inkılap tarihi
April 7, 2017 | Author: sonmez | Category: N/A
Short Description
Download inkılap tarihi...
Description
www.filozof.com.tr
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
TÜRK İNKILABININ DAYANDIĞI TEMELLER ve ATATÜRKÇÜLÜK
Cophright: Bu dökümanın tüm hakları www.filozof.com.tr’ye aittir. Ancak bireysel kullanıma açıktır.
www.filozof.com.tr
1
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
TÜRK İNKILÂBININ DAYANDIĞI TEMELLER VE ATATÜRKÇÜLÜK Türk inkılâbı; Türk Milletinin, Atatürk’ün önderliğinde düşmanı yurttan atarak, tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak ve çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak maksadıyla giriştiği çok büyük milli bir harekettir. Türk İnkılâbı; her şeyden önce milli modernleşmeyi sağlayarak, Türk toplumuna yeni bir şekil ve anlayış kazandırmıştır. Bağımsızlığı, hür düşünceyi ve insan onurunu temel alması, en belirgin özelliklerindendir. Atatürkçülük; Türkiye’nin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmasını, Atatürk’ün başlattığı inkılâpların yürütülmesine bağlayan ve bunu şart koşan bir yoldur. Atatürkçülük, Türk İnkılâbının hem fikirler bütünü, sistemleşmiş fikir gücü, geleceğe bakan yönü ve ülküsü olmak gibi soyut tarafını, hem de olaylar bütünü olmak gibi somut tarafını ifade eder.
TÜRK İNKILÂBININ TEMEL İLKELERİ (ATATÜRK İLKELERİ) Atatürk ilkeleri; hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel niteliklerini ortaya koyar, hem de, Türk Milletinin yeni devletini ilelebet yaşatabilmesi için sahip olması gereken temel özellikler ile yerine getirmesi gereken sorumlulukları ifade eder. Atatürk ilkeleri; Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve İnkılâpçılık olmak üzere altı tanedir. Atatürk ilkeleri, 5 Şubat 1937 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel özellikleri olarak Anayasaya girmişlerdir.
1. CUMHURİYETÇİLİK Cumhuriyet, halk egemenliğine dayanan yönetim tarzıdır. Halkın özgür iradesiyle yöneticilerini seçmesi esasına dayanır. Bu yönetim biçiminde, seçimlerin demokratik bir çerçeve içinde yapılması gerekir. Atatürk’e göre Cumhuriyetçilik, siyasal parti tartışmaları dışında tutulması gereken ve içeriğinden asla ödün verilmemesi zorunlu olan en önemli ilkelerdendir. Çünkü Cumhuriyetçilik diğer ilkelere dayanak oluşturmaktadır.
Atatürk’ün cumhuriyeti yeni Türk Devleti’nin siyasal rejimi olarak seçmesinde;
» Türk ulusunun karakterine ve adetlerine uygun olması » Türkiye’yi modernleştirme fikirlerine cevap vermesi » En ileri devlet ve hükümet şekli kabul edilmesi
gibi nedenler etkili olmuştur.
Atatürk’ün Özellikleri
Cumhuriyetçilik
İlkesinin
» Temel ilke seçimdir. Devlet başkanlığında ve diğer kademelerde hayat boyu kalmaya karşıdır; devlet hayatında kişisel otoriteyi kabul etmez. » Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir. » Cumhuriyetçilik, anayasamıza göre; “Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” » Cumhuriyet yönetiminin en önemli özelliklerinden biri de düşünce özgürlüğüdür. Atatürk bu durumu, “Her birey istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine özgü siyasal bir düşünceye sahip olmak, bağlı olduğu dinin gereklerini yapmak ya da yapmamak hak ve özgürlüğüne sahiptir. Kimsenin düşünce ve vicdan kanaatlerine karışılamaz.” sözüyle ifade etmiştir. » Cumhuriyetçilik ilkesi Atatürk’ün diğer ilkelerinin uygulanmasına ortam hazırlamıştır.
2
www.filozof.com.tr
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
» Halkın kendi kendisini yönetmesi esasına dayanan bu ilke, dünyada ABD’nin kurulması ile doğmuş, Fransız İhtilali’nden sonra yaygınlaşmıştır.
ÖRNEK SORU
Cumhuriyetin kurulmasından sonra gerçekleştirilen, milli eğitimle ilgili uygulamalardan bazıları şunlardır:
Cumhuriyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar ve Çalışmalar
I. Durmaksızın daha çağdaşa ve daha doğruya yönelinmesi
» Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
» Cumhuriyet’in İlanı (29 Ekim 1923)
II. Okuryazar olmayan birey bırakmamak ülküsüyle eğitim yatırımları yapılması
III. Halkın kendi kendini yönetmesinin bir erdem olduğu düşüncesinin eğitimle yaygınlaştırılması
Bu uygulamaların Atatürk İlkeleriyle ilişkisi aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
» TBMM’nin Açılması (23 Nisan 1920)
» Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924) » 1921 ve 1924 Anayasalarının Kabulü » Çok Partili Hayat Denemeleri
(17 Kasım 1924-12 Ağustos 1930)
l
Atatürk Diyor ki; “Demokrasi prensibinin en asri ve mantıki tatbikini temin eden hükümet şekli cumhuriyettir.”
ll
lll
A) İnkılapçılık B) İnkılapçılık
Cumhuriyetçilik
Devletçilik
Devletçilik
Cumhuriyetçilik
C) Cumhuriyetçilik
İnkılapçılık
Devletçilik
D) Devletçilik
Cumhuriyetçilik
İnkılapçılık
E) Devletçilik
İnkılapçılık
Cumhuriyetçilik
Çözüm:
Atatürk ilkelerinin amacı Türk toplumunu her alanda çağdaş, laik ve demokratik hale getirmektir. Durmaksızın daha çağdaş ve daha doğruya yönelinmesi İnkılapçılıkla; okuryazar olmayan birey bırakmamak için devlet yatırımı yapmak Devletçilikle; halkın kendi kendini yönetmesi ise Cumhuriyetçilikle ilgilidir. (Cevap B)
Atatürk Diyor ki; “Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki, onun adı cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasındaki geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir.”
www.filozof.com.tr
3
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
2. MİLLİYETÇİLİK Millet; en gelişmiş toplum düzeni olarak, insanlık ailesi içerisinde, tarihi aşamalardan geçerek oluşmuş gerçek bir düzeni ifade eder. Millet, her şeyden önce, ortak bağları olan, herhangi bir esas etrafında toplanmış insan topluluğudur. Atatürk, milletin tanımını; dil, kültür ve mefkure birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir siyasi ve içtimai heyet olarak yapmaktadır. Atatürk’e göre Türk Milleti: Siyasi varlıkta, dil, yurt, ırk ve menşede birlik olan, tarihi ve ahlâki yakınlığı bulunan, zengin bir hatıra ve mirasa sahip, beraber yaşamak arzusunda samimi ve sahip olunan mirasın korunmasında müşterek iradeye sahip Türk insanlarının vücuda getirdiği bir cemiyettir.
Türk milliyetçiliği, Türk inkılâbının bir temel prensibi olduğu kadar, Türk Milletinin kaderini tayin eden bir temel ilke, bir yüce ülkü, milleti huzur ve refaha yönelten en güçlü bir bağdır. Türk milliyetçilik, aynı zamanda kişiyi Türk Milletine bağlayan manevi bir köprüdür. Türk milliyetçiliğinin esasını milli karakter oluşturur, dinci ve sosyalist değildir. Türk milliyetçiliği bir inanç, bir duygudur. O inanç ve duygunun içinde vatanın bölünmez bütünlüğü esası vardır. Atatürk milliyetçiliği, bu değerler üzerine oturmaktadır. Atatürk’ün milliyetçilik anlayışında millet esastır. Atatürk milliyetçiliğinde özellikle Türk Milletinin geçmişine olan sevgi ile birlik ve beraberliğine yer ve değer verilmektedir. Atatürk milliyetçiliği, herhangi bir millet düşmanlığına dayanmamaktadır. Yurtta ve dünyada barışı öngörür. Bağımsızlığı savunur, özde ve amaçta insan ve millet onuruna dayanır ve milli bağımsızlık hareketlerine yol gösterir. Atatürk milliyetçiliği hürriyete ve insan şahsiyetine değer verir ve eşitlik fikrine dayanır. Bölücülüğü ve ayırıcılığı reddederek, toplayıcı, birleştirici ve bütünleştirici bir nitelik taşır. Ayrıca, milliyetçiliği reddeden akımlar ile sınıf kavgasına karşı ve laik, insancı, barışçı olmak gibi özelliklere sahiptir. Atatürk milliyetçiliği ilericidir. Çağın gerçeklerine uygun olarak, akıl ve bilimin doğrularına dayanır. Bu çerçevede, Türk Milletinin dünya medeniyetine bilimsel açıdan hizmetini öngörür.
Milliyetçilik; millet gerçeğinden hareket eden bir fikir akımı ve çağımızın en geçerli sosyal politika prensiplerinden birisi olarak, bir millete mensup kişilerin mensup olduğu millete karşı duymuş olduğu bağlılık duygusu ya da millet duygusunun esasını teşkil eden bir mefhumdur. Milliyetçilik, millet ile milleti oluşturan unsurlara veya değerlere olan bağlılığı da ifade eder. Buradaki bağlılık duygusu sadece geçmişe değil, aynı zamanda geleceğe de yöneliktir.
4
www.filozof.com.tr
Atatürk milliyetçiliği; pratik olarak, akılcı, yapıcı, yaratıcı ve idealist bir yapı içerisinde, insan hak ve hürriyetlerine dayalı bir biçimde, kültürel değerlere kıymet veren bir sistem olarak, Türk Milletini sevmeyi ve onun menfaatleri için çalışmayı öngörür.
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
ÖRNEK SORU
Türk dilinin yabancı dillerin etkisinden arındırılması çalışmaları, yabancı tarih tezlerine karşı Türk tarih tezinin geliştirilmesi ve Türk ekonomisinin yabancı ekonomilerin baskısından kurtarılmasına yönelik girişimlerde bulunulması milliyetçilik ilkesiyle ilgilidir.
Atatürk, Türk Milletine gideceği yolu gösterirken, “Dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılacaktır; ancak temel, kendi içimizden çıkarılmalıdır.” demiştir.
(Cevap E)
Atatürk bu sözüyle, milli eğitimde çağdaşlığın, aşağıdakilerden hangisi üzerine temellendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır?
A) Birlik ve bütünlük B) Ulusallık
» TBMM’nin açılması (23 Nisan 2920)
C) Eşitlik
D) Laiklik
Milliyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılâplar ve Çalışmalar
» İzmir’de İktisat Kongresi’nin toplanması (17 Şubat 1923)
E) Sevgi ve sorumluluk
Çözüm:
Çözüm:
» Kapitülasyonların kaldırılması (24 Temmuz 1923)
Atatürk’ün öncelikle kendi özüne dayalı ve bu özü evrensel değerle sentez yapmayı amaçlayan milli eğitim anlayışı vardır. Kaynağı öncelikle kendi özünde arayan bu anlayış “ulusallık”la doğrudan ilişkilidir. (Cevap B)
» Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması (1 Temmuz 1926) » Türk Tarih Kurumu’nun kurulması (12 Nisan 1931) » Türk Dil Kurumu’nun kurulması (12 Temmuz 1932) » Yabancı okulların ayrıcalıklarının kaldırılarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanması (3 Mart 1924) » Türk Parasını Koruma Kanunu’nun çıkarılması (20 Şubat 1930)
Atatürk Diyor ki;
ÖRNEK SORU
“Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
Cumhuriyet Dönemi’nde;
I. dil
II. tarih
“Ne Mutlu Türküm Diyene!”
III. ekonomi
alanlarından hangilerinde yapılan devrimlerde milliyetçilik ilkesinin etkili olduğu söylenebilir?
“Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda uluslararası ilişkilerde bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla uyum içinde yürümekle beraber Türk toplumunun özel karakterlerini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumaktadır.”
A) Yalnız l
B) Yalnız ll
D) l ve ll
E) l, ll ve lll
C) Yalnız lll
www.filozof.com.tr
5
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
3. HALKÇILIK Bir ulusu oluşturan toplumsal grupların içinde yer alan insanlara halk denir. Bundan dolayı cumhuriyetçilik ve milliyetçiliğin zorunlu sonucudur. Atatürk’e göre millet ile halk aynı anlama gelir. Halkçılık esas olarak eşitliği temel alır. (Bu ilkeyi yerleştirmek amacıyla yapılan devrimlerin özü eşitliği sağlamaya ve refahı arttırmaya yöneliktir.) Halkçılık genel anlamıyla, devletin her eyleminde halkın çıkarlarını gözetirken din, dil ve ırk farkı gözetmemesidir. Halka sosyal ve ekonomik durumları ne olursa olsun yasalarda ve uygulamalarda eşit davranmaktır. (Halkçılık sosyal devletin gereğidir.) Halkçılık ulusu oluşturan çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset izlenmesini, halkın kendi kendini yönetmesine alıştırılması gerektiğini dile getirir. (Halkçılık hukuk devleti oluşturma çabasıdır.)
ÖRNEK SORU
Halkçılık ilkesi ile ilgili doğru veya yanlış bazı yargılar şunlardır.
I. Cumhuriyetçilikle yakından ilgilidir.
II. Belli bir grubun devleti anlamındadır.
III. Milliyetçilikle bütünleşir.
lV. Kanun önünde eşitliğin kabulü anlamındadır.
V. Devletin resmi bir dininin olmasını gerektirir.
Bu yargılardan hangileri doğrudur?
Halkçılık, Milli Mücadele yıllarında gelişmeye başlamıştır. Atatürk, 13 Eylül 1920’de TBMM’ye sunulan hükümet programında, “TBMM Hükümeti, gayesinin halka dayanan bir hükümet kurmak olduğunu” ifade etmiştir. 1921 Anayasası’nın 1. maddesinin, “Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü halkın mukadderatına bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır.” hükmü de halkçılık ilkesinin benimsendiğini gösterir.
A) lll ve V
B) lV ve V
D) l, lll ve lV
E) ll, lll ve lV
C) l, lll ve V
Çözüm:
Halkçılık ilkesi Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik ilkeleri ile doğrudan bağlantılıdır. Bu ilke temelde sosyal sınıflaşmayı önlemeyi amaçlar. (Cevap D)
Türk İnkılabının halkçılık anlayışı birleştirici, faydacı ve barışçı bir anlam taşır.
Halkçılık İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılâplar ve Çalışmalar
» Aşar Vergisinin Kaldırılması (17 Şubat 1925) » Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926) Atatürk Diyor ki; “İdare usulümüz kayıtsız şartsız hakimiyetine sahip olan halkın, mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.
» Kadınlara Siyasal Hakların Verilmesi
(1930’da Belediye seçimlerine kadılma, 1933’te muhtarlık seçimlerine katılma, 1934’te milletvekili seçimlerine katılma...)
» Kılık Kıyafet Kanunu (25 Kasım 1925) » Soyadı Kanunu’nun Kabulü (21 Haziran 1934)
6
www.filozof.com.tr
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
Halkçılık İlkesinin Özellikleri ÖRNEK SORU
» Halkçılık ilkesi, milliyetçilik, cumhuriyetçilik, egemenlik, milli birlik, bağımsızlık ve eşitlik ilkelerinin doğal bir sonucudur.
» Halkçılık, ulusal egemenlik ilkesine dayanır. Atatürk, halkçılık ile demokrasiyi aynı anlamda kullanmıştır.
I. Cumhuriyetçilik
II. Devletçilik
III. İnkılapçılık
ilkelerinden hangilerini doğrudan destekler?
» Halkçılık ilkesi halkın herhangi bir sınıf veya zümre tarafından sömürülmesini reddeder. Kamunun yararını kişi ve zümre yararlarının üzerinde tutar. Fertlerin kanun önünde mutlak eşitliğini kabul etmek, hiçbir sınıf ve zümreye ayrıcalık tanımamak halkçılığın ve halkçı olmanın bir gereğidir. » Atatürk’ün halkçılık anlayışı sosyal adalete, sosyal güvenliğe, toplumun yoksul kesimlerinin korunmasına ve güçlendirilmesine, adaletli gelir dağılımına büyük önem verir.
Halkçılık İlkesinin Kazandırdıkları
Türk
“Ulusal egemenliğin dayanağı ‘halkçılık’tır.” yargısı,
A) Yalnız l
B) Yalnız ll
D) l ve ll
E) ll ve lll
C) Yalnız lll
Çözüm:
Cumhuriyet, bir halk yönetimi olduğundan “Halkçılık”la doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle yanıt “A” dır.
Halkına
(Cevap A)
» Milli egemenliğin tam olarak gerçekleşmesi ve demokrasinin yerleşmesini sağlamıştır. » Toplumda barış ortamının kurulmasını sağlamıştır. » Türk toplumunu yönetime katılma, kanunlar önünde eşit olma ve devletin imkanlarından eşit olarak faydalanma olanağına kavuşturmuştur.
Atatürk Diyor ki; “Bugünkü mevcudiyetimizin asli mahiyeti, milletin genel eğilimlerini ispat etmiştir. O da halkçılıktır ve halk hükümetidir. Hükümetlerin halkın eline geçmesidir. İdareyi halka teslim etmek için çalışalım. O zaman bütün müşküllerin ortadan kalkacağına kaniim.”
www.filozof.com.tr
7
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
4. LAİKLİK
Laikliğin Dayandığı Esaslar:
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve devlet kurumlarının dini ilkelere değil de, akla ve bilime dayandırılmasıdır.
1. Din, Allah ile kul arasında yaşanan bir bağlılıktır.
Atatürk’e göre laiklik, çağdaşlaşmanın temeli ve gereğidir. Laik sistemde dini ve dünyevi işleri üstlenen kurumlar farklıdır. Ayrıca dini işlevi üstlenen kurumlar devlet denetimine alınmıştır. Kısıtlanan ya da yasaklanan inanç değil, kuruluş amacından saptırılmış dini kurumlardır.
Laikliğin Temel Amaçları: 1. Türk Milletinin çoğunluğunu cahil bırakan inançlar karmaşasına son vermek. 2. Türk kültürünü çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracak çalışmaların engellenmesini önlemek 3. Kurumlarda bilimsel esasların yerleşmesini sağlamak. 4. Tüm vatandaşların inançlarını özgürce yaşamalarını sağlamak Atatürk Diyor ki; “Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünce ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste dayanan taassupkâr hareketlerden sakınıyoruz.”
2. Dinler uygarlığın bir ürünü olmadığı gibi, belli bir topluma da mal edilemez. 3. Din; devlet, fikir ve ekonomik hayata ilişkin faaliyetlerin; akıl, mantık, bilim ve teknoloji esaslarına, kişisel ve milli çıkarlara uygun olarak yürütülmesine karşı değildir. 4. Laiklik dinsizlik değildir. Din ile dünya işlerinin ayrılmasıdır. Kişiler vicdanlarında hürdür. Dinin amacı bireyi ahlâklı, ailesine ve yurduna yararlı insan yapmaktır.
Laikliğin Kişi ve Devlet İçin Öngörüldüğü Hak ve Vazifeler:
1. Vicdan Hürriyeti: Her kişi herhangi bir dini seçmek ve inanmakta hürdür. 2. İbadet Hürriyeti: Bir dine inanan kişi, inandığı dinin gereklerini, merasimlerini yerine getirmekte hürdür. 3. Dinin Görevi: İnsanları kişisel olarak Allah’a doğrudan bağlamaktır. Laiklik, dinin bu görevini yapmasına imkân tanır. 4. Devletin Görevi: Devlet, ibadetin güvenliğe ve toplum kurallarına aykırı olmamasını sağlar. ÖRNEK SORU
Laik devlet anlayışı aşağıdakilerden hangisini desteklemez?
Atatürk Diyor ki;
A) Din ve mezhep seçme özgürlüğünü
“Laiklik prensibinde ısrar ediyoruz. Çünkü, milli iradenin, insanlığa mâl olmuş değerlerin belki de en kutsalı olan din özgürlüğü ancak, laiklik prensibine bağlanmakla korunabilir.”
B) Yasaların ve kuralların toplum hayatının gereksinimlerine göre düzenlenmesini C) Kişisel özel hayatında dindar yaşama zorunluluğunun olmasını D) Farklı din ve mezhepten olan insanların birlikte yaşamasını E) Yeni düşünce akımlarının oluşmasını
8
www.filozof.com.tr
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
Çözüm:
Laik devlet anlayışı; din ve devlet işlerinin birbirinden arındırıldığı, devlet işlerinin akla ve bilime dayandırıldığı bir yönetim sistemidir. A, B, D, E seçenekleri laik devlet anlayışıyla ilgilidir. Ancak kişinin özel hayatında dindar yaşama zorunluluğu laik devlet anlayışıyla bağdaşmaz. Laik devlet, bireylerin dinsel seçimlerine ve bu seçimleri doğrultusundaki yaşayış ve ibadetlerine karışmayan bir yapıya sahiptir. (Cevap C)
ÖRNEK SORU
Yeni Türk Devleti’nde,
I. Saltanatın kaldırılması
II. Türk parasını koruma ile ilgili kanun çıkarılması
III. Mahkemelerde tanıklıkta kadın – erkek eşitliğinin sağlanması
gelişmeleri laiklik, cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkeleriyle ilişki bakımından aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak gruplandırılmıştır?
Laiklik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılâplar ve Çalışmalar
A) B) C) D) E)
» Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922) » Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924) » Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılması
(3 Mart 1924)
l lll ll lll l
Cumhuriyetçilik
Milliyetçilik
ll l lll ll lll
lll ll l l ll
Çözüm:
Saltanatın kaldırılması Cumhuriyetçilikle, Türk parasını koruma kanunu Milliyetçilikle, Şeri yasalarda farklı olarak mahkemede kadın – erkek eşitliğinin getirilmesi Laiklikle ilgili gelişmelerdir.
» Medreselerin kapatılması (11 Mart 1924) » Şer’iyye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması
Laiklik
(3 Mart 1924)
(Cevap B)
» Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
(30 Kasım 1925)
» Medeni Kanun’un kabul edilmesi (17 Şubat 1924) » “Devletin dini İslam’dır” maddesinin anayasadan çıkarılması (10 Nisan 1928) » Milletvekillerinin yemin şeklinin değiştirilmesi
(10 Nisan 1928)
» 1937’de laiklik ilkesinin 1924 Anayasası’na girmesi (5 Şubat 1937)
Laikliğin Türk Kazandırdıkları
Toplumuna
» Din ve mezhepler arasındaki ayrıcalıkları ortadan kaldırmış, böylece toplumsal kaynaşmayı sağlamıştır. » Bilimsel esasların ve ileri teknolojilerin yaygın ve etkili biçimde kullanılmasını sağlamıştır. » Dinsel faaliyetlerin bir çıkar aracı olarak kullanılmasını önlemiştir. » Hukuk birliğinin sağlanmasında etkili olmuştur. » Yabancı devletlerin azınlıkları bahane ederek iç işlerimize karışmasını önlemiştir.
www.filozof.com.tr
9
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
» Toplumsal hayatta dine, kişilerin düşüncelerine saygı ve hoşgörü gösterilmesini sağlamıştır. » Türkiye’de akıl ve bilime, özgürlüğe dayanan bir toplum ve devlet düzeni kurulmuştur. » İnanç ve düşünce özgürlüğünü sağlayarak demokrasinin gelişmesini ve yerleşmesini sağlamıştır. » Türk toplumunun çağdaşlaşma, ilerleme ve gelişme yolunu açmıştır.
5. DEVLETÇİLİK Devletçilik; devletin güvenlik ve adalet gibi asli görev alanların dışına çıkarak sosyal ve ekonomik alanlarda yatırım yapmasıdır. Liberalizmde yatırımlar özel sektör tarafından yapılır, devlet yalnızca denetleyicidir. Sosyalizmde ise bütün yatırımlar devlet tarafından gerçekleştirilir, özel sektör yoktur. Oysa devletçi ekonomi her ikisinden farklı olarak hem devlet hem de özel sektör yatırımlarına yer verir. Devletçi ekonomide yatırıma teşvik edilen bir özel sektör vardır; ancak özel sektörün yapmakta zorlandığı büyük yatırımlar devlet tarafından yapılır. Devletçilik bu açıdan karma ekonomi olarak isimlendirilir. 1 Mart 1922’de devletçiliği dile getiren Atatürk, “Ekonomi politikalarımızın önemli amaçlarından biri de toplumun genel faydasını doğrudan doğruya ilgilendirecek kuruluşlar ile ekonomik alandaki girişimleri, mali ve teknik gücümüzün ölçülerine uygun olarak devletleştirmektir.” demiştir.
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi, bir toplumda laiklik ilkesine uyulmasının etkilerinden biri değildir?
1931 yılından itibaren Türkiye’de resmen uygulanmaya başlanan devletçilik ilkesi ile planlı ekonomiye geçilmiştir. 1933 – 1938 yılları arasında devletçilik uygulamasında önemli başarılar sağlanmıştır. Atatürk Diyor ki; “Hiçbir ulus yoktur ki yabancı müdahale ve sermayesi ile ayakta kalabilmiş olsun. Tarih böyle bir şeyi yazmamıştır.”
A) Halkın, dinini seçme ve vicdan özgürlüğünün olması B) Kişinin özel hayatında serbestçe ibadet edebilmesi C) Bireye verilen değerin artması D) Din adına birtakım batıl inançların yayılması karşısında devletin tarafsız kalması E) Eşitlik anlayışının yaygınlaşması
Çözüm:
Laik devlet düzeninin korunmasından devlet sorumludur. Devlet, halkı olumsuz etkileyecek, din ve mezhep çatışmalarına ortam hazırlayacak yanlış düşüncelerin yayılmasının önlenmesinden de sorumludur. (Cevap D)
10
www.filozof.com.tr
Devletçilik Nedenler:
İlkesini
Zorunlu
Kılan
» Sermaye, bilgi ve teknoloji birikiminin yetersiz olması » Sanayi, altyapı, bankacılık, kara, deniz ve demiryollarının ülkenin ihtiyaçlarına cevap vermemesi » Özel girişimin ülkenin ihtiyacı olan yatırımları gerçekleştirmede yetersiz kalması
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
» Devlet bankalarının kurulması ve faiz oranlarının devlet tarafından belirlenmesi
ÖRNEK SORU
» Temel tüketim mallarının fiyatlarının devlet tarafından belirlenmesi
Cumhuriyetin kurulmasından sonra gerçekleştirilen, milli eğitimle ilgili uygulamalardan bazıları şunlardır:
I. Durmaksızın daha çağdaşa ve daha doğruya yönelinmesi
II. Okuryazar olmayan birey bırakmamak ülküsüyle eğitim yatırımları yapılması
III. Halkın kendi kendini yönetmesinin bir erdem olduğu düşüncesinin eğitimle yaygınlaştırılması
Bu uygulamaların Atatürk İlkeleriyle ilişkisi aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) B) C) D) E)
l İnkılapçılık İnkılapçılık Cumhuriyetçilik Devletçilik Devletçilik
ll Cumhuriyetçilik Devletçilik İnkılapçılık Cumhuriyetçilik İnkılapçılık
» Eğitim, sağlık, kültür ve sanat alanlarında halkın gereksinimlerini karşılayabilmek için yatırımlar yapılması » Merkez Bankası’nın kurulması (1930)
Atatürk Diyor ki; “Memlekette her çeşit üretimin artması için ferdi teşebbüsün devletçe elzem olduğunu önemle kaydettikten sonra, beyan etmeliyiz ki devlet ve fert birbirine karşı değil birbirinin tamamlayıcısıdır.” “Siyasi ve fikri hayatta olduğu gibi iktisadi işlerde de fertlerin teşebbüslerini beklemek doğru olmaz. Mühim ve büyük işleri ancak milletin toplam servetine ve devletin bütün teşkilat ve kuvvetine dayanarak, milli egemenliğin uygulanmasını ve yürütülmesini düzenlemekle görevli olan hükümetin mümkün olduğu kadar üzerine alıp başarması tercih olunmalıdır.”
lll Devletçilik Cumhuriyetçilik Devletçilik İnkılapçılık Cumhuriyetçilik
Çözüm:
Atatürk ilkelerinin amacı Türk toplumunu her alanda çağdaş, laik ve demokratik hale getirmektir. Durmaksızın daha çağdaş ve daha doğruya yönelinmesi İnkılapçılıkla; okuryazar olmayan birey bırakmamak için devlet yatırımı yapmak Devletçilikle; halkın kendi kendini yönetmesi ise Cumhuriyetçilikle ilgilidir. (Cevap B)
Devletçiliğin Kazandırdıkları
Türk
Toplumuna
» Yabancı işletmeler millileştirilmiştir.
Devletçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar ve Çalışmalar
» Beş yıllık kalkınma planları yapılması ve bu planlar doğrultusunda dokuma, maden, selüloz, seramik ve kimya sanayiinde fabrika ve işletmeler kurulması
» Türk sanayisinin altyapısı oluşturulmuştur. » Bayındırlık hizmetlerinde önemli gelişmeler katedilmiştir. » İş olanakları sağlanmıştır. » Milli bankacılığın temelleri atılmıştır.
» Sanayi yatırımlarını desteklemek için Sümerbank (1933) ve Etibank’ın (1935) kurulması
www.filozof.com.tr
11
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
6. İNKILAPÇILIK Atatürkçülüğün inkılapçılık anlayışı, zamana göre geri kalan kurumların ortadan kaldırılarak yerine ilerlemeyi, gelişmeyi kolaylaştıracak kurumların konması esasına dayanır. İnkılapçılık; milletin en yüksek medeni gereklere göre ilerlemesini temin edecek yeni kurumları korumak ve savunmaktır. İnkılapçılık çağdaşlaşma yönünde daima ileriye gitmektir.
ÖRNEK SORU
A) Devletin bağımsızlığını koruma B) Yönetimde milli egemenliği koruma C) Türk kültürünü çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma
Atatürk Diyor ki; “İnkılap var olan müesseseleri zorla değiştirmek demektir. Türk Milletini son asırlarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak yerlerine, milletin en yüksek medeni gereklere göre ilerlemesini sağlayacak yeni müesseseleri koymuş olmaktır.”
D) Kalkınmada aklın, bilimin rehberliğini esas alma E) Amaca ulaşmak için her yolu deneme Çözüm:
Türk İnkılabının Özellikleri: » Ulusal tarihimizi, akıl ve bilimi temel alan Türk İnkılabı ve Atatürk İlkeleri, birbirini tamamlayarak mükemmel bir bütün oluştururlar. » Milletimizin her alanda çağdaşlaşmasını, gelişmesini ve ilerlemesini hedefleyen Türk İnkılabı, insan merkezli olup insanların mutluluğunu amaç edinir. » Türk İnkılabı aklı ve bilimi temel aldığı için her zaman kendini yenileme imkanına sahiptir. Bu da Türk İnkılabına bir dinamiklik kazandırmaktadır.
İnkılapçılık İlkesinin Kazandırdıkları » Atatürk’ün diğer ilkelerinin canlı kalmasını ve devamını sağlamıştır. » Türk toplumuna her yönden gelişme ve ilerleme yolunu açmıştır. » Kişisel egemenliğe son verilerek millet egemenliğinin kurulmasını sağlamıştır. » Türk Devleti’ni, yeni kurumları ile çağdaş ve dinamik bir yapıya kavuşturmuştur.
12
www.filozof.com.tr
Atatürk ilke ve inkılaplarında, aşağıdaki düşüncelerden hangisinin yeri yoktur?
Bağımsızlık ulusal egemenlik, çağdaşlaşma, akıl ve bilim Atatürk ilke ve inkılaplarının temel özellikleri arasındadır. Fakat amaca ulaşmak için her yolu deneme dünyada huzuru bozacak bir yöntemdir. Bu, Atatürk ilke ve inkılapları ile bağdaşmaz. (Cevap E)
Atatürk Diyor ki; “Ülkeler çeşitlidir; fakat uygarlık birdir ve bir milletin kalkınması için de bu tek uygarlığa katılması gerekir. Osmanlı Devleti’nin düşüşü Batı’ya karşı elde ettiği başarılardan çok, mağrur olarak kendisini Avrupa milletlerine bağlayan ilişkileri kestiği gün başlamıştır.”
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
BÜTÜNLEYİCİ İLKELER 1. Milli Egemenlik
Çözüm:
Egemenliğin ulus iradesine dayandırılabilmesi için gereken, vatandaşların oylarını serbestçe kullanarak yönetimdeki iktidarı seçebilmeleridir. (Cevap E)
Milli egemenlik; bir milletin kendi kaderine hakim olarak, kendi geleceğini tayin etme gücünü elinde bulundurması demektir. Bir milletin kendini idare etmesi, kendine hükümet edecek heyeti seçmesi anlamına gelir. İç görünüşü itibarıyla demokratik rejimi, yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ortaya koyarken, dış görünüşü ile de milletin özgür ve bağımsız yaşamasını, yani dışa karşı millet birliğini ve bütünlüğünü ifade eder.
Atatürk Diyor ki;
Milli egemenlik, bir kişi veya sınıfın egemenliğinden uzak olarak, milletin kendi yönetiminde söz sahibi olması anlamına geldiğinden, milletin genel iradesinin ortaya konulmasını sağlar ve iktidarın, kayıtsız şartsız millete ait olmasını ifade eder. Milli egemenlik anlayışında millet, kendisini oluşturan fertlerden ayrı, onların üstünde bir kişiliğe, bir iradeye sahiptir ve egemenlik bu kolektif kişiliğe aittir.
2. Milli Bağımsızlık
Milli egemenlik, millet iradesini hakim kılması münasebetiyle demokrasinin temel şartıdır. Bu sebeple, bütün demokratik ülkelerde en üstün kuvvet ve devlet yönetimi konusunda belirleyici unsur olarak, devlete yön verirken, aynı zamanda devlet fonksiyonlarının oluşmasını da sağlar. ÖRNEK SORU
“Ulusal egemenlik, demokrasinin vazgeçilmez temel öğelerinden biridir.”
Aşağıdakilerden hangisi bu ilkeye uygun bir uygulama olabilir? A) Milletvekilliği süresinin sınırsız olması B) Yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin tek kişide toplanması C) Milletvekili sayısının 450’den 150’ye indirilmesi D) Hükümet yetkilerinin, meclis yetkilerinden üstün olması
“Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur...”
Türk Milleti, karakteri itibarıyla, tarihin her devresinde tam bağımsız yaşamaya büyük önem vermiş ve bu uğurda canını feda etmekten kaçınmamıştır. Milli Mücadele döneminde de, her türlü zorluğa rağmen büyük bir mücadeleye girişerek, tam bağımsız bir Türk devleti kurmayı başarmıştır. Dolayısıyla bağımsızlığın, Türk Milletinin en hassas davrandığı konulardan birisi olduğu ortadadır. Bunu, Milli Mücadelenin en önemli hedeflerinden birisi olan “Ya İstiklâl Ya Ölüm” parolası açıkça ortaya koymaktadır. Atatürk’ün bağımsızlık anlayışı da; kayıtsız ve şartsız tam bağımsızlık fikrine dayanır. Atatürk’e göre tam bağımsızlık; siyasi, ekonomik, askeri, kültürel ve her hususta olmalıdır. Eğer bunlardan herhangi birisinde istiklâlden mahrumiyet olursa, millet ve memleket hakiki manada tam bağımsızlıktan mahrum demektir. Atatürk Diyor ki; “Biz milli sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamaktan başka bir şey istemiyoruz. Biz, Avrupa’nın diğer milletlerinden esirgenmeyen, hukukumuza el uzatılmamasını istiyoruz.”
E) Reşit olan her vatandaşın oyunu serbestçe kullanması
www.filozof.com.tr
13
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
3. Milli Birlik, Beraberlik ve Ülke Bütünlüğü Milli birlik ve beraberlik; milletçe birliği, beraberliği ve bir arada yaşamayı ve bütünlüğü ifade eder. Bu ilke, Türk Milletini oluşturan kişilerin karşılıklı sevgi ve saygı duygusuyla birbirlerine bağlanmasını ve ortak amaçlara yönelik olarak varlığını devam ettirmesini amaçlar. Milli birlik ve beraberlik, her şeyden önce milli devletin gerçekleşme vasıtasıdır. Atatürk, Yeni Türk Devleti’nin milli bir devlet olmasını sağlamaya çalışırken, bu ilkenin yurttaşlar arasındaki bütünleştirici ve kaynaştırıcı özelliğinden faydalanmayı ihmal etmemiştir. Atatürk, Türk Milletinin şahsında gerçekleştirmeye çalıştığı milli birlik, milli kültür ve milli duygu kavramlarıyla ilgili olarak, “bunlar gerçekleştirmeye çalıştığımız en büyük ideallerimizdendirler.” ifadesini kullanmıştır. Milli birlik ve beraberlik ilkesinin temelini,bütün vatandaşların, hangi din, mezhep ve ırktan gelirlerse gelsinler, hepsinin Türk olduğu düşüncesi oluşturur.
ÖRNEK SORU
Anlaşma Devletleri’nin, Mondros Ateşkes Anlaşması’na dayanarak Anadolu’yu işgal etmesi öncelikle aşağıdaki ilkelerden hangisinin önemini ortaya çıkarmıştır? A) Devletçilik
B) Bağımsızlık
C) İnkılapçılık
D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
Çözüm:
Anlaşma Devletleri’nin, Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak Anadolu’yu işgal etmeye başlamaları Türk ülkesinin bağımsızlığının elinden alınması demektir. Bu durumda öncelikle elde edilmek istenen Türk yurdunun bağımsızlığını sağlamaktır. Dolayısıyla Kurtuluş Savaşı’nın temel parolası “Ya İstiklal Ya Ölüm” olmuştur. (Cevap B)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez olduğu düşüncesinden hareket eden bu ilke, milliyetçilik ilkesini bütünler.
4. Yurtta Sulh Cihanda Sulh Yurtta sulh cihanda sulh ilkesi; bir taraftan yurt içinde huzur ve sükûnu sağlayarak güven içinde yaşamayı amaçlarken, diğer taraftan da uluslararası barış ve güvenliği hedef alır.
Atatürk Diyor ki; “Her türlü başarının sırrı, her tür kuvvetin, kudretin gerçek kaynağı, milletin kendisi olduğuna kanaatimiz tamdır.”
14
www.filozof.com.tr
Milli Mücadele döneminden itibaren izlenen dış politikanın temelini teşkil eden yurtta sulh cihanda sulh ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra da aynı şekilde üzerinde durulan bir dış politika prensibi olmaya devam etmiştir. Bu ilke, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin barış içinde kalkınabileceği düşüncesinin bir gereğidir. Atatürk bu ilke ile, bütün dünyada sınıf mücadelelerinin olmadığı, herkesin demokrasi içinde eşit haklara sahip olduğu ve sosyal dayanışmanın sağlandığı toplumların oluşmasını da gerçekleştirmeyi hedeflemiştir.
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
5. Bilimsellik ve Akılcılık Bilimsellik; devlet ve toplum hayatında bilime yer vermek ve bilimi değerlendirmek demektir. Bilimsellik, olaylara bilimsel gözle bakmayı, gerçeği bilimsel gözle araştırmayı, hurafelere, doğmalara, peşin yargılara sapmadan aklı hakim kılmayı gerekli kılar. Akılcılık, Türk inkılabının felsefi tabanını teşkil eden bir unsurdur. Bilimsellik ile bir arada yürür ve gerçeği arayıp bulmaya yarayan bir yol olarak anlaşılır. Bu akıma göre, akıl her şeyin üstünde ve her şeye hakimdir.
ÖRNEK SORU
Atatürk, 1 Kasım 1934’te TBMM’nin toplantı yılını açarken, “Ulusal, ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak; onları biran önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir.” demiştir.
Atatürk bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini vurgulamıştır?
Türkiye’de, Hilafetin kaldırılmasıyla devletin laikleştirilmesi yönünde büyük adım atılmış ve bu tarihten itibaren devlet yönetiminde din ve diğer bazı manevi değerlerin etkisine son verilmişti. Bu unsurların yerine ise; akıl, mantık ve bilimin doğrularına dayanan yeni kurallar konulmuştur.
A) Türk musiki tarihinin çok eskiye dayandığını B) Türk müziğinde çağdaşlaşmanın gereğini C) Türk müziğinde batı tarzındaki müziğe de yer verilmesi gerektiğini D) Türk müziğinin evrensel müziğe olan katkısını E) Müziğin evrensel boyutta algılanmasının önemini Çözüm:
Atatürk ilke ve inkılaplarının en temel amacı çağdaş uygarlığı yakalamaktır. Aynı şey “müzik” için de geçerli olduğundan doğru yanıt “B” dir. (Cevap B)
6. Çağdaşlaşma ve Batılılaşma Atatürk Diyor ki; “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir.” “Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.”
Çağdaşlaşma, Türk Milletinin her konuda, çağın şartlarına göre donanımını ve medeni anlamda çağı yakalamayı ifade eder. Çağdaşlaşma; milletin kalkınması ve mutluluğu için çağdaş uygarlıktaki kurumların aynen benimsenmesidir. Batılılaşma; Türk Milletini maddi ve manevi yönden çağın şartlarına uygun olarak, insanca yaşatmayı ifade eder. Atatürk, çağdaşlaşma ve batılılaşma yolunda giriştiği hareketlerde, her zaman Türk Milletinin kendi milli değerlerine büyük önem vermiş ve yapılan
www.filozof.com.tr
15
KPSS GENEL KÜLTÜR: Tarih
işlerin milli esaslarımıza ters düşmemesine özen göstermiştir. Atatürk, batılılaşma ve çağdaşlaşma hareketinden Batının kültürel değerlerini değil bilim ve teknolojinin alınması gerektiğine işaret ederek, özellikle taklitten kaçınılmasını istemiştir. Türk Milletini en ileri seviyeye ulaştırmak hedefinden hareketle, inkılapçılık ilkesini bütünler.
Atatürk Diyor ki; “Biz, batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz.”
7. İnsan ve İnsanlık Sevgisi Türk inkılabının en büyük özelliklerinden birisi de insana ve insanlık sevgisine verdiği değerde görülür. Atatürk, millet menfaatleriyle, bütün insanlığın değerlerinin birleşeceğini savunmuş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin şahsında bunu, koyduğu bu ilke ile dünyaya göstermiştir.
Atatürk Diyor ki; “Biz kimsenin düşmanı değiliz, yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız” sözüyle bunu açıkça ortaya koymuştur.”
16
www.filozof.com.tr
View more...
Comments