Paulo Coelho Hac

February 12, 2022 | Author: Anonymous | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

Download Paulo Coelho Hac...

Description

PAULO CAN

COELHO'NUN

YAYINLARINDAKİ

ÖTEKİ

KİTAPLARI

B E Ş İ N C İ D A Ğ / roman I Ş I Ğ I N S A V A Ş Ç I S I N I N EL K İ T A B I / deneme ON B İ R D A K İ K A / roman PİEDRA IRMAĞININ KIYISINDA OTURDUM A Ğ L A D I M / S İ M Y A C I / roman Ş E Y T A N VE G E N Ç K A D I N / roman V E R O N İ K A Ö L M E K İ S T İ Y O R / roman Z A H İ R / roman

Paulo Coelho, doğdu. için

çok

Brezilya'nın

Simyacı'mn

başarılarla

Coelho'nun, ca

1947'de,

1988'de

bir

yazarlık

Can Yayınları

arasında

satan

dolu

listelerinin

üst

aynı zamanda toplumsal ve Paulo

Coelho

arasında, Award

pek

çok

Dünya

ve

Fransız

birlikte,

hayatı bulunan

sıralarına

Coelh

başlamış

oldu

kitapları yalnız

yerleşmekle

kalmad

kültürel tartışmalara da yol

saygın

ödülün

Ekonomik Legion

Rio de J a n e i r o k e n t i n d

ya y ı n l a n m a s ı y l a

de

sahibi

Forumu'nun

oldu;

verdiği

d'Honneur Nişanı

da

açt

bunla Crysta

vardır.

Yazaı

2002 y ı l ı n d a B r e z i l y a E d e b i y a t A k a d e m i s i ' n e k a b u l e d i l d i .

Co

elho ayrıca,

haf

talık

köşe

d ü n y a n ı n pek çok saygın basın k u r u l u ş u yazıları

Celâl Uster,

yazmaktadır.

1947'de

Edebiyat Fakültesi nim

Cumhuriyet George

Yazko

Kitap'm

gazetesi

yayın

Thomson'ın

Çeviri

İstanbul'da doğdu.

İstanbul Universites

İngiliz Dili ve Edebiyatı

Cumhuriyet

gördü.

dergisinin

kültür

Tarihöncesi Azra

Ege

Erhat

B ö l ü m ü ' n d e öğre servisini

yönetmenliğini

Yaroslav Haşek'ten George Onvell'e,

adlı

yapıtının

Ödülü'ne D.

Llosa'dan John

Berger'a

pek

yönetti

üstlendi.

H.

çok yazarın

1983'te çevirisiyle

değer

görüldü

Lavvrence'dan

Murdoch'a, Juan Rulfo'dan Jorge Luis Borges'e,

kazandırdı.

için

iris

M a r i o Vargas

yapıtlarını

dilimize

İçindekiler

Yirmi

Yıl

Sonra

Öndeyiş Harita:

9 17

Santiago Yolu

22

Varış

25

Saint-Jean-Pied-de-Port

31

41 Yaratan

ve Yaratılan

49

63

Hız

Egzersizi

*Zalimlik

Egzersizi

67

Haberci

75

Haberci

Ritüeli

79

Sevgi

90

Evlilik

93

Coşku

103

Ölüm

115

111

124 Kişisel

Kusurlar

Sezginin

Canlandırılması

(Su

Egzersizi)

Mavi

Küre

Diri

Diri

Egzersizi

Gömülme

Egzersizi

131 135

Fetih

147

157 ve

Nefes

Alma

Gölge

Egzersizi

165

İtaat

172

Dinleme

Egzersizi

181

Gelenek

187 197

Cebrero

Sondeyiş: Santiago

RAM

149

Delilik

El

Egzersizi

55

Zalimlik

Emir

Tohum

43

de

Compostela

Dans

Egzersizi

Egzersizi

Y i r m i Y ı l Sonra Fransa'nın

güneyindeki

bir

kentte,

bir

bahçede

otur-

maktayım. Karşımda ce,

yükselen

dağların

mayan lu'yla

şu

bir

noktasından böyle

bir

kez

maden

günüm kalı

suyu,

fazlasını bir

gibi rakta çekdışı

haftalar Bir

kolu

olan,

simgesel

getiriyorum.

duyular

ve

daha

doğru

izlerimi

olurdu,

fark

silmiş

bu

bir

kah-

bir

ne

kafamdan Kilisesi'nin

diye içtenliğimden

Geriye

bakı-

izlerimin

top-

hava

ka-

şey

ger-

Yola

çıka-

atamıyorum. küçük

durarak

RAM'm

olduğumu,

olmadan

fırlamış

arıyorum?

soruyu

geçiriyoııım kuşku

ritüelini

ruhsal

arayışın

başında aklımdan. duyuyorum

bir

dünyanın

bir

gerçekleştirilemeyeceğini işlerimin

ya-

bakıyorum:

Her

Katolik

çı-

yolun

durum,

uzak

bu

doğum

içinden

ayak

amaçlayan

Brezilya'da,

ama

yola

olacak.

gizemlerden

Aldatılmış

mantık

konusundaki

Yo-

İleriye

geçici

Burada

ve

şimdi

Santiago

giden

yudumlamakta.

bu

anlamayı

yerine nüyorum,

ama

ama

sırlar

ol-

İspanyolca,

ıssızlığın

tek

peşindeyim.

dilini

ön-

insanlar -

dil

Compostela'ya

kahvesini -

oldu,

yıl uzakta

sonra,

bırakmışım.

gözüme.

kılıcın

gezinen

kılavuzum

ayak

görünüyor

eden,

görünüm,

olması

rüzgâr

öğleden

de

ardımda

tekdüze

duruyor

geçmiştim;

ovaları,

Santiago

barda

Aynı

rarmadan

yış

sohbet

görünüm,

görünen

yorum:

de

Saint-Jean-Pied-de-Port'dan

olmuş,

Tekdüze

Yirmi pek

Bir

yöresinin

yaklaşmakta,

rısından



yürüyerek

gidiyorum:

Leön

epey

yerden

başlamıştı.

geriye

mekân

seyrediyorum.

bulunduğum

ilişkim

Zamanda ve,

dağları

anda

düşübulunmam

Ruhsal -

araçünkü

ortaya

asla

dua

çıkmayan

etmek,

bulduğum

yollardan

buyruklara

uymak

Evet, de

içtenliğimden

bıraktığımız

insanlara

açık

uğrattı.

gizlerine insanlar

arasında

tiren

sihirli

verdiği Ama

raşın

kendisi.

Bu

Kutsal

binlerce

kez

coşku,

gerçekleştiğine ya

da

kılan, kuramlar

değil,

Ve ulaştıracak nın da

anda,

o bir

dığından, kaç

çobanın Veronika

hap

kıyısında Tek sohbet

sonra

ağlayarak bildiğim, etmemin fazla

bir

gergin

bir

hazırlandığından, günlüğünü ve

olanaksızlığı, sürdüremeyeceğimi

çünkü fark

burada

ayininsan

1986

Santiago

hazine

etmek

yapmakta

ara-

üzere

Piedra

birIrmağı

habersizim. de

Petrus'la

olduğum Ay

işi sonları

ki,

işe Cep

telefonları,

da

yok.

Zorunlu

duğumuz

yolun

beni

çok

başka

yor.

Leön

'

gerçekleştirdiğim

Haccı

o l m a y a n istatistiklere göre, kişi

geçmiştir.

yıl

kez

sonuçta

istiyordum?

Sanıve

gerektiren her

-tıpher-

şey

bekledi-

yürümeye

yolun olsa

bu

Santiago Yolu'nu

düşünüyor. bir

an

önce

tür

zo-

bitmesini,

konuşmadan postalar

yürüyo-

henüz yürümekte

değil,

dünyanın

olduğu

aklıma

ikimiz

yalnızca

400

orta-

yapayalnızız.

yerlerde;

kente

akşamüstü,

işini

ortasında

bir

götürmekte

basayım;

gerek. şey

elektronik

ileride

başlıyoruz.

baş

gereği bir

birlikteliğimizin

şu

yol

olmadığını

Milano'daki

bu

fakslar,

de

Ovası'ndaki

mi

gelenekleri

hiçbir

yalnızca

kentine

sı-

kaçıncı

bu

çıkarılmayı

da

umuyor

Compostela

düşünme-

kendime. ama

Sonuçta,

nedeni,

akşamüstü

ruz.

bilir

kararsızlıklarımla

da

yeniden

gerçekleşiyor.

Petrus

dönebilmeyi bir

kim

konuşmadan

o

ucuy-

an

yaklaştığından

kendi

öğretiyor. biçimde

Ama

her olduğunu

ben

ortaya

insanlar

gözlerinin

geçmişi

gizem falan

dalmışım,

olmasının

de

gibi-

bir

burada

Santiago

ortada

dediği

sanıyorum

Bütün

ve

hesagerektiğini

ileride,

dolu

keşfetmek

bana

kalkıp

sevdiği

şeyi

sonra

hacıya

akşamüstüne

soruyorum

olmadığını

duyması.

bir

Gizemleri yol

runluluk

kilometre

Sanmam,

tersi

arzuladıbir

koyulmamız

iki

istiyordum?

düşüncelere

Onun

konusun-

yazacağımdan,

ediyorum.

yılı-

olsa

aradığımı

Yerimizden Ben öyle

vermesi.

gerek

giz

yola

insanlarla

27°C

İsa'nın

"gizli

bulunuyorum.

bir

Hz.

insanı

olduklarım

olduğum,



iholanak-

hep

bitirdikten

önce

gitmiş Vakit

bu

gizliye

edemediğim

yaşlı

yitip garip

mi

gerçekleşmesi

gizliden

birkaç

ediyorlar. 1

beni.

ama

tam

görünen

Pilar'ın

değiştiriyor rım,

bir

aşmış

intihar

ne

hangi

Compostela'ya

bir

yaklaşık

meslek-

gitmeye

cesaret suyunu

an orta

dünyanın hazır,

ğimin

geliştirdiği

kent

etmeye,

Değişmek

sevgiyi

coşkunun

yazacağından

tedirgin

verenler uğ-

karar

derinliklerinde kadının

caklık

me-

sonraki

devam

coşkuyu

kutsal

bir

bir

bakarak

maden

istiyor,

sohbet

bu:

dinginlik-

bir

peşinden

gülünesi,

türlü

ruhsal

olmak.

kahvesiyle

söylüyor;

ye

rüya bir

yazar

ödememi

muci-

de

yaşamış kitap

ruhumun adlı

yutmaya

bu

Petrus

gezinip

bir

bir

ustalaştığım

rüyamın

çocuksu,

yapmaya bir

belirli

tekniklerinde

Değişmeye,

görünen

yapmak, bı

paralardan, kimi

Bana

ama

yaşamaya

ve

şey;

kalmış

gibi

ğım,

ne

durmadan

çoğunu

sız

var.

ay-

bu

Sonuçta,

Santiago

geride

sonrasında,

ay

aynı

tiyacım

kimse

coşkıdu

büyük

bildiğim,

vazgeçeceğim.

"Burada

olduğuna

getirmeye

Beni çok

bu

değil,

konusunda

yarısından

öğleden

de

iyi

la

bekleyen,

mucize

değil.

yerine

açılı-

karar

buluşturan,

isteğiyle

işte.

Leön'da,

altı-yedi

adında

yazgısını

yolun

Şu

bir

törenleri" gizemi

buradayım

seçim okunması

inanma

varoluşun

yapmaya,

Ruh'la

hayatın

"kutsama

birden

kalırsa,

kapılarında

götüren

Bizi

depreş-

yüreklerindeki

geleni

Cennet'in

Tanrı'ya

parçası.

yüzlerce,

zelerin

daha

Bizi

aşkı

kendilerine

geçecek

ten,

katılabi-

yönetimlerinin,

sanıyordum.

Ona

yerine

kıbüyük

arasına gizli

kapılarının

kendi

sıradan düş

evrenin

yerlerde

söylüyor:

göre,

ellerinden

bizi

bir

tinlerin

tersini

geri-

en

keşfedeceğimi

sormak

kişiler.

filizlendiren,

ler"

tam

için

seçilmiş

olmadığı

elime ten

beni

insan

Cennet'in

Petrus'a diye

uyandırmak

sonunda,

varlığını

Petrus değil.

çaba

bilgelerin

çekiciliğin

saçma

iş.

herkese, durması

ayrıcalıklı

yiyeceklerin,

arıyorum?"

Yol'un

geldiğinde ve

Petrus'un,

söyleyip

Tibetli

ayinlerin

rıcalıklı

ta

avuç

bir

duyuyorum.

bunca

bir

vakti

gelmek

zahmetli

boyunca

sanıyordum.

aramak, zora

çok

olduğunu

Oysa,

erişen

leceğimi

Tanrı'yı geçmek,

kuşku

günler

bile

rıklığına

bir

tuhaf

bile

de

nerdeyse

kişi

yürümüştü.

olbirgelmion Resmi

1999 y ı l ı n d a , m e t i n d e s ö z ü e d i l e n b a r ı n ö n ü n d e n g ü n d e 4 0 0

yıl

sonra

Petrus'un

varacağımdan ğum

ve

kim

maktayım. önümde İtalyanca

Milano'ya

kaç

bilir

kez

bu

kahve,

basımı

Kim

bir için

benden

görmek

kez yazgıma ayında

bahçeye

doğuşumun

yayımlandığını

kaç

Haziran

maden

ve önsöz

hikâyesinin, üzere

bir

doğru

al-

akşamüstü

yol

almaktayım;

Elisabetta'nın

Hac'ın

rica

mektubu.

ettiği

doğduğu

almaktayım.

"Ya

Paulo St.

Martin,

(Çeviren:

12

kurduyol

Petrus'un

yol

kitapla

hayalini bir

doğru

suyu bir

adlı

Simyacı

yadsıdığım

yılının

olduğum bir

Yeniden ülkede

bilir

2001

oturmakta

kenti

habersiziz.

Rab,

işte

burada

iki

O

onlara,

da

kılıç

var" "Yeter!"

dediler. dedi.

Coelho

O c a k 2006

K i t a b ı M u k a d d e s , Y e n i A h i t , L u k a , XX I 1: 3 8 .

Emrah İmre)

13

Ondeyiş

® Şimdi, cüğüne man

RAM'ın

ve

gereken

gücü

için Usta,

Açık

hâlâ

havada

sürmesi tüm

ve

ellerimle

tamla ve

yüksek bana,

kardeşlik

topluluğunun-

neler

olacağı

rikatı'nın

Ustası

Çamurun yük

bir

sözleri

ğım

yardımını

çukura

birinde,

ol-

biri,

batini

ellerimi

Karım,

kılıcı

çök-

Negras

(Ka-

Serra

do Us-

rehber oluşan

diye

bilinen

ediyordu. rehber

törene

bir

çukur

tılsımı bana örtüp

kar-

Beşimiz RAM

Ta-

katılıyorduk. kazdım.

koydum

gelerek,

çamurla

Diz

bir

olan

toprağa

yanıma

gördüğüm

yerleştirdim,

yöreden

eşlik

geniş

yüzlerce

törenin

bu.

tarikatlardan

-"Gelenek"

söylenmiş

düzgün,

kaldırdı.

11 a t i a i a ' d a y d ı k .

kutsanacağım

kullandığım,

işaretti

yakınlarında,

temsilcisi

kendisine

içinde

söyledim.

zamandır büyük

bir

havaya

Brezilya'da, Agulhas

topluluğunun

ağırbaşlılıkla,

bir

kayalığın

yanındaki

olarak

Söz-

başladım.

müritlerimden

deşlik

tanığı

ç a 11 r d ı y o r d u ;

hayırlı

doruklarından

bir

Hayat

Sözcüğün

kılıcımı

kazmaya

bilinen

dört

yeni

alevleri

gösteren

büyük

ve

duran

ateşin

karım,

dünyanın

ellerinle

o

edinmelisin."

toprağı

diye

önünde,

dünyada

1986 g e c e s i y d i ;

İğneler)

Mar'ın

yüzü

tüm

kınında

yakılan

gerektiğini

2 Ocak ra

kutsal

dokunmalı

ve

on yıldan

Bü-

törensel fazla

bir

gerçekleştirirken

uzattı.

Kılıcı

üstünü

kazdı-

düzlettim.

Bunu yaparken, ve

sırf o

eski

tuhaf olayları yutulacaktı, cek,

geçirdiğim

ve

gücünü

örten

toprağın açtık;

ışık y a r a t t ı . yor

ve

ve tahta

olduğu

geldi,

Artık

oradakileri

ateşten

Hep

bizi

omuzlarıma

RAM

gücü

rum,

şimdi

si,

aşkla

si,

agnum'uri

da

ve

ve

aşkıyla,

ve

tüm

açık

seçik

sarımtırak

boyunca.

Ası,

mundi'nin3

Ası, ki,

Ustası

renkten

M'si.

uzun

süre

Kılıcın

Ve

kılıcını

a ç m a d a n ya

kınına

girmesin."

suskun ne

de

ğim

mucizeleri

rak,

bir

ra dan

tutup

kılıcımı

bastı.

Şaşkınlıkla

alevleriyle

nüme

bürünmüştü.

bana

dönüp,

bir

ki,

bana

şeyler

"Çekelini,"

için

Artık,

O

sonra,

ne

güçlerimi öğrendi-

uzandım. fırladığı

atarak

bıraktım

yüzü

O

kınlı,

garip

hayaleti

Tam gibi

kabzasın-

var

gücüyle

kılıcı. ışık

yok

olmuştu;

andıran

baktıktan

sonra

karımı

söyleyerek

kılıcı

ona

dedi,

seni yanılttı.

"elin

kızıl-ka-

bir

notu" diye belirtilenler dışındaki

tüm

dipnotlar yazara

' Kuzu. "Hz. İsa'nın simgesi" anlamında. (Çevirenin notu.) ' Evrenler, d ü n y a l a r ya da insanlık, beşeriyet. (Çevirenin notu.)

seçkin

bir

verdi.

ve

Sonra

T a r i k a t yo-

aittir]

notu.)

azınlık

olduğunu

sandığın

paylaşılan

bir güç o.

ri

çevirseydin,

tık

kılıcını

lerin re

yeniden

şeyi

Herkesin

bir

değeri

geri

çevirmen

olacaktın.

yok,

Ama

aramak

kapıldığın

yeniden

ele

E ğ e r ge-

yüreğinin temiz

korktuğum

başıma

gel-

H ı r s ı n y ü z ü n d e n arGururun

araman

için,

Sahip

herkesçe

gerekirdi.

zorundasın.

arasında

yoludur. çünkü

çünkü

sendeleyip düştün.

insanların

büyüsüne

olan

Kılıcı

göstermiş

sıradan

değildir.

kılıç sana v e r i l e c e k t i ;

en can alıcı anda

onu

için

gücün

di,

yüzünden

gerekecek.

Mucize-

sana c ö m e r t ç e v e r i l m e k

geçirmek

amacıyla

uğraş

üze-

vermen

gerekecek." S a n k i yer a y a k l a r ı m ı n çöktüm, geri

dim. ni

sersem

alamazdım.

güçsüz

ve

Göksel

Rehber

ateşi

dım

etti.

Yeni

rallarına

göre

Yeni

da

günümde,

Ustamın

durduğu

peşine

Ustamın

karım

diz

kılıcımı artık

düşmeliy-

buyurganlığı

be-

kalkmama

yar-

demedi.

ama Gelenek'in ona

sessizce

çamurlu

dikkatle

yerden

olmadan

ışığında,

çalıştırdı.

arasından

Oracığa eski

verilmediğinden, onun

ellerindeydi,

izni

dar,

hoşçakal

motoru

bana

baştan

söndürdü,

fenerinin

Kimse

yeni

kılıç k a r ı m ı n

Rehberin

ların

kılıç

verdiğim

döndürmüştü.

arabaların

koyup

çekiliyordu.

Toprağa

Kutsanma geri

altından

gibiydim.

savunmasız,

dünyaya

yola

Karım

Arabayı

ormandan

geçerek,

indik.

kılıcı

yoldaki

sürerken,

ku-

dokunamazdım.

arabanın tümsek

uzun

süre

hiç

bagajına

ve

çukur-

konuşma-

dık. Sonra, dedi.

beni

"Kılıcı Usta'nın

görü-

çağırdı

' Krallık, hükümdarlık, egemenlik. "Tanrı'nın krallığı" anlamında. (Çevirenin ["Çevirenin

ar-

andan başlaya-

siyah

Usta

baktım.

büyüyen

gözlerle

işitemediğim

almak

Çığlık

Usta'ya

ateşin

Donuk

andan

ka-

artık.

kaldırıyordum

parmaklarıma

O

gizli t u t m a k z o r u n d a y d ı m .

çelik ve ahşaptan yapılmış,

kabzalı yeni

bir iyi-

bir d ü ş m a n ı n

Gelenek yolunda gerçekleştirmeyi

Müneccimdim

Sağlam

da

istenmedi.

kının-

çektiğinde,

usulca çizdi.

kalmam

kılıyoR'

bir yol

benden

"Seni

R'

asla

gizlemek,

ki:

regnum'un 1

yeni

tık

kendi kılıcını

dedi

sağlamlığının

paslanmasın.

ucuyla alnımı

farklı

M'si;

nını

Kılıcının

görülebili-

Şövalyesi

Ruh

iki

t u h a f bir

merhametin

lik y a p m a d a n , tatmadan

ve

lu,

olduğunu

kollarımızı

dokundurarak

Tarikatın

hayatın

tapınmanın

kalmasın

alnıma

döne-

mezarını

kuşatan

bir r e n g e b ü r ü n d ü r ü y o r d u . U s t a , biraz s o n r a , çekti,

tarafından geri

kılıcımın

birlikte

ama

vuran

toprak toprağa

eski

kullanarak,

Işık a y d ı n l a t m ı y o r d u ,

öğrendiklerimi

besleyecekti.

kılıcımı

bıraktı.

gücünü

tüm

gerçekleştirebildiğim

kabzası

kaynağı

yeni

üstüne

Usta,

sınavı,

sayesinde

aklımdan.

ağzı

almış

onca

kılıç

geçirdim demir

Usta y a n ı m a

yana

dost

" Ü ç şey soğukmuş,

yüreklendirmeye alacağından

eminim."

ona

ne

sordum.

dediğini

söyledi bana. keşke

İkincisi,

orada

aynı

durumun

senin

doğru rinde

sıcak

olanlara

doğru

bekleyeceğini

söyledi.

Bana yalnızca

kılıcı

bir

noktaya

varan

Üçüncüsü,

geçmen gereken

Ama

ne

nereye

günü

etme,"

sandığımdan

şey

şaşırmadığını,

söyledi.

günde,

"Merak

Yukarıları

tutacak

hiç

vardığın

kez g ö r ü l d ü ğ ü n ü

zamanda,

zamanı.

Birincisi,

yanıma

dedi.

da birçok

çalışarak,

geri

alsaydım,' daha

önce

başkalarında kılıcının yolun

biliyorum,

gizleyeceğimi

seni

bir yene

de

söyledi."

Heyecan diye

içinde,

"Peki,

hangi

yoldan

söz

ediyordu

ki?"

sordum. "Doğrusu,

haritasında bakman

pek

açık

Santiago

gerektiğini

seçik

Yolu

diye

söyledi."

anlatmadı. bilinen

Yalnızca bir

ortaçağ

İspanya yoluna

SAKJTİACO

Unu SANTİAGO D£ CONMPı

WOI\J

Varış



Grümrük uzadıya de,

için

araba

çıkmadan

Karım,

na

dedi.

bir

uzı

sordu.

yüzden

Bajadas

A

Be., değeı

söyledim.

bir belge

Yalan Havali-

verdi

bize

sorunla

ve

karşıla-

göstermemizin

kim

bilir

"Sen

de

araçlarımızı

sonra,

ayrı

restoranında hem

durduğumuz

şimdi

Madam

yeterli

de

için,

heyecandan

kaçıncı

Fransa'ya

Lourdes'u boyunca

bir

kez,

şeyler

uçakta

"Merak

bulacaksın. rehberlik

Ara-

doğru

yo-

atıştırdık.

vardığımızda

uykumuz

gideceksin,

seçtik.

yönlere

neler

bütün

gece

kaçmıştı.

edecek

bir

şey

Saint-Jean-Pied-deMadam

edecek

Lourdes,

biriyle

sa-

buluştu-

seni."

B e n de, yanıt

uğrayıp

aldıktan

korkusundan,

Santiago Yolu

racak

de

düşünüp

uyumamıştık;

Port'da

yazılı

görevlilerine

havalimanı

uçuş

olacağını

yok,"

o

kılıçla

kalktığımızda

servisine

belgelerini

Hem

ülkeye

bildiren

kılıcı

yapacağımızı

istediğimizi,

göstereceğimizi

memuru,

gümrük

ne

getirdiği

söyledi.

Kiralık baların

onu

dostumuza

ayrılmaya

belgeyi

yanında

satmak

girdiğimizi

kılıçla

olacağını

la

bir

Gümrük

manı'ndan ülkeden

sonra

müzayedede

yaradı:

şırsak,

karımın

inceledikten

kılıcı

biçmesi işe

memuru,

kim

vereceğini

bilir kaçıncı bile

bile.

kez,

"Ya s e n ? "

diye

s o r d u m ne

"Ben edileni lıp

gitmem

oraya

Brezilya'ya Konuyu

ye

yen

on

her

beş

şeyi

Bir

jana

"im,

getirilmesi kalemde

boyunca

itmeyeyim A

a

bir

şey

gün

diye

İşte rınla

şimdi

rını

başka

emin

ay

bilmem

ardımda akla

tarikatını

başıma

bırakıp

karayı

yaklaştığını,

görev

dereden

yola

vermez-

unutmam Ona

gere-

Ustamın

verdiğini,

işimi

anlatmıştım.

Ka-

su g e t i r d i ğ i m i , y e -

akşama

kadar

gideyim

düşünmekten

sonra

da

uçuş

baş-

tarihleri

somurtarak.

bıraktım

ya,

bu

"Kılıcımı

işin

saçmalamaya

gitmemizin "Sen

birine vulunu

daha

iyi

hayatında

kara-

arama

kara-

yürüyeceğinden

bile

bırakmadın. aldı,

park

b a ş l a ya ca ks a k vedalaşıp yolumu-

olacağını

hiçbir Haydi,

yerine

durmadım.

Oturduğum

izliyordum;

her

an

söyledi.

zaman

önemli

gidelim.

doğru

Geç

kılıcımı

koltuğunun

altından

kararını

oluyor."

yürümeye

yerden,

bir

başka

Kalkıp

ba-

başladı.

Onu

acemice

taşıyışını

kayıp

dur-

düşecekmiş

gibiydi. durdu,

dönüp

T e k bir söz e t m e d e n

birden,

artık

olmadığını

gerçekten

kavradım.

geldi,

bir süre y ü z ü m e

umarsızca baktı.

İspanya'da

olduğumu

Başarısızlığa

uğramam

den

olduğunu

bilmeme

tüm

aşkımı

anda

o

masaya

karşın

aktarmak

ilk

adımı

İşte ve

be-

o

zaman

geri

dönüş

için birçok

atmıştım.

istercesine

öptü

tutkuyla

Ona

ne-

kollarımdayken, Tanrı'dan

vermesini

gittikten

değil

mi?"

Adamın alabilirim.

diye

biri,

bir

"Dert

yan

her

kılıcımla

kadın

masadan, sesi

etmeyin,"

şeye

ve

dönmemi

"Çok

güzel

bir

kı-

geldi. dedi.

turistik

"Size

onun

mağazalarda

aynısını

binlercesi

sa-

öncenin

yor-

tılıyor." Bir

saat

gunluğu da

olmama

durmaya

göç

İslamiyet,

Hz. tüm

ziyaret

Birinci bu

yola

simgeleri

teki

Kutsal

Kudüs'e miye

de

San Tiago, lanın

münden cil'in

verilen

gidenlere

giden

Bir

de,

parlak

sonra

bir

yoldu;

zaman

bu

yerde

1

her

şeyi

git

kurulan

bu

San

yola

ve

o

yüzden

giden

giden

bunlar

Hz.

Hz.

Meryem

de

oraya

İsa'nın gitmiş,

değiştirmeyi

Compostela

-yıldız

Hıristiyan

vardı. bir tar-

gömülmüştü.

değil,

din

Pal-

Giaco-

biryol

bir gece

yere

İsa pal-

-İngilizce'

İtalyanca'da

gördüğü

ha-

Kudüs'

onlara

üçüncü

bi-

inanılıyor-

gidenler,

Tiago'nun

kez

aşanla-

İsa'nın

Tiago

Bizde Y a k u b diye bilinir. ( Ç e v i r m e n i n notu.)

da

mezarına

bir ç o b a n ı n

kenti

bir

karşılandığından

San

insanlara

az

yolları

Hz.

Jacques,

yıldız

zaman

Bu

deniyordu

sayarlardı; Havari

Medine'ye

bağışlandığına

dallarıyla

Bakire

taşıyarak

Gel

tırmanır-

en

Roma'daki

mezarına

yalnızca

hemen

yolu

Hıristiyanlar

İ k i n c i yol,

Fransızca'da

Jacob-1

ya,

sayıyorlardı.

Gezginler

palmiye

simgeleri

göre,

müjdesini

mişti.

kutsal

İber Y a r ı m a d a s ı ' n d a ,

üstünde

ta-

kasabada

Mekke'den

gerektirir

Petrus'un

James,

dik

Yol

bir

olduğum

ömürlerinde

günahlarının

Kabrine

Latince'de

açık yol-

başlamıştı.

giden

Muhammed'in

ve

denmişti.

ki,

küçük

öğrenmiş

Aziz

girdiğinde

Saint

mo,

Kasabaya

kabul ediyorlardı.

dallarını

mistler

belirtilen

inananların

üç yolu

yol,

gece

yakıcıydı

kaynatmaya

hakkında

etmelerini

kutsandığına

yoldu; çı

gibi,

bir

öyle

başladım.

edişi

du.

su

verdim.

sonra

sıcağı

olduğu

Yolu

geçirmeye

binyılda

aldıktan

araba

alanı

karar

Kabe'yi

rın

sit

Santiago

gözden

yol

Ağustos

karşın

belalarında

ken,

kadar

bastırdı.

olan

kucakla-

inandığım

karıma

diledim.

sonra,

İspanya'daki

Söylenceye

Birden ni.

lıçtı,

o

ettim,

gücü

Karım

rinci

"Senin

Ve

dua

sağlayacak

mi,

u ç a k b i l e t i n i u z a 11 v e r m i ş t i. restoranındaydık.

karımı.

herkese

seçmiştim.

kararımı da

gelmişti. bir

gereken

değilim." Karım,

za

şeyi

söylemiş,

dedim

birine

her yedi

atamayacağımı

havalimanı

buradayız,"

beni

ilgili

dım

di-

izle-

a r p a c ı k u m r u s u gibi

ç o k t a n b e l i r l e n m i ş iki

yok," işler

sabahtan

yapmadığımı

kuşkum

olayı

olanaksız

silip

yürütebilirim."

bıraktığım

boş yere bin

her

mi

"Ondan

ka-

Negras'daki

RAM

aklım

gülümseyerek,

ay

işleri

emanet

Madrid'de

ardımda

vaktin da,

söyleyince

bir

etme,

bana

gün

Agulhas

ama kadar

artık

yolunu

yerine

gücümü

verene

karım

Gelenek

birkaç

Santiago Yolu'yla

öğrenmiştim;

sabah

gidiyorum,

çalışarak,

Brezilya'da

günde,

karar

keceğini

i

kapatmaya

Dert

kaygılandırıyordu.

çıkmaya

sem

yere Sonra,

döneceğim.

yanıtladım.

fazlasıyla

gereken

bırakacağım.

ölüİn-

öğütle-

tarlası-

dünyasının

adı dört

bir

yanından

insanlar

ziyaret

etmeye

başlamışlardı.

Hacı

d e n e n bu z i y a r e t ç i l e r i n s i m g e s i d e n i z k a b u ğ u y d u . Bu yıl

kentin,

boyunca,

kımyıldıza niyordufazla

ününün

Samanyolu'na

yıl

araştırmacılar, İspanya'daki yüz

magne,

Assisili olarak

son yol

olduğunu

kadar

üçüncü

yanından bile,

yayan

XXIII.

mistikler,

olan

Katedrali

ile

ta-

de de-

Kastilya

bunu

'123

Fransız

Tiago'nun nulan tı.

sinden

nin olup

di.

Yolu

yavaş

manyolu v e

ile

k i m s e h a 11 r l a m a y a c a k 11.

yüzyılda

askerî

Isabella

televizyonda

yolun

siesta ma

Picaud'ya

bir

Buna

kolunun

kendilerine İspanya

yol

ülkenin

tarikatlar

yolun

San

savaşın

olduğunu

denetimini

S a n t i a g o Y o l u , Eransa t a r a f ı n d a ,

simge

haline

yeniden

ele

büyük

Puente de la

da

ileri

bir

bir Hz.

üstünde havarisimgesi Muham-

sürmüşler,

o

getirmişlergeçirdiğinde,

tehlike

Reina adındaki

etmiş

oluştura-

İspanyol k e n t i n d e bir-

Saint-Jean-Pied-de-Port kenti, bu üç yoldan birinin

üstündedir; bu, tek yol olmadığı gibi en önemli yol da değildir.

bir

Alkolsüz

bir

ama

içecek

dikkatimi

Sa-

tabloları

gibi

bu

geçtiğini

kimseler sonra

dalmıştı;

D ü n y a ' y a yer-

yoldan

başını

sıcakta

yoktu.

hiç

Ara-

ortaçağ tarzında

buldum.

Kolomb'u

isteyip

Barın

bile

sahibi

çevirmeden

ortalıkta

televizyon

veremiyordum.

Troya'dan parçası

serüvenini,

güne

Bunuel'in

adlı

dolaştığı-

olmalıydım.

yönelten,

niden

sıra

bar

o

el

Santiago

ara

dolaştıktan

söyledi,

tari-

doğrudan

sonucunda,

görünürde

programa

bir

iki

duruma

sonradan Yeni

bir

krallar,

Gezgin

insanın

küçük

olduğunu deli

insan

süre

evde

dıklarının

geri olan,

getiren, Dante

Amerika

bilinmeyene

kadar burada,

seyretmeye

Tek Don

ve

Quijote'nin

Orpheus'u

kıtasına doğru

yaşa-

cehenneme

yönlendiren

yola

yirminci yüzyılın

çalış-

düşünebildiğim,

çıkma

büyük

serüvenini

i k i n c i y a r ı s ı n d a ye-

y a ş a y a c a ğ ı m d ı.

Arabama

yola

söylence-

Yolu

güçlü

Müslümanlar

bir

istila

Tiago

vakti

bir

bir

bakılırsa

Odysseus'u

Kılıcımı ğu

kurulmuş,

karşılık,

leşen çeşitli y o l l a r d a n o l u ş u y o r d u .

ve

"Saint-Jacques

Santiago

tarikatlar

karşı

için

barınaklar notlarından

yarımadayı

yanlarında

soylular

almış-

kurulmuştu.

başlamıştı.

gösteren

San

doğal özellik-

korumak

amacıyla

savaşta

çeşitli

adını

Picaud'nun

İspanya,

verilen

nitelikli

yazmıştı.

eski

için

gitmişti;

çıkmasa,

ulaştığımda

epey

yapılmış

Composte-

hastaneler,

işaretleri

dernek

Müslümanlara

çıkmıştı.

sıralar,

yapmak

da,

karşı

Kitabında, çeşmeler,

inip

ortaya

milyonlarca

Kasabaya

Charle-

geçtikleri

Aymeric

olan

Katolik

Bunun

Serrat'ın

ve

Kraliçesi

Kodeksi

unutulup Manoel

sofular

badan

kitap

yavaş Juan

önlemek

kalıyorlardı.

leşecek

C a l i x t u s ' u n y a p ı t ı olarak su-

doğal

bir

yararlanmaya

külleri

militan '

ikinci

özel

beş

Calbrtinus

O

tüm

rehberlik

adında

ve

med'in kolu

yoldaki

Magriplilere

dinsel

II.

Beşinci

anlatıyordu.

hacılara

On olan

Papa

b o y u n c a yer alan

kentleri

Dostları"

ilgili

sonradan

Kodeksin

yol

yararlanarak çıkan

olan

kitaplar

Picaud,

ve

deneyimiyle

müridi

bu

lerini,

ayaklanmasını zorunda

sanat yapıtları

borçluyuz. bu

bulunuyorlardı.

koymak

tım,

Picaud

güçlenmiş

katların

arasındaki

yılında

rahip

kadar

milyondan

ortaçağda

Johannes'in

biliyorsak,

yürümüş

bu

yola böyle bir

yüz-

gidiyorlar.' yol

Francesco,

Papa

yollarını

için

izledikleri

Aziz da

geceleri

Compostela

yolu

bugün

dördüncü

S a i n t - J e a n - P i e d - d e - P o rt k e n t i

de

kilometrelik

on

dört

Bugün

Fransa'nın

ve

la'ya

etmişti.

Santiago

Hacıların

aynı

Avrupa'nın

akın

eriştiği

-hacılar

bakarak buldukları her

insan

yedi

doruğuna

cak

geri

döndüğümde

bulamasam

kendimi

bulmama

bile,

biraz

Santiago

yardımcı

olsun

sakinleşmiştim.

Yolu'ndaki

olacaktı.

hac

yolculu-

Saint-Jean-Pied-de-Port

¡Vlasklar kırmızı,

takmış yeşil,

insanlar,

beyaza

Fransız

bürünmüş

Bask bir

bölgesinin

bando

renkleri

eşliğinde

J e a n - P i e d - d e - P o rt' u n a n a c a d d e s i n d e n g e ç i y o r l a r d ı . den

pazardı.

ra

kendimi

Son

iki

Lourdes'la

buluşma

arasından

sıyrılmaya

çilmiyordu; ne

Pireneler'in

Kapıyı gelmedi. şırmış,

ama

yine

izlemeye

vurup

de

yanıt

bekledim.

o

da

bitmiş kapı

lirdi.

Afallamıştım,

des'u

sordum.

geç

eski

ge-

kesimi-

oturuyordu. hava

çok

gibi

birden bir

ama

seda y o k t u .

Karım kez

sı-

oraya tam

Lourdes

ya

geçit

için

Yolu'ndaki

yanıt

Hem

sesleneyim

kaldığım

Santiago

bozuk

Çocuk

en

burada

vurdum,

ses

bu

Madam çok

kalabalığın

gündüz

daha

yine

kapılmıştım.

vazgeçmişti.

sırada

Bir

söylemişti;

ya

bile

son-

Madam

içindeydim.

kez v u r d u m ,

alamadım.

başlamadan Tam

bölgesinde

Ama

küfürlerden

çevrili

Lourdes

ter

sürdükten

Arabayla

Fransızca

surlarla

Madam

kaygıya

gitmişti

gelmişti.

kentin

indiğimde

araba

bulmuştum.

çalışırken

yüksek

gerektiğini

rüşmekten daha

bu

Üçüncü

hem

varmam

vakti

başardım.

arabadan

durmaksızın

ortasında

sonunda

ulaşmayı

caktı;

gün

şenliğin

SaintGünler-

şa-

o gün dedim,

törenini

benimle

gö-

yolculuğum

görünüyordu. açıldı,

karşımda

Fransızca'yla

gülümseyerek

evi

bir

çocuk

Madam

gösterdi.

be-

LourHatamı

ancak riyle

o

zaman

çevrili

ğildi,

anlayabildim:

büyük

kulbunu

Avluyu

mahzun

Bir

çocukcağız fağın ne

şişman

biraz

yolunu

yaşlı

Kadın

küçük

odadan

oluşuyordu:

ni

evin

hacılardan

biri

Adımı

girerek,

deftere

verdim.

Hacıların,

Raftan

masanın

"Sen

du.

de

kat tek

bir kitap başına

"Santiago Yolu'nu

d e n izka bu k la rı

aldı,

be-

getirip

yürüyen-

getirmediğimi

simgesi

olarak

söz e d i y o r d u ;

be-

hacılar bu-

bir tür k i m l i k y e r i n e

önce

cüğü

geçiyor-

denen

bir

gelmeden,

yere

bir

Anamızın,

üç

satın

almıştım.

hac

Brezilya'da

yolculuğu

denizkabuğu

Aparecida

yapmıştım.

üstüne

Sırt ç a n t a m d a n

Norte

Orada,

işlenmiş

çıkarıp

do

Madam

bir

Mersureti-

oraya

rolaydı. dam

ama

yolculuğun

sırasında

"Kırılmaz. Madam muş

gibi

kullanışlı

görünüyordu. küçük

bir

mezarına

bana

geri

verdi.

"Hac

ve

ayıracağı

kart

verdi;

pek

fazla

manastırlarda

karta,

başladığımı

Fransız k ü l t ü r ü n d e bir t e k iz b ı r a k m ı ş t ı r ;

hac

yok-

kalma-

karta

ortasında

başladı.

Sonra

geçirdi.

o da, ü l k e n i n

bir

pelerini

köşesindeki

Yaşlı

kadın

dımcın

anlamsız Ona

"Ne

kayıtsız Yemin

çok

"Coquilles

Saint-.Iacques"tır (Saint-Jacques Kabuklan).

dan Hac

ve

yavaş

yürü,

da

şartsız

boyun

ne

uyarak

verse,

etmeye başı-

de

de-

sürdürür-

sağ

elime

tu-

asılıydı. tişörtümü

ortaçağ

kıya-

dikiliyordum.

durdu.

biricik

Sonra, San

şeyi

çok

yürü.

sana

hızlı;

göster-

hep

Yol'un

kâfirce

sözünden

yemin

vecde

Tiago yar-

Canice,

rehberinin

eğeceğine

Çok

şapkayı

yazan

"Havari

de

dua

etmeyi

NY"

karşımda

gereken

çıkardı.

anlaşılıyordu.

gidenlerin

koyup,

"İzleyeceğin

sukabağı

öyle

kal-

karar verecek."

alıp

bir

paMa-

alıverdi.

yerlerine

dua

LOVE

hacca

tam

buyruk

ve

çıkma.

etmelisin."

ettim.

"Gelenek'in yanında

"I

başıma

gereklerine

omuz

çeşit

gazeteleri

dedi.

değneğini

ortasında

keşfetmen

ve bir

göğsünde

odanın

elimden eski

yerleştirip

küçük

bir

söyledim.

sessizce

kadın,

çoban

yaklaşıp

olsun,

dedi.

Yaşlı

Söz-

pelerin

ve

Bir

bağlı

korundukları

pelerinin

ucunda

ellerini

bir

ettim. Eski

rehberin

istedi

Com postela'ya

bürünmüş,

kartı

yığılmış

omuzlarıma da,

Değneğin

çıkarmadan,

göz-

Gelenek'e

saptayan

olmayacak,"

iyi

fark

sözcüğü

şapkayla

durmamı

olmalı.

eski Şapka

lerin y a ğ m u r d a n ve gastronomiye yerleşmiş olan

bir

karşın

ken,

mü-

ulusal g u r u r u

üstüne

ihtiyacın

şortumla

ama

telaşıyla

Sözcük,

kimliklerini

iliştirilmişti.

Bermuda

Eski

konaklayacağına

Şapkaya

odanın

halletmenin

düzelterek

nizkabukları

fetine

çıkabile-

şaşırmıştı,

unuttuğumu

önce verdiği

içinden

Odanın

yolculuğuna

gösteren

biraz

görünmelerine

yasalarına vakti

sorunu

hemen

nerelerde

Biraz

bir şeyi

kutunun

"Bu

diye

yanıtladı.

unutmuştum.

da

Kutunun

sin," bırakacağım."

Bana, Yol'daki

S a i n t - J e a n - P i e d - d e - P o r t' d a n ' Santiago Yolu,

diyerek

kırılabilir."

Havarinin

Lourdes'un

sağlayacak

değil,"

sordum.

yola

söndü.

varıp

karton

gelmişçesine,

"Hoş,

nerede?"

diye

müritlerinin

Lourdes

dırırken,

ma

inayetiyle

önemli

Hatamı

Bir

eski

artık Tanrı'nın

yanıp

çok

tarikatların

Lourdes'a

verdim.

ışık

söylemeyi

tuşturdu.

yem



an

gidecek

gerekiyor."

bir

Birden,

yola

oturdu.

Santiago'ya

mezarının

bir

hey-

rehberim

rehberi?"

lerinde

geçilmeyen,

girmem

"İstiridyeler "i

itekle-

1

İspanya'ya

ni

Bu

dedi.

havarinin

mut-

San Tiago

adını

nimsedikleri d e n i zka b u kl a rm d a n luştuklarında

hafifçe

anmalıklarından

tek

bağırıp

arasında

beni.

objelerden,

"Ne

bekledim;

sonra,

söyledi.

"Peki,

mah-

sonra bana döndü ve

çıkardı

odası.

odadaki

olmalısın,"

kaydedildiği

sordu.

Yolu

bir ç a l ı ş m a

konuya

sövgüleri

hür bastıktan

vardım.

dilinde

ermesini

ondan

katına

de-

ceğimi

eve

kibar jestlerle ve

kitaplardan,

bırakarak

Doğrudan

lerin

ikinci

Santiago

tıkış tıkış

ayakta

ancak

Bask

sona

kadının

sormadan

evle-

kilitli

gelmemişti. gösterdiği

çocuğa

sonra

yerek

küçük,

bir

ortaçağ

Aslında

kahverengi gözleriyle

bağırtıların

bile

kelciklerinden,

bir k a d ı n ,

süre

tuttu.

istediğimi

aklıma

çocuğun

küçük

balkonlu

açılıyordu.

açmak

geçip

bakan

çağırıyordu.

Kapı,

avluya

çevirip

koşarak

İçeride yaşlıca, zun

bir

hacılarının

Ruhu

güneştenve

kötü

kötü

kötülüklerden

sözlerden,

korur

seni.

yolculuk

boyunca

düşüncelerden,

sukabağı Tanrı'nın,

da San

pe-

düşmanlarTiago'nun 33/3

ve

Bakire

Meryem'in

inayeti

gece

gündüz

seninle

olsun.

güçlü

Amin." Böyle

dedikten

cak,

biraz

bağı

asılı

yola

çıkmamı

iki

da

"Bandodan

iyi

yankılanır."

mumu

Lourdes'a

artık

yoldan

çıktım.

poleon

da

yordu;

kentin

da

Kent

bu

bir

yürüdüğümü

vadiyi fından

çok

o

vurup

alacaktı

inip

en

geri

bir a n

varmaya

uyku

sırt

döndüm,

varacaksın.

kadar

kesiyordu



sıkmıyordu.

anahtar-

Ana'ya

dedi,

benim

çok y ü r ü d ü m okumakla San

"surla-

Santiago

çıktı.

eskiden

Yeni

de

şimdi

o

Tiago'ya

söyle

k e s t i r m e bir

Romalı

istilacıların

küçük anayolu

lısın.

Paulo."

Adım

Adam,

sırt

tırnağa

süzdü.

mamış

gibiydi.

uzaktan

bandonun

köyün

kapılarak

Bu

rehberlik için

"Hiç

me

insanların

ta n ı m laya mad ığ ı m ,

ilkel

bir

biraz

Ama

geri

karıştırmayı

bırakıp

Beni

beni

ür-

olma-

tepeden

gördüğüne

gibi

ama bu

bekliyor

hiç

şaşır-

geldi.

kadar erken

değil.

Ne

de Tam

olup

tanımadığım

ettiğim

Samanyolu

olduğumu,

adam.

boyunca

kılıcımı

"İstersen

isteyip

bu

için

bulabilirse

onlarda

ona

sana

istemediğine

adamla Ama

vakit

bulmak

kılıcını

hemen

bu-

şimdi

kalmıştı.

bulmasını

Bu

Parolaydı gördüm;

bu!

hâki

boyun

başka

çarem

işimin

bir

hile

o

yoktu.

zaman

başına de

bana

eğeceği-

he-

dönebilir-

olabilirdi,

ama

bir s a k ı n c a y o k t u .

için

Arkama

altında

ve

istediğimi

çalan

anlaman

konuşma

tümüyle

kazanacaktım;

dostlarıma

İspanyolca'ya

yaptığım

ona

yanıt vermekten

çok

yanıt vermemde

kılıcımı

olmadığını

adam

dedi

tuhaf geliyordu.

yemin

yine

ben

da,

söyledim.

bulmamı

aklım

şeye

sırt çan-

her z a m a n k i

"Beni

kişinin

dim,

çoğu tara-

bir

edilmiş

gördüm;

kapıldığım

şaşırttıysa

düştüğümü

geli-

yankılanan

terk

vermelisin."

gittikçe

Santiago Yolu'n-

sesiyle

bir a d a m

tanıyormuşum

gerek yok,"

labilirim. karar

beni

edeceği

yollara

kamdan

müzik

görünümü,

soru

arasında

hissettim.

eski,

İspanyolca.

bekliyordum,

B rezi lya 'd a ki

boğul-

ayağı-

kocaman

istiyorsun?"

men

gözyaşlarına

yıkıntıların ortasında,

çantasını

seni

çıbi-

aranıyordu.

Bakışları soğuktu.

N a -

sesi

yıkıntıları

benzeyen

dedim

Onu

gömleğimi

yere o t u r m u ş elli y a ş l a r ı n d a ,

karşılaştığımda

Kılıcımı

bir z a m a n l a r C h a r l e m a g n e ve

aydınlattığı,

biriyle

yere

omuzlarımı

yol

karşıma

orada,

şeyler

"Hola,"

Hiç geçerek

bir

sonra,

ve

Madam

lastik pabuçlarım

kadar

dönerken

Çingene'ye

içinde

kekliğimle,

yetiniyorum;

olmayan,

Kapısı'ndan

bir

saçlı,

kayışları

eski

Tuhaf

söylediği

Yürürken

Çantanın

dakika

Kuyunun

bende.

sıklaştırmaya,

bekleyeceğini

hiç değilse

Kırk

bir k u y u

tasının

beni

karar verdim.

çevresinden

de

için

ki,

ama,

uyandırdı

adımlarımı

attım.

kayanın

söyle."

İspanyol

heyecana

yere

çantama

raz

tulu-

korunaklı

önce

karıp

"Evet,

kadar yorucu

Pireneler'in

daldı,

başladı.

bu;

rehberimin

arabayı.

mutfağa

izleyerek çık,"

gözlerinde

yüreğimde

unutulmuş,

Anahtarları

sırt ç a n t a m l a

Meryem

o

Yürürken,

güneşinin

kuşatan

müziği ses

veriştirmeye

suretini

kapısına

yakınlarındaki

İşte t a m o r a d a ,

Sabah

aşağı verip

bu sokağı

kapıdan

geçmiş.

büyük

ve

duygusu

duyguydu

Lourdes'un

ettim.

varabileceğimi

altındaki

üstündeymiş,

çaldıkları

sordum.

yü rü ye m i yo ru m .

yakında

yanına

kentten

dum:

teslim

hacıların

yaşlandım,

Surların

suka-

verdi

Pireneler'de

gelip

mavi

sırtıma

vardığında

başka

Birde,

ansızın

küçük

Santiago Yolu'nu

çok

bunu.

biri

yeniden

kentin

Com postela 'ya

coşkuyu

koydu,

parolayı

"Ama

yapacağımı

demeden

açıp

Çantamı

bitiminde

et.

dedi.

Meryem Anamızın

"Pied-de-Port'dan

dua

Çabu-

S a i n t-J e a n - P i e d - d e - P o rt'u n

söyledi;

şey

bagajını

Madam

kutuya

bıraktı,

duyuyordur;

ne

çocuğa

aldım,

alıp

döndü:

olduğum

bir

siyah

bir

yerleştirdim.

rın

eder,"

arabayı

yüzlü

Arabanın

geri

haline

bekleyecekti.

bile

bırakmamı

başka

mahzun

beni

nefret

eski

köşeye

rehberim

öteden

Çıkmadan,

Sonra,

giysileri

dışında

kilometre

hemen

değneğini

istedi;

iki

kendisine

sonra

telaşla

çoban

kilometre

ları

dönmekte

b i r ses o

kırk

Bermuda

ki,

ar-

"Bir dağın yüksek

dağa t ı r m a n m a n

dönünce bir

söyleyecektim

geldi:

gerekmez."

yaşlarında

şort,

sırtında

bir be-

yaz,

tere

ları

batmış

ağarmış,

türlü

önlemi

teslim

bir t i ş ö r t v a r d ı .

teni

güneşten

elden

Çingene'ye

kapkara

bırakmış,

karşıma

"Gemi

ra

limanda

için

güvendedir,

yapılmaz,"

diye

içine b a k ı y o r d u . okuma

belirtisi

Çingene

gülümsedi Çingene nın

sırt

ama

doğru

ve

ardında

kaybolur

dedi.

içinden

ve

yolu,"

O

söyledi.

"Polis

gibi

da mey-

şeytanla hiç

olduğunu

doğru

yürüdü

gelen,

gitti.

koca

kaya-

"Benim

adım

Lourdes'dan farklı,

olduğunu

aldığında, fark

ettim.

biryudum aldıktan

Bask

hem

de

şeytan

değil

o."

ve

buralara

çok

pek

ama

sen,

Çingene'yle Çingene'nin

diğini

kullandıkları

kaçak-

bir

ve

bana

onu

hırsıza

sınır

mayı,

iki

eski

dost-

da

tanıyormuşum

da

yola

topladım,

sessizce

gerektiğini

yürümeye

benimle

aynı

şeyi

başladık. düşündü-

da

sana

ğini

karşılaşmıştık.

anlamıştım:

yürüdük. Üç

Petrus'a

istiyordum,

onu

Madam

kilometre

hayatıyla, buraya

Lourdes'un

öteden işiyle

neyin

hâlâ

getirdiğini

k i t a p t a y a l n ı z c a b i r k a ç adı

değiştirdiğimi söylemeliyim.

"Bu

si

o

arada,

gibi

çok onun

ama

Beni

çalmaya hem

bekle-

kalkışacak

vakit

güvenimi iki

söz

kazan-

kazanmayı

gerçek

anlam-

bu

için

büyük Ben

konuşuyor

çekinmedi;

erken

k o r u y a b i l m e k için, akıl etmiş.

etmemiş.

karşılaşacağın

başka

olabilir,

kendini

daha

fark

Petrus'a bakılırsa,

diğim

ister-

çalış."

söylemişti.

için bu

ile

gülümsedi.

edinmek

geçirdim.

söyledi;

yandan,

bir

zaman

sordum.

diye

fikir

çantasını

aslında

karşılaşmaktan

me-

sırt

sözleri

bir

kendini

aklımdan

hırsız,

nimle

şeytan

bir

her

Çingene

olduğunu

anımsamaya

kaçabilmek

bunları

yerde

hazırdır.

fark

gereken

Yol'da

ban-

i l g i l i b a z ı so-

ama

olduğunu şimdi

ne

in-

olduğuna

Düşkün

ve

ka-

tanıdığın

doğru?"

Zavallı

sanmış,

oyuncak

korkuya

inanılır. tutulur

bulabileceğini

Öte

türlü

olabilirdi.

hangisi de.

bir

düştüğünü

olabilirdi.

söylenmesi

kaçsaydı,

konuşmadan

kolayca

hem

rastlayacağız,"

sözün,

de

söylenmiş

"İkisi

koyulmamız

iki

bir

koruyucusu

geçtiğine

şimdiden

sözünü

uygun

"Peki,

gibi

davrandım."

iki

ol-

bekle-

ne de k ö t ü olan bir r u h t u r ; çoğunun

konuştuklarını

kılıcımı

bu

hem

da

de

Gelenek'ten

geçmeye

Ama

çok

amaçlamış

Birbirinize da

bir

iltimas

göreceksin.

"Ama

soyuyla

arasında

başkalarına

Çantason-

insan

Çingene'yi

ânı

şeytandı."

iyi

hükmünün

şeytanı

"Yolda

ne

yolumuz

uygun

doğrulayınca,

sırların

yapmaya,

de

uğramaz."

Bana

rahat

şeylere

"Sen

Çingene'-

gelen

şeytan,

olduğundan

pazarlık

se-

Beni

kilometre

S o n u n d a sessizliği b o z d u m :

Çingene

erişebildiği

maddî

melek

o

yüz

alacağım

rahatlamıştım.

Gelenek'te, sanların

Gelenek'in

Doğrusu, Petrus bana gerçek admı söyledi. Gizliliğini k o r u m a k için gerçek a d m ı ver-

miyorum. A m a bu

yedi

yanıt

biliyordum;

bence

çanta-

aldıktan

sonra

ülkesinden

sıkça

yanıtlamadın.

geliyordu.

sormak

daha

şeytandı."

pılmış,

Son-

bir edayla

anladım.

d o n u n sesi rular

"Evet,

Petrus,

İspanyol

gülümsemesinden,

süre

Gerçi

sorularıma

gerektiğini

"Petrus,

de a d a m ı n gözle-

dolandığım

yerden

çıkardı,

gülümseyerek,

Bir

mem

tüm

bekle-

karşıya durdular.

yeni

bir y u d u m

baktınız.

Bir

ediyordum.

duğunu,

arada,

daha t e m k i n l i olmalısın."

çantasını

şişesi de

Eşyalarımı

Petrus'un

sefere

sığınmacıların

yüzden

rak

sordum.

sorumu

Petrus,

haklı

Ben

terörist

muşsunuz

ğünü

şarap

Bu

küçümseyici

çevresini

bir d e n i z k a b u ğ u

"Burası,

dedi.

geldi.

Sırt

olduğunu

"Ama

1

vardı.

bir

Petrus, çılar

karşı

bıraktı,

kaybolmaz,

"Bir dahaki

uzattı.

kim

önce

limanda

verdim.

Çingene

Çingene'den ve M a d a m

bir ton

bana

nin

yabancıya

en k ü ç ü k bir k o r k u ya

göstermeden

dakika

arkasında

nın ra

ilk

gemiler

karşılığı

S a i n t - J ea n - P i e d - d e - P o r t ' a

Sesinde,

nın

Bir süre,

çantasını yere

birkaç

Petrus,'"

vecen

çıkan

her

aklımdan çı ka ra m ıyo rd u m .

adam gözlerini Çingene'ye dikmişti,

dan

Saç-

Telaştan,

olmuştum.

meleri

rinin

bakıyordu.

olmuştu.

bir

onun

da

hayra

adını

elinde

vardığımda Ama

gözlerinde,

şeytanın

be-

senin

okudum."

alametti,

çünkü

vurmuştu.

kaygılanma,

şeytanlarla

gücün

oraya

olmayacaktık.

karşılaşma açığa

bir

tam

A k ı l l ı l ı k etti-

çünkü

az önce

karşılaşacaksın.

rastlayacağın tek şeytan

En

de

de-

önemli-

o olmayacak."

Çölü

andıran

biryere doğru zarak, Bir

geçtiğimiz

bir

de

çok

tanık

doğa

Ustamın

yasalarıyla

rinden

Ustamın

kaç

kez

fark

edince

Pek

aklım

öyle değil m i ? " hiçbir

müba-

gördüm.

diye sordu.

zaman

Gelenek'teki

büyük

Kılıcımı başardığı

"O

mucize

yolun

giye

doğa

dedi.

güçle-

na

Hepimiz

o

herkese,

herkes

bize

"RAM

diye

ya

öğleden

hiç

da

gök-

gücüne

bir

Meğer insan nikotin

istemedi,"

sigadu-

insanlara

zamanında

kadar

diye

açık

boyunca

bunların

s a b ı r ve

devam

için. bir

et-

Bilgiye

yol

oldu-

sana

RAM

ritüeller öğreteceğim.

alıştırmaların

derslerdir

dımcı her

en

azından

her biri

akılla

onu

bibul-

ke şf e d i l e b i l i r,

lıç

ki,

gibi

hayatı

da,

içermeli,

âdil

ol-

hiç

bu

sonra

hâlâ

gibi,

günün süpürüp

kadar

korkuyordun. bir şey

Ama baskın

Yolu'nu

göze

olduğunu,

söyledim.

elde

buraya

yürümeye

bir

bu

biçimde

da,

bir

Daha

önce

korkuyor-

yitirmekten

bunlardan

bulma

kı-

senin

zorluk yalnız-

şeyleri

bütün

kılıcını

yaşa-

vermek

olmasından

olduğun

yar-

gerekiyor,

gelmeye,

karar

Ama

daha

yandan

çıkıyordu:

söyledi. ulaşmana

kaynaklanıyordu.

bir

etmiş

Pireneler'in

gün yapman farklı

anyeni-

vuruyordu.

doğuma

yedi

olmalı. gibi."

Petrus

kuşatan

ışıkları

biliyorsun.

bunun

almaya

sa-

pas-

başladığında

çökmemi

bırakıp

olmandan

bir

gibi

yol

yürüdük;

son

yeniden

Her şeyi

k a d a r zor o l m u ş t u ,

güne

sonra

uygulana-

kılıç

bir

diz

temasını

ve

olurdu.

Santiago Yolu

Çevremizi

ilk

düşmüştün

bir

izleyebileceği yol

dünyayla

tutsağı

daha

hayatına

kaybolmaya

verdi.

Santiago

pabil-

tanımlanabilir,"

konuda

ikincisi,

durmadan

ardında

alıştırması

çalışacaksın.

ve

gerçek

adaletsizlik

üç şeyle

kullanılmayan

herkesin

elimle

bir

alıp

gelebilir.

olduğun

karar

RAM

riski

Tanrı'nın

kitaplar

ilâhî

gerçek yolu

seferinde

güçlü

ğımı

vermek,

öğleden

yeri

pahalı

arda

O

Tanrı'ya

kadar haklıydı. Yalnızca vakti

hale

doruklarına

Haklı senin

inanıyorsak

art

du n.

den,

için

Egzersizi

yenik

bilgi-

şeyleri

olacak.

ne

dağıt-

açtığı

anlatacağım;

dağların

geçmişin

bunlar.

basittir

bir

uğruna

için ca

şeyi

şifalar

böyle

sevgiyi

olarak

"İlk

yaratmaya,

şükretti;

bilgelik,

durmaya

söyledi-

ve

izin

yaramaz

Petrus,

yürürken

anlamadığın

egzersizler ve

tarafından

den

her

insanlara

insanların

şey

Yoksa

güneş

dedim.

gidiyormuş

çok

Tüm

ama

sıradan

göğe

anda yürümekte

maya

yüzden

Bu

Şu

şeyi,

Tanrı'ya

Tanrı'ya

"Bilgeliğin

"Birincisi,

yüksek

verdi.

nefret ettiğini

Yolculuğumuz

bazı

alıştırmaları

okumuş

"Son

bir-

sonra

bilgisine ve

olabilir,"

içmekten

sıradan

için.

öğrettiği

yerden

olan,

işe

her

onlardır.

inanmalıyız."

Petrus

lanıp

cak

"Belki,

çok

Diyeceğim, da

daha

açıklayamayacağımı

karşılık

nasıl yaptığını

hayatımızın

isteyen

bir

sırf seni

oturduk.

r i n d e n y a r a r l a n m ı ş ı z d ı r.

hayatın

nesneleri

taşıdığını

Yüce

da

mucizeler

saklayıp

erişmelerine

çünkü

kestim.

daha

almanı

denen

şükretti. duğuna

ele

bulandırıyormuş.

unuttuğun

alıştırmaları

yere

bulutlu

şeyleri

sigara

işleri

başlayınca,

diledikleri

sağlayan

müritleri

insanlardan

olağanüstü

değil,

yaptığı,

yarattığını

ama,

üstüne

kılıcı

şaşırtıcı

uzanan

o

yatmadı

midesini "Usta

gibi

ciğerlere

maya li

insanların

İsa,

Petrus,

Ustamın

bir

yapıyordur,"

birtaşın

"Hz.

rası

yeniden

Ama

edebilmelerini

çömezliğim

cisimlendirdiğini,

yarıda

yürürken

içtiğinde

mak

ettikleri

Ustamın

yerden

mavilikler

için

elde

bilmeli.

olduğum

de

i y i c e k a r r n a ş ı k l a ş 11 r m a y a a l ı ş m ı ş i n s a n l a r o n l a r ı p e k ö n e m semezler.

inanıyordum.

nasıl

bir

sözümü

Petrus için

nasıl

"Belki

inandırmak

ğunu

bo-

veriyordu.

kiliseyi

geçmişti.

çelişmiyorlar.

nasıl

Petrus,

man

yemin

gerçekleştirdikleri

ruhlara

tanık

yüzünde

ti.

zaman,

sessizliği

yararlanarak..."

dokunmadan

ra

o

kaplı

yörede yaşayanlar-

k ü ç ü k taş

hayatımda

düzlemde

evet,

başarabileceğime "Ama

ği

ama

ağaçlarla

bilgiler

evi,

yarattığına

olmamıştım.

düşünsel

geçirdiğimde, işleri

tarihsel

geçirdiği

çekildiği

öyleydi,

mucizeye

daha

hakkında

inzivaya

küçük

arada sırada

" M u c i z e l e r çok ö n e m l i ,

Bence bir

dağınık

Petrus,

gecesini

mucizeler

adamın

Petrus,

yerler

son

birkaçının

rek

alandan

yürüyorduk.

kraliçenin

dan

bir

isteği.

daha O

yüz-

karar verdin."

ama

sözünü

ettiği

kaygıları

hâlâ taşıdı-

"Önemli den

azar Ve

n i

değil.

azar

Egzersiz,

kurtaracak

Petrus

bana

ilk

hayatında

yarattığın

RAM

TOHUM

alıştırmasını,

Tohum

Yere diz çök. bir

Başımı nefes yu

alıp

yap

öne

bakalım,"

eğip

verdim

ve

yürüdüğümüz

arasına

gevşemeye

ve

başını

dedi.

dizlerimin

yorgun

aldım,

başladım.

derin

Belki

düştüğüm

için,

de

gün

bohiç

koymadan

boyun

eğdi.

Toprağın

boğuk

kulak

verdim

ve

yavaş

yavaş

kendimi

bir t o h u m a

düm.

Hiçbir

şey

rağın

karnında

düşünmüyordum. uyuyordum.

mıldayan,

benim

bir

da"

bir

olduğu

başka

söyleyen cük

küçücük

parçam

ladım,

ketini

sonsuzluktu

Her

şey

başı ve doğru

ve

dik

kalkmıştı.

olmayan

güce

karşı

kazanıyordum; durdum.

doğru

bir

bir

düş

en

o

güç

O

"yukarıdaki

yumsadım. başım

büyümeyi

tarlaydı.

uzaklarda

Gözlerim

dönecekmiş,

gövdem

şey",

vızıltısını,

kapalı,

yere

İşte

bir

hare-

saniye

bir

Önce

yükselmeye dingin

oldu-

toprağın

kar-

Ama

ka-

yarıp

birden şey"

geç-

ortadan tarafın-

sıcaklığını,

ırmağın

ağır ağır ayağa

düşecekmiş

sürdürüyordum.

uzuyordu.

Güneşin

akan

yeniden

Kollarım

iki

doğuyordum;

sivri-

sesini

kalktım;

gibiydim.

Sa-

k i n c e , d e r i n d e r i n nefes al. Yavaş y a v a ş , t o p r a ğ ı n b e ş i ğ i n d e yatan

minik

bir t o h u m

her şey s ı c a k v e g ü z e l .

Birden, miyor;

bir p a r m a k k ı m ı l d ı y o r . büyümek

başlıyorsun, yor,

sonunda

dik

anlayacaksın.

Çevrendeki

istiyor.

Filiz, a r t ı k t o h u m o l m a k iste-

Yavaş

yavaş

kollarını

oynatmaya

işte o z a m a n g ö v d e n d o ğ r u l u p d i k i l m e y e b a ş l ı topuklarının

deni y u k a r ı y a rumda

olduğunu

D e r i n , d i n g i n bir u y k u d a s ı n .

kaldırmaya

üstüne oturuyorsun. başlıyorsun,

Şimdi

göv-

hâlâ diz ç ö k m ü ş d u -

duruyorsun.

A r t ı k toprağı t ü m d e n yarıp geçme vakti geldi.

Ö n c e bir aya-

lıyorsun;

şeyi

"yukarıdaki

cenin

için

zorundaydım.

bastıran

geçmiş,

ama

gerekiyordu;

bir

Şimdi

ilerlemek

güçlükle

sonunda,

uzat.

ğ ı n ı , s o n r a ö b ü r a y a ğ ı n ı y e r e b a s a r a k y a v a ş ç a k a l k m a y a baş-

Her

gördüğüm

arkana

gü-

kollarımın

önce

Kollarını

baş-

gerekiyordu.

daha

koymak

küçü-

değdir.

p o z i s y o n u n d a s ı n . T ü m g e r i l i m l e r i n d e n s ı y r ı l a r a k gevşe.

Toprağın

doğması

bilmesi

beni,

Tepemden

Toprağı yarıp

şey "e

büyük

yavaştı;

o

başladı;

değildi.

hissediyordum.

bedenim

"yukarı-

kımıldatmaya

kol

tohumun

Kı-

gerektiğini

istiyordum,

Gövdemin,

olduğunu

top-

Sonra t o p u k l a r ı n ı n ü s t ü n e o t u r ve öne eğilerek

dizlerine

tıpkı

k e n d i n e yer açmak için

savaşım veren

bir fi-

liz g i b i d e n g e n i y i t i r m e m e k i ç i n s a v a ş ı y o r v e s o n u n d a a y a k ta

duruyorsun.

Çevrendeki

alanı,

güneşi,

suyu,

rüzgârı ve

k u ş l a r ı h a y a l i n d e c a n l a n d ı r . A r t ı k b ü y ü m e y e b a ş l a y a n bir filizsin.

K o l l a r ı n ı yavaş yavaş göğe d o ğ r u kaldır.

Sonra, tepen-

de p a r l a y a n , sana güç v e r e n , seni c e z b e d e n k o c a m a n g ü n e ş i t u t m a k i s t i y o r m u ş s u n gibi, y u k a r ı y a uzan,

biraz daha y u k a -

rıya, biraz daha y u k a r ı y a uzan.

Gövden gittikçe sertleşmeye

başlıyor, t ü m kasların geriliyor,

b ü y ü d ü ğ ü n ü , d u r m a d a n bü-

yüdüğünü

hissediyorsun

ve

sonunda

kocaman

oluyorsun.

G e r i l i m a r t ı y o r , g i t t i k ç e a r t ı y o r v e s o n u n d a acı v e r i y o r , d a y a n ı l m a z o l u y o r . A r t ı k d a ya n a m a d ı ğ m d a ç ı ğ l ı k at ve g ö z l e r i n i aç.

kuşatılmıştım.

sineklerin

da

ama

çok

sonu

iten

zanıyordum,

filizdiler.

ne

isteyen,

kımıldatmaya

"yukarıdaki

başladığını

ardından

başladı.

nına

o

şey "in

Uyumak

sesine

dönüştür-

kımıldadı.

ayrılmam

Parmaklarımı

da

sert

karanlıktı,

şey

uyanmak

kollarım

birer

ve

şey

bir

buradan

kollarımı

sanki,

"yukarıdaki

dan

ve

küçük

izlemeye

başım,

için

parçam.

parmak,

alt e t m e k

ğum,

bir

parmaklarım

savaşan

Birden,

parçamdı;

direniyordu.

parmaklarım cünü

şey

Her

derin

bedenim

karşı

EGZERSİZİ

Egzersizi'

öğretti. "Şimdi

tim

yükler-

seni."

Ama yana daha

du-

her an bu

ara-

açılıyor, da

bü-

Bu e g z e r s i z i art arda y e d i g ü n hep a y n ı saatte t e k r a r l a .

yümemi,

daha

malamamı şımı

yıkaması

daha

fazla

lamıştı.

da

uzamamı,

isteyen için

yanıp

açılıyordu,

Sanki

bin

di

ki,

artık

gibi

açtım;

hayalimde

görünce

şaşırdım.

"Çok

ki?

Petrus, ateş

Neler

uyku

karşımda, henüz

tu,

ama

bir

şey

bu,

yatıp

yaptım,

kendine

mağımdaydı.

şiddetlen-

gülümseyerek

sigaama

parlak

açıklamamı

isteyip

ait,

gelirken

girdik,

Yaz

getirdiği

baktım;

ciğer

kıvrılıp

ne

Küçük

şarabını

balıkları

Ben

değil."

söyledi.

aldığım kalan

tuttuğu

yaşadım.

bana

bir

ezmesiyle içtik.

ateşte

Pet-

pişirdi.

bucaksızlık yüreğime

muza

şarabın

ılıklığı

hâlâ

aşmamız

da-

gereken

mayacağımı, şünerek tohuma kumun daha

böyle

korkunç dönüşmüş çok

güzel

rahat

bir

bir ve

geldiğim

sürece,

her

yeniden

olmasına

olduğunu

rından

görev

korkuya

zaman

için

bir hiç

de,

Üstelik,

kucaklayacak

kadar yeniden

çok

mak

bağ-

doğabilirdim.

senin

lu'nda mek sın 1

önünden

düşmüş terk

bir

etmek

geçtik;

yavaş

olduğunu

ve

özel en-

öğrenmiştim.1

hacıya zorunda

rehberlik

yapmak

kaldığına

üzülüp

bir

şey

açıklayayım,"

için

rehberlik

yalnızca

senin

etmek,

buradayım.

bir

Bunu

o senin

işin.

de

Ben

RAM

kılıcını

bileceğin

diye

yanıt verdi.

etmiyorum. sana

bul-

S a n t i a g o Yo-

alıştırmalarını

aramana

"Ben

Kılıcını

nasıl

öğret-

uygular-

iş."

Bu d ü n y a d a r a s t l a n t ı d i y e bir şey y o k t u r d e r l e r ya, ş i m d i a n l a t a c a ğ ı m h i k â y e bu sözü

bir kez d a h a muş, ödülü Ama

doğruluyor.

dergileri

Bir öğleden

karıştırırken,

kazananlar arasında ödül

yemeğindekilerin

sonra,

gözüme

Roberto

Prens

Marinho

fotoğrafına

Madrid'de kaldığım otelin Asturias adında

dikkatlice

Ödülü'yle Brezilyalı

bakınca

ünlü tasarımcılarından biri" olduğu yazıyordu.

ilgili bir

lobisinde oturbir yazı

gazeteci

şaşırıverdim.

b i r i n d e , şık s m o k i n i y l e Petrus o t u r u y o r d u ; f o t o ğ r a f ı n a l t ı n d a da, en

ba-

göste-

artık yolu-

yavaş

İtalyan

çalıştığını

yüksek

aştığımızı

Petrus

başlamıştı;

tırman-

en

Egzersizi yaptırdı sınırı

edecektik.

alanında

bulmak

işin,

bilemem,

günü,

dağlara

ışınları

sordum.

rehberlik

için

güneş

Tohum

sınır taşının

şeyi

sana

kılıcını

Petrus

devam

yürüdük,

akşam,

üçüncü

peşine

onca

"Bak,

hayatın

olduğu

her

açmaya

üzülmediğini

bir

bir

tasarım

Kılıcının uğruna

sana

uzun

bana

düstriyel

uy-

kollarım,

kadar

boyalı

İspanya'da

hayatını

ve

Toprağın

"yukarıdaki"

dü-

bugün

sarı

Bu

başara-

olmadığımı

Yine

doğmuştum.

karşın,

istediğim

düşürdü;

yeterli

kapıldım.

keşfetmiştim.

toprağı

kaygı

Pireneler'de

indik;

Yolculuğumuzun

ren,

soğuk-

boyunca

doruklardan yansırken,

olmasına

karşın

gün

dağlardan

Sa ntiago Yol u' nda ki o

Samanyolu,

derin

Yedi dık,

na.

yattık.

Y o l ' u n u ç s u z b u c a k s ı z 11 ğ ı n ı y a n s ı t a r a k , u z a n ı p g i d i y o r d u . uçsuz

Yaratan ve Yaratılan

olmadığını

saklamalısın.

sana

Petrus'un

yanında

Göğe

öylesine

uyuyacağımızı

dereden

gecede

Petrus'un

durmadan

kaybolmamıştı,

duyumsadığımı

tulumlarımıza

ilk

k u -

Gövdem

kadar

H a y a t ı m ı n en b ü y ü k c o ş k u l a r ı n ı , unutulmaz

baş-

dağları

İstemiyordu.

Duyumsadıklarm

yakınımızdaki

dı-

gittikçe

sancımaya

kendimi

ağrısı

sar-

ve

attım.

ışığı

Saint-Jean'a

sandviç

Sonra

çığlık

sarıp

içimi

Kollarım

kasları

canlandırdığım

oracıkta

yaktık,

birkaç

tüm

kaslarımın

Gün

sordum.

kişisel

diyebilirim

güneşin

hissediyordum.

Petrus

tüttürüyordu.

güneşin

rus,

gövdemin

sonunda,

istemediğini

dallarımla

tutuşuyordum.

dayanamayıp

Gözlerimi rasını

tüm

parlak

metre boyundaydım,

ca kl aya b i l i rm iş i m genişliyordu;

onu

koskocaman,

de

çarptı; vardı.

Masalardan

Petrus'un "Avrupa'nın

"Ama

sorumu

"Yolculuğa

çıktığın

doğumu

yaşarsın.

den gün

daha yavaş

tuğu mış

önem

çocuk

için,

geçer ve

çoğu

Farklı

gelecek

en

bir

gibi,

olay

k ü ç ü k bir

"Sonra, liği görür,

büyük her

yollarından

peccadillo

her

biri

olan

hep

ileri

mak

ve

sunduğu

şeylere

çok

yardımcı

ömür boyu

için

vukuf

daha

çık-

'Küçük ayak',

gelir.

kendini

yeni

hayatın

nesnel

düzeltmenin yolu, durumlara

seninle

birlikte

olmak

için

ar-

ki?"

liyordum. yordu.

çevresine

bakmıyor,

Doruklardan

Öbürlerinden

kayanın

tepesine

ben

birinin

daha

çıkmıştı;

de

onun

gözüpek

bir

nasıl

yere

atlayıp

dirgin bir

bir

dünyanın

sıçrayışta

katıldı.

hâlâ

dinginliği

doğayı

manın

getirdiği

zorunda vardı.

acımasız

görebiliyordum.

değişik

ve

biliyor

depremler ve ama

olaylardan

başka

kendisi,

her

şeyde

yaratılmakta

ilerlemeyi

olduğunu

Büyük

bir

oradan

göremediğim

Çevremizdeki

için

otlu-

kocaman da,

iz-

Ne ki, ben b u n u d ü -

gösterebilir,

Doğanın

düşmüştü.

keçi,

benim

büyümekte

büyüyebilmek

ilerlemek

tınalar

yollara

bir

öbürlerine

dinginlik,

dünyanın,

durmadan

keçi

keçiler

çıktığını

nasıl i n e c e ğ i n i de a n l a m a k o l a n a k s ı z d ı . şü ned u ru rken ,

bakışlarını

yamaçlarında

oraya

rındaki

te-

can

ol-

şey o l m a d ı ğ ı n ı

aydınlanmanın

peşinde,

gün

öğleden

Don

çok

geri

"çün-

döndüğüm-

istemiştim.

Juan'a

sonra,

ulaştık.

ilk d u a s ı n ı

çok

Petrus'un

benzeyen

biriyle

Sonra Petrus

ormanlarından

etmişti ve

buradan

buyuruluyordu.

çam

Charlemagne

burada

yazıtta,

getirdik.

her

bugün,

geçenin

İkimiz

bana

İspanya

de

son

eski

bir

anıtta

geçerek toprakla-

bir a n ı t t a R eg i n a1

Salve

buyurulanı yerine

kez T o h u m E g z e r s i z i ' n i y a p -

tırdı. Sert nu

bir

rüzgâr

çıkarmadan

Yere uzatıp

diz

her

şey

olağandı.

n e bir c o ş k u y a mına

ait

artık

egzersiz

dum.

Güneş

pırıl

O

yapmaya

noktaya

pırıl

yavaş

önce

hiç

başladım.

vardığımda,

hissettim.

görmediğim

Mutluyparlıyor

rüzgârda titriyordu,

ğişmesin

istiyordum;

birden,

Hemen mış,

Öfkeli "Unutma

bir sesle, ki,

duruyordum,

bana

bir

şey

"Hep

böyle

mi

ve

bir

açtım.

Petrus,

yüzüme

bir

tokat

at-

yakalamıştı. "Sakın

kılıcını

oturdum,

hiç de-

dokundu

hedefini

bulana

gözden

kadar

kaçırma!"

öğreneceğin

var!" Yere

dallarım

bu d u r u m

gömüldü.

gözlerimi

omuzlarımdan

başlamıştı,

bir b i ç i m d e

dönüyordu.

karanlığa

öylece

geçercesi-

olmuştum.

yapraklarım

şey

Orada

ka-

İnsan yaşa-

bulanıklaşmaya ağaç

âna

koskocaman

olduğumu

Bir

üçtü-

Kollarımı

başladığım

fır

her

sonra

kendimden

yavaş

olduğu-

tembihledi.

parlarken,

yapmıyordum: daha

erken

olsa ö ğ l e d e n

yapmamı

canlandırmaya

kapılmakta

anılarım

Daha

uzamıştı,

an

fır

da -olsa

egzersizi

hayalimde

karşımda

soğuktu.

dediklerini

çöküp

güneşi

güneş

ve

esiyordu,

ileri sürecek o l d u y s a m

sesimi

bir

alan fıryolda

hem

Petrus,

seziyordum.

okuması

olan

sürdürmek, görünen

bunların bir

bir

değil,

tanımayı

izlerken,

tepesine

Latince

dar

dımda bıraktığım birkaç projeye ü z ü l e b i l e c e ğ i m i düşünesin

Petrus

dağın

uyarla-

cömertçe

kavuşmaktır.

burada

Yedinci bir

gelen ayak

önemli

dedi

çıkaracağım."

Juan'ı

olduğumu

anlamına

arayanlara

Don

birlikte

yürüyemeyen

PeccadiUo'yu

karşılığında, nimete

yolda

hekim

onlara

ki

en

memnunum,"

Carlos C a s t a n e d a ' n ı n y a p ı t l a r ı n ı o k u d u ğ u m d a , yaşlı büyücü

olabilecekleri

olmanın

bir iş

bakışını

İşte b u y ü z d e n ,

çok

kalması

iyi

dağlara

unutulmayacak

günah'

işimin yarıda

fazla

onlarda yalnızca güzel-

sahibi



olmaktan

de çok daha

konuş-

sürdürmen

mutluluk duyarsın.

yürüyerek

neden

insanların

karşılarsın.

olduğu

'sakat

binlerce

"Öyleyse,

sana

sevinçle

zaman

pecus'tan

doğru

yeni-

karşılaşırsın,

dölyatağından yeni

varlığını

kayırmayı, bir

olmuştur.

bunun

biçimde

açık o l m a y a başlarsın. Ve t a n r ı l a r d a n

şey y e n i

sözcüğü,

demek

çünkü

y a ş a d ı ğ ı n için

yolculuğu

bir

yolculukta

Çevrendeki

durumlarda daha

pratik

durumlarla

O yüzden,

başlarsın,

başkalarına

çok

Yepyeni

gibisindir.

vermeye

bağlıdır.

hac

zaman,

dili bile a n l a m a z s ı n . bir

"Burada

yanıtlamadın."

soğuk

rüzgârda

olur?"

diye

titriyordum.

sordum.

' Hz. M e r y e m için ilâhi b i ç i m i n d e o k u n a n bir d u a . ( Ç e v i r e n i n n o t u . )

çok

dedi. şey

"Hemen rıntıların

Petrus

"I

giydim.

zında"

mişti, mızı

LOVE

bu

de

orman

kadar

sıradağların

besin en

olduğunu

Beş

yüz

metre

kadar

görünüm tümüyle

gibi

giydi.

ay-

Ben

üstüne yılın

en

çıkıp

sıcak

ya-

bile

gel-

rüzgârı

şey y e m e d i ğ i m i z

için

eriştiğimiz

ki,

Yol'un

bir

döneme-

Yol'un

iki

güzel,

yüz

alabil-

rası,"

metre

küçük

bir

kadar

köy

rından

sana

bana

ikinci

da da

RAM

Petrus

beni

oturmamı

alıştırmasını

tüten

olmuştum,

büyüleyici

ormanlarda

öğretmenin

balık

ama burada,

yemek

dediğini

altüst

tam

sı-

yerde

bittiğinden

içiyordum. yirmi

fark

yatıp bir

Uyku

süredir

benim

nüşmüşlerdi.

Birazdan,

Yol'un



bir

yudumlayacağım

umduğum

barda

A d m ı b i l m e d i ğ i m k ı r m ı z ı bir m e y v e v a r d ı r ;

ki, b u g ü n

Dağı'nm

gördüğüm zaman

hemen

gibi

olsa

yörenin

bir

uyumak

ve

yaklaşımın

şeylerdi,

birer özveriye

aşağısında bir

kadeh

O

dö-

rastlamaşarabın

yolları

farklı

Petrus,

"Bir

yol

öğretir,

yol

en yal-

oldu-

birkaç

kez

benzetebilirsin

solumda

bir

fark

geri

sonucu

değilçıka-

gitmiştik. açtıkları

Ama

çünkü

etmemiş

bunu

ilerleme

patikalar-

fark

etmek

süreci

senin

hedefine varma

isteğindi."

olacaktı?"

yedi

ki

gün

sürecekti,

Ama

bunu:

belirler.

köyü

doğru

"Hedefe

yüründükçe

okşayışlar

Itschas-

bazen

hiç

çünkü

değilse

RAM

Pireneler'e

olurdu."

hedefe

ki

doruğu

biricik

ormanda

senin

gerektirir.

dedi.

ye

yüksek

Gerçi

ileri,

ne

yine

kadar şaşırmıştım

önemlidir,"

ki,

Gözün

Santiago'da gelerek

sağımda,

izlemekti.

etseydim

bunu

çok

kaptırdın

unuttun.

gereken

edemedin,

"Yolculuğumuz alıştırmaları

en

bazen

olmuştum.

kez

Fark

fark

kadar

yönlerden

kaçakçıların

farklı

kalmıştı.

çıkışlar bizi yavaşmesafeydi.

göremeyeceğin

farklı

çıkarılması

Birçok

giderek

o

çıkarıp

bir

gerektiğini

boyunca

yaptığım,

fe-

Pireneler'de y ü r ü r k e n o kadar çok y e d i m

bile m i d e m bulanır.

yol

bundan

"Peki,

gün

altı

etmedin."

kavrar

ama

bulmaya

söyleyince,

o

bayıldığım için

nasıl

fark

alınabilecek

varman

yerlerden

ramamıştım:

kişiye

bütün

Petrus'un

tulumunda

yaşındayken

Santiago Yolu'nda

birtek

güzel,"

İnişler ve

satte

i ç i n y o k t u . V a r o l a n t e k şey,

da

"Çok

kilometreydi.

tam

ettim;

düşü-

mesafeyi

sana

uyuyor ya

ne

Haritayı

görünübir

Petrus,

inanamadım.

köyün Birden,

konusunda

istemediğimden,

günde

Bacala-

küçük

görünen

yolu

kılıcını

bazı

Petrus

dan

önce

yürüyebileceğimiz

oraya

geçtiğimizi

dim,

bir

yaptım.

olmuştum.

dolandığımızı ya

Sigaram

sarma tütününü

ama

dumanlarıyla

gerçekten

rastlamamıştık;

sossuz

1

sonra,

ki,

altı

buradan

kaldığını

ettikten

bile

şeyi,

için,

bizi

durdurdu.

işaret

On yedi

olsa

"Tek

tedirgin

yürüyorduk. ci

oldumsa

oturdu,

karşısında

haftadır bile

nızca,

memnun

aşmamız

uzamasını

olmalı

"Kendini

dedi.

Biraz



latmış

ğu

an

yürüdük."

önemli

E n g e b e l i bir ova

bir

sordu.

Söylediğine

için

sarmayı

yetindim.

gösterdi: kaynaklan-

söyledi.

çok

günde

halinden

"Pireneler'i

diye

Konuşmanın

bu

1

noktasına

ilerlemiştik

tüten,

balık

kazağıyla

sonra,

demekle

sigarasını

seyrediyordu.

nüyorsun?"

heguy

Hızlanacak

"Sanırım

Biraz

Petrus

sabırsızlanıyordum.

ovayı

"Güzel az yediğimiz,

yetersizliğinden

Solda,

düşlerken, diye

Sırtında engin

kes-

çıkamayacağı-

bekliyordu.

Yere

ılıklığını bitirsin

de,

gömleği-

aklıma

gömlek

çok

değişiverdi.

gidiyordu.

bacaları

on

yola

bir

yüksek

soğuk

aşağısında,

önce

başka

üşümemin

uzanıp

"son

düşünüyordum.

çok

diğine

çıkarıp

olabileceği

Herhalde

havanın

cinde

senin

unutanlarda."

ısınabilirdim.

iniyorduk.

meyvelerinden

madığını;

da

tişörtümün

giydiğim

bir an

diye

kazak

soğuk

üstüne

yürürsek

üşüyorum

Petrus,

bir

çok

aradıklarını

deyişiyle

Petrus'a

sordum,

"daha

neyi

yazan

kadar

Tişörtümün yine

Bayır aşağı ve

NY"

Gazetelerin

havanın

mezdi.

dedi,

kapılıp

sırt ç a n t a s ı n d a n

göğsünde mi

her z a m a n , "

büyüsüne

bizi

de,

ilerlerken nasıl

da

yola

unutmuştum. dikkat

varılacağını

zenginleştirir.

Orgazmın

Bunu

sıcağı

şiddetini

bilmeyen

yoktur.

bize

Cinsel ön

etmek en

iyi

ilişki-

sevişmede-

dir.

"Hayatta

bir

Sonucun

iyi

seçtiğin

yola

alıştırması içinde ye

mi,

ve

işte

hiçbir

o

olduğu

kötü

yolu

zaman

Hız

"Şehirde,

her gün

bu

da

olduğumuzdan,

egzersiz

yirmi

dakika

şu

ortaya

her

geçerliiçin

İkinci

RAM

hayatımız

gün

görme-

çıkarır."

gereken

onca

Ama

HIZ

N o r m a l y ü r ü y ü ş ü n ü n yarı tılara,

EGZERSİZİ

hızında yirmi dakika yürü. Ayrın-

i n s a n l a r a v e ç e v r e n d e k i ş e y l e r e d i k k a t et.

B u n u yap-

m a n ı n en iyi z a m a n ı , öğle y e m e ğ i n d e n sonradır.

bana.

sürmeli.

varana

şey

varmak

tekdüze

sırları,

öğretti

yapmamız

aynı

hedefe bağlıdır.

önemli;

arasından

köye

da

aştığına

çok

Egzersizi'ni

da

zaman olacağı,

göremediğimiz

şeylerin

da



nasıl

bu yüzden

alıştığımız Sonra

hedefin

şeyin

arasın-

Santiago

Yolu'n-

k a d a r bir saat g e ç m e s i

Bu egzersizi yedi gün tekrarla.

gere-

kiyor." Çoktan rus'a sırt

unuttuğum

dehşet

içinde

çantasını

soğuğu

baktım.

aldı,

köyle

yeniden

Oralı

hissederek

olmadı,

aramızdaki

iki

yerinden

yüz

metrelik

f e y i ç ı l d ı r t ı c ı b i r y a v a ş 11 k t a y ü r ü m e y e b a ş l a d ı . ca,

kapısının

ki,

iki

katlı

hanın duk,

yapıldığı ama

Petrus ne

saatimi

yılı

ben

çıkarıp

de

İkide

bir

o

mi

yeniden

bastığım handan

taşlara

Zamanın

da

gözümü

dimse

de,

egzersiz

ne

beni

daha fazla on

karmaya

43

"Bu

bak.

bir

egzersizi dedi.

Her g ü n k ü

sık

sanki. önü-

çantamdan

-

işkence

hep

Petrus'un

öğüdüne

ay-

vermeye hiç

haklı

dakika-

uyup

ovaya

ve

saatiüstüne

çalışıyor,

ama

ilerlemediğimiz

hikâyeler ediyor,

ka-

anlatayım

kafamı

dayanamayıp

dakika

"Alışık

zaman,

bakarsam,

Yol'a,

çok

tedirgin

yalnızca

amacı yok,"

ki,

bağlıdır."

Petrus'un

kendime

Sonunda

Petrus,

es-

İlerliyor-

ayağının

Sırt

başlayınca,

alamıyordum Kendi

çıkardım;

bir

öbür

"Çünkü

bize

kadar

daha

yor d u m .

le

dedi. hızı

koydum.

dikkatimi

varmıştım.

1652.

ayrılmamıştık

biçimde

bakmaya

Saatime

çantama

nısına

küçük, yakındık

taktım.

geçiyordu.

sırt

kadar

yapıyordum.

olacak,"

saatime

kadar yavaş

bir

aynısını

kötü

anladım.

lar

yerimizden

yavaş

mesa-

İlkin, yalnız-

bulunan, O

okuyabiliyordum:

bileğime

daha

ilerlemez.

olduğunu

bile

çok

bir tabela

bakıyordum.

başlangıçtaki

"Böyle hızda

ahşap

doğru

bir a y a ğ ı n ı

koyuyor,



üstünde hana

Petkalkıp

de-

toplayamı-

saatimi

yeniden

geçmişti. haline

getirme,

olmadığın

alışkanlıklarını

bu

çünkü

hızın

böy-

tadını

değiştirmeye

çı-

çalış49/4

mak,

içinde yeni birinin b ü y ü m e s i n i

işin

üstesinden Bu

Madem

şey

tık,

sözündeki

ne

yapacağıma

düşünmemeye

Giderek gözle

çük

ben

çok

iyice

gücüm köye

yararıma

yatacak

soğuk

bir yer

geçmeden,

ne

güçlü,

duyumsadım.

canlandırdım

hayalimde.

kılıçlarını ruhumu

görebiliyor, şarapla,

yer

olmaktan

ğit

insanların

bir parçası pek

az

arkalarında

olup

özen

göstermiş

Kendime içeriye

buyur

seni Hiç

Petrus

benden," bir

bir

bir

ve

Çok

varlığın

savaşlarla

güneşte

parıldayan

duyabiliyordum.

bir

Köy,

ısıtabileceğim mekândı

her

fark

rastlamak,

bilen

şövalyeler

bıraktıkları

nasıl

gelmişti,

mutluluktu.

şeyi

battaniyeyle

şey

ıssız

yi-

vurdu.

ona

ediyordum.

sonra

dedi.

"Ama

deliksiz iki

dışarı

çıktık,

dığım

gibi

leştiği

dönemde

si

bir

köy

altında tutan,

üst

biraz

yöreye

erken

bir

uyku

yatalım,

kiz,

beni

çünkü

katındaki

Gün

ışığı

aydınlatmaz

odalarda

kalmış-

çökmüş

değildi.

güçlü

yoğun

Roncesvalles

Yol'daki

sınırına

olan

ekmek

büyük

siste

İmparator

ğışta

lenek'in line

ayinlerinde

san-

tırlayarak,

kral

şey

oturduk-

çiçek dua

Porte-

yüzü

vardı.

transları

Tütsü

keşişler,

ba-

değerli

Bakiresi'nin

okuyan

bir

yapılacağı

kraliçelerinin

Mihrapta,

dalı

büyük

seçildiğini,

ve

Roncesvalles

içinde

çok

kilisenin

tarafından

yaşadığım

keşişlerle

gün

ya

birlikte

elinde kokusu,

beni

Ge-

ruh

ha-

söylediklerini

ha-

andıran

oturan,

Bir b ü y ü c ü ,

den

ayin

keşişlerin süre

bir

hızını

bir

saatten

çıktığı

kiliseye

göz

düşündümse

orta yaşlı, aynı

çok

uzaktaydılar,

geri

gelmeyecek Çok söz

gerçek-

kafamı

Kilisenin,

bölgeyi

etki-

Gözlüklü

manastır burada kurulmuştu.

Baş-

muş,

bizi

keşiş,

bizdik:

taş

benim

Ayin

bitsin

gün

dediği

bir

başıma

Oturduğum

de

yüzün-

Petrus

Altın

kalmış

kapının

Suretler,

Çağı

bir

gerektiği-

gibi

sanki

bir

daha

gibiydiler. ağzında

izlememi

verandayla

çevrili

ortasındaki

bıraktı,

yerden

dua e t m e m

kendisini

bekliyordu.

öteki

bir keşi-

Tedirginliğim

to p la ya ma d ı m .

geçmişte

bahçenin

önceki

sırada

gitti.

Santiago Yolu'nun

geçmeden,

bir keşiş!

Petrus'un

beni

çıktı

gezdirdim;

söylemeden

sıralarda

gözlüklü

sürdü.

Petrus

bir

dar

zayıf,

zamanda

ama

fazla

kapıdan

de

sordum.

yanındaki

belirleyen

bittiğinde,

sonra

diye

mihrabın

sabırsızlanıyordum, zamanın

öğleden

büyücü?"

başıyla,

gösterdi.

diye

önceki

"Peki,

Petrus,

bir

dolu,

Petrus,

Almanya

bir

birine

sürüklüyordu. Petrus'un

ni

oluşan

duasını

hiçbir

işaret etti.

anlatıyordu.

beyazlar

İçeride,

sabah

sıralardan

nesneleriyle

ve

bazı

Dindışı

vardık.

ilk

okuduklarından

konuşan

gümüşten

mücevherlerden ve

birlikte

Charlemagne

Fransa

bezeli,

Gotik yapı

kilisesine

hep

yandaki

sanat

bulunduklarını

taşlarla

köy

oturmamı

biçilmez

İspanya,

güçlük-

ilk başta

hacların

kadar uzanan

yedikten

de

koruyordu;

barındırmıştı.

gecelediğimiz handı.

dilinde

Petrus

Fısıldayarak

Ayin

çektim.

aydınlatır

zeytinyağlı

Anlaşılan,

Navarra en

yerin

Bask

hâlâ

derneği

keşişler

Duayı

benim

Paha

tanıştıracağım."

sokağını

Hanın

içip

le y ü r ü m e y e başladık.

sonra

kiliseydi.

şi

Petrus

tık. Kahvelerimizi

tan

yerin

çevremdeydi ve

bir

yürüyerek

a n l a m ı yo rd u m .

bir

burası,

bu

ka p ı s m d a yd ı k ,

büyücüyle

Köyü'nün

kapımı

insanlara

her

tarihsel

Köy

neler

kü-

içinden

bürünmüş

okuyorlardı.

gibi

görmeden,

Roncesvalles

Sisin beyazlara

bir

bazılarını

dinsel

ö z e 11 i k l e r t a ş ı y a n t e k y a p ı ,

işlemeyen

başladım:

büyük

olduğumu

yepyeni

özelliklerinden

zamanında

hiçar-

Karşımdaki

başlarına

sonra

hanın

ve

langıçtaki yapılar

bu

ediyordu.

büyük

rüya

şeyleri

başlamıştı.

Dünya burada,

geldiğimde

"Şaraplar yarm

çıkmıştı.

aldım

olduğumda

naralarını

artık;

zaman

ilgilendirmiyordu.

hiç

Şövalyelerin

bedenimi

çıkmıştı

yatıştırdı.

o

beni

Ovayı

savaş

bu

durumdaydım

gizemli,

bulunduğunu

olsun

nefes

kurmaya

kadar

sonuçta,

vereceksin."

Tuhafbir

hacıların

rüzgârından

bulmak

köyde

bir

Gergin

hikâye

geçen

biraz

çevremdeki

çalışmaya

bir

oradan

Pireneler'in

ve

başladım.

bakarak

kurulmuş,

ve

Ama

karar

verecektim,

Derin

çalıştım.

sakinleştim

beni

karar

uzağımdaydı

algılamaya

sağlar.

kendin

sevecenlik

yararlanmalıydım.

zaman

hayal

geleceğine

son

durumdan bir

nasıl

işaret iç

belirdi

ve

tek

etti.

bahçesine

çeşmenin

çıktık.

başına

otur-

Petrus,

beni göstererek,

Keşişin şey

uzattığı

olmasını

ötüşünü, nı

bekliyor,

avlanmak

duyuyordum.

söylememden tı

elini

işte

Kimse

hacı bu,"

dedi.

konuşmadı.

"En

Bir

Yolu

uzaklardaki

horozların

yeteneğini

atmacaların

çığlıkları-

dünyalarla

Keşişin

anlamsız

Madam

bakışı,

Lourdes'un

Eski

Sözcüğü

bakışını

anımsat-

ve

tedirgin

bir

suskunluktan

sonra,

Peder

Jordi

"Dostum, hızlı Otuz bir

sekiz

Keşiş,

"Bu

o

en

şeyi

sağlama kaldı,

yeri

sınavlardan

sürdürerek,

"O

küçük

almaz.

ben

ana

Gel

Peder

kralın

bü-

"So-

sınavı vermeden,

bir

önemi

yoktur."

pek bir

benim

yapıların

şey y o k t u :

olmayan beni

du.

Bazı

de

bulunduğum

izledim.

Üstü

Sancho'nun-2

ve

arasında

kalmış

Ma-

küçük

bir

bir kitap

ve

Peder

"Önce

üç

kehanetlere döneminden

de

yol

ama

masanın kokusu

gitgide

başına

otur-

kapladı.

İçin-

Madam

Lourdes'la

bu

bir

şey

yalnızca

yeterli

söyleyeceğim," biridir.

dedi.

Maça Yolu'dur,

değildir."

kendini

verilen törensel

değil, Terimin

uygulama bu

sırasında

kullanımı,

beliren

Enkizisyojı

lakabıyla tanınan

(Çevirenin

notu.)

Kastilya

Kralı

Peder

II.

Sancho,

1065-72

arasında tahtta

kabukların Meryem

zihnini

Anamızın

Havadaki

açıktı;

ışıdı.

neredeyse,

koy-

koyul-

hoş

birden,

koku 11 a -

sezdim:

Parlaklık

gırtlağından

her

sureti

üstüne

yinelendiğini

ışıkla

Jordi'nin

"Hazinen

Şimdilik

nerede?"

odaklandırmaya

söyledi.

olayın bir

o yolu tutar-

masanın

Gözlerimiz

gelen

ol-

Ka-

büyüdü,

çıkan

gizemli

yüreğin

orada

bir ola-

cak." Kitabı yordu: ği

Mukaddes'ten

"Ve y ü r e ğ i n

orası

olacak;

tabakadır. hayat

yunca, dam

geri

adımı

"Hepsi Kılıçların

bu

Petrus'un

1

yazılı

kitabı,

"Yolunu

baştan

hacı yalnızca

bu

yazdı. üç

Peder Jordi'nin

tabaka

edibeşi-

bir

dış

kırıldığında

kaybetti.

Santiago kitap

Sonra,

Yolu

gördüm:

kitabı

ve

boMa-

sonradan

Kitabı.

dedi.

beklediği

devam

Gelişinin

ibarettir."

yalnızca

Güç

Tiagosu'nun

İspanya'da

gibi,

olan

adımı

olduğu

kadar,"

A m a ses İkinci

kabuklar ışıltısını

kitaba

yazacağım

San

kabuklar

katmanı

çekti ve

üstündeki

Lourdes'un

kendi

bu

bir

bu.

İsa'nın

hayat Agape'den2

ve

adımın

bir sözdü

neredeyse,

tıpkı

Hayatın

belirir

masanın

"Roncesvalles inayetiyle

yere

dönüyorduk

sona

sarı

kaybedecek olursan

Meryemi'nin

ve

gidebilirsin." ki,

işaretlerle

keşiş,

"Yakub

gösterilmiştir,"

işaretlere bak,

ağaçlarda-

S o n A k ş a m Y e m e ğ i ' n d e Hz. İsa'nın k u l l a n d ı ğ ı v a r s a y ı l a n kâse. ( Ç e v i r e n i n notu.)

'Yeni

kaynaklanır.

Sancho

ve

duydum:

öteki

Karo Yolu

olmayacak.

Sureti

yapmamı

de

Bir gün

biri

üstlerine

aydınlatmayan

büyüdü

dedi.

adamışlığına sınavlardır.

meydana

buklar

yolu

hangileri?"

müridin

önem

sana

dört yoldan

güç verebilir,

yalnızca

bekletip

hatırlatıyordu.

yolu,

"Öteki

kılıç.

bana

tiaia'da

Kâse1

da

Güldü.

gizli Yol.

eden

tutup

aynını

ya

gerçekleştirme

Roma Yolu,

öbürünün

İstiridye

yoğunlaşıyordu.

Ellerini

içeriyi otların

durum

Jordi,

"Yakub'un

bir

"Orası

çıkardım.

üstüne

de

için

yardım

açıp

Yolu

dediğimiz

espri yaptım.

dedi.

kabukları

Benim

gö-

Roncesvalles

yalnızca bir masa,

ayakta

otlar alıp y a k t ı ,

karşılaşmamı

kalmıştır.

diye

çantamı

gittikçe

da

Kupa

mucizeler

sağlar."

bırakalım.

Ellerini

ses

benimle."

Jordi'yi

-Güçlü

bıraktık

du. du.

dedi.

en

ardımızda

oluşturan

kılıç -

Güçlü

tüm

bakmayı

dışında,"

geçtik,

Peder Jordi,

2

ve

1

girdik.

Sınavlar,

Sırt

derecelerini

Santiago Yolu'ndayım."

bahçede

İçeride

1

Gelenek'in

söyledim.

öğrendiklerinin

yüzden

olduğu

sana

Sinek Yolu

sana

bir yana

işlenmiş

anlamsızca

yollardan

nastırı'nı

ki

olduğumu

önemlisi

hiçbir

Petrus kemerli

geliyor

geçtiğimi

yüzüme

kadar

"İşte

bir

yaşında

başarıyla

bugüne

öyle

tırmanmışsın."

nuncusu ve

şapele

bana

sana

tamamlamamız

yanında

onu

biliyorsun: Yolu,

haberleşmeni

gerekiyor,"

san,

konuştu:

mülü

verir;

"Kareyi ması

ikisini Kudüs

"Aynen öyle,"

Uzun

yük

denen

yalnızca

bana.

biraz

azından

da

kanatlanan

ama

için

sonra

"Peder Jordi, sıktım.

Ahit'te Tanrı'nın

karşılığında için

özellikle

insanın Tanrı'ya,

Hz.

bunun

kullanılır. (Çevirenin notu.)

İsa

aracılığıyla

sonucu

insanoğluna

duyduğu

olarak da hemcinslerine

sevgi

duyduğu

ve

sevgi

ki, taşlardaki,

t r a f i k l e v h a l a rı n d a k i

işaretlere bak,

yolu

bu-

labilirsin." "İyi

bir

"Bana çalışsan yunca

rehberim

daha

bir

iyi

ileri,

Petrus'u

başkalarından

olacak;

bir

Anlaşılan,

geri

keşiş

bulduktan

dümdüz

nin

ettiği sarı

olmadığını için

sonra ender

yol

boyunca

olan

"İkinci "Bir keşiş

yol

Peder

biteni

karşın

her

"Her

tek şey."

bir

sözcük

sabah

Peder

Jordi'

Petrus'un

gerek

şişe

şarap

aldı-

R o n c e s v a 11 e s ' t e n rastlayacaktık;

İkinci

pek

Gelişinden

sanki

Kılıcının

söylemiştin,

Katolik

söyledi:

X a ş 11 "Tam

olmaktadır.

Büyünün

O

dağılmıştı.

etti."

var?" Petrus

bir

köye

İsa'nın

zaman

bo-

kalacaktım.

karşılaşacağımı

karşıma.

tümüyle

gidiyordu;

handan

küçük

söz

gün

Zalimlik

vedalaştık.

sis

ağırlaşmıştı.

zorunda

gibi

güvenmeye altı

biliyordu.

keşişle

uzanıp

Jordi,

bir ş e y m i ş

kendine

saymazsın."

sonra

yüzlerce

büyücüyle

çıktı

olup

biraz

yatmak

Geliş

yerinde

çok

Pireneler'de

işaretler g ö r ü n m ü ş t ü .

çantam

dışarıda

"Petrus, şimdi

bir

söylemesine

sırt

zaman

ayrıldığımızda

Önümüzde sözünü

o

tüm

R o n c e s v a 11 e s ' t e n

ğım

var."

sorarsan,

Kilisesi'yle

sırrı oysa ne

bu." bir ilgisi

adam,

orada,"

kayalara dedi.

Yalnızca yemek ve ca

yürümüştük.

oyulmuş

"Sevgi

işte

uyku

Petrus,

küçük

tam

molası

özel

sürdürmesine

karşın,

Brezilya ve

Ülkemi

gerçekten

sormuştu.

bildiği ne

imgenin,

kollarını

lüyordu.

Corcovado'da ki

iki yana

Her

şeyi

rın

İspanya'daki

cak

dayanılır

köylerde den,

insanlar

yakıp

yürümeye O

yaşlı

yıllardır

var,

gün

mola

adam

kuraklıktan

yaşlı orada

burada

güzel

olup

olduğunu

iyi

söy-

kadınla-

olmadığını.

biz d e

sonra

de

tüm

yakınıyorlardı.

öğleden

so-

en

çekmek yeri-

özellikle

siesta a l ı ş k a n l ı ğ ı n a

sonra,

yanımıza

bir

Sı-

kahveler ve Sıcak

yüzün-

uymuştuk,

ikiyle

adamın öldürüldü

önce,

Felicia,

zeytinlikte

gelip

bir a l ı ş k a n l ı k t ı ,

"Sevgi

"Yüzyıllar

heykeli

birçok

çünkü

acı

verdiğimiz

boyun-

gü-

dört

arasında

oturmuş

dinlenir-

veriyorduk.

Baktım

Akitanyalı kıp

kadar

öğleden

süren

konusunda

çarmıhta

Mesih

gün

sakınganlığını

sevdiğini,

istiyordu,

değildi;

kavurduğu ara

İsa

kadınlar

İspanyolların

neşin

ken,

gibi

açmış

öğrenmek

beş

ilişkin

işim çok

göstererek,

öldürüldü."

vererek,

hayatına

ru

kiliseyi

orada

biraz

şarap

sıcakta

bile

sohbet de

Santiago

ne

etmek

yaşamaya

karar

Yolu'nu

vermiş.

şarap ister

demek?"

Com postela'da n

sunmuştu.

yürüyen

dönerken Bu

gibi

diye

bir

hali

sordum. bir

prenses,

her şeyi

prenses

Yüz-

içiyorlardı.

bıra-

sevginin

ta

kendisiymiş,

tüm

ve

bakmaya

hastalara Petrus,

kayıtsız can

o

gibi

korkunç

"Prensesin

bakmak şu

"Dük,

miş.

bir

aklı

da,

yoksullara

dediğini

karma'ya' bir

ne

Dük

gördüğü-

kendi

için

için

geri

elleriyle

Roma'ya

şey

birden

kız

çok

vermiş;

bulma

yasası

ama

şeydi,

ne

ben

de,

ğunu

insanlar

girmiştik.

bulunduğunu,

ileri

keşişleri,

ve

biçer-

Gelenek'te

bunun

şeytan

Çingeneleri ve

çok

çıkan

şu

yürümekte

bir y o l d u . fazla

Bütün

bağıntılı

r i t ü e 11 er i n i n b e n i b ü y ü l e y i ş i n d e n , beni

vecde

göre,

Tanrı

yolu,

San-

bunlar bana

geliyordu;

için



her

gece

r i n i n y a l n ı z c a bir h a l k a s ı o l d u ğ u v e ö n c e k i inancını yansıtır.

(Çevirenin

demek

de

yoksundular.

ş i m d i k i h a y a t ı n ı n bir hayatlar zinci-

Bu

fazla

dayandığı

kanısındaydı; sezgisel oldu-

inanıyorum,"

var

olduğuna

demişti.

A m a biri Tanrı'ya

yem

Ana'ya

kadaşım ruhuna

o

vardı,

cesine

hiç

üç

"Tanrı, lirmişti. görmeye bazı

bile,

üç

üç

şükran

dolaştığı

şükran

ve

olması

sonra,

büyük

zaman

nüyorlardı.

Ama

baştan başlıyor. İsa'nın,

ayininde

sordum.

karşın,

her

ve

gün

onu

kentlerin

yeraltı

yüreğinde

arkaHayatı

ibadet eder-

sağlamıştı.

Tanrı'nın

hayvanlarda Bazı

ve

yıkım

beelini

ormanın

zamanların-

mezarlarında

sevgi

Ar-

ataların

fırtınalarında

fırtınalarda

başladılar.

Mer-

Ruh,

söyledi.

bağışlanmasını

ve

halde,

unutmazdı.

biçiminde

var

yaşa-

sürdürdü.

zamanlarda bir

hiç

bir

mağaraları

mağaralarda

görmeye

okumayı

ama

Annesi

Eve z i l z u r n a sar-

inanmadığı

olduğunu

olmamasına

insanoğlunun

nıtlanmamış

g ü c ü n e bağ-

okurdu.

nur içinde yattığını

tarihöncesinin

yalnızca

her "Son

Tanrı'

görülmemişti,

duası

Gelenek'in

nerede

başladıktan

Ama

duasını

okumuş

İnsanlar

Tanrı

Tanrı'ya

sonra,

inancı

yerlerinde

Jordi,

üstelik

olduğunu

dua

Tanrı

bu

i n a n m a y a n ı n ya-

kişinin isteğine ve

ayık

Ana'ya

öldükten

iyi

de

gelmez."

arkadaşımın

daşımın

"Demek

inanmıyorsa,

Gerçi o

sen

istiyorsun?"

Meryem

gittiğinde

mayı

in-

varabilirdi.

gereğinden

ç o c u k l u ğ u n d a n b e r i o n u ö y l e a 11 ş 11 r m ı ş 11.

Gelenek'

h a y a t l a n n d a k i eylemlerce belirlendiği biçinotu.)

ben

d e var.

"Bir arkadaşım

da,

bir

çok basit ve

"Tanrı'nın

"Yani Tanrı'nın varlığı

oldu.

H i n t f e l s e f e s i n d e bir b i r e y i n g e ç m i ş e y l e m l e r i n i n , g e l e c e k h a y a t l a r ı ya da y e n i d e n do-

ğuşları üzerindeki etkisi. Karma öğretisi, herkesin

keresinde,

anlamına

lıdır

çok

bende uyandırdığı

getirişinden

bir

mucize-

olduğumuz

bir

inanıyorsun,

hep

karmaşık

Bana

azizleriyle

duygusundan,

Ben,

ama

üstüne

Tanrı'ya

yürütmeye

kav-

anlayabileceği

ilişkimin

ilişkisinin

gösterici

herkesin yürü-

düşünüyordum. Petrus,

aynı

yasasından

ilişki

akıl

da

ne

sürmüştüm.

çok f a r k l ı

Hıristiyanlıkla

arasındaki

ve

onun Tanrı'yla

yol

Yol,

önemini

bir yol

Tanrı'yla

anlamına gelmez.

Petrus'un

onu

böyle

benim

zihne

bile

nıldığı

de-

ekersen

insanın

ancak

Petrus,

boyunca

gerçekleştiren

mindeki Hindu

aslında,

sürüyordu.

nın var o l m a d ı ğ ı

işlemiş,"

bulma

cahil

ileri

pa-

ömrü-

kilisede yaşamış

karşılığını

bir

Santiago Yolu'ndaki

git-

tuhaf

kardeşiyle

karar

bu

anlamadı,

Onun

Petrus,

en

kavrama, ben

Com postela'ya

dönerken

kalmaya

"Karşılığını

bir

bağlılık

tiago Yolu'ndan

yoldu;

prensesin,

yaptığını fark edince,

istemek

göstermesi

Tanrı'yla

çıkan

celik

karşıda

için

Dük

reddedince

şey.

büyücü

1

de

ilahiyat tartışmalarına bir

yebileceği,

hoş

benzer

olduğunu

in

şu

yakarmak

burada

anlamıştım.

boyunca,

ilkel,

ağabeyi

öldürmüş;

kardeşinin yaptığı

pek

bağlılık

ler

gelip

ve

gülerek,

Yol uzun

için

dönmeyi

kardeşini

buyurmuş.

kadar

gibi

Tanrı'ya

eve

Buraya vardığında

adam

anladığı, sin

sarmıştı, hikâyesini

bakmış."

Petrus, Yaşlı

getirmesi

bağışlamasını

kapılmış

sonuna

daha

adamın

ikimiz

pişmanlığını

şey o l m u ş :

nün

di.

başına

yürümesini

duyguya

geri Felicia

Tanrı'ya

karşılık

yüzden,

hançerleyerek

ve

birini

yaşlı

kilisede.

kendisini

Papa

kadar

onu

Buna

ramın yalınlık olduğunu

karşın

d ü k kız

kilisede

inşa ettiği

padan

babası,

deliye dönen

hastalara

dağıtmış

belliydi.

göndermiş.

küçük

yoksullarına

sigaralarından

dinlediği

Guillermo'yu

nüz

bölgenin

başlamış."

görünmesine

kulağıyla

öfkeden

servetini

bazıları

Tanrı'nın

kavramdan

başka

bu

tarih

noktada

bir

tersine

İ n a n ç v e sevgi yeniden hazinen

bilimsel şey

her neredeyse

olarak

olmadığını döndü

önem yüreğin

ya

da

kazandı. de

ka-

düşüyeni Peder

orada

ola-

c a k s ö z ü n ü a k t a r ı r k e n , s e v g i n i n ve i y i l i k y a p m a n ı n ö n e m i n den

söz

orada yeter

ediyordu.

görürsün. ki

yapıp

iyilik

Ama

hayat

unutmuştu.

belirtisi

ginin

haline

"Felicia'nın

yordu.

Her

vermek meye

kalkışan

olarak,

sevgiyi

sevgidir.

Tanrı'nın

tek

onu

adam

dedi.

"Tanrı

geç

olduğunu,

koyulmamızın Zeytin

iyi

ağaçları

tartışmalarımızı şeydedir. burada,

olacağı

karşılaşmayı Dağdan

yine

riyle

uçsuz

Onun sen

arasında

kayalıktı;

man ettim.

Tanrı'yı

devam

süredir İşim

ve

Yolu'nda

yürümekten

ve

hasta-

hataların olarak

Petrus'a

cezası

"Şu

görül-

sin."

sıra

et,

sonra,

Saatlerce

karşılaşınca

ve

yere

kalkıp Yol'a

"Tanrı'yla

ilgili

tüm

çevremizdeki

her

onu

gerekir.

Ben

bir m a n t ı k

yürüme

konusunda

de

soru-

egzersizini gittikçe

da-

kaymasın.

egzersizler

ya varmak hazza

denen

tırmandıktan

bir

radyosunu

sonuna

kadar

kınlardaki

bir yolu

tırmanarak

bir dağa t ı r m a n -

sonra

yudumlamakta karış

açmışlar,

açık müzik

dağın

kaldı.

doruğa olan

vardı-

bir

Arabalarının

dinliyorlardı.

tepesine

grup

Ya-

ulaşmışlardı.

Çok

bir

ne

ilgili

yalnızca

fark

kaygılarım

geceleri

olmaktan,

düşü-

Santiago

benimle

yalnızca

hissetsen onu

sana bile

dik." seçtim.

söyleyecekzihnin

başka

yap."

koyve rm i şti m ,

arkama

söyledi.

oraya haçı

etti:

yapabilir-

bırakmamı

gözlerini

tepesindeki

diyorsam

alay

yaptığını

yere

seç,

şey

o l d u ğ u n Yol, öğretilecek. için

geçip

gözlerimi

parmağını

kurmayı Kastilyalı

tıpkı

haç-

ensemin

şeyi

asla

tek

bedeni

hazzına,

gerekir.

kahraman.

paramparça

bir

serüvenin

Hayaller gibi.

notu.)

ama

ruhumuz

11. y ü z y ı l d a y a ş a m ı ş t ı r .

ru-

Hayatı-

olduğuna,

oluruz,

Bırakırsak,

" s e y y i d " , " s e ç k i n " a n l a m ı n a gelen es-sid'dir. (Çevirenin

ora-

artık

hayallerini.

beslediği

tanık

güçle

istediğin

yolculuk

vazgeçmemelisin.

gelmediğine

ulusal

önce

besliyorsun:

yemeğin

bırakmamamız

sana yalnızca

dönüşen

Aramanın

hayallerimizin

yerine

k o m u t a n ve

Bundan

işkenceye

bir

etmekten

kez

güç Yolu;

başlıyor.

önemli

birçok

teklerimizin

1

şeylerle

çantamı

Petrus

olduğu

besinidir,

mızda

Egzersizi

düşünmediğimi

anlatınca

nokta

kendimi

dönüşmeye

hazzma.

hun

kadar.

mavi

her yer

bastırdı.

"Yürümekte ilgili

gidiyordu;

o

Felicia'nın

ayırmadan

Sana

durmuş,

örtüle-

ağaç y o k t u ,

Orada

kilisenin

Farklı

ayırmıyordum;

dibine

bir

oradan

odaklan.

Orada

sırt

ve

gördüğüm

"Hayal

biralarını ağzım

gerek-

ve

bak

"Gözlerini

tan

yaşanması

varlığı

Uzakta

lerime

da

Bağışlama Tepesi

güneşlenip

yarım

Petrus

Tanrı'nın

gün

sevgiyi

ayrıldı.

Yavaş

İki

Tanrı

dönmesi

çalışıyorum.

öğreneceksin."

değildir,

Akitanyalı

durdu

uyguladım. bitki

mutluydum.

hissettiğimi

an

hiç

şey

şeyleri

önemsemiyordum.

her

Sonra

hiçbir

Artık böyle

neler

kez

uzanıp

çarpıyordu,

bıraktığım

gitmişti.

ye-

biriyle

ilgili s o r u l a r s o r d u ve a n c a k o za-

yarım

pek

yükümlüdür."

ova

ilgili

nüyor ve

olup

göze

son

kavrulmuş

hemen

işimle

et-

yok

başına

diye

şey

gerekti.

bir

bir

işimle

"Magriplilerin

savaşçılarından

yoksa?"

kuraklıktan

kaktüs

Petrus

1

Egzersizi'ni

Hemen

sevgiyi

işinin

anlayabilesin

çok

ğımızda,

birkaç

dedi.

C id ' i n

bucaksız

yok

biçimi,

"Tanrı

yer

ara

sonucu

yürürken,

yer

Hız

kuşatılmıştı.

bitirdiğimde,

işli-

zorlamaktır."

dedi.

hissedilmesi

dönüştürmeye

yapmaya

kaplı

dağlarla

yani?"

El

umuyordun

inerken,

Önümüzde

sür-

kanısındaydı.

unutalım,"

bekliyordun

göstermeye

intikam

cezalandırma

sürdürmeye

söyleyerek yanımızdan

turistle

bir

sev-

haklıydı.

yasası

sakatlık

işledikleri

yasasının

adam

"Ne

"Çevrene

"Saçma,"

kişiyi

Yaşlı

mamız

yaratmakla insanların

mi

söyledim.

bırakan

ha

yeniden

bulma

sevgi

bir

Tanrı'

iyilikleri

bulma

durumlarda,

ülkemde,

yalın

kadar

verdiği

ama

hayatlarında

karşılığını

Petrus,

nuna

Böyle

yaşlı

göğe

ara

Vatikan'ın

aracılığıyla

karşılığını

görülebilir,

benim

önceki

düğünü

tiğini

hoş

görülemez.

Petrus'a, lıklarının

kendini

değil,

Petrus,

ni b i r s a l d ı r ı s ı n ı b e k l e y e n

kilisesini

daha

yüzden,

yerden

istersen

önemli

küçük

ve

sevgi

İşte bu

söylerken

da

başladığında

deyişle

gelmişti.

görmek

Felicia

bilgeleşerek

hissettiğinde

şey

hoş

istemiyorsan

etmeye

bir

ağabeyi

zorunda

nerede

Akitanyalı

Daha

başka

öldürüldüğünü

dürmek

ol.

yardım

yaşayarak,

yüzünü

görmek

yapıyor

yoksullara

Tanrı'sını

nın

Tanrı'nın

is-

hayal ölür,

İspanya Arapçası,

Agape dü;

ona ulaşamaz.

İspanya'nın

amansız

çarpışmaları

dı,

gerçeği

iki

tarafın

kim da

bu.

biliyordu,

savaş,

Fethedilecek dünya

danlarında

"Yürekten Gençken le

ve

çok

şılacağını öğreniriz, sareti ve

kendimizde

içimizde

karız.

kadar

mızdan ten

zor

Parmağım sindeki

haça

maya man

ettim.

başından

aşkın

ve

yatar.

ve

savaştır. güçleriy-

savaşılacanasıl

sava-

kendimize düşmanı

yönelir olup

çı-

yürekten

Hayatı için,

doğru

yaşayışımızı

rüz.

yenilgileri

Ama

hazzı

tanımama-

savaş

vermek-

bastırdı.

varlığa,

kırpıştırdım

bir

"Ve

ve

haç

yeni-

insanlar,

günün savaş

ölmesinin bir pek

davrandığımızı kuşatan

belirtisi

"Hayatımda

her z a m a n

tanıdı-

her şeyi yap-

H i ç b i r şey y a p m a y a n l a r ise

büyük

hayattan

ilk

istenen çok

azıcık

kısa

vermekten ikinci

az

şey

hiç

yakı-

korkarlar.

olarak

son

ötesine

olarak,

bilgece,

başlarız.

Gün-

baktığımızda,

gözlerindeki

gözünde,

olan,

duyar,

yangını

görü-

sevinci,

zafer

yalnızca

hayallerimizin

huzurdur.

döner;

büyük

daha

kendimizin

gençlik

düşlemlerimizi

nel

başarının

bekledikleri

de,

büyük

yenilgi

yürekten

uğrarız.

riz

hayallerimiz

ki,

ten

savaş

mış

bir

de

savaşıyor

Çok

sözünü

ma

ölü

bu

başlar.

hastalıklar çınmaya yüzünden soluk

de.

sürdürüyordu.

içimizde

fark

düş

tepemize

çöker.

kırıklığı Ve

bir

lılıklarımızdan,

işimizden

ve

pazar

raz

ki,

parmağını

sonra yok

oldu,

Birkaç dakika

kurtaran, bir

kulak

melek

yerini

tüm

şey

huzura

yeniden

hiç k o n u ş m a d ı k .

"Akör-

sonra o

da

zaman

Savaşta

ka-

korkaklığımız gitmiş

oluruz.

hayaller

Bizi

sınır-

sonralarının

o

olur."

gördüğümden

çekip

ka-

dedi.

İşte

öğleden

ölüm

diyecek-

varlığımızı

ölüp

arar

veremiyordum.

ensemden

bir

aç-

kırpıştırdık-

ettim.

yenilgi,

gün,

ölümü

malı

yürek-

kanatlarını

başgösterir. ve

ve

gerçekten

vazgeçmiş,

başlarız.

bozukluklar

çalıştığımız

Petrus'a

şaşbili-

karşı zalimleşir,

yöneltmeye

güçleştirir

Artık

hayattan

vazgeçip

ve

almamızı

mamıştı,

hâlâ

d ö n e m i yaşarız,"

çürümeye

Çevrem izd eki lere

huzurundan

profesyo-

Gözlerimi

"Hayallerimizden

ruhsal

ve

derinlerinde

Petrus'a

tamamlamadığını

kendimize ve

du-

düşünürüz;

karşısında

değişiyordu;

şimdi

kısa bir d i n g i n l i k

hayaller

zalimliği

söylemeleri

yüreğimizin

durmadan

geçmeden,

vuştuğumuzda,

Yaşıtlarımızın

razı

Bu

kaçmışızdır."

benziyordu

görünmeyi

ama

başlarız.

kişisel

savaşmaktan

öğleden

vermeye

olduğunu

bırakır,

olduğunu

uğruna

kulesi

meleğe

öyle

düşeriz.

gitmesinin

günü

oluruz,

istememeye

aslında,

vermekten

Kilisenin

ça

Ama

olup

pazar

istemez

bir y a n a

şeyler

kınlığa

şeyler

yok

bir

olgunlaşmış

peşine

bir

Hayat

fazlasını

rumda,

sınırlılıklarıiste-

kokusunu

y ü re k le ri n d e k i

Onların

önemli

belirtisi

korkunç

görmek

beklemekle

düşünmeye

duvarların

her zabile

olduğundan

belirtisi

serüven

işle

toz v e t e r i n

savaşçıların

görmeyiz.

sonrasma

tepe-

meleğe

işitir,

girenlerin

değildir;

üçüncü

tim,

Kilisenin

ve

savaşa

asla

sesini

olmalarıdır.

gerçekleştirileme-

öldürürüz."

bir

büyük

olduğumuzdan

s a v a ş a g i r e c e k ce-

kötü

sözlerini.

yapmaları

Durmadan

Aslında,

mediğimiz

mey-

tüm

öldürdüğümüzün

sürdürdü

"Hayallerimizin

hakça

Gözlerimi

vakit bulmuşlardır.

mızda

savaş

nasıl

Yürekten

kanatlı

mızrakların

letmeye

diye

yorgundurlar

nırlar.

Oysa

hayatı yeterince

daha

"Hayallerimizi

ilgilenmezler.

lük

biraz

vardı.

göstererek

olduğunu,

söyleriz.

sa-

dönüştü.

vakitsizliktir," işi

en

kırılan

kolaydı

verilen kez

yüzden,

da

her

veriliyor.

ilk

artık

hayallerimizi

değiştiğini,

fark

Petrus,

en

için

enseme

haçın

benzediğini

ğım

ya

kaynaklandığını

korktuğumuz

den

çocukça

olduğunu

artık

henüz

da

O

olan,

çağında

uğruna

ama

Kendimizin

haklıy-

verdiğimiz

şey

savaş

bir çaba

bulamayız.

savaşırız.

için

çok

yüreğimizde

ama o zaman

Kim

en

önemli

meydanlarda

Büyük

Hayallerimizin

yecek

yapılacak

hayallerimiz

öğrenmemişizdir.

dökül-

savaşın

önemli

şövalyelik

cesuruzdur,

kan

bilmek.

yürekten

hayallerimiz

patladığında

ğını

ve

içimizdeki

savaş,

geldi.

istediği

çağlarında,

çok

verdiği

hiç ö n e m l i d e ğ i l ;

değişti,

değil,

için

meydana

savaştığını

ülkeler

çok

alanlarda

kovmak

yüreğimiz

Kahramanlık

bugün

gördüğün

buralarda

yürekten

"Yürekten vaştır.

Şu

Magriplileri

Bunu

sustu.

kilisenin Petrus

kuşkum

kal-

fark etmiş

Melek kulesi kendine

sureti

olbi-

aldı. bir

siga-

ra

sarıp

yaktı.

bir y u d u m "Ne

Sırt

aldım.

çantamdan

Ilık,

gördün?"

Melekten suretin

ama

diye

söz

"Senin

ettim.

de

öğrendin, Sırt

ama

şişesinden ZALİMLİK

Başlangıçta

gözümü

kırptığımda

söyledim.

yürekten

getirdiği

şarap

savaş

olağandışı

ve

öğrenmen

tehlikeleri

şeyleri

çıkardığı

bana

ataların

Sen

onu

şey

ninem

böyle

denir.

ğünde bir

hâlâ y a d s ı m a k

küçük

bir

hediye

objesi

meleğin

yadsımak

bir

değildi.

Senin

sırasında O

ortaya

hayali

düğümü

gerekiyor.

o

bir

kilise

şey

ama

bu

RAM

tarikatında,

bana

Bu

Büyük

olduğumuz Petrus

yolu

aynı

elimizi

landırma

kilisedir;

k e n d i n d e n geçiş

bastırdığı

için

gör-

her

Petrus

ne

zaman

de

da

gördüğü işlerine

aynı

şey

ama

se-

benzer şeye

dönüş-

oldu.

İ z l e y e c e ğ i m i z en

biliriz,

bize

başladı,

ışığında

kadar

ışıl

için,

ne

sonra

ne

-suç,

acıya

yol

gerekir. zarar

ben

ışıl

Ve

iyi

yalnızca

yo-

alışık

de

yolu,

kendi

olursa

zaman

vicdan açan Ruhsal

düş-

kendimize

kendini

olsun,

her

Egzersizi'ni

davran-

kararsızlık

girişimi

acıyı

ceza-

acımasız-

acımasızca

azabı,

verebileceğini

Zalimlik

ardına

parlıyordu.

tek

Her

incelikli

Kendimize

ruhsal

daha

sevgi

ağabeyine

tutmamaktır.

dönüştürmemiz

dönüştürerek,

hayatını

kurtarabilmenin

anlamamız gibi-

tüm

işlerini

Aslolan,

Felicia

ve

bedensel

bedensel

acıya

anlayabiliriz." öğretti

tırnağını,

kadar

elinin

başparmağının

tır-

Ruhunda yaşamakta olduğun acının bedeninde-

ki b i r y a n s ı m a s ı d ı r bu. ye

aynı

Baskıyı zalim düşünce geçip gidince-

hafifletme.

gördüolduğun

kilise

değiştirmez.

şey o l u y o r :

gün

korkak

girişimi,

korkaklık

o

yürümeye

iğne

uygulanmalıdır.

dığımızı

acıya

alışık

Sivri

izleriz."

"Hayallerimizi

ca

belirdiğini

Akitanyalı

onun

olasılıkla

yeniden

Elimdeki

ama

da,

olduğunu

şeyi

olman.

olmalı,

yaptığı

herkese de

hangisi

karşı

'Zalimliğin

ayi n le ri nd e ki

hiçbir

düşünce

v b . - gelse,

yap:

Tırnağını bunu

o

başparmağına düşünceden

bana.

birçok

tümüyle

kez

batırman

kurtuluncaya

gerekse

bile,

kadar tekrarla.

Z a l i m d ü ş ü n c e n i n g e r i d ö n m e s i her s e f e r i n d e b i r a z d a h a gecikecektir;

reddetmiş

bir

nefret,

İşaretparmağının

senin

enseme

haset,

n a ğ ı n ı ç e v r e l e y e n etlere iyice acı v e r i n c e y e k a d a r batır. A c ı -

bakışında,

parmağını

hissettirecek

istiyorsun."

çıkar."

görmüş

türmüştü. her g ü n

kulesinde

kötü

kendine acıma,

iğneyi

Buna

çünkü

dünyaya

herhalde

hayali

adamıştı.

tüm.

şunları

kendini

kendi

altın

söyledim.

"Haklısın, nin

etmişti.

vardır.

istedin,

hayaller yalnızca Gelenek'in

lun

zaman

ya odaklan:

"Bunu

Ucu'

ne

kabullenmeyi

verdi.

tüm

Aklına

-kıskançlık,

vermeyi

serüvenler

çantasından

EGZERSİZİ

sordu.

kaybolduğunu

Hayatın

çıkardığım

lezzetliydi.

san

düşünce

her a k l ı n a g e l d i ğ i n d e e g z e r s i z i

s o n u n d a t ü m ü y l e yok olacaktır.

uygular-

Petrus,

"Eski

nırlarmış," lu'nun

dedi.

görünümü

Haklıydı. uzanıp

bunun

bile

ova

bir dizi

kendine

için

her

şey

bir

altın

değişti;

iğne

kulla-

Santiago Y o -

yerden

dağ

gibi

yaptığın

rak

gördüklerinden,

duklarını kendi

değişti."

Bulunduğum

giden

"Bugün sizi

çağlarda

"Şimdilerde

bir

bakıldığında,

önümde

ki

düşün

ve

egzer-

zan

yine

Böyle

bir

"Hep bile

şey

böyle

Birden,

lıkla

aklıma

olur

kendimize

Tepesi'ne

iyi

Sertliği

tırmandığım

anımsadım.

acımasızca

davrandığımı

cek

bulmaktan

kılıcımı

arıyordum.

ğildim.

İ şa retpa rm ağ ı m m

dalalık

duygusu

Bunu

Petrus'a

O

gece,

köyde,

rahat

sindirimi

Bağışlama

kendimi

haksızlık

turistlerin

sorunları

öyle

güneşlene-

bile

oysa

buna

ben

budala

başparmağımın

zihnimi

de-

etine

odaklarken,

bir

şey

ayıramadığım

otelde

lında

için

kaldık. için

demeden

kilisenin

Akşam

köyün

Pontius hiçbir

olan

musun,

haça

olgün

alışmışlardı

Sessizliği

Paulo?

bakıyordu.

heyecana getirdiğini sevgiydi

seçim

bo-

Bar

oğul

hakkı

ölüme

"Tanrı'nın halka

ile b a ş ı n ı

Halkın,

seçimi

diye

bilir.

Halkın

Tanrı

çok as-

önüne devrim-

kanıtlayabilmek biliyordu."

ne olursa olsun,

Oğlu'ydu,"

kim

amacı

dik tutan,

sevgisini

ışıl

belki de o

bıraktığında,

tanımamıştı.

göndereceğini

"Halkın

Gözleri

sezdim;

duygulandıran,

seçimi

bir a d a m

koymuştu.

Tanrı'nın

onu

yankılandı:

Pilatus,'

perişan

zayıf olanı S o n r a da,

kadar

her

inanmayacaktı."

bakıyorduk.

biliyor

tepesindeki

onu

Barabbas'ı2

o

kimse

kiliseye

meydanda

kırbaçlanmış, ci

çekmeye

zorunda

insanlar

baba."

ettiği

boş

onlara

lecek

anlattığımda,

da

akıllıcaydı!

bu-

oldu.

kolaylaştırmak

Sesi

acı

demek

kulesinin

kadar sözünü

budalaettiğimi,

yoktu,

hissetsem

tırnağını

çöktü;

gözümü bir

Kendime

bir

Kendimi

yok

için

biliyordum;

başka

içime

çıktıkları

germek

oldu: ne

bir şeyin

çarmıha

yapmasalardı,

sevgiye

oturmuş,

Petrus

abba

Çan

durumlarda

ısıldı,

arabalarıyla

güçlükle

Acısı

gerektiren

davranırız."

suçladığımı

sapladım.

demek,

gelmiyordu.

zaten.

turistlerin

binbir

bir yer

getirdiği

"Barabbas

uygula."

İsa'yı

Bunu

yüzünden

İsa'nın

Kaldırıma

görünüyordu. zalimliği

sorunları

Hz.

Hz.

düşündüler.

ç a r m ı h a geri-

tamamladı

sözlerini.

güldü. bulunduğu

yemeğinden

sokaklarında

sonra,

yürüyüşe

çıktık. Petrus, lunu

ö f k e l i bir sesle,

bulmuşuz,"

dedi,

canımızı.

Bazen

terk eden

biri y ü z ü n d e n ,

biri

yüzünden

mediği ruz.

Ne

için

hep

kadar

mimari

göğe

doğru

ama

göremedim.

di. 64

Ama

çok

bazen

biri

yüzünden,

Yalnızsak,

evliliği

yo-

yoluyla yakıyoruz

de bizi bir t ü r l ü

çekiyoruz.

evliysek,

sevgi

bazen

bırakmayan

kimse

köleliğe

bizi

bizi

iste-

dönüştürüyo-

korkunç!" geldik;

özelliği

küçük

bir

kilise

oradaydı.

kiliseydi.

Meleği yeniden

Çan

görmeye

Hiçkulesi

çalıştım,

' P o n t i u s P i l a t u s , İ m p a r a t o r T i b e r i u s d ö n e m i n d e Y a h u d a v a h ş i y d i (İS 26-36). Hz. yargılayan (Çevirenin

Oğlu

insanlar

bakakaldığım

olmayan

yükseliyordu.

"Tanrı'nın

en

sevmeyen

acı

yalnızız;

Bir m e y d a n a bir

bizi

" C a n ı m ı z ı y a k m a n ı n bir sürü

"ama

yeryüzüne

sevgiyi

indiğinde

yalnızca

acı

bize

sevgiyi

ç e k m e k ve

özveri

getirola-

mahkemeye

üzere Hac

etmiş

ve

çarmıha

gerilmesi

emrini

İsa'yı

vermiştir.

notu.)

' Yeni A h i t ' t e yer alan Pontius

başkanlık

Pilatus'un,

Markos

İncili'nde,

tutuklulardan

askerlere teslim ettiği

halkı

Barabbas'ı

memnun

etmek

isteyen Yahuda Valisi

salıverdiği,

İsa'yı

da

çarmıha

gerilmek

anlatılır. (Çevirenin notu.)

65/5

Haberci

(§>

"Ve

burada

Santiago'ya

Puente leriydi. tı;

de

Köyün

hacı ortaçağ

denizkabukları, artık

nerdeyse

şadığımız

miştik.

Bizi

odalarımıza vardı: ve

kâğıt

hacı

elinde

heykelinin

içindeydi:

de

olan,

Yol'daki

kapıda

karşılayan

götürmüştü;

sert bir y a t a k ,

oldu."

arkasına

bir

pelerin,

değneği -

benim yeniden

ya-

anıtı.

keşiş,

ama temiz

birinde

manastır

söylemişti.

yemek

saat-

kazınmış-

şapka,

manastırlardan

bir leğen.

erken

bir ç o b a n

Genç

odalarda yalnızca

eski

için

asılı

Petrus'la

yolculuğun

gerektiğini

üç köşeli

sukabağı

geceyi

kapının

bir

kaidesine

bir

giysileri

el yüz y ı k a m a k

da;

Yollar

adı,

unutulmuş

nuşmamamız

tüm

sabahın

destansı

Önceki

giden

la Reina'ya v a r d ı ğ ı m ı z d a

içinde bir

en

çarşaflar,

keşiş

gerekli bir

yazılı

bizi

şeyler

sürahi

M u s l u k da yoktu,

saatlerinin

geçirhiç ko-

su

sıcak su

olduğu

bir

iliştirilmişti. Belirtilen

suskunluk yorlardı;

andı bana

ışıltılıymış verengilere

gibi

saatte

yemek

salonuna

içtiklerinden, gözleri

başka

gelmişti.

bürünmüş

masalarda yeniyordu.

keşişlerle

yemeği, birlikte

oturduğu

Keşişler,

bakışlarıyla

insanların

Akşam

Petrus

inmiştik.

yalnızca

anlaşı-

gözlerinden erken

saatte,

oturduğumuz

yerden

el

daha kahdar

eder etmez

ne

demek

için ce

istediğini

hemen

yanıp tutuşuyordu, sigarasız kalacaktı.

başparmağımın ruyordum. çük

bir

onlarla

ken,

sebze

dua biri

saçma

var

ki,

saydıklarını,

Mesih

onun

için

çocuklara yaklaştı.

batırıp

du-

madan

olmuş

etine

tırnak

için,

kadar

ekmek,

k e n d i m e en

kü-

güzeldi.

sonra,

yemek

her

Egemenliği

lafta

Paulus'un

utandırmak

diye

okuyordu

akılsızız.

şeyin

Şu

âna

döküntüsü

değil,

için

için

de

ince, dek

düz

Biz

oturduğu Topu

bö-

dünyanın

dim.

sesle.

adeta

dünyanın

Ama

Tanrı'nın

olduk.

güçtedir."

Ko rintos l u la ra

yemek

boyunca

Puente laştığımız

de

Odamda ri

ki,

Reina'ya

sigara

kokusunu

güldü

la

keşişlerden

da

lesini

insanlar "Aslına

ruhunu tan

çöle

tadına

gitmişti,

"Topu

olduğunu Hz.

ama

Petrus

birile-

öyle

bir

anladım.

İsa

ise

cuğun

"At da payı

"Ben

de böy-

de

bir

yola

böyle

durdu

veren

İsa

arasında

doyulmaz

apansız

Hz.

ki,

çölde

daha

ne

ev

şaraba

korkuya

bakmıyordu.

topla o y n a m a k t a olan

önce

bir yol

ne

Bir

zamanlar

şarabı

birisinin

ne de

bitince

sonra

birden

kapılarak

Gözlerini, oğlana

Ama

ırmak dikmişti.

de

Pet-

sonra,

attı.

diye

baktım.

doğru

geldi.

İlkin topu

Petrus'un

davranışı

biteni

anlayayım

diye

dedi

o

bekle-

çocuk.

baktım.

Onda

bildik

karşılaştığımda

bir

şey

kapıldı-

topu

isteyip

de

karşılık

vermediğimi

aldı. atarım,"

dedi.

sessizce

beni

beni

tedirgin

etmişti.

karşılık

verdim.

diye

seyrediyorlardı.

"Bana

gelirse

ettim.

Bu

Ço-

so-

bir

nefes

aldığını

gibi

fark

sahne-

geldi.

korkmuştu.

Taşı yere

bırakıp

baş-

emanet

var.

denedi: Puente zengin

sırt

çantalarınıza

suyu

mu

ver,

ben

de

de bir

la

bakılırsa sana

Reina'da

hacınındı. siz

kutsal

de

bir

kutsal

İstiridye

kabuklarına

hacısınız.

emaneti

Sen

vereyim.

ve

bana

topu-

Irmakta

kuma

gömülü."

duruverdi.

ben

küçüğe

yaşamışım

şey-

dönüştürmüştü."

bana

Az

ama

Çingene'yle

söylediğimden

ka

iyileştirmek,

sahibinin

üstündeydik.

iki

mucizesi

gibi

oğlan

derin

"Burada, ilk

bir hastalığı

dedikten

köprünün

İsa'nın

h i ç b i r şey sor-

sürdürüyorlardı.

olacak

ağabey?"

bir taş

görelim,"

dışında öm-

geçirmişti. Hz.

düğünde bir

geçirdiği zaman

ne

olup

yoksa taşı öbür

Petrus'un yi

inip

yersin."

günahkârların

dedi.

ki

kez

eğilip

ver,

gibi,

Petrus,

boyuna

aynısıydı.

birkaç

saldırganlığı

Çocuk

kurtarmaktı,

Petrus

ki

itirafettim;

oraya dolaşmıştı,"

bakarsan,

kovmak;

köye

karşı-

ırmak

seyrediyordu.

kaptığı

aklımdan,

ötemdeki

Petrus'la

kopmuştu.

içmiş

oradan

gece

gelmeyi

oyunu

biri - b ü y ü ğ ü - bana

sezinledim.

yere

gibiydiler.

yerine,

her z a m a n k i

topu

mısın,

duygunun

yeğliyorum."

Gerçekten rünü

ödüm

sigara

"Vaftizci Yahya arasına gitmiş,

diye

Petrus'a

metre

görünce önceki

atar

Çocuk,

ediyorduk.

içtiğimi

duyacak

onun

girdiğimizde,

söz

İki

de,

yakalayıp

o lağ a nd ışıyd ı

olduğunu

sa-

l o n u n ç ı p l a k d u v a r l a r ı n d a y a n k 11 a n m ı ş 11.

düşen

geçirdim

"Topu

ğım

uyarıları,

Ben

etmemiş

etmek

görmezden

havada

Oğlanlardan

kadar

fark

oynadıkları

yere

atmayı

bizi

devam

gittim.

bizi

oturmuş,

dünyanın

bir

yola

ardından

yenir-

Mektuplarından

utandırmak

geçip

Oğlanlar rus

balık ve şarap vardı.

Daha

Paulus'un

güçlüleri

çocuklar

aynı d u r u m d a y d ı m ,

bilgeleri

seçti,"

uğruna

süprüntüsü,

görünen

köprüyü

ona

Tanrı

zayıf saydıklarını

da

ge-

etmiştik. Aziz

yakmak

bütün

o an b e n i m

çorbası,

birlikte

sigara

görünüyordu

okumuştu.

"Ne

"Biz

yara

Bir

ki

edemeyeceğim

keşişlerden

lümler

öyle

de

Aslına bakılırsa,

Yemekte de

Ben

çoktan

zalimlik

anlamıştım:

ama

O

kadar

durdum.

Adını

Petrus kıyısında

önümüzdebir

lastik

Sekiz-on yaşların-

Hiç masını

de

inandırıcı

istiyorum,"

dum.

Çocuk

denle

Petrus'a

mak

doğru

olmayan

dedim. söyler

Petrus

sesle,

Aslında, gibiydi.

gerekiyordu

istemiyordum.

bir

da,

kutsal

Ama onu

"Topun

rehberimdi.

emaneti

belki

düş

bende

de

top

kırıklığına

kal-

istiyorbir

ne-

uğrat-

Oğlanın

gözleri

ne yapacaksın yayı

tanıyorsun.

görmedim pumu

nemlenmişti.

ki,"

dedi.

Bense

geri

olduğum

top

da

kıyısından

tek

başka

oyuncağım.

dün-

bir yer

Lütfen

içime bu

işledi.

sahneyi

duygusuna

Bu

al,

top

hem

Ama

daha

nedense

önce

kapıldığım

bana

de

daha

dememle

değişmeye değildi.

kendimizi.

burası

geniş,

Petrus'la

dostçaydı.

muş,

kar-

para

ama bu durdu.

Petrus'un ürkünç,

öteki

çocuk

Çevredeki

parmağı

gözlerinde

da

yoktu;

içime

başka

Hayal,

tiği

Puente

muş,

göz

bir

açıp

de

la

gelen

tüm

Reina'daydım

mahzun

Petrus

yanıma

"Kutsal

emanet

Çocuk,

"Ne

elini

kapayıncaya

yanından

tatlı,

şının

her

yalnızca

bulduk

ben,

bakışı daha

korku

salan

şey

kar-

kadar

Santiago yine.

ışık

topu

nerede?"

kutsal

yakalayıp

elimden diye

be-

geri

sıçradı,

karşımda

dur-

çocuğa

birden

olup

gördüğüm

kıyısından bittiğini

çöl

değiştirerek, mamız

bir

yıkık keçi

hayalini bunu

gerektiğini

Yarım un

saat

döküktü; peynirini

tırmandık, için

iyice

köprüyü

sorular

anlatıyordum;

oradan

arkada-

ama

sorup

uzaklaştıktan

sonra

hâlâ

vardık.

keşişlerin çıkarıp

"Çocuğun

Romalıların

verdiği

kahvaltıya topunu

da

izlerini bir

çavdar

konuyu konuş-

Yol'

vardı,

ama

ekmeği,

yoğurt

istedin?"

kolay

diye

sordu.

için

öyle

yap-

şeytanı

kov-

çok

sanaydı.

yürekten

ne

İçindeki

o

Ama

kötü

hiç

bir

duygusu-

bir

şey

dü-

etine

batırmış,

konuda

haklıydı:

azalmıştı.

duymadığım

bir

Yine

de,

şeydi;

bu

bunu

sindiremezdim.

güçlü

geçmeden,

bir

biçimde

Pek y a k ı n d a

bir

bizi

uyarmaya

hissettim. savaş

Ama

patlak

çalışan uyarı

verecek

biri-

benden ve

senin

gerekecek.

şeytanı

insanda

Petrus

ölçüde

dur-

karşılaşmış-

aşağılık

ilgili

duydu-

dolanıp

rahiple da

kendimle

büyük

hikâyesi

çocukları

bir

gün

başparmağımın

yapmıştım.

savaşman

kındaki

boyunca

altı

suçluluk ya

zaman

köprüyü

"İçindeki

büyücü

tırnağımı

içime

"Bugün varlığını

Topu

şeytan

tanımadığın

zaman,

o

kendini

gösterir.

Çevreme

bakmıp

görünce,

varlığını

hissettiğim

geri

Bir

kez

Hafifçe saatten ğım

için

ne

da

en

oyun

ya-

oyna-

kişinin

bizi

onun



böyle

"İçindeki

Petrus'un

ve

beni

ilgisi

var?

istediğini

şeytan

senin

içindeki

sandığım

için

topu

bir

Yine

de,

şey d e m e d i m

hissettim. sonra

ki."

Belki

de,

oburcasma

çocuğun tanıdık

yarım tıkmdı-

gelmiş

ol-

kurtulamıyordum. üç klasik yaklaşım

saldırı. oğlana

Ben

yürüdükten

olmuştu.

Kutlarım: kutsal

hatırlıyordum.

aldatmaya

öyle

döndüğünü

açına

duygusundan

zayıfyanma

onun

kalmadı."

söyledim.

başımın

fazla

reddettiğinde,

kuşkum

daha,

vermediğimi "Benimle

ve

vermeyi

olduğundan

duğunu

oturduk.

neden

olsam

nin

geçtik.

taşıyan

köprü

düşerek

cılk yara

kolay

ması

Burada

onun

için

Yolculuğumuz

kapılarak,

şeytan

duruyor,

Petrus

Top

Pireneler'de

yapmayan

içimdeki

suya

söyledi.

sonra,

dönemecine

Petrus,

yukarı

öğrenmek

mı?

düşüncelerim

geri Irmağın

anlattım

o r a d a u y a r a b i l e c e ğ i n i d ü ş ü n d ü m . A m a y a l n ı z c a bir s e z g i y d i

verdi.

kendini

ona:

tuhaf davrandığı

önemliydi.

bu.

Olumsuz

bu.

sonra

laftı

büyücülük

orayı

yan

oğlana.

dedikten

şeytan

saçma

yenik

birleş-

istiyordu.

alıp

sonra

Avrupa'

Yollarının

geri

sordu

emaneti?"

oldu.

Çocuk,

bir b a k ı ş l a t o p u n u geldi,

yok

na

istersen,

kuruntuya

sevecen

bir

attı.

Neler

en

şünecek

ensemde

k ü l r e n g i bir çölde

Biraz daha b ü y ü m ü ş t ü ;

Ama

vereyim,

top b e n i m . "

bir

sağladı." İçimdeki

bir

lirmişti.

dört

"Doğrusunu

to-

bana

daha

istemediğimi

mıştım.

ğum

kez

topu

ö ne m l iym i şçes i ne

o k u m u ş ya da ya-

için

Sana

sanki

üstelik

için,

şımda da oğlan.

lazım. güzelini,

zaman

başladı;

Bir an

nın

çok

tım;

"Olmaz.

Bunu

Aslında

bu topu

koydum:

bir tane

ve

şu

sen

görmüşsün,

manı

sözleri

çok b i l d i k g e l d i ğ i ve

şı

ırmağın

ağabey,

gezip

ver."

Oğlanın

şamış

şu

hayatımda,

"Bak,

"Güçlüsün,

O

çalıştığını

emanetin

sırada,

denedi:

Cesurca

nerede

çocuğun

sanmıştım.

tehdit,

vaat

direndin."

Oysa

olduğunu

verdiği

sor-

yanıttan

gerçekten

saklı

bir

kutsal

emanet

olsa

gerekti;

bir

şeytan

asla

sahte

vaatte

bulunmazdı. kutsal

içindeki Sonra,

vaktidir,"

şeytan

da

kâğıt

"Ona

rençperler

taydılar

ki

araziydi, ler

işlenmiş

Petrus,

"Hz.

şeytanla

İsa

hakkında

kurallarını böyle

"Bir nı

duyarız.

her şeyin

kanalın

önce

diye

söze

gerekenleri

dayatmasına

suyu

ku-

akıyordu.

karışmadan

gitmişti,"

bir

görüntü-

izin

hiçbir

insanın

savaşabilmek

i h t i y a c ı m ı z vardır.

konusundaki

Sonunda

Bunu

içinde-

vermedi;

bir ada

için

kez

daha

Carlos

"Bizi ve

ve

sordum.

kuşatan ötesinde,

ve

kiçağda

Ama

müridi

sabahın Petrus

gelir

ve

toprak

parayla

zaman

bizi

bizden

yana

dost

savaşçılara dönü-

kahvaltısını ders

verir

miydi

olan fiziksel iki

güçlerin

tinsel

güç

var-

şu

köprü-

yapmıştı; ona

bu

koruyu-

Hermes

Es-

Trisme-

yalnızca

maddî

yoksun Onun

için

gücü

ki?"

ve

diye

dedi,

a s l a b a ş k a l a r ı n a s ö y l e n m e m e l i,

Petrus

bilen

seni

kalktı,

yok

öğütleriama

vermeksizin oyunun

ku-

ne

bilmen

isge-

sordum.

gizlidir,

adını

admı

in-

önler.

kendinin

Ritüeli'ni

bekle," sana

izin

önce

ilk

nin

karşılaşmanızda

yolu,

ve

büyüle-

isteyerek,

Habercinin

yüzünü

Haberci

geceyi

tek

asla

de

bize öğ-

dünya

vermemizi

yardımını

için

onun

bana

işlerimizde-

karşısında

savaş

etmektir.

bilebilirim

Petrus

kalırız;

geçinmenin

önlemek da

bizim

serbest b ı r a k t ı ğ ı m ı z

kovduğumuz zaman,

dayatmasına

kabul

sonra

nasıl

zaman,

Onu

Bugün

adını

öğretti.

"daha

kolay

söyleyecek. bana bile.

olur.

Bu

ad

Haberci-

edebilir."

yürümeye

başladık.

' Roma dininde ticaret tanrısı, ama genellikle

Çok

geçmeden,

Eski Y u n a n tanrısı

renç-

Hermes'le özdeşleşti-

r i l m i ş v e k a n a t l ı s a n d a l l a r l a y a d a k a n a t l ı bir b a ş l ı k l a v e y ı l a n sarılı bir d e ğ n e k t a ş ı r k e n '

üs-

eski

bir g ü ç t ü r o.

alanı

Şeytan

yürekten

onun

olarak

bilmen,

resmedilmiştir.

bitirmemişti:

asi

Onun

gerektiğinde

dayatmasını

"Uygulamak

getirdi. bile

şey bilir.

ve

onu

bir

Onu

habercimizle

kurallarını

"Bunları

Juan'ını

şu

askerler

habercisi

işlerdedir.

geçirir ve

vererek

O

Don

temelde

ele

oyunun

rekir."

daha

Dünya-

her z a m a n

rençperlerdir,

Atalarımız

özgür,

şeytanındır.

tümünden

çok

yüzden,

kulak

tediğini

aklıma

ama

edilirdi.

dağıtabilir.

şeylerin

yansı-

köründe

bize y a r d ı m c ı

ne

iyi

hakkında

yürekten

sözleri

Romalı

tanrıların

temsil

senin

kendini

reteceği

çevremizdeki

göremeyiz."

ve

gördüğümüz

herke-

ilgili

sözünü

da bir melektir,

bizdeki

tuzakları

yüzü

sağlayan

yüzüdür.

korur,

gerekmez.

tarladaki

aşmamızı

zaman

d ü z l e m d e d i r . O K i l i s e ' n i n a 111 n ı n d a d ı r, ç ü n k ü a l t ı n t o p r a k t a n

nirsek,

ka-

her

meleğinin

ırmaktır,

meleğinin

gistos2 t a r a f ı n d a n

rallarını

o

bu

Irmağı

Mercurius'

Hedefi-

kendimize

bizi

diyorlardı.

"Şeytan

Hz.

sa-

Melek

bilmediğimiz

senin

melek

sanlar

ihtiyaç

şeytan.

bakıyorsan,

Meleğin

her şeye ve

bireder,

savaşlarla

büyücü,

sindiremeden,

diye

yerle

Casta neda'n ı n

yaşlı

şey,

kibirli

meydanındaki

savaşçılar

kendime,

etmeden,

savaş

Her

kararlılığımızın

bizi

gözlerle

sanını

de

ama

olmadığı-

yardıma

için

anlayamazsak,

göremez ve

kibrimiz

ki

cu

dir,

başladı.

öğrendi,

atabilmemiz

Petrus'un

tünde

bambaşka

sadasız

uzak-

çıkışlı

adımları

güveniriz

acaba,

İnişli

adım

"O

biri

ihtiyacımız olduğunu

Kendi

kadar

gerekli

kazanma

bir

o

k ı l m a k zo r u n d a y ı z d ı r.

olup çıkmalıdır.

dar

ama

ver-

bir

gökyüzüdür.

köprü

tarlalar-

silahımız

ması

şürüz.

giden

ana

yardımına

mavi

ve

bir a r m a ğ a n d ı r o - ona y a k a r m a n

algılayan

geldi.

Yürekten

vaşı

se

arasına

keşişlerin

uzanıp

giden

Petrus

Dostlara i h t i y a c ı m ı z vardır, a m a y a k ı n ı m ı z d a dostlar

doğru

ya



topladı,

sessiz

çöle

şeytanın

zamanlar şairin

yoksa yalnızlığı mize

süzülüp

kalmış,

için

çağırmanın

oturuyorduk.

boyunca

öğrenmesi

üstün

söylemişti.

özenle

ova

halkın

konuşmak

İsa

işte

gibi

geri

d u ya m ı yo rd u m .

Aşağıda

oyunun

se-

olacak." üstünde

başlamışlardı,

alanlar

ip

"Onu

Önümüzde

konuşmalarını

"İnsanlar

melek

görülebilir.

kalanları koydu.

oluşturmuştu.

hatırlayamadığında,

bakarak,

ihtiyacın

toplanmaya

raklık yüzünden

ki

içine

yıkıntıları

arta

torbaya

yerini

gitmişti."

köprünün

yemeğimizden diği

emanetin

gözlerimin

dedi.

Eski

bir

tanrısal

"Çocuk nin

dır:

Eski Yunan

ölüleri

(Çevirenin tanrısı

notu.)

Hermes'ten,

Homeros'un

Odysseia'sında

H a d e s ' e g ö t ü r e n y o l g ö s t e r i c i o l a r a k söz e d i l i r .

tanrıların

Haberci olarak

habercisi

ve

Hermes, yolların

v e k e n t k a p ı l a r ı n ı n d a k o r u y u c u s u y d u . " H e r m e s T r i s m e g i s t o s ' " , " Ü ç Kez Y ü c e H e r m e s " a n l a m ı n a gelir.

(Çevirenin

notu.)

perlerin yip

çalıştıkları

yoldan "Bir

aşağı

metafor

habercinin türlü

de

tarlaya

"Buenos dias" d e -

Onlara

HABERCİ

kullanmam

kılıcın

koşulda

vardık.

vurduk.

korur,

gerekseydi,

olduğunu ama

kılıç

meleğinin

söylerdim. savaşın

Zırh

adamı

ortasında

RİTÜELİ

zırhın,

yere

her

1. Otur ve t ü m d e n

düşe-

gezinsin,

gevşeyip

düşüncelerin

rahatla.

serbestçe

Bırak zihnin özgürce akıp

b i l i r , b i r d o s t u ö l d ü re b i l i r ya da s a h i b i n e k a r ş ı k u l l a n ı l a b i l i r .

sonra,

Kılıç

ların en d e r i n i n d e y i m , " d e m e y e başla.

ne

her şey

için

oturmak Öğleyin

Bize bir

genç

sorumuza

mıza

diye

garson

yanıt

atacaktı. başardı. bir

çağıra garsonu

tine

öfkeye

kapılarak

sonra

Şortun

öğlen

çocuk

mantıklıydı.

Ne

müştüm.

Ama

gelmişti.

Yirminci

nem,

" haberci "yle

günah,

Öğretilerini bir s ü r e d i r

şeytan

lerini yöneten işlerinde

lik

olaylarda

bu

ceyi

hem Ama

ve

olarak

o

hikâye

Madam

eğeceğime yemin

hem

de

etmiştim.

tırnağını

başparmağımın

zorunda

kaldım.

pek

"Bilinçaltıma

Büyülü

kendini

göster-

s ı r l a r ı n ı a ç m a s ı n ı v e göz-

bir

çocukça

biraz için

ya

akıl

daha

beni.

Oysa

dostluyarar-

bu

düşün-

bütünüyle

boyun

bulmuştum.

rehberime

etine

ateş

" K e n d i n i her şeyde ve h e r k e s t e g ö s t e r e n

( H a b e r c i n i n adı) ş i m d i k a r ş ı m d a b e l i r s i n . "

arasında

belirmesi

gereken

habercinle

konuş.

a k ı l danış ve ona g e r e k l i e m i r -

l e r i ver. 5.

Konuşmanız

bittiğinde,

haberciyi

şu

sözlerle

salıver:

" G e r ç e k l e ş t i r d i ğ i m mucize için k u z u y a t e ş e k k ü r ederim. ( H a b e r c i n i n adı) tayken de

çağrıldığı zaman geri dönsün ve

uzak-

işlerimi sürdürmeme yardımcı olsun."

Not:

batırmak

İlk çağrıda -ya da r i t ü e l i u y g u l a y a n ı n z i h n i n i y o ğ u n l a ş -

t ı r m a y e t e n e ğ i n e göre ilk ç a ğ r ı l a r d a - h a b e r c i n i n a d ı n ı söylem e . Y a l n ı z c a " o " de. R i t ü e l i y i u y g u l a n ı r s a , h a b e r c i a d ı n ı hemen telepatik olarak açıklayacaktır.

Açıklamazsa,

a d ı n ı öğ-

renene k a d a r diret, k o n u ş m a y a ancak o n d a n sonra başla. Ritüel

Bir kez d a h a i ş a r e t p a r m a ğ ı m m dönmüş

O n u c a n l ı t u t m a y a çalış.

günde-

sorulacak

habercinin

İki

güçbü-

Biraz b e k l e d i k -

h a b e r c i m i ç a ğ ı r d ı ğ ı m d a b e n d e d e göster-

Belirli sorunlarını görüş,

uzun

Ondan

geliştirmekte

4.

ilkel

yeryüzü

zaman

sin k e n d i n i .

cehen-

anlamı yoktu.

çok

da

gör-

de.

Ş i m d i , ateşi hep s a ğ ı n d a t u t a r a k , s o l u n d a y e n i bir b ü y ü k

kuzunun gücü,

kıyıde

emrediyorum,"

ateş h a y a l e t m e y e b a ş l a . A l e v l e r c a n l a n d ı ğ ı z a m a n u s u l c a

o sabah

hayalini

biri

hiçbir

Petrus,

3.

silip te-

gerçekten

bir dosttu.

düzeltip

çeteleye

usulca,

l i n ç a l t ı n ı n bir belirtisi olacaktır.

bulup

ırmağın

haberci,

ama

başvurulacak

Lourdes'a,

Sonra,

emrediyorum.

şu sözleri söyle:

bana

olan

her z a m a n

işlerimi

olsun.

mesini

serdi.

yüzün

aklı

inanmaya yöneltmişti

zındıkça,

de şortu

çoğu

bir

göre,

görülmezdi.

dünyadaki

sahibini

izlediğimden

sık y a r a r l a n ı l ı r d ı ,

lak

kafa-

da erkekler tuvale-

sahibi

kavramların

Yolu'nu

yardımına

lanabileceğime

dükkânın Sonra

Petrus'un,

ilgili

Hiç-

ler ö n ü n e s e r m e s i n i

dışarıya

azıcık

hissettiğinde,

t e n sonra z i h n i n i ateşe o d a k l a n d ı r . B i r h a y a l b e l i r i r s e , bi-

ve

Gelenek'e

bir r u h t u

sık

danışman

ğundan

gibi

Santiago izlediğim



bir

yüzyılda

ilgilenmediğini

s a ğ ı n d a k o c a m a n b i r a t e ş h a y a l et. A l e v l e r c a n l ı v e par-

gördüm:

kurumasını beklerken,

çölün

Z i h n i n i n a r t ı k h i ç b i r şeyle

süre uyku-

dökmeyi

söylediklerinin

olsa,

tabakları

Bir

kahve

dükkânın için

mola verdik.

kalkmıştı.

şortuna

düşünüyordum.

de

"Üstü-

gitsin.

"Artık gevşeyip rahatladım,

değ işiverd iğ in i

fırladı,

kuruması

hakkında

kasabada

nerdeyse

şikâyet etti.

güneşinde

konuştuklarımızı sındaki

gibi

ansızın

gidip şortunu çıkardı;

mizledikten

gülerek,

tersinden

Petrus'un

Rehberimin

Büyük

bir

anlaşılan

Sonunda

da,

2.

için

vermediği

bağıra

Sonra

ekledi.

bir şeyler y e m e k

bakan

bile

kullanılabilir..."

dışında,"

kendi kendine,

ne k a d a r çok t e k r a r l a n ı r s a ,

güçlü,

habercinin varlığı

e y l e m l e r i o kadar çabuk olacaktır.

o kadar

Oradan "Onu

o

kahveyi

Kendi

dünyada

sabah

getirmek, cağı

kararlıydı.

kızgın dım.

Böyle

larca

insanı

olmuştu beni

savaşı

yapmak

istemediğim

ettiğini

görmemi

diye

En

ilgili

iple

doğru "Hz.

cak

İşte

yine

zina

adamı

ric

yol

dört

olan

açarak

Birden,

bir ya-

cılk

yara

Aklımın

hiçbiryararı

bana

umarım

ihanet

Petrus

haklı-

gerçekten

isteyebilirim,

ol-

nasıl

bir

konuşabilirim, diye

söz

Hıristiyanlıktan

kanıtlar

inandırmayı

yapan

kadını

etmeyi

haberci gündelik

düşündüm.

sürdürüyordu. göstererek

Eh,

ken-

başardı.

bağışlamış, benim

de

ondan

kez

daha

Kitabı

Yakub

harika,

b e r e k e t l i bir yer. diye

söz

saat

iyilik perisi

ola-

ilk

Irmağı

gibi,

Ega'nın

bakılırsa

Pet-

suyu

suyundan Picaud'nun

Yıkanıp

yazarı

şarabı,

rak

ilk

gibi-

bildiği

dünyadan dı.

Ayme-

eti,

güzel,

balığı

tatlı ve

içmedim,

ama

değerlendir-

için

bir

hayal

Ritüelin büyük

ateş

ve

kolay

bir

ilk

ateşin

Habercinin kendini

şünmemeye

çalışarak

belireceğine

-bir piramidin

bir

çeşitli

girişi,

Suyu

süre

kez

sıra

hızla

liyordum. belirdi uyarı

gelip

Petrus'la

gelmeden,

geçtiğimiz

iki

ateşin

r e n g i çöl g ö r ü n d ü . Ve bana

Önce

açıp

Tam

o

dans

bir

kahkaha

gülümsedi.

tayı

başka

yer b ü t ü -

bir şey d ü Ama

ha-

başladı

kadın,

bir

ate-

Yol'dan

bazı

ormanlar. o

özgürce

En

akışını

görüntüler sonunda,

sabah

o dost g ö r ü n e n

de

hiçbir

gördüğüm adam

iz-

hain

kül hain

benim

sırada

ardından

kapalı

bir

göremeyeceğim

aklıma

gözlerimin

ettirmeye

attı,

Bana

bir ad önüne

düştü:

bir

gelişim

gösterdi, biçimde

karşı-

sonra içine

çanbaktı.

Astrain.1

getirmeye

başladığımda

cezbeye

çanta

haberci

ve

iki

ateşin

başıyla

arasında

onayladı;

adı-

Ritüelin

söz-

öğrenmiştim. Egzersizi

lerini düm. 1

bir

oraya.

bir

İlk

bakıyordu.

sında



ettim.

H a y a 11 e r b i r b i r i a r -

onların

arasında

orada,

için,

baktım

bu

başla-

sahneler belirmeye

de

lokantalar,

beni

belirdi.

solumda

bürünmüş

ben

sesi,

vermeye hayal

göstermesi

egzotik

gidiyor,

- patikalar,

biraz

yönetece-

aydınlanan

şin ç e v r e s i n d e dans e d e n siyah a d a m l a r . dı

oldu-

yerde

sonunda

bu

öyle

safaltına

ve

ateşi

ama

arasında

nüyle boştu.

berci

bir

benim

dinginlik

büyük

değildi,

söyledim,

İki

haber-

söyledi.

-Venedik'te

töreni

seyrettim. derin

kapadım

sözlerini

Petrus

orada

artık

ye-

yudumlaya-

geldiğini

geçitler

Enfes

göbeği

kaldı.

bana

belirdi.

Bazı

çıkıyordu;

ırmağı

etmek

sonunda

vaktinin

Petrus

geride

almaya,

Gözlerimi

başta

çıktık.

koruyordu. enginar

şarabımızı

Ama

kurmamın

ırmağa

süre

ve

kalkmadık,

karar verdim.

Uzun

budu

konuştuk.

gezintiye

doğruca

oturmaya ğimi

sudan

doğruluğunu

kuzu

süre

bağlantımı

Kentte ğu

sonra bile

eşliğinde

uzun

havadan

cimle

Adı

geliyordu.

rehberinin

mis

Irmağın

çözülmüştü.

yüz yıl

şarabı

Sofradan

bir i n c i r i

kurtarmıştı.

dokuza

"Ekmeği

etmişti.

yemeklerine

gözünde

Mukaddes

yolunun

Estella'dan,

temiz,"

lokantanın

onun

vardığımızda

indim.

Picaud,

Sorun

dik.

milyon-

yarıyordu.

düşürerek,

halde,

zorunday-

başparmağım

işime

umarım,

lanetlemişti.

kadar.

Estella'ya yemeğe

dünyanın

sekiz

Rioja

cezasını

yok."

bu

bir

yürümek

yapmakta

Gerçi

garsondan

davrandığına

halim

rus'u

Petrus

İsa,

esirgeyen

şeyleri

sorunları

yardım

sınırlı."

sürdürmek-

çekiyordum.

arada

sonunda,

dini

içimden;

etmekle

mesi bir

alıp

asla t a n ı m a y a -

şey y a p m a d ı ğ ı m

sırada

durumlara

önümdeki

sorunlarımla

Bu

o

bir

katılımı

börekleri

yürümeyi

birlikte

Egzersizi

sağlamıştı.

tatmin

hiçbir

kapılmama

geçirdim

onunla

Geceyi

tam

Zalimlik

duygulara

dır,

de,

düşünüyordum.

mayan

vardır,

ve

dünyaya

her gece

o

üstüne

koskoca

hoşgörüsüzlüğünün

onunla

istemedikleri

ama,

hiç

Ben

altında

bu

Petrus

kalırsa,

dünyanın

uzanan

börekçiden

kendini

ama

yapmakla

söylüyordu.

Yürekten

nında

ederek

kastederek,

"Bana

ettiği

Onun

kalkmak,

gelmişti,

güneşin

nefret

hizmet etmek ve

hayal

vakti

garsonu

dedi.

çok ötelerine

farkında.

erkenden

kadınları

çektiğini

Petrus

değil,

gücünün

gelenlere

Siesta te

üstüme

düş

yaşadığının

her

sonra,

aşağılamamalıydım,"

benim

döktü.

ise

ayrıldıktan

kadar

sona

söyleyip

erdirmenin

önce

soldaki,

Gözlerimi açtığımda,

Bu g e r ç e k ad d e ğ i l .

Ega

vakti

gelmişti.

sonra

sağdaki

ateşi

Irmağı önümdeydi.

söndür.

Petrus'a, sonra,

"Bu

senin

için

bir

gün

çağırıp

ilk

arasında çok

tuzağı

daha

bağlantmdı; Haberciyle

sorunlarını

ayırt

kılıcını

hazır

"Ama

kılıcım

yok

o yüzden

bitenleri oldu,"

tanışmak

tartışırsan

birbirinden

henüz

olup kolay

ve

verimli

kurmak

ancak

olur.

etmeyi

anlattıktan

dedim. dostluk

konuşmaların,

buluşmanda

"Doğru, ni

ateş

buluşma.

yardımla her

iki

"Sandığımdan

onu

Ama

bilmelisin.

her

gerçek Onunla

Sevgi

et."

ki,"

diye

yanıtladım.

sana fazla zarar veremez. Yine

de,

işi-

kolaylaştırma." Ritüel

sona

Yatağımda, şündüm. mek,

erdiğinde öğle

Oraya

isterse

içimden. ha

bize

her

Ama

kendimi

geri

dönüp

şeyi

dünyayı

bile

Petrus'tan

yemeği

ayrılıp

veren

zavallı

ona

Haberci

değiştirebileceğini kurtarmaya

kurtaramamıştım.

otele

genç

çalışmak

döndüm.

garsonu

Ritüeli'ni

dü-

öğret-

söylemek boşunaydı:

geçti Da-

1

-tetrus, sıyla

ertesi

ilgili

için

sorular

yerine

gili

gün,

"Habercinle

sormak

getirdiği

yardımcı

olur

değildir,"

bir tek

sana.

konuşmak

O

dedi.

ancak

ne

dünya-

"Habercinin

işlev vardır:

da

ruhlar

Maddî

senin

dünyayla

il-

istediğini tam

olarak

uğramıştık.

Petrus

biliyorsan." Bir bir

bira

şeyler

içmek

söylemiş,

maklarım

için

bir

kasabaya

de

bir

meyve

ben

bardaktaki

suda

soyut

suyu

istemiştim.

biçimler

Par-

oluşturuyordu;

kaygılıydım. "Habercinin, ni

o

oğlanda "İvedi Bir

ettik. sını

bir

süre

peşinde

lattım

anıların ve Astrain'in

b e r c i y l e her i n s a n ı n mesin

diye

kendi

bana

gösterdiği çantanın

her b u l u ş m a s ı f a r k l ı o l a c a ğ ı n d a n ,

deneyimimde diretmek istemiyorum.

Petrus

a n l a m ı n ı a ç ı k l a d ı . A m a ha-

başkalarının

d e n e y i m i n i etkile-

diye

şey

için

koştuğumuzu

adamın

Cennet'e

istediği

için

kendi-

doğruladı.

haberciler,

benim

söylemek

söylemiştin."

melekler ve bu

denli

zordu.

şeytanlardan

Petrus,

söyleyince,

söz

p r a t i k bir u y g u l a m a -

ben

giremeyeceğini

her de

zaman Hz.

bir

İsa'nın

söylediğini

hatır-

ona.

" A m a Hz. H a b e r c i R i t ü e l i ' y l e ilgili ilk d e n e y i m i m i b ü t ü n ü y l e a n l a t m ı ş d e ğ i l i m . A s l ı n d a ,

bir

gizemlerinin

kabullenmek

zengin

hayallerin,

şey," daha

Gelenek'in

ödül

1

bana

gösterdiğini

İsa,

ödüllendirmişti.

ustasını daha

İnsanlar

olduğu

için

izinden

yürüyenleri

ona

inanmamışlardı:

da usta k ı l m a y ı

yalnızca Mucizeler

ödüllendirmek

bilen

olağanüstü

adamı

bir

hatip

gerçekleştirmek

zorunda

kalmıştı."

ve

Konuşmamızı kimse

Hz.

"Kimsenin verdi

Bar berim

sahibi

dı.

Bar

ettiğini

bar

atıldı.

ettiği

yok,"

andığın

hepiniz Sonra,

"Ben

sahibi,

diye

yere

duraksadı.

yanıtladı.

"Zaten

sahibi

boş

meydanında

bir an

diye

hakaret

adını

Kasaba

yok,"

Petrus,

İsa'ya

"Onun

asıl.

olan

hakaret edemez,"

Hz.

Petrus.

girersin

dinlemekte

İsa'ya

o

"Burada

diye

karşılık

zaman

günaha

öyle y a p m ı ş t ı n ı z . "

"Benim

zaman

o

işten

ha-

başkaları

suçludur,"

mutfağa

girdikten

sonra,

diye

Petrus'a

meydanında

büyücülükle İspanya

İç

ve

"Peki,

bir

neden

daha

diri

sövmekle

söz

bu

yaktılar.

Onu

suçlamışlardı. artık

kimse

barda

Güneş

iyice

sonra

Santiago

Yolu'nu

bar

"Siz

içkilerimizi

kızmıştı,

sahibi

yudumlamayı

tam

yeniden

Ama

böyle

mu,

içine

gireceğini

yaşlanıp

köydeki

en

öldüğünde

söylemişti.

toprağı

farksızdır,"

olursa,

olmamış

şey

söylemek-

yoktu:

şeytanlarının

çocuk

bun-

bir

kü-

de

bir

Yüzyıllar boyun-

gidecekti."

burada

hasat iyi

lane-

rahip

başka

onaylanmadığını

susacağı

önce, o

sorunca,

söylentilerden

da

bar s a h i b i n i n

"Buranın

toprağından oldu

tarafından

ölmeden

sürüp

Rahip,

"Çingene'nin

gerçekleştiğini dolaşan

geçeceğini,

çocuğun

arasında,

da

bir

şey

dedi.

olur.

bizim

çevredeki "Öteki

Öteki

da

kasabaların

kasabalarda

kasabalarda

ambarlar da

burada

öteki

dolar.

olmaz.

kuraklık

yağmur

Komşu

Onun

yağar,

kasabalar-

için

bu

hikâye

uydurma."

Bar

sahibi,

"Hiçbir

şey

olmadı,

çünkü

laneti

sakladık,"

siesta

sürdürüyorduk.

vaktiydi.

göründü;

bu

kez

Birkaç

dakika

kasabanın

rahibi

sırt

Barın

yordu;

diye

sordu

çantasına

hoş

ne

olursa

edilmesi

lar?"

bar

"Hz.

Petrus,

d en izka b u k la rı n ı

bin

iki

olsun

yüz

yıldır

saygıyla

gelenektendi.

gösterdi

hacılar

geçi-

karşılanması,

Rahibin

ses

tonu

gö-

ralan rım

ses

hacılar

kişiye

leyerek

görelim,"

diye

konuşmanın

hesabı

ödedikten

götürmesi

izin

Bar

tonuyla,

"Nasıl

Hz.

hakkında

İsa

oluyor

da

kötü

Santiago

suçları

gene'nin

diri

leştiği

konuşuyor-

ama

ikisi

kötü

konuşan

kötülüyoruz.

diri

Petrus'un

sırt

sahibinin

tavrı

yakılmasından çantasmdaki da

konuşuyordu.

yok.

Kasabanın söz

Biz

Hz.

İsa

meydanında

Şimdi

bizimle

"Sürekli yaçlarını

görünce

biraz

bile

daha

bizimle

adam

karşılık

doğru

verdi

olmadığını

de yerinden

bir

birinin

Rahip,

şey

kımıl-

bir

şey y o k , "

birlikte

Yol'un

giyecek diye

dedi.

dev-

işi

ya-

çıktı

söy-

gitti.

"Lanetin

içindeki

Kasabanın tek

evi

gönderiyoruz, savunmaya

yer-

kurtaracağız."

toprak

yakıyordu. kıyısındaki

bir

bakıyordu.

lanetten

toz

laneti

gerektiğini

diyemeden

içinde

Kasabayı

bizi

önemli

dönmesi

korku

her yeri

yiyecek,

uğramıyor

eve

yeter.

karşılıyoruz,"

Onunla de

kimse

"Korkacak

güneş

vardığımızda,

Çin-

ediyoruz."

denizkabu kla rın ı

değişmişti.

adına

sahibi

ve

sonra,

diretti.

kilisesine

Petrus'a

göster,

Kızgın

için

hemen

istedi

sahibi,

evi

Bar çıktı.

hakkında

işlenmiş

saygılı

böyle

haç ç ı k a r d ı ,

bıraktığını,

bir-

sordu. İsa

gözümüzle

gülerek

sahibi

Rehberim, bir

düşmüş

diye

zaman

söyledi,

değişti. Sorgulayıcı

Yolu'na

o

Rahip

rahip.

dikili

önündeki Yol'dan

hacıların

nüllerinin

"İyi, Petrus.

damadı.

kimsiniz?"

Petrus,

bar

başka

nasıl

dilinde

kilise

çocuğa

yürü-

yanındaydı.

den

yetindi.

çük

bakışları dedi.

dedi.

Boş

ona.

le

tümüyle

düm."

de

olmadığını,

da

Petrus?"

önce

olayın

köylülerin

ka-

dışında."

biliyorsun,

çünkü

diri

önce

olay u n u t u l d u ,

yaşayanlar

nereden

"Biliyorum,

ekmeğe

patlak verince

Burada

sen

Çingene'yi

okunmuş

Savaşı

hatırlamıyor.

Petrus ların

ca daha elli yıl

kınayıcı

üstümüzde,"

"Çingene,

homurdan-

sordum. yirminci yüzyılda,

hâlâ

çocuktum."

hep

"Düşünsene, sabanın

Rahibin ti

sokağa dışlarına

gösterdi. her

geçti.

türlü

ihti-

"Ama

rahip

sahibi,

belki

oraya."

vedalaşıp

uğramadan

eve

geçip

doğru

yürüdük.

gideceğimizi

Bar

umarak,

orada

dur-

muş

bekliyordu.

vurdu.

Dönüp

Kapıda

yetmiş

caman

siyah

geldiği

için

du;

Ama

Petrus

baktığımda

bilir

köpek

mutlu

çirdim

raz

sıcak suya

ğinizden

görünen,

bir

Masanın ve

içeri

geçtik.

iki

"Bizi

geri

aldı.

Temiz,

Odada

yırtık

bir

aynalardan

Yürek1

Kutsal

yapılmış

pırtık

bi-

açtığına

bir

tasviri,

çarmıhta

İsa

Kadın,

Petrus'u

öteki

kapıdan

Uysal

de

o

ve

su

koca

köpekle

mutlu,

bir t e n e k e

kap

"İşte.

Tanrı'nın Petrus

çıkarıp

kaba

kendisiyle

Petrus'la

dedi.

Petrus,

sıcak

bir

kap

masanın

hiç ç e k i n m e d e n ,

eski

uzattı.

girdiğim mıştı.

çay ötürü

çayı

fincan

oturdu.

alıp

geldi,

Konuşmalarını

Söyleneni

leri

parlar gibi

oldu.

Yaşlı

kutsal

sayılan

kadın

bu

evin

anlamışçasma,

anda

hemen

İsa'nın

yüreği.

ayağa

olduğu-

köpeğin

göz-

fırladı.

Kilise yaşamında

K u t s a l Y ü r e k i m g e s i , ç o ğ u n l u k l a ç e v r e s i n d e d i k e n l i bir taç b u l u n a n v e ışık saçan y a r a l ı biçiminde betimlenir.

(Çevirenin

notu.)

uydu,

ama

bakarak,

biraz

Hiç

olmadı. a m a bir

soğumasını

bekle-

hoşlanmadığı,

kapıyı

Benim

gözlerimi

yanma

çağırdı.

yanma

çıkıp

bu

d u y g u l a r bir

kendimi

fincanını

ki,

gidince

köpekten Köpek

dönüp

kabana

yorgun

yerinden

bana

tuzağa

odadaki

Bir

İçeri bağla-

eski çok

yandan

düştüğüm

yapsedi-

sıcak-

da,

tüm

izlenimine

ayırmıyor,

o

baktık-

hissediyordum.

kalkıp,

uzattı.

benden

dos-

çocukta

istediğini

gerçekten

gelmiyordu.

gözlerini

o

gözlerimi

bana

hissediyor,

t u h a f g e l i y o r,

daha

etmiş,

dışarısı

yaptı,

bakmıyordum.

ayırmıyor,

istiyordum;

öyle

kendini

köpeğe

hipnotize

içimden

yüzden

yüzden

aslında

beni

Köpek

bu

bu

düştüğümü

uyumak yürümek

kapılıyordum.

"İşte

dün

gözlerimden

Güçsüz

uzanıp

"Gidelim

"Biraz

çay

iç,

artık,"

diyerek

hanımefendi

çay

gitmemizi

istiyor."

içince nı

an

belli

kendime

etmeye

başlamıştı.

Aklıma geldi.

için

Petrus'un

kadımı

sesim

bana

karşı

her

aldım,

sıcak

Petrus'a

bir

İçimde şey

benim

de

bilmediğim

bir

istek

bir

şeyler

atmış

bulanıklaşmaya

bir kez

daha

adıbir

kendini

konulmaz içine

şey

çaydan

köpeğin

çıkmıyordu.

öğretmediği

Anlamını

çayın

Çevremdeki

belli belirsiz,

fincanı

Bir şey s ö y l e m e k ,

ama

Petrus'un

söylemek

da

geldim.

istiyordum,

uyanmıştı,

haf sözler

ceği

duraksadımsa

biraz

sormak

dum. yüceltilen

oralı

ağzına götürdü,

Bizden

belliydi. köpeği

köpek

re

şey lanetli

sezmişti.

yine

bıraktı.

edince

anladım

tı,

ça

poşe-

fincanı

oturmadı.

"Habercin

Gözlerini

Bir

iki

bana

Petrus bir

fark

dedi.

Birden

söyledi.

"Köyde

dedi.

Hz.

Kadın

ayırmıyordum.

söylediler,"

bir y ü r e k

Petrus,

gösterdi."

kalmıştım.

Petrus

"Sanırım

olduğu

buyruğuna

bazı

getireyim,

bi-

baktı.

şimdi."

konukseverlikten

başına

köpekten

Petrus'a

çantasından

kaçmıştı;

nu

ibadetinde

duruyordu.

gidin Sırt

istediğini keyfi

odasında

doldurup

gösterdiği

kadının

gözümü

oturma

su

olmadı.

attı,

birlikte

dinlerken

Katolik

"Size

sallayıp

inayetiyle

oralı

paylaşmak ki,

birlikte

kuyruğunu

getirdi,

Ama

Belli

ısıtıyordum,"

yeniden

ayırmadığımı

hey-

koyulursunuz."

dedi.

pişman

tum,"

mut-

almadan

sıcak,"

ma-

O d a d a k i iki k a p ı d a n b i r i n d e n y a t a k

çayınızı

gerekecek."

tırıyordu.

yola

Ben

"Çok

Lütfen

d e ğ i ş i ve rd iğ i n i

tetikteydi.

masaya

se-

bir

tavrının

ama

döktü,

Kadın

bir

kaplı

kadının

bile

mem

ama yoksul

bir b o ş i n a n ç .

Çayı ağır ağır f i n c a n a

ge-

çevirmeyece-

kalma

var."

yudum

ki?

hacılarız,

Eskiden

işim

kımıldamıyordu,

kim

diye

olacak

iskemlesiyle formika

üstünde

görebiliyordum.

"Ben

1

kadar

bı-

aldı.

sonra

ti

Bugüne

düşmüş

dedi.

sor-

üstünde

haberleri

Yolu'na

bizi

odaya

kelciği göze ç a r p ı y o r d u .

fağa

istediğimizi

çok

Köpek,

ko-

birileri

ateşin

çalmıştır,

tirin,

dının

masası ve

tasvirleri

odasını

kapısını

nereden

i h t i y a c ı m ı z var,"

küçük

vardı.

aziz

gibiydi.

Yanında

sallıyor,

ne

"Yalan.

kapıyı

kaybolmuştu.

belirdi.

Kadın

hacı

Compostela

biraz t e d i r g i n ,

biryazı

sa

kaç

yönelip

eminim."

Kadın,

dir,

kadın

birkaç tencereyi

lanetten

"Biz

eve

ortadan

kuyruğunu

şaşırmamış

arayan

aklımdan;

Petrus,

bir

vardı;

görünüyordu.

Gelişimize

k a l a c a k yer

sahibi

yaşlarında

bir

çamaşır yıkıyormuş,

rakmış.

doğruca

bar

tu-

duyuyorolabile-

başlamıştı;

gitmemiz gerek-

tiğini

söylediğini

gelen

tuhaf sözleri

Odada meye mi

tek

selttim.

köpek

İyice

o

ha

Sözlerin

da

sını

geçmiştim,

aklıma Petrus

verdim.

köpekti.

de

O

tuhaf sözleri

hırlamaya

heyecana

uysal

atlayabilecek,

müştü.

güç

hayvan

korku

beni

yükselterek bir

başladı.

gelerek

sesimi

o

tüm

söyle-

Ne

dediği-

gittikçe

leşmeye

başladı.

kırarak

beni

kadını

bu

yük-

bir

anladığım köpeğe

gücün

her

an

yaratığa için

üstüdönüş-

sesimi

odakladım.

hayvanın

bana

da-

İçimde

saldırma-

seziyordum.

her

şey y a v a ş l a t ı l m ı ş

Kadının

dışarı

çıkmış,

ürkünç

gücümü

olduğunu,

sırada,

olmaktan

veren,

koruduğunu

önleyebileceğini Tam

un

görebildiğim,

karar

üstüme

atmaya

durdurduğunu

bir b i ç i m d e

geldiğini,

çalıştığını

avaz

gerçek-

avaz

görüyordum.

görüyordum.

Köpek,

hay-

Petrus'

onların

itişip

remedim. hâlâ

ya

benden

çabalıyordum,

racak

olsam

yordu:

haykırmaya

rak

bir

yoksa

Birden

için

Köpek

olanca

anladığım

başladım;

duydum,

du-

gelmeye

başlı-

anlamaya

çalış-

bu

kez

kadın

yüreğime

korku

sürece

ama

diye

da

me

su

sa-

kahkaha

gerçek

rüzgâr

esti

korumak

söyledim

ve

ve

dimi

için

kolumu

etkisinin

ne

uluyakaldır-

an

dışarı

ve

aynı için

gözlerimiz

iyi

birbirine

beni

sedirin

kilitlendi,

üs-

zamanda bir

ağlıyordum.

geçiyordu. da

bir

ansızın

mutluluk

Olağanüstü

Petrus'un

dum.

köpekle

ilgili

duyuyordum.

her

şeyi

da gö-

yürürken

Petrus

Aslında malayan

beş

olup

şey,

o

hissettiğim

o

ne

içsem

şeye

anda

ve

baktım

küçük

birlikte

ken-

herkese

karşı

Yol'un

kıyı-

ve

çeşmeyi,

kuş

bittiğini

yüzünü

olduğumuzu

değildi.

mutluydum.

sordu-

söyledi.

Beni

Köpek,

kalmıştı.

yürümeye

devam

dedi.

sarıp

sar-

kadın,

ba-

d u y u l m a d ı k l a r ı m l a en

geçmişte

için

duyumgörüyor-

merak ediyorsundur,"

umurumda

anda

rüzgârın

seslerini

meleğimin

kadar uzakta

duygularıyla

her

ense-

dakikadır yürüdüğümüzü

biten

yokmuşçasına

iyi

ne

neler olup

sevgi

sahibi,

ilgileri

on

her

gel-

ve

ama

gelen

gibi,

kendime

yüzüme

bulanmakla

Çevreme

ormandan

dediği

Petrus

istedim,

midem

verdiğimiz

evinden

"Herhalde

küçük

Petrus'a,

bir

kendimi

edeceğimi

söyle-

dim. Yerimden Bütün

bir

kalktım;

öğleden

kaplayan

o

Petrus'un

çayıma artık

ama

Akşam da

hâlâ

kaydımı

bir

yapmak

Bu

saçma

yolunda, miş

bir

otele

için

otelde

vurduk.

çıkardım.

olabileceğini

yüreği-

Gerçi

hâlâ

düşünüyor-

vardığımızda,

mi?

biraz

içindeydim.

azalmış

Otelin

istedi;

çıkarıp

Gitmiştim

oraya.

ol-

sahibi

verdim. Ipanema

kalmıştım." gerçek

dünyaya

kasabada,

döndürdü.

Ipanema

Yakub

Sahili'ne

git-

karşılaşmıştım.

konuşabilirim,"

bilmem

Yolu'na

konuşmadım,

yoktu.

pasaportumu öyle

sözler beni

otelciyle

tadını

duygusu

y ü z l e r c e y ı l l ı k bir

"Artık duğunu

bir

hiç

atmış

önemi

mutluluk

"Brezilyalısınız, bir

şey

hiçbir

Santiago

nerdeyse

duygunun

sekizde o

yeniden

sonra

hoş

dum,

Aklımdan sevgi-

kadın

köpeği

tutunarak

hatırlamıyorum;

Varlığımı

mola

havayı,

Kadının

ğumda,

çok

içmek

sarmıştı.

temiz

hemen

bir

sevgi

sadım.

Sahili'nde sarsıla

çıkarırken,

bakındığımda

Petrus'a

hiç

Biraz

hissediyordum.

taşıdığı

olacağını

kaçtı. sarsıla

dostlarım

saçma

atlamış,

dışarı

basındaydık,

Su

söyledi.

ağaçları,

sa üstüme

sonrasını

çeşmenin

sındaki

rın

altında

serpiyordu.

sonsuz

mi köpek

bir

kusacağımı

güvendey-

anlayamadım.

bir

Yüzümü

boşandım,

karım

yaşıyor,

biteni

havlayarak

sert

şey

üstüme

Olup

miydi,

gücüyle

Bir

köpek

Birden ailem,

bir

düşüneyim

Güneşin

tutup

Çevreme

haykırıyordum.

diğimde

anlama-

bekledim.

yıkmıştı.

ardından

içinde

atladı.

bağırarak

görmek

tüne

hayalimde

t u h a f dili

sürdürdüğüm

kahkaha

evin

üstüme

dım,

Köpek

biraz

köpek

haykırmaya

konuşmayı

Boğuk

miydi,

zaman

azalıyor,

başladı.

ama

ne

Konuştuğum

güçleniyordu.

vazgeçerek

lıyordu, dim.

ama

gücüm

Gittikçe

maktan

yi

ayırmıyordu.

kolumdan

itekliyordu.

Yolculuğun

k a k ı ş m a s ı n a a l d ı r m a k s ı z ı n h ı r l a y ı p d i ş l e r i n i gösteriyor, gözlerini

beni

arkamızdan

K ö p e k y e r i n d e n k a l k ı p dişlerini gösterdi. A r t ı k gel-

diğimizdeki

farklı

Kendimden

söylemeye

başladığımda

anlıyordu.

me

duydum.

dedim

gerekiyor."

Petrus'a.

"Bugün

neler ol-

Mutluluk önce

ayaklarımı

duyduğum

ğımı

izliyor

şeyi

önemli

başlarının

Olup doğru

değil,"

başlamak

bulmak

ve

ne

mutlaka

munda,

köpekle

de

olan,

laman.

Laneti

bir

bullak

muştuk. duğunu

mek

tür

hatırladıdışında

bir

Petrus,

Santiago Yolu'nanlamıştım.

bir

şey

Azla

olarak

Gelenek'in

bir

peşine

için ğını

daha

ne

iyi

kadar

ele

birçok

şey-

Şu

anda

gün

ve bu

bilmediğimi

sordu.

olumlu

geçirilmeyi

bilgeliğini

verecek,

onun

bir

düşünce-

çok

RAM

bulmadan

yapaca-

onunla

peşindesin.

her

etmek

şeyi

ne Ama

Santiago

ödüllendirilmek

istedi-

uyguladığını

istiyorsun.

alıştırmalarını

bulup

ona

değildi.

Bu

olur

Bu

çok

Gelenek'in

bir

katılmıyor

ve

birleştirme-

iyi

yolunu

yü-

ikisini bir araya g e t i r e m e z s e n ,

farklı

garip

en

işe y a r a m a z

bil-

çıkar."

Başımdan

sevgi

sezginle

kullanmanın

alıştırmaları

bana

konuştuğum

ne

nırım,

biçimde

dil

daha

değildim,

geçenlerde ve

ama iki

köpeği

önce

de

duymak

şeyi

söy-

istedi-

anlayamamış-

kaçırttıktan

sonra

du-

mutluluk.

boğulmuştun,

sözünü

olduğunu sevgiden

"Çok

çünkü

ağzından

daha

yaptığını

de

doğru.

düşürmüyorsun,

doğru

öte

bir

Yakında

dürüst

şeyden yoğun

Agape'yle

özgürce "Bu

üstelik

belirdiğini

duyguyu biraz

daha

farklı

bir

başarı

da

yaşamıştım.

bilmekle önce

bir

Ama

bu

ya

de

da

söz

Agape'

bana.

Sa-

ediyoruz." -seven

Şimdilik,

insanı

yakıp

bu s e v g i n i n s e n -

yetin." yaşamıştım,

duyguydu.

kazandığımda

ama

açıklamadın

sevgiyi

kül eden s e v g i y i - y a ş a y a c a k s ı n . de

bekleyen

dünyayı."

RAM

bunu

"Agape nin

hayalleri-

ver-

olması

ne

yapıyordun."

konuş-

c ö m e r t ol-

"Sen haya-

kavuşturmalısın.

ödülün

elde

ki, "Bir

gerçek

Kılıcınla

öğrettiğim

sonuç

parçası

"Mutluluğa

da

Bir

etti.

hayalin

kılıcını

karşılığında

Sana

Kılıcını

gerçi

bu

o

açıklığa

var:

bir

eksiğin,

yumsadığım

insanların

şey

çaban

sezmiştim

devam

yapıyorsun.

gerekir;

dili söyleyecektir.

lemişti;

tım:

alıyorsun,

iyice

bir

diye

şey.

Petrus

durum-

savaş

ve

gitmediğini

şeyi

bu

pratik bir

"Tek

ğim

göze her

bilmen

bilmemen.

an-

hayattan

yürekten

görmelisin

gördüm;

yi

hoşuna

yürüyorsun.

egzersizler ve

İnsanlar, için

için

duru-

dünyasını

böyleleri

Ama

sırf

Senin

olduğunu

güzel

korktukları

ve

ol-

öğrenmişti.

Geçen

gücünü

kafanda

reğinin

içinde

yanıtladım.

istiyorsun?"

peşindesin,"

gelen

yana

geliğinin

kovunca

reddederler.

yanaşmazlar.

senden Yolu'nu,

pek

düşmeyi

elinden

çıkar.

bu.

diye

niçin

ödülün

durum

d a vra n a b i ld i kle ri n i

hayatın

olarak

bir

kabullenmişti,

bozdun.

Sen

b u n l a r ı s ö y l e d i k t e n s o n r a , S a n t i a g o Y o l u ' n d a ne

bilip

lin

bura-

gösterecek

alışkın

yetinmeyi

şeytanlarını

keşfedilmeyi

için

açıklayacağım.

kalkıştığımızda,

hazine

Oyuncular

çıktı.

hayvanın

çoktandır

olmayacağından

istiyorsan,

Televizyonda

öğrenmek

ortaya

sonra

gelmişçesine

istemeye

muhteşem

olduğunu

ve bir

zalimce

zaman,

"Bana

burada

ğin

sınanmasıdır

dengesini

kadar

göstermeye

şey

aradığımı

yoktu.

ettin,

Çoğu

gerçek

verdi.

d e n e 11 e y e m e d i ğ i

daha

olağan

ne

şeytandan

nin

da tele-

bölüm

başlamıştı.

sezdiğimde,

üzere

lanete

kadıncağızın

kendilerine

film

karşılaşmanda

kadının

şikâyeti

"Sen

karşılık

alıştırmalarını

bir

bulunabileceğini

fazla

kadarını

kılıcını

Yanıtımın

kısık

dinleme-

içindeydiler.

ayrıntılarını

önemli

allak

ne

z a m a n bir r e h b e r bir hacıya yol

olanın

"Savaşın

yi

RAM

ikisinin

Öğretilmekte

dan

sesini

bir y a n d a n

arıyorum,"

"Peki,

için."

dedi.

ama

sormadan

söyledi;

bir

telaşı

savaşın

tan

sonra,"

soru

bitenin

diye

giysileri

bir

sa,

bilinmeyenden

yürüdüğümüz

geçen

habercindeki

Ama

"Kılıcımı

an

yapacağını

kılıcını dasın.

bir

hatırlıyordum.

"Dün, da

olduğunu

madenlerinde

yüzyıl

ondan

açmasını,

Anlatacaklarını

Çeşmeye

"Orası kömür

yiyelim,

olacaktım.

sordu.

almıştı;

gerekiyordu,

televizyonu

iyi y o l u n u n b u

vizyon

mantık

gelmişti.

"Yemeğimizi

istedi.

yerini

basmam

geri

sahibinden

bırakmasını min en

geçmiş,

yere

korku

Petrus, Otel

her

duygusu

Hep

talihimin

duygu

ama

çok

kısa,

mesleğimde

büyük

yaver

anlar-

doğduğunda

gittiği hep

kendimi

dizginlerdim; korkardım, da

buna

böylesi

layık

Petrus, dedi,

bir

duyguyu

mutluluğum değilmişim

gözünü

"Agape'nin

çok

başkalarını

yaşamaktan ya

olduğunu

öğreninceye

"Hepimiz,"

kadar böyle

dav-

"Beni biri

de

değil.

Tanrısal

nette

Tanrı'nın

verme

rudan

Yol'da ğin

geçen

bir

şey

1

ve

yol

Kutsal

ler,

kez

filme

kapattı.

de

biraz

bir

süre

Bara

içtik,

dilini

öğrenmeye

işine

gidip

sonra

baş-

yarayacak."

kaptırmak

hiç

bir

üzereydim

şişe

geri

konuşmadan

sessizliğinde

daha

amacımın

keha-

kalkışma,

Kutsal

Ruh'la

"Resullerin

senin

bilgelikte

aynı

çıkardı.

Kılı-

hayırlı

ardına İkide

köpe-

kalmadı,

karar bir

"O

işaretti." Kömür

bir

geri

köpekle dillerde

ve

erkek

yeniden konuşma

gelmez.

RAM

Sezgine

alıştırması

öğ-

üzerine inişini k u t l a m a y ı amaçHz.

pek

çünkü

maden

kalanı

ki,

suyu

alıp

dışarı

temiz

havayı

içimi-

gökyüzündeki

kılıcımı

kırlık

İsa'nın

Kudüs'te

Ruh'la doluşu anlatılır.

onları k o n u ş t u r d u ğ u başka dillerle k o n u ş m a y a başlarlar.

Havari-

(Çevirenin

su

evren

Ipanema'ya

gitmiş

bulmak

Samanyolu

olduğunu

ha-

Egzersizi'ni

O

dedi. yeniden

bir

yavaş

yavaş

ve

bir

ilişki

yeni

ve

şey

sessizliğinin

ve yanımda olan

otel

kavurduğu

kolay

yumuşak

diye

geldi;

bi-

yardım

gör-

ekledi.

keyfini

sürüyordum.

güneşin

kıraç yerde

bir

bir de-

kuracaktır."

kimsecikler yoktu.

sahibi o

egzersizi

Mantığı

kolay

"Köpekten

değildir,"

öğretti. bu

çağır.

maddedir,

girmeden, bir

"Ama

ne

Aklıma, her

gün

aradığımı

her-

anlayamamıştı.

Uyku verdim. tüm,

bastırdığı Şişede

küçük

rüntü ya

suyun

ken

olduğu

dum;

bir

gibi

bazı

ama

Avcumla

saçıldı,

bir z e m i n i

tırmıştım.

çabucak

su

üstünü

yıldızlar

olmayan, Zihnimin

ama

nerdeyse

gö-

alevlerine şey

düşünmüyor-

bi ri ki ntis iyle

oynuyordum.

yeniden

su

ıslak

güneşe

birikintiye

karışıp

ortasına

sanki.

egzersize tümden

bakar-

bir

vurdum;

damlacıkları

kaplamıştı zevkli

bir

ateşin

birikintisinin

betonun

dök-

P a r m a k l a r ı m ı so-

çizgiler o l u ş t u r d u m ,

çizgiler

siyah

herhangi

da.

karar

üstüne

Hiçbir

kaldım. su

yapmaya

betonun

Kafamda

dolaştırdığımda,

benzedi;

amacı

oluştu.

büyülenip

yok

etrafa

hemen

suyunu

aramıyordum

oynuyordum,

kenarında

oldu.

egzersizi

maden

birikinti

içinde

yalnızca

Suyun

için

kalan

da biçim yoktu,

ğuk

bir

yanını

arasında

diriliği

yerdeydi

Su

akışkan

rastlanan

amansızca yakıp halde

gizli

kapısından

sık

bana

yatıyorum,"

alamazsın.

Gecenin Otel

vermedi-

konuşan

bir,

mek

duru-

kullanılır.

yalnızca

ortaya

İşleri" bölümünde,

Pentekost G ü n ü ' n d e Kutsal

bırak,

Otelin doğ-

Petrus

ben

Sezgini,

seninle

başka

Havarilerin

yap.

yana

edindin.

ekranmdaydı.

çünkü

şimdi

çimde

de

Petrus.

sonra

altına

birbiri

sefere,

Bir süre

netim

yürümeye

almıştı.

bun-

öpüşüyordu.

dedi

dahaki

Kitap'ta, Yeni Ahit'in

Kutsal Ruh'un

notu.)

bir

gösterirler

açmakla

g ü ç l e n d i r e c e k bir başka

iki h a v a r i s i n i n

bana

Günü'nde1

hitabette,

Yine

yerini

nın göğe ç ı k ı ş ı n ı n ertesinde Kutsal R u h ' u n lar.

ekrandaki

Gecenin

Pentekost

ve

televizyon

erkekler

var,"

Bir

çağırmaya

Sezgini

de

çektik.

yi-

P a s k a l y a ' d a n elli g ü n s o n r a k i pazar g ü n ü k u t l a n a n b ü y ü k H ı r i s t i y a n y o r t u s u . Hz. İsa'

toplanan on

İkimiz

biçimlerde

dil y e t e n e ğ i n i

oyuncu

yeteneği,

alıştırmaları,

olmayacak.

kadın daha

Güçlü

Roma Yolu'nu

öyküsünün

karşılaşabilirsin.

güven.

çok

"Yorgunum,

yeteneğini

kovmada RAM

ama

armağanlardır

yeteneği,

tehlikeye

kısılmış

kadınlar

yeteneğini

ve

sonucu

ve

sesi

bir

konuşma

şeytan

daha

madenlerinin

"Bir

alış-

ze

istedim.

değişik

bağıntılıdır.

rastlantı

oyuncuyla

RAM

duymuştum,

havarinin

konuşma

günlerin

şeyler

sunduğu

gibi iki

çıkardığı

Gözüm

tartışan

gizli

boyunca

kendimi

İkimiz

alıştırmalar-

RomaYolu'nun

mucizeler yaratma

dillerde

gibi

bulmadığın sürece

bir

insanlara

dillerde

olduğu

zamanda

ğin

zihninin

ömrün

televizyonu

istedi.

sordum.

Yolu'ndaki

açıklamasını

on

başka

karşına

cını

Onunla

dil

tırlattı.

yeteneği

iletişimle

munda

Santiago

ilgili

bana

Sen,

"Başka

olduğunu

bir l ü t f ü ,

yeteneği,

bulunma

edindikleri

ne

biri."

Ruh'un

kendilerini.

dilin

şaşırttı.

Petrus'tan

Şifa

garip

lütuflarla

"Kutsal lar.

o

çok

tırmalarından

de

Petrus

o

çıktı.

Konuştuğum

ne

sana.

layacaksın, Tam

ayırmadan,

ranırız."

dan

reteceğim

gibi."

televizyondan

ne

yoğun

kıs ka n d ı ra ca km ış

Bu

sular

kapladı; gülünç,

kendimi

iyice

durduğunu

gri hiçkap-

hissedi-

SEZGİNİN (Su

Emici

olmayan,

düz

Bir süre suya bak. la oyna.

bir y ü z e y d e

bir

manda, su

birikintisi

oluştur.

öylesine suy-

diği

yerlerde

termeye

hafta

az on d a k i k a o l m a k üzere bir

bir

gelen

bir

su

zaman

egzersizden

azar azar

pratik

çağırmaya

sonuçlar

yarar.

Bu

bekleme; sezgi

yalnızca

kendini

saatlerinde de göstermeye başladığında

ona

günün

sezgini başka

hep g ü v e n .

rikintisi bağ

tepemdeki

kurmuştu.

oluşturmuş dünyayla

çok

ve

Kendime rını

çimde dan

zaman

Ruhun

belirdi;

söz

sürdükçe

ettim.

ona

dönüşeceğini

bir

za-

erişeme-

kendini

gös-

Bu

yanıt

yanı

söylemişti.

-kırılgan

bu

da

bir

şifresiydi

bu;

ki

tuhaf su

bi-

olsa-

bir

duygusunu şifresini

yol-

yok

şimdi,

sonra,

anlayamadığım

yeni

şekiller değil,

yarattığım bildiğimiz,

dil.

geç

olmuştu.

otele

girdim.

daha

kılıcım

ve

vermedi,

başımda

kaldım;

kuşku

Oysa

kovduktan

kez

süre

Egzersizi'ni

hiç

görürdüm.

gizli

çok

süre

Hiçbir

Astrain'in

olsaydı,

bir

sessizce

çağırdım.

Su

kaybettiğim

duyduğumuz

geldiğimde,

Astrain'i

ve

uzun

Petrus

yansıtmış,

kurmanın

söndürmüşlerdi;

daha

olarak

vermişti.

zihnimin

olduğunu

Sa m a nyo l u' yla

bana

ender

Aynı

oynayarak

şeytanları

Yıldızları

iletişim

duygusunu ama

ve

gevşeme

söylüyordu.

öğretmiş

kaybı

ve bu.

derinlerde,

bırakamadım.

başında

meditasyon bir d u y g u y d u

doğmakta

bi r i k i n t i s iy l e

diller k o n u ş t u k t a n Bu

uzun

b i r ses,

gücün

bir t ü r l ü

culuğumuzun bunu

uygula.

ancak

sonra ulaştığım

hazırlandığını

Orada,

hiçbir a n l a m ı o l m a y a n ş e k i l l e r y a p .

her s e f e r i n d e en

önce

içimden

egzersizi Bu egzersizi

daha

alıştırmalarından

Egzersizi)

Sonra amaçsız bir b i ç i m d e ,

Kesinlikle

yordum;

CANLANDIRILMASI

canlı

Kapının

gözle

Odamda

bir

kez

görülür

bir

bi-

hayattaki ama ve

ışıkla-

amaçlarım-

Petrus güçlü

çağrılar

bir v a r l ı ğ a

Evlilik

Logrorîo, büyük

Yakub

yolunda

kentlerden

Logrofio

kadar büyük

ce l e m e m i ş t i k . büyük

bir

bir tek

şenliğe

Kırların

sessizliği

ki,

Petrus'un

önerisi

ce

ne

kadar

ten

sonra



gittikçe

re

çölden

çen limi

ve

önemli

daha

iyi

farksızdı,

hiç

orada

sonra

değilse

gekent

bir

ge-

özgürlüğüne pek gün Su

çekici geçmiş,

günler

yemekler

bir

Yürümekte

Kendimi

sona

önem

hayaerdik-

taşıdığı-

olduğumuz

sayılmazdı,

düşürüyordu,

kar-

her ge-

Yolu'nun

hacyolculuğu

iyi

alışmıştım

Köpekle

yapmıştım.

Santiago

pek

bitkin

kadar

günden beri

kadar büyük

anlıyordum.

insanı

o

Egzersizi

olduğunu, ne

o

gelmedi.

ama

Yol'da ben

yöge-

haya-

yaşıyordum. Logroho'ya

arabalar,

dalıp

Petrus

hissediyordum;

yapacaklarımın

uzun

Kırların

yen

ve bana

çağırmış

sakinleşmiş

tımda

ama

öğleden

en

arasında

önerdi.

ü s t ü n d e n beş

Astrain'i

çok

geçtikleri

kentler

Pamplona vardı, vardığımız

hazırlanıyordu.

kalmamızı

hacıların

Uğradığımız

Logrofio'ya

ce

şılaşmamın

yürüyen

biridir.

bir

ılık,

vardığımız

temiz

gazeteciler kentte

neler

ve

bittiğini

tüm

bu

ardımızda

televizyon

bulmuştuk.

olup

gün

havasını

Petrus, sordu.

duygular

kayboldu.

bırakmış,

kendimizi

kameralarından karşımıza

çıkan

geçilmeilk

bara

Barmen, nin

"Haberiniz

kızının

veriliyor,

düğünü

ben

de

Otellerde

erken

oda

yok

var.

mu?"

Kent

dedi.

"Bugün

meydanında

Albay

büyük

bir

M.'

şölen

hiçbir

kapatacağım."

bulmak

nıma

bize

aldığım

yola

sonunda

Petrus'un

"Sen

tek

oda verdiler.

pantolonu

Duş

giydim,

yaptıktan

kent

sonra

meydanına

ya-

doğru

"Bu

masalarda

nun

son

ekipleri

go

el

Real

az

sonra En

de

içinde

tere

batmış

ilerliyordu.

düzenlemeleri yapıyorlar,

şölen

hazırlıklarını filme

Kilisesi'nin

bulunduğu

dar

Savaşı

patlarken,

giysilerini Sıcakta

giymiş

bir

kadınların

kilisenin

Damat

madığını

sıralardan

birine

sır

bir a d a m

kalabalığı

"Siz

de

dönmeye

oturup törenin

satış

beyazlar

Yanı

yaparım

bir

tıklımdı; karar

için-

hiç

limuzin yer

kal-

dedim.

"Biz

oraya

ama

Satıcı,

saygıyla

biz

Tartışmaya

dedi.

Politika ülkede

hac

meydan-

bitmesini,

şölenin

başımda,

patlamış

umuduyla

nınca

bir

nu

diye

tren

var,

cuma

daha

"Franco kimse

istemedim.

ama

Franco'nun

nerek

hiç

de

karşın,

diktatör

azizler

çı-

"Ben

Adam

kendi

kocasından daha

yanıt

kızının

olduğunu,

tuhaf

vermeden

ler

onun

bir

edeme-

zamanındaki

ailemin

çok

şey

kavuştum.

kanı

döde-

Dilenmek mısır

borçlu

ilgilendirir.

Franco

patlamış

İç

okudum."

umurumda

gelenler

ama

uğ-

İspanya

Yakınlarımın

başına

savaştım,

savaşı

kaza-

zorunda

kal-

satıyorum.

Bu-

değilim.

Eskiden

du-

için

söylediklerinin

doğru

olduğuna

fark

hiç

Petrus,

gülerek, havai

Petrus

çıktı?"

mısır

"Aman

sordum

Franco'nun satıcısına ama

konuş-

inandır-

yarar," faşist

dedi. bir ya-

iyi

kimse

başlamak kararıyor,

garsonlardan

birine

öfkeyle.

olduğuna

yardımcı

şimdi

çok

Ruh'un

şaşırttı

ar-

doğrusu."

dedi.

başlamıştı;

çıkıp

inan-

olmuşsun.

biliyor." Kutsal

duymasın,"

atılmaya

platforma

Şenlik

döndü.

diye

ö ğ r e n m e k beni

fişekler

Hava

işe

Senin

Komünist Partisi'nin,

ayrılan

baktım.

çok

üyesiyim.

bilmiyordu,

İtalya

koyuldular.

düşü-

etmemiştim."

kendisini

inandığını

kendilerine

konuşmak

Partisi

patlamış

nedenini

bardakla

satıcısıyla

nereden

Yeniden

yordu. tik

mısır

Komünist hiç

olmadığını

geçtim.

patlamış

birisiyle

de

biryararı

sıraya

ona.

kendini

olduğunu

Göğe

bir

döndüğünde, anlattım

İtalya

meye

öğütlenmediği

özgürlüğü

okudukların

Diretmenin

başka

istediğinde

dırması

ayrıldığını

aileyi."

hakkında

katıldım.

hükümete

hatırladım.

mağanlarına

saygılıydı,"

Halkın,

iyiydi."

"Düşünsene,

dedi.

konuşuyorsun?"

Franco güçlerinin

Senin

arabamda

daha

kalktım,

"İnsan mak

hacılarız."

gider,"

de

hayata

sosyalist

çok

tuklarımı

mı-

binerseniz

ben

karşı

bir

böyle

suçlar

kendi

küçük

"Evet ama,

insanlar

umursamıyor

bilmeme bir

sonradan

zamanında

konuşmanın

olduğumu

"Hacca

iyi

şu

diklerini

yolundayız."

bakarak,

savaşa

"Faşistlik

günü

söyle-

Petrus'un, i n s a n l a r ı n a z l a y e t i n m e l e r i k o n u s u n d a söyle-

sordu. giden

olamayacağını

kesildi.

biliyorum.

oradaydım.

sadece

şimdiki

baş-

kiliseden

iyi

biliyorum.

işlediği

Franco'ya

rumum

nın

misiniz?"

Compostela'ya

girmek

evlendiğini,

"Bugün

de

Belki

"Evet,

söyleyerek,

beni

Ben

Petrus

de

bedava."

çoktan

ğil;

verdik. ben

o

da

tarihini

savaşı

küldüğünde

havai fişekler

siyah

çıktı,

doğru

bekliyordu.

"Madrid'den

dim.

tören

kiliseye

akıyor,

uzun,

bir g e z i n t i y e

davetlilerden

"Hayır,"

otel

Santia-

saptık,

Tepemizde

tıklım

koyuldum. iyi

insan

makyajı

Kilise

küçük

beklemeye

kacak

ulusal televizyo-

alıyorlardı.

sokağa

yığın

kapısında

meydana

kentte

lamasını satan

ana

gelmişti.

görünce

Petrus daki

meydanda-

daha

kıpkırmızı

oluyorsun

sırasında

madım,

d e k i ç o c u k l a r h u y s u z l a n ı y o r l a r d ı.

durdu.

garsonlar

başlayacaktı. iyi

kim

ülkenin

"Evet,

giysileri

yüzü

runda verdiği

koyulduk. Siyah

ki

evlerinde

bugünkünden

Satıcının

olanaksızdı,

sırt ç a n t a s ı n d a k i d e n i z k a b u k l a r ı n ı fark eden y a ş l ı c a bir karı-koca

şeyin

dim.

müzisyen-

çalgılarını

akort

et-

üzereydi. yıldızlar gitti,

belirmeye

şarap

dolu

iki

başlıplas-

Bardaklardan bir

içki

mısır

içmek

satıcısını "Çoktan "Evet,

tam

unutmanı

sağlamaya

insan

inanırsa

lama

töreni.

herkese için

lenceli

geçecek.

bir

Petrus, RAM

ve

bulabilirsin

olsaydı, lık

mavi

dan oysa den

senin

bir

hayallerinin Kimseyi

şölen

değil,

kadarıyla,

kesin-

o

Bir

Babanın

Güzel

ve

bana

kızını

bir

şey

gerçek bir

kut-

damadın

şeye

yüzden

sevginin

rehberlik

çalışıyorsun,

yıldızlar,

beyaz

baktığımızda

farklı Bir

Her

özellikleri

akanyıldızlar ve

insan

bu,

Az

olduğunu

açık

seçik

erken

bir

bomboş yıldızın

vardır.

yıldızlar

birbirine

fişek

şey

daha

var

alana

-ve

her

vardır,

sonra

b u l u t s u l a r ve

eğ-

lardı.

de

bir

alana

masalara çalmaya

çevresini

çığlık

atıyorlardı.

umurunda ne

En

oturdular,

oğlanlar

azından

olmadığını

o

ne

almıştı,

gece

rında

değildi.

O

dana

sofralar

kurulmuştu,

insan

şenlik

orada...

garsonlar

ne

gecesiydi,

getirdi-

satıcısının mısırları

torbaları

yerle-

Log ro ho l u la rı n

nükleer

kıyımları,

gelinin

şarap

aldıkları

dünyanın

herkes

Üf,

konuşuyor-

mısır

kâğıt

Kilise-

başladı.

aralarında

boşalan

da bu."

çığlıklar

girmişti.

Patlamış

düşündüm;

işsizlik sorunu, gece

albay

diye

yalnız-

altı y a ş l a r ı n d a ,

ilerlemeye

"İşte,

indiriyorlar,

için

değişiklik

on

koluna

ışıltı-

ışıklarını

çevresindekiler

doğru

başladı.

çığlığa

gövdeye

tek

Gelin

birgencin

güzel,"

orkestra

yalnızca

Petrus,

bir

televizyon

savaş

tehlike-

h i ç b i r şey u m u r l a -

kasabalılar

kendini

ekibinin

rünce

yüzünü

öbür tarafa

çevirdi.

keşfedersen

geçip

hemen

yakınımızda

oturan

gökyü-

gittiler.

zenlenen

Konuğu Dünya

din

dönüşür,

insanın-

yok; varkendi

duğumu nın

için

önemli

mey-

hissedi-

halkalar.

golünü

Sonra dünyanın

da, en

yayılmış,

birbirin-

seyrederken

hiç

' Meksika'daki

ışıktan

beni iyi

"Taraftarları

Buramaçı

saçtığı

nasıl

biter

doğru

1986'da

İspanyol

bitmez

hemen,

saymadıklarını

birinin

ilk yana

yanı-

Meksika'da

gidip

gö-

önümüzden

taraftarları

yanına

Kupa'nın

geldiğini

adamlar

konuklardan

tanıdım:

Kupası'nda

Söyleşi

bize Ama

coşturan

Brezilyalı

turunda yakıla

dü-

ol-

İspanya' anlatmaya

başladı.1

sarı yıldızlar,

kuyrukluyıldız-

bir

hemen

söyledim;

görürüz,

çevresine

çıktı;

meydana oğlanlar,

"Şimdi

edebileceği

kiliseden

Müthiş

olduğu

Petrus.

ancak Yol'un,

orada."

atıldı;

fark

Konuklar

ve

si,

aydınlık

dedi

smokinli

bak.

cisim

onca

gelin

topluluk

elbisesine

ler

hava

yere yemyeşil

yordu.

hiçbir

Yeşil yıldızlar,

benzeyen

almayacağı

milyonlarca

bir

İnsanların

kızdı;

çıkan

re

sen

görülebildiği

getirebilecek

saatlerde

Gökten

avuç avuç pirinç saçıyorlardı.

incecik den

oldu.

duyuyorduk,"

sonra

atıyor,

inan-

çok

sana

"Ama

görünmez

görebiliyoruz.

oracıkta

yürekten

yaparak

"Ben

dedi.

yüreğinde

göktaşları,

aklının

havai

seslerini

oldu-

Petrus."

sonra,

araya

koskocaman, yitirirdi.

kendi

ca

Manolo'ydu.

yıldızları

evren

yağdı.

na artık

bir an

lar

Çevremizdeki

üzere.

kutluyorlar.

baktıktan

yıldızların

nedenini

alanı ve

lar,

kadar

çok

gösterdi. "Tüm

gökyüzü

işte.

kutlanıyor:

öğretiyorum,"

hayatın

kadar

bunlar."

inandırmaya dik

ne

kılıcını."

Sonra, zünü

insanlar

görme-

o

başlamak

istiyorlar. bir

inancı-

gibi

dileğinin,

Görebildiğim

dik

değil

konuşma

kendi

evlenme

inanıyorlar

alıştırmalarını

gerçeğin

birden

Santiago Yolu'nda

şeye

öyle

şölen

kızın

düzenlenmiş

vermiş

"Ama beni

şey

insanları

gördüğümüz

inandığımıza

aslı

bir

göstermek

dırmak

savaşını

işin

yaptığın

doğruluğunun

gerçekleşmesini

hayallerine

ğunu

Bizim

Büyük

umudunun,

hayallerinin çünkü

Ama

Hep

bizim

inandığımızın

Birçok

evlendirme

Patlamış

"Daha onunla

örneği.

dünyayı

bak.

başlamadan

iç biraz.

sağlar."

çalışırız.

sanırız.

"Çevrene

"Şenlik

"Haydi,

Çünkü

davranış

lerini

vererek,

dedi.

bile."

unutmaksın.

inandırmaya,

leşeceğini

bana

getirir,"

unuttum

bir y a n l ı ş

mıza

birini

uğur

topun

kucaklayarak,

takımı

olacağını

coştururken

göremiyorsun," hep

dikkatimi

Brezilya'nın

arkan

dedim.

yakında yine

söyledi. sahaya

Dünya

dönük

Kupası

oluyor,

maçlarını

çekmişti.

D ü n y a K u p a s ı ' n d a İ s p a n y a ile B r e z i l y a a r a s ı n d a o y n a n a n m a ç t a , h a k e m

kale çizgisini g e ç t i k t e n sonra dışarı ç ı k t ı ğ ı n ı g ö r m e d i ğ i

sayılmamıştı. O maçı Brezilya

1-0 k a z a n m ı ş t ı .

için

İ s p a n y a ' n ı n bir golü

"O bana

kadarı

Sonra, riymiş maçı

"İnançtan

muş,

onun

halde,

ışıkları

İki

diye

bazı

bir

gerçekten siyah

saklandığını tedirgin

daha

düğün

Sonra

rını

ne

demek

gördüm,

olmuştu. arasından

istedik,

bel-

Ancak çıktı ve

kendime

birlikte

bir

oturabi-

pastasını

kestiler.

Her-

seviyorlar bir

"Başka

herhalde,"

adam,

bir

"Elbette

nedenle

seviyor-

için,

yanıtı

bir

yana

sevgiden

söz

sakladım.

Ama

söyle-

rehberim

değildi. ediyorsunuz?

Eros

mu,

Philos

doldurdu,

"Yunanca'da başladı.

belirtisini

boş

sevgi

boş

baktı.

kendisiyle anlamına

"Bugün

iki

birlikte

gelen

insan

Petrus

yerinden

yürümemi

kal-

istedi.

üç sözcük vardır,"

arasındaki

Eros'un,

di-

aşkın

damat

fotoğrafçılara

g ü l ü m s ü y o r l a r,

Oğlan,

başlayabilir. bir

Onlara bakarak, seviyorlar,"

"Görünen dedi.

inanıyorlar.

Ama

o ki,

"Üstelik çok

bu

ikisi birbirlerini

aşklarının

geçmeden

baş

daha başa

da

ger-

büyü-

kalacak-

olacak,

zaman

kuracaklar, ve

soylu

büyük

olacaktır,

bir

çünkü

çocuk-

iyi

bir eş

şey y a r a t t ı k l a -

verecekler.

gerçekten

kı-

olasılıkla

Kocasına

birlikte

savaş

anlattığım

öteki

Kız

meslek

şünmeye

da,

kadınlara

Sorunlarla

mutsuz

olmaya-

birlikte

ikisi

larını

hissetmeye başlayabilir. ruh,

nefret

yıkım

Su

baktım.

bir

gözle

günler yüzünden,

Eros,

belki

ğını

hissedebiliyordum. tuhaf,"

muş,

dedi

Eros'un

Yarım

Eros'tan

anlattığı

saat

kaçış

kadar

yoktur.

yapayalnız

Orkestra

kıp

dans

insanlar gittikçe

vals

daha

en

parlak dü-

yaratmak

ye-

Eros,

kılındık-

onları

vurmaya soylu

bir-

başla-

duygu

bir

iyi

önce

Eros

yolda

ile

için

kez yol

insanla-

yalnız

geçen

yüzündendi, kötü

duyguyla.

sözünü

Birçok

birçoğunda

canlandırmıştı,

alıştırmaları

insan

Eros'un

"İster

iyi

hiçbir zaman ettiğim

kendimizi açmasına

ama varlı-

olsun,

aynı

de-

yıldızlar

gibi.

dünyadan

kop-

karşın

Eros'un

duyar."

çalmaya

çok giysili

başladı.

önündeki

başladılar.

Mavi

için

kaldığını

ilişkilerin

Belki

aynı

iki

platformun

etmeye

lümsüyorlardı.

gibi

ihtiyaç

bir

bulunduğu

dilini

hissetmemize

herkes

nın

sunduğu

oradaki

Petrus

yüzü

açığa

tüm

çıkacaktır."

RAM

Petrus'un

ister k ö t ü ,

yanını

görüyordum.

tıpkı

ğil.

olup

Egzersizi yüreğimin

farklı

şey

İşte o z a m a n ,

insanlara

kaynağı

bir

da

hissetmeye

olanağından yoksun

olumsuz

Ve Tanrı'nın

ve

Eros'u,

olabilmek

zorunda

birlikte

getirme

yalnızca

Çevreme



dile

tüm

bir yola

olmadığını

vazgeçmek

Böylece,

farklı

duyduğu

kocasıyla

koyulabilir. aşkı

hikâye

özgür

yaşamından

de

bu

yeterince

rine,

tebrikleri

ediyorlardı.

sana

getirmekte

varlığına

görüyorsun."

hiçbir

gör ki,

dile

"Ne

Petrus'a

Kız

yetiştirilmiştir.

Yürekten

aşkı

mi?"

bardağını

Gelinle

kendime

ilgili

da,

yapacak.

bir ev k a d ı n ı

için

çocukları

sapabilir.

evlenildiğini

satıcısıyla

iyi

rol

ev

Aşkı yücelten

caklar.

vardı. mısır

çok

bu

karşılaşsalar

yacaktır.

dedim.

askerliğini

hissedecekler.

leştiren

patlamış

geçiştirmekten tür

yeceğine

beri

olacaktır.

vermenin

konuklarla

giysili

verdi.

Petrus'un

geldiği

Agape

çekten

iyi bir a ş ç ı d ı r ve

çabalayacaklar,

paylaşacaklar.

Oğlan

luğundan

dur-

Santiago Yolu'nu

sağlamaya

gelenleri

budur.

iste-

alkışladı.

oturan

Adamcağız

kabul

lan

orada

mu?"

Aklıma

söze

geçimlerini

yapmak

buldu.

karşılık

duydunuz

bir

savaş

şarap

Petrus

atarak

Bizimle

mu,

kazanacağı

bense,

sonra ağaçların

kocaman

"Birbirlerini

"Ne

söyleşi

yakalandı;

arkasına

bardak

masa

evliler

çığlıklar

konuyu

lar,

"Gel

aldım,

bir

Yeni

dikleri

takıma

düşünüyordum.

kapatıldıktan

kanepe

leceğimiz

lar,"

kendisiyle

kameralarından

rahatladı.

tabak

taraftar,

yürekten

ağaçların

televizyon

biraz

ye

inandırmak

biliyordu.

Petrus'un

spot

Manolo

söylediklerini

yürümediği

ki

yoksun

televizyonculara

olduğunu

kıp

zafere

dedi.

geçmeden

başka

kes

Taraftarları

s a n k i o da S a n t i a g o Y o l u ' n u n r e h b e r l e r i n d e n b i -

gibi,

Çok

li

yetiyor.

başlarına

kaybettirir,"

yen

hiç

bana

yetiyor."

Alkol

terliyorlar,

Konuklar

küçük kendini gittikçe

bir genç kız

beton

orkestraalana

çı-

hissettiriyordu, daha

dikkatimi

fazla çekti:

güSırf

vals

yapma

sanki;

fırsatını

kendisine

sarılacak biriyle le

dans

arkadaşlarının

kanlıdaydı. ğının

yakalamak

için

i l kg en çl iğ i nd en etmek

istiyordu.

arasında

Oğlanlar

f a r k ı n d a bile

sili bir genç k ı z ı n

bu

hemen

sohbete

düğünü

beri

hayal Gözü,

göze

değillerdi.

Birkaç

içlerinden birine

için

adım

beyaz

giysisiy-

disi

bir

ti

şık

valsin

deli-

başladı-

ötedeki

özlemle

madı

biçimde

çarpan

daldıkları

beklemişti

ettiği

mavi

baktığını

da

bir

büyük

saç



oğlanlarla Mavili

arkasına aradı. den

evlenen

kız,

kudan

fark

dünyayla

izledi,

ikisini

sonra

"Sanki

Yarı

na

gelmediğini

işte;

dünyaya

ğiz!"

dedi.

dünyayı

iki

miyormuş

"Şu şeyi miş

gibiydi.

düzeltip miydim,

kendine

özgü

süre

kaçamak

ayıp

Petrus

yeni-

hem

kızlarla

yok

mu

burada

önceki

yanı,"

kendisinin

etkilenmemeyi

bakışları-

Masalardan "Bir de

şeymiş

gi-

şarap

babasını

bulaşmasına

duymadan

yakı-

yorlar.

işaret

etti.

un

bir

aşk."

en

güzel

edelim,

kadın

bu

onlardan

nedir?" gönül

başka

insanlara

mü,

çifti

mutsuzluğuyla.

büyüyen,

o

hiç

bardakları,

Eros'ta

kız,

olan

küçük

bir

tut-

kabullenmiş

ve

koparmış."

sonra

dans

eden

tanıyorlar.

Ken-

sevginin

dünya

sordu

ikiyüzlülü-

çok

farklı

bir yer

çifti

gösterdi.

birçok yüzü

işte.

Kadın

vardır

Düş

kırgını

şimdi

gidip

vardır,

Şimdi

yakıp

lenin

keyfini

porse-

şarap

"Şu

aşk

her

dostluğuna

müstü

bu,

cak

gelinle

o

da-

lamı

RAM'm

sevgidir.

bile

işte

çünkü

sevgidir.

Eros'un

Se-

adını

yaptıkları

gösterir,

dönüşen

benziyor-

gerektirmiş.

buluPhilos'

Sana

ateşi

ve

söndü

bir a r a d a t u t a r . "

hem

kül

söz

de

eden

etmenin

Philos'ta; sevgiden

sürelim."

Sonra

sırası

ama bu

söz

değil.

Agape

yalnızca

etmeyi bırakalım

plastik

bardağına

hem

bir d e y i m . da,

biraz

şödaha

koydu.

lamaya

deme-

çalışmasını

gücünü

kendilerine

insanlara

Agape?"

Çevremizdeki

Petrus.

bir

Çalışan

burada

duyduğum

Philos

ilgilen-

düzeltiyordu.

diye

Eros'un biri

çif-

gösterişli

kurtarabileceğimiz

alıştırmaları,

Aşkın

"Philos,

edece-

gerçek aşktan!"

şölenle

dolaşıyor,

bıçakları

kadın.

büyüdükçe

bilgeleştiren

şık bir

duran

başka

de

bağı

Eros'u

yaşlıca

de

yüzünü

birleşmiştir."

"Şimdi Agape'den

söz

oturan

"Philos

"Ya

çatal

iyi

başarırlarsa

öğrenmişler.

Eros

aşktan

masa

seyreden

egemen

olduğun

"Bugün

Masa

ken-

yani?"

ikisinin

yükselterek,

insanları

En

rolünü

her t ü r l ü

yalnızca

yüzüyle

yürekliliği

isteyeceği

yokluk

başlamıştım.

dolaşan

-bir

Öbürleri gibi i k i y ü z l ü l ü ğ ü n

etmeye

söz

bağlandılar çünkü

hem

Senden

vermemişler.

öğrenmekte

geldikleri bilin-

gitmek

duyulan

ona

nin

birinde ikisi.

izin

Açlık ve

daha

"Aşkın

nereden

bakıyor-

bardağını

neden

dedi.

de

bana

şu

fark

aştan

Kadın,

bizi

kuşağa

şurada"

kabullenilmiş.

Petrus.

onlar

Ve

bağıyla

çalışıyor,

makyajlıydı,

savaşla

Demin

oğlanlar -

ğünden

"Eros

yürekten

elbette.

dilerinden

içinde.

t o p l u m s a l aşk.

da

evlilik

vermeye

aşırı

acımasızsın,

kimse

koyuldu.

bir

ve

güldü,

annesiyle

güzel

görüyor musun?"

da

Petrus'a

utanarak

sesinde

gümüş

kadını

görünce,

yudumlamaya

iki y a b a n c ı y a ,

çeviren,

tabakları,

onu

düzensizlik

kadın

ya

onlar

olur."

biri

yabancıya

"Gerçek

Yakınlarımızda

len

kız

sesini

hiç

lar.

aşkın

etkisini

çekip

kızların

gözleriyle

olduğunu

Bir

olmalıydı.

kalkıp

Rehberim,

oğlan

göstermesi

açıklarcasma

gidecek

Şarabın

öteki

bir

yoksun,

"Var

görünce,

sırada

şarabını

kızlardan

genç

"İşte

yarın

koydukla-

dedi.

k e n d i n d e n yaşlı

meyen,

göz

daldı.

sevgisini

yaşımızda

kaldırınca

Petrus,

O

gösterdim.

insanın

Yakınımızdaki

doğru

çalıştı.

yeniden

davranıyorlar,"

du.

izlediğimi

sohbete

beri

düşündüm.

öbür kızların yanında

Petrus'a

bi

kendisini

arkadaşlarıyla



kızları

saklanmaya

Orada,

çocukluklarından

içinden çekidüzen

yaptırmıştı-

giy-

"Çok

kasabaları,

ama

Dünyaya

gösterdi,

etmemişlerdi. Küçük

öpecek,

diyecek.

başladığını

mutluluk görünce

söylediklerini

sıradan

bulaşıcıydı. biraz

hatırladım:

insanlar tarafından

olabilirdi.

Petrus'un

şaşırdımsa RAM

da,

sarhoşbir

akşa-

alıştırmalarının

g e r çe k l e ş t i r i l i r l e r s e

bir

anan-

O dostça lenen hoş

gece

Petrus'un

davranıyor, herkesle

oldu

ki,

Yolda, Şimdi

sohbet ediyordu.

otele içinde

rehberimin

boyunca

sıradan birinden farkı

y a k ı n l ı k gösteriyor,

zorunda

kaldım. gözden

rehberi

olmuştum.

kendini

daha

iyi

RAM

a 11 ş 11 r m a l a r ı y l a

Eros,

göstermeye

Philos

ötesinde,

ve Agape'yi

benden

çalışmadığını ilgili

geçirdim.

Petrus'un daha

yolculuk

akıllı,

fark ettim.

deneyimlerini

sıradan

birinden

yaşamış

olduğunu

farkı

ilgi-

k a d a r sar-

durumu

tün,

kat

o

bulunduğum

hiçbir zaman

Bunun

Çok g e ç m e d e n

Herkese

azıcık

kadar taşımak

tığı,

maktı.

yoktu.

kendisiyle

daha

C o ş k u

üs-

Tek yap-

bana

aktar-

olmadığını,

göstermeye

dik-

etmişti. Bunu

fark e t m e m

tiago Yolu'nda

bir

beni daha güçlü

hacıydı

kıldı.

Petrus

da

San-

yalnızca.

insanların te

ve

meleklerin

bulunabilsem...

imanım

olsa...

Petrus, berim,

ama

Havari

yorumcusu öğleden bir

bile

Balık

ilişkisinin

olduğu

sonra da

balık

değildi.

bir

Petrus,

dedi. lık

simgesi

"Zen

Ama tembel

o

rahipleri

aktarıyordu.

mesajının

en

Bütün

sabah

inancmdaydı.

ama

temelde

olduğu

önemli

için

bir

kayaların

Petrus'un

şey

yardımına bir

karar

yapmak

balık

ama

di-

bağlıdır. vermeden

her

zaman

b ü y ü m e s i n i dinlerler.

önce iyidir,"

Ben ba-

yeğlerim." saatte

balıklar

hava

bile

o

oltaya

kadar

sıcaktı

geliniyorlardı.

ki,

dipteki

Yemi

sonuç değişmiyordu.

maktan

yakındaki

ormanda

vazgeçip

Irmağın

yakınlarındaki

eski,

kadar y ü r ü d ü m - mezarlığın,

terk

yürümeye edilmiş

büyüklüğüyle

tombul,

dibe

da tutsak,

ğa

dünyayla

Neden

sak, y ü z e y e y a k ı n

dim.

yürü-

umurunda

insanoğlunun

bir şeyler de t u t a r ı z ,

Tanrı'nın

Reh-

önemli

Henüz oltaya

kanısındaydı:

diretirsek

"Hayatında

rahatlamak

tutmayı

İsa'nın

büyük

hiçim.

sözlerini

takılmamıştı,

diretmeyeceğimiz

gevşeyip

bir

kadar

balık t u t a l ı m demiştik.

tutmanın,

t u t t u ğ u m u z u biliriz, retip

Hz.

peygamberlik-

oynatacak

olmasa,

Paulus'un

Paulus'un

müş,

konuşsam...

yerinden

sevgim

yine Aziz

gizli

tek

diliyle

dağları

de

sal-

Balık tutkarar

bir

ver-

mezarlı-

hiç d e o r a n t ı -



olmayan

yere

geri

bir

"Giriş," taneye sonra

girişi

döndüm. dedi,

aitmiş. da

zarlık

öyle. gece

kendi

yapılmış

terk

bir

edilmiş,

hasdaha

koruyarak burayı

me-

Agape'ye

Petrus,

yaşanması

du

bana.

gidebilmesi

bercinin

"Nedir "İlâhî

yardım

de,

Şans

batmaya günün

ormana

beri o

için

tikçe

daha

dum.

Ne

gülümseyiş

bir

la

çok iş

önce

yüce

debiçi-

sonra,

gibi,

şey

isteklerinden

mümistiyor-

işlerin yolun-

nim

de

ki

o

Oysa en

yabilme

şimdi

burada

geçtik,

zorlu

bir

o

saatinde

vurduk. San

Uzakta, Lorenzo

anlaşmaları önemli

açık

seçik

zaman

Issız

şey

koyulduk. bağlar-

karşıya

geçtik,

Kastilya Tepesi'ni

Krallığı'nın

Brezilya

ve

beni

karşılaştıçok

kafamdan

silinip

gitmişti.

Bunu,

artık

onu

Astrain'le yanımda

her

en

görebiliyordum.

Petrus'la

hedefımdi.

görünen

denesem,

yola

olmadığı

anayoldan

yakınlarında

değişmiştim.

tek

kimselerin

gece

otururken

kaygıArtık

bana

git-

tartışıyorgörebili-

Birkaç

bir

düş

savaşa

tüm

as-

R o n c e s v a 11 e s' kırıklığı

kılıcımı

geri

geri

için-

almak

dönmek

bağlarım

kopmuştu; Agape'yi

ve

ve

iste-

güneş

ve

onu

saat

için

kupkuru

be-

yaşa-

kalmıştı,

ırmağın

ırmak yatağın-

asıl hiç

"Hayatta

Bir zamanlar

yeryüzünün

dipleri tarayan,

aşmamız

önce,

indik,

yukarı tırmandık.

olmalıydı,

kupkuru

Ama

de

akıp

giden

yürüyerek

marifeti,

şey

ge-

vadi

olmamıştı.

uzun

b i r ır-

karşıya

yarattığı

kolay

hiçbir

derinlikleri

hâlâ

Petrus,

ömürlü

değil,"

demişti. "Petrus,

şey."

aşağı

ırmak

yatağı du.

oradaydı

Soru

hiç

âşık

ağzımdan

şırmıştım.

ni

yeniden

dediği

güçlükle

keşfetmek

Artık

çilebiliyor

ne

dediğimiz

tam

varmak,

şey t e p e m d e k i

bir v a d i d e n

gizlerini

ha-

bağımsızdır,

artık.

günlerinde - yolculuğu

korkuyordum.

uygarlıkla

an-

küçümse-

umuduydu.

karşıya

birkaç

savaş'

anlattıklarını

yüzünde

öğrenmiştim

ilk

ilgili

hemen

önemli

Küçük dan

yolculukla

yürekten

için

gerekiyordu. vardır

seyirdiğini,

söylediğimde

belirdiğini

Santiago'ya

miştim.

ve

şey

-hac yolculuğunun

geçtiğimizde,

mak.

dedim.

anlaşılmayaca-

olması bir

sevginin

göstermek

olduğu

ol-

sürekli

bir

t a m a m l a y a m a y a c a ğ ı m d an

ama

görmüyorduk.

Öğleden birini

ama

başladığında

geçiyordu.

noktasını,

landıran

yici hafta

gözünün

O

güne

öğrenebilmiş "Öğrenmek

S a i n t - J e a n - P i e d - d e - P o rt ğımdan

anlatmakla

eder,

farklı

en

bana?"

yardımcı

katı

şey y a p a m a z s ı n . "

tarlalardan

yüksek

evrenin

pek

olduğunu

söyledi.

çok

koşuyorduk,

sevginin

mısın

balık tutarken

kıvılcım.

yolu

yeniden

gösteren

o ?"

Güneş Yakub

sana

bir

Philos

yüzlerinden

denetiminden de

Sağ

ladığımı

Petrus'un

değil."

Konuştukla-

isteyince

Bizi

Agape'nin

için

şaşırdı.

peşinde

anlatır

gerektiğini

Ama tıpkı

"Haberci

sen

daha

ömürlü

yargılarken

çok

dönüştürmek

Agape'nin

da

Eros

vardıranın

biraz

uzun

yaşadıklarımızdan

düşünüyorduk.

aslında

olursa,

yordum.

deydim.

insanları

söylediğimde

Philos'a

"Agape'yi

edilmiş."

h i ç b i r şey

Hepimiz

ğerini yitirdiğini mine,

terk

hayatımızda

söyledi.

kendini

benim

hastane

cephesini

şölendeki

rımızın madığını

da

Hayatta

davrandığını

dan,

tuttuğu

ten

mezarlık

Önceki

ona

balık

sordum.

hacılar için

sonradan

hastanenin

yürekli

kün

Petrus'un

yapmış."

"Evet,

ğını,

sonra

mezarlığı

"çok eskiden

Ama

birileri

"Sonra

Eros

vardı-,

Petrus'a

de

oldun

mu

sen?"

öylesine çıkmıştı, değin

cesaretime

rehberimin

özel

ben

hayatını

de

şa-

derinliği-

değildim. istediğin

gerçekten

buysa,

sevdim.

Ama

çok

kadın

Agape'yi

tanıdım.

Hepsi-

yalnızca

ikisiyle

yaşadım." Ben bir tımı

de

ilişki

ona,

birçok

kuramamanın

öyle

bundan

sürdürseydim çok

"Aşkı,

kez

âşık

olduğumu,

kaygısını taşıdığımı yaşlılığımda

ama

hep

anlattım.

yapayalnız

ciddi Haya-

kalırdım,

korkmuştum. huzurlu

bir

emekliliğin

aracı

olarak

gördüğünü

saat

dokuza

sanmıyorum." Hava Bağları Çevreme

kararmaya

ardımızda

başladığında

bırakmış,

bakınınca,

uzakta,

kıraç

topraklarda

kayaların

geliyordu.

yürüyorduk.

arasında,

yolculuk

' Sonradan bu t e r i m i n aslında Aziz Paulus tarafından y a r a t ı l m ı ş o l d u ğ u n u ö ğ r e n d i m .

boyunca

benzerlerine

kulübesi

gördüm.

lerinin

oradan

İyice lendi

ve

ses

yerde ağzına

Petrus

gelmedi.

dedi. dört

diye

kapı

bir

göze

ad

ses-

bir d a h a

yoktu,

belki

sigara

bir bir

Petrus,

çıplak

yerde,"

dedi.

serinliyor Bir

daha

saat

kalmamı

ocak

Leğenlerden

dünya

kadar

birer

ve

ağrıyordu,

beklemeama

keşiş

biraz

ürkebilirdim için,

nerede

de.

"Burada

yattığını

hatta

merak

ya-

bilgili

şamıştı;

Üçüncü

"Tam

orada,

değiştirmeye

oturdu-

kalktım,

ama

Üşümeye başlamıştım,

ha-

eden

aşktır.

den

daha

önemli

ki

münzevi

hayatı,

sararken,

dedi.

tırnağa bilen

bir

aşktır. ve

yapamadığını

yapmasını

uygarlığının

birkaç kalkıp

kez gide-

Agape'nin

değil,

ama

en

iki

be-

bir

yakıp

yaşayan,

dünyada

sevgi-

tarihin

anlar. ve

o

akışını

orduların,

İsa'nın

in-

kadar büyük

Hz.

bir

değiştirdi.

Onun

imparatorlukla-

sağladı. bin

yılı

birçok

insan

yitirir.

diye

ki,

şey

kendi-

düşen

Onlar

aşk

münzevi

eden O

toplarken insan

adında

olan

Hayatının

rehberi, Mavi

en

bu

hayat

karşısında

insanlar yalnızca

bir

keşişin ilk

karşılaşmıştı.

Ritüeli'ni,

bizlere

aşk

her

aşkları

yaşadılar." yaşadığını

söy-

hac y o l c u l u ğ u

sıra-

Kendisinden

Alfonso'nun Küre

önemli

geliyordu.

bu

tuhaftürünü

"Agape,

"Martin

Luther King,

manını

sevmesinden

lemişti.

Çünkü,

çok

da-

dostuydu;

üçü

Egzersizi'ni

gerçekleş-

deneyimlerinden

Agape,

birini

egzersizi yapsa, Sesi,

bir

kül

en

eden

hiç

ya-

a k l ı n a ke-

duymadığım

söz

ederken

göre,

hoşlanmanın

sözler

Hz.

diye

İsa'nın

Agape'yi

çektiğimiz

hoşlanmamız

çok

bu

ka-

ötesinde

dolduran,

açıklıyortekrarladı.

insanın

düş-

kastettiğini

söy-

'düşmanlarımızdan,

her g ü n

kalkışanlardan

iyi

aşktır,"

bir k e r e s i n d e ,

ona

kaplayıp

sanki

yakıp

davrananlardan,

kılmaya

bize

acıma-

acıları daha

da

olanaksızdı.'

bir şeydir.

İçimizdeki

saldırganlığımızı

un

acı

Oysa

ufak

her eden

duygudur. "Nasıl son

yeniden

vereceğini,

rendin.

Ama

doğulacağım, habercinle

bundan

Yolu'ndan

elde

eden

yaşamışsan

aşkı

Petrus'a, tırlattım; mamış

boyunca

almıştı.

çok

coşkuluydu. Aşkın

sıl

istiyordu

yaşayan

kül

kulübesiyle Alfonso

saf be-

yaşayanı

önemini etsin

b u g ü n bile,

boşluğu

Onu

sevgiydi

hükümdarların,

Tam

"Burada

h i ç b i r şey o l m a d ı ğ ı n ı böyle

t u h a f adı

başladı.

"Tek belirtisi

yıldızları titretti,

"Hıristiyan

o

diretmedi.

konuşmaya

Agape'yi

sevgisi

sevgiydi

artık

ki

tepeden

Petrus

biçimini yakıp

zaman bu

sızca

sonra

sigarasını

kül

olan

söyledi.

bekledik.

biri var,"

Agape,

sanlığa

göstererek, yerimi

bir

Oysa

ne

dar

ettim,"

onlardan

kadar

yüreklerine

C o m p o s te l a ' y a yaptığı

Agape

tirmişlerdi.

onları

orada Alfonso

meyve

birlikte,

şey

o

çıktılar.

şey

Onunla,

sında,

kadar az vurdular;

farklı

kül

Petrus, ledi.

şiş

kimin

her

o

Verecekleri

yerlere

ki

olup

yakıp

düştü.

onlardan

gelebilir.

ama

onları

aşka

ıssız

yüceydi

ermiş

şey,

ha

yaktı

olmalıydı. kadar

sanıyordum

lirtisinden

rın

toprağı Hemen

seslendikten

ceğimizi

lirtisi.

o

eden

çöllere,

muşçasına,

olduğum yerde va

kül

vardı ve

mente-

taş

heyecanlandırmıştı,

bozmak

ama,

tek

İçeride

metre

doluydu.

Bacaklarım

sessizliği

yarım

çarpıyordu.

bir

Kapı

dedim.

ğun

yakıp

korkunç ibaretti.

aynası

patates

Petrus

olmasa

bilmiyorum

şey

kanadı

leğen

söyledi.

yanımda

bir

Petrus

duvardan

sakinleştireceğ ine

Sırftedirgin

bu

lerini

Yürüdük.

tutturulmuştu.

oturduk.

beni

şadığını

bir

sürü

gerektiğini

kulübesi

işaret-

"Agape'nin

kadar buğday ve

Sessizce miz

kapı

biçimde

bir

keşiş

sarı yol

anlamadığım

Yanıt

badanalı

küçük

bir

sonra,

bir

yöneldik.

Petrus

girelim,"

doğrusu

iğreti

ikisi

ver,

kulübesi

yüksekliğinde

küçük

seda y o k t u .

"Boş

daha

vardı,

kulübeye

yanıt bekledi.

ama

Keşiş

rastladığımız

Bir süre y ü r ü d ü k t e n

dolanarak

durup

Petrus,

şeyle

sık

yaklaştığımızda,

seslendi,

açıktı,

sık

böyle

edeceğin

Agape'nin

münzeviliği

nasıl

iyi

her

zulmetmeye

na-

kuracağını

öğ-

şeyin,

sonucun,

anlamı

iki

iletişim

yapacağın

her

bir

kendine

ancak

Santiago yakıp

kül

söylediğini

ha-

olacak."

biçimi

olduğunu

seçmediğine

göre

bu

ilk

biçimi

yaşa-

olmalıydı.

"Haklısın.

Sen

de,

ben

de,

Santiago

Yolu'nu

yürüyen,

RAM

alıştırmalarını

öteki

biçimini, "Eskilerin

me

demekti,

düşünceye gi

ve

inanç

bir

daha

huzur

savaşa coşku

gün

öğleden

bana;

zun

hep

doğru

şaşırıp

kumuzu

başka

hiçbir

gücüyle

öylesine

için

hâlâ

güçlü bir

yürüyüşe

bağ-

canla-

geçerler.

söylerken,

coşku

Çocuklar,

biçimi-

Hz.

Ona

Hz.

ve

benzersiz

fark

geceler bir

tümden

kılıcımı

deneyimdi.

Santiago

handiyse Daha

oltaya

Ferisiler,

sonra

gelmedi," hiçbir

balık

dedi.

önem

tutmaya

dinsel

Yolu'

unutturşey

de

"Çoğu

zaman,

taşımayan

böyle

varoluşumu-

dünyevi

işlere

bir t o p l u l u k t u r .

özünü

geçerli

olan

bağlayıcılığı,

öldürmekle

Yeni Ahit'te de anlatımını

bulan

bu suçlamalara karşın,

sonra

Tanrı

katında

diriliş,

günahların

Hıristiyanlar arasında

cezalandırılacağı

bazı o r t a k n o k t a l a r ı n o l u ş m a s ı n ı

temel

Ferisilerin

h e m e n h e r a y r ı n t ı s ı i ç i n a ç ı k s e ç i k k u r a l l a r g e t i r m e l e r i , F e r i s i l e r i n b i ç i m s e l bir korurken

de

geleneğin

Hayatın

sözünü

günümüzde

Sözlü

ilahiyatına şeriatın

ve

Filistin'de Yahudiler

Yahudi

kuralcılıkla

kattığı

her

şeyi

temize

coşku

Irmağın

oradaki

nüstü

büyük

pının

ötesinde,

kapı,

Petrus, söz

yitirilen

yalnızca

şeyin

geçeni

bu

Yüreği-

dünyayı

büyüleyici

so-

gücün

b e l i r e m e m e s i n-

unuturuz." O

tuhaf,

olağa-

k u s u r s u z bir s u r e t i y d i .

Ka-

kalmıştı.

sezmiş

gibi,

b e n z e r bir

şeyden

açtı. gün

kadar çok

tum

yolun

lında

önce

şortuma

kızmama tozu

ben,

kanı

çocuğun

kahve

başlamış

azaryok

yeterince

gözlerinde

onca

öyle işte.

olduğunu

oluyordu.

iyilik

davranması öfkem

onu

hem

sarstı, ve

şor-

zaten.

As-

kuruyup

gittiği-

hayat dolu oğlanın

çünkü

geçirmiş yine

içindeki

biri

de o

de

üzdü.

Agape

sayılırım,

çocuğun

düşündüğüm

hem

garsona

üstelik

insanın bileği kesildiğin-

gördüm,

Görmüş

biraz yaraladı

kirlenmişti

O g ü ç l ü ve

sağlayabileceğini

beni

zavallı

coşkusunun

şeylerle yaşamasını ö ğ r e n d i m ,

ğa

döken

ş a ş ı rm ı ş s ı n d ı r herhalde;

toprağında

nasıl çekilir,

ölmeye

le

şeyden

hatırladım.

ölüler

gerçek

varmadan.

her

biçiminde

mezarlığı

aklımdan

"Birkaç o

sorumlu

hayatımızın

bile

çıkaran

olduğunu

kendimizin

"O

çalışıyorduk,

İ k i n c i T a p ı n a k d ö n e m i n i n ( İ Ö 515 - İ S 70) s o n l a r ı n d a

arasında ortaya çıkan

tutar,

farkına

ve yitirdiğimiz

coş-

ulaşmamızı

kavrayamadığımız

üstelik

den

böy-

insanlı-

halde

Ama

içindeki Agape'nin

ilkelerden

si,

senin

suçlanmalarına yol gibi

öğretileri,

açmıştır.

sağlamıştır.

Ferisiler

(Çevirenin

notu.)

ile

köpeğini

rehberin

Yol'a

egzersize

biridir.

ruhun ölümsüzlüğü, ölümden

kadının

dışarı

s a f b i ç i m i y l e d u y u m s a m ı ş 11 n .

den, 1

gittiğinin

daralmasından

zafere

olduğunu

sırasında

yüzünden

öyle

biliyorum,

ölmesini

en-

Agape'yi

en

gelledi.

"Öğleden balık

kaçıp

güç

kaçırırız;

ni g ö r d ü ğ ü m i ç i n s i n i r l e n m i ş t i m ;

yitirmişti.

toplamında

bir

büyük

de

İspan-

birçok

büyük

en

İsa'ya,

sevinçle,

söyledim.

coşkunun

savaş

yenilgiler

eksilmesinden, Agape'nin

azar

ettiğimi

Ve

Yürekten

kaçınılmaz

ve ha-

koşmuşlardı." Petrus'a,

ıskalarız.

ve

avcumuzdan

anlamının

istekle

bürünüp

yönelmemişlerdi.

girdiğimi

günler

şey

yitiririz.

onu

hayatımızın

büyük

kemiğe

söz e d i y o r d u .

için

eriş-

coşkuyu küçük

sağlayabilecek

kalırız.

taşır.

tüm

olduğunu

sonra,

altına

Petrus, ama

zaman,

bilgeliğini ya da onun Ferisilerini1

gelerek

geçen

hedefimize

gerçekten

çocukların

anladıkları

hükmü

önemini

Sev-

hedefimize

sıralar tanrısallıkla

askerlerimiz

içinde

güç

sağlar ve

o y u n c a k l a r ete

bürünmüş Agape'den

varilerini

olağanüstü

kendini

O

ki,

onun mucizelerini,

muştu

bir

inancımızı

karşısında

oyuncaklarımızla

Cennet'in

ya'da

esri-

belirli

geldiği

hissederiz,

girdiğimizde

bizi

gösterir.

kurşun

O

da

yöneltilmiş Agape'dir.

vermemizi

çoğunlukla

vardır;

Bu

yeteneğimiz

yürekten

oynamaya dalarız

nun

Coşku,

derinlerinden

güçlü

duyarız.

kararı ve

değildir;

ilk y ı l l a r ı n d a

coşku

en

geçme ya

rumlu

"Coşku

ne

uğradığımız

kurmaktı.

şeye

daldığımızda

s a r s a m a y a c a ğ ı n a sonuna kadar g ü v e n m e k t e n kay-

güç

İsa

Agape'nin

mizin

doğru

nır,

da

hiç-

zamanda

larımız

bir

yüreğimizin

tiğimizde Çünkü

çoğu

kendinden

bağlantı

belirli

herkesten

naklanan

önemli

coşku,

Tanrı'yla da

hacıların

yaşarlar.

gözünde

ya

kendimizi bir şeyin

öğrenen

coşkuyu

Ve n i

olduğum

düştüğümüzden

için beri

kaçırdığında, Soylu

bir d a v r a n ı ş t ı

gurur ilk

duymuştum.

kez

seninle

seninkiO

birlikte

yüzbir

katılacağım."

Petrus

bana

Agape

Ritüeli'ni,

Mavi

Küre

Egzersizi'

öğretti. "Sana

için,"

dedi,

ve

yaptığın

"coşkunu

işe

saygı

artırmana,

duyduğumu

tüm

gezegeni

göstermek kuşatan

ma-

vi

bir

küre

gibi

büyüyecek

bir güç y a r a t m a n a

yardım

olaca-

ğım."

MAVİ

Petrus, kadar

olumlu

berciyle

ilk

Tohum elde

egzersizleri ya

da

ve

RAM

yalnızca

beni

benimle

övgüsüne

şı o

konusunda bunları

ettiğin

hiçbir

övgüyü

Gözlerim

birçok

dolmuştu.



başladık.

kendiliğinden nırken

yavaş

giderek

yavaş

bir

övgü

görmeye duğum

azizler

hayatın

ve

Agape'nin yana

açtım,

ruhumu Işık

önce

Agape'mi

kül

tıpkı

parlak

çevremize

ve

sevgi

küçükken

ışığın

kadar

gizemli

yayıldı,

sonra

şar-

Petrus

El

başka

4.

inandığım

ölçüde

geri

dönmüştü

gördüğüm

gibi

yoğun,

doldurduğunu

ettiklerinin,

başla.

gülümseyerek

Var sana

huzur ve d ü n y a y l a k o m ü n y o n -azizlerin

Bu

duygu

h a y a l et.

güçlendiğinde, parlak

mavi

bir ı r m a k gibi

maya başlıyor, en

ışığın

içine

girdiğini

çıktığını duyumsa.

ve Ma-

kürenin

içine

s o n u n d a d ü n y a y ı k o s k o c a m a n bir maalıyor.

Gündelik

boğuşmaların

ötesine

geçen yüce s e v g i n i n b e l i r t i s i d i r bu; y e n i bir güç ve hayat verir, 5.

Bırak,

d i n ç v e h u z u r l u o l m a n ı sağlar. ı ş ı k d ü n y a y ı o l a b i l d i ğ i n c e u z u n bir süre s a r ı p sar-

malasın. Y ü r e ğ i n açık,

sevgi yayıyor.

Egzersizin bu evre-

si en az beş d a k i k a s ü r m e l i .

ol-

hissede-

evini-

A z i z l e r i n sana y a k l a ş t ı k l a r ı n ı , ellerini başına k o y d u k l a r ı -

vi

azizleri

öldürmüş

olduğunu

büyüdüğünü,

vi ışık e v i n i n içine, y a ş a d ı ğ ı n yöreye, kente, ülkeye yayıl-

salla-

cansız taş-

sökün

k o m ü n y o n u - dilediğini

da

göğün

da

varlıkların) varlığını duyumsamaya

nı ve sana sevgi,

çırpışım

geliyordu;

6.

Trans

halinden

yavaş

yavaş

Azizler yakınında kalacaktır.

artık,



gülüm-

çık ve Mavi

gerçekliğe

geri

dön.

ışık d ü n y a y a y a y ı l m a -

sürdürecektir.

belirgindiler.

sağlamak

günahlarımı

her

ve

arkaya

çevremizdeki

büyük

eden

bir

başladım. akıp

uzaklaşmış

akmasını

mavi

arındırmaya

3.

Gece

oturdum

öne

Çocukken

çocukluğumdaki içime

Bir

içimden

benden

çıkardı.

yükseliyor,

çırpmaya

sanki.

Ama yakıp

gökyüzünden

süyorlardı

ediyordu.

ıssızlığına ve

başlamıştım,

dışarı yanına

içimden

müzik

ilahisiydi

için

biliyordum.

Ezgi

ellerimi

yaylanın

beni

Yüreğinin -sonra

i n a n ç v e g ü v e n v e r d i k l e r i n i n a y ı r d ı n a var.

kar-

ol.

başla. odayı

et.

akıp giden

Petrus'un

eşlik

şiddetleniyor,

karanlığına, lara

bana

Sevecen

ışıkla

olduklarının,

" y o k s a sana d a h a önce öğolursun.

bir

canını sıkan sorunların

Ç o c u k l u ğ u n u n bir şarkısı-

B u n o k t a y a e r i ş t i ğ i n d e , ç o c u k k e n i n a n d ı ğ ı n a z i z l e r i n (ya da

ya-

et."

Petrus

karanlıktı.

hayal

Hatalarımın

"Kendine

mırıldanmaya

parlak

bir-

düşmüştüm.

ki,

Y a ş ı y o r o l m a n ı n n e k a d a r g ü z e l bir şey o l d u ğ u n u d ü ş ü n .



söy-

söyleyince,

kuşkuya

anlamamış

kabul

zamankinden söylemeye

kez

H i ç b i r şey d ü ş ü n m e m e y e çalış.

a y r ı n t ı l a r ı n d a n sıyır y ü r e ğ i n i .

olmadığım

rehberlik yapıp

söyleyecektim

deyiverdi, şey

bana

otur ve gevşe.

Y ü r e ğ i n i özgür ve sevgi dolu kıl;

Yol'u

olduğunu

düşündüm.

boyunca

ona

kadar zalim olma,"

'.

sormama

bana

olup

yapacağını

olmadığımı

üstelik Yol

bütün

rettiklerimden Hak

hoşnut

ama

2.

birlikte

layık

farkındaydım,

Tam

öğretmek

Rahatça

duyumsa-

kez

EGZERSİZİ

beni

ilgilendirirdi.

Egzersizi

pamayacağı

birkaç

yükümlülüğünün

Sonuçlardan

Ha-

olmuş,

Neler

KÜRE

güne

kurtarmıştı,

ilgilenmemişti.

tek

o

belirtmemişti.

yardımcı

esriklikten

alıştırmalarını

yetinmişti.

konusunda

fikir

istemediğini

olarak

lemekle

den

hiç

öğrenmek

rehberim

göstermek

yarattığı

sonuçlarla

neden

karşın,

hiçbir

yorumlamama

E g z e rs i z i ' n i n

dığımı

yaptığım

olumsuz

bağlantımı

ettiğim

nasıl

için

akımı

kollarımı

içimi yıkamaya,

bağışlamaya

dünyayı

iki

sardı

ve

başladı. ağlama-

Bu

ritüel

birden

Böyle olduğunda, malıdır.

fazla

k i ş i y l e y a p ı l a b i l i r ve y a p ı l m a l ı d ı r da.

k a t ı l a n l a r e g z e r s i z i y a p a r k e n e l ele t u t u ş -

ya

başladım.

yeniden hiçbir

Ağlıyordum,

yaşıyordum;

şey

bana

me

giren ve

güçlü

çıktıktan

insanlara

hiç

varlığın

bu

değilse

içio

düşledim.

kuşattıkça

kadar

bir an

gelip

dünyaya yayılan

dünyayı

sokaklara

kapılar-

uzandığını,

dokunduğunu

yaşa-

hissedi-

Ellerimi

gibi

açıp göğe k a l d ı r d ı ğ ı m ı fark ettim.

akışı o

kadar hızlandı,

oldum. Ama

duğum

şarkıyı

Bitkin mutlu

düşmüş,

tutan

un

eli

nu

yüreğimle

eller

beni

olduğunu

tutarak

sımsıkı

sonra elini

boluncaya

bir süre canlı

daha,

işten

bıraktı.

ve

öteki

anda

ki,

mu

açtım,

aşk

beni

bu;

gözlerimi

zayıf, onu

şaraptan bitkin

sakallı yakıp

böylesine

uzanarak, burada

bir y u d u m

kapamadan,

kül

"Burada

uyuyabiliriz,"

düşürmüştü.

keşişi

-

uzandım. huzurlu

olmalıydı. keşiş

dedi.

alıp

yanıma

geri

yaşayan

Ama

düşündüm.

ediyor

karanlıktı

kulübesine

oturup

kişi

Gece

tulumu-

Yakıp

kül eden

bir iyi

belki tüm

bugün

Uyku

yorgunluktu geceler

O r a l a r d a bir y e r d e

dünyanın

döndük.

de ışığını

diyen

ilâhî alev o

yüzden kendine

kendimi

Ellerden

ol-

başardım. özgür

memnundum.

elimi

mavi

bayılacak

söylemekte

tutmayı

rahatlamıştım;

yaptığım

serbest

O

kadar güçlendi

kadar

ama

açtığımda

Üçümüz de kayalık

o

kısacık

gördüm

"Buenos

lümseyerek,

kaldı,

yere

sanırım

keşiş

birinin

tutanın

kim

ve

ElleriPetrus' olduğu-

bildim.

Gözlerimi

kıp

ışığı,

bitirinceye

hissediyordum,

mi

elini

dönmez,

bıraktığımız

almıştı.

yordum.

ışığın

Petrus,

dünyada

olduğunu,

algılayabileceğini

Eşyalarımızı

coşkusunu

yanıma

habercim

sonra t ü m

onun

arka

olmuştum,

Bir

Onun

güçleniyordu;

sızdığını,

tüm

çocuk

hissettim.

bir tek

gittikçe

içeri

yan

ışığı

çocukluğumun

veremezdi.

içimden

mavi

Işık dan

yeniden

zarar

sağıma o t u r d u ğ u n u

çünkü

yanımda

noçhes,"

dedi.

göğsüme

Ben

Alfonso de

dayadım.

vardı.

gülümsedim

Alfonso

bir an

Güve öyle

usulca geri çekti.

susuyorduk.

yaylada kadar

Keşiş

yola

izledim

Az

sonra Alfonso y e r i n d e n

koyuldu.

Karanlıkta

tümden

kalkay-

onu.

S e s s i z l i ğ i P e t r u s b o z d u y s a d a A l f o n s o ' d a n h i ç söz e t m e d i . "Bu egzersizi pe

içinde

man,

çıktığın

den

çok

landığın sizdir

her fırsatta y a p a r s a n ,

yeniden

canlanacaktır.

her y o l c u l u ğ u n

etkilendiğinde biriyle

bu

b i r l i k t e yap.

ilk

o

nından

kalkışacağın

yap.

Paylaşılması

ya

da

bir

Mümkünse, gereken

zaşeyhoş-

bir egzer-

bu."

pek az t a n ı d ı ğ ı m eser

kunduğunda 112

çok g e ç m e d e n A g a işe

günlerinde

egzersizi

İşte y i n e o e s k i P e t r u s ' t u : ber,

Bir

insan.

kalmamıştı. ruhunun

Ama

akıl hocası, Keşiş

egzersiz

yüceliğini

ö ğ r e t m e n ve reh-

kulübe s ind eki sırasında

heyeca-

elime

do-

hissetmiştim. 113/8

Ölüm

® K a h v a l t ı m ı z ı getiren yaşlı k a d ı n , sordu. nı

Her

bulunan

önce

köy Ben

ve

birinin küçük

ön

evlerden

çeşmesinden hacı

gururla "Geç

tercih

Petrus

buradan

de

çalıştım;

kadının

önüne

la

gün

gözleri

Az

saygı

Compostela'ya

Franco'dan

ardı

kesildi.

günlerde

yol

geçen

sonra,

giden neden-

Birileri

herkes

bir

oto-

araba yolcu-

Parador

eşya

ekmeğimi

bakarak, varıp

asfalt

resmedilmiş

hediyelik

zeytinyağlı

kitabına

uyanmıştı.

gözlerimin

yepyeni,

kurulmuş ve

Calzada'ya

geceyi

Kötü

onaylıyordum;

d en izka b u k la rı

Kahvemi

Gidaud'nun

Bu

konuşmuyordu.

vadilerden

nastırların

mingo

kalka-

ediyor."

hiç

kaportalarına

yordu.

her

Savaştan ve

olmalı.

sallayarak

tırmanan,

ortaçağ

Köyü'ndeydik.

doldurmuştuk.

söyleyince,

hac y o l c u l u k l a r ı n ı n

falan yaptırmış

kafamı

bir

oluşan Azofra

mataralarımızı

olduğumuzu

kızlığımda

dir b i l m e m ,

luğunu

"Siz hacı m ı s ı n ı z ? " diye

kabartma

ışıldadı.

en az bir hacı g e ç e r d i .

ban

yüzünde

öğleden

Yaşlı

önüne bir

ekspres

yol,

otomobiller,

ma-

tezgâhları

bitirdim. sonra

varamayacağımızı

Nacional'de1

kadını dağları

geçirmeyi

geli-

Aymeric

Santo

Do-

kestirmeye tasarlıyor-

dum. 1

Parador Nacional'ler, İspanya h ü k ü m e t i n i n sonradan birinci sınıf otellere d ö n ü ş t ü r d ü -

ğü eski şatolar ve tarihsel yapılardır.

Günde

üç

öğün

şündüğümden lükse

zamanı

Sabah lem

ve

İki

ve

sonra

onu

de

kırlara

önce

İki

gün

için

de

Artık

rahata

dübiraz

kavuştur-

çok

açılmaya

doğru

zamankinden

her

istek

duyuyordum.

vazgeçtim. başladık.

devam

kaldığı

bir

edeyim

hanın

güçlü

dedim,

bir

orta-

yıkıntıla-

Bir

kez

birvarlık

his-

Petrus

beni

ama

ağrı

bir

dolanıyordu

dı,

şeyi

aynı

gerginlik

işten

da,

arkama

an

önce

benden bir

sorun da

ne

yalnızca

m ı ş

ya

hain

da

zeytinyağlı

çalıştımsa

mümkün

de

isti-

oralarda

da

hissettiğimi

değildi.

bili-

Gerginlikti

arkana

bana

dikmiş

önce

o

bir

telaş

seziliyordu.

bak!"

döndüm.

göğe

sesinde

düm.

edilmiş

güneşten

bir

ev

uzanıyordu. Ve bir

köpek

kadının

vardı.

sararıp Bir

sol-

zeytin

ağaçla ev arasın-

kadar

önce

makta

siyah

falan

köpeğin

gözlerinin

içine

bak-

da

de

dur-

yüz

yüze izledi-

Kılıcını

ara-

hayvanlarla

sabrım.

gibi,

bunu

köpek

oralı

olmadı.

bakıyordu,

en

göstersem

üstüme

bir

Manastır-

keşişler

bana

ona

küçük

göz-

Gözlebir

şaş-

atlayacak-

bir

gibi

an

önümden

fırladı,

terk

kusacak

üstüme dar

gibi

bile

durduktan

bir

bir

düşün-

oluyordum,

atlamaya

bir y o l d a n

Korku-

olduğumu

ama

k ö p e k de

kalkışırdı,0 karaltının

gözlerimi

diye

yaklaş-

köpeğin

gözle-

çalıştım.

tam

sonra

önümden

şey

olumluluk

h a 11 a y ı v e r d i.

hissedebiliyordum.

durumda

sezdiğimde

bakarken

gelmiş

bir

K o r k s a m g ö z l e r i m b e n i ele verir,

Sağımdaki

anlayamadığım ve

geçtiğini

aptalca

yaptığı

Karaltı, köpeğe

söyledi.

bize

geçti

doğru

ve

geldi.

kadınsı

Görüntüsünde

Ben

bir

sesle

iyilik,

dost-

seziliyordu.

önümden

geçtiği

o

kısacık

anda

midem

ra-

Bu s a ç m a , a n l a m s ı z ç a t ı ş m a d a b a n a y a r d ı m e t -

güçlü

bir d o s t u n

geçtikten edilmiş

sonra

evin

varlığını köpek

arkasına

duyumsadım.

gözlerini

doğru

Karal-

indirdi.

koştu,

Sonra

gözden

kay-

boldu. ancak

Çarpıntı yordu.

unuttum,

ne

aşkın

neden

belirtisi

kaçırmamaya

İşte

kovduğum

beni

hain

sancılar giriyor,

olduğunu

rinden

duruyordu.

evinden

aynısıydı.

Petrus'u

daha



tehlikelerle

ya

birbi-

dünyanın

ediyordum.

vardı,

üstüme

eden

da

korku

Mideme

meye

Solumda,

kül

daha

boyunca

konuşan

köpeğin

yakıp

insanlar

koruyucu

kımıldamadan

kez

merak

da

çalıştımsa

Korkumun

lamayacak

luk

ya

gibiydi. Korku!

ek-

olma-

bir

yol

isteğim

bakışarak

hiç

gündelik

kadar;

ne

söylemeye

dikmiş,

kınlık

o

istediğini

yaşamaya

lerimle

sonra

onca

o

süre

düşündüm,

çıkardığı

hacıydım,

Astrain'in kaçırırsam

Bir

diye

Hayvanın

Karaltının

kıvrık dalları

gün

etmek

midemin

bunun

saatlerinde

Petrus'un

terk

Birkaç

Kendimi

erken

arasında,

gözlerini

köpeğin

ğini,

İşte,

karşıma

de

gözlerimi

yaşadıktan

geliyorum.

korku.

bak."

bitkiler

ağacının

ve

devam

inandırmaya

kandırmam

geçmeden

Hızla muş

sabahın

kendimi

"Arkana "İş

" D u r ve bir

kapılmıştım,

sanki.

kaynaklandığına

-

dedi.

yürümeye

duyguya

mekten

bu

yok,"

uzaklaşmak,

Kötü

yordum,

mucizesini

yan

-belki

söylüyordu.

baktık.

madan

ses

sesiydi-

atlayacağını

düşündüm.

Petrus'tan

bir

hiçbir yararı

işi."

yordum.

meleğimin

bir

ko r k m u yo rd u m .

"Kaçmanın bu

İçimden

daha

durdurdu.

çöz

tim.

rini Armalı

ardımızda bıraktık. sağımda

Ama

çağırabileceğim-

Sonunda

hacıların

ay-

neşe-

tartışabileceğim

ç a ğ ı r m a m ı ş 11 m ,

parkı

de

de

karşılaşmamızdan

konuyu

bir

ace-

istiyor-

yürürken

Alfonso'yla Bu

çok

olmak

Petrus

hazırlanırken,

Yürümeye

Domingo'da

yürümeye

eskiden

dışındaki

sanki

kulübesine

büyük

hiç

bitirip

Santo

acaba?

kuşkuluydum.

settim.

harcıyordum.

uyanmıştım,

önce

olmuştu

köründe

köyün

başlangıçta

rimize

keşiş

çağırmak

evini,

rını,

karşın,

bedenimi

duyguyla

an

önce

Kahvemizi çağ

para

gibi

kapılmıştım.

sabahın

den

bir

böyle

Astrain'i

az

midem

sessizdi. mı

yememe

gelmişti.

gün

duyguya

siz

daha

t u h a f bir

vardı

dum. nı

çok

kaçmanın,

manın

yemek

te

o

o

kadar

zaman güçlüydü

Çevremdeki

birkaç

dakika

her önce

yüreğim

tepki

ki

dönüyor,

başım

şey fır fır

vermeye

dönerken,

yürüdüğümüz

yola

başladı.

gözüm

kararı-

Petrus'la

birlik-

bakınarak

bana

köpeğin Bir

hakkından

rahibeydi.

gelecek

Sırtını

dönmüş,

Yüzünü

göremiyordum,

lerinde

olduğunu

Hiçbir

yere

gücü

ama

karaltıyı

Azofra'ya

sesini

sanıyordum.

çıkmıyormuş

veren

yürüyordu.

hatırlıyor ve

Gelmiş

gibi

doğru

olduğu

görünen

dar

arandım.

daha

yöne

bir

yolda

belir-

eden

dönmesi

oydu,"

Petrus,

başlarsan

yandık.

O

O

ne

de

Petrus

alnıma

ayrıldığımızda sevinçten

da

"Oydu...

sen bir

Buradan

bana

yar-

ki,

ne

su

şeyi

sır e r m e z görmeye

manastırdan

besbelli

Birden,

yaptığını bu

geli-

halim

rumdan

biraz

getirmiş,

rünce

biraz

sinde

haç

tür

dinlenmemi

Yere o

oturdum;

kadının

evin-

hatırladım;

kez t a m

Petrus

sonra

kendimi

yine

bulunan

söyledi.

geçmeye

yürümemizi

yürüdükten

tersi

ama

o

bir d u y g u -

önerdi. bitkin

bir

daha

beni

Ama

iyi on

düştüm.

ortaçağ

sütunlar Yakub

Su

başlamıştı.

yolunun

çeşitli

kendi-

yavaş

hissettiğimi beş

Bir

sütununun

biraz

Yavaş

gösterdiğinde-

görmüştüm

köpeğini

kovaladığında,

onu

İsa'nın

yapmış

olduğu

aşağı

atılmış

domuz

sürüsünün

soluklanırken,

canını O

dım;

tepe-

dibine

oturduk.

aşamalarını

gösteri-

yakmış

tuhaf

Petrus,

senin,"

karşılaşmanın

"Korkun,

köpekten

daha

dını

korkutmuş,

ama

geldiğini

öğrenmek

rından

bir

kadının gedik

kendini

Yolu'nda

denetimimiz

karşılaştığımızda, zorunda

lemiştim. tım,

ama

na.

Ancak

kalacağın

Şeytanın o

zaman o

bir bu

kadının

şeytanın

köpek konuda

evine

dışında

Çingene'nin

adını

olduğunu hiçbir

şey

varmamızdan

bazı

gözlerinde

şeyler

yüz

yüze

okuduğumu

söy-

öğrenince

şaşırmış-

gelen kez

korkusu

fırlatman e r e y e gibulma-

y o k s a onu bo-

bir

nefes

sırtımda

verdikten

al-

hissedi-

sonra

devam

başıma

manın

da

asla

Ama

da

nasıl

tepki

bir

böyle

değildir. büyük

dize:

bölüm

"Çünkü

kaiçeri

olmaz,

Kendine

ölçüde

gösterdiğine bir

yi-

o

habercisinin

her z a m a n

hissetmen,

eğilmezse

boşa

unutmamalısın.

savaşın bir parçası

gibi.

ölüm

laneti

gü-

başkala-

bağlıdır."

hatırlayan

ben

korktuğum,

çe-

geldi."

boyun

bunu

da

Gerçi

Mukaddes'ten

egemenliklerini

Çingene'nin

bir d u r u m

Kitabı'ndan

"Tehdit,

korkudan

çıkar. Tıpkı

olduğunu

Yürekten

saldırının

asla

donakalmak

savaş

da,

unutmaman

savaşın

bir

kaçge-

parçası

değildir."

Bunu

oradayken

Petrus'a

saldıracak

korkmuyordu.

Olumlu nin da

sonra

kez

mış

bir

ve

şeyin

sana y a r d ı m a bu

oldu,

olsa

hiç

kuşkusuz

Ama

en

varlığını geldiği

inancın

bile."

korkmamam

görebiliyordum.

o

da

hiç

beni

çok

şaşırtmıştı.

anlattım.

tüne

sa-

ilk

uçu-

Kılıcını

Derin

üstündeki

açmıştı.

tehditlere Kitabı

Eyüp

verirken

söylememiştim -sen

su

koy-

bir

vermelisin."

taşını

gösterir.

üstün

"Korkmadığını

İlk

gelmek

ve

kindiğim

istedim. "Santiago

daha

güçleri

çok ender r a s t l a n a n

Köpek anlama

soğuk

biraz

g ü v e n s i z l i k baş

sızabileceği

dedi. ne

bana

karar

yere

arasına

istiyorsun,

başlamıştı.

roüo'nun

bir

cinleri

duruyor.

olmak

alacaksın,

"İnsanlar yeryüzü tirdiler mi,

gö-

kadar

senin

etti:

oldum.

dakika



gibi,

Şimdi onun gücü,

gelip

mi

geçmeye

yaslandığım

Bu

roUo'nun,

kölesi

altına

Petrus

o kadar.

arkandan

o gücün

Yorgunluğum

rektiği

Ben

bilmeden,

yunduruğun

to-

yordu.

olur.

sevgiyi

Hz.

önce,

venmen

bulantım

parlanıyordum.

deceğini

kal-

içindeydim.

Petrus

çok

kadının

yordum.

fenalaşıyor-

konuşacak

isteyecek.

serpti.

Oysa

akıl hayal

görülmez."

atıyordu,

açıklama

aynı

de

Canas'taki

küt

ağlamıştım.

fazlasıyla

"bir

olmuştum

enseme

gün

Bu

rahibe

Petrus'tan

den

me

"O

mamıştın.

dan

"Zaten

dedi,

küt

kötü

ve

artarken,

kilometre.

hâlâ

kadar

mıştı,

lanım

girerek,

beş-altı

Yüreğim

da

mırıldandım.

yaşıyoruz,"

buraya

dum.

daha

diye

koluma

dünyada

yor,

eden

m ı ş t ı n . K o v a l a m ı ş 11 n ,

Başımın

bir

kül

düşmanını.

yirmi-

baktım:

mişti.

dım

yakıp

yani.

Korksaydın,

savaşı

tuhafı,

o

kazanacaktı. rahibenin

hissettiğinde,

sonucuna vardı. Tamamen

köpek

hayal İşte

yanlış bir

üs-

Çünkü

gelmesiydi. gücün

seni

biri-

kurtaran

sanıya

dayan-

Petrus den

yola

haklıydı.

Petrus, di.

"Yine

kavgan

Mutlaka

geri

kadar

götürmelisin. bırakmaz,

Rençperlerin Bazı

köylüler

lardır

Yoksa

daha

köpeğin

yanıtladı. ekime

kıraç

boyunca,

de-

mak

zaferiyle

bitebilir

an-

ta y ü r ü y ü ş ü m ü z ü

dövüşü ömrün

o

pek

çok."

üste

duvarlar

oluşturmuştu.

Yüzyıllardır

o topraklardan

nasıl o l u y o r d u

da

kırabilecek,

ellerini den

başlayan, Petrus

konuşmamızdan

bile

insanın

baktım

Bir de

la

etmişti. burada

bu

karar

Assisili kalmıştı.

Aziz

yeni-

sabahtan

dediği çünkü

beri

tek

bir

so-

şeytanla

ilgi-

daha önce

her

açıklamıştı

için

gönlü

kulesini

Francesco,' bende

Santo

yok,

bildiğim

Domingo1

Bu Tek

bir

heyecan

başka

kötü,

o

ve

içimi

çıldırtıcı

Petrus'un yine

birini

ama

Köpeği

kez

de

ben

isteğim

bir

an

"Ölmüşlerin nini

ele

alt

ısıt-

yavaşlık-

öyle bir şey ha-

etmen

söylediğim

kendi

yenmek

için

gibi,

aralarında

için

sakın

ri

Çocuk

davet

değil,

nın

bir

sana

asla

haberciler ne

bir

sadakat duy-

habercine

güven-

-

de

bu.

O

kapılan

kadının

çok

birinin

bede-

haberci

sayıca

korkusu,

habercile-

Çingene'nin

yeryüzü

pek

istemiyordum.

varmaktı.

çıktığında

öldürülen

dolaşan,

arayan

etmek

korkuya ortaya

yalnızca

uzayda

söz

Domingo'ya

güçleriyle

habercinin

haberci-

bağ

kurma-

tümünü

davet

etmişti." Sonunda paylık

sorumu

vardı,

dülerim

sanki

temkinli

Rehberim dar

ilerideki doğru

"Ne

için

kaldım.

O

hiçbir

anda

Sonra

dostluk

dım. da

"Sen

tüm

mu,

işaret

burada

Tarlaya

diye

İçgü-

oldu:

sordum.

otuz

dökülmüş,

Petrus

bakarak

metre

ka-

asırlık

bir

ağaçtı.

yapmadığından,

yere

dedi.

kal.

bir ya-

değildi.

girdi,

g ö r ü n e n tek

şey

sonra

yoksa

sesinde

bu

Petrus?"

yaprakları

Ortalıkta

da y a n m a

"Otur şuraya," nun

istiyorsun,

t u h a f bir

dolandıktan

ama

istediği

söylüyordu.

yanıt vermedi. nerdeyse

işte,

söylemek

olmamı

yürüdü.

gitmem

inşa

yanıtlıyordu

asıl

Biraz tedirgin,

söyledi.

yordu.

Köpek

nedeni

yolunu

üç kez

giderken

Santo

habercileri

etmişti

sini

kadarıyla,

uyandırı-

habercilerden önce

geçirebilir.

çoğalmasının

inanılmaz

kendisi

Compostela'ya

büyük

Domingo

gördük.

yaşayacağım

gerektiğini

bitenleri

korktum.

Daha önce de

de

vardır.

ağaca

tepeden

Aziz

ne

bana.

verdim.

büyük

iyidirler,

sütununun

konuşmaya

Okuduklarımdan

Burası

Her yıl

açmamış,

olduğunu

Nacional'de

kalmaları

köylülerin

Ortaçağ

çok"

sonra

kilisenin

Parador

düşündüm.

hacıların

"pek

konuyu

tırmandıktan

Calzada'daki

ağzını

demi-

bu.

suskundu,

ettim.

istiyordum,

habercisi

üstelememeye

sevindim;

burayı

bir

Petrus'un

bayırı

rahatlığı

O

şey ö ğ r e n m e k

savaştı

daha fark

taşlar

işlenmek-

sakatlayabilecek,

bir

sonra

yanıtlamamıştı.

yalnızca

şimdilik

gibi

bitmeyecek

konuşmadığını

daha fazla

Ama

hiç

her z a m a n k i n d e n

hiç

oradaki rumu

ayağını

hatırladım.

haberci,

durmamız

olup

içmek istediğimde

olmasından

olmaz.

Santiago

hâlâ sabanın

parçalayabilecek taşlar ç ı k a b i l i y o r d u ?

hemen

li

atın

yüzyıl-

yığılmış

giden

şarap

yardımcı

geçtik.

savaşta

çalıştırıyorlardı. üst

biraz

"Bir

Petrus

R o n c e s va 11 e s' t e

me."

tarlalardan

verdikleri

arasında

öğ-

için

guları

uzayıp

rini

adını

Birden

zırlıyor

boyunca

şeytanın

te

olan

sonuna

sordum.

hazırlandıkları

tulumbaları

sularında

şey var,"

Petrus

karşı

yedi

bir

varlığı

adını

Akşam söyledi.

sefere

"Çünkü

toprağa

tarlaların

Kalkıp yeni-

hissediyordum.

kaçırır."

Şeytanın

kullandıkları

Yolu

birinin

bir

iyi

gereken

karşılaştığımızda,

diye

de g ü l d ü m . daha

bilmen

ikinizden

söylemişti.

"Tümen,"

de

huzurunu

Çingene'yle

ben

kendimi

dönecek;

peşini

rendiğini

Artık

yolda,

"Köpekle

cak.

O gülünce

koyulduk.

Ardından

olduğum ağacın

yüksek

sesle

gitmem

için

Sesinde

bir f a r k l ı l ı k vardı,

tedirginlik Yarın

Santo

mi

bana el

bir

şey

ama

bu-

etti.

olduğunu

Domingo

yerde

çevresini

de

anlayamala

Calzada'

görüşürüz." Ben

daha

bir

şey

diyemeden

devam

etti:

"Bu

günlerde

1

A z i z D o m i n g o ( 1 1 7 0 - 1221). D o m i n i k e n t a r i k a t ı n ı n k u r u c u s u d u r . ( Ç e v i r e n i n n o t u . ) A s s i s i l i A z i z F r a n e e s c o ( 1 1 8 1 / 8 2 - 1226), F r a n s i s k e n t a r i k a t ı n ı n k u r u c u s u d u r . ( Ç e v i r e n i n notu.)

1

-ama cak

inan

en

ki b u g ü n

önemli

değil- S a n t i a g o Y o l u ' n d a

düşmanla,

köpekle

karşılaşmak

karşına çıkazorunda

ka-

lacaksın.

O

vaşmak

gün

için

kuşkun

geldiğinde yanında olacağımdan,

ihtiyaç

olmasın.

duyduğun

Ama

edebilecek ya da

en

bugün

iyi

gücü

farklı

dostun

sana

bir

onunla

düşmanla,

olabilecek

sa-

vereceğimden seni

yok

hayalî bir d ü ş m a n -

ka

önce

go'ya

lar.

İnsan

saygı

soyuna

bu

duyuyorum

ve

cağına

bir

yalnızca

Günlerinin

anda

her şeyin

bu

Bazılarının

son

pıtlar b ı r a k m a k , sağlayacak

ifadesi

olarak

mutlaka

şıyorlar.

bulacağını

de,

adım bu

ğunu

ölümün

sayılı

pek

büyük

güvenli

bilmelerine

kar-

b ü y ü k ya-

unutulmaması-

onurunun

en

yüce

gerçeğini

gündelik

hiçbir

şey

çalı-

anlamıyorlar.

biricik

oldukları

oldu-

Santo Ama

Domingo'da

artık

geçirme

Petrus'un

Karşımızdaki

-

daha

çünkü

çünkü

o

ölüm

ufkun

olasılığı

söylediklerini

ardında

güneş

gittikçe ilgiyle

za-

de

göçüp

git-

hayatımıza

gerçek

an-

veren

memiz

için,

mız

saldıracaktır

tehlike

sana.

Diyeceğim,

var,

o

hiçbir

ancak bu

da

sa-

Bura-

tamamen

kendi

korku-

gün

önce

ölüm

yakıp

şey

eden

Petrus'a

az

çok bir

belirtisi

geçtiğim

onca

Aslında

ve

sevginin bakılırsa,

bilmediğim

hepimizin

bir başka

kadar güçlü

kül

için fikri

şiddetheyeca-

evrensel

korkmuştum.

vardı,

ama

ölü-

olduğunu

g ö re m iyo rd u k .

yıl

ölüm

içinde

ölümün

korkusunu

kendisinden

çok,

nasıl

korkuyordum.

Petrus, gör

yerde

köpek de

tehlike." iki

söyledim.

öleceğimden

oturduğun

bulunmaz.

korkmuştum.

eğitiminden

yendiğimi

da

bir tek

hiçbir

konusunda

Büyü

"İyi,

bakalım,"

bu

gece

dedikten

ölümün

sonra

en

Diri

korkunç

Diri

biçimini

Gömülme

bir

Egzersizi'

öğretti. "Bu

roda

egzersizi yalnızca

öğrendiğim

"Egzersizin, karşı

ayağa

Oturduğum

kere y a p m a l ı s ı n , " bir

egzersiz

derinliklerine

olduğu çok

ürkünç

bir

benzer

ruhunun

kapılman

Petrus lirti.

çok

mümkün

gizleyen

hiç

yalnız

ölümdür. her

Ama

şeyden

uyandırdığı

bırakmaz, ölümün

önce, tüm

onun

gerçek

yüzünü

adının

anılmasının

tedirginlik

ve

korkuları

"Petrus,

görebil-

kadar

önemli;

maskeyi

kalktı;

erişebilmesi

samimi

dev

olman

egzersiz,

çekip

gibi

Tiyataklıma.

için ve

ölümün

kendi-

yeterince tatlı

yüzü-

almalı."

günbatımının

yerden,

dedi.

gelmişti

ve

önünde çok

karaltısı

güçlü

be-

görünüyor-

bile

tanıma-

yanıma

"Bu cağını

sabah

benden

"Yakıp gelip

ağacın

dibine

oturdu.

Birkaç

daki-

bir

sorum

daha

var."

"Nedir?"

gerekir." Petrus

ve

konusunda

"Şu

sonra

yaşamıştım,

mün Agape'nin



falan

göre,

Sarsılmış

aşk

ne

Santia-

hatırlattığı-

d u .

bizi

lamını

insanlarda

cani

heyecan

nını.

dinli-

mekteydi. "Ölüm

bir

n i

ağacın

geçenleri

yılan yok;

unuttuktan

bir y e r d e s i n ;

korkuya

Geceyi

yordum.

li

verirken,

"Zehirli

doğurabileceği

daha

çok

kaçınılmaz."

yıflıyordu.

haydut,

Dediğine

korkuyolunun

zaman

görmüyorlar,

olmayacak

Ka-

gelmek

uğraşlarında

bir

yapmaya

bilinmeyenden

edebileceklerini

kaybedecekleri

şeyleri

görmezden

ayırdında

insanlar

gizlemeye

gelmenin

Ölümün

elde

güzel

korkuyorlar,

için

hep

olduğunu

olabileceklerini,

başarılar

zaman

larda

hayata sarılıyor in-

oldukları

en

üstesinden

olduğu

sanıyorlar.

gözü

olaum-

nun

bana

dedi.

yenilgiyi

iyi

adının

kendilerinden

kendisi

atmaktan

bahki

hiç

ve

-ardında

insan

bir

çünkü

başından

S o n r a s ı rt ç a n t a s ı n d a n ö ğ l e y i n g e t i r d i ğ i i k i s a n d -

tehlike yok,"

Ölüm

h a y a 11 a r ı n d a k i

korkunun

günlerinin

olmak, ben

zayıfyaratıklar

öleceklerini

yönlendirenin ranlığa

sahibi

derin

daha

olduğunu

bulduğunu

yapmak-

nedenle

görüyorum.

Onları

yorlar;

çocuk

işler

"Ama yine gün

anlamsız

ayırdındadır-

şimdikinden sayılı

sonsuza kadar y a ş a y a c a k l a r m ı ş gibi

sanlar.



nedenle,

öleceklerinin

dolaştığını,

giderken

çıkardı. Sandviçleri

insanlar

geleceğinin

inanıyorum.

madıkları şın,

yalnızca

çevresini

olmaya

nı s ö y l e d i . viçi

la k a r ş 11 a c a k s ı n : ö l ü m l e . "Doğada

ağacın

hacı

lak'ı

kül

paylaştık.

suskun önce eden

sen

ve

bir t u h a f t ı n .

sezdin.

sevgiyi

Mutlak,

Nasıl

ikimizde

her b i r i m i z e

Köpeğin oldu

ortaya

çıka-

bu?"

yaşadığımızda,

gerçekte

kim

M u t -

olduğunu

gösterir; DİRİ

DİRİ

GÖMÜLME

EGZERSİZİ

yatını bah

Yere uzan ve gevşe. Ölü gibi y a t a r a k k o l l a r ı n ı g ö ğ s ü n d e kavuştur.

Mutlak'ın

Yalnız hem nuç

Gömülmenin tüm ayrıntılarını nin

önüne

getir;

ama

zihninde canlandıkça leyişi,

tabutun

diri

diri

kilise,

mezara

yarın

olacakmış

gömülüyor

gibi gözleri-

olacaksın.

cenaze a l a y ı n ı n mezarlığa

indirilişi,

mezardaki solucanlar

Olay ilertüm

k a s l a r ı n ı g i t t i k ç e d a h a çok g e r m e y e b a ş l ı y o r , k u r t u l m a y a çabalıyorsun. A m a boşuna. d a r d e n e m e y e d e v a m et,

bir

bir

san den

etkisi

çok daha

bağırmalısın.

Bu

b ü y ü k olur,

hareketi y a p a r k e n bağırırama

bedeninin

derinlerin-

seni

ufak

değil, ve

çok

daha

zayıf,

daha

hareketinin

başka

neden-sonuç

ağıdır

bir

parçası

hâlâ

ruhumda

olan

her

var

mekânla

tüm

sabah

Dedikleri

yakıp

kül

gücüyle

ne

kadar

sa-

görüyordum, Şimdi

sevgi

so-

egzersizini

gelecek."

kötü

doğruysa,

ha-

Bu

capcanlıydı.

olarak.

eden

geri

birinin

Mutlak.

şeyi

sınırlanmamış

ancak

yaptığımda o

bir

bir

dünyada

zaman

Petrus'un

bir d u r u m d a

dünya

çok

kötü

olduğunu

bir

evreden

geçmekteydi. Yola

çıkmaya

olacağım,"

lumda rini

bitirip

evlerinin

dığımdan kalkıp

bu

rarmakta ağacın

oraya

bastırsa

bile

O

âna

yolu

hiç

verdim.

Santiago

Yolu'nu

tek

başına

görebilecek,

hayal

ortaya

yeniayın

epey

çıkarır.

olmadan

belli

belir-

bir b i ç i m d e

beri

olursak

olalım,

ruhumuzda

Hava

karardıkça

öl-

gerek-

giztedir-

artıyordu.

kimse

ladım.

kaiçin

Karanlık

zorlamam

kadar yaşamış

Tarlaların ortasında b i r b a s m a y d ı m ; yacak

çalıştım.

korkunç

çocukluğumuzdan

korkuları

hızla

yürüyebilecektim.

gücümü

ne

Yerimden

havanın

kapkaranlık

kestirmeye

kadar

başla-

kaybetmemek

Ortalık

korkmamıştım;

Ama

da,

yolumu

karanlık

yürümeye

kalıyordum.

koyuldumsa

seçik

için

Egzersizi

karar

Domingo'ya

karanlığı

ginliğim

tutmuşlardı.

uzaklığı

açık

kadar

olan

işle-

kez

düşünmüştüm.

lenmiş

So-

köylüler

döndüm.

Santo

korkmak

gecenin

baktım.

kalmamıştı;

görünce

geri

bırakırım."

kimseler

dolaşmaya

arasındaki

ışığında

mekten

ilk

bekliyor

arkasından

yolunu

olduğunu

ağaçlayol

tiğini

yana

Parador'da

kadar

yapmaya

yerindeydi.

çevreyi

"Seni

resepsiyona

tarlalarda

bastırmaz

Keyfim

siz

"Adını

kayboluncaya

uzanan

bastırır

hazırlanırken,

dedi.

Gözden

hareketle t a b u t u n sınırlamalarını ortadan kaldır, derin derin nefes al ve k e n d i n i özgür kıl.

küçücük dev

de

hatırladım.

D a y a n a m a z d u r u m a gelinceye kasonra t ü m b e d e n i n l e yapacağın

birinin

etkilediği

yoktu.

Yüreğimi

hiç

O

sabah bu

bayılacak

kadar

bağırsam, beni du-

gibi

yoldan

olduğumu

çıkmış

hatır-

hissetmemiş-

tim. Peki,

ölsem

ne

olurdu.

Gelenek'te

iletişim

kurmuştum.

olurdu?

Kuşkusuz,

edindiğim Ölümden

hayatım

deneyimlerle, sonra

bir

hayat

sona

ermiş

birçok

ruhla

olduğundan

en

küçük

geçişin ne

bir

kadar

yuta

kuşkum

nasıl

yoktu,

olacağını

hazırlamış

hiç

ama

olursa

olsun,

Santiago

Yolu'nun

ne yönde

gelişeceğini,



kemerime

ya

da

lemeyecektim. tünde

duran

tıpkı

geri

ailemin

B re z i l y a ' d a k i

bir

bitki

geldi.

tramvaylar

gibi,

tıpkı

Bitki,

lefon

numaralarını

sürdürecekti. olan

bütün

Ama

bu

da

fark

Ortalık belli

her

bir

insandı.

ti,

ama

ki?

Peki,

kumu andıran

iner

bir

benim

hiç

pahalıya

için

b ü y ü k bir ö n e m bu

bi-

gibi, satan

gibi

varlığını

yitip

gidecek

kazandı.

ta

inmez

o

uzandım,

ava

olup

türlü

çıkan

yılan

irkildim,

o

geliyordu,

bulunmadığını

kurtları

Kırılan

yüreğim

bir

yeniden

sesleri.

da b e n i m

nereden

gibi

çıtırtısını küt

atmaya

nın

otelin ölü

büyüyordu. yolunu

gibi yatıp

epeyce

En

iyisi,

tutmaktı. kollarımı

serinlemiş

egzersizi

Bedenimi göğsümde

olmasına

hemen

tamam-

kapatıldığını,

Kımıldayamıyordum,

gördüğümü

söylemek

söylemek

Annemle

seslerini

Cenaze

mi

babam

çivilerin

değil,

ama

yaşıyordum;

istiyordum.

istiyordum, ağlıyordu,

ama

Onlara

ve

aileme

hepsini

ağzımdan

karım

hayal

ses

her

çok

etşeyi

sevdi-

çıkmıyordu.

dostlarım

çevremde

Bedenimin

hiçbir

vuryerini

bir

işi

yarım

ettikten

sürdürürken,

ederken,

diri

çalışıyordum.

va-

koku-

birkaçıyla

ilişki

neden

dönüp

diri

ha-

ertelediği-

gömüleceğim için

de

azap

için çeki-

çıkarmaktan

hayır

korkar

hep

ki?

göstermem

daha

demekten

ya

Artık tabuta gereken

da ka-

cesareti

olanaksızdı. rolünü

üstlendikten,

buradaydım

tek

işte.

bir

ve

kasımı

ne

bile

iyi Hâlâ

konuşurken,

bir d a h a

Başkaları

yaşamaya haksızlık

boşluğa

hissedecektim. yaşıyorum.

meydana hep

Yardım

Ölmedim.

is-

devam olduğu-

gelse

birlikte

edin!

hiç söz

yardım

büyük

bir

ihanet hayatını

hayranlıkla

kımıldatamıyor,

Bir felaket

oldukları

kendi

yapılardan

kadar

başlamıştım.

kendime

Herkes

ne y a p a c a ğ ı n ı

heykeller

taşımakta

daha

Biri

benim

çiçeklerin

nasıl

tadını

birine

ba ğ ı ra m ıyo rd u m .

düşünmeye

da

vazgeçtiğimi

olduğum

kadar

insan

nasıl

şeyleri

korkmuş

geri

gömülmenin

beni

bazı

sonuna

o gece

ben

için

kendimi

hep

Yahuda'm sonra

kadınlardan

birazdan

bırakmaktan

artık

Ta-

katılanla-

duyabiliyordum.

bir b a ş k a s ı

korkusuyla

yokken,

işte,

törenine

Çevremdeki

gelen

Yalnızca

şey

hissediyordum.

gömme

oluyordum.

istediğim

Hayatın

Kendi

nu

gibi

yaşamaktan

önemli bir

söylüyordu.

Yapmak

yordum.

ederken

çakıldığını

tü-

Gözle-

kapağına

taşındığını

olduğunu,

reddedilirim

hatırladım.

temek

et-

olduğumun

istediklerimin

tabutun

konuşmalarını

törenine

kurmaktan

Hava-

fark

için

gıcırtısını,

ve

boğulacak

kavuşturdum. terlediğimi

sevdiklerim

anlayamıyorlardı.

boşuna.

doğru

davetli

öldüğümü

sundan

anda Tabutumun

ğimi

kitsiz

başla-

karşın

Tüm

hayatta

yapmak

vermek

ama

mezara

yemeğe

gevşetmeye

tim.

tim.

işaret

göremeyeceğim

Korkum

dım,

ayak

akşama

ko-

başladı.

layıp

rın

göstermem

daim

benim

dünyada

tutamaklarının

patılmıştım

gece

bir

Tabutun butun

söylemiş-

o

bu

çabalıyordum,

bilebilirdim

- ya

küt

ağa-

yapayalnızdım! hiçbiri

gerçekleştirmediğimi

açmaya,

maya

Ba-

ışıklarını

tepemdeki

hayvanların

olmadığını

gelselerdi?

kentin

sesler

sonunda

ölümsüz Avrupa

oraya

sesle

uzaklarda,

Yere

önünde

zehirli

doğru

varamıyor, henüz

ben

halde,

oynatamıyordum.

üs-

şeylerin y a ş a d ı ğ ı m ı his-

Kulağıma

bilemezdi;

kurtlar,

alarak

rimi

bitkiler

kadın

farkına

işimin üzüntü-

ama

oldukları

tırladım.

baktım.

Oralarda

bunun

çok

orada

münü

masamın

öteki

toplanmışlardı,

sabah

t ı p k ı d e f t e r i m d e o l m a y a n te-

çok

kararmıştı;

Gece şeyi

tıpkı

ölsem

görebiliyordum.

tuhafsesler.

o

ettim.

yapraklarına

Petrus

sabah

bilgelikten

iyice

belirsiz

o

bir bo-

olduğunu

çalışma

santraldaki

şeyler g ö z ü m d e

na yıldızlar ya settirdiğini

aldığım

başka

duyduğu

ne

sebzelerini

k ö ş e b a ş ı n d a k i zerzevatçı gibi,

kendini

bölümünü,

için

paranın

hayata

İnsan

Düşünün,

kalan

benim

gizlediğim

Aklıma

sonraki

bir b o y u t t a n

g e ç m e k k o r k u n ç bir şey olsa g e r e k t i .

ölseydim,

cın

ölümden

düşünmemiştim.

de

o

gitsek,

Bağırmaya

Zihnim

hâlâ

işli-

yor! Tabutumu cekler!

Karım

mezarın beni

kenarına

tümden

bıraktılar.

unutacak;

Az

başka

sonra

biriyle

gömeevlene-

cek

ve

yacak! mak

biriktirmek

için

Ama

umurunda.

kimin

istiyorum, Karımın

yaşıyorum

yaşlar

açsalar,

gözyaşlarımı

den

tabutun

şey

karanlığa olsa

Mezarcılar rum!

Diri

bir

diri

çiçekler

ayak

Hiçbir

yapamaz

çok

vursam

kimse

gelen

sesleri

ama

yorlar. içeri

Birden,

ve

süzülüyorlar. deliğimden

yorlar

beni,

Tanrı

me

nerede,

deliğinden.

O

neden

yim.

Bu

ver,

buradan

DAN;

Oysa

bir-

Yaşıyordum.

Birden

her

devam

ediyor

azı-

ben

hissettim.

yaşıyo-

kaldığımı

törenine

kimse

kapağına

duyan kokusu

Beni

bedenimi

ka-

anüsümden

hissediyorum.

iğrenç,

ve

tabuttan

dışarı

şeyleri

yarma

solucanlar dışarı

ÇIKMALIYIM...

diri

diri

beni

çıkmalıyım!

ÇIKACAĞIM!

başlı-

biri de diri yi-

Birinin

yok. de

buradan!

Gırtlağımı yeme-

da!

Her yerden

hissediyorum;

soğuk,

kapkaranlık Hava

Hareket

Tanrım,

içi-

kamışımın

yutuluyorum!

yiyorlar!

kurtulmalıyım!

yemeye

dediği

içimde

Bu

deliye

sen

ÇIKACAĞIM!

etmeli-

bana

ÇIKMALIYIM

git-

güç

BURA-

cekti.

Hayat

rekten şey

manlığı varlığı ya,

o

orada

ve

yüzünün

Bugün

pınarından

Gece

başka

su

gizler ya

da

getirmedi.

oradaki tulumbalardan birinin sonra ağacın

viçi

Sonra yedim.

çünkü

bu

çantamdan

altına

Hayatımın

yaşıyordum

Oraya zaman

sırt

uzanıp kadar

ve

dönüp

en

artık

uyumaya güven

verici

başına

temiz

bir

Petrus'un

lezzetli

ölüm

karar

beni

başka pişOnun

Huzur dolu, kalktım,

gittim. şort

tar-

Şortumu

çıkarıp

bıraktığı

yemeğini beni

hissetmeye-

duymuyordum

yerimden

laların

bir

artık.

geçince

Titremem

çı-

yü-

asla,

söyleyecekti.

kuşku

da-

vermeye-

büyüğünü,

korkular

bir geceydi.

baş-

çok tadını

daha

tutup

en

içebilecektim

değildi;

vermeyecek,

garip

gerektiğini

keyifli

dim.

bir

değildi

andan

izin

Bir

elimden

sevecenliğinden

hayat

yıkadıktan

izin

olacaktı.

ve

O

yaşamam,

bırakmama

yüzünü

davranmama

öğütlerinden

günahların

bırakmam

ölüm

bir

varlığını

ölüm

danışmanım.

kendimi

olacak

birinin

korkakça

ve

ki:

titremesini

ölümümün

kaçmama

götürdüğünde,

ardımda

ve

yardımcı

kalkıştığımda

Çünkü

ve

kımıl-

vardı

Olağanüstü

yarattığım

göstericiliği

vermeme

yapmaya

dünyalara

dostum

yol

kavgalarından

savaş

cektim.

olan

bedenimin

böyle

gereken

giriyor,

kıyısından,

şeyleri

çıkmalıyım!

tıkıldım;

çıkıp

ağzımın

yapışkan

oldu,

Hafifçe önemi

yaşadığım

gücümle daha

karmam

karan-

vermeyecek

bir

ne

başımda

önce

bana.

bir

etmiyor?

hayal

ölümümdü,

Ama

baktım

dakika

olacaktı

çalışıyo-

Çıkmalıyım

kaldırıp

birkaç

yardımcı

şortumdan

şey

Başımı Ama

yanı

fazla

diri

ulaştı.

birden

kalmıştım.

ben

ha

kadar

Diri

boğazıma

bana y a r d ı m

mezar yok

yapmıyordum.

ne

İmdat!

kimsenin

gelmişti;

korkularımla,

gerçek

ve

şey

Petrus'un

tırmanmaya

içeri

bu,

hiçbir

layarak,

beni

Y ü z ü m d e geziniyor,

yok,

fırladı,

sanki.

izin

yok,

diri

gördüm.

için

ter içinde

kalmaya-

oynatmaya

gövdeme

Titreme engellemek

kapkaranlık.

kapılıyorum.

çiçeklerin

solucan

kulağımdan,

bir başına

azalıyor

birazdan

yakında bağıramayacağım

b a ğ ı r m a 11 y ı m , mezara

tabutumu

havasız

Cenaze

g i r m e y e başlıyor.

duyan giren

girdiğini

giriyorlar:

tikçe

Birtanesi

sesimi

başlıyorlar,

kan

içim

dinginlik

ama

Dehşete

duyuyorum.

soğuklar.

bir y a n a

çıkmıştı

gözle-

kenarından

içerisi

tabutun

Solucanlar

dört

dışıma

anda

çığlıklarımı

gücümle

içeri

deliğimden

kulağıma

kokuyor.

ağır,

ses

Var

burun

ye

bir

olanaksız.

Yapışkan

Burun

hava

parçaları

dadım,

kurtarırlar.

yavaş

uzaklaşıyor.

uzaklaşıyor,

ÇIKTIM!

Tabutun

tırnağa titriyordum,

de

ediyorum.

şimdi

Yavaş

olacak,

VE

ol-

duymayacak!

solucanlar.

rum,

şu

atıyorlar,

durumdayım;

bir b a s m a y ı m ;

çeviriyor.

harca-

birlikte

benim

tabutun

oysa

berbat

gece

ve

beni fark

önce

toprak

sesleri

geçmeden

Ayak lıkta

Az

gömülüyorum!

hissediyorum;

şey

ve

ışık s ı z ı y o r d u ,

tılanların

cak,

görürler

gömülüyor.

paraları

onunla

ciğerlerime S a n t i a g o Y o l u ' n u n temiz havası doldu. Tepeden

Arkadaşlarım

indirildiğini

kürekleriyle

şimdi

duyuyorum

boşanıyor.

toprağa

uğraştığımız

Ben

çünkü!

hıçkırıklarını

rimden

cık da

onca yıl

iki

yiyordum

giysand-

sanki,

korkutmuyordu.

verdim.

olmamıştı.

Karanlık

hiçbir

Kişisel Kusurlar

©

Ufka

doğru

tasındaydık.

dümdüz

uzanıp

Hacılara

yol

bir haç b u l u n a n rünmüyordu durdu,

sırt

çökmemi

ğız. çok



bulduktan

şeyle,

Kılıcı

nasıl

Şimdi,

sur

kılıcını

sonra

diz

başka

or-

üstünde

hiçbir

çöktü.

olabilir.

el

ver

"Kendilerine na

uğramış

ri

hak

bize

şey gö-

ki,

Petrus

Benim

iyi

de

diz

okuyaca-

Ustandan

her z a m a n

Petrus

çıt

alt e d e b i -

dua

için

gizli

ne

kadar

düşmanın

onu

hep

dua

edelim."

yüksek

sesle

yüzü-

dua

et-

yoktu:

merhamet

sırt

et,

çünkü

burada

biz

Composte-

bulunmamız

çevirmemesi

için,

bir k u sonsuz

bize.

acıyan,

insanlar

etmediklerini zaman

olarak bir

başardığında

hacılarız ve bize

ilgili

kullanman

olmuştu;

Bilgimizin

merhametinle

bir hacı

konusunda

bulmayı elinle

iki

düşmüş

seni

bir elin

ortalıkta

Tanrım,

yollarına

hiçbir

dikilmiş,

ilerliyorduk

kusurlarınla

öğren,

başladığında

"Yüce la

bırakıp

kullanacağın

çıkarmayacak

Öğleden meye

doğru

sonra

kişisel

şey ö ğ r e n i r s e n

kara

buğday tarlasının

diye

istedi.

tek

olacak.

yere

bir

sütunundan

Sütuna

çantasını

"Kılıcını lecek

bir ortaçağ

ortalıkta.

giden

göstersin

yürekten

kendilerini olarak

düşünenlere savaş

hayatın

görenlere,

haksızlıkları-

başlarına

gelenle-

merhamet

et.

Böyleleri

veremeyecekler.

Ve

kendileri-

ne

karşı

dilerini tülük de,

acımasız sorumlu

görenlere

senin,

sandan

lere

de

'Ama

bir

saatleri

gidilecek

olduğunu

ya

da

böylelerinin kadar

kendi

çarmıha de,

kaya

içlerindeki

senin,

sandan

natın ten

aynı

gün

merhamet

yasandan

ama

kendi

savaşı

merhamet

Ama

kazanıp

hayatın

et.

akıllı

rini

Çünkü

lıp

gü-

zaman-

da

dünyayı

sokakları

Çünkü

ve

böylelerinin onu,

diyen

çok

korkanlara değer

çalgıyı

ya

ve

yacak,

gizlenen

yapmış

fırça,

kendilerini

sanatın

ellerine

düşüren, daha

senin, hiçbir

sonra da

fazla

'Üstü şey

saklı

et.

si

kalmayacak,'

diyen

"Tıkabasa ve

yiyen,

kendilerine

mertebesinde

kırba

olanlara

yasaklar gören,

gibi

koyup

gem

sokaklarda

d a h a f a z l a m e r h a m e t et.

içen,

merhamet

ama et.

vurarak

senin

vaaz

daha

senin,

re

ra

merhamet

daha

oraya

h e p s i de,

asla

sarıp

buet.

doğmahaber-

musikisini

her

için

et.

rüntü

görenlere

böylelerinin

hepsi

sın,

alsın,'

bir

kılıç

de,

Ama

ve

daha

yasandan

de,

olanlasenin,

habersiz. görmeyenlere

insanları

çatı

her

sessizce

şeyi

ve

birer süp-

katlarındaki

kötülüğü

'Kılıcı

kendi

erişemeyen,

yalnızlığında

fazla

ve

hepsi

çocukken

için

için, d a te-

sırlarını ve

kuşatılmış

kimseyi

herkes

senin,

diyen

bir

kendilerini

çabalayanlara

Tarot'un

geçerlerken

olanlara

hiç

indirgeyenle-

inananlara ve

yasandan

başka

güçlerinin

et.

hayırsever

alt e t m e y e

ve

kapatıp

merhamet

ve

diyen

kendilerinden

hep-

daha

insanları

varlıklara

kitaplarla

küçük

bir

duyamadıkları

Böylelerinin

l i m uzi n leriyle

olarak

ceklere

daha

böylelerinin

iksire,

körüne

et.

sevgiyi n e d -

içenler

zaman

çevirenlere

anlatan

eza

korkanla-

habersiz.

gereken

körü

altına

merhamet

ofislerine

çekenlere

Ama

kapırüzgâr

kendilerine

Çünkü

bir t ı l s ı m l ı

giderilmesi

kendile-

şeyin

ölümüne

sudan

hiçbir

Tanrı'yı

da

kıskançlıklara ve

sevmekten

verdiğim

giremeyecek,'

yasan-

senin,

ve

aşkın

diyen yasandan

krallığına

caddelerden

le

ve

m e r h a m e t et.

kudretini

kalma-

edenlere

fazla

cıvayı

fazla

'Tanrı'nın



et.

'Benim

ihtiyaçları

"Gözleri

aziz

mer-

karşın

yasandan

sargılarına

göremedikleri

"Kürelerin

sa-

tutarak

kez

merhamet

yeniden

diyen

Ama

böyle-

kendilerini

adını

Çünkü böylelerinin

oruç

göremez,'

kaç

olanlara

fazla

'İnsan

değiştirdiğini

e v r e n i bir t a n ı m a ,

ya-

tokluklarında

Ama

değil-

dünyalarının

hiç b i l m e d i k l e r i d a h a y ü c e bir s e v g i a d ı n a

de,

malı

yalnız

senin,

zehirleyenlere

s u s a m a y a c a k l a r,'

hep-

herkes-

h i ç b i r şey gizli

krallığını

geçmiş, ve

bilmelerine

merhamet

dedenlere

bar-

habersiz.

mutsuz

yön

piramitlerin

Çünkü

de,

sananlara

ra ve

kalemi,

kendilerini

hepsi

efendisi

mekânı-

sonra

geçerli

mutsuz

daha

başkalarının

ocaklarında

Ama

aldıktan

merhamet

örtülen

et.

sananlara

ipek

iskarpela

görkemli

da

iskarpelayı

da

öldüklerini

sevginin

edenlere

olabileceğinden

çalgı ya

merhamet

görenlere de,

iyisini

kalem,

bulmayanlara

değerini yerlere

üstün

daha

ellerine

böylelerinin

kendilerini

evini sağlam

bir a d a m a b e n z e t e c e ğ i m , '

kez

için

"Kendilerini

gibi yürekten

aynı

kaç

krallıktan

olmayanlara

sandıkları

ölümsüz

Tanrı'nın

kaç

farkında

bulacağını

Ama

tanıklığım

siz.

sınır-

habersiz.

içlerindeki

m e r h a m e t et.

kendilerini

et.

et.

dıkça

zamanda,

kadar akıllı,

son

Çünkü

kapa-

korkanlara ve

kendilerini

mel

için

hepsi

ve

de

sözlerime kulak verirse,

birinin

lerinin

dan

da

'Kim

girmeye

fırçayı,

Ama

gün

tanığıysam, habersiz.

olduklarının

hamet

so-

habersiz.

"Başka

na

diyen

yürekten

için

kuran

çekindikleri almaya

ol,'

katılmayanlara

üstüne

yolların

çılgınlıklarının

'Öyleyse yılan

fethedebilen,

bulanlara

et.

edip

yasandan

"Ölümden ölmüş

ya-

hizmet edenfeda

bütün

kendi

gerilenlere

senin,

zararsız

asla

merhamet ve

ve

kendimin

diyen

hepsi

diyen

kendi

dir,'

kö-

ama sonunda kendi k a rd e ş l e r i n c e borçlu

feth ed e m ed i k l e ri

s i de,

böylelerinin sayılıdır,'

kendilerini

olmadığını,

yüceltenlere

hepsi

"Dünyayı

larında

bile

emredenlere

karşılığında

görenlere

çabalarını

çıkarılan

boyunca

hiçbir yer

larını aşabilenlere,

da,

Çünkü

saçlar

'Eğer

ken-

yalnızca

bir

pazar tatili

savaşa

et.

işlerde

habersiz. iş

vercin

adaletsizliğinden

yaptıkları

merhamet

ve

kendi

dünyanın ve

başınızdaki

"Uzun

nunda lı

davranıp

tutanlara

kliacı

yapabile-

yalnızca

sevgiy-

m e r h a m e t et.

Çünkü

olmayan, habersiz.

giysisini

sat-

"Tanrım, ret rek

eden ve

vaat ettiğin

bizlere, günahkâr

bile

tanımıyoruz

ruz,

oysa suç

ma

hepimiz

ki,

kılıcı

var.

ikisi

dünyadan

Senin,

yolladığımda, zaman

Petrus kuşatan

para

hiçbir

ihtiyaç

a y n ı el. devam

çantasız,

şeyiniz

Çünkü

Ve

eliyle, Çünkü

sanıyo-

kurtardığımız

merhametinde birde

sana

çantasız

eksik değildi,'

unut-

şeytanın

bizler bu

ediyoruz ve sırt

kendimizi

giyinik

hayatını

cesamüba-

ve

diyen

eliy-

dünyadanız ihtiyacımız sandaletsiz yasana

her

duyacağız."

duasını

buğday

de

et.

almaya

dağılmış

kendimizi

birinin

meleğin

eline

yanma

merhamet

inanıyoruz.

bir

olmaya

'Sizi

bir

zaman

gerçekte

işlediğimize

le t u t u y o r u z ve ve bu

çoğu

arayan ve

dört

kullarına ve

çıplağız;

zaman

kılıcı

dünyanın

bitirdi.

tarlasını

Sessizliğin

seyre

ortasında,

çevremizi

daldı.

Bir bir

öğleden

şatosunun

oturduk, ben

de

aldım. evi, bir

öğle

her

şatonun

kulesi,

belirdi, geçerek

hayvanların verdi

zamanki

ortalığa.

kalan

köyüne

başmda

el

tüttürürken

birkaç

gezdirdim:

engebeli

düşsel

Çoban

için

şaraptan

gidiyordu.

toz,

eski

soluklanmak

sigarasını

göz

hazır

sürüsünün

kaldırdığı

Biraz

gibi

görünüme ekime

tarikatının1

Şövalyeleri

vardık.

yemeğinden

Çevremizdeki

çoban

Tapınak

yıkıntılarına

Petrus

önünden

nüm

sonra,

tarlalar.

şatonun

kızıla

da

gizemli

sallayınca

bir

de

köy

Sağdan

duvarlarının

Gök

ya

yudum

birkaç

çalıyordu; bir

görü-

el

salla-

ona

dık. Koyunlar rus

birden

önümüzden

ayağa fırladı.

temiyordum,

ama

geçip Bu

Petrus,

yoldan

büyüleyici "Hemen

aşağı

vurdular.

Pet-

sahneyi bırakmak

gidelim,"

dedi.

is-

"Acele

etmeliyiz." "Neden?" 1

T a p m a k Şövalyeleri ya da Templier tarikatı,

sel v e a s k e r i a m a ç l ı ş ö v a l y e t a r i k a t ı d ı r . yeler,

1120 b a ş l a r ı n d a , H ı r i s t i y a n

Haçlı seferleri d ö n e m i n d e k u r u l m u ş din

H u g u e s de Payens ö n d e r l i ğ i n d e k i Fransız şöval-

hacıları

k o r u m a k a m a c ı y l a d i n s e l bir t o p l u l u k o l u ş t u r -

muşlardır. K u d ü s Kralı II. B a u d o u i n , sarayın eski K u d ü s Tapmağı'na bakan b ö l ü m ü n d e şövalyelere yer sağlamış, adını t a p ı n a k t a n Aziz B e r n a r d ' m renin

notu.)

(Fransızca t e m p l e ) alan t a r i k a t ,

Clairvauxlu

p r o p a g a n d a yazıları sayesinde hızla g ü ç l e n i p y a n d a ş toplamıştır. (Çevi-

"Ben rince

öyle

vakit Ne

çoban gisi

ki,

içimden

ve

gün

yüksekliği

uçsuz

Petrus

dum.

saat

geldi

kaplı

için

sonra

pıyı

alacak

ırmak

mağın

Aşağı kezine yük

ne

de

bir

bir

inerken

tutunmak

kollarım

ve

Petrus,

halimi

isterse

bir

kuruttuğu

su

ay-

bir

içine ve

boyundan

daha

yarayacak

hiçbir

dağ

olan

geldi;

yer

bere

abartılı

katlı

bir ya-

oraya

dev ç u k u r

ır-

o

dünyanın

kadar

dikenli

dikti

dallara

Aşağıya

ki ve

merbüsivri

hem

Katılmamak bütün

umursamadan,

elde

gökkuşağ ıyla ,

zeldi.

değildi.

o yeşillikleri ve aşağıdan

Çölde su

Ya

daha

"Harika,

tiyacım

mi?"

bir

vahaydı

damlacıklarının

bakıldığında

da

burası.

oluşturdu-

olağanüstü

gü-

de

beni,

bir

çok

kaya

sert

gibi,

tırrı göle

Oradan

1

çok t e h l i k e l i b i r t ı r m a

da

Ustam

o

seçimi

vazgeçecektim. güçleri

yüzden

ve

devam

gözü pe kl i ğ i m i

bir

içinde Ama

bana daha

yardım sağlam

açtığımda Eliyle

gibi

rüzgâr

çıkıntısına

Çaresizlik

muş

gibi

bir saat k a d a r t ı r m a n d ı k t a n

geçirmiştim.

rimi

Duvarda

değildi.

Ustamın

C e s a r e t i m i ve

kayaya

mi,

oluşturdu

olmadığı

derin

m ind

bana O

zan

Gelene!; etmeye

göstermeye

vardı.

ettiğini, durmamı

Ustamın

havada

durmuştu. değil

hem

mıştım.

rinin

değildi.

hatırladım.

edecek ya

büyülüyordu

yaklaşırken

küçük

olduğu

ritüeli

gençtim,

Dağa ne

şimdi

bir

kadar

beş

olanaksızdı.

devam

rar v e r m i ş t i m .



Havza,

gerektiren

rakmıştı:

vardığım-

içindeydi.

dedi.

ğu

şı

bir

bitki

veriyordu.

kalıyorduk.

yara

h nafifletecek

on

şın sulaı

yeraltına

çağlayanın

çıkıntı

göre

üstünden

Irmak

derin

kez

güzellikteki

döküldüğü,

aktığından,

işime

dedi.

Verne

için

beş

açıklığa

önce,

Bu

duruyordu.

insan

Beş yıl

baktım.

Karşımda,

gürültüyle

ÇE

içinden."

değildi.

bir

gösterelim,

"Suların

inanılmaz

duvar

kesinlikle

gücümüzü

daha

nırken

ediyor-

bıraktığımız

kaplı

biçim

en

tepeden

ardımızda

İndiğimiz

zorunda

doğanın

bir

bir

gölcük

düşüşü

Petrus.

doğanın

de

sağır eden

manmak

dedi

dedi.

ora-

ça-

bir

de

sor-

çağlayandan ne

sahneye

biri

bir

biz

tırmanalım,"

değildi,

yüksek

mucizeleri

açılmıştı

inelim,"

kulakları

tarlalar-

merak

yakınlarda

Yaylada

sularına

aşağı

birvaha

göstermiş,"

yanıtladım.

"Öyleyse

yukarı

aklıklarından

de

geldiğini

bitkilerle

güm

anlaşılan

Nedenini

yürürken,

tırmanırken,

düşmemek

hiç

gücünü diye

Rehberim,

işaretlerinden

çağlayan.

havza

bacaklarım

tüm

layandan

reden

yükselince,

a k l ı m a Jules

çekiyor,

Peder

attı.

Ama

Çevresi

sanki.

dağların

tekdüzeliğini

nereden

güneşin

da

karşılaştık:

dökülen

iniyorduk

kayalara

il-

kolaylaştırıyordu.

başladı.

nereden

bayırı

"Buradan

güçlük

bir

çıkışlıydı,

yolu

yolumuzda

kalmadı.

benzemeyen

aşağıya

Petrus,

inişli

kestirip

daha

kadar derin

hiç

tarlalarının

olduğunu,

Çevremiz

dökülüyordu.

örtüsüne

sahneyle

yaklaşmıştık;

yönelmeye

sesin

ses

biriyle

dağlara

bölge

yeni

kuşkum

sonra,

işlerinden

"Doğa

acele e t m e s i n i n

büyülü

işaretler

kendisi

kadar

görebiliyordum, Biraz

Petrus'un

h i ç b i r şey d e m e d e n y o l

kulağıma.

geldiğinden

ses,

buğday

söyleyerek

olduğu

Biraz

yete-

Karşımızdaki

sarı

kuzeye

rehberin

Yarım

da

ettiği

gideceğimizi

ğıltısı

bir

bucaksız

gittikçe

duğumda,

Yolu'nda

"Doğru,"

oluşturduğu

Bulunduğumuz

orada,

dan

gelen

Santiago

sence?"

güneydeki

sözünü

rılmaya,

ondan.

mi

söylüyordu.

sonra

kırıyordu. Jordi'nin Tam

da

koyunlarının

olduğunu İki

la

diyorum

kaybetmedik

Akıl

bazı

almaz

dağdan

sımsıkı

güvenli

sağladığını başımda

inmiş

ve b e n i m

bir

fark

tırnaklar içinde

konuma

gelı Gö:

ve

sanki

i 1

etmiştim.

olduğunu

de

zor y

zorunda

şaşkınlık

hareketler yapmış çeviklikle,

en

düşmemek

kapamış,

geçmeden

daha

tam

tutunmak

gözlerimi çok

yanı

bir

aşağı

sonra

çıkmış,

görmüşti

rüzgâr havada

onun

o



uçu:

gibi

yapı

Ustama

öfke

söylemişti. Aşağı

rüzgârı

indiğimde

neden

"Çünkü vermişti.

daha

rüzgâra

bacaklarım önce

titriyordu;

durdurmadığını

esmesini

ben

sormuştum.

emrettim,"

diye

karş

"Beni

öldürsün

"Hayır,

seni

tırmanman sorarken Sen

diye

mi?"

kurtarsın

olanaksızdı.

cesaretini

bunu

bir

görmememi,

diye,"

demişti

Tırmanmak

sınamıyordum.

emir

olarak

kabul

Ustam.

isteyip

oysa

dağa

istemediğini

Bilgeliğini

ettin,

"Bu

ben

sana

emir

K e n d i n i h a v a d a d u r d u r a b i l s e y d i n bir s o r u n

mayacaktı.

Akıllı

meye

gün,

leri1 Akıl

sır e r m e z

yük

Usta

vardı.

bana,

giden

güçlerini

bir b i ç i m d e

tanımıştım;

mesinden cakları

iki

ayönce

sürecinde fark

akılları

nini

o

noktada

filiz

vermesini

bu

mek

bile

müridi

birinin "kara

olanaksızdı;

mürit-

Müneccim-

olabilen

benim

gibi

üç bü-

Ustam

de

giden"

bir

deliliğe

liste "sine

etmişti.

düm.

Müneccimler hemen

tohumun

ve

akıl

her

dakikada

o

başkaları

Ama

ve

biliniyordu. ama bile

zih-

yirmi

hastanesine

bugün

bakımdan,

sürüklemiş-

onları etkin

Ustalar denetle-

olduklarını

ken

bir an

bunlar geçti

dır

yolculuk

olanaksız

görünen

aklımdan.

yaptığımızı,

köpeğin

çağlayana

Petrus'la

ne

bakar-

kadar zaman-

saldırısından

hiç

zarar

D o ğ u d a g ö r m ü ş o l d u k l a r ı y ı l d ı z ı n yol g ö s t e r i c i l i ğ i n d e , y e n i d o ğ m u ş olan Hz.

İsa'yı zi-

yarete gelen üç M ü n e c c i m . Kitabı Mukaddes, Yeni Ahit, Matta, 2:

1-12. ( Ç e v i r e n i n n o t u . )

ışıl

ben

de

yanına

otur-

oturduk.

Pet-

bağlamıştı,

Ama

Bana

biraz

ilk

konuşan

da

bakıp olsa

sana

işe

bir

yukarı

Müneccimleri

1

yeteneği Bir

kararverme

daha

tırmanabilme ama

pek "Dinle

şansım

başarırsam,

hiçbir

ne

de

sen

özgürlüğü

man

yeminini Lastik

yeteneğini

tümüyle sevgiden

bir

hiçbir

etti

ve

tembel de

değil-

düşünme-

istemiyorsun, Yemini

çün-

bozmuş Bir

de-

hacının

engellenmez."

Petrus'a

baktım.

tartmaya

Petrus.

yeteneğimi nereye

Oraya

çalışıyordum,

tanımıyorum tırmanmayı

bozmuş

olacaksın." çıkarmaya

"Ben

senden

önce

kullanmadan.

basacağımı

tırmanmak

sonra

pabuçlarını

eğeceğime

düşünüyordum.

devam

de

boyun

kullandın.

zaman

kadardı,

S ı rf a y a k l a r ı m ı

gördükten

"Sen eden

emir verdiğimi

çağlayana,

diye

hem

ğımı

gör-

söyleceksin?"

tırmanmak

olmadığını

beni,"

başaracağım. manyı

bir

şansım

tırmanacağım,

kül

şartsız

mu

düşünüyorsun.

kullanması

kez

çün-

de

kalabilirim."

Korkmuyorsun

yaramaz

Çağlayandan

bu

yakıp

kayıtsız

bozmuyorsun.

çünkü

sakat

tırman-

günü

gülümsedi. o

bozduğumu



ğilsin,

öleceğim

boyunca

melisin. Kara

çünkü

biliyorum,

ışıl."

yemini

sana

istemiyorum,

Ölmeyeceğimi

gördüğümde

hayatım

çıkmadan

ettiğim "Yemini

1 1

yüzünü

Paulo..."

Kararverme tırmanılması

içmesini

ondan."

konuşmadan

kolumu

tırmanmak

Sesinde

"Yol'a dair

kaldırılması Bu

içki

çocuk

tırmanamayacağım.

da

oturdu,

hiç

düşeceğim.

düşüp

gözlerin

yıl-

olduğu-

Birinin,

umarsızlığa

ettiği

Ama "Paulo,

et-

"aydınlanma

oraya

ölümümün

da

Ola-

nedenlerini

eşitiydiler:

alınmıştı,

birçoğunun



var,

söz

elimi

eden

düğünde

yukarı

Olanaksız

kadar

hizmet

hatırlayabiliyordum.

Çimenlere

dakika

kalkarsam

tanık

deyişiyle

görmüştüm.

intihar

"Petrus, maya

mucizelere

istila

basit:

demedi.

ve

olayları

çağlayandan

çok

beş

bize

oldum:

sin.

Bunlar

bazılarının

ben

bu

suskunluğu

değiştin.

çatışmanın

Usta'nm

şey

On

daha

biliyorum. İşte,

Bir dum.

bilinmesi,

adalarını

Savaşı'ndan

Ustalarının

sağladığını

müritlerden

Gelenek'in

güçleriyle olan

tamına

Falkland

yoğunlaştırarak

birçok

gerekmişti;

sonra,

başlamıştım.

bakımından

önce

akılla-

insanlar tanımıştım.

arasında

anlatmış,

sırasında

egemen

bilinmesi

başlarından

güçleri

ler,

çık-

göster-

açıklamıştı.

günden

etmeye

büyük

tamı

Falkland

ayrıntılarıyla

o

bunların

Arjantin'in

aracılığıyla

Ama

bazı

kendi

edemez

nesnelere

bedenlerin

Ustam,

süreci

sonra ayırt

olacakların

bürünülen

olmuştum.

dızlar

ondan

Gelenek'te

Gelecekte

önce

ve

aydınlanma

birbirinden

anlatmıştı.

daha

cesaretini

bu

dersen

lokantada

kaybetmesini

Yalnızca

"Petrus, Neden

rus'un

Ustam

başlarından

lerinin

nu

sen

kalkıştın."

O rı

yeterliyken,

kendini

düşündüm.

sınıyordum.

vermedim.

olmak

karşısında

Petrus'un

zorunda

sana.

koyuldu.

kalacaksın.

Benim

reddedersen,

Ve

b i l e r e k tır-

tırmandıişte

Benden

o

za-

en

az

Y u k a r ı d a da anlatıldığı gibi m ü r i t l e r i y l e olan sihirli bağı k a y b e d e n Ustalara Gelenek'te

bu

ad verilir.

Bu d e y i m , yalnızca d ü n y e v î güçler üstünde egemenlik k u r d u k t a n

öğrenme sürecini yarıda bırakan

Ustalar için de kullanılır.

sonra

on yaş nem

büyüktü,

o yüzden t ı r m a n m a y ı başarırsa

kalmayacaktı. Ama

Petrus

çıkarmasına kıp,

"1502

yem

bir

nü, Beni

yerinden

karşın,

yılında,

çobana

Yol

Çağlayana

dinlersen

oturduğu

buradan

de

aynı

Bu

san

insanlar

bunun

mutlu

Konuşacak

beni

ikna an

ri

gerçekten

"Bugüne

kadar

bunu.



yap.

Göğe

ötede

Hz.

onun

yortu

zaferimi Ona

anlam

yolu

ve

baMergü-

sunacağım.

bir

zafer

üstesinden

ama

bana

sunsalar

Petrus'un Tüm

oyuna

sun.

bir

mesi

kalmazdı. vuruşta

bunların

Böylesi

bir

dua

ancak

Santiago

tanımladığımı

Yolu'nu

da,

yardımcı

olmasaydı

çekicin

tırma-

Ç i v i l e r olsa bile,

yapmaya içinde

bir

Petrus

hayata

sana

ge-

sıradan

bilgeliğin

a n c a k bir bir

anla-

Çekicin

diye

dünyada

düşünmekle

eylemde

Petrus

işlevini

Itatiaia'daki

yer

sözlerini

kalmasın

şaklarının

Kengetir-

paslanmasın."

"Bugüne

kadar

öğrendiklerini

çağlayan,"

dedi.

"Senden

yana

"Kılıcın

uygulamaya bir

tek

şey

sudan

kullanarak

Ve

en

sevgiden

tutamak korku

yararlanacaksağlayacaksın. başparmağına

önemlisi,

destek

yönlendiren

Gömleğiyle

göğe

Çağlayanın çağlayan manmaya cak.

Ben

tırmanışın

almak ve

zorunda-

doğrulayan

o

kendi

nerelere

olduğunu saran

görebiliyordum;

sisin

"Bir

şey

yarattığı

ama

aramızda

ellerimle

bastığımı

bir m ü r i t ,

asla

kendince

daha,"

gökku-

dedi.

öğretecek. bir

su

nerelere

Şimdi

perdesi

"Bu tırola-

tutunduğumu,

görmeyeceksin. rehberinin

yaşamalı,

izinden

gidemez.

sorunlarını

engelleri kendince aşmalısın.

Öğretmek,

Öğrenmekse

onu

kendinolanak-

kendin

için

kılmaktır."

Başka

bir

maya başladı. karaltısı

şey

demeden

görünüyordu, ağır

ağır,

sıranın

Sonunda arasından

rekiyordu.

altına

ama tırmandığını

güçlükle

bana en

Petrus'un

başı

müş

korkunç

rengi bir p e l e r i n

tepede gibi

çünkü

gövdesini

dan

tepedeki

düzlüğe

geldi:

kendini

belirdi;

aşağı

sırtına almıştı.

hızla atı

an

görerek

tutunmadan

basıncıyla

dim,

ilerliyordu.

geldiğini

kenarlara

Suyun

Ama

göremedim.

çağlayanın

girip

tırman-

B u z l u bir c a m ı n a r k a s ı n d a y m ı ş ç a s ı n a yalnız-

doğru

yordum. suların

ıslandıktan

olunacağını

göstermektir yalnızca.

olanaklı

çırılçıplak

tırnağa

girmeden,

Usta

hayatını

ce çözmeli,

çıkarıp

tepeden

çıkarıyordu.

nasıl

gibi

şortunu

Mutlu

çevremizi

tırmanırken

"Senin

olanı

açtı.

başlayacağım,

ayaklarımla



sularında

altına

sana

yaklaştıkça,

yerine

nerede

kaldığında

ağır bastığında

adımı

serin

tadını

Tepeye

gerekir.

hatırladım:

ki,

eden

her

ki,

suyu

zorundasın.

sustu.

çivilehiç-

şeyi

kül

attığın

hiçbir

yetinseydi

bulunması

bırakması ve

'Bu

unutma

düşünce

için

zorunda

sevgidir."

ge-

söyledim

çekiç yalnızca,

yakıp

çünkü

oyun

bir kez

bu

saplamak

ânında

sın,

bir

serinliğinin ve

sonunda

oluyorsa

kötü

kollarını

buraya

gerçek

unutma;

hayatta

gelinmesine

ellerine

kınında

Rehberim, dökeceğin

tırnağını

Sen

öğrendiklerin

duyduğun

ki,

suyun

gerekir."

süre

ihtiyaç

onun

vermek

Ama

sonra

ettim.

bir g ü n

kırmayacak.

Unutma

her

biliyorsun,

karar

Meryem

bir

şeyi

kuşkular

Bakiresi'ne

başarabilirsek

çakabilirim,'

marangozun

Ustamın uzun

sın,

günü

hızla

Gölcüğün

verdim.

çiviler

işe y a r a m a z d ı .

dini

gücünü

ca

"Çakılacak

iki

Öleceğin

bulacağına

kaldı.

vardır.

anlamı

var:

sorar-

duvara

getireceğini,

istemediğim

Yol

kazanacak.

olarak

yok,

sevinçlerini

beni

S a n t i a g o Y o l u ' n d a da,

engelin

şeyi

düşünüyordum.

kapadım

söz

insanın

ona

kuşkuluydum.

duvara tırmanmayı

bir

ben

değildim.

yapmak

döneceğime

çerse

ri

hâlâ

edeceğini

ben

"Bugün

bir y a n ı

çok

söyledikleriyle

gözlerimi

ve

kalkmadı.

olurdu."

durumda

nabileceğinden

da

pabuçlarını

kayaların ellerinde açtığı yarala-

yanlış

acılarından

daha

olduğunu,

Lastik

ürperdi.

dünyada herkes kefaret o l a r a k y a l n ı z c a acılarını

Gerçi

Anamız

hiçbir baha-

tüylerim

kilometre

dedi.

ve

A y a k l a r ı n d a k i a ğ r ı y ı ya da rı d e ğ i l .

yerden

birkaç

Yortusu; sen

ve

kımıldamadı.

görünmüştü,"

Meryemi

sunuyor.

baktım

ver

yukarı di

çekti

kendini.

görebiliyordum. Petrus daha

da

Tepeden yukarı

ge-

bulacaktı.

dökülen

suları

O n u bir an suların

Sonra

korkudökülen

çıkması

aşağıda

ve

doruğa

onu

gü-

görebilarasınbir süre

Sonunda, lanmış,

gün

ırmağın ışığında

Ellerini

sallayarak,

Gerçekten cımdan

sıra

sonsuza

nim

da

kapıldım,

gerçekten

takmadan

dosdoğru

liği

başımın

hissettirdi,

ğumuz

anda

döndürdü duğunu vam bile

beni.

beni

ancak

ve Yol

ama

çağlayana

sığdığı

olduğunu

rak rın

gördüğüm

şey

düzlüğünden

kalabileceğimi kim

bilir

kaç

şıyaydım. dü

mü,

yere

kez

basitliği

kaya

tütündüm.

daha yaki

güveniyordum.

da

bede-

kafama

dakika mıştı: yer.

sonra,

inmeye

olde-

bassam

bedenimin

durdum;

işin

geri

güçlü

sağlamca

arasında

oyuklarla

tırmanmış "Ben

son

Beni

manırken

doruğa

evre, açık

duva-

sandığımdan

dolu

olduğum sana

bir

vazgeçmek

bir

oysa

mi?

ettiğim

zaferin

burasıydı ve

ğını

Yol

ğım

bu

ama

şimdi

Meryem

tüm Ana'ya

kıvrılıp

son

Asıl t e h l i k e l i yer de

dığım,

ellerim çaba lik

göstermem

gi-

inancımı bir

kez

ve

daha

tüm

daha

engel

kal-

tır-

kalmayacaktı.

burayı önce

nasıl hiç

umutlarımı

dua

On

yöneldiği

aşamazsam,

değeri

Petrus'un

Bakiresi'ne,

başladım.

ettim.

aştı-

karşı

peşinde,

eski

bir

önemli

suyun

kavramış,

benim

dost-

çağıltısı

sağır Kabir-

ellerimi

gizemli

için

ayakla-

suyun

sanki. ve

bir yere.

yalnızca

ve

ama

sürüklüyordu

gerekmeyecekti;

bir

kadar

kararlıydım;

çabaladım,

yapışmam

eğip

başlamıştım.

tutmaya

olmadığı

kayaya

öne

kılıcı

gö-

kayaya

sonuna

Onlar

Var g ü c ü m l e

biryere

bir

ça-

O

an-

bir yere,

Orada,

artık

insanüstü

huzur

ve

güçle

çevreme yaylayı şeye

ağır

çıkmaya

bana

ve

gördüm

tutunmak

hiçbir

güçlüydü,

ama

dolup

yukarı el

şey zafer

-

çağrıya

bir

sessiz-

taştım.

bir

biraz

başladı.

Bedeni-

Bedenim, için

çıkınca,

nefes

ileride

kılıcı-

giriştiğim

ama

henüz

tepemdeki

aldım.

Yepyeni

başlangıçta

sonu. akan

g ö re m i yo rd u m . ânı

suların

Tutunma

gelmemişti,

göğsüme

ğıya,

bağladı-

yere

çarparak yarattığı

sırfdüşüme

erişebilmek

basınç, için

beni

terk

yukarı

arasından isteği

çok

kendimi

tut-

gerisin

etmeyi

bir

yürüdü-

Kendimi

m a m g e r e k i y o r d u . T ı r m a n ı ş ı n en z o r n o k t a s ı n d a y d ı m ; rın

bu

veriyordu.

yolculuğun

istiyor,

çağıran

direnmişlerdi.

tırmanmak

tümüyle

derin

baktığımda

tutunacak

ağır

arasında

gördüm

olmaya

bir

sevgiyle

suların

güneşi

bir

içinden

teslim

Ölümcül

çağlayandan

parlak

atıp

ayaklarım,

serüvende

Başım

ğümüz

ve

eğmedi.

derin

çılgınca

duyma-

Tepemden

içinde

başka

ellerim

mın

çözül-

duyar

gölcüğe

ki,

me

bu

başımı

Ama

dürüst

olacaktı.

ırmağın

kar-

doğru

güçlük çekmeye

tutmaya

ayaklarımla

Başım,

karşı

Sorun

Bir tek

düzlüğü

hiçbir

ve

Duva-

önce

için

yürümüştü.

ediyorlardı.

hiç

değdirdim,

başlayınca

ayaklarıma

ellerim

karardı.

bitenlerin

önümü

gücümü to p l a ya b i l s e m varabileceğim

boyun

zorunda

dediğini

tırmanmaya

tepeden ayıran

görememiştim.

olup

ve

yerde

almış,

güdüye

daha

kayayla

demedim

yaklaşmıştım.

beni

olsa

Yolu'nda

suların

her şey

saçlarımı

hissetmeye

alabilmek

almakta

tutundukları

ğıltısı

de

akan

ola-

duvar

bir d u v a r d ı .

şaşakalırsın,"

havadan

elde

saniye

rımı

da

nefes

kalınca

Ellerime

yardım

tepeden

Ne

dümdüz

kılıcımdan

dönük,

iyice

suların

ve

kaç

d ü ş ü n e b i l m işti m ;

kayaya

ediciydi

görebiliyordum.

karşısında

ıslak

bana

duydu-

Ne

ürkekçe

gücünü

Nefes

Santiago

larımdı,

ihtiyaç

biydim. Yüzüm

ayaklarım

önce

daldırdım.

içinde

Suyun

oluşturdum.

duygusuna

geçip

suların

oldum.

sımsıkı

duyguya

daha

sulara

tümünü

boşluk

Hiç

tepeme

gereken

Tümden

famı

çok

giden

başımın

remez

gerçek-

çok

içinden

çarpmıyordu;

korkarak

Petrus'un,

en

dibine

yapmam

aslında

nasıl

kılı-

yeniden

gerçeklik

Çağlayanın

çok

sular

o

bana

doğrudan

suyla

bir

akıp

sonra

da

kez

hoş

hızla

sende."

ya

duyumsadım.

sandığımdan

su

bir

ardından

gölcüğün

biryerde,

kolay

"Sıra

kadar soğuktu

inanmaya

Çağlayanın

Oradan,

daha

O

ağırlığı

zayıf düşüren

ra yapışmıştım.

Burada

ıs-

ilerledim.

üstündeki

edecekti.

bağırdı.

Bakiresi'ne

yaşadığımı

ayaklarımı

alt

tırnağa

gülüyordu.

başaracaktım

hemen

görebiliyordum;

ederse,

Tepeden

vazgeçecektim.

gücümüze

bizi

diye

Ya

gölcüğe daldım.

kesildi;

Suyun

belirdi.

parlıyor ve

"Haydi,"

çıkardım

Sonra

kaskatı

pırıl

bendeydi.

kadar

Giysilerimi kardım.

kıyısında pırıl

göze

sula-

geri

aşa-

aldığım

fırlatabilirdi. Ustaları ya

da

dostları

düşünmenin

zamanı

değildi;

ka-

yarsam

Petrus

"Burayı ye

şimdiye

yer

tutar

kadar

düşündüm.

ğum ti.

beni



kim

bilir

"Burasının

olduğunu

diye

çok

kaybetmemek

kendi

başıma

en

arkamda dönüp

b a ka m ı yo rd u m .

ğinde

tırmanmıştır,"

dikten

kere

biliyordur."

için

yapmam

kaç

yardıma

iyi

Belki de terk etmemişti,

gemi

yanıma

çok

ihtiyaç

Ama

beni

di-

duydu-

terk

bir y e r d e y d i ,

ama

den-

Her

şeyi

Zaferimi

tek

başıma

kazanmalıydım. Ayaklarım suyun için

daha

için, len

ve

içinde fazla

kendini bir

oldu.

somon

yanlardan

kalktı.

lup

bedenimin

görevini oradaki olacak

sulara

de

çünkü dum;

dım

bir

ve

suyun uzandı

filmi

hatır-

için

çağla-

yavaş

yu-

bir t u t a m a k

bu-

yazgısını

somon

yukarı

yavaş

ve

balığı

belirleme

gibi,

fırlarken

Son

bir

daha

da,

destek

-

eski

kayayı

aşındırıp

Büyük

Petrus

bulduğuna

bir

acı

duymaya

yalnızca

bir

adım

insanın

yitirir.

gücü

okyanusu

geçmiş, Ama

deneyimler

bu

tekrar

gibi

birkaç

kıyıdaki kez

göre

başlamıştım,

kaldığını

tükenir

Hayatımda

düzletmişti.

tıyordu. kaskatı çarpıyor elim

pürüzsüz

Ayaklarım

kayada

çıkmak

yaklaşan kalkıp

"Gevşe,

anda

etmemeliydi

bana

"Çok

ve

öteki

bir t u t a m a k yerin

kayıyor,

elimin

hissediyordum.

dayanılmaz

istediğim

taşta

bir

acı

buldu. biraz

basınç

artık

veriyordu. Gerçi

ar-

hayalarıma Birden,

büyük

değildi,

ama

sırası

da

etme.

bana

alırken

ve

tü-

küçük

bitkin

ısınırken,

bir

olduğu sesi

bir kez gibi

arasın-

duydum.

mutlu

olduğumu

göstermek

vermedi. Petrus.

derin,

karşıya

uzatıp

hissettim.

Çağlayan

"Ağır

ağır

nefes

al-

deliksiz

bir

geçmiş,

yola

uykuya

Petrus

koyulmamız

da

dal-

giyin-

gerektiğini

kolay "Çok

üstelik

yanıltmış

Çevrendeki

Nefes dakika

Kalkıp

"Buraya

gel,"

verdim. şeyden

nasıl

Sana

olacaktım.

Egzersizi'ni

yaptıktan sırt

dedi.

dibinden

bakılınca,

görünüyor,"

meyebilirdin."

her

Alma

giyindim,

ayaklarımın

doğru.

karşılık

güç

alacağı-

sana."

beş

"Buradan ha

diye

RAM

Egzersizi

serbest

geldi-

çıktım

Suların

el

içinden akan

dururken

dedi

güneş

yorgunum,"

göstereceğim Ve

tutunamadığını,

Sular

uzağındaydı,

gittikçe

nefes

giysilerimi

"Merak nı

dal-

kazanmak

ağır

Uyandığımda

mişti;

Yolu'nday-

biraz,"

suların

güçlükle

söyledi.

insan

son

pişmanlık

Santiago

dım.

dinlen

çabuattım.

kendime.

kadar

bedenim

gövdem

güneşte

adımlarını

ne

göre-

serbest

çalış."

Petrus,

elim

kesildiklerini ve

Petrus'un

Tüm

gölcükte

kendi

Yerimden

maya

biliyor-

olur,

kez

aşağıdaki

düşündüm

elim

kendimi yukarı

kıyıya

Gövdem

hacılara

göğe d o ğ r u bir kavis

Gövdem

çağlayan

çıkın-

Bunu

Öteki

ama

ilerledi ve

atılmıştı.

çalışan

burasıydı.

buldu.

Emekleyerek

bitkin

yer

belirle-

İlk

buldum.

varmaya

yeri

yabanıl

kaldım.

kazandığımı,

daha

geriye itildi,

adım

kafamda

sürdürdüm.

futundum.

tutunacak

dönüştü.

de

yer

olmuş

gücümle

çıkmaz

serilip

istedimse

zorundaydım. Serbest

suya

bir

açtığı yoldan

büyük

çıkar

biçimde

doruğun

bana

ve

kollarımın

müyle

tutamak

gücüyle

Yerini

arayışımı

Santiago'ya

olanca

yaşadığımı

kaldı

olmalıydı:

boğulmuştum.

o

kez

sular

yer

anlarda

kaybetmiştim

bir

bi-

işte!

kalınca

olabilirdi.

elimle

tutunacak

boyunca

Ağır

akan

güvenini

galarında

bildiği

istediğini

varmak

yararlanarak

filmdeki

başarmama

böyle

kendine

bunu

gitmek

bölümünün

son

bulabilirdim. artık

elimi

ötesinde

çizerek cak

destek

serbest

biliyordum,

arandı.

tutunacak

ben

Elim,

gördüğüm

özgür

kalan

Elim,

Yüzyıllardır Ama

birden

daldı,

yer

nereye

öbür

az

yüzyıllar

kullandığım

bir f i l m i .

gücünden

geri

gücümü

hedeflerine

atladıkları

üstlendi.

bir

ama

Çocukluğumda

Sonunda

tutunurken,

tüm

istemiyordum.

eden,

suyun

karı

kayaya Zaten

balıklarının

aşağı

Kolum,

elimle

zorlanmak

teslim

balık

ladım,

bir

dolaştırdım.

elime

sonra

Burasıydı

etmiş-

bakamıyordum.

gerekiyordu.

tının

öbür

öğretti.

sonra

çantamı

kendimi

Uçurumun hızla

aşağıdan

daha

iyi

aldım.

akıp

kenarına

gittim.

gidiyordu.

göründüğünden

çok

da-

dedim. ilk

başta

Önündeki

buradan

gösterseydim

olanakları

iyi

seni

değerlendir-

Kendimi bir

kez

evren RAM ğini mi

hâlâ

daha

yaptım.

benimle Nefes

ve

Gülerek, Sonra

da,

kalmadığını

Çok

uyum

Alma

sordum; yorgun

güçsüz

hissettiğimi geçmeden,

kurdu

ve

Egzersizi'ni

Santiago bitkin "Çünkü

Astorga'da

edince

çevremi

yüreğime

neden

Yolu'nda

fark

daha

yürürken

egzersizi

kuşatan

doldu. önce birçok

tüm

öğretmedi-

Ciğerlerindeki

kez

kollarını

kendi-

içine çek.

hissetmiştim. hiç

de

bitkin

aldığım

RAM

görünmüyordun,"

tereyağlı

çöreklerden

sordu.

NEFES

ALMA

EGZERSİZİ

Petrus'a

dedi.

renle

tüm

havayı

olabildiğince

elden

yukarıya

geldiğince

kaldırırken

boşalt. havayı

H a v a y ı i ç i n e ç e k e r k e n , z i h n i n i s e v g i , h u z u r v e ev-

uyumun

gövdene

girmesine

yoğunlaştır.

kalıp Çektiğin

havayı

içinde tut,

kollarını tutabildiğin

kadar yu-

k a r ı d a t u t v e i ç d u y u m l a r ı n l a dış d ü n y a a r a s ı n d a k i k e y f i n i sür.

Nefesini tutamaz olduğunda,

söyleyerek ciğerlerindeki

havayı hızla

B u e g z e r s i z i h e r s e f e r i n d e beş

www. cizgiGforum. com

Sonra,

ağır ağır

"RAM"

boşalt.

dakika uygula.

uyumun

sözcüğünü

Delilik



gündür

yürüyüş

beni

gün

şam

dokuzdan

çağlayanın

oradaki

dum,

sonra

ama

gelene

kıyordu. nin

kendisi

ladı.

bir

onunla

olduğunu gün

"Bakalım,

atıştırmak gizli

için bir

vardı.

ilgili

hiçbir

ilgisi

gün

boyunca

hızını

bizim

Önceleri

olduğunu

olmadığını sık

sık

bunun sanıyor-

anladım.

saatine

yarattığımızı

ba-

söyleye-

hatırlattım.

biraz

bu

şeyler

ak-

siestaları

paylaşmadığı

değişmişti.

duraksamamla

zamanın

geçen

hali

Petrus

yürüyüşümüz

Rehberim

bir

benimle

tümüyle

sinirleniyor,

Bana

"Her

çabucak

gibi

davranışı

hızlandırmıştık. günlük

bulmuyordu.

Petrus'un,

uyuyormuş

Dahası,

Önüne

son

yalnızca

veriyorduk.

programa

uyandırıyor,

önce

kaldırdığından, mola

tempomuzu

doğmadan

daha

bilgeliği

bilgeleşiyorsun," gerektiğinde

diye

yanıt-

kullanabilecek

misin?" Bir gun

öğleden

düştüm

karıp

sonra,

omurgamı Birkaç

daha

hissetmeye

de

yaşlı

bulunduğu

dakika

ağaçların yerleri

hızlı

bir öyle

ağacın

uyum ağaç

Petrus,

Petrus,

saçtıklarını, gövdesine

o

sonra

kadar

tişörtümü

gövdesine

kaldıktan

başladım.

bir

yürümekten

kalkamadım.

oradaki

söyledi. iyi

hızlı

ki yerimden

çı-

yaslamamı

kendimi

bitkilerin, sinir

yor-

çok

özellikle

merkezlerinin

dayadığında

insanın

kendini lerce

daha

uyumlu

bitkilerin

hissettiğini

fiziksel,

güç

anlatmaya

verici,

ruhsal

Saat-

mi

g ö r ü n c e bir an

an-



admı

olduğum

ve

koyuldu. özelliklerini

naralarından

lattı. Bütün için rı,

not

almaya

bana

dı.

O

bunları

daha

gerek

kızdığını

günden

önce

bir

duymadım.

düşünmekten

sonra

yerde Ama

okumuş

Petrus'un

giderek

Petrus'un

suskunluğunu

ölüm

daha

sağlasaygılı

lular,

bir

ve

hiç

vanı

olmayan

aksiliği

elverdiğince

dostça

davranmaya

Bir den

sabah,

geçen

hının

ilk

ğundan,

Ana

saatleriydi; kahvaltı

tutuyor,

bar

kalmış

köprüye

ve

oldu-

aynı

geçen

ölçüde

kap-

sonra

Doğa

ırmakların

yatak-

"Kuraklıktan,"

dedi.

"Haydi,

sandviçini

bitir de yola

ko-

bu

kadar

zamandır

acele

ettiğimizi

Santiago

işi y a r ı m b ı r a k t ı ğ ı m ı s ö y l e m i ş t i m

olabilirdi,

lamaya

çok

"Bu Yolu'nda tarlalarda III.

kana

bana

pek

bir an

şey,"

diye

konuda burası bir

önce geri

dön-

caya

'onur

boğulmasın Aklı

sıra

kara

diye

bu

mizah

"Ama

diye

Süevlerle

belki

onca

kadar

kuraklık

dedi.

kanlı kan

büyük

yapmaya

da

olsa,

için

"Ama

Santiago

Çevremizdeki daha

sonra

çarpışmalar

akıp

gitsin

de

bu da

meykent

yapılmıştır."

çalışıyordu.

Gülmediği-

bir

aşk

Don

o

de

at

geri bir

boş

yatak

değiştihaydut-

bir

süre

Quinones

diye

de

Sanbirbir-

birbirleriy-

soyguncular

da

başlamışlar.

gitmiş; bir

ta

ki,

kadına

adındaki

bu

kadının

kaçınmamış.

b ü y ü k aşka

sonra

benim

bulan

soylu

hacı-

Şövalyeler,

nasıl

geçmeden

sürüp

bir

soylular

bölümü-

cesuru

zenginmiş;

bu

ker-

yapanlar

bir

oynatmaya

fedakârlıktan kadın,

yı-

olun-

adam

kalbini

Ama

kayıtsız

1434

âşık

hem

kazan-

tarihin

kalmış,

adı-

Quino-

çevirmiş." aşkın

olabileceğini

şövalyeler

öğrenmek

ilgilendiğimi

ancak

de

hacı

aklımdan.

Yol'un

değişir.

en

böyle

çok

haydutlar

Sayısız

bazı

soylu

Çok

yaşayan

Suero

hem

her

meydanı

zaman

soy-

Avrupa'nın

yolculuk

geçirdim

ırmaklar

en

yeniden

bir

isteğini

ilgisi



Ama

güçlüsü,

kentinde

hiçbir

unuttuğu

Petrus,

değiştirmiş."

bilinir.

uzun

kadar.

nes'in

köpzafer

rahipler,

yüzden,

yüzünden

yetinmemişler,

tutuşmuşlar;

Leön

mak nı

en

O

buralara.

diye

de öyle

kaçırmakla

Karşılıksız

Vizigotlar,

arasında de

doğ-

sorgu-

değiştirdi.

yatağını

diyemem,"

geçidi'

Magripliler

Köprü

konuyu

Dedikleri

Söylediklerini

yine

hürmetine

başlarına

vermişler;

üstlenmiş.

Yolu'nda

güçlü,

biliyorsun?"

ırmak

şey

zamanlar

Alfonso'yla

ne

yanıtladım.

Bence bir

gelmedi.

bu değildi.

hemen

hakkında

büyük.

gelmiş.

inandırıcı

ama tek sorun

köprü

"Hiçbir köprü

dana

sana,

"Bu lında

"bu

gitmişler."

gibi,

dalaşmaya başlamışlar.

savaşa

sürü

yalnız

ülküleri

hacılar,

suyu

etmişler

cinayetler

karar

tiago Y o l u ' n u n

bir

dedi,

Alfonso'nun

adını veren,

gelirlermiş.

kurban

ve

insanların

ürkütüp

çok

başladığımda

"Bu

korumayı

le

akın

olduğu

soygun



ları

III.

çağlarında yüzü

buraya

da

bugün

korumaya

rirse,

da

köprüye

ilk

uğramış,

ları

oldum.

İtalya'da

zorundayım." Açıklaması

ru

soracak

Yolu'ndayız.

Bu

azizin

cinayetlere

Santiago

Neden "Ne

"Bu

leriyle

değiştiriyor."

yulalım."

mek

soyguna

Tıpkı

saba-

açılmamış

yapıyoruz,

altından

pazar

krallar

soyguncular

üstün-

oturduk.

doğa

köprüler

köprülerin

ırmağın Bir

henüz

oracığa

"İnsanlar ve

güzel

bir

vardık.

hanlar

üzere

diye,

"Çok o

bir

etmek

olsun

dedim.

larını

kupkuru

koskocaman

Sohbet risli,"

handiyse

almamış.

yanından

korkunç

çalıştı.

"Gelgelelim," ya

öyküsü.

hattâ

dört

k a r ş ı l a d ı m ; o d a , b e l k i de b e n i m k a y g ı m ı k e s t i r e b i l d i ğ i i ç i n , eksik

sonra,

sürülerinden

"Santiago Yolu'nun

anlattıkla-

vazgeçmemi

sustu,

Vizigot

görünce,

sandviçimi

bitirip

için

arasındaki meraktan

öykünün yola

savaşlarla

geri

ne

çatlıyordum. kalan

koyulursak

bölümü-

anlatacağını

söyledi. "Tıpkı böyle

annem

yapardı."

çantamı

aldım

lumuza

devam

Petrus

gibisin,"

Ama ve

yine

de

uyumakta

dedim.

"Çocukluğumda

sandviçimi

o

çabucak yedim,

olan

kentin

içinden

"Gururu

kırılan

asilzademiz,

da sırt

geçerek yo-

ettik.

anlatıyordu:

redde-

dilen

tüm

miş:

erkekler

Kişisel

cekmiş

ki,

Aylarca, mış

bir kadın

"Yanına bu

burada

otuz

nu

küçük gün

yapmaya

büyük

bir daha

bir

hiç

kutsamanın

bir

on

fikir

kalıp

soylu

ortalığa;

şu

mızrak

Santiago

biryolunu

ara-

cinayetler ve

Küçük

anda

geçmekte

Hacılar

kırmakta

Yolu'nun

en g ü ç l ü s ü ve en y i ğ i t i o l d u ğ u n u

bütün

daha

görmek

rektiğini

sa-

"Peki,

aracılığıyla,

kararlı

tüm

oldu-

nağına San

"Ben

şövalyelerinin Sancak-

şövalyeleri

bekle-

muzlar

bir

kızartılıyor,

masallar

şarap

anlatılıyor,

devamını önüne

kurulduğunu su

gibi

şövalyeler

anlatırken,

hayal

edebiliyordum:

akıyor,

çalgılar

çarpışıyor.

sahneler

tüm

çalmıyor,

Petrus

canlılığıyla

Do-

öykünün gözlerimin

geliyordu.

"İlk

gelmesiyle

Quinones

ve

temmuzun

yoldaşları

onunda

bütün

güç

yarışmaçarpışıyor-

l a r , g e c e l e r i de g ö r k e m l i ş ö l e n l e r d ü z e n l i y o r l a r m ı ş . M ü s a b a kalar

kimse

muş.

Bir ara,

mış

ki,

yelerden, na ve ki

kaçamasm meydan

iki

sonra tek

korumak

köprünün

üstünde

gelenlerin

ağarana

ateşler

şövalyelerle

bundan

hacıları

gün

yanında

öteki

diye

okumaya

çarpışmaların

köprünün

kadar

yakılmış.

bir daha

dair

düşen

için

şöval-

savaşmayacakları-

Compostela yemin

yollarında-

etmeleri

isteni-

Suero

de

dokuzunda

Quifiones

reklisi ve en

güçlüsü

valye

şövalyeye

hiçbir

Bu

saldıran

destan

tı'nın

doğmasına

ilan edilmiş. meydan

haydutları

sonradan

karşılaşmalar

Santiago Yolu

Kılıcın

neden

tek

O

günden

okuyamaz ortak

sonra

ermiş en

ve yü-

h i ç b i r şö-

olmuş,

düşmanları

Santiago'sunun

olmuş."

sona

şövalyelerinin

soylular bilmişler.

Askerî

Tarika-

evlenip

hızlı

alanı

Don

hiç

o

sordum.

gerdanlık

bir aşk

tapı-

bugün

hâlâ

sormuştum." Petrus.

"O

yazılıyordu. öyküsüyle

za-

Orta-

kim

ilgi-

Quinones'in

her z a m a n k i

de

yavaş

yol

sessizliğine

aldık.

yürümeye

biraz

olmadığını

başladı.

söylüyordu.

Yine

olmaktan Sanki

o

gün

Bir

hafta

hızı

bo-

sürdüre-

derin

yakında

ve

Petrus

doğruyu

çok,

pek

anlat-

büründü

Üçüncü

yorulduğunu,

yorgun

belliydi.

öyküsünü

söyledüşün-

çok

önemli

başa

yıkın-

olacaktı.

Öğleden

sonra

büyük

yapılmış

ahşabın

Foncebadon'a

bir

damları

çürümesiyle

bakıyordu;

Yolu'nun

en

Haç.

kez

Bu

vardı

bu

oraya Yakub

başka

bırakmaya

zamanın yok

bir

Petrus'un

bir

önce

istilası

sırasında hacılar

kayağantaşı

daha

yavaş

taşları

edilmiş

almadan

yürümekte

uçu-

Demir

yürüyen

Terk

bir

Santiago

Demir

yolunu

getirdikleri

yanı

veren

tepesindeki

üstünde

an

destek

görülüyordu:

Sezar'ın

yerlerden

bir

biri

bir

kayağantaş-

ardında,

oldum;

kaidenin

anıta

ve

Köyün

bir t e p e n i n

ben

ahşap

evlerin

aşındırması

işaretlerinden

tuhaf

baştan

Taş

olmuştu.

başlamışlardı. ki,

vardık;

burası.

sabırsızlanan

kocaman

Haç

köydü

karşımızda,

önemli

yükselen

konmuştu.

taş

de

konuşmadan

yürümekten genç

halinde

uyarak

o

tarafından

varken,

Suero

olduğu

dum.

ge-

ki?"

içinde

dar

kez

Tiago'nun

diye yanıtladı

erkekler

celer

ruma

bir

etmemiz

diye

San

evlenmediğini

hiç b i l m i y o r u m , " yalnızca

bir savaş

kadar

tan

"onur geçi-

köprüyü

olmuş?"

boynunda."

emindim;



dönüp

devam

gidip

büstünün

zamankinden

şey

ne

bırakmış;

mediğinden

bir

yola

gerdanlık

kadınla

daha

Haç'ıyla

"Ağustosun

hacılara

her

yunca

Petrus

Compostela'ya

sonra yeniden

gün

yapılıyor-

o k a d a r art-

sürebilmesi

Yenik

asla

görevlerinin

olacağına

sayısı

yormuş.

Don

iki

cek

rakiplerin

başlamış.

tıktan

de,

Quinones'e

de

Rehberim,

şölen

geldiği

bir

o

öyle

başlamış."

Nasıl

lar

okuyacak

Geri

meydana

Don

"Doğrusu

lenecekti

meye

ya

manlar tarih lıkta

meydan

bırakmıştık.

Tiago'nun

olduğu-

k a n 111 a y a c a k m ı ş .

geride olayların

istedimse

altın

ne

kendisine

o

söyledi.

l a r ı n ı , b a y r a k l a r ı n ı d i k m i ş , i ç o ğ l a n l a r ı n ı, u ş a k l a r ı n ı ç e v r e s i toplamış,

kenti

dini,

"Santiago

konuşlanmış.

otuz

verede-

gelmiş.

arkadaşıyla,

kentte

karar

zafer elde

unutamayacakmış.

Santiago Yolu'ndaki

aklına

aldığı

yaymış

aşkını

onu

Öyle

adını

Derken,

duyunca

ğumuz

yaparlarsa açmış.

onun

reddedilen

durmuş.

vaşları

ne

savaş

on

metre

ulaşmak Merkür pagan haçın

köyde

o

ka-

istiyoronuruna

geleneğine kaidesine kadar

çok

ancak

ben

edemedim. olduğunu

daha ve

hızlı

yürümeye

devrilmiş

ağaç

sonra,

bir

yerine

oturmaya

tahta

"Biraz

haçın

Demir

Petrus'un tım.

Tıpkı

şadıkları

yerleri

küçük

oturup

haline

çevremizi

gelinceye

Uzaktaki

bir

Petrus, ye

"Sence

terk

Don

"onur

Don

bir saat bile

ıssızlığa

belli

bak-

sağlam

ya-

ve

uzun

zaman

da-

dır.

ne

uzanıp

olmuştu

Suero

de

Terk rada

deli

miydi?"

di-

geçidi" n i

"Bence ğim

"Bana

gibi

değildi,"

pek

o

zorunda

diye

deliydi;

kadar deliydi.

tıpkı

olduğunu

benim

bile

kadar deliydi.

baksana,

kılıcının

Agape'den

beslenen

olmak

ille

"Deli mak

ya

da

gerekmez.

peşinde

için

Assisili Sokağın

Aziz

kavramlardan

yanıp

Petrus,

için

bildiğimi

hayatımı

meydana

için

de

da

çok

tanıştığın

tıpkı

gibi

ateşi

gördü-

senin

kadar;

daha

Hepimizin

vakit

gelmesine

kuşlarla bile

konuşmak

yaptığı

Agape

büyüktür,

kalkış-

herkes

onun

Mavi

Küre

söyledi.

hiçbir

Egzersizi

Ama

yaparak

Agape'nin

gelişebilme-

korkmamalıydım.

yoktu. zaman

verirsem,

Ama geç

Yaptığım

hoşlanmıyorsam, değildi.

kendimi

nasıl

de-

Değişikliğin

verimli

birtarla

bir

bildikleri

Foncebadon

kentine

hep

olup

çoğu

zaman

değil.

zorunda

Ben,

savaşmasından

söz

ediyorum.

yolunda

her

örneğin,

bir

karşılaşırız; mek.

O yüzden, Senin

çeşitli cik

yolu

İşte

zaman

her

vermek ölüm

giderken

sin,

kaza

da.

Basit

gün

bana

de

bu-

ihtiyacı söylemek

diye

Düş bir

vakit

yanıtla-

dayattığı benim

hayatında

iradesiyle,

çözülmesi

bile

zor

düşmeden

Gücü'ne

bırakman

ölüm

de-

sözüdoyuisteye

sorunlarla

içinden

kalım

yoktu;

geçgere-

sorunuydu,

Agape

toplumsal

sağ

tüm

kararın

gösteren

bir

aşırı

bir

seçim

bir

sorunlar. bütün

tüm örnek

bu

olabilir.

götürecek

yolcuların bile

birlikte

sana

biri-

sobi-

yerine

ölümüne

küçük

Sabah

yol

tabii."

getir-

Hayatımız

bir aracı

hayatımızı bu

gerektiren olduğumuz

yükümlülüğü

çıkan

kaldığımız

salim

yapmamızı

vermek,

karşımıza

arasında seni

seçim

karar

zorunda

yapıp bir

bir

bir

ayrılmak,

gibi

ceğini

an-

Belki

ama

gündelik

kendi

çağlayan

hayatımızda

vardır.

risinden

hayatla

bunları

kalırlar,

çağlayanın

düşünecek

zor

gösterdi.

"Ama

yunca

karşı

işi Y a r a t ı c ı

durumunda

seçenekleri

runlar

işe

bu

değişemez en

değişiklik

kendilerine

insanın

şeye

ama

bilmiyorum,"

kaderin

her

eg-

sordum.

bittiğini

kabullenmek

is-

bu

döner."

bir

bütün

neler

ister

tüm

değişikliğin

baktım.

birlikte

burayı

Ve

hayatındaki

aleyhine

"Burada

"Hayat

şey,

egzersizler

görür,

insanın

bulmadığı

işten

kafamız-

bu,

insanlar

bu

her

zorundasın.

gözleriyle

"İnsanlar

ettiğim

ek-

Kendinden

istemiyorsan,

vermek

savaşı

Petrus'a,

bile

bana

öğrettiğim kazanır.

yöneltecektir.

seçmediğini

mek

sorun

izin



kir.

yanar.

fethetmeye

manav

Ke-

da

duruyorsun.

gösterebilir.

değiştirmekten

hoşlanıyorsam

ğiştirmem

ateşini

verdi-

tutuşur."

Agape'nin

çağrılacağını

işten

delilik

Ama

planlardan

delilik

bir

dönmesini izin

sana

öğrendiğin

seçip

rucu

senin

Amerika'yı

köşesindeki

daki

sıradan

bir

Francesco

bu

verdim.

Ya

dolanıp

de

hoşlanıyorsa

özlemiyle

şu

dı.

zaman

olduğunda

ğişiklikleri

kaldı.

yaptığım

yüreğinde

hatırlamayınca,

değildim.

tıpkı

Şu

bile

karşılık

kadar emin

sorarsan

şiş A l f o n s o ğün

hatırlatmak

deli

yanıttan

kim

o

aleyhine

edilmiş

tohumlarını

anlam

aramaya

yaşayan

için

üzere

değişiklik

duymuşlardı.

Quifiones

olmak

katılamaz;

Böyle

Gücü'nün

memnunsan

yürekten

savaşa

gi-

da in-

dahil

gelmesine

"İnsan

Düş

olacaktım.

değilsen,

seni

meydana

ki

önümüzde

Acaba

de

kendinden

temez

insanlar da ya-

Yaratıcı

vermiş

zersizlerin

etmişlerdi?

Suero'nun

izin

"Agape

sordu. Ben

si

gibi

kadar

dağları,

sanlar

orada

saran

Evler

güzel b i r y e r d i burası. yeri

mesine

orta

ulaşabilirdik.

değiştirmesi

denvadisiyle böyle

meydanın

dönüştürmüş,

memnun o yüzden

olmadan

yatak

olmalıydılar.

bir

evlere

gezdirdikten

ancak

değiştiriyorlardı.

yıkıntı

Yıkık

göz

dedi.

gece

yanına

ettim.

uzun

verdi.

geçmişti,

ırmakların

pılmışlardı, yanmış

biraz Haç'a

fark

uzun

bulunduğu

karar

soluklanalım,"

Vakit öğleyi otursak

başladığımda

gövdelerine

evden da

açacak

nasıl

bo-

kararlar, çıkıp

seçebilirbir

aracı

etkileyebile-

Petrus bulmak

anlatırken

için

Santiago

anda

benim

mam

gerekiyordu.

için

Aklımdan rı

vermenin

dedi.

en

önemli Doğru

geçenleri

tek yolu

"Korkmadan

gözden

geçirmeli,

Petrus

işte

ve

kılıcın,"

şey

onu

vermek

kararın

sonra

Kılıcımı

seçmiştim. bir b i ç i m d e

"Doğru

olduğunu

EGZERSİZİ

bulTepeden tırnağa kara-

bilmektir,"

kapılmadan

GÖLGE

Şu

zorundaydım.

Petrus,

ne

karamsarlığa

bana

ben

kılıçtı,

söylediğimde,

zaman

nasıl

düşünüyordum.

yürümeyi

kararı

yanlış

ondan

o

Egzersizin sorunun,

kendimi Yolu'nu

öteki

yolu

gevşe.

Beş d a k i k a b o y u n c a , gölgelerini incele.

çevrendeki t ü m nesneler ve insanların

O nesne ya da i n s a n ı n t a m olarak neresi-

nin gölge y a p t ı ğ ı n ı b e l i r l e m e y e çalış.

karar vermelisin." Gölge

yapılacağını

Egzersizi'ni

anlattıktan

öğretti.

sonra,

İ k i n c i beş d a k i k a b o y u n c a ,

"Senin

dedi.

a y n ı şeyi y a p m a y a d e v a m eder-

ken, çözmeye çalıştığın soruna odaklan. zümleri

O l a s ı t ü m y a n l ı ş çö-

araştır.

Haklıydı. "Öyleyse

egzersizi

şimdi

doğru

çözümü

Döndüğümde

yap.

Ben

biraz

bulmuş

dolaşacağım.

olacağından

emi-

Birden

son

birkaç

hatırladım,

mediğim

bir

şimdi

Bana

konuda

Petrus'un

bu

öyle geldi

karar

ne

kadar

terk edilmiş ki,

o da

verebilmek

ne

için

acele

kentte

olduğunu

vakit

et-

oturmuş bil-

kazanma-

çalışıyordu. Çevremle

Alma

leri,

ne

nın fark

zaman

yıkık

gelerini lerin

uyum

Egzersizi'ni

kanın

tam hiç

evlerin,

olarak de

On

kılıcı

koyuldum. layıp

ki,

bulma Aklıma

Santiago'ya edip

hilelere

kılıcı

çarpık

dakika

çurpuk

gölgeleri

odaklanmak sorununun bir

sürü

gitmek

nereye

başvurmayı

hiç

fikir

geçti

yaptığını

taşın

zor

değildi.

Çok

geldi;

önce

bir

sonra

öğrenmek

g ü l ü m s ü yo rd u m .

hiç

dik

açılı

ise o

yu-

kadar geçme-

düşünmeye otobüse karıma

için

düşündüm.

Petrus geri d ö n d ü ğ ü n d e ,

önce

gölgesi

Egzersiz

göl-

nesneanlama-

daha

çözümlerini

aklımdan,

bıraktığını

o

kirişlerinden

izledim.

yanlış

dakigölge-

haçın

bakarken,

Bunu

bir

Nefes

beş

çevremdeki

gölge

düz

RAM on

ardımdaki

gördüm.

evlerin

süre bakıp

ve

Gölgelere

bölümlerinin

Bazı

bir

ağaçların,

olmadığını

düşüyordu,

için

saatime

saptadım

taşların,

hangi

kolay

büyüleyiciydi den,

Sonra

dolacağını

etmemiştim.

gölgeler

kurabilmek

yaptım.

incelemeye başladım.

varlakçaydı.

fon

gündür

oysa

sohbet ediyorduk.

ya

olarak,

hangi

doğru

eledikten

nim."

tiğini

Son

at-

tele-

duygusal

bir beş

dakika

çözümlerin

sonra

daha

kaldığını

gölgeleri düşün.

geriye b i r t e k doğru

incele ve Onları

geriye

birer birer

çözüm kalsın.

"Ne

oldu?"

"Agatha nı

keşfettim,"

rusu

diye

yapmış. Petrus

diye

Gölge

nerede

Kılıç

"Sen

dâhisin.

"Karımın devam

na

"Bütünüyle

çevreye

çok

ması

sefer

çok

de

olsa

la

bir

Petrus

saçma

açıkta

bir

yanlış

başka

kılıcını

gerek.

Ve

İspanyol

en

bulmak

sana

durduğu,

diye

ama

bir

olmalı."

yerde

"Burada

mın

Buraya

kentte

yerde

olamaz,

Sonunda

bir

barın

"Bir

"Nedir "Bir onu

gibi

kentte,

edilmiş

bir yer-

birkaç kişi

ayırt

ol-

onungöre,

bir

kentte "En

şey,

bu Bu

olmalı,

edilmiş

bir

fazlasıyla

da

egzersizi tahmini

ama

kılıcıhemen

terk

edilmiş

kentteki

bir

dikkatini

kılıç

öğrettiği

egzersiz-

bırakmak kimsenin

bir y e r d e .

Demek,

herkesin

en

olurdu.

kutsal

çalmaya

Kılıç cesaret

yanlış

ama

çevresine

şey

dağın

üs-

Petrus.

"Vakti

geldiğin-

hafta

ben

onu

zaman

şimdi

Orada

ardımız-

bu

terk

olmamız

yol

kaldığımıza

göre,

demek

ama

güneş tam

o

birkaç yüz

görmek

da

adım

edil-

nedensiz

bu

şimdi saatte

Haç'ı

uzağımızdayAma

istiyordum.

sonra

bugün,

metre

daha

Demir

istiyordum.

öğrenmek

aldıktan

akşama

sıra

burada

Bütün

buraya burada

bir

takılıp

olmamız

gerekiyordu. Vakit

kadar

geçsin

gergin daha

gergin

diye

gevezelik

görünüyordu, önce

birçok

gördüğümü

adı

aklıma

böyle

gelmeyen

olmuştu,

Soluma

Petrus

vahşi

köpek, bir

Dönüp

köpeğin

ne y a p m a m

bir

aklıma.

değildi. bir

sabah

oradaydı!

sonra

dışarı

karşılaşırsak

an, O

filmlerde

kimsenin

aklının

Oysa ben burada,

gerçekle

karşı

ortadan

köpeğin

de

önce... üstüne köpek.

olacağına

söz

kaybolmuştu. dehşet

çalışıyordum.

ucundan

şimdi

korkak

filmlerindeki bir

bu

birden,

sedirin

ayırmadan,

bulmaya Western

kaçan

sanki. ama

ederken

hemen

Beni

ama

Petrus

kahvaltı

yanımda

arandım,

gözlerinden

gerektiğini

çıkarmak

yılabilecek

daha

Sonra

h a 11 r l a y ı v e r d i m .

karşılaşmamızdan

hemen

yerdeydi

görmüştüm,

hatırlamıyordum.

Köpek

rehberimi

kımıldamıyorduk;

çalışıyordum,

başka

sinirli

kasabada

onunla

döndüm.

onunla

olacak iş

o

etmeye

aklı

kez

o n u bir kez böyle g ö r d ü ğ ü m ü

geldi

uy-

bir

saklanmıştı,

olasılıkla

koşar

adamı

iyi

Haklıydı.

oyalandığımızı

neleri

çok

uzun

e t t i k de,

olurdu?"

ardına

Büyük

bir yer-

küçük

ne

baktım.

edemeyeceği

Santiago yakınlarındaki

görebildiği,

sonra Yol

oyalanıyoruz?"

gerçekten

ve

neden

vermişti.

yapılabilecek

kadar



de

yere

yanıt

Gözlerimi

kılıcına

dedi

acele

Haç yalnızca

dedim.

Mesela,

yanlış

o

gibi

aydınlatıyordu.

çekerdi.

görebiliyordum.

var,"

kadar

Güneş

yıkan

bana

bu

saatler vardı.

Petrus'u

süslerdi." ya

Bundan

değildi.

edemediği

o ?"

dünyevî

kilise

terk

Benimle

Müneccim'in

olmalı.

yerde

anlayamadığına

olurdu.

kentte

duvarını

dedi.

daha

yanlış

geçenlerin

duyduğunu

şey

gören

farkı

bir

düşünüyorsun?"

En

bir

çünkü

oradan

gurur

terk

birbirinden

yapmak

benzer

ve

iyi,"

mu

değil.

hacıların

"Çok

miş

neden

kovalıyormuş

Petrus

burada

bulunduğu

eledim.

türlerini

olduğunu

"Hayır,

kılıcı

arasındaki

kılıç

atlı

bu-

sonucu-

ettim:

bulunduğu

tamamen

orada.

gerek yok,"

Petrus,

dan

daha

duruyor,"

görülemediği

Devam

insanın

önemlisi,

kılıcı

"Bak,

Gölgelere

yerde

için

bir şeye

kılıcım

uğrayacağım."

anlayacaksın."

tahmini

bir yerde."

Bunu

bir y e r d e

uyduğu

olacağından,

farklı

bir

de

kiliseye

Haklıydım!

en

senin

her

"Böyle

sanıyordum."

güvenli

sürü

bir k i l i s e d e - evet,

tündeki

doğ-

herhalde."

demek.

gülümsemedi.

bir

kimsenin

de

iyi

en

vardım." Bu

le

yolu

söylediklerini

"Gelgelelim,

bir

bu

yazdığı-

sordu.

vardığım

düşündün

giremediği

ettim.

lunduğu

biliyordu

olduğunu

Bütün

nasıl

yanlış t a h m i n i

Santiago Yolu'ndan

yürüdüğümüzü

Brezilya'dayken

"En

bakarken

söyleyeceğim:

için

romanlarını

Egzersizi'ni

gölgelere

bir

polisiye

espri yaptım.

kılıcımın

"Önce,

muş

sordu.

Christie'nin

İkimiz düello

karşısına bile

içinde

sahbir

geçmezdi;

f i l m d e bile g e r ç e k d ı ş ı sa-

karşıyaydım.

Ve

Tümen

-hatırlayacaksınız,

sayıca

için

böyle

adlandırılmıştı-

oradaydı.

miş

bir e v

gördüm.

fırlasam

lirdim,

Tümen

ve

varlığının

na

kısılmış

silip

çıkamazdı.

çağrıştırdığı hissetmem

Gözlerimi men

Birden

oraya

ondan

attım

her

saçma

kafamdan.

lıcımı

bulmadan

ben

onu

şısına

olacaktım.

Santiago

an

lımdan

karşısında

edil-

tırmanabi-

fiziksel

varlığı

kendimi

kapa-

geliyordu.

Bu

olasılığını

k o r k u s u n a Yol

şansım

Köpek

bir

karşılaşmam

durmadan

he-

işte.

Kı-

gerekmişti;

ortaya

çıkabileceği

Kaçsam,

karşıma

giden Yol

dehşete

çıkaramayacak,

yoktu.

daha

korkusuyla

tuzağa bile,

hep ecel teri

Daha

köpeği

boyunca

Kar-

çıkmasa

boyunca

düşecektim.

hayatım

sonra

da,

türlü

ak-

bir

o n u n yılgısıyla ya-

şayacaktım.

O

vaşa

saat

bunları

geçirirken,

düşünmeyi

odaklandım.

bırakıp

Petrus

maydım.

Korkuyordum.

pek

daha

biraz

yaklaşıp

köpek

patlak

ortadan Yüreğim

hafifçe

yaklaşmaya

vermek

üzere

kaybolmuştu, yerinden

hırladı.

başla-

olan tek

başı-

oynarken,

Yüksek

sesle

sa-

kö-

havla-

gözlerimden

Göğsüme

koca

bir

kıldığımı

görünce beni

ve

ölmeyeceğimi

böyle

korkumun

daha

mazsa y ü z ü m ü Bacağımda et

ve

kaptığım

gibi

ısırmaya

var

160

ayağa

çarpmıştı

belli

Ne

engel

duyarak

yaraya

atlayıverdi. sanki.

zaman

belirsiz

ha

güçlü

uzundum.

başladım.

diye

hafifçe

gördüm.

uzandım.

Yere

hatırlasam Hiç

fırladım.

köpeğe

çok şaşırmış

Köpek

geri

doğruldum Ellerimi

Köpek,

vurmaya gibiydi;

çekilmeyi

yı-

da, ol-

boğuşuyordum. ve

bir

yüzümden

bunu

görün-

O a n d a e l i m e iri b i r t a ş p a r ç a s ı g e l d i . gücümle

çünkü

Korkum

Ta-

başladım. biraz

geri

rüzgâr esti. taşı

sürdürüyordu;

gücüne

Ondan

bir

an

kaldım. ğımın



bir

o

daha

parçalamaya

Gözüm

başlamıştım;

aklımdan. kentte

bitireyim

sarmak

son

Bir-

sıcak

bir

ısırınca

taşı

pençeleriyle

başlamıştı;

canını

olsun

giysimi

hakkımdan

atladı-

da

kolayca

bırakmak

da

biraz

Santiago

üstüme

kez t a ş t a n

başladımsa

Isırmasını

bu

istiyordum.

Köpek

Bu

istiyordum.

ve

vermek

tuzakmış.

devirdi.

vurmaya

Güçlü

geçti ıssız

işi

yaramı

elimi

kındaydım.

kadar.

indirip

başka yere

başardı;

Ellerimle

far

dum,

da

bağırmaya

durdu.

işten artık s ı k ı l d ı ğ ı m ı hissettim;

saçmalığına

yeniden

da-

hâkim

çalışıyordu.

olduğu ve

de

kendime

hissetmeye

hissettim

kurtulup

arama

bu

beni

kere

önce

kılıç

Meğer gibi

bir

okumaya

güçlü

ama hem

köpeğe

sonra birden

gülünç

gibi

ama

bırakmadan

İşte o z a m a n bu

kafasına

Yolu'nda

henüz

kendimi

demir

olabilirdi,

azalmıştı,

geçenleri

ki

çevik

d a h a ağır,

dövüşmenin

kendimi

Daha

geriledi,

aklımdan

köpekle

zorunda

yakamadı-

önleyebiliy

or-

yırtmaya,

kolları-

gelmesine

ramak

kalmıştı. Ansızın,

içimden

getirirse

söylüyordu: ğım

çok

ğunu

bu

aynı işe

son

nuşmalarımızda bulamadığını gitmek,

işte

Hac

ama

Habercim

verme Astrain

birlikte,

Daha

bir an

ne

önce

fark

çocuklarımın Bütün

çağlayanlara de

böyle

sırtımı

kurtulacağımı

olacaktım.

tüm

Baca-

bedenim kimin

ve

zonk-

sesi

benimle

durdu

kapıldım. insanın

istiyordum.

dövüşmekten,

yaşıyor

Astrain'di

birçok

Köpek

benim

diretiyordu;

isteğine

ama

duydum. ve

yaralardan

duymuşçasına

çalışmak

artık.

ses

olmamda

söylemişti,

karımla

köpeklerle mıştım

düşecek,

teslim

sesi

bir

bir

biteceğini

bacağımdaki

anlamıştım:

Köpek, ha

Yenik

Ses,

gelen

dövüşün

acıyor,

luyordu.

diğim çe-

Düşmanımın

ben o n d a n hem

elimden

daha

dönmüştü

den

ğı

taşı

Biraz

Sanki öyle bir

olamazdı.

olamazdı,

yere

öleceğimi

olamıyordum.

koruyayım

olduğunu

Canının yanmasından kilince

üstüme

başladı.

bildiğimi

bir acı

çekip

ce, y ü z ü m e s a l d ı r d ı . şı

kaya parçası

gırtlağımı

kopmuş

gırtlağımdan

köpek

büyümesine

şiddetli

parçasının

ve

da

okuyan

cesaret vermişti.

daha

daha

güçlü

sa bu k a d a r ü r k ü t ü c ü o l m a z d ı ; d i z l e r i m i n b a ğ ı ç ö z ü l ü y o r d u . Korkumu

bana

den

kurtulmayı

Aklımdan dı.

b u l a n a n taş

Ben-

boyunca

ş i m d i o an g e l m i ş t i

başka

kana

g e r e ğ i n d e n f a z l a s a y g ı g ö s t e r i y o r d u m ve bu b i r t u z a k t ı .

olamıyordum;

kaçma

ânın

Düşmanla

de C o m p o s t e l a ' y a

dökecek,

damına

olduğu

terk

alt e d e c e k t i m ya da o b e n i dize g e t i r e c e k t i .

dikilmekten

düşmüş

her

önce

fazla

köpeğin

ayırmaksızm,

k i m b i l i r kaç kez k a p ı l m ı ş t ı m ve

ya

evin

Bir

şey

çok

Yakınımızda

oldu-

konuşan. bir

Daha

kez

da-

önceki

ko-

hayatlarında ederdi yanında bu

ki?

kılıcı

Ben

olmak,

eve dile-

saçmalıklardan,

tırmanmaktan

düşündüğüm

bık-

olmuştu, 161/11

ama

boyun

eğme

olacağımdan Terk ğin

sürüsüyle

da

görmüştüm.

ki

bir

ve

teslim

gelen

ses

köpe-

dedim

için,

mak

için

fark

gördüm.

di;

arasında

onu

edince

koyunlar

beni

için

geleceği

RAM'm

gibi

köpeği

biraz

yakaladım.

umudunu

gücüyle

böyle

ilgili

Ne

taşıyor-

umutlarım

gözünde

artık bir

sındaydı

artık:

oralı

bile

duygusuyla lim

olmak

kurtaran doldu.

karşı

kendimi

köpeğe

Bu, Kendimi

hafifçe

tı.

Bir

ve

koyunların

kenarda

fark

Bu ladım.

karşı-

bırakmıyor,

birden

koyunların

bir

köpek

Benim

güç

gibi

ki

karşı

çobanın

tes-

Evin

arduvaz

kaçması

kalmamıştı.

de

deliliğin başladım.

Dişlerimi

seslerden

nefret ak-

yüzündeki

korkuyu

korktukları

kadar

gördüm korktuk-

ettim.

halimden

de

korkmuştu.

başladığımızdan

Dişlerim

saldırarak

gırtlağına

çok

dişlerimi

O

beri

ve t ı r n a k l a r ı m l a

beni

dehşete

geçirmeye

anda

ilk

çalıştım.

de

Zafere

ulaş-

bir

de

Bugün

zavallı

yordu.

bir

o

Bir

ni

geçirmiş

çözüm

yaslanır

iyi

topraktaydı,

güçle

hissettim

arasında

kötü

orada

birboşlukta

yok

"Sen

O

bulacak

etmişti,

etmek

Prens

artık

için

kar-

Prens'sin,

olmak

Israrla,

istemi-

ele

geçi-

Biraz

daha

ve

bir

topraktı

her

şey

Tümen

hayvanla

fır

değil,

Dizlerimin

yıkılıverdi.

ve

fır

kazana-

bir d u v a r a y a s l a n a y ı m

pisliğe

meyveleri, toprağa

çevremdeki Bayılırsam,

Artık

doğrulu-

korkuyordu.

dövüşüyordum.

duvar

yüzüstü

Tümen, ve

Kendimi

düşündüğümü

benden

gibiydim,

yaslanmaz

ol-

geliyordu.

söylüyordu.

Bakışı çok

bulmalıydım. olan

çözüldüğünü

Toprak.

baktım.

Bayılmamalıydım.

caktı.

gibi

öldürmemeliydim.

köpekten

geçer

görecekti.

vardı.

duydum.

olduğunu

oradan

görüyor-

Astrain, ben

de

yüzünü

köpeği terk

Ama

sesini

köpeği

da

Kendimden

toprağın

kılıç

O

çobana

Artık

dönüyordu.

ele

fısıldadı.

için

eder

oradan

hayvanı

güç-

ben

iteledim.

yüzünü fark

sanki.

ama

olduğu

karaltılar

Gücüm

Artık

kadar

bodrumuna

ölümün

bazı

o

başardı,

kendini derin

Ustamın

oluyordu.

Çingene'nin

eden

arayan

diye

gereken

parçaları

na-

ben

kaçabilir-

dönüşmüştü

gittiğini

Savunmasız

uzaktan

direnmeliydim.

bir

o

delik

onlar T ü m e n , "

böyle

ben

orada

k o n u l m a z bir istek d u y u y o r d u m .

ama

saldırdım;

hayvanı.

ama

Korkusu

uçurum

yanlış

birazdan

içimdeydi.

at-

düşürdüyse,

dans

insana

birinin

dönüştürmüştüm. şeytan,

üstüne

kez

şeyin

istemiyordum.

kurtulmayı

Tam

bulanıyor,

kaçacak

benim

nın Tümen

Dövüşmeye

boğazıma

pek

bir

arkası

şeylerin

çevresinde

Dönüp aynısıydı.

çaldım

belli

geçmişti.

evlerden

olanaksızdı. bir

da

ona

duvarının

dum,

koymalıydım.

ettiği

hiçbir

kurtulursa

olmasını

altımdan

edilmiş

Tümen'e

rilmesi

silah-

köpeğe

yere

gözlerinden o

şimdi

Zihnim

kullanılan Bir

Başka

çabaladı,

Altımdan

daha

korkusu

dum.

şı

bir

sonunda

terk

yordum;

karşı

çıkardığım

köpekten

ve

atlayıp

kurtulmaya

olmuştum,

onu

kez f a r k l ı bir şey

söylüyordu.

hissetmeye

hırladım,

duran

ama bu

bana

güçlülük

bıkmasına

yanılsaması

bana,

sözünü

bir

Üstüne

şeyin

korkum

lüydü

olan, engin

savaştan

açan

gün

benden

şey y a p ı y o r d u m .

onun

insanın

herzaman

o

İstediği

bacağını

Yüreğim

gerektiğini

köpekmişim

gösterdim,

larını

oldu.

dönüştürerek

Petrus'un

engeldi.

köpeğin

Onun

kapılmıştım.

yol

Dünyaya durmam

bir

çabalıyordu.

bekliyordum,

bir kez d a h a f ı s ı l d a d ı

söylüyordu. larla

değil,

bu

Artık

istemesine

kaçmaya

Ama

çobanı

umuduna

Ruhumu

Astrain

düşman

koyunlar.

olmayan

kaçmayacağı

kurtulup

duyuyordum.

tırmalıyordum.

Birden, elimden

istek

altımdan

Hayvanın

döndü. Köpek

bir

yenecektim.

bırakıp

yavrusu

atarak

ısırıyor,

ben

çil

bacağından

yardımıma

onu

olduğunu

Kurtuluyordum.

bir

kılıç ve

bir ç o b a n ı n

büyük

kalmamıştı.

Pençe

yıkıntıları

kazandırmak

ve

bir

bakınca,

şatonun

başlayınca zaman

çobanın

yöne

koyunları

niyetlendi.

oyalayayım

geri

güçlüydü

dönmekte

eski

Köpek

bağırmaya

d u m ve bir an

sıl

önce

Hayvanlara

tuhaftır

geldiği

kırlardan

daha

saldırmaya

daha

daha

sokaklarından

Sesin

birlikte

sahneyi

dağıldı.

sefer

önemi

kentin

çekti.

Bu

Çoban

bu

emindim.

edilmiş

dikkatini

onlara

isteği

Taşlar

be-

bağı-

dedim,

ve

tahta

düştüm. toprağın

ama toprağın

hükmediyor

ya

meyveleriydi

-

meyveleri.

Evi

da

ona

toprak

hükmediyordu. toprağa ğımda ve

yakıp

kül

sağlayan siydi.

Tepeden

Tümen Agape

ruhuma

tırnağa

toprağa

olduğunu

dışarı bir

uzun

düğünü

yan

Yaralı

bir

köpek ve

şey d o k u n m u ş

ama

bunun

Bedenim

titremeye

kendi

gö-

devam

âlemine

dön-

bitkin

baktım:

içinde

arasından

halde

kanlar

inanmak

olmalı,"

bir

içinde

bana

"Ama

süzüldüğü-

oturup

karşım-

kuyruğunu

bakan

istemeyen

dedi.

yere

bir

sallaDemir

çoban.

çoban,

"Yediğin

ç ı k a r d ı n ya,

birazdan

bir

dım;

bir

peğin

Başımı şekkür

salladım.

etti,

O

Petrus

gömleğinden

bir

sardı.

tüm

Sonra de

ciddi

bedenimi

Hiç

"Bu

aldırmadım.

mizledim. zersizi'ni

yapmamı

içinde

hissetmeye

orada

olacaktım.

Ve lecekti.

Demir

vardır,

seni

Yerimden

önerdi sonra

Tümen

Haç'ı

kalkıp

yerden

Yarım

te-

şey

söylemeden

yoklamamı

iste-

beni

ne

beri

büyük

gün bir

edemeyiz.

güne ama

teraz

aldı.

Eg-

oralarda

dünyayla Demir

uyum

Petrus,

boşaltmıştı

arasından oraya.

su

otlar

Haç'ın

müyle

yükse-

bulandırmıştı

ve

kapanana

zenfektan

yaşlı kadın

ama,

olduğunu

İkinci gün

iyi

bir

vardı;

köy var-

Yol'a

çıkalı

Verandadan

bakıl-

ergeç

aşmamız

hemen yatağa biraz

kuyu"

dedikleri Öğleden

kadını acı

gere-

attım ve

ateşim

er-

var

gi-

çeşmeden

bi-

sonra

getirdi.

Yaralarıma

bir

içirdi.

çay

yalamamı

hâlâ

rehberim

bir

buldu.

temizledi.

bana

tadını

için

ka-

hacıların

hissediyordum.

kadar yaraları

madensi

oda

uyandığımda

"dipsiz

yaralarımı

yaşayan

sürdüler

tatlı,

daha

köylülerin

getirip

Kendimi

uyudum;

kendimi

iki

kö-

Yolu'nda

iyileşinceye

sığındıkları

verandası

ulaşabilmek

tesi

Eg-

sonra

Santiago'ya

Petrus,

Yakınlarda,

bir ev g ö r ü y o r d u m .

Aksiliği

biydi,

bir

kollarınday-

Santiago

yaram

söyledi.

evinde

küçük

dağlar görülüyordu. kadar

görünce,

karardığında

demircinin

odamın

Petrus'un engellemişti.

gerektiğini,

olacağını

kez v e r a n d a l ı

Alma

yıkıntılarının

güç

ilk

başımı

çantamı

bir

Benim

mın bir

Petrus

üstümü

sırt

saat

aşmadan

korkarlar."

yeniden

vermemiz

hava

dı.

yürümemi

soktuğunu

ken

dedi.

Nefes

hale

dağları

görünce

RAM

ara

vardığımızda

yara

iyi

dığında,

ziyaret

oraya

dar d i n l e n m e m i n

bacağıma

söyledim.

Petrus

ve

bana

vurdu.

kanayan

geçirip

böyle

kendimi

başladım.

Foncebadon

hiçbir

görünüyorsun,"

halinle

için

aşağı

kötü

olmadığını

Yürüyebiliyordum.

yaptıktan

ve

çok

gözden

"Berbat

turistler

zaptettiğim yoldan

çıktı

koparıp

bir y a r a m

gibiydi.

Muhtemelen

birlikte

ortaya

parça

Gülümseyerek, geçmiş

"Köpeğimi"

koyunlarıyla

sırada

Haç'ın

bacağımdaki

yürümeye

kalmaz."

zersizi

Emir ve İtaat

irade-

büyüyor ve tüm

Tümen'in

parmaklarımın

dehşet

Gördüklerine

diyse

sonra

ve

tuhaf sahneye

şeyin

Agape'nin

başladım,

içimde

çıkıyordu.

süre

kalıntısının

hissettim.

daki

direnen

be-

savaşmamı

anladım.

Son nü

gücümle

Kusmaya

hissediyordum,

ediyordu;

Tümen Bu

titriyordum.

daldı.

zeneklerimden

geçtiğini ve

istemiyordu.

son

yerleşip

karşılaştı-

içimdeydi

yenmek

için

tırnaklarımı ilk

gövdemden

Agape

tarafından

ve

köpekle

Tümen'in

bayılmamak

iradem;

çığlık,

hissettim.

aşk

irademdi,

patlayıverdi

attım;

çığlıktı.

indiğini

eden

içimde

Çığlık

duyduğum

toprağa

nim

Agape

hatırdım.

hatırlıyorum;

çeşitli

Petrus,

tembihledi.

tükürüğümün

odama

gerçi güçlü

tü-

Kanımidemi bir

de-

kadın

ba-

söylemişti.

yeniden

ateşlendim.

Petrus'la yaşlı

na

yine

çok zi

çay

içirdiler ve

yüksek ya

da yara

den

bandı

rehberim

kerî

üsse

bir

saat

askerî

hayvanın

"Yok, kendini

için

Petrus vardı;

olduğunu

köpeğin

Uzun

diretiyordu;

türmesi dım.

olduğunu

bir

kent,"

rus

da

her

şeyi b ı r a k t ı :

naşmadılar. Köpeğin ğım

nim

için

lirsiz başka

İki remden ve

gün

şey

sesle

dua

sırada

ve

Biraz

aşısı

birden

olmam

zorunda

kal-

köpeğin

söyledikse sabaha

gö-

daha

bazı

terk

edilmiş

başladım,

çıkarken

yara bandı

ve

merhemini sargı

çevresindeki

yara

Pet-

merhemi.

beziyle

ya-

sardılar.

kalmayaca-

kadar yatağımın yanın-

Petrus'a

koydular ne

Roma Yolu'yla

birine

neler

açmasını

iyileşmiştim.

ve

be-

yaptığını

sor-

ilgili

belli

istedim,

kuduz

O

sabah

yakınımızdaki

arama

olduğunu

yaşlı

kadın bir

gelip

Başımdan

kasabalılar

kuduraca-

bulaştıracağımdan

korkuyor-

demirciyle

hoşgörü

kenarında

odama

istedi.

duyulmuştu,

be-

pence-

yaptıklarını

tartışacak

göstermiyordu.

köpük

gördüğünü

bir k ö p e k

varmış,"

kar-

yatağa

da

vardır,"

konusu

dua

kenarının O

gece

ettiler;

oldular,

Uyuduğum

bile

ileri

biraz

sürü-

ıslandığını

Petrus'la

ertesi

düştüğümde

ilgili

dedi.

gün,

yaşlı

kadın

h a f i f t o p a 11 a-

kaygılanıp

sana

"Hac

olduğunda yarıda

ateşin

düşmeseydi,

gerektiği

kaygılanmadı-

yolunda

bir

daha

önce

yolculuğu kesilebilir.

bunu

hac

işaret

olarak

söz

ancak

etmediğim bir

hastalık

Yaraların

iyileşme-

yolculuğunun kabul

sona

etmek

er-

zorun-

kalacaktık." Sonra,

ekledi.

biraz

Anladım

da

edildiğini

Petrus

boyunca

yokuş

öğleden

sonra,

tiriyorduk. yordu.

acele

Moralim

mıştı:

gittikçe

bozguna

kılıcımı

"Ne

ol-

düzeliyor, yukarı

Yine

çıktığı sırt Bir

eskisi

gibi

iki gün her

gün

saatlerde biraz

çantamı an

önce

kes-

Petrus

taşı-

yetişmek

için

kalmıştı. kendimle

tırmanmayı Geriye

en

övünç

duyuyor-

başarmış, önemli

Yol'un

görev kal-

bulmak. söz

ama

deyince demek

geride

uğratmıştım.

Petrus'a

kazandın,

uğradın,"

etmiyorduk:

çağlayandan

Bundan

söyledi.

yüzünden

buluşma

için

önemliydi.

güneşin en tepeye

Sargılarım

Artık

şeytanını

de

ineceğimizi

koşturduğumuz

bir

için

iyileşmiş

kabul

A r t ı k S a n t i a g o Y o l u ' n d a inişe g e ç m i ş t i k ;

onun

sonunda

dualarının

benim

kadar

ki,

övünerek,

olmam

duğu

zafer diye

ağzının

edemedik.

kadar başımda

seydi,

gör-

sordum.

ikna

"Santiago Yolu'yla

ama

evlerde

hepimizin

de

anlayış

dum;

tepelerde

demirci

etmemi

sordum.

gerekli

kullanmaya

zorunda

üstüne

askerlerin

terk

herkese

küçük

Petrus'a, ğını

ne-

söylemedi. tamamen

kaldığımız

y a r a k da o l s a , y e n i d e n S a n t i a g o Y o l u ' n d a y d ı m .

söz

Subay

daha

en

ağzımın

Uyurken

dedi.

hastaneye

etmek

inlemeye

Sabaha

hastalığı

adam

mesi

yalamak

evinde

kasabayı

kasabada

ve

Petrus'la

ama

köpektir."

"Foncebadon

ettiler.

inayeti

söyledi.

sonra

İçlerinden

verdi.

bir

Kuduz

bir kez

bastırıp

artık

tüm

ğımdan

saldıran

oynuyordum,

üsteki

kabul

vücudumurn

" B u r a l a r d a bir yerde şılık

beni

gibi

yara

otlar

yerleri

baktığımda,

geçenler

Yanında

olmaz."

sargılar,

kadın

ellerini

şeyler

köyün

düm.

temiz

Tanrı'nın

hiçbir

gösteriyor,"

bildiğim

çıkardı.

çok s e v i n d i m .

yüksek

bir

bana

yanıtladım.

köpek

Yaralarıma

buna

duğumda,

diye

dışarı

yaşlı

çöküp

as-

sonra,

düzelmez

yordu.

oyun

sonra

yanıyormuş

subayı

ısırdığı

için diz

bir

düzelir

bir

"Orada

canım

Petrus'la

döndü.

ısrarla

olmamıştı.

yakalamışçasına,

genç

yüz-

sordu.

dedi.

Hemen

da

"Onunla

söyleyince

"Foncebadon'da," Yalanımı

yakınlardaki

olduğunu

Kuduz aşısını yaptıktan

rede

adam

olmazsam

gerekeceğini

için

o

be-

soruyordu.

ikna

iğne

hiçbir yer y o k t u ,

Öğleden

ateş

sargı

lardı.

süredir

pek

Ama

Köyde

bandajlarla

kuduz

dedim.

hekim

sürdüler.

etti.

verdi.

sonra

kaybetti.

otlar

devam

almak

hekim

hayır,"

Askerî

bandaj

karar

nerede

"Isırıklar

birlikte

bulabileceğimiz

biraz

gitmeye

Birkaç genç

yaralarıma

olmamakla

açacak en

başımdan

istiyorsun?"

oldum.

önemli aşağı

Ne

ki,

noktada kaynar

sular

"Büyük

bir

başarısızlığa döküldü.

"Karşılaşmanın Acele

etmemiz

meye

zorladım,

başka

bir

şacağını

şey

doğru

oysa

kafanı

alıştırmaları,

bir

zorlu

çarpışmaya

bir

nasıl

alt

n i k

oysa el,

var,

darbe

asla

Bir

ğımı

karşıla-

dedi.

bütün

olduğunu

RAM

bunlar

unutturdu

aklından

nerede

olduğunu

Kılıç yalnızca

Kılıcı

ve

darbeyi

üstün

onu

indirir,

gelir ya

şeye

da ye-

başlasam,

alt

dakika

hepsi

için

önce

yürüyüp onlar

durumda

hep

başka

bana.

Yürümekte

geri

fiziksel

şacağımız

acıdan

için

"Dü şmanımız

olduğumu,

şeye

daha

mutluluktan

vaşmam

gerektiği

tım

Petrus'un,

ona.

başarılar

Savaşmak

ara-

geliştirip

eser

her

zaman

tarafından yeni

sınavlar

söyleyince tahta

yeniden zaman

korkmak

da

kapılmak

dövüşten sırf bizi

on

vardı.

olabilir,

Petrus,

onca

isteği

yaralayabileceğini,

sırt

başladı:

önceden

ama

otur-

gösterir.

zafere

ula-

her z a m a n

mayacak

hem

de

guru-

sa-

anlat-

hayatındaki söyle-

bunun

bir

şey

değil.

Düşman

geliştirip

oradadır.

için

hem

vardır. savaştan

şeyler

kadar

bunu

hiç

bana

bizi

güçlen-

konuşmuyor-

memnun

kalmıyor-

düşündüğün

kılıcımın

yolculuğuna

gizini

başlamadan

söyledikten

Hem

de

bizim

Bu

amacın

kaçmak de

ilan

böylesine söz

onun

onun

sonra

parçasıdır, nasıl

bizim

izle-

açıkla-

öğrenmiş

düşmandan

ama

etmekten çok

yakın

etmesine

çünkü

en

bir

şaşırdığımı

hisseder

kötü

söz

çok

kav-

girmiş

olmamızın

şeydir. her

şey

yapmış

söyledim; bir

O

sıolbir yüz-

Savaşı

zaman

düşmanımızın

görünen

gerçekten

nasıl

alınmalıdır.

yenilgiden

kaçarsak, başka

girmiş

göze

yapılabilecek

kılıcı

kullanacağımızı

hayatımıza

hayatına

sonuçları

kötüdür,

anlattıklarına

böyle

bir

istediğimizi,

öğrenebiliriz;

kazandığını Bu

demin

yapacağımı

sen

Agape'nin

namak

İsa'ya

seni

bu

sürdürdü:

ne

amacı

yanlış

hac

radığımızı,

ten

eylemidir.

köpeğin

Ama

Hem

olduğunu

"Düşmanımız

den,

sevgi

hepsi

miydin?"

Petrus

değer

olabilir.

onlarla

sandığımı

savaşın

yaptıklarımdan

kapılıyorum.

kaybetmekten

uğraşa

de

anlıyorum.

Benim

nimine

masının,

biryere

insanın

kastettiğini

Bir

tıpkı

sun?

yere

yoluma

ve

kabullenemeyeceğimi

yürekten

değildir.

güçlendirir,

benim

etmeyi

tuzaklar

günah

"Ama

Neden

Com postela'ya

Benim

olduğu

savaştan,

savaşmasını

duk.

olmam

istedikleri

düşeriz." dediklerinin

gibi."

yüz-

zayıf yanımızı

vazgeçme

iki

yer-

gereken

yapılacağını

yenik

Petrus'un

düşmanlarım

yürekten

dedi.

"Tamam,

cesareti-

çıkarıyordu.

anlatmaya

da;

son

gölgelik

haçlar

bizim

tüm

sorunuydu.

kurulan

bir-

kalmamıştı.

ve

Gitmek

ol-

sırada,

sandığımız

nasıl

için

zayıf

korumasız

vermememiz

dövüşün

düşüncesini

uğruna

izin

yarala-

hep

dim.

his-

ihtiyacım

de,

düşman

olduğunu

verdiğimiz

dövüştüğüm

yerden

Dövüşürken

yüzden

asla

için,

izin

Yine

o

güvenli

verdiğimiz

olmuştu.

gizi

aradı-

başlamadan

S a n t i a g o de

bir

kocaman

duygusuna

bulmadığımız

hacı

Konuşmamıza

yalnızca

bırakıp

"Düşmanımız

bir

dönmüşlerdi.

engeller,

yere

bir

olduğum Yol'dan

yorulduğumu

kıyısında

çantalarını

bir

öğrenmezsen,

Santiago Yolu'ndaydım

Gelenek

yeni

Petrus'a Yol

gizi

arayışın

hedefime yaklaştığımı

sıradan

duyduğum

için

ise,

durmadan

Bu

en

söylediği

dövüşe.

sonunda,

seçmesine

Köpekle

dirdiği

yılda milyonlarca insan geçmiş,

varmak,

Bu

zaman

Petrus

yeniden

yitirmiştim.

kadar

ettin.

bir giz.

Ne

hatırlatıyordu

Şimdi

izin

düşmanın

Ve

girer

çalışırız,

yerden,

bizi.

olduğumuzu

için

korumaya

vurur

yok sana.

çıktı.

yenilmez bildiği

bıraktığımız

bir

"Çağlayan,

en

noktamızı

den

yanıtladım.

inmeden,

olmadan

demedim.

bulabilmem

duğunu

Bu

nerede

bulamazsın."

şey

setmeye

duk.

ulaşmaktan

rumuzun

yabileceğini

"Doğru," kılıcın

henüz öğrenmediğin

dığını

mi

bilmelisin. daha

yürü-

ki?"

gireceğin

düşmanının

hızlı

düşer. "Tümen'i

kaç

yarar

diye

düşmanın

önce,

edeceğini

kadar;

işe

ediyorum.

çok

kılıcına

konuşmaların,

gereken

söz

seni

Düşmanınla

takmışsın,"

Onunla

o

önce

aracıdır,"

gücüne

etmen

almadan

an

ne

habercinle

eline

için

bir

kılıç

gücümün

"Sen

sen

bilmekten

onun

düşünmüyordun.

bilmiyorsan

"Kılıç

ânını

gerekiyordu,

bir

savaşı

olmayız." kendini

insanın

şaşırmıştım.

Hz.

şiddet-

"Hz. nu

İsa'nın Yahuda'ya

düşündün

rekiyordu,

mü?"

yoksa

dedi.

neden

o

kadar

"Kendine

yeryüzünde

bir

ihtiyaç

düşman

verdiği

savaş

duyduğu-

seçmesi

"Çok

ge-

yücelmeyecek-

t i."

Yol

kıyısındaki

diğinin den

tahta

tanıklarıydı:

kalktım

ve

haçlar bu

kanla,

yola

yüceliğin

ihanetle

devam

ve

etmeye

nasıl

söyle-

bir

sırada,



savaş

yenmesini

ğunu

sağlayacak

sordum

aracılığıyla

pek

dan

lik

bu

ustayı

muş,

ledeceğini Belki

de

olduğumuz

O

kadar

buraya bildiğim rus'a

şeyin

bize

şey ö ğ r e t i r , "

Yakub

şu

anda

kazanma

şey

daha

isteği

sonra

sağlayan

da

iyi

Karım

fikre

da

bu

karmaşık yenmek

gücünü

bu

işi

bulhal-

bayılmıştı.

bir b i ç i m d e için

şu

anda

kullanmamız

ilgili

hikâyeyi

zaman

verdi.

"Ama

hayatın

bize

öğrettik-

büyük

diken

ve

hacının

kadarıyla,

bunların

ağır

ne

bir

tahtadan

insanüstü

otuz

metrede

anlama

yol

boyunca

bir

geldiğini

bir

olsa haç

sordum.

şeyler

işaret eski

demesini

duyuyorsun?" şey.

olmalı."

sırt

çantasını

mola

verip

yere

dinlen-

"Köpeği

alt

ettin,"

dedi.

etti,

ben

de

korkusu

bir

düştü

ayakta

süre

hiçbir

içime;

öyle

Pet-

bekliyor-

diye

"Sessizliği

duyabilecek

saçmalarımızı

bile

gelmek

sormadın.

Söyleyeyim:

üzere

yürümeye

duydun,



asla

olduğunu

duymaya

insan,

duymaz.

başladım.

Ve

hayatın ancak

o

ve

gerekti.

Göre-

ni

köpeği

kolay ve

şimdi,

en

Egzersizi'ni yap,"

öğretti.

dedi.

zaman

unutmamı önemli

söyledi.

şimdi

gelecek.

seslerine

oturmamı

Dinleme

gösteriyordu.

ânın

Petrus

"Hemen

belirtiler

her

tiago Y o l u ' n u n

Ve

anladığımı

hiç

biz da-

Duyar duymaz

tüm

bize

onları

en

Kendi

insanlarız.

daha

onunla

Aynı

sesi

dinlemiyordun.

ki,

öğreteceğini

nereden

karşılaşacağımızı ama

değiliz!

Sesi g ü n l e r önce,

çünkü

şey s e s l e r d e d i r - g e ç m i ş ,

bilmeyen

yetenekli

beceremeyen

dinleyerek.

başladım,

Foncebadon'da

sini

kadar

duymayı

Tümen'in

de

sordu.

Sessizliği."

vardı.

Pet-

önce

umarak

varabilir."

dikilmişti.

sonra

dakika

kararlara

yapılmışlardı

bir g ü c ü

Köpeğin

bir

çakılmamış

doğru

haçlar

hiçbiri

durduk?"

hızlı

çok

Öbürlerinin

korkma."

söylemedim.

"Hiçbir

san kesiminde

neden

ha A s t o r g a ' d a y k e n

daha

gelmiştik.

anlayamadım.

susmamı

"Her

Yolu'ndan

bileyim?"

dedim.

anlayarak,

eliyle

yapmak-

inanmayız." bu

de,

"Ne

anlattım.

Santiago

birkaç

yaptığını

anlatma-

gerektiğini

dedi.

dum.

sen

karşılık

yolunun

şey

Daha

ne

sağlam

hayaletlerinden

Petrus

planına

çözüm

âleti,"

önüne

yapılmış.

bakmdıktan

düşündüğümü

"Ölülerin

Yetmiş-

evin

bir

yararlanarak

itici

her

diye

için,

Ne

hatırladım.

düşmüştü.

söylediğimde, daha

odalar-

haçın

çürümüştür,"

toprağa

diğimiz

rus'un

birden

verdiğini

bana

varlıktır,

işkence

Nereden

bir

tahtadan

çevresine

oturdu.

Düş-

odur."

nasıl

karar

var:

bir

bir d u v a r d a n

daha

zaman

bırakıp

yaptığı-

ve

Sıradan

karımın

vermek

Düşmanı

inşaatçıyla

pek

oldu-

çalışıyordu.

"Hayat

lerine

olduğu

buydu:

anlatmaya

eder.

istediğimi

Petrus'un

ta

Ona

ne

söylemişti.

çalıştığı

temsil

haberi

düşündükten

ya

ne

adaktırlar.

tahta

bir

arıyorlar?"

devrilmiş

aynı

Petrus

"İyi bir

paslanmamasını

kötü

başlamış

iyi

Agape

değiştirmeye

çağırıp

biraz

düşmanı-

kaynağının

en

istediğim

yaptırırken,

yerini

İnşaatçıya

bakıp

kötülüğü

evimizi

birinin

güç

insanın

geçmiş ne

çürümemiş."

buradadır.

kınında

Yazlık

büyük

çünkü

kavuşturmak

ender

kılıcımızın

zaman

Kendimizi

savunuruz,

"Açıklığa man

en

durumun.

yaparak

coşku

verdiği

Petrus'a.

"Şimdiki mızı

patlak

çeşit

de

"Hepsi

"O bir

o

"Belki

dim. Yolda,

modası burada

"Belki

elde edil-

olduğumu

ve da,

Tam terk edilerek. Yerim-

hazır

eski

"Tamam

Dinleme-

sunduğu kulak

istedi.

veren

öğüin-

Bana

San-

egzersizlerinden

biri-

Egzersizi DİNLEME Gevşe.

Gözlerini

EGZERSİZİ

kapat.

sini

ve

ğını

duyar

lik

Birkaç

dakika,

bir o r k e s t r a n ı n

çalgılarını

d in l iyormuşs u n

ç e v r e n d e d u y d u ğ u n t ü m seslere o d a k l a n m a y a çalış.

ç a l m a k t a olan tek çalgıymış

duymamaya

Bu

Daha

Öteki

sesleri

çalış.

egzersizi

caksın.

gibi odaklan.

İlkin

şırtısı,

uzaklardaki

yaptığında,

bunların

sonra b u n l a r ı n

on

hayalî

sesler d u y m a y a

sesler

geçmişin,

olduğunu

başlaya-

sanacaksın.

ş i m d i n v e g e l e c e ğ i n d e n ge-

l e n s e s l e r o l d u k l a r ı n ı, z a m a n ı n i ç i n d e n h a t ı r ı n a g e l d i k l e r i n i keşfedeceksin.

Petrus,

dedi.

ve

haftaya

kadar

gelecek

ler

söylemeye

egzersizi

ancak

habercinin

sesini

önceden

biliyorsan

bu

ol.

Petrus, tini

ya

bir

karısı

"Güzel, den

sesler,

ama

şu

bir

sesleri.

hı-

Bir de

kadın

koku

geçmeden

sonra

En

sana

ko-

duyuların, çok

Önce

bir

çekin-

önemli

habercin

bu

göre-

aracılığıyla alma

konuşur.

Ancak

şey-

konusunda

kalkışacaktır.

Ama

onun

kadın

dave-

zarar veremez."

coşkulu duyup

sesi

süre

olduğunu

başlayacaksın.

çok

bir

gizini

haça

top-

geçmeden

yaprakların

Egzersizi

karıştırmaya

çocuğuna

kaldırabilecek Böyle

Küre

aracılığıyla

sana

kılıcımın

Çok

"Bir

yardımcı

dokunma,

duymaya

için

üste-

dayadım,

kanat

sormadan,

Mavi

bir d ü ş m a n ı n

da

çiftçinin

kuşların

kırıldı-

değildi,

yere

başladım:

vermene

duyun

Kafanı

"Uzaktan

Bu egzersizi her s e f e r i n d e en az on d a k i k a yap.

sesi,

başlayacaklar.

tanıdığın

daim

se-

olmuş.

görme,

sesler

bir

koyuldum.

ayırt etmeye

"Agape,

işitme

gen

yapmalısın.

Kulağımı

dinlemeye

kararı

ama

sonra

rüzgârın

zor bir egzersiz

beni.

sesin

uzaktan

biraz

de

neler d u y d u ğ u m u

yüreğin

sesini

Hiç

dakika

doğru

seninle,

temkinli Bu

beş

egzersizin

nuşur

duydum,

seslerini

birbirlerinden

ceksin,"

her g ü n

sesi

oldum.

sesleri

Y a v a ş y a v a ş s e s l e r i b i r b i r l e r i n d e n a y ı r t e t m e y e ç a l ı ş . H e r se-

başladığımda,

büyülemişti

boğuk

baktım, se,

kadın gibi

basitliği

rağın

gibi,

bir

yapmaya

çağrısını,

bir

duymadığını

duydum,

o

sordu.

kadar,"

dedim.

"Bir

sesleniyordu."

bak,

bakalım

düşüncelerinle

onu

yer-

misin?"

egzersizin

"Düşüncelerine

ne

anlama

inancın

geldiğini

olduğu

sordum.

anlamına

gelir,"

diye

yanıtladı. Yoga ilgili

pozisyonunda

onca

şeyin

bileceğimden den

onu

da,

bu

hir rı

haçı

kaldırdığımı küçük

Bardakları sanın

üstesinden

emindim.

ayrıldığımı,

rak

ve

üstünde

hilesiydi

yere

ve

kazanmakta

oturdum. geldikten

Gözlerimi

kavradığımı, hayal

ettim.

"mucizeler"den porselen hareket büyük

çağlayanla

sonra bunu

da başara-

astral Daha

birkaçını

ettirmeyi gücü

işe y a r ı y o r d u .

ve

haça

heykelcikleri

bir

Köpek

diktim.

önce

kullana-

Gelenek yolun-

gerçekleştirmiştim.

kırmayı,

nesneleri

başarmıştım. gerektirmese

Ne var ki,

Bedenim-

bedenimi

bu

Kolay de

haç

bir

masi-

inançsızlakadar büyük

ve

ağır

bir

nesnede



emrettiğine

hiç

göre,

denememiştim.

nasıl

Ama

yapılacağını

Petrus

yapma-

bileceğimi

hissedi-

Yarım

saat

kadar

ve

telkine

değiştirme tündeki

bildiğim

heryolu

başvurdum.

hatırladım

ve

söylediği

sözleri

söylemeyi

denedim.

şüncemi

tümüyle

oraya

oynamıyordu. belirdi.

diğini

Ama

böyle

yerçekimi

söz

her

Sonunda "Haydi

Petrus

beni

bakalım,

ama

haç

alev s ü t u n l a r ı

açtığımda,

sarsarak

kendine

düşünerek

üs-

mıştı.

Dü-

trans

gel,"

"Ellerimle

k o r k m a m ı ş 11 m ;

tiksin-

bu

çıkardı.

"sinirimi

yapamıyorsun,

haçı

du.

Ya

ellerinle

Bir

kez

içindeydim.

Karşımdaki

yaralarımın

benzemiyordu.

Ne

adam

birden

iyileşmesi

diyeceğimi,

için

ne

berbat

paralanan

yapacağımı

bi-

diye

saldırısı

Dinleme

sonrası

işittiklerime

sargılarımı

gösterdim.

öğreten,

bir

emreden "Ne

bana

bana

ilgili

köle

olarak

gören,

orada

den

davranmıştı.

o

RAM

Sanki

bana

şey en

bakmaya

güzel

aptalca

için-

küçük

devam

Artık

bir edi-

karşım-

alıştırmalarını

hikâyeleri o

şey

kesip

ama

sevgisini

O

haça

küçük

sonradan

en

göstermiş,

bana

kılıcımı

yeniara-

bir

çık-

da

bir

belirtisi

Canım

ne

unutacaktım. oldum,

bekliyordu.

sargılı

içinde

sınavdan

ellerle

zorunda

gören

ben

Petrus

parçalanmış

sürtünen

Petrus'a Bir

Yongaları

umursamadan

kullanmadan

yoktu.

kaldı-

kurtaracaktı.

Acımı

Tahta

kal-

Gerekir-

kalacaktım

kopmamıştı.

yoktu.

aya-

sağlam

edecektim.

taşımak

ama

için

Ellerim

harcadığımı

haykırdım.

tepki

ya

çıt ç ı k m ı y o r -

gösterecek

bile.

itaat

ellerimi

beni

gelse,

şey g ö r s e m

kılıcı

zordu,

yükü

çalıştım.

işaret

getirmemi

kanlar

bu

kadar

bile

kalmamıştı.

çaba

beni

acıyla

da

bu

kesti re b i l m e k

çok

kırılmış,

bıçağım

açılınca

ya

Ama

aynı

bir bir

kaldırıp

çarem

gibi

doladım,

karar verdim.

Pet-

ça-

olup

köpek

ortalıkta

Kımıldamadı

büyük

ayırmaya

de

gün

anlayamı-

biter!"

gelen

Ama

ağırlığını

İsa'nın

kadar

ya

yapmamı

bir

bırakmaya

sureti

yerden

yerine

oynatmam

kaidesinden

kollarımı

da

başka

bulandığı

koparacak

daha

emirlerini

yumuşayacak,

kaidesinden

yaralarım

baktım,

daha

yüzün-

bağırmama-

kadar yanarsa yansın

acımı

bas-

tıracaktım.

ğil, hatırladım.

Hz.

yerine

dedi.

Bana

ne

Yapmam

yaşadıklarımı

k u ş k u l a n m ı ş 11 m ,

de Haç

sevecen

Çağlayanda

açıklayacak

olanaksızdı.

anlatan

gitmiş,

bir

Ama

Bir

eğecektim

çalıştım.

ki

burada

üstüme

kollarımı

gittim,

yerinden belli

kanlara

belki

Yolu

emrini

eğmekten yanına

ölecektim;

demeden

gelmişti.

bekliyorsun?"

bir ara

Bir

ifadede

eden,

sanki.

sargılar

olmama karşın,

bekliyordu.

eşlik

değildi

adam

soğuk

eğmemi

Yolu'yla

rus'tan iyi

soğuk

boyun

dostum

Çağlayanın

kollarım geçmiş

yüzündeki

ve

bir

ellerim

de.

zulmünün

ediyordum.

boyun

oturmuş,

bile

geride

kapıldım.

onca zaman

sargılı

itelemeye

ğında

"Emrediyorum!"

i n a n a m ı yo rd u m . Ama

zamandır

Santiago

rehberim beni

olmadı,

Kendisine bunca

tekrarladı.

E g z e r s i z i' n d e n y e n i

Petrus'tan

değişiklik

daha

dırmam se

kaldır!"

Köpeğin

yordu.

olsa

Santiago

dua

Petrus'a

Haçın

kadar

sertleştiğini

artık

insana

korkuya

anlamsız

diye

Boyun

çıkmıştı,

"Haydi,

bu

yere

ğımla

kadar

k o r k u t a m a m ı ş 11 .

işitsem

bozuyor-

lemiyordum.

daki,

yoksa

arasın-

da

bu

O

ben..."

kez

kadar

olmuştu.

insanlığın

insanın

daha

mi?"

Şaşkınlık

hiç

şeyin,

Bir

kaldır!"

olmuş

bir

birden

"Kaldır,

yerin-

haçlardan

halinden

dedi,

birden

Sanki

"Petrus,

ama

"Haydi,

deydi.

nasıl

lıştığı

kaldır."

adama

şimdi

Petrus'un

Madem

biri

insanın

yer

söyledi.

sun.

engel

zaman

H i ç b i r şey o l m a d ı .

çağırdım;

haçtan

Astral

durumlarda

odaklandırıyordum,

Astrain'i

ona

denedim.

Ustamın

gücünü

da

vazgeçmeme

yordum.

yordum.

den

maktan

kaidesinden

sonra lu

gereken

başladım.

buldum,

işin

ayırmak

bir ç u k u r kazıp

bir taş

ilk

haçı

olduğunun

haçı ç u k u r u n

acıma

yerinden

içine

kaldırmak

farkındaydım. itecektim.

de-

Daha

Sivri

uç-

a l d ı r m a k s ı z ı n yongalara vurmaya

Canım raz

daha

korkunç

rılmıyordu. remez

rurken dım.

elim

iyiydi:

taşın

siviri

arandım.

duygusuna

tüm

lifler

ve

acıdan

balyoz

daki

gibi

bir

mıştım

ki

tahtaya

var

ve

Onu le

dola-

başka

bir

diye

bir

sürü He-

sapasağlam

görünce

vurmaya

yavaş

başladım.

süre da

söz

konusu

da

ama

sargılar

hemen

yongaya

hem

arasın-

silip

daha

O

sert

attım vurma-

kadar heyecanlan-

bütün

bu

acıları

yana

çektiren

değildi,

devrildi.

Elim

çok

Petrus'a

Petrus

farkına

çeviririm, haçı

baktım:

Toprak

için

kullanmam

yapışkan

gömleğimi

âlet

madde

sargılardan

kuru

yoktu.

beni

ve Artık

diye

kaldırmam çünkü

sarıydı. acısına

olanaksızdı;

hem

korkutuyordu.

özenle

ayırdım;

sefer

her

varmadan

düşündüm. değil şey

ğini

Taşlardan

başka

dayanamadığını sargının Elime

sargı

bezi

altındasardığım

toprak

çukur

kan

pıhtıları

daha

o

için

bu.

bu

Petrus

ca-

kaldım.

midemi

çok

bulandırıyor

alışık

değildim,

vurarak

Kazmayı

geniş

eskisi

buldum.

kuruydu

kazdığım

elim

taş hızlı

Önceleri ki

iyi

çok

gigeç-

sürdürmeme

derinleşmiyordu.

da

Sağ

bir hızlı

başladım.

sert ve

çukurun

ama

kullanmaya

kadar

sağlam

toprağa

kazmaya

bir t ü r l ü

güçleştiriyordu.

elimi

bir y a r a y d ı

taşı

zorunda

sanki

düşündüm,



Haçın

olmaması

toprağı

iki

ya-

gerekti-

çıkarıp

atma-

kadar ağrımıyordu,

ve

canımı

taş

ama

sıkıyordu.

ikide

bir

Sol

kayıyordu

elimden. Durmadan biriken

da

büyük

bir

kendime,

bildiği

ona

karşı

Ama

ki,

çıkardığım

de

belli

rahatsız

herhalde,"

taşı

öfkeyle

de

indirip

çukuru

düşü-

olmuyordu.

diyordum

düşürmesini

Yüzünü

daha

Kendi

ama,

beni

bir t ü r l ü

anlaya-

durduğum

toprak-

daha

zamandı belirleyici

düşünürken,

sert bir şeye

mayı

gördükçe

da

derin

olan:

kazı-

Önünde

so-

kazanacaktım.

Bunları taş

uyuduğunu

duyduğum

ben

çukurda

Petrus'u

vardır

daha,

indirişimde,

atışımda

küçük

doğrusu.

Bir kez

her

duyuyordum.

kadar aşağılayıp

nunda

Taşı çıkarıp

nefretimden

"Bir

görüyor,

her

mışıl

nefret

de,

mıyordum ta

elimle

Mışıl

gürültüden

bu

kazıyordum!

toprağı

nüyordum.

çarpıp

sürdürmemi

en

korktuğum

geri fırladı.

olanaksız

kılan

şey

başıma

Onca çabadan bir

kayayla

geldi,

sonra

kaz-

karşılaşmış-

tım. Yüzümdeki

miydi?

bütünüy-

ama

çukur

sallanmaması

kötü

baktım,

bir

ve

sardım,

yavaşlamak

karşın

iyileşmiş

ağır

elime

dibinde

meden

na

daha

sol

diyordum,

başladım. Her

bir

sağ e l i m i

Bu

haçın

nerdeyse

tekiydi!

yordum.

sürmedi.

haçı

de

testere,

z o r l a ş 11 r ı y o r d u .

basındaydım.

şaşkına

istediği

derimle

gıcırdayarak

durdum, onu

hem

indirdim.

uzun

işin

taşı

Üstelik

Gömleği

geleceğimin

bağlıydı.

Yere

176

vu-

başlamıştı.

duruma

daha

bana

darbe

kullanacağım

ki

elime

büyükleri

gördüm.

koptu,

daha

Petrus'un

aldatmak

ve

bir

sevincim

kaldırırım

bana

Taşla

kullandım.

arttığını gibi

ama

gıcırdatarak

kalktım

ve

Bir

mahvol-

başlayamayacağını

hepsini

Artık

düşündüm,

kaidesinden

uyuyordu.

Ama

diye

gücümle

zonkluyordu

sıra

çalışmamı

ça 11 rd a d ı ğ ı n ı

Gelgelelim,

nasıl

şey

ayağa

Haç,

çıkarıp

acımasın

edemeyecek

gerekiyordu.

Dişlerimi

ya b a ş l a d ı m

gö-

olduğundan

çok

deli

hiç iş

P e k az b i r z a m a n ı m k a l m ı ş t ı ve bu s ü r e y i i y i

kandır,

kafamdan.

tahtaya

navarın

verdim.

daha

gittikçe

kullanıyordum;

yapışkan

Herhalde

bir

mıştı.

ay-

Acıdan

ayrılmaya

yalnızca en

devam

değerlendirmem de

bir

üzere

ardı

acısının

vazgeçip

fa rkı n d a yd ı m .

bir

Elim

birbiri

karar

bi-

kolay

vuruşta

açılacak ve

gömleğimi

kırılmak

kopmuştu,

Elimin

çalışmaktan Birazdan

de

duruşumda

s i v r i taş t o p l a d ı m men

diye

her

kolay

verdim.

çalışmaya

kapılıyordum.

duruyordu.

ara

Yongalar

ucu

Her

yeniden

hemen

yavaş

acımasın

Sonuç

Ancak taş

daha

acı

birbirlerinden

yaralarım

geleceğim,

için

duyduğum

yongalar

Baktım

hale

mamak

yanıyor,

artıyordu;

tık

şeye y e n i

sol

elimi

silip

başka

baştan

işlemiyordu.

korkutuyordu. ama

teri

Haçı

bir da

Bu

a rp a cı k u m ru s u yere

başlayamazdım,

acıdan

Gerçi

taşıyacak

da

kötüydü

parmaklarımı

gibi

düşünmeye

gücüm

kalmamıştı.

çünkü ve

sol

beni

elim

ar-

gerçekten

kımıldatabiliyordum,

daha

fazla

cezalandırmamam

baktım.

Haçı

dikebileceğim

gerektiğini

se-

zinliyordum.

kanlan-

Çukura Hac

kadar

derin

değildi. 177/12

"Yanlış o sırada

yanıt

doğrusuna

Petrus'un

larının

ancak

anlam

kazanacağını

durumda

haçı

başka

cak

gücüm

çalışmak O

mümkün

doğru o

en

Toprağı

Büyük la

olmayacak

Petrus'a

tüm

karıştırarak

En

şündüm.

bir

sanın

biraz

daha

çözüm

bunu

yapa-

yanıt

toprağı

yükseltmekti.

çabayla

haçın

yerden

sonra

daha Ama

derin

kaz-

nasıl?

nefret yok oldu.

topladım, çevresine

altını

toprak

Haklıy-

biraz

biraz

kazıp

kaldırdım,

daha

yükselmiş,

çıkardığım

yığmaya

altına taşlar-

kalkmasını çukur

başladım.

İş

çok

haçı ç u k u r a

sokmaya

zorundaydım. acıyordu.

lamdı;

Bir

kalmıştı.

elim

Kollarım

hissini

sargılar

birkaç sıyrık vardı,

o

içimi

sırtında

hatırladım.

Sonra,

le

yeterince

Bu

son

derin-

h a m l e y i başar-

kaybetmişti,

içindeydi.

ağır

olduğunun

Aklımdan

Ama

yıkılacağını nebileceği Sonunda dım taş

ve

sandım,

haçı

madı.

haçı ama

seziyor,

dizlerimi

yığınının

azıcık

yasladım.

Egzersizi'ni

geçerek

yönü

burnumda,

fa rk ı n d a yd ı m ,

Tohum

pozisyonuna

haçı

ama

vücudumu çekerek

tutmayı

üstünde

sallanır

gibi

dindireama

kaldırarak yeniden

Ama

kısa

na

yardımcı

Santiago tiyordu

olmak

Yolu'nun

haç

doğma-

sanki.

olanaksız yavaş

ona

cenin

Birkaç

kez

ediyordum;

dö-

göre

bir

kez

itsem

yaptığım

yerde

çünkü

ma

istemezken daha rin ca

hiçbiri

çık-

anda Bir

haçı

nasıl ola-

hissediyor,

taş-

s ı n a v d a ba-

ağır ağır

dikiliyordu.

yerini

yeniden

bir

Orada

kez

çarptığını Usulca

haç

almak

is-

kez

haçın

içinden

yaşıyordum:

korkusuna

anda,

işin

bulmaktan

kaldırıp Ne

Bu

işi

geçmeye zor

an-

kapılıp

vaz-

kadar

saç-

başka

bir

şey

çalışmaktan

aklımdan

bir h a m l e y l e yaptığım

kaldığını

en

ne

dikmeye ki,

gi-

duva-

oluyordu.

serbest

sırtımı

geçenlekaldırın-

kaderin çekip

çe-

anladım.

haçın

öbür tarafa

bekliyordum. benim

şeyin

yardımcı

daha yaptığım

Ani

alt k ı s m ı

akıntının

kılıcımı

Doğ-

çukura

kaidenin

orada ânı

olacaktı.

kayıp

ama

bana

başaramama

O

daha

durmuş,

bir

için

son

değildi.

dağıtmasını

Ama

oynamıştı,

yerinden

haç y e r i n e o t u r d u .

virdiğini

sırtımdan

şey o l a b i l i r m i y d i ?

önemli

düm.

bir

gibi,

düşündüm;

bir

an

ayağı

yerinden

o

s a ç m a bir

m e d i ğ i m için

ama

dünyayı ihtiyacım

bu

tamamlanmış

ağırlıktan

çağlayanın

kalkarız.

olduğunu

al-

Haçın

şey

gövdesi

kaldığı

sırtımdaki Tıpkı

pozisyonu

gibi

her

yerinden

B i r k a ç taş

taşları

başardım.

kesimindeki

recekti. rı

Haç,

istiyorm uşças ı na , bu

haçın

ayarlıyordum.

istediğim

oldu,

değildi.

yavaş

dengeledim. hareket

da

kadar

seziyordum.

rulup oturabilsem,

Sonunda,

girdim.

önce

bilgiye

sanki.

Son

anladım.

altına

süre

ağırlığını

sağ-

his-

bir

Haçın

sırtım

gözlerimde

kaldırıp

geçirdim;

çok yavaş

dengede

yavaş

etmişti

elim

Kaldıramayacağım

sırtımda

karnıma

in-

ellerini

unutuverdim.

cağını tahmin

geçmeye

Hissiz elimle

benim

bu

öbür

kadar. Yere y a t ı p h a ç ı n altına gi-

toprağı

gövdesine

dü-

Bir başka

acı y ü k l ü y d ü ,

Petrus

dim.

tam

acıyı

duygu

ezilerek, diye

paramparça

öğrenmiştim;

tam

Sırtımı

yavaş

çıkarabiliyordum.

dır,

sediyordum.

kapladı.

dinleyeceğimi

rer, y a v a ş y a v a ş k a l d ı r a b i l i r s e m , ç u k u r u n i ç i n e k a y d ı r a b i l i r -

tozu

ilâhî

altında

değilim,"

olduğunu,

başlayınca

gövdemi

olduğu

uzandım,

duygu

çektiği

Bu

sallanmaya

çabalarken

Yere

taşımış

ağırlığı

zorunda

ilâhî bir

kurtaramadığını,

yeniden

sağladım.

leşmişti.

mak

her şeyin

kurtarmak

ların yerlerine o t u r d u ğ u n u

taşları

yaparak

Birden

mediğini

derinleştirmeye

ettiği

dünyayı

haçı

oradan

olmayacak artık

ki

ya b a ş l a d ı m . A r k a m a b a k a m ı y o r d u m , y ö n ü m ü y a l n ı z c a s e s -

çukurun

bir

saat

saçma

Haçın ve temsil "Neyse

bir

yarayabilirdi.

duyduğum

destek

Yarım

ve

alıştırma-

yükseltebilirdim!

Yakmımdaki toprakla

işe

kadar

kalkışmaktı;

Çukuru

RAM

değildi.

yanıt toprağı

anda

andaki

götürür."

taşımaya

Egzersizi'ni

uyg u l aya b i l i rs em

Şu

alıştırmaları

doğrusuna

kalmamıştı.

Gölge

hatırladım.

hayatıma

söylemişti.

bir yere

da

İşte

günlük

RAM

yanıt

zaman,

maksa,

dı.

onları

bile

"Yanlış

götürür."

söylediklerini

boğuk

üstüme bir

ses

devrilip

Sonra,

yerleştirdiğim

yeterince

güçlü

ite-

dev ri l e b i l eceğ i n i düşünçıkararak

çukurun

dibine

duydum. döndüm.

Haç

dimdik

duruyor,

çarpmanın

etki-

siyle

hafif hafif sallanıyordu.

lansalar

da,

yerlerine rıldım. raş

Orada yaralarımın gidip

ve

Taşların

ve güçlü

dostum

eserimi

acıdığını ayağımla

Sıçrayarak "Çok iyi,"

fark

usul

durdurmak

usul

hayranlıkla

ettim.

aşağı

Taşları için

hissediyordum,

olduğundan

sağlamlaştırarak durmuş,

bazıları

benzemiyordu.

sallanmasını

dipdiri

haçın

taşları

gılarını

devrileceğe

koydum

Kendimi

boyunca

rımla

nma

haç

Petrus

haça

tüm

emindim. geri

yuvar-

çabucak

bu

Ayakla-

çekildim.

seyrediyordum hâlâ

sauğ-

uyuyordu.

Gelenek

ki Ya-

dürttüm.

uyandı

ve

haça

demekle yetindi.

baktı. "Ponferrada'ya varalım,

©

sar-

değiştiririz."

"Bir

ağacı

ğinde,

kaldırsaydım

bilgeliği

Çevreme

ararken

baktığımda,

olmadığını fark ettim. ki önceki gün yah

mermer

şarabını gün

değil

yatak

dığına

otelin

haç?"

önce

de

su

olduğum

lüks

o

bindi-

kadar

inandırıcı

kalmıştı,

san-

önce o l m u ş t u .

kristal

yakından

süitine

sırtıma

geride

doldurduğum

uzaktan

diye

kabukların

küvet

ve

kadehin

bir

ilgisi

yerleşmiştik;

Si-

Rioja önceki

yoktu.

Bi-

Petrus

kendi

olma-

Akşam

direttim.

hiç

de

değiştirmeye

Kalkıp

geçirdim

ve

kolay

dilenci

diye

bağırdı.

pantolonumu sargılarımı

görmüştüm.

çok

otelin

benzer

ve

bir

giydim,

dikkatli

ve

durumları

işe

sırtıma

mutlu

temiz

Yaralar hâlâ

çıkarmıştım,

yaraların yeniden

da-

yaramayaca-

değiştirdim.

Yaralarım

iyileşmiş

yemeğini

senin

diretmenin

döküldüğünü

kendimi

adamı olmadı,"

çalışıyordu;

için

ü stü m d e k i l eri yeni

kaldığını

maktaydı;

diye

yaşadığımız

biliyordum. gömlek

açıktır

kan

haç

sandım."

pek

çoktan

"Resepsiyondaki

inandırmak

Konuyu

bir

sıcak

olayla

Odasından,

ğını

O

odasındaydı.

"Neden

ha

sözlerimin

Haç olayı

yudumlamakta

sınıfbir

iyiydi.

gideceğim

de çok u z u n bir z a m a n

banyo,

yaşadığım

rinci

daha ölüp

ama

üstünde

azıcık

kabuk

bağla-

hissediyordum.

lokantasında

yedik.

Petrus

iki-

miz

için

sından şe

de

lokantanın

istedi.

çıkmamızı

her

hiç

çıkıp

bir

fin

vagon

Çöplüğe parkına

yip

mola

kan

"Bizim

kırsal

dönmüş,

verelim," yağ

doğru

yürüdük.

yağ

yol

kokusundan kocaman

bir

Yeni-

boyunca

ana

istemediğim

meydanına

varmak

gerçekliğimiz yolculuk

kollarımdaki

Her

çok,

bu

için

yürümek

üzereyiz,"

boyunca

yağ

konuşmamızı

kokan

burada

sargıları

sağladı.

reh-

yap

dedi

dedi.

bir

vagonlara yapsak

çı-

ben-

daha

"Ellerini

daha

konuşuyordu.

Yeniden

lokomotifin

baktıktan

meyeceğim," ma Yolu'nu, verirsen şey

kendin

söylemek zaman

itaat

etmeleri

böyle

olma.

"Odadayken,

Daha

"Ne

söyledin. kılıcını

rahat

hareket

dokunmadı.

almayı

oturup ilgili

geldiğini

de

da

isyan

bir

yalnızca

bir

Yanlış. bulman

yolunun

Öğrenme ve

onun

gün

Rokarar

bir

tek

sanan

insanlar gösterir,

Emir

sayarlar.

insanı

dönemin gizini

ve

gelen

bu

şarkı

RAM

adamın

teki

ama

dedi.

demir

vermek-

Hiçbir

za-

özveriye dün

götürdü-

sona

öğrenmen

ermedi:

gerekiyor.

geç

ha-

Dün

ya-

Roma Yolu'na düşün-

"RAM

çalış.

bu

anıları

alçakgönüllü yapar-

Bunu

Alma

Pet-

sakın

Nefes

gözlerini Alma

Di

açma."

hissettim.

havlamaları-

seslerini

duydum,

yağ Sana

Egzersizi'ne

köpek

insanların

Pepino

bu

dünyamız.

başladığını

uzaklardaki

sesini

Egzersizi'ni

makinelerle,

bizim

RAM

mutlu

fark

güçlü,

Nefes

gevşemeye

gençliğimde

bana

olmuştum.

kapadım,

Petrus'un

beri

duyduğumu

alıştırmalarını

bedenimin

Birden

melodi

o

Bu

bitirmeden

gürültüleri,

başından

kalmıştım.

yığınıyla,

kılmaya

söylüyordu;

ama

Ta

kuşku

basit

y a k ı n l a r d a bir yerde tartışan

duyabi-

İtalyanca

Capri'nin

bir

söyledi-

Gerçi sözlerini a n l a m ı y o r d u m , bana

taşıdı

ve

sakinleşmemi

sağ-

ladı. Petrus, ce," de

dedi,

çalışırken,

lu n ü n

çağrıyı

hacıya

yol

gibi. da

Petrus'un birçok

kez

sonra,

gelmiş,

rehberlik

şaşırmadım:

bir

terildiği

kadar

Yolu'nda

"Hiç böyle

bitirdikten

Belediyesi'ne

her

ama

bunu

ilk

bilmediğim

tıpkı

için

anlattıklarına

rehberlik

yaptığını

son

süre

proje

ön-

üstün-

G e l e n e k yo-

alamamıştı.

Ona

gerekiyordu.

borcumu

ve

bir

bir

Birisi

kılıcını

bekliyordum.

gösterecektim, Ama

aldım.

yapmam

Henüz

an

"Bundan

sunacağım

U s t a m d a n bir mesaj

sonuna

Santiago

bir

şarkıyı "Milano

yapacağımı bilgelik

kapa,"

hep

şey ö ğ r e n e n

aksi

öğretmeyi

Gözlerimi

uzun söyle-

kararsızlık

ederler.

onursuzluk

şey

yürümeye

akıllı

gerektiğinde

uzun

bir

ancak

sana

Kendilerini

vermek

şaşırtıcı

bir şey o l a c a k t ı .

Mucizeler Yolu'nu Ben

ve

uyumlu

bir e g z e r s i z i

nı,

çok

istedim,

kendini

liyordum.

gerekmeye-

görünüyor, önemli

olayla

anlama

istendiğinde

emir

ğünü

kibirli

Kentten

sağlar ve

kılar bizi.

ölebileceğ i ni

görünüyordu.

ği ç o k ü n l ü b i r ş a r k ı y d ı b u .

basamaklarına

istiyorum:

utanır,

man

ki,

keşfedeceksin.

emir

ise

kullanman

ciddi

Belli

"Dünkü

Lütuflar ve

çoğu

ten

sonra,

dedi.

daha

sargılara

söyledikten

B i r ara

şeylerden

olamamıştım;

kokusuyla

iyi

şey t u t m a y a c a k s ı n . "

zamankinden

üzgün

olduğu

söylemek

ve

girmemizi şanslı

biriydi yalnızca;

parçasıydı.

Don Juan'dan

bile

rus'a

daha

sınavlardan

bir

Gerçekten

ken

savaşa

konusunda

üzdü."

öğretmekte

iste-

karşımıza

çıkarmamı

gevşeterek

Ellerimdeki

etme,"

azından

gömleğimi

tonuyla

bana

beni

"Gözlerini

sonuna

pabuçlarımla

"Merak

ses

hazırlanmanın men

yürekten

gelme

odaklandım

ettirmemi

en

galip

sordum.

bugünkü

Lastik

cek,

alıştırmaları

Castaneda

olmasını

olacak."

sonra

RAM yatta

geçilmelokomoti-

dedi.

lekesi

sığınaklardan

için

yürüyü-

ettim.

P o nfe rra d a ' n ı n

istemediğini

zediği

sonra,

bürünmüştü,

geldiğimizde,

"Santiago Yolu'nun berim.

paeüa'

Valencia

oturdu.

Pantolonumun oturmadım.

istasyonuna

suskunluğuna

basamaklarına "Burada

olan

yedikten

şadığın, Yol'daki

tren

zamanki

konuşmadı.

yen

sessizce

önerdi.

Otelden den

spesyalitesi

Yemeğimizi

daha kez

ödemediğim

Samanyolu' önce

bana

için

boyunca yol

gös-

ve

nasıl

Daha

önce

yapacağım

tedirgindim."

çok

şaşırmıştım.

sanıyordum.

' S a m a n y o l u ' n a H a c ı l a r y o l u da denir. (Çevirenin notu.)

"Sonra

sen

etti.

yim,

çünkü Yol'un,

mından

"İlk

geldin

vam

çok,

yordun.

yoğun

gizini

sana

olmadı

konuşma

sizine

olacak

ve

gücü

üç Yol

açıklanmayacak. yalnızca

bir

Petrus,

ğüm

bir

Ama

daha

gerçek

giden

anla-

ilgileni-

daha

öğ-

altüst

bir

"Yarın

alevinin

canlı

erkeklerin

ve

insanların

yürümüş

diye

gizli yol

bir

"Bir

gün

yapmanı

da

yalnızca sır

bu."

hepsi

de bu

keş-

ya

da

değil:

da y ü r ü m e n

da var ve biri

gizli Yol

tarafından

çünkü

olmadan

Ustamın

ve

artık

konsantre

şarkıyı

yeniden

sa-

ne

odaklanmaya

zorladım.

aç-

emri-

olamıyordum.

Gelenek'in

ken di

tutulmasına

yardımcı

düzenlenen

Toplanacağımız kılıçlarıyla

bile

yıkanmış kanıtı onlara

bir

yer

da,

lendiğin

Yüz-

lük

olmuş

tüm

tören.

Agape'nin kadınlar

Benimle

Gelenek

ve

konuşa-

yolunda

Ama

onların

yüzyıllar sonra, övgülerini

özverisi

farklı

yolları

sunacak

olma-

de

onların

yolumu

sana

y

sırrını

y an

anlaşılabilecek

fikrini

için

RAM

"Ancak

büyük

başladır

dayanılmaz

Nefes

Alma

öğreterek

b

değiştirdiği

düşünmeye

görmek

anlamını

öğrendim.

bir

i

Egzersi:

öğrenebilirsi

öğrendim.

Sana yol

Sana

Ve

başarırsan, ancak

o

Yol'u

zaman

yüreğindeki

mız

bir şeyler öğretir;

Büyük

İskender

hayatımızda farkına

serüven

kaldığımız

bir

en

tüm

kadar

işin

sırrı,

güçlü

ancak kadar

başkalarına

görkemli

Hz.

de,

hem

gözlerimi

kad

ancak

etmektir. ve

şu

gü Ar

yaşadıj

katılmak

zorun

varırız."

bağını

de yağ

H a y a t bi

Süleyman

kabul

serüvenlere

kabı

öğreneceksi

olduğumuzu

öğretmek

öğrt

rolünü

yanıtları

gösterebileceğimizi

zaman

güçlü

ke

başkasına

-Ustalık

H a y a t ı m ı n en b e k l e n m e d i k v e d a l a ş m a s ı y d ı mm

öğret:

gösterirken,

buldum.

bulmayı

zaman-

dakika

bunun

yü-

a yd ı n lata m a m ış

b

rehberli

benim

Y a n ı t l a r ı , b i r i s i b i z e s ö y l e m e d e n de b i l i y o r u z d u r. her

ve

Petrus.

Yolu'nda

yaşanarak

kendimi

gerçekten

gerekecek.

bir o n u r t ö r e n i n d e .

karanlığı

orada

men

bilge,

bir yer.

de

doğru

Top-

gizli.

ben

ben

bir not a l a c a k s ı n .

savaşın

kendisini

S a n t i a g o Y o l u ' n u b i r l i k t e y ü r ü d ü k , ama sen a l ı ş t ı r m a l a r ı ö

baş-

rahatlayabildim.

keresind

açıklayacağım,

Petrus'un

olduğunu

dedi

sonra

tıpkı

ayrıldığını

ama

söylemeye

bildiren

oldu.

parkından

şu,"

günden

birazdan

Ancak

duyuyordum,

"Sır

bir

demişti."

yolculuğun

sana

tek

gördü-

uydum

sırrı

ne

yolun Tanrı'j

İsa

Santiago

o zaman

sessizlik

açıp

"Kılıcını hemen

İşte Bu

Hz.

alacaksın,

ge-

birbirimizi

çevresinde

bir

Gözlerimi

bile

gözlerimi

birisine

mesaj

sözcüklerle.

vagon

ertesi

unutmamalısı]

senin

söyledi.

bir

gibi.

zaman ki

biridir.

çoktur,'

daha,

benden,

isteyen

hiçbir

bilmelisin

yalnızca

odaları

kez

sayabileceksin.

bunu

bile,

görmeyeceğimi

renirken

elimde

yürekten

insanların

Ama

söylüyorum,

bağırdı

olduğumu

bunun

Petrus,

ışıl y a n ı y o r d u .

sonra

kanlarıyla

gitmedi;

yüzünü

üçYol'u

bilgeliğin,

keskin

Petrus

başladı ve

göreceğiz."

ışıl

onuruna

mayacaksın.

Bunu

Egzer-

sen

yoldan

evinin

Uzun

yürümüş

gibiydi,

olacağım,

boyunca

Alma

söylemeye

RAM'ın

öteki

yolu

İtalyanca

nerede

bir t ö r e n d e

için

olmuştum,

süre

şarkıyı

önce yalnızca

o

Nefes

ve

zaman

birçok

daha

A m a öyle başına

önemli

'Baba'mın

güçlü, kılıcının

başladım.

RAM

edeceksin.

sana

gözlerini!"

rehberim

ladıktan

o

daha

parlaklıkla

"Kapa

boşa

olduğun

kendi

de-

susmadı.

arasında

duracak

tım.

rümüş

Bu

Usta

zaman,

bunu

bulursan

elde

Bunu

kez

Kalbim

o

de

kılıcını

açıklanmayacak,

yıllar

o

od a kl a n a m ı yo rd u m . yeniden

varabilmek

r e k e c e k ve bu

lu

sonra

inanmaya sürede

bozuyor,

gevşemeden

keşfedip

Tam bilgeliğe

ne.

diye

gö nderm eleriyle

aramızda;

kısa

lan.

itiraf etmeli-

gösterdiğim

gibi

olacak ki,

yeniden "Gizi

Ancak

kuruldu

sinirimi

istediğim

fark etmiş

na

insanların Yol'unun

düşünsel

kalan

yaptım,"

geldiğini

zorundasın."

Bu

fetmiş

zor

karşılaşmamızdan

ilişki

artık

rehberlik

çok

öğ rete bi leceğ i m e

işte,

renmek

ben

öğretilerin

bir

sana

bana

sıradan

Alfonso'yla

daha

ve

başlarda

kurduğum

kokusundan

kapattırdıktan

"Vedalaşmaktan

insan,

bu.

yolculuğun

Haya

orta yeri

g e ç i l m e y e n bir v a g o n

parkmc

sonra v e d a l a ş ı y o rd u benimle.

hoşlanmam,"

diye

devam

etti

Petn

"İtalyarıım kılıcını

ve

inanmanın sana.

çok

kendi tek

Geriye

reteceğim; Bir

duygusalım.

başına yolu

bu.

bir tek

Egzersizi

törende

sustuktan

"Kendini

Gelenek

yücelteni

da

şeyi

onu

da

göre,

öğ-

lokomotifin

demekten

çok

duygusaldım.

harlı ki

Cennet'ine

zaman

Gözlerimin yolculuğumu geçenleri tım. nı

titremeye

şeyi

alsın.

Gözlerini

içine

sıradan

aydınlatan uzaklarda

Dans "Bir

şey

sonra,

güzel,

Resim

yolunu,

yapmayı

öğretti. dedi.

tüm

bir

Az

önce

Petrus

gözden sında,

düdüğünü el

salladı

kayboldu.

Santiago

"Hac

yapmış-

sen

bilmiyorsan,

göstermiş

dan

sessizce

duyduğumuz

ve

Orada

gökyüzündeki

yol

de

bir

ay-

ve t ü m izlemiş

oraya

tren

çekilmiş

durmuş,

Yolu'nu

istasyona

vagonların

trenin

S a m anyo l u ' nun,

fren bana

yü-

o yıldızların

giriyorarasında

gıcırtıları buralara

insanların yalnızlığını ve olan

arakadar

yazgısını

gizemini

Ertesi

Bütün tım

nak ti;

bir

durdum.

aşağı len

odamda

bir

Şövalyeleri'nin

bir

karşı

not

ora-

çözmeye

ça-

öğleden

sonra

şatodan

düş

P o nfe rra d a 'd a ki

sokaklarda

Ponferrada

dolaşırken,

tepedeki

Şövalyeleri

Akşam

saat

7'de,

Tapı-

şatosunda.

Küçük

yukarı

buldum:

bir y a n d a n gözümü

gücümü

her

amaçsızca

kentinin

dolaş-

sokaklarında

da

gitmem

şato, Y a k u b y o l u

harekete

bir

emredi-

a y ı ra m ıyo rd u m .

zaman

ilk

başla.

şarkıları

Yavaş

karnını,

hatırla.

yavaş,

O

şarkıları

bedeninin

bir bölü-

ellerini, başını, vb - ama yalnız-

ca bir b ö l ü m ü n ü s ö y l e m e k t e o l d u ğ u n m e l o d i eşliğinde dans ettir.

Beş d a k i k a s o n r a ş a r k ı s ö y l e m e y i b ı r a k v e ç e v r e n d e k i sesleri d i n l e .

İ ç i n d e n o seslere d a y a l ı bir m e l o d i bestele ve o me-

eşliğinde tüm

şünme,

ama

zımaya

çalış.

b e d e n i n l e d a n s et.

Belirli

h i ç b i r şey d ü -

k e n d i l i ğ i n d e n b e l i r e n g ö r ü n t ü l e r i belleğine ka-

Bu

dans,

manı

Sonsuz Akıl'la

h a n d i y s e k u s u r s u z bir i l e t i ş i m kur-

sağlayacaktır.

şeyler

o l u r l a r s a ol-

lışıyordum.

nak

duyduğun

söylemeye

başımdan

resim

istersen

insanlar nerede

Samanyolu'nu,

bu-

sonra-

rüyebilsinler."

du.

içinden

lodi

daha,"

burada

kocaman

Öyle ki,

cıva bir

ve

öttü.

Egzersizi'ni

insanların Yol'udur;

yapabilirsin.

Yakub

yeri

Bir

Brezilyalıydım

düdüğü

bakarak,

çok

oturmaktaydı.

de

başladı,

bana

tamamladıktan

yaz ya da bir bale yarat. sunlar

ben

bir t r e n i n

Petrus

betimleyen

Burası

çünkü

Bulunduğumuz

ışığı

istasyona yaklaşan o

Gözlerini kapa.

Çocukluğunda

etti:

basamaklarında

kaçındım,

lambanın

İşte

Gevşe.

münü -ayaklarını,

şey

EGZERSİZİ

aktardım şimdi

açabilirsin." Hâlâ

DANS

gücüne

gerekiyor."

devam

Tanrı

Kendi

her

kaldı,

yapman

sonra

yasasına

zorundasın.

Aktarabileceğim

Dans

yarınki

süre

Ama

bulmak

Tapı-

geçirmiş-

üstünde tarikattan

ka-

Bu

e g z e r s i z o n beş d a k i k a y a p ı l m a l ı d ı r .

l a n t e k iz d e ğ i l d i . meye

karar

veren

Avrupa'nın yeleri,

dört

ikinci

mışlardı.

Tarikat, dokuz

bir

mezken,

tek

adamışlardı.

davaya,

davranışını 1118

terk

edilmiş

yanın

iki

Tapınak

şeyi,

nak

Şövalyeleri gelen

birkaç

rüstlüğü değerli

varlıklarını

bir

Bugün

toprak

şey

düşün-

servetlerini

ve

hacıları

tüm

kadar

üyesi

dün-

bulunusayılan

h a y a t ı u z l a ş 11 r m ı ş l a r d ı. ve

kaçırılan

değerbilir olmuştu.

önemli

kullanılmıştı. ki,

eşit

bir

paraya da

bu

dütüm

ediyor-

senetle

Şövalyeleri

mektubu

böylesine

larını dinsel

önceki

sağlamıştı:

dinlerini

ni

yaparken,

Ama de

son

Hz.

böyle pek

Arap

yol-

tarikatı-

likle

orta

düşman

odaları

uygulama-

Şövalyeleri'

Yahudi

Şövalyeler,

Şapelleri-

tapınaklarının

sekizgen örnek

olduğu

edinmişlerdi.

gibi,

yuvar-

duvarlarını

ve

Büyük

lardı.

eko-

bulunmakla

Cu-

ortaçağın o

şatoların-

Gizli törenler düzenle-

bir

idam rine

bakarak

son

Üyeleri

Şövalyeleri

silinmişti.

Tarikatın

dünyanın

dört

birlikte isteği,

ölmek"

Paris'in

"Nötre

de

ağır

işkenheretik-

tarikatı

orta-

bütün

mülk-

dağılmış-

Molay, tarikat-

göbeğinde

Dame

topluca

ve

yanına

büyük önderi Jacques

şövalyeyle

edilmiş;

küfretmekle,

kovulduktan

Tapınak

üyeler

son

İsa'ya

Kilise'den

sonra,

konulmuş,

Hz.

1307

başlatmışlar,

belli başlı önderleri

suçlanıyorlardı.

haritasından

Tarikatın

tan

yakılarak

Katedrali'nin

kulele-

olmuştu.

O s ı r a l a r I b e r Y a r ı m a d a s ı ' n ı y e n i d e n ele g e ç i r m e y e ç a l ı şan

İspanya,

Avrupa'nın

leri b a ğ r ı n a b a s m ı ş ; dikleri Bu de,

savaşlarda

Şövalyelerin Yol'daki

çeşitli

İspanya

ülkelerinden

kralları,

Şövalyelerin katıldıkları

hacıları

Magriplilere

yardımına

İspanyol

korumakla

kaçan

Şövalyekarşı ver-

başvurmuşlardı.

tarikatlarından

yükümlü

Santiago

biri

Şövalye-

l e r i ' y d i. Akşam davet

saat

tam

edildiğim şatosunun

zümün

yedide

Tapınak ana

önünden

Gelenekle

karşılaşmak

Şövaly eleri'nin

kapısından

girerken,

üzere

P o n f e r r a d a'd aki bütün

birtarih

gö-

geçiyordu.

O r t a l ı k t a k i m s e l e r y o k t u . Y a r ı m saat k a d a r b e k l e d i k t e n sonra

korkuya

Tam

oradan

rağı

taşıyan

simgesi şunca

On

Şöval-

krallar

el

odama

almışlardı. Tapınak

devletleri

birini

atılmışlardı.

geçirildikten,

tarihinin

lerine

anlama-

bellibaşlı tektan-

aramışlardı.

netlerini hep

çoktur.

hapse

şeytana tapınmakla,

suçlandıktan

çağ

çevrilebili-

büyük gerçeği

dönemin

yollarını

camilerinin

durumlarda çok

evinin

Süleyman'ın

kiliselerinin

Tapınak

aktardığı

vermenin,

birleştirmenin

kubbelerini,

Hıristiyan

yeleri

Tanrı'nın

çatışmalara

rıh

adamaları,

gece

geçirilerek

ilişkilerde

eski

Ruhlarını Petrus'un

ele

servet

soylular

emanet

onaylayan

değerde

kredi

hacılar-

Bu

Hıristiyanların

ve

Ş ö v a l y e l e r i' n e

Tapınak

Tapı-

Şövalyelerin

krallar

da

büyük

serbestlik

Ekim

ko-

insanlığı

uzlaşmaz

Avrupa'nın

harekâtlarından

dinsel 13

cinsel ilişkiye girilen a y i n l e r y a p m a k l a , çıraklarıyla eşcinsel

eski,

bilinen

ve

gece T a p ı n a k Ş ö v a l y e l e r i ' n i n

celerden

toplanıp

çalışıyorlar,

kı-

Şövalyelerin

şövalye

tutmaya

mekle,

doğmuştu.

nin,

lak

bir

fazla

senet,

şatosunda

çoğunluğu

binden

de

kullanılan

tutuklama

beş

yalnızca varlıklarını

herhangi

Vatikan

sonra,

salmıştı

Bu

günü, büyük

sekiz

servet sahibi

Tapınak

çıkıyorlardı.

yor d u . dan

nam

ma en

yüz yıl

güne

ellerinde

bir t e h l i k e olarak g ö r ü l ü y o r d u .

yarat-

yürüyen

ve

gücü için

Şöval-

ararken,

üyelerinden

ödenmesinde

öylesine

ellerinde

nın

tarikatı,

kurulmuştu.

Kilise

devrim

İki

o

M ü s l ü m a n l a rca

fidyelerinin

lar,

tarikatın

nomik

kendilerine.

bahçesinde

Şövalyeleri

geri d ö n m e -

Tapmak

başka

Yolu'nu

Payens

içmişlerdi.

bağışlarla büyük

kez

culuğa

de

askerî hayatla dinsel

dan

bir

bilgeliği

almışlardı

şatonun

ant

dört y a n ı n d a

yordu;

Kudüs

Hugues

bir

seveceklerine

büyük

hayatlarını,

Hacılar,

örnek

yılında

güçlenen

zenginleşmekten

Şövalyeleri

lıçlarını

tarafından

değerlerinde

soylularının

rumaya bu

bir

hızla

başlarının

sırtından

Tapınak

S e f e r l e r i' n d e n

şövalye

yanında

binyıl

Zamanın

kölelerinin

Haçlı

beş

olan orada

kapıldım:

ayrılmak iki

beş

çıktı;

tören ki,

amaçla notta

dakikada ve

bir bir

bir b a ş k a

sabah

birisi

dikilmişti.

Biraz

anlaşıldı.

bay-

Yolu'nun konuDemek

yoktu.

geliyordu.

Hollandalı

miydi?

Hollanda

Santiago

bulunduğumuz yanlışlık

yedide

karşıma

giysilerine

d e n i zka b u k l a rm d a n aynı

bırakılan

İspanyol

oğlan

Yoksa

üzereydim

vardı.

Bir

Avustralyalı,

Birbirimize,

ne-

ler

yapılacağı

konuda larda tı.

ambar

Bir

konusunda

herkesin

şey

olarak

karar

Bekleyiş

çoğu nı

kadar,

birçok

sınavlar

geçmişlerdi. en

yüksek

tamamen

ve

Ama

farklı

kadar;

bu

bu

gözlerimi

avlusunda

toplanmış-

için

hangisi

bir

gece

gün

arada

bir

orada

dalmıştık. tarikat

erginleme

Santiago

Yolu'nun,

törenlerinden

yalnızca Avustralyalıyla

oradakiler birinci

bekliyorduk.

süreçten

geçmiş

olduğunu

olde

leyen

Ayrıntıla-

arılayabiliyor-

sularında

sesi

tam

duyuldu.

özel

Sesi

hayatlarımıza

giriyorduk

izleyerek şatonun eski

ki

şapeline var-

dık.

pelden

çarpıcı

geriye

yalnızca

bir s a h n e y l e

kalan,

çünkü

meşalelerle

bın b u l u n d u ğ u yerde, lerine

-bir kukuleta

kalkan - bürünmüş Çok

eski

rimiz

ve

denizkabuğu

yaşlı

çelik tolga, kişi

bir

örme

duruyordu.

sahneydi

bizim

bu.

takım

amblemli

ışığında

görünen

"Ustanızın

çıkarın

ve

yıkıntı

da

şa-

halindey-

Bir z a m a n l a r

mihra-

zırh,

bir kılıç ve

Nefesim

Tapmak

Olup

bitenin

elbiselerimiz,

gerçek

blucinle-

Şövalyelerden

birinin

Pet-

içinde

le

de

geçmiş

gibi

yaklaşıp bir

gözlerinde

sezilen

hüznün

bedenime

bol

hali

vardı,

gelen,

beni

içine

kokulu

baktım.

tanımamış

okunuyordu;

Üstümde hoş

Sırtınızdaki

de-

giysileri

örme

" T Atha-

üzerine,

ve

onu

izlediler.

ne

bir s e s s i z l i k

görmediğimiz işlerimize

kurtu-

sonsuz

sayende

olan

gerçek

ol-

Merkür'ün

gücüyle

havada, şeyi

oldu,

halde devam

karışımı

saati.

tüm

ve

edilen Bu,

özellik-

uygun oldu-

ve

vermiş

cehennem olan

tanrı-

diye."

varlığın ayinin

edebileceğimizi

bir

yanıyor-

ama

işlerine

gerçekleşsin

dua

ben

Şapelin

h ü k m e d e n yüce

yeryüzünde

hissettik.

Ve

ge-

başladı:

ruhlara,

senin

çev-

önlük

bir t ü t s ü

duası

Düzeni'ne

yaratmış

dilersem

bir

içindeydim.

büyük

Cehennem

kırmızı

beyaz

çemberi

aselbent

EL'in2

her

Throdonias,

inayetiyle,

ortasında

bulunan

Şövalyelerin

olan

ettim.

krallığı

Haçı

sana y a k a r ı y o r u m . . .

gücüyle,

büyü

meleklerin

haberci

gökyüzünde,

mız

EL'in

de

Ülkesinin

var

fark

simge-

Amin!"

Gelenek'in

Tanrı

sağlamak

saflık andını

"Amides,

senin

zırhının

fesleğen

Kral,

olduğunu makamla,

dileklerim

Şövalyeleri

ülkesinde

dı,

Adonai,

korumayı

tam

ey

dokuzdu,

Ulu

sürece,

ğunu

çev-

orada

oldu-

kutsamasıy-

gösteren

bir

işa-

alın."

gözlerinin

bir h ü z ü n aynısı.

bakın.

yaklaşın,"

istendiği

başladılar:

Sabahot,

geçiriyorum;

ediyorum.

orada,

Doğu

ve şanlı ğu

gerekiyordu,

İki Şövalye,

okumaya

gerekli

"Tanrım,

tekmil

geçmeden

"Ey,

bir

Şövalyeler

nane,

çok

Derin "Üstatlarınıza

içine

giysilerinizi

Öteki

için

içinde

sırtıma

dua

daha

du;

sesle

Emmanuel,

Dördümüzün,

okudu.

Saat t a m kez

bir

kesilmişti:

gömleklerimizdi.

bile

Şövalye,

gözlerinin

tören

Petrus'a

Ama

ya

güzel

tekdüze

Adonai,

diye

olduğunu g ö re b i ü yo rd u m . En

di.

ve

loş

bölümü

aydınlatılmıştı.

yedi

sağlayan,

Meşalelerin

büyük

Şapel

T a p ı n a k Ş ö v a l y e l e r i' n i n t a r i k a t g i y s i -

zamanlardan

görünmesini

karşılaştık.

diye

Başrahip,

çirdi. Orada

rus

kutsal

rimli

çizerek Messias,

cüppeler

giysisini

bir

olması

ayırmamam

ortasına götürdü;

içindekiler

beyaz

Anitor!" luş

müridi

göremiyordum.

şapelin

çiziliyordu.

Başrahip,

sun

gong

di,

Çember

Yol'un

fazla

gözlerinden

Jesus..."1

amacıyla

dum. 8:45

Sother,

natos,

kullanıldığı-

ben

olduğunu

çember

rinitas,

birden

Petrus'un

B a ş r a h i p bizi

daha

bulunmamı-

tarafından

yükseltilmeyi

birinin

ama

halde, A v u s t r a l y a l m m R A M alıştırmalarından

farklı

Ustalardan

çağ-

eski

B e n i m çok önce Brezilya'da geçmiş

derecesine

rı b i l m e d i ğ i m

yıkık

o

şatonun

remizde

sohbete

o sırada öğrendim.

duğum

sorduk,

Herkes

gerekirse

gidiyordu,

üstüne

Gelenek'e

soru

verdik.

sürüp

nedenleri

birkaç

karışıktı.

kuUanılmış

oluncaya

beklemeye

zın

kafası

ne bir

önceki

varsa

Kendinden

görünüyordu. gece

sesinde

çıkardım;

harmani

uzattı

Petrus bana.

'

B u çok u z u n bir r i t ü e l o l d u ğ u v e a n c a k G e l e n e k y o l u n u b i l e n l e r t a r a f ı n d a n

anlaşıla-

bileceği için, k u l l a n ı l a n b ü y ü sözlerini ö z e t l e m e y i y e ğ l e d i m . A m a b u ritüel y a l n ı z c a atalarla y e n i d e n

bir araya

özetlemiş olmam

gelmek ve

anlatıyı

onlara

hiç e t k i l e m e d i .

saygı

g ö s t e r m e k için

Santiago Yolu'nun

bu

gerçekleştirildiğinden, bölümündeki

önemli

öğe - D a n s E g z e r s i z i - b u r a d a b ü t ü n ü y l e a n l a t ı l m ı ş t ı r . 1

El, S a m i d i l i n d e " T a n r ı " a n l a m ı n a .

Batı Samilerinin en önemli tanrısıdır. Eski Ahit'te

El, h e m T a n r ı a n l a m ı n d a g e n e l b i r t e r i m , h e m d e Y e h o v a ile e ş a n l a m l ı o l a r a k k u l l a n ı l ı r . (Çevirenin

notu.)

retti.

Daha

bunlardan Ama

önce

Tapınak

landırmış

olmalıydı,

görmediğim

ti.

Sonra,

Başrahip,

yetmiş

Hepimiz

diğini

Dans sa

nasıl

hacılar

ânı

bir

Hiçbir

malıydı, rumadan

uzaklardan

Yere

ve

tüm

rında da

her

ağırlığını

çok

saydığım

sesi

titreşiminde

nı,

birbirlerinden

farklı

duyumsadım.

den

gördüm:

Ardından rüntü

sanki

kaybolmadı. 192

bir

tas

benim

ve için

Önemini

yüzü

"YAHVE, çıkmak

bir

melodi

dans

birine

etmeye

müzik ve

buldum.

kesilmesi

durumundayken

başla-

karşı

konulmaz

kınca

buna

gerek

karşın

belirdi

da,

gitti.

birden

Ruhu,

karşılık verdiğin gitmene

izin

için,

bir

h a z ı r ol.

Tanrı'nın

halinden

Başrahibin

sesini

çağırıyordu.

gelmek

istemiyor-

ya

Sana seni

Trans

O

sözü

tam da

bıçak

söylemek dönüp beni

için

ona

ba-

görmüştü.

aldılar. bir

Elleriyle

gürültü

çıkar-

aldı:

bir c i d d i y e t v e

hayvana

gitmeni

gi-

Avustralyalıya,

da

çevremizi

Şato-

çemberin

halinin

Ama

sağır eden

vakarla

zarar v e r m e d e n

emrediyorum,

cinlerinden

Huzurve sükûn sonsuza

sihirli

gördüğümü

başrahip

yeryüzüne

Şövalyeleri

gitmemişti.

gelip

insana

istemez

ortamında,

isteklerime

ayinleri

selameti

İster

Tapınak

gördüm:

kulakları

veriyorum.

ri

gelmeye

Trans

geri

duyuyordum.

zaman

tek

bir-

görüntüsü

N.'nin

O

kutsal

yanımda

eridi

Ama

buyuruyordu:

hoşuna

istek

vurarak

Gelenek'in

yola

ışıltıya

"Ey

oradan

kendisini

olmadığını

karıştıklarıbir

bir

çalıştımsa

Zama-

içinde

çıkmaya

bakıyorduk.

yanımıza

maya başladılar.

rastlıyordum.

bir

Şövalyeler

çayırla-

ve

yeniden

kimsenin

vecit

çocukluğum-

iyi-

N.'nin

bir şey o l m a d ı v e

değilim.

halinden

götüren

birbirimize

ortasın-

içinde

kadar üstümüze

ama

kurtardığında

ge-

gitmeni istiyorum, olsun.

Amin."

büründü.

ön em l iym işçesi ne

anlamaya

içinde

karanlığın çiçekli

Ama

tanıdığım

diretiyordu:

s ü rd ü re m ed i m .

eskilere

kalkanlarına

ve

ses

gelmemi

Kendimi

insanı

Hacılar

ama

geri

halini

döndüm.

su'nun

değişmeye

iyi

karanlığın

farkında

trans

sok-

tü-

ruhun,

karanlığın

gördüm.

TETRAGRAMMATON..."

geldim.

Avustralyalının kızıl

Trans geri

bi

titreşen

salmıştım

vecde

birbirine

olmalarına

Ama

çok

söylemeye

yüzünü

A r a m ı z d a belirli

sürdü,

herkesi

"YAHVE,

çıkma-

zorlanmadan

Aghata'nm

birleşip

Usta

pozisyonuna

hiç

o

kök

dum.

ses,

olan

düşünemedim.

sonra,

TETRAGRAMMATON..."

Gelenek'te

yapılması

bir

şey

TETRAGRAMMATON..."'

aşa-

gözümde

çağrılmış

istemiyordum,

bu

ko-

bir

duydum:

tanımıştım,

sağladığı

RAM'ın

kadar

dan-

yaptım.

büyükanneme

çanak

ne

gelen

çevremde

ne

için

dışına

İçimde

tohum

gövdem,

Bedeni

çok

onu

İçimdeki

yolların

doğru

dışında

kaybolduktan

olduğunu fark ettim.

Dans

okumaya

büyüklüğünü

ayinine

sanki.

dönüştüklerini parladığmı

N.'nin

danstı.

zırhlarının

be l i rg i n l eşti

gördüm,

çok

su

ayinlerin

bir

göğsümün-

karardı;

tüm

yüzü

gel-

bana

sezmem

görüntüsü

yaklaştığında,

geldi.

ruhun

öğrettiği

hepimiz

basit

kendimi

amcalarımdan

nın

adları

çemberin

gittim.

sezdim.

yitirdi

yürüdüğümü

halde

öğrettiyse

daha

gün

benzer

aday

Gelenek'in

şey

ce

Gelenek'te

çağrılan

farklı

örme

-yalnızca

hareketlerim

Çevremdeki

ne

kadın

girebildiğimi

başladı;

önce

çanak

"YAHVE,

Çemberin

çöküp

hissettim.

müyle

da,

diz

göğsümün

dığını

Hiçbir

çocukluğuma bir

kutsal

önceki

danstan

Şövalyelerin

gelen

daha

bu.

biliyordum;

Petrus

içinden

serp-

olduğunu

ve

can-

üstümüze

çatırdadı;

belirtilmediği

ve

Zihnimde

Tas

biraz

gibi

Tanrı'nın

bağıntısı

ses

Petrus

yoksunduk.

canladırdım

tum

işaretti

biliyorduk:

çünkü

köşesinde

toprağa

Şövalyeler

yaptığımız

kural

gerektiğini

bir

girmeden,

alevleri

gelmişti.

hep

gücümü

ortaya.

yazdı.

ve

katılacağımı

masında

başladı.

adını

Meşalelerin

gösteren

içine

katılmıştım,

çıkmıştı

döneniyormuş

mürekkeple

iki

hayal

şapelin kuş

ayine

şaşırtıcı

Şatosu

bir

çemberin

yüzlerce

daha

çünkü

parlak

kutsal

başladık.

benzer çok

Şövalyeleri

hiç

bilinen

buna

bazılarında

ve

bu

uzun

kılıcımla

gösüre bir

' Yahve ya da Yehova olarak da bilinen Y H V H , Yahudilikte Tanrı'nın

Hz. M u s a ' y a v a h -

y e t t i ğ i özel adıdır. T a n r ı ' n ı n a d ı n ı n açıkça y a z ı l ı p s ö y l e n m e s i yasak o l d u ğ u için, bu adı oluşturan

dört

ünsüzle

Yahve biçiminde okunan nin Hac

belirtilmesine

özen

gösterilir.

sözcük t e t r a g r a m m a t o n

İbrani

alfabesindeki

(dört harfli) olarak da

yazımıyla

anılır.

(Çevire-

notu.)

193/13

Çember lerden ria2

kalktı,

biri

okudu.

-1982'den yordu-

yan

Başrahip,

yedi

kez

ayinine

üst

birkaç

söyleyerek

üste

okudu.

öne

eğdik.

Noster,'

Şövalye-

yedi Ave

Meryem

Ma-

kalk

Şövalye'nin

Anamızın söyleni-

ye

Tanrı

Babamıza

İnanıyo-

Tapmak

bir

başka

karşıma

gel,"

Hıristi-

biri

ve

mihraba

-Avustralyalının

"Evet,"

yanıtladı

diye

ayinine

Ş ö v a l y e s i'n i n

dedi.

büyük

yaklaştı.

girmek

tanık

istiyor

rehberi

olsa

gerek-

musun?"

Avustralyalı. olduğumuzu

kat ve

"Tanrı

kölesi

Ardından, günün

ve

İşte

zaman

anladım:

bir

hangi

bir

hepsine

"Hayatımın

birtakım

sevgiyle

için

emirlerini

bili-

törensel anlam

katlanmaya

sonuna

yanıp

biraderim,

sorular

başı

benden

Ama dinimizin yalnızca zarif kıyafetleri

içeride

yerine

duğunu

kadar

geldi;

hazı-

Ev'in

hizmet

ne

zaman

ötesine

Kendi

etmek

hiz-

bazıları

bu-

nacaksın.

Uyumak

zor

zor

gelecek;

ne

o

ler,

güzelim

atla-

ler.

isteklerden efendisi çoğu

Akkâ'da

Usta Birisi

zaman

diledi-

zaman

istediğin

da E r m e n i s t a n ' a y o l l a -

nöbettutman

Sana

Meryem".

Katolik

Kilisesi'nin

başlıca

dualarından

biri.

ve ve

di-

yaşamış

tüm

içinde

çıtırtıları

iz-

duyulu-

rehberi, tüm

olup

kez

daha

ve

olmak

için

Baş-

tüm

ku-

sordu.

senin

ve

birader-

Anamızın

böyle

hu-

hayatı boyun-

yanıp

himayesine

dönerek

Ev'in

Meryem

bundan

söyle-

tekrarladı.

olmadığını

Tanrı'nın

kölesi

başrahibe

Tanrı'nın,

cismen,

bulunuldu;

istediğini

yanıtları

bir

isterse

Ev'in

uyarıda

girmek

alman

tutuşan için

biri

dizleri-

yalvarıyorum." "Seni

Tanrı

miz

çevresinde

sevgisiyle

Ev'e

kabul

ediyorum,"

kılıçlar

kılıçlarını

çelikten

bir

kılıçlara altın

çan

çalmaya

eski

şatonun

önümüze

Başımızı

da

Şövalyeler Sonra

taç

kınlarından

çı-

indirerek Andrevv' oluşturdular.

rengi yansılarını

Alev-

indirdi-

a ğ ı r a ğ ı r A n d r e v v' y a y a k l a ş t ı ve o n a k ı l ı c ı n ı v e r d i .

başımızı

dular. yalı

tüm

doğrulttular.

kutsayarak,

nelenerek

tören

başlamıştı;

eğdik

ve

kaldırdığımızda şölenine

çan

duvarlarında

Şövalyeler on

katılmak

sesleri

sonsuzca

yankılanıyordu.

kişi

üzere

gözden

kalmıştık;

yi-

Hepikaybol-

Avustral-

Şövalyelerle

birlikte

gitmişti.

buyurula-

notu.)

hazır

Tanrı

etmen

başının o ânı

bulunulsana,

olduğu

ruhen ve

üzerine

göğe

"Burada,

olan

olmak

kabul

öğütte, Ev'e

Sonunda

huzurundayım;

Bunun

isti-

rehberi.

Ustam,

kapanıp

karıp

Gündelik

epey

"Selam

notu.)

bu-

dedi.

' R a b b i n Duası. Hz. İsa'nın H a v a r i l e r i n e öğrettiği ve b ü t ü n H ı r i s t i y a n l a r ı n t o p l u ibadetLatince'de

beri

mutluluk

meşalelerin

ağırbaşlılıkla

hizmetkârı

te o k u d u k l a r ı başlıca dua. (Çevirenin (Çevirenin

uyuman

tutuşuyorum,"

çağlardan

birçok

kabullenmeye

Ev'in

olarak

şey

Burada olmak istediğin zaman

A n t a k y a ' y a ya

istediğin

bir

bir

ca

na

2

yanıp

törenini

hepsine

vermiş

beni

sada-

hepsini yanıt-

büyük

dedi

kendinin

gönderileceksin;

T r a b l u s g a r p' a ,

çok

dışı y ü z ü n ü ,

kadar

ğin gibi d a v r a n a m a y a c a k s ı n . denizler

eski

bana;

daha

verdi.

Başrahip,

bazılarıysa

önünde,

görüyorsun,"

getirilmesi

bilmiyorsun:

başkalarına

döşeğinde

için

erginleme

zurunda,

nun

şu

Şatoda

bunların

törensel

"Evet,

tutuşuyorum."

taşımıyordu,

ilgiliydi. Andrevv,

"Muhterem

zaman

girmek

geldi

sonra

karşılık

rallarını

Tapınak

ladı.

rı,

yerek

rahip

o

merhametli

adına,

olmak

dünyasında

yorsun.

gibi

Daha

lerimin

şiddetlerini

yanıtladı.

ve

"Ev'e

verdi.

Avustralyalı

musun?"

diye

istediğin

Şövalyeleri

liyorlarmış

Avust-

inisyasyonu.

Avustralyalı,

metkârı

karşılık

Avustralyalının Ev'e

rım,"

tutmak

Avustralyalı,

göründüğü

Ardından,

durduğu

"Biraderim,

"Ev'in

nöbet

kez

ki:

Hıristiyan

cak,

yurulacak."

yordu.

"Andrew,

Şövalyelerden

yor

Pater

geçtik.

yedi

ti - d e d i

başımızı

yedi

M edj u go rgje l i

istediğini

Başrahip, ralyalı,

çöküp

birlikte

beri Y u g o s l a v y a ' d a

böyle

rum'u

diz

bizimle

bırakıp uzun

kapladı.

giysilerimizi

birbirimizle sürmüş

giydikten

vedalaştık.

olmalıydı.

sonra Gün

Ruhumu

resmiyeti ağarıyordu,

engin

bir

biryadans

yalnızlık

Kılıcını ralyalıyı

ele

geçirip

gösterecek

kimsem

uzak bir ü l k e d e Artık ve

arayışını

k ı s k a n m ı ş 11 m .

sonuna

onu

nasıl

sona

Artık yalnız

erdirmiş

de

yoktu;

Gelenek

dönüş

yolunu

göstermeden

yaklaştığım bulacağımı

Avust-

bana

yol

Güney Amerika'da dışlamıştı

Santiago Yolu'na, bilmeden

olan

başımaydım,

kılıcımın

devam

etmek

beni. sırrını

zorunday-

El Cebrero

dım. Çan

hâlâ

rılırken, nanları tim.

çalıyordu.

çalmakta günün

Kent

olan

ilk

halkı

ibadetine

birazdan

miş

faturalarına,

Ama

bir gece

aşk

önce,

şeyin

ürküntü

bir salan

kez

daha

gücünü

birlikte

yakınlardaki çağıran

uyanıp

ilişkilerine

eskilerden

gerçekleştirildiğinden, bir

Gündoğumuyla çanın

çanı

yeniden ve

kalma

yüzyıllar

şatodan

kilisenin

olduğunu işlerine,

hayallerine bir a y i n i n

önce

kutlandığından devam

bir

yitip ve

ettirdiğinden

fark

et-

ödenmedalacaktı.

bir kez

gittiği

insanın

ayina-

daha

sanılan yüreğine

habersizdiler. K ü ç ü k

kız,

Bierzo'nun dan

Kıza

ğum

ayin

Vagon

mamıştım.

şatoda şen gı

Ama

başka

için

yaşında

var

alan,

oturdu-

Tüm

başka

terk tek

bana

ve

edilmiş

kendini

çaba boPet-

bilgeliklerle

dolu

uygun

anılarına

uğramadığı,

o dü-

say-

kutsal

şato.

Avustralyalı

kılıcımın

onca

de,

unuta-

geçirdiğinden

tarikatının

bir

da

çağrıldığında,

beklentilerime

kimsenin

hüznü

bakışını

olmamı

bu

düşünmüyor-

sesindeki

gösterdiği

söylenceler

Şövalyeleri

olarak

önünde

için

varmaktan,

şey

mimbere

çağrılmış

eski

Tapınak

bir

Petrus'un

etmek

olabilirdi.

bir

öbürlerinin

on-

Sekiz

Compostela'ya

Avustralyalı

mihraba

rehber

del

ortalıkta

Soluklanmak

g eld iğ i m izd eki

birkaç hacıdan yer

de

orada

göze

Kılıcım,

bir y e r d i :

Villafranca

sonrasında

vermedim.

vermekten

benim

gizlenmiş

duyan

lıydı.

göz

içinden

topraklarda

bir

son

gibiydi.

emindim.

sordu.

koşmuştu.

Bana yardım

gitmiş

rus'un

yanıt

Santiago

parkının

sırasında

öğleden

dökülüyordu.

başına

serüvene

dum.

ama

başı

önce

diye

yoktu.

baktım,

an

mısın?"

kavurucu

çeşmenin

çılgın

hacı

kimse

üstü

Bir

şa

bu

başka

yoktu,

" Sen

yolunu

çağrılmıştı.

Petrus,

gösteremediği

aşağılanmış

hissetmiş

için

olma-

Ote dan

yandan,

insanların

çıkmış

olan

Yol'unda

okült'

canlandırmıştı. netim tün

altına

bunlar

liyordu.

belki

ve

küresini

üstü

eski,

bu

düşünmek,

tütsülere,

Gelenek'in

Petrus'un,

sarı yol

landığı

kitaptı

bir

lamak

için

sabah

ayrıldım,

ona

bir

kaya

başımdan

bir

çabayla

termesi

anladım,

yararlı,

hatta

gizlicilik

denir.

çeşitli

kuramlar,

O k ü l t i z m e bağlı

hayatımı

doğa-

özlem

duyubenim

cesaretimi

kırıyordu.

döndüğümde,

Hacı

Rehberi

mesafeleri

haritanın

geçti;

olan

zorunluydu,

ye

sonuçtu. ama

istediğim

Santiago'ya

kılıcımı

Villafranca seni

"O

kapılardan

Beni

rahat bıraksın

çeşmeden

üstüme

şortum

sırılsıklam

da

Küçük dan,

kız,

sık

süren,

umudunu

dan

birindendi. Biraz

ma

ve

Yoksa

ma aynı

"Haydi, bir

kız

ruhsal

gidelim,"

Kapıları'nın

önünden

ki?

Yoksa

gös-

yeri

fark

etmi-

yetilerini

geliştire-

notu.)

bir

şey

düş

Petrus Ama

belki Kızla

yesi

biraz de

insan,

görmem

için

neden

geçip

fazla

harman

hayalci

dö-

mektupların-

düşmekten

etmeliydim,

korkma-

kılıcımı bul-

direttiğim parçası

orada

Az

önce

bu

girmek küçük

içinde,

için kız,

çekip

asıl

dağa

Santiago'ya Bağışlama en bu

küçük sıcakta

görmek

etini yiyordu.

alıp

mi

varmakla

indiğim

geri d ö n m e m ve başımın

şey

Bağışla-

olmasındı?

tırmanacaktım.

içeri

bir

olan

Santiago'ya

kılıcım

parayı

gitmiş

Aklım-

geçiyordu:

is-

Para

gitmemişti

varmam

gereken

miydim?

olduğumu

söyleyip

durmuştu.

yanılıyordu.

yürürken,

geçiyordu.

da,

canlı t u t m a l ı y d ı m .

Şimdi

k ı r ı k l ı ğ ı ve telaş

etmeden

kez

düşünmediğimden,

geçerken

kalktığımda

yenik

çocuğa.

yeniden

bir

şeyi

Bu

çantam

biri

Paulus'un

bakımdan

neden

dedim

bölümünü

öl-

hep

Havari

Bir k i l i s e n i n

yaratıyordu,

başka

sırt

Umutla

anlamamakta

vermeye

(Çevirenin

di-

kadar gitmesi

dayatıyordu.

sabanı.

devam

büyük

zihinsel

başın-

uzattım.

sözlerden

umudumu

bana?

madem

sonucu

baktım;

küçük

istiyordu

Kapıları

diye

dayanmalıydım,

öğrenme

bu

söylemek

sürmeli

kadar aramaya

sırrını

peseta başladı;

aktardığı

paylaşmalı."

daha

sonuna

birkaç

haydi,"

sık

burada k a r ş ı m a çıkan tek

bir sonuç elde

kal-

oldu.

umutla

ven,

dan

diye

temediğim

çaba

çeşmenin

Santiago'ya

sıçratmaya

"Haydi,

Petrus'un

"Saban

su

bu ya-

İnsanın

tek

yol

gerekmez."

günden

Bize

günlük

bulamamıştım.

Bierzo'daki

geçenin

bir istek bile d u y m a m ı ş t ı m .

bana

hâlâ

del

birkaç

tek

Bağışlama Kapıları'na götürebilirim,"

ulaşmaktan

b i l i n m e y e n güçleriyle ilgili bilgi

genellikle yüksek

istediğim

almak

karşın

"Hacıysan

uygulamalar ve ayinlere genel olarak okültizm ya da olanlar,

varmak

sonra

dışarı-

aklıma:

rek b i l i n m e y e n l e r d ü n y a s ı n ı a n l a m a y a v e i n c e l e m e y e çalışırlar.

şimdi

bulmaktı.

kız,

diretti.

Ve

gelenlerden

geceyi

Petrus'un geldi

kılıcımı olmasına

da,

yaramıyordu.

başıma

o

zorundaydım.

şey

işe

Küçük

yararhesap-

hiç u y u m a d a n

Akşamüstü

artık çok

re-

buldum.

b u l u n m a d ı ğ ı yerlerde

çalıştığı

mış

g i rem eye bi leceğ i m i

arasındaki

düşünürken,

önemli

ve

mavi

s a ğ l ı k l ı bir k a r ş ı l a ş m a

hiç

Batınî bilgiye, özellikle ruhlar dünyasıyla ve evrenin

savlarına dayalı

yüzü-

aşkın

nitelediği tören,

bir

geçirmek

kavratmaya tersine,

Ölümümün

mürekkebe

ödül,

değişmişgeçebilecepratik

Lourdes'la tanıştığımdan

geçenleri

yü-

habercimle

Ponferrada'dan

ama

çok

çemberlere,

otelime

koyuldum.

oyuğunda

na

öğretilenin

işaretlerinin

Yol'a

Madam

daha

kentler

daha

Yolu'nda

vermeye

sihirli

diye

sonra

bakıyorduk.

olmadığını

Orada,

'

hâlâ

kutumda

bu;

ilginç

hayatıma

kaplayan

konusundaki

ayininden anahtar

ve

savaşı

kutsal

bir

etme

ge-

içinden

ve

derslerle yoğun,

dünyaya

devam

sepsiyondaki

da,

bir y a n ı m

unutulmuş Ve

daha

hazırdım.

Petrus'un "atalara saygı"

olmuştu.

çok

kuşkusuz

eden

yaşamaya

gizli

debü-

öğrenmiştim.

Yürekten

ederek

ki,

hiç

yeniden

kurulması,

Santiago

edebileceğimi

kül

aklımdan

şu

bağ

benim

vardı;

yana

bir

sonuç,

mutlak

çağlayanların

yakıp

görmüştüm. elde

formüllere,

çekli

alt

dünyayı

Ne var

yordu.

bu

sayesinde

konuşabileceğimi

tüm

zaferler

yanı

ölçüde

olanın

dünyalarla

alıştırmaların

bir

düşmanlarımı

sorunları

için

de

yorsan

hayranlığı

cismanî

alıştırmalarından

başladığımdan

Petrus'un

ğimi,



RAM

büyük

duyduğum

başka

sıra-

Santiago Yolu'nda,

yürürken

yakarılar,

uyarlanabilen

rümeye tim.

bana

ayini,

bilgeliğe

Toplu

alınması,

Ama

nesnel

Gelenek'in

aklımdan

Kilise'nin

yolda

Bağışlama

Kapıları'nın

hastalanan

hacılara

hikâ-

getirdi-

ği

bir " k o l a y l ı k " 11 bu. Y o l o

yor

ve

den,

C o m p o s te l a ' y a

on

noktadan

kadar

ikinci yüzyılda

sonra yeniden

dağlardan

papalardan

biri

zorlaşı-

gidiliyordu; daha

o

ileriye

yüz-

Santiago'ya

larını

söylemişti.

pıda

çözmekle

artmasını

çiyorduk.

bir sola

Kız

çok

çıkardığı

sayısının

da

hızlı

söylene

da

zorunda

bir

büyük

çır-

ölçüde

ona

yukarı

sarp

ikide

kalıyordum.

yetişmeye

tırmanı-

patikalardan

yürüyor,

unutup

Kapıları'nın

oradan

Küçük

yeniden

bir

Bir

biraz

süre

ya-

hızlanıyor,

ben

çalışıyordum.

Yarım

saat

önündeydik.

bende,"

dedi.

girip

kapıları

bir

Ben

kiliseydi,

de d ı ş a r ı d a b e k l e m e y e baş-

kapılar

kuzeye

açılıyordu.

Kapı

belli

Anahtarın

olmayan

geldi,

azman

kapıyla

arama

Bir y a n d a n ne

mi?"

rimi

kılıcımla

ilgili o

onun

gözlerine

şeyler söyledi,

de

Sıradan

"Bu



ipucu

açan

bir

Ama

hâlâ

çıktığı

köpeği

koşup

yorgunluk

geçmeden

çoban

bana

kendini

arası

"Yi-

mi?

Sı-

kesilmi-

de

köpeği

kadar açıl-

baktığını ona

ve

sevgi

bıraktı.

fazla

hayalimde

dolu

bir

Kuyruğunu

arkasına

biraz

gözle-

gitti.

za

ürkünç

bir

Kötüye işaretti - bozguna

belirtisi.

umut vardı.

Kız

içeri g i r m e m i

San

Tiago'nun peseta

San-

girdim. önemsediğim

denizkabukları

Yol'un

var,"

simgesidir.

dedi

Bu

Santa

buraya

kadar

boşuna

geldiğimi

anlamış-

ayakları

kılıç sallıyor.

altındaki

ölü

Şunlar da

Magripliler.

Bu

kılıcı

daha

oradaydı,

vermeye

görünüyordu,

ama

benimki

kalktım,

kiliseyi

ama

anlatmayı

yoktu.

almadı.

kesti

ve

Kı-

Biraz

gitmemi

istedi.

doğru

kez yola

daha

ğunu yip

ki,

söyleyip

daha

bile

bir

Marangoz sordu.

yeni

düş

davranışları

lamaya

aşağı

del

adam

ve

Com postela'ya

Bierzo'dan

çıktı.

Adının

Aziz Yusuf Kilisesi'ni Adamın

kırıklığına

konusunda

başlıyordum.

hayaller

vurdum

Villafranca

karşıma

istemediğimi

ama,

dağdan

koyuldum.

geçiyordum

da,

beni

iyi

var

bir

kez oldu-

görmek

iste-

u m u 11 a n d ı r m ı ş 11

uğramıştım

çok

İnsanlar

kuruyorlardı

adı

ikinci

Melek

ve

uzman

olmayan

gözlerinin

Petrus'un

in-

olduğunu

an-

şeyler

hakkında

önündeki

şeyler-

d e n d e r s ç ı k a r m a y ı b e c e r e m i y o r l a r d ı. belki

doğrulamak tuttum. Kapı yanı

de

için,

Kilise

başında birkaç

sırf i n s a n l a r ı n Melek'in

kapalıydı,

kanadının da

kentimizle

ruz,"

dedikten

peşine

bu

üstelik

marangoz

âletleri

sonra

beni

bir

Bu

sokağın

işi

daha

yolunu

anahtar

yoktu.

görülüyordu. da

kez

kilisenin

Yusuf oymasını

kalkımsa

gurur duyuyoruz.

o

Melek'te

Aziz

vermeye

eğilimini

takılıp

aynasındaki

peseta

"Biz

kabul

para

ortasında

için

gösterdi, Teşekkür etmedi

ve,

yapmıyo-

bıraktı,

çekip

gitti. Bana

işaret etti.

tepesinde kabuğu

atının

birkaç

ederek

hayalciy-

içeri

gözlerim

heykel..."

Ama

ardına

kilisenin

Belki

da,

içinde

da San Tiago M a t a m o r o s ,

Tiago'nun

ortada."

görünce,

ardından

haklıydı.

ardı

Kapıları

Köpeğin

rahatlayıp

bir A l m a n

bir y a n d a n

hiç b i t m e y e c e k

yok

d o ğ a ü s t ü v a r l ı ğ a d ö n ü ş ü v e r m i ş t i. yol

nereden

"İstiridye

"Ve bu San

san

diktiğimi

kızın

Petrus

çoban

hazırlanıyor,

Bağışlama

çıktı.

köpek

küçük

Alman

aşağılanmaların

bir tek

sırada

kız dışarı

sallayarak

dim.

kapışmaya

küçük

Belki

bir

anda,

girdi.

dövüşlerin,

Ama tam dı,

gibi

duyduğum

diye d ü ş ü n ü y o r d u m .

namaların, yor,

sesini

sütunların

kız.

Bir

girdi.

Kapıları'ndan

kilisenin

kavuşacağı-

tım.

geç." içeri

ayrıcalıklara

Agueda..."

gücenmiş

"İçeri

Bağışlama

aynı

arandı.

"Bütün küçük

hacılarla

gösterişsiz

şeyi

ge-

d e n i z k a b u k l a r ı ve S a n T i a g o ' n u n h a y a t ı n d a n s a h n e l e r l e b e zeliydi.

tek

kavuşacak-

zorluğu

yoldan

kaygan,

önümden

anahtarı

Ana kapıdan

geldiğim

geçmeden

Bağışlama

ladım.

ayrıcalıklara

ederek

Boş,

Çok

söylemek

"Kilisenin açayım

hacı

kıvrılan,

hızlı

ama

söylene

sonra

aynı

dağların

saatlerinde

yavaşlamasını

de

Böylece

kalmamış,

ilk

bir sağa

vaşlıyor,

hacılarla

ulaşabilen

umut

sağlamıştı.

Günün yor,

varan



gideme-

y e n h a c ı l a r ı n B a ğ ı ş l a m a K a p 11 a r ı' n d a n g i r d i k l e r i z a m a n t ı p kı

tiago'ya

dakika

dayeniden

kadar

Santiago Yolu'na

sonra Villafranca

del

düşmek

Bierzo'yu

kaldı, ardımda

on

beş

bırak-

mıştım; şey

kapıları,

istemeyen

sokakları

ve

hizmetleri

rehberleriyle

karşılığında

Villafranca

del

hiçbir

Bierzo

geride

kalmıştı. Bir

süre

kaygılarım

dağlık

in

çok

vardı

-

di.

onlar

derinlerden

aklımdan. bağ

kendi

şünmeye meye

bir

biçimde

yönde ki

küçük

ederlerken Aynı

panya'nın

iyi-

t u h a f bir

için

mutlaka

Ama

yalnızca

ne

dü-

geri

başlamıştı.

boyunca

hep

kül kez

Melek'e

ürünü

konusundaki

şarap

eden

bir kez

süre

içtim,

kaygılarını

erkenden

yatıp

birkaç

kez

gece

vardığım

oda

istedim.

Sohbet

sırasında

Oda

köyde ve

dum

ki

gelen

ol-

b i r ses

"Tümen'in

Astrain,

bir

yanıttı.

Böyle

habercinin

kendisi

gibi

Böyle

olup

dövüşü

ve

ona

çalışırken yardı-

onu

bir daha

karşılık,

onun

bittiğini

kaybettirecekti

kaldırmaya

çevirince

çok

hiç ç a -

iyi

biliyor-

sesini t a n ı m a s a y d ı m

için

elinden

kar-

geleni

yaptın,"

de-

diye

yanıtladı.

Bu

kafamda

onun

ona

yavaş

kılıcın

hiç d e ğ i l s e pımı

vurup

içimi

kestirmiştim;

içinde,

yardım çünkü

bir

söz

etmiş tek

heyecanla

etmeye

böylesi

akşama

dökecek

uykumda

işlevi

dostu

buydu.

Yol'dan,

ki,

anlamaraÖfke-

Petrus'tan,

başladığımı

hissetti-

Önemli

hiçbir

hiç

bilmediğini

söyle-

suspus

oturduktan

sonra

sırları

birini

olan

koyuldum.

kadar

kaldı

sinirlenmek

biçimlendirmeye

sırrından

yetindi.

bana

büyük

yavaş

dövüşmem,"

diyeceğini

davranmasına

durumlarda

atıp

aynı

Sabah

hatırladım.

koyuldum.

başlangıç

belki

kadının az

Dua

yaptım

bulmuştum.

konuştuğumu

Yaşlı

söylediğinde

kadın

ka-

saatlerdir

konuşuyorduk. Yol'un

söylediğini

bir

neler

Buna

"Kardeşlerimle

beklediğim

Ama

İs-

getirmeye

dim.

mekle

ve

geri

kazanması

vardı

onlar-

bazılarını

nerdeyse

vermiştim.

yalnızca

böylece

hissediyordum.

yerinden

beni

şey s ö y l e m e d i ,

unutmamı

iyi

haçı

kiliselerden

olmuşlar,

daha

iyi

dile

şıma ç ı k a n a y a r t m a l a r a bal gibi k a n a b i l i r d i m .

bulmalıydım

ne

artık

sırada

gün

dövüşürken

içime

Pireneler'de

için

köpekle

O

de

karar

mi

tekrarlanması

yaşlı

ğırmamaya

yıp

düşenin

sağlamışlardı.

Benim

sonra

istediğimde

kavramı

verdim.

dövüştüğüm

sızdı.

şeyler

ayinini

geçtiğimizi

hatırladım.

bir

daha

mını

kendimi

karar

istiyordum.

bütün-

içimden

neden

önce

bana;

ğim

aşktan

alan

Köpekle sormak

olan

egzersizlerinden

çağırmaya

sırrıyla

rastlamıştım;

geçmeme

Astrain'i

gizlenen,

Aklıma

ama

sezdikçe

Petrus'un

kılıcımın

söylüyordu.

dönmemi

birçok

olayın

ve

İçimde

ettim,

dön-

de

ol-

hayırlı

işaretti. O

zeytin

gelişmekte

yaklaştığımı

za-

kılıcımı

gerçekliğe

üstelik

gerekti.

başımdan

uzun

özlemle Bir

iki

kırlarına

bölümünden

bir

yakıp

aklımı

Petrus'un

bir

en

geçiyordu

arasında

birlikteliğimiz

olmalıydı,

olsa

kıza

yerden

Gelenek'in

günü

nedeni

olduğumu

söz

muştu.

Yol'daki

kesti re m i yo rd u m ,

da.

O

beni.

aydınlanmaya

hâlâ

İyi

için

Biraz çorbayla biraz

Kafamda

Melek'

istememişler-

söylemişti.

dersleriyle

sırrı.

edeceği-

gelenin

şey

ulaşılması

unutup

uğrat-

ve

elde

bir d ü ş ü n c e

şeyler

gerektiğini

kız

ne

hiçbir

zafere

dünyayı

bağıntılı

leşmeye ve

doğru

ellerinden

olduğum

zorlu

küçük

belirsiz

eski

olmuştu.

duğunu

geçtiği

getirdi.

ağır ağır

kılıcımın

için

olması

o

ve

yalnızca

hep

başlasam,

Bunun bir

önüne

ve

yalnızca

kırıklığına

Ben

Petrus

dışımdaki

yöneltmişti

böyle

belli

düş

kılıcım

karşılığında

gelen

bir ö d ü l b e k l e n t i s i man

benim

Düşünmekte

kuruluyordu.

utanç,

başladı.

üstelik

güçlükle

kafamda

Petrus'u

gözlerimin

gelmeye

yapmışlar, Ta

yalnızlık,

duyduğum

düşünürken,

sini

yürüdüm;

koyulduğumda

geçmeden

suretleri

mi

bölgede

Yola

olmaktan

Ama

kurak

dile

uyudum.

ilerliyordum.

mış

yıl

kapısını

yemek

için

çok

Kutsal Yürek'e

olan

inancından

bir

para söz

çalıp istedi.

açtı,

o

kalktığımda

postela'nın

Hesapça,

bulunduğu

rekli

yokuş

saat

boyunca

landım. mi

ediyor,

Belli

ki

ama daha

iyimserdim,

Galicia

her hızlı

varacaktım.

gerekiyordu;

tempomu

doruğuna

erkenden

nerdeyse

koruyabilmek

varırken

seferinde

artık

düş

yürümem

Yol'a

S a n t i a g o de C o m -

bölgesine

yürümem

yürüyüş

Bir t e p e n i n

hayal

du m .

yukarı

daha

o gün öğleden sonra,

için

inişe

kırıklığına

olanaksızdı.

çok

Südört zor-

geçeceğiuğruyorUzaktaki

dağlar nin

daha

da y ü k s e k t i ,

farkmdaydım.

nemez

olmuş,

Bu

er geç

arada,

kendime

onları

da

aşmam

yorgunluktan

karşı

daha

şey d ü ş ü -

davranmaya

katladım bir

başlamıştım. "Hadi lıcı

bulmak

alınır ti

canım,"

mı?"

ki?

mı,

için

bütün

gemileri

olduğuna

benim

Kılıcı

ve

için

inandırmaya

biri

önemli

çalışıyordum.

bulmayı



tıpkı işte

Petrus'un

istiyordum,

ciddiye

kadar ne

değişecek-

gördüğümü

Kılıç

yalnızca

ama

egzersizler

düşü-

Santiago

Yolu

bulduktan istiyordum.

gibi

onu

da

açıklığa

durdum.

kavuştu.

kapladı

Oluşum

Her

şey

bedenimi.

halindeki

açıklık

Keşke

düşünce

kazandı

ve

ansızın

bir A g a p e

Petrus y a n ı m d a o l s a y d ı da,

cedir b e n d e n d u y m a k istediğini ona s ö y l e y e b i l s e y d i m , geçirdim bu,

içimden.

Santiago

saatlerin

Anlamamı

Yolu'nda

taçlandığı

bana

andı:

dal-

gerçekten bir

şeyler

kılıcımın

istediği

tek

öğretmeye

ni-

şeydi

çalıştığı

mam

basit şeyiydi:

O

âna

kadar

yalnızca

miştim.

Onu

ödüle

bilgili

mıştım. ğını

belli

ama

bir

öğrenmektir.

onu

bir

zaman

bunu

diğimi

hiçbir

böyle

onunla

düşünmemiştim.

nereye

bulmak

şey

amacımız

ne yap-

bunu daha

hiç

görmek zaman

sırrı

beklemiş

bilemeyecekti.

iste-

neden

o

ihtiyaç

çabalarım

kafamızda

ödülle

onun-

kavrayamane

yapaca-

biçimde menim

mamda



bilmeye

ihtiyacı

emindim.

olmasına

Yol dım:

O

karşın,

O

öğrendım.

ettim.

aklına

yoktu; için

Bildiğim

sağlıyorlardı,

aradığımı

sarsılmaz

bir

gelen

Sözlerini

kimseler

gün,

de

olsa,

başka

keİtal-

bilmediğim karanlık sesimi

sözlerin

tek

bir

daha tuhaf

dünyayla

çünkü

ve

bana yürekten hizmetkârı

kendimin

Tümenle

dillerde

B e n i bir k a d ı n ı

artık

bir

öğret-

ilk

karşılaş-

k o n u ş m a yetene-

kurtarıp

bir d ü ş m a n ya-

savaşın

acımasız yönü-

olmuştum.

Ustası

karşıma su

Bu

olmuştum ve

çıkan

her

şeyle

bi riki ntileriyle ,

asmalarla.

kez

her

evrenle

şey ileti-

Çocuklukta

insanlara gibi

özgü

konuşmaya

dökülmüş

öğrenilen,

büyüyünce

bir e g z e r s i z d i

bu.

gizemli yanıtlar alıyordum kül

eden

halindeydim,

aşkla

ama

başla-

yapraklarla,

onlardan;

dolduruyorlardı.

oyunu

unu-

Dediklerimi

bıkıncaya

on-

Ürkü-

k a d a r sür-

istiyordum.

Petrus rek,

Petrus'un

göre,

renkle-

öğreniyordum.

sıradan

birtrans

inanç,

uydurduğum

lar d a y ü r e ğ i m i y a k ı p

vardı, kadar

Kendi

a n 11 y o r l a r m ı ş

tücü

bir

başladım.

fark

Ruh'un

boyunca

güzelim

çevredeki

keşfettiğime

parkında

bir b i ç i m d e

ağaçlarla,

tulan,

Agape

geçmeden,

içimde.

kurmayı

Petrus'a

olmuştu.

kullanan

farklıydı:

gidecekti,

biliyordu.

bastırmak

yaşamıştım.

öğreten

sırrı

kurmamı

farklı

belirmişti

olup

yalnızlığımı

Çok

dünya

Bunu,

yok

özenle

hatırlatan

iletiyordum.

akan

Ortalıkta

olduğunu

iletişim

dürmek

buydu.

görmeyeceğimden için

Yolu

gerektiğini

nedeni,

öğrendiğimi

Santiago öğrenmek

Tüm

zaman,

olması

kılıcımın

ona

kendime.

istediğimiz

a r a m a n ı n tek İşte

gizlendiğini

istediğimi,

sormamıştım bir

Bir ö d ü l ü

Petrus'un

hiç

kılıcın

hiç

yönelikti;

anlamı

şim

neden

duyduğumu

la

sırrı,

gerektiğiydi.

boyunca

yükselttim.

zamanla

Benliğimi

söylemeye

geçerken

bir

ği

Artık

Vagon

şarkıyı

ratmakta

sırrı!

Kılıcımın

kapladı.

da

kılıcımla

Kâğıdı

dostluğunu

ulaşacağımı

içimde

gerekiyordu.

ormandan

onun

Petrus'a

başarıya

uyduruyordum.

diye

Ve k ı l ı c ı m ı n s ı r r ı , h a y a 11 m ı z d a k i t ü m u ğ r a ş l a r ı n s ı r r ı g i bi d ü n y a n ı n en

için

ve

kopardım,

başladım.

tamamlanmıştı.

güçlendiriyordu.

yanca

yaprak

Kâğıt

onu

tırmanırken,

bulmam

sonra

pratik

bıraktım.

kılıcımla

Dağı

bir

yazmaya

Petrus'u

olarak

görevim

sinlik

Çün-

bana

altına

Artık

so-

bir

ve

simgesel

karşı

ri

defterimden

düşündüklerimi

taşın

ama

tanıdığı-

kullanmalıydım.

Birden

gası

öğrettiği

bu

şeyin

o n u n l a ne y a p a c a ğ ı m ı b i l m e y i daha da çok

bir

"bir kı-

habercimi

ölümümü

tek

kendime,

hayatımda

öğrendiğimi,

dövüştüğümü

kendimi

kendi

yakan

olursam

alıştırmalarını

köpekle

nuçtu.

soruyordum

Bulamayacak

RAM

nerek,

diye

çöküp

yapmayı

hiçbir

acımasız

Diz

gerektiği-

bir

kendimi

daha bir

Öğle

yemeği

Yol

boyunca

haklı

ustaya

çıkmıştı:

Kendi

kendime

öğrete-

dönüştürmüştüm.

vaktiydi,

ama

sıralanan

küçük

yemek

yemek

köylerden

için

durma-

geçerken

sesi-

mi

biraz

alçaltarak

yordum;

beni

hacıların mi

konuşuyor

görenler,

çıldırmış

kuşatan

lıcımla

ne

rumda

bile

hayatın

tadını

yapmam

kendi

kendime

düşünebilirlerdi.

çıkarıyor ve

gerektiğini

gülümsü-

Katedrali'ne varan Ama

bulduğum

biüyordum

ya,

çevre-

zaman

gerisi

kı-

umu-

değildi.

Bütün

ve

ve

sıralar Santiago

olduklarını

bir

öğleden

onların

sonra

trans

halinde

a y ı rd m d a yd ı m ,

Agape'yi

bana

geri

yürüdüm;

getirdiklerinin

daha

da

ilk

kez b u l u t l u y d u ;

mandır

yürüyordum,

heyecan

getirebilirdi.

haritadan

manmakta

bu

da

büyük

türmeyi bir

etabını

bir

yatıp

- IX.

ettiği

iyi

sonra bir

dağın

olacaktı.

yağmur

üçte

daha

yüzyıllar

girdim;

aşarsam

dağı,

El

anlamına olay

dilde

eski

Dağı

ilk

Çok

daha

tırmanmaya

noktası

durmalarını hayatını

ama bir

artık yolu

o

Yakub

işler

El

uzanıyor

herhalde

burası

oluşturuyor,

önlüyordu.

El

sürdürecektim

önce

geçtiğim Bir

haf bir olan

küçük

kızı

birçok

çok

nersin

Cebrero

adı

türlü

"Şubat" bir

zorundaydım;

kalacaktım;

bu

bir

dengeni

dengeni

Gerçi

öteki

" mucize "dir.

ama

ve

ilerlerken

hacılar için bir

ha

büyük

şaşırarak hacı

Yol'u

dolanıp şaşırıp

televizyon

Yolumu yağmur

sisin

sarı yol

vericisi

kaybedersem altında

içinde

kalacaktım.

işaretlerini dikkatle sisler

arasında

dışarıda

uyumak

hiç

yatmak hoş

iz-

çokzo-

olmaya-

kez

deneyi

birisine çok

düşersin,

Yolu dum.

o

yine

Ve

bisikleti

iki

tekerleğin

adamla

açan

duygu-

yönelik

yine

gibi

gelir.

Bir

değil,

bi-

düşersin,

bir

Ama

birden

başlarsın.

ancak "bisikletin

ortaya

gücü

Bisik-

daha

sürmeye

dengesizliğini gizil

etbi-

hatırladım.

düşersin.

zaman

kabul

deneye,

pedal

çıkan

bir

tür

kabullenirsin üstünde

da-

dönüştürürsün. saat

dörtte

El

Cebrero'ya

aynı

mucizenin

Yolu'nda

onca

zaman

yürümeye"

kılıcımın

sırrı

keşfedilmiş

san

doğru

karar

yakıp

kül

O

sezgi

eden

olduğu

verdiği

için,

tırmanmakta

gerçekleştiğini

yürüdükten

başladı.

boyunca

daldım.

Kü-

o

yapmayı

ustaca

bir iş

verdiğin

gün

hep

ve

anda,

"bende

dalmaya

sanki.

bir başka

binersin

izin

sonra

içine

yol

benzettiğimi

b u l a m a ya ca k m ı şs m

güce

Öğleden olduğum

büyü

bilinen

çevirirsin

düşmeye

bir

gitmeme

tu-

bu.

öğrenmeye

Yani

sisin

izlememe,

Kilisesi'ne

saat

keşfettiğime

yutacaktı

duyguydu

sürmesine"

ederken,

çekip

deneye deneye başardığın

seni

fark

kadar

buluverirsin,

zorlu

birkaç

sırrını

biçimde

yü-

yatacaktım.

içine

pedalları

daha

en

gerekiyordu,

beni

birkaç

binmeyi

bir

mik-

değildi.

a y d ı n l ı k t ı - ya

orada

Kılıcımın

çek-

çamurlar

içinden

bırakacak,

dönüp

uyku

hoş

sisin

yü-

bulup

dizinin

Kapıları'na

Yusuf

gizemli

binersin,

Bu,

sis

bir

Brezilya'da

tek

garip

Ya

gerektiğini

sezdim.

beni

Aziz

geri

için

hiç de

yeterince

güne

yer

geceyi

ıslandığı kalmak

hâlâ

ertesi

karar v e r m e m

olduğunu

farklı

tiğimde

-ortalık

özgürce bir

rahat bir

bütün

gerekiyordu.

köye

Bağışlama

Santiago birazdan

önce

Marangoz dan

sargılar

aşmayı

küçük

güvenim

kalan

önemli

an şey

da yatakta

yüz yüze

karar v e r m e m

Cebrero'yu

lete

ve

ay

değişmişti.

tırmanmak

Eskiden

alçahyordu,

kaybolmuştu.

runda

rümeyi da

için

yolunun

böylece Yol'u

T r i ca s t e l a' y a v a r a b i l m e k i ç i n lemek

Hemen

hissederek

yakınlarda

yüzünden

geçirmek,

çük

kaybetmişti.

Bulutlar

uykusuz

sonra

sonra

yağmur

kapması tehlikesiyle

dönüş-

anlaşmak

geriye

başladım.

yerleşimlerine

eskiden

dik

şeylerle

bitişik dağdaki yüksek b i r t e l e v i z y o n vericisi kerteriz

içinde

içmek,

de,

yönlendiriyordu,

Zamanın-

hâlâ

şarap

güzeldi

yüzünde

çıkardıktan

tır-

kasabada,

bir kente

sonra

sürdürerek,

söyleniyordu;

saydırmış,

dağlardan

çevremdeki

konuşmayı

Roma

geldiği

olmuştu.

bölümü

ve

Cebrero'yu

bölgedeki

kadeh

mek

siklete

söylemeyi

uydurduğum

bir

damlalarını

tadını

hac

kasabaydı. Şarkı

tan

bir

düşünüyordum.

Alfonso- görkemli

Tricastela,

za-

olacaktım.

ardındaki

diye

Onca

yepyeni

Galicia'ya

dağı

tamamlamış

uyurum

kralın

hayal

kadar

kadarıyla,

kararlıydım,

Tricaste la 'da

ne

yağmamıştı;

Öğleden

göründüğü

yolculuğunun

yağsa hiç

Yağmur

rümenin

nere-

a m a ç e v r e m d e k i şey-

f a z l a a y ı r d m d a y d ı m . Y o l c u l u ğ a ç ı k t ı ğ ı m d a n bu y a n a g ö k y ü zü

bilirdi.

rop

ye g i t m e k i s t e d i ğ i m i n lerin

o

için hiç

sonra,

dedikleri

aşkı ve

gördüm. Santiago şeye

yaşadığım

kriz

anlarında

duraksamadan

uyiçin, insise

Yol'daki taşlar ve ya

çalışırken,

Nerdeyse

"Bu

bir

saattir

mu

bastırmak

için

da

olağanüstü

bir

da,

bu

bir

şeyler

ancak

filmde

başka

gelmişti. gittikçe

gibi

olur,

gerçek

bir

sis

Sisin

düşündüğü,

durumu

dağılmaya

sinin

arasında,

duğu

El

ortasınSantiago böyle

kahramanın

işler

yaptığı

yaşıyordum.

başlıyordu.

bir

tam

bir

kadın

hiçbir

şey

ceklerinin,

ölüm

sesi

an

Orman

Ortalık

ama ışık beni yanıltıyor,

sessizliğine

duydum.

ya-

h e r şe-

duymadım;

böceklerin,

hayvanların Tam

şık

kilometre

17:15'ti.

olağan

ki,

kulak

sesleri,

cırcırbö-

yaprakları

çıtırdatarak

bile

duyulmaz

olmuştu.

Tahminime

kalmıştı,

hava

göre

yürü-

Saatime

T r i c a s t e l a' y a

kararmadan

yakla-

varabilirdim

oraya. saatimden

duydum.

Ve

olaylarından Ses yordu.

o

birini

ormanın Sesi

seçik

de,

yordu dim;

yine

bana. Yol

sisten

kırk

mak

yordu"

ve

sonra bilir,

O

en

yeni-

sezgi ne

gücümü

ben

Sanki

emre

geli-

artırdığını

de Astrain.

söylüyor,

yapıyordum.

bir y e r d e n

de

Petrus

itaat e t m e k t e n

Ses

yavaş

"bende

çıkıyor

toprak

sanki dağın

de

gibiydim.

ıslak ve

olduğum sihirli

yürüyordu".

o

bir el

doruğunda

bir

Çevremde

kaygandı; dik

yokuş

değdi, haç

sis

Eğer Yol

geri

gel-

lirdim.

söz

edi-

artık

uzanıyordu. tümden

belirdi.

kalktı. Ve

dua

bile

bile,

do-

verdim. hiç

konuşma-

Uydurduğum Tanrı'yla

Tır-

dil

unu-

iletişim "bende Petrus

kuryürü-

bir

kez

bir

adam

öyle

gitti;

olmadığını

o

bir

de o

istediğim

bir

onun

şöyle

bir

rahatsız

meleğin

sıradan

şeyler

yazı-

doğaüstü

sezdim;

de

Bana

benden

da

ikimiz

haçm

görünce

anladım.

anlaşılan gibi

oturmuş

gönderilmiş

bir

giysisi-

da

benim

baktıktan

olmuştu.

çıkagelmesini

Kim bekli-

insanların Yol'unda

bir

kadar. halde

karşısında baktım,

hiçbir

durdum,

yalnızca

şey

söyleyemiyor-

dağlara,

yeri

yüksek tepeler

göğü

bulutla-

rın ü s t ü n d e k a l m ı ş t ı . K ı r k - e l l i m e t r e k a d a r a ş a ğ ı d a , kilisesiışıkları

sü-

bulun-

İçimde

karar

gösterecekti.

denizkabuğunu

bulutlara

nin

uzun

İki-

T r i c a s t e l a' y a d o -

boyunca

da

Sonra

süre

du.

ağaç-

haçın

Santiago Yolu

yerini

karşılaşmıştık,

ba-

dağılan

ya

geldi.

etmek

kaplayan

süre

bir y e r l e r d e n

benim

başkasıyla

Bir

bu

başka

gelgelelim,

Dua

ve

kalacağımı

etmeye

değildi.

olduğunu

kalkıp

sesi-

çıplak

önümde

hacı

hiç

Gittikçe

dil

eriştiğimde,

gibi

belki

önemli

a n d a , Y o l ' u n bir a r a c ı n d a n b a ş k a bir şey d e ğ i l -

redir t ı r m a n m a k t a

karşımda,

içimde

ne b e n d i m ,

emir vermekten,

lar g ö r ü y o r d u m ,

Birden,

değil,

sürdürmemi

dediğini

gerçekten

yavaş

sesini

hayatımın

dua

başkalarıyla

kılıcımın

tutturulmuş bir

doruklarını

sis

vardı.

çıkmıştı.

Bir an,

varlıkmış

sürdü;

çıktığım

bulutu

görebiliyordum.

zorunda

dibinde

bir

bana

Doruğa

gibi

içinden

ne de y ü k s e k sesle.

dildi;

uygun

haklı

yordu.

gitmek

dakika

bir

için

dağların

doruğunu

haçm

içimden,

tulmuş

önce

d e b i r sis

karşı k o n u l m a z bir istek belirdi.

bir y o l d a n

ne

dum.

duyabiliyor,

Konuşan

çıkarmadan

kadının

başlayarak

yaşadım.

na yalnızca y ü r ü m e y i

mişti

kaldırdığımda

andan

bir y e r i n d e n

açık

hissediyordum.

mi

manış dım,

ne

yüksek

tırmanıp

yordu;

Başımı den

ruğa

so-

verdim,

kuru

sesleri

baktım:

ormanın

durup

lambaçlı

az

ama tepemde

Cebrero'nun

e t m e k için

daha

bürünmüştü

Hemen

bakmdığımda,

gördüm,

korku-

seyircinin

edemediği

Çevreme bulutunu

yandan

ürkünç renklere b ü r ü n d ü r ü y o rd u .

Ortalık

beş

diye

bir

ilerlerken,

başladım;

cesaret

kendime.

azalmıştı,

sürdürürken

başına

görmeye

kimsenin ben

iyice

kaçırmama-

kendi

bekliyordum.

bir

aydınlanır gibiydi,

yi g i z e m l i ,

yen

olmasını

ses s iz l eş i yo r,

lumda

mesafesi

ortamda

işaretleri

diyordum

söylemeyi

filmlerde

Ama

vaş y a v a ş

ama

görüş

şey

film

sarı

kalkmalı,"

şarkı

gerçekdışı

Yolu'nu

ağaçlardaki

sis

zaman

olmasa

da

aramda

yaz

dar

rehbersiz

durdu.

Biraz göğe,

baktım.

dağa

haça Birden

yükseldi,

korkuç kupkuru

bir

küçük

tırmanan

ve

gibi

bitkin ağrı

Yol

köy

görünüyor-

köyde

o

"bende

bir

bana

haçm

bütün

bir

söylerse

bilemiyordum,

değildim.

ürkmüş

yolculuğundan

Midemde

haneli

geçirmemi

söyleyeceğini

kapkara

hac

beş

orada

koparmış,

kuzuya

ler v e tim.

on

geceyi

Ne

İpini

durup

yanan,

baktı.

ayağının sınavlar,

düşmüş

hissettim,

hıçkırıklara

kuzu

dönüştü.

Petrus

yürüyordu". haçla

Bir

benim

süre

orada

dibindeki dövüşler,

olduğumu ağrı

kalabi-

ama

fark

boğazıma Kuzuyla

be-

dersetka-

haçın

görüntüsü haçı bir

karşısında

yerinden başına

nın

ve

olanca

etkilerine



için

siydi.

En haça

ve

sonunda

sonsuza

içimde

hip ğuna

göre

sanların senin

dünya

sırrını

rebiliyorum.

Sen ama

her

insanın

gücümüzün di.

Seni,

kendi ha muz rı

için

doğdu.

biz

için

ve

bunu

Tanrı'nın

karşımızda Oğlu'na

tanrılara

çarmıha

gerdik.

ve

her şeyi

şükran

ben,

bir için

olmak

kulak,

bir

en

yeterli.

in-

karışarak

öğretmek

insan

beni

şu

meden

ama

ça

gel-

tım,

bize

çok fazla için

gelenekle,

değil,

için

tünde

korktuğu-

uzak bir tan-

ve

gittim. şın,

haçta

nu

önem

veren

Yol'u

herkesin

arayışının

kişisel

tarabileceğimiz mı

bulmadan

sır

çok basitti: sunacağı "Önceden

bir

hayallerimizi böbürlendiğim

yürüttün,

çoktan

bildiği

arayış

kalıp

olmadığını

önce

onun

sırrını

bildiğim çok

zor

ne

şeyleri

egzersiz

ve

du-

gerçekleştirmeiçin,

bana

hayata

şeyi

açık

birazcık

bilmek.

Mut-

başkalarına bana.

ak-

Kılıcı-

gerekiyordu Kılıçla ve

ve

onun

bilmek.

hepimizin keşfetmek

bildiği, için

yan

El

ka-

kilometre-

seçik

emindim.

O

Köyü'ne

gittikçe ve

artıyorhıçkırık-

başardım.

ona

ne

şükran

yapmak

bana

tek

Bana

duyarak istediğimi

bir

duyarak

söz

söyle-

ağladım.

Ha-

kuzuya

bak-

altındaki gitmekte,

başının

bulutları

görmekte

özgürdü.

başladı,

ben

biliyordum;

görebiliyordum.

oradan

ne yapaca-

küçük

köye,

ardından

bulutlara

Gökte

olduğundan,

doğru

de

üs-

kar-

Samanyolu'

Santiago dağla aynı

Yolu'nu adı

taşı-

yürüyen

kuzunun

ardından

mucize

meydana

gelmişti.

gittim. Bu

köyde

Yaptığın

şeyi

kılıcımın

aşağı

inerken,

lerden

birinden

ayine

katılmak

nerdeyse

zamanlar

sırrıyla

çiftçi

için

dönüştürme

Santiago Yolu'nun

mucizenin bir

bir

şeye

hikâyesini fırtınalı

dağa

inançsız

bir

paralayan

çiftçiyle

alay

keşiş Hz.

dönüşmüştü.

bir

tüm

gibi.

hatırladım.

keşişti; etmişti.

İsa'nın bedenine,

Vatikan'ın

mucizesiydi

sırrı

günde

tırmanmıştı.

tümüyle

ni sırasında, na

bir

inandığın

tıpkı

kendini ama

altında

onunla

dün-

yere

götüreceğini

de,

Cebrero

istediği

uzaklaşmaya

nereye

göremesem

her-

keşfettirdin.

kavrattın

yapacağımı

şeyleri,

olan

şeyi

keşfetmem

ne yapacağını

mutlulukla

bana

olduğunu,

bir

kılıçla

Birkaç

dağlarda

onlar-

gibi."

kez

için

haçın

az

Çoğu

yanaşmazlar;

ağrı

ilk

şükran

yoktu;

alabilir:

hissettim

onlarla

Petrus'a

kimse

yürüyüp

Beni

her

arattığı

ancak

ayaklarının

Kuzu

uyanıyor,

yakınımda

kılıcımı

acı,

Pek

gördüğünde

benim,

dönüştürmeyi

için

karşımdaki

çarmı-

tanrı çok

korkutan

ne y a p a c a k l a r ı n ı b i l e -

istemem

gerçekleştirebileceğimi

öğrettiği

baktım,

Tıpkı

keşfet-

göğsümde

bir acı.

göze

vermeye

bulmak

bir

varlığını

Hayallerimi

keşfedersem

ağırlığını

savaşı

kılıcımı

Santiago Yolu'nda

Sen

gösterdin,

yürekten

gözyaşlarına

gel-

kuzuyu

duyulan

m u 11 u l u k l a r ı y l a

uyuyan

için

zavallı

Şimdi

gerçekleşebileceğini

hapsolur kalırlar.

Ustamın

edebileceğimizi

acaba?

yana

yükünün

Kendi

için

İçimde

ağladım.



bu

bilmeden

larımı

elde

var

ve

zaferinin

işlerine

gücü

şey

ağlatan

hayallerinin

ğımı

du.

bir

ilk v a r o l u ş u n d a n

yanaşmadık.

duymadığımız

değil.

olanaksız

yürüyebileceği

bullenilmesi

günah

Bilgeliğimle

kesin

bana

kendi

Tanrım,

zor

gösterdiğinden

"Mutlu

luluk

kişi

sa-

h a l i n e g e l d i n ve b i z i n s a n o ğ u 11 a r ı da y a z g ı m ı z l a b a ş b a ş a

miz

insanların

ya

kaldık.

yarlı

duyduğum,

Haç

gerçekleşti-

korktuğumuz

ve

daha

medikleri

doğdu-

sıradan

arasına

dönüşebileceğimizden Zaman

yürüdüm.

mekten

"bu

geçti

birimizin

yeniden

zaferi

belirmesi

kabullenmekten

Seni,

çoktan

her

güç

kabullenmeye ve

içimi

dedim,

mucizelerini

gücü

simge-

lerce

dan vazgeçer.

vakti

onların

senin

bir

görmüyorum.

haç

Bu

demektir;

erişebileceği

apansız

de ölüm

Bu

simgesi.

olabileceğimiz

gücümüzü

gerdik.

seni

kalmalı;

yürüdüğüm

din bize

gücün

bulduğum

aramıza,

orada

tanrıla-

hatırlarken

"Tanrım,"

kurtulmuş

Yol'unda

bir

başlayarak,

öyle

koşulları-

yazgının

tanığımdı.

yeniden

sonsuz

bir

hava

kuzu

değilim,

bir t a n r ı

olduğu

derslerini

duama

ve

Bu

karşımda,

İnsanların

yarattıkları

korkmuş

kadar da

zamana

duruyordu.

için

Yolu'nun

ağlıyordum;

çivilenmiş

boş,

öyle

k a l a k a l m ı ş 11 m .

gerekmiyordu;

görkemiyle,

kendileri

Santiago

orada

dikmem

direnerek

değil,

çekerek

sarsılmış,

kaldırıp

El

Ayini oraya Ama

bu,

Dağdan

Çevre

köy-

Cebrero'daki düzenleyen, ulaşmak

için

kutsama

töre-

şarap da onun

kanı-

zenginliklerinden

daha

bü-

yük

hazine

olan

kalıntıları

hâlâ

orada,

o

küçük

şapelde

ko-

runuyordu. Kuzu,

kiliseye

yün

girişinde

dım

ve

layık

o

Santiago

zaman

sahneler

yeryüzünü Ama

adım

kuzu

Hz.

kapıl-

za.

atmaya

bana

kafamdan

bakıp

silip

gibi,

atmam

tüm

diyordu.

yeniden

uyumakta

insan-

İsa'nın

olan

duya-

Tanrı'nın

Aynı

şey

olmuştu

okuduklarımı

başladım:

Bu,

Tanrı'nın

kuzunun

uyuyan

zor

sona

ve

ve

onların

tahtın-

kuzunun

Kuzuyu, inşa

keşişin

ettikleri

kim

mezarlıkta Ama

iki

ikisi

Kapısına Evet,

oraya

onunla ma

lıcımı dum.

ne

Kapıları

giysimi

adsız

vardığımda, girmeye

yapmak

kadar

şapelin

layıktım,

için

bütün

çünkü

hakkını

bir

biliyordum.

çünkü

çoktan

kanında ve

ben

beyaz

gidip

etmiştim.

yürekten

Kuzu baktım.

sıralardan

Mihrabın

rahlamış

dan

öylece

önünde,

kaldırdı rın

Ustam

gümüş

daha

insanlara

için

çıktı.

karanlık

çanak bir

olanaksız

meydan

yalnızca var

ile

mahfa-

inanmıştım.

bu

oku-

meydan

olduklarını

ve

kutsal

zafer

Ustam

bakarak

birlikte

şapelin

Kılıcım

bana

söyler

de

kılıcımı

için

ön

tarafına

biraz

geldi,

fe-

yanım-

çıktım.

kınından

söyledi.

uzaklara

da

elindeydi.

doğru

ben

kavramamı

kazanmak

Vahiy'ini

girdi,

gülümseyerek - belki

Ardından

göğe

onunla

altına

duruyordu:

dururken,

dışarı

kabzasını

birinin

önünde,

olarak-

geçip

Şapelin

çıkardı

Kılıcı

yolculuk

ve

yukarı

yapanla-

okudu:

Yanında bin,

gör-

Fakat Şer

sana

sana

ve

sağında on bin

düşer;

yaklaşmaz...

dokunmayacaktır,

Ç a d ı r ı n a v e b a da y a k l a ş m a y a ca kt ı r.

ke-

bütün

Meleklerine

yollarında senin

seni

tutsunlar

diye,

i ç i n e m re d e ce kt i r.

Çiftçiyle yanındaki gösteriyor. bilen

Diz

vardı

Burası

kılıcı

iki

omzuma

dokundururken

şöyle

yok. Aslan Genç

ve

engerek

aslanı

ve

üzerinden

iri y ı l a n ı

basıp

geçeceksin;

çiğneyeceksin.

ve

Bağışla-

bağışlanmıştım

ve

Artık yalnızca

kı-

vermek

çöktüm;

dedi:

yanıyordu.

kılıcım

savaş

kez

insanların

etmek

mucizenin

ve

mucizelerve

bir

yalnızca

ve

teslim

kap

bulunduğu

hayatlarında

orada

Mihrapta

gördüğüm

gibiydiler.

gerçekleşmiş.

ışıkları

gerektiğini

değildi,

yeri

mezarı,

verdiği

gündelik

bulunduklarını

için

gücünü

izledim.

Kilisenin

çiftçinin

savaş

kanının

mak

okumanın

yeryüzün-

tüm

i n a n m ı ş olan

gömüldükleri

ve

dorukları,

içinde

afetleri

eriyor,

şeye

bilmiyor.

hangisi

yürekten

almak

kiliseye

kimse

mezar taşı

keşişin, de

kuzunun elime

küçük

olduklarını

hangisi

Mucize,

sonunda yaptığı

yoktu.

gerçekleştirebildiklerine

Çünkü

ç i f t ç i ile

haç

her b i r i n d e

ve

Tanrı'nın

an

birta-

birkaç yıl

günleri

zaferiyle

Tanrı'yı

Bir

Kuzu

yıkıyorlar

önümüzdeki

savaşları,

artık.

hatırlatan

Boğazlanmış

kaftanlarını

zamanda

sarsacak

okuyabiliyordum;

bir

sırasında

Dağların

Kuzunun

övünç

tek

dans

bedeni

İnsanların

şeyler

uyandırıyordu.

şişin

kilisede vardı:

Ben

rehberim

ediyorlardı.

her

adayan

gözlerinden

Vahiy'de

insanlar

insan

savaşa

içlerinde

benim

görmeye

andı.

her

Ama

kendileriyle

kuzunun

ve

ve

k a n ı n d a beyaz

deki

korkuya

evine

kö-

yağdıracaktı.

bunları

oturuyor

düm.

senin

doğabileceği

doğa

övgüler

karardı

uyandığı

bulunduğun

b ü y ü k bir

ben

başladım.

bir gün

Yolu'nda

şey

sırada

Değersizliğimi

yeniden

Bütün

kım

demeye

insanların

uyanışına

o

sokağın

hayatlarını yürekten

içinde

caklarını,

da

Tam

bir

çünkü gücün i ç i m d e y e n i d e n d o ğ d u ğ u n u söylü-

Tıpkı

gözleri,

tek

"Tanrım,

konuştu.

gerektiğini,

her

durdu.

değilim,"

gözleriyle

ların

giden

durmadan,

yordu.

Küçük kalıntıları

istiyor-

Bunu toprağa ağacın

dedikten

bereket

sonra

yağmur

veriyordu;

büyümesini,

bir

göğe

geri

dönecekti.

dım,

Santiago Yolu'na

yağmaya

bir

tohumun

çiçeğin

açmasını

Fırtına

başladı.

sağladıktan

şiddetlenmişti;

çıktığımdan

bu

Yağmur

filizlenmesini,

yana

başımı ilk

kez

bir

sonra kaldır-

yağmuru

duyumsadım.

O

gece

sulandıklarını

bol

bol

Leön'daki

kayalıkların,

Kastilya'nın muru

kana

dırdığımı sin düm.

kana

diye bir

yeniden

aynı

hacı

Bir

onca

çeşmeden çünkü

haçı

daha

toprağı

Foncebadon'u

etmiştim,

tarlalarının,

itaati

güçlü

yeniden

içtiğim

suları ne

kal-

öğren-

Santiago de Compostela

düşündökülü-

©

dölleyecek

düşündüm.

onunla

yağ-

yerden

devireceğini

birlikte

Sondeyiş

o

duydum.

bağlarının

emir ve

yeniden

aklımdan;

olan

hak

haçı

bir

yağmurla

bıraktığım

buğday

Rioja'nm

düşündüm.

başka

hatırladığımda, mutluluk

Navarra'nın

ve

şimdi

dolmakta

Kılıcımı

tarlaları

düşünerek

topraklarının,

geçirdim

güç

kalmış

içtiklerini

fırtınanın

Çağlayan

büyük

düm.

kavruk

hatırladım

diye

yordur,

kupkuru

Şimdi düşün-

yapacağımı

biliyordum. Usta kındım, Abıhayat

kılıcı ortadan yağıyor

uzattı,

kabzasından

kaybolmuştu. ve

kılıcımın

Ama

kavradım. önemli

çeliğini

Kuzuya

değildi:

ba-

Gökten

parlatıyordu. Otelimin tedralin taçağ

penceresinden

ana

kapısındaki

giysileri

rışıyor,

hatıralık

hın

ilk

gili

yazdığım

eşya

saatleri.

Kente ta'dan

içindeki

dün

Petrus'la iki

satırlar

C o m po s t e l a ' ya 150

yaptığım

haftada

mezarına

üstüne

işlenmiş

manda

Brezilya'ya

o

kadar



tek

dan



her

Ama

yapmam

ki.

sırrı

açıklamayacağım.

bir

Bir

hatırlattı.

keresinde



bende, Bir

aldı;

Bazen Biraz

Anamızın

uçağa

anlatacağım

çok

açıyorlar.

yakaladım.

bırakacağım.

değil;

gereken

orka-

Saba-

Santiago Yolu'yla

dört saatte

olmuştu.

betimlediğini

şeyi

ka-

arasına

yakınlarındaki

otobüsü

Meryem

giden

hemen

Kılıcımın

giden

kilometreyi

suretini

var

tezgâhlarını

Cebrero

yolculuğu

resimde

geçen

yorum. di

çok bir

El

gidip

halkının

ve Siyah

il-

bunlar.

yürüdüğümüz

go'nun

kent

notlar dışında,

geldim.

kent arasındaki

yi

satıcıları

Katedrali'ni

görebiliyorum.

öğrenciler

Aldığım

ilk

Santiago

turistleri

Petrus

kitap

iki

da bana

aynı

sonra

da

mesafeSan

en

atlayacağım, tüm

söylemişti; bir

Otobüs bu

Tia-

d e n i zka b u kl a rı

Sonra

k ı l ı c ı m ı ele

Pedrafi-

kısa

za-

yapacağım yaşadıkları-

ben

de

yazmayı

geçirdiğime

başımdüşünü-

göre

şim-

var. onu

hiçbir

kâğıda yazıp

zaman

bir taşın

hiç

kimseye

altına bıraktım,

ama lesi

kâğıt yağmurla daha

iyi.

Petrus

birlikte yok

olup

kılıcımın

sırrını

gidecek belki öğrenmeye

de.

gerek

Böyduy-

mamıştı. Ustama du,

yoksa

önceki ertesi

bir

sabah gün

ceği tının

süredir

ben

mümkün

küçük

arabaya bir içine

gün

varacağımı

muydu

orada?

gelseydim

de,

biliyor

Gülerek,

muyoraya

gelmeseydim

de

söyledi. olduğunu

vedalaşma vakti

kiralık

ne

bekliyor

vardığını,

nasıl

Ama

gözlerinin

Oraya

ayrılacağını

Bunun medi.

sordum:

binerken,

madalyasını

sordumsa

geldiğinde, San

verdi

baktığımda

Tiago bana.

çoktan

d a yanıt ver-

Madrid'e

geri

Şövalyeleri Sonra

da,

aydınlanmış

dönetarika

kuzunun olduğumu

söyledi. Şimdi beklediği diyorum.

düşünüyorum yere

hep

tam

da,

insanların

zamanında

kendilerini

vardıkları

galiba

birinin doğru

View more...

Comments

Copyright ©2017 KUPDF Inc.
SUPPORT KUPDF