Book Preview 62

February 14, 2019 | Author: dgpancu | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

Download Book Preview 62...

Description

Telif Geliri İDER VAKFI (İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı)’na  tahsis edilmiştir.

 AİLE OKULU OKULU Mutlu Ale İçn Makul Çözümler Pro. Dr. Nevzat Nevz at Tarhan Tarhan TİMAŞ YAYINLARI | 1057

Pskoloj Dzs | 3  YAYIN YÖNETMENİ

Emne Eroğlu EDİTÖR 

Seval Akbıyık  KAPAK TASARIMI

Ravza Kızıltuğ  1-11. BASKI

2004-2010, İstanbul (Makul Çözüm adıyla) 14. BASKI

Eylül 2011, İstanbul ISBN

975-362-977-X  TİMAŞ YAYINLARI

Cağaloğlu, Alemdar Mahalles, Alayköşkü Caddes, No:5, Fath/İstanbul Fath/İstanbul Teleon: (0212) 511 24 24 Faks: (0212) 512 40 00 P.K. 50 Srkec / İstanbul tmas.com.tr tmas@tmas.com.tr Kültür Bakanlığı Yayıncılık  Sertka No: 12364 BASKI VE CİLT

Sstem Matbaacılık   Yılanlı Ayazma Sok. No: No: 8 Davutpaşa-Topkapı/İstanbul Teleon: (0212) 482 11 01  YAYIN HAKLARI

© Esern her hakkı anlaşmalı olarak  Tmaş Basım Tcaret ve Sanay Anonm Şrket’ne attr. İznsz yayınlanamaz. Kaynak gösterlerek alıntı yapılablr.

$û/(ð2.8/8ð 0XWOXð$LOHðûoLQð0DNXOðd|]POHU Prof. Dr. Nevzat Tarhan

3URIð'Uð1HY]DWð7DUKDQ 1952 yılında Merzion’da doğdu. 1969 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. GATA stajı, Kıbrıs ve Bursa kıta  hizmetinden sonra 1982 yılında GATA’da psikiyatri uzmanı oldu. Erzincan ve Çorlu’daki hastane hekimliği sonunda GATA Haydarpaşa’da yardımcı doçent (1988) ve doçent (1990) olarak çalıştı. Klinik direktörlüğü yaptı. Albaylığa (1993) ve proesörlüğe (1996) yükseldi. 1996-1999 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve Adli Tıp Kurumu’nda bilirkişilik yaptı. Kendi isteğiyle emekli oldu. Halen Memory Center Nöropsikiyatri Nörop sikiyatri Merkezi’nin yöneticiliğini, Türkiye’nin Türkiye’nin ilk nöropsikiyatri hastanesi olan NPİSTANBUL NPİST ANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nin Hastanesi’n in Yönetim Yönetim Kurulu Başkanlığını ve İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakı’nın Vakı’nın (İDER) başkanlığını başkan lığını yapmaktadır. Aynı zamanda Üsküdar Üniversitesi’nin rektörüdür. 1989 yılında “Stres”, 1991 yıllında “Psikoarmakolojide Yenilikler”, Yenilikler”, 1992 yılında “Saldırganlık”, 1993 yılında “Serotonin” konularında Türkiye’de ilk dea uluslararası katılımlı sempozyumlar düzenledi. Altı yıl boyunca “Psikoarmakoloji” dergisinin editörlüğünü yaptı. Uzun yıllar “Sleep and Hypnosis” dergisinin yayın kurulunda kurul unda yer aldı. 1991 yılında  Hollanda’’da “Destructive Drives and Impulse Control” konulu uluslararası Hollanda ulus lararası kongrede “En İyi Araştırmacı”, 2003 2 003 yılında STV’ STV’de de yaptığı “Makul Çözüm” programı için RT RTGD’ GD’den den “En İyi Toplum Toplum Programı” ve 2007 yılında Türk Türk müziğinin tedavide kullanımına kullanımı na sağladığı katkı nedeniyle “Altın Elma” ödülünü aldı. 2005 yılında SKY TURK’te yaptığı “Psikoyorum” programı için “Aile eğitimine verdiği destek ve topluma yaptığı koruyucu ruh sağlığı hizmetinden” dolayı, Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü taraından ödüle layık görüldü. American Psychiatry Assosiation (APA), New York Academy o Science, New York   Academia Psiychiatrie Psiychiatrie Foundation, International Psychogeriatric Association (IPA), (IPA), EEG and Clinical Neuroscience Society (ECNS), International Society or Neuroimaging in Psychiatry Psyc hiatry (ISNIP) ve National Geograic Society adlı uluslararası derneklerde akti üyedir üyedir.. Otuz biri uluslararası olmak üzere yüzün üzerinde yayını vardır. İngilizce ve Almanca bilmektedir. bilmekte dir. İki çocuk babasıdır.

 Yayınlanmış Kitapları:  Yayınlanmış ti4USFTWF)BTUBMLMBSw4 ti4USFTW F)BTUBMLMBSw4FNQP[ZVN, FNQP[ZVN,çUBC çUBC ti1TçLPGBSNBLPMPKçEF:FOçMçLMFSw4FNQP[ZVN,çUBC tiƗçEEFU#çZPQTçLPTPTZBM: tiƗçEEFU#çZPQTçLPTPTZBM :ÚOMFSççMFmçEEFUw0SUBL: ÚOMFSççMFmçEEFUw0SUBL:B[BS1SPG% B[BS1SPG%S SơCSBIçN#BMDPƭMV ơCSBIçN#BMDPƭMV  ti,FOEçOç[MF#BSƾL0MNBLw ti.VUMVMVL1TçLPMPKçTç4USFTç.VUMVMVƭB%ÚOàƾUàSNFLw ti1TçLPMPKçL4BWBƾ(Sç1SPQBHBOEBw tti,BEO1TçLPMPKçTçw ti&WMçMçL1TçLPMPKçTçi ti%VZHVMBSO%çMçw ti)BZBUB%BçSw0SUBL:B[BS%S&MçG*MHB[ tiơOBOÎ1TçLPMPKçTçw ti7BSN#FOç"OMBNBLơTUFZFOw ti5PQMVN1TçLPMPKçTçw ti"çMF0LVMVw ti#BƭNMMLw0SUBL:B[BS%S4FSEBS/VSNFEPW [email protected] www.npistanbul.com www.nevzattarhan.com

$ý/(÷2.8/8

ýdý1'(.ý/(5

TAKDİM / 11 ÖNSÖZ / 13 GİRİŞ / 15 Br Aşk Macerası / 15 Blnçl Evllk / 16 Başkalaşım Değl Değşm / 16 Orkestra Gb Olmak / 17 Özblnç Oluşumu / 18 Pskolojk Dnamğ Anlamak / 18 Duygusal Olgunluk / 19 İletşmde Bazı Altın Kurallar: / 19 On İk Çeşt Sorunlu Kşlk Tp / 24 Blnçl Ebeveyn Olma Kuralları / 26 BİRİNCİ BÖLÜM / EBEVEYN ÇOCUK İLİŞKİLERİ / 29 Çocuklarda Özgüven / 31 Özgüven Yeterszlğnde Yeterszlğnde Alenn Etks / 32  Aşırı Özgüven / 34 Özgüvende Genetk Etk / 35 Ebeveyn Çocuk İlşksnde Tutarlılık ve Adalet / 37 Ödül ve Cezada Tutarlılık / 38 Kardeşler Arasında Adaletl Davranma / 39 Çocukta Hak Duygusu Gelşmedyse Ne Yapmak Yapmak Gerekr? / 40 Çocuklarda Saygı Eğtm / 42 Saygı Eğtmnde Yapılan Yapılan Hatalar / 42 Hatayı Kabul Edeblmek / 45 Çocuklara İylk Yapma Yapma Alışkanlığının Kazandırılması Kaza ndırılması / 46 46 İylk Ne İçn Yapılmalı? / 47 Çocukları Kötülükten Nasıl Korumalıyız? / 49

Çalışan Anneler ve Çocukları / 52 Bebeklk Dönemnde Anne Çocuk İlşks / 52 Kaltel Zaman Geçrmenn Önem / 56 Büyükannelern Yanında Yanında Büyüyen Çocuklar / 56  Anne Babası Vefat Eden Çocuklar / 58  Anne Babanın Kaybı Çocuğa Nasıl Nasıl Anlatılmalı? / 59 Veatın Ardından Yapılması Gerekenler / 59 Çocuğun Rol Modelnn Kaybı / 60 Boşanmış Aleler ve Çocukları / 62 Boşanmanın Çocuk Üzerndek Etks / 62 Boşanma Çocuğa Nasıl Anlatılmalı? / 63 Boşanmadan Sonra Dkkat Edlmes Gereken Noktalar / 64 Üvey Anne Çocuk İlşks / 68 Hakm Üvey Anne İmajı / 68 Çocuğun Gözüyle Üvey Anne / 69 Üvey Anne Çocuk İlşksnde Babanın Rolü / 71 Üvey Kardeş / 72 Kekemelk Sorunu Yaşayan Yaşayan Çocuklar / 74 Konuşma Bozukluğunun Nedenler / 75 Konuşma Bozukluklarının Tedavs Tedavs / 76  Anne Baba Bu Sürec Sürec Nasıl Etkler? / 77 Konuşma Gerlğ / 78  Yaramazlık Yapan  Yaramazlık Yapan Çocuklar / 79 Eğtm Hatalarından Kaynaklanan Yaramazlık Yaramazlık / 79  Yaramazlık  Y aramazlık Durumunda Ne Yapmak Yapmak Gerekr? / 81 Hperaktvte / 82 Çocuklarda Televzyon İzleme Alışkanlığı / 84 Televzyonun Çocuklar Üzerndek Etks / 85 Ne Yapılmalı? / 86 Çocuklar Blgsayar Oyunlarından Etklenr m? / 88 Blgsayar Oyunları Çocukları Nasıl Etkler? / 88 Blgsayar Karşısında Çok Fazla Zaman Geçren Çocuklar / 90 Çocukların Ödevlerne Nasıl Yardımcı Yardımcı Olablrz? / 93 Kalıcı Öğrenmey Sağlayablmek / 93

Farklı Öğrenme Modeller / 95 Öğrenmede Ödül ve Ceza / 95 Bazı Eğtm Hataları / 96 Öğrenme Güçlüğü / 99

Kardeşler Arası Çatışmalarda Alenn Tutumu / 101 Küçük Kardeş Kabullenememe / 101 Kardeşler Arası Kıskançlık / 103  Ağabey Kız Kardeş Çatışmaları / 104 Kardeşler Arası Dayanışmada Alenn Rolü / 106 Kardeşler Arası Rekabet Kamçılayan Davranışlar / 107 Kardeşler Arasında Dayanışma Blnc Oluşturma / 108 Çocukların Arkadaşlarıyla İlşkler / 112  Arkadaş Seçmnn Önem / 112  Arkadaşlar Arasında Kıskançlık ve Rekabet Rekabet / 114  Arkadaşının Sorunlarına Duyarlı Olmak / 116 Ergenlk Çağı ve Şddet Eğlmnn Artışı / 117 Ergenlk Çağının Özellkler / 117 Ergenlkte Şddet Eğlmnn Artışı / 118 Kavga Eden Çocuğa Nasıl Yardım Yardım Edeblrz? / 120 Gençler Madde Bağımlılığından Korumak / 122 Bağımlılık Nedr? / 122  Alelern Yaklaşımı Yaklaşımı Nasıl Olmalı? / 125 Meslek Seçmnde Alenn Etks / 127 Çocuk Hang Alana Yatkın Olduğunu Nasıl Gösterr? / 128 Çocuğun Başarısında Alenn Rolü / 129 Çocuğu Cesaretlendrme / 130 Eş Seçmnde Anne Babanın Etks / 132  Ale Gencn Seçmn Onaylamıyorsa Ne Ne Yapmalı? Yapmalı? / 133  Ale Genc Zorla Evlendrmek Evlendrmek İsterse Ne Yapılmalı? / 134 İKİNCİ BÖLÜM / EŞLER ARASI İLİŞKİLER / 137 Evllkte Sevgnn Sevgnn Önem / 139 Evllkte Sevg / 140 Farklı Fa rklı Sevg Dller / 142 Sevmekten veya Sevlmekten Korkanlar / 143

Evllkte Eşlern Brbrn Tanımasının Önem / 144 Evleneceğnz Kşy Nasıl Tanıyablrsnz? Tanıyablrsnz? / 145 Tanımak Yeterl m? / 147 Eşlern Sosyal ve Kültürel Açıdan Denklğ / 149 Eşler Brbrlerne Denk Değlse / 152 Kıskançlık / 153 Kıskançlık Neden Doğar? / 154 Kıskançlık Evllğ Nasıl Etkler? / 156 Kıskanan Kş Ne Yapmalı? / 157 Kıskanılan Kş Ne Yapmalı? / 158 Fedakarlık / 160 Fedakarlık Önce Ben m, Önce Bz m? / 161 Fedakarlık Nedr? / 162 Fedakarlıkta Sınır Olmalı mıdır? / 163 Hırs Duygusu ve İş-Ale Hayatı Denges / 164 Hırs Nedr? / 164 İş Hayatı–Ale Hayatı / 166  Yoğun  Y oğun Çalışan Kadınsa / 170 Evllk Arkadaş İlşklerne Engel mdr? / 172 Evllk ve Arkadaşlık İlşklernde Denge / 173 Eşnz Arkadaşlarınızla Görüşmenz İstemyorsa / 174 Eşnz Arkadaş Grubunuza Katılmak İstemyorsa / 175 Kaynvaldeler le Brlkte Yaşayan Yaşayan Gelnler / 178 Kayınvalde Açısından Durum / 178 Geln Açısından Durum / 180 Taralar Nasıl Davranmalı? / 181  Alkol Bağımlılığı ve ve Aleye Aleye Etks / 183  Alkol Kullanımının Sonuçları / 184  Alkolzmn Tedavs Tedavs ve Tedavde Alenn Rolü / 185 Eş Vefat Vefat Eden Kadınlar K adınlar / 187 Matem Dönem / 188 Çevrenn Etks / 189  Yen  Y en Br Dönem / 190

7$.'ý0 Zaman ilerledikçe her şey değişime uğruyor, gelişiyor ve bizler birçok şeyi geride bırakıyoruz, b ırakıyoruz, gelişimin getirdiği avantajlardan yararlanırken ne yazık ki birtakım zorluklarını da  beraberinde yaşıyoruz. Karşılaştığımız zorluk; mücadeleyi öğrenmemizi gerektirirken, ruh, zihin ve beden sağlığımızı korumamıza engel teşkil eden stresle baş etme zorunluluğudur. Zamanımızın getirdiği diğer bir rahatsızlık ise insan ilişkilerinin bozulması, iletişimin çoğu zaman eksik ve kişilerin birbirini anlamaktan anlamakta n uzak olmasıdır; ne yazıktır ki günümüzde insanların güzel bir iletişim için birbirlerine ayıracak zamanı kalmamıştır. Yaşananlar, insanların zorluklara birtakım tepkilerle karşılık vermesine sebep olur. Her insan bu tepkiyi kendince iade eder; kimisini suskun, kimisini saldırgan görebiliriz. En önemlisi, bu zamanda kişi kendisini tanımaktan uzak, ne yapacağını bilemez bir durumda olabilir. Kendisini yalnız hissedebilir ve yaşantısında rahatlık ve huzurdan çok  kaygı içinde için de bulunabilir. İşte böyle bir zamanda insanların yaşadıklarının arkına  varması, içinden çıkılması zor diye düşünülen durumlarda bir çıkışının olduğunu görmesi, yalnız olmadıklarını bilmesi ve hayatlarını, yaşadıkları sıkıntılara rağmen öncesinden daha  da güzelleştirebileceklerini, daha huzurlu ve kaygıdan uzak  yaşayabileceklerini yaşayabilecekl erini görmesi belki de hayatlarındaki hayatlarındaki en önemli gaye olabilir.

   n    a     h    r    a     t     t    a    z    v    e    n

12

Bu sebeple psikoloji ve psikiyatri de insanlığa belki de çağın en önemli hizmetlerinden birini sunuyor kanısındayım. kanısında yım. Herkes kendi içinde sıkıntılar sı kıntılar,, huzursuzluklar, huzursuzluklar, kaygılar yaşarken, diğer yandan da ailesiyle, sosyal ve iş çevresiyle, birebir ilişkilerinde yaşadığı çeşitli sorunları anlamaya, çözümlemeye ve aynı zamanda yaşamını olabildiğince kaliteli sürdürmeye çaba sar  ediyor.. Yaşanan ediyor Yaşanan çelişkiler her dönemde insanın insanı n canını acıtırken bir yandan tecrübe ve deneyim değeri taşıyor; doğuştan erişkinliğe kadar tıpkı bir çocuğun tuvalet eğitimini alması, bir ergenin hem kişiliğini ortaya koymayı hem de kurallara uymayı öğrenmesi, ebeveynin çocuğuna nasıl yaklaşması gerektiğini bilmesi, ya da erişkinlik döneminde geçmişini değerlendiren bir kimsenin kendine ve çevresine afedici, yeni nesle ise öğretici ve anlayışlı olmayı öğrenmesi gibi... Değerli psikiyatrist Pro. Dr. Nevzat Tarhan bu kitabında  zamanın getirilerinden çok zorluklarına değiniyor ve insanlara  bu yönde yardımcı olmayı hedeiyor. Psikolog olarak beraber çalıştığım sayın Pro. Dr. Nevzat Tarhan arhan’ın ’ın saygıdeğer s aygıdeğer kişiliği kiş iliği yanında insanlığa ins anlığa yardım yolunda  yaptığı çalışmalara destek verdiğimi ve onun ardından gelen bir takipçisi olacağımı belirtmek isterim. Ayrıca bu kitabın takdimini yazmaktan mutluluk duyarken sayın Pro. Dr. Nevzat Tarhan’ın bundan sonraki hayatında başarılarının devamını diliyor ve insanlığa sunacağı hizmetlerin beklentisi içinde olduğumu iade etmek istiyorum.... Psikolog İnci Baylav Bülbül

g16g= Pro. Dr. Nevzat Tarhan’ın ‘Aile Okulu’ kitabının en göze çarpıcı özelliği psikiyatrinin ve psikolojinin toplumda, ürkütücü ve yanlış anlamalara neden olan terimlerini kullanmadan, bir sohbet dili sadeliği ile anlatımının; kitabın okunmasına  ve anlaşılmasına büyük bir rahatlık vermiş olmasıdır. Aynı bağlamda hastalık düzeyindeki ruhsal bozukluklar hakkında  toplumu yazılı ve görsel yayın organları ile aydınlatma çabalarının yanlış yorumlara neden olduğu, bazen ruhsal yapıda  bozukluklar doğurduğu bilinci ile sınırlar çok iyi i yi korunmuş. Kitap sağlıklı kişinin gelişim dönemlerinde, ana baba, kardeş, arkadaş, okul, dış dünya etkileşimlerinde ortaya çıkabilecek, doğal düzeyde olan, ancak yanlış çözümler getirildiğinde psikolojik bozukluklara ve çatışmalara neden olabilecek tüm sorunlara cevap verecek kapsamda. Böylece güzel bir koruyucu ruh sağlığı kitabı oluşmuş. Pro. Dr. Tarhan’ın yılların verdiği deneyimlerini bilimsel temelli yeni ikirleriyle zenginleştirdiği kitabının özellikle ana  babalar olmak üzere çocuk yetiştiren veya çocuklarla ilgili olan bütün kurum bireylerine yararlı olacağı kanısındayım. Kendisini kutlar, kutlar, başarılarının devamını dilerim. Pro. Dr. Kemal Aydınalp Şubat 2004 Ankara 

*ý5ýû %LU÷$üN÷0DFHUDVø Dünya güzeli bir gelin, soylu bir prens, peri masalındaki gibi bir evlilik, genç hanım soylu prense gönülden bağlı ve onu mutlu etmeye istekli. Kusursuz ve çok güzel iki erkek çocukları olur.. Evliliğin 11. yılında mutsuz olduklarını söylerler ve evlilik  olur biter.. Bu aşk macerası ve mükemmel bir aile tablosu; Prenses biter Di, Prens Charles idi. Batıda ve reah toplumlarında boşanmalar artmıştı. Evliliklerin yarısı boşanma ile sonlanıyor ve çocuklar bu ortamda  büyümek zorunda kalıyorlardı. Demek ki evlilik sanıldığı kadar kolay değilmiş! Peki geçmiş asırlarda yaşanan evliliklerde bağlar niye daha güçlüydü? Aşklar böyle hüsranlarla sonlanmıyordu. İnsanlar birbirlerine katlanıyorlar mıydı? İnsanlık tarihinde boşanma bugünkü kadar hiç artmamıştı. Modernizm neden aile bağlarını yok etti? Bu sorular hep birer sosyo-psikolojik sosyo-psikolo jik araştırma konusu ancak şu gerçek tekrar keşedildi. “Evreni bir arada tutan ve döndüren güç sevgiymiş ama sevgi, aşk iyi ilişkinin sebebi değil sonucuymuş.’ “Bilinçli Evlilik, Bilinçli Ebeveynlik” Ebeveynlik” olarak özetleyeceğimiz hayatı en iyi şekilde yürütmek, en doğru kararları vermek, sonuçta mutlu ve başarılı olmak, “Ben yerine Biz Biz”” olabilmeyi başarmak. Böyle bir başarı yolunda çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sorunlara iyi ve doğru çözümler üretebilmek için donanıma sahip olmak gerekir. Bu sorunlara değinmeden önce bilinçli yaşam için genel bilgiler vermekte yarar var. var.

   n    a     h    r    a     t     t    a    z    v    e    n

16

%LOLQoOL÷(YOLOLN  Evlilik genelde romantik bir ilişki ile başlar ve giderek güç mücadelesine dönüşür. Kişilikler çatışır, tarafarın birisi hep verir,, şiddet ortaya çıkabilir. Sonuçta taraarın ruh sağlıkları verir zarar görür. En çok bedeli de çocuklar öder. Aile dışından sorunu çözmek için yapılan müdahaleler sorunu daha çok  büyütebilir.. Eğer taraar akıllıysa büyütebilir akı llıysa veya şanslıysa yaşadıklarını kazanım haline dönüştürürler ve bağlılık gelişir. Çocukluk dönemlerinde, ebeveynimizle birlikteyken içselleştirdiğimiz hayat senaryoları, düşünce ve davranış kalıpları vardır. Bu içselleştirdiğimiz tecrübeleri, eşimiz ve çocuklarımızla beraberken bilinçdışı olarak ola rak yaşarız ve tepki veririz. Eğer kendimizi tanıyorsak ileri yıllarda çocukluğumuzda yazdığımız hayat senaryolarını ve içselleştirdiğimiz tecrübeleri yeniden yazabiliriz. Bu değişimi başarabilirsek hayat yolculuğunda  gemimizi sağlıklı şekilde götürmüş oluruz. Bunun için evliliğe yatırım yapmak gerekir ve başarılı evlilikler hep emek verilmiş evliliklerdir. %DüNDODüøP÷'HúLO÷'HúLüLP İlk şart “öz bilinç”tir. bilinç”tir. Kişinin kendisini tanımasıdır; güçlü yönlerini, zayı yönlerini, olumlu-olumsuz yönlerini, yeteneklerini, arklılıklarını bilen kişi doğru kararlar verebilecektir. Kişi kendi duygusal özgeçmişini biliyorsa veya ailesi ile

etkileşim biçiminin arkında ise daha güçlü ve donanımlı olacaktır.. Olaylara benmerkezli tepkiler yerine ilişki merkezli olacaktır tepkiler verebilmek için birlikte yaşamayı öğrenmek gerekir. Birlikte yaşamayı öğrenmek, çoğu zaman alışılmadık ve zor bir durumdur. Düşünce katılığı olan yani inatçı kişilerde bu durum daha da zorlaşır. zorlaşır. Bilinçli ilişki iliş ki için ilk şart inatçılığı terk  etmektir. Bunun için değişimi talep tale p eden birey olması gerekir gereki r. Bir bina düşününüz; taşıyıcı sistem olan kolon ve kirişler binanın %30-40’ını oluşturur, geri kalan %60-70’lik kısım sıva, boya, tesisattır. tesisattır. %60-70’lik kısmı binanın iskeletini bozmadan değişecektir. İşte kişiliğimiz de bina gibidir. Binanın

temel mimari karakterini değiştirmeden yani başkalaştırmadan onu sürekli yenileyebiliriz. Kimliğimizi “rerame” edemeyiz ama “restore “restore”” edebiliriz. Bunun için tek şart istemektir. İkinci şart bilmek, üçüncüsü ise çabalamaktır. çabalamaktır. Aslında amaç değişim değil, gelişimdi gelişimdirr. Felsee Felseede de bir söz vardır. “Evrende değişmeyen tek şey değişimdir.” Bu insan için de geçerlidir. Kendimizi ve yakınlarımızı gerçek yönlerimizle görüp tanıyabilirsek yanlışa düşmekten kaçınır ve kendimizi daha sağlıklı şekilde gerçekleştirmiş oluruz.

   u     l    u     k    o    e     l     i    a

17

2UNHVWUD÷*LEL÷2OPDN  Bilinçli birlikteliğin ödülü genelde kendi içerisindedir. İlk  ödül içimizde hissettiğimiz hissetti ğimiz uyumdur. uyumdur. Aynı orkestrada olanlar uyumlu olmanın, aynı müzik ahenginde titreşmek olduğunu bilirler. Bir orkestrada hiçbir enstrüman diğerinden üstün değildir.. Hepsi birbirini tamamlar değildir tamamlar.. Her biri orijinaldir orijinaldir,, benzersizdir.. Bunun için hiç kimse diğerlerinden üstün değildir sizdir değildir.. Ama  kendisini geliştirmiş kişi daha ileridedir. ileridedir. Şunu bilmek gerekir; bilinçli evlilik özel yetenek gerektirmez, özel çaba gerektirir. Nasıl ki öğrenmek isteyen herkes bir müzik aletini çalabilir, mutlu ve başarılı olmak için de uyumun güzelliğini tatmak  gerekir.Y gerekir .Yaşamın aşamın zenginliğini, her gün yeni bir güzelliğini tatmak için aynı müzik ahenginde ahe nginde titreşmeyi amaçlamak amaçlama k gerekir. gerekir. Evren de titreşen ve sallanan müziksel bir enerji değil mi? Evrendeki ahenge uymak insanın çıkarına değil mi? Var oluşa  uygun davranmak insanın yararına değil mi? Kuşlar, ağaçlar, dağlar,, taşlar dağlar taşlar,, böcekler böcekler,, sinekler sinekler,, çiçekler hepsi evrenle aynı müzik  ahenginde titreşiyorlar ancak insanın küçük iradesi evrendeki düzene kaa tutuyor, sonuçta da bedelini mutsuzluk mutsuzlu k olarak ödüyor. İyi eş, iyi anne-baba olmak hayatımızda öncelikli bir yere sahip olmalı. İyi ev hanımı, iyi işadamı olmak yeterli değildir.. Sorunlarla karşılaştığımız zaman suçlamalarda bulunmak  dir yerine ihtiyacımız olan bilgiyi edindikten sonra değiştirilebilir olanı düzeltmek, eksiklerimizi tamamlamak ve kendimizi gerçekleştirmek bizim elimizdedir elimizdedir..

   n    a     h    r    a     t     t    a    z    v    e    n

18

g]ELOLQo÷2OXüXPX Kişisel içgörü veya özbilinç insana has bir yetidir. Özbilinç; kendini gerçekçi ve doğru biçimde tanımak duygularının arkına varmak olarak da tanımlanabilir. Bilinçli olmak yani arkındalık; arkındal ık; güçlü bir duygu ancak mükemmellikten çok uzak  bir karamdır. Geliştirilmesi ve üzerinde çok çalışılması çalı şılması gerekir. Özbilince sahip olmak için bilinçdışını ve bilinçaltını ark  etmek gerekir. Bilinçaltı, beynin bir bölümündeki zihinsel içeriktir.. Beynimiz çocukluk tecrübelerimizle ve duygusal yaiçeriktir ya şantılarımızla şantılarımız la programlanmıştır. Bu programların %60-70’ini değiştirme gücüne sahibiz. sahi biz. Bunun için istememiz ist ememiz gerekir. gerekir. İstedikten sonra ikinci adım, bilinçaltına yazılmış programları değiştirmenin yolunu öğrenmektir. Bu, alışkanlıkları değiştirmek  anlamına geldiği için i çin zor bir süreçtir. süreçtir. Kişiliğimizin bir parçası haline gelmiş yanlış programlarımızı iyileştirmek demektir. demektir. Kişiliğimizin bize zarar veren ve hizmet etmeyen bir yönünü değiştirmek, bilgisayar programı yazmak gibi bilgi, donanım ve çaba gerektirir. gerektirir. Eğer beynimizi biz kendimiz programlamazsak  programlamazs ak  dış uyaranlar bizi programlar. programlar. İnsanın kendisini programlaması zaman zaman sancılı bir süreçtir ama hayatta iyi ve güzel şeyler hep emek karşılığı k arşılığı edinilmektedir. 3VLNRORMLN÷'LQDPLúL÷$QODPDN  Bir yakınımızın “Sen her zaman böyle yapıyorsun, ben ne zaman böyle yapsam, sen de her zaman z aman şöyle davranıyorsun” davranıyorsun” demesi arkındalık bilinci oluşması için bir uyarıdır. Alışılmış tepkimizi sorgulamak için bir ırsattır. ırsattır. Bir ikir bizi sinirlendiriyorsa o ikre ihtiyacımız var demektir. Bilinçaltımızda belki bir çocukluk yaramıza dokunmuştur.. Kendimizi tanımak için bir ırsat daha yakalamışızdır muştur aslında. Birisini çok sevmişsek sevmişs ek arka planını anlamaya çalışmak  önemlidir.. Eş ve arkadaş seçiminde de eşin, önemlidir eşi n, çocukken problem yaşadığımız ebeveyne benzeme derecesi önemli rol oynar. oynar. En önemli psikolojik ihtiyaç olan sevgi ihtiyacını karşılayan kişi bireyin dostu, arkadaşı, sevgilisi olacaktır. İnsan doğuştan

kendisini eşsiz ve benzersiz görme eğilimindedir. Bu eğilimi destekleyen değerler sevilir, desteklenmeyen değerlerden kaçılır. Hiç kimse aynı beyne ve kişiliğe sahip olmadığına göre çatışma işte burada başlayacaktır. 'X\JXVDO÷2OJXQOXN  Evlenmeden önce tarafarın her ikisinin de yeterli duygusal duygus al olgunlukta olduğunu söylemek doğru olmaz. Sağlam ve nitelikli ilişki geliştirirken hatalar yapılır. Eşler karşılıklı olarak  birbirlerinin psikolojik ihtiyaçlarını anlamaya çalışırlar. Yine de yaşanan sorunun nedenini, niteliğini, tepkinin zaman ve zeminini, ölçü ve şiddetini çoğu zaman kestiremeyiz. Kasıtlı olsun veya olmasın karşımızdakini psikolojik olarak yaralarız.  Azarlayara  Azarla yarak, k, eleştir eleştirere erek, k, bağım bağımsızlaşm sızlaşmaa girişim girişimini ini engel engelleye leyerek, rek, kızmasına izin vermeyerek ruhunda hasarlar oluştururuz. Karşılanmamış ihtiyaçlarımızı haksız yere eşimizden bekleriz. Sorunlar arasında kaygı verici bağlantılar kurarız. Benmerkezci yani bilinçsiz ilişki sorunun büyümesine neden olur. Kendisi üzerine düşmeyen benmerkezci bireyler ilişki sorunlarını daha yoğun yaşarlar. yaşarlar. ýOHWLüLPGH÷%D]ø÷$OWøQ÷.XUDOODU 1.  Altın orta nokta kuralı: Tarafarın beklentileri, iziksel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçları konuşulduğunda; her iki tara birer adım atarak orta noktada buluşup uzlaşmaya  çalışmalıdırlar. 2. İyi zan kuralı: Eşinizin sinirli, kızgın, ökeli veya ilgisiz tavırlarına karşı iyi zanlı yaklaşın. Öncelikle eşinizi yanlış anlayabileceğinizi, bu davranışı sizi incitmek amacı ile

yapmadığını düşünün. Olumsuz senaryolara inanmak  analitik düşünce yeteneğini bozduğu için kişiyi yanlış yargılara götürür . 3. Kendini gerçekleştiren ön kabul kuralı: Bir insan, diğer insanın kendisi hakkında kötü düşündüğüne inanırsa  arkında olmadan beden dili di li ile bunu yansıtır. Karşı tara 

   u     l    u     k    o    e     l     i    a

19

4.    n    a     h    r    a     t     t    a    z    v    e    n

5.

20

6.

7.

8. 9.

olumsuzluğu hisseder ve savunmaya girişir giriş ir.. Karşılıklı negati etkileşim ve yersiz düşmanlık duyguları oluşur. Bunun çaresi diyalogu sabırla devam ettirmektir. ettirmektir. Saldırı hakkı tanımak: Bir insanın her zaman neşeli, mutlu olması hoş olurdu ama bu mümkün değildir. Eşinizin sinirli olmasının nedeni sizinle sizin le hiç ilgili olmayabilir. olmayabilir. Ona  saldırı hakkı tanımak gibi güzel bir armağan verirseniz ırtınaya ırsat vermezsiniz. Kendinizi kanıtlamanız gerekmez: Her anlaşmazlık genelde tarafarın tarafar ın güç mücadelesine dönüşür. Kişi bunu kendi kimliğini, özgürlüğünü ispat etmek için ırsat olarak görür. görür. Bu düşünce tarzı duygusal enerjileri karşılıklı olarak olara k savunmaya harcamaya harcamaya iter. Sürekli gerilim hali devam deva m eder. Böyle durumlar çok az sevgi sağlar ve ilişkileri sağlamlaştırmaz. Kendine güvenen insan kendisini ispata ihtiyaç hissetmez. Başarıları kendini kanıtlamaya yeter. yeter. Aykırı duygulara sahip olma hakkı tanımak: Duygular genelde ak ve kara şeklinde değildir, değildir, gri tonlar daha azladır.. İnsanın duygu yapısı çeşitli duyguların karışımından dır oluşur.. Şu an sevgi hissetmediğimiz kişi ve olayı daha sonra  oluşur sevebilirsiniz. Sevgi değişkendir, bırakalım karşımızdaki kişi olaylarda arklı duygular gösterebilsin.  Avukat  A vukat gibi değil hakim gibi olmak: Bir şeyler ters gittiğinde “Hata nerede?” objektifiği objekt ifiği ile hareket etmek gerekir. gerekir. “Haksız da olsam eşim beni desteklemeli” düşüncesini sorgulamak gerekir. gerekir. Bazen kol kırılır k ırılır,, yen içinde kalır ama  bu, hatayı onaylamak şeklinde olmamalıdır. olmamalıdır.  Ayda  Ay da bir oturum yapmak: Evlilik anlaşmaya varma sanatıdır. Bunun için gündemli oturumların ihtiyaç sıklığına  göre yapılması çok işe yarar. Eşini değiştirmeye çalışmamak: Evlilik sorunlarının önemli bir kısmını kişinin kendisi hakkında hakkı nda düşünmeyip eşi hakkında düşünmesi oluşturur oluştur ur.. Hatta bazı kişiler eşinin eşi nin ruhunu bile kontrol etmek et mek ister. ister. Başkaları olmalarını istei stediğimiz gibi olmuyorlar diye sinirlenmek yanlıştır yanlış tır.. Çünkü; insanın kendisi bile olmak istediği gibi olamaz çoğu zaman.

10. Aidiyet duygusu ve bağlılık bağlılık testi: (tablo 1 ) :  Aşağıdaki önermelere, “hiç”, “az “az”, ”, “orta orta”, ”, “iyi”, “çok iyi” şeklinde değer oranları verip sonucu toplayarak bir kanaate varabilirsiniz. 1. Aileye güçlü bir şekilde bağlı olduğumu hissediyorum. 2. Aileye ait olduğum için memnunum. 3. Ailenin önemli bir parçasıyım. 4. Diğer aile üyeleri ile uyumum iyi. 5. Ailem taraından engellenmediğimi, desteklendiğimi hissediyorum. 6. Ailemin geleceğini çok iyi görüyorum. 7. Hasta ve muhtaç olsam ailem yanımdadır yanımdadır.. 8.  Ailemdeki çok kişi benim için birçok zevkinden vazgeçebilir. 9. Beraber özel zaman geçirebiliyoruz. 10. Övgü takdir sözcüklerini aile içinde çok kullanırız. k ullanırız. 11. Ailede kararları beraber alırız. 12. Kendimi ailede önemli hissederim. 13. Kendimi ailede değerli hissederim. 14. Düşüncelerim dinlenir, dinlenir, eksikliğim hemen ark edilir edilir.. 15. Benimle Benimle yakından ilgilenilir ilgilenilir.. 16. Bana Bana saygı gösterildiği, varlığımın arkına varıldığı hissini hep taşırım. 17. Bana güvenildiği hissini hep taşırım. 18. Sevgi ve şekatin yoğun yaşandığı bir ortamdayım. 19. Kendimi evde mutlu hissediyorum. 0: Hiç, 1: Az, 2: Orta, 3: İyi, 4: Çok iyi Not: Eğer puanınız 20’nin altında ise avukatınızla konuşunuz. 20-40 arası ise psikolojik yardım almalısınız.

   u     l    u     k    o    e     l     i    a

21

   n    a     h    r    a     t     t    a    z    v    e    n

22

11. Sosyal baskı ve yasaklara sağlıklı tepki: Bastırılmış duygu ve duygusal yoksunluk psikolojik hasar oluşturur oluştu rur.. Bastırılmış duygular kişiyi kendini kanıtlamaya, sevilme ve övülme arayışlara arayışla ra itebilir. Doygunluk Doygunluk ve haz için haklı ve mantıklı mant ıklı tepkiler verip veremediğinizi kontrol edin. 12. Boşanma tehdidine dikkat: Şok konuşmalar yapmak, evliliği test etmek tehlikeli bir yöntemdir. Güven ve sevgiyi arttırmaz. Egonuzu tatmin çabasından başka bir şey  değildir.. Kazananı değildir Kazanan ı olmayan bir uygulamadır. 13. Farklı düşünmeyi sağlamak: Sorun olduğunda verdiğiniz tepki karşınızdakini düşündürtüyorsa başardınız demektir. Sorunlu evliliklerde dikkatleri çocuk üzerine yöneltmek  düşünce kalıplarını değiştirirse aydalıdır. 14. Kontrol duygusunu hesaba katmak: Karşınızdaki kişide “Kontrolümüü kaybediyorum” “Kontrolüm kaybediyorum” hissini uyandırırsanız ilişki ili şki zarar görür. Kazanç-kazan ilişkisi ilişkis i için iki tara da “Kontrol bende” diyebilmelidir. 15. Fırtınalara fırsat verin: “Bu adam beni deli etti” diyorsanız, bırakın ırtına essin, arkasından da sağanak yağış gelsin, sonradan çiçekler açacaktır. açacaktır. 16. İzle-bekle yöntemi: Sabırlı olmak diğer bütün erdemleri geliştiren temel erdemdir. erdemdir. Sabır ve zaman duygusu birbiriyle ilişkilidir. Hayatın kalıcı zevkleri, beklemeyi bilenlere verilir. Meditati bir eylem olan sabır sadece katlanmak  anlamına gelmez. İnsan kendisini bir zevkten mahrum bırakıyorsa bunun mantıklı bir nedeni olmalıdır. Akti  sabır dediğimizde de kişi hareket halinde bekler bekler.. Ümidini kaybetmez, sürekli ikir üretir. Sabır kesinlikle haklı ve mantıklı olmalıdır. Kişiliği ezdirmek, hakkını aramamak  sabır değil pasiiktir. Bu, girişimciliği yok eder. Akti sabır ise sessiz ama soylu bir davranıştır. “Senin yaptığını onaylamıyorum ama evliliğimiz için bu yaptıklarına katlanıyorum”” diyebilen insan, karşı taraın kendisi lanıyorum ken disi üzerinde düşünmesine neden olur ve sonuca yaklaşır. yaklaşır.

“Eğer,, 17. “Ah olsaydı” sendromuna dikkat:  Amerikalılar “Eğer umarım, gelecekte” sözcüklerini çok kullanırlar. Bu kapitale dayalı sistemin daha çok şeye sahip olmayı teşvik  için oluşturduğu bilincin sonuçlarından biridir biridir.. Kapitalin tek belirleyici belirleyi ci olduğu sistemlerde beklenti düzeyi yükselir yükseli r. Çok şeye sahip olduğu halde mutlu olamayan insanlar çoğalır.. Oysa sahip olduğu şeyin değerini bilen ama çoğu çoğalır hedefeyen insan tehlikeden kurtulur. Bununla beraber yetinme duygusu yani kanaatkar olmak, kişiyi tembelliğe itmemelidir ve nankörlük gibi çirkin bir özellik de evliliğe çok zarar verir. Daha iyiyi isterken sahip olduğu şeylerin arkına varmayan insana nankör denir. Doyumsuz eşler ciddi evlilik sorunlarına neden olur olur.. 18. Şefkatin önemi: Şekat, sevgiden arklı bir duygudur. Batı dillerinde tam karşılığı olmayan şekat, karşılıksız sevgi olarak da söylenebilir söylenebilir.. Annenin çocuğuna verdiği en önemli hediyedir. Ruhsal bir enerjidir ve verdiği kimseyi de, vereni de iyi hissettirir. Şekat şekati doğurur, doğurur, vicdana  giden bir duygudur; iç sesi, içteki uyarı sistemini harekete geçirir. Bu duyguya sahip kişi bilerek kötülük yapmaz. Şekatli kişilerin iyi eş olmaları daha kolaydır. Yumuşak  ve sıcak kalpli insanları kim sevmez ki! k i! Şekatli insan aynı zamanda bağışlayıcı da olur, afetmeyi başarır. başarır. Sevgideyse bağışlayıcılık şekate göre daha azdır. 19. Olgun savunma mekanizmaları: Bunları bilmekte ve sorunlu kişilik tiplerini tanımakta yarar vardır. vardır.

Sublimasyon (Yüceltme): İç çatışma yaşayan kişinin yüce değerlere sarılarak ego doyumunu sağlamasıdır. sağlamasıdır.  Alturizm: Fed Fedakarlık akarlık yaparak iç çatışmadan çıkmayı başarmaktır.  Assetizm: İç çatışma durumunda durumunda zevke değer vermemeyi, zevki ertelemeyi er telemeyi başarmaktır. başarmaktır.

   u     l    u     k    o    e     l     i    a

23

 Antisipasyon: Sezinleme ve önsezi özellikleri ile sorunu önceden çözmeyi başarmaktır başarmaktır.. Supresyon: Supr esyon: İç çatışma yaşandığında sorunu sor unu çözüp bilinçaltının derinliklerine gömmeyi başarmaktır. başarmaktır.    n    a     h    r    a     t     t    a    z    v    e    n

24

2Q÷ýNL÷dHüLW÷6RUXQOX÷.LüLOLN÷7LSL  A Kümesi: 3DUDQRLG÷NLüLOLN÷Gururlu, kinci, kıskanç, alıngan, şüpheci, kuruntulu, savunmacı, aşırı dikkatli ve tenkitçidir. Sürekli kusur arar, arar, şaka kaldırmaz. Hep kendini haklı ve üstün görür gör ür.. Çevresel savunucu konuşur. duygula rını belli ûL]RLG÷NLüLOLN÷Gözünü kaçırır, çoğunlukta duygularını etmez, üzüntüsü, neşesi belli olmaz. İçe dönük ve yalnızdır, topluma karışmaz. Kendisine yakınlık gösterene karşı da soğuk  ve iticidir. iticidir. Samimi ilişki ili şki kurmaz. ûL]RWLSDO÷NLüLOLN÷ Garip,

olağandışı, eksantrik kişilerdir. Büyü, metaizik gibi konulara yoğunlaşır yoğunlaşır,, belirsiz konuşurlar konuşurlar.. Dengesiz, acayip hareketleri vardır. vardır. İlişkileri kısıtlıdır, kı sıtlıdır, zor ilişki kurarlar.. Anlaşılması güç, soğuk, itici kişilerdir. kurarlar B Kümesi:  Yalancı, huysuz huysuz,, kavgacı, sosyal normlar normlara  a  $QWLVRV\DO÷NLüLOLN÷ Yalancı,

uymayan kişilerdir. kişilerdir. Cezadan ders almazlar. almazlar. Sorumsuz, saygısaygı sız, denetimsiz davranırlar. Suçluluk, pişmanlık duymazlar. Bencildirler, haz peşinde koşarlar. 6øQøU÷NLüLOLN÷Kimlik duygusunda, ilişkilerinde ve duygularında dengesiz, tutarsız kişilerdir. kişilerdir. Uyuşturucuya yatkındırlar, yatkındırlar, mutlu olamazlar, hep zevk peşinde koşmak isterler. Çabuk  incinir, çocuksu dengesizlikle bir saat önce sevdikleri şeyden bir saat sonra neret ederler. +LVWULRQLN÷NLüLOLN÷ Her şeyi abartırlar, rol yapmaya yatkındırlar, dikkati çekmekten hoşlanırlar. Kolay yalan söylerler.  Ayartıcı, çekici kişiler olup seksten başka her şeyi seksüalize

ederler. İlişkileri yapay ve yüzeyseldir. Sevgi açlığı çekerler, doymazlar, telkine yatkındırlar, hemen bağlanırlar. 1DUVLVWLN÷NLüLOLN÷Kaa yordukları konu zenginlik, aşk, güç ve şöhrettir. şöhrettir. Kendilerini aşırı beğenirler ve üstün görürler görürler.. Özel ilgi, beğeni ve onayla beslenirler. Beklentileri karşılanmazsa  benlik saygıları düşer düşer.. Menaatçidirler, Menaatçidirler, kıskanç, küstah, nankördürler.. Başkalarını kullanan, sömüren, empati kuramayan kördürler özellikler gösterirler. Özel ve özenli olduklarını düşünür ve sıradan insan olmaktan korkarlar. korkarlar.

   u     l    u     k    o    e     l     i    a

25

C Kümesi: Utangaç, çekingen, nasıl göründüğünü azla merak eden tiplerdir. Olumsuz değerlendirilmekten, eleştiriden korkarlar. Elleri titrer, heyecanlıdırlar. İstemedikleri halde yalnız kalırlar. Aşırı heyecanlıdırlar, heyecanlıdırlar, yüzleri kolayca  kızarır. %DúøPOø÷NLüLOLN÷ Yalnız  Yalnız karar veremezler, veremezler, girişimde bulunamazlar ve sorumluluk alamazlar alamazlar.. Hep alır ama vermeyi bilmezbi lmezler. İsteyicidirler, sanki başkaları ona borçlu gibi düşünürler. Çocuksudurlar,, özgür Çocuksudurlar özg ür ve bağımsız davranamazlar davran amazlar.. 3DVLIDJUHVLI÷NLüLOLN÷İnatçı, pasi direnişçi, işi uzatan, erteleyen, savsaklayan savsakl ayan tiplerdir tiplerdi r. Kolayca küser, küser, surat asarlar. asa rlar. SessizdirSessizdirler,, ökeyi küskünlükle iade ederler ler ederler.. İnsanları çekiştirmekten özel bir zevk alırlar. 2EVHVLI÷NLüLOLN÷Sürekli ayrıntılardan bahseder, bahseder, her şeyi noktası noktasına anlatmak isterler. Aşırı kibar, saygılı davranır, düzgün konuşurlar. Titiz ve tertiplidirler tertiplidirler,, jilet ji let gibi giyinirler giyinirler.. Kuralcıdırlar, esnek değildirler. Mükemmeliyetçi, ayrıntıcı özellikleri hemen belli olur. olur. Kararsız, erteleyen, kılı kırk yaran kişilerdir.. Sorumluluğa aşırı düşkün, hırslı, çok çalışan, çoğu kişilerdir zaman hırslı tiplerdir. tiplerdir. Eski eşyayı kolay atamazlar ve cimrilik  eğilimleri azladır. Vehimli, kuruntulu olma eğilimindedirler. Kuralcılığa çok önem verirler. Aksi, dik kaalı ve inatçı özellikleri azladır azladır.. .DoøQJDQ÷NLüLOLN

6DGRPD]RKLVWLN÷NLüLOLN÷ Acı, eziyet çekmekten ve

çektirmekten özel zevk alırlar. Acı çekerken çıkış yolu aramazlar, hatta buna çanak tutarlar tutarlar.. Hakarete, kendini küçültmeye zemin hazırlarlar.    n    a     h    r    a     t     t    a    z    v    e    n

26

%LOLQoOL÷(EHYH\Q÷2OPD÷.XUDOODUø Her şeye sahip olduğu halde mutsuz olan çocuklarda ne gibi eğitim hataları yapılıyor? Çocuğun asıl ihtiyacı nedir? “Çocuğum için her şeyin en iyisi olsun” derken doyumsuz bir çocuk mu yetiştiriyoruz? Bütün bu soruların cevaplarında ormül sevgi ve disiplini birlikte ve dengeli verilebilme uygulamasıdır uygulamas ıdır.. Anne-baba merkezli aile olmak varken çocuk merkezli aile olmak, çocuğu evin küçük hükümdarı kılmak da mümkündür. Amacımız çocuğu her an mutlu etmek değil onu hayata hazırlamaktır. Kendi iyiliği ve mutluluğu için çocuğa arzularını erteleyebilmeyi ve ev  hayatının kurallarına uymayı öğretmeliyiz. Çocuğumuza kızarken bile severek kızmalıyız. Onun kişiliğine saygı göstermeli, çocuğu büyük insan gibi dinlemeli ama ondan büyük insan davranışı beklememeliyiz. Bilinçli ilişkinin genel kurallarına  ilave olarak şunlar söylenebilir. söylenebilir. 1. Önce çocuğunu tanı: Çocuğun psiko-sosyal gelişiminde her yılın arklı özellikleri vardır. vardır. Her evreyi bilmek; çocuğunuzun ruhsal ve iziksel güvenliğine, ihtiyaçlarına ve sınırlarına göre davranmayı sağlar. Böylece çocuğunuza  taşıyamayacağı psikolojik yük yüklememiş ve onu yaralamamış olursunuz. 2. Demokrat olmak: Otoriter değil, demokrat ebeveyn olmanın önemini kavramak gerekir. gerekir. 3. Çocuğun birey olmasına fırsat vermek: Çocuk bizim çocuğumuzdur ama bize ait değildir. Onu ayrı bir insan olarak düşünmeliyiz. Çocuğun anne-babadan sağlıklı ayrışması gerekir.

4. Esnek olun: Her çocuğun yapısı ayrıdır. “Ben babamın yaptığınıı yapıyorum ve bana zararı olmadığını biliyorum yaptığın bili yorum”” sık duyduğumuz sözlerdir söz lerdir.. Dar görüş ve dar düşünceler her çocuk için geçerli değildir. Hatta beş kardeş varsa varsa hepsinin hepsini n anladığı dil arklıdır arklıdır.. 5. Etkin dinlemenin önemini bilin: Çocuk, konuşmasını bitirinceye kadar dinlenmeli, sözü kesilmemeli, kendisiyle göz teması kurularak konuşulmalıdır konuşulmalıdır.. Baş sallamak, onay  işaretleri vermek, sorular sormak gerekir. gerekir. 6.  Aile içi oturumlar yapın: Beraber zaman geçirmek çok  yararlıdır.. Bu sayede bireyler karşılıklı olarak birbirlerinin yararlıdır sevinç ve üzüntülerinden üzüntüler inden haberdar olur, hayatı paylaşırlar.  Amaç çocuğ çocuğuu hayat hazırl hazırlamakt amaktır ır.. Bera Beraber ber zaman geçirm geçirmek  ek  bunun için önemlidir. Zamanın süresinden çok nitelikli olması aydalıdır. 7. Ödül ve cezada denge: Evin kurallı bir ortam olması gerekir. Bir utbol maçında bile kurallara uymayanlar kart görür.. Aile sosyal bir anlaşma demektir görür demektir.. Çocuk akıllı, uslu ve çalışkan olduğunda çabası ve davranışı ödüllendirilmelidir.. Çocuğun kişiliğini lidir kişiliği ni övmek doğru değildir değildir,, çabalarını övmek gerekir. gerekir. Çocuğun davranışlarının sorumluluğunu üstlenebilmesi ve sosyal beceriler kazanabilmesi sınırları bilmesine bağlıdır. bağlıdır. Sınırları aşarsa da hatasıyla orantılı bir bedel ödemelidir. 8. Olaylar üzerinde konuşun: Birlikte yaşanan üzüntülü ve sevinçli olaylar üzerinde sohbet etmek çocukta aidiyet ve bağlılık duyguları duygul arı uyandırır. Çocuk böylece ailenin yaşam biçimini ve değer ölçülerini benimser. Yoksa konerans, vaaz tarzı yaklaşımların hiç aydası olmaz. Monolog değil diyalog gerekir. İki tara da konuyu bilmeli, etkin bir diyalog kurulmalıdır kurulmalıdır.. 9. Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın: Üç yaşından itibaren arkadaş, çocuk için önemli olmaya başlar. Çocuk 

   u     l    u     k    o    e     l     i    a

27

View more...

Comments

Copyright ©2017 KUPDF Inc.
SUPPORT KUPDF