Faruk Sümer - Çepniler
February 19, 2017 | Author: Serkan Ke | Category: N/A
Short Description
Download Faruk Sümer - Çepniler...
Description
ProfoBs-oFarak SÜMER
ÇEPNILER A N A D O LU ’DAKİ TÜRK YERLEŞMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNAYAfSI BİR OĞUZ BOYU
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı İSTANBUL - 1992
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınlan
Milli Yayın Nu:
IS B N :
9 2 .3 4 .Y .0 1 4 7 .9 2
9 7 5 .4 9 8 .0 5 2 .7
BU ESER
Bakanlar Kurulu’nun 20.7.1980 tarih ve 8/1307 sayılı kararıyla kamu yararına hizmet verdiği kabul edilerek vergi muafiyeti tanınmış olan TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI’nm yayınıdır. Her hakkı mahfuzdur. TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI’nın müsaadesi olmaksızın tamamen, kısmen veya herhangi bir değişiklik yapılarak iktibas edilemez.
Baskı; ETAM Matbaacılık
Haberleşme Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı
511 10 06
-
511 18 33
Ünlü tarihçimiz Prof.Dr.Farıık Sümer'in Vakfımızca neşredilen çok kıymetli eserleri arasında ÇEPNİLER de yer almış bulunuyor. Çok geniş bir coğrafyaya TÜRK damgasını basan, bilhassa Karadeniz kıyılarında ve Bulgaristan'da bu damgayı silinmez bir şekilde taşatoprağa, dağa-ovaya.... sindiren hareketli ve bereketli Türk boyu olan ÇEPNÎLER'i her yönüyle inceleyen ve tarihe armağan eden bu eser, bu konudaki ilk derinliğe inmiş eser vasfı taşımaktadır. Eseri titizlikle hazırlayan, sabrın ve ilini aşkının gerçek timsali olan muhterem hocama Vakfmı ve şahsıtn adma derin teşekkürlerimi sunmayı bir vazife sayıyorum. Eseri dizen, tashih eden, pikaj ve montajını yapan Vakfımız elemanlarına karşı da her zaman olduğu gibi takdir ve şükran İlişleriyle dolu olduğumu ifade etmek istiyorum.
Prof.Dr.Turan YAZGAN
Ö N SÖ Z Türkiye tarihinin yerli kaynakları'nda adı ilk önce anılan Oğuz boyu, muhtemelen, Çepniler'dir. Gerçekten, aşağıda görüleceği gibi, 1277 yılında "Çepni Türkleri" Trabzon Rum İmparatoruna karşı denizde parlak bir zafer kazanarak o zamanlar Karadeniz'in en önemli ticaret limanı olan Sinob'un onun eline geçmesine mani olmuşlardır. Bu mühim olaydan sonra Çepniler Karadeniz fâtihleri arasında yer aldılar. Böylece onlar bir yandan Samsun yönünden, öbür yandan da Şebinkarahisar-Bayburt yöresinden Karadeniz kıyılarına yapılan fetihlere katıldüar. XIV. yüzyılda Ordu yö resindeki Bayramlu beyUği, çok kuvvetli bir ihtimal ile, Çepniler tarafından kurulduğu gibi, Giresun - Kürtün ve Vakfıkebir arasındaki bölge de onlar tarafından fethedilmiştir. Fakat Çepniler bu fetihlerle yetinmemişlerdir. XVII. yüzyıldan itibaren Çepniler Trabzon'un doğusundaki yerlere göç hareketlerinde bulunmaya başlamışlar, XVIII. yüzyılda da Sürmene, O f ve Rize yörelerinde yurt tutmuşlardır. Rize bölgesinde bilhassa îkizdere (eski adı Kura-yı Seb'a), Kalkandere (Karadere) ile merkez yörede yoğun bir şekilde yerleşen Çepniler, oralarda da durmayıp Batunı'a kadar gitmişlerdir^. Fakat töreye sıkıca bağlı, cesur ve çok faal olan bu Oğuz boyunun rolü sadece Karadeniz bölgesinin fethi ve iskânı ile sınırlı kalmamış, Anadolu' nun başka yerlerinde de geniş ölçüde yerleşme faaliyetlerinde bulunmuşlar ve bazı yerlerde kimliklerini de zamanımıza kadar korumuşlardır. İşte, ÇepniJer'i müstakil olarak incelememizin sebebi, Türkiye'nin doğuşunda oynadığı bu müstesna roldür. Bu inceleme Türk Dünyası Tarih Dergisi'nde sayın okuyucuların isti fadesine sunulmuştu^. Fakat çoğunluğunu Çepniler'in torunlarının m ey dana getirdiği okuyucular'ın İsrarlı istekleri üzerine bu m akalelerin ■Çcpııikr'in Trabzon'un ıloğusnmhıki ilçeler ile R ize İli'mleki yerleşme hareketlerinin tafsilatlı hir şekilde bilinm esi için, nn’ilnınıneler, itaU-ı lıümaı/ıınlar ve diğer arşiv vesikaları ile adı geçen yerlere ait kaih sicilleri'nin incelenm esi gerekmektedir. Şüphesiz in incelemenin yapılması da oldukça uzun hir zam an ve ciddi bir çalışma ile münıkiin olM lir. Türk Dünyası Tarih Dergisi, Sayı 55-60, Temmuz 1991 - A ralık 1991.
hirJeştiriJip bir kitap halinde yayınlanmasına karar verilmiş ve görüldüğü gibi, bu karar da uygulanmıştır. Sözlerime son vermeden önce Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Sayın Prof. Dr. Turan Yazgan Bey'e gerçekten çok teşekkür ederi?n. Aziz arkadaşım "Çepniler'in" dergide yayınlanmasını ve sonra kitap halinde çıkmasını kabul etmek lutfımda bulunmuştur. Vakfın M üessese Müdürü Saadet Pınar Yıldırım Hanını'a da teşekkür etmeyi unutmajnalıyım. Çünkü Sayın Saadet Hanım kitabın en iyi bir şekilde çıkması için yakın bir ilgi göstermiştir. Dizgi Odnsı'ndaki kızlarımız da metnin dizgi hataları ihtiva etmemesi hakkında ellerinden gelen gayreti yerine getirm işlerdir Onlara da içtenlikle teşekkür ederim. Kendisi de temiz bir Çepni Türk'ü olan Ayhan Yüksel Bey de müs veddeyi okumak nezâketini göstermiştir. Bu genç arkadaşıma da ayrıca teşekkür ederim.
6 E kim 1992 Faruk Sümer
Î.BÖLÜM - Çepniler Türkiye Türkleri'nin Ataları Olan O ğuzlar'ın 24 Bo yundan Biridir. Çepniler Anadolu'nun Bir Türk Yıu'du Olm asında En Büyük Rolü Oynayan Boylardan Biridir. - Çepniler Giresun'daıı Batum'a Kadar Uzanan Doğu Karadeniz Bölgesinde de Yurt Tutaı-ak Bu Bölgede Türklüğü Hakim Kılmışlardır. - Çepniler Oynadıkları Bu Büyük Roller île Türk M illetinin Şükrân Ve M inııetini Kazanmışlardır. Ç epniler'in adı, diğer Oğuz boylarınınki gibi, ilk defa olarak büyük Türk bilgini Kaşgarlı Malımud'un XI. yüzyılda yazdığı D ivanıı lugatit-Türk (Türk lehçeleri sözlüğü) adlı eserinde geçmekte dir, Büyük âlimimiz Kaşgarlı, adı geçen eserinde Çepni boyunu 21. su'ada zikretmiş ve damgasının şeklini de vermiştir'. Eserini XIII. yüzyılın başlarında Hindistan'da yazmış olan Fahreddin Mubârekşah, kitabmda bir çok Türk kavimleri ile 15 kadar Oğuz boyunun adını da vermiştir. Bu Oğuz boyları arasında Çepni adı görülemiyor". XIV.
yüzyılm başlarında İlhanlılar'ın başkenti Tebriz'de Vezir Re-
şideddin'in başkanlığında bir heyet tarafından yazılmış olan cihan tai’ihi Câm iüt-tevârih'te Çepniler Oğuz eli'nin Üç Ok kolundan gös terilmiş, Oğuz H an'ın altı oğlundan biri olan Gök H an'ın dört oğ lundan biri sayılmıştu\ Gök Han'm diğer üç oğlu ise Bayındır, Peçenek ve Ç avuldur (>Çavundur) idi. Ç ep ni'd en Ç epni boyu. 1
Yayınlayan Kilisli Rifal, İstanbul, 1333, I, s. 58; Türkçe lerciimesi Besim Atalay, TDK, İsliinluıl, 1939,1, s. 59, İngilizce tercümesi Compendiıım of Tlıe Tıırkic dialects, yayım layan Ş. Tekin, I-Iarward University, 1982, I. s. 102.
2
T arib-i F ah red d in M ü b ârek şah , yayınlayan E. Denison Ross, London, 1927, s. X1-XV.
FARUK SÜMER
diğerlerinden de Bayındır, Peçenek ve Çavuldur (Çavundur) boyları türemişlerdir. Divanu Lııgatit-Türk'te olduğu gibi, Câmiüt-tevâi'ih'te de Ç epniler'in damgalai'i verilmiştir*. Oğuz boylan bu dam galan davarlarma, atlarına vuruyorlardı. Böylece boyların koyuııları, atlan karışın ca bu dam galar sayesinde birbirinden kolayca ayırtedilebiliyordu. Bu husus damgaların çok eski zamanlardan kalma ol duğunu pek açık bir şekilde gösterir. Yine Câmiüt-tevârih'e göre her dört kardeş boyun toylarda yani şölenlerde koyunun etinden yiyecekleri kısım belirleiTinişti. Buna da üliiş (=pay) denilmektedir. Buna göre Bayındır, Becene (Peçenek), Çavuldur (>Çavundur) ve Çepni boyuna mensup olanlar koyunun sol karı yağrın^ yani sol kürek kemiğinin bulunduğu kısmını yiye ceklerdir. Koyunun bu tarafınm etinin en değerli kısmı sayıldığı cinlaşılıyor. Çüııkü "sağ karı yağrın" yani sağ kürek kem iği kısm ı da en itibarlı boy sayılan Kayı ile kardeşlerine ayrılmıştı. Yine aynı esere göre^. Çepni ve kardeşlerinin onkunları da Sunkur (Sungur)'dıır. Sunkur doğan türünün en ünlü avcı kuşudur. Bu kuşun adı eski Türkler tarcifından şahıs adı olarak çok kullanılmıştrr. Selçuklular devrinde birçok Türk beyinin Ak Sunkur (Sungur), Kara Sunkur (Sungur) adlarmı taşıdığmı biliyoruz. Ancak bu onkuniar olsa olsa İslâmiyetten önce, çok eski zamanlardan kalma olabilir. Kaşgarlı Oğuz boylarmın onkuniarından söz etmiyor*. Çepiii'nin manasına gelince, Kaşgarlı Oğuz boylarmın taşıdıkları isim lerin manaları hakkında bilgi vermiyor. Reşideddin^e göre ise Çepni, "nerede yağı görürse hemen savaşır" demekdir'\ 1312 yılında Endülüslü âlim Ebû Hayyân tarafından Türkçe hak-
1
R eşideddin, Cuııiijt-lev yıldız kelimelerinde olduğu gibi. Sonra r-1 ses değişmesine de uğrayarak bu adm, bir çok yerde şimdi Yüreğü şeklinde de telaffuz edildiği görülür. Yüreğir, Kara Burun ile İsmail Beyli'nin güneyindeki Boğalı kö yünden başlayıp güney batıdaki Boynu Yoğun'a kadar giden dar ve uzun bir nahiye olup 13 köye sahipti. 5- E lk i Yom lu (?) H ası:' Yine köy adlarına göre bu nahiyenin G örele'nin güney kesiminde bilhassa Çanakçı, Kara-Börk ve Dere Gözü köylerinin bulunduğu yer olduğu anlaşılıyor. Elki Yomlu (?) H ası'm n 10 köyü vardı. 6- A lahnas: Alahnas da küçük bir nahiyedir. Bu nahiye Tirebo lu'nun güneyindeki Ara Geriş köyünden başlayıp yine güneydeki İlit köyüne kadar uzanmaktadır. Alahnas'ın ancak 8 köyü olduğu görülüyor. Alahnas'a gelince, onun Espiye yakınındaki Lahnas ol duğunu kabul ediyoruz. 7- Kürtün: Torul'un kuzeyinde ve Görele'nin güneyinde bir yö renin adı idi. Bu nahiyede de 13 köy görülüyor. Bunlar arasındaki îynesi (=Eynesi) köyünün şimdiki Eynesil kasabası olduğunda şüphe yoktur. Kürtün köylerinden biri de kalabalık nüfuslu Alayuntlu köyü idi. Daha önce yazıldığı üzere Alayuntlu Oğuz boylaıından biri olup Çepniler, Yüreğirler ve Bayındırlar gibi, Oğuz eli'nin Üç Ok kolıma mensuptur. Fakat maalesef, bilemediğimiz bir sebepten ötürü ne yazık ki, Alayuntlu köyünün adı bize kadar gelmemiştir. Bedreme kalesi ve oradaki cami bu köye ait saydıyordu. Bu yedi nahiyedeki büyük küçük köylerin sayısı 103'dür. Bu 103 köyde yine araştu'malarımıza göre, 3456 vergi nüfusu’ yaşamaktadu’. Ç epni İli'n e (Vilayet-i Çepni) gelince, bu il Giresun'un merkez kazası ile Keşap ve Dereli kazalannm topraklarmı içine almeıktadır. Çepni ili'nde 59 köyün vai'hğı tesbit edilmiştir. Bu 59 köyde de 2243
1
Y ahut
n ik i
Y e m lii
( ) '( i h ı ıt
y e lii)
H u s ı.
Bu
n a h iy e n in
a d ın ı
n ıe i'h u n ı
h o c a m ız
l ’rü f.M .T .G ö k b iIg in lüUcerinılu-Has şek lin d e o k ıııııu şU ır (X V I.y ü zy ıl b aşların d a T ıalızo n liv ası v e D o ğ u K a ra d en iz b ö lg esi, B e lle le n -('1962)-, X X V I, sa y ı 102, s.336). 2
liıı k ö ş’leri b a şlıca h ıısıısiy e lle r i ile gö steren celvelleı- ilerid e v e rileceklir.
Ç E P M İL E R _________________________________________________________________________ ^
vergi nürıısıınun yaştıdığı görülür. Fakat diğer 7 nahiyedeki halkın kalabalık bir kısm. ve belki ezici çokluğu da aynı boydan yani Ç epniler'den idi. Bunun delilleri şunlai'dır; 1- Trabzon Rum imparatorluğu saray tai'ihçisi Paneratos'un ver diği bilgilerden Çepniler'in kışlaklarının yukarı Harşit vadisinde olduğunu görmüştük (bize göre kışlakları başlıca Kürtün-Doğan Kent arasında idi). 2- XVI. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan coğrafyacı Mehmed Âşık (1555-1600), daha önce de açıklandığı üzere, Trabzon'un batı ve güneyindeki dağlarda Çepni Türkleri'nin yaşadığını ve bundan dolayı bu dağlara Çepni Dağları denildiğini bild iriri 3- Çepni vilayetinin dışında, yukai'ida mevkileri hakkında bilgi verilen nahİ5 ’elerdeki bütün dirlikler, birkaç istisna ile, hepsi Çepni beyleri, oğulları ve adamlarının (nöker, arkadaş, yoldaş) ellerinde idi. Bu arada Bedreme kalesi fatihi Kürtün }/öresi hakimi Ahmed Beğ'in de Çepni beylerinden (mîr-i Çepniyân) olduğunu hatırlatalım. 4- Bugün de Tirebolu'lu köylü vatandaşlarımıza şehir halkının (Giresun), Çepni dediklerini biliyoruz. Hayret edilecek husus şudur ki, şimdi Giresim şehir ve yöresi halkı kendilerinin Çepniler'in öz torunları olduklarını bilmemekte ve bu adı Tirebolu şehri ve yöresi halkına vermektedir. Diğer taraftan güneydeki Şebinkaı-alıisar ve Alucra kazaları halkı, çok doğru olarak sahil bölgesindeki köylü— şehirli bütün halka Çetmi yahut Çepni demektedir. Buna karşılık kıyı bölgesi halkı da Ekinci" admı vererek Şebinkarahisar ve Alucra halkını küçümsemektedirler, tıpkı başta Ebu Cehil olmak üzere bir çok KureyşIi'nin Yesribliler'e (yani Medine halkına) çiftçi adını ve rerek onları küçümsedikleri gibi. Kürtün kazasının bu 162 köyünde yaşayan nüfusun h epsi M ü s lüm an Türk olup ezici çokluğu da sünnidir. Gayrı Müslimler yalnız kıyılardaki Giresun, Tirebolu ve Görele kalelerinde toplanırıış olup 1515 yılında bu gayri Müslimler 828 vergi nüfusuna sahip idiler. 1
M clınıo d
 şık 'ın
Ç ep n ilo r'e
dair
verm iş
olduğu
kısa
bilgiden
ilk ö n c e A lın an
şark iyalc;ıla nnd an nıiile vcffa Fr an z Tacsclın or s ö z elmijt iı- : M e h m e d A s c h y g s i i b e r die T sc h pn is , Z e i t s c h r i f t m o r g e n l a n d i s c h e n g e s e l s c h a f t, 1922 , b a n d 76. ^
Yani, h e r h a l d e Fellnh gibi bir m ana ifade ediyor. İran'da gec;en yü zyıl d a göc;er yaşa yışı sü r d ü ren 'l ü r k l c r \'ei'leşiklere 'Talua Kap ukı v c ya Tat adını \eriyorlardi.
■
64
F A R U K S Ü M ER
Denizden 15 km uzaklıkta ve Harşit vadisine çok yakın bir yerdeki meşhur Bedreme kalesinde hiç bir gayri M üslim olmayıp orada bazı hisar-erleri ile şimdi bizim kullanamıyacağımız bir kelinıe ile ifade edilen top ve tüfek gibi silalılar ve mühimmat vardı. Az yukarıda söz konusu yörede yaşayan Türk nüfusu ile ilgili bazı rakamlai' verilmişti. Sadece kıyılai'daki kalelerde yaşayan 828 gayri M üslim vergi nüfusunun dağılışı şöyledir. 1- G iresun; 1515 yılmda burada hisar-erleri ile Yavuz Selim 'in yaptırdığı camiin m ülazimlerinden başka 38 Türk evi de vardı. Gayri M üslim nüfusu, taşradan gelenlerle birlikte 220 ev, 50 m ücerred yani bekâr ve 42 bîve yani dul'dan ibaret olup hepsi 312 nefer, yani vergi nüfusu ediyordu. 2- Tirebolu (=DiriboIı): Taşradan gelenlerle birlikte bu kalede de 271 ev, 6 mücerred, 14 dul olmak üzere toplam 291 gayri M üslim vergi nüfusu yaşamakta idi. Her evin 5 kişi saydması esasma göre Tirebolu'da 1515 yılmda 1375 gayri M üslim 'in yaşadığı gerçeğe çok yakın bir şekilde söylenebüir. Tirebolu'da Osmanlı m uhafız kuvveti olan hisar-erlerinden başka (bunların sayısı bilinmiyor) 8 Türk evi vardı.
Çepnl Çocuklan Bir Şenlikte Ortamandıra, Balıkesir (1991)
Ç E P N İL E R _____________________________ _______________________________________ 05
3G örele: Görele'de 134 gayri Müslim evi, 12 mücerred ve 5 dul görülür (151 nefer yani vergi nüfusu). Bundan başka Görele kalesi yakınındaki Yâve ve Bolı köyünde de 58 gayri M üslim vergi nüfusu yaşam akta idi. İşte Giresun ilçe merkezi ile Dereli, Keşap, Espiye, Tirebolu, Görele ve Eynesil kazalarının içinde bulunduğu geniş yöredeki gayri M üs lim vergi nüfusu bu, yani 828'dir. Bu nüfus Türk nüfusunun vergi vermiyenler de ilave edilirse en fazla yedide biri (1/7) olabilir. Tâbîî bu Türk nüfusuna askerler, din ve ilim adamlaı-ı ile onlarm aileleri dahil değildir. Onlar da dahil edilir ise bu nisbet onda bir olur. İncelemiş bulunduğumuz 1486 (m-.828) ve 1555 (nr.288) tarihli tahrir defterlerinde de her iki topluluğun nüfusları arasındaki bu nisbet aynen görülür’ 1486'dan 1515'e kadar geçen 29 yıl içinde Ç epniler'in hayatında mühim gelişme ve değişmeler oldu. Bunlar şunlai'dır: 1- Nüfus Artışı: II.Bayezid devrinde, 1486 yılında yazılmış defterde (nr.828) yöre mizde 59 köy vardı. Bu köylerden çoğu yukarıda adı geçen nahi yelere bağlı olup ancak 7 'si Çepni vilayetine aittir.’ Bu köylerin çoğu veya hepsi de Keşap kazasnıa bağlıdır. Bu husus en kuvvetli ihtimal ile 1486 tai'ilıli defterin son sayfalarının koparak yitmiş ol m asından ileri gelmiştir. 1486 ile 1515 arasında geçen 29 yıl içinde bir çok yeni köylerin kurulmuş olduğu görülüyor. Bunun yanmda ve yine bu zeıman
1 387 n u m a ra lı v e 1523 (H .9 29 ) tarih li E y âle(-i R u m d e flerin d e , T rabzon sa n ca ğ ın d a y e rleşim y e rlerin in v erg i n ü fu sla rı, v e rg ileri ile ilgili rak am lar,
b a ş k a y n a ğ ım ız ı teşkil ed e n 52
n u m a ra lı \'e H .921 (= 1 5 ]5 ) tarih li m u fa ssa l d efterd en alm m ıştır. A n c a k b u 3 8 7 n u m aralı d e fle rd e Ç o p n i v ila y e ti ile ad la rı g e çe n n a h iy e lerd e H ıristiy a n la rın j'a ş a d ık la n h ak k m d a bazı
r a k a m la r h a y r e tle
g ö r ü lü r . Ç ü n k ü
y u k a rıd a
s ö y le n ild iğ i
ü zere,
o ra la r d a
z ik re d ilen lerd en b a şk a h iç b ir g a y ri-M ü slim n ü fu su yok tu r. " G eb rân " d e n ilen b ıı gay ri M ü slim n ü fu s Ç ep n i v ila y e ti ile a d ı geçen n ah iy e lerd e, 1 4 8 6 (nr. 828), 1 5 3 0 (nr.53) ve 1554 (n r.288) tarih li d e fte rle rd e d e, b e k le n ild iğ i g ib i g ö riilm ez. O n un için 1523 tarih li (nr.387) d e fte rd e Ç e p n i v ila y eti ile n a h iy e le rd e G e b râ n 'ın (" g a y r i M ü slim ler) b u lu n d u ğ u n u telkin ed en ra k a m la rm İlm î b ir d eğ eri yo k tu r. N ered e g ö rü lü rse g ö rü lsü n bu rak am lara asla itib a r ed ilm em elid ir. M illi M ü c a d e le esn a sın d a G ire su n , rıre b o ln , G ö rele ve d iğ e r şeh irlerim iz d e o tu ra n ve P o n tııs c ıılu k h a y a lin i taşıyan ve bu h a y a lin ta h ak k u k u için fa a liy e te g e çm iş olan R u n ıla r işte 1 51 5 ta rih in d e 828 v ergi nü fu su olan b u gayri m ü slim lerd en tü rem işlerd ir. Bu şeh irle rim iz d e k i T ıirk le r'e g elin ce, o n la r da köy lerd en gelip y e rleşen lerin toru n land u '. B u k ö y le r şu n la rd ır: K a z a n c ık , D e p e c ik , V en azıd (şim d i Y o liçi), V âla, C in g era n (şim d i Y ü lb aşı), D ü z k ö y , H a şa n K â fir (şim d i K ara K oç).
FARUK SÜM ER
66
Çepni Karamanlı
İçinde nüfus artışı da olmuştur. Ancak bu artış köyden köye olmak üzere değişik nisbetlerde ortaya çıkmıştır. Yani birçok köyde artış %10'un altmda, birçok köyde % 100'ün üstünde, bir çoğunda da %200 ile %300'e yakın bir artış görülür. Mesela 1486 yılında köy lerden O ğuz'un vergi nüfusu’ 55 iken 1515 de 117, Yüreğir'in 44 iken 123, Alayuntlu 92 iken 175 olmuş, Eynesi(l) 38 'den 50'ye. Boynu Yoğun 6'dan 16'ya, Hisarcık 19'dan 33'e, Atdutan lO'dan 22'ye, Kazancuk 14'den 29'a, Depecik 7'den 9 'a, Ciııgeran 12'den 24'e, Düzyer 46'dan 120'ye, Venazid 38'den 114'e yükselmiş tir^ 1
Vergi n ii fn sıı, bir y e ıle ş im ta p h ılıık dem ektir, h izm etind eki
m e r k e z i n d e ve rg iye tâbi olan k im se le ıin m e y d a n a getird iği
k a d ı n l a r , ç o c u k l a r , ç o k ya şlıla r, s a k a t l a r, di n g ö r e v l i l e r i d e vlet,
m e n n u l a r v e a sk e rler v e rg id en m u a f t u tu k lu k la r ı için s a y ı m ı n d ı ş ın d a
kalmışlardır, 2
H e r iki c ed veli ka rş ıla ştırm ız.
Ç E P N İL E R
67
Yine bu 29 yıl içinde Çepniler'in İktisadî hayatlarında da nnühim gelişmeler olmuştur. Daha önce sözedildiği gibi, Çepniler 1486 yı lında sadece darı ekiyorlardı. 1515 yılında ise bütün Çepni köyle rinde buğday ve arpa ekildiği görülüyor. Hatta bir kaç köyde de çeltik ekilmekte idi. Kendir de her köyde ekiliyor. Yine her köyde, eskiden olduğu gibi, bağcılık yapılıyor, meyveciliğe (herhalde elma, kiraz gibi meyveler) de ehemmiyet veriliyor, bal da istisnasız her köyde elde ediliyor, her yerde sık sık görülen ceviz ağaçlarından da çokça ceviz toplanıyor ve hatta toplanılan cevizin öşrü, yani vergisi de ödeniyordu. H er Çepıri köyünde eskisine nisbetle çok sayıda koyun da yetiş tirildiği görülür. Bununla ilgili olarak her köyün vergi cedvelinde "resnı-i g n n en ı" yani koyun vergisi de yeralıyor. Çepni köylerinin verdikleri vergilere gelince, bu vergilerin sa yısı az değildir. Bu vergiler şunlardır: bennek, caba, gerdek ve kanlık resim leri gibi örfî (türeden gelen) vergiler ile yetiştirilen ve elde edilen buğday, arpa, darı, kendir, üzüm, bal, ceviz ve çayırdan alınan öşr (ondalık). Bunlara ek olarak avcı kuş (doğan, şahin, atmaca) yetiştirenlerden de vergi alınmakta olduğu daha önce söylenmişti. Çepniler, yru'dları arızalı yani inişli çıkışlı olduğu için, ekilmek üzere geniş topraklara sahip değillerdi. Daha önce de söylendiği gibi, onların bennek ve caba (bennek) gösterilmiş olmalai'i da bu radan geliyor*. Bununla beraber vergi listesinin gösterdiği gibi, çeşitli ürünler ürettikleri için onların İktisadî durumlarının mem nuniyet verici olduğunda şüphe yoktur. Esasen XVI. yüzydm birinci yai'ismda Türkiye'mn İktisadî durumunun, umumiyetle, iyi olduğu bi liniyor. Ç ep n iler'in durum larında görülen ınühim değişm e ise arala rındaki m ü sellem , m ü lâzim ve m u afların bu sıfatlarının kaldu'iB e n n ek , diihtı ö n ce de sö y len d iğ i ı'izere, n ıın ın ü y e lle , y n ıın ı U zg ıır) O ğ lu İsa B e ğ var. İsa B e ğ , II.M ııra d 'ın ö lü m ü n ü (1451) fu s a t b ilerek h a re k e te g e çe n K a ra m a n o ğ lu İb ra h im B eğ ile sa v a ş m a k için yeni h ü k ü m d a r lI.M e h n ıe d 'd e n m ü sa a d e iste m iş fak at "yüz nğıutnıınjı: â ey ü d n stıır virm ey ip ıiııı nzUdiib İsinık Pnşn'yn lıil'ût g iy iiriib A n ad olu beğ lerh eğiliğ in v iriih g ö m im ii" (N e şrî, C ih a n n ü m a , M .K ö y m e n -E N . U n a t, T T K , A n k a ra , 1957,11, s.6 8 4 ,6 8 5 ). Z ev â id , b ir tınıai' sa h ib in in d eğ işm esi veya ö h n esi ü z e rin e tn n a r gelirin in k ılıç h a k k ın d a n fazla p a y la rın a d e n ilir ve b u n la r
g erek tiğ in d e b a şk alarm a v erileb ilird i.
Ç E P N İLE R
75
Hane
K ö yü n Adı
B ennek
M ü c e rre d
Zem in
H asıl
Diğer Hususlar
C aba
5 . KALE KAPICILARINDAN ÎLYAS OĞLU H IZ IR ’IN TIM A RI 1200
21
4. K ısırca lu , G ires u n y a kın ın d a
Defterde daha önce zikredenler gibi köyün Çepni'ye bağlı ve Giresun yakınında olduğu, evvelce Haşan Dede oğullan'nın elinde bulunduğu yazılmıştır.
200
R a iy y e t b u y u ru la n aynı kö yün m ü sellem le ri
6 . G İRESUN
k a l e s i CAMİÎ HATİBİ MEVLANA M E N T E ŞE ’NİN TIM ARI
10
1016
R aiy y e t bu y u ru lan Ç e p n i’ye bağlı K aya Dibi köy ü n ü n m uafları
"M ezkûr karye halkı G iresun cam iine m erem m etçi tayin olunup avarız teklif olunmaya deyü em rolundu." Bu Çepni köyünde 3 değirm en var. "Zâviye-i Derviş M urad veled-i Derviş S ey d t veled-i û M ezkûr D erviş M urad dutageldüğû yeriyle âyendeye ve revendeye hidm et idüb salih ve m ütedeyyin ve riayeti vâcib kim esne olup kadim den öşr ve rüsum vire gelm eyûb em r-i'âli m ücebince ber karar-ı sabık m ukarrer kılunub defter-i cedid-i sultaniyye kayd olundu."
7 . GİRESUN k a l e s i CAMÎININ MÜEZZİNİ TACEDDIN OĞLU H İM M ETİN TIM ARI
5. G ü n e y
1
1
724
1 değirmen Haşan D ede oğullan'nın zevaidinden Raiyyet buyurular aynı köydeki Ordu camiinin mülazimlerl
113
Bu mülazimler ile İlgili şöyle bir kayıt var: “m ozkûrler Yakub H alife cam iinde m ülazım dır"
131
Bu köy lıalkı da G iresun camisine "m erem m etçi" yani tamirci tayin edildiğinden avarız teklil olunm am ası emrediliyor
) Ç e p n i’ye bağlı, G ires u n yakınınd a
R aiy y e t b u y u ru la n aynı k ö y d e k i O rdu c a m iin in m ülazim lerl R aiyye t b uyurulan S ey yid köyü m uafları
1
1
1
M ei'em m et. ''onarm ak, tam ir etm ek " dem elctir.
76
FARUK SÜMER
Hane
K ö yü n Adı
B ennek
M ü ce rre d
Z em in
H asıl
Diğer Hususlar
C aba
v il a y e t i
ÇEPNI
der
LİVA-I TRABZON
(TRABZON SANCAĞINA BAĞLI ÇEPNİ YÖRESİ) 8.
MEHEMMED BEĞ OĞLU YAR ALİ BEĞ İN BUSATLU ZEAMETİ
e .Ü rp e r
28
7
7
7
2600
7. K u rtu l m uş 8. Y en ice H isar 9. Ç a n d ıriu
14
8
-
2
2000
6
2
1
1
1000
10
5
4
2
1800
1 Değirmen; vergisi 20 akça
3 değirmen
9 . YAR ALİ BEĞİN OĞLU YUSUF ÇELİL İN TIMARI 10. A lını Yom a R a iy y e t b u y u ru la n ay n ı kö yün m ü s e lle m le ri
38
14
7
11
3000
16
7
20
2
1450
11. E n g ü zlü
3
4
1
1
550
10
5
4
1
1000
8
-
1
■
500
1 değirmen;
11
2
4
600
1 değirmen
R a iy y e t b u y ru lan ay n ı k ö y ü n m ü s e lle m le ri R a iy y e t b u y u ru lan K irb a z (?) kö y ü m ü sellem le ri R a iy y e t b u y u ru la n F iru z lu köyü M ü s e lle m le ri R a iy y e t b u y u ru la n 12. S ık ılg a n (?) köyü H alkalu köyü, m ü la zim le ri c a m ii
6 değirmen; 8 bahçe; 2 parça 1 atm aca yuvası. 1 atm aca yuvası
1 değirmen, 1 de atm aca yuvası var.
100
80 0
Bu, Yayla'da idi; Yedi Yola'a tâbi
1 0 . YAR ALI BEG ’IN OĞLU ALI HAN’IN TIMARI 13. K ara K ilis e (y aylad a ) 14. A k ç a K âfir R aiy y e t b u y u ru la n A kç a kâ fir m u afla n
500 500
Bir değirmen; vergisi 20 akça
Ç E P N İL E R
77
Hane
K ö y ü n A dı
B ennek
M ücerred
Z em in
H asıl
Diğer Hususlar
C aba
15. Kul (?) Ç u ku ru R a iy y e t b u y u ru la n Kul Ç u k u ru m u afla rı
200
16. Ş a ’ban
50 0
(?) 17. D ikici
200
R a iy y e t b u y u ru la n Y a ğ m u rc a köyü m u a tla n
300
R a iy y e t b u y u ru la n U m u rlu köyü m ü s e lle m le ri R a iy y e t b u y u ru la n U m u rlu köyü m u a tla n
Nur Ali Beğ'in zevaidinden
1100
14
R a iy y e t b u y u ru la n S arb an köyü m u afla rı
400
Denazir Derbendi'ne derbentçi tayin olundukları için avarızdan muaf tutulmuşlardır.
R aiy y e t b u y u ru la n S a rb a n köyü m ü s e lle m le ri
650
Bunlardan da bazıları Kızıl Ö z Derbendi'ne derbentçi tayin olunmuşlardır.
R aiy y e t b u y u ru la n ay n ı k ö y d e n em ek li s ip a h ile r
50
R a iy y e t b u y u ru la n U zun D ere m ü s e lle m le ri
900
Raiyyet
900
1 doğan yuvası var.
b u y u ru la n H alk a lu m ü s e lle m le ri
1 1 . YAR ALİ BEĞ ’IN OĞLU HIMMET’IN TIMARI 18. K ara Güneç 19. S em ay il
20
7
25 00
1 değirmen, 1 atm aca yuvası.
1300
1 atm aca yuvası var.
FARUK SÜM ER
78 K ö y ü n Adı
Hane B ennek
M ü ce rre d
Z em in
H asıl
C aba
R a iy y e t b u y u ru la n ay n ı k ö y ü n m u a fla n
200
R aiyye t b u y u ru la n B a rç a kö y ü n d ek i O rd u c â m iin in m ü la zim le ri
500
R a iy y e t b u y u ru la n K ara G ü n e ç k ö y ü n d e k i em ekli sip ah iler
250
20. M ürsellü
Diğer Hususlar
12
1000 15 0
R a iy y e t b u y u ru la n L ap a köy ü n ü n m ü s e lle m le ri
Onlardan biri fıatîb olduğu için avarızdan m uaf tutulmuştur.
1 değirmen, 1 doğan (baz) yuvası, 2 ekinlik (= m ezrea) var. 1 doğan yuvası var.
1 2 YAR ALİ B E Ğ ’İN OĞLU NASUH Ç E L E B İ’NIN TIM ARI R a iy y e t b u y u ru la n Ü rp er köyü m ü s e lle m le ri
15
1500
R a iy y e t 7 b u y u ru la n Ç a n d ırlu k ö y ü n ü n m ü sellem le ri
50 0
R a iy y e t 2 b u y u ru la n Y en ice H is a r m u afla n
200
R aiyye t b u y u ru la n K u rtu lm u ş kö y ü n ü n m u afla rı
100
21. Tana D eresi (y aylada)
1000
1 değirmen
Yar Ali Beğ'in zevaidinden. Burada şahin yuvası da var.
1 3 . AYDIN B E G OĞLU İBRAHİM M EHMED B E Ğ OĞLU HABİL VE P İR İ BEĞ OĞLU BU SAD’IN TIM A RLA RI 22. D ere lü
48
27
10
17
4200
3 değirmen ve bir doğan (=baz) yuvası var.
C E P N İL E R
79
Hane
K ö y ü n A dı
B ennek R aiy y e t b u y u ru lan aynı kö yün m ü s e lle m le ri
M ü ce rre d
Zem in
H asıl
Diğer Hususlar
C aba
1000
17
R aiyye t b u y u ru lan aynı kö yün m uafları
300
R aiy y e t b u y u ru la n K irbaz ca m ii ve D ereli kö y ü ce m a ati m ü la zim le ri
300
L MEHMED B E G OĞLU HAŞAN ALI'NEN V E P İR İ B E Ğ OĞLU M AKSUR’UN TIM ARLARI 23. Ak Yom a R aiy y e t b u y u ru la n aynı k ö y d en m u aflar
47
22
11
40 00 30
1
İki değirmen, bir doğan (=baz) ve iki atm aca yuvası "Hatîb olup avarız teklif olunmaya"deniliyor.
1 5 . MEHMED B E G OĞLU BUDAK BEGIN TIM A RI 1000
Bu köyden Haydar, K erem eddin, Bekir, Emre, Karaca ve M aiım ud köprü yaptıkları ve gerektikçe onarılm asını üzerlerine aldıklarından avarızdan muaf tutulmuşlardır. Bir doğan ve bir de atm aca yuvası var.
25. K azan cı
300
Çağm an ekinliği (=m ezrea) yaylada olup Budak Beğ'in tgsarrufundadır.
26. Y akublu
400
24. K ö p ek
16
1 6 . MEHMED B E Ğ OĞLU NUR ALI B E G ’IN 'TIM A RI 27. Lapa
2300
30
2 değirmen ve 1 de doğan (=baz) yuvası var. Yayladaki Köşek (?) ekinliği Nur Ali Beğ'in tasarrufundadır (hasıl:20 0)
1 7 . NUR ALÎ B E Ğ OĞLU RAMAZANIN TIM A RI 28. K aba
29. Ç içeklü
18
13 .
1500
90 0
1 değirmen ve bir de doğan (baz) yuvası var. Bu köy halkı D enazir Derbendi'ne derbentçi tayin olunduğundan avarızdan m uaf tutulmuştur.
FARUK SÜMER
80
Hane
K ö yü n A dı
Bennek
M ücerred
Z em in
H asıl
Diğer Hususlar
C ab a 100
R a iy y e t b u y u ru la n K ab a köyü m ü s e lle m le ri
1 8 . HAŞAN AGA OĞULLARI BÜNYAD VE RAMAZAN, MEHMED OĞLU ELVAN, MÜRAD OĞLU HIZIR’IN TIMARLARI NÖ BETLEŞE EŞERLER^
1600
15
45. K Irb az
(?)
1 9 . ÇEPNI s i p a h i l e r i n d e n ŞEYH ALİ’NİN TIMARI
H İS S E (K a ra G ü n e ç ’den)
7
1000
Yar Ali Beğ oğlu Himmet'in zevaid'inden
2 0 . ÇEPNI s i p a h i l e r i n d e n HAŞAN OĞLU LUTFİ VE ŞAH VELİ NİN TIMARLARI
R aiyye t b u y u ru la n Y en ice H is a r köyü m ü s e lle m le ri
10
40 0
46. G ü d ü l. R aiyye t b u y u ru la n bu k ö y ü n m u afla rı
21.
1000
Şim sad (* *“ ) geçidine derbentçi tayin olunduklarından av a rızd a n muaflar.
s i p a h i OĞULLARI ABDURREZZAK’IN OĞULLARI MEHMED VE YU SU F’UN TIMARLARI
eski
Defterde bu sipahiler için; "eke geldikleri yerleri", bağları ve batıçeleri için fıiç bir vergi verm eyip nöbetleşe eşerler" deniliyor.
1
'S e fe rle re katd ırlav” dem ektir.
Ç E P N İL E R
81
Hane
K ö y ü n A dı
B en n e k
M ü ce rre d
Z em in
H asıl
Diğer Hususlar
C aba
2 2 . E M R E B E G OĞLU D ED E B E G ’IN V E OĞLUNUN TIM A RI 30. B arça
25
16
6
31. Evliya
3
1
700
R aiy y e t b u y u ru la n B a rç a köyü m ü s e lle m le ri
9
6
80 0
1
3500
2 değirm en ve 1 de atm aca yuvası var. Ayrıca şu kaydı da aynen veriyoruz: “m ezkûr karye evvelinde A h m ed oğlu H im m et’den ve yedinci satırda H am id birader-l diğer nam kim esneys varınca on dokuz nefer kim esnedir Yakvb H alife köprülerine köprûcû olup ve Yakub H alîfe D erbendi'nin m erem m etçisi olduklan sebebden b er karar-ı sabık köprücü ve derbentçi tayin olunub deftere sebtolundu. M âdam k i zikrolan hidm etleri ifa ideler av arız teklif olunm aya deyû em r olundu" Eskiden beri Dede Beğ'in tasarrufunda. Burada 1 de doğan (=baz) yuvası va r
2 3 . E M R E BE G OĞLU RAMAZAN AGA 9
32. Firenk
5
1900 1
R a iy y e t b u y u ru lan ay n ı k ö y d en m u afla r
100
70 0
R a iy y e t b u y u ru lan B arça köyü m ü s e lle m le ri 33. Eğri
2 doğan ve 1 atm aca yuvası var.
2000
13
Ambar
2 değirm en var. "Bu köyden 12 kişi B ayram iu’ vilayeti" ne yerleşmişler. Tım ar sahibi onlardan öşr istesin. F ak at bennek resm i ile diğer vergileri istem esin" deniliyor.
2 4 . Y U SU F BE Ğ OĞLU ŞAH HÜSEYİN ’İN TIM A RI 34. U m u rlu
11
1
1
20 00
2 değirmen iki atm aca yuvası var.
35. K oş D oğan
14
8
1
2500
Yaylada Ö rdek Deresi ekinliği var (vergisi;2000 akça)
36. K ö kn a r
19
1
1500
1 değirm en, 2 ekinlik var.
1
FARUK SÜMER
82 K ö y ü n A dı
37. K ab a c a Koz 38. B o zc a
Hane
M üce rre d
H asıl
Diğer Hususlar
4
50 0
2
50 0
Ahm ed oğlu M innet tarafından vakfedilm iş bir değirm en var. 1 değirmen, 1 doğan, 1 de atm aca yuvası var.
B en n e k
C aba
4 3
Z e m in
2 5 . ŞAH Hü s e y i n o ğ l u ŞAH MEHMED’İN TIMARI Ç a lış lu R a iy y e t b u y u ru la n Ç a lış lu köyü m ü s e lle m le ri
18
R a iy y e t b u y u ru la n aynı k ö y d en m u a fla r
2
3900
10
100
Bu köy halkı Çalışlu yakınındaki Söğüd köprüsünü atlı v e yaya geçecek şekilde onaracaklarını üzerlerine aldıklanndan av arız teklil olunm am ası kaydedilmiştir.
2 6 . YUSUF BEG OĞLU SÜLEYMAN’IN TIMARI 39. S arb an
27
15
10
10
2100
40 . H alkalu
10
7
1
6
1000
“D enazir D erbendi g ay et sarp derbend olup m erem m eti lâzım olm ağın m ezkûr karye halkı m ezb ur D en azir Derbendi'ne Giresun'a gelince derbendçi tayin olundu...avarız teklif olunm aya" Nİne bu köyde 2 değirm en 2 de yuva (doğan atm aca) olduğu bildiriliyor. Yine burada Derviş H am za oğlu Derviş Murad zaviyesi vardır. Yolculara hizm et ettikleri için zaviye'de çalışanlar bütün vergilerden m uaf tutulmuşlardır. 1 doğan yuvası var,
41. F iru z lu
26
9
5
3
2700
1 değirmen var.
42. U zu n D ere
10
7
1
3
1700 bildiriliyor.
2 7 . İBRAHİM BEG OĞLU MEHMED’İN TIMARI 43 . Ç a lç a lu
16
1
20 13
1 değirmen bir de atm aca yuvası var.
2 8 . MEHMED OĞLU HÜSEYİN BEKTAŞ’IN TIMARI 4 4 . Ç ağ lız
(?)
16
2034
2 değirmen, 1 doğan, 1 atm aca yuvası var.
Ç E P N İL E R K ö yü n A dı
83
Hane B en n e k
M üce rre d
Z em in
H asıl
Diğer Hususlar
C aba
2 9 . HALİL OĞLU HAŞAN VE SEYYIDI AHMED OĞLU İBRAHİM’İN TIMARLARI Ç ağ lız da ra iy y e t bu y u ru lan m ü s e lle m le r
13
1
H aşan D ed e Z av iy esi (10 kişi. H epsi de H aşan D e d e ’nin o ğ u lla n d ır).
Çepni Kadın ve
2 değirmen var. 1 Ekinlik. Yayladaki Karalar Çatağı'nın Şeydi Ahm ed oğlu İbrahim ile oğlunun tasarrufunda olduğu hakkında Süleym an Bey'den belge olduğu kaydedilmiştir. Buradaki İbrahim'in sipahizade olup elinde Fatih Sultan M ehm ed Han'dan beratı olduğu yazılıyor. Süleym an Beğ Çepniler'in büyük beylerinden biridir. Fakat hakkında m aalesef fazla bilgi yoktur belki XV.yüzyılın birinci yarısında yaşadı. 5020
Bu zaviyeye ait bir kaç parça arazinin denize yakın yerlerde bulunduğu anlaşılıyor. Bu araziden birinin güneyinde Saru Yar, doğusunda da Uzgur Deresi bulunuyordu.
84
FA R U K S Ü M E R
H aşan D ede Zaviyesi 10 kişi' olup bunların hepsi de D ede'nin oğullandır. Haşan D ede'nin mülkü, bu mülk güneyde Saruyeır'dan M ustafa Ç avuş'un değirm eninin bendinin yukai'isma ulaşır. Doğu sınırı Uzgur Deresi'ne erişir. Kuzeyde ise denize ve batıda da adı geçen değirm enin arığına varır. Bu mülk Haşan Dede'nin oğullarm ın tasarrufundadır. (hasıl:200 akça) A da adlı zem in güneyde Sendel (?) Bükü, doğuda ş e h r - i............ , kuzeyde denize, batıda da Sazlık'a ulaşır. Burası tarla ile birlikte H aşan D ed e'n in oğullarının tasarrufundadır. (hasıhllOO akça) K ısırcalu köyünde M eşhed Alanı ve Çoban Evreni (?) denilen ze m inler de H aşan D ed e'n in oğ u lların ın tasarru fu n d ad ır. H aşan D ede'nin mülkünde M ustafa Çavuş'un değirmeni 2 kapı, kirası 6 'd an 100 (akça).
E V K A F - I H Â N E D A N -Î M E F H A R Ü L -Â R İF İN Y A K U B H A LÎFE MAA CÂMİ-İ HOD B E R M UCEB-İ VA K FİYE-İ SÜ LEY- ' MAN B E Ğ M ÎR -İ ÇEPNİYÂN V E M EHEM MED B E Ğ -Î M İRÂHUR EL-M Ü ŞTEH İR BIYUKLU' Hane: 19, 3 bennek, 1 Mûcerred Bunlardan pek çoğu Yakub Halîfe'nin hanedanından olup Yakub Halîfe'nin cam iinde hatiplik, İm am lık, m üezzinlik, cüzhanlık yapmaktadırlar.
47. Ç atak Y ak u b H alife V ak fın d an
48. Iklıkçı Y akub H alife V akfın d an
1
H ane 5
Bıyıklı Ivlehmecl I3eğ, Y a v u z Selinı'in im ıalııın ı ( - c m î r a h u r= a h ır bevi= atçı başı) idi. Çrildııvın soferinden döniiliirkon Baybıırl yakınındaki D an işm en d K en d i'n e gelin d iğin d e (23 Ekim 15 1 4 , S ah giinü) Trabzon ile K arah isar (Şarkî) "b im k d ü riiliib " (=birleştirilip) başına Bıyıkb M ehm ed Ç a m ş gelii'ildi. Bıyıklı M ehm ed P aşa'n m tarih sahn esine çıkışı böyle old u . M ehm ed B ey'in, A n ad olu 'd a çok tahribat yap m ış olan Şah İsm ail'in E rzin can valisi, çetin savaşçı R unılu (yani Sivns-T okat-A m asya bölgesi Türklerinden) N u r Ali H alîfo'yi y(nıip h a y a tın a son verm esi (H aziran 15 15 ) Bıyıklı M ehm ed B eğ'in m u k ted ir liir k u m an d an olduğum u açık ça gösterd i. Sonra G ibıey D oğu A n ad o lu 'y u fethetti v e M erc D âbık sav aşın a katılıp H e m id 'e (=Diyarbaku-) döndü. Bıyıklı M ehm ed P a şa'n m Türk asüh olduğu kesindir. Pek m u h tem el olarak A k Koyıınlıı T ürkleri'nd endir. Fak at gö ıiild ü ğü ü zere Ç ep n iler'in en bü yü k velisi Yakub Flalîfe'nin ailesi ve cam ii için vak ıf tesis etm iş olm ası dikkate şayandır. O n u n hakkında tafsilatlı bilgi için h azırlam ak ta old u ğ ıın u ız "Y a v u z Selinı'in T ü rk m en B e y le ri " adlı m ak alem ize bk.
Ç E P N İL E R _____________________________________________________________________ 85 49. Koz A b a {Yakub H a life V ak fın d an )
4
50. A yrı G e riş (Y akub H alife V ak fın d an )
9
6
Hane 5
51. A rp a (Y aku b H alîfe V ak fın d an )
11
8
2
Hane 3
1- Merlumı Yakub Hâlîfe'nin mülkü: Bunu Süleyman Beğ' hibe etmişti. Burası Davud (?) Çukuru adiyle cinılır. 2- Btyığlu Olarak Tanınan Trabzon Sancak Beği M ehm ed Beğ'in Vakfı M eyveli ve meyvesiz ağaçları olan bahçe ile hepsi Süleyman H âlîfe'nin emlâki olarak taırınmış olan ekinlikler (mezâri') ve diğer ekinliklerin hepsi Sofular köyünde olup oradaki Yakub Hâlîfe'nin zaviyesine yakındır." 3- Özlemiş Beğ'in Vakfı Özlemiş Beğ de Çepni beylerinden idi. 1486 yılında oğlunun sipahi olduğu görülüyor. O da Oğuz köyündeki (Kürtün'e bağlı) Beğlik Köyü denilen yeri vakfetmiştir. 4- Merhum Yakub Hâlîfe'nin Değirmeni 1 Kapı, kira 6 'dan 20 akça 5- Kasım Oğlu İbrahim 'in Değirmeni 1 kapı, kira 6'dan 20 akça. 6- Doğan yuvası Davud (?) Çukuru'nda (hasıl:50 akça).
7-
Bnjıkh Mehmed Paşa Vakfından M urad Fakih'in Yerf
Bu yer (zemin) güneyde Soğuk Pınar ve Kai'aca Kaya Boğazı ile A rpa Köyüne bitişiktir. Kuzeyde Kuş Ağacı'ndan Yara (?) ulaşır.
S ü le y n ın n B eğ Ç e p n ile r 'in en b ü y ü k b ey le rin d en olu p m u lıten ıelen X V .y ü z y ık n b irin ci V rinsında yaşam ıştıı-, ( '.ö rü ld ü ğ ü ü z e re Y a k u b H a life 'n in V a k fın ı 5 k ö y m ey d a n a g etiriy o r. B u n la rd a n Ç a ta k 'u ı O e ıe li'y e b a ğ lı A k k a y a k ö y ü n ü n b ir m a h a llesi, Ik lık ç ı'n m d a y in e D e re li'y e b a ğ lı b ir k ö y o ld u ğ u d a h a ö n ce h a b e r v e ıih ııiş ti. K o z ab a. A y rı G e riş v e A rp a k ö y le rin in y e rle ri te sb it e d ile m e d i. B ım la r d a p e k m u h te m e l o la rak D ereli y ö re sin d e o lniahdrr. G ir e s u n k a d ıs m m h i ic c e li n e g ö r e .
FA R U K S Ü M E R
86
Batıda da Ahmed Ekici Başından Ekeriz'den (?) Tafnal Geçeğine erısır. Toplam:
Köy
Hane
Hane Bennek
24 Bennek resmi 14'den 540 Arpa öşrü 50 kilesi 7’den 350 Bal öşrü 50 Cerâim resmi
36 Caba resmi 13’den
40
Mücerred
14
Meyve öşrü 25
Buğday öşrü 50 kilesi 8 ’den 400 Ceviz öşrü 15
Koyun resmi 28
Gerdek akçası 60
221
Darı öşrü 50 kilesi 8 ’den 400 Kendir öşrü 30
Hane Caba
Hasıl: 2067 (akça)
M ezkûr Yaknb Halîfe ehi-i velayet ve sahib-i kerâmet kimesne olm ağın Çepni beğlerinden Süleyman Beğ zikrolaıı karyeleri m ezkûr Yakııb H âlife'nin hânedai'ıına ve camiine vakfedüb^ kadîm den ilâ yevm inâ hazâ bımlardan öşr ve rusûm alına-gelmeyüb şâir Bakacak (?) Derbendi'ne Yakub Halîfe ve Süleyman Halîfe köprüsüne hidm et idüb riâyet olnna-gelmişler. Elhâletü lıâzihi Trabzon vilayeti tecdîd-i defter olup zikrolan karyelerde mezbûr Yakub Halîfe akrabasından gayri kimesnelerüfi bazı bennek ve bazı caba kaydolub rüsûm -ı şer'iyye ve örfiyye vazolııb iki bin yüz altmış akça ber vech-i serbest ve m efruzul-kalem hâsıl bağlanub hânedan-ı mezkürede her kim şeyh olursa m utasarrıf olup âyendeye ve revendeye (=gelip gidene) hidm et edüp avânz vaki oldukça avâi'izâttaıı emin olup bunların öşrüne ve rusûmuna ve arusiyesine ve cerâimine ve doğam yuvasm a ve kurbanına ve kışlağma ve yaylağına sancak beğinden ve sü-başıdan ve çeribaşıdan ve gayriden kimesne vechun min elvücuh dahi u taarruz itmeğe deyü emrolunduğu sebebden defter-i cedid-i sul taniye kaydolundu". t
ll.lifiy e z id d e v rin d e (1 4 8 6 y ılın d a) y a z ılm ış d e fterd e S ü le y m a n B e ğ 'in sa d e ce "K oz A ba köı/iiıu'i v a k fettiğ i g o riiliiy o r: K an jc-i K oz A ha vnkf-ı Siilı’i/ıntın Beğ Z âv iy e-i Y akub lin lîfı’ N e fer 2 ‘i, fip ıih i 4 " (ıır.S28, s.711).
2
N r.52, s.6 8 0 -6 8 1 .
Ç E P N İL E R _____________________________________________________________________ 87 K ö y ü n A dı
H a n e B en n e k
M ü ce rre d
Z e m in
H as ıl
Diğer Hususlar
C aba
3 0 . HAŞAN BEĞ OĞLU AHMED Ç E L E B İ’NİN TUNUSLU ZEAMETİ 52. D ü z Y e r ( < y ir)
47
15
3
1
4424
3 değirmen, zeam etin bütün geliri 90 00 akça
3 1 . HAŞAN BE Ğ OĞLU Ö ZLEM İŞ’İN TIM ARI 53. V en azid
41
7
1
24
28 00
54. H a ş a n K âfir
15
7
1
4
1 200
1 doğan yuvası var.
3 1 . HAŞAN B E Ğ ’İN OĞLU S A FE R ŞAH’IN TIM A RI R a iy y e t b u y u ru la n V en azid m ü s e lle m le ri
22
6
2
1900
R a iy y e t b u y u ru la n V en azid m u afla rı
7
1
-
3
600
R a iy y e t b u y u ru lan S ü lm e n lü (d iğer ad ı V âla) kö y ü m ü sellem le ri
4
-
-
2
30 0
R a iy y e t b u y u ru lan S ü lm en lü köyü m uafları
2
-
-
2
20 0
2 değirmen var,
3 2 . HAŞAN B E Ğ OĞLU OĞURLU’NUN TIM A RI R aiyye t
21
2
4
2
1800
6
2
2
-
500
4
5
6
-
500
b u y ru lan D üz Yer (yir) m ü sellem le ri R a iy y e t
buyurulan ay n ı köyün m u afları R a iy y e t b u y u ru lan D üz Y e r’deki K e ş â b c â m ii’nin m ü lazim lerl
88
FARUK SÜM ER
Hane
K ö yü n Adı
B en n e k
M ü c e rre d
Z em in
Diğer Hususlar
Caba
200
R aiy y e t b u y u ru lan H aş an K â fir k ö y ü n ü n m u a fla n
33.
55. D iğ er adı .Vâla
H asıl
e m ir
HAN’IN OĞULLARI EM IRZE VE RÜSTEM ’İN TIMARLARI
22
2100
23
2250
{ ^' 3 ) o lan S ü lm e n lü 56. S ü lm en lü
(
)
D iğ er adı S ü lm en lü o lan Vâla
3 4 . EM IRZE AGA’NIN OĞLU NASUH’UN TIMARI "An tahvil-i V eled bin Y u n u s” 51. K a z a n c u k
20
1
1500
3 5 . KASIM AGA OĞLU SÜLEYMAN’IN TIMARI " E v v eld en tu n an olm ağ ın ta y in o lu n d u ” 58. C in g erân
13
4
2
■
1800
Yusuf A ğa oğlu Türem iş'in tahvilinden
: 3 6 . YUSUF AGA OĞLU ŞEHSÜVAR’IN TIMARI 59. D e p e c ik M a n a k (?) ile b irlik te
1000
Derviş Ali Zaviyesi Babasının adı Hüseyin, kardeşlerinin adı Şeyh M ehm ed ve Kuzucak Abdal idi. Bir de yanlarında Masan Şeyh oğlu M enteşe var. Bu zaviyenin m ensupları yolculara konukluk gösterdiklerinden eskiden beri vergilerden m uaf tutulmuşlardır.
J. BÖLÜM
Çepni Vilâyeti'ni meydana getiren köyler bunlardır. Şim di Çepni vilâyetinin dışmdaki nahiyelerde bulunan köyler üzerinde durula caktır. Çüııkü bu köylerin çoğu veya pek çoğu da Çepniler'e aittir. Yine bundan önce balısedildiği üzere Çepni vilayeti dışındaki nahiyeler şunlardı: Yağlu Dere, Bayram Oğlu, Kara Burun, Yüreğir ( < Üreğir), Elki Yomlu (?) Hası, Alahnas ve Kürtün. 1- Yağlu D ere. Bu, Çepni vilâyetinden sonra yörenin ikinci büyük nahiyesidir. Yağlu Dere Kara Deniz kıyısındaki Esbiyelü ( > Esbiye)'den başlayarak güneyde Hisarcık kasabasma kadar uzamr. Yağlu D ere'de 34 köy bulunuyordu. 2- Bayram Oğlu. Yağlu Dere ile Güce ( < Güçe) kasabaları ara sındaki birçok köyden meydana gelmiştir. 3- Kara Burun. Bu, Tirebolu'nun doğusunda ve G örele'nin batı sındaki Kai'a BuruıVdur. Kai'a Burun naliiyesinin bir tek köyü vardır. Bu köyün de adı ''İsmail B e ğ lü " dür. Bu köy o zaman yörenin nüfusu en çok köylerinden biri idi. Bu köy yine İsmail Beyli olarak admı zam anım ıza kadar korumuştur. 4- Ü reğir ( > Yüreğir). Kara Burun ile İsmail Beyli'nin güneyindeki Boğalı köyünden güney batıdaki Boynu Yoğun'a kadar giden daive uzun bir nahiye olup 13 köyden teşekkül etmişti. 5- Elki Yomlu (?) Hası. Adı bir türlü doğru okunamıyan bu nahiye G örele'nin güney kesiminde. Çanakçı, Karabörk ve Deregözü köy lerinin bulunduğu yerdir. Bu nahiyede de 10 köy görülmektedir. 6- A lahnas bu nahiye Tirebolu'nun güneyindeki Arageriş köyün
90________________________________________________________________ F A R U K S Ü M E R
den başlayıp yine güneydeki İlit köyüne kadai- uzanmaktadır. Alahnas'ın 8 köyü vardır. 7K ürtün o zamanlar Torul'un kuzeyinde v e G örele'nin güne yinde bulunan bir nahiyenin adıdu’. Kürtün naliiyesinde 13 köy görülüyor. Bunlar arasındaki İynesi (=Eynesi) köyünün şim diki Eynesil kasabası olduğu şüphesizdir. Bu yedi nahiyedeki köylerin sayısı 103'dir. Bu 103 köyde, araş tırm alarım ıza göre, 3456 vergi nüfusu yaşamaktadır. Yine bu 103 köy olan yörede 32 değirmen, 37 avcı kuş yuvası, 34 ekinlik (=mezrea) ve 5 zâviye görülmekte olup 110.350 akça vergi geliri vardı. Bu yedi nahiyede de tımar rejimi uygulcmıyordu. Burada iki zecunet ve 29 tımar görülmektedk. Bu 103 köy de öz Türk köyleri olup aralarında hiç bir Gayri M üslim köyü yoktur. Daha önce söylediğimiz gibi, Hıristiyanlar kıyıdaki Giresun, Tirebolu, Görele kaleleri ile Görele yakınm da bu lunan Yave Bolu da yaşıyorlardı. Yine daha önce de yazıldığı gibi bu köyler arasmda O ğuz'dan başka Ala-yuntlu, Döğer, Eymür ve Üreğir ( > Yüreğir) olmak üzere dört köy de Oğuz boyunun admı taşır. Bunlar adıgeçen boylara m ensup obaların Trabzon'un batısındaki Türk yerleşm esinde Çepniler'den som a rol oynadıklai'mı kesin bir şekilde gösterir. Oğuz adlı köye gelince bu, Görele yakmmda bulunuyor ve 1930 yıllarında adım henüz muhafaza ediyordu. Kaydedilen tarihde bu köyün halkı Ç epniler'den sayılıyorduk Bu yedi nahiye de yani 103 köyde yaşayaııların ezici çokluğu Vüâyet-i Çepnidekiler gibi, sümıî (tabii Hanefî m ezhebin de) idiler. Bu nahiyelerdeki hemen her köyde de Bekir, Ömer ve Osm an ismini taşıyan şaluslar vardu-. Bu isimlerden de en çok taşmam Osmaıı'drr. Hatta "O sm an veleâ-i Ö m er" (Ömer oğlu Osman) şeklinde baba-oğul'un birlikte bu isimleri taşıdıkları görülür. Bilindiği gibi, bu isim ler Alevîler tarafından asla taşınmaz. Bundan başka bu köylerin nüfusça en az olanlarında bile imam, hatib , fa k ih (îslâm dini hu1
A b d ü lk a d ir (İn a n ), B irin c i İlm î S e y a h a ta D a ir R ap o r, H a lk B ilg isi H a b e r le ri y a y ım la rın d a n , İs ta n b u l, 1 9 3 0 , s.55. M illî b ir ta p u se n e d i, b ir ta rih y a d ig â rı v e u lu a ta la r ım ız m a d ı olan O ğ u z 'u n y e n id e n k o n m a sm ı ilg ilile rd e n rica ed erim .
Ç E P N İL E R _______________________________________________________ _____________ 91
kııkunu bilen) ve m üezzin vardı. Bu husus oturanlai'm sünnî m ez hebinde olduklarını doğruladığı gibi, aydınlara salıip bulunduklarmı da gösterir. Değil o zamanlar son yüzyıllai'da bile Türkiye'm n diğer bir çok yöresinde bu kadar çok din adamı görülmezdi'. Bu köylerde Türkçe adların ne derecede kullanıldığı m illî kültür bakım ından mühimdir. 1515 yılında bu nahiyelerde yaşayan Türkler Ahmed, Mehmed, Ali, Haşan, Hüseyin, Süleyman, İbralrim gibi İs lâmî isim lerin yanında Türkçe adlar da taşıyorlar. Bu adlar şunlardı: Menteşe, Özlemiş, Aygud, Boğa, Tura Beğ, Tura Haıı ( > Turhan buradan geliyor) Tursun ( > Dıu'sun), Saülmış, A llah Verdi, Tanrı Vermiş, Bayram, Budak, Turak ( > Durak), Yai'amış, Türemiş, Ça nakçı, Pir Budak, Sevündük, Bektaş, Eymir, Turmuş ( > Durmuş), Ayna Beği, Selçük (bir defa görüldü). Tur Ali, Emîr Han, Gökçe, Kılıç, Kazancı. 1554 (961 Hicrî) tarihli defterde" Çepniler'in nüfuslarının epeyce bir artış gösterdiği aiTLaşdıyor. Mamafî XV. ve XVI. yüzyıllarda Tür kiye'nin bütün bölgelerinde düzenli bir nüfus artışı olduğu görül mektedir. Fakat şimdi burada Çepni köylerinin aym yüzyılın (XVI. yüzyıl) sonlarındaki durumları üzerinde maalesef bilgi veremiyeceğiz. Çün kü, Ankara'daki Tapu ve Kadostro Genel M üdüıiüğü'nde bulunan 1589 (Hicri 991) tarihli ve 43 numaralı tahrir defterini elimizde olm ayan sebeplerden dolayı inceleyemedik^
M e ın le k e lin ı olan B o zk ıı-'d a b u n d a n elli y ıl öncK R a n ıa z iin la r'd a m e d re se le rd e o k u m u ş biıço k k im se im a m lık e lm e k ü z e re A ydın ve M an isa v ila y e tlerin d e k i k ö y le re g id erlerd i. Bıı g id en le rd e n biri so ııılım c a ; ‘'Ayıhü'n iıtnıın d u n m y u g ilti" derlerd i. B a ş b a k a n lık A rş iv le ıi G en el M ü d ü rlü ğ ü , nr. 288, s.56 2-6 42 . Bu d e fle rd e k i k o n ıım u z la ilg ili k ısm ın b ir fo to k o p isin in v e rilm e si h a k k ın d a A ta tü rk K ü ltü r D il v e Tarih Y (iksek K ıın u ııu T ü rk Tarih K u ru ım ı B a şk a n lığ ı'n ın Tapu ve K ad o stra G en el M ü d ü rlü ğ ü n e gö n d erd iğ i y a zıy a a d ı geçen G en el M ü d ü rlü k çe " fo lo h tp isi v erilem ez, g e lip hıınuhı k'dkik edUdul'ır" m ea lin d e h ay re tle k arşılan an b ir cev a p verilm iştir. H ay retle k a rşıla n a n d e d ik ; ç ü n k ü , a n la şıla ca ğ ı ü zere, T ü rk T aıih K ıın m n ı hu ko n u d a en y etk ili k a r a r m erciid ir. İd a r e c ile i'im iz
bu
en y e tk ili k a r a r m e rc iin in
v e r e c e ğ i k a r a ra
g ö r e h a r e k e t e tm e k
d u ru m u n d a d ırla r. Fazla o la ra k İsta n b u l'd a k i A rşiv ler G e n e l M ü d iii'lü ğ ü a ra ş tm c ıla r a arzu e ttik leri m etin lerin fo to k o p ile rin i v erm ekted ir. B ize de v erilm iştir. Bu v e sile ile g ö sterilen k o la y lık ve n ez âk etten d o lay ı G en el M ü d ü rlü ğ e te şek k ü r ed erim .
92_________________________________________________ _______________FA R U K S Ü M ER
Trabzon'un fethinden (1461) sonra, bir çok defa yapıldığı gibi, Trabzon şelu'ine yine Anadolu'daki Türk şehir ve yörelerinden topluluklaı- getirilip yerleştirildi. Bu toplulukların getirilmiş oldukları yöre ve şehirler ile hane nüfusları şöyledir. Topluluklar
Hane
1- N iksar 2- Sonusa^ 3- Lâdik^ 4- A m a s y a 5- B avra ( > Bafra) 6- O s m a n c ık 7- İskilip^ 8- Çorumlu"^ 9- G ü m ü ş i 10- Tokat 11- S am su n şehrinden 12- S a m s u n yöresinden 13- Turhal 14- Z ile 15- G öl C a n ik ’i® 16- S a tılm ış C anik'I 17- G e d â g â râ ^
7 5 4 31 16 10 10 10 7 25 12 14 4 2 8 1 10 150
Bundan başka kendi istekleri ile 56 Türk edlesi de gelip şehre yerleşmişlerdir. İşte Trabzon Türk halkmın esasını bu 206 hâne m ey dana getirmiştir. Bu nüfus XV. yüzyıl için az bir nüfus sayılmaz. Trabzon'a yerleştirilen Türkler'in, Anadolu'nun en yoğun Türk nü fusu ile m eskûn yörelerinden getirilmiş olduğu görülüyor. Trabzon'-
1
Sonusn şim di A m a sy a 'n m Taş O va kazasına bağlı, Y eşilu m ak kıyısında bulu nan bir köydür.
2
B i l , S am su n vilayetin e bağlı İGizalardan biridir.
3
Ç o n m ı vilayetine bağb k azalard an .
B eylikler D ev rin d e b ir şehirdi.
4
B u gü n k ü Ç o ru m şehri.
5
G ü m ü ş, A m a sy a 'n ın G ü m ü ş H acık öy kazasın a bağlı bir nah iye m erk ezi.
6
C an ik san cağın a bağlı k azalard an biri.
7
B u gü n k ü V ezirköpıü .
Ç E P N İL E R __________________________________________________________________________ ^
daki bu Türk nüfusu sürekli bir şekilde gelip yerleşenlerle gittikçe çoğalmıştır. Nitekim 1554 yılında Trabzon'da 23 mahallede 723 vergi nüfusu vardı. Yavuz Selim'in Trabzon'da valilik yapmış olması bu şehü' için şerefli ve talilıli bir hadise olmuştur. Yavuz Selim, hükümdai' olduktan sonra da Trabzon'u unutmamıştır, 1514 yılmda Trabzon'da büyük hasara sebep olan bir yangın çıktığmı haber alaıı Selim Han, Trabzon şelni’indeki yoksullaı-a dağıtılmak üzere 100.000 akça göndermişti. Daha önce de belirtildiği gibi, Trabzon'un doğusundaki, Gürcis tan'a kadar uzanan Osmanlı toprakları ilk önce naliiye, sonra da kaza adlai'i ile bir çok idari yöreye ayrılmıştı. Bu İdarî yöreler şunlai'dı: Yomra, Sürmene, Of, Rize, Atina (Pazar), Arhavî, Laz, Vilâyet-i Yagobit, Koniye (= Gönye). Osmanlı devleti bu yörelerde de tımaırejimi uygulamıştır. Dirlik sahipleri arasında devlet hizmetinde bu lunanların kulları, bazı Arnavut ve hatta Boşnak asıllı kişiler ve M ora'dan sürülmüş olanlaim yanında Türk asıllı sipahiler de vardı. Türk asdiı sipahilerden Tanrıvermiş oğlu Bahşayiş ile Ali oğlu Hü seyin Karam an ilinden, Küçük Mehmed ve Mustafa ile Osm an oğlu Abdullah, Ahmed oğlu M ustafa Canik (=Samsun ili) sancağındaki Bayram lu'dan, Tura Han oğlu Ahmed Anadolu eyaletinden idiler. Bunlardaıı başka yine Türk asıllı Rum eyâletinden (Sivas-Tokat-Amasya yöreleri) Tura Han oğlu Şaban ile Ali oğlu Kasım, Türkmen İskender ve kardeşi Çıtak (?), Hüseyin ile Bursalı ve Kayserili sipa hiler de vardı. Çepniler'e gelince buiTİardan İskender oğlu Mehmed (Sürm ene'de), İskender oğlu Mustafa (Sürmene'de), İbralıim oğlu M ehmed (Atina=Pazar'da) görülüyor. XVI. yüzyılın sonlarına doğru başlayan ve XVII. yüzyılda devam eden Celali isyanları farklı nisbetlerde olmak üzere, tesirini A nado lu'nun her tarafında hissettirdi. Bilhassa Orta Anadolu ile Çukurova bu isyanlar’ sonucunda nüfusu azcilmış ve harap bölgeler haline geldüer, gerek adıgeçen bölgelerde, gerek Mai'mara ve Batı Anadolu bölgelerinde nüfus boşlukları meydana çıktı. Bu nüfus boşlukları ancak XVIII. ve XIX. yüzyıllarda Türk göçebe topluluklai'i olan Yörük ve Türkmenler tarafından kısmen dolduruldu. Doğu Karadeniz bölgesine gelince, devlet otoritesinin zayıflaması, impai'atorluğun her yerinde olduğu gibi, orada da kendini hissetirdi.
94 ________________________________________________________________ F A R U K S Ü M E R
Bundan faydalanan Karadenizin kuzeyinde yaşayan Kazaklar vakit vakit şayka adlı kayıkları ile gelip Doğu Karadeniz kıyılarında da yağm alarda bulunmuşlardır. Ç e p n iler'e gelin ce, o n la rın T ireb o lu , G ö rele ve Vakfıbekir bölgesinden kümeler halinde Trabzon'un doğu yörelerine giderek oralar da çetin, mücadelelere girişmiş olduklai'i anlaşılıyor,’ XVIII. yüzyılda uğranılan büyük mağlubiyetler sonucunda devlet otoritesi son derecede zayıfladığı için yörelerin idaresi oraların yerlisi olan güçlü şahısların ellerine geçti. Devlet ilk önce '"m ü tegallibe" ve "d e re b e y i" deyip onların idaresini tanım am ış ise de sonra güçlerine göre "v o y v o d a" paşa ve diğerleri gibi unvanları vererek varlıklai’im kabul etmiştir. Böylece Türkiye'nin çok bölgelerinde ol duğu gibi, Karadeniz kıyılarmdaki şehir ve kasabalai'da da âyânlar ortaya çıktı. Bu âyâıılardan, bazıları veya bir çoğu Ç epniler'den idi. Batıdaki âyânlardan Tirebolu, Görele ve Vakfıkebir" derebeyleri ile Trabzon'un doğu yörelerindeki derebeyleri arasında çetin ve sürekli m ücadeleler vukubulmuştur. Bu mücadeleler sonucunda kalabalık Çepni toplulukları Sürmene, Of ve Rize yörelerine yerleşmişlerdir. Bu yerleşmeler, yerleştikleri yörelerden başka yerlere kayda değer gayri M üslim göçlerin yapılmasına da sebeb olmuştur. G eçen yüzyılda Sürmene kazasının "snğ taraflanndaki" köylerde Çepniler oturuyor ve vakit vakit komşularını rahatsız ediyorlardı^. Bu yüzyılda O f'un ileri gelenlerinin kendilerini Ç epniler'den say dıkları bildiriliyor^
G e ç e n y ü z y ıld a ilk T rab zo n T arih in i y azan miieUil'i Ş â k ir Ş e v k e t Bey B a tı'd a k i d e reb ey lerin in başlnı-m a to p la d ık ları tü fen k li Ç ep ni askeri ile "T ra b z o n h iik û n ıe tin in g ö z im ü n ö n ü n d en g e ç e re k " R iz e ve L â zista n 'a sav aşa g ittik lerin i y a z a r (s. ]6 6 ). L azistan XV. ve X V I. y ü z y ılla rd a ve dah a so n ra k i asu'larda A tin a (P azar) ve A rb a v i'd e n son ın i'a z ik re d ile n b ir y ö ren in adı id i. R iz e b ö lg e sin d e k i T ü rk y e rle şm e si h a k k ın d a g e n iş b ilg i e ld e e tm e k , a n c a k a rşiv k a y n a k la rı ve k a d ı sicilleri ü ze rin d e n z ıııı b ir za m an araştu'in a y a p m a k ile m ü m k ü n o la ca k tır sa n ırım . " V ıik fık d n r 'ıiı’ (T m hzon) y im ıi â o k ıız Ç epn i lö y ii vnrdır... Ç epın ler'in işgnl e itiğ i-tn ın tık a A k h isa r
licresh ıâ en bıişh n ıv gnrlm lioğru nznu)r" (A b d ü lk ad ir, B ir in c i İ lm î s e y a b a ta d a ir R a p o r, s.55). Ş â k ir Ş e v k e t, T ra b z o n T a rih i, Istan lıııl, 1294, s.95-96; A d ıg eçen m ü ellif, b u m ü n a se b e tle Ç e p n ilo r'in b ü y ü k le rin e k a rşı d e rin b ir şek ild e bağlı o ld ıık la n n ı v e sa y g ı d ııy d ıık la rtn ı g ö stere n b ir h a d ise de anlatıi'. A b d ü lk n d ir, R ap o r, s.5 5 .B a n a şu m ü şah ed e an latılm ıştı)': "O Jlulnr'ıu küi/ıınlarnın Ç epn i k o y u m : ılı’iülir. C ire fin ı yiin’sitıin koyııniiirı O fk o y ıın lu n gihiıiir. Bu k o y n ııh m ıı kn yru kin rı iııced in Trabzon koyn n kn a y n n iır" .
ise Knnınum koy ıu ıh ın ıu ı benzer. Bnnun ğ il’i O f'ıın be^ıiği ı1e Ç epn iler'in beşiğ in in
Ç E P N İL E R
_____________________________________________
_________ 05
Rize yöresindeki İkiz Dere ile diğer üç nahiye Çepniler ile m es kûndur. Ünlü haydut Çepni Ali, Rize Çepniler'inden olup en so nunda başma 300 kişi toplayarak Rus hai'bine katılmıştır*. Şimdi dahi Rize yöresindeki köyleri ziyaret edenler Çepni adımn hâlâ bu köylerde unutulmadığmı görürler. Bir Avi'upah m eslektaşımız Çepniler'in dalıa da ilerleyerek Batum'a ulaşmış olduklarını bana bildirmiştir. Oğuz elinin en büyük boylarından Çepniler'in Doğu Karadeniz bölgesinde cereyan eden Türk yerleşmesinde oynadıkları en m ühim rol, Trabzonlu Şâkir Şevket ve Tirebolu'lu Binbaşı H üseyin Avni A lparslan'm dikkatlerini de çekmiştir. Bunlardan Şâkir Şevket, Çepniler'in İran'dan çıkarıldıktan sonra, onlardan 100.000 nüfusun Doğu Karadeniz bölgesine gelerek Tire bolu, Görele ve Vakfı-kebir yörelerine yerleştiklerini bir rivayet şek linde anlatır^. Yine onun Ç epniler'in batıdan gelerek Trabzon'un doğusunda bulunan yörelerdeki başarılı yerleşmelerini ortaya koyan bazı bilgiler de vermiş olduğu daha önce görülmüştü. Tirebolu'lu binbaşı Hüseyin Avni Alparslan Bey'e gelince, o, Sakaıya "M e]ha?ne-i K ü b râ " sında (yani çok çetin savaşta) şehid düş müştür. O aynı zam anda Türk kültürü ve Türklük meseleleri hak kında makaleleri olan değerli bir yazardı. Merhum Binbaşı Alparslan Bey, elindeki çok mahdud malzemeye rağmen Trabzon bölgesindeki Türk halkınm tarihinde Ç epniler'in önemli bir rol oynadığım ortaya koymuştur^. Fakat Karadeniz şehirleri hakkında son zamanlarda yazılan eser lerde bölgenin Çepııilerce iskânı ile ilgili katkılar görülmez. Hatta onlardan bazılai'inda Ç epniler'in galiba adları bile geçmez.
1
Ş â k ir Ş e v k e t, a y n ı eser, s.10 1-10 3.
2
TrahziVi h u ilıi, s.165.
3
T ra b z o n h a v a lis in d e o tu ra n la r, L n z m ı, T ü rk m ü ? G iresu n , J3 3 9 , s.1-24. B in b a şı A lp A rsla n C ey 'in O t G ö ç ü a d lı m a k alesi d e D o ğu K a ra d en iz b ö lg esi T ü rk leri'n in y a y la g e le n e k lerin i a n la ta n d eğ erli b ir a raştu m ad u '.
FARUK SÜM ER
96
y e d i n a h iy e y e
b a g l i k ö y l e r in
l is t e s i
1- YAĞLIDERE D efterd eki ism i
Bugünkü ism i
K azası
E spiyelü C eb rail A n d u zlu D em ircülü Y a ssıba hçe O ruçbeğ lü Sarı M ahm utlu K a racalu K a dıse kisi S ın ur H isarcık A h a llu Talip P e litçik
Espiye C ibril A ndoz? D em ircili
Kaza m erkezi E spiye'de m ahalle E spiye'de A rıd u ra k k öyünde? Y a ğ lıd ere'de köy
O ruçbey
Y a ğ lıd e re ’de köy
S ın ırköy H isarcık A hali! G ünece Pelitçik
Kızıl A lm a D em irlİJce Z a n k ıra y ık Ç a n a kçılu
K ızılelm a
Y a ğlıd ere'de köy Y a ğ lıd e re 'd e köy Y a ğlıd ere’de köy Y a ğ lıd e re ’de köy Y ağlıdere, Ü çtepe köyünde m ahalle Y a ğ lıd ere’de köy
G eb e Kilise K ızılca Ç u kuru K ızıl H isar U m ut bükü m aa K opuzcu K a nlıca
Ç ağlayan
Y ağlıdere A kdarı köyünde m ahalle Y a ğ lıd ere’de köy
U m utbükü
Y a ğlıd ere'de köy
Kanlıca
Y a ğ lıd e re 'd e köy
KaraisalI nam-ı
Tepeköy
Y a ğlıd ere'de köy
A dabük
E spiye'de m ahalle
O rla köy
Y a ğ lıd ere’de köy
A kköy
Y a ğlıd ere'de köy
diğ e r Tepe A d a b ü kü A t dutan A ğ c a k ilis e K ızılla r A hi Ç ukuru Akköy
Ç anakçı
2- KARABURUN G ö re le ’de köy
İsmailbeglü
3- ELKİYOMLU HASI H aşrid K a rabö rk m a 'a Ç a na kçı Ağzı A vcı İl Zikavlu
K arabörk
Ç a n a kçı’da köy
ÇEPNILER D efterd eki ism i
Elkiyomlu Hası Kuzca Kelete Manastır Adal (?) Kızılca inek
97 Bugünkü ism i
Kazası
Çanakçı Deregözü
Merkez Çanakçı’da köy
Sarayköy
Çanakçı’da köy
ilit
Güce’de köy
Arageriş
Tirebolu’da köy
Çeğel
Tirebolu’da köy
Karaçukur Eynesil
Kürtün’de köy Eynesil, kaza merkezi
Oğuz
Beşikdüzü
Dikmen
Espiye’de köy
Güzeiyurt Avluca?
Espiye’de köy Espiye’de köy
Kozköy Taflancuk? Çalkaya Çepni köy Kurugeriş
Espiye’de Espiye’de Espiye’de Espiye’de Espiye’de
4- ALAHNAS Alahnas illt Çukurlu Arageriş Baş Alapelit Çekel Kara Çukur
5- KÜRTÜN Bada ma’a Alagaturaş Mekali Bohçalu Alayuntlu Alahnas Üregir Eğlence Kabageriş Kara Çukur Eynesi Gök Ümmet nam-ı diğer Satılmış Oğuz
6- BAYRAM OĞLU Döğer nam-ı diğer Dikmen Kiçiköy Oğulluca/Avulluca Ağruk Kandavur Koz Tağnalcuk Manastır-ı İslâm Çepni Kurugeriş İncirlik
köy köy köy köy köy
7- Y Ü R E Ğ İR ( < Ü R E Ğ İR ) Kara Kaya
Ortacâmi, Yukarı OrtacâmI, Belen
Tirebolu’da köy
98
FARUK SÜMER D efterd eki ism i
Bugünkü ism i
Kazası
Boğalı
A.Boğalı Y. Boğ alı
Görele'de köy Tirebolu’da köy
Karakeş
Görele’de köy
Boynuyoğun Karlıbel
Tirebolu’da köy Çânakçı'da köy
Lazan Gülyan Karakeş Demirboku Mürted çukuru Boynuyoğun Cimide Ak elma iman asarı Arık Toprak
ÇOĞU ÇEPN İLER’E AİT OLAN YEDİ NAHİYEDEKİ KÖYLERİN 1 5 1 5 YILINDAKİ DURUMLARI
Hane
Köyün Adı
Bennek
Mücerred Zemin
Hasıl
Diğer Hususlar
Caba
1. Diribolu D izdarı Dellâk A yd m ’ın T ım a rı' 1. K ürtün’e bağlı Alahnas
6
2. K ürtün’e bağlı Çekbel
13
Raiyyet buyurulan Alahnas muafları Kürtün'e bağlı
29
3. Alaşehid (?) Alahnas’a bağlı 4. Arageriş
3
-
-
436
1 doğan yuvası var.
1010
1 değirmen var.
19
1911
İsaoğlu Menteşe zaviyesi, 1 değirmen, 1 doğan yuvası, 1 de ekinlik var
3
400
1 ekinlik var
6
548
Yaraşır Şeyh Zaviyesi. Yolcular konuk edildiğinden mensupları her türlü vergiden muaf tutulmuştur. 1 değirmen, 1 de ekinlik var.
2 . Görele K alesi Cam ii im am ı M ehm ed F a k ih ’in T ım arı 5. Elkiyom lu Hasl’ya bağlı Kelete
15
6. Elkiyom lu Hası’ya bağlı Manastır
4
N r, 52, s.614-^520.
3
-
3
1000
200
1 değirmen var. Bu ve bundan sonraki köyler Çepni beylerinden Haşan Beğ oğlu Ahmed Çelebi'nin zevaidinden idi.
ÇEPNİLER
99 Hane
Köyün Adı
Bennek
Müeerred Zemin
Hasıl
Diğer Hususlar
Caba
7. Aynı nahiyeye bağlı Kızılca İnek
3
100
8. Ada (?)
5
200
9. Alahnas'a bağlı Koz (veya Kuz)
7
396
Burada şu kayıd var: "bundan evvel Kızılbaş gelüb gaflet ile görünüb (Kürtün) vilayetine girib reaya zarurî itaat Idüb bile gittikleri sebebinden mülkleri ve esbabları satıldıktan sonra yine vatanlarına gelüb mülkleri kendülere emr olunmuş idi. Ş ol reaya k i gelüb mülküne m utasarrıf oldu hoş ve illâ gelmeyen reayanın ve gelüb mülküne m utasarrıf olm ıyan reayanın mülklerine h e r kim m utasarrıf ise bennek resm in ve öşrün ve sair resmin sahib-i tımara eda eyliye."""Alahnas'a tâbi olan reaya Dlribolu Derbend(ini) Haşrid Suyuna varınca ihya itm ek içûn derbendci tayin olundu. Mâdam ki zikrolan
derbendi tamir ideler avânz teklif olunmaya" 'Daiıa önce de belirtildiği gibi kaynağımızda geçen Diribolı bizim Tirebolu'dur. Haşrid Suyu da Harşit çayından başkası değildir,
3 . Z eam et-i Yağlîi D ere der T a sa m ıf-î M ahmııd B eğ Oğlu GiilâM Çelebi’ 10. Espiyalu
32
10
5
2200
2 değirmen var.
11. Cebrail
5
-3
2
246
6 doğan, 1 şaiıin, 1 de atmaca yuvası var.
4 . M ustafa B eğ Oğlu Mahmiîd B eğ ’in T ım arı 12. Anduzlu Hisse İVlenteşe Oğlu
4 ■
275 26
Emeklilikleri vergisiz sürdürülen sipahiler
Fakat keşikle yani nöbetleşe eşecekler.
5
Raiyyet buyurulan 20 Espiyalu müsellemler Raiyyet buyurulan muaflar
1 doğan yuvası ile raiyyet buyurulan üç emekli sipahi var.
Yakub’un tahvilinden
5
2200
120
1
Nr: 52, s. 696-76cS.
2
Bu, şıiphesiz, Yağlıdere ile Tirebolu arasındiiki Espiye kazasmm aynı addaki m erkezi olan Espiye kasabasıdır.
100
FARUK SÜMER Hane
Köyün Adı
Bennek Raiyyet buyurulan sipahiler
2
13. Demürcülü
4
Raiyyet buyurulan müsellemler
2
Mücerred Zemin
Hasıl
Diğer Hususlar
Caba
100
1
320
120
14. Günyan
395
15. Saru Mahmud
442
Raiyyet buyurulan aynı köyden muaflar
83
Şerî hüccete göre Şeydi Fakih (Yunus oğlu) Süleyman'ın oğulları Osman ve Halil, ve Halil'in oğlu Yahya'nın tasarrullarında olan Kutalmış (?) ve Karaguluca (?) ekinliği ile Manastır adlı diğer bir ekinlik de var.
Raiyyet buyurulan aynı l Donrul=Tuğrul), Hısai' Beğ, Gün Doğdu, Tursun, Yeni Beğ, Ayna Beği, Bayram lu, Boz Ok, Budak, Çalap Verdi, Arslan, Bulduk, Urhan (=Orhan), Çoban, Tatar, Gökçe, Oğuz Han, Çelebi, Kılıç, Kara Hoca, Bilmiş, Kazancı, Türkmen, Gördü, Saru Han, Kara Savcı, Yahşi, Kadem Eri gibi adların taşındığı görülüyor". Anlaşılacağı üzere, şim di de bu isim lerin pek çoğu ad ve soyadı olarak ülkemizde kullanıirr. Diğer taşınan isimlere gelince bunların hem en hepsi de
şimdi
taşınan İslâm î adlardır. At Çeken Çepnileri'nin sonu ne olmuştur? M aalesef bu soruyu kesin bir şekilde cevaplandırmak mümkün değildir. XVI. yüzyılın sonlarında başlayaı-ak bilhassa XVIl.yüzyıhn başlai'inda da devam eden Celâlî ayaklannıaları Atçeken oymaklarını da dağıtmış, pek 1
Nı-, 63 6, S.49, 50.
2
A lçeken oynıaklnıı Lahıir del'terieri, şn n lard jr nr.32 (II.Bayezid devri), 1061 (Yavuz Selim) ve 6 36 (III. M ıırad devri).
120_______________________________________________________FARUK SÜMER
çok Atçeken köylerini hai'abetmiş ve Atçeken yurdunu boş ve ıssız bırakmıştı. Bu sebeple Anadolu'nun doğu uçlarında oturan Cihan Beğlü, Omeranlu gibi Kiu'd aşii'etleri çok soru-aları gelip Atçekenler'in yurdlarmda kolayca yerleşmişlerdir. 2. Balıkesir Çepnileıi: Bu Çepniler'in geçmişlerini iyice bilmekte idim. Onlai'in Karesi (Balıkesir) yöresinin nerelerinde yerleştikleri hakkında Kâmil Su Bey tarafından yaymlanmış olan Balıkesir ci varında Yörük ve Türkmenler^ adlı Balıkesir Kadı sicillerinden m ey dana gelmiş vesikalar- mecmuasında ve bilhassa Kadıoğlu İsmail H akkı'nm Çepniler Balıkesir'de" adlı kitabında yeter derecede bilgi bulabileceğimi ümid ediyordum. Gerçekten Merhum Kâmil Su Bey, yine vesikalara dayanarak oymakların muhtemel iskân yerlerini gös termiştir. Kadıoğlu İsmail Hakkı Bey'in kitabında bir liste var ise de^ bu liste sadece Çepniler'e ait olmayıp Balıkesir yöresindeki bütün Alevî köylerini ihtiva ettiği söylenen bir cedveldir. Bu sebeple Çepniler'in oturdukları köylerin adlarını öğrenmek için 1991 yılı Eylül'üııün sonlarına doğru Balıkesir yöresinde bir araştırma gezi sinde bulundum. Tecrübelerimiz dolayısı ile Balıkesir Çepnileri'nden m azileri hak kında herharıgi bir bilgi elde edeceğimi saiımıyordum. Öğrenmek istediğim husus sadece oturdukları köylerin adlai'i idi. Yalnız bu hususta bilgi vernıeden önce bu Çepniler'in m azileri hakkmda m ü him bazı hatırlatmalar yapmam yerinde olacaktır. XV. ve XVI. yüzyıllarda Karesi sancağmda öbür ismi Ağaç şek linde okunan tek bir Çepni adlı bir köy vardı.. 11 vergi nüfuslu olan bu küçük köy de Giresun adını taşıyan kazaya bağlı idi*. Bu Çepni köyü de ya Karasi bölgesini fetheden Türkmenler arasındaki Ç epniler'e veya Halil Ece Bey ile Dobruca'dan A nadolu'ya dönen Saru Saltuk Dede Türkmenleri arasındaki Çepniler'e ait olabilir. Fcikat bu ihtimal çok zayıftır. Kai'asi sancağma komşu H üdâvendigâr (Bey sancağı= Bursa vilâyeti) sancağında 7 Çepni adlı köy vardır. Karasi'deki köy, bu köyler gibi Osmanlı fethine kalabalık bir İstanbul, 1938. Balıkesir, 1935, 78 sayfa. S ,22-23. K adıoğlu İsm ail lia k k ı Bey'in kitabuıda Ç epniler’in inançları ile gelenek ve görenekleri hakkm da oldukça faydalı bilgiler günilüyoi'. O ğuzlar, s.445.
ÇEPNİLER___________________________________________________________
şekilde katılmış Çepniler'e ait de olabilir (en kuvvetli ihtimal budur). Ancak şu hususu kesin olai'ak bilmeliyiz ki XVI. yüzyılda Karesi (Balıkesir yöresi), Hüdavendigâi', Saruhan (Manisa) ve Aydın sancaklai'inda Çepni adlı hiç bir oymak yoktu. XVII. yüzyıl ve sonraki zamanlarda adı geçen sancaklarda görülen Çepniler oralara doğudan gelmişlerdir. Bu incelemenin başlarında XVI.yüzyılda Haleb Türkmeı\leri ara sındaki Çepniler'den söz edilmiş ve görülmüştü ki, Haleb Türkm enleri arasındaki Çepniler'in bir kolu Anteb'in kuzey doğusundaki Rum Kelle yöresinde oturuyor, ikinci kol, Antakya'nın kuzeyinde bulunan Gündüzlü'de yaşıyor ve nüfusu en az kol da doğuda bir yerde (muhtemelen Boz Ulus arasmda) bulunuyordu. 1570 yılında Rum Kale yöresinde oturan Çepniler'in nüfusları çok artmıştı (397 vergi nüfusu). Gündüzlü'de bulunan kol da 29 ve 16 vergi nüfusu olmak üzere iki obaya ayrılmış ve Başım K ızdılu adım taşımıştır. Sultan İbrahim devrinde (1640-1648) Rum Kale yöresindeki Çepniler 6 oba halinde ve Deniz Kethüda'nın idaresinde yaşarlarken Başım Kızdılu adını taşıyan obaların Adana, Saru Han ve Aydın vilayet lerinde sâkin oldukları görülüyor. Bu Başım Kızdılular'ın, adı geçen vilâyetlere neden ve ne zaman gittikleri bilinemiyor. Buna göre M anisa ve Aydın'daki Çepniler'in çoğu veya mülıim bir kısm ı Başım Kızdılu oymağmdan gelmektedir. Rum Kale yöresindeki Oturak Çepni (yani yerleşmiş, göçer değil) adıyla anılan Hcdeb Türkmenleri'ndeki ana Çepni kolu 1690 yılında Avusturya'ya açılan sefere çağırıldılar’ . XVI.yüzyıldaki ünlü Türkmen topluluklarından biri de Boz Ulus idi. Boz Ulus kışın M ardinin epeyce güneyindeki çöl bölgesinde kışlıyor, yazın ise Erzincan-Erzurum arasındaki yörede yaylıyordu. Bu Türkmen topluluğu 3 koldan meydana gelmişti: Ak Koyunlu oymaklarına mensup obaların kolu, Dulkadırh oymaklarına mensup obaların kolu ve Haleb Türkmenleri oymaklai'ma mensup obaların kolu. Bir de Sivas'ın güneyindeki topraklarda yaşayan Yeni İl vardı. 1
C e m a a l - i T ü r k m â n -ı O tu r a k Ç e p n i H a c ı M a h n ıııd K e lh u d a , R â d i f K e ü ıü d a , A li P a ş a o ğ lu S a m i K e d ıııd a N e f e r â n : 2 0 (A İT in ed R e f ik , A n a d o l u 'd a T ü r k a ş i r e t l e r i , İ s ta n b u l, 1 9 3 0 , s .8 5 ) . Ç e p n ile r
1690
ç a ğ ır ılm ış la rdır.
y ılın d a
A v u s t u r y a 'y a
a ç ıla c a k
se fe re
b ıı
k e th u d n la n n
id a r e s in d e
122_______________________________________________________FARUK SÜMER
Yeni İl de Dulkadu'lı oymaklarının obaları ile Haleb Türkmenleri oym aklarına mensup obalarından teşekkül etmişti. Osm anlı devleti Tayy ve Aneze gibi sayıca pek çok Arab oym ak larının (=Urbân) Urfa, Mardin ve Haleb yöresindeki köyleri tahrib etm elerini önlemek ve başta Bağdad'dan Haleb'e gelen kervanları soym alarına son verdirmek için Haleb Türkmenleri, Yenil İl ve Boz Ulus kalıntısına mensup oymaklai'i 1691 yılında U rfa'm n güneyin deki Belih çayı boyunca yerleştirmeye başladı. 1691 (=1102) tarihinde Tatalu, Kuş, Acurlu, Kara Şeyhlü ve Güneş, Kazlı, Elçi, Kılıçlı ve Çepni adlı sekiz oymak Rakka bölgesinde yerleştirilmiş ve bunların yerleştirildikleri yerlerden Göynük yolu ile' Orta A nadolu'ya gir m em eleri için bazı tedbirler de alınmıştı." Buradaki Çepni oymağı, muhtemel olarak, Haleb Türkmenleri Çepnileri'nin göçebe hayatmı sürdüren bir koludur. Dil Çepni adlı Yeııi İl'e bağlı diğer bir Çepni obasının ise Rakka iskânına katılmaya m ecbur tutulduğuna dair bilgi yoktur. 1700 yılında Bahadurlu, Dil Çepni ve Kara Mürselli oymaklarmm boy-beğileri kethüdâ ve ileri gelenlerine gönderilen hükümlerde onlardan Rakka'dan kaçanları himaye etmemeleri isteniyorl Bu Dil Çepniler hakkında daha fazla bilgiye salıip değiliz. Rakka'ya yerleştirilen Çepniler bir ara veya pek az sonra Cerid (başında Musa, Ömer, İsmail ve diğer kethüdalar' vardı), Köçeklü (başında Ali ve Zeynelâbidin kethüdalar var), Yapaltıın? (başmda Ömer kethüda vai'), Tacirlû (= Tecirli, başında Pîrdâl oğullan, İsmail, Ali, M ehm ed ve başkaları var), Harbendelü (başında Yakub Kethüda var). Karaca Arablar, Acûrlu oymakları ile birlikte Ankara'ya bağlı Keskin kazası topraklarında bulundular. Onlar orada Receblü AvşcU'i arasında yaşıyorlardı'*. Hatta bu oymaklaı-'dan dönmeleri için rehi neler alınaı-ak Amasya, Çorum, Çankuı, Kalecik ve Kayseri kalelerine konulmuştu (1706 yılında). Çepniler'den 6 kişi Çorum kalesine, iki kişi de Amasya kalelerine gönderilmişlerdi. En çok rehineler ünlü
1
B ı: G öynük ile oradan geçen yol ilim alem ince pek tanınnıamıştu'. Türkler'den önceki adı el-H nd es olan G öynük (=Yanık) ile yol'u n k on ak lan ın ve ehem m iyetini tanıtan bir incelem em iz yakında yayım lanacaktır.
2
A .Refik, aynı eser, s.96-97, 93-94 sayfalara da bk.
3
Aynı eseiv s.121-122.
4
"C e m â a l -1 Çepni an sâkinân-ı Recebh Avşar(ı)".
ÇEPNİLER___________________________________________________________ m
Cerid boyundan alınmıştı*. Fakat çok geçmeden bu rehineler kale dizdarlai'i tarafından salıverildiler'. 1728 (1141) yüına ait bir hükümde Rakka'ya yerleştirilen Türkmen oym aklarımn şura^^a buraya kaçarak dağıldıkları anlatılırken Kantemir Çepnisi'nin de Bergama taraflarına gittikleri bildiriliyor^ 1935 yılında Bigadiç'in El Yapan köyünde eşraftan Kâmil Ağa Zâde Haşan Çavuş'un elinde bulunan iki berattan birinde Boz Ulus Türkmeni m ukataasından müfrez Edebiye? caııibinde'‘ sâkin Çepni Kantemir m ukataasının maılikâne mutasarrıfları olan iki kişinin arzuhal vererek açık bulunan boybeğiliğinin, (mîı- aşiretliğin) Satılm ış'a tevcihi rica ediliyor ve bu rica da yerine getiriliyor. Berat 2 Rebiyülevvel 1201 (=23 Ocak 1786) taI•ihlidir^ Başı ve sonu eksik olun ikinci beratta Bergam a, Smdu'ğı ve Sincan (Hüdâvendiğâr sancağında) adları ge çiyor". Zikredilen bu vesikalar şimdi Bergama ve Balıkesir bölgesinde yaşayan Ç epniler'in Kantemir Çepnileri'nin torunlai'i olduğunu gös teriyor. Buna göre Kantemir Çepniler'i Balıkesir yöresine XVIII. yüz yılın birinci yarısının ortalarında gelmişlerdir. Bugün Balıkesir yöresi ile Bergama ve Mamsa }^örelerindeki Çepniler köylerde yaşamakta olup çadır hayatı sona ereli bir asu'dan fazla olmuştur. Hatıralara göre onları ve diğer oym aklaıı yerleşik hayata geçiren Ahmed Vefik Paşa'dır. Hatta Alomed Vefik Paşa ça dırlarını ^nrttığı için oymaklar ona "Ç adır Y ırtan " lakabmı vermiş lerdir''. Onların çadır hayatının geçen yüzyılda ortadan kaılktığında şüphe yoktur. Ç epniler'in İktisadî durumlarının iyi olduğu görülüyor. Başlıca 1
Sonr
View more...
Comments