Antony C. Sutton - Amerikan Gizli Hükümeti
January 18, 2018 | Author: Atsiz Afşin | Category: N/A
Short Description
Antony C. Sutton - Amerikan Gizli Hükümeti...
Description
Amerikan Gizli Hükümeti
A n t o n y C. Sutton
Yazar Hakkında Antony C. Sutton (1925-2002), Londra, Gottingen ve Califomia üniversitelerinde eğitim gördü. Çalışmalarının sonu cunda elde ettiği bulgulann yayınlanmasıyla ilgili olarak faz lasıyla baskı gördü ama hakkında asla dava açılmadı. Kendi ni gerçekleri ortaya çıkarma amacına adadığından, asıl kari yeri kesintiye uğradı. 1968 yılında VVcstem Technology and Soviet Economic Development adlı çalışması, Stanford Üni versitesi The Hoover Enstitüsü tarafından yayınlandı. Sutton, bu çalışmasmda, Amerikan askerlerini öldürmek ve yarala mak için VietnamlılarTn kullandığı silah ve mühimmatın te minini sağlayan Sovyet teknolojisi ve üretim temellerinin Amerikan firmalan tarafından Amerikan halkının ödediği vergilerle nasıl kurulduğunu ortaya çıkardı. Bu büyük çalışması, onu cevapsız kalan bazı sorulara yö neltti: Birleşik Devletler neden düşmanını yaratmış ve des teklemişti? Birleşik Devletler bir yandan Sovyetler Birüği'ni yaratıp geliştirirken, bir yandan da neden Nazi Almanyası'nı destekledi? VVashington bu gerçekleri neden gizliyordu? Elindeki ipuçlarını izleyen Sutton, VVall Street, FDR, Hitler'in Yükselişi ve Bolşevik Devrimi ile ilgili araştırma larına devam etti. Sonra, isimsiz biri Sutton'a Kurukafa ve Kemikler Teşkilâtı'nın üye listesini gönderdi ve aniden bütün resim şekillendi; hem de ne resim! Kuşaklar boyun ca devam eden yabancı kaynaklı gizli bir örgütün temel leri, 1830'larda Almanya'da var olmuş efsanevi "Illuminati"ye kadar uzanıyordu. 5
İçin d e k ile r
Yazarın Ö n s ö z ü ...................................................................................................9 2002 Basımına G ir iş ......................................................................................... 15 T E Ş K İL Â T A GİRİŞ Muhtıra Bir: Yakın Tarih İçin Bir Komplo Açıklaması Var m ıd ır ? ................................................................................... 25 Muhtıra İki: Teşkilât; Nasıl Kuruldu ve Amacı N e d ir? ............................................................................................... 31 Muhtıra Ü ç: Teşkilât Hakkında Elimizde Ne Kadar Bilgi V a r ? ........................................................................................40 Muhtıra Dört: Bu Gizli Topluluğun Üyeleri Kimlerdir?............................. .48 Muhtıra Beş: Teşkilât Hangi Organizasyonlara Sızmıştır? ....................................... 59 Muhtıra Altı: Teşkilât'ın O p erasy o n ları................................................. 65 Muhtıra Yedi: Teşkilât'ın; Yabancı İlişkiler Konseyi, Trilateral (Üç Yönlü) Komisyon ve Benzeri Organizasyonlarla Bağlantısı Nedir? ..................................... 75 Muhtıra Sekiz: Etki Z in c ir i..........................................................................82 Muhtıra Dokuz: Bundy O p e ra sy o n u ...................................................... 90 Muhtıra On: Kavanozu Kapalı Tutmak ............................................... 100
7
ANTONY C. SUTTON TEŞKİLÂT, EĞİTİM İ NASIL KONTROL EDİYOR? Muhtıra B ir Her Şey Yale'de B aşlad ı................................................111 Muhtıra İki: Bak-Söyle Eğitimi ...................................
125
Muhtıra Üç: Uluminati Bağ lantısı...................................................... 133 Muhtıra Beş: Baltimore Projesi ...........................................................149 Muhtıra Altı: Kanatlarını Açan Troyka ........................................... 155 Muhtıra Yedi: Teşkilât'm Eğitim Alanındaki H edefleri..................168 Muhtıra Sekiz: Ö z e t .....................................................
177
Muhtıra Dokuz: Sonuçlar ve Öneriler ............................................. 181 TEŞKİLÂT SAVAŞ VE DEVRİMLERİ NASIL YARATIYOR Yazarın N o tu ........................................................ ................................... 187 Muhtıra Bir: Yaratılmış Çatışma ve Diyalektik Y öntem .................. 189 Muhtıra İki: Çatışma Yaratımı İçin Kullanılan Araçlar.................... 200 Muhtıra Üç: Tez; Teşkilât, Sovyetler Bırliği'ni Yaratıyor .................................... 220 Muhtıra Dört: Antitez; Naziler'in Finanse Edilmesi .................... 252 Muhtıra Beş: Yeni Diyalektik; Angola ve Çin .................... ..
.266
TEŞK İLÂ TIN GİZLİ KÜLTÜ Muhtıra Bir: Teşkilât'm Gizli Kültü'ne Giriş .................................279 Muhtıra İki: Teşkilâtın Organizasyonu ........................................... 289 Muhtıra Üç: T eşkilâtın Ritüeli ...............................................
299
Muhtıra Dört: Teşkilâtın Satanik Yönleri ........................
307
Muhtıra Beş: Teşkilât Aynı Zamanda Uluminati mi? .................. 313 TEŞK İLÂ TA AİT ENDER BELGELER KURUKAFA VE KEMİKLER TEŞKİLÂTI'NIN YALE K A T A L O G U ...............................................................................347 ÜYE LİST E Sİ.............................................................................................349
8
Yazarın Önsözü: Amerikan Gizli Hükümeti 25 yıllık araştırma ve 16 kitaptan sonra, artık her şeyi duyduğumu düşünüyordum... dünya karmakarışık, muh temelen anlayışın ve kesinlikle kurtuluşun ötesinde bir hâldeydi; ve bu konuda yapabileceğim çok az şey vardı. IVestem Technology and Souiet Economic Deuelopment (Batı Teknolojisi ve Sovyet Ekonomik Gelişimi) adlı kitabım, 1968 yılında Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü tarafın dan yayınlanmıştı. O kitabımda, Batı'nm Sovyetler Birliği'ni nasıl inşa ettiğini üç büyük cilt hâlinde incelemiştim. Ne var ki çalışmam aym zamanda çözülmesi imkânsız görünen bir bulmaca sunuyordu; bunu neden yapmıştık? Bir yandan Hitler Almanyası'na teknoloji ihraç ederken, neden Sovyetler Birliği'ni inşa etmiştik? VVashington neden bu gerçekleri giz leme ihtiyacı duyuyordu? Sovyet askeri kuvvetlerinin güç lenmesine neden yardım etmiştik? Ve aynı anda neden ken di askeri kuvvetlerimizi de güçlendirmiştik? Arkasından gelen Wall Street Serisi'nde daha başka so rular da ortaya koydum; ama yine cevapları yoktu. Kanıt lanabilecek bir rasyonel cevap olmadığına az çok kanaat getirmeye başlamıştım. 9
ANTONY C. SUTTON
Bir yıldan biraz uzun bir süre önce, yaklaşık yirmi san tim kalınlığında bir belge yığını postayla elime ulaştı; bu, gizli Amerikan topluluğunun üyelik kayıtlarından başka bir şey değildi. Belgeleri incelerken, her şey açıkça ortaya çıktı; bu sıradan bir grup değildi. Bütün isimler güç sahi bi insanlara aitti. Bireyleri incelemeye başladığımda, bir kalıbın ortaya çıktığını gördüm... ve daha önce bulanık görünen bir dünya giderek daha fazla netlik kazandı. Okuyacağınız kitap, bu araştırmanın sonucunda olu şan raporların bir bileşimi niteliğindedir. Bu kitapta, ne den Batı'nın Sovyetler Birliği'ni ve Hitler'i güçlendirdiği ni; neden savaşmaya kaybetmek için gittiğimizi; neden Wall Street'in Marksistler'i ve Naziler'i sevdiğini; çocuk ların neden okuyamadığını; Kilise'nin neden propaganda kaynağı hâline geldiğini; neden tarihi gerçeklerin örtbas edildiğini; neden politikacıların yalan söylediğini ve daha birçok nedenleri açıklayacağız. Bu çalışma, önceki VJestern Technology serisinden da ha önemlidir. Eğer bir şaheserimden söz edilecekse, buna tek aday bu kitabım olabilir. ANTONY C. SUTTON Phoenix, Arizona 30 Temmuz 1983
10
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Haftalık Toplantı Duyurusu
^b »nir.£, ^jnnt 2 8 tb , 1 8 3 2 . ts r
s. d . e .
vııı.
u Eat
h o d le
in b o rn a ." C ic e ro ,
Fam .
X III.
30.
s e ar. Y aU J
ium
C ü L Ilu f, 16th, 1B02.
ıı
ANTONY C. SUTTON
1985 Yılı Teşkilât Yeni Üyeleri
1985 BOASBERG, James Emanuel, 3 1 3 6 Newark Street. NW, Washington, D.C. 20008 CARLIN, William John Carr. Jr., 21 Schermerhorn Street, Brooklyn, New York 11201. CHANDRASEKHAR, Ashok Jai, 120 East 34th Street, New York, New York 10016. FRANKEL, Scott David, 3290 Kersdale Road, Pepper Pike Ohio 44124. GROSSMAN, Jay Alan, 4 8 Niles Road, Randolph, Massachusetts 02368. KWOK, Wei-Tai, 5 109 Philip Road, Annandale, Virginia 22003. LINDY, Peter Barnes, 105 South Perkins, Memphis, Tennessee 38117. MISNER, Timothy Charles, 1009 Crest Park Drive, Silver Spring, Maryland 20903. MNU CHIN. Steven Terner, 721 Fifth Avenue, New York, New York 10022. PATELA, James Gerard, 47 Knollu/ood Drive, Branford, Connecticut 06405. POWERS, Richard Hart, 21 Haigh Avenue, Niantic Connecticut 06357. SMOCK, Morgan Robert, 4017 Louisiana Avenue North, New Hope, Minnesota 55427. TAFT, Horace Dutton, 4 0 3 St. Ronan Street, New Haven, Connec ticut 06511. THOMPSON, Gregory Allan, 118 Whitman Drive, Brooklyn, New York 11234. WALSH, Kevin Sanchez. 1030 Clay Avenue. Pelham Manor, Nevv York 10803.
12
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
1917 Yılı Teşkilât Yeni Üyeleri
p. sus.
«o. n s .l
3 llfr c b B o p m e n b B tU m g e r ,
S g racn se, N . g .
© .I
J J r e e t o u B fy e lb o n B e s t ) ,
C o ln m b u e ,
Ç t u r g B a g e / e o i m o r e « E o o p tr ,
O U bang, N . g . f l
CS>lİD«r B a t g C t t n n i n g i ı a m ,
(S o a n s to n , 3 1 1 .1
B a m n tl S la a n O n r^ ee,
N e » g o r k C itg
Ç b to a r b fio la n b N o e l IJa r r im a u , f l Q tn r g P a r t e r 3 » lja m ,
O trb c n . N . g . € t)ic a g o , 3 ü .
■
to iü ia tn < S ü c r £ S e b g o u k S o m e » , N e w g o r k < £ » tn
B
ftıir r p ttJillia m t e & o ı t .
f l f}rn rp N t i l â l a l l o n .
fc e @ o re ,
mb.
(E in r in n a ti,
f l 2 M b e rt tO iilia m © U c n , 1 J o t ) i ı iD U İio n t* © p e r l o n , f l .fr a n k P a r t o n s S b e p a r b , J r . , 1
■
S e n tu Ü ] J ia r r a n b S im p p o n ,
© le n b r o o k , C o n n . N a s h o iU e , S e n n . S t. P a u l, â lim i. N ru » g a r k ® ü g B r o o k lg n ,
f l C n i g t j t t D o o lU g ,
13
©.
S. fi.
Tapınak
High Street - Nevv Haven, CT 14
2002 Basımına Giriş "A m erikan Gizli H üküm eti" adlı bu çalışm a, sıra dışı bir yayın geçm işine sahiptir. Kitap, 1980'lerd e yazara gelen yirmi santim kalınlığın■ l.ı bir belge yığınıyla başlam ıştır. Bu belgeler, gerçekten gı/li bir hükümetin var olduğunun kanıtıydı ve içinde üye listesi de bulunm aktaydı; bu gizli grup , Yale K uruka fa ve Kemikleri idi. Rahmetli Johnny Johnson, bu kaynaklara dayanarak dört ı illlik bir seri ve sonrasında d a bir süper-cilt yazm am için be ni teşvik etti. Bu cilt çeşitli düzenlemeler hâlinde çeşitli yayın cılara gitti; bunlar arasında 12,000 kopyalık bir Rusça basım ila vardı. Muhtemelen geçen birkaç yıl içinde, Rusya'da da en az Birleşik D evletlerde olduğu kadar satılmıştır. A m erikan Gizli H üküm eti'nin çok fazla reklamı yapı lamadı; üstelik dağıtım cılar kitaba fazla ilgi d e gösterm e di am a 16 yıl boyunca ayd a yüzlerce kopya satıldı. Buna karşılık başka yazarlar yeni yazılar ve kitaplar ürettiler. Benim asıl am acım , m odem Amerikan dünyasın daki Hegelizm etkisini araştırmaktı ve ne yazık ki bu am a cıma ulaşamadım. Bu kısmen statik Hegelist eğitim sistemi ne bağlanabilir ve bu eğitim sistemi de Amerikan halkım "aptallaştırm ayı" belirgin bir şekilde başarmış durum dadır. 15
ANTONY C . SUTTON
Nazizm ve M arksizm'in temeli olan bu yıkıcı felsefe, anayasal cumhuriyetimizi etkilemiş ve çökertmiş durum dadır. Bu çöküşün en büyük sorumlusu, Yale "Kemikleri"dir. Kurukafa ve Kemikler'den oluşan sembolleri, Hegelist felsefeleri, aslında her şeyi ortaya koym aktadır ama sizi bunun aksine inandırmak için ellerinden geleni yap maktadırlar. Hegelizm, Birleşik Devletler'i yüceltmekte, materyalist ve statist fikirlerin ve politikaların yaygınlaştırılması için eğitim sistemini, bilimi, politikayı ve ekonomiyi kullan maktadır. Neden "aptallaştırılmış" bir toplumumuz olduğunu merak ediyor m usunuz? O zaman gözlerinizi doğruca Kurukafa ve Kemikler'e çevirin; çünkü 19. yüzyılda Prus ya eğitim sistemini Birleşik Devletler'e getirenler onlardı. 19. yüzyılda, klasik liberalizme doğrudan karşı çıkan bir politik felsefe, İngiltere ve Amerika'da yerleştirildi. Klasik liberalizmde, devlet daima bireyden sonra gelir. Öte yan dan Hegelist Statizm 'de -tıpkı Nazizm ve M arksizm'de gördüğüm üz gibi- devlet mutlaktır ve birey sadece devle te hizmet etmek için vardır. İki partili Cumhuriyetçi-Demokrat sistemimiz (tek bir Hegelist parti vardır; diğerinin oluşmasına izin verilmez) bu Hegelizm anlayışının bir yansımasıdır. Hegel'i kulla nan küçük bir grup -gerçekten çok küçük bir grup- toplu mu kendi am açlan doğrultusunda bir ölçüye kadar kont rol edebilmekte ve kullanabilmektedir. Bundan da öte, anlayışları korsan bayraklarında ken dini gösterm ektedir. Zehir şişelerinin üzerinde bulunan bu am blem , II. D ünya Savaşı'nda da N azi Ölüm Tim i'nin sem bolüydü. K urukafa ve Kem ikler sad ece uyuşturucu kaçakçılığının artm asında önemli bir etken olm akla kalmadı (1860'lardaki Bush ve Prescott ailele-
16
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
m , .ıym zam anda Hegelist yaklaşım la, bunun antitezini geliştirerek "u yu ştu ru cu yla savaş" p ropagandası baş1,1 1 11 Hu ikiyüzlü politika, uyuşturucu fiyatlarını belirle niri-tr, stokları kontrol etm ekte, m ilyonlarca insanı ha pishanelere tıkm aktadır; bu arada yasaklam a kanununu l'riıırn "K em ikler" (Ü ye Taft, 1904), gerçekte kazanç el di- edenler olm aktadırlar.
Sol ve Sağ - B ir Kontrol Aracı I legelistler için, devlet her şeyden üstündür ve "Tanııııı yeryüzündeki izi" olarak görülür. Gerçekten de bu genişte devlet, dindir.
11
I legelist Devlet'te ilerleme, sözde ikilikle sağlanır; zıt tıılııpların çarpışması, ilerlemeyi getirir. Zıt kutuplan 1 ■ >nIrol edebilirseniz, sonucu da belirleyebilirsiniz. Sır.ı dışı Kurukafa ve Kem ikler etkisini, önem li bir I lı'gel çatışm asında görebiliriz: N azizm 'e karşı K om ü nizm Kurukafa ve K em ikler'in üyeleri, önem li karar vıııııe pozisyonlarındaydılar; Bush, H arrim an , Stimı.ım, l.ovett vs. Bu arad a tüm üyeler ve m aşaları, "so l" ve "sağ " kutupları tam olarak kontrol edebiliyorlardı.
İl ı felsefenin de gelişimini hem teşvik hem de finanse ederken, sonucu da belirgin bir ölçüde kontrol edebil diler. Bu, bilim deki "u zm an laşm acı" kesim le, zıt kutbu nl.ııı tarihteki "b ü tü n lü k çü " kesim tarafından sağlandı. Ilılııni ve öğrenim i giderek d aha küçük p arçalara böl mekle, p arçalar sayesinde bütünü kontrol etm ek daha d.ı kolaylaştı. I ğitimde, yine Kurukafa ve Kemikler tarafından Dewey nıslemi tanıtıldı ve uygulamaya kondu. Devvey, şevkli bir »ı.ıiıst idi ve Hegel felsefesindeki gibi bir çocuğun devlete 17
ANTONY C . SUTTON
hizmet etmek üzere eğitilmek için var olduğuna inanıyordu. Bu, kişisel eğilimlerin bastırılması ve onaylanmış bilginin dikkatli bir şekilde bireylere benimsetilmesi anlamına gelir. Hem yerel hem de yabancı kaynaklı Birleşik Devletler üni versitelerini incelemediğiniz takdirde, Amerikan eğitim sis temindeki bu "aptallaştırma" tutumunu görmek kolay de ğildir; ama bunu yaptığınızda, zıtlık son derece belirgindir. Bu "aptallaştırm a" tutumu artık dikkat çekmeye başla mıştır. Charlotte Thomson Iserbyt imzalı The D eliberate D um bing Dowr\ o f A m erica (Amerika'nın Kasıtlı Olarak Aptallaştırılması) (Conscience Press, Revenna Ohio, 2001) ve John Taylor Gotta imzalı T h e D um bing Down o f A m e rica (Amerika'nın Aptallaştırılması) adlı eserler, bu konu da ortaya konmuş iki mükemmel çalışmadır. Bu iki kitap, yöntemin eğitim sistemindeki etkisini ve detaylarını ince lemektedirler. Biz daha da ileri gidiyoruz; çünkü bu yön temi eğitim sistemine yerleştiren üç Yale mezununu bula bildik; üçü de Kurukafa ve Kemikler üyesiydi. İserbyt'a göre, T he D eliberate Dumbing Douın o f Am erica adlı çalışmasında ortaya koyduğu gibi, Ameri kan eğitim sisteminin temelleri Rockefeller ve Gates'e da yanmaktadır. Ama aslında, Hegelist fikirlerin bir yansı ması olan bu statist eğitim sistemi, üçü de Kurukafa ve Kemikler üyesi olan Gilman, VVhite ve Dwight "üçlüsü" tarafından Birleşik Devletler'e getirilmiş, Rockefeller tara fından finanse edilmiştir.
İnsan Kontrolü Bugün Califom ia'da, istenen sonucu elde etmek için iki zıt kutbun kullanılmasını birinci elden izlemek m üm kündür. Enerji kriziyle ilgili tartışm a, fiyat belirlemeler ve fiyat kontrolü konusundaki iki tartışma noktasına 18
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
dikkatle dayandırılmış durum dadır. Cum huriyetçiler, tavan belirlenmesini ve fiyat kontrolü uygulanm asını is temem ektedirler. Çoğu D emokrat ise bunun tam aksini savunm aktadır. Ama bir de hiçbir yerde TARTIŞILMAYAN şeye ba kın. Neredeyse bedava olan bir enerjinin tüm spektrumu, tartışmanın tamamen dışında tutulmaktadır. Bu enerji kriziyle doğrudan ilgili bir konu değil midir? Aslında, bedava enerji sistemlerinin var olm ası, bu kontrollü tartışmanın sürdürülm esinin de gerçek nede nidir. Mills Blacklight Povver, bazı araçları çoktan geliş tirmiş ve patentlerini almış d urum dadır. Bearden'in uzaydan elde edilebilecek MEG enerjisi tasarısıyla ilgili tartışm alar devam etmektedir. İşe yarayan modeller ha lihazırda bulunm aktadır. Güya zararlı olduğu savunu lan "soğuk füzyon" konusunda yüzlerce başarılı deney yapılm ıştır am a bize açıklandığı kadarıyla, yeterli garan tiye ulaşam amıştır. Hükümet birimlerine getirilen başka sistem ler de vardır ama hepsi kısa süre içinde örtbas edilmiştir. Bilinçli bir toplum şunu sorar: Bunlar neden tartış m alara dahil edilm iyor? Cevabı çok basit. Çünkü ilgili m akam lar, konunun gerçekte çözülm üş olduğunu bili yorlar. Bugün asıl sorun enerjinin fiyatı değil, kendi be lirlenmiş sistemlerini (hidroplantlar, transm isyon h atla rı vs.) toplum a nasıl "kakalayacaklarT'dır. Bu "d eğ erli" sistem ve ekipm anlar, bir anda "d eğ ersiz" hâle gelecek tir; çünkü önerilen yeni sistem lerin hiçbirinde, böylesine pahalı tesislere ve aktarım hatlarına ihtiyaç duyul m am akta, hepsi bireysel kaynaklara dayanm aktadır. Eğer toplum bu konudaki ikilemin farkına varırsa, ser veti toplum a "kakalam a" becerilerini belirgin bir şekil de kaybedeceklerdir. 19
ANTONY C . SUTTON
Cumhuriyetçiler-Demokratlar arasında "fiyatlar" hak kında süren tartışma, sadece bir yanıltmacadır. Dikkatle kaçınılan soru, bu yeni sistemlerin üretime geçirilmesinin ne kadar zaman alacağıdır. Bu konudaki diğer bir örnek, genetik mühendislik ala nında çalışan Monsanto Corporation ile ilgilidir. Bir Teşkilât üyesi olan Başkan George Bush Jr., genetik olarak üretilmiş yiyeceklerin etiketlenmesini engelleyebi lecek ve diğer şirket kontrol sistemlerini atlatabilecek biri olan Yiyecek ve İlaç Yönetimi Başkanı Dr. Virginia Weldon ile görüşmüştür. Bundan hemen önce, New Technology adlı çalışma mızda, 1989'da "soğuk füzyon"un dramatik tanıtımından söz etmiştik. Bu tanıtım toplum önünde yapıldığında, Başkan George Bush (Teşkilât üyesi) Teşkilât'ın bilimcisi Seagrum'u ofisine çağırmış ve kendisine bazı talimatlar vermişti. Neler konuşulduğunu bilmiyoruz ama neler olduğunu biliyoruz. Bedava enerji için geçerli bir yöntem olan soğuk füzyon, devletin iftiraları ve aşağılamalarıyla karşılaştı; bedava enerjinin dünya çapındaki petrol endüstrisine ne ler yapabileceğinden korkulduğu son derece açıktı.
Ne Yapılması Gerekir? Eğer oy sahipleri, aşırı boyutlara ulaşmış ve üstü ka panmış senaryonun biraz olsun farkındalarsa, değişimi zorlayabilirler ve muhtemelen de zorlayacaklardır. Ne var ki bu pek olası görünmemektedir. Çoğu insan, sınırlı kişisel am açlar taşıyan ve "ne olursa olsun, kendi işime bakarım" diyen, kendi makamlarını kötüye kullanmaya hazır olan tiplerdir.
20
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Kurulması yüz yıldan uzun sürmüş bir organizasyon, I'tıkaç yıl içinde değiştirilemez. Asıl anahtar, eğitimde yutmaktadır. Bireysel inisiyatifi engelleyen ve çocukları nım devlete hizmet eden beyinsiz zombiler hâline getiren I legelist eğitim sistemi ortadan kaldırılmalıdır. "UğitinV'de daha az propagandalara, daha fazla birey imi yaratıcılığı geliştiren tekniklere yönelmemiz gerekir. I fitini için daha fazla para ayırmak yerine, daha azını İlilmiş etmeliyiz. Var olan eğitim sistemi, şartlandırm a ıııel anizmasından başka bir şey değildir. Gerçek anlamda eğitimle pek ilgisi yoktur; tam aksine, kişinin kontrol edil me aylc yakından ilgilidir. İlence oy gücünden ziyade, bu gizli Yale Teşkilâtı'nın fiuııııuı kaybetmesinde zam an etkili olacaktır. Böylesine l oıkm ıç bir şey, sonsuza dek süremez. Antony C. Sutton
21
TEŞKİLÂTA GİRİŞ
M uhtıra B ir: Ya hin T arih İçin B ir K o m p lo A çıklam ası Var m ıd ır? I e*;kılât'm hikâyesine başlamak için sabırsızlanan okuvnı ıı, doğrudan Muhtıra Iki'ye geçmelidir. Bu bölüm da im /I yıide yöntemler ve kanıtlarla ilgilidir. Aslında okuntıirtiıı gerekir ama birçok okur için sıkıcı olabilir. ı .eçl iğimiz yüz yıl boyunca, Amerikan Tarih Kurumu »•ıı .1 lı mlan belirlenmiş olan tarihi teoriler ya da tarihi kaıııll.ıı. reddedilmiş ya da saldırıya uğramıştır; bunun neılnıl yeterince kanıt sunulamaması değildir, daha ziyade, »ıııml,ın kanıtların temelinin sözde Doğu Liberal Kurumu ve tenini tarihi geçmişiyle uyuşmamasıdır.
Resmi Kurum Tarihi Iarih kitaplarını, ticari basımları, basını ve kütüphane ıollarını şekillendiren resmi bir Kurum tarihi vardır. Res mi tarih; savaşlar, devrimler, skandallar, suikastlar gibi 25
ANTONY C . SUTTON
olayların, büyük ölçüde rasgele olduğunu savunm akta dır. Bu tür olaylar ASLA komplo sonucu olam azlar; AS LA önceden planlanmış teşkilât eylemleri olamazlar. Bu nun mükemmel bir örneği, Kennedy suikastında Dallas trajedisinden sadece 9 saat sonra televizyon kanallarının bu suikastın bir komplo olmadığını duyurmasıydı; ne var ki olumsuz bir teori asla kanıtlanamaz ve o saatte soruş turm alar bile daha yeni başlamıştı. Resmi tarih kayıtlarının dışına çıkan yazarlara ya da kitaplara ne yazık! Böyle bir durum da kurumsal destek bulamazsınız. Yayıncılar ilgisiz davranır. Dağıtım düzen sizdir ya da hiç yapılmaz. Resmi kayıtların baskın olmasım garantilemek ve II. Dünya Savaşı resmi tarih kayıtlarının oluşturulması için, 1946 yılında Rockefeller Vakfı tam $139,000.- US bağışla dı. Bu, I. Dünya Savaşı'ndan sonra tarih kitaplarının sü rekli yalancı çıkarılması sonucunda Kurum 'un zarar gö ren prestijini kurtarmak için yapıldı. Okur, incelemeye yeni başlayacağımız Teşkilât'ın 1880'lerde son derece güçlü bir öngörü sahibi olduğunu bilmelidir; Amerikan Tarih Kurumu'nu ve Amerikan Ekonomi Kunım u'nu (o zam anlar ekonomistlerin çoğu analist olmaktan ziyade ta rihçiydiler) kendi şartlan altında, kendi am açlarım taşı yan kendi insanlan tarafından kurmuşlardı. Amerikan Tarih Kurumu'nun ilk başkanı olan Andrevv Dickson VVhite, bir Teşkilât üyesiydi.
Resm i Tarih Kayıtlarındaki Yanlışlar Zam an değişiyor. Resmi tarih kayıtlarındaki zayıflık lar, tutarsızlıklar ve açık yalanlar ortaya çıkıyor. 1980'lerde, artık düşünen bir okurun resmi tarih kayıtlannı sor
26
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
gulam adan kabullenmesi zor görünmektedir. Çoğu kişi, kayıtların hırslı tarihçiler tarafından az-çok bir paket ola rak hazırlandığına inanmaktadır. Kendini tehlikeye atıp gerçekleri açıklamaya cesaret edecek bir tarihçi az bulun makla birlikte, bunu yapanların bazıları daha da derin bir oyunun kurbanları olmaktadır. O hâlde komplo, yukarıda saydığımız türde olayların birçoğunun açıklamasıdır ve belli bir düşünce seviyesine ulaşan kişi, Teşkilât'ın etkisinden de kurtulmuş olm akta dır. Kennedy suikastındaki "yalnız tetikçi" hikâyesinin sokaktaki insan tarafından kabul edilmediğini artık rahat lıkla söyleyebiliriz; "boşboğaz" bir muhbirin ve komploy la ilgili silinmiş bantların bulunduğu W atergate Skandali, Tuğamiral Husband E. Kimmel ve Tümgeneral VValter C. Short'un General G eorge C. Marshall ve Başkan Franklin D. Roosevelt adına suçu üstlendikleri Pearl H arbor gibi olaylar için de aynısını söylemek mümkündür. Revizyoncu tarihçinin om uzlarm da iki kat yük, önün de de iki kat iş vardır. İki kat yük, resmi tarih kayıtlarının sorgulanması için muhtemelen finans kaynağı bulam aya cak olmasındandır. İki kat iş ise araştırmanın normalden daha dikkatli ve daha kesin yapılması gerekmesindendir. Resmi olm ayan bir çalışmanın yararlan açısından yargılanmayacaktır. Böyle bir çalışma, önceden belirlenmiş tarih standartlarına uygunluğu açısmdan yargılanacaktır. Bu standartların ne olduğunu daha sonra inceleyeceğiz.
H ipotezler ve Yöntem Bu da bizi yöntemselliğe getirmektedir. Bu kitapta, üç temel hipotez sunacağız. Öncelikle, hipotez nedir? Hipo tez, geçerliliği olan bir teori, kanıtlarla desteklenebilen bir 27
ANTONY C. SUTTON
başlangıç noktasıdır. Bu üç hipoteze, yine ilerleyen sayfa larda açıklayacağımız bazı belgeleri inceleyerek ulaştık. Resmi tarih kayıtlarını savunanlar, bu hipotezlere kanıt lanmış iddialar gibi yaklaştığımızı söyleyecekler ve bura da yazdıklarımızın çığlıklarını bastıramayacağını da ekle yecekler. Ama bunlar kanıtlarla desteklenmesi gereken hipotezlerdir. Mantıklı bir araştırma sürecinin ilk adımı olarak ele alınmalıdırlar. Bilimsel yöntemcilikte, bir hipotezin kanıtlanması ge rekir ve aksi kanıtlanamaz. İlerleyen sayfalarda verilecek olan kanıtların hipotezi desteklediğine ya da destekleme diğine karar vermek, okura kalmıştır. Başka hiçbir yazar, eleştirmen ya da okur, bütün kanıtlar ortaya konmadan önce iki yönde de karar veremez. Resmi tarih kayıtlarını yapanların aldırmadığı diğer iki bilimsel araştırma prensibinden daha söz edeceğiz; biz bunları da kullandık. Birincisi, bilimde bir sorunun en basit açıklaması, da ima en kabul edilebilir çözümdür. Buna karşılık, tarih ya zımlarında, basit bir cevap genellikle "basite indirgemek le" suçlanır. Eleştirmen bununla, "Zavallı yazarın tüm ka nıtlan kullanmamış olduğunu," ima etmektedir. Diğer bir deyişle, alternatif bir cevap ya da fazladan gerçekler araş tırmaya ve sunmaya ihtiyaç duyulmadan hazırlanmış, ucuz bir çalışmadır. İkincisi, yine bilimde, çoğu duruma uyan bir cevap ya da en genel cevap, aynı zamanda en kabul edilebilir ce vaptır. Örneğin; açıklamanız gereken 12 olay ve bunlar dan ll'ine uyan bir teoriniz var. Bu durumda teoriniz, olaylardan sadece 4 ya da 5 tanesine uyan bir teoriye oranla daha kabul edilir demektir.
28
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Şeytan Tarihi Teorisi Hu yöntemi kullanarak, Birleşik Devletler'in yakın tari hiyle ilgili tek mantıklı açıklamanın, Anayasa'ya uygun olmayan amaçlara ulaşmak için politik güç kullanmak ozere komplo kurulması olduğunu göstermek için tartış mamızı ve detaylı, kesin kanıtları (isimler, tarihler ve yer ler dahil olmak üzere) sunacağız. Bu, resmi tarihçiler tarafından "Şeytan Tarihi Teorisi" ola rak adlandırılan ve gerçekleri hasır altı etmek için kullanılan hızlı ve ucuz yöntemdir. Ne var ki bu eleştinneıder, sözgeli mi tröst karşıtı kanunların kabul edildiği Sherman Yasası'nda, kabul edilen teorinin komplo fikri olduğunu unut maktadırlar. Pazar ortamında komplo kurulabiliyorsa, neden politik dünyada da kurulamasın? Politikacılar iş adamların dan daha mı aziz? Tröst karşıtı kanunlan izlediğimizde, komplonun ancak belli bir tutumla kanıtlanabileceğini görü yoruz. Pazar eylemlerindeki benzer kalıplar, orada bir komp lo olduğu anlamına gelmez. Bir şey ördek gibi görünüyor, ör dek gibi yürüyor ve tüm ördekler aynı şekilde davranıyorsa, o şeyin ördek olduğu anlamına gelmez; aynı durum komplo için de geçerlidir. Sherman Yasası'na göre tüm fiyatlar belli bir modeli izliyorsa ve bütün fiyatlar aynıysa, bu bir komplo nun var olduğunu kanıtlamaz. Fiyat benzerlikleri, rekabetçi bir pazarda da oluşabilir. Aynı şekilde, benzer politik tutum lar da bir komplonun var olduğunu göstermez. Bir komplonun varlığı, belli türlerde kanıtların varlığı nı gerektirir: a) Katılımcıların gizli toplantılar yapması ve ortak eylemlerin gizlenmesi için çaba harcanması, b) Bu toplantılarda ortak bir eylem planına karar verilmesi, c) Bu eylem planının yasadışı olması gerekir. 29
ANTONY C. SUTTON
Dışişleri Konseyi Yakın tarih kayıtlarının bir komploya dayandığı teori si, yu kanda saydığımız kriterlere uyan kanıtlar bulama maktadır. Örneğin; Dışişleri Konseyi, 1921'de kurulmuş olsa bile, bir komployla suçlanamaz. Bu konseyin üyeleri ve eylemleri saklanma maktadır. Üyelik listeleri bir dam ga pulu karşılığında çeşitli yerlerden elde edilebilir. Bü tün üyelerin yasadışı eylemlerde bulunmak için komplo kurduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. Tarihle ilgili herhangi bir komplo teorisinde kanıtlan ması gereken, üyelerin gizli toplantılar yapm ası ve bu toplantılarda yasadışı eylemler planlamasıdır. Dışişleri Konseyi üyeleri bir kom plonun parçası ol makla suçlandıklarında, ciddi şekilde itiraz etmişlerdir. Genel olarak da haklıdırlar. Bu konseyin üyelerinin çoğu ne bir komploya katılmışlardır ne de bir komplodan ha berdardırlar. Üstelik yazarın tanıdığı bazı üyeler, dünya üzerinde yasadışı işlere girişecek son kişilerdir. NE VAR Kİ Dışişleri Konseyi İÇİN DE gizli bir teşkilâ ta üye olan, gizlilik yemini etm iş ve bir ölçüde konseyin kararlarını etkileyen bir grup vardır. Bu kişiler Dışişleri Konseyi'nin toplantılarını kendi am açlan için kullanmak ta, fikirler öne sürmekte, yararlı olabilecek kişileri yücelt m ekte, bu toplantılan kendi amaçlarma uygun tartışmala rın yapılabileceği forumlar hâline getirm ektedirler. Bu kişiler T eşkilâtın üyeleridir. T eşk ilâ ta ü yeolduklan kanıtlanabilir. Toplantıları kanıtlanabilir. Am açlan ke sinlikle yasadışıdır ve Anayasa'ya aykırıdır. Bu TEŞKİ LÂT, 150 yıldır Birleşik D evletlerd eki varlığını sürdür mektedir.
30
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Muhtıra iki: Teşkilât; Nasıl Kuruldu ve Amacı Nedir? Örgüt içindekiler, onu Teşkilât adıyla anarlar. D iğerle ri bir Alman gizli örgütünün Bölüm 322'si olarak bilm ek tedirler. Teşkilât, 1856 yılında The Russell Tröstü tarafın dan daha resmi ve daha yasal am açlar için kurulmuştur. Bir zamanlar "Ölüm Kardeşliği" olarak da bilinen Teşki lât, onunla alay etm ek isteyenler tarafından "Kurukafa ve Kemikler" adıyla da anılmaktadır. Bu Alman örgütünün Amerikan kısmı, General VVilliam Huntington Russell ve daha sonra (1876) Yüksek Yönetim 'de Savaş Sekreteri olan Alphonso Taft tarafından, 1833 yılında Yale Üniversİtesi'nde kuruldu. Alphonso Taft, Birleşik D evletlerd e hem Adalet Bakanı hem de Baş kan olan tek kişi YVilliam Hovvard T aft'ın babasıydı.
Teşkilât Tn A m acı Nedir? Teşkilât, özgün parolaların ve selam laşm aların kulla nıldığı sıradan bir kampüs grubu değildir. Bölüm 322, üyelerinin gizlilik yemini ettiği gizli bir örgüttür. Sadece Yale Üniversİtesi'nde varlığını sürdürm ektedir (bildiği miz kadarıyla). Kendine has kuralları ve törenleri vardır. Araştırmayı ve düşünmeyi seven insanları sevm ezler; üyeler arasında bu tür kişiler "yabancılar" ya da "barbar lar" olarak bilinir. Üyeleri her zaman için üyeliklerini red dederler (ya da reddetmeleri gerekir) ve üyeleriyle ilgili yüzlerce otobiyografi listesi arasında, sadece bir düzinesi nin Teşkilât ile bağlantısı olduğunu açıkladığını görebil dik. Geri kalanların hepsi sessizliklerini korum uşlardı. İl31
ANTONY
C. SUTTON
ginç olan asıl nokta, çeşitli yönetim pozisyonlarında ya da hükümet makamlarında bulunan üyelerin, üyeleriyle ilgi li biyografi bilgilerinin FBI'dan sağlanabilecek "geçmiş bilgileri"nde bulunabileceğini iddia etmeleriydi. Hepsinden öte, Teşkilât inanılmayacak kadar güçlüdür. Eğer okur sunulacak olan kanıtları incelemekte ısrar ederse, dünya görüşünün aniden netleşeceği ve korkunç resmi olduğu gibi göreceği şüphesizdir. Devam etmeden önce, Teşkilât ile ilgili bazı gözlemle rimizi belirtmemiz yerinde olacaktır: • Sadece Yale Üniversitesinde var olan son sınıf toplulu ğudur. Üyeler üniversiteye başladıkları yıl seçilirler ve kampüste sadece bir yıllarını geçirirler; son sınıf, Teşki lât dahilinde geçirilir. Diğer bir deyişle, mezuniyet son rasıyla ilgilenmektedir. Teşkilât üyeleri (sadece başkan lar) St. Lavvrence Nehri'ndeki Deer Island'da her yıl toplanırlar. • Son sınıf toplulukları, Yale için eşsizdir. Sadece Yale'de bulunan ve başka hiçbir yerde görülmeyen iki son sınıf topluluğu daha vardır. Parşömen ve Anahtar ile Kurt Başı, 19. yüzyıl ortalarında kurulmuş ve rakip oldukları muhtemel diğer iki topluluktur. Biz bunların da aynı ağın parçaları olduğuna inanıyoruz. Rosenbaum, Esquire'daki yazısında, son derece doğru bir şekilde, Doğu Liberal Örgütü'nde Kurukafa ve Kemikler üyesi olma yan herhangi bir kişinin, çok büyük bir genellemeyle, Parşömen ve Anahtar ya da Kurt Başı üyesi olduğunu belirtmiştir. Peki Bölüm 322'deki "322" rakamının önemi nedir? VVilliam Russell, topluluğu Almanya'dan ithal etmişti, dolayısıyla "32"nin 1832'yi simgelediği; son "2" rakamı32
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
mu da bu Alman örgütünün devamı niteliğinde olduğu iı,in, 2. Bölüm'ü sembolize ettiği sanılmaktadır. Muhteme li n 320 ve 321 de bir yerlerde varlığını sürdürmektedir; aynı zamanda 323, Yale'deki Kurukafa ve Kemikler tapı nağının bir odasına verilmiş olan unvandır. Iliğer bir yorum, Teşkilât'ın kökeninin tarihi M.O. 122'deki Demosthenes'e kadar uzanan bir Yunan kardeş lik topluluğuna dayandığı yönündedir. Bu belki daha doğru bir yorum olabilir; çünkü Kemikler'in tuttuğu evı.ık kayıtlarında tarihlere 322 eklenmektedir. Yani aslında I‘>50 tarihli olan bir belge, " Anno - Demostheni 2272" olaı.ık tarihlenmektedir.
Teşkilât Üyeleri Nasıl Seçilir? Teşkilât'ın yeni üye seçim yöntemi, 1822'den bu yana değişmemiştir. Her yıl tam olarak 15 (ne az ne fazla) üye ••eçilir. Geçen 150 yıl içinde, yaklaşık 2500 Yale mezunu bu örgüte katılmıştır. Herhangi bir dönemde 500 ila 600 ııye hayatta ve aktif durumdadır. Bunlardan kabaca dört le biri Teşkilât'ın amaçlarını devam ettirmek için çalış maktadır. Diğerleri ya fikir değiştirmiş ya da ilgilerini kaybetmişlerdir. Bu kişiler sessizce üyelikten çıkarılırlar. Yale'de ilk yılında olan bir öğrenci katılamaz. Seçim propagandası yapılmaz. İlk yılında olan öğrenciler ka tılmaları için davet edilir ve kendilerine iki seçenek ve rilir; Kabul edecek ya da reddedeceklerdir. Göründüğü kadarıyla, potansiyel üyeler hakkında kişisel bilgiler toplanmaktadır. Aşağıda, geçen yüzyılda geçerli olan değerlendirme kriterlerine örnekler sunulm aktadır; bunların günümüzde de fazla değişmiş olduğunu san mıyoruz: 33
ANTONY
c . surroN
• "Frank Moore ideal bir üye; çalışkan ve kendisinden çok Yale için çabalamış olan biri. Müzik kulübünün başkanı ve Dvvight Hall'da da çok aktifti. Seçilmeyi hak ediyor." • "Don Thompson, sınıfında sevilen ve yükselmesinden memnunluk duyulacak biri; ayrıca Teşkilât üyesi bir ai leden geliyor." Seçim de vurgu atletik becerilere dayandırılm aktadır; bir takım oyuncusu olma özelliği önem lidir. Teşkilât için en uygunsuz aday yalnız, kurum lara karşı çıkan, asi, bireysel, dünyaya karşı kendi yolunu izleyen bir adam olacaktır. En uygun aday ise yine Teşkilât üyesi bir aileden ge len, enerjik, becerikli, politik ve muhtemelen ahlaksız bir takım oyuncusu olacaktır. İstediğine ulaşmak için nabza göre şerbet vermeyi bilen biri olmalıdır. Gerçek hayatta Teşkilât'ın amacı, belli hedeflere ulaşılmasını sağlamaktır. Teşkilât'ın gücü sayesinde unvan, takdir ve maddi ödül ler garantilenmektedir. Ama bu takdirlerin ve ödüllerin bedeli, kendini ortak am aca adam aktır ve bu da Teşkilât'm amacıdır. Bazıları, hatta belki birçoklan, bu bedeli ödemek istememişlerdir.
Teşkilât’ın İçinde Teşkilât'a giriş, karmaşık bir törenle ve hiç şüphesiz, psikolojik şartlandırmayla gerçekleşmektedir. Örneğin: "Kemikler'e girildiğinde, yeni üyenin adı hemen değişti rilir. Artık okul yıllıklarında görünen adıyla değil, adının başına gelen bir Şövalye ya da Aziz unvanıyla tanınır. Eski şövalyeler zaman içinde Reis olurlar. Dış dünyada kalan in sanlar Yabancılar ya da Vandallar olarak anılır." 34
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
l-.ıkat Bölüm 322'nin katalogu (ya da üye listesi; bu yıı/yılın bir noktasında "A dresler" olarak değiştirilmiştir) İmi ılış dünya isimleriyle oluşturulm uştur ve bir hayli etI- ıleyicidir. Her üye, içinde ve dışında özgün semboller iş immiş siyah deri kaplı kopyalar alırlar. Bu sembollerin İmi .ınlam taşıdığı şüphesizdir. 19. yüzyılın ortalarına kadar önceki sayılarda dış ka pakta üyenin adı ve tek bir harfle "D " harfi bulunm aktay dı. Sonrasında, en azından bizim gördüğüm üz kopyalar da, durum değişmiştir. 15x10 santim ölçülerinde tek tara lına baskı yapılmış sağ taraf sayfalarda, yıllık üyeler liste lenmekte, bu listenin etrafını kalın siyah bir bordür çerçevelcmektedir. Eski yıllarla ilgili bölümleri daha kalın olan luı kitapçıkların daha yakın tarihle ilgili olan son bölüm leri bir hayli incedir; bu, yeni üye olan kişinin öldüğünü, Teşkilât'a girdikten sonra yeni ismini ve yeni yaşam tarzı nı benimsediğini belli etmektedir. Burada on yıllık sürelerle ilgili belirtilmesi gereken önemli ve ilginç bir nokta vardır. 1883 listesinde, 15 kuru cunun adından önce şu kelimeler yazılmıştır: "Periyot 2 On Yıl 3." Aynı şekilde, 1843 listesinde bu kelimeler "P e riyot 2 On Yıl 4 " olarak geçmektedir. Bunların bir anlamı olduğu kesindir; aksi takdirde orada olm azlardı. Harfler ve rakamlarla ilgili diğer bir gizemli nokta, 1833 listesin deki isimlerin tepesinde "P. 231 - D. 31" yazm asıdır. Her sınıfta sayılar bir artm aktadır. Örneğin, 1834 listesinde bu yazı "P. 232 - D. 32" şeklinde değiştirilmiştir. Dahası, 1833 listesinde on bir isme karşılık iki boş satır bulunmaktadır. Bu durum , örgütün Alman kökenli oldu ğunu ve listenin Alman bağlantıları bulunduğunu göster mektedir.
35
ANTONY C. SUTTON
1 8 3 3 Üyeleri Herhangi bir zamanda, üyelerin sadece dörtte birinin aktif olduğunu varsayıyoruz. Aktif çeyrek bile her zaman etkili ve başarılı olamamaktadır. 1833 ve 1983 yılları ara sındaki yüz elli yıllık süreyi incelediğimizde, 20-30 ailelik bir grubun Teşkilât içinde nasıl baskın hâle geldiğini gö rüyoruz. İlk üyelik listesinin en tepesindeki isim, Samuel Henshaw Bates şeklinde verilmiştir; Bates, orduda görevli bir erken, o zamanlar taşra kasabası olan Santa Rosa, California'ya çiftçilik yapmaya gitmiş, 1879'da orada ölmüştür. Hayatı milyonlarca Amerikalı'nınkinden farklı geçme miştir. Aslında, ilk 15 üyenin (aslında ismi belli olmayan üye dışında 14), Yale'deki seçkin bir kesimden bekleneceğin den daha yüksek başarılar göstermediğini görüyoruz. Rufus Hart, uzun yıllar boyunca Ohio Senatosu'nda çalıştı; Asahel Hooker Levvis, birkaç yıl boyunca Ohio Yasama Kurulu'nda görev yaptı; Samuel Marshall bir süreliğine Illinois Eyalet Yasama Kurulu'nda çalıştı; Frederick Mather da aynı şekilde New York'ta hizmet etti. Teşkilât'ın iki kurucusu dışındaki diğer üyeler, gerek kendi yaşamların da gerekse Teşkilât bünyesinde fazla etkili olamadılar. Buna karşılık iki kurucu üye olan VVilliam Huntington Russell ve Alphonso Taft, çok yükseldiler. VVilliam Russell, 1846-1847 yıllarında Connecticut Eyalet Yasama Ku rulu'nda üye olarak görev yaptı, 1862-1870 yılları arasın da Connecticut Ulusal Muhafız Alayı'nda General olarak hizmet etti ve New Haven, Connecticut'ta Ticaret Enstitüsü'nü kurdu. Alphonso Taft, onu da geçti; 1876'da Savaş Sekreteri idi. Bu pozisyonu 1950'lerin ortalarına kadar ta şıyan Teşkilât üyelerinin ilkiydi. 1876-1877'de, Taft, Birle36
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
şik Devletler Başsavcısı oldu, sonra 1882-1884'te Birleşik Devletler Avusturya Büyükelçisi olarak atandı ve sonun da 1884-1885'te, Birleşik Devletler Rusya Konsolosu oldu. 1833'ten bu yana geçen 150 yıllık süre içinde, aktif üye lik sadece 20-30 aileden oluşan bir çekirdek gruba indir genmiştir; görebildiğimiz kadarryla aktif üyeler oğullarını ve akrabalarını Teşkilât'a sokmayı başarmıştır ve aileler arasında karşılıklı evlilikler sık görülmektedir. Bu aileler, iki önemli gruba bölünmektedir. İlki, 1600'lerde Doğu sahillerine ulaşmış olan ilk Ame rikan aileleridir; bunlar VVhitney, Lord, Phelps, VVadsworth, Ailen, Bundy, Adams gibi soyadları taşımaktadır. İkincisi, son 100 yıl içinde servet sahibi olmuş, oğulla rını Yale'e göndermiş, zaman içinde neredeyseeski aileler hâline gelmiş olanlardır; bunlar arasında da Harriman, Rockefeller, Payne, Davidson gibi isimler sayılabilir. VVhitney gibi bazı aileler aslında Connecticut Yankileri’dir ve servetlerini on dokuzuncu yüzyılda kazan mışlardır. Son 150 yıl içinde, Teşkilât üyesi olan bazı birkaç ai le toplumda ve dünyada inanılmaz nüfuzlar kazanmış lardır. Bunlardan biri Lord ailesidir. Bu ailenin iki kolu, 1630'lara dayanmaktadır: Nathan Lord'dan gelenler ve Thomas Lord'dan gelenler. Diğer Lord ailesi üyeleri yıllar içinde Birleşik Devletler'e gelmişlerdir ve konumuzla ilgi leri yoktur. Bu iki kol içinde, sadece Thomas Lord'un so yundan gelenler Teşkilât'a üye kazandırmışlar gibi gö rünmektedir. Thomas Lord, 1635 yılında Essex, Ingilte re'den ayrılmış ve Amerika'ya gelmiş, şimdi Hartford, Connecticut olarak bilinen yere yerleşmiştir. Aslında, Hartford'un bir kısmı hâlâ Lord’s Hill olarak bilinmekte dir. Bu Lord ailesinden gelenler ya DeForest ya da Lock37
ANTONY C . SU TTO N
w ood soyadlarını taşım aktadırlar, çünkü bu iki elit aile arasında karşılıklı evlilikler gelenek hâline gelm iştir. Teşkilât üyesi olan ilk Lord, N ew Vork'ta yaşayan bir avukat olan G eorge D eForest Lord (1854) idi. D iğer bir Yale m ezunu olan babası Daniel Lord ile birlikte, "L o rd , D ay and L o rd " adlı N ew York merkezli hukuk firmasını kurdu. Şirketin bugünkü müşterileri arasında T h e New York T im es ve Rubin Vakfı da bulunm aktadır. Rubin Vakfı, VVashington, D .C.'deki Politika Araştırm aları Enstitüsü'nün finansal koruyucu meleklerinden biridir. Sonraki yüz yıl içinde, beş Lord daha Tcşkilât'a katıldı: Franklin Atkins Lord (1898) VVilliam Galey Lord (1922) Osvvald Bates Lord (1926) II. Charles Edw m Lord (1949) VVinston Lord (1959) Bu üyelerin neler başardığını ve bugün neler yaptıkla rını sorduğum uzda, karşımıza ilginç bir resim çıkm akta dır. Bu resim tabloda verilmektedir:
38
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Teşkilât İçindeki Eski Lordlar
Bugünkü Lordlar
1854 George DeForesı Lord
1898 Frankin Atkins Lord
1922 William Galey Lord
----- ►
CHARLES EDW1N
= Francıs Norton
LORD
oğlu II. Charles Edwin Lord
Döviz Kontrolörü (1981)
1926 Osvvald Bates lx>rt
----- ►
WINSTON LORD
= Mary Pillsbury (Pillsbury ailesi)
Dışişleri Konseyi
oğlu Winston Lord
Yönetim Kurulu Üyesi (1983)
1949II. Charles Edwin Lort
1959 Wınsion Lort
39
ANTONY C. SUTTON
Muhtıra Üç: Teşkilât Hakkında Elimizde Ne Kadar Bilgi Var? Yüz yıllık bir süre içinde Teşkilât hakkında açıkça yayın lanmış olan sadece iki yazı bulunmaktadır: 13 Ekim 1873'te yayınlanmış olan The Iconoclast (Sadece Birinci Cilt, Birinci Sayı) ve daha önce sözünü ettiğimiz, 1977'de yayınlanmış olan Ron Rosenbaum imzalı Esquire makalesi. Bu kitap ve arkasından gelenler, Teşkilât tarafından hazırlanmış ve ya yınlanmamış olan belgelere dayanılarak oluşturulmuştur.
The Iconoclast (Ekim 1 8 7 3 ) Ekim 1873'te, girişimci bir Yale öğrencisi, Teşkilât'ın Yale'in finans kaynaklarım ele geçirmesi ve üniversiteyi nere deyse meteliksiz bırakması üzerine, bunu ortaya çıkarmak için bir yazı yayınladı. Ne yazık ki ismi belirsiz bazı öğren cilerin bu tür çalışmaları gibi bu da hasır altı edildi. Ama ya zılmış olan cümlelerden bazılarım aşağıda olduğu gibi akta racağız, çünkü özetlemek zaten mümkün değil. Yale okul gazeteleri Courant ve Record, Teşkilât ile il gili gözlerim karartmış durumdaydılar. Iconoclast bun dan şöyle söz etmektedir: "Biz yeni bir yayın organı olarak konuşuyoruz, çünkü Resmi Okul Gazetesi bizim adına 'Kemikler' demek ten çekinmediğimiz kişilerden söz etmekten kork maktadır." Resmi Okul Gazetesi, Teşkilât tarafından kontrol edili yordu. Yale gazeteleri, sık sık Teşkilât bünyesindeki edi40
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
loıier tarafından yönetiliyordu. Örneğin, sözünü etmeye ılcğecek Teşkilât üyelerinden biri, daha önce Yale Rerord'da editörlük yapan, sonra J. P. Morgan bankasında kariyer yapmaya yönelen Thomas Cochran (1894) idi. 13u imzasız yazıdan üç paragraf, Icorıoclast suçlamala rım özetlemektedir. Birincisi, sadece seçilmiş birkaç kişiye açık olan gizli bir Yale topluluğunun varlığından söz etmektedir: "Kırk yıldan uzun bir süredir, Yale Üniversitesi'nde adına Kurukafa ve Kemikler denen gizli bir topluluk bulunmaktadır. Her sınıftan belli bir sayıda öğrenci üye alınmaktadır. Bu kişiler, sınıf içinden ismen seçilmekte dir... popüler bir adamın dostlan ve ailesi üzerindeki et kisinin mezuniyetinden sonra yıllar boyunca süreceği bir gerçektir. Her yıl seçilen kişiler incelendiğinde, top lum adına en yüksek onurlara ulaşmış kişilerin seçildi ğini görüyoruz. Bu onurların bazıları edebiyatçılara, bazılanysa zenginlere veriliyor. Durum budur. Bu gizli topluluğa seçilen kişiler, Yale Üniversitesi'nde ve dışarı da ayncalıklı sayılıyorlar. Yale insanlan onurlandırdı ğından, bu topluluk da onurlandırıyor." İkincisi, Icorıoclast, Teşkilât'ın Yale'de belli bir kontrol gücüne sahip olduğunu ve üyelerinin Yale'den çok toplu luğu önemsediklerini bildirmektedir: "Kurukafa ve Kemikler, her sınıftan üye seçmektedir. Bu insanlar dış dünyaya açılmakta, birçok durumda toplu mun liderleri hâline gelmektedirler. Yale'in kontrolünü ele geçirmiş dürümdalar. Okulun işlerini onlar yöneti yorlar. Okula ödenen para onların eline geçiyor ve onla41
ANTONY C. SUTTON
İlgililerin Dikkatine Adalet aram ak için geldik kolej sorumlularına Çözümler bulunsun Vandal ellerinin yaptığı yanlışlara Düşüncelerimizi koleje cesurca ve özgürce açmaya Her insanın doğuştan hakkının teslimini istemeye; tabiî öyle bir şey varsa Herhangi bir hizip ya da klanı temsil etmiyoruz; dürüst ve doğru insanlanj On beş kişinin yapabileceği şeylere boyun eğmeyiz Kolejin bunca zamandır söylediği yalanlardan utanç boyunduruğundayız O yalan boyunduruğunu yıkacağını söyleyenlerin yalanma kanmayız Bizler "aptal" değiliz. Tann korusun bizi doğrudan sapmaktan Yale yaşamının ve politikasının ışığı olmuş prensiplerden Ve bu prensiplerle tanımlanan güçlü isteklerden Yanlış hayaller peşinde koşanlann yüzleri görünsün maskelerin ardından
Tarafsızları temsil ediyoruz, sesimiz duyulsun Kibirli bakışlar ya da sözler bizi susturmasın Yale'deki yüz karalarının saltanatı boşuna Göğüslerinde taşıdıkları simgeden ibaret iki kemik ve bir kurukafa
Kimseye karşı yok garezimiz, vardır tek istediğimiz Uyum ve barış içinde birleşsin ellerimiz Ama birkaç kişi ayrıcalıklı gördüğünde kendini Hiçbir yerde olmaz ne huzuru ne de seveni N e hakkı var on beş kişinin kendini başkalarından üstün görm eye? Onlan görünce öğrencilerin ne diye düşecekmiş yüzleri yerlere? Kaptırmışsa hepsi kendini bir "büyüklük rüyasına" Kim cesaret eder kula kulluk ederken üstünlük taslamaya?
42
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜM ETİ
Varsa iddialarını dayandırdıkları bir temel, dürüst ve doğru Sunsunlar önümüze, hep birlikte verelim notunu Hu oligarşinin bilirsek nedenini kibrinin hepimiz ( )nce önlerinde biz eğiliriz, deriz "efendilerimiz"
Yok itirazımız süregelmiş klanlanna Kimliklerine değil, sözüm üz planlarına k'unkü derler her kim ki taşırsa sembollerini Fn iyi şekilde koruyacaktır sahip olduğu yerini
Hu herkes tarafından anlaşılsın. Bunu okuyan demesin kendine ( İnemsiz hatalarla veya özel garezle hareket ediyoruz diye İstiyoruz ki haklının prensipleri doğrultusunda gelsinler karşımıza Onların aldırmadıkları prensipleri, yoksa çalarız suratlarına liu klasik okula bizimle birlikte saygı duyan öğrenci arkadaşımız Okulun kutsal görkemi yoluna ışık tutanlarımız Alma M ater’in sevgisini ve korumasını üzerinde hissederken Kolej ortamı nasıl iğrençleşebilir ulu karaağaçlar üzerinde salınırken? Kendini diğerlerinden üstün görm e hakkına kimse sahip değildir Clöğsünde ceset kafası taşıyan birine dalkavukluk mu edilir? I lep birlikte kalkalım bu sahte romantik sahtekârlarla Yollayalım onları, yapsınlar arkadaşlık kahverengi kasvetli duvarlarla Suçlamalarımızı duyup adaletin yerine gelmesine yanaşmıyorlarsa Okulumuzun yüce adını kirletmekte ısrar ediyorlarsa Niyetlilerse bu küçük kolej dünyasını kibirleriyle yönetmeye Bütün Kurukafa ve Kemikler üyelerinin canı cehenneme!
43
ANTONY C. SUTTON
nn istediği şekilde kullanılıyor. Kendi başlarına değerli adamlar oldukları şüphesiz ama okuldayken tepeden baktıkları birçok öğrenci, onlara para vermekten hoşlan mıyor. Wall Street'teki yetkililer, okulun öğrencilerden para toplamak yerine yardım için kendilerine başvurdu ğunu söyleyerek şikayet ediyorlar. Bunun nedeni, Yale'in ve Amerika'nın ilk önemli adamlarından birinin sözlerinde yatmaktadır: Öğrenciler verir ama Kurukafa lar asla; ve onlar, okuldan çok toplumu önemserler." Son olarak, Iconoclast Teşkilât'ın her yıl giderek büyü yen bir "ölümcül bela" olduğunu vurgulamaktadır: "Bu ölümcül bela, her yıl giderek büyümektedir. Top lum, okulumuza hiç bu kadar tiksinen bir gözle bak mamıştı ve bu yüzden okula yeni öğrenciler de gel mek istemiyor. Daha önce böylesine bir kibrin ve ken dine yakıştırılmış bir üstünlük havasının benzeri gö rülmemiştir. Okul Gazetesi'ni ele geçirdiler ve her şe yi yönetmeye çalışıyorlar. Kimliklerini bile açıklama ya tenezzül etmiyor, bilinçli bir suçluluk duygusunun ardına gizleniyorlar. Yale Üniversitesi'nin bunu aşabileceğine inansak bile, ko lay olmayacağım biliyoruz. O hâlde önümüzdeki seçene ği görmemiz gerekir; bir tarafta değeri ölçülemez bir ka lite, diğer yanda dddi ve ağır suçların sorumlusu bir top luluk var. Yale Üniversitesi, Kurukafa ve Kemikler'e kar şı durmaktadır! Bütün arkadaşlarımıza soruyoruz: Han gisi yaşamalı?" Teşkilât'ın gücü, daha Yale'den ayrılmadan önce üye lerini korumaya başlamaktadır. Size bununla ilgili 19. yüzyıldan bir örnek vermek istiyoruz: 44
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
“Kurukafalar’a Gösterilen Ayrıcalık” "Fakülte bir öğrencisine haksızlık yapabildiğinde ve Kurukafa ve Kemikler üyesi olan diğer bir öğrencisini baştan kayırabildiğinde, üzücü bir noktaya yaklaştığı mız anlamına gelmez mi? Kısaca, bu soruya neden olan konu şudur: iki son sıruf öğrencisi -biri tarafsız, diğeri bir Kurukafa- sömestr başında bazı zor şartlarla geri döndüler ve bunlardan bazıları da giremedikleri sınav larla ilgiliydi. Bu noktaya kadar durumları eşit görün mektedir ve eğer birine anlayış gösterilecekse, bu kişi elinden geldiğince okulun çıkarını gözeten tarafsız öğ renci olmalıdır; Yale'de geçirdiği üç yıl içinde okul adı na hiçbir şey yapmamış olan bir Kurukafa değil. Ama işin ilginç yanı şu ki birinci öğrenci dönemin sonuna ka dar okuldan uzaklaştırıldı ve şehirden ayrılmaya zor landı; geri dönene kadar da hiçbir smava girmesine izin verilmedi. Buna karşılık Kurukafa, New Haven'da kal maya devam etti ve altı haftadan kısa bir süre içinde ikinci sınavına girecek. Bu ayrancılığın nedeni nedir? Kendisi de Kurukafa olan bir profesör, "Oh, Bay Bilmemkim'in özel bir durumu var," dedi. Bizce bu Bay Bilmemkim'in özel durumu, göğsünde bir ceset kafası ve birbirine çapraz duran iki kemik amblemi taşıyor ol ması. Bay Bilmemkim'in tatildeyken hastalandığım ve sınavlara girememesinin nedeni olarak bu mazereti gös terdiğini biliyoruz; ama tarafsız arkadaşımız da hastay dı ve babası tarafından imzalanmış bir mektupla, bu du rum Fakülte'ye bildirilmişti. "Bu durum, son sınıf öğrencileri arasında haklı bir öf keye neden oldu. Yazgılarımıza karar verme yetkisini kendilerinde gören bu beylerle ilgili bir şeyler yapıl ması için zamanın geldiğini bilmenizi isteriz." 45
ANTONY C. SUTTON
Esquire (Eylül 1 9 7 7 ) Son 100 yıl içinde Teşkilât hakkında yayınlanan tek ya zı bu gibi görünmektedir. Ne yazık ki bir hayli yüzeysel, neredeyse alay ederek yaklaşan bir yazıdır ve bazı görüş ler sağlamakla birlikte, tarihi kayıtlar açısından pek yarar lı olamamaktadır. Ron Rosenbaum tarafından yazılmış olan makale, "Kurukafa ve Kemikler'in Son Sırları" adım taşımaktadır (Esçuire, Eylül 1977). Rosenbaum, gizli bir topluluğun dünyayı yönetmesi olası lığından hareket ederek bu araştırmayı yapmış olan bir Yale mezunudur; yazıdan anladığımız kadarıyla, işin politik yönü nün farkında değildir. Kaynaklan kısmen özgün belgelerden, gerisi de kulaktan dolma bilgilerden oluşmaktadır. Diğer yan dan, Rosenbaum bazı önemli gözlemlerde bulunmuştur. Ör neğin; "Amerika'nın ulusal karakterini daha okuldan mezun olmadan önce biçimlendirmeye başlayan insanlar, kendi kişi liklerinin de oradaki mezarda şekillenmesine izin verdiler (Yale kampüsündeki "tapınak" yapışım kastediyor)." Diğer bir yorum: "Yeni bir üye Teşkilât'a girmeye hak kazandığında, onun için şöyle söyleniyor: 'Bu gece dün yadaki kimliği ölecek ve Teşkilât içinde yeniden doğarak Teşkilât'a hizmet edecek. Teşkilât'ta yeni bir adı ve yeni isimlere sahip on dört yeni kardeşi olacak.'" Teşkilât ile ilgili araştırmasına başladığında, Rosenbaum'a şöyle denmişti: "Araştıran ve sorular soran insanla rı sevmiyorlar. Kurukafa ve Kemikler'in gücü inanılmaz dır. Ülkenin tüm güç pozisyonlarında adamları var. Bu Mafya'nm içini görmeye çalışmak gibi bir şey. Onların da gizli bir topluluk olduklarını unutma." Esquire'daki bu yazı, kesinlikle okumaya değer. Ama Teşkilât'm bizi pek fazla ilgilendirmeyen bir yönüyle ilgi li bilgiler vermektedir. 46
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
“Adresler” Teşkilât gizli bir topluluk olduğundan, tutanaklar ya W ı
/'•'T*'/
iti/
H A R P E R ( i B R O T H E R S , NFAV Y O R K
Teşkilât'ın iki Üyesi Tarafından Yazılmış "On Active Service in Peace And War" Adlı Kitabın Kapağı 86
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Dahası, Birleşik D evletler'de daha yüksek eğitim i sağ layan yaklaşık 2500 kurum var. Yani bunlardan sadece bi linin ülkeyi yönetebilecek yetenekleri yetiştirebildiğine ıııi inanacağız?
Whitney-Stimson-Bundy-Acheson Etki Zinciri Dört aile, söz konusu türde bir etki zincirine örnek oluşturmaktadır. Bu zinciri birkaç düzineyle çarparsanız, kontrolün küçük bir grup tarafından nasıl elde tutulduğu nu anlarsınız. Bu zincirdeki aileler VVhitney, Stimson, liundy ve Acheson aileleridir. Acheson ailesi, kısmen Teşkilât'ın içindedir. Dean A cheson, Yale'deki Parşöm en ve A nah tarın bir üyesidir. Bu, Teşkilât'ın bir yan kuruluşu dur ya da en azından etkisi altındadır. Dean A cheson'un kızı M ary Acheson, VVilliam Bundy (Teşkilât) ile evlenm işlir. Dean A cheson'un oğlu D avid, bir Teşkilât üyesidir.1 (1)
19. yüzyılın sonlarında VVhitney ailesiyle başlıyo
ruz. VVhitney (Teşkilât), Ryan ve diğer bir avuç kapitalist ile birlikte, ahlaksızlık ve yasa dışı işlerle ilgili birçok ki tapta ciddi eleştirilere m aru z kalmıştır. N ew York d em ir yolu im tiyazları, VVhitney grubuna inanılm az p aralar ka zandırmıştır. VVhitney, D onanm a Sekreteri iken, d ev bir donanm a gem isi yapım program ının başına getirildi; bu durum tersane ve çelik fabrikası sahibi dostlarını hiç ü z medi tabiî ki. VVhitney'in avukatı ve yakın dostu, Elihu Root idi. Teş kilât üyesi olm am asına karşın, Root için "VVhitney'in sa natkâr avu k atı" deniyordu (tablom uzda " A " noktasıyla temsil ediliyor). A m erikan tarihindeki en keskin beyinler den biri ve kendi adına belli bir gü ç sahibi olan Root, Teşkilât'm am açlarına uygun olarak çalıştı. 87
ANTONY C. SUTTON
(2) 1890 yılında Yale ve Harvard Hukuk Fakültesi me zunu genç Henry Stimson ortaya çıktı. Stimson, Root'un o zamanlar adı Root & Clark olan hukuk firmasına katıldı ("B"). Bir süre sonra, 1897'de, firmanın adı Root, Hovvard, VVinthrop & Stimson olarak değiştirildi ve 1901'e gelindi ğinde, sadece VVinthrop & Stimson oldu. Bu arada Stim son ("C "), Charles A. VVhite'ın (Teşkilât) kızı Mabel White ile evlendi. Stimson, hukuk alanındaki becerisini kısa süre içinde kanıtladı ve Taft (Teşkilât) 1911'de bir Savaş Sekreteri'ne ihtiyaç duyduğunda, Stimson'ı bu göreve atadı ("D"). Stimson'ın kariyeri şu şekilde devam etti: • Savaş Sekreteri olarak, kendisinden önce gelen Elihu Root'un başlattığı yeniden yapılanma projesini tamam ladı. • 1917-1922 yılları arasında Stimson ordudaydı ve Tuğge neral rütbesine yükseldi. • 1927'de Coolidge, Stimson'ı Filipin Adalan Vali Gene rali olarak atadı. • 1929'da Herbert Hoover, Stimson'ı Eyalet Sekreterliği'ne atadı (tablomuzda "E " noktası). • 1940'da Franklin D. Roosevelt, Stimson'ı Savaş Sekreterliği'ne geri döndürdü ("F"). • 1945'de, Tnıman'ın Savaş Sekreteri olarak, Stimson Ja ponya'ya atom bombası atılmasını önerdi. (3) II. Dünya Savaşı'nda, Stimson'ın bir özel asistanı vardı; Harvey Hollister Bundy (Teşkilât), ("G " noktası). Özel Asistan Harvey Bundy, Manhattan Projesi'nde Pentagon'daki kilit adamdı ve aynı zamanda Stimson'ın Kuzey Afrika, İtalya ve Almanya'daki sürekli refakatçisiydi. 88
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
(4) Stimson hâlâ Savaş Sekreteri iken, Harvey Hollisicr'ın oğlu McGeorge Bundy'yi (Teşkilât) bir kitap taslağı nın üzerinde çalışması için Pentagon'a getirdi ("H "). Bu kitap 1948 yılında On Active Serilice In Peace and War (Barışta ve Savaşta Aktif Hizmet Üzerine) adıyla yayın landı. Bu kitaptaki yardımcı yazarlık (tabloya bakınız) McGeorge Bundy'ye kariyerinde hızlı bir başlangıç getir di; bu konuyu bir sonraki muhtırada ikisi de Teşkilât üye si olan Bundy kardeşlerle ilgili bölümde inceleyeceğiz. Kısacası; • Stimson, 1911-1946 yılları arasmda Harding dışında tüm başkanlar tarafından hükümetin çeşitli pozisyonla rına atandı. • Stimson, pozisyonunu Teşkilât'taki diğer üye dostları nın kariyerlerini geliştirmelerine yardımcı olmak için kullandı; özellikle de Harvey Hollister Bundy ve oğlu McGeorge Bundy için.
89
ANTONY C . SU TTON
Muhtıra Dokuz: Bundy Operasyonu Teşkilât'ın "norm al" bir yaşam tarzı olsaydı, bu ya da benzeri bir kitaba gerek olm azdı. N e yazık ki bizlere göre, onların normal bir yaşam tarzları yok. Teşkilât üyeleri sadece üniversiteye giden, kariyeri için iyi bir pozisyon arayan, diğer üyelerin kızlan ya da kız kardeşleriyle evlenen, şehir kulübünde zilzuma sarhoş olan ve P azar günleri kiliseye giden insanlar değildir. Bunlar mantıken "norm al" kalıplar olabilir am a kesinlik le araştırm aya ya da analize konu etm eye gerek yoktur. Teşkilât üyelerinin bir kısmı, ancak şu şekilde tanımla nabilecek bir yaşam tarzı sürdürüyorlar: BİR YENİ D ÜN YA DÜZENİ HEDEFİNE YÖNELİK TUTKULU BİR AK TİVİZM. Teşkilât içindeki 20 ya da daha fazla aile için örnek ola bilecek birini -Bundy ailesi- seçelim ve onlan yakından in celeyelim. Bundy ailesi, 1635'ten önce İngiltere'den Birleşik D ev letlere geldi ve önce Boston'a, sonra da Taunton, Massachusetts'e yerleşti. Teşkilât'ta ailenin dört üyesi bulunmakta d ır : Adı
Başlıca Eylemleri
1909
Harvey Hollister Bundy
Savaş Sekreteri Stim son'ın özel asistanı
1921
Frederick M cGeorge Bundy Balık filetosu satmak
1939
VVilliam Putnam Bundy
C1A, F o r e i g n A f f a ir s Editörü
1940
M cGeorge Bundy
Hüküm et ve vakıf görevlisi
Ç iriş Tarihi
90
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
F red erick M cG eorge B u n d y, T eşk ilât'a katılan ve son rasınd a d aha fazlasını y ap m ak istem eyen bir ü y e ye örnektir. F red 'i hem en gö zd en çıkarabiliriz; h aya tında kazand ığı en büyük b aşarı, K uzey A tlantik F ile to K onseyi'nin Yönetim K u ru lu Ü yesi olm aktı. Bu o r gan izasyon bir hüküm et yap ısı gibi görü neb ilir am a aslında tek derdi balık filetosu p azarlam ak tı. D iğer Bundy fertleri de F red 'in d ü rü st, çalışkan tarzını izle seydi ve eylem lerini sad ece balık filetosu satm ak la sım rlasaydı, d ü n ya bugün d aha m antıklı, d aha güvenli bir y er olurdu. N e yazık ki öyle yapm adılar. Diğer üç Bundy -H arvey Hollister ve iki oğlu VVilliam Putnam ile M cGeorge- bir Hegelist kalıbın anahtar aktivistleridir; yani değişimi ger çekleştirmek için çatışma yaratımının. Bu aktivist Bundy fertlerine yakından bakalım:
Harvey Hollister Bundy 1888'de Grand Rapids, Michigan'da doğdu ve 1963'te öldü. Büyükbabası bir hukuk adam ı ve Kongre üyesiydi. Kendi babası da avukattı. H arvey Hollister, kendisini bir hukuk adam ı ve hükümet görevlisi olarak tanımlamıştır. Harvey, 1909 yılında Teşkilât'a katıldı. H arvard Hukuk Fakültesi'nden diplomasim alıp biraz dünya gezisi yap tıktan sonra. Yüksek Mahkeme Yargıcı VVendell Holmes'un hukuk sekreteri oldu (1914-1915). Rastlantıya ba kın ki daha sonra Chambers-Hiss davasında Sovyet m uh birliğine adı karışan Alger Hiss de Yargıç Holm es'un hu kuk sekreterliğini yapmıştı (1929-1930). Baba H arvey Hollister Bundy'nin beş çocuğu vardı ve bunlardan üçü Teşkilât'a bağlıydı. 91
ANTONY C . SUTTON
En büyük oğlu H arvey Hollister, 1938'de Yale'den me zun oldu am a Kurukafa ve Kemikler'e katılmadı. O da Fred gibi aktivizmden uzak durm ayı tercih etti ve banka cı oldu. VVilliam Putnam Bundy, 1939 yılında Teşkilât'a katıldı. Onun küçüğü olan McGeorge Bundy ise 1940'ta üye oldu. En büyük kızı Harriet Lovvell Bundy, Covington & Burling'in ortağı olan ve 1939'da VVilliam Bundy ile birlikte Teşkilât'a katılan Gasper d'Andelot Belin ile evlendi. Kü çük kız Katherine Lavvrence Bundy, Hugh Auchincloss, Jr. ile evlendi. Bundy kardeşlerden ikisi, gerçekten de büyük aktivistler olduklarını kanıtladılar.
VVilliam Putnam Bundy İşte VVilliam Putnam Bundy'nin kısaca kariyeri: • 1947-1951
VVashington, D.C., Covington & Burling
Hukuk Firması • 1951-1961 Merkezi İstihbarat Örgütü • 1960
Ulusal Hedefler Başkanlık Komisyonu Personel
Yöneticisi • 1961-1963
Uluslararası Güvenlik Savunma Bakanı
Baş Yardımcısı • 1964-1969 Vietnam Savaşı döneminde Doğu A sya ve Pasifik Eyalet Sekreteri Asistanı • 1969-1971
U luslararası A raştırm alar MIT M erke-
zi'nde Ziyaretçi Profesör • 1972 CFR'da Foreign Affairs Editörü; Foreign Affairs, üç ayda bir yayınlanan ve Birleşik Devletler'de dışişleriyle ilgili en önemli yayın olarak bilinen dergi. 92
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Bütün politika hazırlayıcıları için bir rehber. VVinston I ord (Teşkilât), CFR Yönetim Kurulu Üyesi'dir. Bundy, Amerikan Meclisi ve CFR üyesidir. A çık ça g ö rü ld ü ğ ü gib i, son 3 0 yıl için d e Bay llundy belli bir şekilde çok nüfuzlu bir p ozisyon a yükselm iştir. VVashington m erkezli C o vin gton & Burling hukuk firm ası hük ü m etle b ağlantılı o ld u ğ u n d an , llundy'nin 1947-1951 yılları arasın d a C1A ile bazı işler yaptığını v e son rasın d a da bu projeleri geliştirm ek için C IA 'e geçtiğin i d ü şün m ek pek de m an tık sız d e ğildir. C o vin gton & Burling firm ası, VVashington'daki en büyük 100 firm ayı tem sil etm ek ted ir. Eski o rta k la rı arasın d a VVilliam B u n d y'n in k ay ın p ed eri D ean Acheson ve kayın biraderi G asp er Belin (T eşkilât) de bulunm aktadır. Bu hukuk firm asının ilginç bir özelliği, son birkaç on yıldır B undy ailesi etkin tek elem en t gibi g ö rü n m esine karşın, aslın d a politikanın "so l k an ad ı"n ın bir kurum ud u r. Bu yaratıcı ak tivite, M cC arth y Senatosu VVilliam B u nd y'yi tanık olarak K om ite ön ü n e g e tir mek isted iğin d e, k urulu şu n neden cidd i şek ild e ters tepki verdiğini de akla getirm ek ted ir (B u n d y , A lger Hiss S avu nm a F o n u 'n a 4 0 0 .-$ v erm işti). G eçm işte, kurum u korkuya sürük leyen şey, M cC a rth y ’ nin ta nıklara karşı sert d avran ışları olab ilird i. D olap ta g e r çekten b irk aç tane iskelet olabilirdi (h atta belki bazı kem ikler de v ard ı) v e S en atö r'ü n o rtay a çık ard ığ ı bu yerel kom ü n izm eylem leriyle bu iskeletlerin h içb ir il gisi olm ayab ilird i. Ouigley'in Tragedy and H o p e (Trajedi ve U m u t) adlı çalışmasında belirttiği gibi, J. P. M organ firması Birleşik Devletler'deki komünizm karşıtı sol kanadı politik kont 93
ANTONY C . S irn rO N
rol am aay la desteklemişti. Covington & Burling, tam a men farklı bir am aç taşıyor gibi görünmektedir. İşte bazı hazırlayıcı kanıtlar: • Covington & Burling'in ortaklarından biri olan John Douglas, Paul H. Douglas'ın oğludur; Paul H. Douglas, 1930-1940'larda, en göze batan radikallerden biriydi ve komünizm karşıtı kanadın sözünü sakınmayan üyesiy di. John Douglas, 1972'deki George M cG ovem kampan yasında da kilit koordinatördü. M cGovern, elbette ki politik spektrumun sol uçundaydı. • Eski ortaklardan biri, Senatör Charles Mathias idi; Mathias'ın politik görüşü Cumhuriyetçi Parti'nin sol kana dını temsil ediyordu ve G eorge Bush'un (Teşkilât) ulus lararası tutum unu da yansıtıyordu. • Diğer bir ortak, Leonard Boudin'in oğlu ve Kathyu Boudin'in ağabeyi Michael Boudin idi. Kathy'nin FBI tara fından en çok arananlar listesinin başlarında olduğu dü şünülürse, bu hiç şüphesiz dikkat çekecektir. Leonard Boudin, komünizm yanlısı bir avukattı ve Ulusal A vu katlık Barosu'nun ("Kom ünist Parti'nin en önemli para vanıydı"), New Masses'ın ("bir komünist süreli yayını") ve daha bir dizi komünist paravanın üyesiydi. Kathy, Demokratik Toplum Öğrenci Grubu'nun kurucuların dan ve terörist "VVeatherman" grubunun liderlerinden biriydi. Bir bomba üretim girişimi grubun başını derde soktu ve Kathy'nin FBI listesine girmesine neden oldu. Kısacası, Birleşik Devletler'deki sol kanat eylemleri bomba yapımına ve terörizm e kadar- Covington & Burling'e bağlanabilir ve elbette ki C lA 'e de. Bu yeni bir keşif değil. Birleşik Devletler'de sol kanadın eylemlerinin CIA tarafından desteklendiği daha önce de açıklandı. Bu id 94
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
dia, daha önce iki nedenden dolayı halka pek fazla duyu rulmadır (a) ClA 'i "dürüst ve doğru" bir organizasyon gi bi gösterm eye çalışan Teşkilât medyasının işine gelmedi; (b) pek mantıklı bir hareket olmazdı. Muhtıra AltTya dönüp Hegelist diyalektik yöntemini hatırlamadığınız sürece, elbette ki bunun hiçbir mantığı yok. Bu yöntem de değişim için çatışma ve çatışma da iki /.ıt kutup arasında çarpışma gerektirir. Sadece "sa ğ " ile bir şey yapamazsınız; elinizde hem "sağ " hem de "sol" olma sı gerekir. Vietnam Savaşı politikası yetm ez; Vietnam Sa vaşı Karşıtı politikanız da olması gerekir. Aksi takdirde di yalektik yöntem değişim getirmez. Bu ilginç bir düşünce. Konuya geri dönelim. Bundy, 1960'da hâlâ CIA 'deyken, yeni oluşturulmuş Ulusal Hedefler Başkanlık Komis yonu tarafından Personel Yöneticisi olarak atandı. Böyle bir komisyon, başlığıyla bile, iyi niyetli bir organizasyon izlenimi vermektedir. Eğer hedefleriniz olursa, bu hedef lere ulaşmak için elbette ki araçlara da ihtiyaç duyarsınız. Birleşik Devletler gibi bir toplumda, bir "rehber el" olma dan, böyle bir komisyon fazla işe yaram az. Bu komisyonun raporu, neredeyse saf Hegelizm gibi görünen birkaç sözle ortaya çıktı: (a)
"H üküm etin görevlerinden biri, tutum değişimini
başla tm akhr." (b)
"1960'larda, her Amerikalı sıra dışı kişisel sorumlu
luğa, fazladan çabaya ve fedakârlık yapm aya çağrılmıştır." (c) "Am erikan halkı gelecek yıllarda zamanının ve enerjisinin giderek daha büyük bölümünü ulusal sorunla rın çözüm üne harcayacaktır... ulusal hedeflere ulaşm ada, katılımda bulunmaları için halkın önünde birçok yol açık olacaktır."
95
ANTONY C. SUTTON
Toplumun temel yönetim kuralları, Anayasa'ya ve İn san Haklan Beyannamesine dayanmaktadır. Bu belgeler de, yukarıda belirtilen talepleri karşılama yükümlülüğüy le ilgili hiçbir şey bulunmamaktadır. Yukarıdaki taleple rin vurguladığı şey, Amerikan vatandaşlarının Devlet'in çıkarlarını korumak için kendi bireyselliklerini bir kenara atmaları zorunluluğudur. Ama böyle bir varsayım, Birle şik Devletler'in üzerinde yükseldiği ve bugün de geçerli olması gereken felsefeye UYMAMAKTADIR. 1972'de, bir süre devlet hizmetinde çalıştıktan sonra, Bundy Foreign Affairs'i ele geçirdi; bu. Birleşik Devlet lerde yabancılarla ilgili en prestijli ve en etkili yayındı; politika yapıcılar için bir İncil niteliğindeydi. VVilliam Bundy, çok nüfuzlu bir adamdı. O kadar ki kari yerinin özellikle üç yönü kesüılikle araştırmaya değerdir: • Her vatandaşın Devlet'e karşı sorumlu olduğu konu sundaki Hegelist düşünce • Hegelist diyalektik yöntemin uygulanması ve özellikle "sol" kanadın eylemlerinin Covington & Burling ile olan bağlantısı • Bundy'nin Devlet hizmetindeyken "sağcı" eylemleri önerip önermediği ve bunları "solcu" eylemlerle denge lemeye çalışıp çalışmadığı
McGeorge Bundy McGeorge Bundy, bütün hayatı boyunca kayrılmış olan bir kişiliktir. Yale'den mezun olduktan ve 1940'ta Teşkilât'a katıl dıktan sonra, Bundy bir süre Harvard'a devam etti, sonra da "er" olarak Birleşik Devletler Ordusu'na katıldı. 96
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Bundy, 12 ay içinde yüzbaşı ve kurmay subay olarak I lusky Operasyonu'na (Sicilya işgali) ve Overlord Ope rasyonuma (Normandiya işgali) katıldı. Eğer budünyada deneyim gerektiren bir iş varsa, o da amfibi operasyonları düzenleyen kurmay subay olmaktır. Ancak deneyim sayesinde, böyle bir konuda zamanlama ve lojistik hesaplamaları doğru yapılabilir. Askerlerin ha yatı, bu deneyime bağlıdır. Hiçbir askeri deneyimi olma yan 23 yaşındaki bir adam amfibi operasyonları planlaya bilir mi? Babası (Teşkilât) Pentagon'da Savaş Sekrete rinin (Teşkilât) yardımcısı olsa bile, bunun cevabı kesin likle "hayır"dır. Avrupa'daki savaş bittiğinde, 27 yaşındaki savaş gazi si Bundy, Savaş Sekreteri'nin (Henry Stimson) yardımcısı olarak doğruca Pentagon'a gitti. Bundy'nin yardımcı ya zar olarakOn Actiue Seruice In Peace And War adlı çalış mada görev aldığını ve bunun kariyerine hızlı bir başlan gıç getirdiğini zaten belirtmiştik. Bundy bunun ardından Ekonomik işbirliği İdaresi'nde danışman oldu; Başkan adayı Thomas Devvey için dışişle ri politikası analisti ve CFR analisti olarak çalışan Bundy, elbette ki bu konularda da amfibi operasyonları hazırla makta olduğu kadar bilgisizdi. 1949'da, Bundy Harvard Üniversitesine davet edildi ve dört yılda (1953) Fen ve Sanat Fakültesi Dekanı oldu. Çok sıkıçalışmaların karşılığında hak edilmiş belgele ri ve diplomalarıyla yüzlerce, hatta binlerce deneyimli akademisyen ortalıktayken, akademiyle ilgisi olmayan bir dünyada onyıl boyunca daldan dala konmuş bir yardım cı profesörün, Harvard Dekanı olmak için en uygun kişi olduğuna inanmamız bekleniyor! Savaşta amfibi operas yonu planlamada ve ekonomik program planlamasmda deneyim eksikliğini kabul edebiliriz belki ama Harvard 97
ANTONY C. SUTTON
gibi prestijli bir eğitim merkezinde dört yılda Dekan ol mak?! Hayır, bu kadarı çok fazla. Burada "torpil" olduğu kesinlikle açık ve bu sonuca çok az okurun itiraz edece ğinden eminim. 1961-1966 yılları arasında, Başkan Kennedy ve Başkan Johnson'ın Ulusal Güvenlik Özel Yardımcısı, yine Bundy idi. Ama bu pozisyonla ilgili olarak, Henry Kissinger'da ortaya çıkmış olan bir özellik vardır. Bu pozisyon, Başkan'a ulaşan bilginin izlenmesi için kullanılabilir; aslında, pozisyondaki kişinin öncelikli görevlerinden biri. Başkan lık masasına ulaşan belgelerin sayısını azaltmaktır. Bu izleme sürecinin diğer özelliklerinden biri, bu po zisyondaki kişi, Başkan'ı yüzeysel bilgilerle çevrili bir or tamın içine sokabilir. Başkan'a iletilen bilgiler kontrol edi lirse, kararlar da kontrol edilebilir. Seçilmiş bilgiler, seçe nekleri kontrol edebilir. McGeorge Bundy, Vietnam rezaletinin ilk yıllarında Ulusal Güvenlik Danışmanı idi. McGeorge Bundy (Teşki lât) Beyaz Saray'dayken, erkek kardeşi VVilliam Putnam Bundy (Teşkilât) Savunma ve Devlet Departmanlan'nda Uzak Doğu konusunda anahtar pozisyonlardaydı. Birlik te çalıştıkları takdirde, Bundy kardeşler Vietnam ile ilgili olarak istihbarat kaynaklarından akan bilgileri tam anla mıyla kontrol edebilirlerdi. Bunun olduğunu söylemiyo ruz. Ama incelemeye değer bir hipotez olduğuna inanıyo ruz. Hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz gizli bir or ganizasyonda kan kardeşi olduklarmdan, bunu daha faz la araştırmak bize mantıklı görünüyor. 1966'da, McGeorge Bundy, Ford Vakfı Başkanı olarak atandı. 1979'a kadar bu pozisyonda kaldı. Ford'dayken, Eğitim ve Araştırma Bölümü'nden sorumlu Başkan Yar dımcısı olarak yine bir Teşkilât üyesini getirdi; II. Harold Howe. 98
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
Yale'de öğrenci olmasının dışında Hovve'un yetkinlik leri, kendi ağzından şöyle açıklanabilir: "Eski moda bir bakış açısıyla, profesör olmak için yeterli birikime sahip değilim; herhangi bir doktora belgem ya da yayınlanmış tezlerim yok. Bir defasın da Yale'de mastır yapmak için başvuruda bulun dum ama yeterli bulunmadığım söylendi." (Görü nüşe bakılırsa, Teşkilât henüz her yere ulaşmayı ba şaramamış.) Ford Vakfı'nın parasının bir bölümü, Hovve ve Hundy'nin yarım akıllı fikirlerine gitti. Hovve'un kendi deyimiyle felsefesi şuydu: "Şüphen varsa, yap." Örneğin, şu aşağıdaki inciyi de Hovve'dan aktarıyoruz: "Amerikan halkının işbirliği ve rekabetle ilgili de ğerlerini yeniden gözden geçirmeliyiz... Birçok okul (özellikle de ortaokullar), öğrencilerin akademik ba şarı merdivenlerinde yer kapmak için birbirleriyle rekabet etmesi yerine işbirliği hâlinde olmasını 'hile yapmak' olarak algılamaktadır." Bu tam anlamıyla Hegelist işbirliği anlayışıdır. Ama Teşkilât'ın işine yaradığı açıktır: Bu, kişiyi bağımlılık po zisyonuna sokmakta, kendi bireysel imkânlarını bir kena ra atmasına neden olmaktadır. Yönetim Kurulu'ndaki iki Ford ferdinin Ford Vakfı'nın politikalarından rahatsızlık duyarak istifa etmeleri düşündürücüdür.
99
ANTONY C. SUTTON
Muhtıra On: Kavanozu Kapalı Tutmak Amerikan Tarih Kurumu ve vakıflar sayesinde Teşkilât'm tarihi kontrol altında tutma planı kesinlikle başanya ulaşmıştır. Bunun nedeni -fazlasıyla etkili olmakla birlik te- doğrudan sansür değil, Amerikan "eğitimli kesi mi" nin kolayca aldatılabilir olmasıdır. Zaman zaman planlarının geri teptiği de oldu. Poli tik manipülasyonların kaynayan kazanı -Teşkilât içinde çatışma kontrolü olarak anılmaktadır- her an toplum önüne serilme tehdidiyle karşı karşıyadır. Gazete edi törlerinin, köşe yazarlarının, televizyon ve radyo yo rumcularının, yayıncıların bu konuda yüzeyde görü nenlerin ardında yatanları görememesi ilginçtir; belki de ya bunu yapacak cesaretleri yoktur ya da yapmak is tememektedirler. Daha da kötüsü, eğitimli kesim, 30-40 milyon diploma sahibi insan, bu konuya karşı seyirci kalmaktadır. Doğrudan sansür pek etkili olamamıştır. Tarihteki re vizyonist yorumcuları bastırmak için kampanya başlatıl dığı kesindir. Harry Elmer Bames, The Struggle Against The Historical Blackout (Tarihi Karartmaya Karşı Müca dele) adlı çalışmasında şöyle demektedir: "Karanlık ve Orta Çağ'dan beri, tarihi gerçeklerin bastırılması için böylesine güçlü bir organizasyon bir araya gelmemiştir. İkinci Dünya Savaşı'nın ve sonuçlarının sorumluluğuyla ilgili bilgiler, Ameri kan halkından kesinlikle gizlenmektedir. Büyük Rockefeller Vakfı bile, zamanımızda yeni akım re vizyonistlerin ortaya çıkmasını önlemek için tarihçi lerin sayısının azaltıldığını açıkça itiraf etmiştir (Yıl 100
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
lık Rapor, 1946, sayfa 188). Bu vakıfla diğerlerinin .ırasındaki fark, her zaman için politikasının daha doğrudan ve daha açık olmasıdır." Doğrudan sansürü ben de yaşadım; o zamanlar yayın lamaya çalıştığım National Suicide: Military Aid to The Souiet Union (Ulusal İntihar: Sovyetler Birliği'ne Askeri Vardım) adlı çalışmam Stanford Üniversitesi Hoover Enslitüsü Direktörü tarafından geri çevrildi. Nedenleri açık lanmadı bile. Ne yazık ki o kitabım, Sovyetler'e yardım eden Nixon-Kissinger programının hoşuna gitmedi; Sov yetler ise aynı şekilde Kuzey Vietnamlılar'a yardım edi yorlardı. Kısacası sonuçta hiçbir şeyden haberi olmayan Amerikan askerleri, kendi yurttaşlarının yaptığı silahlarla öldüler. Ama bu kez ne yayıncı ne de yazar susmak niye tinde değil; bu yüzden Teşkilât'ın, kuyruğunu bacakları nın arasına alıp paydos etmekten başka çaresi yok. Doğrudan sansürden daha etkili başka bir yöntem, hoş olmayan gerçekleri nötralize etmek için sağ-sol politik spektrumunu kullanmak ve vatandaşları belli şekilde dü şünmeye şartlamaktır. Basının "sol" eğilimli kesimi, her zaman için "sağ" ke simden gelen saldırgan fikirlere ve bilgilere karşılık vere cek, diğer taraf da aynısını yapacaktır. Aslında, medya bi le yüzeysel olarak bu amacı karşılayacak şekilde yapılan dırılmıştır: "Sol" kesime ait Nation ve New Republıc, Payne VVhitney (Teşkilât) Fonu'nu kullanan VVillard Straight tarafmdan finanse edilmektedir. "Sağ" kesimde, VVilliam Buckley (Teşkilât) tarafından yayınlanan National Reuiew, sürekli bir şekilde bütçe açığı vermektedir ki, bu muh temelen Buckley tarafından uydurulan bir şeydir. Ne bağımsız "sol" ne de bağımsız "sağ" bu durumda ki tuzağı görmektedir. Birbirleriyle dalaşmaya öylesine 101
ANTONY C. SUTTON
dalmışlardır ki perdenin arkasında ne olduğunu görmeye çalışmak bile akıllarına gelmemektedir. Bu arada Teşkilât, hâlinden memnun bir şekilde işlerin akışını kontrol et mektedir. Bir büyü gibi işe yarayan, kusursuz bir oyun. Ama Teşkilât'ın bu noktada bir sorunu var...
Aslında, Teşkilât’ın Birçok Sorunu Var Onlar içeriden dışarıya bakıyorlar. Biz ise dışarıdan içeriye bakıyoruz. Onlar bize "köylü" diyebilirler ama gerçek dünyayı ve sonsuz çeşitliliğini bilme üstünlüğüne sahibiz. Onların küresel amaçlan, çarpıtılmış ve yetersiz bilgiye dayalı boş hayallerden ibaret. Tehlikeli hayaller ama yine de hayaller.
(1) Teşkilât Kültürel Bir Boyunduruk Altında Yaşıyor Doğru bilgi olmadığı sürece, bütün dünyanın kontrolü elinizde olsa bile fark etmez. 30 yıldır bu yazarın az ya da çok şans eseri başına geldiği gibi bir gün bu insanlarla kar şılaşırsanız, uyandırdıkları ilk izlenime dikkat edin; son de rece etkileyici görünseler bile, çok sınırlı bir dünya görüşle ri var. Küresel tutkuları olabilir, minyatür güç kaynakları gibi politik hareketlerde bulunabilirler; ama dünya hakkındaki bilgileri grup içinden ve grup içindekilerle birlikte ça lışanlardan geliyor. Bu iç grup, ahlak ve çeşitlilik kavramla rından yoksundur. Etkileyici, güce susamış ve kendi kibir leri yüzünden önlerini göremeyen insanlar. Dışarıdan bir kişiye verebilecekleri tek şey, neredeyse bir ültimatom denebilecek türdeki davetiyeleri: "Sen or 102
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
g.ınizasyonun bir parçasısm." Bu, balık satma işini tercih çilen Frederick Bundy'yi ne kadar ilgilendirmişse, birçok kişiyi de ancak o kadar ilgilendiriyor. Belki bu konudaki istisnalardan biri, ev sahipliği yapan VVilliam Buckley, Jr. olabilir; en azından onun sinsiliği, keskin zekâsıyla den geleniyor. Geri kalanı ise oldukça açması bir grup.
(2) Hırslılar İçin Kolay Av Sınırlı görüş açısı, Teşkilât içindeki üyeleri dışarıdan bakan hırslı ve zeki biri için kolay av hâline getiriyor. Vic dansızlık duygusuyla birlikte bu kişi doğru zamanda, doğru kişiye, doğru sözleri söylemeyi bilirse, işi çok ko lay. Henry Kissinger, bu konuda önemli bir örnektir; içe ride kalmayı kesinlikle isteyen dışarıdan biri. Akıllıdan çok şeytani olduğu söylenebilir; ama kendi amacına ulaş mak için hile yapmayı kesinlikle bilen biri. Muhafazakâr okurlar buna katılmayabilirler ama zan lı Alger Hiss'i sonuna kadar savunan Dean Acheson, muhtemelen suçlu olmaktan ziyade aptaldı. Bu da bizi şu noktaya getirmektedir;
(3) Genetik Sorunlar Aileler arasında yaygın olan karşılıklı evlilikler, ciddi bir genetik bozukluk sorununu gündeme getirmektedir. Üyelik listelerinde Dodge, VVhitney, Phelps, Perkins, Nor ton, Putnam gibi anne kızlık soyadlarına çok sık rastlanmaktadır. Kültürel engeller son derece açıktır ama gene tik etkenlerden gelen zihinsel sınırlamaları analiz etmek ve açıklamak çok daha zordur. 103
ANTONY C. SUTTON
(4) Sığ Güç Temeli Rosenbaum'un dediği gibi, "Teşkilât inanılmayacak kadar güçlü" olabilir. Diğer yandan, aynı zamanda inanıl mayacak kadar da zayıf; Teşkilât'ın hiçbir şekilde felsefî ya da kültürel derinliği yok. Çeşitlilik güçtür ve Teşkilâtta hiçbir şekilde çeşitlilik yok. Anglo, Cermen, Slav, Latin, siyahi, sarı ve daha kim bi lir ne çeşit ırkların bileşiminden oluşan kalabalık nüfuslu Amerikan halkı aptal yerine kondu. Birçoğu bunu biliyor. Bazıları ise bu kitap sayesinde kimler tarafından aptal ye rine konduklarını da öğrenecekler. Önce inanamayacak, şaşıracak ve belki biraz korkacak lar; ama kendilerini topladıklarında hemen şu soruyu so racaklar: "Ne yapıyoruz?" Bireyselliğin büyük gücü, bireyin kendini devletin üzerinde tuttuğu atomistik bir sosyal düzen, devletin mutlak olduğu bir yerde küçük devrimler, milyonlarca farklı şekle bürünebilir. Kimse Teşkilât karşıtı bir hareket başlatmayacak. Bu aptalca ve gereksiz olur. Böyle bir karşıt grubun içine sızılabilir ve kolayca dağıtılabilir; hem de çok kolay bir şekilde. Neden düşmanın belirlediği kurallarla oynayalım ki? Teşkilâtı alaşağı edecek olan hareket son derece ba sit ama son derece de etkili olacak. On bin ya da bir mil yon Amerikalı'nın, devletin hâkimiyeti altında değil, Anayasa'nın koruması altında yaşamaya karar vermesi yetecektir. Böylece Teşkilâta karşı gelmek için kendi bağımsız kararlarını verecekler ve bu da, milyonlarca farklı şekilde olabilir. Tek zayıf nokta iletişimdir. Teşkilât üyelerinin eğitim seviyesi öylesine kötü ki birçoğu okuduğunu anlamakta 104
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
zorlanıyor; bu da beyin yıkama programının bir parçası aslında. Ama yeterinden fazla okur olsa bile, yine de çoğu konuşmayı tercih ediyor. Teşkilât'm programı, insanlarının devlete boyun eğe rek yaşamaya alıştığı Rusya'da başarılı olabilir; Polon ya'da ise pek işe yaramıyor. Öte yandan, elit yapı ve tu tum korunduğu için İngiltere'deki "Grup" başarısını sür dürüyor. Ama Birleşik Devletler'de asla işe yaramaz.
Sonuç İlk giriş bölümünde, öncelikli zemini açıkladık ve ince lenmesi gereken bazı hipotezler öne sürdük. Teşkilât'm anlaşılması, Amerikan toplumuna verdiği zarar, gelecek le ilgili planları -sürekli barış için sürekli savaş- mantıklı bir adım adım sürecidir. Bir sonraki adımımız, eğitime bir göz atmak olacak. Eği tim sisteminde var olan kaosun ardında, üç Teşkilât üyesi bulunabilir; Daniel Coit Gilman (ilk Califomia Üniversitesi Rektörü ve ilk Johns Hopkins Üniversitesi Rektörü), Timithy Dvvight (on ikinci Yale Üniversitesi Rektörü) ve Andrevv Dickson VVhite (ilk Comell Üniversitesi Rektörü). Gilman, Hegelist VVilhelm VVundt'un deneysel psikoloji sini ithal eden kişidir. Columbia ve Chicago üniversitelerin deki laboratuarlar sayesinde, bu psikoloji Amerikan eğitim sistemine yerleştirildi. Tanıdık bir isim olan John Devvey (felsefede tam bir Hegelist) kariyerinde hızlı bir şekilde iler letildi. Lance J. Klass ve Paolo Lionni, bunu çok doğru bir şekilde "Leipzig Bağlantısı" olarak adlandırmışlardır. Sonra vakıflara bir göz atacağız. Bunların Teşkilât tara fından nasıl ele geçirildiğini, devasa fonlarının toplumu şartlandırma amacını izleyen Hegelist eğitim sistemini fi105
ANTONY C . SUTTON
nanse etmek için nasıl kullanıldığını inceleyeceğiz. John D. Rockefellcr ya da Bayan Russell Sage'in -elbette Ford ailesinin de- yardımseverliklerinin uzun vadeli bir şart landırma planı için nasıl kullanıldığını tam olarak anla dıklarını hiç sanmıyoruz. Teşkilât'ın 1970 ve 1980'lerde toplumdan gelen güçlü tepkileri tahmin ettiklerini sanm ıyoruz; çocukların hepsi sosyal şartlandırm aya dahil olmadı, aileler birçok kez kıs mi ayaklanma başlattı, özel okullar çölde bahar çiçekleri gibi yayıldılar ve belki yeterince akademisyen, bağımsız araştırm a ve düşünce tarzını koruyabildi. Eğitim ve vakıflara baktıktan sonra, "sürekli barış için sürekli savaş" sistemini incelememiz gerekecek. Teşkilât devrimleri nasıl finanse etti ve savaşlardan nasıl kazanç sağladı? Amaç neydi? Hegelist yaklaşımda toplumun de ğişmesi ve ilerlemesi için çatışma şart olduğundan, çatış maları sürekli kılmaları gerekiyordu. Sonra da Merkez Bankası'na ve finans sistemine bakacağız. Teşkilât daha başından itibaren oradaydı. Sonuç olarak, bir noktayı vurgulam am ız gereklidir. Teşkilât'ın ve operasyon tarzının anlaşılm ası, okur H e gelist yaklaşım ı aklından çıkarm adığı takdirde m üm kün olacaktır. Hegelizm , A m erika'nın temel yapısına yabancı ve terstir. Ulusal karakter açıklıktır ve kesinlik le sinsice değildir. Tem eller hâlâ A m erikan D evrim i'ne yakındır; Jeffersoncu D em okratlar, İngiltere'deki Cobden ve Bright Klasik Liberal O kulu, Ludvvig von Mises'in tartışılm az lider olarak kabul edildiği A vusturya Ekonomi Okulu hâlâ oradadır. Bu düşünce okulları. Teşkilât ve yardakçıları tarafın dan toplum un gözünden uzaklaştırılm ıştır am a Am eri kan toplum unun günlük yaşam ında hâlâ varlığını his settirm ektedir. Dallas, T eksas'taki petrol m ilyarderi 106
AMERİKAN GİZLİ HÜKÜMETİ
llıınker H u nt'tan , Los A ngeles gettolarında "hayatta kalma" m ücadelesi veren on yedi yaşındaki zenciye ka dar, bireysel inisiyatif hâlâ A m erikan toplum unda ken dini gösterm ektedir. Teşkilât'ın amacı, Statist sistemi oluşturmak ve sür dürmektir. Ama zombi destekçiler tarafından sürekli vur gulanan "değişim "e karşın, böyle bir sistem bu ülkede de rinden sürdürülen inançlara yabancıdır. Her şeyden öte, en azından bu çalışmayı okurken geçi ci olarak, okur sol-sağ, liberal-muhafazakâr, komünist-faşist, cum huriyetçi-dem okrat gibi kavramları ve kutupları bir kenara atmalıdır. Kendini tanımlama açısından bu te rimler önemli olabilir ve belli bir güven duygusu hissettirebilir am a bir oyun planının temel parçaları olarak görül medikleri sürece, bu kitabın konusu bağlamında kafa ka rıştırmaktan öteye gidemezler. O ya da bu olarak adlan dırmaya devam ettiğiniz sürece, Teşkilât'ın ne yapm aya çalıştığını asla anlayamazsınız. Teşkilât tarafından arzulanan değişim bağlamında sağ tarafta bir Robert Taft ve bir VVilliam Buckley ne kadar önemliyse, sol tarafta bir VVilliam Sloan Coffin ve bir I larry Payne VVhitney de o kadar önemlidir. Değişim için bu iki kutbun sürekli çatışması esastır. Bu da bizi Hipotez 3'e getirmektedir: TOPLUM U DEVLETİN M UTLAK, YANİ HER ŞEY DEN ÜSTÜN KABUL EDİLDİĞİ BİR H Â LE GETİRMEK İÇİN, TEŞKİLÂT HEGELCİ DİYALEKTİK YÖNTEMİNİ KULLANMAKTADIR. Bu hipotez, elbette ki Amerikan toplumuyla Teşkilât ara sındaki uçurumu ifade etmektedir. Bu uçurum, birey ve devlete bakış açılarındaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. 107
ANTONY C . SUTTON
Peki üstün olan hangisidir? Bütün yaşamım ız ve ya şam tarzımız, bireyin devletten üstün olduğu inancma dayanmıştır. Birey, kayıtsız şartsız egemendir. Devlet, in sanların hizmetkârıdır. Bu inanç, hepimizin içine işlemiş durum dadır. Teşkilât, bunun aksine inanmaktadır: Devlet üstündür ve sıradan adam (köylü), özgürlüğü ancak devlete boyun eğdiği ölçüde yaşayabilir. Şimdi, elbette ki devlet bir kurgudur. Peki bu durum da devleti yöneten nedir? Elbette ki Teşkilât!
108
t e ş k il a t , e ğ it im i
NASIL KONTROL EDİYOR?
1 9 0 0 Sonrası Teşkilât’ın Yayılan Etkisi
Rocketeller Inslıiute for M ctlkal Research Başkanı 1910-1934 W. H. Welch (1870)
Amerikan Ekonomi Kunımu İlk Sekreteri Richard T. Ely
(1915)
110
Muhtıra Bir: Her Şey Yale’de Başladı Bu kitabın ilk bölüm ünde Teşkilât'ı tanıttık ve bazı ka nıtlarla birlikte üç hipotez sunduk. Amerikan toplum unun ve dünyanın geleceğini kont rol etm ek isteyen herhangi bir grubun, öncelikle eğitim sistemini, yani geleceğin nüfusunu kontrol etm esi gerek liğini de açıkladık. Bu bölüm de, Teşkilât'ın eğitim siste mini kontrol etm e şeklini inceleyeceğiz. Her şey Y ale'd e başladı. Yale tarihi bile, Yale'in gü cü nün ve başarısının farkındadır: "Mekânın gücü tartışılmaz. Yale iyi organize olmuş du nundadır. Öğrencilerini bilinçli ve etkileyici bireyler ola rak yetiştirmektedir. Yale mezunlan hayatta ve kariyerle rinde o kadar başarılı olmuşlardır ki birbirleri için çalış tıklarını düşünmek hiç de zor değildir. Kısacası, Yale son derece gizemli ve son derece dikkat çekici bir şekilde ba şarılıdır. Rakip enstitüler ve akademik reformcular için, eski Yale Koleji ile ilgili rahatsız edici bir şey vardır."1 I (, Rulo 22. :• « *> » » ??.» c s öövivt
ü»» i* /-ms r iM İ fn t t l;i« 3» « *ltla n as 21r«lrllst A14er**n*.ö î*l«E&t.lviı
L
/
«
/
*îs Rr.» Yer* Âıvi has bcrjs. i»p; U rd< |v^rt«rı at
thc » * * ld ’ s ? c» » r ü y ll« J n g * 210 «n & c.**itr
lîü
tır.4 u ı
v*K*n
»altfcâ d t ıi '.ı» . sfsity
a«
« ır a c t, .:
>
*jl « S o c la llp t f*r t y ılr*c«
« c t İ T i ı * r t Sr. t * e l »VW 're* c a o n t ir. tî^
!?* İn * e r * 0'-*0 1* ftf *--M rsV C o il« £ * * 3a r » « r t ÜR*T-
t»« Cti
•
He h*,% t>ct&
t» ?7t:ıett9R ye‘ » * r * l t y »ad « i * cn* o ! J n U ra c lls^ l't ı *
cl &?£**'!*
View more...
Comments