Bosna Gezi Rehberi

August 26, 2017 | Author: Zehra X Adilovic | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

turism...

Description

30.7.2014

DEMIRYÜREK AILESI

BOSNA GEZI REHBERI

En güzel Vakit geçirmeniz dileği ile | Vural Ailesi

Inhaltsverzeichnis Bosna Tarihi ............................................................................................................................................. 1 Bosna’nın Fethi ve Fatih Ahidnamesi .................................................................................................. 1 Bosna Savaş nasıl başladı? ................................................................................................................... 2 Saraybosna Gezi Rehberi ......................................................................................................................... 4 Aliya’nın Mezarı ................................................................................................................................... 4 Saraybosna Gezilecek Yerler Listesi..................................................................................................... 5 Halil Birzina ve Tekkesi ............................................................................................................................ 9 Dücane Dündioğlu Yazısı ..................................................................................................................... 9 Saray Bosna Yemek Rehberi .................................................................................................................. 12 Mostar ................................................................................................................................................... 13 Mostar Gezilecek Yerler Listesi.......................................................................................................... 13 Bosna’nın gerçek Osmanlıları: Blagay ve Poçitelj .............................................................................. 15 Blagay’da Bektaşi türbesi .............................................................................................................. 16 Taştan bir kent: Poçitel .................................................................................................................. 16 Travnik ................................................................................................................................................... 18 Travnik’in kahramanı Defterdar Abdullah Paşa................................................................................. 19 Zenica .................................................................................................................................................... 19 Sultan Ahmet III camii ....................................................................................................................... 19 Kahraman köyü Orahovica ................................................................................................................ 21 Turlarda gezilen şehirlerin Genel bir Resmi .......................................................................................... 22 Ekler ....................................................................................................................................................... 31

Bosna Tarihi Bosna’nın Fethi ve Fatih Ahidnamesi Fatih Ahidnamesi, Fatih Sultan Mehmed’in Bosna-Hersek’i fethinden sonra, 28 Mayıs 1463 tarihinde Milodraz’da yazılmıştır. Aslı Bosna-Hersek’in Fojnica şehrindeki Fransisken Katolik Kilisesi’nde olan bu ferman, Bosnalı Fransiskenlere geniş çaplı bir koruma sağlamaktadır.

Fatih Sultan Mehmet Han’ın Fransisken rahiplerine verdiği ‘Ahidname’ olarak adlandırılan özgürlük fermanı, ilk insan hakları belgesi olarak kabul edilen 4 Temmuz 1776 yılındaki ABD Anayasası’ndan 324 yıl önce yazıldı. Aşağıda, Fatih Ahidnamesinin Latin harfleriyle transkripsiyonu ve günümüz Türkçesine çevirisini bulacaksınız. Bu özgün bir çeviridir; internette kopyalana kopyalana yayılmış olan, eksik ve yanlışları bulunan metinden farklıdır. Fermanın Latin haflerine transkripsiyonu Nişan-ı hümayun şu ki: Ben ki Sultân Mehmet Hanım. Cümle avâm ve havâssa ma‘lûm ola ki, işbu dârendegân-ı fermân-ı hümâyûn Bosna ruhbânlarına mezîd-i inâyetim zuhûra gelip buyurdum ki, mezbûrlara ve kiliselerine kimse mâni‘ ve müzâhim olmayıp ihtiyâtsız memleketimde duralar. Ve kaçup gidenler dahi emn ü emânda olalar. Gelüp bizim hâssa memleketimizde havfsiz sâkin olup kiliselerine mütemekkin olalar. Ve yüce hazretimden ve vezîrlerimden ve kullarımdan ve reâyalarımdan ve cemî‘-i memleketim halkından kimse mezbûrelere dahl ve ta‘arruz edip incitmeyeler, kendülere ve cânlarına ve mâllarına ve kiliselerine ve dahi yabandan hâssa memleketimize âdem gelirler ise yemîn-i mugallaza ederim ki yeri, göğü yaratan Perverdigâr hakkıçün ve Mushaf hakkıçün ve ulu Peygamberimiz hakkıçün ve yüz yirmi dört bin peygamberler hakkıçün ve kuşandığım kılıç hakkıçün bu yazılanlara hiçbir ferd muhâlefet etmeye. Mâdâm ki bunlar benim emrime mutî ve münkâd olalar. Şöyle bilesiz. Fermanın Günümüz Türkçesiyle tercümesi Bu padişah fermanı şöyledir: Ben ki Sultan Mehmet Han’ım; sıradan ve seçkin bütün insanlar tarafından bilinsin ki, bu padişah buyruğunu ellerinde bulunduran Bosnalı [Fransisken] ruhbanlara büyük bir lütufta bulunarak şunları buyurdum: Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak ve sıkıntı vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaklardır. Ve kaçıp gidenler bile güven içinde olacaklardır. Gelip ülkemizde korkusuzca oturacaklar ve kiliselerine yerleşeceklerdir. Ne ben, ne vezirlerim, ne kullarım, ne uyruklarım, ne de ülkemin bütün halkından hiç kimse adı geçenlere —kendilerine ve canlarına ve mallarına ve kiliselerine ve dışarıdan ülkemize gelenlerine— dokunmayacak, saldırıp incitmeyecektir. Yeri, göğü yaratan Rızıklandırıcı adına ve Kur’an adına ve ulu Peygamberimiz adına ve yüz yirmi dört bin peygamber adına ve kuşandığım kılıç adına yemin ederim ki, bu kişiler emrime itaat ettikleri sürece, bu yazılanlara hiç kimse uymazlık etmeyecektir. Böyle biline.

Bosna Savaş nasıl başladı? İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti, savaş kahramanı Hırvat kökenli Josip Broz Tito önderliğinde, sosyalist blokun en refah, en mutlu ülkesiydi. Diğer Doğu Bloku ülkelerinin aksine kapalı bir ekonomi ve uluslararası ilişkiler politikası izlemiyordu. Bu yüzden ‘Batı’nın da sevdiği’ Doğu Bloku ülkesiydi.

Yugoslavya için her şey iyi giderken, önce Tito öldü (1980), sonra da Sovyetler Birliği dağıldı (1991). Doğu Bloku ülkeleri sosyalist rejimleri terk etti. Yugoslavya’da ise ülkeyi oluşturan cumhuriyetler bağımsızlığını ilan etmeye başladı. İlk ayaklanma Slovenya Sosyalist Cumhuriyeti’nden geldi. Çoğunluğu Sırplardan oluşan Yugoslavya Ordusu ile kısa bir çatışma yaşadı. Ama bu savaş ‘Batı baskısıyla’ kısa sürede bitti ve bağımsız Slovenya kuruldu. Ardından Hırvatlar da bağımsızlıklarını ilan etti. Çok kanlı savaşlardan sonra Hırvatlar da bağımsızlıklarını kazandı. Savaşmadan bağımsızlığını elde eden tek ülke ise Makedonya oldu (1991). Ve ardından ‘Bosna savaşı’… Aslında Bosna Parlamentosu’nda Müslüman Boşnaklar, Katolik Hırvatlar ve Ortodoks Sırplar eşit dağılmıştı. Oysa halkın yarısından çoğu Boşnak’tı… Ancak Sırp Bosnalılar, Avrupa’nın en büyük 3. ordusu olan, Yugoslavya Ordusu’nun imkânlarını kullanan, Sırbistan’a güvenerek imtiyazlar istiyordu. Mecliste büyük tartışmalar yaşandı. Sonunda Sırplar meclisi boykota başladı. Boşnak ve Hırvatların katıldığı oturumda kararlaştırılan referandumda, bağımsızlık için % 99.7 oy çıktı. Ve 1 Mart 1992’de Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etti. Bunu kabul etmeyen Sırplar ise başka bir devlet kurdular. İşte 250 bin insanın hayatına mal olan kıyamet de bundan sonra koptu… BM VE NATO: Savaşın başında olayları uzaktan izleyen BM ve NATO, Bosna’ya geldikten sonra da ‘yakından izledi’! Sözde barışı sağlamakla görevli bu kuvvetlerin kayıtsızlığı tarihe kara leke olarak geçti. Özellikle neredeyse tamamı Boşnak olan Srebrenica’da yapılanlar artık soykırım olarak kabul ediliyor. Savaş zamanı büyük direniş gösteren Srebrenica, önce NATO tarafından güvenli bölge ilan edildi ve direnen tüm Boşnakların silahları elinden alındı. Bölgenin kontrolü de Hollandalı BM askerlerine verildi. Şu anda Lahey’de yargılanan Sırp General Mladiç komutasındaki Sırp milisler kente hiçbir direnişle karşılaşmadan girdiler ve ‘BM gözetiminde’, Boşnak erkeklerini tek tek alarak, en az 8 bin kişiyi (10 binin üzerinde olduğu söyleniyor) birkaç günde katlettiler. Kadınlara tecavüz ettiler. Bu kadınların çoğu intihar etti. Şu anda Srebrenica’da neredeyse hiç Boşnak yaşamıyor! SARAYBOSNA MİLLİ KÜTÜPHANESİ YANGINI: Savaşın en acı anılarından biri de Saraybosna Halk Kütüphanesi’nin yangın bombalarıyla yakılmasıydı. Bu, savaşın sadece insanları değil, topyekûn hafızayı da silmek istediğinin en büyük kanıtıydı. Savaş kazanıldığında Saraybosna’nın Osmanlı ve Boşnak geçmişine dair izler tek tek silinmeliydi. 25 Ağustos 1992’de 2 milyondan fazla kitap binayla birlikte yandı. Şehir günlerce yanmış kâğıt kokusuyla doldu. Herkes Barok-İslam karışımı mimariye sahip muhteşem binaya ve içinde yanan çoğu elyazması milyonlarca kitaba ağladı. Çünkü bu kütüphane tüm öğrencilerin geçmişte araştırma yaptığı bir yerdi. Yani tüm Saraybosnalıların burada bir anısı vardı. Kütüphanenin restorasyonu yıllardır devam ediyor. 2014 yılında tekrar açılması planlanan kütüphane yeniden kentin en güzel binası oluyor. TÜNEL: 3 yıl süren savaşta, şehir tamamen Yugoslav Ordusu tarafından çevrili olmasıydı. Şehre giriş çıkış neredeyse imkânsızdı. Bu zor koşullarda Saraybosna halkı çareyi, 800 metre uzunluğunda bir tünel kazmakla buldu. Tünel havaalanının altından diğer taraftaki Boşnak köyündeki evlerden biri tünele ev sahipliği yapıyordu. Bu tünel sayesinde 300 binden fazla kişi kente giriş çıkış yaptı. Yiyecek, ilaç, silah ve yaralılar taşındı…

SAVAŞ MEDYASI: Savaşın bir diğer kahramanı Saraybosnalı basın mensuplarıydı. Bitip tükenmeyen Sırp saldırısını tüm dünyaya aktaran özellikle ‘’Oslobodjenje” (Kurtuluş) gazetesine bir paragraf açmak gerekir. Tüm savaş boyunca sadece 2 gün çıkamamış olan (bombalandığı için) gazete, tüm Saraybosna halkının direnişinin adeta sembolüydü. Bosna halkına moral vermekle kalmadı, yabancı gazetecilerin de en önemli haber kaynağıydı. ALİYA İZETBEGOVİÇ: Tüm bu direnişin ete kemiğe bürünmüş hali ise Boşnakların lideri ‘Bilge Kral’ lakaplı Aliya İzzetbegoviç idi. Savaşın ilk gününden itibaren bağımsızlık için direnen ‘Bilge Kral’, cephelerde boy göstererek onlara büyük bir manevi destek veriyordu. Bosna Hersek Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı da olan Aliya İzzetbegoviç, 2003’te hayatını kaybetti. Kovaçi Şehitliği’nde bulunan mezarı hâlâ ziyaretçi akınına uğruyor. BUGÜN SARAYBOSNA: 3 yıl süren savaşın izleri hâlâ canlı. Şehrin her tarafı şehitliklerin bembeyaz mezar taşlarıyla dolu. Ancak artık kurşun izleri sıvanıyor ve üstü boyanıyor. Yüksek modern binalar yapılıyor. Saraybosna tüm dinleri kucakladığı refahın ve huzurun şehri olduğu günleri özlüyor. Halkı savaşa dair hiçbir şeyi hatırlamak bile istemiyor. Savaş günlerinin sessiz, sokaklarının bomboş olduğu günlere inat caddeler artık cıvıl cıvıl.

Saraybosna Gezi Rehberi Aliya’nın Mezarı Bir şehre ilk girdiğinizde o şehrin büyüklerini ziyaret edin. Tavsiyemiz şehri daha iyi anlamak için ziyaretinizi ve şehir turunuzum Bilge Kral Aliya İzetbegoviç’in kabristandan başlayınız. Ölüm tarihi 1994 yazan taşların arasında beyaz zambaklar içinde bir büyük zambak gibi duran anıt mezarı Aliya İzetbegoviç’in mezarıdır. Hatıraları ile hala dipdiri aramızda yaşayan Aliya’nın mezarı sadece bir sembol gibi duruyordu. Fikirleri ve tarihe bıraktığı mirasın ölmediği ve çağımızın en karizmatik, en bilge, en medeni devlet başkanlarından biri olan Aliya’nın kabrini bir cennet bahçesini dolaşma ferahlığı ile doludur. Mezarın hemen yanında genç bir asker hep ufka bakarak nöbet bekliyor. Sanki Aliya dün göçmüş, sanki hüznü hiç bitmeyecekmiş gibi duruyor. Zambaklar, güller, unutma beni çiçekleri ile dolu mezarlık; insana, ölümün değil yaşamış olmanın ferahlığını sunuyor. Mezarı kazılırken toprakları Boşnak askerlerin elleri ile kazmıştır. Bu Bilge Kahramanı misafir edecek toprağı, kazma ve kürekle acıtmak istemeyen askerlerin ne kadar naif, ne kadar şefkatli, ne kadar merhametten nasipli olduklarını bilmemiz gerekmektedir. Dikkatinizi çekecek olan bir diğer şey Aliya’nın mezar taşına sıfat olarak ‘cumhurbaşkanı’ değil, ‘Abdullah / Allahın kulu’ yazdırmış olmasıdır. ‘Aliya’nın kabir toprağının bir kısmı İstanbul’dan, Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesinden getirilmiştir.

Aliya İzzetbegoviç’in kabrinden bir nokta olarak başlayan, ardından Saraybosna’yı, sonra BosnaHersek’i ve daha sonra tüm Balkan coğrafyasını kaplayan zihninizde bir ışık parlayacak. Dünya tarihi son yüzyılda nasıl şekillenirse şekillensin, haritalarda kırmızı çizgileri kimler keyiflerine göre nasıl çizerse çizsin bu ışıktan çizginin varlığını silemediler.

Saraybosna Gezilecek Yerler Listesi Saraybosna gezilecek yerler listesi başta Osmanlı eserleri olmak üzere bir çok önemli tarihi yapıdan oluşuyor. Saraybosna, ilk olarak 1463 yılında Osmanlı topraklarına katılsa da kısa süre içinde topraklar kaybedildi. Şehrin tekrar ele geçirildiği 1492 yılından itibaren 1878 yılındaki Berlin Anlaşmasına kadar Osmanlı egemenliğinde kaldı. Şehirdeki en önemli eserler ise İsa Bey‘den sonra şehrin ikinci kurucusu sayılan Gazi Hüsrev Bey‘e ait. Kanuni Sultan Süleyman‘ın Bosna Sancak Beyi olan Hüsrev Bey’in eserleri şehrin bir çok yerinde görülebilir. Günümüzde şehirde Osmanlı eserleri dışında da bir çok farklı medeniyete ait eser görmek mümkün.

• Başçarşı (İng: Baščaršija): Saraybosna merkezinde bulunan tarihi ve kültür merkezi olan bir çarşıdır. 15. yüzyılda inşa edilen bu çarşı 19. yüzyılda geçirdiği yangın nedeniyle inşa edildiği boyutun yarısı kadar kalmıştır. Tarih içerisinde çeşitli saldırılara maruz kalsa da günümüze kadar gelmiştir. Gazi Hüsrev Bey Cami ve Saat Kulesi, Başçarşı’da görülebilecek önemli yapılardandır. • Sebil (İng: Sebilj): Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki simge yapılardan biridir. Sebil ve çeşmeler yapıldıkları dönemde yerli halk ve yolculara su imkanı sağlamak için kullanılmıştır. Sebil, 1891 yılında yapılmıştır. Fakat zaman içerisinde zarar gördüğü için son zamanlarda baştan yapılmıştır. 1984 Olimpiyatları öncesi yenilenen sebil, 2006 yılında tamamen eski görünümüne kavuşturulmuştur. • Gazi Hüsrev Bey Cami (İng: Gazi Husrev Bey’s Mosque): 1530 yılında inşa edilmiş bir başyapıttır. Adını inşa eden kişiden almaktadır. 26 metre yüksekliğindeki kubbesi camiyi özellikle iç kısımdan daha görkemli hale getirmektedir. Cami minaresi ise 47 metre yüksekliğindedir. Kubbe ve diğer kısımlarda yer alan işleme, süsleme ve halı gibi detaylar görülmeye değerdir. • Saat Kulesi (İng: Clock Tower, Boş: Sahat Kula): Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki en yüksek ve en güzel yapılardan biridir. 17. yüzyılda inşa edilen saat kulesi aynı dönemde bir yangın sonucunda zarar görmüş ve 18. yüzyılda yenilenmiştir. Avusturya – Macaristan işgalinden sonra kulenin tepesi eklenmiştir ve sonrasında saat tamamen değiştirilmiştir. Bu saat kulesi Saraybosna’da tam olarak gün batımını işaret etmektedir. • Gazi Hüsrev Bey Bezisten (İng: Gazi Husrev-Bey’s Bezistan): Saraybosna’da en iyi korunmuş durumda olan bezistandır. Günümüzde de ticaret amacıyla hala kullanılmaktadır. 16. yüzyılda

yapılmıştır. Bezistan içerisinde 109 metrelik bir sokak ve küçük dükkanlar bulunmaktadır. Yaklaşık 70 kadar dükkanda hala satış yapılmaktadır. • Gazi Hüsrev Bey Medresesi (Kurşunlu Medrese) (İng: Gazi Husrev-Bey (Kuršumli) Madrassa): 16. yüzyılda inşa edilmiş bir medresedir. Osmanlı döneminde okul olarak kullanılmıştır. İç kısmında bir avlusu, geçiş yolu ve küçük bir havuz bulunmaktadır. Girişten sonra ise öğrenciler için dershane kısmı mevcuttur. Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nde en çok dikkat çeken iç kısmında yer alan işlemelerdir. Medresenin kurulduğu dönemde aynı ismi taşıyan ve 50.000 ciltlik bir kapasiteye sahip olan bir kütüphane de kurulmuştur. • Umut Tüneli (İng: War Tunnel (Tunnel of Hope) Museum, Boş: Sarajevski ratni tunel): Tarihi önemi açısındanSaraybosna gezilecek yerler listemizdeki en önemli yerlerden biridir. Burası Saraybosna’da çekilen acıların görülebileceği bir tüneldir. 1000 kadar kişinin yaklaşık 1000 gün boyunca yaşadığı hayat mücadelesinde kaçıp sığındığı bir yer olan Umut Tüneli 20. yüzyılda yaşanan dramlardan birini yansıtmaktadır. 1993 yılında oluşturulmaya başlanan tünel son olarak 800 metre uzunluğunda, 1,5 metre yüksekliğinde ve 1 metre genişliğinde olarak oluşturulmuştur. Mücadele döneminde bu tünelden gıda, mühimmat transferi yapılmıştır ve Umut Tüneli zamanla hayatta kalmanın sembolü haline gelmiştir. • Latin Köprüsü (İng: Latin Bridge, Boş: Latinska ćuprija ): Saraybosna’da Miljacka Nehri üzerinde bulunan tarihi bir köprüdür. Köprünün varlığından 16. yüzyıldan beri bahsedilmektedir. 18. yüzyılda meydana gelen bir sel felaketi ardından yenilenmiştir. Köprü üç sütunla desteklenmektedir. Köprü ağızları Saraybosna köprülerine özgü şekildedir. Köprü ayrıca 1.Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep olan Avusturya Macaristan prensi Arşidik Franz Ferdinandın milliyetçi Govrila Princip tarafından suikaste uğradığı yer olmasından dolayı da tarihsel öneme sahiptir. • Morica Han: Saraybosna’da ayakta kalan tek handır. 16. yüzyıl sonu 17. yüzyıl başında inşa edildiği düşünülmektedir. Adını, 18. yüzyılda otoriteye karşı mücadele eden Moric kardeşlerden almaktadır. Günümüzde hanın giriş katında bir restoran bulunmaktadır ve 12. yüzyılın ünlü şairi Ömer Hayyam’ın şiir işlemeleri burada görülebilir. 1957’de yangın nedeniyle zarar gören han 1974’de yenilenmiş ve günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur. • Bursa Bezisteni – Saraybosna Müzesi (İng: Bursa Bezistan-Sarajevo Museum, Boş: Brusa Bezistan): 16. yüzyılda Rüstem Paşa tarafından inşa edilmiştir. İnşa edildiği dönemde Bursa’dan getirilen ipek çeşitlerinin satışı için kullanılmıştır. Bezistanda 6 büyük kubbe ve 2 küçük kubbe bulunmaktadır. 20. yüzyılda Bursa Bezistan’ı büyük zarar görmüştür. Sonrasında Saraybosna Müzesi’nin düzeni şeklinde tekrar dizayn edilmiştir. Bu kısımda yer alan galeride Osmanlı ve Avusturya – Macaristan dönemine ait parçalar kronolojik sıra ile görülebilir. • Hünkar Cami (İng: Emperor’s Mosque, Boş: Careva Džamija): Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki güzel camilerden bir diğeridir. 15. yüzyılda yapılmıştır. Tarihi boyunca çoğu kez zarar görse de özellikle kapı kısmı tamamen sağlam kalmıştır. Kubbesi yarı dairesel şekilde olan cami içerisinde bulunan kütüphane zaman içerisinde zarar görmüştür. İkinci Dünya Savaşı ve Saraybosna’nın zor günleri de Hünkar Camii’ni etkileyen olaylardır. • Ali Paşa Cami (İng: Ali Pasha’s Mosque, Boş: Alipašina džamija): 16. yüzyılda Budim Beylerbeyi ve Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisini yansıtan bu camide tek kubbe bulunmaktadır. 1990 yılında cami, özellikle de kubbesi zarar saldırılar sonucu zarar

görmüştür. Son yenileme çalışmaları 2004 ve 2005 yıllarında yapılmış ve günümüzdeki görünümüne kavuşturulmuştur. • Ferhadiye Cami (İng: Ferhadija Mosque, Boş: Ferhad-beg Vuković-Desisalić): 1561 – 1562 yıllarında yapılmıştır. Ferhadiye Camii’ne sonrasında mektep, imarethane ve süs havuzu ile çeşme eklenmiştir. Osmanlı mimarisini yansıtan camide bulunan işleme ve resimler dikkat çekicidir. Mihrap ve köşe işlemelerinde Rumi süslemesi olarak bilinen değerler kullanılmıştır. • Bosna Ulusal Müzesi (İng: National Museum of Bosnia and Herzegovina, Boş: Zemaljski Muzej Bosne i Hercegovine): 1888 yılında kurulan, Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki önemli müzelerden biridir. Bosna’daki ve civar bölgelerdeki en eski müzedir. Birçok entelektüelin böyle bir kuruma ihtiyaç duyulduğunu vurgulaması üzerine yapılan çalışmalar sonucunda kurulmuştur. Müze içerisinde Arkeoloji, Etnoloji, Doğal Bilimler ve Kütüphane kısımları bulunmaktadır. Müze içerisinde kalıcı kısımların yanı sıra dönem dönem düzenlenen sergileri takip etmekte de fayda vardır. • Saraybosna Katedrali (İng: Cathedral of Jesus Sacred Heart, Boş: Katedrala Srca Isusova): 1881 yılında kurulmuştur. Fakat 1889 yılında açılmıştır. Neo gotik mimari elementlerden faydalanılarak inşa edilen Katedralde 6 tane çan bulunmaktadır. Katedral içerisindeki cam işlemeler ve heykeller mutlaka görülmelidir. Katedralin ön tarafında din adamlarının mezarlarının olduğu bir kısım bulunmaktadır. • Sırp Ortodoks Kilisesi (İng: Orthodox Cathedral of the Holy Mother of God, Boş: Saborna crkva u Sarajevu): 19. yüzyılda üç bazilika kısmı ve 5 kubbe şeklinde Bizans tarzında inşa edilen bir katedraldir. Sırp Ortodoks Katedrali din ve eğitim gibi amaçlarla kullanılmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise Mimarlık – Mühendislik Fakültesi olarak hizmet vermiştir. Günümüzde ise İktisat Fakültesi bu yapıda hizmet vermektedir. • Svrzo Evi (İng: Svrzo House, Boş: Svrzina kuća): Saraybosna gezilecek yerler listesindeki en orjinal yapılardan bir diğeridir. Svrzo Evi 17. yüzyılda tipik bir Müslüman ailenin yaşayışının tasvir edildiği bir anı evidir. Glodo ailesi tarafından inşa edilmiştir. Zamanla evi idare edecek erkek üyenin kalmaması nedeniyle Svrzo ailesine devredilmiştir. Bu ev içerisinde döneme ait eşyalar ve atmosfer iyi bir şekilde yansıtılmıştır. Haremlik – selamlık kısmı ile dikkat çekmektedir. • Saraybosna Eski Ortodoks Kilisesi (İng: Sarajevo Old Orthodox Church, Boş: Stara pravoslavna crkva u Sarajevu): Saraybosna’da yer alan bir diğer kilisedir. Yapım tarihi ile ilgili kesin bir bilgi olmadığı için kimileri 6. kimileri 12. yüzyılda yapıldığını iddia etmektedir. Kilise tarihi boyunca birçok kez yangın nedeniyle zarar görmüştür ve yenilenmiştir. Kilise mimarisinin yanı sıra içerisindeki değerli ikonlar, el yazmaları ve resimler nedeniyle de görülmelidir. • Alifakovac Müslüman Mezarlığı (İng: Alifakovac Cemetery & Mahala): Saraybosna’da aynı ismi taşıyan sokakta bulunan bir mezarlıktır. Saraybosna’nın en güzel mezarlarından olarak nitelendirilen mezarlığın sokağın başındadır ve bir platoya bakar. Mezarda bulunan yapı ve taşlar tarih ile ilgili kaynak sağladığı için oldukça önemlidir. • Bakırcılar Çarşısı (İng: Coppersmiths Street, Boş: Kazandžiluk): Saraybosna’da bulunan en eski sokaklardan biridir. Bir zamanlar bakır, alüminyum işleri ile tanınan bu sokak günümüzde de metal işlemeciliği için kullanılmaktadır. 15. yüzyılda yapılmıştır. Oldukça korunmuş bir

şekilde günümüze kadar gelmiştir. Çarşıda gezinirken hem işleme yapan ustaları izleyebilir hem de ürünleri satın alabilirsiniz. • Bosna Hersek Kütüphanesi (İng: National and University Library of Bosnia and Herzegovina, Boş: Vijećnica Library): Öncelikle idari bir bina olarak inşa edilen sonrasında kütüphaneye dönüştürülen bir yapıdır. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen bina öncelikle belediye binası olarak kullanılmıştır. 1949 yılında ise Bosna Hersek Ulusal ve Üniversite Kütüphanesi haline dönüştürülmüştür. 1992 yılında meydana gelen bir saldırıdan hem bina hem de kitapların büyük bir çoğunluğu etkilenmiştir. Yenileme çalışmaları 1996 – 1999 ve 2000 – 2004 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. • Gazi Hüsrev Bey Hamamı (İng: Gazi – Husrev Bey’s Bath, Hammam): 16. yüzyılda inşa edilen hamam Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki bir diğer önemli tarihi yapıdır. İki kısımdan oluşan hamamın bir kısmı erkekler bir kısmı kadınlara aittir. Saraybosna’da Osmanlı mimarisini en iyi yansıtan yapılardandır. Hamamın sadece 45 metre yakınında bir cami olması da hamamın ardından camiye gidildiği düşüncesini güçlendirmektedir. • Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi (İng: Gazi Husrev Beys Library): 1537 yılında kurulmuş bir kütüphanedir. 1863 yılına kadar Kurşunlu Medresesi’nin bir parçası olsa da sonrasında taşınmıştır. Kütüphanede bulunan kitaplar güvenlik nedeniyle 1990’larda farklı yerlere götürülmüştür. Kütüphane koleksiyonunda Arapça, Persçe, Türkçe ve Bosna dillerinde 10000 kadar eser bulunmaktadır. • Gazi Hüsrev Bey Türbesi (İng: Gazi Husrev Bey’s Tomb): 16. yüzyılda Gazi Hüsrev Bey tarafından yapılan iki türbeden biridir. Türbe kimin için yapıldıysa onun şanına yaraşır şekilde tasarlanmaktaydı. Bahsedilen iki türbe 1895 yılında restore edilmiştir. 2002 yılında yapılan yenileme çalışmasında ise iç kısmı yenilenmiştir. • Tarih Müzesi (İng: The Historical Museum of Bosnia and Herzegovina): 1945 yılında kurulan bir müzedir. Koleksiyonunda Saraybosna tarihine ait 300.000 kadar parça bulunmaktadır. Sıkıntılı dönemlerde bile eserlerin korunabildiği bir yer olmuştur. Müzede Saraybosna’ya ait yüzyılları yansıtan birçok eser görülebilir. Bayrak, poster, yazılı kaynak, ev eşyası gibi şeyler burada görebileceğiniz parçalardandır. • Saraybosna Müzesi 1878 – 1918 (İng: Museum Sarajevo 1878 – 1918): 1878 – 1918 şehrin Avusturya – Macaristan yönetimi altındayken yaşadıkların gösteren, Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki önemli müzelerden biridir. Müze içerisinde belli temalar kullanılmıştır. İşgalle mücadele, adaptasyon, yeni yaşam şekli, kültür, din, eğitim ve yayın, Bosna konferansı, Franz Ferdinand ve eşinin suikast ile öldürülmesi ve I. Dünya Savaşı gibi temaları müzede görebilirsiniz. • Magribija Cami (İng: Magribija Mosque): Eski Saraybosna’nın batı yönünü yansıtan bir camidir. Caminin 15. yüzyıldan önce yapıldığı düşünülmektedir. Camide 17 tane pencere bulunmaktadır. Zaman içerisinde saldırı ve yangın nedeniyle zarar görse de günümüzde hala iyi durumdadır. • Gazi Hüsrev Bey Tekkesi (İng: Gazi Husrev bey’s Khanqah): 1531 yılında inşa edilmiş bir tekkedir. Sufi eğitiminin yanı sıra derviş eğitiminin de verildiği bir yerdi. Saraybosna’da dini eğitim açısından önemli bir yerdir. Birkaç olay nedeniyle zarar görse de 1998 yılında yenilenmiştir.

• Gazi Hüsrev Bey Muvakkithanesi (İng: Gazi Husrev bey’s Muwaqqithana): Gökyüzü incelemeleri yapmak için kurulmuş bir yerdir. Yapı içerisinde gökyüzü incelemeleri yapmak ve Güneş saatini belirlemek için kullanılan birçok alet bulunmaktadır. Saatin hesaplanması özellikle namaz saatleri nedeniyle önemliydi. Saraybosna’da teknik içerikli yapılar arasında mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. • Avaz Twist Tower: Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki en yeni yapılardan biridir. Avaz Twist Tower Saraybosna’da bulunan 176 metrelik bir gökdelendir. Şehrin iş merkezi sayılan Marijin Dvor’da bulunmaktadır. 2008 yılında bitirilen bina Alman şirket Schübo tarafından dünyanın en güzel 10 yapısından biri olarak seçilmiştir. • Saraybosna Gülü (İng: Sarajevo Rose): Bir patlama sonucu oluşan yarığın kırmızı reçine ile dolması sonucu oluşan bir yapıdır. Saraybosna’nın birçok patlama ve saldırıya maruz kaldığı düşünülünce oldukça anlamlı bir şekildir. • Miljacka Nehri (İng: Miljacka, Boş: Miljacka): Tamamı Saraybosna içerisinde bulunan bir nehirdir. Şehrin üzerine kurulu olduğu bu nehirde yüzmek mümkün olmasa da botlar ile gezinmek mümkündür. • Keçi Köprü (İng: Goat’s Bridge, Boş: Kozija Ćuprija): Paljanska ve Mokranjska Miljacka arasında bulunan köprüdür. 16. yüzyılda yapılmıştır. Bağlantı için de kullanılan köprü yapıldığı dönemde vezir ve sultanların buluşma noktası olarak da kullanılmıştır. • Roma Köprüsü (İng: Roman Bridge): Bosna Nehri üzerinde kurulu olan köprüdür. Şehirde eskiden günümüze gelen dört taş köprüden biridir. 16. yüzyılda yapılmıştır. • BBI Center : Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki en güncel yapılardan olan BBI Center Saraybosna’da bulunan bir alışveriş merkezidir. 43.000 metre karelik bir alan üzerine kurulu olan BBI Center Bosna Hersek’teki en büyük alışveriş merkezlerinden biridir. Bu alışveriş merkezinde giyim, dekorasyon, ev eşyası gibi ürünleri satın alıp bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Yukarıdakiler dışında Saraybosna gezilecek yerler listesine; Sarı Kale, Beyaz Kale, Büyük Safarad Tapınağı(Great Sephardic Temple, Il Kal grandi), Eski Tapınak (Il Kal Vježu, The Old Temple), Yeni Tapınak (Novi Hram, The New Temple), Yahudi Müzesi, Yahudi Mezarlığı ve Saraybosna Sinagogu‘nu da (Ashkenazi Synagogue) dahil edebiliriz.

Halil Birzina ve Tekkesi Dücane Dündioğlu Yazısı Haydi kadehlerimize biraz aşk akıtalım da AŞK olsun!

- "Şu gördüğünüz gençler birer kadeh, bu abd-ı fakir ise en nihayet bir sâki. Bizim yaptığımız bu kadehlere biraz aşk akıtmaktan ibaret evlâdım!"

Bu sözler Sarayova'daki Meytaş Nakşibendî Tekkesi Şeyhi Halil Brzina (en-Nakşî el-Bosnavî) hazretlerine ait. O bir aşk adamı... Öyle kaal adamı filan değil, hâl adamı... Yıllarca dağlarında, ovalarında Bosna'nın düşmanlarına karşı savaşmış... Bosna halkının dini ve imanı için, iffet ve haysiyeti için, hayatta kalabilmeleri için, Bosna'nın yiğit çocuklarıyla birlikte Bosna'nın hem cesedi, hem ruhu için mücadele vermiş... Maiyetindekilerle birlikte hemen bir Tugay kurup Boşnak ordularında komutanlık yapmış... HAKKı rahat döşeklerde, sıcak odalarda değil, karlı dağlarda, hem de ateş altında, ölümle burun buruna iken tevhid ve tekbir etmeyi yeğlemiş... O benim gözümde, ümmet-i Muhammed'in hâlâ aralarından Şeyh Şamil'ler çıkarabileceğini isbat eden bir Osmanlı... Savaşırken düşünmenin numûne-i imtisali... Osmanlılık bir cisim değil ki sonu olsun! Osmanlılık bir ruh, bir ideal, bir simge! Bu yüzden Şeyh Halil hazretleri için o ucuz, o bildik "Son Osmanlı" türünden basit sıfatlar kullanmayacağım. Diyebileceğim tek şey: O hakikaten bir Osmanlı... Hakikî bir Osmanlı... Şimdi ise emekli bir Kolordu Komutanı. Tevhid ve tekbirlerle Bosna'nın yiğitlerinin gönlüne aşk ve cesaret akıtan bir sâki. Mahviyet ehli bir mürebbî. Öyle ki Bosna'daki gençlere savaşta iken cihadın küçüğünü, barışta iken büyüğünü öğreten bir muallim. Anacaddelerde gezinmeyi başkalarına bırakıp arasokaklarda irşada devam eden bir bilge. Millî Mücadele'nin isimsiz kahramanları gibi bir zamanlar tekkesini cephede kurmuş olan bu aşk adamı, hâlâ Bosna'nın gencecik kadehlerine aşk akıtıyor, aşkından bu kadehlerin içindeki aşka aşk katıyor; zikirlerle, tevhid ve tekbirlerle onların nefislerini terbiye edip "Haydi, haydi, haydi" sadâlarıyla "Aşk olsun!" diyor. "Aşk olsun!" ifadesi sûfîler nezdinde, "Ne varsa aşka münkalib olsun, herşey aşka dönüşsün!" anlamına gelir. Herşeyin aşka dönüşmesini istemek sadece "Aşk olsun!" demekle olmuyor, gayret de gerektiriyor, azim ve sebat etmek, herşeyin aşka dönüşmesi için çabalamak, hâsılı bedel ödemek de gerekiyor. İşte bu nedenledir ki bu toprakların çocukları Şeyh Halil Brzina'yı tanımalılar. Bu Osmanlı'nın, ecdadının metrukesini tereke olmaktan çıkarıp diri ve canlı bir hayata, gerçek bir mirasa dönüştüren bu İslâm büyüğünün karlı dağlarda verdiği savaşı şimdi nasıl olup da o küçücük tekkede sürdürebildiğinin sırrını anlamalılar! Unutmamalı ki Osmanlı, böylesi küçücük tekkelerle Balkanlara mührünü basıp asırlarca oralarda tutunmayı başarmıştı. Mostar şehrinin yakınında bir dağın hemen dibine inşâ edilmiş olan Blagay Tekkesini ziyaret edenler ne demek istediğimi anlamakta sanırım hiç zorluk çekmeyeceklerdir. Bu küçücük Halvetî zaviyesini bir

sanat ve irfan âbidesi olarak oraya yerleştiren ruhun taşıyıcıları, asırlarca Balkanlardaki gencecik kadehlere aşklarından aşk akıttılar, aşklarına aşk kattılar, ilim ve irfanda, şiirde, musikîde, mimarîde, hat ve tehzibde, hasılı hem sanatta, hem ilimde aşk ile çalışıp Balkanların AŞKa münkalib olması için gayret gösterdiler. Osmanlı akıncılarının savaşta iken bile Hak ve Adalet'ten sapmamaları için onları terbiye etmek amacıyla serhad boylarına küçücük tekkeler, zaviyeler, hangâhlar kurdular, o küçücük mekânlarda, akıncıların terbiyesiyle meşgul olacak ârifler bulundurmayı hiç ama hiç ihmal etmediler. Topraklarımız ve bu topraklarda inşa ve ihya edilen ne varsa hepsi de bizim bedenimiz. Bazılarımız sadece bu bedeni korumayı marifet biliyorlar; iyi de ediyorlar. Lâkin bu bedenin bir de ruhu vardı; Hikmet, Kelâm ve Tasavvuf aracalığıyla terbiye edilmiş, ilim ve irfandan mürekkeb bir Ruh. Bu beden, bu ruh ile ve bu ruh sayesinde bütün güzelliklerini ortaya çıkarmış, Balkanlardaki nice insanın Hz. İnsan'a dönüşmesini, Balkanların toprağının, havasının, suyunun Aşk'a münkalib olmasını sağlamıştı. Şeyh Halil Brzina da işte bu geleneğin sürdürücülerinden. Balkanların sadece bedenini değil, ruhunu da düşünenlerden. Hakkın dostları her şeylerini gizlerler ve fakat bir tek nazarlarına (gözlerine) tasarruf edemezler. Çünkü gözler ruhun penceresidir. Ruh o gözlerde tecellî eder, peçesini takınmaksızın bir tek gözlerde seyreyler, kendince ve tüm açıklığıyla sadece gözlerden seyreyler. Bu yüzden ben de o mavi gözlerde görüneni, görünebileni tasvir etmeye çalışıyorum, o kadar. Onun gördüklerini biliyordum; o ise benim bildiklerimi görüyordu. Ne garip değil mi, dilim bildiklerini saklayabildi ve fakat onun gözleri gördüklerini saklayamadı. İncir ağacının altında bekleyeceğine söz vermiş bir kere. Bu nedenle Bosna'nın çocukları Ferhadiye caddesinden bir ara sokağa sapıp dik merdivenleri tırmandıklarında Saraç İsmail Camiinin hemen yanındaki küçücük Meytaş Tekkesinde bir HAK dostunun kendilerini beklemekte olduğunu biliyorlar. Ben 'rahmet' ve 'bereket' diye buna derim işte. Çünkü onlar HU deyu ölmeden önce de ölebiliyorlar.

[email protected]

Saray Bosna Yemek Rehberi Yöresel Saraybosna yemekleri hamur işi, et ve sebze ağırlıklı yemeklerdir. Türk mutfağına oldukça benzer yemek çeşitleri de mevcuttur. Yurtdışına gittiğinizde yemek sorunu yaşıyorsanız bile zengin seçenekleri ile Saraybosna bu sorunu yaşayacağınız bir yer değildir. Yöresel Saraybosna yemeklerinden bazıları şunlardır: • Cevapi: Bosna Hersek’in en bilinen yöresel yemeğidir. Kıymadan yapılır. Izgara edilmiş köfte ekmek, yoğurt ve kimi zaman sebze çeşitleri ile sunulur. • Pita/Boşnak Böreği: Yöresel Saraybosna yemeklerinin en popüler olanlarındandır. Bir hamur işi çeşidi olan pita içerisine peynir, ıspanak, patates, bal kabağı gibi farklı malzemeler konulabilir. Yuvarlak ya da düz şekilde hazırlanır. Yanında ayran içilmesi tavsiye edilir. • Klepe: İtalyan ravolisine benzeyen bir yemektir. Eskiden fakir ailelerin ana yemeği olarak bilinse de günümüzde yöresel lezzetler arasına girmiş ve popüler olmuş bir yemek çeşididir. Küçük hamur işi parçalarının kıyma, soğan, tuz ve biber harcı ile doldurulması ile hazırlanmaktadır. Servis edilirken tercihe göre üstüne sarımsaklı yoğurt da konulabilmektedir. • Bey Çorbası: (Begova Çorba) Yöresel Saraybosna yemekleri arasında en ünlü olan çorba çeşididir. İçerisinde tavuk, havuç, maydanoz, limon suyu, biber ve tuz bulunmaktadır. • Soğan Dolma: Dolma ve sarma çeşitleri Saraybosna’da sık sık görülebilecek yemek çeşitlerindendir. Buraya özgü olanı ise soğan dolmasıdır. Soğan tadından hoşlanmıyorsanız bile bu yöresel lezzeti tatmanızda fayda vardır. Genellikle yoğurt ile servis edilmektedir. • Bosanski Lonac: Zengin içeriği ve lezzetli tadı ile bilinen bir yemek çeşididir. Et ve farklı sebze çeşitleri ile hazırlanır. Kullanılan sebze çeşitleri arasında karnabahar, patates, domates, havuç, maydanoz, sarımsak ve biber vardır. Pişirme sürecinde içerisine 1 -2 kaşık beyaz şarap eklenmektedir. Orijinalinde seramik bir kapta büyük büyük doğranmış et ve sebzeler yaklaşık 3 – 4 saat pişirilir. • Filovana Paprika (Biber Dolması): Pirinç ve dolmalık biber ile hazırlanan bir yemektir. Harcı domates, biber, yumurta, baharat, kıyma gibi şeylerle çeşitlendirilir. Ekmek ya da patates püresi ile servis edilir. Ayrıca yanında yoğurt ve salata da sunulur. • Sarma: Türk yemeği olarak bilinen yaprak sarmasıdır. Harcı pirinç, domates, soğan, baharat çeşitleri ile lezzetlendirilir. Sıcak servis edilmesi tercih edilen sarmanın yanında yoğurt da sunulur. Sarmanın ekşi olanının makbul olduğu düşünülür. • Sis Cevap (Şiş Köfte): Ünlü Cevabi yemeğinin şişte hazırlanan halidir. Soğan ve baharatlar ile hazırlanan kıymanın şişte pişirilmesi ile yapılır. Yanında pilav ya da patates ile servis edilir. • Bamja (Bamya): Bosna Hersek yemek kültüründeki en önemli sebzelerdendir. Doğu kültürüne ait olduğu düşünülen bu sebze Saraybosna yöresel lezzetlerinden mutlaka tatmanız gereken bir çeşittir. • Kalja: Karnabahar ve et ile hazırlanan bir yemek türüdür. Ayrıca içerisinde havuç, sarımsak, maydanoz ve baharat da bulunmaktadır.

•Tarhana: Kurutulmuş tarhana ile hazırlanan bir çorbadır. Bizim mutfağımızda tarhana tadına benzer bir lezzettir. Farkı içerisinde kullanılan baharat çeşitleridir. •İşkembe Çorbası: Türk mutfağı ile ortak bir nokta daha işkembe çorbasıdır. •Duvec: Sebze yahnisidir. Güvece benzer bir yemek çeşididir. •Kacamak: Mısır ve patates ile hazırlanan bir sebze yemeğidir. •Livno Peyniri: Livno kasabasında yapılan sarı bir peynir çeşididir. •Pavlaka: Creme Fraiche’ye benzer ekşi kremamsı bir peynir türüdür. •Baklava: Bildiğimiz baklavayı bir de Saraybosna’da denemek de fayda vardır. •Breskvica: Şeftali benzeri bir kurabiyedir. •Hurmasica: Tatlı bir şurup ile hazırlanan hurma tatlısıdır. •Sampita: Marshmallow benzeri, dolgulu bir hamur işi tatlısıdır.

Mostar Mostar gezilecek yerler listesi bir çok tarihi yapıdan meydana geliyor. Neretva Nehri‘nin ikiye böldüğü şehir Hersek Bölgesi’nin başkenti. 105.000 nüfusa sahip Mostar maalesef özellikle yakın tarihte yaşadığı üzücü olaylar ile öne çıkıyor. Bosna Savaşı sırasında üzücü olaylara sahne olan şehirde halen savaşın izlerini görmek mümkün. 2005 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Mostar’da bir çok Osmanlı eseri yer alıyor. Şehirdeki köprüleri, camileri ve çarşıları gezerken kendinizi ülkemizde geziyor gibi hissedeceksiniz. Mostar gezilecek yerler listesinde yer alan tüm yapıların fotoğraflarını üstteki görselde sıralı bir şekilde bulabilirsiniz.

Mostar Gezilecek Yerler Listesi • Mostar Köprüsü: 1566 yılında Mimar Hayreddin tarafından yapılmış, şehrin en önemli yapısı. 1992 yılında Hırvat topçuları tarafından yıkılıp tekrar yenilenmiştir. • Karagöz Bey Cami (İng: Karadjoz-Bey Mosque, Bos: Karadoz Begova Dzamija): Mostar gezilecek yerler listesindeki en önemli camilerden biridir. 1557 yılında inşa edilmiştir. Nakışlı kubbesi ve yüksek minaresi ile tanınan bu güzel eser Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. 1992 yılında savaşta tamamen yıkılmasına rağmen tekrar inşa edilerek ibadete ve ziyarete açılmıştır. Caminin iç kısmı 13,4 x 13,4 metre ölçüsündedir. Cami yanında bir de medrese bulunur. Bu medrese, Mostar’ın en eski halk kütüphanesini barındırır. • Müslüm Bey Konağı (İng: Muslibegović House): Mostar’daki Osmanlı dönemi eserlerinden en güzellerinden biridir. Türk ve din motiflerini birleştirerek tüccarlar ve arazi sahipleri için inşa edilmiştir. Önceden çok sayıda bulunan benzer yerler günümüzde parmakla sayılacak

kadar az kalmıştır. Müslüm Bey Konağı ayakta kalmayı başarmıştır. Çünkü inşasından beri ekonominin ferah günlerinde de savaşın karanlık günlerinde de tek bir ailenin elindedir. • Koski Mehmet Paşa Cami (İng: Koski Mehmed Pasha Mosque): Mostar’daki en büyük ikinci cami olan Koski Mehmet Paşa Cami 1618 yılında tamamlanmıştır. Karagöz Bey Cami’ne benzer fakat ondan biraz küçüktür. Cami, 12,4 x 12,4 metre ölçüsündedir. Nehir kıyısında Eski Köprü’nün 150 metre kuzeyindedir. Buradan ve minaresinden eski yerleşim yeri eşsiz bir manzaraya sahiptir. Bu cami de savaşta zarar görmül fakat şimdi tekrar inşa edilmiştir. • Biscevica Evi (İng: Biscevica House, Bos: Biscevica Kuca): Türk evi ya da Biscevica köşesi, Türk döneminden kalma en güzel korunmuş yapıtlardandır. 1635 yılında yapılmıştır. Kajtaz (Türk Evi) 18. yüz yılın sonlarına doğru inşa edilmiştir. Ev, kadınları meraklı erkeklerin bakışlarından korumak için yapılan yüksek duvarlarla çevrilidir. İçinde erkekleri kadınlardan ayıran özel bir kısım vardır. • Eski Köprü Müzesi (İng: Museum of the Old Bridge): Mostar gezilecek yerler listesindeki önemli müzelerden biridir. Müze, Mostar, Bosna Hersek’de eski şehir merkezinde yer alır. Stari Most diye bilinen Eski Köprü’nün yeniden yapımının 2. yılını kutlamak için 2006 yılında yapıldı. Müzenin temel içeriği Tara Kulesi’ndedir ve üç farklı bölümden oluşur. Tara Kulesi’nin kendisini barındıran ilk bölümde 2002 yılında yapılan restorasyon sırasında bulunan arkeolojik objeler bulunur. Sergiler, köprü ile ilgili temel tarihi olayları açıklayan bilgilendirici çizimler ile düzenlenir. Bu bölümdeki beş kattan en üstteki Mostar panoramik manzaralı bir teras barındırır. İkinci kısım, kulenin altında bulunan arkeolojik kalıntıları içerir. Bu, taş köprünün inşası ve Eski Köprü’nün temelinden önceki iki tahta köprünün kalıntılarıdır. Son kısım olan üçüncü kısım “Labirent” olarak adlandırılır ve burada Eski Köprüye, zarar görmüş kulelere ve restorasyon çalışmalarına ithaf edilmiş fotoğraflar vardır. Görsel – işitsel materyaller ve multi medya çizimler, köprünün inşa tarihini gözler önüne serer. • Tara Kulesi (İng: Tara Tower): Neretva’nın sol kıyısında doğu kısmında yer alan kuledir. Tarih boyunca kulenin kullanım amacı aynı kalmıştır. Barut ve cephanelik deposu olarak kullanılmıştır. Bu nedenle kulenin duvarları 3 metre kalınlığındadır. 1878 yılında Tara Kulesi, Avusturya – Macaristan işgali ile işlevini yitirmiştir. • Saat Kulesi (İng: Clock Tower, Bos: Sahat Kula): İnşa tarihi bilinmemektedir. Fakat 1636 tarihli bir belgede çok daha öncesinde yapıldığına değinilmiştir. Temeli 3.5 metre kare, yüksekliği 15 metredir. Fatima Kaduna Sarıç tarafından inşa edildiğine dair bir efsane vardır. 250 kiloluk çan, 1838 yılında Zadar, Hırvatistan’dan Hersek veziri Ali Paşa Rizvanbegoviç tarafından istenmiştir. Avusturya – Macaristan tarafından ele geçirildiğinde askeri amaçlar için kullanılmıştır. 1981 yılında esas kullanım amacına döndürülmüştür. • Partizan Abidesi (İng: Partisan Memorial Cemetery, Bos: Partizansko groblje u Mostaru): Mostar gezilecek yerler listemizdeki önemli anıtlardan biridir. Bu anıt mezarlık İkinci Dünya Savaşı’nda Mostar’ı savunurken ölenler için yapılmıştır. Beyaz taş setler üstüne çimle kaplı şekilde yapılmıştır. Bu başyapıtı mimar Bogdan Bogdanovic yaratmıştır ve Partizan Abidesi en büyük başarısı olarak kabul edilir. Savaş sırasında bu güzel yer viraneye dönmüştü. Bir zamanlar kahramanlara adanan yer, savaştan sonra tüm saygınlığını kaybetmişti. Geçen yıl ölçümler yapıldı ve bu anıt temizlendi. Şu anda çalışmalar devam etmesine rağmen ziyaretçilere açıktır.

• Bakırcılar Çarşısı (İng: Kujundziluk ve Tabhana): Zanaatkarlar Mostar’ın ilk yıllarında gelişiminde önemli rol oynamışlardır. Şimdi turistik anlamda da önemli bir rolleri vardır. Neretva’nın sol tarafında Kujundziluk bulunur. İsmi Kujundzije ya da İngilizce “bakırcılar” dan (coppersmiths) gelir. Bu, günümüzde bile korunan güzel bir gelenektir. Eskinin aksine onları sadece Kujundziluk’da değil her yerde bulabilirsiniz. Ayrıca Kujundziluk’da başka şeyler satan dükkânları da bulmak mümkün. Mostar’da terziler ve tabacılar da bulunurdu. Fakat maalesef günümüzde terziler ve tabacılar yoktur. Tabacıların deri işledikleri yerlerde artık kafeler var. Burası eski Türk atmosferinde sabah kahvesi içmek için mükemmel bir yer. • Eğri Köprü (Bos: Kriva Cuprija Bridge): Ünlü Mostar Köprüsü yanında yer alan, 1993 yılında zarar gören tarihi bir köprüdür. Neretva Nehri’nin kolu olan Rabobolja Deresi’ni bağlar. İnşa tarihi ve mimarı bilinmemektedir. Kriva Cuprija, bir taş köprüdür ve Mostar Köprüsü’ne benzer. Kemeri 8.56 metre genişlik ve 4.15 metre yükseklik ile harika bir yarım daire şeklindedir. Ön cephesi ve yüksek kısmı, yatay şekilde yerleştirilmiş düz taş küplerden yapılmıştır. Yükselti, cephe ve üstünde yürünen kısmı kırık taşlar ile doldurulmuştur. Yürüyüş kısmı ve yol, ana caddelerde olduğu gibi arnavut kaldırımı ile döşenmiştir. Taş basamaklar ile köprünün her iki tarafına da ulaşılabilir. 2000 Aralık’taki seller köprüye zarar vermiştir. Bir yenileme projesi UNESCO tarafından başlatılmış ve Lüksemburg Büyük Dükü tarafından finanse edilmiştir. Proje, 2001 yılında tamamlanmıştır. • Hersek Tarih Müzesi (İng: Hercegovina Museum): Mostar gezilecek yerler listemizdeki bir diğer müzedir. Pazartesi günleri kapalı olan müze diğer günlerde 8 – 16 saatleri arasında açık. Mostar tarihi ile ilgili çeşitli fotoğraf koleksiyonlarının görülebileceği müze de ayrıca Tito’nun uzay eski dış işleri bakanı olarak hizmet ederken gösterildiği küçük bir sergi de vardır. Müzede Eski Köprü’nün yakın tarihi de güzel bir video ile gösterilir. • Katolik Katedrali (İng: Cathedral of Mary, Mother of the Church): Mostar’ın modern Katolik Katedrali, Balinovac’da 1980′lerde inşa edilmiştir. Piskoposun ikametgahı yanında inşa edilmiştir. 1992 – 1995 yıllarındaki savaş boyunca katedralin çatısı ve camlarındaki sanat çalışmaları zarar görmüştür, ama şimdi bazı küçük değişikliklerle tekrar yapılmıştır.

Bosna’nın gerçek Osmanlıları: Blagay ve Poçitelj

Son bir ayım Bosna-Hersek’te geçti. Neredeyse karış karış bu güzel ülkeyi gezdim. Bu hafta gezimin son yazısını yazacağım. Sona sakladığım iki yer, Osmanlı’nın Balkanlar’da nasıl bu kadar uzun süre kaldığını en iyi anlatan iki yer: Blagay Tekkesi ve Poçitel sınır şehri… Biri Boşnakların

Müslümanlaşmasının simgesi, diğeri ise güçlü Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri gücünü gösteren ve aslında bir sınır karakolu olan görkemli bir kent… Bu ülke aslında iki eyaletin birleşimi: Bosna ve Hersek… Batı ve kuzey Bosna sınırlarında kalırken, doğu ve güneyde ise Hersek toprakları bulunuyor. Hersek’in en büyük ve ünlü şehri ise köprüsüyle ünlü Mostar… Blagay ve Poçitel ise hemen Mostar’ın yanı başındaki yerleşim yerleri. Blagay Mostar’a yaklaşık 15 km, Poçitel ise 20 km. uzaklıkta…

Blagay’da Bektaşi türbesi Blagay, Mostar’ın içinden de geçen ve Bosna-Hersek’in en büyük nehirlerinden biri olan ‘Neretva’nın önemli kollarından biri olan ‘Buna Nehri’nin doğduğu yer. Küçük bir yerleşim olan Blagay’ı önemli kılan ise hemen su kaynağının bulunduğu mağaranın yanı başındaki ‘Blagay Tekkesi’… Muhteşem bir doğaya sahip olan bölge 1465’te Osmanlıların eline geçtikten sonra kurulan tekke, Bosna’nın yerel halkı olan Boşnakların (Bosniak) hızla Müslümanlığı seçmesinde çok önemli bir rol oynadı. Bu günlerde Nakşibendi tekkesi olan Blagay, bir Bektaşi tekkesi olarak kuruldu. Osmanlılar özellikle Balkanlar’a (Yeniçeriler de Bektaşi dergâhına bağlıydı) yolladıkları Bektaşi dervişleri ve babaları sayesinde çok kısa sürede yüz binlerce kişinin Müslümanlaşmasını sağladı. Bektaşi dervişlerinin hoşgörülü ve özellikle hakkaniyetli tavırları, tarih boyunca hep karmaşa ve savaş içinde yaşamış bölge halkının Müslümanlığa büyük sempati duymasını sağladı. Osmanlı da bu yeni Müslüman olan halka hemen kucak açtı ve kendi öz halkı olarak kabul etti. Hatta çok rahat denebilir ki Osmanlılar en fazla yatırımı da bu bölgeye ve halkına yaptı. Hâlâ birçok Boşnağın “Biz Osmanlıyız” demesinin sebebi de bu büyük sevgiydi. Bu sevginin simgesi de Blagay Tekkesi’ydi. Esasında mütevazı bir tekke olan Blagay, etrafına daha sonra yapılan binalarla artık oldukça görkemli bir görünüme sahip. Yapılan binalar bölgenin ve tekkenin mimari dokusuna uygun ve bence oldukça başarılı. Sokollu Mehmet Paşa’nın köyü olan Sokoloviç’te, Sokollu’nun köyüne armağan ettiği 500 yıllık camiye yapılan restorasyonu gördükten sonra burası gerçekten de çok iyi korunmuş diyebiliriz. Dinlerüstü bir kahraman Blagay Tekkesi’nin bir de çok önemli kahramanı var: Sarı Saltuk… Sarı Saltuk, Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’ın himayesinde derlenen ve ‘Saltukname’ adıyla da bilinen halk efsanesinin kahramanı… Anadolu’nun ve Rumeli’nin fethi sırasında önemli rol oynayan, efsaneleştirilmiş bir Bektaşi babası… Güçlü, korkusuz, ama bir o kadar da bağışlayıcı ve hakkaniyetli bir kahraman olan Sarı Saltuk, bu özellikleriyle birçok coğrafyada halkın sevgilisi olmuş. Hatta sadece Müslümanlar için değil Hıristiyanlar için de önemli bir kahraman. Bu yüzden Blagay Tekkesini her dinden yüz binlerce kişi ziyaret ediyor.

Taştan bir kent: Poçitel

Poçitelj Hersek bölgesinin hayat kaynağı olan ‘Neretva’nın hemen yanında bulunan ve UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde de yer alan Poçitel, aslında Osmanlıların sınır kasabasıydı. Boşnakça ‘Başlangıç Noktası’ demek olan Poçitel, Osmanlı’nın batıdaki en büyük rakiplerinden olan Venediklilere bağlı Dubrovnik ile

sınır komşusu. Tamamen taştan inşa edilmiş bu sınır kenti, Osmanlı’nın askeri mimari dehasının en iyi örneği. Nehir kenarından başlayan ve oldukça dik bir yamaç ile yükselen kent, en tepede bulunan kalesiyle aslında tam bir geçilmez kent hüviyetinde… Kabul etmek gerekir ki Osmanlılar Poçitel’i, aynı Mostar gibi, Avrupa ülkelerine gücünü göstermek için oldukça görkemli inşaa etmiş. Büyük, güçlü ve içinde her türlü yaşam alanlarının bulunması sebebiyle Poçitel, benzersiz bir sınır karakolu kenti. Aslında kalenin 4. yy’da yapıldığı kabul ediliyor. İlk zamanlar küçük bir kale olan Poçitel Kalesi, büyüyen Osmanlı tehlikesine karşı Macar Kralı Korvin tarafından güçlendirilmiş. Osmanlılar kaleyi ele geçirdikten sonra, aynı Travnik Kalesi gibi, büyütmüş ve kalenin altına bir şehir inşa etmiş. Bölgede bol bulunan dayanıklı sert taşlarla inşa edilmiş Poçitel. Bu yüzden ‘taş şehir’ diyebiliriz. Dar taş sokakları, hamamı, medresesi, kervansarayı, evleri, camii ve namaz saatini gösteren saat kulesi ile tam bir Osmanlı kenti. 350 yıldır aynı Rumeli topraklarına yaptığı gezilerde şehirleri, yaşamlar ve kültürleri detaylı olarak anlatan Evliya Çelebi 1664’te Poçitel’e gelmiş: “Poçitel Kalesi küçük ama sağlam bir yapı. Kalede surların, kulelerin ve komutan konutunun yanı sıra ambar ve küçük bir cami de yer almakta. Kale dışında 150 hane var. Evler taş tuğla ve kiremitten yapılma. 1562’de yapılmış bir de köy camii var.” Daha sonradan yapılan kervansaray ve saat kulesi dışında Poçitel tam da Evliya Çelebi’nin gördüğü şehrin aynısı. Bosna Savaşı sırasında Hırvatlar tarafından yoğun bombardımana tutulmuş olan Poçitel’de tüm Osmanlı izleri silinmeye çalışılmış. Ancak savaş sonrası özellikle Dünya Bankası ve Türkiye’nin de desteğiyle yaralar kısa sürede sarılmış ve Poçitel eski görkemli görünümüne tekrar kavuşmuş. Artık çok az kişinin yaşadığı Poçitel, geçmişin askeri gücünden uzak, adeta bir huzur kenti görünümünde. Neretva Nehri’nin gürül gürül akan suyunun sesi dışında sadece kuş cıvıltılarının duyulduğu kenti mutlaka görmelisiniz. Bu küçük oryantal şehir Mostar, Hutovo Blato ve Adriyatik Deniz arasında bulunmaktadır. Unesco listesine giren Poçitelj, kısa zaman önce yapılan adilat sayesinde şehrin eski orijinal şekli yine kazanılmıştır. Osmanlı mimarisi dışında bu şehir Güneydoğu Avrupa’daki ressam kolonilerin arasında geleneklerini en uzun süredir koruyan ressamlar ile ilgi çeken ve ünlü olan bir şehirdir. Dünyanın dört bir tarafından gelen sanatçılar burada resim çizmek ve yeni bir şey oluşturmak için geliyorlar. Hacı Aliya camisi, Şişman İbrahim Paşa Medresesi ve Gavrankapetanovic evi kısa zaman öncasi tadilat yapılıp turistlere yeniden açılmıştı. Saat kalesi (Sahat kula) ve Visoka kalesi şehirlerin en ilginç yapılarıdır. Poçitelj, Orta Çağ Bosna Devleti, Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu zamanlarında zengin tarihi ile bu devletler için önemli bir şehirdi. Blagay Tekkesi ve Poçitel Köyü Rumeli’nin nasıl kısa bir sürede Osmanlılaştığını belki de en iyi anlatan iki örneği… Biri Osmanlı’nın hoşgörülü din anlayışının örneği, diğeri ise askeri gücünün göstergesi… 500 yıl Osmanlı hâkimiyetinde bulunan Bosna ve Hersek, barındırdığı tarihi eserleri ve muhteşem doğasıyla daha fazla ilgiyi hak ediyor…

Travnik İki ayrı gün gittiğimiz “Vezirler Şehri Travnik”te Bosna’nın meşhur değişken havasını tanıdık. Günlük güneşlik Travnik 2 gün sonra karlar altındaydı. Geçen haftaki yazımda Bosna Hersek’in Vişegrad kentinde bulunan ünlü “Drina Köprüsü”nü yazmıştım. Bu köprü etrafında gelişen olayları kaleme aldığı romanı ile 1961’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan büyük Yugoslav yazar İvo Andriç’ten de kısaca bahsetmiştim. Yugoslavya’nın en ünlü sanatçılarından olan Sırp yazar, Yugoslav birliğine inanıyordu. Gittiği her yerde yüzlerce kişi tarafından karşılanıyor ve birliğin öneminden bahsediyordu. Romanlarında çoğunlukla bu birliğin nasıl oluştuğunu anlatan konulara yer veriyordu. Drina Köprüsü; Sokullu Mehmet Paşa’nın (Bosna’da Sokoloviç Mehmet Paşa diye tanınıyor) hayat hikâyesinden başlayan ve tüm ülkenin tarihini anlatan bir eser. Yazarın bir diğer önemli eseri de Bosna’nın sancak kenti (başkenti diyebiliriz) Travnik’i anlattığı “Travnik Günlüğü”. Bu eserde de yazar, Travnik’i yöneten Osmanlı paşaları ile Avusturya-Macaristan ve Fransız sefirleri arasındaki çekişmeyi anlatır. Bu çekişme aslında o dönemki büyük devletlerin Bosna’yı paylaşma çabasıydı. Ama İvo Andriç’in “Travnik Günlüğü”nde beni en çok etkileyen taraf, yalın ve samimi bir dille 19. yüzyıl Travnik yaşamından kesitler sunmasıydı. Osmanlı İmparatorluğu’nun gözbebeği her zaman Bosna olmuştu. İmparatorluğun batıya en yakın sancağı (eyaleti) olan Bosna, bir anlamda Osmanlı’nın batıya gösterdiği yüzü olmuştu. Bu sebeple İstanbul haricinde en büyük yatırımlar her zaman Bosna’ya yapıldı. Köprüler, camiler, kaleler… Hepsi birbirinden gösterişli ve ihtişamlı eserlerdi. Bu sebeple Bosna’da birçok şehir hâlâ Osmanlı şehirleri olarak yaşarlar. Bunlardan biri de ‘Vezirler Şehri Travnik’… Travnik, Osmanlı’nın batıya en yakın büyük şehriydi. Saraybosna, Avusturyalıların saldırısıyla yerle bir olunca, 1686 ile 1851 yılları arasında tam 165 yıl Bosna eyaletinin ‘’Sancak Merkezi’’ yani başkenti Travnik oldu. Osmanlı’nın en önem verdiği eyaleti ise çok üst düzeydeki vezirler yönetiyordu. Gelecekte devletin en üst yönetici basamaklarına tırmanacak vezirler sayesinde, Travnik “vezirler kenti” olarak anıldı. Şehirde tam 77 vezir görev yaptı. Travnik, şu anda da Avrupa’da yaşayan en Osmanlı kenti. 60 bin kişilik şehirde tam 17 cami var. Osmanlı Kalesi, medreseleri, çeşmeleri, saat kulesi, köprüleri, kahvehaneleri, köftecileri, börekçileriyle sanki zamanın 19. yy. Osmanlı İmparatorluğu döneminde durduğu bir yer. Şehre girer girmez gözünüze ilk çarpan şey; dik bir yamaçta, şehre kuşbakışı bakan Travnik Kalesi, 14. yüzyıl sonunda Bosna Kralı II. Tvrtko tarafından yaptırılmış. 1463’te Fatih Sultan Mehmet tarafından alınan Travnik Kalesi’nin tek bir girişi var. O da kalenin etrafını saran hendeğin üzerinden geçen dar ve uzun bir köprü. Sadece köprünün başında durarak bile zapt edilmesinin ne kadar zor olduğunu hayal edebilirsiniz. Kale öylesine sarp bir kaya üzerine yapılmış ki ancak dağcılardan oluşan bir birlik ele geçirebilir. Ya da Fatih Sultan Mehmet korkusu! Elbette ikincisi olmuş. Kale Osmanlıların eline geçtikten sonra komple yenilenmiş ve tam bir Osmanlı kalesi hüviyetine kavuşmuş.

Beşgen yapılı kalede bugün artık Travnik Müzesi olarak kullanılan yüksek bir kule ve bir cami bulunuyor. Daha doğrusu cami kalıntısı! Çünkü 20. yy’ın hemen başında geçirdiği büyük yangında, cami hasar görmüş ve günümüzde yalnızca minaresi ve kalıntıları kalmış. Kale içinde dolaşarak tüm Travnik’i kuşbakışı izlemeniz ve saatlerce vakit geçirmeniz mümkün. Özellikle fotoğraf çekmeyi sevenler için muhteşem bir kale. Aman dikkatli olun! Güvenlik önlemleri çok fazla değil, kale dik ve yüksek merdivenlerle çevrili…

Travnik’in kahramanı Defterdar Abdullah Paşa Kalenin hemen yanında Travniklilerin en sevdiği hikâyenin kahramanı yatıyor. Osmanlılar bir anlaşmayla Travnik çevresindeki bazı toprakları Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na bırakır. Fakat Travnik yöneticisi Defterdar Abdullah Paşa bunu kabul etmez ve vatan toprağının ancak savaşla kaybedileceğini söyler. Sonra ne mi olur? Travnik ahalisi, Abdullah Paşa’nın aynı gece ajanlar tarafından zehirlenerek öldürüldüğüne inanıyor. Kaynaklarda böyle bir bilgi olmasa da bu halk arasında bir söylence olmuş ve hikâyeyi duyanlar da vatansever valinin türbesine dua etmeye gidiyor. Bu Osmanlı şehri Bosna Savaşı’nda en büyük hedeflerden biriydi. Özellikle de camileri. Türkiye’nin yardımıyla savaşın izleri silinse de eskiden Boşnaklarla iç içe yaşayan Hırvat, Sırp, Yahudi halktan eser kalmamış. Fakat Sırp yazar İvo Andriç’in evi en az Osmanlı eserleri kadar şehrin gururu. Tüm halk bu büyük yazarla övünüyor. Küçük ve sevimli bir müze olan İvo Andriç Evi, Travnik’e gelenlerin uğraması gereken yerlerden biri. Travnik hakkında yazan bir diğer önemli şahsiyet de Evliya Çelebi. Defalarca geldiği Travnik hakkında ayrıntılı bilgiler veren Evliya Çelebi, bölgede üretilen ve yarım kilo gelen ‘yerbasmaz armudu’ndan da bahsediyor. Eylülde toplanan bu armuttan yapılan tatlı turşunun tadına doyulmazmış.

Zenica Sultan Ahmet III camii Sultan Ahmet III camii ve küliyesi, halk arasında Çarşı camii olarak da bilinen, Zenica şehrinin Osmanlı imparatorluğu döneminde inşaa edilen en önemli tarihi eseridir. Elimizdeki mevcut belge ve bilgilere göre Sultan Suleyman Kanuni’nin yapmış olduğu camii’nin temeller üzerinde Sultan Ahmet III 1720 tarihinde yeniden camiiyi inşaa etmiştir. Eski camiiyi Sultan Suleyman Kanuni 1506/1507 miladi / 912 hicri yılında inşaa edip, 1697 yılındaki haçlı seferler sırasında Eugen Savoyski ve haçlılar ordusu tarafından yıkılmıştır. Sultan Ahmet III camii ve küliyesi 1869 yılındaki sel baskısında oldukça zarar görmüş ve Sultan Abdülaziz’in emri ile 1871/1872 miladi / 1288 hicri yılında restorasyon olmuştur.

Zenica İslam Diyanet Birliği yerel halkın yardımları ile bu camiinin son restorasyonunu 1987 yılında yapmıştır. Sultan Ahmet III camii ve küliyesi Zenica şehrinde önemli dini ve kültür rölünü oynamıştır ve bu nedenle camii bakım ve onarım faaliyetlerine her zaman sıcak ve detaylı olarak halk tarafından yaklaşmıştır. Bosna-Hersek devleti tarafından 2007 yılında koruma altında alınmıştır. İlk olarak camiinin yanında medrese, misafirhane ve harem içerisinde bir şadrvanı bulunmaktaydı. Bugün ise camii, şadrvan, hanın ve medresenin bir kısmı ulaşmıştır. Avusturya-Macaristan imparatorluğunun işgali sırasında medrese kapanmış ve askeri kışla olarak kullanılmış. Eski Yugoslavya döneminde ise medrese tamamen ortadan kalkmış ve yakındaki Poyske köyüne taşınmıştır. Sultan Ahmet III camii ve küliyesi ilk yapılışından itibaren 1918 yılına kadar Serdareviç ailesinden gelen alimler tarafından yönetilmiştir. Son müderrisi ve alimi Muhammed ef. Seid Serdareviç Bosna-Hersek’in en tanınmış alimlerden idi. Muhammed ef. Seid Serdareviç Boşnak müslümanları için latince alfabesinde “İlmihal” kitabını yazmıştır, İslamiyet temellerini, namaz kılma şekli ve uygulama kitabıdır. Ayrıca Birinci Dünya savaş sırasında Saraybosna “Behar ve Gayret” islami gazetelerinin ilk kuruculardan ve yazarlardan birisidir. Kendisi bu dünya ile erkenden veda etmiştir, vefat etiğinde 36 yaşında idi ama arkasında çok sayıda kitap ve makale bırakmıştır. Zenica İslam Diyanet Birliği yeniden camii restorasyonu ve küliye yapma çabasındadır ve toplam 3500 m2 alanında hem dini hemde diğer ihtiyaçları karşılamak için bir proje icra etmeye çalışıyor. Yeni küleyinin içerisinde: Müftü ve Zenica İslam Diyanet Birliği başkan ofisi, 150-200 kişi kapasite kapalı amfi salonu, kütüphane ve kitap okuma salonu, çok maksatlı odalar, “İrithal”meftunların tutma, yıkama ve teslim yeri, geleneksel yemekleri ile lokanta, abdestlik ve temizleme tesisleri, şadrvan ve saat kulesi yapılmayı planlanıyor. Kur’an ve hadis iyilik ve hayrat yapmamızı bize emrediyorlar. Özellikle Yüce Rabbimiz Allah’u te’ala diyorki; “Ödüllü, en sevdiğiniz parçlarınızdan vermeden kazanmayacaksınız, siz ne bağışlarsanıza, Allah onu kesinlikle bilecektir.”(Ali-İmran,92) “Allah yolunda şahsi mal varlığını harcayanlar buğday tanesinden çıkan yedi başağa benzerler ve her başağında yüzer buğday tanesidir. Allah istediği kişiye daha fazlasını bile verecek, Allah sonsuza ve sınırsızca iyidir, herşeyden haberdardır.” (El-Bekare,261) Muhammed a.s. hadisinde diyorki;”İnsan ölünce onun hayırlı ve sevablı işleri durur, ancak üç durumda hayırlı ve sevablı işleri devam eder: sınırsız sadaka etmişse, arkasında faydalı ilim bilgisini bırakmışsa ve arkasında onun için dua edecek iyi çocuk yetiştirdiğiyse!”

Kahraman köyü Orahovica Zenica şehrin kuzeyinde, yaklaşık 23 km uzaklıkta Orahovica (Tr. Ceviz köyü) bulunmaktadır. Orahovica köyü Orahovica dere etrafında kurulmuştur ve bu dere Nemila kasabasında Bosna nehri ile bağlanmaktadır. Orahovica köyü Zenica belediye bölgesindeki en büyük köyüdür, içerisinde : Rayçeviçi, Babiçi, Gornya Mahala, Hasanoviçi, Mala Riyeka, Spahiçi, İmamoviçi ve en büyük yerleşimi Kovaçeviçi bulunmaktadır. 1991 yılında yapılan nüfüs sayım sonuçlarına göre Orahovica köyünde toplam 2.535 kişi yaşamaktadır.

Orahovica ismini dere etrafında çok sayıda ve zengin olan ceviz ağacı ve ormanlık nedeniyle almıştır. Maalesef ceviz ağaçları 1932 yılında kontrolsüz bir kesime uğramış ve bugün ceviz ormanı diye bir şey kalmamıştır, ancak özel bahçelerde halen ceviz bulunmaktadır. Orahovica köyü ilk defa tarihi yazılarda 1489 yılında yer almıştır. O zaman bu köyde sadece 11 kişi yaşıyordu. Ayrıca Orahovica köyü Eugen Savoyski ve Avusturya-Macaristan imparatorluğunun Bosna’ya yapmış haçlı seferler sırasında da yazılarda ismi geçmiştir. Yugoslavya cumhuriyeti kurulana kadar Orahovica pek gelişmiş bir yerleşim yeri değildi. İkinci Dünya savaştan sonra, 1953 yılında köye elektrik gelmiştir ve dere üzerinde küçük on adet hidrosantral yapılmıştır. 1978 – 1984 yıllar arasında köye asflat yolu yapılmış ve köyün kültür merkez binası da inşaat edildi. Bugün ise Orahovica köyü oldukça gelişmiş, telefon, internet, kablo TV, sağlık ocağı, aydınlatması gibi tesislere sahiptir. Bunlara rağmen Orahovica köyü etrafında bulunan dağlarla birlikte daha da güzel bir yerleşim yeridir. Özellikle yaz döneminde dağıcılık, ormanlar içinde bisiklet ve motosiklet sürecek doğaya sahiptir. Köyde halk oyunlar derneği ve dağcılar derneği faaliyet göstermektedir. Güzel doğaya ve sakinliğe rağmen Orahovica köyü gerçek bir kahraman köyüdür. Bosna-Hersek’in 1992-1995 yıllar arasında yapılan bağımsızlık savaşta büyük katkıda bulunmuştur. Köy halkından bin kişi gönülü asker Bosna ordusunda görev yapmış. Bağımsızlık savaş yolunda bu köyden toplam 30 kişi şehit olmuş. Orahovica’nın halkı Visoko, Zenica, Zavidoviçi, Zepçe, Vareş, Saraybosna, Sanski Most, Vitez, Travnik, Vlaşiç ve diğer şehirlerde çatışmalara katılıp Bosna’nın bağımsızlık yolunda büyük rol oynamıştır. Meşhur olan 7′nci müslüman tugayın kurucun önderi olmuştur. Şehitlerimizi unutmamak adıyla, onların vatan için yapmış olduğu fedakarlığının büyüklüğü sözlerle anlatılmaz ama hiç değilse onların adına Orahovica halkı, Kovaçeviçi, Rayçeviçi, Gornja Mahala ve Mala Riyeka köylerinde şehitler çeşmesini inşaa etmiştir. Şehitlerimizi Fatiha ile hatırlayalım, mekanları cennet olsun. Çatışmalar ile birlikte Jajce, Srebrenica, Zepçe gibi şehirlerden Sırplardan hayatını kurtarmak için mühacirlere kucak açmıştır. Savaş bitene kadar onlara kardeş ve en yakını gibi sahip çıkmış Orhavica halkı. Orahovica halkı tarımla, hayvancılıkla, marangozculukla ve Zenica’daki fabrikalarda hayat parasını kazanmaktadır. Güzel doğası, eski kerpiç evleri, Zenica’nın en eski camiilerden birisi de bu köyde bulunmaktadır. Höşgörülü ve misafirperver halkıni ziyarette değer bir yerdir. İster yazın, ister

sonabaharın, kışın veya ilkbaharın, her mevsimde güzel olan Orahovica köyünü Vranduk kale gezisinden sonra temiz hava almak, alabalık yiyecek ve Boşnak kahvesi içecek kaçınılmaz bir yerdir.

Turlarda gezilen şehirlerin Genel bir Resmi SARAJEVO (BAŞKENT SARAYBOSNA) 1992-1995 yıllarında yaşanan hazin savaşın şehitleri ve Aliya Izetbegoviç’in mezarının bulunduğu Şehitliği ziyaret dua ve taziye okunması. Buram buram tarih kokan sokaklarıyla Avrupa’nın en müstesna çarşısı Başçarşı’da gezinti Kanuni Sultan Süleyman’ın halasının oğlu Gazi Hüsrev Bey’in yaptırdığı ve o dönemden beri yaşayan, ıhlamur kokulu Camiyi ve o günden beri eğitimine ara vermeden devam eden Kurşunlu Medresesini ziyaret. Bosna Savaşında günlerce yanan, milyonlarca el yazması eserin yok edildiği kütüphane, Orjinal güneş sistemine göre ve ezan vakitlerine ayarlı saati ile Sahat Kula, Katolik katedrali, Ortodoks kiliseleri ve Musevi Sinagogunu görme, Fatih Sultan Mehmet’e hediye edilen Hünkar Cami’ni , Birinci Dünya Savaşı’nın çıktığı yer olarak bilinen Latin (Hünkar) Köprüsünü görme,at meydanını, Bakırbaba camisini ve Hacımuliç Efendiyi ziyaret. Osmanlı kalesi Beyaz Tabya’nın gezilmesi, Fatih Sultan Mehmet’in şehre girdiği kapıdan geçip Osmanlı Çeşmesi’nden su içme, Saraybosna şehir manzarasını seyir, Fatihin Bosna’ya girdiği tarihi koza köprüsünü ziyaret Fatih Sultan Mehmet’e hediye olarak yapılan Fatih Camini Ziyaret Savaş zamanı iki buçuk yıl şehrin bütün ihtiyaçlarının karşılandığı ve şehre giriş çıkışların yapıldığı tüneli ve müzesini ziyaret, Saraybosna’nın su kaynağı İgman Dağı’nın eteklerindeki Vrelo Bosnada gezinti, Savaş Sonrası Bosnada hizmet vermeye başlayan Bosnadaki bütün halklardan ve Türkiyeden öğrencilerin eğitim gördükleri okulları ve Burç üniversitesini ziyaret.

JABLANICA 2.Dunya savasinin kaderinin degistigi yer TITO Maresal unvanini buradaki askeri dehasi ve stratejisi sayesinde aldi Kuzu Cevirmelerin done done sizi kendisine cekisine karsi duramayacaksiniz

TARİHİ ŞEHİR MOSTAR

Mostar Şehrinde Bosna tarihinde efsaneleşen Tarihi Mostar Köprüsünü ziyaret Eski şehrin kaybolmayan ve yıpranmayan eserlerinden Tarihi Koski Mehmet Bey Camisinden Mostarı Seyir ve Karagöz Camisini ziyaret Savaştan kalan tek güzellik olan Şehitlikleri ve türbeyi ziyaret Aslına uygun restore edilmiş Türk izlerini taşıyan Poçiteli Köyünü Ziyaret Kuleye Tırmanış ve Kule Başından Neretvayı Seyretme Saraybosna’ya dönüş yolunda misafirlerimizin duygu ve düşünceleri dinleme.

BLAGAJ ( Alperenler Tekkesi ) Neretva Nehrinde Yetişen Kırmızı Alabalık Ziyafeti Gözlere güzellik veren ruhları dinlendiren 550 yıldır yaşayan Alperenler Tekkesini Ziyaret ve Kaynağına hala ulaşılamamış Buna nehri kıyısında Türk çayı yudumlama keyfi ve helva ziyafeti. 33 Yıllığına Türklere ait Fidan Turizm'e devredilen tekkenin 100 yıl önce yıkılan imarethanesi ile misafirhanesinin ise eski mimarisine uygun olarak yeniden inşa edildi. Tekkeyi aslına uygun olarak restore eden Fidan Turizm Genel Müdürü Ali Dokumacı, "Türk milleti olarak atalarımızın mirasına yeniden sahip çıktık, burası 33 yıl boyunca güzel ellerde hizmetine devam edecek." dedi.

STOLAC Osmanlı’ya pek çok bey yetiştiren Stolac şehrini ziyaret Kanuni’nin babası Yavuz S. Selim adına yaptırdığı Camide Cuma Namazı Tarihi beyler evini ziyaret Eski Bogomil Mezarlığını ziyaret

GORAZDE Küçük bir yerlerşim yeriydi . şimdi şehir modern yaşam ve geliştirilmeye devam eden endistüriye sahip . Doğal kaynaklar da keşfedilen şehir Drina nehri kıyısında yer almaktadır. Gorajde , Bosna-Hersek'in doğusunda Drina Irmağı çevresine kurulmuş kenttir. İki federe alandan birisi olan Bosna-Hersek Federasyonu'nun içindedir.

SREBRENICA Srebrenica , Bosna-Hersek'in doğusunda, Sırp Cumhuriyeti'nin içinde bulunan, Bosna-Hersek ile Sırbistan'ın sınırındaki kenttir. Ayrıca burada, Bosna Savaşı sırasında bir çok Bosnalı Müslüman, Sırplarca kıyımdan geçirildiğinden, Srebrenitsa Katliamı adını bu yerleşim biriminden almıştır. 1990lı yıllarda, kentin ezici çoğunluğu Bosnalı Müslümanken, bügün yarıdan fazlası Sırplardan oluşmaktadır.

LIVNO Livno (eski adı: Hlivno , Hlijevno ) şehirde yaklaşık 10.000 nüfusu ile Bosna-Hersek güneybatı kesiminde bir şehridir.Belediye alanı 994 km2 dir. Canton Livno en önemli şehri kültürel ve ekonomik merkezidir.Kent deniz seviyesinden 730 m ve Bašajkovac eteklerinin yamacında bulunan kayalık nehir Bistrica. Livno'da kuvvetli rüzgar, soğuk kış, kararsız yağışlar, sıcak yazlar ve yağışlı sonbahar ile istikrarlı, ılımlı karasal bir iklime sahiptir. Yılda 2250 saat güneşli hava ve nispeten yüksek (ülkede güneşli gün sayısının en fazla) yaşam için özellikle olumludur. Livno büyük kenti Livno ovasında, Bosna-Hersek'ğin bu bölümünde büyük karstik bir alan vardır.

VEZİRLER ŞEHRİ TRAVNİK

Kiselyak'ta Fatih Sultan Mehmetin otağını kurduğu ve AHİTNAME'yi yazdırdığı Konaçi Köyünü ziyaret. Travnik’e hareket Savaş sırasında birçok insanın şehit edildiği Ahmiç Köyünü ziyaret, Osmanlı kalesinden şehre bakış, Tarihi dokusu korunmuş Travnik sokaklarında gezinti,osmanlı eseri Travnik ev mimarisini inceleme. Nobel ödüllü yazar İvo Andriç’in evini göre. Tarihi Osmanlı Kale’sinden şehir manzarası ve 300 yıllık İbrahim Paşa Medresesi gezintisi

Fatih Sultan Mehmet’in su içtiği (Göksu) Plava Vodayı ziyaret Lutfina kahvede kahve ve baklava ziyafeti Saraybosna’ya dönüş

BÜYÜK ACILARIN ŞAHİDİ DRİNA VE VİŞEGRAD

Vişegrad şehrine hareket Osmanlıya bir çok alim kazandıran Rogatica şehrini ziyaret Drina köprüsünde gezinti Drina Şehrinde gemi ile yolculuk Meşhur Gorajde kaymaklı pekmezini tatma Osmanlının yaptırdığı ilk ibadethade Cuma namazı Saraybosna’ya dönüş

TUZLA Tuzun çıkarıldığı yataklar, sakinlerinin şehrin tarihinden bu yana tuz madeniyle uğraştığını hatırlatır. Begün tuz modern endüstri yoluyla üretilir ve birçok kimyasal maddeler için hammadde görevi görür. Tuzla Bosna-Hersek'in Bosna-Hersek Federasyonu'ndaki Tuzla Kantonu'nun merkezi olan şehir. 1991 verilerine göre 131,000 nüfusu vardır. Saraybosna ve Banyaluka'dan sonra Bosna-Hersek'in üçüncü büyük şehridir. İsmi Türkçe olan Balkan şehirlerindendir.

OSMANLININ SON KALESİ BİHAÇ(KRAJINA)

Sarajevodan hareket ve Bihaçta Otelde konaklama Bihaçta şehir gezintisi Müessese ziyareti Avrupanın en temiz nehri Una’yı temaşa Tarihi Fetih Camisinde Cuma namazı Meşhur Bihaç alabalığı ziyafeti Bihaç kalesini ziyaret Sarajevoya dönüş Jajce şehri ve şelalerde gezinti

TESANJ

Otelde Kahvaltı Teşani şehrine hareket Şehir turu Teşani kalesini ziyaret Ferhat paşa Camisinde Cuma namazı Kanuni Sultan Süleymanın Yeğeni Ferhat Paşanın türbesini ziyaret

Öğle yemeği Şehitlik ve kale ziyareti Saraybosna’ya dönüş Otele İntikal,

JAJCE

Pliva şelalerinin incisi eski şehir , Ortaçağ Bosna krallarının başşehri olan Jajce , hareketli bir tarihe sahip. Tarihi ve kültürel dönüm noktalarıyla , özellikle eski mimarisiyle , geleneksel kostümleriyle , eski şehriyle , St. Luka Kilisesi , camileri ve roma dönemi kalıntılarıyla ünlü olan bir şehir.

Jajce Bosna-Hersek'in merkezinde Vrbas nehrinin kenarında; Banja Luka, Mrkonjiç Grad ve Donji Vakuf yollarının kesişim noktasında yer alır. İsmini etrafında bulunan ve yumurtaya (jaja) benzeyen irili ufaklı tepelerden almıştır. Travnik'in 45 km kuzeyindedir. Dik çatılı tipik evleri ile dikkat çeker. Kalesi adeta zamana meydan okumaktadır. 1991 nüfus sayımında merkezinde 11.000 olmak üzere toplam 44.903 nüfusu vardı. Bunun %38'ini Boşnaklar, %35'ini Hırvatlar, %19'unu Sırplar oluşturmaktaydı.

BANJA LUKA

Üniversitesi , eğitim , kültür ve diğer birçok kurumlarıyla hızla bir endistri şehri oldu. Vrbas nehrinin kıyılarına yerleşik olan şehirden ilk defa 15.yüzyılda bahsedilir. Banya luka ve çevresi 1969'da ciddi bir deprem geçirmiş , nüfus , ekonomi ve hayatın diğer alanlarında tamiri zor sonuçlar doğurmuştur. binaların yaklaşık %80 i yıkılmış fakat halkının yardımseverliği sayesinde şehir yaralarını sarmıştır. Şimdi modern bir şehrin sahipolması gereken dinanizme ve gelişime sahiptir.

DUBROVNIK

UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası Listesi" nde bulunan Dubrovnik şehir turu.12 kilometrelik bir surla çevrilen Dubrovnik'in en geniş ve işlek caddesi olan Stradun Caddesi'nde gezi, ardından caddenin iki yanında bulunan klasik dönem yapılarından Onoforius Çeşmelerini, Barok dönem eserlerinden Saat Kulesi'ni, bir dönem belediye binası olarak kullanılan Sponza Sarayı ve çeşmesini, İvan Gunduliç Meydanı'nda bulunan Riznica Katedrali, Ortaçağ'da inşa edilmiş Dominiken Manastırı'nı ve Avrupa'nın üçüncü en eski eczanesinin de yer aldığı Fransisken Manastırı'nı gezme.

KOTOR Kotor Körfezinde yolculuk. Balkanlar'ın en ünlü tatil merkezlerinden Budva’da Stari Grad (eski şehir merkezi) ve kale gezisi. Karadağ'da son durağımız önemli tarih ve doğa cenneti ve turistik cazibe merkezi durumunda bulunan Kotor'u gezme.

Ekler

View more...

Comments

Copyright ©2017 KUPDF Inc.
SUPPORT KUPDF