Sü rücünün boşunu alabilir miyim? Kaçtan alcam onu söyle önce? - Yetmiş beşten. Eğer bi duyarım İbrahim abiye bi şey vermişsin... - Yaa yok bee dayı yaa Allah yukarda. O kadar da şey olm adık yaa... - Beni düşürdüğün pozisyona bak yaa. Sen benim suç ortağımsm yaptığm işlere bak yani...
163
Tape’den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
POLİSİN HIRSIZ SÖZLÜĞÜ İstanbul'da trafiğe kayıtlı üç milyondan fazla araç bu lunuyor. Bu nedenle de Türkiye'de otomobil hırsızlığı da en çok bu şehirde oluyor. Otomobil hırsızlığı ile mücadele etm ek için de Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde Oto Hır sızlığı Büro Amirliği uzun yıllardan beri görev yapıyor. Polis, telefon dinlemelerinde her görüşmede zanlıların şifreli kelimeler kullandıklarını belirlemişti. İlk başlarda bu şifreli kelimelere bir anlam verilemedi. Ancak yıllardan beri yapılan operasyonlar polise değişik bir deneyim ka zandırdı. Uzun süren uğraşlardan sonra polis adeta çete lerin kullandığı şifreleri tek tek çözdü. Ortaya neredeyse yeni bir dil çıktı. Onlarca otomobil markası ve yüzlerce m odeli çetelere tek tek şifre vermişti. İşte polisin otomobil hırsızları sözlüğü ve şifreli keli m elerin geçtiği görüşmeler.
RECEP: Rance Rover M arka Ç alın tı Araç Ekrem : Dedim ya Recep iş arıyor ya, ya şey renço, renço, renço. X K işi: He recep dedin yav. Valla kafam gitmiş. Ekrem : Tamam gelmiştir. Yatıyor Recep, siyah takım elbiseleri var üstünde. K IZ: Ç alıntı Araç 165
Savaş Akın - Lokman Dağ
A rif: Benim çok istediğim bir kız vardı. Biliyor musun? Opel. Uğur: Aynen biliyorum. A rif: Tamam bende haberin olsun Zümrüt. Uğur: Hallettin yani. Arif: Ben de şu an kızla geziyorum. Beraber geziyorum. Uğur: Tamam dostum. Dikkat et o zaman. Amcası gö rürse çeker kulağınızı.
KÖ PEK BA LIĞ I: Yunus (M otosikletli Polis Mem uru) Erdi: A bi dikkat et deniz balıklan geziyor haa. Adem: Haa. Köpek balıkları. Tamam gezsinler. Erdi: Laa dikkat et, ısırmasınlar sizi gezmeyin aynı su larda! •• • Fatih: Ne yaptın la? İsm et: Hı, tamam. Fatih: Köpekbalıkları geziyor etrafta. İki ayrı ekip. Ayık ol.
M İSA FİR : Ç alıntı Araç Nurdoğan: Senin bildiğin yer varmış. Öyle diyor. Ahm et: Şenle gittiğimiz yer işte başka bir yer yok ki. 166
Tape’den Kodese
"S u s U lan P o lis D in liy o r!"
Nurdoğan: Orası tehlikeli. Ben dün gittim ya. Gittik, baktık. Yerinde yok. Oldu bitti. Onun misafiri gelmemiş dersin. M isafirleri alamamışlar gardan öyle de.
FUSÜN : Fusion M arka Araç Erol: Füsun abla varsa alırım. Nurdoğan: Sana lazım da, bakm am lazım. Füsun abla gelmiyor bu aralar.
Ç O C U K -K IZ : Ç alıntı Araç Levent: Çocuk vardı ya, çocuğu yatırdım. Nurdoğan: Uyusun derken yani kaçmasın kız ama... Aynı renk mi kız. Tabii m amasını yedireyim gelirim.
ÇOCUĞ U N K A R N IN I D OYU RM A -M A M A : Ç alıntı Araca Yakıt Alma Nurdoğan: Çocuğun karnı acıkmış. Çocuğun karnını doyurdum da, ilk girdiğin yerde beni sağda beklesen abi. R ıfat: Tamam. O içeri girişteki sağda bekliyorum ben seni. Nurdoğan: M am ası hiç yok bunun Erol: Gider oraya kadar gider yürü.
167
Savaş Akın - Lokman Dağ
A YA KKA BI-GÖ ZLÜ K: Ç alıntı-Sahte, Plaka R ıfat: Dünkü çocuğa bi tek ayakkabı bulmaz mıyız ya? O üstündeki ayakkabısı onu ters gelmiş çocuğun ayakka bıları çift. Nurdoğan: Tamam ben bakıyım ona ya. •• • R ıfat: Şey gözlük mözlük baktın mı? Güneş gözlüğü. Nurdoğan: Gözlük yok burada. Zaten gözlerimiz de arızalı.
K İM LİK : Sahte Evrak R ıfat: Küçük şey kimliği lazımdı. Kaça olur o? Erol: Bir 200'e yaptırıyorduk.
PATLADI: Ç alıntı A racın Bulunm ası Z ülfikar: İşin tamam, sorunlu işin... Erol: Bakmadım daha doğrusu... Z ülfikar: Patlamış bile... Gitmiş oto moto artık başka biri mi gitti?.. Ahm et: Jandarma geldi. Çalıntı ihbarı m ı verilmiş bu nun? Z ülfikar: O araba m ı patlamış?
168
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
M A N İTA-KIZ: Ç alın tı Araç A li: Ordaki ortamın hazır olsa senin manita burada. Onu alıp gelecektim oraya. Öbür bir tane var ya neydi ismi? N e ile başlıyodu neyse... O fırıncının orda tanıştığı mız kızda olur. Yani o, o fazla durmuyodu. A lkan: Tamam ben yarın Seloy'la m eloyla bir şeyler çözmeye çalışıyım bakıyım.
TEN EKE: Ç alm tı-Sahte, Plaka A li: Ha aldınız mı, iyi bir yer var mı böyle kafanda? A lkan: Karşı tarafta bir yere koyduracağız. Bir de ona teneke meneke versek saklaya biliyon mu? Gelsek iyi olur. A li: Tamam.
GÖ ZLÜ K: Ç alıntı-Sahte, Plaka A li: Dikkat edin de, gözlüksüz çıkarm ayın he. A lkan: Gözlüksüz şey de olsa olm az mı? İstanbul'u çıktıktan sonra olmaz mı? A li: Hayır. Gişelerde sıkıntı yaşarsınız. Bir sokak, jk i sokak atlatm ondan sonra değiştirin. A lkan: Tamam oldu. • •• Şeref: Arabayı napalım? Şimdi gözlük takıp göndere yim mi? 169
Savaş Akın - Lokman Dağ
A li: Kamyoncunun eline ruhsat fotokopisini de ver, çıksın gelsin. Şeref: Ya da indirelim. Takip makip olur bi şey olur. Sonra gönderelim. Başka bi yere indirelim daha sonra gön derelim. A li: İyi hele böyle yapm. • •• Ham di: Buyur abi... M ahir: Hareketli, ama memurlar tam karşımda. Göz lük yoksa arabayı park et, yürü.
EŞEK : Ç alıntı Araç Nevzat: Akşam eşek aldık bir tane diyor. He onun gazı bitti falan filan. Fatih: Ya eşeğin parasım aldık. Eşeğe, kaç istiyor 150200 m ü istiyor? Nevzat: Abi 300 istiyor eşek bayağı bir iyiymiş modifiye etmişler. ♦ •• Fırat: Bu adamı aradım. Şimdi işime yaramıyor diyor, eşeği diyorum. X K işi: Şeysiz falandır evraksızlıktandır herhalde. Ev rak ayarlarlar ondan sonra alırsın dedim. • •• 170
Tape'derı Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
A li: Eşeği çıkardım. Şimdi otobana koydum, gidiyor. Recep: Tamam. ••• Adem: Akşam bu şeyi alabilir miyiz? Caravelloyu... Olgun: Yani herhangi bir sıkıntı olmazsa ahrsın. Adem: O büyük eşya gelse gelebilir miyiz? Onları biz paraya razı ederiz. Yüz yüze gelince sorun yok. Büyük eşek varsa o büyük eşekten bir görsene. Olgun: Tamam. •••
Orçun: E ne olmuş onun harbiden m i kolu kırılmış? E o bana diyo D oğubeyazıt tayım. M ehm et: Yok ya hurdayız da ben de ulaşamıyorum onlara. Bir-iki tane eşek var. O eşekleri sürelim tamam mı? Orçun: Nedir ki? M ehm et: Pejo'dur bir de Clio'dur.
K U Ş-K IZ-A RK A D A Ş-Ç O C U K : Ç alıntı Araç G öksel: Çocuk kaç yaşmda? Sam et: 2006 doğumlu. •••
Erdal: Güvercin yakalamıştın. Ne renkti
kuş?
Ersin: Beyaz, Mardin. 171
Savaş Akın - Lokman Dağ
Erdal: Kaç takla atıyordu? Ersin: Beş ileri bir geri abi fena bir kuş. ••• Sabri: Kız arkadaşımı alacam ya... Ercan: Yeni mi? Sabri: Hee... Ercan: Araca ayık ol ha şimdi...
A M CA, KIZ: Polis, Araba İsm ail: Kız vardı ya ayrıldım. Amcası geldi, aldı. Hasan: Ne olacak peki? İsm ail: Buluruz bi tane abi ya, kız m ı yok bize? Hasan: İyi o zaman, kovalamaya devam.
K İR A LIK ARAÇ: Ç alın tı Araç Sam et: Bizim bir arkadaş transporter kiralamış. G öksel: Evin penceresi açık mı? Sam et: Yarım, orandan girebilir miyiz, kiralıkla?.. •• • Ahm et: Kiralık Passat var. Kiralık işte anla da.Yaşı yedi, siyah dizel. Erol: Tamam.
172
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Ö m er: Bizim 99 bir kiralık var. Veremez miyiz? Hundaiaccent, full. Can: Yapılı yani. Buralardayım. Gelirsen görüşürüz.
DAVUT MU BERKANT M I: Dizel m i Benzinli mi? M etin: O Davut mu yoksa Berkant mı? Erkan: Bir tanesi gitti. Bir tane kaldı. M etin: Davut mu?.. Erkan: Dizel oğlum a — koyum aha anla işte.
IQ : Audi M arka A raçların Q Serisi Ercan: IQ'um vardı benim de. Hallettim. Bugün IQ 'm u ölçtürdüm. Haşan: 10 milyar istediler şerefsizler.
QUARESM A: Audi M arka A raçların Q Serisi H akan: Arkadaşla ilgili senin bilgin var mı? Hangisin den? Erdal: 7 'si var 5'i var. H akan: H n Quarejma anladım, tamam, oldu. Erdal: Ama Qüarejm a'nın performansı bu aralar çok kötü. Bilgin olsun. H akan: Yakında toparlarız sıkıntı yapma. 173
Savaş Akın - Lokman Dağ
GÖZLÜKLÜ: A udi M arka Araç Sabri: H ani dün gözlüklü geldiğin b i arkadaş vardı ya... Hakan: Evet. Sabri: Ondan aldık.
K A PTİ-C A PTİKA : Chevrolet Captiva M arka Araç Ercan: Kapti kapti çaptika (Chevrolet capiva) çaptika. Yalan m ı oldu? Haşan: Yok yalan olmadı o arkadaşlar cenazeye gittiler ha şimdi.
P O T IR - H A RRY PO TTER : Transporter M arka Araç G öksel: Bir isteğin falan oldu mu benden? Böyle potır, Harry potter. Haşan: Onu bulmam lazım. G öksel: Tamam ama Harry Potter öyle ha diye yapa mıyoruz. ••• G öksel: Bu travestüer yok mu? Sonra transa geçiyor lar. Trans oluyorlar direkt. Ondan sonra Harry Potter var. Ayıklıyor musun? Var m ı talep? X K işi: Söyledim. Hiçbir şey söylemediler. Dur baka lım olursa. 174
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
T R A FİK : Ç alıntı A racı Pazarlama R efik : Yarma kaldı. Fatih: Yolla gitsin. Nedir lan bu? Çocuk oyuncağı m ı a .. .a koyayım. Bugün yarın, bugün yarın. Çocuk mu oyalıyorlar Refo! Böyle mi iş yapıyorsun? Ayıptır ya Organize dinliyor. Organize bile bize gülüyordur şimdi yemin ederim. R efik : Gülsün oğlum. Güldürm ek için yapıyoruz. Fatih: Ya bıraksınlar bu işleri. Ya çocuk mu oyalıyorlar ya? Bu işlerin şakası mı olur? Refo? Trafik yapıyoruz, trafik yapıyoruz. Yarm diyecek öbürsü güne kaldı. Sonra m evzu yalan oldu. Uç-beş kuruş arada kazanacağım diye. • • •
Haşan: Şimdi sen dedin ki sabah gelecem dedin şim di... Sam i: O hat benim adıma hacı ya. Gözünü seveyim te lefonla böyle trafik olmaz gözünü seveyim. •♦ •
Zühtü: Dostum o işi bak dediğin gibi şey yap da kar deşim. Sabah onu alalım, o kızı verelim gitsin anladın mı? U ğun Tamam dostum şu an böle uğraşıyorum. Trafik te elim den geleni yapıyorum anladm mı?
G Ö Z LÜ K -ETEK -K IY A FET-Ç A M A ŞIR : Sahte Plaka, Evrak Sabri: Gözlüğün varsa versene. Arkadaşları yolcu ede ceğim. 175
Savaş Akın - Lokman Dağ
T in n ah : Numarası uymayabilir. Ama karşıda var bir tane. ••• Tirm ah: O gün bana söylediğin arkadaş yok mu? Kı yafetlerini yaptıracak bir yerimiz var mı? İç çamaşırları da lazım. Hepsini birden alacağız. Erdal: Ben bulurum da, yani kalıcı olmaz. •• • Erdal: Siyah eşofman takımı aldım. Olur di mi o arka daşa? Tirm ah: Olur o lu r .
K LO R: Polis A nıl: Nerdesin sen? Klor aldı diyorlar. Fatih: He almıştılar. Ama sabah bıraktılar. Teşhis için aldılar. K an beni kilolu halimden teşis etmiş. ••• A nıl: Ayık ol ha. Şeyi Fatih'i almışlar klorlar. Etraf klor. Şimdi de araştırma geçti yanımdan. Dikkatli ol. Fatih: Geçti tamam. Aşağı... ranpasmdan izlerim onun gitti tarafı. A nıl: Tamam ayık ol. •••
176
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Ram azan: Oğlum arka tarafa doğru kaç. Klor geliyor oraya doğru. İsm et: Tamam hadi.
Adem: A rif bunun kapılan açılmıyor. Gelsene. A rif: En alttaki düğmeye bas. En alttaki. Adem: Basıyoruz, açılmıyor. A rif: A nahtan sok deliğe aç. Adem: O zaman alarm çalmaz mı? A rif: Ya hadi. Hay senin yapacağın işe... Klor var oğ lum etrafta acele et.
ÇATLAMAK: Ç alın tı A racın Polis Tarafından Yaka lanm ası M ustafa: Çatladı, çatladı. Yılm az: Niye? M ustafa: Evden kapıya çıkamıyoruz. GPRS varmış. Yılm az: İyi çıkmayın. Sahiplenmeyin canım siz de. Gördüler mi sizi? M ustafa: Bizi mi? Yok. Yılm az: Şey var demek ki takip.
KA LIN : BMW, M ercedes vb. Lüks Araçlar O lgun: Sen nasıl bişey istiyon? 177
Savaş Akın - Lokman Dağ
Ahm et: Kalın olacak ya. Olgun: Var. Ahm et: Beş olabilir. Olgun: Var dizel. 5 20. • •• Adem: Arkadaşımız var da. Kalın bi şişme kan istiyor. M ehm et: İyi olur. Bizde bol dört çeker mi ister, çift çe ker m i ister? Ne isterse. Adem: Büyüklerden Q 7 gibi kalın bir şey olabilir. M ehm et: Oldu tamam. Bir Quarejma ayarlayayım ona.
NESLİHAN: N issan M arka araç Yalçın: Neslihan ne oldu? Ensar: Neslihan duruyor, duruyor. Yalçın: Nerde? Ensar: Yeşilpınar'da.
İK İZ: Ç alıntı Aracın Ö zelliklerine Uygun Başka B ir Aracın Ü zerindeki Plakaya Göre Sahte Plaka ve Ruhsat Yaparak Ç alıntı araçta K ullanm ak Erdal: A bi o gitm iş. O Neslihan (Nissan) duruyor bi tek. M e h m e t Üstünde bir şey yok mu? 178
Tape'den Kodese
"S u s U lan P olis D in liy o r!"
Erdal: Yok abi. Onun üstünde hiç bi şey yok. O bilerek gitmiş. M ehm et: Tamam Neslihan rengi ne? Ona göre teneke bakim. Erdal: Bal köpüğü. Onun ikizi de var zaten. M ehm et: O ikiz eşyasını yapm ışlar m ı beşin? Modeli neydi onun? 7 mi 8 mi? Erdal: 8 siyah.
YILD IZ : M ercedes M arka Araç Olgun: Gittim bi yere vermeye geldiler. Gözümün önünde aldılar. U fuk: Kaptırdın yani... O lgun: He ya. Beynini versem yine 400-500 lira ahyodum. C 180 ya. U fu k: Yıldız mıydı? Olgun: He he. U fuk: A ğın sende gargaya m ı veriyon? Var mı yerin? O lgun: Var. •• • İsm ail: Yıldız yok mu yıldız? Behzat: Yok. İsm ail: Olursa ara beni. •••
179
Savaş Akın - Lokman Dağ
Ercan: Bizim bir Yıldız var ya, onun eteği var. Onu sana bırakalım mı? X K işi: Olur.
BU R SA , D İYA RBA K IR: Benzinli, D izel Orhan: Naptuı? Bakabildin mi? Orçun: Yok. Orhan: O bugün söylediklerin duruyor mu? Orçun: Duruyor. Orhan: Bursa mı Diyarbakır mı? Orçun: Bursa. Orhan: Kaça olur? Orçun: 1 50 Şey 50 kuruş olur. Orhan: Düzgün bir şey söyle. 7 mi 8 mi? Orçun: 7.
ÇIPLAK: Evraksız-Plakasız Vedat: Yaptıracaz, verecez yani yarın yaptırcaz. Çıplak istiyor. Ahm et: Çıplak verek gitsin. Vedat: Yarın gözlüğü (plakasmı) takarız gitsin. Yarın yaptırırız. 180
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Ahm et: Uğraşmasak şimdi istiyor ha. Vedat: Şimdi abi gözlük yok. İsterse başka yerde bi tane tek parça alırız, takarız. ••t
Orhan: Bu ne 34 mü 06 m ı bu? Ahm et: Sizin orası. Bunu yap, çıplaktır. Dışarıda kal mış çocuk. Orasıdır, hemen yap bana gönder. •• • Ahm et: Sende çıplak var mı? M ustafa: Çıplak hiçbi şey yok. Ahmet: O connectler duruyor, 3.20 duruyo, 3.16 duruyö. M ustafa: Evet. A hm et: Clio duruyor. Ne oldu veremedin 3.20'yi? M ustafa: Daha şimdi kalktık abi. Dur arayacam biraz dan.
TATİLE Ç IK M A K : Yakalanm ak, Tutuklanm ak Hakan: Valla çok başımda iş var abi. Arkadaşlar kötü oldu. Yusuf yok mu bizim, Yasin'in kardeşi, Yusuf ile be raber bi arkadaş daha abi tatile çıktılar. Eşşoğlu eşşekler kafalarını s...rim abi yanlış bi şey yaptılar. Çok büyük bi sıkıntı yaşadılar abi. Ben de bugün bütün gün sıkıntıların içindeydim. Sabahtan beri telefonum kapalı. Görüşemiyo rum. Napıcam bilmiyorum... 181
Savaş Akın - Lokman Dağ
Ethem : Telefonun kapalıydı. Peki Yusuf nasıl olucak? Gittiler m i tatil köyüne, tatil? Hakan: Yusuf ile Fatih gitti.
K ESİM H A N E: Araç Parçalanan Yer Cengiz: Transitin var mı? M ustafa: Transit var. Cengiz: Hazır mı? Kesimhaneye m i götürüyorlarmış. Nereye işte orada çatlatıyorlar. Başka bi yere veriyolar, o alanlar işi çatlatıyolar yani.
G ÖZLÜ K: Plaka Serdar: Sende 500 de m i yok? Alpay: Yok abi, yaaa valla yetmiş vardı otuz kaldı. Dü şün yani. Serdar: O arabayı ben alıyorum. Geçiriyorum sana.İki milyara bize gelişi var. Alpay: O zaman dursunlar, şey bastıralım gözlük veri yorum. Taksınlar. Öyle gelsin. Serdar: Tak bi tane, öyle geçici üstüne. Alırsın akşama, sabaha. Alpay: Şey yaptırmamız lazım ki gözlük yaptırıp öyle takıcaz hemen üstüne. •••
182
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
Mehmet: Ordan düz geliyorsun, okula doğru çıktık ya şenle beraber yaya. Hemen o yolun üstünde. Alo dersin, ben gelirim hemen.
Mahmut: Tamam. Şeyini değiştirdin m i gözlük?.. Mehmet: Değişik. Mahmut: Sıkıntı olur mu? Mehmet: Yok neden olsun ki?
183
Tape'den K odese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- Bu arkaya yapılan var ya ondan bana bi tane lazım ya. - Ne ama yuvarlak mı? - Ya pul pul ya. Kafadan dedirttin bana ya dayı. Bun dan bana çok lazım. - Ruhsata yapacan yani... - He ya he he. H er şeyi söylettin telefonda... ••• - Benzinliğe girdiğinde güneşliği indir. Arabadan inme tam am mı? -Tamam. - Eli elini de kapat yüzüne. -Tamam, tamam. • ••
185
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Gel gidek, çalıyoz mu? Gasp mı? Orospu çocuğudur yapmayan. O kadar bunaldım ya. Evime gidemiyorum dayı yüzüm yok ya. O kadar zor durumdayım anlamıyon beni. ->Va tamam dayı da ne yapabiliriz? Şu anda yapacağım bi şey yok. - Dayı sen bana corsayı vermiyon mu alamıyon mu? - Kontörüm yok. Ben kimseyi arayamıyorum. Bekle di yorum birazcık. •• • - Konuşma telefonda hasarlı masarlı. Oturtucan mı bizi? Lan zaten dinleniyor telefon. - Oturmayacam yok. Toplayacam yaa. •• •
186
Tape'den Kodese
"S u s U lan Polis D in liy o r!"
- İsim söylemesen olmuyor mu? Haşan de Hüseyin de ama ismimi deme telefonda ya. - Tamam başkamm bir daha isim demem. - Ulan oğlum hele başkamm hiç dem e... Neyin başka nı diye sorarlar adama salak. • •• - Beraber araba çalmadınız mı kardeşim? Kartal'ı, Şahin'i, D oğan'ı beraber çalmadın mı? - E tamam. - Bu kader birliğine beraber girdiniz mi? Siz aranızda konuşun abi benim başımı ağrıtmayın, ben kestim mi he lali hoş olsun. • ••
Savaş Akın - Lokman Dağ
- Alo ne dicem... Gelsene gezelim biraz ikimiz. He yo luna bakalım. Gel de yoluna gidelim ikimiz beraber geze lim. - Şimdi gidemeyiz. İnan işim var valla. - Ya gel de iki dakikada gidip çalalım. - Olum eşya taşıyoruz eşya. Ergün ustaya eşya taşıyo ruz eve. •• • - Şimdi bi tane symbol şey yapsak... Olmaz mı 2008 falan... - Yav telefonda düzgün konuş. Yat yarm yüz yüze gö rüşürüz. •••
188
KİTAP İÇİN NE DEDİLER?
"A yşe Arman, sevgili Yılmaz Özdil'le röportaj ya parken benim televizyonculuğumu soruyor. Yılm az da 'Uğur
Dündar televizyonculuğun
ZEUS'udur'
diyor.
Röportajın yayınlanmasından sonra bazı yakın dostlarım bu tanımı kullanıp, bana takılmaya başladılar. Ben de şakayı sevdiğim için aldırmadım. Bunlardan biri de sevgili Nedim Şener'di. Sık sık telefonla konuştuğumuz günlerin birinde Nedim aradığında 'Nasılsın Zeus?' dedi. Ben de şakayı devam ettirerek 'Sağol Apollon sen nasılsın?' diye cevap verdim. Gel zaman
git zaman, ileri demokrasinindi bir
uygulaması sonucu Nedim, 'Oda TV Davası' kapsamında gözaltına alınıp tutuklandı. Sonradan anladık ki, o süreçte telefonları dinlenmiş. Bana hitap ederken kullandığı 'ZEU S' da tapelere 'deyyus' olarak geçmiş! Güler misin, ağlar mısın? Delilden sanığa gitmek yerine tapeden samğa gitmenin ileri demokrasi sayıldığı bizim gibi hukuk (!) devletlerinde olur böyle vakalar, yanlış yapanı yine polis yakalar!"
Uğur Dündar
"Elinizdeki kitap, ülkemizde çok acı ve üzücü anıları akla getiren 'telefon dinleme' olayına farklı bir boyut getiriyor. Yasal dinlemelerle suç örgütlerinin karanlık ilişkileri ortaya çıkarılırken, okuyucunun gülmekten kendini alamayacağı sahneler, diyaloglar sergileniyor. Telefonlarının dinlendiğini bilen kişilerin, buna bir önlem olarak, kısık sesle konuşmaları gibi mizah tonu yüksek yaşanmışlıklara yer veriliyor. Böyle bir kitap insanların düşgücünden değil ancak hayatın içinden kaynaklanabil irdi. Çünkü hayat, düşgücünden daha zengin. Kitabı okudukça bana hak vereceksiniz."
Zülfü Livaneli
"Gazetecilik için 'objektif' meslek denir. Halbuki, 'fotoğraf m akinesi'nden ibaret değildir. 'Telefon ahizesi'dir aynı zam anda... Çünkü, gördüklerimiz bazen flu olabilir ama, duyduklarımız her zaman nettir. Türkiye gerçeğini 'kulak'tan anlamamızı sağlayan, kahkahalarla okuyacağınız bir kitap bu."
Yılmaz Özdil
Muhabir; günlük düşünür, günlük üretir... Habercilikte; özelllikle de televizyon haberciliğinde ne yazık ki dün yoktur bugün vardır. Ancak kanımca hayata not düşmek de gerekir. Genç ve yetenekli televizyon m uhabirlerinin yazdıkla rı kitaplar beni çok mutlu ediyor. Aynı çatı altında çalıştığım genç ve yetenekli haberci Lokman Dağ ve arkadaşı Savaş Akın, uydudan uçup git mem esi gereken bilgileri damıtarak kitaplaştırdı.Okuyunca iyi de ettiğini gördüm... Samrım siz diğer okuyucular da göreceksiniz ve de tebessümle okuyacaksınız.
Doğan Şentürk
"Telefon dinlemelerinin perde arkasında yaşananlar fıkra gibi olabiliyormuş. Okurken bu kadar da olmaz diye ceğimiz, tam bir durum komedisinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Hızlı akan hayatın içinde size farklı duygular yaşatan eğlenceli bir kitap..."
Burak Özçivit (Oyuncu)
"Ben hep kulak misafiri oldum. Hiç telekulak misafiri olmamıştım. Size okuyunca ne olur bilm em ama benim gülmekten ömrüm uzadı kesin..."
Gupse Özay (Oyuncu)