MarketingTurkiye-2016_12 .pdf

August 25, 2017 | Author: Ümit | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

Download MarketingTurkiye-2016_12 .pdf...

Description

EDİTÖR

Merhaba imsenin gönlü o dört harli kelimeyi kullanmaktan yana değil. Benim de… Ancak perakende sektörü zor günlerden geçiyor. Şehrin en işlek caddeleri ve AVM’ler de bu durumun en büyük tanığı. Dev perakendeciler ardı ardına mağaza kapatıyor. Sektörse bir “suçlu” arayışında. Şimdilik fatura “yüksek kira bedelleri” adı altında AVM yönetimlerine çıkarılmış görünüyor. Ancak kapak haberimizde de okuyacağınız üzere ortada çok daha dikkatli incelenmesi gereken bir tablo var. Sektörün içinde bulunduğu durum verimsiz mağaza yönetiminden tüketici eğilimlerinin değişimine uzanan pek çok etkenin sonucu… Perakendecilerin şimdi yapması gerekense suçlu aramak yerine bu yeni süreci iyi analiz edip stratejilerini buna göre kurgulamak olmalı.

gerçekleştirdiği “Mobil Tüketim 2016” araştırmasının sonuçları bir hayli çarpıcı. 998 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, operatörünü değiştirmeyi düşünen GSM kullanıcılarına odaklanıyor. Çalışma üç operatöre de mutsuz müşterilerini hangi stratejilerle azaltabilecekleri yönünde ipuçları veriyor. Sonuçlara göre müşterilerinin yüzde 13,2’si operatörünü değiştirmeyi düşünen Türk Telekom en risk altındaki marka…

K

Ferruh Altun [email protected]

LÜKS, STANDART. Raine ve zarif duruşuyla Yeni Volvo S90, lüks algınızı değiştirmek için tasarlandı. YENİ VOLVO S90

Bu yıl ne kadar çalıştınız? The ONE Awards’u farklı kılan pek çok neden var. Bunlardan biri ödüllerin “halk jürisi” tarafından veriliyor olması. Diğeriyse pazarlama sektörünü medya planlamadan reklam ajansına, marka ekibinden halkla ilişkiler ajansına kadar tüm iş ortaklarıyla birlikte yani bütünleşik bir yapıyla değerlendirmesi… Son bir yılda itibarını en çok artıran markaları ödüllendiren The ONE Awards, üzerinde yükseldiği sağlam temellerle her yıl daha da büyük bir heyecan dalgası yaratıyor. Etkinliğe aylar kala aldığımız yoğun telefonlar da bunun en somut göstergesi. Ocak ayında gerçekleşecek The ONE Awards’un heyecan dolu seremonisine tüm sektörü bekliyoruz… Yeni yıldan ziyade ülkemize bir uzaylıların inmediği 2016’yı “Bitse de kurtulsak” modunda uğurlamanın sevincini yaşıyoruz. Dileriz böylesi zor bir yılı bir daha yaşamayız. Umutlu seneler…

Bir referandum strateji bekliyor! Ufukta kapsamlı bir anayasa değişikliği referandumu görünüyor. Elbette en önemli başlık da “Başkanlık Sistemi…” Miting meydanları ateşli konuşmalarla sarsılacak yakında. Ancak henüz hangi partinin bu sürece nasıl bir kampanyayla gireceği belli değil. Biz de bu belirsizlikten yol çıkıp siyasal iletişimin usta isimlerine “Hangi siyasi parti hangi stratejiyle bu süreçte seçmenlerine hitap etmeli?” diye sorduk. Tarafgirlikten uzak yanıtlar ufuk açıcı… Twentify’nin Marketing Türkiye için

BÜTÜNLEŞİK PAZARL AMA

İmtiyaz Sahibi Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. adına Günseli Özen Ortaklar Caddesi Murat Apt. No:29/A Bahçe Mecidiyeköy / Şişli - İstanbul Genel Yayın Yönetmeni Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Günseli Özen Haber Müdürü Ferruh Altun Görsel Yönetmen Murat Genç Yazı İşleri Merve Şahin, Selin Sayar Tekkuş, Eylem Tezcan, Duygu Su Ocakoğlu Kapak Brand Terapi Fotoğraf Savaş Batmaz Reklam Müdürü Gülşah Marhan Reklam Departmanı Duygu Tanışan Abone İlişkileri Yasemin Eriç Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın • Baskı Tarihi Kasım 2016

Aralık • 2016/12 • Yıl 15 • Sayı 323 •

12

www.marketingturkiye.com.tr

[email protected]

Yönetim Yeri ROTA YAYınlARı Ortaklar Caddesi Murat Apt no: 29/A Bahçe Mecidiyeköy / Şişli - İstanbul • Tel: +90 (212) 211 11 12 • Faks: +90 (212) 211 17 84 • E-Posta: [email protected] • http://www.rotaline.com Baskı ve Cilt ÖZGÜn OFSET TİC. lTD. ŞTİ. Yeşilce Mah Aytekin Sok no: 21 Seyrantepe - İstanbul • Tel: +90 (212) 280 00 09 • Fax: +90 (212) 264 74 33 • E-Posta: [email protected] • Dağıtım Yaysat Bütünleşik Pazarlamada Marketing Türkiye (ISSN 1303-457X) ©2006, Rota Yayın Yapım Tanıtım Ticaret Ltd. Şti. tarafından ayda bir yayınlanan meslek dergisidir. Bu yayının tamamı ya da bir bölümü yayıncısının yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. * Bu dergide yayımlanan köşe yazıları, yazarlarının sorumluluğundadır.

@

arketingTR

facebook.com/marketingturkiye

Volvo OtoGaranti

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Volvo Car Finance

volvocars.com.tr | facebook.com/VolvoCarTurkey | twitter.com/VolvoCarTurkey | Volvo OtoLine 444 48 58

İÇİNDEKİLER

90 Mağazalar boşalıyor

tek suçlu aVM’ler mi? Son aylarda alışveriş merkezleri ve şehrin işlek caddelerindeki dükkanların bir bir kapandığına şahit olduk. Kimine göre bu durumun sebebi yüksek kira bedelleri kimine göre ise değişen tüketici beklentilerinin bir yansıması. Peki yaşanan bu süreç hem AVM’ler hem de perakende sektörü için ne ifade ediyor? Sorun gerçekten iddia edildiği gibi yüksek kira bedelleri mi yoksa Türk perakendesinin köklü bir paradigma değişimine mi ihtiyacı var?

araŞTIrMa

PeraKeNDe ÇIPLaK!

32 ali Saydam:

SaTIrbaŞI

Bir “Keçi” hikayesi…

42 Günseli Özen: Neden kazanamıyoruz?

44 30. yılında epica’dan yaratıcılık şöleni

İsmail Bütün

36 başkanlık kampanyasında “bilgi” şart!

Yoğun gündeme karşın Türkiye başkanlık ve anayasa değişikliğine kitlenmiş durumda… Gelinen son noktada uzmanların tahminlerine göre Türkiye’yi bir referandum bekliyor. Peki, halk oylamasına ne kadar hazırız?

14

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

74

Turkcell’de “emocanlar” dönemi Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün ile hem “Emocanlar” kampanyasının detaylarını hem de Turkcell’in yeni dönem stratejilerini konuştuk.

50 ali Gürak: Kids Marketing’te eğilimleri çocuklar belirliyor

İÇİNDEKİLER 54 İrem Derici DeFacto’nun “Jean”ini çıkardı!

Sekiz yıl önce “Jean Amerika'nın şalvarıdır” diyerek jean'e savaş açan ve insanları rahat giyinmeye davet eden DeFacto, stratejisinde radikal bir değişikliğe giderek jean koleksiyonunu satışa sundu. “Arkasında Amerika yok, DeFacto var” sloganıyla tanıtılan yeni koleksiyonun reklam yüzüyse şarkıcı İrem Derici.

60 Geleceği değiştiren kafalar iz bırakan markalar ankara’da buluşuyor...

66 UM şimdi çok daha iddialı!

100 Sami Kariyo:

“hedefimiz 450 mağazaya ulaşmak”

160 İkinci el alışverişte “mobil” trendi yükseliyor!

105 Türkiye çaydan vazgeçmiyor

115 Tasarrufun yeni

adı: araç kiralama

126 bursa yeni nesil işleri konuştu

136 “Cam ustası

yetiştiren bir merkez haline gelmek istiyoruz”

140 TrT World

beştepe’de tanıtıldı

146 GSM’de kıran

kırana müşteri kapma rekabeti

İkinci el giysi ve eşyalar için mobil öncelikli pazar yerleri arasındaki rekabet hem Türkiye’de hem de dünyada gün geçtikçe artıyor. Mobil öncelikli ikinci el pazar yerleri girişimciler için ne tür fırsatlar yaratıyor?

166 Microsot ekim’de

rakiplerine fark attı

“İş sonuçlarını GRP ve CPP ile değil, satış ve pazar payı gibi reel kavramlarla ölçümlüyoruz” diyen UM Türkiye Genel Müdürü Canan Sanalan yaptıkları yatırımları işaret ederek yeni dönemde sektöre yön vereceklerini iddia ediyor.

70 Özgür Şahin: Sadakat programları dur durak bilmiyor

82 2016’da itibarını en çok artıran markalar

Marketing Türkiye’nin AKADEMETRE tarafından yapılan “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasını baz alarak düzenlediği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde nefesler tutuldu… 16

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Twentify’nin Marketing Türkiye için gerçekleştirdiği “Mobil Tüketim 2016” araştırmasına göre Türk Telekom’un müşterilerinin yüzde 13,2’si, Turkcell müşterilerinin yüzde 8,3’ü Vodafone abonelerinin ise yüzde 6,9 operatörlerini değiştirmeyi düşünüyor.

Bilgisayar donanım sektörünü basın yansımaları açısından değerlendiren Ajans Press’in Ekim ayı verilerine göre Efect Burson Marsteller’la çalışan Microsot 575 haberle en çok konuşulan marka oldu.

167 Colgate’ten

reklam atağı

155 “her ofise bir

sarı kol lazım!”

Tam zamanında ortaya çıkıp ofis çalışanlarının ihtiyaç duyduğu ürünleri getiren sarı kol, arkasında oldukça başarılı bir iş fikri barındırıyor.

Gürkan Uğraş

ATAMALAR

Ece Kılıç

Hakan Sökmen

Ali Güven

Müge Özdemir

Novartis Türkiye’de İlaç Bölümü Kalite Güvence Direktörü olarak görev yapan Ece Kılıç, Novartis Global Kalite Uyum Müdürü olarak atandı.

Lenovo Türkiye’nin Akıllı Telefon Kategorisi Ülke Müdürü, teknoloji ve hızlı tüketim sektörünün deneyimli ismi Hakan Sökmen oldu.

Yönetim danışmalığı şirketlerinden Value Partners, Türkiye, Körfez, Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, Güney ve Kuzey Afrika ile Doğu Avrupa ülkelerini kapsayan bölgenin yönetimini Ali Güven’e teslim etti.

Müge Özdemir Pizer Global Ticari Operasyonlar Avrupa Bölgesi Pazarlama Etkinlikleri Takım Lideri olarak atandı.

Bünyesinde, çocuk kanalları Cartoon Network ve Boomerang TV’nin yanı sıra CNN International’ı da bulunduran Turner’ın yeni Satış Direktörü Senem Avcı Erkul oldu.

■ Anadolu Sigorta’da, Musa Ülken’in emekliliği sonrasında boşalacak Genel Müdürlük makamına, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İlhami Koç atandı.

Mobilin Bankası Akbank

■ Evrim Şen, 2012 yılında katıldığı PepsiCo’nun Türkiye organizasyonuna Kıdemli Pazarlama Direktörü olarak atandı. ■ 2011 yılından beri Legrand’ta Genel Müdür olarak görev yapan Levent Ilgın, Legrand, Inform ve Estap şirketlerinden oluşan Legrand Türkiye yapılanmasının Ülke Müdürü oldu. ■ Altınbaş Holding’in akaryakıt dağıtım şirketi Alpet Türkiye’nin yeni Genel Müdürü sektörün deneyimli ismi Ali Murat Yeşilyurt oldu. ■ ABank’ın İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine, Durul Selçuk getirildi. ■ Penti’de CEO koltuğuna Ali Yılmaz oturdu. Ali Yılmaz Penti’nin tüm süreçlerinden sorumlu olacak. ■ Zeynep Okuyan, Kasım 2016 itibarıyla EY Orta ve Güneydoğu Avrupa İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri olarak atandı.

Sinem Kınran

Tamer Saka

Erhan Doğan

Wael Abdulaziz Raies

Singer Türkiye Genel Müdürü Sinem Kınran Parlak, yürütmekte SVP Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Bölgelerinden Sorumlu Ticaret Pazarlama Direktörlüğü görevini de üstlendi.

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Washington’da düzenlenen 35. ABD - Türkiye İlişkileri Konferansı’nda Amerikan Türk Konseyi’nin Başkan Yardımcısı olarak atandı.

Index Grup’un katma değerli tüm işlerini çatısı altına alan Artım Bilişim’de Erhan Doğan, şirketin yeni Genel Müdürlü olarak göreve getirildi.

2002 yılından beri The National Commercial Bank’ta (NCB) çeşitli pozisyonlarda çalışan Wael Abdulaziz Raies, Türkiye Finans Katılım Bankası’nın Genel Müdürlüğü görevine getirildi.

18

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

■ GSK Türkiye Pazara Erişim ve Resmi İlişkiler Direktörlüğü görevine Işıl Berker Kayhan atanırken, GSK Türkiye İletişim ve Hasta İlişkileri Departman Liderliği görevine ise Elif İrte Alptekin getirildi. ■ Doğuş Otomotiv’de Kerem Talih, Mali İşler Genel Müdürü (CFO) olarak atandı.

MOBIL yaz 4425’e gönder Akbank Direkt cebine gelsin ■ Hill+Knowlton’un Genel Müdür Yardımcılığı’na Hamit Güler, Medya İlişkileri Başkanlığı’na da Işıl Kaya atandı.

PEnTi YEni YılA HAzıR Penti yeni yıla kırmızı renkli ve ışıltılı modellerin yoğunlukta olduğu koleksiyonuyla merhaba diyor. Penti’ye göre markanın altın varaklar, parlak payetler, taş detayları, danteller ve deri görünümlü push-up sutyenleri yılbaşı gecesinin ve tüm özel günlerin vazgeçilmezi olmaya aday. Çiğdem Yakar - Efect Halkla İlişkiler

DAHA incE DAHA SADE Seiko, GPS solar teknolojisiyle tüketicilerinin kullanımına sunduğu Astron modeline daha ince ve daha sade bir model ekledi. 8X22 kalibrelik ince kasasıyla öne çıkan Limited Edition model, koyu renkli sedef kadranı ve çizilmelere karşı dayanıklı sert titanyum kaplamasıyla dikkat çekiyor. Nil Belevi - Aydın Saat

YılBAşı iKRAMlARı için ÖzEl FoREST KolEKSiYonu Porland, yeni yıla özel tasarladığı Forest Koleksiyonu ile altın şıklığının gösterişli havası ve yılbaşı ruhunu yansıtan sevimli hayvan igürleriyle eğlenceli sunumlar vadediyor. Porland’ın özel reçetesiyle Alumilite olarak üretilen koleksiyonda, kremsi beyaz porselen üzerinde kullanılan altın yaldız ve siyah renk uyumu yılbaşı konseptli ikramların yanı sıra kullanım keyi bütün yıl devam edecek ayrıcalıklı zamanlar yaratıyor.

YATAKTA YılBAşı! Perdeden nevresime, yatak örtüsünden havluya kadar geniş ürün yelpazesiyle evine renk ve şıklık katmak isteyenlerle buluşan TAÇ, üzeri simli yatak örtüsüyle kombinli nevresim takımıyla yeni yıla merhaba diyor. Kırmızı ve beyaz renklerinin hakimiyetindeki yatak örtüsü ve nevresim takımından oluşan yılbaşı seti kar tanesi desenleriyle dikkat çekiyor. Özlem Köymen - Medyaevi

Esen Karatekin - Porland

20

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

YEni Yılın YılDızı olun Twist, yeni Special Edition koleksiyonuyla yıldız ışıltısı etkisi yaratmak isteyen kadınların gözdesi olmayı hedeliyor. Efsanevi New Yorklu Stüdyo 54’ün ihtişamlı ve şık konuklarından ilhamla hazırlanan seri, özgürlüğüne düşkün ve trendlerin ötesine geçerek kendi tarzını yansıtabilen Twister’lara özel tasarlandı. Koleksiyon 70’li yılların bohem sanatçılarına ve rock starların ışıltılı hayatlarına vurgu yapıyor. Serap Türel - Ayaydın-Miroglio Group

YılBAşı SEPETlERi DivAn’DAn Yeni yıl coşkusunu lezzetle buluşturmayı hedeleyen Divan Pastaneleri, ilhamını doğadan alan tasarımlarla yılbaşı gecesine özel sepetler ve setler hazırladı. Marka, yılbaşı karakterlerinden esinlenerek hazırladığı çikolatalar, kestaneli buche pasta ve stollen yılbaşı ekmeğiyle hem konsept hem de farklı iyat alternatileriyle yılbaşına özel hediye arayışında olanlara zengin bir seçenek sunuyor. Gökçe Dölek - Lobby PR

Kırmızı bardaklar gerİ döndü Yenİ yıl heyecanını paylaşmak İçİn mağazalarımıza beklerİz

Bu ElDivEn çoK TEKnolojiK İtalyan mobil aksesuar markası SBS, dokunmatik ekran eldivenleriyle sıcak bir yılbaşı hediyesi arayanlara farklı ve renkli alternatiler sunuyor. Standart bir eldivenle kontrol edilemeyen dokunmatik ekranlar için özel olarak geliştirilen yün eldiven, soğuk kış günlerinde cep telefonundan ayrı kalmak istemeyenler için kolaylık sunuyor. Başak Tanses - Contactplus+ İletişim

StarbucksTR

22

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Starbucksturkiye

Starbucks _tr

Soo BE MiniKlERin YılBAşı HEYEcAnınA oRTAK oluYoR

TıRAş KEYFinE YEni BiR SoluK Erkeklerin tıraş sorununa inovatif çözümler getirmeyi amaçlayan Philips, S5000 serisiyle güvenli bir tıraşı mümkün hale getiriyor. Islak ve kuru olarak kullanılabilen, S5000 serisinin popüler tasarımı S5420/06, MultiPrecision Bıçak Sistemi ile cilt üzerinde pürüzsüz bir biçimde kayarak erkeklere konforlu tıraş imkanı vadediyor.

Çocuk ve bebek giyim markası Soo be, çocukların ve bebeklerin yılbaşı heyecanına ortak oluyor. Yün kumaş ve kazakların tulumlar, pantolon ve eteklerle kombinlendiği yılbaşı koleksiyonunda pijama ve eşofmanlarda da yeni yıl vurgusu yapılıyor.

Nihan Karaköz - Bersay İletişim Danışmanlığı

Hande Yel - Soo be Türkiye

MARKETING TÜRKİYE’NİN

SeÇTİĞİ İLK 10 DünYADA BiR ilK Orilame, yeni yıla özel olarak tasarladığı My Destiny EdP’nin kişiselleştirilmiş şişe tasarımıyla parfüm sektörüne yeni bir bakış açısı getiriyor. Dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan bu yenilik, mürekkep püskürtme tekniğiyle her cam şişenin kendine has, yeşil dalgalı desene sahip olmasını sağlıyor. Kokunun içerisinde bulunan yeşil turmalin taşının kıvrımlarından ve renk tonlarından ilham alan desenler, bu teknik sayesinde her şişede farklılık gösteriyor. Esra Sayın - Salt İletişim

24

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

● Esen Karatekin - Porland ● Çiğdem Yakar - Effect Halkla İlişkiler ● Başak Tanses - Contactplus+ İletişim ● Esra Sayın - Salt İletişim ● Hande Yel - Soo be Türkiye ● Serap Türel - Ayaydın-Miroglio Group ● Nihan Karaköz - Bersay İletişim Danışmanlığı ● Gökçe Dölek - Lobby PR ● Özlem Köymen - Medyaevi ● Nil Belevi - Aydın Saat

SEKTÖRDEN bİoTa İNoVaSyoN yaTIrIMLarIyLa büyüyor PR Ajansı: Content İletişim Toplantı Mekanı: Biota Laboratuvarları Fabrikası

Basın Kiti: Basın bülteni, Biota ürün seti

Etkinliğin Amacı: Biota Laboratuvarları

Pazarlama Müdürü Engin Deniz Acemoğlu, Marka Müdürü Duygu Güzelce , Pazarlama Müdürü Ferdi Lule, Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Dündar, Marka Müdürü Başak Limon Alptekin ve Ar-Ge Müdürü Prof. Murat Türkoğlu (soldan sağa)

Fabrika ve Ar-Ge Merkezi’nin tanıtımı Etkinlik izlenimleri: Saç bakımı, cilt bakımı, vücut bakımı, anne-bebek bakımı, renkli kozmetik, koku grubu ve ek besin takviyeleri bulunan Biota, fabrikasının ve Ar-Ge Merkezi’nin kapılarını basın mensuplarına açtı. Biota yöneticilerinin de hazır

bulunduğu gezide basın mensupları, sıcak bir şekilde karşılandı. Fabrikanın üretim, paketleme ve depo bölümlerinin gezildiği etkinlikte Biota Ar-Ge Merkezi tanıtıldı ve ürün geliştirmede uygulanan teknikler anlatıldı. Gezinin ardından Biota Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Dündar, markanın yurt içi ve yurt dışı yatırımlarından söz ederek inovasyon ve Ar-Ge yatırımlarıyla yüzde 100 bitkisel üretim yaptıklarının altını çizdi. Sonrasında başlayan öğle yemeğinde Dündar basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

CİLT baKIM MarKaSI CeTaPhIL TürKİye’De PR Ajansı: Galeri Kambur PR Toplantı Mekanı: Pera Palace Hotel Jumeirah

Basın Kiti: Basın bülteni, Cetaphil ürün seti

Etkinliğin Amacı: Eczacıbaşı İlaç Pazarlama cilt bakım ürünleri markası Cetaphil’in Türkiye lansmanını yaptı. Etkinlik izlenimleri: Yedi ayrı ürünle günlük cilt bakımı konusunda faaliyet gösteren Cetaphil, Pera Palace

Hotel Jumeirah’ta gerçekleşen basın kahvaltısıyla Türkiye lansmanını gerçekleştirdi. Açık büfe kahvaltıyla başlayan etkinlik, Dermatoloji Uzmanı Prof.Dr. Gonca Gökdemir ve Cetaphil Ürün Müdürü Nihal Şen’in Cetaphil ürünlerinin etkilerini anlatan sunumlarının ve katılımcılara olan tavsiyelerinin ardından kahve molası ve fotoğraf çekimiyle sona erdi. Etkinliğe özellikle anne-bebek ve yaşam dergilerinden katılım yoğundu.

NeSTLé NeSFİT’TeN İKİ yeNİ aTIŞTIrMaLIK PR Ajansı: Ogilvy PR Toplantı Mekanı: Harvard Cafe Etiler

Basın Kiti: Basın bülteni, Nesfit Granola, Nesfit Bar

Etkinliğin Amacı: Nestlé Nesfit yeni atıştırmalıkları Nesfit Granola ve Nesfit Bar’ı tanıttı. Etkinlik izlenimleri: Nestlé Nesfit, besleyici ürün atıştırmalıkları Nesfit Granola ve Nesfit Bar’ın tanıtımını Etiler Harvard Cafe’de gerçekleştirilen açık büfe basın kahvaltısıyla tanıttı. Nestlé

26

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Türkiye Kahvaltılık Gevrekler Ülke Müdürü Ayça Erkol kahvaltı esnasında ürünlerin içeriğiyle ilgili bilgiler verirken, Nestlé Beslenme, Sağlık ve İyi Yaşam Müdürü & Diyetisyen Ceren Batmaz Sarı ise özellikle kahvaltı alışkanlıkları hakkında çarpıcı veriler aktardı. Toplantının soru-cevap bölümü ürünlerin deneyimlenmesiyle birleşince keyili bir sohbet ortamına dönüştü. Katılımcıların özellikle anne-bebek basını olması dikkat çekti.

KISA KISA

AJANSLAR Kiğılı iletişim ajansını seçti

Otokoç Otomotiv Genel Müdürü Görgün Özdemir (solda) ve OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca

aVIS Ve bUDGeT’TaN KİraLa oPeT’Te KazaN! OPET, araç kiralama markaları Avis ve Budget ile uzun soluklu bir iş birliğine imza attı. İş birliği kapsamında, Avis ve Budget ofislerinden araç kiralarken ücretsiz OPET Yakıt Kart sahibi olanlar, kiraladıkları araçlar için OPET istasyonlarından yapacakları benzin ve motorin alışverişlerinde, yüzde 3 indirim hakkı kazanıyor. Aynı kullanıcılar, cep telefonu numaralarını tanıtarak ya da Opet Kart’larını kullanarak bireysel araçları için

300 TL’ye kadar olan alıverişlerinde ise 5 kat yakıt puan kazanıyor. Bir defaya özel olan bireysel araç kampanyasından yararlanmak isteyenlerin, Avis veya Budget yazıp, kiralama sırasında aldıkları OPET Yakıt Kart numarası ve cep telefonu numarasını 6738’e SMS ile göndermesi yeterli oluyor. Avis ve Budget ofislerinden kiralanan araçlar için geçerli olan yüzde 3 indirim fırsatı ise tüketicilerin kısa dönemli tüm kiralamalarında geçerli olacak.

Kiğılı ve Abdullah Kiğılı Exclusive Cut markalarının iletişim faaliyetlerini yürütecek ajans belli oldu. Erkek giyim markası Kiğılı ve tasarım markası Abdullah Kiğılı Exclusive Cut yeni dönemde iletişim faaliyetlerini Leo PR ile sürdürme kararı aldı.

“BeraBeraPR”a yeni müşteri

BeraBeraPR müşteri portföyüne Bahçeşehir Okulları’nı dahil etti.

BNI, “TimePR” dedi

BNI (Business Network International), Türkiye’deki iletişim faaliyetlerini yönetecek iş ortağını belirledi. BNI Türkiye’nin bundan sonraki tüm iletişim ve halkla ilişkiler faaliyetleri TimePR tarafından yönetilecek.

Kaspersky Lab, F5 İletişim ile el sıkıştı

“TüMLeŞİK İLeTİŞİM”İN Pazar büyüKLüĞü 143,49 MİLyar DoLar oLaCaK Bağımsız araştırma şirketi Grand View Research’ün yaptığı araştırmaya göre, küresel tümleşik iletişim pazar büyüklüğü 2024 yılında 143,49 milyar dolara ulaşacak. Unify tarafından yapılan araştırmaya göreyse kurumların yüzde 53’ü verimliliği artırmak, yüzde 11’i geleneksel araçların kullanımındaki

28

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

zorlukları gidermek, yüzde 10’u üst yöneticilerin talebini yerine getirmek için tümleşik iletişim uygulamalarını tercih ediyor. Araştırmaya göre 2021 yılında internete bağlı cihaz sayısı yıl bazında yüzde 23 büyüyecek ve 2021’de toplam 28 milyar cihaz birbirine bağlı hale gelecek.

Kaspersky Lab’ın Türkiye’deki iletişim faaliyetlerini yürütmek üzere açtığı PR ajansı konkuru sonuçlandı. Konkur sonucunda Kaspersky, Türkiye’deki halkla ilişkiler çalışmaları için F5 İletişim Yönetimi’ni seçti.

Nako’ya yeni dijital ajans 1962 yılından beri el örgü ipliği sektöründe faaliyet yürüten Nako, dijital çalışmaları ve sosyal medya yönetimi için FOLX ile anlaştı.

KISA KISA

AJANSLAR C-line İletişim’e üç yeni marka

C-line İletişim yeni dönemde Ankara Güven HastanesiÇayyolu Güven Sağlık Kampüsü, CloudMedia ve La Rose Des Sables-Paris vücut bakım ürünleri C-line İletişim’in portföyünde yer alacak.

bKM 2016 yILI eKİM ayI VerİLerİNİ aÇIKLaDI BKM'nin (Bankalararası Kart Merkezi) açıkladığı verilere göre Ekim ayı sonu itibarıyla Türkiye'de 57,9 milyon adet kredi kartı, 114,5 milyon adet banka kartı olmak üzere toplam 172,4 kart kullanılıyor. Banka kartları ve kredi kartlarıyla Ekim ayında toplam 50 milyar TL'lik ödeme yapıldı. Bu tutarın 45,5 milyar TL'si kredi kartlarıyla yapılırken 4,5 milyar TL'sinde banka kartları kullanıldı. BKM verilerine göre 2016 yılının ilk 10 ayında toplam 55,8 milyar TL tutarında internetten kartlı ödeme gerçekleştiği görülüyor. Buna göre önceki yılın aynı

dönemine kıyasla internetten kartlı ödemelerde gerçekleşen artış oranı yüzde 22. Toplam kartlı ödemeler içindeki internetten ödeme payı ise geçen yılın aynı döneminde yüzde 10,4 olarak gerçekleşirken, 2016 yılının ilk 10 ayında yüzde 11,5'e çıktı. İnternetten yapılan alışverişler dikkate alındığında 2010 yılında yüzde 18,3 olan 3D Secure ile yapılan güvenli ödeme işlemlerinin 2016 yılının ilk 10 ayında yüzde 52'ye çıktığı görülüyor. Bugün internetten yapılan kartlı ödemelerin çoğu 3D Secure ile güvenli bir şekilde gerçekleşiyor.

boĞazİÇİ üNİVerSİTeSİ MarKa zİrVeSİ 9 - 11 araLIK’Ta GerÇeKLeŞeCeK Medya sponsorluğunu Marketing Türkiye’nin üstlendiği Boğaziçi Marka Zirvesi bu yıl dördüncü kez 9-10-11 Aralık tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi, Garanti Kültür Merkezi’nde düzenlenecek. Açılış konuşmasını etkinlik direktörü Duhan Eşiyok’un yapacağı zirvede sponsor markaların CEO, CMO ve pazarlama müdürlerinin katılımıyla markalarla ilgili case’lerin, hikayelerin ve ilgi çekici

30

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

içeriklerin paylaşılacağı oturumlar gerçekleşecek. Etkinlikte Mutfak Sanatları Akademisi’nin Kurucusu Mehmet Aksel’in katılımıyla renkli bir oturum da yer alacak. Markalar Fısıldıyor ve Mey İçki ortaklığında gerçekleşecek oturumdaysa ilgi çekici bir case analizi yapılacak. Etkinliğin sponsorları arasında L’Oréal, Anadolu Grubu, Yıldız Holding, Colgate Palmolive, Henkel, KPMG ve Eti bulunuyor.

Nelipide Gurme, Brandworks’e emanet

Nelipide Gurme, kurumsal iletişim, proje yönetimi, etkinlik yönetimi ve medya ilişkileri alanlarında hizmet almak üzere Brandworks İletişim Danışmanlığı ile anlaştı.

Ajanda PR portföyünü genişletiyor

Müşterileri arasına Park Residences Cadde’yi ekleyen Ajanda PR, markaya kurumsal iletişim, medya ilişkileri, kriz iletişimi, KSS iletişimi, etkinlik yönetimi, dijital iletişim ve sponsorluk yönetimi alanlarında hizmet verecek.

Ajans Dijital Kalem’e yeni iş ortağı

MetGlobal şirketler grubunun markası HotelsPro, Türkiye’deki halkla ilişkiler ajansını seçti. Marka Ajans Dijital Kalem ile çalışma kararı aldı.

Feveran İletişim, üç yeni markayla anlaştı Feveran İletişim, iş ortaklarına yeni dönemde dil okulu “Berlitz”, tüketici teşvik ajansı “BA Life Marketing” ve “İstanbul Obezite Cerrahisi”ni ekledi.

BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL

1978’den bu yana şu veya bu şekilde iletişim dünyasının içinde bulundum, bu kadar ilginç bir konkur çağrısıyla karşılaşmamıştım. Okullarda anlatacağımız derslerde kullanabileceğimiz hayli şirin bir tecrübe olarak kaydedilebilecek konkur teklifini sizlerle de paylaşmak isterim… Ali Saydam [email protected]

bİr “KeÇİ” hİKayeSİ…

K

onkur daveti, e-posta mesajıyla ve çok özenilmiş bir bilgi notuyla gelmişti. Notta işin mahiyeti (brief) gayet iyi niyetle sıralanıyordu. Aynen

aktarıyorum: “Kampanyanın adı: ‘Burası Türkiye Sofrası yemeği oğlak dolması’ Kampanyanın başlangıç tarihi: 01 Aralık 2016 Kampanyanın bitiş tarihi: 31 Aralık 2016 (Yani 22 iş günü sürecek bir PR projesi söz konusu) Kampanyanın Amacı: Oğlak etinin tüketimini artırmak, oğlak eti ile ilgili farkındalık yaratmak ve küçükbaş hayvan eti tüketiminin ülkemiz açısından stratejik önemine dikkat çekmek (Bütün bunlar 22 iş günü içinde olacak…) Kampanya Bilgisi: Yılbaşı sofrası Türkiye Sofrası; oğlak eti tüketimini artırmak, oğlak etinin lezzet ve sağlık konusunda üstün özelliklerini anlatmak, küçükbaş hayvan etinin ülkemiz açısından stratejik önemine dikkat çekmek; en çok da üyelerimizin bin bir zahmet ve emekle yetiştirdiği doğal ve doğadan beslenen oğlaklarımızı tüketiciyle buluşturmak amacıyla Ankara İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği tarafından yürütülmektedir. Kampanya başlamadan önce Türkiye’de Küçükbaş Hayvan Eti Tüketimi ile ilgili araştırmayı okuduk ve tüketilmeme noktasında en büyük sorunun ulaşamama sorunu olduğunu gördük. Türkiye’nin bu ayıbına Migros Market Zinciriyle yaptığımız anlaşmayla son noktayı koyduk. Bugün oğlak etine Migros’un Türkiye’nin yedi bölgesine yayılan bin şubesi aracılığıyla

32

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

ulaşabilirsiniz. Kampanyamız çok ses getirince Ankara’da ve İzmir’de restoranlar mönüsüne oğlak dolması yemeğini koyarak kampanyamıza dahil oldu. Türklerin tarih boyunca ziyafet ve şölen yemeği olan Oğlak Dolmasına Ankara Göksu ve Eyvan lokantalarıyla İzmir’de Ciğerci Suat’ta yiyebileceğiniz gibi özel günlerde eve sipariş de verebilirsiniz. Fast food ve ithal her türlü gıda ürününe internetten sipariş vermek mümkünken yılbaşı ve özel günler için oğlak dolması ve çevirme siparişi verememe ayıbını yine kampanya sitesine eklediğimiz modülle bitirdik. İzmir ya da Ankara’da yaşıyorsanız www.dolsadayesek.com internet sitesinden oğlak dolması ve oğlak çevirmesi yemeklerini sipariş verebilirsiniz. İnternetten satış biraz pahalı oldu ama

Koç bunu hep yapıyor… Geçen ayın en etkili reklam ilmi bence Koç’un 10 Kasım günü yayınlanmaya başlayan o müthiş ve kısacık ilmdi. Hemen başında Nejat İşler’in sesinden duyduğumuz tek ve olağanüstü kodlanmış mesaj: “Bazı borçlar vardır, ödeyemezsin!”… Sonrasında 60 saniye boyunca süren siren sesi… Her yıl 10 Kasım’da Saat 09.05’te 60 saniye süreyle tüm ülkede çalan sirenlerin ortak sesi eşliğinde yurdun dört bir yanında insanların ayağa kalkarak Atatürk’ün manevî huzurunda saygı duruşuna geçişlerini kısa sekanslarla gösteren o son derece profesyonelce hazırlanmış duygu yoğun

bu oğlak etinin iyatından değil yılbaşı günü hazırlama, pişirme ve transfer maliyetlerinin yüksek olmasından kaynaklanıyor Tüketici Hattı: 0 532 11 KE Çİ” Son derece iyi niyetli ve bilgilendirici bir kampanya notu… Bu not bir e-postaya iliştirilmişti. E-postada da şu yazıyordu: “Sayın Yetkili, Ekte detaylı bilgilere ulaşabileceğiniz kampanyayla ilgili 01-31 Aralık tarihleri arasında PR hizmeti alınacaktır. Ön tekliinizi bu mail adresine gönderebilirsiniz. Ön teklii uygun bulunan irmalarla satın alma birimi tarafından iletişime geçilecektir. İyi çalışmalar dilerim…” Arkadaşlar 22 iş gününde insanların algısının talep ettikleri boyuta değişmesini “istemekte” ve PR ajansının seçimini “satın almacılar”a bırakmakta çok da büyük bir garabet içine düşmüş değiller, aslında… Koca koca uluslararası şirketler, PR ajanslarının ve kendi kurumsal iletişim sorumlularının başarısını; mesela yeni çıkan bir ürünle ilgili gazetelerde çıkacak haber sayısı ve birkaç TV röportajıyla, hatta tarih öncesinde kalmış bir zihniyetle, çıkan haber ve röportajların reklam eşdeğeriyle ve de bu haberlerin sonunda kaç tane “satışa dönük” telefonu aldıkları, sonra da bu görüşmelerden (call) kaç tanesinin sıcak satışa dönüştüğüyle değerlendirmiyorlar. PR ajanslarını hâlâ “satın almacılar”a değerlendirten büyük ve medenî (!) şirketler yok mu?.. Dolu!.. Onun için oğlak eti tüketimini destekleyen arkadaşlar hiç hayılanmasınlar. Sadece biraz profesyonel destek alsınlar; mesela TÜHİD ve İDA’dan bu işin süreçlerini hem de ayrıntısıyla 5-10 dakikada öğrenebilirler…

reklam ilmi… Koç’dan da bu beklenirdi zaten. Her yıl benzer bir şey yapıyorlar, diye düşünenlere şunu deyin: “Bu iş bu kadar sıradandı da aynı duyarlılığı neden diğer büyük irmalar bu ölçü ve özende gösteremediler?..” Liderlik sadece irilikle olmaz. Değerlerine ve varoluş bilincine sahip çıkmakla olur. “Ülke varsa ben de varım, demokrasi varsa hepimiz varız”, diyen Vehbi Koç’un mirası maddîden çok manevî temellere dayanır. Bunun kanıtını Koç Topluluğu’nun, özellikle de Ali Koç’un millî ve manevî değerlere sahip çıkmasında görmek olasıdır.

TaKsi çağırmada dijiTal inovasyon Kulaktan kulağa iletişimin en güzel örneklerinden birini veren BiTaksi’yi yakından izlemenizde yarar var. Özetle BiTaksi, taksi arayan yolcularla, yolcu arayan taksileri bir araya getiren bir akıllı telefon uygulamasından başka bir şey değil. Çok etkili bir yalınlıkla hazırlanmış web sitelerindeki iddiaları, marka vaatleri de şu: “Uygulamanın ötesinde büyükşehir insanı için yapılmış en iyi icatlardan biriyiz…” BiTaksi uygulamasında tek tuşla olduğunuz yere taksiyi çağırabiliyor, gelen şoförün adını, puanını ve taksinin plakasını ekranda görüyor ve gelişini haritadan izleyebiliyorsunuz... Ödemeyi ise isterseniz nakit, isterseniz de kredi kartıyla yapabiliyorsunuz... Sistemi iyileştirmek de elinizde. Yolculuk sonunda şoföre puan verebiliyor, yolculukla ilgili yorum yazabiliyorsunuz. Ayrıca, ben deneyimlemedim ama web sitesinde belirtildiğine göre işitme ve görme engelliler de kolaylıkla kullanabiliyormuş sistemi. BiTaksi son derece dinamik bir yapı. Bize ulaşan basın bülteninden duyduğumuz kadarıyla İstanbul Kültür Sanat Vakfı’yla anlaşmışlar. BiTaksi kullanıcıları performans mekânında evlerine dönerken 20 TL’lik indirim alıyorlarmış. İndirimli seyahat 19 Kasım Cumartesi Garanti Caz Yeşili: The Veils konseriyle başlamış. Kullanıcılar, indirim kodlarına konser alanından biletlerini göstererek sahip olabiliyorlarmış. Hemen akla “Ya gidilen yere 20TL’nin altında bir rakam yazarsa ne olacak?” sorusu geliyor. 20 TL altında kalan yolculuklar ücretsiz sayılacak. 20 TL üzeri yolculukların ödemesi 20 TL düşülerek tahsil edilecek.

www.marketingturkiye.com.tr

33

Bu bir advertorial’dir.

34

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

ARAŞTIRMA

BAŞKANLIK KAMPANYASINDA “BİLGİ” ŞART!

15

Temmuz darbe girişiminin ardından bir süre askıya alınan başkanlık sistemi tartışmaları MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Sistem tartışmalarının siyaseti tıkaması durumunda rejim krizine dönüşebilir.” sözleriyle bir kez daha gündemin merkezine oturdu. Gelinen son noktada ülkece kendimizi “başkanlık sistemi” tartışmalarının ortasında bulduk. Peki, uzun yıllardır dillendirilen böylesi bir tartışmada siyasi aktörler seçmenlerine kendilerini doğru bir şekilde anlatabiliyor mu? Gö-

rüşlerine başvurduğumuz konunun uzmanları yürütülecek olan kampanyaların bir “enformasyon kampanyası” niteliğinde olması gerektiğinin altını ısrarla çiziyor. Zira, onlara göre bu değişim sadece siyasileri değil tüm yaşam alanımızı belirleyecek. İktidar partisi mevcut durumda yüzde 50’lik bir seçmen kitlesine sahipken ve buna uygun olarak çalışmalarına var güçleriyle devam ederken başkanlık sistemine hayır diyen muhalefet kanadı ne tür bir kampanya yürütmeli? Bu sorununun yanıtını arayan iletişim duayenleri iktidar partisine nazaran muhalefet partilerinin işlerinin daha zor olduğunu ifade ediyor… Böylesi sıcak bir gündemde siyasi partilerin nasıl bir iletişim kampanyası yürütmesi gerektiğini konunun uzmanları Marketing Türkiye için değerlendirdi...

aNayaSa TaSLaĞI MeTNİNDe yer aLaN bazI DeĞİŞİKLİKLer: 1. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı 5+5 yıllığına iki kez seçilebilecek. 2. Başbakanlık makamı olmayacak. Cumhurbaşkanı yardımcılarıysa atamayla göreve gelecek. 3. Cumhurbaşkanı'na TBMM Başkanı yerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı vekalet edecek. 4. Esas yönetim sistemi başkanlık olacak ama Cumhurbaşkanı korunacak.

yÖNeTİM bİÇİMLerİNe GÖre üLKeLer:

Yoğun gündeme karşın Türkiye başkanlık ve anayasa değişikliğine kitlenmiş durumda… Gelinen son noktada uzmanların tahminlerine göre Türkiye’yi bir referandum bekliyor. Peki, halk oylamasına ne kadar hazırız? Partiler ne tür siyasal iletişim stratejileriyle bu süreçten zaferle çıkabilir? Halk, başkanlık sistemi konusunda ne kadar bilgili? Haber: Eylem Tezcan [email protected]

36

MARKETING TÜRKİYE

Başkanlık sistemi, (Tam başkanlık) Başkanlık sistemi, (Başkan parlamento ile bağlı) Yarı başkanlık sistemi

ARALIK 2016

Parlamenter cumhuriyet Parlamenter monarşi Anayasal monarşi

Mutlak monarşi Tek parti rejimi cumhuriyeti Anayasanın askıya alındığı ülkeler

Yukarıdaki sistemler dışında kalan ülkeler

www.marketingturkiye.com.tr

37

ARAŞTIRMA hayaLLer GerÇeKLeŞMezSe ToPLUMSaL ŞİzoFreNİ oLUŞUr Şu anda iktidar partisinin yapmaya çalıştığı şey, başkanlık ve anayasa değişikliğini bir şekilde Meclis’ten geçirip sonrasında halk oylamasına sunarak oradan da yüzde 50’nin üzerinde bir destek alıp teklii hayata geçirmek. İktidar partisi ana strateji olarak hep gündem belirliyor ve güçlü olduğu için medyayı da etkiliyor. Bence muhalefet açısından en büyük eksiklik bu gündem belirlemenin dışına çıkarak var olamamaları ve meramlarını anlatamamaları… Türkiye yürütülen siyasal iletişim kampanyaları anlamında çok kurumuş bir görüntü veriyor. Siyasi aktörler çok biçimsel ve sadece sonuca odaklı hareket ediyor… Elbette tüm taralar sonucu belirlemek ister. Ancak öncelikli olan kamuoyunun bilgilenmesidir.

Başkanlık ve sistem değişikliğine dair insanlar genelde tüm yapılara bakmak yerine birkaç tane ülke belirleyip onun üzerinden konuşuyor. Herkes bir hayal satıyor aslında… Örneğin benim endişe duyduğum şey şu: Sattığınız hayallerin sonra gerçekleşenle arasındaki mesafeyi ölçtüğümüzde çok büyük bir farklılık varsa bu toplumsal şizofreniye daha fazla yol açar.

KararSIzLar beLİrLeyİCİ oLaCaK Prof. Dr. Hüseyin Emre Bağce Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Anabilim Dalı Başkanı

Kampanya oluştururken ilk önce içeriği belirleyeceksin sonrasında biçimleri ve formları zaten gelişir. İktidar partisi ve muhalefet partileri yeterince içerik sunmadılar ve ısrarla da sunmuyorlar. Bunu da Türkiye açısından çok büyük bir sorun olarak görüyorum.

Adil Gür’ün sahibi olduğu A&G Araştırma Şirketi’nin Ekim ayında yaptığı araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 45’i Başkanlık Sistemi’ni desteklediklerini belirtiyor. Başkanlık Sistemi’ni destekliyor musunuz sorusuna “Hayır” yanıtını verenlerin oranıysa yüzde 40,5… “Fikrim yok” diyenler katılımcılar toplumun yüzde 14,4’ünü oluşturuyor.

SİyaSaL İLeTİŞİM bİr KISIr DÖNGüDe Toplum, yapılacak kampanyada başkanlık sistemiyle alakalı bilgilendirme bekliyor. Fakat öngörümüz şu ki muhalefet partileri konuyu Sayın Cumhurbaşkanı üzerinden ele alacak, iktidar da bu durumun savunmasını yapacak. Seçmenin beklentisinden ziyade siyasi partilerin tutumları öne çıkacak. Kamuoyunun başkanlık sistemiyle alakalı bilgisi zayıf… Fakat iktidar partisi seçmeni başkanlık sistemiyle ilgili bilgilenmeye daha açık duruyor. Özellikle 15 Temmuz sonrası Cumhurbaşkanı’na kamuoyu desteğinin yükselmesi, AK Parti’nin oylarının artması, MHP’ninse iili durumu hukuki duruma dönüştürelim çıkışı başkanlık sistemiyle alakalı olumluluğu arttırdı. Türk halkı fert fert

İhsan Aktaş Genar Araştırma Başkanı

38

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

olağanüstü derecede politik bir halk olmasına rağmen ciddi meselelerde parti kararlarını önemsiyor. Başkanlık sisteminde partilerin kararı etkili olacaktır diye düşünüyoruz.

Türkiye’de siyasi partiler önce bilgilendirme yapıp arkasından konuyla ilgili tuttukları tarafı belirtmek yerine konuyu öncelikle kendi bakış açılarıyla dile getiriyor. Türkiye’de siyasi iletişim bağlamında yapılan en büyük hata kısır döngüdür. Klasik anlamda iktidar icraat yapar, muhalefet icraatları eleştirir daha ilerici, daha gelişmiş, toplumu daha ileriye taşıyacak eleştiriler getirir. Türkiye’de icraattan çok ideolojik tartışmalar yapıldığı için muhalefet hükümet icraatlarını denetleyemiyor.

ARAŞTIRMA

MİLLeTİ DoĞrU bİLGİLeNDİrİP, oNa GüVeNeN ParTİ bU yarIŞI KazaNIr Siyasi iletişimin hedei seçmenleri ikna etmek değil onları doğru bilgilendirmektir zira seçmen önüne gelen her konuyu en doğru biçimde yargılayıp karara bağlayacak yeterlilikte… Başkanlık Sistemi Türkiye’de çok uzun süredir tartışılıyor ancak kamuoyunun bu konuda yeterince bilgilendirildiğini söyleyemeyiz. Ülkece yaşadığımız zorlu süreçten sonra şimdi bir yenilenme, yeniden yapılanma dönemine girmiş bulunuyoruz ve yapılacak iş toplumu doğru bilgilendirmek olmalı. Yakında AK Parti’nin önerisi ve vaatleri netleşecek. Diğer partiler açısından en önemli sorun kendi bakış açılarını anlatmayı başarabilmeleri… Sadece AK Parti’nin önerisine karşı çıkmak hiçbir muhalefet partisine gereken kazanımı sağlamaz. 2014’te kendi oyuyla Cumhurbaşkanı’nı seçen bu millete kendi parlamenter sistem önerinizin ne olduğunu, neden daha doğru olduğunu anlatmak zorundasınız. Derdinizi iyi anlatırsanız siyasi iletişim açısından da doğru bir iş yapmış olursunuz. Anlatamazsanız milletin tercihi konusunda şikayet etme hakkını kaybedersiniz.

Cevat Olçok Arter Reklam Ajans Başkanı

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bir yenilenme dönemine girdik. Devletin ve yönetim sisteminin yeniden yapılandırılması şart. Artık bu tartışma bir lüks değil bir mecburiyet. Konuşacağız, tartışacağız, müzakere edeceğiz.

MUhaLeFeT GeCe GüNDüz ÇaLIŞMaLI Türkiye’de seçmen tercihleri kolay kolay değişmez. Partilerin adı değişse bile sağ ve sol partilerin aldıkları oy dağılımı çok değişmez; yüzde 60 - yüzde 40!

denli açıksa referandumda başkanlık sisteminin geçmesini istemeyen güçler ne yapmalı? Gece gündüz demeden her yerde çalışmalılar. Bütün güçleriyle, bütün üyeleriyle, bütün entelektüel çevreleriyle kampanyaya asılmalılar.

Seçmen tercihi, referandumlar söz konusu olduğunda daha da nettir. İktidar partisinin kim olduğundan bağımsız olarak seçmenlerin iktidarın önerisini kabul etme eğilimi yüksektir. Bu yüzden referandum kampanyalarında iktidarın işi kolaylaşır.

İktidar medyanın ağırlıklı bölümünü domine ediyor ve iktidar kaynaklı mesajlar mevcut medya düzeninde hemen gündem yapılıyor. Buysa seçmenin ikna edilmesi konusunda muhalefet aleyhine sonuç yaratıyor. O yüzden kısıtları ne kadar olursa olsun muhalefete düşen görev kendi medya kanallarına sahip olmak. Özellikle de dijital medyaya…

Son dönemde yaşanan akıl dışı kaotik gidişatla ilgili de seçmen davranışı bilgisine sahibiz. Bizim seçmenimiz kaos ve belirsizlik durumlarında iktidarda fütursuzca güç kullanabilen liderler lehine oy kullanıyor. 1 Kasım’da bunu gördük.

Necati Özkan EAPC Eski Başkanı

Referandumda iktidar partisinin işi daha kolay olacak. Eğer durum bu

40

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

“İlle de başkanlık” diyenlerin diğer argümanıysa devlette hızlı karar alma ve uygulama ihtiyacı! Oysaki siyasette hızlı değil doğru karar almak önemlidir. Başkanlık sisteminin Türkiye’nin dertlerine derman olma ihtimali sıfırdır.

PAZARLAMA EKONOMİSİ

Sektörümüzün yaratıcılık kalibresini ölçen uluslararası yarışmalarda bu yıl bir şey oldu ve birden bire ödül sayımız geçen yılın üçte birine indi. Peki, ne oldu? Elbette bunun yanıtı ajans tarafında ama ben katılım sürecinden işlere, sunumdan stratejik yaklaşıma kadar neler gördüm paylaşayım…

NeDeN KazaNaMIyorUz?

Günseli Özen [email protected]

J

ürisinde yer aldığım Golden Drum ve EPICA’nın birbirine yakın tarihlerde gerçekleşmesi dünyanın büyük bir bölümünde reklam trendleri açısından neler olup bittiğine dair bütüncül bir ikre sahip olmamda etkili oldu. Golden Drum’dan döndüğümde kazanan işler üzerinden bir değerlendirme yapıp çok uzun değil birkaç yıl önceye kadar saf yaratıcılığı değerlendiren kuralların tüm iletişim sürecini hem de sonuçlarıyla dikkate aldığını gördüm. Öne çıkan işlerde süreç şöyle işliyordu: Ajanslar kampanyanın ilanlarını, ilmini, fotoğrafını, illüstrasyonunu ve varsa ambalajını farklı kategorilere gönderiyor ve jürinin karşısına çok kez çıkmasını sağlıyordu. İlk gösterimde bir şekilde gözden kaçarsa bir başka kategoride ve bir başkasında daha görmenizi sağlıyorlardı. Pek çok farklı kategoride iş göndermek görece pahalı olsa da işi şansa bırakmamak adına akıllıca bir yöntem.

Türk işlerin şansı daha az çünkü… Avrupa adeta koca bir ülke gibi. Yayınlanan işler jüri üyelerince bir biçimiyle önceden görülüyor. Kaldı ki tüm işler bir biçimiyle işi reklam gösterimi olan sitelerde zaten yer alıyor. Özellikle EPICA’da pek çok kez asli işleri gazetecilik olan jüri üyelerinin kendi ülkelerinden olmasa da işleri gördüklerini söylediklerini duydum. Bizim şanssızlığımız ise: Lokal ve kendi mecralarımızda yayınlanıyor olması. Bu nedenle jüri üyelerinin bizim işleri çok çaba sarf etmezse görme ihtimali yok gibi. Bu nedenle ekrana gelen her işimiz jüri üyelerince ilk kez görülüyor. Kazanmak isteyenler her

42

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

EN TARZ SUV FIAT 500X, ŞİMDİ DİZEL OTOMATİK.

kategoride ve pek çok sektörde işlerini defalarca göstermeli. Elbette özgün ve yaratıcı ikir her yarışmada değerini buluyor ve hâlâ yüreğe dokunan sosyal içerikli işlerin şansı daha fazla. Ters vuruş yapan reklamlar da akılda kalıyor. Kazanan işlerin pek çoğunda aslında cin ikir de ödüllendiriliyor. Mesela TBWA\ İstanbul’un “Gay Turtle” işi hem Golden Drum’da hem de EPICA’da altınla ödüllendirildi.

Kısmetse seneye… Bilhassa EPICA’da yarışan işlerin görsel kalitesi ve katılım dosyaları oldukça etkileyici. Özen gösterildiğini hissettiriyor. Özenli katılım da dikkatli değerlendirmeyle ödüllendiriliyor. Mesela Havas İstanbul’un altın EPICA alan ve Bosch&Lomb için yaptığı “Eagle Eye Calendar” işi başarılı bir ikrin özenle hazırlanmış haliydi. Film kategorisinde Grand Prix alan KENZO, kurgusu ve özellikle müziğiyle jürinin dikkatini çekerken iddialı yaklaşımıyla yeni bir trend olarak öne çıktı. Yarışmaya iş göndermek sahiden marifet. Stratejisi bile var, iyi hazırlanmak gerekiyor. Kaldı ki bu yıl uluslararası yarışmalarda geçtiğimiz yılın skoruna ulaşamadık. Neden sorusuna kısılan bütçelerden ülkenin içinden geçtiği sürece kadar verilecek pek çok yanıt varsa da reklam ustalarının söylediği, “Bütçe sadece frekansı etkiler yaratıcılığı değil” söylemine atıfta bulunup suçu bütçeden alıp yaratıcılığın ülke ikliminden etkilendiğini söyleyebilir miyiz? Golden Drum ve EPICA’da ödül alan ve dereceye giren ajansları bir kez daha kutlayarak daha çoğu için kısmetse seneye diyelim.

Bi-Xenon Farlar Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sürüş Modu Seçici 4x4 Çekiş Sistemi

YIL SONUNA ÖZEL 1.6 MULTIJET DİZEL OTOMATİK VİTES 500X, DÜZ VİTES FİYATINA.

w w w. f i a t . c o m . t r

ETKİNLİK

u yıl 30’uncu yaş kutlamalarıyla oldukça coşkulu geçen uluslararası reklamcılık yarışması Epica Awards 1417 Kasım tarihleri arasında Amsterdam’da gerçekleşti. 66 ülkeden 3 bin 806 işin katıldığı yarışmanın bu yılki Jüri Başkanlığını deneyimli gazeteci Norman Pearlstine üstlenirken katılım oranında 2015’e göre yüzde 2’lik bir artış gerçekleşti. Ayrıca bu yıl Epica Awards’ta Belarus, Nambiya, Estonya, Tayvan ve Yeni Zelanda’dan da projeler yarıştı. Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen’in de aralarında bulunduğu jüri üyeleri her yıl olduğu gibi bu yıl da dünya çapındaki pazarlama ve iletişim yayıncılarından seçildi. Epica Awards’ta geçen yıl rekor kıran İngiltere bu yıl tacını Amerika Birleşik Devletleri’ne devretti; ABD 12’si altın olmak üzere toplamda 69 ödül kazanarak yarışmaya damga vuran ülke oldu. Onu, Fransa ve İngiltere takip ederken yarışmanın Avrupa dışındaki diğer başarılı ülkeleri Kanada, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya oldu.

ries”e, KENZO PARFUMS’ün hazırladığı “KENZO WAORLD”e ve J. Walter Thompson Amsterdam’ın ING için hazırladığı “The Next Thompson”a gitti.

b

Grand Prix’ler hangi ülkelere gitti? Törenin Grand Prix’leri Norveç, Birleşik Krallık, Belçika, Fransa ve Hollanda arasında paylaşıldı. Norveç’ten TRY ajansı Norwegian Hava Yolları için hazırladığı “Brad is

2015’te 20 ödül alan Türkiye bu yıl 9 ödülde kaldı

Single” çalışmasıyla hem Altın Epica hem de “Press” kategorisinde Grand Prix kazandı. Diğer Grand Prix ödülleri Publicis London’ın Tourism Ireland için hazırladığı “Doors of Thrones”a, DDB Brussels’in Alzheimerliga için hazırladığı “Simpliied Sto-

ePICa aWarDS 2016’NIN eN İyİLerİ: yılın Networkü: 12 altın toplamda 49 ödülle Leo Burnett yılın ajansı: 1 altın toplamda 19 ödülle BBDO New York yılın bağımsız ajansı: 4 altın toplamda 9 ödülle TRY, Norveç

Geçen yıl Berlin’de düzenlenen Epica’dan yedisi altın toplam 20 ödülle evine dönen Türkiye, bu sene yarışmaya 143 işle katıldı ancak ikisi altın toplamda 9 ödülle yetindi. TBWA\Istanbul, Uluslararası Af Örgütü için hazırladığı “Gay Turtle” çalışmasıyla Sosyal kategorisinde Altın Epica ve Land Rover için hazırladığı “Discovery Rear View Camera” ile Otomobil kategorisinde Gümüş Epica kazanarak yarışmadan birden fazla ödülle ayrıldı. Diğer Altın Epica ödülünüyse Havas Istanbul’un Bausch + Lomb için hazırladığı “Eagle Eye Calendar” çalışması kazandı. Publicis İstanbul Nesacafé için yarattığı “Nesacafé Disappearing Items” ile, Tribal Worldwide İstanbul ise Onur Air için hazırladığı “Flight Campaign” ile Gümüş Epica aldı. Bronz Epica’nın Türkiye’den kazananları ise Publicis İstanbul ( P&G / Oral-B Reach Behin Dental Braces), Raineri ( OPET / Keep your eyes on the road), CONCEPT (Digiturk / Football and Documentary) ve Markom Leo Burnett (Greenpeace Akdeniz / Be the One) oldu.

30. yILINDa ePICa’DaN yaraTICILIK ŞÖLeNİ Türkiye temsilciliğini Marketing Türkiye’nin yaptığı ve Günseli Özen’in jürisinde yer aldığı uluslararası reklamcılık yarışması Epica Awards bu yıl 14-17 Kasım tarihleri arasında Amsterdam’da gerçekleşti. Toplamda 3 bin 806 işin katıldığı yarışmada törenin Grand Prix’leri Norveç, Birleşik Krallık, Belçika, Fransa ve Hollanda arasında paylaşıldı. Geçen yıl yedisi altın 20 ödül kazanan Türkiye ise bu sene ikisi altın toplam dokuz ödül aldı. Haber: Selin Sayar Tekkuş [email protected]

44

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

TBWA\ISTANBUL Metin Yazarı Çağrı Saka ve Kreatif Direktörü Sungu Hacışabanoğlu “Gay Turtle” ile kazandıkları Altın Epica ödülünü alırken.

“Eagle Calender”le Türkiye’ye Altın Epica kazandıran Havas Worldwide İstanbul’un Hesap Yöneticisi ve Stratejisti Elif Öven, Epica’nın Editoryal Direktörü Mark Tungate ile beraber.

www.marketingturkiye.com.tr

45

ETKİNLİK

GraND PrIX KazaNaN İŞLer

ePICa aWarDS 2016’Da bİzDeN KazaNaNLar

FilM KATEGoRiSi:

AçıKHAvA KATEGoRiSi:

AlTın EPıcA:

AlTın EPıcA:

GüMüş EPıcA:

Kampanya Adı: “KENZO WORLD” Reklam Ajansı: KENZO Inhouse Reklamveren: KENZO PARFUMS Ülke: Fransa

Kampanya Adı: “Doors of Thrones” Reklam Ajansı: Publicis London Reklamveren: Tourism Ireland Ülke: Birleşik Krallık

Kampanya Adı: Gay Turtle Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL Kategori: Sosyal Reklamveren: Uluslararası Af Örgütü

Kampanya Adı: Eagle Eye Calendar Reklam Ajansı: Havas İstanbul Kategori: Baskı Tasarımı Reklamveren: Bausch + Lomb

Kampanya Adı: Nescafé Disappearing Items Reklam Ajansı: Publicis İstanbul Kategori: Alkolsüz İçecekler Reklamveren: Nescafé

GüMüş EPıcA:

GüMüş EPıcA:

BRonz EPıcA:

Kampanya Adı: Discover Rear View Camera Reklam Ajansı: TBWA\İstanbul Kategori: Otomobil Reklamveren: Land Rover

Kampanya Adı: Flight Campaign Reklam Ajansı: Tribal Worldwide Istanbul Kategori: Ulaşım & Turizm Reklamveren: Onur Air

Kampanya Adı: Oral-B Reach Behind Dental Braces Reklam Ajansı: Publicis İstanbul Kategori: Sağlık, Güzellik, Kozmetik & Tuvalet malzemeleri Reklamveren: P&G

BRonz EPıcA:

BRonz EPıcA:

BRonz EPıcA:

Kampanya Adı: Keep Your Eyes On the Road Reklam Ajansı: Raineri Kategori: Otomotis Servisleri & Aksesuarları Reklamveren: OPET

Kampanya Adı: Football and Documentary Reklam Ajansı: CONCEPT Kategori: Medya Reklamveren: Digiturk

Kampanya Adı: Be the One Reklam Ajansı: Markom Leo Burnett Kategori: Çevre Reklamveren: Greenpeace Akdeniz

TASARıM KATEGoRiSi: Kampanya Adı: “Simpliied Stories” Reklam Ajansı: DDB Brussels Reklamveren: Alzheimerliga Ülke: Belçika

BASılı KATEGoRi:

DijiTAl KATEGoRiSi:

Kampanya Adı “Brad is Single” Reklam Ajansı: TRY Kategori: Basılı Reklamveren: Norwegian Hava Yolları Ülke: Norveç

Kampanya Adı: “The Next Rembrandt” Reklam Ajansı: J. Walter Thompson Amsterdam Reklamveren: ING Ülke: Hollanda 46

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Ödül töreninin detayları marketingturkiye.com’da…

Ödül töreninin detayları marketingturkiye.com’da…

www.marketingturkiye.com.tr

47

“Markaları ‘logo görünürlüğü’nün ötesine taşıyoruz” Bünyesinde birçok spor dalının yayın ve pazarlama haklarını barındıran ve dünyanın en saygın spor pazarlama firmalarından biri olan Infront Sports & Media Türkiye Genel Müdürü Ender Uslu’yla biraraya geldik. Uslu, “Basketbolla tanıştırdığımız ve birlikte çalıştığımız markaları, ‘logo görünürlüğü’ nün ötesine taşıyarak entegre iletişime teşvik ediyor, spor pazarlamasının dinamiklerini anlatarak sahip oldukları mecra ve içerikleri en verimli şekilde aktive etmelerini hedeliyoruz.” Infront Sports & Media, 2013 yılında Türkiye Basketbol Federasyonu ile yaptığı anlaşmayla Türkiye pazarına güçlü bir giriş yaptı. Infront Türkiye’nin faaliyetlerini anlatır mısınız? Infront Sports & Media olarak, 15 ülkede 35’ten fazla ois ile dünyanın en büyük ve saygın spor pazarlama şirketlerinden biriyiz. Türkiye Basketbol Federasyonu ile 2013 yılında gerçekleştirdiğimiz yedi yıl süreli anlaşma çerçevesinde Basketbol Süper Ligi ve Basketbol Milli Takımlarının pazarlama ve medya ortağı olarak faaliyet göstermeye başladık. Amacımız, pazarlama faaliyetlerini yürüttüğümüz platformların marka değerini arttırmak ve bunu yaparken de sponsor markaların tüketicileriyle bağ kurmasını sağlayacak merkezi, dinamik ve entegre bir iletişim platformuna dönüştürmek. Kısacası sporu bir iletişim aracı olarak konumlandırıyor ve markaların tüketicilerine mesajlarını ulaştırabilmeleri adına spor ile markaları buluşturuyoruz, ayrıca ilgili sporun en doğru medya kanalları aracılığı ile en gelişmiş şekilde izleyiciye ulaşmasını sağlıyoruz. Infront, Türkiye’de spor odaklı iletişim alanında güçlü yatırımlar yapıyor ve birlikte çalıştığı markalara da yol gösterici oluyor. Sizce Türkiye’de markaların sponsorluk stratejisinde-

48

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

ki eksikler neler? Basketbolla tanıştırdığımız ve birlikte çalıştığımız markaları, “logo görünürlüğü” nün ötesine taşıyarak entegre iletişime teşvik ediyor, spor pazarlamasının dinamiklerini anlatarak sahip oldukları mecra ve içerikleri en verimli şekilde aktive etmelerini hedeliyoruz.

Eskiden markalar sponsorluk kavramını ya “sosyal sorumluluk” projesi olarak değerlendirmekte ya da uzun vadeli bir ortaklıktan ziyade kısa vadeli bir medya yatırımı olarak görmekteydiler. Zamanla, spor sponsorluğunun tüketicileriyle bağ kurmalarını destekleyecek bir iletişim stratejisi olduğunu fark ettiler ve böylece Türkiye’de spor sponsorluklarının çapı ve etkisi de değişmeye başladı. Spor odaklı iletişim söz konusu

olduğunda markalar altına imza attıkları anlaşmalarda alınan sponsorluk haklarını hem içerik (markama uygun bir spor dalı mı?) hem de mecra değeri(tüketicime ulaşıyor mu, geniş kitlelerle beni bir araya getiriyor mu?) anlamında doğru analiz etmeliler. Zaman zaman yürüttüğünüz araştırmalarla pazarda çeşitli ölçümlemeler yapıyorsunuz. Bu araştırmalar sizce sektöre nasıl bir katkı sağlıyor? Öncelikle, sporda yatırım yaptığınız platforma değer katmak istiyorsanız o platformu ve hedef kitlenizi (yani sporseverleri) tanımanız çok önemli. Basketbol taraftarı kimdir, basketbolu hangi mecralardan takip eder, taraftarın kalbini fethetmenin yolu nedir gibi temel soruların cevaplarını arıyor ve bu cevaplar özelinde sponsorluk stratejileri belirleyerek markalara sunuyoruz. Düzenli olarak medya değeri ölçümlemesi yapıyor, sponsorlarımızın sahip oldukları mecraların TV medya değerini ve erişimini ölçerek aldıkları geri dönüşü hesaplamalarında yol gösteriyoruz.

KIDS MARKETING

rayıp, daha hızlı büyümelerine yol açıyor. Araştırmalara göre 30 yıl önce Susam Sokağı dizisinin hedef kitlesi 4-7 yaş aralığı iken, günümüzde aynı içerik 2-4 yaş aralığına hitap eder hale gelmiş. Bu veriler ışığında çocukları daha etken hale getirmek, yaratıcılıklarını ortaya çıkarmaları için daha çok fırsat sunmak ve bu süreçte kontrolü onlara bırakmak gerektiği ortaya çıkıyor. İngiliz çocuk kitapları yayıncısı Hot Key Books tam da bunu yapmış. Yayınevinin Story Adventure adını verdiği projede çocuklar yazara hikaye hakkında ikirler vererek bir çocuk kitabının yazımına katkıda bulunmuşlar.

Çocuklara yönelik pazarlama ve iletişim planı hazırlamak için çocukları iyi gözlemlemek ve onların her daim evrim geçiren ilgi ve davranışlarını iyi anlamak gerekiyor.

KIDS MARKETING’TE

Ali Gürak

eĞİLİMLerİ ÇoCUKLar beLİrLİyor

AG Event Ajans Başkanı [email protected]

er sektörde yeni yıl öncesi geçen yıla göz atıp, gelecek yılın eğilimlerini tahmin etmek adettendir. Bu bize gelecekteki çalışmalarımız için zihin jimnastiği yapma fırsatı tanır. Kids Marketing tarafında işler biraz farklı olabiliyor. Çocuklara yönelik pazarlama ve iletişim planı hazırlamak için çocukları iyi gözlemlemek ve onların her daim evrim geçiren ilgi ve davranışlarını iyi anlamak gerekiyor. O yüzden bu yazıda daha çok eğilimleri asıl belirleyenlerin, yani çocukların nelerle ilgilendiğine değinecek, bu ilgilere doğru yaklaşım gösteren bazı örnekler vereceğim.

h

Öncelik, aile ekonomisinde Eğilimler ne olursa olsun, günümüzde ülkemiz ve dünyadaki piyasa koşullarında öncelik aile ekonomisinde. Bu konuda bir Fransız girişimi olan Capital Koala ve Mastercard’ın kampanyaları çok güzel birer örnek. Capital Koala adlı girişim, Fransa’da çeşitli markalar ve e-ticaret siteleriyle işbirliğine gitmiş. Buna göre üye işyerlerinden yapılan alışverişlerdeki indirim miktarı toplamdan düşülmüyor, sisteme kayıtlı olan çocuğun mevduat hesabına havale yapılıyor. Böylece aile yaptığı alışverişlerle

50

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

çocuğun tasarruf etmesini sağlıyor. Mastercard’ın çocuklara yönelik Osper kredi kartında ise ebeveynler çocuklarının kredi kartıyla yaptığı alışverişleri bu kart için geliştirilen bir mobil uygulama üzerinden takip edebiliyor.

Dijital etkileşimi göz ardı etmeyin Dijital dünya dendiğinde bazı ebeveynlerin tüylerinin diken diken olduğunu tahmin edebiliyorum. Aslında bu bir paradoks. Bir yanda dijital içeriklerle dolu tablete/oyun konsoluna çocuk bakıcısı işlevi yüklerken, öte yanda çocukların kendilerini dijital ortama kaptırmalarına hayılanıyoruz. Artık çocukların dijital ve iziki dünyaların me-

eğilimler her coğrafyada ve dönemde farklılaşabilir. kids Marketing’te değişmeyen eğilimse sadece çocuk odaklı değil, aileyi kapsayan deneyimler oluşturabilmektir. lezi bir ortamda yetiştiğini kabullenmemiz gerekiyor. Günümüzde çocuklar, aksiyon igürler ve bez bebeklerden daha karmaşık oyuncaklara eğilimliler. Örneğin; bir mobil uygulama sayesinde iletişim kurabildikleri, yemek yedirebilip dans ettirebildikleri Furby onlar için gerçek bir oyun arkadaşı olabiliyor. Ya da Minecraft video oyununda çok oyunculu mod sayesinde dünyanın dört bir yanından oyuncularla sosyal etkileşime girmeyi tercih edebiliyorlar. Yaratıcı markalar çocuklarla olan iletişimlerinde dijital içerikleri göz ardı etmiyor ve çocuklarla aynı dili konuşup, gerçek dünyayla dijital dünyayı birleştirerek onlara ürünleriyle etkileşime girme imkanı sunuyorlar.

Deneyimi yaratıcı araçlarla sunmak Etkinliklerimizde birçok ebeveynden duyuyoruz: Çocuklar dijital içeriklere yönelirken, artık daha az kitap okumaya başladılar. Çözüm aslında sorunun içinde: dijital kitaplar. Çocuk kitapları da dijitalleşmeden nasiplerini aldılar. Masal kitapları, boyama

kitapları birer e-kitap veya mobil uygulama olarak karşımıza çıkmaya başladı. Belki de kitap ve teknoloji kullanımını birleştiren bu yaratıcı örnek konuya nasıl yaklaşılması gerektiğini daha iyi anlatacaktır: Brezilya’da bir yetimhane için düzenlenen Mensagens de Ninar adlı kampanyada, şehrin çeşitli noktalarında sokaktaki insanlardan birer cümle WhatsApp mesajını okumaları istenmiş. Bir programa kaydedilen cümleler bir araya getirilerek yüzlerce farklı sesin okuduğu bir hikayeye dönüştürülmüş. Bu hikaye bir akşam yetimhanedeki çocuklara dinletilmiş. Kampanyanın amacı hikaye dinlemenin bir deneyim olduğu, iziksel bir kitaba sahip olmadan da bu deneyimin yaşanabileceğini göstermekmiş.

çocuklar “çok hızlı” büyüyor Bir süredir görmediğiniz bir çocuğa “Ne kadar büyümüş” dediğinizde ebeveynlerinin yanıtı hazırdır: “Çok çabuk büyüyorlar!” Gerçekten de öyle. Günümüz çocuklarının yaşam tarzı onların her şeyi daha hızlı kav-

yaratıcı markalar çocuklarla olan iletişimlerinde dijital içerikleri göz ardı etmiyor ve çocuklarla aynı dili konuşup, gerçek dünyayla dijital dünyayı birleştirerek onlara ürünleriyle etkileşime girme imkanı sunuyorlar.

Bu aşamada Maker Hareketi denilen akımdan bahsetmemek olmaz. Maker Türkiye sitesindeki tanıma göre “Maker Hareketi ‘teknoloji’ ile ‘kendin yap’ kültürünün birleşmesinden oluşan, dünyada hızla yayılan bir akımdır.” Maker Hareketi’nde “yemek yapmaktan, model uçak yapmaya, elektronik devreler ve motorlar aracılığıyla yapılan bir model araçtan, 3 boyutlu yazıcılarla basılan ve üretilen her ürün, süs eşyası, takı, oyuncak aslında maker hareketi kapsamında, maker ruhuyla yapılmış kabul edilebilir”. Maker Hareketi’nin kapsadığı etkinliklerin ortak özelliğinin aile veya arkadaşlarla birlikte yapılabilecek aktiviteler oldukları dikkatinizi çekmiştir.

Deneyim aile merkezli olmalı Eğilimler her coğrafyada ve dönemde farklılaşabilir. Bunu inkar edemeyiz. Kids Marketing’te değişmeyen eğilimse sadece çocuk odaklı değil, aileyi kapsayan deneyimler oluşturabilmektir. Bu alanda markaların amacı, teknolojinin yardımıyla olsun olmasın, günlük rutinde ailenin bir arada olmadığı zamanı telai etmek, birlikte mutlu olmalarını ve kaliteli zaman geçirmelerini sağlayacak deneyimler yaratmak olmalı.

www.marketingturkiye.com.tr

51

“hİzMeTLerİMİzDe üSTüN TeKNoLoJİ KULLaNIyorUz” Related Digital Group Kurucu Ortağı Selin Billi Mallinson “RMC platformunu kullanan markalar, kesintisiz müşteri deneyimi yaratımında rakipleri karşısında fark yaratabilmesi için gerekli olan tüm araçları tek bir yerde bulabilecekler” diyor. Firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Rakiplerinizden ayrışan noktalar neler? Related Digital Group’un ilk ve öncü şirketi olan euromessage, 1999 senesinde bir e-mail servis sağlayıcısı olarak kuruldu. Kuruluşundan sonraki yıllarda pazarın dinamizmine ayak uydurarak, önce çok kanallı pazarlama teknolojileri ve servisleri veren bir şirkete daha sonra da veriye dayalı pazarlama otomasyonu platformuna (Related Marketing Platform) sahip, büyük bir dijital gruba dönüştü. Bugün dijital alanda teknolojiden tasarıma, stratejiden operasyona kadar her türlü hizmeti veren Related Digital Group olarak, tüm dijital pazarlama servislerimizi konusunda uzman ekiplerimizin danışmanlığı çerçevesinde sunuyoruz. Sizi rakiplerinizden ayıran özelliklerinizden bahseder misiniz? Bizi rakip irmalardan ayıran en önemli özelliğimiz, üstün teknolojimiz. Kurulduğumuz ilk günden bu yana özellikle teknoloji tarafında ya en iyisini yapmaya ya da alanında en iyisi ile çalışmayı tercih ettik. Şirket satın almalarıyla da yapımızı ve hizmetlerimizi güçlendirdik. Related Marketing Cloud (Pazarlama Bulutu) platformunun veri tarafını örneğin, içimizde oluşturmak yerine, bu işi Türkiye’de en iyi yapan Visilabs şirketini satın alarak gerçekleştirdik. Daha sonra sosyal medya tarafındaki hizmetlerimizi genişletmek hedeiyle semanticum teknoloji şirketini satın aldık. Satın aldığımız tüm şirketleri kendi yapılarını bozmadan içimize entegre ediyor ve global hedeimize hizmet edecek şekilde yeniden şekillendiriyoruz. Ürün ve hizmetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz? Hangi sektörlerin dijital pazarlama konusunda daha aktif olması gerekiyor. Öngörüleriniz neler? Related Digital Group, dijital alandaki neredeyse

52

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek seviyede ürün ve hizmetlere sahip. Pazarlama teknolojileri alanında çok kanallı kampanya yönetimi (e-mail, sms, sosyal medya, audiance, web), veri analizi ve yönetimi (tavsiye motoru, segmentasyon modellemeleri, data mining, vb), kişiselleştirme ve hedeleme ürünleri, sosyal medya dinleme, monitör etme, hesap yönetimi ve pazarlama otomasyonu başlıca ürün ve hizmetlerimiz. Pazarlama hizmetleri alanında ise dijital strateji geliştirme, web sitesi yapımı ve web kişiselleştirmesi, banner, e-mail gibi müşteri deneyimi yaratan tasarım çalışmaları, SEO, SEM, içerik üretimi ve pazarlaması, dijital kampanya üretimi ve raporlaması çalışmalarımız mevcut. Bugün bin 500’ü aşkın kurumla çalışıyoruz, portföyümüzün yüzde 40’ı e-ticaret şirketleri, yüzde 30’u büyük marka ve kurumlar ve yüzde 30’u KOBİ’lerden oluşuyor.

150 üzerinde çalışanı, 15 ülkeye yayılmış müşteri portföyü ve global markaları ile related Digital’in artık bir dünya markası olma zamanı geldi.

Selin Billi Mallinson Related Digital Group Kurucu Ortağı

kurulduğumuz ilk günden bu yana özellikle teknoloji tarafında ya en iyisini yapmaya ya da alanında en iyisi ile çalışmayı tercih ettik.

Firmanız yeni bir dönüşümden geçti, kısaca bundan bahseder misiniz? 150 üzerinde çalışanı, 15 ülkeye yayılmış müşteri portföyü ve global markaları ile Related Digital’in artık bir dünya markası olma zamanı geldi. Son birkaç senedir zaten bunun hazırlıklarını yapmaktaydık. Hamburg ve Dubai’de kurduğumuz uydu oisler ile Avrupa ve Orta Doğu’nun önce bir fotoğrafını çektik. Az müşteri alıp, önce bu bölgelerin çalışma kültürlerini anlamaya çalıştık. Gerçekten iş yapış biçimleri arasında çok farklılık olduğunu gördük. Tüm bu farklılıklar göz önüne alınarak, hem globalde hem de Türkiye’de tüm yapılanmamız değişti. En büyük adım olarak Londra oisini kurduk. Bu oisin ileride Genel Müdürlük olma ihtimali de büyük. Hem Avrupa hem de ABD’ye buradan servis verebiliyor olmak çok büyük bir avantaj. Sadece yapılanmamızda değil sunduğumuz servislerde de çok önemli adımlar attık. İçimizde bulundurduğumuz teknolojilerimizi birleştirerek Related Marketing Cloud platformunu yarattık. Yakın zamanda lansmanını gerçekleştirdiğiniz Related Marketing Cloud platformunuz ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Sektöre ne gibi yenilik veya bir fark getirmeyi hedeliyorsunuz? Günümüzde veri yönetimi, kampanya yönetimi, sosyal medya dinleme ya da kampanya ölçümleme olsun, hemen hemen tüm pazarlama aktivitelerini hayata geçirmek için farklı bir teknolojik platform

kullanılmak zorunda. Bu da pazarlama aktivitelerinin birbirinden kopuk bir şekilde yapılmasına neden oluyor ve verimliliği düşürüyor. İşte tam bu noktada günümüzün modern pazarlamacılarının hayatını kolaylaştırabilmek için zaten halihazırda portfoyümüzde var olan birçok teknolojiyi tek bir platformda bir araya getirdik. İlk etapta öncü markalarımız olan euromessage, visilabs platformlarını Related Marketing Cloud (RMC) platformunda birleştirdik. Şuanda da sosyal medya platformumuz semanticum’un birleştirilmesi için çalışmalara başladık.

rMC platformunun en yenilikçi özelliği ise tüm kanalları kullanarak uzun süreçli pazarlama kurgularının oluşturulabilmesi. RMC ile kurumlar nerdeyse tüm pazarlama aktivitelerini tek yerden yapabilir hale geldiler. Bu platformun en yenilikçi özelliği ise tüm kanalları kullanarak uzun süreçli pazarlama kurgularının oluşturulabilmesi. Müşteri deneyiminin en önemli kıstası olan, veriye dayalı pazarlama otomasyonu dediğimiz bu özellik şu anda dijital pazarlamanın en önemli rekabet unsuru haline gelmiş durumda. 2017 senesinde kurumlar arasındaki rekabet en iyi müşteri deneyimini kimin yaratabildiği konusunda olacak. RMC platformunu kullanan markalar, kesintisiz müşteri deneyimi yaratımında rakipleri karşısında fark yaratabilmesi için gerekli olan tüm araçları tek bir yerde bulabilecekler.

www.marketingturkiye.com.tr

53

SÖYLEŞİ

İreM DerİCİ DeFaCTo’NUN “JeaN”İNİ ÇIKarDI!

Sekiz yıl önce “Jean Amerika’nın şalvarıdır” diyerek jean'e savaş açan ve insanları rahat giyinmeye davet eden DeFacto, stratejisinde radikal bir değişikliğe giderek jean koleksiyonunu satışa sundu. “Arkasında Amerika yok, DeFacto var” sloganıyla tanıtılan yeni koleksiyonun reklam yüzü ise şarkıcı İrem Derici. Bu dikkat çekici kampanyanın detaylarını DeFacto Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İhsan Ateş ve DeFacto’nun yeni reklam yüzü İrem Derici Marketing Türkiye’ye anlattı. Söyleşi: Eylem Tezcan

[email protected]

“Arkasında Amerika yok DeFacto var” sloganı nasıl bir stratejinin yansıması? İhsan Ateş: DeFacto bu sene ilk kez kendi jean koleksiyonunu oluşturdu. Artık DeFacto’da Jean de var dememiz gerekiyordu ve bunu en etkili şekilde duyurmak istiyorduk. Bu yüzden ezber bozacak bir şekilde reklam yıldızımız İrem Derici ile “Arkasında Amerika yok, DeFacto var” sloganıyla iddialı bir giriş yaptık. TV, dijital, açıkhava ve mağaza kanallarını kampanyamızın geniş kitlelere ulaşması için kullandık. Dijital medyada İrem Derici gibi önemli bir isimle çalışmanın da yankısı büyük oldu. Gerek Facebook gerekse Instagram’dan

54

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

hedef kitlemizin neredeyse tamamına reklam ilmimizi izlettik ve iş birliğimizi duyurmuş olduk. Sosyal medyada tüm kampanya erişimi 30 milyon seviyesine ulaştı. Gerçekleştiğiniz bu kampanyayla hangi hedef kitleye sesleniyorsunuz? İ. A.: DeFacto Jean koleksiyonunun hedef kitlesi 15-35 yaş arası kadın ve erkeklerden oluşuyor. Sadece sloganla değil reklam ilminin bütünüyle gençleri yakalamak istedik. Ayrıca daha önceleri, çıkış ülkesi olması ve kullanma yaygınlığı açısından tercih ettiğimiz “Jean Amerika’nın şalvarıdır” söylemine gönderme yapacak bir slogan seçerek “Arkasında Amerika yok, DeFacto var” dedik.

SÖYLEŞİ

Böylece, ipinden düğmesine kadar her detayında tamamen yerli malzemeler kullandığımızı da vurgulamak istedik. Daha önce Paris Hilton, Arda Turan gibi birçok ünlü isimle de çalıştınız? Marka yüzlerinizi neye göre belirliyorsunuz? İ. A.: Marka yüzümüzü seçerken DeFacto’nun samimi ve eğlenceli karakterine uygun olmasına çok dikkat ediyoruz. Ayrıca hedef kitlemizin sevdiği, takip ettiği popüler ünlü isimleri tercih ediyoruz. Bir araya geldiğimizde çok uyumlu olduğumuz ve birlikte sinerji yakaladığımız ünlü isimlerle çalışıyoruz. Geliştiğiniz stratejide İrem Derici’yi bu kampanyayla özdeşleştirdiğiniz noktalar neler oldu? İ. A.: Koleksiyonumuzu hazırlarken olduğu gibi reklam ilmiyle de gençleri yakalamayı hedeledik. Bu dönemde alışveriş trendlerini gençlerin tercihleri belirliyor. Biz de onlar gibi düşünüp onlar gibi yaşadık ve onların dikkatini çekmek için stratejimizi oluşturduk. Jean koleksiyonu oluşturmanın sebeplerinden biri de onlardan gelen yoğun talepti. Koleksiyonu tanıtırken onlara ne dediğimizin yanında kiminle söylediğimiz de çok önemliydi. Hulusi Derici, bize hazırladığı reklam ilmi projesini sunduğunda tüm ekibim ve ben çok heyecanlandık. Burada rol olacak kişi marka karakterine uygun biri olmalıydı. İrem’i çok yakından tanıyor ve başarısını takdir ediyorduk. Bu projeyi görür görmez hiç tereddüt etmeden “Bu isim İrem olmalı” dedik. İrem; samimiyeti, güler yüzü, başarısıyla marka karakterimiz ve hedef kitlemizle çok uyuşan bir isimdi. Reklam ilmimizin dikkat çekmesiyle ve reklam yüzü olarak seçtiğimiz sevgili İrem Derici’nin de pozitif etkisiyle, jean koleksiyonumuz çok büyük ilgi gördü. Doğru seçimler yaptığımız için son derece mutluyuz. DeFacto kullanıcılarını önümüzdeki süreçte ne gibi yenilikler bekliyor? İ. A.: DeFacto’nun en önemli özelliği sürprizlerle dolu bir marka olması. Her gün hem kampanya, hem ürün hem de alışveriş deneyimi konularında müşterilerimizi sürprizlerle karşılıyoruz ve bunun sürekli olması için çok çalışıyoruz. Bu nedenle 2017 ile birlikte DeFacto yine sürprizlerle dolu olacak. Müşterilerimizi şaşırtmaya devam edeceğiz.

56

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

babaMLa ÇaLIŞMaK heyeCaN VerİCİyDİ DeFacto’nun kampanyası sizin için bir ilkti. İlk adımı neden DeFacto’yla attınız? İrem Derici: Şimdiye kadar pek çok teklif aldım ama hiçbirini kendime yakın hissetmediğim için kabul etmemiştim. DeFacto’nun eğlenceli reklamlarını çok beğeniyordum. Jean koleksiyonu bana teklif edildiğinde hemen kabul ettim. Hem senaryo çok keyiliydi hem DeFacto’yu marka olarak seviyordum hem de babamla (Hulusi Derici) ilk reklam filmimi çekme imkanı bulacaktım. Bu nedenle reklamda oynamayı kabul ettim.

İrem Derici

DeFacto’nun ilk denim koleksiyonu kampanyasında yer aldınız. bunun sizin için önemi nedir? İ.D.: Her şeyden önce benim ilk reklam filmim olması açısından çok değerli. Müzikseverlerin dışında 7’den 70’e daha geniş bir kitleye ulaştım, bu da beni çok mutlu etti. Keyili bir iş çıkardık, çok eğlendik.

Sizi kampanyada gören hayranlarınızdan aldığınız tepkiler nasıl? Nasıl karşıladılar sizi reklamlarda görünce? İ.D.: Aslında beni ekranlarda görmeye alışkınlar. Ancak bu kez çok farklı bir projeyle hayranlarımın karşısına çıktım. Onlar da çok beğendiler, özellikle sosyal medyada çok olumlu tepkiler aldım. reklam kampanyasının kamera arkasında hulusi Derici bulunuyordu… babanızla böyle bir çalışmanın içerisinde yer almak nasıl bir duyguydu? İ.D.: Aynı projede yer almak ikimiz için de çok heyecan vericiydi. Birlikte çok eğlenerek çalıştık. Heyecanımızı reklam filmine de aktardık.

SeKTÖr LİDerLerİ WorLD ToUrISM ForUM’Da bULUŞUyor

Tourism CEO Club, dünya turizmi hakkında ki gelişmelerin üst düzey yöneticiler arasında paylaşımı açısından önemli bir organizasyon. WTF kapsamında gerçekleştirilen “Tourism 20” zirvesinin kapsamını anlatır mısınız? World Tourism Forum kapsamında bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Tourism 20 dünyanın birçok ülkesinden turizm bakanlarının katılacağı bir zirve. Yuvarlak masa düzeninde gerçekleştirilecek olan Tourism 20 toplantısı, ülkelerin turizm perspektilerinin yansıtıldığı önemli bir toplantı olacak.

Dünyanın her yerinden gelen sektör liderlerinin turizm stratejilerini masaya yatırdığı World Tourism Forum 16-18 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleşecek. Zirve öncesi bir araya geldiğimiz World Tourism Forum Yönetim Kurulu Başkanı Bulut Bağcı, “Sektör trendlerinin belirlendiği bu forum, aynı zamanda uluslararası pazarlama vizyonunun yerel işletmelerle paylaşıldığı bir platform olarak lokal pazarın gelişmesine sağladığı katkılar açısından da büyük önem taşıyor” diyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan World Tourism Forum hangi amaçlarla kuruldu? Global turizm otoriteleri tarafından kabul gören ve dünyanın dört bir yanından gelen sektör liderlerinin turizm stratejilerini masaya yatıracağı bir platform oluşturmaya karar verdik ve 2014 yılında World Tourism Forum’u hayata geçirdik. Felsefemiz turizm liderleri arasında köprü kurmak. Küresel bir dünyada var olmanın yolu ülkeler arası turizm işbirliği hacmini arttırmaktan geçiyor. Biz de bu amaçla forum kapsamında yılda bir kez global ve bunun yanında çeşitli bölgesel toplantılar gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar İstanbul’da iki, Antalya’da bir olmak üzere toplam üç başarılı toplantıya imza attık. 2014’te 40 milyon yabancı misair sınırını aştık. Geçtiğimiz yıl zor bir yıldı ama turizme yapılan yatırımlar ve geliştirilen işbirliği projeleriyle bu zorlukları aşma yönünden önemli adımlar atıldı. Sadece kıyı turizmiyle değil, sağlık, kongre, kültür ve doğa, gastronomi gibi alanlarda potansiyel pazarlara nüfuz eden ülkemiz orta ve uzun vadede turizm alanında büyük adımlar atmaya hazırlanıyor. İnanıyorum ki World Tourism Forum kartopu etkisiyle yükselerek yoluna devam edecek.

vizyonunun yerel işletmelerle paylaşıldığı, lokal pazarın gelişmesine sağladığı katkılar açısından da büyük önem taşıyor. Dünyanın önde gelen sektör temsilcilerinin Türkiye’de bir platformda bir araya gelmesi, Türkiye'nin böyle bir organizasyona ev sahipliği yapması, dünya turizminde Türkiye'nin söz sahibi olması ve sektörün belirleyicilerin biri haline gelmesi sağlanıyor. World Tourism Forum 2017’de neler konuşulacak? Global Meeting 2017 çatı konseptimiz “Bariyer olarak sınırlar: Sorunsuz ve güvenli seyahat”. Bunun yanı sıra sektörün son trendleri, online kanalların turizmin geleceğindeki etkisi, konunun önde gelen uzmanları tarafından masaya yatırılacak. Aynı şekilde politikanın ve bölgesel siyasetin turizm sektöründeki etkisi gibi ülkelerin turizm politikalarının ele alınacağı oturumlarla birlikte “turizm sektöründeki reklam çözümleri, havacılıktaki yeni trendler, lüks tüketim, kongre turizmi, sağlık turizmi, alışveriş turizmi” gibi birçok başlık ele alınacak. WTF bu yıl da İstanbul’da önemli isimleri ağırlayacak. Katılımcı ve konuşmacılar kimler olacak?Bu sene hangi ülkelerden kaç yabancı katılımcı bekliyorsunuz? World Tourism Forum’da her yıl birbirinden etkili isimleri ağırlıyoruz. Turizmdeki gündem konularına göre sektör lideri irmaların üst düzey yöneticileri, politikacılar ve sektörün kanaat liderleri konuşmacılarımız arasında olacak. Özellikle Şubat ayında düzenlenecek olan Global Meeting’te Silikon Vadisi’nin en güçlü kadını, Zuckerberg Media’nın kurucusu Randi Zuckerberg katılımcılarla buluşacak.

World Tourism Forum’un katılımcı proilinden biraz bahseder misiniz? 2017 Şubat ayında üçüncüsü düzenlenecek World Tourism Forum Global Meeting’te dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda lider bir araya gelecek. Küresel ölçekte düzenlenen bu önemli dev zirvede dünya turizmine yön veren şirketlerin yöneticileri, sektör yatırımcıları, kamu kuruluşları, teknoloji uzmanları, siyasi otoriteler, sivil toplum kuruluşları, ülkemizin turizm otoritelerinin aralarında olduğu turizm sektöründe duayen uluslararası 150'ye yakın konuşmacı bizlerle birlikte olacak. Bu toplantıların küresel turizmin geleceğine nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz? World Tourism Forum, dünyanın turizm vizyonunun belirlendiği bir platform haline geliyor. Sektör trendlerinin belirlendiği forum, aynı zamanda uluslararası pazarlama

58

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

“şubat ayında düzenlenecek olan global Meeting’te silikon Vadisi’nin en güçlü kadını, zuckerberg Media’nın kurucusu randi zuckerberg katılımcılarla buluşacak.” Gala yemeği sırasında uluslararası bir ödül töreni olan “World Tourism Awards” da gerçekleşecek. Bu yıl kaç kategoride ödüller dağıtılacak? World Tourism Awards, turizm sektöründeki başarıları onurlandıran ve uluslararası jüri tarafından turizm sektöründe ki en iyi şirketlerin seçildiği uluslararası bir ödül töreni. Turizm sektörünün Oscarları olarak kabul gören World Tourism Forum Ödülleri 2017 yılında 33 kategoride verilecek. World Tourism Awards her yıl Global Meeting ile beraber İstanbul'da düzenleniyor. Böyle büyük bir organizasyon elbette ki destekçiler olmadan olmaz. Organizasyonun gerçekleşmesinde katkı sağlayan destekçileriniz kimler? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlığın ve Kültür Turizm Bakanlığı’nın destekleri bizler için çok önemli bir yere sahip. Turizm sektörüne en büyük katkıyı sağlayan kuruluşlardan olan DenizBank ve TAV bu toplantının en büyük destekçilerinden. Tabi ki turizme katkı sağlayan çok önemli diğer yatırımcılarla beraber bu zirve büyüyerek devam edecek.

Tourism CEO Club nedir? Global Meeting 2017’ye katılan ve turizm sektöründeki üst düzey şirketlerin CEO'ları, Tourism CEO Club kapsamında birbirleriyle tanışıp ikir alışverişi yapma fırsatı buluyor. İş dünyasında yeni işbirliklerinin sağlanması açısından son derece önemli bir etkinlik olan Bulut Bağcı World Tourism Forum Yönetim Kurulu Başkanı

global Meeting 2017 çatı konseptimiz “Bariyer olarak sınırlar: sorunsuz ve güvenli seyahat”. www.marketingturkiye.com.tr

59

ETKİNLİK

GeLeceğİ DeğİŞTİReN KAfALAR

İz BIRAKAN MARKALAR

ANKARA’DA BuLuŞuYoR... Ankara Ticaret Odası ev sahipliğinde bu yıl ikincisi gerçekleşecek Ankara Marka Festivali, 14-15-16 Aralık 2016 tarihlerinde Ankara Congresium’da kapılarını açacak. “AMF Kapılarını Geleceğe Açıyor” temasıyla gerçekleştirilecek festivale, Türkiye’de ve dünyada kendi alanında marka olmuş ünlü isimler konuşmacı olarak katılacak. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 9 bin katılımcının takip ettiği etkinliği bu yıl 15 bin kişinin izlemesi bekleniyor. Haber: Merve Şahin [email protected]

a

nkara Ticaret Odası ev sahipliğinde geçtiğimiz yıl pek çok markayı ve konuşmacıyı Başkentlilerle buluşturan Ankara Marka Festivali (AMF) bu yıl ikinci kez 14-15-16 Aralık tarihlerinde Ankara Congresium’da gerçekleştirilecek. Festivale, aralarında Hande Fırat, Cemil Tokel, Ahmet Pura, Mehmet Dinçerler, Sami Kariyo, Abbas Güçlü, Neslişah Alkoçlar Düzyatan, Fatma Turgut, Ferman Akgül, Murat Kolbaşı, Sinan Öncel, Nazım Salur, Hakan Baş, Evrim Aras, Gamze Cizrel’in de bulunduğu, kendi alanında bireysel marka haline gelmiş ünlü isimler, ekonomide lider irmaların üst dü-

60

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

zey yöneticileri, uluslararası temsilciler, akademisyenler, marka, reklam ve iletişim dünyasından uzman konuşmacılar katılacak. AMF’de bu senenin ana oturumlarında marka inşası, marka kimliği, marka yaratma, tutundurma ve marka stratejileri, marka-patent koruma, Ar-Ge, teknoloji, marka aşkı ve sadakati, marka şahsiyeti, marka ve tüketici hakları, marka ve bilim kurgu ilişkisi, marka yaratmada bilimin rolü konuları ele alınacak. İlham veren isimler de iyi ikir, inovasyon, yaratıcılık, ilham, bilim, sanatçı ruh, sportmen tavır, hikaye yaratma, eğitim, kişisel gelişim, ekip ruhu, yarışmacı ruh, inanmışlık, deneyim, bencmarking, başarı öyküleri ve gençlik üzeri-

ne konuşacak. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 9 bin katılımcının takip ettiği etkinliği bu yıl 15 bin kişinin izlemesi bekleniyor. 13 Aralık’ta özel davetliler ve basının katılımıyla açılışı yapılacak olan festival bu yıl “AMF Kapılarını Geleceğe Açıyor” temasıyla gerçekleştirilecek.

Türkiye’nin en kapsamlı marka festivali Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da etkinliğin organizasyonunu üstlenen TemaCC CEO’su Taylan Özcan, Ankara Ticaret Odası’nın ev sahipliğini yaptığı Ankara Marka Festivali’nin içeriğini planlarken

ETKİNLİK

raKaMLarLa aNKara MarKa FeSTİVaLİ 2015:

63 AnkArA TicAreT OdAsı (ATO) ev sAhipliğinde gerçekleşen FesTivAl’de, 63 kOnuşmAcı eşliğinde 47 OTurum düzenlendi; mArkA Fikirler kOnuşuldu.

23 8.733 FesTivAl kApsAmındA 23 AdeT “kOnFerAns keynOTe seminer” düzenlendi.

üç günde TOplAm 8 bin 733 kATılımcı ziyAreT eTTi: yüzde 28,9’unun gelir seviyesi Aylık 5000-8000 Tl, yüzde 53,4’ünün 3000-5000 Tl, yüzde 17,7’sinin 3000 Tl ve AlTı.

%71.8 kATılımcılArın yüzde 71,8’i beyAz yAkAlı, yüzde 23,1’si öğrenci, yüzde 5,1’i emekli

tek düşüncelerinin, içeriği dolu ve katılım olarak geniş bir yelpazeyle farklı bir konferans modelini Türkiye’de uygulamak olduğunu belirtiyor. “Geçtiğimiz sene ilkini gerçekleştirdiğimiz AMF bu anlamda bekleneni karşıladı” diyen Özcan, “67 konuşmacı ve 43 oturumla gerçekleştirdiğimiz festivalde 8 bin 700’un üzerinde katılımcı Ankara’nın markalaşma üzerine bilincini ortaya koydu. Bu yıl 14-15-16 Aralık’ta Congresium’da gerçekleşecek AMF ile Ankaralılar, bu sene Türkiye’nin en kapsamlı ve en çok konuşmacının yer aldığı marka festivalini izleyecek” diyor. Bu yılki festivalin yeniliklerinden bahseden Özcan, “15 Temmuz’da büyük Türkiye’nin yüce halkının gösterdiği iradeyi işleyeceğiz, teknolojinin 5’inci boyutunu anlatacağız, dijital medyada 10 sene sonrasını gösterecek, markalaşmanın geleceğini anlatacağız. Rol modellerin deneyim paylaşımları dışında gençlerimize önemli destek programları geliştirdik ve bu bağlamda 360 derece marka, 360 derece pazarlama, dijital pazarlama üzerine eğitim sınıları

62

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

oluşturduk. Özellikle bu eğitim sınılarının oluşmasında basta Marketing Türkiye ekibi ve DPİD, İDA ve IAP’in büyük emekleri söz konusu. Bunun dışında müzik ve etkinlik yönetimi üzerine ve gastronomi üzerine sınılar açtık. Türkiye’nin eğlence ve etkinlik sektörünün lider irmaları ve yöneticilerinin katıldığı müzik ve spor yönetiminin konuşulacağı verimli bir sınıf olacak. Gastronomi tarafında Mutfak Magazin dergisi ve ekibinin katkıları çok büyük. Büyük bir ekiple gerçekten leziz bir marka konferansına tanıklık edeceksiniz” diyerek festivalin bu yılki içeriğini özetliyor.

14-15-16 aralık’ta Congresium’da gerçekleşecek aMF ile ankaralılar, türkiye’nin en kapsamlı marka festivalini izleyecek.

Sektör STK’larının desteği çok önemli Festivalin bu yılki içerik oluşturma sürecini TemaCC ile birlikte üstlenen Marketing Türkiye’nin Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen ise festivali “Ankara Ticaret Odası’nın yaptığı en iyi işlerden biri” olarak değerlendirerek, “Geçen yıl festivalin ilki yapıldı. Bilgiyi toplayıp Anadolu’nun göbeğinde bilmesi gerekenlere aktarıyoruz. 100’den fazla konuşmacının katılacağı festivalde ünlü yüzler, sanatçılar, şarkıcılar, girişimciler, danışmanlar yer alacak. Üç tane sektör STK’sı; IAB, İDA, DPİD katılım sertiika programları düzenledi. AMF, henüz ikinci yılı olmasına rağmen Türkiye’nin en büyük marka festivali konumuna yükseldi. Bu konuda sektör STK’larının festivale sahip çıkması çok önemli. Mutlaka her yıl düzenlemeli ki amacına ulaşsın. Üstelik festival bu yıl içerik anlamında da çok dolu. Üç gün boyunca anlatımlar olacak. 15 bin kişi katılacak ve bu büyüklükle Ankara’nın İstanbul’la yarışacağı öngörülüyor” diyor.

Koca Ayı’nın da Türkiye’de en yaygın perakende partneriyiz. 1 Kasım Hello Kitty’nin doğum günü, her yıl olduğu gibi bu yıl da tüm dünyada coşkuyla kutlandı. Ülkemizde de Hello Kitty’nin doğum gününü Akmerkez mağazamızda verdiğimiz bir davetle kutladık ve Kasım ayı boyunca Hello Kitty sevenlere sürprizlerimiz devam etti. Farklı markalarla gerçekleştirdiğimiz iş birliklerimiz ve kampanyalarımızla ailelerimize destek oluyoruz. Aile bütçelerine katkıda bulunmak için bankalarla iş birliklerine gidebiliyoruz, şu an Garanti Bankası ile stratejik iş birliğimiz devam ediyor, Garanti Bankası kredi kartlarıyla alışveriş yapan müşterilerimize, sekiz taksite kadar avantajlar sunuyor, Toyzz Shop Bonus hediye ediyoruz.

ÇoCUK Ve aİLe DeNİNCe aKLa GeLeN İLK MarKayIz

Markalarla yaptığınız iş birliklerinde nasıl bir strateji belirliyorsunuz? Toyzz Shop sürekli değişen ve büyüyen oyuncak sektörüne yön veren pazarın en büyük oyuncusu olarak marka konusundaki bilgi birikimini, geniş mağaza ağı ve sürekli gelişen, değişen, dönüşen pazarlama ve satış anlayışıyla bugün Avrupa’nın en önemli aile ve çocuk mecralarından biri olmanın gururunu yaşıyor. Çünkü Toyzz Shop, çocuk ve aile denince ilk akla gelen, Türkiye’nin en önemli oyuncak markası ve 44 ilde 180 mağazasıyla aylık altı milyon kişiden fazla bir müşteri traiğine sahip. Bu Toyzz Shop’un diğer markaların hedef kitlelerine ulaşabilecekleri bir mecra olmasını sağlıyor.

“Toyzz Shop olarak pazarda lider konumumuz var, dünya markalarıyla iş birliği yapıyoruz. Çocuk ve aile denince akla gelen ilk markayız. Bu nedenle de hedef kitlesi çocuk ve aile olan ürünler ve Türk markaları da bizimle iş birliğini tercih ediyorlar” diyen Toyzz Shop Pazarlama Grup Müdürü Didem Özgüven, Toyzz Shop’un dünya markalarıyla yaptığı iş ortaklıklarının sırlarını anlatıyor. Çocuk ve aile sektörünün önemli markalarından Toyzz Shop’u rakiplerinden ayıran farklar neler? Aslında rakip demek doğru değil kimseyi kendimize rakip olarak görmüyor, çocuklar için en iyisini nasıl yapabiliriz diye çocuklarımız için çalışıyoruz. Toyzz Shop’un gelişmesinde ve bugünlere gelmesinde, kuruluşumuzdan itibaren Sunman Oyuncak olarak deneyimlerimizin ve çocukları iyi tanıyor olmamızın bizi farklılaştırarak başarımıza katkı sağladığını düşünüyoruz. Ailelerin satın alma gücüne uygun oyuncaklar geliştirebilmemiz ve bulundurabilmemiz de başarımızda etken rol oynuyor. Ayrıca “Her çocuğun oyun oynamaya hakkı vardır” diyerek mağazalarımızda ürün çeşitliliğine çok özen gösteriyoruz. Oyuncak sektöründeki tecrübemiz bizim ekonomik yavaşlama dönemlerinde bile ailelerin çocuklarına uygun oyuncaklar bulabilmelerine imkan tanıyor, böylece yatırımlarımızı daha da hızlandırıyoruz. Toyzz Shop pek çok büyük irmanın iş birliği yaptığı bir marka, iş birliği yaptığınız markaları öğrenebilir miyiz? Toyzz Shop olarak temel amacımız, sürekli değişen ve büyüyen oyuncak sektörünü yakından takip ederek, çocukların duygusal ve iziksel gelişimini olumlu yönde etkileyecek, kaliteli ve sağlıklı oyuncakların müşterilerimize uygun iyata ulaşmasını sağlamaktır. Bununla birlikte dünyaca ünlü güncel trendleri yakından takip ediyoruz ve iyi biliyoruz, bu konuda önemli bir arşive de sahibiz. Bu

64

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Didem Özgüven Toyzz Shop Pazarlama Grup Müdürü

bilgi birikimimizi; geniş mağaza ağımızla ve sürekli gelişen, değişen, dönüşen, pazarlama ve satış anlayışımızla birleştirdiğimizde Avrupa’nın en önemli aile ve çocuk mecralarından biri haline geliyoruz. Sektörümüz gereği birçok farklı marka ve irmayla iş birliği yapıyoruz. Lego, Mattel, Hasbro gibi dünya devi oyuncak markalarıyla yoğun olarak çalışıyor ve birlikte pek çok proje geliştiriyoruz. Ayrıca Walt Disney, DreamWorks ve Warner Bros. gibi dünyaca ünlü sinema ve çizgi ilm şirketleriyle gündemi takip ediyor, farklı kampanyalar geliştiriyoruz. Bu irmaların 2016 yılında Türkiye’deki lansmanlarının birçoğunda resmi perakende partneriydik. Hatta Warner Bros. Tüketici Ürünleri, senenin en önemli ilmlerinden Batman v Superman’de birlikte gerçekleştirdiğimiz çalışma sonucundan çok memnun kaldıklarını, Türkiye’nin bu çalışmalarla perakendede tüm Avrupa’da en iyi görünürlük sağlayan ülke olduğunu ilettiler. Rusya, İtalya, İspanya gibi pazarların en çok sevilen çizgi ilmi Maşa ile

Marka bilinirliğini artırmak adına kullandığınız farklı iletişim metotlarının iş birliklerinize olan etkileri nelerdir? Önemli çocuk kanallarında ürünlerimizle ilgili reklam ilmlerimiz yayınlanıyor ve birçok farklı marka ve irmayla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Örneğin Disney Channel’da halen yayınlanmakta olan çocukların severek izlediği Aslan Koruyucular çizgi ilmi Kasım ayı başından beri artık Toyzz Shop sponsorluğunda çocuklarla buluşuyor. Ayrıca Türkiye çapındaki satış noktalarımızda özel vitrin çalışmalarımız ve mağaza içi uygulamalarımız bulunuyor. Saydığım bu ve bunun gibi faaliyetlerimizle marka bilinirliğimizi artırarak

daha farklı iş birlikleri doğabiliyor, bu da bizi çok mutlu ediyor. Yakın zamanda hayata geçirdiğimiz Toyzz Shop hediye çekimiz için çok keyili geri dönüşler aldık. Toyzz Shop hediye çeki sayesinde seçtiğim hediye beğenilecek mi? Sevilecek mi? Doğru hediye mi? endişeleri otomatik olarak ortadan kalmış oluyor, artı ciddi bir vakit kazancı sağladığı da söyleniyor. Toyzz Shop hediye çekiyle artık sevdikleriniz dilediği armağanı kendi seçebilecek. Aile ve çocuğa iletişim yapan hangi irmalar sizi tercih ediyor? Bahsettiğimiz tüm bu çalışmalar sayesinde markamızın müşterilerimizde yarattığı heyecanı daha da canlı tutuyoruz. Bu durum da birçok sektöründe lider irmanın tanıtım faaliyetlerinde bizi tercih etmesini sağlıyor. Bugüne kadar pek çok farklı markayla birlikte keyili olduğu kadar verimli de olan çalışmalara imza attık. Hürriyet Çocuk Kulübü, LEGO, Duracell, Dimes, Prima bu irmalardan bazıları. Bu markalarla yaptığınız özel proje/kampanyalardan bahseder misiniz? Toyzz Shop bu güne kadar pek çok markayla yürüttüğü başarılı iş birlikleriyle güçlü bir çocuk mecrası olarak öne çıkıyor. Bu verimli iş birliklerinden örnekler vermek gerekirse; Duracell ve Toyzz Shop iş birliğiyle gerçekleştirilen “Duracell şimdi Toyzz Shop’ta” kampanyasını, LEGO ile hayata geçirilen Toyzz Shop mağazalarında personelin giydiği tişörtler için sponsorluk anlaşmasını ve Toyzz Shop mağazalarındaki TV yayınına Hürriyet Çocuk Kulübü’nün verdiği reklamlar sayılabilir. Dimes’le gerçekleştirdiğimiz anlaşmayla Dimes’in geçtiğimiz Eylül ayında lansmanını gerçekleştirdiği Batman-Superman lisanslı yeni çocuk meyve sularının tanıtımını Ekim ayından beri mağazalarımızda sürdürüyoruz. Ayrıca Dimes ailelerimize çocuklara özel meyve sularının faydalarını anlatmak için izleyicisi ve dinleyicisi çok olan mağaza içi kanallarımız Toyzz Shop TV’mizi ve Toyzz Shop Radyo’muzu kullandı. Lider bebek bezi markası Prima da yine ailelere yönelik reklamlarını mağaza içi TV kanalımızda yayınlıyor. Markaların çocuklarımıza ve ailelerimize ilgisi çok yoğun, çalıştığımız markaların Toyzz Shop’ta keyili vakit geçiren ailelerimize bizim aracılığımızla ulaşıyor oluşu, bizim ailelerimize direkt hitap edebiliyor oluşumuzun konforunu kullanıyor olmaları bizi çok mutlu ediyor.

www.marketingturkiye.com.tr

65

SATIRBAŞI

UM ŞİMDİ ÇoK Daha İDDİaLI! “İş sonuçlarını GRP ve CPP ile değil, satış ve pazar payı gibi reel kavramlarla ölçümlüyoruz” diyen UM Türkiye Genel Müdürü Canan Sanalan yaptıkları yatırımları işaret ederek yeni dönemde sektöre yön vereceklerini iddia ediyor. Tüketicinin anlık ihtiyaçlarına odaklandıklarını söyleyen Sanalan, “Medya planlama sektörü mutasyona hazır olmalı” diyor. İşte Canan Sanalan ile yaptığımız çarpıcı söyleşiden satırbaşları… Söyleşi: Ferruh Altun

PEK çoK YEni YATıRıM YAPTıK

❍ M olarak yeni hedeimiz, tüm dünyadaki yaklaşımımızla paralel olarak dinamik, odağında data ve içgörü olan, medya planlamanın ötesinde ROI bazlı bir iletişim ortağı olmak. Bu konuda yeni yatırımlar yaptık.

U

[email protected]

Canan Sanalan UM Türkiye Genel Müdürü

MBI (Media Brands Insight) yeni kurduğumuz araştırma şirketimiz. UM Studio prodüksiyon yaptığımız yeni tam teşekküllü stüdyomuz. Reprise performans marketing konusunda uluslararası know-how ile Türkiye’ye getirdiğimiz yeni şirketimiz. Amacımız müşterilerimize efektif yatırımlar yaptırmak, üretimden satışa onlara gerçek bir ortak olduğumuzu göstermek.



UM’deki dijitalleşme süreci benden önce zaten başlamıştı ve şuanda da sektörün oldukça ilerisinde. Sosyal Medya Ajansımız Promoqube’den aldığımız Sense datası, bunları müşteri datası ve MBI araştırmalarıyla detaylandırmak ve müşterilerimizin kullanımına sunup, başarılı iş sonuçları elde etmek en büyük motivasyonumuz.

DijiTAl GElEcEğE HAzıRız



Türkiye’de Digital kendini güvenli adımlarla, TV’den sonraki ikinci mecra pozisyonuna konumladı. Yıllar içinde aradaki farkı kapatarak ilk sıraya geçecektir. Şu anda UM içindeki yapılanmamız dijitalin sektörde elde ettiği paya paralel olarak hareket ediyor. Ciromuz ve çalışan yatırımımız bu doğrultuda kurgulanıyor.



UM içinde dijital planlama konusunda uzman ekibimiz birebir müşterilerimize hizmet veriyor. Programatik konusunda ilk ve en güçlü sistemi kurduk. Reprise Türkiye’nin kuruluşu ile performans marketing çalışmalarımız hız kazandı. İki sene önce satın aldığımız Promoqube ile sosyal medya yönetimi, monitoring, Sense datasıyla detaylı analizler yapıyoruz.

PAzARlAMA DünYASının oDAğınDA ARTıK MEDYA PlAnlAMA AjAnSlARı vAR



Medya planlama şirketi artık program seçip, reklam ilmini kanala gönderen konumundan çıkıp, pazarlama dünyasının odağına yerleşti. Bunun sebebi de dijital sayesinde topladığı tüketici datasını doğru ve uygun şekilde yorumlanması ve buradan üretim sürecinden satışa kadar markalara geri besleme yapılabilmesidir.

uM MEDYA PlAnlAMA SEKTÖRü için BiR oKul



UM Türkiye’nin ilk medya ajansı ve Türkiye’de bugün medya sektöründe önemli pozisyonlardaki yöneticilerini, yaklaşık 13 bağımsız medya ajansının sahip ve başkanını, sektördeki profesyonellerin yüzde 70’ini yetiştirmiş büyük bir okul. Bu süre zarfında hep bir ruhu, kişiliği ve teknoloji konusunda iddiası vardı ki bu özelliklerini geliştirerek sürdürüyor.

66

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016



UM’da ekipler bir medya planlama uzmanından çok, reklamverenin dilini konuşan ve anlayan birer marketing uzmanı. İş sonuçlarını GRP ve CPP ile değil, satış, ziyaret, pazar payı gibi reel kavramlarla ölçümleniyor. Bu durum ölçümünü yüzde 100 yaptığımız dijital alanda da daha fazla işler yapabilme olanağı sunuyor.

M

edya ajansları artık kreatif ajans, PR ajansı ve event ajanslarının hangi doğrultuda çalışmaları gerektiğiyle ilgili doneleri sağlayan, tüketicinin nabzını tutan yapılar haline geldi. Başarı da bu yapıyı oluşturmaktan geçiyor.



Türkiye’de ve Dünya’da medya planlama stratejilerini şekillendiren tek dinamik tüketiciyi iyi anlamaktır. Bu doğrultuda giderek artan maliyet yapıları içinde tüketicinin genel teamüllerine değil, anlık ihtiyaç ve davranışlarına odaklanmak çok önemli. UM networkü olarak son iki yıldır bu konuda ciddi yatırımlar yapıyoruz.



Mesaj bombardımanı ve mobil cihazların hayatımıza kattığı hızla yarışabilmek ve tüketicinin anlık tüketim davranışlarını yakalamak amacıyla 2 bin 500 kişi gibi ciddi bir örnekleme sahip Moment araştırmasını yaparak elde ettiğimiz datayı reklamverenlerimizin pazar dinamikleriyle çaprazlayıp, anlık tüketim alışkanlığı medya ilişkisini kurup, planlama ve satın almalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz.

www.marketingturkiye.com.tr

67

SATIRBAŞI

Tv ARTıK APTAl KuTuSu DEğil!

T

V’nin hâlâ en çok konsantre zaman geçirilen ve tüketim alışkanlığı yüksek, duygusal yönlendirmelere yardımcı bir mecra olarak değerlendirmek ve güçlü etkiye sahip olduğunu kabul etmek gerek.



Televizyon artık eskilerin tabiriyle aptal kutusu olmaktan çıkıp, hedef kitlelerin beğenileri doğrultusunda daha kısa süreli ilgi alanlarına yönelik içerik bulabilecekleri dijital kanallar ve smart TV’lere dönüştü.

F

ayda-maliyet değerlendirmesi yaptığımızda, TV gelirleri toplam internet gelirlerinin gerisine düştü. Bunun da sebebi yüksek maliyetli prodüksiyonlar ve sınırlı tüketim saati.



Türk yapımı dizilerin izlenme oranları giderek artıyor. Bir nesil pembe dizi kültürüyle büyüdü ve bu kültürle yaşayacak. Bu nedenle dizilerin izlenmeleri son zamanlarda sanılanın aksine arttı. Özellikle ekonomik ve politik kriz dönemlerinde izleyici evde, güvenli ortamda kalıp TV tüketmeyi ve dizi izlemeyi daha çok tercih ediyor.

MEDYA PlAnlAMA SEKTÖRü MuTASYonA HAzıR olMAlı

A

kışkan data medya planlama süreçlerini oldukça etkileyecek ve değiştirecek. UMWW olarak planlamanın programatik yatırımlarına gerekli önem ve kaynağı ayırıyoruz. Tüm medyanın tek bir elden, arz talep dengesi içinde satın alınıp, planlanacağı, geri dönüşün anlık olarak ölçüleceği günler uzak değil.



Ciddi bir mutasyon geçireceğiz önümüzdeki beş yıl içinde. Ama bunun için doğru altyapıyı sağlamak ve gereksiz manevralarla zaman kaybetmemek gerekiyor.

K

aynak kullanımı ve geri dönüşü konusunda teknolojik yatırımların ve uluslararası know-how’ın vazgeçilmez olduğunu bilmek ve bu doğrultuda planlama yapmak zorundayız. Rekabetin ve kârlılığın giderek azaldığı dünyada daha kreatif, daha donanımlı ve daha etkili işler yapmak zorundayız.

68

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

CaNaN SaNaLaN haKKINDa… Reklamcılık kariyerine üniversite ikinci sınıta Sabah gazetesi reklam satış ekibinde başlayan Canan Sanalan sonrasında WBR’da müşteri direktörlüğü ve UM’da stratejik planlama, new business sorumlusu olarak çalıştı. Ardından ZenithOptimedia’ya geçen Sanalan, burada çalıştığı sekizinci yılında Zed Digital’in lokal versiyonu olan Ping’i kurup iki yıl içinde Türkiye’nin en büyük tam hizmet dijital ajansı haline getirdi. Sanalan’ın bir sonraki adımı ise kendi şirketi Bona Digital’i kurmak oldu. Medya Planlama-Satın Alma hizmetini de bünyesine katan kısa bir süre önce UM tarafından satın alınınca Canan Sanalan’da UM’nin iki genel müdüründen biri oldu.

MÜŞTERİ SADAKATİ

türlü çaba karşılık buluyor. Üstelik bunun için belirli bir gruba dahil olmanıza gerek de yok; insan olmanız yeterli.

Geçen gün karşıma yeni bir sadakat programı çıktı. Uzun yıllar bu sektöre hizmet veren, tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeye çalışan ve müşteri sadakati üzerine hizmet veren bir ajansın ortağı olarak beni bile şaşırttı: “Do it forever”, “Do it for Denmark…” Özgür Şahin

Sadakat programlarının geleceği parlak

SaDaKaT ProGraMLarI

360DRC Marketing Yönetici Ortağı [email protected]

DUR DURAK BİLMİYOR ılın son ayına girdik ve bu yıl ülkemiz için oldukça zor bir yıl oldu. Bir sürü badire atlattık; henüz bitmiş de gözükmüyor. Emareler daha uzunca bir süre bizi zor günlerin beklediğini gösteriyor; umarım yanılırım. Ama umutlar tükenmez. Aralık ayı insanlar gibi şirketler için de genelde umut ayıdır. Bütün bir yılın hesabı yapılır. İşler yolunda gittiyse sonraki yıla daha büyük hedeler konulur, yok işler yolunda gitmediyse de yeni yılın yeni şans getireceği, her şeyin giden yılla geride kalacağına dair bir umut yeşerir. Bizim sektör için de bir koca yıl bitti. Kapsamlı bir değerlendirmeyi ve 2017 beklen-

y

tilerimizi Marketing Türkiye Almanak sayısında paylaşacağım. Yılın son ayı biraz eğlenceli bir yazı yazmak istedim. Malum bizim sadakat dünyasına dair bitmeyen bir tartışma süre gelir. “Bu programlar gerçekten sadakat yaratıyor mu? Satışa katkı sağlıyor mu?” gibi… Bu köşede defalarca bu konuda yazdım ve uzun uzun anlatmaya çalıştım. Sadakatin oluşmadığını düşünenler için bir gerçeği hatırlatmak gerekirse, sektör akıl almaz bir hızla büyüyor, her yıl sektöre harcanan paralar milyarlarca dolara varıyor; tabii ki bir karşılık buluyor. Geçen gün karşıma yeni bir sadakat programı çıktı. Uzun yıllar bu sektöre hizmet veren, tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeye çalışan ve müşteri sadakati üzerine hizmet veren bir ajansın ortağı olarak beni bile şaşırttı.

“Do it forever”, “Do it for Denmark” Malumunuz Avrupa ülkeleri yaşlanan nüfuslarından ve azalan nüfus artışından mustarip. Özünde haksız bir endişe de değil; yaşlanan nüfus, azalan doğum oranları bu ülkelerin geleceğini tehdit ediyor. Bu amaçla farklı çalışmalar yapılıyor. Bunlardan biri de “Do it forever, Do it for Denmark” kurgusu. Özetle Danimarkalıları daha çok çocuk yapmaya davet ediyor ve karşılığında da eg-

70

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

zotik seyahatlerin duyguları harekete geçireceğinden yola çıkarak programa katılanlara egzotik seyahat ödülleri sunuyor. Hatta gerçek midir viral midir bilemiyorum, bir de “Do it forever” sadakat kartları var. Bu kapsamda epey sansayonel, bizim toplumumuz için müstehcen sayılabilecek viral videolar da çekmişler. “Do it forever, Do it for Denmark” mottosu ile YouTube’dan bulabilirsiniz. Esasen bir süredir ülkemizde de seslendirilen “Üç çocuk yapın” çağrısının Danimarka versiyonu diyebiliriz. Tabi ülkenin gelişmişlik düzeyi, azalan nüfus ve kişi başına düşen gayri sai milli hasıla gibi rakamlar ortaya konunca Danimarka için yeni nüfus bir zorluk getirmiyor. Esasen beni heyecanlandıransa bu konuda bile insanları teşvik edebilmek için bir sadakat programı tasarlanmış ve bir ödül mekaniği oluşturulmuş olması.

“Haydi çocuklar camiye” Ülkemizde de farklı kurgularla karşılaşmadık değil. En enteresanlarından birisi

“Bir bardak için bu insanlar bile kararını değiştirebiliyorsa sadakat programlarının geleceği çok parlak.”

de “Haydi Çocuklar Camiye” programıydı. Bir belediyemizin hazırladığı uygulama ses getirince yurt çapında birçok cami ve dini kurum tarafından uygulamaya sokuldu. Adından da anlaşılacağı üzere çocuklara dini eğitimi teşvik etmek amacıyla her cami ziyaretlerinde puan kazanacakları ve bu puanlarla bilgisayardan bisiklete çocukları teşvik edecek farklı ödülleri almalarını sağlayacak bir teşvik programıydı. Yine içeriğinin, uygulamanın etik veya inançlara saygı çerçevesinde olup olmadığı gibi konular bu yazının konusu değil elbette ama başta söylediğim gibi sadakat programları kapsamında işin nereye geldiğini anlatmak üzere bence oldukça çarpıcı örnekler. Söz konusu insansa doğası gereği duygularını harekete geçirecek, motive edecek her

Küçük bir anekdotu da paylaşmak isterim. Birkaç yıl önce dalış amaçlı gittiğimiz bir Sharm el Sheikh seyahatimizde akşam yemeğimizi “Hard Rock Cafe” de yemeye karar verdik. Epey kalabalık olan grubumuzda Türkiye’nin hatırı sayılır irmalarının genel müdürleri, yöneticileri, ortakları olan dostlarımız vardı. Herkes menüden siparişlerine karar verdi ve sırasıyla ne istediğini söyleyecekken siparişi alan garson “bir kampanyamız var” diyerek cebinden Cafenin logosunu taşıyan bir promosyon kola bardağını çıkarttı. “Eğer menüdeki şu yemeği sipariş ederseniz bu bardağı hediye ediyoruz” dedi. Bilin bakalım ne oldu? İstisnasız hemen herkes siparişlerini iptal edip hediyeli menüye geçti. Sadece ödül olarak verilecek bir bardak bile gelir seviyesi yüksek bu grup için çalışmıştı. Tabi söz konusu hediyenin maddi değerinden çok o günün anısına karşılık gelecek bir manevi değeri de vardı ama istenirse aynı bardak kafenin hediyelik eşyalar dükkânında da alınabiliyordu. Yanımda bulunan ortağım kulağıma eğilip şakayla karışık “Özgür, doğru sektördeyiz. Baksana bir bardak için bu insanlar bile kararını değiştirebiliyorsa sadakat programlarının geleceği çok daha parlak demişti” ve aslında doğru söylüyordu. Sözün özü bu yıl olduğu gibi seneye de ve sonraki senelerde de hız kesmeden programlarımıza devam ediyoruz; hele ki ekonomik krizin dumanı tütmeye başlamışken küreklere asılmak gerekiyor. Almanak sayımızda görüşmek üzere…

“avrupa ülkeleri yaşlanan nüfuslarından ve azalan nüfus artışından mustarip. Haksız bir endişe de değil; yaşlanan nüfus, azalan doğum oranları bu ülkelerin geleceğini tehdit ediyor.” www.marketingturkiye.com.tr

71

“MarKaLar İÇİN hİKayeLer SUNUyorUz” 2014 yılında kurulan B’Event, bu kısa zaman içine birçok “event” sığdırılıp başarılı işlere imza atarak Türkiye’de ilkleri gerçekleşti. Sürekli yeni içerikler bulmaya hevesli ve yurt dışında birçok farklı dalda trendleri takip eden bir ekiple hareket eden B’Event, 2017’de çok daha ses getirecek birçok projeye daha imza atma iddiasında…

’Event ’in kuruluş sürecinden ve çalışmalarından bahseder misiniz? B’Event 15 yıllık sektör deneyiminin ardından yaratıcı hayal kurma ve hayalleri hayata geçirme mottosu ile 2014 yılında kurulmuş bir ajans. Kurumsal markaların pazarlama ve kurumsal iletişim departmanlarına çözüm ortaklığı yapıyor, hedef kitle ile buluşmalarını ve fark yaratmalarını hedeliyoruz. Kreatif bir ajans mantığında çalışarak diğer ajansların aksine sadece uygulamacı olmakta kalmıyor, markalara hikayeler sunuyoruz. Bu da bizi ve ikirlerimizi tercih edilir kılıyor. Hizmetlerimiz arasında, saha etkinlikleri, iç iletişim kutlamaları (yılbaşı kutlamasından, bayii toplantılarına kadar), özel konseptli partiler, lansmanlar, stant aktiviteleri yer alıyor.

b

72

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Birlikte çalıştığınız markalar kimlerdir? Ajans ve marka arasında uzun süreli birlikteliğin her iki taraf için de fayda getireceğine inanıyor, markalarımız ile sürdürülebilir ilişkiler kuruyoruz. Örneğin, açıldığımız ilk günden beri PepsiCo ve alt markaları ile yoğun temas çalışıyor, saha aktivitelerinden ürün lansmanlarına kadar her alanda destek veriyoruz. Özellikle Pepsi markası ile 2016 senesinde oldukça yüksek dozda sahaya çıkma şansı bulduk. Çalıştığımız diğer markalar arasında Turkcell, Hürriyet, NurolGYO, Allianz, Rockstar, Tropicana, Yedigün, Lipton, Adel, Cheetos, Arçelik gibi Türkiye’de ve globalde büyük kurumsal markalar yer alıyor. Kuruluşunuzdan beri ülkemizde “ilk kez” olarak adlandırabileceğimiz üç etkinliğe imza attınız. Bu etkinlikleri-

niz ve oluşum aşamalarından bahseder misiniz? Biz Türkiyede B’ilk söylemini çok sevdik. İlk söylemi B’Event’in ilk senesinde Samsung için yapmış olduğumuz Samsung Galaxy S6 Lansmanı ile doğdu. 2014 yılında Türkiye’de yapılmayanı yaparak boğazın ortasına bir ada kurduk ve insanları boğazın üzerinde yürüterek Suada’daki özel partide ağırladık. Galaxy isminden de yola çıkarak geleceğin teknolojisi bu ürünü bambaşka bir deneyim ile tanıtma hedeiyle içerik oluşturuldu. Tüm ikir “Bir sabah uyandığınızda Boğazın ortasında başka bir Galaxy’den gelmiş bir ada ile karşılaşsanız ne yapardınız?” söyleminden doğdu. Bu bizim için de bir ilk olmakla birlikte PR etkisi oldukça kuvvetli bir eventti. Bir başka ilkimiz Turkcell için 4.5 G Lansman etkinliği kapsamında 19 bina yüzeyine yaptığımız video mapping gösterisi. Türkiye’nin ilk mobil iletişim şirketi olan Turkcell’in servisini sağladığı 4.5G lansmanını gerçekleştirirken, bu büyük olayı sadece bir konferans merkezinde toplanan belli sayıda kişiye yaşatmak yerine, herkesin ortak olacağı bir şölen ortamına çevirmek ve gösterinin içeriği ile bu alandaki en hızlı ve en yaygın servis sağlayıcısı olduğu iddiasını vurgulamak istedik. Teknolojik olarak ilk kez bu kadar büyük bir yüzeyde 360 derece bir mapping ilmi hazırlandı ve 3 gün boyunca Tünel Meydanı’nda gösteri tüketici ile buluştu. Etkinlik videosu sosyal medyada 1 milyondan fazla görüntüleme aldı. En son gerçekleştirme fırsatı bulduğumuz ilk’imiz de yine Turkcell için ilki Fransa’da gerçekleşen bir ışık showunu ülkemize getirmek oldu. Mini Burble olarak adlandırılan gökyüzü showunu Türkiye’ye getirerek Turkcell’in 22. etkinliklerinde tüketiciyle buluşturduk. İngiltere’den Turkcell için kiraladığımız bu özel sistem, toplamda üç farklı ilde tüketiciyle buluştu. Bu etkinliklerin hazırlanış ve hayata geçiş aşamaları nasıldı? Ne tür işbirlikleri yaptınız? Bu kadar kapsamlı ve büyük işler hem marka hem de ajansın ve tabi ki tedarikçilerinin mükemmel uyumu sayesinde ortaya çıkıyor. Örneğin Turkcell 4.5G lansmanını kendi tedarikçi ağımız ve alt yapı çalışmalarımızla bir ay gibi kısa bir sürede hazırladık. 19 binanın izinleri, birebir modellemeleri ve provalar tüm bu süreç içerisinde tamamlandı. Tünel gibi bir meydanda ilk kez bu kadar geniş bir alana yayılan mapping showunun gerçekleşmesinde Beyoğlu Belediyesi’nin katkısı büyük. Aynı zamanda İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün izin ve güvenlik konusunda destekleriyle et-

kinliğimiz kusursuz bir şekilde gerçekleşti. Gelecek dönemki çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? 2 senenin sonunda 24’den fazla marka ile 342 event gerçekleştirme fırsatı bulduk. Önümüzdeki yıl da bu tempomuz devam edecek. B’Team sürekli yeni içerikler bulmaya hevesli ve yurt dışında birçok farklı dalda trendleri takip eden bir ekip. Diliyoruz ki bizimle aynı heyecanı paylaşan markalar ile B’Event 2017 senesinde çok daha büyük ses getirecek birkaç projeye daha imza atıyor olacak. Eklemek istedikleriniz… B’Event olarak 2 senede bu kadar büyük ve başarılı projeler gerçekleştirme şansı bulmamızda markalarımızın cesur ve vizyonlu duruşlarının da katkısı oldukça büyük. Bizlere ilkleri gerçekleştirme şansı veren markalarımıza teşekkürlerimizle...

“2 senenin sonunda 24’den fazla marka ile 342 event gerçekleştirme fırsatı bulduk. önümüzdeki yıl da bu tempomuz devam edecek.” www.marketingturkiye.com.tr

73

SATIRBAŞI

İsmail Bütün Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

TuRKceLL’De “eMocANLAR” DöNeMİ Turkcell’de Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine kısa bir süre önce gelmesine karşın markaya bir dinamizm kazandırdı İsmail Bütün… Kuşkusuz bu dinamizmin en somut göstergesi “Emocanlar…” Turkcell’in “genç ve dinamik” algısını tazeleyen kampanyanın altında oldukça güçlü bir strateji yatıyor. Hem “Emocanlar” kampanyasının detaylarını hem de Turkcell’in yeni dönem stratejilerini konuşmak için bir araya geldiğimiz Bütün, “Öncü olmak Turkcell’in genlerinde var” diyor… İşte o keyili sohbetten satır başları… Röportaj: Günseli Özen [email protected] Ferruh Altun ferruh @marketingturkiye.com

SATış vE PAzARlAMAnın BiRBiRini iYi AnlAMASı lAzıM…



Pazarlama alanında çalışanların satış tarafını da mutlaka görmesi gerektiğini düşünüyorum. Pazarlama tarafında daha uzun süreli ve stratejik planlamalar yapılıyor. Satış tarafındaysa günlük hayatın baskısıyla çalışıyorsunuz ve öncelikleriniz farklı oluyor. Bu iki alanın birbirini iyi anlaması önemli. 74

MARKETING TÜRKİYE



Benim yaptığım gibi FMCG’den teknoloji sektörüne geçiş yapmak radikal bir değişiklik gibi görünüyor ama aslında işin özü aynı. Günün sonunda iki tarafta da müşteri içgörülerine odaklanmanız ve ürününüzü doğru kanalardan müşterinize ulaştırmanız gerekiyor. Ancak elbette teknolojiyle FMCG sektörleri rekabet edilen kurum sayısından satış kanallarına kadar pek çok noktada farklılaşıyor.

ARALIK 2016

“DEMoKRASinin YAnınDAYız” DiYEn ilK MARKAYız



Dijitalleşmeyle birlikte tüketicilerin taleplerini anlama ve bunları yorumlama metotları da değişti. Artık tüketiciyi dinlemek 7/24 süren bir iş. Daha önce standart bir medya planı yapmanız yeterliyken bugün markayla tüketicinin konuştuğu çift yönlü bir diyalog yaratmanız gerekiyor. Gecenin ortasında bir anda bir kriz patlayabiliyor ve sizin bu krize tepki vermeniz gerekiyor.



Turkcell toplumsal olaylara krizlere, topluma katkı sağlamak adına çok hızlı tepki veren bir kurum. 15 Temmuz darbe girişiminde de “Demokrasinin yanındayız” diyen, ilk tepkiyi veren marka Turkcell oldu. Yine aynı akşam acil iletişim paketlerini abonelerimizin kullanımına sunduk. Şehitlere yardım kampanyasında da ciddi bir katkımız oldu.

www.marketingturkiye.com.tr

75

SATIRBAŞI

Öncü olMAK TuRKcEll’in GEnlERinDE vAR



1 Nisan 2015’te Kaan Terzioğlu’nun CEO olmasıyla birlikte Turkcell’de hem yönetim kademesi anlamında hem de şirketin vizyonunda ciddi bir değişim süreci başladı. Öncü olmak Turkcell’in genlerinde var. Bu vizyonu güçlendirerek sürdüreceğiz.



Türkiye’de telekomun tanımı da değişiyor artık. Eskiden telekomun iş tanımında sadece mobil hizmetler vardı ama artık sabit data hizmetleri de telekomun bir parçası. Bu da yakınsama stratejisini zorunlu kılıyor. Biz de bu konudaki lider markamız Superonline ile Turkcell’i birleştirdik ve ilk defa sektörde tek fatura dönemini başlattık. Hâlâ hem sabit hem de mobil hizmetleri tek faturada birleştiren tek kurumuz. Bu müşterimize hem ciddi bir iyat avantajı hem de kolaylık sağladı.

inSAnlAR ARTıK TElEFonu DiKEY DEğil YATAY KullAnıYoR



Turkcell TV+ platformunun ev kullanıcıları tarafında abone sayısı hızla artıyor. Mobilden TV izleme oranları da inanılmaz artmaya başladı ki bunda Turkcell’in öncü rolünün de katkısı büyük. Son bir yılda abone sayımız iki katına çıkarak 1 milyona ulaştı.



Mobilden TV izleme süresi 3-5 dakikalardan 27 dakikaya çıktı. İnsanlar artık telefonu dikey değil yatay kullanıyor. İngiltere Premier Lig yayınları da artık Turkcell TV+’ta.

BıG DATA’Yı YoRuMluYoRuz



Artık sadece data sunan değil o datayı işleyerek TV gibi müzik servisimiz gibi ürünler olarak kullanıma sunuyoruz.



Sanıyorum Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’ndan sonra en geniş data Turkcell’de. Bu datayı anlamlı hale getirmek ve tüketicinin ihtiyaçlarına yanıt vermek adına kullanmak bizim en büyük rekabet avantajlarımızdan biri.



Turkcell’deki Big Data’yı müşterilerimiz ve iş ortaklarımız için de yorumluyoruz. Örneğin en çok birbiriyle konuşan illerin analizini yaparak AnadoluJet’in yeni bir uçuş hattı oluşturmasını sağladık. Bu AnadoluJet’in ciddi bir kâr elde etmesini sağladı.

76

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016



Müzik platformumuz Fizy de alanında açık ara lider. Fizy’den günde iki milyondan fazla şarkı dinleniyor.

GloBAl PAzARDA DA ÖncüYüz…



Marka vaadimiz “Turkcell’le Bağlan Hayata…” Teknolojiler sürekli değişiyor, data transferi hızlanıyor ama müşterilerin temeldeki talebi değişmiyor. İnsanların temel beklentisi iletişim kurmak ve hayata bağlanmak. İnsanlar TV’ye, müziğe, dizilere, spora bağlanmak istiyor. Biz de ana marka vaadimiz çerçevesinde tüm bu yeniliklerde öncü olmak istiyoruz.



Fizy, BiP, Turkcell TV+ gibi tüm uygulamalarımız müşterimiz olsun olmasın herkese açık. Bu da aslında devrim niteliğinde bir karar. Artık ürünlerimizi kullananlar sadece data müşterimiz değil. Bu çok cesurca bir adım.

SATIRBAŞI

TuRKcEll’in YEni REKlAM YılDızlARı “EMocAnlAR”



2015’te Oxford sözlüğünde “Emoji” yılın kelimesi seçildi. Emoji dünya kültüründe kendine köklü bir yer edindi. Emojinin artık bir dünya dili olduğu konuşuluyor. Yeni kampanyamızın merkezinde de emojiler yer alıyor.



Yeni kampanyamız “Emocanlar” tamamen müşteri tarafındaki içgörü, değişim ve trendleri markamızla bütünleştirmek anlaşıyla ortaya çıktı. Başrolde yeni nesil iletişim dili “emojiler” var. Kampanya kapsamında emojiler üç boyutlu bir şekilde hayatımıza dahil oluyor.

“EMocAnlAR” REKlAM KuşAKlARınDA FARK YARATAcAK…



Yeni dönemde Turkcell’in tüketiciyle konuşan reklam yüzleri “Emocanlar” olacak. Açılış ilminde “Emojiler Turkcell’in kalitesiyle can buldu Emocan oldu” diyoruz. Bundan sonraki süreçte Turkcell markasının tüm iletişimini “Emocanlar”ın oluşturduğu platform üzerinden yürüteceğiz.



Şu anda altı farklı karakter var ancak bunlar zaman içinde tüketiciden gelen dönüşlerle daha da zenginleşecek. “Emocanların” Turkcell’e en büyük katkılarından biri reklam kuşaklarında farkındalığı artırmak oldu.

cEP TElEFonu ARTıK “HAYATıMızın KuMAnDASı”



İndirme sayısı 10 milyonu geçen BiP uygulamamızı sürekli geliştiriyoruz. Örneğin artık insanlar THY check-in’lerini BiP üzerinden yapıp seçkin yazarların bir dakikalık maç yorumlarını izleyebiliyor. Magazin ve teknoloji bölümleri de hizmette. BiP uygulaması bizim küresel marka vizyonumuzun da elçilerinden biri ki yurt dışından da çok fazla kullanıcısı var.

78

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016



10 yıl önce akıllı telefonların hayatımıza bu kadar gireceğini, adeta “hayatın kumandası” haline geleceğini söyleselerdi kimse inanmazdı. O sebeple şimdiden 10 yıl sonra neler olacağını kestirmek de mümkün değil.



Artık sadece insanlar değil makineler de birbirine bağlı hale geldi. Birbirine bağlı makine sayısının 2020 yılında 20 milyara ulaşacağı konuşuluyor. Bu süreç GSM şirketlerinin önemini daha da artırıyor.

ARAŞTIRMA

MeDya PLaNLaMaSINDa yeNİ TreND;

AÇIKHAVA-İNTERNET KARMASI Ströer Kentvizyon’nun teknolojik yöntemler kullanarak gerçekleştirdiği “Medya Tüketiminde Değişen Trendler” araştırmasına göre medya tüketimlerinde TV yerini korurken artan kentsel hareketlilik ve teknoloji kullanımının yaygınlaşmasıyla açıkhava ve internet tüketimi basılı medyanın ve radyonun önüne geçmiş görünüyor… Her şeyin hızla değiştiği günümüzde tüketiciler dışarıda daha çok vakit geçiriyor, teknolojiyle daha içiçe, sanal veya gerçek fark etmeksizin sosyalleşmeye daha fazla önem veriyor. Bu davranışların tüketicilerin medya tüketimlerine yansımasını görmek amacıyla Ströer Kentvizyon’un bağımsız bir araştırma kuruluşuyla gerçekleştirdiği “Medya Tüketiminde Değişen Trendler” araştırması Türkiye Araştırmacılar Derneği tarafından İnovatif Gümüş Baykuş Ödülü’ne de layık görüldü. Kentsel hareketliliğin GPS’ler, mecra tüketimlerinin ise online günlükler aracılığıyla ölçüldüğü araştırmaya ev kadınları, üniversite öğrencileri ve çalışan kesim olmak üzere üç farklı hedef kitle dahil edildi. Araştırmada toplam 104 tüketicinin kentsel hareketlilikleri bir hafta boyunca GPS ile anlık olarak izlenerek sayısal haritalara kaydedildi. Harita üzerinde Ströer Kentvizyon ünitelerinin koordinatları işaretlenerek katılımcıların ünitenin bulunduğu noktadan geçip geçmediği saptandı. GPS takibi yapılan hafta içinde eş zamanlı olarak online günlüklerle kişilerin hangi medya araçlarını (TV, radyo, internet, basın) ne kadar süreyle odaklanarak tükettikleri bilgisi alındı.

faaliyetlerine aynı süreyi ayırmaları olarak öne çıkıyor. Tüm gruplar için medya takibi sırasıyla TV, internet ve gazete/dergiden oluşurken radyo ise evde ancak bir faaliyet esnasında dinleniyor.

TüKETici AçıKHAvADA YAKAlAnıR!

saati ev dışında geçiyor. Bu 7 saatin ortalama 2 saat 38 dakikasını ise bir yerden bir yere gitmeye çalışırken yani kentsel hareketlilik esnasında harcıyoruz. Sürenin büyük kısmı yaya olarak geçiyor çünkü bir yere ya yürüyerek gidiyoruz ya da toplu ulaşım aracına binmek için yürüyoruz. Toplam süreye bakıldığında kentsel hareketliliğin 55 dakikası yaya, 35 dakikası motorlu kara taşıtı ve 9 dakikası ise deniz

GünDE oRTAlAMA “7 SAAT” Ev DışınDAYız! 6 saatlik uyku dışında günün ortalama 7

ulaşımında geçiyor. Kentsel hareketliliğin en yüksek olduğu zaman dilimi ise genel olarak 14:00-18:00’ken 18:00 sonrası, yoğunluğu ağırlıklı olarak çalışan kesim ve öğrenciler oluşturuyor. Ev kadınları diğer iki hedef kitleden daha kısa süreyi ulaşıma harcasa dahi traiğin daha az olduğu saatleri tercih etmelerinden dolayı diğer gruplara göre daha fazla kilometre kat edip daha fazla açıkhava ünitesiyle karşılaşıyorlar.

Ev DışınDA oRTAK AKTiviTE: SoSYAllEşMEK! %67

%60

%65

%70

%70

%60

%57

%58

%25 06:00 - 09:59

10:00 - 11:59

12:00 - 13:59

İlgili saat aralıklarında medya takip ettiğini belirtenler...

80

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

14:00 - 17:59

18:00 - 00:00

Ev içinde medya takibi sabahtan akşama doğru artış gösterirken, TV ve internet ev içinde en fazla takip edilen mecralar. Basılı mecra takibi çok düşük olmakla birlikte gazeteler dahi dijital olarak takip ediliyor. Ev içinde gündüz saatlerinde daha çok internet takip edilirken, akşama doğru yaklaştıkça TV takip edenlerin oranı artıyor. Erişimi ve izlenme süresi en yüksek mecra olan TV, yalnızca evlerde izleniyor. Görü-

da en yüksek seviyesine erişiyor. Bu sonuca bakarak; üniversitelilere dönük reklam kampanyalarında açıkhava ve internet mecrasının birlikte kullanımının çok etkili olacağı görülüyor.

ünivERSiTElilER

Çalışan kesim hem kentsel hareketliliği hem de medya takip eğilimi en yüksek kitle konumunda. Bu kitlenin medya izleme eğiliminin en yüksek düzeye eriştiği saatler 18:00-00:00. Günde ortalama 2 saat 51 dakika açıkhavada olan çalışanlar, gazete ve radyoyu da diğer iki kitleden daha yüksek düzeyde takip ediyor.

Üniversitelilerde internet en çok tercih edilen mecra. İnterneti sırasıyla TV ve gazete (dijital) izliyor. Medya takip etme eğilimi öğlen saatlerinde yükselerek, gece yarısına kadar sürüyor. Günde ortalama 2 saat 39 dakika açıkhavada olan üniversitelilerin, kentsel hareketliliğin en yoğun yaşandığı 14:00-18:00 arasında medya takip oranı

%32

%33

%9

%10

%31

%32

%12

%11

%9

%9

%0

%0

%0

%0

%0

06:00 - 09:59

10:00 - 11:59

12:00 - 13:59

14:00 - 17:59

18:00 - 00:00

%28

%16 %15

Ev dışındaki yapılan aktivitelere ayrılan sürelere daha detaylı bakıldığında çalışan kesim işe, öğrenciler eğitime ev kadınları ise alışverişe daha fazla vakit ayırdığı görülüyor. Üç grubun ortak noktası ise ev dışı aktivite olarak sosyalleşme ve kültür/sanat

şülen her 10 kişiden 4’ü ev dışında hiçbir mecrayı takip etmiyor. Bu sonuç açıkhava mecrasının ev dışında olan kişiler için rakipsiz olduğunu gösteren önemli bir bulgu. Ev dışında TV izlenmiyor oluşu Ströer Kentvizyon’un ‘TV’de yakalanamayan kitle açıkhavada yakalanır’ tezini bir kez daha doğruluyor.

Saat dilimleri bazında medya tercihleri...

%8

çAlışAn KESiM

Ev KADınlARı Ev kadınlarının medya takip oranı en yüksek seviyesine 10:00-11:59 arasında erişiyor. Bu veri; ev kadınlarının ev içi günlük işlerini yaptığı saatlerde internet ve TV’yi öncelikli olarak takip ettiklerini ortaya koyuyor. Ev dışında ise günde ortalama 1 saat 15 dakikalarını kentsel hareketlilik esnasında geçiriyorlar. Üç segment karşılaştırıldığında TV en yüksek oranda ev kadınları tarafından takip edildiği görülüyor. Ev kadınları diğer mecraların gazete-dijital ve radyonun en düşük düzeyde takip edildiği segment olarak da öne çıkıyor. Ev dışında, kentsel hareketliliğin en yüksek olduğu saat aralığı olan 14:00-17:59 sularında diğer iki segmentle karşılaştırıldıklarında en yüksek oranda interneti takip eden kitle ev kadınlarıdır.

www.marketingturkiye.com.tr

81

ETKİNLİK

2016’Da İTİbarINI eN ÇoK arTIraN MarKaLar Marketing Türkiye’nin AKADEMETRE tarafından yapılan “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasını baz alarak düzenlediği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde nefesler tutuldu… 2016’nın en çalışkan markaları ve bu başarıda pay sahibi olan paydaşlar, Ocak ayında 3’üncü kez gerçekleşecek törenle ödüllerine kavuşmayı bekliyor. Haber: Merve Şahin [email protected]

P

azarlama sektörünün lider dergisi Marketing Türkiye’nin AKADEMETRE tarafından yapılan “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasını baz alarak düzenlediği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde heyecan dorukta. Bu yıl 38 kategori üzerinden değerlendirilen “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü”nde saha araştırması tamamlanarak ilk beşe kalan markalar belirlendi. Toplam 12 ilde bin 200 kişiyle gerçekleştirilen yüz yüze görüşmeler sonucunda 38 sektörün yıl içinde itibarını en çok artıran markaları ve

82

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

bu başarıya ortak olan paydaşları, Ocak ayında gerçekleştirilecek törenle ödüllerine kavuşacak. İlk kez 2015 yılında 12 sektör üzerinden yapılan “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü”nde farklı sektörlerden gelen talepler doğrultusunda 2016 yılı Ocak ayında ölçümlemenin ve ödüllerin kapsamı genişletilmiş, kategori sayısı 32’ye çıkarılmıştı. The ONE Awards üçüncü yılına yakışır şekilde kapsamını daha da genişleterek 38 kategoride yıl içinde itibarını en çok artıran markaları ve paydaşlarını ödüllendirecek. Araştırmada yılın en başarılı markaları ve paydaşları yine her yıl olduğu gibi halk jürisi tarafından seçilirken bu yıl en çok ödül alan reklam, halkla iliş-

Her dakikası, her saniyesi, santimetresi, metresi, sütun santimi ve pikseli dolu dolu geçen bir 20 yıl. Ne mutlu bize.

ETKİNLİK

kiler, medya planlama ve dijital ajanslar ayrıca başarı ödülü alacak.

Marka ve itibar takım çalışması sonucu ortaya çıkar The ONE Awards’un çok prestijli bir endeks olduğunu belirten Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen, “Pazarlamada görünür ve görünmez değerler vardır. Marka ve itibar yönetimi pazarlamanın görünmeyen kısmını oluşturur. The ONE Awards, görünmeyen değerler içerisinde yer alan bir kavramı somut hale getiriyor” diyerek araştırmanın önemine dikkat çekiyor. Bir ülkenin markaları kadar zengin olduğunu hatırlatan Özen: “Ligimizi yukarı çıkarmak için top yekûn bir çaba gösteriyoruz. Özel sektörün yanında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)’nun da bu alandaki faaliyetleri çok önemli” diyerek sözlerini noktalıyor.

Tüketici algısı iletişimcilerin gerçeğidir The ONE Awards’un bütünleşik pazarlamayı ödüllendiren bir yapı olduğunu ifade eden AKADEMETRE Research & Strategic Planning Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Zeytin, “The ONE Awards marka değeri ve itibarı en yüksek markaları belirlemeye yönelik değil, yıl içerisinde marka değeri ve itibarını en çok arttıran markaları yani markaların 2016 yılı performanslarını ödüllendiren bir yaklaşıma sahip. Bu nedenle en başarılı markalar olma şartı aranmadan, bir yılda en fazla çaba gösteren ve artış sağlayan markaları öne çıkarıyor. Üstelik sübjektif kriterlerle değil, ‘algı’ gibi ölçülebilir objektif göstergelerden yola çıkıyor. Tüm Türkiye’nin algısı biz iletişimciler için tek ‘gerçek’tir” diyor. Zeytin bu yılın yeniliklerini ise şu sözlerle aktarıyor: “Yeni kategoriler yine bizi heyecanlandırıyor. Bu kategorilerin açılması için yoğun talep geldi. Örneğin otomotivin ticari ve binek yönünde ayrışması, önemli ticari otomotiv markalarının talebiydi. Kahve dükkanları yeni eklenen kategoriler arasında yer alırken medyaysa bu sene üç alt kategoride değerlendiriliyor; TV, radyo, gazete.”

Günseli Özen Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni

Halil İbrahim Zeytin AKADEMETRE Research & Strategic Planning Yönetim Kurulu Başkanı

The oNe aWarDS MarKaLarIN yIL SoNU KarNeSİ!

The oNe aWarDS PazarLaMaNIN “büTüNLeŞİK” yüzü

“The ONE Awards üç katma değere vurgu yapıyor. Bizim sektörümüzde iş reklamveren tarafından yapılır ve paydaşlar arka planda kalır. Oysa marka ve itibar, birtakım çalışmasının sonunda ortaya çıkar. The ONE Awards da arka plandaki isimleri ortaya çıkarır. Bunun yanında araştırmanın halk jürisi tarafından oylanması sübjektiviteden uzak bir değerlendirme imkanı veriyor. Son olarak The ONE Awards’ta genel bir başarıyı değil yıl içinde yapılan çalışmaları değerlendirdiği için çok kıymetli. Bu yarışmayı markaların yıl sonu karnesi gibi düşünmek gerekir.”

“Pazarlama dünyasında başarıyı alkışlamaya yönelik birçok ödül var. Bence daha da fazla olması gerekiyor. Bunlardan bazıları PR’a bazıları reklam ve iletişime yönelik kriterleri değerlendirerek markaların başarısını öne çıkarmaya çalışıyor. Ancak markanın parça parça birçok bileşenden oluştuğu ve pazarlamanın ana düsturu olan ‘bütünleşik’ olma ruhundan hareket eden ve bunların bütününü ödüllendiren bir organizasyon Türkiye’de henüz bulunmuyordu. Biz de bütünleşik pazarlama ruhunu ve iş birliklerinden oluşan toplamı ödüllendirmek için harekete geçtik. İşe yaradı ve büyük ses getirdi. Üç senedir başarılı bir şekilde devam ediyoruz. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.”

araŞTIrMaNIN MeToDoLoJİSİ:

The ONE Awards’ta sektörlere göre ilk 5’te yer alan markaların tam listesi marketingturkiye.com’da

84

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

12 ilde bin 200 kişiyle yapılan araştırmanın temelini oluşturan “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştiriliyor. Çalışmanın modeli “Genel Başarı” ve “Yıl Performansı” olmak üzere iki aşamadan oluşuyor. Genel başarı değeri “Marka Bilinirliği”, “Yakından Tanıma Skoru”, “Güven Skoru”, “Farklılık Skoru”, “ Tavsiye Skoru’’, “Ticari Faaliyetlerini Destekleme Skoru’’, Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerini Beğeni Skoru’’, “İletişim ve Reklam Çalışmaları Beğeni Skoru” ve “Genel Beğeni Skoru” olmak üzere dokuz ana kriterin itibar ve marka değeri üzerindeki etkisine göre ağırlıklandırılmasıyla ortaya konuluyor. Çalışmanın ikinci ayağı olan 2016 performans değerlendirilmesinde ise aynı kriterlere göre markaların yıl içi başarıları belirleniyor.

INSPIRED bu forma okyanus atıklarıyla üretildi

Adidas ve Parley, Ultra Boost Uncaged Parley isimli bir ayakkabı serisinden sonra Real Madrid ve Bayern Munich futbol takımları için dönüştürülmüş okyanus atıklarından forma üretti. Bayern Munich’ten Xabi Alonso ve Real Madrid’den Marcelo da doğa dostu bu yeni formaların yüzü oldu. Parley Ocean Plastic ve çevre dostu yazıcılarla üretilen ve takımların logosunu taşıyan formalardan Real Madrid için olanı tamamen beyazken Bayern Munich için üretilen forma ise kırmızı.

Down sendromlular cevaplıyor...

Canadian Down Syndrome Society’nin “Down Syndrome Answers” isimli kampanyası, ayın en dikkat çeken kampanyalarından. Kampanyada Down sendromuyla ilgili Google’da en çok aratılan sorular belirlendi ve sonrasında bu sorular Down sendromlular tarafından cevaplandı. Her yaştan Down sendromlunun sorularının cevapladığı kampanyada amaç; bu konuda yeterli bilgiyi vererek ailelere destek olmak.

zanaata saygı seramonisi

Hawas Worldwide güvenlik konusunda uyarıyor

25 METREKAREDE suriye GERÇEğİ KEA, Norveç’teki mağazasında sergi alanlarından birini önemli bir kampanya için yeniden tasarladı. POL reklam ajansıyla beraber Suriye’de yaşanan savaşa dikkat çeken IKEA, Slependen mağazasında “25 m2 Syria” isimli mekan düzenlemesiyle alışkın olduğumuz IKEA köşelerinin aksine, Suriye’de savaştan etkilenen bir ailenin evinin replikasını ziyaretçilerine sunuyor. Dokuz kişilik bir ailenin yaşadığı tuğlaları dökülmüş, birkaç temel eşya ve oyuncak dışında eşya bulunmayan evde, dekor olarak duvarlara asılan aile fotoğralarının etiketlerinde her bir aile ferdinin hayat hikayesi anlatılıyor. Ailenin yeme içme ve barınma için gerekli temel ihtiyaç stokunu etiketlerde müşterilerine sunan şirket, başlatılan bağış kampanyasına katılımcıların nasıl dahil olabileceğine dair bilgilendirme de yapıyor.

I

86

MARKETING TÜRKİYE

Logolar cana geldi

BİR HEDİYE HERKESİ MUTlU EDER!

TrueView, Tinder’a sataştı

gılette REKlAMlARINDA “GüÇ UYANIYOR…” Kreatif İçerik ajansı Don’t Panic London, yeni arkadaşlık platformu TrueView için hazırladığı kampanyada, sektörün en popüler uygulaması olan Tinder’a sataştı. “Gerçek hayatta Tinder?” isimli kampanyanın amacı ise online tanışma kültürünün anlamsızlığına vurgu yapmak. Oldukça eğlenceli olan reklam filminde İngiliz oyuncu Jolyon Rubinstein, Tinder üzerinden arkadaşlık kurmaya çalışırken TrueView bu filmle saçma tanışma hikayelerinin zıttı bir hizmet verdiğini iddia ediyor.

McDonald’s’tan mesaj var

“hello Moto” geri döndü

2011 yılından beri ilk kez televizyon reklamı yapan Motorola’nın Ogilvy & Mather NY imzalı 60 saniyelik reklam filmi mizahi dili ve canlı renkleriyle dikkat çekiyor. Elektronik müzik eşliğinde ilerleyen Moto Z ailesi ve Moto Mods’un tanıtıldığı kampanyada efsaneleşen “Hello Moto” sloganı kullanıldı. Kampanya filminin yönetmenliğini Ben Callner yaptı.

Hawas Worldwide, metrolarda “Sarı çizgiyi geçmeyin”, “Kapılar kapanırken dikkatli olun” gibi uyarıları daha fazla akılda kalması için görselleştirdi. Tobatron’un yaptığı illüstrasyonlarda yazan kurallar aynı olsa da görseller oldukça dikkat çekici.

Online alışveriş sitesi John Lewis’in Adam & Eve/DDB imzalı “Buster the Boxer” isimli Noel kampanyası yine çok beğenildi. Filmde yatakta zıplamayı kendine oyun edinen küçük bir kızı evin köpeği Buster merakla izliyor. Bu sırada odaya giren anne küçük kızdan zıplamayı kesmesini ve uyumasını istiyor; o uykuya dalarken bahçedeki babanın kızı için bir trambolin kurduğunu görüyoruz. Minik kız o gece uykudayken, trambolinin keyineyse birkaç tilki, porsuk, sincap ve kirpi çıkartıyor. Öbür gün trambolini gören küçük kızın mutluluğu “Noel’de mükemmel hediye almanın nasıl hissettirdiğini” vurguluyor. Bu arada evin köpeği Buster’ın herkesten önce tramboline atlaması izleyenleri güldürüyor. Reklam Oculus Rift VR’ı kullanarak sanal gerçeklik deneyimiyle de izlenebiliyor.

ARALIK 2016

Hollandalı grafik tasarımcı Mike Frederiqo, “Logos by Mike Frederiqo” adını taşıyan çalışmasında kurucularının ve marka yüzlerinin illüstrasyonlarını kullanarak sektörünün ünlü markalarının logolarını yeniden tasarladı. Chanel, Mercedes, Yves SaintLaurent, Louis Vuitton, Ralph Lauren ve Marc Jacobs’un aralarında bulunduğu çalışma oldukça dikkat çekti.

Küresel sorunlar Twitter billboardlarında

Nexus yapım şirketinin yönetmeni Jack Cunningham, üretim için yenilenmiş eski tip makineler kullanan gömlek markası Tripl Stitched için üretim sürecindeki işçiliğe dikkat çeken bir kampanya filmi hazırladı. Stop-motion tekniğiyle hazırlanan reklam filmi için el yapımı bir set hazırlandı ve filmde Tripl Stitched’in maskotunun üç boyutlu bir versiyonu kullanıldı.

Leo Burnett Dubai, McDonald’s için oldukça sade bir açıkhava kampanyasına imza attı. “Wake Up” adındaki bu kampanyada saat sabahın kaçı olursa olsun McDonald’s’ın kahvelerinin hazır olduğu vurgulanıyor. Mesaj ise markanın renkleri olan sarı ve kırmızı kullanılarak tipografik öğelerle veriliyor.

ayınlandığı her dönem gişede rekor kıran Star Wars efsanesinin yaratıcısı Lucasilm, Rogue One: A Star Wars Story henüz gösterime girmeden P&G’nin erkek bakım markası Gilette ile bir anlaşmaya imza attı. “Her Hikayenin Bir Yüzü Var” isimli kampanya günlük yaşamın güçlüklerine hazırlanan her erkeğin arkasında büyük bir “güç” olduğunu ve her erkeğin seçtiği görünümle kendi yüzünün hikayesini anlattığını vurguluyor.

y

Volkswagen’DEN BAğIMSIZ SİNEMAlARA TAM DESTEK

Alman otomobil markası Volkswagen, Hollywood ilmlerini aratmayan bir kampanya yayınladı. Adam & Eve/DDB imzalı “Alien” isimli kampanyada bir uzaylıdan kaçan çift, can havliyle otoparkta duran otomobillerinin içine sığınıyor. Yalnız çiftimizin göz ardı ettiği bir nokta var; Volkswagen markalı bu otomobil hands-free arka kapı açma özelliğine sahip ve uzaylının kuyruğu her seferinde bu teknolojiyi tetikliyor. Yönetmenliğini Nick Gordon’ın yaptığı kampanya “Hollywood için yapılmadı ancak bağımsız sinemaları desteklemekten mutlu” sloganıyla son buluyor. Reklam, ülke çapındaki tüm bağımsız sinemalarda gösterime girecek.

CEO Jack Dorsey tarafından “Neler olduğunu göreceğiniz yer” olarak tanımlanan Twitter, insanların platformun ne için kullanıldığını anlamalarını sağlamak için bir billboard kampanyası başlattı. Zaman zaman doğayla, insan ve hayvan haklarıyla ve siyasetle ilgili olabilen gündem konularını tasvir eden afişler başında hastag (#) işareti konularak hazırlandı.

Bu tepkiler tamamen gerçek

Baldwin&, Amerikan donut markası Krispy Kreme için oldukça eğlenceli bir kampanya hazırladı. Çalışmada Krispy Kreme kutuları içine kameralar yerleştirildi ve insanların bu kutularını görünce verdikleri tepkiler kaydedildi. “The Efect is Real” isimli 30 saniyelik videoda insanların kutuları görünce verdikleri tepkiler oldukça keyili görüntüler oluşturdu. Devamı marketingturkiye.com'da

www.marketingturkiye.com.tr

87

KAPAK

MaĞazaLar boŞaLIyor

TEK SUÇLU AV M’LER Mİ? Son aylarda alışveriş merkezleri ve şehrin işlek caddelerindeki dükkanların bir bir kapandığına şahit olduk. Kimine göre bu durumun sebebi yüksek kira bedelleri kimine göre ise değişen tüketici beklentilerinin bir yansıması. Peki yaşanan bu süreç hem AVM’ler hem de perakende sektörü için ne ifade ediyor? Sorun gerçekten iddia edildiği gibi yüksek kira bedelleri mi yoksa Türk perakendesinin köklü bir paradigma değişimine mi ihtiyacı var? Haber: Eylem Tezcan

[email protected]

em alışveriş merkezleri hem de İstiklal Caddesi ve Bağdat Caddesi gibi önemli perakende merkezlerinde kapanan mağaza sayısı artmaya devam ediyor. Yaşananların sebebini anlamak için büyük fotoğrafa baktığımızda karşımıza birbiri içine geçmiş pek çok neden çıkıyor. Bu nedenlerin en temelinde son dönemlerde yaşadığımız terör saldırılarıyla birlikte gelen turist sayısındaki azalma ve yabancı yatırımcıların Türkiye’ye karşı mesafeli yaklaşımı geliyor. Bir başka faktörse ülke ekonomisinin belirsizliği ve komşu devletlerde yıllardır devam eden savaş… Nihai tüketicinin alım-satımlarda frene basması da bu belirsizliğin bir sonucu… Ancak perakendeciler için başkaca bir sorun daha var ki o da Türk Lirası’nın Dolar karşısında hızla değer kaybetmesiyle birlikte artan kiralar... Konuyla ilgili markaların bir bir isyan ettiği ve her gün bir başka irmanın açıklama yaptığı şu günlerde sorunun muhataplarıyla görüştük. Yaşanan bu krizin aşılması için alışveriş merkezlerinin ve perakendecilerin neler yapması gerektiğini onlardan dinledik...

h

yILLara GÖre aVM SayISINDaKİ arTIŞ

Kaynak: EVA Gayrimenkul Değerleme “Türkiye Alışveriş Merkezleri Kategori Bazlı Kira & Alan Analizi Raporu”, Ekim 2015

90

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

www.marketingturkiye.com.tr

91

KAPAK reKabeTTe GerİDe KaLaN DüKKaNI KaPaTIyor Perakendeciler ve AVM yöneticileri bir araya gelip tüm bu sorunları konuşmalı. Alışveriş merkezi yönetmek sadece kira toplamaktan ibaret değil. AVM yetkilileri, perakendeci gibi hareket etmeli. AVM’ye giren insan sayısını artırmak için de çalışma yürütmeliler.



Sorunu sadece kirayla sınırlamak doğru olmaz. Çünkü gümrük vergilerinde ve asgari ücretlerde de çok ciddi artışlar oldu. Ancak firmaların giderlerinin yüzde 15’lik bir bölümünü kiralar oluşturduğundan bunu irdeleyip konuşmaya başladılar.



AVM’lerin çok önemli bir bölümü perakendeciye destek olma adına indirimler yapıyor. AVM’leri olabildiğince boş tutmama gayretindeler. Süreç serbest ekonomi içinde dengesini bulacaktır.





2015-2016 verileri tüm bu yaşananlara rağmen Türkiye’de perakende sektörünün geliştiğini ve yeni AVM’lerin yapıldığını gösteriyor. Türk ekonomisi hala büyüyor… Yaşananlara inat ülkemiz ticaret ve büyüme olarak cazip bir destinasyon…

Perakende pazarında rekabette de farklılıklar var. Örneğin, rekabetle birlikte bazı teknomarketler tüketiciyle daha iyi ilişki kuruyor ve tercih edilir hale geliyor. Böyle olunca da rekabette ezilen diğer taraf dükkanını kapatıp çekilmek zorunda kalıyor.



DÖVİz bazLI KoNTraTLar bUGüNKü PİyaSa KoŞULLarINDaN ÇoK UzaK

TürKİye’De aVM DeNİzİ bİTTİ

Sinan Öncel BMD Başkanı

Abdullah Kiğılı Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) markaları için temel sıkıntı, döviz kurundaki dalgalanmalara bağlı olarak dövizle kiralama yapılan mağazalardaki kira artışı... Bazı AVM’lerde yaşanan kira/ciro oranındaki artış da önemli bir sorun olarak sektörü etkiliyor.



Türkiye’nin yüzde 7-8 büyüdüğü yıllarda özellikle döviz bazlı yapılan kontratlar bugünkü piyasa koşullarıyla örtüşmüyor. Dolar kuru son üç yılda yüzde 50 artarken, maliyetler de yükselişe geçti. Kârlılıklar da küresel ve bölgesel sıkıntılar nedeniyle sürekli düşüş trendi yaşanıyor.



Asgari ücretteki artış, ithalata getirilen bazı ek vergiler sektörde maliyetleri arttırdı. Bu nedenlerle, 2017 yılı için büyüme tahminlerimizi oldukça sınırlı tutmak zorunda olduğumuzu hissediyoruz.

✓ 92

MARKETING TÜRKİYE

Hulusi Belgü Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği Başkanı

ARALIK 2016

Herkesin bilmesi gereken bir şey var, Türkiye’de AVM denizi bitti. Özellikle yabancı AVM yöneticilerine sesleniyorum. AVM denizi, bol işli, bol keyili günler bitti, herkes gerçek iyatlara dönmek zorunda. Eğer dönülmezse yarın daha büyük sıkıntılar başlayacak, AVM’ler boşaldığında geriye dönülmesi çok zor olacak.



Biz perakendeciler en büyük yardımı yine kendi yatırımcımızdan görüyoruz. Yerli AVM sahipleri bize yardım ediyor ve gerekli indirimleri yapıyor. Fakat yabancı yatırımcılardan destek göremiyoruz.



Önümüzdeki bir iki yıl yeni markaların AVM’de mağaza açmaları mümkün görünmüyor, durum bu kadar vahim. Tüm projeler bir bir erteleniyor. Yaşadığımız bu zorlu süreci daha rahat atlatabilmek için şirketlerin nakit akışlarını da düzenlemeleri gerekiyor.



KAPAK

Bölgelere göre aVM kira BeDelleri

Kaynak: EVA Gayrimenkul Değerleme “Türkiye Alışveriş Merkezleri Kategori Bazlı Kira & Alan Analizi Raporu”, Ekim 2015

İÇ ANADOLU 20,8 usD/m2

MARMARA 37,3 usD/m2

EGE 24,6 usD/m2

DOĞU ANADOLU 14,9 usD/m2

KARADENİZ 23,4 usD/m2

GÜNEYDOĞU ANADOLU 16,3 usD/m2

AKDENİZ 21,0 usD/m2

GüNLüK 500 bİN zİyareTÇİ 60 bİNe DüŞTü Ülkemizde yaşanan son olaylar hedef kitlesi turistler olan Kapalıçarşı’yı çok etkiledi. 500 bin olan günlük ziyaretçi sayısı 60 binlere kadar geriledi.

✓ Hasan Fırat Kapalıçarşı Esnaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Kapalıçarşı’da dükkanların yaklaşık yüzde 10’u yani 200-250 dükkan boşaldı. Kapalıçarşı tarihinde görülmemiş bir oran bu. Sayının artmasından endişeliyiz. Mal sahiplerinin en az bir yıl kiraları minimuma indirmesi gerekiyor.



Ülkedeki terörün dışında insanlarda sanki yarın savaş olacakmış gibi bir endişe var. Böylesi bir durumda kimse cebindeki parayı harcamak istemiyor. Yabancı yatırımcı da artık ülkeye yatırım yapmıyor. Bu durgunluğun en az üç yıl süreceğini tahmin ediyorum. Markalar 2018’e hazırlanmalı.



ÇÖzüM UzMaN aVM’Ler… İstiklal Caddesi başta olmak üzere caddelerde yer alan perakende birimlerinin toplamına bakıldığında doluluk oranının yüzde 90 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Kapalı olan mağazalar buradaki toplam arzın en fazla yüzde 10’unu oluşturuyor.

✓ ✓ ✓

Pazar bir şekilde kendi içinde dengeye oturuyor ve markalar doğru ve sürdürülebilir senaryolarla mağaza kiralamaya devam ediyor.

AVM’lerin alması gereken önlemlerin başında doğru ve sürdürülebilir bir profesyonel yönetim anlayışının geldiğini düşünüyorum. Eskiden bir alışveriş merkezi olması yeterliyken, bugün o AVM’nin başarısındaki kritik faktör; kesinlikle çağdaş bir yönetim anlayışıyla yönetilmesi. AVM’lerin geleceğinin “uzman AVM’ler” olduğunu düşünüyorum. Yani önümüzdeki dönem sıklıkla mobilya AVM, kadın AVM ve çocuk AVM’ler göreceğimize inanıyorum.

✓ 94

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Avi Alkaş JLL Türkiye Ülke Başkanı

KAPAK

raKaMLarLa PeraKeNDe SeKTÖrü:

SeKTÖr VerİMLİLİĞİ arTIrMaya ÇaLIŞMaLI

663.000.000.000 TL sekTörün 2015 sOnu iTibArıylA ulAşTığı büyüklük

880.000.000.000 TL 2018 yılı büyüme hedeFi

% Sami Kariyo Penti Yönetim Kurulu Başkanı

AVM’deki mağazanızın bir metrekaresinden elde ettiğiniz ciroyu bir önceki yıla göre arttırmanız gerekiyor. Bunun yolu da dijitalleşerek mağazaların daha efektif kullanılmasından geçiyor.

Kesinlikle tek suçlu AVM’ler değil. Zaten böyle düşünmediğim için Birleşmiş Markalar Derneği Başkanlığı’nı bıraktım. Ancak AVM’lerin bazıları perakendecilerin içinde bulunduğu duruma duyarlılık göstermedi.



Son dönemde perakende satışında bir daralma var ki bu da perakende alanlarına olan talebin düşeceği anlamına geliyor. Buna karşın AVM arzı aynı hızla devam ediyor. Bu da kiraların düşeceğini gösteriyor. Ben kira konusunda markaların AVM’lerle bireysel olarak görüşmesi gerektiğini düşünüyorum.

Dijitalleşmeyi sağlayıp tüketicinin ihtiyacı olan ürünü en doğru şekilde mağazalara sevk edenler bir adım öne geçecek. Perakendecinin her mağazasını yakından tanımalı.







%

12 67

perAkende, Türkiye’nin gsyh’sını yArATAn en büyük 5 sekTör içinde yer AlıyOr ve gAyrisAFi milli hAsılAnın yüzde 12’sini OluşTuruyOr.

Türk perAkende sekTörünün yAklAşık yüzde 67’si geleneksel, yüzde 33’ü OrgAnize perAkende kAnAllArındAn OluşuyOr.

1.600.000 2012 - 2025 yıllArı ArAsındA, TOpTAn ve perAkende sATış sekTöründe neT 1,6 milyOn ek iş FırsATı yArATılAcAğı öngörülüyOr.

5 Türkiye, TükeTim hArcAmAlArındA AvrupA’dA ilk 10, gıdA hArcAmAlArındA ise ilk 5 ülke içerisinde yer AlıyOr.

%

9

perAkende sekTörünün sOn 5 yıllık perFOrmAnsını devAm eTTirerek OrTA vAdede yıldA OrTAlAmA yüzde 9 büyümesi bekleniyOr.

Kaynak: Dönüşürken Büyüyen Türkiye Perakende Sektörü Raporu, 2015 – TAMPF Kaynak: Birleşmiş Markalar Derneği

bUGüN PeraKeNDeCİye yarDIM eTMeyeN aVM, yarIN KİraCI bULaMaz Yüksek kira rakamları AVM’lerin ve metropol caddelerin boşalmasının birinci nedeni. Ancak talep edilen kira rakamlarının yüksekliği yeni bir durum değil. Bundaki en büyük etken artık dükkanların satış ve cirolarının eskiye oranla gerilemiş olması.



Perakende sektörü ekonomik, siyasi belirsizliklerden doğrudan etkilenen bir sektör olmasına rağmen, doğru izibilite yapılarak doğru büyüklük, konsept ve modelle hayata geçirilen projelerin devamlılığının olacağını düşünüyoruz. Ancak bu toparlanma iki - üç yıl sürebilir.

✓ Cansel Turgut Yazıcı Eva Gayrimenkul Değerleme Genel Müdür

Alışveriş merkezleri kiraları sabitlemek veya düşürmek zorundalar. Bunu yapmayan AVM’ler ciddi enerji kaybedecek. Taraların kazancı paylaşacağı kira modelleri oluşturulmalı.



Perakende sektörü ekonomik ve siyasi belirsizliklerden doğrudan etkilenen bir sektör. Bu nedenle sektörün yatırım açısından en az iki - üç sene beklemeye gireceğini söyleyebiliriz.



Yerli alışveriş merkezi yatırımcıları yabancı yatırımcılara göre çok daha anlayışlı. Sektör toparlandığında bu dönemlerde perakende yatırımcısına destek vermeyen AVM’ler yeni yatırım yaparken kiracı bulmakta zorlanacak.



www.marketingturkiye.com.tr

97

MüşterileriMizin orta Ve uzun VaDeli şirket stratejilerine ortak oluyoruz Adecco Türkiye Şirketler Grubu’nun en yeni yatırımı olan Spring Professional Türkiye’nin kuruluş hikayesini Adecco Group Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’den sorumlu Bölge Direktörü Tibet Eğrioğlu ve Adecco Türkiye Permanent Placement ve Spring Professional Genel Müdürü Zeynep Kamışlı’dan dinledik. Adecco ve Spring Professional tarafındaki yapılanmadan kısaca bahseder misiniz? Adecco Group, 1994 yılında Türkiye pazarına sektörün lideri ve kurucusu olarak girdi ve 2006 yılından bu yana her yıl çift haneli büyümelerle günümüze kadar geldi. Özellikle son 10 yıldır yakaladığımız bu başarı ivmesi sayesinde, Adecco Group tarafından son üç yılda üç yeni yatırım kararı alınarak üst düzey işe alımlarda Badenoch&Clark markamız, orta düzey işe alımlarda Spring Professional markamız ve saha tanıtım hizmetleri alanında Adecco Merchandising Solutions birimimiz olmak üzere yeni yatırımlarımızı hayata geçirdik. Spring Professional Türkiye, Adecco Türkiye Şirketler Grubu’nun en yeni yatırımı olarak Mayıs 2016 tarihinde müşterilerimize hizmet vermeye başladı. Türkiye’ye Spring Professional markasıyla yeni girdiniz, buradaki hedef ve 2017 stratejinizden bahseder misiniz? Biz, Adecco Group olarak, Türkiye’nin mevcut durumuna, yakın, orta ve uzun vadedeki büyüme potansiyeline hâlâ inanıyoruz. Bu yeni şirketimizin yatırımını yapmadan önce Adecco Genel Merkezi’ndeki bazı arkadaşlarımızla ciddi bir pazar araştırması da yaptık. Bu araştırma sonucunda ülkemizin birçok alternatif iş pazarına göre çok daha gelecek vadeden bir pazar olduğunu kanıtladık. Spring Professional Türkiye olarak, iş ortaklarımıza sadece orta düzey işe alımlarda yardımcı oluyoruz. Odaklandığımız alanları; satış-pazarlama, tedarik

98

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

zinciri-lojistik, bilişim-telekomünikasyon ve insan kaynakları proilleri olarak söyleyebiliriz. Bu şekilde sadece uzman ve orta düzey yönetici işe alımlarına odaklanmanın en önemli yanı, bu kişilerin seçildiği şirketlerin geleceğini oluşturacak kişiler olması. Yani, biz bir anlamda da ilgili müşterilerimizin orta ve uzun vadeli şirket stratejilerine ortak oluyoruz. Bu hem çok keyili

hem de çok önemli bir görev. 2017 stratejimiz, odaklandığımız bu alanda bizimle aynı stratejide olan iş ortaklarımıza hizmet vererek büyümek. Bu seviyedeki işe alımların önemini bilen irmalarla iş birliğimizi büyütmek. Adecco Türkiye Şirketler Grubu içerisindeki Seçme ve Yerleştirme konusunda üç yılda yüzde 35 pay sahibi olmak. Satış ve Pazarlama alanındaki gidişattan ve pazarın ihtiyaçlarından bahseder misiniz? Türkiye’deki kurumsal iş piyasası bize komşu olan Doğu Avrupa ülkelerinden çok daha gelişmiş bir piyasa. Hatta bazı merkez Avrupa ülkelerini bile geçtiğimiz alanlar var. Satış ve pazarlama konusundaki üretkenliğimiz, kurumsallığımız, değişim yöneti-

mimiz ve stratejik bakış açımız bizi önemli bir ülke haline getiriyor. Bu nedenle biz de Spring Professional olarak en üst düzey kalitede hizmet vermek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Spring Türkiye bünyesindeki danışmanlarımızın her biri kendi alanında uzmanlaşmış kişiler olduğu için doğru kurumu doğru adaylarla buluşturmak konusunda çok iddialılar. İçinde bulunduğumuz pazarın ihtiyaçlarının başında “kurumsal uyum” geliyor. Biz de her yönüyle işinde başarı sağlamış değerli adayların ilgili kurumlarla uyumunu garanti etmeye ve DNA’sını doğru tespit etmeye çalışıyoruz. Sektöre yönelik 2016 değerlendirmesinden ve 2017 öngörülerinizden bahseder misiniz? 2016 yılının ilk yarısı birçok sektör için iyi geçti diyebiliriz. Sonrasında, ülkece yaşadığımız bazı olumsuzluklar tüm iş piyasasını doğal olarak etkiledi ve istihdama da olumsuz etkileri oldu. Ancak, biz Türk iş piyasası çalışanları olarak kriz yönetimine alışığız. Çok çabuk bir şekilde duruma adapte oluyor, negatiliğe bürünmeden, mevcut durumu bir süre korumaya meyilli hareket ediyoruz. Bu, aslında genlerimize işlemiş. Dolayısıyla, yılın ikinci yarısında yaşanan bu olumsuz etkilerin Ekim itibarıyla artık belirgin olarak düzeldiğini gözlemliyoruz. Adecco Türkiye Şirketler Grubu olarak, son çeyreğe çok iyi başladık ve öyle de devam etti. Her yıl yaklaşık 4 bin kişiyi işe yerleştiren ve sektörün nabzını tutan bir irma olduğumuzdan, bu gelişimin tüm Türkiye için iyi bir gösterge olduğunu belirtebilirim.

Zeynep Kamışlı Adecco Türkiye Permanent Placement ve Spring Professional Genel Müdürü

Tibet Eğrioğlu Adecco Group Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’den sorumlu Bölge Direktörü

www.marketingturkiye.com.tr

99

SATIRBAŞI

“heDeFİMİz 450 MaĞazaya ULaŞMaK” İnce kadın çorabında yüzde 45, plaj giyiminde yüzde 19, iç giyimde yüzde 9, ev giyiminde ise yüzde 4,5 ile pazar lideri olduklarını söyleyen Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo amaçlarının 2020 yılında mağaza sayısını 450’ye çıkarmak olduğunu belirtiyor. Global bir marka olma yolunda ilerleyen Penti’nin ezber bozan stratejilerini konuştuğumuz Kariyo, pazarla ilgili de çarpıcı tespitlerde bulunuyor. İşte Sami Kariyo ile yaptığımız keyili söyleşinin satır başları… Röportaj: Günseli Özen

[email protected]

PEnTi’nin DnA’SınDA üRETiciliK vAR



Penti’nin temelleri Öğretmen Çorap’la atıldı. Tıp doktoru olan babam amcamla birlikte 1950’lerin başında ticaretle uğraşmaya başlıyor. Tuhaiyecilik sonrasında toptancılık, 1955’te ise imalat yapmaya başlıyorlar. 1985 yılına kadar üretim Öğretmen Çorap adı altında yapılıyor. Markanın kuruluşundan 30 yıl sonra yönetimi ben devraldım.



Türkiye’nin yeni yeni dışarıya açıldığı 1985’te görevi devraldığımda kendime iki hedef koydum. Bunlardan birincisi Avrupa’da kadınların giydiği çorapları Türkiye’de üretmek ikincisiyse iyat açısından global arenada dahi rekabet edecek bir üretim sistemi oluşturmak. Bunun da birinci koşulu ihracat yapmaktı. Bu iki hedei de zaman içinde gerçekleştirdik.



Bugün üretim kapasitemizin yüzde 25’ini Avrupa’nın en büyük perakendecileri için ürettiğimiz private label ürünler oluşturuyor. Bunlarından bir kısmında Made in Turkey yazıyor bir kısmında yazmıyor. H&M de bizim iyi müşterilerimizden biri ve onlar için ürettiğimiz ürünlerde Türkiye’de üretildiği yazıyor.

Sami Kariyo Penti Yönetim Kurulu Başkanı

FAST FASHıon SüREcinE Biz DE DAHil olDuK





İnce çorap konusunda Türkiye’deki yeniliklerin yüzde 95’i Penti tarafından gerçekleştirildi. Markanın bu denli güçlü olmasının altında da yenilikçi yapımız yatıyor.

100

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

1994 yıllında yaşanan büyük ekonomik krizde rakiplerimiz üretim yapamaz duruma geldiler. Bu dönemde pazar lideri olduk ve o yıldan sonra da liderliği hiç bırakmadık. Pazarın temel dinamiklerini oluşturan marka da biz olduk. Rakipler bizim ürün ve iyatlarımızı taklit etmeye çalıştı hep.



2005 yılına kadar tüketiciye geleneksel kanallarından ulaştık. Ancak 2003-2004 yıllarında Zara, Mango gibi fast fashion markalarının yükselişe geçmesiyle biz de ciddi bir üretim yatırımı yaparak desenli çoraplarla fast fashion sürecine dahil olduk. 2006’da kendi perakende noktalarımızı oluşturduk.

www.marketingturkiye.com.tr

101

SATIRBAŞI

incE çoRAPlA işE BAşlADıK



Tüketicinin Penti’ye olan güveni perakende sektörüne adım attığımızda bize önemli fırsatlar sundu. Kendi mağazalarımızda önce işe ince çorap satarak başladık. Ardından soket çorap, iç giyim, plaj giyimi ve en son da pijama gibi ev giyimi ürünlerini tüketiciyle buluşturduk.



Euromonitor rakamlarına göre bugün ince kadın çorabında yüze 45, plaj giyiminde yüzde 19, iç giyimde yüzde 9 ev giyimindeyse yüzde 4,5 ile pazar lideriyiz.

Günseli Özen Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni



Şuanda Türkiye’de 315 mağazamız var. 2015’te 53, 2016’da 22 mağaza açtık. Her yıl 30-35 mağaza daha açarak 2020 yılında mağaza sayımızı 450’ye çıkarmak istiyoruz.

GloBAllEşMEYE YAKın coğRAFYADAn BAşlAnMAlı

TüKETicinin iHTiYAcını onDAn ÖncE KEşFEDiYoRuz



Şuanda e-ticaret tarafındaki satışımız toplam satışımızın yüzde 1,6’sını oluşturuyor. İki yıl içinde bu rakamı yüzde 4’e çıkarmayı amaçlıyoruz.



Yurtdışında 130 mağazamız var. Bunlardan 22’si Romanya’da ve işletmesini direkt biz yapıyoruz. Diğerleriyse franchise. Önümüzdeki süreçte asıl büyüme alanımız da yurt dışı olacak. Amacımız Türkiye’nin yurt dışındaki en başarılı ilk 10 markasından biri olmak.



Yurt dışında güçlü olmak istiyorsanız önce kendi coğrafyanızda operasyonel mükemmeliyete ulaşmanız gerekiyor. Sonrasında bu sistemi ihraç ederek büyümeniz gerekiyor. Başarılı Türk yatırımcılar da bunu yapıyor. Biz de ilk antremanı yakın coğrafyalarda yapacağız. Sonrasındaysa gelişmiş ülkelere yöneleceğiz.



Eskiden insanlar Avrupa’dan çorap alır getirirdi. Şimdiyse Avrupa’ya çorapları biz satıyoruz.



Penti bir şehirli kadın markası. Erkekler için nerdeyse hiç ürünümüz yok. Sadece kadınların alışveriş yaparken eşlerini de düşündüklerini göstermek için aldıkları bir çorap var. Zaten mağazalarımızda çok fazla erkek ürünü bulundurmak istemiyoruz.

102

MARKETING TÜRKİYE

Sami Kariyo Penti Yönetim Kurulu Başkanı

ARALIK 2016



“Penti’de keşfedilecek çok şey var” mottosuyla hareket ediyoruz. Ortalama bir tüketici mağazalarımızı iki-üç haftada bir ziyaret ediyor. Tüketicinin her geldiğinde yeni bir şeyler bulması için her üç haftada bir mağazamıza yeni ürünler giriyor.



Atiye ile yaptığımız son kampanya çok beğenildi. Şimdiye kadar hep çorap reklamı yaptık ama ilk defa bu yıl farklı kategoriler için de reklam yapıyoruz. Mağazalarımıza çok gelmeyen hedef kitle bu yolla ürün gamımızın ne kadar geniş olduğunu gördü.

BAşKA SinEMA’Yı DESTEKliYoRuz



Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında Başka Sinema’ya destek oluyoruz.



Üç yıl önce eşim Dürin Ababay Hanım’la 0 korkunç Hollywood ilmleri dışında ilm gösterecek salonlara sponsor olmaya karar verdik. 14-15 salona sponsor olduk.



Başka Sinema kavramını da eşim Dürin Hanım buldu.

DOSYA

TÜRKİYe ÇAYDAN VAzGeÇMİYoR Soğuk havaların kendini iyiden iyiye hissettirmesiyle “çay”ın tüketimi de yükselişe geçti. Elbette bu durum çay markaları açısından çetin bir rekabetin de fitilini ateşledi. Peki, çay tüketimi yeni dönemde nasıl şekilleniyor? Değişen çay tüketim alışkanlıklarının pazara sunduğu fırsatlar neler? Haber: Selin Sayar Tekkuş

[email protected]

er ne kadar son yıllarda üçüncü dalga kahvecilerin ve kahve zincirlerinin artmasıyla Türkiye’de kahve tüketimi neredeyse iki katına çıksa da, “çay” hâlâ Türk insanının en çok tükettiği içecek. Malum Türkiye, çay tüketimi yönünden dünyanın en büyük üçüncü pazarı. Bu durumun farkında olan pek çok girişimci geleneksel çay bahçelerine başka bir boyut kazandırarak Türkiye’nin birçok yerine yerli-yabancı çay çeşitlerinin değişik sunumlarla servis edildiği dükkanlar açmaya başladı. AVM’lerin içinde dahi sadece çay demlenip sunulan mekanlar yükselişe geçti. Çay festivalleri ve tadım etkinlikleri de artık pazarın birer vazgeçilmezine dönüştü. Tüm bunların yanında çay üretiminin neredeyse tamamını iç piyasada tüketen Türkiye’nin sembolik düzeyde ihracat yapması, yabancı çay markalarının gümrükte yaşadığı problemler sebebiyle ertelenen yatırımlar sektörün dikkat çeken sorunları olarak karışımızda duruyor. Kısacası fırsatlarıyla beraber Türkiye çay sektörü aslında birtakım problemleri de içinde barındırıyor. Ancak bir gerçek var ki o hiç değişmiyor: “Türk insanı her geçen yıl daha çok çay tüketiyor.” Dilerseniz bu noktada önce Türkiye’deki çay tüketim alışkanlıklarına bir göz atalım, ardından sektördeki fırsat ve tehditleri yıllardır Türkiye çay sektöründe varlığını sürdüren markalardan dinleyelim…

h

www.marketingturkiye.com.tr

105

DOSYA

TürK ToPLUMUNUN yüzDe 90,1’İ Çay İÇİyor Çay (Siyah Çay) Türk Kahvesi Hazır Kahve (Nescafe vb.) Gazlı / Kolalı İçecekler Maden Suyu / Soda Meyve Suyu Ayran Bitki / Meyve Çayı Buzlu Çay Enerji / Spor İçecekleri Hazır Çikolatalı İçecekler

90.1 42.1 30.8 28.8 28.1 24.7 21.4 10.2

7.2 2.2 2.1 0.0

10.0

20.0

30.0

40.0

50.0

60.0

70.0

80.0

90.0

100.0

İlk olarak tüketim alışkanlıklarıyla başlayacak olursak; Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın desteklediği, Trabzon Ticaret Borsası’nın yürüttüğü, Çay Sanayicisi İş Adamları Derneği (ÇAYSİAD)’nin proje ortağı olarak yer aldığı “Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”na göre Türkiye’nin yüzde 90,1’i “Belirtilen içecek türlerinden hangisini/hangilerini tüketiyorsunuz?” çay (siyah çay) cevabını veriyor. Onu yüzde 42,1 ile Türk kahvesi, yüzde 30,8 ile hazır kahve takip ediyor. Kaynak: ÇAYSİAD, Kalkınma Bakanlığı, Trabzon Ticaret Borsası ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması

Erkek

86.4 35.5 Çay

50.0

Türk Kahvesi

27.0

35.3

Hazır Kahve

7.6

13.6

Bitki / Meyve Çayı

96.0

Antep

92.5

Antalya

92.2

Bursa

91.8

Sakarya

91.5

Ankara

90.6

Trabzon

90.3

İzmir

90.1

Kocaeli

89.7

Mersin

89.0

Adana

88.8

Diyarbakır

88.8

İstanbul

88.4

Çay KaTeGorİSİ İNDİrİM MarKeTLerDe büyüyor

78.4

Eskişehir 0.0

20.0

40.0

60.0

80.0

100.0

İllere göre çay ve Türk kahvesi tüketimine bakıldığında, en çok çay yüzde 96 ile Erzurum ve Antep’te içilirken Kayseri yüzde 92,5 ile ikinci, Antalya yüzde 92,2 ile üçüncü sıraya yerleşiyor. Kahve tüketimindeyse yüzde 61,2 ile Adana ilk sırada. Kaynak: ÇAYSİAD, Kalkınma Bakanlığı, Trabzon Ticaret Borsası ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Kadın

Kaynak: ÇAYSİYAD, Kalkınma Bakanlığı, Trabzon Ticaret Borsası ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması

96.0

Kayseri

106

92.2

Cinsiyet dağılımına bakıldığında erkeklerin yüzde 92,2’sinin, kadınlarınsa yüzde 86,4’ünün çay tükettiği görülüyor. Türk kahve tüketimindeyse kadınlar yüzde 50, erkekler yüzde 35,5 oranında seyrediyor.

Çay TüKeTİMİNDe erzUrUM Ve aNTeP İLK SIraDa Erzurum

erKeKLer KaDINLarDaN Daha ÇoK Çay TüKeTİyor

GfK Tüketici Paneli Müşteri Hizmetleri Yöneticisi Dağhan Kalafatoğlu’nun verdiği bilgilere göre: - Çay kategorisinde ortalama hane başına aylık harcama oranı 125 TL, ortalama alışveriş başına harcama oranı 14,5 TL. - Her 100 evin 94’ünde çay bulunuyor. (Eylül 2015-Ağustos 2016) - Çay tüketiminin yüzde 94’ü siyah, yüzde 2’si yeşil, yüzde 4’ü ise form, meyve ve bitki çaylarından oluşuyor. - Eylül 2015-Ağustos 2016 dönemi bir önceki seneyle kıyaslandığında yüzde 5 (ciro) büyüme gösteriyor. Büyümeye

en fazla katkı sağlayan değişkense ortalama fiyat. - Türkiye’de çay kategorisindeki büyümede (ciro) en fazla siyah dökme çay etkili oluyor. - Çay kategorisinde Eylül 2015-Ağustos 2016 dönemi bir önceki seneyle kıyaslandığında, DE SES segmentine sahip, 45 yaş üstü ve küçük hanelerde yaşayan gruplarda ciddi bir büyüme (ciro) fark ediliyor. - Çay kategorisi, bir önceki seneyle kıyaslandığında Eylül 2015-Ağustos 2016 döneminde en fazla indirim marketlerinde büyüme (ciro) gösteriyor.

DOSYA

aSIL büyüMe 2008 SoNraSINDa yaŞaNDI Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Genel Sekreterliği’nin Dünya’da ve Türkiye’de Çay Sektörü raporuna göre Türkiye’de kuru çayın yüzde 65’ini ÇAYKUR, yüzde 35’ini özel sektör üretiyor. Rize’de sektörün ilk özel çay şirketlerinden biri olan Doğuş Çay’ın Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü Harika Karakan Batallı, Doğuş Çay’ın asıl hızlı büyümesini 2008 yılından sonra yaşadığını belirtiyor. Türkiye’de toplam çay üretiminin 220 bin ton olduğunu kaydeden Batallı, “Doğuş Çay olarak bu üretimin yaklaşık 25 bin tonunu karşılıyoruz” diyor. Batallı, üçü dünyanın en büyük çay fabrikaları arasında yer almak üzere; Rize’de beş çay işleme, Ordu’da ise bir adet çay paketleme tesisi bulunduğunu sözlerine ekliyor.

Harika Karakan Batallı Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü

Asıl inovasyon tüketicinin zihninde başlıyor

çay kültüründe sadece siyah çay yok

40 yıldır pazarda varlığını sürdüren Doğadan Marka Müdürü Berrak Uytun, marka başarısının altında yatan en önemli etkenlerden birinin “inovasyon” olduğunu söylüyor. Doğadan için asıl inovasyonun tüketicinin zihninde başladığını söyleyen Uytun, “Düzenli olarak tüketici araştırmalarıyla ‘tüketicimizin neye ihtiyacı var? Ne istiyor?’ bunu tespit diyoruz. Böylece her yıl hem fark yaratan hem de tüketicinin beklentisine doğrudan cevap veren yenilikçi ürünler sunabiliyoruz” diyor.

Dünyanın farklı yerlerinden çayları Türkiye’ye getiren Chado Kurucu Ortağı Barış Çekin Türkiye’nin bir çay ülkesi olmakla birlikte çay denince akla nerdeyse sadece siyah çay geldiğini söyleyerek, çay kültüründe çok farklı çaylar ve müthiş sunumların olduğunun altını çiziyor. “Özellikle son yıllarda farklı çayları keşfetmek konusunda artan bir istek var” diyen Çekin, “Matcha, beyaz çay, oolong çayı gibi birçok çayı Chado olarak Türkiye’ye ilk defa getirdik. Şu anda 60’ın üzerinde geleneksel ve artisan çayı markamız altında bulabilirsiniz” diyor.

Yabancı menşeli çayların Türkiye’ye girişi çok maliyetli Yabancı menşeli çay markaları içinse Türkiye’de hâlâ birtakım sorunlar var. Alman Ronnefeld çaylarının Türkiye distrübütörlüğünü yapan Camellia Gıda ve Dem Karaköy sahibi Ömer Çağatay, tüketimin neredeyse tamamen yerli üretime bağlı olduğunu ve Türkiye’nin uzun yıllardır çayın en zor ithal edildiği ülkelerden biri olduğunu söylüyor. Çağatay, yüzde 145 Gümrük Vergisi uygulanan bu pazarda yerli üreticilere büyük olanaklar sağlansa da yabancı menşeli çayların Türkiye'ye girişinin çok yüksek maliyetlerle mümkün olduğunu belirterek, ithalat ve gümrükteki zorluklardan dolayı Türkiye’de çok fazla yabancı markalı çaya rastlanamadığını vurguluyor.

Çay TüKeTİMİ arTIyor Ankete katılanlara son beş yıldaki içecek tüketimlerinde meydana gelen değişimleri belirtmeleri istendiğinde çay tüketenlerin yüzde 38,1’i son beş yılda çay tüketimlerinin arttığını, yüzde 11,5 ise azaldığını ifade ediyor. Tüketimde en fazla artışın yaşandığı ürün yine çay olurken, gazlı/kolalı içecekler yüzde 30,1 oranla tüketimin en çok azaldığı ürün olarak gözleniyor.

MARKETING TÜRKİYE

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın 2013 Faaliyet Yılı Doğrudan Faaliyet Mali Destek Programı çerçevesinde desteklediği, Trabzon Ticaret Borsası’nın yürüttüğü, Çay Sanayicisi İş Adamları Derneği (ÇAYSİAD)’nin proje ortağı olarak yer aldığı “Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması” 1 Eylül-1 Ekim 2013 tarihleri arasında yapıldı. Araştırma, 15 ilde toplam bin 661 kişiyle yüz yüze anket uygulamasıyla yürütüldü.

Arttı

Çay (Siyah Çay)

38.1

11.5

Azaldı

50.4

Türk Kahvesi

28.0

13.3

58.7

Hazır Kahve (Nescafe vb.)

26.5

16.4

57.1

Maden Suyu / Soda

24.4

Meyve Suyu

17.9

Bitki / Meyve Çayı

17.0

Gazlı / Kolalı İçecekler

15.4

Buzlu Çay

14.6

12.1

63.5

15.9 9.6

66.2 73.4

30.1 9.7

54.5 75.7

Hazır Çikolatalı İçecekler 8.1 9.2

82.8

Enerji / Spor İçecekleri 7.0 9.3

83.6

Kaynak: ÇAYSİAD, Kalkınma Bakanlığı, Trabzon Ticaret Borsası ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Türkiye’de Değişen Çay Tüketim Alışkanlıkları Araştırması

108

MeToDoLoJİ

ARALIK 2016

Değişmedi

TürKİye’De 197 Çay FabrİKaSI üreTİM yaPIyor - Türkiye’de 1 milyon 150 bin ton yaş çay ve 223 bin ton kuru çay elde ediliyor. - 150 özel sektör olmak üzere toplam 197 çay fabrikası çay üretimi yapıyor. - Rize’de 154, Trabzon’da 29, Giresun ve Artvin’de 4 fabrika faaliyet gösteriyor. Bu fabrikaların 48’i büyük, 74’ü orta, 73’ü küçük ölçekli. Kaynak: Rize Ticaret Borsası, 2013

Berrak Uytun Doğadan Marka Müdürü

Ömer Çağatay Camellia Gıda & Dem Karaköy Sahibi

Barış Çekin Chado Kurucu Ortağı

SoĞUK Çay KaTeGorİSİ büyüyor

yeŞİL ÇayIN TaDINI GüzeLLeŞTİrDİK…

PreMIUM Çaya İLGİ arTTI

SüreKLİ yeNİ harMaNLar DeNİyorUz

“Türkiye’de de dünyada olduğu gibi gazlı içecekler pazar kaybediyor, doğal yapıdaki ürünlerin değeri ve talebi artıyor. Son beş yılda klasik siyah çayın yanı sıra bitki ve meyve çaylarıyla soğuk çaya olan ilgi arttı. Soğuk çay da bu çerçevede daha fazla ilgi görmeye başladı 2013 ve 2014 yıllarında yüzde 50 büyüyen soğuk çay pazarındaki hızlı büyüme 2015 yılında da devam etti. Bu segmentteki büyüme ivmesinin devam edeceğini öngörüyoruz.”

“Tüketicinin ihtiyaçlarını tespit ederek her yıl hem fark yaratan hem de beklentiye doğrudan cevap veren yenilikçi ürünler sunabiliyoruz. Bunun en son örneği Doğadan Yumuşak İçimli Yeşil Çay ailesi… Yaptığımız araştırmalarda, yeşil çayı faydalı bulmasına karşın lezzeti damak tadına uymadığı için içemeyen ancak içmek isteyen önemli grup olduğunu gördük. Buradan yola çıkarak geliştirdiğimiz Doğadan Yumuşak İçimli Yeşil Çay’ın Sade, Yaseminli ve Zencefil-Limonlu çeşitlerini tüketiciye sunduk.”

“Birçok yabancı marka Türkiye’deki çaya olan ilgi ve potansiyelin farkında ve bu pazarda farklı modellerle yer almayı denemiş olsa da birçoğu ithalattaki zorlukları aşamıyor ve Türkiye planlarını ertelemek zorunda kalıyor. Pazarda premium çaya ciddi bir ilgi var. Kendi işletmemiz olan Dem Karaköy’de farklı çaylara yer vermek için dünyanın önde gelen birkaç çay üreticisiyle temasa geçtiğimizde Türkiye’ye çay ihraç etmeyi, oluşan yüksek maliyetler ve gümrükte yaşanan zorluklar sonucu durdurduklarını söylüyor.”

“Son dönemlerde çok popüler olan çaylardan biri matcha çayı. New York’ta sadece matcha servis eden matcha barlar açılmaya başladı. Geçtiği işlemler, görünümü ve sunum şekliyle tüm çaylardan çok farklı. Bu çayı kullanarak, Türkiye’de ilk defa Matcha’lı çikolata ve Matcha Latte içeceğini yaptık. Şu anda birçok kafede matcha latte içeceğini menülerde görmek mümkün. Bunun dışında sürekli yeni ve farklı harmanlar deniyoruz. Bunlar içinde “provence daydream” lavantalı ve çikolatalı siyah çayımız çok tercih ediliyor.

Bursa Koza Han

“ÇayKUr İÇİN Çay Ve Çay KüLTürü bİr büTüNDür” Doğu Karadeniz bölgesindeki çay üretiminin büyük bir kısmının satın alım ve işleme faaliyetlerini yürüten Çaykur’un Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı İmdat Sütlüoğlu ile çayevi zinciri Çayla’yı konuştuk. Sütlüoğlu, “Çayla 2017 itibarıyla franchise sistemiyle büyüyecek” diyor.

mak gibi milli bir görevi üstlenen ve kültür pazarlaması açısından örnek bir projeye imza atan Çaykur, Çayla mağazalarını dünyanın büyük metropollerinde de konumlandırmak istiyoruz. Çayla çayevlerinin tasarımı da oldukça dikkat çekici. Mekanlar tasarlanırken nelere dikkat edildi? Logo tasarımları, markalama, mekan ve sunum tasarımları gibi kritik konularda iki buçuk yıl süren çalışmalar sonucunda ortaya çıkan bu yeni nesil çay evlerinin iç dekorasyonundan ürün gamına, hediyeliklerden kıyafetlere kadar her şey tek tek özenle tasarlandı. Tezgah, duvar, menü ve diğer görsel öğelerde yer alan dekoratif çizimler, Amerikalı ünlü illüstratör Michael Halbert‘e ait…

İmdat Sütlüoğlu Çaykur Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı

ünya üzerinde en çok çay tüketen ülkelerden biri olduğumuzu göz önünde bulundurursak, Çaykur ne gibi projelerle pazara katma değer sağlıyor? Türkiye’de çay, bir içecekten çok daha fazla anlam taşır… Kişi başı çay tüketiminde tüm dünyayı geride bırakan ülkemizde, çayın gönülden bağ kuran bir sıcaklığı vardır. Çay ve Çaykur’u birbirinden ayrı düşünmek olanaksız. Türkiye’de çayın hafızasını tutan Çaykur, toplam çay pazarının yarısından fazlasına sahip marka olarak, ziraatinden pazarlamasına kadar çaya dair birçok alanda sorumluluk taşıyor. Bu sorumlulukla hayata geçirdiği en önemli projelerden biri de Çayla. Çay severleri şık mekanlarda çayla buluşturan, dünya ülkelerine Türk çayını ve özgün çay kültürünü tanıtma hedei olan, geleneksel çayımızı

Bu bir advertorial’dir.

D

110

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

çağdaş mağazacılık anlayışıyla buluşturan bir çayevi zinciri Çayla…. Çaykur’un son dönemde üzerinde en çok çalıştığı projelerden biri olan Çayla’dan biraz daha bahseder misiniz? Çayla, Karadeniz Bölgesi’nin kendine özgü motif ve yöresel lezzetlerini çağdaş tasarım, mağazacılık ve hizmet anlayışıyla yorumlayan ve Çaykur’un bir asra yaklaşan birikim ve uzmanlığıyla hayat bulan bir çayevi projesi. Türk kültürünü ve Türk çayını tanıt-

“Çayla”, ismini nereden alıyor? Mekanda dikkat çeken unsurlar nelerdir? Çayla’nın ismi, çayla sohbet, çayla yemek, çayla kahvaltı, çayla buluşma yani çayla iyi giden her şeye atıfta bulunuyor. Her 15 dakikada bir taze demlenen siyah çay ve özel karışımlarıyla Çayla, çayın envai çeşidini bulabileceğiniz bir mekan. Türk damak tadı titizlikle incelenerek hazırlanan ürünlerde siyah çaydan bitki çayı karışımlarına, geleneksel çaylardan soğuk çaylara uzanan 60’a yakın farklı çay çeşidi bulunuyor. Çaykur tarafından üretilen yeşil ve siyah çay pudrası ile hazırlanmış kek, kurabiye gibi imza ürünler de misairlerin beğenisine sunuluyor. Şu an kaç şubeyle hizmet veriyor Çayla? Çayla’nın ilk üç mağazası Çaykur tarafından açıldı. 2017 yılı itibariyla franchise sistemiyle büyüyerek önce Türkiye, sonrasında bizim çayımızın özlemini çeken yurt dışındaki vatandaşlarımız ve Türk çayını tanımak isteyen tüm dünyayla buluşacak.

Ç AY ve Ç AY L A İY İ G İDEN H ER Ş EY!

CADDEBOSTAN / GÖZTEPE TUZL A MARİNA

Türk çay severlerin damak tadına uygun, en güzel çayı yetiştirebilmek için araştırmalar yaptık. Araştırmalarımız sonucunda ülkemizde en sevilen çayın buram buram koku, ateş kırmızısı renk ve yumuşak içim özelliklerine sahip olduğunu gördük. Biz de tüketicilerimize sunduğumuz çayın bu özelliklere sahip olması için çalışmalar yürüttük. Farklı lezzetleri elde etmek ve yıl boyu aynı kaliteyi sunmak (koku, renk ve içim) için bazı ürünlerimizde dünyanın farklı yerlerinde üretilen çaylarla Türk çayını harmanlıyoruz. Bunun için de dünyanın en kaliteli çaylarını satın alıyor, Türk çayıyla harmanlayarak tüketicilerimizin beğenisine sunuyoruz. Bütün amacımız ülkemizdeki çay tüketicisinin tat, renk, koku konusundaki beklentisine karşılık, her pakette her bardakta hep aynı standardı bulmasını sağlamak.

her barDaKTa ayNI TaT

112

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Türkiye, dünyada en çok siyah çay tüketen ülkeler arasında yer alıyor. Çayı bu kadar seven bir ülkede müşteri memnuniyetini artırmak için nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?

Şuan Lipton kaç farklı çay çeşidiyle tüketiciye ulaşıyor? Tüketicilerimizin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamak için geniş bir ürün portföyümüz bulunuyor. Golden Ceylon paket ve Earl Grey teneke kutu çaylarımızın lansmanını ilk olarak 1993’te yaptık, İlerleyen

araştırmalarımız sonucunda ülkemizde en sevilen çayın buram buram koku, ateş kırmızısı renk ve yumuşak içim özelliklerine sahip olduğunu gördük.

Lipton’un buzlu çayları da özellikle yaz aylarında çokça tüketiliyor. Tüketicinin gösterdiği ilgiden memnun musunuz? Türkiye'nin en çok sevilen soğuk çay markası Lipton Ice Tea, ilk olarak 1993 yılında piyasaya girerek tüketiciye yepyeni bir kategori sundu. Dolayısıyla Lipton soğuk çay pazarında sektörün ilki ve kategoriye ismini veren marka olmakla birlikte, en bilinen ve sevilen markaların da başında geliyor. 2003 yılında, Pepsico Beverages ve Unilever arasında gerçekleştirilen bir ortaklıkla piyasadaki değerini artırırken her iki irmadan aldığı güçle Lipton, Türkiye pazarındaki yerini de sağlamlaştırdı. Türkiye, yüzde 40’lık büyüme oranlarını yakalamasıyla birlikte, Rusya, Polonya, Romanya ve Macaristan gibi buzlu çay tüketiminin en fazla arttığı ülkeler arasına girmeyi başardı. Lipton, poşet çaylar üzerinde çok çalışan bir marka. Poşet çay ve paketleme üzerine yeni çalışmalarınız var mı? Lipton bu yıl Türkiye’de ilk kez yeşil çayı nane ferahlığında yudumlamak isteyenler için Moroccan Mint Yeşil Çay’ı beğeniye sundu. Ayrıca 2015 sonu itibarıyla tüm poşet çaylarımız, yüzde 100 sürdürülebilir logosuyla tüketicilerimize ulaşıyor. Demlik poşeti çaylarımızın poşetleri doğal ağaç liflerinden yapıldığı için uzun süre yumuşak içim imkanı sağlıyor. Lipton poşet bitki çaylarımız, yeşil çaylarımız, Yöresel Keşiler serisi adını verdiğimiz üç farklı yöresel çayımız, kuşburnu, elma ve böğürtlen tatlarında hazırladığımız meyve çaylarımız, portakal çiçekli ve naneli tarçınlı piramit çaylarımız altı farklı çeşitte, Slim Plus çaylarımız da poşet çay kategorimiz altında tüketicilerimizin beğenisine sunuluyor. Tüketici beklenti ve talepleri doğrultusunda yenilikler yapmaya devam edeceğiz. Lipton’un Ar-Ge çalışmalarından bahseder misiniz? Türk tüketicisi çay konusunda özel bir tüketici ve tüketici tercihleri bizim için en önemli konuların başında geliyor. Sürekli yeniliğe açık bir AR-GE vizyonunu benimsememiz de bu nedenledir. Gerek pazar araştırmaları gerekse farklı yöntemlerle, tüketicinin nabzını her daim elimizde tutmaya çalışıyoruz. Trendler, zamanla değişen zevkler, tüketicinin yeni tat arayışları gibi konulardan haberdar olmak bizim için çok önemli. Yenilikte öncü bir marka olarak teknolojiye büyük önem veriyoruz. Unilever Global Ar-Ge Merkezi tarafından ileriye yönelik tüketici ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak için yeni metotlar, teknolojiler geliştiriyor ve uyguluyoruz. Sürekli kendimizi geliştirmek ve çay severlere en çok sevilen çayı sunmak için araştırmalar yürütüyoruz.

www.marketingturkiye.com.tr

113

Bu bir advertorial’dir.

İlk kez çay poşetini pazara sunan ve her sene dünyanın dört bir köşesine 100 milyar ürününü ulaştıran lipton Türkiye, Orta Asya ve İran Pazarlama Müdürü Gamze Öztoygar Masia ile lipton’un pazardaki faaliyetlerini konuştuk. Öztoygar, Türk çay severlerin damak tadına uygun, en güzel çayı yetiştirebilmek için araştırmalar yaptıklarını belirterek, “Bütün amacımız ülkemizdeki çay tüketicisinin tat, renk, koku konusundaki beklentisine karşılık, her pakette her bardakta hep aynı standardı bulmasını sağlamak” diyor.

1986 yılında çay üretiminin özel sektöre açılmasıyla ilk fabrikasını Rize’de kuran Lipton, Türkiye pazarında ne gibi yeni alanlar açtı? Lipton olarak Türkiye’yi poşet çayla tanıştıran ilk markayız. Son yıllarda tüketicilerimizden daha büyük talep görmeye başlayan bardak ve demlik poşet çay kategorilerinde de açık ara lider konumda bulunuyoruz. Lipton olarak ayrıca Sürdürülebilir Çay Tarımı projemizle Türkiye’de çay tarımını ve çay bitkisini gelecek nesillere de aktarmak amacıyla çalışmalarımız devam ediyor. Sosyal, ekonomik ve çevresel olmak üzere üç ayak üzerine oturan proje, kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerle ilerliyor. Bu alanda da Türkiye’de ilkleri gerçekleştirmiş olmaktan dolayı mutluyuz.

Lipton, kaç üreticiyle çalışıyor ve nasıl bir harmanlama yöntemi kullanıyor? Ürün portföyümüz farklı tüketici ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak farklı lezzetlerden oluşuyor. Bazı ürünlerimiz yüzde yüz Türk çayı, bazı ürünlerimiz de yurt dışından getirdiğimiz farklı çaylarla harmanlanarak üretiliyor. Yurt dışından aldığımız çayların en yüksek kalitede ve sürdürülebilir tarımla yetiştirilmiş olmasına dikkat ediyoruz. Getirdiğimiz çayları, farklı lezzetleri elde etmek ve yıl boyu aynı kaliteyi sunmak için Türk çayıyla harmanlıyoruz. Aromalı ürünlerimizdeyse tüketicilerimizin beğenisine göre titizlikle seçtiğimiz aromalar çaylarımızla harmanlanıyor ve Türk Gıda Kodeksi Siyah Çay Tebliğine uygun olacak şekilde üretiyoruz. Bitki ve meyve çaylarımız, yüzyıllardır insanların çeşitli bitkileri harmanlayarak oluşturdukları çaylardan ilham alınarak üretiliyor. Doğu Karadeniz bölgesinde yaklaşık 18 bin çay çiftçisiyle çalışıyoruz. Tedarikçilerimizle bu sayı 35 bini buluyor.

yıllarda da piyasaya sunduğumuz dökme çay ürünlerimiz de bulunuyor. Yüzde yüz Türk harmanı olan Doğu Karadeniz Çayı, Lipton İlk Hasat Dökme Çayı, Lipton Earl Grey Dökme Çayı, Lipton Siyah İnci gibi ürünlerimizle 1986 yılından beri en keyili anlarını bir bardak çayla tamamlamak isteyenlere Lipton farkını yaşatıyoruz. Yeşil çayı nane ferahlığında yudumlamak isteyenler için harmanladığımız Morroccan Mint Yeşil Çay da ürünlerimiz arasında yer alıyor. 40'ı aşkın toplam çay çeşidimizle tüketicilerimizin beklentilerini karşılamaya devam ediyoruz.

DOSYA

tasarruFun

yeni aDı:

araÇ

kiralaMa Kaynakları verimli kullanarak pazarda rekabet avantajı yaratmak artık şirketlerin bir numaralı önceliği. Satın almak yerine “Operasyonel araç kiralama”yı tercih eden şirketler de hem gider kalemlerinde tasarruf ediyor hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Peki operasyonel araç kiralamanın avantajları neler? Türkiye’de operasyonel araç kiralama sektörü ne durumda? Haber: Selin Sayar Tekkuş

[email protected]

www.marketingturkiye.com.tr

115

DOSYA

Günbegün şiddetlenen günümüz rekabet koşullarında şirketlerin ayakta kalmasının temel koşularından biri tasarruf... Hele de Türkiye gibi bir ülkede! Zira Türkiye; ekonomik büyüme için kısıtlı kaynaklarını verimli kullanmak zorunda olan ve dış kaynağa ihtiyaç duyan bir ülke. Pazar dinamikleri böylesine zorlu olunca şirketler operasyonel maliyetlerini azaltmak üzere dış kaynaklara yöneliyor. Gider kalemlerinin en büyüklerinden biri olan “ilo yönetimi” de bunlardan biri. Şirketler, artık operasyonlarında araç satın almayı değil, kiralamayı tercih ediyor. Böylece sadece kiralama bedelini ödeyerek, kasko, bakım, araç muayene işlemleri, lastik, onarım, ÖTV, KDV gibi masralardan da kurtulmuş oluyorlar. Özelikle geniş araç parkına sahip işletmelerde kiralama hızla yayılıyor; şirketler mal sahibi olarak yatırım yapmak yerine kiralamayı daha çok tercih ediyor.

Artık “ihtiyaç duyulan sürede” kullanmak tercih ediliyor

araÇ KİraLaMa SeKTÖrüNüN aKTİF büyüKLüĞü 20 MİLyar TL

KPMG Türkiye Otomotiv Yöneticileri Araştırması’yla sektörü değerlendiren Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Genel Müdürü ve KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri Denetim Şirket Ortağı Türkay Oktay, artık ihtiyaç duyulan bir ürünü ihtiyaç duyulan sürede kullanmanın, o mal/ürüne sahip olmanın yerini aldığını söylüyor. Oktay, “Firmalar ve bireyler için zaman ve maliyet yönetimi, verimlilik, güvenlik, çevrecilik gibi kavramlar prestij, konfor gibi unsurların önüne geçmiş durumda. Araç kiralama tercihlerinde daha esnek ürünler ve çözümler talep ediliyor” diyor. Öyle ki Otomotiv Distrübütörleri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Bilaloğlu da son yıllarda en az perakende otomotiv pazarı kadar büyüyen oto kiralama sektörünün, önümüzdeki beş yılda pazarın da üstünde büyüyeceğini düşünüyor.

%3

➞ Bu dönemde yüzde 6 büyüme kaydeden sektörün filosundaki araç sayısı 293 bin 800 adede, aktif büyüklüğü ise yaklaşık 20 milyar TL’ye ulaştı. ➞ 2015 yılında 4 milyar TL vergi ödeyen sektör, 2016 yılının ilk yarısında da 2 milyar 240 milyon TL vergi ödeyerek ülke ekonomisine önemli bir katkı sağladı. Kaynak: TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu 2016 Birinci Yarıyıl Sonuçları

oTo KİraLaMa SeKTÖrü büyüMe beKLeNTİSİ %47

yILLara GÖre SeKTÖr ÖNGÖrüLerİ

➞ Türkiye operasyonel kiralama sektörü 2016’nın ilk altı ayında Türkiye’de satılan yeni otomobillerin yüzde 20,2’sini yani 68 bin yeni aracı filosuna kattı.

%7

%93

%26

%97

%26 %28 %28

2015

2016

2016

Büyüyecek

Aynı kalacak

Küçülecek

Kaynak: KPMG

116

Otomotiv pazarı kadar büyüyecek Kaynak: KPMG

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

%19 %17 %16 %13

2013

%13

%17

%16

%15

2014

Otomotiv pazarının Otomotiv pazarının Otomotiv pazarının Otomotiv pazarının Otomotiv pazarının yüzde 5 üzerinde yüzde 10 üzerinde yüzde 15 üzerinde yüzde 20 üzerinde yüzde 20’sinden daha büyüyecek büyüyecek büyüyecek büyüyecek fazla büyüyecek

%7 %4

%6

%10

%94

%9

%85

%7

2013

%4 %3

2014

%9

%13

%16

%16

%6

%12

%17

2015

%3

Fikrim yok

DOSYA “Araç kiralama vergisel kayıpları önlüyor” Kaynakların verimli kullanımında ilo kiralamayı destekleyen bir diğer irma da OPET. Akaryakıt şirketi yakın zamanda, irma araçlarının Türkiye’nin her yerindeki OPET’lerden otomatik olarak, istasyondan ödeme yapmadan yakıt alımını sağlayan, araçların dolum ve kilometre bilgilerini kontrol etmelerine imkan veren Otoilo Yönetim Sistemleri’ni geliştirdi. OPET Teknoloji, Otomasyon ve Mühendislik Direktörü Hakan Koca, “Araç kiralama, irmalara temel faaliyetlerine odaklanma avantajının yanı sıra inansal avantajlar da sunan bir kiralama modeli. Araç kiralama sektörü ülke ekonomisini verimlilik ve maliyet yönetimi bakımından olumlu etkiliyor ve vergisel kayıpları önlüyor” diyor.

En büyük araç parkı Renault’da TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu 2016 birinci yarıyıl sonuçlarına göre merkez bazlı dağılıma bakıldığında sektör araç parkının yüzde 31,4’ünü Renault, yüzde 15,2’sini Volkswagen, yüzde 11,4’ünü Ford oluşturuyor.

%31,4

Rapor araç segmentleri yönünden incelendiğinde operasyonel kiralamada yüzde 53 ile C segmenti otomobillerin tercih edildiği görülüyor. Onu yüzde 27,2 ile B segmenti, yüzde 12,7 ile D segmenti, yüzde 4,2 ile E-F yani SUV ve yüzde 3 ile LCV segmenti araçlar takip ediyor.

%53,0

%27,2

%12,7

%4,2

%3,0

C

B

D

E - F (SUV)

LCV

Kaynak: TOKKDER

%16,9

%15,2 %11,4

Renault

operasyonel kiralamada c segmenti araç tercih ediliyor

VW

Ford

%8,6

Fiat

%4,9

%4,6

%3,7

%3,3

Audi

Citroen

Opel

Peugeot

Diğer

Manuel araçlar daha çok kiralanıyor Operasyonel kiralamada araçların şanzıman tiplerine bakıldığında yüzde 59,1 manuel, yüzde 40,9 otomatik vites araçların kullanıldığı gözüküyor.

Kaynak: TOKKDER

Otomobil pazarı genel durum

Operasyonel kiralama

%57,3

%42,7

%40,9

%59,1

OTOMATİK

MANUEL

OTOMATİK

MANUEL

Kaynak: TOKKDER

SeKTÖrüN ÖNüNDeKİ eNGeLLer ➞ 13 yıllık yeni olgunlaşmış bir sektör olan “operasyonel kiralama”yı tercih edenler genellikle uluslararası ve yerel büyük şirketler olurken orta ve küçük ölçekli şirketlerde henüz farkındalık seviyesi yüksek değil. ➞ Anadolu’da ve küçük şehirlerde operasyonel kiralama sektörü ve yarattığı avantajları tamamen tanımayan çok sayıda şirket var. ➞ 2009 yılında yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Yönetmeliği ile beraber ülkemizde uluslararası ve/veya yurt içi eşya taşımacılığı yapacak gerçek veya tüzel kişilere ticari araç kiralanamıyor. Kaynak: TOKKDER

118

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

DOSYA

SeKTÖr her yIL yüzDe 15-20 büyüyor

➠ Operasyonel kiralama

➠ Araç paylaşımları, havuz araç kullanımları da giderek daha fazla talep gören hizmetler. Araca sahip olmak yerine ortak kullanmak öne çıkıyor.

yöntemi her boyutta işletmeye kaynaklarını etkin kullanma ve verimli çalışma olanağı sağladığı için sektör 2009 yılından beri her yıl yüzde 15-20 bandında büyüyor.

➠ Şirketler araçların gün

boyu kullanılması için havuz sistemleri kurmaya ve ihtiyaca göre rezervasyon yapılarak daha küçük bir araç parkıyla ulaşım ihtiyaçlarını çözmeye çalışıyor.

➠ Mega şehirleşme, artan traik yoğunluğu ve artan seyahatler operasyonel kiralama sektörünü sadece motorlu araç kiralamaktan çıkarıp müşterilerinin her türlü mobilite ihtiyacını karşılayan çözüm ortakları yapmaya yönlendiriyor.

Türkay Oktay TOKKDER Genel Müdürü

Operasyonel kiralama sektörü müşteri sayısı

300.000

45.000

42.634

35.000 30.000 25.000

26.189

207.000

40.000

20.000

5.000

0

11.990

10.000

2010

2011

0 2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

araç Alım Adedi

53.541

59.986

60.000

2010

2011

67.728

80.000

123.073

89.941

100.000

103.444

120.000

20.000 0

2012

2013

2014

2015

2013

2014

2015

➞ Araçların ikinci el riskini taşımasını engelliyor. ➞ Aylık sabit ödemelerle düzenli nakit akışı sağlıyor. ➞ Bilanço dışı işlem olması nedeniyle güçlü bilanço imkanı sunuyor. ➞ MTV, sigorta, kasko ödemeleriyle vakit kaybetmenizi önlüyor. ➞ Operasyonel yükü azaltarak insan kaynağı avantajı yaratıyor. ➞ Sermaye kullanımını engelleyerek etkin kaynak kullanımı sağlıyor. ➞ Yedek araç imkanıyla iş kesintisini önlüyor.

Kaynak: LeasePlan

Kaynak: KPMG

120

2012

FİLo KİraLaMaNIN aVaNTaJLarI:

140.000

40.000

17.285

15.000

9.675

105.000

50.000

117.500

100.000

142.000

150.000

170.000

200.000

236.900

250.000

33.116

277.200

Operasyonel kiralama sektörü araç parkı

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

DOSYA

Hakan Koca OPET Teknoloji, Otomasyon ve Mühendislik Direktörü

Özgür Maraş Çelik Motor Genel Müdürü

Tolga Özgül TOKKDER Genel Koordinatörü

2017’De oPeT’İN heDeFİ 55 bİN KULLaNICI

SaaTLİK KİraLaMa ÖNeM KazaNIyor

KUrUM İMaJINI Da yüKSeLTİyor

➠ OPET, müşterilerini Otoilo

➠ Avrupa ve Amerika’da Y jenerasyonu bir süredir araç sahipliği yerine, kiralama sistemini tercih ediyor.

➠ Türkiye’de operasyonel

sayesinde yakıt tüketimini tasarrulu kullanıma yöneltiyor.

➠ Otoilo; içinde barındırdığı sürücü performans ölçümü özelliğiyle oluşabilecek bakım, onarım ve sigorta masralarının azaltılmasına, sürücüyü güvenli sürüşe yöneltmesi neticesinde de kaza risklerinin önlenmesine yardımcı oluyor.

➠ Otoilo çatısı altında

oluşturacağımız platform sayesinde önümüzdeki dönemlerde irmaların araç kiralama, sigorta, lastik, akü, motorlu taşıtlar vergisi ve araç servis bakım gibi birçok avantajlı imkanlardan da yararlanmasını planlıyoruz.

➠ Çok yeni olmasına rağmen şu anda binden fazla otomobil müşterimiz Otoilo sistemini aktif kullanıyor. ➠ İçinde bulunduğumuz yıl itibarıyla 10 bin araçta bu sistem bulunmakta olup, 2017 yılı için ise bu sayının 55 bine ulaşacağını öngörüyoruz.

122

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

➠ Araç satın almanın

tüketicilere getirdiği yükler düşünüldüğünde kiralamanın çok daha avantajlı bir yöntem olduğu ortaya çıkıyor.

➠ Araç kiralamanın pahalı bir hizmet olduğu algısı yavaş yavaş yıkılıyor.

➠ Kiralamanın avantajlarını

bir kez yaşayan müşteriler, hayatlarını kolaylaştıran bu hizmetten tekrar yararlanmak istiyor. Bu pozitif algı ve teknolojinin de katkısıyla “saatlik kiralama” daha da önem kazanmaya başlıyor.

➠ Biz de Garenta olarak kısa ve uzun dönem kiralama hizmetlerimizin yanına, ‘GarentaMOOV’ markamızla saatlik kiralama hizmetini eklemeye hazırlanıyoruz.

kiralama sektörünün gelişimiyle birlikte, sunulanın bir araçtan ziyade bir hizmet paketi olduğu anlaşılmaya başladı. ➠ Ölçek ekonomisi sayesinde operasyonel kiralama kuruluşlarının satış ve satış sonrası hizmetler alanında sahip olduğu maliyet avantajları, müşteriler için önemli bir katma değere dönüştürülüyor. ➠ Operasyonel kiralama sürecinde, aracın mülkiyeti ve taahhüt edilen hizmetlerle ilgili tüm riskler operasyonel kiralama şirketine ait oluyor. Araç kiralayan işletmeler ise tüm kaynak ve konsantrasyonlarını asıl faaliyetlerine yönlendirerek verimliliklerini en üst düzeye çıkarıyor.

➠ Operasyonel kiralama, yeni

araçlara erişimi kolaylaştırarak bir yandan traikteki daha güvenli araçların payının artmasını desteklerken, diğer yandan da irmalar için müşterilere karşı kurum imajının yüksek tutulmasına da destek oluyor.

TÜRKİYE’NİN İLK HAREKET ÜSSÜ:

baŞarILI KaDIN GİrİŞİMCİNİN hİKayeSİ: MUzİPLİĞİN yaŞI oLMaz

MUzİPo KİDS

Muzipo Kids İzmit Şubesi Nurdan Çöndek, başarı hikayesini anlatıyor. Nurdan Hanım başarılı bir girişimci olarak oldukça parlak bir akademik kariyerden sonra ruhundaki muzipliğin sesini dinliyor ve Muzipo Kids ailesine katılıyor. Çocuklarla çalışmaktan keyif alan biri olarak uzun süredir çocuklar için ne yapabilirim diye düşünüyordum. Kendim çok hareketli bir çocuktum ve masa başı eğitim benim ruhuma tersti. Akademik anlamda çok başarılı olmama rağmen derslerde uyuduğum, tenefüslerde de duvarlara tırmandığım için azar işitirdim. İşte tam da bu yüzden çocukların özgürce tırmanabildiği, zıplayabildiği, oturmak zorunda kalmadan ayakta öğrenebildiği bir yer hayal ediyordum. Araştırmalarımı yaparken birinin bunu benden önce düşündüğünü ve çoktan hayata geçirdiğini gördüm. Muzipo Kids’le tanıştım ve böylece bu ailenin bir parçası oldum. Görüşmelerimiz hızlı bir şekilde ilerledi ve Muzipo Kids’in on sekizinci şubesi olan Kocaeli/ İzmit merkezini açtım. Henüz çok yeni bir merkez olmamıza rağmen İzmit anneleri tarafından ilgiyle karşılandık ve bu ilgi her geçen gün büyüyor. Çocukların rahatça hareket edebileceği, tırmanabileceği, zıplayabileceği “kısacası çocuk olabileceği” bir alanımız ve onlara bu özgür ortamı sunan öğretmenlerimiz var. Böyle olunca Muzipo’ya gelen çocuklar kendilerini bir disipline veya kurallar zincirine girmiş gibi hissetmiyor. Özellikle çocukların gitmemek için ağladığını görünce evet doğru bir adım atmışım diyorum. Kreş fobisi olan çocukların bile mutlulukla, hoplaya zıplaya geldiği bir yer Muzipo! Bu anlamda çok şanslıyız.

Çocukların özgürce hareket edeceği bir ortam sunan ve bu alanda gerekli donanıma sahip uzman kadrosuyla hizmet veren Muzipo Kids’in hedefi ülkenin farklı şehirlerinde franchise vererek büyümek… “Toplumda erken yaşta egzersiz ve oyunun önemi ile ilgili farkındalık yaratmak” misyonu ile kurulan Muzipo Kids, Türkiye genelinde 6 şehirde, 21 merkeziyle, çocuklara özgürce hareket edeceği bir ortam sunuyor. Ankara, İstanbul, İzmir, Muğla, Eskişehir ve İzmit’te franchise veren marka, ilk olarak Bursa Balıkesir, Denizli, Adana ve Gaziantep illerinde de franchise vererek büyümeyi hedeliyor. Muzipo sistemini uygulayarak başarıya ulaşan merkezleriyle büyümeyi ve sektörde öncü olmayı hedeliyor. Franchise verirken en önemli koşulardan biri de kişilere psikologlar tarafından yapılan testler uygulanması. ‘Muzipo Kids Kurucularından Bedriye Hülya; Türkiye’de yılda 1,4 milyon çocuk doğuyor. Şu anda hedef kitle yaş aralığında 18 milyon çocuk bulunuyor. Bu açıdan sektörümüzün çok büyük bir potansiyeli var. Bu potansiyeli değerlendirmek isteyen franchise adayları ile görüşmelerimiz sürüyor. Doğru franchise adayları, güçlü altyapımız ve Ar-Ge yatırımlarımızla 2016 yılının sonuna kadar hızlı bir büyüme ivmesi yakalayacağımıza inanıyoruz.” açıklamasında bulundu.’

Muzipo Kids Franchise şartları Kariyer hayatına hem hareketli hem de keyifli başlamak isteyen, çocukları seven herkes Merkezi Kids merkezi açmak için aday olabilir. Muzipo’nun franchise adayları, uzun görüşmeler ve testler sonucunda sisteme katılıyor. Yatırımın geri dönüş süresi 18-24 ay olarak öngörülüyor. Franchise bedeli ile tüm malzeme ve ekipmanlar, Muzipo’ya özel üye takip bilgisayar programı, uygulamalı eğitimler, işletmeyi açmak ve işletmek için gerekli her türlü bilgi ve programlar, reklam ve tanıtım desteği, personel bulma adına verilecek destek ve pek çok servis almaya hak kazanılıyor. Sürdürülebilir franchise sisteminin en önemli konusu ise satış sonrası destek programları...

124

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Muzipo Kids ekibi merkez sahipleriyle; doğru lokasyondan personel teminine, işletmecilik eğitiminden açılış destek programlarına kadar pek çok konuda beraber çalışıyor. Açılış sonrası sahada yanında olan müşteri temsilcisi ile de tüm hedef çalışmalarını yürütüyor. Merkezler, eğitmen eğitimleriyle ve uzman akademisyenlerle geliştirilen programlarıyla arkasına üniversiteleri alarak, farklılığını ortaya koyuyor. Tek başına iş kurmadaki riskleri ortadan kaldıran Muzipo, girişimcilerin başarıları için sürekli yanlarında olarak onları destekliyor.

yaşayarak çocuklarının hangi spor dalına eğilimini olduğunu anlamalarını tek bir noktada sağlayabiliyor ve buna göre çocuklar hangi spor dalına daha yatkın ise ona göre yönlendirme yapılacak. Muzip Spor adı altında gerçekleşecek branşlar hafta da 2 saat işlenerek her ay farklı branş ele alınacak. Muzip Spor yaş aralığı 5-9 olarak belirlendi.

Çocukların iziksel ve zihinsel gelişimini bilimsel bir yaklaşım ve çok yönlü aktivitelerle destekleyen bir çocuk kulübü olan Muzipo Kids, Marmara Üniversitesi’nden alanında uzman akademisyenler ve Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi iş birlikleriyle hazırlanan içeriği ve programları ile hareket etmenin önemini eğlence ve oyun ile birlikte sunuyor.

çocuğunuz hangi spor dalını seçmeli? Ailelerin çocuklarına yönelik spor branşları için, farklı farklı yerlere gitmesi yerine, Türkiye’de bir ilk olan ‘Muzip Spor’ adı altında sporcu yetiştirme anlayışından çok, çocukların yeteneklerine ve isteklerine göre ebeveynlere bilgilendirme programı artık Muzipo Kids’lerde başladı. Etkinliklerde yer alacak branşlar Tenis, Futbol, Voleybol, Hentbol, Basketbol, Temel Cimnastik, Atletizm, Golf, Dağcılık olarak belirlendi. Muzipo Kids’lerde Muzip Spor adı altında çocukların hangi spor dalına eğilimi olduğunu anlamak için ailelerin farklı farklı ve oldukça zaman alan spor deneyimlemelerine son verecek bir program olması. Farklı branşları tek bir noktada

www.marketingturkiye.com.tr

125

ETKİNLİK

İPZ Anadolu’nun Bursa ayağı nitelikli bir katılımla gerçekleşti. Etkinliğe katılan Bursalı katılımcılar Cüneyt Devrim’in konuşmasını büyük bir ilgiyle takip etti.

bUrSa yeNİ NeSİL İŞLerİ KoNUŞTU Türkiye’nin en kapsamlı pazarlama etkinliği İnteraktif Pazarlama Zirvesi (İPZ) Anadolu; Konya, Ankara ve Kayseri’nin ardından bu kez de Bursa’da gerçekleşti. Bursa’nın seçkin markalarıyla iş dünyasını bir araya getiren etkinlikte, teknolojik gelişmelerin doğurduğu fırsatlar paylaşıldı. Bursalı firmaların yoğun katılım gösterdiği zirvede bölgenin sorunlarının analiz edildiği ve çözüm yollarının arandığı sunumlar ise büyük beğeni topladı. Haber: Eylem Tezcan

126

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

[email protected]

M

arketing Türkiye ve Marketing & Management Institute tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin en kapsamlı pazarlama etkinliği İnteraktif Pazarlama Zirvesi (İPZ) Anadolu, 26 Ekim’de Sheraton Bursa Hotel’de gerçekleşti. 10 yıldır aralıksız devam eden ve Türkiye’nin birçok ilini ziyaret eden İPZ Anadolu’nun bu yılki ana teması değişen ihtiyaçlar dikkate alınarak “Yeni Nesil İşler, Süreçler ve Ürünler” olarak belirlendi. Yeni dünyanın gereklerine uygun iş yapış biçimlerinin tartışmaya açıldığı İPZ Anadolu’nun Bursa destekçileri GarentaDAY, NN

Hayat ve Emeklilik, Yapı Kredi Bankası, Aygaz, OutWork Event Design ve TAV İşletme Hizmetleri’ydi.

iPz Anadolu’nun Bursa durağında neler konuşuldu? Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen’in açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, Project House Kurucu & Yönetici Ortağı Cüneyt Devrim “Yeni Dünyaya Doğru Yola Çıkarken” isimli sunumuyla yer aldı. GarentaDAY Satış Direktörü Yutkun Tok “Yeni Nesil İşler=Paylaşım Ekonomisi” adlı ko-

nuşmayı gerçekleştirirken, NN Hayat ve Emeklilik Satış Kanalından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Erdinç, “Bilineni yeniden tasarlamak” adlı bilgilendirici bir sunuma imza attı. Aygaz Pazarlama Direktörü Ercüment Polat “Başarıya Giden Yoldaki Adımlar” adlı sunumuyla konuşmacılar arasında yerini aldı. Yapı Kredi Bankası ekibinden Ali Hürol Albayraktar, İnteraktif Pazarlama Zirvesi’ndeki katılımcılara “Hedef Yurtdışı Pazarlar İhracatın Finansmanı” adlı sunumuyla seslendi. OutWork Event Kurucu Ortağı Cengiz Aydeniz ise “Marka Kurumlar, Marka Şehirler, Marka Etkinlikler” isimli konuşmasıyla dikkat çekti.

www.marketingturkiye.com.tr

127

ETKİNLİK

Yutkun Tok GarentaDAY Satış Direktörü Bursa’nın sorunlarının analiz edilip çözüm yollarının arandığı İPZ Anadolu’da gerçekleştirilen sunumlar büyük ilgi gördü. Marketing Türkiye tarafından düzenlenen ve pek çok markanın destek verdiği etkinlikte katılımcılara çeşitli hediyeler verildi.

Cengiz Aydeniz OutWork Kurucu Ortağı

Ali Hürol Albayraktar Yapı Kredi Nakit Yönetimi Dış Finansmanı Ürün Geliştirme Direktörü

Bursa’nın Öncü Sektörleri ve Öncü Markaları Araştırması’nda öne çıkan isimler arasında BTSO Başkanı İbrahim Burkay da vardı. Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen, Burkay’a ödülünü makamında takdim etti.

Ercüment Polat Aygaz Pazarlama Direktörü

Alper Erdinç NN Hayat ve Emeklilik AŞ Satış ve Bankasürans Genel Müdür Yardımcısı

etkinlik aralarında gerçekleşen kahve molalarında keyili bir sohbet ortamı bulan katılımcılar, zirve sonunda hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.

128

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

ETKİNLİK

Bursalıların katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre süt ve süt ürünleri sektörünün lider markası Eker seçildi. Ödülü Marka Müdürü Özge Kiraz aldı.

Yapı sektörünün öncü markası Bursa Beton olarak belirlendi. Ödülü marka adına Bursa Beton Genel Müdürü Fatih Vardar aldı.

Öncü Sektörler ve Öncü Markalar Araştırması’na göre makine sektöründe Ermaksan ilk sırada yerini alarak ödüllendirildi. Ödülü Ermaksan Muhasebe Müdürü Korhan Atay teslim aldı.

Öncü Sektörler, Öncü Markalar araştırmasının verilerine göre, otomotiv yan sanayi sektörünün lideri Beyçelik ödüle layık görüldü. Ödül, Beyçelik Kurumsal İletişim Müdürü Meltem Bilmiş’e takdim edildi.

BuRSA’NIN öNcÜ MARKALARI öDÜLLeNDİRİLDİ İPZ Anadolu etkinliğinin Bursa ayağında Marketing Türkiye’nin AKADEMETRE Araştırma ile birlikte yaptığı “Öncü Sektörler, Öncü Markalar Araştırması” da açıklandı. Araştırma sonuçlarıyla belirlenen Bursa’nın Öncü Sektörleri ve Öncü Markaları zirvede düzenlenen törende ödüllerine kavuştu. Haber: Eylem Tezcan

130

[email protected]

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Araştırma sonuçlarına göre mobilya ve dekorasyon sektöründe Weltew Mobilya ödüle layık görüldü. Ödülü Weltew Mobilye Kalite Standart Müdürü Hakan Güleç aldı.

www.marketingturkiye.com.tr

131

ETKİNLİK

KO LE KS İYO N S E R GİS İ:

SANATÇI VE ZAMANI

Elektrik ve elektronik sektöründe ödül, CLK Uludağ Elektrik’in oldu. Ödülü almak üzere sahneye CLK Uludağ Elektirik Genel Müdürü Ali Erman Aytaç davet edildi.

Tarım sektörünün öncü markası Alara Fidan oldu. Ödülü almak üzere Alara Fidan CEO’su Yavuz Taner sahneye davet edildi.

Tekstil sektöründe Özdilek rakiplerini geride bırakarak sektörünün lider markası oldu. Marka adına ödülü almak üzere Özdilek Pazarlama Müdürü Sedat Yamansucu sahneye davet edildi.

Araştırma sonuçlarına göre itibar ve marka değeri en yüksek marka kategorisinde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ödüle layık görüldü. BTSO adına ödülü BTSO Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Akif Altan aldı.

132

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ www.istanbulmodern.org [email protected]

Meclis-i Mebusan Caddesi Liman İşletmeleri Sahası Antrepo 4 34433 Karaköy İstanbul T (212) 334 7300 F (212) 243 4319

KURUCU

İLETİŞİM VE TEKNOLOJİ SPONSORU

EĞİTİM SPONSORU

Evrim Mert BA Life Marketing Kurucusu

“TÜKETİCİYLE MARKA ARASINDA DUyGUSaL baĞ yaraTIyorUz” Gerçekleştirdikleri tüketici teşvik kampanyalarıyla sektöre farklı bir bakış açısı kazandıran BA life, birlikte çalıştıkları markaların satışını artırıp rakiplerinden farklılaştırırken tüketicilerin de markaya olan bağlılığını kuvvetlendiriyor. Yaptıkları kampanyalarla bugüne kadar yüzde 200 ile 600 arası satış artışı gözlediklerini belirten Türkiye'nin ilk ve tek Tüketici Teşvik Ajansı BA life Marketing Kurucusu Evrim Mert ile BA life ve çalışmaları üzerine söyleşi gerçekleştirdik. Kısaca BA Life’ın kuruluşundan bahseder misiniz? BA Life’ı 2012 yılının başında Jon Bartman’la beraber kurduk. New York’a gerçekleştirdiğimiz bir iş seyahati sırasında Türkiye’de İstanbul merkezli tüketici teşvik kampanyaları tasarlayan ve uygulayan bir ajans kurma ikri ortaya çıktı. Bizim şu an uyguladığımız, her bir tüketicinin, kampanya kapsamında gerçekleştirdiği her bir alışverişine karşılık “Lifestyle” ödüllerle ödüllendirilip teşvik edildiği bir pazarlama modeli olmadığını gördük. Oysaki yurt dışında müşterimiz olan tüm markaların Türkiye’de de genel merkezleri bulunuyor-

134

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

du. Bu ikrin tohumlarını New York’ta atmış olduğumuz için de New York için kullanılan “Big Apple” tanımından yola çıkarak, “Bu elmadan biz de bir ısırık almak isteriz” diye işe başladık. Böylece şirketimizin adını, açılımı Big Apple anlamına gelen “BA”, yaptığımız iş gereği tüketicilere “lifestyle” ödüller verdiğimiz için “life” ve “pazarlama” kampanyaları yürüttüğümüz için de “marketing” kelimelerinin birleşiminden oluşan “BA Life Marketing” olarak belirledik. Müşterilerinize sunduğunuz hizmet tam olarak nedir? Siz bu hizmetle temelde tüketici ve marka nezdinde na-

sıl bir etki yaratmak istiyorsunuz? Markaların başlıca hedeleri; ürünlerinin satışını artırmak ve rakiplerinden farklılaştırmak. Biz bu aşamada kampanya dahilinde sunulan teşvik ödülüyle tüketicide heyecan yaratacak “teşvik kampanyaları” kurguluyor ve kampanyaları marka adına baştan sonra yürütüyoruz. Bunu yaparken geleneksel yöntemlerden uzaklaşıp, çekiliş gibi etkisi olmayan, “Şanslı kişi ben olur muyum?” sorusunu ortadan kaldırarak veya puan toplayarak uzun vadeli çözümler yaratmaya çalışmaktansa, her bir tüketiciyi, her bir alışverişinde ödüllendiriyoruz. Bu da kampanya aracılığıyla tüketicide bir “WOW” efekti yaratmamızı sağlıyor. Ödüllerimizin de artık bir ürünün yanına iliştirilen başka bir ürün olmasından ziyade “deneyimsel”

olmasını sağlayarak tüketiciyle marka arasında duygusal bir bağ yaratıyoruz. Bir nevi dijital bir ajans gibi de çalışıyorsunuz… Bu noktada tüketici teşvik kampanyalarını Türkiye’de kurgulayan ilk şirket olarak sektörün dijitalize olma sürecini nasıl yönettiniz? Evet, kesinlikle öyle! Bir nevi dijital ajans gibi çalışarak iş modelimizi hem yeni trendlere hem de tüketici alışkanlarına göre uyarlayacak şekilde dijitalleştirdik. Şöyle ki; bizim yaptığımız kampanya kurgularının özellikle “tüketici başvuru süreçleri” yurt dışında hâlâ manuel olarak gerçekleştiriliyor. Türkiye’de bu modeli, manuel uygulamak ne marka ne de tüketici tarafından asla kabul görmezdi. Bunun öncelikle nedeni bence şu; biz yeni bir pazarlama/tüketici teşvik modeli getiriyoruz. Ve diyoruz ki, satın al ve ödülün senin olsun. Çekilişe katılma, kupon biriktirme. Tüketici olarak sana değer veriyoruz, sana yeni bir deneyim yaşatmak istiyoruz, bizi sevmeni ve tüketmeni istiyoruz. Dolayısıyla biz kampanyalarımızı kurgularken, modeli Türkiye’ye doğru bir şekilde adapte etme konusunda da çok ciddi bir çalışma gerçekleştirdik. Kendimize teknoloji ve internetin gücünü nasıl kullanabiliriz sorusunu sorduk. Ve kampanyalarımızın tamamında başvuruları; marka ve kampanyasına özel tasarlanan “micro websiteleri” üzerinden online olarak almaya başladık. Kampanya ödülüne sahip olmak isteyenler kampanya micrositesini ziyaret edip sadece bir talep formu dolduruyorlar ve gerekirse ürün satın alımlarını kontrol edebilmemiz için aynı alana alışveriş işi veya faturalarını yüklüyorlar ve talepleri tamamlanmış oluyor. Bununla da kalmayıp, karşısında kendisi ile birebir ilgilenilmesini seven ‘Türk tüketicisi için kampanyaya özel tüketici danışma hattını kurduk. Bu sayede tüketicilerin beklentilerini birebir karşılar hale geldik. Bir nevi interaktif pazarlama sektörünü büyüttüğünüzü söyleyebilir miyiz? Tüketici teşvik sektörünün Türkiye’deki tek temsilcisi olmamızın yanı sıra dijital alana yönelik çalışmalarımızla da sektörü büyüttüğümüzü söylemek yanlış olmaz. Değişen

dünya, tüketici, tüketim alışkanları ile beraber bu sektör de her geçen gün ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenerek büyüyen çok dinamik bir sektör. Bu noktada en kritik konu, hızla büyüyen bu sektörde, sektör hızının üzerinde büyümeye devam etmek ve iyi bir oyuncu olarak yer alabilmek için, ‘müşteri’ ve ‘tüketici’ odaklı anlayışımızla değişen marka ve tüketici ihtiyaçlarına adapte olmak, yenilikleri ve güncel gelişmeleri sürekli takip edip işimize uyarlamak ve hatta zaman zaman proaktif davranıp, yenlikleri pazara sunan modern pazarlama anlayışımızı devam ettirmektir.

geleneksel çekiliş veya ürün bundle teşvik yöntemlerinden uzaklaşıp herkesin ödüllendirileceği bir kurgu yarattık. Kampanyalar müşterilerinizin satış oranlarını nasıl etkiledi? FMCG’de ortalama yüzde 200 ile 600 arası satış artışları gözlemlenebiliyor. Örneğin bir kampanyamızda P&G’nin bir ürününü; kampanya döneminde ürün bazında sektör lideri olabildi. Elektronikteyse ortalama yüzde 5 ile 30 arası bir artış görebiliyoruz. Online veya perakende mağazacılıkta satışların kampanya döneminde bir önceki kampanyasız dönemiyle karşılaştırıldığında satışların iki katına çıktığını veya ortalama yüzde 30 artış gösterdiğini görebiliyoruz. Henüz bizimle ilk defa çalışmaya başlayacak olan bir markanın kafasında tabi ki bir soru işareti olabiliyor. Şöyle ki, örneğin her bir şampuan alan kişiye bir fön hizmeti hediye edilecek… 30 bin adet şampuan satılması öngörülüyorsa; bu 30 bin X 10 TL ortalama hesaplamayla 300 bin TL’lik bir fön hizmetine denk geliyor. Elbette bunun bir de operasyonel maliyeti bulunuyor. Oysa biz Türkiye geneli toplu partner anlaşmalarımız sayesini hizmeti çok uygun maliyetlere alabiliyoruz, ve de 30 bin kişiden kaç kişinin faydalanabileceğini ön görüyoruz ve bunun gibi birçok

tüketiciye diyoruz ki; satın al ve ödülün senin olsun. Çekilişe katılma, kupon biriktirme. tüketici olarak sana değer veriyoruz, sana yeni bir deneyim yaşatmak istiyoruz, bizi sevmeni ve tüketmeni istiyoruz.

etkenle 300 bin TL yerine 60 bin TL gibi bir bütçeye tüm hizmetlerimiz dahil kampanyayı hayata geçirebiliyoruz. BA Life, pazarlama sektöründe hangi boşluğu dolduruyor? Bir nevi yeni bir akım yarattık. Geleneksel çekiliş veya ürün bundle teşvik yöntemlerinden uzaklaşıp herkesin ödüllendirileceği bir kurgu yarattık. Artık tüketici için alışveriş yapmak eğlenceli bir hal alıyor. Şöyle düşünüyor; nasıl yani, şimdi ben bu ürünü alırsam bana bir aylık yoga dersi mi hediye ediyorlar? Böylece markanın kulaktan kulağa konuşulmasını sağlıyoruz. Öte yandan markanın tüketicisine deneyim hediye ederek bu deneyimin yaşandığı anda bir kez daha konuşulan bir marka haline gelmesini sağlıyoruz. Ayrıca yaşanan deneyim her zaman marka ile bağdaştırıldığı için bir anlamda sadakat sürecini de başlatmış oluyoruz. Tüketicinin satın alma eğilimlerini en çok etkileyen ödüller hangileri? Bir kampanyanın yeteri kadar ilgi görmesini ve tüketici tarafından benimsenmesini istiyorsak, tüketicinin satın alacağı ürüne ilişkin bir kampanya kurgusu yaratmak ve ödülünü geliştirmek gerekiyor. Eğer markanın ürün ve hikayesine vermek istediği mesaja uygun bir kampanya/ödül varsa bu zaten tüketiciyi etkiliyor.

SÖYLEŞİ

İlginçtir, genelde yılbaşı için insanların tercih ettiği renkler yeşil ve kırmızıdır ancak bu yıl gelen talepler arasında yeşil ve kırmızı hiç yer almıyor. Çok hızlı bir şekilde aksesuarlar ve aydınlatmalar hazırladık. Gelen talepler ve ihtiyaçlara göre de ürün gamımızı geliştirmeye çalışıyoruz. Kurumlar dışında yılbaşına yönelik kendi çalışmalarımız da bulunuyor.

Biri iç mimar diğeri TV programcısı iki kız kardeş, Elif Şakar ve Ebru Kafadar’ın 2014 yılında kurduğu Sırça kurucularının da tanımladığı gibi “camın olağanüstü kimliğini tasarımcı gözüyle, sanatçı bakış açısıyla” ortaya çıkarmayı amaçlayan bir marka. Sırça’yı cam üreticisinden ziyade uzun vadede uluslararası cam ustası yetiştirebilen bir merkez haline gelmek istediklerini belirten Elif Şakar ve Ebru Kafadar ile Sırça’nın öyküsünü konuştuk. Söyleşi: Merve Şahin

Müşterilerinize hangi kanallardan ulaşıyorsunuz? E. Ş.: Perakende sektöründe ürünleri konumlandırdığımız yerleri doğru seçtiğimizi görüyorum. Ürünlerimizin seçkin mekanlarda olmasına dikkat ediyoruz. Beymen’lerde varız mesela. Nişantaşı, İstinye, Zorlu Center, Bebek, Four Season’s Otel’de ürünlerimiz bulunuyor. Showroom ve oisimiz Ulus’ta, atölyemizse Beykoz’da. İsrail ve Özbekistan’a ihracat yaptık. Web sitemizden satış sistemini de harekete geçirdik. Ayrıca yurt dışındaki birkaç fuarda da yer almayı planlıyoruz. Sırça isminin marka algısını yaratmak için olmamız gereken yerlerde bulanmaya çalışıyoruz.

Ebru Kafadar Sırça Kurucu Ortak

[email protected]

“CaM ustası yetiştiren Bir Merkez Haline gelMek istiyoruz” ırça camın kuruluş hikayesiyle başlayalım dilerseniz. Nasıl bir süreçle kurdunuz Sırça’yı? Ebru Kafadar: Ben zaten kişisel olarak camla çok ilgiliyim. Elif ile birlikte ortak bir iş yapma isteğimiz vardı. 2008 yılından beri cam çok fazla gündemimizde gündemimizdeydi. O dönemlerde workshoplara gittik, cam fabrikalarını sık sık ziyaret ettik. Kendimiz ilk önce deneyip acaba yapabiliyor muyuz diye görmek istedik. Aynı dönemde Bodrum Mandarin Oriental’daki bir proje için cam ürünler kullanmamızı istediler ve bizim cam işine girişimiz bu şekilde başladı. 2014 yılının Temmuz ayında da Elif’le birlikte Sırça’yı kurduk.

S

Sırça ismi nasıl ortaya çıktı? Elif Şakar: Sırça, Farsçada cam demek. Ben edebiyata

136

Elif Şakar Sırça Kurucu Ortak

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

çok meraklıyım. Sebahattin Ali’nin Sırça Köşk romanının da bende ayrı bir yeri vardır. Romanın ana karakteri çok şahsına münhasır, özgün biri. Benim de oradan aklıma geldi. Biz de cam konusunda özgün olmaya çalışıyoruz, bu nedenle kendimize yakın hissettiğimiz bir kelime oldu. Aranızda nasıl bir iş bölümü var? Sırça sizin dışınızda kaç kişilik bir ekipten oluşuyor? E. Ş.: Ben biraz daha işin edebiyat kısmındayım. Kurumsal konumlama, irmanın adı hedei, amacı, koleksiyonların amacı, esinleniş öyküleri gibi konularla ilgiliyim. Ebru ise zaten iç mimar. O ürünlerin tasarımından ve üretimlerinden sorumlu. Her yeni koleksiyon Ebru tarafından yaratılıp modellendikten sonra başka bir usta tarafından üleniyor. Ekibimiz oldukça kalabalık. Tek bir yerle çalışmıyoruz. Kesme, asitleme, kumlama için üç farklı atölyeyle çalışıyoruz mesela. Cam sanatı Türkiye’de çok eski bir kültür olmasına rağmen

Önümüzdeki dönemde hedeleriniz nelerdir? E. K.: Biz elimizden geldiğince modern çizgimizi korumaya gayret ediyoruz. Avrupa’daki iyi bir cam markası olarak algılanmak, o kalitede ürün sunabilen bir marka olmak istiyoruz. 2017’de yurt dışındaki bazı galeriler ya da saygın mağazalarda ürünlerimizle yer almak istiyoruz. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında camın üretiminden ziyade gerek eğitimlerle gerek yurt dışı burslarıyla cam ustası yetiştirebilen bir merkez haline gelmek var.

ustası çok fazla bulunmuyor. Biz de bu alanların en iyi isimleriyle çalışmaya özen gösteriyoruz. Koleksiyonlarınızı nasıl bir stratejiyle belirliyorsunuz? E. Ş.: İkimiz de yaklaşık 20 yıldan fazladır bu sektörün içindeyiz. Şu anki üretimlerimiz, yaşam tecrübemizin ve sektörel birikimlerimizin bir parçası aslında. Bir şeyi ithal etmektense kendi ürünlerimizle müşterilerimizin karşısına çıkıyoruz. Şu an 13 koleksiyonumuz var. Modern, şehirli ve işlevsel ürünler yaratmak istiyoruz. Çizgimizden çok sapmamak istiyoruz. Alınan her ürün bir amaca uygun, kullanılabiliyor olsun istiyoruz. Şu an için ağırlıklı olarak aydınlatma, vazo ve büyük dekoratif tabaklar gibi ürünler üzerine çalışıyoruz ama kısa sürede ürün gamımızı genişletmeyi hedeliyoruz. Türkiye’de ve yurt dışında bilinen bir cam markası olmak arzusuyla yola çıktık. Cam Türkiye’ye ait çok eski bir sanat olmasına rağmen ülkemizde cam deyince akla gelen tek bir marka var, o da Paşabahçe. Ama aksesuar ve aydınlatma anlamında sırf cama yönelen bizim gibi başka bir irma daha yok. Aydınlatma kısmında şu an için sadece abajur üretiyoruz. Yakında lambaderler, sarkıtlar ve apliklerin de olduğu daha geniş koleksiyonlar sunmak üzere çalışıyoruz. Yılbaşı için özel bir koleksiyonunuz bulunuyor mu? E. K.: Yılbaşı bizim en yoğun çalıştığımız dönem. Kurumlarla görüşüyoruz ve yılbaşı hediyeleri için siparişlerini hazırlıyoruz.

ebru şakar: “türkiye’de ve yurt dışında bilinen bir cam markası olmak arzusuyla yola çıktık.” www.marketingturkiye.com.tr

137

Doğan Burda’dan yeni oluşum:

CoNTeNT & eVeNT STUDIo GüCüMüZü KÖKlü DERGİlERİMİZ, DİJİTAl PlATFORMlARIMIZ, ÖZEl İÇERİK üRETİMİ VE ETKİNlİK ORGANİZASYONlARINDAKİ TECRüBEMİZDEN AlIYORUZ. ontent & Event Studio oluşumu Türkiye’de etkinlik ve içeriği bir araya getiren ilk stüdyo olma özelliği ile öne çıkıyor. Doğan Burda Reklam Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Koray Bilici yeni oluşumla ilgili görüşlerini şöyle dile getiriyor; “Dünyada hızla değişen reklam anlayışı ve reklamverenlerimizin ihtiyaçlarını öncelikle göz önüne aldık. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz özel projelerde her zaman içerik ve etkinlik ihtiyacının ön planda olduğunu gördük. Biz de ekip olarak birbirini tamamlayan bu iki özel alanda dergiden başlayarak edindiğimiz tecrübeyi, bir kreatif stüdyo çatısı altında birleştirmeye karar verdik. Bu çatı altında konusunda uzman 20’nin üzerinde editör, tasarımcı, dijital pazarlama ve reklam satış ekibiyle birlikte reklamveren ve medya ajanslarını dinliyor, ihtiyaçlarınızı anlıyor ve pek çok farklı hizmeti size özel projelerle sunuyoruz. Önümüzdeki dönem içinde de çok daha farklı ve ses getiren işlere imza atacağımızı düşünerek bu oluşumu reklamveren ve medya ajansları ile paylaşmaktan mutluk duyuyoruz."

C

Doğan Burda Reklam Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Koray bilici

Neden Content and Event Studio? ● Son yıllarda artan içerik ve etkinlik ihtiyacı-

na cevap vermek ● Müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına tek çatı altında hızlı çözüm üretip, fayda sağlamak ● Ofline-Online platformlarımız ve inluencer network’ümüz ile geniş kitlelere ulaşan projeler gerçekleştirmek Bu bir advertorial’dir.

neler Yapıyoruz? Doğan Burda olarak, uzun yıllardır dergi yayıncılığındaki tecrübemizi digital yayıncılık projelerine de aktararak digital plat-

138

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

formda yaptığımız yatırımlarla bu alanda da söz sahibi olduk. Dijital dünyada toplam 4.5 milyon sosyal medya kullanıcısı, 26 websitesi, web, mobil ve tablette 52 milyon sayfa gösterimi ve 17 milyon ziyaretçi ile geniş bir ekosisteme sahibiz. Digital projelerimizle son yıllarda pazarın üzerinde bir ivme ile büyümeye devam ediyoruz. Günümüzün trendi olan digital dünyadaki native reklam talebine yönelik oluşturduğu yeni platformlar, yaratıcı çözümler ve güçlü içerik ile üretilen farklı projeler, hem digital hem de basılı yayıncılık gücünü etkin bir iletişim kanalına çevirebiliyor. 20’nin üzerinde editörümüz bizzat “Content and Event Studio” için hem yazılı hem de video içerikleri üretmek üzere çalışıyor. 10 yılı aşan süredir gerçekleştirilen etkinliklerle kurum içinde ciddi bir know-how birikimi oluştu ve her yıl 100’ün üzerinde etkinlik gerçekleştiriyoruz. Gelenekselleşen ve her sene büyüyerek devam eden Uludağ Ekonomi Zirvesi, Elle Style Awards (ESA) , ELLE Weekend, Atlas Keşif Gezileri, ekonomi ve iş dünyasına yönelik araştırma ve ödül törenlerinin yanı sıra, markaların ihtiyaçlarına yönelik tasarlanan etkinlik ve organizasyon ortaklıkları başta olmak üzere Türkiye’nin en iyi etkinliklerini gerçekleştiren Doğan Burda, bu etkinlikleri inluencer networkü ile birlikte şimdiden dijitale taşıyarak, yaygın bir kitleye ulaşması ve ses getirmesine imkan sağlıyor. Gelin, sadece reklam yapmayalım, en güvenilir kanallarda, kaliteli içerik ve etkinliklerle hikayenizi anlatalım… Doğan Burda “Content and Event Studio” Dünyasına Hoşgeldiniz! www.contentandeventstudio.com

DoğAn BuRDA conTEnT & EvEnT STuDıo 360° PAzARlAMA çÖzüMlERi TEK çATı AlTınDA Native Reklam İçerik Pazarlaması Rich Media Inluencer Marketing Word-of-Mouth Marketing Etkinlik Organizasyonu

GÜNCEL

beŞTePe’De TaNITILDI Organizasyonu Vaye İletişim tarafından yapılan TRT World tanıtım gecesi, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan olmak üzere siyaset, iş, sanat, spor ve medya dünyasından birçok ismin katılımıyla gerçekleşti.

nkara Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “TRT World Tanıtım Gecesi’’ 15 Kasım tarihinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarıyla; Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, TRT Genel Müdürü Şenol Göka, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, TRT World çalışanları, 26 ülkeden katılım sağlamış büyükelçiler, uluslararası basın mensupları, iş, sanat, spor ve medya dünyasından birçok isimin katılımıyla gerçekleşti.

a

140

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Organizasyonu Vaye İletişim tarafından gerçekleştirilen gecede, konukların davet alanına girdikleri andan, bitiş anına kadar uluslararası platformlarda canlı yayın ve röportajlara yer verildi. Haber stüdyosuna çevrilen sahne alanında, tüm katılımcıların yerlerini almasıyla tanıtım ilmi izlendi. TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, kurulumu üç temel ilkeye dayanan TRT World sunumunda; “İnsan merkezli bakış açısı”, “Habercilikteki cesur perspektif” ve “Meselelere derinlemesine bakış” unsurlarına dikkat çekildiğine değindi.

“TRT World önemli bir boşluğu dolduracak” Programda konuşan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine “TRT’ye ve TRT World

ailesine uzun soluklu ve başarılı bir yayın hayatı temenni ediyorum” diyerek başladı. Erdoğan, daha önce hayata geçirilen TRT kanallarını hatırlatarak, TRT World'ün kendi alanında çok önemli bir boşluğu dolduracağına inandığını ifade etti. Erdoğan, “Ben arkasına böyle bir birikimi ve gücü alan TRT World’ün, sloganında ifade edildiği gibi gerçekten de Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi olacağına inanıyorum. TRT World’ün yeni bir dil ile hikayeyi yeniden anlatmak, mikrofonu konuşturulmayanlara uzatmak, kamerayı görülmeyenlere çevirmek hedeini de son derece kıymetli buluyorum. Uluslararası medyanın büyük ölçüde birbirine benzediği, sunucular ve kanallar farklılaşsa da haberin kurgusunun ve dilinin tek düze hale geldiği bir dönemde, böyle bir misyonla ortaya çıkmak takdire şayandır” sözleriyle düşüncelerini belirtti.

GSM’DE KIRAN KIRANA MÜŞTERİ KAPMA REKABETİ Gürkan Uğraş: “Her ofise bir sarı kol lazım!”

İkinci el alışverişte “mobil” trendi yükseliyor!

sf. 154

sf. 160

DİJİTAL DÖNÜŞÜM

DroNe'La Pİzza TeSLİMaTI baŞLaDI

Dar GeLİrLİ aİLeLer İÇİN üCreTSİz İNTerNeT Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aralık ayı sonundan itibaren yoksul vatandaşlar için bedava internet uygulamasına başlanacağını duyurdu. “Ücretsiz internet” uygulaması, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun 11 Şubat 2016’da aldığı karar doğrultusunda hayata geçirilecek. Dar gelirli aileler için sağlanacak ücretsiz internet desteğinin, internetten mahrum kalan ailelerin teknolojinin sağladığı kolaylıklara rahatça erişebilmesi ve günümüz teknolojisinden herkesin eşit şekilde yararlanabilmesi imkanlarını yaratması bekleniyor. Ücretsiz internet desteğinden 250-300 bin dolayında yoksul vatandaşın faydalanması öngörülüyor.

Son yılların belki de en çok konuşulan cihazlarından biri olan drone'lar artık evlere servis yapacak. ABD merkezli pizza şirketi Dominos, drone ile pizza dağıtımına başladığını duyurdu. Şirketin drone ile evlere servis programı şimdilik sadece Yeni Zellanda'da hizmet sunacak. Şirket bu yöntemle taşıyacağı pizzaların 30 dakika yerine 10 dakikada müşterisine ulaştırmayı hedelediğini belirtiyor.

WhaTSaPP’Ta VİDeo araMa DÖNeMİ

GooGLe herKeSİ Uzaya ÇIKarIyor Google’ın popüler harita servisi Google Earth VR desteği kazandı. Böylece VR gözlükleri takan herkes kendini Google Earth’ün içinde buluyor ve gezintisini artırılmış gerçeklik teknolojiyle yapabiliyor. Örneğin kullanıcılar Google Earth VR ile bir şehir üzerinde uçabiliyor, bir dağın zirvesinde durabiliyor hatta dünyayı uzaydan izleyebiliyor. Ancak Google Earth VR, şimdilik sadece HTC Vive’da kullanılabiliyor. Uygulamanın gelecek yıl diğer sanal gerçeklik gözlükleri için de kullanıma sunulması bekleniyor.

SaMSUNG’TaN DeV SaTIN aLMa

Uber MüŞTerİLerİNİ UÇUraCaK Google ve Boeing gibi global devlerin 2017 hedelerinde uçan taksiler olduğunun ortaya çıkması üzerine bu alanda bir hamle de Uber’den geldi. Uçan taksi projesini web sitesinde duyuran marka, ilerleyen dönemde daha çok talep göreceği ön görülen bu alana yatırım yapacak. Uber’in uçan filosunun adı ise Uber Elevate olacak. Amaçsa karayolu üzerinden yapılan Uber seyahatlerin daha hızlı ve daha ucuzunu havadan gerçekleştirmek. Uçan taksiler yani heliportlar uygun pistlere ve gökdelenlere iniş yapacak.

142

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Samsung, yaptığı bir açıklamayla ABD merkezli ses firması Harman’ı yaklaşık 8 milyar dolara satın alacağını duyurdu. Bu satın alma, Samsung’un şimdiye kadarki en büyük satın alması olacak. Harman, aralarında Harman Kardon, Mark Levinson, JBL ve AKG Acoustics markalarının da bulunduğu birkaç marka üzerinden profesyonel ve hi-fi ses ürünleri satıyor. Samsung’un ilgisi ise muhtemelen Harman’ın bağlı otomobil teknolojisi üzerinde yoğunlaşacak. Samsung, bağlı teknolojiler pazarının büyümesinin 2025 itibarıyla 100 milyar doları aşacağını tahmin ediyor.

Geçtiğimiz hatalarda GIF desteğini duyuran WhatsApp uzun zamandır beklenen, video görüşme özelliğini de kullanıma sundu. Android, iOS ve Windows Phone uygulamaları için sunulmaya başlanan videolu görüşme işlevini kullanmak için sohbet penceresinin sağ üst tarafında bulunan telefon simgesine dokunmanız yeterli. WhatsApp'a göre kullanıcıların en çok istediği işlevlerden biri olan videolu görüşme sayesinde popüler uygulama, artık Skype, Apple FaceTime, Viber, Line ve Google Duo gibi uygulamalara ciddi bir rakip olabilecek.

SNaPChaT haLKa arz İÇİN GİzLİ baŞVUrU yaPTI 5G KULLaNICI SayISI 2022’De yarIM MİLyara ULaŞaCaK Geçtiğimiz günlerde açıklanan Ericsson (NASDAQ: ERIC) Mobilite Raporuna göre; 2022’de dünya çapında 550 milyon 5G abonesi olacak. Bu aboneliklerde Kuzey Amerika başı çekecek ve bölgedeki tüm mobil abonelerin yüzde 25’i 5G kullanıcısı olacak. Asya Pasifik, 5G aboneliklerinin en hızlı büyüdüğü ikinci bölge olacak ve 2022’de 5G abonelerinin yüzde 10’u bu bölgeden çıkacak. 2016’dan 2022’ye kadar Ortadoğu ve Afrika büyük bir dönüşüm geçirerek GSM/EDGE ağırlıklı abonelikten yüzde 80’e varan WCDMA/HSPA ve LTE aboneliğine geçiş yapacak. Raporun bir başka sonucuna göre ise 2016’nın sonuna kadar dünya çapında 3,9 milyar akıllı telefonu kullanıcısı olacak. Bu kullanıcıların neredeyse yüzde 90’ı WCDMA/HSPA ve LTE ağlarını tercih edecek.

Wall Street Journal ve Reuters'ın haberine göre, Snapchat'in sahibi Snap şirketi, Amerikan seçimlerinden önce halka arzının gerçekleşmesi için ABD'deki ilgili komisyona başvuru yaptı. Snapchat'in 20-25 milyar dolar arasında bir değerlemeyle halka arz olması bekleniyor. Snapchat bu rakama ulaşırsa bu, iki yıl önce yaklaşık 170 milyar dolar ile halka arz edilen Çin'in e-ticaret devi Alibaba'dan sonra en büyük halka arz olacak. Snapchat böylece, teknoloji şirketleri açısından ise, 2012'de yaklaşık 80 milyar dolar değerlemeyle halka arz edilen Facebook'tan sonra borsaya açılan en büyük şirket haline gelecek.

www.marketingturkiye.com.tr

143

ARAŞTIRMA

GSM’De KIraN KIraNa MüŞTerİ KaPMa reKabeTİ Twentify’nin Marketing Türkiye için gerçekleştirdiği “Mobil Tüketim 2016” araştırmasına göre

Türk Telekom’un müşterilerinin yüzde 13,2’si, Turkcell müşterilerinin yüzde 8,3’ü Vodafone abonelerinin ise yüzde 6,9 operatörlerini değiştirmeyi düşünüyor. Peki, bu talebin altında yatan nedenler nedir? Hangi GSM operatörü hangi stratejilerle bu süreçten kârlı çıkar? İşte yanıtlar…

Haber: Ferruh Altun [email protected]

obil cihazların fonksiyonları değişip hayatımızdaki yeri genişledikçe mobil operatörlere olan bağımlılığımız da artıyor. Ancak konuşma ve SMS önemini kaybederken internet paketlerinin önemini her geçen gün arttırması, tüketicilerin GSM markalarına yaklaşımını da değiştirdi. Peki, yeni süreçte hangi GSM markası tüketicisine sunduğu hizmetlerle fark yaratıyor, hangisi rakiplerine müşteri kaptırıyor. Twen-

M

tify’nin Marketing Türkiye için 998 tüketicinin katılımıyla gerçekleştirdiği “Mobil Tüketim 2016” araştırması işte bu soruların yanıtlarını veriyor. Araştırmaya katılan 998 katılımcının yüzde 37,7’sini Türk Telekom, yüzde 31,7’sini Turkcell yüzde 28,7’sini ise Vodafone kullanıcıları oluşturdu. Sonuçlara göre üç operatörün de tercih edilme nedenleri birbirinden oldukça farklı. Ancak marka bazına inmeyip genele bakıldığında, katılımcıların çoğunluğunun (yüzde 60) tercih ettikleri opera-

OPERATÖR TERCİH SEBEPLERİ Hizmet kalitesi ve internet hızının en düşük olduğu, müşteri kaybının en yüksek olacağı öngörülen marka Türk Telekom. Servislerini ülke genelinde iyileştirmesi ve çekim gücü alanında iletişim/altyapı çalışmaları yapması, kayıp oranını azaltacaktır.

› % 44.9 Fiyat Uygunluğu

146

% 27.4 Sinyal Kalitesi

Her ne kadar segmentlere yönelik özet iyatlandırmalar yapılıyor olsa da, Turkcell’den ayrılma sebepleri incelendiğinde, tüketicilerin iyatlandırma ve kampanyalardan memnun olmadığını görebiliyoruz. Bu sebeple, Turkcell müşterilerini elinde tutmak adına segmentlerine göre iyatlandırmada ek paketler sunmalı ve kampanyalarla rekabette yer almalı.

› % 21.2 Fiyat Uygunluğu

MARKETING TÜRKİYE

Müşteri kaybı en düşük olan marka Vodafone. Farklı segmentlere farklı çözümlerle hitap eden Vodafone’un, çözüm kümesinde belli segmentlerde sivrilmesi, zaten düşük olan müşteri kayıp oranının daha da düşmesini sağlayabilir.



ARALIK 2016

www.marketingturkiye.com.tr

147

ARAŞTIRMA

TürK TeLeKoM

tör markasını iyat uygunluğu kriterinden dolayı tercih ettiğini görülüyor. Bununla birlikte, sinyal kalitesi ve operatörlerin gerçekleştirdiği ek kampanyaların etkisi de küçümsenemeyecek seviyede. Türkiye’de doygunluğa ulaşmış olan mobil operatör pazarında, markaların kendi müşterilerini tutmak ve yeni müşteri kazanmak için gerçekleştirdiği ek kampanyaların işe yaradığını, bununla beraber özellikle iyat konusundaki kampanyaların amacına ulaştığını söylemek mümkün.

Yüzde 17 operatörünü değiştirecek ✓ Türk Telekom’un müşterileri tarafından tercih edilme nedenleri arasında “Fiyat Uygunluğu” ve sunulan “Ek Kampanyalar” öne çıkıyor. ✓ Türk Telekom’dan ayrılmayı düşünen müşteriler buna sebep olarak internet hızlı ve hizmet kalitesini gösteriyor. Diğer markaların daha cazip kampanyalar yaptığı düşüncesi de bu nedenler arasında yer alıyor.

✓ Türk Telekom abonelerinin yüzde 13,2’si önümüzdeki altı ay içerisinde başka bir operatöre geçmeyi düşünüyor. Geçilmesi düşünülen operatörler Turkcell ve Vodafone benzer oranlarda performans gösteriyor. ✓ Sonuçlar Türk Telekom’un önümüzdeki iki çeyrek boyunca müşterileri üzerine odaklanmasının oldukça kritik olduğunu gösteriyor.

TUrKCeLL

Türkiye’de doygunluğa ulaşmış olan mobil operatör pazarında, markaların yeni kampanyalarla başka markaların müşterilerini kazanmaya çalıştığını biliyoruz. Peki, tüketiciler mobil operatör değişikliğine nasıl bakıyorlar? Yapılan araştırmanın bu kısmında, katılımcılara mobil operatörlerini değiştirmek isteyip istemedikleri ve eğer değiştirmeyi düşünüyorlarsa ne zaman değiştirmek istedikleri soruldu. Cevaplara bakıldığında, katılımcıların yüzde 83 gibi büyük bir kısmının kullandıkları mobil operatörleri bir yıl içinde değiştirmeyi düşünmediğini görülüyor. Bununla beraber, mobil operatörünü değiştirmeyi düşünen yüzde 17’lik kısmın geniş bir bölümü 6 ay içerisinde mobil operatörlerini değiştirmeyi düşündüğünü ifade ediyor. Operatörünü değiştirmeyi düşünen tüketicilerin en büyük bölümünü yüzde 20,4 ile Türk Telekom müşterileri oluşturuyor.

MeToDoLoJİ

%31.8 %28.8 %37.8 ✓ Turkcell müşterileri markayı “Sinyal Kalitesi”, “Yaygınlık” ve “Hizmet Kalitesi”nden dolayı tercih ediyor.

✓ Turkcell müşterilerinin yüzde 8,3’ü önümüzdeki 6 ay içerisinde başka bir operatöre geçmeyi düşünüyor. Geçilmesi düşünülen operatör olarak yüzde 62,3 ile Vodafone öne çıkıyor.

✓ Turkcell’den ayrılmayı düşünen kullanıcıların büyük çoğunluğu iyatlardan memnun olmadıklarını ve diğer markaların daha çekici kampanyalara sahip olduğunu düşünüyor.

✓ Öyle görünüyor ki Turkcell’in müşterilerini elde tutmak adına segmentlerine göre iyatlandırmada ek paketler sunması ve daha cazip kampanyalarla rakiplerine yanıt vermesi gerekiyor.

148

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

✓ Kitle kaynaklı mobil iş gücü platformu Twentify’ın dünya genelinde 200 kullanıcısı bulunan Bounty uygulaması üzerinden Marketing Türkiye için gerçekleştirdiği “Mobil Tüketim 2016” araştırmasına Türkiye’nin 81 ilinde yaşayan 998 tüketici katıldı. ✓ Tüketiciler çalışmaya 12 Eylül - 19 Eylül tarihleri arasında Bounty uygulaması üzerinden açılan “Elektronik Ürün Tüketim Araştırması” anketiyle katıldı.

ARAŞTIRMA

VoDaFoNe

✓ Vodafone’un tercih edilme nedenleri çeşitlilik gösterse de bunlar arasında “Fiyat Uygunluğu” öne çıkan unsur oluyor. ✓ Araştırmaya göre Vodafone abonelerinin yüzde 6,9’u önümüzdeki altı ay içerisinde başka bir operatöre geçmeyi düşünüyor.

✓ Geçilmesi düşünülen operatörlerdeyse başı yüzde 58,3’le Turkcell çekiyor. Vodafone’dan ayrılmak isteme nedenleriyse “İnternet Hızı” ve “Sinyal Kalitesi”. ✓ Pazarda müşteri kaybı konusunda en düşük orana sahip marka olan Vodafone’un farklı segmentlere farklı kampanyalarla doğru bir şekilde hitap ettiği görülüyor.

KULLaNICILarIN oPeraTÖrLerİNDeN ayrILMa SebePLerİ

TürK TeLeKoM STraTeJİSİNİ DeĞİŞTİrMeLİ Kayıp oranları incelendiğinde Vodafone’un kaybettiği her bir müşteri başına 2,02 müşteri kazandığı görülüyor. Turkcell ise kaybettiği her bir müşteri başına 1,12 müşteri kazanıyor. Ancak Türk Telekom kaybettiği her bir müşteri başına ancak 0,46 müşteri kazanıyor. Araştırma sonuçlarına göre Vodafone ve Turkcell büyümesini sürdürüyor. Ancak Türk Telekom stratejisini değiştirmezse önümüzdeki iki çeyrekte rekabette geride kalacağa benziyor.

150

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

ve hizmetten yararlandığınızı düşünün. Örneğin bankadan para çekiyor, o parayla bir mağazaya girip kendinize ayakkabı alıyor, mobil uygulama üzerinden çağırdığınız taksiye binip yolda da online market alışverişinizi yapabiliyorsunuz. Bu şekilde, insana dokunan her marka ve sektör için servis tasarım sürecinden bahsedebiliriz. Biz varolan servis deneyimlerini iyileştirmek için servisi başından sonuna kadar inceliyoruz. Kullanıcılarla görüşerek, onları gözlemleyerek, müşteri deneyiminin kötü olduğu noktaları ve iyileştirme fırsatlarını net bir şekilde belirliyor ve elimizdeki çıktılarla kullanıcı beklentileri ve marka hedeleri doğrultusunda ideal servisi tekrar tanımlıyoruz. Varolamayan servisleri kurgulamak için de yine çıkış noktamız insan. Odaklanılan alanda insanlar halihazırda bu şekilde bir servis yokken neler yaşıyor, nasıl karşılanmayan ihtiyaçlar var bunları belirleyerek servisin temel fonksiyonunu, aşamalarını ve akışını belirleyebiliyoruz.

Erdem Demir

Ertuğrul Yurdakul

Zeynep Durukan

Emre Kuzlu

2016 I-AM açısından nasıl bir seneydi? E. K.: 2016 senesi, I-AM olarak hem global hem lokal ölçekte, yine pek çok keyili projeye imza attığımız bir sene oldu. Biri otel biri ortak çalışma alanı olmak üzere iki projemizle, insanların yaşam alanlarına dokunduk. Tüm marka kimliği ve iç mimari konseptini tasarladığımız Cloud 7, otelleri yalnızca insanların gidip konakladıkları bir yer olmaktan çıkarıp, deneyim meraklısı milleniallar için yaşam alanı yaratma ikriyle ortaya çıktı. Yine Millenials kuşağının esnek, bireysel ve özgür olma ihtiyacı ve dinamik bir sistemde sosyalleşerek daha verimli olabildiği gerçeği hayatımıza kolektif, paylaşımcı çalışma alanlarını soktu. Bu kapsamda, yeni ikirleri ve iş birliklerini ortaya çıkarmayı amaçlayan paylaşımcı çalışma alanı Ouspace’in de marka ve mimari kimliğini tasarladık.

Aaştırmalara göre müşterilerin yüzde 81’i daha iyi bir deneyim için daha fazla para ödemeye hazır. Bu sonuç “deneyim tasarımı

Odeabank için oluşturduğunuz projeler de bir hayli dikkat çekiyor… Z. D.: Türkiye pazarına girdiğinden beri farklı formatlardaki şube konseptlerini tasarladığımız Odeabank’ın Suadiye şubesini tasarladık. Bağdat Caddesi’nde görkemli şekilde yükselen binanın gücünden faydalanarak; bir yandan teknoloji ve interaktivite aracılığıyla çekim gücü oluşturduk; öte yandan da iç mimaride kurguladığımız modelle banka şubesi gibi olmayan, müşterilerini “ağırlamayı” hedeleyen bir kurgu ortaya koyduk. Uzun süredir farklı projelerde birlikte çalıştığımız Turkcell ile hayata geçirdiğimiz Turkcell Diyalog Müzesi ile kullanıcı odaklı tasarım sayesinde engelli bireylerin hayatını ne kadar kolaylaştırabileceğimizi göstermiş olduk.

Müşteri / kullanıcı deneyimi tasarımı son zamanlarda çok konuşuluyor. Siz bu yükselişi nasıl açıklıyorsunuz? Emre Kuzlu: Bugün deneyime odaklanmak bir zorunluluk. Zira, artık tüketicinin bir yandan bilgiye erişimi çok hızlı, bir yandan da zamanı çok az. Artık kullanıcıların marka sadakatlerinin en önemli belirleyicilerinden biri yaşadıkları deneyim. Dolayısıyla deneyim tasarımı odaklı düşünce hayatımızda daha fazla yer alıyor. “İnsan Odaklı Tasarım” aslında tasarımcıların üretim süreçlerinde sistematik olarak kullandıkları metodolojilerle kullanıcı ihtiyaçlarını ve beklentilerini en iyi şekilde anlamalarını ve bunlara insan odaklı

Global alanda ne tür projelerle öne çıkıyorsunuz? E. K.: Global ölçekte de hem trendlere uyum sağlayan hem de inovatif projelerimize devam ediyoruz. Londra son dönemde yeme-içme alanında farklı konseptlere ev sahipliği yapıyor. Fast foodun “ine dining” ile harmanlandığı, vegan/vejetaryan yemek kültürünün etkilerinin mekana yansıdığı, lokal mutfakların kültürel izleriyle beraber yeme-içme deneyimini şekillendirdiği projeler öne çıkıyor. Biz de bu kapsamda Londra’da KFC restoranları için fast food kültürüyle deneyimi birleştiren bir konsept kurguladık. Sokak yemekleriyle Orta Doğu havasını en iyi şekilde harmanlayan Lumee projesiyle de bu alanda iddialı bir iş ortaya çıkardık. Tüm marka ve mimari kimliğini oluşturduğumuz Ethos ile vejetaryan/vegan restoran algısını bambaşka bir noktaya taşıdık. Açık büfeyle yarattığımız rengarenk podyumu, şık sofra, canlı ağaçlar ve self servis kurgusuyla entegre ettik.

MÜŞTeRİLeR DAhA İYİ BİR DeNeYİM İÇİN DAhA fAzLA öDeMeYe hAzIR! ve yönetiminin” markalar için ne denli hayati bir öneme sahip olduğunun da kanıtı. Peki, deneyim ve marka kimliği ilişkisi nasıl kurulmalı? Hem Türkiye’de hem de global arenada geliştirdiği projelerle dev markalar için deneyim tasarımları yapan I-AM’in Kurucu Ortağı Emre Kuzlu ve Müşteri İlişkileri Direktörü Zeynep Durukan’la “iyi bir müşteri deneyimin sırları”nı konuştuk…

152

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

yeni ve inovatif çözümler sunmalarını sağlayan bir düşünce şekli. Bu sistematik çalışma şekli artık tasarımcıların tekelinde de değil. Günümüzde başarılı olarak nitelendirebileceğimiz markalara baktığımızda, pek çoğunun artık kullanıcı odaklı çözümler ürettiklerini, bunu başarmak için de tasarımı kullandıklarını görüyoruz. Bu bahsettiğiniz tasarım süreci her markaya ve sektöre uygulanabilir mi? Zeynep Durukan: İnsana dokunan her marka ve sektör için deneyim tasarımı yapılabilir. Bir gün içinde ne kadar çok servis

Bankacılık, değişen servis modelleri, yeni aktörler ve çoğalan kanallarla her gün ayrı bir yeniliğe açık bir sektör. Daha önce Avrupa’nın en geniş banka ağına sahip olan Unicredit ile çalışmıştık. Bu sene de yine Avrupa’nın en geniş banka zincirlerinden Raiffeisen ile servis tasarımı kurgusunu baştan ayağa yenileyen projeler üzerinden çalışıyoruz. I-AM 2017’de ne tür projelere odaklanacak? Z. D.: I-AM kurulduğundan bugüne, yani yaklaşık 20 senedir müşteri/kullanıcı deneyiminin önemini vurguluyor. 20 sene önce markaların deneyim konusundaki farkındalığı bu kadar yüksek değildi. Bugün, markaların bu konudaki bilinçlenmesine katkıda bulunduğumuz için mutluyuz. Yeni dönemdeki misyonumuzu ise markaları kendi gündemlerinden bağımsız olarak insanı anlamaya odaklanacakları, servis tasarımı kurgusu üzerinden insan odaklı tasarım ve deneyime yönelecekleri bir noktaya taşımak olarak tanımlıyoruz. Sektörel olarak hedeimiz yine farklı uzmanlıklara sahip markalarla çalışmak. Bankacılık, yenilikleri daha hızlı hayata geçirebildiğinden, değişim süreçlerinde genelde bir adım önde. Ancak, araştırmalara göre müşterilerin yüzde 77’si bankalarının beklentilerini karşılayamadığını söylüyor. Danışmanlık alabileceklerine inandıkları noktada bankalarıyla tüm kaynaklarını paylaşmaya hazır olan yüzde 69 oranında bir kitle olduğu düşünülünce bankacılıkta da farklı temas noktalarında insan odaklı olarak geliştirilecek pek çok detay bizi bekliyor. Öte yandan, günümüzde insan davranışları mercek altına alındığında, örneğin müşterilerin yüzde 81’inin daha iyi bir deneyim için daha fazla para ödemeye hazır olduğunu, iyi tasarlanmış oislerin çalışan memnuniyetini ve verimliliğini yüzde 88’e kadar artırdığını görüyoruz. İnsanı odağa alan çözümlerin kullanıcı memnuniyetini ve tavsiye skorlarını da pozitif yönde etkilediğini düşündüğümüzde, yeme-içmeden ois deneyimine kadar içinde insan olan her alanda kurgulanması gereken ideal deneyimler bizi bekliyor.

zeynep Durukan: “yeni dönemdeki misyonumuzu markaları insanı anlamaya odaklanacakları, servis tasarımı kurgusu üzerinden insan odaklı tasarım ve deneyime yönelecekleri bir noktaya taşımak.” www.marketingturkiye.com.tr

153

SATIRBAŞI

“her oFİSe bİr SarI KoL LazIM!” am zamanında ortaya çıkıp ofis çalışanlarının ihtiyaç duyduğu ürünleri getiren sarı kol arkasında oldukça başarılı bir iş fikri

barındırıyor. Ofix.com ile online’da “Ofis sarf malzemeleri tedariki” olarak tanımladıkları bir sektör yarattıklarını söyleyen Ofix.com Genel Müdürü Gürkan Uğraş 2016’yı 35 milyon Tl’nin üzerinde bir ciroyla kapatmayı beklediklerini söylüyor. Röportaj: Günseli Özen [email protected] Ferruh Altun ferruh @marketingturkiye.com

“OFıx.coM” BiR iHTiYAçTAn DoğDu…



oix.com’un kuruluş hikayesi YOO Mimarlık’ın kurucularının farklı lokasyonlarda bulunan şantiyelerine ois malzemesi temin edip dağıtacak bir yer aramasıyla başlıyor ve bu alanda bir açık olduğunu tespit ediyorlar.

Gürkan Uğraş Ofix.com Genel Müdürü



Bu sırada Amerika’daki Staples örneğini görüyorlar ve o girişimci ruhla bu iş modelini Türkiye’de hayata geçirmeye karar veriyorlar. 2011’de oix. com domainini satın alıp şirketi kuruyorlar.

KıRTASiYE işiMizin SADEcE üçTE BiRini oluşTuRuYoR



Birçok insan bizi kırtasiyeci olarak görse de kırtasiye bizim işimizin üçte birini kapsıyor. Atıştırmalık kurabiyeden tuvalet kağıdına, yazıcıdan telefona kadar bir oiste olması gereken her şeyi temin ediyoruz. Normalde Türkiye’de olmayan bu kategoriyi biz “Ois sarf malzemeleri tedariki” olarak tanımlıyoruz.

154

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016





Kategoriyi biz yarattık ama bu alanda hizmet vermek isteyen başka kurumlar da olacaktır. Pazarın lideri olarak biz işimizi iyi yaparsak ortaya da ayakları yere basan sağlam bir sektör çıkacaktır.

Bizden önce bu işe başlamış ancak geleneksel yöntemlerle hizmet veren çok irma var. Ancak geleneksel kafa e-ticaret mantığını anlayamıyor. Dükkanda bir malı üç liraya satarken, internette aynı ürünü beş liraya satmaya çalışıyor. Zaten online’da satış yapmak gibi bir dertleri de yok.

www.marketingturkiye.com.tr

155

SATIRBAŞI

GELENEKSEL BiR işi onlınE PlATFoRMA TAşıDıK



10 kategoride, 11 bine yakın ürünümüz var. 50 TL üstündeki alışverişlerde Türkiye’nin her yerine kargo ücretsiz.



Fiyat kampanyaları yapıyoruz ama iş modelimizin merkezinde iyat rekabeti yok. Çünkü eğer oiste kahve bittiyse sizin o anda en büyük derdiniz o kahvedir. Kahvenin kaç lira olduğu değil. Tabii ürünlerimizin iyatları da piyasa ortalamasında.



Satışlarımızın yaklaşık yüzde 50-55’i İstanbul pazarında gerçekleşiyor ve İstanbul’dan sipariş edilen ürünlerin yüzde 95’ini kendi araçlarımızla teslim ediyoruz. 10 binden fazla ürünle oislerin temel ihtiyaçlarını karşılayan Oix, 2016 yılı sonunda 35 milyon TL üzerinde bir gelire koşuyor.

3 bin metrekarelik depomuzda 35 kişi çalışıyor. Sattığımız ürünlerin yüzde 95’i stoklu, yüzde beşlik kısmıysa üçüncü parti ürünlerinden oluşuyor. Stok tutma konusunda biz ilk baştan beri “Sattığımız her mal, bizim stoğumuzda duracak” diyoruz. Müşterinin hiçbir yerde bulamadığı ürünü biz, birkaç gün içinde temin edebiliyoruz. Toplamda 133 çalışanımız var ki bunlardan 28’i kurumsal satış departmanımızda çalışıyor.



Ankara için güzel çalışmalarımız var. Bursa ve İzmir bir sonraki durağımız. Önemli olan hızlı büyümek değil sağlıklı ve hizmet kalitesini düşürmeden büyümek.

TüM oFiS iHTiYAçlARını TEK KAYnAKTAn SunuYoRuz



Her şeyi aynı çatının altında bulabilmek büyük bir avantaj çünkü raporlaması ve harcamaların kontrolü daha kolay oluyor. Bu da ois yöneticilerinin işini çok kolaylaştırıyor.



İstanbul’da 10 kişinin altında çalışanı olan ois sayısı 3 milyon civarında… Tüm ois sayılarını ve kaç kişi çalıştıklarını araştırdık. Bu ois sayılarını devletin yayınladığı istatistiklerle değerlendirdik ve stratejilerimizi de buna göre belirledik.

HER oFiSE BiR SARı Kol lAzıM



Aslında reklam ilmlerimizde gördüğünüz sarı kol bizim ne yapmak istediğimizi anlatıyor. Sarı kol oiste insanların tam ihtiyacı olduğu anda, ihtiyaç duyduğu şeyi getiriyor. Sarı kolun zamanında gelmesi ve ne lazımsa onu getirmesi gerekiyor…



Sarı kol konsepti ajansımız Güzel Sanatlar Blab’in ikriydi. Lansmanımızı yaparken bu ikiri sundular ve doğrusu biz de ikre bayıldık…

156

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

35.000.000 TL 1 BİNDEN FAZlA üRüNlE OFİSlERİN TEMEl İHTİYAÇlARINI KARŞIlAYAN OFİx 2016 YIlI SONUNDA 35 MİlYON Tl üZERİNDE BİR GElİRE KOŞUYOR.

400.000 AYDA 400 BİNİN üZERİNDE ZİYARETÇİYE VE 2 MİlYONDAN FAZlA SAYFA GÖRüNTülEMEYlE SAAT 16:00’YA KADAR GElEN SİPARİŞlERİ ERTESİ GüN MüŞTERİlERİNE UlAŞTIRIYOR.

8.000 OFİx’E ORTAlAMA BİR GüNDE 2 BİN FARKlI KAlEMDEN 8 BİN ADETTEN FAZlA üRüN TAlEBİ GElİYOR.

SıRADA BuRSA vE izMiR vAR



RAKAMLARLA OFIX

13

MARKA SADECE İSTANBUl’DA 13 ARACIYlA HER GüN YüZlERCE SİPARİŞİ OFİSlERE TAŞIYOR

100.000+ OFİx’İN WEB SİTESİNE KAYITlI 100 BİNİN üZERİNDE BİREYSEl MüŞTERİSİ BUlUNUYOR.

10 MilYAR Tl’liK PAzARın YüzDE 10’unu onlınE SATışlAR oluşTuRuYoR



Pazarın büyüklüğüne ilişkin net rakamlar yok ama biz 10 çalışanı olan bir oisin aylık ois malzemesi harcamasının ne kadar olduğunu biliyoruz. Böyle hesaplayınca 10 milyar TL büyüklüğünde bir pazarın olduğunu görüyoruz. Bu rakamın yüzde 10’u yani 1 milyar TL’si online tarafta gerçekleşiyor. Bizde de bu pazarda lider olmak istiyoruz. Fakat pazarın büyümesini hızlandırmak gerekiyor.



Türkiye şartlarında hep internet satışı daha ucuz olmalıdır düşüncesi var. Aslında internet ucuz olmak zorunda değil. Sonuçta biz de insan çalıştırıp kira ödüyoruz. Üstelik Google’da sürekli harcama yapmamız gerektiği gibi bir gerçek de var.



İnsanlar interneti bir business olarak değil, bir fırsat kapısı olarak görüyor. Bu bence bizim önümüzdeki en büyük sıkıntı. Bu aynı zamanda e-ticaretin değersizleşmesine yol açıyor. Biz gerçek bir business yapıyoruz ve bunun ciddiyetini bazen insanlara hissettirmekte zorlanıyoruz.

GİTTİGİDİyor’DaN e-TİCareTTe baŞarILI oLMaNIN 10 SIrrI ürün bilgilerine kolay ulaşma, detaylı ürün karşılaştırma, kargo ve ödeme seçenekleri gibi birçok avantaj nedeniyle internet üzerinden alışveriş artık yaşamımızın bir parçası haline geldi. Türkiye’de e-ticaretin ev sahibi GittiGidiyor, sizleri e-ticarette başarıya götürecek 10 sırrı açıkladı.

sunmanız ve sisteminizi alternatif online ödeme sistemlerine entegre etmeniz sizi rakiplerinizin önüne geçirir.

ürün tanıtımı eksiksiz olmalı Müşterilerinizi ilk yakaladığınız sayfa ürün tanıtım sayfası. Ürün sayfanız dikkat dağıtmayacak ölçüde sade ama zengin görsellerle desteklenmeli. Bu nedenle şüpheye yer vermeyecek şekilde kargo, ödeme, kullanıcı yorumları gibi detaylar açıkça verilmeli. Unutmayın, başarılı ticarette güven esastır ve bu e-ticarete de geçerli. Yenal Gökyıldırım Media Markt Türkiye İcra Kurulu Başkanı

Halil Erdoğmuş E-bebek Yönetim Kurulu Başkanı

TeK KaNaLDaN aLIŞVerİŞ yerİNe ÇoK KaNaLLI aLIŞVerİŞ

eN büyüK MaĞazaMIz İNTerNeT

“Dijitalleşmenin ivme kazanmasıyla birlikte e-ticaretin hacmi her geçen gün artıyor. Sektördeki bu büyümenin sonuçlarından en önemlisiyse tek kanaldan alışveriş yaklaşımının yerini çok kanallı yaklaşıma bırakmış olması. Bu nedenle online kanalımız mediamarkt. com.tr dışında GittiGidiyor.com üzerindeki mağazamızı oline mağazalara trafik yönlendirmede çok kıymetli bir platform olarak görüyoruz. Oline mağazaya gitmeden online mağazayı ziyaret eden kullanıcıların satın alma oranlarının çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Bu nedenle 2016 yılında çok kanallı yapımız öncelikli yatırımlarımız arasında yer almaya devam edecek.”

“Biz internet ortamını daha spesifik ifadeyle e-ticareti bir satış kanalı olarak değil öncelikle pazarlama iletişim kanalı olarak görüyoruz. Bu yüzden ‘En büyük mağazamız internet’ şeklinde bir sloganımız var. Her ne kadar perakende sektöründe çok ciddi ve büyük yatırımlar yapsak da ebebek.com dışında GittiGidiyor üzerinde bulunan mağazamızı da geliştirmeye yönelik çalışmalarımız devam ediyor. İnternet üzerindeki varlığımız Türkiye geneline yayılmış 77 tane fiziksel mağazamızı tüm rakiplerimize karşı öne geçiriyor. Bu yüzden mağaza ve online birimlerimizin tam bir uyum içinde çalışmalarını oldukça önemsiyoruz.”

Etkin stok yönetimi Stoku biten ve hala trend olan ürünlerinizi mutlaka stoklarınıza ekleyin. SEO’da geri düşmemek için tükenen ürünlerinizin sayfalarını kapatmayın, kullanıcı dostu bir şekilde düzenleyin. Bu sayfalara ürünün stokta olmadığını açıkça yazın ve alternatif ürünler önerin.

Mobil optimizasyon gerekli Ülkemizde 41 milyon akıllı telefon kullanıcısı var. Ayrıca Türkiye’de online alışveriş yapanların yüzde 53’ü akıllı telefonlarını kullanıyor. Bu nedenle günümüzün mobil dünyasında yalnızca web sitesiyle var olabilmeniz mümkün değil. E-ticarette başarılı olmak için sorunsuz bir deneyimle müşterilerinize sitenizin mobil versiyonunu sunmalısınız.

Sosyal ağlar pazarlama için vazgeçilmez teslimat öncesi ve sonrası kargo süreçleriyle ilgili müşterilerinizi eksiksiz bilgilendirmelisiniz.

Kolay ulaşılabilir olan öne çıkar

İ

158

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

Müşteri memnuniyeti her şeyin üstünde Büyümeyi hedeleyen birçok irma satışa odaklansa da e-ticarette esas olan müşteri memnuniyetidir. Kolay iade imkanı, 7/24 destek tüketiciler için başlıca tercih sebebi. Satış sonrası sorunsuz destek hizmeti sunmanız hem müşteri sadakatinizin gelişmesini hem de viral pazarlamayla yeni müşteriler kazanmanızı sağlayacak.

Hızlı teslimat yapan kazanır Hızlı ve güvenilir teslimat sizi rakiplerinizin önüne taşıyacak. Müşterilerinizi cezbetmek için mutlaka birden fazla kargo irmasıyla anlaşma sağlamalı, alternatif teslimat seçenekleri sunmalı,

Etkili SEO çalışması olmadan yükselemezsiniz. Türkiye’de e-ticaretin ev sahibi GittiGidiyor’un toplam traiğinin büyük oranını organik hitlerin oluşturduğu düşünülürse bu konunun önemini anlamak daha kolay olur. Öne çıkmak için kullanacağınız içerikler özgün, doğru ve doyurucu olmalı. Ayrıca internette pek çok yerde bağlantınız bulunmalı. Bunu sağlamak için reklam, blog, sosyal medya, forum gibi mecraları kullanabilirsiniz.

Bol seçenek bol müşteri demek Ürünlerinizin alternatileri, renk, beden, model gibi farklı çeşitleri olmalı. Ödeme alt yapınızda da alternatiler bulunmalı. Ülkemizde 54 milyon bireysel kredi kartı bulunduğu düşünüldüğünde olabildiğince fazla bankanın kredi kartına taksit avantajı

Tanıtım olmadan olmaz Ürününüz ne kadar iyi olursa olsun potansiyel müşterilerinizle buluşmak için reklama ihtiyacınız var. İşe düşük maliyetli internet reklamlarıyla başlayabilirsiniz. Tanıtım ve pazarlama her zaman önceliğiniz olmalı.

Kişiye özel reklam stratejisi Dijital dünyada olduğu gibi e-ticaret sektöründe de kişiselleştirmenin önemi çok büyük. Pazarlama tekniklerinizi bu gerçeği dikkate alarak şekillendirmeniz gerekiyor. Kişiye özel pazarlama daha fazla etkileşim ve müşteri sadakatinde artış sağlar.

Bu bir advertorial'dir

nternet kullanıcı sayısındaki yükseliş ve irmaların geniş kitlelere ulaşma ihtiyacına paralel olarak büyüyen e-ticaret sektörü çok büyük fırsatlar sunuyor. Özellikle mobil cihaz kullanımının artması, ürün seçeneği, iyat avantajı gibi nedenlerle e-ticaret gitgide daha popüler hale gelecek. Rakamlar da bunu destekler nitelikte. Ülkemizde 46 milyon internet kullanıcısı var ve 10 milyonu aşkın kişi internetten alışveriş yapıyor. 10 sene içinde bu sayı artmaya devam edecek. Artan bu talebi karşılamak için sektöre yeni oyuncular katılıyor. Peki, sürekli gelişen bu sektörde başarılı olmak için ne yapmanız gerekli? İşte e-ticaretin ev sahibi GittiGidiyor’dan sizi başarıya götürecek 10 altın kural:

Türkiye’deki aktif sosyal medya kullanıcı sayısı 42 milyon seviyesinde bulunuyor. Bu yüzden sosyal medyada mutlaka yerinizi almalısınız. Tabii bununla da yetinmemeli hedef kitlenizi iyi analiz etmeli, onlara trendlere uygun içeriklerle ulaşmalısınız.

DİJİTAL TREND

İkinci el giysi ve eşyalar için mobil öncelikli pazar yerleri arasındaki rekabet hem Türkiye’de hem de dünyada gün geçtikçe artıyor. Paylaşım ekonomisi açısından değerlendirildiğinde kaynak kullanımını da bir hayli azaltan ikinci el sektörü, mobilin yükselişiyle daha da ivme kazandı. Mobil öncelikli ikinci el pazar yerleri girişimciler için ne tür fırsatlar yaratıyor? Bu uygulamalar son yıllarda neden bu kadar popüler hale geldi? Tüm bu soruların cevaplarını ikinci el pazar yeri uygulamalarının girişimcilerinden dinledik… Haber: Selin Sayar Tekkuş

[email protected]

Büyük bir hevesle alıp zaman içinde türlü sebeplerle kullanmayı kestiğiniz ancak atmaya da kıyamadığınız eşyalarınızı artık tek bir “tık”la ikinci el mobil pazar yerlerinde satışa çıkartabiliyorsunuz. Bunlar, zamanında oldukça pahalıya ya da tam tersi çok uygun iyata aldığınız eşyalar olabilir, hiç önemli değil. Artık her segmentte ürünü satışa çıkartabileceğiniz, kullanıcı kitlesi ve alıcı proili belli olan uygulamalar mevcut. Çoğu öncelikle mobil üzerinden satışla büyüyen bu girişimler global ölçekte ciddi yatırımlar alıyor. E-ticaret sektörüne farklı bir boyut kazandıran bu uygulamalar, pazarlamacılar açısından da yeni bir fırsat alanı olarak gösteriliyor. İnternet üzerinden alışverişin en büyük sorunlarından biri olan “kargo” işlemleri için de çözüm arayışında olan bu ikinci el mobil uygulamalar, kargo şirketleriyle anlaşmalar yaparak kargoda yaşanan sorunları da ortadan kaldırmayı hedeliyor. Türkiye’de faaliyet gösteren letgo, Gardrops, Dolap, Zebramo, ModaCruz ve Dekopasaj ikinci el mobil pazar yerlerinin en bilinenleri.

letgo

İKİNcİ eL ALIŞVeRİŞTe “MoBİL” TReNDİ YÜKSeLİYoR! 160

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

- Geçtiğimiz Mayıs ayında gerçekleşen yatırım turunu 100 milyon dolar yatırımla kapattı. - Eylül ayında Naspers’tan bir 100 milyon TL daha yatırım aldı. - Türkiye, letgo’nun en büyük pazarı olarak gördüğü ABD pazarından çok daha hızlı büyüme gösteriyor. - letgo lansmanı ardından bir haftada iOS’un en popüler aplikasyonlar listesinde birinci oldu. - Hem IOS, hem de Android markette en çok indirilen 10 uygulama arasında.

GARDRoPS - Kurucuları Ertuğrul Özpolat ve Zeynep Zenel. - 1,5 yıl önce kurulan uygulama o günden beri 1 milyon TL üzerinde yatırım aldı. - İlk olarak web sitesine öncelik verse de asıl çıkışı mobile geçince yaşıyor. - Şu an 700 bin kullanıcısı var ve günde 15 bin işlem gerçekleşiyor. - Her gün 200 bin TL değerinde yeni ürün ekleniyor. - Toplam envanter büyüklüğü 2016 son çeyreğinde 1,5 milyon adete ulaşmış durumda. - Markafoni.com’un Kurucu Ortağı ve eski CEO’su Sina Afra ve Lidyana.com’un CEO’su Hakan Baş da Gardrops’un yatırımcıları arasında.

zeBRAMo - Kurucuları Bora Savaş, Kaan Aslan ve Fatih Köksal. - Tüm segmentleri kapsıyor. - iOS uygulamasını Mayıs 2015’te, Android uygulamasınıysa Temmuz 2015’te yayınladı. - Şuanda 1 milyon kullanıcısı var. - 2 milyondan fazla ürüne ev sahipliği yapıyor.

MoDAcRuz - Melis Güçtaş, Onur Selamet ve Ünal Kurt tarafından üç yıl önce kuruldu. - Lüks moda markalarının ikinci el pazar yeri. - 2016’ya 2,5 milyon dolar yatırımla başladı. - Geçen sene yüzde 500 büyüdüğünü duyurdu. - Kullanıcı sayısı 1 milyonu geçti. - Kullanıcılarının yılın ilk üç çeyreğinde 90 milyon TL tasarruf ettiğini paylaştı.

DoLAP - Cenk Çivici, Yiğit Darcın ve Hande İzmirlioğlu tarafından geçtiğimiz Nisan ayında kuruldu. - İlk mobil uygulamasını Temmuz ayında yayınladı. - Kısa sürede App Store’da ilk 10’a girdi. - Earlybird Digital ve East Fund’ın tohum yatırım desteğiyle gelişiyor. -Satışlardan yüzde 20 komisyon alıp gelir yaratıyor.

www.marketingturkiye.com.tr

161

DİJİTAL TREND

ürüNLerİ yaPay zeKayLa KaTeGorİze eDİyorUz ✓ İkinci el ürün pazarının büyüklüğü dünyada milyarlarca dolarla ölçülüyor. Ancak bu pazarda hizmet veren irmalar değişen yaşam tarzına, yani mobil dönüşüme uyum sağlamakta geç kalmış durumda.

Onur Kavak letgo Türkiye Pazarlama Direktörü

✓ letgo satıcıların ürünlerini görüntü teknolojileri ve yapay zeka kullanarak otomatik olarak tanımlayan ve kategorize eden tek uygulama. ✓ Gelişen teknolojiler letgo kullanıcılarına vakit kazandırmak ve kolaylık sağlamakla beraber, tek bir kelime yazmadan veya iyat belirtmeden sadece birkaç saniyede ürün paylaşmalarını sağlıyor. ✓ Uygulamamız, ikinci el ekonomisinin mobil alanda yaygınlaşmasında önemli rol oynuyor. ✓ Sürdürülebilir büyüme adına büyük fırsatlar görüyoruz ve tüketicilerin yerel ürün alım ve satımındaki dönüşümünün başında olduğunu düşünüyoruz.

✓ Bugün izlediğiniz iletişim kampanyalarımız, platformumuzun insanların hayatına neler katacağını göstermeyi amacıyla kurgulandı. letgo ile ikinci el ürün alıp satmak hem çok kolay hem de eğlenceli diyoruz.

aLIŞVerİŞİ ÖLü yaTIrIM oLMaKTaN ÇIKarTIyorUz ✓ Bireyler arasında yapılan bu alışveriş sayesinde hammaddelerin azalmasını ve doğal kaynakların tükenmesini bir nebze önleyerek uzun vadede ülke ekonomisine de bir katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.

Bora Savaş Zebramo Kurucu Ortak

✓ C2C pazarının gelişmesi ve büyümesindeki en büyük etkenlerden biri; akıllı telefonların yaygınlaşması. ✓ Eskiden, satışı sadece belli başlı tedarikçiler yaparken bugün internetin gelişmesiyle ve yaygınlaşmasıyla isteyen herkes pazara dahil olabiliyor.

✓ Türkiye’de ve dünyada ikinci el pazarında ulaşılmayı bekleyen ciddi bir potansiyel var. ✓ Evinizde kullanmadığınız ancak atmaya da kıyamadığımız ürünlerin satılmasını sağlayarak alışverişi ölü yatırım olmaktan çıkarıp, ek gelir elde edebilmenizi sağlıyoruz.

162

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

✓ Genel olarak alıcı ve satıcıyı buluşturan pazaryerleri (C2C, B2C, B2B2C), kullanan kişi sayısı arttıkça kullanım değerinin de arttığı (network effect), dünyanın neresinde olursa olsun doğru stratejilerle yönetildiğinde mutlaka çok büyük başarıları yakalayan bir iş modeli. ✓ Bu işi kurmak, dengeli bir şekilde geliştirmek ve yönetmek deneyim gerektiren zor bir iş. Alıcı ve satıcı sayısını dengeli bir şekilde büyütebilen, alıcılarla satıcıları doğru bir şekilde birbiriyle buluşturabilen (match-making) girişimlerin başarılı olma ihtimali yüksek.

DİJİTAL TREND

İKİNCİ eL MobİL PazarININ büyüMeSİ reKabeTİ TIrMaNDIraCaK ✓ İkinci el pazar yerinin mobil odaklı yükselişi paylaşım ekonomisin bir türevi aslında. Tüketiciden tüketiciye yapılan e-ticaret, ürün ve hizmet çeşitliliğini arttırarak eş zamanlı olarak operasyonel yükü de azaltan bir etken.

Hayal Gücünüzü Uçurun FESPA Eurasia | 8-11 Aralık 2016 | CNR Expo

✓ İkinci elin sağladığı iyat avantajı ve yurt dışındaki ve Türkiye’deki büyük sanal pazar yerlerinin karmaşıklığı, ürün bulmada, ürün bilgisine ve yorumlarına ulaşmadaki zorluklar, kürasyon eksikliği gibi nedenler, özellikle moda ve trend algısının ön plana çıktığı kategorilerde insanların dikey pazar yerlerine yönelmesini sağladı. ✓ Tüketici dikey ikinci el pazar yerlerinde bir “community feel” bulabiliyor, benzer bakış açısındaki insanlarla konuşabiliyor, trendleri takip ederek benzer kategorideki ürünleri daha organize ve daha kolay ulaşılabilir, daha uzmanlaşmış bir ortamda bulmuş oluyor.

✓ İkinci el mobil pazarın geleceğinde; teknoloji odaklı ve inovasyonu tüm hizmet alanlarına entegre eden kullanıcı dostu irmalar kazanacak. ✓ Türkiye’de ikinci el mobil pazarının büyümesi rekabeti üst noktalara taşıyacak bu da hepimiz için pozitif bir durum.

Sina Afra Girişimci ve Yatırımcı

✓ Dünya insanları her gün daha çok tüketmeye iten bir yapıdayken bu tarz girişimler ekonomiye katkıda bulunarak tüketim ekonomisine de bir nebze ket vuruyor. ✓ Başarılı girişimler bu alanda son zamanlarda istedikleri ivmeyi tutturamamış diğer büyük oyuncular ve pazar yerleri tarafından da dikkat çekiyor ve hem yatırım, hem işbirlikleri, hem de ortaklıklar kurarak daha da büyümenin yolunu açıyor.

İŞ MoDeLİMİz KULLaNICILara GİrİŞİM FIrSaTI SUNUyor ✓ Tüketimin ciddi bir seviyeye ulaştığı için bireylerin elindeki envanterlerin toplamı yeni bir market oluşturabilecek kadar fazla.

Melis Güçtaş ModaCruz Kurucu

✓ Yalnızca Türkiye’de ikinci el moda kategorisinde 100 milyon dolarlık bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz, öte yandan bu büyüme yalnızca mobil üzerinde varolunduğu sürece yakalanabilir. ✓ Şu anda e-ticaret genelinde alışverişlerin yarısından çoğu mobil üzerinden gerçekleşiyor. Amerika’da 22 milyar dolarlık bir endüstri olmakla beraber, Avrupa, Hindistan, Çin’de de büyümesini sürdürüyor.

✓ İkinci el kavramının genel olarak yaygınlaşmasının en büyük sebep; global düzeyde kaynakların giderek azalmasıyla alım gücünün düşmesi ve buna bağlı olarak insanların daha sürdürülebilir bir tüketim modeline geçme eğilimi. 164

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

✓ Biz iş modelimizin bizi kullanan tüm kullanıcılarımıza da girişim fırsatı sunuyor olmasını oldukça önemsiyoruz.

En kapsamlı bölgesel fuara davetlisiniz. Geniş format dijital baskı, serigrai baskı, tekstil baskı, endüstriyel reklam ve konfeksiyon süsleme sektörlerindeki en son teknojileri keşfedin

Kodu kullanarak kayıt yapabilirsiniz: EURA608 WWW.FESPAEURASIA.COM Sponsor

World Wrap Masters Ortağı

Ared Ortaklığı ile

✓ Şu anda kurumsal işini bırakarak, ModaCruz üzerinden satış yaparak hayatına devam eden, sonrasında da bunu profesyonel olarak kendi işi haline getiren binlerce kadın girişimcimiz var.

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.

ARAŞTIRMA

CoLGaTe’TeN reKLaM aTaĞI

MICroSoFT eKİM’De raKİPLerİNe FarK aTTI Bilgisayar donanım sektörünü basın yansımaları açısından değerlendiren Ajans Press’in Ekim ayı verilerine göre Effect Burson Marsteller’la çalışan Microsoft 575 haberle en çok konuşulan marka oldu. Onu 295 haberle Cohn & Wolfe’la çalışan Samsung ve 228 haberle Effect Burson Marsteller’la çalışan Intel takip etti.

Shell haber dağılımı YEREL

ULUSAL

82

YURT DIŞI

137

113

Microsot

20

teleV i zyon

Shell haberlerinin yayın tipine göre dağılımı

BP haberlerinin yayın tipine göre dağılımı

276

SHELL haberlerinin medya grubuna göre dağılımı✱

132

13

12

Turkuvaz

Doğan

74

6

5

5

Yeniçağ Grup

Enerji

Ciner

28

Marka

Medya

Süre

Süre

Colgate

163,630

TV8

69,936

Molped

156,219

Show

67,336

Gillette

62,203

FOX

66,916

Kotex

53,159

Kanal 7

63,730

Palmolive

50,840

atv

58,942

Samsung

Intel

Sony

IBM

Marka

Haber Adeti

Stxcm

Tiraj

Reklam Eşdeğeri $

28

25

10

10

Microsot

575

143,346

62,175,794

6,303,415

Turkuvaz

26

21

8

10

4

Samsung

295

37,095

23,019,688

1,773,818

Yeniçağ Grup

13

4

7

1

3

Intel

228

47,176

11,899,275

1,498,622

Ciner

9

5

2

0

3

IBM

100

26,456

10,674,401

972,923

Star Medya Grubu

4

7

6

0

0

Sony

99

19,221

9,185,107

1,033,503

yayIN TİPİNe GÖre haber DaĞILIMI / baSIN

haber DaĞILIMI / baSIN Ulusal

Yerel

Yurt Dışı

Özel Dağıtım

Bölgesel

Microsot

275

125

106

49

20

Samsung

149

94

37

8

Intel

128

55

9

IBM

55

22

Sony

53

25

MARKETING TÜRKİYE

Dergi

Dergi Ek

Gazete

Gazete Ek

Microsot

193

18

341

23

7

Samsung

56

3

226

10

20

16

Intel

80

3

109

36

9

7

7

IBM

37

3

55

5

13

3

5

Sony

29

2

61

7

ARALIK 2016

EN FAZLA REKLAM YATIRIMI YAPAN MARKALAR

EN FAZLA REKLAM VEREN ALT SEKTÖRLER

Marka

Sayfa

Ana Yayın

Sayfa

avon

36.00

Cosmopolitan

30.50

Estee Lauder

17.00

Marie Claire Türkiye

29.00

Nuxe

17.00

Instyle

25.00

Watsons

16.00

Elle

21.00

Bio-Oil

12.50

Vogue Türkiye

20.00

gazete

65

166

EN FAZLA REKLAM ALAN TV KANALLARI

GeNeL TabLo / baSIN

Doğan

Marka / Firma

EN FAZLA REKLAM YATIRIMI YAPAN MARKALAR

Dergi

MeDya GrUbUNa GÖre haber aDeDİ / baSIN Medya Grubu

ÖZEL DAĞITIM

Nielsen’in kişisel bakım ve kozmetik sektörüne yönelik Ekim ayı analizlerine göre Colgate 7 bin 651 reklamla rakiplerini geride bırakırken, onu 4 bin 842 reklamla Gillette, 4 bin 85 reklamla Canbebe takip etti.

Marka

EN FAZLA REKLAM YATIRIMI YAPAN MARKALAR

EN FAZLA REKLAM ALAN GAZETELER

Marka

Santim

Medya

Prima

4,200.00

hürriyet Gazetesi

4,242.00

Avon

2,444.00

Sabah Gazetesi

4,060.00

Philips

1,260.00

Sözcü Gazetesi

2,579.00

Vichy

1,120.00

Posta Gazetesi

2,408.00

Allergan Medical Aesthetics

936.00

Milliyet Gazetesi

1,801.50

Santim

raDyo EN FAZLA REKLAM YATIRIMI YAPAN MARKALAR

EN FAZLA REKLAMI ALAN RADYO KANALLARI

Marka

Adet

Ana Yayın

Süre

Prima

26,519

JoyTürk

5,655

Gillette

9,641

Metro FM

4,249

Joker

8,333

Kral FM

4,242

Bio Z

3,043

Süper FM

4,022

Radyo 7

3,899

Transmed Saç Kozmetik Cerrahi Kliniği 1,647

www.marketingturkiye.com.tr

167

KAMPANYALAR

İşte geçen sayının

1

Reklamveren: McDonal’s Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul

beğenilen kampanyaları Bilindiği gibi Marketing Türkiye dergisinde yer alan reklam kampanyaları derginin web sitesinde okuyucularımız tarafından oylanıyor ve ilgili sayının en beğenilen kampanyası seçiliyor. Dergimizin 1 Kasım 2016 sayısında yer alan reklam kampanyaları yine Marketing Türkiye okuyucuları tarafından belirlendi. Sitemizi ziyaret edip kampanyaları oylayan okurlarımızın en beğendiği reklam kampanyası TBWA\İstanbul’un McDonald’s için hazırladığı reklam ilmi olurken, ikinci sırayı Rabarba’nın Enpara.com için hazırladığı reklam kapıyor. Üçüncü sırada ise Punch’ın Cipso için hayata geçirdiği reklam ilmi yer alıyor. En beğenilen kampanyalarda siz de başarılı bulduğunuz reklam ilmlerine oy vererek, kampanya ile ilgili düşüncelerinizi bu sayfa aracılığı ile tüm Türkiye’ye ulaştırabilirsiniz.

2

Yeni yıl hediyeniz CEREBRAL PALSY’LİLERE UMUT OLSUN

Reklamveren: Enpara.com Reklam Ajansı: Rabarba

3

Reklamveren: Cipso Reklam Ajansı: Punch

Kahve Dünyası’nın belirli mağazalarından ve internet sitesinden satın alacağınız bir kutu çikolata ile hem sevdiklerinizi hem de Cerebral Palsy’li çocukları sevindirin.

Yemeksepeti’nde hesap günü KAMPANYA KÜNYESİ

Suç ve Ceza isimli yeni kişiselleştirme projesiyle Yemeksepeti, üç aydır sipariş vermeyen kullanıcılarını geri kazanmayı hedeliyor. Bunun için bir ilke imza atarak yönetim ekibini kullanıcısıyla dijital ortamda birebir karşı karşıya getiriyor. Üstelik yönetim ekibi kullanıcı memnuni-

168

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

yeti için alacakları her türlü cezaya da razı. Hikayenin en başından itibaren kullanıcının tarafında olan CEO Nevzat Aydın da “3 aydır gelmiyor diye kullanıcıya trip mi atıyorsunuz” diyerek direktörlere zor anlar yaşatıyor. Video interaktif sitesiyle kişiye özel eğlenceli bir deneyim sunuyor.

Reklamveren : Yemeksepeti Reklamveren Yetkilisi : Okan Erol Reklam Ajansı : Bentego Kreatif Direktör : Güneş Kurtkaya Yaratıcı Ekip : Okan Erol ve Ergin Güngör Stratejik Planlama : Okan Erol ve Ergin Güngör Prodüksiyon Ekibi : Bentego & Yemeksepeti Prodüksiyon Şirketi : Bentego & Yemeksepeti Yönetmen : Ogan Koçkan Prodüksiyon ve Sanat Yönetmeni : Cihan Alpay Kullanılan Mecra : İnternet, TV, sinema

Her bir kutu Vakfımıza 5 TL bağış olacak ve toplanan bağışlar ile Cerebral Palsy’li çocukların eğitimleri desteklenecektir.

Kurumsal Satış Yetkilisi Ayla Uluğ 0212 244 07 00/136 0530 313 75 19

Satışa Sunulan Şubeler (Bostancı) 0216 410 29 60 (Kabataş) 0212 293 12 06 (Suadiye) 0216 362 79 13 (İstinye Migros) 0212 229 47 24

KAMPANYALAR

KAMPANYA KÜNYESİ Reklamveren Reklamveren Yetkilisi

D-Smart’tan dostdoğru bir kampanya MullenLowe İstanbul’un D-Smart için hazırladığı ve beş reklam ilminden oluşan kampanyanın ilk ilmi yayında. “Siz de dostdoğru D-Smart’a gelin” sloganıyla yola çıkan kampanya, D-Smart’ın doğru, dürüst

: D-Smart : Özlem Çitçi, Müjde Erhanoğlu Lör, Gizem Gürzoğlu Reklam Ajansı : Mullen Lowe Executive Kreatif Direktör : Emrah Akay Kreatif Direktör : Erdem Suyolcu Yaratıcı Ekip : Erman Anıt, Emre Lafçı Müşteri İlişkileri : Talan Yörük, Burcu Can Akpeçe, Mehmet Ali Bahçeli Stratejik Planlama : Yusuf Muslubas, Aslı Koparal Prodüksiyon Ekibi : Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun Prodüksiyon Şirketi : IFP Yönetmen : Serdar Işık Kullanılan Mecra : İnternet, TV, Açık hava

ve müşteri dostu politikasına vurgu yapıyor. Kampanya, iki altın Efie dahil olmak üzere birçok ödül kazanan “Televizyonunuz sizi uyutmasın” kampanyasını bir adım ileri taşımayı amaçlıyor.

Kiğılı’da değişim başladı… KAMPANYA KÜNYESİ Reklamveren Reklamveren Yetkilisi Reklam Ajansı Ajans Başkanı Yaratıcı Yönetmen Yaratıcı Grup Müşteri İlişkileri Yönetmen Görüntü Yönetmeni Prodüksiyon Şirketi Yapımcı Post Prodüksiyon Solist Aranjör Mecra

Kiğılı, dünya trendlerini takip eden tasarımlarıyla hazırladığı yeni imaj ilmini #DegisimKigilida sloganıyla yayınladı. Yeni imaj ilminin çekimleri Kiğılı Cevahir mağazasında gerçekleştirildi. #DegisimKigilida

sloganıyla hazırlanan videoda 10 yetenekli dansçı, tüm zamanların en çok sevilen şarkılarından olan Vaya Con Dios grubunun hareketli ve keyili “Nenanana” şarkısının Kiğılı uyarlamasıyla performans sergiliyor.

Tuba ünsal Karaca için “inci Küpeli Kız” oldu İnci Yemek Takımı Fine Pearl’ün Y&R İstanbul tarafından hazırlanan reklam kampanyasında ünlü ressam J. Vermeer’in dünyaca ünlü “İnci Küpeli Kız” tablosundan ilham alındı. Yönetmenliğini Fatih Kızılgök’ün yaptığı ilmde İnci Küpeli Kız’ı Tuba Ünsal canlandırdı. 50 kişilik teknik ekiple iki günde çekimleri tamamlanan ilm için İnci Küpeli Kız kostümü, üç kişilik terzi ekibi tarafından özel olarak dikildi. Vermeer’in eserlerini inceleyen sanat ekibi, stüdyo ortamında Vermeer’in çizim yaptığı odasını bugüne taşıdı.

170

MARKETING TÜRKİYE

ARALIK 2016

: Kiğılı : Sena Suerdem : FactoryByKS : Kübra Sönmez : Mehmet Şen : Ali Çelebi, Server Oldaç Sarı : Mina Gökten : Hakan Kemiksiz : Altuğ Ozan : İstanbul Film Prodüksiyon : Emre Oskay : Mattepost : Doğanay Tüzüngüç : Kerim İzlemek : TV, online, radyo, sinema

KAMPANYA KÜNYESİ Reklamveren Reklamveren Yetkilisi Reklam Ajansı Yönetici Kreatif Direktör Kreatif Direktör Yaratıcı Grup Başkanı Art Direktör Metin Yazarı Graiker Marka Takım Direktörü Marka Yöneticisi Prodüksiyon Şirketi Yönetmen Görüntü Yönetmeni Post Prodüksiyon Müzik

: Karaca Züccaciye : S. Hotak, S. Köse, H. Hemşindereli : Y&R İstanbul : Ayşe Aydın Erdoğan : Can Pehlivanlı : Volkan Bintepe : E. Diçmen, A. Erkök, M. Metin : Burcu Tatari, Bedriye Akıncı : İbrahim Özdemir : Begüm Cillov Kılıç : Cansu Çelebican : Kala Film : Fatih Kızılgök : Soykut Turan : 1000 Volt : Rahman Altın

View more...

Comments

Copyright ©2017 KUPDF Inc.
SUPPORT KUPDF